You are on page 1of 239

AÖF Kitapları Öğrenci Kullanım Kılavuzu

Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi,beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.

Tanım
Bölüm içinde geçen
önemlikavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.

Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.

Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.

Öğrenme Çıktısı Tablosu


Araştır/İlişkilendir/Anlat-Paylaş
İlgili konuların altında cevaplayacağınız soruları, okuyabileceğiniz
ek kaynakları ve konuyla ilgili yapabileceğiniz ekstra etkinlikleri gösterir.
Yaşamla İlişkilendir
Bölümün içeriğine uygun paylaşılan yaşama dair gerçek kesitler
veya örnekleri gösterir.
Araştırmalarla İlişkilendir
Bölüm içeriği ile ilişkili araştırmaların ve bilimsel çalışmaları gösterir.
İletişim ve
Alternatif İletişim
Sistemleri
Editör

Doç.Dr. Özlem DİKEN

Yazarlar

Arş.Gör. Şerife ŞAHİN

BÖLÜM 1 Doç.Dr. Burcu ÜLKE KÜRKÇÜOĞLU


Dr.Öğr.Üyesi Aylin Müge TUNÇER

BÖLÜM 2 Arş.Gör. Semra SELVİ

BÖLÜM 3,4
Arş.Gör.Dr. Didem ÇEVİK

Dr.Öğr.Üyesi Aylin Müge TUNÇER

BÖLÜM 5 Arş.Gör. Eren BALO

Arş.Gör. Düriye Merve TUNA

BÖLÜM 6 Doç.Dr. Özlem DİKEN

Arş.Gör. Gülefşan Özge KALAYCI

BÖLÜM 7 Doç.Dr. Özlem DİKEN

BÖLÜM 8
Dr.Öğr.Üyesi Selmin ÇUHADAR
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3675
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2500

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.


“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Copyright © 2017 by Anadolu University


All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without
permission in writing from the University.

Öğretim Tasarımcısı
Dr.Öğr.Üyesi Fatma Seçil Banar

Grafik Tasarım ve Kapak Düzeni


Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan

Grafikerler
Hilal Özcan
Ayşegül Dibek
Gülşah Karabulut

Dizgi ve Yayıma Hazırlama


Mehmet Emin Yüksel
Gülşah Sokum
Burak Arslan
Murat Uzun
Gül Kaya
Sinem Yüksel
Elif Erken
Arzu Ercanlar
Burcu Vurucu
Yasin Narin

İLETİŞİM VE ALTERNATİF İLETİŞİM SİSTEMLERİ

E-ISBN
978-975-06-2968-6

Bu kitabın tüm hakları Anadolu Üniversitesi’ne aittir.


ESKİŞEHİR, Ocak 2019
3163-0-0-0-1809-V01
İçindekiler

Dil ve İletişim Gelişimi:


Bebeklik-Erken Dil Edinim
BÖLÜM 1 BÖLÜM 2
Çocukluk, Okul Öncesi Kuramları
ve Okul Dönemi Gelişimi
Giriş..................................................................................... 3 Giriş..................................................................................... 31
Temel Kavramlar............................................................... 3 Davranışçı Yaklaşım.......................................................... 31
İletişim..................................................................... 3 Klasik Koşullama..................................................... 32
Dil............................................................................. 3 Edimsel Koşullama.................................................. 33
Konuşma.................................................................. 4 Davranışçı Yaklaşıma Getirilen
Dilin Bileşenleri.................................................................. 5 Eleştiriler.................................................................. 37
Anlambilgisi (Semantik)......................................... 5 Doğuştancı Yaklaşım......................................................... 38
Sesbilgisi(Fonoloji)................................................. 5 Doğuştancı Yaklaşımın Varsayımları....................... 39
Biçimbilgisi (Morfoloji).......................................... 6 Doğuştancı Yaklaşımın Temel
Sözdizimi (Sentaks)................................................ 6 Kavramları............................................................... 41
Kullanımbilgisi (Pragmatik)................................... 6 Doğuştancı Yaklaşıma Yönelik
Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi Eleştiriler.................................................................. 43
(0-36 Ay) Dil ve İletişim Gelişimi..................................... 7 Bilişsel Yaklaşım................................................................. 44
Bebeklik Dönemi (0-12 Ay) Dil ve İletişim Bilişsel Yaklaşımın Temel Kavramları...................... 45
Gelişimi.................................................................... 8 Bilişsel Gelişim Dönemleri...................................... 46
Söz Öncesi Dönem.................................................. 8 Bilişsel Yaklaşıma Getirilen Eleştiriler ..................... 50
Ağlama..................................................................... 8 Sosyo-Kültürel Yaklaşım................................................... 51
Gığıldama................................................................. 8 Kültürel ve Sosyal Etkiler....................................... 51
Babıldama................................................................ 8 Sosyo-Kültürel Yaklaşımın Temel
Ses Oyunları............................................................. 8 Kavramları............................................................... 52
Ekolali...................................................................... 9 Sosyo-Kültürel Yaklaşıma Getirilen
Jargon...................................................................... 9 Eleştiriler.................................................................. 54
Sözcük Öğrenme..................................................... 9
Tek Sözcük Kullanma.............................................. 9
İki Sözcük Kullanma............................................... 10
Üç veya Daha Fazla Sözcük Kullanma ................. 10
Okul Öncesi Dönem Dil ve İletişim Gelişimi........................... 13
Okul Öncesi Dönemde Fonolojik
(Sesbilgisel) Gelişim................................................ 13
Okul Öncesi Dönemde Morfolojik
(Biçimbirim) ve Sentaks (Sözdizimi)
Gelişimi.................................................................... 14
Okul Öncesi Dönemde Semantik
(Anlambilgisi) Gelişimi........................................... 14
Okul Öncesi Dönemde Kullanımbilgisi (Pragmatik)
Gelişimi.................................................................... 15
Okulöncesi Dönemde Okuryazarlık Gelişimi........ 16
Okul Dönemi Dil ve İletişim Gelişimi............................... 18
Okul Döneminde Sesbilgisel (Fonolojik) Gelişim .. 18
Okul Döneminde Biçimbilgisi (Morfoloji) ve
Sözdizimi (Sentaks) Gelişimi.................................. 19
Okul Döneminde Anlambilgisi (Semantik) Gelişimi ... 19
Okul Döneminde Kullanımbilgisi (Pragmatik) Dil
Gelişim..................................................................... 20
Okul Döneminde Üstdil Becerilerinin Kazanılması... 21

iii
Gelişimsel Dil Edinilmiş Dil
BÖLÜM 3 BÖLÜM 4
Bozuklukları Bozuklukları

Giriş..................................................................................... 65 Giriş..................................................................................... 93
Gelişimsel Dil Bozukluğu.................................................. 65 İletişim, Dil Ve Bilişsel Fonksiyonlar................................ 93
Gelişimsel Dil Bozukluğu Nedenleri...................... 66 İletişim..................................................................... 93
Anlambilgisi Bozuklukları Dil............................................................................. 95
(İçerik/Semantik)............................................................... 69 Bilişsel Fonksiyonlar............................................... 96
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 70 İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonların
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 71 İlişkisi....................................................................... 97
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Afazi.................................................................................... 98
Çocuklar................................................................... 71 Dil Alanları............................................................... 99
Özgül Dil Bozukluğu Olan Afazinin Sınıflandırılması....................................... 100
Çocuklar (ÖDB)....................................................... 71 Afazi Tipleri............................................................. 100
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Afazide İyileşme...................................................... 103
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 71 Sağ Hemisfer (Yarıküre) Yaralanmaları.......................... 104
Sesbilgisi Bozuklukları (Fonoloji).................................... 73 Sağ Yarıküre Hasarında Dil
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 74 Bozuklukları............................................................ 105
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 74 Travmatik Beyin Yaralanmaları....................................... 107
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Hafif Travmatik Beyin Yaralanması ..................... 108
Çocuklar................................................................... 75 Orta Şiddetli Travmatik Beyin
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar.....................   75 Yaralanması............................................................. 108
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Şiddetli Travmatik Beyin
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 75 Yaralanması............................................................. 108
Biçimbilgisi Bozuklukları (Morfoloji).............................. 75 Travmatik Beyin Yaralanmalarının
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 77 Özellikleri................................................................. 108
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 77 Travmatik Beyin Yaralanması Sonrası
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Ortaya Çıkan Bilişsel-İletişimsel
Çocuklar................................................................... 77 Bozukluklar............................................................. 110
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar...................... 77 Demans............................................................................... 111
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi Demans Tipleri........................................................ 112
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 77 Demans ve Dil Bozuklukları................................... 114
Sözdizimi Bozuklukları (Sentaks).................................... 78
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 78
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 79
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar................................................................... 79
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar ..................... 79
Motor Bozukluklar (Gelişimsel Apraksi
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 79
Kullanımbilgisi Bozuklukları............................................. 81
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar........................... 82
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar........................ 82
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar................................................................... 82
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar ..................... 83
Motor bozukluklar (Gelişimsel Apraksi
ve Serebral Palsi Tanılı Çocuklar).......................... 83

iv
İletişim, Dil ve
Konuşma Yapılandırılmış Dil
BÖLÜM 5 Bozukluklarının BÖLÜM 7
Öğretimi
Değerlendirilmesi
Giriş..................................................................................... 127 Giriş..................................................................................... 185
İletişim Bozukluklarında Değerlendirme Yapılandırılmış Dil Öğretimi............................................. 185
Yöntemleri ......................................................................... 127 Yapılandırılmış Dil Öğretim Yöntemleri.......................... 187
Formal Değerlendirme Yöntemleri....................... 128 Ayrık Denemelerle Öğretim................................... 187
İnformal Değerlendirme Yöntemleri..................... 129 Drill (Alıştırma)....................................................... 190
Dil Bozukluklarının Değerlendirmesi............................... 132 Drill Play (Alıştırma Oyun).................................... 191
Gelişimsel Dil Bozukluklarının Model Olma............................................................. 192
Değerlendirilmesi ................................................... 132 Sözel Davranış......................................................... 193
Edinilmiş Dil Bozukluklarının Üstdil Becerilerinin Öğretimi................................. 196
Değerlendirilmesi.................................................... 134 Yapılandırılmış Dil Öğretiminde
Konuşma Bozukluklarının Doğallık Sürecinin Kullanılması............................. 196
Değerlendirilmesi.............................................................. 138
Konuşma Sesi Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 138
Akıcılık Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 140
Ses ve Rezonansın
Değerlendirilmesi.................................................... 142
Motor Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi.................................................... 145

Alternatif ve Destekleyici
Doğal Dil Öğretim İletişim Uygulamaları:
BÖLÜM 6 BÖLÜM 8 Düşük, Orta ve İleri Düzey
Teknikleri Teknoloji Gerektiren
Uygulamalar
Giriş..................................................................................... 157 Giriş..................................................................................... 209
Doğal Dil Öğretim Tekniklerinin Bileşenleri................... 157 Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları........... 209
Bireyin Özelliklerini Temel Alan Uygulamalar..... 157 Alternatif Ve Destekleyici İletişim Uygulamalarının
Yetişkin Davranışlarının Özellikleri....................... 159 Sınıflandırılması  ............................................................... 211
Etkinlik/Uygulama Düzenlenmesinin Özellikleri..... 163 Ek Araçsız Alternatif ve Destekleyici İletişim....... 211
Dil Gelişim Düzeyinin Farkında Olma............................. 165 Ek Araçlı Alternatif ve Destekleyici İletişim......... 212
Söz Öncesi İletişim Gelişimi................................... 165 Düşük Düzey Teknoloji Gerektiren
Tek Sözcük Üretme................................................. 166 Alternatif ve Destekleyici İletişim Sistemleri....... 213
Sözcükleri Bir Araya Getirme................................. 166 Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren
Çevresel Düzenlemeler..................................................... 166 Alternatif ve Destekleyici İletişim Sistemleri....... 217
Doğal Dil Öğretim Teknikleri........................................... 168 Alternatif Ve Destekleyici İletişim Sistemlerinin Kullanımı ... 223
Model Olma............................................................. 168 En Uygun Alternatif ve Destekleyici
Doğru Sorular Sorma.............................................. 170 İletişim Uygulamasına Karar Verme..................... 224
Bekleme Süreli Öğretim......................................... 171 Alternatif ve Destekleyici İletişim
Fırsat Öğretimi........................................................ 171 Sistemlerinin Engelli Birey Üzerindeki Etkileri...... 224
Öğretimin Planlanması..................................................... 172 Alternatif ve Destekleyici İletişim
Ne: Amaç Yazımı..................................................... 172 Uygulamalarının Kullanımı İçin Öneriler.............. 224
Nerede: Rutin-Etkinlik-Geçiş................................. 173
Nasıl: Doğal Dil Öğretim Teknikleri
ve Çevresel Düzenlemeler...................................... 173

v
Önsöz

Sevgili öğrenciler,
İletişim anlamların, anlatılmak istenenlerin karşılıklı paylaşımıdır. İnsan olmanın doğası doğum-
dan itibaren bizi iletişim kurmaya yöneltir. Doğumla başlayan bu süreç ağlama, ses çıkarma, jest-
mimik kullanımı, sözcük üretimi gibi farklı yollarla gerçekleştirilebilir. İletişimin gerçekleşme-
si amacıyla kullanılan bu yollar hem evrensel hem de kültürel özellikleri bünyesinde barındırır.
Bununla birlikte en sağlıklı iletişim dil aracılığıyla gerçekleşmektedir. Dil iletişimin gerçekleşmesi
amacıyla kullanılan bir araçtır ve farklı bileşenlerden oluşan kompleks bir sistemdir. İletişim ama-
cıyla kullanılan bu aracın ifade yollarından en yaygın olanı ise konuşmadır.
İletişim, dil ve konuşmanın gelişimi normal şartlarda çok fazla zorlanmadan kendiliğinden gerçek-
leşen hızlı bir süreçtir. Bununla birlikte bazen doğuştan ya da gelişim dönemi içinde (gelişimsel)
bazen de sonradan (edinilmiş) oluşan nedenlerle bu süreç sekteye uğrayabilmekte ya da edinilen-
ler kısmen hatta tamamen kaybedilebilmektedir. Bu duruma destek olabilmek için ilk yapılması
gereken şey ise doğru ve uygun değerlendirmedir. İletişim, dil ve konuşmanın değerlendirilmesi
Dil ve Konuşma Terapistleri tarafından yapılan, son derece geniş ve karmaşık bir süreçtir. Bu basa-
mak çok önemlidir çünkü doğru tanı doğru terapi ve destek için şarttır.
İletişim ve dil bozukluklarını desteklemek için alanyazında ileri sürülen farklı yaklaşımlar söz konu-
sudur. Yaklaşımları sınıflandırmak gerekirse “ doğal” ve “yapılandırılmış” yaklaşımlar başlıkları altın-
da toplamak mümkündür. Bu yaklaşımların seçimi bireyin yetersizliğine, bu yetersizlikten etkilenme
düzeyine, uzmanın kuramsal altyapısına, çalışılacak beceriye vb. göre değişebilmektedir.
İster “gelişimsel” ister “edinilmiş” olsun dil bozukluklarının birbirinden farklı düzeylerden oluşan
heterojen bir grup olduğunu kabul etmek gerekir. Bireylerin bu yetersizliklerden etkilenme dü-
zeylerine bağlı olarak sunulan destekler bazen sonuç vermeyebilir. Bu durumlarda bu bireylerin
iletişim kurması için devreye “Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamaları” girer. Bu uygula-
malar ek araç uygulaması gerektirmeyebileceği gibi bireyin durumuna göre ek araçlı da olabilir.
İletişim amacıyla bireyin kullanımına sunulan bu uygulamalar düşük, orta ya da ileri düzey uygu-
lamalar şeklinde sınıflandırılır. Bireyin bu iletişim uygulamalarını öğrenebilmesi ve kullanabilmesi
için bazen kısa ve kolay bazen de daha uzun ve zaman isteyen eğitim aşamalarından geçmesi
gerekmektedir. Bununla birlikte hedeflenen bireyin çevresiyle iletişim kurabilmesi amacıyla ona
alternatif bir uygulama sunabilmektir.
Elinizdeki bu kitap, yukarıda sözü edilen süreçlerle ilgili bir kaynak olma niteliği taşımaktadır. Dil,
iletişim ve konuşma becerilerinin değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak terapi sunulması Dil ve
Konuşma Terapistleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte siz, bakıma gereksinimi
olan bireylere yönelik sunduğunuz destek kapsamında bu bireylerin dil becerilerini desteklemeye
yardımcı olabilirsiniz. Bu kaynağın bakımından sorumlu olduğunuz bireyleri desteklerken size yar-
dımcı olmasını diliyor, emeği geçen tüm yazarlara teşekkür ediyorum…

Editör
Doç.Dr. Özlem DİKEN

vi
Bölüm 1
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk,
Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Dilin Bileşenleri
öğrenme çıktıları

1 2
Temel Kavramlar 2 Anlambilgisi, sesbilgisi, biçimbilgisi,
1 Dil, iletişim ve konuşma kavramlarını sözdizimi ve kullanım bigisi bileşenlerini
açıklayabilme açıklayabilme
Okulöncesi Dönem Dil ve İletişim
Gelişimi
Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi 4 Okulöncesi dönem dil ve iletişim gelişimini

3 4
(0-36 ay) Dil ve İletişim Gelişimi dilin bileşenleri açısından açıklayabilme
3 Söz öncesi ve sözcük öğrenme döneminde 5 Okulöncesi dönem okuryazarlık gelişimini
dil gelişimini açıklayabilme açıklayabilme

Okul Dönemi Dil ve İletişim Gelişimi


6 Okul dönemi dil ve iletişim gelişimini dilin

5
bileşenleri açısından açıklayabilme
7 Okul döneminde üstdil becerilerinin
kazanılmasını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Dil • İletişim • Konuşma • Bebeklik Dönemi • Erken Çocukluk Dönemi
• Okul Öncesi Dönem • Okul Dönemi

2
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ
Gelişim, bireylerin büyümesi ve olgunlaşması İletişim
sonucunda sürekli olarak değişmesi ve istenilen gö- Etkileşim halinde olunan kişilere istek ve
revleri yerine getirebilecek olgunluğa erişmesi süreci taleplerin iletilmesi ve/veya onlardan ge-
olarak tanımlanmaktadır (Ceylan, 2009). Gelişim; len istek ve taleplere cevap vermek olarak
belirli bir sıra izlemekte ve süreklilik göstermektedir. tanımlanmaktadır.
Gelişim hızı da yaş faktörüne bağlı olarak değişebil-
mektedir (Avcı, 2004). Anne karnından başlayarak
yaşamın sonuna kadar devam eden gelişim; dil ve İletişim, dil ve konuşmayı da içine alan bir
iletişim, fiziksel, sosyal-duygusal ve bilişsel olmak kavramdır. İletişim kurmanın yollarından biri de
üzere farklı alanlarda kendini göstermektedir. konuşmadır, konuşma olmadan yani sözel dili kul-
Gelişimin önemli bir parçası olan dil gelişimi; lanmadan da farklı bir dil yoluyla (örn; yazılı dil)
konuşma, dinleme, anlama, yazma gibi birden faz- iletişim kurulabilmektedir. İzleyen bölümde dil
la ve birbirinden farklı becerilerin gelişimini içeren ve konuşmaya ilişkin daha ayrıntılı bilgilere yer
karmaşık bir süreçtir (Kol, 2011). Çocuklar arasın- verilmektedir.
da bireysel farklılıklar olsa da dil gelişim aşamaları
evrenseldir (Şen, Yıldız-Çiçekler ve Yılmaz, 2010).
Erken çocukluk döneminde gelişimin hızlı olması Dil
dil gelişimine de olumlu yansımakta ve dildeki iler- Dil, felsefe, antropoloji, psikoloji, sosyoloji,
leme okul yıllarında da devam etmektedir. mantık, dilbilim, dil psikolojisi, dil sosyolojisi
Kitabınızın bu ünitesinde bebeklikten okul ve göstergebilim alanlarında farklı yaklaşımlarla
yıllarına kadar olan dönemde çocukların dil geli- incelenmektedir. Dolayısıyla dil olgusunun pek
şim süreci ele alınmaktadır. İzleyen bölümde dil, çok tanımı bulunmaktadır (Şen, Yıldız-Çiçekler
iletişim ve konuşma olarak temel kavramlar, bu ve Yılmaz, 2010). En temel anlamda dil, iletişi-
kavramların birbirleriyle ilişkisi ve arasındaki fark- mi gerçekleştirmek için işaretler sistemi aracılı-
lılıklara ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmektedir. ğıyla dünya hakkındaki düşünceleri temsil etmek
amacıyla kullanılan bir şifre/kod bilgisidir (Blo-
om ve Lahey, 1978). Bir başka tanımda ise dil is-
TEMEL KAVRAMLAR teğe bağlı sembollerin ve bu sembollerin kurallı
kombinasyonlarının kullanımı ile kavramların
İletişim açıklanmasını sağlayan ortak bir sosyal kod ya
da uluslararası bir sistemdir (Owens ve Robert;
İletişim; sözlük anlamına göre ‘duygu, düşünce 2005). Burada bahsedilen kod kavramı, ’herhangi
veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla bir şeyin bir başka şeyle temsil edilmesi’ anlamı-
başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, na gelmektedir (Konrot, 2011). Yazı yazdığımız,
komünikasyon’ olarak tanımlanmaktadır (www.tdk. plastikten yapılmış, içinde mürekkep olan nesne-
gov.tr). Alanyazında ise iletişim, bireyin karşıdaki nin “tükenmez kalem” kodu ya da oyun oynadı-
kişiye sözlü, yazılı ya da jest kullanarak vermek iste- ğımız, daire şeklinde olan plastik, içi hava dolu
diği mesajı aktarma süreci olarak tanımlanmaktadır oyuncağın ‘top’ kodu ile temsil edilmesi kod kav-
(Owens ve Robert, 2005). İletişimin amacı, uygun ramına örnek olarak verilebilir. Kod kavramının
araç kullanarak ve bu aracın aktarabileceği bir yol- farklı dillerde farklı olarak kullanıldığını; örneğin,
dan yararlanarak, hedefteki bireyde kendi tasarladığı Türkçede ‘top’ kodunun İngilizcede ‘ball’ kodu ile
düşünceyi oluşturma çabasıdır (Konrot; 2011). İle- temsil edildiğini belirtmek yerinde olacaktır. Tü-
tişim sürecinde, karşılıklı her iki taraf için de anlam- kenmez kalem ve top evrensel uzlaşmaya dayalı
lı olan bir mesaj bir kişi tarafından karşıdaki kişiye örneklerdir, diğer bir deyişle insanların zihinlerin-
gönderilmektedir, karşıdaki kişi de bu mesajı alarak de aynı kavramı çağrıştırmaktadır. Bu nedenle, bu
mesajda kodlanmış olan bilgiyi çözmektedir (Ülke- kodlar farklı dillerde birbiri ile aynı anlama gelen
Kürkçüoğlu; 2010). İletişim, bu anlamda bünyesin- kelimelerle ifade edilmekte yani sözel dilde kul-
de sosyal etkileşimi de barındırmaktadır, çünkü ile- lanılmaktadır. Dilin bu özelliğine ‘dar seçenekli
tişimin kurulabilmesi için iletişim ortağı ile karşılıklı uzlaşma’ denilmektedir (Konrot, 2011).
etkileşim söz konusudur.
3
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

çocuğun kendine söylenilen eylemi gerçekleştirme-


si yani kırmızı çoraplarını değil sarı çoraplarını giy-
Dil
mesi ya da sarı kazağını değil sarı çorabını giymesi
İletişim sağlama aracı olarak kullanılan
alıcı dil becerilerine örnek olarak verilebilir.
sesler, işaretler (semboller) ve sözcükler
gibi temel birimleri olan bir sistemdir.
İfade Edici Dil
Gerekli mekanizmaların kullanılarak zi-
Burada bahsedilmesi gereken diğer bir dil de hinsel kavramın ses ya da işaret simgesi
sözel olmayan dildir. Bir kişinin başını sağa sola aracılığıyla ifadesidir.
doğru hafifçe sallaması ne anlama gelebilir diye dü-
şündüğümüzde, bu hareket bizim dilimizde ‘Hayır’
anlamına gelirken, başka dillerde çok başka anlam- İfade edici dil ise duyu-sinir ve motor-sinir
lara gelebilir. Sözel olmayan dilin birbirinden farklı gibi konuşmada yer alan çeşitli mekanizmaların
çağrışımlar yaptığını; bu nedenle, kapsamının sözel kullanılarak zihinsel kavramın bir ses imgesi
dile göre daha geniş olduğunu söyleyebiliriz. Dilin aracılığıyla ifadesidir (Maviş, 2011a ve Konrot,
bu özelliğine ise ‘geniş seçenekli uzlaşma’ denil- 2011). İfade edici dil için, çeşitli seslerin üretilmesi,
mektedir ( Konrot, 2011). sözcük ve cümlelerin oluşturulması, dilbilgisi ka-
lıplarının doğru kullanılması ve yeterli dil kavram-
Dil, insanların birbirleri ile etkileşimlerini sağ-
larının oluşturulması gerekmektedir (Whirter ve
layarak sosyal davranışları organize eden önemli
Voltan-Acar, 1985). İfade edici dil; istek, duygu ve
bir mekanizmadır (Acarlar, Ege ve Turan, 2002).
düşüncelerin dil aracılığıyla diğer bireylere aktarıl-
Dil, insanın kendisini ve çevresini ifade edebilme-
masıdır (Yılmaz, 2011). Bir çocuğun babasının ya-
sinde, düşünceler geliştirmesinde, görüp algılanan,
nına yaklaşarak ‘ Benimle top oynar mısın?’ dediğini
yaşanan olaylarla ilgili bilgileri, çeşitli kültür biri-
farz edelim. Çocuğun babasına bir talepte bulunma-
kimlerini aktarmada, diğer insanlarla iletişim ku-
sı bu çocuğun zamirleri, soru eklerini ve eylemleri
rabilmesinde, isteklerini, umutlarını, üzüntülerini,
doğru olarak kullanmakta olduğunu göstermekte-
sevinçlerini, düşüncelerini, hissettiklerini anlata-
dir. Örneğin ‘benimle’ zamiri yerine ‘bana’ kelimesini
bilmesinde ve başkalarınınkini anlayabilmesinde,
kullanmaması, ‘oynar mısın’ sorusu yerine ‘yer mi-
diğer insanları etkilemesinde, yönlendirme ve yö-
sin’ kelimesini kullanmaması çocuğun doğru ifade
netmesinde kullandığı en güçlü iletişim aracıdır
edici dil becerilerine sahip olduğunun göstergesidir.
(Erdoğan, Bekir ve Aras,2005).
Normal seyrinde devam eden bir gelişim sürecinde
alıcı dil, ifade edici dilden daha önce gelişmeye baş-
lamaktadır (Kayılı, Koçyiğit ve Erbay, 2009).
Alıcı Dil
Söylenilenlerin çeşitli duyu-motor süreçler
ile algılanması ve anlaşılması ile ilgilidir. Konuşma
Konuşma kısaca dilin insan tarafından üre-
tilen sesler ile söze dönüştürülmesidir (Yılmaz,
Dil, alıcı dil ve ifade edici dil olarak ikiye ayrıl- 2011). Konuşma, düşüncelerimizi ifade etme ara-
maktadır. Alıcı dil, sözel uyaranların duyu-sinir ağı cı olarak kullandığımız sembolik bir araç olan sö-
ve işitsel-algısal süreçler aracılığı ile alınması ve an- zel dilin, akciğerlerden gelen havanın boğaz, ağız ve
laşılması ile ilgili bileşenidir (İşeri Karacan, 2000). burun yolunda şekillenmesi sonucunda oluşan ses-
Diğer bir deyişle alıcı dil, bireyin sesleri algılama, lerin dönüştürülerek karşımızdaki insanın kulakları
soyut ve somut sözcükleri anlama, cümlelerin dil- tarafından algılanabilecek bir biçime dönüştürülmesi
bilgisi yapısını anlama, kendisine söylenenleri yap- işlemi olarak tanımlanmaktadır (Konrot, 2001, Top-
ma ve eleştirel biçimde dinleme, yargılama yete- baş, 2011c). Konuşma kavramının tanımından da
neklerini içermektedir. Alıcı dil kısaca dilin ortaya anlaşılacağı üzere konuşma bir takım duyu-motor
koyduğu kodun anlaşılması ve yorumlanabilmesi süreçlerini de içeren, bilişsel ve fiziksel bir eylemdir.
olarak tanımlanabilir (Yılmaz, 2011). Bir çocuğa Konuşma, çocuğun çevresiyle etkileşimi ve iletişim
‘Gidip sarı çoraplarını giy!’ yönergesi verildiğinde kurma gereksinimi ile doğuştan getirdiği yetenekle-

4
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

rini kullanarak anadilini öğrenmesi ve söze dönüştürmesiyle gerçekleşmektedir (Yılmaz, 2011). Bu anlamda
konuşma, dil ve iletişimden farklı bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dil, iletişim ve konuşma kavramı kısaca özetlenecek olur-
sa; iletişim bir amaç, bu amacı gerçekleştirmek için dil bir Konuşma
araç ve konuşma da dilin çeşitli fiziksel hareketler ile eyleme Zihinsel bir olgu olan dilin sese dönüştü-
dönüşmüş halidir (Konrot, 2011). İzleyen bölümde dilin rüldüğü bir davranıştır.
bileşenlerine ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilmektedir.

Öğrenme Çıktısı
1 Dil, iletişim ve konuşma kavramlarını açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Günümüzde yaygın olarak İletişim ile konuşma kavra-


Alıcı dil ile ifade edici dil
kullanılan sosyal medya ya- mının farklı yönlerini, bu
kavramlarının farklarını ta-
zışmalarının iletişim kavra- iki kavramı bilmeyen kişile-
nımlayınız.
mı ile ilişkisini tartışınız. re açıklayınız.

DİLİN BİLEŞENLERİ ilişkin bilgiyi temsil eden nesne, insan, deneyim ve


Dünya üzerinde birbirinden farklı pek çok dil olaylara karşılık gelen durumları ve çeşitli dil bilgi-
ve bu dillere ait pek çok farklı özellik olmasına si eklerini içeren yapılardan oluşmaktadır (Topbaş,
karşın temel kavramlar açısından bakıldığında, 2011c).
tüm dillerde ortak bazı bileşenler olduğu görül-
mektedir (Yılmaz, 2011). Bu bileşenler; anlambil-
Anlambilgisi
gisi (semantik), sesbilgisi (fonoloji), biçimbilgisi
Genel olarak dilin anlam boyutu ile ilgili
(morfoloji), sözdizimi (sentaks) ve kullanımbilgisi
bileşenidir.
(pragmatik) olarak birbirinden ayrılmaktadır. Bu
bileşenler ayrı olarak ele alınsa da birbiri ile çok
sıkı bağlantılı tek bir sistem olarak algılanmaktadır
(Topbaş, 2011c). Dolayısıyla, dilin bir bileşenini Sesbilgisi(Fonoloji)
diğer bileşenden ayrı bir bileşen gibi değerlendir- Ses bilgisi, bir dildeki sesleri, bu seslerin özellik-
mek doğru bir yaklaşım olmamaktadır. İlerleyen lerini, dizilişlerini ve bu seslerin kullanım kuralları-
başlıklarda dilin bileşenlerine ilişkin tanımları ör- nı içeren dil bileşenidir (Yılmaz, 2011). Sesbilgisi,
neklerle sunulmaktadır. bir dildeki sesleri ve bu seslerin dağılım sınırlılık-
larını, bu seslerin hangi anlamı taşıdıklarını, nasıl
bir düzende bulunduklarını incelemektedir (Top-
Anlambilgisi (Semantik) baş, 2011c). Dilin sesbilgisi bileşenine ilişkin bizim
Anlambilgisi, bir dildeki sözcük dağarcığını, dilimizdeki ‘ş’ sesinin, farklı dillerde ‘sh’ ya da ‘sch’
sözcüklerin anlamını, bu sözcükler arasındaki iliş- ses gruplarının bir araya gelmesiyle oluşması örnek
kileri içermektedir (Yılmaz, 2011). Bir dilin içeriği; olarak verilebilir.
nesneler, olaylar ve bu nesnelerle ile olaylar arasın-
daki ilişkileri simgeleyen sözcükler ve cümlelerin
anlamından oluşmaktadır (Topbaş, 2011c). Dilin Ses Bilgisi
anlambilgisi işlevine göre ‘kazağın kolu’ ifadesi zih- Dilin temel ses yapıları ile ilgili bileşenidir.
nimizde bir kazak ve bu kazağa ait bir kolu çağrış-
tırır. Dolayısıyla, dilin anlambilgisi bileşeni evrene

5
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Biçimbilgisi (Morfoloji) Kullanımbilgisi (Pragmatik)


Biçimbilgisi, dilin kendi başına en küçük an- İletişim, etkileşimde bulunularak üretilen,
lam taşıyan yapıları olan morfemlerin (biçimbi- dolayısıyla sosyal içeriği olan bir süreçtir (Alev,
rimlerin) bir anlam oluşturmak üzere nasıl şekil- 2011). Bu süreç ise sözel ya da sözel olmayan bağ-
lendiğine dair kuralları içermektedir. Sözcüklerin lamı ve bağlamda yer alan konuşmacılar ve durum-
türetilişleri, ekler alarak çeşitli anlam yüklenmeleri ları dikkate almayı gerektirir (Topbaş, 2001). Kul-
ile ilişkili özellikleri biçimbilgisi bileşenini ifade lanımbilgisi bileşeni, dilin işlevsel yönünü, sosyal
etmektedir (Yılmaz, 2011). Biçimbilgisi, sözcük- bağlamda iletişim amaçlı kullanımını ifade eder.
lerdeki ek ve kökleri, bunların kurallı düzenleniş Dil sosyalleşmek, iletişimi gerçekleştirmek gibi özel
biçimleri ile türetilişindeki özellikleri içermektedir amaçlar için kullanılır ve bunun dışında dili kul-
(Topbaş, 2011c). Dilin biçimbilgisi bileşenine ör- lanmanın bir amacı yoktur (Güven, 2009). Dilin
nek verilecek olursa bizim dilimizdeki yapım eki işlevi, niçin konuşma gereksinimimiz olduğunu;
olan ‘-lık’ eki , ‘göz’ morfemi ile birleştirildiğinde sosyal bağlamı ise konuşulan kişinin konumu, yaşı
‘gözlük’ ve bu ek ‘su’ morfemi ile birleştirildiğinde ve konu hakkındaki bilgi düzeyi anlamına gelmek-
ise ‘suluk’ kelimesi oluşmaktadır; başka bir deyişle, tedir (Topbaş, 2011c).
‘-lık’ eki devamına geldiği kelimenin ses yapısına
göre ‘-lük’ ya da ‘-luk’ şekline dönüşebilmektedir.
Kullanımbilgisi Bileşeni
Dilin sosyal bağlamda kullanımın uygun-
Morfem dildeki en küçük anlamlı yapıla- luğu ile ilgili bileşenidir.
rın adıdır.
Biçimbilgisi, dildeki anlam içeren en kü-
çük birimleri ile ilgili bileşenidir. Dilin kullanımbilgisi bileşeni bir anlamda gün-
lük yaşam dilimizdir. Konuşmacının amacına ve
ortamın bağlamına uygun olarak sosyal ve bilişsel
Sözdizimi (Sentaks) düzeyde belirlenen davranışlarla konuşması bu bi-
Bilindiği gibi bir cümle içinde her sözcüğün leşenin bir getirisidir (Alev, 2011). Sıra alma, söyle-
farklı görevi vardır ve her dilde bu sözcükler belirli şiyi başlatma ve sürdürme, konu açma, söylem dü-
kurallar çerçevesinde dizilmektedir. Sözdizimi, bir zeltme kuralları, nerede, ne zaman, kiminle iletişim
dildeki cümle yapısına dair kuralları içermektedir kurulacağına göre yapılan seçimler ve dinleyiciden
(Yılmaz, 2011). Sözdizimi, sözcük sırası, sözcük- alınan sözel ve sözel olmayan dönütler ışığında dil
lerin cümle içinde örgütlenmeleri, sözcükler arası kullanımını düzenleme dilin kullanımbilgisi bile-
bağlantılar, cümle türleri, sözcük gruplarının ya da şenidir (Topbaş, 2001). Örneğin, bir kedi görül-
öbeklerinin cümle türlerine göre sıralanmaları gibi düğünde 9 aylık bebeğe ‘bak, miyav miyav’ ya da
kuralları içermektedir. Sözdizimi, bir dilde hangi ‘bak, pisi pisi’ denilirken, 9 yaşında bir çocuğa ‘Bu
sözcük sıralamalarının kabul edilebilir ya da edi- kedilere Tekir denir’ ifadesi kullanılabilir. Aynı du-
lemez oluklarını, dilbilgisi açısından doğru ya da rum karşısındaki bu kullanım farkı, dilin kullanım-
yanlış olduklarını belirlemektedir (Topbaş, 2011c). bilgisi bileşeni ile ilgilidir.
Dilin sözdizimi bileşenine göre cümleler özne- nes- Kullanımbilgisi, dilin sosyal bağlamda belli bir
ne-eylem sıralaması ile örneğin, ‘Ben kahve içme- amaca yönelik işlevi ile iletişim amacına uygun kul-
dim’ sıralamasıyla oluşturulmaktadır. Türkçe di- lanıma ait bilgidir (Alev, 2011). Dilin işlevi iletişim
linin sözdizimi yapısına göre ‘kahve ben içmedim’ amacına uygun olarak insanların konuşma nedenle-
sıralaması uygun bir kullanım olmamaktadır. ridir. Sosyal bağlam ise insanların aynı ya da değişik
amaçlara ulaşmak için dilin biçimsel seçenekleri ara-
sından nasıl seçim yaptığını belirler (Topbaş, 2001).
Sözdizimi Kullanımbilgisi, konuşmacının iletmek istediği an-
Dildeki kelimelerden oluşan cümlelerin lam ve dinleyicinin iletilen mesajı yorumlaması ile
yapıları ile ilgili bileşenidir. ilgili süreçleri kapsar. Bununla birlikte dilin bu bi-
leşeni söylemi oluşturan sözcük ve cümlelerin kendi
başlarına içerdikleri anlamlar haricinde, konuşmacı-

6
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

nın bu söylem ile ne ifade etmek istediğinin analiz Kitabınızda buraya kadar dil, konuşma ve ile-
edilmesidir (Alev, 2011). Örneğin; birisi ‘Sandalyeni tişim kavramlarını ve dilin bileşenlerine ilişkin
biraz çeker misin?’ ifadesini kullandığında soru sor- açıklamalara yer verilmiştir. İzleyen bölümlerde
madığı, nezaket kurallarına uygun olarak isteklerini çocuklarda dil ve iletişim gelişimi genel hatlarıyla
belirttiği anlaşılmaktadır. Soru sözcükleri ile ricada açıklanmaktadır.
bulunmak, dilin kullanımbilgisi bileşeni ile ilgilidir.

Öğrenme Çıktısı
2 Dilin bileşenlerini açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Dilin biçimbilgisi bileşeni Dilin kullanımbilgisi bileşe- Dilin kullanımbilgisi bile-


ile sözdizimi bileşenin farkı- ni ile konuşmanın ilişkisini şenini, bu bileşeni bilmeyen
nı tanımlayın. tartışın. kişilere açıklayın.

BEBEKLİK VE ERKEN ÇOCUKLUK söz içeriğinin edimsöz amacı ile uygun olması duru-
DÖNEMİ (0-36 AY) DİL VE munda gerçekleşmektedir (Maviş, 2011a). Aşağıda bir
İLETİŞİM GELİŞİMİ iletişim döngüsüne örnek yer almaktadır;
İletişim amaçlı bir davranıştır ve dilin sosyal A: (Arkadaşını uyarmak isteyen biri) (edim söz)
boyutu ile ilgilidir. Erken dönemde bebekler her ne Bak! Pantolonun çamur olmuş(düzsöz).
kadar konuşamasalar da anneleri ya da bakıcılarına B: Eveeeet, şimdi farkediyorum, uyarın için te-
gereksinimlerini ifade edebilmektedirler. Konuşma şekkür ederim (uyarı olarak algılaması) (etkisöz).
öncesi dönemde bebeklerdeki iletişim davranışları
başlangıçta amaçsızdır, annelerinin davranışların- Bebeklerin iletişim davranışları edimsöz-düzsöz-
dan yola çıkarak zaman içerisinde daha amaçlı bir etkisöz döngüsünden farklı gelişmektedir. Bebeklerin
iletişim kurmaya başlarlar (Kuder, 2013). 6. aydan ilk davranışları iletişim kurmak amacı ile gerçekleş-
itibaren bebekler çeşitli jest, mimik kullanarak is- mez bu nedenle bebeklerin ilk aşamada edimsöz kul-
teklerini annelerine iletmeye başlarlar. landıklarını söylemek doğru olmaz. Bebeğe bakım
İletişim kurabilmek amacı ile iletişim niyetlerinin- veren kişi bebeğin davranışlarını yorumlayarak bir
amaçlarının aktarılış biçimleri bebeklik döneminde anlam çıkarmaya (acıktı, karnı ağrıyor, korktu vb.) ve
sözel olmayan iletişim davranışları ile başlar ve uygun tepki vermeye (etkisöz) çalışır. Bebekler yakla-
giderek sözcüklerin biçimlenmesi ile dil, bu iletişim şık 6. aydan itibaren iletişimde daha amaçlı davranış-
amaçlarına yönelik işlev görmektedir (Topbaş, 2011c). lar sergilerler (örneğin nesne istemek için oyuncağına
Bir yetişkinin iletişim süreci; iletişim kurmak için bakmak, işaret etmek vb.) (edim söz) ve yine bakım
bir amacı (edimsöz), bu amacı yerine getirmek için veren kişiler bu davranışlara uygun tepkiler verirler.
yararlandığı bir sözce (düzsöz) ve iletişim ortağının bu Bebekler bu dönemlerde iletişim kurmak için daha
duyduğu sözceden bir anlam çıkarması (etkisöz) şek- çok jest ve mimik kullanırken, 1. yaştan itibaren söz-
linde gerçekleşmektedir. İletişim amacı olan bir dav- cük kullanarak (düz söz) iletişim kurmayı öğrenirler.
ranıştır, kişiler bu amaç doğrultusunda bir davranış İzleyen bölümde konuşmaya henüz başlamayan
(konuşma, işaret etme vb.) sergilerler ve iletişim ortağı bebeklerin ve konuşma sürecindeki çocukların dil ve
bu davranıştan bir anlam çıkarır. En iyi iletişim, düz- iletişim gelişimine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

7
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Bebeklik Dönemi (0-12 Ay) Dil ve Emme, yutma, ağlama gibi davranışlar refleksif
İletişim Gelişimi davranışlardır. Bebeklerin ağlama yoluyla çıkardı-
Bebeklerin doğumlarından ilk sözcüklerini kul- ğı sesler, ilk zamanlar rastlantısal çıkmakla birlikte,
lanmaya başladıkları döneme kadar olan evre ‘söz bir süre sonra bu sesler rahatsızlık, memnuniyet
öncesi dönem’ olarak adlandırılmaktadır (Maviş, gibi durumlara göre farklılaşmaktadır. Anneler be-
2011a). Dilin altyapısının oluştuğu bu dönem, be- beklerinin ağlamalarını dikkatli bir şekilde dinledi-
bekten bebeğe bireysel farklılıklarla birlikte genel- ğinde, acıkma ağlaması ile memnuniyetsizlik ağla-
likle yaşamın 0-12 aylık sürecine denk gelmektedir. masının farklı olduğunu anlayabilmektedir (Avcı,
2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011)

Söz Öncesi Dönem Gığıldama


Bebekliklerin doğumları ile tek sözcükle- Gığıldama ya da çağıldama evresi bebeklerin
ri kullanmaya başladıkları zaman arasına yaşamının yaklaşık olarak 1-4 aylık dönemine denk
verilen addır. gelmektedir. Bu dönemde bebekler kuş seslerine
benzer sesler çıkarırlar. Bu sesler, ‘oooo’, ‘uuuu’,
‘kkkkk’, ‘gggg’ gibi tek seslerden oluşan seslerdir.
Bebekler, söz öncesi dönemde konuşamasa bile Bebekler, bu sesleri üretmiş olsalar da çıkarılan ses-
dikkat çekmek, bir durumdan aldığı zevki ya da leri tekrarlamazlar (Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yıl-
rahatsızlığı belli etmek, isteklerini iletişim ortağına maz, 2011).
aktarmak gibi amaçlarla sesleri kullanabilmektedir.
Bebekler yaklaşık 11-12 ay arasında tek sözcükten
Babıldama
oluşan ifadeler üretmeye başlarlar (Avcı, 2004; Ya-
pıcı 2004). Çocukların iki ve/veya daha fazla sözcük Babıldama evresi bebeklerin yaşamlarının yak-
kullanarak konuştukları dönem ise yaklaşık 18-24 laşık olarak 4-6 aylık dönemine denk gelmektedir.
aylar arasına denk gelmektedir. 24. aydan itibaren Bu evre ‘mırıldanma’ olarak da adlandırılmaktadır.
çocukların konuşmalarının giderek anadiline uygun Babıldama çocuğun bir unlu ile bir ünsüzden olu-
hale gelmeye başladığı ve çocukların kurabildikleri şan heceleri seslendirebildiği evredir (Kol, 2011).
cümleler içinde, çok sayıda dilbilgisi kurallarının yer Bu evrede bebekler birçok ses çıkartmakta ve anne
aldığı görülmektedir (Yapıcı, 2004). babanın tepkisine göre onları tekrar etmektedir.
Babıldamanın çoğu anlamsızdır (Tümkaya, 2008).
Bu bölümde doğumdan yaklaşık olarak 36 aya
Bu dönem konuşmanın temelini oluşturduğu için
kadar olan dil ve iletişim gelişimine ilişkin bilgilere
oldukça önemli bir evredir. Bu dönemde bebekler
yer verilmektedir. Bebeklik ve erken çocukluk dö-
ünlü ve ünsüz sesleri birlikte kullanmaya başlaya-
nemi konuşma öncesi ve konuşma dönemi olarak
rak ‘ba’, ‘ab’, ‘de’, ‘bo’ gibi çoklu sesler üretmeye
iki gruba ayrılmaktadır. İzleyen bölümde 0-36 ay
başlarlar. Bebeklerin bu sesleri deneyerek ürettikle-
arası konuşma öncesi ve konuşma dönemindeki dil
ri, kendi sesleri üzerindeki kontrollerinin de arttığı
ve iletişim gelişimi ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.
görülmektedir (Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yılmaz,
2011).
Söz Öncesi Dönem
Konuşma öncesi dönem; ağlama, gığıldama, Ses Oyunları
babıldama, ses oyunları, ekolali ve jargon kullanımı
Ses oyunları evresi, bebeğin yaşamının yaklaşık
olmak üzere altı evreden oluşmaktadır.
olarak 6-8 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu
dönemde bebekler daha önce edinmiş oldukla-
Ağlama rı sesler ile çeşitli oyunlar oynarlar. Bebeklerin bu
Ağlama evresi bebeklerin yaşamının yaklaşık davranışlarının amaçlı olup olmadığı konusunda
olarak 0-1 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu uzmanlar arasında tartışmalar devam etmekte olsa
dönemde bebekler, refleksif (doğuştan içgüdüsel da bu dönemde bebeklerin ses dağarcığının çok ge-
olarak gelen) sesler çıkartırlar. Dolayısıyla ağla- nişlediği bilinmektedir (Avcı, 2004; Maviş, 2011a;
ma evresi, refleksif dönem olarak da adlandırılır. Yılmaz, 2011).

8
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Ses oyunları evresinde bebekler, babıldama ler ya da konuşmalar bebeğin anadilindeki sesler-
döneminde edinmiş oldukları sesleri tekrarlama, dir (örn: bebeğin kendi battaniyesine nani demesi
uzatma, kısaltma, yüksek ya da alçak tonda söyle- gibi)(Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). Bu
me gibi davranışlar sergilerler. Bebeklerin bir ön- dönemde çocukların seslendirmeleri bir yetişkin
ceki evrede edinmiş oldukları heceleri arka arkaya konuşması gibidir, bu evre bebeğin dil üretimine
tekrarlaması ‘tekrarlı babıldama’ (örn; ba-ba-ba, geçtiği evredir (Kuder, 2013).
de-de-de), farklı heceleri birlikte kullanması ise
‘çeşitlendirilmiş babıldama’ (örn; ba-ga-bi) olarak
adlandırılmaktadır. Bu sözcükler anlamlı sözcükler Jargon
değildir dolayısıyla bebek ‘baba ya da dede’ ifade- Belli bir duruma özel olarak kullanılan söz
sini kullanmış kabul edilmemektedir (Avcı, 2004; ya da söz grubudur.
Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011).
Bu evrede işitme ön plana çıkmaktadır. Dil, iletişim ve konuşma kavramları birbiri ile
Bebeklerin çevrelerinde duydukları sesler, heceler, iç içe kavramlardır. Dolayısıyla bir alandaki gelişim
sözcükler ve konuşmalar ilgisini çekmekte, be- bir diğerinin gelişimini doğrudan etkilemektedir.
bekler çeşitli sözcükleri algılamaya başlamakta ve
günlük yaşamda sık kullanılan sözcüklerin farkına
varabilmektedir. İnsanlar kendilerine yönelik ko-
Konuşma
nuştuğunda, bebekler bu duruma gülümseyerek ya Çocukların dil gelişiminde en önemli aşama,
da ses çıkararak cevap vermekte, konuşmalardaki sözcükleri bir cümle şeklinde bir araya getirme aşa-
kızgınlık ve memnuniyet seslerini ayırt etmektedir- masıdır. Bu aşamaya çocuklar yaklaşık 18-20 aylar
ler (Avcı, 2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). arasında ulaşabilmektedir (Demir, 2011).
Çocukların tek, iki ve üç sözcükleri edinim ve
kullanım zamanları birbirinden kesin çizgilerle ayrı-
Ekolali lamaz (Avcı, 2004). Bireysel farklılıklar, sosyo-eko-
Ekolali evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık ola- nomik ve kültürel koşulların yarattığı uyarıcıların
rak 8-12 aylık dönemine denk gelmektedir. Ekolali çocuktaki yansımaları, anne-babanın çocuğa karşı
duyulan kelimenin tekrar edilmesi anlamında kul- yaklaşımındaki tutarlılık düzeyi, konuşma aşamaları-
lanılan bir sözcüktür. Bu dönemde bebekler çev- nın da başlama zamanını değiştirebilmektedir (Yapıcı,
relerindeki sesleri tekrarlama ya da taklit etmeye 2004). Ancak bu sözcüklerin kullanımı kendi içinde
çabalarlar. Bu taklitler birebir yetişkinin kullanmış bir gelişimi takip etmektedir. İlerleyen bölümde, ço-
olduğu sözcüklerin aynısı değil benzeridir (Avcı, cukların tek, iki ve daha fazla sözcüklü cümle kurma-
2004; Maviş, 2011a; Yılmaz, 2011). Ekolalik ko- larına ilişkin açıklamalara yer verilmektedir.
nuşma gelişimsel olarak ortaya çıkan normal bir
durumdur, zaman içerisinde bu konuşmalar yerini
anlamlı konuşmalara bırakmaktadır (Kuder, 2003). Tek Sözcük Kullanma
Bebekler anlamlı ilk sözcüklerini 11-13 ay ara-
sında çıkarırlar. Bu sözcükler, genellikle çocuğun
Ekolali yakın çevresinde bulunan kişilerin, nesnelerin ve
Duyulan sesin/sözcüğün/cümlenin hemen eylemlerin (baba, top, su, git vb.) isimleri olmakta-
ya da gecikmeli olarak tekrar edilmesidir. dır (Avcı, 2004; Maviş, 2011a). Çocukların ilk söz-
cüklerinin daha çok isimlerden oluşmasına rağmen
bu sözcüklerin isim olmadıkları; fakat kullandıkları
Jargon sözcüklerin aynı zamanda bir cümleye eşit olduğu
Jargon evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık alanyazında ileri sürülen bir görüş olmakla beraber
olarak 10-14 aylık dönemine denk gelmektedir. bu görüşe karşı çıkan ve cümle olmanın gerekleri
Jargon belli bir duruma özel olarak kullanılan olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. (Maviş,
söz ya da söz grubudur. Bebeklerin bu dönemde 2011a). Örneğin, çocuk ‘baba’ dediğinde babasını
sesleri, kullandıkları vurguları, ezgileri ve heceleri işaret ediyor veya babasının nerede olduğunu soru-
yetişkin konuşmasına benzer niteliktedir. Bu ses- yor olabilir.

9
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Tek sözcük kullanım döneminde çocuklar, iki sözcüklü yapı birden fazla anlama gelebilmek-
yetişkinlerden farklı olarak kullandıkları sözcük- tedir. Yetişkin çocuğun ne demek istediğine konuş-
leri daha geniş göndergeye (anlam) uygulayarak manın bağlamına göre karar verir. Örneğin; ‘anne
kullanırlar (Maviş, 2011a). Çocuktaki bu anlam top’ diyen bir çocuk annesinden uzanamadığı topu
kargaşasına ‘anlam genişlemesi’ denilmektedir. istiyor, annesine herhangi bir topu gösteriyor veya
Anlam genişlemesi annesi ile top oynamak istiyor olabilir.
tek ve iki sözcüklü
dönemin evrensel
dikkat Çocuğun ek ya da takı kullanmadan konuş-
bir gelişimi olabi-
Gönderge ‘dış dünyada yer masına ‘telgraf konuşması’ adı verilmektedir.
lir (Maviş, 2011a).
alan, bir göstergenin belirt-
Çocukların ‘buu’
tiği nesne veya varlık’ an-
sözcüğü yalnızca Telgraf tipi cümlelere zamanla, iki sözcük arasın-
lamına gelmektedir (www.
suya değil içilebilen daki ilişkiyi gösteren sözcükler de eklenir. İki söz-
tdk.gov.tr). Kedi gönderge-
tüm sıvılara, ‘baba’ cükten oluşan cümle aşaması, söz dizimi ve anlam
ye örnektir, k-e-d-i harfleri
sözcüğünü kendi bilgisi ile ilgili birçok ikili ilişkilerin uygulandığı bir
ile yazılan sözcük ya da kedi-
babasına değil tüm aşamadır (Yapıcı, 2004). Bu aşamada çocuklar, sahip
nin resmi ise bu göndergeye
erkeklere kullanması olan-sahip olunan (annenin çorabı), faaliyeti yapan-
ilişkin farklı göstergelerdir.
bu duruma örnek yapılan faaliyet (kedi uyuyor) ve faaliyet-nesne (çor-
olarak verilebilir. bayı iç) ilişkilerini gösteren cümleler kullanabilirler
(Maviş, 2011a; Yapıcı,2004). Türk çocukları ile ya-
pılan dil gelişimine ilişkin araştırmalarda, çocukların
Çocuğun bir sözcüğü birden fazla anlama tek ve iki sözcüklü dönemlerde durum eki bildiren
gelecek şekilde kullanmasına anlam geniş- –i ve yön bildiren –e, iyelik eki olan –m ve tamlayan
lemesi denilmektedir. eki –nin, zaman eklerinden –yor ve –di yapılarını
kullandığı vurgulanmaktadır (Maviş, 2011a).

Tek sözcük evresinde çocuklarda görülen diğer


bir yanılgı ise ‘anlam daralması’dır. Çocuklar nesne ve
Üç veya Daha Fazla Sözcük Kullanma
olaylar için sözcüklerin dar anlamlarını kullanmaktadır İki sözcükten oluşan cümle aşamasının sonuna
(Maviş, 2011a). Örneğin, çocuk oyuncak siyah pelüş doğru, çocuk ikiden fazla sözcük ile cümle kur-
kedisini ‘kedi’ olarak öğrenmişse, sokakta görmüş ol- maya başlamaktadır. 2-3 yaşlarında çocuğun, üç
duğu farklı renk ya da farklı cins kedileri ‘kedi’ olarak dört sözcükten oluşan cümlelerinin sayısı giderek
adlandırmayacaktır. Çocuğun bu dönemde anladığı artmaktadır. Cümledeki sözcük sayısının artışı
sözcük sayısı (alıcı dil), ürettiği sözcük sayısından ( ifade ile birlikte, çocuğun cümleleri yorumlama, anla-
edici dil) fazla olmaktadır (Avcı,2004; Baykoç, Dön- ma gücünün de arttığı gözlenmektedir. Çocuğun
mez, Dinçer, Dereobalı, Gümüşçü ve Pişkin, 1993). konuşmaları da daha anlaşılır hale gelmektedir
(Yapıcı, 2004).
Araştırmalarda çocukların günlük yaşamında
İki Sözcük Kullanma kullanmış olduğu dilin yarısından fazlası, iki söz-
Çocuklarda iki sözcük kullanımı 18-24 ay cüklü cümlelerden oluştuğunda çocuk üç sözcüklü
aralığına denk gelmektedir. Çocukların sözcük cümleleri kullanmaya başlamaktadır. Çocuğun ko-
dağarcığı 50 sözcüğe yaklaşınca ifadelerinin nuştuğu anadilin bu gelişimde etkili olduğunu da
uzamaya başladığı ve tek sözcük evresinden unutmamak gerekir. Türkçe ’de çocuklar 18-22 ay-
uzaklaşarak iki sözcük aşamasına geldikleri görül- dan itibaren üç sözcükten oluşan cümle aracılığıyla
mektedir (Maviş, 2011a). Bu dönemde, çocuklar konuşmaya başlamaktadırlar (Avcı,2004).
iki sözcüğü cümle olarak kullanırlar. Bu konuş-
Kitabınızın bu bölümünde 0-36 ay arasındaki
malarda genellikle iki sözcük yalın halde bir araya
çocuklarda dil ve iletişim gelişimine ilişkin önem-
gelir. Çocuğun konuşmalarında ek ya da takı
li bilgiler sunulmuştur. Tablo 1.1’de belirli zaman
kullanımı olmamasından dolayı bu döneme ‘telgraf
diliminde tipik gelişim gösteren çocukların edin-
konuşması’ adı verilmektedir (Avcı, 2004; Maviş,
dikleri dil ve iletişim becerileri maddeler halinde
2011a). Çocuğun bu dönemde kullanmış olduğu
sunulmaktadır.
10
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Tablo 1.1 0-36 Ay Alıcı ve İfade Edici Dil Gelişimi

Alıcı Dil
• Konuşan kişiye döner ve en az 5 sn bakar.
• Tanıdık bir ses duyduğunda sakinleşir/susar.
• Sıklıkla konuşanın ağzını ve dudaklarını izler.
0-3 Ay İfade Edici Dil
• Acıktığını ya da rahatsız olduğunu belirten özel bir tür ağlaması vardır.
• Yalnızken sesleme(babıldama/mırıldanma) yapar.
• Memnun olduğu zamanlarda bunu belirten seslemeler yapar.
• Kendisi ile konuşulduğunda güler, sesler çıkarır.

Alıcı Dil
• Konuşan kişiyi bakınarak arar.
• Başını çevirerek sesin yerini(hangi yönden geldiğini) bulur.
• Ses duyduğunda mırıldanmayı bırakır.
3-6 Ay İfade Edici Dil
• Yetişkinin çıkardığı sesleri taklit ettiğinde sesleme yaparak karşılık verir.
• İki tane tanımlanabilir ünlü ile heceler üretir.
• Çığlık atar(acıdan değil).
• ‘k’,’g’, ‘h’ gibi ünsüz sesler üretebilir.
• ‘b’, ‘m’, ‘v’, ‘d’,’n’ ve ‘r’ gibi ünsüzler üretir.

Alıcı Dil
• Adına tepki verir.
• ‘güle güle’, ‘anne’, ‘yukarı bak’ sözcüklerini ayırt ediyor görünür.
• ‘hayır’ denildiğinde durur, bakar veya çekinir.
• Aile üyelerinin adlarını ayırt eder.
6-9 Ay • Belli bir zaman diliminde başkalarının sohbetine dikkatini yöneltir.
• Sık kullanılan ya da sık gördüğü nesnelerin isimleri söylendiğinde onları fark eder.
İfade Edici Dil
• Sözel oyunlar oynar.
• Ünlü ünsüz sırasında hecesel tekrarlar üretir.
• Bazı uygun jestleri kullanır.
• Ayna karşısında kendi görüntüsüne seslemeler yapar.

Alıcı Dil
• ‘bana ver’, ‘nerede’ gibi basit istek ve yönergeleri anlar.
• Annenin baktığı yere bakar.
• Müzik ya da şarkı çaldığında tepki verir.
İfade Edici Dil
9-12 Ay • Ağlamadan sesleme yaparak istediklerini belirtir.
• Değişik perdelerde/tonlamalarda
seslemeler yapar.
• Oyuncaklarına sesleme yapar.
• Bazı sözcükler için farklı bir sözcük uydurabilir.
• Bazı isteklere uygun sözel tepkilerde bulunur.
• Sıklıkla 1 ya da daha fazla belirli, anlamlı sözcük üretir.

Alıcı Dil
• Duyguları gösteren yüz ifadelerine tepki verir.
• Bildiği nesneler sözel olarak istendiğinde alıp, getirir.
• Çeşitli vücut bölümlerinin adları söylendiğinde ayırt eder.
• Sorulduğunda giysi bölümleri/parçaları gösterir.
İfade Edici Dil
• Bir başkasının dikkatini bir nesneye çeker.
• Hayvan seslerini taklit eder.
• İstendiğinde 2 ya da daha fazla nesnenin adını sözel olarak adlandırır.
12-18 Ay • Kendiliğinden 5 ya da daha fazla sözcük kullanır.
• İstemediği bir eylemi durdurur.
• Nesne ya da eylem ister.
• Gideceğini anladığında kendiliğinden el sallar.
• Yetişkinin sohbet sırasında kullandığı sözcükleri anlaşılmaz şekilde taklit eder.
• Zaten sözcük dağarcığında olan sözcükleri taklit eder.
• Yeni sözcükleri taklit eder.
• Durum eki (-i hali) kullanır.
• Bilinen geçmiş zaman(-di) kullanır.
• Sözcük dağarcığı sürekli artar.

11
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Alıcı Dil
• İpucu için bir başkasının yüzünü dikkatle izler.
• Eylem sözcüklerini anlar.
• Adı söylenen 5 ya da daha fazla resmi işaret eder.
• İki aşamalı yönergelere uyar.
• Kişi eklerin anlar.
• Olumsuz yapıları anlar.
• Sahiplik/iyelik eklerini anlar.
İfade Edici Dil
• Kendiliğinden 20 ya da daha fazla sözcük kullanır.
• İhtiyaç duyduğunda ya da istendiğinde işaret etmektense sözcük kullanmaya başlar.
• İki ya da daha fazla sözcüğü birleştirerek kullanır.
18-24 Ay • Çevresindeki sesleri taklit eder( hayvan, araba ya da oyundaki sesleri).
• Her hafta yeni sözcükler edinir ve daha fazla kullanır.
• Durum hal eki (-e), (-de),(-den),(-in),(-le) kullanır.
• İyelik eklerini kullanır.
• Şimdiki zaman ekini kullanır.
• Tekil kişi eklerini kullanır.
• Çoğul eklerini kullanır.
• Çoğul kişi eklerini kullanır.
• Gelecek zaman ekini kullanır.
• Öğrenilen(duyulan) geçmiş zaman ekini kullanır.
• Geniş zaman ekini kullanır.
• Soru eklerini kullanır.
• Edilen yapıları kullanır.
• Konuşması yarı yarıya anlaşılır.
Alıcı Dil
• Vücudun küçük bölümlerini gösterir.
• Genel akrabalık terimlerin bilir.
• Eylemle ilişkili nesneyi bilir.
• Yer bildiren terimleri anlar.
• Bir tane kavramını anlar.
24-30 Ay İfade Edici Dil
• İletişim amacıyla 3-4 sözcük kurar.
• Basit sorulara uygun cevap verir.
• Giderek artan sayıda soru sorar.
• Zamirleri(adıl) kullanır.
• Jargon ile ekolali çoğunlukla biter.
• Fonemleri doğru kullanır.
• Sözcük dağarcığı hızla artar.
Alıcı Dil
• Resimlerde gösterilen eylemle ilişkili nesneyi bilir.
• Sık kullanılan eylemleri anlar.
• ‘Büyük’ ve ‘küçük’ kavramlarını anlar.
• Yer bildiren terimleri anlar.
30-36 Ay İfade Edici Dil
• ‘Acıktığında, üşüdüğünde, susadığında ne yaparsın’ sorularına cevap verir.
• Sorulduğunda adını soyadını söyler.
• Kısa sohbet eder.
• Konuşması tam olarak anlaşılır.
• 200-300 sözcük kullanır.
Kaynak: 0-36 Ay Gelişimi Risk Altındaki Çocuklar İçin Gelişimsel Destek Programı(GEDEP)(Diken, 2015).
Tablo 1.1’den de anlaşılacağı gibi bebek ve çocukların dil gelişimi 0-36 ay arasında hızlı bir gelişim gös-
termektedir. Bebeklerin doğuştan getirdiği refleksif ağlama sesler, bilişsel gelişim ile birlikte bir süre sonra
uzun cümleler halini almaktadır.
Öğrenme Çıktısı
3 Söz öncesi ve sözcük öğrenme döneminde dil gelişimini açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Konuşma döneminde ço- Dil gelişiminde çocukların ilk


cukların yeni öğrenmiş ol- Dil gelişimi ile bilişsel geli- çıkardığı heceler olan ‘-ba,-de,
dukları sözcükleri tekrarla- şimin ilişkisini tartışın. -pa’ gibi hecelerin yalnızca
ma nedenlerini tanımlayın. bizim dilimize ait olmadığını
etrafınızdaki kişilere açıklayın.

12
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

OKUL ÖNCESİ DÖNEM DİL VE Okul Öncesi Dönemde Fonolojik


İLETİŞİM GELİŞİMİ (Sesbilgisel) Gelişim
Çocukluk dönemini yetişkinlik döneminden Fonolojik gelişim, çocuğun anadilindeki sesleri
ayıran en önemli özellik, çocuklukta gerçekleşen öğrenmesi ve bu seslerle çeşitli hece, sözcük, keli-
sürekli bir büyüme ve gelişme durumudur (Cey- me üretme süreci ile ilgilidir (Herschensohn, 2007;
lan, 2011). Erken çocukluk dönemi, 0-6 yaş olarak Topbaş, 2011b). Fonolojik gelişim bebeklik döne-
ele alınır ve bu dönemde, çocukların tüm gelişim minde yavaş olsa da 2-5 yaş arasında oldukça hızlı
alanlarındaki büyümesi ve gelişimi hızlıdır. Okul gelişmektedir. Bu nedenle 2-5 yaş arası ‘fonemik
öncesi dönem olarak kabul edilen 3-6 yaş arası gelişim evresi’ olarak adlandırılmaktadır. Bu döne-
çocuklar; aile çevresi dışındaki diğer insanlarla da min en önemli gelişim özelliği, çocuğun anadilin-
etkileşimde bulunur, çevreleriyle deneyimleri artar deki ünsüzleri edinmesidir (Kuder, 2013, Topbaş,
ve bu zenginlikler bireylerin tüm gelişimine yansır 2006). Çocuğun sesleri edinim sırası vardır ve bu
(Maviş, 2011b). sıra evrenseldir (Kuder, 2013). Okul öncesi döne-
Çocuklarda bilişsel gelişim, motor gelişim ve min sonuna doğru çocuk anadili dışındaki sesleri
sosyal etkileşim davranışları dil gelişimini de etki- kullanmamaya başlar (Topbaş, 2006).
ler. Bu dönemde, çocuklar farklı türden sözcükler- Okul öncesi dönemde çocuğun, sözcük dağarcı-
le (sıfat, zamir vb.) konuşmaya başlar ve yetişkin ğı artar ve çocuk anlaşılırlığı düşük olsa da yetişkin
benzeri cümleler kullanırlar. Ortalama üç yaşın- cümlesine benzer yapıda cümleler kullanarak ko-
daki çocuklar yeni öğrendikleri sözcükleri sürekli nuşmaya başlar. Çocuğun konuşmasının anlaşılabi-
tekrarlar. Bu tekrarlar, çocuğun sözcük kullanımın- lirliğinin düşük olmasının nedeni, anadildeki sesleri
da ustalaşmasını diğer öğrenilecek sözcüklerin ön öğrenmede ve konuşmada vurgu, ezgi, akıcılık gibi
öğrenmelerini oluşturur (Yapıcı, 2004). Çocuklar değişkenlerin henüz gelişmemiş olmasıdır (Aksu-
dört yaşına geldiklerinde, sözdizimi yetişkinlerin Koç, 2010; Topbaş, 2011b). Bu dönemde çocuk,
sözdizimi gibidir (Maviş, 2011b). Okul öncesi dö- seslerin birlikte kullanılmasına ilişkin kuralları dene-
nem dil gelişiminde bebeklik döneminden farklı me yanılma yoluyla öğrenmektedir. Dolayısıyla bu
olarak biçimbirim kullanım sayısı, farklı cümle dönemde çocuğun konuşmasını ısrarla düzeltmeye
tipi kullanarak konuşma, sesbilgisel gelişme, di- çalışmak gerekmektedir(Maviş, 2011b).
lin sosyal kullanımı ile ilgili becerilerde gelişim Çocuklar, kullandıkları sözcüklerin hece yapı-
önemlidir(Topbaş, 2011b). Çocuğun kullandı- sında basitleştirmeler yapabilmektedir. Bu basit-
ğı sözcüklerin çeşidi yönünden, 3-4 yaşlarındaki leştirmeler; yineleme, son ünsüzü düşürme, ünsüz
çocuklar, hayvanları (yakın çevresinde, film, çizgi daraltması ve vurgusuz heceleri düşürme olarak
film, belgesellerde gördüklerini), evin içinde ve ya- adlandırılmaktadır (Aksu-Koç, 2010; Topbaş,
kın çevresinde bulunan bireyleri ve nesneleri, vü- 2011b). Basitleştirmelere örnek olarak;
cudun bölümlerini isimlendirebilmektedirler. Ço- • Çocuğun sözcüğün vurgulu olan ilk hece-
cuklarda isim kullanma, ilerleyen yaşlarla birlikte sini tekrarlayarak sıradaki hecenin yerine
azalmakta, zamir, edat ve bağlaç gibi yapıları cümle koyma (‘kraker’ yerine ‘kıkı’ demek);
içinde kullanmaya başlamaktadır (Yapıcı, 2004).
Dil ediniminde, 3-4 yaşlarına kadar dilin temel • Son ünsüzü düşürme (‘gel’ yerine ‘ge’
anlam ve gramatik yapısının öğrenimi, sonraki dö- demek),
nemlerde ise bu yapıların işlevsel açıdan farklılaşıp • Ünsüz daraltması sessiz kümesinden birini
yeniden düzenlenmesi söz konusudur (Aksu-Koç). ya da ikisini atma (tren yerine tiyen);
İzleyen bölümünde 3-6 yaş arası çocuklarda dil ve • Vurgusuz hecenin düşürülmesi (‘araba’ ye-
iletişim gelişimi dilin bileşenleri açısından ele alın- rine ‘aaba’ denilmesi) verilebilir (Maviş,
makta erken okuryazarlık becerilerine ilişkin açık- 2011b; Topbaş, 2011b).
lamalara yer verilmektedir.

13
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Okul Öncesi Dönemde Morfolojik • V+ Evre: Bu evrede çocuklar daha karmaşık


(Biçimbirim) ve Sentaks (Sözdizimi) yapılı cümleler kullanarak konuşurlar. Ço-
Gelişimi cukların yaşı 47 ay ve üstü, OSU ise 4.5 ve
üstüdür (Brown 1973’den akt. Kuder, 2013
Okul öncesi dönemde çocuklar, iki sözcüklük
ve Maviş, 2011b).
telegrafik konuşma yerine konuşmalarında bu söz-
cüklere anadil yapısına uygun olan ekleri kullanarak Yukarıda belirtilen evreler de göz önünde bu-
daha karmaşık yapılı cümleler ile konuşmaya başlar- lundurulursa okul öncesi dönemde çocukların bi-
lar. Okul öncesi döneminde çocuklarda bu karmaşık lişsel gelişimlerine gelişimlerine paralel olarak dil
yapılı cümlelerin gelişimi biçimbirim ve sözdizimi becerilerinin de geliştiği söylenebilir. Okul öncesi
gelişimi olarak incelenmekte ve çocuklar cümlelerin- dönem çocuklarında 27. aydan itibaren eklerin
de kullanmış oldukları bu yapıları belirli bir gelişim kullanımı artamaya başlamakta, çocuğun kullan-
sırasında edinmektedirler (Maviş, 2011b). dığı cümleler basit cümlelerden daha karmaşık
yapılı birleşik cümlelere doğru ilerlemektedir. Bi-
Alanyazında bu dönemde çocukların kullan-
çimbirim gelişimi basit dil yapılarından karma-
dığı cümle yapıları ve uzunluğunun çocuğun dil
şık yapılara doğrudur. Çocuklar 16 ay civarı 50
gelişiminin en güçlü göstergesi olduğu yönünde-
kelime kullanırken 2 yaşına geldiğinde bu sayı 300
dir (Kuder, 2013). Çocukların konuşma sırasında
civarıdır, dolayısıyla çocukların sözcük üretimi ve
kullanmış oldukları yapıları belirlemek amacı ile
kullandıkları ekler yaşa birlikte artış göstermektedir
çocuklardan bir konuşma örneği alınmakta ve ço-
(Aksu-Koç, 2010). Çocuklar kim, ne, nasıl sorula-
cuğun ortalama sözce uzunluğu (OSU) hesaplan-
rını; ne zaman, niçin gibi sorularından önce sorar-
maktadır. Ortalama sözce uzunluğu çocuğun üret-
lar (Bkz, Tablo 1.2.; Diken, 2016). Üç yaş civarı
tiği biçimbirim sayısı temel alınarak yapılmaktadır
‘ama’ bağlacını kullanan çocuk, daha ileri yaşlarda
(Maviş, 2011b). Biçimbirim, bir dilin anlamlı en
daha karmaşık olan ‘sonra, fakat’ gibi bağlaçlarla
küçük birimidir. Örneğin ‘ellerim’ sözcüğü ‘el-ler-
cümle kurmaya başlar(Maviş, 2011b).
im’ olarak üç biçimbirimden meydana gelmektedir.
Dil gelişiminde semantik gelişim ile morfolojik
gelişimin paralellik göstermektedir. OSU, yaş ve Okul Öncesi Dönemde Semantik
çocukların kurdukları cümlelerin yapısı arasında (Anlambilgisi) Gelişimi
doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Brown (1973) Dil gelişimi bilişsel gelişimden ayrı düşünülemez
tarafından çocukların dil becerileri izleyen biçimde (Herschensohn, 2007). Anlambilim, dilin anlam-
dört evreye ayırılmaktadır: la ilişkili ögesi olmakla beraber çocukların bilişsel
• I. Evre: Bu evrede çocuklar tek ve/veya iki gelişimi ile de paralellik göstermektedir. Anlam,
eki olmayan sözcük kullanarak konuşurlar. sözcük, cümle ve bağlam değişkenleri gözönüne
Çocukların yaşı 12-26 ay arasındadır ve alınarak dil yoluyla iletilir. Anlambilgisinin en hız-
OSU 1.00-2.00‘dir. lı geliştiği dönem okulöncesi dönemdir(Topbaş,
• II. Evre: Bu evrede çocuklar konuşmalarında 2011c). Çocukların kullanmaya başladıkları ilk söz-
ekleri kullanmaya başlarlar. Çocukların yaşı cükler yakın çevrelerinde yer alan kişi ve durumlara
27-30 ay arasındadır ve OSU 2.00-2.50’dir. yöneliktir(Herschensohn, 2007, Kuder, 2013). An-
Bu evre biçimbirim gelişimi evresidir. lambilim gelişiminde çocuğun öğrendiği çoğu nesne
• III. Evre: Bu evrede çocuklar farklı cümle adı çevresinde olan ve hareket edebilen durumlar
biçimleri kurarak konuşurlar. Çocukların iken, gelişime paralel olarak çocuklar somut olma-
yaşı 31-34 ay arasındadır ve OSU 2.50- yan durumları anlamaya başlarlar(Herschensohn,
3.00’dir. 2007; Kuder, 2013; Maviş, 2011b). Doğal olarak
çocuk ‘ayakkabı’ kelimesini ‘okul’ kelimesinden
• IV. Evre: Bu evrede çocuklar karmaşık cüm-
daha önce öğrenmektedir.
leleri edinmeye başlarlar. Çocukların yaşları
35-40 ay arasındadır ve OSU 3.00-3.75’dir. Özel isimler, çocukların öğrendiği ilk basit
düzey isimler iken, büyük-küçük, uzun-kısa gibi
• V. Evre: Bu evrede çocuklar cümleleri bir-
karşılaştırmalı karmaşık sözcüklerin edinimi daha
leştirmeye başlarlar. Çocukların yaşı 41-46
geç dönemlerde olmaktadır. Çocuğun en çok
ay arasındadır ve OSU 3.75- 4.5’dir.
zorlandığı diğer sözcükler ise ’bu, şu, burada, orada,

14
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

şimdi, dün, bugün, yarın’ gibi soyut ve duruma göre ğumla birlikte sözel olmayan iletişim davranışları
değişkenlik gösteren ve konuşan kişinin bakış açı- ile başlamakta, diğer gelişim alanları ile birlikte
sına bağlı olan sözcüklerdir(Maviş, 2011b; Topbaş, ilerlemekte, konuşmanın başlaması ve sözcüklerin
2011b).Çocuklar okulöncesi dönemde bilişsel geli- biçimlenmesi ile dil, iletişim amaçlarına uygun iş-
şime paralel olarak yer ve zaman, nesne ve nesne, lev göstermeye başlamaktadır(Kuder, 2013; Topbaş
nesne ve olay arasındaki ilişkileri belirlemeye yöne- ve Maviş, 2011).
lik sözcük anlamlarını da edinirler(Topbaş; 2011b). Dilin kullanımbilgisi yeteneği çocukların do-
Örneğin; ‘ Masa toptan daha ağır’ cümlesindeki ğuştan getirdiği ve değişmez beceriler değillerdir.
‘daha’ kelimesinin anlamını edinebilirler. Dolayısıyla Sosyal etkileşim ve dil kullanım yetisinin gelişi-
çocuklarda anlambilgisi gelişimi somut kelimeler- mine paralel olarak dilin kullanımbilgisi bileşeni
den soyut kelimelere doğru bir sıra izlemektedir. gelişim gösterir(Alev,2011). Okulöncesi dönemde
Gösterici sözcüklerin edinim yaşları tam olarak be- çocuklar bulundukları bağlamda var olan nesne
lirlenememiş olmasına rağmen çocuklar ilk önce kişi ve olayları tanımlamayı öğrenirler. Benzer şekil-
göstericilerini, sonra de istek ve ihtiyaçlarını belli etmek için dili etkin
takılarla ilgili olanla- olarak kullanırlar, soru sorarlar ve birçok soruya
rı (arkasında, önün- dikkat da cevap verirler(Paul, 2007). Karşılıklı konuş-
de vb.), en son ola- Gösterici sözcük; bir nes- mada sıra almaya, sohbet konusu açmaya, yeni
rak da zamanla ilgili nenin seslendirilmesi, gör- ve ilişkili bilgi ile konuşmaya katkıda bulunma-
olanları (yarın, dün selinin tanınması gibi farklı ya başlarlar. Bu becerilerin kullanımı öncelikle
gibi) anlamlandıra- yollarla tanınmasını sağlayan okulöncesi dönemde başlasa da çocuklar bilişsel
rak öğrenirler(Maviş sözcüklerdir(www.tdk.gov.tr). ve sosyal yönden geliştikçe artmaya devam eder
2011; Maviş, 2011b). (Maviş, 2011b). Okul öncesi dönemde çocukla-
rın kurdukları iletişimin amaçları, izleyen biçim-
Okul Öncesi Dönemde de sıralamaktadır: a) soru sormak, bilgi istemek;
Kullanımbilgisi (Pragmatik) Gelişimi b) sorulara cevap vererek ya da bilgisi doğrultu-
sunda soru sormak, c) olayları, nesneleri anlamak
Dil edinim süreci çocuğun, kendiliğinden baş-
ya da anlatmak, d) inançları, tutumları, duyguları
kalarıyla iletişim kurmayı öğrenme sürecidir. Dil
ve gerekçeleri belirtme (Dore, 1974’den aktaran
sosyal bir olaydır. Dili ortaya çıkaran kurallar ve
Uzuner, 2001).
anlamlar sosyal bir anlaşma üzerine kurulur, ço-
cuğun okul ile birlikte girmiş olduğu yeni sosyal Okul öncesinde çocuklar giderek daha net me-
çevre de dilin kullanımbilgisine yönelik yeni bece- sajlar tasarlamaya başlarlar ve konuşmalarını karşı-
riler edinimine katkı sağlar(Diken, 2016; Topbaş larındaki kişinin/dinleyicinin ihtiyaçlarına göre dü-
ve Maviş; 2011). Dilin sosyal bağlamda kullanıl- zenlerler. Karşılarındaki kişinin kendilerini anlayıp
ması dilin kullanımbilgisi (pragmatik) bileşeni ile anlamadığını izlemeye ve gerekirse mesajı tekrar
ilgilidir. etmeye başlarlar(Diken, 2016). İleri dönemlerde
çocuklar yeni beceriler edindikçe dilin kullanımbi-
İletişim amaçlı bir davranıştır. Kişiler gereksinim
lim becerileri de gelişmeye devam eder.
belirtmek, istek belirtmek, bilgi edinmek, bilgi
aktarmak, ilişki kurmak, koruma ve korunmak, Kitabınızın bu bölümünde okul öncesi dönem
duyguları aktarmak için iletişim girişiminde dil ve iletişim gelişimi hakkında detaylı bilgiler
bulunurlar. Bebeklikten erişkinliğe kadar iletişim okudunuz. 36-72 ay arası çocukların dil gelişim
girişimlerinin amacı aynı olmaktadır. İletişim do- özellikleri Tablo 1.2’de verilmiştir.

15
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Tablo 1.2 36-72 Ay Arasındaki Çocukların Dil Gelişimi Özellikleri

• Kendi kendine şarkı, şiir, tekerleme söyler.


• Yaptığı günlük işlerle ilgili olarak sorulan sorulara cevap verir.
• Konuşmalarında sıfatları kullanır.
• Konuşmalarında kişi zamirlerini kullanır.
36-48 Ay • Konuşmalarında yer bildiren ifadeleri kullanır.
• Konuşmalarında çoğul eklerini kullanır.
• Neden, nasıl, kim gibi sorular sorar.
• İki olayı oluş sırasına göre anlatır.
• Duygularını sözel olarak ifade eder.

• Kendisine verilen üç yönergeyi dinler ve yerine getirir.


• Birleşik cümleler kullanır.
• Resimdeki saçmalıkları açıklar.
48-60 Ay
• Zıt sözcükleri söyler.
• Konuşmalarında bağlaç kullanır.
• Konuşmalarında sözcüklerin olumsuz biçimlerini kullanır.

• Günlük deneyimlerini anlatır.


• Birbirini izleyen üç emir cümlesinde, istenileni sırası ile yerine getirir.
• Tekil ve çoğul ifadeleri birbirine dönüştürerek kullanır.
• Cümlelerde özneye uygun eylem kullanır.
• Yeni ve bilmediği kelimelerin anlamını sorar.
• Bazı sözcüklerin eş ve karşıt anlamlarını bilir.
• Ne zaman, neden, nasıl gibi soru sözcüklerini içeren soruları yanıtlar.
60-72 Ay
• ‘Bana tersini söyle’ yönergesine doğru yanıt verir.
• Yer bildiren sözcükleri doğru ve yerinde kullanır.
• Cümlelerinde ‘çünkü daha sonra’ gibi bağlaçlar kullanır.
• Birleşik cümleler kullanır.
• Basit şakalar yapar.
• Bazı soyut ifadeleri anlar.
• Evinin ve/veya anne babasının telefon numarasını söyler.
Kaynak: Okul Öncesi Kaynaştırma Ortamlarında Dil ve Konuşmanın Desteklenmesi (Diken, 2016)

Okulöncesi Dönemde Okuryazarlık Gelişimi


Çocuklar konuştukları anadile ilişkin yapıları doğal süreç içerisinde öğrenirler. Dilin bir anlam dışına
çıkarak analizini yapabilmek, fikir yürütebilmek, kontrol edebilme becerileri üst dil becerileri olarak
tanımlanmaktadır (Chaney, 1994; Ege, 2011a). Üstdil becerileri farkındalığı dilin kendisi hakkında
düşünebilme becerisidir. Okuma yazma becerileri de üstdil becerilerindendir.
Okuma ve yazma bir dil etkinliğidir ve iletişim kurmak amacı ile gerçekleştirilir (Ege, 2011a). Çocuklar
anlamak için okur ve belli iletişimsel amaçları yerine getirmek için de yazarlar. Okuma yazma yalnızca harf
bilgisinden ibaret değildir (Ege, 2011a). Okul öncesi dönemde okuryazarlık gelişimi uzun bir süreci kapsa-
maktadır. Bu dönemde okuryazarlığa ilişkin ön bilgilerin temeli atılmakta ve üstdil becerileri edinilmektedir.

