You are on page 1of 631

Türk Eğitim Sistemi

ve Okul Yönetimi
Doç. Dr. Muhammet İbrahim Akyürek
Selçuk Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Eğitim Yönetimi Bölümü
E-posta: ibrahim.akyürek@selcuk.edu.tr
Instagram: @doc.dr.muhammetibrahimakyurek
1. Bölüm

Eğitim Sistemlerinin Oluşumu ve Türk


Eğitim Sisteminin Yapısı
1.BÖLÜM
GİRİŞ

• Eğitim toplumun bir kurumudur. Eğitim kurumu, toplumun bireyleri arasında oluşan
eğitsel ilişkileri anlatır. Bir toplumda her bireyin, yaşamını sürdürmek, toplumsal üyelik
görevlerini yerine getirmek, toplumda kendine bir konum sağlamak için gereken
davranışları öğrenmesi gerekir.
• Bireyin bu davranışları kendi kendine ya da aile içinde öğrenmesi, uygar toplumlarda
çoğunlukla olanaksızdır. Birey bu davranışları öğrenmek için, toplumda bunları bilen başka
üyelere başvurur. Böylece toplumda üyeler arasında bir eğitsel ilişkiler dokusu oluşur ve
eğitim kurumsallaşmaya başlar.
GİRİŞ

• Toplum-birey arasındaki karşılıklı beklenti ve isteklerin davranışa dönüştürülüp


gerçekleştirilebilmesi için, üyeler amaçlarına uygun olarak eğitilmek isterler. Bu isteklerin
yerine getirilebilmesi için eğitim planlı bir şekilde örgütlenmeye başlar.
• Toplumda eğitsel ilişkileri düzenleyen ve karşılayan toplumsal birimler, toplumun
eğitim sistemini oluştururlar. Bu toplumsal birimlere değişik adlar verilse de bunların her
biri genel olarak okul niteliğindedir.
• Eğitim, Tyler (1950)’a göre, kişinin davranış örüntülerini değiştirme sürecidir. Farabi’ye
göre eğitim, ahlaki ve sanatsal erdemleri kazandırmadır. Felsefi görüşlere göre de eğitimin
tanımı değişmektedir.
GİRİŞ

• Sözgelişi idealizme göre eğitim, insanın bilinçlice ve özgürce Allah’a ulaşmak için
sürdürdüğü biteviye çabalarıdır (Butler 1957, s. 238).
• Realizme göre eğitim, yeni kuşağa kültürel mirası aktararak, onları topluma uyuma
hazırlama sürecidir (Butler 1957, s. 344).
• Pragmatizme göre eğitim, kişiyi yaşantılarını inşa yoluyla yeniden yetiştirme sürecidir
(Butler 1957, s. 480).
• Marxizme göre eğitim, insanı çok yönlü eğitime, doğayı denetleyerek onu değiştirecek ve
üretimde bulunacak biçimde yetiştirme sürecidir.
• Natüralizme göre eğitim, kişinin doğal olgunlaşmasını artırma ve onun bu özelliğini
göstermesini sağlama işidir.
EĞİTİM SİSTEMLERİNİN OLUŞUMU VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN
YAPISI (MERKEZ, TAŞRA VE YURT DIŞI TEŞKİLATI)

• Modern kuram, birbirini etkileyen öğeler topluluğu olarak tanımlanan sistem görüşünü
örgüte uygulamış ve örgütü bir bağımlı değişkenler sistemi olarak kabul etmiştir.
• Modern eğitim kuramının belirttiği gibi sistem; fert, formal örgüt, informal örgüt, rol,
statü ve ortam gibi stratejik parçalardan meydana gelir (Bursalıoğlu, 2010, s. 3).
• Sistem, birlik ve beraberlik niteliği taşır. Belirli yasalara göre çalışır ve bütün bir sonuç elde
eder (Allport, 1955, s. 469).
• Açık sistem kuramı, örgütün bir çevre içinde yaşamak zorunda olması yüzünden çevreye
açık olması gerektiğini ortaya koyarak sistem kavramını geliştirmeye katkıda bulunmuştur.
Açık Sistem
Açık sistemin özellikleri

• 1. Amaçlılık: Her sistemin amacı yaşamını sürdürmektir. Toplumsal açık sistem de


yaşamak için mal, hizmet ve düşünce (bilgi) türlerinden ürün üretmek zorundadır.
• 2. Girdiler: Her sistem amacını gerçekleştirmek için dışarıdan güç almak zorundadır.
Bunlar; işlenen güç öğrenci, işleyen güç öğretmen, kullanılan güç ve teknolojidir.
• 3. İşleme: Her sistem dışardan aldığı gücü kendi gücüne dönüştürerek amaçlarını
gerçekleştirmek için kullanır.
• 4. Çıktılar: Her sistem ürün verir. Ürün (mal, hizmet ve düşünce) sistemin kendini
yaşatması, soyunu yaşatması ve takas amaçlarını gerçekleştirmek için üretilir.
• 5. Dönüt: Sistemin sorunlarını sisteme bildiren bilgilere dönüt denir. Sistem içerden
ve dışarıdan aldığı dönütlerle kendine çeki düzen verir.
• 6. Çevre: Sistemin çevresi, girdilerini aldığı, çıktılarını verdiği böylece etkileştiği
öteki sistemlerin tümüdür.
Açık sistemin özellikleri

• 7. Çevreye uyarlama: Her sistem yaşamak için çevreye kendini uyarlamak zorundadır.
• 8. Büyüme: Her sistem doğar ve bir süre sonra en üst olgunluğuna ulaşır. Sistemler
büyüdükçe çevre etkenlerine daha dayanıklı, daha üretken olur. Böylece yaşamlarını güven
altına alırlar.
• 9. Güç yitimi (entropy): Güç yitimi, sistemin en yüksek olgunlaşma düzeyine çıktıktan
sonra giderek artar. Sistemde güç yitimi fire ve aşınmayla oluşur. Güç yitimi önlenemeyecek
düzeye çıktığında sistem ölür.
• 10. Alt sistemler: Her sistemin alt sistemleri vardır. Sistemin temel alt sistemleri; üretim,
alışveriş ve uyarlama alt sistemleridir. Destek alt sistemleri ise, yaşatma ve yönetim alt
sistemleridir.
• 11. Üst sistem: Üst sistemler yalnız toplumsal açık sistemlerde görülür. Temel sistemler bir
çok yönlerden üst sistemlere bağlıdır.
• 12. Süper sistem: Süper sistem de toplumsal açık sistemlerde görülür. Eğer, üretimi
doğrudan yapmakla sorumlu temel sistemlerin bağlı olduğu üst sistemler varsa bunların
hepsine birden süper sistem denir. Birden çok süper sistemi çatısı altında toplayan
sistemlere de süper süper sistem denilmektedir. Örneğin: Türkiye eğitim sistemi vb.
Eğitim Sisteminin Özellikleri

• Eğitim sisteminin kendine özgü özellikleri üç düzeyde aşağıda verilmiştir:


• a. Üst sistemler: MEB merkez örgütü, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve
Üniversitelerarası Kurulu (ÜAK) vb. kapsamaktadır.
• b. Aracı üst sistemler: İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerini, yurtdışı eğitim
temsilciliklerini ve üniversite rektörlüklerini kapsamaktadır.
• c. Temel sistemler: Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ortaöğretim okulları, yaygın eğitim
ve hizmet içi eğitim merkezlerini, fakülteleri, enstitüleri, yüksek okulları, bağımsız
bölümleri vb. eğitim kuruluşlarını kapsamaktadır (Başaran, 1994, ss. 22-24).
Eğitim Kavramı

• Eğitim, bireyin doğumundan itibaren başlayan ve ölümüne kadar devam eden


çok boyutlu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde birey kendisiyle ve çevresiyle
etkileşime girmek suretiyle bir çok öğrenme yoluyla yeni yaşantılar kazanır.
Formal ve informal iletişimle kazanılan bu yaşantıların bireyin zihinsel, sosyal,
hareket, dil ve duygusal gelişimine ve karakterinin oluşmasına katkı sağlaması
beklenir.
• Sosyologlar ve sosyal yöne ağırlık veren eğitimciler, eğitimi, bireyin içinde
yaşadığı topluma göre sosyalleşmesi, toplumun kültürünü kazanması, toplumu
tam olarak benimsemesi, ona katılması ve toplumun kültürünü geliştirmesi
olarak tanımlamaktadırlar (Ergün, 2009, s. 1).
Sosyal Bir Kurum Olarak Eğitim

• Eğitim, toplumun sosyal kurumlarından bir tanesidir. Her çocuk belirli bir aile içinde doğar,
belirli bir sosyal tabakanın dilini ve görgü kurallarını öğrenir, bir köy veya şehir ortamında
büyür, ilkokulda ve öğretim sisteminin diğer okullarında okur. Çocukluk yaşlarından
itibaren çeşitli arkadaş çevresi içine girerek oyunlarını bu çevreler içinde oynar, sohbet
eder, bu gruplarla bütünleşir.
• Eğitim, fertlerin ilerde toplumsal yapı içinde alacakları statüyü belirleme açısından çok
önemlidir. Weber'e göre eğitimin esas görevi, kişinin ilerde toplumsal yapıda ulaşacağı yere
ulaşması için kişileri ve grupları hazırlamaktır. Yani eğitim, kişilerin ve grupların, bürokrasi
ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır.
Sosyal Bir Kurum Olarak Eğitim

• “Bir toplumsal kurum olarak eğitim, ‘toplumsallaşma’ sürecini kullanarak bireylere


toplumun bazı değer ve anlayışlarını yükler.
• Yapısal-işlevselci çerçeve açısından eğitimin yapması gereken şey, bireyleri toplum
açısından toplumsallaştırmak, onları işlevsel kılmak ve topluma uyumlu bir duruma
getirmektir” (İnal, 1991, s. 511).
• Durkheim eğitimi tanımlarken, yetişkin neslin, yetişmekte olan nesil üzerindeki gücünü
vurgulamaktadır. Bunu da “olgun nesiller tarafından henüz yetişmemiş nesiller üzerine
yapılan etki” cümlesiyle ifade etmiştir (Durkheim, 1950).
Okul Kuruluş Sistemleri

• Okul kuruluşlarının henüz bir sisteme kavuşmadığı eski Doğu toplumlarında ve Antik
Yunanlılarda eğitim, sadece bir kısım halkın hakkı olarak görülüyor; geri kalan ve daha
büyük grubu oluşturan kesimin ise eğitime ihtiyacı olmadığı savunuluyordu.
• Doğu toplumlarında halkın gelenek ve görenekleri, maddî kültürün bütün unsurları yaygın
eğitim vasıtasıyla genç kuşaklara aktarılıyor; âdeta kendiliğinden olan bu işlem için
herhangi bir örgün eğitim kurumuna ihtiyaç duyulmuyordu. Örgün eğitim ihtiyacı yazıya
dayalı, kitaplara ve dinî metinlere dayalı ve daha soyut dinlerin ortaya çıkmasından sonra
doğmuş ve uzun yüzyıllar da örgün eğitim kurumlarını din adamları kurmuşlar,
şekillendirmişler ve yönetmişlerdir.
Okul Kuruluş Sistemleri

• Sanayi devrimine kadar eğitimin esas dinamik gücü dinî inançlar olmuş; böylece okullar
sadece din adamı yetiştirmek, geri kalan halka da o din hakkında çok genel bilgiler vermekle
yetinmişlerdir. Antik Yunanda ve Roma'da ise insanlar ikiye ayrılmıştı: hürler ve köle-işçi-
köylü topluluğu.
• Yüzyıllar geçtikçe toplum yapıları değişmeye başladı ve eğitim kurumlarının müfredatlarına
dinî derslerin yanı sıra gerçek hayatta işe yarayan bilgileri içeren "reel bilimler" de girdi.
Zamanın akışı içinde okul ile toplum yapısı arasında giderek daha sıkı ve organik bağların
ortaya çıktığı görüldü.
• Avrupa toplumlarının değişik dönemlerinde, onların ana özelliklerini yansıtacak; 1.
Zümresel toplumlar ve paralel hatlar modeli/sistemi, 2. Ekonomik sınıfsal toplumlar ve çatal
modeli ve 3. Demokratik toplumlar ve merdiven modeli şeklinde değişik okul kuruluş
sistemleri olmuştur.
Okul Kuruluş Sistemleri

• Çocuğu psikolojik bir organizma olarak ele alan psikolog ve eğitimcilere göre eğitim,
bireyin yeteneklerini, arzularını ve ilgilerini ulaşabileceği en üst düzeye kadar çıkarmak,
kişinin sahip olduğu potansiyeli tam olarak geliştirebilmek için gerekli çevre imkanlarını
düzenlemektir (Ergün, 2009, s. 1).
• Eğitimi ekonomik bir işlev olarak görenler açısından eğitim, bir yatırım, tüketim ve üretim
işidir. Bu görüşe göre, ekonominin en önemli unsurlarından biri olan emeğin kaliteli bir
şekilde sunulması suretiyle, bir ham madde olarak görülen bilgisiz ve yetişmemiş çocuklar,
belirlenmiş eğitim süreçlerinin sonunda bilgili, becerikli ve kaliteli bir işgücü olarak mezun
edilen bireyler olarak görülmektedir (Ergün, 2009, s. 1).
Türk toplumu ve Türk okul kuruluş sistemleri

• Türk eğitim sistemi değişik okul kuruluş sistemleri açısından değerlendirildiğinde,


Selçuklu ve Osmanlı medreselerinin bir merdiven modelini andırdığı görülmektedir.
• Osmanlı medreseleri, sıbyan mektepleri temeli üzerine Yirmili ("Hâşiye-i Tecrîd"), Otuzlu
("Miftâh"), Kırklı, Ellili ("Ellili Hâriç" ve "Ellili Dâhil"), Sahn-ı Semân Medreseleri ve
Altmışlı medreseler olarak merdiven gibi yükseliyor; bir medreseyi bitiren diğerine devam
ederek yükseliyordu. Bu sistemin yanında Dârü'l-Huffazlar, Dârü'l-Kurrâlar, Dârü'l-
Hadisler ve Tıp medreseleri ise ihtisas okulları idi. Bu merdiven sistemi tarzındaki
medreselerden buralara, buralardan da medreselere her zaman yatay geçişler mümkündü.
Türk toplumu ve Türk okul kuruluş sistemleri

• Enderun Mektebi ise, Osmanlı saray yönetici ve hizmetçilerini yetiştiren, tamamen ayrı
karakterde, yüksek saygınlığı olan bir okul idi. Başka bir deyişle medrese sistemi Müslüman
halkın, Enderun sistemi Hristiyan halkın çocuklarını okutan iki merdiven modeli halinde idi;
ancak her ikisinin de amacı, ayrı ayrı yollardan, İslâm dinine ve Osmanlı yönetim anlayışına
uygun mülkî ve askerî yöneticileri, halkı din ve devlet konusunda aydınlatacak kişileri
yetiştirmek idi (Ergün, s. 177).
• Batılılaşma döneminde Osmanlı okul sistemi ile Cumhuriyet başlarındaki Türk okul kuruluş
sistemi de merdiven modelinde idi. İbtidai mekteplerden veya ilkokullardan rüşdiyelere,
idadilere, ortaokul ve liselere geçiş sınavsız idi. Aynı düzeydeki okullar arasında yatay ve
dikey geçiş imkânları her zaman vardı.
Türk toplumu ve Türk okul kuruluş sistemleri

• Günümüzde de, millî ve demokratik bir okul kuruluş sistemi olan, hiç bir sınıf ve zümreye
herhangi bir üstünlük tanımayan merdiven modeli uygulanmaktadır. Bu modelde her okul
kademesi birbirine bağlıdır. Dikey yükselişler kesintisiz olduğu gibi, aynı seviyedeki
okullar arasında yatay geçişler de mümkün olabilmektedir.
• Geçiş ve nakiller, 07/9/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin geçici 5. maddesinde belirtilen kurallara göre,
öğrencilerin farklı program, tür, alan, dal veya ortaöğretim kurumları arasında
yapılmaktadır (Ek:RG-13/9/2014-29118).
Milli Eğitim Bakanlığının Vizyonu ve Misyonu

• Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapısı oluşturulurken merkez, taşra, yurt dışı ve okul düzeyinde
yetki ve sorumlulukların belirlenmesi gereklidir.
• Milli Eğitim Bakanlığı’nın vizyonu: “hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren
bir eğitim sistemi” olarak belirlenmiştir.
• Misyonu: “düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi
toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; millî kültür ile insanlığın ve
demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat
duyarlılığı ve becerisi gelişmiş; öz güveni, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci
yüksek; gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin
yetişmesine ortam ve imkân sağlamaktır.” şeklinde belirlenmiştir.
Temel Değerleri ise;

1. İnsan hakları ve demokrasinin evrensel değerleri


2. Çevreye ve canlıların yaşam hakkına duyarlılık
3. Analitik ve bilimsel bakış
4. Girişimcilik, yaratıcılık, yenilikçilik
5. Sanatsal duyarlılık ve sanat becerisi
6. Meslek etiği ve ahlak
7. Saygınlık
8. Tarafsızlık, güvenilirlik ve adalet
9. Katılımcılık
10. Şeffaflık ve hesap verebilirlik şeklinde belirlenmiştir.
Tarihçesi

• Eğitim ve öğretim hizmetlerinin devlet eliyle yürütülmesi düşüncesi ilk kez II. Mahmut
döneminde gündeme gelmiştir. Bu döneme kadar vakıflar tarafından yürütülmüş olan eğitim
ve öğretim hizmetleri, 17 Mart 1857 tarihinde Maarif-i Umumiye Nezareti uhdesine
verilmiştir. Böylelikle eğitim ve öğretim hizmetlerinden sorumlu bir nazır (bakan) meclis-i
vükela içinde yer almıştır. Nezaretin kuruluşuyla okullar sıbyan, rüştiye ve mekâtib-i fünün-i
mütenevvia olarak üç dereceye ayrılmıştır.
• Eğitim sistemimize ilişkin ilk yasal düzenleme, 1869 yılında çıkarılan Maarif-i Umumiye
Nizamnamesidir (Genel Eğitim Tüzüğü). Bu tüzük ile eğitim hakkı, eğitim yönetimi,
eğitim sisteminin belirlenmesi, eğitim ödenekleri, öğretmen yetiştirme ve istihdamı, taşra
teşkilatı ve sınav sistemleri gibi hususlar düzenlenmiştir.
Tarihçesi

• Aynı zamanda merkez örgütünde ilmi ve idari olmak üzere iki daireden oluşan Meclis-i
Kebir-i Maarif (Büyük Eğitim Meclisi) ile il düzeyinde Maarif Meclisleri kurulmuştur. 1872
yılında Büyük Eğitim Meclisi tek meclis haline getirilerek daireler öğretim basamaklarına
göre düzenlenmiştir. Bu daireler; Mekatib-i Sıbyan (İlkokul), Mekatib-i Rüştiye
(Ortaokul), Makatib-i Aliye (Yüksek Okul), Telif ve Tercüme ile Matbaalar (Yayın)
daireleridir.
• 1911 tarihli Maarif-i Umumiye ve Teşkilatı Nizamnamesi (Eğitim Teşkilat Tüzüğü) ile
bütünsel bir yapı oluşturulmuştur.
MEB TEŞKİLAT ŞEMASI
652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Yapılan Değişiklikler (2011)

• Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; Anayasa, 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu,
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda millî
eğitim hizmetlerini yürütmek üzere, Millî Eğitim Bakanlığının kuruluş, görev, yetki ve
sorumluluklarını düzenlemektir, şeklinde belirlenmiştir.
• Kararnamede, Bakanlığın merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluştuğuna, Bakanın,
müsteşar ve yardımcılarının görevlerine, hizmet birimleri ve görevlerine (12 genel müdürlük,
4 başkanlık, 2 müşavirlik ve özel kalem müdürlüğü), milli eğitim şurasına, taşra ve yurt dışı
teşkilatlarına yer verilmiştir.
6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun ile yapılan değişiklikler (2012)

• 5/1/1961 tarihli ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle;


Mecburi ilköğretim çağının 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsadığı, bu çağın çocuğun 5
yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başladığı, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın
öğretim yılı sonunda bittiği (Madde 3), ilköğretimin Kanun’da belirtilen amaçları
gerçekleştirmek için kurulmuş dört yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile dört yıl süreli ve zorunlu
ortaokuldan oluşan bir Milli Eğitim ve Öğretim Kurumu olduğu (madde 7),
• Kesintisiz ilköğretim ibaresinin “ilköğretim ve ortaöğretim” şeklinde değiştirildiği ve
maddede yer alan “sekiz yıllık kesintisiz” ibaresinin madde metninden çıkarıldığı (Madde
13) hükümleri getirilmiştir.
6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikler (2014)

• Aday öğretmenlerin, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre


başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak
kazanacakları, uygulanacak olan sözlü sınavda aday öğretmenlerin;
• a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade kabiliyeti ve muhakeme gücü,
• b) İletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti,
• c) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı,
• d) Topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik nitelikleri, yönlerinden Bakanlıkça
oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirileceği, sınavda başarılı olanların öğretmen
olarak atanacağı, sınavda başarılı olamayan aday öğretmenlerin il içinde veya dışında başka
bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda altıncı fıkrada belirtilen değerlendirmeye
tekrar tabi tutulacakları, aday öğretmenlik süresi sonunda sınava girmeye hak
kazanamayanlar ile üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanların aday öğretmenlik
unvanlarını kaybederek memuriyetle ilişiklerinin kesileceği belirtilmektedir.
6764 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikler (2016)

• 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 5 inci maddesinin müsteşar yardımcısı sayısı “beş” iken “yedi” şeklinde
değiştirilmiştir.
• 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6 ncı maddesinde yer alan “Rehberlik ve
Denetim Başkanlığı” ibaresi “Teftiş Kurulu Başkanlığı” ve “Hukuk Müşavirliği” ibaresi
“Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü” şeklinde değiştirilmiştir (Madde 2).
• 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 17 nci maddesinde yer alan “Rehberlik ve
Denetim Başkanlığının görevleri şunlardır” ibaresi “Teftiş Kurulu Başkanlığı, Bakanın veya
Bakanın yetkili kılması üzerine Müsteşarın emri veya onayı ile Bakan adına aşağıdaki
görevleri yapar” şeklinde, “Maarif Müfettişleri” ibareleri “Bakanlık Maarif Müfettişleri”
şeklinde, Başkanlığın görev merkezi Ankara’dır. Bu merkez, Başkanlık birimlerinde
görevlendirilen müfettişlerin aynı zamanda çalışma merkezidir şeklinde değiştirilmiştir
(Madde 6).
Milli Eğitim Bakanlığının Yapısı ve İşlevi

• Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev ve yetkileri 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne


göre 11 adet olarak belirlenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı; merkez, taşra ve yurtdışı
teşkilatından oluşur (Madde 302).
• Bakanlığın hizmet birimleri şunlardır:
a) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü,
b) Ortaöğretim Genel Müdürlüğü,
c) Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü,
ç) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü,
d) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
e) Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü,
f) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü,
g) Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü,
Milli Eğitim Bakanlığının Yapısı ve İşlevi

ğ) Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü,


h) Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
ı) Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü,
i) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü,
j) Personel Genel Müdürlüğü,
k) Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
l) Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
Milli Eğitim Bakanlığının Yapısı ve İşlevi

m) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı


n) Teftiş Kurulu Başkanlığı,
o) Strateji Geliştirme Başkanlığı,
ö) Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı,
p) İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı
r) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği,
s) Özel Kalem Müdürlüğü (Madde 303).
5 Temmuz 2019 tarih ve 30822 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7180
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikler

• 05/1/1961 tarihli ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir (Madde 2):
• Mecburi ilköğretim çağı, 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar. İlkokulların birinci
sınıflarına o yılın 31 Aralık tarihinde 72 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır. Ancak
çocuğun gelişim durumuna bağlı olarak okula erken başlaması veya kaydının ertelenmesi ile
ilgili hususlar yönetmelikle düzenlenir (Madde 3).
• 08/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci maddesine (r)
Mesleki eğitim merkezi: Çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi ile mesleki ve teknik kurs
programlarının uygulandığı özel öğretim kurumudur bendi eklenmiştir (Madde 9).
DEĞERLENDİRME SORULARI
1) Aşağıdakilerden hangisi Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın
görevleri arasında değildir?
A) Eğitim sistemini, eğitim plan ve programlarını, bütün ders araç ve
gereçlerini araştırmak, geliştirmek ve uygulama kararlarını onaylatmak
üzere Bakanlık Makamına sunmak,
B) Bakanlık birimlerince hazırlanan öğretim programları ile ders kitapları,
yardımcı kitaplar, öğretmen kılavuz kitapları, bilgi iş ve işlem yapraklarını
incelemek, geliştirmek ve nihaî şeklini vererek Bakanın onayına sunmak,
C) Eğitim ve öğretimi geliştirme ve değerlendirme ile ilgili görev ve
hizmetleri yürütmek,
D) Yurt içi ve yurt dışı eğitim hareketlerini takip etmek ve değerlendirmek,
E) Ülkemizin eğitim ve bilim faaliyetlerini yurt dışında tanıtmak
2) Aşağıdakilerden hangisi doğrudan bakana bağlı değildir?
A) YÖK
B) T. T. Kurulu Başkanlığı
C) İç Denetim Birimi Bşk.
D) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
E) Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
3) Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a (6528 sayılı Kanun)
göre hangisi yanlıştır?
A) Aday öğretmenler, öğretmen olarak atanabilmek için en az bir yıl
fiilen çalışmak zorundadırlar.
B) Aday öğretmenler, öğretmen olarak atanabilmek için öncelikle
performans değerlendirmesine göre başarılı olmak zorundadırlar.
C) Aday öğretmenler, öğretmen olarak atanabilmek için yapılacak
yazılı ve sözlü sınava girmek zorundadırlar.
D) İki defa sınavda başarılı olamayan aday öğretmenler il içinde veya
dışında başka bir okulda görevlendirilir.
E) Aday öğretmenlik süresi sonunda sınava girmeye hak
kazanamayanlar ile üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanlar aday
öğretmen unvanını kaybeder ve memuriyetle ilişiği kesilir.
4) 6528 sayılı Kanun’a aday öğretmenlere uygulanacak olan sözlü
sınavda değerlendirmeye alınacak konulardan değildir?
A) Genel alan bilgisi konularına ilişkin bilgi düzeyi,
B) Topluluk önünde temsil yeteneği
C) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade kabiliyeti ve muhakeme
gücü,
D) İletişim becerileri, öz güveni ve ikna kabiliyeti,
E) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı
5) “Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini
üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir” şeklindeki tanımla
öğretmenlik mesleği, hangi kanunda yasal güvenceye alınmıştır?
A) 222
B) 3797
C) 657
D) 1739
E) Anayasa
6) Millî Eğitim Şûrası’nın işlevi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Millî Eğitim Şûrası, Bakanlığın en yüksek danışma kuruludur.


B) Denetim birimidir
C) Bakanlığın bilimsel danışma ve karar organıdır.
D) Eğitim ve öğretime ilişkin hedef, politika ve standartlar belirlemek.
E) Bakanlığın görev alanına giren konularda politika ve stratejiler
geliştirmek
7) Maarif-i Umumiye Nizamnamesi (genel eğitim tüzüğü) hangi yıl oluşturulmuştur?
A) 1869
B) 1872
C) 1825
D) 1834
E) 1867

8) 14/09/2011 tarihinde MEB’in yeniden yapılanmasına zemin hazırlayan mevzuat


hangisidir?
A) 1739
B) 4357
C) 652
D) 3797
E) 657
9) “Mecburi ilköğretim çağı, 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar. İlkokulların birinci sınıflarına o yılın 31
Aralık tarihinde 72 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır” şeklinde değişikliğin yapıldığı Kanun
hangisidir?
A) 652
B) 7180
C) 6287
D) 6764
E) 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi

10) Maarif Müfettiş Yardımcılığına atanabilmek için aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) En az dört yıllık lisans eğitimi veren eğitim, fen-edebiyat, hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari
bilimler, iktisat, işletme, ilahiyat fakültelerinden mezun olmak,
B) Maarif Müfettiş Yardımcılığına atananların, en az bir yıl fiilen çalışmak kaydıyla yapılacak yeterlik
sınavına girmeye hak kazanmak,
C) Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak
D) Maarif Müfettiş Yardımcısı kadrolarına, öğretmenlikte sekiz yıl ve daha fazla hizmeti bulunmak,
E) Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak.
CEVAP ANAHTARI

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
E E D A D A A C B B
2. Bölüm

Türk Eğitim Sistemini Düzenleyen


Temel Yasalar
2. BÖLÜM
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİ DÜZENLEYEN TEMEL YASALAR

Hukukun Temel Kavramları


• Hukuk: “Hukuk, toplumda şahısların davranışlarını ve ilişkilerini düzenleyen ve
uyulması devlet zoruna (yaptırıma) bağlanmış kuralların bir bütünüdür.”
• Hak: Hukuk düzeni tarafından kişilere tanınmış olan yetkilerdir.
• Negatif Statü Hakları: Devlet tarafından dokunulamayacak özel alanı çizen
özgürlüklerdir (vicdan, düşünce, kişi güvenliği, konut dokunulmazlığı vb.)
• Pozitif Statü Hakları: Bireye, devletten hizmet, yardım ve olumlu davranış bekleme
imkânı tanır (sağlık, eğitim, çalışma ve sosyal haklar vb.)
• Aktif Statü Hakları: Siyasal görüş ve tutumları açıklama, örgütleme, oy kullanma,
seçilme gibi haklardır.
• Hak, bir durumun varlığı iken; özgürlük ise bu hakkın kullanılıp, kullanılmaması
yönünde kişiye tanınan serbestidir.
Hukukun Temel Kavramları

• Devlet: Milletin örgütlenmiş biçimidir. Devlet, belli bir siyasal sınır içinde, bir yönetim
altında birleşen insanların koyduğu hukuk kurallarının uygulanmasın sağlayan erktir. Ancak
bu erk soyuttur, bu soyut erk Cumhurbaşkanlığı makamı ila ancak devleti oluşturan öğelerde
(yasama, yürütme ve yargı) ve bunların biçimlerinde somutlaşır.
• Eğitim Hukuku: Bir ülkede eğitimde devletin ve kişilerin uyması gereken kuralları
ifade eder. Eğitim hukukunun kurallarını veren üç kaynak: Gelenek hukuku
(öğrencilerin öğretmenlere karşı davranışlarının çoğu yazılı hukukta yoktur), içtihat
hukuku (Yargıtay, Danıştay kararları) ve yazılı hukuktur.
• Eğitim Hakkı: Bireyin kişiliğini geliştiren ve aklı özgürleştiren eğitim, bir “insan
hakkıdır”. Eğitim hakkı en çok tartışılan konulardandır. Bu kavram, ülkelere, sistemlere,
sosyo-ekonomik durumlara göre değişmektedir.
Toplumsal Yaşamı Düzenleyen Kurallar

• Toplumsal kurallar, genel olarak bir kısım emir ve yasakları içerir. Sadece tasvire
yönelik olan ve içinde emir bulundurmayan açıklama ve özellikleri toplumsal kurallar
içinde ele almak olanaklı değildir. Toplumsal kuralların bir emir veya yasak
içermesine “normatiflik” denir. Toplumsal yaşamın düzen ve güvenliğini sağlamaya
yönelik kuralları beş grupta toplayabiliriz:
1. Din kuralları
2. Ahlak kuralları
3. Örf ve Âdet kuralları
4. Hukuk kuralları
5. Görgü kuralları
1. Din Kuralları

• 1. Din Kuralları: İnsan ile Allah arasındaki ilişkileri düzenlediği ve Allah tarafından
konulduğu düşünülen dinsel inançlara ve ibadetlere ilişkin kurallar yanında; insanın
insanla olan ilişkilerini de düzenleyen ve ölünce öbür dünyada cehennem azabı
çekileceği korkusuyla müeyyidelendirilen manevi nitelikteki emir ve yasaklardır. Din
kurallarının dört özelliği vardır:
• a. Özü itibarıyla, normatif nitelikte olup emir ve yasak içermektedir.
• b. İnsan davranışlarını düzenlemeye yöneliktir.
• c. Din kurallarının koyucusu genel olarak “ilâhî irade”dir.
• d. Müeyyidesi, ölünce öbür dünyada cehennem azabı çekme korkusudur.
2. Ahlâk Kuralları

• 2. Ahlâk Kuralları:
• Kişinin kendi vicdanı tarafından konulan ve yine kişinin kendi davranışlarını
düzenleyen ve vicdan azabı ile müeyyidelendirilmiş emir ve yasaklardır. Bu tanıma
göre, ahlâk kurallarının şu dört özelliği vardır:
• a. Özü itibarıyla, hukuk ve din kuralları gibi emir ve yasak içermektedir ve normatiflik
özelliğine sahiptir.
• b. İnsan davranışlarını düzenlemeye yöneliktir.
• c. Ahlâk kurallarının koyucusu, insanın kendi vicdanıdır. Yani ahlâk kurallarının muhatabı
ile koyucusu aynı kişidir.
• d. Ahlâk kurallarının müeyyidesi, vicdan azabıdır.
3. Örf ve Âdet Kuralları/Gelenek ve Görenekler

• 3. Örf ve Âdet Kuralları/Gelenek ve Görenekler:


• Örf ve adet kavramları genellikle birlikte kullanılmakta ve kavramların bu birlikteliğinden
hareketle her iki kavram bakımından ortak değerlendirmeler yapılmaktadır. Ancak; “örf” ve
“âdet” kavramları farklı anlamlara sahiptir.
• Örf; iyi karşılanan ve kabul olunan (Şener, 2001), bu nedenle de aklıselimin iyi gördüğü
şey olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla da örfün zıddı ancak kötü olandır.
• Adet ise, “itiyad (alışkanlık) edilen, işlenegelen şey” demektir (Berki, 1948).
• Teamül ile adet anlam itibari ile aynı şeyi ifade etmektedir.
3. Örf ve Âdet Kuralları/Gelenek ve Görenekler

• Kişinin içinde bulunduğu belirli bir toplumsal çevre tarafından konulan ve insan
davranışlarını düzenleyen ve uyarma, kınama, dışlama, linç gibi çok değişik
müeyyideleri olabilen emir ve yasaklardır. Din, görgü ve ahlak kurallarının genel adı
olarak da kullanılmaktadır. Hatta din, görgü ve özellikle de ahlak kurallarının hukuk
kuralları haline gelmesine de örf ve âdet hukuku adı verilmektedir.
• Örf ve âdet kurallarının özellikleri şunlardır:
3. Örf ve Âdet Kuralları/Gelenek ve Görenekler

• a. Özü itibarıyla emir ve yasak içermektedir. Her iki tür kural da normatif niteliktedir.
• b. İnsan davranışlarını düzenlemeye yöneliktir. Yani örf ve âdet kurallarının muhatabı
insanlardır.
• c. Örf ve âdet kurallarının koyucusu, belirli bir toplumsal çevredir. Örf ve âdet kurallarını
yaratan toplumsal çevre çok farklıdır. Bazen tüm ülke düzeyinde geçerli örf ve âdetler söz
konusu olduğunda bu örf ve âdet kuralını yaratan toplumsal çevre tüm ülke vatandaşlarıdır.
Ancak örf ve âdet çoğunlukla ülke düzeyinde değil, bölgesel düzeydedir. Bu durumda o
örf ve âdetin koyucusu, o bölge halkıdır.
• d. Örf ve âdet kurallarının müeyyidesi, ayıplama, kınama, dışlama, dövme ve hatta
öldürme (linç) gibi değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Örf ve âdet kuralları bu
müeyyideleri itibarıyla teamüller, âdetler ve örfler olmak üzere üç kategoriye ayrılabilirler.
Hukukun Temel Kavramları

• Teamüller, ihlalleri halinde ayıplama, kınama gibi hafif müeyyideleri olan örf ve âdet
kurallarıdır.
• Âdetler, çiğnenmeleri durumunda gruptan atma gibi orta şiddette müeyyideleri olan örf
ve âdet kurallarıdır.
• Örfler ise çiğnenmeleri halinde kişinin fizikî bütünlüğüne zarar verilmesi ve hatta
öldürülmesi gibi çok daha ağır müeyyideleri olan örf ve âdet kurallarıdır. Diğer bir
ifadeyle teamüller genelde daha az önemli davranış kurallarıdır. Çiğnenmeleriyle toplumsal
grup varlığını tehlikede görmez. Sadece çiğneyen kişi kınanır.
• Âdetler teamüllere nazaran daha önemlidir. Âdetleri çiğneyen kişi kendisine gruba bağlayan
bağı yok saymıştır. Bu nedenle bu durumdaki kişi o gruptan dışlanarak grubun varlığı
korunur. Örfleri çiğneyen kişi ise toplumsal grubu temelinden sarsmıştır. Sadece kendisini o
gruba bağlayan bağı değil, tüm grup içi bağları tehlikeye düşürmüştür.
Hukuk Kuralları

• Hukuk, hukuk kurallarının bir araya gelmesinden oluşmuş bir düzendir. Hukuk kuralları
ise, devletin yetkili organları tarafından konulan ve insan davranışlarını düzenleyen ve cebir
ile müeyyidelendirilmiş emir ve yasaklardır.
• Hukuk, birisi Kamu Hukuku, diğeri Özel Hukuk olmak üzere başlıca iki ana gruba
ayrılmaktadır. Bir kişi ile diğer bir kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk
kurallarına “özel hukuk”; bir kişi ile devlet veya bir devlet ile diğer bir devlet
arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına da “kamu hukuku” denir.
Hukuk Kuralları

• Bir kuralın, hukuk kuralı olabilmesi için şu dört şartı yerine getirmesi gerekir:
• a. Bir emir veya yasak içermesi gerekir.
• b. Söz konusu emir veya yasağın bir hukuk kuralı olabilmesi için, bir insan davranışını
düzenlemeye yönelik olması gerekir.
• c. Bir insan davranışını düzenlemeye yönelik olan emir ve yasağın hukuk kuralı olabilmesi
için söz konusu emir ve yasağın, herhangi bir kişi tarafından değil, devletin yetkili
organları tarafından konulması gerekir.
• d. Devletin yetkili organları tarafından konulmuş olan ve insan davranışlarını
düzenleyemeye yönelik olan emir ve yasakların hukuk kuralı olabilmesi için cebir ile
müeyyidelendirilmiş olmaları gerekir.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• 5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları:


• Karşılıklı saygı ve anlayışa dayanan kurallardır. Yönetim, bir resmi ilişkiler sistemi
olarak daima protokol kuralları içinde gerçekleşir. Yönetim de protokol, resmi görgü
kuralları anlamını taşımaktadır. Devlet ve diplomasi alanındaki törenlerde, resmi
ilişkilerde ve sosyal hayatta uyulması gereken kurallar toplamıdır.
• Protokol, insanı küçültmez, ama protokole önem verilmezse, oturulan mevkiinin hakkı
gözetilmezse, Devlete ve millete zarar gelir.
• Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig (Kutlu Yönetim Bilgisi) adlı eserinde; “Akıllıysan,
katıldığın her şölende yemeğini zerafetle yersin. Görgüsüz, aptal ve kaba saba olan kişi,
terbiyeli biriyle karşılaşınca bocalar… Uzanıp da başkasının önünden lokma
almayasın.” demektedir.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Osmanlı Devleti nde; İlk daimi diplomatik temsilcilik Fatih döneminde, Venedik
tarafından İstanbul’da kurulmuştur (1454). Kanuni Sultan Süleyman döneminde protokol
kuralları (devlet büyüklerinin unvanları, resmi kıyafetleri, devlet büyüklerine gösterilecek
saygı kuralları, padişahın huzuruna kabul esasları) ağırlık kazanmıştır (1563). Osmanlı
Devleti, Avrupa da ilk olarak III. Selim zamanında 1793 te Londra da büyükelçilik
teşkilatını kurmuştur
• Protokol kurallarının amacı, bireysel, kurumsal ve milli onuru ve saygınlığı korumaktır.
Protokolde üç kişi önemlidir: Konuklar, yöneticiler ve kadınlar. Protokol kuralları bu üç
kişiyle olan ilişkilerde tam olarak uygulanır.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• 1. Tüm ilişkilerde saygı ve nezaket esastır.


• 2. Onuru ve saygınlığı (itibarı) korumak esastır.
• 3. Temsil esastır.
• 4. Düzey eşitliği ve denklik esastır.
• 5. Karşılıklılık esastır.
• 6. Önde gelme ve önce gelmede unvan, rütbe ve kıdem esastır.
• 7. Protokolsüz bir sıralama alfabetiktir.
• 8. Milli Bayrak, konuk, üst ve kadın sağdadır.
• 9. Karşılamada üstler başta, uğurlamada sondadır.
• 10. Toplantı ve törenlerde konuşma sırası ast’tan üst’e doğrudur.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Konuklara ikramda bulunurken önce konuğa (birden fazla konuk varsa en üstten ya da kadın
konuktan başlayarak, servis yapmalı, en son ev sahibine (makam sahibine) sunmalıdır.
Servis soldan yapılmalı, sağdan alınmalıdır.
• Makamda, üstlerle görüşme veya toplantı yaparken içeriye ast veya konuk kabul
edilmemeli; acil ve zorunlu olmadıkça telefonla konuşulmamalı ve evrak imzalamamalıdır.
• Üstün makamına girince, selâm verilmeli, ceketin önü düğmelenmiş olmalı, "Buyurun",
"oturun" demeden oturulmamalı, eğer oturmak gerekiyorsa "izin" istenmelidir. Otururken de
bacak bacak üstüne atılmamalıdır. Ancak, çay/kahve ikram edilirse, kabul edilmeli ve
teşekkür edilmelidir.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Amirimizin konuşmasını dinlerken onun gözlerine bakmalıyız. Resmî ortamda


(makamda/toplantıda vb.) amir gelince, kadın memurlar dahil, ayağa kalkılır. Ancak, özel
ortamlarda (lokal, kahvehane, öğretmen evi vb.) amir gelince memurlar ayağa kalkmazlar;
başla hafif selâmlarlar. Birden çok kişiyle makama girildiğinde kıdeme göre oturulmalıdır.
• Üst olan, makam masası önündeki sırtı duvara gelen koltuğa oturur. Amir, görüşme
sonunda “Teşekkür ederim” deyince, gitmek gerektiği anlaşılmalıdır. Amir, telefonla
konuşurken kendisini dinlememeli, başka yere bakmalı veya başka şeyle meşgul olmalıdır.
Evrak imzalarken de yazıyı gizlice okumaya çalışmamalıdır.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Amirimiz bizi karşılarken ya da uğurlarken el sıkmak için elini uzatmıyorsa biz önceden
elimizi uzatmamalıyız.
• Konuşmalarda saygı ve nezaket kuralları:
• Karşılıklı hitaplarda muhatabınızın fikirlerini iştirak edilmediği zaman "hayır", "öyle değil",
"yanlış söylüyorsunuz" yerine "ben aynı kanaatte değilim", "ben daha değişik biliyorum",
"ben daha değişik düşünüyorum", "ben katılamıyorum" şeklinde nazik ifadeler kullanmak
gerekir. Büyük konuşurken hiçbir şekilde sözü kesilmez. Ast konuşurken üst söze girerse ast
hemen konuşmasını kesip, dinleme pozisyonuna geçmelidir. Astlar müsaade almadan
konuşmamalıdır.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Yerli yersiz şaka yapmak, alay etmek ve boş konuşmak belaya yol açar.
• Amir konuşurken ve ast dinlerken, tasdik mahiyetinde "hı, hı" şeklinde sesler çıkarılmamalı,
onu dinlediğinizi belirtmek için ara sıra "evet“, "evet efendim" denmelidir.
• Telefonda konuşma kuralları:
• Telefonla Konuşurken “hı, -ha, -şey, -ya” gibi anlamı olmayan, yoruma dayanan kelimeler
kullanılmamalıdır.
• Konuşurken sürekli “anladınız mı?” gibi sorular sormamalıdır.
• Telefonu açınca “günaydın”, “iyi günler” gibi bir ifadeden sonra kurumun veya servisin ismi
söylenir; sonra da konuşan kişi kendisini tanıtır.
• Telefonda karşı tarafa "kimsiniz", "neresi orası?" gibi sorular sorulmaz!
• Telefon eden önce kiminle konuşmak istediğini söylemelidir. Bu bakımdan, usullere uygun
bir telefon konuşması, “…. beyle mi konuşuyorum", “……… hanımefendi ile konuşabilir
miyim?" şeklinde sorularla başlamalıdır. Bunu takiben, telefon eden kendi ismini söyler,
kendini tanıtır, aradığını bulamaz ise, varsa söyleyeceklerini telefona çıkana, bunları
iletmesini rica eder.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• Telefonu kim etmiş ise önce onun kapatması gerektiğini unutmamalıyız!


