Professional Documents
Culture Documents
Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi,beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.
Tanım
Bölüm içinde geçen
önemlikavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.
Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.
Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.
Yazarlar
BÖLÜM 3,4
Arş.Gör.Dr. Didem ÇEVİK
BÖLÜM 8
Dr.Öğr.Üyesi Selmin ÇUHADAR
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3675
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2500
Öğretim Tasarımcısı
Dr.Öğr.Üyesi Fatma Seçil Banar
Grafikerler
Hilal Özcan
Ayşegül Dibek
Gülşah Karabulut
E-ISBN
978-975-06-2968-6
iii
Gelişimsel Dil Edinilmiş Dil
BÖLÜM 3 BÖLÜM 4
Bozuklukları Bozuklukları
Giriş..................................................................................... 65 Giriş..................................................................................... 93
Gelişimsel Dil Bozukluğu.................................................. 65 İletişim, Dil Ve Bilişsel Fonksiyonlar................................ 93
Gelişimsel Dil Bozukluğu Nedenleri...................... 66 İletişim..................................................................... 93
Anlambilgisi Bozuklukları Dil............................................................................. 95
(İçerik/Semantik)............................................................... 69 Bilişsel Fonksiyonlar............................................... 96
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 70 İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonların
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 71 İlişkisi....................................................................... 97
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Afazi.................................................................................... 98
Çocuklar................................................................... 71 Dil Alanları............................................................... 99
Özgül Dil Bozukluğu Olan Afazinin Sınıflandırılması....................................... 100
Çocuklar (ÖDB)....................................................... 71 Afazi Tipleri............................................................. 100
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Afazide İyileşme...................................................... 103
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 71 Sağ Hemisfer (Yarıküre) Yaralanmaları.......................... 104
Sesbilgisi Bozuklukları (Fonoloji).................................... 73 Sağ Yarıküre Hasarında Dil
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 74 Bozuklukları............................................................ 105
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 74 Travmatik Beyin Yaralanmaları....................................... 107
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Hafif Travmatik Beyin Yaralanması ..................... 108
Çocuklar................................................................... 75 Orta Şiddetli Travmatik Beyin
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar..................... 75 Yaralanması............................................................. 108
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Şiddetli Travmatik Beyin
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 75 Yaralanması............................................................. 108
Biçimbilgisi Bozuklukları (Morfoloji).............................. 75 Travmatik Beyin Yaralanmalarının
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 77 Özellikleri................................................................. 108
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 77 Travmatik Beyin Yaralanması Sonrası
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Ortaya Çıkan Bilişsel-İletişimsel
Çocuklar................................................................... 77 Bozukluklar............................................................. 110
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar...................... 77 Demans............................................................................... 111
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Demans Tipleri........................................................ 112
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 77 Demans ve Dil Bozuklukları................................... 114
Sözdizimi Bozuklukları (Sentaks).................................... 78
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 78
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 79
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar................................................................... 79
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar ..................... 79
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 79
Kullanımbilgisi Bozuklukları............................................. 81
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 82
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 82
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar................................................................... 82
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar ..................... 83
Motor bozukluklar (Gelişimsel Apraksi
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 83
iv
İletişim, Dil ve
Konuşma Yapılandırılmış Dil
BÖLÜM 5 Bozukluklarının BÖLÜM 7
Öğretimi
Değerlendirilmesi
Giriş..................................................................................... 127 Giriş..................................................................................... 185
İletişim Bozukluklarında Değerlendirme Yapılandırılmış Dil Öğretimi............................................. 185
Yöntemleri ......................................................................... 127 Yapılandırılmış Dil Öğretim Yöntemleri.......................... 187
Formal Değerlendirme Yöntemleri....................... 128 Ayrık Denemelerle Öğretim................................... 187
İnformal Değerlendirme Yöntemleri..................... 129 Drill (Alıştırma)....................................................... 190
Dil Bozukluklarının Değerlendirmesi............................... 132 Drill Play (Alıştırma Oyun).................................... 191
Gelişimsel Dil Bozukluklarının Model Olma............................................................. 192
Değerlendirilmesi ................................................... 132 Sözel Davranış......................................................... 193
Edinilmiş Dil Bozukluklarının Üstdil Becerilerinin Öğretimi................................. 196
Değerlendirilmesi.................................................... 134 Yapılandırılmış Dil Öğretiminde
Konuşma Bozukluklarının Doğallık Sürecinin Kullanılması............................. 196
Değerlendirilmesi.............................................................. 138
Konuşma Sesi Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 138
Akıcılık Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 140
Ses ve Rezonansın
Değerlendirilmesi.................................................... 142
Motor Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 145
Alternatif ve Destekleyici
Doğal Dil Öğretim İletişim Uygulamaları:
BÖLÜM 6 BÖLÜM 8 Düşük, Orta ve İleri Düzey
Teknikleri Teknoloji Gerektiren
Uygulamalar
Giriş..................................................................................... 157 Giriş..................................................................................... 209
Doğal Dil Öğretim Tekniklerinin Bileşenleri................... 157 Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları........... 209
Bireyin Özelliklerini Temel Alan Uygulamalar..... 157 Alternatif Ve Destekleyici İletişim Uygulamalarının
Yetişkin Davranışlarının Özellikleri....................... 159 Sınıflandırılması ............................................................... 211
Etkinlik/Uygulama Düzenlenmesinin Özellikleri..... 163 Ek Araçsız Alternatif ve Destekleyici İletişim....... 211
Dil Gelişim Düzeyinin Farkında Olma............................. 165 Ek Araçlı Alternatif ve Destekleyici İletişim......... 212
Söz Öncesi İletişim Gelişimi................................... 165 Düşük Düzey Teknoloji Gerektiren
Tek Sözcük Üretme................................................. 166 Alternatif ve Destekleyici İletişim Sistemleri....... 213
Sözcükleri Bir Araya Getirme................................. 166 Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren
Çevresel Düzenlemeler..................................................... 166 Alternatif ve Destekleyici İletişim Sistemleri....... 217
Doğal Dil Öğretim Teknikleri........................................... 168 Alternatif Ve Destekleyici İletişim Sistemlerinin Kullanımı ... 223
Model Olma............................................................. 168 En Uygun Alternatif ve Destekleyici
Doğru Sorular Sorma.............................................. 170 İletişim Uygulamasına Karar Verme..................... 224
Bekleme Süreli Öğretim......................................... 171 Alternatif ve Destekleyici İletişim
Fırsat Öğretimi........................................................ 171 Sistemlerinin Engelli Birey Üzerindeki Etkileri...... 224
Öğretimin Planlanması..................................................... 172 Alternatif ve Destekleyici İletişim
Ne: Amaç Yazımı..................................................... 172 Uygulamalarının Kullanımı İçin Öneriler.............. 224
Nerede: Rutin-Etkinlik-Geçiş................................. 173
Nasıl: Doğal Dil Öğretim Teknikleri
ve Çevresel Düzenlemeler...................................... 173
v
Önsöz
Sevgili öğrenciler,
İletişim anlamların, anlatılmak istenenlerin karşılıklı paylaşımıdır. İnsan olmanın doğası doğum-
dan itibaren bizi iletişim kurmaya yöneltir. Doğumla başlayan bu süreç ağlama, ses çıkarma, jest-
mimik kullanımı, sözcük üretimi gibi farklı yollarla gerçekleştirilebilir. İletişimin gerçekleşme-
si amacıyla kullanılan bu yollar hem evrensel hem de kültürel özellikleri bünyesinde barındırır.
Bununla birlikte en sağlıklı iletişim dil aracılığıyla gerçekleşmektedir. Dil iletişimin gerçekleşmesi
amacıyla kullanılan bir araçtır ve farklı bileşenlerden oluşan kompleks bir sistemdir. İletişim ama-
cıyla kullanılan bu aracın ifade yollarından en yaygın olanı ise konuşmadır.
İletişim, dil ve konuşmanın gelişimi normal şartlarda çok fazla zorlanmadan kendiliğinden gerçek-
leşen hızlı bir süreçtir. Bununla birlikte bazen doğuştan ya da gelişim dönemi içinde (gelişimsel)
bazen de sonradan (edinilmiş) oluşan nedenlerle bu süreç sekteye uğrayabilmekte ya da edinilen-
ler kısmen hatta tamamen kaybedilebilmektedir. Bu duruma destek olabilmek için ilk yapılması
gereken şey ise doğru ve uygun değerlendirmedir. İletişim, dil ve konuşmanın değerlendirilmesi
Dil ve Konuşma Terapistleri tarafından yapılan, son derece geniş ve karmaşık bir süreçtir. Bu basa-
mak çok önemlidir çünkü doğru tanı doğru terapi ve destek için şarttır.
İletişim ve dil bozukluklarını desteklemek için alanyazında ileri sürülen farklı yaklaşımlar söz konu-
sudur. Yaklaşımları sınıflandırmak gerekirse “ doğal” ve “yapılandırılmış” yaklaşımlar başlıkları altın-
da toplamak mümkündür. Bu yaklaşımların seçimi bireyin yetersizliğine, bu yetersizlikten etkilenme
düzeyine, uzmanın kuramsal altyapısına, çalışılacak beceriye vb. göre değişebilmektedir.
İster “gelişimsel” ister “edinilmiş” olsun dil bozukluklarının birbirinden farklı düzeylerden oluşan
heterojen bir grup olduğunu kabul etmek gerekir. Bireylerin bu yetersizliklerden etkilenme dü-
zeylerine bağlı olarak sunulan destekler bazen sonuç vermeyebilir. Bu durumlarda bu bireylerin
iletişim kurması için devreye “Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamaları” girer. Bu uygula-
malar ek araç uygulaması gerektirmeyebileceği gibi bireyin durumuna göre ek araçlı da olabilir.
İletişim amacıyla bireyin kullanımına sunulan bu uygulamalar düşük, orta ya da ileri düzey uygu-
lamalar şeklinde sınıflandırılır. Bireyin bu iletişim uygulamalarını öğrenebilmesi ve kullanabilmesi
için bazen kısa ve kolay bazen de daha uzun ve zaman isteyen eğitim aşamalarından geçmesi
gerekmektedir. Bununla birlikte hedeflenen bireyin çevresiyle iletişim kurabilmesi amacıyla ona
alternatif bir uygulama sunabilmektir.
Elinizdeki bu kitap, yukarıda sözü edilen süreçlerle ilgili bir kaynak olma niteliği taşımaktadır. Dil,
iletişim ve konuşma becerilerinin değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak terapi sunulması Dil ve
Konuşma Terapistleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte siz, bakıma gereksinimi
olan bireylere yönelik sunduğunuz destek kapsamında bu bireylerin dil becerilerini desteklemeye
yardımcı olabilirsiniz. Bu kaynağın bakımından sorumlu olduğunuz bireyleri desteklerken size yar-
dımcı olmasını diliyor, emeği geçen tüm yazarlara teşekkür ediyorum…
Editör
Doç.Dr. Özlem DİKEN
vi
Bölüm 1
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk,
Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Dilin Bileşenleri
öğrenme çıktıları
1 2
Temel Kavramlar 2 Anlambilgisi, sesbilgisi, biçimbilgisi,
1 Dil, iletişim ve konuşma kavramlarını sözdizimi ve kullanım bigisi bileşenlerini
açıklayabilme açıklayabilme
Okulöncesi Dönem Dil ve İletişim
Gelişimi
Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi 4 Okulöncesi dönem dil ve iletişim gelişimini
3 4
(0-36 ay) Dil ve İletişim Gelişimi dilin bileşenleri açısından açıklayabilme
3 Söz öncesi ve sözcük öğrenme döneminde 5 Okulöncesi dönem okuryazarlık gelişimini
dil gelişimini açıklayabilme açıklayabilme
5
bileşenleri açısından açıklayabilme
7 Okul döneminde üstdil becerilerinin
kazanılmasını açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Dil • İletişim • Konuşma • Bebeklik Dönemi • Erken Çocukluk Dönemi
• Okul Öncesi Dönem • Okul Dönemi
2
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
GİRİŞ
Gelişim, bireylerin büyümesi ve olgunlaşması İletişim
sonucunda sürekli olarak değişmesi ve istenilen gö- Etkileşim halinde olunan kişilere istek ve
revleri yerine getirebilecek olgunluğa erişmesi süreci taleplerin iletilmesi ve/veya onlardan ge-
olarak tanımlanmaktadır (Ceylan, 2009). Gelişim; len istek ve taleplere cevap vermek olarak
belirli bir sıra izlemekte ve süreklilik göstermektedir. tanımlanmaktadır.
Gelişim hızı da yaş faktörüne bağlı olarak değişebil-
mektedir (Avcı, 2004). Anne karnından başlayarak
yaşamın sonuna kadar devam eden gelişim; dil ve İletişim, dil ve konuşmayı da içine alan bir
iletişim, fiziksel, sosyal-duygusal ve bilişsel olmak kavramdır. İletişim kurmanın yollarından biri de
üzere farklı alanlarda kendini göstermektedir. konuşmadır, konuşma olmadan yani sözel dili kul-
Gelişimin önemli bir parçası olan dil gelişimi; lanmadan da farklı bir dil yoluyla (örn; yazılı dil)
konuşma, dinleme, anlama, yazma gibi birden faz- iletişim kurulabilmektedir. İzleyen bölümde dil
la ve birbirinden farklı becerilerin gelişimini içeren ve konuşmaya ilişkin daha ayrıntılı bilgilere yer
karmaşık bir süreçtir (Kol, 2011). Çocuklar arasın- verilmektedir.
da bireysel farklılıklar olsa da dil gelişim aşamaları
evrenseldir (Şen, Yıldız-Çiçekler ve Yılmaz, 2010).
Erken çocukluk döneminde gelişimin hızlı olması Dil
dil gelişimine de olumlu yansımakta ve dildeki iler- Dil, felsefe, antropoloji, psikoloji, sosyoloji,
leme okul yıllarında da devam etmektedir. mantık, dilbilim, dil psikolojisi, dil sosyolojisi
Kitabınızın bu ünitesinde bebeklikten okul ve göstergebilim alanlarında farklı yaklaşımlarla
yıllarına kadar olan dönemde çocukların dil geli- incelenmektedir. Dolayısıyla dil olgusunun pek
şim süreci ele alınmaktadır. İzleyen bölümde dil, çok tanımı bulunmaktadır (Şen, Yıldız-Çiçekler
iletişim ve konuşma olarak temel kavramlar, bu ve Yılmaz, 2010). En temel anlamda dil, iletişi-
kavramların birbirleriyle ilişkisi ve arasındaki fark- mi gerçekleştirmek için işaretler sistemi aracılı-
lılıklara ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmektedir. ğıyla dünya hakkındaki düşünceleri temsil etmek
amacıyla kullanılan bir şifre/kod bilgisidir (Blo-
om ve Lahey, 1978). Bir başka tanımda ise dil is-
TEMEL KAVRAMLAR teğe bağlı sembollerin ve bu sembollerin kurallı
kombinasyonlarının kullanımı ile kavramların
İletişim açıklanmasını sağlayan ortak bir sosyal kod ya
da uluslararası bir sistemdir (Owens ve Robert;
İletişim; sözlük anlamına göre ‘duygu, düşünce 2005). Burada bahsedilen kod kavramı, ’herhangi
veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla bir şeyin bir başka şeyle temsil edilmesi’ anlamı-
başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, na gelmektedir (Konrot, 2011). Yazı yazdığımız,
komünikasyon’ olarak tanımlanmaktadır (www.tdk. plastikten yapılmış, içinde mürekkep olan nesne-
gov.tr). Alanyazında ise iletişim, bireyin karşıdaki nin “tükenmez kalem” kodu ya da oyun oynadı-
kişiye sözlü, yazılı ya da jest kullanarak vermek iste- ğımız, daire şeklinde olan plastik, içi hava dolu
diği mesajı aktarma süreci olarak tanımlanmaktadır oyuncağın ‘top’ kodu ile temsil edilmesi kod kav-
(Owens ve Robert, 2005). İletişimin amacı, uygun ramına örnek olarak verilebilir. Kod kavramının
araç kullanarak ve bu aracın aktarabileceği bir yol- farklı dillerde farklı olarak kullanıldığını; örneğin,
dan yararlanarak, hedefteki bireyde kendi tasarladığı Türkçede ‘top’ kodunun İngilizcede ‘ball’ kodu ile
düşünceyi oluşturma çabasıdır (Konrot; 2011). İle- temsil edildiğini belirtmek yerinde olacaktır. Tü-
tişim sürecinde, karşılıklı her iki taraf için de anlam- kenmez kalem ve top evrensel uzlaşmaya dayalı
lı olan bir mesaj bir kişi tarafından karşıdaki kişiye örneklerdir, diğer bir deyişle insanların zihinlerin-
gönderilmektedir, karşıdaki kişi de bu mesajı alarak de aynı kavramı çağrıştırmaktadır. Bu nedenle, bu
mesajda kodlanmış olan bilgiyi çözmektedir (Ülke- kodlar farklı dillerde birbiri ile aynı anlama gelen
Kürkçüoğlu; 2010). İletişim, bu anlamda bünyesin- kelimelerle ifade edilmekte yani sözel dilde kul-
de sosyal etkileşimi de barındırmaktadır, çünkü ile- lanılmaktadır. Dilin bu özelliğine ‘dar seçenekli
tişimin kurulabilmesi için iletişim ortağı ile karşılıklı uzlaşma’ denilmektedir (Konrot, 2011).
etkileşim söz konusudur.
3
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
4
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
rini kullanarak anadilini öğrenmesi ve söze dönüştürmesiyle gerçekleşmektedir (Yılmaz, 2011). Bu anlamda
konuşma, dil ve iletişimden farklı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dil, iletişim ve konuşma kavramı kısaca özetlenecek olur-
sa; iletişim bir amaç, bu amacı gerçekleştirmek için dil bir Konuşma
araç ve konuşma da dilin çeşitli fiziksel hareketler ile eyleme Zihinsel bir olgu olan dilin sese dönüştü-
dönüşmüş halidir (Konrot, 2011). İzleyen bölümde dilin rüldüğü bir davranıştır.
bileşenlerine ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmektedir.
Öğrenme Çıktısı
1 Dil, iletişim ve konuşma kavramlarını açıklayabilme
5
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
6
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
nın bu söylem ile ne ifade etmek istediğinin analiz Kitabınızda buraya kadar dil, konuşma ve ile-
edilmesidir (Alev, 2011). Örneğin; birisi ‘Sandalyeni tişim kavramlarını ve dilin bileşenlerine ilişkin
biraz çeker misin?’ ifadesini kullandığında soru sor- açıklamalara yer verilmiştir. İzleyen bölümlerde
madığı, nezaket kurallarına uygun olarak isteklerini çocuklarda dil ve iletişim gelişimi genel hatlarıyla
belirttiği anlaşılmaktadır. Soru sözcükleri ile ricada açıklanmaktadır.
bulunmak, dilin kullanımbilgisi bileşeni ile ilgilidir.
Öğrenme Çıktısı
2 Dilin bileşenlerini açıklayabilme
BEBEKLİK VE ERKEN ÇOCUKLUK söz içeriğinin edimsöz amacı ile uygun olması duru-
DÖNEMİ (0-36 AY) DİL VE munda gerçekleşmektedir (Maviş, 2011a). Aşağıda bir
İLETİŞİM GELİŞİMİ iletişim döngüsüne örnek yer almaktadır;
İletişim amaçlı bir davranıştır ve dilin sosyal A: (Arkadaşını uyarmak isteyen biri) (edim söz)
boyutu ile ilgilidir. Erken dönemde bebekler her ne Bak! Pantolonun çamur olmuş(düzsöz).
kadar konuşamasalar da anneleri ya da bakıcılarına B: Eveeeet, şimdi farkediyorum, uyarın için te-
gereksinimlerini ifade edebilmektedirler. Konuşma şekkür ederim (uyarı olarak algılaması) (etkisöz).
öncesi dönemde bebeklerdeki iletişim davranışları
başlangıçta amaçsızdır, annelerinin davranışların- Bebeklerin iletişim davranışları edimsöz-düzsöz-
dan yola çıkarak zaman içerisinde daha amaçlı bir etkisöz döngüsünden farklı gelişmektedir. Bebeklerin
iletişim kurmaya başlarlar (Kuder, 2013). 6. aydan ilk davranışları iletişim kurmak amacı ile gerçekleş-
itibaren bebekler çeşitli jest, mimik kullanarak is- mez bu nedenle bebeklerin ilk aşamada edimsöz kul-
teklerini annelerine iletmeye başlarlar. landıklarını söylemek doğru olmaz. Bebeğe bakım
İletişim kurabilmek amacı ile iletişim niyetlerinin- veren kişi bebeğin davranışlarını yorumlayarak bir
amaçlarının aktarılış biçimleri bebeklik döneminde anlam çıkarmaya (acıktı, karnı ağrıyor, korktu vb.) ve
sözel olmayan iletişim davranışları ile başlar ve uygun tepki vermeye (etkisöz) çalışır. Bebekler yakla-
giderek sözcüklerin biçimlenmesi ile dil, bu iletişim şık 6. aydan itibaren iletişimde daha amaçlı davranış-
amaçlarına yönelik işlev görmektedir (Topbaş, 2011c). lar sergilerler (örneğin nesne istemek için oyuncağına
Bir yetişkinin iletişim süreci; iletişim kurmak için bakmak, işaret etmek vb.) (edim söz) ve yine bakım
bir amacı (edimsöz), bu amacı yerine getirmek için veren kişiler bu davranışlara uygun tepkiler verirler.
yararlandığı bir sözce (düzsöz) ve iletişim ortağının bu Bebekler bu dönemlerde iletişim kurmak için daha
duyduğu sözceden bir anlam çıkarması (etkisöz) şek- çok jest ve mimik kullanırken, 1. yaştan itibaren söz-
linde gerçekleşmektedir. İletişim amacı olan bir dav- cük kullanarak (düz söz) iletişim kurmayı öğrenirler.
ranıştır, kişiler bu amaç doğrultusunda bir davranış İzleyen bölümde konuşmaya henüz başlamayan
(konuşma, işaret etme vb.) sergilerler ve iletişim ortağı bebeklerin ve konuşma sürecindeki çocukların dil ve
bu davranıştan bir anlam çıkarır. En iyi iletişim, düz- iletişim gelişimine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
7
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Bebeklik Dönemi (0-12 Ay) Dil ve Emme, yutma, ağlama gibi davranışlar refleksif
İletişim Gelişimi davranışlardır. Bebeklerin ağlama yoluyla çıkardı-
Bebeklerin doğumlarından ilk sözcüklerini kul- ğı sesler, ilk zamanlar rastlantısal çıkmakla birlikte,
lanmaya başladıkları döneme kadar olan evre ‘söz bir süre sonra bu sesler rahatsızlık, memnuniyet
öncesi dönem’ olarak adlandırılmaktadır (Maviş, gibi durumlara göre farklılaşmaktadır. Anneler be-
2011a). Dilin altyapısının oluştuğu bu dönem, be- beklerinin ağlamalarını dikkatli bir şekilde dinledi-
bekten bebeğe bireysel farklılıklarla birlikte genel- ğinde, acıkma ağlaması ile memnuniyetsizlik ağla-
likle yaşamın 0-12 aylık sürecine denk gelmektedir. masının farklı olduğunu anlayabilmektedir (Avcı,
2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011)
8
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Ses oyunları evresinde bebekler, babıldama ler ya da konuşmalar bebeğin anadilindeki sesler-
döneminde edinmiş oldukları sesleri tekrarlama, dir (örn: bebeğin kendi battaniyesine nani demesi
uzatma, kısaltma, yüksek ya da alçak tonda söyle- gibi)(Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). Bu
me gibi davranışlar sergilerler. Bebeklerin bir ön- dönemde çocukların seslendirmeleri bir yetişkin
ceki evrede edinmiş oldukları heceleri arka arkaya konuşması gibidir, bu evre bebeğin dil üretimine
tekrarlaması ‘tekrarlı babıldama’ (örn; ba-ba-ba, geçtiği evredir (Kuder, 2013).
de-de-de), farklı heceleri birlikte kullanması ise
‘çeşitlendirilmiş babıldama’ (örn; ba-ga-bi) olarak
adlandırılmaktadır. Bu sözcükler anlamlı sözcükler Jargon
değildir dolayısıyla bebek ‘baba ya da dede’ ifade- Belli bir duruma özel olarak kullanılan söz
sini kullanmış kabul edilmemektedir (Avcı, 2004; ya da söz grubudur.
Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011).
Bu evrede işitme ön plana çıkmaktadır. Dil, iletişim ve konuşma kavramları birbiri ile
Bebeklerin çevrelerinde duydukları sesler, heceler, iç içe kavramlardır. Dolayısıyla bir alandaki gelişim
sözcükler ve konuşmalar ilgisini çekmekte, be- bir diğerinin gelişimini doğrudan etkilemektedir.
bekler çeşitli sözcükleri algılamaya başlamakta ve
günlük yaşamda sık kullanılan sözcüklerin farkına
varabilmektedir. İnsanlar kendilerine yönelik ko-
Konuşma
nuştuğunda, bebekler bu duruma gülümseyerek ya Çocukların dil gelişiminde en önemli aşama,
da ses çıkararak cevap vermekte, konuşmalardaki sözcükleri bir cümle şeklinde bir araya getirme aşa-
kızgınlık ve memnuniyet seslerini ayırt etmektedir- masıdır. Bu aşamaya çocuklar yaklaşık 18-20 aylar
ler (Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). arasında ulaşabilmektedir (Demir, 2011).
Çocukların tek, iki ve üç sözcükleri edinim ve
kullanım zamanları birbirinden kesin çizgilerle ayrı-
Ekolali lamaz (Avcı, 2004). Bireysel farklılıklar, sosyo-eko-
Ekolali evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık ola- nomik ve kültürel koşulların yarattığı uyarıcıların
rak 8-12 aylık dönemine denk gelmektedir. Ekolali çocuktaki yansımaları, anne-babanın çocuğa karşı
duyulan kelimenin tekrar edilmesi anlamında kul- yaklaşımındaki tutarlılık düzeyi, konuşma aşamaları-
lanılan bir sözcüktür. Bu dönemde bebekler çev- nın da başlama zamanını değiştirebilmektedir (Yapıcı,
relerindeki sesleri tekrarlama ya da taklit etmeye 2004). Ancak bu sözcüklerin kullanımı kendi içinde
çabalarlar. Bu taklitler birebir yetişkinin kullanmış bir gelişimi takip etmektedir. İlerleyen bölümde, ço-
olduğu sözcüklerin aynısı değil benzeridir (Avcı, cukların tek, iki ve daha fazla sözcüklü cümle kurma-
2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). Ekolalik ko- larına ilişkin açıklamalara yer verilmektedir.
nuşma gelişimsel olarak ortaya çıkan normal bir
durumdur, zaman içerisinde bu konuşmalar yerini
anlamlı konuşmalara bırakmaktadır (Kuder, 2003). Tek Sözcük Kullanma
Bebekler anlamlı ilk sözcüklerini 11-13 ay ara-
sında çıkarırlar. Bu sözcükler, genellikle çocuğun
Ekolali yakın çevresinde bulunan kişilerin, nesnelerin ve
Duyulan sesin/sözcüğün/cümlenin hemen eylemlerin (baba, top, su, git vb.) isimleri olmakta-
ya da gecikmeli olarak tekrar edilmesidir. dır (Avcı, 2004; Maviş, 2011a). Çocukların ilk söz-
cüklerinin daha çok isimlerden oluşmasına rağmen
bu sözcüklerin isim olmadıkları; fakat kullandıkları
Jargon sözcüklerin aynı zamanda bir cümleye eşit olduğu
Jargon evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık alanyazında ileri sürülen bir görüş olmakla beraber
olarak 10-14 aylık dönemine denk gelmektedir. bu görüşe karşı çıkan ve cümle olmanın gerekleri
Jargon belli bir duruma özel olarak kullanılan olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. (Maviş,
söz ya da söz grubudur. Bebeklerin bu dönemde 2011a). Örneğin, çocuk ‘baba’ dediğinde babasını
sesleri, kullandıkları vurguları, ezgileri ve heceleri işaret ediyor veya babasının nerede olduğunu soru-
yetişkin konuşmasına benzer niteliktedir. Bu ses- yor olabilir.
9
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Tek sözcük kullanım döneminde çocuklar, iki sözcüklü yapı birden fazla anlama gelebilmek-
yetişkinlerden farklı olarak kullandıkları sözcük- tedir. Yetişkin çocuğun ne demek istediğine konuş-
leri daha geniş göndergeye (anlam) uygulayarak manın bağlamına göre karar verir. Örneğin; ‘anne
kullanırlar (Maviş, 2011a). Çocuktaki bu anlam top’ diyen bir çocuk annesinden uzanamadığı topu
kargaşasına ‘anlam genişlemesi’ denilmektedir. istiyor, annesine herhangi bir topu gösteriyor veya
Anlam genişlemesi annesi ile top oynamak istiyor olabilir.
tek ve iki sözcüklü
dönemin evrensel
dikkat Çocuğun ek ya da takı kullanmadan konuş-
bir gelişimi olabi-
Gönderge ‘dış dünyada yer masına ‘telgraf konuşması’ adı verilmektedir.
lir (Maviş, 2011a).
alan, bir göstergenin belirt-
Çocukların ‘buu’
tiği nesne veya varlık’ an-
sözcüğü yalnızca Telgraf tipi cümlelere zamanla, iki sözcük arasın-
lamına gelmektedir (www.
suya değil içilebilen daki ilişkiyi gösteren sözcükler de eklenir. İki söz-
tdk.gov.tr). Kedi gönderge-
tüm sıvılara, ‘baba’ cükten oluşan cümle aşaması, söz dizimi ve anlam
ye örnektir, k-e-d-i harfleri
sözcüğünü kendi bilgisi ile ilgili birçok ikili ilişkilerin uygulandığı bir
ile yazılan sözcük ya da kedi-
babasına değil tüm aşamadır (Yapıcı, 2004). Bu aşamada çocuklar, sahip
nin resmi ise bu göndergeye
erkeklere kullanması olan-sahip olunan (annenin çorabı), faaliyeti yapan-
ilişkin farklı göstergelerdir.
bu duruma örnek yapılan faaliyet (kedi uyuyor) ve faaliyet-nesne (çor-
olarak verilebilir. bayı iç) ilişkilerini gösteren cümleler kullanabilirler
(Maviş, 2011a; Yapıcı,2004). Türk çocukları ile ya-
pılan dil gelişimine ilişkin araştırmalarda, çocukların
Çocuğun bir sözcüğü birden fazla anlama tek ve iki sözcüklü dönemlerde durum eki bildiren
gelecek şekilde kullanmasına anlam geniş- –i ve yön bildiren –e, iyelik eki olan –m ve tamlayan
lemesi denilmektedir. eki –nin, zaman eklerinden –yor ve –di yapılarını
kullandığı vurgulanmaktadır (Maviş, 2011a).
Alıcı Dil
• Konuşan kişiye döner ve en az 5 sn bakar.
• Tanıdık bir ses duyduğunda sakinleşir/susar.
• Sıklıkla konuşanın ağzını ve dudaklarını izler.
0-3 Ay İfade Edici Dil
• Acıktığını ya da rahatsız olduğunu belirten özel bir tür ağlaması vardır.
• Yalnızken sesleme(babıldama/mırıldanma) yapar.
• Memnun olduğu zamanlarda bunu belirten seslemeler yapar.
• Kendisi ile konuşulduğunda güler, sesler çıkarır.
Alıcı Dil
• Konuşan kişiyi bakınarak arar.
• Başını çevirerek sesin yerini(hangi yönden geldiğini) bulur.
• Ses duyduğunda mırıldanmayı bırakır.
3-6 Ay İfade Edici Dil
• Yetişkinin çıkardığı sesleri taklit ettiğinde sesleme yaparak karşılık verir.
• İki tane tanımlanabilir ünlü ile heceler üretir.
• Çığlık atar(acıdan değil).
• ‘k’,’g’, ‘h’ gibi ünsüz sesler üretebilir.
• ‘b’, ‘m’, ‘v’, ‘d’,’n’ ve ‘r’ gibi ünsüzler üretir.
Alıcı Dil
• Adına tepki verir.
• ‘güle güle’, ‘anne’, ‘yukarı bak’ sözcüklerini ayırt ediyor görünür.
• ‘hayır’ denildiğinde durur, bakar veya çekinir.
• Aile üyelerinin adlarını ayırt eder.
6-9 Ay • Belli bir zaman diliminde başkalarının sohbetine dikkatini yöneltir.
• Sık kullanılan ya da sık gördüğü nesnelerin isimleri söylendiğinde onları fark eder.
İfade Edici Dil
• Sözel oyunlar oynar.
• Ünlü ünsüz sırasında hecesel tekrarlar üretir.
• Bazı uygun jestleri kullanır.
• Ayna karşısında kendi görüntüsüne seslemeler yapar.
Alıcı Dil
• ‘bana ver’, ‘nerede’ gibi basit istek ve yönergeleri anlar.
• Annenin baktığı yere bakar.
• Müzik ya da şarkı çaldığında tepki verir.
İfade Edici Dil
9-12 Ay • Ağlamadan sesleme yaparak istediklerini belirtir.
• Değişik perdelerde/tonlamalarda
seslemeler yapar.
• Oyuncaklarına sesleme yapar.
• Bazı sözcükler için farklı bir sözcük uydurabilir.
• Bazı isteklere uygun sözel tepkilerde bulunur.
• Sıklıkla 1 ya da daha fazla belirli, anlamlı sözcük üretir.
Alıcı Dil
• Duyguları gösteren yüz ifadelerine tepki verir.
• Bildiği nesneler sözel olarak istendiğinde alıp, getirir.
• Çeşitli vücut bölümlerinin adları söylendiğinde ayırt eder.
• Sorulduğunda giysi bölümleri/parçaları gösterir.
İfade Edici Dil
• Bir başkasının dikkatini bir nesneye çeker.
• Hayvan seslerini taklit eder.
• İstendiğinde 2 ya da daha fazla nesnenin adını sözel olarak adlandırır.
12-18 Ay • Kendiliğinden 5 ya da daha fazla sözcük kullanır.
• İstemediği bir eylemi durdurur.
• Nesne ya da eylem ister.
• Gideceğini anladığında kendiliğinden el sallar.
• Yetişkinin sohbet sırasında kullandığı sözcükleri anlaşılmaz şekilde taklit eder.
• Zaten sözcük dağarcığında olan sözcükleri taklit eder.
• Yeni sözcükleri taklit eder.
• Durum eki (-i hali) kullanır.
• Bilinen geçmiş zaman(-di) kullanır.
• Sözcük dağarcığı sürekli artar.
11
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Alıcı Dil
• İpucu için bir başkasının yüzünü dikkatle izler.
• Eylem sözcüklerini anlar.
• Adı söylenen 5 ya da daha fazla resmi işaret eder.
• İki aşamalı yönergelere uyar.
• Kişi eklerin anlar.
• Olumsuz yapıları anlar.
• Sahiplik/iyelik eklerini anlar.
İfade Edici Dil
• Kendiliğinden 20 ya da daha fazla sözcük kullanır.
• İhtiyaç duyduğunda ya da istendiğinde işaret etmektense sözcük kullanmaya başlar.
• İki ya da daha fazla sözcüğü birleştirerek kullanır.
18-24 Ay • Çevresindeki sesleri taklit eder( hayvan, araba ya da oyundaki sesleri).
• Her hafta yeni sözcükler edinir ve daha fazla kullanır.
• Durum hal eki (-e), (-de),(-den),(-in),(-le) kullanır.
• İyelik eklerini kullanır.
• Şimdiki zaman ekini kullanır.
• Tekil kişi eklerini kullanır.
• Çoğul eklerini kullanır.
• Çoğul kişi eklerini kullanır.
• Gelecek zaman ekini kullanır.
• Öğrenilen(duyulan) geçmiş zaman ekini kullanır.
• Geniş zaman ekini kullanır.
• Soru eklerini kullanır.
• Edilen yapıları kullanır.
• Konuşması yarı yarıya anlaşılır.
Alıcı Dil
• Vücudun küçük bölümlerini gösterir.
• Genel akrabalık terimlerin bilir.
• Eylemle ilişkili nesneyi bilir.
• Yer bildiren terimleri anlar.
• Bir tane kavramını anlar.
24-30 Ay İfade Edici Dil
• İletişim amacıyla 3-4 sözcük kurar.
• Basit sorulara uygun cevap verir.
• Giderek artan sayıda soru sorar.
• Zamirleri(adıl) kullanır.
• Jargon ile ekolali çoğunlukla biter.
• Fonemleri doğru kullanır.
• Sözcük dağarcığı hızla artar.
Alıcı Dil
• Resimlerde gösterilen eylemle ilişkili nesneyi bilir.
• Sık kullanılan eylemleri anlar.
• ‘Büyük’ ve ‘küçük’ kavramlarını anlar.
• Yer bildiren terimleri anlar.
30-36 Ay İfade Edici Dil
• ‘Acıktığında, üşüdüğünde, susadığında ne yaparsın’ sorularına cevap verir.
• Sorulduğunda adını soyadını söyler.
• Kısa sohbet eder.
• Konuşması tam olarak anlaşılır.
• 200-300 sözcük kullanır.
Kaynak: 0-36 Ay Gelişimi Risk Altındaki Çocuklar İçin Gelişimsel Destek Programı(GEDEP)(Diken, 2015).
Tablo 1.1’den de anlaşılacağı gibi bebek ve çocukların dil gelişimi 0-36 ay arasında hızlı bir gelişim gös-
termektedir. Bebeklerin doğuştan getirdiği refleksif ağlama sesler, bilişsel gelişim ile birlikte bir süre sonra
uzun cümleler halini almaktadır.
Öğrenme Çıktısı
3 Söz öncesi ve sözcük öğrenme döneminde dil gelişimini açıklayabilme
12
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
13
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
14
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
şimdi, dün, bugün, yarın’ gibi soyut ve duruma göre ğumla birlikte sözel olmayan iletişim davranışları
değişkenlik gösteren ve konuşan kişinin bakış açı- ile başlamakta, diğer gelişim alanları ile birlikte
sına bağlı olan sözcüklerdir(Maviş, 2011b; Topbaş, ilerlemekte, konuşmanın başlaması ve sözcüklerin
2011b).Çocuklar okulöncesi dönemde bilişsel geli- biçimlenmesi ile dil, iletişim amaçlarına uygun iş-
şime paralel olarak yer ve zaman, nesne ve nesne, lev göstermeye başlamaktadır(Kuder, 2013; Topbaş
nesne ve olay arasındaki ilişkileri belirlemeye yöne- ve Maviş, 2011).
lik sözcük anlamlarını da edinirler(Topbaş; 2011b). Dilin kullanımbilgisi yeteneği çocukların do-
Örneğin; ‘ Masa toptan daha ağır’ cümlesindeki ğuştan getirdiği ve değişmez beceriler değillerdir.
‘daha’ kelimesinin anlamını edinebilirler. Dolayısıyla Sosyal etkileşim ve dil kullanım yetisinin gelişi-
çocuklarda anlambilgisi gelişimi somut kelimeler- mine paralel olarak dilin kullanımbilgisi bileşeni
den soyut kelimelere doğru bir sıra izlemektedir. gelişim gösterir(Alev,2011). Okulöncesi dönemde
Gösterici sözcüklerin edinim yaşları tam olarak be- çocuklar bulundukları bağlamda var olan nesne
lirlenememiş olmasına rağmen çocuklar ilk önce kişi ve olayları tanımlamayı öğrenirler. Benzer şekil-
göstericilerini, sonra de istek ve ihtiyaçlarını belli etmek için dili etkin
takılarla ilgili olanla- olarak kullanırlar, soru sorarlar ve birçok soruya
rı (arkasında, önün- dikkat da cevap verirler(Paul, 2007). Karşılıklı konuş-
de vb.), en son ola- Gösterici sözcük; bir nes- mada sıra almaya, sohbet konusu açmaya, yeni
rak da zamanla ilgili nenin seslendirilmesi, gör- ve ilişkili bilgi ile konuşmaya katkıda bulunma-
olanları (yarın, dün selinin tanınması gibi farklı ya başlarlar. Bu becerilerin kullanımı öncelikle
gibi) anlamlandıra- yollarla tanınmasını sağlayan okulöncesi dönemde başlasa da çocuklar bilişsel
rak öğrenirler(Maviş sözcüklerdir(www.tdk.gov.tr). ve sosyal yönden geliştikçe artmaya devam eder
2011; Maviş, 2011b). (Maviş, 2011b). Okul öncesi dönemde çocukla-
rın kurdukları iletişimin amaçları, izleyen biçim-
Okul Öncesi Dönemde de sıralamaktadır: a) soru sormak, bilgi istemek;
Kullanımbilgisi (Pragmatik) Gelişimi b) sorulara cevap vererek ya da bilgisi doğrultu-
sunda soru sormak, c) olayları, nesneleri anlamak
Dil edinim süreci çocuğun, kendiliğinden baş-
ya da anlatmak, d) inançları, tutumları, duyguları
kalarıyla iletişim kurmayı öğrenme sürecidir. Dil
ve gerekçeleri belirtme (Dore, 1974’den aktaran
sosyal bir olaydır. Dili ortaya çıkaran kurallar ve
Uzuner, 2001).
anlamlar sosyal bir anlaşma üzerine kurulur, ço-
cuğun okul ile birlikte girmiş olduğu yeni sosyal Okul öncesinde çocuklar giderek daha net me-
çevre de dilin kullanımbilgisine yönelik yeni bece- sajlar tasarlamaya başlarlar ve konuşmalarını karşı-
riler edinimine katkı sağlar(Diken, 2016; Topbaş larındaki kişinin/dinleyicinin ihtiyaçlarına göre dü-
ve Maviş; 2011). Dilin sosyal bağlamda kullanıl- zenlerler. Karşılarındaki kişinin kendilerini anlayıp
ması dilin kullanımbilgisi (pragmatik) bileşeni ile anlamadığını izlemeye ve gerekirse mesajı tekrar
ilgilidir. etmeye başlarlar(Diken, 2016). İleri dönemlerde
çocuklar yeni beceriler edindikçe dilin kullanımbi-
İletişim amaçlı bir davranıştır. Kişiler gereksinim
lim becerileri de gelişmeye devam eder.
belirtmek, istek belirtmek, bilgi edinmek, bilgi
aktarmak, ilişki kurmak, koruma ve korunmak, Kitabınızın bu bölümünde okul öncesi dönem
duyguları aktarmak için iletişim girişiminde dil ve iletişim gelişimi hakkında detaylı bilgiler
bulunurlar. Bebeklikten erişkinliğe kadar iletişim okudunuz. 36-72 ay arası çocukların dil gelişim
girişimlerinin amacı aynı olmaktadır. İletişim do- özellikleri Tablo 1.2’de verilmiştir.
15
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
16
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Okulöncesi dönemde gelişmeye başlayan okuma Okul öncesi dönemde çocuklar bazı işaretleri tanır-
yazma becerileri erken okuryazarlık olarak adlandı- lar, adlarını yazabilirler ve bazı yazıları okuyormuş
rılmaktadır. Erken okuryazarlık çocukların erken gibi yapabilirler(Ege, 2011a). Çocukların bu dö-
dönemde formal okuma-yazma öğretimine başla- nemdeki yazma etkinlikleri ise çiziktirmelerdir ve
madan önceki dönemde, okuma yazmaya ilişkin ka- ileri yaşlara doğru bu çiziktirmelere yazabildikleri
zanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumlar harfler de eşlik eder (Maviş, 2011b).
olarak ifade edilmektedir (Uzuner, 1997; White- Erken okuryazarlık becerilerinden olan harf
hurst ve Lonigan, 1998’den akt.Kargın, Ergül, Bü- bilgisi kısa ve uzun vadede okuma başarısının
yüköztürk ve Güldenoğlu, 2015). Bu beceriler; a) önemli bir yordayıcısıdır. Araştırmalar çocukların
sözcük bilgisi, b) yazı farkındalığı, c) harf bilgisi, d) sesleri öğrenirken ve sözcükleri okurken harflerin
sesbilgisel farkındalık ve e) dinlediğini anlama bece- isimlerinden yararlandıkları; bu nedenle harf
risidir. Çocukların erken dönemde edinmeye başla- bilgisinin ses bilgisel farkındalığın gelişiminde bir
dıkları bu beceriler, okul yıllarındaki okuma yazma önkoşul beceri olduğu ifade edilmektedir(Kargın
becerilerindeki başarıyı artırmaktadır. ve ark., 2015). Harfler seslerin görsel biçimleridir,
Sözcük dağarcığının genişliği çocukların okul dolayısıyla okuma yazma becerilerinin gelişebilmesi
dönemi okuma yazma becerilerinin gelişimin- için çocuğun fonolojik gelişiminin de tamamlanmış
de önemli bir yere sahiptir. Çocuğun sözcük olması gerekir(Ege, 2011a). Çocuklar okurken yal-
dağarcığının geniş olması, okuma sırasında gerekli nızca harfleri çözümlemezler; kendi dünya bilgileri-
olan sözcük çözümlemeyi kolaylaştıracak ve akıcı ni de kullanarak metinle etkileşim haline girerler ve
okumayı destekleyecektir(Fowler, 1991; Metsala, kendi anlamlarını yaratırlar (Turan ve Ege; 2003).
1999; Kargın ve ark., 2015) Sesbilgisel farkındalık erken okuryazarlık be-
Yazı farkındalığı erken okuryazarlık becerilerin- cerisidir. Geliştirilen tüm okuma kuramlarının
den biridir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar, yazı merkezinde yer alan sesbilgisel farkındalık becerisi,
yazma becerilerini geliştirirken izleyen evrelerden genel olarak farklı sesleri ayırt edebilme anlamına
geçerler: a) aynı harflerin tekrar edilerek yazı ya- gelmekte, alfabetik ilkeye dayalı harf-ses ilişkileri-
zıldığı, b) alfabedeki harflerle çok farklı sözcükler nin sözcük yapısındaki sesbilgisel organizasyonunu
oluşturulabildiği (örneğin, a sesi ile at, araba, ay, anlama becerisi olarak tanımlanmaktadır(Kargın
ayı ve armut sözcüklerinin oluşabileceği), c) yazı ve ark., 2015 ; Wright ve Jacobs, 2003).Seslerin bir
ile sembolize edilen nesne arasında şekil olarak bir araya gelerek sözcükleri oluşturduğunun ve bu ses-
benzerliği olmadığı (örneğin, bardak sözcüğünün lerde yapılacak çeşitli değişikliklerin sözcüğü de de-
yazılı şekli ile bardağın birbirine benzememesi), ğiştireceğinin bilinmesi bu beceri ile ilgilidir (Ege;
d) aynı harfin farklı şekilde yazılabildiği (büyük- 2011a). Sesbilgisel farkındalık; sözcükleri seslere
küçük harf farkındalığı) ve e) sayfa düzeni (yazı ayırma, ilk veya son sesi atma, verilen seslerden
yazma yönü ve yazının yazılacağı satır aralığı) özel- sözcük oluşturma gibi süreçlerden oluşmaktadır.
likleridir (Üstün, 2007). Yazı farkındalığı, yazılı Sesbilgisel farkındalığın gelişim evreleri vardır
materyallerin çok olduğu ortamlarda ve yazı ile ve bu beceriler izleyen sıraya göre kazanılmaktadır
ilgili etkinliklerin (örn., anne-babanın çocuğa ki- (Erdoğan; 2011; Turan ve Gül, 2008):
tap okuması) sık yapıldığı durumlarda gelişen bir
a. Uyak becerileri (örn: patates ile domates
beceridir(Kargın ve ark., 2015). Çocuklar okul
sözcüklerinin uyak olarak birbirine benze-
öncesi dönemde gördükleri yazıların bir anlamı ol-
diğinin farkında olma),
duğunun farkındadırlar ve okuma bilmeseler de ez-
berden okuyormuş gibi davranışlar sergileyebilirler. b. Sözcükleri hecelerine ayırma (örn: kalabalık
Günlük yaşamlarında aşina oldukları yiyeceklerin, sözcüğünü ka-la-ba-lık şeklinde heceleye-
ortamların isimlerini görsellerinden çıkarım yapa- bilme),
rak (içtiği süt, gidilen market, akaryakıt istasyonu c. Aynı sesle başlayan sözcükleri tanıyabilme
vb.) okumaya başlarlar. (örn: bebek-balık ),
Yazma da benzer şekilde bir iletişim amacıyla d. Aynı sesle biten sözcükleri tanıyabilme
kullanılır. Yazarken anlam yaratılır ve iletilir (Ege, (örn: al-el ),
2011a). Dolayısıyla okuma ve yazma becerileri e. Sözcükteki heceleri ve sesleri ayırma (örn:
birbirinden ayrı değil birlikte gelişen becerilerdir. top sözcüğünü t-o-p şeklinde ayırabilme)
17
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
f. Sözcükteki heceleri ve sesleri birleştirme (örn: ile yakından ilişkili olup; bu beceride başarılı ol-
karışık halde verilen lem-ka hecelerini birleşti- mak için çocukların dilin anlambilim(semantik)
rerek kalem sözcüğünü oluşturabilme) ve sözdizimsel(sentaks) yapısını kazanmış olması
g. Bir sözcükteki sesleri manipüle edebilme ile de ilişkilidir. Dili anlama boyutunda öncelikli
(örn: tabak sözcüğündeki ‘t’ sesi yerine ‘k’ olarak sözcük dağarcığı/bilgisi ön planda bulun-
gelirse kabak sözcüğünün oluşturabilme) makta, sözdizimsel anlama için ise daha karma-
şık yapıların çocuklar tarafından anlaşılabilmesi
Dinlediğini anlama becerisi de erken okur-
gerekmektedir(Kargın ve ark., 2015).
yazarlık becerilerindendir. Okumanın en önemli
amacı, okuduğunu anlama olduğundan; bu bece- Kitabınızın bu bölümüne kadar bebeklik, erken
rinin önkoşul becerilerinden biri olan dinlediğini çocukluk ve okul öncesi dönem dil ve iletişim gelişimi
anlama becerisi, etkin okuma etkinliği öncesinde genel hatlarıyla açıklanmıştır. Dil ve iletişim gelişimi
erken okuryazarlık becerileri içerisinde önemli okul döneminde de devam eden bir süreçtir. Dolayı-
bir yere sahiptir(Kargın ve ark., 2015). Dinledi- sıyla izleyen bölümde okul döneminde olan çocuklar-
ğini anlama, çocukların var olan dil performansı daki dil ve iletişim gelişimi konusu ele alınmaktadır.
Öğrenme Çıktısı
4 Okul öncesi dönem çocuklarda dil ve iletişim gelişimini dilin bileşenleri açısından
açıklayabilme
5 Okulöncesi dönem okuryazarlık gelişimini açıklayabilme
18
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
19
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
eder. Atasözleri ve deyimler de okul döneminde kullandıkları sözcük yapıları ve cümleler giderek
kazanılmaya başlayan yapılar arasındadır. Bu söz- karmaşıklaşmaktadır (Alev, 2011; Maviş ve Top-
cüklerin anlamı soyutlaştıkça anlaşılması da zor- baş, 2011; Topbaş, 2011a).
laşmaktadır. Örneğin ‘Damlaya damlaya göl olur’ Okul döneminde gelişimi ön plana çıkan be-
atasözünün anlaşılması ve edinimi, ‘Demir tavında cerilerden biri de sohbet becerileridir. Sohbet
dövülür’ atasözünden daha erken olmaktadır (Ma- becerileri; konuyu başlatma, sohbette sıra alma,
viş, 2011b; Topbaş, 2011a). Dolayısıyla, ilerleyen sohbet sırasında oluşan kopuklukları düzeltme/
okul yıllarında mecaz anlamlı atasözlerinin edinimi onarma, açımlama ve konuyu sürdürme stratejile-
erken yıllara göre daha fazla sayıda olmakta: ayrıca, rinin öğrenilmesi gerekir. Okulda kullanılan eği-
edinilmiş bir atasözü diğer atasözlerinin edinimine tim dili, sıra almaya, izin alarak konuşmaya, soru
de temel oluşturmaktadır (Keklik, 2015). sorulmasına ve cevap verilmesine dayanan yapı-
landırılmış bir sohbettir. Çocuklar okul dönemin-
Okul Döneminde Kullanımbilgisi de bu yapılandırılmış sohbetin resmi kurallarını
öğrenirler (Alev, 2011; Maviş ve Topbaş, 2011;
(Pragmatik) Dil Gelişim
Topbaş, 2011a).
Çocuklar düşüncelerini ifade etmek ve
Çocuklar okul döneminde eylem veya olaylara
gereksinimlerini elde etmek için sözcükleri,
ilişkin karşıt görüşler geliştirerek, akranlarıyla tar-
sesleri ve cümleleri etkili ve işlevsel bir şekilde
tışmayı, düşüncelerinin gerekçelerini açıklamayı ve
kullanabilecek yeterliğe sahip olmalıdırlar (Topbaş,
kiminle nasıl konuşacağını öğrenirler. Çocuğun ye-
2011a). Pragmatik dil becerilerin gelişimi, konuş-
tişkinle konuşurken daha çok nezaket sözcüğü kul-
manın ortaya çıkmasından önce başlar, çocuğun
lanması, akranı ile konuşurken ise daha günlük bir
yaşı ve deneyimleriyle birlikte artmaya devam eder.
dil kullanması bu duruma örnek olarak verilebilir.
Özellikle 5 yaşından itibaren pragmatik dil bece-
rileri, yanı sıra ilerleyen bilişsel becerilerle de hızla Bu dönemde çocuklar sohbetlerinin içeriğine
gelişmeye başlar. Örneğin çocuk okulöncesi dö- yönelik izleyen çeşitlilikte beceriler edinirler:
nemde bir olayı giriş, gelişme ve sonuç düzeninde Açımlama yapma: Bir sohbette meydana gelen
mantıksal bir sıra ile anlatmakta zorlanırken; okul yanlış anlaşılma ya da iletişim kopukluğunu gider-
yıllarında bu mantıksal sırayı izleyerek basit bir mek adına, konu ile ilgili farklı ve yeni terimler
hikâyeyi başından sonuna kadar anlatabilir (Alev, kullanarak sohbeti düzene sokma becerisidir. Okul
2011). Dilin kullanım (pragmatik) bileşeni, dilin dönemi ile birlikle çocukların, sohbetlerde açımla-
konuşulduğu ortam, çevre etkileri, konuşmacıların ma yapma becerileri gelişmeye başlamaktadır (Alev,
niyeti, duyguları, konuşan ile dinleyici arasında- 2011; Maviş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
ki etkileşim ile ilgili olmaktadır (Topbaş, 2011a). Konu sürdürme: Sohbeti belirli kurallar
Okul döneminde çocuklar, dilin resmi yapısını dâhilinde, sıra alarak, iletişim ortağının konuşma-
ve sosyal bağlamda kullanımını edinmektedirler sına uygun cevaplar vererek devam ettirme beceri-
(Alev, 2011). sidir. Okul dönemi ile birlikte çocukların bu bece-
Okul döneminde çocukların bir konu üzerinde rilerinde de artış gözlenmeye başlamaktadır (Alev,
metin oluşturma becerileri gelişmeye başlar. Metin 2011; Maviş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
üretimi; konuşma ya da yazma amaçlarının saptan- Betimleme ve açıklama: Çocuklar betimleme
ması, söylem tasarımı, düşünceleri belirli bir plan yapmaya başladıklarında kendilerini en çok ilgi-
dâhilinde birbiri ile bağıntılı olarak sıralama ve lendiren kısımdan başlarlar ve başkalarının bakış
cümleleri doğru bir dilbilgisi ile yazma gibi birçok açılarını denetleyemezler. Okul dönemi ile birlikte
beceriyi içermektedir (Alev, 2011; Maviş ve Top- betimle yapmak için kullanılan uygun dil yapıları-
baş, 2011; Topbaş, 2011a). nı edinmeye başlamaktadırlar (Alev, 2011; Maviş
Okul dönemi çocuklarda söylem ve anlatı be- ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
cerileri de gelişmeye devam eder. Bir olayın sıralı Kod değiştirme: Okul döneminde çocuklar bir
tanımlanması olan söylem ve anlatı becerileri, okul yetişkinle ya da arkadaşı ile konuşurken kullandığı
dönemi ile birlikte çocukların dil ve bilişsel yetile- dil yapısının farklı olması gerektiğini kavramaya
rindeki gelişmeye paralel olarak daha da gelişir. Bu başlamaktadırlar (Alev, 2011; Maviş ve Topbaş,
dönemde çocukların, bir olayı anlatma sırasında 2011; Topbaş, 2011a).
20
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Soru sorma, dolaylı talep ve ikna etme: Dolaylı cuklar, sesbirimleri bilinçli olarak kullanabilir ve
yoldan talep etmeyi ve uygun soru kalıpları kulla- günlük konuşmalar sırasında ya da bir metni okur-
narak bilgi talep etmeyi de bu dönemde edinmeye ken sesbirimlerin sıralanışlarını ve niteliklerini fark
başlamaktadırlar. Çocuklar karşısındaki kişiyi uy- ederler. Sesbilgisel / fonolojik farkındalık olarak ad-
gun şekilde ikna edebilmesi de okul döneminden landırılan bu beceri söylenen sözcükteki ses birim-
sonraki bir evrede görülmektedir (Alev, 2011; Ma- lerini duyabilme becerisi olarak tanımlanmaktadır
viş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a). (Turan ve Gül, 2008). Örneğin ‘şeker’ kelimesinin
‘ş’ sesi ile başladığının ve ‘r’ sesi ile sonlandığının
farkına varılması bu beceri ile ilgilidir. Sesbilgisel
Okul Döneminde Üstdil Becerilerinin farkındalık, sözcüklerin seslerden oluştuğunun ve
Kazanılması bu seslerin bilinçli olarak manipüle edileceğinin bi-
Okulöncesi dönemde çocuklar, konuştukları dili linmesidir (Topbaş, 2011a). Benzer şekilde ‘şeker,
doğal yollarla öğrenirler. Bu çocuklar dil hakkında şekerci, şekerlik’ gibi sözcüklerde yer alan sesbirim-
fikir yürütme, sözcükleri parçalara ayırma ve kontrol lerin (fonem) ve bunların anlam ayırma özellikleri-
edebilme becerileri üzerinde çok fazla düşünmezler. nin farkında olmak ve bunların konuşma ve yazma
Çocukların okul dönemi ile birlikte anadillerini ana- esnasında kullanılan sözcükleri oluşturduğunu an-
liz etme becerileri gelişmeye başlamaktadır. lamak sesbilgisel farkındalık ile ilgilidir. Sesbilgisel
“Üst dil” terimi birçok beceriyi tanımlamak farkındalık sözcükleri seslerine ayırma, ilk veya
için kullanılmaktadır (Uyanık ve Kandır, son sesi atma, verilen seslerden sözcük oluşturma
2010). Cümleyi sözcüklere, sözcüğü hecelere ve gibi becerileri kapsamaktadır (Ege, 2011a; Topbaş,
sesbirimlerine ayırma, sözcüklerde yer alan hece 2011a). Örneğin; ‘k’ sesi ile başlayan ya da ‘z’ sesi
sayısını hesaplama, cümlenin dilin bileşenleri ile biten sözcüklerin sıralanması bu beceriye örnek
açısından doğru olup olmadığına karar verme, olarak verilebilir.
sesleri birleştirerek sözcükler oluşturma, uyaklı Okuryazarlık süreci çocukların dili yetkin ola-
sözcükler bulma ve tanıma, ses ve sözcük oyunları rak edinebilme becerisidir (Topbaş, 2011a). Ço-
yapma gibi benzeri işlemler üst dil becerileri cuklar okulöncesi dönemin sonunda yazı yazmaya
arasında yer alan becerilerdir (Acarlar, Ege ve Turan, başlamaktadırlar. Bu yazının içeriğinde harfler, çe-
2002; Turan ve Gül, 2008). Üst dil becerileri daha şitli karalamalar ya da şekiller yer alabilir, yazının
önce de belirtildiği gibi yaşla paralel bir gelişme yönü de yukarıdan aşağı ya da sağdan sola doğru
göstermekte okul öncesi dönemde gelişmeye baş- olabilir (Kandır, 2003; Topbaş, 2011a; Uyanık ve
lamakta ve okul döneminde hız kazanmaktadır Kandır, 2010). Çocuklar, alfabe bilgisi edindikten
(Acarlar, Ege ve Turan, 2002). ve ses duyarlığı kazandıktan sonra, sembollerle ses-
Çocuklar, ilköğretime başladıkları yıllarda dil leri eşleştirirler ve bazılarında sese bağlı yazıya ben-
hakkında farkındalıkları artmaktadır. Cümle yapısı, zer olan yazılar görülebilmektedir. Son olarak da,
konuşma seslerinin nasıl oluştuğu ve sözcüklerin sözcüğü doğru harfleri kullanarak yazma becerisi
farklı tanımlamaları üzerinde düşünebilir ve yorum gelişmektedir (Sevinç, 2003; Üstün, 2007 ). Oku-
yapabilirler. Çocuklar dilin yalnızca iletişim aracı löncesi dönemde çocuk öğrenmiş olduğu bir harfin
olarak kullanılan bir sistem olmadığını, kendi içinde tüm kelimeyi temsil ettiğini zannederler. Örneğin
bir sistematiği ve kuralları olan bir sistem olduğunun ‘b’ sesi çocuğun adı olan ‘Berk’i’ temsil etmesi,
farkına varırlar(Ege, 2011a; Topbaş, 2011a). ‘Beren’ sözcüğünü temsil etmediğini düşünürler.
Sesbilgisel farkındalık becerisinin gelişimi okul Çocuklar okul dönemi le birlikte sesin temsil ettiği
döneminde de devam eder. Okul döneminde ço- yapıyı ayırt edebilirler.
21
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Öğrenme Çıktısı
6 Okul dönemi dil ve iletişim gelişimini dilin bileşenleri açısından açıklayabilme
7 Okul döneminde üstdil becerilerinin kazanılmasını açıklayabilme
Kompozisyon yazmanın
Çocukların konuşmaların-
Sözcük bulmacası çözmek bir dil becerisi olduğunu ve
da atasözü ve deyim kullan-
ile dilin anlambilgisi bileşe- okul dönemi ile birlikte ge-
malarının gelişim sırasını
nin benzerliklerini tartışın. lişiminin önemini etrafınız-
açıklayın.
daki kişilere açıklayın.
Yaşamla İlişkilendir
Dil ve konuşma günlük hayatta önemli bir talıklar da ses kaynaklı konuşma bozukluklarının
parçamızdır. Dil ve konuşma bozukluğu hakkın- nedenleri arasındadır.
da sorularınızın cevapları bu haberde…
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI NA-
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR? SIL SAPTANIR?
Dil ve konuşmayla ilgili bozukluklar da bir- Bireydeki dil bozukluğunun dilin hangi bile-
birinden farklıdır. Bir kişi diğerlerini anlamakta, şeni veya bileşenleriyle ilgili olduğunu saptamak
düşüncelerini paylaşmakta güçlük çekiyorsa bu için dil değerlendirmesinin geniş bir yelpazede,
dil bozukluğudur. Eğer bir kişi konuşma sesleri dili oluşturan tüm bileşenlerin, dil ve konuşma
düzgün veya akıcı telaffuz edemiyorsa, konuşma- terapisti tarafından teker teker değerlendirilerek
sı akıcı değilse ya da sesiyle problemi, varsa bu yapılması gerekir.
konuşma bozukluğudur. Konuşma bozukluğunda ise kişi hangi sesle-
Kliniğe “düzgün cümle kuramama” ri çıkartabiliyor, hangilerini çıkartamıyor ya da
şikâyetiyle başvuran bir bireyin bu şikâyetinin al- hangi sesleri kelimenin belirli yerlerinde kulla-
tında yatan temel neden, sözcük dağarcığının kı- nabiliyorken hangilerini kullanamıyor gibi fak-
sıtlılığı olabileceği gibi bazı ekleri kullanmaması törleri (örneğin “k” sesini hece başı pozisyonda
ya da sözcükleri bağlamına uygun kullanmaması kullanabiliyorken, hece sonu veya ortasında kul-
da olabilir. lanamıyor vb.) belirleyen testleri yaparak ya da
konuşmanın akıcılığını ve hızını ölçerek bir ko-
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARININ nuşma değerlendirmesi sağlanabiliyor. Böylece
SEBEPLERİ NELERDİR VE TANISI NASIL bireyin dil ve konuşma problemi daha ayrıntılı
KONUR? analiz edilebiliyor ve dilin hangi bileşeninde ya
Dil ve konuşma bozukluklarının çeşitli ne- da konuşmanın hangi bölümünde ne kadar bo-
denleri vardır. Konuşmayı sağlayan kas ve ke- zukluk olduğunun saptanmasıyla bireye uygun
mik yapılarındaki değişiklikler, yarık damak, diş terapi planı hazırlanabiliyor. Gerekli görüldüğü
problemleri, beyin ya da sinirlerde meydana ge- durumlarda terapist; işitme testi, KBB ya da nö-
len problemler, işitme kaybı, serebral palsi, par- rolojik muayene de isteyebilir.
kinson, als gibi nörolojik bozukluklar, beyin ha-
sarı ve mental retardasyon (zeka geriliği), otizm, Kaynak: www.sabah.com.tr/saglik/2017/01/05/
asperger, down sendromu, apert sendromu, velo- dil-ve-konusma-bozuklugu-nedir-sebepleri-
kardiyofasiyal sendrom gibi genetik sendromlar, nelerdir- isimli internet adresinde 05.01.2017 ta-
dil ve konuşma problemlerinin nedenleri arasın- rihli bir haber yer almıştır. Habere ilişkin detaylar
da sayılabilir. Reflü, polipler, nodüller, ses telle- yukarıdaki gibidir.
rindeki rahatsızlıklar ve gırtlak kanseri gibi has-
22
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Dil; iletişimi gerçekleştirmek için işaretler sistemi aracılığıyla dünya hakkındaki düşünceleri temsil
etmek amacıyla kullanılan bir şifre/kod bilgisidir. Konuşma dilin insan tarafından üretilen sesler ile
söze dönüştürülmesidir İletişim ise dil ve konuşmayı da içine alan şemsiye bir kavramdır. İletişim amaç,
konuşma ve dil ise birer araçtır. İletişim kurma yollarından biri de konuşmadır, sözel dil kullanılmadan
farklı bir dil yoluyla da iletişim kurulabilmektedir.
Anlambilgisi, sesbilgisi,
2 biçimbilgisi, sözdizimi ve kullanım
bigisi bileşenlerini açıklayabilme
Dilin Bileşenleri
3 Bebeklik dönemi ya da söz öncesi dönem dilin altyapısının oluştuğu dönemdir. Bebekler söz öncesi
dönemde konuşamasalar da çeşitli yollarla gereksinimlerini ifade ederler, isteklerini iletişim ortağı-
na aktarmak amacı ile sesleri kullanabilirler. Konuşma öncesi dönem; ağlama, gığıldama, babıldama,
ses oyunları, ekolali ve jargon kullanımı olmak üzere altı evreden oluşmaktadır. Bebekler anlamlı ilk
sözcüklerini 8-18 ay arasında çıkarırlar. Bu sözcükler, genellikle çocuğun yakın çevresinde bulunan
kişilerin, nesnelerin ve eylemlerin (baba, top, su, git vb.) isimleri olmaktadır. Çocuklarda iki sözcük
kullanımı 18-24 ay aralığına denk gelmektedir. Bu konuşmalarda genellikle iki sözcük yalın halde bir
araya gelir. Çocuğun konuşmalarında ek ya da takı kullanımı olmamasından dolayı bu döneme ‘telgraf
konuşması’ adı da verilmektedir.
23
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
4 Bu dönemde çocuklar tıpkı diğer gelişim alanlarında olduğu gibi dil gelişiminde de hızlı yol kat eder-
ler. Bu dönemde çocuklar anadillerindeki sesleri büyük oranda edinirler, ayrıca farklı türden sözcüklerin
(sıfat, zamir vb.) kullanımı ve yetişkin benzeri konuşmaların arttığı gözlemlenir. Okul öncesi dönem dil
gelişiminde bebeklik döneminden farklı olarak çocuklarda biçimbirim kullanım sayısı, farklı cümle tipi
kullanarak konuşma, sesbilgisel gelişme, dilin sosyal kullanımı ile ilgili becerilerde hızlı gelişim gözlenir.
Çocukların kelime dağarcığı gelişimi ve kelimelerin anlamını edinimi somuttan soyuta doğru bir gelişim
izlemektedir. Çocuklar istek ve ihtiyaçlarını belli etmek için dili etkin olarak kullanırlar, soru sorarlar ve
birçok soruya da cevap verirler. Karşılıklı konuşmada sıra almaya, sohbet konusu açmaya, yeni ve ilişkili
bilgi ile konuşmaya katkıda bulunmaya başlarlar.
5 Okuma ve yazma okul döneminde öğrenilen becerilerden olsa da bu becerilerinin temeli okulöncesi
dönemde atılmaktadır. Bu dönemde çocuklar harflere ilişkin çeşitli farkındalıklar kazanırlar ve yazının
bir anlamı olduğunu fark ederler. Ayrıca bu dönemde çocuklar yazmaya yönelik birtakım ön becerileri
edinirler. Okul öncesi dönemde çocuklar bazı işaretleri tanırlar, adlarını yazabilirler ve bazı yazıları oku-
yormuş gibi yapabilirler. Çocuklar basit çiziktirmeler yaparak yazıyormuş gibi yaparlar. Ayrıca çocuklar
okul öncesi dönemde gördükleri yazıların bir anlamı olduğunun farkındadırlar ve okuma bilmeseler de
ezberden okuyormuş gibi davranışlar sergileyebilirler. Günlük yaşamlarında aşina oldukları yiyeceklerin,
ortamların isimlerini görsellerinden çıkarım yaparak ( içtiği süt, gidilen market, akaryakıt istasyonu vb.)
okumaya başlarlar. Sesbilgisel farkındalık becerileri bu dönemde gelişmeye başlar. Genel olarak farklı
sesleri ayırt edebilme anlamına gelmekte, alfabetik ilkeye dayalı harf-ses ilişkilerinin sözcük yapısındaki
sesbilgisel organizasyonunu anlama becerisi olarak tanımlanmaktadır. Seslerin bir araya gelerek sözcük-
leri oluşturduğunun ve bu seslerde yapılacak çeşitli değişikliklerin sözcüğü de değiştireceğinin bilinmesi
bu beceri ile ilgilidir Dinlediğini anlama becerileri de erken okuryazarlık becerileri arasındadır. Okuma-
nın en önemli amacı, okuduğunu anlama olduğundan; bu becerinin önkoşul becerilerinden biri olan
dinlediğini anlama becerisi, etkin okuma etkinliği öncesinde erken okuryazarlık becerileri içerisinde
önemli bir yere sahiptir.
24
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
6 Çocuklar okula başladıklarında bazı seslerin gecikmesi doğal karşılansa da anadillerindeki seslerin büyük
çoğunluğunu kazanmış olurlar. Okul döneminde sözcüklerdeki ek ve kökler, bunların kurallı düzenlenişleri
ve türetiliş özellikleri öğrenilir. Dolayısıyla anadile yönelik dilbilgisi kuralları bu dönemde öğrenilmeye
başlanır. İlköğretimin ilk yıllarında çocukların yeni sözcük edinme oranı yavaşlar, çocuklar yeni sözcük
edinme yerine bildikleri sözcüklerin farklı anlamlarını (eş anlam, zıt anlam gibi) öğrenirler. Okul döne-
minde çocukların, dilin formel yapısını ve sosyal bağlamda kullanımı, metin oluşturma ve söylem becerileri
gelişmektedir. Ayrıca bu dönemde dilin sosyal kullanımına paralel olarak çocukların sohbet etme, uygun
şekilde tartışma, bozulan bir sohbeti yeniden sürdürebilme gibi becerileri gelişmektedir.
7 Üstdil becerileri dilin kendisi hakkında düşünebilme becerisidir. Okul döneminde çocuklar cümleyi
sözcüklere, sözcüğü hecelere ve sesbirimlerine ayırma, sözcüklerde yer alan hece sayısını hesaplama, cümle-
nin dilin bileşenleri açısından doğru olup olmadığına karar verme, sesleri birleştirerek sözcükler oluşturma,
uyaklı sözcükler bulma ve tanıma, ses ve sözcük oyunları yapma gibi becerileri gelişmektedir. Sıralanan bu
beceriler fonolojik farkındalık becerileridir. Bu dönemde çocuklar üst dil becerileri arasında kabul edilen
okuma ve yazma becerilerini edinirler. Çocuklar bu dönemde gelişimi daha önceki yıllarda başlayan okuma
ve yazma becerilerinde ustalaşırlar.
25
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
26
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1. E Yanıtınız yanlış ise “Temel Kavramlar” ko- 6. B Yanıtınız yanlış ise “Tek Sözcük Dönemi”
nusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Okulöncesi Dönemde Yanıtınız yanlış ise “Okul Öncesi Dönem
3. C 8. E
Çocuklarda Okuryazarlık Gelişimi” konusu- Dil ve İletişim Gelişimi” konusunu yeniden
nu yeniden gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Konuşma Öncesi Dö- Yanıtınız yanlış ise “Okul Döneminde Üstdil
5. D 10. B
nem Dil ve İletişim Gelişimi” konusunu ye- Becerilerinin Kazanılması” konusunu yeni-
niden gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
1 Anahtarı
Dil, alıcı dil ve ifade edici dil olarak ikiye ayrılmaktadır. Alıcı dil bireyin ken-
disine söylenileni anlaması olarak, ifade edici dil ise bireyin konuşması ya da
Araştır 1 işaret dili gibi sistemleri kullanmasıdır. Dolayısıyla alıcı ve ifade edici dil bir-
birinden farklı kavramlardır.
Dilin biçimbilgisi bileşeni sözcükler (kök) ve bunlara gelen ekler ile ilgilidir,
Araştır 2 sözdizimi ise dildeki sözcüklerin sıralaması ve cümle türleri ile ilişkilidir.
27
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi
Kaynakça
Aksu-Koç, A. (1992). Anlatı yapısının kavramsal ve dilsel Ege, P. (2011a). Çocuklarda Okuryazarlık Gelişimi.
gelişimi. Dilbilim Araştırmaları Dergisi, 4, 51-60). Seyhun Topbaş (Editör), Dil ve kavram gelişimi
(ss. 171-185). Ankara: Kök Yayıncılık.