16
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Okulöncesi dönemde gelişmeye başlayan okuma Okul öncesi dönemde çocuklar bazı işaretleri tanır-
yazma becerileri erken okuryazarlık olarak adlandı- lar, adlarını yazabilirler ve bazı yazıları okuyormuş
rılmaktadır. Erken okuryazarlık çocukların erken gibi yapabilirler(Ege, 2011a). Çocukların bu dö-
dönemde formal okuma-yazma öğretimine başla- nemdeki yazma etkinlikleri ise çiziktirmelerdir ve
madan önceki dönemde, okuma yazmaya ilişkin ka- ileri yaşlara doğru bu çiziktirmelere yazabildikleri
zanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumlar harfler de eşlik eder (Maviş, 2011b).
olarak ifade edilmektedir (Uzuner, 1997; White- Erken okuryazarlık becerilerinden olan harf
hurst ve Lonigan, 1998’den akt.Kargın, Ergül, Bü- bilgisi kısa ve uzun vadede okuma başarısının
yüköztürk ve Güldenoğlu, 2015). Bu beceriler; a) önemli bir yordayıcısıdır. Araştırmalar çocukların
sözcük bilgisi, b) yazı farkındalığı, c) harf bilgisi, d) sesleri öğrenirken ve sözcükleri okurken harflerin
sesbilgisel farkındalık ve e) dinlediğini anlama bece- isimlerinden yararlandıkları; bu nedenle harf
risidir. Çocukların erken dönemde edinmeye başla- bilgisinin ses bilgisel farkındalığın gelişiminde bir
dıkları bu beceriler, okul yıllarındaki okuma yazma önkoşul beceri olduğu ifade edilmektedir(Kargın
becerilerindeki başarıyı artırmaktadır. ve ark., 2015). Harfler seslerin görsel biçimleridir,
Sözcük dağarcığının genişliği çocukların okul dolayısıyla okuma yazma becerilerinin gelişebilmesi
dönemi okuma yazma becerilerinin gelişimin- için çocuğun fonolojik gelişiminin de tamamlanmış
de önemli bir yere sahiptir. Çocuğun sözcük olması gerekir(Ege, 2011a). Çocuklar okurken yal-
dağarcığının geniş olması, okuma sırasında gerekli nızca harfleri çözümlemezler; kendi dünya bilgileri-
olan sözcük çözümlemeyi kolaylaştıracak ve akıcı ni de kullanarak metinle etkileşim haline girerler ve
okumayı destekleyecektir(Fowler, 1991; Metsala, kendi anlamlarını yaratırlar (Turan ve Ege; 2003).
1999; Kargın ve ark., 2015) Sesbilgisel farkındalık erken okuryazarlık be-
Yazı farkındalığı erken okuryazarlık becerilerin- cerisidir. Geliştirilen tüm okuma kuramlarının
den biridir. Okul öncesi dönemdeki çocuklar, yazı merkezinde yer alan sesbilgisel farkındalık becerisi,
yazma becerilerini geliştirirken izleyen evrelerden genel olarak farklı sesleri ayırt edebilme anlamına
geçerler: a) aynı harflerin tekrar edilerek yazı ya- gelmekte, alfabetik ilkeye dayalı harf-ses ilişkileri-
zıldığı, b) alfabedeki harflerle çok farklı sözcükler nin sözcük yapısındaki sesbilgisel organizasyonunu
oluşturulabildiği (örneğin, a sesi ile at, araba, ay, anlama becerisi olarak tanımlanmaktadır(Kargın
ayı ve armut sözcüklerinin oluşabileceği), c) yazı ve ark., 2015 ; Wright ve Jacobs, 2003).Seslerin bir
ile sembolize edilen nesne arasında şekil olarak bir araya gelerek sözcükleri oluşturduğunun ve bu ses-
benzerliği olmadığı (örneğin, bardak sözcüğünün lerde yapılacak çeşitli değişikliklerin sözcüğü de de-
yazılı şekli ile bardağın birbirine benzememesi), ğiştireceğinin bilinmesi bu beceri ile ilgilidir (Ege;
d) aynı harfin farklı şekilde yazılabildiği (büyük- 2011a). Sesbilgisel farkındalık; sözcükleri seslere
küçük harf farkındalığı) ve e) sayfa düzeni (yazı ayırma, ilk veya son sesi atma, verilen seslerden
yazma yönü ve yazının yazılacağı satır aralığı) özel- sözcük oluşturma gibi süreçlerden oluşmaktadır.
likleridir (Üstün, 2007). Yazı farkındalığı, yazılı Sesbilgisel farkındalığın gelişim evreleri vardır
materyallerin çok olduğu ortamlarda ve yazı ile ve bu beceriler izleyen sıraya göre kazanılmaktadır
ilgili etkinliklerin (örn., anne-babanın çocuğa ki- (Erdoğan; 2011; Turan ve Gül, 2008):
tap okuması) sık yapıldığı durumlarda gelişen bir
a. Uyak becerileri (örn: patates ile domates
beceridir(Kargın ve ark., 2015). Çocuklar okul
sözcüklerinin uyak olarak birbirine benze-
öncesi dönemde gördükleri yazıların bir anlamı ol-
diğinin farkında olma),
duğunun farkındadırlar ve okuma bilmeseler de ez-
berden okuyormuş gibi davranışlar sergileyebilirler. b. Sözcükleri hecelerine ayırma (örn: kalabalık
Günlük yaşamlarında aşina oldukları yiyeceklerin, sözcüğünü ka-la-ba-lık şeklinde heceleye-
ortamların isimlerini görsellerinden çıkarım yapa- bilme),
rak (içtiği süt, gidilen market, akaryakıt istasyonu c. Aynı sesle başlayan sözcükleri tanıyabilme
vb.) okumaya başlarlar. (örn: bebek-balık ),
Yazma da benzer şekilde bir iletişim amacıyla d. Aynı sesle biten sözcükleri tanıyabilme
kullanılır. Yazarken anlam yaratılır ve iletilir (Ege, (örn: al-el ),
2011a). Dolayısıyla okuma ve yazma becerileri e. Sözcükteki heceleri ve sesleri ayırma (örn:
birbirinden ayrı değil birlikte gelişen becerilerdir. top sözcüğünü t-o-p şeklinde ayırabilme)

17
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

f. Sözcükteki heceleri ve sesleri birleştirme (örn: ile yakından ilişkili olup; bu beceride başarılı ol-
karışık halde verilen lem-ka hecelerini birleşti- mak için çocukların dilin anlambilim(semantik)
rerek kalem sözcüğünü oluşturabilme) ve sözdizimsel(sentaks) yapısını kazanmış olması
g. Bir sözcükteki sesleri manipüle edebilme ile de ilişkilidir. Dili anlama boyutunda öncelikli
(örn: tabak sözcüğündeki ‘t’ sesi yerine ‘k’ olarak sözcük dağarcığı/bilgisi ön planda bulun-
gelirse kabak sözcüğünün oluşturabilme) makta, sözdizimsel anlama için ise daha karma-
şık yapıların çocuklar tarafından anlaşılabilmesi
Dinlediğini anlama becerisi de erken okur-
gerekmektedir(Kargın ve ark., 2015).
yazarlık becerilerindendir. Okumanın en önemli
amacı, okuduğunu anlama olduğundan; bu bece- Kitabınızın bu bölümüne kadar bebeklik, erken
rinin önkoşul becerilerinden biri olan dinlediğini çocukluk ve okul öncesi dönem dil ve iletişim gelişimi
anlama becerisi, etkin okuma etkinliği öncesinde genel hatlarıyla açıklanmıştır. Dil ve iletişim gelişimi
erken okuryazarlık becerileri içerisinde önemli okul döneminde de devam eden bir süreçtir. Dolayı-
bir yere sahiptir(Kargın ve ark., 2015). Dinledi- sıyla izleyen bölümde okul döneminde olan çocuklar-
ğini anlama, çocukların var olan dil performansı daki dil ve iletişim gelişimi konusu ele alınmaktadır.

Öğrenme Çıktısı
4 Okul öncesi dönem çocuklarda dil ve iletişim gelişimini dilin bileşenleri açısından
açıklayabilme
5 Okulöncesi dönem okuryazarlık gelişimini açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Dilimizde kullanmış ol- Okuma yazma becerilerinin


Okuma ve yazma becerileri-
duğumuz bağlaçların okul temelinin okul öncesi dö-
nin iletişim kavramı ile iliş-
öncesi dönemde gelişimini nemde atılmış olduğunu et-
kisini tartışın.
açıklayın. rafınızdaki kişilere açıklayın.

OKUL DÖNEMİ DİL VE İLETİŞİM GELİŞİMİ


Dil gelişimi okul döneminde de devam eden bir süreçtir. Okul döneminde çocuklar okuma, yazma
gibi akademik becerileri ve dili daha etkili kullanmak adına çeşitli üstdil becerilerini edinirler. Çocuklar,
okul döneminde sadece, sözlü dile ilişkin öğrendiklerini yazılı dile aktarmakla kalmaz, aynı zamanda
sözlü ve yazılı dil farklarının ayırdına varmaya ve çeşitli metin türleri arasındaki farklılıkları kavramaya da
çalışırlar(Keçik, 1992). İzleyen bölümde üstdil becerilerinin gelişimine yönelik detaylar yer almaktadır.

Okul Döneminde Sesbilgisel (Fonolojik) Gelişim


Çocuklar, anadillerindeki seslerin büyük bir çoğunluğunu 4-5 yaş civarında edinmiş olurlar. Ancak
okul dönemine gelindiğinde bazı seslerin edinminin gecikmesi de sözkonusu olabilir. Türkçede 3 yaşına
kadar/b,p,m,n,k,g/ gibi seslerin, en geç 5 yaşına kadar da /s,ş,z,c,ç/ gibi seslerin kazanılmış olması gerekir.
Örneğin, /r/ sesinin okulun ilk yıllarında kazanılmamış olması kabul edilebilir bir durumdur (Topbaş,
2011b). Bahsedilen seslerin okul dönemine kadar edinilmemesi durumunda çocuğa bir dil konuşma tera-
pisti tarafından müdahale gerekmektedir. Normal gelişim gösteren çocuklar okul dönemine geldiğine ana-
dillerindeki fonolojik gelişim büyük oranda tamamlanmıştır. Okul döneminde dilin diğer bileşenlerinin
gelişimi devam eder.

18
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Okul Döneminde Biçimbilgisi Sözcük dağarcığının genişlemesi yatay anlam


(Morfoloji) ve Sözdizimi (Sentaks) genişlemesi ve dikey anlam genişlemesi olmak
Gelişimi üzere iki biçimde görülmektedir. Yatay anlam
genişlemesi, aşina olduğu sözcük tanımlarına
Okul dönemi, sözcüklerdeki ek ve kökler, bun-
çocuğun kendi basit anlamlarını ilave etmesiyle
ların kurallı düzenlenişleri ve türetiliş özelliklerinin
oluşur. Dikey anlam genişlemesi ise bir sözcü-
bilinçli öğrenilmesi sürecidir (Topbaş, 2011a; Ya-
ğün tüm anlamlarının bilinmesini içerir (Topbaş,
pıcı, 2004). İlköğretim boyunca çocuklar bilinçli
2011a; Maviş, 2011b). Çocuğun daha önce yalnızca
olarak dilbilgisi kurallarını öğrenirler, dil aracılığıy-
bir tür ‘kitap’ olarak bildiği ‘ansiklopedi’ sözcüğünü
la dil hakkındaki bilgiyi öğrenirler ve üstdil beceri-
edinmesi yatay anlam için örnek olarak verilebilir.
lerini kazanırlar (Topbaş, 2011a).
Dikey anlam genişlemesi için de çocuğun, ‘kara’
Çocuklar, ilköğretim öncesinde öğrendikleri sözcüğünün farklı anlamları olan ’bir renk olmakla
birçok ad kökenli sözcüğü, ilköğretim döneminde birlikte bir tür toprak parçası’ nı edinmesi örnek ola-
yapım ve çekim ekleri ile yeni sözcüklerin oluş- rak verilebilir. Yatay ve dikey anlam gelişimi okul
turulmasında kullanırlar. Çocuklar ilkokul döne- yılları boyunca devam eder (Topbaş, 2011a).
minde ekler değiştikçe sözcüklerin anlam ve tür
Çocuklar okul yıllarında zihinlerinde sözcükler
bakımından nasıl değiştiklerini kavramaya başlar-
arasında kurulan bağlantıları gösteren içsel bir
lar. Örneğin çocuklar, gözlük ile gözlükçü kelime-
harita oluştururlar. Böylece bazı sözcüklerin zıt, ba-
lerinin yapısal farklılığını kavrayabilirler. Ayrıca
zılarının eş anlamlı ve eş sesli, bazılarının ise birbi-
bu dönemde çocuklar cümleleri bağlamada kulla-
rine benzer olduklarını; ancak bu sözcüklerin ince
nılan ‘ve, çünkü, ama, onun için’ gibi sözcüklerle
farklılıklar taşıdığını anlamaya başlarlar (Topbaş,
kurulan bağlı cümleleri anlayarak kullanmaya, ey-
2011a). Örneğin; çocuklar bu dönemde ‘beyaz,
lemsi ve edilgen ekleri kullanarak cümlelerin an-
kara, ak’ sözcüklerinin anlamlarını ve ‘dev, büyük,
lamlarını genişletmeye başlarlar (Karacan, 2000;
kocaman’ gibi sözcükler arasındaki kıyaslamaları
Topbaş, 2011a). Örneğin çocuklar; ‘Ayakkabımı
edinirler. Bu dönemde çocuklar, bazı sözcüklerin
giyeceğim ama çoraplarım ıslandı’ cümlesindeki
diğer sözcükleri kategorik olarak temsil ettiğini
gibi hem birleşik cümle kurabilir hem de edilgen
anlarlar. Örneğin kıyafet sözcüğünün temsil ettiği
yapıları kullanabilirler. Çocuklar okulun ilk
kazak, pantolon, etek vb. tüm giyilebilenleri temsil
yıllarında karmaşık yapılı sözcüklerin kullanımında
ettiğini ve para sözcüğünün çoğul bir miktarı tem-
sınırlılık gösterseler de ilerleyen okul yıllarında bu
sil ettiğini kavrarlar. Bu dönemde çocuklar argo
yapıları daha ustaca kullanmaya başlarlar (Ege,
veya küfür içeren sözcüklere de duyarlıdır (Kork-
2011b;Topbaş, 2011a).
maz, 2003).
Okul yıllarında çocuklar bir sözcüğün anlamını
Okul Döneminde Anlambilgisi yeni biçimde açıklayarak sentez edebilir ve özetle-
(Semantik) Gelişimi yebilir. Okul çağının ilk ve son dönemlerindeki ço-
Dil, çocuğu egosundan uzaklaştırıp, onun sos- cuklar, sözcükleri ve cümleleri tanımlamada fark-
yal bir kişi olmasını, kendisini kontrol etmesini ve lılık gösterirler. Okula yeni başlayanlar, cümleleri
kendine güven duymasını sağlamaktadır (Yavuzer daha dar anlamları ile açıklarken; ileri sınıflarda
1993). Okul döneminin, çocukların bu anlamda çocuklar anlamı sentezleyerek yeni betimlemelere
sosyalleşmesine ve dil gelişimine önemli katkıları ulaşırlar (Maviş, 2011b). Okul döneminde ço-
olmaktadır. İlköğretimin ilk yıllarında çocukların cuklar, sözcüklerin anlam genişlemesi yoluyla yan
yeni sözcük edinme oranı yavaşlar, çocuklarda yeni anlam, mecaz anlam, atasözleri, deyimler ve mi-
sözcük edinme yerine hâlihazırda bilinen sözcük- zah gibi nitelikler kazanmış türlerini de anlamaya
lerin anlamının genişlemesi ve düzenlenmesi göz- başlarlar. Okul dönemi çocuklarda bu tür sözcük-
lenir. Çocuklar sözcüklerin anlamlarına ek olarak lerin anlaşılması ile beraber kullanımında da artış
bir yetişkinin bildiği farklı anlamları da edinmeye gözlenmeye başlanır. Mecaz anlamlı sözcüklerin
başlarlar(Topbaş,2011a). Bu dönemde çocuklar za- edinimi, okulöncesi dönemin sonlarında başlar ve
manla kişisel bir yorumdan ya da özel bir bağlam- bu sözcüklerin niteliği değişerek (duyulara yönelik
dan bağımsız olan soyut anlam bilgisini edinirler olan mecazların daha kolay anlaşılması, dolaylı me-
(Maviş, 2011b). cazların daha geç anlaşılması gibi) gelişmeye devam

19
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

eder. Atasözleri ve deyimler de okul döneminde kullandıkları sözcük yapıları ve cümleler giderek
kazanılmaya başlayan yapılar arasındadır. Bu söz- karmaşıklaşmaktadır (Alev, 2011; Maviş ve Top-
cüklerin anlamı soyutlaştıkça anlaşılması da zor- baş, 2011; Topbaş, 2011a).
laşmaktadır. Örneğin ‘Damlaya damlaya göl olur’ Okul döneminde gelişimi ön plana çıkan be-
atasözünün anlaşılması ve edinimi, ‘Demir tavında cerilerden biri de sohbet becerileridir. Sohbet
dövülür’ atasözünden daha erken olmaktadır (Ma- becerileri; konuyu başlatma, sohbette sıra alma,
viş, 2011b; Topbaş, 2011a). Dolayısıyla, ilerleyen sohbet sırasında oluşan kopuklukları düzeltme/
okul yıllarında mecaz anlamlı atasözlerinin edinimi onarma, açımlama ve konuyu sürdürme stratejile-
erken yıllara göre daha fazla sayıda olmakta: ayrıca, rinin öğrenilmesi gerekir. Okulda kullanılan eği-
edinilmiş bir atasözü diğer atasözlerinin edinimine tim dili, sıra almaya, izin alarak konuşmaya, soru
de temel oluşturmaktadır (Keklik, 2015). sorulmasına ve cevap verilmesine dayanan yapı-
landırılmış bir sohbettir. Çocuklar okul dönemin-
Okul Döneminde Kullanımbilgisi de bu yapılandırılmış sohbetin resmi kurallarını
öğrenirler (Alev, 2011; Maviş ve Topbaş, 2011;
(Pragmatik) Dil Gelişim
Topbaş, 2011a).
Çocuklar düşüncelerini ifade etmek ve
Çocuklar okul döneminde eylem veya olaylara
gereksinimlerini elde etmek için sözcükleri,
ilişkin karşıt görüşler geliştirerek, akranlarıyla tar-
sesleri ve cümleleri etkili ve işlevsel bir şekilde
tışmayı, düşüncelerinin gerekçelerini açıklamayı ve
kullanabilecek yeterliğe sahip olmalıdırlar (Topbaş,
kiminle nasıl konuşacağını öğrenirler. Çocuğun ye-
2011a). Pragmatik dil becerilerin gelişimi, konuş-
tişkinle konuşurken daha çok nezaket sözcüğü kul-
manın ortaya çıkmasından önce başlar, çocuğun
lanması, akranı ile konuşurken ise daha günlük bir
yaşı ve deneyimleriyle birlikte artmaya devam eder.
dil kullanması bu duruma örnek olarak verilebilir.
Özellikle 5 yaşından itibaren pragmatik dil bece-
rileri, yanı sıra ilerleyen bilişsel becerilerle de hızla Bu dönemde çocuklar sohbetlerinin içeriğine
gelişmeye başlar. Örneğin çocuk okulöncesi dö- yönelik izleyen çeşitlilikte beceriler edinirler:
nemde bir olayı giriş, gelişme ve sonuç düzeninde Açımlama yapma: Bir sohbette meydana gelen
mantıksal bir sıra ile anlatmakta zorlanırken; okul yanlış anlaşılma ya da iletişim kopukluğunu gider-
yıllarında bu mantıksal sırayı izleyerek basit bir mek adına, konu ile ilgili farklı ve yeni terimler
hikâyeyi başından sonuna kadar anlatabilir (Alev, kullanarak sohbeti düzene sokma becerisidir. Okul
2011). Dilin kullanım (pragmatik) bileşeni, dilin dönemi ile birlikle çocukların, sohbetlerde açımla-
konuşulduğu ortam, çevre etkileri, konuşmacıların ma yapma becerileri gelişmeye başlamaktadır (Alev,
niyeti, duyguları, konuşan ile dinleyici arasında- 2011; Maviş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
ki etkileşim ile ilgili olmaktadır (Topbaş, 2011a). Konu sürdürme: Sohbeti belirli kurallar
Okul döneminde çocuklar, dilin resmi yapısını dâhilinde, sıra alarak, iletişim ortağının konuşma-
ve sosyal bağlamda kullanımını edinmektedirler sına uygun cevaplar vererek devam ettirme beceri-
(Alev, 2011). sidir. Okul dönemi ile birlikte çocukların bu bece-
Okul döneminde çocukların bir konu üzerinde rilerinde de artış gözlenmeye başlamaktadır (Alev,
metin oluşturma becerileri gelişmeye başlar. Metin 2011; Maviş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
üretimi; konuşma ya da yazma amaçlarının saptan- Betimleme ve açıklama: Çocuklar betimleme
ması, söylem tasarımı, düşünceleri belirli bir plan yapmaya başladıklarında kendilerini en çok ilgi-
dâhilinde birbiri ile bağıntılı olarak sıralama ve lendiren kısımdan başlarlar ve başkalarının bakış
cümleleri doğru bir dilbilgisi ile yazma gibi birçok açılarını denetleyemezler. Okul dönemi ile birlikte
beceriyi içermektedir (Alev, 2011; Maviş ve Top- betimle yapmak için kullanılan uygun dil yapıları-
baş, 2011; Topbaş, 2011a). nı edinmeye başlamaktadırlar (Alev, 2011; Maviş
Okul dönemi çocuklarda söylem ve anlatı be- ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a).
cerileri de gelişmeye devam eder. Bir olayın sıralı Kod değiştirme: Okul döneminde çocuklar bir
tanımlanması olan söylem ve anlatı becerileri, okul yetişkinle ya da arkadaşı ile konuşurken kullandığı
dönemi ile birlikte çocukların dil ve bilişsel yetile- dil yapısının farklı olması gerektiğini kavramaya
rindeki gelişmeye paralel olarak daha da gelişir. Bu başlamaktadırlar (Alev, 2011; Maviş ve Topbaş,
dönemde çocukların, bir olayı anlatma sırasında 2011; Topbaş, 2011a).

20
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Soru sorma, dolaylı talep ve ikna etme: Dolaylı cuklar, sesbirimleri bilinçli olarak kullanabilir ve
yoldan talep etmeyi ve uygun soru kalıpları kulla- günlük konuşmalar sırasında ya da bir metni okur-
narak bilgi talep etmeyi de bu dönemde edinmeye ken sesbirimlerin sıralanışlarını ve niteliklerini fark
başlamaktadırlar. Çocuklar karşısındaki kişiyi uy- ederler. Sesbilgisel / fonolojik farkındalık olarak ad-
gun şekilde ikna edebilmesi de okul döneminden landırılan bu beceri söylenen sözcükteki ses birim-
sonraki bir evrede görülmektedir (Alev, 2011; Ma- lerini duyabilme becerisi olarak tanımlanmaktadır
viş ve Topbaş, 2011; Topbaş, 2011a). (Turan ve Gül, 2008). Örneğin ‘şeker’ kelimesinin
‘ş’ sesi ile başladığının ve ‘r’ sesi ile sonlandığının
farkına varılması bu beceri ile ilgilidir. Sesbilgisel
Okul Döneminde Üstdil Becerilerinin farkındalık, sözcüklerin seslerden oluştuğunun ve
Kazanılması bu seslerin bilinçli olarak manipüle edileceğinin bi-
Okulöncesi dönemde çocuklar, konuştukları dili linmesidir (Topbaş, 2011a). Benzer şekilde ‘şeker,
doğal yollarla öğrenirler. Bu çocuklar dil hakkında şekerci, şekerlik’ gibi sözcüklerde yer alan sesbirim-
fikir yürütme, sözcükleri parçalara ayırma ve kontrol lerin (fonem) ve bunların anlam ayırma özellikleri-
edebilme becerileri üzerinde çok fazla düşünmezler. nin farkında olmak ve bunların konuşma ve yazma
Çocukların okul dönemi ile birlikte anadillerini ana- esnasında kullanılan sözcükleri oluşturduğunu an-
liz etme becerileri gelişmeye başlamaktadır. lamak sesbilgisel farkındalık ile ilgilidir. Sesbilgisel
“Üst dil” terimi birçok beceriyi tanımlamak farkındalık sözcükleri seslerine ayırma, ilk veya
için kullanılmaktadır (Uyanık ve Kandır, son sesi atma, verilen seslerden sözcük oluşturma
2010). Cümleyi sözcüklere, sözcüğü hecelere ve gibi becerileri kapsamaktadır (Ege, 2011a; Topbaş,
sesbirimlerine ayırma, sözcüklerde yer alan hece 2011a). Örneğin; ‘k’ sesi ile başlayan ya da ‘z’ sesi
sayısını hesaplama, cümlenin dilin bileşenleri ile biten sözcüklerin sıralanması bu beceriye örnek
açısından doğru olup olmadığına karar verme, olarak verilebilir.
sesleri birleştirerek sözcükler oluşturma, uyaklı Okuryazarlık süreci çocukların dili yetkin ola-
sözcükler bulma ve tanıma, ses ve sözcük oyunları rak edinebilme becerisidir (Topbaş, 2011a). Ço-
yapma gibi benzeri işlemler üst dil becerileri cuklar okulöncesi dönemin sonunda yazı yazmaya
arasında yer alan becerilerdir (Acarlar, Ege ve Turan, başlamaktadırlar. Bu yazının içeriğinde harfler, çe-
2002; Turan ve Gül, 2008). Üst dil becerileri daha şitli karalamalar ya da şekiller yer alabilir, yazının
önce de belirtildiği gibi yaşla paralel bir gelişme yönü de yukarıdan aşağı ya da sağdan sola doğru
göstermekte okul öncesi dönemde gelişmeye baş- olabilir (Kandır, 2003; Topbaş, 2011a; Uyanık ve
lamakta ve okul döneminde hız kazanmaktadır Kandır, 2010). Çocuklar, alfabe bilgisi edindikten
(Acarlar, Ege ve Turan, 2002). ve ses duyarlığı kazandıktan sonra, sembollerle ses-
Çocuklar, ilköğretime başladıkları yıllarda dil leri eşleştirirler ve bazılarında sese bağlı yazıya ben-
hakkında farkındalıkları artmaktadır. Cümle yapısı, zer olan yazılar görülebilmektedir. Son olarak da,
konuşma seslerinin nasıl oluştuğu ve sözcüklerin sözcüğü doğru harfleri kullanarak yazma becerisi
farklı tanımlamaları üzerinde düşünebilir ve yorum gelişmektedir (Sevinç, 2003; Üstün, 2007 ). Oku-
yapabilirler. Çocuklar dilin yalnızca iletişim aracı löncesi dönemde çocuk öğrenmiş olduğu bir harfin
olarak kullanılan bir sistem olmadığını, kendi içinde tüm kelimeyi temsil ettiğini zannederler. Örneğin
bir sistematiği ve kuralları olan bir sistem olduğunun ‘b’ sesi çocuğun adı olan ‘Berk’i’ temsil etmesi,
farkına varırlar(Ege, 2011a; Topbaş, 2011a). ‘Beren’ sözcüğünü temsil etmediğini düşünürler.
Sesbilgisel farkındalık becerisinin gelişimi okul Çocuklar okul dönemi le birlikte sesin temsil ettiği
döneminde de devam eder. Okul döneminde ço- yapıyı ayırt edebilirler.

21
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Öğrenme Çıktısı
6 Okul dönemi dil ve iletişim gelişimini dilin bileşenleri açısından açıklayabilme
7 Okul döneminde üstdil becerilerinin kazanılmasını açıklayabilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Kompozisyon yazmanın
Çocukların konuşmaların-
Sözcük bulmacası çözmek bir dil becerisi olduğunu ve
da atasözü ve deyim kullan-
ile dilin anlambilgisi bileşe- okul dönemi ile birlikte ge-
malarının gelişim sırasını
nin benzerliklerini tartışın. lişiminin önemini etrafınız-
açıklayın.
daki kişilere açıklayın.

Yaşamla İlişkilendir

Dil ve konuşma günlük hayatta önemli bir talıklar da ses kaynaklı konuşma bozukluklarının
parçamızdır. Dil ve konuşma bozukluğu hakkın- nedenleri arasındadır.
da sorularınızın cevapları bu haberde…
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI NA-
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR? SIL SAPTANIR?
Dil ve konuşmayla ilgili bozukluklar da bir- Bireydeki dil bozukluğunun dilin hangi bile-
birinden farklıdır. Bir kişi diğerlerini anlamakta, şeni veya bileşenleriyle ilgili olduğunu saptamak
düşüncelerini paylaşmakta güçlük çekiyorsa bu için dil değerlendirmesinin geniş bir yelpazede,
dil bozukluğudur. Eğer bir kişi konuşma sesleri dili oluşturan tüm bileşenlerin, dil ve konuşma
düzgün veya akıcı telaffuz edemiyorsa, konuşma- terapisti tarafından teker teker değerlendirilerek
sı akıcı değilse ya da sesiyle problemi, varsa bu yapılması gerekir.
konuşma bozukluğudur. Konuşma bozukluğunda ise kişi hangi sesle-
Kliniğe “düzgün cümle kuramama” ri çıkartabiliyor, hangilerini çıkartamıyor ya da
şikâyetiyle başvuran bir bireyin bu şikâyetinin al- hangi sesleri kelimenin belirli yerlerinde kulla-
tında yatan temel neden, sözcük dağarcığının kı- nabiliyorken hangilerini kullanamıyor gibi fak-
sıtlılığı olabileceği gibi bazı ekleri kullanmaması törleri (örneğin “k” sesini hece başı pozisyonda
ya da sözcükleri bağlamına uygun kullanmaması kullanabiliyorken, hece sonu veya ortasında kul-
da olabilir. lanamıyor vb.) belirleyen testleri yaparak ya da
konuşmanın akıcılığını ve hızını ölçerek bir ko-
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARININ nuşma değerlendirmesi sağlanabiliyor. Böylece
SEBEPLERİ NELERDİR VE TANISI NASIL bireyin dil ve konuşma problemi daha ayrıntılı
KONUR? analiz edilebiliyor ve dilin hangi bileşeninde ya
Dil ve konuşma bozukluklarının çeşitli ne- da konuşmanın hangi bölümünde ne kadar bo-
denleri vardır. Konuşmayı sağlayan kas ve ke- zukluk olduğunun saptanmasıyla bireye uygun
mik yapılarındaki değişiklikler, yarık damak, diş terapi planı hazırlanabiliyor. Gerekli görüldüğü
problemleri, beyin ya da sinirlerde meydana ge- durumlarda terapist; işitme testi, KBB ya da nö-
len problemler, işitme kaybı, serebral palsi, par- rolojik muayene de isteyebilir.
kinson, als gibi nörolojik bozukluklar, beyin ha-
sarı ve mental retardasyon (zeka geriliği), otizm, Kaynak: www.sabah.com.tr/saglik/2017/01/05/
asperger, down sendromu, apert sendromu, velo- dil-ve-konusma-bozuklugu-nedir-sebepleri-
kardiyofasiyal sendrom gibi genetik sendromlar, nelerdir- isimli internet adresinde 05.01.2017 ta-
dil ve konuşma problemlerinin nedenleri arasın- rihli bir haber yer almıştır. Habere ilişkin detaylar
da sayılabilir. Reflü, polipler, nodüller, ses telle- yukarıdaki gibidir.
rindeki rahatsızlıklar ve gırtlak kanseri gibi has-

22
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Dil, iletişim ve konuşma


1 kavramlarını açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Temel Kavramlar

1 Dil; iletişimi gerçekleştirmek için işaretler sistemi aracılığıyla dünya hakkındaki düşünceleri temsil
etmek amacıyla kullanılan bir şifre/kod bilgisidir. Konuşma dilin insan tarafından üretilen sesler ile
söze dönüştürülmesidir İletişim ise dil ve konuşmayı da içine alan şemsiye bir kavramdır. İletişim amaç,
konuşma ve dil ise birer araçtır. İletişim kurma yollarından biri de konuşmadır, sözel dil kullanılmadan
farklı bir dil yoluyla da iletişim kurulabilmektedir.

Anlambilgisi, sesbilgisi,
2 biçimbilgisi, sözdizimi ve kullanım
bigisi bileşenlerini açıklayabilme

Dilin Bileşenleri

2 Dilin, sesbilgisi(fonoloji), biçimbilgisi(morfoloji), sözdizimi(sentaks), anlambilgisi(semantik) ve kulla-


nımbilgisi (pragmatik) olmak üzere beş ayrı bileşeni mevcuttur. Ses bilgisi, bir dildeki sesleri, bu seslerin
özelliklerini, dizilişlerini ve bu seslerin kullanım kurallarını içeren dil bileşenidir. Biçimbilgisi, bir dilde söz-
cüklerin türetilişleri, ekler alarak çeşitli anlam yüklenmeleri ile ilişkili özelliklerine ilişkin kurallarını içeren
bileşenidir. Sözdizimi, bir dilde sözcük sıralamalarına ilişkin kuralları içeren bileşenidir. Anlambilgisi, bir dil-
deki sözcük dağarcığını, sözcüklerin anlamını, bu sözcükler arasındaki ilişkileri içeren bileşenidir. Kullanım-
bilgisi, dilin işlevsel yönünü, sosyal bağlamda iletişim amaçlı kullanımına ilişkin kuralları içeren bileşenidir.

Söz öncesi ve sözcük öğrenme


3 döneminde dil gelişimini
açıklayabilme

Bebeklik ve Erken Çocukluk


(0-36 Ay) Dil Gelişimi

3 Bebeklik dönemi ya da söz öncesi dönem dilin altyapısının oluştuğu dönemdir. Bebekler söz öncesi
dönemde konuşamasalar da çeşitli yollarla gereksinimlerini ifade ederler, isteklerini iletişim ortağı-
na aktarmak amacı ile sesleri kullanabilirler. Konuşma öncesi dönem; ağlama, gığıldama, babıldama,
ses oyunları, ekolali ve jargon kullanımı olmak üzere altı evreden oluşmaktadır. Bebekler anlamlı ilk
sözcüklerini 8-18 ay arasında çıkarırlar. Bu sözcükler, genellikle çocuğun yakın çevresinde bulunan
kişilerin, nesnelerin ve eylemlerin (baba, top, su, git vb.) isimleri olmaktadır. Çocuklarda iki sözcük
kullanımı 18-24 ay aralığına denk gelmektedir. Bu konuşmalarda genellikle iki sözcük yalın halde bir
araya gelir. Çocuğun konuşmalarında ek ya da takı kullanımı olmamasından dolayı bu döneme ‘telgraf
konuşması’ adı da verilmektedir.

23
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Okulöncesi dönem dil ve iletişim


4 gelişimini dilin bileşenleri açısından
açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

5 Okulöncesi dönem okuryazarlık


gelişimi açıklayabilme

Okulöncesi Dönem Dil ve


İletişim Gelişimi

4 Bu dönemde çocuklar tıpkı diğer gelişim alanlarında olduğu gibi dil gelişiminde de hızlı yol kat eder-
ler. Bu dönemde çocuklar anadillerindeki sesleri büyük oranda edinirler, ayrıca farklı türden sözcüklerin
(sıfat, zamir vb.) kullanımı ve yetişkin benzeri konuşmaların arttığı gözlemlenir. Okul öncesi dönem dil
gelişiminde bebeklik döneminden farklı olarak çocuklarda biçimbirim kullanım sayısı, farklı cümle tipi
kullanarak konuşma, sesbilgisel gelişme, dilin sosyal kullanımı ile ilgili becerilerde hızlı gelişim gözlenir.
Çocukların kelime dağarcığı gelişimi ve kelimelerin anlamını edinimi somuttan soyuta doğru bir gelişim
izlemektedir. Çocuklar istek ve ihtiyaçlarını belli etmek için dili etkin olarak kullanırlar, soru sorarlar ve
birçok soruya da cevap verirler. Karşılıklı konuşmada sıra almaya, sohbet konusu açmaya, yeni ve ilişkili
bilgi ile konuşmaya katkıda bulunmaya başlarlar.

5 Okuma ve yazma okul döneminde öğrenilen becerilerden olsa da bu becerilerinin temeli okulöncesi
dönemde atılmaktadır. Bu dönemde çocuklar harflere ilişkin çeşitli farkındalıklar kazanırlar ve yazının
bir anlamı olduğunu fark ederler. Ayrıca bu dönemde çocuklar yazmaya yönelik birtakım ön becerileri
edinirler. Okul öncesi dönemde çocuklar bazı işaretleri tanırlar, adlarını yazabilirler ve bazı yazıları oku-
yormuş gibi yapabilirler. Çocuklar basit çiziktirmeler yaparak yazıyormuş gibi yaparlar. Ayrıca çocuklar
okul öncesi dönemde gördükleri yazıların bir anlamı olduğunun farkındadırlar ve okuma bilmeseler de
ezberden okuyormuş gibi davranışlar sergileyebilirler. Günlük yaşamlarında aşina oldukları yiyeceklerin,
ortamların isimlerini görsellerinden çıkarım yaparak ( içtiği süt, gidilen market, akaryakıt istasyonu vb.)
okumaya başlarlar. Sesbilgisel farkındalık becerileri bu dönemde gelişmeye başlar. Genel olarak farklı
sesleri ayırt edebilme anlamına gelmekte, alfabetik ilkeye dayalı harf-ses ilişkilerinin sözcük yapısındaki
sesbilgisel organizasyonunu anlama becerisi olarak tanımlanmaktadır. Seslerin bir araya gelerek sözcük-
leri oluşturduğunun ve bu seslerde yapılacak çeşitli değişikliklerin sözcüğü de değiştireceğinin bilinmesi
bu beceri ile ilgilidir Dinlediğini anlama becerileri de erken okuryazarlık becerileri arasındadır. Okuma-
nın en önemli amacı, okuduğunu anlama olduğundan; bu becerinin önkoşul becerilerinden biri olan
dinlediğini anlama becerisi, etkin okuma etkinliği öncesinde erken okuryazarlık becerileri içerisinde
önemli bir yere sahiptir.

24
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Okul dönemi dil ve iletişim


6 gelişimini dilin bileşenleri açısından
açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


7 Okul döneminde üstdil becerilerinin
kazanılmasını açıklayabilme

Okul Dönemi Dil ve İletişim


Gelişimi

6 Çocuklar okula başladıklarında bazı seslerin gecikmesi doğal karşılansa da anadillerindeki seslerin büyük
çoğunluğunu kazanmış olurlar. Okul döneminde sözcüklerdeki ek ve kökler, bunların kurallı düzenlenişleri
ve türetiliş özellikleri öğrenilir. Dolayısıyla anadile yönelik dilbilgisi kuralları bu dönemde öğrenilmeye
başlanır. İlköğretimin ilk yıllarında çocukların yeni sözcük edinme oranı yavaşlar, çocuklar yeni sözcük
edinme yerine bildikleri sözcüklerin farklı anlamlarını (eş anlam, zıt anlam gibi) öğrenirler. Okul döne-
minde çocukların, dilin formel yapısını ve sosyal bağlamda kullanımı, metin oluşturma ve söylem becerileri
gelişmektedir. Ayrıca bu dönemde dilin sosyal kullanımına paralel olarak çocukların sohbet etme, uygun
şekilde tartışma, bozulan bir sohbeti yeniden sürdürebilme gibi becerileri gelişmektedir.

7 Üstdil becerileri dilin kendisi hakkında düşünebilme becerisidir. Okul döneminde çocuklar cümleyi
sözcüklere, sözcüğü hecelere ve sesbirimlerine ayırma, sözcüklerde yer alan hece sayısını hesaplama, cümle-
nin dilin bileşenleri açısından doğru olup olmadığına karar verme, sesleri birleştirerek sözcükler oluşturma,
uyaklı sözcükler bulma ve tanıma, ses ve sözcük oyunları yapma gibi becerileri gelişmektedir. Sıralanan bu
beceriler fonolojik farkındalık becerileridir. Bu dönemde çocuklar üst dil becerileri arasında kabul edilen
okuma ve yazma becerilerini edinirler. Çocuklar bu dönemde gelişimi daha önceki yıllarda başlayan okuma
ve yazma becerilerinde ustalaşırlar.

25
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

1 I. Yazı yazma 6 Çocukların bir sözcüğü birden fazla anlama


gelecek şekilde kullandıkları döneme ne ad verilir?
II. Cep telefonu ile mesaj yollama
A. Jargon Kullanımı B. Anlam Genişlemesi
neler öğrendik?

III. Elektronik posta yollama C. Anlam Daralması D. İfade Edici Dil


Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri ‘iletişim’ dir? E. Pragmatik Gelişim
A. Yalnız I B. Yalnız II
C. I ve III D. II ve III
7 Çocukların somut sözcükleri soyut sözcük-
lerden daha önce edinmeye başladığı ve konuş-
E. I, II ve III masının yetişkin konuşmasına benzer nitelikler
kazanmaya başladığı dönem aşağıdakilerden han-
2 ‘r’ sesini çıkaramayan bir çocuk dilin hangi gisidir?
bileşeninde sorun yaşamaktadır?
A. Jargon Kullanımı dönemi
A. Fonoloji B. Morfoloji B. Tek sözcük dönemi
C. Semantik D. Sentaks C. Okul Öncesi Dönem
E. Pragmatik D. Okul Dönemi
E. İki Sözcük Dönemi
3 I. Ses farkındalığı
II. Cümlelerde mecaz kullanma 8 Dilin anlambilgisi gelişiminin en hızlı oldu-
ğu dönem aşağıdakilerden hangisidir?
III. Dinlediğini anlama
A. Tek sözcük dönemi
IV. Birleşik cümle kurma
B. Jargon Kullanımı dönemi
Yukarıdakilerden hangisi erken okuryazarlık bece- C. İki Sözcük Dönemi
rilerindendir? D. Okul Dönemi
A. I ve II B. II ve III E. Okul Öncesi Dönem
C. I ve III D. I ve IV
E. II ve IV 9 I. Okuma-yazma becerilerinin gelişimi okul
öncesi döneme dayanmaktadır.
4 Bizlerden yaş veya kıdem olarak daha üstte II. Yarım kalan bir sohbeti kaldığı yerden de-
olan birine ‘siz’ ifadesini kullanarak konuşmamız vam ettirebilmek dilin anlambilgisi bileşeni
dilin hangi bileşeni ile ilgilidir? ile ilişkilidir.
A. Fonoloji B. Morfoloji III. Soyut olan atasözleri somut olanlara göre
C. Semantik D. Sentaks daha geç edinilmektedir.
E. Pragmatik Yukarıdaki ifadelerden hangisi ya da hangileri doğ-
rudur?
5 Bebeklerin ‘oooo’, ‘uuuu’, ‘kkkkk’, ‘gggg’ gibi
sesler çıkardığı evre aşağıdakilerden hangisidir? A. Yalnız I B. Yalnız II
C. Yalnız III D. I ve II
A. Babıldama Evresi E. II ve III
B. Ekolali Evresi
C. Ağulama Evresi 10 Aşağıdakilerden hangisi ‘sesbilgisel farkında-
D. Gığıldama Evresi lık’ becerileri arasında değildir?
E. Jargon Kullanımı Evresi
A. Aynı sesle başlayan sözcükleri tanıyabilme
B. Daha, fazla, biraz gibi soyut kavramları ayırt
etmek
C. Uyak becerileri
D. Sözcükteki heceleri ve sesleri ayırma
E. Bir sözcükteki sesleri manipüle edebilme

26
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1. E Yanıtınız yanlış ise “Temel Kavramlar” ko- 6. B Yanıtınız yanlış ise “Tek Sözcük Dönemi”
nusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


Yanıtınız yanlış ise “Okul Öncesi Dönem
2. A Yanıtınız yanlış ise “Dilin Bileşenleri” konu- 7. C
Dil ve İletişim Gelişimi” konusunu yeniden
sunu yeniden gözden geçiriniz.
gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Okulöncesi Dönemde Yanıtınız yanlış ise “Okul Öncesi Dönem
3. C 8. E
Çocuklarda Okuryazarlık Gelişimi” konusu- Dil ve İletişim Gelişimi” konusunu yeniden
nu yeniden gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Okul Dönemi Dil ve


4. E Yanıtınız yanlış ise “Dilin Bileşenleri” konu- 9. C
İletişim Gelişimi” konusunu yeniden gözden
sunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Konuşma Öncesi Dö- Yanıtınız yanlış ise “Okul Döneminde Üstdil
5. D 10. B
nem Dil ve İletişim Gelişimi” konusunu ye- Becerilerinin Kazanılması” konusunu yeni-
niden gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
1 Anahtarı

Dil, alıcı dil ve ifade edici dil olarak ikiye ayrılmaktadır. Alıcı dil bireyin ken-
disine söylenileni anlaması olarak, ifade edici dil ise bireyin konuşması ya da
Araştır 1 işaret dili gibi sistemleri kullanmasıdır. Dolayısıyla alıcı ve ifade edici dil bir-
birinden farklı kavramlardır.

Dilin biçimbilgisi bileşeni sözcükler (kök) ve bunlara gelen ekler ile ilgilidir,
Araştır 2 sözdizimi ise dildeki sözcüklerin sıralaması ve cümle türleri ile ilişkilidir.

Ortalama 3 yaşındaki çocuklar, yeni öğrendikleri sözcükleri sürekli tekrarlar.


Araştır 3 Bu tekrarlar temelde çocuğun sözcük kullanımında ustalaşmasını ve diğer öğ-
renilecek sözcüklerin ön öğrenmelerini kolaylaştırmaktadır.

Erken okuryazarlık becerileri okuma ve yazma becerilerinin alt yapısını oluş-


turan becerilerdir. Çocuklar genel olarak okul döneminde kendilerine verilen
formel bir eğitimle okuma ve yazmayı öğrenseler de bu becerilerin temeli okul
Araştır 4 öncesi dönemde atılmaktadır. Bu beceriler; a) sözcük bilgisi, b) yazı farkın-
dalığı, c) harf bilgisi, d) sesbilgisel farkındalık ve e) dinlediğini anlama bece-
risidir. Çocukların erken dönemde edinmeye başladıkları bu beceriler, okul
yıllarındaki okuma yazma becerilerindeki başarıyı artırmaktadır.

Atasözleri ve deyimler de okul döneminde kazanılmaya başlayan yapılar ara-


Araştır 5 sındadır. Bu yapıların edinimi ve kullanımı ise daha somut olandan soyuta
doğrudur.

27
Dil ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi ve Okul Dönemi Gelişimi

Kaynakça
Aksu-Koç, A. (1992). Anlatı yapısının kavramsal ve dilsel Ege, P. (2011a). Çocuklarda Okuryazarlık Gelişimi.
gelişimi. Dilbilim Araştırmaları Dergisi, 4, 51-60). Seyhun Topbaş (Editör), Dil ve kavram gelişimi
(ss. 171-185). Ankara: Kök Yayıncılık.
Aksu-Koç, A. (2010). The Course of Normal Language
Development in Turkish. Seyhun Topbaş & Ege, P. (2011b). Sözdizimsel ve Biçimbilgisel Gelişim.
Mehmet Yavaş (Ed.). Comunication Disorders in Seyhun Topbaş (Editör), Dil ve kavram gelişimi
Turkish, (ss. 65-105). UK: MPG Books Group. (ss. 109-121). Ankara: Kök Yayıncılık.
Acarlar, F. ve Baykoç Dönmez, N. (1992). 30-47 Erdoğan, Ö. (2011). İlk okuma-yazma süreci için önemli
Aylar (2.5-4 Yaş) Arasındaki Türk Çocuklarının bir beceri: Fonolojik farkındalık. Uludağ Üniversitesi
Dil Yapılarının İncelenmesi. Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, 161-180.
Dergisi., 163-203.
Erdoğan, S., Şimşek Bekir, H. ve Erdoğan Aras,
Acarlar, F., Ege, P. ve Turan, F. (2002). Türk çocuklarında S. (2006). Alt sosyo-ekonomik bölgelerde
üstdil becerilerinin gelişimi ve okuma ile ilişkisi. ana sınıfına devam eden 5–6 yaş grubundaki
Türk Psikoloji Dergisi, 17, 63-73. çocukların dil gelişim düzeylerine bazı faktörlerin
etkisinin incelenmesi. Çukurova Üniversitesi
Alev, G. (2011). Pragmatik dil becerileri envanteri’nin
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 14, 231-246
Türkçe standardizasyon çalışması. Yayımlanmamış
http://sosyalbilimler.cukurova.edu.tr/dergi.
Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
asp?dosya=208 adresinden 10 Kasım 2017
Yayınları.
tarihinde indirilmiştir.
Avcı, N. (2004). Gelişimde 0-3 Yaş ‘ Yaşama Merhaba’.
Fowler, A. E. (1991). Phonological processes in literacy:
Ankara: Morpa Yayıncılık.
A tribute to Isabelle Y. Liberman. In S. A. Brady
Baykoç Dönmez, N., Dinçer, Ç., Dereobalı, N., Gümüşçü, & D. Shankweiler (Editors), How early phonological
Ş. ve Pişkin, Ü. (1993). Okul Öncesi Dönemde Dil development might set the stage for phoneme awareness
Gelişimi Etkinlikleri. Ankara: Sim Matbaası. (ss. 97-117). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Bloom, L. Lahey, M. (1978). Language Development and Güven, O.S.(2015). Erken dil gelişimi testi- üçüncü
Language Disorders. New York: Wiley & Sons Inc. edisyon’un türkçeye uyarlama, güvenirlik ve
geçerlik ön çalışması. International Journal of Early
Ceylan, R. (2009). Erken Çocuklukta Büyüme ve Childhood Special Education, 6,151-172.
Gelişme. Yeşim Fazlıoğlu (Editör), Erken çocukluk
gelişimi ve eğitimi (ss. 1-18). İstanbul: Kriter Herschensohn, J. (2007). Language Development and
Yayıncılık. Age. UK: Cambridge University Press.
Chaney, C. (1994). Language development, İşeri Karacan, E. (2000). Yaşamın ilk bir yılında
metalinguistic awareness, and emergent literacy bebeklerdeki ekspresif ve reseptif dil gelişimi
skills of 3-year-old children in relation to social üzerine boylamsal bir çalışma. Çocuk ve Gençlik
class. Applied Psycholinguistics, 15, 371–394. Ruh Sağılığı Dergisi, 7, 3-11.
Çiçek, A. (2002). 0-6 yaş grubu çocuklarda dil gelişimi. Kandır, A. (2004). Gelişimde 3–6 Yaş, İstanbul: Morpa
Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi 1, 115-124. Kültür Yayınları.
Dağabakan-Öztürk F. ve Dağbakan D. (2007). Dil Kargın, T., Ergül, C., Büyüköztürk, Ş., & Güldenoğlu,
ve çocukta dil gelişim kuramları. Milli Eğitim B. (2015). 60-72 aylık çocuklara yönelik Erken
Dergisi, 174, 155-161. Okuryazarlık Testi (EROT) geliştirme çalışması.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Demir, S. (2011). Okulöncesi dönemde dil gelişimi Özel Eğitim Dergisi, 16, 237-270.
ve sorunları. Gazi Üniversitesi Türkçe Araştırmaları
Akademik Öğrenci Dergisi, 1, 38-49. Kayılı, G., Koçyiğit, S. ve Erbay, F. (2009)
Montessori yönteminin beş-altı yaş çocuklarının
Diken, Ö. (2015). Dil ve İletişim Gelişimi. 0-36 aylık alıcı dil gelişimine etkisinin incelenmesi. Türkiyat
gelişimi risk altında olan çocuklar için gelişimsel Araştırmaları Dergisi, 26, 347-355.
destek programı değerlendirme formu. Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Yayınları. Keçik, İ. (1992). İlkokul öğrencilerinin özet ve
hatırlama metinlerinde bağdaşıklık sorunu.
Diken, Ö. (2016).Okul Öncesi Kaynaştırma Dilbilim Araştırmaları Dergisi, 2, 71-75.
Ortamlarında Dil ve Konuşmanın Desteklenmesi.
Bülbin Sucuoğlu & Hatice Bakkaloğlu (Editörler), Keklik, S. (2015). Atasözlerinin öğretimine ilişkin
Okulöncesinde kaynaştırma (ss. 317-354).Ankara: bir öneri: atasözlerinin anlamlarına göre
Kök Yayıncılık. derecelendirilmesi. Karadeniz Sosyal Bilimler
Dergisi 7, 31-48.

28
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Kol, S. (2011). Erken çocuklukta bilişsel gelişim ve Topbaş, S. (2011a). Okulun İlk yıllarında Dil ve
dil gelişimi. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Konuşma Gelişimi Esra Ceyhan (Editör). Erken
Dergisi, 21, 1-21. çocukluk döneminde gelişim II içinde(ss. 49-72).
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Konrot, A. (2001). Okulöncesi Dönemde Dil ve
Konuşma Sorunları. Seyhun Topbaş (Editör). Topbaş, S. (2011b). Sesbilgisel Gelişim. Seyhun
Çocukta dil ve kavram gelişimi (ss. 211-222). Topbaş (Editör). Dil ve kavram gelişimi (ss. 75-
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. 101). Ankara: Kök Yayıncılık.
Konrot, A. (2011). İletişim, Dil ve Konuşma Topbaş, S. (2001). İletişim, Dil ve Konuşma: Temel
Bozuklukları. Seyhun Topbaş (Editör). Dil ve Kavramlar. Seyhun Topbaş (Editör). Çocukta dil
kavram gelişimi (ss. 227-248). Ankara: Kök ve kavram gelişimi (ss. 1-21). Eskişehir: Anadolu
Yayıncılık. Üniversitesi Yayınları.
Korkmaz, B. (2005). Dil ve Beyin: Çocuklarda Dil ve Topbaş, S. (2006). Türkçe sesletim–sesbilgisi testi:
Konuşma Bozuklukları. İstanbul: Yüce Yayınları. geçerlik-güvenirlik ve standardizasyon çalışması.
Türk Psikoloji Dergisi, 21, 39-56.
Kuder, J. S. (2013). Teaching Students with Language
and Communication Disabilities. USA: Pearson Topbaş, S.(2011c). Dilin Bileşenleri. Seyhun
Education. Topbaş(Ed) Dil ve kavram gelişimi içinde (ss. 29-
36). Ankara: Kök Yayıncılık.
Kürkçüoğlu, B. Ü. (2010). 0-6 yaş arası çocukların
temel gelişimsel özellikleri: Bilişsel gelişim ve dil Turan, F. ve Ege, P. (2003). Dil sorunu olan çocuklar
gelişimi. İ. H. Diken (Editör), Erken çocukluk için bütüncül dil yaklaşımı. Özel Eğitim Dergisi,
eğitimi (136-167). Ankara: Pegem Yayınları. 4, 31-43.
Maviş, İ. (2011a). Bebeklikte Dil ve Konuşma Tümkaya, S., (2008). Dil Gelişimi, M. E. Deniz
Gelişimi Esra Ceyhan (Editör). Erken çocukluk (Editör). Erken çocukluk döneminde gelişim (ss.
döneminde gelişim II (ss. 3-20). Eskişehir: Anadolu 55-78). Ankara: Maya Akademi.
Üniversitesi Yayınları.
Uyanık, Ö. ve Kandır, A. (2010). Okul öncesi
Maviş, İ. (2011b). Okulöncesinde Dil ve Konuşma dönemde erken akademik beceriler. Kuramsal
Gelişimi. Esra Ceyhan (Ed). Erken çocukluk Eğitimbilim, 3, 118-134.
döneminde gelişim II içinde(ss.23-49). Eskişehir:
Uzuner, Y. (1997). Filizlenen okur-yazarlık. Okul
Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Öncesi Dönemde Özel Eğitim Semineri, 16-17
Mc. Whirter, J. ve Voltan-Acar, N. (1985). Çocukla Ekim, Ankara.
İletişim. Ankara: Nüve Matbaası.
Uzuner, Y. (2001). Pragmatik Gelişim. Seyhun Topbaş
Metsala, J. (1999). Young children’s phonological (Editör) Çocukta dil ve kavram gelişimi (ss. 145-
awareness and non-word repetition as a function 165). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
of vocabulary development. Journal of Educational
Psychology, 91, 3-19. Üstün, E. (2007). Okul öncesi çocuklarının okuma
yazma becerilerinin gelişimi. İstanbul: Morpa
Owens, Jr., ve Robert E. (2005). Language Yayınevi.
Development: An Introduction. (Sixth Edition)
United States of America: Pearson Education, Inc. Yapıcı, Ş. (2004). Çocukta dil gelişimi. Uluslar Arası
İnsan Bilimleri Dergisi. 1, 1-17
Paul, R. (2007). Language Disorders From Infancy
Through Adolescense: Assessment & Intervention. Yavuzer, H. (1993). Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi
Canada: Mosby Elsevier. Kitabevi.

Sevinç, M. (2003). Okul Öncesi Dönemde Okuma Yıldız Çiçekler, C. ve Şen, M. (2010). 6–7 yaş
Yazma Kavramlarının Gelişimi. Mehtap Sevinç çocuklarının resimlerden oluşturdukları
(Editör). Erken çocuklukta gelişim ve eğitimde yeni öykülerdeki dil yapıları. Kastamonu Eğitim
yaklaşımlar (ss. 177-183). İstanbul: Morpa Yayınevi. Dergisi, 18, 363-378.

Şen, S., Yıldız-Çiçekler, C. ve Yılmaz R. (2010). Yılmaz, Ş. (2009). Erken Çocuklukta İletişim, Dil
Okulöncesi eğitim kurumlarına devam eden ve ve Konuşma. Yeşim Fazlıoğlu (Editör), Erken
etmeyen 5- 6 yaş çocukların üstdil becerilerinin çocukluk gelişimi ve eğitimi, içinde (ss. 63-82).
incelenmesi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim İstanbul: Kriter Yayıncılık.
Fakültesi Dergisi, 29, 37-54. Wright, J. ve Jacobs, B. (2003). Phonological
Topbaş S ve Maviş İ. (2011). Edimbilgisi Gelişimi. awareness and metacognitive strategies to children
Seyhun Topbaş (Editör). Dil ve kavram gelişimi with reading difficulties: A comparison of two
(ss. 149-165). Ankara: Kök Yayıncılık. instructional methods. Educational Psychology, 18,
253-274.

29
Bölüm 2
Dil Edinim Kuramları

Davranışçı Yaklaşım Doğuştancı Yaklaşım


öğrenme çıktıları

1 Davranışçı yaklaşımın başlıca görüşlerini 3 Doğuştancı yaklaşımın varsayımlarını

1 2
açıklayabilme açıklayabilme
2 Davranışçı yaklaşımın temel kavramlarını 4 Doğuştancı yaklaşımın temel kavramlarını
örneklendirebilme tanımlayabilme

Sosyo-Kültürel Yaklaşım
Bilişsel Yaklaşım 7 Dil ve biliş üzerindeki sosyal ve kültürel

3 4
5 Bilişsel yaklaşımın temel kavramlarını etkiyi açıklayabilme
sıralayabilme 8 Sosyo-kültürel yaklaşımın temel
6 Bilişsel gelişim dönemlerini açıklayabilme kavramlarını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Dil Edinimi • Davranışçı Yaklaşım • Doğuştancı Yaklaşım • Bilişsel Yaklaşım
• Sosyo-Kültürel Yaklaşım

30
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ Dil edinimi ve gelişimini inceleyen temel ku-


İnsanlar, var oldukları günden beri diğer insan- ramlar genel olarak iki farklı görüş etrafında ya da
larla iletişim halindedir. Bu beceri hepimize başta arasında yer alır. Bu iki görüşten ilki, dil becerile-
fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik olmak üzere rimiz gibi diğer becerilerimiz, davranışlarımız, ki-
pek çok fayda sağlamaktadır. İletişim için gerekli şiliğimiz ve özelliklerimizin ağırlıklı olarak genetik
olan mesaj iletimini zihinlerimiz arasında doğru- yolla aktarıldığını, çevrenin etkisinin sınırlı oldu-
dan aktarım sağlayacak bir bağlantı henüz bulun- ğunu savunur. Karşıt görüş ise, tüm bu sayılanların
mamaktadır. Bu yüzden zihnimizdeki mesajı aktar- çevre tarafından şekillendirildiğini ve biyolojik ya
mak için aynı şekilde algılanan ve çözümlenen bir da genetik faktörlerin sınırlı etkisi olduğunu sa-
araca ihtiyacımız vardır. Dil, düşünme ve iletişim vunmaktadır. Genetik aktarımı savunanlara göre
amacıyla, çeşitli biçimlerde kullanılan, uzlaşılmış (Doğuştancılık), birçok becerimiz genetik olarak
sembollerden oluşan, karmaşık ve dinamik bir sis- kodlanmış bir şekilde doğarız ve biyolojik olgun-
temdir (ASHA, 1982). laşma ile bu becerilerimiz ortaya çıkar, edinilir.
Çevrenin etkisini savunanlar ise (Davranışçılık),
Çocukların dili nasıl öğrendiği ya da edindiği
bu becerilerin çevremizdeki insanlar, nesneler ve
psikoloji, dilbilim, psikodilbilim, özel eğitim, dil
olaylarla etkileşimimiz sonucunda deneyimlerimiz-
ve konuşma terapisi gibi farklı ama birbiri ile ilişkili
le öğrenildiğini savunmaktadır.
alanların ilgilendiği konuların başında gelmektedir.
Doğuştancılık ve davranışçılık dışındaki ku-
Çocuklar, yaşamın ilk yıllarında dille ilgili pek
ramlar ise bu iki uç arasında farklı yerlerde bulu-
çok kural ve sözcüğü çok hızlı bir şekilde öğrenir,
nurlar. Bilişsel yaklaşım bilişsel gelişim ve yaşantı
edinir. Normal gelişen çocuklar ilk beş yıl içinde
etkileşimini vurgularken, etkileşimci yaklaşımlar,
hiç anlaşılmayan bir konuşmadan, neredeyse ye-
genetik ya da çevre yerine, hangisinden ne kadar
tişkin dili düzeyindeki dil becerilerine ulaşabilirler.
etkilendiğimizi, hangisinin ne kadar katkısı oldu-
Bu kadar karmaşık bir becerinin nasıl olup da bu
ğun üzerinde durular. Çocuğun genetik donanımı
kadar hızlı gelişebildiği, gelişim sırasında hangi sü-
ile deneyimleri arasındaki etkileşimin özelliklerini
reçlerin rol oynadığı farklı açılardan açıklanmaya
açıklamaya çalışırlar.
çalışılmıştır.
Aşağıda anlatılacak olan yaklaşımlardan hiçbi-
Dilin nasıl edinildiği ya da öğrenildiğini açık-
rinin oldukça karmaşık ve çok faktörlü bir süreç
lamaya çalışan iki temel yöntem bulunmaktadır:
olan dil edinimini tek başına açıklayamayacağını
Tanımlayıcı ve Açıklayıcı yöntemler. Tanımlayıcı
aklımızdan çıkarmamalıyız. Her bir yaklaşım dil
yöntem, çocukların hangi dil becerilerini hangi yaş-
gelişimi ve edinimi ile ilgili bazı önemli noktaları
ta edindiklerini kronolojik olarak belirlemeye ve ta-
vurgulamış ve büyük katkılar sağlamıştır.
nımlamaya çalışır. Örneğin, “6 aylıkken çoğu bebek
ana dilindeki temel sesleri tanır” ya da “3 yaşında 2-3
sözcüklü ifadeler kullanır.” gibi. Açıklayıcı yöntem- DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM
de ise, dil gelişiminin altında yatan asıl mekanizma- Davranışçılık, 1920 ve 30’larda özellikle J.B.
lar, öğrenme ilkeleri, zihinsel yapılar, bilişsel süreç- Watson ve B.F. Skinner’in öncülüğünde ortaya çı-
ler, sosyal etkenler incelenir. Çocukların ne yaptığı kan, yalnızca gözlenebilir, ölçülebilir davranışları
değil niye ve nasıl yaptığı açıklanmaya çalışılır. ve bunların nasıl öğrenildiğinin incelenmesi gerek-
Dil edinimi ve gelişimini inceleyen geleneksel, tiğini öne süren psikoloji okuludur (Değirmenci-
temel kuramların yanında güncel ve dilin daha oğlu, 2002). Davranışçılığın en önemli özelliği, in-
spesifik alanlarını inceleyen kuramlar da bulun- san zihnindeki gözlenemeyen duygu ve düşünceler
maktadır; ancak bu bölümde sadece dil gelişimini gibi özelliklerin incelenmesine karşı çıkmasıdır.
inceleyen temel kuramlar üzerinde durulacaktır. Davranışçı yaklaşım doğa-çevre tartışmasının
Bahsedilecek olan kuramların hiçbirinin aslında çevre tarafında yer almaktadır. Davranışçı yakla-
dili incelemeyi amaçlamadığını fark edeceksiniz. şıma göre zihnimiz doğduğumuzda boş bir lev-
Kuramların asıl amacı gelişim ve öğrenmenin al- ha gibidir. Dünyaya boş bir tank ile gelen çocuk
tında yatan süreçleri incelemektir. Dil edinimi, ge- öğrenme ile gelişir, tüm davranışlarının kaynağı
lişimi, öğrenimi de bu sürecin bir parçası olduğu öğrenmedir. Çocuğun davranışında bir değişiklik
için kuramlar tarafından ele alınmıştır. meydana gelmişse öğrenme gerçekleşmiştir. Bu

31
Dil Edinim Kuramları

yüzden davranışçı yaklaşım özellikle öğrenme üze- bilgisi (morfoloji ve sentaks) yerine daha çok dilin
rinde durmaktadır. Öğrenme denildiğinde aklımı- anlam bileşeni ile ilgilenmişlerdir. Düzeltme için
za sadece derslerde öğrenilen bilgiler gelmemelidir. örnek vermek gerekirse;
Hayatımız boyunca pek çok şeyi farkında olarak Çocuk: Bak balon uçuu!
ya da olmadan öğreniriz. Ayakkabılarımızı nasıl
Yetişkin: Aaa evet uçuyor ama balon değil o,
bağlayacağımızı, bardağa nasıl su koyacağımızı,
uçurtma. Uçurtma uçuyor.
harçlığımızı kimden nasıl isteyeceğimizi, telefonu
açtığımızda ‘alo’ diyeceğimizi, nasıl araba kulla- Örnekte çocuk uçurtmaya balon dediği için
nacağımızı öğrenmek gibi. Öğrenme, uyaran ile sözcüksel ya da anlamsal bir hata, uçuyor sözcüğü-
tepki arasındaki kurulan bağlar sonucu oluşmak- nü de uçuu şeklinde söylediği için sesletim hatası
tadır. Davranışçı yaklaşıma göre, bütün canlıların yapmıştır. Yetişkin, çocuğun anlamsal hatasını ‘ba-
öğrenmesi birbirine benzer. Başka bir deyişle, bir lon değil, o uçurtma’ şeklinde düzeltmiş, sesletim
köpek ya da fare ya da kuş nasıl öğreniyorsa insanın hatasını ise düzeltmeden yani yanlışını belirtmeden
öğrenmesinde de aynı kurallar geçerlidir. sadece doğru söylenişine model olmuştur.
Davranışçı yaklaşıma göre, öğrenme klasik ve
edimsel koşullama (ya da şartlanma) adı verilen iki
Öğrenme şekilde gerçekleşir. İnsanlar, bazı davranışları kla-
Yaşantı ya da tekrarlar yoluyla davranışta sik koşullama yolu ile bazılarını edimsel koşullama
veya potansiyel davranışta oldukça kalıcı yolu ile öğrenirler. Klasik koşullama daha basit,
değişikliklere yol açan süreçtir. fizyolojik, refleksif davranışlarla ilgiliyken edim-
sel koşullama dil de içinde olmak üzere pek çok
Uyaran karmaşık davranışımızın, tepkilerimizin nedenini
Organizmayı harekete geçiren iç ve dış açıklamaktadır. Klasik koşullama dil öğreniminde
durum değişiklikleridir. Davranışçı yakla- çok yer almadığı için kısaca bahsedilecek, edimsel
şımın büyük bir kısmı için bu durum de- koşullama daha ayrıntılı anlatılacaktır.
ğişikliği daha çok dışsaldır (Şenyüz, 2002).

Klasik Koşullama
Davranışçı görüşe göre dil öğrenilmiş, ölçülebi- Klasik koşullama, ilk kez sindirim sistemini
lir, gözlenebilir sözel bir davranıştır. Dil öğrenimi inceleyen Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından ka-
de herhangi bir becerinin öğrenimi gibidir. Başka zayla sayılabilecek şekilde keşfedilmiştir. Yaptığı
bir deyişle dil, uyaran, çevresel koşullar ve tepkiler deneyinde Pavlov, köpeklerin salya miktarlarını
arasındaki bağlantının öğrenilmesi ile gelişir. Dil ölçerken köpeklerin, et ağızlarına konmadan hatta
öğreniminde içsel düzeneklerin ve biyolojik bir eti görmeden önce, bakıcının ayak seslerini duy-
temelin varlığını tamamen inkâr etmeseler de asıl duklarında salya salgılamaya başladıklarını fark et-
olarak çevresel değişkenlerin önemini vurgularlar. miştir. Bunun nedenini araştırmak için bir deney
Dil öğreniminde zihinsel yapılar değil, çocuğun düzenlemiş ve köpeklere et verilmeden önce her
performansı önemlidir. Asıl incelenmesi gereken seferinde zil çalmıştır. Normal koşullarda tahmin
dil performansı ya da dil davranışlarıdır. edebileceğimiz gibi, köpekler et gördüklerinde ya
Çocuklar taklit, pekiştirme, düzeltme ve tekrar da kokusunu aldıklarında salya salgılarlar; zil sesi
gibi süreçlerle dili öğrenirler. Taklit özellikle fono- duyduklarında ise salya salgılama tepkisi vermezler.
lojik gelişimde önemlidir. Taklit, gözlemlenen dav- Deneyde, zil sesini tekrar tekrar duyup sonrasın-
ranışın tıpatıp kopyası olabileceği gibi davranışa da da eti alan köpekler zil ve yiyecek arasında bir
kısmen benzeyen davranışlar da taklit sayılabilir. bağlantı kurup zil çalar çalmaz daha et gelmeden
Çocuk her ne kadar yetişkin konuşmasının ay- salya salgılamaya başlamışlardır. Köpekler normal-
nısını söylemeye çalışsa da hatalar yapacaktır. Bu de salya salgılama tepkisini vermedikleri yeni bir
durumda da düzeltme veya düzeltme olmaksızın uyarana tepki vermeye koşullanmışlardır. Bu du-
doğru model olma kullanılır. Çocuklar genellikle rum tekrarlandığında ise (sadece zil sesi verilip et
sesletimsel (artikülasyon) ya da anlamsal (seman- verilmediğinde), sadece zil sesi duyulduğunda olu-
tik) hatalar yaparlar. Bu nedenle davranışçılar dil- şan salgılama gitgide azalıp sona ermiştir.

32
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Klasik koşullamanın tüm temel bileşenini içe- ği kavramlar da bu şekilde oluşur. Çocukluğunda
ren bu deney, sonrasında psikologlarca insan dav- kedi tarafından kovalanmış, ısırılmış, tırmalanmış
ranışları için de düzenlenmiştir. Örnekteki ilk bi- bir kişi ‘kedi’ sözcüğünü ya da resmini gördüğünde
leşen, refleksif ya da fizyolojik tepkiye neden olan korku, endişe, heyecan hissedebilir ve kediyi nan-
koşulsuz uyarandır (et). Koşulsuz uyaran, varlığı kör, saldırgan, vahşi bir hayvan olarak tanımlayabi-
bir organizmanın (insan ya da hayvan olabilir) de- lir. Oysa evinde kedi ile büyümüş ve kötü bir de-
ğişmez olarak belirli bir şekilde tepki vermesine neyimi olmamış bir yetişkin için kedi; huzur, sevgi,
neden olan uyarandır. Koşulsuz uyaranın her or- mutluluk duyguları uyandırabilir ve sıcak, sevecen,
taya çıkışında organizmanın doğal olarak verdiği estetik bir hayvan olarak tanımlanabilir.
tepki koşulsuz tepkidir (salya salgılama). Deneyin
başlangıcında köpekte herhangi bir tepkiye neden Edimsel Koşullama
olmayan zil sesi nötr uyarandır. Zil sesi, tekrarlı
olarak koşulsuz uyaran (et) ile birlikte sunulduktan Klasik koşullamanın daha çok refleksif, fizyo-
sonra aynı tepkiyi ortaya çıkarmaya başlayınca ko- lojik tepkilerle yani, istemsiz davranışlarla ilişki-
şullu uyaran (zil sesi) haline gelir. Yani, başlangıçta li olduğundan bahsetmiştik. Ancak, insanların
nötr olduğu halde, bir koşulsuz uyaranla eşlenerek çoğu davranışı, istemli gerçekleşir. Kurama göre
sonrasında da tek başına sunulduğu zaman orga- bu davranışlar ödüllendirildiği zaman tekrarlanır,
nizmada istenen tepkiyi çıkarma gücünü kazanan görmezden gelindiği ya da cezalandırıldığında sö-
uyarandır. Koşullu tepki ise, koşullama sonrasında ner. Çocuklar alacakları bir cezadan kurtulmak ya
organizmanın sadece koşullu uyaran var olduğu za- da öğretmenleri tarafından ödüllendirilmek için
man ortaya koyduğu tepkidir (Şenyüz, 2002). ödevlerini yapabilirler. Yetişkinler para kazanmak,
eğlenmek, diğer insanlar tarafından övgü almak
Klasik koşullanmanın gerçekleşmesi için: ya da hapse girmemek, yalnız kalmamak, acı çek-
• Doğal bir “uyaran-tepki” bağının olması memek için çeşitli davranışlarda bulunmayı tercih
(et-salya salgılama) ederler. Davranışlarımız sonucunda ya hoşumuza
• Koşullu uyaran koşulsuz uyarandan hemen giden bir durum ortaya çıkar ve davranışın tekrar
önce verilmesi, birleştirilmesi (zil sesi-et). etme olasılığını arttırır, ya da hoşumuza gitmeyen
• Koşullu uyaran ile koşulsuz uyaran bağının bir sonuç ortaya çıkar ve davranışın devam etme ya
tekrarlanması gerekir. Ancak, bazı korku da tekrarlama olasılığı azalır. İstenilen bir şeyi elde
yaratan durumlarda tek bir yaşantı da öğ- etmek ya da hoşlanılmayan bir şeyden kaçınmak
renmeyi sağlayabilir. amacıyla yapılan ve kendi sonucundan etkilenen,
öğrenilmiş davranışlara edim ya da edimsel dav-
Özellikle duygusal (korku gibi) ve fizyolojik
ranış denmektedir. Bu tür öğrenmelere de edimsel
tepkiler (ağız sulanması, diz hareketi, göz kırpma,
ya da araçsal koşullama denir (Şenyüz, 2002).
göz bebeğinin ışığa karşı büyümesi ve küçülmesi
gibi) bu yolla oluşmaktadır. Dil gelişiminde klasik Edimsel koşullama çalışmaları, 1898’de Ameri-
koşullama yolu ile öğrenilen beceriler sınırlıdır. kalı bir psikolog ve eğitimci olan E.L. Thorndike’ın
Sözcüklerle ya da sembollerle ilgili duygusal tep- kedilerle yaptığı deneylerle ortaya çıkmıştır. 1930
kilerimiz ya da kişi, nesne, eylem, olay ve olgularla ve 50’li yıllarda edimsel koşullamanın öncülerin-
sözcükleri ilişkilendirmemiz bu yolla olabilmek- den olan B.F Skinner’in çalışmaları ile devam et-
tedir. Örneğin, ‘anne’ sözcüğünü duyduğumuzda miştir. Edimsel koşullamanın çocukların dili öğ-
aklımıza gelen duygu ve düşünceler ‘iş’ ya da ‘va- renmelerindeki rolü ile de ilgilenen Skinner “Sözel
tan’ sözcüklerini duyduğumuzdakilerden farklıdır. Davranış” adlı bir kitap yazmıştır.
Aynı zamanda bu durum çeşitli semboller için de Skinner kendisinin geliştirdiği ve kendi adı ile
geçerlidir. Örneğin bir filmde ya da haberlerde anılan Skinner Kutusu adlı bir düzenek geliştirmiş-
gördüğümüz Türk bayrağı farklı duygu ve düşün- tir. Bu kutuyu, fare ve güvercin gibi deney hayvan-
celer uyandırır. Bunun nedeni sözcükler ya da gör- larının edimsel olarak koşullanmasında kullanmış-
sel sembollerle tekrarlı olarak yaşamış olduğumuz tır. İçinde küçük bir pedal ve yiyecek kabı bulunan
benzer durumlar sonucunda bu sözcük ve sem- Skinner kutusu, hayvanın yapabileceği davranışları
bollerle deneyimlerimizdeki duygu ve düşünceleri sınırlayan ve böylece istenilen davranışı yapma ola-
ilişkilendirmemizdir. Sözcüklerimizin temsil etti- sılığını arttıran bir kutudur. Bu sınırlı ortamda aç

33
Dil Edinim Kuramları

ve hareketli bir fare tesadüfi olarak pedala mutlaka Edimsel Koşullamanın Temel
basacaktır. Fare pedala bastıktan sonra yiyecek ka- Kavramları
bına bir parça yemek düşer. Bu durum birkaç kez Edimsel koşullamanın nasıl gerçekleştiği hak-
tekrarlandıktan sonra fare pedala bastığında yemek kında biraz bilgi sahibi olduktan sonra bu öğrenme
geldiğini fark eder ve yemeği alabilmek için istemli biçimini daha ayrıntılı olarak anlamaya çalışalım.
olarak pedala basmaya devam eder. Farenin peda- Bunun için edimsel koşullamanın temel kavramla-
la basmayı öğrendiği gibi, çocuklar da istedikleri rının ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Dav-
bir sonuca ulaşmak için çeşitli davranışları daha sık ranışsal yaklaşımın dil öğrenimini açıklarken de
yapmaya başlarlar ve bu davranışı öğrenmiş olurlar. kullandığı bu temel kavramlar pekiştirme ve pekiş-
Bu noktada davranışçı kuram edimsel koşullama- tireç, ceza, sönme, ayırt etme ve genellemedir.
ya göre dil öğrenimini de benzer şekilde açıklar.
Örneğin, henüz konuşmaya başlamamış bir bebek Pekiştirme, bir davranış ya da tepkinin hemen
tesadüfi olarak dilimize benzeyen heceler üretebilir sonrasında, o davranış veya tepkinin tekrarlanma-
(babababa, dededede, mamama gibi). Bunu fark sını sağlayan işlemdir. Diğer bir deyişle pekiştirme,
eden yetişkinler bebeğin anlamlı bir şeyler söyle- bir davranış sonucunda istenen bir uyaranın elde
diğini düşünerek çok olumlu tepkiler verirler (gül- edilmesi ya da istenmeyen bir uyaranın ortadan
mek, heyecanla bağırmak, alkışlamak, diğer insan- kalkmasıdır. Bu şekilde bakıldığında pekiştirme-
ları çağırıp göstermek gibi). Eğer verilen bu tepki nin iki türü olduğu görülmektedir: Pozitif (olum-
bebeğin hoşuna giderse aynı davranışı tekrarlamaya lu) ve negatif (olumsuz) pekiştirme. Her iki tür
çalışır ve dilimizde anlamlı olan heceler daha fazla pekiştirme de yeni davranışların öğrenilmesini ya
üretilmeye başlanır. da var olan davranışların güçlenmesini sağlar. Aynı
zamanda, her iki tür pekiştirmenin de davranışın
Farklı bir kutu düzeneğinde, kutunun tabanı sıklığını arttırdığı unutulmamalıdır.
elektrikli bir ızgara ile kaplıdır ve kutunun bir du-
varında bir disk bulunur. Kutuya konan güvercin
yine hareket ederken tesadüfi olarak diske doku-
nunca alttaki ızgaraya elektrik verilir. Bu durumun dikkat
tekrarlanması sonrasında güvercin diske dokundu- Hem pozitif hem de negatif pekiştirme,
ğunda elektrik geldiğini fark eder ve diske dokun- davranışın sıklığını, süresini ya da tekrar-
maktan kaçınmaya başlar, çünkü elektrik rahatsız lanma olasılığını arttırır.
edici bir uyarandır. Güvercinin istenmedik uyaran-
dan kaçınması gibi, çocuklar da olumsuz sonuç-
lanacaklarını öğrendikleri davranışları yapmaktan Olumlu pekiştirme, davranış sonrasında isten-
kaçınırlar. Örneğin, arkadaşlarının kendisiyle alay dik bir uyaranın ortama dahil edilerek davranış
etmesi istenmedik bir sonuç olacağı için kekeme- sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttı-
liği olan bir çocuğun konuşmaktan kaçınması gibi. rılmasıdır. Bu işlemdeki istendik uyarana da olum-
Skinner çalışmalarını genellikle hayvanlar üze- lu pekiştireç adı verilir. Yukarıda bahsedilen kutu
rinde yapmış olsa da sonuçların insanlarda da aynı içindeki farenin pedala basma sıklığı, bebeğin dile
şekilde olduğunu savunmaktadır. Yani, çocuğun uygun heceleri söyleme davranışlarının arttırılması
davranışları, takip eden ceza ve ödüller tarafın- olumlu pekiştirme ve farede kullanılan yiyecek ile
dan şekillendirilir, çocuğun o davranışı tekrarlama bebeğe gösterilen tepkiler ise olumlu pekiştireçtir.
olasılığı artar ya da azalır. Böylece çocuk davranışı Dil öğreniminde olumlu pekiştirme doğru, is-
yapmayı ya da yapmamayı öğrenir. İnsanlarda fark- tenen, hedeflenen sözcük, cümle, ifade, davranış-
lı olan durum, insan davranışlarını sınırlayıp istedi- ların ödüllendirilmesi şeklinde olur. Doğru bir şey
ğimiz davranışın ortaya çıkmasını sağlamak müm- söylediğinde ya da yaptığında olumlu pekiştireçle
kün olamayabilir ya da bu davranışların tesadüfen ödüllendirilen çocuk, davranışını elde ettiği sonuç-
ortaya çıkmasını beklemek zor olabilmektedir. Bu la ilişkilendirir. Bazen sadece iletişim kurabiliyor
nedenle insanlar söz konusu olduğunda istendik olmanın kendisi bile çocuk için olumlu bir pekişti-
davranışın ne olduğu başlangıçta model olunarak reç olabilmektedir. Anne-baba veya bakıcı bebeğin
ya da ipucu verilerek gösterilmelidir. çıkardığı ses ve hecelere ne kadar çok olumlu tepki

34
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

gösterirse, çocukların sordukları sorulara ne kadar kiştirme yapılmış olur. Aynı zamanda çocuğa söyle-
çok yanıt verirse, iletişim çabalarını ne kadar pekiş- necek ‘Aferin, ne kadar büyümüşsün, çok güzel bir
tirirse, dil gelişimi o kadar hızlı olacaktır. şey yaptın, özür dilediğin için teşekkür ederim’ gibi
Diğer bir pekiştirme türü olan olumsuz pekiş- güzel sözler olumlu pekiştireç olarak kullanılırsa bu
tirme, davranış sonrasında istenmedik bir uyaranın etki daha da güçlü olacaktır.
ortamdan uzaklaştırılması, geri çekilmesi ile dav- Günlük yaşam bir deney ortamı gibi olamayaca-
ranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının ğından çocukların istendik davranışları her seferinde
arttırılmasıdır. Buradaki istenmedik uyarana da pekiştirilemeyebilir. Herhangi bir sebeple pekiştir-
olumsuz pekiştireç adı verilir. Yani olumsuz pekiş- me sonlandığında, pekiştirilmeyen davranış sönme
tireç, azaltılması ya da sonlandırılması yapılmakta eğilimi gösterir, yani gitgide sıklığı ya da şiddeti aza-
olan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını lır ve sonunda yok olur. Sönme ile ilgili önemli bir
arttıran her türlü olay, nesne ya da durumdur (Şen- nokta davranış pekiştirilmediğinde sönmeden önce
yüz, 2002). Örneğin, karnı acıkmış olan (istenme- davranışta ani bir artış görülebilmesidir.
dik durum) bebek ağladığı zaman mama verilir ya Pekiştirme ve pekiştireç türleri dil gelişimi
da emzirilirse (istenmeyen durumun ortadan kal- sürecinde bilerek ya da bilmeden mutlaka kulla-
dırılması), bebeğin daha sonra tekrar acıktığında nılmaktadır. Bebeklik döneminde bebeğin kendi
ağlama olasılığı artar. Bu örnekte olumsuz pekişti- dilinde anlamlı sözcüklere benzeyen hecelerinin
reç bebeğin açlık hissidir ve ortadan kaldırılmasıyla pekiştirilmesinden bahsetmiştik. Daha sonraki
ağlama davranışı arttığı için olumsuz pekiştirme dönemlerde de yetişkin konuşmasına benzeyen ya
gerçekleşmiş olur. da dile uygun olan, doğru olan ses, sözcük, cüm-
Burada önemli bir noktaya dikkat çekilmelidir. leler pekiştirilir (modele en çok benzeyen). Za-
Olumlu ya da olumsuz pekiştirme sadece uygun manla pekiştirilenler artarken pekiştirilmeyenler
olan ya da istediğimiz davranışları arttırmaz, aynı söner. Böylece, sadece dilin yapısına, kurallarına,
zamanda istemediğimiz ya da uygun olmayan dav- seslerine uygun, doğru davranışlar devam eder.
ranışları da arttırabilir. Bazen farkında olmadan Dil davranışı sadece pekiştirilerek öğrenilmez ama
çocukların (ya da yetişkinlerin) istemediğimiz dav- pekiştirmenin büyük rolü vardır. Dil davranışları
ranışlarını da pekiştiririz. Önceki örnekte bebek he- ile ilgili olarak önemli başka bir nokta öğrenilen
nüz konuşamıyorsa ağlayarak iletişim kurma çabası sesler, harfler, sözcükler, ekler ya da kuralların öğ-
normaldir, ancak ağlama davranışını 2 yaşına gelmiş renme gerçekleştikten sonra pekiştirme ortadan
ve konuşabilen bir çocuk yaptığında pekiştirilirse kalksa bile sönmemesidir. Bunun nedeni aslında
aslında istemediğimiz bir davranışı arttırmış oluruz. doğru kullanılan sesler, harfler, sözcükler, ekler ya
Bu yüzden pekiştireçlerin ne zaman verilmesi gerek- da kurallar sonucunda kişi iletişim amacını daha
tiği oldukça önemli bir noktadır. Çocuğun ağlaması etkili bir şekilde gerçekleştirmekte bu sonuçta kişi
durup acıktığını ya da yemek istediğini sözcük ya da için yeterli bir olumlu pekiştirme olmaktadır.
cümlelerle ifade ettiğinde yiyecek verirsek, sonraki Davranışlarımızı her zaman pekiştirme ile öğ-
isteklerini konuşarak anlatma olasılığı artacaktır. renmeyiz. Bazen davranışlarımız sonucunda isten-
Yani, pekiştireçler hemen ardından geldikleri davra- medik uyaranlarla, durumlarla karşılaşabiliriz. Hız
nışa etki ederler. Bu yüzden araya başka bir davranı- sınırını geçen kişiye para cezası verilmesi, kişi kötü
şın girmesine izin vermeden ya da doğru davranışı bir söz söylediği için arkadaşının ona darılması, eve
sabırla bekleyip pekiştirme yapılmalıdır. çok geç gelen çocuğa bir süre dışarı çıkmayı yasak-
Olumlu ve olumsuz pekiştirmenin bir arada lama hatta suç işleyen kişinin hapse atılması gibi
kullanılması davranışın daha da güçlenmesini, durumlar kişilerin bu davranışları tekrar yapma
daha çok tekrarlanmasını sağlayacaktır. Örneğin olasılıklarını azaltacaktır. Benzer şekilde olumlu
çocuğa yanlış bir şey yaptığı zaman özür dileme davranışlarımız da bazen olumsuz durumlarla so-
davranışını arttırmak istiyorsunuz. Yanlış bir dav- nuçlanabilir. Çocuğun annesine soru sorduğunda
ranış yapmış olan çocuğun odasında cezalı olduğu- azar işitmesi, çok çalıştığı halde kişinin maaşının
nu düşünelim. Çocuk için odasında cezalı olarak artmaması, yardım isteyen bir kişinin kaba bir şe-
oturmak istenmedik bir durumdur. Çocuk sizden kilde reddedilmesi gibi durumlarda da kişiler bu
özür dilediğinde cezası sonlandırılırsa olumsuz pe- davranışları tekrar yapmak istemeyecektir.

