Professional Documents
Culture Documents
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ
MEHMET KARABULUT
DANIŞMAN
PROF. DR. FIRAT KAÇAR
İSTANBUL-2019
Bu çalışma, 14.05.2019 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Elektrik-Elektronik Mühendisliği
Anabilim Dalı, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Programında Yüksek Lisans tezi olarak kabul
edilmiştir.
20.04.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinin
9/2 ve 22/2 maddeleri gereğince; Bu Lisansüstü teze, İstanbul Üniversitesi’nin abonesi olduğu
intihal yazılım programı kullanılarak Fen Bilimleri Enstitüsü’nün belirlemiş olduğu ölçütlere
uygun rapor alınmıştır.
ÖNSÖZ
Ayrıca, hayatımın her anında olduğu gibi Yüksek Lisans eğitimim süresince de desteğini bir an
olsun eksik etmeyen ve her daim yanımda duran sevgili eşime ve aileme çok teşekkür ederim.
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖNSÖZ ...................................................................................................................................iv
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................................... v
ŞEKİL LİSTESİ ................................................................................................................. viii
TABLO LİSTESİ...................................................................................................................xi
SİMGE VE KISALTMA LİSTESİ ......................................................................................xi
ÖZET ................................................................................................................................... xiii
SUMMARY ........................................................................................................................... xv
1. GİRİŞ .................................................................................................................................. 1
1.1 HABERLEŞME NEDİR ve İLGİLİ KAVRAMLAR……………………………..…….1
1.2 FİBER OPTİĞE GENEL BAKIŞ VE TARİHÇESİ…………………………………….2
1.3 TEZİN AMACI………………………………………………………………………….3
2. GENEL KISIMLAR …………………………..…………………………………………4
2.1 VERİ İLETİM ORTAMLARI…………………………………………………………..4
2.1.1 Bakır Teller………………………………………………………………………...4
2.1.2 Optik Lifler………………………………………………………..…………...…..5
2.1.3 Radyo Dalgaları………………………………………………………………........6
2.1.4 Haberleşme Uyduları……………………………………………………….…...…6
2.1.5 Mikrodalga…………………………………………………………………...…….8
2.1.6 Kızılötesi Dalgalar…………………………………………………………………8
2.2 FİBER OPTİK NEDİR?...................................................................................................8
2.2.1 F/O Kablonun Avantajları…………………………………………………………9
2.3 FİBER OPTİKTE YANSIMA VE KIRILMA………………………………………...10
2.3.1 Işık Yayınım Hızı…………………………………………………………………10
2.3.2 Işığın Fiber Optikte Yansıması…………………………………………………...10
2.3.3 Yayınım Modu……………………………………………………………………10
2.3.4 Kırılma…………………………………………………………….................……10
2.4 FİBERİN YAPISI…………………………………………………................................11
2.4.1 Tek Modlu Fiber……………………………………………………………….….12
v
2.4.2 Çok Modlu Fiber……………………………………………………………….…..13
2.4.3 Çok Modlu Dereceli İndisli Fiber……………………………………………....….14
2.5 F/O KABLO ÇEŞİTLERİ ve KULLANIM ALANLARI……………………….…...…15
2.5.1 Yeraltı F/O Kablolar………………………………………………………….…….15
2.5.2 Havai F/O Kablolar……………………………...………………………………...16
2.5.3 Denizaltı F/O Kablolar……………………………………………………………...17
2.5.4 Opgw F/O Kablolar………………………………………………………….…..…20
2.5.5 Ribbon (Şerit) F/O Kablolar…………………………………………………....…..21
2.6 F/O KABLODA İLETİM BOZULMASI…………………………………………...…...21
2.6.1 Zayıflama ……………..………..…………………………………………………..21
2.6.2 Kayıplar………………………………………….……………………………........22
2.6.2.1 Soğurma Kayıpları……………………………………………………………….… 23
2.6.2.2 Rayleigh Kayıpları…………………………………………………….……...........23
2.6.2.3 Kilometrik Kayıplar…………………………………………………………….......24
2.6.2.4 Çevresel Etkenli Oluşan Kayıplar…………………………………………….......24
2.6.2.5 Bağlantı Kayıpları……………………………………………..…………….....…..24
2.7 SAÇILMA (DİSPERSİYON)………………………...……………………………..........27
2.7.1 Malzeme Dispersiyonu……………………..….…………………………….........28
2.7.2 Dalga Klavuzu Dispersiyonu…………….……………………………………......28
2.7.3 Modal Dispersiyonu………………………..…………………………………..….29
3. MALZEME VE YÖNTEM……………………………………………………………...30
3.1 F/O KABLODA ÖLÇÜ CİHAZLARI……………………………………………….......30
3.1.1 OTDR (Optik zaman bölücü kırılım ölçer)…………….……………………...….30
3.1.2 Powermetre (Güç ölçer)…..…………………………………………………..…..31
3.1.3 Işık Kaynağı-Powermetre……………………………………………………........31
3.2 DWDM SİSTEMLERİ……………………………………….........................................31
3.2.1 DWDM (Yoğun dalgaboyu bölmeli çoğullama) Nedir?.........................................31
3.2.2 Dwdm’in Gelişimi…………………………….......................................................32
3.2.3 Dwdm Teknolojisinin Avantajları…………………………………………….......33
3.2.4 WDM (Dalgaboyu bölmeli çoğullama) - TDM (Zaman bölmeli çoğullama)
Karşılaştırılması……………………………………………………...…………………….....36
3.3 ALICI-VERİCİ YAPILAR ve KUVVETLENDİRİCİLER.............................................39
3.3.1 Yarıiletken Optik Yükselteçler…………………………………………………....40
vi
3.3.1.1 Fiber Raman Yükselteçler………………………………….......................41
3.3.1.2 Fiber Brillouin Yükselteçler……………………………………………......41
3.3.1.3 Erbiyum Katkili Yükselteçler…………………………….………………....42
3.3.2 Optik Yükselteçlerin Karşilştirilmasi…………………………………………….44
4. BULGULAR …………………………………………………………………………….45
4.1 OPTİMİZASYON VE SİMÜLASYON…………………..............................................45
4.1.1 F/O Kablo Sistemlerinde Optimizasyon…………………………...……………. 45
4.1.2 Sistemden F/O Kablo Hattina Geçiş Aşamaları………………………………….46
4.2 KANAL VE LİNK BAZLI ZAYIFLAMA GİDERME…………………..……………47
4.2.1 Kanal Bazlı Optimizasyon Amacı………………………………………………. 49
4.2.2 Link Bazlı Optimizasyon Amacı………………………...…..…………………...51
4.3 SİMÜLASYON ÇALIŞMASI…………………………………………………………53
5. TARTIŞMA VE SONUÇ ................................................................................................ 59
KAYNAKLAR ...................................................................................................................... 65
ÖZGEÇMİŞ .......................................................................................................................... 68
vii
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa No
ix
TABLO LİSTESİ
Sayfa No
x
SİMGE VE KISALTMA LİSTESİ
Simgeler Açıklama
f : Frekans
λ : Dalga Boyu
c : Işık Hızı
μm : Mikrometre
μs : Mikrosaniye
w : Güç
nm : Nanometre
𝒘𝒋 : Resonans Frekansı
𝑩𝒋 : Osilatör Gücü
n(w) : Kırılma İndisi
B(Gb/s) : Bit Oranı
D(ps/nm/km) : Dispersiyon Parametresi
𝑳𝑫 : Dispersiyon Uzunluğu
N : Kanal Sayısı
Kısaltmalar Açıklama
xi
DEMUX : Optik Ayrıştırıcı
ADM : Ekle-Çıkar Çoğullayıcı
WDM : Dalga Boyu Bölmeli Çoğullayıcı
DWDM : Yoğun Dalga Boyu Bölmeli Çoğullayıcı
TDM : Zaman Bölmeli Çoğullayıcı
SNR : İşaret-Gürültü Oranı
OSNR : Optik İşaret-Gürültü Oranı
OA : Optik Yükselteç
ASE : Güçlendirilmiş Anlık Emisyon Gürültü
CD : Kromatik Saçınım
DB : Desibel
DCM : Saçınım Dengeleme Modülü
DCF : Saçınım Dengeleme Fiberi
ISI : Semboller Arası Karışım
BER : Bit Hata Oranı
FEC : İleri Hata Düzeltme Oranı
ES : Hatalı Saniye
EFS : Hatasız Saniye
SES : Şiddetli Hata
NSES : Şiddetli Hata Değil
RA : Raman Yükselteç
BA : Brillouin Yükselteç
SOA : Yarıiletken Lazer Yükselteç
EDFA : Erbiyum Katkılı Fiber Yükselteç
SRS : Raman Saçılması
SBS :Brillouin Saçılması
xii
ÖZET
Mehmet KARABULUT
İstanbul Üniversitesi
Son yıllarda fiber optik sistemleri ve sistem bileşenleri üzerinde yapılan çalışma uygulamaları
hızla artmaktadır. Fiber optik sistemler daha düşük iletim kaybı, daha düşük maliyet ve yüksek
performans sağlamaktadır.
xiii
Tezin başlıca amacı; Fiber optikte temel alıcı-verici yapılar, hat zayıflamalarının nasıl
giderildiği, kanal bazlı optimizasyon yapıldığı ve aşamaları simülasyonla gösterilmiştir. Tüm
simülasyon sonuçları elde edilen veriler tezin son kısmında yorumlanarak değerlendirilmiştir.
xiv
SUMMARY
M.Sc. THESIS
Mehmet KARABULUT
İstanbul University
In recent years, the study and practice on optical fiber systems and system components are
rapidly in creased because of optic systems have lower transmission loss, smaller design, lower
costs and high performance.
In optical communication systems, it is very important to transmit optical signals with minimum
loss and noise. However, attenuation and distortion occur during transmission, which has
always been a problem. In this case, link-based attenuation is easier because the channel-based
attenuation problem is a more difficult problem in identifying the problems.
The main aim of my dissertation is; how to troubleshoot more of the problems with transducer
structures, how to eliminate line attenuation, what elements are arranged in the optimization
results, and channel-level optimization, Simulation models are designed using Hubble
optimization program. All simulation results and obtained data were evaluated by interpreting
the last part of the thesis.
xv
May 2019, 68 pages.
xvi
1. GİRİŞ
Haberleşme; Ses, görüntü, veri, video gibi sinyallerin veya bilgilerin bir noktadan diğer bir noktaya
yüksek kalitede ve güvenli bir biçimde iletilmesidir. Haberleşme sistemi; verici, iletim ortamı ve
alıcı olmak üzere üç ana unsurdan oluşur. Haberleşmenin amacı; iletilmek istenen bilgileri seçilen
ortamda ( bakır tel, koaksiyonel kablo, fiber optik kablo, uzay gibi) yayılabilcek bir taşıyıcı üzerine
bindirilmesi modülasyon (verici) işlemidir. Bu bilgi iletim hattı üzerinden gelen modüleli sinyali
ayrıştırarak tekrar bilgiye dönüştürülmesi ise demodülasyon (alıcı) işlemidir. İlk bilgi akışı, Mors
kodları ile insan sesinin elektriksel olarak iletilmesidir. Daha sonra insanların ihtiyaçlarına göre
televizyon, radyo, radar ve diğer haberleşme sistemleri bulunmuş ve daha da geliştirilerek
insanlığın hizmetine sunulmuştur. Haberleşme cinsine ve iletişim türüne bağlı olarak değişiklik
gösterse de bir bilginin bir yerden alınıp diğer bir yere aktarımı için kullanılacak haberleşme
sistemi temel olarak Şekil-1’deki blok diyagramı ile gösterilmiştir[1].
İletim Ortamı
1
1.2. FİBER OPTİĞE GENEL BAKIŞ VE TARİHÇESİ
1920 den bu yana fiber optik bilinen bir eleman olarak ortaya çıkmış olsada ilk uygulamaları son
20-25 yıl içinde kendini göstermiştir.İlk ticari uygulaması tıp alanında olmuştur.Fiber optik kablo,
ışığı vücuda cerrahi müdahale olmaksızın ulaşılamayan bölgelerine iletmekte ve oranın
görüntüsünün elde edilmesinde kullanılmıştır. Yakın bir geçmişte ise lazer tedavisinde
kullanılmaya başlanılmıştır.Aynı zamanda fiberle asıl haberleşme alanında büyük değişiklikler ve
gelişmeler meydana getirmiştir.Uzak mesafelerde kalın ve çok damarlı telefon kabloları yerine
geniş bir bant aralığına sahip tek bir fiber optik koblo yeterli olmuştur.
*1880 de Alexander Graham Bell photophone isimli bir cihaz icat ederek sesi ışık dalgaları
üzerinden iletmeyi başardı.
*1966 yılında Charles Kao cam fiberin ışık kılavuzu olarak kullanılabileceği ispatladı.
*1970 de Corning Glass Works’de Kapron Keck ve Maurer trafından 633nm λ (dalgaboyu) da 17
dB/km kayba sahip fiber optik geliştirdi ve üretti.
*1987 yılında optik liflerdeki zayıflama 0.20 dB/km değerine kadar düşürüldü.
*1990 yılında, aynı fiber lifi üzerinden birden fazla λ (dalgaboyun) da iletim sağlandı.