Aksu-Koç, A. (2010). The Course of Normal Language
Development in Turkish. Seyhun Topbaş & Ege, P. (2011b). Sözdizimsel ve Biçimbilgisel Gelişim.
Mehmet Yavaş (Ed.). Comunication Disorders in Seyhun Topbaş (Editör), Dil ve kavram gelişimi
Turkish, (ss. 65-105). UK: MPG Books Group. (ss. 109-121). Ankara: Kök Yayıncılık.
Acarlar, F. ve Baykoç Dönmez, N. (1992). 30-47 Erdoğan, Ö. (2011). İlk okuma-yazma süreci için önemli
Aylar (2.5-4 Yaş) Arasındaki Türk Çocuklarının bir beceri: Fonolojik farkındalık. Uludağ Üniversitesi
Dil Yapılarının İncelenmesi. Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, 161-180.
Dergisi., 163-203.
Erdoğan, S., Şimşek Bekir, H. ve Erdoğan Aras,
Acarlar, F., Ege, P. ve Turan, F. (2002). Türk çocuklarında S. (2006). Alt sosyo-ekonomik bölgelerde
üstdil becerilerinin gelişimi ve okuma ile ilişkisi. ana sınıfına devam eden 5–6 yaş grubundaki
Türk Psikoloji Dergisi, 17, 63-73. çocukların dil gelişim düzeylerine bazı faktörlerin
etkisinin incelenmesi. Çukurova Üniversitesi
Alev, G. (2011). Pragmatik dil becerileri envanteri’nin
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14, 231-246
Türkçe standardizasyon çalışması. Yayımlanmamış
http://sosyalbilimler.cukurova.edu.tr/dergi.
Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
asp?dosya=208 adresinden 10 Kasım 2017
Yayınları.
tarihinde indirilmiştir.
Avcı, N. (2004). Gelişimde 0-3 Yaş ‘ Yaşama Merhaba’.
Fowler, A. E. (1991). Phonological processes in literacy:
Ankara: Morpa Yayıncılık.
A tribute to Isabelle Y. Liberman. In S. A. Brady
Baykoç Dönmez, N., Dinçer, Ç., Dereobalı, N., Gümüşçü, & D. Shankweiler (Editors), How early phonological
Ş. ve Pişkin, Ü. (1993). Okul Öncesi Dönemde Dil development might set the stage for phoneme awareness
Gelişimi Etkinlikleri. Ankara: Sim Matbaası. (ss. 97-117). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Bloom, L. Lahey, M. (1978). Language Development and Güven, O.S.(2015). Erken dil gelişimi testi- üçüncü
Language Disorders. New York: Wiley & Sons Inc. edisyon’un türkçeye uyarlama, güvenirlik ve
geçerlik ön çalışması. International Journal of Early
Ceylan, R. (2009). Erken Çocuklukta Büyüme ve Childhood Special Education, 6,151-172.
Gelişme. Yeşim Fazlıoğlu (Editör), Erken çocukluk
gelişimi ve eğitimi (ss. 1-18). İstanbul: Kriter Herschensohn, J. (2007). Language Development and
Yayıncılık. Age. UK: Cambridge University Press.
Chaney, C. (1994). Language development, İşeri Karacan, E. (2000). Yaşamın ilk bir yılında
metalinguistic awareness, and emergent literacy bebeklerdeki ekspresif ve reseptif dil gelişimi
skills of 3-year-old children in relation to social üzerine boylamsal bir çalışma. Çocuk ve Gençlik
class. Applied Psycholinguistics, 15, 371–394. Ruh Sağılığı Dergisi, 7, 3-11.
Çiçek, A. (2002). 0-6 yaş grubu çocuklarda dil gelişimi. Kandır, A. (2004). Gelişimde 3–6 Yaş, İstanbul: Morpa
Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi 1, 115-124. Kültür Yayınları.
Dağabakan-Öztürk F. ve Dağbakan D. (2007). Dil Kargın, T., Ergül, C., Büyüköztürk, Ş., & Güldenoğlu,
ve çocukta dil gelişim kuramları. Milli Eğitim B. (2015). 60-72 aylık çocuklara yönelik Erken
Dergisi, 174, 155-161. Okuryazarlık Testi (EROT) geliştirme çalışması.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Demir, S. (2011). Okulöncesi dönemde dil gelişimi Özel Eğitim Dergisi, 16, 237-270.
ve sorunları. Gazi Üniversitesi Türkçe Araştırmaları
Akademik Öğrenci Dergisi, 1, 38-49. Kayılı, G., Koçyiğit, S. ve Erbay, F. (2009)
Montessori yönteminin beş-altı yaş çocuklarının
Diken, Ö. (2015). Dil ve İletişim Gelişimi. 0-36 aylık alıcı dil gelişimine etkisinin incelenmesi. Türkiyat
gelişimi risk altında olan çocuklar için gelişimsel Araştırmaları Dergisi, 26, 347-355.
destek programı değerlendirme formu. Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Yayınları. Keçik, İ. (1992). İlkokul öğrencilerinin özet ve
hatırlama metinlerinde bağdaşıklık sorunu.
Diken, Ö. (2016).Okul Öncesi Kaynaştırma Dilbilim Araştırmaları Dergisi, 2, 71-75.
Ortamlarında Dil ve Konuşmanın Desteklenmesi.
Bülbin Sucuoğlu & Hatice Bakkaloğlu (Editörler), Keklik, S. (2015). Atasözlerinin öğretimine ilişkin
Okulöncesinde kaynaştırma (ss. 317-354).Ankara: bir öneri: atasözlerinin anlamlarına göre
Kök Yayıncılık. derecelendirilmesi. Karadeniz Sosyal Bilimler
Dergisi 7, 31-48.
28
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Kol, S. (2011). Erken çocuklukta bilişsel gelişim ve Topbaş, S. (2011a). Okulun İlk yıllarında Dil ve
dil gelişimi. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konuşma Gelişimi Esra Ceyhan (Editör). Erken
Dergisi, 21, 1-21. çocukluk döneminde gelişim II içinde(ss. 49-72).
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Konrot, A. (2001). Okulöncesi Dönemde Dil ve
Konuşma Sorunları. Seyhun Topbaş (Editör). Topbaş, S. (2011b). Sesbilgisel Gelişim. Seyhun
Çocukta dil ve kavram gelişimi (ss. 211-222). Topbaş (Editör). Dil ve kavram gelişimi (ss. 75-
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. 101). Ankara: Kök Yayıncılık.
Konrot, A. (2011). İletişim, Dil ve Konuşma Topbaş, S. (2001). İletişim, Dil ve Konuşma: Temel
Bozuklukları. Seyhun Topbaş (Editör). Dil ve Kavramlar. Seyhun Topbaş (Editör). Çocukta dil
kavram gelişimi (ss. 227-248). Ankara: Kök ve kavram gelişimi (ss. 1-21). Eskişehir: Anadolu
Yayıncılık. Üniversitesi Yayınları.
Korkmaz, B. (2005). Dil ve Beyin: Çocuklarda Dil ve Topbaş, S. (2006). Türkçe sesletim–sesbilgisi testi:
Konuşma Bozuklukları. İstanbul: Yüce Yayınları. geçerlik-güvenirlik ve standardizasyon çalışması.
Türk Psikoloji Dergisi, 21, 39-56.
Kuder, J. S. (2013). Teaching Students with Language
and Communication Disabilities. USA: Pearson Topbaş, S.(2011c). Dilin Bileşenleri. Seyhun
Education. Topbaş(Ed) Dil ve kavram gelişimi içinde (ss. 29-
36). Ankara: Kök Yayıncılık.
Kürkçüoğlu, B. Ü. (2010). 0-6 yaş arası çocukların
temel gelişimsel özellikleri: Bilişsel gelişim ve dil Turan, F. ve Ege, P. (2003). Dil sorunu olan çocuklar
gelişimi. İ. H. Diken (Editör), Erken çocukluk için bütüncül dil yaklaşımı. Özel Eğitim Dergisi,
eğitimi (136-167). Ankara: Pegem Yayınları. 4, 31-43.
Maviş, İ. (2011a). Bebeklikte Dil ve Konuşma Tümkaya, S., (2008). Dil Gelişimi, M. E. Deniz
Gelişimi Esra Ceyhan (Editör). Erken çocukluk (Editör). Erken çocukluk döneminde gelişim (ss.
döneminde gelişim II (ss. 3-20). Eskişehir: Anadolu 55-78). Ankara: Maya Akademi.
Üniversitesi Yayınları.
Uyanık, Ö. ve Kandır, A. (2010). Okul öncesi
Maviş, İ. (2011b). Okulöncesinde Dil ve Konuşma dönemde erken akademik beceriler. Kuramsal
Gelişimi. Esra Ceyhan (Ed). Erken çocukluk Eğitimbilim, 3, 118-134.
döneminde gelişim II içinde(ss.23-49). Eskişehir:
Uzuner, Y. (1997). Filizlenen okur-yazarlık. Okul
Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Öncesi Dönemde Özel Eğitim Semineri, 16-17
Mc. Whirter, J. ve Voltan-Acar, N. (1985). Çocukla Ekim, Ankara.
İletişim. Ankara: Nüve Matbaası.
Uzuner, Y. (2001). Pragmatik Gelişim. Seyhun Topbaş
Metsala, J. (1999). Young children’s phonological (Editör) Çocukta dil ve kavram gelişimi (ss. 145-
awareness and non-word repetition as a function 165). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
of vocabulary development. Journal of Educational
Psychology, 91, 3-19. Üstün, E. (2007). Okul öncesi çocuklarının okuma
yazma becerilerinin gelişimi. İstanbul: Morpa
Owens, Jr., ve Robert E. (2005). Language Yayınevi.
Development: An Introduction. (Sixth Edition)
United States of America: Pearson Education, Inc. Yapıcı, Ş. (2004). Çocukta dil gelişimi. Uluslar Arası
İnsan Bilimleri Dergisi. 1, 1-17
Paul, R. (2007). Language Disorders From Infancy
Through Adolescense: Assessment & Intervention. Yavuzer, H. (1993). Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi
Canada: Mosby Elsevier. Kitabevi.
Sevinç, M. (2003). Okul Öncesi Dönemde Okuma Yıldız Çiçekler, C. ve Şen, M. (2010). 6–7 yaş
Yazma Kavramlarının Gelişimi. Mehtap Sevinç çocuklarının resimlerden oluşturdukları
(Editör). Erken çocuklukta gelişim ve eğitimde yeni öykülerdeki dil yapıları. Kastamonu Eğitim
yaklaşımlar (ss. 177-183). İstanbul: Morpa Yayınevi. Dergisi, 18, 363-378.
Şen, S., Yıldız-Çiçekler, C. ve Yılmaz R. (2010). Yılmaz, Ş. (2009). Erken Çocuklukta İletişim, Dil
Okulöncesi eğitim kurumlarına devam eden ve ve Konuşma. Yeşim Fazlıoğlu (Editör), Erken
etmeyen 5- 6 yaş çocukların üstdil becerilerinin çocukluk gelişimi ve eğitimi, içinde (ss. 63-82).
incelenmesi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim İstanbul: Kriter Yayıncılık.
Fakültesi Dergisi, 29, 37-54. Wright, J. ve Jacobs, B. (2003). Phonological
Topbaş S ve Maviş İ. (2011). Edimbilgisi Gelişimi. awareness and metacognitive strategies to children
Seyhun Topbaş (Editör). Dil ve kavram gelişimi with reading difficulties: A comparison of two
(ss. 149-165). Ankara: Kök Yayıncılık. instructional methods. Educational Psychology, 18,
253-274.
29
Bölüm 2
Dil Edinim Kuramları
1 2
açıklayabilme açıklayabilme
2 Davranışçı yaklaşımın temel kavramlarını 4 Doğuştancı yaklaşımın temel kavramlarını
örneklendirebilme tanımlayabilme
Sosyo-Kültürel Yaklaşım
Bilişsel Yaklaşım 7 Dil ve biliş üzerindeki sosyal ve kültürel
3 4
5 Bilişsel yaklaşımın temel kavramlarını etkiyi açıklayabilme
sıralayabilme 8 Sosyo-kültürel yaklaşımın temel
6 Bilişsel gelişim dönemlerini açıklayabilme kavramlarını açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Dil Edinimi • Davranışçı Yaklaşım • Doğuştancı Yaklaşım • Bilişsel Yaklaşım
• Sosyo-Kültürel Yaklaşım
30
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
31
Dil Edinim Kuramları
yüzden davranışçı yaklaşım özellikle öğrenme üze- bilgisi (morfoloji ve sentaks) yerine daha çok dilin
rinde durmaktadır. Öğrenme denildiğinde aklımı- anlam bileşeni ile ilgilenmişlerdir. Düzeltme için
za sadece derslerde öğrenilen bilgiler gelmemelidir. örnek vermek gerekirse;
Hayatımız boyunca pek çok şeyi farkında olarak Çocuk: Bak balon uçuu!
ya da olmadan öğreniriz. Ayakkabılarımızı nasıl
Yetişkin: Aaa evet uçuyor ama balon değil o,
bağlayacağımızı, bardağa nasıl su koyacağımızı,
uçurtma. Uçurtma uçuyor.
harçlığımızı kimden nasıl isteyeceğimizi, telefonu
açtığımızda ‘alo’ diyeceğimizi, nasıl araba kulla- Örnekte çocuk uçurtmaya balon dediği için
nacağımızı öğrenmek gibi. Öğrenme, uyaran ile sözcüksel ya da anlamsal bir hata, uçuyor sözcüğü-
tepki arasındaki kurulan bağlar sonucu oluşmak- nü de uçuu şeklinde söylediği için sesletim hatası
tadır. Davranışçı yaklaşıma göre, bütün canlıların yapmıştır. Yetişkin, çocuğun anlamsal hatasını ‘ba-
öğrenmesi birbirine benzer. Başka bir deyişle, bir lon değil, o uçurtma’ şeklinde düzeltmiş, sesletim
köpek ya da fare ya da kuş nasıl öğreniyorsa insanın hatasını ise düzeltmeden yani yanlışını belirtmeden
öğrenmesinde de aynı kurallar geçerlidir. sadece doğru söylenişine model olmuştur.
Davranışçı yaklaşıma göre, öğrenme klasik ve
edimsel koşullama (ya da şartlanma) adı verilen iki
Öğrenme şekilde gerçekleşir. İnsanlar, bazı davranışları kla-
Yaşantı ya da tekrarlar yoluyla davranışta sik koşullama yolu ile bazılarını edimsel koşullama
veya potansiyel davranışta oldukça kalıcı yolu ile öğrenirler. Klasik koşullama daha basit,
değişikliklere yol açan süreçtir. fizyolojik, refleksif davranışlarla ilgiliyken edim-
sel koşullama dil de içinde olmak üzere pek çok
Uyaran karmaşık davranışımızın, tepkilerimizin nedenini
Organizmayı harekete geçiren iç ve dış açıklamaktadır. Klasik koşullama dil öğreniminde
durum değişiklikleridir. Davranışçı yakla- çok yer almadığı için kısaca bahsedilecek, edimsel
şımın büyük bir kısmı için bu durum de- koşullama daha ayrıntılı anlatılacaktır.
ğişikliği daha çok dışsaldır (Şenyüz, 2002).
Klasik Koşullama
Davranışçı görüşe göre dil öğrenilmiş, ölçülebi- Klasik koşullama, ilk kez sindirim sistemini
lir, gözlenebilir sözel bir davranıştır. Dil öğrenimi inceleyen Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından ka-
de herhangi bir becerinin öğrenimi gibidir. Başka zayla sayılabilecek şekilde keşfedilmiştir. Yaptığı
bir deyişle dil, uyaran, çevresel koşullar ve tepkiler deneyinde Pavlov, köpeklerin salya miktarlarını
arasındaki bağlantının öğrenilmesi ile gelişir. Dil ölçerken köpeklerin, et ağızlarına konmadan hatta
öğreniminde içsel düzeneklerin ve biyolojik bir eti görmeden önce, bakıcının ayak seslerini duy-
temelin varlığını tamamen inkâr etmeseler de asıl duklarında salya salgılamaya başladıklarını fark et-
olarak çevresel değişkenlerin önemini vurgularlar. miştir. Bunun nedenini araştırmak için bir deney
Dil öğreniminde zihinsel yapılar değil, çocuğun düzenlemiş ve köpeklere et verilmeden önce her
performansı önemlidir. Asıl incelenmesi gereken seferinde zil çalmıştır. Normal koşullarda tahmin
dil performansı ya da dil davranışlarıdır. edebileceğimiz gibi, köpekler et gördüklerinde ya
Çocuklar taklit, pekiştirme, düzeltme ve tekrar da kokusunu aldıklarında salya salgılarlar; zil sesi
gibi süreçlerle dili öğrenirler. Taklit özellikle fono- duyduklarında ise salya salgılama tepkisi vermezler.
lojik gelişimde önemlidir. Taklit, gözlemlenen dav- Deneyde, zil sesini tekrar tekrar duyup sonrasın-
ranışın tıpatıp kopyası olabileceği gibi davranışa da da eti alan köpekler zil ve yiyecek arasında bir
kısmen benzeyen davranışlar da taklit sayılabilir. bağlantı kurup zil çalar çalmaz daha et gelmeden
Çocuk her ne kadar yetişkin konuşmasının ay- salya salgılamaya başlamışlardır. Köpekler normal-
nısını söylemeye çalışsa da hatalar yapacaktır. Bu de salya salgılama tepkisini vermedikleri yeni bir
durumda da düzeltme veya düzeltme olmaksızın uyarana tepki vermeye koşullanmışlardır. Bu du-
doğru model olma kullanılır. Çocuklar genellikle rum tekrarlandığında ise (sadece zil sesi verilip et
sesletimsel (artikülasyon) ya da anlamsal (seman- verilmediğinde), sadece zil sesi duyulduğunda olu-
tik) hatalar yaparlar. Bu nedenle davranışçılar dil- şan salgılama gitgide azalıp sona ermiştir.
32
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Klasik koşullamanın tüm temel bileşenini içe- ği kavramlar da bu şekilde oluşur. Çocukluğunda
ren bu deney, sonrasında psikologlarca insan dav- kedi tarafından kovalanmış, ısırılmış, tırmalanmış
ranışları için de düzenlenmiştir. Örnekteki ilk bi- bir kişi ‘kedi’ sözcüğünü ya da resmini gördüğünde
leşen, refleksif ya da fizyolojik tepkiye neden olan korku, endişe, heyecan hissedebilir ve kediyi nan-
koşulsuz uyarandır (et). Koşulsuz uyaran, varlığı kör, saldırgan, vahşi bir hayvan olarak tanımlayabi-
bir organizmanın (insan ya da hayvan olabilir) de- lir. Oysa evinde kedi ile büyümüş ve kötü bir de-
ğişmez olarak belirli bir şekilde tepki vermesine neyimi olmamış bir yetişkin için kedi; huzur, sevgi,
neden olan uyarandır. Koşulsuz uyaranın her or- mutluluk duyguları uyandırabilir ve sıcak, sevecen,
taya çıkışında organizmanın doğal olarak verdiği estetik bir hayvan olarak tanımlanabilir.
tepki koşulsuz tepkidir (salya salgılama). Deneyin
başlangıcında köpekte herhangi bir tepkiye neden Edimsel Koşullama
olmayan zil sesi nötr uyarandır. Zil sesi, tekrarlı
olarak koşulsuz uyaran (et) ile birlikte sunulduktan Klasik koşullamanın daha çok refleksif, fizyo-
sonra aynı tepkiyi ortaya çıkarmaya başlayınca ko- lojik tepkilerle yani, istemsiz davranışlarla ilişki-
şullu uyaran (zil sesi) haline gelir. Yani, başlangıçta li olduğundan bahsetmiştik. Ancak, insanların
nötr olduğu halde, bir koşulsuz uyaranla eşlenerek çoğu davranışı, istemli gerçekleşir. Kurama göre
sonrasında da tek başına sunulduğu zaman orga- bu davranışlar ödüllendirildiği zaman tekrarlanır,
nizmada istenen tepkiyi çıkarma gücünü kazanan görmezden gelindiği ya da cezalandırıldığında sö-
uyarandır. Koşullu tepki ise, koşullama sonrasında ner. Çocuklar alacakları bir cezadan kurtulmak ya
organizmanın sadece koşullu uyaran var olduğu za- da öğretmenleri tarafından ödüllendirilmek için
man ortaya koyduğu tepkidir (Şenyüz, 2002). ödevlerini yapabilirler. Yetişkinler para kazanmak,
eğlenmek, diğer insanlar tarafından övgü almak
Klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için: ya da hapse girmemek, yalnız kalmamak, acı çek-
• Doğal bir “uyaran-tepki” bağının olması memek için çeşitli davranışlarda bulunmayı tercih
(et-salya salgılama) ederler. Davranışlarımız sonucunda ya hoşumuza
• Koşullu uyaran koşulsuz uyarandan hemen giden bir durum ortaya çıkar ve davranışın tekrar
önce verilmesi, birleştirilmesi (zil sesi-et). etme olasılığını arttırır, ya da hoşumuza gitmeyen
• Koşullu uyaran ile koşulsuz uyaran bağının bir sonuç ortaya çıkar ve davranışın devam etme ya
tekrarlanması gerekir. Ancak, bazı korku da tekrarlama olasılığı azalır. İstenilen bir şeyi elde
yaratan durumlarda tek bir yaşantı da öğ- etmek ya da hoşlanılmayan bir şeyden kaçınmak
renmeyi sağlayabilir. amacıyla yapılan ve kendi sonucundan etkilenen,
öğrenilmiş davranışlara edim ya da edimsel dav-
Özellikle duygusal (korku gibi) ve fizyolojik
ranış denmektedir. Bu tür öğrenmelere de edimsel
tepkiler (ağız sulanması, diz hareketi, göz kırpma,
ya da araçsal koşullama denir (Şenyüz, 2002).
göz bebeğinin ışığa karşı büyümesi ve küçülmesi
gibi) bu yolla oluşmaktadır. Dil gelişiminde klasik Edimsel koşullama çalışmaları, 1898’de Ameri-
koşullama yolu ile öğrenilen beceriler sınırlıdır. kalı bir psikolog ve eğitimci olan E.L. Thorndike’ın
Sözcüklerle ya da sembollerle ilgili duygusal tep- kedilerle yaptığı deneylerle ortaya çıkmıştır. 1930
kilerimiz ya da kişi, nesne, eylem, olay ve olgularla ve 50’li yıllarda edimsel koşullamanın öncülerin-
sözcükleri ilişkilendirmemiz bu yolla olabilmek- den olan B.F Skinner’in çalışmaları ile devam et-
tedir. Örneğin, ‘anne’ sözcüğünü duyduğumuzda miştir. Edimsel koşullamanın çocukların dili öğ-
aklımıza gelen duygu ve düşünceler ‘iş’ ya da ‘va- renmelerindeki rolü ile de ilgilenen Skinner “Sözel
tan’ sözcüklerini duyduğumuzdakilerden farklıdır. Davranış” adlı bir kitap yazmıştır.
Aynı zamanda bu durum çeşitli semboller için de Skinner kendisinin geliştirdiği ve kendi adı ile
geçerlidir. Örneğin bir filmde ya da haberlerde anılan Skinner Kutusu adlı bir düzenek geliştirmiş-
gördüğümüz Türk bayrağı farklı duygu ve düşün- tir. Bu kutuyu, fare ve güvercin gibi deney hayvan-
celer uyandırır. Bunun nedeni sözcükler ya da gör- larının edimsel olarak koşullanmasında kullanmış-
sel sembollerle tekrarlı olarak yaşamış olduğumuz tır. İçinde küçük bir pedal ve yiyecek kabı bulunan
benzer durumlar sonucunda bu sözcük ve sem- Skinner kutusu, hayvanın yapabileceği davranışları
bollerle deneyimlerimizdeki duygu ve düşünceleri sınırlayan ve böylece istenilen davranışı yapma ola-
ilişkilendirmemizdir. Sözcüklerimizin temsil etti- sılığını arttıran bir kutudur. Bu sınırlı ortamda aç
33
Dil Edinim Kuramları
ve hareketli bir fare tesadüfi olarak pedala mutlaka Edimsel Koşullamanın Temel
basacaktır. Fare pedala bastıktan sonra yiyecek ka- Kavramları
bına bir parça yemek düşer. Bu durum birkaç kez Edimsel koşullamanın nasıl gerçekleştiği hak-
tekrarlandıktan sonra fare pedala bastığında yemek kında biraz bilgi sahibi olduktan sonra bu öğrenme
geldiğini fark eder ve yemeği alabilmek için istemli biçimini daha ayrıntılı olarak anlamaya çalışalım.
olarak pedala basmaya devam eder. Farenin peda- Bunun için edimsel koşullamanın temel kavramla-
la basmayı öğrendiği gibi, çocuklar da istedikleri rının ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Dav-
bir sonuca ulaşmak için çeşitli davranışları daha sık ranışsal yaklaşımın dil öğrenimini açıklarken de
yapmaya başlarlar ve bu davranışı öğrenmiş olurlar. kullandığı bu temel kavramlar pekiştirme ve pekiş-
Bu noktada davranışçı kuram edimsel koşullama- tireç, ceza, sönme, ayırt etme ve genellemedir.
ya göre dil öğrenimini de benzer şekilde açıklar.
Örneğin, henüz konuşmaya başlamamış bir bebek Pekiştirme, bir davranış ya da tepkinin hemen
tesadüfi olarak dilimize benzeyen heceler üretebilir sonrasında, o davranış veya tepkinin tekrarlanma-
(babababa, dededede, mamama gibi). Bunu fark sını sağlayan işlemdir. Diğer bir deyişle pekiştirme,
eden yetişkinler bebeğin anlamlı bir şeyler söyle- bir davranış sonucunda istenen bir uyaranın elde
diğini düşünerek çok olumlu tepkiler verirler (gül- edilmesi ya da istenmeyen bir uyaranın ortadan
mek, heyecanla bağırmak, alkışlamak, diğer insan- kalkmasıdır. Bu şekilde bakıldığında pekiştirme-
ları çağırıp göstermek gibi). Eğer verilen bu tepki nin iki türü olduğu görülmektedir: Pozitif (olum-
bebeğin hoşuna giderse aynı davranışı tekrarlamaya lu) ve negatif (olumsuz) pekiştirme. Her iki tür
çalışır ve dilimizde anlamlı olan heceler daha fazla pekiştirme de yeni davranışların öğrenilmesini ya
üretilmeye başlanır. da var olan davranışların güçlenmesini sağlar. Aynı
zamanda, her iki tür pekiştirmenin de davranışın
Farklı bir kutu düzeneğinde, kutunun tabanı sıklığını arttırdığı unutulmamalıdır.
elektrikli bir ızgara ile kaplıdır ve kutunun bir du-
varında bir disk bulunur. Kutuya konan güvercin
yine hareket ederken tesadüfi olarak diske doku-
nunca alttaki ızgaraya elektrik verilir. Bu durumun dikkat
tekrarlanması sonrasında güvercin diske dokundu- Hem pozitif hem de negatif pekiştirme,
ğunda elektrik geldiğini fark eder ve diske dokun- davranışın sıklığını, süresini ya da tekrar-
maktan kaçınmaya başlar, çünkü elektrik rahatsız lanma olasılığını arttırır.
edici bir uyarandır. Güvercinin istenmedik uyaran-
dan kaçınması gibi, çocuklar da olumsuz sonuç-
lanacaklarını öğrendikleri davranışları yapmaktan Olumlu pekiştirme, davranış sonrasında isten-
kaçınırlar. Örneğin, arkadaşlarının kendisiyle alay dik bir uyaranın ortama dahil edilerek davranış
etmesi istenmedik bir sonuç olacağı için kekeme- sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttı-
liği olan bir çocuğun konuşmaktan kaçınması gibi. rılmasıdır. Bu işlemdeki istendik uyarana da olum-
Skinner çalışmalarını genellikle hayvanlar üze- lu pekiştireç adı verilir. Yukarıda bahsedilen kutu
rinde yapmış olsa da sonuçların insanlarda da aynı içindeki farenin pedala basma sıklığı, bebeğin dile
şekilde olduğunu savunmaktadır. Yani, çocuğun uygun heceleri söyleme davranışlarının arttırılması
davranışları, takip eden ceza ve ödüller tarafın- olumlu pekiştirme ve farede kullanılan yiyecek ile
dan şekillendirilir, çocuğun o davranışı tekrarlama bebeğe gösterilen tepkiler ise olumlu pekiştireçtir.
olasılığı artar ya da azalır. Böylece çocuk davranışı Dil öğreniminde olumlu pekiştirme doğru, is-
yapmayı ya da yapmamayı öğrenir. İnsanlarda fark- tenen, hedeflenen sözcük, cümle, ifade, davranış-
lı olan durum, insan davranışlarını sınırlayıp istedi- ların ödüllendirilmesi şeklinde olur. Doğru bir şey
ğimiz davranışın ortaya çıkmasını sağlamak müm- söylediğinde ya da yaptığında olumlu pekiştireçle
kün olamayabilir ya da bu davranışların tesadüfen ödüllendirilen çocuk, davranışını elde ettiği sonuç-
ortaya çıkmasını beklemek zor olabilmektedir. Bu la ilişkilendirir. Bazen sadece iletişim kurabiliyor
nedenle insanlar söz konusu olduğunda istendik olmanın kendisi bile çocuk için olumlu bir pekişti-
davranışın ne olduğu başlangıçta model olunarak reç olabilmektedir. Anne-baba veya bakıcı bebeğin
ya da ipucu verilerek gösterilmelidir. çıkardığı ses ve hecelere ne kadar çok olumlu tepki
34
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
gösterirse, çocukların sordukları sorulara ne kadar kiştirme yapılmış olur. Aynı zamanda çocuğa söyle-
çok yanıt verirse, iletişim çabalarını ne kadar pekiş- necek ‘Aferin, ne kadar büyümüşsün, çok güzel bir
tirirse, dil gelişimi o kadar hızlı olacaktır. şey yaptın, özür dilediğin için teşekkür ederim’ gibi
Diğer bir pekiştirme türü olan olumsuz pekiş- güzel sözler olumlu pekiştireç olarak kullanılırsa bu
tirme, davranış sonrasında istenmedik bir uyaranın etki daha da güçlü olacaktır.
ortamdan uzaklaştırılması, geri çekilmesi ile dav- Günlük yaşam bir deney ortamı gibi olamayaca-
ranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının ğından çocukların istendik davranışları her seferinde
arttırılmasıdır. Buradaki istenmedik uyarana da pekiştirilemeyebilir. Herhangi bir sebeple pekiştir-
olumsuz pekiştireç adı verilir. Yani olumsuz pekiş- me sonlandığında, pekiştirilmeyen davranış sönme
tireç, azaltılması ya da sonlandırılması yapılmakta eğilimi gösterir, yani gitgide sıklığı ya da şiddeti aza-
olan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını lır ve sonunda yok olur. Sönme ile ilgili önemli bir
arttıran her türlü olay, nesne ya da durumdur (Şen- nokta davranış pekiştirilmediğinde sönmeden önce
yüz, 2002). Örneğin, karnı acıkmış olan (istenme- davranışta ani bir artış görülebilmesidir.
dik durum) bebek ağladığı zaman mama verilir ya Pekiştirme ve pekiştireç türleri dil gelişimi
da emzirilirse (istenmeyen durumun ortadan kal- sürecinde bilerek ya da bilmeden mutlaka kulla-
dırılması), bebeğin daha sonra tekrar acıktığında nılmaktadır. Bebeklik döneminde bebeğin kendi
ağlama olasılığı artar. Bu örnekte olumsuz pekişti- dilinde anlamlı sözcüklere benzeyen hecelerinin
reç bebeğin açlık hissidir ve ortadan kaldırılmasıyla pekiştirilmesinden bahsetmiştik. Daha sonraki
ağlama davranışı arttığı için olumsuz pekiştirme dönemlerde de yetişkin konuşmasına benzeyen ya
gerçekleşmiş olur. da dile uygun olan, doğru olan ses, sözcük, cüm-
Burada önemli bir noktaya dikkat çekilmelidir. leler pekiştirilir (modele en çok benzeyen). Za-
Olumlu ya da olumsuz pekiştirme sadece uygun manla pekiştirilenler artarken pekiştirilmeyenler
olan ya da istediğimiz davranışları arttırmaz, aynı söner. Böylece, sadece dilin yapısına, kurallarına,
zamanda istemediğimiz ya da uygun olmayan dav- seslerine uygun, doğru davranışlar devam eder.
ranışları da arttırabilir. Bazen farkında olmadan Dil davranışı sadece pekiştirilerek öğrenilmez ama
çocukların (ya da yetişkinlerin) istemediğimiz dav- pekiştirmenin büyük rolü vardır. Dil davranışları
ranışlarını da pekiştiririz. Önceki örnekte bebek he- ile ilgili olarak önemli başka bir nokta öğrenilen
nüz konuşamıyorsa ağlayarak iletişim kurma çabası sesler, harfler, sözcükler, ekler ya da kuralların öğ-
normaldir, ancak ağlama davranışını 2 yaşına gelmiş renme gerçekleştikten sonra pekiştirme ortadan
ve konuşabilen bir çocuk yaptığında pekiştirilirse kalksa bile sönmemesidir. Bunun nedeni aslında
aslında istemediğimiz bir davranışı arttırmış oluruz. doğru kullanılan sesler, harfler, sözcükler, ekler ya
Bu yüzden pekiştireçlerin ne zaman verilmesi gerek- da kurallar sonucunda kişi iletişim amacını daha
tiği oldukça önemli bir noktadır. Çocuğun ağlaması etkili bir şekilde gerçekleştirmekte bu sonuçta kişi
durup acıktığını ya da yemek istediğini sözcük ya da için yeterli bir olumlu pekiştirme olmaktadır.
cümlelerle ifade ettiğinde yiyecek verirsek, sonraki Davranışlarımızı her zaman pekiştirme ile öğ-
isteklerini konuşarak anlatma olasılığı artacaktır. renmeyiz. Bazen davranışlarımız sonucunda isten-
Yani, pekiştireçler hemen ardından geldikleri davra- medik uyaranlarla, durumlarla karşılaşabiliriz. Hız
nışa etki ederler. Bu yüzden araya başka bir davranı- sınırını geçen kişiye para cezası verilmesi, kişi kötü
şın girmesine izin vermeden ya da doğru davranışı bir söz söylediği için arkadaşının ona darılması, eve
sabırla bekleyip pekiştirme yapılmalıdır. çok geç gelen çocuğa bir süre dışarı çıkmayı yasak-
Olumlu ve olumsuz pekiştirmenin bir arada lama hatta suç işleyen kişinin hapse atılması gibi
kullanılması davranışın daha da güçlenmesini, durumlar kişilerin bu davranışları tekrar yapma
daha çok tekrarlanmasını sağlayacaktır. Örneğin olasılıklarını azaltacaktır. Benzer şekilde olumlu
çocuğa yanlış bir şey yaptığı zaman özür dileme davranışlarımız da bazen olumsuz durumlarla so-
davranışını arttırmak istiyorsunuz. Yanlış bir dav- nuçlanabilir. Çocuğun annesine soru sorduğunda
ranış yapmış olan çocuğun odasında cezalı olduğu- azar işitmesi, çok çalıştığı halde kişinin maaşının
nu düşünelim. Çocuk için odasında cezalı olarak artmaması, yardım isteyen bir kişinin kaba bir şe-
oturmak istenmedik bir durumdur. Çocuk sizden kilde reddedilmesi gibi durumlarda da kişiler bu
özür dilediğinde cezası sonlandırılırsa olumsuz pe- davranışları tekrar yapmak istemeyecektir.
35
Dil Edinim Kuramları
Örneklerden de anlaşılacağı gibi ceza, varlığı yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını azal-
tan her türlü olaydır. Başka bir deyişle ceza, davranış sonucunda istendik bir uyaranın geri çekilmesi veya
istenmedik bir uyaranın verilmesidir. Pekiştirmenin aksine ceza izlediği davranışı azaltır ya da güçsüzleş-
tirir. Cezalar davranış üzerindeki etkilerine göre ikiye ayrılır; birinci ve ikinci tip ceza. Birinci tip ceza,
ortama hoş olmayan, istenmeyen bir uyaranın ilave edilmesi; ikinci tip ceza ise ortamdan hoş, sevilen,
istendik bir uyaranın çıkarılmasıdır. Azarlamak, ayakta bekletmek I. Tip cezalara, hız sınırını aşan sürücü-
nün ehliyetini elinden almak, ders çalışmayan çocuğun televizyon seyretmesine izin vermemek ise II. Tip
cezalara örnektir.
Pekiştireç ve ceza tipleri kimi zaman kafa karıştırıcı olabilmektedir. Bu yüzden daha basit olarak bu
sınıflamanın görselleştirilmesi faydalı olacaktır. Davranış sonrasında istendik ya da istenmedik uyaranın
ortama eklenmesi ya da ortamdan alınması durumunda hangi tip pekiştirme veya cezanın uygulanmış
olduğunu gösteren grafik Şekil 2.1’de yer almaktadır. Şekli nasıl yorumlamamız gerektiğini dil davranışla-
rından bir örnek vererek açıklayalım.
Şekil1.1’deki ilk durum çocuğun davranışı son- ni değil ne yapmaması gerektiğini öğretir. Dav-
rasında, istendik uyaranın ortama eklendiği olumlu ranışlarda uzun vadeli değişiklikler amaçlandığı
pekiştirme. Örnek olarak, çocuğun bir şey isterken zaman ceza nadir olarak işe yaramaktadır. Bunun
işaret etmesini değil sözlü olarak istediği şeyin adı- yanında ceza, hoş olmayan duygular yarattığı için
nı söylemesini istiyoruz. Çocuk süt isterken dolabı cezalandırılan davranışın yerine istendik davranı-
göstermek yerine ‘süt’ dediğinde, sütünü verirsek şın öğrenilmesini engelleyebilir ya da geciktirebi-
olumlu pekiştirme yapmış oluruz. Örnekte çocu- lir (Şenyüz, 2002). Örneğin, kekemeliği olan bir
ğun istediği şeyin adını söylemesi davranış, süt is- çocuk takıldığı her heceden sonra ‘takıldın, doğru
tendik uyaran, çocuğa sütü vermemiz ortama ek- söyleyemedin, tekrar söyle, güzel söyle’ gibi çocuk
lenmesi, sonucunda yaptığımız işlem ise olumlu için olumsuz ifadelerle karşılaşırsa ya da azar işitir-
pekiştirmedir. Çocuğun davranışı gelecekte tekrar-
se, konuşmaktan kaçınabilir, korkabilir, daha çok
lama olasılığı artar.
heyecanlanabilir. Bu durumda da kekemelik dav-
Önceden vermiş olduğumuz örneklerde ceza- ranışı azalmayacaktır, aksine çocuk muhtemelen
ların işe yaradığı durumlar olsa da cezaların her daha fazla takılacaktır ya da mümkün olduğunca
zaman işe yaramadığını günlük yaşantımızda sıkça
az konuşmaya çalışacaktır.
görebiliriz. Çocuklar sürekli ceza almalarına rağ-
men hatalı davranışlarını tekrarlayabilirler, sürü- Dil gelişiminde cezanın kullanılabileceği du-
cüler pek çok para cezası almalarına karşın hala rumlar genellikle pragmatik bileşenle ilgilidir. Ör-
hızlı sürmeye devam edebilirler, hatta hapse giren neğin çocuk uygunsuz bir yerde, uygunsuz bir söz
suçluların da tekrar suç işleme olasılıkları olabil- söylediğinde istenmedik bu davranışın tekrarlan-
mektedir. Çoğu ceza kişiye ne yapması gerektiği- maması için ikinci tip cezalar kullanılabilir.
36
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
37
Dil Edinim Kuramları
çünkü yetişkinin sözcesi çocuğun henüz kullanmaya başlamadığı bir yapıda olabilmektedir. Sommerville’e
göre (2006) çocuklar dil edinimi sürecinde ebeveynlerini çok nadir taklit etmektedir. Sommerville bu görü-
şünü çocukların yapmış olduğu hataların daha önce hiç duyulmamış, karşılaşılmamış hatalar olması ile des-
teklemektedir. Ayrıca uyaran yoksunluğuna dikkati çekerek çocukların sınırlı dil girdisine maruz kaldıklarını
belirtmektedir. Çocuklar yarım kalmış, hatalı ve sınırlı sayıda tümce duymalarına rağmen anadilinin kuralla-
rına uygun daha önce hiç duymadığı tümceleri üretebilmektedir. Bu bağlamda ele alındığında Davranışçılık
yaklaşımı dil ediniminin hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleşmesini açıklamada oldukça yetersizdir.
Çocuk-ebeveyn iletişimine dayalı gözlem çalışmaları (Brown ve Hanlon, 1970) ebeveynlerin çocukla-
rın konuşmalarındaki dilbilgisel hatalardan ziyade konuşmalarının içeriklerine (anlamlarına) odaklandığı-
nı ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarıyla iletişim kurarken çocukların kurduğu dilbilgi-
sel tümceleri pekiştirmezler, daha çok konuşmanın içeriğine odaklanırlar. Böyle yaptıkları için aslında bir
yerde çocuğun dilbilgisel olmayan sözcük birleşimlerini pekiştirmiş olurlar. Buna bağlı olarak çocukların
“doğru” sözcelerinin pekiştirilmesiyle dilbilgisini edinmediğini söylemek mümkündür (Harris, 2003).
Öğrenme Çıktısı
1 Davranışçı yaklaşımın başlıca görüşlerini açıklayabilme
2 Davranışçı yaklaşımın temel kavramlarını örneklendirebilme
38
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
ait bir yetinin varlığını göstermektedir (Anderson benzer olarak dili edindiklerini belirtir. Chomsky,
ve Lightfoot, 2002 akt. Uygun, 2006). Davranış- davranışçılık yaklaşımının dil edinimine ilişkin gö-
çılar ise dili insanların sahip olduğu bir yeti olarak rüşüne karşı çıkmaktadır; çünkü Chomsky’e göre
değil de insanların kullandığı bir araç olarak ele çocukların anadillerine ilişkin bilgisi çevrelerinde
almaktadır. Davranışçılara göre dil sonradan ka- konuşulanlardan çok daha fazlasıdır (Mehrpour
zanılan bir davranıştır ve söz konusu davranışın ve Forutan, 2015). Bu bağlamda doğuştancı gö-
kazanılmasında çevre aktif bir şekilde rol almakta- rüş, çocuğa sunulan dil verisinin yetersiz olduğunu
dır. Çevrenin de etkisiyle çocuğun dil kazanımları ileri sürmektedir. Uyaran yetersizliği savına göre
arttıkça dil üretiminin de artmaya başladığı görül- (stimulus poverty argument) çocuğun, bazı dilbil-
mektedir (Üstündağ, 2014). gisi kurallarını, kendisine sunulan sınırlı ve yetersiz
dil girdisi aracılığıyla öğrenmesi mümkün değil-
dir (Crain ve Nakayama 1987: 536 akt., Uygun,
2006). Chomsky, bunca uyaran yoksunluğuna
dikkat karşın insan beyninin karmaşık bir dizge olan dili
Doğuştancı kurama göre dil, bilişsel ve zi- çok kısa bir sürede ve kusursuz bir şekilde edinebil-
hinsel yetilerden bağımsızdır. mesi durumunu insan beyninde doğuştan var olan
“Evrensel Dilbilgisi” ile açıklamaktadır (Chomsky,
1981 akt. Cem-Değer, 1996).
Davranışçılığın aksine doğuştancı kurama göre
çocuk genetik açıdan programlanmıştır. Her çocu- Çocukların doğuştan gelen, dil öğrenimini ko-
ğun dil için önceden kurulmuş saati vardır. Olağa- laylaştıran dile özgü becerilere sahip olduğunu iddia
nüstü koşullar dışında her çocuk dili edinmektedir eden Chomsky, evrensel dilbilgisi hipotezini ortaya
(Lust, 2006). Doğuştancı kuramın temsilcileri başta atmıştır (Mehrpour ve Forutan, 2015). Sözdizimsel
N. Chomsky olmak üzere E. Lenneberg, D. Slobin yapıların dilin özü olduğunu ve bu dilin de insan
ve L. Bloomfield’dir. İzleyen bölümde doğuştancı zihninin bir ürünü olduğunu belirten Chomsky
yaklaşımın varsayımlarından bahsedilmektedir. (1957), tüm diller için geçerli olan evrensel dil-
bilgisi kuralları olduğundan söz eder (Roseberry-
McKibbin ve Hegde, 2016). Evrensel dilbilgisi,
Doğuştancı Yaklaşımın Varsayımları bütün dillerin temelini oluşturan bir dizi ortak ilke-
Doğuştancı kurama göre insanlar dili kalıtsal leri içeren doğuştan gelen dilsel bilgidir (Mehrpour
olarak edinme ve kullanma eğilimindedir. Bu ku- ve Forutan, 2015). Evrensel Dilbilgisi, özel dilbilgi-
ram, bebeklerin, dillerin yapılarına ilişkin bilgiyle lerinin uyması gereken bir şema sağlayarak çocuğun
ve bu yapıları keşfedip tanımlayabilecek bir yetiyle olası dilbilgileri arasından karşılaştığı veya maruz
doğduğunu ileri sürer. Bazı kuramcılar insanların kaldığı dil verisi ile uyumlu dilbilgisini seçmesini
tüm diller için ortak olan bazı özelliklere (her dil- sağlar. Böylece olası kurallar ve yapılar konusunda
de “isim” ve “eylem” olması gibi) ilişkin doğuştan bazı kısıtlamalar getirip çocuğu doğru varsayımlara
bilgisinin olduğunu iddia eder. Tüm dillerde ortak ulaştırır. Bu sayede çocuk, bazı yapı ve kuralları keş-
olan bu özellikler dil evrenselleri (linguistic uni- fetme eğilimindedir (Uygun, 2006).
versals) olarak adlandırılır ve kuramsal olarak do- Chomsky’e göre (1957) evrensel dilbilgisi ku-
ğuştan gelen, tüm dillerde görülen bir dizi yapısal rallarına ilişkin bilgi, dilsel edinçtir (competence)
özellikler de evrensel dilbilgisi olarak bilinmekte- ve doğuştandır. Başka bir deyişle edinç, anadili ko-
dir (Bergmann, Hall ve Ross, 2007). nuşucusunun sonsuz sayıda tümce üretip anlama-
Doğuştancı yaklaşımın en önemli temsilcile- sını sağlayan düzenek veya kurallar dizgesi; bireyin
rinden biri Noam Chomsky’dir. Chomsky’nin dil anadiline ilişkin sezgisel-örtük bilgisidir. Dolayısıyla
kuramına temel olan savı, dil yetisinin doğuştan çocuk, çevresinden görece bağımsız olarak dili edi-
gelen ve diğer bilişsel becerilerden bağımsız bir nir. Edim (performance) ise, edinç denilen dilsel ye-
yeti olduğudur (Uygun, 2006). Chomsky, tüm dil- teneğin somut halidir; söz konusu yetinin konuşma
lerin aslında doğuştan olduğunu ve aynı evrensel veya yazma eyleminde gerçekleştirilmesi anlamına
ilkeleri paylaştıklarını ileri sürmektedir. İnsanoğlu- gelmektedir. Edim (performans) bireyseldir. Yorgun-
nun biyolojik olarak dil bilgisine sahip olduğunu luk, bellek (hafıza), dikkatin dağılması, heyecan, ilgi
ve çocukların diğer biyolojik işlevlerin gelişimine ve sosyo-kültürel durum gibi faktörler dil performan-
39
Dil Edinim Kuramları
sını etkileyebileceği için edimin kusursuz olduğunu Çocuklarda DED olduğunu savunan
söylemek mümkün değildir (İmer, 1987; Roseberry- Chomsky, bu savını bazı kanıtlarla desteklemek-
McKibbin ve Hegde, 2016). Bu yüzden doğuştancı- tedir: Chomsky’e göre tüm çocuklar daha önce
lar için asıl önemli olan, çalışılması gereken edinçtir. hiç karşılaşmadığı veya duymadığı dilbilgisi ku-
rallarını bilebilmektedir. Çocuğun dil edinimi sü-
recinde dile ilişkin olarak çevresinden duydukları
her zaman düzgün ve tamamlanmış cümlelerden
dikkat oluşmamaktadır. Bir yetişkin, çocukla konuşurken
Edinç ve edim kavramları birbirine karış- hatalar yapabilmekte, duraksamakta veya cümle-
tırılmamalıdır. sini tamamlamadan yeni bir cümleye başlayabil-
mekledir. Tüm bunlara rağmen her çocuk dili tam
olarak anlayabilmekte ve dili kullanarak sonsuz
Çocukların herhangi bir dili öğrenmek için kalıt-
sayıda cümle üretebilmektedir. Ayrıca, dilbilgisel
sal bir yetiyle doğduğuna inanan Chomsky, çocukla-
olmayan cümlelere ilişkin kendisine herhangi bir
rın doğru kullandıkları belirli dilsel yapıların zihin-
bilgi verilmediği halde çocuk, dilbilgisel olma-
lerinde zaten var olduğunu ve her çocukta bir dilin
yan cümleleri ayırt edebilmektedir (Cem-Değer,
temel kurallarını ve dilbilgisel yapılarını onun zih-
1996). Bu bağlamda ele alındığında doğuştancı
nine kodlayan bir “dil edinim düzeneği” (Langu-
yaklaşıma göre çocukların dil edinimi konusunda
age Acquisition Device- LAD) olduğunu iddia eder
yetişkinlerin rolünün sınırlı olduğunu söylemek
(http-1). Kara kutu olarak da bilinen Dil Edinim
mümkündür. Yani çocuk, anadilini yetişkin ko-
Düzeneği (DED), insan beyninde yer aldığı varsayı- nuşmasını taklit ederek ve söz konusu yetişkinin
lan özel bir dil işlemcisi olarak düşünülmektedir. Bu çocuğu dil kullanımına ilişkin olarak pekiştirme-
düzenek, genel olarak tüm dillere ilişkin bilgileri içe- siyle değil yetişkinin sunduğu dil girdisi ile anadi-
rir; çünkü dillere ilişkin evrensel kurallar burada yer linin kurallarını keşfederek, çözümleyerek edinir.
alır (Roseberry-McKibbin ve Hegde, 2016). Doğuş-
tan gelen bu bilgi, bütün dillere özgü evrensel bilgiyi Dile ilişkin bilginin doğuştan olduğu görü-
kapsadığından çocuklar dünyaya her dili öğrenmeye şünü destekleyen isimlerden bir diğeri de Eric
hazır kapasiteyle doğarlar. Çocuğun maruz kaldığı Lenneberg’dir. Lenneberg, hayvanların davranışla-
dildeki girdiler sayesinde söz konusu düzenek te- rını çalışmış ve doğuştan gelen davranışların özel-
liklerine ilişkin bir liste hazırlamıştır. Doğuştan
tiklenerek harekete geçirilir. Dil Edinim Düzeneği
gelen davranışların bir türün normal üyelerinin
(kara kutu) Şekil 2.2’de görselleştirilmektedir.
hepsinde olduğunu; ancak öğrenilmiş davranış-
ların her üyede olmadığını gözlemiştir. Örneğin
yürümek, insanların doğuştan meyil gösterdiği bir
Dil Edinim Düzeneği davranış iken (yani insanlar gelişimin doğal bir par-
çası olarak yürümeyi öğrenirler, kendilerine açık-
DİLSEL GİRDİ DİLSEL ÇIKTI
ça öğretilmez), piyano çalmak veya bisiklete bin-
mek özel olarak öğretilmesi gereken davranışlardır
(Bergmann, Hall ve Ross, 2007). Oysaki dil, sınırlı
ve yetersiz veriyle öğrenilemeyecek kadar karmaşık
Şekil 2.2 Dil Edinim Düzeneği ve soyut bir yapıya sahip olmasına rağmen çocuk
kısa bir sürede dilin karmaşık yapısını çözümleye-
Beynin sol hemisferinde belirli bölgelerde rek yetişkinlerin dil yeterliliğine ulaşmaktadır. Söz
(Wernike ve Broka Alanları) meydana gelen hasar- konusu yeterliliğe ulaşmak ancak doğuştan var olan
ların yetişkinlerde dil yetisini doğrudan etkilediği bir dil yetisi sayesinde gerçekleşebilir. Çocuk, dili
görülmektedir. Bu durum, insan beyninin belirli edinirken kendisine sunulan dil verisinin ötesinde
bir bölgesinde dile özgü bir düzeneğin yer aldığı bir üretkenlik sergiler ve hatta kendisine sunulan
savını güçlendirmektedir (Anderson ve Lightfoot, dil verisinde bulunmayan yapıları üretme yetisine
2002 akt., Uygun, 2006). Ayrıca yenidoğanların de sahiptir. Dolayısıyla bu yeti çocuğun bazı soyut
sol hemisferlerinin de konuşma seslerine daha du- dilbilgisi kural ve yapılara ait bilgisinin olduğunu
yarlı olduğu bilinmektedir. göstermektedir (Uygun, 2006).
40
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Tüm bu bilgiler ışığında doğuştancılık yakla- ergenlik dönemine girmeden önceki bir süreci kap-
şımının temel varsayımlarını aşağıdaki gibi sırala- sadığı düşünülmektedir. Bu dönemden sonra ‘sade-
mak mümkündür: ce dile maruz kalarak’ anadil ediniminin gerçekle-
• Çocuklar dile ilişkin bir kapasiteyle doğarlar. şemeyeceği bildirilmektedir. Krashen ve Harshman
da (1972) dilin lateralizasyon gelişiminin ergenlik
• Dil özellikleri evrenseldir; yani tüm dillerde
döneminden önce bittiğini, söz konusu lateralizas-
ortak olan bazı özellikler bulunmaktadır.
yon ve dil ediniminin el ele ilerlediğini belirtmek-
• Dil öğrenilmez, edinilir. tedir (Curtiss vd., 1974).
• Çocuklar dil edinimini kolaylaştıran bir Kritik Dönem Hipotezini kanıtlar nitelikteki
mekanizmaya sahiptir. davranışsal testler ve beyin görüntüleme çalışma-
• Dil ediniminde yetişkinlerin rolü sınırlıdır. ları da dile geç maruz kalmanın beynin dil için
• Çocuklar daha önce hiç duymadıkları tüm- önemli olan organizasyonunda değişiklikler yara-
celeri üretip anlayabilir. tacağını göstermektedir. Kritik Dönem Hipotezi,
İzleyen bölümde doğuştancı yaklaşımın temel anadili öğrenme yetisinin doğumla başlayıp ergen-
kavramları açıklanmaktadır. liğe kadar olan belirli bir dönemde gerçekleştiğini
ileri sürer. Bu kritik dönemde dil edinimi dışarı-
dan bir müdahaleye gerek kalmadan kolayca ve
Doğuştancı Yaklaşımın Temel hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu dönemden
Kavramları sonra ise dilbilgisi edinimi son derece zordur ve
Normal şartlar altında çocuk doğar doğmaz hatta bazıları için imkansızdır (Fromkin, Rodman
dille tanışır. Çevresindeki yetişkinler hem çocukla ve Hayms, 2003).
hem de kendi aralarında iletişim kurmak için dili Lenneberg, doğuştan gelen davranışların ortaya
kullanırlar. Çocukların normal dil gelişimine sahip çıkmasını bir kritik dönem ile ilişkilendirir. Kri-
olmaları için açıkça dilsel yönergeler alması gerek- tik dönem (critical period) terimi bireyin hayatı
mez; ancak dile maruz kalması gerekir. Yaşamının boyunca belli bir zaman diliminde bir davranışın
ilk yıllarında dilsel girdisi olmayan çocuklar, anadi- –dil davranışının– edinilmesi gerektiğini; kritik
li konuşucuları gibi dilbilgisel edinci gerçekleştire- dönemden sonra girişimde bulunulduğunda edi-
mez (Fromkin, Rodman ve Hyams, 2003). nimde sorunlar olacağı anlamına gelmektedir. Dil
Chomsky’nin doğuştancı görüşünü takiben dil ediniminde kritik dönem doğumdan ergenlik dö-
ediniminin gerçekleşebileceği sınırlı bir dönem neminin başlamasına kadar olan zamandır. Bu za-
olduğunu iddia eden Lenneberg, Kritik Dönem man içerisinde çocuk, dil edinimi için gerekli olan
Hipotezini (critical period hypothesis) ortaya at- beyin yapılarının gelişimini sağlamak amacıyla bir
maktadır. Lenneberg hipotezinde, insanların ana- dile maruz kalmak durumundadır. Eğer bu zaman
dillerini edinmeleri için uzmanlaşmış doğuştan diliminde çocuk herhangi bir dile maruz kalmazsa,
gelen bir düzeneğe (DED) sahip olduğunu ve bu normal dil becerilerini bir daha asla edinemeyecek-
türden mekanizmaların erişilebilirliğinin ancak tir. Eğer çocuk kritik dönem sürecinde anadilini
ergenliğe kadar olduğunu belirterek söz konusu edinmiş ve 12 yaşından önce ikinci bir dil öğren-
erişimin daha öncesinde de sonlanabileceğini vur- meye başlamışsa, ikinci dilde de anadil gibi edinç
gulamaktadır (Mehrpour ve Forutan, 2015). Len- gerçekleşebilir. Ancak ikinci dil 12 yaşından sonra
neberg, dilin doğuştan gelen bir davranış olması- öğrenilmişse, bu dilde tam bir edinç gerçekleşmez
nın yanı sıra az da olsa çocuğun gelişim döneminde (Bergmann, Hall ve Ross, 2007).
dile maruz kalmasına da bağlı olduğunu belirtmek-
tedir. Lenneberg’e göre dil edinimi, beynin serebral
fonksiyonuna ilişkin lateralizasyonun (yanallaşma)
dikkat
tamamlanmasıyla engellenmektedir; yani ergenlik
Dil ediniminde kritik dönem oldukça
döneminden önce dil edinimi gerçekleşmiş olma- önemlidir.
lıdır. Bu nedenle dil edinimi için kritik dönemin
41
Dil Edinim Kuramları
Kritik dönem hipotezine ilişkin ilk kanıt mah- İkinci dil edinimi de kritik dönem hipotezini
rum şartlarda yetişen ve hayatının ilk yıllarında desteklemektedir. Ergen ve yetişkinlerin dil öğren-
çok az dil girdisine maruz kalmış ya da hiç ma- mede çocuklardan daha çok zorlandıkları gözlen-
ruz kalmamış çocuklarla ilgilidir. Bu çocuklar ya mektedir. İkinci dili yetişkinken öğrenen biri her
aileleri tarafından ihmal edilmiş ya da vahşi bir şe- zaman aksanlı konuşmaktadır. Bu da söz konusu
kilde hayvanlarla yaşamak durumunda kalmıştır. kişinin ikinci dilin fonolojik kurallarını tam anla-
Söz konusu çocuklar kurtarıldığında veya bulun- mıyla edinemediğini gösterir. Çocuklar ise ikinci
duğunda araştırmacılar çocukların dil edinimine veya üçüncü bir dili yeterli girdi sağlandığı takdirde
yardımcı olmak için girişimde bulunmuştur. Bu tam olarak ve kolay bir şekilde edinebilmektedir.
girişimlerin başarısının büyük oranda çocuğun Ancak bu yeti ergenlik dönemine yaklaştıkça azal-
kurtarıldığı yaşa bağlı olduğu görülmüştür (Berg- maktadır (Bergmann, Hall ve Ross, 2007).
mann, Hall ve Ross, 2007). Kritik döneme ilişkin Doğuştancı kuram, Noam Chomsky’nin
alanyazında yer alan en çarpıcı örnekler Genie ve 1950’lerin sonunda ortaya attığı sözdizim kura-
Isabelle vakalarıdır: mını etkilemiştir. Bu bağlamda söz konusu kuram
Genie 1970 yılında yaklaşık 14 yaşındayken hem dilbilimi hem de dil ve konuşma bozuklukla-
bulunmuştur. 20 aylıkken istismara uğramış ve yal- rı alanlarını etkilemiştir. Chomsky’nin kuramında
nız bırakılmıştır. Bulunduğunda, Genie tamamen (1957) yer alan temel iki terim “derin yapı” ve
sessizdir. Genie, hiç konuşmamakta, ağlamamakta “yüzey yapı”dır. Yüzey yapı, sözcüklerin sentak-
ve herhangi bir ses çıkartmamaktadır. Konuşma tik sıraya göre dizilimidir (Roseberry-McKibbin
organlarını yeterli düzeyde kullanamadığı gözle- ve Hegde, 2016); başka bir deyişle zihindeki duy-
nen Genie’nin beş aylık dil müdahale çalışmaları gu ve düşüncelerin sözlü ve yazılı anlatım biçi-
sonrasında tek sözcük düzeyinde çıktılarının oldu- midir (Hengirmen, 1995). Derin yapı ise zihnin
ğu tespit edilmiştir. Sonrasında da dil edinimi son derinliklerinde bulunduğu düşünülen, dilin sesçil
derece yavaştır ve konuşmayı öğrenmiş olmasına kullanımını önceleyen ve sözdizimin anlamsal yo-
rağmen konuşması da anormaldir. Birçok sözcük rumlamasını içeren yapıları karşılar. Öte yandan
ezberlemiştir; ancak çok kalıp ifadeler kullanmak- yüzey yapı derin yapıların çeşitli dönüşümlerden
tadır ve dilbilgisini öğrenememiştir (Bergmann, geçerek dışa vurulmuş, yüzeye açılmış şeklidir
Hall ve Ross, 2007; Curtiss vd., 1974). Isabelle ise (Müldür, 2016).
1937 yılında altı buçuk yaşındayken bulunmuştur. Üretici dönüşümsel dilbilgisinde, sözdizimsel
Annesi işitme engellidir ve konuşamamaktadır. bileşende elde edilen ve evrensel nitelikli olduğu
Isabelle’in dedesi Isabelle ve annesini izole bırak- düşünülen, biçimsel, soyut cümle yapısına “derin
mış; ancak onlara kötü davranmamıştır. Isabelle yapı”; derin yapılara uygulanan dönüşümler son-
daha sonra The Ohio State Üniversitesinde ders- rasında ortaya çıkan somut cümle biçimine de
lere başlamıştır. Her ne kadar başlangıçta gelişimi “yüzey yapı” denir (Kıran, 2001). Derin yapıyla
yavaş olsa da kısa bir süre sonra hızlanmıştır. İki yüzey yapı, birbirine bir dizi dönüşümle bağlıdır.
yıl içerisinde dil kullanımı kendi yaşına göre tama- Derin yapının yüzey yapıya dönüşüm işlemi, dilin
men normal bir düzeye gelmiştir (Bergmann, Hall yapısal özelliklerini belirleyen kurallarca yönetilir
ve Ross, 2007). (Üstünova, 2010). Chomsky’e göre (1957), dö-
Alanyazında yer alan Genie ve Isabelle vakaları, nüşüm, derin yapıyı yüzey yapıya bağlar ve farklı
dil ediniminde kritik dönemin ne denli önemli ol- biçimlerde cümleler oluşturmaya olanak tanır. Dö-
duğunu vurgular niteliktedir. 14 yaşındayken bu- nüşüm, bireyin cümlelerin anlamlarını değiştirmek
lunan ve dil çalışmalarına başlanan Genie, dil edi- için sözcükleri sıralayıp tekrar sıralaması süreci
niminde çok büyük bir gelişme gösterememişken, olarak da düşünülebilir. Dilbilgisel dönüşümler,
altı buçuk yaşında bulunup dil çalışmaları yapılan anlamı değiştirmek üzere silme, ekleme, yer değiş-
Isabelle kısa bir süre içerisinde yaşıtlarıyla benzer tirme ve sözcükleri tekrar sıralamayı içerir (Rose-
bir dil seviyesine ulaşmıştır. Bu da dil ediniminin berry-McKibbin ve Hegde, 2016). Bu bağlamda
belirli bir döneme kadar mutlaka gerçekleşmiş ol- Topbaş’a göre (2011) yüzey yapı konuşulan sözce
ması gerektiğini, yoksa bu durumun zor, hatta im- (performans) iken; derin yapı sözcenin anlamıdır
kansız olabileceğini göstermektedir. (Üstündağ, 2014).
42
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
43
Dil Edinim Kuramları
Öğrenme Çıktısı
3 Doğuştancı yaklaşımın varsayımlarını açıklayabilme
4 Doğuştancı yaklaşımın temel kavramlarını tanımlayabilme
44
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Bilişsel yaklaşım dili bilişsel bir süreç olarak ele da kavrama refleksleri nedeniyle dudaklarına do-
alır. Dil gelişimi temellerini bilişsel gelişimden alır kunulduğunda emmeye, ellerine dokunan parmağı
ve bilişsel gelişimin evrelerini izler. Çocuğun ne kavramaya çalışırlar. Bu hareketler Piaget’ye göre
zaman konuşacağı ve ne söyleyebileceği buna bağ- birer şemadır. Örneğin bebeğin oyuncak bir çıngı-
lıdır. Örneğin, çocuğun “Bu araba daha büyük.” rağı sallaması iki şema gerektirmektedir; tutma ve
demesi için önce boyutlar arası farklılığı yargılama sallama. Bu basit şemalar görüldüğü gibi daha çok
yetisinin gelişmiş olması gerekir. Önce kavramın bebeğin yapabildiği hareketlerden ve çevresindeki
farkındalığı (büyüklük) sonra kavrama ait sözcükler nesnelerden oluşmaktadır. Çocuk çevresi ile daha
(daha büyük) gelişir. Yani, bilişsel sistemin yeterli çok etkileşime girdikçe, deneyimleri, bilgileri art-
gelişimi, dilsel ifadelerin gerekli öncüsüdür. Piaget, tıkça şemaları da artar ve daha karmaşık hale gelir.
çocukların ne kadar bilip düşündüklerinden çok, Özellikle sözcüklerin öğrenilmesi ile dünya bilgisi
nasıl düşündükleriyle ilgilenmiştir. Örneğin, çocu- zihinde temsil edilmeye başlar.
ğun renkleri bilmesinden çok, onları açıktan koyu- Şemalar zihnimizde uyumlu, mantıklı, bağda-
ya doğru sıralaması ya da nesneleri renklerine göre şık anlam setleri halinde düzenli, örgütlü bir şe-
sınıflaması önemlidir. kilde bulunurlar. Bu örgütleme, düşünme süreci-
Bilişsel yaklaşım, davranışçı ve doğuştancı gö- ni daha verimli kılar. Bilgiye erişim, hatırlama ve
rüşün arasında kalmaktadır. Bilişsel gelişim, kalı- kullanma daha kolay bir şekilde yapılır. Eğer ör-
tım ve çevrenin etkileşiminin bir sonucudur. Her gütleme olmasaydı şemalar zihnimizde bağımsız ve
ne kadar çocuklar kendi deneyimleri ile öğrenseler bağlantısız olarak dolanıp duracaktı diye düşüne-
de, kalıtım, beyin ve vücut gelişimi (olgunlaşma), biliriz. Çocuklar biyolojik olarak olgunlaştıkça ve
algı, hareket etme becerisi, motivasyon sağlar; çev- deneyim kazandıkça şemalar sürekli olarak değişir
re ise uyum ve örgütleme için gereklidir. Bunları ve yeniden organize edilir. Yani, örgütleme karşı-
daha iyi anlayabilmek için bilişsel yaklaşımın temel laşılan kavram ve olayların birbirleriyle tutarlı bü-
kavramlarını bilmemiz gerekmektedir. tünler haline getirilmesidir. Piaget’e göre bebekler,
şemaları adapte ve organize ederek gelişirler (Kol,
2011). Örneğin, yeni doğan bebeğin nesneleri ya-
Bilişsel Yaklaşımın Temel Kavramları kaladığını, emdiğini söylemiştik. Bu etkinlikler,
Bilişsel yaklaşımda, gitgide karmaşıklaşan dü- başlangıçta düzenli, örgütlü değildir. Birkaç düzen-
şünce sistemlerinin kazanılmasından söz edilmek- siz yakalama ve emme deneyiminden sonra bebek,
tedir. Çocuk deneyerek, keşfederek, manipüle ede- istediği nesneyi düzgün olarak yakalayıp emme
rek kendisi için anlamlı bir çevre yaratmaya ve daha davranışını gösterebilir. Böylece düzensiz hareket-
zengin, ileri zihinsel yapılar oluşturarak bu yapılar lerden organize edilmiş hareketlere doğru bir ilerle-
sayesinde dünyayı anlamaya çalışır. Çocuk, gittikçe me görülür (Senemoğlu, 2005).
daha ayrıştırılmış ve daha karmaşık bilişsel yapıları Piaget, düşünmenin ana işlevlerinden biri olarak
kendi hareketleriyle organize ederek aktif bir yapı- kabul ettiği uyum kavramını, insanın çevresi ile ara-
landırma süreci içinde gelişir (Yağmurlu, 2012). sında geçici denge kurma çabası olarak tanımlamak-
Bilişsel yaklaşımda sözü edilen en temel zihinsel tadır. Uyum, bilişsel gelişimde olduğu kadar, diğer
yapılara şema denmektedir. Şemalar, algı, düşünce gelişim alanlarında da etkili bir ilkedir. İnsanların
ve/veya eylemlerin bir arada olduğu zihinsel tem- çevreye uyum yeteneği, aslında tüm canlılar için or-
sillerdir. İnsanların kendilerini, etraflarındaki diğer tak bir özelliktir ve Piaget’nin bilişsel gelişimi açık-
insanları, olayları, durumları ve rolleri; kısaca dün- lamasında temel bir kavramdır. Piaget, bilişsel gelişi-
yayı tanımalarını ve anlamalarını sağlayan şema- mi, dünyayı öğrenme yolunda bir denge, dengesizlik
lardır. Sahip olduğumuz her bilginin zihnimizde ve yeni bir denge süreci olarak görmektedir. Yaşam
bir şeması vardır. Şemalar, bireyin çevresinde bu- boyu devam eden bu sürecin aksamadan işleyebil-
lunan nesne, olay ve olguları tanımak için zihninde mesi ise karşılaşılan yeni nesne, durum ve olgulara
oluşturduğu, yeni gelen bilginin yerleştirileceği bir uyum sağlamayı gerektirir (Senemoğlu, 2005).
çerçeve gibidir. Şemaları kullanarak birey çevresine Uyum, özümleme ve düzenleme olmak üzere
uyum sağlar ve çevreyi düzenler. Bebeklikte şema- iki şekilde sağlanır (Aksu, 2012). Özümleme (as-
lar hareket ve nesnelerle sınırlıdır, sonraki yıllarda similation) yeni bilgi veya deneyimi eski şemaların
ise soyutlaşır. Bebekler, doğuştan gelen emme ya içine alma ve şemanın parçası haline getirme sü-
45
Dil Edinim Kuramları
46
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
ederler. İlk aylarda gözünün önünden kaldırılan bir bilir, hatırlayabilir ve daha sonra taklit edebilir. Bu
nesneyi arama çabasına girmeyen bebek, oyuncağı yetenek, dil gelişimi ve pek çok öğrenilmiş davranış
bir örtü ile saklandığında oyuncak hiç yokmuş gibi için önemlidir (http-2).
davranır. Çünkü bu bebek henüz nesne devamlı- Duyusal motor dönem dil gelişimi açısından
lığını kazanmamıştır. Nesne devamlılığı, nesnenin değerlendirildiğinde başlarda refleksif ses deneme-
kendisini duyularımızla algılamasak bile zihnimiz- leri, ses taklitleri ve babıldama sonrasında ilk söz-
de temsilinin oluşmuş olması ile ilgilidir. Bu yüz- cüklerin ortaya çıkmasını içerir. Dönemin sonunda
den dil gelişimi için de oldukça temel ve önemli bir ise nesne devamlılığının da kazanılması ile ilişkili
kazanımdır, çünkü zihnimizde bir temsili olmadan olarak, o anda yanında olmayan nesne ya da kişile-
kavramlar hakkında düşünemeyiz ve sözcüklerle re ait sözcüklerin kullanımı başlar. Örneğin annesi
eşleyip düşüncelerimizi ifade edemeyiz. odada yokken “anne” diyebilir.