• Üstümüzle konuşurken ondan önce telefonu kapatmamalıyız!
• Üstlerimizi sekreterimiz aracılığı ile aramamalıyız!
• Bir insanın; Niteliği, Kıyafetiyle; Nezaketi, Davranışıyla; Bilgisi, Konuşmasıyla;
Becerisi, İşiyle; Görgüsü, Yemesi-içmesiyle ortaya çıkar.
• Kişinin dış görünüşü; Güzel ve uygun giyimi, Uygun tutum ve davranışı, Uygun ve
güzel konuşması, Protokol-saygı, görgü ve nezaket kurallarına uyması ile ortaya çıkar.
• Tanıştırma: Tanıştırma ayakta ve ilk karşılamada olur. Erkek, bayana; genç, yaşlıya;
gelen, mevcut olana; aşağı rütbe ve makamda olan, üst rütbe ve makamda olanlara; tek
şahıs, gruba tanıştırılır. tanıştırmalarda şahısların meslek ve makamları ismin önünde
söylenir.
• Selamlaşma: Genç, yaşlıya; aynı yaştakiler aynı anda selamlaşır; erkek, bayana önce
selam verir; kıdemsiz, kıdemliye; gelen, orda bulunanlara; giden, toplantıda kalanlara
önce selam verir.
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

Kamusal Yaşamda Sosyal Davranış Kuralları:

• Resmi Hitap: Sayın müdürüm, sayın müdür, müdür bey/baş hekim bey/başhemşire
hanım…
• Sosyal Hitap: Ümran hanım, Necati bey, hanımefendi, beyefendi…
• Özel Hitap: İlbey, Şimal, abla, abi, dayı…
• Resmi Selam: Sayın Cumhurbaşkanım, sayın Bakanım, saygılar sayın baş hemşirem,
saygılar beyefendi…
• Sosyal Selam: İyi günler, günaydın…
5. Görgü kuralları/Nezaket kuralları

• El Uzatma Hakkı: Öncelikle ev sahibine, üst’e ve kadına aittir…


Kamusal yaşamda üstlerin eli öpülmez, ancak karşılama ve uğurlamada
yanaktan öpüşme bir gelenektir.
• Resmi ortamda kişi yalnızca unvanıyla,
• Yarı resmi ortamda unvanı ve adı soyadıyla,
• Sosyal ortamda adı soyadı ve unvanıyla,
• Özel ortamda yalnızca adıyla takdim edilir ve tanıştırılır.
Hukukun Kaynakları

Hukuk, din, ahlâk ve örf ve âdet kurallarını benzerlik ve farklılıklarını şema hâlinde şu
şekilde gösterebiliriz.
Hukuk Örf ve Âdet Kuralları
Din Kuralları Ahlâk Kuralları
Kuralları
Normatiflik Var Var Var Var
Muhatabı İnsanlar İnsanlar İnsanın Kendisi İnsanlar
Koyucusu Devlet İlâhî İrade İnsanın Kendisi Toplum
Yaptırımı Cebrî Nitelikte Cehennem Vicdan Azabı Ayıplama, Kınama,
Azabı Çekme Dışlama, Dövme, Linç,
Korkusu vs

Şekil 1. Toplumsal Düzen Kuralları Arasında Karşılaştırma


Hukuk Kurallarının Özelliği

• Hukuksal düzenlemelerin yaşama geçirilebilmesinde en önemli gücü, uyguladığı


yaptırımlarıdır. Yaptırım (müeyyide), herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ya da
yasaklara uygun surette hareket etmeme halinde karşılaşılacak olan tepkidir.
• Hukuk kuralını düzenleyen yetkili makamlarca koyulmuş olan yaptırımları özellikleri
bakımından ceza, cebri icra, tazminat, hükümsüzlük ve iptal başlıkları altında ele
alabiliriz.
• Müeyyide (yaptırım): Herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uygun
şekilde hareket etmeme halinde karşılaşılacak olan tepkidir. Müeyyide türleri ise
şunlardır;
1. Ceza
2. Cebri İcra
3. Tazminat
4. Hükümsüzlük
5. İptal
Hukuk Kurallarının Özelliği

• 1. Ceza
• Hukuk kurallarından bazılarının koymuş oldukları emir ve yasaklara aykırı
davranışta bulunan kimselerin karşılaşacakları tepkilere ceza denir. Cezalar, ölüm
cezası, ağır ya da hafif hapis cezası gibi özgürlükleri bağlayıcı; belli bir meslek
veya sanatın yerine getirilmesinde geçici olarak tatil edilmesi ya da disiplin cezası
şeklinde de ortaya çıkabilir.
• 2. Cebri İcra/Zorla Yerine Getirme
• Bir kimseyi o hukuk kuralının emirlerini yerine getirmeye zorlama; bir kimseyi
borcunu yerine getirmeye zorlama biçiminde ortaya çıkan bir yaptırımdır.
• 3. Tazminat
• Bir kişinin hukuka aykırı bir eylemle, başkalarına zarar vermesi durumunda, bu
zararın ödettirilmesi yoluyla giderilmesine yönelik bir yaptırımdır. Tazminatlar
maddi olabileceği gibi manevi de olabilir.
Hukuk Kurallarının Özelliği

• 4. Hükümsüzlük
• Bir hukuksal işlemin, yasanın öngördüğü şekilde yapılmaması veya kanuna aykırı
olarak yapılması halinde ortaya çıkan yaptırımdır. Hükümsüzlük, bazen yokluk bazen
butlan (mutlak ve nispi butlan) bazen de tek taraflı bağlamazlık şeklinde ortaya çıkar.
• a. Yokluk: Örneğin; Resmi evlendirme memuru huzurunda yapılmayan bir
evlenme "YOKLUK" müeyyidesine tabidir.
• b. Butlan: Örneğin; Bir akıl hastasının yapmış olduğu evlenme ise "BUTLAN"
müeyyidesine tabidir. Bu durumda savcı veya herhangi bir ilgilinin müracaatı üzerine
evlilik mahkemece iptal edilir. Butlan: Hükümsüz, geçersiz demektir.
Hukuk Kurallarının Özelliği

• c. Tek Taraflı Bağlamazlık: Mümeyyiz (iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayıracak


durumda olan) bir küçüğün, Örneğin; 15 yaşındaki bir çocuğun anne ve babasının
iznini almaksızın yapmış olduğu bir satış sözleşmesi "TEK TARAFLI
BAĞLAMAZLIK" müeyyidesine tabidir. Bu sözleşme 15 yaşındaki çocuğu bağlamaz
iken diğer tarafı bağlayacaktır. Ancak çocuğun anne ve babası "İCAZET (Onay)"
vermez ise sözleşme her iki taraf için de hükümsüz olacaktır.
Hukuk Kurallarının Özelliği

• 5. İptal
• Hukuk kuralına aykırı biçimde yapılmış olan yönetsel (idarî) işlemin yargı organı
kararıyla ortadan kaldırılmasıdır. Bir yönetsel makamın hukuk kurallarına ters düşecek
biçimde yapmış olduğu yönetsel işlemlerin, bu yüzden menfaati zarara uğrayan kimseler
tarafından yetkili yargı organına dava yoluyla başvurulmak suretiyle iptal ettirilmesi
yaptırımıdır.
Hukukun Bilgi Kaynakları

• Hukukun temel kavramlarını görmeden önce, “hukukun bilgi kaynaklarını”, yani hukuk
kurallarının bulunacağı yerleri ve bunların kapsamları hakkında bilgi edinilecek
metinleri kısaca görmek gerekir. Kaynak deyimi, hukuku tanımamızı, bilmemizi
sağlayan koşulları ifade eder. Bunlara hukukun bilgi kaynakları denir.
Hukukun Bilgi Kaynakları

• Hukukunun bilgi kaynakları “mevzuat”, “mahkeme kararları” ve “bilimsel eserler”


olmak üzere üçe ayrılır:
1) Mevzuat
• Hukukun bilgi kaynaklarından birincisi mevzuattır. Mevzuat; anayasa, kanun, kanun
hükmünde kararname, uluslararası antlaşma, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici
işlemlerden oluşur. Mevzuata ulaşmanın en sağlam kaynağı Resmî Gazetedir. Resmî
Gazete, Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Ankara’da
yayımlanmaktadır. Resmî Gazete kural olarak günlüktür; ancak bazen acele yayınlanması
lazım gelen bir metin için aynı gün ikinci bir sayı daha çıkarılır. Buna “mükerrer sayı” denir.
Hukukun Bilgi Kaynakları

2) Mahkeme kararları/İçtihat
• Sadece davanın tarafları için sonuç doğurur, yerel mahkeme kararlarına karşı temyiz
yolu açıktır.
• Daire Kararları: Temyiz incelemesi sırasında verilir, emsal (örnek karar) nitelik taşır.
• Genel Kurul Kararları: Bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararı vermesi
sonrasında verilir, hem temyiz mahkemesini hem de yerel mahkemeyi bağlar.
• İçtihadı Birleştirme Kararları: Benzer olaylara ilişkin kararlar arasındaki çelişkileri
gidermek üzere verilir, Resmi Gazete’de yayımlanır ve yazılı hukuk kuralı gibi
bağlayıcılık taşır.
Hukukun Bilgi Kaynakları

3) Bilimsel Eserler/Doktrin
• Hukukun üçüncü bilgi kaynağı, hukuk alanında yazılmış bilimsel eserlerdir. Bilimsel
eserler; genel eserler, monografiler ve makaleler olarak üç grup altında toplanabilir.
Genel eserler belirli bir hukuk dalının bütünü hakkında bilgi verirler. Örneğin bir
“borçlar hukuku kitabı” bir genel eserdir. Monografiler belirli tek bir konuyu
derinlemesine inceleyen kitaplardır. Örneğin kira sözleşmesi üzerine yazılmış bir kitap
bir monografidir.
Hukukun Kaynakları

• Hukuk, hukuk kurallarının bir araya gelmesinden oluşmuş bir düzendir. Peki ama bu
“hukuk kuralları” nelerdir? Bunlar hangi biçimlerde bulunmaktadır? Hangi şekillerde
ortaya çıkmaktadır? İşte bu sorulara cevap veren konuya “hukukun kaynakları”
denmektedir.
• Hukukun kaynakları kendi içinde asıl ve yardımcı olmak üzere ikiye ayrılır:
• 1. Hukukun Asıl Kaynakları
• Hukukun asıl (esas) kaynakları da kendi içinde, “yazılı kaynaklar” ve “yazısız
kaynaklar” olmak üzere ikiye ayrılır. Yazılı ve yazısız kaynaklar şekil 2’de verilmiştir.
Şekil 2. Hukukun Kaynakları
HUKUKUN KAYNAKLARI

A. Asıl Kaynaklar B. Yardımcı Kaynaklar

2. Yazısız
1. Yazılı Kaynaklar 1. Doktrin 2. İçtihat
kaynak

Örf ve Bilimsel Yargı Kararları


Adet Görüşler
a. Anayasa
b. İnsan haklarına ilişkin uluslararası antlaşmalar,
c. Kanun/KHK/Diğer Uluslararası Antlaşmalar
d. Tüzük
e. Yönetmelik
f. Genelge, Tamim, Sirküler, İlke ve Usuller
Hukukun Kaynakları

• 1. Yazılı Kaynaklar: Yazılı kaynaklar, devletin yetkili organları tarafından konulmuş


olan bütün hukuk kurallarından oluşur. Resmî Gazete’de yazılı olarak yayınlanırlar. İşte
devletin yetkili organları tarafından konulmuş ve yürürlükte bulunan hukuk kurallarının
bütününe hukuk dilinde “pozitif hukuk ”, “mevzu hukuk” veya kısaca “mevzuat” denir.
• Mevzuat; Anayasa, insan haklarına ilişkin uluslararası antlaşmalar, kanun–kanun hükmünde
kararname–diğer uluslararası anlaşmalar, tüzük, yönetmelik, adsız düzenleyici işlemlerden
(Genelge, Tamim, Sirküler, İlke ve Usuller) oluşur.
Hukukun Kaynakları

a. Anayasa:
Normlar hiyerarşisinde en üst sırayı işgal eden ve kanunlardan farklı ve daha zor bir usûlle
konulan ve değiştirilebilen hukuk kurallarının bütünüdür. Maddî anlamda anayasa, Devletin
temel organlarının kuruluşunu ve işleyişini belirleyen hukuk kurallarının bütünü olarak
tanımlanmaktadır.
b. Kanun
Yasama organı tarafından kanun adı altında yapılan ve normlar hiyerarşisinde Anayasanın
altında tüzüklerin üstünde yer alan çoğunlukla, genel soyut kurallar içeren hukukî
metinlerdir. Kanun da, parlâmento kararı gibi bir yasama işlemidir. Bir yasama işlemi olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinin ürünüdür
(http://www.anayasa.gen.tr/kanun.htm). Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
yapılan ve parlâmento kararları dışında kalan işlemlerdir.
Hukukun Kaynakları

c. Kanun Hükmünde Kararname


2017 yılında yapılan Anayasa değişiklikleri ile yürütme organının yapısı tamamen değişmiş
ve buna bağlı olarak yürütme organının işlemlerinde değişikliklere gidilmiştir. Bu değişiklikler
çerçevesinde Anayasa’nın 8’inci maddesi yürütme yetkisi ve görevinin “Cumhurbaşkanı
tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirileceğini
hüküm altına alırken 104’üncü maddesi yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanına ait olduğunu
ifade etmiştir. Bu değişikliklerden anlaşıldığı üzere yürütme organı yalnızca
Cumhurbaşkanından oluşmaktadır; Başbakanlık makamı ile Bakanlar Kurulu
lağvedilmiştir.
Hukukun Kaynakları

d. Uluslararası/Milletlerarası Andlaşma
• İki veya daha fazla devlet tarafından akdedilmiş olan ve Türkiye’de Cumhurbaşkanının
onayıyla Resmî Gazetede yürürlüğe konulan Türkiye’de değerinde bulunun bağlayıcı hukuk
kurallarıdır.
• Anayasa’nın 90/D maddesine göre, Milletlerarası andlaşmaları uygun bulması, Türkiye
Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak
andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla
uygun bulmasına bağlıdır.
Hukukun Kaynakları

e. Tüzük
• Anayasa’nın 155. Maddesine göre, Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka
bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
• 2017 değişiklikleri ile tüzük isimli düzenleyici işlemin hukuki varlığına da son
verilmiştir; ancak tıpkı kanun hükmünde kararnameler gibi yürürlükteki tüzükler de
uygulanma imkânı bulmaktadır. Gözler’e göre (2018), 2017 yılındaki değişikliklerle
Bakanlar Kurulu’nun yetkilerinin Cumhurbaşkanı’na verilmesi “organlar hiyerarşisi”
açısından Bakanlar Kurulu ile Cumhurbaşkanı’nı eş seviyeye getirmiştir.
• G. Tüzükler (Mülga: 21/1/2017-6771/16 md./Madde 115).
Hukukun Kaynakları

• f. Yönetmelik
• Anayasa’nın 124. maddesine göre, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu
tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla,
yönetmelikler çıkarabilirler.(2) Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı
kanunda belirtilir.
• Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî
Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer.
Hukukun Kaynakları

2. Yazısız Kaynak (Örf ve Adet Hukuku): Örf ve adet hukuku “yazısız” kaynak olarak
sınıflandırılır. Bunların kanun, tüzük gibi hukuk kurallarında olduğu üzere yazılı bir metni
yoktur. Örf ve adet kurallarını Resmi Gazeteye bakarak tespit edemezsiniz.
Toplum içindeki bir davranış kuralının örf ve âdet hukuku kuralı olarak geçerli olabilmesi
için şu üç şartı yerine getirmesi gerekir:
• Birincisi, söz konusu davranışın çok eski zamanlardan beri sürekli olarak tekrarlanıyor
olması gerekir. Buna örf ve âdetin maddî unsuru denir.
• İkinci olarak, söz konusu o davranış biçimine uyulmasının zorunlu olduğu yolunda
toplumda genel bir inanç doğmuş olmalıdır. Buna örf ve âdetin manevî unsuru veya
“genel inanç” unsuru denir.
• Üçüncü olarak, ilk iki şartı gerçekleştiren bir davranış kuralının, hukukun kaynağı
olabilmesi için hukuk düzeni tarafından tanınmış, hukuk düzeni tarafından desteklenmiş
olması gerekir. Bu üçüncü hususa “hukukilik unsuru” veya “devlet desteği” şartı denir.
Hukukun Yardımcı Kaynakları

B. Hukukun Yardımcı Kaynakları


• Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik gibi yazılı kaynaklar ve örf ve adet gibi yazısız
kaynaklardan biri varsa; hakim bunlara bağlıdır. Olan kuralı uygulamak zorundadır. Bu
nedenle bu kurallar asli (asıl, esas) niteliktedir. Buna karşın hakimin önündeki meseleyi
çözerken başvurduğu, doktrin ve içtihatlar gibi başka kaynaklar da vardır. Ancak hakim
bu kaynaklardan sadece “yararlanır”. Bu kaynaklara uymak zorunda değildir. İşte bu
kaynaklara bu nedenle “yardımcı kaynaklar” denir. Bunlar iki tanedir:
Hukukun Yardımcı Kaynakları

• 1. Doktrin (Bilimsel Görüşler): “Doktrin” veya “öğreti” de denen bilimsel görüşler,


tartışmalı olan hukukî konularda hukuk bilim adamlarının ileri sürmüş oldukları,
görüş ve kanaatlerdir. Hakimler karar verirken bu görüşlerden de yararlanabilir.
Ancak bunlar bağlayıcı değildir. Hakimler doktrine uymak zorunda olmamakla
birlikte karışık bir problemi kendileri çözmek yerine, bu konuda bilim adamlarının
önerdikleri çözümden yararlanabilirler (Akipek ve Akıntürk,1998, s.82-83).
Hukukun Yardımcı Kaynakları

• 2. İçtihatlar (Yargı Kararları): İçtihat, mahkemeler tarafından verilen kararlardan


çıkan hukuk kurallarıdır. Diğer bir iadeyle, başka mahkemeler tarafından örnek alınan
bir mahkeme kararıdır. Hakimler karar verirken çoğunlukla, önündeki davadaki olaya
benzer bir olay hakkında üst mahkemeler daha önce bir karar vermiş ise, o olay
hakkında üst mahkemenin daha önce verdiği kararı örnek alarak karar verirler.
İşte örnek alınan bu üst mahkeme kararı, “içtihat” teşkil eder. Bu kararda diye getirilen
kurala da “içtihadî kural” denir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1) Aşağıdakilerden hangisi, müdür yardımcısı olarak
görevlendirileceklerde aranacak özel şartlar arasında yer almaz?
A) Müdür, kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı
veya müdür yetkili öğretmen olarak görev yapmış olmak.
B) Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında
görev yapmış olmak.
C) Müdür yetkili öğretmen olarak en az bir yıl görev yapmış
olmak.
D) Adaylık dâhil en az iki yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak.
E) Müdür yetkili öğretmen olarak görev yapmış olmak.
2) En yüksek Devlet memuru aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bakan
B) Bakan yardımcısı
C) Müsteşar
D) Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı
E) Cumhurbaşkanı yardımcısı

3) Aşağıdakilerden hangisi Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar arasında


yer almaz?
A) Devlet Arşivleri Başkanlığı
B) Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu
C) Devlet Denetleme Kurulu
D) Diyanet İşleri Başkanlığı
E) Strateji ve Bütçe Başkanlığı
4) Aşağıdakilerden hangisi doğrudan Milli Eğitim Bakanına bağlı değildir?
A) Strateji Geliştirme Başkanlığı
B) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
C) Teftiş Kurulu Başkanlığı
D) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
E) Personel Genel Müdürlüğü
5) Aşağıdakilerden hangisi güncellenen öğretmenlik mesleği genel yeterlikleri
(29/06/2018) arasında yer almaz?
A) Mesleki bilgi (alan, alan eğitimi ve mevzuat bilgisi)
B) Mesleki beceri (eğitim ve öğretimi planlama, öğrenme ortamları oluşturma,
öğrenme ve öğretme sürecini yönetme, ölçme ve değerlendirme)
C) Tutum ve değerler
D) Milli, manevi, ve evrensel değerler, öğrenciye yaklaşım, iletişim ve işbirliği, kişisel
ve mesleki gelişim
E) Yürütme, gözetim ve denetim
6) Aşağıdakilerden hangisi siyasal denetimi sağlayıcı mekanizmalardan
değildir?
A) Yazılı Soru
B) Genel görüşme
C) Meclis araştırması
D) Gensoru
E) Ombudsmanlık
7) Toplumsal kuralların bir emir veya yasak içermesine, bir olması gerekeni
ifade etmelerine ne denir?
A) Müeyyide
B) Normatiflik
C) Yaptırım
D) Din kuralları
E) Hukuk kuralları
8) Aşağıdakilerden hangisi toplumsal yaşamın düzenini ve güvenliğini sağlamaya yönelik
kurallardan değildir?
A) Din kuralları
B) Görgü kuralları
C) Ahlak kuralları
D) Gelenek, görenek, örf kuralları
E) Hukuk kuralları
9) I. Özü itibariyle normatiflik özelliği taşır II. Kuralların kurucusu genel olarak ilahi iradedir.
III. Kuralların koruyucusu, insanın kendi vicdanıdır IV. Kuralların koyucusu, belirli bir
toplumsal çevredir V. Kuralların muhatabı insanın kendisidir.
Yukarıda verilen özelliklerden hangileri sadece ahlaki kurallara aittir?
A) I, III, V
B) I, V, II
C) II, III, V
D) III, IV, V
E) I, IV, V
10) I. İhlalleri halinde ayıplama, kınama gibi hafif müeyyideleri vardır
II. Çiğnenmeleri durumunda gruptan atma gibi orta şiddette müeyyideleri vardır
III. Çiğnenmeleri halinde kişinin fiziki bütünlüğüne zarar verilmesi ve hatta
öldürülmesi gibi çok daha ağır müeyyideleri vardır.
IV. Kişinin maddi ve manevi varlığına verilen bir zarar, kişinin özgürlüğünün
kısıtlanması veya yaşamına son vermesi gibi istenmeyen bir durumdur.
A) Teamüller
B) Adetler
C) Örfler
D) Cebir
Yukardaki bilgiler ile verilen kavramlar eşleştirildiğinde hangisi doğru olur?
A) 1-B B) II-C C) IV-D D) III-B

E) II-D
CEVAP ANAHTARI

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
C D B A E E B B A C
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ
KONU BAŞLIKLARI

• Örgütsel Davranış
• Motivasyon ve Motivasyon Kuramları
Örgütsel Davranış

• Çalışanların çalışma ortamındaki duyguları, düşünceleri ve eylemleri ile ilgili olan


örgütsel davranış, bireylerin ve grupların çalıştıkları kurumlarda nasıl davrandıkları
hakkındaki bilginin sistematik olarak incelenmesi ve uygulanması olarak
tanımlanmaktadır (Bauer ve Erdoğan, 2012, s. 17)
Motivasyon

• Hoy ve Miskel (2013), insan davranışlarını anlama sürecinin bir parçası olarak gördükleri
motivasyonu insanın belli bir amaç doğrultusunda harekete geçmesini sağlayan güç
olarak tanımlamışlardır.
• Motivasyon Kuramları:
• Kapsam (İçerik) Kuramları
• Süreç Kuramları
Kapsam Kuramları

• Kapsam kuramları motivasyonu içsel unsurlara dayandıran kuramlardır. Bir başka


ifade ile kapsam kuramları bağlamında ele alınan yaklaşımlar içsel motivasyonun
önemine vurgu yapmakta ve bireylerin yetenekleri, tutumları ve inançları, istek ve
arzuları doğrultusunda harekete geçtiklerini ifade etmektedir.
• Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
• Herzberg’in Çift Faktör Kuramı
• McClelland’ın Başarma İhtiyacı Kuramı
• Clayton Alderfer’in Erg Kuramı
Süreç Kuramları

• Kapsam kuramlarında bireyleri motive eden faktörler incelenirken süreç kuramları


bireyleri motive eden hedefler ve bu hedeflere ulaşma sürecinde nasıl motive
olduklarına odaklanılmaktadır.
• Beklenti Kuramları (Vroom’un Beklenti Kuramı, Lawler ve Porter’in Beklenti
Kuramı)
• Amaç Kuramı
• Eşitlik Kuramı
• Şartlandırma Kuramı
Mobbing (Yıldırma/Psikolojik Taciz)

• Çalışanların motivasyon kaybı, mesleki tükenmişlik ve örgütsel sessizlik


yaşamalarına neden olan örgütsel davranış türlerinden biri olan mobbing, yıldırma ve
psikolojik baskı davranışlarını kapsayan amaçlı ve kasıtlı bir davranış şeklidir.

• Duffy ve Sperry (2012, s. 42) tarafından mobbing “bir ya da birkaç kişi tarafından
düşmanca ve etik olmayan davranışların sistematik bir şekilde bir kişiye
yöneltilmesi” olarak tanımlanmaktadır.
Mobbingin Nedenleri
• Leymann (1996, s. 177) mobbing davranışının ortaya çıkmasında iş
tanımlarındaki eksiklikler/belirsizlikler, liderlik davranışlarındaki
eksiklikler, mağdurun sosyal konumu ve iş yerindeki ahlaki standartların
yeterince gelişmemiş olmasının etkili olduğunu ifade etmektedir.

• Zapf (1999, s. 72) yıldırmanın başlıca üç nedenini: örgütsel faktörler, sosyal


yapı ve kişisel faktörler olarak sınıflandırmıştır.
Mobbingin Sonuçları

Yıldırma davranışları örgütlerden daha çok bireyler üzerinde olumsuz etki


bırakmaktadır. Yıldırmaya maruz kalan kişilerin psikolojik, fizyolojik ve sosyal pek çok
sorunla karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Yıldırmanın bireysel etkileri
baş ağrısı, stres, sinir bozulması, depresyon, anlamsız korku ve heyecanlar, öz güven
ve özsaygının yitilmesi, stres gibi psikolojik sorunlar;
mide-bağırsak rahatsızlıkları, iştahsızlık, kilo kaybı, ellerin titremesi ve terlemesi,
deri üzerinde döküntü ve kaşıntılar gibi fizyolojik rahatsızlıklar ve
sosyal imajın zedelenmesi, sosyal dışlanma, aile içinde saygınlığın yitilmesi gibi sosyal
sonuçlar şeklinde kendini göstermektedir (Tınaz, 2011, s. 26).
Örgütsel Sessizlik

• Örgütsel sessizliğin yönetim bilimi literatürüne kazandırılması Morrison ve Milliken


(2000)’in çalışmaları öncülüğünde olmuştur. Morrison ve Milliken (2000) örgütsel
sessizliği çalışanların “bilinçli olarak çalışma hakkındaki fikir, bilgi ve inançlarını
ifade etmekten kaçınması” olarak tanımlamaktadır.
• Örgütlerdeki adaletsizlik kültürü örgütsel sebepler; yöneticilerin kaygısı, yöneticilerin
örtük inanışları, yöneticilerin kişisel özellikleri yönetsel sebepler; ilişkileri zedeleme
korkusu, geçmiş tecrübeler, yönetime güvensizlik, dışlanma korkusu, kişilik
özellikleri ve risk almaktan kaçınmak ise bireysel sebeplerdir.
Örgütsel Sessizlik Türleri

Örgütsel sessizlik, kabullenici sessizlik (acquiscent silence), savunmacı/korunmacı


sessizlik (defensive silence) (Piner ve Harlos, 2001), örgüt yararına sessizlik (Pro-social
Silence) (Van Dyne, Ang ve Botero, 2003) ve fırsatçı sessizlik (oportunistic silence)
(Knoll ve Dick, 2012) olmak üzere dört grupta sınıflandırılmaktadır.
Örgütsel Sessizliğin Etkileri

• Örgütsel sessizlik, örgütlerde yeni fikirlerin ortaya çıkmasında, yeteneklerin


sergilenmesinde ve bilgi paylaşımında olumsuz bir örgütsel atmosfere neden
olmakta ve örgütler için olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir (Morrison ve Milliken,
2000
• Örgütsel sessizlik, bilgi paylaşımının, beyin fırtınasının ve kurumsal problemlerin ve
problemlere yönelik olası çözümlerin belirlenmesi sürecinin önünde bir engel olarak
görülmektedir.
Örgütsel Vatandaşlık Davranışı

• Organ (1988) örgütsel vatandaşlık davranışını, “isteğe bağlı davranışlar arasında, biçimsel
ödüllendirme sistemi içerisinde doğrudan ve açık bir şekilde yer almayan, örgütsel
fonksiyonları artırmaya yönelik olan bireysel davranışlar” olarak tanımlamıştır.
• Organ’ın “iyi asker davranışı” olarak ele aldığı örgütsel vatandaşlık davranışı, görevi
zamanında tamamlama, iş arkadaşlarına yardım etme, yeniliklere açık olma,
gönüllü olma gibi davranışları sergilemeyi ve arkadaşları şikâyet etme, iş arkadaşları ile
gereksiz tartışma, onların yanlışını bulma gibi davranışlardan uzak durmayı
kapsamaktadır (Turnipseed, 2002).
Örgütsel Vatandaşlık Davranışının Boyutları

• Özgecilik (Karşılık beklemeksizin yardımcı olma)


• Vicdanlılık
• Nezaket
• Erdem
• Centilmenlik
Örgütsel Bağlılık

• 1950’li yıllardan itibaren literatürde yer alan örgütsel bağlılık, en yalın anlamda
çalışanların örgüt ile kurduğu kuvvet birliğinin ve kendisini örgütün bir parçası
olarak hissetmesinin derecesi olarak tanımlanmaktadır (Schermerhorn, Hunt, Osborn,
1994).
Örgütsel Bağlılık Türleri
Meyer ve Allen (1990) örgütsel bağlılığı duygusal bağlılık, normatif bağlılık ve
devam bağlılığı boyutlarında tanımlamışlardır (Meyer, Stanley, Herscovitch ve
Topolnytsky 2002).
Duygusal bağlılık, çalışanın örgütle özdeşleşmesi olarak tanımlanmaktadır (Meyer
ve Allen, 1991).
Devam bağlılığı, zorunluluğa dayalı bağlılık türü olarak görülmektedir. Bireyin
örgütten ayrılmasının maliyetinin yüksek olması durumunda bireyin örgüte devam etmesi
devam bağlılığı ile açıklanmaktadır (Allen ve Mayer, 1984).
Normatif bağlılık ise sadakat, vazife ve erdem gibi duygulara ve değerlere dayalı bir
bağlılık türüdür (Allen ve Meyer, 1990).
Örgütsel Güven

• Örgütsel politikalarla ilişkili olan örgütsel güven, çalışanların risk durumlarında


bile örgütsel politikalardan emin olması ve örgütsel politikaları destekleyecek
davranışlar sergilemesini ifade etmektedir (Lewicki, McAllister ve Bles, 1998).
• Örgütsel güvenin başta örgütsel değişim ve kurumsal iş birliği olmak üzere pek
çok açıdan katkısının bulunduğu bilinmektedir. Örgütsel değişimin sağlanmasında
ve sürdürülmesinde örgütsel güven önemli rol oynamaktadır (Tyler, 1994).
Güvenin yüksek olduğu ortamlarda çalışanlar, dönüşüme ve değişime adapte
olmaya başlarlar (McAllister, 1995).
Örgütsel Adalet

• Örgütsel adalet bireyin çalıştığı örgütteki uygulamalardan hareketle


oluşturduğu adalet algısı olarak tanımlanır (Greenberg, 1990).
• Örgütsel adalet örgütlerdeki ödül ve terfi gibi dağıtım kararlarının alınmasına
ve kazanımların dağıtılmasına yönelik uygulamalara ilişkin kurallar ve normlar
bütünü olarak tanımlanmaktadır (Folger ve Cropanzano, 1998).
İş Doyumu

• Kişinin işine yönelik duygu ve tutumları iş doyumu olarak değerlendirilmektedir


(Graham, 1982).
• İş doyumu, çalışanın işini sevmesini ve kendini işinde mutlu ve güvende hissetmesini
kapsamaktadır (Karcıoğlu ve Akbaş, 2010).
İş Doyumunun Etkileri

• Luthans (2010) iş doyumu yaşayan çalışanların bulunduğu örgütlerde örgütsel bağlılık


ve örgütsel performansın yüksekliğine bağlı olarak örgütsel amaçlara ulaşma düzeyinin
yüksek olacağını ifade etmektedir. Ayrıca iş doyumu yüksek düzeyde olan çalışanların
üretkenlikleri de daha yüksek düzeyde olacaktır (Robbins ve Judge, 2012).

• İş doyumsuzluğu ise işe gitmede isteksizlik, işten ayrılma, devamsızlık, iş birliği


sağlamada güçlük, örgütsel bağlılık ve sadakatin azalması gibi sonuçlar
doğurabilmektedir (Bayrak Kök, 2006).
Mesleki Tükenmişlik

• Tükenmişlik kavramı, ilk olarak 1974 yılında Freudenberger tarafından “başarısızlık,


yıpranma, enerji ve güç kaybı veya insanın iç kaynakları üzerinde, karşılanamayan
istekler sonucunda, ortaya çıkan bir tükenme durumu” olarak tanımlamıştır
(Freudenberger 1974:159).
Mesleki Tükenmeye Yol Açan Etmenler

• Örgütsel Etmenler: Rol belirsizlikleri, görev tanımlarının net olmaması, kişi-rol


çatışması, işi tamamlamak için gereken becerilerin ve sürenin yetersizliği (Cordes ve
Dougherty, 1993; Sanders, Fulks ve Knoblett, 1995), iş yükünün fazlalığı (Maslach,
Schaufeli ve Leiter, 2001).

• Bireysel Etmenler: Mesleki beceriler ile iş beklentileri arasındaki tutarsızlık (Lee ve


Ashfort, 1996), idealistlik ve yüksek düzeyde güdülenme (Pines ve Nunes, 2003),
cinsiyet ve çalışma hayatının hayatın büyük bir bölümünü kapsaması (Cordes ve
Dougherty, 1993).
Örgüt Sağlığı

• Sağlıklı örgüt, yalnızca çevresinde yaşamını sürdürmekle kalmayan, aynı zamanda


uzun vadede onunla başa çıkmayı sürdüren, sürekli olarak gelişen, yaşama ve başa
çıkma yeteneklerini geliştiren bir örgüttür.

Örgüt sağlığının Boyutları:


• Görev Gereksinimi
• Yaşamı Sürdürme Gereksinimi
• Büyüme ve Gelişme Gereksinimi
Değerlendirme Sorusu 1

Motivasyon sürecini çalışanların tatminsizliğine neden olan hijyen faktörleri ve performansı


arttıran motive edici faktörler şeklinde iki grupta inceleyen Çift Faktör Kuramının temsilcisi
kimdir?
a) Maslow
b) Herzberg
c) McClelland
d) Clayton Alderfer
e) Vroom
Değerlendirme Sorusu 2

Örgütlerde bir ya da birkaç kişi tarafından düşmanca ve etik olmayan davranışların sistematik bir
şekilde bir kişiye yöneltilmesine ne ad verilir?
a) Örgütsel vatandaşlık davranışı
b) Örgütsel bağlılık
c) Mobbing
d) Örgütsel Çatışma
e) Mesleki Tükenmişlik
Değerlendirme Sorusu 3

Aşağıdakilerden hangisi yıldırmanın örgütsel faktörlerindendir?


a) Zayıf liderlik
b) Mağdurun parlak kariyere sahip olması
c) Psikolojik sıkıntılar
d) Ön yargı
e) Grup baskısı
Değerlendirme Sorusu 4

• Okul müdürüne güvenmeyen, kötü muamele gördüğünü düşünen, öğretmen arkadaşları tarafından
dışlanma korkusu yaşayan ve risk almak istemeyen bir öğretmenin okulda gerçekleşen
toplantılarda sergileyeceği örgütsel davranış aşağıdakilerden hangisidir?
a) Örgütsel vatandaşlık davranışı
b) Örgütsel sessizlik
c) Mesleki tükenmişlik
d) Örgütsel bağlılık

e) Örgütsel adalet
Değerlendirme Sorusu 5

• Örgütsel bağlılığı yüksek çalışanların, örgütün zarar görmemesi ve korunması sürecinde


benimsedikleri sessizlik türü aşağıdakilerden hangisidir?
a) Korunmacı sessizlik
b) Savunmacı sessizlik
c) Kabullenici sessizlik
d) Örgüt yararına sessizlik
e) Fırsatçı sessizlik
Değerlendirme Sorusu 6

Bir öğretmenin kendine verilen görevi vaktinde tamamlaması, iş arkadaşlarına yardımcı olmaya
gönüllü olması, gereksiz tartışmalardan uzak durması, örgütle ilgili sorunlarda resmi görev
tanımlarının ötesinde sorumluluk üstlenmesi aşağıdakilerden hangisi ile açıklanır.
a) Örgütsel bağlılık
b) Motivasyon
c) İş doyumu
d) Örgütsel adalet
e) Örgütsel vatandaşlık davranışı
Değerlendirme Sorusu 7

• Çalışanların kendilerinden beklenen rol davranışının ötesinde davranışlar sergilemeye gönüllü


olması örgütsel vatandaşlık davranışının hangi boyutu kapsamında ele alınır?
• Özgecilik
• Vicdanlılık
• Centilmenlik
• Nezaket
• Erdem
Değerlendirme Sorusu 8

• Örgütte gerginliğe neden olabilecek davranışlardan kaçınmak ve sorunları gereksiz yere


büyütmekten uzak durmak örgütsel vatandaşlık davranışının hangi boyutu ile açıklanır?
a) Özgecilik
b) Vicdanlılık
c) Nezaket
d) Centilmenlik
e) Erdem
Değerlendirme Sorusu 9

• Risk durumlarında bile okul politikalarına ve okul müdürlerine güvenen, yöneticilerinin ve


meslektaşlarının kendisine zarar vermeyeceğinden emin olan bir öğretmen için aşağıdakilerden
hangisi söylenemez.
a) Meslektaşlarına yardım etmek için gönüllü davranışlar sergiler
b) İş doyumu sağlayamamaktadır
c) Okul müdürüne ve meslektaşlarına karşı güven duygusu gelişmiştir
d) Okulun amaçlarına ulaşılması için çaba sarf eder
e) Okuldaki değişim süreçlerine yardımcı olur
Değerlendirme Sorusu 10

• Mesleğine karşı olumlu tutumlara sahip olan, mesleğini seven ve mesleğini icra ederken kendini
güvende ve mutlu hisseden bir öğretmen için aşağıdakilerden hangisi söylenemez.
a) Mesleki tükenmişlik yaşamaktadır
b) İş doyum düzeyi yüksektir
c) Meslektaşları ile işbirliği yapmak için isteklidir
d) Karar alma sürecine katılım gösterir
e) Öğrenci başarısının arttırılması için çaba sarf eder
Cevap Anahtarı
• 1.b 2.c 3.a 4.b 5.d
• 6.e 7.b 8.d 9.b 10.a
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRETİM
KADEMELERİ
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRETİM KADEMELERİ
1. Türk Eğitim Sisteminin Kademelere Ayrılmasındaki Gelişmeler
2. Türk Eğitim Sisteminde Öğretim Kademeleri
2.1. Örgün Eğitim
2.1.1. Okul Öncesi Eğitim
2.1.2. İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul)
2.1.3. Ortaöğretim
2.1.4. Yükseköğretim
2.2. Yaygın Eğitim
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRETİM KADEMELERİ

Ülkelerin eğitim sistemleri ile ilgili genel bir bilgi edinmek için;
• Öğretimin kademelere ayrılış biçimi,
• Her bir kademenin süresi,
• Hangi kademeye hangi yaşta devam edilebileceği,
• Kademeleri tamamlamanın zorunlu veya isteğe bağlı olması,
• Kademeler arasındaki geçiş koşulları gibi konular ve bunların düzenlenişi gibi özellikler
incelenebilir.

Eğitim sistemlerinin kademelere ayrılışı, tarihsel bağlamda incelendiğinde zaman zaman


farklı gelişmelere dayalı olarak değişiklikler yaşandığı görülmektedir.
1. Türk Eğitim Sisteminin Kademelere Ayrılmasındaki Gelişmeler
Aşağıdaki tablodan «Türk Eğitim Sisteminin Kademelere Ayrılmasında Yaşanan Gelişmeler»
görülebilmektedir.

Kaynaklar: MEB, 2018; Özbaş ve Yalçın, 2019: 100-101


2. Türk Eğitim Sisteminde Öğretim Kademeleri

24 Haziran 1973 tarih ve 14574 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1739 Sayılı Milli
Eğitim Kanunu'nun 4. maddesine dayalı olarak Türk milli eğitim sisteminin örgün eğitim ve
yaygın eğitimden oluştuğu ifade edilebilir.
Aynı maddeye dayalı olarak;
• örgün eğitimin okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimi,
• yaygın eğitimin ise örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin
tümünü kapsadığı söylenebilir.
2.1. Örgün Eğitim

Örgün eğitim;
→belli bir amaca yönelik olarak hazırlanmış programlara dayalı olarak,
→belirli yaş grubunda bulunan aynı seviyedeki bireylerle,
→okullarda düzenli olarak yapılan eğitimdir (MEB, 2019a: XIII).
2.1.1. Okul Öncesi Eğitim

→1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre “Okul öncesi eğitimi, mecburi
ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların eğitimini kapsar (Madde-19).»
→İsteğe bağlı olan okul öncesi eğitim, 3 yaştan (36 ayını dolduran) 5 yaşa (66 aydan küçük
olan) kadar çocukların eğitimini kapsar (MEB, 2019a: XIII).
→2018-2019 Milli Eğitim Bakanlığı İstatistikleri'ne göre Türkiye’de okul öncesinde resmi
25.236, özel 6.577 okul bulunmaktadır. Resmi okullara kayıtlı 1.306.139 öğrenci, özel
okullara kayıtlı ise 258.674 öğrenci bulunmaktadır (MEB,2019a: 55).
2.1.1. Okul Öncesi Eğitim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda okul öncesi eğitimin amaç ve görevleri, milli
eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine dayalı olarak şu şekilde belirlenmiştir;

1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak;


2. Onları ilköğretime hazırlamak;
3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı
yaratmak;
4. Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır (Madde-20).
2.1.1. Okul Öncesi Eğitim

Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması;


• çocukların zihinsel, psikomotor ve sosyal gelişimlerine,
• daha sonraki kademelerdeki başarı durumlarına katkı sağladığı için,
• annelerin işgücüne katılmasını kolaylaştıracağı için önemlidir (Erdem, 2016;
Memduhoğlu, 2016; TEDMEM, 2019).

Bu kapsamda;
2023 Vizyon Belgesi’nde «erken çocukluk eğitim hizmetinin yaygınlaştırılmasında 5 yaşın,
zorunlu eğitim kapsamına alınacağı» ifade edilmiştir.
2.1.2. İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul)

→1739 Sayılı Milli Eğitim Kanunu'nun 22. maddesine göre mecburi olan ilköğretim
kademesi 6-14 yaş grubunu kapsamaktadır. Aynı maddeye göre ilkokulların birinci
sınıflarına o yılın 31 Aralık tarihinde 72 ayını doldurmuş olan çocuklar kaydedilir.
→2018-2019 Milli Eğitim Bakanlığı İstatistikleri'ne göre Türkiye’de ilkokul düzeyinde
resmi 22.931 okul, 1.808 özel okul bulunmaktadır. Resmi okullara kayıtlı 5.005.214
öğrenci, özel okullara kayıtlı ise 262.164 öğrenci bulunmaktadır. Ortaokul düzeyinde ise
resmi 16.874 okul, özel 2.060 okul bulunmaktadır. Resmi okullarda kayıtlı 5.099.275
öğrenci, özel okullarda kayıtlı 262.134 öğrenci bulunmaktadır (MEB,2019a: 70).
2.1.2. İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul)

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda ilköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin
genel amaçlarına ve temel ilkelerine dayalı olarak şu şekilde belirlenmiştir;

1. Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve
alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek;
2. Her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden yetiştirerek hayata ve üst
öğrenime hazırlamaktır.
3. İlköğretimin son ders yılının ikinci yarısında öğrencilere, ortaöğretimde devam
edilebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin
kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik
servislerince gerekli çalışmalar yapılır (Madde-23).
2.1.2. İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul)

İlköğretim kademesinin toplumsal faydasının diğer öğretim kademelerinden daha fazla


olması ilköğretime verilen önemi arttırmaktadır (Erdem, 2016: 39). Bu nedenle okullaşma
oranlarının arttırılması ve devamsızlık ile okul terkinin önlenmesi bu kademe açısından
önemlidir (ERG, 2019: 20).

2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde bu kademe ile ilgili "ikili eğitimin tümüyle kaldırılması,
ders dışı etkinliklere ağırlık verilmesi, ödev uygulamalarının yeniden yapılandırılması,
elverişsiz okulların kaynak planlamasında öncelikli olması, birleştirilmiş sınıfların olduğu
okulların ihtiyaçlarına yönelik öğretmen eğitimi ve öğrenciler için materyal desteği
konuları"na değinilmiştir (MEB,2018).
2.1.3. Ortaöğretim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre "Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık
zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile
mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar...(Madde-26)."

Genel ortaöğretim, ilköğretime dayalı olarak verilen en az dört yıllık, zorunlu, öğrencilere
genel kültür kazandıran ve onları ilgi, istek, yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime veya
geleceğe hazırlayan bir süreçtir. Mesleki ve teknik eğitim ise aynı tanıma, yükseköğretime
veya geleceğe hazırlamaya ek olarak iş alanlarına hazırlama özelliği de eklenerek
tanımlanmaktadır (MEB,2019a: XV).
2.1.3. Ortaöğretim

2018-2019 Milli Eğitim Bakanlığı İstatistikleri'ne göre Türkiye’de ortaöğretim düzeyinde


resmi 8.914 okul, 3.589 özel okul bulunmaktadır. Resmi okullara kayıtlı 3.677.964 öğrenci,
özel okullara kayıtlı ise 581.693 öğrenci bulunmaktadır. Ayrıca 2018-2019 öğretim yılında
mesleki ve teknik eğitim veren 4.640 okul vardır. Mesleki ve teknik liselere kayıtlı toplam
1.793.391 öğrenciden 1.084.926'sı erkek; 708.465'i kadındır (MEB,2019a:128).
2.1.3. Ortaöğretim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre ortaöğretimin amaç ve görevleri, milli
eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine dayalı olarak şu şekilde belirlenmiştir;

1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle
onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal
ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,
2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve
doğrultusunda yükseköğretime veya hem mesleğe hem de yükseköğretime veya hayata ve iş
alanlarına hazırlamaktır.
Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları
arasında denge sağlanır (Madde-28).
2.1.3. Ortaöğretim

• Ortaöğretim, hem zorunlu eğitim kapsamında okullaşmanın en düşük olduğu kademe;


hem de devamsızlık, sınıf tekrarı ve eğitimden erken ayrılma risklerinin en yüksek olduğu
kademedir (ERG, 2019: 28).

• Ortaöğretimle ilgili önemli konulardan birisi de farklı öğretim kurumlarına devam eden
öğrenciler arasındaki başarı farkıdır. Bu konudaki göstergelerden birisi PISA
sonuçlarıyken diğeri yükseköğretime yerleşme oranlarıdır (https://istatistik.yok.gov.tr/;
MEB, 2019b: 17).
2.1.4. Yükseköğretim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda yükseköğretimin amaç ve görevleri, milli
eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine dayalı olarak şu şekilde belirlenmiştir;

1. Öğrencileri ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yurdumuzun bilim


politikasına ve toplumun yüksek seviyede ve çeşitli kademelerdeki insan gücü ihtiyaçlarına
göre yetiştirmek;
2. Çeşitli kademelerde bilimsel öğretim yapmak;
3. Yurdumuzu ilgilendirenler başta olmak üzere, bütün bilimsel, teknik ve kültürel sorunları
çözmek için bilimleri genişletip derinleştirecek inceleme ve araştırmalarda bulunmak;
2.1.4. Yükseköğretim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda yükseköğretimin amaç ve görevleri, milli
eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine dayalı olarak şu şekilde belirlenmiştir;

4. Yurdumuzun türlü yönde ilerleme ve gelişmesini ilgilendiren bütün sorunları, Hükümet ve


kurumlarla da elbirliği etmek suretiyle öğretim ve araştırma konusu yaparak sonuçlarını
toplumun yararlanmasına sunmak ve Hükümetçe istenecek inceleme ve araştırmaları
sonuçlandırarak düşüncelerini bildirmek;
5. Araştırma ve incelemelerinin sonuçlarını gösteren, bilim ve tekniğin ilerlemesini
sağlayan her türlü yayınları yapmak;
6. Türk toplumunun genel seviyesini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı bilim verilerini
sözle, yazı ile halka yaymak ve yaygın eğitim hizmetlerinde bulunmaktır (Madde-35).
2.1.4. Yükseköğretim

6 Kasım 1981 tarih ve 17506 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2547 Sayılı
Yükseköğretim Kanunu'na göre yükseköğretimdeki düzeyler;

• önlisans,
• lisans,
• lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) düzeyleridir (Madde-3, Fıkra-1, r/s/t bentleri).
2.1.4. Yükseköğretim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 36. maddesinde yükseköğretim kurumlarına
yer verilmektedir. İlgili maddeye göre;

• üniversiteler,
• fakülteler,
• enstitüler,
• yüksekokullar,
• meslek yüksekokulları,
• uygulama ve araştırma merkezleri,
• konservatuvarlar yükseköğretim kurumlarını oluşturmaktadır.
2.1.4. Yükseköğretim

• Ülkemizde 129 devlet üniversitesi, 74 vakıf üniversitesi, 4 vakıf meslek yüksekokulu


bulunmaktadır (https://istatistik.yok.gov.tr/).
• 2018-2019 Yükseköğretim İstatistikleri'ne göre önlisans düzeyindeki öğrenci sayısı
2.829.430; lisans düzeyindeki öğrenci sayısı 4.420.699; yüksek lisans düzeyindeki
öğrenci ayısı 394.174; doktora düzeyindeki öğrenci sayısı ise 96.199'dur
(https://istatistik.yok.gov.tr/).
2.1.4. Yükseköğretim

Günümüzde yükseköğretimle ilgili;

• kalite ve kalite güvencesi,


• eğitimin niteliğinin arttırılması,
• yükseköğretim ile toplum ve ekonomiye yönelik ilişkilerin geliştirilmesine
odaklanılmıştır (YÖK, 2019:10).
2.2. Yaygın Eğitim

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu Madde-40'a göre yaygın eğitim, milli eğitimin
genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, örgün eğitime hiç girmemiş, herhangi bir
kademesinde öğretime devam eden veya bu kademeden ayrılmış kişilere örgün eğitimin
yanında veya ondan ayrı olarak verilen eğitimdir.

Yaygın eğitim, belli bir yaşa yönelik değildir, her yaş grubuna eğitim verilebilir (Kılıç,
2014). Yaygın eğitim programlarının kapsamı, birey ve toplumun ihtiyaçlarına göre
belirlenir. İhtiyaç duyulan her konuda yaygın eğitim düzenlenebilir (Şişman, 2018).
2.2. Yaygın Eğitim

Yaygın eğitimin özel amaçları, Madde-40'a dayalı olarak özetle belirtilirse şu şekildedir:

• okuma-yazma öğretmek, bireylere eksik kalan eğitimlerini tamamlamaları için imkânlar


sağlamak,
• çağın özelliklerine uyum sağlamaları için eğitim hazırlamak,
• milli kültürel değerlerimizi koruyucu, geliştirici, tanıtıcı, benimsetici nitelikte eğitim
yapmak, toplumsal yaşama yönelik alışkanlıklar kazandırmak,
2.2. Yaygın Eğitim

Yaygın eğitimin özel amaçları, Madde-40'a dayalı olarak özetle belirtilirse şu şekildedir:

• beslenme ve sağlıklı yaşama usullerini benimsetmek,


• boş zamanları etkili biçimde değerlendirmeye yönelik alışkanlık kazandırmak,
• kısa süreli ve kademeli eğitimlerle meslek edindirici imkânlar sunmak, hizmet içinde
mesleki gelişime yönelik bilgi ve beceri kazandırmaktır.
2.2. Yaygın Eğitim

2018-2019 Milli Eğitim Bakanlığı İstatistikleri'ne göre Türkiye’de 1.427 resmi, 14.252 özel
yaygın eğitim kurumu bulunmaktadır. Resmi kurumlarda 3.364.360'ı erkek, 4.880.275'i
kadın toplam 8.244.635 kursiyer; özel kurumlarda 1.656.144'ü erkek, 883.185'i kadın
toplam 2.539.329 kursiyer eğitim almaktadır (MEB, 2019a: 219).
2.2. Yaygın Eğitim

2016'da 25-64 yaş grubunun informal ve nonformal eğitim ve öğretime katılımları


Türkiye'de %21, OECD ülkelerinde ortalama %47 olarak belirlenmiştir. Bu verilere dayalı
olarak yaşam boyu öğrenmeye katılım oranlarının arttırılmasının istendik bir durum olacağı
söylenebilir.

Bu kapsamda 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'nde hayat boyu öğrenme konusu ile ilgili hayat
boyu öğrenme programlarının niteliğinin ve programlara erişimin artırılması ile ilgili bir
hedefe yer verilmiştir. Bu hedef kapsamında yapılacaklarda yaş itibarıyla örgün eğitim
kapsamı dışında kalmış bireylere yönelik diplomaya esas müfredatın yapısının temel
beceriler korunarak sadeleştirilmesine değinilmektedir (MEB, 2018).
KAYNAKÇA

Erdem, A.R. (2016). Türk Eğitim Sisteminin Yapısı. R. Sarpkaya (Editör) Türk Eğitim Sistemi ve Okul
Yönetimi (ss. 34-83). Ankara: Anı Yayıncılık.
ERG. (2019). Eğitimi İzleme Raporu 2019. [Çevirim-içi:
https://www.egitimreformugirisimi.org/yayin/egitim-izleme-raporu-2019-egitimin-icerigi/, Erişim
Tarihi: 28.06.2020].
https://istatistik.yok.gov.tr/ Erişim Tarihi: 02.07.2020.
Kılıç, D. (2014). Eğitim bilimine giriş. Nobel Yayıncılık: Ankara.
MEB. (2018). 2023 Vizyon Belgesi. [Çevirim-içi: http://2023vizyonu.meb.gov.tr/, Erişim Tarihi:
28.06.2020].
MEB. (2019a). Milli Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2018-2019. [Çevirim-içi:
http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_09/30102730_meb_istatistikleri_orgun_egitim_2018_20
19.pdf, Erişim Tarihi: 28.06.2020].
MEB. (2019b). PISA 2018 Türkiye Ön Raporu. [Çevirim-içi:
http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2019_12/03105347_PISA_2018_Turkiye_On_Raporu.pdf,
Erişim Tarihi: 02.07.2020].
KAYNAKÇA
Memduhoğlu, H.B. (2016) . Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı (Amaçlar, Temel İlkeler ve Okul
Sistemi). H.B. Memduhoğlu ve K. Yılmaz (Editörler) Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi (ss. 1-25).
Ankara: Anı Yayıncılık.
Özbaş, M. ve Yalçın, S. (2019). Türk Eğitim Sisteminde Öğretim Kademeleri. Ş.Ş. Erçetin (Editör) Türk
Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi (ss. 95-109). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Şişman, M. (2018). Eğitime giriş. Pegem Akademi: Ankara.
TEDMEM. (2019). 2018 Eğitim Değerlendirme Raporu. [Çevirim-içi:
https://tedmem.org/download/2018-egitim-degerlendirme-
raporu?wpdmdl=2933&refresh=5ef86df775a591593339383, Erişim Tarihi: 28.06.2020].
YÖK.(2019). Türkiye Yükseköğretim Sistemi. [Çevirim-içi:
https://www.yok.gov.tr/Documents/Yayinlar/Yayinlarimiz/2019/Higher_Education_in_Turkey_2019_tr.p
df, Erişim Tarihi: 05.07.2020].
1739 Sayılı Milli Eğitim Kanunu. [Çevirim-içi:
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.1739.pdf, Erişim Tarihi: 28.06.2020.]
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu. [Çevirim-içi: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2547-
20150404.pdf, Erişim Tarihi: 28.06.2020.]
DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Türk eğitim sisteminin öğretim kademeleri hangi öğretim yılından


itibaren 4+4+4 şeklinde 12 yıllık zorunlu eğitim olarak
düzenlenmiştir?
A) 1997-1998
B) 2005-2006
C) 2010-2011
D) 2012-2013
E) 2018-2019
2. Aşağıdakilerden hangisi örgün eğitim kurumu değildir?
A) Okul öncesi eğitim kurumları
B) Halk eğitim merkezleri
C) İlkokullar
D) Ortaokullar
E) Yükseköğretim kurumları
3. I. Katılımı isteğe bağlı olan bir öğretim kademesidir.
II. Amaçlarından birisi "Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel
konuşmalarını sağlamak"tır.
III. Öğrencilerin daha sonraki kademelerdeki başarı durumlarına katkı
sağlayan bir öğretim düzeyidir.
Okul öncesi eğitimle ilgili yukarıdaki ifadelerden hangisi/hangileri
doğrudur?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
C) I-II
D) II-III
E) I-II-III
4. Aşağıdakilerden hangisi politika belgelerinde ilköğretim kademesi ile
ilgili gündemde olan konulardan birisi değildir?
A) Kalite güvencesi.
B) İkili eğitimin tümüyle kaldırılması.
C) Ders dışı etkinliklere ağırlık verilmesi.
D) Ödev uygulamalarının yeniden yapılandırılması.
E) Elverişsiz okulların kaynak planlamasında öncelikli olması.
5. Aşağıdakilerden hangisi yaygın eğitimin özel amaçlarından birisi
değildir?
A) Beslenme ve sağlıklı yaşama usullerini benimsetmek.
B) Boş zamanları etkili biçimde değerlendirmeye yönelik
alışkanlık kazandırmak.
C) Araştırma ve incelemelerinin sonuçlarını gösteren, bilim ve
tekniğin ilerlemesini sağlayan her türlü yayınları yapmak.
D) Kısa süreli ve kademeli eğitimlerle meslek edindirici imkânlar
sunmak.
E) Hizmet içinde mesleki gelişime yönelik bilgi ve beceri
kazandırmaktır.
6. I. Örgün eğitim belli bir amaca yönelik olarak hazırlanmış
programlara dayalı olarak yürütülür.
II. Farklı yaşlardan bireylere yöneliktir.
III. Okullarda düzenli olarak gerçekleştirilir.
Örgün eğitimle ilgili yukarıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Yalnız II
B) I-II
C) I-III
D) II-III
E) I-II-III
7. Türk Milli Eğitim Sistemi'nin bütün öğretim kademelerinin özel
amaçları hangi yasal metinde yer almaktadır?
A) 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu
B) 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu
C) 6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
D) 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu
E) Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği
8. Toplumsal faydaları diğer kademelere göre daha yüksek olan öğretim
kademesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okulöncesi
B) İlköğretim
C) Ortaöğretim
D) Lisans
E) Lisansüstü
9. I. Doktora düzeyi lisansüstü eğitim kapsamındadır.
II. Uygulama ve araştırma merkezleri, yükseköğretim
kurumlarındandır.
III. Araştırma görevlileri, öğretim üyesi kadrosunda
çalışmaktadırlar.
Yukarıda yükseköğretim ile ilgili ifade edilenlerden hangisi/hangileri
doğrudur?
A) Yalnız III
B) I-II
C) I-III
D) II-III
E) I-II-III
10.
I. Belli bir yaşa yöneliktir.
II. Eğitim programlarının kapsamı, birey ve toplumun
ihtiyaçlarına göre belirlenir.
III. İhtiyaç duyulan her konuda düzenlenebilir.
Yaygın eğitimle ilgili yukarıdaki ifadelerden hangisi/hangileri doğrudur?