*2000 yıllarında ise tek fiber üzerinden Tbit/s iletim hızlarına ulaşıldı.
2
Son yıllarda elektronik iletişime olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Radyolinkler, bakır tel veya
koaksiyonel kablolar ile uydu haberleşmesi bu artan taleplere geçici çözüm getirmektedir. Ancak
yeteri kadar bant genişliği ve hız elde edilememiştir. Yüksek kalitede ve hızda hizmet sağlamak
için ışık kaynağının kullanıldığı fiber optik sistemeler bu ihtiyaçları karşılayabildiği için hızlı bir
şekilde yaygınlaşmaktadır [3,4,5].
Söz konusu tezin amacı zayıflamalardan etkilenen sinyalin mühendislik çalışması olan
optimizasyonla kanallardaki zayıflamaları giderilerek müşteri memnuniyeti, personel maliyeti,
araç masrafı, zaman kayıplarını önlemek amaçlanmıştır. Optimizasyonla kısa vade de devrelerin
çalıştırılması ana amaç olarak söyleyebiliriz. Yapılan çalışmamda Acıbadem-İncesu merkezleri
linkinde zayıflamış olan kanalları optimize ederek çalışması yapılmıştır. Simülasyon sonuçları
‘Sonuç’ kısmında paylaşılmıştır.
3
2. GENEL KISIMLAR
Verinin iletiminde birçok ortam kullanılabilir. Bu ortamlar; bakır kablo/teller, optik cam lifler ve
hava olarak söyleyebiliriz. Bakır kablo/tel kullanıldığında veriyi elektrik akımı kullanarak taşırız.
Optik cam lifler ışık yardımıyla, hava ise radyo dalgaları, mikrodalga ya da kızılötesi ışınlarla
aktarılarak taşınır. Boşlukta bütün elektromanyetik dalgalar, frekanslarından serbest olarak, aynı
hızda ilerler. Bu hıza ışık hızı denir ve 3x108 m/sn’dir. Işık hızı üst sınırdır ve hiçbir sinyal bundan
daha hızlı gidemez. Bakırda ve camda yayılma hızı bunun 2/3’üne düşer ve frekansa bağımlı hale
gelir. Frekans (f), dalga boyu (λ) ve boşluktaki ışık hızı (c) arasındaki ilişki: λ x f = c şeklinde ifade
edilir.
4
Koaksiyel kablo; merkezde iletken kablo, kablonun dışında yalıtkan bir tabaka, onun üstünde tel
zırh ve en dışta yalıtkan dış yüzeyden oluşur. Bakır örgü ve bakır tel kablonun ekseni aynı olduğu
için bu kabloya eş eksenli (koaksiyel) kablo denir. Yüksek çalışma frekanslarında kayıpları
azaltmak ve iletim yollarını yalıtmak için yaygın kullanılırlar. Yüksek frekanslarda dış iletken
(bakır örgü) harici girişime karşı mükemmel kalkanlama sağlar. Ancak düşük frekanslarda bu
kalkanlama pek etkili değildir. Bu yüzden düşük frekanslarda pek tercih edilmez, zaten maliyeti
bakır kabloya göre daha fazladır.
Fiber optik iletim sistemleri üç temel bölümden oluşur: alıcı, verici ve iletim ortamı (çok ince cam
lifler) dır. Optik lifin bir tarafında ışık kaynağı, diğer tarafına da alıcı olarak algılayıcı yerleştirerek
tek yönlü bir iletim ortamı oluşturulur. Bakır tellerde görülen birbirine karışma problemi optik
liflerde görülmez. Farklı veriler, aynı optik lif üzerinde aynı anda farklı dalgaboylarıyla taşınabilir.
Bant genişliği çok geniş olduğu için taşıma kapasitesi ve hızı yüksektir.
Öncelikle veri elektriksel olarak aktarılmışsa optik life girmeden önce sinyal ışığa dönüştürülerek
aktarılır ve alıcıya ulaşan ışık daha sonra tekrar elektriksel sniyale dönüştürülerek taşınmış olur.
Işık kaynağı olarak lazer veya led kullanılabilir. Ayrıca optik lifler içerisindeki ışık kilometrelerce
bozulmadan gidebilir.80 km üzeri mesafeler için sinyali kuvvetlendirici olarak tekrarlayıcılar
yerleştirilir. Bu kilometreye kadar verinin bozulma kaybolma olasılığı düşüktür. Buna karşın optik
liflerdeki çekilmelerde veya gerilmelerde lifte meydana gelen kırık yerin onarımı güç olup
eklemek için özel ekipman gerekmektedir. Optik liflerde tek modlu ve çok modlu olmak üzere iki
5
tip mevcuttur. Çok modlu liflerde ışın lif içinde birkaç farklı yol izler. Tek modlu liflerde, ışının
ilerleyebileceği tek yol vardır.
Radyo dalgaları elektromanyetik spektrumda en küçük frekansa yani dalga boyuna sahiptir. Radyo
ve televizyon yayınlarında ki gibi elektromanyetik dalgalar verilerin aktarımında kullanılır.
Radyoda frekans değiştirdikçe ilgili kanalın dalgaboyunu değiştirmiş oluyoruz. Bu da
elektronmayetik dalgayı mekanik dalga olan ses dalgalarına dönüştürür. RF üzerinde ara
bağlantılara ihtiyaç olmayıp sadece anten olması yeterlidir. Bu nedenle buna kablosuz haberleşme
denir. RF ağlarında verinin aktarılacağı alana göre anten büyüklüğü değişir. VLF (çok düşük
frekans), LF (düşük frekasn) ve MF (orta frekans) bantlarındaki radyo dalgaları yerkabuğunun
şekline göre hareket ederler. HF (yüksek frekans) bandındaki radyo dalgaları ise atmosferdeki
iyonosfer tabakası tarafından yansıtılırlar.
Kablosuz haberleşme araçlarından biri de uydu haberleşmesidir. Uydular gelen sinyali güçlendirir
ve gelen sinyal ile karışmasın diye de farklı bir dalgaboyu üzerinden yeryüzüne gönderirler. Bazı
uydularda birden fazla alıcılar ve vericiler bulunabilir. Uydu vericileri yayın yapılan alanın
6
boyutuna göre ayarlanabilir. Bir uydu birçok müşteriye hizmet verir. Uydunun yerleştirildiği
yükseklik (yörüngesi) onun periyodunu da belirler. 35,800 km’ye yerleştirilen bir uydunun
periyodu 24 saattir. Bu dünyanın dönüş hızına eşit olduğu için uydu her zaman bulunduğu yerde
duruyormuş hissi uyandırır. Uyduların yerleri belirlenirken Van Allen kuşaklarına da dikkat
edilmelidir. Bu kuşaklarda dünyanın manyetik alanı nedeniyle çok yüklü parçacıklar bulunur. Bu
kuşaklara yerleştirilecek uydular bu yüksek enerjiye sahip parçacıklar tarafından kolayca yok
edilebilirler. Haberleşme uydularının yerleştirileceği yükseklik, yörünge tipi, sinyalin iki uç
arasındaki gecikmesi (latency) ve tüm yer kürenin kapsanması için gerekli uydu sayıları uyduların
yörüngeleri ve yörüngelerin özellikleri belirlenmiştir. Yörüngenin yüksekliği arttıkça gecikme
artacaktır. Bu da sinyalin daha geç bir sürede yerine gitmesi demektir. Yörünge yüksekliği
azaldığında ise yeryüzünün tümünü kapsamak için gerekli uydu sayısı ve bunların
koordinasyonunun karmaşıklığı artar. Diğer yörüngelerde olduğu gibi, yeryüzü ile eşzamanlı
yörüngelere de dilediğiniz kadar uydu yerleştiremezsiniz.
Örneğin; ekvator üzerindeki yörüngede yer kalmamış gibidir. Çünkü uydu sinyallerinin birbirine
karışmaması için aralarında 4-8 derece fark olması gerekir. Bu da 360 derece düşünüldüğünde 90-
45 uyduya karşılık gelmektedir.
7
2.1.5. Mikrodalga
Mikrodalgalar radyo dalgalrın yüksek frekans ucundaki kısımda yer alır ve teknolojik yöntemlerle
radyo dalgalarından ayrıştırılır. Sinyalleri uzun mesafelerdeki telefon verilerini göndermek
amacıyla kullanılır. Mikrodalgalar metalik yapılardan geçemezler bu yüzden iyi bir aktarım olması
için görüş alanının açık olması gerekmektedir. Yüksek frekanslarda çalıştıkları için düşük
frekanslardaki dalgalara göre daha fazla veri taşıyabilirler.
Kızılötesi dalgalarda veri aktarımı için uzaktan kumanda aygıtına ihtiyaç vardır. Küçük alanlarda
kullanılır ve sinyal gönderilmek istenen alıcıya doğru yönlendirilmiş olması gerekmektedir.
Antene ihtiyaç duyulmaz ve donanımı ucuzdur. Oda boyutunda bir alanda haberleşme yapılacaksa
kızılötesi teknolojisi kullanılır. Buna örnek olarak bilgisayar ile yazıcının kızılötesi dalgalarla
haberleşmesi olabilir.
Fiber; ışık kaynağından çıkan sinyalleri cam yüzey içerisinden taşıyarak hedefteki kaynağa
iletilmesidir. Fiberi saran kılıflar, camı koruyan zarflar içerisinde ışığı taşıyan cam borunun
kırılmasına ve sinyal zayıflamalarına ya da kayıplara karşı koruma görevi vardır. Fiberler yaklaşık
insan saçı kalınlığı olan 100 mikron boyutlarındadır. Buna rağmen sinyal kayıplarına ve
kırılmalara karşı korunmuş ve yapılandırılmışlardır. Fiberler tek modlu ve çok modlu olarak hat
içerisinde yol alır. Fiber liflerini dış etkenlerden korumak amacıyla dairesel bir tüp içerisine
yerleştirilir. Bu tüplerin esneklik katsayısı yüksektir. İçine konulan dolgu malzemesinden ve
kimyasal maddelerden etkilenmezler. Kablo dolgu malzemelerini emmez. Sıkı ve gevşek tüpler
olma üzere iki tipi mevcuttur. Fiber optik sisteminde haberleşme sinyal fotonlarla taşınarak yapılır.
Fiberin çalışma prensibi temel optik kurallarına dayanır. Bir ışın demeti az yoğun bir ortamdan
daha yoğun bir ortama geçerken geliş açısına bağlı olarak yansıması ya da kırılarak ortam dışına
çıkması ile iletilir.
8
2.2.1. F/O Kablonun Avantajları
Fiber optik iletim hattı analog ya da sayısal elektriksel bilgi işareti ile modüle edilmiş ışık enerjisini
taşımak için bir dielektrik dalga yönlendiricisi olarak davranır. Cam ya da plastik fiber kablolar
üzerinden iletişim, çok daha küçük frekanslı elektromanyetik dalgaları taşıyan metalik ya da
koaksiyel kablo üzerinden iletişime oranla önemli avantajlar sunar. Bunlar;
Fiber sistemler geniş bant genişliği özelliğine sahip oldukları için büyük bir kapasiteye sahiptir.
Bakır veya metal özellikli kablolarda iletkenler arası kapasitans ve indüktans meydana
gelmesinden dolayı bant genişlikleri sınırlı kalmaktadır. Bu özellikten ötürü bakır ve metalik
özellikli kablolar alçak geçiren filtreler gibi hareket etmelerine neden olmaktadır.
Fiber sistemler, metalik kablolarda meydana gelen manyetik indüksiyondan dolayı kablolar
arasında karışımdan etkilenmezler.
Cam fiberler elektriği iletmeyen malzemelerden yapıldığı için akım akısının meydana getirdiği
manyetik alandan etkilenmezler.
Fiber optikler; Elektriği iletmeme özelliğinden dolayı yıldırımın, elektrik motorlarının ve diğer
elektriksel gürültü kaynaklarının neden olduğu statik karışmalardan etkilenmezler. Ayrıca enerji
yaymadıkları için de diğer iletişim sistemleriyle girişime yol açmazlar. Bu özellikten dolayı fiber
optik sistemleri askeri uygulamalar gibi yerlerde çok avantaj sağlar.
Fiber optik kablolar; çevre koşullarına karşı sıcaklık, nem, aşındırıcı sıvılar ve gazlardan daha az
etkilenirler. Fiberler iletken olmadıkları içinde herhangi bir patlama ve yangın riski oluşturmazlar.
Fiber kablolar metal kablolara göre daha hafif ve daha küçük olduklarından montajı ve bakımı
daha kolaydır. Ayrıca daha az yer kaplarlar. İçinden geçen bilgiye erişmek zor olduğundan dolayı
güvenli haberleşme sağlar.
Fiber sistemlerin malzeme yapısı metalik kablonun malzemesine göre daha uzun ömürlüdür.
Çünkü çevre koşullarından daha az etkilenmektedir.
Kilometre başına düşen zayıflama 0,2 dB gibi düşük kayıplar fiberin daha uzak mesafelere
taşınmasını sağlar.
Ham maddesi kum olup ucuz ve kolay elde edilir.
