Professional Documents
Culture Documents
Helena Petrovna Blavatsky - Sessizliğin Sesi
Helena Petrovna Blavatsky - Sessizliğin Sesi
Ö n s ö z A n t o n ío R o m e r o savfa 9
Y a z a r H a k k i n d a G í z e m l í B îr K İ ş î l i k ; H e l e n a P e t r o v n a B l a v a t s ic y ,
J o r g e A n g e l L ív r a g a savfa 13
GİRİŞ H e l e n a P e t r o v n a B l a v a t s k y savfa 22
BİRİNCİ B ö lü m S e s s í z l íg ín S e s í savfa 28
İK İN C İ B ö lü m Í k í P a t ik a savfa 64
Ü ç ü n c ü B ö lü m Y e d í K a f i savfa g6
S ö z l ü k sayfa 14 2
Si:s-;izli»in S - i
Y a y in c în în Ö n sö z ü
Doğu b ilgeliğin e ait az sayıda otan tik eser dilim izde yayın lan m ış
durum dadır. Bu anlam da elinizdeki eserin bu bo şlu ğu doldurm ak
adına önem li bir adım olduğu inancındayız.
Sözlükte yer alan dillerle ilgili kısaltm aların açılım ları ise şöyledir:
Sk. San skritçe, Gr. A n tik Yunanca, Tib. Tibetçe, Pal. Pali D ili, Lat.
Latince. Bunun dışında, metinde insanın üst benliğini ifade etmek için
Ö n sö z
Bu değerli eserin zam ansız öğretilerinin her bir okuyucu için yararlı
olm asını dileriz.
Ö n sö z
Ö n sö z
H elen a P e t r o v n a B l a v a t s k y *H .P .B .-
Önsözünde de b elirtild iği gibi kelim enin tam an lam ıyla bu eserin
yazarı olm asa da, tinsel evrim lerin i derinleştirm ek isteyen lerin bu
kitabı ok u m asın ın yararlı olacağı kararın ı alm ış olm ası açısın dan
önem li bir role sahiptir.
E s e r H a k k în d a
H.P.B. tarafmdcTn bizlere tanıtılan Sessizliğin Sesi, tam anlam ıyla edebi
değeri ile öne çıkan bir eser değiidir. Bunun nedenlerinden biri, “Senzar”
gibi son derece sembolik bir dilden, İngilizce gibi modern bir dile çeviri
yapm anın bü yü k zorluğudur.
Kısa zam an önce M ısır’a yapm ış olduğum bir gezide halka açık bir
konferansta, “Sessizliğin Sesi” ve Mevlâncâ’nm “M esnevi”sinden pasajlar
arasındaki büyük benzerliğe İşaret edildiğini duyduğum da m em nun
bir şekilde “şaşırdım ”.
K arm asa ve u m u tsu z lu k la rla ö ylesin e dolu olan bu tarih i anda
UNESCO tarafından “M evlânâ ve Hoşgörü Y ılı” ilan edilen 2007 sene
sinde, bu kitabın her renkten fanatizm e karşı bir destek olm asın ı
dilerim.
Antonio Romero
Ocak 2007
Y-ızar H a k k ın d .!
Y a z a r H a k k în d a
GİZEM Lİ B î r K İŞİLİK ; Bî e l e n a P e t r o v n a B l a v a t s k y
19. y y ’ın çeşitli m addeci akım ların ın gözden düşm esiyle, b ü yü k bir
ço ğ ıın lu ğ ım an tik E zoterizm ve M aji Ö ğretilerine yoğu n b ir ilg i
gösterdiği zam anım ızda, geçtiğim iz yüzyılın gerçek bir gizem i olan-
Helena Petrovna Blavatsky hakkında bir yazı yazm ayı uygun buldum.
SiRA D iş i BİR Y a ş a m
E b e v e y n le r in in k ü ç ü k s a r a y ın ın doğa m ü z e s in d e b u lu n a n
doldu rulm uş h ayvan ların ününde durup b u n ların yaşarken sahip
o ldukları ö z ellik ler ve gördüğü diğer şeyler h akkın d a uzun uzun
sohbetler yapıyordu. Özellikle de evlerini sıkça ziyaret eden bazı yaşlı
akrabalar ve dostların ölüm lerini kesin bilgilerle önceden bildirmesiyle
akrabalarının nefretini kazanm ıştı. Bunu bir çocuğun m asum iyetiyle
yapıyordu. Am a kehanetlerinin gerçekleştiği görülünce herkes ondan
korkm aya başlam ıştı.
bacakları iki yanda ata bin erek etrafındakileri şaşırtm ıştı. On dört
yaşında attan düşm üş, ama birkaç şahidin gözlerinin önünde eyerin
üzerine geri dönene kadar inanılm az bir şekilde havada asiiı kalm ıştı.
Yaşam ının bu dönem i ile ilgili çok az bilgiye sahibiz. Şim dinin ufoiog
ve kutsal adamları gibi o zaman çok moda olan spiriüstlerle görüşmüş;
A vrupa, A frika ve A m erik a’nın birçok ülkesini gezm iştir. A ilesi ve
Kont W itte onu büyük saldın ve alaylara kurban etmiştir. Gezginliği
ve gençlik ruhuyla, erkek kılığında, Garibaldi’nin askeri birliklerinde
Portekiz İm paratorluğu ve dili İspanyolca olan yeni ülkeler arasındaki
Riö de Pİata çatışm alarında savaş m uhabirliği yapm ıştır. Bir kadının
savaş m uhabiri olması o zam anlar alışılm adık bir şeydi. Bundan dolayı
d u ru m o rta y a ç ık t ığ ın d a h a p is y a tm a k zo ru n d a k a lm ış tır .
Çoğu zam an kolay öfkelenen, çok karizm atik ve otoriter bir kişiydi.
D ünyanın en uzak ve u ygarlık dışı köşelerinde en riskli m aceralara
S ü S iö z liğ in S e s i
Yaşam ının son dört yılında tüm hayatı boyunca kendisine eşlik etmiş
olan olağan n orm al ötesi gü çlerin i kontrol etm eyi ve bastırm ayı
b aşarm ıştı. Ç ok y o ğ u n b ir çalışm a d ö n em in e girm işti. T eozo fi
Topluluğu her açıdan dünya çapında bir güce dönüşürken o, adı geçen
hanım efendilerle birlikte Topluluktan m üm kün olduğu kadar uzak
durm ayı tercih ediyordu. Bu dönemine ait çok az bilgi bulunmaktadır.
Lansdow ne Y o lu ’n daki evin e B lavatsky Lodge adı verilm ektedir.
Ö ylesine efsanevi bir kişi oldu ki; içselleşm iş bir şekilde, çok yaşlı ve
hasta, ev arkadaşlanm n bile ona yardım etm esine izin verm ediğinden
birçok temel bakımdan yoksun, bir sandalye üstünde elinde bir kurşun
kalem le öldü. 1S 9 1 yılın ın 8 M ayısı’ydı. Ö lüm ünü belgeleyen doktor
sebep olarak grip olm asını ve Londra’n ın kötü havasını gösterm iştir.
Bedeni yakılm ış ve küllerinin hemen hepsi Thames Nehri’ne atılmıştır.
Y < ıza rH aid ;ın d .ı 19
Son fenom eni ise doktorlan n m bu sekiz m ayıs günü sabahında saat
sekizde herhangi bir tehlike olm adığını söylem iş olm alarıdır. G itm e
lerini beklem iş, yatağın dan kalkm ış, çalışm a m asasına oturm uş ve
önceki gün söylem iş olduğu gibi; ölm üştür. Bu o kadar yu m u şak b ir
ş e k ild e g e r ç e k le ş m iş t ir k i y a n ın d a k ile r u z u n sü re fa r k ın a
varm am ışlardır.
GİÎÎİŞ
G ayet iy i b ilin d iğ i gibi, H in d istan ’da p sişik g e lişim yön tem leri,
G u ru’dan G u ru’ya (öğretmen ya da hoca) farklılık gösterir; bunun tek
nedeni sayılan altı olan farklı felsefe okullarına ait olm alan değil, ama
aynı zam anda her G u ru’nun kendine ait, genellikle çok gizli tuttuğu
bir sistem in in olm asıdır. Fakat H im a la ya la r’ın ötesinde, Ezoterik
O kullar arasında sistem farkı yoktur. Guru, basit b ir Lam a değildir;
ö ğ re n c ile rin d e n b iraz dah a faz la b ilg ili b ir is i o ld u ğ u sürece...
beri toplanm ış fakat hiç düzene sokulm am ış olan çok sayıdaki kâğıt
ve not arasından ilgili olanlarına başvurdum. Bunları düzenlemek hiç
de kolay olmadı. Böylesine yüksek bİr etiği doğru bir şekilde anlamaya
hazır olm ayan ve duygusal nesnelere aşırı bağlı bencil bir dünyaya
m etnin tü m ü yle tercüm e edilerek sun u lm ası da m üm kün değildi;
çü n k ü b ir in san , ken di b ilg is in in a ra y ış ı ü zerin d e c id d iy e tle
du rm ad ıkça, bu tarz bir tavsiyeye asla g ö n ü llü bir şekilde ku lak
verm eyecektir.
“ Benim var olm adığım bir zam an hiç olm adı; ne sen, ne insanın bu
yöneticileri, ne de aram ızdan herhangi birinin m evcudiyeti de hiç son
bulm ayacak." (Bhagavatgita 11)
G trii;
01 Bu talimatlar,
aşağı IDDHrierin^ tehlikelerinden
habersiz olanlar içindir.
I Pali d ilin de bir sö zcü k olan Iddhi, San skritçed ek i Siddhi v eya p sişik yeten ekler, in san d ak i n orm al ü stü
g ü çler ile ayn ı a n lam a gelir, İki çeşit Sid d h i vard ır. Biri basit m en tal ve p sişik en erjileri içerir, d iğeri ise
T in se l g ü ç le rin en y ü k s e k şek ild e g e lişim in i g erek tirm ek ted ir. S h rim ad B h aga v at'ta K rişn a şö yle der:
“Y oga y a p m a k la m eşgu l olan, d u yu ların a b o yu n eğdiren ve a k lın ı bende (K rişn a) yo ğ u n laştıran Y o g i’ye
h izm et etm ek iç in b ü tü n Sid d h i'İer h azır b u lu n u rla r.”
H .r . ISlüvaliiky
2 “Sessiz Ses,” veya "Sessizliğin Sesi". K elim esi kelim esin e çevirecek olursak, bu deyim "T in sel Ses İçindeki
S es"tir, San skritçed ek i N ad a’m n eşitidir.