A) Yalnız I
B) I-II
C) I-III
D) II-III
E) I-II-III
CEVAPLAR
1.D
2.B
3.E
4.A
5.C
6.C
7.A
8. B
9. B
10.D
5. Bölüm
Türk Eğitim Sisteminde İnsan
Gücü, Fiziki, Teknolojik ve
Finansal Kaynaklar
Giriş
• Nitelikli insan gücü kaynağı ile ekonomik ve toplumsal kalkınma arasında
ilişki vardır.

• İş gücünün niteliğinde yaşanan bir birimlik artış yıllık büyüme üzerinde yaklaşık bir
puanlık artışı beraberinde getirmektedir (Hanushek ve Kimko, 2000).

• Eğitim, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde kritik bir role sahiptir.

• 21. yüzyılda iş dünyasının beklediği becerilerden bazıları:


Yaratıcılık, takım çalışması, iletişim, eleştirel düşünme

«MEB 2023 Eğitim Vizyonu” eğitim yaklaşımı


Giriş İş yaratıcılık
birliği
• Bu becerileri kazandırmak için:
liderlik

Proje Tabanlı Eğitim


Problem Çözme

Ortak bir sorunu ekip


üyeleriyle birlikte çözme

inovasyon

İş birlikçi Öğrenme kritik


düşünme
Tanımlar
• İnsan gücü
Ülke nüfusunun bir iş yapmaya elverişli olan tüm kişilerini kapsar
(Çalışan nüfus + çalışmayan nüfus).

Nüfusun mal ve hizmet üretme potansiyeline sahip kısmıdır.

Çoğunlukla 15-64 yaş arasını kapsar (Adem, 1987).

Türkiye’de 15 yaş ve üstü yaklaşık 62 milyon insan


bulunmaktadır (insan gücü).
Tanımlar
• İş gücü
İş gücü ise insan gücünün fiilen çalışan bölümünü temsil etmektedir.

Bu iş gücünün nitelikli olması çıktıların kalitesini etkilemektedir.

Türkiye’de 15 yaş ve üstünde bulunan yaklaşık 62 milyon


insan gücünün 29 milyonu iş gücüne katılım göstermektedir
(TÜİK, 2020).
Mevcut durum ve yakın gelecek:
• Türkiye’de iş gücünün özellikleri (Hoşgör ve Tansel, 2010):
(i) Nüfusun artış hızına bağlı olarak iş gücü üzerinde baskılar vardır.
(ii) Küçük ölçekli işletmelerin oranı daha fazladır.
(iii) İş gücüne katılım oranı düşüktür.
(iv) Kayıt dışı ekonomi yüksektir.

• Türkiye nüfusu demografik bir dönüşüm içerisine girmiştir.


(Kavak, 2010):
(i) Nüfus artış hızı azalmaya devam edecek ve genç nüfusun (0-14 yaş) sayısı
önümüzdeki yıllarda 20 milyon civarında sabit kalacaktır.
(ii) Yetişkin nüfusun oranı ise artış gösterecektir.
Mevcut durum ve yakın gelecek:
• Genç nüfusun payı, öğrenci sayılarını etkilediğinden kamunun eğitim
harcamalarını belirleme potansiyeli taşımaktadır.

• Önümüzdeki yıllarda okulların öğrenci sayısının sabit kalacağı; göç


alan bölgelerde ise sayısal baskının devam edeceği söylenebilir.
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
• Türkiye’de öğretmenlerin istihdamı 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
göre yapılmaktadır.
• MEB, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında açık öğretim dahil 18 milyon
öğrenci sayısı ve yaklaşık 1 milyon 127 bin öğretmen ile birlikte büyük bir
yapıya ulaşmıştır (MEB, 2019b).
• Türkiye’de öğretmenlerin yetiştirilmesi ve istihdamına yönelik politikalar
için bu güne kadar bazı belgeler ortaya konulmuştur:
«MEB 2023 Vizyonu, Kalkınma Planları, TÜBİTAK-Vizyon 2023,
Yükseköğretim Stratejik Planı»

Örnek: On birinci kalkınma planı çerçevesinde “Öğretmenlik Meslek


Kanununun çıkarılması” hedeflenmektedir.
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
• Türkiye'de resmi ve özel tüm eğitim kademelerinde görev yapabilecek
öğretmenlerin eğitimi 1982 yılından sonra üniversitelere
devredilmiştir (Resmi Gazete, 1982).

• Bu sürecin sağlıklı biçimde yürütülmesinde MEB, Yükseköğretim


Kurulu (YÖK) ve Fakülteler iş birliği içinde çalışmaktadır.

• Bu kapsamda, öğretmen yetiştirme lisans programları, MEB tarafından


oluşturulan Öğretmen Strateji Belgesi kapsamındaki Öğretmenlik
Mesleği Genel Yeterlikleri (MEB, 2017) dikkate alınarak güncellendi.
Eğitimde iş gücü:
Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri

i. Mesleki bilgi
ii. Mesleki beceri
iii. Tutum ve değerler

Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri


Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
i. Mesleki bilgi: Öğretmenlerin alanında kuramsal, metodolojik ve
olgusal bilgiyi içeren bir yeterlik düzeyine sahip olması gerekir.

Öğretmenin okulda sunulan bilgi ile gerçek yaşam arasındaki bağı


kurması önemlidir:
Örneğin, ortaokul kademesinde görev yapan bir matematik öğretmeni
kara köklü ifadeler konusunu bilmeli ve bu konunun bilgisayarcılık
alanındaki programlama dilinde kullanıldığını örneklendirebilmelidir.
Öğrenci, okulda öğrendiği dört işlem becerisini, ailesi ile birlikte gittiği
mahalle pazarında kullanması beklenir.
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
i. Mesleki bilgi:
Öğretmenin alanıyla ilgili güncel kaynaklara nereden ve nasıl
ulaşabileceğini bilmelidir:
Sosyal medya grupları, kitaplar, dergiler...vb.
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
i. Mesleki bilgi:
Birey ve öğretmen olarak görev hak ve sorumluluklarına ilişkin
mevzuat bilgisine sahip olmalıdır:
Örneğin, öğretmenin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda
belirlenmiş mesleki, mali, korunma ve sosyal hakları bulunmaktadır.
Yine bu kanuna dayalı olarak öğretmenin mesleki çalışmalar yapma,
toplantılara katılma ve kurul görevlerini yerine getirme sorumluluğu
olduğu görülmektedir (Öğretmenler Kuruluna katılma, Zümre
Toplantılarına katılma gibi).
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
ii. Mesleki beceri: Eğitim-öğretimi planlayabilme, uygun öğrenme ortamları oluşturabilme ve bu süreçleri
yönetebilme becerisi.

Örneğin, okulun ilk gününde öğretmen ile öğrencilerin tanışması için bazı etkinlikler vardır. Bunlardan birinde
öğretmen öğrencileriyle tanışma etkinliği olarak «çember» tekniğini kullanabilir. Öğrencileri daire şeklinde bir
araya getirir. Elindeki topu havaya atarak öğrencilerden birisinin yakalamasını sağlar. Topu alan öğrenci adını
soyadını ve en sevdiği yemeği söyler. Ardından öğrenci topu havaya atarak başka bir arkadaşının yakalamasını
sağlar. Topu alan öğrenci ilk başta topu kendisine atan öğrenciyi yeniden tanıtır. Ardından kendini tanıtır.»

Üniversitelere rol: Öğretmenlerin yetiştirilmesinde uygulama ağırlıklı bir yaklaşımın benimsenmesi “2023
Eğitim Vizyonu” belgesinde yer almaktadır.

Öğretmen adaylarının teorik bilgileri edinmesi yeterli değildir. Bu bilgilerin toplum, okul ve sınıf yaşamında
uygulamaya dökülebilmesi gerekir.

TALIS sonuçlarına göre, Öğretmenliğin ilk yıllarında sınıf yönetimi ile çok baş
ettikleri ve iş bırakmalarının bu dönemde yoğunlukla yaşandığı bilinmektedir
(OECD, 2019).
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
ii. Mesleki beceri:
Öğretmenlik mesleğinde istihdam edildikten sonra da mesleki gelişim
faaliyetleri içerisinde bulunması ve güncel gelişmeleri yakından takip
etmesi beklenmektedir.

On birinci Kalkınma Planına göre, “Hizmet içi eğitimlerin içerikleri


öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin güncel ihtiyaçları çerçevesinde
yenilenecek, mesleki ve teknik eğitimde hizmet içi eğitimler iş
ortamlarında gerçekleştirilecektir.”
Eğitimde iş gücü: Öğretmenler
Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri:
ii. Mesleki beceri:
21. yüzyılda eğitim örgütlerinden beklenen roller arasında takım odaklı
ya da işbirliğine dayalı bir okul liderliğinin sergilenmesi olmuştur (Marks
ve Printy, 2003).
Eğitimde iş gücü: Eğitim yöneticileri
Bir ülkedeki okul yöneticilerinin istihdamına ilişkin görünüm,
yöneticiliğe verilen statü ile şekillenmektedir (Hallinger, 2018).

Okul yöneticilerinin öğrenme çıktıları üzerindeki dolaylı etkisi elli yıla


yakın bir süredir araştırmacıların ve politika yapıcıların gündeminde
olan bir konudur.
Eğitimde iş gücü: Eğitim yöneticileri
MEB’e bağlı eğitim kurumlarının yöneticilerinin görevlendirme işlemleri istekli
öğretmenler arasından yazılı ve sözlü sınavların sonuçlarına göre dört yıl süre ile
yapılmaktadır.

İlgili yönetmeliğe göre (Resmi Gazete, 2018) bir eğitim yöneticisinin asıl görevi
öğretmenliktir ve yöneticilik ikinci bir görev olarak yürütülmektedir.

Bu yüzden dört yılını tamamlayan okul yöneticileri yeniden görevlendirilmedikleri


takdirde öğretmen olarak çalışmaya devam etmektedir.

Eğitim yöneticisinin görevlendirilmesinde kullanılan “Yönetici Değerlendirme


Formu” içerisinde “Eğitim Yönetimi” alanında lisansüstü eğitim yapma durumu
puanlamaya alınmaktadır.
Eğitimde iş gücü: Eğitim yöneticileri
Eğitim yöneticiliğinin bir meslek haline gelmesi için planlamalar devam
etmektedir.

On birinci kalkınma planında (2019-2023) “Okul yöneticiliğinin


profesyonel bir meslek haline getirilmesi ve yönetici eğitimi
akreditasyon yapısının oluşturulması” hedefi yer almaktadır.
Eğitimde iş gücü: Eğitim yöneticileri
Okul müdürlüğü görevine aday olmak için ez az bir yıllık bir yöneticilik
deneyimi gerekirken müdür yardımcılığı için ise en az iki yıllık
öğretmenlik deneyimi gerekmektedir.
Eğitimde iş gücü: Maarif müfettişleri
Türkiye’de öğretmenlerin sınıf içindeki öğretim çalışmalarını okul
yönetimi gerçekleştirmektedir.

Bunun dışında MEB’e bağlı eğitim kurumlarının denetim, inceleme,


soruşturma ve ön inceleme çalışmaları MEB Teftiş Kurulu Başkanlığı
bünyesinde istihdam edilen Bakanlık maarif müfettişleri ve Bakanlık
maarif müfettiş yardımcıları aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Eğitimde iş gücü: Maarif müfettişleri
Bakanlık maarif müfettiş yardımcısı olarak atanabilmek için öncelikle yazılı ve sözlü olmak
üzere iki bölümden oluşan bir değerlendirme sınavına katılmak gerekmektedir.

Şartlar:
Adayın otuz beş yaşını doldurmamış ve öğretmen olarak en az sekiz yıllık bir görev yapmış
olması gerekmektedir.
Öğretmenlik deneyimi şartını sağlayamayan adayların ise en az dört yıllık bir lisans
programından (hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat ve işletme) mezun
olması gerekmektedir.

Bu sınava birden fazla başvuru yapılamamaktadır (Resmi Gazete, 2017).

Müfettiş yardımcılarının en az bir yılını bir maarif müfettişinin yanında çalışmak kaydıyla üç
yıl boyunca fiili olarak çalışması gerekmektedir. Ardından yeterlik sınavından 70 puan ve
üzeri alanlar müfettişlik kadrosuna terfi etmektedir.
Eğitimde Fiziki Kaynaklar
Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ilkeleri arasında “planlama” ilkesi yer
almaktadır (madde 14).

Bu kapsamda, MEB’in eğitim faaliyetlerinin sunumuyla ilgili yer, bina, tesis ve


ekleri, donatım, araç, gereç ve kapasiteleri ile ilgili standartları önceden
tespit etmesi beklenmektedir.

Eğitimde artan öğrenci sayısı ile birlikte okul ve derslik sayılarında artış
yaşanmaktadır.

Ayrıca, derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltma yönündeki hedefler bu


sayıların artışına bir ivme kazandırmıştır.
Eğitimde Fiziki Kaynaklar
Tablo 1. Eğitim Kademelerine Göre Okul ve Derslik Sayıları (Resmi-Özel, 2018-2019)
Resmi Özel
Eğitim Kademesi
Okul Sayısı Derslik Sayısı Okul Sayısı Derslik Sayısı
Okul Öncesi 5.317a 19.901b 5.352c 27.066c
İlkokul 22.931 227.694 1.808 29.295
Ortaokul 16.874 160.603 2.060 26.969
Ortaöğretim 8.914 163.153 3.589 51.334
Yaygın Eğitim 1.427 6.987 14.252 92.126
Toplam 55.463d 578.338 27.061 226.790
Açıklamalar: a Anasınıfı dahil değildir. b Anasınıfı derslik sayısı bulunduğu kurumun derslik sayısına eklenmiştir.
c T. C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Bağlı özel okul öncesi kurumlar dâhil edilmiştir.
d Açık ortaokul ve açıköğretim lisesi olmak üzere toplam 4 okul sayısı eklenmemiştir.

Kaynak: (MEB, 2019a, 2019b)


Eğitimde Fiziki Kaynaklar
Kapasite kullanım oranları eğitim maliyetlerini etkileyen bir değişkendir.

Örneğin, okul binalarının ya da dersliklerinin bir yılda ne sürede


kullanıldığı, okula alınan araç ve gereçlere derslerin işlenişinde ne
düzeyde yer verildiği hesap edilmektedir.

Kaynaklarını etkili biçimde kullanan eğitim sistemleri yapılan


yatırımların karşılığını önemli ölçüde alabilmekte ve maliyetlerini
düşürebilmektedir.
Eğitimde Fiziki Kaynaklar
Okul ve derslik sayılarının artışı ile birlikte derslik başına düşen öğrenci
sayısının azaltılması öğrenci başarısını artırma açısından tek başına
yeterli değildir (Hanushek, 2006).

Bunun için okul içinde fiziki olarak düzenli ve destekleyici bir çevrenin
oluşturulması gerekmektedir.

Okulun fiziki kapasitesinin geliştirilmesi başarılı okul yöneticilerin rolleri


arasında gösterilmektedir (Duran ve Cemaloğlu, 2020).
Eğitimde Fiziki Kaynaklar
MEB “2023 Eğitim Vizyonu” belgesinde yer alan tasarım-beceri atölyelerinin
oluşturulması çalışmaları devam etmektedir.

Bu atölyelerin içeriği bilimsel, sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler


temelinde planlanmaktadır (MEB, 2019b).

Okulda sanat etkinlikleri, müzik, halk oyunları ya da görsel sanat çalışmaları


planlama konusu olabilir. Okulda her bir sanatsal faaliyet için ayrı bir oda ya
da bölüm olmaması bazı bölümlerin dönüşümlü kullanılmasını gündeme
getirebilmektedir. Ayrıca okulun koridorlarına sergileme amacıyla
kullanılması için panolar yerleştirilebilir. Bu panolarda kişisel ya da grup
etkinliği sonucunda ortaya çıkan ürünler sergilenebilir. Bu çalışmanın bir
yandan daha çok öğrenciye eserlerini gösterme imkanı sunması diğer yandan
da öğrenci ve ailelerine sergi gezme ilgi ve zevki kazandırması hedeflenebilir.
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
Eğitim sektörü insan yoğun bir faaliyet alanı olsa da teknolojik gelişmeler ile birlikte dijital
öğrenme araçlarının eğitim sistemleri ile bütünleşmesi hız kazanmıştır.

Eğitimde teknolojik kaynakların önemi COVİD-19 salgınından sonra daha da arttırmıştır.

Tüm dünyada etkisini gösteren bu salgın neticesinde 144 ülkede okullar tamamen kapandı
ve bir milyarın üzerindeki öğrencinin eğitimi uzaktan eğitim yoluyla gerçekleşmeye başladı.

Eğitimin eşitleyici gücü her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

Bu süreçte en kritik sorunlardan birisi öğrencilerin uzaktan öğretim araçlarına erişebilme ya


da bunlara ilgi duyma üzerinedir. Çünkü öğrenciler arasında dijital öğrenme ortamlarına eşit
olmayan erişim olanakları öğrenme açısından bir risk oluşturmaktadır.
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
UNESCO (2020) verilerine göre Dünya’daki öğrencilerin yarısının evinde bilgisayar
olmadığı görülmektedir.

Bu salgın sonucunda öğrenciler arasındaki başarı açıklığı ne kadar arttığı ve bu açığı


kapatmak üzere öğrencilere nasıl yardımcı olunacağı tartışılan bir konu olmuştur.

Bulgular, öğrencilerin yaz tatilinden sonra müfredata zihinsel ve fiziksel olarak


yeniden hazır olmalarının altı hafta kadar sürebileceğini göstermektedir (Forsey,
2017).

Bu yüzden en dezavantajlı kesimlere ulaşılması ve onlara ihtiyaç duydukları desteği


verilebilmesi için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Kısa vadede telafi eğitimleri
bir çözüm olarak sunulabilir (UNESCO, 2020).
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
Nitekim öğretmenlerin ve öğrencilerin bilgiye hızlı biçimde
ulaşabildikleri teknoloji araçlarının kullanıldığı öğrenme tasarımları
değer kazanmaktadır.

Web 2.0 araçları ile öğrenme ortamlarını zenginleştiren öğretmen Z


kuşağı öğrencisinin dikkatini çekebilmektedir.

Örneğin, Kahoot yazılımı aracılığıyla hazırlanan sorulara öğrenciler


bireysel ya da ekibin bir üyesi olarak sorulara cevap verirler. Öğretmen
ise dersin kazanımlarının ne düzeyde gerçekleştiğini değerlendirme
fırsatı yakalamış olur. Buna benzer birçok yazılım eğitimde kullanılmaya
başlanmıştır.
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
Türkiye’de onuncu kalkınma planına göre “Örgün ve yaygın eğitim
kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci
ve öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacaktır.”

Ayrıca MEB Eğitim Bilişim Ağına (EBA) aracılığıyla dijital içeriklerin


oluşturmasını ve kullanılmasını teşvik etmekte (Çoban, 2020), açık
öğretim okullarında okuyan öğrenciler için A-okul adıyla web tabanlı
uzaktan öğrenme sistemleri geliştirilmektedir (Durnalı, 2020).
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
Yakın dönemde ise sanal gerçeklik uygulamaları ile öğrencilerin gerçek
hayata hazırlanabileceği ortamları deneyimlemesi planlanmaktadır.

Öğrenciler kendi hızlarında rekabet yerine pozitif bir öğrenme


ortamında öğrenebilmesi hedeflenmektedir.

Bu açıdan öğretmenlerin iyi bir veri okuryazarı olması gerekmektedir.

Veriyi tanımlama ve analiz etme bilgisayarlar tarafından kolayca


yapılacağından verinin insanlar tarafından yorumlanması gelecek için
önemli bir beceri haline gelecektir.
Eğitimde Teknolojik Kaynaklar
Eğitimin yönetilmesini etkili ve verimli gerçekleştirmek amacıyla Türkiye eğitim sisteminde
web tabanlı çeşitli teknoloji uygulamaları geliştirilmiştir (Durnalı, 2020).

• Örgün eğitim kurumlarında kayıtlı öğrencilerin bilgilerinin yönetildiği e-okul (Durnalı,


2013),
• halk eğitim merkezleri gibi yaygın eğitim kurumlarında çalışanlar ve açılan kurslar vb.
bilgilerin yer aldığı e-Yaygın Sistemi (Durnalı, 2020) ve
• müfredat çalışmalarının yönetildiği e-müfredat (Susam, Durnalı ve Orakcı, 2020)
vurgulanan teknolojik uygulamalara örnek olarak verilebilir.

Bu teknolojilerin okul ortamında verimli ve etkili olarak kullanımında okul yöneticilerinden


teknolojik liderlik davranışlarını sergilemesi beklenir (Durnalı ve Akbaşlı, 2020)
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Son elli yılda toplumsal talepteki artış ile birlikte eğitim hizmetlerinin
yol açtığı maliyeti kimlerin karşılaması gerektiği tartışılmaya
başlanmıştır.

Geleneksel yaklaşıma göre eğitim bir kamusal hizmet olduğundan


tamamen kamu kaynakları ile karşılanması gerektiğini savunmaktadır
(Kavak ve Burgaz, 1994).

Finansman kaynağında dikkat edilen nokta ise çocuklara eşit bir eğitim
fırsatı ve olanağı sunmaktır.
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Türkiye’de eğitimin finansman kaynaklarının başında merkezi yönetim
bütçesinden ayrılan pay gelmektedir.

Kamunun eğitim harcamaları Gayri Safi Millî Hasılanın (GSMH) % 2 ile


%4,5 arasında bir payı almaktadır.

Yine bu eğitim harcamalarının merkezi bütçe içerisindeki oranı %10 ile


%22 arasında değişiklik göstermektedir.

«Cari harcamalar: Öğretmenlerin ve diğer çalışanların maaş ödemeleri, okulların bakım-


onarım harcamaları ve kırtasiye giderleri bu harcama türünde gösterilmektedir.»
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Cari Harcamalar:

Öğretmenlerin ve diğer çalışanların maaş ödemeleri, okulların bakım-onarım harcamaları


ve kırtasiye giderleri bu harcama türünde gösterilmektedir.

Yatırım Harcamaları:

Okul binasının inşaatı, derslik yapımı, büyük ölçekli bakım-onarım giderleri, makine-teçhizat
alımları bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Türkiye’de okul öncesinden yükseköğretim dahil resmi eğitim
kurumlarına 2020 yılı için ayrılan toplam bütçe yaklaşık 178 milyar TL
olmuştur.

Buna göre, eğitimin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde


16,1 olarak gerçekleşmiştir.

Söz konusu bütçenin %73’ünü maaş ödemelerini içeren personel


harcamaları oluşturmaktadır. (MEB, 2019a).
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Ek Kaynak Arayışları: SYDT Fonu

Türkiye’de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik (SYDT) Fonu


aracılığıyla
• öğrencilere ücretsiz ders kitabı dağıtılmakta,
• taşımalı eğitim kapsamındaki öğrencilere öğle yemeği verilmekte ve
• özel eğitime muhtaç öğrencilerin okula erişimi sağlanmaktadır.

• Not: Bu fonun oluşumu, gelir ve kurumlar vergisi, trafik para cezaları,


RTÜK gelirleri ya da bağış/yardımlardan sağlanmaktadır.
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Ek Kaynak Arayışları: Hayırseverlerin eğitime yaptığı bağışlar

Türkiye’de 2003 yılından bu yana yaklaşık 52 bin hayırsever vatandaş


toplam 316 bin yeni dersliğin yapımını üstlenmiştir (MEB, 2019a).
Eğitimde Finansal Kaynaklar
Ek Kaynak Arayışları: Okul Aile Birlikleri
Bu birlikler okullar ile veliler arasındaki etkileşimi artırmak üzere oluşturulmaktadır.

Yapılan çalışmalar okul aile birliği bütçesinin çoğunlukla velilerin okula yaptığı
bağışlardan oluştuğunu göstermektedir (Özdemir ve Kavak, 2012).

Bunun yanında kantin kirası ya da okulda yapılan etkinlikler aracılığıyla gelir


sağlanabilmektedir:

Okulun düzenlediği kermesler buna örnek olarak gösterilebilir. Her sınıfın


velilerinden farklı bir yiyecek hazırlanması istemekte ve satışlardan elde edilen
gelirler okul aile birliği bütçesine kaydedilmektedir.
Sorular
S1.
Bir yabancı dil öğretmeni, dersinde Erasmus programı kapsamında
öğrencilerin farklı ülkelere seyahat etmeleri nedeniyle yabancı bir dil
öğrenmeleri gerektiğine dikkat çekmek istemiştir. Bunun için bir etkinlik
düzenlemiştir. Öğrencileri dört farklı gruba ayırarak daire şeklinde
oturmalarını sağlamıştır. Ardından yurt dışına seyahat edecek bir kişinin
yapması gerekenleri içeren bir bilgi metni dağıtmış ve metin ile ilgili sorulara
grupça yanıt vermelerini istemiştir. Cevaplar tamamlandıktan sonra da grup
üyelerinden birinin sözcü olarak seçilmesini ve cevapları diğer gruplara
sunmasını istemiştir.
• Buna göre yabancı dil öğretmeni, aşağıdaki becerilerden hangisini
öğrencilerine öncelikle kazandırmayı hedeflemiştir?
A) Takımın bir parçası olabilme B) Liderlik yapabilme
C) Eleştirel düşünebilme D) Yansıtıcı düşünebilme
E) Analitik düşünebilme
S2.
Türkiye’de 15 yaş ve üstü 62 milyon insan yaşamaktadır. Öte yandan, 29
milyon insan bir işte faaliyet göstermektedir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İş gücüne katılım oranı %50’nin altındadır.
B) İnsan gücü 62 milyondur.
C) Yetişkin gücü 29 milyondur.
D) 29 milyon kişi nüfusun mal ve hizmet üreten kısmıdır.
E) 62 milyonun yaklaşık yarısı bir işte çalışmamaktadır.
S3.
Öz yeterlik beklentisi, kişinin verilen görev ya da davranışı başarılı bir
biçimde uygulayabilmeye ilişkin kendi yeteneğine olan inancıdır.
Buna göre aşağıdaki hangisi Öz yeterliği yüksek bir öğretmenin
özelliklerinden değildir?
A) Uğraştırıcı görevlerden kaçar.
B) Uğraştırıcı görevlere karşı yüksek çaba gösterir.
C) Başarabileceğine inanır.
D) Hedeflere ulaşamadığında yeniden dener.
E) Motivasyon kaybı çabuk gerçekleşmez.
S4.
Öğrencileri arasında gözlemlediği zorbalık davranışları karşısında öğrencilere
bu yaptıklarının ne kadar yanlış ve zararlı olduğunu açıklayan bir öğretmen,
teneffüste oyuna dalıp derse geç kalan öğrenciler sınıfa girerken kapıda
durup hafifçe enselerinden iteklemektedir.
Bu öğretmenle ilgili olarak özellikle aşağıdakilerden hangisi söylendiğinde
doğru olur?
A) Öğrencilerle sağlıklı iletişim kuran ve aynı zamanda ilkelerine bağlı
B) Zaman ve sorumluluklar konusunda titiz ve bu konuda öğrencilerine model
C) Tutumları ile davranışları çelişkili
D) Şiddet konusuna duyarlı, zorbalıkla mücadele eden ve aynı zamanda
disiplinli
E) Öğrencilere doğruları anlatan ve yanlışları karşısında küçük cezalar
verilmesi gerektiğine inanan
S5.
Okul müdürü olabilmek için asgari düzeyde ne kadar süre çalışmak
gerekmektedir?
A) Öğretmenlikte en az üç yıl ve müdür yardımcılığında en az iki yıl
B) Öğretmenlikte en az iki yıl ve müdür yardımcılığında en az iki yıl
C) Öğretmenlikte en az bir yıl ve müdür yardımcılığında en az bir yıl
D) Öğretmenlikte en az iki yıl ve müdür yardımcılığında en az bir yıl
E) Öğretmenlikte en az bir yıl ve müdür yardımcılığında en az iki yıl
S6.
Bir okuldaki öğretmenlerin ders denetimi öncelikle kimin
sorumluluğundadır?
A) Kendi branşında olan bir öğretmenin
B) Müdür yardımcısının
C) Okul müdürünün
D) Maarif müfettişinin
E) İlçe milli eğitim müdürünün
S7.
Bir ilçede görev yapan bilişim teknolojileri ve rehber öğretmenleri, köy
okullarında bozulduğu için yıllardır atıl durumda olan bilgisayarları tamir
edip, yeniden okullara gönderiyor. Bu sayede öğretmenler kullanılmaz
durumdaki yüzlerce bilgisayarı tamir ederek tekrardan eğitime kazandırmış.
Öğretmenlerin yapmış olduğu bu etkinlik için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Öğrencilerin öğrenme ortamlarını zenginleştirdiler.
B) Bilgisayarların kullanım kapasitelerini artırarak eğitim maliyetlerini
azalttılar.
C) Okula ek finansman kaynağı sağladılar.
D) Öğrencilerin teknolojik araçlarla buluşmasını sağladılar.
E) Öğretmenler için ek materyal kullanımını sağladılar.
S8.
Bir okul, finans kaynağı sağlamak üzere velilerle iş birliği içerisine girmiş ve
pilav günü etkinliği yapmaya karar vermiştir. Öğrencilerin ve mezunların
katılacağı bu etkinlikte velilerin hazırlamış olduğu pilavlar satılacaktır. Bu
kapsamda elde edilecek gelir ile okulun hizmetli giderinin karşılanması
hedeflenmiştir.
Okul bu etkinliği aşağıdakilerden hangisi aracılığıyla düzenlemelidir?
A) Hayırseverler
B) Merkezi Yönetim
C) İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
D) Sosyal Dayanışma Kurumu
E) Okul Aile Birliği
S 9.
Eğitimde web tabanlı çeşitli teknolojik uygulamalar geliştirilmiştir.
Bunlardan biri, halk eğitim merkezlerinde çalışanların ve bu
merkezlerde açılan kursların bilgilerinin yer aldığı sistemdir.
Yukarıda sözü edilen sistem aşağıdakilerden hangisidir?
A) e-okul
B) e-Yaygın
C) e-müfredat
D) EBA (Eğitim Bilişim Ağı)
E) MEBBİS (Millî Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri)
S10.
Türkiye’de eğitimde kullanılan fiziki kaynaklarla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Okul öncesinde, özel okulların toplam derslik sayısı resmi okulların
derslik sayısından fazladır.
B) İlkokulda toplam resmi okul sayısı özel okullardan fazladır.
C) Ortaokullarda bulunan derslik sayısı resmi okullarda daha fazladır.
D) Yaygın eğitimde özel okul sayısı resmi okul sayısından azdır.
E) Tüm kademelerde toplam resmi okul sayısı özel okul sayısının
yaklaşık iki katıdır.
CEVAP ANAHTARI
1. A
2. C
3. A
4. C
5. D
6. C
7. C
8. E
9. B
10. D
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE REFORM VE
YENİLEŞME GİRİŞİMLERİ
• Dünya çapında yaşanan bilim ve teknolojideki gelişmeler
doğrultusunda ülkelerde meydana gelen değişimler ile küreselleşme
süreci, toplumların eğitim ihtiyaçlarını değiştirmiş ve bu değişimleri
gerçekleştirebilmek için sürekli olarak kendini yenileyen,
yeni bilgiler kazandırmayı amaç haline getirmiş bir eğitim sistemine
gereksinimi ortaya çıkarmıştır (Turan, 2005).
Reform ve Yenileşme

• Reform;
• “Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik” (TDK, 2020a)
• «sorunları ortadan kaldırarak daha iyi bir duruma getirmek için
yapılan değişiklik» (Merriam Webster, 2020a).

• Reform ve Yenileşme, belli bir amaca yönelik planlı bir hareket olarak
meydana getirilen değişimlerdir.
Değişme

• Değişme (değişim), olumlu ya da olumsuz iki yönlü olarak ele


alınabilir. Bu yüzden değişme, yenileşme gibi planlı bir hareketin
sonucundan çok, bazen istenmeyen olumsuz yönde sonuçlar da
doğurabilir (Özdemir, 1995).

• Gelişme (gelişim) ise nitelik bağlamında daha iyi bir noktaya ulaşmak,
ilerlemek ve olgunlaşmak olarak tanımlanabilir (TDK, 2020b;
Merriam Webster, 2020b).
• Sözlük tanımları incelendiğinde, reform, yenileşme ve gelişme
kavramlarının sistemde bulunan sorunların belli bir amaca yönelik
planlı bir şekilde ortadan kaldırılarak olumlu yönde bir değişikliğe
işaret ettiği söylenebilir.

• Bu noktada reform ve yenileşme girişimlerini söz konusu kavramların


anlamları bağlamında irdelediğimizde amaçlı, planlı ve vizyoner bir
yaklaşımın sergilenmesi gerektiği açıktır.
Tanzimat ve Islahat Dönemi Yenileşme Girişimleri

• Bu dönemde özellikle eğitim sistemini modernize etme çabaları, kurumsallaşma ve


okullaşmanın hız kazanmasıyla birlikte sistemde çeşitli yenileşme girişimlerinde
bulunulmuştur.
• geleneksel öğretim ilke ve yöntemlerinin değiştirilmesi,
• ilköğretimin zorunlu ve daha ulaşılabilir hale getirilmesi,
• çeşitli vakıf ve derneklerin okullaşma sürecine katılması,
• müfredatta yapılan değişikler (dini ders ağırlıklı bir müfredattan yabancı dil ve pozitif
bilimlerinde olduğu daha laik bir müfredata geçilmesi),
• kız mekteplerinin sayısının artması,
• mesleki ve teknik eğitim kurumlarının açılması,
• öğrenci statüsünü gösteren belirli kıyafetlerin öngörülmesi,
• eğitim kurumları ve sınıfların düzenlenmesi,
• eğitim materyallerinin modernizasyonu,
• Türkçe eğitiminin temel alınması,
• halk diline vurgu yapılması,
• yetişkin eğitimi bağlamında halka basit hesap yöntemleri öğretilmesi (Sakaoğlu, 2003).
Erken Cumhuriyet Dönemi Yenileşme Girişimleri (1923-1943)

• Erken cumhuriyet dönemi temel eğitim reformları şu şekilde sıralanabilir;

1. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Öğretim Birliği'nin esas alınması. Bu reform özellikle Meşrutiyet döneminde
Ziya Gökalp gibi aydınlar tarafından sıkça dile getirilse de ancak 1924 yılında başarılabilmiştir.

2. Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla birlikte kaldırılan medreselerin yerine din görevlisi yetiştirmek için ilahiyat
fakültesinin açılması.

3. Eğitimde; Fransa modeline benzer çağdaş ve laik bir sistem benimsenmiştir.

4. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulması.

5. Harf devrimi (1 Kasım 1928).

6. Karma eğitim sisteminin benimsenmesi (Akyüz, 2008).


Temel Eğitim
• İlk öğretim kademesinin ücretsiz ve zorunlu olmasının kanunlaşması önemli bir
yenileşme girişimi olarak düşünülebilir.

• İlkokulun ücretsiz olması ekonomik anlamda zor durumda olan kırsal kesimdeki halkın
çocuklarını okula göndermelerini teşvik etmiştir.

• 29 Ekim ve 23 Nisan gibi ulusal günler, ilkokullarda kutlama programları olarak


düzenlenmeye başlamıştır (Akyüz, 2008).
Ortaöğretim

• Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte farklı yapıdaki kurumlar ortaöğretim çatısı altında
toplanmış ve üçer yıllık ortaokul ve lise olarak iki kademeye ayrılmıştır. Yapılan düzenleme
Cumhuriyet döneminin ortaöğretimde en önemli reformlarından biri olarak görülebilir.
Mesleki ve Teknik Eğitim

Teknik alanda farklı okul türleri açılmış (Ziraat Okulu gibi), 1933 yılında Mesleki ve Teknik
Eğitim Umum Müdürlüğü kurulmuştur.

Bir başka önemli gelişme ise 1935’te çıkartılan kanun ile meslek okullarının harcamaları
devlet tarafından karşılanmaya başlamıştır.
Yükseköğretim

• 1933 üniversite reformunun temel özellikleri incelendiğinde özerkliğin kaldırılması,


üniversitenin idari yönden Eğitim Bakanlığı’na bağlanması, Darülfünun hocalarından
çoğunun yeni üniversiteye alınmaması, öğretim kadrosunun Batıda eğitim alanlardan
doktora şartı aranmaksızın doçent olarak atanması ve Nazi baskısından kaçan Alman ve
Orta Avrupalı profesörlere kapıların açılması yeni gelişmeler olarak sıralanabilir (Akyüz,
2008).
Çok Partili Dönemde Yenileşme Girişimleri
• Demokrat partinin eğitim programında erken cumhuriyet döneminde olduğu gibi temel
eğitim kademesine verilen önem dikkat çekicidir. Bu önemin somut göstergesi V. Milli
Eğitim Şurasının ilkokul temasıyla toplanması ve bu şurada ele alınan ilköğretim kanunu
tasarısıdır.

• DP dönemi ortaöğretim kademesinde yapılan değişikliklerden biri Maarif Kolejlerinin


açılmasıdır. Bu kolejlerde yabancı dilde eğitim yapılmıştır.

• DP iktidarı süresince ortaöğretim kademesinde en başarısız olunan alan ortaöğretimin


bina ihtiyacının karşılanamamasıdır. Buna ek olarak, ortaöğretim kademesinde belirli bir
program ve hedefleri olan bir politika izlenmemesi de önemli bir eksiklik olarak göze
çarpmaktadır (Kılıç, 2008).
• Yükseköğretim alanı açısından bakıldığında bu dönemde önemli gelişmelere imza atıldığı
söylenebilir.

• Cumhuriyet döneminin ilk modern üniversitesi olan İstanbul Üniversite'sinden ayrı olarak
Ortadoğu Teknik, Karadeniz Teknik, Ege ve Atatürk Üniversiteleri bu dönemde kurulmuştur. Bu
üniversitelerin açılışında Amerika Birleşik Devletleri'yle sıkı işbirliği yapılmış ve Atatürk
Üniversitesi öğretim elemanları ABD'de eğitim almaya gönderilmişlerdir (Tangülü, 2012).

• Genel olarak yükseköğretim tartışmalarına bakıldığında bu dönemde üniversite özerkliği ve


akademik özerlik konularının gündemde olduğu söylenebilir.
1960-1980 Dönemi Eğitimde Yenileşme Girişimleri
• Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 1961
yılında kabul edilmesi ve söz konusu kanunun ilköğretim kademesinin kurumsallaşma sürecine
katkısıdır.

• Okur yazar sayısı hedefine ulaşmak için uzaktan eğitimin bir türü olan "Mektupla Öğretim"
yöntemi bu dönemdeki en dikkat çekici ve eleştiriye açık olan bir yeniliktir.

• Bu dönemde yükseköğretim alanında nicelik anlamında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Fırsat


eşitliğini sağlamak ve yığılmayı engellemek adına Diyarbakır, Elazığ, Adana, Eskişehir, Kayseri,
Bursa, Sakarya ve Konya’da yeni üniversiteler veya yüksekokullar açılmış bazılarının da temeli
atılmıştır.
1980'den Günümüze Eğitimde Yenileşme Girişimleri
1980 sonrası dönemde eğitim sisteminde reform bağlamında yapılan uygulamalarda uluslararası örgütlerin desteği,
işbirliği, koordinasyonu ya da finansal yardımı söz konusudur. Bu örgütlerin eğitim alanında sundukları finansal
desteklerin temel amaçları şu şekilde sıralanabilir;

1. Eğitimde fiziksel ve insan kaynakları altyapılarının güçlendirilmesi,

2. Eğitim hizmetinin kamusal alandan çıkarılarak özel sektöre devredilmesi, (Bu bağlamda, Dünya Ticaret
Örgütü’nün himayesinde 1995 yılında imzalanarak yürürlüğe giren The General Agreement on Trade in Services
(GATS) Hizmet Ticareti Genel Anlaşması’yla tüm eğitim hizmetleri serbest piyasaya devredilmiştir.)

3. Eğitimin içeriğinin piyasanın taleplerine adaptasyonu,

4. Eğitimin yerelleştirilmesi ve okulların finansal açıdan özerklik kazanması,

5. Ortak standartlara bağlanarak entegrasyonun sağlanması (Sayılan, 2006; Keskin, 2003).


Türk Eğitim Sistemindeki Güncel Değişimler
• Okullaşma oranları incelendiğinde son dönemde okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve
yükseköğretim kurumlarında sayısal bazda okul, öğretmen ve öğrenci sayılarında önemli
artışlar görülmüştür.

• Bu sayısal artış özellikle okul öncesi, mesleki eğitim ve yükseköğretim kurumlarında


dikkat çekicidir. Aynı sayısal artışların özellikle kız çocuklarının okullaşması bağlamında
geçerli olduğu söylenebilir (Su, 2017).

• Yükseköğretim alanında yürütülen “Yeni Üniversitelerin Kurulması” projesiyle birlikte


32 il de yeni üniversite açılmıştır.
• Milli Eğitim Bakanlığının organizasyon şemasında da 652 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname (KHK) ile önemli bir değişim gerçekleştirilmiştir.

• Son dönemde uygulanan önemli yapısal değişimlerden biri de 8 yıllık zorunlu kesintisiz
ilköğretim kademesinin lise kademesiyle birlikte yeniden düzenlenerek 2012 yılında
yürürlüğe giren 4+4+4 zorunlu eğitim sistemidir.
• Bu değişiklikle birlikte;

• ilkokul müfredatlarının gözden geçirilerek daha esnek hale getirilmesi,

• yabancı dil eğitiminin 2. sınıfta başlaması,

• ilkokul 1 ve 2. sınıf düzeyinde sınavların kaldırılması,

• serbest zaman etkinlikleri dersleri

• seçmeli derslerin 5. sınıfta başlaması önemli bir değişiklik olarak görülebilir.


• 10. Sınıflarda verilen Milli Güvenlik Dersi kaldırılmış,

• meslek lisesi 9. Sınıfların dersleri ortak hale gelmiş,

• sınav sonucuna göre bir okula yerleşemeyen öğrencilerin adreslerine dayalı olarak en
yakın liseye yerleşmeleri sağlanmış ve seçmeli ders çeşitliliği artırılmıştır.
• Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (Fatih) Projesi

• FATİH projesi kapsamında son yıllarda pek çok okula etkileşimli tahta, tablet, altyapı
donanımı ve internet erişimi sağlanmaya çalışılmıştır. Diğer yandan bu projeyle birlikte
Eğitim Bilişim Ağı (EBA)'nın kurulması ve e-içeriklerin sağlanması son dönemde
yaşanan KOVİD 19 salgınında etkililiği ve verimliliği tartışmalı olsa da eğitim
hizmetlerinin salgın sürecinde de yürütülebilmesi için önemli bir alternatif olmuştur.
TEST SORULARI
1. Tanzimat dönemi yenileşme girişimlerine öncülük eden devlet adamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Ahmet Cevdet Paşa
b)Ziya Paşa
c) Namık Kemal
d)Selim Sabit Efendi
e) Ebuzziya Tevfik
2. Islahat döneminde eğitim alanındaki teşkilatlanma ve kurumsallaşma açısından en önemli gelişme
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sıbyan mekteplerinin zorunlu olması
b) Darulmuallimin açılması
c) Maarifi Umumiye nezaretinin kurulması
d) Geleneksel öğretim yöntemlerinin bırakılması
e) Müfredatın standartlaştırılması
3. Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat ve Islahat dönemlerinde yapılan eğitim reformlarında istenen
başarının elde edilememesinin sebeplerinden değildir?
a) Eğitimde birlik ve bütünlüğü sağlamaya yönelik politikaların işlevsizliği
b) Etkin bir idari sistemin olmaması
c) Reformların öğretmenler tarafından benimsenmemesi
d) Reformların planlı olmaması
e) İllerde Maarif Meclislerinin kurulması
4. Erken Cumhuriyet dönemi eğitim reformları incelendiğinde aşağıdaki modellerden hangisinin
baskın olduğu söylenebilir?
a) İngiliz Modeli
b) Fransız Modeli
c) Amerikan Modeli
d) Rus Modeli
e) Finlandiya Modeli
5. Aşağıdakilerden hangisi Erken Cumhuriyet döneminde mesleki eğitim alanında yapılan
reformlardan değildir?
a) Teknik alanda farklı okul türlerinin açılması
b) Mesleki ve Teknik Eğitim Umum Müdürlüğünün kurulması
c) Meslek okullarına bütçe verilmesi
d) Modüler eğitim uygulanması
e) Pratik teknik eğitimin gelişimi
6. Erken Cumhuriyet döneminde yürürlüğe giren yükseköğretim reformu ile ilgili yıl ve yabancı
uzman bilgilerinden hangisi doğrudur?
a) 1933- Albert Malche
b) 1935 - John Dewey
c) 1937 - Omer Buyse
d) 1940 - Alfred Kuhne
e) 1925 - Beryl Parker
7. Aşağıdakilerden hangisi 1980 sonrası dönemdeki eğitim reformlarında uluslararası
örgütlerin sundukları finansal desteklerin temel amaçlarından değildir?

a) Eğitimde fiziksel ve insan kaynakları altyapılarının güçlendirilmesi

b) Eğitim hizmetinin kamusal alandan çıkarılarak özel sektöre devredilmesi

c) Eğitimin içeriğinin piyasanın taleplerine adaptasyonu

d) Okulların finansal açıdan özerklik kazanması

e) Merkezi idarenin güçlendirilmesi


8. Aşağıdakilerden hangisi Dünya Bankasının sunduğu hibelerle birlikte sisteme getirilen
yeniliklerden değildir?

a) Müfredat Laboratuvar Okullarının kurulması


b) Ders kitabı hazırlama standartlarının geliştirilmesi
c) Kurumsal yapı içinde bilgisayar ağının kurulması kuruldu
d) FATİH Projesi
e) Okullarda bilgi iletişim (BT) teknolojisi sınıflarının kurulması
9. 2012 yılında yürürlüğe giren 4+4+4 zorunlu eğitim düzenlemesine göre aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?

a) Eğitim kesintili kademelere bölünmüştür.


b) Yabancı dil eğitimi 2. sınıfa getirilmiştir.
c) İlkokul 1 ve 2. sınıf düzeyinde sınavlar kaldırılmıştır.
d) 10. Sınıflarda verilen Milli Güvenlik Dersi kaldırılmıştır.
e) MEB teşkilat yapısı yeniden düzenlenmiştir.
10. Aşağıdakilerden hangisi eğitimde teknolojik dönüşüm bağlamında önemli bir gelişme olan
FATİH projesinin amaçlarından değildir?

a) Bireylerin yaşam boyu kendilerini geliştirmeleri için uygun yapıların oluşumu

b) Bilgiye erişimi denetim altına almak

c) İnternetin etkin kullanımı ile her üç kişiden birisinin e-eğitim hizmetlerinden faydalanması

d) Herkese bilgi ve iletişim teknolojilerini öğrenme ve kullanma fırsatının sunulması

e) İnternetin toplumun tüm kesimleri için güvenilir bir ortam haline getirilmesi
CEVAP ANAHTARI
1. A
2. C
3. E
4. B
5. D
6. A
7. E
8. D
9. E
10. B
YÖNETİM KURAMLARI
• KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
• Bilimsel Yönetim Yaklaşımı
• Yönetim Süreçleri Yaklaşımı
• Bürokratik Örgüt Yaklaşımı
• İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM)
• Dinamik Yönetim Yaklaşımı
• İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Yeni İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
• Sistem Yaklaşımı
• Durumsallık Yaklaşımı
• Amaçlarına Göre Yönetim
• Toplam Kalite Yönetimi
• Stratejik Yönetim
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI

• Bilimsel Yönetim Yaklaşımı


• Yönetim Süreçleri Yaklaşımı
• Bürokratik Örgüt Yaklaşımı
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim Yaklaşımı

• Temelde insanın her zaman rasyonel davranacağı varsayımı yatmaktadır.

• Taylor, Bilimsel Yönetimin İlkeleri kitabı

• Taylor’un yöntem ve teknikleri: iş verimliliğini artırma, zaman ve para kayıplarını azaltıp


üretimi maksimum seviyeye çıkararak örgütü daha verimli hale getirme

• “zaman etüdü” çalışmaları

• Taylor, beyin gücünü kullanan yönetim sınıfı ile kas gücünü kullanan çalışanlar için işleri
yürütmenin en iyi yolunun belirlenmesi ve bu yolun gerektirdiği eylemlerin yapılması
konusunda bir rehber olmuştur (Çalık, 2019).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı - Bilimsel Yönetimin İlkeleri

• Çalışanların işi en verimli şekilde nasıl yürütmeleri gerektiği üzerinde durmuştur.

• Ayrıca bu ilkelerin temelinde yöneticilerin gözlemler, deneyler ve araştırmalar yaparak


örgütün verimliliğini artırması vardır.

• Bu ilkelerden ilki zaman ve hareket etüdüdür (Bülbül, 2019).


KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı - Bilimsel Yönetimin İlkeleri

• İşbölümü ve uzmanlaşma: Bir iş yapılırken işin süreçleri göz önünde bulundurulmalı ve


işin gerektirdiği sorumluluk dengeli bir şekilde paylaşılmalıdır.

• İş süreçlerinde eşgüdüm sağlanması ve işin bölüşülmesi işin daha kısa sürede


tamamlanmasını sağlayacak, bu da örgütün verimliliğini artıracaktır.

• Bir işte uzmanlaşan çalışan da işinin ehli olacak ve işini daha kısa süre içerisinde daha
nitelikli bir şekilde ortaya koyabilecektir. Taylor, iş bölümü ve uzmanlaşma ilkesini
sadece çalışanlar için değil, ustabaşılar için de düşünmüştür (Leblebici, 2008a).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı - Bilimsel Yönetimin İlkeleri

• Çalışanların seçimi ve eğitimleri: Taylor, insan kaynağının örgüt için hayati önemde
olduğunu görmüş ve çalışanların araştırma, gözlem ve deneye dayalı yöntem ve teknikler
sayesinde verimliliğinin artacağını anlamıştır.

• Örgütün verimliliği için çalışanın iş ile ilgili olarak yatkınlığı ve becerilerinin de önemli
olduğunu kavramıştır.

• Çalışanın iş konusunda eğitilmesinin üretimi olumlu yönde etkileyeceğini öngörmüş ve


bu doğrultuda işe alınacak çalışanın seçimi ve eğitiminin önemli olduğunu vurgulamıştır
(Robbins ve Judge, 2013).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı - Bilimsel Yönetimin İlkeleri

• Başarılı çalışana yüksek ücret, başarısız çalışanı ise cezalandırma

• Bu ilkeye göre, çalışanın sarf ettiği çaba ile aldığı ücret arasında bir denge varsa ve çaba
arttıkça, ücret de artıyorsa, örgütün verimliliği ve işin niteliği de artacaktır. Taylor’ göre
para, çalışanlar için tek motivasyon aracıdır.

• Yöneticiler, bu aracı kullanarak çalışanların en iyi, en nitelikli işi yapması için onları
teşvik etmeli ve özendirmelidir.

• Taylor, yöneticiliği esnasında da bu ilkeden hareketle, çalışanları için parça başına ücret
sistemini getirmiştir (Hoy ve Miskel, 2010).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı - Bilimsel Yönetimin İlkeleri

• Günlük işler ve işi basit şekilde yapma.

• Taylor’un bu ilkesinde temel nokta işlerin astlar ve üstler için net şekilde tanımlanması ve
planlanmasıdır.

• Taylor, biraz daha öte giderek işlerin detaylarının ve işte kullanılacak araç gerecin yazılı
talimatlarla ortaya konması gerektiğini ve bu talimatlar doğrultusunda işlerin yürütülmesi
gerektiğini söyler.

• Bu sayede işi en iyi şekilde yapmanın yolu tespit edilecek ve her çalışan bu iş tanımları ve
talimatlarına göre hareket edecektir.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Yönetim Süreçleri
Yaklaşımı

• Temel bakış açısı, örgüt yönetimlerinin nasıl etkili olacağı üzerinedir,

• Yöneticilerin örgütlerini daha etkili nasıl yönetecekleri ve yapacakları iş ve işlemler


üzerine odaklanmıştır (Eren, 2009).

• Bu yaklaşımın öncülüğünü Fransız mühendis Henri Fayol (1841-1925) yapmıştır.


KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Yönetim Süreçleri
Yaklaşımı

• Fayol, yöneticilerin kademe kademe yükselmesi gerektiğini ve her kademede de


derinlemesine eğitimler alması gerektiğini vurgulamıştır.

• Ona göre, örgütün tüm işleyişi yönetici tarafından bilinmeli ve yönetici bütün resmi
görerek örgütünü yönetmelidir.