Sürekli gelişen teknoloji fiber optik sistemin maliyetini devamlı olarak düşürmekte, daha verimli
ve hızlı sistemler üretilmektedir. Fiber sistemlerin tek dezavantajı başlangıç maliyetilerinin yüksek
olması diyebiliriz[14].
9
2.3. FİBER OPTİKTE YANSIMA VE KRILMA
Işık; boşlukta aynı yaynınım hızıyla ilerler. Ancak daha yoğun ortamlara geçtikçe bu hız
azalmaktadır. Ayrıca, boşluktan daha yoğun ortamlara doğru bütün ışık frekansları aynı hızda
yayınım yapmazlar.
Fiber optik kabloda ışık yansıma veya kırılma olarak yayınım yapar. Işığın nasıl yayınım yaptığı
yayınım moduna ve fiberin indisine bağlıdır.
Fiber optik kablo da tek bir yoldan yayınım sağlıyorsa buna tek modlu yayınım denir. Eğer ışık
kabloda birden fazla yoldan yayınım yapıyorsa buna da çok modlu yayınım denir.
(a) ( b)
Şekil 2.5: (a) Tek modlu yayınım(elektrik.gen.tr), (b) Çok modlu yayınım [30]
2.3.4. Kırılma
Şekil 2.3’de bir ışık ışınının, az yoğun ortamdan daha yoğun bir ortama geçerken nasıl kırıldığını
gösteren şekildir. Diğer şekilde ise ışık frekanslarının tamamını içeren güneş ışığının, havadan
daha yoğun bir ortama geçerken nasıl etkilendiğini göstermektedir. Hem havadan cama, hem de
camdan havaya geçislerdeki sınırlarda kırılma meydana gelir. En çok kırılan dalga boyları mor, en
10
az kırılan ise kırmızı dalga boylarıdır. Beyaz ışık tayfının şekil 2.4’de de görüldüğü üzere bu
şekilde ayrılmasına prizmatik kırılma denmektedir [16].
Şekil 2.6: Işığın kırılması [14] Şekil 2.7: Prizmatik kırılma [14]
Günümüzde birçok farklı fiber optik kablo tasarımları mevcut olup genel olarak fiber optik
kablolar şunlardan oluşur; Çekirdek, bir veya birden fazla koruyucu kılıf, koruyucu tüp, tamponlar
vb. içerebilir. Gevşek tüplerde fiberler koruyucu bir tüpte muhafaza edilir. Koruyucu tüplerin
içindeki bileşik fiberin çevresini sararak su ve nemin nüfuzunu önler. Tampon kılıflar; fiberi
darbelere ve dış etkenlere karşı korur. Bu da fiberin krılmasını ya da aşırı zayıflamasını engeller.
Kelvar, kablonun gerilmeye veya çekilmeye karşı dayanıklılığını artıran malzemedir. Ayrıca
koruyucu tüp, poliüretanla doldurulmuş olup nemin fiber çekirdeğine temasını engeller[20].
11
Fiberler üç bölümden oluşur. Bunlar; Core (Çekirdek), Clad (Kabuk) ve Coating (Kaplama)’dır.
Çekirdek (Core) : Işığın kırılarak yolculuk ettiği, iletimin sağlandığı silindirik kısımdır. Saf
camdan yapılmış olup esnek yapıya sahiptir. Lifin tek modlu veya çok modlu oluşuna göre
eğilebilirlik mevcuttur.
Koruyucu Zarf (Cladding) : Özün içindeki ışığın tam yansıma prensibi ile kırılabilmesi için
gerekli olan silindirik örtü tabakasıdır. Çekirdeği saran ve ışığın özünden çıkmasını engelleyen
bölümdür. Çekirdeği gibi camdan yapılmıştır [14].
Kılıf (Buffer Coating) : En üstte bulunan tabaka olup fiber liflerini darbelere ve diğer etkenlere
karşı korumakla görevlidir. Optik özelliği olmayan plastik veya polimer özellikli bir kılıftır[14].
Fiber optikler, üretim yönüyle üç türe ayrılır:
Tek modlu fiberlerde sinyal kaybı minimum seviyededir ve teorik olarak 0,15 dB/km’dir. Yaklaşık
olarak 200 km mesafeye iletim yapılabilir.
Küçük çaplı ince kablolardır. (9 mikron)
1300 ile 1550 nm arasında dalgaboyuna sahip lazer ışığını iletebilirler.
Bu kablo genelde veri zayıflamalarının az olması istenilen yerlerde kullanılmaktadır.
Konnektör maliyeti yüksektir.
Fiber optik kablo daha ucuzdur.
12
Sistem maliyet açısından yüksektir.
Daha az zayıflama veya kayıp için daha geniş band genişliğine sahiptir.
60 km üstü mesaferlere ulaşır.
Kampüs, Erişim, WAN ve MAN uygulamalarında kullanılır.
Fiber optik kabloda yayınım yapan ışınlar hemen hemen aynı yolu katettikleri için aynı sürede
ulaşırlar. Diğer fiberlere göre daha geniş band genişliği imkanı sağlar ve yüksek bilgi iletim hızına
sahiptir[7,8,10].
Dezavantajları
Fiber liflerinin merkez çekirdeğinin çapı büyük olduğundan dolayı ışık kaynağından tekrar bu tür
fiber liflerine veya ışık detektörüne bağlanması zordur. Tek modlu indisli fiber kaynak fiber
açıklığı olarak en küçük olan fiber türüdür. Bu fiberlerin yapımı zor olmakla birlikte
pahalıdır[7,8,10].
Dereceli çok modlu fiberde, öz yarıçapı büyük olduğundan gönderilen mod sayısı artmakta bu da
zayıflamalara veya kayıplara neden olmaktadır. Kısa mesafeler için kullanılır.
Çok modlu fiberlerde ince merkezlidir ancak tek modlu fiber yapısına göre daha kalındır.(62,5
mikron)
850 ile 1300 nm arasında dalgaboyuna sahip lazer ışığını iletirler.
Üretim maliyeti daha uygun olduğu için en çok kullanılan kablo türüdür.
Konnektör maliyeti daha düşüktür.
Zayıflama veya kayıplar tek modlu fiber kablolara göre daha da fazladır.
Daha yüksek kayıp ve daha az band genişliğine sahiptir.
En çok 2 km lik mesafelere erişim sağlar.
Veri merkezi, Merkez Ofis uygulamalarında kullanılabilir.
13
Çok Modlu Kademe İndisli Fiber ve Avantajları
Bu tür fiberin imalatı daha kolay olup daha ucuzdur. Geniş fiber açıklığından dolayı ışık kaynağını
çok modlu indisli fiberlere ve ışık dedektörlerine bağlanması kolaydır.
Dezavantajları
Işık ışınları fiber lifinde farklı farklı yollar izlediği için bu da yayınım sürelerinde farklılık gösterir.
Bu nedenle bu fiberlerde ilerleyen ışınlar dağılarak yayılma eğilimi gösterir. Bu yüzden çok modlu
indisli fiberde ışık darbesi daha fazla bozulmaya uğrar. Bu tür kabloda bant genişliği daha az ve
bilgi iletim hızı diğer fiberlere göre daha yavaştır.
Dereceli fiber çok modlu fiberdeki zayıflamaları ortadan kaldırmak için geliştirilmiştir ve çekirdek
bölgesinin ortasından kılıf tabakasına doğru kırılma indisi derece derece azalır.
Genel olarak önemli bir avantajı yoktur. Işığı kaynağında fibere veya fiberden başka yerine
bağlamak tek modluya göre daha kolayken çok modlu kademeli fibere göre daha zordur.
Çok fazla yayınım yolu bulunmasından kaynaklı meydana gelen bozulma, tek modlu kademe
indisli fiberden daha fazla olup çok modlu kademe indisli fibere göre daha azdır. İmalatıda tek
modluya göre daha kolay olup çok modlu kademeye göre daha zordur [9,11,12].
14
2.5. F/O KABLO ÇEŞİTLERİ VE KULLANIM ALANLARI
•Havai kablolar
•Denizaltı kablolar
•OPGW kabloları
Yeraltı fiber optik kablolar çoğunluğu gevşek tüp olarak tasarlanmış olup doğrudan yeraltına
gömülebilen veya kanal tipi uygulanabilir biçimde tasarlanmıştır. Çevresel etmenlere karşı fiber
liflerini korumak için korunaklı yapıya sahiptir[18].
Özellikleri
Havai fiber optik kablolarda gevşek tüplü olarak tasarlanmıştır. Zor çevresel ve elektriksel şartlar
için bile sorunsuz çalışmaktadır. Ayrıca yüksek gerilim hatlarında problem yaşamadan kesintisiz
hizmet sağlar.
Özellikleri
16
2.5.3. Denizaltı F/O Kablolar
Denizaltı kablolar sualtı uygulamaları için özel tasarlanmış olup çevresel veya mekanik etkenlere
karşı fiber optik lifler korunaklı yapılmıştır.
Fiber optik haberleşme çeşitlerinden günümüzde en çok kullanılan denizaltı fiber optik haberleşme
sistemlerine değineceğiz. İletişim eski çağlardan itibaren insan hayatında hayati bir rol
oynamaktadır ve bu ihtiyaç zamanla iletişimin çok daha ileriye taşınmasını sağlamıştır. Artık
insanlar günümüzde farklı iletişim bağlantılarıyla dünya çapında bağlanmaktadır. Bu iletişim
bağlantılarının ortamı, uzay, hava, yüzey veya su olabilir. Uydu ve su altı optik iletişim
teknolojileri bu alandaki yeni gelişmelerdir.
Bilgiler, dünyanın herhangi bir yerinden gelebilir ve okyanusun tabanında bulunan kablolardan
ulaşır. Kıtalar birbirleriyle dünya nüfus merkezlerini birleştiren bir deniz altı fiber optik kablolar
ağıyla bağlantılıdır. Uluslararası web’de gezinen veya diğer kıtalarda uluslararası telefon
görüşmesi yapan herkes denizaltı fiber optik kabloları kullanmaktadır. Optik fiber iletiminin
yüksek kapasite, düşük devre maliyeti ve dijital ağlarla uyumluluk potansiyeli, denizaltı sistemi
için oldukça cazip hale gelmektedir.
17
Denizaltı veri kabloları, İngiltere ve Fransa arasındaki ilk uluslararası telgraf kablosu ,(dakikada
10 kelime kapasiteli) 1850 yılına kadar uzanmaktadır. 1901 yılının başlarında, telgraf kabloları
okyanusları çaprazladı ve Antarktika dışındaki tüm kıtalara bağlandı.
1950’lerden başlayarak, okyanusların altına çelik sarılmış bakırın analog koaksiyel kabloları
yaygındı. Analog kablo bant genişliği 1960’lı ve 70’li yıllarda hızlı bir şekilde arttı ancak yüksek
kapasiteli sistemlerde sinyali uzun mesafelere taşıyabilmek için her 6 – 9 kilometre arasında
güçlendirmek için elektriksel tekrarlayıcılar gerekiyordu ve bu da okyanuslara kurulum için çok
pahalı hale geliyordu. 1988’den başlayarak, bu bakır şebeke kablolarının büyük bir bölümünün
uzun mesafeli fiber optik kablolarla yer değiştirmesiyle birlikte büyük bir on yıllık üretim
gerçekleşti. Günümüzde hemen hemen tüm denizaltı uzun menzilli iletişim kabloları ve karada
bulunan kablolar optiktir. Denizaltı veri kabloları; ülkeler ve kıtalar arasındaki IP, ses ve veri
trafiğinin yüzde 95’inden fazlasını ve uluslararası internet trafiğinin yüzde 100’ünü
gerçekleştirmektedir.
Su altı kablo ağı, küresel ticaret için kritik bir bileşendir ve büyümektedir. Bu büyümeyi
hızlandıran, giderek artan IP trafiği, düşük dağıtım maliyetinde daha yüksek bant genişliği talebi
ve esnekliği garanti eden ilave yollar ile yedek kablo sistemlerine duyulan gereksinimdir. Global
Industry Analysts tarafından kapsamlı bir pazar araştırması raporuna göre, deniz altı optik fiber
kablolarının kümülatif küresel kurulumunun 2018 yılınının sonuna kadar iki milyon kilometreye
ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Özellikleri
18
Denizaltı Fiber Optik Haberleşme Sistemlerinin Avantajları
Denizaltı fiber optik haberleşmede temel avantaj, uzatılmış tekrarlayıcı aralığı nedeniyle alt
kabloların güvenilirliğinin yüksek olmasıdır. Ayrıca, denizaltı kabloları, saniyede yalnızca
megabite olan gecikme süresi gösteren veri sunarken veriyi saniyede terabite seviyesine kadar
taşıyabilirler. Denizaltı kablo sisteminde, düşük kayıpları düşük kromatik dispersiyon ile
birleştiren fiber optik gereklidir. Zorlu ortamlarda kullanım için iyi bir mekanik mukavemete
sahiptir. Optik denzaltı haberleşmesi, özellikle bu alanlarda akustik iletişimin kullanımıyla ilgili
tüm eksikliklerin üstesinden gelinmesi ve geniş bir yelpazeye yayılmasını sağlamak için sığ, kıyı
ve taze iç su gibi bazı özel ortamlarda mevcut su altı teknolojisi için etkili bir alternatiftir. Bu
şekilde, denizaltı optik sistemi, diğer optik sistemlere kıyasla birçok açıdan avantajlı olarak
bulunmuştur.