35
Dil Edinim Kuramları

Örneklerden de anlaşılacağı gibi ceza, varlığı yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını azal-
tan her türlü olaydır. Başka bir deyişle ceza, davranış sonucunda istendik bir uyaranın geri çekilmesi veya
istenmedik bir uyaranın verilmesidir. Pekiştirmenin aksine ceza izlediği davranışı azaltır ya da güçsüzleş-
tirir. Cezalar davranış üzerindeki etkilerine göre ikiye ayrılır; birinci ve ikinci tip ceza. Birinci tip ceza,
ortama hoş olmayan, istenmeyen bir uyaranın ilave edilmesi; ikinci tip ceza ise ortamdan hoş, sevilen,
istendik bir uyaranın çıkarılmasıdır. Azarlamak, ayakta bekletmek I. Tip cezalara, hız sınırını aşan sürücü-
nün ehliyetini elinden almak, ders çalışmayan çocuğun televizyon seyretmesine izin vermemek ise II. Tip
cezalara örnektir.
Pekiştireç ve ceza tipleri kimi zaman kafa karıştırıcı olabilmektedir. Bu yüzden daha basit olarak bu
sınıflamanın görselleştirilmesi faydalı olacaktır. Davranış sonrasında istendik ya da istenmedik uyaranın
ortama eklenmesi ya da ortamdan alınması durumunda hangi tip pekiştirme veya cezanın uygulanmış
olduğunu gösteren grafik Şekil 2.1’de yer almaktadır. Şekli nasıl yorumlamamız gerektiğini dil davranışla-
rından bir örnek vererek açıklayalım.

Ortama Olumlu Tekrarlanma


eklenirse Pekiştirme olasılığı artar
İstendik
Uyaran
Ortamdan Tekrarlanma
II. Tip Ceza
çekilirse olasılığı azalır
Davranış
sonrasında
Ortama Tekrarlanma
I. Tip Ceza
eklenirse olasılığı azalır
İstenmedik
Uyaran
Ortamdan Olumsuz Tekrarlanma
çekilirse Pekiştirme olasılığı artar

Şekil 2.1 Davranış sonrası uyaranların uygulanma durumu ve sonuçları.

Şekil1.1’deki ilk durum çocuğun davranışı son- ni değil ne yapmaması gerektiğini öğretir. Dav-
rasında, istendik uyaranın ortama eklendiği olumlu ranışlarda uzun vadeli değişiklikler amaçlandığı
pekiştirme. Örnek olarak, çocuğun bir şey isterken zaman ceza nadir olarak işe yaramaktadır. Bunun
işaret etmesini değil sözlü olarak istediği şeyin adı- yanında ceza, hoş olmayan duygular yarattığı için
nı söylemesini istiyoruz. Çocuk süt isterken dolabı cezalandırılan davranışın yerine istendik davranı-
göstermek yerine ‘süt’ dediğinde, sütünü verirsek şın öğrenilmesini engelleyebilir ya da geciktirebi-
olumlu pekiştirme yapmış oluruz. Örnekte çocu- lir (Şenyüz, 2002). Örneğin, kekemeliği olan bir
ğun istediği şeyin adını söylemesi davranış, süt is- çocuk takıldığı her heceden sonra ‘takıldın, doğru
tendik uyaran, çocuğa sütü vermemiz ortama ek- söyleyemedin, tekrar söyle, güzel söyle’ gibi çocuk
lenmesi, sonucunda yaptığımız işlem ise olumlu için olumsuz ifadelerle karşılaşırsa ya da azar işitir-
pekiştirmedir. Çocuğun davranışı gelecekte tekrar-
se, konuşmaktan kaçınabilir, korkabilir, daha çok
lama olasılığı artar.
heyecanlanabilir. Bu durumda da kekemelik dav-
Önceden vermiş olduğumuz örneklerde ceza- ranışı azalmayacaktır, aksine çocuk muhtemelen
ların işe yaradığı durumlar olsa da cezaların her daha fazla takılacaktır ya da mümkün olduğunca
zaman işe yaramadığını günlük yaşantımızda sıkça
az konuşmaya çalışacaktır.
görebiliriz. Çocuklar sürekli ceza almalarına rağ-
men hatalı davranışlarını tekrarlayabilirler, sürü- Dil gelişiminde cezanın kullanılabileceği du-
cüler pek çok para cezası almalarına karşın hala rumlar genellikle pragmatik bileşenle ilgilidir. Ör-
hızlı sürmeye devam edebilirler, hatta hapse giren neğin çocuk uygunsuz bir yerde, uygunsuz bir söz
suçluların da tekrar suç işleme olasılıkları olabil- söylediğinde istenmedik bu davranışın tekrarlan-
mektedir. Çoğu ceza kişiye ne yapması gerektiği- maması için ikinci tip cezalar kullanılabilir.

36
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

• Çocuğun uygun dil davranışları mümkün


olduğunca pekiştirilmelidir.
dikkat • Çocuğun söylediği sözcük, cümle, ifade ya
Özellikle dil davranışlarda uzun vadeli de- da sözel olmayan iletişim yöntemlerine uy-
ğişiklikler amaçlandığı zaman ceza genel- gun tepkilerle yanıt verilmeli, çocuğun ifa-
likle işe yaramamaktadır. de ettiği ihtiyaçları uygunsa karşılanmalıdır.
• Çocuğun bulunduğu ev ya da diğer ortam-
larda dil gelişimini ve sözcük dağarcığını
Yine de çocuk ya da yetişkinlerin bir dil ve ko- destekleyecek çevre düzenlemesi yapılmalı-
nuşma bozukluğu var ise, karşıdaki kişilerin onları dır (nesneler, resimler, oyun kartları, hikâye
anlamaması, onlarla alay etmesi, onları dinleme- kitapları, kâğıt, boya kalemleri gibi).
mesi, eleştirmesi, yetersiz görmesi, azarlaması gibi • Hem dinleme, anlama hem de konuşma,
durumlar bozukluğu olan kişiler için bir ceza nite- dil üretimini gerektiren oyun ve oyuncaklar
liğindedir. Bu yüzden de dil, konuşma ve iletişim düzenlenebilir, alınabilir, yapılabilir.
davranışlarını etkileyebilir. Dil öğreniminde kul- • Çocukla yapılan etkinlikler sırasında çocu-
lanılabilecek cezalara örnek olarak terapilerde de ğun hem konuşmasına hem de dinlemesine
kullanılan bir yöntem verilebilir. Dönüştürülebilir fırsat verilmelidir (Kurmaca oyunlar, hikâye
pekiştireçlerde bahsettiğimiz gülen yüzler, yıldızlar anlatma ve dinleme, şarkı söyleme, dans
ya da parçalı oyuncaklar aynı zamanda II. tip ceza etme, tekerlemeler söyleme, karşılıklı soh-
olarak da kullanılabilir. Örneğin, çocukla resimli bet etme gibi etkinlikler).
kartlara bakarken her doğru adlandırdığı resim için • İnternet, müzik, televizyon, film, bilgisayar,
bir oyuncak parçası verilip yanlış adlandırdığında tablet gibi teknolojik araçlar kullanılabilir
ya da adlandıramadığında bir parça oyuncağı alına- ama doğru şekilde ve amacımızı unutmadan.
bilir. Bu durumda çocuğu istediğimiz davranışı ya- • Önemli nokta bu etkinlikler içinde çocuğu
pınca pekiştirmiş, istemediğimizi yapınca da isten- tekrar tekrar olumlu pekiştirmektir.
dik uyaranı geri çekmiş yani cezalandırmış oluruz.
Burada önemli bir noktayı daha vurgulamak
faydalı olacaktır. Bir uyaranın istendik ya da is- Davranışçı Yaklaşıma Getirilen
tenmedik olması kişiden kişiye değişebilir. Başka Eleştiriler
bir deyişle bir çocuk için istendik olan bir nesne, Skinner’ın Davranışçılık kuramının haklı yanları
durum, olay, etkinlik, övgü başka bir çocuk ya da olmasına karşın söz konusu kurama çok sayıda eleş-
uyaranı veren yetişkin için istenmedik olabilmek- tiri yapılmıştır. Chomsky Davranışçı yaklaşımı eleş-
tedir. Örneğin bazen, çocukları cezalandırmak için tiren en önemli isimlerdendir. Chomsky, edimsel
onlara bağırma veya azarlama kullanılır, ancak bazı koşullanmanın aslında hayvanlarla yapılan deneysel
çocuklar için onlara bağırılması ya da azar işitme- çalışmalardan geldiğini ileri sürmektedir. Böyle bir
leri yetişkinle kurdukları bir iletişim biçimi olabi- durumda, çevresel olaylar ile spesifik (belirli) tep-
leceği için olumlu bir pekiştireç olarak etki edebilir kiler arasındaki olasılık ilişkileri kolayca manipüle
ve beklenenin aksine davranışların artmasına sebep edilebilmekte ve ölçülebilmektedir. Laboratuvar
olabilir. Bu yüzden çocuğa verilen ya da ortamdan koşullarında deneysel kontrol elde edildiğinde, spe-
çekilen uyaranın çocuk için istendik olup olmadı- sifik davranışların gerçekten çevresel olaylardan (pe-
ğından emin olunmalıdır. kiştireçlerden) kaynaklandığını göstermek müm-
kündür. Ancak bu türden bir terminolojinin doğal
Davranışçı yaklaşıma göre, çocuğun dil öğren- olarak ortaya çıkan bir davranışın açıklanmasında
mesinde çevresindeki yetişkinlere büyük rol düş- kullanılması doğru değildir. Bu nedenle Chomsky,
mektedir. Bu yüzden çocukların dil gelişimini des- Skinner’ın dili edimsel koşullanma ile açıklamasına
teklemek için yetişkinlere düşen görevler şu şekilde tamamen karşı çıkmaktadır (Harris, 2003).
sıralanabilir (Samkange, 2015): Dil, çevremizdeki kişilerin sözcelerini taklit et-
• Dilin tüm bileşenlerini (içerik, biçim ve mekle edinilemeyecek bir dizi kurala dayanmaktadır.
kullanım) doğru ve uygun kullanmaya dik- Bununla beraber çocuklar, yetişkinlerin söyledikleri-
kat ederek çocuğa model olunmalıdır. ni tekrar etmede her zaman başarılı olamamaktadır;

37
Dil Edinim Kuramları

çünkü yetişkinin sözcesi çocuğun henüz kullanmaya başlamadığı bir yapıda olabilmektedir. Sommerville’e
göre (2006) çocuklar dil edinimi sürecinde ebeveynlerini çok nadir taklit etmektedir. Sommerville bu görü-
şünü çocukların yapmış olduğu hataların daha önce hiç duyulmamış, karşılaşılmamış hatalar olması ile des-
teklemektedir. Ayrıca uyaran yoksunluğuna dikkati çekerek çocukların sınırlı dil girdisine maruz kaldıklarını
belirtmektedir. Çocuklar yarım kalmış, hatalı ve sınırlı sayıda tümce duymalarına rağmen anadilinin kuralla-
rına uygun daha önce hiç duymadığı tümceleri üretebilmektedir. Bu bağlamda ele alındığında Davranışçılık
yaklaşımı dil ediniminin hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleşmesini açıklamada oldukça yetersizdir.
Çocuk-ebeveyn iletişimine dayalı gözlem çalışmaları (Brown ve Hanlon, 1970) ebeveynlerin çocukla-
rın konuşmalarındaki dilbilgisel hatalardan ziyade konuşmalarının içeriklerine (anlamlarına) odaklandığı-
nı ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarıyla iletişim kurarken çocukların kurduğu dilbilgi-
sel tümceleri pekiştirmezler, daha çok konuşmanın içeriğine odaklanırlar. Böyle yaptıkları için aslında bir
yerde çocuğun dilbilgisel olmayan sözcük birleşimlerini pekiştirmiş olurlar. Buna bağlı olarak çocukların
“doğru” sözcelerinin pekiştirilmesiyle dilbilgisini edinmediğini söylemek mümkündür (Harris, 2003).

Öğrenme Çıktısı
1 Davranışçı yaklaşımın başlıca görüşlerini açıklayabilme
2 Davranışçı yaklaşımın temel kavramlarını örneklendirebilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Ceza ve negatif pekiştirme İzlediğiniz dizi, film ya da


genellikle karıştırılır. Ara- okuduğunuz kitaplarda kul- Size geçmişte uygulanmış ya
larındaki benzerlik ve fark- lanılan pekiştireç ve cezaları da halen uygulanmakta olan
lılıkları araştırarak dil dav- bulmaya çalışın ve bölümde pekiştirme ve cezaları çevre-
ranışları ile ilgili örneklerle bahsedilen örneklerle ilişki- nizdeki insanlarla paylaşın.
açıklayın, araştırın. lendirin.

DOĞUŞTANCI YAKLAŞIM Davranışçılıkta, çocuğun kalıtsal olarak kazan-


Dil edinimine ilişkin olarak ortaya atılan gö- mış olduğu dilsel yetenekler ve zihinsel beceriler
rüşlerden biri de doğuştancılıktır (innateness/ nati- göz ardı edilmektedir. Davranışçılara göre çocuk bir
vism). Davranışçı görüş genetik-çevre tartışmasının teyp gibi çevresinde duyduklarını kaydetmektedir
çevre tarafındayken doğuştancılık genetik tarafın- ve hatta çevresinde dilsel bir ifade yanlış söylenmiş
dadır. Doğuştancı yaklaşımın en temel görüşü, ço- olmasına rağmen, çocuk bunu duyduğu şekliyle
cukların dil edinimine rehberlik eden doğuştan ge- öğrenecektir (Dellal, 2011 akt., Üstündağ, 2014).
len dilsel bilgiyle, yetiyle doğduğudur. Çocuğun bu Oysa dil, farklı bir bilgidir. Bilişsel ya da zihinsel
yetisi anadil edinimini kolaylaştırmaktadır (Crain işlevlerden ayrıdır. Özgül Dil Bozukluğu (specific
ve Lillo-Martin, 1999 akt. Aljoundi, 2016). Doğuş- language impairment) dil yetisinin diğer bilişsel
tancılar, çocukların dil öğrenmeye yönelik bir ka- yetilerden bağımsız olduğunu kanıtlar nitelikte-
pasiteyle doğduklarına inanmaktadır; çünkü onlara dir. Bu bozukluğa sahip çocuklar dil edinimi açı-
göre çocukların dili edinmede gereksinim duyduğu sından yaşıtlarından geri kalmış olmasına ragmen
temel bilgi, doğdukları anda onlarda mevcuttur ve diğer bilişsel alanlarda akranlarıyla benzer özellikler
dil, çevresel uyaranlar, pekiştireç ve öğretim aracılı- göstermektedir (Bishop, 1997 akt. Uygun, 2006).
ğıyla öğrenilmez (Roseberry-McKibbin ve Hegde, Dolayısıyla söz konusu çocuklarda zeka gelişiminin
2016). Bu bağlamda, doğuştancı kuramın davranış- tipik gelişim gösteren akranlarından farklı olma-
çı kurama karşıt olduğunu söylemek mümkündür. ması diğer bilişsel yetilerden bağımsız, sadece dile

38
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ait bir yetinin varlığını göstermektedir (Anderson benzer olarak dili edindiklerini belirtir. Chomsky,
ve Lightfoot, 2002 akt. Uygun, 2006). Davranış- davranışçılık yaklaşımının dil edinimine ilişkin gö-
çılar ise dili insanların sahip olduğu bir yeti olarak rüşüne karşı çıkmaktadır; çünkü Chomsky’e göre
değil de insanların kullandığı bir araç olarak ele çocukların anadillerine ilişkin bilgisi çevrelerinde
almaktadır. Davranışçılara göre dil sonradan ka- konuşulanlardan çok daha fazlasıdır (Mehrpour
zanılan bir davranıştır ve söz konusu davranışın ve Forutan, 2015). Bu bağlamda doğuştancı gö-
kazanılmasında çevre aktif bir şekilde rol almakta- rüş, çocuğa sunulan dil verisinin yetersiz olduğunu
dır. Çevrenin de etkisiyle çocuğun dil kazanımları ileri sürmektedir. Uyaran yetersizliği savına göre
arttıkça dil üretiminin de artmaya başladığı görül- (stimulus poverty argument) çocuğun, bazı dilbil-
mektedir (Üstündağ, 2014). gisi kurallarını, kendisine sunulan sınırlı ve yetersiz
dil girdisi aracılığıyla öğrenmesi mümkün değil-
dir (Crain ve Nakayama 1987: 536 akt., Uygun,
2006). Chomsky, bunca uyaran yoksunluğuna
dikkat karşın insan beyninin karmaşık bir dizge olan dili
Doğuştancı kurama göre dil, bilişsel ve zi- çok kısa bir sürede ve kusursuz bir şekilde edinebil-
hinsel yetilerden bağımsızdır. mesi durumunu insan beyninde doğuştan var olan
“Evrensel Dilbilgisi” ile açıklamaktadır (Chomsky,
1981 akt. Cem-Değer, 1996).
Davranışçılığın aksine doğuştancı kurama göre
çocuk genetik açıdan programlanmıştır. Her çocu- Çocukların doğuştan gelen, dil öğrenimini ko-
ğun dil için önceden kurulmuş saati vardır. Olağa- laylaştıran dile özgü becerilere sahip olduğunu iddia
nüstü koşullar dışında her çocuk dili edinmektedir eden Chomsky, evrensel dilbilgisi hipotezini ortaya
(Lust, 2006). Doğuştancı kuramın temsilcileri başta atmıştır (Mehrpour ve Forutan, 2015). Sözdizimsel
N. Chomsky olmak üzere E. Lenneberg, D. Slobin yapıların dilin özü olduğunu ve bu dilin de insan
ve L. Bloomfield’dir. İzleyen bölümde doğuştancı zihninin bir ürünü olduğunu belirten Chomsky
yaklaşımın varsayımlarından bahsedilmektedir. (1957), tüm diller için geçerli olan evrensel dil-
bilgisi kuralları olduğundan söz eder (Roseberry-
McKibbin ve Hegde, 2016). Evrensel dilbilgisi,
Doğuştancı Yaklaşımın Varsayımları bütün dillerin temelini oluşturan bir dizi ortak ilke-
Doğuştancı kurama göre insanlar dili kalıtsal leri içeren doğuştan gelen dilsel bilgidir (Mehrpour
olarak edinme ve kullanma eğilimindedir. Bu ku- ve Forutan, 2015). Evrensel Dilbilgisi, özel dilbilgi-
ram, bebeklerin, dillerin yapılarına ilişkin bilgiyle lerinin uyması gereken bir şema sağlayarak çocuğun
ve bu yapıları keşfedip tanımlayabilecek bir yetiyle olası dilbilgileri arasından karşılaştığı veya maruz
doğduğunu ileri sürer. Bazı kuramcılar insanların kaldığı dil verisi ile uyumlu dilbilgisini seçmesini
tüm diller için ortak olan bazı özelliklere (her dil- sağlar. Böylece olası kurallar ve yapılar konusunda
de “isim” ve “eylem” olması gibi) ilişkin doğuştan bazı kısıtlamalar getirip çocuğu doğru varsayımlara
bilgisinin olduğunu iddia eder. Tüm dillerde ortak ulaştırır. Bu sayede çocuk, bazı yapı ve kuralları keş-
olan bu özellikler dil evrenselleri (linguistic uni- fetme eğilimindedir (Uygun, 2006).
versals) olarak adlandırılır ve kuramsal olarak do- Chomsky’e göre (1957) evrensel dilbilgisi ku-
ğuştan gelen, tüm dillerde görülen bir dizi yapısal rallarına ilişkin bilgi, dilsel edinçtir (competence)
özellikler de evrensel dilbilgisi olarak bilinmekte- ve doğuştandır. Başka bir deyişle edinç, anadili ko-
dir (Bergmann, Hall ve Ross, 2007). nuşucusunun sonsuz sayıda tümce üretip anlama-
Doğuştancı yaklaşımın en önemli temsilcile- sını sağlayan düzenek veya kurallar dizgesi; bireyin
rinden biri Noam Chomsky’dir. Chomsky’nin dil anadiline ilişkin sezgisel-örtük bilgisidir. Dolayısıyla
kuramına temel olan savı, dil yetisinin doğuştan çocuk, çevresinden görece bağımsız olarak dili edi-
gelen ve diğer bilişsel becerilerden bağımsız bir nir. Edim (performance) ise, edinç denilen dilsel ye-
yeti olduğudur (Uygun, 2006). Chomsky, tüm dil- teneğin somut halidir; söz konusu yetinin konuşma
lerin aslında doğuştan olduğunu ve aynı evrensel veya yazma eyleminde gerçekleştirilmesi anlamına
ilkeleri paylaştıklarını ileri sürmektedir. İnsanoğlu- gelmektedir. Edim (performans) bireyseldir. Yorgun-
nun biyolojik olarak dil bilgisine sahip olduğunu luk, bellek (hafıza), dikkatin dağılması, heyecan, ilgi
ve çocukların diğer biyolojik işlevlerin gelişimine ve sosyo-kültürel durum gibi faktörler dil performan-

39
Dil Edinim Kuramları

sını etkileyebileceği için edimin kusursuz olduğunu Çocuklarda DED olduğunu savunan
söylemek mümkün değildir (İmer, 1987; Roseberry- Chomsky, bu savını bazı kanıtlarla desteklemek-
McKibbin ve Hegde, 2016). Bu yüzden doğuştancı- tedir: Chomsky’e göre tüm çocuklar daha önce
lar için asıl önemli olan, çalışılması gereken edinçtir. hiç karşılaşmadığı veya duymadığı dilbilgisi ku-
rallarını bilebilmektedir. Çocuğun dil edinimi sü-
recinde dile ilişkin olarak çevresinden duydukları
her zaman düzgün ve tamamlanmış cümlelerden
dikkat oluşmamaktadır. Bir yetişkin, çocukla konuşurken
Edinç ve edim kavramları birbirine karış- hatalar yapabilmekte, duraksamakta veya cümle-
tırılmamalıdır. sini tamamlamadan yeni bir cümleye başlayabil-
mekledir. Tüm bunlara rağmen her çocuk dili tam
olarak anlayabilmekte ve dili kullanarak sonsuz
Çocukların herhangi bir dili öğrenmek için kalıt-
sayıda cümle üretebilmektedir. Ayrıca, dilbilgisel
sal bir yetiyle doğduğuna inanan Chomsky, çocukla-
olmayan cümlelere ilişkin kendisine herhangi bir
rın doğru kullandıkları belirli dilsel yapıların zihin-
bilgi verilmediği halde çocuk, dilbilgisel olma-
lerinde zaten var olduğunu ve her çocukta bir dilin
yan cümleleri ayırt edebilmektedir (Cem-Değer,
temel kurallarını ve dilbilgisel yapılarını onun zih-
1996). Bu bağlamda ele alındığında doğuştancı
nine kodlayan bir “dil edinim düzeneği” (Langu-
yaklaşıma göre çocukların dil edinimi konusunda
age Acquisition Device- LAD) olduğunu iddia eder
yetişkinlerin rolünün sınırlı olduğunu söylemek
(http-1). Kara kutu olarak da bilinen Dil Edinim
mümkündür. Yani çocuk, anadilini yetişkin ko-
Düzeneği (DED), insan beyninde yer aldığı varsayı- nuşmasını taklit ederek ve söz konusu yetişkinin
lan özel bir dil işlemcisi olarak düşünülmektedir. Bu çocuğu dil kullanımına ilişkin olarak pekiştirme-
düzenek, genel olarak tüm dillere ilişkin bilgileri içe- siyle değil yetişkinin sunduğu dil girdisi ile anadi-
rir; çünkü dillere ilişkin evrensel kurallar burada yer linin kurallarını keşfederek, çözümleyerek edinir.
alır (Roseberry-McKibbin ve Hegde, 2016). Doğuş-
tan gelen bu bilgi, bütün dillere özgü evrensel bilgiyi Dile ilişkin bilginin doğuştan olduğu görü-
kapsadığından çocuklar dünyaya her dili öğrenmeye şünü destekleyen isimlerden bir diğeri de Eric
hazır kapasiteyle doğarlar. Çocuğun maruz kaldığı Lenneberg’dir. Lenneberg, hayvanların davranışla-
dildeki girdiler sayesinde söz konusu düzenek te- rını çalışmış ve doğuştan gelen davranışların özel-
liklerine ilişkin bir liste hazırlamıştır. Doğuştan
tiklenerek harekete geçirilir. Dil Edinim Düzeneği
gelen davranışların bir türün normal üyelerinin
(kara kutu) Şekil 2.2’de görselleştirilmektedir.
hepsinde olduğunu; ancak öğrenilmiş davranış-
ların her üyede olmadığını gözlemiştir. Örneğin
yürümek, insanların doğuştan meyil gösterdiği bir
Dil Edinim Düzeneği davranış iken (yani insanlar gelişimin doğal bir par-
çası olarak yürümeyi öğrenirler, kendilerine açık-
DİLSEL GİRDİ DİLSEL ÇIKTI
ça öğretilmez), piyano çalmak veya bisiklete bin-
mek özel olarak öğretilmesi gereken davranışlardır
(Bergmann, Hall ve Ross, 2007). Oysaki dil, sınırlı
ve yetersiz veriyle öğrenilemeyecek kadar karmaşık
Şekil 2.2 Dil Edinim Düzeneği ve soyut bir yapıya sahip olmasına rağmen çocuk
kısa bir sürede dilin karmaşık yapısını çözümleye-
Beynin sol hemisferinde belirli bölgelerde rek yetişkinlerin dil yeterliliğine ulaşmaktadır. Söz
(Wernike ve Broka Alanları) meydana gelen hasar- konusu yeterliliğe ulaşmak ancak doğuştan var olan
ların yetişkinlerde dil yetisini doğrudan etkilediği bir dil yetisi sayesinde gerçekleşebilir. Çocuk, dili
görülmektedir. Bu durum, insan beyninin belirli edinirken kendisine sunulan dil verisinin ötesinde
bir bölgesinde dile özgü bir düzeneğin yer aldığı bir üretkenlik sergiler ve hatta kendisine sunulan
savını güçlendirmektedir (Anderson ve Lightfoot, dil verisinde bulunmayan yapıları üretme yetisine
2002 akt., Uygun, 2006). Ayrıca yenidoğanların de sahiptir. Dolayısıyla bu yeti çocuğun bazı soyut
sol hemisferlerinin de konuşma seslerine daha du- dilbilgisi kural ve yapılara ait bilgisinin olduğunu
yarlı olduğu bilinmektedir. göstermektedir (Uygun, 2006).

40
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Tüm bu bilgiler ışığında doğuştancılık yakla- ergenlik dönemine girmeden önceki bir süreci kap-
şımının temel varsayımlarını aşağıdaki gibi sırala- sadığı düşünülmektedir. Bu dönemden sonra ‘sade-
mak mümkündür: ce dile maruz kalarak’ anadil ediniminin gerçekle-
• Çocuklar dile ilişkin bir kapasiteyle doğarlar. şemeyeceği bildirilmektedir. Krashen ve Harshman
da (1972) dilin lateralizasyon gelişiminin ergenlik
• Dil özellikleri evrenseldir; yani tüm dillerde
döneminden önce bittiğini, söz konusu lateralizas-
ortak olan bazı özellikler bulunmaktadır.
yon ve dil ediniminin el ele ilerlediğini belirtmek-
• Dil öğrenilmez, edinilir. tedir (Curtiss vd., 1974).
• Çocuklar dil edinimini kolaylaştıran bir Kritik Dönem Hipotezini kanıtlar nitelikteki
mekanizmaya sahiptir. davranışsal testler ve beyin görüntüleme çalışma-
• Dil ediniminde yetişkinlerin rolü sınırlıdır. ları da dile geç maruz kalmanın beynin dil için
• Çocuklar daha önce hiç duymadıkları tüm- önemli olan organizasyonunda değişiklikler yara-
celeri üretip anlayabilir. tacağını göstermektedir. Kritik Dönem Hipotezi,
İzleyen bölümde doğuştancı yaklaşımın temel anadili öğrenme yetisinin doğumla başlayıp ergen-
kavramları açıklanmaktadır. liğe kadar olan belirli bir dönemde gerçekleştiğini
ileri sürer. Bu kritik dönemde dil edinimi dışarı-
dan bir müdahaleye gerek kalmadan kolayca ve
Doğuştancı Yaklaşımın Temel hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu dönemden
Kavramları sonra ise dilbilgisi edinimi son derece zordur ve
Normal şartlar altında çocuk doğar doğmaz hatta bazıları için imkansızdır (Fromkin, Rodman
dille tanışır. Çevresindeki yetişkinler hem çocukla ve Hayms, 2003).
hem de kendi aralarında iletişim kurmak için dili Lenneberg, doğuştan gelen davranışların ortaya
kullanırlar. Çocukların normal dil gelişimine sahip çıkmasını bir kritik dönem ile ilişkilendirir. Kri-
olmaları için açıkça dilsel yönergeler alması gerek- tik dönem (critical period) terimi bireyin hayatı
mez; ancak dile maruz kalması gerekir. Yaşamının boyunca belli bir zaman diliminde bir davranışın
ilk yıllarında dilsel girdisi olmayan çocuklar, anadi- –dil davranışının– edinilmesi gerektiğini; kritik
li konuşucuları gibi dilbilgisel edinci gerçekleştire- dönemden sonra girişimde bulunulduğunda edi-
mez (Fromkin, Rodman ve Hyams, 2003). nimde sorunlar olacağı anlamına gelmektedir. Dil
Chomsky’nin doğuştancı görüşünü takiben dil ediniminde kritik dönem doğumdan ergenlik dö-
ediniminin gerçekleşebileceği sınırlı bir dönem neminin başlamasına kadar olan zamandır. Bu za-
olduğunu iddia eden Lenneberg, Kritik Dönem man içerisinde çocuk, dil edinimi için gerekli olan
Hipotezini (critical period hypothesis) ortaya at- beyin yapılarının gelişimini sağlamak amacıyla bir
maktadır. Lenneberg hipotezinde, insanların ana- dile maruz kalmak durumundadır. Eğer bu zaman
dillerini edinmeleri için uzmanlaşmış doğuştan diliminde çocuk herhangi bir dile maruz kalmazsa,
gelen bir düzeneğe (DED) sahip olduğunu ve bu normal dil becerilerini bir daha asla edinemeyecek-
türden mekanizmaların erişilebilirliğinin ancak tir. Eğer çocuk kritik dönem sürecinde anadilini
ergenliğe kadar olduğunu belirterek söz konusu edinmiş ve 12 yaşından önce ikinci bir dil öğren-
erişimin daha öncesinde de sonlanabileceğini vur- meye başlamışsa, ikinci dilde de anadil gibi edinç
gulamaktadır (Mehrpour ve Forutan, 2015). Len- gerçekleşebilir. Ancak ikinci dil 12 yaşından sonra
neberg, dilin doğuştan gelen bir davranış olması- öğrenilmişse, bu dilde tam bir edinç gerçekleşmez
nın yanı sıra az da olsa çocuğun gelişim döneminde (Bergmann, Hall ve Ross, 2007).
dile maruz kalmasına da bağlı olduğunu belirtmek-
tedir. Lenneberg’e göre dil edinimi, beynin serebral
fonksiyonuna ilişkin lateralizasyonun (yanallaşma)
dikkat
tamamlanmasıyla engellenmektedir; yani ergenlik
Dil ediniminde kritik dönem oldukça
döneminden önce dil edinimi gerçekleşmiş olma- önemlidir.
lıdır. Bu nedenle dil edinimi için kritik dönemin

41
Dil Edinim Kuramları

Kritik dönem hipotezine ilişkin ilk kanıt mah- İkinci dil edinimi de kritik dönem hipotezini
rum şartlarda yetişen ve hayatının ilk yıllarında desteklemektedir. Ergen ve yetişkinlerin dil öğren-
çok az dil girdisine maruz kalmış ya da hiç ma- mede çocuklardan daha çok zorlandıkları gözlen-
ruz kalmamış çocuklarla ilgilidir. Bu çocuklar ya mektedir. İkinci dili yetişkinken öğrenen biri her
aileleri tarafından ihmal edilmiş ya da vahşi bir şe- zaman aksanlı konuşmaktadır. Bu da söz konusu
kilde hayvanlarla yaşamak durumunda kalmıştır. kişinin ikinci dilin fonolojik kurallarını tam anla-
Söz konusu çocuklar kurtarıldığında veya bulun- mıyla edinemediğini gösterir. Çocuklar ise ikinci
duğunda araştırmacılar çocukların dil edinimine veya üçüncü bir dili yeterli girdi sağlandığı takdirde
yardımcı olmak için girişimde bulunmuştur. Bu tam olarak ve kolay bir şekilde edinebilmektedir.
girişimlerin başarısının büyük oranda çocuğun Ancak bu yeti ergenlik dönemine yaklaştıkça azal-
kurtarıldığı yaşa bağlı olduğu görülmüştür (Berg- maktadır (Bergmann, Hall ve Ross, 2007).
mann, Hall ve Ross, 2007). Kritik döneme ilişkin Doğuştancı kuram, Noam Chomsky’nin
alanyazında yer alan en çarpıcı örnekler Genie ve 1950’lerin sonunda ortaya attığı sözdizim kura-
Isabelle vakalarıdır: mını etkilemiştir. Bu bağlamda söz konusu kuram
Genie 1970 yılında yaklaşık 14 yaşındayken hem dilbilimi hem de dil ve konuşma bozuklukla-
bulunmuştur. 20 aylıkken istismara uğramış ve yal- rı alanlarını etkilemiştir. Chomsky’nin kuramında
nız bırakılmıştır. Bulunduğunda, Genie tamamen (1957) yer alan temel iki terim “derin yapı” ve
sessizdir. Genie, hiç konuşmamakta, ağlamamakta “yüzey yapı”dır. Yüzey yapı, sözcüklerin sentak-
ve herhangi bir ses çıkartmamaktadır. Konuşma tik sıraya göre dizilimidir (Roseberry-McKibbin
organlarını yeterli düzeyde kullanamadığı gözle- ve Hegde, 2016); başka bir deyişle zihindeki duy-
nen Genie’nin beş aylık dil müdahale çalışmaları gu ve düşüncelerin sözlü ve yazılı anlatım biçi-
sonrasında tek sözcük düzeyinde çıktılarının oldu- midir (Hengirmen, 1995). Derin yapı ise zihnin
ğu tespit edilmiştir. Sonrasında da dil edinimi son derinliklerinde bulunduğu düşünülen, dilin sesçil
derece yavaştır ve konuşmayı öğrenmiş olmasına kullanımını önceleyen ve sözdizimin anlamsal yo-
rağmen konuşması da anormaldir. Birçok sözcük rumlamasını içeren yapıları karşılar. Öte yandan
ezberlemiştir; ancak çok kalıp ifadeler kullanmak- yüzey yapı derin yapıların çeşitli dönüşümlerden
tadır ve dilbilgisini öğrenememiştir (Bergmann, geçerek dışa vurulmuş, yüzeye açılmış şeklidir
Hall ve Ross, 2007; Curtiss vd., 1974). Isabelle ise (Müldür, 2016).
1937 yılında altı buçuk yaşındayken bulunmuştur. Üretici dönüşümsel dilbilgisinde, sözdizimsel
Annesi işitme engellidir ve konuşamamaktadır. bileşende elde edilen ve evrensel nitelikli olduğu
Isabelle’in dedesi Isabelle ve annesini izole bırak- düşünülen, biçimsel, soyut cümle yapısına “derin
mış; ancak onlara kötü davranmamıştır. Isabelle yapı”; derin yapılara uygulanan dönüşümler son-
daha sonra The Ohio State Üniversitesinde ders- rasında ortaya çıkan somut cümle biçimine de
lere başlamıştır. Her ne kadar başlangıçta gelişimi “yüzey yapı” denir (Kıran, 2001). Derin yapıyla
yavaş olsa da kısa bir süre sonra hızlanmıştır. İki yüzey yapı, birbirine bir dizi dönüşümle bağlıdır.
yıl içerisinde dil kullanımı kendi yaşına göre tama- Derin yapının yüzey yapıya dönüşüm işlemi, dilin
men normal bir düzeye gelmiştir (Bergmann, Hall yapısal özelliklerini belirleyen kurallarca yönetilir
ve Ross, 2007). (Üstünova, 2010). Chomsky’e göre (1957), dö-
Alanyazında yer alan Genie ve Isabelle vakaları, nüşüm, derin yapıyı yüzey yapıya bağlar ve farklı
dil ediniminde kritik dönemin ne denli önemli ol- biçimlerde cümleler oluşturmaya olanak tanır. Dö-
duğunu vurgular niteliktedir. 14 yaşındayken bu- nüşüm, bireyin cümlelerin anlamlarını değiştirmek
lunan ve dil çalışmalarına başlanan Genie, dil edi- için sözcükleri sıralayıp tekrar sıralaması süreci
niminde çok büyük bir gelişme gösterememişken, olarak da düşünülebilir. Dilbilgisel dönüşümler,
altı buçuk yaşında bulunup dil çalışmaları yapılan anlamı değiştirmek üzere silme, ekleme, yer değiş-
Isabelle kısa bir süre içerisinde yaşıtlarıyla benzer tirme ve sözcükleri tekrar sıralamayı içerir (Rose-
bir dil seviyesine ulaşmıştır. Bu da dil ediniminin berry-McKibbin ve Hegde, 2016). Bu bağlamda
belirli bir döneme kadar mutlaka gerçekleşmiş ol- Topbaş’a göre (2011) yüzey yapı konuşulan sözce
ması gerektiğini, yoksa bu durumun zor, hatta im- (performans) iken; derin yapı sözcenin anlamıdır
kansız olabileceğini göstermektedir. (Üstündağ, 2014).

42
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere tek bir


tümceden farklı yapılarda tümceler üretilebilmek-
dikkat tedir. Başka bir deyişle konuşanın tutumuna göre
Edinç, derin yapı; edim ise yüzey yapıdır. derin yapıdan farklı yüzey yapılar üretilebilir (Top-
baş, 2011 akt., Üstündağ, 2014).

Yani, daha önce de değinildiği gibi zihnimizde Doğuştancı Yaklaşıma Yönelik


cümle yapılarına ilişkin olarak birtakım bilgiler
Eleştiriler
yer almaktadır. Bu bilgilerin tüm diller için geçer-
li olduğu, evrensel olduğu düşünülmektedir. Söz Chomsky’nin doğuştancılık yaklaşımı evren-
konusu soyut bilgi, derin yapı; zihnimizdeki bu sel olarak kabul görmüş bir yaklaşım olamamıştır.
Chomsky söz konusu yaklaşımla ilişkili olarak za-
yapıların konuşmada ve yazmadaki üretilmiş hali
man içerisinde pek çok eleştiriye maruz kalmıştır.
ise yüzey yapıdır. Zihnimizdeki cümle yapılarının
En büyük eleştirilerden biri de bilişselci kuramının
kullanımdaki somut cümlelere dönüşmesi ise bir
öncüsü Jean Piaget tarafından yapılmıştır. Piaget’ye
dizi dönüşüm işlemi gerektirir; sözcük ekleme veya göre doğuştancılık kuramı somut gerçeklikten
silme, sözcüklerin yerini değiştirme gibi. Bu dönü- uzaktır ve ona göre bilişselci yaklaşım, bilginin nasıl
şüm işlemleri dillerin kendi dilbilgisi kurallarına edinildiğini açıklamadaki tek yoldur. Bu bağlamda
uygun olarak yapılır. Örneğin, Türkçe konuşan Piaget, bilginin deneyim yoluyla edinilebileceğini
bir çocuk derin yapıda zihninde yer alan sözcükle- ileri sürmektedir (Samúelsdóttir, 2015). Piaget, di-
ri “Özne + Nesne + Yüklem” kuralını uygulayarak lin doğuştan gelen bir mekanizma olduğuna inan-
sıralayıp yüzey yapıya dönüştürdüğünde “Ali kitap mamaktadır (Dellal, 2011 akt. Üstündağ, 2014).
okuyor” şeklinde bir cümle elde ederken İngilizce Evrensel Dilbilgisinin dil ediniminde rehberlik
konuşucusu olan bir çocuk “Özne + Yüklem + Nes- ettiği görüşüne karşıt olarak Tomasello da dil edini-
ne” sıralamasıyla “Ali is reading a book” gibi bir mi sürecinde çocukların söylenildiği kadar üretken
cümle üretir. Ayrıca zihinde yer alan sözcüklerin ve yaratıcı olmadığını ileri sürmektedir. Tomasello
konuşucunun tutumuna göre biçimlendiğini söy- yapmış olduğu deneyler sonucunda dil ediniminin
lemek mümkündür. ilk aşamalarındaki bir çocuğun yeni yapıları kul-
Chomsky’nin derin yapı, yüzey yapı ve tutum lanma konusunda oldukça kısıtlı olduğu sonucuna
örnekleri Tablo 2.1’de verilmektedir. ulaşmıştır. Dolayısıyla Tomasello, dil ediniminin
soyut kurallarla değil, birimler üzerinden aşama
aşama gerçekleştiğini ileri sürer. Bates ise dil yeti-
Tablo 2.1 Chomsky’nin Dilde Derin Yapı, Yüzey Yapı ve sinin biyolojik temelleri olduğunu kabul etmekle
Tutum Örnekleri beraber sadece dile özel bir yetinin varlığına karşı
DERİN YÜZEY YAPILAR TUTUM çıkmaktadır. Bates, bazı dilbilgisi yapı ve kuralları-
YAPI nın mümkün olmamasının Evrensel Dilbilgisinin
Çocuk Çocuk topa vurmadı İnkar
getirdiği kısıtlamalardan kaynaklanmadığını; bilgi
işleme düzeneği, bellek (hafıza), motor planlama
topa Çocuk topa vurdu mu Sorgulama (hareket planlama) ile ilişkili biyolojik kısıtlama-
vurdu Topa vuran çocuktu Doğrulama lardan kaynakladığını iddia etmektedir (Uygun,
Topa vuruldu Yapılan işe 2006). Son olarak Vygotsky de bireyin doğuştan
dikkat çekme sahip olduğu dilsel ve bilişsel özellikleri reddetmek-
Kaynak: Topbaş, 2011.
tedir; çünkü Vygotsky’e göre gelişim, bir yetişkin
yardımı sayesinde çocuğun kendi kendine yapabil-
dikleriyle gerçekleşmektedir (Üstündağ, 2014).

43
Dil Edinim Kuramları

Öğrenme Çıktısı
3 Doğuştancı yaklaşımın varsayımlarını açıklayabilme
4 Doğuştancı yaklaşımın temel kavramlarını tanımlayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

N. Chomsky’e göre çocuk-


Dil ediniminde yaşın ne ka-
lar dile ilişkin bilgiyle doğar Anlatılanlardan yola çıka-
dar önemli olduğunu kritik
ve çocukların dil edinim rak sizce konuşmak, yürü-
dönem hipotezi kapsamın-
sürecinde çevrenin etkisi mek gibi mi yoksa bisiklete
da çevrenizdeki insanlara
sınırlıdır. Sizce anadili edi- binmek gibi midir? İlişki-
anlatıp bilgilerinizi onlarla
niminde çevresel uyaranlar lendiriniz.
paylaşınız.
önemli midir? Araştırınız.

BİLİŞSEL YAKLAŞIM Bilişsel yaklaşımın en önemli noktası çocuğu


Çocukların nasıl düşündüğü, nasıl algıladığı, dünyayı anlamak için araştıran bir bilim insanı
nasıl mantık yürüttüğü ile ilgilenen ilk kuramcı, gibi görmesidir. Piaget’ye göre çocuk, çevresindeki
bir biyolog ve psikolog olan Jean Piaget’dir. Dil ge- dünyayı anlamaya çalışırken aktiftir. Bilişsel yakla-
lişimi ile ilgili ilk bilişsel kuram 1920’lerde Piaget şımın çocuğu öğrenme ve gelişim süreçlerinde aktif
tarafından geliştirilmiştir. Piaget farklı yaşlardaki olarak görmesi, davranışçılık ve doğuştancılık yak-
çocukları incelemiş ve becerilerini, özelliklerini laşımlarından farklı olan noktalarındandır. Çünkü
tanımlamıştır. Piaget’nin bilişsel kuramı oldukça davranışçılıkta çocuk çevre tarafından şekillendiri-
geniş kapsamlıdır. Hem doğumdan ergenliğe kadar lirken, yani bir şeyler öğretilirken çocuk bir anlam-
da pasiftir. Aynı şekilde doğuştancılıkta da çocu-
olan gelişimi, hem de dil, akıl yürütme, ahlak ve
ğun dili ya da diğer becerileri öğrenmesi genetik bir
bellek gibi farklı alanları kapsamaktadır.
durum olduğundan sadece biyolojik olgunlaşma ve
Biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindeki dışarıdan tetiklenme becerilerin ortaya çıkması için
olay, durum veya insanları anlamaya yönelik yaptı- yeterlidir. Bu yüzden çocuk yine pasif bir roldedir.
ğı faaliyetlerin tümüdür (Hökelekli, 2008). Dışarı- Bilişsel yaklaşımda ise bilgi, beyinde doğuştan kod-
dan gelen uyaranların algılanması, önceki bilgilerle lanmış veya programlanmış değildir. Bilgiler deği-
karşılaştırılması, yeni bilgilerin oluşturulması, elde şebilir; bilgi yapısındaki değişimler, temel bilişsel
edilen bilgilerin belleğe depolanması, hatırlanması becerilerde de değişime neden olur.
ile zihinsel ürünlerin kalite ve mantık yönünden
Çocuklar, yetişkinler gibi düşünemediklerinden
değerlendirilmesi, bilişsel faaliyetlerdir.  Dikkat,
dil gelişimlerinden önce dünya hakkında kendileri-
bellek, dili kullanma ve anlama, öğrenme, muha-
ne ait bilgilerini, düşüncelerini, anlayışlarını oluş-
keme, problem çözme ve karar verme gibi bir grup
turmalılardır. Bunun için de çocuk çevresi ile etki-
zihinsel süreçler bilişsel süreçlerdir.
leşime girer ve aktif olarak, deneyimleri sonucunda
Bilişsel yaklaşıma göre öğrenme, yeni nesne, kendi bilgilerini edinir. Bu bilgilerle de zihninde
durum ya da olayları zihnindeki mevcut bilişsel çeşitli kavramlar oluşur. Çocuğun kendini dil ara-
kavramlarla ilişkilendirmektir. Çocuklar, daha cılığıyla ifade etmesi için önce hakkında konuşaca-
büyük çocukların ya da yetişkinlerin müdahalesi ğı kavramı anlaması, kazanması gerekir. Bu yüzden
olmadan, kendi kendilerine birçok şey öğrenirler; bilişsel yaklaşım, dil gelişiminin bilişsel gelişimi iz-
çünkü doğal olarak öğrenmeye güdülüdürler. Mo- lediği görüşündedir ve bilişsel gelişim dönemleri ile
tivasyon için yetişkin ödüllerine ihtiyaç duymazlar. dil becerileri arasındaki bağlantıyı inceler.

44
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Bilişsel yaklaşım dili bilişsel bir süreç olarak ele da kavrama refleksleri nedeniyle dudaklarına do-
alır. Dil gelişimi temellerini bilişsel gelişimden alır kunulduğunda emmeye, ellerine dokunan parmağı
ve bilişsel gelişimin evrelerini izler. Çocuğun ne kavramaya çalışırlar. Bu hareketler Piaget’ye göre
zaman konuşacağı ve ne söyleyebileceği buna bağ- birer şemadır. Örneğin bebeğin oyuncak bir çıngı-
lıdır. Örneğin, çocuğun “Bu araba daha büyük.” rağı sallaması iki şema gerektirmektedir; tutma ve
demesi için önce boyutlar arası farklılığı yargılama sallama. Bu basit şemalar görüldüğü gibi daha çok
yetisinin gelişmiş olması gerekir. Önce kavramın bebeğin yapabildiği hareketlerden ve çevresindeki
farkındalığı (büyüklük) sonra kavrama ait sözcükler nesnelerden oluşmaktadır. Çocuk çevresi ile daha
(daha büyük) gelişir. Yani, bilişsel sistemin yeterli çok etkileşime girdikçe, deneyimleri, bilgileri art-
gelişimi, dilsel ifadelerin gerekli öncüsüdür. Piaget, tıkça şemaları da artar ve daha karmaşık hale gelir.
çocukların ne kadar bilip düşündüklerinden çok, Özellikle sözcüklerin öğrenilmesi ile dünya bilgisi
nasıl düşündükleriyle ilgilenmiştir. Örneğin, çocu- zihinde temsil edilmeye başlar.
ğun renkleri bilmesinden çok, onları açıktan koyu- Şemalar zihnimizde uyumlu, mantıklı, bağda-
ya doğru sıralaması ya da nesneleri renklerine göre şık anlam setleri halinde düzenli, örgütlü bir şe-
sınıflaması önemlidir. kilde bulunurlar. Bu örgütleme, düşünme süreci-
Bilişsel yaklaşım, davranışçı ve doğuştancı gö- ni daha verimli kılar. Bilgiye erişim, hatırlama ve
rüşün arasında kalmaktadır. Bilişsel gelişim, kalı- kullanma daha kolay bir şekilde yapılır. Eğer ör-
tım ve çevrenin etkileşiminin bir sonucudur. Her gütleme olmasaydı şemalar zihnimizde bağımsız ve
ne kadar çocuklar kendi deneyimleri ile öğrenseler bağlantısız olarak dolanıp duracaktı diye düşüne-
de, kalıtım, beyin ve vücut gelişimi (olgunlaşma), biliriz. Çocuklar biyolojik olarak olgunlaştıkça ve
algı, hareket etme becerisi, motivasyon sağlar; çev- deneyim kazandıkça şemalar sürekli olarak değişir
re ise uyum ve örgütleme için gereklidir. Bunları ve yeniden organize edilir. Yani, örgütleme karşı-
daha iyi anlayabilmek için bilişsel yaklaşımın temel laşılan kavram ve olayların birbirleriyle tutarlı bü-
kavramlarını bilmemiz gerekmektedir. tünler haline getirilmesidir. Piaget’e göre bebekler,
şemaları adapte ve organize ederek gelişirler (Kol,
2011). Örneğin, yeni doğan bebeğin nesneleri ya-
Bilişsel Yaklaşımın Temel Kavramları kaladığını, emdiğini söylemiştik. Bu etkinlikler,
Bilişsel yaklaşımda, gitgide karmaşıklaşan dü- başlangıçta düzenli, örgütlü değildir. Birkaç düzen-
şünce sistemlerinin kazanılmasından söz edilmek- siz yakalama ve emme deneyiminden sonra bebek,
tedir. Çocuk deneyerek, keşfederek, manipüle ede- istediği nesneyi düzgün olarak yakalayıp emme
rek kendisi için anlamlı bir çevre yaratmaya ve daha davranışını gösterebilir. Böylece düzensiz hareket-
zengin, ileri zihinsel yapılar oluşturarak bu yapılar lerden organize edilmiş hareketlere doğru bir ilerle-
sayesinde dünyayı anlamaya çalışır. Çocuk, gittikçe me görülür (Senemoğlu, 2005).
daha ayrıştırılmış ve daha karmaşık bilişsel yapıları Piaget, düşünmenin ana işlevlerinden biri olarak
kendi hareketleriyle organize ederek aktif bir yapı- kabul ettiği uyum kavramını, insanın çevresi ile ara-
landırma süreci içinde gelişir (Yağmurlu, 2012). sında geçici denge kurma çabası olarak tanımlamak-
Bilişsel yaklaşımda sözü edilen en temel zihinsel tadır. Uyum, bilişsel gelişimde olduğu kadar, diğer
yapılara şema denmektedir. Şemalar, algı, düşünce gelişim alanlarında da etkili bir ilkedir. İnsanların
ve/veya eylemlerin bir arada olduğu zihinsel tem- çevreye uyum yeteneği, aslında tüm canlılar için or-
sillerdir. İnsanların kendilerini, etraflarındaki diğer tak bir özelliktir ve Piaget’nin bilişsel gelişimi açık-
insanları, olayları, durumları ve rolleri; kısaca dün- lamasında temel bir kavramdır. Piaget, bilişsel gelişi-
yayı tanımalarını ve anlamalarını sağlayan şema- mi, dünyayı öğrenme yolunda bir denge, dengesizlik
lardır. Sahip olduğumuz her bilginin zihnimizde ve yeni bir denge süreci olarak görmektedir. Yaşam
bir şeması vardır. Şemalar, bireyin çevresinde bu- boyu devam eden bu sürecin aksamadan işleyebil-
lunan nesne, olay ve olguları tanımak için zihninde mesi ise karşılaşılan yeni nesne, durum ve olgulara
oluşturduğu, yeni gelen bilginin yerleştirileceği bir uyum sağlamayı gerektirir (Senemoğlu, 2005).
çerçeve gibidir. Şemaları kullanarak birey çevresine Uyum, özümleme ve düzenleme olmak üzere
uyum sağlar ve çevreyi düzenler. Bebeklikte şema- iki şekilde sağlanır (Aksu, 2012). Özümleme (as-
lar hareket ve nesnelerle sınırlıdır, sonraki yıllarda similation) yeni bilgi veya deneyimi eski şemaların
ise soyutlaşır. Bebekler, doğuştan gelen emme ya içine alma ve şemanın parçası haline getirme sü-

45
Dil Edinim Kuramları

recidir (Doğan, 2013). Özümlemenin tamamlayıcı • Tüm çocuklar bu gelişim dönemlerinden


süreci olan düzenleme (accomodation), özümle- sırasıyla geçerler, bir gelişim dönemini at-
me yoluyla içeri alınan yeni bilgilere göre şemanın layıp diğerine geçemezler. Çünkü her bir
değiştirilmesidir. Eğer yeni gözlemlerimiz, bilgileri- dönem bir öncekinin üzerine yapılanmıştır.
miz, deneyimlerimiz var olan şemalarımıza uymu- Dönemler arasında hiyerarşik bir sıralama
yorsa düzenlemeyi kullanırız. Şemalarımızı değiş- vardır. Her bir dönem kendisinden önceki
tiririz ki gözlemimize ya da deneyimimize uysun. evrelerin kazanımlarını da içermektedir.
Örneğin bir çocuk hayvanat bahçesinde ilk defa • Çocuk, bir dönemde kazanması gereken
zebra gördüğünde onu ‘at’ şemasına sokar ve “Bak, tüm şemalara sahip olup gerekli biliş yapı-
at!” diyebilir (özümleme). Zebranın attan farklı larını oluşturduğunda o dönemdeki gelişi-
özelliklerini fark ettikçe ‘çizgili at, pijamalı at’ vb. mini tamamlamaktadır.
sözcükler kullanabilir. Sonunda deneyimleri ve bil-
• Çocukların gelişim dönemlerine girme ve
gisi arttıkça zebranın attan farklı bir hayvan olma-
tamamlama yaşları birbirinden farklılık gös-
sının yanında farklı bir adı olduğunu da öğrenir ve
terebilir; yani bireysel ayrılıklar görülebilir.
‘zebra’ sözcüğünü kullanmaya başlar (düzenleme).
• Her dönem için tipik olan gelişim özellikle-
Yukarıdaki örnekte de görmüş olduğumuz gibi,
ri vardır.
çocuk bilişsel bir çatışma yaşadığında (mevcut
şema ve yeni deneyim arası uyuşmazlık) özümleme
ve düzenleme süreçlerini kullanarak uyum sağla- Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş)
maya çalışır. Çocuk, özümleme ve düzenleme yo- Duyusal motor dönemin başında, bebekler yeni
luyla çevresine uyum sağlayarak dengeye ulaşmaya doğdukları için, düşünmeye temel olacak hiçbir
çalışır. Hayatında hiç uçak görmeyen bir çocuk ilk bilgileri yoktur. Her yaşantı, her şema onlar için
defa uçak gördüğünde bunu bir uçan kuş olarak yenidir. Sembol kullanımı henüz gelişmemiş oldu-
özümleyebilir. Uçağın kuş olmadığını öğrendiğin- ğundan sadece refleksif davranışlar (tutma, yakala-
de mevcut denge bozulur ve çocuk yeni bir denge ma, emme, vb.) dünya ile ilgili bilginin gelişmesini
durumu oluşturmaya çalışır. Uçağın kuştan farklı sağlar. Bu dönemde ilk şema emmedir, sonra ise ya-
bir varlık olduğunu algılaması ve yeni bir şema içi-
kalama refleksi ile yeni bir şema oluşur. Şemalar her
ne yerleştirmesiyle dengeleme sağlanmış olur.
yeni nesne veya duruma uygulanır. Bebekler çevre-
Piaget, bir dönem kuramcısıdır ve gelişimi bir lerindeki her şeyi emmeye ve yakalamaya çalışırlar.
dizi değişmez sıra içinde açıklar (Yağmurlu, 2012).
Bu dönemin önemli kazanımlarından biri, be-
Bilişsel beceriler sıralı olarak ortaya çıkar ve önceki
beğin kendini diğer nesne ya da insanlardan ayırt
becerilerde ustalaşınca, sonradan gelenler bunların
etmesidir. Kendini bir hareketi yapan kişi olarak ta-
üzerine konur. Dil gelişimi de çeşitli dönemlerde
nır. Bunun sonucunda, 6 ila 9 ay arasında amaçlı/
ortaya çıkan bu bilişsel becerileri yansıtmaktadır.
bilinçli davranışlara geçerler. Davranışların amaçlı
Her bir dönemin belirli bir adı ve yaş aralığı bu-
olması demek artık gelişigüzel, rastlantısal olarak
lunmaktadır.
değil örneğin ses çıkarmak için oyuncağını sallar
ya da annesi ona tepki versin diye ya da hoşuna
Bilişsel Gelişim Dönemleri gittiği için burnuna, gözüne dokunur. Bu amaçlı
Çocuklara ilişkin gözlem ve deneyimlerinden davranışlar önce kendisi sonra diğer kişi ya da nes-
yola çıkan Piaget, normal bilişsel gelişimi bir- nelere yöneliktir. Yani, önce kendi vücudunda bu-
biri içine geçmiş dört dönem içinde ele almıştır. run, kulak gibi erişebildiği yerleri tutar. Daha sonra
Piaget’nin bilişsel gelişim dönemlerini inceleme- ise annesi, babası, bakıcısının elini, burnunu ya da
den önce bu dönemler hakkında bilmemiz gere- etrafında en çok gördüğü oyuncağı, emzik gibi nes-
ken bazı genel özellikler bulunmaktadır. Piaget’e neleri yakalamaya, ağzına götürmeye çalışır.
göre bilişsel gelişim dönemlerinin özellikleri şu Bebekler yaklaşık dördüncü aydan sonra nesne
şekilde sıralanmaktadır (Bacanlı, 2002; Doğan, devamlılığını kazanmaya başlarlar. Nesne devam-
2013; Kol, 2011): lılığı, nesnelerin görme, işitme gibi duyularımızdan
Dönemler evrenseldir, değişmezler ve belli bir bağımsız olarak var olmasıdır. Yani, nesneler biz
sırayla ortaya çıkarlar. onları görmesek de, işitmesek de var olmaya devam

46
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ederler. İlk aylarda gözünün önünden kaldırılan bir bilir, hatırlayabilir ve daha sonra taklit edebilir. Bu
nesneyi arama çabasına girmeyen bebek, oyuncağı yetenek, dil gelişimi ve pek çok öğrenilmiş davranış
bir örtü ile saklandığında oyuncak hiç yokmuş gibi için önemlidir (http-2).
davranır. Çünkü bu bebek henüz nesne devamlı- Duyusal motor dönem dil gelişimi açısından
lığını kazanmamıştır. Nesne devamlılığı, nesnenin değerlendirildiğinde başlarda refleksif ses deneme-
kendisini duyularımızla algılamasak bile zihnimiz- leri, ses taklitleri ve babıldama sonrasında ilk söz-
de temsilinin oluşmuş olması ile ilgilidir. Bu yüz- cüklerin ortaya çıkmasını içerir. Dönemin sonunda
den dil gelişimi için de oldukça temel ve önemli bir ise nesne devamlılığının da kazanılması ile ilişkili
kazanımdır, çünkü zihnimizde bir temsili olmadan olarak, o anda yanında olmayan nesne ya da kişile-
kavramlar hakkında düşünemeyiz ve sözcüklerle re ait sözcüklerin kullanımı başlar. Örneğin annesi
eşleyip düşüncelerimizi ifade edemeyiz. odada yokken “anne” diyebilir.
Doğumdan dördüncü aya kadar nesne devamlı-
lığı ile ilgili farkındalık henüz gelişmemiştir. Nesne
devamlılığı kazanma sürecinde bebekler önce bir
İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş)
kısmı saklanan nesneyi aramaya başlarlar. Daha İşlem öncesi dönemin en önemli özelliği sem-
sonra gözden tamamen kaybolan nesneyi ilk sak- bol kullanımı gelişimidir. Duyusal motor dönemde
landığı yerde arama davranışı gelişir. Böylelikle kazanılan nesne devamlılığı sayesinde nesneler ar-
nesneyi zihinde tutacak sembollerin kullanımı baş- tık sembollerle temsil edilmeye başlanır. Dil de bir
lamış olur. Sonrasında ise nesnenin nerede olabile- semboller sistemi olduğundan bu kazanım dil geli-
ceğini düşünüp farklı yerlerde arayabilirler (http- şiminde büyük bir adımdır. Bu dönemde çocukla-
2). Nesne devamlılığı kazanılması sırasında nesne rın dil gelişimi oldukça hızlıdır. Sözcük dağarcıkları
hakkında düşünebilme başlar ve bu kazanımla ço- sürekli artar. Dil gelişimine bağlı olarak sözcüklerle
cuğun ilk sözcüklerini üretmeye başlaması aynı za- düşünme ve iletişim kurma becerileri de gelişir.
manlara denk gelmesi tesadüfi değildir. Duyusal motor dönemde ilk şemaların genellik-
4 aylık bir bebeğin önüne ilgisini çekecek bir le refleksif hareketler olduğundan bahsetmiştik. Bu
oyuncağını koyup biraz oynadıktan sonra üzerine hareketlere sonradan nesnelerin taklit edilmesi ve
bir örtü örtülünce bebek bir anda ilgisini kaybe- yüz ifadeleri gibi yine sözel olmayan şemalar eklenir.
decek ve oyuncağı aramayacaktır. Çünkü bu bebek Çocuğun işlem öncesi döneme kadar dağarcığında
henüz nesne devamlılığını kazanmamıştır. Aynı henüz çok fazla sözcük olmadığı için çeşitli ses taklit-
duru 18 aylık bir bebeğe uygulandığında ise nesne lerini kullanır. Bu taklit sesler özelleşmemiştir, yani
devamlılığını kazanmış olan bebeğin örtüyü kaldı- aynı ses farklı anlamlar için kullanılabilir. Örneğin
rıp oyuncağını araması beklenir. ‘mam’ sesi yemek yeme, yemekle ilgili bir oyuna ya
da yemeğin kendisine yönelik olabilir. İşlem önce-
Olay ve nesnelerin zihinde temsil edilmesinin
si dönem bu tür ses kullanımlarının azaldığı, yerini
diğer bir işareti de ertelenmiş taklittir. Ertelenmiş
sözcüklerin aldığı dönemdir. İşlem öncesi dönem
taklit, bebeğin görmüş olduğu bir davranışı, ola-
Sembolik ve Sezgisel dönem olarak ikiye ayrılmıştır.
yı ya da duyduğu bir sözel ifadeyi, bunlar ortadan
kalktıktan bir süre sonra tekrarlaması, taklit etme-
sidir. Örneğin, annesi kendisini alkışladıktan bir Sembolik Dönem / Kavram Öncesi
süre sonra aynı hareketi eve gelen babasına yaparsa Dönem (2-4 Yaş)
bebek ertelenmiş bir taklit yapıyor demektir. Erte- Bu dönemde dil gelişimi hızla devam etse de
lenmiş taklit, bebeğin, hareketi “aklında tuttuğu- çocuklar, duygu ve düşüncelerini tam olarak ifade
nu” ve babası eve gelince uyguladığını gösterir. Bu edecek bilişsel ve zihinsel olgunlaşmaya henüz ulaş-
akılda tutma aşaması önemli bir zihinsel gelişim mamışlardır. Kavramları henüz tam olgunlaşma-
aşamasıdır. Akılda tutulanlar daha sonra kavram- mıştır, yani şemaların oluşumu devam etmektedir.
ları oluştururlar. Piaget’ye göre ertelenmiş taklidin Çocuk kavramlarla ilgili genel fikir sahibidir fakat
9-12 ay sonrasında ortaya çıkar. sınıfın üyelerini ayırt edici, o sınıfa özgün özellik-
İki yaşındaki bir bebeğin, annesi yokken oyun- leri henüz belirleyemez. Her araba babanın arabası,
cak bebeğinin altını değiştirmesi ertelenmiş bir tak- havada uçan her şey kuştur. Genellikle tek bir özel-
littir. Bebekler davranışı zihinsel olarak hayal ede- liğe dikkat ederler, odaklanırlar.

47
Dil Edinim Kuramları

Kavram, nesne, durum, olgu veya olayların • Ekolali: Kendi ya da başkasının hece, söz-
ortak özelliklerini içine alan ve bir ortak ad altın- cük veya cümlelerini tekrarlama.
da toplayan genel tasarımları, anlamlarıdır. Kav- • Monolog: Kendi kendine konuşma, dü-
ramlar, ortak özellikleri paylaşan insanlar, olaylar şüncelerini sesli söyleme.
ve nesneler sınıfıdır. Kavramlar yeni tanıştığımız • Toplu monolog: İki-üç çocuğun bir ara-
nesneleri geçmiş deneyimlerimize dayanarak sınıf- da karşılıklı, sıra alıyormuş gibi görünerek
lamamıza olanak sağlar (Maviş, 2005). Örneğin, konuşması, ama aslında sadece karşılıklı
akraba, aile, kaza, mezuniyet, taşıt, üçgen, temizlik, monolog.
mutluluk somut ve soyut kavramlarımızdandır. Bu
sözcüklere ait kavramlarımızı oluştururken geçmiş
deneyimlerimizi ve bilgilerimizi kullanırız. Sezgisel Dönem (4-7 Yaş)
Çocuklar bu dönemde sembol ile bu sembo- Sezgisel dönemin başlarında, bilişsel gelişimde
lün temsil ettiği nesne arasındaki ilişkiyi temel önemli bir kazanım yaşanır. Gerçek nesnelerin yerini
düzeyde anlamaya başlar. Böylece dil öncesi bi- tutan zihinsel semboller biçimlendirilmeye başlarlar
lişsel becerilerden biri olan sembolik oyun sıkça ve nesne ya da olayları göstermek için sözcükleri ve
görülmeye başlanır. Sembolik oyun, gerçek dün- dilbilgisi kurallarını kullanırlar. Bu bilişsel kazanım-
yaya ilişkin nesne, kişi ya da durumların yerine la, sadece şimdi ve burada olan şeyler hakkında değil,
farklı nesne, kişi ya da durumların konularak geçmişte olanlar hakkında da konuşabilirler. Man-
temsil edilmesi (-mış gibi yapmak) olarak tanım- tıklı düşünmeden çok, duyular yoluyla sezgisel ola-
lanabilir (Acarlar, 2001). Örneğin bir ağaç dalını rak problem çözme eğilimindelerdir. Bunun nedeni
at gibi kullanma, taç takıp prenses olma, evcilik somut olarak belirli bir düşünme kapasitesine sahip
gibi oyunlar semboliktir. Piaget’ye göre sembolik olmalarına karşın zihinsel işlemleri henüz sınırlıdır,
oyunlar dil gelişimi için mutlaka kazanılması ge- daha basit düzeydedir. Bu seviyedeki çocuklar hala
reken becerilerdendir. düşünce, akıl yürütme noktasında deneyimlerine
göre tek boyutlu değerlendirebilmektedirler. Yani,
Sembolik dönemde çocuklar benmerkezcidir- genellikle tek bir özelliğe dikkat ederler ve diğer
ler. Benmerkezcilik (egosantrizm) Piaget’nin bi- özellikleri göz ardı ederler. Bu eğilime merkezilik
lişsel kuramında önemli bir kavramdır. Benmer- adı verilmektedir. Hepimizin aşina olduğu bir ör-
kezcilik, çocuğun kendi bakış açısı ile başkasının nek olan “Bir kilo pamuk mu ağırdır, bir kilo demir
bakış açısı arasında ayrım yapamamasıdır. Çocuk mi?” sorusuna merkezi düşünen bir çocuk hemen
için merkezde kendi bakış açısı vardır ve herkes demir cevabı verecektir çünkü sadece tek özelliğe
onun gördüğünü görür, bildiğini bilir, hissettiğini dikkat eder. Merkezi düşünmeye sahip çocuklar tek
hisseder, duyduğunu duyar düşüncesi vardır. Ken- özelliğe göre, basit sınıflama yapabilirler. Örneğin,
disininkinden farklı bir görüş ya da durum olabil- 4 yaşındaki bir çocuğa oyuncak kutusundan büyük
me ihtimali yoktur. Kendini bir anlamda dünyanın ve mavi blokları çıkarmasını söylediğinizde sadece
merkezine koyar ve kendisini başkasının yerine mavileri ya da sadece büyükleri çıkarabilir. Bilişsel
koyamaz. Benmerkezcilik hem düşünmede hem olarak her iki özelliği bir arada işlemlemesi zordur.
de iletişimde kendini gösterir. Örneğin çocuk “ben Bunun yanında henüz korunum ve tersine çevirme
kardanadam yapayım diye kar yağıyor” gibi bir dü- gibi becerileri kazanmamışlardır.
şünceye sahip olabilir ya da bir telefon konuşma-
İşlem öncesi dönemin başlarında çocuklar genel-
sında karşısındaki kişiye “Bak, annem bana elbise
likle sözcüklerin anlamını genişletir. Başka bir deyişle
aldı” diyerek karşıdakinin de elbisesini gördüğünü
tek bir sözcüğü farklı nesne, kişi ya da olaylar için
düşünerek elbisesini gösterebilir.
kullanır. Örneğin tüm yaşlı erkekler “dede”, ya da
Benmerkezcilik, çocukların dil kullanımında da tüm yuvarlak nesneler “top” olabilir. Anlamı geniş-
göze çarpar. Hiçbir benmerkezci konuşma duru- letmenin yanında daraltma da görülebilir. Anlam
munda gerçekte bir anlam alışverişi olmamaktadır, daraltma bir sözcüğü sadece tek bir örneğine ilişkin
yani iletişim yoktur. Benmerkezci konuşma üç şe- kullanmadır. Yani, çocuk için sadece kendi evlerinde-
kilde kendini gösterir (Harley, 2001): ki kedi “kedi”dir. Diğer kedilere “kedi” demeyebilir.

48
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

İşlem öncesi dönemin sonuna doğru, çocuk- başlangıç noktasıdır. Örneğin çocuğa “Su donunca
lar sayısız cümleyi anlayabilir ve kurallara uygun ne olur?” diye sorduğunuzda, “Buz” yanıtını vere-
olarak konuşabilir hale gelirler. Özellikle 3-5 yaş- bilmesine rağmen soruyu ters çevirip “Buz eriyince
larında sürekli soru sorma eğilimindedirler. Bu ne olur” diye sorduğunuzda daha önceleri bileme-
durum dil gelişimi açısından oldukça önemlidir yen çocuk artık “su” şeklinde cevaplayabilir.
ve çocukların sorularına olabildiğince sabırlı bir Korunum, herhangi bir nesne ya da nesne gru-
şekilde, mantıklı ama anlayabileceği düzeyde yanıt bunun fiziksel biçimi ya da mekandaki korunumu
vermek gerekmektedir. Çocukların sorularına veri- değiştiğinde, nesnenin miktar, sayı, alan, hacim
len yanıtlar onların dil gelişimini destekleyecektir. vb. özelliklerinin değişmeyeceği ilkesidir (Arslan,
Gecikmiş tekrarlama becerisi kazanmış olan çocuk 2008). Örneğin parçalanmış çikolatanın bütün
bir kişiden duyduğu bir yanıtı farklı bir ortamda, çikolata ile aynı miktarda olması, aynı oyun ha-
durumda kendisi de üretebilir. murundan top da yapsak yılan da yapsak hamur
miktarının değişmemesi gibi.
Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş) Çocuklar bu dönemde nesneleri belirli özellik-
Somut işlemler döneminde mantıklı düşün- lerine göre sıralama ve sınıflamaya başlarlar. Sırala-
menin temelleri atılır ancak henüz tam gelişmiş ma, nesne ve olayları belli özelliklerine göre düzen-
değildir. Adından da anlaşılacağı gibi zihinsel iş- leyebilme ve seri halinde olan durumu anlayabilme
lemler sadece somutlaştırılarak yapılabilir. Somut becerisidir. Çocuklar somut işlemler döneminde
olduğu sürece karmaşık problemleri çözebilirler nesneleri büyüklüğüne, uzunluğuna, miktarına göre
ama soyut problemlerde zorlanırlar. Okula yeni sıralayabilirler. Küçük bir hikâyeyi anlatan sıralı kart-
başlayan çocukların basit sayma, toplama işlemle- ları sezgisel dönemde sıralayamazken, bu dönemde
rini öğrenebilmeleri için boncuk, fasulye, çubuk yapabilirler. Sınıflama, nesneleri belirli özelliklerine
gibi somut nesneler kullanılması da bu durumla göre gruplama, ayrıştırma işlemidir ve bir grup nes-
ilişkilendirilebilir. Aynı şekilde, çocuklar özgürlük, nenin başka bir grup nesnenin alt sınıfı olabileceğini
eşitlik, adalet gibi soyut kavramları ya da bazı de- anlama becerisini gerektirir. Örneğin, bu dönemde
yimleri söyleyebilseler bile tam olarak anlamakta çocuklara farklı renk ve boyutta olan oyuncak küp-
ve açıklamakta zorlanırlar. ler verirseniz onları her iki özelliğe göre de kolaylıkla
ayırabilir. Bu bilişsel becerilerin dil gelişimine yansı-
Bu dönemdeki önemli bir kazanım, çocukların
ması ilişkisel sözcüklerin kullanımıyla kendini gös-
benmerkezcilikten uzaklaşmasıdır. Yani artık di-
termektedir. İlişkisel sözcükler, renk, zaman, mekân
ğer insanların kendilerinden farklı düşünüp, farklı
ve ebat arasındaki ilişkileri belirleyen sözcüklerdir. Bu
şekilde bilgi sahibi olabileceklerini anlayabilirler.
sözcüklerin anlamlı olarak kullanılması ya da karma-
Bir hikâyede anlatılan karakterin yerine kendisini
şık cümlelerde anlaşılması zordur, çünkü görecelilik
koyup, o durumda ne hissedebileceğini tahmin
içerirler. Örneğin; “Kimin babası en uzun?” “Ondan
edebilir. Konuşma da benmerkezci değil artık sos-
önce ne yaptın?” “Maviden daha koyu ama lacivert-
yalleşmiştir. Sosyal konuşma, benmerkezci ko-
ten daha açık renk bir elbise istiyorum.”
nuşmanın aksine iletişim amaçlıdır. Benmerkezci
konuşmada çocuk için karşıdaki kişi, ne düşündü-
ğü, ne söylediği, kendisine cevap vermediği önemli Soyut İşlemler Dönemi (11+)
değildir. Buna karşın sosyal konuşmada çocuk bil- Artık ergenlik dönemine girmiş olan çocukla-
gisini karşıya aktarır, soru sorar, cevap bekler, istek- rın, soyut işlemler döneminde mantıksal düşünme-
lerini, duygu ve düşüncelerini paylaşmaya çalışır. leri yetişkine benzer bir şekil alır. Dünya hakkında
Bu durum hem bilişsel gelişim hem de dil becerileri pek çok bilgiye sahip olduklarından şemalarının
açısından oldukça önemlidir. çoğu tamamlandığından yüksek düzey dengeye
İşlemi tersine çevirme ve korunum ilkeleri ka- ulaşırlar. Soyut düşünmenin kazanılmasıyla, soyut
zanılır. Tersine çevirme, aynı soruyu farklı şekilde kavramları anlayarak etkili bir şekilde kullanmaya
görebilme, bir işlemi sondan başa doğru düşüne- başlarlar. Kendilerine ait çeşitli idealleri, fikir, inanç
bilme becerisidir. Piaget’e göre, tersine çevirme, ve değerleri geliştirmeye başlarlar. Düşünceler hak-
düşünmenin önemli bir yönüdür ve korunumun kında düşünmeye başlarlar (Kol, 2011).

49
Dil Edinim Kuramları

Ergenlik döneminde, duyusal motor dönemden “Yazın başımdan bir şey geçmedi ama ablamın ba-
farklı da olsa ergenlik benmerkezciliği denilen bir şından bisiklet geçti” şeklinde bir yanıt alabilirsi-
düşünme şekli görülür. Ergen, herkesin kendisine niz. Çünkü “başından geçmek” ifadesinin mecazi
dikkat ettiği, herkesin kendisiyle uğraştığı, herke- anlamı henüz öğrenilmemiş olabilir ama soyut iş-
sin ona baktığını düşünür. Kendisiyle o kadar meş- lemler döneminde bu beceri kazanılır.
guldür, o kadar çok ilgilenir ki diğer insanların da
aynı şekilde onunla ilgilendiği duygusuna kapılır.
Kendi düşüncelerinin ve söylediklerinin en doğru Bilişsel Yaklaşıma Getirilen Eleştiriler
olduğunu düşünür ve bu şekilde davranır. Vygotsky dil gelişimini bir süreç olarak görür;
Bu dönemde çocuklar, somut deneyimler gerek- dönemlere ayırmaz. Dönemlere ayırmaya çalışan
meksizin soyut problemleri çözebilirler, soyut du- araştırmacılar ise söz konusu dönemlerin yaş ara-
rumlar hakkında görüş belirtebilirler ve soyut öne- lıklarını belirlemede sorun yaşamaktadır. Dasen’e
riler getirebilirler. Örneğin, önceden somut olarak göre (1994), Piaget bilişsel gelişim ve biyolojik
çizim ya da çeşitli deneyimlere ihtiyaç duydukları olgunlaşmanın evrensel aşamalarına odaklanarak
“Zeynep Ali’den uzunsa, Ali de Can’dan uzunsa, en sosyal ortam ve kültürün etkisini göz ardı etmek-
uzun kimdir?” sorusuna zihinden yanıt verebilirler. tedir (Harris, 2003). Vygotsky de Piaget’nin dil
Daha önceki dönemlerde yadırgadıkları hayali du- edinimine ilişkin kuramında kültürel farklılıkları
rumları artık yadırgamazlar. “İnsanların kuyruğu olsa göz ardı ettiğini ileri sürerek onu eleştirir. Ayrıca
nerede olurdu?” ya da “Ayda yaşasaydık nasıl olur- Vygotsky öğrenmeye ilişkin bazı aktivitelerin ço-
du?” gibi soruları yanıtlayabilirler (McLeod, 2010). cuk için çok zor olduğunu vurgulayarak öğrenme-
Çocuklarda hipotetik tümevarım ve tümden- nin en iyi şekilde gerçekleşebilmesi için çocuğun
gelim yoluyla akıl yürütme de bu dönemde ortaya birinin yardımına ihtiyacı olduğundan bahseder.
çıkmaktadır. Başka bir deyişle, bir soruya yanıt ve- Vygotsky bilişsel gelişimde sosyal etkileşimin öne-
rebilmek için hipotez üretebilirler; probleme dene- mini vurgulamaktadır; çünkü Vygotsky’e göre öğ-
me-yanılma yöntemi ile değil sistematik, organize renme, sosyal bağlamda daha bilgili birinin desteği
olarak yaklaşırlar; genel bir kuraldan özel bir kurala ile de gerçekleşir ve bu sosyal etkileşim, dil fırsatları
ya da özel bir kuraldan genel kurallara ulaşabilirler. sunmaktadır. Piaget’ye göre dil düşünceden sonra
Karar verirken çok boyutlu düşünebilir, farklı özel- gelirken Vygostky’e göre (1978) dil ve düşünce eş
likleri, faktörleri bir arada kullanabilirler. zamanlı gelişmektedir (Harris, 2003).
Dil becerilerinin farklı bir şekilde geliştiği bu Piaget’nin uyguladığı klinik yöntemler
dönemde çocuklar, göreli (kişiye, yere ve zamana de araştırmacılar tarafından hatalı bulunmuştur.
göre değişen) kavramları edinirler. Eğitimin de Piaget çocuklardaki bilişsel gelişimle ilgili evrensel
etkisiyle birbirinden farklı alanlarda pek çok yeni ilkelere ulaşmaya çalışırken kendi çocuğunu ve ar-
kavram öğrenilir. Düşünmenin soyutlaşmasıyla, kadaşlarının çocuklarını gözlemlemiştir. Gözlem-
pek çok soyut sözcüğün yanında mizah, mecaz, lediği örneklem büyüklüğü oldukça küçük olması
deyim, atasözü, fıkra, bilmeceleri anlama ve üret- ve sadece yüksek sosyoekonomik düzeydeki Avru-
me becerileri kazanılır. Sözcük dağarcığı hem ya- palı çocuklardan oluşması bakımından da araştır-
tay hem dikey olarak genişler. Yani hem farklı söz- macılar tarafından eleştirilmektedir. Böylesine bir
cükler sözcük dağarcığına eklenir hem de var olan çalışmanın sonucunda elde edilen bulguların ge-
sözcüklerin farklı anlamları öğrenilir ve kullanılır. nellenebilirliği tartışmalıdır (Harris, 2003). Ancak
Sözcükler arasındaki ilişkileri anlamaları ve kullan- Piaget’nin bilişsel yaklaşımından elde ettiği bul-
maları geliştiği için eş anlamlı, yan anlamlı, mecaz gularla benzer bulgulara sahip pek çok çalışma da
anlamlı sözcükleri ve ifadeleri daha çok anlayıp alanyazında mevcuttur ki bu da Piaget’nin bulgula-
üretirler. Örneğin somut işlemler dönemindeki bir rının genellenebilirliğini göstermektedir (Lourenço
çocuğa “Yazın başından ne geçti” diye sorarsanız, ve Machado, 1996).