• Fayol’un amacı, bütün örgütler için geçerliliği olacak yönetim ilkelerinin kuramsal ve
uygulamaya dair yönlerini belirlemektir.

• Yönetim süreçleri yaklaşımının, bilimsel yönetim yaklaşımına göre örgüt verimliliğine


daha geniş bir perspektiften baktığı söylenebilir.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Yönetim Süreçleri
Yaklaşımı

• Fayol (2008)’un Genel ve Endüstriyel Yönetim kitabı

• Örgütte yürütülen işleri de altı başlık altında toplamıştır:


(1) Teknik işler (ürünler, üretim, nakliye gibi)
(2) Ticari işler (alım satım, mübadele gibi)
(3) Mali işler (kaynak bulmak, sermaye artırımı gibi)
(4) Güvenlik işleri (malların ve çalışanların güvenliği gibi)
(5) Muhasebe işleri (muhasebe defteri tutmak, maliyet, bilanço gibi)
(6) Yönetim işleri (planlama, örgütleme, emretme, eşgüdümleme, kontrol).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Yönetim Süreçleri
Yaklaşımı

• Gulick ve Urwick

• 1937 yılında Yönetim Bilimi Üzerine Yazılar isimli derleme eserlerinde yönetim
süreçlerini;

POSDCoRB [Planning (Planlama), Organizing (Örgütleme), Staffing (Kadrolama),


Directing (Yöneltme), Coordinating (Koordine etme), Reporting (Raporlama),
Budgeting (Bütçeleme)] şeklinde yedi başlığa çıkarmışlardır(Tortop ve diğer., 2010).
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Yönetim Süreçleri
Yaklaşımı

• Fayol kitabında, yönetim süreçlerini ortaya koyduktan sonra iyi bir yönetimin ilkeleri
neler olmalıdır üzerinde durmuştur.

• 14 tane yönetim ilkesi örgütün verimliliğini, yöneticilerin etkililiğini artırıcı ve yönetim


süreçlerini de daha nitelikli hale getirmesi beklenilen ilkelerdir;

(1) İşbölümü ve uzmanlaşma (2) Otorite/yetki (3) Disiplin (4) Emir komuta birliği (5)
Yön birliği/amaç birliği (6) Genel çıkarların bireysel çıkarlara üstünlüğü (7) Yeterli
ücret politikası (8) Merkezileşme (9) Emir/komuta zinciri-hiyerarşi (10) Düzen (11)
Eşitlik (12) Çalışanlarda devamlılık (13) İnisiyatif (14) Takım ruhu.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Max Weber’in (2005) Bürokrasi ve Otorite kitabı

• Örgüte sosyal bir yapı olarak bakmak

• Weber’in ideal tip bürokrasi diye tanımladığı bürokratik örgütler, örgütlerin çoğunun
yapısını ortaya koymaktadır.

• Örgütün verimliliği konusunda Taylor çalışanları, Fayol yöneticileri, Weber ise örgütsel
yapıyı incelemiştir.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Weber’in ortaya koyduğu bürokratik örgüt yaklaşımı daha kapsayıcı ve yönetim bilimi
açısından yönetimi daha detaylı ele alan bir yaklaşımdır.

• Weber, örgütlerin rasyonel olarak yönetilmesi sonucunda verimliliğin artacağını ve


ekonominin gelişeceğini düşünmüştür.

• Yöneticilerin davranışlarını kişisellikten uzaklaştırmakta belli norm, düzenleme ve


kurallara göre hareket etmelerini sağlamaktadır.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Weber’in bürokratik yapısının en temel taşlarından birisi olan otorite, üste meşruluk
sağlar.

• Güç ve otorite arasındaki ilişkiyi inceleyen Weber, üç tür otoriteden bahsetmiştir.

(1) geleneksel otorite

(2) rasyonel (yasal) otorite

(3) karizmatik otoritedir (Bursalıoğlu, 2012).


KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Weber’in (2005) geleneksel otoritesi, geçmişten gelen ve daima var olan, genellikle
kaynağı kutsal olan otorite türüdür.

• Mutlak itaat esastır.

• Otorite, sorgusuz sualsiz kabul edilmeli ve otorite sahibine itirazsız itaat edilmelidir.

• Örnek olarak, krallar, padişahlar, hanlar ve sultanlar verilebilir.


KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Rasyonel (yasal) otorite;

• Otorite sahibi gücünü kurallar ve düzenlemelerden almaktadır.

• Yasal düzenlemelerle emretme yetkisi otorite sahibi kişiye verilmiştir.

• Emir yasalara dayanmak zorundadır.

• Geleneksel otoritede olduğu gibi mutlak itaat yoktur. Kısmen daha demokratik ilkeleri
izlemekte ve daha mantığa dayalı bir otorite türüdür.

• Örnek olarak, okul müdürleri, şirket yöneticileri verilebilir.


KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı

• Weber’in ortaya koyduğu son otorite türü ise karizmatik otoritedir.

• Karizma kavramının mimarlarından olan Weber, bu kavramı bireyi diğerlerinden ayıran


bir özellik olarak görmektedir. Bu özellik sayesinde birey, karşısındakiler tarafından
doğaüstü, insanüstü veya sıra dışı özelliklere sahip olarak görülür ve bunun yarattığı bir
etki oluşur. Karizma aslında oluşan bu etkidir.

• Karizmatik otoritede kişi yarattığı bu etki ile insanları yönlendirebilir.

• Yetki kişinin karizmaya olan inancı ile sınırlıdır. Kişinin karizması bitince yani yarattığı
etki ortadan kalkınca otorite de sona erer.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı
• Weber, bürokratik örgüt yaklaşımını yasal otorite üzerine kurmuştur.

• Yasal otorite üzerine kurulan bürokrasi ussal ve rasyonel bir yaklaşım vardır.

• Yetkiyi kullanacak kişilerin liyakat sahibi olması, o görevlere nasıl geleceklerinin


önceden belirlenmesi gibi unsurlar büyük önem taşımaktadır.

• Aslında örgütü yöneten yasalardır, üstler ve astlar ise bu yasaları, düzenlemeleri, kuralları
icra eden birer araç gibidir.

• Weber’in temel varsayımı, kurallar ve düzenlemeler içinde olan örgüt, sağlıklı bir şekilde
işleyecek ve bu sayede örgütün verimliliği üst noktalara çıkacaktır.
KLASİK YÖNETİM YAKLAŞIMLARI - Bürokratik Örgüt
Yaklaşımı
• Weber (2005), ideal bürokrasiyi anlatırken onu oluşturan temel ilkelerden de bahsetmiştir.
Eğer bir örgüt, bürokratik örgüt yaklaşımına sahip ise, bu temel ilkeleri de bünyesinde
barındırmak zorundadır
• Hiyerarşik yapı
• İşlevsel uzmanlaşmaya dayalı işbölümü
• Tanımlanmış yetki ve sorumluluklar
• Kurallar sistemi
• İşlemler sistemi
• Formal ilişkiler sistemi
• Teknik yeterliğe bağlı çalışan seçme ve ödeme sistemi
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM)
Elma (2018)’ya göre;

• Klasik yönetim yaklaşımının en büyük eksiği, örgütün amaçlarını gerçekleştirme ve


örgütün verimliliği noktasında örgütün sadece formal yapısına odaklanmış olmasıdır.
Bunun sonucunda ortaya çıkan katı bürokratikleşme ve hantallaşma, örgütün değişimi ve
yenileşmesini engelleyici bir etken olmuştur.

• Örgütün sadece biçimsel olarak ele alınması, örgütün sosyal ve psikolojik yönünün göz
ardı edilmesi başka bir ifade ile örgütün informal boyutunun yönetimce dikkate
alınmaması, çalışanların etkililiğini ve performansını düşürmüş bu da örgütün
verimliliğini olumsuz yönde etkilemiştir.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM)
• Yeni bir yola girilmiş ve bireysel istek ve ihtiyaçların önemsenmesi gerekliliği, iş tatmini,
motivasyon ve moral gibi kavramların yönetim tarafından dikkate alınması zorunluluğu
doğmuştur.

• Yöneticiler, örgütün informal boyutunun da önemli olduğunu, örgütün sosyal ve


psikolojik yönlerinin de incelenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini görmüşlerdir. Bu
doğrultuda örgüt içinde çalışan insanların birbirleri ile ilişkileri, bireysel ihtiyaçları ve
grup dinamikleri de incelenmeye başlanmıştır.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM)
• Örgüt yönetiminde bu yeni dönem “insan ilişkileri yaklaşımı” veya “neoklasik yaklaşım”
olarak adlandırılmaktadır.

• Yönetimde insan boyutunu öne çıkaran bu dönemle ilgili alanyazında üç yaklaşımdan


bahsedilmektedir.

• “dinamik yönetim yaklaşımı”

• “insan ilişkileri yaklaşımı”

• “yeni insan ilişkileri yaklaşımıdır”.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - Dinamik
Yönetim Yaklaşımı
Çalık (2019)’a göre;

• Örgütlerin insan unsurunu dikkate almamasının ve örgütün sosyal ve psikolojik yönlerini


görmemesinin örgütü durağanlaştırdığı ve örgütün işleyişini olumsuz yönde etkilediği
1920’lerde yöneticiler ve bilim insanları tarafından görülmeye başlanmıştır.

• Mary Parker Follet, örgütün bu durağanlıktan kurtulması ve örgütün dinamizm kazanması


için bireyler ve gruplar üzerinde çalışmalar yürütmeye başlamıştır.

• Follet, örgüt içinde dinamizmin sağlanmasının örgüt içinde çalışan gruplar sayesinde
olacağını yaptığı çalışmalarla göstermeye çalışmıştır.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - Dinamik
Yönetim Yaklaşımı
Çalık (2019)’a göre;

• Örgüt içinde grupların motivasyonunu artırmanın, onlara etkili liderlik yapmanın, takım
çalışması ve ortak akıla önem vermenin örgütte dinamizmi artıran unsurlar olduğunu
ortaya koymuştur.

• Follet’e göre, örgütün durağanlığının temel sebebi, dinamik ve ahenkli ilişkiler


kuramamasıdır.

• Ona göre örgütler, aslında insan gruplarıdır. İnsanlar arasında iletişim ve işbirliği artarsa,
çatışma azalacak, dinamizm artacak ve bu da örgütün verimliliğini artıracaktır.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - Dinamik
Yönetim Yaklaşımı
Livvarçin ve Kurt (2011)’a göre;

• Yöneticiler, çalışanlarının duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmalı ve onların istek ve


ihtiyaçlarına uygun çalışma ortamları oluşturarak onların motivasyon ve iş doyumunu
artırmalıdırlar.

• İnsanlara sadece emir vererek ve yasal gücü kullanarak işlerin etkili şekilde
yürütüleceğinin bir garantisi yoktur.

• Yönetici, liderlik becerilerini kullanarak, açık iletişim kanalları oluşturarak, çalışanlarını


motive ederek ve onların istek ve ihtiyaçlarını görüp onların işlerinden haz almalarını
sağlayarak başarılı olabilir ve örgütünün verimliliğini artırabilir.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - İnsan
İlişkileri Yaklaşımı
• 1924 yılında başlayan ve iş ortamındaki fiziki değişkenlerin çalışanların performansı
üzerindeki etkilerini inceleyen Hawthorne araştırmaları ile bir basamak daha yukarı
çıkmıştır.

• Bu araştırmalardan sonra yönetim felsefesi sil baştan değişmiştir.

• Daha önceki yaklaşımlarda insanların örgüt içerisinde nasıl davranması gerektiği üzerinde
durulurken bu araştırmalardan sonra yöneticiler, örgüt içerisinde çalışanlar nasıl
davranmaktadırlar üzerine düşünmeye başlamışlardır.

• İnsan ilişkileri normatif ve formal tanımlardan uzaklaşmış ve daha sosyal ve psikolojik bir
zemine oturmuştur.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - İnsan
İlişkileri Yaklaşımı
• Bu araştırmalar, 1924-1932 yılları arasında Western Elektrik şirketinin Chicago’daki
Hawthorne tesislerinde yürütülmüştür.

• Bu araştırmalar altı tane deneyden oluşmaktadır:

(1) ışıklandırma deneyi


(2) röle montaj odası deneyi
(3) ikinci röle montaj odası deneyi
(4) mika yarma test odası deneyi
(5) mülakat programı
(6) seri bağlama odası gözlemleri
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - İnsan
İlişkileri Yaklaşımı
Hoy ve Miskel (2010)’e göre;

• Çalışanların teknik ve fiziksel koşullarının performansları üzerindeki ilişkileri inceleyen


Hawthorne araştırmalarında aydınlatma, havalandırma vb. fiziki koşullarla verimlilik
arasında istatistiki olarak anlamlı ilişkiler çıkmayınca, araştırmacılar örgütün psikolojik
ve sosyal yönü ile ilgili değişkenlere bakmışlardır.

• Çalışanların duygusal ve sosyal yanları ile ilgili değişkenler ile çalışanların verimliliği
arasında ilişkiler saptanmış dahası grup ilişkileri ve normların çalışanların verimliliği
üzerindeki etkileri tespit edilmiştir.

• Örgütün informal yönü ile örgütün verimliliği arasında yüksek düzeyde ilişkiler…
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - İnsan
İlişkileri Yaklaşımı
Hoy ve Miskel (2010)’e göre;

• Bu araştırmalardan sonra, yönetim biliminin insana bakış açısı değişmiştir.

• Önceden insanı rasyonel ve para için çalışan bir varlık olarak görürken, bu yaklaşımla
birlikte insanın sosyal bir varlık olduğu görülmüştür.

• Çalışanlar için çalışma arkadaşları tarafından kabul edilmek ve takdir edilmek,


yöneticilerin verdiği ödül veya para kadar hatta ondan bile değerli hale geldiği
görülmüştür.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) - İnsan
İlişkileri Yaklaşımı
Robbins ve Judge (2003)’a göre;

• Hawthorne araştırmaları, grup dinamiklerinin önemini de ortaya koymuştur.

• Takım halinde çalışma, çalışanların görüşlerine değer verme, grup dinamiklerini harekete
geçirme, daha serbest bir ortamda çalışmanın örgütün verimliliği ve istikrarını artırdığı
görülmüştür.

• Bu nedenle, örgütte bireye ve gruba önem verilmesi gerekliliği doğmuştur.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Hawthorne araştırmalarının ardından ortaya çıkan grup dinamikleri, motivasyon, liderlik,
iletişim, grup çalışmaları gibi konularda başka araştırmalar yapılmaya başlanmıştır.

• Özellikle psikologlar, örgütlerdeki çalışanların özdenetim ve yaratıcılıklarını daha iyi


kullanabilmeleri ve işlerine karşı daha iyi motive olabilmeleri için örgütün yapısı, işleyişi
ve yönetim anlayışı nasıl daha iyi hale getirilebilir konuları üzerinde durmaya
başlamışlardır.

• Bu çalışmaların başlıcaları, Maslow’un ihtiyaçları hiyerarşisi çalışması, Herzberg’in çift


etmen teorisi ve McGregor’un X ve Y kuramları olarak sayılabilir.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Mullins (2007)’e göre;

• Abraham Maslow, insan ihtiyaçlarını detaylı bir şekilde ele almış ve bu ihtiyaçları
kategorize ederek hiyerarşik bir yapıda sunmuştur.

• Maslow’a göre insanların biyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçları vardır ve bu


ihtiyaçlarını karşılamak için çabalar ve davranışlar sergiler.

• İnsanın harekete geçmesini ve güdülenmesini sağlayan bu ihtiyaçların anlaşılması, onun


örgüt içindeki performansı ile doğrudan ilişkilidir.

• İnsanın en temel ihtiyaçları fizyolojik ihtiyaçlarıdır.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
Mullins (2007)’e göre;

• Temelinde barınma, beslenme, üreme vb. ihtiyaçlardır.

• İnsan, hiyerarşik yapının en altında yer alan bu ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra hiyerarşik
yapının bir üst basamağında yer alan güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanır.

• Güvenlik ihtiyaçlarından sonra ait olma ve sevgi ihtiyacı gelir.

• En son olarak da saygı ve kendini gerçekleştirme safhası gelir.

• Maslow’un bu ihtiyaçlar hiyerarşisine bakıldığında aslında üç temel ihtiyaç alanı olduğu


görülür. Bunlar, fizyolojik ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar ve psikolojik ihtiyaçlardır
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
Robbins ve Judge (2018)’a göre;

• Motivasyonla ilgili bir teori ortaya koyan Herzberg, örgütlerde çalışanların


motivasyonlarını artırmak için örgütsel koşulların nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde
durmuştur.

• Çift Etmen ya da Hijyen-Motivasyon teorisi olarak adlandırılan bu teoride Herzberg,


çalışma ortamındaki hijyen faktörler ve motive edici faktörleri belirlemiştir.

• Hijyen faktörler, çalışma ortamında mutlaka olması gereken, olmadığı durumlarda


çalışanda iş tatminsizliği yaratan hatta onun işten ayrılmasına neden olabilecek
unsurlardır.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
Hoy ve Miskel (2010)’a göre;

• Yeni insan ilişkileri yaklaşımında bir diğer teori de Douglas McGregor’un (1960) X ve Y
kuramıdır.

• McGregor, yöneticilerin çalışanlarına bakış açılarını ortaya koymuştur.

• Onun X kuramına göre insan tembeldir, çalışmaktan ve sorumluluk almaktan kaçınır, ödül
ve ceza ile davranışları değiştirilebilir.

• İnsanın iyi iş çıkarabilmesi için sürekli denetlenmesi gerekir.

• İnsan, değişime karşı direnir ve yönlendirilmeye muhtaçtır.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Daniel Pink’in (2011) Drive adlı eserinde belirttiği gibi motivasyon özellikle de içsel
motivasyon hem akademik başarı hem de bireyin hayatı boyunca kendini
gerçekleştirmesinde önemli bir dinamiktir.

• İçsel motivasyona sahip bireyler, karşılaştıkları zorluklar karşısında ümitsizliğe düşmez


ve başarısızlığa uğrasalar bile yılmadan yollarına devam ederler;

• önemli olan çabalamaktır ve her ne şart altında olursa olsun çabalamaktan


vazgeçmezler.

• kimse onları hedeflerinden, amaçlarından uzaklaştıramaz.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Daniel Pink’in (2011) Drive adlı eserinde;

• Dışsal motivasyona sahip bireyler;

• motivasyonlarını dışarıdan sağladıkları için motivasyon kaynakları tükendiğinde,


onlar da ilerlemekten vazgeçerler

• dışsal kaynaktan gelen motivasyonları bittiği anda onlar da biterler.


İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI (NEOKLASİK YAKLAŞIM) – Yeni
İnsan İlişkileri Yaklaşımı
• Elma (2018)’a göre;

• İnsan ilişkileri yaklaşımına yönelik eleştirel incelendiğinde, temeldeki en büyük


eleştirinin bu yaklaşımın çok fazla insan odaklı olması olduğu görülür.

• İnsana çok fazla odaklandığı için örgütün amaçlarını ve ekonomik çıktılarını fazlasıyla
göz ardı ettiği belirtilmektedir.

• İnsan ilişkileri yaklaşımı örgüte birey ve grup gözünden bakarken ortaya gerçekçi
olmayacak düzeyde bir mutluluk tablosu çizmektedir.
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
• 1960-1970’li yıllarda yönetim bilimi çalışmaları çoğalmıştır. Özellikle, örgüt yapıları,
liderlik, yönetimde yetki ve örgütteki yetki dağılımının örgütün etkililik ve verimliliği
üzerindeki etkileri incelenmiştir. Devamında, örgütsel demokrasi ve yönetime katılma
konuları araştırılmıştır. Bu süreçte, güdüleme araçları bakımından modern bir yaklaşım
olarak değerlendirilen sistem yaklaşımı, örgüt ve yönetim çalışmalarında ön plana
çıkmıştır (Eren, 2012).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
• Modern yönetim yaklaşımları, örgütle ilişkili tüm boyutları içerecek biçimde örgütü bir
bütün olarak inceler ve farklı bilim dallarından faydalanmanın önemine vurgu yapar. Bu
yaklaşımlarda, örgüt, varlığının devamı için etkilendiği değişimlere uyum gösterebilen,
örgüt alt sistemleriyle, diğer örgütlerle ve örgütün çevresiyle karşılıklı sıkı sıkıya bağlı
olduğu kabul edilen bir sistem olarak ele alınmaktadır (Karalar ve diğer., 2007).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
• Sistem Yaklaşımı
• Durumsallık Yaklaşımı
• Amaçlarına Göre Yönetim
• Toplam Kalite Yönetimi
• Stratejik Yönetim
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Yönetimde modern yaklaşımların başlangıcı olarak ele alınan sistem yaklaşımı, klasik ve
neo-klasik kuramların bir sentezidir (Erçetin, 2001).
• Sistem yaklaşımı, örgüt ve yönetim çalışmalarında bazı olayları çözümlerken faydalanılan
bir yönetim kuramı, bir yaklaşım olarak ele alınmaktadır. Yani, tek başına bir disiplin
değildir (Genç, 2007).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Sistem yaklaşımında örgütler, çevresindeki sistem(ler)den girdi alırlar, örgüt içerisinde bu
girdiyi işlerler ve tekrar çevresindeki başka sistemlere çıktı olarak hazırlarlar. Yani,
örgütler çevresindeki sistemler ile sürekli etkileşim içerisinde olan sistemler olarak ele
alınmaktadır (Zel, 2001).
• Sistem yaklaşımı, bütünü meydana getiren parçaları ve bu parçaların birbirleriyle olan
ilişkilerini bir arada çözümlemeye vurgu yapar (Şimşek, 1984).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Sistem yaklaşımı, bir örgütte yönetim süreçlerinin var olduğu örgütün çeşitli alt
birimlerini, bu birimlerdeki farklı iş ve yönetim süreçlerini, örgütün alt ve üst amaçlarını
bir bütün olarak ele alır. Makro bakış açısına göre, örgüt temel sistemdir ve bu temel
sisteme bağlı, ilişkili, karşılıklı alt sistemler vardır. Bu örgütte, yönetim süreçleri
(planlama, örgütleme, yürütme, eşgüdümleme, denetim) işe koşulurken, alt sistemler arası
karşılıklı ve bağımlı ilişki dikkate alınmalıdır (Koçel, 2007).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Sistem yaklaşımı, örgütü bir bütün olarak incelerken, örgüt çalışanlarının farklı statüleri,
üstlendikleri farklı rolleri, informal grupları, örgütün içinde yer aldığı çevreyi ve örgütün
fiziki ortamını incelemenin gerekliliğini vurgulamaktadır (Zel, 2001).

• Sistem yaklaşımı, örgütteki insan kaynaklarını, bilgiyi, teknik gereçleri, sermayeyi ve


diğer öğeleri bütüncül olarak ele alır ve sistemli olarak işe koşulmalarına vurgu yapar
(Koçel, 2007).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Can’a göre (2005:55), sistem yaklaşımının üç temel özelliğinden söz edilebilir;

• Analitik-kavramsal temele dayanması

• Deneysel (ampirik) oluşu

• Bütünleştirici niteliği
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Biyoloji disiplinine doğduğu anlaşılan sistem kavramının sonrasında sosyal bilimlere
aktırıldığı anlaşılmaktadır. Sistem, "parçalardan oluşan, parçaların birbirleriyle ve dış
çevreyle ilişkilerinin bulunduğu bir bütün" olarak tanımlanmaktadır (Genç, 2007).

• Sistem, belli parçalardan, bölümlerden, alt sistemlerden oluşan bir bütün olarak ele alınır.
Sistemde önemli olan nokta, parçaların kendine özgü işleyişinin olması ve her bir
parçanın faaliyetlerinin diğerine bağlı olmasıdır (Şimşek, 1984).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Genel sistem teorisini, Biyolog Von Bertalanffy 1920’lerde ortaya atmıştır. Bu teoriye
göre, örgüt canlı bir organizmaya benzetilerek, örgüt sistemci, çok boyutlu, etkileşimli,
dinamik, olasılıklı ve çok yönlü olarak çözümlenmiştir. Bertalanffy, bir bütünün kendisini
meydana getiren alt parçaların toplamının tamamından öte bir değere sahip olabileceğini
vurgulamıştır (Erçetin, 2001).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Örgüt ve yönetim çalışmalarında, Açık Sosyal Sistem Teorisi’nden Genel Sistem
Teorisi’ne kıyasla daha fazla faydalanıldığı ifade edilebilir. Açık Sosyal Sistem Teorisi,
örgütü çevresindeki sistemlerle devamlı iletişim ve işbirliği içinde olan sosyal bir yapı
olarak ele alır. Yani, sosyal sistemlerde, örgüt statik bir yapıda değildir, sürekli değişen bir
yapıdadır, dinamiktir (Aydın, 2005).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Sistem yaklaşımına göre bir okul örgütü ele alındığında, tek başına kapalı bir örgütten öte,
okul çevresinde yer alan diğer sistemlerle ve ilişkili tüm öğelerle birlikte, bütüncül bir
yaklaşımla değerlendirilir (Gül, 2006).

• Açık sistem yaklaşımı, okul yöneticilerine okulun çevresindeki sistemlerle olması gereken
etkili ve verimli etkileşim için uygulamada faydalı bilgiler sunarak okulun gelişiminde
katkı sağlayabilir (Bursalıoğlu, 2012).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Sistem Yaklaşımı
• Okul örgütünün çevresindeki diğer örgütlerden ayrı olarak ele alınması gerçek sonuçlara
ulaşmak bağlamında düşünülemez.

• Bu noktada, açık sistem yaklaşımı bağlamında okul örgütünden beklenilen öncelikli


fonksiyon okulun her öğrenciye açık olmasıdır ve çevresiyle alış-veriş fonksiyonunu
gerçekleştirmesidir.

• Okul örgütünün yakın çevresindeki sistemleri öğrenci velileri ve aileler oluşturmaktadır.


Öte taraftan, uzak çevresindeki sistemleri ise çeşitli siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik
sistemler oluşturmaktadır (Şişman ve Turan, 2004).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Durumsallık Yaklaşımı
• Durumsallık yaklaşımını, 1970’lerde Jay. W. Lorsch ve Paul. R. Lawrence geliştirmiştir
ve “Bir alt birimin davranışının onun çevresi ve diğer alt birimlerle ilişkisine bağlı
olduğu bir yaklaşımdır” şeklinde tanımlamışlardır.

• Bu yaklaşıma göre, en iyi yönetim şekli, içinde bulunulan duruma göre farklılık gösterir.

• Yönetimde her durum için geçerli ve en iyi tek bir çözümün olmadığına vurgu
yapmaktadır (Atıgan, 2011).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Durumsallık Yaklaşımı
• Durumsallık yaklaşımı (Contingency Approach), örgütlerin iç yapısal özellikleri ile
örgütlerin içinde bulunduğu durum ve diğer örgütsel yapılar arasındaki ilişkiyi inceler.

• Bu yaklaşımı göre, alt sistemlere sahip örgütler çevrelerindeki sistem(ler)den girdi alır ve
çevrelerindeki bu sistemlere çıktı sunar.

• Bu bağlamda, örgütler çevrelerinde üretilen teknoloji gibi çevrelerindeki yenliklere


bağımlıdırlar (Çavuş ve diğer., 2016).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Durumsallık Yaklaşımı
• Klasik, neo-klasik ve sistem yaklaşımları, örgütü başarılı bir biçimde yönetmek için
uygulanabilir belirli durumlar için geçerli tek bir çözüm yoluna odaklanmışlardır.

• Öne sürülen genel ve kapsayıcı çözüm yolunun her türden örgüt ve tüm şartlar için
geçerli/kullanılabilir olduğunu vurgulamışlardır.

• Bu sava ters bir söylevle, durumsallık yaklaşımı, örgüt yönetiminde tüm örgüt ve koşullar
için geçerli evrensel bir çözüm yolunun veya modelin olmadığını vurgulamaktadır (Eren,
2012).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Durumsallık Yaklaşımı
• Durumsallık yaklaşımı, kurallar temelinde yönetim yaklaşımı yerine durumlara göre
yönetim yaklaşımını ileri sürmektedir (Yılmaz, 2004).

• Böyle bir yaklaşım, birbirine benzer veya birbirinden farklı her yeni koşul için farklı
yönetim yaklaşımları doğurur. Bu bağlamda, örgüt, çevredeki koşullara uyum
sağlayabilecek organik formlarda geliştirilmelidir (Genç, 2007).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Thomson (1998) ve Greenwood (1981)’un çalışmaları incelendiğinde, amaçlara göre


yönetim kavramını literatürde ilk defa kullanan araştırmacının Peter Drucker olduğu
anlaşılmaktadır (Durnalı, 2020).

• Öte taraftan, 1960’lı yıllarda bu terminoloji literatürdeki yerini sağlamlaştırmıştır


(Ivancevich, Donnelly ve Lyon, 1970).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Geniş bir uygulama alanı olan amaçlara göre yönetim yaklaşımı, ortaya konulduğu
tarihten beri modern yönetim yaklaşımları içerisinde önemli bir yaklaşım olarak yerini
almıştır.

• Amaçlara göre yönetim yaklaşımı, “Amaçlara ve sonuçlara göre yönetim” biçiminde de


ifade edilmektedir (Sayın, 1994).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Amaçlara göre yönetim yaklaşımı, ciddi uğraş ve özel beceri gerektirir. Bir iş
gerçekleştirimi sürecinde, yöneticiler iş ve ortak bir amaca doğru uygun bir biçimde
motive olamayabilirler. Çünkü, iş, doğası gereği bazı önemli yanlış yola sapmaya sebep
olabilir unsurlar içerir. Örneğin, örgütün hiyerarşik yapısı, vizyon ve görevlerdeki
farklılıklar ve yönetimin çeşitli düzeylerinde ortaya çıkan yalıtımlar. Amaçlara göre
yönetim yaklaşımında bu türden istenmedik süreçlerin oluşmaması yönünde çabalar
mevcuttur (Drucker, 1954).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Özer’e göre (2012: 405), amaçlara göre yönetim yaklaşımının başlıca özellikleri şunlardır.

• Yönetime katılımın sağlanması

• Gerçekleştirilecek amaçları katılımlı bir biçimde önceden belirleme

• Planlama ve kontrol aracı olması

• Performans denetlemenin olması

• Örgüt çalışanının gelişimine imkân sağlama


MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Amaçlara göre yönetim yaklaşımında, yöneticiler ve astların öz performanslarını


özdenetim yaparak değerlendirebileceği vurgulanmaktadır. Özdenetim eyleminin örgüt
çalışanlarının motivasyonunu artıracağı ileri sürülmektedir. Yönetici ve astların özdenetim
yapabilmeleri için örgütün amaçlarını bilmesi ve amaçlara göre performansı ve sonuçları
ölçebilmeleri önemlidir. Bu yaklaşımda, varılmak istenilen sonuca direk yaklaşımın
önemli olduğu vurgulanmaktadır. Ortaya atılan yaklaşımlar sayesinde örgütte ortak bir
refaha kavuşulabileceği savunulmaktadır (Drucker, 1954).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Amaçlarına Göre Yönetim

• Peter Drucker, örgüt yönetiminde amaçları merkeze koymuş, amaçları yönetim


disiplininde çekirdek bir kavram olarak vurgulamıştır (Greenwood, 1981).

• Bu yaklaşımda, örgütteki faaliyetler amaç bazlıdır. Bu faliyetler, faaliyet amaçlarının


gerçekleşmesi değerlendirilerek yürütülür (Şişman, 2019).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• Toplam kalite yönetimi yaklaşımına ilişkin ilk çalışmaların, Amerika Birleşik
Devletlerinde başladığı anlaşılmaktadır.

• II. Dünya Savaşının sonrasında Japonya'da toplam kalite yönetimi yaklaşımının


uygulandığı ve zamanla diğer ülkelerde de kabul görmeye başladığı anlaşılmaktadır
(Kayıkçı, 1999).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• Toplam kalite yönetimi, bir yönetim düşüncesidir ve aynı zamanda örgütün ikliminde bir
değişimi vurgular (Waldman, 1994), örgütte iş görenleri örgütün insan kaynakları olarak
ele almakta, sürekli olarak örgütsel gelişmeyi vurgulamaktadır (Aksu, 2002).

• Toplam kalite yaklaşımı, hizmet veya ürünlerin daha kaliteli olması ve sürekli
geliştirilmesi beklentilerine çözüm üretebilecek uyumlu bir yönetim biçimini
vurgulamaktadır (Eren, 2009).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• Toplam kalite yönetimi yaklaşımının merkezinde “Çalışan” ve “Deming (Planlama yap -
Uygula - Kontrol et - Değerlendir) döngüsü” bulunmaktadır.

• Yaklaşım, örgüt içinden veya örgüt dışından müşterilerin beklentilerine uygun kaliteli
ürünler üretmeye yönelik, çalışanı geliştirmeyi ihmal etmeyen, değerlendirme ölçme ve
istatistik yapan, problemleri önlemeye yönelik çözümler üreten, takım çalışmasını
önemseyen ve sürekli gelişim ilkelerine göre örgütün kurulup işletilmesini vurgular.

• Bu süreçlerde örgütün üst yöneticilerinin liderlik etmesini önemser (Karakoç, 1999).


MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• Toplam kalite yönetimi, üretilen mal ve hizmetin kalite kontrolünün üretimin son
aşamasında yapılmasının uygun olmadığını savunur.

• Bunun yerine, örgüt çalışanlarının tamamının katılımı ile ürün ve hizmetin üretim
sürecinin başlangıcından itibaren her aşamasında kaliteye hassasiyet göstermeyi vurgular
(Cafoğlu, 1996).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• TKY anlayışı, öğretmen ve öğrencilerin okulda mevcut yönetim süreçlerine katılımı
noktasında daha fazla yetkilendirilmenin sağlanmasını, ders başarısına göre not verilmesi
yerine öğrencilerin değerlendirilmesinin bütüncül olarak gerçekleştirilmesini
vurgulamaktadır.

• Deming’in kalite felsefesinin özümsendiği okullardaki okul kültürü, korku ve kuşku


yerine saygı ve güvene dayalıdır.

• Bu kültürde, yönetici, öğretmen, öğrenci ve destek personeli mutlu bir biçimde çalışır
(Çetinkaya ve Gülmez, 2002).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
• TKY yaklaşımı, amaçların gerçekleştirilmesi için süreç üzerine yoğunlaşmanın önemli
olduğunu ortaya koymaktadır.

• Okulda sürece odaklanan yönetici, öğretmenlerin yeteneklerini, çabalarını ve çalışma


azimlerini değerlendirir.

• Bu çeşit yönetici, öğretmenlerin kendilerini sürekli olarak geliştirmesini özendirir (Özden,


2002).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Toplam Kalite Yönetimi
TKY’nin eğitim örgütlerinin yönetimine uygulanmasının sağlayabileceği katkılar arasında
şunlar yer alır (Bircan ve Sefunç, 2009);
1. Kaynakların etkili kullanımı,
2. Eğitim çalışanlarının grup çalışması yapmaları ve kendilerini geliştirmeleri,
3. Bilgi teknolojilerinin etkin kullanılması,
4. Yönetimde katılımcı yaklaşımın yaygınlaştırılması,
5. Demokratik yönetim kültürünün oluşturulması,
6. Kalite kurulları, kalite geliştirme ekipleri ve kalite çemberleri gibi yapılanmalar sayesinde eğitim
kurumlarındaki problemlere karşı çözüm üretme becerilerinin geliştirilmesi,
7. Çalışanların iş doyumlarının sağlanması,
8. Çalışanların yetki ve sorumluluk almalarının özendirilmesi.
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Stratejik Yönetim
• 20. yüzyılın ikinci yarısında yönetim çalışmalarında kendine yer edinen stratejik yönetim
yaklaşımı, stratejik kararların alınması ve gerçekleştirilmesi süreci ile ilgili bir kavramdır
(Bowman ve Asch, 1992).

• Bu yaklaşımda, örgütleri çevredeki değişime açık faktörlerle ele alarak yönetimle ilgili
kararları bu bağlamda oluşturmak amaçlanır (Düren, 2000).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Stratejik Yönetim
• Örgüt çalışmaları kapsamındaki temel yönetim süreçleri (planlama, örgütleme,
koordinasyon, yürütme, kontrol), stratejik yönetim yaklaşımında da uygulanabilmektedir.
Ancak, bu süreçler çevreye odaklanmıştır (Üzün, 2000).

• Stratejik yönetim, çevredeki sürekli olarak değişen şartlara örgütlerin uyum sağlamasını
vurgular. Stratejik yönetimde önemli olan, öngörülemeyen sorunlara çözümler üretmektir
(Güçlü, 2003).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Stratejik Yönetim
• Stratejik yönetim, örgütün yaşamını devam ettirebilmesi için sürekli öneme sahip büyük
(hayati) sorunlar ve fırsatlarla ilgili planları belirlemeye odaklanır (Sharplin, 1985).

• Stratejik yönetim, stratejilerin oluşturulması amacıyla yapılması gereken çeşitli araştırma,


inceleme ve değerlendirme gibi faaliyetleri planlamayı, stratejilerin hayata geçirilebilmesi
noktasında örgüt içerisinde her çeşit yapısal ve motivasyonel önlemlerin alınmasını ve
örgütün üst kademesindeki yöneticilerin eylemleriyle ilişkili süreçlerin toplamını içerir
(Eren, 2000).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Stratejik Yönetim
• Stratejik planlamama, stratejik yönetimin en önemli öğesidir. Stratejik planlama ve
stratejik yönetim birbiriyle taşıdıkları anlamlar bakımından karıştırılabilmektedir, ancak
özünde bu iki kavram aynı anlamları ifade etmemektedir (Ereş, 2004).

• Stratejik yönetim, örgütün gelecek süreçteki amaçlarının oluşturulmasında ve bu


amaçların gerçekleştirilmesi için yapılması gereken faaliyetlerin belirlenmesinde önemli
bir araçtır (Özer, 2008).

• Stratejik yönetim, örgüt faaliyetlerine ilişkin bazı planların oluşturulması değildir. Sürekli
değişen çevre koşulları içerisinde varlığını devam ettirmeye çalışan bir örgütün
planlarının sabit olması beklenilemez (Hatiboğlu, 1986).
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI- Stratejik Yönetim
• Stratejik yönetim yaklaşımında, temelde bir işin misyonu her yönüyle detaylı düşünülür.
“İşimiz nedir?”, “İşimiz ne olmalıdır?” soruları sorularak, ortaya konulan amaçlar ışığında
verilen kararların beklenilen sonuçları doğurması vurgulanır (Drucker, 1999).

• Eğitim örgütleri, özel örgütlerle birebir aynı şekilde yönetilmedikleri için eğitimde
stratejik planlama uygulamalarının yönetiminde farklılıklar taşıdığı ifade edilebilir.
Eğitimde stratejik planlama, yerinden yönetim uygulamalarının görüldüğü örgütlerde
daha işe yarar denilebilir (Işık ve Aypay, 2004).
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yönetimin bir bilim olarak ele alınmasının temelinde Frederick
Taylor’ın (2013) 1911 yılında yayımladığı aşağıda belirtilenlerden hangi
kitap yer almaktadır.
A. Bilimsel Yönetimin İlkeleri
B. Yönetim Süreçleri
C. Amaçlara Göre Yönetim
D. Örgütsel Amaç
E. Yönetim Bilimi
2. Aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi klasik yönetim yaklaşımları arasında
ele alınmaktadır?
A. Sistem Yaklaşımı
B. Durumsallık Yaklaşımı
C. Bürokratik Örgüt Yaklaşımı
D. Amaçlarına Göre Yönetim
E. İnsan İlişkileri Yaklaşımı
3. Aşağıdaki yaklaşımlardan hangisi modern yönetim yaklaşımları
arasında yer almamaktadır?
A. Sistem Yaklaşımı
B. Durumsallık Yaklaşımı
C. Amaçlarına Göre Yönetim
D. Dinamik Yönetim Yaklaşımı
E. Stratejik Yönetim
4. Amaçlara göre yönetim kavramını literatürde ilk defa kullandığı kabul
edilen araştırmacı kimdir?
A. Frederick Taylor
B. Peter Drucker
C. Henri Fayol
D. Mary Parker Follet
E. Abraham Maslow
5. Aşağıdaki ilkelerden hangisi bilimsel yönetimin ilkeleri arasında yer
almamaktadır?
A. İşbölümü ve uzmanlaşma
B. Çalışanların seçimi ve eğitimleri
C. Başarılı çalışana yüksek ücret, başarısız çalışanı ise cezalandırma
D. Günlük işler ve işi basit şekilde yapma
E. Yöneticilerin liderlik becerisi
6. Aşağıdaki süreçlerden hangisi, Fayol’un Genel ve Endüstriyel Yönetim
kitabında ortaya koyduğu yönetim süreçleri yaklaşımlarından değildir?
A. Planlama
B. Örgütleme
C. Emretme
D. Bütçeleme
E. Kontrol
7. “Otorite sahibi gücünü kurallar ve düzenlemelerden almaktadır. Yasal
düzenlemelerle emretme yetkisi otorite sahibi kişiye verilmiştir. Ancak,
emir yasalara dayanmak zorundadır.” Weber’in ortaya koyduğu bu
otorite türü aşağıdakilerden hangisidir?
A. Rasyonel (yasal) otorite
B. Karizmatik otorite
C. Geleneksel otorite
D. Dağıtımcı otorite
E. Ataerkil otorite
8. Weber, ideal bürokrasiyi anlatırken onu oluşturan temel ilkelerden de
bahsetmiştir. Aşağıdaki ilkelerden hangisi bu ilkeler arasında yer
almamaktadır?
A. Hiyerarşik yapı
B. İşlevsel uzmanlaşmaya dayalı işbölümü
C. Tanımlanmış yetki ve sorumluluklar
D. Psikolojik ihtiyaçlar sistemi
E. İşlemler sistemi
9. İnsan İlişkileri Yaklaşımı’nın gelişimine önemli derecede katkı
sağlayan araştırma aşağıdakilerden hangisidir?
A. Hoy araştırmaları
B. Miskel araştırmaları
C. Hawthorne araştırmaları
D. Human araştırmaları
E. Derin yaklaşım araştırmaları
10. “Sistem” kavramı ilk defa hangi disiplinde kullanıldığı ortaya
konulmaktadır?
A. Biyoloji disiplini
B. Antropoloji disiplini
C. Yönetim bilimi disiplini
D. Eğitim yönetimi disiplini
E. Coğrafya disiplini
CEVAP ANAHTARI
1. A
2. C
3. D
4. B
5. E
6. D
7. A
8. D
9. C
10. A
BÖLÜM 8

SOSYAL BİR SİSTEM


ve
ÖRGÜT OLARAK OKUL
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
Giriş
Dijital çağ olarak nitelendirilmeye başlanan günümüzde eğitim,
değişim ve dönüşümün en temel unsuru olarak tüm sektörlerde
varlığını hissettirmektedir. Hayatın her alanında eğitime olan talep
sürekli artmakta ve her sektöründe eğitimle olan ilişkisi
bulunmaktadır. Eğitim, yetiştirdiği nitelikli işgücü ile diğer tüm
sektörleri beslemekte, bireylerin potansiyelleri doğrultusunda
yetiştirilmesine ve ülkelerin eğitim sistemlerinin dinamiklerinin
oluşmasına katkıda bulunmaktadır (Aziz vd., 2014).
Bu anlamda eğitim, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin
değerlendirilmesinde çok önemli faktörlerden birisi olarak
görülmektedir.
Okullarda, üstlendikleri bu çok önemli olan görevleri yerine
getirebilme derecesiyle de toplumların geleceğini şekillendirmektedir
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
• Okul, toplumsal bir kurum olarak bireylerin sosyalleşme işlevine
sahiptir. Okul içerisinde ise kendilerinden beklenen rolleri oynamak
zorunda olan çeşitli görevliler vardır. Bir okulun sosyal sisteminde,
çeşitli kurumlarla etkileşimi ile örgütsel hedefler gerçekleştirilir
(Sekhar Reddy ve Sailakshmi, 2018).

• Eğitim sistemini oluşturan örgütler birer sosyal sistemlerdir. Bir


sosyal sistem olarak okullar, toplumda eğitim hizmetlerinin
gerçekleştirildiği en temel birimlerdir. Okullar, toplumu oluşturan
bireylerin davranışlarında önceden belirlenen hedefler doğrultusunda
pozitif yönde değişiklikler meydana getirmeyi hedeflediği için
amaçları soyuttur. Çünkü okulların hammaddesi insandır ve
önceden belirlenen nitelikleri tam anlamıyla bireylerin kazanıp
kazanamadıklarını belirlemek ve değerlendirmek ise oldukça güçtür.
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
• Okul örgütlerinin doğasını açıklamaya çalışan birçok teori
bulunmaktadır. Bunların arasında, sosyal sistemler teorisi okullar
için en gerçekçi modellerden birisi olagelmiştir. Sistemin net bir
tanımı yoktur.
• Sistem, belirli bir faaliyeti yürütmek, bir görevi yerine getirmek veya
bir sorunu çözmek için oluşturulan bir dizi ayrıntılı yöntem, prosedür
ve rutin olarak tanımlanabilir. Birbiriyle ilişkili ve birbirine bağlı
unsurlardan (bileşenler, varlıklar, faktörler, üyeler, bölümler vb.)
oluşan organize amaçlı bir yapıdır.
• Sistem, bir amaç için birleşen, birbirine dayanan ve birbirlerini
etkileyen parçaların oluşturduğu bir bütündür (Sarpkaya, 2008; Can,
2005). Her sistem başka bir sistemin parçasıdır ve birçok alt
sistemlerden meydana gelir (Keskinkılıç, 2007). Kendisinin de bağlı
olduğu bir üst sistem vardır.
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
• Sistemler genellikle açık sistemler ve kapalı sistemler olarak
sınıflandırılır ve mekanik, biyolojik veya sosyal sistemler
biçiminde olabilirler. Hemen hemen tüm modern örgüt teorileri
açık sistemler yaklaşımı çerçevesinde işlev görür.
• Açık sistem teorisi doğa bilimlerinden ileri gelmiş ve daha sonra
bilgisayar, mühendislik, ekoloji ve yönetim bilimi gibi çeşitli
alanlara yayılmıştır. Açık sistem yaklaşımı bir örgütü çevreden
girdi alan, dönüştüren ve örgütün faaliyet gösterdiği çevre ile
birlikte örgütün kendisi üzerinde karşılıklı etkilerle birlikte çıktılar
olarak çevreye sunan bir varlık olarak görür.
• Öte yandan enerji alamayan sisteme kapalı sistem denir.
Kaybedilenin yerini almak için dahili olarak yeterli miktarda enerji
üretemeyen kapalı bir sistem ölmeye mahkumdur.
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
• Sistem yaklaşımı günümüzde geçerliliğini devam ettiren modern
yönetim yaklaşımlarından biridir (Koçel, 2010).
• Örgütler, çeşitli bilim adamları tarafından
• Rasyonel sistemler (Simon, 1955; Taylor, 1947; Weber, 2009),
• Doğal sistemler (Barnard, 1948; Mayo, 1945; Parsons, 1967),
• Açık sistemler (Weick, 1977),
• Sosyal sistemler (Getzels ve Guba, 1957) vb. olarak ele alınıp
incelenmiştir.
Bu yaklaşımların her biri örgütlere ilişkin farklı bakış açılarını
yansıtmaktadır.
Parsons, Getzels, Guba, Lipham, Campbell, Hoy ve Miskel gibi önde
gelen araştırmacılar sosyal sistemler teorisini okullara uyarlamıştır.
Rasyonel Sistem

• Rasyonel sistem perspektifi, organizasyonları istenen bir takım


hedeflere varmak için üretilmiş makineler olarak görmektedir.
• Esas hedefleri, sağlam ve istikrarlı bir şekilde çalışmasını sağlamak
için bir kuruluşun her yönünü ispat edilmiş bir reçete ile
biçimlendirmektir.
• Resmi örgütler, rasyonel sistemlerin bürokratik yapısından
kaynaklanır. Rasyonel sistemlerde otorite hiyerarşileri, emek
dağılımı, iş uzmanlığı, kurallar ve düzenlemeler bulunmaktadır.
Bunların hepsi tipik olarak bürokrasi ile bağlantılıdır.
• Rasyonel sistem perspektifinden örgüt, önceden belirlenmiş
hedeflerine en yüksek verimlilikle ulaşmayı amaçlayan resmi
araçlar olarak görülür.
Doğal Sistemler
• Doğal sistemler, örgütlerin hayatta kalmaya çalıştıkları ve hedeflerin
örgütün hayatta kalmasına yardımcı oldukları süreçle ilişkili
olduğunu öne sürmektedir. Bu yüzden örgüt gerektiği zaman
hedefleri değiştirebilir, hatta ortadan kaldırabilir. Örgütler, toplumsal
unsurları kapsayan canlı sistemlerdir ve bu yüzden araç olarak
kullanılamaz ve hedefler gerçekleştirildiği zaman yok edilmezler.
Daha fazla hedefe ulaşılmadığında bile var olma durumundadırlar
(Gouldner, 1959).

• Doğal sistemler perspektifi rasyonel sistemler perspektifiyle uyuşmaz.


Doğal sistemler örgütleri makinelerden ziyade organizmalar olarak
görür. İnsan ilişkileri yaklaşımına dayanır ve kapalı sistemlerden açık
sistem perspektifine taşınan rasyonel sistem modeline benzer.
Açık Sistem
• Açık sistemler teorisi, okulları dış ortamlarından bağlı olmadan
tanımlayan daha önceki rasyonel ve doğal sistem teorilerine bir tepki
niteliğinde geliştirilmiştir. Okulun açık sistem olarak kabul edilmesi
ile hem rasyonel hem de doğal sistemler dikkate alınmaktadır. Açıkça
hem resmi hem de gayri resmi yönlerin yanı sıra yapı ve insanlar,
örgütü kavramak için gereklidir. Ayrıca, açık sistem modeli rasyonel
ve doğal perspektifleri birbirine bağlayarak bir sentez sağlama
potansiyeline sahiptir (DiPaola ve Hoy, 2013).
• Sosyal sistem ise, belirli bir grubun veya karşılıklı belirlenerek
oluşturulmuş grup üyelerinin olaylarını ve ilişkilerini ifade eder.
Genellikle sosyal sistem modelinde, sosyal etkileşimi organize etmek
ve geliştirmek için her üye arasında bir etkileşim ve iletişim vardır
(Thien ve Razak, 2014).
Sosyal Sistem
• Getzels ve Guba'ya göre (1957) sosyal sistemler karşılıklı bağımlılık
ve etkileşim olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır. İlk boyut,
sistemin amaçlarının yerine getirilmesinde yardımcı olacak belirli
roller ve beklentilerle ilgilidir. İkinci boyut, etkileşimleri
gözlemlenen davranışı da içeren, belirli niteliklere sahip ve sistemde
yer edinmeye eğilimli bireylerle ilgilidir.
• Okullarda hem rasyonel hem de doğal sistemlerin özellikleri
bulunmaktadır ve dış çevrelerindeki bilgi, insangücü, teknoloji vb.
birçok kaynaklara ve finansal açıdan bağlılıklarından dolayı da güçlü
ilişkilere sahiptir (Hoy ve Miskel, 2015).
• Sosyal sistem görüşü okulun insani yönüne dikkat çekmiş ve okulu
kâr amaçlı örgütlerden ayrı tutmuştur. Bu nedenle sosyal sistemler
kuramı okulları en gerçekçi açıklayabilen modellerden birisi
olmuştur.
Açık Sosyal Sistemler
• Açık sistemler girdilerden (işgücü, öğrenciler ve çevreden gelen para,
insan, malzeme, finansal veya bilgi kaynakları),
• eğitimsel dönüşüm sürecinden (girdileri çıktıya dönüştüren iç
süreçlerin ve yapıların niceliği, kalitesi ve tutarlılığı),
• çıktılardan (öğrencileri, akademik başarıları, öğretmenlerin
motivasyon ve memnuniyetini artırır),
• geri bildirim ve çevreden oluşur.