Denizaltı fiber optik haberleşmenin en yaygın tehdidi denizcilik ve balıkçılık faaliyetleridir. Çapa
düşürme ile yapılan kablo hasarının yaklaşık yüzde 70’i suda 200 metreden daha az derinlikte
gerçekleşir. Bugüne kadar ki en kötü hizmet bozulmalarından biri, 19 Aralık 2008’de France
Telecom’un, üç büyük denizaltı optik kablosunun bir gemi çapa ya da kötü hava koşuluyla
kesildiğini söylediğinde gerçekleşti. 31 Aralıkta onarılıncaya kadar Avrupa, Ortadoğu, Kuzey
Afrika ve Hindistan ile bağlantı kuran internet hizmetinin% 75’ine zarar verdi. İletişimlerin diğer
alanlara yönlendirilmesi internet bağlantılarında ve telefon görüşmelerinde önemli derecede
yavaşlamaya neden oldu.
İnsani hataların dışında denizaltı fiber optik sistemlerinin en çok karşılaştığı sorunlar doğal
çevreden kaynaklı sorunlardır. Çamur kayıkları ve tayfunlar gibi doğal felaketler denizaltı lifi için
de bir tehdittir. 26 Aralık 2006’da Tayvan’da meydana gelen 7 büyüklükteki bir deprem, sekiz
denizaltı kablosuna zarar verdi ve Hong Kong, Güneydoğu Asya ve Çin’e olan iletişimi felaketle
kesti. Tayvan, Asya’nın sualtı ağının merkezinde yer aldığından, büyük bir kablo nüfusu ve büyük
bir sismik kemerin ortasında yoğunlaşmıştır. Japonya sahilinden Mart 2011’de meydana gelen 9
19
büyüklüğündeki deprem ile meydana gelen tsunami, mevcut transpasifik kabloların yaklaşık
yarısına da zarar verdi. Şans eseri, kabloların diğer yarısı bozulmamıştı, bu nedenle şebeke
operatörleri tam kesintileri en aza indirgemek için trafiği yeniden yönetebildiler.
OPGW (Optik koruma kabloları) kablolara optik topraklama kabloları da diyebiliriz. Elektrik
iletim / dağıtım hatlarının yapımın da kullanılan bir çeşit kablo türüdür.Bu tür kabloların
topraklama fonksiyonu iletişimin birleştirilmesini sağlamaktır.OPGW kabloları çelik zırhlı,
alüminyum teller ile çevrilidir. Bir veya birden fazla olan optik lifler tüp şekilli yapılardan
oluşur.Kablonun iletken kısmı toprağa bağlı olup yıldırm gibi yüksek gerilimlere karşı kalkan
görevi görerek dış etkenlere karşı korumuş olur.Kablo içerisindeki optik lifler verilerin çok daha
yüksek hızda iletimi için kullanılır. Bu optik lifler ses ve veri iletişimi için koruma ve ayrıca iletim
hattının kontrolünü sağlar.
OPGW kablolar uzak mesafelere düşük zayıflamalarla yüksek hızlarda veri aktarımı sağlar ve tek
modlu optik kıllar içerir.
OPGW kablonun birkaç farklı biçimde yapımı vardır. Bunlardan birincisi 8-48 lifli cam optik
fiberler bir tüpün içine yerleştirilir. Cam tüpdeki gerilmeyi önlemek için lifler gevşek tipli, uzun
ve çelikten yapılmış alüminyum kaplı tüpler içine yerleştirilir. Bu tüplerin içerisindeki fiber lifler
su ve diğer maddelerden zarar görmemesi için çelik tüplerin arası yağ ile doldurulmuştur. OPGW
kablo da 144 tane lif ve birden fazla tüp kullanılır. Bu liflerin iç çapı dış çapından büyük
olduğundan gevşek tampon tüpler kullanılır. OPGW kabloların fiber optikleri kilometre başına
kurulum maliyeti daha düşüktür [17].
Fiberler içerisindeki kıllar aşağıdaki şekilden de görüleceği üzere üst üste ve yan yana dizilirler.
•Yoğun kablo paketlemesidir.
• 144 fiber kablo lifleri kullanılmaktadır.
•Ribbon kablolar dışardaki ortamdan etkilenmemesi ve su geçirmemesi için jel ile doldurulmuştur.
•Ancak bükülmelere karşı dayanıksızdır.
WDM sistemi performansını ciddi şekilde düşürebilecek birkaç faktör vardır. Optik sinyal fiber
içerisinde iletilirken lineer ve lineer olmayan bozucu etkilere uğrar. Güçlendirilmiş anlık emisyon
gürültüsü (ASE), polarizasyon mod dispersiyonu (PDM) ve kromatik dispersiyon (CD) optik
bozulma veya zayıflamaların lineer etkileridir. Zorlanmış Raman saçılması (SRS), zorlanmış
Brillouin saçılması (SBS) ve Kerr etkisi bu bozulmaların ve zayıflamaların lineer olmayan
etkileridir.
2.6.1. Zayıflama
Zayıflama, sinyalin tekrardan kuvvetlendirilmeden önce iletilebileceği maksimum uzunluğu
belirleyen temel faktördür. Optik fiberdeki sinyal zayıflaması, genellikle desibel cinsinden
logaritmik olarak ifade edilir. Burada fibere girilen güç ve fiberden optik çıkış olarak alınan güçtür.
Optik fiber haberleşmesinde zayıflama genellikle birim uzunluk başına desibel cinsinden ifade
edilir. Burada, birim uzunluk başına işaret zayıflaması ve fiberin uzunluğudur.
21
Fiber optikte sinyalin zayıflamasını etkileyen birçok neden vardır.Bunlar; malzeme soğurumu,
malzeme tarafından saçılma (lineer ve lineer olmayan saçılma), eğrilik ve mikro bükülme
kayıpları, mod bağlaşımı (coupling) ile ortaya çıkan radyasyon kayıplarını ve sızıntılı modlar
yüzünden oluşan kayıpları ihtiva eden çeşitli ana gruplara ayrılabilir. Malzeme yapısı, hazırlık ve
camı saflaştırma tekniği bu mekanizmalara etki eder. Bunlardan başka birleştirici (connector) ve
bölücü (splitter) kayıpları da vardır. Tek modlu fiberlerde 1550nm için 0.2dB/km kayıp görülür.
İletim zayıflamaların fazla olduğu dalga boyları 730-950 nm ve 1250-1380nm aralığıdır. Bu
aralıkta çalışılmaması daha avantaj sağlar.
Malzeme soğurumu, fiberin fabrika çıkışı esnasında işleyiş biçimi ve fiberin kendi malzemesiyle
alakalı bir kayıptır. Bu işleyiş, iletilen fiber optik gücün bir kısmının dalga kılavuzunda ısı olarak
harcanmasına sebebiyet verir. Işığın soğurumu; camın yapısındaki bileşenlerin etkileşim yüzünden
veya camdaki safsızlık sebep olur. Soğurum nedeniyle oluşan kayıplar genel kaybın % 3-5’ ini
oluşturur.
2.6.2. Kayıplar
Fiber kablonun bir ucundan verilen ışık diğer uçtan bir miktar azalmış olarak alınır. Azalan ışık
miktarı kayıp olarak adlandırılır. Bu durum fiber optik kabloda kaçınılmazdır. Fiberdeki kayıplar,
maliyetleri artırır. Bilgi iletilecek mesafeyi kısaltır.
Kayıp Sebepleri
•Soğurma kayıpları
•Rayleigh saçınım kayıpları
•Dış etkiler nedeniyle oluşan (bending) kayıplar
•Bağlantı kayıpları
•Modal yayılma
•Renk ayrılması ( CD)
•Dağılım kayıpları (dispersiyon)
22
Şekil 2.16: Kayıplara sebep olan etkenler [41]
Fiber üretiminde kullanılan malzeme (cam) saf değildir ve içinde başka moleküller de bulunur.
Işık bu farklı moleküllere çarptığında soğurulur (yutulur) ve bir miktar azalır. Bu azalmaya
soğurma kaybı denir[6,13].
Bir ışık kaynağından gelen ışık farklı bir malzemeye çarptığında ışık geliş açısına bağlı olarak
yansımaya uğrar. Fiber üretiminde kullanılan malzeme saf değildir. Işık saflığı bozan moleküllere
çarparak saçılır. Bu saçılmaya Rayleigh Saçılması denir. Bu saçılma ışık miktarını azaltarak kayba
sebep olur.
Daha uzun dalga boyundaki ışık daha az saçılıma uğrar. Rayleigh saçılımı Işık dalga boyuna göre
değişir [1,7,8].
23
2.6.2.3. Kilometrik Kayıplar
Fiberin yapısı ile ilgili kayıplara (Saçılım, soruğlma gibi…) kilometrik kayıplar da denir.
Kilometrik kayıp fiberin bir kilometre uzunluğunda oluşan kayıp olarak verilir. Birimi dB/km dir.
Kilometrik kayıp sonradan değişmezi değiştirilemez. Kilometrik kayıp dalga boyuna göre değişir.
Her dalga boyunda farklı kayıp değeri oluşur[15].
Mikrobend
Fiber lifin dış etkilerle zedelenmesi sonucu oluşan kayıplardır. Kayıp miktarı hasarın büyüklüğüne
bağlıdır.
Makrobend
Fiberin çok fazla bükülmesi sonucu oluşan kayıptır. Bu durumda ışık kritik açıdan daha küçük bir
açıyla kılıfa (Clading) çarpar ve yansımadan kırılarak dışarıya çıkar.
•G.652 Fiber tipinin bükülme yarıçapı: 30mm
•G.657 Fiber tipinin bükülme yarıçapı: 10mm
Fiberin ısıtılıp birbirine kaynatılmasıyla yapılan eke Füzyon eki denir. Füzyon eki yapmak için
özel ve pahalı cihazlar kullanılır.
24
Şekil 2.18: Fiber bağlantı (Füzyon) eki gösterimi [41]
Füzyon eki; ne kadar iyi yapılırsa yapılsın bir miktar kayba sebep olur. Bu kayba Füzyon ek kaybı
denir. Füzyon ek kaybı: 0,01-0,02 dB’dir. 0.05 dB’den büyük kayıplı ekler kırılıp yeniden yapılır
[15].
Fiber liflerin kırılma indisi fiber core kırılma indisi ile aynı olan bir sıvı ile dolu özel bir aparat
içinde, merkezlerin (core) karşılıklı gelecek şekilde yerleştirilmesi ile yapılan ektir.
Mekanik ek kaybı: 0,2 dB’dir. Mekanik eklerde açı hatası, bağlantıda kirlilik kayıplara sebebiyet
verir.
Bağlantı Kayıpları Bölücü (Splitter) Kaybı
Splitter GPON sistemlerinde fiberi bölmek için kullanılır. İki ve katları şeklinde böler. Her ikiye
bölmede 3 dB’lik kayıp oluşur.
2 3 dB
4 6 dB
8 9 dB
16 12 dB
32 15 dB
64 18 dB
Tablo 2.2: Splitter bölme kayıp değerleri
25
Bağlantı Kayıpları Konektör, U-Link Kaybı
Konektör ve U-Link ile birbirine eklenen fiberlerde ek yerinde kayıp oluşur. Buradaki kayıplar
için temizliğe çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Konektörde ki U-Link kaybı 0,5 dB civarındadır.
26
Şekil
2.20: Işığın temiz ve kirli ortamda iletimi [41]
Konektörlerin eşleştiği her seferinde çekirdek etrafındaki parçacıklar, parçalanır ve yayılır. 5μ’den
büyük parçacıklar genellikle patlayarak çoğalırlar. Büyük parçacıklar fiziksel kontağı engelleyen
bariyer (air gaps = hava boşluğu) oluşturabilir. 5μ’den küçük parçacıklar fiber yüzeyine çukur ve
çentik oluşturarak yerleşirler.
Dispersiyon (saçılma); fiber optik hattı boyunca hem analog hem de dijital sinyaller için
bozulmalara sebebiyet verir. Dijital dispersiyon göz önüne alındığında ışık kaynağı kanal boyunca
iletilirken komşu bilgi sembollerinin yani bitlerin birbirlerinin içine girmesine ve birbirleri ile
karışmasına yol açmaktadır. Buna teknik olarak ISI (Inter Symbol Interference = Semboller Arası
Karışım) denmektedir. Sonuç olarak bit hatalarına yol açarak bit hata performansını ve dolayısı ile
de taşınan servislerin kalitesini etkilemektedir. Bu nedenle ISI daha belirginleştikçe, dijital optik
kanalda artan sayıda hata ile karşılaşılabilir. Alıcı tarafta işaretlerin doğru algılanamamasına ölçüm
ve testlerde BER (Bit hata oranı) olarak kendisini göstermektedir. Hata oranı, ayrıca hattaki işaret
zayıflamasının ve alıcıdaki ardışık işaret - gürültü oranı (SNR)’nın da bir fonksiyonudur.
Tek başına sinyal dispersiyonu, özel bir optik fiber ile ulaşılabilir maksimum bant genişliğini
sınırlar. Üç çeşit dispersiyon tipi vardır; malzeme dispersiyonu, modal dispersiyon ve dalga
kılavuzu dispersiyonu.