Doğumdan dördüncü aya kadar nesne devamlı-
lığı ile ilgili farkındalık henüz gelişmemiştir. Nesne
devamlılığı kazanma sürecinde bebekler önce bir
İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş)
kısmı saklanan nesneyi aramaya başlarlar. Daha İşlem öncesi dönemin en önemli özelliği sem-
sonra gözden tamamen kaybolan nesneyi ilk sak- bol kullanımı gelişimidir. Duyusal motor dönemde
landığı yerde arama davranışı gelişir. Böylelikle kazanılan nesne devamlılığı sayesinde nesneler ar-
nesneyi zihinde tutacak sembollerin kullanımı baş- tık sembollerle temsil edilmeye başlanır. Dil de bir
lamış olur. Sonrasında ise nesnenin nerede olabile- semboller sistemi olduğundan bu kazanım dil geli-
ceğini düşünüp farklı yerlerde arayabilirler (http- şiminde büyük bir adımdır. Bu dönemde çocukla-
2). Nesne devamlılığı kazanılması sırasında nesne rın dil gelişimi oldukça hızlıdır. Sözcük dağarcıkları
hakkında düşünebilme başlar ve bu kazanımla ço- sürekli artar. Dil gelişimine bağlı olarak sözcüklerle
cuğun ilk sözcüklerini üretmeye başlaması aynı za- düşünme ve iletişim kurma becerileri de gelişir.
manlara denk gelmesi tesadüfi değildir. Duyusal motor dönemde ilk şemaların genellik-
4 aylık bir bebeğin önüne ilgisini çekecek bir le refleksif hareketler olduğundan bahsetmiştik. Bu
oyuncağını koyup biraz oynadıktan sonra üzerine hareketlere sonradan nesnelerin taklit edilmesi ve
bir örtü örtülünce bebek bir anda ilgisini kaybe- yüz ifadeleri gibi yine sözel olmayan şemalar eklenir.
decek ve oyuncağı aramayacaktır. Çünkü bu bebek Çocuğun işlem öncesi döneme kadar dağarcığında
henüz nesne devamlılığını kazanmamıştır. Aynı henüz çok fazla sözcük olmadığı için çeşitli ses taklit-
duru 18 aylık bir bebeğe uygulandığında ise nesne lerini kullanır. Bu taklit sesler özelleşmemiştir, yani
devamlılığını kazanmış olan bebeğin örtüyü kaldı- aynı ses farklı anlamlar için kullanılabilir. Örneğin
rıp oyuncağını araması beklenir. ‘mam’ sesi yemek yeme, yemekle ilgili bir oyuna ya
da yemeğin kendisine yönelik olabilir. İşlem önce-
Olay ve nesnelerin zihinde temsil edilmesinin
si dönem bu tür ses kullanımlarının azaldığı, yerini
diğer bir işareti de ertelenmiş taklittir. Ertelenmiş
sözcüklerin aldığı dönemdir. İşlem öncesi dönem
taklit, bebeğin görmüş olduğu bir davranışı, ola-
Sembolik ve Sezgisel dönem olarak ikiye ayrılmıştır.
yı ya da duyduğu bir sözel ifadeyi, bunlar ortadan
kalktıktan bir süre sonra tekrarlaması, taklit etme-
sidir. Örneğin, annesi kendisini alkışladıktan bir Sembolik Dönem / Kavram Öncesi
süre sonra aynı hareketi eve gelen babasına yaparsa Dönem (2-4 Yaş)
bebek ertelenmiş bir taklit yapıyor demektir. Erte- Bu dönemde dil gelişimi hızla devam etse de
lenmiş taklit, bebeğin, hareketi “aklında tuttuğu- çocuklar, duygu ve düşüncelerini tam olarak ifade
nu” ve babası eve gelince uyguladığını gösterir. Bu edecek bilişsel ve zihinsel olgunlaşmaya henüz ulaş-
akılda tutma aşaması önemli bir zihinsel gelişim mamışlardır. Kavramları henüz tam olgunlaşma-
aşamasıdır. Akılda tutulanlar daha sonra kavram- mıştır, yani şemaların oluşumu devam etmektedir.
ları oluştururlar. Piaget’ye göre ertelenmiş taklidin Çocuk kavramlarla ilgili genel fikir sahibidir fakat
9-12 ay sonrasında ortaya çıkar. sınıfın üyelerini ayırt edici, o sınıfa özgün özellik-
İki yaşındaki bir bebeğin, annesi yokken oyun- leri henüz belirleyemez. Her araba babanın arabası,
cak bebeğinin altını değiştirmesi ertelenmiş bir tak- havada uçan her şey kuştur. Genellikle tek bir özel-
littir. Bebekler davranışı zihinsel olarak hayal ede- liğe dikkat ederler, odaklanırlar.
47
Dil Edinim Kuramları
Kavram, nesne, durum, olgu veya olayların • Ekolali: Kendi ya da başkasının hece, söz-
ortak özelliklerini içine alan ve bir ortak ad altın- cük veya cümlelerini tekrarlama.
da toplayan genel tasarımları, anlamlarıdır. Kav- • Monolog: Kendi kendine konuşma, dü-
ramlar, ortak özellikleri paylaşan insanlar, olaylar şüncelerini sesli söyleme.
ve nesneler sınıfıdır. Kavramlar yeni tanıştığımız • Toplu monolog: İki-üç çocuğun bir ara-
nesneleri geçmiş deneyimlerimize dayanarak sınıf- da karşılıklı, sıra alıyormuş gibi görünerek
lamamıza olanak sağlar (Maviş, 2005). Örneğin, konuşması, ama aslında sadece karşılıklı
akraba, aile, kaza, mezuniyet, taşıt, üçgen, temizlik, monolog.
mutluluk somut ve soyut kavramlarımızdandır. Bu
sözcüklere ait kavramlarımızı oluştururken geçmiş
deneyimlerimizi ve bilgilerimizi kullanırız. Sezgisel Dönem (4-7 Yaş)
Çocuklar bu dönemde sembol ile bu sembo- Sezgisel dönemin başlarında, bilişsel gelişimde
lün temsil ettiği nesne arasındaki ilişkiyi temel önemli bir kazanım yaşanır. Gerçek nesnelerin yerini
düzeyde anlamaya başlar. Böylece dil öncesi bi- tutan zihinsel semboller biçimlendirilmeye başlarlar
lişsel becerilerden biri olan sembolik oyun sıkça ve nesne ya da olayları göstermek için sözcükleri ve
görülmeye başlanır. Sembolik oyun, gerçek dün- dilbilgisi kurallarını kullanırlar. Bu bilişsel kazanım-
yaya ilişkin nesne, kişi ya da durumların yerine la, sadece şimdi ve burada olan şeyler hakkında değil,
farklı nesne, kişi ya da durumların konularak geçmişte olanlar hakkında da konuşabilirler. Man-
temsil edilmesi (-mış gibi yapmak) olarak tanım- tıklı düşünmeden çok, duyular yoluyla sezgisel ola-
lanabilir (Acarlar, 2001). Örneğin bir ağaç dalını rak problem çözme eğilimindelerdir. Bunun nedeni
at gibi kullanma, taç takıp prenses olma, evcilik somut olarak belirli bir düşünme kapasitesine sahip
gibi oyunlar semboliktir. Piaget’ye göre sembolik olmalarına karşın zihinsel işlemleri henüz sınırlıdır,
oyunlar dil gelişimi için mutlaka kazanılması ge- daha basit düzeydedir. Bu seviyedeki çocuklar hala
reken becerilerdendir. düşünce, akıl yürütme noktasında deneyimlerine
göre tek boyutlu değerlendirebilmektedirler. Yani,
Sembolik dönemde çocuklar benmerkezcidir- genellikle tek bir özelliğe dikkat ederler ve diğer
ler. Benmerkezcilik (egosantrizm) Piaget’nin bi- özellikleri göz ardı ederler. Bu eğilime merkezilik
lişsel kuramında önemli bir kavramdır. Benmer- adı verilmektedir. Hepimizin aşina olduğu bir ör-
kezcilik, çocuğun kendi bakış açısı ile başkasının nek olan “Bir kilo pamuk mu ağırdır, bir kilo demir
bakış açısı arasında ayrım yapamamasıdır. Çocuk mi?” sorusuna merkezi düşünen bir çocuk hemen
için merkezde kendi bakış açısı vardır ve herkes demir cevabı verecektir çünkü sadece tek özelliğe
onun gördüğünü görür, bildiğini bilir, hissettiğini dikkat eder. Merkezi düşünmeye sahip çocuklar tek
hisseder, duyduğunu duyar düşüncesi vardır. Ken- özelliğe göre, basit sınıflama yapabilirler. Örneğin,
disininkinden farklı bir görüş ya da durum olabil- 4 yaşındaki bir çocuğa oyuncak kutusundan büyük
me ihtimali yoktur. Kendini bir anlamda dünyanın ve mavi blokları çıkarmasını söylediğinizde sadece
merkezine koyar ve kendisini başkasının yerine mavileri ya da sadece büyükleri çıkarabilir. Bilişsel
koyamaz. Benmerkezcilik hem düşünmede hem olarak her iki özelliği bir arada işlemlemesi zordur.
de iletişimde kendini gösterir. Örneğin çocuk “ben Bunun yanında henüz korunum ve tersine çevirme
kardanadam yapayım diye kar yağıyor” gibi bir dü- gibi becerileri kazanmamışlardır.
şünceye sahip olabilir ya da bir telefon konuşma-
İşlem öncesi dönemin başlarında çocuklar genel-
sında karşısındaki kişiye “Bak, annem bana elbise
likle sözcüklerin anlamını genişletir. Başka bir deyişle
aldı” diyerek karşıdakinin de elbisesini gördüğünü
tek bir sözcüğü farklı nesne, kişi ya da olaylar için
düşünerek elbisesini gösterebilir.
kullanır. Örneğin tüm yaşlı erkekler “dede”, ya da
Benmerkezcilik, çocukların dil kullanımında da tüm yuvarlak nesneler “top” olabilir. Anlamı geniş-
göze çarpar. Hiçbir benmerkezci konuşma duru- letmenin yanında daraltma da görülebilir. Anlam
munda gerçekte bir anlam alışverişi olmamaktadır, daraltma bir sözcüğü sadece tek bir örneğine ilişkin
yani iletişim yoktur. Benmerkezci konuşma üç şe- kullanmadır. Yani, çocuk için sadece kendi evlerinde-
kilde kendini gösterir (Harley, 2001): ki kedi “kedi”dir. Diğer kedilere “kedi” demeyebilir.
48
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
İşlem öncesi dönemin sonuna doğru, çocuk- başlangıç noktasıdır. Örneğin çocuğa “Su donunca
lar sayısız cümleyi anlayabilir ve kurallara uygun ne olur?” diye sorduğunuzda, “Buz” yanıtını vere-
olarak konuşabilir hale gelirler. Özellikle 3-5 yaş- bilmesine rağmen soruyu ters çevirip “Buz eriyince
larında sürekli soru sorma eğilimindedirler. Bu ne olur” diye sorduğunuzda daha önceleri bileme-
durum dil gelişimi açısından oldukça önemlidir yen çocuk artık “su” şeklinde cevaplayabilir.
ve çocukların sorularına olabildiğince sabırlı bir Korunum, herhangi bir nesne ya da nesne gru-
şekilde, mantıklı ama anlayabileceği düzeyde yanıt bunun fiziksel biçimi ya da mekandaki korunumu
vermek gerekmektedir. Çocukların sorularına veri- değiştiğinde, nesnenin miktar, sayı, alan, hacim
len yanıtlar onların dil gelişimini destekleyecektir. vb. özelliklerinin değişmeyeceği ilkesidir (Arslan,
Gecikmiş tekrarlama becerisi kazanmış olan çocuk 2008). Örneğin parçalanmış çikolatanın bütün
bir kişiden duyduğu bir yanıtı farklı bir ortamda, çikolata ile aynı miktarda olması, aynı oyun ha-
durumda kendisi de üretebilir. murundan top da yapsak yılan da yapsak hamur
miktarının değişmemesi gibi.
Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş) Çocuklar bu dönemde nesneleri belirli özellik-
Somut işlemler döneminde mantıklı düşün- lerine göre sıralama ve sınıflamaya başlarlar. Sırala-
menin temelleri atılır ancak henüz tam gelişmiş ma, nesne ve olayları belli özelliklerine göre düzen-
değildir. Adından da anlaşılacağı gibi zihinsel iş- leyebilme ve seri halinde olan durumu anlayabilme
lemler sadece somutlaştırılarak yapılabilir. Somut becerisidir. Çocuklar somut işlemler döneminde
olduğu sürece karmaşık problemleri çözebilirler nesneleri büyüklüğüne, uzunluğuna, miktarına göre
ama soyut problemlerde zorlanırlar. Okula yeni sıralayabilirler. Küçük bir hikâyeyi anlatan sıralı kart-
başlayan çocukların basit sayma, toplama işlemle- ları sezgisel dönemde sıralayamazken, bu dönemde
rini öğrenebilmeleri için boncuk, fasulye, çubuk yapabilirler. Sınıflama, nesneleri belirli özelliklerine
gibi somut nesneler kullanılması da bu durumla göre gruplama, ayrıştırma işlemidir ve bir grup nes-
ilişkilendirilebilir. Aynı şekilde, çocuklar özgürlük, nenin başka bir grup nesnenin alt sınıfı olabileceğini
eşitlik, adalet gibi soyut kavramları ya da bazı de- anlama becerisini gerektirir. Örneğin, bu dönemde
yimleri söyleyebilseler bile tam olarak anlamakta çocuklara farklı renk ve boyutta olan oyuncak küp-
ve açıklamakta zorlanırlar. ler verirseniz onları her iki özelliğe göre de kolaylıkla
ayırabilir. Bu bilişsel becerilerin dil gelişimine yansı-
Bu dönemdeki önemli bir kazanım, çocukların
ması ilişkisel sözcüklerin kullanımıyla kendini gös-
benmerkezcilikten uzaklaşmasıdır. Yani artık di-
termektedir. İlişkisel sözcükler, renk, zaman, mekân
ğer insanların kendilerinden farklı düşünüp, farklı
ve ebat arasındaki ilişkileri belirleyen sözcüklerdir. Bu
şekilde bilgi sahibi olabileceklerini anlayabilirler.
sözcüklerin anlamlı olarak kullanılması ya da karma-
Bir hikâyede anlatılan karakterin yerine kendisini
şık cümlelerde anlaşılması zordur, çünkü görecelilik
koyup, o durumda ne hissedebileceğini tahmin
içerirler. Örneğin; “Kimin babası en uzun?” “Ondan
edebilir. Konuşma da benmerkezci değil artık sos-
önce ne yaptın?” “Maviden daha koyu ama lacivert-
yalleşmiştir. Sosyal konuşma, benmerkezci ko-
ten daha açık renk bir elbise istiyorum.”
nuşmanın aksine iletişim amaçlıdır. Benmerkezci
konuşmada çocuk için karşıdaki kişi, ne düşündü-
ğü, ne söylediği, kendisine cevap vermediği önemli Soyut İşlemler Dönemi (11+)
değildir. Buna karşın sosyal konuşmada çocuk bil- Artık ergenlik dönemine girmiş olan çocukla-
gisini karşıya aktarır, soru sorar, cevap bekler, istek- rın, soyut işlemler döneminde mantıksal düşünme-
lerini, duygu ve düşüncelerini paylaşmaya çalışır. leri yetişkine benzer bir şekil alır. Dünya hakkında
Bu durum hem bilişsel gelişim hem de dil becerileri pek çok bilgiye sahip olduklarından şemalarının
açısından oldukça önemlidir. çoğu tamamlandığından yüksek düzey dengeye
İşlemi tersine çevirme ve korunum ilkeleri ka- ulaşırlar. Soyut düşünmenin kazanılmasıyla, soyut
zanılır. Tersine çevirme, aynı soruyu farklı şekilde kavramları anlayarak etkili bir şekilde kullanmaya
görebilme, bir işlemi sondan başa doğru düşüne- başlarlar. Kendilerine ait çeşitli idealleri, fikir, inanç
bilme becerisidir. Piaget’e göre, tersine çevirme, ve değerleri geliştirmeye başlarlar. Düşünceler hak-
düşünmenin önemli bir yönüdür ve korunumun kında düşünmeye başlarlar (Kol, 2011).
49
Dil Edinim Kuramları
Ergenlik döneminde, duyusal motor dönemden “Yazın başımdan bir şey geçmedi ama ablamın ba-
farklı da olsa ergenlik benmerkezciliği denilen bir şından bisiklet geçti” şeklinde bir yanıt alabilirsi-
düşünme şekli görülür. Ergen, herkesin kendisine niz. Çünkü “başından geçmek” ifadesinin mecazi
dikkat ettiği, herkesin kendisiyle uğraştığı, herke- anlamı henüz öğrenilmemiş olabilir ama soyut iş-
sin ona baktığını düşünür. Kendisiyle o kadar meş- lemler döneminde bu beceri kazanılır.
guldür, o kadar çok ilgilenir ki diğer insanların da
aynı şekilde onunla ilgilendiği duygusuna kapılır.
Kendi düşüncelerinin ve söylediklerinin en doğru Bilişsel Yaklaşıma Getirilen Eleştiriler
olduğunu düşünür ve bu şekilde davranır. Vygotsky dil gelişimini bir süreç olarak görür;
Bu dönemde çocuklar, somut deneyimler gerek- dönemlere ayırmaz. Dönemlere ayırmaya çalışan
meksizin soyut problemleri çözebilirler, soyut du- araştırmacılar ise söz konusu dönemlerin yaş ara-
rumlar hakkında görüş belirtebilirler ve soyut öne- lıklarını belirlemede sorun yaşamaktadır. Dasen’e
riler getirebilirler. Örneğin, önceden somut olarak göre (1994), Piaget bilişsel gelişim ve biyolojik
çizim ya da çeşitli deneyimlere ihtiyaç duydukları olgunlaşmanın evrensel aşamalarına odaklanarak
“Zeynep Ali’den uzunsa, Ali de Can’dan uzunsa, en sosyal ortam ve kültürün etkisini göz ardı etmek-
uzun kimdir?” sorusuna zihinden yanıt verebilirler. tedir (Harris, 2003). Vygotsky de Piaget’nin dil
Daha önceki dönemlerde yadırgadıkları hayali du- edinimine ilişkin kuramında kültürel farklılıkları
rumları artık yadırgamazlar. “İnsanların kuyruğu olsa göz ardı ettiğini ileri sürerek onu eleştirir. Ayrıca
nerede olurdu?” ya da “Ayda yaşasaydık nasıl olur- Vygotsky öğrenmeye ilişkin bazı aktivitelerin ço-
du?” gibi soruları yanıtlayabilirler (McLeod, 2010). cuk için çok zor olduğunu vurgulayarak öğrenme-
Çocuklarda hipotetik tümevarım ve tümden- nin en iyi şekilde gerçekleşebilmesi için çocuğun
gelim yoluyla akıl yürütme de bu dönemde ortaya birinin yardımına ihtiyacı olduğundan bahseder.
çıkmaktadır. Başka bir deyişle, bir soruya yanıt ve- Vygotsky bilişsel gelişimde sosyal etkileşimin öne-
rebilmek için hipotez üretebilirler; probleme dene- mini vurgulamaktadır; çünkü Vygotsky’e göre öğ-
me-yanılma yöntemi ile değil sistematik, organize renme, sosyal bağlamda daha bilgili birinin desteği
olarak yaklaşırlar; genel bir kuraldan özel bir kurala ile de gerçekleşir ve bu sosyal etkileşim, dil fırsatları
ya da özel bir kuraldan genel kurallara ulaşabilirler. sunmaktadır. Piaget’ye göre dil düşünceden sonra
Karar verirken çok boyutlu düşünebilir, farklı özel- gelirken Vygostky’e göre (1978) dil ve düşünce eş
likleri, faktörleri bir arada kullanabilirler. zamanlı gelişmektedir (Harris, 2003).
Dil becerilerinin farklı bir şekilde geliştiği bu Piaget’nin uyguladığı klinik yöntemler
dönemde çocuklar, göreli (kişiye, yere ve zamana de araştırmacılar tarafından hatalı bulunmuştur.
göre değişen) kavramları edinirler. Eğitimin de Piaget çocuklardaki bilişsel gelişimle ilgili evrensel
etkisiyle birbirinden farklı alanlarda pek çok yeni ilkelere ulaşmaya çalışırken kendi çocuğunu ve ar-
kavram öğrenilir. Düşünmenin soyutlaşmasıyla, kadaşlarının çocuklarını gözlemlemiştir. Gözlem-
pek çok soyut sözcüğün yanında mizah, mecaz, lediği örneklem büyüklüğü oldukça küçük olması
deyim, atasözü, fıkra, bilmeceleri anlama ve üret- ve sadece yüksek sosyoekonomik düzeydeki Avru-
me becerileri kazanılır. Sözcük dağarcığı hem ya- palı çocuklardan oluşması bakımından da araştır-
tay hem dikey olarak genişler. Yani hem farklı söz- macılar tarafından eleştirilmektedir. Böylesine bir
cükler sözcük dağarcığına eklenir hem de var olan çalışmanın sonucunda elde edilen bulguların ge-
sözcüklerin farklı anlamları öğrenilir ve kullanılır. nellenebilirliği tartışmalıdır (Harris, 2003). Ancak
Sözcükler arasındaki ilişkileri anlamaları ve kullan- Piaget’nin bilişsel yaklaşımından elde ettiği bul-
maları geliştiği için eş anlamlı, yan anlamlı, mecaz gularla benzer bulgulara sahip pek çok çalışma da
anlamlı sözcükleri ve ifadeleri daha çok anlayıp alanyazında mevcuttur ki bu da Piaget’nin bulgula-
üretirler. Örneğin somut işlemler dönemindeki bir rının genellenebilirliğini göstermektedir (Lourenço
çocuğa “Yazın başından ne geçti” diye sorarsanız, ve Machado, 1996).
50
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
5 Bilişsel yaklaşımın temel kavramlarını sıralayabilme
6 Bilişsel gelişim dönemlerini açıklayabilme
51
Dil Edinim Kuramları
bilmeye başlayınca babası daha bağımsız hareket gelişim seviyesidir. Aynı çocuğun öğretmeninin
etmesine izin verir. Yani, çocukla etkileşimde olan onu cesaretlendirmesi, nasıl hikâye anlatacağını
kişi önce sorumluluğun büyük kısmını alır, ancak açıklaması, başka bir hikâye anlatarak örnek olma-
bu sorumluluk gitgide çocuğa geçer. Vygotsky’ye sı şeklindeki yardımı ile 7-8 sözcüklü 15 karmaşık
göre bu şekildeki bir işbirlikçi diyalog bilişsel geli- cümle ile anlatabilecek olması çocuğun potansiyel
şimi ilerletecektir. Öğrenme yaşantılarının gerçek- gelişim seviyesini göstermektedir. Yakınsal gelişim
leştiği sosyal etkileşimler çeşitli biçimlerde olabilse alanı ise, potansiyel gelişim seviyesine ulaşmak için
de en önemlisi karşılıklı konuşmadır. kat etmeleri gereken yoldur. YGA, çocuğun var
İşbirlikçi diyalog ya da öğrenme sürecinde be- olan becerilerine dayanarak ve yetişkin desteği ile
lirli bir kavram, durum, görev, beceri ile ilgili kar- gelişiminin bir sonraki aşamasında ne yapabilmeye
şısındakinden daha fazla bilgi, deneyim ve yetenek hazır olacağını belirler.
sahibi kişilere “daha bilgili kişi-DBK” (more Çocuğun potansiyeli, yetişme ve eğitim sürecin-
knowledgeable other; MKO) denmektedir (Maviş, de ortaya çıkar. Farklı kalıtımlara sahip bireyler, aynı
2005). DBK her zaman bir yetişkin ya da öğret- başarıya erişebilirler, ama farklı gelişim evrelerinde
men olmak zorunda değildir. Sosyo-kültürel yak- ve farklı seviyelerde yakalarlar. İki çocuğun gerçek
laşımda çocuk kendisinden daha deneyimsiz, daha gelişim seviyesi aynı olsa bile yetişkinden gelen
az bilgi sahibi çocuklar için eğitici rolünde olabilir. uygun yardımla potansiyel gelişim seviyeleri farklı
Örneğin çocuklar yetişkinlerden daha iyi bilgisayar olabilir. YGA, sosyal etkileşime bağlıdır. Çocuk ne
kullanma becerilerine sahip olabilir ya da yeni bir kadar destek alırsa YGA o kadar genişler. Örnek bir
film, sanatçı, müzik ve dans türü hakkında yetiş- çalışmada Freund (1990), çocuklara oyuncak bir
kinden daha fazla bilgiye sahip olabilir. Yetişkinle evin belirli alanlarına hangi eşyaların konacağına
çocuk karşılıklı konuşmalar, sohbetler sırasında karar vermeleri gereken bir görev vermiştir. Bir grup
bir anlamda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunur- çocuğa bu görevi yalnız yapmadan önce anneleri
lar. Yani çocuk aynı zamanda hem öğrenen hem ile benzer bir durumda oynama fırsatı verilmiştir
de öğretendir. Başka bir kişi ile olan ortak problem (YGA). Diğer çocuklar ise, bu görevi sadece kendi
çözme deneyimi ile çocuk öğrenir ve öğrendiklerini kendilerine yapmaya çalışmışlardır. Freund, önce-
de başkasına öğretebilir. Bu karşılıklı etkileşimler den anneleri ile çalışmış grubun diğer gruba göre
usta-çırak ilişkisine benzetilmektedir. Çocuk ken- daha fazla ilerleme kaydettiğini görmüştür. Böylece,
disine göre usta sayılacak eğiticinin yanında çırak YGA ile öğrenmenin tek başına keşfederek, dene-
rolünde, kendisinin eğitici olduğu durumda ise me-yanılma yöntemi ile öğrenmeye göre perfor-
usta rolünde olmaktadır. mansı daha fazla arttırdığı sonucuna ulaşmıştır.
Yakınsal gelişim alanına benzer bir durum daha
sonraki yıllarda Bruner tarafından iskele modeli
Sosyo-Kültürel Yaklaşımın Temel olarak tekrar tanımlanmıştır. İskele modeli adını in-
Kavramları şaatlarda boya ya da sıva yapmak için kurulan ve her
Daha Bilgili Kişi (DBK) kavramı Vygotsky’nin katın işi tamamlandıktan sonra bir üst kata geçmeyi
diğer önemli bir ilkesi olan Yakınsal Gelişim Alanı ve iş bittiğinde teker teker geri toplamayı gerektiren
(YGA) ile yakından ilişkilidir. Vygotsky çocuğun iskeleden gelmektedir. Buradan yola çıkan Bruner,
iki gelişim seviyesinden söz etmektedir: Çocuğun çocuğun bilişsel yeterliliğini bir üst seviyeye yükselt-
kendi başına, bağımsız olarak yapabilecekleri ile mek için yetişkinin iskele görevi görebileceğini or-
ilgili gerçek gelişim seviyesi ve DBK’nın çocuğa taya koymuştur. İskele ilk önce en düşük seviyeye
sağlayabileceği maksimum yardım, rehberlik, açık- kurularak, kendisine verilen görevi nasıl yapacağını
lama, gösterme, cesaretlendirme ve güven kazan- bilmeyen çocuğa maksimum yardım verilir. Çocu-
dırma gibi etkileşimlerle ortaya çıkabilecek potan- ğun halihazırdaki bilgi ve becerilerinden yola çıkan
siyel gelişim seviyesi. Gerçek ve potansiyel gelişim yetişkin görevi küçük adımlara böler ve teker teker
seviyeleri arasındaki açıklığa da yakınsal gelişim çocuğa anlatır, gösterir, model olur, ipucu verir ve
alanı adını vermiştir. Örneğin, çocuk kendi başı- onu kendi başına etkinliği yapması için cesaret-
na, hiç yardım almadan bir hikâye ya da masalı 4-5 lendirir. Çocuk görevi gerçekleştirmek için gerekli
sözcükten oluşan 8-10 basit cümle ile anlatabiliyor- adımları öğrendikçe yetişkin, yardımlarını (iskele-
sa bu onun hikâye anlatabilme becerisindeki gerçek sini) aşamalı olarak geri çeker. Burada, yetişkinin
52
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
yardımını, desteğini çocuğu değişen ve gelişen biliş- Düşünce öncesi dil Rasyonel konuşma
sel becerisine göre en uygun şekilde ayarlayabilmesi
önemlidir (Maviş, 2005). İskele modelinde çocuğu
desteklemek için kullanılan yöntemler model olma,
2-3 YAŞ
yönerge verme, soru sorma, görevi yapılandırma ya
da parçalara bölme, geri dönüt verme, cesaretlendir-
me ve desteğin giderek azaltılmasıdır. İskele modeli
özellikle eğitim alanında okuma yazma becerilerinin Dil öncesi düşünce Sözel düşünce
kazandırılmasında sıklıkla kullanılmaktadır. Ço- Şekil 2.4 Vygotsky’ye göre dil ve düşünce ilişkisi
cuklar okula ilk başladıklarında yazmayı bir anda
öğrenemezler. Bu yüzden yazı yazma becerisi çocu- Gelişimin bir noktasında, bu çizgiler karşılaşır, dil
ğun yapabileceği etkinliklerden başlayıp adım adım ve düşünce bir araya gelmeye başlar ve yeni davranış
ilerlenerek öğretilebilir. Örneğin önce dikey ve ya- biçimleri gelişir. İşte bu noktada düşünce sözelleşir
tay çizgiler çizme, sonra yuvarlaklar, sonra bunları ve dil rasyonelleşir. Başka bir deyişle, daha önceden
birleştirerek harfleri oluşturma, daha sonra harfleri sözlü dile yansımayan bilişsel beceriler konuşmanın
birleştirerek sözcükler şeklinde ilerlenebilir. başlamasıyla sözcüklerle de ifade edilebilir; anlamsız
ya da istemsiz üretilen ses ve heceler ise anlam taşı-
Gerçek Gelişim
Seviyesi
maya ve iletişim için kullanılmaya başlanır. Çocuk
dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi kurar kurmaz her
Yakınsal birinde oluşacak gelişimler, diğerindeki gelişimi de
Gelişim Alanı etkiler. Bu noktadan sonra dil ve düşünce çok yakın
(YGA)
ilişkide ve etkileşimde gelişmeye devam ederler, yani
Potansiyel hem bir arada hem de bağımsız işleyebilirler.
Gelişim Seviyesi Kısacası Piaget, dil becerilerinin bilişsel becerile-
İskele
re bağlı olduğunu savunurken Vygotsky başlangıçta
tamamen ayrı olduklarını, sonradan bir araya gel-
seler de birbirlerinden bağımsız olarak da işlev gös-
terebilecekleri görüşündedir. Dil ve biliş arasındaki
ilişki halen tartışmalı bir konu olsa da Vygotsky’nin
Şekil 2.3 YGA ile gelişim seviyeleri ve iskele modeli
ilişkili ama bağımsız da olabilir görüşünü destek-
arasındaki ilişki
leyen bazı örnekler bulunmaktadır. Özellikle bazı
bozukluklarda karşımıza çıkan bu örneklerden biri
inme sonrası edinilmiş dil bozukluğu olan afaziye
Vygotsky’nin dil ve düşünce arasındaki ilişkiye
sahip bireylerdir. Bu bireylerde beyindeki hasara
dair görüşleri Piaget’ye göre çeşitli farklılıklar taşı-
bağlı olarak büyük dil yetersizlikleri görülse bile bi-
maktadır. Vygotsky’ye göre çocuğun gelişim süreci
lişsel becerilerin dilden bağımsız olanları zarar gör-
içinde başlangıçta düşünce ve dil birbirinden tama-
memiş olabilir. Tam tersi bir durum, Williams ve
men bağımsız bir şekilde gelişir. Dil, düşünceden
Turner sendromlarında genellikle zihinsel, bilişsel
bağımsızken sadece motor bir hareket olarak ko-
beceriler oldukça etkilenmiş, hasarlanmış olsa da
nuşma şeklinde vardır. Bebeklerin ilk babıldama-
dil becerileri göreceli olarak korunmaktadır.
ları, ses denemeleri, sonrasında şarkılar ya da te-
kerlemeleri söyleme gibi, çünkü ne anlama geldiği Vygotsky dilin sosyal etkileşimler sırasında ile-
düşünülmeden söylenen sözcüklerdir. Düşünce ise tişim amacıyla geliştiğine inanmaktadır. Dili dış
sözel olmayan problem çözme şeklindedir. Örne- dünyayla iletişim kurmada insanların en büyük
ğin, bir nesneye ulaşabilmek için sandalyenin üze- aracı olarak görür. Ona göre, dilin bilişsel gelişimde
rine çıkabilir. Yaklaşık iki yaşlarına kadar dil ve biliş iki kritik rolü vardır. Birincisi dil yetişkinlerin ço-
farklı çizgilerde birbirlerinden bağımsız bir çizgide cuklara bilgi aktarmadaki ana araç olması, ikincisi
ilerler. Örneğin küçük çocuklarda bir şeylere uzan- ise dilin kendisinin zihinsel uyum için çok güçlü
ma, kapıları açabilme gibi problem çözme davra- bir araç haline gelmesidir. Vygotsky (1987) dilin
nışları dilden bağımsızdır, dil becerisi gerektirmez. üç biçimi olduğunu belirtmektedir (akt., McLeod,
53
Dil Edinim Kuramları
2014). Sosyal konuşma, dışsal iletişimdir, diğer tesi sosyal bir ortamda gerçekleşir. Daha sonraları
insanlarla konuşmak için kullanılır (Tipik olarak çocuk kendi kendine kitap okuyormuş gibi yapar
2 yaştan itibaren). Kendi kendine konuşma, ken- ve sonunda kendisi de okur. Önceki sosyal aktivite
dimize yaptığımız sesli konuşmadır (tipik olarak 3 çocuğun kitaptaki konuya bakış açısını oluşturur.
yaştan itibaren) ve zihinsel bir işlevi vardır. Ken-
di kendine konuşma gitgide silikleşir, duyulmaz
hale gelir ve sessiz içsel konuşmaya dönüşür (tipik
Sosyo-Kültürel Yaklaşıma Getirilen
olarak 7 yaştan itibaren). Vygotsky kendi kendine Eleştiriler
konuşmanın önemini ilk ortaya koyan psikologtur. Piaget ve Vygotsky’nin kuramları dil gelişimin-
Kendi kendine konuşma sosyal ve içsel konuşma de sosyokültürel faktörlerin dahil edilip edilmeme-
arasında bir geçiş noktasıdır ve dil ile düşüncenin si yönünden birbirlerinden ayrılmaktadır. Piaget,
birleşerek sözel düşünmeyi oluşturduğu aşamadır. var olan bir özellikten bahsederken Vygotsky yal-
İçsel konuşma çocuğun dikkatini toplamasını, du- nız çevresel yardımlar sayesinde çocuğun gelişim
yularıyla algılamasını, belleğine kaydetmesini ve gösterdiğini savunur (Üstündağ, 2014). Vygotsky
geri çağırmasını, problem çözerken plan yapıp yü- sosyokültürel kuramını şu şekilde özetler:
rütmesini, kısaca düşünmesini sağlayan bir süreç- Çocuğun kültürel gelişiminde iki kuram karşı-
tir. Kendi kendine konuşma, Piaget’nin monolog mıza çıkmaktadır. İlki sosyal düzlemde, ikincisi ise
kavramı ile örtüşmektedir fakat Vygotsky’nin aksi- psikolojik düzlemdedir. Vygotsky’e göre dil, tama-
ne Piaget monologları amaçsız, sosyal olmayan ve men sosyal etkileşime bağlı olarak gelişmektedir ve
iletişime zarar verici olarak görmektedir. çocuk ancak kendisine bu süreçte yardım eden bir
Konuşmanın sosyallikten içselliğe doğru gidişi çevrenin varlığıyla iyi bir düzeye gelebilir (Mehrpo-
çocukların diğer gelişimsel işlevlerinde de görül- ur ve Forutan, 2015).
mektedir. Vygotsky çocuğun gelişiminde her işle- Piaget ve Vygotsky’nin görüş ayrılığı yaşadıkları
vin iki kere ortaya çıktığını belirtmiştir. Önce sos- bir diğer konu da gelişim ve öğrenmedir. Piaget,
yal olarak, insan arasında başlayan işlevler sonradan gelişimin öğrenmeden önce gerçekleştiğini ve öğ-
bireyselleşir, kendi içine döner. Başka bir deyişle, renmeye zemin hazırladığını savunur. Bu bağlamda
karmaşık zihinsel işlemler sosyal aktivitelerle başlar, Piaget doğuştan sahip olunan bazı yetilerden bah-
sonrasında içselleşir. Örneğin, başlangıçta anne ile setmektedir. Ancak Vygotsky’e göre öğrenme geli-
kızı birlikte kitap okurlarken, yani okuma aktivi- şimden önce gerçekleşmektedir (Üstündağ, 2014).
Öğrenme Çıktısı
7 Dil ve biliş üzerindeki sosyal ve kültürel etkiyi açıklayabilme
8 Sosyo-kültürel yaklaşımın temel kavramlarını açıklayabilme
54
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Davranışçı Yaklaşım
1 Doğa-çevre tartışmasının çevre tarafında yer alan Davranışçı yaklaşıma göre zihnimiz doğduğumuzda
boş bir levha gibidir. Dünyaya boş bir tank ile gelen çocuk öğrenme ile gelişir, tüm davranışlarının kaynağı
öğrenmedir. Davranışçı yaklaşım dilin öğrenilmiş, ölçülebilir, gözlenebilir sözel bir davranış olduğunu
savunur. Bu yaklaşıma göre dil öğrenimi de herhangi bir becerinin öğrenimi gibidir. Başka bir ifadeyle dil,
uyaran, çevresel koşullar ve tepkiler arasındaki bağlantının öğrenilmesi ile gelişir. Davranışçılar çocukların
taklit, pekiştirme, düzeltme ve tekrar gibi süreçlerle dili öğrendiklerini ileri sürer. Bu nedenle Davranışçı
yaklaşıma göre, çocuğun dil öğrenmesinde çevresindeki yetişkinlere büyük rol düşmektedir. Davranışçı
yaklaşıma göre, öğrenme klasik ve edimsel koşullama şeklinde gerçekleşir. İnsanlar, bazı davranışları klasik
koşullama yolu ile bazılarını edimsel koşullama yolu ile öğrenirler.
2 Davranışçılık yaklaşımının başlıca temel kavramları klasik koşullama ve edimsel koşullamadır. Klasik
koşullama daha basit, fizyolojik, refleksif davranışlarla ilgiliyken edimsel koşullama dil de dahil olmak üze-
re pek çok karmaşık davranışımızın, tepkilerimizin nedenini açıklamaktadır. Klasik koşullamaya verilebi-
lecek en bilinen örnek Pavlov’un köpeğiyle yaptığı deneydir. Örnekteki ilk bileşen, refleksif ya da fizyolojik
tepkiye neden olan koşulsuz uyarandır (et). Koşulsuz uyaran, varlığı bir organizmanın değişmez olarak
belirli bir şekilde tepki vermesine neden olan uyarandır. Koşulsuz uyaranın her ortaya çıkışında organiz-
manın doğal olarak verdiği tepki ise koşulsuz tepkidir (salya salgılama). Deneyin başlangıcında köpekte
herhangi bir tepkiye neden olmayan zil sesi nötr uyarandır. Zil sesi, tekrarlı olarak koşulsuz uyaran (et) ile
birlikte sunulduktan sonra aynı tepkiyi ortaya çıkarmaya başlayınca koşullu uyaran (zil sesi) haline gelir.
İstenilen bir şeyi elde etmek ya da hoşlanılmayan bir şeyden kaçınmak amacıyla yapılan ve kendi sonucun-
dan etkilenen, öğrenilmiş davranışlara edim ya da edimsel davranış denmektedir. Bu tür öğrenmelere de
edimsel koşullama denir. Edimsel koşullamanın temel kavramları; pekiştirme ve pekiştireç, ceza, sönme,
ayırt etme ve genellemedir. Pekiştirme, bir davranış sonucunda istenen bir uyaranın elde edilmesi ya da
istenmeyen bir uyaranın ortadan kalkmasıdır. Bu bağlamda pekiştirmenin iki türü bulunmaktadır: Pozitif
(olumlu) ve negatif (olumsuz) pekiştirme. Olumlu pekiştirme, davranış sonrasında istendik bir uyaranın
ortama dahil edilerek davranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttırılmasıdır. Olumsuz pe-
kiştirme ise, davranış sonrasında istenmedik bir uyaranın ortamdan uzaklaştırılması, geri çekilmesi ile
davranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttırılmasıdır.
Davranışçılıktaki önemli kavramlardan biri de cezadır. Ceza, davranış sonucunda istendik bir uyaranın
geri çekilmesi veya istenmedik bir uyaranın verilmesidir. Cezalar davranış üzerindeki etkilerine göre ikiye
ayrılır; birinci ve ikinci tip ceza.
55
Dil Edinim Kuramları
3 Doğuştancı yaklaşımın
varsayımlarını açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti
Doğuştancı Yaklaşım
4 Evrensel dilbilgisi, tüm dillerin temelini oluşturan bir dizi ortak ilkeleri içeren doğuştan gelen dilsel
bilgidir. Evrensel dilbilgisi kurallarına ilişkin bilgi ise dilsel edinç (competence) olarak adlandırılır ve edinç
doğuştandır. Başka bir ifadeyle edinç, anadili konuşucusunun sonsuz sayıda tümce üretip anlamasını sağ-
layan kurallar dizgesi; bireyin anadiline ilişkin sezgisel-örtük bilgisidir. Dolayısıyla çocuk, çevresinden gö-
rece bağımsız olarak dili edinmektedir. Edinç denilen dilsel yeteneğin somut haline ise edim (performan-
ce) denir. Edim bireyseldir. Edinç kusursuz olmasına rağmen edim kusursuz değildir; çünkü yorgunluk,
bellek (hafıza), dikkatin dağılması, heyecan, ilgi ve sosyokültürel durum gibi faktörler dil performansını
etkileyebilmektedir. Bu bağlamda derin yapı ve yüzey yapı kavramları karşımıza çıkmaktadır. Yüzey yapı
konuşulan sözce (performans) iken; derin yapı sözcenin anlamıdır; yani edinç derin yapı, edim ise yüzey
yapı olarak düşünülebilir. Evrensel nitelikli olduğu varsayılan, biçimsel, soyut tümce yapısına “derin yapı”;
derin yapılara uygulanan dönüşümler sonrasında ortaya çıkan somut tümce yapısına da “yüzey yapı” de-
nir. Derin yapıyla yüzey yapı, birbirine bir dizi dönüşümle bağlıdır. Derin yapının yüzey yapıya dönüşüm
işlemi, dilin yapısal özelliklerini belirleyen kurallarca yönetilmektedir.
Doğuştancılık yaklaşımıyla ilişkili en önemli kavramlardan biri de Kritik Dönem Hipotezidir. Kritik dö-
nem (critical period) bireyin hayatı boyunca belli bir zaman diliminde bir davranışın edinilmesi gerekti-
ğini; kritik dönemden sonra girişimde bulunulduğunda edinimde sorunlar olacağı anlamına gelmektedir.
Dil ediniminde kritik dönem doğumdan ergenlik döneminin başlamasına kadar olan zamanı kapsar. Bu
kritik dönemde dil edinimi dışarıdan bir müdahaleye gerek kalmadan kolayca ve hızlı bir şekilde gerçek-
leşmektedir. Ancak bu dönemden sonra dilbilgisi edinimi son derece zor ve hatta bazıları için imkansızdır.
56
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Bilişsel Yaklaşım
6 Piaget, normal bilişsel gelişimi birbiri içine geçmiş dört dönem içinde ele alır:
• Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş)
• İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş)
a. Sembolik Dönem / Kavram Öncesi Dönem (2-4 Yaş)
b. Sezgisel Dönem (4-7 Yaş)
• Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş)
• Soyut İşlemler Dönemi (12+)
57
Dil Edinim Kuramları
Sosyo-Kültürel Yaklaşım
7 Bireysel gelişim, sosyal ve kültürel bağlamdan bağımsız değildir. Sosyo-kültürel yaklaşım bireydeki
yüksek zihinsel işlevlerin sosyal süreçlerden kaynaklandığı görüşündedir. Vygotsky’ye göre temel zihinsel
işlevler dikkat, algı, bellek ve duyumdur. Sosyokültürel çevre ile etkileşimler sonucunda bu işlevler daha
sofistike ve etkili zihinsel süreçlere ya da stratejilere doğru gelişir. Bunlara da yüksek zihinsel işlevler adı
verilir. Örneğin çocuğun belleği biyolojik faktörlerle sınırlıdır, ancak çocuk içinde bulunduğu kültüre göre
farklı bellek stratejileri oluşturarak belleğini geliştirir. Bir kültürde not alma stratejisi kullanılırken farklı
bir kültürde parmağa ip bağlamak kullanılıyor olabilir. Çocuğun temel bilişsel fonksiyonlarını daha etkili
kullanmasını sağlayan ve kültür tarafından belirlenen bu stratejilere zihinsel uyum araçları denir.
8 Vygotsky çocuğun iki gelişim seviyesinden söz eder: Çocuğun kendi başına, bağımsız olarak yapabi-
lecekleri ile ilgili gerçek gelişim seviyesi ve DBK’nın (Daha Bilgili Kişinin) çocuğa sağlayabileceği maksi-
mum yardım ile ortaya çıkabilecek potansiyel gelişim seviyesi. Gerçek ve potansiyel gelişim seviyeleri ara-
sındaki açıklığa da yakınsal gelişim alanı (YGA) adını verir. YGA’ya benzer olarak Bruner, çocuğun bilişsel
yeterliliğini bir üst seviyeye yükseltmek için yetişkinin iskele görevi görebileceğini ortaya koymuştur. İskele
ilk önce en düşük seviyeye kurulur ve kendisine verilen görevi nasıl yapacağını bilmeyen çocuğa maksi-
mum yardım sağlanır. Çocuğun mevcut bilgi ve becerilerinden yola çıkan yetişkin, görevi küçük adımlara
böler ve teker teker çocuğa anlatır ve onu kendi başına etkinliği yapması için cesaretlendirir.
Sosyo-kültürel yaklaşıma göre dilin üç biçimi vardır: Sosyal konuşma, dışsal iletişimdir, diğer insanlarla
konuşmak için kullanılır. Kendi kendine konuşma, kendimize yaptığımız sesli konuşmadır ve zihinsel
bir işlevi vardır. Kendi kendine konuşma gitgide silikleşir, duyulmaz hale gelir ve sessiz içsel konuşmaya
dönüşür.
58
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 ............. daha basit, fizyolojik, refleksif dav- 7 Bu dönemde sembol kullanımı henüz ge-
ranışlarla ilgiliyken, ............. dil de içinde olmak lişmemiş olduğundan sadece refleksif davranışlar
üzere pek çok karmaşık davranışımızın, tepkileri- dünya ile ilgili bilginin gelişmesini sağlar. Bu dö-
neler öğrendik?
mizin nedenini açıklamaktadır. nemde ilk şema emmedir, sonra ise yakalama ref-
Yukarıdaki ifadede boş bırakılan yerlere sırasıyla leksi ile yeni bir şema oluşur.
aşağıdaki kavramlardan hangileri gelmelidir? Yukarıda tanımlanan dönem Piaget’nin bilişsel ge-
A. Olumlu pekiştireç – Olumsuz pekiştireç lişim dönemlerinden hangisidir?
B. Klasik koşullama – Edimsel koşullama A. Sezgisel Dönem
C. Ceza – Sönme B. İşlem Öncesi Dönem
D. Koşullu uyaran – Koşulsuz uyaran C. Duyusal Motor Dönem
E. Pozitif pekiştirme – Olumsuz pekiştirme D. Sembolik Dönem
E. Somut İşlemler Dönemi
2 Haftalık bir tablo yapıp çocuk her gece ‘iyi
geceler’ dediğinde tabloya bir artı koymak aşağıda-
kilerden hangisine bir örnektir?
8 I. Dönemler evrenseldir, değişmezler ve bel-
li bir sırayla ortaya çıkarlar.
A. Olumlu pekiştirme B. Olumsuz pekiştirme II. Çocuklar gelişim dönemlerinden sırasıy-
C. Koşulsuz tepki D. İkinci tip ceza la geçmek durumunda değildir; atlama-
E. Koşullu tepki lar olabilir.
III. Çocuk, bir dönemde kazanması gereken
3 Aşağıdaki kavramlardan hangisi doğuştancılık tüm şemalara sahip olup gerekli biliş yapı-
yaklaşımına ait değildir? larını oluşturduğunda o dönemdeki gelişi-
A. Edinç B. Edim mini tamamlamaktadır.
C. Kritik Dönem D. Edimsel Koşullama IV. Çocukların gelişim dönemlerine girme ve
E. Dil Edinim Düzeneği tamamlama yaşları aynıdır.
V. Her dönem için tipik olan gelişim özellik-
4
I. Çocuklar dile ilişkin bir kapasiteyle doğarlar. leri vardır.
II. Dil özellikleri evrenseldir; yani tüm dillerde Piaget’nin bilişsel yaklaşımında belirlediği dönem-
ortak olan bazı özellikler bulunmaktadır. lere ilişkin olarak yukarıda verilen bilgilerden han-
gileri doğrudur?
III. Dil edinilmez, öğrenilir.
A. I ve III B. I, II ve III
IV. Dil ediniminde yetişkinlerin rolü önemlidir.
C. II, III ve IV D. I, III ve V
V. Çocuklar daha önce hiç duymadıkları E. III, IV ve V
tümceleri üretip anlayabilir.
Yukarıda yer alan ifadelerden hangisi veya hangileri
doğuştancılık yaklaşımının varsayımlarındandır?
9 Çocuğun var olan becerilerine dayanarak ye-
tişkin desteği ile gelişiminin bir sonraki aşamasında
A. I ve II B. II, III ve IV ne yapabilmeye hazır olacağını belirten, Bruner’in
C. I, II ve V D. II, IV, V iskele modeline benzeyen kavram aşağıdakilerden
E. III, IV, V hangisidir?
A. Yakınsal Gelişim Alanı
5 14 yaşındayken bulunup kendisiyle dil çalışma- B. Potansiyel Gelişim Seviyesi
ları yapılmış olmasına rağmen Genie’nin dil edinimi C. Gerçek Gelişim Seviyesi
açısından yaşıtlarını yakalayamamış olması durumu D. Korunum İlkesi
aşağıdaki kavramlardan hangisini örnekler niteliktedir? E. Tersine Çevirme
A. Kritik Dönem B. Derin Yapı
C. Evrensel Dilbilgisi D. Dil Edinim Düzeneği 10 Çocuğun kendi başına, bağımsız olarak ya-
E. Klasik Koşullama pabilecekleri ile ilgili olan kavram aşağıdakilerden
hangisidir?
6 Aşağıdaki kavramlardan hangisi bilişsel yakla- A. Potansiyel Gelişim Seviyesi
şıma ait değildir? B. Gerçek Gelişim Seviyesi
A. Örgütleme B. Özümseme C. Yakınsal Gelişim Alanı
C. Uyum D. Nesne devamlılığı D. İskele Modeli
E. Edinç E. Benmerkezcilik
59
Dil Edinim Kuramları
Yanıtınız yanlış ise “Doğuştancı Yaklaşımın Yanıtınız yanlış ise “Sosyo-Kültürel Yaklaşı-
4. C 9. A
Varsayımları” konusunu yeniden gözden ge- mın Temel Kavramları” konusunu yeniden
çiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Doğuştancı Yaklaşımın Yanıtınız yanlış ise “Sosyo-Kültürel Yaklaşı-
5. A 10. B
Temel Kavramları” konusunu yeniden göz- mın Temel Kavramları” konusunu yeniden
den geçiriniz. gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Olumsuz pekiştirme sıklıkla yanlış anlaşılır ve ceza kavramı ile karıştırılır. Bu-
nun nedenlerinden biri kavramın adında “olumsuz” sözcüğünün geçmesidir.
Ceza anlamsal olarak olumsuz bir sözcük olduğu için sanki pekiştirme olumlu
ceza da olumsuz pekiştirme gibi algılanabilir. Bir diğer neden ise olumsuz pe-
kiştirme ve cezada istenmedik uyaranların kullanılmasıdır. Olumsuz pekiştir-
mede istenmedik durum/uyaran ortadan kaldırılır ve davranışın tekrarlanma
olasılığı artar. Birinci tip cezada ise istenmedik durum/uyaran ortama dahil
edilir ve davranışın tekrarlanma olasılığı azalır. Dil ile ilgili bir örnek verecek
olursak, öncelikle ortamda çocuk için istenmedik bir durum olması gerekir.
İstenmedik durum çocuğun açlığı, susuzluğu, üşümesi gibi halihazırda doğal
olarak mevcut olabilir ya da bu durum yaratılabilir. Örneğin çocuğun rahatsız
Araştır 1 olacağı şekilde televizyonun sesini açmak ya da sevdiği bir şey izlerken çocuk
fark etmeden sesini kapamak gibi olabilir. Böyle bir durumda çocuk istemedi-
ği durumdan kurtulmaya çalışacaktır. Pekiştirmek istediğimiz davranış çocu-
ğun herhangi bir şekilde kendini konuşarak ifade etmesi ise çocuk “sesini aç”,
“televizyonu aç” ya da sadece “aç” dediğinde televizyonun sesi açılabilir (gös-
terince ya da ağlayınca veya başka bir davranış yapınca değil). Böylece çocuk
bir şey istediğinde sözlü olarak ifade ederse istediği şeyin yapılacağını anlar ve
sonrasında sözel olmayan davranışlar yerine konuşmayı tercih eder. Birinci tip
ceza bu gibi bir durumda faydalı olmamakla beraber aynı örnek üzerinden gi-
dilirse; çocuk televizyonun sesi kısık diye ağlamaya başlarsa televizyonu sesini
rahatsızlık verecek kadar açmak olabilir. Burada ağlama davranışı sonrasında
çocuğun hoşuna gitmeyen bir uyaran (yüksek ses) ortama dahil edilmiştir ve
beklenen, çocuğun bu davranışı sonlandırması ya da tekrar etmemesidir.
Çocuk her ne kadar dile ilişkin hazır bir kapasiteyle doğuyorsa da söz konusu
kapasitenin tetiklenmesi ve dil üretiminin gerçekleşmesi için çocuğun dilsel
Araştır 2 uyaranlara maruz kalması gerekmektedir. Dolayısıyla çevresel uyaranların
anadil ediniminde önemli olduğunu söylemek mümkündür.
60
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Kaynakça
Acarlar, F. (2001). Sembolik Oyunun Dil Gelişimi ve ASHA, American Speech-Language-Hearing
Dil Bozukluklarıyla İlişkisi. Özel Eğitim Dergisi, Association. (1982). Language https://www.
3 (1), 25-33, Ankara. asha.org/policy/ RP1982-00125.htm adresinden
28.11.2017 tarihinde edinilmiştir.
Aksu, G. (2012). Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin
Matematik Dersi Başarıları İle Derse İlişkin Bacanlı, H. (2002). Gelişim ve Öğrenme. Nobel
Tutumları, Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ve Yayınevi.
Mantıksal Düşünme Yetenekleri Arasındaki
Bergmann, A., Hall, K. and Ross, S. (2007). Theories
İlişkilerin İncelenmesi. Adnan Menderes
of Language Acquisition. Language files: Materials
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
for an introduction to language and linguistics.
Lisans Tezi.
Columbus, OH: The Ohio State University Press.
Aljoundi, E. K. (2016). Language Acquisition
Cem-Değer, A. (1996). Evrensel Dilbilgisi ve İkinci
Theories. https://www.researchgate.net/
Dil Edinimi Kuramı. Dilbilim Araştırmaları.
publication/299657306 adresinden 03.11.2017
tarihinde edinilmiştir. Curtiss, S., Fromkin, V., Krashen, S., Rigler, D. and Rigler,
M. (1974). The Linguistic Development of Genie.
Arı, R. (2006). Gelişim ve Öğrenme, Testlerle
Language, Vol. 50, No. 3, September, 528-554.
Desteklenmiş 3. Baskı, Nobel Yayınları: Ankara.
Değirmencioğlu, S. (2002). Psikoloji Bilimi. Morris,
Arslan, E. (2008). Erken Çocuklukta Bilişsel Gelişim.
C.G. (Editör) Psikolojiyi Anlamak. Ayvaşık, H.B. ve
M. Engin Deniz (Editör). Erken Çocukluk
Sayıl, M. (Çeviri Editörleri) Türk Psikologlar Derneği
Döneminde Gelişim. Maya Akademi Yayın
Yayınları, 3th Edition, Chapter 1, No:23 Ankara.
Dağıtım: Ankara.
61
Dil Edinim Kuramları
62
Bölüm 3
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Anlambilgisi Bozuklukları (İçerik/Semantik)
2 Anlambilgisi bozukluklarını ve işitme
öğrenme çıktıları
1
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
2
Gelişimsel Dil Bozukluğu spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu
1 Gelişimsel dil bozukluğu ve nedenlerini ve motor bozukluklarda görülen
açıklayabilme anlambilgisi bozukluklarını açıklayabilme
3 4
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum bozukluğu ve özgül dil
spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu bozukluğu ve motor bozukluklarda
ve motor bozukluklarda görülen sesbilgisi görülen biçimbilgisi bozukluklarını
bozukluklarını açıklayabilme açıklayabilme
5
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm otizm spektrum bozukluğu, özgül dil
6
spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu bozukluğu ve motor bozukluklarda
ve motor bozukluklarda görülen sözdizimi görülen kullanımbilgisi bozukluklarını
bozukluklarını açıklayabilme açıklayabilme
64
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
65
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Tablo 3.2 Anaokulu öncesi çocuklarda dil bozukluğu için dikkat edilmesi gereken noktalar
3 yaşına gelmişse ve hala sözcük üretimi yoksa
Sınırlı sayıda sözcük üretiyor ve/veya sınırlı sayıda anladığı sözcük varsa
Sürekli aynı sözcükleri tekrarlıyorsa (ekolali), başkalarının seslemelerini taklit etme becerisi yoksa
İşitme Yetersizliği
İşitme yetersizliği bulunan çocuklar çevrelerindeki sesleri işitemedikleri için konuşmaya dayalı sözel dil
edinimini gerçekleştiremeyebilirler ya da zorluk yaşarlar (Girgin, 2006). İşitme yetersizliği olan çocuklar
konuşmaları, çevredeki sesleri duymada, ayırt etmede zorluk yaşarlar. Bebeklerin ilk 3 aylık dönemde
yaptıkları ses üretimlerini gerçekleştiremezler. Konuşma seslerini işitememeleri nedeni ile bu sesleri edin-
mede de zorluk yaşarlar. Özellikle dilin sesbilgisi ediniminde yaşanan bu bozukluk İşitme yetersizliği olan
çocuklarda dilin diğer bileşenlerinde de bozuklukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Son 20 yıl
içerisinde yaşanan koklear implant gibi teknolojik gelişmelere rağmen işitme yetersizliği olan çocuklarda
hala dil ediniminde gecikmeler, bozukluklar görülebilmektedir. İşitme yetersizliği olan çocuklarda dilin
bileşenlerinde ortaya çıkan bozukların şiddeti işitme kaybının her iki kulakta ya da tek kulakta olmasına,
işitme yetersizliğinin şiddetine göre değişkenlik göstermektedir (Kretschmer ve Kretschmer, 2010). Hafif
ya da orta derecede işitme yetersizliğine sahip çocuklarda bile dil bileşenlerinde bozukluklar görülebilmek-
tedir ve bu bozukluklar dil becerilerini engelleyebilmekte ya da yavaşlatabilmekte ve okul yaşantılarında
öğrenme sorunları ile karşı karşıya kalmalarına neden olabilmektedir (Girgin, 2006) .
İşitme yetersizliği olan çocuklarda koklear implant kullanımı, işitme cihazı kullanımı, implant kullanı-
mının başladığı yaş, cihazlandırıldığı yaş, ailenin çocuğun iletişim yöntemleri ile ilgili aldığı karar (implant
kullanımı, cihaz kullanımı, sözel dil kullanımı, işaret dili kullanımı), ailenin kültürü, aile bireylerinin
eğitim seviyesi, işitme yetersizliğine eşlik eden başka bir bozukluğun olup olmaması gibi birçok faktör dil
gelişimini etkilemektedir (Kretschmer ve Kretschmer, 2010).
Zihinsel Yetersizlik
Zihinsel yetersizliği olan çocuklar yaşıtlarına göre bilişsel olarak yavaş gelişim gösterirler. Zihinsel yeter-
sizliği olan çocuklar dilin bütün bileşenlerinde bozukluk yaşamaktadırlar. Dilin anlaşılması, üretilmesi ve
66
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
konuşma yaşıtlarına göre yavaş ilerler. Dilin bütün bileşenlerinde bozukluk görülür ancak her bileşendeki
bozukluk şiddeti aynı değildir. Zihinsel yetersizlik çok geniş bir yelpaze olduğu için her çocuğun dil bi-
leşenlerinde gösterdiği bozukluk farklı olmaktadır. Dil bozukluğunda görülen özellikler çocuğun zihinsel
yaşı ile, kronolojik yaşı arasındaki farka göre değişkenlik göstermektedir (Silverman, 2003).
1. Sosyal iletişim ve etkileşimde klinik açıdan belirgin, sürekli yetersizliğin varlığı (Tüm belirtilerin
olması gerekir).
1. A. Sözel ve Sözel Olmayan İletişimde Yetersizlik: Göz kontağı kuramama, vücut dilini anlamama ve
kullanamama, parmakla işaret ederek gösterme gibi jestleri anlama ve kullanmada yetersizlik,
yüz ifadelerinde ve sözel olmayan iletişimlerinde sınırlılık gibi sosyal etkileşim kurma amacıyla
kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarında yetersizlik.
1. B. Sosyal Karşılıkta Yetersizlik: Karşılıklı konuşma başlatma ve sürdürmede yetersizlik, ilgi ve
duyguları paylaşmada sınırlılık, sosyal iletişim başlatma ya da sosyal etkileşime tepkide
bulunmada yetersizlik gibi karşılıklı sosyal-duygusal tepkilerde yetersizlik.
1. C. İlişki Kurma ve Sürdürmede Yetersizlik: Gelişim seviyesine uygun ilişkileri geliştirme ve idame
ettirmede yetersizlik, sosyal bağlamlara uygun davranamama, hayali oyun oynayamama,
arkadaş edinememe ve akranlarına karşı ilgisizlik gibi ilişki kurma, sürdürme ve ilişkiyi anlamada
yetersizlik.
2. Sınırlı, tekrarlayıcı davranış, ilgi alanları ve faaliyetler (En az iki tanesi olmalı):
2. A. Basmakalıp ve Tekrarlayıcı Hareketler: Tekrarlanan ya da takıntılı motor davranışlar, bağlama
uygun olmayan tekrarlı ya da takıntılı konuşmalar ve nesneleri amacına uygun olmayan şekilde
tekrarlı ya da takıntılı bir şekilde kullanma
2. B. Rutinlere Sıkı Bağlılık: Aynılık üzerinde ısrar etme, rutinlere aşırı bağlılık. Rutinlere, sözel-sözel
olmayan ritüel hareketlere aşırı bağlılık veya değişime karşı aşırı direnç (motor rutinler, aynı rota
veya yemeğe ısrar, tekrarlayan sorular veya ufak değişikliklere yönelik aşırı stres).
2. C. Sınırlı İlgi Alanı: Yoğunluk açısından anormal denebilecek derecede takıntılı ve sabit ilgilere sahip
olma.
2. D. Duyusal Uyaranlara Aşırı/Düşük Tepki: Belli ses, doku ya da koku gibi duyusal uyaranlara karşı
aşırı tepkili olma ya da tepkisiz kalma. Duyusal girdilere çok veya az tepki veya çevrenin duyusal
özelliklerine sıra dışı ilgi (acıya/ısıya/soğuğa kayıtsızlık, bazı seslere, yüzeylere farklı tepkiler,
nesneleri aşırı koklama, dokunma, ışıklara dönen nesnelerle büyülenme).
3. Belirtiler erken çocukluk döneminde görülmelidir (Sosyal taleplerin, sınırlı kapasiteyi aşmasına kadar
kendisini tam olarak göstermeyebilir ya da sonraki yaşamda öğrenilmiş olan stratejiler sayesinde
maskelenebilir).
4. Belirtiler sosyal, mesleki veya diğer önemli günlük yaşam işlevselliğinde klinik açıdan belirgin
bozukluğa neden olur.
5. Bu yetersizlikler zihinsel yetersizlik (zihin gelişimi bozukluğu) ya da genel gelişimsel gecikme ile
daha iyi açıklanmaz. Zihinsel yetersizlik ve otizm spektrum bozukluğu sıklıkla beraber bulunurlar;
otizm spektrum bozukluğu ve zihinsel yetersizlik ortak tanısı için, sosyal iletişim mevcut tahmini
gelişim düzeyinin altında bulunmalıdır.
67
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların bozukluğu olan gelişimsel apraksili çocuklarda
DSM V tanı kriterlerinde belirttiği gibi en büyük sıklıkla dil bozukluklarına rastlanmaktadır (Jacks
sorunları sosyal iletişim ve etkileşim yetersizlikleri, ve Robin, 2010, Workinger, 2005). Serebral palsi,
dil ve iletişim bozuklukları, uygun olmayan dav- anne karnında gelişmekte olan bebeğin beyninde
ranış problemleridir. Sosyal etkileşim ve iletişim oluşan, ilerleyici olmayan ve doğumdan sonra be-
yetersizlikleri özellikle dilin kullanımbilgisi bile- bekte hareket kısıtlılığına neden olan bir grup kalıcı
şeninde önemli yer tutmaktadır ve bu çocuklarda hareket (motor) bozukluğudur (Bax, ve ark.,2005).
yoğun kullanımbilgisi bozuklukları görülmektedir Serebral palsili (Beyin felçli) çocuklarda kaslarda
(Muma ve Cloud, 2010). görülen, zayıflık, aşırı kasılma (spastisite), kasların
birbirleriyle uyumlu çalışamaması (koordinasyon)
gibi durumlar bu çocukların konuşmada yer alan
Özgül Dil Bozukluğu (ÖDB) organlarını etkiler ve konuşma bozukluklarının
Herhangi bir nörolojik bozukluk, işitme kaybı, ortaya çıkmasına neden olur. Ancak çocuklardaki
motor bozukluk, zihinsel yetersizlik ve sosyal duy- motor yetersizlikler bazı serebral palsili çocuklarda
gusal gelişim bozukluğu olmamasına rağmen, dil dilin bazı alanlarında gecikmeye neden olmaktadır
gelişiminde sınırlılık bulunan gelişimsel bir bozuk- (Workinger, 2005).
luktur. Birçok farklı tipi vardır ve oldukça hetero-
Motor planlama bozukluğu olan gelişimsel ap-
jen bir gruptur (Gilliam ve Kamhi, 2010).
raksili çocuklarda ise dil bozukluğu genellikle dilin
sesbilgisi bileşeninde görülmektedir ve bu durum
Motor bozukluklar (Gelişimsel gelişimsel apraksili çocukların konuşma akıcılığı-
Apraksi ve Serebral Palsi) nın etkilenmesine neden olmaktadır (Silverman,
2003).
Motor bozukluklarından biri olan serebral pal-
sili (beyin felçli) çocuklarda ve motor planlama
Yaşamla İlişkilendir
Büyükşehir’den Çocuk Gelişimi Eğitimi Diken, doğru bilinen yanlışlar konusunda aileleri
Büyükşehir Belediyesi anne ve babaları ço- uyardı. Ebeveynlerin, çocuklarına baktıklarını ama
cuk gelişimi ve iletişimi konusunda bilinçlenme- görmediklerini, işittiklerini ama duymadıklarını
leri amacıyla eğitim düzenledi. ifade eden Diken, farkındalık eğitimleri aldıktan
sonra ailelerdeki değişimi de göstererek, “Çocuk-
Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştır-
la uyumlu bir şekilde, isteklerini ve ihtiyaçlarını
ma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil
dikkate alarak iletişim kurulduğunda, ebeveyn
Diken’in verdiği ‘Çocuğuma Doğru Davranıyor
için de, çocuk için de daha mutlu ve sevgi dolu bir
Muyum?’ eğitimine ebeveynler yoğun ilgi gösterdi.
süreç başlıyor. Bu da engelli çocuğun gelişiminde
Erken çocukluk döneminde engelli çocuklar- çok önemli bir rol oynuyor” dedi.
da nitelikli ebeveyn-çocuk ilişkisine dikkat çek-
Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise ailelerin
mek ve ebeveyn-çocuk iletişimini güçlendirmek
eğitimlere ilgi gösterdiğini belirterek, engelli der-
amacıyla Büyükşehir Belediyesi ‘Çocuğuma Doğ-
nekleri ve ailelerden gelen talepler doğrultusunda
ru Davranıyor Muyum?’ eğitimi düzenledi. Taş-
eğitimlerin ayda bir kez gerçekleştirileceğini ifade
başı Kültür Merkezi Kırmızı Salonda düzenlenen
ettiler.
eğitimi alanında uzman Anadolu Üniversitesi En-
gelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İb-
rahim Halil Diken verdi. Ailelere izlettiği videolar Kaynak: https://www.haberler.com/buyuksehir-
ile çocuk gelişiminde iletişimin önemine değinen den-cocuk-gelisimi-egitimi-9292625-haberi/)
68
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
69
Gelişimsel Dil Bozuklukları
ve anlamayı ve sözcüğün ifade ettiği kavramı anlamayı içermektedir. Eşanlamlı sözcüklerin, zıt anlamlı
sözcüklerin anlaşılması da anlambilgisi içerisinde yer alır. Örneğin “beyaz-ak, yaşlı-ihtiyar, siyah-kara” bu
sözcükler eşanlamlı sözcüklerdir ve konuşma sırasında kullanıldıklarında yaşlı ve ihtiyar her iki sözcüğün
de yaşı 65 üzerinde olan bireyleri temsil ettiği anlaşılmalıdır (Maviş, 2003).
Anlambilgisi birden çok anlamı olan sözcüklerin anlaşılmasını da içerisinde barındırır. Örneğin “dök-
mek” sözcüğü için farklı anlamlara gelen birçok cümle kurulabilir. Anlambilgisi bozukluğu bulunan ço-
cuklar bu cümle yapılarını anlamakta zorluk yaşarlar, cümle içerisinde yer alan sözcüğün farklı bir cümlede
farklı bir kavramı temsil ettiğini anlayamazlar.
-bardağa su döktü (boşaltmak) -kadın, geçen yılları için gözyaşı döktü (ağlamak)
-sınavda ter döktü (terlemek) -ağaçlar yapraklarını döktü (düşmek)
70
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
71
Gelişimsel Dil Bozuklukları
nesneleri görmesini, onlara doğru bakmasını ve göz kontağı kurmasını sınırlamaktadır, ayrıca genellikle
ev ortamında bulunmaları nedeniyle yaşıtlarından daha az uyarana maruz kalırlar. Çevresi ile etkileşimi
kısıtlı olan bu çocuklar sosyal ilişkilerin ve anlambilgisinin gelişmesinde etkili olan ipuçlarını kaçırırlar ve
sözcüklerin anlamını edinmede zorluk yaşarlar (Workinger, 2005).
Yaşamla İlişkilendir
Son 2 Yılda 68 Bin Kişiye Otizm Farkındalık 16/10.000 oranında olduğu bildirilmektedir.
Eğitim Verildi Ancak, yaygın gelişimsel bozukluk ve tüm otistik
Sağlık Bakanlığı, Otizm Spektrum Bozuklu- bozukluk yelpazesi ele alınacak olursa 21/10.000
ğu farkındalık çalışmaları kapsamında son 2 yılda kadar görüldüğü belirtilmektedir. Otistik bozuk-
68 bin 111 kişiye farkındalık eğitimi verildiğini lukta erkek/kız oranı 3/1 ya da 5/1 olarak bildi-
açıkladı. rilmektedir. Ancak kızlar erkeklere göre daha cid-
di etkilenme eğilimindedirler.” ifadeleri yer aldı.
Sağlık Bakanlığı, Otizm Spektrum Bozukluğu
farkındalık çalışmaları kapsamında son 2 yılda 68 Hastalığın nedeninin halen tam olarak bilin-
bin 111 kişiye farkındalık eğitimi verildiğini açık- memekle beraber; zeka geriliğinin eşlik edebilme-
ladı. 2 Nisan’da başlayan ‘Otizm Farkındalık Ayı’ si, epileptik bozuklukların ve elektroensefalografi
çerçevesinde Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından (EEG) anormalliklerinin sıklığının yüksek olması,
Nisan ayında daha yoğun olmak üzere, vatandaş- diğer tıbbi durumlar ile birlikte görülmesi, otiz-
ların katılımıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini min biyolojik bir bozukluk olduğunu düşündür-
belirten bakanlık, “Ayrıca ilgili meslek gruplarına düğü vurgulayan açıklama da, “Genetik etmenler
ve halka yönelik farkındalık eğitimleri gerçekleşti- ve doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonra-
rilmektedir. 2014 yılında; 3 bin 500 sağlık perso- sındaki bazı etkilenmelerin de bozukluğun ortaya
neli, bin 500 eğitimci, 3 bin 400 öğrenci ve 6 bin çıkışında etkili olabileceği üzerinde durulmaktadır.
367 halk eğitimi olmak üzere 14 bin 767 kişiye Otizm, şu anda sahip olduğumuz bilgi ve yöntem-
farkındalık eğitimi verilmiştir. 2015 yılında ise 10 lerle tamamen tedavi edilememekle birlikte, erken
bin 558 sağlık personeli, 3 bin 435 eğitimci, 10 dönemde başlayan ve etkinliği kanıtlanmış uygun
bin 777 öğrenci ve 28 bin 574 halk eğitimi olmak bir eğitim planına ek olarak, bazı durumlarda ilaç
üzere 53.344 kişiye farkındalık eğitimi gerçekleşti- tedavisi ile bazı belirtileri ortadan kalkabilir, uyum
rilmiştir.” açıklamasında bulundu. yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi
içinde mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Bu
Sağlık Bakanlığı, 2 Nisan Dünya Otizm Far- nedenle otizm ve diğer gelişimsel bozuklukların
kındalık Günü dolayısıyla yaptığı çalışmalarla il- erken dönemde tespit edilmesi ve erken müdahale
gili yazılı bir açıklama yaptı. edilmesi önemlidir.” değerlendirmeleri yer aldı.
2 Nisan’ın Birleşmiş Milletler tarafından Otizm Spektrum Bozukluğu farkındalık ça-
otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm lışmaları kapsamında; Halk Sağlığı Müdürlükleri
ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla ‘Dünya tarafından Nisan ayında daha yoğun olmak üzere,
Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan edildiği be- vatandaşların katılımıyla çeşitli etkinlikler düzen-
lirtilen açıklama da, “2 Nisan’da başlayan ‘Otizm lendiği hatırlatılan açıklama da şu ifadeler yer aldı:
Farkındalık Ayı’ çerçevesinde dünyada otizmle “Ayrıca ilgili meslek gruplarına ve halka yönelik
ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalık eğitimleri gerçekleştirilmektedir. 2014
farkındalığın artırılması ile, erken teşhis ve tedavi- yılında; 3 bin 500 sağlık personeli, bin 500 eği-
nin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.” denildi. timci, 3 bin 400 öğrenci ve 6 bin 367 halk eğitimi
Otizm Spektrum Bozukluğunun (OSB); ço- olmak üzere 14 bin 767 kişiye farkındalık eğitimi
cukluk çağı nörogelişimsel bozukluklar içinde yer verilmiştir. 2015 yılında ise 10 bin 558 sağlık per-
alan bir rahatsızlık olduğu kaydedilen açıklama soneli, 3435 eğitimci, 10 bin 777 öğrenci ve 28
da, “Belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çı- bin 574 halk eğitimi olmak üzere 53 bin 344 kişi-
kan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, ye farkındalık eğitimi gerçekleştirilmiştir.”
sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tek-
rarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendi-
ni gösteren karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. Kaynak: https://www.haberler.com/son-2-
Tüm sosyoekonomik düzeylerde ve tüm dünyada yilda-68-bin-kisiye-otizm-farkindalik-egitim-
görülebilir. Toplumda otistik bozukluğun 3,3- 8318570-haberi/
72
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
2 Anlambilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen anlambilgisi
bozukluklarını açıklayabilme
73
Gelişimsel Dil Bozuklukları
sıralayamazlar. Örneğin “bir” sözcüğünde /r/ sesini anlama aşamasında ise işittiği sesleri, sözcükleri,
söylemeyip “bi” derken başka bir sözcükte /r/ sesi- cümleleri, çevre seslerini algılar ve anlamlandırır
ni “kar” kullanabilir. Ses bilgisel bozukluğa sahip (Girgin, 2006).