• Sosyal sistem yaklaşımında örgütler birer açık sistem olarak


görülmekte, örgütlerin kendi içlerinde birçok alt sisteme sahip
olmakla birlikte, kendilerinin de çevre süper sisteminin bir parçası
olduğu ileri sürülmektedir.
Sosyal Sistem Modeli
• Açık sistem bağlamında sosyal sistem ve sosyo-teknik sistem olmak
üzere iki farklı yaklaşımdan söz edilmektedir.
• Sosyal sistem yaklaşımında örgütlerin, kendini çevreleyen süper
sistemle girdi-çıktı alışverişi yoluyla, sürekli bir etkileşim içerisinde
olduğu kabul edilmektedir. Örgütler bir taraftan çevre üst sistemini
etkilemekte, bir taraftan da çevre üst sisteminde ortaya çıkan
değişmelerden etkilenmektedir.
• Sosyo-teknik sistem yaklaşımı ise örgütlerin birbirlerine göre veya
zamana bağlı olarak değişiklik göstermelerine yol açan görev, yapı,
teknoloji ve insan olmak üzere dört temel faktörün olduğunu
savunmaktadır (Owens, 1998).

• Okullar için geliştirilen Sosyal Sistem Modeli aşağıdaki Şekil 1.’de


gösterilmektedir.
Çevre

Girdiler Çıktılar

Çevresel Sınırlamalar
Dönüştürme Süreci
Başarı
İnsan ve Sermaye Yapısal Sistem
Kaynakları (Bürokratik Beklentiler)
İş Doyumu

Görev ve Eğitim Devamsızlık


Politikaları Öğretme Öğrenme

Kültürel Sistem Okul Terk Oranı


Materyaller ve Yöntemler Politik
(Paylaşılan Yönelimler
Sistem Genel Kalite
Ekipmanlar
(Güç İlişkileri)
Öğrenme Öğretme

Bireysel Sistem

(Biliş ve Motivasyon)

Gerçek ve Beklenen
performans
Arasındaki Fark

Dönüt
Şekil 1. Okullar İçin Sosyal Sistem Modeli (Kaynak:Hoy ve Miskel, 2015)
Sosyal Bir Sistem Olarak Okul
• Okullarda, öğrenciler ve öğretmenler arasındaki etkileşim
dönüşüm sürecinin bir parçasıdır.
• Çıktı, öğrencilerin bilgi, beceri, yetenekleri ve tutumları olabilir.
Geri bildirim ise bir kontrol mekanizması görevi görür.
• Çıktılardan veya ortamdan gelen olumsuz geri bildirimler,
öğrenme sürecindeki eksiklikleri gidermek için kullanılabilir. Bu
döngü içerisinde sistem, yenilikçi bir şekilde değişim ile uğraşır,
yaşar ve yalnızca hoşgörülmekle kalmaz, karmaşık ve belirsiz
durumları da memnuniyetle karşılar. Bunun yanı sıra,
işleyebileceği bilgi miktarını arttırır, hızla işler, daha fazla sayıda
insana ve gruba dağıtır ve bilgiyi örgütsel bilgiye (paylaşılan
bilgiye) dönüştürebilir. Böylelikle de kendini dinamik bir yapıda
tutmayı başarır.
Açık Sosyal Sistem

Açık sosyal sistem yaklaşımına dayanarak geliştirilen dönüşüm


sürecinde beş alt sisteme vurgu yapılmaktadır:
• Teknik,
• Yapısal,
• Kültürel,
• Bireysel ve
• Politik sistemler.
Açık Sosyal Sistem
• Bir örgüt olarak okulların amaçlarına ulaşabilmesi, okulu oluşturan
alt sistemlerin biribirleriyle uyum içerisinde çalışmasına bağlıdır.
Bu açıdan okul yöneticileri, okulu oluşturan çeşitli alt sistemlerin
birbirleriyle uyumlarını ve bunun yanı sıra okulun karşılıklı
etkileşimde bulunduğu sosyal, kültürel, politik ve ekonomik alt
sistemlerle olası ilişkilerini de çözümlemek durumundadır (Şişman,
2012). Çünkü, bir bütün olarak okulda yöneticiler, öğretmenler,
diğer çalışanlar ve öğrenciler okulun işleyişini etkilemektedir.

• Her bir bireyin yetki, görev ve sorumluluklarını yerine layıkıyla


getirme durumu okulun işleyişi üzerinde etkili olmaktadır.
Etkili Okul
• Hoy ve Miskel'in (2015) modeline göre açık sosyal sistemdeki
dönüşüm sürecinin spesifik göstergeleri arasında öğretim liderliği,
öğrenme süresi, müfredat kalitesi, okul ve sınıf, sağlıklı öğrenme
iklimi, vizyon ve uyum bulunmaktadır, bunlar açık sosyal sistem
modelinin döngülerinin her aşamasından gelebilir.
• Lezotte ve Snyder'e (2011) göre okul, bir sosyal sistemin bileşenlerini
benimsemede başarılı olursa, okulun etkililiği ve öğrenci performansı
da artabilecektir.
• Okuldaki kaynakların etkili ve verimli kullanılması, öğretmen, yönetici
ve diğer personelin iş doyumları ve okula bağlılıkları, öğrencilerin
eğitim-öğretim sürecindeki istekleri ve başarıları, velilerin okuldan
memnuniyetleri okulların etkili olmasında önemli ögelerdir (Keleş,
2006).
• Hoy ve Miskel'in (2015) önerdiği açık sosyal sistem modeli ve okul
etkililiği aşağıdaki Şekil 2.'de gösterilmiştir.
Girdiler Dönüşüm Çıktılar
Süreci

· · Öğretimin kalitesi · Öğrenen öğrenciler


· Öğretmen yetenekleri ·
· Öğrenci hazırlığı · Liderlik kalitesi
· · Akademik başarı
Programın kalitesi
Ebeveyn Desteği ·
·
· Okul ve Sınıf İş doyumu
· ·
Politikalar ve Standartlar ·
· Öğrenme zamanı ·
·
· Fiziki Mekanlar · Devamsızlık Düzeyi
· Sağlıklı çalışma ortamı ·
Mali kaynaklar · Okul terk oranı
·
· · Motivasyon düzeyleri · Performans kalitesi
Bilgi ve Yeni teknolojiler ·
· Vizyon ve Uyum

Dönüt
Çevre
Etkili Okul Yöneticisi
• Okul yöneticileri, okulları başarılı kurumlara dönüştürebilecek en
güçlü etki ve potansiyele sahip kişilerden biridir. Öğretmenler
ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik değişimlerin hızla arttığı
günümüz dünyasında, okul yöneticilerinden daha etkili bir liderlik
davranışları sergilemesini beklemektedir (Okçu ve Anık, 2017).
• Okul yöneticileri, eğitim öğretim etkinliklerinin düzenlenmesi,
uygulanması ve değerlendirilmesinden, okulun genel
faaliyetlerinin yürütülüp, düzenin sağlanmasından ve
denetlenmesinden okulda en üst düzeyde yetkili ve sorumlu olan
kişilerdir. Bu bağlamda, eğitim öğretim faaliyetlerinin daha etkili
ve verimli bir biçimde yürütülebilmesi için, okul yöneticilerinin de
öğretmenlere rehberlik yapması gerekmektedir (Can ve Gündüz,
2016).
Etkili Okul Yöneticisi
• Okulu etkili ve verimli kılmakla sorumlu tutulan okul yöneticisinin,
verimli olabilmesi ve okulda etkili davranabilmesi için sorumlulukları
ölçüsünde yetkiye de sahip olması gerekmektedir. Örgüt adına
gerçekleştirdiği eylemlerin gerekçesini dayandırabileceği bir temel
bulunmaksızın okul yöneticisi, kendisinden beklenen etkililiği ve
verimliliği gösteremez. Yetki eksikliği, yöneticinin okul adına gerekli
eylemlerde bulunma hakkını engelleyebileceği gibi, öğretmenleri ise
etkileme ve yöneltme yeteneklerini de sınırlayabilir. Bu durumda
yönetici, astları üzerindeki yaptırım gücünü yitirmiş olur (Katz ve
Kahn, 1978).
Bu nedenle okulda gerçekleşen tüm etkinliklerden baş sorumlu
tutulan yöneticilerin, yetkilerinin de aynı oranda arttırılması büyük
önem arz etmektedir.
Etkili Okul Yöneticisi
• Etkili bir okul yöneticisinde bulunması gereken nitelikler aşağıda
belirtilmiştir (Balcı, 2014,119):
1. Öğretim konularında güçlü liderlik gösterme,
2. Öğrenci ve öğretmenlerden beklentilerini açıkça ortaya koyma,
3. Öğretim programının başarısı için bir sistem geliştirme,
4. Öğrenci başarısına önem verme,
5. Öğretmenleri karar sürecine katma ve onlarla yoğun iletişime geçme,
6. Zamanının yarısını okul koridor ve dersliklerinde geçirme,
7. Sık sık sınıf öğretimini gözleme ve ona katılma,
8. Öğretim programı için personelden beklentilerini açıklama,
9. Öğretim programını koordine etme, öğretim programını planlama ve
değerlendirme süreçlerine aktif katılma.
Etkili Okulda Öğretmen
• Okulların akademik başarısında önemli bir etkiye sahip işgörenlerden
bir diğeri ise öğretmenlerdir. Schleicher (2012) bir eğitimin sisteminin
kalitesinin, öğretmenlerin kalitesinden daha fazla olamayacağını
belirtmektedir. Bu nedenle örgütsel yaşamın gün geçtikçe karmaşık hale
gelmesi, çalışanların davranışlarında amatörce değil, profesyonelce
davranmalarını gerekli kılmaktadır (Altınkurt ve Yılmaz, 2014).

• Bir işi en düzgün ve özenli, bununla beraber en az hata ile yerine


getirmek profesyonelliğin göstergelerinden biridir. Profesyonelliğin
göstergelerinden bir diğeri ise çalışılan işi en küçük detaylarına kadar
anlama, uygulama ve bütün ayrıntılarını bilerek, beklentilerin üzerinde
bir iş ortaya koymaktır (Altınkurt ve Yılmaz, 2014).
• Profesyonellik, öğretmenin yeterliliğine, işle ilgili tutumuna ve
mesleğine olan bağlılığına, meslektaşları, yöneticileri ve öğrencileri ile
olan ilişkileri ile ilgilidir (Welker, 1992, 39).
Etkili Okulda Öğretmen
• Bir okulun gelişmesi için, öncelikle o okulun önemli birer öğesi olan
öğretmenlerin kendini geliştirmesi gerekmektedir (Evans, Thornton
ve Usinger, 2012). Profesyonel davranışlar sergileyen öğretmenlerin
en belirgin özelliklerinden biride, öğrenci öğrenmesinin
sorumluluğunu üstenmeleridir (Koşar, 2015). Bu da, öğretmenlerin
öğrenci başarısını yükseltmesi, öğrencilerin katılımını sağlayacak
çalışmalar tasarlamasıyla (öğrenci merkezli uygulamalarla)
mümkündür.
• Öğretmenler, öğrencilerin zorluklarla karşılaştıklarında bile,
kararlılıkla sürdürecekleri türden çalışmalar ortaya koyarak,
öğrencileri yüksek düzeyde motive edebilirler. Öğretmenler anlamlı
ve meydan okuyucu çalışmalarla, öğrencilerine memnuniyet ve başarı
hazzı yaşatabilir. Böylece, öğrencilerini bilinçli ve hayat boyu
öğrenen bireylere dönüştürebilir.
Etkili Okul Ortamı
• Okul etkililiği, bir kurumun yapısı ve kültürü ile ilgilidir. Planların,
politikaların ve uygulamaların okulun genel hedeflerini ve
öğretmenlerin sınıf düzeyinde etkililiğini geliştirmeye yardımcı
olduğu davranışları ifade eder (Hargreaves, 2001).
• Etkili bir okul, işgören bağlılığının, öğrenme misyonunu başarılı bir
şekilde yerine getirmek için birbirine bağlı unsurları yönetmeye ve
yönlendirmeye yol açtığı karmaşık bir sistemdir (Lezotte ve Snyder
2010). Etkili okul anlayışına göre, okulun amacı öğretme ve
öğrenmektir ve diğer unsurlar ise ona hizmet eden olarak
görülmelidir.
• Bir sosyal sistemin bileşenlerinin her biri, etkili okulun üç
standartlarını karşılayan gerekli bir alt sistem olarak görülebilir.
Bunlar; (1) Net bir hedefi ve misyonu olması (2) yönetilebilir olmak
(3) hedefe ulaşmada geniş bir işgören bağlılığına sahip olmak
(Lezotte ve Snyder, 2010).
Etkili Okulda Öğrenci
• Öğrenci merkezli olarak yapılandırılan etkili okullarda amaç,
öğrencilerin başarısı ve mutluluğu olarak ifade edilmektedir (Şişman,
2013). Öğrencilerin başarılı olması, aynı zamanda okulun da başarılı
ve etkili olması anlamına gelmektedir. Etkili okullarda öğrencilerin
özellikleri ve rolleri aşağıdaki gibi özetlenebilir (Şişman, 2013; Balcı,
2014):
1. Okul ve sınıf aktivitelerinde sorumluluk almaya ve işbirliği yapmaya
istekli olma,
2. Okulu ve kendilerini ilgilendiren konularda kararlara katılma,
3. Başarılı olma konusunda yüksek beklentilere sahip olma,
4. Etkin öğrenme çabası içinde olma,
5. Ezberden çok eleştirel düşünme alışkanlığına sahip olma,
6. İsteklerini, düşüncelerini ve amaçlarını açıkça ifade etme,
7. Haklarının ve sorumluluklarının farkında olma.
Etkili Okulda Öğrenci

• Etkili okullar, öğrencileri, bedensel, zihinsel ve duygusal yönden


geliştirerek, onları gelecekteki rollerine hazırlayan işlevsel özellikleri
olan eğitim örgütleridir. Seviyesi ve yeteneği ne olursa olsun her
öğrencinin eğitilmesini amaçlayan etkili okullar, bütün öğrencilere
temel becerileri öğreterek başarıya ulaşabilirler (Balcı, 2014).

• Etkili okullarda, geniş bir öğrenme çevresi oluşturmak için,


öğrencilerin bilişsel, duyuşsal, psikomotor, sosyal ve estetik
gelişimleri uygun biçimde desteklenmesi gerekmektedir (Özdemir,
2000).
Etkili Okulda Çevre ve Veliler
• Okul ve ailenin öğrenciler için eğitim ve öğrenme yeri olması, bu iki
kurumun eğitimde işbirliği yapmalarını gerekli kılmaktadır (Şişman,
2013).
• Okulun etkililiği ve öğrencinin sosyal, duygusal ve akademik açıdan
gelişmesi ve başarılı olması açısından okul-aile iş birliği son
derecede önemli görülmektedir (Rosenblatt ve Peled, 2002).

• Çağdaş eğitim bağlamında velilerin okul etkinliğine ve öğrencilerin


başarısına önemli katkılar sağladığı belirtilmektedir (Helvacı ve
Aydoğan, 2011).

• Etkili okullarda aileler, öğrencinin eğitimini desteklemek amacıyla


okulla güçlü bir işbirliği ve etkili iletişim süreci içerisindedir
(Duranay, 2005).
Etkili Okulda Çevre ve Veliler
• Okulun önemli paydaşlarından biri olan aileler, okul etkinliklerine
aktif katılarak öğrencilerin problemlerine etkili çözümler üretme ve
okulun amaçlarına ulaşmasında okulla birlikte sorumluluk üstlenme
noktalarında önemli roller üstlenebilir (Memduhoğlu ve Karataş,
2017).
• Okul, aile ve toplum işbirliği kapsamında tüm paydaşların
öğrencilerin öğrenmeleri üzerinde sorumluluk almaları, birbirleriyle
işbirliği içinde çalışmaları önem arz etmektedir (Cemaloğlu ve
Duman, 2019).
• Sonuç olarak, okuldaki kaynakların etkili ve verimli kullanılması,
öğretmen, yönetici ve diğer personelin iş doyumları ve okula
bağlılıkları, öğrencilerin eğitim-öğretim sürecindeki istekleri ve
başarıları, velilerin okuldan memnuniyetleri okulların etkili
olmasında önemli öğelerdir (Keleş, 2006).
Sosyal Bir Örgüt Olarak Okul
• Okul, toplumdaki bireylerin eğitim ihtiyaçlarını yine toplum adına
karşılamak amacıyla kurulmuş bir örgüttür. Örgütler, insanların tek
başıyla gerçekleştiremedikleri amaçlarına ulaşmalarını,
gerçekleştirebildiklerini ise daha etkili ve verimli bir biçimde
başarmalarını sağlamak için kurulmuş sosyal yapılardır (Baransel,
1997).
• Diğer bir ifade ile örgüt, insanların bireysel olarak
gerçekleştiremeyecekleri ve kendi güçlerini aşan (yetenek, para,
zaman vs.) amaçlarını gerçekleştirmek üzere bir araya gelinerek
davranışlarını biçimsel kurallara göre düzenlediği yapı olarak
tanımlanabilir.
• Morgan (1998) ise örgütü, bir amaç veya hedefe ulaşmak için bir
araya gelen, farklı çıkarlara sahip insanlardan oluşan esnek yapılar
olarak tanımlamaktadır.
Sosyal Bir Örgüt Olarak Okul
• Örgütler, toplumda belli görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş
yapılardır. Örgüt, birbirine bağlı yapı ve görevlerin oluşturduğu bir
sistemdir. Bu görevleri yerine getirebilmesi için belli bir yapılanma
gereklidir. Bu yapı içerisinde yetki ve roller belirlenir, örgütün
işleyişine yönelik kararlar ve işbölümü bu yapı içerisinde
gerçekleştirilir.
• Örgüte ilişkin bütün görevler insanlar tarafından
gerçekleştirilmektedir. Örgütlerin üstlenmiş oldukları görevleri
yerine getirmeleri için örgütsel yapının kurulması yeterli değildir.
Bunun için birtakım insan gücü kaynaklarına, mali kaynaklara,
teknolojik ve diğer birçok kaynaklara da gereksinim vardır.
• Örgütlerde, her birey diğer bireylerin ne yaptığını bilme, onlardan
mesaj alabilme ve aldığı mesaja cevap verebilme yeteneğine sahip
olmak durumundadır.
Sosyal Bir Örgüt Olarak Okul
• Örgütler dört alt boyuttan meydana gelmektedir. Bunlar; amaç, yapı,
süreç ve havadır (Bursalıoğlu, 2015, 19). Bunlar sırasıyla;
1. Amaç: Örgütün amaçlarından bazıları; verimi artırmak, emeği
azaltmak, madde ve insan kaynaklarını kontrol etmek, çatışmayı en
az dereceye indirmek vb. özellikler bunlardan bir kaçıdır. Amaçlar
açık ya da kapalı olabilir. Eğitim örgütlerinin amaçları, örgüt içinde
ve dışındaki değerler üzerine kurulur. Örgütün görevleri,
amaçlarına yönelik olarak yaptığı eylemlerdir.

2. Yapı: Örgütün anatomisi, fizyolojisi, hiyerarşisi, kontrol alanı, rol,


statü, formal ve informal yanları gibi kavramlar, örgütün bu boyutu
içinde düşünülebilir. Örgütlerin formal ve informal olmak üzere iki
yanı vardır. Formal yanı, örgütün yapısını yansıtır, formal iletişim
yoluyla işler, kesinlik ve verim gösterir. İnformal yanı ise, kişiler
arası ilişkilerden meydana gelir ve informal iletişim yoluyla
gerçekleşir.
Sosyal Bir Örgüt Olarak Okul

• 3. Süreç: Süreç, proses gibi terimlerle ifadelendirilen bu kavram,


birçok yazarlar tarafından çeşitli biçimlerde sıralanmıştır. Yönetim
faaliyetleri bir süreçtir. Bir anda başlayıp biten bir faaliyet alanı
değildir. Yönetim sürecini; karar verme, planlama, örgütleme,
iletişim, etki, koordinasyon ve değerlendirme olarak sıralamak
mümkündür.

• 4. Hava (İklim): Örgütün bu boyutu ise, kişiler ve gruplar arası


ilişkilerin ürünüdür. Bu boyut örgütün psikolojik ortamını da ifade
etmektedir. Örgütsel amaçlarının gerçekleşmesi ile çalışanların
ihtiyaçlarının karşılanması arasındaki oranın da bu hava üzerindeki
etkisi büyüktür.
Okul Örgütün Özellikleri
• Toplumdaki tüm örgütler gibi okul örgütünün de çeşitli özellikler
vardır. Okullar bir toplumsal sistem olmakla birlikte formel yapılı
örgütlerdir ve özellikleri şöyle sıralanabilir (Bursalıoğlu, 2015; Çiçek
Sağlam, 2016; Keskinkılıç, 2011):

1. Her kurumun olduğu gibi, eğitim kurumu olan okulların da önceden


belirlenmiş amaçları vardır.
2. Okulun üzerinde çalıştığı hammadde toplumdan gelen ve yine
topluma dönen insan olmasıdır.
3. Okulda çeşitli değerler bulunurlar ve çatışma içindedirler.
4. Okul örgütü yetiştirdiği ürününü değerlendirmekte güçlük çeker.
5. Okul özel bir çevredir.
Okul Örgütünün Özellikleri

6. Okul çevresindeki biçimsel ve doğal örgütler tarafından ya yön


verilen ya da etkilenen bir örgüttür.

7. Okullar, informal yönü baskın olan örgütlerdir.

8. Okullar bürokratik bir örgüttür.

9. Her örgüt gibi okulunda kendine özgü bir kişilik yapısı vardır.

10. Okul toplumda kültürel değişimin gerçekleştirildiği bir örgüttür.


Okulların İşlevleri
1. Okulların toplumun kültürel mirasını yeni nesillere aktarma ve
bireyleri sosyalleştirme (toplumsallaştırma) ile ilgili rolü

2. Okulların mevcut siyasal düzeni koruma ve devamını sağlamaya


ilişkin rolü
3. Okulların öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçmek ve
yöneltmek ile ilgili rolü

4. Okulların toplumsal kalkınmayı sağlamakla ilgili rolü

5. Okulların insan kaynaklarını geliştirme ile ilgili rolü

6. Okulların değişme ve yenileşmeye öncülük etme rolü


Değerlendirme Soruları

S.1. Eğitim Örgütlerini/kurumlarını önceden belirlenen hedeflere


en yüksek verimlilikle ulaşmasını amaçlayan ve işgörenleri de
üretilmiş makineler ya da resmi araçlar olarak gören anlayış
aşağıdakilerden hangisi ile açıklanmaktadır?
A) Doğal sistem
B) Rasyonel sistem
C) Kapalı sistem
D) Açık sistem
E) Sosyal sistem
Değerlendirme Soruları
S.2.Aşağıdakilerden hangisi sosyal sistem modelindeki
dönüşüm/dönüştürme sürecinin alt sistemlerinden biri değildir?
A) Teknik
B) Yapısal
C) Bireysel
D) Politik
E) Ekonomik
Değerlendirme Soruları
S.3. Toplumların ihtiyacı olan eğitim hizmetlerinin karşılanması
adına önceden belirlenen hedeflere ulaşmak için okullarda
işgörenlerin karşılıklı olarak etkileşimi, okul toplulukları ve farklı
rollere sahip bireyler arasında düzenli etkileşimin olması durumu
aşağıdaki hangi kavram ile ifade edilmektedir?
A) Doğal sistem
B) Yarı açık sistem
C) Kapalı sistem
D) Açık sistem
E) Sosyal sistem
Değerlendirme Soruları
S.4. Okuldaki tüm insan gücü ve dışı kaynakları etkili bir
biçimde kullanarak okulu amaçları doğrultusunda
yönlendirmede ve yaşatmada öncelikli sorumluluk
aşağıdakilerden hangisindedir?
A) Öğretmenlerde
B) Yöneticilerde
C) Eğitim Programlarında
D) Çalışanlarda
E) Öğrencilerde
Değerlendirme Soruları
S.5. Okulla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Eğitim sisteminin en temel ve vazgeçilmez kurumudur
B) Eğitim sisteminin en alt sistemidir
C) Eğitimin amaçları doğrultusunda öğrencilere bilgi, beceri ve
davranışlar kazandırır
D) Sosyal çevreden gelebilecek olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya,
olumlu etkileri ise pekiştirmeye çalışır
E) İçinde bulunduğu sosyal çevresini kontrol altına almaya çalışır
Değerlendirme Soruları
S.6. Aşağıdakilerin hangisi toplumsal açık bir sistem olan okulların
özelliklerinde biri değildir?
A) Okulların bağımlı olduğu bir çevresi vardır
B) Okul girdiler alarak yaşamını sürdürür
C) Okul çevresiyle sürekli etkileşim içerisinde bulunmaz
D) Her sistemde olduğu gibi, okullarında alt sistemleri bulunur
E) Okulun çıktısı, yetiştirdiği bireylerde oluşturduğu bilgi, beceri ve
davranışlardır
Değerlendirme Soruları
S.7. Aşağıdakilerden hangisi eğitim örgütlerini diğer örgütlerden farklı
kılan özelliklerden biri değildir?
A) Okullar, doğası gereği formal (resmi) yönü baskın olan örgütlerdir.
B) Eğitim kurumlarında süreci ve ürünü değerlendirmek güçtür.
C) Okul örgütlerinin üzerinde çalıştığı hammadde toplumdan gelen ve
yine topluma dönen insan olmasıdır.
D) Okulun öğretim kadrosu, alanında mesleki eğitim görmüş
öğretmenlerden oluşur.
E) Toplumsal, ekonomik ve politik bir girişim olan eğitimi, çeşitli
yarar grupları etkilemek isterler.
Değerlendirme Soruları
S.8.“Tüm toplumlar, kendi rejimini korumak, varlığını aynı şekilde
devam ettirmek isterler. Bu nedenle de ülkeler, eğitim sistemleri
aracılığıyla, ülkenin mevcut siyasal rejimine bağlı vatandaşlar
yetiştirmeyi amaçlarlar” anlayışı okulların aşağıda hangi işleviyle
ilgilidir?
A) Toplumun kültürel mirasını yeni nesillere aktarmayla ilgili rolü
B) Toplumsal kalkınmayı sağlamakla ilgili rolü
C) İnsan kaynaklarını geliştirme ile ilgili rolü
D)Mevcut siyasal düzeni koruma ve devamını sağlamaya ilişkin rolü
E) Toplumsal değişme ve yenileşmeye öncülük etme rolü
Değerlendirme Soruları
S.9.“Toplumlar varlıklarını sürdürmek için toplumu oluşturan tüm
bireyleri kendi değer yargılarına göre yetiştirmek zorundadır.
Toplumdaki bireyler, içinde yaşadığı toplumun geleneklerini,
değerlerini, normlarını ve inançlarını içselleştirerek, toplumsal
değerleri benimseyerek topluma uyum sağlayabilir”. anlayışı
okulların aşağıda hangi işleviyle ilgilidir?
A) Toplumsal değişme ve yenileşmeye öncülük etme rolü
B) Toplumsal kalkınmayı sağlamakla ilgili rolü
C) İnsan kaynaklarını geliştirme ile ilgili rolü
D) Mevcut siyasal düzeni koruma ve devamını sağlamaya ilişkin rolü
E) Ahlaki değerleri bireylere kazandırma ile ilgili rolü
Değerlendirme Soruları
S.10. “Örgütün anatomisi, fizyolojisi, hiyerarşisi, kontrol alanı,
rol, statü, formal ve informal yanları gibi kavramlar,
örgütün……..……boyutu içinde düşünülebilir”. Yukarıdaki
boşluğa yazılması en uygun olan kavram aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Amaç
B) Yapı
C) Süreç
D) Hava
E) Kontrol
CEVAP ANAHTARI

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

B E E B E C A D E B
9. BÖLÜM

İNSAN KAYNAĞININ
YÖNETİMİ
Giriş

• Örgütler, önceden belirlenmiş amaçlara ulaşmak için kurulmuş sosyal sistemlerdir.

• Örgütlerdeki en önemli kaynak ise insan kaynağıdır. İnsan kaynağına ilişkin örgütün bakış
açısı, o örgütün genel stratejisinin en kritik yönünü oluşturmaktadır.

• İnsan kaynağına gereken önemi veren örgütler daha başarılı olmaktadır. Bu potansiyel
kaynağın doğru şekilde kullanılması ve örgütün verimliliği için insan kaynakları yönetimi
her zaman önemli olmuştur.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Tanımı ve Önemi

• İnsan kaynakları yönetimi, örgütün amaçlarına ulaşabilmesi yönünde sahip olduğu insan
kaynağının planlanması, örgütlenmesi, geliştirilmesi, yönlendirilmesi ve
değerlendirilmesi süreçlerini içeren yönetsel faaliyetler dizisidir.
• İnsan kaynakları yönetimi insan kaynağının örgütün amaçları doğrultusunda
yönetilmesidir
• Örgütlerde amaçlara büyük oranda insanların eylemleri ile ulaşıldığından, yine örgütün
verimliliği büyük oranda insan öğesinin varlığı ile mümkün olabilmektedir. Personelin
yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesi ile var olan enerjisinin olası en
büyük kısmının örgüt ortamında etkili kullanılması, örgütsel verimliliğin yöntemi ve
temel göstergesidir.
İnsan Kaynakları Yönetiminin İşlevleri ve Amaçları
Tüm örgütlerde insan kaynakları yönetiminin bazı temel işlevleri vardır. Bu işlevler en
genel ifade ile dört ana başlık altında toplanabilir: istihdam, geliştirme, ücretleme ve
bütünleşme. Geniş ifade ile insan kaynakları yönetiminin işlevleri;
o Örgütün eşit iş olanaklarının tamamının gerçekleştirilmesini sağlamak,
o Örgütte iş tanımları ve gerekleri için iş analizleri yapmak,
o Örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli olan personel ihtiyacını belirlemek,
o İnsan gücü ihtiyaçlarının karşılanması için planlar geliştirmek ve uygulamak,
o Örgüt amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli personeli araştırıp bulmaya çalışmak,
o Belirli işler için gerekli olan personeli seçmek ve yerleştirmek,
o İş görenleri yönlendirmek ve eğitmek,
o Örgütsel gelişim ve yönetim programlarını hazırlamak ve uygulamak,
o İş görenlerin performansını artırmak için sistemler oluşturmak,
o Meslek planlarının geliştirilmesinde çalışanlara yardımcı olmaktır.
İnsan Kaynakları Yönetiminin İşlevleri ve Amaçları
Aşağıdaki şekilde insan kaynakları yönetiminin işlevleri ve bu işlevlerin birbirleriyle
ilişkileri özetlenmiştir.
İş Planlaması

Dikey Bütünleşme

Seçme İşe alma Meslek geliştirme planlaması İş gücü ilişkileri

Eşit iş fırsatı İNSAN KAYNAĞININ YÖNETİMİ Örgütsel çıkış

Yetiştirme-geliştirme Performans değerlendirme Ücret-maaş yönetimi

Yatay bütünleşme
İnsan Kaynakları Yönetiminin İşlevleri ve Amaçları
İnsan kaynakları yönetiminin en temel amacı insan kaynağından en fazla faydayı
sağlamaktır.
• İnsan kaynağından arzu edilen faydayı sağlamak için elde edilmek istenen alt amaçlardan ilki
verimliliktir. İnsan kaynakları yönetimi verimliliği artırmak için örgüt amacı ile kişisel amaçları
bütünleştirmeye çalışır.
• İnsan kaynakları yönetiminin insan kaynağından en fazla faydayı sağlamak için hedeflediği bir diğer
amaç da iş yaşamı kalitesinin artırılmasıdır. Çalışanların iş ortamından beklentilerinin ve ihtiyaçlarının
karşılanması onların motivasyonlarını ve örgüte bağlılıklarını artıracaktır.
• Üçüncü alt amaç piyasada rekabet avantajı kazanmaktır. Rekabet üstünlüğü sağlamayı hedefleyen
örgütün insan kaynakları yönetimi piyasa ile yarış yapabilecek insan kaynağı havuzunu hedeflemelidir.
• Başka bir amaç ise, iş gücünün yeni koşullara uyum yeteneği kazanmasıdır. Yeni koşullar denilince
günümüzde akla gelen ilk koşul teknoloji olmaktadır. Teknolojinin getirdiği kolaylıklar yanında,
teknolojiyi kullanabilme ve hatta yönetebilme becerisi gerekliliği ortaya çıkmıştır.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Dayandığı İlkeler
İnsan kaynakları yönetimine yön veren ve genel kabul görmüş ilkeler tüm örgütlerin insan
kaynakları politikalarını ve kararlarını oluşturmada çatı görevini üstlenmektedirler. Bunlar:
• Liyakat ilkesi: kökeni “layık” kelimesinden gelen liyakat, bir görevin gerektirdiği
niteliklere ve yeterliliklere sahip olma olarak ifade edilebilir.
• Kariyer ilkesi: çalışanın da iş yaşamında kişisel hedeflere ulaşabilmesi ve üst seviye
kadrolardaki açıkların da kapatılabilmesi için kariyer ilkesi ortaya çıkmaktadır.
• Eşitlik ilkesi: eşitlik ilkesi çalışanlar arasında hiçbir bir sebep ile ayrım
yapılmamasını amaçlamaktadır.
• Güvence ilkesi: güvence ilkesi, kişilerin işlerini kaybetmeme korkusu ile
çalışmalarını hedefler.
• Tarafsızlık ilkesi: tarafsızlık ilkesi çalışanlara karşı yansız davranmayı hedefler.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Tarihsel Gelişimi
• Başlarda sadece kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan insan, bireysel yaşamdan
kolektif yaşama geçiş ile beraber sosyal yaşam gibi iş yaşamında da bir grubun parçası
olmaya başlamıştır. Böylece yönetimin meşhur sözcükleri “iş bölümü” ve “uzmanlaşma”
hayata geçmeye başlamıştır.
• Tarım toplumundan sanayi topluma geçiş ile beraber yapılan işler karmaşıklaşmış, insan
kaynağının önemi daha çok anlaşılmaya başlanmıştır. Klasik yönetim kuramcıları insanı
fabrikadaki makinelerin bir dişlisi olarak görmüş ve onlara dişli muamelesi yapmışlardır.
Yani “iş basitleştirmesi” olarak ifade edilen tek tip görev verme klasik yönetimin temelini
oluşturmaktadır.
• Uzun yıllar etkisi süren bu yaklaşım yerini modern yönetim yaklaşımına bıraktığında “iş
basitleştirmenin” yerini “iş zenginleştirme” ve “iş genişletme” almıştır. Bu paradigma
değişimi insan kaynakları yönetimin temelini oluşturmaktadır.
• Geleneksel personel rejimi (yönetimi), seçim, işe alma, terfi, ücret gibi konularla sınırlı
kalmıştır. Personel yönetimi zamanla insan kaynağına rekabet avantajı kazandırmadığı ve
hantal olduğu gerekçesiyle yerini insan kaynakları yönetimine bırakmıştır.
Eğitim Örgütlerinde İnsan Kaynakları Yönetimi

Eğitim örgütlerinde insan kaynağını; yöneticiler, öğretmenler, eğitim uzmanları,


müfettişler ve idari personel oluşturmaktadır. Eğitim örgütlerinde çalışan özellikle okul
yöneticilerinin ve öğretmenlerin niteliği eğitimsel başarılar için önem arz etmektedir.
Eğitim örgütlerinde doğru iş analizi ve insan kaynağı planlaması yapılması, liyakatli
personelin işe alınması, kariyer süreçlerinin iyi yönetilmesi, personelin hizmet içinde
geliştirilmeleri ve yetiştirilmeleri ve diğer insan kaynakları işlevlerinin yürütülmesi
eğitimsel sonuçlara muhakkak yansıyacaktır.
Eğitim Örgütlerinde İnsan Kaynakları Yönetimi
• Tanzimat dönemi sonrası batılılaşma çabaları sürecinde devlet, eğitimde daha çok
sorumluluk almaya başlamış ve eğitimde insan kaynakları yönetimi bu süreçte ortaya
çıkmıştır.
• Medreselerin yetersizliğinin farkına varılması ile rüştiyeler açılmış, bu okullara
öğretmen yetiştirmek için önce Darulmuallimin (erkek öğretmen okulu) sonra
Darülmuallimat (kız öğretmen okulu) kurulmuştur.
• Okulların sayısının artması, eğitime daha çok önem verilmeye başlanması eğitim
teşkilatı ihtiyacını oluşturmuş, 1857 yılında Maarif-i Umumiye Nezareti (Milli Eğitim
Bakanlığı) kurulmuştur. 1869 yılında Maarif-i Umumiye Nizamnamesi (eğitim tüzüğü)
çıkartılmıştır.
• Milli Eğitim Bakanlığında hâlihazırda insan kaynakları yönetimi Personel Genel
Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Teşkilatlanması
MEB Personel Genel Müdürlüğü teşkilatı şöyledir:

a) Öğretmen Atama Dairesi Başkanlığı

b) Özlük ve Kadro Dairesi Başkanlığı

c) İdari İşler ve Sosyal Ortaklar Dairesi Başkanlığı

ç) Eğitim Dairesi Başkanlığı

a) Genel Müdür Özel Büro Dairesi Başkanlığı

b) Veri Analiz ve Politikalar Dairesi Başkanlığı

c) Disiplin Dairesi Başkanlığı

d) Merkez Atama Dairesi Başkanlığı


Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
Öğretmen Atama Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:

• Öğretmen atama ve yer değiştirme ile ilgili işlemleri yapmak,

• Öğretmenlerin alan değişikliği ile ilgili iş ve işlemlerini yapmak,

• Öğretmenlerin atama ve yer değiştirmesine ilişkin kılavuzları hazırlamak,


Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
Özlük ve Kadro Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:

• Bakanlığın insan kaynağına yönelik planlamalar yapmak,

• Kadrolarının ihdası, iptali ve değişimine ilişkin iş ve işlemleri yürütmek,

• Norm kadro belirleme/güncelleme iş ve işlemlerini yapmak,

• Personelinin özlük ve haklarına ilişkin iş ve işlemlerini yürütmek, özlük dosyalarını


tutmak,
Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
İdari İşler ve Sosyal Ortaklar Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:

• Personel mevzuatına (malî ve özlük haklar) yönelik düzenlemelerin hazırlanması,

• Zam ve tazminatlara ilişkin cetvellerin hazırlanması,

• Ek ders ücretleri ile ilgili mevzuat değişikliklerinin yapılması,


Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
Eğitim Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:

• Yöneticilerin yetiştirilmesi ile ilgili araştırma faaliyetlerinin yürütülmesi,

• Bakanlık, merkez ve taşra birimlerindeki personelin eğitim ihtiyacının belirlenmesi,

• Bakanlık merkez ve taşra teşkilatındaki yöneticilerin iş analizlerinin yapılması


Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
Veri Analiz ve Politikalar Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:

• İstatistikî verileri toplayacak sistemleri tasarlamak, kurmak ve işletmek,

• İnsan kaynaklarına yönelik politikalar geliştirmek,

• İnsan kaynaklarıyla ilgili ulusal ve uluslararası projeler geliştirmek ve uygulamak,


Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
• Disiplin Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:
• Bakanlık Maarif Müfettişlerince yapılan inceleme-soruşturma, ön inceleme sonucunda
• düzenlenen raporlarla ilgili iş ve işlemleri yürütmek,
• Yüksek Disiplin Kurulunca verilen kararlarla ilgili işlemleri yapmak,
• Disiplin işlemi nedeniyle Bakanlık aleyhine açılan davalarla ilgili iş ve işlemleri
• yürütmek.
• Başarı, Üstün Başarı Belgesi ve Ödül ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek,
• Kurum ve kuruluşlarda, etik kültürünü yerleştirmek ve geliştirmek, personelin etik davranış ilkeleri
konusunda karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak tavsiyelerde ve yönlendirmede bulunmak,
Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Biriminin Görevleri
Merkez Atama Dairesi Başkanlığı başlıca görevleri:
• Atama, nakil, muvafakat, görevlendirme ile iptallere ilişkin iş ve işlemleri yürütmek,
• Bakanlık Yurtdışı Teşkilatında sürekli görevle atanacakların (Eğitim Müşaviri ve
Eğitim Ataşesi) atama işlemlerini yürütmek,
• Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği ile Görev Grupları arası geçişlerle ilgili iş ve
işlemleri yürütmek,
Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı İnsan Kaynakları Biriminin
Görevleri
Milli Eğitim Bakanlığı taşra teşkilatı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde ise
benzer görevleri yapan insan kaynakları birimleri bulunmaktadır. İl ve ilçe milli eğitim
müdürlükleri insan kaynakları birimlerinin görev ve sorumlulukları şöyledir:
• İnsan kaynaklarıyla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapmak,
• Norm kadro iş ve işlemlerini yürütmek,
• Disiplin ve ödül işlemlerinin uygulamalarını yapmak,
• Yöneticilerin, öğretmenlerin ve diğer personelin atama, yer değiştirme, askerlik, alan değişikliği ve
benzeri iş ve işlemlerini yapmak,
• Personelin pasaport ve yurt dışı iş ve işlemlerini yürütmek,
• Öğretmenlerin meslekî gelişimine yönelik yerel düzeyde etkinlikler düzenlemek,
• Öğretmenlerin mesleki gelişimiyle ilgili araştırma ve projeler yapmak ve uygulamak,
• Sendika ve konfederasyonların il temsilcilikleriyle iletişim sağlamak,
Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı İnsan Kaynakları Biriminin
Görevleri
• 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu kapsamında
görevleri yürütmek
• İl/ilçe özlük dosyalarının muhafazasını sağlamak,
• Özlük ve emeklilik iş ve işlemlerini yürütmek,
• Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemlerini yürütmek,
• Yöneticilik formasyonunun gelişmesini sağlayıcı faaliyetler yürütmek,
• Soruşturma ve İnceleme raporlarına ilişkin iş ve işlemleri yürütmek,
• Disiplin kuruluna girecek dosyaların iş ve işlemlerini yapmak,
• Adli ve idari makamlardan gelen ön inceleme iş ve işlemlerini yürütmek.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İş analizi
Bir iş o işin gerektirdiği nitelikteki kişiler tarafından yapılmalıdır. Bu kural bizi iş analizine
götürmektedir. İşin özellikleri, incelikleri, gereklilikleri, çalışma koşullarının analiz edildiği
sürece iş analizi adı verilir. İnsan kaynakları yönetimi kapsamında örgütlerde yapılan iş
analizinin amaçları şunlardır:
• İnsan kaynağını planlamak,
• Verilecek ücreti tespit etmek,
• Ne tür personelin seçilip işe alınacağını belirlemek,
• Personel yetiştirilmesinde neye ihtiyaç duyulacağını belirlemek,
• Performans değerlendirme kriterlerini ortaya koymak,
• İş ortamı güvenliğini sağlamak.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İş analizi

İş analizinin hangi adımları takip ederek yapılacağını özetleyen Şekil incelendiğinde;


işlerin belirlenmesi ile başlayan sürecin, iş tanımlarının yapılması ile sona erdiği, ancak iş
tanımlarının gözden geçirilerek her zaman güncellenebildiği görülmektedir.

İşlerin belirlenmesi İş analizi çalışmasının İş tanımı ve gereklerinin


Çalışanların bilgilendirilmesi İş tanımlarının gözden geçirilmesi
yürütülmesi hazırlanması ve güncellenmesi
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İnsan kaynağının planlanması

• İnsan kaynağı planlaması örgütün mevcut durumda insan kapasitesini değerlendirme ve


gelecekte ihtiyaç duyacağı iş gücünü tahmin etmedir. Eğitim örgütlerinde insan kaynağı
planlaması, eğitsel amaçları başarabilmek için eğitim örgütünde şimdi ve gelecekte hangi
sayıda ve nitelikte personele ihtiyaç duyulduğunun belirlenmesidir.

• İnsan kaynakları planlamasında dış ve iç çevresel etmenler önemli rol oynar. Dış
çevresel etmenler: Devlet düzenlemeleri, ekonomi, coğrafi ve rekabet koşulları, işgücü
yapısıdır. İç çevresel etmenler ise: İşler ve yetenekler, örgütsel yeterliklerdir.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İnsan kaynağının planlanması

İnsan kaynağını ihtiyacının tahmininde bazı nitel ve nicel teknikler kullanılmaktadır.


• Anket yolu ile yöneticilerinin görüşlerini alan ve uzlaşma oluncaya kadar devam eden

tahmin tekniği Delphi tekniğidir.

• Bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler yoluyla tahmin edildiği teknik Regresyon tekniğidir.

• Modelleme yoluyla matematiksel mantık kullanılarak yorumlamayı amaçlayan teknik Benzetim


tekniğidir.

• Alternatif beyin fırtınası olarak da bilinen nominal grup tekniğidir.

• Milli Eğitim Bakanlığında personelin sayısının fazla olması nedeniyle nitel teknikler yerine nicel
tekniklerin uygulanması daha uygun olacaktır. Regresyon ve benzetim tekniği Milli Eğitim Bakanlığı
insan kaynağı planlamasında faydalı olabilir.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İnsan kaynağını bulma ve seçme

Belirlenen niteliklerde kişilerin örgüte kazandırılması süreci insan kaynağını bulma ve


seçme faaliyetinin konusudur. Eğitim örgütünün insan kaynağı arz ve talebine ilişkin
çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, eğitimin farklı tür ve kademelerinde personelin
bulunması aşamasına geçilir. Bu süreçte iç ve dış kaynaklardan yararlanma yoluna gidilir.

Dış Kaynaklar

İnsan Kaynakları İş Tanımları/ Gereklilikleri Aday Personel Havuzu


Gereksinimi

İç Kaynaklar
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İnsan kaynağını bulma ve seçme
İç Kaynaklar
Türk Eğitim Sisteminde Yöneticilik ve Müfettişlik kadrolarına iç kaynaktan alım
yapılmaktadır. Bu kadrolara seçimde öğretmen olma koşulu yer almaktadır. Milli Eğitim
Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğine göre okul
yöneticiliği sınavlarına başvurabilmek için adayların başvuru tarihi itibari ile MEB
kadrolarında öğretmenlik yapıyor olması gerekmektedir. Yine müdür yardımcılığı kadroları
için personelin en az iki yıl öğretmenlik yapması gerekmektedir. İç kaynaktan yönetici
kadrolarına atama yapılırken öğretmenlikte tecrübe şartının olması Milli Eğitim
Bakanlığında öğretmenlik mesleğinin asıl meslek olarak değerlendirilmesi politikasının
sonucudur.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
İnsan kaynağını bulma ve seçme
Dış kaynaklar

Milli Eğitim Bakanlığına dış kaynaktan atama dört farklı türde gerçekleşmektedir

1. İlk atama: KPSS puan şartı ile MEB kadrolarına yapılan ilk atamadır.

2. Yeniden atama ve kurumlar arası yeniden atama: daha önce görevden ayrılmış olanların
ve diğer kamu kurumlarından uygun nitelikte olanların atamaları bu kapsamdadır.

3. Milli Sporcuların ataması: Milli sporcu belgesi olanların KPSS şartı olmaksızın beden
eğitimi öğretmeni olarak atanmasıdır.

4. Bedensel engellilerin ataması: dezavantajlı bireylerin özel şartlarla atanma yöntemidir.


İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Seçim ve atama
Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında memur olacak personelde aranan temel nitelikler
Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenmiştir.
A)Genel Şartlar:
1. Türk vatandaşı olmak.
2. Kanunun 40’ıncı madde şartlarını karşılamak.
3. Kanunun 41 ‘inci madde öğrenim şartlarını karşılamak.
4. Kamu haklarından mahrum olmamak.
B) Özel şartlar
1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41’inci maddelerde belirtilen öğretim ve öğrenim
kurumlarından birinden diploma almış olmak.
2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Seçim ve atama
Öğretmen adaylarından başvuru koşullarını sağlayanlardan puan üstünlüğü olanların
ataması MEB tarafından yapılır. Öğretmen adayları istenilen belgeleri tamamlayarak
atandıkları İl Milli Eğitimi Müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlarlar. Yönetici
seçme ve atama süreci biraz daha farklıdır. Milli Eğitim Bakanlığı hem yazılı hem de
sözlü sınav ile eğitim kurumlarına yönetici seçer. Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim
Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre aşağıda belirtilen
alanlarda yapılan yazılı sınavdan 100 üzerinden 60 ve üstü alanlar kadro sayısının üç katı
kadar sözlü sınava çağrılır. Yazılı sınavın %60’ı sözlü sınavın %40’ı hesaplanarak ve
yönetici değerlendirme formu da dikkate alınarak atama puanı hesaplanır.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Seçim ve atama
Yazılı sınav konu ve puan ağırlıkları:
1. Okul yönetimi ve halkla ilişkiler: %10.
2. Türkçe ve dil bilgisi: %10.
3. Genel kültür: %10.
4. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi: %10.
5. Resmî yazışma kuralları ve protokol kuralları: %5.
6. Değerler eğitimi: %5.
7. Eğitim ve öğretimde etik: %5.
8. Yaşam becerileri ve sosyal etkinlik: %5.
9. Anayasa başta olmak üzere eğitimle ilgili kanun, tüzük ve yönetmelikler: %40.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Seçim ve atama
Sözlü sınav puan ve puan ağırlıkları

1. Yazılı sınav konuları (mevzuat ve genel kültür): %20,

2. Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü: %20,

3. Temsil kabiliyeti, liyakati, tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu: %20,

4. Öz güveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı: %20,

5. Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı: %20.


İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Yetiştirme ve kapasite geliştirme

• Örgütler işe uygun nitelikte eleman alsalar da yine de işin gerektirdiği görev ve
sorumlulukların yerine getirilmesinde eksiklikler olabilmektedir. İşte bu eksikliklerin
tamamlanabilmesi meslek içi eğitim ve yetiştirme ile mümkündür.