3 D hâranâ, dış E vren e v e y a d u yu ların d ü n y asın a ait olan her şeyd en tam bir tecritin eşlik ettiği, y o ğ u n
ve m ü k em m el kon san trasyo n d u r.
30 S e s s iz liğ in S esi
Çünkü:
Ve şöyle diyecektir:
T4 Şayet ruhun,
Hayatın Güneş Işığında yıkanırken gülümsüyorsa;
şayet ruhun,
kendi et ve madde kozası içinde şarkı söylüyorsa;
şayet ruhun,
hayal şatosunun içinde ağlıyorsa;
şayet ruhun,
kendisini HOCA’sma^^ bağlayan gümüş ipi
parçalamak için mücadele ediyorsa;
ey Aday bil ki Ruhun bu dünyaya aittir.
4 "Büyük Hoca” Çhdalar ve Lanulann "Üst Ben"i belirtmek için kuÜanmış olduğu ierimdİT. Budist Okültistlerin
Ava!ükites\vara ve Adi-Buddha’sı; Brahmanlar’m ATMA'sı “ Ben” (Üst Ben) ve e.ski Gnostilder’in CHRISTOS'u i!e
eşdeğerdedir.
yı SKSsiîliğin Sesi
15 Tomurcuklanan ruhuny
Dünya’nm gürültüsüne kulak kabarttığında,
Büyük Yanılsama’nın^ kükreyen sesine cevap verdiğinde,
acının kavurucu gözyaşlarını görm.ekten korktuğunda,
kederin çığlıkları ile sağırlaştığında,
utangaç bir kaplumbağa gibi BENLİK kabuğuna çekilir.
Ey Aday, bil ki Ruhun o Suskun“Tanrı”sının
değersiz bir mihrabıdır.
16 Ruhun güçlendiğinde,
güvenli sığınağından dışarı süzülür
ve koruyucu türbesinden ayrılır;
gümüş ipini uzatır ve yükseğe doğru atılır;
kendi suretini Boşluğun dalgalan üzerinde gördüğünde
“Bu benim” diye fısıldar.
Ey Lanu itiraf et,
ruhun aldanmanın^^ ağlarına yakalanmıştır.
5 Ruh burada, yedili OküU Ayınırumızda Tinsd Uuhlan ve Hayvan Ruhundan ayırmak için “İnsan Ruhu” ülarak
adlandırılmış, İnsan Egosunu veya “Manas”ını belirtmek için kııüanılrnıştir.
6Maha Maya, “Büyük Yanılsama”, nesnel Evren.
jSakkâyaclillhi, kişilik “yanılsama’ sı.
H . r , B la v a L sk v
17 Ey Lanu,
bu Dünya, “Büyük Sapkınlık”^'’adı verilen aldanış tarafından
EGO’na karşı tuzakların kurulduğu,
Yol boyunca korkunç denemelerin olduğu,
Keder Odası’dır.
ıS EycabilLanu,
bu yeryüzü bakiki ışık vadisinden önceki
alacakaranlığa açılan kasvetli bir giriştir,
-o ışık ki rüzgâr söndüremez, o ışık ki fitilsiz ve yakıtsız yanar.-
s A ttavâda, ruha veya daha doğrusu R u h'u n v eya Ben’in Evren sel Bir’den, sonsuz BEN 'den ayrı o ld u ğu n a
inan m a sap k ın lığıd ır.
iîTâtLvajnâni, in san d ak i ve doğadaki ilk eleri tan ıyan ve ayırt edendir; ve A tm âjn ân i A T M A 'yı v ey a
Evren se! O lan ’p T E K B E N 'i tan ıyand ır.
w Ebediyet, D oğu lu lar için bizdekinden ay^n bir anlam taşım aktadır. Bir M aha ICalpa'mn süresi gen ellik le
.100 B rahm a sen esi v ey a a s ın d ır y a da 3 1 1 .040,000,000,000 y ıllık bir dönem dir.
j j Kala H am sa; “ K u ş” veya " K u ğ u ” (Veda No. 1 1 ) . K u m b ak o n am ,T eo z o fi K u ru m u tarafın d an tercüm e
ed ilm iş N ada-Bindu U pan ish ad'd a der ki; “.*\ harfi H am sa ku şu n u n sağ kanadı, U sol kanadı, M k u y ru ğ u
ve A rdha-m atra (yarım m etre) kafası o larak sa y ılm ıştır.”
S e s s i/liğ in S esi
1 2 A y n ı Nada-Bindu kitabı d e rk i: “ H am sa'ya binen {böylece A u m üzerinde düşü n m eye dalan [m editasyon
yap an i) bir Y ogi, ne K a rm ik etk ilerd en ne de m ily o n la rc a g ü n ah tan etk ilen ir,"
j y T in içerisin d e y aşam ak istiyorsan , fiziksel k işiliğ in in h a ya tın a son ver.
M, I’. B i a v m s k Y
2 2 Ey yorgun hacı,
Üç Oda seni çabalarının sonucuna götürür.
Ey Mara’nın fatihi.
Üç Oda seni üç haldendördüncüsüneP^^
ve bu dördüncüsünden de yedi dünyaya“ ’,
Ebedi İstirahat dünyalarına geçirecektir.
20 K en d isin e v erilm iş b ilgi sayesin d e L a n u ’yu, tinsel veya ikin ci doğuşa götüren în isiye; Baba, G uru veya
H oca o larak ad lan d ın Im ıştır,
H . P. B la v a G k y
33 Ey Lanu,
yaratılmamış olan, senin içindedir!
Tıpkı o Odanın da senin içinde olduğu gibi...
Şayet ona ulaşmak ve ikisini harmanlamak istersen,
yanılsamanın karanlık giysisini üzerinden çıkarıp atmalısın.
Bedenin sesini boğ, duyuların imgelerinin onun ışığı
ve seninki arasına girmesine izin verme ki
onunla harmanlanabilesin.
Ve kendi Agnyana’nı-' tanıdıktan sonra
Öğrenme Odası’ndan kaç.
Bu Oda, hain güzelliğiyle tehlikelidir;
sadece senin denenmen için gereklidir.
Ey Lanu, farkında ol, yanıltıcı bir parlaklıkla gözleri kamaşan
Ruhun burada oyalanmasın ve bu aldatıcı ışığa yakalanmasın,
37 EyLanu,
eğer Bilgelik Odası’ndan geçerek
Saadet Vadisi'ne erişmek istiyorsan,
seni diğerlerinden ayıran büyük ve korkunç ayrılık
sapkınlığına karşı duyularını kapa!
23 K albin iç odası. San skritçed c Bralııva p co rio larak ad lan d ın lm ıştır. "A teşli gü ç” K u n d a lİn i’dir.
2.f "G ü ç " ve “D ü n y an ın A n a sı”, K u n d a lin i’ye v e rilm iş isim lerd ir; K u n d alin i Yogi güçlerin d en birisid ir.
Bu p a s if b ir ilk e yerin e a k tif b ir ilk e o larak say d m ış olan B u d d h i’d ir (genel ola rak Yü ce T in A T M A ’n m
taşıtı v e y a m ü cev h er k u tu su sayıld ığ ın d a). Bu elek tro -tin sel bir güç, ortaya çık tığın d a hem Icolayhkla
y aratab ilen , hem de ayn ı şekild e ö ld ü re b ile n yaratıc ı güçtür.
25 K eşara v eya "y o lc u ” v eya “G ök y o lc u s u ”; 6. A d h y a y a ’da, m istik eserlerin kralı D n yan esh vari'd e
açıklandığı gibi, Y ogi’nin gövdesi rüzgârlardan m eydana getirilm iştir. “V ü cu d un u n uzantıları ise buluttan
çıkm ış gibi olur"; bü tü n bu n lard an sonra, “ O (Yogi) d en izlerin ve yıld ızların ötesin de olan şeyleri algılar;
D evaların d ilin i d u yar ve on ların ve bir k arın ca n ın ak lın d an ne g eçliğ in i an lar.”
S e s s iz liğ in S esi
2 7 A ltı ilk e, yan i ö lü m lü alt k ısım yok ed ild iğind e ve iç ö lü m sü z k ısım Y ed in cisiyle, yan i T in ile k an şıp
k ayb oldu ğu n d a...
2 8 Lanu, B rah m a ve A T M A N ile b ir olur.
H . [’. B l a v n L s k v
29 K am ik ilk e tarafınd an m eyd ana g etirilm iş olan astral seldi, K am a Rupa veya arzu ların bedeni,
30 M an asa Rupa. B irin cisi astral B en ’i v eya k işiliğ in B en i’ni; ü d n cisi ise b irey selliği, yan i b ilin c i b iz im
d ü zeyim izde, A lt M an as’ta tesirsiz hale g etirilm esi gerek en en karne olan E go 'yu ifade eder.
3 1 K u n d a lin i’ye, “Y ıla n k a v i” veya içinde gü cü geliştiren m ü nzevi kim senin ilerlem esinden d olayı dairesel
gü ç adı v erilm iştir. Foh atik gü ç v eya o k ü lt elek trik ateş gücü; o rg a n ik ve in o rgan ik m ad d en in tem elin i
teşkil eden, d eğ işm em iş eski b ü y ü k k u vvet.
Sessizliğin Sesi
32 Bu “Y o l”dan b ü tü n M istik Eserlerde sÖz edilm iştir. D n y an esh v ari’de K rişn a'n m söyled iği gibi; “Bu Y ol
görün d üğü nd e... kişi, ister d o ğ u n u n çiçek lerin e, ister b atın ın o d aların a doğru ilerlesin, ey okçu, bu yo ld a
hareketsiz bir şekilde y o lc u lu k edilir. Bu yolda nereye gidersen git, o yer senin kendi benin o lu r”, İn isiye
g u ru ya ve in isiya sy o n d an son ra in isiye gu ru tarafından la n ııy a “ Yo] sen sin " denir. Başka bir H oca da "Ben
h em y o lu m hem P atik a yım " der.
H . P, B l a v a u k y
63 Arzuyu Öldür;
ama yeniden dirilmemesine özen göster.
3 4 T a n h a - "ycışama isteği", ölü m k o rk u su ve h ayat aşkı, yen id en d oğu şlara sebep olan en erji veya güç.
S e s s iz liğ in Sesi
70 Ey Aday,
kutsal yolculuğunda ilk adımı atmadan önce arzularım öldür,
kötü huylarını aciz kıl.
72 Düşüncelerini sustur
ve bütün dikkatini şimdiye kadar görmediğin,
fakat hissettiğin Hocanda yoğunlaştır.
74 Ey Aday,
önündeki yol uzun ve zahmetlidir.