50
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı
5 Bilişsel yaklaşımın temel kavramlarını sıralayabilme
6 Bilişsel gelişim dönemlerini açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sizce, Piaget’nin kendi dö-


Piaget’nin yaklaşımına ge-
Piaget’nin bilişsel gelişim neminin şartlarında ince-
tirilen eleştirileri dikkate
kuramının ilkelerini çevre- lediği çocukların gelişimle-
alarak kuramda nasıl deği-
mizdeki çocukların dil geli- rindeki kazanım yaşları ile
şiklikler yapılabileceğini, ne
şimine katkı sağlamak için şimdiki çocukların bu bece-
tür araştırmalar planlanabi-
nasıl kullanabiliriz, araştırın. rileri kazandığı yaşları ara-
leceğini tartışın, paylaşın.
sında nasıl bir ilişki olabilir?

SOSYO-KÜLTÜREL YAKLAŞIM daha sofistike ve etkili zihinsel süreçlere ya da stra-


Sosyo-kültürel yaklaşımın öncüsü olan L. tejilere doğru gelişir. Bunlara da yüksek zihinsel
Vygotsky, Piaget ile aynı dönemlerde yaşamıştır. işlevler adını vermiştir. Örneğin çocuğun belleği
İki kuramcı birbirlerinin yaklaşımlarından hem biyolojik faktörlerle sınırlıdır, ancak içinde bulun-
etkilenmiş hem de birbirlerini eleştirmişlerdir. Sos- duğu kültüre göre farklı bellek stratejileri oluştura-
yo-kültürel yaklaşım da bilişsel yaklaşım gibi etki- rak belleğini geliştirir. Bir kültürde not alma stra-
leşimci bir yaklaşımdır. Başka bir deyişle, gelişimin tejisi kullanılırken farklı bir kültürde parmağa ip
biyolojik, bilişsel ve çevresel etkilerin etkileşimiyle bağlamak kullanılıyor olabilir. Çocuğun temel bi-
mümkün olduğunu savunmaktadır. Kalıtım-çev- lişsel fonksiyonlarını daha etkili kullanmasını sağ-
re tartışmasında tek bir tarafı desteklemek yerine layan ve kültür tarafından belirlenen bu stratejilere
her iki taraftan da beslenmektedir. Vygotsky hem zihinsel uyum araçları denir.
bilişsel gelişim hem de dil gelişiminin biyolojik ve Vygotsky’ye göre çocuğun en önemli öğrenme
sosyal bir yönü olduğu görüşündedir. yaşantıları o becerilere sahip, usta bir eğitici ile
Piaget gibi Vygotsky de çocuğun öğrenme ve sosyal etkileşimler aracılığı ile gerçekleşir. Bu kişi
dünyayı keşfetmede aktif olduğu görüşündedir. çoğunlukla çocuğun çevresindeki bir yetişkin, yani
Piaget’ye göre bu keşifler çocuğun kendi başlattı- anne, baba, bakıcı veya diğer yakınlar ya da diğer
ğı eylemlerken; Vygotsky daha çok sosyal katkıları çocuklar olabilir. Eğitici kişi davranışlarıyla çocu-
vurgulamaktadır. Vygotsky, çocuğun bilişsel geli- ğa model olabilir ve/veya çocuğa sözel yönergeler,
şimde sosyal etkileşimin temel bir rolü olduğunu ipuçları sağlar. Bu sürece işbirlikçi diyalog (coo-
ileri sürmüştür. Piaget’nin denge kavramı gibi tek perative/collaborative dialogue) adını vermiştir.
başına hiçbir ilkenin gelişim için yeterli olamayaca- Çocuk eğiticinin sağladığı model ya da yönergeyi
ğı görüşündedir. anlamaya çalışır; sonra bilgiyi içselleştirir ve kendi
performansına yol gösterecek ya da düzenleyecek
şekilde kullanır. Yapılan bir çalışmada (Shaffer,
Kültürel ve Sosyal Etkiler 1996), bir kız çocuğuna ilk kez bir yapboz verilir.
Bireysel gelişim, sosyal ve kültürel bağlamdan Çocuk tek başına yapbozu yapmaya çalışır fakat
ayrı bir şekilde anlaşılamaz. Bireydeki yüksek zi- pek başarılı olamaz. Bir süre sonra çocuğun baba-
hinsel işlevlerin sosyal süreçlerden kaynaklandığı sı yanına gelir. Babası kızına önce kenar parçaları
görüşündedir. Vygotsky’ye göre temel zihinsel iş- bulmak gibi çeşitli stratejiler anlatır ve birkaç tane
levler dikkat, algı, bellek ve duyumdur. Sosyokül- kenar parçasını çocuğa vererek onu koyması için
türel çevre ile etkileşimler sonucunda bu işlevler cesaretlendirir, teşvik eder. Çocuk biraz daha yapa-

51
Dil Edinim Kuramları

bilmeye başlayınca babası daha bağımsız hareket gelişim seviyesidir. Aynı çocuğun öğretmeninin
etmesine izin verir. Yani, çocukla etkileşimde olan onu cesaretlendirmesi, nasıl hikâye anlatacağını
kişi önce sorumluluğun büyük kısmını alır, ancak açıklaması, başka bir hikâye anlatarak örnek olma-
bu sorumluluk gitgide çocuğa geçer. Vygotsky’ye sı şeklindeki yardımı ile 7-8 sözcüklü 15 karmaşık
göre bu şekildeki bir işbirlikçi diyalog bilişsel geli- cümle ile anlatabilecek olması çocuğun potansiyel
şimi ilerletecektir. Öğrenme yaşantılarının gerçek- gelişim seviyesini göstermektedir. Yakınsal gelişim
leştiği sosyal etkileşimler çeşitli biçimlerde olabilse alanı ise, potansiyel gelişim seviyesine ulaşmak için
de en önemlisi karşılıklı konuşmadır. kat etmeleri gereken yoldur. YGA, çocuğun var
İşbirlikçi diyalog ya da öğrenme sürecinde be- olan becerilerine dayanarak ve yetişkin desteği ile
lirli bir kavram, durum, görev, beceri ile ilgili kar- gelişiminin bir sonraki aşamasında ne yapabilmeye
şısındakinden daha fazla bilgi, deneyim ve yetenek hazır olacağını belirler.
sahibi kişilere “daha bilgili kişi-DBK” (more Çocuğun potansiyeli, yetişme ve eğitim sürecin-
knowledgeable other; MKO) denmektedir (Maviş, de ortaya çıkar. Farklı kalıtımlara sahip bireyler, aynı
2005). DBK her zaman bir yetişkin ya da öğret- başarıya erişebilirler, ama farklı gelişim evrelerinde
men olmak zorunda değildir. Sosyo-kültürel yak- ve farklı seviyelerde yakalarlar. İki çocuğun gerçek
laşımda çocuk kendisinden daha deneyimsiz, daha gelişim seviyesi aynı olsa bile yetişkinden gelen
az bilgi sahibi çocuklar için eğitici rolünde olabilir. uygun yardımla potansiyel gelişim seviyeleri farklı
Örneğin çocuklar yetişkinlerden daha iyi bilgisayar olabilir. YGA, sosyal etkileşime bağlıdır. Çocuk ne
kullanma becerilerine sahip olabilir ya da yeni bir kadar destek alırsa YGA o kadar genişler. Örnek bir
film, sanatçı, müzik ve dans türü hakkında yetiş- çalışmada Freund (1990), çocuklara oyuncak bir
kinden daha fazla bilgiye sahip olabilir. Yetişkinle evin belirli alanlarına hangi eşyaların konacağına
çocuk karşılıklı konuşmalar, sohbetler sırasında karar vermeleri gereken bir görev vermiştir. Bir grup
bir anlamda karşılıklı bilgi alışverişinde bulunur- çocuğa bu görevi yalnız yapmadan önce anneleri
lar. Yani çocuk aynı zamanda hem öğrenen hem ile benzer bir durumda oynama fırsatı verilmiştir
de öğretendir. Başka bir kişi ile olan ortak problem (YGA). Diğer çocuklar ise, bu görevi sadece kendi
çözme deneyimi ile çocuk öğrenir ve öğrendiklerini kendilerine yapmaya çalışmışlardır. Freund, önce-
de başkasına öğretebilir. Bu karşılıklı etkileşimler den anneleri ile çalışmış grubun diğer gruba göre
usta-çırak ilişkisine benzetilmektedir. Çocuk ken- daha fazla ilerleme kaydettiğini görmüştür. Böylece,
disine göre usta sayılacak eğiticinin yanında çırak YGA ile öğrenmenin tek başına keşfederek, dene-
rolünde, kendisinin eğitici olduğu durumda ise me-yanılma yöntemi ile öğrenmeye göre perfor-
usta rolünde olmaktadır. mansı daha fazla arttırdığı sonucuna ulaşmıştır.
Yakınsal gelişim alanına benzer bir durum daha
sonraki yıllarda Bruner tarafından iskele modeli
Sosyo-Kültürel Yaklaşımın Temel olarak tekrar tanımlanmıştır. İskele modeli adını in-
Kavramları şaatlarda boya ya da sıva yapmak için kurulan ve her
Daha Bilgili Kişi (DBK) kavramı Vygotsky’nin katın işi tamamlandıktan sonra bir üst kata geçmeyi
diğer önemli bir ilkesi olan Yakınsal Gelişim Alanı ve iş bittiğinde teker teker geri toplamayı gerektiren
(YGA) ile yakından ilişkilidir. Vygotsky çocuğun iskeleden gelmektedir. Buradan yola çıkan Bruner,
iki gelişim seviyesinden söz etmektedir: Çocuğun çocuğun bilişsel yeterliliğini bir üst seviyeye yükselt-
kendi başına, bağımsız olarak yapabilecekleri ile mek için yetişkinin iskele görevi görebileceğini or-
ilgili gerçek gelişim seviyesi ve DBK’nın çocuğa taya koymuştur. İskele ilk önce en düşük seviyeye
sağlayabileceği maksimum yardım, rehberlik, açık- kurularak, kendisine verilen görevi nasıl yapacağını
lama, gösterme, cesaretlendirme ve güven kazan- bilmeyen çocuğa maksimum yardım verilir. Çocu-
dırma gibi etkileşimlerle ortaya çıkabilecek potan- ğun halihazırdaki bilgi ve becerilerinden yola çıkan
siyel gelişim seviyesi. Gerçek ve potansiyel gelişim yetişkin görevi küçük adımlara böler ve teker teker
seviyeleri arasındaki açıklığa da yakınsal gelişim çocuğa anlatır, gösterir, model olur, ipucu verir ve
alanı adını vermiştir. Örneğin, çocuk kendi başı- onu kendi başına etkinliği yapması için cesaret-
na, hiç yardım almadan bir hikâye ya da masalı 4-5 lendirir. Çocuk görevi gerçekleştirmek için gerekli
sözcükten oluşan 8-10 basit cümle ile anlatabiliyor- adımları öğrendikçe yetişkin, yardımlarını (iskele-
sa bu onun hikâye anlatabilme becerisindeki gerçek sini) aşamalı olarak geri çeker. Burada, yetişkinin

52
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

yardımını, desteğini çocuğu değişen ve gelişen biliş- Düşünce öncesi dil Rasyonel konuşma
sel becerisine göre en uygun şekilde ayarlayabilmesi
önemlidir (Maviş, 2005). İskele modelinde çocuğu
desteklemek için kullanılan yöntemler model olma,
2-3 YAŞ
yönerge verme, soru sorma, görevi yapılandırma ya
da parçalara bölme, geri dönüt verme, cesaretlendir-
me ve desteğin giderek azaltılmasıdır. İskele modeli
özellikle eğitim alanında okuma yazma becerilerinin Dil öncesi düşünce Sözel düşünce
kazandırılmasında sıklıkla kullanılmaktadır. Ço- Şekil 2.4 Vygotsky’ye göre dil ve düşünce ilişkisi
cuklar okula ilk başladıklarında yazmayı bir anda
öğrenemezler. Bu yüzden yazı yazma becerisi çocu- Gelişimin bir noktasında, bu çizgiler karşılaşır, dil
ğun yapabileceği etkinliklerden başlayıp adım adım ve düşünce bir araya gelmeye başlar ve yeni davranış
ilerlenerek öğretilebilir. Örneğin önce dikey ve ya- biçimleri gelişir. İşte bu noktada düşünce sözelleşir
tay çizgiler çizme, sonra yuvarlaklar, sonra bunları ve dil rasyonelleşir. Başka bir deyişle, daha önceden
birleştirerek harfleri oluşturma, daha sonra harfleri sözlü dile yansımayan bilişsel beceriler konuşmanın
birleştirerek sözcükler şeklinde ilerlenebilir. başlamasıyla sözcüklerle de ifade edilebilir; anlamsız
ya da istemsiz üretilen ses ve heceler ise anlam taşı-
Gerçek Gelişim
Seviyesi
maya ve iletişim için kullanılmaya başlanır. Çocuk
dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi kurar kurmaz her
Yakınsal birinde oluşacak gelişimler, diğerindeki gelişimi de
Gelişim Alanı etkiler. Bu noktadan sonra dil ve düşünce çok yakın
(YGA)
ilişkide ve etkileşimde gelişmeye devam ederler, yani
Potansiyel hem bir arada hem de bağımsız işleyebilirler.
Gelişim Seviyesi Kısacası Piaget, dil becerilerinin bilişsel becerile-
İskele
re bağlı olduğunu savunurken Vygotsky başlangıçta
tamamen ayrı olduklarını, sonradan bir araya gel-
seler de birbirlerinden bağımsız olarak da işlev gös-
terebilecekleri görüşündedir. Dil ve biliş arasındaki
ilişki halen tartışmalı bir konu olsa da Vygotsky’nin
Şekil 2.3 YGA ile gelişim seviyeleri ve iskele modeli
ilişkili ama bağımsız da olabilir görüşünü destek-
arasındaki ilişki
leyen bazı örnekler bulunmaktadır. Özellikle bazı
bozukluklarda karşımıza çıkan bu örneklerden biri
inme sonrası edinilmiş dil bozukluğu olan afaziye
Vygotsky’nin dil ve düşünce arasındaki ilişkiye
sahip bireylerdir. Bu bireylerde beyindeki hasara
dair görüşleri Piaget’ye göre çeşitli farklılıklar taşı-
bağlı olarak büyük dil yetersizlikleri görülse bile bi-
maktadır. Vygotsky’ye göre çocuğun gelişim süreci
lişsel becerilerin dilden bağımsız olanları zarar gör-
içinde başlangıçta düşünce ve dil birbirinden tama-
memiş olabilir. Tam tersi bir durum, Williams ve
men bağımsız bir şekilde gelişir. Dil, düşünceden
Turner sendromlarında genellikle zihinsel, bilişsel
bağımsızken sadece motor bir hareket olarak ko-
beceriler oldukça etkilenmiş, hasarlanmış olsa da
nuşma şeklinde vardır. Bebeklerin ilk babıldama-
dil becerileri göreceli olarak korunmaktadır.
ları, ses denemeleri, sonrasında şarkılar ya da te-
kerlemeleri söyleme gibi, çünkü ne anlama geldiği Vygotsky dilin sosyal etkileşimler sırasında ile-
düşünülmeden söylenen sözcüklerdir. Düşünce ise tişim amacıyla geliştiğine inanmaktadır. Dili dış
sözel olmayan problem çözme şeklindedir. Örne- dünyayla iletişim kurmada insanların en büyük
ğin, bir nesneye ulaşabilmek için sandalyenin üze- aracı olarak görür. Ona göre, dilin bilişsel gelişimde
rine çıkabilir. Yaklaşık iki yaşlarına kadar dil ve biliş iki kritik rolü vardır. Birincisi dil yetişkinlerin ço-
farklı çizgilerde birbirlerinden bağımsız bir çizgide cuklara bilgi aktarmadaki ana araç olması, ikincisi
ilerler. Örneğin küçük çocuklarda bir şeylere uzan- ise dilin kendisinin zihinsel uyum için çok güçlü
ma, kapıları açabilme gibi problem çözme davra- bir araç haline gelmesidir. Vygotsky (1987) dilin
nışları dilden bağımsızdır, dil becerisi gerektirmez. üç biçimi olduğunu belirtmektedir (akt., McLeod,

53
Dil Edinim Kuramları

2014). Sosyal konuşma, dışsal iletişimdir, diğer tesi sosyal bir ortamda gerçekleşir. Daha sonraları
insanlarla konuşmak için kullanılır (Tipik olarak çocuk kendi kendine kitap okuyormuş gibi yapar
2 yaştan itibaren). Kendi kendine konuşma, ken- ve sonunda kendisi de okur. Önceki sosyal aktivite
dimize yaptığımız sesli konuşmadır (tipik olarak 3 çocuğun kitaptaki konuya bakış açısını oluşturur.
yaştan itibaren) ve zihinsel bir işlevi vardır. Ken-
di kendine konuşma gitgide silikleşir, duyulmaz
hale gelir ve sessiz içsel konuşmaya dönüşür (tipik
Sosyo-Kültürel Yaklaşıma Getirilen
olarak 7 yaştan itibaren). Vygotsky kendi kendine Eleştiriler
konuşmanın önemini ilk ortaya koyan psikologtur. Piaget ve Vygotsky’nin kuramları dil gelişimin-
Kendi kendine konuşma sosyal ve içsel konuşma de sosyokültürel faktörlerin dahil edilip edilmeme-
arasında bir geçiş noktasıdır ve dil ile düşüncenin si yönünden birbirlerinden ayrılmaktadır. Piaget,
birleşerek sözel düşünmeyi oluşturduğu aşamadır. var olan bir özellikten bahsederken Vygotsky yal-
İçsel konuşma çocuğun dikkatini toplamasını, du- nız çevresel yardımlar sayesinde çocuğun gelişim
yularıyla algılamasını, belleğine kaydetmesini ve gösterdiğini savunur (Üstündağ, 2014). Vygotsky
geri çağırmasını, problem çözerken plan yapıp yü- sosyokültürel kuramını şu şekilde özetler:
rütmesini, kısaca düşünmesini sağlayan bir süreç- Çocuğun kültürel gelişiminde iki kuram karşı-
tir. Kendi kendine konuşma, Piaget’nin monolog mıza çıkmaktadır. İlki sosyal düzlemde, ikincisi ise
kavramı ile örtüşmektedir fakat Vygotsky’nin aksi- psikolojik düzlemdedir. Vygotsky’e göre dil, tama-
ne Piaget monologları amaçsız, sosyal olmayan ve men sosyal etkileşime bağlı olarak gelişmektedir ve
iletişime zarar verici olarak görmektedir. çocuk ancak kendisine bu süreçte yardım eden bir
Konuşmanın sosyallikten içselliğe doğru gidişi çevrenin varlığıyla iyi bir düzeye gelebilir (Mehrpo-
çocukların diğer gelişimsel işlevlerinde de görül- ur ve Forutan, 2015).
mektedir. Vygotsky çocuğun gelişiminde her işle- Piaget ve Vygotsky’nin görüş ayrılığı yaşadıkları
vin iki kere ortaya çıktığını belirtmiştir. Önce sos- bir diğer konu da gelişim ve öğrenmedir. Piaget,
yal olarak, insan arasında başlayan işlevler sonradan gelişimin öğrenmeden önce gerçekleştiğini ve öğ-
bireyselleşir, kendi içine döner. Başka bir deyişle, renmeye zemin hazırladığını savunur. Bu bağlamda
karmaşık zihinsel işlemler sosyal aktivitelerle başlar, Piaget doğuştan sahip olunan bazı yetilerden bah-
sonrasında içselleşir. Örneğin, başlangıçta anne ile setmektedir. Ancak Vygotsky’e göre öğrenme geli-
kızı birlikte kitap okurlarken, yani okuma aktivi- şimden önce gerçekleşmektedir (Üstündağ, 2014).

Öğrenme Çıktısı
7 Dil ve biliş üzerindeki sosyal ve kültürel etkiyi açıklayabilme
8 Sosyo-kültürel yaklaşımın temel kavramlarını açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Farklı kültürlerin dillerinde


Çocukluğunuzun içinde
diğer dillere çevrilemeyen Piagetnin bilişsel kuramı ile
geçtiği kültürün dil gelişi-
sözcükler bulunabilir. Bu vygotskynin sosyo-kültürel
minize, kullandığınız söz-
sözcüklere örnekler bularak kuramı arasındaki benzerlik-
cüklere, konuşma ve düşün-
sosyo-kültürel yaklaşımın ler ve farklılıkları düşünerek
me şeklinize olan etkisini
bu durumu nasıl açıkladığı- ili kuramı ilişkilendirin.
paylaşın.
nı araştırın.

54
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Davranışçı yaklaşımın başlıca


görüşlerini açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


2 Davranışçı yaklaşımın temel
kavramlarını örneklendirebilme

Davranışçı Yaklaşım

1 Doğa-çevre tartışmasının çevre tarafında yer alan Davranışçı yaklaşıma göre zihnimiz doğduğumuzda
boş bir levha gibidir. Dünyaya boş bir tank ile gelen çocuk öğrenme ile gelişir, tüm davranışlarının kaynağı
öğrenmedir. Davranışçı yaklaşım dilin öğrenilmiş, ölçülebilir, gözlenebilir sözel bir davranış olduğunu
savunur. Bu yaklaşıma göre dil öğrenimi de herhangi bir becerinin öğrenimi gibidir. Başka bir ifadeyle dil,
uyaran, çevresel koşullar ve tepkiler arasındaki bağlantının öğrenilmesi ile gelişir. Davranışçılar çocukların
taklit, pekiştirme, düzeltme ve tekrar gibi süreçlerle dili öğrendiklerini ileri sürer. Bu nedenle Davranışçı
yaklaşıma göre, çocuğun dil öğrenmesinde çevresindeki yetişkinlere büyük rol düşmektedir. Davranışçı
yaklaşıma göre, öğrenme klasik ve edimsel koşullama şeklinde gerçekleşir. İnsanlar, bazı davranışları klasik
koşullama yolu ile bazılarını edimsel koşullama yolu ile öğrenirler.

2 Davranışçılık yaklaşımının başlıca temel kavramları klasik koşullama ve edimsel koşullamadır. Klasik
koşullama daha basit, fizyolojik, refleksif davranışlarla ilgiliyken edimsel koşullama dil de dahil olmak üze-
re pek çok karmaşık davranışımızın, tepkilerimizin nedenini açıklamaktadır. Klasik koşullamaya verilebi-
lecek en bilinen örnek Pavlov’un köpeğiyle yaptığı deneydir. Örnekteki ilk bileşen, refleksif ya da fizyolojik
tepkiye neden olan koşulsuz uyarandır (et). Koşulsuz uyaran, varlığı bir organizmanın değişmez olarak
belirli bir şekilde tepki vermesine neden olan uyarandır. Koşulsuz uyaranın her ortaya çıkışında organiz-
manın doğal olarak verdiği tepki ise koşulsuz tepkidir (salya salgılama). Deneyin başlangıcında köpekte
herhangi bir tepkiye neden olmayan zil sesi nötr uyarandır. Zil sesi, tekrarlı olarak koşulsuz uyaran (et) ile
birlikte sunulduktan sonra aynı tepkiyi ortaya çıkarmaya başlayınca koşullu uyaran (zil sesi) haline gelir.
İstenilen bir şeyi elde etmek ya da hoşlanılmayan bir şeyden kaçınmak amacıyla yapılan ve kendi sonucun-
dan etkilenen, öğrenilmiş davranışlara edim ya da edimsel davranış denmektedir. Bu tür öğrenmelere de
edimsel koşullama denir. Edimsel koşullamanın temel kavramları; pekiştirme ve pekiştireç, ceza, sönme,
ayırt etme ve genellemedir. Pekiştirme, bir davranış sonucunda istenen bir uyaranın elde edilmesi ya da
istenmeyen bir uyaranın ortadan kalkmasıdır. Bu bağlamda pekiştirmenin iki türü bulunmaktadır: Pozitif
(olumlu) ve negatif (olumsuz) pekiştirme. Olumlu pekiştirme, davranış sonrasında istendik bir uyaranın
ortama dahil edilerek davranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttırılmasıdır. Olumsuz pe-
kiştirme ise, davranış sonrasında istenmedik bir uyaranın ortamdan uzaklaştırılması, geri çekilmesi ile
davranış sıklığının, süresinin, tekrarlanma olasılığının arttırılmasıdır.
Davranışçılıktaki önemli kavramlardan biri de cezadır. Ceza, davranış sonucunda istendik bir uyaranın
geri çekilmesi veya istenmedik bir uyaranın verilmesidir. Cezalar davranış üzerindeki etkilerine göre ikiye
ayrılır; birinci ve ikinci tip ceza.

55
Dil Edinim Kuramları

3 Doğuştancı yaklaşımın
varsayımlarını açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

4 Doğuştancı yaklaşımın temel


kavramlarını tanımlayabilme

Doğuştancı Yaklaşım

3 Doğuştancı kuramın temsilcileri başta N. Chomsky olmak üzere E. Lenneberg, D. Slobin ve L.


Bloomfield’dir. Doğuştancı yaklaşıma göre çocuklar dil edinimine rehberlik eden doğuştan gelen dilsel bil-
giyle, yetiyle doğmaktadır. Çocukların herhangi bir dili öğrenmek için kalıtsal bir yetiyle doğduğuna ina-
nan Chomsky, çocukların doğru kullandıkları belirli dilsel yapıların zihinlerinde zaten var olduğunu ve her
çocukta bir dilin temel kurallarını ve dilbilgisel yapılarını onun zihnine kodlayan bir “dil edinim düzeneği”
(DED- Language Acquisition Device- LAD) olduğunu ileri sürer. DED sayesinde tüm çocuklar daha
önce hiç karşılaşmadığı veya duymadığı dilbilgisi kurallarını bilebilmektedir. Çocuk, dil edinimi sürecinde
çevresinden hatalı veya tamamlanmamış tümceler duymasına rağmen dili tam olarak anlayabilmekte ve
dili kullanarak sonsuz sayıda tümce üretebilmektedir. Yetişkinler çocukların konuşmalarındaki dilbilgisel
hataları değil anlamsal hataları düzeltmektedir. Dolayısıyla doğuştancı görüşe göre dil ediniminde yetiş-
kinlerin rolü sınırlıdır. Bununla birlikte, dilbilgisel olmayan cümlelere ilişkin kendisine herhangi bir bilgi
verilmediği halde çocuk, dilbilgisel olmayan cümleleri de ayırt edebilmektedir Bu da çocuğun zihninde
evrensel dilbilgisi kurallarının yer aldığını göstermektedir.

4 Evrensel dilbilgisi, tüm dillerin temelini oluşturan bir dizi ortak ilkeleri içeren doğuştan gelen dilsel
bilgidir. Evrensel dilbilgisi kurallarına ilişkin bilgi ise dilsel edinç (competence) olarak adlandırılır ve edinç
doğuştandır. Başka bir ifadeyle edinç, anadili konuşucusunun sonsuz sayıda tümce üretip anlamasını sağ-
layan kurallar dizgesi; bireyin anadiline ilişkin sezgisel-örtük bilgisidir. Dolayısıyla çocuk, çevresinden gö-
rece bağımsız olarak dili edinmektedir. Edinç denilen dilsel yeteneğin somut haline ise edim (performan-
ce) denir. Edim bireyseldir. Edinç kusursuz olmasına rağmen edim kusursuz değildir; çünkü yorgunluk,
bellek (hafıza), dikkatin dağılması, heyecan, ilgi ve sosyokültürel durum gibi faktörler dil performansını
etkileyebilmektedir. Bu bağlamda derin yapı ve yüzey yapı kavramları karşımıza çıkmaktadır. Yüzey yapı
konuşulan sözce (performans) iken; derin yapı sözcenin anlamıdır; yani edinç derin yapı, edim ise yüzey
yapı olarak düşünülebilir. Evrensel nitelikli olduğu varsayılan, biçimsel, soyut tümce yapısına “derin yapı”;
derin yapılara uygulanan dönüşümler sonrasında ortaya çıkan somut tümce yapısına da “yüzey yapı” de-
nir. Derin yapıyla yüzey yapı, birbirine bir dizi dönüşümle bağlıdır. Derin yapının yüzey yapıya dönüşüm
işlemi, dilin yapısal özelliklerini belirleyen kurallarca yönetilmektedir.
Doğuştancılık yaklaşımıyla ilişkili en önemli kavramlardan biri de Kritik Dönem Hipotezidir. Kritik dö-
nem (critical period) bireyin hayatı boyunca belli bir zaman diliminde bir davranışın edinilmesi gerekti-
ğini; kritik dönemden sonra girişimde bulunulduğunda edinimde sorunlar olacağı anlamına gelmektedir.
Dil ediniminde kritik dönem doğumdan ergenlik döneminin başlamasına kadar olan zamanı kapsar. Bu
kritik dönemde dil edinimi dışarıdan bir müdahaleye gerek kalmadan kolayca ve hızlı bir şekilde gerçek-
leşmektedir. Ancak bu dönemden sonra dilbilgisi edinimi son derece zor ve hatta bazıları için imkansızdır.

56
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

5 Bilişsel yaklaşımın temel


kavramlarını sıralayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


6 Bilişsel gelişim dönemlerini
açıklayabilme

Bilişsel Yaklaşım

5 Bilişsel yaklaşımda, gitgide karmaşıklaşan düşünce sistemlerinin kazanılmasından söz edilmektedir.


Bilişsel yaklaşımda sözü edilen en temel zihinsel yapılara şema denmektedir. Şemalar, algı, düşünce ve/
veya eylemlerin bir arada olduğu zihinsel temsillerdir. Piaget’ye göre bebeklerin, doğuştan gelen emme
ya da kavrama refleksleri nedeniyle dudaklarına dokunulduğunda emmeye, ellerine dokunan parmağı
kavramaya çalışma hareketleri birer şemadır. Örneğin bebeğin oyuncak bir çıngırağı sallaması iki şema
gerektirmektedir; tutma ve sallama. Şemalar zihnimizde uyumlu, mantıklı, bağdaşık anlam setleri halinde
düzenli, örgütlü bir şekilde bulunurlar. Bu örgütleme, düşünme sürecini daha verimli kılar. Bilgiye erişim,
hatırlama ve kullanma daha kolay gerçekleşir. Örneğin, yeni doğan bebeğin nesneleri yakalama, emme
etkinlikleri, başlangıçta düzenli, örgütlü değildir. Birkaç düzensiz yakalama ve emme deneyiminden sonra
bebek, istediği nesneyi düzgün bir şekilde yakalayıp emme davranışını gösterebilir. Böylece düzensiz hare-
ketlerden organize edilmiş hareketlere doğru bir ilerleme görülür.
Piaget, düşünmenin ana işlevlerinden biri olarak kabul ettiği uyum kavramını, insanın çevresi ile arasında
geçici denge kurma çabası olarak tanımlar. Uyum, özümleme ve düzenleme olmak üzere iki şekilde sağ-
lanır. Özümleme, yeni bilgi veya deneyimi eski şemaların içine alma ve şemanın parçası haline getirme
süreci; özümlemenin tamamlayıcı süreci olan düzenleme ise özümleme yoluyla içeri alınan yeni bilgilere
göre şemanın değiştirilmesidir. Örneğin bir çocuk hayvanat bahçesinde ilk defa zebra gördüğünde onu ‘at’
şemasına sokar ve “Bak, at!” diyebilir (özümleme). Zebranın attan farklı özelliklerini fark ettikçe ‘çizgili
at, pijamalı at’ vb. sözcükler kullanabilir. Sonunda deneyimleri ve bilgisi arttıkça zebranın attan farklı bir
hayvan olmasının yanında farklı bir adı olduğunu da öğrenip ‘zebra’ sözcüğünü kullanmaya başlar (düzen-
leme). Örnekte de görüldüğü gibi, çocuk bilişsel bir çatışma yaşadığında (mevcut şema ve yeni deneyim
arası uyuşmazlık) özümleme ve düzenleme süreçlerini kullanarak uyum sağlamaya çalışır. Çocuk, özümle-
me ve düzenleme yoluyla çevresine uyum sağlayarak dengeye ulaşmaya çalışır. Bebekler yaklaşık dördüncü
aydan sonra nesne devamlılığını kazanmaya başlarlar. Nesne devamlılığı, nesnelerin görme, işitme gibi
duyularımızdan bağımsız olarak var olmasıdır. Tersine çevirme, aynı soruyu farklı şekilde görebilme, bir
işlemi sondan başa doğru düşünebilme becerisidir. Örneğin çocuğa “Su donunca ne olur?” diye sorduğu-
nuzda, “Buz” yanıtını verebilmesine rağmen soruyu ters çevirip “Buz eriyince ne olur” diye sorduğunuzda
daha önceleri bilemeyen çocuk artık “su” şeklinde cevaplayabilir. Korunum, herhangi bir nesne ya da
nesne grubunun fiziksel biçimi ya da mekandaki korunumu değiştiğinde, nesnenin miktar, sayı, alan,
hacim vb. özelliklerinin değişmeyeceği ilkesidir. Örneğin parçalanmış çikolatanın bütün çikolata ile aynı
miktarda olması gibi.

6 Piaget, normal bilişsel gelişimi birbiri içine geçmiş dört dönem içinde ele alır:
• Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş)
• İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş)
a. Sembolik Dönem / Kavram Öncesi Dönem (2-4 Yaş)
b. Sezgisel Dönem (4-7 Yaş)
• Somut İşlemler Dönemi (7-11 Yaş)
• Soyut İşlemler Dönemi (12+)

57
Dil Edinim Kuramları

7 Dil ve biliş üzerindeki sosyal ve


kültürel etkiyi açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

8 Sosyo-kültürel yaklaşımın temel


kavramlarını açıklayabilme

Sosyo-Kültürel Yaklaşım

7 Bireysel gelişim, sosyal ve kültürel bağlamdan bağımsız değildir. Sosyo-kültürel yaklaşım bireydeki
yüksek zihinsel işlevlerin sosyal süreçlerden kaynaklandığı görüşündedir. Vygotsky’ye göre temel zihinsel
işlevler dikkat, algı, bellek ve duyumdur. Sosyokültürel çevre ile etkileşimler sonucunda bu işlevler daha
sofistike ve etkili zihinsel süreçlere ya da stratejilere doğru gelişir. Bunlara da yüksek zihinsel işlevler adı
verilir. Örneğin çocuğun belleği biyolojik faktörlerle sınırlıdır, ancak çocuk içinde bulunduğu kültüre göre
farklı bellek stratejileri oluşturarak belleğini geliştirir. Bir kültürde not alma stratejisi kullanılırken farklı
bir kültürde parmağa ip bağlamak kullanılıyor olabilir. Çocuğun temel bilişsel fonksiyonlarını daha etkili
kullanmasını sağlayan ve kültür tarafından belirlenen bu stratejilere zihinsel uyum araçları denir.

8 Vygotsky çocuğun iki gelişim seviyesinden söz eder: Çocuğun kendi başına, bağımsız olarak yapabi-
lecekleri ile ilgili gerçek gelişim seviyesi ve DBK’nın (Daha Bilgili Kişinin) çocuğa sağlayabileceği maksi-
mum yardım ile ortaya çıkabilecek potansiyel gelişim seviyesi. Gerçek ve potansiyel gelişim seviyeleri ara-
sındaki açıklığa da yakınsal gelişim alanı (YGA) adını verir. YGA’ya benzer olarak Bruner, çocuğun bilişsel
yeterliliğini bir üst seviyeye yükseltmek için yetişkinin iskele görevi görebileceğini ortaya koymuştur. İskele
ilk önce en düşük seviyeye kurulur ve kendisine verilen görevi nasıl yapacağını bilmeyen çocuğa maksi-
mum yardım sağlanır. Çocuğun mevcut bilgi ve becerilerinden yola çıkan yetişkin, görevi küçük adımlara
böler ve teker teker çocuğa anlatır ve onu kendi başına etkinliği yapması için cesaretlendirir.
Sosyo-kültürel yaklaşıma göre dilin üç biçimi vardır: Sosyal konuşma, dışsal iletişimdir, diğer insanlarla
konuşmak için kullanılır. Kendi kendine konuşma, kendimize yaptığımız sesli konuşmadır ve zihinsel
bir işlevi vardır. Kendi kendine konuşma gitgide silikleşir, duyulmaz hale gelir ve sessiz içsel konuşmaya
dönüşür.

58
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 ............. daha basit, fizyolojik, refleksif dav- 7 Bu dönemde sembol kullanımı henüz ge-
ranışlarla ilgiliyken, ............. dil de içinde olmak lişmemiş olduğundan sadece refleksif davranışlar
üzere pek çok karmaşık davranışımızın, tepkileri- dünya ile ilgili bilginin gelişmesini sağlar. Bu dö-

neler öğrendik?
mizin nedenini açıklamaktadır. nemde ilk şema emmedir, sonra ise yakalama ref-
Yukarıdaki ifadede boş bırakılan yerlere sırasıyla leksi ile yeni bir şema oluşur.
aşağıdaki kavramlardan hangileri gelmelidir? Yukarıda tanımlanan dönem Piaget’nin bilişsel ge-
A. Olumlu pekiştireç – Olumsuz pekiştireç lişim dönemlerinden hangisidir?
B. Klasik koşullama – Edimsel koşullama A. Sezgisel Dönem
C. Ceza – Sönme B. İşlem Öncesi Dönem
D. Koşullu uyaran – Koşulsuz uyaran C. Duyusal Motor Dönem
E. Pozitif pekiştirme – Olumsuz pekiştirme D. Sembolik Dönem
E. Somut İşlemler Dönemi
2 Haftalık bir tablo yapıp çocuk her gece ‘iyi
geceler’ dediğinde tabloya bir artı koymak aşağıda-
kilerden hangisine bir örnektir?
8 I. Dönemler evrenseldir, değişmezler ve bel-
li bir sırayla ortaya çıkarlar.
A. Olumlu pekiştirme B. Olumsuz pekiştirme II. Çocuklar gelişim dönemlerinden sırasıy-
C. Koşulsuz tepki D. İkinci tip ceza la geçmek durumunda değildir; atlama-
E. Koşullu tepki lar olabilir.
III. Çocuk, bir dönemde kazanması gereken
3 Aşağıdaki kavramlardan hangisi doğuştancılık tüm şemalara sahip olup gerekli biliş yapı-
yaklaşımına ait değildir? larını oluşturduğunda o dönemdeki gelişi-
A. Edinç B. Edim mini tamamlamaktadır.
C. Kritik Dönem D. Edimsel Koşullama IV. Çocukların gelişim dönemlerine girme ve
E. Dil Edinim Düzeneği tamamlama yaşları aynıdır.
V. Her dönem için tipik olan gelişim özellik-
4
I. Çocuklar dile ilişkin bir kapasiteyle doğarlar. leri vardır.
II. Dil özellikleri evrenseldir; yani tüm dillerde Piaget’nin bilişsel yaklaşımında belirlediği dönem-
ortak olan bazı özellikler bulunmaktadır. lere ilişkin olarak yukarıda verilen bilgilerden han-
gileri doğrudur?
III. Dil edinilmez, öğrenilir.
A. I ve III B. I, II ve III
IV. Dil ediniminde yetişkinlerin rolü önemlidir.
C. II, III ve IV D. I, III ve V
V. Çocuklar daha önce hiç duymadıkları E. III, IV ve V
tümceleri üretip anlayabilir.
Yukarıda yer alan ifadelerden hangisi veya hangileri
doğuştancılık yaklaşımının varsayımlarındandır?
9 Çocuğun var olan becerilerine dayanarak ye-
tişkin desteği ile gelişiminin bir sonraki aşamasında
A. I ve II B. II, III ve IV ne yapabilmeye hazır olacağını belirten, Bruner’in
C. I, II ve V D. II, IV, V iskele modeline benzeyen kavram aşağıdakilerden
E. III, IV, V hangisidir?
A. Yakınsal Gelişim Alanı
5 14 yaşındayken bulunup kendisiyle dil çalışma- B. Potansiyel Gelişim Seviyesi
ları yapılmış olmasına rağmen Genie’nin dil edinimi C. Gerçek Gelişim Seviyesi
açısından yaşıtlarını yakalayamamış olması durumu D. Korunum İlkesi
aşağıdaki kavramlardan hangisini örnekler niteliktedir? E. Tersine Çevirme
A. Kritik Dönem B. Derin Yapı
C. Evrensel Dilbilgisi D. Dil Edinim Düzeneği 10 Çocuğun kendi başına, bağımsız olarak ya-
E. Klasik Koşullama pabilecekleri ile ilgili olan kavram aşağıdakilerden
hangisidir?
6 Aşağıdaki kavramlardan hangisi bilişsel yakla- A. Potansiyel Gelişim Seviyesi
şıma ait değildir? B. Gerçek Gelişim Seviyesi
A. Örgütleme B. Özümseme C. Yakınsal Gelişim Alanı
C. Uyum D. Nesne devamlılığı D. İskele Modeli
E. Edinç E. Benmerkezcilik

59
Dil Edinim Kuramları

Yanıtınız yanlış ise “Bilişsel Yaklaşımın Te-


1. B Yanıtınız yanlış ise “Davranışçı Yaklaşım” 6. E
mel Kavramları” konusunu yeniden gözden
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Edimsel Koşullamanın


2. A 7. C Yanıtınız yanlış ise “Bilişsel Gelişim Dönem-
Temel Kavramları” konusunu yeniden göz-
leri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
den geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Doğuştancı Yaklaşımın


3. D 8. D Yanıtınız yanlış ise “Bilişsel Gelişim Dönem-
Temel Kavramları” konusunu yeniden göz-
leri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
den geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Doğuştancı Yaklaşımın Yanıtınız yanlış ise “Sosyo-Kültürel Yaklaşı-
4. C 9. A
Varsayımları” konusunu yeniden gözden ge- mın Temel Kavramları” konusunu yeniden
çiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Doğuştancı Yaklaşımın Yanıtınız yanlış ise “Sosyo-Kültürel Yaklaşı-
5. A 10. B
Temel Kavramları” konusunu yeniden göz- mın Temel Kavramları” konusunu yeniden
den geçiriniz. gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
2 Anahtarı

Olumsuz pekiştirme sıklıkla yanlış anlaşılır ve ceza kavramı ile karıştırılır. Bu-
nun nedenlerinden biri kavramın adında “olumsuz” sözcüğünün geçmesidir.
Ceza anlamsal olarak olumsuz bir sözcük olduğu için sanki pekiştirme olumlu
ceza da olumsuz pekiştirme gibi algılanabilir. Bir diğer neden ise olumsuz pe-
kiştirme ve cezada istenmedik uyaranların kullanılmasıdır. Olumsuz pekiştir-
mede istenmedik durum/uyaran ortadan kaldırılır ve davranışın tekrarlanma
olasılığı artar. Birinci tip cezada ise istenmedik durum/uyaran ortama dahil
edilir ve davranışın tekrarlanma olasılığı azalır. Dil ile ilgili bir örnek verecek
olursak, öncelikle ortamda çocuk için istenmedik bir durum olması gerekir.
İstenmedik durum çocuğun açlığı, susuzluğu, üşümesi gibi halihazırda doğal
olarak mevcut olabilir ya da bu durum yaratılabilir. Örneğin çocuğun rahatsız
Araştır 1 olacağı şekilde televizyonun sesini açmak ya da sevdiği bir şey izlerken çocuk
fark etmeden sesini kapamak gibi olabilir. Böyle bir durumda çocuk istemedi-
ği durumdan kurtulmaya çalışacaktır. Pekiştirmek istediğimiz davranış çocu-
ğun herhangi bir şekilde kendini konuşarak ifade etmesi ise çocuk “sesini aç”,
“televizyonu aç” ya da sadece “aç” dediğinde televizyonun sesi açılabilir (gös-
terince ya da ağlayınca veya başka bir davranış yapınca değil). Böylece çocuk
bir şey istediğinde sözlü olarak ifade ederse istediği şeyin yapılacağını anlar ve
sonrasında sözel olmayan davranışlar yerine konuşmayı tercih eder. Birinci tip
ceza bu gibi bir durumda faydalı olmamakla beraber aynı örnek üzerinden gi-
dilirse; çocuk televizyonun sesi kısık diye ağlamaya başlarsa televizyonu sesini
rahatsızlık verecek kadar açmak olabilir. Burada ağlama davranışı sonrasında
çocuğun hoşuna gitmeyen bir uyaran (yüksek ses) ortama dahil edilmiştir ve
beklenen, çocuğun bu davranışı sonlandırması ya da tekrar etmemesidir.

Çocuk her ne kadar dile ilişkin hazır bir kapasiteyle doğuyorsa da söz konusu
kapasitenin tetiklenmesi ve dil üretiminin gerçekleşmesi için çocuğun dilsel
Araştır 2 uyaranlara maruz kalması gerekmektedir. Dolayısıyla çevresel uyaranların
anadil ediniminde önemli olduğunu söylemek mümkündür.

60
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Araştır Yanıt
2 Anahtarı

Piaget çocuğun bilişsel gelişiminin dil gelişimine olan etkisini ve öncülüğünü


vurgulamıştır. Buradan yola çıkarak çocuklarla iletişimimizde onların bilişsel
düzeyine dikkat etmeli ve ona uygun sözel ifadeler kullanmalıyız. Örneğin
soyut işlemler dönemine daha geçmemiş bir çocukla konuşurken kullandığı-
Araştır 3 mız soyut anlamlı sözcükleri anlamayabileceğini bilmeliyiz; gerekirse somut-
laştırılmış destek ve görsel yardım kullanabiliriz. Bilişsel yaklaşımda çocuğun
deneme-yanılma yöntemi ile öğrenmesi önemli yer tutar, bu yüzden çocuğa
yeni deneyimler yaşama fırsatı vererek öğrenmeyi kolaylaştırabiliriz.

Farklı kültürlerin dillerinde diğer dillere çevrilemeyen sözcükler bulunmaktadır.


Örneğin İspanyolca ‘Sobremesa’ sözcüğü öğle ya da akşam yemeğinden sonra
yemeği birlikte yiyen insanların arasındaki kısa sohbeti; Almanca Waldeinsam-
keit sözcüğü ormanda tek başına olmayı; Rusça Toska sözcüğü belirli bir sebep
yokken hissedilen çok derin bir kederi ifade etmek için kullanılmaktadır.
Sosyo-kültürel yaklaşıma göre, sosyal etkileşimler ve eğitim/öğretim sürecinde
Araştır 4 yetişkinler çocuğa kültürü aktarır, yansıtır; nesneler, olaylar ve deneyimlere bağ-
lanan anlamları gösterirler. Bu nedenle çocuğun gelişimi yetişkin toplumunun
kültür örüntülerini yansıtır. Dil ile kültür arasındaki ilişkiyi farklı kültürlerin
kendi dillerine özgü sözcüklerinin olmasında da görebiliriz. Her kültürün, her
toplumun kendine özgü özellikleri, gelenekleri, ihtiyaçları, davranışları, duygu-
ları vardır. Bu yüzden başka kültürlerin dilinde karşılığı bulunmayan sözcüklere
sahiptirler. Bu sözcükleri farklı dillere birebir çevirmek mümkün olmamaktadır.
Çünkü diğer dil ya da kültürde böyle bir ihtiyaç doğmamıştır.

Kaynakça
Acarlar, F. (2001). Sembolik Oyunun Dil Gelişimi ve ASHA, American Speech-Language-Hearing
Dil Bozukluklarıyla İlişkisi. Özel Eğitim Dergisi, Association. (1982). Language https://www.
3 (1), 25-33, Ankara. asha.org/policy/ RP1982-00125.htm adresinden
28.11.2017 tarihinde edinilmiştir.
Aksu, G. (2012). Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin
Matematik Dersi Başarıları İle Derse İlişkin Bacanlı, H. (2002). Gelişim ve Öğrenme. Nobel
Tutumları, Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ve Yayınevi.
Mantıksal Düşünme Yetenekleri Arasındaki
Bergmann, A., Hall, K. and Ross, S. (2007). Theories
İlişkilerin İncelenmesi. Adnan Menderes
of Language Acquisition. Language files: Materials
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
for an introduction to language and linguistics.
Lisans Tezi.
Columbus, OH: The Ohio State University Press.
Aljoundi, E. K. (2016). Language Acquisition
Cem-Değer, A. (1996). Evrensel Dilbilgisi ve İkinci
Theories. https://www.researchgate.net/
Dil Edinimi Kuramı. Dilbilim Araştırmaları.
publication/299657306 adresinden 03.11.2017
tarihinde edinilmiştir. Curtiss, S., Fromkin, V., Krashen, S., Rigler, D. and Rigler,
M. (1974). The Linguistic Development of Genie.
Arı, R. (2006). Gelişim ve Öğrenme, Testlerle
Language, Vol. 50, No. 3, September, 528-554.
Desteklenmiş 3. Baskı, Nobel Yayınları: Ankara.
Değirmencioğlu, S. (2002). Psikoloji Bilimi. Morris,
Arslan, E. (2008). Erken Çocuklukta Bilişsel Gelişim.
C.G. (Editör) Psikolojiyi Anlamak. Ayvaşık, H.B. ve
M. Engin Deniz (Editör). Erken Çocukluk
Sayıl, M. (Çeviri Editörleri) Türk Psikologlar Derneği
Döneminde Gelişim. Maya Akademi Yayın
Yayınları, 3th Edition, Chapter 1, No:23 Ankara.
Dağıtım: Ankara.

61
Dil Edinim Kuramları

Doğan, E. (2013). Okul Öncesi Dönemdeki Roseberry-McKibbin, C. and Hegde, M. N. (2016).


Çocukların Bilişsel Stillerinin Anne Davranışları An Advanced Review of Speech-Language
Açısından İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Pathology, Fourth Edition, Proed: USA.
Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi.
Samkange, W. (2015). Examining Skinner’s and
Freund, L. S. (1990). Maternal Regulation of Bandura’s Ideas on Language Acquisition:
Children’s Problem-solving Behavior and Its Implications for The Teacher. Global Journal of
Impact on Children’s Performance.  Child Advanced Research, Vol-2, Issue-11 PP. 1858-
Development, 61, 113-126. 1863.
Fromkin, V., Rodman, R. and Hyams, N. (2003). An Samúelsdóttir, B. (2015). The Innateness Hypothesis.
Introduction to Language. Heinle: USA. Can Knowledge of Language be Inborn?
Harris, J. (2003). Early Language Development Senemoğlu, N. (2005). Gelişim Öğrenme ve Öğretim
Implications for Clinical and Educational Practice (Kuramdan Uygulamaya). 39- 46. Gazi Kitabevi:
Routledge: London & New York. Ankara.
Harley, T. (2001). The Psychology of Language, 2nd Schaffer, H.R. (1996). Social Development. Oxford:
Edition, Psychology Press: USA and Canada. Blackwell.
Hengirmen, M. (1995). Türkçe Dilbilgisi. Engin Sommerville, J. (2006). Language Development.
Yayınevi: Ankara. Psych. 414.
Hökelekli, H. (2008).  Psikolojiye Giriş.  Düşünce Şenyüz. L. (2002). Öğrenme. Morris, C.G. (Editör)
Kitabevi Yayınları: İstanbul. Psikolojiyi Anlamak. Ayvaşık, H.B. ve Sayıl,
M. (Çeviri Editörleri) Türk Psikologlar Derneği
İmer, K. (1987). Toplum Dil Bilimin Kimi
Yayınları, 3th Edition, Chapter 5, No:23 Ankara.
Kavramlarına Kuramsal Bir Bakış ve Dil Türleri.
Dergiler, Ankara. Topbaş, S.S. (2011). Dil ve Kavram Gelişimi, Kök
Yayıncılık: Ankara.
Kıran, Z. (2001). Dilbilime Giriş. Seçkin Yayıncılık:
Ankara. Uygun, D. (2006). Evrensel Dilbilgisi ve Dil Yetisi:
Eleştiriler, Yeni Yaklaşımlar. İstanbul Üniversitesi
Kol, S. (2011). Erken Çocuklukta Bilişsel Gelişim ve
Dilbilim Dergisi, s. 275-287.
Dil Gelişimi. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, 21 (Mayıs 2011). Üstündağ, A. Y. (2014). Dil Öğrenimi ve Biliş: İlkokul
Öğrencileriyle Karşılaştırmalı Bir Analiz Örneği.
Lourenço, O. And Machado, A. (1996). In Defense
Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi, Konya.
of Piaget’s Theory: A Reply to 10 Common
Criticisms. Psychological Review, Vol. 103, No. Üstünova, K. (2010). Yüzey Yapı - Derin Yapı
1,143-164. Kavramları Üzerine. Turkish Studies, International
Periodical for The Languages, Literature and
Lust, B. (2006). Child Language: Acquisition and
History of Turkish or Turkic, Vol. 5/4.
Growth. Cambridge University Press: USA.
Yağmurlu, B. (2012). Psikolojiye Giriş. Z. Cemalcılar
Maviş, İ. (2005). Çocukta Dil Edinim Kuramları.
(Editör). Ünite 5, Anadolu Üniversitesi Yayınları:
Topbaş, S. (Editör). Dil ve Kavram Gelişimi, 3.
Eskişehir.
Bölüm, Kök Yayıncılık: Ankara.
(http-1). Child Language Acquisition Theory –
McLeod, S. A. (2010). Formal operational stage. www.
Chomsky, Crystal, Aitchison &  Piaget https://
simplypsychology.org/formal-operational.html
aggslanguage.wordpress.com/chomsky/
adresinden 28.11.2017 tarihinde edinilmiştir.
adresinden 09.10.2017 tarihinde edinilmiştir.
Mehrpour, S. and Forutan, A. (2015). Theories of
(http-2). Jean Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
First Language Acquisition. Journal of Language,
http://toprakganime.blogspot.com.tr /2011/05/
Linguistics and Literature, Vol. 1, No. 2, pp. 30-40.
jean-piagetin-bilissel-gelisim-kuram.html
Müldür, F. (2016). Noam Chomsky’de Üretici adresinden 15.11.2017 tarihinde edinilmiştir.
Dilbilgisi: Derin Yapı ve Yüzey Yapı Ayrımı. Kaygı
Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe
Dergisi, Sayı 27, Güz 2016.

62
Bölüm 3
Gelişimsel Dil Bozuklukları
Anlambilgisi Bozuklukları (İçerik/Semantik)
2 Anlambilgisi bozukluklarını ve işitme
öğrenme çıktıları

1
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm

2
Gelişimsel Dil Bozukluğu spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu
1 Gelişimsel dil bozukluğu ve nedenlerini ve motor bozukluklarda görülen
açıklayabilme anlambilgisi bozukluklarını açıklayabilme

Biçimbilgisi Bozuklukları (Morfoloji)


Sesbilgisi Bozuklukları (Fonoloji) 4 Biçimbilgisi bozukluklarını ve işitme
3 Sesbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm

3 4
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum bozukluğu ve özgül dil
spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu bozukluğu ve motor bozukluklarda
ve motor bozukluklarda görülen sesbilgisi görülen biçimbilgisi bozukluklarını
bozukluklarını açıklayabilme açıklayabilme

Kullanımbilgisi Bozuklukları (Pragmatik)


Sözdizimi Bozuklukları (Sentaks) 6 Kullanımbilgisi bozukluklarını ve
5 Sözdizimi bozukluklarını ve işitme işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik,

5
yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm otizm spektrum bozukluğu, özgül dil

6
spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu bozukluğu ve motor bozukluklarda
ve motor bozukluklarda görülen sözdizimi görülen kullanımbilgisi bozukluklarını
bozukluklarını açıklayabilme açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Gelişimsel Dil Bozukluğu • Anlambilgisi • Sesbilgisi • Biçimbilgisi


• Sözdizimi • Kullanımbilgisi

64
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ GELİŞİMSEL DİL BOZUKLUĞU


“Dil, belirli bir bağlam içinde belli bir amaç ya Gelişimsel dil bozuklukları çocukluk çağın-
da kullanım için içerik ya da anlamın bir dilbilim- da en sık rastlanan gelişimsel bozukluktur (Hall,
sel biçim ile kodlanması veya simgelenmesidir. Dil, 1997). Dil bozukluğu terimi en basit anlamıyla dil
iletişimi gerçekleştirmek amacı ile evren hakkındaki gelişimi tipik gelişimden farklı olan çocuklar için
düşüncelerin, uzlaşılmış nedensiz göstergelerle dizge- kullanılmaktadır. Daha detaylı tanım, Amerikan
lendiği bir koddur” (Topbaş ve Maviş, 2004). Ta- Konuşma-Dil-İşitme Derneği kısa adıyla ASHA
nımdan da anlaşılacağı üzere dil, çocukların, yetiş- (American Speech-Language-Hearing Association)
kinlerin birbirleri ile olan iletişimlerini sağlayan, (1993), tarafından yapılmıştır. ASHA dil bozuk-
isteklerini, duygularını, bilgilerini, sevgi, mutluluk, luklarını, konuşma, yazı ve/veya diğer sözel olma-
hüzün ya da acılarını paylaşmaları için gerekli olan yan dilin kullanımında ve anlaşılmasında meydana
araçtır. gelen bozukluklar olarak tanımlamaktadır. Bu bo-
Dünya üzerindeki insanların büyük çoğunlu- zukluklar dilin anlambilgisi, sesbilgisi, biçimbilgi-
ğu sözel veya sözel olmayan dil ile birbirleriyle si, sözdizimi, kullanımbilgisi bileşenlerinin birin-
zorlanmadan, kolaylıkla iletişim kurarken bütün de, birkaçında ya da hepsinde gözlenebilmektedir
nüfusun yaklaşık %5’inde ise dil ve konuşma (ASHA, 1993).
bozukluklarına rastlanmaktadır. İlkokula devam Farklı birçok bozukluk, çocuklarda dilin farklı
eden çocukların yaklaşık %10’unda ise değişik bileşenlerinde bozukluğun ortaya çıkmasına ne-
tip ve şiddette iletişim bozuklukları bulunmak- den olmaktadır. Dil bozuklukları, alanyazında dil
tadır. Bu bozukluklar /r/, /k/, /s/ gibi bazı sesleri süreçlerine (ifade edici dil, alıcı dil) ya da dilin
sesletememek olan sesletim problemlerinden ge- bileşenlerine göre sınıflandırılabilmektedir. Bknz.
cikmiş konuşmaya, otizm spektrum bozukluğu Tablo1 (Hall, 1997).
olan çocuklarda iletişim ve dil bozuklukların- Tablo 3.1 Dil süreçleri ve dil bileşenleri
dan, gelişimsel apraksi, serebral palsili çocuklar-
Dil süreçleri
da ve zihinsel yetersizliği olan çocuklarda dil ve
konuşma bozukluklarına kadar değişmektedir Alıcı dil; dilin anlaşılması boyutu
(Owens, 2001). İfade edici dil; dilin üretim boyutu
Dil bozukluğu, dilin Anlambilgisi (içerik), Dil bileşenleri
Sesbilgisi (fonoloji), Biçimbilgisi (morfoloji), Anlambilgisi
Sözdizimi (sentaks), Kullanımbilgisi (prag- Sesbilgisi
matik) bileşenlerinden birinde, birkaçında ya da Biçimbilgisi
hepsinde meydana gelen bozukluklar sonucunda
Sözdizimi
konuşma veya yazı dilinin anlaşılması veya kulla-
Kullanımbilgisi
nılmasında gözlenen bozukluklara verilen addır
(Konrot, 2006).
Bu ünitede gelişimsel dil bozukluğu tanımla- Çocuklarda anaokulu öncesinde görülen bazı
nacak daha sonra dilin bileşenlerinde ortaya çıkan işaretler gelişimsel dil bozukluğu şüphesinin oluş-
bozukluklardan, bu bozukluklarla ilgili çeşitli engel masında ailelere yardımcı olmaktadır. Tabloda
gruplarında gözlenen dil özelliklerinden bahsedile- belirtilen özelliklere sahip çocuğu olan aileler ço-
cektir. cuklarında dil bozukluğu bulunup bulunmadığını
öğrenmek için Dil ve Konuşma Terapistlerine baş-
vurmalıdırlar. Bu özellikler aşağıdaki tabloda özet-
lenmiştir (Nelson, akt Hall).

65
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Tablo 3.2 Anaokulu öncesi çocuklarda dil bozukluğu için dikkat edilmesi gereken noktalar
3 yaşına gelmişse ve hala sözcük üretimi yoksa

Sınırlı sayıda sözcük üretiyor ve/veya sınırlı sayıda anladığı sözcük varsa

Yeni sözcükleri edinmede, öğrenmede zorluk yaşıyorsa

Konuşulanları anlamada sözel ve görsel ipucuna ihtiyaç duyuyorsa

Sosyal etkileşimde bulunmuyorsa ya da sınırlı sosyal iletişimi bulunuyorsa

Oyun oynarken yaşıtlarına katılmıyorsa

Konuşması aileden olmayan bireyler tarafından anlaşılmıyorsa

Sürekli aynı sözcükleri tekrarlıyorsa (ekolali), başkalarının seslemelerini taklit etme becerisi yoksa

Yaşıtlarıyla iletişim kurmuyor, konuşmuyorsa !!!!!!!!!!

Gelişimsel Dil Bozukluğu Nedenleri


Gelişimsel dil bozuklukları doğum öncesi nedenler (çocuklarda beyin hasarı oluşması serebral palsi-
beyin felci durumlarının dışında dil bozukluklarının oluşmasında az bir öneme sahiptir), genetik faktörler
(Down sendromu, Fragile-X sendromu gibi) ve çevresel etmenler (çevre ve aileden verilen uyaran eksiklik-
leri) sonucunda ortaya çıkabildiği gibi birçok farklı bozuklukla birlikte de ortaya çıkabilir. Bu bozukluklar
İşitme Yetersizliği, Zihinsel Yetersizlik, Otizm Spektrum Bozukluğu Özgül Dil Bozukluğu ve Motor Bo-
zukluklar (Gelişimsel Apraksi ve Serebral Palsi)dır (Hall, 1997).

İşitme Yetersizliği
İşitme yetersizliği bulunan çocuklar çevrelerindeki sesleri işitemedikleri için konuşmaya dayalı sözel dil
edinimini gerçekleştiremeyebilirler ya da zorluk yaşarlar (Girgin, 2006). İşitme yetersizliği olan çocuklar
konuşmaları, çevredeki sesleri duymada, ayırt etmede zorluk yaşarlar. Bebeklerin ilk 3 aylık dönemde
yaptıkları ses üretimlerini gerçekleştiremezler. Konuşma seslerini işitememeleri nedeni ile bu sesleri edin-
mede de zorluk yaşarlar. Özellikle dilin sesbilgisi ediniminde yaşanan bu bozukluk İşitme yetersizliği olan
çocuklarda dilin diğer bileşenlerinde de bozuklukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Son 20 yıl
içerisinde yaşanan koklear implant gibi teknolojik gelişmelere rağmen işitme yetersizliği olan çocuklarda
hala dil ediniminde gecikmeler, bozukluklar görülebilmektedir. İşitme yetersizliği olan çocuklarda dilin
bileşenlerinde ortaya çıkan bozukların şiddeti işitme kaybının her iki kulakta ya da tek kulakta olmasına,
işitme yetersizliğinin şiddetine göre değişkenlik göstermektedir (Kretschmer ve Kretschmer, 2010). Hafif
ya da orta derecede işitme yetersizliğine sahip çocuklarda bile dil bileşenlerinde bozukluklar görülebilmek-
tedir ve bu bozukluklar dil becerilerini engelleyebilmekte ya da yavaşlatabilmekte ve okul yaşantılarında
öğrenme sorunları ile karşı karşıya kalmalarına neden olabilmektedir (Girgin, 2006) .
İşitme yetersizliği olan çocuklarda koklear implant kullanımı, işitme cihazı kullanımı, implant kullanı-
mının başladığı yaş, cihazlandırıldığı yaş, ailenin çocuğun iletişim yöntemleri ile ilgili aldığı karar (implant
kullanımı, cihaz kullanımı, sözel dil kullanımı, işaret dili kullanımı), ailenin kültürü, aile bireylerinin
eğitim seviyesi, işitme yetersizliğine eşlik eden başka bir bozukluğun olup olmaması gibi birçok faktör dil
gelişimini etkilemektedir (Kretschmer ve Kretschmer, 2010).

Zihinsel Yetersizlik
Zihinsel yetersizliği olan çocuklar yaşıtlarına göre bilişsel olarak yavaş gelişim gösterirler. Zihinsel yeter-
sizliği olan çocuklar dilin bütün bileşenlerinde bozukluk yaşamaktadırlar. Dilin anlaşılması, üretilmesi ve

66
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

konuşma yaşıtlarına göre yavaş ilerler. Dilin bütün bileşenlerinde bozukluk görülür ancak her bileşendeki
bozukluk şiddeti aynı değildir. Zihinsel yetersizlik çok geniş bir yelpaze olduğu için her çocuğun dil bi-
leşenlerinde gösterdiği bozukluk farklı olmaktadır. Dil bozukluğunda görülen özellikler çocuğun zihinsel
yaşı ile, kronolojik yaşı arasındaki farka göre değişkenlik göstermektedir (Silverman, 2003).

Otizm Spektrum Bozukluğu


Tablo 3.3 DSM V’e göre Otizm Spektrum Bozuklukları Tanı Ölçütleri*

1. Sosyal iletişim ve etkileşimde klinik açıdan belirgin, sürekli yetersizliğin varlığı (Tüm belirtilerin
olması gerekir).
1. A. Sözel ve Sözel Olmayan İletişimde Yetersizlik: Göz kontağı kuramama, vücut dilini anlamama ve
kullanamama, parmakla işaret ederek gösterme gibi jestleri anlama ve kullanmada yetersizlik,
yüz ifadelerinde ve sözel olmayan iletişimlerinde sınırlılık gibi sosyal etkileşim kurma amacıyla
kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarında yetersizlik.
1. B. Sosyal Karşılıkta Yetersizlik: Karşılıklı konuşma başlatma ve sürdürmede yetersizlik, ilgi ve
duyguları paylaşmada sınırlılık, sosyal iletişim başlatma ya da sosyal etkileşime tepkide
bulunmada yetersizlik gibi karşılıklı sosyal-duygusal tepkilerde yetersizlik.
1. C. İlişki Kurma ve Sürdürmede Yetersizlik: Gelişim seviyesine uygun ilişkileri geliştirme ve idame
ettirmede yetersizlik, sosyal bağlamlara uygun davranamama, hayali oyun oynayamama,
arkadaş edinememe ve akranlarına karşı ilgisizlik gibi ilişki kurma, sürdürme ve ilişkiyi anlamada
yetersizlik.
2. Sınırlı, tekrarlayıcı davranış, ilgi alanları ve faaliyetler (En az iki tanesi olmalı):
2. A. Basmakalıp ve Tekrarlayıcı Hareketler: Tekrarlanan ya da takıntılı motor davranışlar, bağlama
uygun olmayan tekrarlı ya da takıntılı konuşmalar ve nesneleri amacına uygun olmayan şekilde
tekrarlı ya da takıntılı bir şekilde kullanma
2. B. Rutinlere Sıkı Bağlılık: Aynılık üzerinde ısrar etme, rutinlere aşırı bağlılık. Rutinlere, sözel-sözel
olmayan ritüel hareketlere aşırı bağlılık veya değişime karşı aşırı direnç (motor rutinler, aynı rota
veya yemeğe ısrar, tekrarlayan sorular veya ufak değişikliklere yönelik aşırı stres).
2. C. Sınırlı İlgi Alanı: Yoğunluk açısından anormal denebilecek derecede takıntılı ve sabit ilgilere sahip
olma.
2. D. Duyusal Uyaranlara Aşırı/Düşük Tepki: Belli ses, doku ya da koku gibi duyusal uyaranlara karşı
aşırı tepkili olma ya da tepkisiz kalma. Duyusal girdilere çok veya az tepki veya çevrenin duyusal
özelliklerine sıra dışı ilgi (acıya/ısıya/soğuğa kayıtsızlık, bazı seslere, yüzeylere farklı tepkiler,
nesneleri aşırı koklama, dokunma, ışıklara dönen nesnelerle büyülenme).
3. Belirtiler erken çocukluk döneminde görülmelidir (Sosyal taleplerin, sınırlı kapasiteyi aşmasına kadar
kendisini tam olarak göstermeyebilir ya da sonraki yaşamda öğrenilmiş olan stratejiler sayesinde
maskelenebilir).
4. Belirtiler sosyal, mesleki veya diğer önemli günlük yaşam işlevselliğinde klinik açıdan belirgin
bozukluğa neden olur.
5. Bu yetersizlikler zihinsel yetersizlik (zihin gelişimi bozukluğu) ya da genel gelişimsel gecikme ile
daha iyi açıklanmaz. Zihinsel yetersizlik ve otizm spektrum bozukluğu sıklıkla beraber bulunurlar;
otizm spektrum bozukluğu ve zihinsel yetersizlik ortak tanısı için, sosyal iletişim mevcut tahmini
gelişim düzeyinin altında bulunmalıdır.

* Tablo 3, Kaymak, 2017, sayfa 245’den aynen alınmıştır.

67
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların bozukluğu olan gelişimsel apraksili çocuklarda
DSM V tanı kriterlerinde belirttiği gibi en büyük sıklıkla dil bozukluklarına rastlanmaktadır (Jacks
sorunları sosyal iletişim ve etkileşim yetersizlikleri, ve Robin, 2010, Workinger, 2005). Serebral palsi,
dil ve iletişim bozuklukları, uygun olmayan dav- anne karnında gelişmekte olan bebeğin beyninde
ranış problemleridir. Sosyal etkileşim ve iletişim oluşan, ilerleyici olmayan ve doğumdan sonra be-
yetersizlikleri özellikle dilin kullanımbilgisi bile- bekte hareket kısıtlılığına neden olan bir grup kalıcı
şeninde önemli yer tutmaktadır ve bu çocuklarda hareket (motor) bozukluğudur (Bax, ve ark.,2005).
yoğun kullanımbilgisi bozuklukları görülmektedir Serebral palsili (Beyin felçli) çocuklarda kaslarda
(Muma ve Cloud, 2010). görülen, zayıflık, aşırı kasılma (spastisite), kasların
birbirleriyle uyumlu çalışamaması (koordinasyon)
gibi durumlar bu çocukların konuşmada yer alan
Özgül Dil Bozukluğu (ÖDB) organlarını etkiler ve konuşma bozukluklarının
Herhangi bir nörolojik bozukluk, işitme kaybı, ortaya çıkmasına neden olur. Ancak çocuklardaki
motor bozukluk, zihinsel yetersizlik ve sosyal duy- motor yetersizlikler bazı serebral palsili çocuklarda
gusal gelişim bozukluğu olmamasına rağmen, dil dilin bazı alanlarında gecikmeye neden olmaktadır
gelişiminde sınırlılık bulunan gelişimsel bir bozuk- (Workinger, 2005).
luktur. Birçok farklı tipi vardır ve oldukça hetero-
Motor planlama bozukluğu olan gelişimsel ap-
jen bir gruptur (Gilliam ve Kamhi, 2010).
raksili çocuklarda ise dil bozukluğu genellikle dilin
sesbilgisi bileşeninde görülmektedir ve bu durum
Motor bozukluklar (Gelişimsel gelişimsel apraksili çocukların konuşma akıcılığı-
Apraksi ve Serebral Palsi) nın etkilenmesine neden olmaktadır (Silverman,
2003).
Motor bozukluklarından biri olan serebral pal-
sili (beyin felçli) çocuklarda ve motor planlama

Yaşamla İlişkilendir

Büyükşehir’den Çocuk Gelişimi Eğitimi Diken, doğru bilinen yanlışlar konusunda aileleri
Büyükşehir Belediyesi anne ve babaları ço- uyardı. Ebeveynlerin, çocuklarına baktıklarını ama
cuk gelişimi ve iletişimi konusunda bilinçlenme- görmediklerini, işittiklerini ama duymadıklarını
leri amacıyla eğitim düzenledi. ifade eden Diken, farkındalık eğitimleri aldıktan
sonra ailelerdeki değişimi de göstererek, “Çocuk-
Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştır-
la uyumlu bir şekilde, isteklerini ve ihtiyaçlarını
ma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil
dikkate alarak iletişim kurulduğunda, ebeveyn
Diken’in verdiği ‘Çocuğuma Doğru Davranıyor
için de, çocuk için de daha mutlu ve sevgi dolu bir
Muyum?’ eğitimine ebeveynler yoğun ilgi gösterdi.
süreç başlıyor. Bu da engelli çocuğun gelişiminde
Erken çocukluk döneminde engelli çocuklar- çok önemli bir rol oynuyor” dedi.
da nitelikli ebeveyn-çocuk ilişkisine dikkat çek-
Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise ailelerin
mek ve ebeveyn-çocuk iletişimini güçlendirmek
eğitimlere ilgi gösterdiğini belirterek, engelli der-
amacıyla Büyükşehir Belediyesi ‘Çocuğuma Doğ-
nekleri ve ailelerden gelen talepler doğrultusunda
ru Davranıyor Muyum?’ eğitimi düzenledi. Taş-
eğitimlerin ayda bir kez gerçekleştirileceğini ifade
başı Kültür Merkezi Kırmızı Salonda düzenlenen
ettiler.
eğitimi alanında uzman Anadolu Üniversitesi En-
gelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İb-
rahim Halil Diken verdi. Ailelere izlettiği videolar Kaynak: https://www.haberler.com/buyuksehir-
ile çocuk gelişiminde iletişimin önemine değinen den-cocuk-gelisimi-egitimi-9292625-haberi/)

68
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı

1 Gelişimsel dil bozukluğu ve nedenlerini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Gelişimsel dil bozukluğunu


Dil bozukluğu bulunan ço- Her Çocuk Özeldir (Oriji- ve hangi çocuklarda yaygın
cukların yaşadıkları zorluk- nal adı: Taare Zameen Par) olarak görüldüğünü çevre-
lar nelerdir? filmini tartışınız. nizdeki arkadaşlarınıza an-
latınız.

ANLAMBİLGİSİ BOZUKLUKLARI luklar ortaya çıkmaktadır. Anlambilgisi bozukluğu


(İÇERİK/SEMANTİK) dilin anlambilgisi ediniminde ortaya çıkan bozuk-
lukları kapsamaktadır. Dilin bu bileşeninde orta-
Anlambilgisi, dilde sözcüklerin ve cümlele-
ya çıkan bozukların şiddeti çocuktan çocuğa özür
rin anlamlarını yöneten kurallar sistemidir. Kısa-
grubundan özür grubuna, değişiklik gösterir. Kimi
ca “ne demek istiyorsun” cümlesinin karşılığıdır.
çocukta bu gecikme ve bozukluklar çok geniş kap-
İletişimin temeli olan mesajı karşımızdaki bireye
samlıyken, kimi çocuklarda düşük düzeyde ortaya
anlatmada ya da onun mesajını doğru anlamada
çıkmaktadır. (McGregor, 2009). Anlambilgisinin
anlambilgisi önemli yer tutar. Anlambilgisinin ço-
tipik gelişen çocuklardaki gelişim evreleri kitabın
cuklarda edinimi sözcük edinimiyle birlikte başlar.
1. ünitesinde detaylı olarak anlatılmıştır.
Çocuklar sözcükleri öncelikle dinleyerek daha son-
ra konuşarak edinirler. Sözcük edinimi ve sözcük Dilin anlambilgisi oldukça geniş kapsamlıdır,
dağarcığının gelişimde çocukların çevreleri ile olan bu nedenle ortaya çıkan bozukluklar da birbirin-
etkileşimlerinin büyük önemi vardır. Çocuklar den farklı özellikler göstermektedir. Bazı çocuklar
yeni sözcükleri bir oyuncak ile oynarken (araba), anlambilgisinin sadece özgün alanlarında sorun
bir eylem yerine getirirken (top oynarken) öğre- yaşarlar. Örneğin, sadece kategorik anlamları anla-
nirler. Çocukların kullandıkları sözcükler yaşları mada ya da sözcük tanımlarını anlamada gecikme
ile paralellik gösterir. Örneğin 2 yaşında bir çocuk ya da bozukluk ortaya çıkabilir (Paul, 2001).
araba sözcüğünü otobüs, minibüs, metrobüs gibi Bazı çocukların ise çok geniş sözcük dağarcık-
çevresinde gördüğü bütün motorlu araçlara genel- ları bulunmasına rağmen konuşma sırasında doğru
ler. Büyüdükçe sözcük dağarcığı artar ve her bir sözcüğü seçmede ve sözcükleri ifade etmede sorun-
motorlu aracın adını uygun ortamda kullanmaya ları olabilir. Söylemek istedikleri sözcüğü bulamaz-
başlar (Silverman, 2003). lar ve “dilimin ucunda, şimdi söyleyeceğim, şey,
Anlambilgisi ediniminde kategorik anlamlar ımmmmm” gibi anlamlı ya da anlamsız sözcükler-
önemli yer tutmaktadır. Kategorik adlandırma ile le konuşmayı bölerler. Anlatmak istedikleri konu
dilde kullanılan benzer nesneler, eylemler biraraya etrafında dolaşır, bir türlü sözcüğü söyleyemezler,
getirilir ve benzer olmayanlardan ayrılmaları sağ- kendilerini ifade edemezler. (Paul, 2001).
lanır. Örneğin araçlar kategorisinde araba, otobüs, Anlambilgisi dil becerileri içerisinde adlar (ev,
tren, gemi, vapur, kayık, bisiklet, uçak, helikopter araba, dolap vb.), eylemler (gel, git, koş vb.), kate-
yer alırken, kara taşıtları kategorisinde sadece kara- gorik adlandırmaları (örneğin; muz, elma, portakal
da giden araba, otobüs, tren, bisiklet yer almakta- meyve kategorisini, ayakkabı, etek, gömlek, kaban
dır (Owens Jr, 2001). giysi kategorisi gibi) anlamayı içermektedir. Ayrıca
Dilin anlambilgisi çoğu çocukta dil edinimi sı- konuşma sırasında kullanılan sıfatları (güzel, çir-
rasında kolaylıkla edinilir. Ancak bazı çocuklarda kin, uzun, kısa vb.), bağlaçları (ama, ancak, çünkü
anlambilgisinin ediniminde gecikmeler, bozuk- vb.) anlamayı, durum eklerini anlamlı kullanma

69
Gelişimsel Dil Bozuklukları

ve anlamayı ve sözcüğün ifade ettiği kavramı anlamayı içermektedir. Eşanlamlı sözcüklerin, zıt anlamlı
sözcüklerin anlaşılması da anlambilgisi içerisinde yer alır. Örneğin “beyaz-ak, yaşlı-ihtiyar, siyah-kara” bu
sözcükler eşanlamlı sözcüklerdir ve konuşma sırasında kullanıldıklarında yaşlı ve ihtiyar her iki sözcüğün
de yaşı 65 üzerinde olan bireyleri temsil ettiği anlaşılmalıdır (Maviş, 2003).
Anlambilgisi birden çok anlamı olan sözcüklerin anlaşılmasını da içerisinde barındırır. Örneğin “dök-
mek” sözcüğü için farklı anlamlara gelen birçok cümle kurulabilir. Anlambilgisi bozukluğu bulunan ço-
cuklar bu cümle yapılarını anlamakta zorluk yaşarlar, cümle içerisinde yer alan sözcüğün farklı bir cümlede
farklı bir kavramı temsil ettiğini anlayamazlar.

-bardağa su döktü (boşaltmak) -kadın, geçen yılları için gözyaşı döktü (ağlamak)
-sınavda ter döktü (terlemek) -ağaçlar yapraklarını döktü (düşmek)

• Aynı kategori içerisinde yer alan sözcükleri


anlamada, ayırt etmede güçlük (serçe, gü-
Çok anlamlı sözcükler: birden çok anlama
vercin, ağaçkakan hepsini “kuş” olarak ad-
sahip olan kelimeler (http://www.tdk.gov.tr ).
landırma)
• Eş anlamlı sözcükleri anlamada, kullanmada
Anlambilgisi becerileri, yaşanılan dünyanın an- güçlük (beyaz sözcüğünün anlamını edin-
laşılmasını sağlamada ve çevremizde bulunan diğer diyse bir cümle içerisinde “beyaz” yerine
insanlara kendimizi açık ve anlamlı biçimde ifade “ak” sözcüğü kullanıldığında cümleyi anla-
etmemizde önemli bir yer tutmaktadır. Anlambil- mama)
gisi bozukluğu bulunan çocuklar kendilerini ifade • Mecazi anlamlar içeren cümleleri özellikle
etmede zorlanırlar ve çevrelerindeki dünyayı anla- deyimler ve atasözlerini anlamada güçlük
yamazlar (Paul, 2001). • Konuşmaları takip etmede ve konuşmaya
Genel olarak dilin anlambilgisi bileşeninin bo- katılımda zorluk
zukluğunda, çocukların sözcük edinimleri tipik • Konuşmada doğru sözcüğü bulmada zor-
gelişen yaşıtlarından daha yavaş gerçekleşmekte- luk buna bağlı olarak sürekli şey, ımmmm,
dir. İlk sözcüklerini ve sözcük kombinasyonlarını hmmmm gibi anlamlı, anlamsız sözcük kul-
edinimleri yaşıtlarına oranla daha geç olmaktadır. lanımları
Özellikle eklerin çoğunlukla kullanıldığı sözcükle-
rin ediniminde zorluk yaşamaktadırlar. Konuşma • Konuşma sırasında kendi özgün fikirlerini
sırasında yeni bir sözcüğe maruz kaldıklarında söz- ifade etmede zorluk (Paul, 2001)
cüğü anlayamamaktadırlar. Yeni sözcüğü ve anlamı
edinmeleri özellikle eylemleri edinmeleri daha zor- İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar
dur. Konuşma sırasında sözcük bulmada zorlanırlar. İşitme yetersizliği olan çocuklar eğer erken dö-
Soruları anlamada ve yönergeleri takip etmede zor- nemde koklear implant kullanmaya başlarsa sözcük
lanırlar, sözcüklerin, cümlelerin ve birkaç cümleden edinimleri de buna bağlı olarak gelişir ve Koklear
oluşan söylemleri anlamakta ve kullanmakta zorluk implant kullanmayan ya da daha geç yaşlarda imp-
yaşarlar (McGregor, 2009). lant kullanan çocuklara oranla sözcüklerin anlamla-
Anlambilgisi bozukluğu bulunan çocuklarda rını daha erken edinirler, sözcük dağarcıkları daha
gözlenen özellikler: fazla olur. Tipik gelişen çocukların anlambilgisi
• Sınırlı sözcük dağarcığı edinimleri çevreleriyle olan etkileşimleri ile gerçek-
• Sözel yönergeleri takip etmede güçlük leşmektedir. Yeni sözcükleri günlük aktivitelerini
yaparken, aile büyükleri ile konuşurken öğrenirler.
• Kendini ifade etmede sınırlı sayıda sözcük
İşitme yetersizliği olan çocuklar ise yeni sözcük öğ-
kullanımı
renimlerini eğitim ortamlarında, resim-sözcük iliş-
• Deneyimlerine dayanarak soru sorma ve so- kisi ile öğrenirler (Cleary, 2009).
ruları cevaplamada güçlük

70
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar ilgili güçlükler söz konusudur (https://www.asha.