• Yetiştirme ve geliştirme faaliyetlerinin hem bireyin hem örgütün faydasına olduğu


kaçınılmazdır. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel
Müdürlüğü insan kaynağına yönelik hizmet içi eğitim faaliyetlerinden sorumludur
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Yetiştirme ve kapasite geliştirme
Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliğine göre hizmet içi eğitimin hedefleri
şöyle sıralanmıştır:
• Hizmet öncesi eğitimden gelen personelin kuruma intibakını sağlamak
• Personele Türk Milli Eğitimin amaç ve ilkelerini bir bütünlük içinde kavrama ve yorumlamada ortak
görüş sağlamak ve uygulamada birlik kazandırmak,
• Mesleki yeterlilik açısından, hizmet öncesi eğitimin eksikliklerini tamamlamak,
• Personelin mesleki yeterlik ve anlayışlarını geliştirmek,
• İstekli ve yetenekli personelin, mesleklerinin üst kademelerine geçişlerini sağlamak,
• Farklı eğitim görenler için, yan geçişleri sağlayacak tamamlama eğitimi yapmak,
• Türk Milli Eğitim politikasını yorumlamada bütünlük kazandırmak,
• Eğitime ait temel prensip ve teknikleri uygulamada birlik sağlamak,
• Eğitim sisteminin geliştirilmesine destek olmak.,
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Yetiştirme ve kapasite geliştirme
Aynı Yönetmelik’te hizmet içi eğitimin ilkeleri şöyle sıralanmıştır:
• Eğitimin sürekli olması,
• Personelin eğitim ihtiyacına uygun programlarının düzenlenmesi,
• Her amirin, mahiyetinde çalışan personelin eğitime gönderilmesinden ve yetiştirilmesinden sorumlu
olması,
• Personelin iş başı eğitimine önem ve ağırlık verilmesi,
• Hizmet içi eğitimden yararlanmada öncelikler esas alınarak bütün personele fırsat eşitliği sağlanması,
• Eğitim faaliyetlerinin yapılacağı yerlerin eğitim şartlarına uygun olması, eğitimin gereklerine göre
düzenlenmesi ve donatılması,
• Hizmet içi eğitim programlarının sürekli değerlendirilmesi ve geliştirilmesi,
• Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarla iş birliği yapılması,
• Hizmet içi eğitime katılan personelin başarısının izlenmesi.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Performans yönetimi ve değerlendirme
• Performans, bir çalışanın işiyle ilgili sahip olduğu bilgiyi, beceriyi ve motivasyonu
bütünleştirmesi sonucunda ortaya çıkan örgütsel bir davranıştır.
• Performans yönetimi: bireysel performansı artırmak suretiyle örgütsel amacı en üst
düzeyde başarma yönündeki politika ve uygulamaları içeren yönetsel bir çabadır.
• Firmalar performans değerlendirmeyi çoğunlukla terfi, maaş artışı, performans
hakkında geri bildirim ve mesleki danışmanlık alanlarında, genellikle, sözleşme iptali,
performans potansiyelinin değerlendirilmesi, kariyer planlama, rotasyon, gelişme planı,
daha az sıklıkla prim, personel planlaması, yetiştirme ve geliştirme, örgüt içi iletişim,
personel seçme işleminin güvenirliği, masraf denetimi alanlarında kullanmaktadırlar.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Performans yönetimi ve değerlendirme
• Performans değerlendirmede en sık kullanılan yaklaşım üstler tarafından
değerlendirmedir. Özellikle kamu kurumlarında geleneksel olarak kullanılan sicil
amirleri tarafından değerlendirme Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen değerlendirmede
de kullanılmaktadır. Diğer bir yaklaşım insan kaynakları uzmanlarında yapılan
değerlendirmedir. Milli eğitim Bakanlığında insan kaynakları uzmanları daha çok
danışmanlık görevi yürüttüklerinden görev alanı açısından performans değerlendirme
yapmamaktadırlar. Ancak, MEB müfettişleri de performans değerlendirme yapmaktadır.
İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Ücret yönetimi

• Ücret çalışanlara yaptıkları iş karşılığında ödenen bedeldir. İşe uygun ücret vermek ve
bu ücret ile çalışanı tam olarak tatmin etmek çok zordur. Örgütlerde etkili bir
ücretlendirme politikası insan kaynakları yönetimi açısından çok önemlidir. Genel olarak
çalışanların ücretleri şöyle hesaplanmaktadır:

• Toplam ücret= kök ücret+yan ödeme+prim


İnsan Kaynakları Yönetimi Süreç ve Uygulamaları
Ödül ve disiplin
Ödül çalışanların olumlu davranışlarını pekiştirmeye yarayan örgütsel bir araçtır. Ödüllerin
çalışanda olumlu etki oluşturması için adil olarak, zamanında, performansa göre verilmesi
gereklidir. Milli Eğitim Bakanlığında personele verilecek ödüllerin çeşitleri, verilme
şekilleri ve diğer esaslar Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Başarı, Üstün Başarı Belgesi ve
Ödül Verilmesine Dair Yönerge’de belirtilmektedir. Söz konusu Yönergeye göre;
Başarı belgesi, olağanüstü gayret ve çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev
yapmak suretiyle;
a) Kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf sağlanmasında,
b) Kamu zararının oluşmasının önlenmesinde veya önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde
azaltılmasında,
c) Kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkililik ve
kalitesinin yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları denetimlerde veya
disiplin amirleri ile başarı belgesi vermeye yetkili makamlarca tespit edilen personele verilebilir.
SORULAR

1. Aşağıdakilerden hangisinde insan kaynaklarının en temel işlevleri doğru verilmiştir?


a) İstihdam, yetiştirme, ücretleme, bütünleşme
b) İstihdam, geliştirme, kapasite, yetiştirme
c) İş analizi, geliştirme, ücretleme, birleşme
d) İstihdam, geliştirme, ücretleme, bütünleşme
e) İş analizi, yetiştirme, kapasite, birleştirme
SORULAR

2. Aşağıdakilerden hangisi insan kaynakları yönetiminin alt amaçlarından birisi değildir?


a) Verimlilik
b) İş yaşamı kalitesi
c) Rekabet avantajı
d) Yeni koşullara uyum yeteneği
e) Yönetme becerisi
SORULAR

3. Aşağıdakilerden hangisi insan kaynakları yönetimine yön veren ve genel kabul görmüş
ilkelerden birisi değildir?
a) Destek ilkesi
b) Liyakat ilkesi
c) Tarafsızlık ilkesi

d) Kariyer ilkesi
e) Eşitlik ilkesi
SORULAR

4. Milli Eğitim Bakanlığında insan kaynakları birimi Personel Genel Müdürlüğüdür.


Personel Genel Müdürlüğünde “İnsan kaynaklarına yönelik politikalar geliştirmek”
görevini icra eden Daire Başkanlığı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Öğretmen Atama Dairesi Başkanlığı
b) Eğitim Dairesi Başkanlığı
c) Veri Analiz ve Politikalar Dairesi Başkanlığı
d) İdari İşler ve Sosyal Ortaklar Dairesi Başkanlığı
e) Özlük ve Kadro Dairesi Başkanlığı
SORULAR

5. İşi özellikleri, incelikleri, gereklilikleri, çalışma koşullarının analiz edildiği sürece


………. adı verilir. Boşluk bırakılan yere yazılacak ifade aşağıdakilerden hangisidir?
a) İnsan kaynağının planlanması
b) İş analizi
c) İnsan kaynağını bulma ve seçme
d) Yetiştirme ve kapasite geliştirme
e) Performans Yönetimi ve Denetimi
SORULAR

6. Aşağıdakilerden hangisi iş analizinin amaçlarından değildir?


a) Ne tür personelin seçilip işe alınacağını belirlemek.
b) Performans değerlendirme kriterlerini ortaya koymak.
c) İş ortamı güvenliğini sağlamak.
d) İşten çıkartılacak personeli tespit etmek.
e) Verilecek ücreti tespit etmek.
SORULAR

7. İnsan kaynağı planlaması örgütün mevcut durumda insan kapasitesini değerlendirme ve


gelecekte ihtiyaç duyacağı iş gücünü tahmin etmedir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi insan
kaynağı ihtiyacının tahmininde kullanılan tekniklerden Delphi tekniğini açıklamaktadır?
a) Anket yolu ile yöneticilerinin görüşlerini alan ve uzlaşma oluncaya kadar devam eden
tekniktir.
b) Bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler yoluyla tahmin edildiği tekniktir.
c) Alternatif beyin fırtınası olarak da bilinen tekniktir.
d) Modelleme yoluyla matematiksel mantık kullanılarak yorumlamayı amaçlayan tekniktir.
e) İki değişken arasındaki ilişki miktarını hesaplayan tekniktir.
SORULAR

8. Milli Eğitim Bakanlığında hizmet içi eğitim faaliyetlerinde sorumlu Genel Müdürlük
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) Hizmet içi Eğitim Genel Müdürlüğü
b) Yönetici Yetiştirme Genel Müdürlüğü
c) Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü
d) Kapasite Geliştirme ve Yetiştirme Genel Müdürlüğü
e) Meslek İçi Eğitim Genel Müdürlüğü
SORULAR

9. Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliğinde hizmet içi eğitimin ilkeleri
sıralanmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu ilkelerden birisi değildir?
a) Eğitimin sürekli olması.
b) Personelin iş başı eğitimine önem ve ağırlık verilmesi.
c) Hizmet içi eğitim programlarının sürekli değerlendirilmesi ve geliştirilmesi.
d) Hizmet içi eğitimde yönetici personele öncelik verilmesi.
e) Hizmet içi eğitime katılan personelin başarısının izlenmesi.
SORULAR

10. Ödül çalışanların olumlu davranışlarını pekiştirmeye yarayan örgütsel bir araçtır.
Ödüllerin çalışanda olumlu etki oluşturması nasıl verilmesine ilişkin ilkeler aşağıdakilerden
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) Adil, zamanında, performansa göre
b) Adil, ihtiyaç duyulduğunda, potansiyele göre
c) Herkese, aynı anda, motivasyonu arttırmak için
d) Saygı uyandıran personele, zamanında, performansa göre
e) Herkese, işe giriş sırasına göre, yetiştirmek için
CEVAPLAR
1. D
2. E
3. A
4. C
5. B
6. D
7. A
8. C
9. D
10. A
Öğrenci Özlük İşleri
Giriş
 Okul yönetiminin,
 Öğrencilerin okula uyumlarını sağlamak,
 beklentilerini karşılamak,
 öğrencilerin akademik başarılarını artırmak gibi yükümlülükleri
vardır.
 Öğrenci hizmetlerinin amacı,
 her öğrencinin daha nitelikli eğitim almasına katkı sağlamak,
 eğitim ortamını uygun hale getirmek,
 kırtasiyeciliği (bürokrasi) en aza indirmek,
 öğrenme sorunlarını çözmek,
 okula karşı olumlu tutum kazandırmak ve
 öğrencilerin geleceklerini planlamalarına yardımcı olmaktır.

2
Öğrenci Kaydının Yapılması

 Okullara öğrenci kaydının yapılması, eğitim tür ve kademelerine


göre değişmekle birlikte ilköğretim ve ortaöğretim okullarına kayıt
kabul koşulları ilgili yönetmeliklerle belirlenir.

 Dolayısıyla gerek ilköğretimde gerekse ortaöğretimde okullara kayıt


ile ilgili kesin ölçütlerden söz etmek mümkün değildir. Okullara
kayıt kabul koşulları yönetmelik maddeleri ile sınırlıdır.

3
Öğrenci Kaydının Yapılması
 Milli Eğitim Bakanlığı, 2009-2010 yılından itibaren okul öncesi
eğitim ve ilkokula yeni başlayacak olan öğrencilerin kayıtları ile
ilgili olarak, Nüfus Hizmetleri Kanununda belirtilen ulusal adres veri
tabanındaki yerleşim yeri adres bilgileri esas alınarak yapılmasına
karar vermiştir.
 Öğrencilerin yaşadıkları coğrafi bölgeye en yakın okulun öğrenciler
için en uygun okul olduğu sayıltısından yola çıkan Milli Eğitim
Bakanlığı, bu uygulama ile iyi okullardaki yığılmayı önlemeye
çalışmıştır.
 Türkiye’de, okul öncesi, ilkokul ve ortaokula kayıtlar 26.07.2014
tarih ve 29072 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Millî Eğitim
Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları
Yönetmeliğindeki hükümlerce belirlenir.

4
Öğrenci Kaydının Yapılması
 Yönetmelik hükümlerince 57-68 aylık çocuklar, okulun kayıt
alanında ikamet eden ve bir sonraki eğitim öğretim yılında okula
başlayacak öğrenciler öncelikli olmak üzere okul öncesi eğitime
kayıt yaptırabilir. Fiziki imkânları yeterli olan anaokulu ve uygulama
sınıflarına 36-56 aylık, ana sınıflarına ise 45-56 aylık çocuklar
kaydedilebilir.
 Öğrencilerin ilkokula kayıt yaşı ise 69 aydır. Ancak 66, 67 ve 68
aylık çocukların yazılı isteği ile de öğrenciler ilkokul birinci sınıfa
kayıt yaptırabilmektedirler. Diğer taraftan 69, 70 ve 71 aylık olan
çocuklar da velinin yazılı talebi ile okul öncesi eğitime
yönlendirilebilir.
 Ortaokula kayıt ise ulusal adres veri tabanındaki yerleşim yeri adres
bilgileri esas alınarak e-Okul sistemi üzerinden yapılır.

5
Öğrenci Kaydının Yapılması
 İlköğretimi bitiren ve ortaöğretime kayıt yaptırmak isteyen
öğrencilerin nasıl kayıt yaptıracağı 07.09.2013 tarih ve 28758 tarihli
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde
belirtilir.
 İlköğretimi bitiren öğrenciler, merkezi sınav puanıyla, ortaöğretim
kayıt alanı içindeki okullara tercihe bağlı olarak, ortaöğretim kayıt
alanı dışındaki pansiyonlu okullara tercihe bağlı olarak, merkezi
sınav ile birlikte yetenek sınavı puanı veya yetenek sınav puanıyla
ortaöğretime kayıt ve geçiş yapabilirler. Aynı zamanda ortaöğretim
kurumlarına kayıt yaptırabilmek için 18 yaşını bitirmemiş olma şartı
vardır.
 Merkezi sınava giren öğrenciler, puan üstünlüğü dikkate alınarak
tercihlerine göre Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel
Müdürlüğü tarafından yerleştirilirler. Eğer öğrenciler herhangi bir
ortaöğretim kurumunu tercih etmemişlerse, ikamet adresleri ve okul
kontenjanları dikkate alınarak yerleştirilme yapılır.

6
Öğrenci Kaydının Yapılması
 Merkezi sınav ile birlikte yetenek sınavı ile öğrenci alan okullara ise
puan üstünlüğüne göre yerleştirme yapılır. Güzel sanatlar liseleri,
spor liseleri ile musiki, hafızlık, geleneksel ve çağdaş görsel sanatlar
ve spor programı/projesi uygulayan Anadolu imam hatip liselerine
yetenek sınav puanı ve Ortaöğretim Başarı Puanı kullanılarak puan
üstünlüğüne göre yerleştirme yapılır.

 Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına kayıt yaptıracak


öğrencilerin, sağlık durumlarının ilgili mesleğin öğrenimine elverişli
olması gerekir. Ortaöğretime geçiş, tercih ve yerleştirmelerin nasıl
yapılacağı “Ortaöğretime Geçiş, Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu” ile
belirlenir.

7
Öğrenci Nakil işleri
 İlköğretim kurumlarında nakil işlemlerinin nasıl gerçekleştirileceğine
ilişkin belirlenen hususlar yine Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi
Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde belirtilir.
 İlgili yönetmeliğe göre, eylül ayının ilk iş günü başlar ve ders yılı
sonuna 15 günü kalıncaya kadar devam eder. Ancak ailenin
ikametgah değiştirmesi, sağlık, doğal afetler gibi nedenlerde süre
aranmaz.
 Nakiller e-okul üzerinden yapılır. Şehit, harp malûlü ve muharip gazi
çocukları, millî sporcu olan çocuklar, özel eğitime ihtiyacı olan
çocuklar, okul çalışanlarının çocukları, yeni okul açılması veya kayıt
alanının değiştirilmesi sebebiyle farklı okullara devam etmek
zorunda kalan kardeşlerin nakilleri, anne ve babanın ikisinin de
çalışması gibi durumlarda nakil işlemlerinde ayrıcalık tanınmıştır.

8
Öğrenci Nakil işleri
 Ortaöğretim kurumlarında nakil işlemleri ise Millî Eğitim Bakanlığı
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 37. maddesinde ayrıntılı
şekilde yer alır. İlgili yönetmelikte okul türlerinin her birinin kendi
arasında ve her sınıf seviyesinde nakil ve geçiş yapılabileceği hükme
bağlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre fen liseleri, sosyal bilimler lisesi
ve Anadolu liseleri öğrencileri her sınıf seviyesinde Anadolu
liselerine, imam hatip liseleri ile Anadolu teknik programlarında
okuyan öğrenciler aynı türden okullara her sınıf seviyesinde geçiş
yapabilmektedirler.
 Okul türleri arasında geçiş yapmak isteyen öğrenciler ise merkezi
sınav puan üstünlüğüne göre ve okulların boş kontenjanları dikkate
alınarak sınıf atlatma işlemi yapıldıktan sonra 10. sınıftan 11. sınıfa
geçiş yapabilmektedirler. Sınavsız öğrenci alan okullarda okuyan
öğrenciler de yine merkezi sınav puan üstünlüğüne göre ve okulların
boş kontenjanları dikkate alınarak sınıf atlatma işlemi yapıldıktan
sonra 10. sınıftan 11. sınıfa geçiş yapabilmektedirler.

9
Öğrenci Nakil işleri
 Anadolu teknik programlarında okuyan öğrenciler de dal
değiştirebilmektedirler. Merkezi sınav puanıyla bir okula yerleşmiş
öğrenci Anadolu teknik programına 10. sınıfın sonunda geçiş
yapmak isterse alan ortak derslerinden telafi eğitimine alınması
gerekir.

 Ortaöğretim kayıt alanındaki okullarda okuyan öğrenciler de aynı


okul türünde, farklı okul türünde, mesleki ve teknik ortaöğretimde
aynı alan/dala ve farklı alan/dala geçiş yapabilmektedir. Öte yandan
Güzel sanatlar liseleri ile spor liselerine de kendi türlerinden sadece
aynı alan/bölüm arasında her sınıf seviyesinde öğrenci nakli yapılır.
Geçişlerin nasıl yapılacağı ilgili yönetmelikte açıklanmıştır.

10
Öğrenci Devam-Takip İşleri
 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununda, çocukların okula
devamlarındaki sorumluluğu öncelikle çocuğun velisi olduğu
belirtilmiştir. Okul idaresi ve müfettişler çocuğun okula devam
etmeme nedenlerini araştırmakla yükümlüdür.
 Bu kanuna göre; yine okul idareleri, ilköğretim müfettişleri, zabıta
teşkilatı, muhtarlıklar ve mülki amirler öğrencilerin okula
devamlarında her türlü tedbiri almakla vazifelidirler. İlköğretim ve
Eğitim Kanunu öğrencilere bir yıl içinde 15 günü geçmemek üzere
devamsızlık hakkı tanımıştır. Bu devamsızlık hakkını aşan
öğrencilerin velileri, özür belirterek okul müdürlüklerini
bilgilendirmek zorundadır

11
Öğrenci Devam-Takip İşleri
 Öğrencinin devamsızlık durumunu özürsüz olarak zamanında okul
idaresine bildirmeyen veliler, okul idaresince köylerde muhtarlığa,
diğer yerlerde mülki amirliğe bildirilirler. Muhtarlar ve mülki amirler
ise öğrenci velisine tebliğde bulunur.
 Eğer veli özürsüz bir şekilde okula göndermemişse her gün için on
beş Türk Lirası idarî para cezası ile idari para cezası ile cezalandırılır.
Bu para cezasına rağmen hala çocuk özürsüz bir şekilde okula
gönderilmiyorsa veli beş yüz Türk Lirası idarî para cezası ile
cezalandırılır.
 Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları
Yönetmeliği’ne göre devamsızlık yapan öğrencilerin durumları
veliye posta, e-posta veya kısa mesaj yolu ile bildirilir.

12
Öğrenci Devam-Takip İşleri
 Orta öğretimde öğrencilerin devamsızlığı ile ilgili iş ve
işlemleri Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları
Yönetmeliği’nin 36. maddesinde ayrıntılı olarak belirtilir. İlgili
yönetmelikte özürsüz olarak öğrencilerin 10 gün devamsızlık
yapma hakkı bulunmaktadır.
 Özürlü olarak öğrencinin devamsızlık yapma hakkı ise 20 gün
olarak belirlenmiştir. Toplamda öğrencilerin özürlü ve özürsüz
devamsızlık yapma hakkı 30 gündür. Toplamda 30 günü aşan
devamsız öğrencilerin ders puanları yüksek olsa bile dersten
başarısız olarak sayılır ve durumları velilerine bildirilir. Velilere
bildirim posta, e-posta ve/veya bilişim araçları ile yapılır.

13
Öğrenci Devam-Takip İşleri
 Öğrencilerin özür nedenlerine ilişkin belge 5 iş günü içerisinde okul
müdürlüklerine verilmek zorundadır. Gerekli durumlarda özür
belgesinin teslim süresi 20 iş gününe kadar uzatılabilir. Devamsız
öğrencilere yönelik hazırlanan telafi programları ve tamamlayıcı
eğitim programlarına devam zorunluluğu vardır. Bu programlara
katılan öğrenciler toplam ders saatinin en az altıda biri kadar
devamsızlık yapmaları halinde, puanları ne olursa olsun başarısız
sayılırlar. Öte yandan, ortaöğretimde öğrencilerin derse geç gelmeleri
birinci saat ile sınırlandırılmış olup, her beş haftada bir ilk ders saati
geç gelen öğrencilerin devamsızlıkları yarım gün olarak kabul edilir.

14
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde
öğrenci başarısını değerlendirmede ilkokul 1., 2. ve 3. sınıflarda
öğrenci başarısı değerlendirilirken, öğrencilerin öğretmenin sınıf
içerisinde hazırladığı ders etkinliklerine katılımı ile değerlendirilme
yapılabileceği belirtilmiş ve karne notlarında öğrencilerin derse
katılımlarına göre öğrencilere “çok iyi”, “iyi” ve “geliştirilmeli”
şeklinde derecelendirme yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

 İlkokul 4. sınıfta öğrencilerin başarısı derse katılımlarının yanı sıra


sınavlar; ortaokulda (5., 6., 7. ve 8. sınıflar) ise sınavlar, öğrencilerin
derse katılımları varsa proje çalışmalarından alınan puanlara göre
değerlendirme yapılır.

15
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 İlkokul 4. sınıf ve ortaokulda her dönemde her ders için iki sınav
yapılır ve sınavlar 100’lük puan sistemine göre değerlendirilir. 0-
44.99 puanlar başarısız, 45.00 puan ve üzeri puan alanlar ise başarılı
olarak değerlendirilir. Yine ilkokul 4. sınıf ve ortaokulda öğrencilere
istedikleri ders ya da derslerden en az bir proje ödevi hazırlatılır.
 Ayrıca öğrencilere verilecek ders etkinliklerine katılım puanı,
haftalık ders saati sayısı 2 ve daha az olan derslerde 2, haftalık ders
saati sayısı 2 den fazla olan derslerde ise 3 kez verilir. Yapılan tüm
sınavlar ölçme ilkelerine uygun hazırlanır. Proje ödevlerinin
değerlendirilmesinde ise dereceli puanlama ölçekleri kullanılır. Sınav
kâğıtları puanlar açıklandıktan sonra öğrencilere geri almak üzere
dağıtılır ve sınıf içerisinde yapılan ortak hatalar tartışılır.

16
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 İlkokul 4. sınıfta her dersin dönem puanı öğrencinin derslerde
aldıkları sınav puanları ile ders etkinliklerine katılımdan alıkları
puanların aritmetik ortalaması hesaplanarak bulunur. Ortaokulda ise
her dersin dönem puanı verilen proje ödevlerinin ortalaması ile ders
etkinliklerine katılım puanlarının ortalaması ayrı ayrı alınır ve her
ikisinden alınan puanlar ikiye bölünür.
 Bu sonuç ile derslerde yapılan birinci ve ikinci sınav puanları
toplanıp üçe bölünür. Her bir dersin yılsonu puanı ise birinci ve
ikinci dönemden alınan puanların aritmetik ortalaması hesaplanarak
belirlenir. Derslerin ağırlıklı puanları hesaplanırken de dersin haftalık
ders saati sayısı ile dersin yılsonu puanı çarpılır.
 Bir öğrencinin yıl sonu başarı puanı ise her bir ders için hesaplanan
ağırlıklı puanlarının toplamının haftalık toplam ders saatine
bölünmesi ile hesaplanır.
17
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 İlköğretim kurumlarında öğrencilerin davranış puanları ise şube
rehber öğretmeni tarafından “(1) Geliştirilmeli”, “(2) İyi”, “(3) Çok
iyi” şeklinde derecelendirme ile verilir. Okul öncesi eğitim
kurumlarında öğrencilere Gelişim Raporu verilir. İlköğretim
kurumlarında öğrencilere verilecek karnelerde öğrencinin derslerdeki
başarısı, sosyal etkinlik çalışmalarına katılımları ve okula devam
durumları gösterilir.
 İlkokulda öğrencilerin sınıf tekrarı yapmaları mümkün değildir.
Ortaokulda da öğrencilere mümkün olduğunca sınıf tekrarı
yaptırılmaması esastır. Ancak bir öğrencinin herhangi bir dersten
yılsonu puanı 45.00’ten az ise öğrencinin sınıfı geçip
geçemeyeceğine veya sınıf tekrarı yapıp yapmayacağına “Şube
Öğretmenler Kurulu” kararı ile karar verilir.

18
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Ortaöğretim kurumlarında öğrenci başarısının değerlendirilmesi ise;
her bir dersten dersin özelliğine göre ve dersin kazanımları esas
alınarak yapılan yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans
çalışmaları ve proje ödevleri ile yapılır. Meslek liselerinde buna ek
olarak işletmelerde beceri eğitiminde/stajda alınan puanlar ile yapılır.

 Ortaöğretimde yapılan sınavlar 100’lük puan sistemine göre


değerlendirilir. 100’lük puan sisteminde 85.00-100 puan aralığı
“pekiyi”, 70.00-84.99 puan aralığı “iyi”, 60.00-69.99 puan aralığı
“orta”, 50.00-59.99 puan aralığı “geçer”, 0-49.99 puan aralığı ise
“geçmez” şeklinde derecelendirilir.

19
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Ortaöğretimde öğrencilere yapılan yazılı sınavlar dışında dersin
özelliğine göre her dersten iki performans ve her ders yılında en az
bir dersten proje puanı verilir. Öğrencilere verilen iki performans
puanının biri, dersin amaçlarına göre öğrencilerin yaptığı performans
çalışmasına, diğeri ise öğrencilerin derse hazırlık, devam, aktif
katılım ve örnek davranışlarına göre verilir.

 Diğer yandan ortaöğretimde öğrencilerin topluma hizmet


etkinliklerine yönelik seminer, konferans ve benzeri çalışmalar
yapmaları teşvik edilir. Öğrencilerin yaptığı topluma hizmet
uygulamaları puanla değerlendirilmez ancak mezuniyette
belgelendirilir.

20
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Orta öğretimde, öğrencilerin her dersten aldıkları yazılı sınav
puanları, performans çalışmalarının puanları ve varsa proje
puanlarının aritmetik ortalaması alınarak bir dersin dönem puanı
hesaplanır. Öğrencilere birinci dönem verilen dönem puanı ile ikinci
dönem verilen dönem puanlarının aritmetik ortalaması alınarak bir
dersin yılsonu puanı hesaplanır. Bir dersin yılsonu puanı ile o dersin
haftalık ders saatinin çarpımı ile dersin ağırlıklandırılmış başarı
puanı hesaplanır. Dersler için hesaplanan ağırlıklandırılmış başarı
puanlarının toplanıp, bu derslerin haftalık ders saatlerine bölümüyle
de öğrencilerin yılsonu başarı puanları hesaplanır.

21
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Yılsonu başarı puanı, mezuniyet puanının hesaplanmasında esas
alınır. Öğrencinin, ders yılı sonunda herhangi bir dersten başarılı
sayılabilmesi için; iki dönem puanının aritmetik ortalamasının en az
50 veya birinci dönem puanı ne olursa olsun ikinci dönem puanının
en az 70 olması gerekir. Öğrencilerin doğrudan sınıf geçebilmeleri
için, ya bütün derslerden başarılı olmaları ya da başarısız dersi olsa
bile hesaplanan yılsonu başarı puanının en az 50 olması gerekir.

 Ancak, bir sınıfta başarısız ders sayısı en fazla 3 ders olanlar sorumlu
olarak sınıflarını geçer. Eğer öğrencinin alt sınıflar da dahil toplam 6
başarısız dersi varsa sınıfı tekrar etmesi gerekir. Öğrencilerin
sorumlu olduğu derslerden sorumluluklarının kalkması için birinci
dönemin ilk haftası, ikinci dönemin ilk haftası ile son iki haftası
içerisinde sorumluluk sınavları yapılır.
22
Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi
 Eğer öğrenciler doğrudan ya da sorumlu olarak sınıf geçememişlerse
sınıf tekrar ederler. Ancak ortaöğretimde sınıf tekrarı tüm
ortaöğrenim süresince bir defa yapılır. Eğer ikinci kez sınıf tekrarı
yapması gerekiyorsa öğrenci mesleki eğitim merkezine, Açık
Öğretim Lisesine, Mesleki Açık Öğretim Lisesine veya Açık Öğretim
İmam Hatip Lisesine yönlendirilir. Mesleki eğitim merkezinde
öğrenim görenlerden ikinci defa sınıf tekrar etme durumuna düşen
öğrencilerin kayıtları Açık Öğretim Lisesine, Mesleki Açık Öğretim
Lisesine veya Açık Öğretim İmam Hatip Lisesine yapılır.

23
Öğrenci Disiplin İşleri
 Okulda disiplin oluştururken öğrencilerin sahip oldukları hak ve
sorumluklar hakkında öğrencileri bilinçlendirmek hem demokratik
okul modeli oluşturmak hem de okulun etkililiğini artırmak
açısından çok önemlidir. Bu bağlamda hem Okul Öncesi Eğitim ve
İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde hem de Ortaöğretim
Kurumları Yönetmeliği’nde öğrencilerden beklenen davranışlar
ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Yönetmeliklerde ifade edilen
öğrencilerden beklenen davranışlar Tablo 1’de verilmiştir.

24
MEB Okul Öncesi Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre öğrencilerden beklenen davranışlar
öğrencilerden beklenen davranışlar
a) Okula ve derslere düzenli devam etmeleri ve başarılı olmaları, a) Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlı kalmaları ve bunları korumaları,
b) Okul personeline, arkadaşlarına ve çevresindeki kişilere karşı saygılı ve hoşgörülü b) Hukuka, toplum değerlerine ve okul kurallarına uymaları,
davranmaları, c) Doğru sözlü, dürüst, yardımsever, erdemli, saygılı ve çalışkan olmaları; güzel ve nazik
c) Doğru sözlü ve dürüst olmaları, tavır sergilemeleri; kaba söz ve davranışlarda bulunmamaları; barış, değerbilirlik, hoşgörü,
ç) İyi ve nazik tavırlı olmaları, sabır, özgürlük, eşitlik ve dayanışmadan yana davranış göstermeleri,
d) Okulda yapılacak sosyal ve kültürel etkinliklere katılmaları, ç) Irk, renk, cinsiyet, dil, din, milliyet ayrımı yapmaksızın herkese karşı iyi davranmaları;
e) Kitap okuma alışkanlığını kazanmaları, insan hak ve özgürlüğüyle onurunun korunması için gerekli duyarlılığı göstermeleri,
f) Çevrenin doğal ve tarihî güzelliklerini, sanat eserlerini korumaları ve onları geliştirmek d) Tutumlu olmaları; millet malını, okulunu ve eşyasını kendi öz malı gibi korumaları ve
için katkıda bulunmaları, zarar vermemeleri,
g) İyi işler başarmak için çok çalışmaya ve zamana muhtaç olduklarını unutmamaları, geçen e)Sağlığı olumsuz etkileyen ve sağlığa zarar veren, alkollü ya da bağımlılık yapan maddeleri
zamanın geri gelmeyeceğinin bilincinde olmaları, kullanmamaları, bulundurmamaları ve bu tür maddelerin kullanıldığı yerlerde
ğ) Millet malını, okulunu ve eşyasını kendi öz malı gibi korumaları, bulunmamaları,
h) Sigara, içki ve diğer bağımlılık yapan maddeleri kullanmamaları ve bu maddelerin f) Her çeşit kumar ve benzeri oyunlardan, bu tür oyunların oynandığı ortamlardan uzak
kullanıldığı ortamlardan uzak durmaları, kalmaları,
ı) Bilişim araçlarını kişisel, toplumsal ve eğitsel yararlar doğrultusunda kullanmaları, g) Okula ve derslere düzenli olarak devam etmeleri,
i) Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bozan bölücü, yıkıcı, siyasi amaçlı etkinliklere ğ) Çevreye karşı duyarlı olmaları, çevrenin doğal ve tarihi yapısını korumaları,
katılmamaları, siyasi amaçlı sembol kullanmamaları, bunlarla ilgili amblem, afiş, rozet ve h) Kitapları sevmeleri ve korumaları, okuma alışkanlığı kazanmaları ve boş zamanlarını
benzerlerini taşımamaları, bulundurmamaları ve dağıtmamaları, siyasi amaçlı davranışlarla faydalı işler yaparak geçirmeleri,
okulun huzurunu bozmamaları, ı) Trafik kurallarına uymaları ve davranışlarıyla örnek olmaları,
j) Fiziksel, zihinsel ve duygusal güçlerini millet, yurt ve insanlık için yararlı bir şekilde i) Fiziksel, zihinsel ve duygusal güçlerini olumlu olarak yönetmeleri; beden, zekâ ve
kullanmaları, duygularıyla bunları verimli kılacak irade ve yeteneklerini geliştirmeleri; kendilerine saygı
k) Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı kalmaları, bunun aksi davranışlarda bulunmamaları, duymayı öğrenmeleri, böylece dengeli bir biçimde geliştirdikleri varlıklarını aile, toplum,
l) Yasalara, yönetmeliklere ve toplumun etik kurallarına, millî, manevi ve kültürel değerlere vatan, millet ve insanlığın yararına sunmaları,
uymaları beklenir. j) İnsan hakları ve demokrasi bilincini özümsemiş ve davranışa dönüştürmüş olmaları, kötü
muamele ve her türlü istismara karşı duyarlı olmaları,
k) Toplam kalite yönetimi anlayışıyla ekip çalışmalarında rol almaları,
l)Okul ile öğrenci ve velisi arasında imzalanan sözleşmede yer alan kurallara uygun
davranmaları,
m) İnsana ve insan sağlığına gereken önemi vermeleri,
n) Savaş, yangın, deprem ve benzeri olağanüstü durumlarda topluma hizmet etkinliklerine
gönüllü katkı sağlamaları ve verilen görevleri tamamlamaları,
o) Zararlı, bölücü, yıkıcı, siyasi ve ideolojik amaçlı faaliyetlere katılmamaları, bunlarla ilgili
amblem, afiş, rozet, yayın ve benzerlerini taşımamaları ve bulundurmamaları,
ö) Bilişim araçlarını ve sosyal medyayı kişisel, toplumsal ve eğitsel yararlar doğrultusunda
kullanmaları,
p) Bilişim araçlarını ve sosyal medyayı; zararlı, bölücü, yıkıcı ve toplumun genel ahlak
kurallarıyla bağdaşmayan ve şiddet içerikli amaçlar için kullanmamaları; bunların
üretilmesine, bulundurulmasına, taşınmasına yardımcı olmamaları,
r) Alınan sağlık ve güvenlik tedbirlerine uyarak bu konuda örnek davranışlar sergilemeleri
s) Yanlış algı oluşturabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmaları, genel ahlak ve adaba
uygun davranmaları,
ş)Okulu benimsemeleri, öğretmenlerine saygı göstermeleri ve okul kurallarına uymaları
beklenir.
25
Öğrenci Disiplin İşleri
 Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 157. maddesinin 4.
bendinde okula yeni başlayan öğrenciler ile nakil gelen öğrenciler ve
öğrenci velileri arasında öğrencilerden beklenen davranışlar,
öğrencilerin uymaları gereken kurallar ve bu kurallara uymamaları
durumunda karşı karşıya kalacakları yaptırımları içeren bir sözleşme
yapılması hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin örneği Şekil 1’de
verilmiştir.

26
27
28
Öğrenci Disiplin İşleri
 Okulda disiplini sağlamanın en önemli yollarından biri; öğrencilerin
aile içi ve dışında şiddete maruz kalmalarını, sağlığına zarar veren
her türlü bağımlılık yapan madde kullanımını, pornografi, teşhir,
cinsel sömürü, istismar, taciz ve her türlü olumsuz davranışlara
karşılaşmalarını ve fiziksel ve ruhsal yönden zarar görebilecekleri
zorbalık ve tehdit unsurlarına karşı karşıya kalmalarını önlemektir.
Okul yönetimi, bu konularla ilgili tedbir almakla, öğrencilerin
güvenliğini sağlamakla ve öğrencileri her türlü olumsuz ve zararlı
davranışlardan korumakla yükümlüdür.

29
Öğrenci Disiplin İşleri
 Alınan tüm önlemlere ve demokratik bir okul kültürü oluşturulmaya
çalışılmasına rağmen öğrencilerden beklenen davranışları
sergilemeyen öğrenciler için disiplin cezaları verilebilir.
Öğrencilerden beklenen davranışı göstermeyen bir öğrenci için ilk
önce sınıf/şube rehber öğretmeni ile rehberlik öğretmeninin
yapacakları değerlendirme doğrultusunda okul müdürü öğrencinin
dikkatini çekmek için sözlü ve/veya yazılı uyarıda bulunur.
 Bu uyarıda öğrenciden beklenen davranışlar ve bu davranışı
sergilememesi durumunda karşılaşacağı yaptırımlar anlatılır.
İlköğretimde öğrencinin olumsuz davranışları sergilemeye devam
etmesi durumda, öğrenci ile öğretmen arasında bir görüşme
gerçekleştirilir ve bu görüşmede öğrenci sergilediği olumsuz
davranışlarını değiştirmeyi kabul edeceğine ilişkin sözleşme imzalar.
Daha sonradan veli de bu konuda bilgilendirilir.

30
Öğrenci Disiplin İşleri
 Ortaöğretimde ise öğrencinin olumsuz davranışlarının devam etmesi
durumunda, sınıf/şube rehber öğretmeni ile rehberlik öğretmeni, okul
müdürü öğrencinin olumsuz davranışları ve bu davranışları devam
ettirmesi durumunda karşılaşacağı yaptırımlar hakkında veliye
bilgilendirme yapar.
 Gerek ilköğretimde gerek ortaöğretimde istenmeyen davranışların
neler olduğu ve bu istenmeyen davranışlara karşı uygulanacak
yaptırımlar yönetmeliklerde açıkça belirtilmiştir. Okul Öncesi ve
İlköğretim Kurumları yönetmeliğinde öğrencilere yaptırım
uygulanabilecek davranışları ve verilecek cezalar Tablo 2’de
verilmiştir.

31
Yaptırım türü Yaptırımı gerektiren davranış ve fiiller
Uyarma 1) Derse ve diğer etkinliklere vaktinde gelmemek ve geçerli bir neden olmaksızın bu davranışı tekrar etmek,
2) Okula özürsüz devamsızlığını, özür bildirim formu ya da raporla belgelendirmemek, bunu alışkanlık hâline getirmek, okul yönetimi tarafından verilen izin süresini
özürsüz uzatmak,
3) Yatılı bölge ortaokullarında öğrenci dolaplarını amacı dışında kullanmak, yasaklanmış malzemeyi dolapta bulundurmak ve yönetime bilgi vermeden dolabını başka
arkadaşına devretmek,
4) Okula, yönetimce yasaklanmış malzeme getirmek ve bunları kullanmak,
5) Yalan söylemek,
6) Duvarları, sıraları ve okul çevresini kirletmek,
7) Görgü kurallarına uymamak,
8) Okul kütüphanesinden veya laboratuvarlardan aldığı kitap, araç, gereç ve malzemeyi zamanında teslim etmemek veya geri vermemek,
9) Derslerde cep telefonunu açık bulundurmak.
10) Kılık ve kıyafetle ilgili kurallara uymamak.
Kınama 1) Yöneticilere, öğretmenlere, görevlilere ve arkadaşlarına kaba ve saygısız davranmak,
2) Okulun kurallarını dikkate almayarak kuralları ve ders ortamını bozmak, ders ve ders dışı etkinliklerin yapılmasını engellemek,
3) Okul yönetimini yanlış bilgilendirmek, yalan söylemeyi alışkanlık hâline getirmek,
4) Okulda bulunduğu hâlde törenlere özürsüz olarak katılmamak ve törenlerde uygun olmayan davranışlarda bulunmak,
5) Okulda ya da okul dışında sigara içmek,
6) Resmî evrakta değişiklik yapmak,
7) Okulda kavga etmek,
8) Bilişim araçları ya da sosyal medya kanalıyla kişilik haklarını ihlal edecek şekilde izinsiz ses ya da görüntü kaydetmek veya yayınlamak.
9) Başkasının malını haberi olmadan almak,
10) Okulun ve öğrencilerin eşya, araç ve gerecine kasıtlı olarak zarar vermek,
11) Kılık ve kıyafetle ilgili kurallara uymamakta ısrar etmek.
12) Okul ile ilgili mekân ve malzemeyi izinsiz ve eğitimin amaçları dışında kullanmak,
13) Yatılı bölge ortaokullarında, izinsiz olarak okulu terk etmek ve gece dışarıda kalmak,
14) Sınavda kopya çekmek veya kopya vermek.

Okul Değiştirme 1) Anayasanın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı millî, demokratik, lâik, sosyal ve hukuk devleti niteliklerine aykırı davranışlarda bulunmak veya
başkalarını da bu tür davranışlara zorlamak,
2) Sarkıntılık, hakaret, iftira, tehdit ve taciz etmek veya başkalarını bu gibi davranışlara kışkırtmak,
3) Okula yaralayıcı, öldürücü aletler getirmek ve bunları bulundurmak,
4) Okul ve çevresinde kasıtlı olarak yangın çıkarmak,
5) Okul ile ilgili mekân ve malzemeyi izinsiz ve eğitim amaçları dışında kullanmayı alışkanlık hâline getirmek,
6) Okul içinde ve dışında; siyasi parti ve sendikaların propagandasını yapmak ve bunlarla ilgili eylemlere katılmak,
7) Herhangi bir kurum ve örgüt adına yardım ve para toplamak,
8) Kişi veya grupları dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce ve inançlarına göre ayırmak, kınamak, kötülemek ve bu tür eylemlere katılmak,
9) Başkasının malına zarar vermek, haberi olmadan almayı alışkanlık hâline getirmek,
10) Okulun bina, eklenti ve donanımlarını, taşınır ve taşınmaz mallarını kasıtlı olarak tahrip etmeyi alışkanlık hâline getirmek,
11) Okula, derslere, sınavlara girilmesine, derslerin ve sınavların sağlıklı yapılmasına engel olmak,
12) Okul içinde ve dışında okul yöneticilerine, öğretmenlere ve diğer personele ve arkadaşlarına şiddet uygulamak ve saldırıda bulunmak, bu gibi hareketleri
düzenlemek veya kışkırtmak,
13) Yatılı bölge ortaokullarında, gece izinsiz olarak dışarıda kalmayı alışkanlık hâline getirmek,
14) Okul ile ilişiği olmayan kişileri okulda veya okula ait yerlerde barındırmak,
15) Kendi yerine başkasının sınava girmesini sağlamak, başkasının yerine sınava girmek,

32 16) Alkol veya bağımlılık yapan maddeleri kullanmak veya başkalarını kullanmaya teşvik etmek,
Öğrenci Disiplin İşleri
 Ortaöğretimde öğrencinin olumsuz davranışlarının devam etmesi
durumunda öğrencilere kınama, okuldan kısa süreli uzaklaştırma,
okul değiştirme ve örgün eğitim dışına çıkarma cezalarından biri
okul öğrenci ödül ve disiplin kurulunda görüşülüp ceza verilebilir.
 Orta Öğretim Kurumları yönetmeliğinde öğrencilerin ceza gerektiren
davranışları Tablo 3’te verilmiştir.

33
Ceza türü Cezayı gerektiren davranış ve fiiller

Kınama a) Okulu, okul eşyasını ve çevresini kirletmek,


b) Okul yönetimi veya öğretmenler tarafından verilen eğitim ve öğretime ilişkin görevleri yapmamak,
c) Kılık-kıyafete ilişkin mevzuat hükümlerine uymamak,
ç) Tütün ve tütün mamullerini bulundurmak veya kullanmak,
d) Başkasına ait eşyayı izinsiz almak veya kullanmak,
e) Yalan söylemek,
f) Okula geldiği hâlde özürsüz eğitim ve öğretim faaliyetlerine, törenlere, sosyal etkinliklere ve okul pansiyonlarında
etüde katılmamak, geç katılmak veya bunlardan erken ayrılmak,
g) Okul Kütüphanesi, atölye, laboratuvar, pansiyon veya diğer bölümlerden aldığı kitap, araç-gereç ve malzemeyi,
eksik vermek veya kötü kullanmak,
ğ) Okul yöneticilerine, öğretmenlerine, çalışanlarına ve arkadaşlarına kaba ve saygısız davranmak,
h) Dersin ve ders dışı eğitim faaliyetlerinin akışını ve düzenini bozacak davranışlarda bulunmak,
ı) Kopya çekmek veya çekilmesine yardımcı olmak,
i) Yatılı okullarda pansiyona geç gelmek,
j) Müstehcen veya yasaklanmış araç, gereç ve dokümanları okula ve okula bağlı yerlere sokmak veya yanında
bulundurmak,
k) Kumar oynamaya yarayan araç-gereç ve doküman bulundurmak,
l) Bilişim araçlarını öğretmenler kurulunca belirlenen usul ve esaslara aykırı şekilde kullanmak,
m) Alınan sağlık ve güvenlik tedbirlerine uymamak,
n) Ders saatleri içinde öğretmenin bilgisi ve kontrolü dışında bilişim araçlarını açık tutarak dersin akışını bozmak,
o) Eğitim ortamlarında; dersler arası ile öğle arası dinlenme sürelerinde okul yönetiminin izni dışında bilişim
araçlarını yanında bulundurmak ve kullanmak.

34
Ceza türü Cezayı gerektiren davranış ve fiiller

Okuldan kısa süreli a) Okul yöneticilerine, öğretmenlerine, çalışanlarına ve arkadaşlarına karşı okul içinde ve dışında sözle,
davranışla veya sosyal medya üzerinden hakaret etmek, hakareti paylaşmak, yaymak veya başkalarını bu
uzaklaştırma (1-5 gün arası)
davranışa kışkırtmak,
b) Pansiyonun düzenini bozmak, pansiyonu terk etmek, gece izinsiz dışarıda kalmak,
c) Kişileri veya grupları dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi ve dini inançlarına göre ayırmayı, kınamayı,
kötülemeyi amaçlayan davranışlarda bulunmak veya ayrımcılığı körükleyici semboller taşımak,
ç) İzinsiz gösteri, etkinlik ve toplantı düzenlemek, bu tür gösteri, etkinlik ve toplantılara katılmak,
d) Her türlü ortamda kumar oynamak veya oynatmak,
e) Okul kurallarının uygulanmasını ve öğrencilere verilen görevlerin yapılmasını engellemek,
f) Okul yöneticilerine, öğretmenlerine, çalışanlarına, arkadaşlarına ve eğitim ortamlarında bulunan diğer kişilere
hakaret etmek,
g) Müstehcen veya yasaklanmış araç, gereç, doküman ve benzerlerini eğitim ortamlarına sokmak veya yanında
bulundurmak, paylaşmak, dağıtmak, duvarlara ve diğer yerlere asmak, yapıştırmak, yazmak; bu amaçlar için
okul araç-gerecini ve eklentilerini kullanmak,
ğ) Bilişim araçları veya sosyal medya yoluyla eğitim ve öğretim faaliyetlerine ve kişilere zarar vermek,
h) Okula geldiği hâlde özürsüz eğitim ve öğretim faaliyetlerine, törenlere ve diğer sosyal etkinliklere
katılmamayı, geç katılmayı veya erken ayrılmayı alışkanlık haline getirmek,
ı) Kavga etmek, başkalarına fiili şiddet uygulamak,
i) Okul binası, eklenti ve donanımlarına, arkadaşlarının araç-gerecine siyasi, ideolojik veya müstehcen amaçlı
yazılar yazmak, resim veya semboller çizmek,
j) Toplu kopya çekmek veya çekilmesine yardımcı olmak,
k) Sarhoşluk veren zararlı maddeleri bulundurmak veya kullanmak,
l) Millî ve manevi değerlere, genel ahlak ve adaba uygun olmayan tutum ve davranışlarda bulunmak,
m) Okul personelinin taşınır veya taşınmaz malına zarar vermek ve/veya malını tahrip etmek,

35
Ceza türü Cezayı gerektiren davranış ve fiiller
Okul değiştirme a) Türk Bayrağına, ülkeyi, milleti ve devleti temsil eden sembollere saygısızlık etmek,
b) Millî ve manevi değerleri söz, yazı, resim veya başka bir şekilde aşağılamak; bu değerlere küfür ve hakaret etmek,
c) Okul çalışanlarının görevlerini yapmalarına engel olmak,
ç) Hırsızlık yapmak, yaptırmak ve yapılmasına yardımcı olmak,
d) Okulla ilişkisi olmayan kişileri, okulda veya eklentilerinde barındırmak,
e) Resmî belgelerde değişiklik yapmak; sahte belge düzenlemek ve kullanmak ve başkalarını yararlandırmak,
f) Okul sınırları içinde herhangi bir yeri, izinsiz olarak eğitim ve öğretim amaçları dışında kullanmak veya kullanılmasına
yardımcı olmak,
g) Okula ait taşınır veya taşınmaz mallara zarar vermek,
ğ) Ders, sınav, uygulama ve diğer faaliyetlerin yapılmasını engellemek veya arkadaşlarını bu eylemlere katılmaya kışkırtmak,
h) Eğitim ve öğretim ortamına yaralayıcı, öldürücü silah ve patlayıcı madde ile her türlü aletleri getirmek veya bunları
bulundurmak,
ı) Zor kullanarak veya tehditle kopya çekmek veya çekilmesini sağlamak,
i)Bağımlılık yapan zararlı maddeleri bulundurmak veya kullanmak,
j) Yerine başkasını sınava sokmak, başkasının yerine sınava girmek,
k) Eğitim ve öğretim ortamında; siyasi ve ideolojik amaçlı eylem düzenlemek, başkalarını bu gibi eylemler düzenlemeye
kışkırtmak, düzenlenmiş eylemlere katılmak,
l) Siyasi partilere, bu partilere bağlı yan kuruluşlara, derneklere, sendikalara ve benzeri kuruluşlara üye olmak, üye kaydetmek,
para toplamak ve bağışta bulunmaya zorlamak,
m) Bilişim araçları veya sosyal medya yoluyla eğitim ve öğretimi engellemek, kişilere ağır derecede maddi ve manevi zarar
vermek,
n) İzin almadan okulla ilgili; bilgi vermek, basın toplantısı yapmak, bildiri yayınlamak ve dağıtmak, faaliyet tertip etmek veya
bu kapsamdaki faaliyetlerde etkin rol almak,
o) Bir kimseyi ya da grubu suç sayılan bir eylemi yapmaya, böyle eylemlere katılmaya, yalan bildirimde bulunmaya veya suçu
yüklenmeye zorlamak,
ö) Zor kullanarak başkasına ait mal ve eşyaya el koymak, başkalarını bu işleri yapmaya zorlamak,
p) Genel ahlak ve adaba uygun olmayan, yanlış algı oluşturabilecek tutum ve davranışları alışkanlık hâline getirmek,
r) Kişilere, arkadaşlarına ve okul çalışanlarına; söz ve davranışlarla sarkıntılık yapmak, iftira etmek, başkalarını bu davranışlara
kışkırtmak veya zorlamak, yapılan bu fiilleri sosyal medya yoluyla paylaşmak, yaymak,
s) Pansiyon düzenini bozmayı, pansiyonu terk etmeyi ve gece izinsiz dışarıda kalmayı alışkanlık hâline getirmek,
ş) Kesici, delici, yaralayıcı ve benzeri aletlerle kendine zarar vermek.

36
Ceza türü Cezayı gerektiren davranış ve fiiller
Örgün eğitim dışına çıkarma; a) Türk Bayrağına, ülkeyi, milleti ve devleti temsil eden sembollere hakaret etmek,
b) Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine ve Türkiye Cumhuriyetinin insan
haklarına ve Anayasanın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk
devleti niteliklerine aykırı miting, forum, direniş, yürüyüş, boykot ve işgal gibi ferdi veya toplu eylemler
düzenlemek; düzenlenmesini kışkırtmak ve düzenlenmiş bu gibi eylemlere etkin olarak katılmak veya katılmaya
zorlamak,
c) Kişileri veya grupları; dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi ve dini inançlarına göre ayırmayı, kınamayı,
kötülemeyi amaçlayan bölücü ve yıkıcı toplu eylemler düzenlemek, katılmak, bu eylemlerin organizasyonunda yer
almak,
ç) Kurul ve komisyonların çalışmasını tehdit veya zor kullanarak engellemek,
d) Bağımlılık yapan zararlı maddelerin ticaretini yapmak,
e) Okul ve eklentilerinde güvenlik güçlerince aranan kişileri saklamak ve barındırmak,
f) Eğitim ve öğretim ortamını işgal etmek,
g) Okul içinde ve dışında tek veya toplu hâlde okulun yönetici, öğretmen, eğitici personel, memur ve diğer
personeline karşı saldırıda bulunmak, bu gibi hareketleri düzenlemek veya kışkırtmak,
ğ) Okul çalışanlarının görevlerini yapmalarına engel olmak için fiili saldırıda bulunmak ve başkalarını bu yöndeki
eylemlere kışkırtmak,
h) Okulun taşınır veya taşınmaz mallarını kasıtlı olarak tahrip etmek,
ı) Yaralayıcı, öldürücü her türlü alet, silah, patlayıcı maddeleri veya fiziki güç kullanmak suretiyle bir kimseyi
yaralamaya teşebbüs etmek, yaralamak, öldürmek, maddi veya manevi zarara yol açmak,
i) Kişi veya kişilere her ne sebeple olursa olsun eziyet etmek; işkence yapmak veya yaptırmak, cinsel istismar ve bu
konuda kanunların suç saydığı fiilleri işlemek,
j) Çete kurmak, çetede yer almak, yol kesmek, adam kaçırmak; kapkaç ve gasp yapmak, fidye ve haraç almak,
k) Yasa dışı örgütlerin ve kuruluşların, siyasi ve ideolojik görüşleri doğrultusunda propaganda yapmak, eylem
düzenlemek, başkalarını bu gibi eylemleri düzenlemeye kışkırtmak, düzenlenmiş eylemlere etkin biçimde katılmak,
bu kuruluşlara üye olmak, üye kaydetmek; para toplamak ve bağışta bulunmaya zorlamak,
l) Bilişim araçları veya sosyal medya yoluyla; bölücü, yıkıcı, ahlak dışı ve şiddeti özendiren sesli, sözlü, yazılı ve
görüntülü içerikler oluşturmak, bunları çoğaltmak, yaymak ve ticaretini yapmak.
37
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi okulda öğrenci hizmetlerinin amaçlarından
biri değildir?
a. Okula uyumlarını sağlamak
b. Öğrencilerin beklentilerini karşılamak
c. Öğrencilerin akademik başarılarını artırmak
d. Okuldaki yönetsel işleri azaltmak
e. Öğrencilerin daha nitelikli eğitim almalarını sağlamak

38
Değerlendirme Soruları
2. İlkokula başlama yaşı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Eğitim öğretim yılının eylül ayı itibariyle…
a. 72 ayı bitirdiyse kayıt yaptırmak zorunludur.
b. 69-71 aylar arasındaysa doktor raporuyla kayıt yapılmayabilir.
c. 66-68 aylar arsındaysa zorunlu ancak veli dilekçesiyle
kaydolmayabilir.
d. 60-65 aylar arasındaysa veli dilekçesiyle isteğe bağlı ilkokula
kaydı yapılabilir.
e. 57-59 aylar arasındaysa doktor raporuyla kaydı yapılabilir.