Ardında bıraktığın geçmişe ait tek bir düşünce bile seni aşağı
sürükleyecek ve tırmanışa yeniden başlamak zorunda
bırakacaktır.
82 Duymadıkça göremezsin.
83 Görmedikçe duyamazsın.
Duymak ve görmek; işte ikinci aşama.
3 5 M ed itasyon d ön em in in başların da m ü n zevi k im se tarafınd an d u yu lan bu m istik sesler veya m elo di,
Y o giler tarafınd an A nâhad-shabd olarak ad lan d ın lır.
S e s; :iz iiii İ! i Se:;i
85 Ve beşincisinde,
ey düşüncelerin katledicisi, bütün bunların tümü, •
yeniden canlanma imkânı olmaksızın yine öldürülmelidir.-^®
3ÖEU, okül t sistem de D hâranâ denen, gelişm en in altıncı safh asın da, k işisel bir yeti özelliği taşıyan b ütü n
d u y u la r ayn ı şekilde, en çok tinsel olan Y ed in ci d u yu ile k arışacak ve birleşecek şekilde “ö id ü rü lm elid ir"
(veya tesirsiz hale g etirilm elid ir) an lam ın a gelir.
88 Ey mutlu Idşi, yedinciye geçtiğinde,
kutsal üçlüyü-^" algılamayacaksın;
çünkü sen bu üçlünün kendisi olacaksın.
Sen ve zihnin bir soydan ikizler gibi olacaksınız;
ve hedefin olan yıldız başının üzerinde parıldıyor olacak.^’^
Tarifsiz bir şan ve saadet içinde oturan üçlü,
artık isimlerini Maya’nın dünyasında kaybetmişlerdir.
Alevin Upadhi’siı? olan ateş, tek bir yıldız oldular;
yanan ama tükenmeyen ateş oldular.
89 Ve ey başardı Yogi,
insanlar buna Samâdhi’nin^° doğru habercisi Dlıyâna--“ derler.
3 7 Raja Y o g a ’daki her gelişm e safh ası geo m etrik bir şekil ile sem bolize ed ilm iştir. Bu k u tsal Ü çgen d ir ve
D hâranâ’dan önce gelir, ¿ “ y ü k sek C h elalar"m işaretidir, a y n c a diğer bir çeşit üçgen de “y ü k sek in isiye ler"
İn ü çgen id ir. Bu B u dd h a’m n bah settiği “i ” sem b o lü d ü r ve b u sem bol, Buddha tarafınd an , P rajn a’ m n üç
m etod und an k u rtu ld u ğ u andaki T ath â g aia'n m b e d e n len m iş şekli olarak k u lla n ılm ıştır. İlk ve aşağı
safh alar b ir kez geçildi m i, Lanu artık A ’i görm ez, fakat b ü tü n Y ed ilin in k ıs a ltılm ışın ı görür. Şü p h e siz
bazı şarla tan la r tarafın d an hem en k op ya ed ileceğin d en ve h ile k â r am açlarla bun un k u tsallığ ım y o k
ed eceklerin d en , burada bu n u n gerçek şekli v erilm em iştir,
3 8 Başın ü zerin d e y an an y ıld ız "in isiy a sy o n yıld ızC dır. S a iv a la r'm , b ü tü n Y o g ilerin b ü y ü k efend isi
Ş iv a ’m n tarikatın a kend in i ad am ış o lan la rın kast işareti y u v a rla k siyah bir n oktadır, şim d i belk i G ü n eş
sem bolü o larak b ilin ir am a eski zam an lard a, O kü ltizm 'd e in isiya sy o n y ıld ızı o larak b ilin ird i.
5i.! S f s s i z l i ğ i n S e iî i
4 j "T o p la n tı” kap ısın d a, M araların K ralı M ah a M ara, kend i “M ü c e v h e ri"n iıı ışığıyla ad ayı kör etm eye
çalışm ak için bekler,
44 Bu, in sa n o ğ u lİa n n ı ebedi k eder ve sev in ç d u ru m ları için e girm e ye y ö n len d iren ve sü rü k le y e n
beş yen id en doğuş y o lu n u n d örd ü n cü sü d ü r. Bu y o lla r K arm a tarafınd an izlen en Y o l’un, Bir'in,
alt b ö lü m lerin d en başka b ir şey değildir.
S L Yi Kİ r ii ii in S e s i
99 İşte! Işık oldun, Ses oldun, sen kendi Hocan ve kendi Tannnsın.
Sen KENDİNsin, kendi arayışının amacısın.
Kesintisiz SES’sin.
Ebediyette yeniden yankılanan, günahtan ve değişimden
bağımsız, yedi ses bir ses içinde...
Om Tat Sat
İki Patika
i
1
Adayların sesi;
i B u d d h a’nm ö ğ retisin in ezoterik vc egzoterik iki o k u iu , sıra sıy la "K a lp ” ve “G öz” Ö ğretisi olarak
ad la n d ın lır, Ç in 'd e B od hid harm a bu n ları (isim ler r i b e t ’e bu radan g elm iştir) l'su n g -m en (ezoterik)
ve K lau-m en (egzoterik) o larak ad lan d ırm ıştır. B irin cisin in bu adı alm asın ın nedeni, G au tam a
B u d d h a’ n ın k alb in d en tü rem iş olan öğreti olm asıdır, "G öz Ö ğretisi" ise on un b e yn in in veya başın ın
eseridir. “ K alp Ö ğretisi", “ gerçeğin m ü h rü ” v e y a “gerçek m ü h ü r" o larak da ad la n d ın lır. Bu h em en
h em en tüm ezo terik ç alışm aların başın d a y er alan b ir sim gedir,
M. F. ÎJInvalsky
2 “ Bilgi A ğ ac ı" B od h id h arm a’nın (B ilg elik D ini) tak ip çileri tarafınd an , m istik b ilg in in y ü k se k liğ in e
ulaşan lara, hocalara verilen b ir un van dır. M ad yam ik a O ku lu ’n un k u m cu su .Nagarjuna’ya “ Ejderha A ğacı”
adı verilir; Ejderha B ilg elik ve B ilgi’nin sem b olü d ü r. A ğaca b ü y ü k saygı gösterilir; çü n kü B u d d h a’ nın
doğum u ve ayd ın lan m ası Bodhi (Bilgelik) A ğ acı’nm altın d a gerçekleşm iştir, ilk vaazın ı bu ağacın altın d a
verm iş ve bu ağacın altın d a ölm ü ştü r,
3 “G izli K a lp " ezoterik öğretidir.
66 iki [’atikfl
109 Ey Hoca!
Bilgeliğe ulaşmak için ne yapmalıyım?
1 1 1 Patikaları ara.
Fakat yolculuğuna başlamadan önce ey Lanu, temiz kalpli ok
İlk adımım atmadan önce gerçeği yalandan,
fani olanı ebedi olandan ayırmayı öğren.
Hepsinden önemlisi; Ruh Bilgeliğini Akıl öğreniminden,
Kalp Öğretisi’ni, Göz Ögretisi’nden ayırt etmeyi öğren.
4 “E lm as R u h " “V a jrasattv a", yü ce B u dd h a’nın b ir u n va n ıd ır, “Sırla rın E fen d isi"n e V ajrad h ara ve
A di-B uddha adı verilir.
5 SA T, son suz olan , M u tlak H akikat ve D ogru ’dur. Geri k ala n h e r şey yanslsam adır,
6 S h in -S iye n ’in ö ğ retisin e göre in san aklı b ü tü n tozlan çek en v e y an sıtan bir ayn a g ib id ir ve tıpkı bir
ayn a gibi, her gün bakılm ası v e tozunun alınm ası gerekir. Sh im Siyen Bodhidharm a'm n ezoterik öğretilerini
öğreten altın c ı K u z e y Ç in Patriği'dir.
H. P. Biavatflkv 69
118 Ey Lanu,
kendini beğenmişlik,
kibirli bir aptalın tırmandığı yüksek bir kule gibidir.
Kibir dolu bir yalnızlık içinde
ve kendi kendisi dışında
hiçkimse tarafından fark edilmeksizin orada oturur.
7 R eenkarn e olan Ego, K u zeyli B udistler tarafınd an “ gerçek in sa n " o larak ad lan d ırılır. Bu insan, k en d i
Üst B en ’i ile b irleşm iş, b ir Buddha o lm u ştu r.
8 Buddha, “A yd ın lan m ış" dem ektir.
ik i Patika
1 1 B ü y ü k A rh at R ath apâla, R ath ap âlâ Su trasan n e efsanesin de b abasın a b ö yle seslen ir; fakat tüm bu
d estan lar alego rik old u ğu n d an {Örneğin R ath ap âla’n ın b a b a sın ın yedi k ap d ı bir evi vard ır) b u n ları h arfi
h arfin e k ab u l eden lere y ö n e lik b ir k ın am ad ır.
72 iki Patika
O zaman ey Lanu:
h a y a tı terk etm iş ve h a k ik a ti in san lığa açık ça öğretir gösterm ede b iricşiyo rlar.
H. p, D ln v aizk v
1 7 Ezoterik öğretilere göre, h e r tinsel EGO "G ezeg en sel T in ” in bir ışın ıdır.
IS “G ö lg eler” d iye ad lan d m lan “ K işilik le r” v eya "Fiziksel Bedenler," y av aş y avaş k ayb o lan lard ır.
19 Z ih in (M anas), in san d ak i düşünen İlke veya E G O ,“ Bilgi'*nin kendisi olarak geçer; çü n kü insan Ego ları
M an asa-p n tra’lar, (evren se!) Z ih in 'in o ğ u lla rı olarak ad lan d ırılır.
iki Piîtikn
14 1 Bu giysiler şunlardır:
Nimıanakâya, Sambhogakâya ve yüce elbise Dharmakâya.®m
146 EyLanu,
bu bil ki BEN’i daha zayıf Ben’ler için feda etmiş
Mükemmel Buddhalar tarafından seçilmiş Gizli Patika’dır.
26 N y im a , T ibet astro lo jisin d e G ü n eş’tir, M ig m a r v e y a M ars bir"G Ö z" ile, Lb agp a v eya M erk ü r ise bir
“El" ile sem bolize edilir.
86 İk i P a tik a
2 7 Bazı istisn ai d u ru m la r haricin d e, S ro tâp atti'n in v e y a N irv an a'm n "a k ın tısın a g irm iş o la n ın ” tek
d oğu m da N irvan a'ya u laştığ ı nadirdir. G en ellik le b ir Chela, b ilgelik çabasına b ir hayatta başlar ve an cak
so n ra k i yed in c i yaşam ın d a ona u laşab ilir.