Zihinsel yetersizlik oldukça heterejon bir grup- org/Practice-Portal/Clinical-Topics/Spoken-Lan-
tan oluşmaktadır. Çocukların zihinsel yetersizlik guage-Disorders/Language-In--Brief/).
düzeyleri dilin anlambilgisi ediniminde farklı bo- Anlambilgisi edinimi çocuğun çevreyle kur-
zuklukların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. duğu etkileşime, deneyimlerine bağlıdır. Özellik-
Bu çocuklarda görülen anlambilgisi bozuklukları le kategorileri öğrenmesi (nesne, olay gibi) çevre
çocuktan çocuğa değişkenlik gösterir. Zihinsel ye- etkileşimi açısından önemlidir. Otizmli çocuklar
tersizliği olan çocuklar ilk sözcüklerini yaşıtlarına sosyal iletişimde sorun yaşadıkları için anlambilgisi
oranla geç edinirler, genellikle birden çok anlamı ediniminde sorun yaşarlar. Otizmli çocukların an-
olan sözcükleri anlamada ve kullanmada zorlanır- lambilgisi düzeyinde yaşadıkları en büyük problem
lar. Konuşmalarında sözcüklerin temel anlamlarını nesnelerin fonksiyonları ile dil ilişkisini anlayama-
kullanırlar ve temel anlamları anlarlar. Örneğin, malarıdır ve bu nedenle nesneleri adlandırmada
“hava çok soğuk” cümlesinde hava sıcaklığının dü- zorluk yaşarlar. Konuşmalarında sözcüklerin temel
şük olduğunu, üşüyeceklerini anlarlar, ancak “çok anlamlarını kullanır ve anlarlar (Tiegerman-Farber,
soğuk bir insan” cümlesinde ise o kişinin cana ya- 2002).
kın olmadığı anlamını kavrayamaz, o insanın vücut
sıcaklığının düştüğünü düşünürler. Ayrıca mecaz
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar
anlamlı sözcüklerin anlaşılması ve konuşmada kul-
lanılması çocuktan çocuğa değişebilir. Bazı zihin
(ÖDB)
engelli çocuklar mecaz anlamları konuşmanın içe- Özgül dil bozukluğuna sahip çocuklar tipik ge-
riğinden çıkarabilirken bazıları mecaz anlamları hiç lişen çocuklarla aynı anlambilgisi edinim süreçle-
anlamayabilirler. Ayrıca zihinsel yetersizliği olan rinden geçmelerine rağmen bu süreç bu çocuklarda
çocuklarda görülen diğer anlambilgisi bozuklukları yaşıtlarına oranla gecikmeli seyretmekte, ilk sözcük
ise sözcük dağarcığı gelişimlerini tipik gelişen yaşıt- edinimleri geç olmaktadır. Özgül Dil Bozukluğu
larından daha geç olması ve kategorik adlandırma- olan çocuklar sözcüklerin anlamlarını yaşıtlarına
da yaşadıkları sorunlardır (Owens Jr, 2002). oranla daha geç edinmektedirler ve edindikleri söz-
cük sayısı yaşıtlarından daha az olmaktadır. ÖDB’li
çocukların yeni sözcükleri anlamaları bu sözcükle-
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan ri üretmelerinden daha kolaydır (Topbaş ve ark,
Çocuklar 2013).
Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklar,
geniş bir yelpaze içerisinde ele alınmaktadır. Bu
Motor Bozukluklar (Gelişimsel
çocukların bazılarında sözel çıktı gelişirken bazıla-
rının hiç sözel dil çıktısı olmayabilir. Dilin anlam- Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
bilgisi bileşeni açısından bakıldığında bu çocuk- Çocuklar)
larda genellikle bozukluk olduğu görülmektedir. Gelişimsel apraksisi bulunan çocuklarda an-
Sözel dil çıktısı olan Otizm Spektrum Bozukluğu lambilgisi bozuklukları görülmesi beklenen bir
olan çocukların anlamlı sözcük dağarcıkları olduk- durumdur. Bu çocuklar dilin anlambilgisi organi-
ça sınırlıdır (McGregor, 2001). zasyonunda sorun yaşarlar. Özellikle sözcük bulma
Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklarda bozukluğu gelişimsel apraksinin en önemli özelliği-
sıklıkla gözlenen jest-mimik kullanımı ve bunla- dir. Günlük yaşamda daha az kullanılan sözcükleri
rı anlamada yaşadıkları zorluklar, sözcükleri tak- bulmakta daha çok zorlanırlar. Kuşlar kategorisinde
lit etme becerisindeki yetersizlikler bu çocukla- serçe sözcüğünü rahatlıkla kullanırken ağaçkakanı
rın anlambilgisi ediniminde zorluklar yaşadığını konuşma sırasında ifade edemezler (Paul, 2001)
göstermektedir. Bu çocuklar aynı zamanda sosyal Bazı Serebral palsili çocuklarda dilin anlambil-
ilişkilerin anlambilgisinin gelişmesinde etkili olan gisi gelişiminde sorunlar görülebilmektedir. Va-
ipuçlarını kaçırırlar (McGregor, 2001). Sorulan so- rolan motor bozukluklar nedeniyle bebeklikten
rulara, uygun olmayan yanıtlar verme, görsel uya- itibaren çevrelerindeki nesneler, aile bireyleri ve
ranlara ilişkin sözcük bulma güçlükleri söz konusu- olaylar ile fazla etkileşime giremezler. Özellikle baş
dur. Konuşma gibi bağlantılı söylemleri anlama ile kontrolünün kazanılamaması, bebeğin, annesi ve

71
Gelişimsel Dil Bozuklukları

nesneleri görmesini, onlara doğru bakmasını ve göz kontağı kurmasını sınırlamaktadır, ayrıca genellikle
ev ortamında bulunmaları nedeniyle yaşıtlarından daha az uyarana maruz kalırlar. Çevresi ile etkileşimi
kısıtlı olan bu çocuklar sosyal ilişkilerin ve anlambilgisinin gelişmesinde etkili olan ipuçlarını kaçırırlar ve
sözcüklerin anlamını edinmede zorluk yaşarlar (Workinger, 2005).

Yaşamla İlişkilendir

Son 2 Yılda 68 Bin Kişiye Otizm Farkındalık 16/10.000 oranında olduğu bildirilmektedir.
Eğitim Verildi Ancak, yaygın gelişimsel bozukluk ve tüm otistik
Sağlık Bakanlığı, Otizm Spektrum Bozuklu- bozukluk yelpazesi ele alınacak olursa 21/10.000
ğu farkındalık çalışmaları kapsamında son 2 yılda kadar görüldüğü belirtilmektedir. Otistik bozuk-
68 bin 111 kişiye farkındalık eğitimi verildiğini lukta erkek/kız oranı 3/1 ya da 5/1 olarak bildi-
açıkladı. rilmektedir. Ancak kızlar erkeklere göre daha cid-
di etkilenme eğilimindedirler.” ifadeleri yer aldı.
Sağlık Bakanlığı, Otizm Spektrum Bozukluğu
farkındalık çalışmaları kapsamında son 2 yılda 68 Hastalığın nedeninin halen tam olarak bilin-
bin 111 kişiye farkındalık eğitimi verildiğini açık- memekle beraber; zeka geriliğinin eşlik edebilme-
ladı. 2 Nisan’da başlayan ‘Otizm Farkındalık Ayı’ si, epileptik bozuklukların ve elektroensefalografi
çerçevesinde Halk Sağlığı Müdürlükleri tarafından (EEG) anormalliklerinin sıklığının yüksek olması,
Nisan ayında daha yoğun olmak üzere, vatandaş- diğer tıbbi durumlar ile birlikte görülmesi, otiz-
ların katılımıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini min biyolojik bir bozukluk olduğunu düşündür-
belirten bakanlık, “Ayrıca ilgili meslek gruplarına düğü vurgulayan açıklama da, “Genetik etmenler
ve halka yönelik farkındalık eğitimleri gerçekleşti- ve doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonra-
rilmektedir. 2014 yılında; 3 bin 500 sağlık perso- sındaki bazı etkilenmelerin de bozukluğun ortaya
neli, bin 500 eğitimci, 3 bin 400 öğrenci ve 6 bin çıkışında etkili olabileceği üzerinde durulmaktadır.
367 halk eğitimi olmak üzere 14 bin 767 kişiye Otizm, şu anda sahip olduğumuz bilgi ve yöntem-
farkındalık eğitimi verilmiştir. 2015 yılında ise 10 lerle tamamen tedavi edilememekle birlikte, erken
bin 558 sağlık personeli, 3 bin 435 eğitimci, 10 dönemde başlayan ve etkinliği kanıtlanmış uygun
bin 777 öğrenci ve 28 bin 574 halk eğitimi olmak bir eğitim planına ek olarak, bazı durumlarda ilaç
üzere 53.344 kişiye farkındalık eğitimi gerçekleşti- tedavisi ile bazı belirtileri ortadan kalkabilir, uyum
rilmiştir.” açıklamasında bulundu. yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi
içinde mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Bu
Sağlık Bakanlığı, 2 Nisan Dünya Otizm Far- nedenle otizm ve diğer gelişimsel bozuklukların
kındalık Günü dolayısıyla yaptığı çalışmalarla il- erken dönemde tespit edilmesi ve erken müdahale
gili yazılı bir açıklama yaptı. edilmesi önemlidir.” değerlendirmeleri yer aldı.
2 Nisan’ın Birleşmiş Milletler tarafından Otizm Spektrum Bozukluğu farkındalık ça-
otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm lışmaları kapsamında; Halk Sağlığı Müdürlükleri
ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla ‘Dünya tarafından Nisan ayında daha yoğun olmak üzere,
Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan edildiği be- vatandaşların katılımıyla çeşitli etkinlikler düzen-
lirtilen açıklama da, “2 Nisan’da başlayan ‘Otizm lendiği hatırlatılan açıklama da şu ifadeler yer aldı:
Farkındalık Ayı’ çerçevesinde dünyada otizmle “Ayrıca ilgili meslek gruplarına ve halka yönelik
ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalık eğitimleri gerçekleştirilmektedir. 2014
farkındalığın artırılması ile, erken teşhis ve tedavi- yılında; 3 bin 500 sağlık personeli, bin 500 eği-
nin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.” denildi. timci, 3 bin 400 öğrenci ve 6 bin 367 halk eğitimi
Otizm Spektrum Bozukluğunun (OSB); ço- olmak üzere 14 bin 767 kişiye farkındalık eğitimi
cukluk çağı nörogelişimsel bozukluklar içinde yer verilmiştir. 2015 yılında ise 10 bin 558 sağlık per-
alan bir rahatsızlık olduğu kaydedilen açıklama soneli, 3435 eğitimci, 10 bin 777 öğrenci ve 28
da, “Belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çı- bin 574 halk eğitimi olmak üzere 53 bin 344 kişi-
kan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, ye farkındalık eğitimi gerçekleştirilmiştir.”
sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tek-
rarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendi-
ni gösteren karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. Kaynak: https://www.haberler.com/son-2-
Tüm sosyoekonomik düzeylerde ve tüm dünyada yilda-68-bin-kisiye-otizm-farkindalik-egitim-
görülebilir. Toplumda otistik bozukluğun 3,3- 8318570-haberi/

72
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı
2 Anlambilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen anlambilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Anlambilgisi bozuklukları- Erken dönem koklear imp- Anlambilgisi bozuklukla-


nın hangi engel türlerinde lant kullanımın çocukların rında çocuklarda görülen
görüldüğünü ve özellikleri- anlambilgisi gelişimine kat- özellikleri çevrenizdekilere
ni anlatın. kısını tartışın. açıklayın.

SESBİLGİSİ BOZUKLUKLARI Çocuklar sesleri edinme sırasında kabul edilenin


(FONOLOJİ) dışında süreçler gerçekleştirdiklerinde (Topbaş,
2005) ve yaşıtlarına oranla daha çok ve daha fark-
Sesbilgisi, bir dilde yer alan sesleri, dağılımla-
lı süreçler gerçekleştirdiklerinde ortaya ses bilgisel
rını, sınırlılıklarını, işlevlerini ve düzenlenişlerini
bozukluklar çıkmış olur (Silverman, 2003).
sağlayan kurallar sistemidir. Örneğin “bir” sözcü-
ğünde toplam 3 sesbirim (fonem) (b-i-r) bulun- Bu çocuklar bazı sözcüklerde bir sesi yanlış üre-
maktadır. Fonem, bir dilde kendi başına anlamı tebilirler. Örneğin /k/ sesini “kitap” sözcüğünde
olmadığı halde anlam aktarma ve anlam değiştirme üretebilirken “kürek” sözcüğünde üretemeyebilir.
özelliği bulunan en küçük birimdir. “bir” sözcüğü- Bazı sözcüklerde hece düşürmesi yapabilir, “ayak-
nü oluşturan sesbirimler eğer “r-b-i” sırası ile dizi- kabı” sözcüğü “akkabı” olarak söylenebilir. Bazen
lirlerse oluşan “rbi” bileşeni Türkçe için bir anlam son sesi atabilirler, “güzel” sözcüğü “güze” olabilir,
oluşturmaz. Türkçenin sesbilgisel kurallarında iki bazen sözcükteki ses dizilimlerini karıştırabilirler,
ünsüz sesbirimin yan yana gelmesi yoktur. Ses- “masa” sözcüğü “sama” olabilir (Topbaş, 2005).
birimlerin bir araya gelerek heceleri ve sözcükleri Fonolojik bozukluğu bulunan çocuklar sesbil-
oluşturma kuralları dilden dile farklılık göstermek- gisi ediniminde genelde yaşıtları ile aynı sırayı iz-
tedir (Topbaş, 2006). lemektedirler ancak edinimleri yaşıtlarından daha
Sesbilgisel gelişimde iki önemli nokta bulun- geç olmaktadır. Sesbilgisi edinimi belirli bir düzen
maktadır. Birincisi seslerin edinilmesi ve üretilmesi içerisinde gerçekleşir ve çocuklar edinim süreci
ikincisi ise seslerin bir araya getirilerek anlamlı söz- içerisinde bazı hata örüntüleri gerçekleştirirler.
cük oluşturma kurallarının edinilmesidir. Çocuklar Fonolojik bozukluğu bulunan çocuklar genellikle
konuşmalarının ilk dönemlerinde sözcükleri yetiş- yaşıtları ile aynı hata örüntülerine sahiptirler ancak
kinler gibi söylemezler, basitleştirirler. Sözcükteki bu hata örüntüleri daha sık olur ve daha çeşitlidir
bazı sesleri atarlar, sesletmezler, örneğin “bebek” (https://www.asha.org/Practice-Portal/Clinical-
sözcüğünü “bebe” olarak sesletirler. Sesbilgisel edi- Topics/Articulation-and-Phonology/).
nim sırasında çocukların yaptıkları bu ses düşür- Fonolojik bozukluklar bazen sesletim bozuk-
meler genellikle dillerin hepsinde görülür (Silver- luklarıyla karıştırılabilir. Sesletim bozuklukların-
man, 2003). da çocuk belirli bir sesi edinemez ve kullanamaz,
Çocuklar dile ait ses birimleri belirli yaş zaman- o ses yerine başka ses kullanır. Örneğin /r/ sesini
larında edinirler ve bu edinim sürecinde dile ait edinmemiş çocuk “bir” yerine “biy”, “bil ya da “bi”
kabul edilen ses düşürme, önleştirme gibi süreçleri olarak söyleyebilir. Fonolojik bozukluklarda ise
gerçekleştirirler. Sesbilgisi bozuklukları terimi ise, çocukların ses üretimleri bozuk değildir /r/ sesini
çocuğun ana dilindeki ses sistemini ve kurallarını edinirler, doğru üretirler /r/ sesi yerine /y/ ya da
edinmesinde görülen zorlukları kapsamaktadır. /l/ sesini kullanmazlar ancak ses birimleri uygun

73
Gelişimsel Dil Bozuklukları

sıralayamazlar. Örneğin “bir” sözcüğünde /r/ sesini anlama aşamasında ise işittiği sesleri, sözcükleri,
söylemeyip “bi” derken başka bir sözcükte /r/ sesi- cümleleri, çevre seslerini algılar ve anlamlandırır
ni “kar” kullanabilir. Ses bilgisel bozukluğa sahip (Girgin, 2006).
çocukların konuşma anlaşılırlığı düşüktür, onları Sesbilgisel gelişim için önemli olan tanımlama
dinleyen kişiler söylemek istediklerini anlamakta aşamasıdır. Çocuklar dillerine ait seslerin özellik-
zorluk çekerler şiddetli bozukluklarda çocukla- lerini, benzerlik ve farklılıklarını bu aşamada al-
rın konuşmaları hiç anlaşılır olmayabilir (Topbaş, gılayıp, ayırt etmeye başlarlar. İşitme yetersizliği
2005). bulunan çocuklar yetersizliğin derecesi, çevresinde
Fonolojik bozukluk işitme yetersizliği, zihin- bulunan ortamın gürültü derecesi ve dinleme be-
sel yetersizlik gibi durumlarda gözlenebildiği gibi cerilerinin yetersizliğinden dolayı sesbirimler ara-
hiçbir organik, nörolojik ya da fizyolojik bir soru- sındaki farkı algılayıp, ayırt etmede zorluk yaşarlar
nu olmayan çocuklarda da gözlenebilir. Fonolojik (Girgin, 2006).
bozukluğu bulunan çocukların fonetik envanteri Konuşmanın algılanması ve üretilmesi işitme-
tipik gelişim gösteren çocuklara göre daha azdır. ye bağlıdır ve üretilen konuşma seslerinin büyük
Fonetik envanter, çocukların ana dillerinde doğ- çoğunluğunun frekansı 500-4000 Hz arasındadır.
ru kullandıkları konuşma seslerini kapsar. Bu ço- İşitme yetersizliği bulunan birçok çocuk yüksek
cukların sözcüklerde kullandıkları hece yapıları frekanslı sesleri duyamaz. Bu sesler /s/, /f/, /z/ ve
sınırlıdır. Genellikle ünsüz-ünlü (baba, dede) ya /k/ sesleridir (Tüfekçioğlu, 2010). Erken dönemde
da ünsüz-ünlü-ünsüz (kek, bak, elma) hece tek- işitme cihazı ve koklear implant kullanımı işitme
rarlarından oluşan sözcükler kullanırlar. Çocuklar yetersizliği bulunan çocukların sesleri duymalarına
belirli yaşlarda belirli fonolojik hatalar yaparlar, olanak sağlar. Ancak bu cihazlar tek başına işitme
belirli fonolojik süreçlerden geçerler belirli bir yetersizliğini ortadan kaldırmaz. Uygun eğitimler
yaşta bu süreçlerin ortadan kaybolması gerekmek- ve çocuğa doğal ortamda sağlanan dil girdileri ile
tedir, ancak fonolojik bozukluğu bulunan çocuk- birlikte kullanılan cihazlar çocuğun dil edinime
larda bu hatalar devam eder, kaybolmaz (Topbaş, yardımcı olur (Girgin, 2006)
2005).
Tüfekçioğlu (2010), bir yaşından önce kokle-
Acarlar, 2-6 yaş arasında fonolojik bozukluğu ar implant ve işitme cihazı kullanmaya başlayan
bulunan çocuklarla yaptıkları çalışmada en çok çocukların edindikleri ünsüz sesbirim sayısının
görülen hataların kapantılaştırma, öne getirme, önemli ölçüde arttığını, genel olarak konuşmadaki
yarı ünlüleştirme, ünsüz kümesinin sadeleştirilme- hatalarının azaldığını belirtmiştir.
si, benzetme süreçleri, ortadaki ünsüzün atılması,
son ünsüzün atılması ve titreşisizleştirme olduğunu
bulmuşlardır (Acarlar, 1995). Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar
Zihinsel yetersizliği bulunan çocuklarda sesbil-
gisi gelişimleri yaşıtlarına benzer gelişim gösterir
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar ancak tam olarak aynı değildir. Şiddetli zihinsel
Dile ait sesler, seslerin yapıları ve seslerin an- yetersizliğe sahip çocuklar ses kullanımından daha
lamlı sözcükler oluşturmak için bir araya gelme çok işaret, jest kullanımını tercih ederler. Çıkardık-
kuralları bebeklerin çevresindeki sesleri işitmesi ları sesler ise genellikle ünsüz seslerden oluşmak-
ile gerçekleşmektedir. Sesbilgisel gelişim için se- tadır. Zihinsel yetersizliği olan çocuklar babıldama
sin işitilmesi kadar dinlenmesinin de önemi bü- döneminde yaşıtlarıyla benzer ses edinimine sahip-
yüktür. Çocuklarda dinleme becerisi Fark etme, ken zaman içeresinde tipik gelişen yaşıtlarından ge-
Ayırt etme, Tanımlama ve Anlamlandırma olarak cikmeli olarak ses edinimleri devam eder. İlerleyen
dört aşamada gerçekleşir. Fark etme aşamasında yaşlarda sesletim problemleri ortaya çıkar, sesletim
çocuk sesi işitir, sese dönüt verir, ayırt etme aşa- hataları tutarsızdır, hata örüntüleri tipik gelişen
masında ise çocuk işittiği seslerin birbirinden çocuklara benzerlik gösterir. Bu çocuklarda fono-
farklı sesler mi aynı sesler mi olduğunu ayırt lojik bozukluk görülme sıklığı daha fazladır, genel-
eder. Tanımlama aşamasında çocuk konuşma likle ünsüz düşmesi ve son hece düşmesi gözlenir
sesleri ile çevre seslerini birbirinden ayırır, basit (Owens Jr, 2002).
sözcükleri ya da cümleleri tekrarlamaya çalışır,

74
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Motor Bozukluklar (Gelişimsel


Çocuklar Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
Otizm spektrum bozukluğu bulunan çocuk- Çocuklar)
larda görülen sesbilgisi bozukluklarının özellikleri Serebral palsili çocukların büyük çoğunluğun
çocuktan çocuğa değişmektedir. Bazı çocuklarda sesbilgisi ediniminde bozukluk bulunmamakta-
dilin sesbilgisi bileşeninde bozukluk ortaya çıkma- dır. Dilin sesbilgisi gelişimi yaşıtları ile aynı se-
yabilir. Dilin sesbilgisi bileşeni bu çocukların güçlü viyede gerçekleşmektedir ancak sesletim hataları
oldukları bir dil bileşenidir. Sesbilgisindeki gelişim- bu çocuklarda sıklıkla görülmektedir. Kaslarında
sel sıra, yaşıtları ile benzer özellikler göstermektedir meydana gelen zayıflık, spastisite, veya kasların
(Owens, 1999). birbirleriyle uyumlu çalışamaması (koordinasyon)
gibi durumlardan ötürü sesleri doğru sesletemez-
ler ve sesletim problemleri ortaya çıkar (Crary,
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar
1993).
Özgül Dil Bozukluğu olan çocuklar yaşıtlarıyla
Gelişimsel apraksili çocuklarda birçok sesbilgi-
aynı ses bilgisel gelişim evresini gösterirler, ancak
sel hata gözlenir. Konuşma sırasında sözcüklerde
gelişimleri anlambilgisinde olduğu gibi geriden
seslerin yerini değiştirirler (şemsiye-semsiye), sesle-
gelmektedir. Sesbilgisel hataları sıktır ve basitleş-
ri atarlar (bebek-bebe), bazen ses ekleme yaparlar.
tirme işlemleri yaparlar. Yani konuşmaları yaşla-
Ünsüz ve ünlü seslerde bozulmalar görülebilir, ses
rına uygun değildir, daha küçük yaş çocuklarının
diziminde hata yaparlar. Sözcük uzunluğu arttıkça
gerçekleştirdikleri sesbilgisel özellikler konuşmala-
sesbigisel hataları artar. Yaptıkları sesbilgisel hatalar
rında yer alır (bebeksi konuşma) (Topbaş ve ark.,
tutarlı değildir. “şemsiye” sözcüğünü bazen “semsi-
2013) Ünsüz-ünlü-ünsüz hece kullanımlarını çok
ye” olarak söylerken başka zaman doğru sesletimini
heceli sözcüklerde yaşıtlarından daha geç kullan-
“şemsiye” yapabilir (Crary, 1993).
maya başlarlar (Rescorla ve Lee, 2001).

Öğrenme Çıktısı
3 Sesbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen sesbilgisi bozukluklarını
açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Fonolojik bozukluklar ve Sesletim ve Sesbilgisel bo- Fonolojik bozukluklarda


sesletim bozuklukları ara- zukluklar arasındaki farkı görülen özellikleri çevreniz-
sındaki farkı tanımlayın. tartışın. deki kişilere açıklayın.

BİÇİMBİLGİSİ BOZUKLUKLARI (MORFOLOJİ)


Biçimbilgisi sözcükleri doğru hece sırasında kurmayı, anlamayı ve birkaç cümleden oluşan konuşmaları
doğru organize etmeyi gerektiren kurallar bütünüdür. Sözcüklerdeki köklerin (bağımsız morfem) ve ekle-
rin (bağımlı morfem) dile ait kurallara uygun olarak bir araya getirilmesidir. Bunun yanı sıra yaşıtlarıyla
orantılı olarak gelişen karmaşık cümle yapılarının konuşma sırasında kullanım becerisini de içermektedir
(Topbaş, 2003).
Biçimbilgisi bozukluğu bulunan çocuklar biçimbilgisini edinmede ve kullanmada zorluk yaşarlar. Mor-
femleri edinme sırası yaşıtlarından gecikmelidir. Uzun heceli sözcüklerin edinimi gecikmelidir. Çocukların
konuşmada kullandıkları ortalama sözce uzunlukları yaşıtları ile aynı evrelerden geçer ama yaşıtlarından

75
Gelişimsel Dil Bozuklukları

gecikmeli seyreder. Biçimbilgisi bozukluğuna sahip olan çocuklar çoğul eklerini, zaman eklerini kullan-
makta zorluk yaşarlar, ekleri yanlış kullanabilirler. Ancak eklerin yanlış kullanılmasından daha çok eklerin
kullanılmaması bu çocuklarda daha sıklıkla rastlanır. Ancak her iki durumda da çocukların hataları tutar-
sızdır (Paul,2001).
Biçimbilgisi bozukluğu bulunan çocuklarda gözlenen özellikler
• Bağımsız morfemleri edinmede zorluk, gecikme
• bağımlı morfemleri yani dile ait ekleri edinmede zorluk
• Ekleri kullanmada zorluk, kullanmama
• Geçmiş zaman şimdiki zaman, gelecek zaman eklerini kullanmada zorluk (Paul, 2001).

Yaşamla İlişkilendir

‘Dil ve Konuşma Bozukluklarının Farkında minerin doktora öğrencilerinin klinik derslerinin


Mısınız?” Semineri bir ürünü olarak hazırlandığını söyledi.
Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuk- Seminere, DİLKOM’a çocuklarını getiren
lukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi veliler, özel eğitimciler ve halkın davet edildiğini
(DİLKOM) tarafından “Dil ve Konuşma Bozuk- anlatan Maviş, şunları kaydetti:
luklarının Farkında mısınız?” semineri düzenlendi. “Güzel bir bilgilendirme ve farkındalık se-
Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bo- mineri oldu. Dil ve konuşma bozuklukları her
zuklukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Mer- dönemde olabilir. Özellikle gecikmiş konuşma-
kezi (DİLKOM) tarafından “Dil ve Konuşma sı olan ve 24-36 ay arasında hala konuşmaya
Bozukluklarının Farkında mısınız?” semineri dü- geçememiş çocuklarda biz bir şeylerden şüp-
zenlendi. helenmeye başlayabiliriz. Çünkü gecikmiş ko-
Anadolu Üniversitesi Salon 2009’da gerçek- nuşmayla başlayan bu durumun ileride bir dil
leşen seminerde, gecikmiş dil konuşma ve özgül bozukluğuna dönme olasılığı çok fazladır. Dil
dil bozukluğu, konuşma sesi bozukluğu, dudak ve konuşma terapisinin daha çok farkındalığa
damak yarığına bağlı dil ve konuşma bozukluğu, ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle hal-
kekemelik, dil sorunları ve özel öğrenme güçlü- kımızın dil ve konuşma terapistlerinin ne yaptı-
ğü, ses bozukluğu ve ses hijyeni, bilişsel iletişim- ğını bilmesi gerekiyor.”
sel bozukluklar ve edinilmiş dil bozukluğu konu-
ları ele alındı. Kaynak: https://www.haberler.com/dil-ve-
DİLKOM Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur konusma-bozukluklarinin-farkinda-misiniz-
Maviş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, se- 9187352-haberi/

76
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar TÖDİL; Özgül Dil Bozukluğu Türkiye Pro-
İşitme yetersizliği bulunan çocuklarda sesbilgi- jesi kapsamında yapılan çalışmada ÖDB’li Türk
sel bozukluklar kısmında anlatılan işitme ve dinle- çocuklarının tipik gelişim gösteren yaşıtlarından
me becerisi bu çocuklarda sesbilgisel bozukluklarda daha az morfem kullandıkları, daha çok kısa söz-
olduğu gibi morfolojik bozukluklarda da önemli- celer kurarak iletişim kurdukları, ekli ve eksiz
dir. İşitme yetersizliğinden dolayı sesleri ayırt ede- morfem kullanımlarında tipik gelişen yaşıtların-
meyen çocuklar dil ediniminde zorluklarla karşıla- dan daha çok hata yaptıkları belirtilmiştir (Topbaş
şacaklardır (Girgin, 2006). ve ark. 2013). Özgül dil bozukluğu bulunan Türk
çocuklarında Topbaş tarafından yapılan çalışmada
çocukların cümle tekrarlarında kök biçimbirim-
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar leri kullanmada zorluk yaşadıkları belirtilmiştir
Zihin yetersizliği bulunan çocuklarda mofolojik (Topbaş, 2010).
gelişim yaşıtları ile benzer süreçlerde gerçekleşmek- Şan’ın (2010) yaptığı; 3-6 yaş arasında özgül
le birlikte bu süreçler yaşıtlarına göre daha geriden dil bozukluğu bulunan çocuklar ve normal geli-
seyretmektedir. Morfemleri edinmede gözlenen şim gösteren çocukların karşılaştırıldığı çalışmada
gecikme morfemlerin kullanımında da gecikmeye Özgül Dil Bozukluğu olan çocukların soru söz-
neden olmaktadır (Owens Jr, 2002). cük ve ekleri, bağlaçlar, adıllar ve yer-yön belirteç
kullanımlarının yaşıtlarından daha düşük olduğu
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan bulunmuştur. Kullanılan bağımlı biçimbirimlere
göre yapılan karşılaştırmada (ad durum ekleri,
Çocuklar
iyelik ekleri, çoğul eki, olumsuzluk eki, ilgeç eki,
Otizm spektrum bozukluğu bulunan çocuklar eylem zaman, görünüş ve kiplik ekleri, eylem kişi
genellikle ekleri kullanmakta özellikle zaman ekle- ekleri), -I İyelik ekinin, -sA (kiplik eki), -mAlI
rinin kullanımında sorun yaşarlar zaman eklerini, (kiplik eki), -Abil (kiplik eki) ve –sIn eylem kişi
çoğul eklerini kullanmazlar (Owens, 1999). ekini Özgül Dil Bozukluğu olan çocukların hiç
kullanmadığı -(I)n iyelik ekinin kullanımında dil
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar bozukluğu olan grupla normal gelişim gösteren
grup arasında fark olmadığı, diğer bağımlı biçim-
Özgül dil bozukluğu bulunan çocuklarda mor-
birimlerin kullanımında Özgül Dil Bozukluğu
folojik bozukluklar görülmektedir. Çalışmalarda
olan grubun yaşıtlarından daha düşük düzeyde
genellikle özgül dil bozukluğu bulunan çocuklar
performans gösterdikleri bulgulanmıştır (Şan
kendi yaşıtları veya kendilerinden daha küçük an-
2010).
cak aynı hece uzunluğuna sahip çocuklarla karşılaş-
tırılarak konuşmada kullandıkları hece uzunlukları
değerlendirilir. Hece uzunluklarının değerlendiril- Motor Bozukluklar (Gelişimsel
mesi Ortalama Sözce Uzunlukları (OSU) ile ya- Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
pılır. Eğer kendilerinden daha küçük ancak OSU Çocuklar)
değerleri aynı olan çocuklarla özgül dil bozukluğu
Cary, Landes ve Tom (1984) sesbilgisel edinim
olan çocuklar karşılaştırıldığında gramer yapıları
süreçleri, kronolojik yaş, ve morfemlerde ortalama
birbirine benzer değilse o zaman ÖDB’li çocuklar-
sözce uzunluğunu (OSU) 10 gelişimsel apraksili
da dil gecikmesi olduğu kabul edilir ve gecikmiş
çocukta değerlendirmişlerdir. Gelişimsel apraksi-
dil olarak tanımlanır. Eğer tipik gelişen çocuklarla
li çocukların hece sonunda son ünsüzü attıkları-
sözce uzunlukları aynı ancak farklı gramer yapıları
nı ve yapılan bu sesbilgisel sürecin ortalama hece
kullanıyorlarsa iki grup arasında biçimbilgisi açı-
uzunluğu ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir (Akt.
sından sadece gecikme var denilemez, sapma var
Crary, 1993)
denilir. Morfolojik bozukluk özellikle fiillerde göz-
lenir (Hakansson, 2016).

77
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Öğrenme Çıktısı
4 Biçimbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu ve özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen biçimbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Topbaş (2006) Türkçe ko-


nuşan çocuklarda sesletim
ve sebilgisel bozukluğu ta-
rama, ayırıcı tanı koyma
amaçlı geliştirilen “Türkçe
Sesletim-Sesbilgisi Testi’nin Biçimbilgisi bozuklukla-
Biçimbilgisi bozuklukları
geçerlik, güvenilirlik ve rında çocuklarda gözlenen
hangi çocuklarda gözlenir
standardizasyon sonuçla- özellikleri çevrenizdekilere
açıklayın. rının anlatıldığı çalışmayı anlatın.
inceleyin. Çalışmanın ta-
mamına http://www.turk-
psikolojiyazilari.com/PDF/
TPD/58/39-58.pdf adre-
sinden ulaşabilirsiniz.

SÖZDİZİMİ BOZUKLUKLARI karmaşık cümleler bu çocuklar tarafından anlaşı-


(SENTAKS) lamaz ve kullanılamaz. Konuşmalarında genellikle
ayrıntılı olmayan, sade cümle yapılarını kullanmayı
Sözdizimi, bir dildeki sözcüklerin uygun sıra
ile cümle oluşturma kurallarını kapsamaktadır. Bu tercih ederler (“Ali ekmek aldı”). (Özcan, 2003).
kurallar, cümle içinde sözcük sırası, sözcükler ara- Sözdizimi bozukluğu bulunan çocukların
sındaki bağlantılar, cümle türleri, sözcük grupları- özellikleri
nın ya da sözcük öbeklerinin cümle türlerine göre • Konuşma sırasında uygun olmayan sözcük
sıralanma kurallarını içermektedir. Her dilin ken- dizimi sergilerler (“ali öptü ayşe”)
dine özgü sözcük dizilim kuralları bulunmaktadır • Karmaşık uzun cümleli yapıları kuramazlar
(Topbaş, 2003). (edilgen, ettirgen cümleler)
Türkçe’de bu sıra “özne-nesne-yüklem” olarak • Hikayeyi tekrarlama görevinde çaba sarfe-
gerçekleşmektedir. Sözdizimi bozukluğu bulunan
derler, güçlük yaşarlar (Paul, 2001).
çocuklar dile özgü sözcük sıralamasını kullanmakta
zorluk yaşarlar ya da karmaşık cümle yapılarını anla-
makta zorlanırlar. Örneğin; “Ali ekmek aldı” cümle İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar
yapısı bizim dilimize uygun tercih edilen bir cümle İşitme yetersizliği olan çocuklar genellikle
yapısıdır. Sözdizimi bozukluğu bulunan çocuklarda basit cümle yapısı kullanırlar. Karmaşık yapılı
“Ali aldı ekmek” ya da “ekmek Ali aldı” gibi cümle cümleleri ve bağlaçlarla birbirine bağlanan cümle
yapısı kullanımı gerçekleşebilir. (Özcan, 2003). yapılarını kullanmakta zorluk yaşarlar. Sözdizimi
Sözdizimi bozukluklarının bir diğer önemli kıs- edinimleri yaşıtlarına oranla geç olur, sözcük dizi-
mı ise çocukların karmaşık cümle yapılarını anlama- limlerinde hatalar gözlenebilir (https://www.asha.
da yaşadıkları zorluklardır. “ekmeği alan Ali’ydi” ya org/public/hearing/Effects-of-Hearing-Loss-on-
da “ekmek Ali tarafından alındı” tarzında kurulan Development/).

78
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar likle sözcük sonunda kullanılan eklerde sorun
Genellikle hafif şiddetli zihinsel yetersizlikte yaşarlar. Yaşıtlarına göre daha az karmaşık cümle
sözdizimi gelişim örüntüleri tipik gelişen yaşıtlarına kurarlar (Owens, 1999).
benzer ancak onlardan daha yavaş gelişir. Çocukla-
rın gelişimleri ile orantılı olarak sözcük uzunlukları Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar
ve cümle karmaşıklığı gelişir. Ne, nerede cümle ka-
Özgül dil bozukluğu olan çocuklarda sözdizimi
lıpları neden, niçin, nasıl cümle kalıplarından daha
bozukluklarına rastlanabilmektedir. Bu çocukların
önce gelişir. Aynı zeka yaşına sahip tipik gelişim
sözcük edinimleri yaşıtlarına oranla gecikmeli olduğu
gösteren çocuklardan daha kısa ve daha basit cüm-
için sözdizimsel yapıları edinmekte de zorluk yaşar-
leler kullanırlar. Zihinsel yetersizliğe sahip çocuklar
lar. Cümlede sözcüklerin diziminde dilbilgisel hatalar
yaşları ilerledikçe daha uzun ve karmaşık cümleler
gözlenir, belirli hata örüntülerini yapmamalarını gere-
kurmaya başlarlar. Cümle uzunluğunun artması
ken yaşta devam ettirirler (Rescorla, Lee 2001).
ile daha karmaşık cümle kurma becerisinin ilişkisi
konuşma öncesi yaşıtlarının gelişimine benzerdir.
Örneğin, “Ali ekmek aldı”, “Ali eve gelirken ekmek Motor Bozukluklar (Gelişimsel
aldı”, “Annesi, Ali’nin eve gelirken ekmek aldığını Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
söyledi” “Annesi, Ali’nin eve gelirken ekmek aldı- Çocuklar)
ğını biliyordu”. Zihinsel yetersizliği bulunan ço-
Gelişimsel apraksili ve serebral palsili çocukla-
cukların uzun ve karmaşık cümle kurma becerileri
rın büyük çoğunluğunda ifade edici dil bozukluk-
zihinsel yaşlarına uygun olur. Bağlaç kullanımları
ları bulunmaktadır. İfade edici dil sorunu yaşayan
az olduğundan cümleleri birbirlerine eklemekte
çocuklarda da sözdizimi bozukluğunun bulunma-
zorluk yaşarlar tipik gelişen yaşıtlarından daha kısa
sı beklenen bir durumdur (Crary, 1993). Aram
cümleler kurarlar. Genel cümle gelişimi sırası tipik
(1982) gelişimsel apraksili çocukların iletişimde
gelişime benzer, cümledeki sözcük sırası sözcük iliş-
iletişim ortaklarının kullandıkları sözdizimi yapıla-
kisinden daha önde gelir (Owens, 2002)
rını anladıklarını ancak sözdizimi yapılarını üret-
mekte zorluk yaşadıklarını, cümleleri birbirlerine
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan bağlaçlar yardımı ile birleştirmekte zorlandıklarını
Çocuklar belirtmiştir. Ayrıca gelişimsel apraksili çocukların
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar yü- cümle uzunluğu arttıkça konuşmalarının anlaşılı-
zeysel biçimleri olan cümleler oluştururlar. Özel- lırlığının azaldığını söylemiştir (Akt.Crary, 1993).

Yaşamla İlişkilendir

Çocuğun Konuşması İçin Onunla Konuşun üyesi ve Dil ve Konuşma Terapisi Araştırma ve
ve Kitap Okuyun! Uygulama Merkezi (ÜSESKOM) Müdürü Prof.
3 yaşına geldiğinde konuşamıyorsa dikkat! Dr. Ahmet Konrot, konuşma yaşının çocuktan
çocuğa farklılık gösterebildiğini söyledi.
Konuşma yaşının çocuktan çocuğa farklılık
gösterebildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, Konuşma gelişiminin 2,5 yaşında tamamlan-
“Çocuklarda konuşmanın gelişmesi ailenin tutu- mış olması gerektiğini belirten Prof.Dr. Konrot,
muyla da bağlantılıdır. Çocuktan konuşmasını “Eğer bir çocuk 3 yaşına geldiği halde hala ko-
isteyerek değil, çocuğu konuşmaya teşvik ederek nuşamıyorsa bu durum gecikmiş konuşma olarak
ve konuşmayı eğlence haline getirerek çocuğun adlandırılabilir. Bir çocuk 2 yaşında eğer tek tek
konuşmasına destek olunabilir” dedi. sözcük kullanamıyorsa ebeveyn durumdan şüp-
helenmeli. Bir konuşma gecikmesi söz konusu
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakül-
olabilir.” dedi.
tesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü öğretim

79
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Çocuğunuzla konuşun, kitap okuyun İşitme muayenesi mutlaka yaptırılmalı


Çocukların dili ve konuşmayı, çevrelerinde İşitme sorunlarının da dil ve konuşmayı etki-
konuşulan dili dinleyerek ve işittiklerini uygula- lediğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Özel-
yarak öğrendiklerini belirten Prof. Dr. Konrot, likle yaşamın ilk yılı, dil ve konuşma öğrenilmesi
ebeveynlere şu önerilerde bulundu: için önemlidir. Hafif işitme kayıpları bile çevrele-
“Bu yol, dil kodunun kurallarını edinmeleri- rindeki dil ve konuşma girdilerini kaçırmalarına
ni sağlar. Dil bir defada öğrenilmez, zaman içinde sebep olabilir ve önemli gelişimsel gecikmelerle
yerleşir, edinilir. Aileler, çocuklarına konuşmayı sonuçlanabilir. Bilhassa kulak enfeksiyonu, sık
öğrenmeleri için nasıl yardım edebilir? Çocukla üşütme ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonu
konuşarak, kitap okuyarak. Çocuktan konuş- ya da alerji durumları sık tekrarlanıyorsa, aileler,
masını isteyerek değil, çocuğu konuşmaya teşvik çocuklarını düzenli olarak odyoloğa götürerek
ederek ve konuşmayı eğlence haline getirerek. işitme muayenesi yaptırmalıdır.» diye konuştu.
Farklı yaşlarda farklı davranışlar beklenir. Dil ve konuşma terapisti çocuğun dil gelişi-
Örneğin, 1 yaşında çocuk bir-iki kelime kullan- mini değerlendirebilir
malı, ‘buraya gel’ gibi basit istekleri takip ede- Dil özrüne sebep olan fiziksel nedenler oldu-
bilmeli, ‘ayakkabıların nerede’ gibi basit soruları ğunu belirten Prof. Dr. Konrot, ancak dil özrünün
anlayabilmelidir. 2-3 yaşlarında, iki ya da üç ke- herhangi bilinen bir fiziksel neden olmaksızın da
limelik cümleleri konuşurken veya bir şeyler so- gözlenebildiğini söyledi. Prof. Dr. Konrot, “Bazen
rarken dilini kullanmalı ve ‘topunu getir ve ma- çocuklar dilin kurallarını öğrenebilmek için yeterli
sanın üstüne koy’ gibi iki isteği aynı anda yerine dil girdisine maruz kalmayabilirler. Çocuk konuş-
getirebilmelidir. Ayrıca çocuğun konuşması hem maya ihtiyaç duymayabilir çünkü aileler konuş-
aileye hem de onu tanımayanlara anlaşılır olma- madan ziyade, çocuğun işaretlerine ve jestlerine
lıdır. Her çocuğun kendine özgü gelişimi vardır.” hemen karşılık verirler. Ayrıca birçok dil özrünün
Çocuğun konuşma sorunu hakkında anne tanımlanabilen bir nedeni yoktur. Çocuk gelişi-
babaların yardım alma konusunda zaman zaman minde deneyimli bir dil ve konuşma terapisti ço-
kararsızlık yaşadığını da belirten Prof. Dr. Kon- cuğun dil gelişimini değerlendirebilir, bireysel veya
rot, “Anne babalar çocuklarının konuşmasıyla grup terapi planı yapabilir.” diye konuştu.
ilgili kaygı duymaya başladıkları zaman profesyo-
nel bir yardım almalı ve gecikmemelidir. Hiçbir Kaynak: https://www.haberler.com/cocugun-
çocuk yardım almak için küçük değildir. Eğer bir konusmasi-icin-onunla-konusun-ve-kitap-
sorun varsa, erken müdahale önemlidir.” dedi. 7005034-haberi/

Öğrenme Çıktısı
5 Sözdizimi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen sözdizimi bozukluklarını
açıklayabilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sözdizimi bozukluklarının Sözdizimi bozukluklarını


Sözdizimi bozukluklarını
çocuklarda görülen özellik- morfolojik bozukluklarla
çevrenizdekilere anlatın.
lerini anlatın. ilişkilendir.

80
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

KULLANIMBİLGİSİ Kullanımbilgisi için önemli olan özelliklerden


BOZUKLUKLARI bazıları konuşmada jest-mimik kullanımı, sıra
alma, göz kontağı kurma, dokunma, işaret etme
Kullanımbilgisi dilin sosyal ortamlarda iletişim
gibi davranışlarıdır. Jestler, iletişim kurmak amacı
amaçlı olarak kullanılmasıdır. Bu kullanım sıra-
ile üretilen el-kol, yüz, vücut hareketleri ile üreti-
sında etkileşim içerisinde bulunan kişiler arasında
len davranışlardır. Çocuklar erken dönemde ileti-
fikir, düşünce, bilgi, duygu paylaşımları gerçekleş-
şim amaçlı olarak jestleri kullanırlar. Çevresindeki
mektedir. Bu paylaşımların doğru olarak gerçek-
kişilerden bir nesneyi istediklerinde, bir eylemin
leşmesi için hem konuşmacı hem de dinleyicinin
gerçekleştirilmesini ya da eylemin durdurulmasını
belirli özellikleri yerine getirmesi gerekmektedir.
istediklerinde ve yanında bulunan kişinin dikkatini
Konuşmacı kendisini dinleyen kişi hakkında bilgi
çekmek istediğinde onlarla göz kontağı kurar, iste-
sahibi olmalıdır, o kişinin anlatacağı konu hakkın-
diği nesneyi işaret eder. Jest kullanımı iletişim ama-
daki bilgisini ölçmelidir, dinleyen kişinin yaşına,
cı ile konuşma dili kullanımından önceki dönemde
bilgi durumuna göre konuşma konusunu ayarla-
iletişimi aktarma aracıdır (Töret ve Acarlar, 2011).
malıdır. Örneğin; bir çocuk arkadaşları ile konu-
Jestler yaşamın erken dönemlerinde çocuklar tara-
şurken daha rahat, daha sevecen, daha samimi ifa-
fından sıklıkla kullanılırlar. Tipik gelişim gösteren
deler kullanır. “selam, naber, nasıl gidiyor, bir şey
çocuklar sözdizimi edinimiyle birlikte bu davranış-
soracağım”. Ancak öğretmeni ile konuşurken daha
larını azaltıp sözel dil aracılığı ile iletişim kurmaya
resmi, daha ciddi ifadeler kullanmaktadır “iyi gün-
başlarlar ve ilerleyen yaşlarında jest-mimik, el-kol
ler, nasılsınız, bir şey sorabilir miyim?”. Dinleyici
hareketleri gibi davranışları iletişimi ve konuşmayı
ise kendisi ile konuşan kişiyi dinlediğini belirten
desteklemek için kullanmaya devam ederler (Bern-
kafa sallama, göz kontağı kurma gibi ifadeleri ger-
stein ve Levey, 2002). Çocuklarda gecikmiş veya sı-
çekleştirerek konuşmacıya geri dönüt vermeli ve
nırlı sayıda jest kullanımın dil gelişiminde gecikme
konuşmanın devam etmesini sağlamalıdır (Maviş,
veya bozukluk ile ilişkili olduğunu gösteren çalış-
2003).
malar bulunmaktadır (Töret ve Acarlar, 2011).
Kullanımbilgisinde konuşmanın başlatılması,
Kullanımbilgisi bozukluklarının genel bir tanı-
sosyal ortama ve dinleyiciye uygun konu seçiminin
mı bulunmamaktadır. Sohbeti başlatma, sürdür-
yapılması, gözkontağı kurma, sıra alma, konuşma-
me, konuşmada kendi fikirlerini belirtme, karşılıklı
yı sürdürme ve sonlandırma önemli yer tutmakta-
konuşmada sıra alma becerisi, göz kontağı kurma,
dır (Topbaş, 2003).
jest-mimik kullanma, beden dilini kullanma, ko-
Kullanımbilgisi bozuklukları terimi, dilin kulla- nuşma sırasında kullanılan jest-mimik ve beden di-
nımında zorluk yaşayan kişiler için kullanılmakta- lini anlama, bilgisi dahilinde soru sorma ve soruyu
dır. Kullanımbilgisi bozukluklarına yol açan birçok cevaplama, hikaye anlatma, hikayeyi özetleme, ana
hastalık, sendrom bulunmaktadır. Kullanımbilgisi fikrini çıkarma, sosyal ortamlara uygun konuşma
bozuklukları, konuşma, jest, göz kontağı, işitme, gibi birçok alanda ortaya çıkan yetersizlikleri kap-
görme, sıra alma becerilerindeki yetersizlikler ve samaktadır (Perkins, 2010). Aşağıdaki tabloda kul-
motor kontrol ve işitsel işlemleme süreçlerindeki lanım bozukluğu bulunan çocukların genel özel-
bozuklar tarafından belirli düzeylerde etkilenmek- likleri özetlenmiştir (http://www.asha.org/public/
tedir (Perkins, 2010). speech/development/Pragmatics/) .
Kullanımbilgisi bozukluklarında sözel ya da Kullanımbilgisi bozukluğu bulunan çocuk-
sözel olmayan dilin sosyal ortamlarda kullanımı ların özellikleri
etkilenmektedir. Kullanımbilgisi bozukluğu bulu-
• Genellikle yalnız başına ya da yetişkinlerle
nan çocukların sosyal gelişimleri etkilenir, sosyal
oyun oynamayı tercih eder
ortamlarda sohbeti anlamada ve sohbet etmede
zorluk yaşayan çocukların bu durumları bilişsel be- • Yaşıtlarıyla oyunu başlatmada ve sürdürme-
cerilerindeki sorunlar ve sözcük yapısında meydana de zorluk yaşar
gelen yetersiz beceriler ile açıklanamaz. Kullanım- • Yaşıtlarıyla konuşmada, iletişim kurmada
bilgisi bozuklukları genellikle Özgül Dil Bozuklu- zorlanır
ğu ve Otizm Spektrum Bozukluğu ile eşleştirilir • Dili bazı isteklerini belirtmek için sınırlı
(Spanoudis, 2016). olarak kullanır. Örneğin, oyuncağını iste-

81
Gelişimsel Dil Bozuklukları

mek, parka gitmeyi istemek gibi durumlar- ri nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizme-
da dili kullanır ancak yorum yapmaz, soru tine ihtiyacı olan birey” olarak tanımlamaktadır.
sormaz, sorulara cevap vermez. Otizmli çocukların en büyük sorunu olan sosyal
• Dinleyici farkındalığı azdır etkileşim yetersizliği dilin sosyal ortamlarda kulla-
nımı olan kullanımbilgisi bozukluklarında önemli
• Sıra alma davranışında zorluk yaşar
bir yer tutmaktadır.
• Göz kontağında zorluk yaşar
Otizmli çocuklar kendilerine dili öğretecek ebe-
• Konuyu takip etmede zorluk yaşar veynleri, bakıcıları ile sınırlı etkileşimde bulunduk-
• Sözel olmayan dil kullanımında zorluk yaşar larından ve az sayıdaki iletişimlerini de sıklıkla aynı
rutinler içerisinde gerçekleştirdiklerinden dolayı
İşitme Yetersizliği Olan Çocuklar kullanımbilgisi ediniminde zorluk yaşamaktadır-
lar (Muma ve Cloud, 2010). Otizmli çocuklarda
Şiddetli işitme kaybına sahip çocuklar, sosyal görülen kullanımbilgisi özellikleri Tablo’da özetlen-
ortamlarda ve okul ortamında yalnız kalırlar. Ge- miştir:
nellikle bulundukları sosyal ortamlar kendileri gibi
işitme yetersizliğine sahip yaşıtlarından oluşur. Sos- Otizmli çocuklarda görülen kullanımbilgisi
yal ortam azlığı ve bundan kaynaklanan problem- bozukluklarının özellikleri
ler işitme yetersizliğinin şiddetine göre çocuktan • İletişimi başlatmada güçlük,
çocuğa farklılık göstermektedir (https://www.asha. • Konuşmayı başlatmada ve sürdürmede güç-
org/public/hearing/Effects-of-Hearing-Loss-on- lük,
Development/). • Göz kontağı kurmada ya da sürdürmede
zorluk,
Zihinsel Yetersizliği Olan Çocuklar • Konuşmada sıra alma becerisinde yetersiz-
Zihinsel yetersizliği olan çocuklarda kullanım lik,
bilgisi için önemli olan jest ve mimik gelişimi ti- • Mecazları, ironileri, şakaları anlamada zor-
pik gelişim gösteren çocuklar ile aynı düzende ger- luk,
çekleşir ancak zihinsel yetersizliği olan çocuklarda • Soru sormada zorluk,
gelişim daha geç olur. Zihinsel yetersizliği olan • Varsayımlarda bulunamama,
çocuklar konuşma öncesi dönemde kullanılan jest
• Konuşmaların çoğunun kısa bölümlerden
ve vokalizasyonu ileriki dönemlerde de kullanmaya
oluşması,
devam ederler. Bu çocuklar sosyal ortamlarda rol
alma davranışını da gerçekleştirmekte zorluk ya- • Sıklıkla monologların gözlenmesi,
şarlar. İletişimde baskın rol oynamazlar (Owens Jr, • Jest-mimik, el-kol hareketleri, dokunma
2002). gibi sözel olmayan dilin kullanımında ye-
tersizlik, sınırlı kullanımı, anlamada yeter-
sizlik
Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
• Rutin sözceler ya da tekrarlayan sözel ifa-
Çocuklar
deler (ekolali) kullanma (https://www.asha.
Bu çocuklarda dilin kullanımbilgisi bileşeni di- org/PRPSpecificTopic.aspx?folderid=8589
lin diğer alanlarına göre daha şiddetli derecede et- 935327&section=Signs_and_Symptoms)
kilenmiştir. En önemli sorun sosyal ortamda birey-
Töret ve Acarlar (2011), otizmli ve down send-
lerarası iletişimde yaşanan problemlerdir. Otizmli
romlu çocuklar ile normal gelişim gösteren çocuk-
çocukların büyük çoğunluğunda sosyal iletişim be-
ların jest kullanımlarını incelemişlerdir. Çalışmala-
cerileri gelişmemiştir ve bunun sonucunda sosyal
rında 24 ve 60 ay aralığında (2 ve 5 yaş)bulunan
iletişim ve etkileşimleri sınırlı olmaktadır (Owens
otistik ve down sendromlu çocukları ve 12 ve 24
Jr, 2002).
ay arasındaki normal gelişen çocukların toplam
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2006) jest kullanımları, jestlerin iletişim işlevlerine göre
otistik bireyi, “sosyal etkileşim, sözel ve sözel olma- kullanım sıklığı ve jest türlerini değerlendirmişler-
yan iletişim, ilgi ve etkinliklerdeki sınırlılığı erken dir. Araştırma sonucunda, normal gelişim gösteren
çocukluk döneminde ortaya çıkan ve bu özellikle-

82
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

çocukların jestleri daha sık kullandıklarını, otizmli de önemli derecede sorun olduğu kabul edilmekte-
çocukların ise en az jest kullanan grup olduğunu dir. Bu çocuklar bağlam içerisindeki konuşmalarda
belirtmişlerdir. Otizmli çocukların jestleri özellikle birden fazla anlama gelen sözcükleri anlamada so-
sosyal etkileşimde ve dikkat işlevine göre kullanı- run yaşarlar ve bu nedenle konuyu anlamazlar. Çı-
mında, Down sendromlu ve normal gelişim göste- karım yapamazlar, hikaye anlatımında zorlanır, an-
ren çocuklara göre daha fazla güçlük yaşadıklarını latamazlar, anlayamazlar, sıra alma becerisi eksiktir.
bulmuşlardır. Bunun yanında sosyal etkileşim ve Bazılarında pragmatik bozukluklar semantik ve
ortak dikkat işlevleri ile ilgili jestleri en çok kulla- sentaktik bozukluklardan kaynaklanabilmektedir
nan çocukların Down sendromlu çocuklar olduğu- (Spanoudis, 2016).
nu belirtmişlerdir.
Motor bozukluklar (Gelişimsel
Özgül Dil Bozukluğu Olan Çocuklar Apraksi ve Serebral Palsi Tanılı
Kullanımbilgisi bozuklukları Özgül Dil Çocuklar)
Bozukluğun’da iki yaklaşımla incelenir. İlk yakla- Serebral palsili çocuklar, motor bozuklukları
şımda kullanımbilgisi dilbilgisel davranışın alanı nedeni ile baş kontrolünü geç kazandıklarından
kabul edilir ve gramatik, anlambilgisi ve söylem ile bulundukları sosyal ortamda iletişim partnerle-
ilişkisine bakılır. İkinci yaklaşımda kullanımbilgisi riyle göz kontağı kurmakta zorlanırlar. İçinde bu-
sosyal iletişimin bir parçası kabul edilir ve sosyal et- lundukları sosyal ortamlar genellikle sağlık ve özel
kileşimin önemi vurgulanır. Her iki yaklaşımda da eğitim verilen kurumlarla sınırlı kalır. Sosyal ortam
özgül dil bozukluğu olan çocukların normal geli- sınırlılığı kullanımbilgisi gelişimi olumsuz etkiler
şim gösteren yaşıtlarına göre pragmatik becerilerin- (Workinger, 2005).

Öğrenme Çıktısı
6 Kullanımbilgisi bozukluklarını ve işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum
bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve motor bozukluklarda görülen kullanımbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Araştır 6 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Kullanımbilgisi bozukluk- Kullanımbilgisi bozukluk-


Yağmur Adam (orijinal adı:
larında görülen özellikleri larının özelliklerini çevre-
Rain Man) filmini tartışın.
anlatın. nizdekilere anlatın.

83
Gelişimsel Dil Bozuklukları

1 Gelişimsel dil bozukluğu ve


nedenlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Gelişimsel Dil Bozukluğu

Gelişimsel dil bozukluğu çocukluk çağında görülen gelişimsel bozuklukların en sık rastlananlarındandır. Bu
bozukluk çocukların dilin Anlambilgisi, Sesbilgisi, Biçimbilgisi, Sözdizimi, Kullanım bilgisi alanlarından bi-
rinde, birkaçında ya da hepsinde meydana gelen bozuklukları kapsamaktadır. dilin bileşenlerinde ortaya çıkan
bu bozukluklar çocuktan çocuğa farklılık göstermektedir.
Gelişimsel dil bozuklukları doğum öncesi nedenler, genetik nedenler ya da çevresel etkenler sonucunda or-
taya çıkabildiği gibi farklı engel gruplarında da görülebilmektedir. Dil bozukluklarının sıklıkla ortaya çıktığı
bozukluklar; Zihinsel Yetersizlik, Motor Bozukluklar, Özgül Dil Bozukluğu, Otizm Spektrum Bozukluğu,
İşitme Yetersizliğidir. Bu çocuklarda dilin bileşenlerinde görülen dil bozukluğun özellikleri engel gruplarına
göre farklılık göstermektedir.

Anlambilgisi bozukluklarını ve işitme


yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
2 spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve
motor bozukluklarda görülen anlambilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Anlambilgisi Bozuklukları
(İçerik/Semantik)

Anlambilgisi, dilde sözcüklerin ve cümlelerin anlamlarını yöneten kurallar sistemidir. Anlambilgisi edinimini
çocuklar dinleyerek, konuşarak ve çevreleri ile etkileşime girerek edinirler. Anlambilgisi çocukların yeni söz-
cükleri ve anlamlarının öğrenilmesi sürecidir. Çocuklar “araba” sözcüğünün dört tekerlekli motorlu bir araç
olduğunu, bir yerden bir yere giderken kolaylık sağladığını anlambilgisi sayesinde öğrenirler. Sözcüklerin
anlamları ile birlikte edinilmesi sürecidir. Her çocuğun belirli yaş dönemlerinde edinmeleri gereken sözcükler
bulunmaktadır.
Anlambilgisi bozukluğunda çocuklar sözcüklerin ediniminde ve kullanımında zorluk yaşarlar. Sözcük dağar-
cıkları yani edindikleri ve anlamlı olarak kullandıkları sözcük sayıları yaşıtlarından daha az olur ve sözcükleri
edinimleri yaşıtlarına göre geç gelişir. Anlambilgisinde önemli olan kategorik adlandırma, eylemler (gel, koş),
giysiler (ayakkabı, çorap, mont), vücut parçaları (el, ayak, burun) anlam bilgisi bozukluğu bulunan çocuklar-
da gecikmeli seyreder.

84
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Sesbilgisi bozukluklarını ve işitme


yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
3 spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


ve motor bozukluklarda görülen sesbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Sesbilgisi Bozuklukları
(Fonoloji)

Ses bilgisi, dilde yer alan sesleri bu seslerin dağılımlarını, sınırlılıklarını, işlevlerini ve düzenlenişlerini sağlayan
kurallar bütünüdür. Çocuklar kendi dillerinde var olan sesleri belirli bir düzen içerisinde edinirler ve yaşlarıyla
ilişkili olarak edindikleri sesleri kullanırlar, belirli ses dizimi kurallarını gerçekleştirirler
Ses bilgisi bozukluğu bulunan çocuklar genellikle yaşıtlarına uygun biçimde ses edinim süreçlerini gerçekleş-
tirseler de yaşıtlarında daha fazla sesbilgisel hata yaparlar. Sesbilgisi edinimi özellikle işitme engelli çocuklar
için önemlidir.

Biçimbilgisi bozukluklarını ve işitme


yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
4 spektrum bozukluğu ve özgül dil bozukluğu
ve motor bozukluklarda görülen biçimbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Biçimbilgisi Bozuklukları
(Morfoloji)

Biçimbilgisi sözcüklerin doğru hecelerin birleşmesiyle biraraya gelmesi kurallarını içermektedir. Sözcüklerin
kök ve eklerinin uygun biçimde sıralanması bir araya getirilmesini içermektedir. Dile özgü eklerin (çekim ek-
leri, yapım ekleri, kişilik ekleri, iyelik ekleri, zaman ekleri) edinilmesi ve kullanılması biçimbilgisinin içerisin-
de yer almaktadır. Biçimbilgisi bozukluğu bulunan çocukların ekleri edinimleri ve kullanımlarında zorluklar
görülmektedir.

85
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Sözdizimi bozukluklarını ve işitme


yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
5 spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

ve motor bozukluklarda görülen sözdizimi


bozukluklarını açıklayabilme

Sözdizimi Bozuklukları
(Sentaks)

Her dilin kendine özgü sözcük dizilim kuralları bulunmaktadır Türkçe’de özne-nesne-eylem dizilimi kabul
edilmektedir. Dilin sözdizimi kurallarının dışında sözdizimi gerçekleştirilen durumlarda sözdizimi bozukluk-
ları ortaya çıkmaktadır. sözdizimi bozukluğu bulunan çocuklar daha karmaşık olan ettirgen, edilgen cümle
yapıları anlamakta zorluk yaşamaktadırlar.

Kullanımbilgisi bozukluklarını ve işitme


yetersizliği, zihinsel yetersizlik, otizm
6 spektrum bozukluğu, özgül dil bozukluğu ve
motor bozukluklarda görülen kullanımbilgisi
bozukluklarını açıklayabilme

Kullanımbilgisi Bozuklukları
(Pragmatik)

Kullanımbilgisi dilin sosyal ortamlarda kullanılmasını kapsamaktadır. Kullanımbilgisinde çocuklar sosyal or-
tamlarda dili nasıl kullanacaklarını edinmiş olurlar. İletişim amaçlı olarak konuşmayı başlatma, sürdürme,
sonlandırma, konuşulan kişiyle göz kontağı kurma, sıra alma davranışlarının hepsi kullanımbilgisi içerisinde
yer almaktadır. Kullanımbilgisi bozukluklarında çocuklar sosyal ortamda dili kullanmakta zorluk yaşarlar.
Otistik çocuklarda görülen sosyal etkileşim azlığı bu çocuklarda kullanımbilgisi bozukluğunu görülmesine
yol açar.

86
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Aşağıdakilerden hangisi dil bileşenlerinden 6 Aşağıdakilerden hangisi sesbilgisi bozukluk-


değildir? larında görülen bir özelliktir?

neler öğrendik?
A. Sesletim A. Ses birimlerin geç edinilmesi
B. Biçimbilgisi B. Morfemlerin geç edinilmesi
C. Sözdizimi C. Sözcük dağarcının sınırlı olması
D. Kullanımbilgisi D. Sosyal ortamlarda dilin kullanılmaması
E. Anlambilgisi E. Karmaşık cümle yapılarının konuşmada sıklık-
la kullanılması
2 Aşağıdakilerden hangisi gelişimsel dil bozuk-
luğunun nedenlerinden biri değildir? 7 Aşağıdaki özelliklerden hangisi biçimbilgisi
bozukluğu bulunan çocuklarda görülmez?
A. Genetik nedenler
B. Çevresel faktörler A. Morfemleri edinmede zorluk
C. Zihinsel yetersizlik B. Dile ait ekleri edinmede zorluk
D. Otizm spektrum bozukluğu C. Ekleri kullanmada zorluk, kullanmama
E. Kekemelik D. Geçmiş zaman şimdiki zaman, gelecek zaman
eklerini kullanmada zorluk
3 Aşağıdakilerden hangisi anlambilgisi bozuk- E. Dile ait sesleri edinmede zorluk
luğu bulunan çocukların özelliklerinden değildir?
A. Sözel yönergeleri takip etmede güçlük
8 Aşağıdakilerden hangisi otizmli çocuklarda
gözlenen kullanımbilgisi bozukluklarından değildir?
B. Kendini ifade etmede sınırlı sayıda sözcük kul-
lanımı A. İletişimi başlatmada güçlük
C. Deneyimlerine dayanarak soru sorma ve sorula- B. Konuşmayı başlatmada ve sürdürmede güçlük,
rı cevaplamada güçlük C. Zaman eklerini kullanmada bozukluk
D. Sınırlı sözcük dağarcığı D. Göz kontağı kurmada ya da sürdürmede zorluk,
E. Konuşmayı başlatmada zorluk E. Konuşmada sıra alma becerisinde yetersizlik

4 Anlambilgisi hangi şıkta doğru tanımlanmıştır? 9 Aşağıdakilerden hangisi kullanımbilgisi bo-


A. Dilde sözcüklerin ve cümlelerin anlamlarını yö- zukluklarında gözlenmez?
neten kurallar sistemidir. A. Konuşmayı başlatma ve sürdürmede zorluk
B. Dilde seslerin doğru sırada birleşerek sözcük B. Konuşmada göz kontağı kurmamak
oluşturmasını yöneten kurallar sistemidir C. Sosyal ortama uygun olmayan konuşma
C. Dilin sosyal amaçlı kullanılmasıdır D. Sözcüklerin temel anlamını kullanma
D. Dilde yer alan morfemlerin edinilmesidir E. Konuşmada jest-mimik kullanmama
E. Dilde zaman eklerinin, çoğul eklerinin edinil-
mesidir
10 Aşağıdakilerden hangisi sözdizimi bozukluk-
larında gözlenir?
5 İşitme yetersizliğine sahip çocukların sesbilgisi A. Cümle yapısına uygun olmayan sözcük dizilimi
ediniminde dinlemenin hangi aşaması önemlidir?
B. Göz kontağı kuramama
A. Anlamladırma C. Dile ait sesleri edinememe
B. Ayırt etme D. Morfem ediniminde zorluk
C. Tanımlama E. Konuşmayı başlatmada zorluk
D. Fark etme
E. Sesleme

87
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Sesbilgisi (Fonoloji)
1. A 6. A
luğu Tanımı” konusunu yeniden gözden Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Biçimbilgisi (Morfolo-
2. E 7. E
luğu Tanımı” konusunu yeniden gözden ji) Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Anlambilgisi (İçerik) Yanıtınız yanlış ise “Kullanımbilgisi (Prag-
3. E 8. C
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden matik) Bozuklukları” konusunu yeniden
geçiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Anlambilgisi (İçerik) Yanıtınız yanlış ise “Kullanımbilgisi (Prag-
4. A 9. D
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden matik) Bozuklukları” konusunu yeniden
geçiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sesbilgisi (Fonoloji) Yanıtınız yanlış ise “Sözdizimi (Sentaks)
5. C 10. A
Bozuklukları” konusunu yeniden gözden Bozuklukları” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

88
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Araştır Yanıt
3 Anahtarı

Gelişimsel dil bozukluğu bulunan çocuklar anadillerine ait dil edinim kural-
larını öğrenmekte ve kullanmakta zorluk yaşarlar. Anadilini yaşıtları kadar iyi
Araştır 1 edinemeyen bu çocuklar çevreleriyle iletişime girmekte zorlanı, idteklerini,
dertlerini, düşüncelerini yaşıtlarıyla ya da yetişkin bireylerle paylaşamazlar.

Anlambilgisi bozuklukları İşitme Yetersizliği, Zihinsel Yetersizlik, Otizm


Spektrum Bozukluğu, Özgül Dil Bozukluğu ve Motor Bozukluklarda göz-
lenmektedir. Bu çocuklar dilin anlambilgisi kurallarını edinmekte zorluk
Araştır 2 yaşarlar. Sınırlı sözcük dağarcığına sahiptirler, sözel yönergeleri takip etmede
zorlanırlar, konuşmada sınırlı sayıda sözcük kullanırlar, deneyimlerinden ya-
rarlanarak soro sorma ve cevaplama becerisinde zorluk yaşarlar.

Sesletim bozukluğu bulunan çocuklar dile ait bazı sesleri edinmemişlerdir, ör-
neğin /r/ sesinde sesletim problemi olan çocuk bu sesi kullanmaz yerine başka
bir ses kullanır /biy/- /tiyen/ gibi. Hataları tutarlıdır.
Araştır 3 Fonolojik bozukluğu olan çocuklar dile ait sesi edinir, o sesi bazı sözcüklerde
kullanırken bazı sözcüklerde kullanmaz ya da seslerin yerini değiştirir bazen
sesleri atar.

İşitme Yetersizliği, Zihinsel Yetersizlik, Otizm Spektrum Bozukluğu, Özgül


Dil Bozukluğu ve Motor Bozukluklarda gözlenir. Biçimbilgisi bozuklukları-
Araştır 4 nın özellikleri bu çocuklarda değişkenlik gösterebilir. Genel olarak dile ait kök
sözcükleri ve ekleri edinmede zorluk görülür.

Her dilin kendine ait sözdizimi kuralları bulunmaktadır. Sözdizimi bozukluk-


larında çocuklar andillerine ait cümle yapılarını edinmekte ve kullanmakta
zorluk yaşarlar. Konuşma sırasında uygun olmayan sözcük dizimi sergilerler
Araştır 5 (“ali öptü ayşe”), karmaşık uzun cümleli yapıları kuramazlar (edilgen, ettir-
gen cümleler), hikayeyi tekrarlama görevinde çaba sarfederler, güçlük yaşarlar
(Paul, 2001).

Kullanımbilgisi dilin sosyal ortamlarda iletişim amaçlı kullanılmasını içer-


mektedir. Kullanımbilgisi bozuklukları sohbeti başlatma, sürdürme, konuş-
mada kendi fikirlerini belirtme, karşılıklı konuşmada sıra alma becerisi, göz
kontağı kurma, jest-mimik kullanma, beden dilini kullanma, konuşma sı-
Araştır 6 rasında kullanılan jest-mimik ve beden dilini anlama, bilgisi dahilinde soru
sorma ve soruyu cevaplama, hikaye anlatma, hikayeyi özetleme, ana fikrini
çıkarma, sosyal ortamlara uygun konuşma gibi birçok alanda ortaya çıkan
yetersizlikleri kapsamaktadır.

89
Gelişimsel Dil Bozuklukları

Kaynakça
Acarlar, F. (1995). Türkçe kazanımında kullanılan Konrot A. (2006). İletişim, Dil ve Konuşma
fonolojik süreçlerin incelenmesi ve fonolojik Bozuklukları. Seyhun Topbaş (Ed.). Dil ve
bozukluğu olan çocuklardaki süreçlerle Kavram Gelişimi içinde (2. Baskı ss.190-211).
karşılaştırılması. Ankara T.C. Hacettepe KÖK Ankara:Yayıncılık
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora
Maviş, İ. (2003). Anlam gelişimi. Seyhun Topbaş
Tezi
(Ed.) Çocukta dil ve kavram gelişimi içinde
Bax, M., Goldstein. M., Rosenbaum, P., Leviton, A., (ss.125-144). Eskişehir:Anadolu Üniversitesi
Paneth, N., Dan, B., Proposed definition and
McGregor, K.K. (2009). Semantics in child languade
classification of cerebral palsy, Dev. Med. Child
disorders. Richard G. Schwatz (Ed.) Handbook
Neurol., 47, 571-576 (2005). 3 Crary, M. (1993).
of Child language disorders içinde (ss. 365-388)
Developmental motor speech disorders, San
Great Britain:Psychology Press
Diego California Singular Publishing Group,
Muma, J., Cloud, S. (2010). Autism spectrum
Cleary, M. (2009). Language disorders in children
disorders: The state of the art. Jack S. Damico,
with hearing impairment. Richard G. Schwatz
Nicole Müller ve Martin J. Ball (Eds). The
(Ed.) Handbook of Child language disorders
handbook of language and speech disorders içinde
içinde (ss. 90-115) Great Britain:Psychology Press
(ss. 153-178) Blackwell Publishing
Girgin, M.C. (2006). İşitme engelli çocukların
konuşma edinimi eğitiminde dinleme becerilerinin
Owens, R.E. (2001). Language development an
önemi. Anakara Üniversitesi Eğitim Bilimleri intrıduction. Allyn and Bacon
Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 7(1) 15-28 Owens, R. E. (2002). Mental retardation: differance
Gilliam, S.L. ve Kamhi, A.G. (2010). Specific and delay. Deena K. Bernstain ve Ellenmorris
Language impairment. Jack S. Damico, Nicole Tiegerman-Faber (5 th ed.). Language and
Müller ve Martin J. Ball (Eds). The handbook communication disorders in children. (ss.436-
of language and speech disorders içinde (ss. 210- 510). Allyn and Bacon
227) Blackwell Publishing
Owens, E. R. (1999) Language Disorders. Allyn
Hall, N.E. (1997). Developmental language disorders. and Bacon.
Seminars in Pediatric Neurology, 4 (2):77-85
Özcan, H. (2003). Biçimbirim ve sözdizimi
Hakansson, G. ( 2016). Processability Teory gelişimi. Seyhun Topbaş (Ed.). Çocukta dil ve
and language development in children with
kavram gelişimi içinde (ss.113-124). Eskişehir:
Specific Language Impairment. John Benjamins
Publishing Company, 66-78
Anadolu Üniversitesi

Jack, A., Robin, D.A. (2010). Apraxia of speech. Jack Paul, R (2001). Language Disorders from Infancy
S. Damico, Nicole Müller ve Martin J. Ball (Eds). through Adolescence: Assessment and
The handbook of language and speech disorders Intervention 2nd Edition. St. Louis, Missouri:
içinde (ss. 391-410) Blackwell Publishing Mosby, Inc.
Kaymak, (2017) Otizm Spektrum Bozukluğu (osb): Perkins, M.R. (2010). Pragmatic impairment.
tanım, sınıflama, yaygınlık ve nedenler. İbrahim Jack S. Damico, Nicole Müller ve Martin J.
H. Diken ve Hatice Bakkaloğlu (Ed.) Zihin Ball (Eds). The handbook of language and
yetersizliği ve otizm spektrum bozukluğu içinde speech disorders içinde (ss. 227-247) Blackwell
(ss.165-192). Ankara:Pegem Akademi Publishing
Kretschmer, L.W., Kretschmer,R.R. (2010) Rescorla, L., Lee, E., (2001)Language Impairement
Intervention for children with auditory or visual
in young children, , Layton,T., Crais,E.,
sensory impairments. Jack S. Damico, Nicole
Müller ve Martin J. Ball (Eds). The handbook of
Watson, L. (Ed.), Handbook of early language
language and speech disorders içinde (ss. 57-99) impairement in children Albany, New York:
Blackwell Publishing Delmar Publishers,

90
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Silverman, F.H. (2003).Essentials of speech, Tobbaş, S. (2005). SST Türkçe Sesletim-Sesbilgisi


language and hearing disorders. Cincinati, Testi Kullanım Yönergesi. Ankara:4. Sanat
OH:ATOMİCdogPUBLİSHİNG Okulu Matbaası
Spanoudis, G. (2016). Theory of mind and specific Tobbaş, S. (2006). Türkçe Sesletim––Sesbilgisi
language impairment in school-age children. Testi:: Geçerlik--Güvenirlik ve Standardizasyon
Journal of Communication Disorders. 61, 83- Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi. 21(58), 39-
86 56
Şan, A. (2010). 3-6 yaş arası özgül dil bozukluğu olan Topbaş, S., Maviş, İ., Yavuz, H., Ege, P. Ve ark.
çocuklarla normal gelişim gösteren çocukların (2013). TÖDİL Özgül dil bozukluğu Türkiye
dil özelliklerinin analizi ve karşılaştırılması projesi: Anadili Türkçe olan tekdilli ve ikidilli
(Yüksek Lisans Tezi). Anadolu Üniversitesi, okulöncesi ve ilköğretim çağı (2:0-9:0 yaş)
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Dil ve Konuşma çocuklarında özgül dil bozukluğunu ölçme ve
Terapistliği ABD değerlendirme çalışması. Proje no:109K001
Silverman, F.H. (2003) Essentials of Speech, Töret, G., Acarlar, F. (2011). Otizmli, Down
Language and Hearing Disorders. Sendromlu ve Normal Gelişim Gösteren
Atomicdogpublishing:Cincinati Türk Çocukların Dil Öncesi Dönemdeki Jest
Kullanım Becerilerinin incelenmesi. Kuram ve
Tiegerman-Farber, E. (2002). Autism spectrum
Uygulamada Eğitim Bilimleri. 11(3) Yaz 1461-
disorders: Learning to communicate. Deena K.
1478
Bernstain ve Ellenmorris Tiegerman-Faber (5 th
ed.). Language and communication disorders in Tüfekçioğlu, Ü. (2010). Language Characteristics
children. (ss.510-565). Allyn and Bacon of Hearing Impaired Turkish Children. Seyhun
Topbaş ve Mehmet Yavaş (Ed). Communication
Tobbaş, S. (2003). İletişim, dil, konuşma: temel
Disorders in Turkish içinde. (ss.186-218).
kavramlar. Seyhun Topbaş (Ed.). Çocukta
Bristol • Buffalo • Toronto:MULTILINGUAL
Dil ve Kavram Gelişimi içinde(ss.1-22).
MATTERS
Eskişehir:Anadolu Üniversitesi
Topbaş, S., Maviş, İ. (2004). Dil ve konuşma
bozukluklarında İngilizce-Türkçe Terimler
Sözlüğü. Ankara:Karatepe Yayınları

91
Bölüm 4
Edinilmiş Dil Bozuklukları

1 2
İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonlar Afazi
öğrenme çıktıları

1 İletişim, dil ve bilişsel fonksiyonları ve 2 Afaziyi, dil alanlarını, afazi tiplerini ve


birbirleriyle olan ilişkisini tanımlayabilme afazide iyileşmeyi açıklayabilme

Travmatik Beyin Yaralanmaları


Sağ Hemisfer (Yarıküre) Yaralanmaları

4
4 Travmatik beyin yaralanmasını, özelliklerini

3
3 Sağ yarıküre hasarını ve sağ yarıküre ve travmatik beyin yaralanması sonrası
hasarında görülen dil ve bozukluklarını ortaya çıkan bilişsel-iletişimsel bozuklukları
açıklayabilme açıklayabilme

Demans

5
5 Demansı, demans tiplerini ve demanslı
bireylerde görülen dil bozukluklarını
açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Afazi • Travmatik Beyin Yaralanmaları • Sağ Hemisfer Yaralanmaları • Demans

92
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ lılıkta ortaya çıkan demans sonrası dil bozuklukla-


Bir toplum içinde yaşamanın gerektirdiği en rından ve dil ile bilişsel fonksiyonların ilişkisinden
önemli sorumluluklardan birisi çevremizde bulu- bahsedeceğiz.
nan canlı, cansız bütün varlıklarla iletişim halinde
bulunmaktır. Birlikte yaşadığımız, hayatı, günü, İLETİŞİM, DİL VE BİLİŞSEL
ayları, yılları paylaştığımız çocuklarımızı, okul ve FONKSİYONLAR
iş arkadaşlarımızı, alışveriş yaptığımız görevlileri
- Günaydın, bugün nasılsın?
kısaca çevremizdeki diğer insanları dinliyor onlarla
konuşuyor, dertlerimizi, fikirlerimizi paylaşıyoruz. - Günaydın, teşekkür ederim çok iyiyim, sen
Bazen birbirimize sarılıp ağlıyor, gülüyoruz. Ga- nasılsın?
zeteleri, kitapları, dergileri okuyor, yazı yazıyor, Yukarıda geçen küçük diyaloğu hemen her gün
okuduklarımız ve yazdıklarımızı anlamaya çalışı- hatta bir gün içerisinde belki birkaç defa aile fertle-
yor, yorumluyor ve bütün bu eylemleri çoğunlukla rimizle, okul arkadaşlarımızla, iş arkadaşlarımızla,
herhangi bir kuvvet harcamadan, zorlanmadan ger- komşularımızla tekrarlıyoruz. Selamlaşmalar, dert-
çekleştiriyoruz. İletişim kurduğumuz bireylerin de leşmeler, küçük sohbetler, uzun süreli muhabbet-
aynı bizler gibi zorlanmadan, herhangi bir kuvvet ler, şakalar, espriler aslında hepsinin amacı yakını-
harcamadan kolaylıkla bizlere cevap vermesini, biz- mızdaki insanlara kendi duygu, düşünce, bilgi ve
lerle iletişim kurmalarını bekliyoruz. fikirlerimizi iletebilmektir. Bazen ise bizden uzakta
Doğumumuzdan ölümümüze kadar geçen süre olan yakınlarımıza ya da hiç tanımadığımız insan-
boyunca aslında farkında olmadan hepimiz bir- lara kendi duygu, düşünce ve fikirlerimizi de ulaş-
birimizle iletişim kuruyor ve yıllar içerisinde ile- tırmak isteyebiliriz ve bunun için onlara telefondan
tişim kurma becerilerimizi geliştiriyoruz. Kısaca mesaj yazabilir, e-mail atabilir, kitap yazabilir, bir
duygularımızı, düşüncelerimizi, isteklerimizi, ih- müzik parçası besteleyebilir ya da resim yapabili-
tiyaçlarımızı birbirimize anlatmanın, göstermenin riz. Bazı sabahlar kahvemizin yanında gazetemizi
yolu olan iletişim biz insanların olmazsa olmaz bir açıp, haberleri okuyup ülkemizde ve dünyada olan
parçasıdır. Bebekken iletişim kurma aracı olarak gelişmeleri bize ileten basın mensuplarının bilgile-
ağlamayı kullanırken, ihtiyaçlarımızı ağlayarak rini paylaşır, bazen ise çok sevdiğimiz bir yazarın
ebeveynlerimizden isterken, çocukluk çağında ve kitabını açıp yazdıklarını keyifle okuyup duygula-
ileriki yaşlarda iletişim aracı olarak dili kullanmaya rını, bilgilerini paylaşırız. Bir resim galerisini gezip
başlıyor ve genellikle paylaşımlarımızı konuşmaya ressamların resimlerine yansıttıkları hislerini pay-
dayalı sözel dil ile gerçekleştiriyoruz. laşır, bir müzik parçasına işlenmiş, sevinç üzüntü,
mutluluğu müzisyenle birlikte yaşarız.
Günlük hayatımızın bir parçası olan ve zorlan-
madan gerçekleştirebildiğimiz iletişim becerileri- Sağlıklı bireylerin kendi duygu, düşünce, fikir
miz, günün birinde bir hastalık ya da kaza sonu- ve bilgilerini farklı birçok yol ile yakınındaki ve
cunda az ya da çok etkilenebilir. Bunun yanı sıra uzağındaki bir veya birden fazla insana iletmesi ve
yaşlandıkça birçok kronik hastalığa yakalanma diğer insanların duygu, düşünce ve fikirlerini al-
riskimiz artar ve bu hastalıklar yavaş yavaş ve geri ması iletişim olarak adlandırılmaktadır. İletişimin
dönüşü olmayan biçimde düşünme kabiliyetimizi, sağlıklı biçimde gerçekleşmesi için dil becerileri ve
bilişsel, iletişim ve dil becerilerimizi sınırlandırabi- bilişsel fonksiyonlarda bir bozukluk olmaması ge-
lir. Dil gelişimi kazanıldıktan sonra bir hastalık ya rekmektedir. Dil ve bilişsel fonksiyonların sağlıklı
da kaza sonucunda oluşan beyin hasarı nedeni ile çalışması içinde beyin yapılarının sağlıklı olması
bu yetilerin bir kısmını hatta bazen tamamını kay- gerekmektedir.
betmemizle ortaya çıkan dil bozuklukları Edinil-
miş Dil Bozuklukları olarak adlandırılmaktadır İletişim
(Maviş, 2000).
İletişim; beynimizde oluşturduğumuz duygu,
Bu ünitede yetişkinlik çağında ve yaşlılıkta her- düşünce ve fikirlerimizi kısaca mesajımızı çevre-
hangi bir kaza veya hastalık sonucunda bireylerde mizdeki insanlara aynen iletebilmektir. İletişimin
ortaya çıkan Afazi adlı dil bozukluğundan; sağ be- gerçekleşebilmesi için iletilecek bir mesaj, bu me-
yin hasarı, travmatik beyin yaralanması sonrasında sajı iletecek bir kişi, mesajın iletilmesi için bir araç,
ortaya çıkan bilişsel ve dil bozukluklarından ve yaş- mesajı iletecek aracın gideceği bir yol ve bu me-
93
Edinilmiş Dil Bozuklukları

sajı alıp, işleyecek anlamlandıracak bir başka birey gerekmektedir (Topbaş, 2003). İletmek istediğimiz
mesajımızı yani duygu, düşünce ve fikirlerimizin hazırlanması, oluşturulması, organize edilmesi beyinde
gerçekleşir. İletişimin başlangıç noktası beyindir. Beyinde hazırlanan düşünce, mesaj sözel (Türkçe, İngi-
lizce, işaret dili gibi sözel dil) veya sözel olmayan diller (jest-mimik, resim, müzik, sarılma, itme gibi sözel
olmayan dil araçları) ile mesajın iletilmek istendiği bireye doğru konuşma, yazma, el-kol, yüz hareketleri
yolu ile aktarılır (Konrot, 2006). İletilen mesaj, ilettiğimiz kişi veya kişiler tarafından alınır, çözümlenir ve
mesajın alındığına dair ileten kişiye geri bildirimde bulunulur.
Sözel Diller Sözel olmayan diller
• Konuşmaya dayalı diller (Türkçe, • İşitmeye dayalı (müzik, çığlık,
İngilizce, Arapça vb.) gülme vb.)
• İşarete dayalı diller (Amerikan • Dokunmaya dayalı (sarılma,
işaret dili, İngiliz işaret dili vb. itme, öpme vb.)
• Görmeye dayalı (resim, jest,
mimik vb.)
Şekil 4.1

Sağlıklı bir iletişim mesajın doğru iletilmesi doğ- lötesi beceriler bürünsel ve bürünsel olmayan özel-
ru çözümlenmesi ile mümkün olmaktadır. Örneğin; likler olarak ikiye ayrılmaktadır. Vurgu, ezgi, ritim
100 öğrencisi ile sınıfta ders yapan bir öğretmen; ve duraklamalar bürünsel özellikleri oluştururken,
“sınıf çok mu havasız oldu” tümcesini kurduğunda sesin tizliği, konuşma biçimi ise bürünsel olmayan
öğrencilerden birinin kalkıp camı açmasını ve sınıfı özellikleri oluşturmaktadır (Ege, 2006).
havalandırmasını istemektedir. Öğrencilerden bi- Vurgu, konuşma sırasında bir heceyi ya da söz-
risi kalkıp camı açarak sınıfı havalandırırsa iletişim cüğü sesin şiddetini değiştirerek söyleyerek anlamını
amacına ulaşmış olur. Ancak öğrenciler “evet sınıf değiştirmek için kullanılır. Örneğin “yazma” sözcü-
çok havasız oldu” diyerek camı açmazlarsa öğret- ğünde ilk heceyi “yazma” vurgularsak yazı eylemi-
men istediği mesajı öğrencilere verememiş, beyninde nin gerçekleştirilmemesini, ikinci heceyi “yazma”
oluşturduğu düşünceyi öğrencilerin beynine aktara- vurgularsak başımıza bağladığımız başörtüsünü kas-
mamış ya da öğrenciler mesajı doğru çözümleyeme- tetmiş oluruz. Ezgi ise tümcenin müziğidir. Ezgi ile
mişlerdir ve iletişim başarısız olmuştur. bir düz tümceyi soru tümcesi olarak kullanabiliriz.
Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi iletişim bir Konuşma sırasında tümcenin sonuna doğru sesimi-
süreçtir ve bu süreç içerisinde mesajın oluşturulma- zi yükselttiğimizde kurduğumuz tümce soru tümce-
sından, iletilmesine ve alınan mesajın çözümlenme- sine döner. “hava güzel”-“hava güzel?”. Konuşmada
sine kadar başta beynimiz olmak üzere birçok vücut ki duraklar da iletişim de etkilidir. Bir soruya cevap
parçası ve vücut sistemleri bu süreci gerçekleştirmek vermeyip beklediğimiz zaman karşımızdaki birey
için çalışır. İletişim ile ilgili önemli vücut yapıları ve onunla iletişim kurmak istemediğimizi düşünebilir
sistemleri içerisinde sinir sistemi yapıları, göz, kulak ya da gerekenden hızlı cevap verdiğimizde çok he-
ve ilişkili yapılar, sesin ve konuşmanın üretilmesinde vesli olduğumuzu düşünebilir.
yer alan yapılar, hareket ile ilişkili kas-iskelet siste- Sesin tizliği ve konuşma biçiminden oluşan bü-
mi yapıları, solunum sistemi yapıları yer almaktadır rünsel olmayan özellikler ise bireyin kişiliği ve ruh
(Murray ve Clark, 2006). Bu vücut sistemlerinin ve durumu hakkında bilgi sahibi olunmasında önemli
yapılarının yanı sıra iletişimde dikkat, hafıza, oryan- rol üstlenir. Normalden daha tiz bir ses ile konuşan
tasyon, problem çözme, yürütücü işlevler gibi bi- kişinin özgüvensiz olduğu, daha sert ses tonuyla ko-
lişsel (kognitif ) fonksiyonlar (iletişim 1) ve dilötesi nuşan kişinin ise otoriter bir kişi olduğu düşünüle-
(paralinguistik) ve dilüstü (metalinguistik) beceriler bilir (Ege, 2006).
de önemli rol oynamaktadır (Ege, 2006).