39
Değerlendirme Soruları
3. Aşağıdakilerden hangisi okulda öğrenci hizmetlerinden biri
değildir?
a. Haftalık ders dağıtım çizelgesinin yapılması
b. Nakil işlemlerinin yapılması
c. Diploma işlerinin yapılması
d. Öğrenci devamının sağlanması
e. Öğrencilerin kaydedilmesi

40
Değerlendirme Soruları
4. Okul yönetiminin öğrenci işlerinden sorumlu kişi kimdir?
a. Müdür
b. Müdür baş yardımcısı
c. Müdür yardımcıları
d. Nöbetçi müdür yardımcısı
e. Nöbetçi öğretmen

41
Değerlendirme Soruları
5. Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile
Ortaöğretim Kurumları Yönetmelik’lerine göre öğrencilere
verilecek ödev konularının belirlenmesinde aşağıdakilerden hangisi
dikkate alınmaz?
a. Öğrencilerin yetenekleri
b. Haftalık ders saati sayısı
c. Öğrencilerin ihtiyaçları
d. Çevre imkanları
e. Öğrencilerin ilgi alanları

42
Değerlendirme Soruları
6. Okul ortamında disiplin oluşturmanın temel amacı aşağıdakilerden
hangisidir?
a. Kural koyma
b. Öğrenmeyi kolaylaştırma
c. Öğrencilerde öz-disiplini geliştirme
d. Okulu kontrol etme
e. Öğrencileri kontrol altına alma

43
Değerlendirme Soruları
7. Okul Öncesi Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları
Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi öğrencilerden beklenen
davranışlardan değildir?
a. Okul personeline, arkadaşlarına ve çevresindeki kişilere karşı
saygılı ve hoşgörülü davranmaları,
b. Çevrenin doğal ve tarihî güzelliklerini, sanat eserlerini
korumaları ve onları geliştirmek için katkıda bulunmaları,
c. İyi ve nazik tavırlı olmaları,
d. Bilişim araçlarını kişisel, toplumsal ve eğitsel yararlar
doğrultusunda kullanmaları,
e. Her denileni yapmaları

44
Değerlendirme Soruları
8. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi
öğrencilerden beklenen davranışlardan değildir?
a. Birbirleri ile rekabet etmeleri,
b. Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlı kalmaları ve bunları
korumaları,
c. Irk, renk, cinsiyet, dil, din, milliyet ayrımı yapmaksızın herkese
karşı iyi davranmaları; insan hak ve özgürlüğüyle onurunun
korunması için gerekli duyarlılığı göstermeleri,
d. Sağlığı olumsuz etkileyen ve sağlığa zarar veren, alkollü ya
da bağımlılık yapan maddeleri kullanmamaları,
bulundurmamaları ve bu tür maddelerin kullanıldığı yerlerde
bulunmamaları,
e. Hukuka, toplum değerlerine ve okul kurallarına uymaları,

45
Değerlendirme Soruları
9. Okul Öncesi Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları
Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden hangisi “Kınama” yaptırımı
gerektiren davranışlardan değildir?
a. Yöneticilere, öğretmenlere, görevlilere ve arkadaşlarına kaba ve
saygısız davranmak,
b. Okul yönetimini yanlış bilgilendirmek, yalan söylemeyi
alışkanlık hâline getirmek,
c. Okulda kavga etmek,
d. Okul ve çevresinde kasıtlı olarak yangın çıkarmak,
e. Okulun ve öğrencilerin eşya, araç ve gerecine kasıtlı olarak zarar
vermek,

46
Değerlendirme Soruları
10. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre aşağıdakilerden
hangisi “Okuldan kısa süreli uzaklaştırma (1-5 gün arası)” yaptırımı
gerektiren davranışlardan değildir?
a. Okul kurallarının uygulanmasını ve öğrencilere verilen
görevlerin yapılmasını engellemek,
b. İzinsiz gösteri, etkinlik ve toplantı düzenlemek, bu tür gösteri,
etkinlik ve toplantılara katılmak,
c. Yerine başkasını sınava sokmak, başkasının yerine sınava
girmek,
d. Bilişim araçları veya sosyal medya yoluyla eğitim ve öğretim
faaliyetlerine ve kişilere zarar vermek,
e. Kişileri veya grupları dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi ve
dini inançlarına göre ayırmayı, kınamayı, kötülemeyi amaçlayan
davranışlarda bulunmak veya ayrımcılığı körükleyici semboller
taşımak,

47
Değerlendirme Soruları Cevap Anahtarı
1. d
2. e
3. a
4. c
5. b
6. c
7. e
8. a
9. d
10. c

48
EĞİTİM VE ÖĞRETİM İŞLERİNİN
YÖNETİMİ
EĞİTİM VE ÖĞRETİM İŞLERİNİN YÖNETİMİ
✓Okul, eğitim ve öğretim hizmetlerinin sunulduğu yerdir. Okul müdürü,
okulun tüm eğitim, öğretim ve işletim yönetiminden sorumlu kişisidir. Okul
müdürü öğretim faaliyetleri kapsamında çok geniş bir yetki alanı vardır.
Başlıca bu görevler:
❑Öğretimin planlanması,
❑ Okuldaki öğretim faaliyetlerinin programlanması, yürütülmesi ve
değerlendirilmesi,
❑Kurul, zümre ve rehberlik hizmetlerinin yönetilmesi,
❑Öğretmenlerin ders yüklerinin belirlenmesi,
❑Nöbet görevlerinin belirlenmesi,
❑Ders dağıtımı,
❑Sosyal ve kültürel faaliyetlerin yürütülmesi
❑Okul disiplin işleri
❑Okul kaynaklarının öğretimsel amaçlara uygun hale getirilmesi,

2
OKULLARDA ÖĞRETME-ÖĞRENME
SÜREÇLERİ

❖Eğitim kurumlarında öğrencinin her yönden gelişimini


sağlamak için öğretmenlerin, okul ve üst yönetimlerin
planlamaları, oluşturdukları kurullar, zümreler, diğer
paydaşlar, okul ortamı, sosyal faaliyetler ve eğitici
etkinlikler ile yönetsel faaliyetler ve politikalar eğitim ve
öğretim sürecinin konusunu oluşturur.
❖ Okullarda etkili bir öğretim-eğitim sürecinin
gerçekleştirilmesi, eğitim öğretimle ilişkili tüm bu alt
bileşenlerin iyi planlanmasına ve yönetilmesine bağlıdır.

3
OKULLARDA ÖĞRETME-ÖĞRENME
SÜREÇLERİ

❖Eğitim kurumlarında öğretme-öğrenme süreçlerinde


eğitim-öğretim ortamının örgütsel amaçlara ulaşılması için
en uygun fiziksel düzenlemeler, planlamalar ve çok yönlü
hazırlıklar yapmayı gerektirir.
❖Okullarda öğretme ve öğrenme süreçlerinin etkililiği,
verimliliği ve yönetilmesi okul yöneticisinin görevidir. Bu
süreçte eğitim kurumu müdüründen beklenilen öncelikli
liderlik davranışı öğretimsel liderliktir.

4
EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE
PLANLAR

❖Eğitim ve öğretim plânlı, programlı olarak yapılan geliştirici


bir çalışmadır.
❖Okul açısından planlama, insan ve madde kaynaklarının etkin
kullanılması ile ilişkilidir ve okulun örgütsel amaçlar
doğrultusunda hedeflerinin, politika ve stratejilerinin ortaya
konulmasıdır.
❖Okulun en temel çıktısı olan öğrencilerin çağın gerektirdiği
bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatılması eğitim ve öğretim
sürecinin doğru bir şekilde yönetilebilmesi ciddi bir planlamayı
gerekmektedir.

5
EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE
PLANLAR
❖Okul örgütlerinde hazırlanan planlar:
❑Bir öğretim yılı içeresindeki okulun eylemlerini içerir.
❑Öğretmenler için bir pusula ve yol haritasıdır.
❑Öğretmen açısından planlama eğitim-öğretim süreçlerinde
neyi, niçin ve nasıl yapacağını gösterir.
❑Öğretmenin eğitsel etkinliklerinin verimini arttırır.
❑Öğretmen ve öğrencileri belirsizlikten kurtarır.
❑Düzenli ve birlikte çalışma alışkanlığı kazandırır.
❑Planlama ile öğretim süreçlerinde insan ve madde
kaynaklarının belirli bir zaman dilimi içerisinde düzenli ve
verimli yönetimi sağlanır.

6
EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE
PLANLAR

❖İyi plânlanmış bir öğrenme-öğretme süreci:


❑ Eğitimdeki yeni gelişmeleri yansıtır,
❑Çevre özelliklerini,
❑Öğrencilerin fiziksel, bilişsel, duygusal ve
psikomotor gelişim özelliklerini dikkate alır.
❑Okul-çevre ilişkilerinin geliştirilmesini
destekler.

7
EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE
PLANLAR
❖Okullarda eğitsel amaçlara ulaşmak için
öğretmenler tarafından hazırlanacak yıllık
planlar ve ders planları

❑Milli Eğitim Bakanlığı’nca önceden


hazırlanan çalışma takvimine,

❑il, ilçe ve okul çalışma planları esas


alınarak hazırlanır.

8
YILLIK ÇALIŞMA
TAKVİMİ
❑ Yıllık çalışma takvimi bir öğretim yılındaki etkinlikler
ile bu etkinliklerin süresini ve tarihini gösterir.
❑ Yıllık çalışma takvimi her öğretim yılının Aralık ayı
içerisinde MEB tarafından belirlenerek yayımlanır.
❑ Plan hazırlama sürecinde yapılması hedeflenen tüm
etkinlikler için ulusal ve dini bayramlar ile diğer tatil
günleri göz önünde bulundurulur.
❑ Bakanlıkça belirlenen ders yılının 180 iş gününden az
olmaması esas olup iki döneme ayrılır ve her
dönemde bir ara tatil yapılır.

9
İL, İLÇE VE OKUL
ÇALIŞMA PLANLARI
❑ MEB çalışma takvimi esas alınarak il, ilçe ve okul
müdürlükleri düzeyinde çalışma planları ana
çerçevesi şekillendirilir.
❑ İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri il ve ilçe
düzeyinde gerekli uyarlama ve düzenlemeleri yapar.
❑ Valilikçe onaylanan yıllık çalışma planları okul
müdürlüklerine gönderilir.
ÜNİTELENDİRİLMİŞ
YILLIK PLANLAR
❖Öğrenme ve öğretme süreçlerinde plan yapmak esastır. Eğitim
örgütlerinde derslere, eğitsel etkinliklere hazırlıklı ve planlı girmek
eğitsel yönden ve örgütsel amaçlara ulaşmak için gereklidir.
❖Ünitelendirilmiş yıllık plân hazırlanırken haftalık ders dağıtım
çizelgesinin kesin biçimini alması, hangi sınıflarda ve hangi günlerde
derslerinin olduğunun netleşmesi beklenmelidir.
❖ Ünitelendirilmiş yıllık planın hazırlanma aşamasında konu ve
kazanımlarının ünitelere, aylara ve haftalara dağıtımında konunun
işlenişi için kaç ders saatine ihtiyacı olacağının doğru tespit edilmesi
ve planlanması önemlidir.
❖Ünitelendirilmiş yıllık plân hazırlanırken tatil, bayram ve diğer özel
günler yıllık çalışma takvimindeki örnek gösterge plan esas alınır.
ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANLAR

• Ünitelendirilmiş yıllık planlar internet ortamında TT - BS “e-Müfredat”


ve “e-yıllık plan” modülü üzerinden öğretmenler tarafından bireysel
ve/veya zümre öğretmenleri ile birlikte yapılabilir.
DERS PLANI

❖Ders planı, eğitim programlarında yer alan ve birbirleriyle


ilişkili öğrenci kazanımlarını belirli bir ders saati ya da
saatleri içerisinde gerçekleştirilecek konuları içerir.
❖Ders plânı, eğitim-öğretim faaliyetlerini daha düzenli hâle
getirir, öğrenme ve öğretme sürecinin etkili ve verimli
yönetilmesine katkıda bulunur ve dersin eğitim programına
ve konuların özelliklerine uygun olarak işlenmesini sağlar.
❖ Ders planının sınıf içerisinde işe koşulacak bilişsel, duyusal
ve psikomotor becerileri içine alacak kapsamlı bir düşünce
yapısını barındırması beklenir.

13
OKULLARDA SINIF VE ŞUBELERİN
OLUŞTURULMASI
❖ Sınıf ve şubelerin belirlenmesinde:
❑ Okulun derslik kapasitesi,
❑ Yeni kayıt öğrenci sayıları,
❑ Mevcut öğrenci sayıları dikkate alınarak şubeler
oluşturulur.
❑ Her bir şube oluşturulurken kız ve erkek öğrenci
sayıları,
❑ Öğrencilerin başarı durumları,
❑ Kaynaştırma öğrenci sayıları ve
❑ Bir önceki yıldaki şubeleri göz önünde
bulundurularak eşit bir şekilde dağıtılır.

14
OKULLARDA SINIF VE ŞUBELERİN
OLUŞTURULMASI

❖Yeni kayıt olacak öğrencilerin okullarının belirlenmesinde


mart ayında il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince oluşturulan
komisyon tarafından planlanır.
❖Komisyon, yerleşim biriminin köy/mahalle muhtarlarının da
görüşlerine başvurarak il/ilçe merkezlerindeki okulların fiziki
kapasite ve ulaşım imkânlarını değerlendirir ve öğrenci
alınacak kayıt alanlarını belirleyerek okul müdürlüklerine
gönderir.

15
DERS YÜKÜNÜN
BELİRLENMESİ

❖Millî Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün


ve hayat boyu öğrenme kurumlarında, öğretim
programlarında gösterilen ve Bakanlıkça belirlenen sayıdaki
öğrenciden oluşan şube veya grupların dâhil oldukları
sınıfların teorik ve uygulamalı ders saatlerinin haftalık
sayısı ders yükü olarak tanımlanmaktadır.
❖Bir derse ait ders yükü hesaplanırken, o dersin haftalık ders
sayısı ile okuldaki o dersle ilişkili şube sayısı çarpılarak
bulunur.

16
DERS YÜKÜNÜN
BELİRLENMESİ
❖Kadrosunun bulunduğu okulda maaş karşılığını dolduramayan
öğretmenler bölge normuna dâhil olan okullarda
görevlendirmeleri yapılır.
❖Birden fazla okulda görevlendirilen öğretmenlerin maaş ve ek
ders ücretleri kadrosunun bulunduğu okullarca doldurulur.
❖Kendi okulunda ve bölge norm kadrosuna dâhil okullarda maaş
karşılığını dolduramayan öğretmenler norm kadro fazlası
durumuna düşerler.

17
DERS YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ VE
ÖĞRETMENLERE DAĞITILMASI

❖Alan öğretmenlerince doldurulan sınıf öğretmenlerinin ders


saatlerinde (Yabancı Dil ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi) sınıf
öğretmenleri o ders saat(ler)inde okul yönetimi tarafından
verilen idari görevleri yaparlar.
❖Alan öğretmenlerinin ihtiyacı karşılayamadığı durumlarda bu
alana ilişkin yeterliliği ve sertifikası olan sınıf öğretmenlerince
doldurulur.

18
DERS DAĞITIMI
❖Haftalık ders programı yönetici ve öğretmenlerin
okutacakları derslerin gün ve saatlere göre dağılımını
gösterir.
❖Program hazırlanmadan önce öğretmenler kurulunda
görüşülerek ana çerçevesi şekillendirilir ve okul müdürünün
onayı ile uygulamaya konulur ve ilgili öğretmenlere yazılı
olarak imza karşılığı duyurulur.
❖Eğitim kurumunun fiziksel kapasitesi ile ilişkili olarak
dersliklerin, laboratuvarların, spor aktivite alanlarının,
teknoloji odaları, dil odaları ve atölyeler gibi ortak kullanım
alanları dikkate alınır.

19
DERS DAĞITIMI

❖Haftalık ders programı düzenlenirken okulun fiziki


kapasitesi, eğitim ortamı, eğitim çevresi, öğretmen
kapasitesi, engelli ve izinli olanlar ile pedagojik esasların göz
önünde bulundurulması gerekir.
❖Ders programı oluşturulurken derslerin özelliklerine göre üst
üste veya haftanın belirli günlerine dengeli olarak dağıtılır.
❖Bu bağlamda bayrak törenleri dikkate alınarak beden eğitimi
ve müzik derslerinin haftanın ilk ve son iş gününe
konulmasına, uygulamalı meslek derslerinin imkânlar
ölçüsünde birbirini izleyecek şekilde planlanmasına özen
gösterilir.

20
EĞİTİM KURULLARI VE ZÜMRELER

❖Bakanlık, İl, ilçe ve eğitim kurumu düzeyinde oluşturulacak


kurullar ve zümreler, eğitim kalite ve standartlarının
yükseltilmesine ve sürdürülebilirliğine,
❖Eğitim ve öğretimin planlı yürütülmesine, öğretim
programının işlenişinde birliktelik oluşturulmasına,
❖Öğrenci ve öğretmen motivasyonunun artırılmasına,
❖Eğitim kurumunun çevre ve üniversitelerle işbirliğine,
❖Öğretmen mesleki gelişimine,
❖Kurullarda alınan kararların izlenmesine ve
değerlendirilmesine, eğitim kurumları ile araç ve gereçlerinin
etkili kullanılmasına katkı sağlar.

21
ÖĞRETMENLER KURULU

❖Öğretmenler kurulu, okul müdürünün koordinesi ve başkanlığında,


müdürün bulunmadığı durumlarda müdürlüğe vekâlet eden yetkilinin
başkanlığında, müdür başyardımcısı, müdür yardımcıları,
öğretmenler, uzman ve eğitici personelin katılımlarıyla toplanır.
❖Eğitim kurumunun özelliklerine ve gerekli görülmesi durumunda ilgili
sektör temsilcileri, eğitici/öğretici personel, usta öğretici, proje
uzmanı, proje koordinatörü, teknisyen, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı,
okul sağlığı hemşiresi, pansiyon öğrenci temsilcisi ile okul aile birliği
başkanı da alanları ile ilgili konularda görüşlerinden yararlanılmak için
kurul toplantısına katılımları sağlanabilir.

22
ÖĞRETMENLER KURULU

❖Öğretmenler kurulu olağanüstü durumlar dışında bir öğretim yılı


içerisinde Eylül ayının ilk iş gününde,
❖İkinci dönemin ilk iş gününde,
❖Ders yılı bitimini takip eden haftanın ilk iş gününde ve okul
yönetimince gerekli görüldüğü durumlar ile kurul üyelerinin salt
çoğunluğunun yazılı isteği üzerine toplanır.
❖Toplantının gündemi, tarihi, saati ve yeri en az 5 gün önceden bir
örneği öğretmenler odasına asılmak suretiyle ve ilgili kurul üyelerine
yazılı olarak, e - posta yoluyla veya diğer iletişim araçlarıyla duyurulur.

23
ÖĞRETMENLER KURULU
❖Öğretmenler kurulu toplantısının ana çerçevesini;
❑ Bir önceki toplantıda alınan kararlar, Bakanlık emirleri, ilgili mevzuat
ve mevzuat değişiklikleri, MEBBİS, e-Okul / e-Mesem ve e-Pansiyon
uygulamaları gibi konularda bilgi paylaşımını içerir.
❑ Gündem maddeleri içerisinde okul yönetimi öğretim programlarının
uygulanmasına yönelik hususlar, ders kitabı, eğitim aracı ve bireysel
öğrenme materyalleri, öğrenci başarısı, okul geliştirme, kurslar ve
etkinliklere yer verilir.
❑ Zümre toplantıları, yıllık planlar, ders planları ve özel eğitim ihtiyacı
olan öğrenciler için bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP), okul
rehberlik hizmetleri, disiplin kurulu ile okulun kılık ve kıyafet
uygulamaları ilgili konuları görüşmeye açabilir.

24
SINIF/ŞUBE ÖĞRETMENLER
KURULU
❑Okullarda aynı sınıf seviyesinde ya da aynı şubede derse giren alan
öğretmenlerinden, rehber öğretmenlerinden ve gerekli görülmesi
durumunda derse giren eğitici öğretmenler ile öğrenci velisinin de
katılımı ile oluşturulan kurullardır.
❑Sınıf/şube öğretmenler kurulları ders saati dışında olmak kaydıyla,
ortaöğretim kurumlarında kasım ve nisan ayları içinde
gerçekleştirilebilir.
❑Ortaokul ve imam hatip ortaokullarında ise ekim, şubat ve haziran
ayları içinde yapılması uygun görülmektedir.
❑Bununla birlikte, okul müdürünün, sınıf ya da ilgili şubeden sorumlu
müdür yardımcısının, sınıf/şube rehber öğretmeninin gerekli gördüğü
durumlarda toplanabilir.

25
SINIF/ŞUBE ÖĞRETMENLER KURULU
❖ Sınıf/şube öğretmenler kurulunda görüşülebilecek başlıca konular:
❑ Bir önceki kurul kararları,
❑ İlgili sınıf/şube öğrencilerin başarı durumları,
❑ Mesleki ve teknik eğitim alanlarına devam edenlerin mesleğe, iş
hayatına ve yükseköğrenime yönlendirilmesi,
❑ Başarıyı artırıcı önlemlerin alınması,
❑ Ders etkinliklerinin müfredatla uyumu ve gerçekleşme durumu,
❑ Sosyal ve kültürel faaliyetler,
❑ Özel eğitim gereksinimi olan öğrencilerin durumu,
❑ Okulun eğitimsel fiziki kaynaklarından yararlanılma durumları,
❑ Okulda iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri doğrultusunda eğitim ve
öğretim faaliyetlerinin planlanması.

26
ZÜMRE ÖĞRETMENLER
KURULLARI

❑ Zümre öğretmenler kurulları il genelinde eğitim ve öğretimin


örgütsel amaçlar doğrultusunda koordine edilebilmesini,
planlanabilmesi ve yürütülmesini sağlamak,
❑ Öğrenci başarısını ve öğretimin kalitesini yükseltmek, eğitimle
ilgili görüş ve öneriler geliştirmek, aynı alanlar arasında iletişim,
uyum ve iş birliği sağlamak amacıyla eğitim kurumu, bölge, ilçe
ve il düzeyinde gerçekleştirilir. Bu zümreler:
❑ Sınıf /alan zümreleri kurulu
❑ Sınıf /alan zümre başkanları kurulu
❑ İlçe sınıf/alan zümre başkanları kurulu
❑ İl sınıf/alan zümre başkanları kurulu

27
SINIF/ALAN ZÜMRE
KURULLARI

❑ Eğitim kurumu sınıf/alan zümreleri ders yılı


başlamadan önce, ikinci dönem başında ve ders yılı
sonunda öğretmenler kurulunu takip eden ilk iş
gününde ve her iki dönem arasındaki kasım ve nisan
ayları içinde okul yönetimince planlanan bir
işgününde ve ders saatleri dışında yapılır.

28
SINIF/ALAN ZÜMRE
KURULLARI
❑ Eğitim kurumu sınıf/alan zümreleri toplantılarında önceki yıllardaki
toplantı tutanakları ve alınan kararlar gözden geçirilir.
❑ Yeni ders yılının planlanması, öğretim programının incelenmesi,
konu ve kazanımların ders yılına dağıtılması, öğretmen işbirliği, alanla
ilgili bilim ve teknolojideki gelişmeler toplantılarda ele alınır.
❑ Eğitim ve öğretimle ilgili mevzuat ve değişiklikler, düzenlenecek
deney, proje, gezi ve gözlemlerin planlanması, öğrenci başarısı,
sınavlar ve başarının ölçülme esasları, proje konuları ve öğretimin
sağlıklı ve güvenli yapılması için alınması gereken tedbirleri dikkate
alınır.
❑ Bununla birlikte, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin durumu,
öğretim yöntem ve teknikleri, öğretim materyalleri de görüşülür.

29
SINIF/ALAN ZÜMRE BAŞKANLARI
KURULU
❑Eğitim kurumlarında sınıf/alan zümrelerinde seçilen başkanlar,
sınıf/alan zümre başkanları kurulunu oluşturur.
❑Zümre ve alanlar arası işbirliğinin sağlanmasına katkı sağlayan
kurullardan birisi de eğitim kurumları sınıf/alan zümre başkanları
kuruludur.
❑ Eğitim kurumu alan zümre başkanları kurulunun toplantı sayısı, yeri,
karar alma süreçleri, duyurusu ve gerekli görülmesi durumunda ek
toplantı düzenlenmesi ölçütleri eğitim kurumları zümre başkanları
kurulu ölçütleri ile aynıdır. Bu kurullarda alınan kararlar alan
zümrelerinde yeniden değerlendirilerek gerekli önlemler alınmasına
basamak teşkil eder.

30
İLÇE VE İL SINIF/ALAN ZÜMRELERİ

❑ İlçe sınıf/alan zümreleri, sınıfı/alanı aynı olan eğitim kurumu


sınıf/alan zümre başkanlarından oluşur.
❑ İlçe sınıf/alan zümre başkanları ise il sınıf/alan zümrelerini oluşturur.
❑ İlçe ve il sınıf/alan zümre başkanları kurullarında ilçe ve il düzeyinde
uygulama birliğinin sağlanması ve öğretim programlarında belirlenen
ortak hedeflere ulaşılması amaçlanır.
❑ Ayrıca, il düzeyinde öğrenci başarısını artıracak tedbirler, il
düzeyinde yapılacak sınavlar, zümre ve alanlar arası işbirliği ve eğitim
kalitesi gibi konulara yer verilir.

31
OKULLARDA EĞİTİM VE ÖĞRETİMLE İLGİLİ
KAYNAKLAR
❑ Okullarda eğitim ve öğretim ile ilgili araçlar ders kitabı, öğrenci
çalışma kitabı, öğretmen kılavuz kitabı ile öğretmen ve öğrencilere
kaynak teşkil edebilecek basılı ve elektronik ortamdaki her türlü
eğitim materyalini ve millî eğitimin genel amaçlarının
gerçekleşmesine katkı sağlayacak diğer eserler olarak tanımlanır.
❑ Okullarda Bakanlığın yayımladığı liste haricindeki ders kitapları ile
okutulacak/yararlanılacak diğer her türlü eğitim materyalleri
öğrencilere aldırılamaz.

32
OKULLARDA EĞİTİM VE ÖĞRETİMLE İLGİLİ
KAYNAKLAR

❑ Okul yönetimi öğretim etkinliklerinin daha iyi yürütülebilmesi için


uygun öğrenme ortamları oluşturur.
❑ Okul yönetimi spor salonu, spor sahası, müzik odası, atölye,
laboratuvar, kütüphane, konferans salonu ve benzeri uygulama
alanlarından öğrencilerin yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
❑ Okul yönetimi okulun imkânları ve okul çevre ilişkileri ile okulda
kütüphaneyi zenginleştirmeye, kütüphane yoksa oluşturmaya çalışır.
❑ Eğitim ve öğretimin daha verimli olması için okul yönetimi bazı
konularda bilgilendirme amaçlı okulda gösteri, sunum ya da
konferanslar düzenletebilir ve bu konuda uzman kişi desteğine de
başvurabilir.

33
OKULLARDA NÖBET GÖREVİ
❑ Eğitim kurumlarında eğitim-öğretim sürecinin sağlıklı ve güvenli bir
şekilde yürütülebilmesi, öğrenci ve okul güvenliğinin
sağlanabilmesine bağlıdır. Bireyin öğrenmesi öğrenme ortamlarının
güvenli olması ve kendisini güvende hissetmesi durumunda
gerçekleşebilmektedir.

❑ Eğitim kurumlarında öğretme-öğrenme ortamlarının güvenliği büyük


ölçüde nöbetçi müdür muavinine, öğretmenlere ve öğrencilere
yüklenen okul nöbet görevi ile sağlanır. Bunun dışında bazı okulların
imkânlarına göre nöbetçi gündüz ve gece güvenlik görevlileri
bulundurulur.

34
OKULLARDA NÖBET GÖREVİ
❑ Okullarda nöbetlerde uyulması gereken esaslar ders yılı başında
öğretmenler kurulunda görüşülür, kararlaştırılır ve okul müdürünün
onayından sonra öğretmenlere yazılı olarak duyurulur.
❑ Öğretmenler, nöbet görevini nöbet çizelgesine göre yerine getirirler.
İkili öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarında öğretmenler tek devrede
nöbet tutarlar.
❑ Öğretmenlerin nöbet görevi, normal bir işleyişte, ilk dersten 30
dakika önce başlar, son ders bitiminden 30 dakika sonra sona erer.
Bununla birlikte, öğretmenler kurulu kararıyla okulun özelliğine göre
15 dakikaya kadar kısaltılabilir.
❑Okul müdürleri nöbet görevlerinin dağılımını yaparken öğretmenin
dersinin en az olduğu güne/günlerde ve eğer öğretmen birden fazla
eğitim kurumunda derse giriyor ve kendi okulunda da dersi varsa
kadrosunun bulunduğu okulda nöbet görevi verilir.

35
OKULLARDA ÖĞRENCİ
NÖBET GÖREVİ

❑ Eğitim kurumlarında öğrencilere de nöbet görevi verilir.


Nöbet görevinin öğrencilere verilmesindeki amaç küçük
yaşlarda öğrencilerde görev ve sorumluluk bilincini geliştirmek
ve okulun yönetim işlerine yardımcı olmalarını sağlamaktır.
❑Okul yönetimi öğrencilere verilecek nöbet görevlerinde okul
çalışanlarının yapması gereken işleri, fiziksel olarak çalışmayı
gerektiren işleri veremez. Öğrencilere daha ziyade eğitim ve
öğretimle ilgili görevler verilir.
❑Öğrencilerin nöbet tuttuğu günler normal bir okul günü olarak
kabul edilir ve devamsızlıktan sayılmaz. Pansiyonlu okullarda
nöbet görevi ara tatil, yarıyıl ve yaz tatili dışındaki hafta sonu
ve diğer tatil günlerinde de verilebilir.

36
OKULLARDA REHBERLİK
HİZMETLERİ
❖Eğitim kurumlarında rehberlik hizmetlerinin sağlıklı şekilde
yürütülebilmesi için hizmetin gerektirdiği fiziksel şartları ve uygun
çalışma ortamını sağlamak, kullanılacak araç ve gereçleri temin etmek
okul yönetiminin başlıca görevleri arasındadır. Okul müdürü rehberlik
hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak:
❑ Yıllık çerçeve planının hazırlanmasını sağlamak,
❑ Birden fazla rehberlik öğretmeni varsa aralarında iş bölümü
yapmak,
❑ Rehberlik uygulamalarını izlemek,
❑ Rehberlik hizmetlerinin sunulması için gerekli tedbirleri almak,
❑ Yıl sonu çalışma raporunu ders yılının tamamlandığı ay içerisinde
bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezine göndermekle
yükümlüdür.

37
OKULLARDA REHBERLİK
HİZMETLERİ
❑ Okul müdürü rehberlik hizmetlerinin sağlıklı ve verimli bir şekilde
yürütülmesini sağlamak için zorunlu olmadıkça öğrencilerin
mezuniyetine kadar değiştirmemek kaydıyla her sınıfa bir sınıf rehber
öğretmeni atar.
❑ Rehberlik öğretmeni, sınıf rehber öğretmenleri, öğrenciler ve veliler
arasındaki iş birliğini ve eş güdümü sağlar.
❑ Eğitim kurumunun fiziki şartlarını ve imkânlarını dikkate alarak
ihtiyaçlar doğrultusunda öğrencilere, öğretmenlere, idarecilere ve
ailelere yönelik eğitim etkinliklerinin düzenlenmesinde uygun ortamı
ve desteği sunar.

38
OKULLARDA REHBERLİK
HİZMETLERİ (Müdür yardımcısı)

❑ Okul müdürünün vereceği rehberlik ve psikolojik danışma


hizmetlerini yürütür.
❑Eğitim kurumlarında, müdür yardımcıları ise rehberlik hizmetlerinin
gereksinim duyduğu öğrencilere ilişkin bilgi ve belgeleri rehberlik
servisi ile paylaşmak ve iş birliği yapmakla sorumludur.
❑ Müdür yardımcıları rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri
yürütme komisyonu toplantılarına katılır.

39
Okullarda Rehberlik Hizmetleri

❖Eğitim kurumlarında öğretim kademelerine göre rehberlik ve


psikolojik danışma hizmetlerinin amaç ve ilkeleri çok değişiklik
göstermemekle birlikte uygulanan programların, etkinliklerin,
kullanılan yöntem ve tekniklerin, müdahale biçimleri ve
yoğunluğunun bireylerin ihtiyaçları ve gelişim özellikleri dikkate
alınarak yürütülmesi esastır.
❖Hangi öğretim kademesi olursa olsun temel yaklaşım rehberlik ve
psikolojik danışma hizmetlerinin bireyin sosyal, duygusal, akademik
ve kariyer gelişimini desteklemeye yardımcı olması ana amaçtır.

40
Okullarda Rehberlik Hizmetleri

• Eğitim kurumlarında rehber öğretmen/psikolojik danışmanların


görevleri:
❑ Gelişimsel ve önleyici hizmetler,
❑ İyileştirici hizmetler
❑ Psikososyal destek hizmetleri
olmak üzere üç ana başlıkta toplamak mümkündür.

41
Okullarda Rehberlik Hizmetleri

❑Gelişimsel ve önleyici hizmetler bağlamında


bireyi tanıma çalışmaları, sosyal duygusal,
akademik ve kariyer gelişim alanlarında ihtiyaç
duydukları bilgilere rehberlik etme, öğrenciyi
kendine uygun olan eğitim kurumuna, alana,
dala, staja, işe, mesleğe, okul içi ya da okul dışı
sosyal ve kültürel etkinliklere yöneltmeyi içerir.

42
Okullarda Rehberlik Hizmetleri
❖ İyileştirici hizmet görevleri arasında öğrencilerin sosyal duygusal,
akademik ve kariyer gelişimlerinin desteklenmesi, kendilerini
keşfetmeleri, duygusal, düşünsel, davranışsal düzeyde
kapasitelerinin güçlendirilmesi, iyileştirme ve geliştirmesine
yardımcı olmaktır. Herhangi bir olası doğal afetlerde, kaza, ihmal,
istismar, intihar, şiddet, savaş, göç ve salgın hastalıklar gibi olaylarda
öğrencilere, aile ve öğretmenlere psikolojik ve sosyal destek
sağlarlar.
❖ Destek hizmetleri kapsamında sınıf rehberlik programlarının
hazırlanmasında, uygulanmasında, sınıf içi rehberlik
uygulamalarının geliştirilmesinde sınıf rehber öğretmenlerine
yardımcı olur.

43
Okullarda Sınıf Rehber Öğretmeni
❑ Sınıf rehber öğretmeni sınıf rehberlik planını okul rehberlik ve
psikolojik danışma programı ile sınıf rehberlik programı çerçevesinde
hazırlar.
❑ Plan dâhilinde sınıf rehberlik programı kapsamındaki etkinlikleri
uygular.
❑ Öğrencilerin okula uyum sağlamalarını sağlamak, ilgi, yetenek,
değer, akademik başarı ve kişilik özelliklerine göre öğrenci
kulüplerine, seçmeli derslere ve sosyal etkinliklere yöneltilmesini
sağlamak amacıyla rehberlik ve psikolojik danışma servisiyle iş birliği
içerisinde hareket eder.
❑ Öğrencilerde gözlemlediği ya da fark ettiği spesifik durumları ve
öğrenmeye yönelik ayrıntıları rehberlik ve psikolojik danışma
servisine iletir.

44
Okullarda Rehberlik Hizmetleri
Yürütme Komisyonu

❑ Eğitim kurumlarında rehberlik hizmetlerinin nitelikli bir şekilde


planlanması ve kurum içindeki iş birliğinin sağlanması ve
yürütülebilmesi amacıyla okul müdürünün başkanlığında rehberlik
hizmetleri yürütme komisyonunu kurulur.
❑ Okul müdürü eğitim kurumunun özel hedeflerini e-Rehberlik
sistemine işlemekle ve okul rehberlik ve psikolojik danışma programı
ile haftalık programın uygulanmasını e-Rehberlik sistemi üzerinden
izlemekle ve süreçte yaşanabilecek olası sorunların çözümüne ilişkin
tedbirleri almakla sorumludur.

45
Okullarda Rehberlik Hizmetleri
Yürütme Komisyonu
❑ Komisyon, müdür başyardımcısı, müdür yardımcıları ile rehberlik
hizmetlerinden sorumlu müdür yardımcısı,
❑ Rehber öğretmenleri, psikolojik danışmanlar, sınıf rehber
öğretmenlerinden her sınıf düzeyinden seçilecek en az birer
temsilciden oluşur.
❑ Ortaöğretim kurumlarında disiplin kurulu, onur kurulundan,
❑ İlköğretim kurumlarında ise öğrenci davranışları değerlendirme
kurulundan bir temsilci öğrenci ve okul-aile birliğinden bir temsilci de
bulunur.

46
Okullarda Öğrenci Davranışları
❑ Okul yönetimi, öğretmenler, veliler, okul aile birliği ve ilgili diğer
paydaşlar öğrencilerin beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımından
dengeli ve gelişmiş bir kişiliğe sahip olmaları, hür ve bilimsel
düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşü kazanmalarına ve topluma
karşı sorumluluk duyan, yapıcı, verimli kişiler olarak yetişmeleri için
çaba gösterirler.
❑ Okullar; öğrencilerden okul kurallarına uymalarını, milli, ahlaki,
manevi ve kültürel yönden güzel niteliklere sahip olmalarını, ırk, renk,
cinsiyet, dil, din, milliyet ayrımı yapmaksızın herkese karşı iyi
davranmalarını, okulunu ve eşyasını kendi öz malı gibi korumalarını ve
zarar vermemelerini, sağlığa zarar veren, alkollü ya da bağımlılık
yapan maddeleri kullanmamalarını beklerler.

47
Okullarda Öğrenci Davranışları
❑ Okul yönetimi ve öğretmenler bu niteliklerin öğrenciler tarafından
yerine getirilme durumunda ödül; aykırı davranışlar sergilenmesi
durumunda disiplin işlemlerini işletir.
❑ Eğitim kurumu yönetimi okula yeni başlayan ya da nakil gelen
öğrenci ve velisi ile öğrencilerin uyacakları kuralları ve öğrencilerden
beklenen davranışları, kurallara uyulmaması durumunda öğrencilerin
karşılaşabilecekleri yaptırımları içeren bir sözleşme imzalar.
❑ Öğrenciler ve veliler bu konuda ayrıca bilgilendirilerek ‘okul öğrenci
veli sözleşmesinin’ gereklerini yerine getirmeleri beklenir.

48
Okullarda Ödül ve Disiplin İşleri
✓ Eğitim kurumlarında ödül ve disiplin iş ve işlemleri
yürütmek üzere;
❑ Onur genel kurulu,
❑ Onur kurulu
❑ Okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu oluşturulur.
✓ Okulların dışında ilçe ve il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde
örgün eğitimin dışına çıkarma cezası, öğrenci velisi tarafından
yapılan itirazları ve okullardaki disiplin durumlarının
değerlendirilmesi amacıyla:
❑ İlçeöğrenci disiplin kurulu,
❑ İl öğrenci disiplin kurulu,
❑ Öğrenci üst disiplin kurulu da oluşturulur.

49
ONUR KURULU

❖Her dönemde en az bir defa toplanan onur genel kurulunun başlıca


görevi okulda öğrenciliğe yakışmayan davranışları inceler ve bu olumsuz
davranışların düzeltilmesi için alınması gereken önlemleri tartışır ve
çözümüne ilişkin önerilerini okul yönetimine bildirmektir.
❖Eğitim kurumlarında öğrencilerin okul yönetimine katılımlarını ve
okulun işleyişine yardımcı olmaları amacıyla her sınıf/şubeden birer
öğrenci, ders yılı başında sınıf rehber öğretmenlerinin gözetiminde
öğrenciler tarafından seçilen öğrenciler onur genel kurulunu oluşturur.
❖Onur kurulu üyeliğine seçilen son sınıf veya on birinci sınıf bir
öğrencisini onur kurulu ikinci başkanlığına, bir öğrenciyi de ikinci
başkanlık yedek üyeliğine seçer.
❖Onur genel kuruluna seçilecek öğrencilerin disiplin cezası almaması,
aday üyenin davranışlarıyla arkadaşlarına örnek olması, çalışkan,
dürüst, doğru sözlü ve güvenilir olması gerekir.

50
ONUR KURULU

❖Onur kurulu başkanı ve yedek üyesi öğretmenler kurulunca okul


öğrenci ödül ve disiplin kurulu üyelerini seçimiyle birlikte seçilir. Ancak
okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu üyeleri onur kurulunda yer alamaz.
Onur kurulu ayda en az bir kez bir araya gelir.
❖Okul müdürünün okulun disiplin ve düzeniyle ilgili gündemi veya genel
kurul üyelerince getirilen konular kurulda görüşülür.
❖Kurulda alınan kararlar ve öneriler, onur belgesi verilmesi istenen
öğrenciler, disiplini bozucu davranışları önlemek amacıyla hazırlanan
programlar okul öğrenci ödül ve disiplin kurulunda görüşülmek üzere
okul müdürüne sunulur.

51
OKUL ÖĞRENCİ ÖDÜL
VE DİSİPLİN KURULU
❖Okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu;
❑ Okulda düzen ve disiplinin sağlanması amacıyla oluşturulur.
❑ Kurul; okul müdürünün havale ettiği disiplin olaylarını,
❑ Onur kurulunca önerilen başarılı öğrencilerin ödüllendirilmesi
konusunu inceler ve karara bağlar.
❑ Dönem başlarında ve dönem içinde toplanarak disiplin yönünden
okulun genel durumunu değerlendirir ve alınması gereken tedbirleri
okul yönetimine rapor olarak sunar.
❑ Öğrencilerin her yönden gelişimi için önerilerde bulunur.
❑ Okul rehberlik servisinden, sınıf rehber öğretmeninden ve öğrenciyi
tanıyan diğer kişilerden gerekli bilgileri alır, disipline aykırı
davranışların sebeplerini inceler ve çözüm önerileri geliştirir.

52
OKUL ÖĞRENCİ ÖDÜL
VE DİSİPLİN KURULU
❖Eğitim kurumlarında okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu, müdür
başyardımcısından veya müdürün görevlendireceği müdür
yardımcısından, her ders yılının ilk ayı içinde öğretmenler kurulunca gizli
oyla seçilecek iki öğretmenden, onur kurulu ikinci başkanı ve okul aile-
birliğinin kendi üyeleri arasından seçeceği bir öğrenci velisinden oluşur.
❖Okulun öğretmen sayısının az olduğu durumlarda sözleşmeli ve ücretli
öğretmenler de kurula seçilebilir.
❖Seçimlerde oy çokluğu esas alınır. İkili eğitim yapılan ve öğrenci
sayısının fazla olduğu okullarda istenirse iki ayrı kurul oluşturulabilir.
❖Asıl üyelikler belirlenirken asıl üyeliğin boşalması veya üyenin özürlü ya
da izinli bulunması hâlinde yerine geçmesi için onur kurulu üyeleri ile
okul-aile birliği üyeleri arasından birer de yedek üye seçilir.

53
OKUL ÖĞRENCİ ÖDÜL
VE DİSİPLİN KURULU
❖Eğitim kurumlarında okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu üyeleri okul
müdürünce kabul edilebilir bir özrü bulunmadıkça kurul toplantılarına
katılmak durumundadır.
❖Kurul üyelerin salt çoğunluğuyla toplanır ve kurula sevk edilen olayları
oy çoğunluğuyla karara bağlar.
❖Okul öğrenci ödül ve disiplin kurulunca alınan kararlara okul müdürü
gerekli görmesi durumunda bir defa daha görüşülmek üzere dosyayı
gerekçeleriyle birlikte kurula iade edebilir.
❖Kurul üyeleri oy çokluğuyla alınan kararda ısrar etmesi durumunda, ya
da karar veremediği durumlarda okul müdürü en geç beş iş günü
içerisinde gerekçeli görüş ve önerilerini de ekleyerek dosyanın
görüşülmesi için bir üst kurul olan ilçe öğrenci disiplin kuruluna, büyük
şehir statüsündeki illerde ise il öğrenci disiplin kuruluna gönderir.

54
DİSİPLİN CEZALARI VE
KURULLAR
❖Eğitim kurumlarında öğrencilere verilebilecek cezalar, disiplin cezasını
gerektiren davranış ve eylemlerin niteliklerine göre değişiklik gösterir.
Bu cezalar sırasıyla
❑ Kınama cezası,
❑ Okuldan kısa süreli uzaklaştırma,
❑ Okul değiştirme,
❑ Örgün eğitim dışına çıkarma cezalarıdır.
❖Öğrencinin disipline konu olan davranış ve eylemi okul öğrenci ödül ve
disiplin kurulunda görüşülüp karara bağlandıktan sonra; kınama ve
okuldan kısa süreli uzaklaştırma cezaları okul müdürünün,
❖Okul değiştirme cezası, ilçe öğrenci disiplin kurulunun,
❖Örgün eğitim dışına çıkarma cezası, il öğrenci disiplin kurulunun
onayından sonra uygulamaya konulur.

55
Destekleme ve Yetiştirme Kursları
❑ Eğitim kurumlarında bazı öğrenciler ilave destek
çalışmalarına gereksinim duyabilirler. Bu ihtiyacı karşılamak
için:
❑ Kurs merkezi müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün
onayı ile ders saatleri dışında ve gerekirse hafta sonları da
kurs merkezinin imkânları ölçüsünde her bir kurs günü iki
saatten az, sekiz saatten çok olmamak üzere destekleme ve
yetiştirme kurslarının açılmasına karar verirler.
❑ Okullarda destekleme ve yetiştirme kursları, kursun
verildiği okul müdürlüğünce her 10 şubeye bir müdür
yardımcısı görevlendirilmek suretiyle yönetilir.

56
Destekleme ve Yetiştirme Kursları
❑ Kursta görevlendirilecek öğretmenlerin seçimi, kursların
açılma onayı, koordinasyon ve yürütülmesi milli eğitim
müdürünce görevlendirilen bir komisyon tarafından ve e-
Kurs Modülü üzerinden gerçekleştirilir.
❑ Kurs merkezleri ile kurslarda görevlendirilecek
öğretmenler, yıllık planlanan kurslarda eylül ayı, yaz dönemi
kurslarında ise haziran ayı sonuna kadar kurs merkezi
müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün onayı ile
belirlenir.
❑ Okul müdürü aynı zamanda kurs merkezi müdürüdür ve
kursla ilgili işleyiş, planlama ve programlamadan,
öğretmenlerin ders planlarının incelenmesinden ve kursun
işleyişi ile ilgili idari, mali ve diğer hususlarla ilgili her türlü iş
ve işlemlerin yürütülmesinin yönetiminden sorumludur.
57
Okullarda Sosyal ve Kültürel Etkinlikler
❑ Sosyal ve kültürel etkinlikler öğrencilerin öz güven ve
sorumluluk duygusunu geliştirmek, zararlı alışkanlıklardan
korumak, yeni ilgi alanları oluşturmak, millî, manevî, ahlaki,
insanî ve kültürel değerleri kazandırmak amacıyla bilimsel,
sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda öğrenci kulübü
ve toplum hizmeti kapsamında düzenlenir.
❑ Okullarda sosyal etkinlikler öğrenci kulübü ve toplum
hizmeti çalışmaları kapsamında ele alınır.
❑Müdür, sosyal etkinliklerin uygunluğunun
değerlendirilmesinden, ilgili mevzuata uygun olarak
yürütülmesinden, çalışmaların incelenmesinden,
gerektiğinde ek çalışmaların onaylanmasından sorumludur.

58
Okullarda Sosyal ve Kültürel Etkinlikler

❑Bilgi ve sportif yarışmalar, anma ve kutlama törenleri,


bayrak töreni, mezuniyet günü, tanıtım günü, anma günü,
yayın, müzik, halk oyunu, tiyatro, kampanya, ziyaret,
gösteri, şenlik, şiir dinletisi, turnuva, konferans, panel,
sempozyum, imza günü, fuar, sergi, kermes, gezi, proje
hazırlama ve benzeri etkinlikler ile okul içi izcilik ve gençlik
kampları faaliyetleri ile sportif yarışmalar bu etkinlikler
kapsamında ele alınabilecek başlıca çalışmalardır.

59
Okullarda Sosyal ve Kültürel Etkinlikler

❑Okul yönetimi öğretmen, öğrenci, veli ve ilgili çevrenin


katılımıyla gerçekleştirilmesi planlanan öğrenci kulüp
faaliyetlerinin, topluma hizmet etkinliklerinin, gezilerin,
törenlerin ve diğer bilimsel, sosyal, kültürel, sanatsal ve
sportif etkinliklerin eğitim ve öğretimin amaçlarına uygun
mekânlarda zorunlu bir durum olmadıkça ders saatleri
dışında yapılmasını sağlar.

60
EĞİTİM VE ÖĞRETİM İŞLERİNİN YÖNETİMİ
BÖLÜM SORULARI

S.1. Okul yönetim hizmetlerinin yerine getirilmesinde aşağıdakilerden hangisinin öncelikle temel
alınması gerekir?

A. Okul-Aile Birliği Kararları


B. Disiplin Yönetmeliği
C. Okul politikaları ve okul kuralları
D. Yıllık Planlar
E. Eğitim Programı

S.2. “Öğrencilerin eğitimin amaçlarına ulaşması için gerekli olan düzenlemelerin etkili olarak işe
koşulması” ifadesi, okul yönetiminin hangi boyutunda ele alınmaktadır?

A. Okulda insan kaynaklarının yönetimi boyutu


B. Okul işletmesinin finansman boyutu
C. Okul yönetimi boyutu
D. Okulda öğrenci kaynağının yönetimi boyutu
E. Okulda eğitim programının yönetimi boyutu
S.3. Aşağıdakilerden hangisi zümre öğretmenler kurulunda görüşülecek öncelikli kararlardan biri
değildir?

A. Derslerde izlenecek yöntem ve teknikler


B. Öğrencilerin aile ve ekonomik durumları
C. Programın ve derslerin birbirine paralel olarak yürütülmesi
D. Öğrenci ödevleri ve derslerin değerlendirilmesi
E. Ders araçlarından, laboratuvarlardan ve salonlardan planlı bir şekilde yararlanılması

S.4. Aşağıdaki kurullardan hangisi üstün nitelikler taşıyan öğrencilerin ödüllendirilmesine karar
verir?

A. Zümre öğretmenler kurulu


B. Öğretmenler kurulu
C. Şube öğretmenler kurulu
D. Onur kurulu
E. Okul öğrenci ödül ve disiplin kurulu
S.5. Aşağıdaki görevlilerden hangisi
okullarda rehberlik ve psikolojik danışmanlık
hizmetlerin yürütülmesine yönelik tüm çalışmaları
yönetmekle yükümlüdür?