.r. B invataky 87
29 T irth ik a la r k u tsal top rak T ib et’teki Budistlerce “k a firle r’’ o larak da ad lan dırılan , H im a la ya lar’m
"ö tesin d ek i" B rah m an ik Y obazlardır,
3 0 S ın ırsız G örü ş v e y a psişik, insan ü stü görüş. Bir A rb an 'a her şeyi hem uzaktan hem yakın d an b ilm esi
v e “ gö rm esi" im k ân ı v erilir.
3 1 Bkz. 2 2. dipnot. S h an gn a bitkisi.
H, P. Blavai:;kv »9
35 “A ç ık ” ve "G izli P atika" b irin cisi din d ışı olan lara ö ğ retilir, egzoterik ve gen el o larak k ab u l ed ilen d ir,
d iğerin in d o ğasıysa in isiya sy o n d a açık lan ır.
ik i P a lik n
ill
3 6 Ezoterik g erçek le ri b ilm eyen ve B ilgelikten yo k su n in sa n lar "ya şa ya n Ö lü" d iye ad lan dırılır.
3 7 Bkz. B ölü m UI, 34. d ipnot.
H. DUvataky
Der ki:
194 Bak!
Daha ileride mutluluk hedefi ve uzun Elem Patikası uzanıyor.
Ey Kederin Adayı, gelecek devirler boyunca
ikisinden birini seçebilirsin.
Om Vajrapani Hum.
jö ’ P ratyeka-B u d dh alar ç ab alayan ve b ir dizi h ayattan son ra s ık lık la D h arm ak ây a m ertebesin e u laşan
B od dh isattvalard ır. İn san lığ ın a c ılarıyla ilg ilen m ey erek ve on lara yard ım etm eyerek sadece k end i
saad etleri için N irv a n a ’ya girer ve in sa n ların görüş alan la rın d an ve k alp lerin d en k ayb o lu rlar. K u zey
B udizm i'nd e b ir "Pratyeka-B uddha", tin selB e n c illik ile eşdeğerdir.
Yedi Kapı
İl
Yİ
f Upadyn b ir tinsel öğretm en, bir G u ru'dur. îCuzey Budistîeri, b u n lan gen eiîiid e "N aljo rİar” yan i erm işler;
gotrab h u -gn yân a ve gn yâna-d assan a-su dd h i kon u su n d a b ilg ili olan Gizdi B ilgelik h o caları arasın dan
seçerler.
2 Yâna; araç: M a h a y â n a “ B ü yü k A raç", H inayâna “ K ü çü k A ra c ’Yır ki b u n lar K u zey B ııd izm i’nde d in i ve
felsefi eğitim v eren iki o k u lu n ad lan dır.
3 S ravak a; “ S ru ” k ö k ü n d en gelir, d in ley ici, yan i d insel Öğretilere k a tıla n öğren ci an lam ın d ad ır. M ü n zevi
teoriden pratiğe geçtiğin d e Sram an as'a yani “ u y g u la y ıc ıy a ” dön üşür, Sram an as sözcüğü, “ey le m "
an lam ın d ak i Sram a'd an gelir. H ard y'n in dediği gibi, bu ik i ses Y u n an ca'd ak i A sk etai ve A kou sticoî
k elim ele ri ile ilişk ilid ir.
, V.B l a v a i s k y
4 Suimtan (Tibetçe) Sanskritçe D hyân a gibid ir, yan i dört s e v iy d i m editasyon h ali.
5 P aram itala raltı aşkın erdem dir; rah ip ler için on tanedir.
şB Ytfdi K a p ı
6S ro lâp âtti sözcü ğü , N in 'a n a o k ya n u su n a götüren “a k ın tıy a girm iş o la n ” an lam ın a gelir. Bu ad, b irin ci
P atik a yı gösterir. İk in c in in adı Sakrid ag am in P atikasıdır; “sadece bir kez daha doğacak olan " an lam ın a
gelir. U çüncüsü A nagâm in; insanlığa yardım etm eyi istem edikçe “bir daha d oğm ayacak olan "dm D ördüncü
Patika Rahat v e y a A rh at ad ıyla bilinir. Bu, en yü ksek olandır. Bir A rh at, hayatı b o yu n ca N ir\'ana’yı görür.
O nun için bu ölü m son rası bir d u ru m değil, N irvan ik k u tsan m an ın tüm tecrübelerin i yaşadığı Sam âdh i
d u ru m u d u r. S ö z c ü k le r ve tam k a rşılık la rı için O ryan talistlere ne k ad ar az gü v en ilm esi gerek tiği, bu üç
“ sözde” otoriteye b a k ıld ığın d a daha açık görülür. Az önce aç ık la d ığ ım ız dört ism i R. Spence H ardy, şöyle
açık lam aktad ır: ı . Sow ân , 2. Sakrâd âgam î, j . A nâgâm i ve 4. A rya. R e v .}, Edkins ise b u n la n ı. Srotâpanna,
2. Sagard agam , 3. A n â g ân im ve 4. A rh an , o larak sayar. Sch lag in tw eit de başka sö zcü k ler sunar ve d ah ası
h e r biri terim lere y en i b ir an lam yü kler.
1-İ. P. BiavaU ikv
215 Ey Lanu!
Hocanla yüz yüze,
EFENDİN ile ışık ışığa karşılaşmaya hazırlanmadan önce
sana ne söylendi?
2 20 Hocalar çoktur;
HOCA-RUH*^, Alaya, Evrensel Ruh ise bir tanedir.
Tıpkı O’nun ışığının senin içinde var olduğu gibi,
o HOCA’nın içinde yaşa.
Yoldaşların O'nun içinde yaşarken
sen de onların içinde yaşa.
8 “ H O C A 'R U H " A la ya , E vren sel R uh veya A tm a n ’dır; her in san on u n bir ışın ın a sah ip tir ve o n u n la
özdeşleşebilir, birleşebilir.
9 A n ta sk aran a, A lt M a n a s’tır, Ü st M an as v e y a insan R uhu ile k iş ilik arasında b irleştiren veya iletişim i
sağlayan Patika'dır. Ö lüm zam anın d a b ir Patika v ey a iletişim ya da ortam olarak y o k ed ilir ve k a h n tıla n
K am a ru p a (kabu k) o larak h a y a tın ı sü rd ü rü r.
i 04 Y edi K ap ı
222 Hazır o l
Mutlak yasa Dharma,
ilk adımında sana şu soruyu soracaktır;
10 K uzey B u distlcri ve tüm Ç iu liie r, k u ts a l b ü y ü k ıım a k la n n d erin k ü k rey işin d e D oğa’n ın anah tar
n otasın ı bu lu r. Burada da benzer b ir o lay vardır. Fizikte de, O k ü ltiz m ’de de çok iy i b ilin en b ir gerçek tir
ki D oğa'nm seslerin in birliği tam am en algılanabilecek bir dereceye sahip tek b ir tondur (Büyük ırm aklan n
k ü k re y işi de, b ü y ü k orm an lard a ağaç tepelerinden y ü k selen h ışırtıla rd a , uzaktan d u yu lan bir şehrin
sesi de böyledir). Bu, fizik ç ilerv em ü zisye n lerc e gösterilm iştir. Prof. R ice,“ Çin M üziği" kitabında, Ç in lilerin
bu d u ru m u b in le rce y ıl ön ce fark ettiğ in i söylem ek te, "ak an H u an -K u ’n u n su la rın ın Ç in m üziğind e
'B ü y ü k T on ' olarak ad lan d ırıla n k u n g ” old u ğ u n u İleri sü rm ek ted ir. Bu n otanın, “ m odern fizik çiler
tarafın d an D oğa'n m gerçek ton u " k ab u l edilen Fa'ya k arşılık g eld iğ in i gösterm ekted ir. “ Fiziğin İlk eleri”
adlı eserinde Prof. B. Sch ild en n an da bu konu d an bahseder ve "B u notanın, p iyan o n u n orta Fa'sı olduğuna
in a n ılır ve o n u n için D o ğ a n ın an ah tar n otası o larak d ü şü n ü leb ilir" der.
H. r. B la v a is k y
î î B h o n lar veya D u gpalar, “ K ızıl B a şlık lıla r” tarikatı, b ü y ü c ü lü k te en b ilg ili o lan la r olarak k abul ed ilir.
Batı ve K ü çü k T ib et’te ve B u tan ’da b u lu n u rlar. H epsi T an trik alard ır. Sch lag in tw eit gibi T ibet s ın ır la n n ı
ziyaret edip b u n ların tören lerin i ve iğrenç p ratik lerin i, D oğu L a m a ia rı’nın, “ Sarı B aşh k lıla r”m ve o n la rın
N aljo rların ın v eya ku tsal k işilerin k u tsal inanç ve törenleri ile k arıştıran D oğu u zm an lan ile k arşılaşm ak
çok gü lü n çtü r.
Yfdi Kapı
234 Ey Lanu, korku iradeyi öldürür ve her türlü eyleme son verir.
Eğer hacı Shila erdeminden yoksunsa,
taşlı patikada yürürken Karmik çakıllar ayaklarını parçalar.
H, E’. BlavaUikv
12 Sanskritçede Vajra denen Dorje, hazı ta n n ia n n (Tibet dilinde D ragshed veya in san lan koruyan D evalar)
elin d e b u lu n an b ir silah v eya araçtır ve k im y ad a ozon un sah ip old u ğu h a vayı arın d ırıcı güce benzer,
k ö tü lü k le ri u zaklaştırıcı b ir o k ü lt güce sah ip tir. A yn ı zam and a b ir M udra, m ed itasyon d a k u lla n ıla n b ir
h a rek e t ve otu ru ş p ozisyo n u d u r. K ısacası, gerek otu ru ş biçim i, gerek m u sk a olarak, görü n m ez k ötü
gü çler ü zerin de b ir güç sem bolü dü r. A m a bu sem bol, B h o n lar veya D u gp alar tarafınd an kara b ü yü
yap m a k için k ötü ye ku llan ılm aktad ır. G elu gp alar, “San B aşlıklılar" arasında bu sem bol, H ıristiyan lard ak i
Haç gibi b ir gü ç sim gesid ir, am a k esin lik le batıl in an ca daha y ak ın falan değildir, D u gp alar için se ters
çift ü çgen gibi b ir kara b ü y ü işaretidir.
ry V irâga n esne! evren, acı ve zevk k arşısın d ak i m u tlak k a y ıts ız lık d u ygu su d u r. A n lam ca y ak ın oksa da
“T ik sin ti" onu aç ık la m a k için yeterli d eğildir.
Yedi Kapı
1 5 Tathâgata sözcü ğ ü n ü n esas anlam ı, “ataların ın v eya kend in den ön cek ilerin izlerini takip eden k im se"
o la ra k a çık la n a b ilir.