27
2.7.1. Malzeme Dispersiyonu
Malzeme dispersiyonu yüzünden oluşan pals genişlemesi, optik kaynaktan fibere giren çeşitli
spektral bileşenlerin farklı grup hızlarından kaynaklanır. Bu olay, dielektrik ortamda yayılan bir
düzlem dalganın faz hızı (aslında ortam kırılma indisi), dalga boyu ile doğrusal olmayan bir şekilde
değiştiği zaman ortaya çıkar.
Dalga kılavuzu dispersiyonu da tıpkı malzeme dispersiyonu gibidir. Farklı dalga boyları farklı
hızlarda yayılır ancak bu dispersiyon modal ve malzeme dispersiyonuna göre çok ufaktır. Çok
modlu fiberlerde dalga kılavuzu dispersiyonu ihmal edilebilir ama tek modlu fiberlerde bu
dispersiyon önemlidir. Dalga kılavuzu dispersiyonunun miktarı, fiber tasarımına ve dalga boyuna
bağlıdır. 1.55 μm seviyelerinde bir dalga boyu için düşük dispersiyonlu fiber tasarlamak
mümkündür. Bu fiberler dispersiyon kaydırmalı (shifted) fiberlerdir. 1.3μm ve 1.6 μm aralarında
da düşük sayılabilecek dispersiyonlu fiber tasarlamak mümkündür. Bu fiberlere de dispersiyon
bastırılmış (flattened) fiberler denir.
Kromatik dispersiyon, materyal ve dalga kılavuzu dispersiyon etkilerini içerir. Kromatik
dispersiyon, tek modda ortaya çıkan darbe yayılımıdır. Bu darbe genişlemesi, bitlerin üst üste
binmesine ve mesajda semboller arası girişimden ötürü bozulmaya yol açabilir. Kromatik
dispersiyon, dalga boyuna bağlıdır ve sinyal distorsiyonundaki etkisi optik sinyalin spektral
genişliğiyle artar.
Aynı zamanda, kromatik dispersiyon optik sistemin iletim uzunluğuyla da ilgilidir. Dispersiyon
uzunluğu;
𝐿𝐷 (km) bu etkiyi gösteren parametredir. Dispersiyon limiti aşağıdaki eşitlikle ifade edilir:
105
𝐿𝐷 =𝐷.𝐵2
28
2.7.3. Modal Dispersiyon
Modlar arası dispersiyon yüzünden oluşan pulse (darbe) genişlemesi, çok modlu bir fiber içindeki
modlar arasındaki yayılma gecikme farklarından kaynaklanır. Çok modlu bir fiber içindeki bir
palsı oluşturan farklı modlar, kanal boyunca farklı grup hızlarında ilerlediğinden, çıkıştaki pals
genişliği en yavaş ve en hızlı modların iletim zamanına bağlıdır.
Tamamen tek mod durumunda hiçbir modlar arası dispersiyon yoktur ve bu yüzden pals
genişlemesi sadece mod dışı dispersiyon mekanizmaları yüzündendir. Tek modlu fiberler en düşük
pals genişlemesi sergilerler ve en büyük mümkün bant genişliklerine sahiptirler. Tek modlu
fiberler sadece tek modlu kaynaklarla faydalı bir şekilde çalışabilirler.
29
3. MALZEME VE YÖNTEM
Fiber optik lifleri içinde yansıyan ışığın süresi ve yopunluğunu ölçmek için ve daha da önemlisi
bu ışık kaybının belirlenmesi amacıyla kullanılır.
OTDR ile;
•Fiber elyafların iletim kalitesini görme
•Kablo boyu ölçümü
•Ek ve Splitter yeri tespiti
•Ek ve Splitter kaybı ölçümü
•Arıza tespiti
•Arıza yeri ölçümü
•Toplam zayıflama ölçümü
•Kablo kayıtlarının tutulması
•Ölçüm izlerinin karşılaştırılması yapılabilir.
30
OTDR Çalışma Prensibi
Darbe üreticisi kısa bir laser darbesi üretir. (3ns…20μs) .Bu darbe fiberin sonuna kadar gider ve
geri döner. Algılayıcı gelen sinyali algılar. İşlemci üzerinden ekrana iz ve değer olarak yansıtır.
Fiber optik hatlardaki veya fiber patchcord'lardaki zayıflama değerlerini ölçmek veya fiber optik
port alış / veriş noktalarındaki optik güç değerini belirlemek için kullanılan yöntemdir.
Çalışan sistemde ölçüm yapılır ve toplam kaybı ölçer. Fiberin bir ucunda çalışan sistem bağlıyken,
diğer ucuna powermetre bağlanır, Cihazın gönderdiği sinyalin ne kadarının diğer cihaza ulaştığını
ölçülür. Sonucu kayıp olarak (-dB) ekranda gösterir.
İki ucunda da çalışan sistem olmadan toplam kaybı ölçen cihazdır. Bir Işık kaynağı ve bir
powermetreden oluşan settir. Fiberin bir ucuna ışık kaynağı, diğer ucuna powermetre bağlanır.
Işık kaynağının gönderdiği sinyalin ne kadarının diğer uca ulaştığını ölçülür. Sonucu kayıp olarak
(-dB) ekranda gösterir.
DWDM; optik spektrum içindeki dalgaboylarına bağlı olarak optik sinyali hem birleştirmek hem
de ayırmak için kırılmış ışığın özelliklerini kullanan teknolojidir. Herbiri farklı dalga boyuna sahip
sinyaller iletim için bir fiberde çoğullanmaktadır. Veri merkezli uygulamalar için geleneksel
şebekeden daha uygun olan, daha geniş kapsamlı protokol iletimine olanak sağlamaktadır. Genel
olarak bir tek optik lif üzerinden birden fazla bilginin birbirini etkilemeden taşınması için
kullanılır. Optik fiberde bant genişliği geniştir. Pratik olarak sınırsız kabul edilebilir. Günümüzde
kullanmakta olduğumuz 100Gbps hızlar bile optik fiber kablonun çok azını kullanır. Kapasitenin
bu denli yüksek olması büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Yoksa denizaltı gibi zor yerlerde veya
31
metropol büyükşehirlerde hergün kazı yapılarak kablo döşemek elbette ki kolay olmayacaktır.
DWDM sistemleri farklı bilgileri farklı dalgaboyu kullanan taşıyıcılar kullanarak iletmektedir. Her
bir işaret farklı bir dalga boyu üzerinden iletildiği için aynı kablodan iletilen diğer bilgiyi
etkilememektedir. DWDM (bir fiber kablo üstünde farklı λ (dalga boyu) da yüksek hızda veri
taşıyan optik transmisyon teknolojisidir. DWDM Sistemi; Şehirlerarası çok yüksek sığalı
transmisyon ihtiyaçları için kullanılır. Yoğun Dalga Boyunu Bölerek Çoğullama olarak dilimize
çevirebileceğimiz DWDM verilerin gönderilmesinde, ışığın dalga boylarını kullanan bir fiber-
optik iletim tekniğidir. DWDM temelde optik çoklama sistemlerinden biridir. Optik çoklama
teknolojisinin temeli ise; farklı dalga boylarına sahip lazer gibi ışık kaynaklarının bir birleştirici
ile fiber liflerine aktarılması ve bunların iletilmesine dayanmaktadır. Erişim noktalarında ise dalga
boylarını birbirinden ayıran filtreler yardımı ile her bir dalga boyuna ait olan ışık ayrılarak optic /
elektriksel dönüşüm yapılır. Sonuçta ışığın taşımakta olduğu bilgi yeniden üretilerek kullanıcıya
sunulur. Bu teknikte veriler, bit katarları şeklinde paralel, karakter katarları şeklinde de seri
biçimde gönderilebilir. DWDM bir optik ağın en önemli bileşenlerinden biridir. Bu ağ yapısını
kullanarak e-posta, görüntü, çoklu ortam uygulamaları, veri ve diğer güncel yapılar kullanılabilir
hale gelir[19].
DWDM sistemleri üzerinde çalışan, optik iletim cihazlarını daha iyi anlayabilmek için önce optik
iletimin geçmişine bakmakta fayda vardır. Önceleri ağ kullanıcılarının istekleri, kesin sayılarla
hesaplanmış, bant genişliği ve bunun bir sonucu olan ulaşımla sağlanabiliyordu. Günümüzde
32
kullanılan yoğun internet ortamında ise, bu istekler çok daha büyük boyutlara ulaşmıştır. İnternet
ortamında milyonlarca farklı kullanıcının herhangi bir videoyu izlemek istediğini
düşündüğümüzde iletim hızının terabitlere kadar ulaşması zor olmasa gerek. Bu nedenlerden
dolayı, gelecekte ağ kullanımındaki gelişmeleri kestirebilmek oldukça zordur. Yapılan çeşitli
araştırmalar, bir önceki seneden bu seneye geçerken ağ kapasitesinin 7 kat arttığını göstermektedir.
Bu bilgilerden yola çıkıldığında, DWDM’in getirileri ve kullanılma nedenleri daha da anlaşılır
hale geliyor[19].
Tek fiber çifti üzerinde çok sayıda yüksek hızda kanal taşıyabilir.
Ultra yüksek kapasite imkanı sunar.
Saydam veri iletimi yani WDM içerisindeki sinyalin çerçeve yapısında veya herhangi bir baytın
da değişiklik olmaz.
Mevcut optik fiberlerle uyumlu olup kart ilaveleriyle kapasite artırılabilir.
Maliyete göre yüksek performans sağlar.
Yüksek şebekelendirme esnekliği, ekonomik ve güvenirlilik sağlar.
Modülarizasyon nedeniyle mevcut servisler üzerinde etkisi bulunmaz.
Başka sistemlerle entegreli çalışabilir.
33
DWDM ile ulaşılan kapasite
•Bir çift kıldan 32, 80, 160, 210 adet kanal taşıyan DWDM sistemleri mevcuttur.
•Her kanaldan 10 Gb/s hızları kadar bilgi taşınabilir.
•160 kanallı sistem için 160x10Gb/s =1600Gb/s, 1.6Tb/s taşınabilir.
•320 Gb/s (32x10 Gb/s) ve 80 Gb/s (32x2.5 Gb/s) kapasiteli linkler ile birbirine bağlanmaktadır.
34
Şekil 3.5: Huawei 100 GE DWDM Transmisyon Sistemlerin Görünümü (Huawei 2014) [27]
Tek Yönlü İletim: Tek fiberde tek yönlü iletim için alış/veriş ayrı kıllardan gerçekleşir. Tek
yönlü WDM sistemi için iki fiber optik damar kullanır. Bir tanesi sinyallerin alış, diğeri veriş
yönünde iletilmesini sağlar. Dünya çapında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır [19].
35
Şekil 3.7: Tek Yönlü DWDM (2006 Huawei Technology)[27]
Çift Yönlü İletim: Tek fiberde çift yönlü iletim için alış/veriş aynı kıl üzerinden gerçekleşir.
Çift yönlü dalga WDM sistemi yalnızca bir optik fiber damar kullanır. Tek bir damar optik
sinyalleri eş zamanlı olarak her iki yöne de iletir ve farklı yönlerdeki sinyaller, farklı
dalgaboylarına tahsis edilmelidir (yarı kapasite).
36
band genişliğine sahip olduğu, tüm sinyallerin aynı zamanda ulaştığı anlamına gelmektedir. WDM
ile DWDM arasındaki temel farklılık, DWDM de dalga boylarının WDM’den daha yakın
olmasıdır. Bu nedenle de daha fazla taşıma kapasitesine sahiptir. DWDM ve WDM çoklu ışık
dalgalarını farklı frekansta taşımak için tek durumlu fiber kullanırlar. TDM, senkron ve asenkron
sinyalleri alır ve bunları fiber üzerinden ve tek bir dalga boyunda iletim için daha yüksek bir bit
oranında çoklar. Kaynak sinyallerinin elektrikten optiğe çoklanmadan önce, yine optiğe
dönüştürülmesi gerekebilir. DWDM ise çoklu sinyalleri alır, bunları ayrı ayrı dalga boyları şekline
getirir ve bu dalga boylarını tek bir fiber üzerinden çoklar. TDM ile DWDM arasındaki diğer bir
farklılıkta DWDM’in ortak bir sinyal biçimi kullanmadan çoklu protokolleri taşıyabilmesidir.
TDM’de bu yoktur.
37
Şekil 3.10: TDM ve DWDM karşılaştırması [19]
Eğer otobanda DWDM trafik yöntemi kullanılıyor ise TDM’ in kullanamadığı diğer şeritler
kullanıma açılmış demektir. Burada en önemlisi DWDM in trafik akışında şeklin veya biçimin
önemi yoktur. Yani kullanılan şerit içinde, düzenlemeler yapılsa da TDM de birden fazla farklı
sinyaller uyumlu biçimde taşınabilir. DWDM de ise şeritin ne taşıdığının önemi yoktur. Bu da
DWDM de yüksek kapasite nedeni ile tıkanıklığın oluştuğu bölgeler için çok iyi bir çözümdür.
