Bireylerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve toplumda yer edinebilmesi için edinilen
bilgi, beceri, gerekir.Eğitim, insanların toplum standartlarını, inançlarını ve yaşamayı kolaylaştıracak yolların kazanılmasın da etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.Bunun da devlet kurumlarında ki öğretim şekillerine Eğitim Modeli denir.
Türkiyede Ki Eğitim Modeli Ve Örnekleri
Türkiye'de eğitim ve öğretim sistemi, kademelerden oluşmaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti'nde kadın ve erkek her vatandaş için 12 yıllık eğitim mecburidir. Bu eğitim sisteminde eğitimini tamamlayan her öğrenciye Ortaöğretim Diploması verilir. yıllık mecburi eğitim; dört yıl süreli ilkokul dört yıl süreli ortaokul ve dört yıl süreli lise eğitiminden ibarettir.Tarihi Sultan 2. Mahmut'un ıslahatlarına dayanan Türkiye eğitim sistemi için Batı tipi eğitim sistemini örnek verebiliriz.Bu dönemde neredeyse her alanda geri kalmış Türkiye'yi bazı reformlarla batıyı yakalamaya çalışmış,bu reformların içine genel olarak medreselerde öğrenim veren eğitim sistemi de girmiştir.
Türkiye Eğitim Sisteminin İstikbali Ve Fikirlerim Hakkında
Her ne söyleniyor ise Türkiye'de ki eğitim sistemi,öğrencinin öğretmene, öğretmenin
kuruma uyum sağlayamamasıdır. Ali'nin külahını Mehmet'e, Mehmet'in külahını Ali'ye verme eğitimidir. Bir saçmalık merâsimidir. Ki bunun tarihine ineceğimiz vakit büyük bir milli ihtilalin büyük bir siyasi parça olarak parçalanmasını görüyoruz. Kısa bir özet geçecek isek eğitim sistemi, Büyük Türk İhtilalinin isteği düzeyinde şekillenmiş parçasıdır. Peki Türk İhtilali ne mi istemiştir? Her alanda bilgi sahibi sorgulayan,milli kimliğini bilen,en az bir bilim dalına yatkın olan entel ve medeni bir toplum yaratma gayesinde bulunmuş ve bu eğitim modelini çıkarmıştır. Sonrası ise tam bir felaket kuşağıdır. İhtilaller felsefesi gereği amaçlarını, yaptığı devrimlerin ardından belli bir zaman sonra gerçekleştirir. Bu zamanda verilen eğitim topluma aşılanır ve amaçlar yerini bulmuş olur. Bu zaman öyle bir zamandır ki gerek 30,gerek 40 sene gerektirir.Türk eğitim tarihinde ise bu zaman tam yerini bulamamıştır ve istenilen toplum biçimi büyük siyasilerin yaptığı hatalar dolayısıyla gerçekleşememiştir. İlk hata Milli Şef İsmet İnönü zamanında gerçekleşmiştir. Bu zamanda ilk rakibi Demokrat Parti'ye karşı oy toplamak amacıyla medreseler ve imamhatipler açılmıştır. Sonrasında ise komşu rakibi Sovyetler Birliğine karşı Amerika'ya sığınılmış ve Marshall yardımları uygulanmıştır. Bu antlaşmalarda Türkiye'yi kökten değiştirecek ve beka sorunu olacak olan eğitim sistemini de değiştirmiştir. Türk İhtilalinin eğitime verdiği devrimlerin gereği aslında Türk milletinin demografisine dayanır. Türk demografi yapısı yaratılışı gereği batı uygarlıklarına çok terstir. Bu demografi milli birliğe ve dayanışmaya,kültüre dayanır. Atatürk devrimleri de bu yapıya paralel olarak büyük bir eğitim sistemi yaratılmıştır. Ama bahsettiğimiz gibi bu devrim ancak 12 sene sürmüştür. Kısacası bu ihtilaller eğitimde yerini bulamamıştır.Sonrasında ise Demokrat Parti dönemi gelmiş ve Türkiyenin en büyük sorunu irtica hararetlenmiştir. İsmet İnönüye karşı yapılan kara propaganda bunun sorumlusudur. Bu dönemde DP milletvekilleri ve Necip Fazıl Kısaküreğe yapılan örtülü ödenekler koca bir cahiliyetin kurbanı olmuştur. Cumhuriyet düşmanlarının "İnönü muharebeleri uydurmadır,Çerkez Ethem hain değildir,Sultan Vahdettin hain değildir" gibi ellerinde ki kaynaklar bu zamanlarda doğmuştur.Kısacası bu dönem Uğur Mumcu'nun dediği gibi "Demokrat Parti 1950'de Saidi Nursi'nin cübbesini bayrak yaptığı" dönemdir. Peki sonra ne oldu? Koca bir toplumun gericiliğin pençesine düşmesine yardım etti! 1960,70,80 ve 90 kuşaklarını doğurdu. 70 lerdeki anarşi dönemini yarattı,80ler ve 90larda ki irtica toplumunu yarattı. Yapılan 27 mayıs 1960, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 darbeleri ise bu eğitim modelini değiştirmeye, Türk istikbalini düzeltmeye yetmedi. 80 lerde ki cemaatler ve tarikatlar ise Türk tarihinin bir kara lekesi olarak kaldı! Sonunda ise günümüz hükümeti doğdu ve Çözüm süreci gibi dönemlerde eğitim sisteminden eklenenler ve çıkarılanlar günümüz her alanda mantıksız milli kimliğini boşverin kendi kimliğini bilmeyen veya yaratamayan, hangi alanda başarılı olduğunu anlamayan Z kuşağını yarattı. Eğitimin felsefesi bir insanın bilgi ve öğreti döneminden geçirilerek topluma katılmasıdır. Bu şüheda da ise eğitim öncelikle ailenin sonra da okulun vasifesidir Günümüz Z kuşağının tarihine bakacak isek bu bilgi ve öğretinin disiplinli bir şekilde aşılanmadığını görüyoruz. Daha demin yazdığım ebeveynlerimiz olan 70 ve 80 kuşaklarını düzenli eğitimden geçmemiş insanlardır. Okul zaten verdiği eğitim anlamsız. Sonucu ise koca bir hüsran. Peki ne mi olacak? Bu şühedanın içinden yıprılan ve hakettiği değeri görmeyen, önce binlerce kanı pahasına kazanılan meşrutiyeti sonrada zaruri haliyle onca batı devletini mağlup etmiş yıpratılmaya çalışan büyük ve muzaffer bir milletin yani Türkün tarihini canı pahasına kazanılan adı destanlara geçen istiklâlimiz ile "halk iradesi ile yönetilen" biricik cumhuriyetimiz menfi olacaktır. Bu karanlık şühedanın içinde hayatın insana bir meşale uzatması veya hayatını değistirecek,onu etkileyecek birini çıkarması dışında kimse kendini temelli olarak kurtaramıyor . Mâlesef günümüzde benim gibi Türk varlığına,tarihine,istikbaline hayatını adamış bilgiye aç hisseden kişiler halk içinde azınlık durumuna düşüyor. Koca bir saçmalık!