IlR B lav n lA v
249 İnsanın içinde Alaya'mn saf parlak özü hariç her şey geçicidir.
İnsan onun kristal ışınıdır,
onun içinden çıkan saf ve lekesiz bir ışın deme tidir, ’
aşağı seviyedeki balçıktan maddenin bir biçimidir.
Bu ışın, senin hayat rehberin ve gerçek Ben’indir.
İzleyen ve sessizce Düşünen’dir, Alt Ben’inin kurbanıdır.
Ruhun sadece hata yapan bedenin yüzünden acı çeker;
her ikisi üzerinde de kontrol sağla ve hâkim ol,
böylece “Denge Kapısı”na gelinceye kadar güvende olacaksın.
/6 S a m v riti, her şeyin ald atıcı n ite liğ in i v e y a bo şlu ğu n u gösteren iki h a k ik atten biridir. Bu d urum d a
göreli h ak ik attir. M ah ayân a O kulu, her n esn en in d ah a ön cek i b ir nedene bağlı o larak v eya bir neden
son uç ilişk isiy le v ar o ld u ğ u d ü şü n cesin i reddeder, Y o g ach aryalar İse b u n u k abul eder. M ad h yâm ik alar'a
göre her şey p arikalp i tadır. P arikalpita, düşün ce d ü nyası ve öznel d ü n yad a old uğu k adar nesnel d ünyad a
da her şeyin b ir yan ılsam ad an , bir hatadan ibaret olm ası an lam ın a gelir. M ad hyâm ikalar, büyük n ih ilistler
ve in k âra y ö n ele n lerd ir. Y o g a c h a ry alar ise b ü y ü k spiritü alistİerd ir. Bu an lam d a Sa m v riti, an cak göreli
o larak tü m y a n ılsa m a n ın k ö k en id ir.
H . P. S i l a v f ı î s k v
//L h a m a rin , insana karşı olup onun d ü şm an lan olan elem entaller ve kötü ruhlardır.
: îS Yedi K:\pi
j-ff D h yan M ârga, k elim e an lam ıy la “ D hyân a'n ın ra lik a s C veya s a f bilg in in , P aram ârtha'n m ya da
(San skritçed e) S v asam v ed an a'n ın Patİkası'dır.
ıg Blw.. B ö lü m 11,4 . d ip n o l. "E lm a s R u h" v ey a V ajrad hara, D hyân i-B u d dh alara h ük m ed er.
H. P. BSnvatskv
272 Korkusuz bir savaşçı, açık yaralanırdan tüm değerli kam aktığı
halde düşmana saldıracak, onu kalesinden atacak
ve kendisi son nefesini vermeden önce onu yenecektir.
Siz yenik ve güçsüz düşenler, onun gibi yapın;
yenik düşseniz bile Ruhunuzun kalesinden bütün
düşmanlarınızı (hırs, öflce, nefret, hatta arzunun gölgesi)
kovmaktan vazgeçmeyin.
20 Bu, D oğu 'da (B atı’da da o ld u ğ u gibi) her yeni B u dd h a’nm v e y a A ziz’in, in sa n lığın ö z g ü rleştirilm esi
ve k u rtu lu şu için çalışan ların ordusu nda yen i bir asker old u ğu n a d air çok bilinen b ir im adır, H ak edilm iş
N in u n a veya D h arm ak âya giysisin d en (her ikisi de o n la n sonsuza k adar in sa n lan n d ünyasın dan koparır)
in sa n lığ ı P aran iıv'an a’ya yö n len d irm ek ve o n la ra görü n m eden y ard ım etm ek için feragat eden
B o d h isa ttv a 'la ro la n N irm an ak ay ala rm öğretisin in b u lu n d u ğu K u zey B udist ü lkelerin d e her yeni
B o d h isattva v eya b ü y ü k k ab u l ed ilm iş in isiy e Lanu “ in sa n lığ ın k u rta rıc ısı” olarak ad lan d ırılır. “T ibet'te
B u dizm ” adlı eserind e Sch lag in tvveit'in Prulpai K u veya "N irm a n a k â y a "n ın , in sa n lığ ı eğitm ek için
B u d d h a la n n v e y a B o d h isattvalarm belird iği heden old u ğ u n a d air ifad esi tu h a f b ir şekilde b elirsizd ir ve
h içb ir şey açık lam az.
2 1 İlk d en em ele r sırasın d a y o k ed ilm iş insan g ü n ah ları ve tu tk u ların a b ir atıftır ve aşkın erd em lerin
to h u m ların ın veya "k u tsal to h u m la f’m filizlenebileceği iyi g ü brelen m iş toprak görevi görür. D oğum dan
ön ce v e y a v ar o lu şta n ön ce lü tu fla r, yeten ek ler ve erd em ler dah a ö n cek i b ir h ayattan alın m ış gibi
d eğ erlen d irilir. D eha k u şk u su z haşka b ir h ayattan taşın m ış b ir yeten ektir.
H . P. t î k ı v a u k v
22 T itik sh a, Raja Y o g a’nın beşinci halid ir; y ü c e k a y ıtsız lık aşam asıd ır. “H erkes için elem ler ve z e v k le r”
olan şeylere gerek iyo rsa zevk ve acı d u ym ak sız ın bo yu n eğm ek tir. K ısacası; fizik sel, zih in sel ve ah la k i
o larak acı ve zevke k arşı d u yarsız ve k ayıtsız o lm a d u ru m u d u r.
ızS Yüdi Kapı
2 3 So w an ee, So w an 'ı u y g u la y a n kişidir. Sow an , D h y an ’m ilk p atikasıd ır. ö irS ro tâ p a tti'd ir.
24 “ G ü n ” bu rada tüm bir M an van tara, yan i h esaplan am az süre an lam ın d ad ır.
H . I’. B b v a ; ; ; k v
2ÎΑ‘Kom yLicıı D uvar" veya “K orum a D uvarı." Yogiler, A zizler ve Erm işlerin, özellikle de N irm an ak âyalar’ın,
k u şa k lar b o yu sarfetlik leri çaba sayesin d e, in sa n lığ ın etrafın d a, in san lığ ı daha b ü y ü k k ö tü lü k lerd en
görü n m ez bir biçim de k o ru ya n bir k oru m a d u varı yarattığı söylen ir.
1.32 Yedi Kapı
303 “OM!
Nirvanik Patika’daki bütün Aıhatlarm tatlı hedeflerine
ulaşmadığına inanıyorum.”
304 “OM!
Bütün Buddhalann^® Nirvana-Dharma’ya girmediğine
inanıyorum.” (Thegpa Chenpoido, “Mahayâna Sutra”,
Merhamet Buddhalarmm Yakarışı)
3 3 Ku7.ey Budist cü m leb ilim c iierin d e bü tü n b ü y ü k A rh atlar, kabu) ed ilm iş L a n u lar ve A zizler. Buddha
o larak ad lan d ırılır.
Yedi Kapı
33 Bir Budhisatlva, hiyerarşide '‘Mükemmel Buddiıa'Yian daha aşağıdır. Egzoterik dilde bu iki terim çok karıştırılır.
Sezgisel ve yaygın görüş, kendini feda etmesi nedeniyle Bodhisaltva’yı îîuddha'dan daha yüksek bir mevkide görür.
34 Bir Arhat. derecesine ulaşmış olup (örneğin dördüncü veya yedinci Patika'yı tamamlamış olmak) Nirvanik duruma
geçmeyi reddeden veya “Dharmakâya giysisini bağışlayıp öle kıyıya geçenleri" (ki daha sonra Karma’mn izin verdiği
kadar insanlara yardım etmek güçlerinin ötesine geçecektir), aynı popüler ululama, Büdhisativaiar, "Merhamet
Buddhalan" olarak adlandırır.
H .P . B ia v a u ; k y ¡37
Dünyada görünmez olarak (yani Tinsel olarak) kalmayı ve însaniarı Doğru Yasa’yı iz.lemeye yönelterek insaniarm
kurtuluşuna katkıda bulunmayı tercih ederler. Onları Doğruluk Patikası'na yöneltirler. Tüm bu büyük karakterleri
.Azizler olarak onurlandırmak egzoterik Kuzey Budizmi’nin bir parçasıdır. Azizlere, Yunanlıların ve Katoiiklerin
Azizlerine ve Koruyucularına yaptıkları gibi dua ederler; Öte yandan ezoterik Öğretilerde böyle şeyler görülmez. İki
öğreti arasında büyük bir fark vardır. Bu konunun yabancısı olan egzoterik bir kişi Nİrmanakâya kelimesinin gerçek
anlamını bile bilmez. On'aniaÜstlerin karışıklığı ve yetersiz açıklamaları bundan dolayıdır. Örneğin Scblagintweit,
Nİrmanakâya bedeninin, Buddbaların dünyada enkarne olduklarında (yersel yüklerinin en az ulu olanı) yüklendikleri
fiziksel biçim anlamına geldiğine inanır (T ibet’te Budizm") ve konu hakkında tamamen yanlış bir yaklaşımda bulunmaya
devam eder. Bununla birlikte gerçek öğreti budun
Üç Büddhik beden veya biçim şöyle isimlendirilin
i ) Nİrmanakâya z)Sambhogakâya 3) Dharmakâya.
.Nİrmanakâya, kişinin fiziksel kısmını terk ettiğinde üstlenebileceği eterik biçimdir; astral bedeni içerisinde belirebilir
ki buna ek olarak, kabul edilmiş bir U nu'nun tüm bilgisine sahiptir, Bodhisattva onu, Patika'da ilerledikçe içinde
geliştirir. Varışa ulaşıp, muradını geri çevirdikten sonra Dünya'da kabul ediimiş bir Lanu olarak kalır; ve öldüğünde
Nirvnna’ya girmek yerine kendisine, insanlığı gözlemek ve onu korumak için ördüğü, inisiye olmamış insanlık tarafından
görülmez o parlak (şerefli) beden içerisinde kalır.
Sambhogakâya aymdır; fakat biri tüm dünyevi kaygılan tamamı ile gidermek olan “ üç mükemmelliyef’in ek parıltısını
taşır.
Dharmakâya bedeni tam bir Buddha’nm bedenidir. Örneğin aslında bir beden değil, ideal bir nefes’tin Bvrensei Büinçliliğe
başrolmüş BiHnçlilik veya her nitelikten yoksun Ruh. Bir Dharmakâya, bir kabul ediimiş Lanu veya bir Buddha bu
dünya ile ilişkili her düşünce veya olast ilişkiyi geride bıraktığında insanlığa yardım etmesine müsaade edilebilir.