A. Okul müdürü
B. Rehber öğretmen
C. Sınıf öğretmeni
D. Okul müdür yardımcısı
E. Zümre başkanı
S.6. Aşağıda öğretmenler kurulu ile ilgili verilen bilgilerden hangisi
doğru değildir?
A. Olağanüstü durumlar dışında bir öğretim yılı içerisinde Eylül ayının ilk
işgününde, ikinci dönemin ilk işgününde, ders yılı bitimini takip eden
haftanın ilk işgününde ve okul yönetimince gerekli görüldüğü durumlar
ile kurul üyelerinin salt çoğunluğunun yazılı isteği üzerine toplanır.
B. Toplantının gündemi, tarihi, saati ve yeri en az 5 gün önceden bir
örneği öğretmenler odasına asılmak suretiyle ve ilgili kurul üyelerine
yazılı olarak, e - posta yoluyla veya diğer iletişim araçlarıyla duyurulur.
C. Öğretmenler kurulu toplantıları ders saatleri dışında yapılması esas
olmakla birlikte okul müdürünün önerisi, il/ilçe millî eğitim
müdürlüğünün onayıyla ders saatleri içinde öğrenciler izinli sayılmak
suretiyle yapılabilir.
D. Kurula, ilgili sektör temsilcileri, eğitici/öğretici personel, usta öğretici,
proje uzmanı, proje koordinatörü, teknisyen, iş sağlığı ve güvenliği
uzmanı, okul sağlığı hemşiresi, pansiyon öğrenci temsilcisi ile okul aile
birliği başkanı kendileri ile ilgili görüşme konuları olsa bile kurul
toplantısına katılmamaları esastır.
E. Öğretmenler kurulu, okul müdürünün koordinesi ve başkanlığında,
müdürün bulunmadığı durumlarda müdürlüğe vekâlet eden yetkilinin
başkanlığında, müdür başyardımcısı, müdür yardımcıları, öğretmenler,
uzman ve eğitici personelin katılımlarıyla toplanır.
S.7. Okullarda nöbet görevleri ile ilgili olarak
aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?

A. Okullarda nöbet görevleri okulun fiziki yapısına, okul türüne, okulun


ikili ya da normal eğitim yapmasına, öğrenci ve öğretmen sayısına
farklılıklar gösterebilir.
B. Okullarda nöbetlerde uyulması gereken esaslar ders yılı başında
zümre öğretmenler kurulunda görüşülür.
C. Okullarda müdür başyardımcıları müdür yardımcılarının,
öğretmenlerin ve öğrencilerin nöbet çizelgelerini hazırlayarak okul
müdürünün onayına sunmak ve nöbet görevlerini kontrol etmekle
yükümlüdür.
D. Öğretmenlerin nöbet görevi, normal bir işleyişte, ilk dersten 30
dakika önce başlar, son ders bitiminden 30 dakika sonra sona erer.
E. Okul müdürleri nöbet görevlerinin dağılımını yaparken öğretmenin
dersinin en az olduğu güne/günlerde ve eğer öğretmen birden fazla eğitim
kurumunda derse giriyor ve kendi okulunda da dersi varsa kadrosunun
bulunduğu okulda nöbet görevi verilir.
S. 8. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi/hangileri
onur kurulunun görevi/ görevleri arasında yer alır?
I. Onur genel kurulu üyeliğine seçilen öğrenciler, okulda oluşturulan başka öğrenci kurullarına
da girebilir.
II. Her sınıf/şubeden birer öğrenci, ders yılı başında sınıf rehber öğretmenlerinin gözetiminde
öğrenciler tarafından seçilen öğrenciler onur genel kurulunu oluşturur.
III. Her dönemde en az bir defa toplanır.
IV. Onur genel kurulunun başlıca görevi okulda öğrenciliğe yakışmayan davranışları inceler.
V. Olumsuz davranışların düzeltilmesi için alınması gereken önlemleri tartışır ve çözümüne
ilişkin önerilerini okul yönetimine bildirir.
VI. Onur kurulu başkanı ve yedek üyesi öğretmenler kurulunca okul öğrenci ödül ve disiplin
kurulu üyelerini seçimiyle birlikte seçilir.
VII. Kurulda alınan kararlar ve öneriler, onur belgesi verilmesi istenen öğrenciler, disiplini
bozucu davranışları önlemek amacıyla hazırlanan programlar okul öğrenci ödül ve disiplin
kurulunda görüşülmek üzere okul müdürüne sunulur.

A. I, II, IV ve V.
B. I, III, IV, IV ve VII.
C. II, III, IV, V, VI.
D. I, III, IV, VI ve VII.
E. Hepsi.
S. 9. Okullarda hazırlanan planlara ilişkin
aşağıdaki bilgilerden hangisi çıkarılamaz?

A. Okul açısından planlama, insan ve madde kaynaklarının etkin


kullanılması ile ilişkilidir.
B. Okulun örgütsel amaçlar doğrultusunda hedeflerini, politika ve
stratejilerini ortaya konulmasıdır.
C. Okul örgütlerinde hazırlanan planlar, bir öğretim yılı içeresinde
öğretmenleri denetlemek ve kontrol etmek amacıyla okul müdürünün
eylemlerini içerir.
D. İyi plânlanmış bir öğrenme-öğretme süreci eğitimdeki yeni
gelişmeleri yansıtır, çevre özelliklerini, öğrencilerin fiziksel, duygusal,
bilişsel ve psikomotor gelişim özelliklerini dikkate alır ve okul-çevre
ilişkilerinin geliştirilmesini destekler.
E. Okulun en temel çıktısı olan öğrencilerin çağın gerektirdiği bilgi,
beceri ve yetkinliklerle donatılması hedefine ulaşmak için eğitim ve
öğretim sürecinin doğru ve uygun bir şekilde yönetilebilmesi
S. 10. Okullarda sınıf ve şubelerin oluşturulmasında aşağıda
verilen bilgilerden hangisi/hangileri dikkate alınır?
I. okulun derslik kapasitesi,
II. yeni kayıt öğrenci sayıları,
III. mevcut öğrenci sayıları,
IV. öğrenci cinsiyeti,
V. kaynaştırma öğrenci sayıları,
VI. bir önceki yıldaki şubeler,
VII. sosyoekonomik durum,
VIII. Yerleşim yeri ve ulaşım imkânları.

A. Hepsi
B. I. II. III. IV. VII
C. I. II. III. IV. V. VI. VIII
D. I. II. III. IV. V. VI. VII
E. I. III. IV. V. VIII
CEVAPLAR
1. C
2. D
3. B
4. E
5. A
6. D
7. B
8. E
9. C
10. C
OKUL-ÇEVRE İLİŞKİLERİ
GİRİŞ

Her canlı, varlığını devam ettirmek için Bir örgüt olarak okullar da varlıklarını devam
etkileşim kurmaya ihtiyaç duyar. Özellikle ettirmek için bu proaktif etkileşimleri
sosyal bir canlı olan insan, etkileşim gerçekleştirir. Okullar, temel hedefleri olan
aracılığıyla çevresinden veri elde ederek
öğrencilerde üst düzey kazanım gerçekleştirmek
bilişsel, duyuşsal ve psikomotor süreçler
geliştirir. için okulun hem iç çevresindeki hem de dış
çevresindeki dinamikleri algılamak ve bu
dinamiklerle pozitif etkileşimler kurmak
zorundadır.
Bir Sistem olarak Örgüt ve Çevresi

• Sistem, belirli bir hedefe ulaşmak için aralarında etkileşim bulunan bir dizi nesne veya
öğeler bütünü olarak tanımlanabilir.

• Bir sistemin amacı, enerjiyi, bilgiyi ve materyalleri sistemin içinde, dışında ya da her
ikisinde kullanılmak üzere bir ürüne veya sonuca dönüştürmek ve işlemektir.

• Bu nedenle bir sistemin hayatta kalması, sistemi korumak için bazı sonuçların ve
ürünlerin devamlılığını gerektirir.
• Sistemler, çevresi ile etkileşimleri bağlamında açık ve kapalı olmak
üzere iki şekilde ele alınır.

• Kapalı sistemler, dış çevrenin (teknolojik gelişmeler, toplumun


kültürel ve demografik özellikleri, yasal kararlar, siyasi kararlar)
istikrarlı ve öngörülebilir olduğunu, örgütlerin işleyişine müdahale
etmediğini veya sorun oluşturmadığını varsayar.

• Açık sistem özelliği gösteren örgütler ise çevresi ile etkileşim halinde
olan organizmalara benzetilebilir. Bu örgütler, insan davranışlarının
bir örgütün çalışma sürecini etkileyebileceğini kabul eder ve
yönetimde dışsal faktörleri dikkate alır.
Açık sistemler çevreden girdi alır, bu girdileri
işleyerek yine çevreye çıktı olarak sunar ve
sundukları çıktı aracılığıyla geribildirim elde
ederek işleme sürecinin verimliliğini ve
etkililiğini değerlendirir.

Örgütler, çevrelerinden kaynak ihtiyaçlarını giderir; ürün ve hizmetlerini çevreye sunar;


çevrenin bu ürün ve hizmetleri talep etmesine yönelik de çevreden gelen bilgilere ihtiyaç
duyar. Bir örgüt, ihtiyaçlarının çevre tarafından karşılanacağını öngördüğünde ve
çevrenin mal ve hizmet taleplerini doğru tahmin ettiğinde mevcut çalışma süreçlerini
korur ve değiştirmez. Ancak çevrede belirsizlik hâkimse, örgüt yeni talep ve koşullara
hızlıca cevap vermek zorunda kalacaktır.
Çevresel Belirsizlik
Çevresel belirsizlik, geleceğin öngörülememe ya da kesin olarak tahmin
edilememe derecesidir.
Çevre, beş temel boyutta farklılaştıkça çevresel belirsizlik artar veya azalır.
1. Homojenlik - Heterojenlik: Örgütü etkileyen unsurların sayısı ve çeşitliliği.
2. Yoğunlaşma - Dağılma: Çevrenin bileşenleri arasındaki karşılıklı bağlantı
derecesi

3. Durağanlık - Kargaşa: Çevredeki değişimin oranı ve büyüklüğü

4. Kaynak kıtlığı - Kaynak çokluğu: Kaynakların bolluğu ve bulunabilirliği

5. Muhaliflik - Destekleyicilik: Rekabetin kapsamı ve örgütün kabul seviyesi


Okul ve Çevresi
• Eğitim örgütlerinin açık sistem özelliği göstermesi, okullarla çevrelerinin etkileşim içinde
olmasını gerektirir.

• Okullar, çevreden girdi olarak enerji alır,

-aldığı enerjiyi işler,

-ürüne dönüştürür

-ve çevreye iletir.

• Bu döngü, girdi-dönüşüm-çıktı ve yeniden girdi kapsamında gerçekleşir.


Okul ve Çevresi
Okulların çevreden aldığı girdiler, bilgi, hammadde, insan kaynağı, madde kaynağı ve yeni
fikirler olabilir. Hatta eğitim örgütünün üyesi olan kişiler, örgütün dışındaki bir topluluğun
da üyesi olabilir ve o dışsal topluluğun etkisini okulun içine taşıyabilir. Bazı çevresel
girdiler, okulun devamlılığının sağlamasında hayati öneme sahiptir; diğerleri ise önem
derecesine göre çeşitlilik gösterebilir. Öğretmenler ve öğrenciler bu değişkenler içinde
önem bakımından ilk sıralarda yer almaktadır.

Çıktılar ise tamamlanmış ürünler, bilgi, gelişen kültür ve yeni teknoloji gibi örgütten ayrılan
maddi kaynakları veya maddi olmayan fikirleri ifade eder. Okullardan mezun olan öğrenciler,
okulun çıktılarından biridir. Ayrıca makalelerin ve araştırmaların sonuçlarında elde edilen
veriler de okulların ve üniversitelerin yeni bilgi kapsamında çıktılarını oluşturur.
Okul ve çevresi arasında güçlü etkileşim oluşturmayı
başaran okullar “Topluluk Okulları” olarak
adlandırılmaktadır.

Topluluk okulu okul, veliler ve okulu çevreleyen toplum


arasında bağlantı kurarak oluşturulan ortaklıklar olarak
tanımlanmaktır.

Topluluk okulları derslere, gençlerin gelişimine, aile desteğine, sağlık hizmetlerine, sosyal
hizmetlere ve toplumun gelişimine bakış açıları ile diğer okullardan ayrışmaktadır. Toplum
okullarının en önemli özelliği, okulu içinde bulunduğu toplumun merkezi haline getirmek
için dış ortaklıklardan faydalanmasıdır.
İç ve Dış Çevre
Okul da açık sistemli bir örgüt olarak iç çevre ve dış çevreden oluşmaktadır. Bir örgütün iç
çevresinde örgütsel yapı, örgüt kültürü ve örgütsel kaynaklar yer alır. Bu nedenle okulun iç
çevresi okulun yapısı, okul kültürü ve okuldaki madde ve insan kaynakları bağlamında ele
alınabilir. Dış çevre ise aile, ekonomi, siyaset ve din kurumu açılarından incelenebilir.
Okul-Çevre İlişkisini Etkileyen İç Değişkenler

Bir örgütün iç çevresi, genellikle örgütün kontrolü


altındaki içsel olayları, faktörleri, insanları, sistemleri,
yapıları ve koşulları ifade eder. İç çevre, örgütsel
faaliyetleri, kararları ve çalışanların davranış ve
tutumlarını etkileyecek bir güce sahiptir.

Bu bağlamda, okulun örgütsel yapısı, okul kültürü ve


okulun kaynakları da okulun iç çevresi ile ilişkili
faktörler kapsamında değerlendirilmektedir.
Okulun Örgütsel Yapısı

• Örgütsel yapı iş, sistem, işletim süreci, hedeflere ulaşmak için çaba harcayan insanlar ve
gruplar arasındaki ilişkiler bağlamında oluşmaktadır.

• Örgütsel yapı karar almayı, çevreye doğru tepki vermeyi ve birimler arasındaki
çatışmaları çözmeyi kolaylaştırması gereken bir süreçtir.

• Alan yazında örgütsel yapıya yönelik birçok sınıflama mevcuttur. En yaygın kullanılan
sınıflandırmalardan biri, örgütsel yapıyı mekanik ve organik olarak inceleyen
sınıflamadır.
Mekanik Örgüt Yapısı Organik Örgüt Yapısı

Mekanik yapılı örgütlerde biçimsellik ön Organik sistemlerde ise hiyerarşi oldukça


plandadır; merkezileşme yüksek düzeydedir, düşüktür, çalışan davranışlarında bir
iletişim dikey şekilde gerçekleşmektedir. standartlaşma söz konusu değildir, özerklik
Örgütte iş bölümü, özelleştirme ve ve otonomi yüksek düzeydedir. Bu
merkezileştirmiş yetki yoğun bir biçimde sistemlerde yenilikçilik ve fırsatları
kullanılmaktadır. Bununla birlikte çalışan yakalama süreçleri desteklenir, çalışanların
özerkliği ve otonomi oldukça düşük motive edilmesine dikkat edilir.
düzeydedir
• Mekanik yapılı okullar hiyerarşik bir kontrol, otorite ve iletişim yapısına sahip olma
eğilimindedir, öğretmenlerin karara katılım oranı çok düşüktür (yüksek düzeyli
merkezileşme).
• Her işlevsel rolün, hakkın, yükümlülüklerin ve teknik yöntemlerin (yüksek düzeyli
biçimlendirme) kesin tanımlamaları yapılmıştır.
• Bu okullar örgütteki hiyerarşik düzeyler arasındaki statü farklılıklarını ön plana çıkarır
(yüksek düzeyli tabakalaşma).
• Bu okullar, niteliğe değil niceliğe ve en düşük maliyete odaklanmaktadır (yüksek düzeyli
üretim ve verimlilik).
• Hem alan bilgisinde hem de öğretim metodolojisinde (düşük düzeyli karmaşıklık)
profesyonel uzmanlığa çok az vurgu yapılmaktadır.
• Aynı zamanda, öğrencilerin, toplumun ve konunun değişen ihtiyaçlarına (düşük düzeyli
uyumluluk) çok az tepki verilmektedir ve insan kaynakları çok az öneme sahiptir (düşük
düzeyli iş memnuniyeti)
• Organik yapılı okular ise yüksek karmaşıklık, uyumluluk ve iş tatmini ile ön plana
çıkmaktadır.
• Yani, okul yöneticileri öğretmenlerin mesleki bilgilerine saygı gösterir, okulun ve
toplumun değişen ihtiyaçlarına kolayca yanıt verir ve öğretmenlerin içsel memnuniyetini
okulun önemli bir sonucu olarak görür.
• Ayrıca, merkezileşme düşüktür, çünkü yöneticiler karar vermeye öğretmen katılımını
teşvik eder ve okulun işletilmesinde öğretmenlere önemli yetki ve sorumluluk verir.
• Okul yöneticileri görevleri düzenler ve sürekli olarak yeniden tanımlar; olayları “kitabına
uydurmaktan” kaçınır.
• Organik yapılı okullarda hiyerarşideki statüler arasındaki farka vurgu yapılmaz ve
eşitlikçi bir yönelim benimsenir.
• Düşük verimlilik ve üretkenlik de organik yapılı okulların özellikleri arasındadır.
• Bu okuldaki okul yöneticileri, çıktı miktarı ile değil, sonuçların kalitesiyle
ilgilenmektedir. Bu tür okullar daha az verimli ama daha etkili olma eğilimindedir.
Okul Kültürü

• Kültür, insanların ne düşündüğü, ne yaptığı ve nasıl davrandığına yönelik üç temel insani


faaliyeti içerir. Kültür, kuşaklar arası paylaşılan, öğrenilmiş, aktarılmış, sembolik,
uyarlanabilir ve bütünlenmiş özellikler gösterir.

• Her toplumun kendine ait bir kültürü olduğu gibi, her örgüt de kendine ait bir kültüre
sahiptir. Örgütler, bu kültür aracılığıyla örgüt üyelerinin davranışlarını biçimlendirir. Bu
biçimlendirme sürecinde kültür kurallar, normlar, değerler ve varsayımlar aracılığıyla
davranış kalıpları oluşumunu sağlayan dinamik bir olgu olarak önemli bir etki gücüne
sahiptir.
Örgüt kültürünün özü,
bilinçsiz, nispeten spesifik
olmayan ve tüm örgüte
nüfuz eden temel
varsayımlardan oluşur. Bir
sonraki katmanda tutumlar
olarak işlevsellik kazanmış
benimsenen değerler yer
almaktadır. Son olarak, en
dış katman belirli
tezahürlerden oluşur
Güçlü bir kültüre sahip örgütlerde, tüm Zayıf kültüre sahip örgütlerde ise
çalışanlar kültürel unsurları kolayca belirgin değerler ve davranış biçimleri
benimser ve kültürün etkisi örgütün her mevcut değildir. Benimsenen davranış
noktasında hissedilir. Çalışanlar, örgütün kalıpları, tutumlar, çalışma süreçleri ve
örgütsel amaçlar açısından çalışanlar
amaçlarını, bu amaca yönelik arasında belli bir uyum yoktur. Bu
oluşturulacak tutum ve davranışları, uyumsuzluk nedeniyle örgüte yeni gelen
çalışma şekillerini, iletişim kanallarını ve bireylerin kültürü benimsemesi ve
hatta giyim biçimlerini net bir biçimde örgüte uyum sağlaması oldukça zordur
bilir ve süreçlere uygun bir biçimde
davranır.
Okul Kaynakları
Bir örgüt olarak okullar da varlığını devam
ettirmek ve üst düzey performans ortaya
koymak için maddi ve maddi olmayan
kaynaklardan faydalanır. Eğitim kaynakları,
okul yönetimini desteklemek ve öğretme-
öğrenme sürecini kolaylaştırmak için akademik
bir ortamda bulunan tüm insan kaynaklarını,
materyalleri ve materyal olmayan kaynakları
ifade eder. Eğitim kaynakları insan
kaynaklarını ve insan olmayan kaynakları,
çizilmiş veya fotoğraflanan, elle veya
elektronik olarak çalıştırılan tüm materyalleri,
öğretme ve öğrenme sürecinde kullanılan
kitapları ve ilgili her türlü materyali kapsar.
Okul-Çevre İlişkisini Etkileyen Dış Değişkenler

Dış çevre, örgütün dışında meydana gelen ancak iç değişikliklere neden olabilecek ve
çoğunlukla örgütün kontrolünün ötesinde olan faktörlerden oluşur. Bu bağlamda okulun dış
çevresi aile kurumu, ekonomi kurumu, siyaset kurumu ve din kurumu çerçevesinde
incelemiştir.
Aile Kurumu
Diğer sosyal bilim disiplinlerinde olduğu gibi eğitim
sürecinde de ailenin rolü oldukça önemlidir. Ailenin
desteği ve iş birliği olmadan, eğitimcilerin çabaları
ve etkileri sınırlı kalacaktır. Okullar okul saatleri
içinde çalışsa bile, okul değerleri evde
pekiştirilmediğinde bu değerlerin çocuğun karakteri
üzerinde kalıcı etki oluşturma olasılığı oldukça
düşüktür. Bu nedenle olumlu aile-okul ilişkilerinin
geliştirilmesi, tüm çocukların eğitimi için önemlidir.
Okullar açık sistem özelliğinin bir getirisi
olarak dış dünya ile aktif olarak bağlantı
kurar ve öğrencilerin öğrenmesini
desteklemek için toplumdaki farklı
kaynakları öğrencilerin hizmetine sunar. Bu
nedenle okul, aile ve toplum arasındaki
ilişki, birbirleriyle iç içe geçmiş, kendi
gelişim alanlarında farklı ancak birbiriyle
örtüşen üç çember gibidir.
Ekonomi Kurumu

Eğitim, bir yatırım süreci olarak değerlendirilebilir.


Eğitime yapılan yatırım ileride toplumdaki bireylerin
daha yüksek gelir sağlamasında aracı bir rol
üstlenmektedir. 2016 PISA sonuçları, ülkelerin
birikimli eğitim harcamalarıyla öğrenci başarısı
arasında olumlu bir ilişki olduğunu ortaya
koymuştur. Bu nedenle eğitime yapılan yatırım girdi
olarak değerlendirildiğinde, bu girdinin miktarına
bağlı olarak eğitim çıktılarının niteliğinin değiştiği
söylenebilir.
Eğitime ayrılan kaynakların artması, eğitime daha fazla
bireyin katılımını desteklemektedir. Çünkü eğitime
ayrılan pay arttıkça, öğretmen sayısında, bina olarak
okul sayısında ve eğitim-öğretim için kullanılan araç-
gereç sayısında artış gözlemlenecektir. Böylece eğitime
yapılan yatırımın artması ile bireysel ve toplumsal
getiri arasında olumlu bir ilişki ortaya çıkacaktır
Siyaset Kurumu

Eğitim sistemi ve eğitimciler, halkın


sosyalleşmesi ve eğitim işlevlerinin yerine

Herhangi bir eğitim sistemi tarafından getirilmesi için iktidardaki siyasal sistemin,

benimsenen politika esas olarak iktidardaki kamu ve diğer devlet kurumlarının

hükümet (politik sistem) tarafından desteğine ve himayesine ihtiyaç duyarlar.

oluşturulur. Bu nedenle eğitim politikaları


hem politik sosyalleşmeye hem de ulusal
sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmaya
uygun olarak geliştirilmiş ilkelerdir.
Eğitim siyaset arasındaki ilişkinin nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

1. Eğitim temel bir insan hakkıdır ve işlevi 6. Toplumun siyasal düzeni eğitimin hızını
bireylerin yeteneklerini mümkün olan en belirler.
geniş ölçüde geliştirmektir.
7. Politika, toplumun siyasi ihtiyaçlarının bir
2. Her eğitim sisteminin politik hedefleri yönüdür.
vardır.
8. Eğitim, siyasetin hizmetçisi ve ürünüdür.
3. Politika eğitimden önce gelir.
9. Eğitim, hükümet politikası ve politikalar
4. Politika, benimsenecek eğitimin türünü tarafından düzenlenir.
belirler.
10. Eğitimin artan maliyeti büyük ölçüde kamu
5. Gençlerin eğitimi muhtemelen toplumun
en temel kazancıdır. bütçesinden karşılanmaktadır.
Din Kurumu

Din kurumu, toplumsal yaşamın en önemli


yapı taşlarından biridir. Din, bireylerin
yaradılışına uygun bir gelişim ve
olgunlaşma sürecinde kılavuz rolü
üstlenmektedir. Hem bireysel hem de
toplumsal boyutu olan dinin unsurları,
eğitim yoluyla toplumdaki bireylere
aktarılır.
Planlı ve programlı bir etkinlik olan eğitimde, öğrencilerin her boyutta geliştirilmesi esas
alınmaktadır. Bu nedenle, toplumsal yaşamda önemli bir etki gücüne sahip olan din olgusu,
eğitim sürecinde görmezden gelinemez. Bundan dolayı okullar da dinin en sağlıklı biçimde
öğrenileceği kurumdur. Bu sayede okullar, diğer derslerle birlikte din dersi aracılığıyla
öğrencilerin kültürlerini daha kolay anlamlandırmasına yardımcı olur.
Bölüme ilişkin Sorular
1) Aşağıdakilerden hangi açık sistem özelliği taşıyan okulların özelliklerinden biri
değildir?

a) Çevreden girdi alır.


b) Süreçler öngörülebilirdir.
c) Düşünme, planlama, karar verme dönüşüm süreçleri kapsamında yer alır.
d) Geribildirimle girdi ve dönüşüm süreçleri yeniden düzenlenir.
e) Çevresel değişkenlerden etkilenir
2) Aşağıdakilerden hangisi okulun girdileri arasında yer almaz?

a) Para
b) Enerji
c) Zaman
d) Bireysel çaba
e) Toplantılar
Örgütü etkileyen unsurların sayısı ve çeşitliliği.
Çevrenin bileşenleri arasındaki karşılıklı bağlantı derecesi
Çevredeki değişimin oranı ve büyüklüğü
Rekabetin kapsamı ve örgütün kabul seviyesi
3) Çevresel belirsizliğin artmasında veya azalmasında rol oynayan aşağıdaki
boyutlardan hangisine yönelik bir açıklama bulunmamaktadır?

a) Homojenlik – Heterojenlik

b) Yoğunlaşma – Dağılma

c) Durağanlık-Kargaşa

d) Kaynak kıtlığı - Kaynak çokluğu

e) Muhaliflik-Destekleyicilik
4) Aşağıdakilerden hangisi okulun dış kaynakları arasında yer almaz?

a) Örgütsel kaynaklar
b) Aile
c) Siyaset
d) Din
e) Ekonomi
5) Şekilde soru işaretli alan, aşağıdaki hangi kavramla doldurulmalıdır?

a) Girdi b) Dönüşüm Süreci c) Çıktı d) İç Dönüt e) Dış Dönüt


6) Aşağıdakilerden hangisi organik örgüt yapısının özelliklerinden biri değildir?

a) Düşük düzeyli merkezileşme


b) Düşük düzeyli biçimlendirme
c) Düşük düzeyli karmaşıklık
d) Düşük düzeyli tabakalaşma
e) Düşük düzeyli üretim
7) ‘Doğru olan şey, öğretmenlerimizin yolun her adımında meslektaşlarıyla işbirliği
yapmalarıdır.’ anlayışı örgüt kültüründe yer alan aşağıdaki hangi bileşenle
açıklanabilir?

a) Temel inançlar ve varsayımlar

b) Paylaşılan değerler

c) Normlar

d) Modeller ve davranışlar

e) Somut deliller
8) Tesis, makine, ekipman, üretim teknolojisi ve kapasite gibi örgütsel rekabete
katkıda bulunan ve sonuçta üstün örgütsel performansın ortaya çıkmasını destekleyen
kaynaklar hangi aşağıdaki tür kapsamında değerlendirilir?

a) Finansal kaynaklar
b) Deneyimsel kaynaklar
c) Sosyal kaynaklar
d) Kültürel kaynaklar
e) Fiziksel kaynaklar
9) Aile-okul iş birliğini İki yönlü iletişim ve iş birliği yoluyla güçlendirmek amacıyla
aşağıda verilen tavsiyelerden hangi daha çok ailenin sorumluluğundadır?

a) Aile-okul iş birliğini kolaylaştırmak ve iki yönlü iletişimi geliştirmek için politikalar


oluşturmak
b) Uygun bir ev ödevi politikası geliştirmek
c) Cep telefonu, bilgisayar ve internet kullanımı konusunda çocuklarla kurallar oluşturmak
d) Veli temsilcilerini okul yönetimine yardımcı olmaya davet etmek
e) Farklı kültürel geçmişleri, eğitim düzeyleri sahip veya farklı katkılar sunabilecek
aileleri gönüllü olmaya teşvik etmek
10) Türkiye’de eğitime ayrılan kaynaklar, aşağıdaki giderlerinden hangisinde daha
yoğun bir biçimde kullanılmaktadır?

a) Sosyal güvenlik kurumu devlet prim giderleri


b) Mal ve hizmet alım giderleri
c) Cari transferler
d) Personel giderleri
e) Sermaye giderleri
11) Eğitim siyaset arasındaki ilişkinin nedenlerine yönelik aşağıdaki bilgilerin hangisi
yanlıştır?

a) Siyaset, eğitimin hizmetçisi ve ürünüdür.

b) Her eğitim sisteminin politik hedefleri vardır.

c) Politika, benimsenecek eğitimin türünü belirler.

d) Gençlerin eğitimi muhtemelen toplumun en temel kazancıdır.

e) Toplumun siyasal düzeni eğitimin hızını belirler.


Cevaplar
1) B
2) E
3) D
4) A
5) B
6) C
7) B
8) E
9) C
10) D
11) A
15.BÖLÜM

OKUL YÖNETİCİSİNİN LİDERLİK ROLLERİ


Giriş

• Örgütsel düzeyde yapılan tanımlarda, liderliğin daha çok bir etkileme süreci olarak
ele alındığı, liderin, örgütsel amaçlara ulaşmak için izleyenleri veya izleyenlerin
davranışlarını etkileyen kişi olarak düşünüldüğü görülmektedir (Blanchard,
Zigarmi ve Zigarmi, 1987; Cemaloğlu ve Çoban 2019; Cohen, 1990; Durnalı ve
Akbaşlı, 2020; Hollander, 1978; Jacobs ve Jakues, 1990; Leithwood ve Riehl, 2003;
Northouse, 2016; Yukl, 2009).
• Stogdill (1974), liderlik için yapılan tanımların çokluğuna dikkat çekerek,
neredeyse bu konuda çalışma yapan araştırmacı sayısı kadar liderlik tanımı
olduğundan bahseder. Bennis’e (2009) göre, liderlik güzellik gibidir. Tarif
edemezsin ama görünce anlarsın. Değişen zamanla birlikte, toplumun, bireyin ve
örgütün liderlik algısı yeniden şekillenerek tanımlarda çeşitlilik yaratmıştır
(Erçetin, 2000).
Liderlik Yaklaşımları
• Aydın (2005), liderlik alanında geliştirilen yaklaşımların, liderlik kavramını
açıklama noktasında işlevselliğinden bahsederken, bu durumun aynı zamanda
liderliğin tam olarak anlaşılamadığının bir göstergesi olduğunu dile getirmektedir.
Literatürde liderlik yaklaşımlarının dört bölümde incelendiğini görmekteyiz.
Bunlar sırasıyla;
• özellikler yaklaşımı,
• davranışsal yaklaşım,
• durumsallık yaklaşımı
• ve çağdaş liderlik yaklaşımlarıdır.
Özellikler Yaklaşımı
• Liderlik konusunu inceleyen en eski yaklaşımlardan birisidir. Temel olarak liderliği,
insanın doğasında var olan özellikler bağlamında çözümleyen bir yaklaşımdır.
Fiziksel görünüm, zekâ, dürüstlük ve özgüven gibi bireye özgü birtakım kişisel
özellikler üzerinden lider tanımlanmıştır. Fikir çok basit, insanları neyin mükemmel
yaptığını bul, bu özellikleri sergileyen insanları veya öğrenme potansiyeli olanları
geleceğin liderleri olarak yetiştir (Daft, 2016).
Tablo 1. Liderlik Özellikleri ve Nitelikleri Çalışmaları
Lord, DeVader ve Kirkpatrick ve Zaccaro Kemp
Stogdill Stogdill
Mann (1959) Alliger Locke ve Bader
(1948) (1974)
(1986) (1991) (2004)
Bilişsel
Zekâ Zekâ Başarı Zekâ Dürtü
Yetenekler
Uyanıklık Erillik İnatçılık Erillik Motivasyon Dışa Dönüklük
iç görü Adaptasyon İç görü Hâkimiyet Bütünlük Dürüstlük
Duygusal
Sorumluluk Hâkimiyet İnisiyatif Güven
İstikrar
İnisiyatif Dışa Dönüklük Özgüven Bilişsel Yetenek Açıklık
İnatçılık Tutuculuk Sorumluluk Görev Bilgisi Uygunluk
Özgüven İşbirlikçilik Motivasyon
Sosyallik Hoşgörü Sosyal Zekâ
Etki Özdenetim
Sosyallik Duygusal Zekâ
Problem Çözme
Kaynak: Northouse (2016) tarafından J.R.P. Frencg & B.Raven’in ‘’The Basis of Social Power’’, 1962,D. Cartwright (Ed.). Group Dynamics; Resarch and Theory
(s,259-269), New York: Harper ve Row; Zaccoro, Kemp, & Bader (2004) adlı çalışmalardan uyarlanmıştır. Akt, Turan (2017).
• Özellikler yaklaşımına yönelik eleştiriler, yirminci yüzyıl sonlarına kadar
devam etmiştir. Eleştirilerin odak noktası, liderlik için belirlenen özelliklerin
her şart ve durumda geçerli olamayacağıdır zira liderlik, pek çok değişkeni
birlikte ele alan komplike bir süreçtir (Erçetin, 2000). Özellikler yaklaşımına
getirilen en büyük eleştirilerden biri de, bu konuda çalışan araştırmacıların
sübjektif tutumlarına yöneliktir. Bir araştırmacı için arzu ve yaratıcılık güçlü
birer liderlik özelliği olarak tanımlanabilir. Diğer taraftan bir başka
araştırmacı için empati ve sakinlik bir liderde bulunması gereken öncelikli
özellikler arasında gösterilebilir (Northouse, 2016).
Davranışsal Yaklaşım
• Özellikler yaklaşımının, liderliği açıklamada beklenen etkiyi gösterememesi,
araştırmacıları liderlik konusunda daha yeni yaklaşımlar üretmeye sevk etmiştir.
1950’li yılların başlarından itibaren ortaya çıkan davranışçı liderlik yaklaşımı
konusundaki araştırmalar, yöneticilerin, görevleri başında tam olarak neler
yaptığını ve nasıl davrandıklarını incelemek için kurgulanmıştır (Northouse 2016;
Yukl, 2009). Davranışsal liderlik yaklaşımı araştırmacılarına göre liderlik, görev (iş)
ve ilişki (birey) temelli olmak üzere iki genel davranış kategorisinden oluşmaktadır
(Bass, 1990; Northouse 2016; Yukl, 2009).
• Davranışsal liderlik yaklaşımı bağlamında iki çalışma ön plana çıkmaktadır: Ohio
State ve Michigan Üniversitesi araştırmaları. Ohio State araştırmaları, liderlik
davranışlarının gruba olası etkilerini tanımlamaya çalışmıştır. Araştırma sonunda
sınıflandırılan 1800’e yakın liderlik davranışı, yapıyı kurma ve anlayış gösterme
şeklinde iki ayrı kategoride tanımlanmıştır (Erçetin, 2000).
• Araştırma sonunda tanımlanan bu iki temel liderlik kategorisi incelendiğinde,
yapıyı kurma boyutunun örgütsel pozisyonların ve görev tanımlarının
belirlenmesiyle ilişkili bir süreç olduğu anlaşılmaktadır. Anlayış gösterme boyutu
ise, lider ve izleyenler arasındaki iletişim bağlamında değerlendirilebilir. Benzer
biçimde, Michigan Üniversitesi araştırmalarının sonucunda da, işe dönük ve birey
odaklı olmak üzere iki ana liderlik davranışı ortaya konulmuştur (Hersey,
Blanchard ve Johnson, 1996).
• Davranışsal liderlik yaklaşımına ilişkin yapılan çalışmaların, liderliği, liderin
sergilediği davranışlar üzerinden açıklamaya çalıştığı söylenebilir. Bu çalışmalar
sonucunda liderlik; işe ve bireye dönük davranışlar şeklinde iki ana kategoride
tanımlanmıştır. Özellikler yaklaşımı hatırlanacak olursa, bu yaklaşımda liderlik, en
basit haliyle yalnızca liderin sahip olduğu özellik ve nitelikler üzerinden
değerlendirilmişti. Davranışsal liderlik yaklaşımlarının alana getirmiş olduğu en
göze çarpan yeniliğin, liderin dışında izleyenlerin de sürece dâhil edilmesi olduğu
söylenebilir.
Durumsallık Yaklaşımı
• Özellikler yaklaşımı, liderliği, liderin sahip olduğu özellikler üzerinden,
davranışsal yaklaşım ise liderin iş yerinde sergilediği davranışlar üzerinden
açıklamaya çalışmıştır. Adından da anlaşılacağı gibi, durumsallık yaklaşımının ise,
liderliğin belirli durumlara ve şartlara bağlı olarak farklılık gösterebileceği tezine
dayandırıldığı söylenebilir. Durumsallık yaklaşımı, Hersey ve Blanchard
tarafından geliştirilmiştir ve örgütsel liderlik kapsamında yaygın bir şekilde
kullanılmıştır (Northouse, 2016).
• Lider, herkes için standart tek bir davranış biçimi kullanamaz (Northouse, 2016).
Liderlik, liderin izleyenlerle olan etkileşiminde kullanmayı tercih ettiği davranış
stillerine göre değerlendirilir. Durumsallık yaklaşımına göre, liderlik stilinin
seçilmesinde en önemli kıstas etkililiktir. Bu kavram, büyük oranda izleyenlerin
motivasyonları ile ilişkilidir. Hangi liderlik davranışının, örgütsel etkililik açısından
en iyi sonucu yaratacağı belirlenmelidir. Örgütsel amaçların gerçekleşmesinde
hangi liderlik davranışının etkili olacağı tespit edilmelidir. Durumsallık modeline
göre etkili liderler, süreç devam ederken bile, amacın gerekliliklerine ve
izleyenlerin ihtiyaçlarına göre kendi davranış biçimlerini değiştirebilirler.
• Durumsallık yaklaşımının, her koşul için geçerli, tek tip bir liderlik modeline karşı
çıktığı söylenebilir. Bu modelde, lider- izleyen ilişkisine özel bir önem verildiği
anlaşılmaktadır. Liderin, örgütsel amaçların gerçekleşmesi için, izleyenleri
etkilemesinin öneminden bahsedilmektedir. Bunun yanında, liderin izleyenlere
karşı destekleyici ve yol gösterici olmasının gereği de yine bu modelde öne çıkan
konular arasındadır. Lider, izleyenlerin ihtiyaçlarını dikkate almalıdır. Durumun
niteliği de liderlik davranışlarına yön veren bir boyut olarak öne çıkmaktadır.
Burada anahtar davranış, liderin izleyenleri iyi tanıması, yeterliliklerini bilmesidir.
Çağdaş Liderlik Yaklaşımları

• Liderlik alanında geliştirilen ilk yaklaşımların, liderliği, kişilik


özellikleri, davranışlar ve durumsal faktörler açısından incelediği
anlaşılmaktadır. Çok yönlü etkileşimlerin, yoğun ve karmaşık sayılabilecek
bir zeminde gerçekleştiği örgütler açısından liderlikte yeni modellere
yönelik arayış, çağdaş liderlik yaklaşımlarının ortaya çıkmasına zemin
hazırlamıştır. Bu başlık altında sırasıyla, dönüşümcü, dağıtımcı ve
öğretimsel liderlik yaklaşımlarına yer verilmiştir.
Dönüşümcü Liderlik Yaklaşımı
• Kavram olarak ilk kez Downton (1973) tarafından kullanılmış olsa da, dönüşümcü
liderlik yaklaşımının sistematik olarak ele alınması, McGregor Burns’ün (1978)
liderlik temalı çalışmasına dayanmaktadır. Burns’ün (1978) çalışmasının amacı,
etkileşimci ve dönüşümcü liderlik olarak tanımlanan bu iki liderlik modelini
karşılaştırarak, aralarındaki farklılıkları ortaya koymaktır. Araştırma sonucunda,
dönüşümcü liderliğin, lideri ve izleyenleri dönüştürme olasılığına sahip olduğu
ortaya çıkmıştır. Etkileşimci liderlikte böyle bir etki saptanmamıştır (Aydın, 2005).
Adından da anlaşılacağı üzere, dönüşümcü liderlik, değişim ve dönüşüm odaklı bir
yaklaşımdır.
• Duygular, değerler, etik, standartlar ve uzun vadeli hedefler dönüşümcü liderlik
kapsamında ele alınan konulardır (Northouse, 2016). Dönüşümcü liderlik, bir
liderin, daha yüksek bir ahlaki neden için, izleyenleriyle kurduğu güçlü duygusal
bağlanma sayesinde, grubu veya örgütsel performansı, beklentilerin ötesinde
geliştirdiği bir süreçtir (Bryman, Collinson, Grint, Jakson ve Uhl-Bien, 2011).
• Burns’ün (1978) yaptığı dönüşümcü ve etkileşimci liderlik ayrımına göre,
etkileşimci liderlik, lider ve izleyenler arasında gerçekleşen, değiş tokuşa
odaklanan liderlik modellerinin ekseri çoğunluğunu temsil eder. Örneğin,
politikacıların seçmene verdiği sözler karşılığında seçimleri kazanması veya
yöneticilerin, hedeflerinin üstüne çıkan çalışanlara promosyon vermesi,
etkileşimci liderlik davranışlarına örnek gösterilebilir.
• Benzer biçimde, öğretmenin sınıfta verdiği görevi yerine getiren öğrencisine,
bunun karşılığında not vermesi de, etkileşimci liderlik davranışına uygun bir
davranıştır (Northouse, 2016). Etkileşimci lider için, işin tamamlanması yeterlidir,
çalışanlardan ekstra çaba beklemez (Erhart ve Naumann, 2004). Etkileşimci
liderler ile izleyenler arasında işlemsel bir bağ vardır. Bu bağ, dönüşüm ve gelişim
odaklı değildir. Doğrudan, işlemlerin gerçekleşmesine, yani sonuca yöneliktir
(Aydın, 2005).
• Etkileşimci liderlikten farklı olarak dönüşümcü liderlik, liderin izleyenlerle
etkileşime girdiği ve hem liderin hem de izleyenlerin motivasyonunu ve ahlak
düzeyini yükselten bir bağlantının oluşturulduğu süreçtir (Northouse, 2016).
Dönüşümcü liderler, izleyenlerin gereksinimleri ve güdülerini dikkate alır ve
izleyenlerinin, potansiyellerinin tümüne ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışırlar
(Northouse, 2016).
Bass (1985) tarafından geliştirilen, dönüşümcü ve etkileşimci liderlik olmak üzere
iki boyuttan ve bu boyutların altında 7 alt faktörden oluşan model, dönüşümcü
liderlik alanında yapılan hatırı sayılır sayıdaki araştırmaya yön vermiştir

Dönüşümcü liderliğin boyutları aşağıda verilmiştir (Bass ve Riggio, 2006):

• İdealleştirilen Etki
• İlham Verici Motivasyon
• Entelektüel Uyarım
• Bireyselleştirilmiş Destek
• Etkileşimci liderliğin bileşenleri ise aşağıda sıralanmıştır (Bass ve Riggio, 2006)

• Koşullu Ödül
• İstisnalarla Yönetim
• Serbest Bırakıcı Liderlik
Dağıtımcı Liderlik Yaklaşımı

• Okul liderliği alanında öne çıkan liderlik yaklaşımlarından birisi de dağıtımcı


liderliktir. İlgili literatürde dağıtımcı liderlik, işbirlikçi, demokratik, katılımcı ve
paylaşılan liderlik kavramlarıyla ilişkilendirilmiş (Harris, 2008) ve bu kavramlarla eş
anlamlı olarak kullanılmıştır (Bennett, Harvey, Wise ve Woods, 2003). En yalın
haliyle dağıtımcı liderlik, birçok insanın liderlik sürecine dâhil edilmesidir
(Spillane, Diamond ve Jita, 2003).
• Cemaloğlu’na (2019) göre dağıtımcı liderlik, izleyenlerin yönetim süreçlerinde
söz sahibi olduğu ve izleyenler arasında iletişim ve etkileşimin karşılıklı olarak
gerçekleştiği bir liderlik modelidir. Dağıtımcı liderlik, tek bir kişiyi lider olarak
benimseyen diğer liderlik modellerinden farklı olarak, belirli etkinlikler ve
içeriklerle şekillenen bireyler arası etkileşimlere odaklanır (Gronn, 2002). Başka
bir ifadeyle, liderliği liderin bilgi ve becerisinin bir ürünü olarak görmek yerine,
izleyenlerin arasındaki etkileşimler ve durumlar olarak tanımlar (Spillane, 2005, s.
144).
• Elmor’a (2000, s.15) göre, eğitim örgütlerinde, liderliğin sorumluluğunu, örgüt
içerisinde yaygın bir şekilde dağıtmadan, bu tarz karmaşık görevlerin üstesinden
gelmenin bir yolu yoktur. Dağıtımcı liderlik, okuldaki görev ve sorumlulukların,
okul müdürü ve öğretmenler arasında paylaşılmasını öngörür (Sergiovanni, 2005).
• Örgütsel görevlerin çeşitliliği ve nitelik olarak güçlenmesi, uzmanlaşmayı doğurur.
Uzmanlaşmanın yaygın hale gelmesi, örgütte iş birliğine ve karşılıklı bağımlılığa
olan ihtiyacı arttırır. Bu bağımlılık ve uzmanlaşma, liderliğin dağıtılmasını gerekli
kılar (Özdemir, 2012). Cemaloğlu’na (2019) göre, liderliğin dağıtılması, yeni
liderlerin yetiştirilmesine olanak sağlar. Lider olarak yetişen öğretmenler,
öğrencilerini lider olarak yetiştirebilir. Aynı zamanda bu öğretmenler,
meslektaşlarını ve hatta velileri olumlu yönde etkiler.
Öğretimsel Liderlik Yaklaşımı

• Okul liderliği alanında öne çıkan bir başka yaklaşım ise, öğretimsel
liderliktir. Doğrudan, öğretme ve öğrenme ile ilgili liderlik
davranışlarına odaklanır (Murphy, 1988) . Öğrencilerin akademik
başarılarının arttırılması ve okulda zengin öğrenme ortamlarının
oluşturulması için, okul müdürünün kendisinin sergilediği ya da
başkaları tarafından sergilenmesini olanaklı kıldığı davranışların
bütünüdür (Şişman, 2019).
• Öğrenci başarısında okul müdürünün rolünü inceleyen araştırmalar, bu konuda
başarılı olan müdürleri diğer müdürlerden ayırt eden davranışların neler olduğunu
tanımlamaya çalışmışlardır (Özdemir ve Yalçın, 2018). Andrews ve Hallett (1985),
okul müdürünün; (1) kaynak sağlayıcı (2) öğretimsel kaynak (3) etkili bir
iletişimci ve (4) görünür bir varlık olmak üzere, öğretimsel lider olarak dört rolünü
tanımlamıştır. Hallinger ve Murphy ise, bu davranışları 3 ana boyut ve 10 alt
boyutta toplamıştır.
• Tablo 2. Okul Müdürünün Öğretimsel Liderlik Rolleri
Okulun misyonunu tanımlar Öğretim programlarını Olumlu bir öğrenme iklimi
yönetir yaratır
Okulun hedeflerini şekillendirir Öğretimi denetler ve Öğrenme zamanını korur
değerlendirir
Hedefler hakkında konuşur Müfredatı koordine eder Mesleki gelişimi destekler
Öğrenci gelişimini izler Görünürlüğü sağlar
Öğretmenleri teşvik eder
Öğrenmeyi teşvik eder

Kaynak: Hallinger ve Murphy, 1985; akt, Hallinger, 2018.


SORULAR
• 1. …………………………..bağlamında iki çalışma ön plana çıkmaktadır:
Ohio State ve Michigan Üniversitesi araştırmalarıdır.
A. Dönüşümcü Liderlik
B. Durumsallık Yaklaşımı
C. Dağıtımcı Liderlik
D . Özellikler Yaklaşımı
E. Davranışsal Yaklaşım
2. Temel olarak liderliği, fiziksel görünüm, zekâ, dürüstlük ve özgüven gibi
bireye özgü birtakım kişisel nitelikler üzerinden ele alan liderlik yaklaşımı
aşağıdakilerden hangisidir?
• A. Dönüşümcü Liderlik
• B. Durumsallık Yaklaşımı
• C. Dağıtımcı Liderlik
• D . Özellikler Yaklaşımı
• E. Davranışsal Yaklaşım
3. Dönüşümcü liderler, izleyenlerine rol model olacak şekilde davranırlar.
İzleyenlerinde hayranlık uyandırırlar, onların saygınlığını ve güvenini kazanırlar.
Bu açıklama, Bass ‘ın (1985) dönüşümcü liderlik sınıflamasının hangi
boyutuyla ilgilidir.
A. İstisnalarla Yönetim
B. İlham Verici Motivasyon
C. İdealleştirilen Etki
D . Entelektüel Uyarım
E. Bireyselleştirilmiş Destek
4. Dönüşümcü liderler, her bir izleyenin başarı beklentileriyle tek tek ilgilenir.
Onlara mentörlük yapar. Beklenti ve isteklerin farklılığı, lider tarafından kabul
görür. Bu açıklama, Bass ‘ın (1985) dönüşümcü liderlik sınıflamasının hangi
boyutuyla ilgilidir.
A. İstisnalarla Yönetim
B. İlham Verici Motivasyon
C. İdealleştirilen Etki
D . Entelektüel Uyarım
E. Bireyselleştirilmiş Destek
5. ……………………, tek bir kişiyi lider olarak benimseyen diğer liderlik
modellerinden farklı olarak, belirli etkinlikler ve içeriklerle şekillenen bireyler arası
etkileşimlere odaklanır (Gronn, 2002). Gronn, hangi liderlik yaklaşımı için bu
tanımı yapmıştır?
A. Dönüşümcü Liderlik
B. Durumsallık Yaklaşımı
C. Dağıtımcı Liderlik
D . Özellikler Yaklaşımı
E. Davranışsal Yaklaşım
6. Andrews ve Hallett (1985), okul müdürünün; (1) kaynak sağlayıcı (2) öğretimsel
kaynak (3) etkili bir iletişimci ve (4) görünür bir varlık olmak üzere,
………………….lider olarak dört rolünü tanımlamıştır.
A. Dönüşümcü
B. Dağıtımcı
C. Öğretimsel
D . Etkileşimci
E. Vizyoner
• 7. ……………………..araştırmacılarına göre liderlik, görev (iş) ve ilişki
(birey) temelli olmak üzere iki kategoriden oluşmaktadır

• A. Dönüşümcü Liderlik
• B. Durumsallık Yaklaşımı
• C. Dağıtımcı Liderlik
• D . Özellikler Yaklaşımı
• E. Davranışsal Yaklaşım
8. Dönüşümcü liderler, varsayımları sorgulayarak, problemlere farklı açılardan
bakarak ve eski durumlara yeni yöntemlerle yaklaşarak, izleyenlerinin
çabalarının yenilikçi ve yaratıcı olması için onları uyarırlar. Bu açıklama, Bass
‘ın (1985) dönüşümcü liderlik sınıflamasının hangi boyutuyla ilgilidir.
A. İstisnalarla Yönetim
B. İlham Verici Motivasyon
C. İdealleştirilen Etki
D . Entelektüel Uyarım
E. Bireyselleştirilmiş Destek
• 9. Liderlik, liderin izleyenlerle olan etkileşiminde kullanmayı tercih ettiği davranış
stillerine göre değerlendirilir. Bu açıklama aşağıdaki liderlik yaklaşımlarından
hangisi için kullanılmış olabilir?

A. Dönüşümcü Liderlik
B. Durumsallık Yaklaşımı
C. Dağıtımcı Liderlik
D . Özellikler Yaklaşımı
E. Davranışsal Yaklaşım
10. …………………………….. konusundaki araştırmalar, yöneticilerin,
görevleri başında tam olarak neler yaptığını ve nasıl davrandıklarını incelemek
için kurgulanmıştır.
• A. Dönüşümcü Liderlik
• B. Durumsallık Yaklaşımı
• C. Dağıtımcı Liderlik
• D . Özellikler Yaklaşımı
• E. Davranışsal Yaklaşım
CEVAP ANAHTARI
1. E
2. D
3. C
4. E
5. C
6. C
7. E
8. D
9. B
10. E

You might also like