çocukların konuşma anlaşılırlığı düşüktür, onları Sesbilgisel gelişim için önemli olan tanımlama
dinleyen kişiler söylemek istediklerini anlamakta aşamasıdır. Çocuklar dillerine ait seslerin özellik-
zorluk çekerler şiddetli bozukluklarda çocukla- lerini, benzerlik ve farklılıklarını bu aşamada al-
rın konuşmaları hiç anlaşılır olmayabilir (Topbaş, gılayıp, ayırt etmeye başlarlar. İşitme yetersizliği
2005). bulunan çocuklar yetersizliğin derecesi, çevresinde
Fonolojik bozukluk işitme yetersizliği, zihin- bulunan ortamın gürültü derecesi ve dinleme be-
sel yetersizlik gibi durumlarda gözlenebildiği gibi cerilerinin yetersizliğinden dolayı sesbirimler ara-
hiçbir organik, nörolojik ya da fizyolojik bir soru- sındaki farkı algılayıp, ayırt etmede zorluk yaşarlar
nu olmayan çocuklarda da gözlenebilir. Fonolojik (Girgin, 2006).
bozukluğu bulunan çocukların fonetik envanteri Konuşmanın algılanması ve üretilmesi işitme-
tipik gelişim gösteren çocuklara göre daha azdır. ye bağlıdır ve üretilen konuşma seslerinin büyük
Fonetik envanter, çocukların ana dillerinde doğ- çoğunluğunun frekansı 500-4000 Hz arasındadır.
ru kullandıkları konuşma seslerini kapsar. Bu ço- İşitme yetersizliği bulunan birçok çocuk yüksek
cukların sözcüklerde kullandıkları hece yapıları frekanslı sesleri duyamaz. Bu sesler /s/, /f/, /z/ ve
sınırlıdır. Genellikle ünsüz-ünlü (baba, dede) ya /k/ sesleridir (Tüfekçioğlu, 2010). Erken dönemde
da ünsüz-ünlü-ünsüz (kek, bak, elma) hece tek- işitme cihazı ve koklear implant kullanımı işitme
rarlarından oluşan sözcükler kullanırlar. Çocuklar yetersizliği bulunan çocukların sesleri duymalarına
belirli yaşlarda belirli fonolojik hatalar yaparlar, olanak sağlar. Ancak bu cihazlar tek başına işitme
belirli fonolojik süreçlerden geçerler belirli bir yetersizliğini ortadan kaldırmaz. Uygun eğitimler
yaşta bu süreçlerin ortadan kaybolması gerekmek- ve çocuğa doğal ortamda sağlanan dil girdileri ile
tedir, ancak fonolojik bozukluğu bulunan çocuk- birlikte kullanılan cihazlar çocuğun dil edinime
larda bu hatalar devam eder, kaybolmaz (Topbaş, yardımcı olur (Girgin, 2006)
2005).
Tüfekçioğlu (2010), bir yaşından önce kokle-
Acarlar, 2-6 yaş arasında fonolojik bozukluğu ar implant ve işitme cihazı kullanmaya başlayan
bulunan çocuklarla yaptıkları çalışmada en çok çocukların edindikleri ünsüz sesbirim sayısının
görülen hataların kapantılaştırma, öne getirme, önemli ölçüde arttığını, genel olarak konuşmadaki
yarı ünlüleştirme, ünsüz kümesinin sadeleştirilme- hatalarının azaldığını belirtmiştir.
si, benzetme süreçleri, ortadaki ünsüzün atılması,
son ünsüzün atılması ve titreşisizleştirme olduğunu
bulmuşlardır (Acarlar, 1995). Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar
Zihinsel yetersizliği bulunan çocuklarda sesbil-
gisi gelişimleri yaşıtlarına benzer gelişim gösterir
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar ancak tam olarak aynı değildir. Şiddetli zihinsel
Dile ait sesler, seslerin yapıları ve seslerin an- yetersizliğe sahip çocuklar ses kullanımından daha
lamlı sözcükler oluşturmak için bir araya gelme çok işaret, jest kullanımını tercih ederler. Çıkardık-
kuralları bebeklerin çevresindeki sesleri işitmesi ları sesler ise genellikle ünsüz seslerden oluşmak-
ile gerçekleşmektedir. Sesbilgisel gelişim için se- tadır. Zihinsel yetersizliği olan çocuklar babıldama
sin işitilmesi kadar dinlenmesinin de önemi bü- döneminde yaşıtlarıyla benzer ses edinimine sahip-
yüktür. Çocuklarda dinleme becerisi Fark etme, ken zaman içeresinde tipik gelişen yaşıtlarından ge-
Ayırt etme, Tanımlama ve Anlamlandırma olarak cikmeli olarak ses edinimleri devam eder. İlerleyen
dört aşamada gerçekleşir. Fark etme aşamasında yaşlarda sesletim problemleri ortaya çıkar, sesletim
çocuk sesi işitir, sese dönüt verir, ayırt etme aşa- hataları tutarsızdır, hata örüntüleri tipik gelişen
masında ise çocuk işittiği seslerin birbirinden çocuklara benzerlik gösterir. Bu çocuklarda fono-
farklı sesler mi aynı sesler mi olduğunu ayırt lojik bozukluk görülme sıklığı daha fazladır, genel-
eder. Tanımlama aşamasında çocuk konuşma likle ünsüz düşmesi ve son hece düşmesi gözlenir
sesleri ile çevre seslerini birbirinden ayırır, basit (Owens Jr, 2002).
sözcükleri ya da cümleleri tekrarlamaya çalışır,
74
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
3 Sesbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen sesbilgisi bozukluklarını
açıklayabilme
75
Gelişimsel Dil Bozuklukları
gecikmeli seyreder. Biçimbilgisi bozukluğuna sahip olan çocuklar çoğul eklerini, zaman eklerini kullan-
makta zorluk yaşarlar, ekleri yanlış kullanabilirler. Ancak eklerin yanlış kullanılmasından daha çok eklerin
kullanılmaması bu çocuklarda daha sıklıkla rastlanır. Ancak her iki durumda da çocukların hataları tutar-
sızdır (Paul,2001).
Biçimbilgisi bozukluğu bulunan çocuklarda gözlenen özellikler
• Bağımsız morfemleri edinmede zorluk, gecikme
• bağımlı morfemleri yani dile ait ekleri edinmede zorluk
• Ekleri kullanmada zorluk, kullanmama
• Geçmiş zaman şimdiki zaman, gelecek zaman eklerini kullanmada zorluk (Paul, 2001).
Yaşamla İlişkilendir
76
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar TÖDİL; Özgül Dil Bozukluğu Türkiye Pro-
İşitme yetersizliği bulunan çocuklarda sesbilgi- jesi kapsamında yapılan çalışmada ÖDB’li Türk
sel bozukluklar kısmında anlatılan işitme ve dinle- çocuklarının tipik gelişim gösteren yaşıtlarından
me becerisi bu çocuklarda sesbilgisel bozukluklarda daha az morfem kullandıkları, daha çok kısa söz-
olduğu gibi morfolojik bozukluklarda da önemli- celer kurarak iletişim kurdukları, ekli ve eksiz
dir. İşitme yetersizliğinden dolayı sesleri ayırt ede- morfem kullanımlarında tipik gelişen yaşıtların-
meyen çocuklar dil ediniminde zorluklarla karşıla- dan daha çok hata yaptıkları belirtilmiştir (Topbaş
şacaklardır (Girgin, 2006). ve ark. 2013). Özgül dil bozukluğu bulunan Türk
çocuklarında Topbaş tarafından yapılan çalışmada
çocukların cümle tekrarlarında kök biçimbirim-
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar leri kullanmada zorluk yaşadıkları belirtilmiştir
Zihin yetersizliği bulunan çocuklarda mofolojik (Topbaş, 2010).
gelişim yaşıtları ile benzer süreçlerde gerçekleşmek- Şan’ın (2010) yaptığı; 3-6 yaş arasında özgül
le birlikte bu süreçler yaşıtlarına göre daha geriden dil bozukluğu bulunan çocuklar ve normal geli-
seyretmektedir. Morfemleri edinmede gözlenen şim gösteren çocukların karşılaştırıldığı çalışmada
gecikme morfemlerin kullanımında da gecikmeye Özgül Dil Bozukluğu olan çocukların soru söz-
neden olmaktadır (Owens Jr, 2002). cük ve ekleri, bağlaçlar, adıllar ve yer-yön belirteç
kullanımlarının yaşıtlarından daha düşük olduğu
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan bulunmuştur. Kullanılan bağımlı biçimbirimlere
göre yapılan karşılaştırmada (ad durum ekleri,
Çocuklar
iyelik ekleri, çoğul eki, olumsuzluk eki, ilgeç eki,
Otizm spektrum bozukluğu bulunan çocuklar eylem zaman, görünüş ve kiplik ekleri, eylem kişi
genellikle ekleri kullanmakta özellikle zaman ekle- ekleri), -I İyelik ekinin, -sA (kiplik eki), -mAlI
rinin kullanımında sorun yaşarlar zaman eklerini, (kiplik eki), -Abil (kiplik eki) ve –sIn eylem kişi
çoğul eklerini kullanmazlar (Owens, 1999). ekini Özgül Dil Bozukluğu olan çocukların hiç
kullanmadığı -(I)n iyelik ekinin kullanımında dil
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar bozukluğu olan grupla normal gelişim gösteren
grup arasında fark olmadığı, diğer bağımlı biçim-
Özgül dil bozukluğu bulunan çocuklarda mor-
birimlerin kullanımında Özgül Dil Bozukluğu
folojik bozukluklar görülmektedir. Çalışmalarda
olan grubun yaşıtlarından daha düşük düzeyde
genellikle özgül dil bozukluğu bulunan çocuklar
performans gösterdikleri bulgulanmıştır (Şan
kendi yaşıtları veya kendilerinden daha küçük an-
2010).
cak aynı hece uzunluğuna sahip çocuklarla karşılaş-
tırılarak konuşmada kullandıkları hece uzunlukları
değerlendirilir. Hece uzunluklarının değerlendiril- Motor Bozukluklar (Gelişimsel
mesi Ortalama Sözce Uzunlukları (OSU) ile ya- Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
pılır. Eğer kendilerinden daha küçük ancak OSU Çocuklar)
değerleri aynı olan çocuklarla özgül dil bozukluğu
Cary, Landes ve Tom (1984) sesbilgisel edinim
olan çocuklar karşılaştırıldığında gramer yapıları
süreçleri, kronolojik yaş, ve morfemlerde ortalama
birbirine benzer değilse o zaman ÖDB’li çocuklar-
sözce uzunluğunu (OSU) 10 gelişimsel apraksili
da dil gecikmesi olduğu kabul edilir ve gecikmiş
çocukta değerlendirmişlerdir. Gelişimsel apraksi-
dil olarak tanımlanır. Eğer tipik gelişen çocuklarla
li çocukların hece sonunda son ünsüzü attıkları-
sözce uzunlukları aynı ancak farklı gramer yapıları
nı ve yapılan bu sesbilgisel sürecin ortalama hece
kullanıyorlarsa iki grup arasında biçimbilgisi açı-
uzunluğu ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir (Akt.
sından sadece gecikme var denilemez, sapma var
Crary, 1993)
denilir. Morfolojik bozukluk özellikle fiillerde göz-
lenir (Hakansson, 2016).
77
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Öğrenme Çıktısı
4 Biçimbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu ve özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen biçimbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme
78
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar likle sözcük sonunda kullanılan eklerde sorun
Genellikle hafif şiddetli zihinsel yetersizlikte yaşarlar. Yaşıtlarına göre daha az karmaşık cümle
sözdizimi gelişim örüntüleri tipik gelişen yaşıtlarına kurarlar (Owens, 1999).
benzer ancak onlardan daha yavaş gelişir. Çocukla-
rın gelişimleri ile orantılı olarak sözcük uzunlukları Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar
ve cümle karmaşıklığı gelişir. Ne, nerede cümle ka-
Özgül dil bozukluğu olan çocuklarda sözdizimi
lıpları neden, niçin, nasıl cümle kalıplarından daha
bozukluklarına rastlanabilmektedir. Bu çocukların
önce gelişir. Aynı zeka yaşına sahip tipik gelişim
sözcük edinimleri yaşıtlarına oranla gecikmeli olduğu
gösteren çocuklardan daha kısa ve daha basit cüm-
için sözdizimsel yapıları edinmekte de zorluk yaşar-
leler kullanırlar. Zihinsel yetersizliğe sahip çocuklar
lar. Cümlede sözcüklerin diziminde dilbilgisel hatalar
yaşları ilerledikçe daha uzun ve karmaşık cümleler
gözlenir, belirli hata örüntülerini yapmamalarını gere-
kurmaya başlarlar. Cümle uzunluğunun artması
ken yaşta devam ettirirler (Rescorla, Lee 2001).
ile daha karmaşık cümle kurma becerisinin ilişkisi
konuşma öncesi yaşıtlarının gelişimine benzerdir.
Örneğin, “Ali ekmek aldı”, “Ali eve gelirken ekmek Motor Bozukluklar (Gelişimsel
aldı”, “Annesi, Ali’nin eve gelirken ekmek aldığını Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
söyledi” “Annesi, Ali’nin eve gelirken ekmek aldı- Çocuklar)
ğını biliyordu”. Zihinsel yetersizliği bulunan ço-
Gelişimsel apraksili ve serebral palsili çocukla-
cukların uzun ve karmaşık cümle kurma becerileri
rın büyük çoğunluğunda ifade edici dil bozukluk-
zihinsel yaşlarına uygun olur. Bağlaç kullanımları
ları bulunmaktadır. İfade edici dil sorunu yaşayan
az olduğundan cümleleri birbirlerine eklemekte
çocuklarda da sözdizimi bozukluğunun bulunma-
zorluk yaşarlar tipik gelişen yaşıtlarından daha kısa
sı beklenen bir durumdur (Crary, 1993). Aram
cümleler kurarlar. Genel cümle gelişimi sırası tipik
(1982) gelişimsel apraksili çocukların iletişimde
gelişime benzer, cümledeki sözcük sırası sözcük iliş-
iletişim ortaklarının kullandıkları sözdizimi yapıla-
kisinden daha önde gelir (Owens, 2002)
rını anladıklarını ancak sözdizimi yapılarını üret-
mekte zorluk yaşadıklarını, cümleleri birbirlerine
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan bağlaçlar yardımı ile birleştirmekte zorlandıklarını
Çocuklar belirtmiştir. Ayrıca gelişimsel apraksili çocukların
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar yü- cümle uzunluğu arttıkça konuşmalarının anlaşılı-
zeysel biçimleri olan cümleler oluştururlar. Özel- lırlığının azaldığını söylemiştir (Akt.Crary, 1993).
Yaşamla İlişkilendir
Çocuğun Konuşması İçin Onunla Konuşun üyesi ve Dil ve Konuşma Terapisi Araştırma ve
ve Kitap Okuyun! Uygulama Merkezi (ÜSESKOM) Müdürü Prof.
3 yaşına geldiğinde konuşamıyorsa dikkat! Dr. Ahmet Konrot, konuşma yaşının çocuktan
çocuğa farklılık gösterebildiğini söyledi.
Konuşma yaşının çocuktan çocuğa farklılık
gösterebildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, Konuşma gelişiminin 2,5 yaşında tamamlan-
“Çocuklarda konuşmanın gelişmesi ailenin tutu- mış olması gerektiğini belirten Prof.Dr. Konrot,
muyla da bağlantılıdır. Çocuktan konuşmasını “Eğer bir çocuk 3 yaşına geldiği halde hala ko-
isteyerek değil, çocuğu konuşmaya teşvik ederek nuşamıyorsa bu durum gecikmiş konuşma olarak
ve konuşmayı eğlence haline getirerek çocuğun adlandırılabilir. Bir çocuk 2 yaşında eğer tek tek
konuşmasına destek olunabilir” dedi. sözcük kullanamıyorsa ebeveyn durumdan şüp-
helenmeli. Bir konuşma gecikmesi söz konusu
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakül-
olabilir.” dedi.
tesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü öğretim
79
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Öğrenme Çıktısı
5 Sözdizimi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen sözdizimi bozukluklarını
açıklayabilme
80
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
81
Gelişimsel Dil Bozuklukları
mek, parka gitmeyi istemek gibi durumlar- ri nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizme-
da dili kullanır ancak yorum yapmaz, soru tine ihtiyacı olan birey” olarak tanımlamaktadır.
sormaz, sorulara cevap vermez. Otizmli çocukların en büyük sorunu olan sosyal
• Dinleyici farkındalığı azdır etkileşim yetersizliği dilin sosyal ortamlarda kulla-
nımı olan kullanımbilgisi bozukluklarında önemli
• Sıra alma davranışında zorluk yaşar
bir yer tutmaktadır.
• Göz kontağında zorluk yaşar
Otizmli çocuklar kendilerine dili öğretecek ebe-
• Konuyu takip etmede zorluk yaşar veynleri, bakıcıları ile sınırlı etkileşimde bulunduk-
• Sözel olmayan dil kullanımında zorluk yaşar larından ve az sayıdaki iletişimlerini de sıklıkla aynı
rutinler içerisinde gerçekleştirdiklerinden dolayı
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar kullanımbilgisi ediniminde zorluk yaşamaktadır-
lar (Muma ve Cloud, 2010). Otizmli çocuklarda
Şiddetli işitme kaybına sahip çocuklar, sosyal görülen kullanımbilgisi özellikleri Tablo’da özetlen-
ortamlarda ve okul ortamında yalnız kalırlar. Ge- miştir:
nellikle bulundukları sosyal ortamlar kendileri gibi
işitme yetersizliğine sahip yaşıtlarından oluşur. Sos- Otizmli çocuklarda görülen kullanımbilgisi
yal ortam azlığı ve bundan kaynaklanan problem- bozukluklarının özellikleri
ler işitme yetersizliğinin şiddetine göre çocuktan • İletişimi başlatmada güçlük,
çocuğa farklılık göstermektedir (https://www.asha. • Konuşmayı başlatmada ve sürdürmede güç-
org/public/hearing/Effects-of-Hearing-Loss-on- lük,
Development/). • Göz kontağı kurmada ya da sürdürmede
zorluk,
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar • Konuşmada sıra alma becerisinde yetersiz-
Zihinsel yetersizliği olan çocuklarda kullanım lik,
bilgisi için önemli olan jest ve mimik gelişimi ti- • Mecazları, ironileri, şakaları anlamada zor-
pik gelişim gösteren çocuklar ile aynı düzende ger- luk,
çekleşir ancak zihinsel yetersizliği olan çocuklarda • Soru sormada zorluk,
gelişim daha geç olur. Zihinsel yetersizliği olan • Varsayımlarda bulunamama,
çocuklar konuşma öncesi dönemde kullanılan jest
• Konuşmaların çoğunun kısa bölümlerden
ve vokalizasyonu ileriki dönemlerde de kullanmaya
oluşması,
devam ederler. Bu çocuklar sosyal ortamlarda rol
alma davranışını da gerçekleştirmekte zorluk ya- • Sıklıkla monologların gözlenmesi,
şarlar. İletişimde baskın rol oynamazlar (Owens Jr, • Jest-mimik, el-kol hareketleri, dokunma
2002). gibi sözel olmayan dilin kullanımında ye-
tersizlik, sınırlı kullanımı, anlamada yeter-
sizlik
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
• Rutin sözceler ya da tekrarlayan sözel ifa-
Çocuklar
deler (ekolali) kullanma (https://www.asha.
Bu çocuklarda dilin kullanımbilgisi bileşeni di- org/PRPSpecificTopic.aspx?folderid=8589
lin diğer alanlarına göre daha şiddetli derecede et- 935327§ion=Signs_and_Symptoms)
kilenmiştir. En önemli sorun sosyal ortamda birey-
Töret ve Acarlar (2011), otizmli ve down send-
lerarası iletişimde yaşanan problemlerdir. Otizmli
romlu çocuklar ile normal gelişim gösteren çocuk-
çocukların büyük çoğunluğunda sosyal iletişim be-
ların jest kullanımlarını incelemişlerdir. Çalışmala-
cerileri gelişmemiştir ve bunun sonucunda sosyal
rında 24 ve 60 ay aralığında (2 ve 5 yaş)bulunan
iletişim ve etkileşimleri sınırlı olmaktadır (Owens
otistik ve down sendromlu çocukları ve 12 ve 24
Jr, 2002).
ay arasındaki normal gelişen çocukların toplam
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2006) jest kullanımları, jestlerin iletişim işlevlerine göre
otistik bireyi, “sosyal etkileşim, sözel ve sözel olma- kullanım sıklığı ve jest türlerini değerlendirmişler-
yan iletişim, ilgi ve etkinliklerdeki sınırlılığı erken dir. Araştırma sonucunda, normal gelişim gösteren
çocukluk döneminde ortaya çıkan ve bu özellikle-
82
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
çocukların jestleri daha sık kullandıklarını, otizmli de önemli derecede sorun olduğu kabul edilmekte-
çocukların ise en az jest kullanan grup olduğunu dir. Bu çocuklar bağlam içerisindeki konuşmalarda
belirtmişlerdir. Otizmli çocukların jestleri özellikle birden fazla anlama gelen sözcükleri anlamada so-
sosyal etkileşimde ve dikkat işlevine göre kullanı- run yaşarlar ve bu nedenle konuyu anlamazlar. Çı-
mında, Down sendromlu ve normal gelişim göste- karım yapamazlar, hikaye anlatımında zorlanır, an-
ren çocuklara göre daha fazla güçlük yaşadıklarını latamazlar, anlayamazlar, sıra alma becerisi eksiktir.
bulmuşlardır. Bunun yanında sosyal etkileşim ve Bazılarında pragmatik bozukluklar semantik ve
ortak dikkat işlevleri ile ilgili jestleri en çok kulla- sentaktik bozukluklardan kaynaklanabilmektedir
nan çocukların Down sendromlu çocuklar olduğu- (Spanoudis, 2016).
nu belirtmişlerdir.
Motor bozukluklar (Gelişimsel
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
Kullanımbilgisi bozuklukları Özgül Dil Çocuklar)
Bozukluğun’da iki yaklaşımla incelenir. İlk yakla- Serebral palsili çocuklar, motor bozuklukları
şımda kullanımbilgisi dilbilgisel davranışın alanı nedeni ile baş kontrolünü geç kazandıklarından
kabul edilir ve gramatik, anlambilgisi ve söylem ile bulundukları sosyal ortamda iletişim partnerle-
ilişkisine bakılır. İkinci yaklaşımda kullanımbilgisi riyle göz kontağı kurmakta zorlanırlar. İçinde bu-
sosyal iletişimin bir parçası kabul edilir ve sosyal et- lundukları sosyal ortamlar genellikle sağlık ve özel
kileşimin önemi vurgulanır. Her iki yaklaşımda da eğitim verilen kurumlarla sınırlı kalır. Sosyal ortam
özgül dil bozukluğu olan çocukların normal geli- sınırlılığı kullanımbilgisi gelişimi olumsuz etkiler
şim gösteren yaşıtlarına göre pragmatik becerilerin- (Workinger, 2005).
Öğrenme Çıktısı
6 Kullanımbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen kullanımbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme
83
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Gelişimsel dil bozukluğu çocukluk çağında görülen gelişimsel bozuklukların en sık rastlananlarındandır. Bu
bozukluk çocukların dilin Anlambilgisi, Sesbilgisi, Biçimbilgisi, Sözdizimi, Kullanım bilgisi alanlarından bi-
rinde, birkaçında ya da hepsinde meydana gelen bozuklukları kapsamaktadır. dilin bileşenlerinde ortaya çıkan
bu bozukluklar çocuktan çocuğa farklılık göstermektedir.
Gelişimsel dil bozuklukları doğum öncesi nedenler, genetik nedenler ya da çevresel etkenler sonucunda or-
taya çıkabildiği gibi farklı engel gruplarında da görülebilmektedir. Dil bozukluklarının sıklıkla ortaya çıktığı
bozukluklar; Zihinsel Yetersizlik, Motor Bozukluklar, Özgül Dil Bozukluğu, Otizm Spektrum Bozukluğu,
İşitme Yetersizliğidir. Bu çocuklarda dilin bileşenlerinde görülen dil bozukluğun özellikleri engel gruplarına
göre farklılık göstermektedir.
Anlambilgisi Bozuklukları
(İçerik/Semantik)
Anlambilgisi, dilde sözcüklerin ve cümlelerin anlamlarını yöneten kurallar sistemidir. Anlambilgisi edinimini
çocuklar dinleyerek, konuşarak ve çevreleri ile etkileşime girerek edinirler. Anlambilgisi çocukların yeni söz-
cükleri ve anlamlarının öğrenilmesi sürecidir. Çocuklar “araba” sözcüğünün dört tekerlekli motorlu bir araç
olduğunu, bir yerden bir yere giderken kolaylık sağladığını anlambilgisi sayesinde öğrenirler. Sözcüklerin
anlamları ile birlikte edinilmesi sürecidir. Her çocuğun belirli yaş dönemlerinde edinmeleri gereken sözcükler
bulunmaktadır.
Anlambilgisi bozukluğunda çocuklar sözcüklerin ediniminde ve kullanımında zorluk yaşarlar. Sözcük dağar-
cıkları yani edindikleri ve anlamlı olarak kullandıkları sözcük sayıları yaşıtlarından daha az olur ve sözcükleri
edinimleri yaşıtlarına göre geç gelişir. Anlambilgisinde önemli olan kategorik adlandırma, eylemler (gel, koş),
giysiler (ayakkabı, çorap, mont), vücut parçaları (el, ayak, burun) anlam bilgisi bozukluğu bulunan çocuklar-
da gecikmeli seyreder.
84
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Sesbilgisi Bozuklukları
(Fonoloji)
Ses bilgisi, dilde yer alan sesleri bu seslerin dağılımlarını, sınırlılıklarını, işlevlerini ve düzenlenişlerini sağlayan
kurallar bütünüdür. Çocuklar kendi dillerinde var olan sesleri belirli bir düzen içerisinde edinirler ve yaşlarıyla
ilişkili olarak edindikleri sesleri kullanırlar, belirli ses dizimi kurallarını gerçekleştirirler
Ses bilgisi bozukluğu bulunan çocuklar genellikle yaşıtlarına uygun biçimde ses edinim süreçlerini gerçekleş-
tirseler de yaşıtlarında daha fazla sesbilgisel hata yaparlar. Sesbilgisi edinimi özellikle işitme engelli çocuklar
için önemlidir.
Biçimbilgisi Bozuklukları
(Morfoloji)
Biçimbilgisi sözcüklerin doğru hecelerin birleşmesiyle biraraya gelmesi kurallarını içermektedir. Sözcüklerin
kök ve eklerinin uygun biçimde sıralanması bir araya getirilmesini içermektedir. Dile özgü eklerin (çekim ek-
leri, yapım ekleri, kişilik ekleri, iyelik ekleri, zaman ekleri) edinilmesi ve kullanılması biçimbilgisinin içerisin-
de yer almaktadır. Biçimbilgisi bozukluğu bulunan çocukların ekleri edinimleri ve kullanımlarında zorluklar
görülmektedir.
85
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Sözdizimi Bozuklukları
(Sentaks)
Her dilin kendine özgü sözcük dizilim kuralları bulunmaktadır Türkçe’de özne-nesne-eylem dizilimi kabul
edilmektedir. Dilin sözdizimi kurallarının dışında sözdizimi gerçekleştirilen durumlarda sözdizimi bozukluk-
ları ortaya çıkmaktadır. sözdizimi bozukluğu bulunan çocuklar daha karmaşık olan ettirgen, edilgen cümle
yapıları anlamakta zorluk yaşamaktadırlar.
Kullanımbilgisi Bozuklukları
(Pragmatik)
Kullanımbilgisi dilin sosyal ortamlarda kullanılmasını kapsamaktadır. Kullanımbilgisinde çocuklar sosyal or-
tamlarda dili nasıl kullanacaklarını edinmiş olurlar. İletişim amaçlı olarak konuşmayı başlatma, sürdürme,
sonlandırma, konuşulan kişiyle göz kontağı kurma, sıra alma davranışlarının hepsi kullanımbilgisi içerisinde
yer almaktadır. Kullanımbilgisi bozukluklarında çocuklar sosyal ortamda dili kullanmakta zorluk yaşarlar.
Otistik çocuklarda görülen sosyal etkileşim azlığı bu çocuklarda kullanımbilgisi bozukluğunu görülmesine
yol açar.
86
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
neler öğrendik?
A. Sesletim A. Ses birimlerin geç edinilmesi
B. Biçimbilgisi B. Morfemlerin geç edinilmesi
C. Sözdizimi C. Sözcük dağarcının sınırlı olması
D. Kullanımbilgisi D. Sosyal ortamlarda dilin kullanılmaması
E. Anlambilgisi E. Karmaşık cümle yapılarının konuşmada sıklık-
la kullanılması
2 Aşağıdakilerden hangisi gelişimsel dil bozuk-
luğunun nedenlerinden biri değildir? 7 Aşağıdaki özelliklerden hangisi biçimbilgisi
bozukluğu bulunan çocuklarda görülmez?
A. Genetik nedenler
B. Çevresel faktörler A. Morfemleri edinmede zorluk
C. Zihinsel yetersizlik B. Dile ait ekleri edinmede zorluk
D. Otizm spektrum bozukluğu C. Ekleri kullanmada zorluk, kullanmama
E. Kekemelik D. Geçmiş zaman şimdiki zaman, gelecek zaman
eklerini kullanmada zorluk
3 Aşağıdakilerden hangisi anlambilgisi bozuk- E. Dile ait sesleri edinmede zorluk
luğu bulunan çocukların özelliklerinden değildir?
A. Sözel yönergeleri takip etmede güçlük
8 Aşağıdakilerden hangisi otizmli çocuklarda
gözlenen kullanımbilgisi bozukluklarından değildir?
B. Kendini ifade etmede sınırlı sayıda sözcük kul-
lanımı A. İletişimi başlatmada güçlük
C. Deneyimlerine dayanarak soru sorma ve sorula- B. Konuşmayı başlatmada ve sürdürmede güçlük,
rı cevaplamada güçlük C. Zaman eklerini kullanmada bozukluk
D. Sınırlı sözcük dağarcığı D. Göz kontağı kurmada ya da sürdürmede zorluk,
E. Konuşmayı başlatmada zorluk E. Konuşmada sıra alma becerisinde yetersizlik
87
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Sesbilgisi (Fonoloji)
1. A 6. A
luğu Tanımı” konusunu yeniden gözden Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Biçimbilgisi (Morfolo-
2. E 7. E
luğu Tanımı” konusunu yeniden gözden ji) Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Anlambilgisi (İçerik) Yanıtınız yanlış ise “Kullanımbilgisi (Prag-
3. E 8. C
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden matik) Bozuklukları” konusunu yeniden
geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Anlambilgisi (İçerik) Yanıtınız yanlış ise “Kullanımbilgisi (Prag-
4. A 9. D
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden matik) Bozuklukları” konusunu yeniden
geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Sesbilgisi (Fonoloji) Yanıtınız yanlış ise “Sözdizimi (Sentaks)
5. C 10. A
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
88
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Araştır Yanıt
3 Anahtarı
Gelişimsel dil bozukluğu bulunan çocuklar anadillerine ait dil edinim kural-
larını öğrenmekte ve kullanmakta zorluk yaşarlar. Anadilini yaşıtları kadar iyi
Araştır 1 edinemeyen bu çocuklar çevreleriyle iletişime girmekte zorlanı, idteklerini,
dertlerini, düşüncelerini yaşıtlarıyla ya da yetişkin bireylerle paylaşamazlar.
Sesletim bozukluğu bulunan çocuklar dile ait bazı sesleri edinmemişlerdir, ör-
neğin /r/ sesinde sesletim problemi olan çocuk bu sesi kullanmaz yerine başka
bir ses kullanır /biy/- /tiyen/ gibi. Hataları tutarlıdır.
Araştır 3 Fonolojik bozukluğu olan çocuklar dile ait sesi edinir, o sesi bazı sözcüklerde
kullanırken bazı sözcüklerde kullanmaz ya da seslerin yerini değiştirir bazen
sesleri atar.
89
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Kaynakça
Acarlar, F. (1995). Türkçe kazanımında kullanılan Konrot A. (2006). İletişim, Dil ve Konuşma
fonolojik süreçlerin incelenmesi ve fonolojik Bozuklukları. Seyhun Topbaş (Ed.). Dil ve
bozukluğu olan çocuklardaki süreçlerle Kavram Gelişimi içinde (2. Baskı ss.190-211).
karşılaştırılması. Ankara T.C. Hacettepe KÖK Ankara:Yayıncılık
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora
Maviş, İ. (2003). Anlam gelişimi. Seyhun Topbaş
Tezi
(Ed.) Çocukta dil ve kavram gelişimi içinde
Bax, M., Goldstein. M., Rosenbaum, P., Leviton, A., (ss.125-144). Eskişehir:Anadolu Üniversitesi
Paneth, N., Dan, B., Proposed definition and
McGregor, K.K. (2009). Semantics in child languade
classification of cerebral palsy, Dev. Med. Child
disorders. Richard G. Schwatz (Ed.) Handbook
Neurol., 47, 571-576 (2005). 3 Crary, M. (1993).
of Child language disorders içinde (ss. 365-388)
Developmental motor speech disorders, San
Great Britain:Psychology Press
Diego California Singular Publishing Group,
Muma, J., Cloud, S. (2010). Autism spectrum
Cleary, M. (2009). Language disorders in children
disorders: The state of the art. Jack S. Damico,
with hearing impairment. Richard G. Schwatz
Nicole Müller ve Martin J. Ball (Eds). The
(Ed.) Handbook of Child language disorders
handbook of language and speech disorders içinde
içinde (ss. 90-115) Great Britain:Psychology Press
(ss. 153-178) Blackwell Publishing
Girgin, M.C. (2006). İşitme engelli çocukların
konuşma edinimi eğitiminde dinleme becerilerinin
Owens, R.E. (2001). Language development an
önemi. Anakara Üniversitesi Eğitim Bilimleri intrıduction. Allyn and Bacon
Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 7(1) 15-28 Owens, R. E. (2002). Mental retardation: differance
Gilliam, S.L. ve Kamhi, A.G. (2010). Specific and delay. Deena K. Bernstain ve Ellenmorris
Language impairment. Jack S. Damico, Nicole Tiegerman-Faber (5 th ed.). Language and
Müller ve Martin J. Ball (Eds). The handbook communication disorders in children. (ss.436-
of language and speech disorders içinde (ss. 210- 510). Allyn and Bacon
227) Blackwell Publishing
Owens, E. R. (1999) Language Disorders. Allyn
Hall, N.E. (1997). Developmental language disorders. and Bacon.
Seminars in Pediatric Neurology, 4 (2):77-85
Özcan, H. (2003). Biçimbirim ve sözdizimi
Hakansson, G. ( 2016). Processability Teory gelişimi. Seyhun Topbaş (Ed.). Çocukta dil ve
and language development in children with
kavram gelişimi içinde (ss.113-124). Eskişehir:
Specific Language Impairment. John Benjamins
Publishing Company, 66-78
Anadolu Üniversitesi
Jack, A., Robin, D.A. (2010). Apraxia of speech. Jack Paul, R (2001). Language Disorders from Infancy
S. Damico, Nicole Müller ve Martin J. Ball (Eds). through Adolescence: Assessment and
The handbook of language and speech disorders Intervention 2nd Edition. St. Louis, Missouri:
içinde (ss. 391-410) Blackwell Publishing Mosby, Inc.
Kaymak, (2017) Otizm Spektrum Bozukluğu (osb): Perkins, M.R. (2010). Pragmatic impairment.
tanım, sınıflama, yaygınlık ve nedenler. İbrahim Jack S. Damico, Nicole Müller ve Martin J.
H. Diken ve Hatice Bakkaloğlu (Ed.) Zihin Ball (Eds). The handbook of language and
yetersizliği ve otizm spektrum bozukluğu içinde speech disorders içinde (ss. 227-247) Blackwell
(ss.165-192). Ankara:Pegem Akademi Publishing
Kretschmer, L.W., Kretschmer,R.R. (2010) Rescorla, L., Lee, E., (2001)Language Impairement
Intervention for children with auditory or visual
in young children, , Layton,T., Crais,E.,
sensory impairments. Jack S. Damico, Nicole
Müller ve Martin J. Ball (Eds). The handbook of
Watson, L. (Ed.), Handbook of early language
language and speech disorders içinde (ss. 57-99) impairement in children Albany, New York:
Blackwell Publishing Delmar Publishers,
90
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
91
Bölüm 4
Edinilmiş Dil Bozuklukları
1 2
İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonlar Afazi
öğrenme çıktıları
4
4 Travmatik beyin yaralanmasını, özelliklerini
3
3 Sağ yarıküre hasarını ve sağ yarıküre ve travmatik beyin yaralanması sonrası
hasarında görülen dil ve bozukluklarını ortaya çıkan bilişsel-iletişimsel bozuklukları
açıklayabilme açıklayabilme
Demans
5
5 Demansı, demans tiplerini ve demanslı
bireylerde görülen dil bozukluklarını
açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Afazi • Travmatik Beyin Yaralanmaları • Sağ Hemisfer Yaralanmaları • Demans
92
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
sajı alıp, işleyecek anlamlandıracak bir başka birey gerekmektedir (Topbaş, 2003). İletmek istediğimiz
mesajımızı yani duygu, düşünce ve fikirlerimizin hazırlanması, oluşturulması, organize edilmesi beyinde
gerçekleşir. İletişimin başlangıç noktası beyindir. Beyinde hazırlanan düşünce, mesaj sözel (Türkçe, İngi-
lizce, işaret dili gibi sözel dil) veya sözel olmayan diller (jest-mimik, resim, müzik, sarılma, itme gibi sözel
olmayan dil araçları) ile mesajın iletilmek istendiği bireye doğru konuşma, yazma, el-kol, yüz hareketleri
yolu ile aktarılır (Konrot, 2006). İletilen mesaj, ilettiğimiz kişi veya kişiler tarafından alınır, çözümlenir ve
mesajın alındığına dair ileten kişiye geri bildirimde bulunulur.
Sözel Diller Sözel olmayan diller
• Konuşmaya dayalı diller (Türkçe, • İşitmeye dayalı (müzik, çığlık,
İngilizce, Arapça vb.) gülme vb.)
• İşarete dayalı diller (Amerikan • Dokunmaya dayalı (sarılma,
işaret dili, İngiliz işaret dili vb. itme, öpme vb.)
• Görmeye dayalı (resim, jest,
mimik vb.)
Şekil 4.1
Sağlıklı bir iletişim mesajın doğru iletilmesi doğ- lötesi beceriler bürünsel ve bürünsel olmayan özel-
ru çözümlenmesi ile mümkün olmaktadır. Örneğin; likler olarak ikiye ayrılmaktadır. Vurgu, ezgi, ritim
100 öğrencisi ile sınıfta ders yapan bir öğretmen; ve duraklamalar bürünsel özellikleri oluştururken,
“sınıf çok mu havasız oldu” tümcesini kurduğunda sesin tizliği, konuşma biçimi ise bürünsel olmayan
öğrencilerden birinin kalkıp camı açmasını ve sınıfı özellikleri oluşturmaktadır (Ege, 2006).
havalandırmasını istemektedir. Öğrencilerden bi- Vurgu, konuşma sırasında bir heceyi ya da söz-
risi kalkıp camı açarak sınıfı havalandırırsa iletişim cüğü sesin şiddetini değiştirerek söyleyerek anlamını
amacına ulaşmış olur. Ancak öğrenciler “evet sınıf değiştirmek için kullanılır. Örneğin “yazma” sözcü-
çok havasız oldu” diyerek camı açmazlarsa öğret- ğünde ilk heceyi “yazma” vurgularsak yazı eylemi-
men istediği mesajı öğrencilere verememiş, beyninde nin gerçekleştirilmemesini, ikinci heceyi “yazma”
oluşturduğu düşünceyi öğrencilerin beynine aktara- vurgularsak başımıza bağladığımız başörtüsünü kas-
mamış ya da öğrenciler mesajı doğru çözümleyeme- tetmiş oluruz. Ezgi ise tümcenin müziğidir. Ezgi ile
mişlerdir ve iletişim başarısız olmuştur. bir düz tümceyi soru tümcesi olarak kullanabiliriz.
Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi iletişim bir Konuşma sırasında tümcenin sonuna doğru sesimi-
süreçtir ve bu süreç içerisinde mesajın oluşturulma- zi yükselttiğimizde kurduğumuz tümce soru tümce-
sından, iletilmesine ve alınan mesajın çözümlenme- sine döner. “hava güzel”-“hava güzel?”. Konuşmada
sine kadar başta beynimiz olmak üzere birçok vücut ki duraklar da iletişim de etkilidir. Bir soruya cevap
parçası ve vücut sistemleri bu süreci gerçekleştirmek vermeyip beklediğimiz zaman karşımızdaki birey
için çalışır. İletişim ile ilgili önemli vücut yapıları ve onunla iletişim kurmak istemediğimizi düşünebilir
sistemleri içerisinde sinir sistemi yapıları, göz, kulak ya da gerekenden hızlı cevap verdiğimizde çok he-
ve ilişkili yapılar, sesin ve konuşmanın üretilmesinde vesli olduğumuzu düşünebilir.
yer alan yapılar, hareket ile ilişkili kas-iskelet siste- Sesin tizliği ve konuşma biçiminden oluşan bü-
mi yapıları, solunum sistemi yapıları yer almaktadır rünsel olmayan özellikler ise bireyin kişiliği ve ruh
(Murray ve Clark, 2006). Bu vücut sistemlerinin ve durumu hakkında bilgi sahibi olunmasında önemli
yapılarının yanı sıra iletişimde dikkat, hafıza, oryan- rol üstlenir. Normalden daha tiz bir ses ile konuşan
tasyon, problem çözme, yürütücü işlevler gibi bi- kişinin özgüvensiz olduğu, daha sert ses tonuyla ko-
lişsel (kognitif ) fonksiyonlar (iletişim 1) ve dilötesi nuşan kişinin ise otoriter bir kişi olduğu düşünüle-
(paralinguistik) ve dilüstü (metalinguistik) beceriler bilir (Ege, 2006).
de önemli rol oynamaktadır (Ege, 2006).
Dilüstü Beceriler
Dilötesi Beceriler Dilüstü beceriler, hece farkındalığı, sözcük far-
Dilötesi beceriler ile söylemek istediklerimize ses kındalığı ve ses farkındalığından oluşan becerilerdir.
tonumuzu değiştirerek farklı anlamlar yükleyebilir, Bu beceriler okuryazarlığın edinilmesinde önemli
tümcelerimize duygu ve hislerimizi katabiliriz. Di- olan becerilerdir. Bireyler sözcükleri hecelerine ayır-
94
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
ma, sesleri yineleyebilme, bir sözcükte yer alan sesbi- ni yaparak birbirimizle iletişime girmiş oluruz. Dil
rim sayısını hesaplayabilme, farklı hece yapısındaki aynı zamanda bireysel iç dünyamıza ait soyut içe-
sözcükleri sesbirimlerine ayırabilme, sözcüklerde yer riklerin tanımlanması için gerekli beceri ve araçları
alan sesbirimleri değiştirebilme, okumada harf ve ses da kapsamaktadır. Hayallerimiz, içsel konuşmala-
ilişkisi gibi fonksiyonları dilüstü beceriler sayesinde rımız, geçmişteki anılarımız, gelecekle ilgili plan-
gerçekleştirirler. (Turan ve Akoğlu, 2011). larımız, öngörülerimiz, geçmişle hesaplaşmalarımız
zihnimizde oluşturduğumuz sözlerle canlanır. Kı-
saca zihnimizde kendi kendimizle yine dil aracılığı
Dil ile iletişim kurarız. Dil düşüncenin yansımasıdır
Dil, toplumun belirli sembol ve işaretlerin, kav- (Topbaş, 2006). Dilin önemli bir diğer özelliği ise
ramların sunulmasında kullanımı üzerinde anlaş- kültürel aktarımda oynadığı roldür. Bir topluma ait
maya vardığı ve bu sembol ile işaretler arasındaki yaşam biçimi, dünya görüşü, edebi, siyasi, sanatsal
ilişkilerin belirli kurallarla örgütlendiği ve düzen- ve bilimsel değerleri sonraki nesillere kitaplar, re-
lendiği bir kod sistemidir (Maviş, 2000). Dil, ile- simler, şiirler, dergiler, makaleler, gazeteler, filmler,
tişimin sesler, harfler, işaretler, sözcükler gibi sem- şarkılar gibi yollarla aktarılır. Yazarak, okuyarak ve
bollerle bir başkasına aktarılmasını sağlayan bir dinleyerek bizden öncekilerin veya başka toplum-
araçtır. Türkçe, Almanca, Arapça, işaret dili gibi ların kültürleri, yaşam biçimleri, değer yargıları
konuşmaya dayalı sözel diller olduğu gibi dokun- hakkında fikir sahibi olunmaktadır (Torun, 2014).
ma, jest-mimik, beden dili, resim, müzik, yazı gibi
Dünya genelinde birçok farklı dil bulunmakta-
sözel olmayan diller de iletişim amaçlı sıklıkla kul-
dır. Örneğin Almanca bilmiyorsak ve Almanya ya
lanılmaktadır (Murray ve Clark, 2006).
gittiysek orada yaşayan bireylere derdimizi, düşün-
Dil, insanlar için toplumda var olmanın bir yo- cemizi anlatamaz ve onların dediklerini anlayama-
ludur. İnsanlar dil sayesinde birbirleriyle, kendiyle, yız. Bir dili bilmek, kullanmak o dili konuşmak,
kültürüyle ve belirli bir sosyal ya da iş ortamında- okumak, yazmak, işittiğini ve okuduğunu anlamak
ki gruplar ile etkileşime geçebilir bir gruba dahil demektir. Konuşma ve yazı dilinin kullanımı ve
olabilirler. Günlük yaşamın getirdiği aile ilişkile- anlaşılması dilin bileşenleri ile ilişkilidir. Dilin 5
rinden, iş arkadaşları, sosyal arkadaşlıklardan, bir bileşeni bulunmaktadır. Dil bileşenleri ve tanımla-
market alışverişine ya da bankada hesap açtırmaya rı Tablo 1. de anlatılmıştır (https://www.asha.org/
kadar her alanda konuşma dili, jest-mimik kullanı- Practice-Portal/Clinical-Topics/Spoken-Language-
mı gibi sözel ya da sözel olmayan dil kullanımı ile Disorders/Language-In--Brief/) .
küçük sohbetler, dert paylaşımları, iş görüşmeleri-
Tablo 4.1 Dilin bileşenleri ve tanımları
Dildeki konuşma sesleri ve bu seslerin bir araya gelme kurallarını içerir.
Ses bilgisi (Fonoloji)
t-o-p=top (pot değil)
Sözcüklerin biçimini, sözcüklere gelen ekleri ve sözcüğün kökünü, sözcük
sonuna gelecek eklerin kurallarını içerir
Biçimbilgisi (morfoloji)
elma-lar=elmalar (larelma değil)
Anlamlı bir cümle oluşturmak için sözcüklerin bir araya gelme kuralları
Sözdizimi (sentaks)
Bir-ekmek-al=Bir ekmek al. (ekmek bir al değil)
Anlambilgisi (Semantik): Tümcelerin ve sözcüklerin anlamları, kavramların öğrenilmesi ve gelişmesini içerir.
Sosyal etkileşimde dilin kullanım kurallarını inceler. Bulunduğumuz ortama
(okul, iş, ev…), iletişim kuracağımız kişiye (çocuk, yetişkin, arkadaş, aile,
Dilin kullanımı müdür…), iletişim amacımıza (şakalaşmak, dert anlatmak, ricada bulunmak….)
(Kullanımbilim/ göre dili nasıl kullanacağımız, konuşmada sıra alma, konuşmayı başlatma,
Edimbilim): sürdürme, bitirme, konuyu belirleme, konuşmadaki rolümüzü (aynı kişinin anne
olarak farklı, öğretmen olarak farklı konuşması gibi) belirleme gibi kuralları
içermektedir.
95
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Dil yalnızca bireyler arasında kullanılan bir iletişim aracı değildir, dil düşünceleri organize etme, plan-
lama, sıralama, muhakeme etme, analiz yapma, sorgulama, problem çözme gibi bilişsel fonksiyonlarla da
bağlantılıdır (Torun, 2014).
Bilişsel Fonksiyonlar
“Biliş, duyular aracılığı ile gelişen bilginin edinimi, kodlanması, düzenlenmesi, saklanması, hatırlan-
ması ve uygulanması; bilgiyi işlemleme ve harekete geçirme, algı bellek, farkındalık, mantıklı düşünme,
yargılama, anlama, hayal etme, deneyimleri planlama, programlama gibi zihinsel faaliyetlerin tümünü”
kapsar (Topbaş ve Maviş, 2004). Biliş içerisinde yer alan zihinsel beceriler Bilişsel Fonksiyonlar olarak
adlandırılmaktadır.
Bilişsel fonksiyonlar ve tanımları Tablo 2.’de anlatılmıştır (Hux ve Manasse, 2003).
Bilişsel fonksiyonlar beyinde birçok sinirsel yapı ve yolla birbirine bağlıdır ve bu sinirsel yapılardan ve
yollardan birinde hasar oluştuğunda bu hasar dil süreçlerini de etkilemektedir. Bu durum dilin anlaşılması,
üretilmesi veya yazma, okuma, okuduğunu anlama gibi bir veya daha çok dil alanında bozukluğun ortaya
çıkmasına yol açmaktadır. Ayrıca bilişsel fonksiyonlarda meydana gelen bozukluklar edinilmiş dil bozuk-
luğuna sahip bireylerin terapilerde öğrendikleri yöntemleri hatırlamalarını, uygulamalarını terapilerle ye-
niden kazandırılmak istenen dil süreçlerinin yeniden ediniminde zorluk yaşanmasına da neden olmaktadır
(Murray ve Clark, 2006).
96
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonların Öğretmen “sınıf çok mu havasız oldu” tümcesi ile
İlişkisi ilk önce öğrenciler ile arasında ki iletişimi başla-
tan bilişsel hazırlığı yapmıştır. Havasız kalan bir
Dilin üretilmesi ve anlaşılmasında bilişsel fonk- ortamın cam açılarak havalandırılabileceği bilgi-
siyonların büyük önemi vardır. Dil üretimi, dil sini hatırlama, dikkatini ders anlatmaktan sınıfı
fonksiyonlarını yöneten beyin ağları ile bağlan- havalandırmaya kaydırma, mesajı iletmek için
tı içinde olan düşünce, bellek, hafıza gibi bilişsel gerekli olan doğru sözcükleri semantik belleğinden
işlevlerin etkisi ile başlar ve yürütülür. İletişimin çağırma, sözcükleri doğru sırada oluşmasını sağla-
amacı düşüncemizi, duygumuzu, fikrimizi yani yan uygun sesleri fonolojik belleğinden çağırma ve
mesajımızı karşı tarafa iletilmektir ve bunun için bir öğrencinin kalkıp camı açmasını dileme gibi
ilk önce iletmek istediğimiz mesajı beynimizde dü- bilişsel süreçler ile mesajını konuşmaya dayalı sözel
şünce haline getiririz. Düşünce olarak hazırlanan dil kullanarak öğrencilerine iletmiştir.
mesajlarda dilin sembolik kodları beyindeki dilbil- Öğrenciler ise öğretmenin tümcesini işitmiş, dik-
gisel belleklerden çağırılır, düşünce olarak kodlanır katlerini öğretmene ve iletilen mesaja kaydırmış-
ve yazı, resim ya da konuşma biçimlerine dönüştü- lardır. İşittikleri tümceyi çözümleme, ortamın
havasız olduğunu anlama, problem çözme bece-
rülerek karşı tarafa aktarılmak için hazırlanır. Bu
risi ve havasız ortamın nasıl havalandırılması
süreçte düşünceyi hazırlarken birey geçmiş yaşam-
gerektiği bilgisini bellekten çağırma gibi bilişsel
larındaki bilgilerini bellekten çağırır. Düşüncemi- süreçler sonucunda kalkıp camı açmışlardır. Öğ-
zin oluşmasında ise bellek, merak, problem çözme, retmenin gönderdiği mesajı doğru anladıklarını
dikkat, karar verme, empati gibi bilişsel işlevler yer camı açarak öğretmene bildirmişlerdir.
alır (Torun, 2014). iletişim, dil ve bilişsel fonksi-
yonların ilişkisini örnekle açıklayalım; Kaza, hastalık sonucu beyinde bir hasar meyda-
Örnek; 100 öğrencisi ile sınıfta ders yapan bir na geldiği zaman bireylerin dil ve bilişsel becerileri
öğretmen ve öğrencileri arasındaki örneği tekrar ele etkilenerek onları sosyal ve iş çevrelerinden, aile
alırsak; bireylerinden ayırarak onlarla iletişimlerini aksa-
malara neden olur. Bir sonraki bölümde özellikle
inme sonrasında görülen dil bozuklukları ayrıntılı
anlatılacaktır.
Yaşamla İlişkilendir
Kelimelerin Beyin “Atlası” Çıkarıldı yıtlarıyla karşılaştıran araştırmacılar, daha sonra, an-
ABD’li bilim adamları, beynin dili nasıl organi- lam bakımından birbirleriyle ne kadar yakından ilişki-
ze ettiğinin haritasını çıkardı. Çalışmanın sonuçları li olduklarına göre kelimeleri değerlendirmeye alan bir
Nature dergisinde yayımlandı. Bilim adamlarının çı- bilgisayar algoritması kullandı. Sonuçlar, kelimelerin
kardığı “anlamsal (semantik) atlas”, örneğin giyim ve beynin sağ ve sol loblarına yerleştirildiği, sözlüğe ben-
görünümle ilgili kelimelere cevaben beynin bir böl- zer bir harita haline dönüştürüldü.
gesinin nasıl etkin hale geldiğini gösterdi. California Araştırmacıların, haritayı hazırlarken kelimeleri
Üniversitesinden araştırmacılar, atlasta yer alan hari- korteksin her iki yarısındaki 100’den fazla bağımsız
taların, az sayıdaki bireyde en ufak ayrıntısına kadar alana ve çapraşık örüntülere dağıttığı belirtildi. Atlas,
büyük oranda benzerlik gösterdiğini keşfetti. insan beyninde çoğu alanın, soyut kavramlardan ziya-
Aralarında çalışmanın lideri Alex Huth’un yer de sosyal ilişkileri ve insanları tanımlayan dili temsil
aldığı bir grup gönüllü, fonksiyonel Manyetik Rezo- ettiğini gösteriyor.
nans Görüntüleme (MRG) tarayıcısı içinde iki saatten Çalışma neticesinde elde edilen sonuçların, felç,
uzun süre radyo programında anlatılan hikayeleri din- beyin hasarı veya motor-nöron hastalıkları nedeniyle
ledi. Araştırmacılar, dil ve bilinç gibi yüksek işlevlerde konuşma engeli olan kişilere yardımcı olabileceği kay-
önemli rol oynayan beyin zarının (serebral korteks) dedildi.
farklı yerlerindeki kan akışı ve oksijen durumunda
meydana gelen değişikliklerle ilgili veri topladı. Beyin Kaynak; https://www.haberler.com/kelimelerin
görüntüleme verilerini, hikayelerin zaman kodlu ka- -beyin-atlasi-cikarildi-8393927-haberi/
97
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Öğrenme Çıktısı
98
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Afazi beyin hasarı sonucunda genellikle tek ba- “konuşmada akıcısızlık” denilir. Konuşmada akı-
şına ortaya çıkan bir dil bozukluğu değildir, sıklıkla cısızlık, konuşma bozukluklarından biri olan ke-
afaziye bilişsel bozukluklar eşlik etmektedir. Dilin kemelik için kullanılmaktadır. Afazide ise akıcılık
kullanımı kritik biçimde diğer bilişsel fonksiyon- terimi sözcük öbeğinin uzunluğunu tanımlamakta-
lara bağlıdır. Dil beyinde sözcük, harf, işaret gibi dır. Aynı zamanda konuşmanın melodisi, sesletim
sembollerle kodlanır. Dil sembolleri beyinde bel- hızı, konuşma oranı ve dilbilgisel biçimi de içinde
lekte depolanmaktadır. Örneğin, “top” sözcüğü barındırmaktadır. Akıcılık problemi yaşayan afazili
kullanmak istediğimizde belleğimizden top söz- bireyler tutuk afazi olarak adlandırılırlar. Konuş-
cüğünü çağırıyor ve bu sözcüğü konuşma, resim ma çıktıları zorlamalıdır ve kısa öbeklerden oluşan
çizme gibi yollarla karşımızdaki bireye aktarıyoruz. duraklarla dolu konuşma biçimi görülmektedir.
Afazili bireylerde dil ve bilişsel fonksiyon bozuk- Tutuk afazili bireylerin konuşmalarında melodi
luklarının dışında olumsuz duygusal ve psikososyal gözlenmez. Akıcı konuşmaya sahip afazili bireyler
değişiklikler de ortaya çıkmaktadır. Bu değişiklik- ise genellikle çok çaba harcamadan, rahatlıkla ko-
lerin bir kısmı beyinde oluşan hasar sonucu ortaya nuşurlar, uzun tümceler kurarlar, entonasyonları
çıkarken bir kısmı ise bireylerin hastalığa karşı ver- ve sözcük öbekleri afazili olmayan sağlıklı bireyler
diği doğal tepkiler sonucunda oluşmaktadır. Afazili gibidir. Afazili bireylerin konuşma akıcılığının de-
bireyler çabuk duygulanıp, ağlayabilirler, sinirlenip ğerlendirilmesinde konuşma çıktılarındaki sözcük
terapiyi yarım bırakmak isteyebilirler. sayıları, kullandıkları tümce uzunlukları, konuş-
mayı başlatabilmeleri, konuşma sırasında yaptıkları
Afazi bütün dillerde ortaya çıkan evrensel bir
parafazik olarak adlandırılan konuşma hataları, laf
durum olmasına karşın, diller arasında gözlenen
dolandırmaları, sözcük bulamadıkları zaman yap-
farklar araştırmalar arasında karşılaştırma yapmayı
tıkları duraklar, sesletim zorlukları, konuşmanın
zorlaştırmaktadır. Değerlendirme ve tedavi yön-
melodisi, entonasyonu ve prozodisi yer almaktadır
temleri dillere göre farklılık göstermektedir. Afazi-
(Maviş ve Topbaş, 2007).
li bireylerde daha sonra edinilen anılar daha önce
kaybedilmekte, eski anıların, bilgilerin geri dönüşü
yenilerden daha çabuk olmaktadır. Bu nedenle iki Adlandırma
veya daha çok dil konuşan afazili hastalarda ana Afazili hastaların ortak özelliklerinden bir diğeri
dillerinin geri dönüşü sonradan öğrenilen dillerden ise adlandırma bozukluğudur. Hastalar, insanların,
daha çabuk olmaktadır. (Code, 2010). nesnelerin, yerlerin ve eylemlerin adlarını söyleme-
de zorlanırlar. Adlandırma zorlukları farklı biçim-
Dil Alanları lerde ortaya çıkabilir. Uzun süreli duraktan sonra
Dilin tekrarlama, adlandırma, konuşulanı, gelen gecikmeli adlandırma, parafazi adı verilen
okuduğunu anlama, yazma, konuşma akıcılığı gibi adlandırma hataları, neolojizm denilen anlamsız
farklı alanları bulunmaktadır. Beyinde oluşan lez- sözcük üretimleri gözlenebilir. (Murray ve Clark,
yon sonrasında ortaya çıkan afazide bu alanların 2006). Günlük yaşam içerisinde az kullanılan söz-
hepsi ya da bazılarında bozukluk ortaya çıkabilir. cükler afazili hastalarda ilk kaybolan sözcüklerdir
Farklı dil alanlarında ortaya çıkan bozukluklar afa- (Maviş ve Topbaş, 2007).
zinin tipinin belirlenmesine ve sınıflandırma yapıl-
masına olanak vermektedir (Tanrıdağ, 1993). Tekrarlama
Afazili bireylerin birçoğunda tekrarlama bozuk-
Konuşma Akıcılığı luğu bulunmaktadır. Hastalardan sözcükleri ya da
Bütün afazili bireylerde mutlaka konuşma bo- öbekleri tekrarlaması istendiğinde bazı afazili has-
zukluğu bulunmaktadır. Genellikle akıcılık terimi talar bunu gerçekleştiremezler. Tekrarlama becerisi-
konuşma üretiminde etkili olan konuşmanın ora- nin korunmuş olması transkortikal afazilerin ayırt
nı, ritmi ve kolay konuşma çıktısı için kullanılmak- edici özelliğidir (Maviş ve Topbaş, 2007).
tadır ve bu özelliklerde meydana gelen bozulmalara
99
Edinilmiş Dil Bozuklukları
100
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Konuşulan İşitme
Okunan
Görme kelimeler korteksi
kelimeler
korteksi
Şekil 4.2 Beyinde Broca ve Wernicke alanları
Broca Wernicke
Global Afazi
Konuşma anlaşılırlığı, adlandırma, tekrarlama,
akıcılık, okuma, yazma gibi bütün dil alanlarının
bozulduğu afazi tipidir. Global afazi zaman içerisin-
de Broca veya Anomik afaziye dönüşebilir. Birçok
Global afazili birey, ilerleyen dönemde ihtiyaçları-
nı sözlü veya yazılı dili kullanmadan anlatabilme
becerisine ulaşabilir. İstediklerini işaret kullanarak
anlatabilme, onay veya ret hareketleri kullanma,
Şekil 4.3 Beyinde Broca ve Wernicke alanlarının yeri seste ezgi kullanımı ile çevresindeki diğer bireylerle
iletişim kurabilirler (Özeren, 2008).
101
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Yaşamla İlişkilendir
Sözün Bittiği Yerde Yalnızlıktan Kurtarıyorlar merkezinin gördüğü zarar sonucu ifade etme so-
DİLKOM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Toğram: runu ya da işittiğini anlamama sorunu oluştuğu-
“Afazi zihinsel ve bilişsel bir bozukluk olmadığı için nu ifade etti.
kişi içinde bulunduğu durumun farkında oluyor. Genel olarak afazilerin, akıcı ve tutuk afa-
ZEHRA AYDIN - Anadolu Üniversitesi Dil zi olmak üzere iki şekilde görüldüğünü aktaran
ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve Toğram, “Akıcı afazilerde birey akıcı konuşabilir
Uygulama Merkezi’de (DİLKOM) afazili (ko- ama konuşmasının içeriği ile ilgili sorunlar olabi-
nuşma bozukluğu) bireylerin, iletişim ve dil be- lir. Bazen boş konuşmalar ortaya çıkabilir, bazen
cerilerinde, yapılan terapilerle iyileşme sağlana- uydurma sözcükler ortaya çıkabilir. Tam olarak
rak, hastaların sosyal yalnızlıktan kurtarılmasına anlatmak istediğini aktaramayabilir. Söylenenleri
yardımcı olunuyor. Anadolu Üniversitesi Dil anlamakta ve anlamlandırmakta zorluk yaşama-
ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve larına rağmen konuşma üretiminde herhangi bir
Uygulama Merkezi (DİLKOM) Müdürü Yrd. sıkıntı yoktur. Tutuk afaziler ise konuşma üretimi
Doç. Dr. Bülent Toğram, AA muhabirine yap- gerçekten çok zor ve zahmetli bir şekilde gerçek-
tığı açıklamada, afazinin genellikle yetişkinlikte leştirirler ama işittiğini anlamada çok fazla prob-
ve yaşlılıkta görülen edinilmiş bir dil bozukluğu lem olmayabiliyor” diye konuştu. -”Ne yazık ki
olduğunu söyledi. hastalarımız giderek sosyal yalnızlığa maruz kalı-
yor” Daha çok yaşlılarda görülen afazinin çocuk-
Afazinin, inme sonrasında beynin dilden
larda da görülebileceğini söyleyen Toğram, afa-
sorumlu alanlarının hasara uğramasından kay-
ziye yol açan nedenlerde dolayı yaş küçüldükçe
naklandığını belirten Toğram, beyinde konuşma
afazinin ortaya çıkma ihtimalinin azaldığını kay-
102
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
detti. İnme, beyin kanaması sonrası oluşan Afa- etmesi ve söylediklerini dinlemesi gerekiyor. Ama
zinin bireyin hayatını olumsuz yönde etkilediğini ne yazık ki hem hastadan kaynaklanan nedenlerle
ve iletişim sorunları yaşamasına neden olduğunu hem de çevresinin onu yalnızlığa itmesi nedeniy-
vurgulayan Toğram, şunları söyledi: le kişi iletişim kurabileceği birilerini bulamadığı
“Kişi normalde ailesine, ekonomik anlamda için sosyal yalnızlığa itiliyor. Afazili hastalar ge-
katkı sağlayan, erkek ise eve ekmek getiren bir nelde evde kalıyor ve televizyon izlemesi sağlanı-
kişi iken birden bire bakıma muhtaç hale geliyor. yor. Televizyon izlemek hastanın iletişimine katkı
Afazi zihinsel ve bilişsel bir bozukluk olmadığı sağlayabilir ama normal bir sosyal iletişimin ye-
için kişi içinde bulunduğu durumun farkında rini tutamayacağı için uygun bir yöntem değil.»
oluyor. Afazili bireylerin ailesi veya arkadaşlarıyla Konuşma bozukluğu olan hastaların ulaşabi-
yeterince iletişim kuramadığı için görüşmemeye, leceği Türkiye’de çok fazla Dil ve Konuşma Bo-
kendisini sosyal yaşamdan geri çekmeye başlıyor. zuklukları Uzmanı olmadığını dile getiren Toğ-
Ne yazık ki hastalarımız giderek sosyal yalnızlığa ram, sözlerini şöyle sürdürdü:
maruz kalıyor. Aileler de hastanın ne anlatmak “Hastalarımız Dil ve Konuşma Bozuklukları
istediğini anlamadıklarında sıkıntı yaşıyorlar. Ai- Uzmanlarına başvurmaları gerektiğini bilmiyor-
lede de iletişim ve ilişkili diğer sorunlardan dola- lar veya ihtiyaçları olduğunu düşünmüyorlar.
yı psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor, zamanla ev Onun için evde yalnızlığa itilmiş bir şekilde ya-
içinde çıkan kriz kaosa da dönüşebiliyor.” şıyorlar. Afazili hastaların iletişim sorunlarının
-Topluma yeniden entegrasyonunu sağlama- üstesinden gelmek için uzmana başvurmaları ve
ya çalışıyorlar terapi almaları gerekiyor. İletişim ve dil beceri-
Dil yetersizliğinden kaynaklanan iletişim ku- lerinde terapiyle gelişme sağlamak mümkün.
ramama sorununun giderilmesi için iletişim kur- Hastalarımızın sosyal yalnızlıktan kurtulmalarını
maya devam edilmesi, dil ve konuşma terapist- ve topluma yeniden entegrasyonunu sağlamaya
lerinden yardım istenilmesi gerektiğini anlatan çalışıyoruz.”
Toğram, şöyle devam etti:
Kaynak: Eskişehirhttps://www.haberler.com/
“Bizim uyguladığımız terapilerin dışında ai-
sozun-bittigi-yerde-yalnizliktan-kurtariyorlar-
lesinin de hastayla ilgilenmesi, konuşmaya devam
6710177-haberi/
103
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Afazi terapisi aynı değerlendirmede olduğu gibi çok kapsamlı yapılmalıdır. Terapi dil bozukluklarını
temel almakla birlikte bireyde meydana gelen bilişsel fonksiyon bozukluklarının da terapisini içermelidir.
Birçok afazi hastası terapiden büyük yararlar sağlamaktadırlar. Afazi terapisi kişiye özel olmalıdır. Terapi
programı düzenlenirken afazili birey ile birlikte aile yakınlarının ve bakıcılarının ihtiyaçları ve istekleri
de göz önünde bulundurulmalıdır. Afazide özellikle yoğun ve uzun terapi programlarının etkili olduğu
bilinmektedir. Afazi terapisine hemen başlamalıdır. Akut dönemde başlayan terapiler daha etkili olmakla
birlikte kronik dönemde başlayan terapilerin de etkili olduğu görülmektedir. Afazi terapisinde hedef dil bo-
zuklukları ve/veya iletişim bozukluklarıdır. Terapide afazili bireylerin kaybolan dil fonksiyonlarının geri ka-
zandırılması ya da kaybolan fonksiyonların telafi edilmesi amaçlanmaktadır (Estabrooks ve Albert, 1991).
Öğrenme Çıktısı
SAĞ HEMİSFER (YARIKÜRE) sağ yarıküre hasarı bulunan hastalarda daha çok ileti-
YARALANMALARI şim problemleri gözlenir. Bu nedenle sağ beyin hasa-
rı bulunan bireylerde gözlenen bozukluklara bilişşsel
Beynin sağ yarıküresinin hasarlanması sonucu
iletişim bozukluğu adı verilir. Sağ beyin hasarlı bi-
ortaya çıkan bozukluklardır. Dil becerileri genel-
reylerde ortaya çıkan algı, dikkat, hafıza, yürütücü iş-
likle beynin sol yarıküresi tarafından kontrol edilir.
lev ve dilin diğer alanlarını içeren bozukluklar dolaylı
Sağ yarıküre dikkat, bellek, muhakeme ve problem
(direkt) ya da dolaysız (indirekt) olarak bu bireylerde
çözme becerilerini kontrol eder. Beynin sağ yarıküre
iletişim becerilerini etkiler (Murray ve Clark, 2006).
hasarında bireylerin düşünme becerileri etkilenir ve
Sağ yarıküre hasarı bulunan bireyler dili sosyal bağ-
bu durum iletişim problemlerine yol açar.
lamda kullanmakta zorluk yaşarlar.
Afazili bireylerde iletişimin dilbilimsel, sözel
alanı etkilenirken sağ yarıküre hasarında iletişimin
internet dildışı (extralinguistic ) ve dilin kullanımı (edimsel)
https://www.asha.org/public/speech/disorders/ yönleri etkilenir. Dildışı özellikler söylemin içerik
RightBrainDamage/ adresinden değerlendirme te- ve organizasyonu, dilötesi becerilerin kullanımı ve
rapi yöntemleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. sözel olmayan iletişimi içermektedir.
Sağ beyin hasarı geçiren bireyler oldukça hetero-
jen bir gruptan oluşmaktadırlar. Sağ beyin hasarından
Beynin sağ yarıküresi aynı zamanda söylem be-
kaynaklı bozukluklar geniş bir yelpazeden meydana
cerilerinin anlaşılması, sohbet sırasında kullanılan
gelmiştir. Gözlemlenen bilişsel ve iletişimsel bozuk-
mecazların anlaşılması, üretilmesi, esprilerin an-
luklar ile ilgili tanımlanmış belirgin bir desen yoktur.
laşılmasından da sorumludur (Blake, 2007). Sağ
Sağ beyin hasarlı bireylerin yaklaşık %50 si bilişsel-
beyin hasarı geçiren birçok kişi yaşadığı sorunların
iletişimsel bozukluğa sahiptir. Özellikle dikkat, algı
farkında değildir.
ve hafıza bozuklukları yaygın biçimde gözlenirken,
Beyin krizi, tümörler, enfeksiyonlar, travmatik dilötesi ve dilin kullanım bozuklukları gibi iletişim
beyin yaralanmaları sağ beyin hasarına neden olur. bozuklukları daha az sıklıkla gözlenir (Code, 2010).
Afazili hastalarda görülen dil problemlerinin yerine
104
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Yaşamla İlişkilendir
Doç. Dr. Şükrü Torun: Müzikle Uğraşmak veya bir matematiksel işlem yaparken aynı beyin
Beynimizi Yeniler alanlarının aktive olduğunu artık görebiliyoruz.