Dilüstü Beceriler
Dilötesi Beceriler Dilüstü beceriler, hece farkındalığı, sözcük far-
Dilötesi beceriler ile söylemek istediklerimize ses kındalığı ve ses farkındalığından oluşan becerilerdir.
tonumuzu değiştirerek farklı anlamlar yükleyebilir, Bu beceriler okuryazarlığın edinilmesinde önemli
tümcelerimize duygu ve hislerimizi katabiliriz. Di- olan becerilerdir. Bireyler sözcükleri hecelerine ayır-

94
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ma, sesleri yineleyebilme, bir sözcükte yer alan sesbi- ni yaparak birbirimizle iletişime girmiş oluruz. Dil
rim sayısını hesaplayabilme, farklı hece yapısındaki aynı zamanda bireysel iç dünyamıza ait soyut içe-
sözcükleri sesbirimlerine ayırabilme, sözcüklerde yer riklerin tanımlanması için gerekli beceri ve araçları
alan sesbirimleri değiştirebilme, okumada harf ve ses da kapsamaktadır. Hayallerimiz, içsel konuşmala-
ilişkisi gibi fonksiyonları dilüstü beceriler sayesinde rımız, geçmişteki anılarımız, gelecekle ilgili plan-
gerçekleştirirler. (Turan ve Akoğlu, 2011). larımız, öngörülerimiz, geçmişle hesaplaşmalarımız
zihnimizde oluşturduğumuz sözlerle canlanır. Kı-
saca zihnimizde kendi kendimizle yine dil aracılığı
Dil ile iletişim kurarız. Dil düşüncenin yansımasıdır
Dil, toplumun belirli sembol ve işaretlerin, kav- (Topbaş, 2006). Dilin önemli bir diğer özelliği ise
ramların sunulmasında kullanımı üzerinde anlaş- kültürel aktarımda oynadığı roldür. Bir topluma ait
maya vardığı ve bu sembol ile işaretler arasındaki yaşam biçimi, dünya görüşü, edebi, siyasi, sanatsal
ilişkilerin belirli kurallarla örgütlendiği ve düzen- ve bilimsel değerleri sonraki nesillere kitaplar, re-
lendiği bir kod sistemidir (Maviş, 2000). Dil, ile- simler, şiirler, dergiler, makaleler, gazeteler, filmler,
tişimin sesler, harfler, işaretler, sözcükler gibi sem- şarkılar gibi yollarla aktarılır. Yazarak, okuyarak ve
bollerle bir başkasına aktarılmasını sağlayan bir dinleyerek bizden öncekilerin veya başka toplum-
araçtır. Türkçe, Almanca, Arapça, işaret dili gibi ların kültürleri, yaşam biçimleri, değer yargıları
konuşmaya dayalı sözel diller olduğu gibi dokun- hakkında fikir sahibi olunmaktadır (Torun, 2014).
ma, jest-mimik, beden dili, resim, müzik, yazı gibi
Dünya genelinde birçok farklı dil bulunmakta-
sözel olmayan diller de iletişim amaçlı sıklıkla kul-
dır. Örneğin Almanca bilmiyorsak ve Almanya ya
lanılmaktadır (Murray ve Clark, 2006).
gittiysek orada yaşayan bireylere derdimizi, düşün-
Dil, insanlar için toplumda var olmanın bir yo- cemizi anlatamaz ve onların dediklerini anlayama-
ludur. İnsanlar dil sayesinde birbirleriyle, kendiyle, yız. Bir dili bilmek, kullanmak o dili konuşmak,
kültürüyle ve belirli bir sosyal ya da iş ortamında- okumak, yazmak, işittiğini ve okuduğunu anlamak
ki gruplar ile etkileşime geçebilir bir gruba dahil demektir. Konuşma ve yazı dilinin kullanımı ve
olabilirler. Günlük yaşamın getirdiği aile ilişkile- anlaşılması dilin bileşenleri ile ilişkilidir. Dilin 5
rinden, iş arkadaşları, sosyal arkadaşlıklardan, bir bileşeni bulunmaktadır. Dil bileşenleri ve tanımla-
market alışverişine ya da bankada hesap açtırmaya rı Tablo 1. de anlatılmıştır (https://www.asha.org/
kadar her alanda konuşma dili, jest-mimik kullanı- Practice-Portal/Clinical-Topics/Spoken-Language-
mı gibi sözel ya da sözel olmayan dil kullanımı ile Disorders/Language-In--Brief/) .
küçük sohbetler, dert paylaşımları, iş görüşmeleri-
Tablo 4.1 Dilin bileşenleri ve tanımları
Dildeki konuşma sesleri ve bu seslerin bir araya gelme kurallarını içerir.
Ses bilgisi (Fonoloji)
t-o-p=top (pot değil)
Sözcüklerin biçimini, sözcüklere gelen ekleri ve sözcüğün kökünü, sözcük
sonuna gelecek eklerin kurallarını içerir
Biçimbilgisi (morfoloji)
elma-lar=elmalar (larelma değil)
Anlamlı bir cümle oluşturmak için sözcüklerin bir araya gelme kuralları
Sözdizimi (sentaks)
Bir-ekmek-al=Bir ekmek al. (ekmek bir al değil)
Anlambilgisi (Semantik): Tümcelerin ve sözcüklerin anlamları, kavramların öğrenilmesi ve gelişmesini içerir.
Sosyal etkileşimde dilin kullanım kurallarını inceler. Bulunduğumuz ortama
(okul, iş, ev…), iletişim kuracağımız kişiye (çocuk, yetişkin, arkadaş, aile,
Dilin kullanımı müdür…), iletişim amacımıza (şakalaşmak, dert anlatmak, ricada bulunmak….)
(Kullanımbilim/ göre dili nasıl kullanacağımız, konuşmada sıra alma, konuşmayı başlatma,
Edimbilim): sürdürme, bitirme, konuyu belirleme, konuşmadaki rolümüzü (aynı kişinin anne
olarak farklı, öğretmen olarak farklı konuşması gibi) belirleme gibi kuralları
içermektedir.

95
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Dil yalnızca bireyler arasında kullanılan bir iletişim aracı değildir, dil düşünceleri organize etme, plan-
lama, sıralama, muhakeme etme, analiz yapma, sorgulama, problem çözme gibi bilişsel fonksiyonlarla da
bağlantılıdır (Torun, 2014).

Bilişsel Fonksiyonlar
“Biliş, duyular aracılığı ile gelişen bilginin edinimi, kodlanması, düzenlenmesi, saklanması, hatırlan-
ması ve uygulanması; bilgiyi işlemleme ve harekete geçirme, algı bellek, farkındalık, mantıklı düşünme,
yargılama, anlama, hayal etme, deneyimleri planlama, programlama gibi zihinsel faaliyetlerin tümünü”
kapsar (Topbaş ve Maviş, 2004). Biliş içerisinde yer alan zihinsel beceriler Bilişsel Fonksiyonlar olarak
adlandırılmaktadır.
Bilişsel fonksiyonlar ve tanımları Tablo 2.’de anlatılmıştır (Hux ve Manasse, 2003).

Tablo 4.2 Bilişsel fonksiyonlar ve tanımları

Bilişsel fonksiyonlar Tanımlar


Dikkatin bir noktaya odaklanması, dış uyaranların etkisi ile dikkatin
Dikkat dağılmaması, etkinliklere, işe odaklanma ve dikkati sürdürme, dikkati bir işten
başka bir işe kaydırabilme

Bilginin akılda tutulması,


Episodik (olaysal) bellek; bireysel yaşanan olayların, duyguların, öznel
yargıların akılda tutulması
Semantik bellek evrene ve ortak bilgiye dair bellek, anlam dağarcığı
Fonolojik bellek, sözcüklerin içerdiği seslere ilişkin bellek
Hafıza-Bellek
Ortografik bellek, yazım kuralları ile ilgili bellek
Kısa dönemli bellek, yeni öğrenilen sözel ve görsel bilginin çok kısa süreli
akılda tutulması
Uzun dönem bellek, kısa dönem bellekteki bilgi önemli görüldüğünde uzun
dönem belleğe aktarılır, aylar, yıllar boyunca bilginin saklanması

Kişi oryantasyonu, adını, doğum tarihini ve yaşını bilmek


Oryantasyon-Yönelim Yer oryantasyonu, hangi şehirde, mahallede, nerede olduğunu bilmek
Zaman oryantasyonu, hangi yıl, ay ve günde olduğunu bilmek

Gerçek yada potansiyel bir problemin varlığını kabul etmek, tanımlamak,


Problem çözme uygun ve etkili çözümler hazırlamak, planlamak, organize etmek, çözüm için
gerekli zamanı ayarlamak ve çözüm yolunu uygulamak

Amaca yönelik davranışın gerçekleştirilmesinde bireyin kendi ile ilgili zayıf ve


güçlü yanlarını algılaması, kişisel becerilerine uygun gerçekçi amaç belirlemesi,
Yürütücü işlevler amaca yönelik dikkatini odaklanması, planlama yapması, strateji kurması,
belleğe ilgili bilginin kodlanması ve işlenmesi, ardışık görevlerde bir sonraki
basamağın belirlenmesi

Bilişsel fonksiyonlar beyinde birçok sinirsel yapı ve yolla birbirine bağlıdır ve bu sinirsel yapılardan ve
yollardan birinde hasar oluştuğunda bu hasar dil süreçlerini de etkilemektedir. Bu durum dilin anlaşılması,
üretilmesi veya yazma, okuma, okuduğunu anlama gibi bir veya daha çok dil alanında bozukluğun ortaya
çıkmasına yol açmaktadır. Ayrıca bilişsel fonksiyonlarda meydana gelen bozukluklar edinilmiş dil bozuk-
luğuna sahip bireylerin terapilerde öğrendikleri yöntemleri hatırlamalarını, uygulamalarını terapilerle ye-
niden kazandırılmak istenen dil süreçlerinin yeniden ediniminde zorluk yaşanmasına da neden olmaktadır
(Murray ve Clark, 2006).

96
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

İletişim, Dil ve Bilişsel Fonksiyonların Öğretmen “sınıf çok mu havasız oldu” tümcesi ile
İlişkisi ilk önce öğrenciler ile arasında ki iletişimi başla-
tan bilişsel hazırlığı yapmıştır. Havasız kalan bir
Dilin üretilmesi ve anlaşılmasında bilişsel fonk- ortamın cam açılarak havalandırılabileceği bilgi-
siyonların büyük önemi vardır. Dil üretimi, dil sini hatırlama, dikkatini ders anlatmaktan sınıfı
fonksiyonlarını yöneten beyin ağları ile bağlan- havalandırmaya kaydırma, mesajı iletmek için
tı içinde olan düşünce, bellek, hafıza gibi bilişsel gerekli olan doğru sözcükleri semantik belleğinden
işlevlerin etkisi ile başlar ve yürütülür. İletişimin çağırma, sözcükleri doğru sırada oluşmasını sağla-
amacı düşüncemizi, duygumuzu, fikrimizi yani yan uygun sesleri fonolojik belleğinden çağırma ve
mesajımızı karşı tarafa iletilmektir ve bunun için bir öğrencinin kalkıp camı açmasını dileme gibi
ilk önce iletmek istediğimiz mesajı beynimizde dü- bilişsel süreçler ile mesajını konuşmaya dayalı sözel
şünce haline getiririz. Düşünce olarak hazırlanan dil kullanarak öğrencilerine iletmiştir.
mesajlarda dilin sembolik kodları beyindeki dilbil- Öğrenciler ise öğretmenin tümcesini işitmiş, dik-
gisel belleklerden çağırılır, düşünce olarak kodlanır katlerini öğretmene ve iletilen mesaja kaydırmış-
ve yazı, resim ya da konuşma biçimlerine dönüştü- lardır. İşittikleri tümceyi çözümleme, ortamın
havasız olduğunu anlama, problem çözme bece-
rülerek karşı tarafa aktarılmak için hazırlanır. Bu
risi ve havasız ortamın nasıl havalandırılması
süreçte düşünceyi hazırlarken birey geçmiş yaşam-
gerektiği bilgisini bellekten çağırma gibi bilişsel
larındaki bilgilerini bellekten çağırır. Düşüncemi- süreçler sonucunda kalkıp camı açmışlardır. Öğ-
zin oluşmasında ise bellek, merak, problem çözme, retmenin gönderdiği mesajı doğru anladıklarını
dikkat, karar verme, empati gibi bilişsel işlevler yer camı açarak öğretmene bildirmişlerdir.
alır (Torun, 2014). iletişim, dil ve bilişsel fonksi-
yonların ilişkisini örnekle açıklayalım; Kaza, hastalık sonucu beyinde bir hasar meyda-
Örnek; 100 öğrencisi ile sınıfta ders yapan bir na geldiği zaman bireylerin dil ve bilişsel becerileri
öğretmen ve öğrencileri arasındaki örneği tekrar ele etkilenerek onları sosyal ve iş çevrelerinden, aile
alırsak; bireylerinden ayırarak onlarla iletişimlerini aksa-
malara neden olur. Bir sonraki bölümde özellikle
inme sonrasında görülen dil bozuklukları ayrıntılı
anlatılacaktır.

Yaşamla İlişkilendir

Kelimelerin Beyin “Atlası” Çıkarıldı yıtlarıyla karşılaştıran araştırmacılar, daha sonra, an-
ABD’li bilim adamları, beynin dili nasıl organi- lam bakımından birbirleriyle ne kadar yakından ilişki-
ze ettiğinin haritasını çıkardı. Çalışmanın sonuçları li olduklarına göre kelimeleri değerlendirmeye alan bir
Nature dergisinde yayımlandı. Bilim adamlarının çı- bilgisayar algoritması kullandı. Sonuçlar, kelimelerin
kardığı “anlamsal (semantik) atlas”, örneğin giyim ve beynin sağ ve sol loblarına yerleştirildiği, sözlüğe ben-
görünümle ilgili kelimelere cevaben beynin bir böl- zer bir harita haline dönüştürüldü.
gesinin nasıl etkin hale geldiğini gösterdi. California Araştırmacıların, haritayı hazırlarken kelimeleri
Üniversitesinden araştırmacılar, atlasta yer alan hari- korteksin her iki yarısındaki 100’den fazla bağımsız
taların, az sayıdaki bireyde en ufak ayrıntısına kadar alana ve çapraşık örüntülere dağıttığı belirtildi. Atlas,
büyük oranda benzerlik gösterdiğini keşfetti. insan beyninde çoğu alanın, soyut kavramlardan ziya-
Aralarında çalışmanın lideri Alex Huth’un yer de sosyal ilişkileri ve insanları tanımlayan dili temsil
aldığı bir grup gönüllü, fonksiyonel Manyetik Rezo- ettiğini gösteriyor.
nans Görüntüleme (MRG) tarayıcısı içinde iki saatten Çalışma neticesinde elde edilen sonuçların, felç,
uzun süre radyo programında anlatılan hikayeleri din- beyin hasarı veya motor-nöron hastalıkları nedeniyle
ledi. Araştırmacılar, dil ve bilinç gibi yüksek işlevlerde konuşma engeli olan kişilere yardımcı olabileceği kay-
önemli rol oynayan beyin zarının (serebral  korteks) dedildi.
farklı yerlerindeki kan akışı ve oksijen durumunda
meydana gelen değişikliklerle ilgili veri topladı. Beyin Kaynak; https://www.haberler.com/kelimelerin
görüntüleme verilerini, hikayelerin zaman kodlu ka- -beyin-atlasi-cikarildi-8393927-haberi/

97
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Öğrenme Çıktısı

1 İletişim, dil ve bilişsel fonksiyonları ve birbirleriyle olan ilişkisini tanımlayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bu konu ile ilgili Şükrü


Torun tarafından yazılmış İletişimde, dil ve bilişsel
Sizce beyin ve dil ilişkisi na-
Beyin ve Dil İşlevsel Nöroa- fonksiyonların etkileşimini
sıldır?
natomi adlı kitabı inceleye- anlatınız.
bilirsiniz.

AFAZİ yazma, okuduğunu ve işittiğini anlama, tekrarlama


Afazinin genel olarak tanımı, nörolojik bir ya- ve adlandırma gibi dil alanları ve bu alanlarla ilişkili
ralanma veya hastalık sonucu dilin kullanımı ve ses bilgisi, biçimbilgisi, sözdizimi, semantik ve di-
anlaşılmasında ortaya çıkan bozukluklardır. Ye- lin kullanımı bileşenleri de etkilenmektedir (Mur-
tişkinlerde gözlenen dil bozuklukları alanında ça- ray ve Clark, 2006). Sağ beyin hasarından sonra ise
lışan birçok sağlık çalışanı afazi terimini, beyinde bireylerde sözel şakaların kullanılması, anlaşılması,
edinilmiş bazı hasarlar sonucunda dilin konuşma çıkarımların ve metaforların anlaşılması, vurgu,
akıcılığı, adlandırma, okuduğunu anlama, tekrar- ritim gibi dil ötesi becerilerde bozukluklar ortaya
lama, yazı gibi herhangi bir alanında, dilin kulla- çıkmaktadır (Code, 2010). Bu nedenle, travmatik
nımında, ifade edilmesinde ya da anlaşılmasında beyin yaralanmaları, sağ beyin hasarı veya demans
bozukluk ortaya çıktığı zaman kullanmaktadırlar. hastalarına afazi tanısı genellikle konulmamakta-
Afazi, insanlık iletişim aracı olarak dili kullanma- dır. Çünkü bu vakalarda bilişsel fonksiyonlar, dil
ya başladığından beri var olmasına rağmen afazi ile ötesi beceriler dil fonksiyonlarından daha çok etki-
ilgili ilk kayıt Eski Mısırda MÖ. 3000-2200 yıl- lenmiştir (Murray ve Clark, 2006).
ları arasında kafa yaralanması sonucu konuşma ve Afazi genellikle beyin krizi (inme), beyin trav-
iletişim problemi yaşayan bir hastaya aittir. Ancak ması, serebral tümörler, ve dejeneratif hasarlar
afazi bilimi için çığır açan ilk bulgu ise 1861 yılın- sonucu ortaya çıkmakla birlikte en sık nedeni in-
da Pierre Paul Broca tarafından yapılmıştır. (Code, medir (Maviş ve Topbaş, 2007). Afazili bireylerin
2010). Cerrahi uzmanı olan Pierre Paul Broca 30 büyük çoğunlukta beynin sol yarı küresinde hasar,
yaşında birden konuşma yeteneğini kaybeden ve sağ kol ve bacakta felç görülmektedir. Ülkemizde
sadece “tan….tan” sözcüğünü kullanan hastası- afazi görülme sıklığı ile ilgili bir bilgi yoktur an-
nın ölümünden sonra otopsi yapmıştır. Otopside cak her yıl 125.000 kişi beyin krizi geçirmektedir.
hastanın beyninin sol yarıküresin ön kısmında bir Beyin krizi risk faktörleri Tablo 3’ de anlatılmıştır
doku bozukluğu olduğunu görmüş ve bu bölgenin (Kumral ve İnce, 2008).
beynin konuşma ile ilgili bölgesi olduğunu ve bu
bölgede bir hasar geliştiği zaman afazinin ortaya Tablo 4.3 Beyin krizi risk faktörleri
çıktığını belirtmiştir (Tanrıdağ, 1993).
İleri yaş Yüksek tansiyon
Günümüzde Afazi edinilmiş beyin hasarı sonra-
sında aniden ortaya çıkan ve beynin dilden sorum- Cinsiyet (erkeklerde daha sık) Şeker hastalığı
lu alanlarının hasarlanmasından kaynaklanan bir Aile öyküsü Sigara kullanımı
dil bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Dil alan- Obezite Alkol kullanımı
ları genellikle insanlarda beynin sol yarı küresinde Hareketsiz yaşam
bulunmaktadır. Beynin sol yarıküresinde meydana
gelen hasarlar sonucunda dilin konuşma, okuma,

98
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Afazi beyin hasarı sonucunda genellikle tek ba- “konuşmada akıcısızlık” denilir. Konuşmada akı-
şına ortaya çıkan bir dil bozukluğu değildir, sıklıkla cısızlık, konuşma bozukluklarından biri olan ke-
afaziye bilişsel bozukluklar eşlik etmektedir. Dilin kemelik için kullanılmaktadır. Afazide ise akıcılık
kullanımı kritik biçimde diğer bilişsel fonksiyon- terimi sözcük öbeğinin uzunluğunu tanımlamakta-
lara bağlıdır. Dil beyinde sözcük, harf, işaret gibi dır. Aynı zamanda konuşmanın melodisi, sesletim
sembollerle kodlanır. Dil sembolleri beyinde bel- hızı, konuşma oranı ve dilbilgisel biçimi de içinde
lekte depolanmaktadır. Örneğin, “top” sözcüğü barındırmaktadır. Akıcılık problemi yaşayan afazili
kullanmak istediğimizde belleğimizden top söz- bireyler tutuk afazi olarak adlandırılırlar. Konuş-
cüğünü çağırıyor ve bu sözcüğü konuşma, resim ma çıktıları zorlamalıdır ve kısa öbeklerden oluşan
çizme gibi yollarla karşımızdaki bireye aktarıyoruz. duraklarla dolu konuşma biçimi görülmektedir.
Afazili bireylerde dil ve bilişsel fonksiyon bozuk- Tutuk afazili bireylerin konuşmalarında melodi
luklarının dışında olumsuz duygusal ve psikososyal gözlenmez. Akıcı konuşmaya sahip afazili bireyler
değişiklikler de ortaya çıkmaktadır. Bu değişiklik- ise genellikle çok çaba harcamadan, rahatlıkla ko-
lerin bir kısmı beyinde oluşan hasar sonucu ortaya nuşurlar, uzun tümceler kurarlar, entonasyonları
çıkarken bir kısmı ise bireylerin hastalığa karşı ver- ve sözcük öbekleri afazili olmayan sağlıklı bireyler
diği doğal tepkiler sonucunda oluşmaktadır. Afazili gibidir. Afazili bireylerin konuşma akıcılığının de-
bireyler çabuk duygulanıp, ağlayabilirler, sinirlenip ğerlendirilmesinde konuşma çıktılarındaki sözcük
terapiyi yarım bırakmak isteyebilirler. sayıları, kullandıkları tümce uzunlukları, konuş-
mayı başlatabilmeleri, konuşma sırasında yaptıkları
Afazi bütün dillerde ortaya çıkan evrensel bir
parafazik olarak adlandırılan konuşma hataları, laf
durum olmasına karşın, diller arasında gözlenen
dolandırmaları, sözcük bulamadıkları zaman yap-
farklar araştırmalar arasında karşılaştırma yapmayı
tıkları duraklar, sesletim zorlukları, konuşmanın
zorlaştırmaktadır. Değerlendirme ve tedavi yön-
melodisi, entonasyonu ve prozodisi yer almaktadır
temleri dillere göre farklılık göstermektedir. Afazi-
(Maviş ve Topbaş, 2007).
li bireylerde daha sonra edinilen anılar daha önce
kaybedilmekte, eski anıların, bilgilerin geri dönüşü
yenilerden daha çabuk olmaktadır. Bu nedenle iki Adlandırma
veya daha çok dil konuşan afazili hastalarda ana Afazili hastaların ortak özelliklerinden bir diğeri
dillerinin geri dönüşü sonradan öğrenilen dillerden ise adlandırma bozukluğudur. Hastalar, insanların,
daha çabuk olmaktadır. (Code, 2010). nesnelerin, yerlerin ve eylemlerin adlarını söyleme-
de zorlanırlar. Adlandırma zorlukları farklı biçim-
Dil Alanları lerde ortaya çıkabilir. Uzun süreli duraktan sonra
Dilin tekrarlama, adlandırma, konuşulanı, gelen gecikmeli adlandırma, parafazi adı verilen
okuduğunu anlama, yazma, konuşma akıcılığı gibi adlandırma hataları, neolojizm denilen anlamsız
farklı alanları bulunmaktadır. Beyinde oluşan lez- sözcük üretimleri gözlenebilir. (Murray ve Clark,
yon sonrasında ortaya çıkan afazide bu alanların 2006). Günlük yaşam içerisinde az kullanılan söz-
hepsi ya da bazılarında bozukluk ortaya çıkabilir. cükler afazili hastalarda ilk kaybolan sözcüklerdir
Farklı dil alanlarında ortaya çıkan bozukluklar afa- (Maviş ve Topbaş, 2007).
zinin tipinin belirlenmesine ve sınıflandırma yapıl-
masına olanak vermektedir (Tanrıdağ, 1993). Tekrarlama
Afazili bireylerin birçoğunda tekrarlama bozuk-
Konuşma Akıcılığı luğu bulunmaktadır. Hastalardan sözcükleri ya da
Bütün afazili bireylerde mutlaka konuşma bo- öbekleri tekrarlaması istendiğinde bazı afazili has-
zukluğu bulunmaktadır. Genellikle akıcılık terimi talar bunu gerçekleştiremezler. Tekrarlama becerisi-
konuşma üretiminde etkili olan konuşmanın ora- nin korunmuş olması transkortikal afazilerin ayırt
nı, ritmi ve kolay konuşma çıktısı için kullanılmak- edici özelliğidir (Maviş ve Topbaş, 2007).
tadır ve bu özelliklerde meydana gelen bozulmalara

99
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Yazı Dili Diğer bir ikili sınıflandırma ise anlamada mey-


Afazili hastaların yazıları konuşmaları ile aynı dana gelen bozukluğun derecesine göre yapılan
özelliklere sahiptir. Yazı yazmada meydana gelen sınıflamadır. Alıcı afazi (Reseptif afazi ) işitsel
bozukluğa agrafi ya da edinilmiş disgrafi adı verilir. ve yazılı dilin anlaşılmasında anlamlı derecede bo-
Yazılı dilin anlaşılmasındaki bozukluğa aleksi ya da zukluk bulunmasıdır, ifade edici afazi (ekspresif
edinilmiş disleksi adı verilir. Yazı yazma ya da oku- afazi) dilin anlaşılması nispeten korunmuştur fakat
duğunu anlamada bozukluğu bulunan afazililer, dil çıktısı etkilenmiştir. Akıcı ve akıcı olmayan afazi
yazılı materyalde bulunan harfleri tanımlayamaz ya tiplerindeki ayrım gibi bunda da konuşma akıcılı-
da harfleri sese dönüştüremezler. (Tanrıdağ, 2007). ğı, tekrarlama veya adlandırma becerilerindeki bo-
zukluklar bu sınıflandırmada dikkate alınmaz.
Yukarıda ele alınan sınıflandırma tiplerinden
Konuşma Anlaşılırlığı ayrı olarak araştırmacılar beyinde meydana gelen
Konuşma ve yazı dilinin anlaşılmasının bozul- hasarın yerine göre de sınıflandırma yapmaktadır-
ması afazide alışılmıştır. Ancak şiddeti hastadan lar. Araştırmacılar, akıcı ve alıcı afazilerin arka (pos-
hastaya farklılık gösterir (Murray ve Clark, 2006). terior) hasarlarla (wernicke alanı veya temporal ve
parietal assosiasyon alanları), akıcı olmayan ve ifade
edici afazilerin ön (anterior) hasarlarla (broca alanı
Afazinin Sınıflandırılması
veya frontal assosiyasyon alanının çevre hasarları) ile
Afazi, beyin hasarı sonrasında ortaya çıkan bir ilişkili oldukları söylenmektedir (Özeren, 2002).
dil bozukluğudur. Genel olarak beyinde meydana
Sadece konuşma akıcılığı, dilin anlaşılması ya
gelen benzer hasarlar benzer klinik tablolar ortaya
da hasar yerinin beynin ön bölgesi, arka bölgesinin
çıkarttığından afazilerde sınıflandırma yapılması
etkilenmesine göre yapılan bu ikili sınıflandırmalar
mümkündür (Tanrıdağ, 1993). Afazili hastalarda
afazili bireylerde diğer dil alanlarında ortaya çıkan
anlama, konuşma akıcılığı, adlandırma ve tekrar-
bozuklukların tanımlamasında yeterli olmamakta-
lama gibi farklı alanlarda farklı şiddetlerde hasar-
dır. Sol beyin hasarlı bireylerde ortaya çıkan birçok
lanma ortaya çıkabilir. Farklı şiddet ve farklı mo-
farklı afazi tipi aşağıda anlatılacaktır.
delitelerin etkilenmesi sonucu araştırmacılar farklı
sınıflandırma türleri yapmışlar ve farklı afazi tiple-
rinden bahsetmişlerdir. Kullanılan bu sınıflandır- Afazi Tipleri
malardan en çok tercih edileni ikili sınıflandırma Beyinde meydana gelen hasarlar beynin dile
sistemleridir. özgü farklı alanlarını ve bu alanların birbirleri ile
bağlantı noktalarını da etkileyebileceğinden ve afa-
İkili Sınıflandırma Sistemi zili bireylerde farklı dil alanlarını etkileyeceğinden
dolayı etkilenen dil alanları ve bunların nöroana-
Afazi sınıflandırılmasında kullanılan ortak sı-
tomi ile ilişkilerini daha detaylı incelenebileceği
nıflandırma türlerinden en çok tercih edileni afazili
farklı afazi tipleri bulunmaktadır (Tanrıdağ, 1993).
bireylerin konuşma akıcılığına göre yapılan sınıf-
Şekil 1’de Beyinde Broca ve Wernicke alanları ile
landırmadır. Bu sınıflandırma da afazi Akıcı (Flu-
sözcüklerin okunması ve işitmesi sırasında çalışan
ent) ve Tutuk (Non fluent) afaziler olarak ikiye
beyin alanları gösterilmiştir (http://onarimcilar.
ayrılır. Tutuk afazilerde bireyler dört ya da daha az
blogcu.com/temel-bir-hata-olarak-yabanci-dilde-
sözcüklü tümceler kurarlar, sıklıkla tereddütlü ve
egitim/2992028)
eforlu konuşma gerçekleştirirler. Akıcı afazili birey-
ler ise afazik olmayan bireyler gibi, rahat, melodik,
normal konuşma oranı, ritim ve akıcılıkla konuşur-
lar. Bu sınıflandırma sisteminde dilin diğer anlama, Nöroanatomi İnsanda merkezi ve çev-
adlandırma ve/veya tekrarlama alanlarında ortaya resel sinir sisteminin yapısını araştıran
çıkan bozukluklar dikkate alınmaz. bilim dalı.

100
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Motor korteks Wernicke


Motor korteks Wernicke
alanı Broca alanı alanı
Broca alanı

Konuşulan İşitme
Okunan
Görme kelimeler korteksi
kelimeler
korteksi
Şekil 4.2 Beyinde Broca ve Wernicke alanları

Broca Afazisi Wernicke Afazisi


Paul broca tarafından tanımlanmıştır. Motor Duyusal afazi, jargon afazi, akıcı afazi olarak
afazi, ifade edici afazi, verbal afazi, akıcı olma- da isimlendirilebilir. Broca afazinin tam zıttı olan
yan afazi olarak da adlandırılmaktadır (Tanrıdağ, Wernicke afazisinde ise bireylerin konuşmaları ol-
1993). Broca afazisinde bireyler başlangıçta sus- dukça akıcı ancak parafazilerle dolu ve genellikle
kundurlar, sesletimleri bozuk, konuşmaları tutuk içeriği boş konuşmadır. Konuşmada uygun gramer
ve anlaşılması zordur. Konuşmada sözcük kökleri- yapıları kullanırlar ancak kendilerine özgü sözcük
ni kullanan, ekleri kullanmayan Broca afazililerin kullanımları nedeniyle konuşmaları jargon dolu ve
konuşmaları genellikle telegrafik konuşma ya da çoğunlukla anlaşılmazdır. İşittiğini ve okuduğunu
agramatik konuşma olarak adlandırılır. Telegra- anlama ve tekrarlama oldukça bozulmuştur (Tan-
fik konuşmada bireyler sözcükler arasında uzun rıdağ, 1993). Okuma yetileri genellikle korunmuş
duraklar verirler, konuşmaları telgraf yazışmaları olsa da konuşmalarına benzer özellikler sergilerler.
gibidir, kısa sözcükler ve uzun duraklar bulunur. Yazı yazmaları konuşmalarına benzerdir. Tamamen
Konuşmalarında gramer kullanmamaları, dilbilgisi iyileşme görülebildiği gibi kondüksiyon ya da ano-
kurallarına uymamaları, sözdizimi bozukluğu ol- mik afaziye dönüşebilir.
ması konuşmalarını agramatik hale getirir. Okudu-
ğunu anlama, tekrarlama ve adlandırma becerileri
etkilenmiştir. Nispeten korunmuş konuşma anlaşı-
Kondüksiyon-İletim Tipi Afazi
lırlığı vardır. İşitsel anlamaları çok iyi değildir. Yazı Bu tip afazilerde, bireylerin konuşmaları akıcı-
yazmaları konuşmalarına benzer, tutuk ve telegra- dır ancak konuşmada sözcüklerde seslerin yerlerini
fiktir (Maviş ve Topbaş, 2007). İyileşmeleri uzun karıştırabilirler (çatal yerine çalat gibi). İşittiğini
yıllar sürebilir. Şekil 2’de Broca ve Wernicke alan- ve okuduğunu anlamada etkilenme oldukça azdır.
ları gösterilmiştir (https://study.com/academy/les- Tekrarlama ve adlandırma bozulmuştur. Sesli oku-
son/wernickes-area-function-location-quiz.html) ma ve yazı göreceli bozulmuştur (Tanrıdağ, 1993).

Broca Wernicke
Global Afazi
Konuşma anlaşılırlığı, adlandırma, tekrarlama,
akıcılık, okuma, yazma gibi bütün dil alanlarının
bozulduğu afazi tipidir. Global afazi zaman içerisin-
de Broca veya Anomik afaziye dönüşebilir. Birçok
Global afazili birey, ilerleyen dönemde ihtiyaçları-
nı sözlü veya yazılı dili kullanmadan anlatabilme
becerisine ulaşabilir. İstediklerini işaret kullanarak
anlatabilme, onay veya ret hareketleri kullanma,
Şekil 4.3 Beyinde Broca ve Wernicke alanlarının yeri seste ezgi kullanımı ile çevresindeki diğer bireylerle
iletişim kurabilirler (Özeren, 2008).

101
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Transcortical Afaziler Anomik Afazi


Tekrarlama dışındaki diğer dil alanları farklı Anomik afazili bireyler nesneleri ve eylemleri
düzeylerde etkilenmiştir. Tekrarlama korunmuştur. adlandıramazlar. Konuşmaları akıcıdır. Adlandır-
Transkortikal duyusal afaziler akıcı ama anlamsız ma dışındaki diğer dil alanları normale yakındır.
konuşurlar, adlandırma yapamazlar. Transkortikal Bir başka afazi tipinin iyileşmiş hali olabileceği gibi
mikst afazililer, sadece tekrarlama yaparlar. Alzhe- kendi başına da belirti verebilir (Özeren, 2002)
imer ve demansın ileri evrelerinde de görülen bir Afazi tipleri ve dil alanları arasındaki ilişki Tab-
afazi tipidir. Transkortikal motor afazililer ise ko- lo 4’de verilmektedir (Tanrıdağ, 1993).
nuşmayı başlatmada sorun yaşarlar, gramerleri bo-
zuk, sözcük öbekleri az ve kısadır (Özeren, 2008).
Tablo 4.4 Afazi tipleri ve dil alanları arasındaki ilişki
Afazi tipleri Dil alanleri
İşittiğini ve
Konuşma
okuduğunu Tekrarlama Adlandırma Yazma
akıcılığı
anlama
Broca Tutuk Korunmuş Hasarlı Hasarlı Hasarlı
Wernicke Akıcı Hasarlı Hasarlı Hasarlı Hasarlı
Kondüksiyon Akıcı Korunmuş Hasarlı Hasarlı Hasarlı
Global Tutuk Hasarlı Hasarlı Hasarlı Hasarlı
Anomik Akıcı Korunmuş Korunmuş Hasarlı Korunmuş

Yaşamla İlişkilendir

Sözün Bittiği Yerde Yalnızlıktan Kurtarıyorlar merkezinin gördüğü zarar sonucu ifade etme so-
DİLKOM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Toğram: runu ya da işittiğini anlamama sorunu oluştuğu-
“Afazi zihinsel ve bilişsel bir bozukluk olmadığı için nu ifade etti. 
kişi içinde bulunduğu durumun farkında oluyor. Genel olarak afazilerin, akıcı ve tutuk afa-
ZEHRA AYDIN - Anadolu Üniversitesi Dil zi olmak üzere iki şekilde görüldüğünü aktaran
ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve Toğram, “Akıcı afazilerde birey akıcı konuşabilir
Uygulama  Merkezi’de (DİLKOM) afazili (ko- ama konuşmasının içeriği ile ilgili sorunlar olabi-
nuşma bozukluğu) bireylerin, iletişim ve dil be- lir. Bazen boş konuşmalar ortaya çıkabilir, bazen
cerilerinde, yapılan terapilerle iyileşme sağlana- uydurma sözcükler ortaya çıkabilir. Tam olarak
rak, hastaların sosyal yalnızlıktan kurtarılmasına anlatmak istediğini aktaramayabilir. Söylenenleri
yardımcı olunuyor. Anadolu Üniversitesi  Dil anlamakta ve anlamlandırmakta zorluk yaşama-
ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve larına rağmen konuşma üretiminde herhangi bir
Uygulama Merkezi (DİLKOM) Müdürü Yrd. sıkıntı yoktur. Tutuk afaziler ise konuşma üretimi
Doç. Dr. Bülent Toğram, AA muhabirine yap- gerçekten çok zor ve zahmetli bir şekilde gerçek-
tığı açıklamada, afazinin genellikle yetişkinlikte leştirirler ama işittiğini anlamada çok fazla prob-
ve yaşlılıkta görülen edinilmiş bir dil bozukluğu lem olmayabiliyor” diye konuştu.  -”Ne yazık ki
olduğunu söyledi.  hastalarımız giderek sosyal yalnızlığa maruz kalı-
yor” Daha çok yaşlılarda görülen afazinin çocuk-
Afazinin, inme sonrasında beynin dilden
larda da görülebileceğini söyleyen Toğram, afa-
sorumlu alanlarının hasara uğramasından kay-
ziye yol açan nedenlerde dolayı yaş küçüldükçe
naklandığını belirten Toğram, beyinde konuşma
afazinin ortaya çıkma ihtimalinin azaldığını kay-

102
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

detti. İnme, beyin kanaması sonrası oluşan Afa- etmesi ve söylediklerini dinlemesi gerekiyor. Ama
zinin bireyin hayatını olumsuz yönde etkilediğini ne yazık ki hem hastadan kaynaklanan nedenlerle
ve iletişim sorunları yaşamasına neden olduğunu hem de çevresinin onu yalnızlığa itmesi nedeniy-
vurgulayan Toğram, şunları söyledi:  le kişi iletişim kurabileceği birilerini bulamadığı
“Kişi normalde ailesine, ekonomik anlamda için sosyal yalnızlığa itiliyor. Afazili hastalar ge-
katkı sağlayan, erkek ise eve ekmek getiren bir nelde evde kalıyor ve televizyon izlemesi sağlanı-
kişi iken birden bire bakıma muhtaç hale geliyor. yor. Televizyon izlemek hastanın iletişimine katkı
Afazi zihinsel ve bilişsel bir bozukluk olmadığı sağlayabilir ama normal bir sosyal iletişimin ye-
için kişi içinde bulunduğu durumun farkında rini tutamayacağı için uygun bir yöntem değil.»
oluyor. Afazili bireylerin ailesi veya arkadaşlarıyla Konuşma bozukluğu olan hastaların ulaşabi-
yeterince iletişim kuramadığı için görüşmemeye, leceği Türkiye’de çok fazla Dil ve Konuşma Bo-
kendisini sosyal yaşamdan geri çekmeye başlıyor. zuklukları Uzmanı olmadığını dile getiren Toğ-
Ne yazık ki hastalarımız giderek sosyal yalnızlığa ram, sözlerini şöyle sürdürdü:
maruz kalıyor. Aileler de hastanın ne anlatmak “Hastalarımız Dil ve Konuşma Bozuklukları
istediğini anlamadıklarında sıkıntı yaşıyorlar. Ai- Uzmanlarına başvurmaları gerektiğini bilmiyor-
lede de iletişim ve ilişkili diğer sorunlardan dola- lar veya ihtiyaçları olduğunu düşünmüyorlar.
yı psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor, zamanla ev Onun için evde yalnızlığa itilmiş bir şekilde ya-
içinde çıkan kriz kaosa da dönüşebiliyor.”  şıyorlar. Afazili hastaların iletişim sorunlarının
-Topluma yeniden entegrasyonunu sağlama- üstesinden gelmek için uzmana başvurmaları ve
ya çalışıyorlar terapi almaları gerekiyor. İletişim ve dil beceri-
Dil yetersizliğinden kaynaklanan iletişim ku- lerinde terapiyle gelişme sağlamak mümkün.
ramama sorununun giderilmesi için iletişim kur- Hastalarımızın sosyal yalnızlıktan kurtulmalarını
maya devam edilmesi, dil ve konuşma terapist- ve topluma yeniden entegrasyonunu sağlamaya
lerinden yardım istenilmesi gerektiğini anlatan çalışıyoruz.”
Toğram, şöyle devam etti:
Kaynak:  Eskişehirhttps://www.haberler.com/
“Bizim uyguladığımız terapilerin dışında ai-
sozun-bittigi-yerde-yalnizliktan-kurtariyorlar-
lesinin de hastayla ilgilenmesi, konuşmaya devam
6710177-haberi/

Afazide İyileşme ze testler ile yapılmaktadır. Dil alanlarının değer-


Afazili bireylerde düzelmenin birçok faktöre lendirilmesinin haricinde afazili bireylerde bilişsel
bağlı olduğu görülmektedir. Bu faktörler beyinde fonksiyonlar, dizartri, apraksi gibi motor konuşma
hasara neden olan sebep ve hasar sonucu beyinde bozukluklarının, yutma bozukluklarının varlığı
etkilenen bölgenin büyüklüğü ve yeri başta olmak ve alternatif ve destekleyici iletişimi sistemlerini
üzere hastanın yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, afazi- kullanabilme becerileri de değerlendirilmelidir.
ye eşlik eden bilişsel ve diğer fonksiyon bozukluk- Türkiye’de afazili bireyler için hazırlanmış GAT
larından oluşmaktadır. Ayrıca bireylerinin terapiye (Gülhane Afazi Testi: Tanrıdağ, 1993), GAT-2 Gül-
afazi ortaya çıkmasından ne kadar süre sonra baş- hane Afazi Testi-2 (Tanrıdağ, Maviş,Topbaş, 2011),
ladıkları da afazi terapilerinden fayda sağlanmasını EAT-Ege Afazi Testi (Atamaz, Yağız On, Durmaz,
etkileyen diğer bir faktörü oluşturmaktadır. Araştır- 2007) ve ADD-Afazi
malar birçok afazili hastada akut dönemde spontan Dil Değerlendir-
iyileşmenin olduğunu göstermektedir, özellikle ilk me Testi (Maviş ve
dikkat
6 ay içerisinde afazili bireylerde maksimum düzel- Toğram, 2007) de- Afazi edinilmiş beyin hasa-
me olduğu belirtilmektedir (Tanrıdağ, 1993). ğerlendirme testleri rı sonucu ortaya çıkan dil
mevcuttur (http:// bozukluğudur, gelişimsel
Afazi terapisine başlanmadan önce bireylerin
dilkom.anadolu.edu. dil bozukluğu ve konuşma
iyi bir değerlendirme sürecinden geçmeleri gerek-
tr/sayfa/ edinilmiş- bozukluğu değildir.
mektedir. Değerlendirmeler afazili bireyin bütün
dil-bozukluğu-afazi).
dil alanlarının ayrı ayrı değerlendirildiği standardi-

103
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Afazi terapisi aynı değerlendirmede olduğu gibi çok kapsamlı yapılmalıdır. Terapi dil bozukluklarını
temel almakla birlikte bireyde meydana gelen bilişsel fonksiyon bozukluklarının da terapisini içermelidir.
Birçok afazi hastası terapiden büyük yararlar sağlamaktadırlar. Afazi terapisi kişiye özel olmalıdır. Terapi
programı düzenlenirken afazili birey ile birlikte aile yakınlarının ve bakıcılarının ihtiyaçları ve istekleri
de göz önünde bulundurulmalıdır. Afazide özellikle yoğun ve uzun terapi programlarının etkili olduğu
bilinmektedir. Afazi terapisine hemen başlamalıdır. Akut dönemde başlayan terapiler daha etkili olmakla
birlikte kronik dönemde başlayan terapilerin de etkili olduğu görülmektedir. Afazi terapisinde hedef dil bo-
zuklukları ve/veya iletişim bozukluklarıdır. Terapide afazili bireylerin kaybolan dil fonksiyonlarının geri ka-
zandırılması ya da kaybolan fonksiyonların telafi edilmesi amaçlanmaktadır (Estabrooks ve Albert, 1991).

Öğrenme Çıktısı

2 Afaziyi, dil alanlarını, afazi tiplerini ve afazide iyileşmeyi açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bu konu ile ilgili İlknur


Sizce afazi hastalarının te- Maviş ve Seyhun Topbaş
rapilerinde dikkat edilmesi tarafından yazılmış Afazi Afazi nedir, anlatınız.
gereken noktalar nelerdir. Apraksi Dizartri adlı kitabı
inceleyebilirsiniz.

SAĞ HEMİSFER (YARIKÜRE) sağ yarıküre hasarı bulunan hastalarda daha çok ileti-
YARALANMALARI şim problemleri gözlenir. Bu nedenle sağ beyin hasa-
rı bulunan bireylerde gözlenen bozukluklara bilişşsel
Beynin sağ yarıküresinin hasarlanması sonucu
iletişim bozukluğu adı verilir. Sağ beyin hasarlı bi-
ortaya çıkan bozukluklardır. Dil becerileri genel-
reylerde ortaya çıkan algı, dikkat, hafıza, yürütücü iş-
likle beynin sol yarıküresi tarafından kontrol edilir.
lev ve dilin diğer alanlarını içeren bozukluklar dolaylı
Sağ yarıküre dikkat, bellek, muhakeme ve problem
(direkt) ya da dolaysız (indirekt) olarak bu bireylerde
çözme becerilerini kontrol eder. Beynin sağ yarıküre
iletişim becerilerini etkiler (Murray ve Clark, 2006).
hasarında bireylerin düşünme becerileri etkilenir ve
Sağ yarıküre hasarı bulunan bireyler dili sosyal bağ-
bu durum iletişim problemlerine yol açar.
lamda kullanmakta zorluk yaşarlar.
Afazili bireylerde iletişimin dilbilimsel, sözel
alanı etkilenirken sağ yarıküre hasarında iletişimin
internet dildışı (extralinguistic ) ve dilin kullanımı (edimsel)
https://www.asha.org/public/speech/disorders/ yönleri etkilenir. Dildışı özellikler söylemin içerik
RightBrainDamage/ adresinden değerlendirme te- ve organizasyonu, dilötesi becerilerin kullanımı ve
rapi yöntemleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. sözel olmayan iletişimi içermektedir.
Sağ beyin hasarı geçiren bireyler oldukça hetero-
jen bir gruptan oluşmaktadırlar. Sağ beyin hasarından
Beynin sağ yarıküresi aynı zamanda söylem be-
kaynaklı bozukluklar geniş bir yelpazeden meydana
cerilerinin anlaşılması, sohbet sırasında kullanılan
gelmiştir. Gözlemlenen bilişsel ve iletişimsel bozuk-
mecazların anlaşılması, üretilmesi, esprilerin an-
luklar ile ilgili tanımlanmış belirgin bir desen yoktur.
laşılmasından da sorumludur (Blake, 2007). Sağ
Sağ beyin hasarlı bireylerin yaklaşık %50 si bilişsel-
beyin hasarı geçiren birçok kişi yaşadığı sorunların
iletişimsel bozukluğa sahiptir. Özellikle dikkat, algı
farkında değildir.
ve hafıza bozuklukları yaygın biçimde gözlenirken,
Beyin krizi, tümörler, enfeksiyonlar, travmatik dilötesi ve dilin kullanım bozuklukları gibi iletişim
beyin yaralanmaları sağ beyin hasarına neden olur. bozuklukları daha az sıklıkla gözlenir (Code, 2010).
Afazili hastalarda görülen dil problemlerinin yerine
104
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Yaşamla İlişkilendir

Doç. Dr. Şükrü Torun: Müzikle Uğraşmak veya bir matematiksel işlem yaparken aynı beyin
Beynimizi Yeniler alanlarının aktive olduğunu artık görebiliyoruz.
Her bir beyin hücresinin (nöron), beyindeki Bu örnekten yola çıkarak, müziğin aynı beyinsel
diğer nöronlarla binlerce yeni bağlantı kurabilme kaynakları paylaşan diğer bilişsel ve motor per-
yeteneği vardır. “Nöroplastisite” (beyin hücresi formansları geliştirebileceğini öngörmemiz zor
esnekliği, değişebilirlik) olarak tanımlanan bu değildir. Sonuçlanan ve sürmekte olan sinirbilim
yetenek, çocukluk döneminde en üst düzeydedir. araştırmaları müziğin algı, bilişsellik ve motor
Ancak, yetişkin beyinde de hatta gelişimsel veya kontrol arasındaki bütünlüğün sağlanmasında,
edinilmiş nörolojik hastalıklar durumunda bile, dikkatin ve belleğin gelişiminde, duygusal dışa-
beyin hücrelerinin yeni bağlantılar oluşturma ka- vurumun kontrolünde, nörolojik hastalıklar ne-
pasitesi yaşam boyunca devam eder. deniyle bozulan hücreler arası iletişimin yeniden
organize edilmesinde ve yeni bağlantıların oluş-
Nöroplastisiteyi harekete geçiren tüm uğraş-
masında etkin rol alabileceğini göstermektedir.
lar, beyindeki sinyal iletim sistemlerinin temeli
olan bağlantıları geliştirici, yenileyici ve güçlen- Müzik uğraşları, beynin motor-duysal-bi-
dirici bir etki yapar. Öğrenme ve rehabilitasyon lişsel bölgelerini çalıştırdığı için öğrenme ve re-
süreçlerinde gösterilen çabalar ve yaşanan yeni habilitasyon süreçlerinde daha etkili bir şekilde
deneyimler de yeni işlevsel bağlantıların gelişme- kullanılmalıdır. Özellikle nörolojik bozuklukla-
sine yardımcı olur. ra yönelik tedavilerde müzikten daha yoğun ve
doğru yararlanılması gerektiği açıktır. Gelişimsel
Müzik yapmak, çok yönlü ve kapsamlı bir
bozukluklar, dil ve konuşma bozuklukları, inme,
beyin aktivasyonu sağladığı için, ilk bakışta mü-
Parkinson ve Alzheimer hastalığı gibi birçok nö-
zikle ilgisi yokmuş gibi görünen farklı işlevleri de
rolojik sorunun tedavisinde ve rehabilitasyonun-
harekete geçirebilmektedir. Son yıllarda işlevsel
da, müzik daha aktif olarak kullanılmalıdır.
beyin görüntüleme tekniklerinin gelişmesi ile
ivme kazanan sinirbilimsel çalışmalar, müziksel Kaynak: http://www.uzmandoktorum.org/doc-
uğraşların önemli beyinsel etkileri olduğunu orta- dr-sukru-torun-muzikle-ugrasmak-beynimizi-
ya koymuştur. Örneğin, bir müzik aleti çalarken yeniler.html

Sağ Yarıküre Hasarında Dil söyledikleri konu, konuşma amacı ya da başlıkla


Bozuklukları tutarlı olmaz. Sohbet için seçtiği konu bulunduk-
Sağ yarıküre hasarında gözlenen bozukluklar dil- ları ortama ve iletişim partnerine uygun olamaya-
dışı ve dilin kullanım becerilerinde gözlenen bozuk- bilir Bakınız Tablo5. Örneğin bir marketten ekmek
luklar olarak iki ana bölümde gerçekleşmektedir. alan sağ yarıküre hasarlı birey, kasa görevlisine eşiy-
le yaptığı kavgayı, çocuğun sınavdan aldığı kötü
notları anlatabilir ya da kasa görevlisine ekmeğin
Dildışı Bozukluklar fiyatı sormak yerine ekmeğin zararlarından, fayda-
Dıldışı bozukluklar, içerisinde söylemin içerik larından bahsedebilir (Code, 2010).
ve organizasyonu, dilötesi becerileri ve sözel olma-
yan iletişim becerilerini içermektedir. Dilin Kullanım Bozuklukları
Sağ yarıküre hasarı bulunan bireyler söylemi Sağ yarıküre hasarı olan bireylerde gözlenen
anlamakta sorun yaşarlar. Ayrıca söylem üretimi diğer bir dil bozukluğu dilin kullanımı bozukluk-
de sıklıkla etkilenir. Bir hikaye okuduklarında ana larıdır. Dilin kullanımı, dil bileşenlerinden biridir.
fikri ya da hikayenin temasını çıkaramazlar. Ken- Dilin kullanımı, “dilin sosyal bağlamda belli bir
dileri belirli bir konu hakkında konuşurken söyle- amaca yönelik işlevi ve iletişim amacına uygun
mi organize edemeyebilirler, yaptıkları konuşmada kullanımına ait bilgidir”. İletişimin amacı iletmek

105
Edinilmiş Dil Bozuklukları

istediğimiz mesajı karşımızdaki bireye aktarabilme- da konuşmamıza kattığımız ses tonumuz, vurgu-
mizdir. Bunun için iletişimde bulunduğumuz or- muz, melodimiz ile o andaki sevinç, üzüntü, mut-
tam, karşımızdaki birey, aktaracağımız ya da alaca- luğumuzu ortaya çıkartabiliriz. Sağ beyin hasarı
ğımız mesaj hakkında var olan bilgilerimiz, iletişim bulunan kişiler konuşmalarında dilüstü becerileri
kurduğumuz bireylerle göz kontağı kurmamız, on- kullanmakta zorlanırlar. Konuşan bireyin ses to-
ların söylediklerini anladığımızı belirten baş hare- nundan veya jest mimiklerinden anlatmak istediği
ketlerimiz mesajın aktarılmasının sürdürülmesinde niyetini veya duygusunu anlayamayabilirler. Aynı
önemli etkenlerdir. Göz kontağı kurma, konuş- zamanda kendileri de dilüstü becerileri kullanamaz,
mada sıra alma gibi davranışlar dil kullanımının duygusal durumlarını ses tonunda yapılan değişik-
parçasıdır. Konunun sürdürülmesi, uygun konu ve liklerle karşıdaki bireye iletemezler, tekdüze konu-
sözcük seçimi, uygun ortamda uygun dil kullanımı şur, vurgu ve duraklara dikkat etmezler. Tablo 5’te
dilin kullanımı içinde yer alır (Blake, 2007). sağ yarıküre hasarlı bireylerde görülen dildışı, di-
İnsanlar iletişim sırasında kullandıkları dili or- lüstü ve dilin kullanım bozuklukları özetlenmiştir.
tama ve iletişim kurdukları diğer kişilerin statüsü-
ne göre değiştirirler. Örneğin bir kişi patronu ile
konuşurken daha resmi, daha kibar konuşur, şaka
yapmaktan kaçınır, sen yerine siz sözcüğünü tercih internet
eder. Bunun yanı sıra arkadaşıyla konuşurken daha https://www.csuchico.edu/~pmccaffrey/syllabi/
samimi, daha cana yakın, şakalar, esprilerle dolu bir SPPA336/336unit13.html). Sağ yarı küre ha-
konuşma biçimi tercih eder siz yerine sen sözcü- sarlı bireylerde görülen dildışı bozukluklar hak-
ğünü kullanır. Aile fertleri, arkadaşlar, patron, kasa kında detaylı bilgiye bu siteden ulaşabilirsiniz.
görevlisi herhangi bir kişiyle sohbet etmek, konuş-
mak bir amaca dayanmaktadır. İletişim kurarken Sağ yarıküre hasarlı bireyler ayrıca, soyut an-
iletişim partneri ile olan uyuma, iletişimin kurul- latımları, mecazları, şakaları, metaforları, ironiyi,
duğu ortama dikkat edilmelidir (Topbaş, 2006). alaycı söylemleri anlayamazlar ve kendileri de kul-
Sağ yarıküre hasarı bulunan bireyler patronlarına lanamazlar. Sağ beyin hasarlı bireylerin ürettikleri
sen diye hitap edebilir, arkadaşına siz diyebilir, soh- söylemler aşırı kişiselleştirilmiş ya da benmerkez-
bet sırasında karşısındaki kişiyle göz kontağı kur- ci yanıtlardan oluşur. Konuyla ilgisi olmayan yo-
mayabilir, ayrıca konuşma sırasında sıra alma dav- rumlar yaparlar ve konudan uzaklaşırlar. Konuyla
ranışını gerçekleştirmeyebilir. Arkadaşının sözünü ilgisi olmayan detaylara odaklanırlar, konuya teğet
kesip kendi konuşmaya başlayabilir. Bu bireyler geçerler, düşüncelerini organize edemezler ve ce-
sohbet sırasında meydana gelen duraksamaları fark vapları iyi düşünülmemiş, dürtüsel cevaplardır. Bu
edemezler eğer sohbet sırasında duraksama, sohbe- kişiler markete gidip alış veriş yapma, pazara gitme
tin yarım kalması gibi durumlar meydana gelirse gibi bilinen ve sıklıkla yapılan işlerle ilgili sohbet-
bunu düzeltemezler. Bazıları çok neşeli, canlıdırlar, lerde daha başarılıdırlar. Sıklıkla yapılan bilinen
çok konuşurlar, konuşma sırasında çok fazla bilgi senaryo veya şemalarda başarılı olurlar. Sohbetin
verirler. Diğerleri çok az duygu veya etkileşim gös- başlatılması ve devam ettirilmesinde önemli olan
terirler, az konuşurlar ve kendilerine sorulan soru- göz kontağı kurma, sıra alma gibi davranışlarda da
ları çok az bilgi vererek cevaplarlar, sohbeti başlat- zorluk yaşarlar (Blake, 2007).
mada zorluk yaşarlar (Blake, 2007).
Aşağıda Sağ yarıküre hasarında görülen dil bo-
Sağ yarıküre dilüstü becerilerin üretilmesi ve zuklukları Tablo 5.’de verilmiştir (Murray ve Clark,
anlaşılmasından da sorumludur. Konuşma sırasın- 2006)

106
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Tablo 4.5 Sağ yarıküre hasarında dil bozuklukları


Dil dışı bozukluklar Dilüstü bozukluklar Dilin kullanım bozuklukları
Hece ve sözcük vurgusunu
Söylem üretiminde zorluk Konuşmada sıra almada zorluk
yapamama
Konuşmada uygunsuz duraklar
Söylemi anlamada zorluk Göz kontağı kurmama
verme
Konuşmada ezgi kullanmama, Konuyu başlatma, sürdürme ve
Ana fikri anlamada zorluk
melodisiz konuşma bitirmede zorluk
Sosyal ortama uygun
Sonuca varmada zorluk Duygularını sesine yansıtamama
konuşamama
Konuşma partnerinin statüsüne
Dolaylı anlamları anlamada zorluk
uygun konuşamama

Öğrenme Çıktısı

3 Sağ yarıküre hasarını ve sağ yarıküre hasarında görülen dil ve bozukluklarını açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bu konu ile ilgili Şükrü


Torun tarafından yazılmış iletişimde, dil ve bilişsel
Beynin sağ yarı küresinin
Beyin ve Dil İşlevsel Nöroa- fonksiyonların etkileşimini
işlevi nelerdir.
natomi adlı kitabı inceleye- anlatınız.
bilirsiniz.

TRAVMATİK BEYİN YARALANMALARI


Travmatik beyin yaralanması (TBY), günümüzde hızlı teknolojik gelişmelere paralel olarak artmakta
olan ve ölümle veya sakatlıklarla sonuçlanan en önemli sağlık sorunlarından biridir. Ülkemizde kesin ola-
rak oluş nedeni ve sıklığı bilinmemekle birlikte Amerika Birleşik Devletinde her yıl 100.000’de 100-200
insanın (16 saniyede 1 vaka) TBY nedeniyle hastaneye başvurduğu belirtilmektedir (Thurman ve Guer-
rero, 1999). TBY trafik kazaları başta olmak üzere, spor kazaları, iş kazaları, yüksekten düşme, darp ve
kurşun yaralanmaları gibi dış faktörlere dayanan nedenlerle meydana gelen yaralanmalardır (Wilkinson,
1998). Travmatik beyin hasarı birincil hasar ve ikincil hasar olarak iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincil
hasar travmanın direkt etkisi sonucunda oluşan kafatası kırıkları, beyin dokusunda meydana gelen ezil-
meler, difüz aksonal hasarlar ve beyin içi kanamanın beyinde oluşturduğu hasarlardır. İkincil hasarlar ise
birincil hasarların neden olduğu beyin hasarlarından oluşmaktadır (Durmaz, 2008).
TBY, hafif, orta ve şiddetli olmak üzere üç derecede değerlendirilir. Genellikle hastalara Glaskow koma
skalasından aldığı değerlere göre değerlendirme yapılır. Aşağıda Tablo 6’da Glaskow Koma Skalası veril-
miştir (Durmaz, 2008).

107
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Tablo 4.6 Glaskow Koma Skalası


Göz açma Sözlü yanıt Motor yanıt
Spontan 4 Oriyante 5 Emirleri yerine getirir 6
Konuşma ile 3 Konfüze 4 Ağrılı uyarıları lokalize eder 5
Ağrılı uayaran ile 2 Uygunsuz yanıt 3 Ağrılı uyaranla ekstremitelerini geri çeker 4

Hiç açmıyor 1 Anlaşılmaz sesler 2 Dekortike postür 3

Sözel yanıt yok 1 Deserebre postür 2

Motor yanıt yok 1

Hafif Travmatik Beyin Yaralanması Travmatik Beyin Yaralanmalarının


Travmatik beyin hasarı nedeni ile hastaneye yatı- Özellikleri
rılan hastaların %50-80’i hafif veya orta şiddette kafa Travmatik beyin yaralanması sonucunda bi-
travmasına sahiptir. Glaskow koma skalası değerleri reylerde yaralanmanın etki alanına ve bireyin ken-
13-15 arasında olan ve 20 dakikayı geçmeyen bilinç disine bağlı olarak çok farklı sonuçlar ortaya çı-
kaybı ve travma sonrası bellek kaybı yaşayan bireyler kar. Benzer yaralanma durumlarında bile bireyler
genellikle hafif şiddetli beyin yaralanması geçirdiği arasında farklı ve çok çeşitli semptomlar gözlenir.
düşünülür (Durmaz, 2008). Hafif travmatik beyin Travmatik beyin yaralanması geçirmiş bir bireyde
hasarı genellikle genç erişkinlerde spor yaralanmala- fiziksel, bilişsel, psikososyal ve motor bozukluklar
rında ve spor sırasındaki düşmeler sonrasında ortaya ortaya çıkabilir. Bu bozuklukların türü ve şiddeti
çıkar. Hafif şiddetli travmalar sonrasında ortaya çı- yaralanmanın meydana geldiği alanın büyüklüğü
kan semptomlar geçici olabildiği gibi kalıcı da olabi- ve yerine göre değişiklik gösterir. TBY sonucunda
lir (Murdoch ve Theodoros, 2001). davranış ve kişilik değişimleri, entelektüel fonk-
siyonlarda bozukluklar, bellek, algılama, anlama,
dikkat, problem çözme, mantıklı düşünme gibi
Orta Şiddetli Travmatik Beyin
bilişsel bozukluklar, ve/veya iletişim bozuklukları
Yaralanması gözlenebilir. Bütün bu bozukluklar bireylerin sos-
Glaskow koma skalası değerleri 9-12 arasında yal durumlarını etkiler. Hafif şiddetli yaralanma-
olan ve 20 dakikadan uzun süren bilinç kaybı ya- lar da bile çözülemeyen, tedavi edilemeyen semp-
şayan ve nörolojik hasarlar gözlenen bireyler orta tomlar bireylerin işe dönmesine, önemli günlük
şiddetli olarak kabul edilir (Durmaz, 2008). yaşam aktivitelerini yerine getirememesine neden
olabilmektedir ve böylelikle bireylerin hayatları sı-
Şiddetli Travmatik Beyin Yaralanması nırlanmaktadır. Şiddetli beyin yaralanması geçiren
bireyler günlük yaşam aktivitelerini bağımsız ola-
Yaralanma sonrasında koma durumu olan has-
rak yapabilecek durumda olsalar dahi psikolojik ve
talardır. Acil tıbbi destek yaralanmanın olduğu yer-
sosyal alanlarda problem yaşamaya devam ederler
de yapılır ve sonra hastanede tedavi altına alınırlar
(Meray, 2005). Travmatik beyin yaralanmalarında
(Durmaz, 2008).
gözlenen bilişsel, fiziksel ve davranışsal özellikler
Travmatik beyin yaralanması özellikle kazalar Tablo 7’de özetlenmiştir (Hux, 2003).
sonrasında ortaya çıksa da bazı risk faktörleri bu-
lunmaktadır. Erkek olmak, genç yaş, motorsiklet
kullanmak, alkol ve uyuşturucu kullanmak travma-
tik beyin yaralanmasına neden olan kaza föktörleri-
ni arttığından dolayı risk faktörüdürler (Murdoch
ve Theodoros, 2001)

108
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Tablo 4.7 Hafif şiddetli travmatik beyin yaralanmalarında gözlenen özellikler


Bilişsel semptomlar Fiziksel semptomlar Davranışsal semptomlar
Dikkatte azalma Başağrısı Çabuk öfkelenme
Konsantrasyonda azalma Uyuşukluk-laterji Alınganlık
Algısal bozukluklar Bulantı-kusma Duyarsızlık
Bellek bozuklukları Baş dönmesi Duygusal kararsızlık
Dil ve konuşma bozuklukları Çift görme Artmış kaygı
Yürütücü işlev bozuklukları Işığa hassasiyet Depresyon
Kulak çınlaması
Uyku bozuklukları
Yorgunluk

Yukarıdaki tabloda verilen bu özelliklerdeki et- ları dikkati etkiler. Bilişsel bozukluklar sonucunda
kilenme şiddeti travmanın şiddetine göre değişken- ortaya çıkan yakınmalar, düzgün düşünme beceri-
lik gösterir. sinde zorluk, planlama ve organizasyonda problem
Travmatik beyin hasarlarında dikkat edilme- yaşama ve etkili olamamadır.
si gereken konulardan biri travma sonrası hafıza Travmatik beyin yaralanması sonucunda davra-
kaybıdır (posttravmatik amnezi). Travma geçiren nış ve kişilik değişimlerine ve duygusuzlaşma, hızlı
kişilerden bazıları travmadan önceki olayları hatır- değişen ruh hali, sinirlilik gibi değişmiş duygusal
layamayabilirler. Bu durum genellikle birkaç dakika deneyimlere de sıklıkla rastlanır. Diğer insanların
gibi kısa süreli olabildiği gibi orta ve ağır şiddetli duygularına karşı duyarsızlık, eksik, yanlış karar
travmalarda bir iki gün sürebilir, nadiren 2 günü ge- verme, zayıf sosyal yargı ya da sosyal olmayan yargı,
çer. Bazı kişiler ise travma sonrasında olan olayları dürtüsellik ve/veya kararlılık, depresyon, disinhibis-
hatırlayamaz (Balkan, 2000). yon, genel organizasyon bozukluğu ile karakterize
Travmatik beyin yaralanması’da konuşma, dil yetersiz hedef odaklı davranış gözlenir. Beyin yara-
bozuklukları gibi iletişim bozuklukları, entelektüel lanması geçiren birey değişiklilerin farkında olma-
fonksiyonlarda bozukluklar, davranış ve kişilik de- masından dolayı davranış değişiklikleri karmaşık
ğişiklikleri iyileştirilmesi en zor olan bozukluklar- olma eğilimindedir (Mozeiko ve Le, 2010).
dandır (Whyte ve Rosenthal, 1993). TBY sonrasın- Travmatik beyin yaralanması sonrası meydana
da kalıcı bilişsel bozuklukların var olması oldukça gelen kısmi felç, spastisite, denge ve koordinasyon
yaygın bir şikayettir. En çok yürütücü işlev bozuk- bozuklukları, yutma sorunları, bilişsel ve davranış-
lukları olmakla birlikte, dikkat, bilgi işlemleme hızı, sal bozukluklar, kişileri bakıcı ve yakınlarına bağım-
kısa dönemli hafıza ve öğrenme bozuklukları ortaya lı hale getirebilir. TBY’da rehabilitasyon acilde veya
çıkmaktadır. Bilişsel fonksiyonlar birbirleriyle iliş- koma bakımında başlar ve yıllarca sürebilir. Uzun bir
kilidir ve birinde meydana gelen bozukluk diğer süreç olan travmatik beyin yaralanmalarının rehabili-
bilişsel fonksiyonları da etkilemektedir. Dikkat bo- tasyonu geniş bir ekip, çok zaman ve para harcanma-
zuklukları belleği etkiler, yürütücü işlev bozukluk- sını gerektirmektedir (Whyte ve Rosenthal, 1993).

109
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Yaşamla İlişkilendir

Travmatik beyin hasarı öğrenmeyi etkiliyor bozuklukları, adlandırma ve iletişim güçlüklerine


Travmatik beyin hasarları olan hastalar, öğ- sebep oluyor. Hastaların çevresindeki insanlar,
renme becerisi, hatırlama ve konuşmada ciddi ortaya çıkan sorunların travmaya bağlı olduğu-
sorunlarla karşılaşabilir. nun farkına varamıyor. Hastanın öyküsünü aldı-
ğımızda geçirilmiş travmatik beyin hasarı hikaye-
Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bo-
si olduğunu öğreniyoruz.”
zuklukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Mer-
kezi (DİLKOM) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur “TRAVMATİK BEYİN HASARI SONRA-
Maviş, travmatik beyin hasarları olan hastaların, SI KONTROL ÖNEMLİ”
hastaneden çıktıktan sonra iyileşme sürecindeki Maviş, hastaların hayatta kalma oranıyla
dilsel ve bilişsel sorunların giderilmesinde gere- bağlantılı olarak hasar sonrası yıllarını kaliteli
ken özeni göstermemesinin, öğrenme beceri- bir şekilde devam ettirebilmesi için rehabilitas-
si, hatırlama ve konuşmada ciddi sorunlara yol yon yaklaşımlarının büyük önemi bulunduğunu
açabileceği uyarısında bulundu. Maviş, kafanın aktardı. Beyin travmasının kalıcı ve uzun süre-
ani ve şiddetli bir şekilde bir yere veya nesneye li etkileri olduğuna değinen Maviş, “Hastaların
çarpması ya da bir nesnenin kafatasını delerek psikolojik sorunlar yaşamaması ve kaliteli bir ya-
beyin dokusuna zarar vermesi sonucu travmatik şam sürmesi için mutlaka hastaneden çıktıktan
beyin hasarının ortaya çıkabildiğini söyledi. Ha- sonra nörolojik muayenelerini sürdürmeleri ve
sarın en sık görülen nedeninin trafik kazaları ol- dil ve konuşma terapistinin değerlendirmesinden
duğuna dikkati çeken Maviş, ayrıca düşme, spor geçmeleri gerekiyor” ifadesini kullandı. Popüler
yaralanmaları, iş kazaları, şiddet olayları, şofben medyanın travmatik beyin hasarına bağlı fiziksel,
zehirlenmeleri ve çocuk istismarının da sebepler bilişsel ve psikososyal sonuçlara pek değinme-
arasında olduğunu belirtti. diğini vurgulayan Maviş, halkın konuya ilişkin
YARALANAN BÖLGEYE GÖRE ETKİ- kulaktan dolma, yanlış kavramlar edindiğini ve
LENEN YETENEK DEĞİŞİYOR hasar sonrası iyileşme hakkında çok az bilgi sahi-
bi olduğunu dile getirdi. Travmatik beyin hasarı
Söz konusu hasar sonrası tedavi olan hasta-
oluşma nedenleri ve bunun ardından bireylerde
larda, beyin alanlarına bağlı olarak fiziksel, davra-
meydana gelebilecek sorunlar hakkında farkın-
nışsal ya da zihinsel değişiklikler ortaya çıkabildi-
dalıklarını ölçmek amacıyla 253 katılımcıya far-
ğini anlatan Maviş, şöyle konuştu: “Yoğun bakım
kındalık anketi uyguladıklarını bildiren Maviş,
sonrası komadan çıkan hastalar, tamamen iyileş-
çalışmanın sonucunun “Travmatik Beyin Hasarı
tiklerini, beyin hasarının geçtiği sanıyor halbuki
Hakkında Bilinmeyenlerin Değerlendirilmesi”
bazı kalıcı hasarlar oluşuyor. Konuşma, dil bo-
başlıklı makaleyle uluslararası prestijli Brain In-
zuklukları ve bilişsel bozukluklar ortaya çıkıyor.
jury dergisinde yayımlandığını sözlerine ekledi.
Travma çocuklarda daha çok öğrenmede güçlü-
ğe, odaklanma ve dikkat eksikliğine yol açıyor.
Bu konularda eskisi kadar iyi olamayabiliyorlar. Kaynak: https://www.e-psikiyatri.com/travma-
Yetişkinlerde ise daha çok unutkanlık, konuşma tik-beyin-hasari-ogrenmeyi-etkiliyor-56096

Travmatik Beyin Yaralanması Sonrası Ortaya Çıkan Bilişsel-İletişimsel


Bozukluklar
ASHA, 2005 yılında bilişsel-iletişimsel bozukluklar tanımını aşağıdaki biçimde yapmıştır. Bilişsel-
iletişimsel bozukluklar bilişin bozulması sonucu iletişimin herhangi bir alanında ortaya çıkan zorlukları
kapsamaktadır. İletişim dinlemek, konuşmak, jest-mimik, okumak ve yazmayı içine alan sözel ya da
sözel olmayan iletişim biçiminde gerçekleşebilir ve dilin bütün bileşenlerindeki (fonolojik, morfolojik,
sentaktik, semantik ve dilin kullanımı) zorlukları kapsar. Biliş, bilişsel süreçler ve sistemleri (dikkat, algı,
hafıza, organizasyon, yürütücü işlevler) kapsar. Fonksiyon alanları davranışsal kendini yenileme (be-
110
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

havioral self-regulation), sosyal etkileşim, günlük ironi kullanımlarında ve bu kullanımları anlamada


yaşam aktiviteleri, öğrenme, akademik beceri ve zorluk yaşarlar. Örneğin, “dolaşmaktan ayaklarıma
sözel performansı içeren bilişsel bozukluklardan karasular indi” deyiminin anlamı sorulduğunda,
etkilenir. ayakları ıslanmış, ayağına su gelmiş olarak cevap
Söylem bozuklukları travmatik beyin yaralan- verirler. Yeni bilgileri öğrenmede, bu yeni bilgile-
ması ile ilişkili bilişsel-iletişimsel bozuklukların ri geçmiş deneyimleriyle karşılaştırmada başarısız
temel noktasıdır. Travmatik beyin yaralanması bu- olurlar (Murray ve Clark, 2006).
lunan bireylerin büyük çoğunluğunda afazi gözlen- Sağ beyin yaralanmalarında görülen dilin kulla-
mez. Genel olarak iletişim problemleri vardır (Mo- nımı bozuklukları travmatik beyin hasarlı bireyler-
zeiko ve Le, 2010). de de gözlenir. Sohbet sırasında göz kontağı kurma,
Travmatik beyin yaralanması geçiren bireyler sıra alma, sohbeti başlatma, sürdürme ve bitirmede
insanların adlarını, nesne, eylem isimlerini hatırla- sorun yaşarlar (Murdoch ve Theodoros, 2001).
makta zorluk yaşarlar ve sohbet sırasında söylemek Travmatik beyin hasarında bilişsel fonksiyonlar
istedikleri sözcükler yerine yanlış sözcük kullana- olan bellek, dikkat, oryantasyon, yürütücü işlev-
bilirler, sözcükler arasına “hmmm,ımmm” gibi an- lerde, dil, dil üstü becerilerde bozukluklar ortaya
lamsız seslemeler ekleyebilirler. Çift anlamlı söz- çıkar. Bu nedenle bu bireylerin değerlendirilmele-
cükleri anlamakta zorlanırlar, edat, zamir, bağlaç rinde ve tedavilerinde çok yönlü ve disiplinler arası
kullanımları hatalıdır. Atasözleri, deyimler, şakalar, yaklaşımlar gerekmektedir.

Öğrenme Çıktısı
4 Travmatik beyin yaralanmasını, özelliklerini ve travmatik beyin yaralanması sonrası
ortaya çıkan bilişsel-iletişimsel bozuklukları açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bu konu ile ilgili detaylı bil-


giye İlknur Maviş ve Didem
Özellikle motorlu araç ka-
Çevik (Akyıldız) tarafından
zaları sonucu oluşan trav- Travmatik beyin hasarın-
yazılmış Misconceptions
matik beyin yaralanmaları dan sonra görülebilecek dil
about brain injury in Tur-
sonucunda oluşan bozuk- bozuklukları nelerdir anla-
key (Travmatik Beyin Hasa-
luklar hakkında halk arasın- tınız.
rı Hakkında Bilinmeyenle-
da yanlış bilinenler nelerdir.
rin Değerlendirilmesi) adlı
makaleden ulaşabilirsiniz.

DEMANS
Demans=Bunama=Unutkanlık
Teknoloji artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Özellikle sağlık sektöründe teknolojik geliş-
melerin artması, hastalıkların tanılanmasını ve tedavisini kolaylaştırdı ve biz insanlara daha uzun bir yaşamın
kapılarını açmış oldu. Ancak yaşam süresinin artması sağlıklı yaşlanma sorunsalını ve yaşlanma sonucu ortaya
çıkan demans benzeri sağlık problemlerinin artmasını beraberinde getirdi. Gittikçe yaşlanan nüfus sonu-
cunda günümüzde dünya genelinde 35,6 milyon insanın demans olduğu ve bu sayının 2030 yılında ikiye
katlanacağı ve 2050 yılında üç kat fazlalaşacağı Dünya Sağlık Örgütü tarafından tahmin edilmekte. Demans
sadece hasta bireyin hayatını etkilemekle kalmayıp, birlikte yaşadığı aile bireylerinin, bakıcıların hayatlarını
etkileyen ve yaşam standartlarının değişmesine neden olan bir durumdur (WHO, 2012). Demansın görülme
sıklığındaki artış ailesinde veya çevresinde demanslı bir yaşlıyla karşılaşan insanların sayısında artışa, demans
hakkında farkındalığın artmasına ve daha çok bilgilendirilme ihtiyacına neden olmuştur. Sonuç olarak günü-
111
Edinilmiş Dil Bozuklukları

müzde popüler kültür ve medya demansa fazlasıyla Ülkemizde demans deyince ilk akla gelen Alz-
yer vermeye başlamıştır. Demansın fiziksel, bilişsel heimerdır. Demans ve Alzheimer halk arasında
ve iletişim becerileri gibi birçok farklı beceriyi etki- genellikle birbiri yerine kullanılmaktadır. Ancak
lemesi nedeniyle demanslı bireylerin disiplinler arası Alzheimer demansın en sık görülen tipidir. Aşağıda
bir bakıma ihtiyaçları bulunmaktadır. demans tipleri anlatılacaktır.
Demans genellikle yaşlı bireylerde gözlenir ve
yaşlanmanın bir parçası değildir. Halk arasında Demans Tipleri
“yaşlandı artık çoğu şeyi unutmaya başladı, buna-
Demansın dört temel tipi bulunmaktadır. Alz-
dı” tümcesi yaşlı bireyler için sıklıkla kullanılmak-
heimer, Vasküler demans, Lewy cisimcikli demans
tadır ve unutkanlığın normal yaşlanmanın bir par-
ve Fronto-temporal demanstır.
çası olarak görülmesi ile birlikte demanslı bireyler
yıllarca uygun tedavi ve destek görmeden yaşam-
larına devam etmek zorunda kalmaktadırlar. De- Alzheimer
mans çeşitli beyin hastalıkları sonucu ortaya çıkan Bütün demenaslıların %50-70’i Alzheimer tipi
bir sendromdur, hastalık değildir. Demans “farklı demanstır. Alzheimer görülme oranı 65 yaş üstü
nedenlere bağlı olarak, beyinde belirli bir süre için- bireylerde %6-10, 85 yas üstü bireylerde %30-47
de gelişen ve ilerleyerek devam eden etkilenmeler gibi oldukça yüksek bir orandadır. Alzheimer’lı bi-
sonucu yüksek serebral işlevlerin ve davranışların reylerde klinik bulgular hastalığın başlangıcından
ve çok yönlü bozuklukların yarattığı klinik tablola- yıllar sonra ortaya çıkar. Sinsi başlangıçlı olan Alzhe-
ra” verilen genel bir sendromdur (Tanrıdağ, 1993). imer yıllar içinde yavaş ve sürekli ilerleyen bir seyir
Demansta bireylerin hafıza, düşünme, yer ve zaman gösterir. Belirtiler belirginleşmeden önce ilerleyici
oryantasyonu, hesaplama becerileri, günlük yaşam yıkım senelerce sürmüş olabilir. (Selekler, 2003).
aktivitelerini yerine getirme beceri ve davranışları, Alzheimer, unutkanlık ve oryantasyon bozukluğu ile
dil ve konuşma becerileri, etkilenir. Demansın en başlayan ilerleyici ve dejeneratif yani zaman içerisin-
baskın özelliği ise hafıza problemleri ve unutkan- de bozukluk şiddetinin arttığı bir demans türüdür.
lıktır. Bilişsel aksaklıklar mesleksel ve toplumsal iş- İlerleyen yıllarda çocuğunu, eşini tanımamaya kadar
levsellikte bozulmaya ilerleyen hafıza problemleri, hiç konuşmamaya ka-
neden olacak dere- dar varan dil ve konuşma bozuklukları ortaya çıkar
cede ağırdır ve top- (Silverman, 2003). Alzheimer geç yaşta ortaya çıkan
lumsal işlevsellikte dikkat
Demans demek Alzheimer demans tipidir. Alzheimer oluşmasına neden olan
daha önceki düzey- risk faktörleri Tablo 8’de verilmiştir (http://www.
den düşme görülür demek değildir. Alzheimer tihud.org.tr/uploads/content/kongre/5/5.35.pdf).
(WHO, 2012). demansın bir tipidir.