Nirvana'ya bak kazanmış bir Kabul fidilmiş Lanu, “ Dharmakâya bedeninden feragat eder" ki mistik anlamda
Sambhogakâya’dan yalnızca büyük ve tam bilgiyi korur ve Nİrmanakâya bedeninde kalır. Ezoterik okul Arhatlanndan
bazıları iİe Gautama Buddha'nın, insanlık için büyük feragat ve fedakârlık konusunda ondan daha yüksek olan bilinen
hiçkimsenin olmadığı böyle bir Nİrmanakâya olduğunu öğretir.
Yedi Kap!
3 1 1 Dinle!..
Muzaffer kişinin yıkandığı o altın ışığın derin ve anlaşılmaz
girdabından gelen sese kulak ver.
TÜM DOĞA’nm sözsüz sesi,
bunu ilan etmek için bin ayrı tonda yükseliyor:
3 5 M yalba, d ü n y am ızd ır, d oğru o iara k C eh en n em adı v e rilir ve ezoterik o k u lla r tarafınd an tüm
C eh en n em lerin en b ü y ü ğ ü k ab u l edilir. Ezoterik öğreti başka ceh en n em v eya ceza yeri tanım az. A vitch i,
b ir haldir, b ir y er değil,
36 İn san lığın yen i ve ek bir K u rtan cism in doğduğu an lam ın a gelir. 0 , hayat devri bittikten sonra insanları,
beklen en N ir\'an a'ya götü recektir,
37 Bu, h e r sö ylem in , her d u an ın ve her K ıla v u z ’un son unda b u lu n an fo rm ü lü n b ir v ary asyo n u d u r.
'T ü m v a r lık la r için h u z u r" v e y a "Y aşayan h erşey ü zerin e lü tu f o lsu n ” gibi...
Î42 SeHsizligiıı Sesi
A hankara (Sk.) Ben kavram ı, kendinin farkında olm a ve y a kendi kim liğim iz: Ben,
insandaki bencil ve m ayavik ilkedir; cehaletim ize bağh olarak bizi evrensel
benden ayıran kişisel bendin Egoizm.
A ksh ara (Sk.) Ü stün tanrısal varlık, K elim e anlam ı, “ yo k edilem ez o lan ”dır.
A laya (Sk.) Evrensel Ruh. (Herşeyİn tem eli ve kökeni olan ruh) M ahayâna O kulu'nun
Tibet Sistem inde ku llan ılan bir terim dir.
A m itabha (Çin.) San skritçe A m rita Buddha’m n veya B uddha’nın b ir adı olan ‘Ö lüm süz
A yd ın lan m ış’m Çince ve anlam ı bozulm uş hali. Am İta, A bida, A m itaya
vs şeklin de varyasyon ları vardır. ‘Sonsuz Işık ’ ve ‘Sonsuz Çağ' anlam ına
gelir.
A m rita (Sk.) T anrıların çok lezzetli olan içeceği ya da yiyeceği: Bu yiyecek ölüm süzlük
verir.
Antaskarana (Sk.) Bu terim birçok anlam a sahiptir. Her m ezhep ve felsefede farklılık gösterir.
San karacharya (Buddha’nın ezoterik halefi kabul edilen, H ind istarim en
b ü y ü k İn isiyelerin d en b iri) onu 'anlam a', diğerleri ‘Egoizm ve düşünm e
ilkesi ile şekillen en ruh, iç araç’ olarak tanım larken, O kültizm ‘A lt ve Üst
M an as’, yan i ‘ilahi ego ve kişisel ruh arasındaki köprü ya da y o l’ olarak
tanım lar.
A ran yaka (Sk.) K utsal m ünzevi, K adim H ind istan’da, orm anlarda oturan bilgeler. A yn ı
zam anda V ed alan n (Düz anlam ıyla “b ilg i” dem ektir. H induların en esld
ve k u tsal Sanskritçe m etinleridir.) bir bölüm ü.
A rh at (Sk.) A rhan, A rhat, Rahat vs olarak da telaffuz edilir ve yazılır. ‘K ıym etli olan
kişi, ilahi onum hak eden kişi.’ Ezoterik gizemlere inisiye olm uş Budizm’in
k u tsal k işilerin e verilen isim dir. A rhat en m ük em m el ve yü ksek yola
girm iş olan, yeniden enkarne olm asın a gerek kalm ayan kişilere verilen
addır.
Sözlük
Ari un a (Sk.) Literatürde ‘Beyaz’ olarak geçer. İndra’nm (Ezoterik olarak Orfeus’a karşılık
gelir) çocu kları olduğu varsayılan ve 5 kardeş olan Pandular’ın
üçüncüsüdür. K rişna'nın öğrencisidir. Pandavalar ve K u ravalar arasında
yaşanan sem bolik savaşta, Krişna A rjuna’ya savaş arahasmı sürerek hizm et
ederken ona en yü ksek felsefeyi öğretm iştir.
A ryan (İng.) Eski Ç ağ’da H indistan'ın kuzeyine göç etm iş Ön H int-İranlılara verilen
ad.
-Asal (Sk.) Felsefi bir terim olarak, olm ayan ; ‘A lgılan am az H içlik ’. Sat; değişm ez,
ebedi, her daim m evcu t ve tek gerçek olu ştu r (var olan değil),
Asat, Sat’tan doğm uştur. Gerçek olm ayan, veya prakriti (Genel an lam ıyla
doğa, tinsel doğa ve tin olan Purusha'ya zıt kutbu oluşturur. B unlar “T ek
Bilinm eyen b İrT an rım n ilksel yö n le rin i" oluştururlar.) nesnel doğa ve
illüzyon olarak bilinir. Doğa, ya da tek gerçek özün illüzyonu gölgelerdir.
-Atma (Sk.) İnsanın yedİlı sistem deki Evrensel T in, ilah i Monad (Ö lüm süz Benlik),
Yedinci Prensip, En Yüce Ruh.
A vid ya (Sk.) V idya (Bilgi) ile zıt an lam lıdır. A n cak cehaletten çok b ilgelik eksikliği,
tinsel şeylerin b ilgisin in eksikliği an lam ın a gelm ektedir.
A vitchi (Sk.) Öyle bir hal ki; illaki de yalnızca ölüm sonrası ve y aik İ doğum arası olm ası
gerekm ez, zira yeryüzü nde de gerçekleşebilir. Düz anlam da, “kesintisiz
cehennem ”. Sekiz cehennem in sonuncusudur.
Bhagavatgita (Sk.) ‘K utlu O lanın E zgisi’. K rişna (A rju n a’nın savaş arabasının sürücüsü) ve
A rju n a (K rişna’nın öğrencisi) arasındaki en yü ksek tin sellikteki felsefi
14A S e ssiz liğ in Sesi
Buddhi (Sk.) Sam b odhi olarak da geçer. Buddhi'den (İnsanın tinsel ruhu. D oğrudan
ve ken diliğin d en algılam ayı sağlayan , sp e k ü latif düşüncenin ötesinde
doğrudan b irleşm eyi sağlayan unsur.) farklı olarak, zekâ potansiyelidir.
Bodhisattva (Sk.) O nun Özü akıldır (Bodhi): N irvan a’ya erişm ek ve m ükem m el bir Buddha
olm ak için bir enkarnasyona daha ih tiyacı olan kişidir. M anushi (yerde
yaşayan ) Buddhalar için kullan ılır. M etafizik d üşüncede Bodhisattva
G öksel D hyani B uddhalan n (Ö zellikle N epal'de tapılan “ .Merhametli
K alp liler" olarak geçen buddhalar.) o ğu lların a verilen isim dir.
Brahm a (Sk.) İlk olarak cinsiyetsiz olan Brahm a ve H int panteon u n u n erkîl yaratıcısı
Brahm a arasındaki farklılığı an lam alıyız. İlk Brahm a ya da Brahm an,
kişilik ten bağım sız, üstün, an laşılam ayan , h er şeyin ondan çıkıp tekrar
ona döneceği, m anevi, m ateryal olm ayan , doğu ru lm am ış olan evrpnin
özü. En kü çük m ineral atom undan en üst seviye T an rı’ya kadar her şeyin
içinde olan. Eridi Brahm a ise, sadece kendi m an ifestasyon u içinde
p eriyo d ik olarak görünü r ve tekrar p ralayaya döner, gözden kaybolur.
B ü yü k Y an ılsam a M aha M aya (Sk.). T ezahürün b ü yü k yan ılsam ası. Bu evren ve içindeki
her şeyin k arşılık lı ilişkisi, M aha M aya y a da B üyü k Y anılsam a olarak
adlandırılır. A yn ı zamanda Gautam a Buddha’nın bakire annesine verilen
isim dir. M ayadevı ya da m istikler tarafından adlandırıldığı şekilde, Büyük
Gizem .
C hela (Sk.) Takipçi, bir G u ru’nun talebesi (m etafizik ve etik öğretileri aktaran tinsel
anlam da hoca) veya Bilge Kişi, işinin ehli bir felsefe okulunun öğretisinin
takipçisi (düz an lam ıyla çocuk).
D hâranâ (Sk.) Yoga pratiklerinde, zihin, tefekkü r edilen nesne üzerine tam olarak
odaklan dığında ulaşılan durum .
Dharm akâya (Sk.) Düz anlam ıyla ‘Övülen Tinsel Beden' ya da ‘Eksiksiz M utluluğun Elbisesi’.
Ü çüncü ve en yü ksek T rikaya (Üç Beden), her Buddha’mn gcdistirdİgi
özellik. D ördüncü P atik a’nın sonuna, bihnçliUğİn buddhik plan ların ın
dördüncüsüne (ezoterizmde yedindsinden önce gelen altıncı kapı) erişm iş
olan her inisiye, Budist m ün zeviiiğin de mecazi anlam da, tinse) olarak
îşjğm kıyafeti olarak ku llanır. K uzey Budizm i’nde bu g iysiler
I - N irm an akâya, z - Sam bhogakâya, 3- D harrnakâya’dır ve ü çü n cü sü en
yüce olanıdır.
D hyan M ârga ‘Patika’. ‘Ashthanda M ârga’ yani Nin,'ana’ya giden kutsal veya gizli patika,
(Sk.) 8 katlı patika, 7 katlı patikaya ilk in in eklenm esi İle oluşm uştur.
D hyâna (Sk.) B udizm ’de m ük em m eligin altı Param ita’sından biridir; maddi dü nyanın
dışında, duyusal algıların ötesinde, nefsin isteklerini kırarak soyutlan m a
halidir. D h yan ’m altı aşam ası, du yusal yaşam dan kişisel egonun
soyutlan m asın ın dereceleridir.