Her bir beyin hücresinin (nöron), beyindeki Bu örnekten yola çıkarak, müziğin aynı beyinsel
diğer nöronlarla binlerce yeni bağlantı kurabilme kaynakları paylaşan diğer bilişsel ve motor per-
yeteneği vardır. “Nöroplastisite” (beyin hücresi formansları geliştirebileceğini öngörmemiz zor
esnekliği, değişebilirlik) olarak tanımlanan bu değildir. Sonuçlanan ve sürmekte olan sinirbilim
yetenek, çocukluk döneminde en üst düzeydedir. araştırmaları müziğin algı, bilişsellik ve motor
Ancak, yetişkin beyinde de hatta gelişimsel veya kontrol arasındaki bütünlüğün sağlanmasında,
edinilmiş nörolojik hastalıklar durumunda bile, dikkatin ve belleğin gelişiminde, duygusal dışa-
beyin hücrelerinin yeni bağlantılar oluşturma ka- vurumun kontrolünde, nörolojik hastalıklar ne-
pasitesi yaşam boyunca devam eder. deniyle bozulan hücreler arası iletişimin yeniden
organize edilmesinde ve yeni bağlantıların oluş-
Nöroplastisiteyi harekete geçiren tüm uğraş-
masında etkin rol alabileceğini göstermektedir.
lar, beyindeki sinyal iletim sistemlerinin temeli
olan bağlantıları geliştirici, yenileyici ve güçlen- Müzik uğraşları, beynin motor-duysal-bi-
dirici bir etki yapar. Öğrenme ve rehabilitasyon lişsel bölgelerini çalıştırdığı için öğrenme ve re-
süreçlerinde gösterilen çabalar ve yaşanan yeni habilitasyon süreçlerinde daha etkili bir şekilde
deneyimler de yeni işlevsel bağlantıların gelişme- kullanılmalıdır. Özellikle nörolojik bozuklukla-
sine yardımcı olur. ra yönelik tedavilerde müzikten daha yoğun ve
doğru yararlanılması gerektiği açıktır. Gelişimsel
Müzik yapmak, çok yönlü ve kapsamlı bir
bozukluklar, dil ve konuşma bozuklukları, inme,
beyin aktivasyonu sağladığı için, ilk bakışta mü-
Parkinson ve Alzheimer hastalığı gibi birçok nö-
zikle ilgisi yokmuş gibi görünen farklı işlevleri de
rolojik sorunun tedavisinde ve rehabilitasyonun-
harekete geçirebilmektedir. Son yıllarda işlevsel
da, müzik daha aktif olarak kullanılmalıdır.
beyin görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile
ivme kazanan sinirbilimsel çalışmalar, müziksel Kaynak: http://www.uzmandoktorum.org/doc-
uğraşların önemli beyinsel etkileri olduğunu orta- dr-sukru-torun-muzikle-ugrasmak-beynimizi-
ya koymuştur. Örneğin, bir müzik aleti çalarken yeniler.html
105
Edinilmiş Dil Bozuklukları
istediğimiz mesajı karşımızdaki bireye aktarabilme- da konuşmamıza kattığımız ses tonumuz, vurgu-
mizdir. Bunun için iletişimde bulunduğumuz or- muz, melodimiz ile o andaki sevinç, üzüntü, mut-
tam, karşımızdaki birey, aktaracağımız ya da alaca- luğumuzu ortaya çıkartabiliriz. Sağ beyin hasarı
ğımız mesaj hakkında var olan bilgilerimiz, iletişim bulunan kişiler konuşmalarında dilüstü becerileri
kurduğumuz bireylerle göz kontağı kurmamız, on- kullanmakta zorlanırlar. Konuşan bireyin ses to-
ların söylediklerini anladığımızı belirten baş hare- nundan veya jest mimiklerinden anlatmak istediği
ketlerimiz mesajın aktarılmasının sürdürülmesinde niyetini veya duygusunu anlayamayabilirler. Aynı
önemli etkenlerdir. Göz kontağı kurma, konuş- zamanda kendileri de dilüstü becerileri kullanamaz,
mada sıra alma gibi davranışlar dil kullanımının duygusal durumlarını ses tonunda yapılan değişik-
parçasıdır. Konunun sürdürülmesi, uygun konu ve liklerle karşıdaki bireye iletemezler, tekdüze konu-
sözcük seçimi, uygun ortamda uygun dil kullanımı şur, vurgu ve duraklara dikkat etmezler. Tablo 5’te
dilin kullanımı içinde yer alır (Blake, 2007). sağ yarıküre hasarlı bireylerde görülen dildışı, di-
İnsanlar iletişim sırasında kullandıkları dili or- lüstü ve dilin kullanım bozuklukları özetlenmiştir.
tama ve iletişim kurdukları diğer kişilerin statüsü-
ne göre değiştirirler. Örneğin bir kişi patronu ile
konuşurken daha resmi, daha kibar konuşur, şaka
yapmaktan kaçınır, sen yerine siz sözcüğünü tercih internet
eder. Bunun yanı sıra arkadaşıyla konuşurken daha https://www.csuchico.edu/~pmccaffrey/syllabi/
samimi, daha cana yakın, şakalar, esprilerle dolu bir SPPA336/336unit13.html). Sağ yarı küre ha-
konuşma biçimi tercih eder siz yerine sen sözcü- sarlı bireylerde görülen dildışı bozukluklar hak-
ğünü kullanır. Aile fertleri, arkadaşlar, patron, kasa kında detaylı bilgiye bu siteden ulaşabilirsiniz.
görevlisi herhangi bir kişiyle sohbet etmek, konuş-
mak bir amaca dayanmaktadır. İletişim kurarken Sağ yarıküre hasarlı bireyler ayrıca, soyut an-
iletişim partneri ile olan uyuma, iletişimin kurul- latımları, mecazları, şakaları, metaforları, ironiyi,
duğu ortama dikkat edilmelidir (Topbaş, 2006). alaycı söylemleri anlayamazlar ve kendileri de kul-
Sağ yarıküre hasarı bulunan bireyler patronlarına lanamazlar. Sağ beyin hasarlı bireylerin ürettikleri
sen diye hitap edebilir, arkadaşına siz diyebilir, soh- söylemler aşırı kişiselleştirilmiş ya da benmerkez-
bet sırasında karşısındaki kişiyle göz kontağı kur- ci yanıtlardan oluşur. Konuyla ilgisi olmayan yo-
mayabilir, ayrıca konuşma sırasında sıra alma dav- rumlar yaparlar ve konudan uzaklaşırlar. Konuyla
ranışını gerçekleştirmeyebilir. Arkadaşının sözünü ilgisi olmayan detaylara odaklanırlar, konuya teğet
kesip kendi konuşmaya başlayabilir. Bu bireyler geçerler, düşüncelerini organize edemezler ve ce-
sohbet sırasında meydana gelen duraksamaları fark vapları iyi düşünülmemiş, dürtüsel cevaplardır. Bu
edemezler eğer sohbet sırasında duraksama, sohbe- kişiler markete gidip alış veriş yapma, pazara gitme
tin yarım kalması gibi durumlar meydana gelirse gibi bilinen ve sıklıkla yapılan işlerle ilgili sohbet-
bunu düzeltemezler. Bazıları çok neşeli, canlıdırlar, lerde daha başarılıdırlar. Sıklıkla yapılan bilinen
çok konuşurlar, konuşma sırasında çok fazla bilgi senaryo veya şemalarda başarılı olurlar. Sohbetin
verirler. Diğerleri çok az duygu veya etkileşim gös- başlatılması ve devam ettirilmesinde önemli olan
terirler, az konuşurlar ve kendilerine sorulan soru- göz kontağı kurma, sıra alma gibi davranışlarda da
ları çok az bilgi vererek cevaplarlar, sohbeti başlat- zorluk yaşarlar (Blake, 2007).
mada zorluk yaşarlar (Blake, 2007).
Aşağıda Sağ yarıküre hasarında görülen dil bo-
Sağ yarıküre dilüstü becerilerin üretilmesi ve zuklukları Tablo 5.’de verilmiştir (Murray ve Clark,
anlaşılmasından da sorumludur. Konuşma sırasın- 2006)
106
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
3 Sağ yarıküre hasarını ve sağ yarıküre hasarında görülen dil ve bozukluklarını açıklayabilme
107
Edinilmiş Dil Bozuklukları
108
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Yukarıdaki tabloda verilen bu özelliklerdeki et- ları dikkati etkiler. Bilişsel bozukluklar sonucunda
kilenme şiddeti travmanın şiddetine göre değişken- ortaya çıkan yakınmalar, düzgün düşünme beceri-
lik gösterir. sinde zorluk, planlama ve organizasyonda problem
Travmatik beyin hasarlarında dikkat edilme- yaşama ve etkili olamamadır.
si gereken konulardan biri travma sonrası hafıza Travmatik beyin yaralanması sonucunda davra-
kaybıdır (posttravmatik amnezi). Travma geçiren nış ve kişilik değişimlerine ve duygusuzlaşma, hızlı
kişilerden bazıları travmadan önceki olayları hatır- değişen ruh hali, sinirlilik gibi değişmiş duygusal
layamayabilirler. Bu durum genellikle birkaç dakika deneyimlere de sıklıkla rastlanır. Diğer insanların
gibi kısa süreli olabildiği gibi orta ve ağır şiddetli duygularına karşı duyarsızlık, eksik, yanlış karar
travmalarda bir iki gün sürebilir, nadiren 2 günü ge- verme, zayıf sosyal yargı ya da sosyal olmayan yargı,
çer. Bazı kişiler ise travma sonrasında olan olayları dürtüsellik ve/veya kararlılık, depresyon, disinhibis-
hatırlayamaz (Balkan, 2000). yon, genel organizasyon bozukluğu ile karakterize
Travmatik beyin yaralanması’da konuşma, dil yetersiz hedef odaklı davranış gözlenir. Beyin yara-
bozuklukları gibi iletişim bozuklukları, entelektüel lanması geçiren birey değişiklilerin farkında olma-
fonksiyonlarda bozukluklar, davranış ve kişilik de- masından dolayı davranış değişiklikleri karmaşık
ğişiklikleri iyileştirilmesi en zor olan bozukluklar- olma eğilimindedir (Mozeiko ve Le, 2010).
dandır (Whyte ve Rosenthal, 1993). TBY sonrasın- Travmatik beyin yaralanması sonrası meydana
da kalıcı bilişsel bozuklukların var olması oldukça gelen kısmi felç, spastisite, denge ve koordinasyon
yaygın bir şikayettir. En çok yürütücü işlev bozuk- bozuklukları, yutma sorunları, bilişsel ve davranış-
lukları olmakla birlikte, dikkat, bilgi işlemleme hızı, sal bozukluklar, kişileri bakıcı ve yakınlarına bağım-
kısa dönemli hafıza ve öğrenme bozuklukları ortaya lı hale getirebilir. TBY’da rehabilitasyon acilde veya
çıkmaktadır. Bilişsel fonksiyonlar birbirleriyle iliş- koma bakımında başlar ve yıllarca sürebilir. Uzun bir
kilidir ve birinde meydana gelen bozukluk diğer süreç olan travmatik beyin yaralanmalarının rehabili-
bilişsel fonksiyonları da etkilemektedir. Dikkat bo- tasyonu geniş bir ekip, çok zaman ve para harcanma-
zuklukları belleği etkiler, yürütücü işlev bozukluk- sını gerektirmektedir (Whyte ve Rosenthal, 1993).
109
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Yaşamla İlişkilendir
Öğrenme Çıktısı
4 Travmatik beyin yaralanmasını, özelliklerini ve travmatik beyin yaralanması sonrası
ortaya çıkan bilişsel-iletişimsel bozuklukları açıklayabilme
DEMANS
Demans=Bunama=Unutkanlık
Teknoloji artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Özellikle sağlık sektöründe teknolojik geliş-
melerin artması, hastalıkların tanılanmasını ve tedavisini kolaylaştırdı ve biz insanlara daha uzun bir yaşamın
kapılarını açmış oldu. Ancak yaşam süresinin artması sağlıklı yaşlanma sorunsalını ve yaşlanma sonucu ortaya
çıkan demans benzeri sağlık problemlerinin artmasını beraberinde getirdi. Gittikçe yaşlanan nüfus sonu-
cunda günümüzde dünya genelinde 35,6 milyon insanın demans olduğu ve bu sayının 2030 yılında ikiye
katlanacağı ve 2050 yılında üç kat fazlalaşacağı Dünya Sağlık Örgütü tarafından tahmin edilmekte. Demans
sadece hasta bireyin hayatını etkilemekle kalmayıp, birlikte yaşadığı aile bireylerinin, bakıcıların hayatlarını
etkileyen ve yaşam standartlarının değişmesine neden olan bir durumdur (WHO, 2012). Demansın görülme
sıklığındaki artış ailesinde veya çevresinde demanslı bir yaşlıyla karşılaşan insanların sayısında artışa, demans
hakkında farkındalığın artmasına ve daha çok bilgilendirilme ihtiyacına neden olmuştur. Sonuç olarak günü-
111
Edinilmiş Dil Bozuklukları
müzde popüler kültür ve medya demansa fazlasıyla Ülkemizde demans deyince ilk akla gelen Alz-
yer vermeye başlamıştır. Demansın fiziksel, bilişsel heimerdır. Demans ve Alzheimer halk arasında
ve iletişim becerileri gibi birçok farklı beceriyi etki- genellikle birbiri yerine kullanılmaktadır. Ancak
lemesi nedeniyle demanslı bireylerin disiplinler arası Alzheimer demansın en sık görülen tipidir. Aşağıda
bir bakıma ihtiyaçları bulunmaktadır. demans tipleri anlatılacaktır.
Demans genellikle yaşlı bireylerde gözlenir ve
yaşlanmanın bir parçası değildir. Halk arasında Demans Tipleri
“yaşlandı artık çoğu şeyi unutmaya başladı, buna-
Demansın dört temel tipi bulunmaktadır. Alz-
dı” tümcesi yaşlı bireyler için sıklıkla kullanılmak-
heimer, Vasküler demans, Lewy cisimcikli demans
tadır ve unutkanlığın normal yaşlanmanın bir par-
ve Fronto-temporal demanstır.
çası olarak görülmesi ile birlikte demanslı bireyler
yıllarca uygun tedavi ve destek görmeden yaşam-
larına devam etmek zorunda kalmaktadırlar. De- Alzheimer
mans çeşitli beyin hastalıkları sonucu ortaya çıkan Bütün demenaslıların %50-70’i Alzheimer tipi
bir sendromdur, hastalık değildir. Demans “farklı demanstır. Alzheimer görülme oranı 65 yaş üstü
nedenlere bağlı olarak, beyinde belirli bir süre için- bireylerde %6-10, 85 yas üstü bireylerde %30-47
de gelişen ve ilerleyerek devam eden etkilenmeler gibi oldukça yüksek bir orandadır. Alzheimer’lı bi-
sonucu yüksek serebral işlevlerin ve davranışların reylerde klinik bulgular hastalığın başlangıcından
ve çok yönlü bozuklukların yarattığı klinik tablola- yıllar sonra ortaya çıkar. Sinsi başlangıçlı olan Alzhe-
ra” verilen genel bir sendromdur (Tanrıdağ, 1993). imer yıllar içinde yavaş ve sürekli ilerleyen bir seyir
Demansta bireylerin hafıza, düşünme, yer ve zaman gösterir. Belirtiler belirginleşmeden önce ilerleyici
oryantasyonu, hesaplama becerileri, günlük yaşam yıkım senelerce sürmüş olabilir. (Selekler, 2003).
aktivitelerini yerine getirme beceri ve davranışları, Alzheimer, unutkanlık ve oryantasyon bozukluğu ile
dil ve konuşma becerileri, etkilenir. Demansın en başlayan ilerleyici ve dejeneratif yani zaman içerisin-
baskın özelliği ise hafıza problemleri ve unutkan- de bozukluk şiddetinin arttığı bir demans türüdür.
lıktır. Bilişsel aksaklıklar mesleksel ve toplumsal iş- İlerleyen yıllarda çocuğunu, eşini tanımamaya kadar
levsellikte bozulmaya ilerleyen hafıza problemleri, hiç konuşmamaya ka-
neden olacak dere- dar varan dil ve konuşma bozuklukları ortaya çıkar
cede ağırdır ve top- (Silverman, 2003). Alzheimer geç yaşta ortaya çıkan
lumsal işlevsellikte dikkat
Demans demek Alzheimer demans tipidir. Alzheimer oluşmasına neden olan
daha önceki düzey- risk faktörleri Tablo 8’de verilmiştir (http://www.
den düşme görülür demek değildir. Alzheimer tihud.org.tr/uploads/content/kongre/5/5.35.pdf).
(WHO, 2012). demansın bir tipidir.
112
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
başlarlar. Gezmeye çıktıklarında kaybolabilir, arabalarını park ettikleri yeri hatırlayamayabilirler, hangi
yılda, hangi günde olduklarını karıştırabilirler. Bu bellek ve oryantasyon problemlerine başta adlandırma
bozukluğu olmak üzere dil bozuklukları eklenir. Zaman içerisinde hastalar yürüme, yemek yeme, giyinme,
tuvalet, banyo yapma gibi günlük yaşam aktivitelerini bile yardımsız yapamaz hale gelirler, konuşmayı
tamamen bırakabilirler (Özbabalık, 2008).
Yaşamla İlişkilendir
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbaba- dönemlerde unutkanlıkla ilgili durum biraz daha
lık Adapınar, çağın en korkulan hastalıklarından sıkıntılı oluyor. Hasta artık geriye dönük haya-
birisi olan Alzheimer›ı 20 sene önceden bilmenin tıyla ilg ili çok büyük belirsizlik ve bilgisizlikle
mümkün olduğunu dile getirdi. yaşamaya başlıyor. İkinci en önemli bulgu da ar-
YAŞAM SÜRESİNİN UZAMASIYLA tık sıradan yapılan birçok işlemi yapamıyor. Yani
ALZHEIMER DAHA SIK GÖRÜLMEYE günlük yaşam aktivitesiyle ilgili bir bozukluğu
BAŞLANDI var. Hepimizin çok kolay olduğunu düşündüğü-
müz bazı durumlar; kapıyı açmak, ev süpürmek,
İHA’nın haberine göre; yaşam süresinin uza-
çekiçle çiviyi çakmak, müzik söylemek, çay iç-
masıyla daha sık karşılaşılan ve bir beyin hastalı-
mek ya da tuvalete gitmek bunların hepsi birer
ğı olan Alzheimer, halk arasında herkeste zaman
belirsiz durum halini taşıyor” dedi.
zaman görülebilen basit unutkanlıkla karıştırı-
labiliyor. Çağın en korkutucu hastalıklarından “20 SENE ÖNCEDEN TANIYLA İLGİLİ
olan, yavaş başlayıp zamanla kötü hale gelen BULGULARIMIZ VAR”
Alzheimer›ın erken tanısının önemine değinen Bunamaya yol açan Alzheimer hastalığında
Eskişehir Alzheimer Derneği Başkanı Nöroloji erken teşhisin önemli olduğunu aktaran Prof. Dr.
Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar, Özbabalık Adapınar, şunları dile getirdi: “Bugün
hastalığın beynin bellek, düşünce ve konuşma- yeni bir sınıflama var Alzheimer ile ilgili. Yani
dan sorumlu bölgelerini etkilediğine değindi. 21 biz her ne kadar 65 yaşın üzerindeki bir hastalık
Eylül’ün 1994 yılından bu yana toplum farkın- olarak bahsetsek de şunu biliyoruz ki beyinde bu
dalığını artırma günü olarak belirlendiğini ifade hastalığı yapan her ne ise tüm bulgular 20 sene
eden Prof. Dr. Adapınar, «Yaşlı populasyonunun öncesinden başlıyor. Artık elimizde bu hastalıkla
neredeyse kendi alanında en çok görülen hasta- ilgili kanıtlarımız, yani 20 yıl öncesinde de tanıyla
lıklarından birisi. Uzun yaşamın da bir bedeli ilgili bilgilerimiz, bulgularımız var. Kişilerin beyin
gibi duruyor. Özellikle 60-65 yaşın üzerinde top- omurilik sıvılarını, bel sıvılarını test ederek o bul-
lumda sağlıklı yaşlanmaya çalışan bireyler artık guları biliyoruz. Yani kişinin daha sonra Alzheimer
Alzheimer ile ilgili bir korku ve endişe duymaya hastalığına yakalanıp yakalanmayacağı hakkında
başladı. Beyni etkileyen, uzun süreli, harap edici, fikir yürütebiliyoruz. Tedavisi olmayan bir hasta-
çok da kesin bir tedavisi olmayan bir hastalık. lığı bu kadar erken bilmek ne işimize yarar? Aileyi
Ne yapıyor beyinde? Özellikle hücreler ara- bilgilendirmeye yarar. Ailedeki diğer bireyleri has-
sında ve hücrenin içinde bir takım değişiklikler talıkla ilgili hazır hale getirmek. Böyle bir hasta-
yaparak o bölgeyle ilgili fonksiyon kaybına yol lıkla mağdur olmuş, ailelerinde Alzheimer hastası
açıyor. Bunlar daha çok bellek bölgeleri, yani ha- olan, en azından şüpheleri olan kişilerin bununla
tırlama bölgeleri. Hastalığın en önemli belirtisi ilgili ilgili kurumlara, bu konuyla uğraşan kişilere
unutkanlık. Unutkanlık hastalığın ilk dönemle- başvurarak erken tanı için mutlaka bilgi almaları
rinde kısa unutkanlık halinde yani biraz önce ya onlar için iyi bir gelecek vaat eder.”
da akşam yaptığını unutmak, bununla ilgili bilgi Kaynak: http://www.haberturk.com/alzheimer-
verememek şeklinde başlıyor. Ama daha sonraki i-20-sene-onceden-bilmek-mumkun-1642168
113
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Vasküler Demans
Tekrarlayan inmeler nedeni ile oluşur. İnme
sonucu beynin farklı bölümleri etkilenebilir ve de- dikkat
mansın şiddeti etkilenen alana bağlıdır. Vasküler Frontotemporal Demans kişilik değişimleri
demans (VD) her yaşta görülebilir. Bütün demans- ve dil bozuklukları ile başlarken, Alzheimer
ların %17 si vasküler demanstır (Klimova ve Kuca, unutkanlık ve davranış bozukluklarıyla ve
2015). Yakın bellekte nadiren birincil bir bozukluk Vasküler Demans ise öncelikle davranış bo-
söz konusudur. Erken dönemde normal olmayan zuklukları ardından ve unutkanlık ana bulgu-
derecede zihin bulanıklığı, sersemlik, çevreye karşı ları ile başlar.
ilgisizlik, duyarsızlık, kişilik değişiklikleri gözlenir.
Çoğunlukla yer ve zamanda oryantasyon bozuk- Demans ve Dil Bozuklukları
lukları ve günlük yaşam aktivitelerinin yapılmasın- Dil becerileri ve bilişsel beceriler birbirleriy-
da zorluk hastalığın ilerleyen dönemlerinde ortaya le ilişkilidir. Bilişsel becerilerde meydana gelen
çıkar (Özbabalık, 2008). bozukluklar dil becerilerini de etkilemektedir.
Ayrıca depresyon, apati gibi nöropsikiyatrik
Lewy Cisimcikli Demans semptomlarda dil becerilerini etkilemektedir. De-
manslı hastalarda ortaya çıkan bilişsel bozukluk-
Bu tip demansta davranış ve bilişsel beceriler-
lar, nöropsikiyatrik semptomlar ve dil bozukluk-
de azalma ve dikkatsizlik erken dönemde gözlenir.
ları özellikle hastanın kendisi ile aile bireylerini
Hastalarda sanrı veya hezeyanlar ve görsel halüsi-
ve çevresinde bulunan diğer bireyleri yakından
nasyonlar sıklıkla gözlenir. Hastaların değiştiri-
etkilemektedir. Demansın başlangıcından itiba-
lemeyen sabit fikirleri bulunmaktadır. İnsanların
ren hastalar aileleri, arkadaşları ve bakıcıları ile
kendisine zarar vermek istediğini, düşüncelerinin
iletişimlerine devam etmeli, günlük yaşam ak-
okunduğunu, birilerinin sürekli onu takip ettiği-
tivitelerini bağımsız olarak yapmaya çalışmalı,
ni düşünürler. Gerçekte var olmayan şeyleri görür,
kendilerine hobiler bulmalı, dans, aerobik gibi
işitirler (Özbabalık, 2008). Bu demans tipinde bi-
fiziksel çalışmayı içeren aktiviteler edinmeli, gün-
reylerin muhakeme ve düşünce yetilerinde düşüş
lük konulardan, haberlerden bahsetmelidir. Hasta
meydana gelir. Bunun yanısıra uyku bozuklukla-
bireyler terapistleri tarafından önerilen sözcük ve
rı, denge bozuklukları, hafıza kaybı, dikkat azlığı,
tümce tekrarlarını gün içerisinde yapmalı, günlük
rüya sırasında uykuda hareket etme gibi problem-
tutmalı, randevularını, ilaç saatlerini yapmaları
ler gözlenir. Demans vakalarının %10-25’i lewy ci-
gereken işleri yazdıkları not defteri bulundurmalı-
simcikli demanstır (Klimova ve Kuca, 2015).
dırlar. Bilişsel becerilerinin korunmasına yardımcı
olmak için bulmaca çözme, yeni bir dil öğrenme,
Fronto-Temporal Demans günlük gazeteleri okuma gibi aktivitelere devam
Genellikle başlangıç yaşı 65 yaşın altıdır. Biliş- etmelidirler (Klimova ve Kuca, 2015).
sel beceriler diğer demans tiplerine göre daha iyidir. Demansın bütün tiplerinde değişen şiddette dil
Bellek bozuklukları hastalığın ilerleyen dönemlerin- bozukluklarına rastlanır. Demansın erken dönemle-
de ortaya çıkar. Erken dönemde sosyal davranışlar- rinde görülen ve en sık gözlenen ve ilk olarak ortaya
da ilerleyici değişiklik, sosyal ortamlardan kaçınma, çıkan dil bozukluğu adlandırma bozukluklarıdır.
çok yeme, kilo alma, ilerleyici dil bozuklukları, Demanslı bireyler nesne ve eylem adlarını bulmada,
sosyopatik davranışlar gözlenir. Hastalığın baş- bellekten adları geri çağırmada zorluk yaşarlar. Bu
langıcından itibaren dil bozuklukları ortaya çıkar. durum Anomik afaziye benzemektedir. Konuşma
Başlangıçta aynı sözcüklerin, tümcelerin tekrar edil- sırasında konu ile ilgili olmayan sözcükleri kulla-
diği konuşma bozukluğu ilerleyen dönemlerde hiç nabilirler, fikirlerini,
konuşmamaya kadar gidebilir. Frontotemporal de- düşüncelerini karşı
mans erken yaşta ortaya çıkan demans tipidir. (Öz- taraftaki dinleyicilere
babalık, 2008). Kişilik değişiklikleri, bireylerarası iletmede zorluk yaşar, dikkat
ilişkilerde bozukluk, dil bozuklukları, depresyon, uygun olmayan dil- Demanslı bireylerde en sık
halüsinasyon gibi nöropsikiyatrik bozukluklarla ka- bilgisel yapılar kulla- görülen dil bozukluğu ad-
rakterize demans tipidir (Klimova ve Kuca, 2015). nabilirler, dilin içeri- landırma bozukluğudur.
114
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
115
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Tablo 4.9 Demansta görülen bilişsel, davranışsal ve günlük yaşam aktivite bozuklukları
Bilişsel fonksiyon bozuklukları
Unutkanlık
Yeni bilginin edinilmesinde ve bellekte depolanmasında bozukluk
Dikkat bozuklukları
Kişi, yer ve zaman oryantasyonunda bozukluk
Görsel algıla bozuklukları
Planlama bozuklukları
Problem çözme bozuklukları
Davranışsal bozukluklar
Kişilik değişiklikleri, içe kapanma, sessizleşme ya da çabuk sinirlenme
Gerçekte olmayan şeyleri görme ve işitme (halüsinasyon)
Değiştirilemeyen sabit fikirler (sanrılar)
Saldırganlık
Uyku bozuklukları
Toplum içinde uygun olmayan davranışlarda bulunma
Takıntı bozuklukları (Obsesif Kompulsif bozukluklar)
Günlük yaşam aktivite bozuklukları
İş yaşamında zorlanma
Sosyal yaşama katılma isteğinde azalma
Para harcamada, para hesaplamada, fatura takiplerinde ve banka işlemlerini yerine getirememe
Kendine bakım aktivitelerini yapmama, yıkanmama, traş olmama,
Ev temizliğini ihmal etme
Mevsime uygun giyinmeme
Giysilerin temiz-kirli ayrımını yapamama
Yemek yapmada zorluk, yemeğin içine konacak malzemeleri karıştırma, yemeği ocakta unutma
116
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
5 Demansı, demans tiplerini ve demanslı bireylerde görülen dil bozukluklarını
açıklayabilme
117
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Toplum içerisinde yaşayan insanların duygu, düşünce, fikir ve bilgi gibi mesajlarını çevresindeki diğer
insanlarla paylaşma sürecine iletişim adı verilmektedir. İnsandan insana mesaj Türkçe, İngilizce gibi sözel
diller veya jest-mimik, müzik, yazı, resim gibi sözel olmayan diller aracı ile ulaştırılır. Dil toplumların
üzerinde uzlaştığı semboller, kodlar birimidir, iletişimde gönderilmek istenen mesajı ileten araçtır. Dil
aracı ile paylaşılmak istenen mesajlar ilkönce beyinde düşünce olarak oluşturulur. Bilişsel fonksiyonlar
ise insanların çevrelerinden bilgi almasına, depolamasına, bilgiyi dönüştürmesine, gerekli zamanlarda
depolanan bilginin geri çağrılmasına, hatırlanmasına ve geliştirilmesine olanak sağlayan zihinsel süreç-
lerdir. Bu süreçler, dikkat, bellek, oryantasyon, problem çözme ve yürütücü işlevlerdir.
Dilin konuşma akıcılığı, adlandırma, tekrarlama, yazı dili, konuşma anlaşılırlığı gibi işlevsel alanları
ve dil üretiminin dikkat, bellek, yürütücü işlevler gibi bileşenleri arasında yakın ilişki bulunmaktadır.
Dil üretimi ve anlaşılması beyinde başlar. Bireyler iletmek istedikleri mesajları beyinde düşünce olarak
hazırlar. Düşünce olarak hazırlanan mesajlarda dilin sembolik kodları beyindeki dilbilgisel belleklerden
çağırılır, düşünce olarak kodlanır ve yazı, resim ya da konuşma biçimlerine dönüştürülerek karşı tara-
fa aktarılmak için hazırlanır. Bu süreçte düşünceyi hazırlarken birey geçmiş yaşamlarındaki bilgilerini
bellekten çağırır. Hazırlanan mesaj yazı, konuşma, resim gibi yollarla karşı tarafa iletilir. Mesajı alan
birey mesajı çözümlemek için gerekli sembolleri bellekten çağırır, geçmiş yaşamlarındaki deneyimlerden
yararlanır, problem çözme becerisi ile mesajda iletilen sorunu çözme becerilerini kullanır ve böylelikle
bireyler arasındaki iletim gerçekleşmiş olur.
Afazi
Yetişkinlik çağında meydana gelen bir beyin hasarı sonrasında beyinde bulunan dil alanlarının etkilen-
mesi sonucu bireylerde oluşan dil bozukluğudur. Genellikle beynin sol yarıküresinde oluşan hasarlarda
afazi görülür. Afazili bireylerde konuşma akıcılığı, adlandırma, tekrarlama, yazı dili ve konuşma anla-
şılırlığı gibi dil alanlarında bozukluklar ortaya çıkar. Afazi genellikle akıcı ve tutuk ya da alıcı ve ifade
edici afazi olarak sınıflandırılır. Tutuk afazilerde bireyler konuşma sırasında çok az sözcük kullanırlar,
kısa ifadeler ile konuşup, konuşma sırasında çaba sarfederler, genellikle Broca afazisi ile eşleştirilir. Akıcı
afazili bireyler ise rahat biçimde uzun ifadeler kullanarak konuşmalarını gerçekleştirirler ancak konuşma-
larının içi boştur ve Wernicke tip afazi ile eşleştirilir. Alıcı afazide duyduklarını ve okuduklarını anlamada
bozukluk görülürken ifade edici afazide özellikle konuşma akıcılığında bozukluk görülür konuşmanın
anlaşılması nispeten korunmuştur. Global afazide ise dilin bütün alanlarında bozukluk ortaya çıkarken
anomik afazide bireyler genellikle sadece nesne, eylem adlandırmalarında sorun yaşarlar. Afazide iyileşme
beyin hasarının yeri, büyüklüğü, hastanın yaşı, cinsiyeti, afaziye eşlik eden diğer bozukluklarının tipi ve
şiddeti gibi birçok özelliğe bağlıdır. Afazide iyileşme sağlanabilmesi için terapi programının bireye özgü
hazırlanması gerekmektedir. İyi planlanmış ve uylanmış terapi yöntemleri ile afazili bireylerde iyileşme
görülmektedir.
118
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Tümör, inme, enfeksiyon, kazalar beynin sağ yarıküresinde hasara neden olduğu zaman bireylerde bel-
lek, dikkat, problem çözme ve yürütücü işlevlerde ve dil becerilerinde bozukluklar ortaya çıkar. Sağ beyin
hasarı geçiren kişiler genellikle sorunlarının farkında olmazlar. Bu kişilerde bilişsel fonksiyonlarda ve dil
becerilerinde bozukluklar ortaya çıkar. Dil bozuklukları genellikle dilüstü beceriler ve dilin kullanımı
alanda daha yoğun olarak görülmektedir. Sohbet sırasında ses tonu, vurgu, duraklar, ezgi gibi konuşma
sesini değiştiren özellikleri kullanmakta ve anlamakta zorluk yaşarlar. Konuşma sırasında ironi, şaka,
metafor kullanımı ve anlamasını gerçekleştiremezler. Sohbet sırasında iletişim kurduğu bireylerle göz
kontağı kurmaktan kaçınır, sıra alma becerisini gerçekleştiremezler. Konuşmaları genellikle bahsedilen
konula ilgisiz, bağlantısızdır. Okudukları hikayelerin ana fikrini çıkaramazlar.
Kafanın dışarıdan bir etki ile yaralanması sonucunda beynin fonksiyonlarını yerine getirememesi du-
rumudur. Motorlu araç kazaları başta olmak üzere düşmeler, kurşun yaralanmaları en büyük sebeple-
rindendir. Yaralanmanın beyinde oluşturduğu etki alanına göre bulgu ve belirtiler hafif, orta ve şiddetli
olmak üzere derecelendirilir. Travmatik beyin yaralanmalarında dil ve iletişim bozuklukları, entelektüel
fonksiyonlarda bozukluklar, davranış ve kişilik değişiklikleri ve bilişsel fonksiyonlarda ortaya çıkan prob-
lemler kişilerin aile fertleri, iş ve sosyal arkadaşlıkları ile olan ilişkilerini, günlük yaşamlarını etkilemek-
tedir. Travmatik beyin yaralanması geçiren bireylerde özellikle dilin biçim ve içerik bileşeninde bozukluk
meydana gelmektedir ve söylem becerileri etkilenmiş bulunmaktadır. Sohbet sırasında karşılarında bulu-
nan bireylere iletmek istedikleri mesajı geçiremezler. Sohbeti başlatmada, devam ettirmede ve bitirmede
zorlanırlar. Sohbet sırasında kişi adlarını, nesne, eylem adlarını hatırlamakta zorlanır, söylemek istedik-
leri sözcük yerine farklı sözcük kullanırlar.
119
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Demans
Demans yaşlılık döneminde çeşitli hastalıklar sonucunda bireylerin bellek, dil becerilerinde, soyut dü-
şünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerinde görülen edinilmiş, süreğen bir yetersizlik durumudur. Alz-
heimer, vasküler demans, lewy cisimcikli demans, fronto-temporal demans başta olmak üzere farklı
demans tipleri bulunmaktadır. Demnsın ençok bilinen ve unutkanlıkla karakterize tipi ise Alzheimer tip
demanstır. Demans, Teknolojik gelişmeler, sağlık sistemindeki ilerlemeler ile yaşam süresinin uzaması
sonucunda yaşlı nüfusun en çok karşılaştığı sağlık problemlerinden biri olmuştur. Unutkanlıkla başlayan
Alzheimer tipi demanslı hastalar ilerleyen dönemlerde günlük işlerini dahi bağımsız yapamaz duruma
gelebilirler. Vasküler tip demansın en belirgin özelliği davranış ve bellek bozuklukları oluştururken Fron-
to-temporal tip demansta kişilik ve dil bozuklukları ön plana çıkmaktadır.
Demansın ilk dönemlerinde hastalarda adlandırma bozuklukları gözlenmektedir. Nesne, eylem adlarını
hatırlamada, bellekten geri çağırmada sorun yaşarlar. Hastalığın orta dönemlerinde kullandıkları sözcük
sayısı gittikçe azalmaya başlar, kısa ve basit cümleleri doğru dil bilgisel yapılar kullanarak kurarlar. Ancak
okuduklarını anlamada ve yazılı metinleri okumada zorluk yaşamaya başlarlar, işittikleri uzun karma-
şık tümceleri anlamakta zorlanırlar. Hastalığın ileri döneminde söz çıktıları iyice azalmıştır, dil bilgisel
yapılar bozulmaya başlamıştır hatta hiç konuşmamaya varan dil bozukluğu gözlenebilir, okuduklarını
anlamazlar, yazı yazmada zorluk yaşarlar.
120
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Aşağıdakilerden hangisi dil bileşenlerinin içe- 5 Aşağıdaki şıklardan hangisi sağ yarıküre hasa-
risinde yer almaz? rında gözlenen dil bozukluklarından değildir?
A. Anlambilgisi A. Söylem organizasyonunda bozukluk
neler öğrendik?
B. Kullanımbilgisi B. Dilüstü becerilerde bozukluk
C. Sesletim C. Dıldışı becerilerde bozukluk
D. Söz dizimi D. Sohbet sırasında mecaz, ironi kullanımında bo-
E. Sesbilgisi zukuk
E. Sesletim bozuklukları
2 Bilişsel fonksiyonlar için yanlış olan ifade
hangisidir? 6 Aşağıdakilerden hangisi Travmatik beyin ya-
ralanmasının nedenlerinden biri değildir?
A. Episodik (olaysal) bellek; bireysel yaşanan olayla-
rın, duyguların, öznel yargıların akılda tutulması A. Beyin krizi B. Motorlu araç kazaları
B. Zaman oryantasyonu, bireyin hangi yıl, ay ve C. Yüksekten düşmeler D. Kurşun yaralanmaları
günde olduğunu bilmesidir E. Spor yaralanmaları
C. Amaca yönelik davranışın gerçekleştirilmesinde
bireyin kendi ile ilgili zayıf ve güçlü yanlarını 7 Aşağıdakilerden hangisi Travmatik beyin ha-
algılaması yürütücü işlevin görevidir.
sarında gözlenen bilişsel bozukluklardan değildir?
D. Yeni öğrenilen sözel ve görsel bilginin çok kısa
süreli akılda tutulması kısa dönemli belleğin A. Dikkatte azalma
görevidir B. Bellek bozuklukları
E. Amaca yönelik dikkatin odaklanması, planlama C. Duygusal kararsızlık
yapılması, strateji kurulması dikkatin görevidir D. Yürütücü işlev bozuklukları
E. Konsantrasyonda azalma
3 Afazi ile ilgili doğru bilgi hangi şıkta veril-
miştir? 8 Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer için kesin
risk faktörüdür?
A. Afazi beyin hasarı sonucu oluşan gelişimsel dil
bozukluğudur A. Düşük eğitim düzeyi B. Cinsiyet
B. Afazi edinilmiş beyin hasarı sonucunda oluşan C. Yüksek tansiyon D. İleri yaş
edinilmiş dil bozukluğudur E. Depresyon
C. Afazi edinilmiş beyin hasarı sonucu oluşan ko-
nuşma bozukluğudur 9 Demansta en sık görülen dil bozukluğu han-
D. Afazi beyin hasarı sonucu ortaya çıkan bir has- gi şıkta verilmiştir.
talıktır
E. Afazi çoğunlukla sağ beyin hasarı sonucunda A. Yazma bozukluğu
ortaya çıkar B. Okuma bozukluğu
C. Dilüstü becerilerde bozukluk
D. İşittiği anlama bozukluğu
4 Afazi tiplerinin özellikleri ile ilgili yanlış bilgi E. Adlandırma bozukluğu
hangi şıkta verilmiştir?
A. Broca afazili bireylerin konuşmaları tutuktur, 10 Dil bozukluklarının en çok görüldüğü de-
telegrafik konuşma olarak adlandırılır
mans tipi hangisidir?
B. Global afazili bireylerde bütün dil modalitele-
rinde bozukluk görülmektedir A. Alzheimer tip demans
C. Wernicke afazili bireyler akıcı konuşurlar B. Frontotemporal demans
D. Anomik afazili bireylerde adlandırma bozuklu- C. Vasküler demans
ğu görülmez D. Lewy cisimcikli demans
E. Kondüksiyon-iletim tipi afazide E. Parkinson tipi demans
121
Edinilmiş Dil Bozuklukları
3. B Yanıtınız yanlış ise “Afazi” konusunu yeni- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
4. D Yanıtınız yanlış ise “Afazi” konusunu yeni- 9. E Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
5. E Yanıtınız yanlış ise “Sağ Yarıküre Yaralanma- 10. B Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
4 Anahtarı
Afazi beyin hasarı sonrasında edinilmiş bir dil bozukluğudur ve dilin birçok
alanında bozukluk ortaya çıkmaktadır. Afazide etkilenen dil alanları hasarın
yerine ve büyüklüğüne göre kişiden kişiye değişmektedir. Ayrıca afaziye eşlik
eden bilişsel fonksiyon bozuklukları ve tek taraflı ihmal gibi durumlar tera-
Araştır 2
pilerde göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenlerden dolayı afazi terapsi
bireye özgü hazırlanmalıdır. Terapi için planlanan hedefler, hastanın kendi
ihtiyaçları, istekleri yanı sıra aile fertlerinin ve hatta bakıcılarının ihtiyaçları ve
istekleri doğrultusunda hazırlanmalıdır.
Beynin sağ yarıküresinin daha çok müzik, ritm, hayal gücü, renk, şekil ve
şemaların anlaşılması, sezgi, belirsizliklerle ilgilenme, rastlantısal ve açık uçlu
fikirlerin işlenmesi ve görsel-uzaysal işlemleri yönetmektedir. Üç boyutlu mo-
Araştır 3 delleri algılama, model tanıma, yüz tanıma ve görsel ilişkiler sağ yarım küre
güçlü görülmektedir. Bu özelliklerden dolayı, beynin sağ yarım kürenin gö-
revlerindendir. Sanatçıların, sezgisel, duygusal, hayal gücü geniş olan bireyle-
rin beynin sağ yarıkürelerini ağırlıklı kullandıkları söylenmektedir.
122
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Araştır Yanıt
4 Anahtarı
Halk arasında genellikle başa alınan bir darbe sonucu travmatik beyin hasarı
sonrasında unutkanlık yaşayan bireylerin ikinci bir darbe sonrasında bellek-
lerinin düzeleceği ve yeniden hatırlamaya başlayacakları fikri yaygındır. Ay-
rıca travmatik beyin hasarından sonra bireylerin sadece kim olduklarını ve
Araştır 4 çevresindeki insanları hatırlama haricinde başka bir problem yaşamadıklarını
düşünmektedirler. Bu kişilerin iyileşmek için istekli olmalarının ve çaba har-
camalarının onların daha çabuk iyileşmelerine neden olacağına ve iyileşme
süresi boyunca bu bireylerin fazla hareket etmeyip dinlenmeleri gerektiğine
inanmaktadırlar.
Kaynakça
Atamaz, F., Yağız On, A., Durmaz, B. (2007). Eastabrooks, N.H., Albert, M.L. (1991). Manuel of
Ege aphasia test: description of the test and aphasia and aphasia therapy (2. Edition). Pro-
performance in normal subjects. Türkiye Fiziksel ed:Austin Texas
Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi, 53, 5-10
Hux, K. (2003). Mild trumatic brain injury. K.Hux
Blake, M. (2007). Perspectives on treatment for (Ed.), Assisting Syrvivors of Traumatic Brain
communication deficits associated with right Injury. Pro-ed:Austin Texas
hemisphere brain damage. American Journal of
Hux, K., Manasse, N. (2003). Assestment and
Speech-Language Pathology, 16, 331-342
Treatment of Cognitive-Communication
Balkan, S. (2000). Kafa travmaları. K.Yaltkaya, Impairments (Ed.), Assisting Syrvivors of
S.Balkan, Y. Oğuz (Ed.), Nöroloji ders kitabı (4. Traumatic Brain Injury. Pro-ed:Austin Texas
Baskı). Palme Yayıncılık:Ankara
Klimova, B., Kuca, K. (2015). Speech and language
Clari, V.R., Gonzales, B.V. (2016). Theory of mind impairments in dementia. Journal of Applied
(TOM) and language:stimulating metalinguistic Biomedicine, 14, 97-103
skills in people with dementia. Codas, 28(3), 252-
Konrot A. (2006). İletişim, Dil ve Konuşma
260
Bozuklukları. S.S.Topbaş (Ed.). Dil ve Kavram
Code, C. (2010). Aphasia, J.S.Damico, N.Müller, Gelişimi (2. Baskı). KÖK Yayıncılık:Ankara
M.J.Ball (Ed.), The handbook of language
Kumral, E., İnce, B., Öztürk, V., Kutluk, K., Özdemir.
and speech disorders. Wiley Blackwell:United
A.Ö, Özdemir, G. (2008). Serebrovasküler
Kingdom
hastalıklar, G,Özdemir (Ed.), Nörolojik
Ege, p. (2006). Baş makale: Farklı engel gruplarının Hastalıklar, MN Medikal ve Nobel:Ankara
iletişim özellikleri ve öğretmenlere öneriler,
Maviş, İ. (2000). Sözyitimli iki olguda Türkçe
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
biçimbirim kullanımının betimlenmesi ve
Özel Eğitim Dergisi, 7(2), 1-23
kendiliğinden iyileşmenin izlenmesi: örnekolay
Emre, M. (2006). 99 sayfada Alzheimer, Parkinson. çalışması. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları:İstanbul
123
Edinilmiş Dil Bozuklukları
Maviş, İ., Özbabalık, D. (2006) Yaşlılıkta Nörolojik Silverman, F.H. (2003) Essentials of Speech,
Temelli İletişim Sorunları ve Dil ve Konuşma Language and Hearing Disorders.
Terapisi. Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 1-17 Atomicdogpublishing:Cincinati
Maviş, İ.,, Topbaş, S. (2007) Afazi Apraksi Dizartri Tanrıdağ, O. (1993) Afazi. GATA Basımevi:Ankara
Dil ve Konuşma Terapisi Alıştırma Kitabı. Detay
Tanrıdağ, O., Maviş, İ., Topbaş, S. (2011) GAT-
Yayıncılık:Ankara
2:Gülhane Afazi Testi-2. Detay Yayıncılık:Ankara
Maviş, İ., Akyıldız, D. (2013) Misconceptions about
Thurman, D., Guerrero, J. (1999) Trends İn
brain injury in Turkey. Brain Injury, 27(5), 587-
Hospitalization Associated With Traumatic Brain
595
İnjury. JAMA 282(10) 954-957
Maviş, İ., Toğram, B. (2009) Afazi Dil Değerlendirme
Topbaş, S., (2000). İletişim, Dil, Konuşma: Temel
Testi (ADD) Kullanım Yönergesi, Detay
kavramlar. S.S.Topbaş (Ed.), Çocukta Dil
Yayıncılık:Ankara
ve Kavram Gelişimi. Anadolu Üniversitesi
Meray, J. (2005) Travmatik beyin hasarında Yayınları:Eskişehir.
değerlendirme. Turkish Journal of Physical
Topbaş, S.(2006). Dilin bileşenleri. S.S.Topbaş
Medicine and Rehabilitation, 51(Supl B) B30-34
(Ed.), Dil ve Kavram Gelişimi (2. Baskı). KÖK
Mozeiko, J., Le, K., Coelho, C. (2010) Traumatic Yayıncılık:Ankara
Brain Injury, J.S.Damico, N.Müller, M.J.Ball
Topbaş, S., Maviş,. İ. (2004) Dil ve Konuşma
(Ed.), The handbook of language and speech
Bozuklukları İngilizce-Türkçe Terimler Sözlüğü.
disorders. Wiley Blackwell:United Kingdom
Karatepe Yayınları:Ankara
Murdoch, B.E., Theodoros, D.G. (2001) Traumatic
Torun, Ş. (2014) Beyin ve Dil İşlevsel Nöroanatomi.
Brain Injury:Associated Speech, Language
Martı Matbaası:İstanbul
and Swallowing Disorders. Singular Thomson
Learning:Canada Turan, F., Akoğlu, G. (2011) Okul Öncesi Dönemde
Sesbilgisel Farkındalık Eğitimi, Eğitim ve Bilim
Murray, L.L, Clark, H.M. (2006) Neuragenic
36(161), 64-75
Disorders of Language. Thomson Delmar
Learning:Canada Wilkonson, I.M. (1998) Essential Neurology,
Blackwell Scientific Publications:Oxford
Özbabalık, D. (2008) Alzheimer Hastalığı ve
Diğer Demanslar, G.Özdemir (Ed), Nörolojik Whyte, J. Rosenthal, M. (1993) Rehabilitation
Hastalıklar. MN Medilal ve Nobel:Ankara of the Patient with Traumatic Brain Injury.
J.A.Delisa, B.M.Gans (Eds) Rehabilitation
Özeren, A. (2002) Afaziyoloji. Çukurova Üniversitesi
Medicine:Philadelphia
Basım Evi:Adana
World Health Organization WHO (2012) Dementia
Özeren, A. (2008) Afazi ve Diğer Fokal Serebral
a Public Health Priority. Alzheimer’s Disease
Sendromlar G,Özdemir (Ed.), Nörolojik
International
Hastalıklar, MN Medikal ve Nobel:Ankara,
Selekler, K. (2003) Alzheimer ve Diğer Demanslar.
Moderrn Tıp Seminerleri: 26. Güneş
Kitapevi:Ankara
124
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
İnternet Kaynakları
https://www.asha.org/Practice-Portal/Clinical- http://www.haberturk.com/alzheimer-i-20-sene-
Topics/Spoken-Language-Disorders/Language- onceden-bilmek-mumkun-1642168s://
In--Brief/ www.e-psikiyatri.com/travmatik-beyin-hasari-
ogrenmeyi-etkiliyor-56096
https://www.haberler.com/kelimelerin-beyin-atlasi-
cikarildi-8393927-haberi/ http://www.alzheimerdernegi.org.tr/makale/
alzheimer-hastalari-ve-yakinlarina-kisaca-yasal-
https://www.haberler.com/sozun-bittigi-yerde-
haklar/
yalnizliktan-kurtariyorlar-6710177-haberi/
h t t p : / / w w w. a l z h e i m e rd e r n e g i . o r g . t r / b i z i m -
https://www.asha.org/public/speech/disorders/
hizmetlerimiz/bakim-onerileri/
RightBrainDamage/
http://onarimcilar.blogcu.com/temel-bir-hata-olarak-
http://www.uzmandoktorum.org/doc-dr-sukru-
yabanci-dilde-egitim/2992028
torun-muzikle-ugrasmak-beynimizi-yeniler.html
https://study.com/academy/lesson/wernickes-area-
https://www.csuchico.edu/~pmccaffrey/syllabi/
function-location-quiz
SPPA336/336unit13.html).
125
Bölüm 5
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi
Dil Bozukluklarının Değerlendirmesi
2 Gelişimsel dil bozukluklarının
öğrenme çıktıları
1 2
1 İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında 3 Edinilmiş dil bozukluklarının
kullanılan formal ve informal değerlendirme değerlendirilmesinde kullanılan test türleri
yöntemlerini açıklayabilme ve değerlendirilen becerileri açıklayabilme
Konuşma Bozukluklarının
3
Değerlendirilmesi
4 Konuşma bozukluklarının ayrıntılı
değerlendirilmesini açıklayabilme
126
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
127
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
128
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
tajları bulunmasındandır. Norm referanslı testlerin dir, ancak çoğu sınıflamada informal değerlendir-
avantajlarından en önemlileri aşağıda sıralanmak- me içerisinde yer aldığından bir sonraki kısımda
tadır (Shipley ve McAfee, 2016): yer verilmiştir.
• Norm referanslı testler nesneldir; uygulayan Türkçe konuşan bireylerin dil ve konuşma de-
ya da uygulanan kişiden minimum etkilenir, ğerlendirilmesinde kullanılan norm referanslı tara-
• Bireyin becerileri benzer bireylerden oluş- ma ve tanılama testlerine örnek olarak Denver Geli-
muş geniş bir grupla karşılaştırılabilir, şimsel Tarama Testi (Yalaz ve Epir, 1987), Erken Dil
Gelişimi Testi (TEDİL; Topbaş ve Güven, 2009),
• Testler uygulamaya hazır olup, uygulaması
Afazi Dil Değerlendirme Testi (ADD; Maviş ve
hızlı ve pratiktir,
Toğram, 2009), Ankara Artikülasyon Testi (AAT;
• Çoğu norm referanslı test birçok farklı meslek Ege, Acarlar ve Turan, 2004), Okul Öncesi Dil
uzmanı tarafından da tanınmaktadır, böylece Ölçeği (Yalçınkaya, Bayaoğlu, Saraçoğlu ve Belgin,
sonuçları başka kişilerce de yorumlanabilir, 2007), Erken Okuryazarlık Testi (EROT; Kargın,
• Testleri uygulamak ve puanlamak için üst Ergül, Büyüköztürk ve Güldenoğlu, 2015), Türkçe
düzey klinik deneyim ve becerisi gerekmez, Sesletim ve Sesbilgisi Testi (SST; Topbaş, 2004/5),
çünkü uygulama ve yorumlama testin el ki- Türkçe İletişim Gelişimi Envanterleri (TİGE-I/II;
tabında açık ve ayrıntılı olarak yer alır, Aksu-Koç ve ark., 2011) verilebilir. Örnek olarak
• Değerlendirilen bireyle ilgili resmî kurumla- verilen bu testlerden ADD, AAT, SST ve EROT
ra rapor yazarken ya da araştırmalarda sonuç- Türkçe için orijinal olarak geliştirilmiş; Denver Ge-
ları kullanırken norm referanslı testler daha lişimsel Tarama Testi, TEDİL, TİGE-I/II ve Okul
güvenilir ve geçerli olduğu için tercih edilir. Öncesi Dil Ölçeği ise yabancı dillerden dilimize
Norm referanslı testlerin pek çok avantajı olma- uyarlanmış testlerdir.
sı ve sıklıkla tercih edilmelerine rağmen birtakım
sınırlılıkları da bulunmaktadır. Değerlendirmeler- İnformal Değerlendirme Yöntemleri
de norm referanslı standart testler kullanılırken ya
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendi-
da test sonuçlarını yorumlarken göz önünde bu-
rilmesinin öneminden bahsetmiş olmamıza karşın
lundurulması gereken en önemli sınırlılıklar aşağı-
ülkemizde dil ve konuşma terapisi alanının yeni
da sıralanmıştır (Shipley ve McAfee, 2016):
gelişiyor olması, terapist ve akademisyen sayısının
• Norm referanslı testler bireyselleştirilemez- yetersiz olmasına bağlı olarak norm referanslı de-
ler, yani her vakaya aynı şekilde uygulanması ğerlendirme araçları halen yetersiz sayıdadır. Ya-
gerekir, kişiye özgü değişiklikler yapılamaz, pılan bazı çalışmalarda ise norm değerlerinin elde
• Genellikle durağandırlar; bireyin ne bildiği- edildiği kişilerin sayısı oldukça yetersizdir. Kimi za-
ni söyler ama nasıl öğrendiğini söylemezler, man ise test içinde değerlendirilen bazı davranışlar
• Testin uygulanması doğal ortamlarda ya için yeterli madde sayısı olmayabilir. Örneğin bir
da koşullarda olmaz ve genellikle içerikleri dil testinde çocuk ya da yetişkinin belirli bir eki
kişiler için hiç tanıdık değildir, bu yüzden kullanıp kullanmama durumu çoğu zaman mecbu-
gerçek durumu yansıtmayabilir, ren 1-2 madde ile değerlendirilmektedir. Standart
• Tek bir test sadece belirli becerileri ölçer, di- testlerin bu ve bunun gibi sınırlılıkları dolayısıyla
ğer faktörler göz ardı edilir, dil ve konuşma terapistleri formal yöntemlere ek
olarak ya da eksikliklerin yerini dolduracak infor-
• Sonuçların geçerli ve güvenilir olması için mal değerlendirme yöntemlerine başvurmaktadır.
tam olarak el kitabında anlatıldığı şekilde
uygulanması gerekir, Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilme-
sinde kullanılan ölçüt referanslı testler, dil-konuşma
• Test materyalleri sosyal, kültürel, dilsel farklılık- örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem, görüşme,
ları olan popülasyonlar için uygun olmayabilir, anket, kontrol listesi, değerlendirme ölçekleri, gelişim
• Bir testten aynı puanı alan iki kişinin dil veya envanterleri, portfolyo ve dinamik değerlendirmeler
konuşma özellikleri aynı demek değildir. informal değerlendirme yöntemleri arasındadır.
Bazı kaynaklar formal değerlendirmelerin kap- Ölçüt referanslı/bağımlı testler, bireyin perfor-
samı içine ölçüt referanslı testleri de dahil etmekte- mansını norm değerleri ile karşılaştırılmak yerine,
129
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
önceden dil ve konuşma terapisti (DKT) tarafından lar için daha uygundur (iki dilli bireyler, dü-
belirlenen bir performans ölçütü ile karşılaştırarak şük sosyo-ekonomik düzeydeki bireyler gibi).
belirler. Değerlendirme için mevcut standart testle- Değerlendirme ölçekleri; bir olgu, özellik, be-
rin maddeleri kullanılabilir ama genellikle DKT ter- ceriyi tanımlayan ve yanıtlayan kişiden bunlara bir
cihen hedef beceriyi ortaya çıkaracak materyali ken- değer vermesini isteyen araçlardır. Bu değerler ba-
di geliştirir (Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). zen var/yok şeklinde, bazen derecelendirme (bazen/
Ölçüt referanslı değerlendirmeler “Vakanın iletişim sık sık/her zaman ya da şiddetli/orta şiddetli/hafif )
özellikleri nedir?” ya da “Vakanın performansı bek- yapılacak şekilde olabilmektedir. Örneğin ses bo-
lenen düzeydeki performansla karşılaştırıldığında zukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan öl-
nasıldır?” gibi soruları cevaplamaya yardımcı olur. çeklerde kişiye ses kısıklığının ne sıklıkta görüldü-
Başka bir deyişle, bir iletişim davranışının kabul ğü sorulup hiçbir zaman/bazen/sık sık/her zaman
edilebilir bir performans düzeyi vardır ve bu düze- gibi seçeneklerin arasından ona en uygun olanını
yin altındaki performans normal dışı kabul edilir. seçmesi istenebilir. Bazı ölçeklere ise bu özelliklerin
Dil ve konuşma terapistlerinin hazırladıkları ölçüt şiddeti ya da sıklığını belirten sıralı puanlar içinden
referanslı testler genelde vakanın standart testlerde seçim yapılır. Örneğin kişinin kekemelik davranışı
yer almayan ya da daha ayrıntılı değerlendirilmek ile ilgili algısı değerlendirilirken, “Sizce kekemeli-
istenen becerileri içerir. Ölçüt referanslı değerlen- ğiniz ne kadar şiddetli?” gibi bir soruya 1-2-3-4-5
dirmelerin kullanılmasının amacı vakanın perfor- şeklindeki şiddetin azdan çoğa doğru sıralandığı
mansının daha ayrıntılı tanımlanabilmesi, terapi puanlardan uygun olanını seçmesi istenir (Rose-
hedeflerinin planlanması ve terapi etkililiğinin ya berry-McKibbin ve Hedge, 2016).
da bireydeki performans değişimlerinin ölçülebil-
Anketler; vakanın kendisi, ebeveynleri ya da
mesidir (Çukadar, 2013; Shipley ve McAfee, 2016).
yakınları tarafından yanıtlanacak sorulardan olu-
Dil ve konuşma terapisti tarafından hazırla- şur. Genellikle değerlendirme ölçeklerinden ya da
nabilecek ölçüt referanslı testlere örnek olarak bir kontrol listelerinden daha detaylı bilgi almak ama-
konuşma sesinin üretimine yönelik değerlendirme cı ile uygulanır. Anketler yüz yüze görüşmelerde
verilebilir. Terapist standart testte 1-2 madde ile öl- uygulanabileceği gibi eve yazılı olarak ya da mail
çülmüş bu beceriler için ayrıntılı bir değerlendirme yoluyla gönderilip doldurulabilir. Anketi dolduran
aracı hazırlayabilir. Örneğin /s/ sesinin üretimi ile kişi anketteki konu ile ilgili düşüncelerini, görüş-
ilgili olarak; /s/ sesi ile başlayan ve biten heceler, lerini, duygularını açık uçlu sorularla ya da boşluk
/s/ sesinin farklı pozisyonlarda olduğu farklı hece doldurma, doğru-yanlış gibi seçeneklerle ifade eder
sayısındaki sözcükler, içinde /s/ sesi yer alan 2-3 (Gürsel, 2017). Dil ve konuşma bozukluklarında
sözcüklü öbekler ve cümlelerden oluşan bir test anketler genellikle vaka ya da yakınlarının bozuk-
düzenlenebilir. lukla ilgili düşünceleri, endişeleri, terapi ile ilgili
Ölçüt referanslı testlerin avantajlarından bazıları beklentileri, olumlu ya da olumsuz duyguları gibi
şu şekilde sıralanabilir (Shipley ve McAfee, 2016): konularla ilgili olabilmektedir.
• Genellikle nesneldirler, Gelişimsel envanterler; çocukların çeşitli bece-
• Testin uygulanması genellikle pratiktir, rilerle ilgili zaman içindeki fiziksel veya davranışsal
değişimlerini takip etmeye yararlar. Farklı yaşlar-
• Ölçüt referanslı testler bireyselleştirilebilir,
daki çocukların iletişimsel özellikleri örneklenerek
yani vakaya özgü bazı değişiklikler yapılabilir,
hazırlanır. Uygulanmaları çocukların gözlenmesi ya
• Vakanın belirli amaç ve beceriler doğrul- da ebeveynlere sorularak gerçekleştirilir. Çocukların
tusunda daha ayrıntılı değerlendirilmesini yaşlarına uygun becerileri gösterip göstermediğini
sağlar, belirlemek ve izlemek için uygun olarak kullanıldı-
• Terapi hedeflerini belirlemede norm refe- ğında zaman kazandırır. Standardizasyonları yapılır-
ranslı testlere göre daha kullanışlıdır, sa norm referanslı tarama testleri olarak da kullanıla-
• Performans değişimlerine daha duyarlıdır, bilmektedir (Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016).
yani vakanın gelişimi daha kolay izlenebilir, Kontrol listeleri; genellikle evet/hayır forma-
• Standart testlerin kullanışlı olmadığı sosyal, tında sorular sorarak vakaların belirli becerileri gös-
kültürel, dilsel farklılıkları olan popülasyon- terip göstermediği bilgisini toplayan değerlendirme
araçlarıdır. Dil gelişim alanlarının tümü (biçim,
130
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
içerik, kullanım) ya da birkaçı ya da birindeki bece- oluşturması açısından oldukça önemlidir (Freiberg
rilerle ilgili olarak hazırlanabilir. Örneğin çocuğun ve Wicklund, 2003; Gürsel, 2017; Maviş, 2017;
ürettiği eylem ekleri incelenecekse Türkçedeki tüm Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). Dinamik
eylem ekleri araştırılır, listelenir ve çocuğun anne- değerlendirme için bir örnek konuşma sesi bozuk-
sine ya da bakıcısına “çocuğunuz bu eki söylüyor luklarının değerlendirilmesinden verilebilir. Dil ve
mu?” şeklinde teker teker hepsi sorulabilir. Böyle- konuşma terapistleri önce formal yöntemlerle hangi
ce çocuğun hangi ekleri kullandığı bilgisi objektif konuşma seslerinin sorunlu olduğunu belirler. Bunu
olmasa da ayrıntılı olarak edinilmiş olur (Gürsel, takiben bazı seslerin üretimi için çocuğa çeşitli yö-
2017; Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). nergeler, ipuçları vererek bu sesleri üretebilme po-
Portfolyo değerlendirmesi; iletişim bozuklu- tansiyelini kontrol edebilirler. Böylelikle çocuğun
ğu olan çocuğun bir zaman dilimi içinde yapmış yardım ve ipuçlarıyla üretilebilen uyarılabilir seslere
olduğu tüm etkinliklerin, çalışmaların, ürünlerin, göre terapi planlaması şekillendirilebilir.
performansların toplanıp bir araya getirilmesin- İnformal değerlendirme yöntemlerinden olan dil-
den oluşan bir dosyanın incelenmesidir. Portfolyo konuşma örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem
içinde terapi ortamından, çocuğun ev, kreş ya da ve görüşmelerle ilgili bilgi dil bozukluklarının değer-
okulundan toplanabilecek her tür yazılı, işitsel ve lendirilmesi ve konuşma bozukluklarının değerlen-
görsel kayıt olabilir. Örneğin çocuğun kreşte yap- dirilmesi bölümlerinde ilgili yerlerde verilecektir.
tığı çizimler, yazı denemeleri, projeler; terapi sü-
Formal ve informal yöntemlerin entegre edilip
recindeki ödevleri, çalışmaları, resimleri; ailesi ile
bir arada kullanılmasının, vakaların tüm yönleri
kayıt edilen videolar, ses kayıtları; öğretmeni ya da
ile ve ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve uygun
diğer uzmanlardan verilen notlar, raporlar şeklinde
müdahale planının yapılması açısından oldukça
olabilmektedir. Çocuğun portfolyosu içindeki tüm
veriler zaman içindeki değişim, gelişim açısından önemli olduğu unutulmamalıdır.
incelenir. Çocuğun iletişimsel becerileri yanında
akademik, bilişsel, sosyal ve benzeri becerileri de
değerlendirilebilir (Gürsel, 2017; Maviş, 2017; dikkat
Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendiril-
Dinamik değerlendirme; diğer tüm değerlen- mesi formal ve informal yöntemlerin mümkün
dirme yöntemlerinden farklı olarak vakanın sadece olduğunca ve uygun şekilde birlikte kullanılma-
ne yapabildiğinin değil, farklı müdahaleler yardımı larını gerektirir. Tek bir değerlendirme yöntemi
ile öğrenme potansiyelinin belirlenmesi ile neler ile kişilerin bozukluğunu ve dil-konuşma özellik-
yapabileceğinin de değerlendirilmesini içerir. De- lerini belirleyebilmek hatalı sonuçlar doğurabilir.
ğerlendirme sonrasındaki terapiler için bir rehber
Öğrenme Çıktısı
İletişim bozukluğu olan bi- Dil ve konuşma bozukluk- Şimdiye kadar görmüş ya
reylerin (dil ve/veya konuş- larında formal ve informal da yaşamış olduğunuz de-
ma) değerlendirme sürecine değerlendirme yöntemleri- ğerlendirme durumlarını
bu bireylerin bakımlarından nin avantaj ve sınırlılıkları- düşünüp bunların formal
sorumlu bakıcıların ne şekilde nın birbirini nasıl tamamla- ya da informal olup olma-
dahil olabileceğini araştırın. dıklarını ilişkilendirin. dığını anlatın.
131
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
132
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
• Psikolojik durumla ilgili bilgileri alma (bi- lanılan gelişimsel tarama testleri Denver Gelişimsel
lişsel işlevler ve zekâ testleri dahil), Tarama Testi (Yalaz ve Anlar, 1996), Ankara Gelişim
• Anne-baba ve/veya bakıcı ile görüşme; on- Envanteri (AGTE; Savaşır, Sezgin ve Erol, 1998)
lar sorunu nasıl görüyor daha iyi anlama, ve Gazi Erken Çocukluk Değerlendirme Aracı’dır
çocuğun dil gelişimi ile ilgili bilgi alma, ai- (GEÇDA; Temel, Ersoy, Avcı ve Turla, 2004).
lenin iletişim biçimlerini değerlendirme ve Çocuklardaki olası dil bozuklukları tarama
beklentilerini öğrenme. aşamasında belirlendikten sonra sıra bozukluğun
Okul çağındaki çocuklar ve ergenler için ise tanılanması aşamasına gelir. Tanılama aşamasında
değerlendirmeye genellikle aşağıda sıralanan prose- çocukta bir dil bozukluğu olup olmadığı, varsa bo-
dürler eklenir: zukluğun olası nedenleri, çocuğun dil alanlarındaki
becerileri formal ve informal yöntemlerle incelenir.
• Okuldaki akademik başarısı hakkında bil-
Bu dil alanlarındaki alıcı ve ifade edici dil beceri-
gi edinme (özellikle öğrenme bozuklukları
lerinin uygun yöntemlerle ayrıntılı değerlendirilir.
şüphesi için),
Tanılama aşamasında standart dil testlerinin yanın-
• Çocuğun yazı örneklerini inceleme (öğret- da aile görüşmeleri, dil örneği alma ve analizi ile
men ya da aileden isteme), ölçüt referanslı testler en sık kullanılan informal
• Değerlendirmede kullanılacak sözcük ya da yöntemlerdir.
cümle seçimi için ders kitaplarını inceleme, Aile görüşmelerinin amacı çocukla ilgili bilgi
• Çocuğun okulda ne gibi sorunlar yaşadığı toplamak, aileyi bilgilendirmek ve gerekli ise yön-
ile ilgili öğretmen ve psikolojik danışman lendirmektir. Görüşmeler genellikle vaka öyküsü
ile görüşme. alınması ile başlar. Vaka öyküsünü almak için ço-
Çocuklardaki dil bozukluklarının değerlendiril- ğunlukla kurumlar ya da dil ve konuşma terapist-
me sürecinin ilk aşaması taramadır. Tarama, çocuğun leri kendilerine göre formlar oluşturur. Bu formlar
dil becerilerini hızlı ve kısaca gözden geçirerek ileri ve DKT tarafından görüşme sırasında aileye sorular
daha ayrıntılı değerlendirmelere gerek olup olmadığı sorularak doldurulur. Vaka öyküsü alırken DKT
kararının verilmesidir. Dil taraması için standart ta- vaka ile ailesini tanır ve çocuğun sorununa ait gö-
rama testlerinin yanında dil ve konuşma terapistleri rüşlerini öğrenir. Vaka öyküsü alınırken aileye ço-
kendi geliştirdikleri ölçüt bağımlı testler, dil örneği ğunlukla şu sorular sorulur:
analizi ya da gözlem gibi informal yöntemler kullan- • Vakaya ait kişisel bilgiler: Doğum tarihi, kar-
maktadırlar. Taramalar, iki şekilde sonuçlanabilir; 1) deş sayısı, kaçıncı çocuk olduğu, anadili gibi,
Çocuğun dil becerileri gelişimsel olarak normal sınır- • Ailenin dil bozukluğuna dair tutumları: Na-
lardadır ve ileri değerlendirmelere gerek yoktur ve 2) sıl tanımladıkları, tepki verdikleri, hissettik-
Çocukta bir dil bozukluğu potansiyeli vardır ve ileri leri, çocukla nasıl iletişim kurdukları gibi,
değerlendirmeler gerekmektedir (Roseberry-McKib-
• Doğum öncesi ve doğumla ilgili bilgiler:
bin ve Hedge, 2016). Türkçe konuşan çocuklar için
Annenin doğumdaki yaşı, hamilelik süresi,
geliştirilmiş sadece dil becerilerine yönelik standar-
komplikasyonlar, kullanılan ilaçlar gibi,
dizasyonu yapılmış bir tarama testi henüz bulun-
mamaktadır. Bunun yerine gelişimi farklı yönleri ile • Çocuğun medikal öyküsü: Geçirdiği hasta-
değerlendiren genel lıklar, görme veya işitme sorunları, nörolo-
gelişimsel tarama test- jik ve psikolojik sorunlar gibi,
leri ya da envanterleri • Gelişimsel öykü: Ne zaman yürüdüğü, ko-
kullanılabilmektedir. dikkat nuşmaya başladığı gibi,
Gelişimsel tarama Tarama testleri çocuğa dil • Önceki değerlendirme ve müdahaleler: Ra-
testlerinde dil beceri- bozukluğu tanısı koymaz. porları, test sonuçları (işitme, zekâ, bilişsel
lerinin yanında biliş- Sadece dil bozukluğu şüp- vb.), varsa aldığı dil terapileri gibi,
sel, ince ve kaba mo- hesi olabilecek durumları
• Eğitim bilgileri: Anaokulu, kreş ya da okul
tor, sosyal ve özbakım saptayıp ileri değerlendir-
bilgileri, genel performansı, öğretmen gö-
becerileri gibi gelişim me kararı verme amacı ile
rüşleri gibi.
alanları da değerlen- kullanılır.
dirilir. En yaygın kul-
133
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kul- Dil örneği almanın, tek bir örnek üzerinden
lanılan informal yöntemlerden bir diğeri dil örneği standart testlerde ölçemeyeceğimiz pek çok dil
alma ve analizidir. Dil örneği alma, çocuk için ti- becerisinin aynı anda değerlendirilebilmesi, doğal
pik ve uygun koşullarda karşılıklı konuşma, resim, ya da doğala yakın gerçek durumu yansıtması, bi-
hikâye, masal anlatma, dinlediği bir öyküyü, izledi- reyselleştirilebilmesi, farklı ortamlarda (terapi oda-
ği bir çizgi filmi anlatma gibi etkinlikler süresince sı, ev, sınıf vb) ve farklı kişilerle yapılabilmesi gibi
çocuğun tüm dil davranışlarının kayıt edilmesidir. avantajları vardır. Ancak, standart olmaması, ana-
Çocuğun söyledikleri, yaptıkları, dili ne amaçla ve lizinin zaman alması, anında puanlanamaması, bu
hangi bağlamda kullandığı kayıt edilir. Daha sonra konuda deneyim gerektirmesi ve bazı çocukların
bu kayıtlar izlenerek ya da dinlenerek çocuğun üre- dil örneği almaya uygun olmamaları gibi sınırlılık-
timleri yazıya dökülür ve sonrasında değerlendir- ları da bulunmaktadır. Özellikle çok az sözel üreti-
menin amacına göre dil analizleri yapılarak sonuç- mi olan veya konuşması anlaşılmayan çocuklarda
lar yorumlanır. Dil örneği alırken kullanılabilecek dil örneği almak ya da analiz etmek mümkün ola-
bir resim örneği Şekil 5.2.’de görülmektedir. mamaktadır (Acarlar, 2002).
Dil örneği alınırken çocuğun etkileşimde bulun- Gelişimsel dil bozukluklarının değerlendirilme-
duğu kişiler değişebilir; terapist, anne-baba, bakıcı, sinde kullanılan norm referanslı testler başta İngi-
kardeşler, akranları ile olan konuşmaları kayıt edilebi- lizce olmak üzere pek çok yabancı dilde çok sayıda
lir. Önemli olan nokta çocuğun mümkün olduğunca ve çeşitliliktedir. Türkçe konuşan çocuklar için ge-
doğal ve günlük kullandığı dili değerlendirmektir. Dil liştirilen ya da farklı dillerden Türkçeye uyarlanan
örneği ile dilin tüm bileşenleri, yani içerik (semantik), testler ise daha az sayıdadır. Bu testlerin bazıları
biçim (fonoloji, morfoloji ve sentaks) ve kullanım dilin tüm alanlarını içerirken bazıları daha spe-
(pragmatik) becerileri incelenebilir. Özellikle sözcük sifiktir, yani sadece tek bir beceriyi değerlendirir.
dağarcığı, ortalama sözce uzunluğu ve çocuğun kul- TEDİL (Topbaş ve Güven, 2009), dilin morfoloji,
landığı morfemler ile ilgili ayrıntılı bilgi sağlamak sentaks ve semantik bileşenlerini alıcı ve ifade edici
amacıyla kullanılır (Ege, Acarlar ve Güleryüz, 1998). dil becerileri boyutunda değerlendiren geçerlik ve
Ortalama sözce uzunluğu (OSU) çocuğun sentaktik güvenirlik çalışmaları yapılmış norm-referanslı bir
ve morfolojik gelişiminin değerlendirilmesinde sıklıkla testtir. Peabody Resim Kelime Testi (Katz ve ark.,
tercih edilen güvenilir bir ölçümdür. OSU, çocuğun 1972), 2-11 yaş aralığındaki çocukların sözcük da-
ürettiği ifadelerde (sözce) ortalama kaç tane sözcük ğarcığını sadece alıcı dil boyutunda değerlendiren
veya morfem kullandığıdır. Bu bilgilerin yanında ço- uyarlama bir test, Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil
cuğun kullandığı sözcük ve cümle türleri; konuşmayı Testi (TİFALDİ; Berüment ve Güven, 2013) ise
başlatma, sürdürme, bitirme ve sıra alma; göz kontağı 2-13 yaşlarındaki çocukların sözcük bilgisini hem
ve diğer sözel olmayan iletişim davranışları; anlatı be- alıcı hem ifade edici dil boyutunda değerlendiren
cerileri gibi çeşitli dil özellikleri de değerlendirilebilir. Türkçe için geliştirilmiş bir testtir.