DWDM uzun mesafeli ağ yapılarında maddi açıdan da büyük yararlar sağlar. Sistemde optik işaret
güçlendiricileri, gelen işaretleri elektriksel işaretlere dönüştürmeden çalıştıkları için, donanım
karmaşası azalır ve kararlılık artar. Çok fazla bant genişliği ihtiyacı olan ağlar için uygun olan bir
sistemdir. Ancak DWDM’in gerektirdiği ön şartlar da vardır. Öncelikle bir DWDM sistemi en
başından itibaren ölçeklenebilir olmalıdır. Aslında kullanıcılar, optik ağ katmanları ile diğer
ağların kullanıldığı teknolojileri, tek fiziksel alt yapıda birleştirmek isterler. DWDM sistemleri
biçimden bağımsız olmaları ile eş zamanlı ve eş zamanlı olmayan farklı olasılıkları aynı fiber
üstünde aynı anda taşıyabilecek özeliklere sahiptir. Eğer bir taşıyıcı ATM ve SONET ağının her
ikisinde birden çalışabiliyorsa, DWDM ağı üstünde taşınabilmesi için çoklanması gerekmez. İşte
bundan dolayı DWDM teknolojisinin önemli bir adımı olarak görülmektedir. Optik ağlarda taşıyıcı
sistem olarak DWDM sistemi kullanılır. Bir DWDM sisteminin en önemli yapıtaşları şunlardır;
38
Göndericiler (transmitters); Elektrik sinyalini optik sinyale dönüştüren aktif devre elemanıdır.
Alıcılar (receivers); Optik sinyali elektrik sinyaline dönüştüren aktif devre elemanıdır. Erbium
Katkılı Fiber Yükselteci (EDFA); Optik sinyalleri kuvvetlendirmek için iç yüzeyi erbiyum ile
katkılanmış fiberdir. Optik Çoğullayıcılar (MUX); Farklı dalga boylarında olan ışıkları tek bir
optik sinyal gibi birleştiren çok girişli tek çıkışlı pasif devre elemanıdır. Optik Ayırıcılar
(DEMUX); Çoğullanmış olarak gelen, farklı dalga boylarındaki optik sinyali dalga boyuna göre
ayıran pasif devre elemanı. Ekle Çıkar Çoğullayıcı (Add/Drop Multiplexers) Değişik dalga
boylarındaki optik sinyalleri karıştırmadan ayırıp istenilen sinyali alıp, ana sinyale ekleyebilen
çoğullama sistemidir. Optik anahtarlar ağ içindeki ışığı değişik yollara göndermek için kullanılır.
Işığın kat edeceği yolun korunması, sinyali takip etme, ya da bant genişliğinin ayarlanması gibi
görevleri de vardır. Optik Çaprazlayıcı (OXC; Optical Cross Connect ) Gerek optik hat
donanımlarını gerekse çoğullayıcıları daha verimli kullanmak için alternatif iletim ortamlarına
bağlantı yapabilen aktif iletişim elemanı. Optik filtreler, Işığın belirli bantlarını geçirmek ve
sönümlemek amacı ile kullanılan pasif devre elemanı. Genellikle optik ayrıştıcılar ve optik
birleştiriciler gibi devre elemanları ile birlikte kullanılır[19].
Optik Yükselteçler
Optik fiber iletiminin başarısı uzun mesafelere erişim ve yüksek veri hızlarına çıkarabilmesinden
doğmaktadır. Uzun mesafelere erişim, günümüzde üretilen fiber optik kablolarda çok düşük
zayıflama sağlandığı ve zayıflama, sinyalin iletim hızından bağımsız olduğu için mümkündür.
Yüksek veri hızlarına çıkabilme, sadece sinyal aktarım hızı zayıflamadan bağımsız olduğu için
değil aynı zamanda sistem çok küçük dağılma oluşturacak şekilde yapabildiği için gerçekleştirilir.
Sonuç da fiber boyunca bir işaret ilerliyor iken bozulma yalnızca lineer zayıflama şeklindedir ve
zayıflamayı dengeleyecek bir optik yükselteç geliştirme eğilimi vardır. Düşük kayıplı olmasına
rağmen, uzun mesafelere sahip hatlarda, sinyalde zayıflama oranı artmakta ve iletişimi
39
bozmaktadır. Bunu gidermek için ilk olarak elektriksel tekrarlayıcılar kullanılmıştır. Bu
tekrarlayıcılar optik sinyali önce elektriksel sinyale çeviriyor, güçlendikten sonra modüle edip
tekrar optik sinyale çeviriyorlardır. Ancak ışığı optik ortamda yükseltme arayışları, doğada az
bulunan, nadir toprak elementlerinden (rare-earth) yararlanılarak optik yükselteçlerin gelişmesini
sağlamıştır. Optik yükselteçler bir lazer gibi düşünülebilir fakat aralarında bir fark vardır. Optik
yükselteçlerde geri besleme yoktur. Bunun yerine pompalama denilen foton pompalayıcı ile
taşıyıcı sinyal uyarılarak iletim hattı boyunca zayıflayan sinyali yükseltir. Yani yükseltme işlemi
yine optik ortamda yapılır. Doğal olarak sinyali optik ortamda yükseltmek daha kullanışlı ve
avantajlıdır. Bu sayede dönüşüm işlemine gerek kalmaz ve hız yanında istenilen sayıda farklı dalga
boylarında sinyalin iletilmesine izin verir. Optik yükselteçler temelde dört çesittir[25].
Yarı iletken lazer yükselteç teknolojisi kazanç kadar yüksek hızlı anahtarlama yeteneği, yüksek
sönüm oranı ve yüksek birleştirme potansiyeli sağlar. Bundan başka, diğer çeşitli fonksiyonlar için
anahtar bir teknolojisidir.Tüm optik dalga boyu dönüşümü, tekrarlama, dalga boyu seçme,
güçlendirme ve hat yükseltmesi, optik ön yükseltme ve ortamda spektral yayılım çevirimi yapar
(Bernard ve Renand 2001). Bir SOA temelde bir Fabry-Perot lazer diyota benzer. Böyle bir lazer,
ortam içerisine yerleştirilmiş bir oyuk yankısının (Fabry-Perot tipi) yükseltilmesine bağlıdır.
Yükseltme fonksiyonu malzeme enerji seviyelerinin dışarıdan pompalanması ile sağlanır.
Yalnızca yükseltme fonksiyonunu elde etmek için lazer etkisiyle meydana gelen aynı osilasyonlara
karşı cihazın korunması gereklidir. Bu, çip yüzeyi ayırma açısı tekniği ve yansıma olmaya bir
yayılmanın her ikisini de kullanarak oyuk yansımasının engellenmesi ile başarılabilir. Optik olarak
pompalanan EDFA’ lardan farklı, SOA’lar enjekte edilen akım tarafından elektriksel olarak
pompalanırlar. SOA temelde, her bir 100 µm uzunluğu etrafında çipin giriş ve çıkış kenarlarında
ki iki pasif geçiş bölgeleri ve 600 µm uzunluğu civarında merkez bir aktif bölgeye bağlıdır. Merkez
40
aktif tabaka bir sınırlı hetero yapıya dayanır ve 0.1 µm kalınlığında iki dörtlü tabaka arasına
gömülmüş aktif tabaka hacminin 0.2 µm kalınlığa düşmesine bağlıdır. 150µm uzunluğun
üzerindeki konik, pasif dalga kılavuzunun altında bulunan optik kuplaja izin verir. Bu yapının tip
yüksek bir optik sınırlama faktörü meydana getirir. Çünkü kazanç bölgesindeki tabakalar
arasındaki 28 kırılma indisi uyumsuzdur. Yüzeydeki geniş bir benek çapı ile birlikte çipten fibere
yüksek bir kuplaj verimi sağlanabilir (Bernard ve Renand 2001). Bu yükselteçler yürüyen dalga
(TW) olarak isimlendirirler ve sadece ileri yönde hareket eden ışınım yükseltilmesini vurgularlar.
Yarıiletken lazerler oldukça geniş bir geri besleme deneyimine sahiptir. Çünkü yüzeyden ayrılan
yansımalar meydana gelir [21].
41
kazanç sağlama özelliğini belirtmek gerekir. Bu nedenle fiber Brillouin yükselteçler aynı zamanda
optik olarak pompalanırlar ve pompalama gücünün bir kısmı SBS aracılığı ile sinyal dalga boyu
transfer ederler. Fiziksel olarak, kalıcı enerji akustik bir fotonu uyarmada kullanıldığında, her bir
pompalama foton enerji ħωp bir sinyal fotonunun yarattığı enerjiden ħωs daha fazla enerji
kullanılır. Klasik olarak, ses hızındaki bi ortamda akustik dalga hareketinden dolayı pompalama
ışını saçılır. SBS ve SRS arasındaki biçimsel benzerliğe rağmen, fiber Brillouin yükselteçlerin
çalışmasını oldukça etkileyerek, Brillouin saçılmasının Raman saçılmasından ayıran 3 yönü vardır.
1) Sinyal ışını pompalama ışınına göre ters yönde yayıldığından dolayı sadece yükseltme meydana
getirmektedir.
2) Pompalama frekansına bakacak olursa, Brillouin saçılması raman saçılmasına göre stokez
kayması %0,1 den daha küçüktür. (~10 GHz) [26].
3) Brillouin yükseltecinin kazanç spektrumu dar bir band genişliği kullanır. (∆ν< 100MHz). Fiber
Brillouin yükselteçleri kullanmış olduğu dar band genişliğinden ötürü optik sistemlerde güç
yükselteci olarak kullanıma daha az uyumludur. Bu nedenle karışık ve çok kanallı haberleşme
sistemlerinin bazı yeni uygulamaları için kullanılmıştır[22].
42
Şekil 3.11: EDFA çalışma şeması [42]
Avantajları;
Repeater’dan daha basit bir yapısı vardır ve daha ucuzdur.
DWDM uygulamalarında 20 dB’nin üzerindeki kazanç değerlerinde dahi band boyunca düzgün
bir kazanç sağlar.
Kaskad bağlanabilirler.
Dezavantajları;
Hiçbir sinyal girişi olmadığında dahi fiber girişinden istenmeyen bazı iyonlar geldiği için
Güçlendirilmiş anlık emisyon gürültüsü (ASE) denen bir gürültü üretir.
Belli bir kazanç seviyesinin üzerine çıkıldığında satüre olur ve kazanç seviyesi artmaz.
43
3.3.2. Optik Yükselteçlerin Karşılaştırılması
Erbiyum yükselteçler Raman yükselteçlere (RA), Brillouin yükselteçlere (BA) ve yarıiletken lazer
yükselteçlere (SOA) göre avantajlarını kanıtlamıştır. SOA’lar küçük boyut ve yüksek kazanç
güvenirliği ile yüksek kazanç, geniş band genişliği ve çok düşük güç tüketimine sahiptirler.
SOA’lar iki yönlü yükselteçlerdir ve sadece kümelenmiş yükselteçlerle kullanırlar. Erbiyum
yükselteçler ile SOA’ları karşılaştırılırsa, SOA’lar da geri dönüş zamanında düşük kazançtan
dolayı doyum bölgesinde komşu darbeler arasında girişim meydana gelmesi bir dezavantajdır.
Geri dönüş zamanındaki düşük kazanç, darbe örneği bağımlı semboller arası girişim sonucundaki
zaman aralığını izleyerek nispeten küçük sayıda darbe etkisi veren yükseltme şartlarına izin verir.
Bu maksimum bit hızını sınırlar ve giriş sinyal gücü kabul edilebilir şekilde azaltılır. 100 Gbps in
üzerinde erbiyum yükselteçler ile önemli olmayan bozulma gözlemlenirken SOA’lar 25 Gbps çıkış
sinyalinde önemli bozulmuş (distorsiyonlu) darbe örneği üretirler. Ek olarak SOA’ların
dezavantajı SOA ile optik fiber arasında yüksek ek (kuplaj) kaybıdır. Kayıplar fiberden fibere
kazanç ve etkin gürültü şekli ile azaltılır. Kayıplar 10 dB’e kadar ulaşabilir. Raman ve erbiyum
yükselteçlerin her ikisi de fiberde optik sinyali yükseltirken pompalamadan sinyale enerji transfer
ederler. RA’lar da fiber içindeki enerji transferinin etkisi uyarılmış Raman saçılması olarak bilinir.
RA’lar düşük gürültü şekli, düşük bağlantı kaybı, yüksek kazanç, yüksek çıkış gücü ve geniş band
genişliğine sahiptir. Erbiyum yükselteçlerle karşılaştırılınca RA’ların başlıca dezavantajları
başlıca verimlerinin düşük olmasıdır. (80 km fiberde 100mW pompalama güçü ile 8 dB fiber kaybı
telafi edilebilir.) 35 BA’lar pompalama ve sinyal frekanslarının çok küçük olması fakı ile
RA’lardan ayrılır. Yükseltme işlemi benzerdir ve uyarılmış Brillouin saçılması olarak adlandırırlır.