D nyaneshw ari .Aralarında Bagavatgita’nm uzun bir şiirsel yorum u n un da olduğu çok
(Sk.) sayıda felsefi çalışma ve dini şiirlerin yazarı olan Hintli Bilge D nyanesînvar’
m çalışm alarına verilen isim.
Dorje (Tib.) Buddha’m n un vanlarından bir tanesi ve en üst yön ü n ü n ifadesi; Ü stün
B uddha’m n adı Dorje olarak da söylenir,
E iiphas Levi Bu K abalist (â"ahudi geleneğinden sem bolik bir eser olan K abaîa'nın
146 S e ssiz liğ in Sesi
yard ım ıyla eski yazıtların anlam ını yo ru m layan , “gizli h ilim ” öğrencisi)
âlim in esas adı Abbe A lphon se Louis C onstant'tı. Elİphas Levi Zahed
felsefi gizli bilim lere dair bir takım eserlerin yazarıdır.
Ezoterik (Gr.) Saklı, gizli. Yun anca esotéricos, içte gizli olan.
Fohat (Tib.) D oğadaki Sakti'nin (dişil ürem e gücü) a k tif (eri!) potansiyel gücünü
b etim leyen bir terim. K ozm ik elektriğin özü. Tibet'e ait bİr gizli bilim
terimi olup D aiviprakriti’ye (ilksel ışık) karşılık gelir. Tezahür evrenindeki
sürekli varlığım sürdüren elektrik enerjisi ve de hİç tükenm eyen yıkıcı
ve yap ılan d ırıcı güçtür. Ezoterik (içrek) açıdan aynı an lam ı İçerin Fohat
da evrensel itici H ayati (Elzem ) Güç olarak, aynı anda hem iteleyici hem
de sonuçtur.
G izli Öğreti K adim lerin ezoterik b ilgilerin e verilen isim . Sanskritçede Gupta V idya
ya da G u hya V idya; Ezoterik ya da gizli b ilim , bilgi. H elena Petrovna
B lavatsk y’nin ı8 88 yılın da yayın lad ığı b aşyapıtın ın ism idir. Eser temel
oiarak ik i ciltten oluşm aktadır: Antropogenesİs ve K ozm ogenesis.'
G nom lar (Sim ya) M ineral ve toprak elem entallerinin (doğanın enerjetik düzeyinde yaşayan,
fiziksel olarak algılanam ayan bazı varlık lar) R ozikrusyen (Gül Haç
Kardeşliği) adı.
G n ostikler (Gr.) G nosis veya B ilgiyi biçim lendiren ve öğreten filozoflar, H ıristiyan lık
dön em in in ilk üç yü zyılın da ortaya çıkıp geliştiler. Belli başlıları,
V ale n lin u s, Basilides, M ard on , Sim on M agus ve diğerleridir,
G nyana (D jnana) Veya jnana. Düz anlam ı, Bilgi; içrek an lam ı İse, “Yoga'yla elde edilebilen
(Sk.) yü k sek veya ilahi b ilg i”.
Gotra-Bhu-lnana (Sk. “ D ünya üzerindeki h alklara dair b ilgelik ” an lam ına gelm ektedir.
G u ru (Sk.) T in sel Hoca; M etafizik ve etik öğretilere hâkim . A yn ı zam anda herhangi
bir b ilim in öğreteni için de ku llanılır.
Sözlük
İncira (Sk.) Gökkubbenin Tanrısı, yıidızİarla ilişkili tanniann kralı, Vedİk bİr tanrıdır.
İnisiye (Lal.) Latince IniLiatus kökü nden gelir. Batı'nm oküİt literatüründe, kendi
sırlanna ve gizemlerine erişen kişiye verilen unvandir. Kadim zam anlarda,
G izem lerin H iyerofan tlan , m odern zam anlarda ise m istik hocalar
tarafından bu kişilere m istik bilgi öğretildi.
foseph Edkıns (18 23- Çin'de 57 yıl yaşam ış; b unun 30 yılın ı Peldn'de geçirm iştir. Sinolog (Çin
1905) dili ve kü ltürü uzm anı) olarak, Ç in dillerinde uzm anlaştı. A yrıca dil
bilim ci, çevirm en ve filologdu. V erim li bir yazar olarak Çin diline ve
dinlerine dair, bilhassa Budizm 'e dair birçok kitap yazdı.
K alpa (Sk.) D ünyevi d evinim in periyodu. Zam ansal bir döngüdür ve B rahm an'ın bir
gü nü ya da gecesi olarak adlandırır; bir Kalpa .p320.000.000 yıldır.
K arm a (Sk.) H areket an lam ına gelen K hr kökünden gelir. Fizikse! olarak, eylem ;
M etafizik olarak, Telafi Yasası, nedensellik prensibi ve etkisi veya ahlaki
nedensellik anlam ına gelir. Hak edilen ceza, yaİnrzca kötü karm anın bir
sonucudur. Karm a O rtodoks Budİzm i’nde sebeplerin ve sonuçların b ir
birine bağlanm asıdır ve 12 Niclana'dan (v aro lu şu n 12 nedeni) onbirİnci-
sidir; Her şeyi yöneten güçtür, ahlaki eylem in sonucu olarak ortaya çıkar.
Katha U panişad (Sk.) San karacharya tarafından yoru m lan m ış U panişadların biri.
Lam a (Tib.) C lam a şeklinde yazılır. Bu isim doğru şekilde kullam lırsa, sadece
m anastırda guru olarak görev alab ilecek yü ksek rütbeli rahiplere aittir.
M aalesef hersıradan rahip hem kendisinin Lama olarak adlan dınlm asm a
izin verir, hem de kendisini Lam a olarak adlandırm aktadır.
Lham ayin (Tib.) A lt yersel planın elem enta! ruhları. Popüler a k ım lar o n lan cin ler ya da
şeytan lar olarak gösterir,
Loka (Sk.) Bir bölge veya çevrelenm iş yer. M etafizikte, bir dü nya veya küre ya da
düzlem . H indistan'daki Puranalar aralıksız olarak süregelen yedi veya on
dört Loka'dan bahsederler; b u n lar dü nyam ızın üstünde ve altındadır;
cennetlere ve cehennem lere k arşılık gelm ektedirler.
Lotus (Gr.) O kült bitki. Hindistan, M ısır ve birçok yerde kutsaldır: ‘Bağnnda annesinin
suretini taşıyan evrenin çocuğu' olarak adlan dırılır. ‘D ünya altın lotus
olduğu zam anlarda’ şeklinde bir benzetm e ku llan ılır. A ym zam anda
Lotus, birçok yaratıcı tanrıya un van olarak ku llan ılm ıştır, ayrıca evrenin
efen d ilerin in sem bolüdür.
M a h a y â n a (Pal.) H inayâna ‘K üçü k A raç’ gibi Budizm ’in ikİ ana okulundan birisidir; Düz
anlam ıyla tercümesi ‘Büyük Araç’tır. Nagarjuna tarafından kurulan m istik
bir sistem dir. K itapları m ilattan önce 2. yü zyıld a yazılm ıştır.
5 c3riük
M anas (Sk.) Düz anlam ıyla ‘Z ih in ’, insanı zeki ve ahlaki bir varlık yapan ve onu
sıradan hayvandan ayıran zihinsel yetenek: M ahat’ın eşanlam lısı. Ezoterik
olarak, yetersiz olduğunda, İnsanın duyular dünyasında som utlaşm asıdır.
Y eterli derecede olduğunda ise Teozofistler tarafından Buddhi-M anas ya
da insani reflekslerinden (Kam am anas, Arzu Zihin) ayrılm ış insanın tinsel
ru hu olarak adlandırılm ıştır.
M ara (Sk.) A yartm a Tanrısı, Buddha’yı PA T İK A ’sm dan çevirm eye çalışan, baştan
çıkarıcı. ‘Yok edici’ ya da ‘Ö lüm ’ oiarak adiandırıiır. “A şkT an rısı K am a’nın
(Arzu)” isim lerinden b ir tanesidir.
M aya (Sk.) Y anılsam a: Fenom ensei m evcu diyetin kayn ağı olan kozm ik güç ve bu
fen om en ik m evcu diyetin algılanm ası, H indu felsefesinde tek değişm ez
ve sonsuz olan gerçeklik: Bozulm aya ve değişim e m ahkum olan, başı ve
sonu olan her şey M aya’dır.
M istik (Gr.) G rekçe ateş an lam ına gelen M yst kökünden gelir. Gizem leri tem sil eder.
K adim zam anlarda yen i inİsİyelere yine aynı kökten gelen M ystes adı
verilirdi.
Naga (Sk.) Yılan dem ektir. Y ılan ve Ejderha spiritlerin in Hint panteonundaki adı.
Patala’da yaşayanların, yan i cehennem in sakin lerin in ism idir. Pataia
A vu stralya ya da Yen i Zelanda an lam ın a gelirken, aym zam anda daha
A vrupa bu İsmİ du ym am ışken bile o kıtayı görm üş olan antik toplum lar
tarafından A m erik a’ya verilen isim dir. Bu terim m uhtem elen M eksikaİı
N agal'a -büyücü ve Iıekim -benzeyen bir kelim edir. Bununla birlikte
ezoterizm de daha önce b elirtildiği gibi Naga, 'Bilge in san lar’a ve rilen
isim dir.
N agarjuna (Sk.) Bir A rhat ve m ünzevi. M.Ö. 223 yılın d a doğm uştur. B udizm ’in en b ü y ü k
filozofu olarak kabul edilir.
i 30 S e n sizliğ in Sesi
N İrm anakâya Ezoterik anlam ı, ona atfedilen güncel an lam ın dan ve oryantalistlerin
(Sk.) süslem elerinden tam am en farklıdır. O kültizm , N irm an akâyan ın düz
an lam ın ın bedenin dönüşm üş şekli olm asın a rağm en, onun bir ha!
okluğunu söyler. Üstat ya da Yogi ölüm sonrası D harm akâya veya M utlak
M irvana hali yerine N irm an akâyayı tercih eder. Böylece, en etkin şekilde
görünm eden tüm in sanlığa yardım etm ek için, kişisel saadet yerine,
kendinden feragat etm e seçilir; bu hal yaşam var olm aya devam ettiği
m üddetçe sürer.
N irvana (Sk.) Ory^antalistlere göre, bü tü n ü yle dışarı süzü lm ek, m um un alevi gibi, var
olu ştan tam am en kurtulm aktır. .Ama ezoterik açıklam alara göre, yaşam
sırasında m ü k em m elliğin ve ku tsallığın en yü ksek m ertebesine erişm iş
olan insan egosu için m utlak var oluş ve m utlak b ilin çlilik halidir. Bazen
de öldükten sonra, ama genellikle G autam a Buddha gibi, yaşam sırasında
olandır.