134
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
rumlar olmaktadır. Bu yüzden travmatik beyin hasarı, sağ beyin hasarı ve demans vakalarında yapılan dil
değerlendirmelerinde afazi değerlendirilmelerinde kullanılan aynı yöntemler yer almaktadır.
Afazi değerlendirme sürecinde yaygın olarak yapılan formal ve informal uygulamalar şu şekilde sıralan-
maktadır (Chapey, 2008; Papathanasiou, Coppens ve Potagas, 2013). Bu uygulamalardan standart testler
dışındakiler informal değerlendirme yöntemleridir:
• Görüşme, gözlem ve vaka öyküsü alma,
• Vaka ve yakınlarının endişeleri, problemleri, hedef ve tercihlerini öğrenme,
• Raporlanmış gözlemlerin incelenmesi (İşitme, görme sorunları; nörolojik, fiziksel, bilişsel, duygu-
sal sorunlar gibi),
• Standart ve/veya standart olmayan test uygulamaları,
• Doğal konuşma örneği alma,
• Oral – motor ve/veya yutma değerlendirmesi,
• Vaka ve yakınlarının dil bozukluğu, değerlendirme sonuçları ve sonrasında yapılacaklar hakkında
bilgilendirilmesi.
Afazili bireylerin değerlendirilme süreci bireyin kendisi ve yakınları ile yapılan görüşme ile başlar. Gö-
rüşmelerde vakanın iletişimsel davranışları gözlemlenir ve vaka öyküsü alınır. Vaka ve yakınlarının mevcut
durumla ile ilgili endişeleri, sorunları, beklentileri ve öncelikleri öğrenilir. Vaka öyküsü alınırken afazili
birey ile ilgili alınması gereken bilgiler şu şekilde sıralanmaktadır:
• Kişisel bilgiler: Yaş, eğitim, meslek, medeni durum, bakımından sorumlu kişiler gibi,
• Medikal durum: Afaziye yol açan serebrovasküler olay ya da diğer nedenler ve ilişkili hastalıklar;
eşlik eden fiziksel, psikolojik sorunlar; kullanılan ilaçlar; görme veya işitme sorunları; daha önce
yapılan değerlendirme ve müdahaleler gibi,
• İletişim becerileri ve ilişkili sorunlar: Sorunun tanımlanması; konuşma, anlama, okuma yazma ve
diğer becerilerle ilgili görüşler; iletişim sorunlarının yol açtığı sınırlılıkların kişi ve aile üzerindeki
etkisi gibi,
135
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
136
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
sayıdadır. Bunlardan en bilinenleri Frenchay Afazi Türkçe konuşan afazili bireylerin değerlendi-
Tarama Testi (Göçer-March, 1996) ve Gülhane Afa- rilmesinde kullanılan standardizasyonu, geçerlik
zi Testi-2’dir (GAT-2; Maviş, Colay, Topbaş ve Tan- ve güvenirlik çalışmaları yapılmış kapsamlı testler
rıdağ, 2007). Frenchay, resim anlama, şekil anlama, oldukça azdır. Bu testlerden ilki Afazi Dil Değer-
resim ifade etme, hayvan ifade etme, okuma ve yaz- lendirme Testi’dir (ADD; Maviş ve Toğram, 2009).
ma alt testlerinden; GAT-2 ise okuduğunu anlama, ADD afazili bireylerin konuşma akıcılığı, işitsel
oral-motor değerlendirme, otomatik konuşma, tek- anlama, tekrarlama, adlandırma, okuma-yazma ve
rarlama ve adlandırma alt testlerinden oluşmaktadır. dilbilgisi becerilerini değerlendirir. Bunların yanın-
Afazi tanısı koyabilmek, afazi türünü ve şidde- da bir de resimli anlatımlarını değerlendirmek için
tini belirlemek için test bataryaları ya da kapsam- vakaların gördükleri resmi anlatacakları bir alt testi
lı testler uygulanır. Bu testler dilin bileşenlerine bulunmaktadır. Ege Afazi Testi (Atamaz, Yağız On
ait birtakım becerileri farklı zorluk düzeylerinde ve Durmaz, 2007) de Türkçe konuşan afazili birey-
değerlendiren uzun ve ayrıntılı testlerdir. Dünya- lerin değerlendirilmesi amacı ile geliştirilmiş kap-
da yaygın olarak kullanılan afazi testlerinin çoğu samlı testlerdendir. İşitileni anlama, adlandırma,
Amerika’da geliştirilmiştir. Bu testlerden bazıları okuma ve görüleni anlama, yazma ve resimleme,
farklı dillere çevrilmiş ya da uyarlanmıştır. Bu test- aritmetik becerileri değerlendiren alt testleri bulun-
lerden bazıları ülkemizde de Türkçeye uyarlama, maktadır. Halen geliştirilme veya uyarlanma çalış-
geçerlik, güvenirlik ve standardizasyon çalışmaları maları devam eden afazi testleri de bulunmaktadır.
yapılmadan sadece çevirisi yapılarak kullanılmak- Afazi dil değerlendirilmesinde kullanılan test
tadır. Ancak, kültürel, dilsel ve demografik farklı- türlerinden sonuncusu spesifik testlerdir. Bazen
lıklar nedeni ile sonuçlarının yorumlanması gerçek afazili bireylerin bazı becerilerde daha ayrıntılı de-
durumu yansıtmayabilir (Maviş ve Toğram, 2009). ğerlendirilmesi gerektiğinde ya da kapsamlı test-
Dünyada en sık kullanılan afazi testleri Western lerin içinde yer almayan beceriler söz konusu ol-
Afazi Bataryası (Western Aphasia Battery—Re- duğunda spesifik testlere başvurulur. Bazı spesifik
vised; WAB-R; Kertesz, 2007) ve Boston Tanısal testlerin norm değerleri bulunmaktadır ama bazı-
Afazi Değerlendirmesi (Boston Diagnostic Aphasia ları sadece ölçüt referanslı testler olarak kullanılır.
Examination—3; BDAE-3; Goodglass, Kaplan, & Spesifik testlerde tek bir test sadece adlandırma,
Barresi, 2001) testleridir. Kapsamlı testlerin içinde işitsel anlama, okuma, yazma, sözel akıcılık (kate-
yukarıda saymış olduğumuz tüm becerilerin (ko- goriye ait sözcüklerin sayılması) ya da pragmatik
nuşma, anlama, okuma, yazma, tekrarlama gibi) becerilere yönelik bilgi sağlamaktadır.
değerlendirilmesine ilişkin alt testler bulunmakta- Dünyada en çok kullanılanılan spesifik test-
dır. Şekil 5.4.’te BDAE-3 testinde dil örneği almak lere örnek Boston Adlandırma Testi’dir (Boston
amacı ile kullanılan “Cookie Thefth” (Kurabiye Naming Test; Kaplan, Goodglass ve Weintraub,
Hırsızlığı) resmi görülmektedir. 1983). Bu testte afazili vakanın 60 tane resmi ad-
landırması istenir. Türkçe adaptasyonu olmamakla
beraber bazı hastane ve kliniklerde kullanılan bir
spesifik testtir. Sözel akıcılık testleri de afazi ve di-
ğer nörolojik edinilmiş dil bozukluklarında sıklıkla
kullanılmaktadır. Türkçe konuşan sağlıklı bireyler-
le yapılan norm çalışması bulunan bu değerlendir-
mede kişilerden bir dakika içinde bir kategoriye ait
sözcükleri saymaları beklenir (Tunçer, 2011).
Görüldüğü gibi Türkçe konuşan afazili birey-
lerle kullanılabilecek formal değerlendirme araçları
oldukça azdır. Bu nedenle çoğu dil ve konuşma te-
rapisti informal yöntemlere baş vurmaktadır. Norm
referanslı testler kullanılsa bile mutlaka informal
Şekil 5.4 BDAE-3’te yer alan Kurabiye Hırsızlığı resmi
yöntemlerle toplanan bilgiler doğrultusunda daha
geniş kapsamlı ve ayrıntılı değerlendirmeler her za-
Kaynak: BDAE (Goodglass ve Kaplan, 1983)
man daha güvenilir sonuçlar verecektir.
137
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Öğrenme Çıktısı
138
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
hataları bu karmaşık süreç bozulduğunda ortaya nörolojik faktörler, motor gelişim, doğum kilosu,
çıkar. Sesletim problemleri organik (fiziksel bir doğum özellikleri gibi faktörler de düşünülmeli ve
nedenden kaynaklı) veya fonksiyonel (fiziksel bir değerlendirme ve vaka öyküsünün bir parçası ol-
nedeni olmayan) etiyolojilerden kaynaklanmakta- malıdır (Shipley ve McAfee, 2015).
dır. Organik temelli sesletim veya fonolojik bozuk-
luklara bakıldığında işitme engeli, dudak ve/veya
damak yarığı, serebral palsi, ankiloglossi kaynaklı
Konuşma Değerlendirilmesi
(dil bağı) konuşma sesi bozukluklarıyla karşılaşıl- Ülkemizde konuşma sesi bozukluklarını değer-
maktadır. Bunların yanı sıra herhangi bir organik lendirilmek için oluşturulmuş formal ve objektif
nedene bağlı olmayan fonksiyonel etiyolojisi olan testler vardır: Sesletim Sesbilgisi Testi (SST) (Top-
sesletim bozuklukları da vardır. Dil ve konuşma te- baş, 2005) ve Ankara Artikülasyon Testi (AAT)
rapistleri değerlendirmede gerçekleştirecekleri oral- (Ege, Acarlar ve Turan, 2005). Bu testler tamamen
periferal muayene sırasında bozukluğun fiziksel Türkçe’ye özgü ve Türkçe’nin fonetiğine uygun
kaynaklı olup olmadığına karar verebilir (Shipley olarak oluşturulmuştur.
ve McAfee, 2015).
Konuşma sesi bozukluklarının değerlendirilme Ankara Artikülasyon Testi (AAT)
sürecinde: 2-12 yaş arası çocuklardaki sesletim bozukluk-
• Vaka öyküsünün alınması, larını tarama amacıyla 2005 yılında Ege, Acarlar ve
• İlgisi olabilecek faktörlerin düşünülmesi Turan tarafından geliştirilmiştir. Bu testte 53 söz-
(işitme engeli, medikal veya nörolojik faktör- cük ve bu sözcüklerin adlandırıldığı 47 resim var-
ler, motor gelişim, dental sorunlar, cinsiyet), dır. Testteki sözcüklerin 23 adeti bir, 23 adeti iki, 6
adeti üç, 1 adeti de dört ünsüz sesi test etmektedir.
• Konuşma değerlendirilmesi (formal ve in-
Dolayısıyla farklı pozisyonlarda toplam 91 ses test
formal testler),
edilmektedir. (Ege, 2010).
• Ağız yüz muayenesi,
• İşitme taraması,
Sesletim Sesbilgisi Testi (SST)
• Gerektiğinde dil değerlendirilmesi yapılma-
lıdır (Shipley ve McAfee, 2015). Sesletim Sesbilgisi Testi, 2-8 yaş arasındaki ço-
cuklarla oluşturulan bir örneklem üzerinde standar-
dizasyonu, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan
Vaka Öyküsünün Alınması norma dayalı bir testtir. Bu testin amacı sesletim
Detaylı ve yeterli bir değerlendirmenin ilk adı- bozukluklarının ayırıcı tanısını değerlendirmektir.
mı vaka öyküsü ile başlar. Konuşma sesi bozukluğu Diğer bir ifadeyle, bu testin genel amacı çocuklar-
olduğu düşünülen bireyin öyküsü alınırken özellik- da sesbirimlerin sesletim ve sesbilgisel yeterliğini,
le şu alanlara dikkatle yoğunlaşılmalıdır: yapılandırılmış ve ortamda ölçerek konuşma üreti-
• Birey ya da aile sorun hakkında ne düşünüyor? mini değerlendirmektir. Bu testle beraber organik
ve işlevsel sesletim bozuklukları, gecikmiş sesbilgi-
• Sorun ilk olarak ne zaman fark edildi? sel gelişim, tutarlı ve tutarsız sesbilgisel bozukluk-
• Sorun değişiyor mu; yoksa durağan mı? lar değerlendirilebilir ve ayırıcı tanıya gidilebilir.
• Önceden bir terapi veya müdahale alındı mı? SST’nin üç ayrı alt testi bulunmaktadır:
• Bireyin genel sağlık durumu nasıl? Özellik- • Sesletim Alt Testi (SET): Bu alt testte Türk-
le geçirdiği bir kulak enfeksiyonu oldu mu? çedeki 24 sesbirimin sözcük içerisinde farklı
• Beyin hasarına sebep olabilecek bir kaza, konumlarda yer aldığı 93 resim-sözcük bu-
yaralanma veya hastalık geçirildi mi? lunmaktadır. Söz gelimi, /b/ sesini ölçmek
için üç resim mevcuttur: bebek, araba, kibrit.
• Bireyin akademik veya sosyal hayatını et-
kileyecek bir bozukluk mevcut mu? (Rose- • İşitsel Ayırt Etme Alt Testi (İAT): Bu alt test
berry-McKibbin ve Hedge, 2016). sesletim veya fonolojik bozukluğu olan ço-
cukların üretemedikleri sesbirimleri resim
Bu sorulara ek olarak, konuşma sesi bozuklu-
tanıma yoluyla işitsel-görsel olarak ayırt
ğuyla ilgili olabilecek işitme engeli, medikal veya
edebilmelerini ölçer.
139
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
• Sesbilgisel Analiz Alt Testi (SAT): Bu alt farklılıkları veya ikincil diğer durumlar eşlik ede-
test ise çocukların üretebildikleri sesbirim- bilir (ASHA, 2017). Konuşmanın akışını bozan
leri dilin fonolojik kurallarına uygun şekil- bu durumlar kekemelik ve hızlı-bozuk konuşma
de kullanabilme becerilerini konuşma içeri- olarak ikiye ayrılır.
sinde ölçmektedir (Topbaş, 2006).
Kekemelik
Ağız Yüz Muayenesi Kekemelik toplumda bilinen belki de en eski ve
Bireyin konuşma seslerini bozabilecek oral ya- en yaygın bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik
pıdaki her türlü bozukluk dil ve konuşma terapisti sözcüklerde veya hecelerde görülen tekrarlamalar,
tarafından değerlendirilmelidir. Sözgelimi ağız içe- ses uzatmaları ve sessiz duraksamalarla karakterize
risinde yer alan bir fistül (açıklık/boşluk) veya dil olmuş bir akıcılık bozukluğudur. Kekemeliğin ne-
bağı konuşma seslerinin bazılarını bozabilir. Ağız denleri üzerine yapılan birçok çalışmaya rağmen ke-
yüz muayenesinin amacı ağız içerisinde konuşma kemeliğin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. An-
sesi bozukluğuna sebep olabilecek yapısal veya iş- cak kekemelik üzerine bilinen bazı noktalar vardır:
levsel faktörlerin varlığını değerlendirmektir. • Kekemelik bir nedene bağlı olmaksızın or-
Ağız yüz muayenesinde dil ve konuşma terapis- taya çıkabilir,
ti dişlerin durumuna (dişlerdeki çapraşıklık veya • Kızlara oranla erkeklerde daha yaygın ola-
kapanma problemleri), sert ve yumuşak damağın rak görülür,
yapısına ve yumuşak damağın hareketine, dilin ya-
• Daha hassas çocuklarda daha yaygındır,
pısına ve hareketlerine dikkat etmeli ve bu yapıları
değerlendirmelidir (Roseberry-McKibbin ve Hed- • Bazı insanlar genetik olarak kekemeliğe
ge, 2016). Değerlendirmeyi yapan dil ve konuşma daha yatkındır,
terapisti, kendi alanı dışı bozukluklarla karşılaş- • Genellikle kekemeliğin başlama yaşı 6 yaş-
tığında ilgili birime yönlendirmesini yapmalıdır. tan öncedir,
Sözgelimi, dil ve konuşma terapisti dişlerde konuş- • Çocukların birçoğu 2-5 yaşları arasında ko-
ma seslerinde problem yaratabilecek bir kapanma nuşmalarında bir akıcısızlık yaşar: bu akıcı-
problemi görüldüğünde ortodonti/diş hekimliği sızlığı bazıları atlatırken bazıları atlatamaz,
bölümüne yönlendirme yapılabilir. • Kekemelik değişkendir. Kekemeliği olan bir
birey bir durumda çok akıcı konuşurken
İşitme Taraması başka bir durumda ciddi derecede takılabi-
lir,
İşitmeyi değerlendirmek odyologlar tarafından
gerçekleştirilen bir prosedürdür. Tarama esnasında, • Kekemelik korku, tereddüt, üzüntü ve bazı
işitmeyle ilgili herhangi bir sorunun olup olmadığı diğer psikolojik sorunlara sebep olabilir
ortaya çıkar ancak bu süreçte işitme kaybı, şiddeti (Shipley ve McAfee, 2015).
veya eşiği hakkında bir bilgi edinilmez (Roseberry-
McKibbin ve Hedge, 2016). Bazı konuşma sesleri- Kekemeliğin Değerlendirilmesi
nin ediniminde bu seslerin akustik özelliklerinden
Kekemeliğin ve diğer akıcılık bozukluklarının,
dolayı özellikle işitme engelli veya işitmesinde so-
insanlar tarafından kolayca fark edilebileceği dü-
run olan bireyler güçlük yaşayabilirler. Bu nedenle
şünülmektedir. Ancak kekemeliğin bazı özellikleri
konuşmayı ve konuşma seslerini değerlendirirken
her dinleyici tarafından kolaylıkla fark edilemeye-
mutlaka işitme değerlendirilmesi yapılmalıdır.
bilir. Bu nedenle kekemeliğin tanılanması ve de-
ğerlendirme süreci bir dil ve konuşma terapisti ta-
Akıcılık Bozukluklarının rafından yapılmalıdır. Dil ve konuşma terapistleri
Değerlendirilmesi bu değerlendirme sürecini kekemeliği olan bireyin
kendisiyle veya bireyi, aileyi ve diğer ilgili insan-
Akıcılık bozukluğu konuşmadaki akışın farklı
ları içeren bir takımla yürütebilir. Değerlendirme
bir hızla, ritimle ve seslerde, hecelerde ve sözcük-
sonucunda ise beklenen akıcılık bozukluğunun ta-
lerde olabilecek tekrarlamalarla bozulmasıdır. Bu
nısına, bu akıcılık bozukluğunun klinik özellikleri-
duruma artan bir gerginlik, gözlenebilir davranış
140
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
ne, iletişimde yarattığı zorluklara, varsa eşlik eden Vaka geçmişine (öyküsü) yönelik bilgiler alın-
ikincil davranışlara ve müdahale ve terapi için öneri dıktan sonra konuşma ve varsa okuma örneği alı-
oluşturacak somut sonuçlara ulaşılabilir. Değerlen- narak bu örnekler de incelenmelidir.
dirme süreci şunları içerebilir: Kekemeliğin değerlendirilmesi ve tanılanması
• İşitsel, görsel, dilsel ve bilişsel durumun için ülkemiz dışında dil ve konuşma terapistleri
özeti, tarafından “Stuttering Severity Instrument (SSI),
• Vaka öyküsü, Test of Childhood Stuttering (TOCS), OASES”
• Kekemeliğin nitel ve nicel özelliklerini be- gibi bazı değerlendirme araçları kullanılmaktadır.
timlemeye yarayan standart veya standart Stuttering Severity Instrument’in (SSI-4) 4. Ver-
olmayan bazı yöntemler (kekemeliğin şid- siyonu, Kekemelik Şiddetini Değerlendirme Ara-
deti, konuşmaya ve kekemeliğe yönelik tu- cı (KEŞİDA-4) olarak Türkçe’ye uyarlanmıştır ve
tumlar, kaçınılan davranışlar, akıcısızlığın kimi kliniklerde kullanılmaktadır.
olduğu durumlar, eşlik eden ikincil davra-
nışlar, konuşma şiddeti vb.), Kekemelik Şiddetini Değerlendirme Aracı
• Kekemeliği olan bireyin etkileşim tarzı, ai- (KEŞİDA-4)
lesinin tutumu gibi akıcılığı etkileyebilecek Kekemelik değerlendirilmesinde vaka öyküsü,
bazı değişkenlerin değerlendirilmesi, konuşma örneği ve gözlemlerin yanı sıra bazı öl-
• Sonuçların yorumlanması. çeklerden de yararlanılır. Bu ölçekler kekemeliğin
şiddetinin belirlenmesine yardımcı olabilir. Bu tür
Değerlendirmeden elde edilen bilgiler doğrultu-
ölçekler şiddetin yanı sıra, kekemeliğin sıklığını,
sunda da bireyselleştirilmiş terapi programı belirlenir
süresini, kekemeliğe eşlik eden davranışları ve ko-
(ASHA, 2017). Dil ve konuşma bozukluklarına yöne-
nuşmanın doğallığını değerlendirmelidir. Mutlu
lik yapılacak her müdahale ve terapinin temelini etkili
(2014) tarafından Türkçeye uyarlanmış KEŞİ-
ve yeterli bir değerlendirme süreci oluşturmaktadır.
DA-4, konuşma davranışlarını bu dört alanda de-
• Kekemeliği olan bireyin yaşı ne olursa olsun ğerlendirmek için tasarlanmış bir araçtır. Bu aracın
değerlendirmede vaka öyküsü çok önemli- içerisinde kekemeliği olan bireyin geçmişine, ke-
dir. Vaka öyküsü alınırken öne çıkan bazı kemelik özelliklerine (şiddeti, süresi vs.) ve keke-
faktörler vardır ve mutlaka sorgulanmalıdır: meliğe eşlik eden davranışlara yönelik bilgiler elde
• Kekemelik ne zaman başladı ve fark edildi? edilir. Ayrıca KEŞİDA-4’te çeşitli yaş grupları için
Hangi durumda fark edildi ve kim fark etti? okuma metinleri yer alır, bu metinler kullanılarak
• Kekemelik tekrarlamalar, uzatmalar veya bireyin okurken yaşayabileceği akıcılık bozukluğu
duraklamalar şeklinde mi? da değerlendirilebilir.
• Zaman içerisinde kekemeliğin şiddeti de-
ğişti mi? İlk ortaya çıktığı zamanla şimdi Hızlı-Bozuk Konuşma
arasında fark var mı? Hızlı-bozuk konuşma, konuşma hızının anor-
• Kekemelikle ilk karşılaşıldığında ailenin, mal şekilde hızlı ve düzensiz olduğu bir akıcılık
bireyin ve yakın çevrenin tepkisi ne oldu? bozukluğudur. Hızlı-bozuk konuşmaya kekeme-
• Kekemelikle baş etmek için geliştirilen yön- lik de eşlik edebilir, ama kimi durumda kekemelik
temler oldu mu? olmaksızın hızlı-bozuk konuşma görülebilir. Hızlı-
• Gelişimsel, tıbbi ve aile geçmişine yönelik bozuk konuşmanın özellikleri şu şekildedir:
sorular da sorulmalıdır: • Artmış bir konuşma hızı: iletişimi olumsuz
- Doğum öncesi veya sırasında herhangi bir yönde etkiler,
sorunla karşılaşıldı mı? • Yaygın bir akıcısızlık,
- Gelişiminde (yürüme, emme, konuşmaya • Sesletim hatalarının eşliği,
başlama vb.) bir gecikme oldu mu? • Monoton bir ses,
- Geçirilen bir hastalık veya ameliyat var mı? • Belirsiz “mırıldanarak” bir konuşma; konuş-
• El baskınlığı var mı? (Guitar, 2006). ma seslerinde bozulmalar, hece atmaları,
141
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
• İç içe geçmiş hatalar, binişik konuşma- ör- • Ses kıvrımlarındaki yapısal değişiklikler-
neğin, “kalorifer” sözcüğü “kaafer” şeklinde den kaynaklı ses bozuklukları (Stemple vd.,
sesletilebilir, 2000).
• Sesleri veya heceleri söylerken yerini değiştirme, Rezonans, ses kıvrımlarınca oluşturulan sesin,
• Bazı durumlarda konuşmadaki bozukluğun gırtlak üstünde ses yolunda titreşime girerek de-
farkında olmama- hızlı bozuk konuşması ğişimlenmesidir. Rezonans bozuklukları yumuşak
olan bireyler bu durumun farkında olma- damaktaki yapısal olan, yapısal olmayan ve yanlış
yabilirler ve bu durumla tanılandıklarında öğrenme sonucu oluşan sorunlardan kaynaklan-
veya insanların onları anlamadıklarını fark maktadır.
ettiklerinde şaşırabilirler, Bu bölümde ses ve rezonans değerlendirmesine
• Dikkat süresinin azlığı, hiperaktivite, ilişkin bilgiler yer almaktadır.
• El yazısında bozulmalar,
• Kendini ifade etmede ve cümleleri organize Ses Bozukluklarının
etmede güçlük, Değerlendirilmesi
• Ritim ve müzik yeteneğinde güçlük (Conture Ses bozukluklarının değerlendirilmesinde üç te-
ve Curlee, 2007; Shipley ve McAfee, 2015). mel amaç vardır:
• Hastanın ses kullanımını ayrıntılı olarak
Hızlı-Bozuk Konuşmanın değerlendirmek ve ses kullanım davranış-
Değerlendirilmesi larının zaman içerisindeki değişikliklerini
belirlemek,
Değerlendirmedeki amaç, vakanın akıcılığı,
hızı, sesletimi, dili ve farkındalığıyla ilgili bilgi • Hastanın ses bozukluğunun ciddiyetini be-
edinmektir. Bunun için vaka öyküsü alınması gere- lirlemek,
kir. Kekemelik değerlendirmesinde kullanılan vaka • Ses bozukluğu olan bireyin ses terapisinden
öyküsü formları hızlı-bozuk konuşma değerlen- fayda sağlayıp sağlayamayacağını veya han-
dirmesinde de kullanılabilir. Bu form hızlı-bozuk gi ses terapisi yönteminin faydalı olacağını
konuşmanın başlangıcını, seyrini, eşlik eden prob- belirlemektir (Tadıhan-Özkan, 2012).
lemleri, terapi amaçlı yapılan mevcut veya önceden Ses değerlendirme süreci hasta/vaka öyküsünün
yapılan yöntemleri veya tavsiyeleri, doğum önce- alınması, öznel (sübjektif ) ve nesnel (objektif )
si-sırası ve sonrasına yönelik bilgileri, genel gelişi- (aletsel ve aletsel olmayan değerlendirme) ölçüm-
me, motor ve dil gelişimine yönelik bilgileri, ailede lerin kullanılmasıyla gerçekleştirilir.
akıcılık sorunları olup olmadığını ve tıbbi geçmişe
yönelik bilgileri sorgulamalıdır. Vaka geçmişine ek
olarak, okuma veya konuşma örneği alınmalı ve Hasta/Vaka Öyküsünün Alınması
konuşma değerlendirilmelidir. Hasta/vaka öyküsünün alınması ses değerlen-
dirmesinin ilk aşamasıdır. Kapsamlı bir vaka öykü-
sü olmadan yapılan ses değerlendirmeleri eksik ka-
Ses ve Rezonansın Değerlendirilmesi labilir. Vaka öyküsü değerlendirme sırasında takip
Ses bozukluğu (disfoni), ses kalitesinin, perdesi- edilecek yolu belirler, olası ayırıcı tanılara yönlen-
nin, yüksekliğinin, rezonansın ve bireyin yaşına ve dirir ve uygulanacak terapi ve tedavi yöntemlerine
cinsiyetine göre değişen sesleme süresinin anormal karar vermeye yardımcı olur.
oluşu ve/veya olmamasıdır (ASHA, 2017). Ses bo- Ses, fiziksel, duygusal ve kişilikle ilgili durum-
zuklukları şu şekilde sınıflandırılabilir: lardan etkilenebilir. Bu nedenle vaka öyküsü alın-
• Nörojenik ses bozuklukları, ması sırasında sözü edilen bu faktörler mutlaka
• Gırtlak ve sesi etkileyen sistemik bozukluklar, sorgulanmalıdır. Vaka öyküsü alma ve ses değerlen-
• Fonksiyonel (ses kullanımına bağlı) ses bo- dirmesi esnasında tüm olası etiyolojiler değerlendi-
zuklukları, rilmelidir. Sorunun sadece gırtlaktan (larenksten)
kaynaklanabildiğini düşünmek yanlış tanıya yön-
• İdiopatik ses bozuklukları,
lendirebilir; bundan dolayı değerlendirmeyi yapan
142
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
kişi sesin konuşma mekanizmasını ya da tüm vücu- pediatrik yaş grubu için Türkçe’ye uyarlanmış bazı
du etkileyen daha genel bir bozukluğu ifade edebi- anketler vardır: Çocuk Ses Handikap Endeksi, Pe-
leceğini göz önünde bulundurmalıdır. Vaka öyküsü diatrik Ses Handikap İndeksi.
alınırken üzerinde durulması gereken bazı noktalar Değerlendirmeyi gerçekleştiren uzman da has-
vardır. Bunlar: tanın sesine ilişkin algısal analizler yapabilir. Bu
• Ses bozukluğunun başlangıcı ve seyri (ne amaçla farklı ölçekler geliştirilmiştir. Bu ölçekler-
zaman başladı, kronik boyutta mı, kötüleşti den en sık kullanılanı GRBAS ve Uzlaşılmış İşitsel
mi?), Algısal Ses Değerlendirmesidir (CAPE-V).
• İlişkili olabilecek faktörler (seste yorulma,
boğazda gerginlik vs.), Objektif Ses Değerlendirmesi
• İlgili sağlık konuları ve tıbbi konular (has- Sesin özellikleri ve sesi oluşturan bileşenler bazı
tanın sağlık öyküsü, geçirdiği ameliyatlar, aletsel ölçümlerle değerlendirilmektedir. Bu aletsel
kronik hastalıkları vs.), ölçümler larenksin stroboskopi gibi görüntüleme
• Ses kullanımı (aşırı ve yanlış ses kullanımı, yöntemleriyle değerlendirilmesi, akustik ses ana-
sesini kullandığı ortam, mesleği ve sesini ne liz programları, aerodinamik ölçümler, elektrog-
sıklıkta kullandığı vs.), lottografi (EEG) ve elektromiyografi (EMG)’dir
• Psikososyal etkilerin değerlendirilmesi (çe- (Stemple vd., 2000).
şitli değerlendirme envanterleri: Ses Han-
dikap Endeksi, Sesle İlgili Yaşam Kalitesi
Larenksin Görüntüleme Yöntemleriyle
Ölçeği vd.) (Oğuz, 2012).
Değerlendirilmesi
Larenksin solunum ve sesleme sırasında görün-
Subjektif Ses Değerlendirmesi tülenmesi, ses hastalıklarının ve ses bozuklukları-
Ses değerlendirmesinde objektif ölçümlerin ha- nın tanı ve tedavisi için oldukça önemlidir. Bunun
ricinde bazı ölçeklerden ya da anketlerden faydala- için bazı görüntüleme yöntemlerinden faydalanıl-
nılmaktadır. Bu ölçüm araçlarıyla hem hasta hem maktadır. Bu yöntemler bir kulak burun boğaz he-
de değerlendirmeyi gerçekleştiren uzman, hastanın kimi tarafından yapılabilir ve bir dil ve konuşma
sesini öznel olarak değerlendirir. Değerlendirmeyi terapistiyle birlikte değerlendirilebilir. Görüntüle-
yapan uzmanca uygulanan ölçekler ses bozukluğu- me esnasında larenks ve çevresindeki yapılar ve ses
nun derecesi hakkında kesin bilgileri, hastalar ta- kıvrımlarının işlevi ve anatomik yapısı değerlendi-
rafından uygulanan anketler ise ses bozukluğunun rilir. Larenksin görüntülenmesinde en sık kullanı-
hayata olan etkisini ve tedavi gerekliliği ile ilgili lan yöntemler:
bilgiyi vermektedir. • Rijit veya Fleksibl Endoskopi,
Hasta tarafından doldurulan anketler arasında • Direkt Larengoskopi,
en yaygın olarak kullanılan anketler Ses Handikap
• Videostroboskopi,(Oğuz, 2012).
İndeksi (SHİ-VHI) ve Sesle İlgili Yaşam Kalitesi
Ölçeğidir (V-RQOL).
Akustik Ses Analiz Programları
Son yıllarda sesin aletsel değerlendirmesinde
Ses Handikap İndeksi (VHI): ses bozuk- bilgisayar temelli akustik programlar kullanılmaya
luğunun duygusal, fonksiyonel ve fiziksel başlamıştır. Akustik ses analiz programları etkili,
cevaplarını ölçmek amacıyla kullanılan 30 nesnel, girişimsel olmayan değerlendirme yöntem-
maddelik bir araçtır. Türkçe’ ye uyarlan- leridir. Bu tür programlar sesin frekansında, şidde-
dıktan sonra on madde haline getirilerek tinde ve diğer akustik parametrelerindeki değişik-
VHI-10 şeklini almıştır. likleri değerlendirme imkanı sağlar. PRAAT, Dr.
Speech, çok boyutlu ses analiz programı (MDVP-
Multi Dimensional Voice Program) oldukça sık
Bu türden ölçekler her yaş grubundaki birey- kullanılan akustik ses analiz programlarıdır. (Tadı-
lere uygulanabilir. Bu ölçeklere ek olarak çocuk ve han-Özkan, 2012).
143
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Yaşamla İlişkilendir
Çocuklardaki Ses Kısıklığı Ciddiye Alınmalı olduğundan ses terapisi; uzman bir dil ve konuş-
Gelişme çağındaki çocukların birçoğunda ma terapisti tarafından yapılmalıdır. Ancak ses
ses kısıklığı görülebiliyor. Çocuklarda ses kısıklı- hastalıkları yaşayan bir çocuğu değerlendirirken
ğı genellikle sesin kötü kullanılmasıyla gelişiyor. ve tedavi ederken multidisipliner bir yaklaşım
Sesi kötü kullanmanın sonucunda ses tellerinde önemlidir. Takım çalışmasında bir kulak burun
nodül, polip ve kist gibi lezyonlar oluşabiliyor. boğaz hekimi ve dil-konuşma terapisti yer almak-
Ayrıca sesini yüksek perdeden kullanan ergenlik tadır. Kulak burun boğaz hekimi var olan patolo-
çağındaki erkek çocuklarında da mutasyonel fal- jik olayın teşhisini, medikal tedavisini ve cerrahi
setto olarak adlandırılan bir ses problemi gelişe- müdahalesini üstlenir. Patolojik olayın rehabi-
biliyor. Central Hospital’dan Kulak Burun Boğaz litasyon kısmı ise dil ve konuşma terapisti tara-
Uzmanı Opr. Dr. Ümit Hardal, çocuklarda ses fından yapılır. Ses terapisi, nefes koordinasyonu
kısıklığının nedenleri ve tedavi yöntemleri hak- yardımıyla ses üretimi ve ses tellerinin sağlığı için
kında bilgiler veriyor. gerekli uygun perde, yükseklik ve kalite sağlama-
ya yönelik egzersizlerdir.
TEDAVİDE CERRAHİDEN ÇOK SES
TERAPİSİ TAVSİYE EDİLMEKTEDİR Kaynak: https://www.sabah.com.tr/sag-
lik/2015/02/18/cocuklardaki-ses-kisikligi-
Çocuklarda ses kısıklığı tedavisinde; ses cer-
ciddiye-alinmali?paging=3 29.11.2017 tarihinde
rahisinden çok ses terapisi tavsiye edilmektedir.
edinildi.
Ses kısıklığı konuşma probleminin bir alt alanı
144
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
145
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Oral Mekanizmanın Değerlendirilmesi Objektif testlerin yanı sıra hastadan /pa/, /ta/,
(Ağız-Yüz Muayenesi) /ka/ seslerini sırasıyla 3-5 saniye kadar yapabilece-
Oral mekanizmanın muayenesi gerçekleştirilir- ği en hızlı ve düzgün şekilde tekrar etmesi istenir.
ken ilgili organın gücü, hızı, simetrisi, hareket ranjı Daha sonra bu seslerin arka arkaya pa-ta-ka şeklinde
ve duruşu değerlendirilir. Muayene sırasında değer- tekrarlanması istenir. Böylelikle vakanın diadokoki-
lendirilecek konuşma organları ve dikkat edilecek netik hızı ölçülür ve konuşmanın programlanması,
noktalar şunlardır: hızı ve ritmi değerlendirilmiş olur (Duffy, 2000).
• Çene: Açıklığı yeterli mi? Açıldığında bir Ayrıca, konuşma değerlendirilmesi içerisinde
yöne doğru kayıyor mu? Anormal bir gö- vakadan uzatabildiği kadar uzun bir /a/ fonasyonu
rüntü var mı? İstemli hareket gerçekleşebili- yapması istenir. Bunun yapılmasının amacı solunum
yor mu? mekanizmasını ve larengeal mekanizmayı ayırmak
ve normal perdede, kalitede ve yükseklikte uzatıla-
• Dudaklar: Duruşu simetrik mi? İstemli ha- bilir bir ses üretebilme becerisini değerlendirmektir.
reketler gerçekleşebiliyor mu? Yanaklar şişi-
rilince dudaklarda hava kaçağı var mı?
• Dil: Duruşu ve büyüklüğü normal mi?
Güçsüzlük veya istemsiz titremeler var mı? Diadokokinezi: konuşma üretimi için ses-
Hareketlerinde normal olmayan hız farklı- letim organlarının doğru tekrarda ve hızlı
lıkları var mı? Herhangi bir yöne doğru ha- bir şekilde hareket etme yeteneğidir. Genel-
reket edebiliyor mu? Dinlenme konumun- likle /pa/, /ta/, /ka/ hecelerinin üretimiyle
da bir yöne kayıyor mu? gerçekleştirilir (Shipley ve McAfee, 2015).
146
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
Konuşma bozukluklarının
değerlendirme sürecinde
Konuşma bozukluklarının Konuşmanın değerlendir-
bozukluk türü ne olursa
ve dil bozukluklarının de- mesi süreçlerindeki hangi
olsun ortak olan değerlen-
ğerlendirme süreçlerindeki adımların doğru ayırıcı ta-
dirme aracı nedir? Sizce bu
ortak yönleri değerlendirin. nıya götüreceğini anlatın.
araç değerlendirme sürecin-
de tek başına yeterli midir?
147
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
İletişim Bozukluklarında
Değerlendirme Yöntemleri 1 İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında kullanılan formal
değerlendirme yöntemi norm referanslı standart testlerdir.
Norm referanslı testler standart oldukları için her değerlendir-
me uygulamasının her bireye aynı şekilde yapılıyor olmasını
gerektirir. İnformal değerlendirme yöntemleri ölçüt referanslı
testler, dil-konuşma örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem,
görüşme, anket, kontrol listesi, değerlendirme ölçekleri, gelişim
envanterleri, portfolyo ve dinamik değerlendirme yöntemlerini
kapsamaktadır.
Formal yöntemlerde değerlendirilen birey benzer özelliklere
sahip bir grupla karşılaştırılırken informal yöntemlerde birey
kendi içinde değerlendirilir, başkaları ile karşılaştırılmaz. For-
mal değerlendirmeler nesnel olduğundan uygulayan ya da uy-
gulanan kişiden etkilenmez, bu yüzden önyargılara karşı daha
korunaklıdır. İnformal değerlendirmelerde kişilere özgü deği-
şiklikler yapılabilir, daha esnektirler, dil ve sosyo-kültürel fark-
lılıklara göre düzenlenebilir. Formal yöntemlerde kullanılan
testlerin uygulaması ve sonrasında puanlaması hızlı ve pratiktir.
İnformal değerlendirmelerde kullanılan farklı yöntemler farklı
beceri ve deneyimleri gerektirebilir, daha uzun süren değerlen-
dirme ve analiz süreci vardır. Formal yöntemler geçerli, güveni-
lir ve çoğu uzman tarafından kullanılır olduklarından sonuçları
başkaları tarafından yorumlanabilir, raporlarda tercih edilebilir
ama birey hakkında ayrıntılı bilgi vermez. İnformal yöntemler
birey hakkında çok yönlü bilgi sağlar ancak yorumlanmaları
farklılaşabilir.
148
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Dil Bozukluklarının
Değerlendirmesi
2 Gelişimsel dil bozukluğu olan çocukların dil değerlendirmelerinde kullanılan standart testlerin
yanında informal yöntemlerde en yaygın kullanılanları ölçüt referanslı testler, dil örneği alma ve aile
görüşmesidir. Standart testlerde çocuğun dil bozukluğu olup olmadığı norm değerleri ile karşılaştı-
rılarak belirlenir.
149
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi
150
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Aşağıdakilerden hangisi motor konuşma bo- 5 Aşağıdaki testlerin hangisi konuşma sesi bo-
zukluklarının değerlendirme sürecinde muayene
neler öğrendik?
zukluklarının değerlendirmesinde kullanılan de-
edilen organlardan biri değildir? ğerlendirme araçlarından biridir?
A. Larenks A. Nazometre
B. Dil B. KEŞİDA-4
C. Çene C. Sesletim Sesbilgisi Testi
D. Damak D. Frenchay Dizartri Testi
E. Yemek Borusu E. Ses Handikap İndeksi
151
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
II. Her çocuğa uygundur. II. Tek bir dil becerisine yöneliktir.
III. Uygulama ve analizi kolaydır. III. Uygulaması kısa sürer.
IV. Doğala yakın gerçek performansı değerlendirir. IV. Yatak başı değerlendirmelerde kullanılır.
V. Pek çok dil becerisi aynı anda değerlendirilebilir. V. Türkçe’de bulunmamaktadır.
Dil değerlendirmelerinde dil örneği alma ve analizi- Edinilmiş dil bozuklukları değerlendirmelerin-
nin avantajları hangisinde doğru olarak verilmiştir? de kullanılan tarama testlerine ilişkin hangileri
A. I ve II doğrudur?
B. II ve III A. II, III ve V
C. IV ve V B. III ve IV
D. III ve V C. II ve IV
E. II ve IV D. III, IV ve V
E. I ve V
9 Afazili bireylere uygulanan norm veya ölçüt
bağımlı testlerde ölçülen dil becerilerinden hangi-
sinde kişiden sayılar, alfabe, günler veya ayları say-
ması istenir?
A. İşitsel anlama
B. Tekrarlama
C. Adlandırma
D. Otomatik konuşma
E. Okuma-yazma
152
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Yanıtınız yanlış ise “Motor Konuşma Bo- Yanıtınız yanlış ise “Formal Değerlendir-
1. E 6. A
zukluklarının Değerlendirilmesi” konusunu me Yöntemleri” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz. geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Ses Bozukluklarının De- Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk-
3. B 8. C
ğerlendirilmesi” konusunu yeniden gözden luklarının Değerlendirmesi”konusunu yeni-
geçiriniz. den gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Akıcılık Bozukluklarının Yanıtınız yanlış ise “Edinilmiş Dil Bozuk-
4. A 9. D
Değerlendirilmesi”konusunu yeniden göz- luklarının Değerlendirilmesi” konusunu ye-
den geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Konuşma Sesi Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Edinilmiş Dil Bozuk-
5. C 10. B
luklarının Değerlendirmesi” konusunu yeni- luklarının Değerlendirilmesi” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
5 Anahtarı
Yurt dışında yaşayan iki dilli çocuk ve yetişkinlerin dil bozukluklarının sadece
tek dil üzerinden değerlendirilmesi her zaman gerçekçi bir sonuç vermemek-
tedir. Örneğin Almanya’da yaşayan ve evinde Türkçe konuşulan bir çocuğun
Araştır 2 Türkçe ve Almanca dili farklı şekillerde gelişebilir. Almanca testlerle değerlen-
dirilen çocuklara yanlış bir dil bozukluğu tanısı konabilir. Aynı zamanda iki
dilli bireylerin değerlendirilmesinde tek dilli bireyler için geliştirilmiş ve norm
değerleri elde edilmiş testlerin kullanılması da uygun değildir.
153
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi
Kaynakça
Acarlar, F. (2002). Çocuklarda Dilin Değerlendirilmesi: Dokur, U. (2013). Başkent Afazi Testinin Geçerlilik
Betimleyici Yaklaşım. Ankara Üniversitesi Eğitim ve Güvenilirliği Pilot Çalışması. Uzmanlık Tezi,
Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 35 Sayı 1-2, 121-127. Ankara.
Aksu-Koç A., Küntay A.C., Acarlar F. ve ark. (2011). Duffy, J., R. (2000). Motor Speech Disorders: Clues
Türkçe’de Erken Sözcük ve Dilbilgisi Gelişimini to Neurologic Diagnosis. Adler C., H., ve Ahlskog
Ölçme ve Değerlendirme Çalışması: Türkçe J., E., (Editör) Parkinson’s Disease and Movement
İletişim Gelişimi Envanterleri: TİGIE-I ve TİGĖ- Disorders: Diagnosis and Treatment Guidelines for
II, TÜBİTAK 107KO58 Projesi Sonuç Raporu. the Practicing Physician. (s.35-53). Humana Press.
ASHA, American Speech-Language-Hearing Ege, P. Acarlar, F. ve Güleryüz, F. (1998). Türkçe
Association. (2004). Preferred practice patterns Kazanımda Yaş ve Ortalama Sözce Uzunluğunun
for the profession of speech-language pathology İlişkisi. Türk Psikoloji Dergisi. 13(41), 19-31.
[Preferred Practice Patterns]. Available from www.
Ege, P. Acarlar, F. ve Turan, F. (2004). Ankara
asha.org/policy.
Artikülasyon Testi. Ankara.
ASHA, American Speech and Hearing Association.
Ege, P. (2010). Türkçe’deki Ünsüzlerin Edinimi: Bir
(2017). Definitions of Communication Disorders
Norm Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 25(65),
and Variations. http://www.asha.org/policy/
16-34.
RP1993-00208/ adresinden 20.11.2017 tarihinde
edinilmiştir. Freiberg, C. ve Wicklund, A. (2003). Speech and
Language Impairments Assessment and Decision
ASHA, American Speech and Hearing Association.
Making, Technical Assistance Guide. Amerika
(2017). Preferred Practice Patterns for the
Birleşik Devletleri: Wisconsin DPI.
Profession of Speech-Language Pathology. http://
www.asha.org/policy/PP2004-00191/ adresinden Goodglass, H., Kaplan, E. and Barresi, B. (2001).
22.11.2017 tarihinde edinilmiştir. Boston Diagnostic Aphasia Examination—3
(BDAE-3). Amerika Birleşik Devletleri: Pearson.
Atamaz, F., On Yağız, A., Durmaz, B. (2007).
Ege Aphasia Test: Description of the Test and Guitar, B. (2006). Stuttering: An Integrated Approach
Performance in Normal Subjects. Türk Fiz Tıp to Its Nature and Treatment. 3. Baskı. Amerika
Rehab Derg. 53:10. Birleşik Devletleri: Lippincott Williams&Wilkins.
Berüment, S. ve Güven, A. (2013). Türkçe İfade Edici Göçer-March, E. (1996). Frenchay Afazi Tarama Testi:
ve Alıcı Dil (TİFALDİ) Testi: I. Alıcı Dil Kelime Türk Nöroloji Hastaları İçin Bir Standardizasyon
Alt Testi Standardizasyon ve Güvenilirlik Geçerlik Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 11(38), 56-63.
Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 24(3): 192-201. Gürsel, O. (2017). Özel Eğitimde Değerlendirme.
Chapey, R. (2008). Language Intervention Diken, İ.H. (Editör). Özel Eğitime Gereksinimi
Strategies in Aphasia and Related Neurogenic Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. 14. Baskı, Bölüm
Communication Disorders 5th Edition, Amerika 2, Pegem Akademi: Ankara.
Birleşik Devletleri: Wolters Kluvver. Kaplan, E., Goodglass, H. ve Weintraub, S. (1983).
Conture, E. G. ve Curlee, R. F. (2005). Stuttering and The Boston Naming Test. Philadelphia, PA: Lea
Related Disorders of Fluency 3. Baskı. New York: & Fibiger.
Thieme. Katz J., Demir N., Önen F., Uzlukaya A., Uludağ, A.
Çukadar, İ. (2013). Norm ve Ölçüt Dayanaklı (1972). Türkce Konuşan Çocuklar için Peabody
Değerlendirmelerin Karşılaştırılmasına İlişkin Bir Resim Kelime Testi Resim Dizisi (Peabody
Çalışma. Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Picture- Vocabulary Test). Ankara Rehberlik ve
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Araştırma Merkezi. Ankara.
Diken, Ö., Topbaş, S. ve Diken, İ.H. (2009). Ebeveyn Kertesz, A. (2007). Western Aphasia Battery—Revised
Davranışını Değerlendirme Ölçeği (EDDÖ (WAB-R). Amerika Birleşik Devletleri: Pearson.
ile Çocuk Davranışını Değerlendirme Ölçeği Konrot, A. (2005). Çocukta Dil Edinim Kuramları.
(ÇDDÖ)’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları. Topbaş, S. (Editör). Dil ve Kavram Gelişimi, 10.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Bölüm, Kök Yayıncılık: Ankara.
Özel Eğitim Dergisi. 10 (2): 41-60.
154
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Kummer, A. (2013). Cleft Palate and Craniofacial Stemple, J.C., Glaze, L.E., Klaben, B.G. (2000).
Anomalies: Effects on Speech and Resonance. 3. Clinical Voice Pathology. Amerika Birleşik
Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Delmar. Devletleri: Delmar Cengage Learning.
Maviş, İ. Colay, K., Topbaş, S. ve Tanrıdağ, O. Tadıhan-Özkan, E. (2012). Disfonisi Olan İlköğretim
(2007). Gülhane Afazi Testi-2 (GAT-2)’nin Çağı Çocuklarında Vokal Fonksiyon Egzersizleri
Standardizasyon ve Geçerlik-Güvenirlik ve Vokal Hijyen Önerilerinden Oluşan Ses
Çalışması. Türk Nöroloji Dergisi, 13(2), 89-98. Terapisi Programının Etkililiğinin İncelenmesi.
Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık
Maviş, İ. ve Toğram, B. (2009). Afazi Dil
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, Türkiye.
Değerlendirme Testi (ADD). Ankara: Detay
Yayıncılık. Temel F., Ersoy Ö., Avcı N. ve Turla A. (2004). Gazi
Erken Çocukluk Değerlendirme Aracı. Ankara:
Maviş, İ. (2017). Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan
Rekmay Ltd. Şti.
Öğrenciler. Diken, İ.H. (Editör). Özel Eğitime
Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. 14. opbaş, S. (2004/5). Türkçe Sesletim ve Sesbilgisi Testi.
Baskı, Bölüm 10, Pegem Akademi: Ankara. Ankara: MEB Yay. 4. Akşam Sanat Okulu.
Maviş, İ. ve Topbaş, S. S. (2013) Afazi Apraksi Topbaş, S. S. (2006). Türkçe Sesletim-Sesbilgisi
Dizartri. 2. Baskı. Ankara: Detay Yayıncılık. Testi: Geçerlik-Güvenirlik ve Standardizasyon
Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 25(58), 39-56.
Mutlu, A. (2014). Kekemelik Şiddetini Değerlendirme
Aracının (Stuttering Severity Instrument-4) 6-16 Topbaş, S. S. (2011). Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara:
Yaş Okul Çağı Çocuklarda Türkçe Uyarlaması, Kök Yayıncılık.
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sağlık
Topbaş, S. S. ve Güven, O. S. (2009). Türkçe Erken
Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye.
Dil Gelişim Testi (TEDİL). Ankara: Detay
Oğuz, H. (2012). Sesin Klinik Değerlendirmesi. Yayıncılık.
Kılıç, M.A. ve Oğuz, H. (Editör.), Klinik Ses
Tunçer, A.M. (2011). Türkçe Konuşan Yetişkin
Bozuklukları (s.134-165), Adana: Nobel Kitabevi.
Popülasyonun Sözel Akıcılık Becerilerinin Yaş,
Owens, R. E. (2014). Language Disorders: A Eğitim ve Cinsiyete Göre İncelenmesi ve Sözcük
Functional Approach To Assessment And Normlarının Oluşturulması. Doktora Tezi,
Intervention. Allyn An Bacon: Boston. Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Eskişehir, Türkiye.
Özmen-Güzel, R. (2003). İfade Edici Dil Becerileri
Sınırlı Olan Zihinsel Engelli Çocukların Dil Ünal, Ö. (2011). Rezonans Bozukluklarının
Gelişimlerini Desteklemek İçin Öğretmenin Sınıf Nazometrik Değerlendirmesi: 4-18 Yaş
Ortamında Yapacakları. Dergi Park, Türk Eğitim Aralığındaki Bireyler için Türkçe Norm Çalışması,
Bilimleri Dergisi, 1 (2). Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, Türkiye.
Papathanasiou, I. Coppens, P. ve Potagas, C. (2013).
Aphasia and Related Neurogenic Communication TYalaz, K., Anlar, B. ve Bayoğlu, B. (2009). Denver
Disorders. Amerika Birleşik Devletleri: Joness & II Gelişim- sel Tarama Testi: Türk çocukları
Barlett Learning. standardizasyonu. Ankara: Gelişimsel Çocuk
Nörolojisi Derneği.
Roseberry-McKibbin, C. ve Hedge, M. N. (2016). An
Advanced Review of Speech-Language Pathology. Yalçınkaya, F., Bayoğlu, B., Saraçbaşı, O. and Belgin,
4. Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Pro-ed. E. (2007). Turkish adaptation of speech and
language disorders test: Preschool Language Scale,
Savaşır, İ., Sezgin, N. ve Erol, N. (1998). Ankara
fourth edition: PLS-4. Journal, the European
Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) El Kitabı
Journal of Pediatric, Neurology, 11 (1), 87.
Kayıt Formu ve Değerlendirme-Profilleri. Ankara:
RekMayıs Ltd. Şti. Yorkston, K. M., Beukelman D. R., Strand, E. A.,
Bell, K. R. (1999). Management of Motor Speech
Shipley, K. G. ve McAfee, J. G. (2015). Assessment in
Disorders in Children and Adults. 2. Baskı.
Speech-Language Pathology A Resource Manual.
Amerika Birleşik Devletleri: Pro-ed.
5. Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Cengage
Learning.
155
Bölüm 6
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
1 2
Bileşenleri
öğrenme çıktıları
1 Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenlerini Dil Gelişim Düzeyinin Farkında Olma
açıklayabilme 2 Dil gelişim düzeylerini açıklayabilme
3 4
4 Model olma, doğru sorular sorma,
Çevresel Düzenlemeler bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretimi
3 Çevresel düzenlemeleri örneklendirebilme tekniklerini açıklayabilme
Öğretimin Planlanması
5
5 Öğretimin planlamasında kullanılan
“Ne”, “Nerede” ve “Nasıl” yöntemlerini
açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Doğal Dil Öğretimi • Çevresel Düzenlemeler • Etkileşim • Yanıtlayıcılık • Duyarlılık
156
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
157
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
sorumlu olduğunuz bireylerle çalışırken yaratabi- örneği burada genişletecek olursak, spor etkinlikle-
leceğiniz öğretim fırsatlarını tanıtmaktadır. Ancak rinde başarılı olan Ahmet dil gelişimi açısından işa-
hangi öğretim fırsatını yaratacağımız bireyin o anki ret ederek isteklerini talep ediyorsa, spor etkinliği-
davranışı ile oldukça ilişkilidir. Bazı bireylerle çalı- nin içerisine tek sözcük düzeyinde “at”, “tut”, “ver”
şırken onların ilgilerini ve meraklarını takip etme- gibi taleplerini dile getirebileceği spor etkinlikleri
miz yeterli olabilecekken, bazı bireyler için onların planlanabilir ve bireyin bakımından sorumlu yetiş-
güçlü yanlarını belirlememiz ya da gelişimine uy- kin doğal dil öğretim teknikleri kullanarak bireyin
gun olarak belirlediğimiz amaç ya da amaçlar doğ- dil gelişimini destekleyebilir.
rultusunda etkinlik planlamamız gerekebilmekte- İlgilerini temel alan uygulamalar: Bireyin il-
dir. Bu bakımdan yapılması planlanan uygulama gilerini temel alan uygulamalarda, öğrenme fırsatı
ya da kullanılacak teknik bireyin özelliklerine göre oluşturmak için bireyin kişisel ilgilerinden yarar-
belirlenmelidir. Bireyin özelliklerini dikkate alarak lanılmaktadır. Bireyin ilgisini çeken bir materyal/
yapılabilecek uygulamalar; (1) güçlü yönlerini te- oyuncak ya da ilgi çekici bir olayla/durumla kur-
mel alan uygulamalar, (2) ilgisini temel alan uygu- duğu etkileşimden yararlanarak dil gelişimi destek-
lamalar ve son olarak (3) amaç temelli uygulamalar lenebilir. Bireyin güçlü yönlerini temel alan uygu-
olarak sıralanmaktadır. Bu uygulamaların her biri lamalarda olduğu gibi bireyin ilgisini temel alan
bireyin insanlarla ya da materyallerle etkileşim baş- uygulamalarda da doğal pekiştireç sağlandığı için
latmasını kolaylaştırmaya yönelik olup, bakımdan bireyin motivasyonu artmaktadır. Bireyin ilgisini
sorumlu bireyler için öğretme fırsatları oluşturma- temel alan uygulamaları gerçekleştirebilmek için bi-
ya yöneliktir (Ruble & Robson, 2007; Yont, Snow, reyin ilgilerini keşfetmek önemlidir. Bu da ancak iyi
& Vernon-Feagans, 2003). bir gözlemci olmakla sağlanabilmektedir. Doğal dil
Güçlü yönlerini temel alan uygulamalar: Özel öğretim tekniklerinin kullanılmasında temel öneme
gereksinimli ya da dezavantajlı bireylerle çalışırken sahip bir özellik “çocuğun liderliğinin izlenmesi”
bireylerin yapamadıklarına odaklanmak genel bir dir. Bu özelliğin sergilenebilmesi için bakımdan so-
yaklaşımdır. Ancak bu yaklaşım bireyin yapabile- rumlu bireyin bakımından sorumlu olduğu bireyin
ceklerine odaklanmamızı engelleyebilmektedir. Bu- neler yaptığını izlemesi, neleri yapmaktan keyif al-
nun sonucunda da bireyden gerçekleştirebileceğin- dığını belirlemesi gerekmektedir. Bireyler genellikle
den daha azı beklenmektedir. Başka bir deyişle bu başarabildikleri şeyleri yapmaktan keyif almaktadır.
bakış açısıyla bireyin yapabileceklerine ilişkin bek- Bu bakımdan bireyin güçlü olduğu yönleri aynı
lenti düşmektedir. Bu durum hem çalışılan birey zamanda ilgilerinin olduğu alanları da gösterebil-
için hem de bakımdan sorumlu birey için motivas- mektedir. Doğal dil öğretim tekniklerini başarılı bir
yon azaltıcı olabilmektedir. Bu nedenle bakımından şekilde kullanabilmenin yolu, bireyin güçlü olduğu
sorumlu olunan bireyin güçlü olduğu yönlerinin ve ilgilerinin olduğu yönleri aracılığıyla desteğe ge-
belirlenmesi hem birey için hem de bakımdan so- reksinim olan dil becerilerinin desteklenmesidir. Bi-
rumlu birey için motivasyon arttırıcı bir etki sağ- reyin ilgisinin olduğu şeyleri belirlerken doğrudan
lamaktadır. Dil gelişiminin desteklenmesi bireyin sözel olarak ifade etmesinin yanı sıra bireyin sözsüz
güçlü yönlerinden yola çıkılarak yapılmaldır. Güçlü iletişimini çözmek de oldukça önemlidir. Bireyin
yönlerini temel alan uyguamalar, bireyin yapama- baktığı, vücudunun yöneldiği, parmakla işaret etti-
dıklarından ziyade yapabildiklerine odaklanarak, ği, jest ve mimikleri ile ifade ettiği ya da diğer ma-
bireyin gereksinimlerinin desteklenmesini temel teryaller ve durumlarla kıyaslandığında daha uzun
almaktadır. Bireyin güçlü yönlerini temel alan uy- süre ilgisini yönelttiği şeylerin belirlenmesi önem
gulamalara örnek vermek gerekirse; eğer birey spor taşımaktadır. Bireyin ilgisinin olduğu materyal ve
etkinliklerinde oldukça iyi performans sergiliyorsa, durumlarda çevresel düzenlemeler yapılarak daha
spor etkinliklerinin içerisinde iletişim ve dil gelişi- sık etkileşime girmesi sağlanmalı ve bireyin gelişi-
mini destekleyeceği planlamalar yapmak yararlı ola- mine uygun olarak doğal dil öğretim teknikleri ara-
caktır. Bireyin güçlü yönlerini temel almak aynı za- cılığıyla dil gelişimi desteklenmelidir.
manda; bireyin var olan dil gelişim düzeyini dikkate Amaç temelli uygulamalar: Bakımı sağlanan
alarak (güçlü olduğu alanları fark ederek), üzerine bireyin gelişimine uygun ve işlevsel amaçlar doğ-
yeni bir basamak koymak ve geliştirmek anlamına rultusunda desteklenmesi gerekmektedir. Gelişimi-
da gelmektedir (Dunst ve diğ., 2007). Yukarıdaki ne uygun olmayan amaçların seçilmesi durumunda
158
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
159
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
160
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
da birey kek yiyorken, “çok lezzetli”, “mmm çok mu zorlanabilir ve sizi anlamadığını ifade eden bakış-
güzel?” gibi yorum ve sorularla birey için o deneyi- lara sahip olabilir. Ya da uzun sessizlikler, çok yavaş
mi anlamlı hale getirilebilir. Bazen sadece isimlen- gerçekleştirilen eylemlerin sonucunda karşınızdaki
dirme yapmak da yanıtlayıcı olmak için yeterlidir. birey sıkılabilir ve etkileşimden kopabilir. Etkile-
Örneğin; çocuk o sırada geçen uçağın sesine dikka- şim hızınızın olması gerektiği gibi olduğunu anla-
tini yönelttiğinde, “Uçak” diyerek çocuğun deneyi- yabilmenin belli ipuçları vardır. Eğer, karşınızdaki
mi anlamlandırılabilir. Yanıtlayıcı davranışlar sergi- sizi izleyebiliyor, tepki geliştirebiliyorsa etkileşim
lerken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar; hızınızın uygun olduğunu düşünebilirsiniz. Bu bir
çocuğun ilgilendiği ve o an meşgul olduğu şey ile bakıma sıra alma rutininde olduğu gibi karşılıklılık
ilgili ve gelişim düzeyine uygun girdiler sunmaktır. sağlayabilmenizle ilgilidir.
Başka bir deyişle çocuk o an arabayla oynuyorsa, Duygusal ifade edici olma: Etkileşim sırasında
uçakla ilgili bir şey söylemeniz yanıtlayıcılık olarak yetişkinin jest mimik ve ses tonunu kullanarak duy-
değerlendirilemez. Çocuğun gelişim düzeyi henüz gularını karşısındaki bireye aktarması önemlidir.
tek sözcük düzeyindeyken ona 5-6 sözcüklü cümle- Duygusal ifade edicilik sözsüz iletişimin ipuçlarını
ler kurmanız da uygun olmayacaktır. taşımaktadır. Bireyin sözsüz iletişimi modelleyebil-
Taklit etme: Sosyal öğrenme kuramı; öğrenme- mesi ve sözlü iletişimi anlamlandırabilmesi açısın-
yi taklit etme, model alma ile açıklamaktadır. İn- dan yetişkinin duygusal ifade edici olma davranışı-
sanoğlu sosyal bir varlıktır ve taklit etme öğrenme nı sergileyebilmesi gerekmektedir. Duygusal ifade
için en sık başvurduğu yollardan birisidir. Bakımın- edici olmak şaşırtıcı, üzücü, komik, mutlu, kızgın,
dan sorumlu olduğunuz bireyin sizi taklit edebil- kırgın gibi duyguların yaşanması durumunda, ye-
mesi için önce sizin onu taklit etmeniz gerekmek- tişkinin yüz ifadesi, jest ve mimikleri, bedeninin
tedir. Bu şekilde taklit etmenin nasıl yapıldığını duruşu ve ses tonuyla bunu anlaşılır kılması ve bu
öğrenebilecektir. Taklit etme aynı zamanda olumlu duyguların arasındaki farkları hissettirebilmesidir.
etkileşim fırsatları sağlayan bir araç olarak da dü- Onaylayıcı Olma: Yetişkin tarafından bireyin
şünülebilir. Özellikle serbest zaman etkinliklerinde yaptıklarını kabul etme ve olumlu sözel bildirimde
ve oyun oynarken bireyi izlemek ve onun yaptık- bulunma, etkileşimin nitelikli olması için yetişki-
larının aynısını yapmak, ardından bireyin tepkisi- nin sahip olması gereken başka bir özelliktir. Ba-
ni beklemek ve bu döngüyü bir rutin gibi devam kımından sorumlu olduğunuz birey bir etkinliği
ettirmenin sonunda bireyin sizinle olan etkileşimi- nasıl yapıyorsa, kendi gelişim düzeyine göre en iyi
nin daha keyifli ve olumlu olması beklenmektedir. şekilde yapmaktadır. Bireyin beklentinin altında
Oluşturulan bu döngü zamanla bireyin sizin yap- performans göstermesini olumsuz eleştirmek yeri-
tıklarınızı taklit etmesini sağlayacaktır. Örneğin, ne onun şuan o kadar yapabildiğini kabul etmek ve
birey eline iki blok almış ve bu blokları birbirine olumlu sözel bildirimde bulunmak gerekmektedir.
vuruyor olsun. Böyle bir durumda bireyle karşılıklı Başarı odaklılık ve Yönlendiricilik: Yetişkin
oturmanız ve göz seviyesine indikten sonra onun davranışları içerisinde etkileşim sırasında en çok
yaptığı gibi sizin de elinize aldığınız blokları vur- dikkat edilmesi gereken davranışlardan ikisi başarı
manız ve bireyin tepkisini almak için bireyin göz- odaklı olabilme ve yönlendiriciliktir. Hem başarılı
lerine bakmanızın sonucunda genellikle yaşanan odaklılık hem de yönlendiriciliğin ne hiç olmaması
çocuğun elindeki blokları tekrar vurması ve sizin ne de çok olması uygun değildir. Yetişkin tarafın-
tepkinizi beklemesidir. Taklit etme bir bakıma dan bireyin gelişimini destekleyecek kadar başarı
sıra alma rutinini oluşturmada da kullanılabilecek odaklılık davranışı sergilenmesi gerekmektedir. Bi-
olumlu ve nitelikli etkileşimin oluşturulmasında ve reyden herhangi bir başarı beklememek ya da yapa-
yeni öğrenmelerin sağlanmasında etkili bir yoldur. bileceğinin çok üstünde performans beklemek uy-
Etkileşim hızı: Her bireyin etkileşim hızı fark- gun olmayacaktır. Bireyin gelişim düzeyine uygun
lıdır. Bu nedenle etkileşim hızınızı karşınızda bi- başarı sergilemesini beklemek motive edici olacak-
reyin etkileşim hızına uygun hale getirmelisiniz. tır. Bireyin liderliğinin izlenmesi ve dünyasına gi-
Etkileşim sırasında sürekli konuşmak, hızlı hare- rilmesi nitelikli etkileşim için önceliklidir. Ancak
ketlerle eylemlerinizi sergilemek, karşınızdaki birey bazı durumlarda bireyin küçük yönlendirmelere
için hızlı olabilir ve sizin ne yaptığınızı anlamlan- ihtiyacı olabilir. Bireyin seçimlerini örselemeyecek
dıramayabilir. Etkileşim hızınız karşınızdakine şekilde yönlendirmeler yapılması nitelikli yetişkin
fazla geldiğinde genellikle birey tepki vermek de davranışları arasındadır.
161
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Yaşamla İlişkilendir
Aşağıda çocuklarla birlikte yaşanabilecek 3 ter.” dedi ve Melek’in karşısına yere oturdu. İkisi
farklı etkileşim anı sizlerle paylaşılmıştır. de kitabı görebiliyordu. Melek kitaptan başka bir
Ela ve Babası resmi gösterdi ve “ihhiihii” dedi. Miray cevapladı
ve “Evet o bir at. Bak, at ot yiyor.” dedi. Melek
Bebek Ela babasının dizinde oturmakta ve
“At aç” dedi. Miray “Evet, at acıkmış olmalı. At
babasının yüzüne bakmaktaydı. Babası kendi
ot yiyor. Sen de acıkacaksın ve sen de yemek yiye-
gözlerini elleri ile kapattı. “Baba nerede?” diye
ceksin.” dedi. Melek afacanca gülümsedi ve “ben
seslendi. Ela o sırada büyük bir merakla babasının
de ot yiycem.” dedi.
yüzüne bakmakta ve neler olduğunu anlamaya
çalışmaktaydı. Ela hareketlenmeye kıpırdanmaya Can ve Öğretmeni
başladı. Büyük bir dikkatle ve sabırsızlanarak ne- Anasınıfına giden Can, oyun alanında blok-
ler olacağını izliyordu. Babası birden ellerini yü- larla oynamaktadır. Öğretmeni Mehmet onu
zünden çekti ve “Baba burda” dedi. Ela büyük bir izlerken, Can blokları üst üste dizerek kule yap-
sevinçle kahkahalara boğuldu. Sonra sakinleşti ve maktaydı. Mehmet öğretmen “Kulen çok uzun
babasının yüzüne pür dikkat bakmaya devam etti. olmuş. Kulen yıkılmadan önce kaç tane daha
Babası “Tekrar yapmamı mı istiyorsun?” dedi. blok koyabileceksin, merak ediyorum.” dedi. Can
Bu durum birkaç sefer daha devam etti. Babası arada öğretmenine bakarak blokları üst üste koy-
yüzünü sakladı, Ela merak içinde bekledi, baba- maya devam etti. Mehmet öğretmen “Evet, daha
sı yüzünü açınca Ela coşkuyla güldü ve ardından çok blok koydun. Hadi kaç tane blok koymuş-
tekrar istermişçesine bekledi. Ardından babası bu sun, sayalım.” Birlikte blokları saydılar. Mehmet
döngüyü tersine çevirdi. Babası Ela’nın gözleri- öğretmen “Kaç tane daha blok koymayı planlı-
ni kapadı ve “Ela nerede?” dedi. Ela bekledi ve yorsun?” diye sordu. Can “Beş.” dedi. Mehmet
birkaç saniye sonra kıpırdanmaya başladı. Babası öğretmen “5 tane daha…Bence beş tane koyama-
Ela’nın gözlerinden ellerini çekti ve “Burdaymış” dan kule yıkılacak.” dedi. Can “İzle” dedi. Can
dedi. Ela yine coşkuyla kahkalara boğuldu. Oyun her bloğu koyduğunda öğretmeni “1-2-3-4-5”
bu şekilde birkaç kere daha gerçekleştirildikten diye saydı. Bloklar yıkılmadan duruyordu. Can
sonra, Ela’nın gözü cama takıldı. Bunu fark eden “Gördün mü, yaptım.” dedi. Mehmet Öğretmen
babası “Bu oyun çok eğlenceliydi. “Cee” oyunu- “Evet, yaptın. O kadar uzun bir kule ki neredeyse
nu seviyorsun” dedi ve Ela’nın cama doğru emek- senin boyunda! Kaç tane blok koyduğunu birlik-
leyebilmesi için onu yere bıraktı. te sayalım mı?”. Can “Evet” dedi.
Melek ve Bakıcısı
Melek yerde oturmakta ve bir kitaba bak- Kaynak: Division for Early Childhood. (2015).
maktaydı. Bir resmi gösteriyor ve kendi kendine DEC recommended practices: Enchancing servi-
konuşuyordu. Melek bir sözcük söyledi ve bakıcı- ces for young children with disabilities and their
sı Miray’a baktı. Miray gülümsedi. Miray bir yan- families (From qualities of interaction to inter-
dan Melek’e atıştırmalık hazırlıyor, bir yandan da vention practices: using what comes naturally
onu izliyordu. Miray “Evet, bir inek bulmuşsun.” No.8). Los Angeles, CA: McCollum, J.’ dan çev-
dedi. “Başka ne bulacaksın bakalım, bana da gös- rilmiş ve uyarlanmıştır.