BA’lar yüksek kazanç, yüksek verim ve düşük bağlantı kaybı sağlarlar. Başlıca dezavantajı
pompalama sinyali için dar band gerektirmesi, ısıl gürültüden dolayı yüksek bir gürültü şeklinin
olması ve düşük çıkış gücüdür. Sonuçta erbiyum yükselteçler, girişim karakteristikleri, çok yüksek
güçte çalışmaları ve çok düşük çevirim kaybı ile SOA lardan, çok yüksek verimle RA’lardan ve
geniş band genişliği ve çok düşük gürültü şekli ile BA’lardan daha iyidir. İlaveten, erbiyum
yükselteçler sadece yükselteç olarak kullanılabileceği gibi telekomünikasyonda dağıtılmış ve
toplanmış yükselteç olarak da kullanılabilir[24,26].
44
4. BULGULAR
45
Çıkış Gücü (dBm)=Giriş Gücü (dBm) + Kazanç (dB)
Toplam optik güç değerleri ise aşağıdaki formülle elde edilebilir.
Burada N toplam kanal sayısıdır. Kanal sayısı arttıkça toplam güç değeri de artmaktadır. Kanal
güç değerleri amplifierların çalışabilceği standart threshold değerlere yakın olmalıdır.
DWDM tarafında optik güçlerinin minimum threshold değerlerinin altına düşmesi, bilgi
sinyallerinin bozulmasına neden olmaktadır. Optik Güç Kuvvetlendiricileri (Booster) ile
güçlendirilen kanal güçlerindeki dengesizlikler, kanalların ve dolayısıyla taşıdığı bilgi
sinyallerinin bozulmasına yol açacaktır.Normalden daha güçlü kanalların booster çıkışında yan
bantları da aşırı artmakta ve komşu kanallar ile interference etkisi yaratmaktadır.
Optimizasyonun amacı kanal güç dengelerinin sağlanması ve alış güç değerlerinin uygun
değerlerde tutulmasının sağlanmasıdır. Kanal güçlerinin dengelenmesi için belirli referans
değerler gereklidir.
Boosterlar sabit kazanç prensibiyle çalışmaktadır. Yani booster çıkış gücü, kanal sayısı arttıkça
artacaktır.Boosterların standart kanal güç değerleri bulunmaktadır. Bu değerler sağlanamadığında
kazanç doğrusallığının bozulduğu testlerde görülmüştür. Özellikle kanal güçlerinin ideal seviyenin
üzerine çıkması booster çıkışında düzlüğün (flatness) bozulmasına sebep olmaktadır. Kanal
güçlerinin ideal seviyenin altına düşmesi ise, spektrumda flatness bozulmasa dahi, bir noktadan
sonra transponder’da sinyalin sağlıklı demodüle edilememesine sebep olacaktır ve bu durum trafik
kesintilerine sebep olmaktadır.
Kanal güçleri OSA cihazları ile ölçülür. Veriş ve Alış boosterlarına Optik spektrum analizatörü
(OSA) cihazları bağlanarak sistemden spektrumlar alınır. Alınan spektrumlar bize sinyal hakkında
bilgi vermektedir. Spektrumun doğruluğunun kontrol edilmesi için öncelikle kanal güç değerleri
toplamının, booster çıkış gücüyle karşılaştırılması gereklidir. İki değer arasındaki fark >2 dB ise
burada optik geçişte bir zayıflama söz konusu olabilir. Optimizasyon, spektrum izlenerek
sağlanacağından ilk bağlantıda bu problemlerin giderilmesi gereklidir. Spektrumda görülmeyen
46
çok düşük güçteki kanalların görünür hale gelebilmesi için, çok güçlü kanalların güçlerinin
optimizasyon prensiplerine uygun olarak düşürülmesi gereklidir. Optimizasyon yapılırken tek
doğrultuda çalışılmalıdır, bir doğrultuda yapılan işlemler diğer doğrultuyu etkilememektedir.
Optimizasyon yapılırken trafiklerin kesilmemesi için gerekli düzenlemeler yapılarak devam
edilmelidir. Aşağıdaki şekilden de anlaşılacağı üzere transponder (elektriksel katmanda
gerçekleşen çoklamayı sağlar) dan çıkan sinyal line kartına (elektriksel gelen sinyali optik lazere
dönüştürür/optik gelen lazeri elektriksele dönüştürür) girmektedir. Burada kanallar mux
kartlarından sonra birleştirilerek tekrardan kanallar kuvvetlendirilir. Kuvvetlene sinyallerin biri
denetim kanalına diğer sinyal ise fiber optik hattına girmek üzere çıkış yapar. Karşı hatta ulaşan
sinyal optik kuvvetlendiricilerle takrar kuvvetlendirilir ve demux kartlarından geçerek kanallar
çözülür. Buradan line kartından transponder kartına gelerek sinyal bir uçtan bir uca taşınmış olur.
Link bazlı zayıflamalarda öncelikle fiber hattı kontrol edilerek OTDR cihazıyla ölçüm alınması
gerekmektedir. Bu cihaz ölçümüyle fiber hattının kaçıncı km de zayıflama veya kayıp olduğunun
bilgisini verir. Günümüzde fiber kablonun zayıflaması 0,2 dB/km-0,25 dB/km civarına
indirilmiştir. Bu zayıflama işaretimiz iletim hattında uzun mesafelerde iletildiği zaman
işaretimizde büyük zayıflama olur. İşaret 100 km ilerlediğinde yaklaşık 20-25 dB zayıflamış
olacaktır. Kilometrik kayıp fiberin bir kilometre uzunluğunda oluşan kayıp olarak adlandırılır. Bu
zayıflamalar için SNR değeri düşmüş, BER seviyesi çok yüksek değerlere çıkmış olacaktır. Bu
olması gereken zayıflamadır. Bunun üzerindeki zayıflamalar için hatta problem olduğunu
anlayabiliriz. Aşağıdaki tablolardan anlaşılacağı üzere iki merkez arası hat uzunluğu, hat
zayıflamasında olması gereken değer, alış-veriş merkezlerdeki kartların çıkışı ve kartlara gelen
47
seviyeler, perlerde meydana gelen zayıflamalar ve son olarak nominal zayıflamadan sapmalar
gösterilmiştir. Sistemden çıkış sinyali sağlayan kartlar tüm merkezlerde aynı kartlardır. Bu yüzden
bütün merkezlerdeki kartların çıkış sinyali 16 dB olarak görülmektedir. Alış merkezindeki kartlara
gelen sinyal hattın uzunluğundan veya transmisyon kaynaklı zayıflamalardır.Aşağıdaki bu
değerler ele aldığımız Acıbadem-İncesu arası geçiş merkezlerindeki hat uzunluğu, hat zayıflaması,
alış-veriş değerleri vb. görülmektedir.
48
Tablo 4.1: Acıbadem-İncesu arası link değerleri
Zayıflamalara sebebiyet veren başka bir etkende dispersiyondur. Dispersiyon (saçılma), fiber optik
hattı boyunca hem analog hem de dijital sinyaller için bozulmalara sebebiyet verir. Dijital
dispersiyon göz önüne alındığında ışık kaynağı kanal boyunca iletilirken komşu bilgi
sembollerinin yani bitlerin birbirlerinin içine girmesine ve birbirleri ile karışmasına yol
açmaktadır. Sonuç olarak bit hatalarına yol açarak bit hata performansını ve dolayısı ile de taşınan
servislerin kalitesini etkilemektedir. Hata oranı, ayrıca hattaki işaret zayıflamasının ve alıcıdaki
ardışık işaret - gürültü oranı (SNR)’nın da bir fonksiyonudur. Bu durumda bozulan kanallar sistem
üzerinden optik güç ayarlayıcısıyla sinyalleri optimum noktaya getirilebilir. Böyle kanal bazlı
zayıflamalarda direkt hatta müdahale edilmeden sorun optimize edilmiş olur.
Fiber optik hattında optimizasyon yaplacaksa öncelikle zayıflamanın en fazla meydana geldiği iki
merkez (transponder-transponder) arası tespit edilir. Transponder kartları sinyalin ulaşacağı son
noktadır. Burada transponderlar hem modülasyon hem de demodülasyon yaparlar. Bu tespit işlemi
yine transponder kartlarının alış-veriş ve booster (yükselteç) lara geliş veriş boster ların çıkış
seviyeleri gözetilerek tespit etmiş oluruz. Optimizasyon yapılırken trafiklerin kesilmemesine
dikkat edilmelidir. Kanal bazlı çalışma yapılırken her adımda maksimum 1 dB aralıklarla güç
49
seviyeleri değiştirilmelidir. Booster giriş ve çıkışlarındaki toplam güçler üzerinde değişiklikler her
adımda maksimum 0,5 dB olmalıdır. Her değişiklik sonrası trafik durumları gözlemlenmelidir.
Bu çalışma kanal bazlı zayıflamaların tespiti ve çözümü olmuştur. Kanalların Düzce’ye kadar
normal geldiği görülmektedir. Ancak Bolu merkezden sonra kanalların İncesu merkeze kadar bazı
kanallarda bozulmalar meydana geldiği görülmüştür. İlgili kanallara sadece kanal bazlı
optimizasyon yapılmıştır. Öncelikle 4 numaralı kanalın güç değeri artırılarak kanalın flatness e
yakın bir değere getirildi. Kanalın performansına bakıldığında bit hatalarına rastlanmamıştır. 4,
26, 39, 41, 55, ve 58. numaralı kanalların çalışması diğer kanalların etkisini bozmayacak biçimde
belirtilen numaralı kanallar için çalışma yapılmıştır. Bu yapılmış çalışmayla ilgili olarak 4.3)
Simülasyon Çalışması Bölümünde detaylı olarak anlatılmıştır.
Optimizasyon çalışmasının verimli olabilmesi için kanalların İncesu’ya gelene kadar kanalların ilk
olarak hangi merkezde bozulmaya başlamışsa o merkezden kanalların optimizasyonuna
başlanmalıdır.
Aşağıda verilen tabloda Düzce-Bolu arası linkte kanalların bazılarının flatness i yakalayamadığı
ve ayrıca performansta BER, SES gibi bit hataları görülmeye başlanmıştır. İlgili merkezlerdeki
zayıflama değeri devrelerin çalışması için uygun dB/km aralığındadır. Buradaki 54,9 km’lik
mesafedeki toplam zayıflama 11-13,75 dB aralığı yeterlidir. Mevcut her iki perdeki zayıflama bu
aralıkta olsa bile bit hatalarından ötürü etkilenen kanallar olmuştur. Bu kanallarla ilgili çalışma
yukarıda bahsedilmiştir.
50
Tablo 4.2: Düzce-Bolu arası hat zayıflama değerleri
Link bazlı optimizasyon da yükselteçlerden seviye ayarı yapıldığı için içerisinden çalışan bütün
kanallar etkilenecektir. Öncelikle çalışma yapılacak merkezlerin spektrum ölçümleri OSA (Optical
Spectrum Analyser) ile yapılmıştır. Çalışmanın daha sağlıklı olabilmesi için ölçümlerin hem veriş
hem alış yönünde yapılması daha uygun olacaktır. Yükselteçlerin (Monitor) portlarındaki sinyal,
yükseltecin çıkış sinyalinin 20 dB zayıflamış halidir. Dolayısıyla ölçülen güç seviyelerine 20 dB
ekleyerek değerlendirmek gerekecektir. Link bazlı seviye ayarlamasında yükselteçlerden bir kaç
dB değiştirilerek yapılır. Linkteki kanaların tamamını etkileyeceği için kanalların hepsi kontrol
edilir. Kanallarda kayıp, zayıflama, flatness’i yakalayamama gibi problemlerde bir sonraki
merkezin yükseltecin alış ve çıkış seviyeleri kontrol edilerek en uygun değerler yakalanana kadar
çalışmaya devam edilir. Link bazlı optimiasyonda birden fazla problemli kanalları tek hamlede
optimize edebilmeyi sağlar.
Acıbadem-İncesu merkezleri arası linkte yapılan OTDR ölçümde Acıbadem-Gebze
merkezlerindeki nominal zayıflamadan oldukça yüksek olduğu tablo da görülmektedir.
Zayıflamayı tespit edebilmek için öncelikle her iki merkezde ölçüm yapılmıştır. 1. Perdeki
zayıflamayı tespit edebilmek için Gebze’nin alışı ölçülmüştür. 2. Perdeki zayıflama içinse
51
Acıbadem in alışı ölçülerek tablodaki değerler görülmüştür. OTDR ölçüm sonucunda Gebze den
26,2 km uzaklıkta iki per için 3,5 dB zayıflama görülmüştür. Arıza noktasında zayıflamanın
olduğu nokta tespit edilerek fiber kılları kırılarak tekrar eklenmiştir. Problemin ıslahı öncesi ve
sonrası değerler aşağıdaki tablo da verilmiştir. Km başına düşen zayıflama 0,2-0,25 dB normal
kabul edildiği için 61,9 km de 12,5-15,5 dB arasındaki zayıflama değerleri kabul edilebilir bir
değerdir.
Tablo 4.3: Acıbadem-Gebze arası zayıflama değerleri Tablo 4.4: Fiber onarım sonrası değerler
Zayıflamanın onarılması sonrasında yine de iki per arasında 4 dB lik fark oluşmuştur. Buradaki
farkın bulunabilmesi için hattan karta kadar gelen patch cord kontrol edilmiştir. Hat ile sistem
arasındaki patch cord sağlam olup olmadığını anlamak için önce patch corda gelen seviye
ölçülmüştür. Bu ölçüm sonucunda gelen sinyal 13 dB iken karta gelen seviye 16,5 dB ölçülmüştür.