Tablo 4.8 Alzheimer risk faktörleri


Kesinleşmiş Risk Faktörleri Olası Risk Faktörleri
İleri yaş Düşük eğitim düzeyi
Genetik (Apo E4 gen varlığı) Travmatik kafa yaralanması
Down sendromu Cinsiyet (Kadınlarda daha çok görülür)
Depresyon
Yüksek tansiyon
Şeker hastalığı

Alzheimer’ın başlangıç dönemlerinde kişilerde unutkanlıklar başlar, bu unutkanlık üzerinde hastanın


kendisi de çevresindekiler de fazla umursamazlar. Zamanla kişiler araba ile gezme, alışverişi yapma, iş ile
ilgili çalışmalar gibi günlük rutin işlerinde bile zorlanmaya başlarlar. Bu dönemde bazı bireyler yaşadıkları
bu zorluklardan rahatsız olup durumlarını anlamlandırmaya çalışırken bazı bireyler yaşadıkları bu zorluk-
ların farkına varamazlar. İlerleyen yıllar içerisinde ise bireyler yer ve zaman oryantasyonunu kaybetmeye

112
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

başlarlar. Gezmeye çıktıklarında kaybolabilir, arabalarını park ettikleri yeri hatırlayamayabilirler, hangi
yılda, hangi günde olduklarını karıştırabilirler. Bu bellek ve oryantasyon problemlerine başta adlandırma
bozukluğu olmak üzere dil bozuklukları eklenir. Zaman içerisinde hastalar yürüme, yemek yeme, giyinme,
tuvalet, banyo yapma gibi günlük yaşam aktivitelerini bile yardımsız yapamaz hale gelirler, konuşmayı
tamamen bırakabilirler (Özbabalık, 2008).

Yaşamla İlişkilendir

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbaba- dönemlerde unutkanlıkla ilgili durum biraz daha
lık Adapınar, çağın en korkulan hastalıklarından sıkıntılı oluyor. Hasta artık geriye dönük haya-
birisi olan Alzheimer›ı 20 sene önceden bilmenin tıyla ilg ili çok büyük belirsizlik ve bilgisizlikle
mümkün olduğunu dile getirdi. yaşamaya başlıyor. İkinci en önemli bulgu da ar-
YAŞAM SÜRESİNİN UZAMASIYLA tık sıradan yapılan birçok işlemi yapamıyor. Yani
ALZHEIMER DAHA SIK GÖRÜLMEYE günlük yaşam aktivitesiyle ilgili bir bozukluğu
BAŞLANDI var. Hepimizin çok kolay olduğunu düşündüğü-
müz bazı durumlar; kapıyı açmak, ev süpürmek,
İHA’nın haberine göre; yaşam süresinin uza-
çekiçle çiviyi çakmak, müzik söylemek, çay iç-
masıyla daha sık karşılaşılan ve bir beyin hastalı-
mek ya da tuvalete gitmek bunların hepsi birer
ğı olan Alzheimer, halk arasında herkeste zaman
belirsiz durum halini taşıyor” dedi.
zaman görülebilen basit unutkanlıkla karıştırı-
labiliyor. Çağın en korkutucu hastalıklarından “20 SENE ÖNCEDEN TANIYLA İLGİLİ
olan, yavaş başlayıp zamanla kötü hale gelen BULGULARIMIZ VAR”
Alzheimer›ın erken tanısının önemine değinen Bunamaya yol açan Alzheimer hastalığında
Eskişehir Alzheimer Derneği Başkanı Nöroloji erken teşhisin önemli olduğunu aktaran Prof. Dr.
Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar, Özbabalık Adapınar, şunları dile getirdi: “Bugün
hastalığın beynin bellek, düşünce ve konuşma- yeni bir sınıflama var Alzheimer ile ilgili. Yani
dan sorumlu bölgelerini etkilediğine değindi. 21 biz her ne kadar 65 yaşın üzerindeki bir hastalık
Eylül’ün 1994 yılından bu yana toplum farkın- olarak bahsetsek de şunu biliyoruz ki beyinde bu
dalığını artırma günü olarak belirlendiğini ifade hastalığı yapan her ne ise tüm bulgular 20 sene
eden Prof. Dr. Adapınar, «Yaşlı populasyonunun öncesinden başlıyor. Artık elimizde bu hastalıkla
neredeyse kendi alanında en çok görülen hasta- ilgili kanıtlarımız, yani 20 yıl öncesinde de tanıyla
lıklarından birisi. Uzun yaşamın da bir bedeli ilgili bilgilerimiz, bulgularımız var. Kişilerin beyin
gibi duruyor. Özellikle 60-65 yaşın üzerinde top- omurilik sıvılarını, bel sıvılarını test ederek o bul-
lumda sağlıklı yaşlanmaya çalışan bireyler artık guları biliyoruz. Yani kişinin daha sonra Alzheimer
Alzheimer ile ilgili bir korku ve endişe duymaya hastalığına yakalanıp yakalanmayacağı hakkında
başladı. Beyni etkileyen, uzun süreli, harap edici, fikir yürütebiliyoruz. Tedavisi olmayan bir hasta-
çok da kesin bir tedavisi olmayan bir hastalık. lığı bu kadar erken bilmek ne işimize yarar? Aileyi
Ne yapıyor beyinde? Özellikle hücreler ara- bilgilendirmeye yarar. Ailedeki diğer bireyleri has-
sında ve hücrenin içinde bir takım değişiklikler talıkla ilgili hazır hale getirmek. Böyle bir hasta-
yaparak o bölgeyle ilgili fonksiyon kaybına yol lıkla mağdur olmuş, ailelerinde Alzheimer hastası
açıyor. Bunlar daha çok bellek bölgeleri, yani ha- olan, en azından şüpheleri olan kişilerin bununla
tırlama bölgeleri. Hastalığın en önemli belirtisi ilgili ilgili kurumlara, bu konuyla uğraşan kişilere
unutkanlık. Unutkanlık hastalığın ilk dönemle- başvurarak erken tanı için mutlaka bilgi almaları
rinde kısa unutkanlık halinde yani biraz önce ya onlar için iyi bir gelecek vaat eder.”
da akşam yaptığını unutmak, bununla ilgili bilgi Kaynak: http://www.haberturk.com/alzheimer-
verememek şeklinde başlıyor. Ama daha sonraki i-20-sene-onceden-bilmek-mumkun-1642168

113
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Vasküler Demans
Tekrarlayan inmeler nedeni ile oluşur. İnme
sonucu beynin farklı bölümleri etkilenebilir ve de- dikkat
mansın şiddeti etkilenen alana bağlıdır. Vasküler Frontotemporal Demans kişilik değişimleri
demans (VD) her yaşta görülebilir. Bütün demans- ve dil bozuklukları ile başlarken, Alzheimer
ların %17 si vasküler demanstır (Klimova ve Kuca, unutkanlık ve davranış bozukluklarıyla ve
2015). Yakın bellekte nadiren birincil bir bozukluk Vasküler Demans ise öncelikle davranış bo-
söz konusudur. Erken dönemde normal olmayan zuklukları ardından ve unutkanlık ana bulgu-
derecede zihin bulanıklığı, sersemlik, çevreye karşı ları ile başlar.
ilgisizlik, duyarsızlık, kişilik değişiklikleri gözlenir.
Çoğunlukla yer ve zamanda oryantasyon bozuk- Demans ve Dil Bozuklukları
lukları ve günlük yaşam aktivitelerinin yapılmasın- Dil becerileri ve bilişsel beceriler birbirleriy-
da zorluk hastalığın ilerleyen dönemlerinde ortaya le ilişkilidir. Bilişsel becerilerde meydana gelen
çıkar (Özbabalık, 2008). bozukluklar dil becerilerini de etkilemektedir.
Ayrıca depresyon, apati gibi nöropsikiyatrik
Lewy Cisimcikli Demans semptomlarda dil becerilerini etkilemektedir. De-
manslı hastalarda ortaya çıkan bilişsel bozukluk-
Bu tip demansta davranış ve bilişsel beceriler-
lar, nöropsikiyatrik semptomlar ve dil bozukluk-
de azalma ve dikkatsizlik erken dönemde gözlenir.
ları özellikle hastanın kendisi ile aile bireylerini
Hastalarda sanrı veya hezeyanlar ve görsel halüsi-
ve çevresinde bulunan diğer bireyleri yakından
nasyonlar sıklıkla gözlenir. Hastaların değiştiri-
etkilemektedir. Demansın başlangıcından itiba-
lemeyen sabit fikirleri bulunmaktadır. İnsanların
ren hastalar aileleri, arkadaşları ve bakıcıları ile
kendisine zarar vermek istediğini, düşüncelerinin
iletişimlerine devam etmeli, günlük yaşam ak-
okunduğunu, birilerinin sürekli onu takip ettiği-
tivitelerini bağımsız olarak yapmaya çalışmalı,
ni düşünürler. Gerçekte var olmayan şeyleri görür,
kendilerine hobiler bulmalı, dans, aerobik gibi
işitirler (Özbabalık, 2008). Bu demans tipinde bi-
fiziksel çalışmayı içeren aktiviteler edinmeli, gün-
reylerin muhakeme ve düşünce yetilerinde düşüş
lük konulardan, haberlerden bahsetmelidir. Hasta
meydana gelir. Bunun yanısıra uyku bozuklukla-
bireyler terapistleri tarafından önerilen sözcük ve
rı, denge bozuklukları, hafıza kaybı, dikkat azlığı,
tümce tekrarlarını gün içerisinde yapmalı, günlük
rüya sırasında uykuda hareket etme gibi problem-
tutmalı, randevularını, ilaç saatlerini yapmaları
ler gözlenir. Demans vakalarının %10-25’i lewy ci-
gereken işleri yazdıkları not defteri bulundurmalı-
simcikli demanstır (Klimova ve Kuca, 2015).
dırlar. Bilişsel becerilerinin korunmasına yardımcı
olmak için bulmaca çözme, yeni bir dil öğrenme,
Fronto-Temporal Demans günlük gazeteleri okuma gibi aktivitelere devam
Genellikle başlangıç yaşı 65 yaşın altıdır. Biliş- etmelidirler (Klimova ve Kuca, 2015).
sel beceriler diğer demans tiplerine göre daha iyidir. Demansın bütün tiplerinde değişen şiddette dil
Bellek bozuklukları hastalığın ilerleyen dönemlerin- bozukluklarına rastlanır. Demansın erken dönemle-
de ortaya çıkar. Erken dönemde sosyal davranışlar- rinde görülen ve en sık gözlenen ve ilk olarak ortaya
da ilerleyici değişiklik, sosyal ortamlardan kaçınma, çıkan dil bozukluğu adlandırma bozukluklarıdır.
çok yeme, kilo alma, ilerleyici dil bozuklukları, Demanslı bireyler nesne ve eylem adlarını bulmada,
sosyopatik davranışlar gözlenir. Hastalığın baş- bellekten adları geri çağırmada zorluk yaşarlar. Bu
langıcından itibaren dil bozuklukları ortaya çıkar. durum Anomik afaziye benzemektedir. Konuşma
Başlangıçta aynı sözcüklerin, tümcelerin tekrar edil- sırasında konu ile ilgili olmayan sözcükleri kulla-
diği konuşma bozukluğu ilerleyen dönemlerde hiç nabilirler, fikirlerini,
konuşmamaya kadar gidebilir. Frontotemporal de- düşüncelerini karşı
mans erken yaşta ortaya çıkan demans tipidir. (Öz- taraftaki dinleyicilere
babalık, 2008). Kişilik değişiklikleri, bireylerarası iletmede zorluk yaşar, dikkat
ilişkilerde bozukluk, dil bozuklukları, depresyon, uygun olmayan dil- Demanslı bireylerde en sık
halüsinasyon gibi nöropsikiyatrik bozukluklarla ka- bilgisel yapılar kulla- görülen dil bozukluğu ad-
rakterize demans tipidir (Klimova ve Kuca, 2015). nabilirler, dilin içeri- landırma bozukluğudur.

114
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ği ve dilin kullanımı bileşenlerinde bozukluk ortaya demansta görülen bu bozukluklar Alzheimer’da


çıkabilir. Dil ve konuşma bozuklukları demansın olduğu gibi hızlı biçimde kötüye gitmez, konuşma
tipine ve şiddetine göre bireyden bireye farklılık bozukluklarının veya bilişsel bozukluğun şiddetinin
göstermektedir (Maviş ve Özbabalık, 2006). artması tekrarlayan küçük beyin krizlerine bağlıdır
Demansın başlangıç evrelerinde hastalar ilk önce (Klimova ve Kuca, 2015). Bu hastalarda ayrıca di-
konuşma sırasında nesneleri adlandıramamaya baş- zartrik konuşma özelliklerine rastlanır. Dizartri, be-
larlar, bir sözcüğün yerine farklı bir sözcük kullana- yin hasarı sonrasında konuşma ile ilgili, dil, dudak,
bilirler çatal yerine kaşık gibi (parafazi) ya da ko- çene kasları, ses telleri, nefes alıp verme sırasında
nuşmada perseverasyon (istemsiz olarak aynı sözcük kullanılan solunum kaslarının zayıflaması, güçsüz-
ya da tümcenin tekrarlanması) görülebilir. Hastalar leşmesi ya da spastisitesi sonucunda ortaya çıkan
akıcı bir konuşma sırasında söyleyecekleri sözcü- konuşma üretiminin bozukluğudur. Bu konuşma
ğü, nesne ya da eylem adını hatırlayamaz tümceyi bozukluğunda bireyler, daha kısa sürelerle, daha kısa
baştan kurarlar ya da söylemek istediği asıl sözcük sözcüklerle konuşurlar, sesletim bozuklukları ortaya
yerine gereksiz başka bir sözcük kullanır. Başlangıç çıkar, konuşmaları dinleyiciler tarafından anlaşıla-
evresinde demanslıların okuma, okuduğunu anlama maz (Maviş ve Topbaş, 2007).
ya da yazma becerileri ile ilgili bir bozukluğa rast-
lanmaz. Hastalığın orta dönemlerinde kullandıkları
sözcükler oldukça kısıtlanır, sözcük sayıları azalır, Spastisite, kası germeye aşırı direncin ol-
anlatmak istediklerini daha kısa ve basit tümceler duğu, bu direncin kas gerildiğinde arttığı
ile ancak doğru dilbilgisel yapılar ile anlatırlar. Bu ve şiddetin tüm kas gruplarında değişken-
dönemde hastaların okuma ve yazma becerileri de lik gösterdiği kas işlevi bozukluğu (Topbaş
etkilenmeye başlar. Yazılı metinleri düzgün biçimde ve Maviş. 2004)
organize edemezler. Yazılı metinleri okurken söz-
cükleri karıştırabilirler, okuduklarını anlayamazlar Dil bozukluklarının en çok yaşandığı demans
ancak sesli okumaları okuduklarını anlamadan daha tipi Frontotemporal tip demanstır. Hastaların sol
iyi durumdadır. Yazı yazarken harfleri eksiltir, uygun frontal lob atrofisi bulunan kısmında ilerleyici akı-
olmayan çekim ekleri kullanırlar. Son aşamada has- cı olmayan tip afazi-tutuk afazi görülür. Bu hastalar
taların sözel çıktıları iyice azalır, konuşma sırasında adlandırma da zorluk yaşarlar, agramatik konuşma
tümcelerini bitiremezler, yarım bırakırlar, kullandık- özelliği ve parafazilerin bulunduğu bir konuşma
ları sözcük sayısı iyice azalır, fikirlerini, düşüncelerini sergilerler. Konuşmalarında dilbilgisel hatalar sık-
diğer bireylere iletemezler (Clari ve Gonzales, 2016). tır, karmaşık uzun cümleleri anlamada zorluk ya-
En sık rastlanan Demans türlerinden biri olan şarlar ve okuma-yazma becerilerini kaybederler.
Alzheimer, unutkanlığın baskın olduğu bir demans Semantik demans adı verilen sol temporal lobun
tipi olduğundan bu bireylerde başlangıçta dil bo- etkilendiği hastalarda ise konuşmanın akıcı ancak
zukluklarına fazla rastlanmamaktadır. Başlangıç dö- içeriğinin boş olduğu akıcı afazi tipi görülür. Has-
nemlerinde bireyler nesnelerin isimlerini adlandıra- talarda adlandırma bozukluğu şiddetlidir, doğru
mama, hatırlayamama veya sohbet esnasında uygun sözcüğü bir türlü bulamazlar genellikle sık kulla-
sözcüğü bulamama gibi sözcükler ve sözcüklerin nılan sözcüklerin anlamlarını sorarlar (Klimova ve
anlamları ile ilgili konularda zorluk yaşarlar. Adlan- Kuca, 2015). Demanslı bireylerde görülen bilişsel
dırmada yaşadıkları zorluk dışında iletişimlerini ol- ve dil bozukluklarının yanı sıra demanslı hastalar-
dukça akıcı biçimde devam ettirirler. Alzheimer’ın da sözel veya oral apraksi ve dizartri gibi konuşma
ilerleyen dönemlerinde ise işittiğini anlama beceri- bozuklukları da görülebilir . Apraksi, motor planla-
sinin bozulmaya başlaması ile birlikte konuşma akı- ma bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Bireylerde
cılığı azalmaya başlar ve en nihayetinde hiç konuş- herhangi bir kas sorunu, zayıflığı, bilişsel fonksiyon
mamaya varan bir iletişim bozukluğu ortaya çıkar bozukluğu olmamasına rağmen, beceri gerektiren
(Klimova ve Kuca, 2015). hareketleri yapamamasıdır (Maviş, Topbaş, 2007).
Vasküler demanslı bireylerde Alzheimer’da gö- Demanslı hastalarda gözlenen bilişsel fonksiyon
rülen adlandırma bozuklukları, sözel ve yazılı dilin bozuklukları, davranışsal sorunlar ve günlük yaşam
anlaşılmasında bozukluklar gibi dil bozuklukları- aktivitelerinde ortaya çıkan sorunlar Tablo 9’de
nın hemen hepsi görülmektedir. Ancak vasküler özetlenmiştir (Emre, 2006).

115
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Tablo 4.9 Demansta görülen bilişsel, davranışsal ve günlük yaşam aktivite bozuklukları
Bilişsel fonksiyon bozuklukları
Unutkanlık
Yeni bilginin edinilmesinde ve bellekte depolanmasında bozukluk
Dikkat bozuklukları
Kişi, yer ve zaman oryantasyonunda bozukluk
Görsel algıla bozuklukları
Planlama bozuklukları
Problem çözme bozuklukları
Davranışsal bozukluklar
Kişilik değişiklikleri, içe kapanma, sessizleşme ya da çabuk sinirlenme
Gerçekte olmayan şeyleri görme ve işitme (halüsinasyon)
Değiştirilemeyen sabit fikirler (sanrılar)
Saldırganlık
Uyku bozuklukları
Toplum içinde uygun olmayan davranışlarda bulunma
Takıntı bozuklukları (Obsesif Kompulsif bozukluklar)
Günlük yaşam aktivite bozuklukları
İş yaşamında zorlanma
Sosyal yaşama katılma isteğinde azalma
Para harcamada, para hesaplamada, fatura takiplerinde ve banka işlemlerini yerine getirememe
Kendine bakım aktivitelerini yapmama, yıkanmama, traş olmama,
Ev temizliğini ihmal etme
Mevsime uygun giyinmeme
Giysilerin temiz-kirli ayrımını yapamama
Yemek yapmada zorluk, yemeğin içine konacak malzemeleri karıştırma, yemeği ocakta unutma

Demanslı Bireylerin Yakınlarına • Gece idrar kaçırma durumuna karşılık ak-


Öneriler şam yemeğinden sonra fazla sıvı tüketimi
Demans, demansı yaşayandan çok onlarla ilgile- engellenebilir ya da gece erişkin bezi kulla-
nen aile yakınlarına, bakıcılarına zorluk yaşatan bir nılabilir
durumdur. Demanslı bireylere karşı özellikle de- • Günlük ev işlerini yapması teşvik edilebilir
mansın ilerleyen dönemlerinde sabırlı olmalı, onla- • Günlük egzersiz yapmaları sağlanmalıdır.
ra sevgimizi göstermeliyiz. Ev içerisinde yaptığımız • Demans hastaları gündelik düzenleri sever-
ufak değişiklikler, yemek, uyku düzenlemeleri gibi ler, düzenlerinin bozulmaması sağlanmalı-
yardımlar hem onların hem bakıcılarının hayatını dır.
kolaylaştırır, yaşam kalitesini arttırır.
• Demansın ilerleyen dönemlerinde dolaşma-
• Yemek her gün aynı saatte hazırlanmalıdır ya çıktıklarında eve dönüş yolunu unutabi-
• Demanslıların gün içerisinde yeterli miktar- leceklerinden, yalnız dışarı çıkmalarına izin
da (1,5 litre) su tüketmeleri sağlanmalıdır verilmemelidir.
• İştah kaybı varsa doktora başvurulmalıdır • Saldırganlık yapmaya başladıklarında, de-
• Düğmeli, fermuarlı giyecekler yerine daha manslı bireylerle temas kurmamalı, zarar
kolay giyilebilen kıyafetler tercih edilmelidir verecekleri mesafenin dışına çıkılmalıdır.
• Aynı günün aynı saatlerinde banyo yapma- • Gerçekte olmayan kişilere görmeye başla-
ları sağlanmalıdır dıklarında onlarla inatlaşılmamalı, o kişinin
orada olmadığı anlatılmaya çalışılmamalıdır.

116
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

• Demanslı bireylerle sürekli konuşulmalı, iletişim kesilmemelidir.


• Konuşma sırasında yaptıkları hatalar ısrarla düzeltilmemelidir.
• İletişim sırasında göz teması kurulmalıdır
• Önemli olayları, günlük işlerini hatırlatmak için
not yazın internet
Hepsinden önemlisi demanslı bir tanıdığınız varsa ona http://www.alzheimerdernegi.org.tr/bizim-
karşı güler yüzlü, sevecen, anlayışlı olun. hizmetlerimiz/bakim-onerileri/

Öğrenme Çıktısı
5 Demansı, demans tiplerini ve demanslı bireylerde görülen dil bozukluklarını
açıklayabilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bu konu ile ilgili detaylı


bilgiye Dr. Nurullah YÜ-
CEL ve Sosyolog Sami
ŞEN tarafından yazılmış
Alzeimer hastaları ve yakın- Alzheimer Hastaları ve Ya-
Alzheimer’ın demans tür-
ları ülkemizde engellilere kınlarına Kısaca Yasal Hak-
lerinden biri olduğunu
tanınan haklardan yararla- lar adlı makalesini Türkiye
Alzheimer demans ve diğer
nabilirler mi, Alzheimer ha- Alzheimer Derneği’nin
demans türleri arasındaki
satalarına ve yakınlarına ta- internet sayfasından ula-
farkları anlatınız.
nınan yasal hakları nelerdir? şabilirsininz. http://www.
alzheimerdernegi.org.tr/
makale/alzheimer-hastalari-
ve-yakinlarina-kisaca-yasal-
haklar/

117
Edinilmiş Dil Bozuklukları

İletişim, dil ve bilişsel


1 fonksiyonları ve birbirleriyle olan
ilişkisini tanımlayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

İletişim, Dil ve Bilişsel


Fonksiyonlar

Toplum içerisinde yaşayan insanların duygu, düşünce, fikir ve bilgi gibi mesajlarını çevresindeki diğer
insanlarla paylaşma sürecine iletişim adı verilmektedir. İnsandan insana mesaj Türkçe, İngilizce gibi sözel
diller veya jest-mimik, müzik, yazı, resim gibi sözel olmayan diller aracı ile ulaştırılır. Dil toplumların
üzerinde uzlaştığı semboller, kodlar birimidir, iletişimde gönderilmek istenen mesajı ileten araçtır. Dil
aracı ile paylaşılmak istenen mesajlar ilkönce beyinde düşünce olarak oluşturulur. Bilişsel fonksiyonlar
ise insanların çevrelerinden bilgi almasına, depolamasına, bilgiyi dönüştürmesine, gerekli zamanlarda
depolanan bilginin geri çağrılmasına, hatırlanmasına ve geliştirilmesine olanak sağlayan zihinsel süreç-
lerdir. Bu süreçler, dikkat, bellek, oryantasyon, problem çözme ve yürütücü işlevlerdir.
Dilin konuşma akıcılığı, adlandırma, tekrarlama, yazı dili, konuşma anlaşılırlığı gibi işlevsel alanları
ve dil üretiminin dikkat, bellek, yürütücü işlevler gibi bileşenleri arasında yakın ilişki bulunmaktadır.
Dil üretimi ve anlaşılması beyinde başlar. Bireyler iletmek istedikleri mesajları beyinde düşünce olarak
hazırlar. Düşünce olarak hazırlanan mesajlarda dilin sembolik kodları beyindeki dilbilgisel belleklerden
çağırılır, düşünce olarak kodlanır ve yazı, resim ya da konuşma biçimlerine dönüştürülerek karşı tara-
fa aktarılmak için hazırlanır. Bu süreçte düşünceyi hazırlarken birey geçmiş yaşamlarındaki bilgilerini
bellekten çağırır. Hazırlanan mesaj yazı, konuşma, resim gibi yollarla karşı tarafa iletilir. Mesajı alan
birey mesajı çözümlemek için gerekli sembolleri bellekten çağırır, geçmiş yaşamlarındaki deneyimlerden
yararlanır, problem çözme becerisi ile mesajda iletilen sorunu çözme becerilerini kullanır ve böylelikle
bireyler arasındaki iletim gerçekleşmiş olur.

Afaziyi, dil alanlarını, afazi


2 tiplerini ve afazide iyileşmeyi
açıklayabilme

Afazi

Yetişkinlik çağında meydana gelen bir beyin hasarı sonrasında beyinde bulunan dil alanlarının etkilen-
mesi sonucu bireylerde oluşan dil bozukluğudur. Genellikle beynin sol yarıküresinde oluşan hasarlarda
afazi görülür. Afazili bireylerde konuşma akıcılığı, adlandırma, tekrarlama, yazı dili ve konuşma anla-
şılırlığı gibi dil alanlarında bozukluklar ortaya çıkar. Afazi genellikle akıcı ve tutuk ya da alıcı ve ifade
edici afazi olarak sınıflandırılır. Tutuk afazilerde bireyler konuşma sırasında çok az sözcük kullanırlar,
kısa ifadeler ile konuşup, konuşma sırasında çaba sarfederler, genellikle Broca afazisi ile eşleştirilir. Akıcı
afazili bireyler ise rahat biçimde uzun ifadeler kullanarak konuşmalarını gerçekleştirirler ancak konuşma-
larının içi boştur ve Wernicke tip afazi ile eşleştirilir. Alıcı afazide duyduklarını ve okuduklarını anlamada
bozukluk görülürken ifade edici afazide özellikle konuşma akıcılığında bozukluk görülür konuşmanın
anlaşılması nispeten korunmuştur. Global afazide ise dilin bütün alanlarında bozukluk ortaya çıkarken
anomik afazide bireyler genellikle sadece nesne, eylem adlandırmalarında sorun yaşarlar. Afazide iyileşme
beyin hasarının yeri, büyüklüğü, hastanın yaşı, cinsiyeti, afaziye eşlik eden diğer bozukluklarının tipi ve
şiddeti gibi birçok özelliğe bağlıdır. Afazide iyileşme sağlanabilmesi için terapi programının bireye özgü
hazırlanması gerekmektedir. İyi planlanmış ve uylanmış terapi yöntemleri ile afazili bireylerde iyileşme
görülmektedir.

118
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Sağ yarıküre hasarını ve sağ


3 yarıküre hasarında görülen dil ve
bozukluklarını açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Sağ yarıküre yaralanmaları

Tümör, inme, enfeksiyon, kazalar beynin sağ yarıküresinde hasara neden olduğu zaman bireylerde bel-
lek, dikkat, problem çözme ve yürütücü işlevlerde ve dil becerilerinde bozukluklar ortaya çıkar. Sağ beyin
hasarı geçiren kişiler genellikle sorunlarının farkında olmazlar. Bu kişilerde bilişsel fonksiyonlarda ve dil
becerilerinde bozukluklar ortaya çıkar. Dil bozuklukları genellikle dilüstü beceriler ve dilin kullanımı
alanda daha yoğun olarak görülmektedir. Sohbet sırasında ses tonu, vurgu, duraklar, ezgi gibi konuşma
sesini değiştiren özellikleri kullanmakta ve anlamakta zorluk yaşarlar. Konuşma sırasında ironi, şaka,
metafor kullanımı ve anlamasını gerçekleştiremezler. Sohbet sırasında iletişim kurduğu bireylerle göz
kontağı kurmaktan kaçınır, sıra alma becerisini gerçekleştiremezler. Konuşmaları genellikle bahsedilen
konula ilgisiz, bağlantısızdır. Okudukları hikayelerin ana fikrini çıkaramazlar.

Travmatik beyin yaralanmasını, özelliklerini ve


4 travmatik beyin yaralanması sonrası ortaya çıkan
bilişsel-iletişimsel bozuklukları açıklayabilme

Travmatik Beyin Yaralanmaları

Kafanın dışarıdan bir etki ile yaralanması sonucunda beynin fonksiyonlarını yerine getirememesi du-
rumudur. Motorlu araç kazaları başta olmak üzere düşmeler, kurşun yaralanmaları en büyük sebeple-
rindendir. Yaralanmanın beyinde oluşturduğu etki alanına göre bulgu ve belirtiler hafif, orta ve şiddetli
olmak üzere derecelendirilir. Travmatik beyin yaralanmalarında dil ve iletişim bozuklukları, entelektüel
fonksiyonlarda bozukluklar, davranış ve kişilik değişiklikleri ve bilişsel fonksiyonlarda ortaya çıkan prob-
lemler kişilerin aile fertleri, iş ve sosyal arkadaşlıkları ile olan ilişkilerini, günlük yaşamlarını etkilemek-
tedir. Travmatik beyin yaralanması geçiren bireylerde özellikle dilin biçim ve içerik bileşeninde bozukluk
meydana gelmektedir ve söylem becerileri etkilenmiş bulunmaktadır. Sohbet sırasında karşılarında bulu-
nan bireylere iletmek istedikleri mesajı geçiremezler. Sohbeti başlatmada, devam ettirmede ve bitirmede
zorlanırlar. Sohbet sırasında kişi adlarını, nesne, eylem adlarını hatırlamakta zorlanır, söylemek istedik-
leri sözcük yerine farklı sözcük kullanırlar.

119
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Demansı, demans tiplerini ve demanslı


5 bireylerde görülen dil bozukluklarını
açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Demans

Demans yaşlılık döneminde çeşitli hastalıklar sonucunda bireylerin bellek, dil becerilerinde, soyut dü-
şünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerinde görülen edinilmiş, süreğen bir yetersizlik durumudur. Alz-
heimer, vasküler demans, lewy cisimcikli demans, fronto-temporal demans başta olmak üzere farklı
demans tipleri bulunmaktadır. Demnsın ençok bilinen ve unutkanlıkla karakterize tipi ise Alzheimer tip
demanstır. Demans, Teknolojik gelişmeler, sağlık sistemindeki ilerlemeler ile yaşam süresinin uzaması
sonucunda yaşlı nüfusun en çok karşılaştığı sağlık problemlerinden biri olmuştur. Unutkanlıkla başlayan
Alzheimer tipi demanslı hastalar ilerleyen dönemlerde günlük işlerini dahi bağımsız yapamaz duruma
gelebilirler. Vasküler tip demansın en belirgin özelliği davranış ve bellek bozuklukları oluştururken Fron-
to-temporal tip demansta kişilik ve dil bozuklukları ön plana çıkmaktadır.
Demansın ilk dönemlerinde hastalarda adlandırma bozuklukları gözlenmektedir. Nesne, eylem adlarını
hatırlamada, bellekten geri çağırmada sorun yaşarlar. Hastalığın orta dönemlerinde kullandıkları sözcük
sayısı gittikçe azalmaya başlar, kısa ve basit cümleleri doğru dil bilgisel yapılar kullanarak kurarlar. Ancak
okuduklarını anlamada ve yazılı metinleri okumada zorluk yaşamaya başlarlar, işittikleri uzun karma-
şık tümceleri anlamakta zorlanırlar. Hastalığın ileri döneminde söz çıktıları iyice azalmıştır, dil bilgisel
yapılar bozulmaya başlamıştır hatta hiç konuşmamaya varan dil bozukluğu gözlenebilir, okuduklarını
anlamazlar, yazı yazmada zorluk yaşarlar.

120
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Aşağıdakilerden hangisi dil bileşenlerinin içe- 5 Aşağıdaki şıklardan hangisi sağ yarıküre hasa-
risinde yer almaz? rında gözlenen dil bozukluklarından değildir?
A. Anlambilgisi A. Söylem organizasyonunda bozukluk

neler öğrendik?
B. Kullanımbilgisi B. Dilüstü becerilerde bozukluk
C. Sesletim C. Dıldışı becerilerde bozukluk
D. Söz dizimi D. Sohbet sırasında mecaz, ironi kullanımında bo-
E. Sesbilgisi zukuk
E. Sesletim bozuklukları
2 Bilişsel fonksiyonlar için yanlış olan ifade
hangisidir? 6 Aşağıdakilerden hangisi Travmatik beyin ya-
ralanmasının nedenlerinden biri değildir?
A. Episodik (olaysal) bellek; bireysel yaşanan olayla-
rın, duyguların, öznel yargıların akılda tutulması A. Beyin krizi B. Motorlu araç kazaları
B. Zaman oryantasyonu, bireyin hangi yıl, ay ve C. Yüksekten düşmeler D. Kurşun yaralanmaları
günde olduğunu bilmesidir E. Spor yaralanmaları
C. Amaca yönelik davranışın gerçekleştirilmesinde
bireyin kendi ile ilgili zayıf ve güçlü yanlarını 7 Aşağıdakilerden hangisi Travmatik beyin ha-
algılaması yürütücü işlevin görevidir.
sarında gözlenen bilişsel bozukluklardan değildir?
D. Yeni öğrenilen sözel ve görsel bilginin çok kısa
süreli akılda tutulması kısa dönemli belleğin A. Dikkatte azalma
görevidir B. Bellek bozuklukları
E. Amaca yönelik dikkatin odaklanması, planlama C. Duygusal kararsızlık
yapılması, strateji kurulması dikkatin görevidir D. Yürütücü işlev bozuklukları
E. Konsantrasyonda azalma
3 Afazi ile ilgili doğru bilgi hangi şıkta veril-
miştir? 8 Aşağıdakilerden hangisi Alzheimer için kesin
risk faktörüdür?
A. Afazi beyin hasarı sonucu oluşan gelişimsel dil
bozukluğudur A. Düşük eğitim düzeyi B. Cinsiyet
B. Afazi edinilmiş beyin hasarı sonucunda oluşan C. Yüksek tansiyon D. İleri yaş
edinilmiş dil bozukluğudur E. Depresyon
C. Afazi edinilmiş beyin hasarı sonucu oluşan ko-
nuşma bozukluğudur 9 Demansta en sık görülen dil bozukluğu han-
D. Afazi beyin hasarı sonucu ortaya çıkan bir has- gi şıkta verilmiştir.
talıktır
E. Afazi çoğunlukla sağ beyin hasarı sonucunda A. Yazma bozukluğu
ortaya çıkar B. Okuma bozukluğu
C. Dilüstü becerilerde bozukluk
D. İşittiği anlama bozukluğu
4 Afazi tiplerinin özellikleri ile ilgili yanlış bilgi E. Adlandırma bozukluğu
hangi şıkta verilmiştir?
A. Broca afazili bireylerin konuşmaları tutuktur, 10 Dil bozukluklarının en çok görüldüğü de-
telegrafik konuşma olarak adlandırılır
mans tipi hangisidir?
B. Global afazili bireylerde bütün dil modalitele-
rinde bozukluk görülmektedir A. Alzheimer tip demans
C. Wernicke afazili bireyler akıcı konuşurlar B. Frontotemporal demans
D. Anomik afazili bireylerde adlandırma bozuklu- C. Vasküler demans
ğu görülmez D. Lewy cisimcikli demans
E. Kondüksiyon-iletim tipi afazide E. Parkinson tipi demans

121
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Yanıtınız yanlış ise “İletişim, Dil ve Bilişsel


1. C 6. A Yanıtınız yanlış ise “Travmatik Beyin Yaralan-
Fonksiyonlar” konusunu yeniden gözden
maları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “İletişim, Dil ve Bilişsel


2. E 7. C Yanıtınız yanlış ise “Travmatik Beyin Yaralan-
Fonksiyonlar” konusunu yeniden gözden
maları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

3. B Yanıtınız yanlış ise “Afazi” konusunu yeni- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

4. D Yanıtınız yanlış ise “Afazi” konusunu yeni- 9. E Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

5. E Yanıtınız yanlış ise “Sağ Yarıküre Yaralanma- 10. B Yanıtınız yanlış ise “Demans” konusunu ye-
ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
4 Anahtarı

İnsanların birbirleriyle duygu, düşünce ve fikirlerini paylaşma aracı sözel veya


sözel olmayan dildir. Dil bir kod sistemidir. İletilmek istenen mesaj, düşünce
beyinde oluşturulur. Beynin sol ve sağ yarıküresinde bulunan çeşitli alanlar
Araştır 1
dilin farklı işlevlerini yerine getirmekten sorumludurlar. Beyinde bulunan bu
alanlar birbirleriyle birlikte çalışarak dilin üretilmesi, anlaşılması ve kullanıl-
masını gerçekleştirmektedirler.

Afazi beyin hasarı sonrasında edinilmiş bir dil bozukluğudur ve dilin birçok
alanında bozukluk ortaya çıkmaktadır. Afazide etkilenen dil alanları hasarın
yerine ve büyüklüğüne göre kişiden kişiye değişmektedir. Ayrıca afaziye eşlik
eden bilişsel fonksiyon bozuklukları ve tek taraflı ihmal gibi durumlar tera-
Araştır 2
pilerde göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenlerden dolayı afazi terapsi
bireye özgü hazırlanmalıdır. Terapi için planlanan hedefler, hastanın kendi
ihtiyaçları, istekleri yanı sıra aile fertlerinin ve hatta bakıcılarının ihtiyaçları ve
istekleri doğrultusunda hazırlanmalıdır.

Beynin sağ yarıküresinin daha çok müzik, ritm, hayal gücü, renk, şekil ve
şemaların anlaşılması, sezgi, belirsizliklerle ilgilenme, rastlantısal ve açık uçlu
fikirlerin işlenmesi ve görsel-uzaysal işlemleri yönetmektedir. Üç boyutlu mo-
Araştır 3 delleri algılama, model tanıma, yüz tanıma ve görsel ilişkiler sağ yarım küre
güçlü görülmektedir. Bu özelliklerden dolayı, beynin sağ yarım kürenin gö-
revlerindendir. Sanatçıların, sezgisel, duygusal, hayal gücü geniş olan bireyle-
rin beynin sağ yarıkürelerini ağırlıklı kullandıkları söylenmektedir.

122
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Araştır Yanıt
4 Anahtarı

Halk arasında genellikle başa alınan bir darbe sonucu travmatik beyin hasarı
sonrasında unutkanlık yaşayan bireylerin ikinci bir darbe sonrasında bellek-
lerinin düzeleceği ve yeniden hatırlamaya başlayacakları fikri yaygındır. Ay-
rıca travmatik beyin hasarından sonra bireylerin sadece kim olduklarını ve
Araştır 4 çevresindeki insanları hatırlama haricinde başka bir problem yaşamadıklarını
düşünmektedirler. Bu kişilerin iyileşmek için istekli olmalarının ve çaba har-
camalarının onların daha çabuk iyileşmelerine neden olacağına ve iyileşme
süresi boyunca bu bireylerin fazla hareket etmeyip dinlenmeleri gerektiğine
inanmaktadırlar.

Alzeimer hastaları ve yakınları hastanın yaşı ve durumu sebebiyle engellile-


re tanınan tüm hakları kullanamayabilir. Bu hakları şu şekilde sıralayabiliriz:
Araştır 5 Engelli maaşı (2022 maaşı), yakınları için evde bakım aylığı, bakım evi, emek-
lilik, malülen emeklilik, araç alımı, medikal malzeme temini, emlak vergisi,
vergi indirimi konularında hukuki düzenlemeler mevcuttur.

Kaynakça
Atamaz, F., Yağız On, A., Durmaz, B. (2007). Eastabrooks, N.H., Albert, M.L. (1991). Manuel of
Ege aphasia test: description of the test and aphasia and aphasia therapy (2. Edition). Pro-
performance in normal subjects. Türkiye Fiziksel ed:Austin Texas
Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi, 53, 5-10
Hux, K. (2003). Mild trumatic brain injury. K.Hux
Blake, M. (2007). Perspectives on treatment for (Ed.), Assisting Syrvivors of Traumatic Brain
communication deficits associated with right Injury. Pro-ed:Austin Texas
hemisphere brain damage. American Journal of
Hux, K., Manasse, N. (2003). Assestment and
Speech-Language Pathology, 16, 331-342
Treatment of Cognitive-Communication
Balkan, S. (2000). Kafa travmaları. K.Yaltkaya, Impairments (Ed.), Assisting Syrvivors of
S.Balkan, Y. Oğuz (Ed.), Nöroloji ders kitabı (4. Traumatic Brain Injury. Pro-ed:Austin Texas
Baskı). Palme Yayıncılık:Ankara
Klimova, B., Kuca, K. (2015). Speech and language
Clari, V.R., Gonzales, B.V. (2016). Theory of mind impairments in dementia. Journal of Applied
(TOM) and language:stimulating metalinguistic Biomedicine, 14, 97-103
skills in people with dementia. Codas, 28(3), 252-
Konrot A. (2006). İletişim, Dil ve Konuşma
260
Bozuklukları. S.S.Topbaş (Ed.). Dil ve Kavram
Code, C. (2010). Aphasia, J.S.Damico, N.Müller, Gelişimi (2. Baskı). KÖK Yayıncılık:Ankara
M.J.Ball (Ed.), The handbook of language
Kumral, E., İnce, B., Öztürk, V., Kutluk, K., Özdemir.
and speech disorders. Wiley Blackwell:United
A.Ö, Özdemir, G. (2008). Serebrovasküler
Kingdom
hastalıklar, G,Özdemir (Ed.), Nörolojik
Ege, p. (2006). Baş makale: Farklı engel gruplarının Hastalıklar, MN Medikal ve Nobel:Ankara
iletişim özellikleri ve öğretmenlere öneriler,
Maviş, İ. (2000). Sözyitimli iki olguda Türkçe
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
biçimbirim kullanımının betimlenmesi ve
Özel Eğitim Dergisi, 7(2), 1-23
kendiliğinden iyileşmenin izlenmesi: örnekolay
Emre, M. (2006). 99 sayfada Alzheimer, Parkinson. çalışması. Anadolu Üniversitesi Yayınları Eskişehir
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları:İstanbul

123
Edinilmiş Dil Bozuklukları

Maviş, İ., Özbabalık, D. (2006) Yaşlılıkta Nörolojik Silverman, F.H. (2003) Essentials of Speech,
Temelli İletişim Sorunları ve Dil ve Konuşma Language and Hearing Disorders.
Terapisi. Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 1-17 Atomicdogpublishing:Cincinati
Maviş, İ.,, Topbaş, S. (2007) Afazi Apraksi Dizartri Tanrıdağ, O. (1993) Afazi. GATA Basımevi:Ankara
Dil ve Konuşma Terapisi Alıştırma Kitabı. Detay
Tanrıdağ, O., Maviş, İ., Topbaş, S. (2011) GAT-
Yayıncılık:Ankara
2:Gülhane Afazi Testi-2. Detay Yayıncılık:Ankara
Maviş, İ., Akyıldız, D. (2013) Misconceptions about
Thurman, D., Guerrero, J. (1999) Trends İn
brain injury in Turkey. Brain Injury, 27(5), 587-
Hospitalization Associated With Traumatic Brain
595
İnjury. JAMA 282(10) 954-957
Maviş, İ., Toğram, B. (2009) Afazi Dil Değerlendirme
Topbaş, S., (2000). İletişim, Dil, Konuşma: Temel
Testi (ADD) Kullanım Yönergesi, Detay
kavramlar. S.S.Topbaş (Ed.), Çocukta Dil
Yayıncılık:Ankara
ve Kavram Gelişimi. Anadolu Üniversitesi
Meray, J. (2005) Travmatik beyin hasarında Yayınları:Eskişehir.
değerlendirme. Turkish Journal of Physical
Topbaş, S.(2006). Dilin bileşenleri. S.S.Topbaş
Medicine and Rehabilitation, 51(Supl B) B30-34
(Ed.), Dil ve Kavram Gelişimi (2. Baskı). KÖK
Mozeiko, J., Le, K., Coelho, C. (2010) Traumatic Yayıncılık:Ankara
Brain Injury, J.S.Damico, N.Müller, M.J.Ball
Topbaş, S., Maviş,. İ. (2004) Dil ve Konuşma
(Ed.), The handbook of language and speech
Bozuklukları İngilizce-Türkçe Terimler Sözlüğü.
disorders. Wiley Blackwell:United Kingdom
Karatepe Yayınları:Ankara
Murdoch, B.E., Theodoros, D.G. (2001) Traumatic
Torun, Ş. (2014) Beyin ve Dil İşlevsel Nöroanatomi.
Brain Injury:Associated Speech, Language
Martı Matbaası:İstanbul
and Swallowing Disorders. Singular Thomson
Learning:Canada Turan, F., Akoğlu, G. (2011) Okul Öncesi Dönemde
Sesbilgisel Farkındalık Eğitimi, Eğitim ve Bilim
Murray, L.L, Clark, H.M. (2006) Neuragenic
36(161), 64-75
Disorders of Language. Thomson Delmar
Learning:Canada Wilkonson, I.M. (1998) Essential Neurology,
Blackwell Scientific Publications:Oxford
Özbabalık, D. (2008) Alzheimer Hastalığı ve
Diğer Demanslar, G.Özdemir (Ed), Nörolojik Whyte, J. Rosenthal, M. (1993) Rehabilitation
Hastalıklar. MN Medilal ve Nobel:Ankara of the Patient with Traumatic Brain Injury.
J.A.Delisa, B.M.Gans (Eds) Rehabilitation
Özeren, A. (2002) Afaziyoloji. Çukurova Üniversitesi
Medicine:Philadelphia
Basım Evi:Adana
World Health Organization WHO (2012) Dementia
Özeren, A. (2008) Afazi ve Diğer Fokal Serebral
a Public Health Priority. Alzheimer’s Disease
Sendromlar G,Özdemir (Ed.), Nörolojik
International
Hastalıklar, MN Medikal ve Nobel:Ankara,
Selekler, K. (2003) Alzheimer ve Diğer Demanslar.
Moderrn Tıp Seminerleri: 26. Güneş
Kitapevi:Ankara

124
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

İnternet Kaynakları
https://www.asha.org/Practice-Portal/Clinical- http://www.haberturk.com/alzheimer-i-20-sene-
Topics/Spoken-Language-Disorders/Language- onceden-bilmek-mumkun-1642168s://
In--Brief/ www.e-psikiyatri.com/travmatik-beyin-hasari-
ogrenmeyi-etkiliyor-56096
https://www.haberler.com/kelimelerin-beyin-atlasi-
cikarildi-8393927-haberi/ http://www.alzheimerdernegi.org.tr/makale/
alzheimer-hastalari-ve-yakinlarina-kisaca-yasal-
https://www.haberler.com/sozun-bittigi-yerde-
haklar/
yalnizliktan-kurtariyorlar-6710177-haberi/
h t t p : / / w w w. a l z h e i m e rd e r n e g i . o r g . t r / b i z i m -
https://www.asha.org/public/speech/disorders/
hizmetlerimiz/bakim-onerileri/
RightBrainDamage/
http://onarimcilar.blogcu.com/temel-bir-hata-olarak-
http://www.uzmandoktorum.org/doc-dr-sukru-
yabanci-dilde-egitim/2992028
torun-muzikle-ugrasmak-beynimizi-yeniler.html
https://study.com/academy/lesson/wernickes-area-
https://www.csuchico.edu/~pmccaffrey/syllabi/
function-location-quiz
SPPA336/336unit13.html).

125
Bölüm 5
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi
Dil Bozukluklarının Değerlendirmesi
2 Gelişimsel dil bozukluklarının
öğrenme çıktıları

İletişim Bozukluklarında Değerlendirme değerlendirilmesinde kullanılan yöntemleri


Yöntemleri açıklayabilme

1 2
1 İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında 3 Edinilmiş dil bozukluklarının
kullanılan formal ve informal değerlendirme değerlendirilmesinde kullanılan test türleri
yöntemlerini açıklayabilme ve değerlendirilen becerileri açıklayabilme

Konuşma Bozukluklarının

3
Değerlendirilmesi
4 Konuşma bozukluklarının ayrıntılı
değerlendirilmesini açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Formal Değerlendirme • İnformal Değerlendirme


• Dil Bozukluklarının Değerlendirilmesi • Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

126
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ Dil ve konuşma bozuklukları ayrı ayrı görülebileceği


Şimdiye kadarki bölümlerde iletişim, dil ve ko- gibi aynı kişide bir arada da bulunabilirler.
nuşmanın ne olduğu, nasıl geliştiği ve bu süreçte
ne gibi bozukluklar görülebileceği hakkında fikir İLETİŞİM BOZUKLUKLARINDA
sahibi olduk. İletişim, dil ve konuşmanın birbir- DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ
leri ile yakından ilişkili olmalarına rağmen farklı
Bireylerin kendileri, aile ya da çevresi tarafından
kavramlar olduğunu biliyoruz. İletişim, dil ve ko-
iletişim bozukluğu olma şüphesi duyulduktan sonra
nuşma arasındaki ilişkinin ve ayrılığın bilinmesi,
bir grup uzmanın içinde yer aldığı bir değerlendir-
bozuklukların değerlendirilmesi açısından oldukça
me süreci başlar. Bu uzmanların kimler olacağı bo-
önemlidir. Bir bebek babıldıyor ve çeşitli ses dene-
zukluğa ve eşlik eden diğer sorunlara göre değişse de
meleri yapıyorsa hem konuşma hem de iletişimin
dil ve konuşma terapisti (DKT) mutlaka bu ekibin
varlığından söz edebiliriz ama henüz dil gelişme-
içinde yer alır. Bu ekibe bireyin kendisi ve ailesi ya
miştir. Motor bozukluğu olan bir genç, bilgisayarlı
da yakınlarının yanında temel sağlık hizmetlerinde-
bir iletişim sistemi kullanıyorsa iletişimi ve dili sağ-
ki uzmanlar (Kulak-Burun-Boğaz, Nöroloji-Pediatri
lam ama konuşması sorunludur ve telafi edilmiş-
hekimleri gibi) ve destek sağlık hizmetleri uzmanları
tir. İnme sonucu afazisi olan bir yetişkinin hem dil
(odyolog, fizyoterapist psikolog gibi) ya da eğitim-
becerileri hasarlanmış olabilir hem de hiç konuş-
ciler (okul öncesi ve sınıf öğretmenleri, özel eğitim
muyor olabilir ancak sözel olmayan iletişim yolları
öğretmenleri, çocuk gelişim uzmanı gibi) gerekli du-
ile çevresindekilerle sınırlı da olsa iletişim kurabilir.
rumlarda dahil olabilirler. Dil ve konuşma terapist-
leri de destek sağlık hizmetleri uzmanlarındandır,
ancak iletişim bozukluğu öncelikli olduğu için de-
Dil ğerlendirme, ayırıcı tanı koyma, uygun müdahalele-
(Araç)
ri planlama ve uygulama aşamalarında ekibin temel
parçasıdır (Konrot, 2005; Maviş, 2017).
Konuşma İletişim bozukluklarında değerlendirme, birey ve
(Eylem) sorunuyla ilgili geçerli ve güvenilir bilgileri toplama,
bir araya getirme, yorumlama ve karar verme süre-
İletişim cidir. Bu süreçte, ilgilenilen iletişim davranışı uygun
(Amaç) yöntemlerle ölçülür, ölçme sonuçları önceden belir-
lenmiş ölçütlerle karşılaştırılır ve bir karara varılır.
Değerlendirmenin sonucu genellikle bir tanı olur, di-
ğer bir deyişle bireyde bir iletişim bozukluğu olup ol-
Şekil 5.1 İletişim, Dil ve Konuşma İlişkisi madığı kararına varılır. Dil ve konuşmanın değerlen-
Dil ve konuşma bozuklukları genellikle iletişim dirilmesinin amacı sadece tanı koymak değildir. Tanı
bozuklukları çatısı altında tanımlanmaktadır. İleti- dışındaki dil ve konuşma değerlendirmesi amaçları
şim amacımızı gerçekleştirirken kullandığımız araç aşağıda sıralanmıştır (Shipley ve McAfee, 2016):
dil sistemidir ve konuşma da bu sisteme ait seslerin, • Bireyin daha iyi olduğu ya da zorlandığı
sözcüklerin fiziksel olarak üretilmesinin bir yolu- alanları belirleme,
dur. Her türlü dil ve konuşma bozukluğu, çocuk • Yeni ortaya çıkan becerileri saptayabilme,
ya da yetişkinlerin iletişimlerini farklı düzeylerde ve
• Bir bozukluk varsa bozukluğun şiddeti ya
farklı görünümlerde de olsa etkilemektedir. Çünkü
da derecesini belirleme,
iletişim, dil ve konuşma Şekil 5.1.’deki çarklar gibi
bağımsız çalışsalar da birbirlerini etkileyen dişleri • Bozukluğun okul, iş, günlük yaşam üzerin-
nedeniyle birindeki aksaklık diğerlerinin işleyişini deki etkisini inceleme,
bozabilir. Bu yüzden bölüm içinde iletişim bozuk- • Başka uzmanlara yönlendirme gereksinimi olup
lukları kavramı hem dil bozuklukları hem de konuş- olmadığını saptama ve gerekirse yönlendirme,
ma bozukluklarını içerir şekilde kullanılmaktadır. • Uygun müdahale programı, sıklığı ve uzun-
Dil ve konuşma nasıl birbirinden farklı sistemler luğunu planlama.
olduğundan bozuklukları da birbirinden farklıdır.

127
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Değerlendirmede kullanılacak yöntem ve araçlar, testlerle yapılan değerlendirmeler “Bireyin perfor-


vakaya, bozukluğun türüne, ortama, vaka öyküsü mansı aynı özelliklere sahip sağlıklı kişilerden farklı
gibi faktörlere göre değişebilir. Örneğin bazı bozuk- mı?” ve “Bireyin dil ve/veya konuşma bozukluğu var
lukların geniş çaplı bir öyküsü bulunmaktadır, bazı mı?” sorularına yanıt verirler. Bu yanıtları verirken
bozukluklar yoğun görüşme gerektirebilir, bazen de- de norm değerlerinden yararlanırlar. Norm değeri
taylı rapor yazılması gerekir, bazen uzun bir değer- en basit haliyle, davranışın farklı yaş, cinsiyet, eği-
lendirme için mekân ve zaman yeterli olmayabilir. tim vb. özelliklere göre belirlenen gruplarda ölçülüp
Değerlendirmenin asıl amacı bireyin iletişim davranışla ilgili belirlenen ortalama puanlardır.
becerileri hakkında bilgi sahibi olmak ve bir sonu- Testin geliştirilmesi süreci içinde testin uygu-
ca varmaktır. Bu sonuca giden yollar değişebilir. lanacağı hedef popülasyonda bulunan çok sayıda
Dil ve konuşma değerlendirmesinde kullanılan her bireye testin uygulaması yapılır ve norm değerle-
yöntemin avantajları ve sınırlılıkları bulunmakta- ri belirlenir. Değerlendirilen kişinin performansı
dır. Bu yöntemler aşağıda ayrı ayrı anlatılacak olsa kendisiyle benzer belirli özellikleri taşıyan diğer ki-
da bazen iç içe geçebilir. Çoğu zaman ise eksiksiz şilerin performansı ile karşılaştırılmış olur. Bahse-
bir değerlendirme için bu yöntemler bir arada kul- dilen belirli özellikler değerlendirilen dil ve konuş-
lanılmaktadır. Değerlendirme ne kadar eksiksiz ma davranışının özelliğine göre yaş, cinsiyet, eğitim
olursa sonunda varılacak karar da o kadar doğru düzeyi, sosyo-ekonomik düzey olabilir.
olacaktır, çünkü tek bir değerlendirme aracı ile tanı Örneğin erken çocukluk döneminde alıcı ve
koymak kimi zaman hatalı sonuç verebilir. İletişim ifade edici dil gelişimini değerlendiren Erken Dil
bozukluğu olan bireylere eksik değerlendirme so- Gelişimi Testi (TEDİL; Topbaş ve Güven, 2009)
nucunda tanı konamayabilir. Tam tersi durumlarda norm çalışmasında 1627 çocuk test edilmiştir. Test
da, aslında bir iletişim bozukluğu olmayan bireyler dil gelişimini ölçmektedir ve dil gelişimi de çocuğun
yanlış değerlendirme araçlarının uygulanması so- yaşına, cinsiyetine ve kreş/anaokuluna gidip gitme-
nucu bir bozukluk tanısı alabilirler. mesine göre değişebilmektedir. Bu nedenle çocuk-
Kapsamlı bir değerlendirmenin doğru ve eksik- ların testten aldıkları ortalama puanlara göre aynı
siz olması için mutlaka içermesi gereken prosedür- yaş, cinsiyet ve eğitim grubundaki diğer çocukların
ler bulunmaktadır (ASHA, 2004). Bu prosedürler da benzer puanlar almaları beklenir. Değerlendirme
aşağıdaki gibi sıralanabilir: yapılan bir çocuğa TEDİL uygulandığında aslında
• Vaka öyküsü alma (tıbbi tanıları ve duru- yapılan çocuğun puanı ile norm çalışmasına katılan
mu, eğitim, sosyoekonomik düzey, kültürel aynı yaş grubundaki çocukların ortalama puanını
ve dilsel özellikler gibi), karşılaştırmaktır. Değerlendirilen çocuğun almış
olduğu puan norm değerine göre belirli bir ölçüde
• Vaka ve ailesi ile görüşme,
düşükse performansının normalden farklı olduğu ve
• İşitme, görme, motor ve bilişsel durumla çocuğun dil bozukluğu olduğu yorumu yapılır.
ilgili bilgileri gözden geçirme,
Norm referanslı testlerin herkesin anlayabi-
• Konuşma, sözel ve sözel olmayan dil ve ileti- leceği kadar açık bir yönergesi ve puanlama şekli
şimin belirli yönlerinin standart ve/veya stan- bulunur. Bu testleri uygulayacak olan kişiler testi
dart olmayan ölçümlerini gerçekleştirme, anlatıldığı şekilde uygulamalılardır, çünkü bunlar
• İletişim becerilerinin takip edilmesi için iz- standartlaştırılmış testlerdir ve her birey aynı sü-
leme değerlendirmeleri veya kontrol görüş- reçlerden geçmelidir (Çukadar, 2013). Bu nedenle
meleri yapma. norm referanslı testlere standart ya da standardize
testler de denilmektedir. Norm referanslı testlerin
Formal Değerlendirme Yöntemleri sonucunda bir ham puan elde edilir. Elde edilen
bu ham puan standart puanlara, eşdeğer yaşlara ya
Dil ve konuşma bozukluklarının formal değer- da yüzdelik dilimlerine dönüştürülebilir. Norm de-
lendirmeleri normatif verilerin kullanıldığı standart ğerleriyle karşılaştırılmaları da bu dönüştürülmüş
testler ile yapılmaktadır. Bu testlere norm bağımlı/ puanlar üzerinden yapılmaktadır.
referanslı testler denir. Norm referanslı testler,
geliştirilme sürecinde geçerliği, güvenirliği ve stan- Değerlendirmelerde norm referanslı testlerin
dardizasyonu yapılmış testlerdir. Norm referanslı çoğunlukla tercih ediliyor olması birtakım avan-

128
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

tajları bulunmasındandır. Norm referanslı testlerin dir, ancak çoğu sınıflamada informal değerlendir-
avantajlarından en önemlileri aşağıda sıralanmak- me içerisinde yer aldığından bir sonraki kısımda
tadır (Shipley ve McAfee, 2016): yer verilmiştir.
• Norm referanslı testler nesneldir; uygulayan Türkçe konuşan bireylerin dil ve konuşma de-
ya da uygulanan kişiden minimum etkilenir, ğerlendirilmesinde kullanılan norm referanslı tara-
• Bireyin becerileri benzer bireylerden oluş- ma ve tanılama testlerine örnek olarak Denver Geli-
muş geniş bir grupla karşılaştırılabilir, şimsel Tarama Testi (Yalaz ve Epir, 1987), Erken Dil
Gelişimi Testi (TEDİL; Topbaş ve Güven, 2009),
• Testler uygulamaya hazır olup, uygulaması
Afazi Dil Değerlendirme Testi (ADD; Maviş ve
hızlı ve pratiktir,
Toğram, 2009), Ankara Artikülasyon Testi (AAT;
• Çoğu norm referanslı test birçok farklı meslek Ege, Acarlar ve Turan, 2004), Okul Öncesi Dil
uzmanı tarafından da tanınmaktadır, böylece Ölçeği (Yalçınkaya, Bayaoğlu, Saraçoğlu ve Belgin,
sonuçları başka kişilerce de yorumlanabilir, 2007), Erken Okuryazarlık Testi (EROT; Kargın,
• Testleri uygulamak ve puanlamak için üst Ergül, Büyüköztürk ve Güldenoğlu, 2015), Türkçe
düzey klinik deneyim ve becerisi gerekmez, Sesletim ve Sesbilgisi Testi (SST; Topbaş, 2004/5),
çünkü uygulama ve yorumlama testin el ki- Türkçe İletişim Gelişimi Envanterleri (TİGE-I/II;
tabında açık ve ayrıntılı olarak yer alır, Aksu-Koç ve ark., 2011) verilebilir. Örnek olarak
• Değerlendirilen bireyle ilgili resmî kurumla- verilen bu testlerden ADD, AAT, SST ve EROT
ra rapor yazarken ya da araştırmalarda sonuç- Türkçe için orijinal olarak geliştirilmiş; Denver Ge-
ları kullanırken norm referanslı testler daha lişimsel Tarama Testi, TEDİL, TİGE-I/II ve Okul
güvenilir ve geçerli olduğu için tercih edilir. Öncesi Dil Ölçeği ise yabancı dillerden dilimize
Norm referanslı testlerin pek çok avantajı olma- uyarlanmış testlerdir.
sı ve sıklıkla tercih edilmelerine rağmen birtakım
sınırlılıkları da bulunmaktadır. Değerlendirmeler- İnformal Değerlendirme Yöntemleri
de norm referanslı standart testler kullanılırken ya
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendi-
da test sonuçlarını yorumlarken göz önünde bu-
rilmesinin öneminden bahsetmiş olmamıza karşın
lundurulması gereken en önemli sınırlılıklar aşağı-
ülkemizde dil ve konuşma terapisi alanının yeni
da sıralanmıştır (Shipley ve McAfee, 2016):
gelişiyor olması, terapist ve akademisyen sayısının
• Norm referanslı testler bireyselleştirilemez- yetersiz olmasına bağlı olarak norm referanslı de-
ler, yani her vakaya aynı şekilde uygulanması ğerlendirme araçları halen yetersiz sayıdadır. Ya-
gerekir, kişiye özgü değişiklikler yapılamaz, pılan bazı çalışmalarda ise norm değerlerinin elde
• Genellikle durağandırlar; bireyin ne bildiği- edildiği kişilerin sayısı oldukça yetersizdir. Kimi za-
ni söyler ama nasıl öğrendiğini söylemezler, man ise test içinde değerlendirilen bazı davranışlar
• Testin uygulanması doğal ortamlarda ya için yeterli madde sayısı olmayabilir. Örneğin bir
da koşullarda olmaz ve genellikle içerikleri dil testinde çocuk ya da yetişkinin belirli bir eki
kişiler için hiç tanıdık değildir, bu yüzden kullanıp kullanmama durumu çoğu zaman mecbu-
gerçek durumu yansıtmayabilir, ren 1-2 madde ile değerlendirilmektedir. Standart
• Tek bir test sadece belirli becerileri ölçer, di- testlerin bu ve bunun gibi sınırlılıkları dolayısıyla
ğer faktörler göz ardı edilir, dil ve konuşma terapistleri formal yöntemlere ek
olarak ya da eksikliklerin yerini dolduracak infor-
• Sonuçların geçerli ve güvenilir olması için mal değerlendirme yöntemlerine başvurmaktadır.
tam olarak el kitabında anlatıldığı şekilde
uygulanması gerekir, Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilme-
sinde kullanılan ölçüt referanslı testler, dil-konuşma
• Test materyalleri sosyal, kültürel, dilsel farklılık- örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem, görüşme,
ları olan popülasyonlar için uygun olmayabilir, anket, kontrol listesi, değerlendirme ölçekleri, gelişim
• Bir testten aynı puanı alan iki kişinin dil veya envanterleri, portfolyo ve dinamik değerlendirmeler
konuşma özellikleri aynı demek değildir. informal değerlendirme yöntemleri arasındadır.
Bazı kaynaklar formal değerlendirmelerin kap- Ölçüt referanslı/bağımlı testler, bireyin perfor-
samı içine ölçüt referanslı testleri de dahil etmekte- mansını norm değerleri ile karşılaştırılmak yerine,

129
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

önceden dil ve konuşma terapisti (DKT) tarafından lar için daha uygundur (iki dilli bireyler, dü-
belirlenen bir performans ölçütü ile karşılaştırarak şük sosyo-ekonomik düzeydeki bireyler gibi).
belirler. Değerlendirme için mevcut standart testle- Değerlendirme ölçekleri; bir olgu, özellik, be-
rin maddeleri kullanılabilir ama genellikle DKT ter- ceriyi tanımlayan ve yanıtlayan kişiden bunlara bir
cihen hedef beceriyi ortaya çıkaracak materyali ken- değer vermesini isteyen araçlardır. Bu değerler ba-
di geliştirir (Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). zen var/yok şeklinde, bazen derecelendirme (bazen/
Ölçüt referanslı değerlendirmeler “Vakanın iletişim sık sık/her zaman ya da şiddetli/orta şiddetli/hafif )
özellikleri nedir?” ya da “Vakanın performansı bek- yapılacak şekilde olabilmektedir. Örneğin ses bo-
lenen düzeydeki performansla karşılaştırıldığında zukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan öl-
nasıldır?” gibi soruları cevaplamaya yardımcı olur. çeklerde kişiye ses kısıklığının ne sıklıkta görüldü-
Başka bir deyişle, bir iletişim davranışının kabul ğü sorulup hiçbir zaman/bazen/sık sık/her zaman
edilebilir bir performans düzeyi vardır ve bu düze- gibi seçeneklerin arasından ona en uygun olanını
yin altındaki performans normal dışı kabul edilir. seçmesi istenebilir. Bazı ölçeklere ise bu özelliklerin
Dil ve konuşma terapistlerinin hazırladıkları ölçüt şiddeti ya da sıklığını belirten sıralı puanlar içinden
referanslı testler genelde vakanın standart testlerde seçim yapılır. Örneğin kişinin kekemelik davranışı
yer almayan ya da daha ayrıntılı değerlendirilmek ile ilgili algısı değerlendirilirken, “Sizce kekemeli-
istenen becerileri içerir. Ölçüt referanslı değerlen- ğiniz ne kadar şiddetli?” gibi bir soruya 1-2-3-4-5
dirmelerin kullanılmasının amacı vakanın perfor- şeklindeki şiddetin azdan çoğa doğru sıralandığı
mansının daha ayrıntılı tanımlanabilmesi, terapi puanlardan uygun olanını seçmesi istenir (Rose-
hedeflerinin planlanması ve terapi etkililiğinin ya berry-McKibbin ve Hedge, 2016).
da bireydeki performans değişimlerinin ölçülebil-
Anketler; vakanın kendisi, ebeveynleri ya da
mesidir (Çukadar, 2013; Shipley ve McAfee, 2016).
yakınları tarafından yanıtlanacak sorulardan olu-
Dil ve konuşma terapisti tarafından hazırla- şur. Genellikle değerlendirme ölçeklerinden ya da
nabilecek ölçüt referanslı testlere örnek olarak bir kontrol listelerinden daha detaylı bilgi almak ama-
konuşma sesinin üretimine yönelik değerlendirme cı ile uygulanır. Anketler yüz yüze görüşmelerde
verilebilir. Terapist standart testte 1-2 madde ile öl- uygulanabileceği gibi eve yazılı olarak ya da mail
çülmüş bu beceriler için ayrıntılı bir değerlendirme yoluyla gönderilip doldurulabilir. Anketi dolduran
aracı hazırlayabilir. Örneğin /s/ sesinin üretimi ile kişi anketteki konu ile ilgili düşüncelerini, görüş-
ilgili olarak; /s/ sesi ile başlayan ve biten heceler, lerini, duygularını açık uçlu sorularla ya da boşluk
/s/ sesinin farklı pozisyonlarda olduğu farklı hece doldurma, doğru-yanlış gibi seçeneklerle ifade eder
sayısındaki sözcükler, içinde /s/ sesi yer alan 2-3 (Gürsel, 2017). Dil ve konuşma bozukluklarında
sözcüklü öbekler ve cümlelerden oluşan bir test anketler genellikle vaka ya da yakınlarının bozuk-
düzenlenebilir. lukla ilgili düşünceleri, endişeleri, terapi ile ilgili
Ölçüt referanslı testlerin avantajlarından bazıları beklentileri, olumlu ya da olumsuz duyguları gibi
şu şekilde sıralanabilir (Shipley ve McAfee, 2016): konularla ilgili olabilmektedir.
• Genellikle nesneldirler, Gelişimsel envanterler; çocukların çeşitli bece-
• Testin uygulanması genellikle pratiktir, rilerle ilgili zaman içindeki fiziksel veya davranışsal
değişimlerini takip etmeye yararlar. Farklı yaşlar-
• Ölçüt referanslı testler bireyselleştirilebilir,
daki çocukların iletişimsel özellikleri örneklenerek
yani vakaya özgü bazı değişiklikler yapılabilir,
hazırlanır. Uygulanmaları çocukların gözlenmesi ya
• Vakanın belirli amaç ve beceriler doğrul- da ebeveynlere sorularak gerçekleştirilir. Çocukların
tusunda daha ayrıntılı değerlendirilmesini yaşlarına uygun becerileri gösterip göstermediğini
sağlar, belirlemek ve izlemek için uygun olarak kullanıldı-
• Terapi hedeflerini belirlemede norm refe- ğında zaman kazandırır. Standardizasyonları yapılır-
ranslı testlere göre daha kullanışlıdır, sa norm referanslı tarama testleri olarak da kullanıla-
• Performans değişimlerine daha duyarlıdır, bilmektedir (Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016).
yani vakanın gelişimi daha kolay izlenebilir, Kontrol listeleri; genellikle evet/hayır forma-
• Standart testlerin kullanışlı olmadığı sosyal, tında sorular sorarak vakaların belirli becerileri gös-
kültürel, dilsel farklılıkları olan popülasyon- terip göstermediği bilgisini toplayan değerlendirme
araçlarıdır. Dil gelişim alanlarının tümü (biçim,

130
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

içerik, kullanım) ya da birkaçı ya da birindeki bece- oluşturması açısından oldukça önemlidir (Freiberg
rilerle ilgili olarak hazırlanabilir. Örneğin çocuğun ve Wicklund, 2003; Gürsel, 2017; Maviş, 2017;
ürettiği eylem ekleri incelenecekse Türkçedeki tüm Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). Dinamik
eylem ekleri araştırılır, listelenir ve çocuğun anne- değerlendirme için bir örnek konuşma sesi bozuk-
sine ya da bakıcısına “çocuğunuz bu eki söylüyor luklarının değerlendirilmesinden verilebilir. Dil ve
mu?” şeklinde teker teker hepsi sorulabilir. Böyle- konuşma terapistleri önce formal yöntemlerle hangi
ce çocuğun hangi ekleri kullandığı bilgisi objektif konuşma seslerinin sorunlu olduğunu belirler. Bunu
olmasa da ayrıntılı olarak edinilmiş olur (Gürsel, takiben bazı seslerin üretimi için çocuğa çeşitli yö-
2017; Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). nergeler, ipuçları vererek bu sesleri üretebilme po-
Portfolyo değerlendirmesi; iletişim bozuklu- tansiyelini kontrol edebilirler. Böylelikle çocuğun
ğu olan çocuğun bir zaman dilimi içinde yapmış yardım ve ipuçlarıyla üretilebilen uyarılabilir seslere
olduğu tüm etkinliklerin, çalışmaların, ürünlerin, göre terapi planlaması şekillendirilebilir.
performansların toplanıp bir araya getirilmesin- İnformal değerlendirme yöntemlerinden olan dil-
den oluşan bir dosyanın incelenmesidir. Portfolyo konuşma örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem
içinde terapi ortamından, çocuğun ev, kreş ya da ve görüşmelerle ilgili bilgi dil bozukluklarının değer-
okulundan toplanabilecek her tür yazılı, işitsel ve lendirilmesi ve konuşma bozukluklarının değerlen-
görsel kayıt olabilir. Örneğin çocuğun kreşte yap- dirilmesi bölümlerinde ilgili yerlerde verilecektir.
tığı çizimler, yazı denemeleri, projeler; terapi sü-
Formal ve informal yöntemlerin entegre edilip
recindeki ödevleri, çalışmaları, resimleri; ailesi ile
bir arada kullanılmasının, vakaların tüm yönleri
kayıt edilen videolar, ses kayıtları; öğretmeni ya da
ile ve ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve uygun
diğer uzmanlardan verilen notlar, raporlar şeklinde
müdahale planının yapılması açısından oldukça
olabilmektedir. Çocuğun portfolyosu içindeki tüm
veriler zaman içindeki değişim, gelişim açısından önemli olduğu unutulmamalıdır.
incelenir. Çocuğun iletişimsel becerileri yanında
akademik, bilişsel, sosyal ve benzeri becerileri de
değerlendirilebilir (Gürsel, 2017; Maviş, 2017; dikkat
Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016). Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendiril-
Dinamik değerlendirme; diğer tüm değerlen- mesi formal ve informal yöntemlerin mümkün
dirme yöntemlerinden farklı olarak vakanın sadece olduğunca ve uygun şekilde birlikte kullanılma-
ne yapabildiğinin değil, farklı müdahaleler yardımı larını gerektirir. Tek bir değerlendirme yöntemi
ile öğrenme potansiyelinin belirlenmesi ile neler ile kişilerin bozukluğunu ve dil-konuşma özellik-
yapabileceğinin de değerlendirilmesini içerir. De- lerini belirleyebilmek hatalı sonuçlar doğurabilir.
ğerlendirme sonrasındaki terapiler için bir rehber

Öğrenme Çıktısı

1 İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında kullanılan formal ve informal değerlendirme


yöntemlerini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

İletişim bozukluğu olan bi- Dil ve konuşma bozukluk- Şimdiye kadar görmüş ya
reylerin (dil ve/veya konuş- larında formal ve informal da yaşamış olduğunuz de-
ma) değerlendirme sürecine değerlendirme yöntemleri- ğerlendirme durumlarını
bu bireylerin bakımlarından nin avantaj ve sınırlılıkları- düşünüp bunların formal
sorumlu bakıcıların ne şekilde nın birbirini nasıl tamamla- ya da informal olup olma-
dahil olabileceğini araştırın. dıklarını ilişkilendirin. dığını anlatın.