162
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
163
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Rutin gerçekleştirilen etkinlikler, etkinlikler ara- yin keyif aldığı etkinlikleri ve yapmayı sevmemesine
sındaki geçişler bireyin bir sonraki adımda ne yapa- rağmen yapmak zorunda olduğu etkinlikleri denge
cağını anlaması bakımından psikolojik olarak hazır sağlayacak şekilde sıralamanız önerilebilir.
olmalarını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra bireyin Aşağıdaki tablo örnek olarak verilmiştir. Tablo-
rutinlere sahip olması hergün benzer öğrenme fır-
nun en sol sütunundaki rutinleri, sizler bakımın-
satlarının ona sunulmasını sağlamakta ve sık alıştır-
dan sorumlu olduğunuz bireyin rutinlerine göre
ma yapma fırsatı sağlamaktadır.
değiştirebilirsiniz. Bu formu bireyle tanıştığınız ilk
Doğal dil öğretim tekniklerini kullanabilmek
haftalarda doldurmaya çalışmanız, bireyi tanımak
için çalışacağınız bireyin günlük rutin, etkinlik ve
açısından size ipuçları sağlayacaktır. Bireyin tepkisi
geçişlerini belirlemeniz oldukça önemlidir. Bakı-
sütununa, ewğer birey keyif aldıysa olumlu anla-
mından sorumlu olduğunuz bireyin neleri yap-
maktan keyif aldığını, nelere ilgisinin olduğunu mında (O), eğer tepkisiz kaldıysa nötr anlamında
belirlemek bir diğer önemli noktadır. Bu nedenle (N), ve eğer olumsuz bir tepki verdiyse problem an-
öncelikle iyi bir gözlemci olmalısınız (Ingersoll and lamında (P) koyabilirsiniz. Bu formu en az beş gün
Dvorstscak, 2010, s. 73). Eğer çalıştığınız bireyin süreyle doldurmak ve beş gün sonucunda sevdiği,
rutinleri yoksa, öncelikle rutinlerini oluşturarak işe sevmediği, ilgilendiği etkinlik, geçiş ve rutimleri be-
başlamanız gerekecektir. Rutin oluştururken bire- lirlemeniz daha sağlıklı bilgi sağlayacaktır.
164
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
1 Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenlerini açıklayabilme
165
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Öğrenme Çıktısı
2 Dil gelişim düzeylerini açıklayabilme
ÇEVRESEL DÜZENLEMELER
Çevresel düzenlemeler öğretim fırsatlarının oluşturulması amacıyla öğretim ortamında yapılacak deği-
şiklikler ve düzenlemeler olarak ifade edilebilir (McCormick, 2010, s. 196). Artık çalıştığınız bireyin ilgi-
lerini, yeterliklerini, rutinlerini, dil gelişim düzeyini ve kendinizin sahip olması gereken yetişkin davranış-
larını biliyorsunuz. O zaman artık bakımından sorumlu olduğunuz birey için amaçlar belirlemiş olmalı ve
bu amaçlar doğrultusunda hangi rutin, etkinlik ve geçişlerden yararlanacağınızı biliyor olmalısınız. Şimdi
çalıştığınız bireyin amacı doğrultusunda rutin, etkinlik ve geçişlerde nasıl düzenlemeler yaparsanız öğren-
me fırsatları yaratabileceğinizi öğreneceksiniz. Öğrenme fırsatları yaratmanın en temel yolu, çeşitli çevresel
düzenlemeleri kullanarak bireyi sizinle iletişim kurmak zorunda bırakmaktır. Elbette bu durum yaratıldığı
halde bireyin belirlenen süre içerisinde (örn., 3-5 sn) etkileşim kurmaması durumunda kesinlikle zorlama
yapılmamalı, model olarak destek olunmalıdır. Öğrenme fırsatları yaratma sürecinde en çok başvurulan
çevresel düzenlemelere aşağıda sıralanmış ve açıklanmıştır:
166
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1. İlgi çekici etkinlik veya materyal sağla- başlatmasını ve girişimde bulunması sağla-
ma: Bireyin ilgileri doğrultusunda, etki- yacak öğretim fırsatları yaratılabilmektedir.
leşime girmekten keyif alacağı etkinlik ve Örneğin, Ali beslenme etkinliğinde çubuk
materyallerin sunulması, bireyle etkileşime kraker yiyorsa, her seferinde bir tane çubuk
girilmesini ve öğrenme fırsatı oluşturması- kraker verilerek, Ali’ye çubuk kraker iste-
nı kolaylaştıracaktır. Burada önemli olan mesi öğretilebilir. Başka bir örnek vermek
üç nokta bulunmaktadır. Seçilen etkinlik gerekirse; Elif yap-boz yaparken, yap-boz
ya da materyalin bireyin ilgisinin yanı sıra parçalarının yetişkinin kontrolünde olması
gelişimine uygun olması, birey için belir- Elif ’i iletişim kurmaya zorlayacak bir etki
lenen öğretimsel amaca hizmet etmesi ve yaratabilir. Elif ’in yetişkinle yap-boz parça-
son olarak karşılıklı oynanabilen bir ma- sını almak için istekte bulunması yetişkin-
teryal ya da etkinlik olmasıdır. Özellikle le etkileşime girmesi için öğrenme fırsatı
dil gelişimini desteklemek amacıyla çev- oluşturacaktır.
resel düzenlemeleri kullanırken seçilen 4. Eksik bırakma: Eksik bırakma çevresel
materyal ya da etkinliğin sıra almaya, göz düzenlemesini uygularken “unutmuş gibi
kontağı kurmaya, yardımlaşmaya, işbirli- yapmak” ve bu yolla bireyin ilgisini çek-
ğine uygun olmasına dikkat edilmelidir. mek öğretim fırsatı yaratmak amacıyla
Örneğin; top, yap-boz, evcilik oyuncakları kullanılmaktadır. Örneğin; bireye boya
gibi oyuncaklar birlikte oyun oynamaya ve yapma etkinliği sırasında kağıtları verip
etkileşim kurmaya uygun oyuncaklar ola- boyayı vermemek eksik bırakma çevre-
rak değerlendirilebilir. sel düzenlemesi olarak değerlendirilebilir.
2. Ulaşılmaz hale getirme: Bireyin ilgisini Burada bireyin eksik olanı fark etmesi ve
çeken, almak isteyeceğini düşündüğünüz bu şekilde öğretim fırsatının oluşturulması
nesne ya da oyuncakları görebileceği ancak hedeflenmektedir.
yardım istemeksizin alamayacağı hale getir- 5. Seçim yapma fırsatları sağlama: Se-
mek ulaşılmaz hale getirme stratejisi olarak çim yapma fırsatlarının sağlanması bire-
ifade edilmektedir. Örneğin, birey boya yin ilgisi doğrultusunda etkileşim kurma
yapmak istiyor ancak boyalar kilitli bir ku- fırsatının yaratılmasının yanı sıra karar
tuda, eğer birey boyalara ulaşmak istiyorsa verme becerisi ve özerkliğinin gelişmesini
sizden destek istemek durumunda kalacak- de sağlamaktadır. Seçim yapma fırsatları
tır. Başka bir örnek daha verecek olursak, sağlarken öncelikle en az ipucu sağlayarak
bireyin rutinlerinden birinin her gün aynı seçim yaptırılmalıdır. Örneğin beslenme
oyuncakla oynamak olduğunu fark ettiği- etkinliğindeyseniz seçenekler gösterilerek
nizde, o oyuncağı görebileceği ancak ulaşa- “Hangisini yemek istersin?”, “Ne yemek
mayacağı bir rafa koymanız ulaşılmaz hale istersin?” denilerek sorulabilir. Bireyin ce-
getirme olarak değerlendirilebilir. Özellikle vap vermemesi durumunda seçim yapma
iletişim başlatma, girişimde bulunma, talep fırsatı sınırlandırılabilir ve ipucu eklene-
etme gibi beceri ve davranışları kazanma- bilir. Örneğin; “Çorba mı içmek istersin,
sını hedeflediğimiz bireylerde bu stratejiyi makarna mı yemek istersin?” denilerek bi-
günün farklı rutin, etkinlik ve geçişlerinde reye sunulan seçim fırsatı sınırlandırılmış
kullanmak sık öğrenme fırsatı yaratılması olacaktır.
açısından yararlı olacaktır.
6. Şaşırtıcı durumlar yaratma: Şaşırtıcı du-
3. Sınırlı oranda verme: Bireyin o an kul- rumlar yaratma, ilgi çekici etkinlik ya da
lanmak istediği nesneyi, yiyeceği, içeceği, materyal sağlama stratejisinde olduğu gibi,
oyuncağı parçalar halinde vererek, her se- bireyin yetişkinle etkileşime girmesini ko-
ferinde talep etmesini, istemesini, iletişim laylaştırmak amacıyla kullanılan bir stra-
167
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Öğrenme Çıktısı
3 Çevresel düzenlemeleri örneklendirebilme
168
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
sözcük belirlemeniz gerekmektedir. Belirlediğiniz mektedir. Genişletmeler kullanarak model olma iki
bu sözcükleri, bireyin o nesne, o nitelik ya da o farklı şekilde yapılabilmektedir. Bunlar; (a) sözcük
durumla karşı karşıya kaldığı durumlarda bireyden ekleme ile genişletme ve (b) düzeltme/yer değiştir-
yanıt beklemeksizin model olmanız gerekmektedir. me yaparak genişletme olarak sıralanmaktadır.
Günlük rutin, etkinlik ve geçişler sırasında bireyin Sözcük Ekleme ile Genişletme: Sözcük ekleye-
en çok karşılaştığı, ilgilendiği ve gereksinim duy- rek genişletme kullanmak çocuğun hali hazırdaki
duğu sözcüklerin doğal öğretim fırsatları sırasında
dil düzeyinin üstünde performans geliştirmesini
model olunması alıcı dilinin gelişimine önemli
sağlamak amacıyla çocuğun kullandığı sözcük ya
katkı sağlayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken
da cümle yapısının daha karmaşık hale getirilerek
bir nokta ise bireyin ilgilendiği şeyler ile gereksinim
model olunmasıdır. Yine sözcük ekleme ile geniş-
duyduğu şeylerin farklı olması durumunda ne yapı-
lacağıdır. Örneğin İnci resim yapmayı sevmektedir. letme kullanılırken de çocuktan herhangi bir ya-
İnci renkleri bilmektedir ancak “al” “ver” gibi söz- nıt gelmesi gerekmez ama yanıt gelirse de mutlaka
cükler kullanıldığında tepki vermemektedir. Böyle onaylanır. Sözcük ekleme ile genişletmeye bir ör-
bir durumda İnci’nin daha çok duyması gereken nek vermek gerekirse, çocuğun topa bakarak ya da
şey “al”, “ver” sözcükleridir. Bu sözcükleri sözcük işaret ederek “top” dediğini varsayalım. Çocuğun
bombardımanı tekniğini kullanarak İnci’ye model bu sözcüğünü sözcük ekleyerek genişletmek için o
olmak istediğinizde, çevresel düzenlemelerden ya- bağlam içerisindeki olasılıklarımızı gözden geçir-
rarlanmanız gerekmektedir. Örneğin, İnci kırmızı meliyiz. Eğer çocuk topun kendisine verilmesini
kalemi almak için kırmızı kaleme uzandığında on- istediği için “top” dediyse, “topu ver” diyerek ge-
dan bir tepki beklemeksizin “ver” sözcüğünü söyle- nişletme yapılabilir. Çocuk sadece topu göstermek
meniz ve kalemi İnci’ye vermeniz gerekecektir. için “top” dediyse topun bir özelliğine vurgu yapa-
Paralel Konuşma: Paralel konuşma tekniği, bi- rak “yeşil top” diyerek genişletme yapılabilir.
reyin yaptığı ne varsa bireyin gelişim düzeyine uy- Düzeltme/Yer Değiştirme Yaparak Genişletme:
gun olarak yetişkin tarafından bireye anlatılması- Bu teknik çoğunlukla sözcük çıktısı olan çocuk-
dır. Örneğin çocuk yerde oturmuş, araba sürüyor ların dil gelişimini desteklemek amacıyla kullanıl-
olsun. Yetişkin çocuk arabayı sürerken; “Araba”, maktadır. Çocuğun yanlış kullandığı sözcüklerin
“Araba sürüyorsun”, “Kırmızı araba”, “düüt dütt”, düzeltilmesi, yerlerinin değiştirilmesi ya da aynı
“Kırmızı araba geliyor.” diyerek çocuğa, çocuğun anlama gelebilecek farklı bir sözcük kullanılarak
yaptıklarını anlatması paralel konuşmaya örnek model olunmasını kapsamaktadır. Yukarıda ve-
olarak verilebilir. rilen örneği düşündüğümüzde bireye genişletme
Kendi Kendine Konuşma: Kendi kendine konuş- kullanarak “yeşil top” dediğimizde birey “yee.. top”
ma tekniği paralel konuşma tekniğine benzemek- diyebilir. Bireyin yarım söylediği sözcük öbeğini
tedir ancak burada farklı olan şey bu sefer yetişkin düzeltme yaparak genişletebilir ve “evet, yeşil top”
kendi yaptıklarını anlatmaktadır. Örneğin bulaşık- diyebiliriz. Başka bir örnek olarak; Eymen kedi
ları bulaşık makinesine dizdiğinizi varsayın. Bu sı- gördüğünde “pisss” gibi bir ses çıkarıyor olsun. Ye-
rada çocuğun dil gelişim düzeyine uygun sözcükler tişkin olarak Eymen’e “kedi” diyerek model olun-
kullanarak kendi yaptıklarınızı anlatmanız çocu- ması düzeltme yapılarak genişletme olarak değer-
ğun o anki yaşantısını anlamlandırmasını sağlaya- lendirilebilir. Bazen de çocuklar cümle kurarken
caktır. Siz bardakları üst rafa dizerken; “Bardak”,
sözcüklerin sıralamasını yanlış yapabilmektedirler.
“Bardağı koydum.”, “Bardağı yukarı koydum” gibi
Örneğin Kübra, “ver bebek” dediğinde yetişki-
çocuğun dil gelişimine uygun sözcükler ya da cüm-
nin “bebeği verir misin?” diyerek Kübra’ya doğru
leler kullanarak model olmanız kendi kendine ko-
model olması uygun olacaktır. Başka bir durum
nuşma tekniğine örnek olarak verilebilir.
çocuğun kullandığı cümleyle aynı anlama gelecek
farklı bir söyleyişle model olmaktır. Kübra’nın “ver
Genişletmeler Kullanarak Model Olma bebek” demesine yetişkin “bebeği istiyorum” diye-
Genişletmeler kullanarak model olma, bireyin rek de model olabilir. Bu teknik kullanılırken de
dil gelişim düzeyinin bir basamak üstünde ona mo- çocuğun herhangi bir tepki vermesi beklenmez,
del olarak dil gelişiminin desteklenmesini hedefle- sadece doğru model sunulur.
169
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
170
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Ayşe oynayabileceği tüm oyunların içinden birisini minde bulunmazsa ikinci bekleme süresine geçilir
seçmek durumundadır. Eğer Ayşe bekleme süresi ve ikinci bekleme süresi boyunca beklenir. İkinci
içerisinde tekrar cevap vermezse, bu sefer içerisinde bekleme süresinde de bireyin sizinle etkileşime gir-
daha fazla ipucu içeren soru sorulmalıdır. “Ayşe evci- memesi durumunda yanıt beklemeden model ola-
lik mi oynamak istersin, marketçilik mi?” sorusu se- rak süreci sonlandırabilirsiniz. Eğer birey bekleme
çenek sunarak Ayşe’ye verebileceği yanıtlar açısından süresi içerisinde sizinle etkileşime ya da iletişime
model olmaktadır. Ayşe eğer bu soruyu da yanıtsız girerek (size bakarak, parmağıyla işaret ederek, ses-
bırakırsa, Ayşe yerine bir tercih de bulunararak süre- lenerek ya da nesneyi istereyek) talebini belirtir-
cin sonlandırılması uygun olacaktır. Yani “Evcilik mi se genişletmeler kullanarak model olma tekniğini
oynamak istiyorsun?” ya da “Evcilik” denilerek evci- kullanarak model olabilir ve talebini gerçekleştire-
lik köşesine götürülebilir. Burada Ayşe’nin özellikle- rek doğal pekiştireç sunabilirsiniz.
rini, ilgilerini bilmek
tekrar önemli hale
Fırsat Öğretimi
gelmektedir. Bu ne-
denle seçenekler su- Fırsat öğretimi de bireyin bağımsız iletişim baş-
Ne yapmak
istersin? nulurken Ayşe’nin latma becerisini geliştirmek ve dil gelişimini desk-
seçmeyi tercih edece- telemek amacıyla kullanılan bir tekniktir. Fırsat
ği ve seçmeyi tercih öğretimi beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
etmeyeceği seçenek- 1. Düzenle ve Gözle: Öğrenme ortamının
Hangi oyunu
oynamak istersin? ler birlikte sunulursa bireyin etkileşim ve iletişim başlatmasına
Ayşe’nin seçim yap- olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi-
ma olasılığı artacak- dir. Burada çevresel düzenlemeler kulla-
tır. Ayşe’nin tüm bu nılarak çocuk için ortam ilgi çekici hale
Evcilik mi
oynamak istersin süreç içerisinde bir getirilmektedir. Ortam düzenlemesinden
marketçilik mi?
aşamada yanıt ver- sonra yetişkin bireyin etkileşime girmesini
mesi durumunda ge- beklemelidir.
nişletmeler yapılarak 2. Katıl: Bireyin başlattığı etkileşime yetiş-
Şekil 6.4 Doğru Sorular model olma tekniği kinin katılmasıdır. Birey bir oyuncakla
Sorma kullanılarak süreç etkileşime girdiğinde yanında daha önce-
sonlandırılabilir. den öğrenilen teknikler kullanılarak ya da
nitelikli yetişkin davranışları sergilenerek
Bekleme Süreli Öğretim katılım gösterilebilir ve iletişim kurulmaya
çalışılabilir.
Bekleme süreli öğretim çocuğun kendiliğinden
iletişim başlatmasının hedeflendiği durumlarda 3. Bekle: Yetişkinin katılımına bireyin verece-
kullanılmaktadır. Bekleme süreli öğretimi kullana- ği tepki beklenir. Sorulan bir soruya cevap
bilmek için çocuğun ilgisinin olduğu nesne ya da beklenebileceği gibi, bir gülümseme de
etkinliği bireyin yetişkinden talep etmesini sağla- beklenebilecek tepkiler arasındadır.
yacak ortam düzenlemesi yapılmalıdır. Bunun için 4. Destekle: Eğer birey tepki vermekte güç-
çevresel düzenlemelerden yararlanılabilir. Bireyin lük yaşıyorsa, ipuçları kullanılarak destek-
sevdiği bir oyuncağın ulaşılmaz hale getirilmesi lenebilir.
ve sizden onu talep etmesi için iletişime girmesi 5. Onayla: Bireyin doğru tepkileri genişletiri-
beklenilmektedir. Bekleme süresi sizin önceden lerek, tepkisiz kalırsa ya da yanlış tepki ve-
belirlediğiniz süredir. Eğer birey bekleme süresi rirse yanıt beklemeden model olarak süreç
boyunca iletişime ya da etkileşime girme girişi- sonlandırılabilir.
171
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Öğrenme Çıktısı
4 Model olma, doğru sorular sorma, bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretimi tekniklerini
açıklayabilme
172
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
173
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Tablo 6.3
NE NEREDE NASIL
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Beslenme etkinliği tabak, Talep-etme model olma (Hangi renk tabak
ve geçişlerde ana renkleri çatal, kaşık alırken istiyorsun?)
yetişkin model olduğunda söyler.
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Boyama etkinliğinde Talep etme model olma (Hangi renk
ve geçişlerde ana renkleri boya alırken istiyorsun?)
yetişkin model olduğunda söyler. - Şaşırtıcı durumlar yaratma (yanlış renk
kalem verme- yanıt beklemeden model
olarak yanlış verilen kalemin rengine
model olma)
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Geçişler: Koridor İlgi çekici materyal kullanma
ve geçişlerde ana renkleri (koridora ana renklerden oluşan daireler
yetişkin model olduğunda söyler. kesilir ve renklere zıplayarak ve model
olunarak gidilir)
Talep etme model olma
- Hangisine zıplayalım?
- Sarı
- Sarı daireye zıplayalım.
Öğrenme Çıktısı
5 Öğretimin planlamasında kullanılan “Ne”, “Nerede” ve “Nasıl” yöntemlerini açıklayabilme
174
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Araştırmalarla
İlişkilendir
Bebekler, Altı Ay Önce Duydukları Çe- temel bir şekilde sınıflandırabildiğini ve bebekle-
şitli Kelimeleri Bile Anlayabiliyor: “Heyecan rin bazı kelimeleri göreceli olarak benzerliklerini
Verici” Yeni Araştırmalar ayırt edebildiklerini ortaya koymaktadır.
Yeni araştırmalara göre, bebekler ‘araba’dan Araştırmaya dahil olmayan Northwestern
‘ayağa’ kadar değişen kelimeleri temel bir kavrayı- Üniversitesi’nden bir çocuk gelişimi araştırmacısı
şa sahipler. Daha önceden bilim insanları bebek- Profesör Sandra Waxman, “Bu çalışma, bebek-
lerin sadece bir yaşından itibaren kelimeleri an- lerin kelimeleri ne kadar erken öğrenebildiği-
lamış olduğunu düşünüyorlardı. Ancak giderek nin belirlenmesi açısından heyecan verici bir ilk
artan bir şekilde, araştırmalar altı aylıkken bebek- adım” olarak nitelendirdi.
lerin çevrelerinde kullanılan kelimeleri kavramış
Profesör Bergelson, “Anlaşmanın çok erken
olduklarını gösteriyor. PNAS’ta yayınlanan yeni
aşamalarında dahi, bebekler kelimelerin birbirle-
araştırmanın baş yazarı Duke Üniversitesi’nden
riyle nasıl ilişkili olduğu hakkında bir şeyler bili-
Profesör Elika Bergelson, “Dil, yüzeyde keskin
bir şekilde gelişiyor” dedi. yor gibi görünüyor” dedi.
Bebeğin sözcük tanıma becerilerini test etmek Profesör Bergelson’un çalışmasının ikinci
için, bilim insanları bir ekranda görüntüler verir- kısmı, bakım verenlerin kullandığı kelimelerin
ken ve bakıcıları bebeklerle konuşurken bebekle- bebekleri nasıl etkilediğini anlamak için bebekle-
ri izlemek için göz izleme aygıtlarını kullandılar. re bakım verenlerle olan etkileşimlerini izleyebil-
Daha önceki çalışmalarda Profesör Bergelson, mek amacıyla bebek yeleğine kaydedici bağladı.
bu ekipmanları kullanarak, altı ila dokuz aylık Ortaya çıkan kayıtların analizinin sonucunda ise
bebeklerin yiyecek öğeleri ve vücut parçaları için bakım verenlerin kullandıkları sözcüklerle bebek-
kelimelerin neyi kastettiğini anlayabileceğini gös- lerin sahip oldukları genel sözcük kavrayışlarının
termek için kullanmıştı. Bakıcıları, “elma” gibi ilişkili olduğu bulundu. Başka bir deyişle bebek-
bir kelimeyi okuduğunda bebekler bakışlarını lerin ayırt edebildikleri sözcükler, bebeklerin gör-
ilgili görüntüye yönlendirme eğilimindeydi. Bu düğü nesnelerin bakıcıları tarafından isimlendi-
yeni çalışma, bebeklerin repertuarlarının daha da rildiği sözcüklerle aynı olduğu belirlendi.
çeşitlilik gösterdiğini ortaya koyuyor. Bebeğe biri Profesör Bergelson için ebeveynlere şu mesajı
ilişkili olan biri ise ilişkisiz olan iki resim sunuldu. vermektedir. “Çocuğunuzla konuşmanız o kadar
İlişkili görüntüler arasında ayak ve el, alakasız re- iyiki” dedi. “Onlar öyle gözükmese bile, söyle-
simler ise ayak ve süt kartonu olabilir. Bakıcıları diklerinizi dinliyor ve öğreniyorlar”.
kelimelerden birini okuduklarında, bebekler iki
görsel ilişkisiz niteliklerine göre ekrana konuldu-
ğunda kelimeyle ilişkili görüntüye bakmak için Kaynak: Independent Haber Sitesi’nden alın-
daha fazla zaman harcıyordu. Bebekler, örneğin mış ve Türkçe’ye çevrilmiştir. Haberi yapan: Josh
“araba ve bebek arabası” nın “araba ve meyve suyu” Gabbatiss (20 Kasım 2017)
ndan daha fazla benzediğini söyleyebiliyorlardı. http://www.independent.co.uk/news/science/
Çalışma, bebeklerin «tam olarak yetişkin an- babies-understand-diverse-words-six-months-
lamına» sahip olduğunun söylenemeyeceğini be- exciting-parents-language-learning-a8065241.
lirtirken, bu bulgular bebeklerin bir dizi kelimeyi html#gallery
175
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Dil gelişimini iki ana başlık altında incelemek, çalışılan bireyin gelişim düzeyini belirlemek açısından
kolaylık sağlamaktadır. Bu açıdan sorulması gereken ilk soru, çalıştığınız bireyin söz öncesi dönemde
mi, söz üretme döneminde mi olduğunun belirlenmesidir. Söz öncesi döneme ilişkin özellikler; refleksif
seslerle başlamakta en son aşamasında anlamsız olan seslerle oynayarak, sesi alçaltıp yükselterek, jest ve
mimiklerini kullanarak sanki karşılıklı bir konuşmanın içerisindeymiş gibi ifadede bulunduğu jargonla
son bulmaktadır. Sözcük üretme döneminde önce tek sözcük kullanan bebek ardından sözcükleri bir
araya getirmekte ve en son aşamada dil bilgisini kullanarak ustaca konuşmaya başlamaktadır.
176
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Çevresel düzenlemeleri
3 örneklendirebilme
Çevresel düzenlemeler, öğretimsel fırsatlar yaratmak amacıyla ortamda yapılan çeşitli düzenlemelerdir. Çev-
resel düzenlemeler altı farklı şekilde yapılabilmektedir. Dil gelişiminin sağlanmasında kritik noktalardan biri
karşıdaki bireyin konuşmaya, kendi ifade etmeye, talep etmeye gereksinimin olmasıdır. Çevresel düzenleme-
ler aracılığla bireyin iletişim kurma, etkileşim başlatma gereksinimini yaratılmaya çalışılmaktadır. Bireyde
bu gereksinim yaratıldığında, yetişkin tarafından bu öğrenme fırsatına çevrilebilmektedir.
1. İlgi çekici etkinlik veya materyal sağlama
2. Ulaşılmaz hale getirme
3. Sınırlı oranda verme
4. Eksik bırama
5. Seçim yapma fırsatları sağlama
6. Şaşırtıcı durumlar yaratma
Doğal dil öğretim teknikleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır. Seçenek sunmaya kadar olan teknikler özellikle
alıcı dili geliştirmeyi hedeflemektedir. Seçenek sunma ve talep etme model olma teknikleri hem alıcı hem de
ifade edici dili geliştirmeyi hedeflemektedir. Talep etme-model olma tekniğinde bireyin bağımsız konuşması
desteklenmeye başlamaktadır. Doğru sorular sorma, bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretiminde ise çocu-
ğun etkileşimi ve iletişimi kendiliğinden başlatması önemlidir. Teknikler aşağıda sıralanmıştır:
Model Olma
• Yanıt beklemeden model olma
- Sözcük bombardımanı
- Paralel konuşma
- Kendi kendine konuşma
• Genişletmeler yaparak model olma
- Düzeltme yaparak genişletme
- Sözcük ekleyerek genişletme
• Seçenek sunma
• Talep etme-model olma
Doğru Sorular Sorma
Bekleme Süreli Öğretim
Fırsat Öğretimi
177
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Öğretimin planlamasında
5 kullanılan “Ne”, “Nerede” ve “Nasıl”
yöntemlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti
Öğretimin Planlanması
Öğretimin planlanması sürecinde 3N yöntemi kullanılmaktadır. 3N: Ne, Nerede, Nasıl anlamına gelmektedir.
• Ne sorusu: amacın ne olduğunun belirlenmesidir. Amaç cümlesini yazarken dikkat edilecek noktalar
işlevsel, genellebilir ve ölçülebilir olması gerekmektedir. Amaç cümlesinde ölçütün ve ipucu düzeyinin
belirtilmesi ölçülebilirlik açısından önemlidir.
• Nerede sorusu: Desteklenmesi planlanan amaç için öğretim fırsatının oluşturulabilmesi için hangi or-
tamların uygun olduğunun belirlenmesidir. Hedef becerinin çalışılmasına uygun olan rutin, etkinlik ve
geçişler belirlenmelidir.
• Nasıl sorusu: Desteklenmesi planlanan amaç için öğretim ortamında ne gibi çevresel düzenlemelerin
kullanılarak öğretim fırsatının oluşturulacağı ve hangi doğal dil öğretim tekniğinin kullanılacağının belir-
lenmesini içermektedir.
178
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Bakım personeli Deniz Hanım, bakımından 4 Okula geliş ve kıyafet değişiminden sonra sı-
sorumlu olduğu 4 yaşındaki Ege’nin dil becerileri- nıfa geçme anına kadar olan süreç ya da gün içeri-
ni desteklemek için sahip olması gereken nitelik-
neler öğrendik?
sinde buna benzer yapılan etkinliklerdeki değişim-
leri araştırmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi nite- ler sırasında geçen süreç aşağıdakilerden hangisi ile
likli etkileşim kurmayı hedefleyen Deniz Hanım’a tanımlanmaktadır?
önerilebilir?
A. Serbest zaman B. Doğal öğretim
A. Çocuğun iletişim başlatmasını beklemesi. C. Etkinlik Süreci D. Geçiş
B. Çocuğun liderliğini ve ilgisini izlemesi E. Rutin
C. Çocuğun tek başına oynayabileceği oyuncakları
sunması 5 Ortamda farklı düzenlemeler yapılarak çocuk
D. Neyi, nasıl, nerede öğreteceğini önceden belir- için iletişim kurma, başlatma veya sürdürmeye iliş-
lemesi kin olarak iletişimsel beceri edinimi veya geliştirme
E. Çocuğun gereksinimlerine odaklanması gereksinimi yaratılması aşağıdakilerden hangisi ile
tanımlanmaktadır?
2 Derya Hanım, 4 yaşında ve otizm tanısı olan A. Etkileşim temelli müdahale stratejileri
Murat’a bakıcılık yapmaktadır. Murat ile öğretme-
B. Çevresel düzenlemeler
ninin “Aç” kelimesini söyleme becerisi çalıştığını
bilmekte bu nedenle Murat’la birlikteyken onun C. Sosyal öğrenme stratejileri
nasıl destekleyebileceğini düşünmektedir.Derya D. Davranışçı yaklaşım düzenlemeleri
Hanım, kahvaltı saatinde Murat’ın yiyecekleri- E. Çevresel yaklaşım stratejileri
ni kilitli bir kutuya koymuştur. Ardından Derya
Hanım başka işleri yapmaya dönmüştür. Bu süre 6 Aşağıdakilerden hangisi doğal dil öğretim
içerisinde Murat kutuyu açmak için girişimde bu- tekniklerinin avantajlarından biridir?
lunmuştur. Ancak açamadığı için Derya Hanım’ın
koluna dokunmuştur. Derya Hanım “Aç” diyerek A. Planlama gerektirmemesi
Murat’a model olmuş ve aynı şekilde Murat’ın söy- B. Genellemenin kendiliğinden gerçekleşmesi
lemesini istemiştir. C. Çevresel düzenleme gerektirmemesi
D. Bireyselleştirme gerektirmemesi
Derya öğretmen, aşağıdaki doğal dil öğretim tek-
niklerden hangisini kullanmıştır? E. Pekiştireç kullanılmaması
A. Seçenek sunma
B. Paralel Konuşma
7 Doğal öğretim sürecinde uygulamaların ço-
cuğun ilgi ve motivasyonuna odaklanarak, çocuğun
C. Kendi Kendine Konuşma
yönlendirmesi ve öğretmen ile etkileşimine dayalı
D. Eksik Bırakma olması temeldir. Bu durum, doğal öğretimde 3N
E. Fırsat öğretimi ile açıklanmaktadır. Aşağıdakilerden hangisinde
3N olarak belirtilenler doğru olarak verilmiştir?
3 Çocuktan yanıt beklemeden çocuk ile aynı A. “Ne”-Öğretimsel amaçlar, “Nezaman”-Serbest
ortamda iken yetişkinin kendi yaptıklarını çocu-
zaman, “Nerede”-Günlük rutinler
ğun dil beceri düzeyine göre sözel olarak ifade et-
mesi hangi teknikle açıklanabilir? B. “Nasıl”-Yapılandırarak, “Nezaman”-Geçiş za-
manları, “Nekadar”-Bireysel eğitim süresince
A. Paralel konuşma C. “Nerede”-Ev ortamı, “Neden”-Kazanım,
B. Kendi kendine konuşma “Nasıl”-Çevresel düzenlemeler
C. Seçenek sunma D. “Ne”-Öğretimsel amaçlar, “Nerede”-Öğretme
D. Talep etme fırsatı olabilecek her yer, “Nasıl”-Öğretim stra-
E. Sözcük bombardımanı tejileri ve teknikleri
E. “Nezaman”-Etkinlik zamanı, “Nasıl”-Grup
eğitimi süresince, “Nerede”-Sınıf ortamı
179
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
8 Ayşe Hanım bakımını yaptığı Efe’nin topla 10 Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğal dil öğre-
oyun oynamayı sevdiğini bilmektedir. Efe’nin topu tim stratejileri için söylenebilecek doğru bir ifade
istemesi için topu Efe’nin boyunun yetişemeyeceği
neler öğrendik?
değildir?
bir rafa koymuştur. Ayşe Hanım topu rafa koyarak
aşağıdaki düzenlemelerden hangisini yaparak öğre- A. Çocuğun işlevsel iletişim gereksinimi temeline
tim fırsatı oluşturmayı planlamıştır? dayanır.
B. Ortamda çocuk için işlevsel bir iletişim gereksi-
A. Seçim fırsatları oluşturma nimi yaratılır.
B. Sınırlı oranda verme C. Çocuğun başlattığı etkinlik yetişkin tarafından
C. Eksik bırakma desteklenir.
D. Ulaşılmaz hale getirme D. Ortamın doğal, eğlenceli ve motive edici olma-
E. Şaşırtıcı durumlar yaratma sına özen gösterilir.
E. Çocuğun iletişim amaçlarına ve bağlama göre
9 Aşağıdakilerden hangisi bakımından sorumlu öğretim tekniklerinde çeşitliliğe gerek duyulmaz.
olunan bireyin gelişimi düşünüldüğünde nitelikli
yetişkin davranışları stratejilerini kullanan bakıcı-
nın amaçlarından biri olamaz?
A. Bireyin yalnız başına oyun oynamasını sağlamak
B. Bireyin sosyal tepkilerini geliştirmek
C. Bireyin kurduğu etkileşimleri desteklemek
D. Ortak ilginin sağlanması
E. Bireyin dil gelişiminin desteklemek
180
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
3. B Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Çevresel Düzenlemeler”
nikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek- Yanıtınız yanlış ise “Dil Gelişim Düzeyinin
4. D 9. A
niklerinin Bileşenleri” konusunu yeniden Farkında Olma” konusunu yeniden gözden
gözden geçiriniz. geçiriniz.
5. B Yanıtınız yanlış ise “Çevresel Düzenlemeler” 10. E Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. nikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
6 Anahtarı
Söz öncesi dil gelişimi bireyin sesi, etkileşimi, iletişimi keşfettiği dönem olarak
da nitelendirilebilir. Söz öncesi dönemde bebek sesi farklı nasıl kullanılacağını
öğrenirken, motor becerilerinin gelişmesi ile birlikte çevresindeki uyaranlarla
Araştır 2
daha fazla etkileşime girmektedir. Çevresindeki uyaranları anlamlandırması ve
iletişimin doğasını kavraması açısından önemli olan söz öncesi dönem, aynı
zamanda özellikle alıcı dilin gelişimi açısıdan da kritiktir.
181
Doğal Dil Öğretim Teknikleri
Araştır Yanıt
6 Anahtarı
182
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Kaynakça
Diken, İ. H. (2013). Okul öncesi kaynaştırma McCormick, L. (2006). Intervention in natural
ortamlarında doğal öğretim. Bakkaloğlu, H. ve environments. M. J. Noonan, & L. McCormick
Sucuoğlu, B. (Ed.), Okul öncesinde kaynaştırma. (Eds.). Young children with disabilities in natural
Kök yayıncılık. Ankara. enviroments. Baltimore: Paul H. Brookes Publishing.
Division for Early Childhood. (2015). DEC McWilliam, R. A., (2010). The routines-based
recommended practices: Enchancing services for interview. R. A. McWilliam (Ed.). Routines-based
young children with disabilities and their families early intervention. Baltimore: Paul H. Brookes
(From qualities of interaction to intervention Publishing.
practices: using what comes naturally No.8). Los Noonan, M. J., (2006). Naturalistic curriculum model.
Angeles, CA: McCollum, J. M. J. Noonan, & L. McCormick (Eds.). Young
Dunst, C. J., Raab, M., & Trivette C. M. (2012). children with disabilities in natural enviroments.
Characteristics of naturalistic language Baltimore: Paul H. Brookes Publishing.
intervention strategies. Journal of Speech- Language Rescorla, L., Alley, A., &Christine, J. B., (2001).
Pathology and Applied Behavior Analysis. 5(3-4), Use of language development survey (LDS) in
8-16. a national probability sample of children 18-35
Dunst, C. J., Raab, M., Trivette, C. M., Parkey, C., months old. Journal of Speech, Language, and
Gatens, M., Wilson, L. L., French, J., & Hamby, Hearing Research, 45, 733-743.
D. W. (2007). Child and adult social-emotional Richels, C. G., & Raver, S. A. (2015). Developing
benefits of response-contingent child learning positive social-emotional and communication
opportunities. Journal of Early and Intensive skills. S. A. Raver, & S. C. Childress (Eds.).
Behavior Intervention, 4, 379-391. Family-centered early intervention. Baltimore:
Ingersoll, B., & Dvorstscsak, A. (2010). Training Paul H. Brookes Publishing.
parents of young children with ASD. B. Ruble, L. A., & Robson, D. M. (2007). Individual
Ingersoll, & A. Dvorstscsak (Eds.). Teaching social and environmental determinants of engagement
communication to children with autism. New York: in autism. Journal of Autism and Developmental
The Guilford Press. Disorders, 37, 1457-1468.
Kim, J. M., & Mahoney, G. (2004). The effects Yont, K. M., Snow, C. E., & Vernon-Feagans, L.W
of mother’s style of interaction on children’s (2003). The role of context in mother- child
engagement: implications for using responsive interactions: An analysis of communicative intents
interventions with parents. Topics in Early expressed during toy play and book reading with
Childhood Special Education, 24, 31-38. 12-month-olds. Journal of Pragmatics, 35, 435-454.
İnternet Kaynakları
www.dogalogretim.com
http://www.independent.co.uk/news/science/babies-understand-diverse-words-six-months-exciting-parents-
language-learning-a8065241.html#gallery
183
Bölüm 7
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Yapılandırılmış Dil Öğretim Yöntemleri
2 Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-
öğrenme çıktıları
1 2
açıklayabilme
Yapılandırılmış Dil Öğretimi 4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık
1 Yapılandırılmış dil öğretimini açıklayabilme sürecinin kullanılmasını açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Dil • Yapılandırılmış Dil • Ayrık Denemelerle Öğretim • Drill ve Drill-play
• Model Olma • Sözel Davranış
184
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
185
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Yapılandırılmış dil öğretimi ile doğal dil öğretimi birçok araştırmacı tarafından karşılaştırılmıştır ve en
tartışmalı nokta yapılandırılmış dil öğretiminin karşılıklı iletişime aktarılamamasıdır.
Tablo 1.1 Yapılandırılmış ve Doğal Öğretimin Karşılaştırılması (Kuder, 2003).
Yapılandırılmış Doğal
Klinik ortam kullanır. Doğal çevre içeriklerini kullanır.
Alıştırma ve uygulama etkinlikleri kullanır. Konuşmaya yönelik etkinlikleri kullanır
Ard arda denemeleri sunar. Ayrık denemeler kullanır.
Amaç hiyerarşisini takip eder. Çocuğun öncülüğünü takip eder.
Uygulamacı belirlediği pekiştireçleri kullanır. Çocuğun ilgisine dayalı pekiştireçler kullanır.
Doğru yanıtları pekiştirir. İletişim teşebbüslerini pekiştirir.
Öğrenme Çıktısı
186
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Yapılandırılmış
Dil Öğretim
Yöntemleri
Ayrık
Denemelerle Drill Drill-play Model Olma Sözel Davranış
Öğretim
İzleyen bölümde ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-play, model olma ve sözel davranışa ilişkin
ayrıntılı bilgiye yer verilmiştir. Bahsettiğimiz bu dört yaklaşım yoğun olarak yapılandırılmış, formal ve
uygulamacı kontrolünde olma özelliklerini paylaşmaktadır ki bunlar; müdahaleye yönelik edimsel yakla-
şımlarla karakterize edilmiş özelliklerdir.
187
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Sonuç
Ayırt edici Bireyin (Pekiştirme
Denemeler
uyaran İpucu sunma tepkisi veya
arası süre
sunma (yanıt) görmezden
gelme)
Şekil 7.3
tırır. Bireyin bağımsız olarak doğru tepki vermesini
sağlamak amacıyla kullanılan ipuçları bireyin per-
formansına bağlı olarak gittikçe silikleştirilmelidir.
dikkat
Silikleştirme verilen ipucunun aşamalı bir şekilde
İpucu, uygulamacı tarafından bireyin yoğunluğunun azaltılmasıdır (MacDuff, Krantz, ve
tepkide bulunmasından önce sunulan bi- McClannahan, 2001).
reyin doğru tepkide bulunma ihtimalini
arttırmayı hedefleyen uygulamacı yardı-
mıdır. Dil öğretiminde genellikle kulla-
nılan ipuçları; sözel ipucu, model olma,
dikkat
bakışlar ve jest, mimiktir (Diken, 2013).
Denemeler arası süre, bireye ayırt edici
uyaran ve ipucu sunularak bireyin yanıt
vermesi ardından yeni bir ayırt edici uya-
Ayrık denemelerle öğretim belirli bir sıra ile iler- ran verilmesi için beklenen süredir. Bu
lemektedir: süre genellikle 4-5 saniye olarak belirlenir.
188
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
kiştirme türleri ve uygulamalarına ilişkin ayrıntılı rarlanma olasılığını azaltır. Terimin içinde olumsuz
bilgiye izleyen başlıkta yer verilmiştir. sıfatının olmasına karşın olumsuz pekiştirme, pe-
kiştirmenin bir türüdür ve bu da hedef davranışın
arttırılması ya da sürdürülmesi işlevine hizmet et-
Pekiştirme Nedir? tiği anlamına gelir (Scheuermann ve Hall, 2016).
Pekiştirme davranışı takip eden (izleyen) dav- Şekil verme, öğretilmesi amaçlanan istendik
ranış sonrası uyaranın sonucu olarak davranışın hedef becerinin yaklaşan davranışlarının aşamalı
güç kazandığı bir süreçtir. Pekiştirme davranışın bir şekilde pekiştirilmesidir (Ruegg, 2006). Pekiş-
şiddetini, sıklığını, süresini ve oranını arttırabilir tirme aşamalı olarak, hedeflenen davranış/beceri-
ya da davranışın şeklini değiştirebilir. Bir davranış nin giderek artan doğru biçimleri için yapılır. En
sonrası uyaranın pekiştireç olup olmadığına ka- sonunda, hedeflenen beceri/davranış sadece doğru
rar vermek için yalnızca davranış sonrası uyara- bir şekilde sergilendiğinde birey pekiştirilir. Örne-
nın hedeflenen davranış üzerindeki ortaya çıkan ğin, adını söylemeyi öğrenen küçük bir çocuk ilk
etkisi gözlemlemek yeterlidir. Bir davranış sonrası olarak adını tam olarak doğru söyleyemese de pe-
uyaranın sonucunda davranış şimdikinden daha kiştirilir. Bu arada uygulamacı önce adının ilk he-
büyük şiddette ve yoğunluktaysa, daha uzun sü- cesini söylemesi gibi girişimlerini pekiştirmek gibi
rüyorsa veya şeklinde değişmeler olmuşsa ve daha her geçen gün pekiştirme ölçütlerini arttırır. Bu-
sık ortaya çıkıyorsa pekiştirme gerçekleşmiş de- rada hangi tür pekiştirmenin uygun olacağına uy-
mektir. Davranışın şiddeti, sıklığı, süresi veya gulamacı bireyin/çocuğun özelliklerine göre karar
oranında herhangi bir artış ya da şeklinde deği- verir. İzleyen bölümde pekiştirme türlerine ilişkin
şim yoksa pekiştirme gerçekleşmemiştir (Scheuer- ayrıntılı bilgiye yer verilmiştir.
mann ve Hall, 2016).
Olumlu pekiştirme bir davranışın hemen arka-
Pekiştirme Türleri
sından bireye sunulan uyaranın bir sonucu olarak,
o davranışı sürdüren ya da sıklığını, yoğunluğunu, Pekiştireçler birincil ve ikincil pekiştileçler ol-
süresini oranını arttıran başka bir deyişle davranı- mak üzere iki başlık altında sınıflandırılır. Koşulsuz
şın şeklini değiştiren işlem sürecidir. Bu etkiyi orta- veya öğrenilmemiş pekiştireçler olarak da adlandı-
ya çıkaran davranış sonrası uyarana pekiştireç veya rılan birincil pekiştireçler, hayatımızı sürdürmek
olumlu pekiştireç denir. Bu terimlerin birbirinden için ihtiyacımız olan ya da biyolojik bir değeri olan
ayrılan yönünü şu şekilde açıklanır: pekiştirme uyaranlardır, bundan dolayı da çok güçlüdürler
davranış sonrası uyaran arasındaki ilişki ya da işlem ve doğal olarak pekiştirirler. Birincil pekiştireçler
sürecini ifade ederken, pekiştireç ise davranış sonra- uyku, yiyecekler, içecekler, barınma ve cinsel uya-
sı uyarandır. Pekiştirme, akademik davranışları da rılmayı kapsar. Gelişimsel yetersizlikleri olan veya
kapsayan tüm davranış türlerini güçlendirmek ya otizmli bazı bireyler için stereotipik (tekrarlayan
da arttırmak için bireysel olarak veya grup olarak davranışlar (örneğin, el çırpma, sallanma, dönme)
öğrencilerle kullanılabilir. Ayrıca pekiştirme, şekil ya da kendine zarar verici davranışlar (vurma, biri-
verme yoluyla yeni kazandırılmak istenen davranış- nin başına bir nesneyle vurma, ısırma ya da kendini
ların öğretilmesi için de önemlidir. Pekiştirmenin tırmalama) birincil pekiştireçler olarak işlev görür-
farklı bir çeşidi olan olumsuz pekiştirme de olumlu ler (National Research Council, 2001).
pekiştirme gibi davranışı arttırır veya sürdürür. İkincil pekiştireçler ise birincil pekiştireçler-
Olumsuz pekiştirme, davranış gerçekleşince den farklı olarak sevmeyi sonradan öğrendiğimiz
olumsuz veya itici bir uyarıcıyı ortamdan çekme- uyaranlardır. Hayatı sürdürmek için içsel bir değere
yi başka bir deyişle ondan kaçınmayı içerir. Yani, sahip değildir ve biyolojik ihtiyaçlarla ilişkili değil-
ortamda hali hazırda hoşa gitmeyen veya itici ko- dir ve bu nedenle de, birincil pekiştireçler gibi öğre-
şullar mevcuttur ya da böyle bir potansiyel söz ko- nilmemiş pekiştirici özellikleri göstermezler. Birey-
nusudur. Belirli bir davranış gerçekleştiğinde hoş ler, ikincil pekiştireçlere değer vermeyi eşleştirme
olmayan veya itici koşul sona erer ya da birey o hoş olarak bilinen işlem yoluyla öğrenirler. Eşleştirme,
olmayan/itici koşuldan kaçınır. Olumsuz pekiştir- ikincil pekiştireçlerin birincil pekiştireçlerle birlikte
me terimi çoğunlukla ceza ile karıştırılır. Halbuki sunulmasıdır. Örneğin, Uygulamacı otizmli küçük
ceza, bir davranışın sonucunda bu davranışın tek- çocuklara işaret dili ve resimli kartları kullanarak
189
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
iletişim kurmayı öğretirken çocuk bir nesne ya da pekiştirme tarifesinde her doğru yanıt pekiştirilmez
etkinlik istemek için resimli kart ya da bir işaret oranlı, aralıklı ve tepki süreli olmak üzere üç farklı
kullandığında uygulamacı eş zamanlı olarak çocuğa türü vardır (Scheuermann ve Hall, 2016). Uygu-
övgü sözcükleri söyler, ona bir parça çubuk kraker lamacı bireyin özelliklerine, hedeflenen davranışın
verir ve çocuğun istediği nesne veya etkinliğe ulaş- türüne ve ortama göre pekiştirme sürecini etkili bir
masını sağlar. Uygulamacı övgü, kraker ve istenilen şekilde planlamalıdır. Pekiştirmenin sık kullanıldı-
nesne veya etkinliği eş zamanlı olarak sunarak eş- ğı bir diğer yapılandırılmış dil öğretim yöntemi ise
leştirmeyi sağlar. Uygulamacının amacı en sonunda ayrık denemelerle öğretim sürecine oldukça benzer
övgüye ve nesne ya da etkinliklere değer vermeyi olan drill yöntemidir.
öğrenmeleridir, bunun sonucunda uygulamacı is-
tekte bulunmalarını pekiştirmek için daha fazla yi-
yecek kullanmaya gereksinim duymayacaktır.
İkincil pekiştireçler, nesne pekiştireçleri, sos- Araştırmalarla
yal pekiştireçler, etkinlik pekiştireçleri, ve sembol İlişkilendir
pekiştireçler olarak sınıflandırılabilir. Nesne pekiş-
tireçleri bireyin çevresinde somut olarak yer alan Cevher, (2017) tarafından yapılan araş-
eşyalardır. Sosyal pekiştireçler, farkına varılma veya tırmada Otizm Spektrum Bozukluğu olan ço-
övmenin farklı şekillerini içerir. Etkinlik pekiştireç- cuklara yönerge takibinin öğretiminde sözel
leri, görevler ve oyunlardır. Sembol petiştireçler iç- yönergelerin işaret/jestlere dayalı görsel des-
sel bir değeri olmayan ancak diğer birincil ve ikin- tekle sunulduğu ve sözel yönergelerin yalnız
cil pekiştireçlerle yer değiştirebileceği için değeri sunulduğu ayrık denemelerle öğretim karşı-
olan nesnelerdir. laştırılmıştır. Araştırmaya katılan üç denekten
Uygulamacıların dikkat etmesi gereken bir nok- birinde sözel yönergelerin işaret/jestlere dayalı
ta çocukların diğer pekiştireç türlerine yanıt verme görsel destekle sunulduğu ADÖ uygulama-
ihtimali yüksek olması nedeniyle birincil pekişti- sı daha etkili bulunmuşken diğer iki denekte
reçler istisnai durumlar için kullanılmalıdır. Birin- sözel yönergelerin işaret/jestlere dayalı görsel
cil pekiştireçler davranış üzerinde hızlı ve güçlü bir destekle sunulduğu ve sözel yönergelerin yal-
etkiye sahiptir. Bu nedenle, küçük çocuklar özel- nız sunulduğu ADÖ uygulamaları eşit düzey-
likle de uyumsuz ve uygun olmayan davranışları de etkili bulunmuştur. Araştırmanın tamamını
sıklıkla sergileyen çocuklar, ağır derecede bilişsel https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ in-
yetersizlikleri olan çocuklar ya da özellikle şiddet ternet adresinden ulaşarak okuyabilirsiniz.
içeren davranışları (kendini uyarıcı davranışları,
kendini incitme davranışları ve saldırganlık) olan Kaynak: Cevher, Z. “ Otizmli Çocuklara Yö-
çocuklar için birincil pekiştireçleri kullanmak etkili nerge İzlemenin Öğretiminde Sözel Yöner-
olabilir. Diğer taraftan birincil pekiştireçler, sonu- gelerin Jest/İşaretlere Dayalı Görsel Destekle
ca götüren bir basamak olarak kullanılmalı uzun Sunulduğu ve Yalnız Sunulduğu Ayrık Dene-
süreli kullanılan bir uygulama olmamalıdır. Amaç melerle Öğretimin Karşılaştırılması”. Anadolu
olabildiğince hızlı bir şekilde ikincil pekiştireçlere Üniversitesi, 24/05/2017
geçmektir. Bunu başarmak için, birincil pekiştireç
her zaman bir ya da daha fazla ikincil pekiştireçle, Drill (Alıştırma)
eşleştirilmelidir. Drill, yapılandırılmış dil öğretim yöntemle-
Uygulamada kullanılan herhangi bir pekiştirme rinden biridir. Hedef dil davranışlarının üreti-
programının en önemli ögesi pekiştirmenin hangi mini arttırmak için belirli pekiştirmeler sunulur
sıklıkla yapılacağını belirlemektir. Bu sıklık pekiş- ve müdahalenin en üst düzeyde etkili olabilmesi
tirme tarifesi olarak adlandırılır ve tüm pekiştirme adına ortam kontrolünü sağlanmaya çalışılır. Bu
sisteminin içerisinde yer alan bir parçası olarak dik- amaçla yapılan uygulama en temelde, ilişkili dilsel
katli bir şekilde planlanmalıdır. Temel olarak sürekli uyaranların belirginliğini arttırırken, ilişkisiz dilsel
ve aralıklı olmak üzere iki genel pekiştirme tarifesi uyaranları azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalı-
türü vardır. Sürekli pekiştirme tarifesinde bireyin şır (Paul, 2007). Drill, ayrık denemelerle öğretim
vermiş olduğu her doğru yanıt pekiştirilir. Aralıklı olarak da anılır. Bunun nedeni ayrık denemelerle
190
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
öğretim yöntemindeki formatın hemen hemen ay- lar elde edilmiştir. Etkili ve verimli bir müdahale
nısının kullanılmasıdır. Bu yüzden drill, yapılan- olan drill’in sıkıcılıkla ilişkili olan bu sınırlılığını
dırma düzeyi göz önüne alınarak oluşturulan farklı en düşük seviyeye indirmek için oyun etkinlikleri
etkinlik türleri arasında en yapılandırılmış yöntem- ile daha çok ilişkili olan drill play yöntemi tavsiye
lerden bir tanesidir. edilmektedir.
Bir drill etkinliğinde uygulamacı öncelikle elde
etmek istediği hedef dil davranışına yönelik bir yö- Drill Play (Alıştırma Oyun)
nerge sunar. Bu yönerge bir ifadenin veya sözcü-
Drill play, drill yöntemi içine güdüleyici etkin-
ğün tekrar edilmesini talep eden bir uyaran olabilir.
likler yerleştirerek biraz daha farklılaşan yapılandı-
Uygulamacı, müdahale öncesinde sunacağı uyaranı
rılmış dil öğretim yaklaşımlarından birisidir. Bazı
dikkatli bir şekilde planlar ve kontrol eder. Müda-
uygulamacılar, yoğun yapılandırılmış etkinlikler
hale öncesinde planlanan ve kontrol edilen bu uya-
içine güdüleyici durumlar da eklerler (Paul, 2007).
ranlar genellikle ipuçları içerir veya bireye hedef dil
Bu yaklaşımda uygulamacılar, sadece hedef dil
davranışını nasıl doğru olarak üreteceğini söyler.
davranışı sergilendikten sonra pekiştirme işlemini
İpuçları kullanılıyorsa bunlar sistematik bir şekil-
gerçekleştirmez. Uyarana bir öncül ekleyerek hedef
de ortadan kaldırılır veya uygulamacının müdahale
dil davranışı ortaya çıkmadan, davranışın ortaya
sürecini planlarken belirlediği gibi silikleştirilir. Bi-
çıkma ihtimalini arttırmak amacıyla bireyin güdü-
rey, ipucu kullanıldığında uygulamacının sunduğu
lenmesini sağlar. Aslında bahsedilen güdüleyici bir
uyarana tepki verir. Uygulamacının müdahale ön-
öncülün oturumlara eklenmesidir. Drill play’de bu
cesinde tanımladığı hedef dil davranışına uygun bir
güdüleyici öncül öğretimsel uyaranla birlikte (ön-
üretim sergilenmişse birey birincil pekiştireçlerle
cül güdüleyici olay) sunulur. Bir diğer güdüleyici
(yiyecek içecek gibi) veya sözel olarak (aferin, ha-
ise pekiştireci takip eder (sonraki güdüleyici olay).
rikasın vb.) pekiştirilir. Müdahale içinde yararlan-
Bu şekilde Drill play’de iki güdüleyici olayın varlı-
mak için güdüleyici bir etkinlik de kullanılabilir.
ğından söz etmek mümkündür.
Örneğin; mutfak eşyalarının adlandırılmasının
Drill’de bahsedilen mutfak eşyalarını adlan-
hedeflendiği bir müdahale oturumunda bir mut-
dırma örneğini drill play’e uyarlayarak ele alalım.
fak maketi ve minyatür mutfak eşyalarının yer al-
Başlangıç olarak güdüleyici öncül olayı bireyin
ması sağlanabilir. Uygulamacı, adlandırması için
istediği herhangi bir mutfak eşyası minyatürü-
sunduğu uyarana (örneğin, bu ne?) doğru tepki
nü seçmesine izin verelim. Seçilen mutfak eşyası
veren bireyin hedef tepkisinin ardından, adlandır-
minyatürünün adlandırılması için uyaranımız bu
dığı mutfak eşyasını maket içinde istediği bir yere
minyatürün adlandırılmasıdır. Hedef dil davranı-
yerleştirmesine izin verir ve daha sonra hedef dil
şı olan adlandırma doğru olarak gerçekleştiğinde
davranışının üretimi için önceden belirlediği pekiş-
bireye, seçtiği bu minyatürü mutfak maketi içinde
tireci sunar. Birey, tanımlanan hedef dil davranışı-
istediği bir yere yerleştirmesi için tekrar izin verilir.
na uygun bir üretim sergilemezse uygulamacı hedef
Bu durum da sonraki güdüleyici olay olarak plan-
dil davranışının hatalı veya eksik biçimlerini pekiş-
lanır. Buna örneğe benzer olarak bir oyun tahtası,
tirerek tepkiyi (örneğin, bireyin “tence” demesini
zar ve tahta üzerinde atılan zara göre ilerletilecek
“aferin, evet tencere” diyerek) şekillendirir. Bu sa-
nesnelerin yer aldığı bir etkinlik de düzenlenebi-
yede pekiştireç kazanmak için doğru kabul edilen
lir. Burada amaç, çocuk zarı her attığında kendi-
dil davranışının sayısı arttırılmaya çalışılır. Hedef
sine ait nesneyi, attığı zar sayısı kadar ilerleterek
dil yapısının edinimi sağlandığında artık yalnızca
üzerine geldiği alandaki resmi adlandırmasıdır.
bu davranış pekiştirilir. Kalıcılık sağlanana kadar
Güdüleyici öncül, bireyin oyun tahtası üzerinde
şekil verme süreci devam eder (Paul, 2007).
ilerletmesi için gerekli olan nesneyi, farklı nesne-
Ayrık denemelerle öğretim yönteminde olduğu ler arasından seçmesine izin verilerek sağlanır. Bu
gibi drill de kısa sürede birçok fırsat sunması ve bi- etkinlikte ayrıca zar atma davranışının kendisi de
reyin de bu fırsatlara tepkide bulunması nedeniyle güdüleyici öncül özelliği taşır. Yine burada hedef
etkili müdahale yaklaşımları arasına girmektedir. dil davranışını ortaya çıkarması beklenen uyaran,
Bazı araştırmalarda Drill için güdüleyicilik düzeyi- üzerine gelinen alandaki resmin adlandırılmasıdır
nin düşük olduğu ve uygulamacıların fazla yapılan- (Paul, 2007).
dırılmışlıktan rahatsız oldukları yönünde bulgu-
191
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Hedef dil davranışının ortaya çıkması için bi- göre seçenek sunarak öğrencilere dağıtır. Kendisi
reyin bu davranışı sergilemeye ihtiyaç duyması de bir oyun hamuru alarak masasına oturur. Öğ-
gerekir. Uygulamacı bu ihtiyacın oluşmasını sağla- retmen oyun hamurlarını masada yuvarlayarak
malıdır. Zar atma oyunu için bu ihtiyaç resimlerin ufak toplar haline getirmelerini ister. Daha sonra
bulunduğu alanlara küçük pullar bırakılarak ger- öğretmen her çocuğa tek tek adını sorar. Çocuk
çekleştirilir. Çocuk zarı atıp elindeki nesneyi resime adını söyledikten sonra öğretmen adının kaç par-
doğru ilerletir ve pulunu, doğru adlandıran resim çadan oluştuğunu dikkatli bir şekilde dinlemesini
alanına koyar. Bu biriktirme işlemi hem o deneme ister. Öğretmen çocuğun adını heceler ve her hece
için hem de etkinliğin sonunda biriktirilen pulla- için önüne bir yuvarlak oyun hamuru koyar. Oyun
rın, sembol panosu (biriktirilen pul sayısına göre hamurları tekrar sayılır ve adın kaç heceden oluş-
hangi pekiştirecin kazanıldığını gösteren) üzerin- tuğu söylenir. Daha sonra aynı şekilde çocuğun
den getireceği pekiştireç, sonlandırılan etkinliğin adını heceleyerek ve her hece için önüne bir yuvar-
tamamı için sonraki motive edici olay olma özelliği lak oyun hamuru koyması hedeflenir. Hedeflenen
taşıyacaktır. hece sayısını içeren farklı sözcüklerle de aynı işlem
Sesbilgisel/Fonolojik müdahalede de genellikle yapılabilir.
yapılandırmacı yaklaşımlar içerisinden drill play Shriberg ve Kwiatkowski (1982), drill ve drill
etkinlikleri öne çıkmaktadır. Prezas ve Hodson play’in, fonolojik müdahalede tepkilerin ortaya
(2010) da fonolojik müdahalede üretim uygula- çıkmasında, eşit olarak verimli ve etkili olduğunu
maları içeren drill play etkinliklerini önermektedir. tespit etmişlerdir. Ayrıca çalışmada yer alan uy-
Bu etkinliklerin tamamı küçük kartların kullanı- gulamacılar drill’e kıyasla drill play’den çok daha
mını içermektedir. Hedef fonemin veya sıralama- memnun kalmıştır. Bu bulgular, ayrık denemelerle
nın yer aldığı resimler, birey tarafından bu kartların öğretim yaklaşımının küçük fakat iyi planlanmış
üzerine çizilir. Hodson ve Paden (1991) tarafından uyarlamalar sayesinde birey motivasyonunu ve uy-
önerilen etkinlikler şu şekildedir: gulamacı güvenini arttırarak yüksek düzeyde yapı-
• Sakla ve Ara: Uygulamacı kartları odanın landırılmış yaklaşımların avantajlarının çoğunun
içinde bulunması kolay olacak bir şekilde kalıcı hale gelebildiğini ortaya koymuştur.
gizler. Birey kartları buldukça üzerinde yer Drill play’in bu kadar etkili ve daha eğlenceli
alan resmi sözel bir şekilde ifade eder, oluşu, drill’in kullanılmasına gerek duyulmaya-
• Safari: Her kart üzerinde bir hayvan resmi bileceğini akla getirebilir. Fakat bazı çocukların
olacak şekilde kesilir. Birey, birbirine bant drill’in basitliğini ve öngörülebilirliğini tercih ede-
ile yapıştırılmış rulo tuvalet kağıdı karton- bileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden drill’in veya
larından yapılan dürbün ile hayvanları arar. drill play’in kullanılmasının tercihi bireyden bireye
Daha sonra bulduğu tüm hayvanları sözel farklılık gösterebilmektedir. Aslında birçok bilgi-
bir şekilde ifade eder, sayar temelli dil eğitim programı drill formların-
dadır. Bu programlar sonraki motive edici olayları
• Torbaya top at: Geniş ve ağzı açık kalacak
kendi tasarladıkları grafik görüntüleriyle sağlarlar
torbalar üzerine bireyin çizdiği küçük resim-
ve birçok çocuk bunu çok eğlenceli bulmaktadır.
li kartlar yapıştırılır. Birey topu bir torbanın
Önemli olan uygulama deneyimlerimiz içerisinde
içerisine atar ve attığı torba üzerindeki res-
bireylerin gereksinimlerine uygun olarak belirleye-
mi sözel olarak ifade eder. Her torbaya en
bileceğimiz, karıştırabileceğimiz ya da eşleştirebile-
az bir kez top atılana kadar etkinlik devam
ceğimiz yöntem ve yaklaşımlara sahip olmamızdır
eder. Bu etkinlik, renk veya eylem bildiren
(Paul, 2007).
cümleler çalışılarak da çeşitlendirilebilir.
• Gömü: Bireyin kartları kum ya da makarna
havuzunun içerisine gömülür, çocuk bul- Model Olma
duğu her kartı sözel olarak ifade eder. Model olma, sosyal öğrenme kuramından doğ-
Farklı bir fonolojik farkındalık etkinliği olarak muştur (Bandura ve Walters, 1963) ve üçüncü bir
hece sayma verilebilir. Önce bütün çocuklar öğret- modelin kullanılmasını içerir. Böylece bu yaklaşım,
meni karşıdan görecek bir oturma düzeni alırlar. model olma yaklaşımı olarak isimlendirilmiştir.
Daha sonra öğretmen oyun hamurlarını renklere Drill gibi model olma da yoğun yapılandırılmış bir
192
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
format kullanmaktadır. Benzer olarak bu yaklaşım- problem çözme, bilim, tarih, politika ve din gibi
da da dışsal pekiştirme ve yapılandırılmış etkileşim alanların hepsi sözel davranışla doğrudan ilişkilidir.
içeren bağlam kullanılmaktadır. Fakat burada tak- Bunun yanında öğrenme güçlüğü, disleksi, otizm,
lit etmenin yerini çocuğun dinlemesi almaktadır. davranış problemleri, saldırganlık gibi problemler
Birey dinlerken model hedeflenen yapıya sayısız de sözel davranışı içermektedir. Bu bakış açısıyla
örnek sağlar. Dinleme yoluyla çocuktan beklenen sözel davranışın insan hayatında oldukça geniş bir
önce uyarılması daha sonra hedef yapıyı kendisinin yere sahip olduğu görülmektedir.
üretmesidir. Çocuğun hiçbir zaman hedef yapıyı Dil pekiştirilebilir ve şekillendirilebilir bir
modelden hemen sonra taklit etmesi gerekmemek- yaklaşım olarak ele alınırken, çocuğun yalnızca ne
tedir. Onun yerine bu prosedürde çocuğun dolay- söylediğine değil aynı zamanda dili neden kullan-
lı olarak modelin konuşmasında sunduğu bütün dığı da dikkat edilir (Birkan, 2016). Sözel davranış
uyaranlar içerisinden benzer bir kalıbı bulması ge- yöntemine göre uygulamacı çocuğun sahip olduğu
rekmektedir. tüm pekiştireçleri bulunduran kişi olmalıdır. Baş-
Leonard’ın (1975) model olma yönteminde ka bir deyişle çocuğun sevdiği şeyler uygulamacıda
uygulamacı tarafından model olarak ebeveyn gibi bulunmalı ve çocuk istemeden ona fazladan bu pe-
bir işbirlikçiden yararlanılır. Uygulamacı bireyi kiştireçleri sunmalıdır. Bu durumda çocuk uygula-
hedeflenen yapı ile ilgili ön değerlendirmeye al- macıyı sevdiği şeyleri ona veren kişi olarak görecek-
dıktan sonra modele ön değerlendirmede kullan- tir. Bunun yapılma nedeni çocuğun uygulamacıyı,
madığı bir dizi resim verir ve sorar ‘‘Burada ne masayı ve materyalleri pekiştireçlerle eşleştirmektir.
oluyor?’’, daha sonra işbirlikçi ‘‘kız ip atlıyor.’’ ya Böylece çocuğun uygulama ortamına ve uygula-
da ‘‘çocuk ağaca tırmanıyor.’’ gibi resimde yer alan macıya koşarak gitmesi sağlanır. Sözel davranış
olayı bireyin düzeyine uygun bir şekilde sözel ola- tamamen yapılandırılmış bir yaklaşım olmasına
rak ifade eder. Bu şekilde 10 veya 20 kez model karşın çocuğu motive edici unsurları kullandırarak
olunduktan sonra bireyin model gibi söylemesi çocuğun kendi öğrenmesinde rehber olmasını sağ-
(sende söyle, baba gibi söyle, abla gibi söyle), yani lar (Birkan, 2016). Sözel davranış yapılandırılmış
birebir aynı olmayan resimli kartları tanımlama- dil öğretim yöntemleri arasında daha doğal ola-
sı istenir. Bu aşama, birey arka arkaya 3 doğru nıdır. Yapılandırılmış dil öğretiminin sınırlılıkları
üretim sergileyene kadar işbirlikçi ile birlikte sı- arasında yer alan bazı genelleme becerilerini doğal
rayla kendilerine gösterilen resimleri tanımlama- ortamda öğretmesinin yanında aynı zamanda masa
ya devam ederler. Arka arkaya 3 doğru üretim başında tekrarlar yapılması da zamanın önemli bir
sergilendikten sonra bireyin ölçüt (örneğin, 10 yüzdesini kapsar.
denemede minimum 8 doğru tepki) karşılanana
kadar devam etmesi istenir. Bu noktada birey, ön
değerlendirmedeki uyaranlar kullanılarak ve mo-
del olmaksızın değerlendirilecektir. Bu yöntem dikkat
bir işbirlikçiye ulaşma imkanı olmadığında model Sözel davranış sadece konu-
olarak bir oyuncak bebek veya kukla kullanılarak şabilen veya sadece konu-
kolaylıkla uyarlanabilir. Bir diğer yapılandırılmış şamayan çocuklarda yarar
dil öğretim yöntemi ise temeli Uygulamalı Dav- sağlamaz. Sözel davranış
ranış Analizi’ne (UDA) dayanan sözel davranıştır. iletişim etkinliklerinin tü-
münü kapsar.
Sözel Davranış
Dil çalışmalarında, işlevsel ve biçimsel özellikler
Sözel davranış, UDA araştırmalarının üzerine bakımından dili ayırmak büyük önem taşımaktadır
inşa edilmiş çocuğun işlevsel dili öğrenmesini ko- (Skinner, 1957). Biçimsel özellikler, sözel tepkinin
laylaştıran bir yapılandırılmış dil öğretim yöntemi- topoğrafyasını (fonemler, morfemler, sentaks ve se-
dir. UDA, sosyal açıdan önem taşıyan davranışlar mantik gibi) kapsarken işlevsel özellikler tepkinin
üzerine odaklanmaktadır. İnsan davranışlarının nedenlerini temel almaktadır. Dili bir bütün olarak
da sosyal açıdan en önemli olanları sözel davranışı ele almak, bu bileşenlerin her ikisinin de üzerinde
içermektedir. Zeka, düşünme, anlama, dil edinimi, durmayı gerektirmektedir. Dil, biçimsel olarak bir
193
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
konuşmacı ve konuşmacının söylediği şeyi neden için bazı değişkenlere gereksinim duyulur. Davra-
söylediği bilgisi olmaksızın sınıflandırılabilmekte- nışı ortaya çıkaran bu değişkenlere güdüleyici iş-
dir. Cümlelerin dilbilgisi kurallarına uygun olup lemler başlığı altında yer verilmiştir (Ingvarsson,
olmadığı bir ses kaydından ya da ses kaydı dökü- 2016).
münden analiz edilebilir. Örneğin, bir çocuktan
elde edilen doğal dil örneğinde şahıs zamirlerinin
Güdüleyici İşlemler
(ben, sen, o vb.) ya da zaman eklerinin (-yor, -ecek,
-acak vb.) yanlış kullanımı kolaylıkla tespit edile- Çevresel olayların pekiştirme ve cezalandırma
bilmektedir. Skinner’in sözel davranış analizinde değerini değiştirerek davranışı etkileyen çevresel
yaygın olarak yapılan yanlış anlama, onun dilin değişkenlerdir. Güdüleyici işlemler davranış için
biçimsel sınıflandırmasını reddettiği yönündedir. sonucu değiştirme geçmişine sahip olduğundan
Oysa o tepkinin tanımlanmasında veya sınıflandı- davranışı doğrudan harekete geçirir (Laraway,
rılmasında bir hata görmemiş, tam tersine neden- Snycerski, Michael ve Poling, 2003). Talep etme
lerin veya sınıflandırmaların işlevlerinin hesaba ka- (Mand) güdüleyici işlemlerin kontrolü açısından
tılmamasını doğru bulmamıştır (Sundberg, 2006). tanımlanmaktadır. Bu yüzden talep etme öğreti-
mi sırasında uygun güdüleyici işlemin kontrolünü
1957 yılında basılan Sözel Davranış (SD) kita-
sağlamak son derece önemlidir (Michael, 1993).
bında Skinner, iletişim ve dile kavramsal yorumlar
Erken çocukluk döneminde uygulamacılar güdü-
getirmiştir. Skinner (1957) dilin öğrenilen bir dav-
leyici işlemleri yakalar ve planlar. Her iki yöntem
ranış olduğunu ifade etmiş, sözel davranışı başka
de etkili pekiştireçleri belirlemeyi, belirlenen pekiş-
bir kişinin davranışı aracılığıyla pekiştirilen davra-
tireçleri çocuğun elde etmesi için kontrol etmeyi
nış olarak tanımlamıştır. Ayrıca dil çalışmalarında,
ve daha sonra ortaya çıkan bir talebe veya talebin
dilin biçimsel ve işlevsel özelliklerini birbirinden
yakın haline bağlı olarak pekiştireci sunmayı içerir.
ayırmanın önemine vurgu yapmıştır. Bu doğrultu-
Gün içinde çocuğun liderliği takip edilerek ve iste-
da Skinner’ın SD tanımında dikkat çeken iki yön
diği nesne veya etkinliklere yönelimi (Oyuncaklara
ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi SD’ı diğer ge-
yaklaşma veya eliyle işaret etme gibi) gözlemlene-
nel davranışlar gibi ele alması, diğeri ise SD’ın biçi-
rek güdüleyici işlemler yakalanabilir. Uygulamacı o
minden veya topoğrafyasından ziyade işlevine vur-
anlarda çocuğun istediği nesne veya etkinliğe eriş-
gu yapıyor olmasıdır. Bu yüzden aynı tepki biçimi
mesini kontrol eder, çocuğun tepki başlatmasını
birden çok işleve sahip olabilir. Bunun tam tersine
bekler ve öğretim fırsatı olarak bu durumu kulla-
farklı tepki biçimleri de aynı işleve hizmet ediyor
nır. Pekiştireç (çocuğun etkileşim başlattığı nesne)
olabilir. Önemli olan aynı ya da farklı işleve sahip
çocuğun hedef tepkisine veya hedef tepkinin yakın
olan sözel davranışların dinleyici tarafından pekiş-
hallerine bağlı olarak sunulmalıdır. Eğer hedef tep-
tirilmesidir. Konuşmacı ve dinleyici davranışları
ki sergilenmiyorsa uygulamacı ipucu kullanabilir
aşağıdaki başlıkta özetlenmiştir (Ingvarsson, 2016).
veya şekillendirme yapabilir. Kullanılan ipuçları
daha sonra silikleştirilmelidir.