Om V ajrapani (M istik hece “Om ”dan gelm ektedir, m antra'îara [zihinsel konsantrasyona,
H um rik .) odaklanm aya geçebilmelc am acıyla tekrarlanan kelime] başlarken ağızdan
çıkar * vajrapani; vajra yani yıld ın m a panin yani içinde tutan, banndıran,
sahip hum yan i O m a eş değer Tibetçe m istik hece) Om Y ıld ırım ın
Efendisi, hum ! H indistan ve T ib et’te kullan ılan birçok m antra gram er
ku ralların a uygun tam cüm leler değildir, m antra'm n gücünü ahenginden
olduğu kadar ağızdan çıkış tonundan da aldığı söylenir. Burada Y ıldırım m
Efendisi olarak verilen un van T in ’İn yıldırım ın a sahip olan için u ygu n
bir şekilde ku llanılm ıştır; içindeki, kendisindeki ilahi M onad'ı (Ö lüm süz
Benlik) uyandırabilm iş olan insan. V ajrapani K uzeyli Budistlere göre ise
belli b ir gruba ait sem avi v a rlık la r olduğu kadar da, dhyani-bodhisattva,
(Budizm 'deki D hyani B u d d h alan n oğu llarına verilen ad) bu grubun üst
otoriteleridir, Böylece bu m antra cü m lesi üst seviyeye b ir başvuruştur,
am acın yükselm esidir. Bu da en azından belirli gruba ait göksel varlıklarla
geçici bir tinsel birleşm edir.
Prajna (Sk.) Pragna ya da Prajna. M ahat’m yani evrensel aklın eşanlam lısıdır. A lgılam a
kapasitesi, biİinçliÜk.
ParanİHMua (Sk.) M utlak H içlik, ki bu da M utlak O luş'a eşdeğerdir veya O lm uş-olm ak,
İnsan M onadı'nın (Ö lüm süz Benlik) b ü yü k dönence sonunda u laştığı
nokta.
Robert Spence Budizm üzerine çalışm alar yapm ış, on d oku zuncu yü zyıld a yaşam ış
H ardy İngiliz araştırm acı.
Ruh (Buddhi) Evrense! Ruh veya Zihin. M ahabuddhi (dü nyan ın zeki ruhu) M ahat’m
(Sk.) bir ism idir: ayn ı zam anda insandaki tinsel ruhtur. Ezoterik olarak
in sandaki yedinci ilke olan A tm a’nın aracı, altıncı ilkedir.
Saİva (Sk.) Siva'm n sıfat halİ, Siva tarikatına kendilerini adayanlar. Bu tanrı tüm
yogilerin büyük koruyucusudur, tarikattan tam am ıyla ayrı olarak Siva'nm
özel takipçisi o id u k lan n ı iddia ederler.
Sam âdhi (Sk.) Tam ve kendinden geçm iş şekilde transa geçm e durum u. Kendine hâkim
olm ak anlam ına gelen Sam adha kelim esinden gelir. Kendine hâkim olan
kişi, fiziksel ve zihinsel tüm im k ân ların ı tam olarak kontrol edebilen
kişidir. Yoganın en üst halidir.
Sam yak Seylan ’da Sam m asam buddha olarak telaffuz edilir. D oğrunun ve uyum lu
Sam buddha (Sk.) b ilgin in Buddha’sı,S a k y a m u n i’nin (Gautam a Buddha) on un vanından
ücüncüsü.
Sat (Sk.) Ebedi dünyada d aim a m evcut G erçeklik, M utlaklık; kendisi olan olm ası
sebebiyle m evcu t olduğu söylen em eyecek ilah i öz.
Sözlük .133
Senzar G izli ruhban dili İçİn ku llan ılan m istik İsim veya tüm dünyadaki in isiye
hocaların ku llandığı ‘M istik D il’.
Shan gna (Sk.) M ecazi anlam da bir giysiye verilm iş gizem li bir ad. “Shanga g iy sisi”
giym ek G izli Bilgeliğin elde edilm esi veya in isiyasyon dem ektir.
Siddhi (Sk.) Düz anlam ıyla ‘M ükem m elliğin Ö zellikleri’ demektir. Yogiler tarafından
ku tsallıkla elde edilen fenom ena! güçlerdir.
Sillim an, Benjam in A m erikalı kim yager, ilk A m erikalı fen hilim İ profesörlerinden (Yale
(17 79 -18 6 4 ) Ü niversitesi) ve petrolü dam ıtan ilk bilim adamı.
Srotâpatti (Sk.) N in 'a n a ’ya, m ecazi olarak N irvanik O kyanus’a giden yola ya da nehire
giren kişi. Sow anee ile eşanlam lıdır.
Su m eru (Sk.) M eru gibi, dünya dağı an lam ına gelir. Su ön eki, önüne geldiği ism i
yü celtm ek için ku llanılır.
T anha (Fal.) Yaşam a susam ışlık. Yaşam a isteği, dünyadaki yaşam a sanim al:; Bu bağlılık
yeniden doğum a ya da reen karnasyona sebep olur.
Tathâgata (Sk.) G eleceği olan kişi; A taları (Buddhalar) ve halefleri gibi, gelecekteki
Buddhalar veya D ünyanın K urtarıcıları. G autam a Buddha’m n
un van ların dan bir tanesi ve en ö vücü olanıdır, tüm Buddhalar tek b ir
tanrının avatarlarıdır.
Teozofi (Gr.) İnsanın düşünen bir varlık olm aya haşlam asından bu yan a birkaç
seçilm işle öğretilm iş ve on lar tarafından deneyim lenm iş. B ilgelik Dini
veya 'Tanrısal (ilahi) Bilgelik',
S e ssiz ü ğ în S esi
Tin Yazarların bu kelim eyi ku llan ırken düştükleri an laşm azlık korkunç bir
karışık lığa neden olm uştur. G enelde Ruh ile eşanlam lı olarak k u llan d ır
ve sözdük yazarları onu n bu şekilde k u llan ılm asın ı uygun bulm uşlardır.
T eozofik öğretim de Tin yaln ızca evrensel bilinçH lige direkt olarak bağlı
olan, hom ojen ve k an ştın im an u ş olan için ku llan d ır. İnsandaki yü ksek
zihin veya onun M anas’ı Buddhi ile tam olarak birleştiğinde, Tin; insan
ya da hayvan da (Alt M anas h ayvan lard a içgü d ü o larak ortaya çıkar)
K am am anas için Ruh kelim esi ku llan d ır. T in şekilsiz ve m addi
olm ayan dır.
T itiksha (Sk.) Literatürde ‘Sabır, uzun sure taham m ül’ anlam ına gelir. D aksha’nm (Tüm
planlarda hareket eden şeyleri ilişkiye sokan kişileştirilm iş Yaratıcı Güç.)
kız kardeşi ve D harm a’nın karısıdır ve kişiselleştirilm iş halidir.
U dum bara (Sk.) Dev boyutlardaki Lotus çiçeği. Nila U dum bara veya M avi Lotus, ne zam an
çiçek açarsa doğaüstü bir olayın olacağına delalettir. Bu nedenle 3000
yılda b ir açarlar. G autam a Buddha’n m ve 14. yü zyıld a H im alayalar’m
k ıyısın d ak i b ir göl kenarında Tsong-kha-pa’nm doğum undan Önce açtığı
söylenir. Bir çeşit kaktüs olan U dum bara ağacı (Ficus glom em ta)lçm de
aym şekilde asırlar süren arahidarda ve alışılm ışın da dışındaki
yü k sek lik lerd e gece açtığı söylenir.
Upadhi (Sk.) Esas, A raç; kendisinden daha az m addesel olan şeyin taşıyıcısı; İnsan
bedeni kendi tinin Lfpadbi’sidİr. Eter, ışığın U padhİ’sidİr.
U pan işadlar (Sk.) ‘Ezoterik Öğreti' olarak da çevrileb ilir veya V edanta (Eski Hint kutsal
m etin leri olan u pan işadların yo ru m lan m ası için gösterilen çabalardan
doğm uş bir m istik felsefe sistem i.) yöntem i ile V ed alar’ın
yorum lan m asıdır, Brahm anaiar'ın (B rahm an ların k u llan ım î için
V ed alan n , törensel kon uların ın ve B rahm anlara rehberlik am acı taşıyan
Sözlük
kısım ların ın yorum ların dan o lu şan Hindu kutsal kitapları.) eki olan
V edalar’m üçüncü bölüm ü, aym zam anda ‘ifşa edilen' söz ya da, Sru ti’nin
bir parçası, U panişad terim i H indu uzm anlar tarafından ‘C ehaleti yo k
eden ve böylece tinin k u rtu lu şu n u sağlayan ' ifadeleriyle açıklanm ıştır.
Vİrym (Sk.) Güç, gözüpek, yılm az enerji, düşüncede ve uygulam ada sebat ve istikrar;
bu da Budist param italann dan biridir.
Yoga (Sk.) Hindistam n okulları Altı Darshana'dan biri, Patanjali tarafından kurulm uş
bir felsefe okulu. Buna rağm en Buddha'nm vaazlarına dünyayı hazırladığı
söylenen gerçek Yoga öğretisi geçerli sebeplerden dolayı daha geçm iş
dönem lerde yaşam ış olan bİIge Yajnaw alkyaile İlişldlendirilm iştir. Eserleri
arasında Shatapatha Brahmana, Y ajur Veda, Brihad A ranyaka vb sayılabilir.
(2) Tinsel özgürlüğe ulaşabilm ek için meditasyon. Bu suretle PsikoTinsel
gü çler ekle edilir ve uyarılan esrim e halleri hem görünen hem de
görünm eyen evrende sonsuzdaki gerçekliğin net ve doğru algılan ışın a
yol açar.
Yogâchârya. (Sk.) M istik bir okul. Düz anlam ıyla “Yoga Hocası" dem ektir. İçrek olanın yanı
sıra bulunan dışrak okul yogan ın asıl İlkelerinden uzaklaşm ıştır.
Yogi (Sk.) Yogayı pratik eden kişidir. Sonuç olarak, sonucu bedensel ve zihinsel
m u tlu lu k olan basit anlam da m editasyon değil, aksine ona erişildiğin de
kendi altı pren sibinin m u tlak hocası yapan ve nihayet yedinci ilkesi ile
bir olan kişidir. Bİr daha karşılaşm ayacağı bedensel, enteUektüel ve zihinsel
hallerin üzerinde, k işiliğ in in ve öz beninin b ilgisine sahip olan kişidir.
Onun yüksek egosu, asıl var olduğu haliyle, saf bir ilahi halde var olm asına
izin verir.