İlgili ölçümleri ölçü cihazlarıyla yapılmaktadır. Hat ile kart arasındaki patch cord değiştirilerek
3,5 dB zayıflama sorununun düzeldiği görülmüştür.
52
Tablo 4.5: Patch cord değişimi sonrası hattın son hali
Fiber optik ve patch cord probleminden dolayı linkteki zayıflama onarıldıktan sonra
yükselteçlerden optimize edilmeye gerek duyulmamıştır. Eğer bu kadar zayıflama farkı meydana
gelmediği halde kanalların genelinde flatness sağlanamasaydı yükselteçlerden değerler girilerek
optimum değerler yakalanmaya çalışılmış olacaktı.
53
Acıbadem-İncesu hattında (Acıbadem-Gebze-İzmit-Dörtyol-Düzce-Bolu-Gerede-Çeltikçi-
İncesu) merkezler arası hat zayıflamaları ve olması gereken değerler verilmiştir. Öncelikle Düzce-
Bolu arası kanal bazlı zayıflamaların simülasyonundan bahsedelim.
Kanal Gücü
Kanal Frekansı
54
Şekil 4.3: Bozulmuş kanalların değerleri
Bizim kullandığımız 80 kanallı amplifier’in gücü sabit olarak 20 dbm dir. Ancak 80 kanalın 70
kanalı kullanılmıştır. 70 kanallı sistemin tek bir kanal başına düşen gücü hesaplayacağız.
𝑃𝑡𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 = 20 𝑑𝑏𝑚 kullanmış olduğumuz yükseltecin max. çıkış gücü, tüm kanallar için.
20=𝑃𝑡𝑒𝑘 +10 x 𝑙𝑜𝑔80 ↔ 𝑃𝑡𝑒𝑘 = 0,96 dbm Tek bir kanal çıkış gücü
Ancak bizim sistemimizde 70 kanal mevcut. Bu yüzden 70 kanalda tek bir kanalın gücünü
hesaplayalım.
20=𝑃𝑡𝑒𝑘 +10 x 𝑙𝑜𝑔70 ↔ 𝑃𝑡𝑒𝑘 = 1,54 dbm olarak bulunur. Sistemizde kanalın gücü 1,54 dbm
üzerinde ise kanal bazlı performans hataları veya kanal bazlı kesik görebiliriz.
Şekil 4.4’den de görüleceği üzere 4, 26, 39, 41, 55 ve 58. Kanallarda 1,54 dbm üzerinde
olduğundan dolayı aşırı bozulmalar meydana geldiği görülmektedir.
55
4 numaralı kanal için sistemde gücü 3,7 dbm görülmektedir. Bu kanalın alış gücünü 3,2 dbm kadar
zayıflatarak düzelme sağlanmıştır.
26 numaralı kanal ise 3,1 dbm dir. Bunu da 1,9 dbm zayıflatılarak 1,2 dbm seviyelerine
getirilmiştir.
Aynı şekilde 39, 41, 55, ve 58. Kanallarda gerekli zayıflatılma yapılarak aşağıdaki sonuçlar elde
edilmiştir. Sonuç olarak kanal bazlı çalışma sonrasında aşağıdaki yeni değerler ve grafik elde
edilmiştir.
Kanal Gücü
Kanal Frekansı
Şekil 4.4: Kanal bazlı optimizasyon sonucu elde edilmiş simülasyon
56
Şekil 4.5: Kanal bazlı optimizasyon sonucu elde edilen kanal değerleri
Son olarak sıfırın altındaki değerleri ve biraz daha flatnessi sağlamak adına hem alış hem veriş
amplifier da bir kaç dbm güçlendirme yapılarak aşağıdaki son hali yakalanmıştır.
57
Şekil 4.6: Link bazlı optimizasyon sonucu elde edilen simülasyon
59
tanımlanmaktadır. Örneğin BER = 10𝑒 −3 çok yüksek bir bit hata oranı olup (iletim bu hata
oranında kesilir!) ortalama olarak iletilen her 1000 bit’ den 1’ inin hatalı olduğunu ifade eder.
Daha makul BER oranları bunların altında olanlardır. 10𝑒 −3 <BER <10𝑒 −6 aralığında sistemler
genellikle BER alarmları verirler. Ancak bu eşiğin üzerinde sistemler alarm vermeseler bile
beklenen BER, 10𝑒 −6 ‘dan çok daha düşüktür. BER parametresi performans ölçümlerinde ilk
yaklaşım olarak kullanılmaktadır.
Dispersiyon (Saçılma):
Dispersiyon optik işaret iletiminde 2.5 Gbit / s hızlardan itibaren sorun olabilmektedir. Sorunun
ortaya çıkışı şöyledir;
Belli bir bandgenişliğini işgal eden optik işaret her ne kadar çok dar bir band içersinde de yer alsa
da (tipik olarak 0,01 nm ) bu band içersinde yer alan spektrum içersinde sayısız dalgaboyu
bileşenlerine sahiptir. Dispersiyon bu dalgaboyu bileşenlerinin fiberde farklı yayılma hızlarından
dolayı alıcıya farklı gecikmelerle farklı zamanlarda gelmeleri nedeniyle oluşmaktadır. Daha uzun
dalga boyuna sahip bileşenler, daha kısa olanlara göre fiberde daha hızlı yayılmaktadırlar.
Fiberdeki ort. hız, boşluktaki elektromanyetik dalgaların ışık hızının 2/3 ‘ ü kadar olup yaklaşık
200.000 km / s ‘dir.
62
Dispersiyon, komşu bilgi sembollerinin yani bitlerin birbirlerinin içine girmesine ve birbirleri ile
karışmasına yol açmaktadır. Buna teknik olarak ISI (Inter Symbol Interference = Semboller Arası
Karışım) denmektedir ve sonuç olarak bit hatalarına yol açarak bit hata performansını ve dolayısı
ile de taşınan servislerin kalitesini etkilemektedir. Dispersiyon Dengeleme Modülü (DCM)
kullanarak bu sorun çözülebilmektedir. DCM fiberler, standart G.652 fiberlerinden farklı olarak
kısa dalga boylarını uzun dalga boylarından daha hızlı yayarak alıcıdaki gecikme farklılıklarını
dengelemek suretiyle dispersiyonun önüne geçmektedir.
OSNR:
Telekomünikasyon tekniğinde bir kanalın bilgi iletimi kapasitesini sınırlayan iki temel faktörden
birisi band genişliği diğeri ise kanaldaki gürültüdür. Kanalda bilgi taşıyan işaretin yanısıra ayrıca
bir de istenmeyen ve bilgi taşımayan gürültü işareti vardır. Alıcı‘ya her iki işaret birlikte gelmekte
ve alıcı istenmeyen gürültü işareti ile karışmış bilgi işaretinden, bilgi sembollerini (bitleri) doğru
algılamak durumundadır. Alıcı bunu ancak işaret seviyesi ile gürültü seviyesinin belli oranlar
içersinde kalması durumunda başarabilmektedir. Alıcının, işareti doğru algılayabilmesi için OSNR
değeri belli bir sınırın üzerinde olmalıdır.
İşaretler‘in OSNR değeri bu limitin altına düşmeden önce işaretler regenere edilmelidir. (optikten
elektriksele ve daha sonra gürültü içermeyen temiz optik işarete dönüştürülmelidir).
Optik işaretlerde pasif elemanlar (fiberler, konnektörler, DCM, filtreler vb) hiçbir optik gürültü
üretmezler. Optik gürültünün tek kaynağı optik yükselteçlerdir (Booster).
Yukarıda bahsettiğimiz fiziksel katmanın kalitesi devreler için ne kadar önemli olduğu
anlatılmıştır. Burada müşterilere kaliteli hizmet vermek adına simülasyonlu çalışma yapılmıştır.
Simülasyon çalışmasında elimizde bulunan kanalların herhangi bir bozulmaya uğratmadan
sinyalin taşınması amaçlanmıştır. Öncelikle zayıflama varsa sebep araştırması yapılmıştır.
Acıbadem-İncesu güzergahındaki fiber hattı ele alınarak buradaki zayıflamanın hattan
kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmiştir. OTDR ölçümü alınarak Tablo 1,2,3,4 ve 5 e
işlenmiş olup hatta ki zayıflamanın olduğu ve olmadığı yerler belirtilmiştir. 4, 26, 39, 41, 55, ve
58. Kanallarda ki bozulmaları alış güçlerinde ayarlamalar yapılarak sonuca ulaşılmaya
çalışılmıştır. Bunun Simülasyon çalışması Şekil 4.5 den anlaşılacağı üzere kanalların performansı
için flatness yakalanmaya çalışılmıştır. Ancak bu flatness’i yakalamaya yeterli olmamıştır. Bu
63
yüzden yükselteçlerin hem alış hem veriş yönlerinde 2 dB kadar kuvvetlendirerek şekil 4.6 deki
grafik elde edilmiştir. Bunun sonucunda 4.7 den de görüleceği üzere herhangi bir bit hatalarına
rastlanmamıştır. Çalışmanın amacı kanallardaki performans kaybını önlemek olmuştur ve
başarıyla sağlanmıştır.
Müşteriye sağlanan bilgi taşınmasının sağlıklı bir şekilde iletilmesi olmuştur. Maliyet açısından
kanal bazlı problemlerde direkt fiber hattına müdahale etmeden kanallar çalıştırılarak personel,
araç masrafı, zaman kaybı gibi operasyonel maliyetlerden kazanç sağlanmıştır.
64
KAYNAKLAR
[3]. Senior, John M. 1992 Optical Fiber Communications Prentice Hall, New York-London.
[4]. Tomasi W, 1997 Elektronik İletişim Teknikleri, Mili Eğitim Basımevi Istanbul.
[6]. Wright D. 1994 Broadband Business Services, Tecnologies and Stratesic Impact,
Artect House Boston-London.
[9]. Mahlke G. Gössing P. 1993 Fiber Optic Cables Fundementals, Cable Engineering, Systems
Planning, Siemens AG.
[10]. Yeh C, 1990 Handbook of fiber optics San Diango, London Academic Press
65
[18]. Denizaltı Fiber Optik Kablolar,
https://www.turkuazcable.com/tr/sualti-denizalti-tipi-celik-tel-zirhli-fiber-optik- kablolar ,
[11 Kasım 2018]
[19]. Şahin Ş. 2006 Yoğun Dalga Boyunu Bölerek Çoğullama (Dwdm) Sistemlerinde Yeni
Anahtarlama Teknikleri Ve İlgili Simülasyonlar Yüksek Lisans Tezi Selçuk Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü.
[20]. Zhang J G. 1999. Optical Fiber Data Bus Modulation Techniques for Military Avionics,
IEEE Systems Magazine, 31-37.
[21]. Bernard J J, Renand M. 2001. Semiconductor Optical Amplifiers, Spie’s Magazine 36-39
[22]. Agrawal G P. 1992. Fiber-Optic Comminication Systems, John Wiley & Sons,Inc.
[23]. Yücel M. 2003. Erbiyum Katkılı Fiber Yükselteç Analizi, Yüksek Lisans Tezi Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
[24]. Mukai T, Đnoue K, Saito T. 1987. Homogenous gain saturation in 1,5 μm InGaAsP
Traveling-wave semiconductor laser amplifiers, Applied Physics Letters, 51.
[25]. Arı M. 1998. Erbiyum katkılı fiber optik yükselteçlerin ( EDFA ) modellemesi ve
bilgisayarlı kazanç simülasyonu, Çankırı Meslek Yüksek Okulu Gazi Üniversitesi, Ankara.
[26]. Digonnet, Michael J F. 1993. Rare Earth Doped Fiber Lasers And Amplifiers, Stanford
University/Marcel Dekker, Inc.
[28]. Akça E.G. Koyuncu O. Koyuncu B, Ünverdi N.Ö. Erbium Katkılı Fiber Kuvvetlendirici
(EDFA)
[37]. ifiber.com.tr / Fiber optik temmelleri ve fiber karakterizasyonu [11 Kasım 2018]
[41].www.academia.edu/28081353/TRANSMİSYON_SİSTEMLERİ_TEMEL_EĞİTİMİ
67
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı Soyadı Mehmet KARABULUT
Doğum Yeri Kadışehri / YOZGAT
Doğum Tarihi 11.11.1990
Uyruğu T.C. Diğer:
Telefon 0554 554 03 15
E-Posta Adresi karabulut.mehmet3466@gmail.com
Web Adresi -
Eğitim Bilgileri
Lisans
Üniversite Namık Kemal Üniversitesi (TEKİRDAĞ)
Fakülte Çorlu Mühendislik Fakültesi
Bölümü Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
Mezuniyet Yılı 18.06.2014
Yüksek Lisans
Üniversite İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
Enstitü Adı Fen Bilimleri Enstitüsü
Anabilim Dalı Elektrik-Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı
Programı Elektrik-Elektronik Mühendisliği Tezli Y.L. Programı
Makale ve Bildiriler
Karabulut M., Kaçar F., Çekkayan S., 2018, Focus on Entrepreneurship and
Innovation, 1st International Symposium on Graduate Research in Science (İSGRS),
4-6 Ekim 2018 İstanbul, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi
68