Konuşmacı ve Dinleyici Davranışı Güdüleyici işlemleri planlamak da benzer bir
Konuşmacının davranışı, dinleyici tarafından yolla sağlanır. Burada uygulamacı çocuğun sevdi-
pekiştirilirse sözel olarak değerlendirilir. Sözel iş- ği nesneleri (oyuncak araba, bebek gibi) veya et-
lemlerin hepsi konuşmacı davranışlarına örnektir. kinlikleri belirleyerek çevreyi düzenler. Bu talep
Dinleyici davranışı, konuşmacının sözel davranışı- etme öğretimi için fırsatları arttırarak izlenen bir
nı kontrol altında tutan ve ona bu davranış için pe- yoldur. Uygulamacı çocuğun çok sevdiği oyun-
kiştireç sağlayan herhangi bir davranıştır. Örneğin, cakları görüp ulaşamayacağı yerlere koyar. Bu
konuşmacı kendisinin ulaşamadığı bir nesneyi din- amaca uygun benzer etkinlikler de planlayabilir.
leyiciden isteyebilir. Eğer dinleyici buna uygun bir Örneğin, çocuk kurt baba oyununu çok seviyorsa
şekilde konuşmacının istediği şeyi alıp ona verirse bu oyun oynanırken bir anda durulmaması gere-
bu talep etme (Mand) pekiştirilmiş olur. Daha sıkı ken bir yerde uygulamacı oyunu durdurur. Ço-
bir sözel davranış yorumuna göre yalnızca konuş- cuğun hedef tepkisine bağlı olarak oyuna devam
macının davranışları sözel olarak değerlendirilir. edilir. Bu yol, farklı oyunlar ve etkinlikler için de
Konuşmacının sözel davranışını ortaya çıkarmak izlenebilir. Kesintiye uğratılmış davranış zinciri
194
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
stratejisi (İnterrupted Chain Strategy) güdüleyici Sözel Olmayan Uyarana Tepki (Tact)
işlem planlamamak için kullanılan başka bir yak- Bir sözel olmayan uyaranın, uyaran kontrolün-
laşımdır (Carter ve Grunsell, 2001). Bu yaklaşım- deki sözel işlemdir. Örnek olarak camdan dışarıya
da çocuk tepki zincirlerini, sonunda bir pekiştireç bakan çocuğun ağaç dalları üzerinde gördüğü kuş-
elde etmek için tamamlamaktadır. Uygulamacı, lara ‘‘kuş’’ demesi ve ebeveynin ‘‘aferin, kuş’’ de-
çocuk talep etme davranışını sergileyene kadar mesi verilebilir. Çocuğun tepkisi sözel olmayan bir
zinciri tamamlamasına izin vermez. Örneğin, uyaran (ağaç dalları üzerindeki kuşlar) tarafından
çocuk tablet üzerinden sevdiği bir uygulama ile harekete geçirilir ve yetişkin tarafından rastgele bir
çalışacak, fakat tabletin ekran kilidi olduğu için pekiştireçle pekiştirilir. Burada elde edilen pekişti-
uygulamayı açamamakta ve bu yüzden talep et- reç talep etmedeki gibi tepkiye özgü değildir (Ing-
mesi gerekmektedir. varsson, 2016).
Güdüleyici işlemi yakalamanın veya planlama-
nın başlıca faydası, öğretimin çocuğun oldukça
güdülendiği bir anda gerçekleşiyor olmasıdır. Bu Sözel Uyarana Tepki (İntraverbal)
yüzden tepkinin ortaya çıkma olasılığı da artmak- Yukarıda bahsettiğimiz sözel olmayan uyarana
tadır. Buna ek olarak konuşmacının o an hedef tepkinin (Tact) tam tersi olarak burada sözel uya-
tepkiyi sergilemesi kendisine çok sevdiği bir nesne rana tepki yer almaktadır. Sözel olmayan uyarana
veya etkinlik kazandıracağından doğrudan yarar tepki ile bir benzer nokta, burada da genel pekiştir-
sağlamaktadır (Ingvarsson, 2016). menin kullanılıyor olmasıdır. Daha açık bir ifadey-
Güdüleyici işlemlerin çoğu talep etme öğreti- le sözel olmayan uyarana tepki (İntraverbal) tanı-
mi ile ilgilidir. Bunun nedeni daha önce de söz mı, başka birisinin başlattığı cümleyi tamamlamayı
edildiği üzere talep etmenin güdüleyici işlemler veya sorulan soruya cevap vermeyi içermektedir.
açısından tanımlanmış olmasıdır. Ancak güdüleyi- Yetişkinin bir çocuğa ‘‘Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?’’
ci işlemler, özellikle erken çocukluk dönemindeki soruna, çocuğun ‘‘Ben birinci sınıfa gidiyorum.’’
müdahaleler için kesinlikle diğer sözel işlemlerle yanıtını vermesi bu tanıma örnek olarak verilebilir
de ilişkilidir. Güdüleyici işlemlerin gücü uyaran (Ingvarsson, 2016).
kontrolü ve genellemeyi etkiler (Lotfizadeh, Ed-
wards, Redner ve Poling, 2012). Buna ek olarak Taklide Dayalı Tepki (Echoic)
sosyal motivasyonun veya sosyal etkileşimlerin Taklide dayalı tepki davranışı yukarıda bahse-
pekiştireç olarak işlev boyutunun, doğal ortam- dilen sözel uyarana tepki (İntraverbal) davranışına
lar içinde genellemeyi ve sözel ve sözel olmayan benzemektedir. İkisi arasındaki tek fark, taklide
uyarana tepkinin (İntraverbal ve tact) ve dinleyici dayalı tepki sözel uyaranla yazılı olarak bire bir ay-
tepkilerinin kalıcılığını etkilemesi muhtemeldir. nıdır ve biçimsel olarak benzerdir. Eko (Echoic),
Aşağıda Skinner’ın tanımladığı sözel işlemler yer taklide dayalı doğası gereği kendine özgü bir ka-
almaktadır. tegori oluşturarak intraverbal’dan farklılaşmaktadır
(Ingvarsson, 2016).
Talep Etme/İstek Bildirme (Mand)
Talep etme, güdüleyici işlem ve pekiştirmenin Otoklitik
kontrolü altındaki sözel bir işlemdir. Örnek olarak Başka sözel davranışların etkisine göre değişen
karnı acıkan bebeğin ‘‘mama’’ demesi ve bunun sözel bir davranıştır. Örneğin iki arkadaş yan yana
sonucunda mamayı elde etmesi verilebilir. Talep otururken birisi ‘‘Bence bu akşam maç var.’’ veya
etme aynı zamanda itici uyarandan kaçınma için ‘‘Bu akşam kesin maç var.’’ diyebilir. Bu cümlelerde
de kullanılabilir. Evde kendi odasında ders çalışan yer alan ‘‘Bence’’ ve ‘‘Kesin’’ sözcüklerinin dinleyici
bir çocuk, temizlik yapan annesinden süpürge- davranışını farklı şekillerde etkilemesi muhtemel-
yi kapatmasını isteyebilir. Bu durumda süpürge dir. Dinleyici, ilk cümlede muhtemelen maçın
sesi güdüleyici işlemdir (Motivating Operation) olup olmadığını teyit etmeye gereksinim duyacak-
ve annenin süpürgeyi kapatması karakteristik bir tır. İkinci cümlede ise böyle bir durum söz konusu
sonuçtur. Günlük dildeki ricalar ve istekler tipik olmayacaktır (Ingvarsson, 2016).
talep etme örnekleridir (Ingvarsson, 2016).
195
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
196
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
her şeyin eşit olması önem kazanmaktadır. Çocuk Dili Öğretici Olarak Kullan
doğal olmayan bir etkinlik içinde çok fazla sayıda Resimli eylem kartları ile çalışıldığı bir örnek
doğru tepki sergiliyorsa, o zaman en azından baş- üzerinde duracak olursak, genellikle bu tarz etkin-
langıç aşamasında doğal olmayan etkinlik tercih liklerin çocuğun resimli kart üzerinde gördüğü (kız
edilmelidir (Paul, 2007). yüzüyor) eylemi, uygulamacı model olduktan sonra
Craig (1983), müdahale içindeki doğallık ile basit bir şekilde tekrar etmesini içerdiği görülmekte-
ilgili olarak, iletişimin çocuğa doğal görünebi- dir. Bu etkinliği farklı şekillerde sunmak mümkün-
leceğini, fakat uygulamacı açısından aynı şeyin dür. Örneğin, önce iki adet eylem kartı çocuğa gös-
söz konusu olmasının gerekmediğini ifade etmiş- terilir. Gösterilen bu kartlardan birisi tanımlanır (Kız
tir. Uygulamacının iyi bir şekilde yapılandırdığı denizde yüzüyor) ve çocuktan tanımlanan resimli
müdahale bağlamlarının doğal görünecek şekilde eylem kartını göstermesi istenir. Daha sonra aynı iki
düzenlenmiş olması mümkündür. Bu durum için resimli eylem kartı çocuğa verilir ve uygulamacının
öğretmenin yapılandırdığı, fakat çocuğun doğal az önce model olduğu şekilde bir tanesini tanımla-
bir etkinlik olarak gördüğü yapboz etkinliği (tek ması istenir. Çocuğun tanımlayacağı resimli kart az
ve bütün meyvelerin yer aldığı parçaları içeren) önce kendisinin yaptığı gibi uygulamacı tarafından
örnek olarak verilebilir. Bu etkinlikte öğretmen gösterilir. Çocuk, uygulamacının tanımladığı eylem
çocuğun istediği şeyler için tam bir cümle kura- kartını (Kız denizde yüzüyor) taklit ederek tanım-
rak sözel talep etmesini hedeflemektedir. Bunun lamayı seçerse bir drill uygulaması gibi tepki verilir
için öğretmen önce bütün yapboz parçalarını ço- (aferin) ve uygulamacı çocuğun taklit ettiği eylem
cuğun önüne koyar. Etkinliğin başında ilk önce kartını gösterir. Çocuk diğer eylem kartını seçer ve
bütün parçaları kendisinin yerleştireceğini, sonra bu resmi doğru olarak tanımlarsa uygulamacı tekrar
sıranın ona geçeceğini söyler. Daha sonra öğret- pekiştirir ve gösterir. Çocuk resimlerden herhangi
men yerleştireceği yapboz parçalarının her birini birini yanlış tanımlarsa uygulamacı kafası karışmış
sözel olarak talep eder (‘‘Özge, bana elmayı verir gibi rol yaparak doğru biçime model olur ve çocuğa
misin?’’, ‘‘Özge, bana çileği verir misin?’’ gibi). tekrar şans verir (‘‘Anlayamadım, ‘kız denizde yü-
Görülmektedir ki aslında bu durum konuşma züyor.’ mu dedin? Bu resimde kız denizde yüzüyor.
için doğal bir yol değildir. Gerçek bir konuşmada Şimdi bana hangi resmi göstermemi istediğini söyle.
birçok yapboz parçasını tek seferde isteyebiliriz ya Böylece doğru anladığımdan emin olabilirim.’’).
da sadece ulaşabileceğimiz kadarını yerleştiririz.
Ancak bu doğal olmayan yol, çocuğun tam bir
cümleyle sözel talep etmesini sağlamak için tutarlı Görev İçinde İletişim Kurmak için
ve açık bir model sağlamaktadır. Yapboz parçala- Güdülenmeyi Arttır
rını yerleştirme sırası çocuğa geçtiğinde öğretmen Bu ilke, çocuğun yapılandırılmış bir müdahale
bütün parçaları kendisinin önüne çeker. Böylece içinde iletişim başlatmasını sağlamaya odaklanır.
çocuktan, yoğun bir şekilde maruz kaldığı hedef Bunun sağlamanın yollarından birisi bir engel kul-
tepkileri (modelleri) istediği parçaları elde etmek lanmak ya da uygulamacı ve çocuğu sırt sırta otur-
için üretmesi beklenir. tup oyuncak bir telefonla konuşmalarını sağlamak-
Özetle müdahale içindeki doğallığın belirlen- tır. Bu etkinlik içinde uygulamacı çocuğun merakını
mesi ile ilgili birçok seçeneğe sahip olduğumuz elde etmek üzere bir konu hakkında yorum yapar.
görülmektedir. Müdahale programı içinde yapı- Çocuk için soru sorma edinimi hedeflenen bu etkin-
landırılmış yaklaşımlar, daha doğal olan hibrit likte uygulamacı aniden ‘‘Aaa aaa!’’ diyerek bir tepki-
(karma) ve çocuk merkezli (doğal) yaklaşımlar- de bulunur. Çocuk, uygulamacıyı heyecanlandıran
la desteklenebilir. Ayrıca ortam ve etkinliklerin, şeyin ne olduğunu merak eder ve bu yüzden büyük
çocuğun gözünden doğal görünmesi sağlanarak olasılıkla bir soru sorarak iletişimi başlatır. Bunun
dikkatli bir şekilde planlanması yapılabilir. Son yanında olumsuz ifadelerin edinimini hedefleyen bir
olarak yoğun yapılandırılmış etkinliklerin for- uygulamacı tamamen yanlış olan iddialar ortaya atar
matları değiştirilerek gerçek yaşam iletişimine ve çocuktan hatayı bularak kendisini düzeltmesini
benzerliği arttırılabilir. Aşağıda Fey (1986) tara- ister. Uygulamacı çocuğa bir dizi resim de göstere-
fından yapılandırılmış etkinliklerin doğallığının bilir ve her bir resmi yanlış eylemler kullanarak ta-
arttırılması için öneriler yer almaktadır. nımlar. Örneğin, uygulamacı yemek yiyen bir çocuk
197
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
198
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
etkinlik çocuğun şu an mevcut olmayan bir dizi eylem hakkında destek olmadan konuşmasını gerektirir.
Son aşamada çocuğa en büyük destek portakal suyu hazırlarken yaşamış olduğu kişisel deneyimdir.
Tüm yaklaşımlar bir arada kullanılsa da, çocuğun gözünden müdahalenin doğal görünmesi için çevre
düzenlense de, doğallığın arttırılması için yapılandırılmış yaklaşımlar uyarlansa da ya da bunların hepsi
bir arada yapılsa da, bizim asıl hedefimiz, sosyal amaçları gerçekleştirmek için çocuklara öğrettiğimiz dili
anlamlı bir araç haline getirmektir.
Amaç: Birey on denemenin sekizinde “Bu ne?” diye sorulduğunda kendisine gösterilen resimli kartlardaki seb-
zenin ne olduğunu söyler.
Yöntem: Model Olma
Model: Kukla
Materyaller:
• Ön değerlendirme için (10 adet sebze resmi)
• Modelin söylemesi için (Ön değerlendirmedekinden farklı 10 adet sebze resmi)
• Bireyin söylemesi için (10 adet farklı sebze resmi)
• Son değerlendirme (Ön değerlendirmede kullanılan 10 adet sebze resmi)
Uygulama
Uygulamacı:
Bireye “Bugün seninle sebzelerin adlarını öğreneceğiz, şimdi sana bazı resimler göstereceğim bu resimlerde gör-
düğün sebzelerin sırası ile adlarını söylemeni istiyorum.” Der. (Ön değerlendirme)
Uygulamacı değerlendirme tablosuna adlandırdığı resmin karşısındaki sütuna “+”, adlandıramadığı resmin karşısında-
ki sütuna “-“ koyar. Bunu yaparken bireyin tabloyu görmemesi motivasyonunun bozulmaması açısından önemlidir.
Uygulamacı ön değerlendirmeyi bitirdikten sonra “bugün bir misafirimiz var” diyerek yanındaki kutudan bir
kukla çıkarır. “Şimdi bu sebzelerin neler olduğunu bize misafirimiz söyleyecek” der. Kukla her bir sebzeye 10
kez model olur. Burada dikkat edilecek nokta ön değerlendirmede kullanılan sebze resimlerinden farklı resimler
kullanılmasıdır. Sonrasında uygulamacı “sende şimdi kukla gibi söyle” der ve modelin resimli kartları ile bire bir
aynı olmayan kartlardaki resimleri bireyin adlandırmasını ister. Bu aşama bireyin her bir resim için ölçüt (on
denemeden sekizi ) sergileyinceye kadar devam eder.
Değerlendirme
Birey son değerlendirmede artık model olmadan ön değerlendirmedeki resimli kartlar gösterilerek değerlendiri-
lir. Değerlendirme sırasında uygulamacı değerlendirme tablosuna adlandırdığı resmin karşısındaki sütuna “+”,
adlandıramadığı resmin karşısındaki sütuna “-“ koyar. Uygulamacı son değerlendirmeyi bitirdikten sonra bireye
çalışmaya katılımı için teşekkür eder.
199
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Öğrenme Çıktısı
2 Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-play, model olma ve sözel davranış yöntemlerini
açıklayabilme
3 Üstdil becerilerinin öğretimini açıklayabilme
4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık sürecinin kullanılmasını açıklayabilme
200
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
201
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
• Ayrık denemelerle öğretim (ADÖ), bilimsel dayanaklı uygulamalar içerisinde yer alan davranışsal uygulamalardan
biridir. ADÖ öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla öğretimi bireyselleştiren ve küçük adımlara bölen bir yöntemdir.
ADÖ genellikle bir uygulamacı ve bir öğrenci ile gerçekleştirilir. Öğretim esnasında dikkat dağıtıcı potansiyele
sahip tüm uyaranlar ortamdan kaldırılır veya kontrol altına alınır. ADÖ, temelde uygulamalı davranış analizinin
bir ilkesi olan Uyaran-Tepki-Uyaran ilişkisine göre gerçekleştirilir. ADÖ, sırası ile davranış öncesi uyaran ipucu ve
hedef uyaranın sunulduğu; tepki, bireyin ipucu ve hedef uyarana verdiği yanıt; davranış sonrası uyaran ise çocuğun
vermiş olduğu yanıt doğrultusunda görmezden gelme veya pekiştirme uygulamaları zinciridir.
• Ayrık denemelerle öğretimin beş temel bileşeni vardır. Bu bileşenler;
- Ayırt edici uyaran sunma
- İpucu sunma
- Bireyin tepkisi (yanıt)
- Sonuç (Pekiştirme veya görmezden gelme)
- Denemeler arası süredir.
• Drill, yapılandırılmış dil öğretim yöntemlerinden biridir. Hedef dil davranışlarının üretimini arttırmak
için belirli pekiştirmeler sunulur ve müdahalenin en üst düzeyde etkili olabilmesi adına ortam kontrolünü
sağlanmaya çalışılır. Bu amaçla yapılan uygulama en temelde, ilişkili dilsel uyaranların belirginliğini arttı-
rırken, ilişkisiz dilsel uyaranları azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalışır.
• Bir drill etkinliğinde uygulamacı öncelikle elde etmek istediği hedef dil davranışına yönelik bir yönerge sunar.
Bu yönerge bir ifadenin veya sözcüğün tekrar edilmesini talep eden bir uyaran olabilir. Uygulamacı, müdahale
öncesinde sunacağı uyaranı dikkatli bir şekilde planlar ve kontrol eder. Müdahale öncesinde planlanan ve kontrol
edilen bu uyaranlar genellikle ipuçları içerir veya bireye hedef dil davranışını nasıl doğru olarak üreteceğini söyler.
İpuçları kullanılıyorsa bunlar sistematik bir şekilde ortadan kaldırılır veya uygulamacının müdahale sürecini
planlarken belirlediği gibi silikleştirilir. Birey, ipucu kullanıldığında uygulamacının sunduğu uyarana tepki verir.
Uygulamacının müdahale öncesinde tanımladığı hedef dil davranışına uygun bir üretim sergilenmişse birey
birincil pekiştireçlerle (yiyecek içecek gibi) veya sözel olarak (aferin, harikasın vb.) pekiştirilir.
• Drill play, Drill yöntemi içine güdüleyici etkinlikler yerleştirerek biraz daha farklılaşan yapılandırılmış dil öğ-
retim yaklaşımlarından birisidir. Bazı uygulamacılar, yoğun yapılandırılmış etkinlikler içine güdüleyici durum-
lar da ekleyebilmektedir. Drill play’de bu güdüleyici öncül öğretimsel uyaranla birlikte (öncül güdüleyici olay)
sunulur. Bir diğer güdüleyici ise pekiştireci takip etmektedir (sonraki güdüleyici olay). Bu şekilde Drill play’de
iki güdüleyici olayın varlığından söz etmek mümkündür. Hedef dil davranışının ortaya çıkması için bireyin bu
davranışı sergilemeye ihtiyaç duyması gerekir. Uygulamacı bu ihtiyacın oluşmasını sağlayabilmelidir.
• Yapılandırmacı yaklaşımlar, ileri düzey dil biçimlerinin (üst dil becerileri) öğretiminde okul çağı ve sonrasındaki
dönem için kullanılabilmektedir. Üst dil becerileri, özellikle sembolik dil gibi ileri düzey biçimlerde dil edini-
mini desteklemektedir. Sembolik dil içerisinde; metaforlar, deyimler, atasözleri ve benzetmeler yer almaktadır.
Yapılandırmacı yaklaşım ile öğrencilere metaforları açıklamayı öğretmek, üst dil becerileri başlığının altındaki
sembolik dil öğretimi olarak değerlendirilmektedir. Metafor, bir göndergeyi başka bir gönderge açısından ifade
etmek anlamına gelmektedir. Bilmeceler, boşluk doldurmalar ve iki gönderge arasındaki benzerlikleri belirgin-
leştiren cümleler metafor farkındalığını geliştirici uygulamalardır.
• Yapılandırılmış öğretim doğallıktan uzak olması nedeniyle birçok eleştiriye maruz kalmaktadır. Bu nedenle ya-
pılandırılmış dil öğretiminde doğallık süreci kullanılmasına yönelik birtakım düzenlemeler önerilmektedir. Bu
düzenlemeler şunlardır:
- Dili öğretici olarak kullan,
- Görev içerisinde iletişim kurmak için güdülenmeyi arttır,
- Birbirine bağlı konular kullan,
- Burada ve şimdiden orada ve sonraya geçiş’tir.
202
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
• Model olma, sosyal öğrenme kuramından doğmuştur ve üçüncü bir modelin kullanılmasını içerir. Böyle-
ce bu yaklaşım, model olma yaklaşımı olarak isimlendirilmiştir. Drill gibi model olma da yoğun yapılan-
dırılmış bir format kullanmaktadır. Benzer olarak bu yaklaşımda da dışsal pekiştirme ve yapılandırılmış
etkileşim içeren bağlam kullanılmaktadır. Fakat burada taklit etmenin yerini çocuğun dinlemesi almak-
tadır. Birey dinlerken model hedeflenen yapıya sayısız örnek sağlar. Dinleme yoluyla çocuktan beklenen
önce uyarılması daha sonra hedef yapıyı kendisinin üretmesidir. Çocuğun hiçbir zaman hedef yapıyı mo-
delden hemen sonra taklit etmesi gerekmemektedir. Onun yerine bu prosedürde çocuğun dolaylı olarak
modelin konuşmasında sunduğu bütün uyaranlar içerisinden benzer bir kalıbı bulması gerekmektedir.
• 1957 yılında basılan Sözel Davranış (SD) kitabında Skinner, iletişim ve dile kavramsal yorumlar getir-
miştir. Skinner (1957) dilin öğrenilen bir davranış olduğunu ifade etmiş, sözel davranışı başka bir kişinin
davranışı aracılığıyla pekiştirilen davranış olarak tanımlamıştır. Ayrıca dil çalışmalarında, dilin biçimsel
ve işlevsel özelliklerini birbirinden ayırmanın önemine vurgu yapmıştır. Skinner’ın tanımladığı sözel iş-
lemler:
- Talep Etme (Mand): Talep etme, güdüleyici işlem ve pekiştirmenin kontrolü altındaki sözel bir iş-
lemdir. Örnek olarak karnı acıkan bebeğin ‘‘mama’’ demesi ve bunun sonucunda mamayı elde etmesi
verilebilir.
- Sözel Olmayan Uyarana Tepki (Tact): Bir sözel olmayan uyaranın, uyaran kontrolündeki sözel
işlemdir. Örnek olarak camdan dışarıya bakan çocuğun ağaç dalları üzerinde gördüğü kuşlara ‘‘kuş’’
demesi ve ebeveynin ‘‘aferin, kuş’’ demesi verilebilir.
- Sözel Uyarana Tepki (İntraverbal): Sözel olmayan uyarana tepki (İntraverbal) tanımı, başka biri-
sinin başlattığı cümleyi tamamlamayı veya sorulan soruya cevap vermeyi içermektedir. Yetişkinin bir
çocuğa ‘‘Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?’’ soruna, çocuğun ‘‘Ben birinci sınıfa gidiyorum.’’ yanıtını vermesi
bu tanıma örnek olarak verilebilir.
- Taklide dayalı tepki (Echoic): Taklide dayalı tepki davranışı yukarıda bahsedilen sözel uyarana tepki
(İntraverbal) davranışına benzemektedir. İkisi arasındaki tek fark, taklide dayalı tepki sözel uyaranla
yazılı olarak bire bir aynıdır ve biçimsel olarak benzerdir. Echoic, taklide dayalı doğası gereği kendine
özgü bir kategori oluşturarak intraverbal’dan farklılaşmaktadır.
- Otoklitik: Başka sözel davranışların etkisine göre değişen sözel bir davranıştır. Örneğin iki arkadaş
yan yana otururken birisi ‘‘Bence bu akşam maç var.’’ veya ‘‘Bu akşam kesin maç var.’’ diyebilir. Bu
cümlelerde yer alan ‘‘Bence’’ ve ‘‘Kesin’’ sözcüklerinin dinleyici davranışını farklı şekillerde etkilemesi
muhtemeldir. Dinleyici, ilk cümlede muhtemelen maçın olup olmadığını teyit etmeye gereksinim
duyacaktır. İkinci cümlede ise böyle bir durum söz konusu olmayacaktır.
203
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
1 Bir davranışın ilerleyen süreçte ortaya çıkma 6 Aşağıdakilerden hangisi yapılandırılmış dil
ihtimalini arttıran ve davranış sonrası ortama bir öğretim yöntemleri için söylenemez?
uyaran eklenmesi veya ortamdan bir uyaran çıka- A. Drill ve ayrık denemelerle öğretim en yapılan-
neler öğrendik?
204
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
1. C 6. B
Öğretimi’’ konusunu yeniden gözden ge- Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
çiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
3. A 8. C
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
4. D 9. A
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
5. D 10. E
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
7 Anahtarı
205
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Kaynakça
Bandura, A., & Walters, R.H. (1963). Social learning Ingvarsson, E. T. (2016). Tutorial: Teaching Verbal
and Imitation. New York: Holt, Rinehort and Behavior to Children with ASD. International
Winston. Electronic Journal of Elementary Education, 9(2),
433-450.
Birkan, B. (2013). Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar. Editör: Vuran, S. Özel Eğitim (209- Kaiser, A. P., Hancock, T. B., & Trent, J. A. (2007).
251). Ankara: Maya Akademi. Teaching parents communication strategies. Early
Childhood Services: An Interdisciplinary Journal of
Carter, M., & Grunsell, J. (2001). The behavior
Effectiveness, 1(2), 107-136.
chain interruption strategy: A review of research
and discussion of future directions. Journal of the Kuder, S. J., (2003). Teaching Students with Language
Association for persons with Severe Handicaps, 26(1), and Communication Disabilities. Boston: Pearson.
37-49.
Laraway, S., Snycerski, S., Michael, J., & Poling,
Cevher, Z. “ Otizmli Çocuklara Yönerge İzlemenin A. (2003). Motivating operations and terms to
Öğretiminde Sözel Yönergelerin Jest/ describe them: Some further refinements. Journal
İşaretlere Dayalı Görsel Destekle Sunulduğu of Applied behavior analysis, 36(3), 407-414.
ve Yalnız Sunulduğu Ayrık Denemelerle
Lee, L. L. (1975). Interactive Language Development
Öğretimin Karşılaştırılması”. Anadolu
Teaching: The Clinical Presentation of
Üniversitesi, 24/05/2017
Grammatical Structure.
Craig, H. (1983). Applications of pragmatic language
Leonard, L. (1975). Modeling as a clinical procedure
models for intervention. Pragmatic assessment and
in language training. Language, Speech, and
intervention issues in language, 101-127.
Hearing Services in Schools, 6(2), 72-85.
Dib, N. & Sturmey, P. (2007). Reducing student
Lotfizadeh, A. D., Edwards, T. L., Redner, R.,
stereotypy by improving teachers’ implementation
& Poling, A. (2012). Motivating operations
of discrete-trial teaching. Journal of Applied
affect stimulus control: A largely overlooked
Behavior Analysis, 40, 339-343.
phenomenon in discrimination learning. The
Diken, İ. H. (2013). Okul öncesi kaynaştırma Behavior Analyst, 35(1), 89-100.
ortamlarında doğal öğretim. Bakkaloğlu, H. ve
MacDuff, G. S., Krantz, P. J., & McClannahan, L.
Sucuoğlu, B. (Ed.), Okul öncesinde kaynaştırma.
E. (2001). Prompts and prompt-fading strategies
Kök yayıncılık. Ankara.
for people with autism. Making a difference:
Eikeseth, S., Smith, T., Jahr, E., & Eldevik, S. Behavioral intervention for autism, 37-50.
(2002). Intensive behavioral treatment at school
National Autism Center-NAC (2015). The national
for 4-to 7-year-old children with autism: A
autism center’s national standarts report phase 2.
1-year comparison controlled study. Behavior
Massachusetts: National Autism Center. http://
modification, 26(1), 49-68.
www.nationalautismcenter.org/reports. (Erişim
Fey, M. E. (1986). Language intervention with young Tarihi: 27.11.2017)
children. College-Hill Press.
Nelson, N. W. (2005). The context of discourse
Hart, B., & Risley, T. R. (1995). Meaningful differences difficulty in classroom and clinic: An update. Topics
in the everyday experience of young American in Language Disorders, 25(4), 322-331.
children. Paul H Brookes Publishing.
Paul, R. (2007). Language disorders from infancy
Hodson, B. W., & Paden, E. P. (1991). A phonological through adolescence: Assessment and intervention.
approach to remediation: Targeting intelligible Elsevier Health Sciences.
speech. Austin, TX: Pro Ed.
Paul, R., & Norbury, C. F. (2012). Language disorders
Hoodin, R. B. (2011). Intervention in child language from infancy through adolescence (4th eds.). USA:
disorders a comprehensive handbook. USA: Jones Elsevier.
& Bartlett Learning.
206
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Prezas, R. F., Hodson, B. W., Williams, L., McLeod, Skinner, B. F. (1957). Verbal behavior. New York:
S., & McCauley, R. J. (2010). The cycles Appleton Century-Crofts.
phonological remediation approach. Interventions
Smith, T. (2001). Discrete trial training in the
for speech sound disorders in children, 137-157.
treatment of autism. Focus on autism and other
Roth, F. P., & Worthington, C. K. (2011). Treatment developmental disabilities, 16(2), 86-92.
resource manual for speech-language pathologists.
Spradlin, J. E., & Siegel, G. M. (1982).
Roth, F. P., & Worthington, C. K. (2015). Treatment Language training in natural and clinical
resource manual for speech language pathology. environments. Journal of Speech and Hearing
Nelson Education. Disorders, 47(1), 2-6.
Ruegg, E. (2006). Social skills in children with Sundberg, M. L. (2006).
learning disabilities: Using psychotherapy in the
Wallach, G. P., & Miller, L. (1988). Language
classroom.
intervention and academic success. Little, Brown.
Scheuermann, B. K., & Hall, J. A. (2016). Positive
Westby, C. E. (2005). Considerations when
behavioral supports fort he classromm. United
evaluating literacy skills in American Indian
States of America: Pearson.
students. Perspectives on Communication Disorders
Shriberg, L. D., & Kwiatkowski, J. (1982). and Sciences in Culturally and Linguistically Diverse
Phonological disorders I: a diagnostic Populations, 12(1), 12-15.
classification system. Journal of Speech and Hearing
Disorders, 47(3), 226-241.
207
Bölüm 8
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları: Düşük,
Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Alternatif ve Destekleyici İletişim
Uygulamalarının Sınıflandırılması
öğrenme çıktıları
1 2
Uygulamaları 5 Orta ve ileri düzey teknoloji içeren alternatif
1 Alternatif ve destekleyici iletişim ve destekleyici iletişim sistemlerini
uygulamalarını açıklayabilme örneklendirebilme
3
7 Alternatif ve destekleyici iletişim
uygulamalarının kullanım sürecinde yer
alan önerileri açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • Alternatif ve Destekleyici İletişim • Yardımcı Teknoloji • Konuşma Üreten Cihazlar
• Göz Takip Sistemleri
208
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
rebral palsy gibi durumlarla) ortaya çıkarken bazen de kazalar, hastalıklar ya da dış etkenlere bağlı olarak ortaya
çıkabilmektedir. Herhangi bir nedenle iletişimin aksaması durumu bireyin yaşamını kişisel, zihinsel ve sosyal açı-
lardan olumsuz olarak etkilemekte ve sahip olduğu yaşam kalitesini de düşürmektedir. Bu durumun önüne geçe-
bilmek amacıyla da konuşma ve konuşulanı anlamanın öğrenilemediği ya da yetersiz kaldığı durumlarda iletişimi
sağlamak amacıyla “Alternatif ve Destekleyici İletişim” (ADİ) sistemlerinden yararlanılabilmektedir. Tablo 8.1’de
dil ve konuşma sorunlarına neden olan bazı gelişimsel ve edinilmiş yetersizliklere ve hastalıklara yer verilmiştir.
Gelişimsel Edinilmiş
Afazi
Gelişimsel gerilik
Felçler
Zihinsel yetersizlik
Dizartri ve apraksi (motor konuşma bozuklukları)
Serebral palsy
Travmatik beyin hasarı
Otizm
Beyin tümörleri
Genetik/doğumsal hastalıklar
Parkinson
Epilepsi
Alzheimer hastalığı
Akıl sağlığı/psikiyatrik durumlar (seçici konuşmama vb.)
Bunama
Kaynak: NSW Department of Family and Community Services, (2016) sayfa 12’den uyarlanmıştır.
ADİ sistemleri, sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bireylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerini des-
teklemeyi ya da bu iletişim becerilerin yerine geçmeyi amaçlayan sistemler olarak tanımlanmaktadır (Kır-
caali-İftar ve Odluyurt, 2012; Genç-Tosun ve Kurt, 2017). ADİ sistemlerinin/cihazlarının kullanılmasının
amacı; engelli bireylere sahip oldukları yeterlikleri doğrul-
tusunda bağımsız olarak kullanabilecekleri bir iletişim aracı
sağlayarak, başarılı, aktif ve üretken bireyeler olarak günlük Sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bi-
yaşama katılma fırsatlarını ve bu yolla da yaşam kalitelerini reylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerinin
arttırmaktır. Ayrıca ADİ sistemleri/cihazları engelli birey- yerine geçmeyi amaçlayan ya da bu beceri-
lerin sosyal rollerine daha fazla katılmalarını sağlayarak, leri destekleyen sistemler ya da cihazlar alter-
sosyal, akademik ve mesleki becerilerinin gelişmesine de natif ve destekleyici iletişim olarak tanımlan-
yardımcı olmaktadır. İzleyen kısımda ADİ sistemlerinin sı- maktadır (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012).
nıflandırılmasına ilişkin bilgilere yer verilecektir.
dikkat
Travmatik beyin hasarı; başın ani ve şiddetli bir şekilde bir dikkat
nesneye çarpması (araba camı, kalorifer, beton gibi) ya da Seçici konuşmama durumunda kişi konuşma-
bir nesnenin kafatasını delerek beyin dokusuna zarar vermesi nın normal ve doğal olduğu sosyal ortamlarda
(kurşun, çivi gibi) sonucu ortaya çıkan beyin yaralanmalarıdır sürekli olarak konuşmazken başka ortamlarda
(DİLKOM, 2017). konuşabilmektedir.
internet
Dil ve konuşma sorunları hakkında ayrıntılı bilgiye Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları
Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezinin (DİLKOM) ana sayfasında yer alan “Üniteler” bağlantısına
tıklayarak erişebilirsiniz. Merkezin web sayfasına http://dilkom.anadolu.edu.tr/ adresinden erişebilirsiniz.
210
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Öğrenme Çıktısı
212
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
ADİ sistemleri” biçimindedir (Kırcaali-İftar, 2003; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012; Lorah, Crouser, Gil-
roy, Tincani ve Hantula, 2014). İkinci sınıflama sisteminin ilk sınıflama sisteminden tek farkı orta ve ileri
düzey teknoloji gerektiren uygulamaların bir arada sınıflandırılmış olmasıdır. Bu bölüm içerisinde orta ve
ileri düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri sınıflamasını bir arada ele alan sınıflama sistemi kullanıla-
caktır (Şekil 8.2). Bu genel bilgiler sonrasında farklı düzey teknolojiler gerektiren ve ek araçlı ADİ uygula-
maları içerisinde yer alan sistem ya da cihazlara ilişkin örneklere ve bu örneklerle ait kısa açıklamalara yer
verilecektir. İlk olarak düşük düzey teknolojiler gerektiren ADİ sistemlerine ardından orta ve ileri düzey
teknoloji gerektiren uygulamalara ait örneklere ve kısa açıklamalara yer verilecektir. Tablo 8.3’te farklı
düzeylerde teknoloji gerektiren ADİ sistemlerine ilişkin örneklere yer verilmiştir.
213
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Ek Araçsız ADİ
Tablo 8.3 Farklı Düzeyde Teknoloji Gerektiren ADİ Sistemlerine/Cihazlarına İlişkin Örnekler
Düşük Düzey Teknoloji Orta ve İleri Düzey Teknoloji
• Çizelgeler
• Planlayıcı/zamanlayıcılar
• Resimler, semboller • Konuşma üreten sistemler/cihazlar
• Resim değiş tokuşuna dayalı iletişim sistemi (Pic- • Kart okuyucular
ture Exchange Communication System-PECS) • Ses kayıt cihazları
• İletişim panoları • Özel iletişim aygıtları (Dedicated communication
• İletişim klasörleri devices)
• İletişim kitapları • Bilgisayar sistemleri
• İletişim bileklikleri • Konuşan sözcük işlemciler (talking Word
• Hatırlatıcı fotoğraflar • İletişim yazılımları (örneğin, Tohum 1)
• Yazı tahtası • Konuşma üreten sistemler/cihazlar
• Toplumsal rica/istek kartları(community
request cards)
214
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
biçimde kullanılan bir ADİ sistemidir. PECS öğretim sürecinde, öncelikle temel iletişim ilkelerinin ka-
zandırılması, ardından belli mesajların iletimi öğretilmektedir. Mesaj iletiminde resimli kartlar kullanıl-
maktadır. Çocuk iletişim klasöründeki resimlerden birini seçerek iletişim ortağına verir ve istediği nesne
ya da etkinliğe ulaşmak için iletişim başlatır. Çocuk zamanla resimleri ayırt etmeyi ve birden fazla resmi
bir araya getirerek cümle kurmayı öğrenir. Bu süreçte iletişim geliştikçe çocuğun sözel iletişiminin de geliş-
mesi beklenir (Genç-Tosun, 2016; Hart ve Banda, 2009; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012; Sulzer-Azaroff,
Hoffman, Horton, Bondy, ve Frost, 2009). PECS altı evreden oluşmaktadır. Tablo 8.4‘te her bir evre kısaca
açıklanmaya çalışılmıştır. Resim 8.3 ve Resim 8.4’te PECS’e ilişkin bir klasör örneği yer almaktadır.
Resim 8.3 PECS Evre 2’ye ait klasör görüntüsü Resim 8.4 PECS Evre 4’e ait klasör görüntüsü
Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı
http://www.tohumotizmportali.org http://www.tohumotizmportali.org
215
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
216
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
217
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Araştırmalarla
İlişkilendir
Çuhadar ve Diken (2011) yaşları 4-6 arasın- öğretim ile öğrencilerin kazandıkları bu beceri ve
da olan ve otistik özellikler gösteren üç öğrenci- davranışları farklı ortam, zaman ve kişilere genel-
nin fotoğraflı etkinlik çizelgelerinin öğretiminin lediği de belirlenmiştir. Ayni zamanda araştırma
çizelge izleme ve serbest zaman becerileri üze- bulguları; etkinliği yerine getirme davranışlarının
rindeki etkililiğini ve bu süreçte etkinlikle ilgili ve çizelge izleme becerisinin öğretiminin otis-
olma davranışlarının farklılaşıp farklılaşmadığını tik özellikler gösteren çocukların etkinlikle ilgili
araştırılmışlardır. Ek olarak araştırmadaki öğre- olma davranışlarının daha yüksek düzeyde ger-
tim sürecine ilişkin öğretmenlerin ve ailelerin gö- çekleşmesine yol açtığını da göstermiştir. Araştır-
rüşleri değerlendirilmiştir. Araştırmada denekler mada öğretmen ve annelerle yapılan görüşmeler-
arası yoklama evreli çoklu yoklama modeli kul- den elde edilen sonuçlar, resimli etkinlik çizelgesi
lanılmıştır. Araştırma bulguları; resimli etkinlik uygulamasına yönelik öğretmen ve annelerin gö-
çizelgeleri ile sunulan öğretimin, okulöncesi dö- rüşlerinin olumlu yönde olduğunu göstermiştir.
nem otistik özellikler gösteren çocukların resim-
li etkinlik çizelgesi izleme becerisini ve etkinliği
Kaynak: Çuhadar, S. & Diken, İ. H. (2011).
yerine getirme davranışlarını kazanmalarında et-
Effectiveness of instruction performed though
kili olduğu hem çizelge izleme becerisinin hem
activity schedules on leisure skills of children
de etkinliği yerine getirme becerisinin uygulama
with autism. Education and Training in Deve-
sona erdikten sonra da korunduğunu göstermiş-
lopmental Disabilities, 46(3), 386-398.
tir. Ayrıca, resimli etkinlik çizelgeleri ile sunulan
Bas-konuş: Dokunarak aktive edilen hem ses çıkışı hem de ses kaydı yapılabilen araçlardır ve sıklıkla
görsel ve yazılı ipucu ile birlikte kullanılmaktadırlar. Örneğin; kare bas-konuş üzerine susadım acıktım ya
da yoruldum gibi temel ihtiyaçların görsel ipuçlarının koyulması engelli bireyin ihtiyaçlarını kolay ve hızlı
bir biçimde iletmesini sağlayacaktır. Kullanımı oldukça kolay olan bu cihaz pil ile çalıştırılmaktadır. Resim
8.8 ve 8.9’da farklı biçimlerdeki bas-konuşları örnekleyen cihaz örnekleri görülmektedir.
218
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Konuşma Üreten Cihazlar: Konuşma üreten cihazlar; bir sözcük ya da cümleciği temsil eden farklı sem-
boller (örneğin; fotoğraf, renkli ya da siyah-beyaz çizimler) içeren ve dijitalleştirilmiş (bir başkasının önceden
kaydedilmiş konuşması) ya da yapay (bilgisayar tarafından üretilen konuşma) ses çıktısı sunabilen taşınabilir
elektronik cihazlardır (Achmadi ve diğ., 2012; Genç-Tosun ve Kurt, 2017). Konuşma üreten cihazlar orta
ve ileri düzeyde teknoloji içeren ADİ sistemleri arasında yer almaktadır. Konuşma üreten cihazların çalışma
prensibi cihaz üzerindeki herhangi bir sembole dokunarak bağlama uygun sesli mesajlar sunmaktır. Bu me-
sajlar; selamlaşma, yorum yapma, sorulara yanıt verme, istekte bulunma (örneğin; portakal istiyorum), duy-
gularını ifade etme gibi amaçlara hizmet etmektedir. Örneğin, meyve suyu sembolüne dokununca konuşma
üreten cihaz “meyve suyu istiyorum” gibi bir cümle ya da tek sözcük (örneğin; meyve suyu) üretebilmektedir.
Konuşma üreten cihazlar geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten cihazlar olarak iki grupta ele alınabilir. Son
yıllarda mobil cihazlara uyumlu uygulamaların geliştirilmesindeki artış ile birlikte özellikle tablet bilgisayar-
lar, akıllı telefonlar ve akıllı saatler gibi taşınabilir cihazlarında devreye girmesiyle birlikte yeni nesil konuşma
üreten cihazlar geleneksel cihazların yerini almıştır. Yeni nesil cihazlar; (a) çok sayıda sembole erişim olanağı,
(b) yüksek kalitede ses çıktısı, (c) farklı boy ve ağırlık seçeneği ile taşıma kolaylığı, (d) göreceli olarak düşük
maliyet, (e) kolayca bireyselleştirebilme ve (f ) daha fazla sosyal kabul görme gibi nedenlerle giderek daha yay-
gın biçimde kullanılmaktadır (Genç-Tosun ve Kurt, 2017; Mirenda, 2009). Resim 8.10 ve 8.11’de geleneksel
ve yeni nesil konuşma üreten cihaz örnekleri görülmektedir.
Resim 8.10 Geleneksel konuşma üreten cihazlar Resim 8.11 Yeni nesil konuşma üreten cihazlar
Kaynak: Geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten Kaynak: Geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten
cihazları örnekleyen görseller Genç-Tosun, D., & Kurt, O. cihazları örnekleyen görseller Genç-Tosun, D., & Kurt, O.
(2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma (2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma
üreten cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi üreten cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi
başlıklı makaleden alınmıştır. Erişim adresi: http:// başlıklı makaleden alınmıştır. Erişim adresi: http://
dergipark.gov.tr/download/article-file/258640 dergipark.gov.tr/download/article-file/258640
Butonlar/düğmeler: Butonlar; engelli bireyin bir cihazı dolaylı olarak aktif hale getirmesini sağlamak
amacıyla kullanılmaktadır. Genellikle bedensel güçlükleri olan bireyler tarafından kullanılan butonlar yar-
dımıyla bireyler; ADİ için kullandıkları cihazları, bilgisayarları, yatağının hareketlerini, akülü tekerlekli
sandalyesini ya da elektronik bir oyuncağı kolayca aktif hale getirebilmektedirler. Resim 8.12 ve 8.13’te
iletişim amaçlı bir bilgisayar yazılımının aktif hale getirilmesi sürecinde kullanılan iki farklı özelliğe sahip
iletişim butonu örneği yer almaktadır.
219
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Resim 8.12 İletişim butonu ekran görüntüsü Resim 8.13 İletişim butonu ekran görüntüsü
Kaynak: Resim 8.12 ve Resim 8.13’te görüntüler Kaynak: Resim 8.12 ve Resim 8.13’te görüntüler
“What is AAC? Augmentative and Alternative “What is AAC? Augmentative and Alternative
Communication” başlıklı videodan ekran görüntüsü Communication” başlıklı videodan ekran görüntüsü
alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi: https:// alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi: https://
www.youtube.com/watch?v=r3m8_YmTDDM www.youtube.com/watch?v=r3m8_YmTDDM
Araştırmalarla
İlişkilendir
Genç-Tosun ve Kurt’un (2017) çalışmasının azaltılmasına odaklanıldığı belirlenmiştir. Araş-
amacı uluslararası alanyazında konuşma üreten tırma bulgularından elde edilen sonuçlar yeni
cihazların kullanımına ilişkin yayımlanmış araş- nesil konuşma üreten cihazlarla yürütülen uygu-
tırmaların bulgularının inceleyerek analiz etmek lamaların otizmli bireylere bu becerilerin öğreti-
ve konuya ilişkin araştırma gereksiniminin belir- minde oldukça etkili olduğunu göstermektedir.
lenmesidir. Çalışmada tablet bilgisayar ve taşı- Çalışmada, incelenen araştırmalardan elde edilen
nabilir medya oynatıcıların otizmli bireyler için bulgular yorumlanmış, uygulamacılara ve ileri
konuşma üreten cihaz olarak kullanıldığı araştır- araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
malar incelenmiştir. Araştırmalara ERIC, Aka-
demik Search Complete ve Google Scholar veri
Kaynak: Genç-Tosun, D., & Kurt, O.
tabanlarında yapılan elektronik taramalar sonucu
(2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil
ulaşılmıştır. Toplam 81 katılımcının yer aldığı
konuşma üreten cihazlara ilişkin araştırmaların
bu araştırmalarda; talep etme, eşleme, resimde-
incelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimle-
ki nesnenin adını söyleme, kişisel bilgilere ilişkin
ri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 18(1), 125-147.
sorulara yanıt verme, bağlama uygun iletişim
DOI: 10.21565/ozelegitimdergisi.277442
becerisinin öğretimi ve problem davranışların
Baş ve Göz izleme/takip sistemleri: Serebral palsi, felç, afazi (konuşma yitimi), Amiyotrofik Lateral Skleroz
(ALS), otizm spektrum bozuklukları, MS ( multiple skleroz ), travmatik beyin hasarı, omurilik felci, kas hasta-
lıkları gibi motor fonksiyonlarını kullanmada sorun yaşayan ya da kullanamayan engelli bireylerin kullanımına
sunulmak üzere tasarlanmış ve üretilmiş donanım ve yazılımlardan oluşan sistemlerdir. Söz konusu bu hastalık-
lar, motor becerilerde yaşanan sorunlara ek olarak iletişim becerilerinde de (örneğin, dil ve konuşma) sorunlara
220
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
neden olmaktadır. Bu tür durumlarda bireyler, sadece de bilgisayar kullandırabilen bu sistemler aracılığıyla
bedensel engellerle karşı karşıya kalmayarak, kendile- engelli bireyler, yakın çevreleriyle (aile, arkadaş vb.)
rini ifade etme, sosyal etkileşim kurma, tercihlerini ve iletişim kurabilir, genel eğitim ve mesleki eğitim ola-
isteklerini belirtme konusunda da sorun yaşarlar. Ha- naklarından da yararlanabilirler. Resim 8.14’te göz
reket kısıtlılığı olan ve çoğunlukla tekerlekli sandalye- takip sistemine ilişkin örnekler yer almaktadır.
ye bağımlı olan, evde, hastanede ya da rehabilitasyon
merkezlerinde bakım gerektiren, çoğunlukla iletişim
sorunları yaşayan (örneğin, konuşamayan) bu bireyle-
rin diğer bireyler ile iletişimlerinin sağlanmasında baş
ve göz izleme sistemlerinin önemi oldukça büyüktür.
Baş ve göz izleme teknolojisi hızla ilerlemekte ve her
geçen gün daha da erişilebilir ve uygun fiyatlı hale gel-
mektedir (NSW, 2016)
Bu sistemlere uyumlu olarak geliştirilen özel ile-
tişim yazılımları ile bedensel engele, dil ve konuşma
sorunlarına sahip bireyler, çevreleriyle daha bağım-
sız bir şekilde iletişim kurma şansına sahip olurlar.
Aynı zamanda bu sistemler sayesinde engelli birey-
ler çevrimiçi ortamlarda internetin sunduğu bütün
olanaklardan normal gelişim gösteren ve sağlıklı bi-
reyler gibi bağımsız olarak yararlanabilmektedirler.
Bazı baş ve göz takip sistemlerinde okuma-yazma Resim 8.14 Göz takip sistemi ekran görüntüsü
bilmeyen farklı düzeylerdeki engel gruplarına özgü Kaynak: Resim 8.14’te yer alan göz takip sistemi
hazırlanmış sembol ve yazı tabanlı özel iletişim yazı- ekran görüntüsü “Augmentative and Alternative
lımları ile engelli bireyler sadece gözlerini kullanarak Communication (AAC)” başlıklı videodan ekran
kendilerini ifade edebilmekte, isteklerini belirtmek- görüntüsü alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi:
te, ailesi, doktoru, öğretmeni ve diğer bireylerle ileti- https://www.youtube.com/watch?v=HygplCyZtoA
şim kurabilmektedir. Engellilere tam bağımsız şekil-
Beyin bilgisayar arayüzü:
Çok sınırlı fiziksel hareketle-
ri olan bireylere bilgisayar gibi
elektronik cihazlarla iletişim
kurma imkânı veren yeni bir
teknolojidir. Bu teknoloji; bir
kişinin beyin dalgalarını kulla-
narak bilgisayar gibi elektronik
cihazlarla iletişim kurmasına
olanak tanır. Yukarıda beyin
ve göz takibi başlığı altında
açıklandığı gibi beyin kontrol-
lü iletişim seçenekleri de hızla
yaygınlaşmakta ve her geçen
gün daha sıklıkla karşımıza çık-
maktadır (NSW, 2016). Resim
8.15’te beyin bilgisayar arayü-
züne ilişkin bir örnek yer al- Resim 8.15 Beyin bilgisayar arayüz teknolojisi
maktadır.
221
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Yaşamla İlişkilendir
Öğrenme Çıktısı
2 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
3 Ek araçlı alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
4 Düşük düzey teknoloji gerektiren alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerini
örneklendirebilme
5 Orta ve ileri düzey teknoloji içeren alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerini
örneklendirebilme
222
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
İzleyen kısımda sırasıyla engelli birey için en uygun ADİ uygulamasına karar verme, ADİ sistemlerinin
engelli birey üzerindeki etkilerine ve ADİ sistemlerinin kullanımının bakım personeli tarafından destek-
lenmesine ilişkin bazı önerilere yer verilecektir.
223
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
224
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
uzmanlardan (dil ve konuşma terapisti, özel haba” butonuna basarsa, “Evet giyindikten
eğitim uzmanı vb.) ya da aileden yardım sonra aşağı indiğimizde arkadaşlarına/an-
isteyin. Örneğin engelli birey işaret dilini nene merhaba diyeceğiz” diyerek yarattığı
kullanıyorsa elinizden geldiğince çok sem- sözlerin gerçek anlamını hatırlaması için
bol öğrenmeye çalışarak engelli bireyin ADİ ona yardımcı olun. Unutmayın bu aşama
sistemini doğru ve etkili kullanabilmesi için sonsuza kadar sürmeyecek ve engelli birey
ona destek olun. ADİ cihazını ya da sistemini anlamlı olarak
• Engelli bireyin kullandığı ADİ sistemi ya da kullanmayı öğrenecektir. Bunun sizin des-
cihazını kullanarak bir başkasıyla (örneğin, teğinizle çok daha çabuk gerçekleşeceğini
iş arkadaşınız) iletişim kurmayı deneyin. Bu unutmayın.
sistemini kullanarak diğer insanlarla etkile- • Nasıl ki kendi sesinizi kapatmanız ya da bir
şime girmeyi denemek engelli bireyi anla- yerde unutmanız mümkün değilse, ADİ
manıza yardımcı olacaktır. Örneğin engelli sistemini ya da cihazını da engelli bireyden
birey düğmelere basıldığında ses üreten/ko- asla almayın, kapatmayın ya da kazara bir
nuşan bir cihaz kullanıyorsa engelli bireyin başka yerde unutmayın. Eğer engelli birey
dinlenme ya da uyku zamanında sadece bu işaret dili kullanıyorsa tıpkı sesimiz gibi el-
cihazı kullanarak, hiç konuşmadan iş arka- leri her zaman yanında olduğu için bu ko-
daşınızla iletişim kurmayı deneyebilirsiniz. nuda sorun yaşamayacaktır. Engelli birey
• ADİ cihazının ya da sisteminin nasıl kulla- işaret dili kullanıyorsa sizin bu iş için çaba
nıldığını hakkında bilgi edinerek kullanımı harcamanıza ve endişe etmenize gerek yok-
konusunda engelli bireye model olun. Sizin tur. Ancak engelli birey resimli kartlardan,
kullanımınız ADİ kullanımı konusunda elektronik bir cihazdan yararlanıyorsa ciha-
engelli bireyi motive edecektir. Örneğin en- zın her zaman yanında olduğundan ve çalı-
gelli bireye su isteyip istemediğini sorarken, şıp çalışmadığından emin olmanız gerekir.
ona su resminin olduğu kartı gösterin. Eğer • Engelli birey için ADİ cihazı her zaman
engelli birey konuşma üreten bir cihaza sa- erişilebilir olmalıdır. Örneğin cihazın pili-
hipse, bazı şeyleri onun cihazını kullanarak nin şarj edilmesi gerekiyorsa, engelli bireyin
söylen ve bu konuda ona örnek olun. ona ihtiyaç duymadığı saatlerde (uyku ya
• Engelli bireyin yanından ayrılmanız gere- da dinlenme zamanı gibi) bunu yapın ya da
ken durumlarda ADİ sistemini ya da ci- ailesi ile iletişime geçerek yedek bir pil alın-
hazını daima yakınına koyduğunuzdan ve masını sağlayın ve gerekli olan durumlarda
çalışır durumda olduğundan emin olun ki cihazın pilini değiştirin.
engelli birey her ihtiyaç duyduğunda onu • Engelli birey ADİ cihazının düğmelerine
kolayca kullanabilsin. rastgele basıyor ve gürültü yapıyor olmasın-
• Engelli bireyin ADİ cihazını kullanması dan rahatsız olsanız bile yine de cihazı onun
için onu motive edin. Özellikle başlangıç elinden almayın. Bunun yerine ona cihazı
aşamasında bazı hatalar ortaya çıkabilmek- uygun kullanmayı, bazen sessiz olması ya
tedir. Örneğin ADİ cihazını yeni kullan- da sessizce beklemesi gerektiğini öğretmek
maya başlayan birey muhtemelen onu an- için çaba harcayın. Bu eğitim için özel eği-
lamlı bir biçimde kullanamayacak ve bazen tim uzmanından yardım isteye bilirsiniz.
düğmelere rastgele basacak bazen göz takip • Sizinle birlikte oldukları zaman süresince
sisteminde göz hareketlerini tam olarak engelli bireyi iletişim için cesaretlendirin ve
kontrol edemeyerek yanlışlıkla sistemi aktif ADİ kullanmaları için fırsatlar yaratın ve
hale getirecek ve farklı ya da anlamsız söz- onları motive edin.
cükler, cümleler üretecektir. Bu durumda • Engelli bireye ADİ sistemini ya da cihazını
sessiz kalmak ya da önemsememek yerine kullanarak model olun. Örneğin, sabah ilk
ona anlamlı yanıtlar vermeye çalışarak ona karşılaşmanızda engelli bireyin ADİ cihazı-
yardımcı olabilirsiniz. Örneğin giyinme nı kullanarak ona “günaydın” deyin ve onun
zamanında engelli birey yanlışlıkla “mer- cihazı kullanarak “günaydın” demesi için
225
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
ona zaman tanıyın. Eğer yardıma ihtiyaç duyarsa elinden tutarak ona yardım edin. Örneğin butona
basmak konusunda zorlanıyorsa elinin üzerinden tutarak onu yönlendirin ya da butona basmasını
sağlayın. Bunu yaparken engelli birey kendisine dokunulmasından rahatsızlık duyup duymadığın-
dan emin olmalı ve isteklerini saygılı olmanız gerektiğini unutmayın onu asla zorlamayın.
• ADİ uygulamalarının engelli bireyin konuşma gelişimini desteklediğini hiçbir zaman unutmayın
ve bu gelişimi desteklemek adına çaba harcayın. Kaynak: “Alternatif ve Destekleyici İletişim Uy-
gulamalarının Kullanımı İçin Öneriler” Speach and Language Kids (2017, 2 Aralık). Parents’ and
Teachers’ Guide to Getting Started with AAC Erişim Adresi:https://www.speechandlanguagekids.
com/teach-your-child-to-use-an-aac-device/ adresinden alınarak uyarlanmıştır.
Öğrenme Çıktısı
6 Alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerinin kullanım sürecini açıklayabilme
7 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarının kullanım sürecinde yer alan önerileri
açıklayabilme
226
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme: İletişim sorunları pek çok engel grubunda gözlenen
en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Engelli bireylerin iletişim becerilerini edinmeleri diğer bireylerle
iletişim kurmalarını, bilgiye erişmelerini tercih ve isteklerini belirtmelerini sağlamakta ve bağımsız yaşamalarını
kolaylaştırmaktadır. Ancak, engelli bireyler konuşma ve konuşulanı anlamayı öğrenme konusunda bazı sorunlar
yaşamaktadırlar. Bu sorunlar edinilmiş ya da çevresel etmenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Konuşma
ve konuşulanı anlamanın öğrenilememesi ya da yetersiz olduğu durumlarda iletişimi sağlamak amacıyla ADİ
uygulamalarından yararlanılmaktadır. ADİ uygulamaları sözel iletişimin ve yazının yerini almak amacıyla ya da
bireyin var olan sözel iletişim becerilerini desteklemek amacıyla kullanılan sistemler ya da cihazlardır.
Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Sınıflandırılması
2 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklama ve örnekler verebilme: ADİ uygulama-
ları “ek araçsız” ve “ek araçlı” olmak üzere iki temel başlık altında sınıflandırılmaktadır. Ek araçsız ADİ sis-
temleri genel olarak bireyin kendi vücudunu kullanmasını gerektiren işaretler, göz hareketleri, mimikler ya
da jestler yoluyla iletişim kurma biçimi olarak tanımlanabilir. İşaret dili ek araçsız ADİ sistemleri arasında
yer almaktadır. Farklı engel gruplarından (örneğin, işitme engelli, zihin engelli, otizm gibi ) olan bireylere
iletişim becerisi kazandırmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. İşaret hem tek başına hem de konuşma-
nın işaretlere dönüştürülmesiyle yürütülen bütüncül iletişim biçiminde kullanılabilmektedir. İşaret dilinin
öğrenilebilmesi için gerekli olan bazı önkoşul beceriler bulunmaktadır.
3 Ek araçlı ADİ uygulamaları iletişim kitapları, çizelgeler, resimli kartlar, bilgisayarlar gibi harici bir öğenin
kullanımını gerektiren iletişim stratejilerini içermektedir. Engelli bireylerin eğitimlerinde ve günlük yaşamların-
da kullanılan üç temel yardımcı teknoloji türünden söz edilmektedir. Bunlar (low technology) düşük düzeyde
teknoloji kullanılan uygulamalar, (mid technology) orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar ve (high
technology) ileri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardır. Yardımcı teknolojilere ait bu sınıflama biçimin-
den yola çıkarak ADİ sistemleri farklı biçimlerde sınıflandırılmaktadır. Bu bölümde ek araçlı ADİ sistemleri
“düşük düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri” ve “orta ve ileri düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri”
biçiminde sınıflandırılmıştır. Düşük düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri arasında görsel destek sistemle-
rini temel alan uygulamalar ve yine geleneksel görsel destek sistemlerine bir alternatif olarak geliştirilen PECS,
toplumsal istek kartları yer almaktadır. Görsel destek sistemleri bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında yer
almaktadır. Konuşma üreten cihazlar manyetik kart okuyucular, bir cihazı dolaylı olarak aktif hale getirmeyi
sağlayan butonlar, baş ve göz izleme sistemleri ile beyin bilgisayar arayüzü ise orta ve ileri düzey teknolojilere
örnek olarak verilmektedir.
227
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Sınıflandırılması
4 Düşük düzey teknoloji gerektiren uygulamalar görsel destek sistemlerinin kullanıldığı uygulamalardır.
Bilimsel dayanaklı uygulamalar içerisinde yer alan görsel destek sistemleri arasında PECS, toplumsal istek/
rica kartları, iletişim panoları gibi ADİ uygulamaları yer almaktadır.
5 Ses çıkış olan basit cihazlar (bas-konuş, manyetik kartlar ve kart okuyucular vb.) orta düzeyde teknolojilerin kul-
lanıldığı ADİ sistemlerine örnek olarak verilebilirken bilgisayar temelli teknolojilere dayanan cihazlarsa (akıllı tele-
fonlar, tablet bilgisayarlar vb.)ileri düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilmektedir.
Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Kullanımı
7 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarının kullanım sürecinde yer alan önemli noktaları açıklaya-
bilme: İletişim becerilerinde yetersizliği olan engelli bireylerin ADİ sistemlerine erişimlerinin sağlanmaması
ya da erişimin gecikmesi durumunda engelli bireyler iletişim, sağlık hizmetlerine erişim, eğitim-öğretim,
meslek edinme ve sosyal beceriler ve yaşam kalitesi açısından sorun yaşamaktadırlar. Engelli bireylerin iletişim
temelli yaşadıkları bu sorunlara çözüm üretilememesi durumunda kimlik kaybı, taciz, istismar, toplumsal
izolasyon, zihinsel sağlık sorunları gibi daha ileri düzey sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler.
Tüm bu olumsuzlukların yaşanmaması için engelli birey için en uygun olan ADİ sistemi ya da cihazı belirle-
nerek vakit kaybetmeden bireye bu beceri kazandırılmalıdır. ADİ uygulamalarının doğru ve etkili bir biçimde
kullanılabilmesi için bakım ve rehabilitasyon sürecinde görev alan personelin öncelikle ADİ sistemi ya da cihazı
hakkında bilgi sahibi olması, gerekmektedir. Engelli bireyin kullandığı cihazı kullanarak ona model olmalı ayrı-
ca cihazın gün boyu etkili ve verimli bir biçimde kullanılması için önlem alması gerekmektedir. ADİ sistemi ya
da cihazı birey için daima erişilebilir olmalıdır. Bakım personeli engelli birey ADİ sisteminde ya da cihazında us-
talaşıncaya kadar sabırlı ve destekleyici olmalı gerekli olan durumlarda cihazın kullanımı için yardımcı olmalıdır.
228
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
1 Sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bi- 6 Aşağıdakilerden hangisi yeni nesil konuşma üre-
reylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerini destekle- ten alternatif ve destekleyici iletişim cihazlarının daha
meyi ya da bu iletişim becerilerin yerine geçmeyi yaygın kullanılmasının nedenlerinden biri değildir?
neler öğrendik?
amaçlayan sistemler olarak tanımlanan kavram aşa-
A. Yüksek kalitede ses çıkışının olması
ğıdakilerden hangisidir?
B. Daha fazla sosyal kabul görmesi
A. Yardımcı teknoloji C. Taşıma kolaylığı
B. Ek araçlı sistemler/cihazlar D. Çok sayıda sembole kolay erişim sağlaması
C. Alternatif ve destekleyici iletişim E. Yüksek maliyet
D. İşaret dili
E. Ek araçsız sistemler/cihazlar 7 Baş ve göz izleme sistemleri ile ilgili verilen
bilgilerden hangisi doğrudur?
2 Aşağıda yer alan açıklamalardan hangisi alter- A. Daha çok motor fonksiyonlarında sorun olan
bireyler tarafından kullanılırlar
natif ve destekleyici iletişim sistemlerinin/cihazları-
nın kullanım amaçları arasında yer almaz? B. Beyin dalgaları aracılığıyla bilgisayar yardımıy-
la iletişim kurmayı sağlar
A. Akademik becerileri geliştirme C. Cihaz üzerine ses kaydı yapmayı gerektirir
B. Yaşam kalitesini arttırma D. Düşük düzey teknolojiler arasında yer alır
C. Sosyal becerilerin geliştirme E. Ek araç gerektirmeyen uygulamalar arasında yer alır
D. Mesleki becerilerin geliştirme
E. Fiziksel gelişimi destekleme 8 Görsel destek sistemleri ile ilgili verilen bilgi-
lerden hangisi yanlıştır?
3 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim ile A. Bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında yer alır
ilgili yer verilen bilgilerden hangisi doğrudur? B. Herkesin iletişiminin bir parçasıdır
C. Ek araçsız alternatif ve destekleyici uygulama-
A. Elektronik güç gerektirirler lar arasında yer alır
B. İşaret dili ek araçsız bir sistemdir D. PECS görsel destek sistemleri arasında yer alır
C. Sadece alıcı dil becerileri üzerinde etkilidirler E. Resim, fotoğraf ve çizimler kullanılır
D. Pil ile çalışırlar
E. Konuşma üreten cihazlar ek araçlı sistemlerdir 9 Hangisi alternatif ve destekleyici iletişim uy-
gulamasına katılan eğitimci ve uzmanların ortak
rollerinden biridir?
4 Hangisi düşük düzey teknoloji gerektiren al- A. Tüm uygulayıcılara eğitim vermek
ternatif ve destekleyici iletişim sistemlerinin kulla-
nım amaçları arasında yer almaz? B. ADİ uygulamalarıyla ilgili araştırmalar yapmak
C. Kişisel tercihleri hakkında uzmanlara bilgi sağ-
A. Etkinlikler arası geçişleri haber vermek lamak
B. Seçim yapmak D. ADİ uygulamalarının etkisini izlemek ve de-
C. Duygularını ifade etmek ğerlendirmek
D. Cümle kurmayı öğrenmek E. ADİ sistemlerinin kullanımı ile ilgili yasal dü-
zenlemeler üzerinde çalışmak
E. İhtiyaçlarını belirtmek
229
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
1. C 6. E
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
2. E 7. A
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
3. B 8. C
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
4. D 9. B
yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması” yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
5. A 10. D
yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması” yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
8 Anahtarı
Her çocuğun gelişimi kendine özgü olmakla birlikte, alan yazında yer alan
Araştır 1 bilgiler; ilk sözcüklerin 11. ve 13. aylar arasında ortaya çıktığını yönündedir.
230
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri
Kaynakça
Achmadi, D., Kagohara, D. M., van der Meer, L., Hamm, B. , ve Mirenda, P. (2006). Post school
O’Reilly, M. F., Lancioni, G. E., Sutherland, quality of life for individuals with developmental
D., Lang, R., Marschik, P. B., Green, V. A., and disabilities who use AAC. Augmentative and
Sigafoos, J.(2012). Teaching advanced operation Alternative Communication, 22(2), 134-147.
of an iPod-based speech-generating device to two https://doi.org/10.1080/07434610500395493
students with autism spectrum disorders. Research Hart, S. L. and Banda, D. R. (2009). Picture
in Autism Spectrum Disorders, 6(4), 1258-1264. exchange communication system with individuals
Achmadi, D. (2015). Comparing acquisition, with developmental disabilities: A meta-analysis
preference, maintenance and social validity of of single subject studies. Remedial and Special
manual sign, picture exchange, and speech- Education, 31, 476-488.
generating devices as AAC options for children Kırcaali-İftar, G., & Odluyurt, S. (2012). Otizm
with developmental disabilities. (Doktora Tezi) spektrum bozukluğu olan bireylere iletişim
New Zealand: Victoria Universtiy of Wellington. becerilerinin kazandırılması. E. Tekin- İftar (Ed.),
Erişim aderesi: http://researcharchive.vuw.ac.nz/ Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar ve
xmlui/bitstream/handle/10063/4860/thesis. eğitimleri içinde (ss. 329-368). Ankara: Vize.
pdf?se quence=1. Lorah, E. R., Crouser, J., Gilroy, S. P., Tincani, M., &
Bondy, A. S. and Frost, L. A. (1994). The picture Hantula, D. (2014). Within stimulus prompting to
exchange communication system. Focus on Autism teach symbol discrimination using an iPad® speech
and Other Developmental Disabilities, 9, 1-19. generating device. Journal of Developmental and
Physical Disabilities, 26(3), 335-346.
Çuhadar, S. & Diken, İ. H. (2011). Effectiveness of
instruction performed though activity schedules McClannahan L.E. and Krantz P.J. (1999). Activity
on leisure skills of children with autism. Education schedules for children with autism. Bethesda,
MD: Woodbine Hoouse.
and Training in Developmental Disabilities, 46(3),
386-398. Makaroğlu, B., ve Dikyuva, H. (Ed.). (2017). Güncel Türk
İşaret Dili Sözlüğü. Ankara: Aile ve Sosyal Politikalar
Dettmer, S., Simpson, R. L., Myles-Smith B., ve Bakanlığı. Erişim adresi: http://tidsozluk.net
Ganz J.B., (2000). The Use of Visual Supports
To Facilitate Transitions of Students With NSW Department of Family and Community
Autism. Focus on Autism and Other Developmental Services. (2016). Augmentative and Alternative
Disabilities, 15 (3), 163-169, Communication (AAC) Guidelines for speech
pathologists who support people with disability.
Frost, L. and Bondy, A. (2002). The picture exchange Erişimadresi:http://www.adhc.nsw.gov.au/__data/
communication system: Training manuel (2. baskı). assets/file/0011/302402/Augmentative_and_
Newark, DE: Pyramid Educational Products Inc. Alternative_Communication_Practice_Guide.pdf
Genç-Tosun, D., ve Kurt, O. (2017). Otizmli Oral, A., Z. (2015). Türk İşaret Dilinde Karşılığı
bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma üreten Olmayan Sözcüklerin Çevirisinde Uygulanan Bazı
cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi. Stratejiler. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Dergisi, 32 (2), 205-214. Erişim Adresi: http://
Eğitim Dergisi, 18(1), 125-147. DOI: 10.21565/ www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/index.php/
ozelegitimdergisi.277442 EFD/article/view/1058/pdf_129
Genç-Tosun, D. (2016). Otizmli bireylere çok Rao, S. M., Gagie, B. (2006). Leraning Through Seeing
basamaklı talep etme becerisinin öğretiminde and Doing Visual Supports for Children with
dokunmatik ekranlı konuşma üreten cihaz Autism. Teaching Exceptional Children,38, 26-33
kullanımının etkililiği. (Doktora tezi). Speach and Language Kids (2017, 2 Aralık). Parents’
Erişim Adresi: http://libra.anadolu.edu.tr/ and Teachers’ Guide to Getting Started with AAC
tezler/2016/4441.pdf Erişim Adresi: https://www.speechandlanguagekids.
Göl-Güven, Z. (2015). İlk İşaret Dili Kitabım: com/teach-your-child-to-use-an-aac-device/
Türk İşaret Dili (TİD). İstanbul: ARB Reklam Sulzer-Azaroff, B., Hoffman, A. O., Horton, C. B.,
Tanıtım ve İletişim Tic. Ltd. Şti. [Adobe Acrobat Bondy, A. and Frost, L. (2009). Them Picture
Reader sürümü]. Erişim adresi: file:///C:/Users/A/ exchange communication system (PECS): What
Downloads/ilk-isaret-tid-internet-14ocak2015.pdf do the data say? Focus on Autism and Other
Developmental Disabilities, 24, 89-103.
231