131
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

DİL BOZUKLUKLARININ gözleme dayalı kayıtlar kullanılır. Küçük çocukları


DEĞERLENDİRMESİ doğal ortamında, tanıdık oyuncaklar, insanlar ve
rutinlerle değerlendirmek en idealidir (Shipley ve
Dil karmaşık, çok bileşenli bir sistem oldu-
McAffey, 2016). Üç yaşından sonraki dönemlerde
ğundan ve dil becerilerini etkileyen pek çok faktör
formal değerlendirmelerin, yani standart testlerin
bulunduğundan hem çocuklarda hem yetişkinler-
değerlendirmelerde mümkün olduğunca yer alma-
de dil bozukluğu olan bireylerin özellikleri birbi-
sının yanında eksik kalan yönleri telafi etmek için
rinden farklılık gösterir. Karmaşık olduğu için ve
informal yöntemler de kullanılmaya devam eder.
vakaların bireysel farklılıklarından dolayı çocuk ve
yetişkinlerde dil değerlendirmesi kolay bir süreç Çocuğun ebeveynleri veya bakıcısı çocuğun
değildir (Acarlar, 2002). öyküsü ve şimdiki becerileri hakkında en iyi bilgi
kaynağıdır. Çocuğun ne yapabildiği ve yapamadı-
Dil bozukluklarının ortaya çıkış zamanlarına
ğı hakkındaki soruları yanıtlayabilirler, çocuğun
göre gelişimsel ve edinilmiş olarak ikiye ayrıldığını
günlük rutinini anlatabilirler, farklı ortamlarda ve
önceki bölümlerde görmüştük. Gelişimsel ve edi-
farklı kişilerle nasıl iletişim kurduğunu tanımlaya-
nilmiş dil bozuklukları temelde benzer özellikler
bilirler ve DKTnin gözlemlerine açıklık getirebilir-
taşıyor olsalar bile ortaya çıkış nedenleri, zaman
ler. Çünkü çocuğun değerlendirme esnasındaki ile-
içindeki değişimleri ve bazı özellikleri açısından
tişim ve diğer davranışları günlük yaşamdakinden
farklılaştıkları için dil ve konuşma terapisi açısın-
farklı olabilmektedir. Çocuğun ne demek istediği-
dan farklı değerlendirme ve müdahale süreçlerin-
ni ebeveynleri daha iyi anlayabilir ve DKT’ye kar-
den geçerler.
şı daha utangaç, çekingen olabilen çocukların aile
üyelerinden değerlendirme etkinlikleri için yardım
Gelişimsel Dil Bozukluklarının alınabilir. Örneğin, çocuğun bazı nesneleri tanıyıp
Değerlendirilmesi tanımadığı değerlendirilirken DKT’ye yanıt ver-
Çocuklarda görülen gelişimsel dil bozuklukları meyen çocuk annesi bir nesneyi göstermesini iste-
hakkında 3. Bölümde ayrıntılı bilgiler verilmiştir. diğinde tepki verebilir (Shipley ve McAffey, 2016).
Dil gecikmesi veya dil bozukluğu olan çocuklar Bunun yanında çocuğun ebeveyn ya da bakıcı ile
çoğunlukla ebeveynleri, çocuk doktorları ya da etkileşiminin gözlenmesi de önemlidir. Çocuğun
öğretmenleri tarafından şüphelenerek dil ve konuş- yanında yetişkinlerin de iletişim biçimleri de değer-
ma bozukluğu değerlendirmesi talep ederler. Bu lendirilir ve çocuktan beklentiler buna göre değişe-
yüzden, değerlendirmenin asıl amacı, öncelikle bu bilir. Ebeveyn Davranışını Değerlendirme Ölçeği
şüpheyi doğrulamak ya da yanlış olduğunu kanıt- (EDDÖ; Diken, Topbaş ve Diken, 2009) ve ço-
lamaktır. Potansiyel dil bozukluklarının mümkün cuk Davranışını Değerlendirme Ölçeği (ÇDDÖ;
olduğunca erken tanılanması ve müdahale edile- Diken, Topbaş ve Diken, 2009) çocuk ve ebeveyn
bilmesinde ilk adım kapsamlı değerlendirmelerdir. arasındaki etkileşimi, iletişimi hem çocuk hem ye-
Dil bozukluğunun erken tanı ve müdahalesi çocuk tişkine yönelik değerlendirmek amacıyla Türkçeye
ve yakınları için oldukça önemlidir. Dil bozukluğu uyarlanmış olan iki değerlendirme ölçeğidir.
çocuğun sadece insanlarla iletişimini değil, okula Dil değerlendirmesi çocuğun dil davranışların-
gidiyorsa mevcut, gitmiyorsa potansiyel akademik da (a) bir bozukluk ya da yetersizlik olup olmadığı-
becerilerini (okuma-yazma vb.), sosyal becerilerini nı, (b) varsa, bozukluğun özellikleri ve şiddeti ve (c)
hem kendisinin hem ailesinin duygusal ve psikolo- çocuk ile ailesini desteklemek için neler yapılması
jik durumunu, hatta ilerideki mesleki hayatını bile gerektiğini belirlemek amacıyla yapılan bir gözlem,
etkileyebilmektedir. görüşme ve ölçüm sürecidir (Owens, 2014).
İlerideki gelişimin temeli olan hayatın ilk üç Değerlendirilen çocuk hangi yaşta olursa olsun yay-
yılı özellikle çok önemlidir, bu yüzden de çocuklar gın olarak kullanılan temel prosedürler şu şekilde sıra-
bu yılları geçirmeden müdahale etmek gelecekleri lanmaktadır (Roseberry-McKibbin ve Hedge, 2016):
açısından kritiktir. Özellikle bu gruptaki çocuklar • İşitme ve görme ile ilgili değerlendirmeleri
için formal değerlendirilmelerin yapılması olduk- kontrol etme, yapılmamışsa yönlendirme,
ça güç olabilmektedir. Bunun yerine sıklıkla vaka • Önemli olabilecek tıbbi bilgileri alma (nö-
öyküsü alma, anket, envanter, kontrol listeleri ve rolojik, genetik vb.),
aile görüşmeleri kullanılır. Vaka ile etkileşimde ise

132
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

• Psikolojik durumla ilgili bilgileri alma (bi- lanılan gelişimsel tarama testleri Denver Gelişimsel
lişsel işlevler ve zekâ testleri dahil), Tarama Testi (Yalaz ve Anlar, 1996), Ankara Gelişim
• Anne-baba ve/veya bakıcı ile görüşme; on- Envanteri (AGTE; Savaşır, Sezgin ve Erol, 1998)
lar sorunu nasıl görüyor daha iyi anlama, ve Gazi Erken Çocukluk Değerlendirme Aracı’dır
çocuğun dil gelişimi ile ilgili bilgi alma, ai- (GEÇDA; Temel, Ersoy, Avcı ve Turla, 2004).
lenin iletişim biçimlerini değerlendirme ve Çocuklardaki olası dil bozuklukları tarama
beklentilerini öğrenme. aşamasında belirlendikten sonra sıra bozukluğun
Okul çağındaki çocuklar ve ergenler için ise tanılanması aşamasına gelir. Tanılama aşamasında
değerlendirmeye genellikle aşağıda sıralanan prose- çocukta bir dil bozukluğu olup olmadığı, varsa bo-
dürler eklenir: zukluğun olası nedenleri, çocuğun dil alanlarındaki
becerileri formal ve informal yöntemlerle incelenir.
• Okuldaki akademik başarısı hakkında bil-
Bu dil alanlarındaki alıcı ve ifade edici dil beceri-
gi edinme (özellikle öğrenme bozuklukları
lerinin uygun yöntemlerle ayrıntılı değerlendirilir.
şüphesi için),
Tanılama aşamasında standart dil testlerinin yanın-
• Çocuğun yazı örneklerini inceleme (öğret- da aile görüşmeleri, dil örneği alma ve analizi ile
men ya da aileden isteme), ölçüt referanslı testler en sık kullanılan informal
• Değerlendirmede kullanılacak sözcük ya da yöntemlerdir.
cümle seçimi için ders kitaplarını inceleme, Aile görüşmelerinin amacı çocukla ilgili bilgi
• Çocuğun okulda ne gibi sorunlar yaşadığı toplamak, aileyi bilgilendirmek ve gerekli ise yön-
ile ilgili öğretmen ve psikolojik danışman lendirmektir. Görüşmeler genellikle vaka öyküsü
ile görüşme. alınması ile başlar. Vaka öyküsünü almak için ço-
Çocuklardaki dil bozukluklarının değerlendiril- ğunlukla kurumlar ya da dil ve konuşma terapist-
me sürecinin ilk aşaması taramadır. Tarama, çocuğun leri kendilerine göre formlar oluşturur. Bu formlar
dil becerilerini hızlı ve kısaca gözden geçirerek ileri ve DKT tarafından görüşme sırasında aileye sorular
daha ayrıntılı değerlendirmelere gerek olup olmadığı sorularak doldurulur. Vaka öyküsü alırken DKT
kararının verilmesidir. Dil taraması için standart ta- vaka ile ailesini tanır ve çocuğun sorununa ait gö-
rama testlerinin yanında dil ve konuşma terapistleri rüşlerini öğrenir. Vaka öyküsü alınırken aileye ço-
kendi geliştirdikleri ölçüt bağımlı testler, dil örneği ğunlukla şu sorular sorulur:
analizi ya da gözlem gibi informal yöntemler kullan- • Vakaya ait kişisel bilgiler: Doğum tarihi, kar-
maktadırlar. Taramalar, iki şekilde sonuçlanabilir; 1) deş sayısı, kaçıncı çocuk olduğu, anadili gibi,
Çocuğun dil becerileri gelişimsel olarak normal sınır- • Ailenin dil bozukluğuna dair tutumları: Na-
lardadır ve ileri değerlendirmelere gerek yoktur ve 2) sıl tanımladıkları, tepki verdikleri, hissettik-
Çocukta bir dil bozukluğu potansiyeli vardır ve ileri leri, çocukla nasıl iletişim kurdukları gibi,
değerlendirmeler gerekmektedir (Roseberry-McKib-
• Doğum öncesi ve doğumla ilgili bilgiler:
bin ve Hedge, 2016). Türkçe konuşan çocuklar için
Annenin doğumdaki yaşı, hamilelik süresi,
geliştirilmiş sadece dil becerilerine yönelik standar-
komplikasyonlar, kullanılan ilaçlar gibi,
dizasyonu yapılmış bir tarama testi henüz bulun-
mamaktadır. Bunun yerine gelişimi farklı yönleri ile • Çocuğun medikal öyküsü: Geçirdiği hasta-
değerlendiren genel lıklar, görme veya işitme sorunları, nörolo-
gelişimsel tarama test- jik ve psikolojik sorunlar gibi,
leri ya da envanterleri • Gelişimsel öykü: Ne zaman yürüdüğü, ko-
kullanılabilmektedir. dikkat nuşmaya başladığı gibi,
Gelişimsel tarama Tarama testleri çocuğa dil • Önceki değerlendirme ve müdahaleler: Ra-
testlerinde dil beceri- bozukluğu tanısı koymaz. porları, test sonuçları (işitme, zekâ, bilişsel
lerinin yanında biliş- Sadece dil bozukluğu şüp- vb.), varsa aldığı dil terapileri gibi,
sel, ince ve kaba mo- hesi olabilecek durumları
• Eğitim bilgileri: Anaokulu, kreş ya da okul
tor, sosyal ve özbakım saptayıp ileri değerlendir-
bilgileri, genel performansı, öğretmen gö-
becerileri gibi gelişim me kararı verme amacı ile
rüşleri gibi.
alanları da değerlen- kullanılır.
dirilir. En yaygın kul-

133
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kul- Dil örneği almanın, tek bir örnek üzerinden
lanılan informal yöntemlerden bir diğeri dil örneği standart testlerde ölçemeyeceğimiz pek çok dil
alma ve analizidir. Dil örneği alma, çocuk için ti- becerisinin aynı anda değerlendirilebilmesi, doğal
pik ve uygun koşullarda karşılıklı konuşma, resim, ya da doğala yakın gerçek durumu yansıtması, bi-
hikâye, masal anlatma, dinlediği bir öyküyü, izledi- reyselleştirilebilmesi, farklı ortamlarda (terapi oda-
ği bir çizgi filmi anlatma gibi etkinlikler süresince sı, ev, sınıf vb) ve farklı kişilerle yapılabilmesi gibi
çocuğun tüm dil davranışlarının kayıt edilmesidir. avantajları vardır. Ancak, standart olmaması, ana-
Çocuğun söyledikleri, yaptıkları, dili ne amaçla ve lizinin zaman alması, anında puanlanamaması, bu
hangi bağlamda kullandığı kayıt edilir. Daha sonra konuda deneyim gerektirmesi ve bazı çocukların
bu kayıtlar izlenerek ya da dinlenerek çocuğun üre- dil örneği almaya uygun olmamaları gibi sınırlılık-
timleri yazıya dökülür ve sonrasında değerlendir- ları da bulunmaktadır. Özellikle çok az sözel üreti-
menin amacına göre dil analizleri yapılarak sonuç- mi olan veya konuşması anlaşılmayan çocuklarda
lar yorumlanır. Dil örneği alırken kullanılabilecek dil örneği almak ya da analiz etmek mümkün ola-
bir resim örneği Şekil 5.2.’de görülmektedir. mamaktadır (Acarlar, 2002).
Dil örneği alınırken çocuğun etkileşimde bulun- Gelişimsel dil bozukluklarının değerlendirilme-
duğu kişiler değişebilir; terapist, anne-baba, bakıcı, sinde kullanılan norm referanslı testler başta İngi-
kardeşler, akranları ile olan konuşmaları kayıt edilebi- lizce olmak üzere pek çok yabancı dilde çok sayıda
lir. Önemli olan nokta çocuğun mümkün olduğunca ve çeşitliliktedir. Türkçe konuşan çocuklar için ge-
doğal ve günlük kullandığı dili değerlendirmektir. Dil liştirilen ya da farklı dillerden Türkçeye uyarlanan
örneği ile dilin tüm bileşenleri, yani içerik (semantik), testler ise daha az sayıdadır. Bu testlerin bazıları
biçim (fonoloji, morfoloji ve sentaks) ve kullanım dilin tüm alanlarını içerirken bazıları daha spe-
(pragmatik) becerileri incelenebilir. Özellikle sözcük sifiktir, yani sadece tek bir beceriyi değerlendirir.
dağarcığı, ortalama sözce uzunluğu ve çocuğun kul- TEDİL (Topbaş ve Güven, 2009), dilin morfoloji,
landığı morfemler ile ilgili ayrıntılı bilgi sağlamak sentaks ve semantik bileşenlerini alıcı ve ifade edici
amacıyla kullanılır (Ege, Acarlar ve Güleryüz, 1998). dil becerileri boyutunda değerlendiren geçerlik ve
Ortalama sözce uzunluğu (OSU) çocuğun sentaktik güvenirlik çalışmaları yapılmış norm-referanslı bir
ve morfolojik gelişiminin değerlendirilmesinde sıklıkla testtir. Peabody Resim Kelime Testi (Katz ve ark.,
tercih edilen güvenilir bir ölçümdür. OSU, çocuğun 1972), 2-11 yaş aralığındaki çocukların sözcük da-
ürettiği ifadelerde (sözce) ortalama kaç tane sözcük ğarcığını sadece alıcı dil boyutunda değerlendiren
veya morfem kullandığıdır. Bu bilgilerin yanında ço- uyarlama bir test, Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil
cuğun kullandığı sözcük ve cümle türleri; konuşmayı Testi (TİFALDİ; Berüment ve Güven, 2013) ise
başlatma, sürdürme, bitirme ve sıra alma; göz kontağı 2-13 yaşlarındaki çocukların sözcük bilgisini hem
ve diğer sözel olmayan iletişim davranışları; anlatı be- alıcı hem ifade edici dil boyutunda değerlendiren
cerileri gibi çeşitli dil özellikleri de değerlendirilebilir. Türkçe için geliştirilmiş bir testtir.

Edinilmiş Dil Bozukluklarının


Değerlendirilmesi
Edinilmiş dil bozuklukları hakkında 4. Bölüm-
de ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Bu bölüm içinde
edinilmiş dil bozukluklarının değerlendirilmesi
yetişkinlerde karşılaşılan nörolojik temelli edinil-
miş dil bozuklukları çerçevesinde ele alınacaktır.
Dil değerlendirilmesi gerektiren nörolojik temelli
edinilmiş dil bozukluklarının başında afazi gelmek-
tedir. Afazinin yanı sıra travmatik beyin hasarı, sağ
beyin hasarı, demans sonucunda ağırlıklı olarak
Şekil 5.2 Dil Örneği Almada Kullanılabilecek Resim bilişsel bozukluklar, motor konuşma bozuklukları
Örneği ve/veya yutma bozuklukları görülüyor olsa da dil
Kaynak: Shipley ve McAfee, 2016 bozukluğu değerlendirmelerine de başvurulan du-

134
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

rumlar olmaktadır. Bu yüzden travmatik beyin hasarı, sağ beyin hasarı ve demans vakalarında yapılan dil
değerlendirmelerinde afazi değerlendirilmelerinde kullanılan aynı yöntemler yer almaktadır.

Afazide Dil Değerlendirmesi


Afazi dil değerlendirmeleri çok yönlüdür ve afazili bireyin yanında ailesi ve bakıcısını da içermektedir.
Afazi dil değerlendirmelerinin amacı: 1) dil davranışlarının güçlü ve zayıf yönlerini tanımlamak, 2) mev-
cut sorunları belirlemek, 3) müdahale hedeflerini oluşturmak ve 4) dili anlama, üretme ve kullanmayı
kolaylaştıracak faktörleri tanımlamaktır. Bu genel amaçların yanı sıra bozukluğun aşaması (akut veya kro-
nik), değerlendirmenin yapıldığı ortam (hastane, ev, klinik vb), iletişim bozukluğunun şiddeti ve fiziksel,
duygusal, psikolojik bozuklukların eşlik etmesi gibi faktörlere bağlı olarak spesifik amaçlar değişmektedir.
Değerlendirmede vakanın mevcut iletişimsel çevresi ve ihtiyaçları, iletişim biçimi (konuşma, jest kullanı-
mı, yazma, alternatif ya da destekleyici iletişim yöntemleri) ve iletişimi etkileyebilecek tüm faktörler göz
önünde bulundurulmalıdır. Spesifik hedefler etiyolojik, bilişsel/dilsel ve müdahale hedefleri olarak ayrıla-
bilir. Şekil 5.3.’te değerlendirmede belirlenen spesifik hedefler görülmektedir (Chapey, 2008).

Etiyolojik Bilişsel/Dilsel Müdahale


• Afazi olup olmadığı • Bilişsel beceriler • Prognoz ve terapiye
• Afaziye yol açan durumlar • Dilin içeriğini anlama ve uygunluk
ve nasıl değiştirilebilecekleri üretme becerisi • Terapi amaçları ve
• Dilin biçimini anlama ve öncelikleri
üretme becerisi
• Pragmatik beceriler
• Yaşam kalitesi
Şekil 5.3 Afazi değerlendirmesinde belirlenen spesifik hedefler (Chapey, 2008)

Afazi değerlendirme sürecinde yaygın olarak yapılan formal ve informal uygulamalar şu şekilde sıralan-
maktadır (Chapey, 2008; Papathanasiou, Coppens ve Potagas, 2013). Bu uygulamalardan standart testler
dışındakiler informal değerlendirme yöntemleridir:
• Görüşme, gözlem ve vaka öyküsü alma,
• Vaka ve yakınlarının endişeleri, problemleri, hedef ve tercihlerini öğrenme,
• Raporlanmış gözlemlerin incelenmesi (İşitme, görme sorunları; nörolojik, fiziksel, bilişsel, duygu-
sal sorunlar gibi),
• Standart ve/veya standart olmayan test uygulamaları,
• Doğal konuşma örneği alma,
• Oral – motor ve/veya yutma değerlendirmesi,
• Vaka ve yakınlarının dil bozukluğu, değerlendirme sonuçları ve sonrasında yapılacaklar hakkında
bilgilendirilmesi.
Afazili bireylerin değerlendirilme süreci bireyin kendisi ve yakınları ile yapılan görüşme ile başlar. Gö-
rüşmelerde vakanın iletişimsel davranışları gözlemlenir ve vaka öyküsü alınır. Vaka ve yakınlarının mevcut
durumla ile ilgili endişeleri, sorunları, beklentileri ve öncelikleri öğrenilir. Vaka öyküsü alınırken afazili
birey ile ilgili alınması gereken bilgiler şu şekilde sıralanmaktadır:
• Kişisel bilgiler: Yaş, eğitim, meslek, medeni durum, bakımından sorumlu kişiler gibi,
• Medikal durum: Afaziye yol açan serebrovasküler olay ya da diğer nedenler ve ilişkili hastalıklar;
eşlik eden fiziksel, psikolojik sorunlar; kullanılan ilaçlar; görme veya işitme sorunları; daha önce
yapılan değerlendirme ve müdahaleler gibi,
• İletişim becerileri ve ilişkili sorunlar: Sorunun tanımlanması; konuşma, anlama, okuma yazma ve
diğer becerilerle ilgili görüşler; iletişim sorunlarının yol açtığı sınırlılıkların kişi ve aile üzerindeki
etkisi gibi,

135
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Afazili bireylerin informal değerlendirilmesi • Otomatik konuşma: Sayı sayma, alfabeyi


eğer konuşma üretimleri varsa mutlaka dil örneği sayma, haftanın günleri, ayları sayma gibi
almayı gerektirir. Dil örnekleri görüşme sırasında beceriler değerlendirilir.
gerçekleşen karşılıklı konuşmalar, çeşitli resimler, Afazinin formal değerlendirmesinde yatak başı
resimli öyküler, kişisel yaşantılarıyla ilgili konularla ya da tarama testleri, kapsamlı testler ya da test
ilgili anlatımlar ya da standart testlerin içinde yer bataryaları ve spesifik iletişim becerilerini ölçen
alan resim anlatma gibi etkinliklerle gerçekleştirilir. norm-referanslı testler yer almaktadır. Formal de-
Bireyin edinilmiş dil bozukluğuna dizartri, ap- ğerlendirmenin genel amacı vakanın mevcut ileti-
raksi gibi motor konuşma bozuklukları veya yutma şimsel ve bilişsel özelliklerini, güçlü ve zayıf yönle-
bozuklukları eşlik ediyorsa bu bozukluklar da ayrı- rini saptamaktır. Norm referanslı testler sonucunda
ca değerlendirilmelidir. aşağıda sıralanan amaçlar karşılanabilmektedir (Pa-
Afazi değerlendirmesi standart prosedürleri ya- pathanasiou, Coppens ve Potagas, 2013):
nında dil ve iletişim becerilerinin ayrıntılı değer- • Bireyin afazisi olup olmadığı tanısını koyma,
lendirilmesi için standart testler ya da informal • Varsa afazinin türü ve şiddetini belirleme,
yöntemlerle değerlendirilen dil becerileri şu şekilde
• Terapi ya da müdahaleleri planlama,
sıralanmaktadır (Chapey, 2008; Roseberry-McKib-
bin ve Hedge, 2016): • Afazi türü, şiddeti vb. durumlara bağlı ola-
rak iyileşme sürecini (prognoz) yordama,
• Konuşma akıcılığı: Afazili bireyin konuş-
ma üretiminin ne kadar eforlu, çabalamalı, • Zaman içinde bireydeki ilerlemeleri ölçme,
duraksamalı olduğu; konuşmanın ezgisi ve • Uygulanan terapinin etkililiğini ölçme.
hızı değerlendirilir, Afazi değerlendirmelerinde kullanılan testler
• Dil içeriğini anlama: Adı söylenen veya uzunluklarına, kapsamına ve hedeflenen popülas-
özellikleri tanımlanan nesneleri gösterebil- yona göre farklılık gösterebilir. Örneğin tarama
me, sözel komutlara uyma, evet-hayır soru- testleri, kapsamlı testlere ya da bataryalara göre çok
larını yanıtlama, 5N-1K sorularını yanıtla- daha kısadır; bazı spesifik testler sadece işitsel anla-
ma gibi beceriler değerlendirilir, mayı değerlendirirken bazıları ise sadece adlandır-
• Dilin biçimini anlama ve üretme: Farklı ma becerisine yönelik olabilir; bazı testler yaşlı ya
ekler, sözcük türleri (ad, eylem, sıfat, za- da genç yetişkinlere yönelik ya da tek dilli ve çift
mir gibi), cümle türlerinin (etken, edilgen, dilli bireylere yönelik farklı testler bulunmaktadır.
soru, olumsuz, karmaşık gibi) anlaşılması Bazı testler dilin birçok bileşenini bir arada
değerlendirilir, ölçerken bazıları tek bir beceriyi değerlendirmek
• Tekrarlama: Farklı uzunluk ve türlerdeki amacıyla hazırlanmış olabilir. Kapsamlarına göre
tek sözcük ve cümleleri tekrarlayabilme be- testler tarama testleri, kapsamlı testler ve spesifik
cerisi değerlendirilir, testler olarak sınıflandırılır (Chapey, 2008; Papat-
hanasiou, Coppens ve Potagas, 2013).
• Adlandırma: Yanıtlayarak adlandırma, res-
me bakarak adlandırma, herhangi bir kate- Afazi tarama testleri, kapsamlı testlere göre
goriye ait sözcükleri sayma (örn., hayvan- daha kısa olarak bireyin dil ve iletişim hakkında ay-
lar) becerileri değerlendirilir, rıntılı olmayan bilgiler verir. Tarama testlerinde tüm
dil alanları hakkında fikir sahibi olunur ancak tanı
• Cümle ve daha uzun üretimler: Cümle kur-
koyma ve terapi planlamaya yönelik yeterli değildir
ma, bir konu hakkında konuşma, karşılıklı
(Maviş ve Toğram, 2009). Çoğunlukla hasta henüz
konuşma, resim anlatma gibi beceriler de-
hastanedeyken, ilk değerlendirme aşamasında, yatak
ğerlendirilir,
başı değerlendirmeler için kullanılırlar. Afazi tarama
• Okuma: Okuduğunu anlama ve sesli oku- testleri daha ayrıntılı ve uzun testler uygulanmadan
ma becerileri harf, sözcük, cümle ve parag- önce vakanın dil becerilerinin kısa sürede değerlen-
raflarla değerlendirilir, dirmek için uygulanan, özel teknik, bilgi ve eğitim
• Yazma: Kendiliğinden yazma, dikte ile yaz- gerektirmeyen testlerdir (Maviş, Colay, Topbaş ve
ma, otomatik yazma becerileri harf, sözcük, Tanrıdağ, 2007). Türkçe konuşan bireyler için ge-
cümle ve paragraflarla değerlendirilir, liştirilmiş veya uyarlanmış afazi tarama testleri az

136
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

sayıdadır. Bunlardan en bilinenleri Frenchay Afazi Türkçe konuşan afazili bireylerin değerlendi-
Tarama Testi (Göçer-March, 1996) ve Gülhane Afa- rilmesinde kullanılan standardizasyonu, geçerlik
zi Testi-2’dir (GAT-2; Maviş, Colay, Topbaş ve Tan- ve güvenirlik çalışmaları yapılmış kapsamlı testler
rıdağ, 2007). Frenchay, resim anlama, şekil anlama, oldukça azdır. Bu testlerden ilki Afazi Dil Değer-
resim ifade etme, hayvan ifade etme, okuma ve yaz- lendirme Testi’dir (ADD; Maviş ve Toğram, 2009).
ma alt testlerinden; GAT-2 ise okuduğunu anlama, ADD afazili bireylerin konuşma akıcılığı, işitsel
oral-motor değerlendirme, otomatik konuşma, tek- anlama, tekrarlama, adlandırma, okuma-yazma ve
rarlama ve adlandırma alt testlerinden oluşmaktadır. dilbilgisi becerilerini değerlendirir. Bunların yanın-
Afazi tanısı koyabilmek, afazi türünü ve şidde- da bir de resimli anlatımlarını değerlendirmek için
tini belirlemek için test bataryaları ya da kapsam- vakaların gördükleri resmi anlatacakları bir alt testi
lı testler uygulanır. Bu testler dilin bileşenlerine bulunmaktadır. Ege Afazi Testi (Atamaz, Yağız On
ait birtakım becerileri farklı zorluk düzeylerinde ve Durmaz, 2007) de Türkçe konuşan afazili birey-
değerlendiren uzun ve ayrıntılı testlerdir. Dünya- lerin değerlendirilmesi amacı ile geliştirilmiş kap-
da yaygın olarak kullanılan afazi testlerinin çoğu samlı testlerdendir. İşitileni anlama, adlandırma,
Amerika’da geliştirilmiştir. Bu testlerden bazıları okuma ve görüleni anlama, yazma ve resimleme,
farklı dillere çevrilmiş ya da uyarlanmıştır. Bu test- aritmetik becerileri değerlendiren alt testleri bulun-
lerden bazıları ülkemizde de Türkçeye uyarlama, maktadır. Halen geliştirilme veya uyarlanma çalış-
geçerlik, güvenirlik ve standardizasyon çalışmaları maları devam eden afazi testleri de bulunmaktadır.
yapılmadan sadece çevirisi yapılarak kullanılmak- Afazi dil değerlendirilmesinde kullanılan test
tadır. Ancak, kültürel, dilsel ve demografik farklı- türlerinden sonuncusu spesifik testlerdir. Bazen
lıklar nedeni ile sonuçlarının yorumlanması gerçek afazili bireylerin bazı becerilerde daha ayrıntılı de-
durumu yansıtmayabilir (Maviş ve Toğram, 2009). ğerlendirilmesi gerektiğinde ya da kapsamlı test-
Dünyada en sık kullanılan afazi testleri Western lerin içinde yer almayan beceriler söz konusu ol-
Afazi Bataryası (Western Aphasia Battery—Re- duğunda spesifik testlere başvurulur. Bazı spesifik
vised; WAB-R; Kertesz, 2007) ve Boston Tanısal testlerin norm değerleri bulunmaktadır ama bazı-
Afazi Değerlendirmesi (Boston Diagnostic Aphasia ları sadece ölçüt referanslı testler olarak kullanılır.
Examination—3; BDAE-3; Goodglass, Kaplan, & Spesifik testlerde tek bir test sadece adlandırma,
Barresi, 2001) testleridir. Kapsamlı testlerin içinde işitsel anlama, okuma, yazma, sözel akıcılık (kate-
yukarıda saymış olduğumuz tüm becerilerin (ko- goriye ait sözcüklerin sayılması) ya da pragmatik
nuşma, anlama, okuma, yazma, tekrarlama gibi) becerilere yönelik bilgi sağlamaktadır.
değerlendirilmesine ilişkin alt testler bulunmakta- Dünyada en çok kullanılanılan spesifik test-
dır. Şekil 5.4.’te BDAE-3 testinde dil örneği almak lere örnek Boston Adlandırma Testi’dir (Boston
amacı ile kullanılan “Cookie Thefth” (Kurabiye Naming Test; Kaplan, Goodglass ve Weintraub,
Hırsızlığı) resmi görülmektedir. 1983). Bu testte afazili vakanın 60 tane resmi ad-
landırması istenir. Türkçe adaptasyonu olmamakla
beraber bazı hastane ve kliniklerde kullanılan bir
spesifik testtir. Sözel akıcılık testleri de afazi ve di-
ğer nörolojik edinilmiş dil bozukluklarında sıklıkla
kullanılmaktadır. Türkçe konuşan sağlıklı bireyler-
le yapılan norm çalışması bulunan bu değerlendir-
mede kişilerden bir dakika içinde bir kategoriye ait
sözcükleri saymaları beklenir (Tunçer, 2011).
Görüldüğü gibi Türkçe konuşan afazili birey-
lerle kullanılabilecek formal değerlendirme araçları
oldukça azdır. Bu nedenle çoğu dil ve konuşma te-
rapisti informal yöntemlere baş vurmaktadır. Norm
referanslı testler kullanılsa bile mutlaka informal
Şekil 5.4 BDAE-3’te yer alan Kurabiye Hırsızlığı resmi
yöntemlerle toplanan bilgiler doğrultusunda daha
geniş kapsamlı ve ayrıntılı değerlendirmeler her za-
Kaynak: BDAE (Goodglass ve Kaplan, 1983)
man daha güvenilir sonuçlar verecektir.

137
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Öğrenme Çıktısı

2 Gelişimsel dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan yöntemleri açıklayabilme


3 Edinilmiş dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan test türleri ve değerlendirilen
becerileri açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Yurtdışında yaşayan Türkçe


Gelişimsel ya da edinilmiş
ve yaşadığı yerin dilini ko-
Gelişimsel ve edinilmiş dil dil bozukluklarını değerlen-
nuşan iki dilli bireylerde dil
bozuklukları değerlendir- dirmek üzere bir dil testti
bozukluğu şüphesi olduğun-
melerinin benzer ve farklı geliştiriyor olsanız içerisinde
da Türkçe dışındaki dillere
yönlerini ilişkilendirin. hangi becerileri nasıl değer-
ait testlerle değerlendirilme-
lendirmeyi tercih ederdiniz?
leri sizce sağlıklı mıdır?

KONUŞMA BOZUKLUKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ


Düşüncelerin sesli sembollerle kodlanması olarak tanımlanan konuşma, motor hareketlerin kullanımını ge-
rektiren fiziksel, psikolojik ve nörofizyolojik bir süreçtir. Konuşma üretiminin gerçekleşebilmesi için solunum,
sesleme (fonasyon), sesletim (artikülasyon) ve rezonans sistemlerin uyumlu bir şekilde çalışması gerekir (Top-
baş, 2011). Bu bölümde konuşma sorunlarına sebep olabilecek bozuklukların değerlendirmeleri anlatılacaktır.

Konuşma Sesi Bozukluklarının Değerlendirilmesi


Konuşma sesi bozukluklarının değerlendirilmesine başlama-
dan önce sesletim kavramını tanımlamakta fayda vardır. Sesletim Rezonans
(artikülasyon) sesin, gırtlak üstü düzenekte bulunan organlar Ses kıvrımları tarafından üretilen sesin
vasıtasıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilmesi ve üretilme- gırtlak üstünde ses yolunda titreşime
sidir. Sesletim, konuşma seslerinin söyleniş özelliklerini yansıtır. girip değişimlenmesi durumudur.
Konuşma seslerinin üretilmesi için gereken sesletim hareketlerin
yapılması, havanın bir şekilde engele uğratılması ve rezonan-
sın sağlanarak akustik özelliklerin düzenlenmesi gerekir.
Bütün bu süreç yutak yolu, ağız yolu ve geniz yolu ara-
cılığıyla sağlanır. Konuşma seslerinin şekillenmesinde çene,
dudaklar, dişler, diş yuvası, sert ve yumuşak damak, dil gibi
Sert Damak
organlar görev alır (Topbaş, 2011). Konuşma organları Şe-
kil 5.5’te gösterilmektedir. Yumuşak
Damak
Çocukların birçoğu yeni sözcükler öğrenmeye başladı- Dudaklar
ğında bazı hatalar yapabilir. Eğer hatalar belli bir yaşa ka- Dişler
Dil
dar devam ederse konuşma sesi bozukluğu ortaya çıkabilir.
Konuşma sesi bozuklukları sesletim problemleri ve fonolo-
jik işlemlerdeki problemlerden oluşur (ASHA, 2017).
Normal konuşma üretimi koordineli bir dizi eylem
gerektirir. Normal bir konuşma esnasında sesletim organ- Şekil 5.5 Konuşma Organları
ları doğru bir yerleşim, sıra ve zamanlama ile çalışır. Bu Kaynak: http://gorselarsiv.anadolu.edu.tr/
çalışma esnasında hava akışı, seslemenin başlangıcı ve ve- Photo/Image/50195# ItemNumber:95258005
lofarengeal hareket eş zamanlı olarak gerçekleşir. Sesletim

138
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

hataları bu karmaşık süreç bozulduğunda ortaya nörolojik faktörler, motor gelişim, doğum kilosu,
çıkar. Sesletim problemleri organik (fiziksel bir doğum özellikleri gibi faktörler de düşünülmeli ve
nedenden kaynaklı) veya fonksiyonel (fiziksel bir değerlendirme ve vaka öyküsünün bir parçası ol-
nedeni olmayan) etiyolojilerden kaynaklanmakta- malıdır (Shipley ve McAfee, 2015).
dır. Organik temelli sesletim veya fonolojik bozuk-
luklara bakıldığında işitme engeli, dudak ve/veya
damak yarığı, serebral palsi, ankiloglossi kaynaklı
Konuşma Değerlendirilmesi
(dil bağı) konuşma sesi bozukluklarıyla karşılaşıl- Ülkemizde konuşma sesi bozukluklarını değer-
maktadır. Bunların yanı sıra herhangi bir organik lendirilmek için oluşturulmuş formal ve objektif
nedene bağlı olmayan fonksiyonel etiyolojisi olan testler vardır: Sesletim Sesbilgisi Testi (SST) (Top-
sesletim bozuklukları da vardır. Dil ve konuşma te- baş, 2005) ve Ankara Artikülasyon Testi (AAT)
rapistleri değerlendirmede gerçekleştirecekleri oral- (Ege, Acarlar ve Turan, 2005). Bu testler tamamen
periferal muayene sırasında bozukluğun fiziksel Türkçe’ye özgü ve Türkçe’nin fonetiğine uygun
kaynaklı olup olmadığına karar verebilir (Shipley olarak oluşturulmuştur.
ve McAfee, 2015).
Konuşma sesi bozukluklarının değerlendirilme Ankara Artikülasyon Testi (AAT)
sürecinde: 2-12 yaş arası çocuklardaki sesletim bozukluk-
• Vaka öyküsünün alınması, larını tarama amacıyla 2005 yılında Ege, Acarlar ve
• İlgisi olabilecek faktörlerin düşünülmesi Turan tarafından geliştirilmiştir. Bu testte 53 söz-
(işitme engeli, medikal veya nörolojik faktör- cük ve bu sözcüklerin adlandırıldığı 47 resim var-
ler, motor gelişim, dental sorunlar, cinsiyet), dır. Testteki sözcüklerin 23 adeti bir, 23 adeti iki, 6
adeti üç, 1 adeti de dört ünsüz sesi test etmektedir.
• Konuşma değerlendirilmesi (formal ve in-
Dolayısıyla farklı pozisyonlarda toplam 91 ses test
formal testler),
edilmektedir. (Ege, 2010).
• Ağız yüz muayenesi,
• İşitme taraması,
Sesletim Sesbilgisi Testi (SST)
• Gerektiğinde dil değerlendirilmesi yapılma-
lıdır (Shipley ve McAfee, 2015). Sesletim Sesbilgisi Testi, 2-8 yaş arasındaki ço-
cuklarla oluşturulan bir örneklem üzerinde standar-
dizasyonu, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan
Vaka Öyküsünün Alınması norma dayalı bir testtir. Bu testin amacı sesletim
Detaylı ve yeterli bir değerlendirmenin ilk adı- bozukluklarının ayırıcı tanısını değerlendirmektir.
mı vaka öyküsü ile başlar. Konuşma sesi bozukluğu Diğer bir ifadeyle, bu testin genel amacı çocuklar-
olduğu düşünülen bireyin öyküsü alınırken özellik- da sesbirimlerin sesletim ve sesbilgisel yeterliğini,
le şu alanlara dikkatle yoğunlaşılmalıdır: yapılandırılmış ve ortamda ölçerek konuşma üreti-
• Birey ya da aile sorun hakkında ne düşünüyor? mini değerlendirmektir. Bu testle beraber organik
ve işlevsel sesletim bozuklukları, gecikmiş sesbilgi-
• Sorun ilk olarak ne zaman fark edildi? sel gelişim, tutarlı ve tutarsız sesbilgisel bozukluk-
• Sorun değişiyor mu; yoksa durağan mı? lar değerlendirilebilir ve ayırıcı tanıya gidilebilir.
• Önceden bir terapi veya müdahale alındı mı? SST’nin üç ayrı alt testi bulunmaktadır:
• Bireyin genel sağlık durumu nasıl? Özellik- • Sesletim Alt Testi (SET): Bu alt testte Türk-
le geçirdiği bir kulak enfeksiyonu oldu mu? çedeki 24 sesbirimin sözcük içerisinde farklı
• Beyin hasarına sebep olabilecek bir kaza, konumlarda yer aldığı 93 resim-sözcük bu-
yaralanma veya hastalık geçirildi mi? lunmaktadır. Söz gelimi, /b/ sesini ölçmek
için üç resim mevcuttur: bebek, araba, kibrit.
• Bireyin akademik veya sosyal hayatını et-
kileyecek bir bozukluk mevcut mu? (Rose- • İşitsel Ayırt Etme Alt Testi (İAT): Bu alt test
berry-McKibbin ve Hedge, 2016). sesletim veya fonolojik bozukluğu olan ço-
cukların üretemedikleri sesbirimleri resim
Bu sorulara ek olarak, konuşma sesi bozuklu-
tanıma yoluyla işitsel-görsel olarak ayırt
ğuyla ilgili olabilecek işitme engeli, medikal veya
edebilmelerini ölçer.

139
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

• Sesbilgisel Analiz Alt Testi (SAT): Bu alt farklılıkları veya ikincil diğer durumlar eşlik ede-
test ise çocukların üretebildikleri sesbirim- bilir (ASHA, 2017). Konuşmanın akışını bozan
leri dilin fonolojik kurallarına uygun şekil- bu durumlar kekemelik ve hızlı-bozuk konuşma
de kullanabilme becerilerini konuşma içeri- olarak ikiye ayrılır.
sinde ölçmektedir (Topbaş, 2006).
Kekemelik
Ağız Yüz Muayenesi Kekemelik toplumda bilinen belki de en eski ve
Bireyin konuşma seslerini bozabilecek oral ya- en yaygın bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik
pıdaki her türlü bozukluk dil ve konuşma terapisti sözcüklerde veya hecelerde görülen tekrarlamalar,
tarafından değerlendirilmelidir. Sözgelimi ağız içe- ses uzatmaları ve sessiz duraksamalarla karakterize
risinde yer alan bir fistül (açıklık/boşluk) veya dil olmuş bir akıcılık bozukluğudur. Kekemeliğin ne-
bağı konuşma seslerinin bazılarını bozabilir. Ağız denleri üzerine yapılan birçok çalışmaya rağmen ke-
yüz muayenesinin amacı ağız içerisinde konuşma kemeliğin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. An-
sesi bozukluğuna sebep olabilecek yapısal veya iş- cak kekemelik üzerine bilinen bazı noktalar vardır:
levsel faktörlerin varlığını değerlendirmektir. • Kekemelik bir nedene bağlı olmaksızın or-
Ağız yüz muayenesinde dil ve konuşma terapis- taya çıkabilir,
ti dişlerin durumuna (dişlerdeki çapraşıklık veya • Kızlara oranla erkeklerde daha yaygın ola-
kapanma problemleri), sert ve yumuşak damağın rak görülür,
yapısına ve yumuşak damağın hareketine, dilin ya-
• Daha hassas çocuklarda daha yaygındır,
pısına ve hareketlerine dikkat etmeli ve bu yapıları
değerlendirmelidir (Roseberry-McKibbin ve Hed- • Bazı insanlar genetik olarak kekemeliğe
ge, 2016). Değerlendirmeyi yapan dil ve konuşma daha yatkındır,
terapisti, kendi alanı dışı bozukluklarla karşılaş- • Genellikle kekemeliğin başlama yaşı 6 yaş-
tığında ilgili birime yönlendirmesini yapmalıdır. tan öncedir,
Sözgelimi, dil ve konuşma terapisti dişlerde konuş- • Çocukların birçoğu 2-5 yaşları arasında ko-
ma seslerinde problem yaratabilecek bir kapanma nuşmalarında bir akıcısızlık yaşar: bu akıcı-
problemi görüldüğünde ortodonti/diş hekimliği sızlığı bazıları atlatırken bazıları atlatamaz,
bölümüne yönlendirme yapılabilir. • Kekemelik değişkendir. Kekemeliği olan bir
birey bir durumda çok akıcı konuşurken
İşitme Taraması başka bir durumda ciddi derecede takılabi-
lir,
İşitmeyi değerlendirmek odyologlar tarafından
gerçekleştirilen bir prosedürdür. Tarama esnasında, • Kekemelik korku, tereddüt, üzüntü ve bazı
işitmeyle ilgili herhangi bir sorunun olup olmadığı diğer psikolojik sorunlara sebep olabilir
ortaya çıkar ancak bu süreçte işitme kaybı, şiddeti (Shipley ve McAfee, 2015).
veya eşiği hakkında bir bilgi edinilmez (Roseberry-
McKibbin ve Hedge, 2016). Bazı konuşma sesleri- Kekemeliğin Değerlendirilmesi
nin ediniminde bu seslerin akustik özelliklerinden
Kekemeliğin ve diğer akıcılık bozukluklarının,
dolayı özellikle işitme engelli veya işitmesinde so-
insanlar tarafından kolayca fark edilebileceği dü-
run olan bireyler güçlük yaşayabilirler. Bu nedenle
şünülmektedir. Ancak kekemeliğin bazı özellikleri
konuşmayı ve konuşma seslerini değerlendirirken
her dinleyici tarafından kolaylıkla fark edilemeye-
mutlaka işitme değerlendirilmesi yapılmalıdır.
bilir. Bu nedenle kekemeliğin tanılanması ve de-
ğerlendirme süreci bir dil ve konuşma terapisti ta-
Akıcılık Bozukluklarının rafından yapılmalıdır. Dil ve konuşma terapistleri
Değerlendirilmesi bu değerlendirme sürecini kekemeliği olan bireyin
kendisiyle veya bireyi, aileyi ve diğer ilgili insan-
Akıcılık bozukluğu konuşmadaki akışın farklı
ları içeren bir takımla yürütebilir. Değerlendirme
bir hızla, ritimle ve seslerde, hecelerde ve sözcük-
sonucunda ise beklenen akıcılık bozukluğunun ta-
lerde olabilecek tekrarlamalarla bozulmasıdır. Bu
nısına, bu akıcılık bozukluğunun klinik özellikleri-
duruma artan bir gerginlik, gözlenebilir davranış

140
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ne, iletişimde yarattığı zorluklara, varsa eşlik eden Vaka geçmişine (öyküsü) yönelik bilgiler alın-
ikincil davranışlara ve müdahale ve terapi için öneri dıktan sonra konuşma ve varsa okuma örneği alı-
oluşturacak somut sonuçlara ulaşılabilir. Değerlen- narak bu örnekler de incelenmelidir.
dirme süreci şunları içerebilir: Kekemeliğin değerlendirilmesi ve tanılanması
• İşitsel, görsel, dilsel ve bilişsel durumun için ülkemiz dışında dil ve konuşma terapistleri
özeti, tarafından “Stuttering Severity Instrument (SSI),
• Vaka öyküsü, Test of Childhood Stuttering (TOCS), OASES”
• Kekemeliğin nitel ve nicel özelliklerini be- gibi bazı değerlendirme araçları kullanılmaktadır.
timlemeye yarayan standart veya standart Stuttering Severity Instrument’in (SSI-4) 4. Ver-
olmayan bazı yöntemler (kekemeliğin şid- siyonu, Kekemelik Şiddetini Değerlendirme Ara-
deti, konuşmaya ve kekemeliğe yönelik tu- cı (KEŞİDA-4) olarak Türkçe’ye uyarlanmıştır ve
tumlar, kaçınılan davranışlar, akıcısızlığın kimi kliniklerde kullanılmaktadır.
olduğu durumlar, eşlik eden ikincil davra-
nışlar, konuşma şiddeti vb.), Kekemelik Şiddetini Değerlendirme Aracı
• Kekemeliği olan bireyin etkileşim tarzı, ai- (KEŞİDA-4)
lesinin tutumu gibi akıcılığı etkileyebilecek Kekemelik değerlendirilmesinde vaka öyküsü,
bazı değişkenlerin değerlendirilmesi, konuşma örneği ve gözlemlerin yanı sıra bazı öl-
• Sonuçların yorumlanması. çeklerden de yararlanılır. Bu ölçekler kekemeliğin
şiddetinin belirlenmesine yardımcı olabilir. Bu tür
Değerlendirmeden elde edilen bilgiler doğrultu-
ölçekler şiddetin yanı sıra, kekemeliğin sıklığını,
sunda da bireyselleştirilmiş terapi programı belirlenir
süresini, kekemeliğe eşlik eden davranışları ve ko-
(ASHA, 2017). Dil ve konuşma bozukluklarına yöne-
nuşmanın doğallığını değerlendirmelidir. Mutlu
lik yapılacak her müdahale ve terapinin temelini etkili
(2014) tarafından Türkçeye uyarlanmış KEŞİ-
ve yeterli bir değerlendirme süreci oluşturmaktadır.
DA-4, konuşma davranışlarını bu dört alanda de-
• Kekemeliği olan bireyin yaşı ne olursa olsun ğerlendirmek için tasarlanmış bir araçtır. Bu aracın
değerlendirmede vaka öyküsü çok önemli- içerisinde kekemeliği olan bireyin geçmişine, ke-
dir. Vaka öyküsü alınırken öne çıkan bazı kemelik özelliklerine (şiddeti, süresi vs.) ve keke-
faktörler vardır ve mutlaka sorgulanmalıdır: meliğe eşlik eden davranışlara yönelik bilgiler elde
• Kekemelik ne zaman başladı ve fark edildi? edilir. Ayrıca KEŞİDA-4’te çeşitli yaş grupları için
Hangi durumda fark edildi ve kim fark etti? okuma metinleri yer alır, bu metinler kullanılarak
• Kekemelik tekrarlamalar, uzatmalar veya bireyin okurken yaşayabileceği akıcılık bozukluğu
duraklamalar şeklinde mi? da değerlendirilebilir.
• Zaman içerisinde kekemeliğin şiddeti de-
ğişti mi? İlk ortaya çıktığı zamanla şimdi Hızlı-Bozuk Konuşma
arasında fark var mı? Hızlı-bozuk konuşma, konuşma hızının anor-
• Kekemelikle ilk karşılaşıldığında ailenin, mal şekilde hızlı ve düzensiz olduğu bir akıcılık
bireyin ve yakın çevrenin tepkisi ne oldu? bozukluğudur. Hızlı-bozuk konuşmaya kekeme-
• Kekemelikle baş etmek için geliştirilen yön- lik de eşlik edebilir, ama kimi durumda kekemelik
temler oldu mu? olmaksızın hızlı-bozuk konuşma görülebilir. Hızlı-
• Gelişimsel, tıbbi ve aile geçmişine yönelik bozuk konuşmanın özellikleri şu şekildedir:
sorular da sorulmalıdır: • Artmış bir konuşma hızı: iletişimi olumsuz
- Doğum öncesi veya sırasında herhangi bir yönde etkiler,
sorunla karşılaşıldı mı? • Yaygın bir akıcısızlık,
- Gelişiminde (yürüme, emme, konuşmaya • Sesletim hatalarının eşliği,
başlama vb.) bir gecikme oldu mu? • Monoton bir ses,
- Geçirilen bir hastalık veya ameliyat var mı? • Belirsiz “mırıldanarak” bir konuşma; konuş-
• El baskınlığı var mı? (Guitar, 2006). ma seslerinde bozulmalar, hece atmaları,

141
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

• İç içe geçmiş hatalar, binişik konuşma- ör- • Ses kıvrımlarındaki yapısal değişiklikler-
neğin, “kalorifer” sözcüğü “kaafer” şeklinde den kaynaklı ses bozuklukları (Stemple vd.,
sesletilebilir, 2000).
• Sesleri veya heceleri söylerken yerini değiştirme, Rezonans, ses kıvrımlarınca oluşturulan sesin,
• Bazı durumlarda konuşmadaki bozukluğun gırtlak üstünde ses yolunda titreşime girerek de-
farkında olmama- hızlı bozuk konuşması ğişimlenmesidir. Rezonans bozuklukları yumuşak
olan bireyler bu durumun farkında olma- damaktaki yapısal olan, yapısal olmayan ve yanlış
yabilirler ve bu durumla tanılandıklarında öğrenme sonucu oluşan sorunlardan kaynaklan-
veya insanların onları anlamadıklarını fark maktadır.
ettiklerinde şaşırabilirler, Bu bölümde ses ve rezonans değerlendirmesine
• Dikkat süresinin azlığı, hiperaktivite, ilişkin bilgiler yer almaktadır.
• El yazısında bozulmalar,
• Kendini ifade etmede ve cümleleri organize Ses Bozukluklarının
etmede güçlük, Değerlendirilmesi
• Ritim ve müzik yeteneğinde güçlük (Conture Ses bozukluklarının değerlendirilmesinde üç te-
ve Curlee, 2007; Shipley ve McAfee, 2015). mel amaç vardır:
• Hastanın ses kullanımını ayrıntılı olarak
Hızlı-Bozuk Konuşmanın değerlendirmek ve ses kullanım davranış-
Değerlendirilmesi larının zaman içerisindeki değişikliklerini
belirlemek,
Değerlendirmedeki amaç, vakanın akıcılığı,
hızı, sesletimi, dili ve farkındalığıyla ilgili bilgi • Hastanın ses bozukluğunun ciddiyetini be-
edinmektir. Bunun için vaka öyküsü alınması gere- lirlemek,
kir. Kekemelik değerlendirmesinde kullanılan vaka • Ses bozukluğu olan bireyin ses terapisinden
öyküsü formları hızlı-bozuk konuşma değerlen- fayda sağlayıp sağlayamayacağını veya han-
dirmesinde de kullanılabilir. Bu form hızlı-bozuk gi ses terapisi yönteminin faydalı olacağını
konuşmanın başlangıcını, seyrini, eşlik eden prob- belirlemektir (Tadıhan-Özkan, 2012).
lemleri, terapi amaçlı yapılan mevcut veya önceden Ses değerlendirme süreci hasta/vaka öyküsünün
yapılan yöntemleri veya tavsiyeleri, doğum önce- alınması, öznel (sübjektif ) ve nesnel (objektif )
si-sırası ve sonrasına yönelik bilgileri, genel gelişi- (aletsel ve aletsel olmayan değerlendirme) ölçüm-
me, motor ve dil gelişimine yönelik bilgileri, ailede lerin kullanılmasıyla gerçekleştirilir.
akıcılık sorunları olup olmadığını ve tıbbi geçmişe
yönelik bilgileri sorgulamalıdır. Vaka geçmişine ek
olarak, okuma veya konuşma örneği alınmalı ve Hasta/Vaka Öyküsünün Alınması
konuşma değerlendirilmelidir. Hasta/vaka öyküsünün alınması ses değerlen-
dirmesinin ilk aşamasıdır. Kapsamlı bir vaka öykü-
sü olmadan yapılan ses değerlendirmeleri eksik ka-
Ses ve Rezonansın Değerlendirilmesi labilir. Vaka öyküsü değerlendirme sırasında takip
Ses bozukluğu (disfoni), ses kalitesinin, perdesi- edilecek yolu belirler, olası ayırıcı tanılara yönlen-
nin, yüksekliğinin, rezonansın ve bireyin yaşına ve dirir ve uygulanacak terapi ve tedavi yöntemlerine
cinsiyetine göre değişen sesleme süresinin anormal karar vermeye yardımcı olur.
oluşu ve/veya olmamasıdır (ASHA, 2017). Ses bo- Ses, fiziksel, duygusal ve kişilikle ilgili durum-
zuklukları şu şekilde sınıflandırılabilir: lardan etkilenebilir. Bu nedenle vaka öyküsü alın-
• Nörojenik ses bozuklukları, ması sırasında sözü edilen bu faktörler mutlaka
• Gırtlak ve sesi etkileyen sistemik bozukluklar, sorgulanmalıdır. Vaka öyküsü alma ve ses değerlen-
• Fonksiyonel (ses kullanımına bağlı) ses bo- dirmesi esnasında tüm olası etiyolojiler değerlendi-
zuklukları, rilmelidir. Sorunun sadece gırtlaktan (larenksten)
kaynaklanabildiğini düşünmek yanlış tanıya yön-
• İdiopatik ses bozuklukları,
lendirebilir; bundan dolayı değerlendirmeyi yapan

142
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

kişi sesin konuşma mekanizmasını ya da tüm vücu- pediatrik yaş grubu için Türkçe’ye uyarlanmış bazı
du etkileyen daha genel bir bozukluğu ifade edebi- anketler vardır: Çocuk Ses Handikap Endeksi, Pe-
leceğini göz önünde bulundurmalıdır. Vaka öyküsü diatrik Ses Handikap İndeksi.
alınırken üzerinde durulması gereken bazı noktalar Değerlendirmeyi gerçekleştiren uzman da has-
vardır. Bunlar: tanın sesine ilişkin algısal analizler yapabilir. Bu
• Ses bozukluğunun başlangıcı ve seyri (ne amaçla farklı ölçekler geliştirilmiştir. Bu ölçekler-
zaman başladı, kronik boyutta mı, kötüleşti den en sık kullanılanı GRBAS ve Uzlaşılmış İşitsel
mi?), Algısal Ses Değerlendirmesidir (CAPE-V).
• İlişkili olabilecek faktörler (seste yorulma,
boğazda gerginlik vs.), Objektif Ses Değerlendirmesi
• İlgili sağlık konuları ve tıbbi konular (has- Sesin özellikleri ve sesi oluşturan bileşenler bazı
tanın sağlık öyküsü, geçirdiği ameliyatlar, aletsel ölçümlerle değerlendirilmektedir. Bu aletsel
kronik hastalıkları vs.), ölçümler larenksin stroboskopi gibi görüntüleme
• Ses kullanımı (aşırı ve yanlış ses kullanımı, yöntemleriyle değerlendirilmesi, akustik ses ana-
sesini kullandığı ortam, mesleği ve sesini ne liz programları, aerodinamik ölçümler, elektrog-
sıklıkta kullandığı vs.), lottografi (EEG) ve elektromiyografi (EMG)’dir
• Psikososyal etkilerin değerlendirilmesi (çe- (Stemple vd., 2000).
şitli değerlendirme envanterleri: Ses Han-
dikap Endeksi, Sesle İlgili Yaşam Kalitesi
Larenksin Görüntüleme Yöntemleriyle
Ölçeği vd.) (Oğuz, 2012).
Değerlendirilmesi
Larenksin solunum ve sesleme sırasında görün-
Subjektif Ses Değerlendirmesi tülenmesi, ses hastalıklarının ve ses bozuklukları-
Ses değerlendirmesinde objektif ölçümlerin ha- nın tanı ve tedavisi için oldukça önemlidir. Bunun
ricinde bazı ölçeklerden ya da anketlerden faydala- için bazı görüntüleme yöntemlerinden faydalanıl-
nılmaktadır. Bu ölçüm araçlarıyla hem hasta hem maktadır. Bu yöntemler bir kulak burun boğaz he-
de değerlendirmeyi gerçekleştiren uzman, hastanın kimi tarafından yapılabilir ve bir dil ve konuşma
sesini öznel olarak değerlendirir. Değerlendirmeyi terapistiyle birlikte değerlendirilebilir. Görüntüle-
yapan uzmanca uygulanan ölçekler ses bozukluğu- me esnasında larenks ve çevresindeki yapılar ve ses
nun derecesi hakkında kesin bilgileri, hastalar ta- kıvrımlarının işlevi ve anatomik yapısı değerlendi-
rafından uygulanan anketler ise ses bozukluğunun rilir. Larenksin görüntülenmesinde en sık kullanı-
hayata olan etkisini ve tedavi gerekliliği ile ilgili lan yöntemler:
bilgiyi vermektedir. • Rijit veya Fleksibl Endoskopi,
Hasta tarafından doldurulan anketler arasında • Direkt Larengoskopi,
en yaygın olarak kullanılan anketler Ses Handikap
• Videostroboskopi,(Oğuz, 2012).
İndeksi (SHİ-VHI) ve Sesle İlgili Yaşam Kalitesi
Ölçeğidir (V-RQOL).
Akustik Ses Analiz Programları
Son yıllarda sesin aletsel değerlendirmesinde
Ses Handikap İndeksi (VHI): ses bozuk- bilgisayar temelli akustik programlar kullanılmaya
luğunun duygusal, fonksiyonel ve fiziksel başlamıştır. Akustik ses analiz programları etkili,
cevaplarını ölçmek amacıyla kullanılan 30 nesnel, girişimsel olmayan değerlendirme yöntem-
maddelik bir araçtır. Türkçe’ ye uyarlan- leridir. Bu tür programlar sesin frekansında, şidde-
dıktan sonra on madde haline getirilerek tinde ve diğer akustik parametrelerindeki değişik-
VHI-10 şeklini almıştır. likleri değerlendirme imkanı sağlar. PRAAT, Dr.
Speech, çok boyutlu ses analiz programı (MDVP-
Multi Dimensional Voice Program) oldukça sık
Bu türden ölçekler her yaş grubundaki birey- kullanılan akustik ses analiz programlarıdır. (Tadı-
lere uygulanabilir. Bu ölçeklere ek olarak çocuk ve han-Özkan, 2012).

143
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Aerodinamik Ölçümler kıvrımlarının kapanmasında bir yetersizlik olup


Ses bozukluklarını değerlendirirken önemli olmadığını ölçmek için kullanılmaktadır (Oğuz,
olan bir diğer yöntem aerodinamik ölçümlerdir. 2012; Tadıhan-Özkan, 2012).
Sesin aerodinamik analizi: sesleme esnasında ha-
vanın hacmi, akımı ve basıncındaki değişimlerin
ölçümünü içerir. Bu parametrelerdeki değişiklik-
ler, solunum ve larengeal performans hakkında dikkat
bilgi verir. Ses bozukluklarının değerlendirilme- /s/ ve /z/ seslerinin konuşma açısından tek
sinde kullanılan aerodinamik analizlerde sıklık- farkı /s/ sesinin ötümsüz (yani sesin üretimi
la s/z oranı ve maksimum fonasyon süresinden sırasında ses kıvrımlarında titreşim görülme-
yararlanılır. Maksimum fonasyon süresi, maksi- mesi) /z/ sesinin ise ötümlü (sesin üretimi
mum alınan bir nefesten sonra ses kıvrımlarının sırasında ses kıvrımlarında titreşimin görül-
uzatılmış bir sesin üretimi sırasında ne kadar süre mesi) olmasıdır.
ile titreştiğini göstermektedir. Ayrıca, maksimum
fonasyon süresi gırtlak üstü yapıların kontrolü
hakkında da bilgi verir. Ses kıvrımlarının titreşim Ses bozukluklarının değerlendirmesinde EEG
davranışını kısıtlayan bir bozukluk varsa maksi- ve EMG de kullanılabilir. Bu değerlendirme araçla-
mum fonasyon süresi olumsuz etkilenir. s/z oranı: rı her klinikte bulunmayabilir. EEG ile ses kıvrım-
maksimum bir nefes alıştan sonra /s/ ve /z/ ses- larının birbirine temas ettiği bölge değerlendirilir-
lerinin maksimum fonasyon süresini karşılaştırır. ken, EMG ise ses kıvrımlarının kas hareketlerini
Bu oran, solunum desteğinde bir eksiklik veya ses ölçmektedir (Stemple vd. 2000).

Yaşamla İlişkilendir

Çocuklardaki Ses Kısıklığı Ciddiye Alınmalı olduğundan ses terapisi; uzman bir dil ve konuş-
Gelişme çağındaki çocukların birçoğunda ma terapisti tarafından yapılmalıdır. Ancak ses
ses kısıklığı görülebiliyor. Çocuklarda ses kısıklı- hastalıkları yaşayan bir çocuğu değerlendirirken
ğı genellikle sesin kötü kullanılmasıyla gelişiyor. ve tedavi ederken multidisipliner bir yaklaşım
Sesi kötü kullanmanın sonucunda ses tellerinde önemlidir. Takım çalışmasında bir kulak burun
nodül, polip ve kist gibi lezyonlar oluşabiliyor. boğaz hekimi ve dil-konuşma terapisti yer almak-
Ayrıca sesini yüksek perdeden kullanan ergenlik tadır. Kulak burun boğaz hekimi var olan patolo-
çağındaki erkek çocuklarında da mutasyonel fal- jik olayın teşhisini, medikal tedavisini ve cerrahi
setto olarak adlandırılan bir ses problemi gelişe- müdahalesini üstlenir. Patolojik olayın rehabi-
biliyor. Central Hospital’dan Kulak Burun Boğaz litasyon kısmı ise dil ve konuşma terapisti tara-
Uzmanı Opr. Dr. Ümit Hardal, çocuklarda ses fından yapılır. Ses terapisi, nefes koordinasyonu
kısıklığının nedenleri ve tedavi yöntemleri hak- yardımıyla ses üretimi ve ses tellerinin sağlığı için
kında bilgiler veriyor. gerekli uygun perde, yükseklik ve kalite sağlama-
ya yönelik egzersizlerdir.
TEDAVİDE CERRAHİDEN ÇOK SES
TERAPİSİ TAVSİYE EDİLMEKTEDİR Kaynak: https://www.sabah.com.tr/sag-
lik/2015/02/18/cocuklardaki-ses-kisikligi-
Çocuklarda ses kısıklığı tedavisinde; ses cer-
ciddiye-alinmali?paging=3 29.11.2017 tarihinde
rahisinden çok ses terapisi tavsiye edilmektedir.
edinildi.
Ses kısıklığı konuşma probleminin bir alt alanı

144
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Rezonans Bozukluklarının olarak tanımlanan motor konuşma bozukluğu ile so-


Değerlendirilmesi nuçlanır (Duffy, 2000; Maviş ve Topbaş, 2013).
Rezonans bozukluklarının değerlendirmesinde Dizartri, merkezi ve/veya çevresel sinir sistemi
aletsel ve aletsel olmayan bazı değerlendirme yöntem- ya da her iki sistemin de hasarına bağlı olarak ko-
leri vardır. Nazometre, pipet testi ve nazofaringosko- nuşma üretimindeki kas kontrolünü etkileyen bir
pi, en sık kullanılan değerlendirme araçlarındandır. grup motor konuşma bozukluğudur. Dizartride,
• Nazometre: Kullanıldığında (nesnel)objek- konuşma üretiminde görev alan kasların yavaş, za-
tif veriler sunan ve terapilere geri dönütler yıf, gevşek ve veya koordinesiz bir şekilde hareket
sağlayan bilgisayar temelli bir araçtır. Rezo- ettiği görülür. Başka bir ifadeyle dizartri, konuş-
nans ve velofarengeal mekanizmanın işlevi- ma düzeneğini kontrol eden kasların kontrolünde
nin akustik korelasyonunu ölçer. Konuşma anormallik, koordinasyon bozukluğu, paralizi veya
esnasında ağız ve burun boşluğundan gelen zayıflık sonucu konuşmanın solunum, sesleme, re-
akustik enerjiyi ölçerek burun boşluğundan zonans, sesletim ve prozodik özelliklerinin etkilen-
gelen enerjiyi toplam akustik enerjiye böler diği; dolayısıyla anlaşılabilirlik özelliğinin sınırlan-
ve 100 ile çarparak nazalite puanı adı veri- dığı bir motor konuşma bozukluğudur (Yorkston
len bir nesnel sonuç verir. vd., 1999; Topbaş ve Maviş, 2013).
Nazalite = N/(N+O)*100 Bir diğer motor konuşma bozukluğu ise aprak-
sidir. Konuşma apraksisi istemli konuşma üretimi
Nazometre ile birlikte Nazometrik Değerlendirme için gereken sıralı hareketlerin motor planlanması
Aracı (NADA) testi kullanılır. NADA, Ünal (2011) veya programlanmasındaki bir bozukluktan kay-
tarafından Türkçe’ye uyarlanmış bir testtir. Bu testin naklanan motor konuşma bozukluğudur. Sıralı
içerisinde bulunan çeşitli alt testlerle nazalite puanları hareketler, konuşma organlarının seslerin üretimi
değerlendirilir (Ünal, 2011; Kummer, 2013). esnasında doğru yerde ve doğru şekilde sırayla ça-
• burnunda diğer ucu dil ve konuşma terapis- lışması gibi düşünülebilir. Örneğin, ok sözcüğü ses-
tinin kulağındadır. Bu süre içerisinde vaka- letilirken önce dudaklar yuvarlak pozisyon alarak
ya çeşitli basınç gerektiren seslerin yer aldığı /o/ sesini, sonrasında ise dilin arka kısmı yumuşak
heceler tekrar ettirilir ve burundan hava ka- damakla temas ederek /k/ sesini sıralı şekilde üretir.
çağının olup olmadığı değerlendirilir. Aprakside kas yapısı zarar görmemesine rağmen
• Nazofaringoskopi: Nazofaringoskopi, bu- konuşma apraksili bireyler konuşma üretiminde
run boşluğundaki anatomik yapıları görme sıralı hareketleri gerçekleştirmekte sorun yaşarlar
imkanı veren bir görüntüleme cihazı olup (Yorkston vd., 1999; Topbaş ve Maviş, 2013).
konuşma sırasında velofarengeal mekaniz- Motor konuşma bozukluklarının değerlendirmesi;
mayı gözlemleme ve analiz etme olanağı
• Vaka öyküsünün alınması,
tanır (Kummer, 2013). Böylece yumuşak
damaktaki olası bir fonksiyon değişikliği • Oral mekanizmanın değerlendirilmesi,
gözlemlenmiş olur. • Konuşmanın değerlendirilmesi ve
• Karşılıklı konuşma veya yüksek sesle oku-
Motor Konuşma Bozukluklarının manın değerlendirilmesi süreçlerini içerir.
Değerlendirilmesi
Konuşma, insanoğlunun edindiği en karmaşık Vaka Öyküsünün Alınması
motor etkinliktir. Bu etkinlik esnasında normal ye- Vaka öyküsünün alınması prosedürü bütün ko-
tişkin bireyler, çok sayıda sinirin uyarıp çalıştırdığı nuşma bozukluklarında uygulanan öykü alma pro-
(inerve ettiği) 100’den fazla kasın çalışmasıyla sani- sedürüne benzer şekilde işlemektedir. Hastalığın
yede 13 farklı ses üretebilirler. Konuşma üretimi bir- başlangıcı, seyri, hastadan veya ailesinden alınan
biriyle bağlaşık etkileşim halindeki beş bileşenin dü- diğer bilgiler, diğer uzmanlardan (ilgili hekimler
zenli ve koordineli bir şekilde çalışmasıyla gerçekleşir. veya sağlık personelleri) alınan bilgiler, tıbbi öykü-
Bu beş bileşen solunum, sesleme, rezonans, sesletim sü, kullanılan ilaçlar vaka öyküsü alınırken sorgu-
ve prozodidir. Bu bileşenlerden biri veya birkaçını et- lanması gereken bileşenlerin başında gelmektedir
kileyecek bir nöromotor sorun dizartri veya apraksi (Shipley ve McAfee, 2015).

145
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Oral Mekanizmanın Değerlendirilmesi Objektif testlerin yanı sıra hastadan /pa/, /ta/,
(Ağız-Yüz Muayenesi) /ka/ seslerini sırasıyla 3-5 saniye kadar yapabilece-
Oral mekanizmanın muayenesi gerçekleştirilir- ği en hızlı ve düzgün şekilde tekrar etmesi istenir.
ken ilgili organın gücü, hızı, simetrisi, hareket ranjı Daha sonra bu seslerin arka arkaya pa-ta-ka şeklinde
ve duruşu değerlendirilir. Muayene sırasında değer- tekrarlanması istenir. Böylelikle vakanın diadokoki-
lendirilecek konuşma organları ve dikkat edilecek netik hızı ölçülür ve konuşmanın programlanması,
noktalar şunlardır: hızı ve ritmi değerlendirilmiş olur (Duffy, 2000).
• Çene: Açıklığı yeterli mi? Açıldığında bir Ayrıca, konuşma değerlendirilmesi içerisinde
yöne doğru kayıyor mu? Anormal bir gö- vakadan uzatabildiği kadar uzun bir /a/ fonasyonu
rüntü var mı? İstemli hareket gerçekleşebili- yapması istenir. Bunun yapılmasının amacı solunum
yor mu? mekanizmasını ve larengeal mekanizmayı ayırmak
ve normal perdede, kalitede ve yükseklikte uzatıla-
• Dudaklar: Duruşu simetrik mi? İstemli ha- bilir bir ses üretebilme becerisini değerlendirmektir.
reketler gerçekleşebiliyor mu? Yanaklar şişi-
rilince dudaklarda hava kaçağı var mı?
• Dil: Duruşu ve büyüklüğü normal mi?
Güçsüzlük veya istemsiz titremeler var mı? Diadokokinezi: konuşma üretimi için ses-
Hareketlerinde normal olmayan hız farklı- letim organlarının doğru tekrarda ve hızlı
lıkları var mı? Herhangi bir yöne doğru ha- bir şekilde hareket etme yeteneğidir. Genel-
reket edebiliyor mu? Dinlenme konumun- likle /pa/, /ta/, /ka/ hecelerinin üretimiyle
da bir yöne kayıyor mu? gerçekleştirilir (Shipley ve McAfee, 2015).

• Damak: Yumuşak damak hareketinde veya


duruşunda bir asimetri var mı? Yumuşak
damakta ritmik veya aritmik bir hareket var Karşılıklı Konuşma veya Yüksek
mı? /a/ fonasyonu sırasında yumuşak da-
Sesle Okumanın Değerlendirilmesi
mak simetrik olarak yükseliyor mu?
Karşılıklı konuşma veya okuma esnasında bir
• Gırtlak (Larenks): Hastadan öksürmesi is-
konuşma örneği elde edilir. Böyle bir konuşma ör-
tendiğinde öksürebiliyor mu? Öksürdüğün-
neği ile konuşma hızı, sözce uzunluğu, ses kalitesi,
de ses kıvrımlarının birbiriyle teması sonu-
rezonans ve sesletim özellikleri de değerlendirilebi-
cu “öhhö” gibi bir ses oluşuyor mu? (Duffy,
lir (Duffy, 2000).
2000; ASHA, 2017)
İstemli hareketlerin değerlendirilmesi için has-
tadan bazı konuşma dışı oral hareketler yapması
istenebilir. Bu hareketler öksürme, dudakları bü-
züştürüp üfleme, dudakları yalama şeklinde örnek- dikkat
lenebilir. Bu türden hareketlerde bir hata veya başa- Klinikte bu değerlendirmelerin yanı sıra
rısızlık durumu apraksiyi düşündürebilir. Frenchay Dizartri Testi gibi çeşitli standart
testler de kullanılabilir.
Konuşmanın Değerlendirilmesi
Motor konuşma bozukluklarında konuşmayı
değerlendirirken SST, AAT gibi nesnel (objektif )
sesletim testleri kullanılabilir. Böylelikle motor ko-
nuşma bozukluğu olan bireyin sadece sesletimi de-
ğerlendirilmez, aynı zamanda olası sesletim hataları
belirlenir ve konuşma anlaşılırlığı değerlendirilir.

146
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı

4 Konuşma bozukluklarının ayrıntılı değerlendirilmesini açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Konuşma bozukluklarının
değerlendirme sürecinde
Konuşma bozukluklarının Konuşmanın değerlendir-
bozukluk türü ne olursa
ve dil bozukluklarının de- mesi süreçlerindeki hangi
olsun ortak olan değerlen-
ğerlendirme süreçlerindeki adımların doğru ayırıcı ta-
dirme aracı nedir? Sizce bu
ortak yönleri değerlendirin. nıya götüreceğini anlatın.
araç değerlendirme sürecin-
de tek başına yeterli midir?

147
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında


1 kullanılan formal ve informal
değerlendirme yöntemlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

İletişim Bozukluklarında
Değerlendirme Yöntemleri 1 İletişim, dil ve konuşma bozukluklarında kullanılan formal
değerlendirme yöntemi norm referanslı standart testlerdir.
Norm referanslı testler standart oldukları için her değerlendir-
me uygulamasının her bireye aynı şekilde yapılıyor olmasını
gerektirir. İnformal değerlendirme yöntemleri ölçüt referanslı
testler, dil-konuşma örneği alma, orofasiyel muayene, gözlem,
görüşme, anket, kontrol listesi, değerlendirme ölçekleri, gelişim
envanterleri, portfolyo ve dinamik değerlendirme yöntemlerini
kapsamaktadır.
Formal yöntemlerde değerlendirilen birey benzer özelliklere
sahip bir grupla karşılaştırılırken informal yöntemlerde birey
kendi içinde değerlendirilir, başkaları ile karşılaştırılmaz. For-
mal değerlendirmeler nesnel olduğundan uygulayan ya da uy-
gulanan kişiden etkilenmez, bu yüzden önyargılara karşı daha
korunaklıdır. İnformal değerlendirmelerde kişilere özgü deği-
şiklikler yapılabilir, daha esnektirler, dil ve sosyo-kültürel fark-
lılıklara göre düzenlenebilir. Formal yöntemlerde kullanılan
testlerin uygulaması ve sonrasında puanlaması hızlı ve pratiktir.
İnformal değerlendirmelerde kullanılan farklı yöntemler farklı
beceri ve deneyimleri gerektirebilir, daha uzun süren değerlen-
dirme ve analiz süreci vardır. Formal yöntemler geçerli, güveni-
lir ve çoğu uzman tarafından kullanılır olduklarından sonuçları
başkaları tarafından yorumlanabilir, raporlarda tercih edilebilir
ama birey hakkında ayrıntılı bilgi vermez. İnformal yöntemler
birey hakkında çok yönlü bilgi sağlar ancak yorumlanmaları
farklılaşabilir.

148
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

2 Gelişimsel dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan


yöntemleri açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


3 Edinilmiş dil bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan
test türlerini ve değerlendirilen becerileri açıklayabilme

Dil Bozukluklarının
Değerlendirmesi

2 Gelişimsel dil bozukluğu olan çocukların dil değerlendirmelerinde kullanılan standart testlerin
yanında informal yöntemlerde en yaygın kullanılanları ölçüt referanslı testler, dil örneği alma ve aile
görüşmesidir. Standart testlerde çocuğun dil bozukluğu olup olmadığı norm değerleri ile karşılaştı-
rılarak belirlenir.

3 Edinilmiş dil bozukluklarının değerlendirilmesinde norm referanslı standart testler, tarama,


kapsamlı ve spesifik testler olarak ayılmaktadır. Bu testlerde konuşmanın akıcılığı, işitsel anlama,
tekrarlama, adlandırma, otomatik konuşma, okuma, yazma gibi beceriler farklı uzunluk ve zorluk
düzeylerinde değerlendirilir. Tarama testleri, kapsamlı testlere göre daha kısadır, çünkü sayılan bece-
rilerden bazıları daha az örnek ile değerlendirilir. Tarama testleri bozuklukla ilgili fikir verir ve kap-
samlı testlere ihtiyaç olup olmadığını ortaya koyar. Kapsamlı testler sayılan becerilerin büyük kısmını
içermektedir. Afazi tanısı koyar ve afazinin türü, şiddeti, dil özellikleri hakkında bilgi verir. Spesifik
testler ise kapsamlı testlerin eksik ya da yetersiz kaldığı durumlarda ya da daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç
duyulduğunda uygulanır. Sayılan becerilerden birine ait değerlendirmelerdir.

149
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Konuşma bozukluklarının ayrıntılı


4 değerlendirilmesini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Konuşma Bozukluklarının
Değerlendirilmesi

4 Konuşma üretiminin gerçekleşebilmesi için solunum, sesleme (fonasyon), sesletim (artikülasyon) ve


rezonans sistemlerin uyumlu bir şekilde çalışması gerekir. Normal bir konuşma esnasında sesletim organları
doğru bir yerleşim, sıra ve zamanlama ile çalışır. Bu çalışma esnasında hava akışı, seslemenin başlangıcı ve
velofarengeal hareket eş zamanlı olarak gerçekleşir. Sesletim hataları bu karmaşık süreç bozulduğunda ortaya
çıkar. Konuşma sesi bozukluklarının ve sesletimin değerlendirilmesinde vaka öyküsünün alınır, ilgili faktör-
ler göz önünde bulundurulur, konuşma çeşitli formal ve informal testlerle değerlendirilir, ağız ve çevresinde-
ki organlar muayene edilir, gerektiğinde işitme ve dil değerlendirmesi yapılır.
Akıcılık bozukluğu konuşmadaki akışın farklı bir hızla, ritimle ve seslerde, hecelerde ve sözcüklerde olabi-
lecek tekrarlamalarla bozulmasıdır. Akıcılık bozuklukları, kekemelik ve hızlı-bozuk konuşma olmak üzere
ikiye ayrılır. Akıcılık bozuklukları değerlendirilirken değerlendirme süreci vaka öyküsünün alınmasıyla ile
başlar. Öykü alınırken detaylı olarak bozukluğun seyri, doğası ve bu bozukluğu etkileyen faktörler hakkında
detaylı bilgi edinilir. Vaka öyküsünün yanı sıra konuşma ve okuma örnekleri alınarak bu örnekler değerlen-
dirilir. Ayrıca kekemelik için geliştirilmiş çeşitli değerlendirme envanterleri de mevcuttur.
Ses bozukluğu, ses kalitesinin, perdesinin, yüksekliğinin, rezonansın ve bireyin yaşına ve cinsiyetine göre
değişen sesleme süresinin anormal oluşu ve/veya olmamasıdır. Ses bozuklukları anatomik, nörolojik, fonksi-
yonel ve idiopatik olabilir. Ses bozukluğunun sebebi ne olursa olsun doğru bir teşhise ve ayırıcı tanıya gitmek
için etkili bir değerlendirme yapmak çok önemlidir. Bu değerlendirme için vaka öyküsünün yanı sıra birta-
kım objektif ve sübjektif değerlendirme yöntemlerinden yararlanılır. Değerlendirme sonucunda ulaşılan so-
nuç ayırıcı tanıya ve gerekli terapi veya tedaviye ışık tutacaktır. Rezonans ses kıvrımlarınca oluşturulan sesin,
gırtlak üstünde ses yolunda titreşime girerek değişimlenmesidir. Rezonans bozuklukları yumuşak damaktaki
yapısal olan, yapısal olmayan ve yanlış öğrenme sonucu oluşan sorunlardan kaynaklanmaktadır. Rezonans
bozukluklarının değerlendirmesinde aletsel ve aletsel olmayan bazı değerlendirme yöntemleri vardır.
Konuşma üretimi birbiriyle bağlaşık etkileşim halindeki beş bileşenin düzenli ve koordineli bir şekilde ça-
lışmasıyla gerçekleşir. Bu beş bileşen solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prozodidir. Bu bileşenlerden
biri veya birkaçını etkileyecek bir nöromotor sorun dizartri veya apraksi olarak tanımlanan motor konuşma
bozukluğu ile sonuçlanır. Motor konuşma bozuklukları apraksi ve dizarti olarak iki ana başlık altında topla-
nabilir. Apraksi veya dizartrinin değerlendirmesi; vaka öyküsünün alınması, oral mekanizmanın değerlendi-
rilmesi, konuşmanın değerlendirilmesi ve karşılıklı konuşma veya yüksek sesle okumanın değerlendirilmesi
süreçlerini içerir. Bu süreçlerin içerisindeki bazı noktalar ayırıcı tanı için önem teşkil etmektedir. Etkili ve
yeterli bir değerlendirme, doğru ayıcı tanının ve etkili bir terapinin ilk adımını oluşturur.

150
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Aşağıdakilerden hangisi motor konuşma bo- 5 Aşağıdaki testlerin hangisi konuşma sesi bo-
zukluklarının değerlendirme sürecinde muayene

neler öğrendik?
zukluklarının değerlendirmesinde kullanılan de-
edilen organlardan biri değildir? ğerlendirme araçlarından biridir?
A. Larenks A. Nazometre
B. Dil B. KEŞİDA-4
C. Çene C. Sesletim Sesbilgisi Testi
D. Damak D. Frenchay Dizartri Testi
E. Yemek Borusu E. Ses Handikap İndeksi

2 Aşağıdakilerden hangisi ses değerlendirmesi 6 I. Nesneldir.


sırasında kullanılan öznel (sübjektif ) yöntemlerden
biridir? II. Uygulaması hızlı ve pratiktir.
A. Fleksibl Endoskopi III. Bireyselleştirilebilir.
B. PRAAT IV. Doğal ortamlarda uygulanır.
C. s/z oranı
V. Durağandır.
D. CAPE-V
E. Nazofaringoskopi Yukarıda verilen özelliklerden hangileri dil ve ko-
nuşma bozukluklarında kullanılan formal yöntem-
lere aittir?
3 Rezonans bozukluklarının değerlendirilme-
sinde Nazometre ile beraber kullanılacak olan ve A. I, II ve V
Türkçe için geliştirilmiş değerlendirme aracı aşağı- B. I ve III
dakilerden hangisidir? C. II ve V
D. II, III ve IV
A. KEŞİDA-4
E. I, III ve V
B. NADA
C. V-RQOL
D. GRBAS
7 Dil bozukluğu olan bir çocuğun bir zaman
dilimi içinde yapmış olduğu tüm etkinlik, çalışma,
E. CAPE-V
ürün ve performanslarından oluşan dosyanın ince-
lenmesi hangi değerlendirme yönteminde uygulanır?
4 Aşağıda kekemelikle ilgili verilen bilgilerden A. Anket
hangisi yanlıştır?
B. Gelişimsel envanter
A. Kekemeliğin nedeni psikolojiktir. C. Dinamik değerlendirme
B. Kızlara oranla erkeklerde daha yaygın olarak D. Vaka öyküsü
görülür. E. Portfolyo değerlendirme
C. Daha hassas çocuklarda daha yaygındır.
D. Bazı insanlar genetik olarak kekemeliğe daha
yatkındır.
E. Genellikle kekemeliğin başlama yaşı 6 yaştan
öncedir.

151
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

8 I. Standarttır. 10 I. Dil becerileri hakkında ayrıntılı bilgi verir.


neler öğrendik?

II. Her çocuğa uygundur. II. Tek bir dil becerisine yöneliktir.
III. Uygulama ve analizi kolaydır. III. Uygulaması kısa sürer.
IV. Doğala yakın gerçek performansı değerlendirir. IV. Yatak başı değerlendirmelerde kullanılır.
V. Pek çok dil becerisi aynı anda değerlendirilebilir. V. Türkçe’de bulunmamaktadır.
Dil değerlendirmelerinde dil örneği alma ve analizi- Edinilmiş dil bozuklukları değerlendirmelerin-
nin avantajları hangisinde doğru olarak verilmiştir? de kullanılan tarama testlerine ilişkin hangileri
A. I ve II doğrudur?
B. II ve III A. II, III ve V
C. IV ve V B. III ve IV
D. III ve V C. II ve IV
E. II ve IV D. III, IV ve V
E. I ve V
9 Afazili bireylere uygulanan norm veya ölçüt
bağımlı testlerde ölçülen dil becerilerinden hangi-
sinde kişiden sayılar, alfabe, günler veya ayları say-
ması istenir?
A. İşitsel anlama
B. Tekrarlama
C. Adlandırma
D. Otomatik konuşma
E. Okuma-yazma

152
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Yanıtınız yanlış ise “Motor Konuşma Bo- Yanıtınız yanlış ise “Formal Değerlendir-
1. E 6. A
zukluklarının Değerlendirilmesi” konusunu me Yöntemleri” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz. geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


Yanıtınız yanlış ise “Ses Bozukluklarının De- Yanıtınız yanlış ise “İnformal Değerlendir-
2. D 7. E
ğerlendirilmesi” konusunu yeniden gözden me Yöntemleri” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Ses Bozukluklarının De- Yanıtınız yanlış ise “Gelişimsel Dil Bozuk-
3. B 8. C
ğerlendirilmesi” konusunu yeniden gözden luklarının Değerlendirmesi”konusunu yeni-
geçiriniz. den gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Akıcılık Bozukluklarının Yanıtınız yanlış ise “Edinilmiş Dil Bozuk-
4. A 9. D
Değerlendirilmesi”konusunu yeniden göz- luklarının Değerlendirilmesi” konusunu ye-
den geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Konuşma Sesi Bozuk- Yanıtınız yanlış ise “Edinilmiş Dil Bozuk-
5. C 10. B
luklarının Değerlendirmesi” konusunu yeni- luklarının Değerlendirilmesi” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
5 Anahtarı

Değerlendirme sürecinde en önemli noktalardan biri vakanın dil ve/veya ko-


nuşma özelliklerine ait mümkün olduğunca bilgi toplamaktır. Dil ve konuşma
bozukluğuna sahip bazı bireylerin bakımından sorumlu bakıcılar kimi zaman
bireyle aile üyelerinden daha fazla zaman geçirmekte, onları daha çok gözlem-
leme ve onlarda daha sık iletişim kurma fırsatı bulmaktadırlar. Bu yüzden de-
ğerlendirme sürecinde bakıcılar vakanın günlük yaşam içindeki dil ve konuşma
Araştır 1 davranışlarını, bunlarla ilgili yaşadıkları sorunları ve kısıtlılıkları dil ve konuşma
terapistiyle paylaşarak değerlendirme sürecine katkı sağlayacaklardır. Buna ek
olarak bazen değerlendirme sürecinde dil-konuşma örneği alınırken tanıdık ki-
şiler yapılan etkinlikler kullanılmaktadır. Bu gibi durumlarda vaka ile karşılıklı
konuşma, oyun oynama ya da her zaman yaptıkları başka etkinlikleri gerçekleş-
tirerek doğal dil-konuşma örneği alınmasına yardımcı olabilirler.

Yurt dışında yaşayan iki dilli çocuk ve yetişkinlerin dil bozukluklarının sadece
tek dil üzerinden değerlendirilmesi her zaman gerçekçi bir sonuç vermemek-
tedir. Örneğin Almanya’da yaşayan ve evinde Türkçe konuşulan bir çocuğun
Araştır 2 Türkçe ve Almanca dili farklı şekillerde gelişebilir. Almanca testlerle değerlen-
dirilen çocuklara yanlış bir dil bozukluğu tanısı konabilir. Aynı zamanda iki
dilli bireylerin değerlendirilmesinde tek dilli bireyler için geliştirilmiş ve norm
değerleri elde edilmiş testlerin kullanılması da uygun değildir.

Vaka öyküsünün/geçmişinin alınması konuşma bozukluğunun türü ne olursa


olsun kullanılan değerlendirme aracıdır. Vaka öyküsünün alınmasıyla kap-
Araştır 3 samlı bilgiler elde edilebilir; ancak, vaka öyküsü her zaman ayırıcı tanıya ulaş-
ma ve etkili bir değerlendirme için tek başına yeterli olmaz.

153
İletişim, Dil ve Konuşma Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Kaynakça
Acarlar, F. (2002). Çocuklarda Dilin Değerlendirilmesi: Dokur, U. (2013). Başkent Afazi Testinin Geçerlilik
Betimleyici Yaklaşım. Ankara Üniversitesi Eğitim ve Güvenilirliği Pilot Çalışması. Uzmanlık Tezi,
Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 35 Sayı 1-2, 121-127. Ankara.
Aksu-Koç A., Küntay A.C., Acarlar F. ve ark. (2011). Duffy, J., R. (2000). Motor Speech Disorders: Clues
Türkçe’de Erken Sözcük ve Dilbilgisi Gelişimini to Neurologic Diagnosis. Adler C., H., ve Ahlskog
Ölçme ve Değerlendirme Çalışması: Türkçe J., E., (Editör) Parkinson’s Disease and Movement
İletişim Gelişimi Envanterleri: TİGIE-I ve TİGĖ- Disorders: Diagnosis and Treatment Guidelines for
II, TÜBİTAK 107KO58 Projesi Sonuç Raporu. the Practicing Physician. (s.35-53). Humana Press.
ASHA, American Speech-Language-Hearing Ege, P. Acarlar, F. ve Güleryüz, F. (1998). Türkçe
Association. (2004). Preferred practice patterns Kazanımda Yaş ve Ortalama Sözce Uzunluğunun
for the profession of speech-language pathology İlişkisi. Türk Psikoloji Dergisi. 13(41), 19-31.
[Preferred Practice Patterns]. Available from www.
Ege, P. Acarlar, F. ve Turan, F. (2004). Ankara
asha.org/policy.
Artikülasyon Testi. Ankara.
ASHA, American Speech and Hearing Association.
Ege, P. (2010). Türkçe’deki Ünsüzlerin Edinimi: Bir
(2017). Definitions of Communication Disorders
Norm Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 25(65),
and Variations. http://www.asha.org/policy/
16-34.
RP1993-00208/ adresinden 20.11.2017 tarihinde
edinilmiştir. Freiberg, C. ve Wicklund, A. (2003). Speech and
Language Impairments Assessment and Decision
ASHA, American Speech and Hearing Association.
Making, Technical Assistance Guide. Amerika
(2017). Preferred Practice Patterns for the
Birleşik Devletleri: Wisconsin DPI.
Profession of Speech-Language Pathology. http://
www.asha.org/policy/PP2004-00191/ adresinden Goodglass, H., Kaplan, E. and Barresi, B. (2001).
22.11.2017 tarihinde edinilmiştir. Boston Diagnostic Aphasia Examination—3
(BDAE-3). Amerika Birleşik Devletleri: Pearson.
Atamaz, F., On Yağız, A., Durmaz, B. (2007).
Ege Aphasia Test: Description of the Test and Guitar, B. (2006). Stuttering: An Integrated Approach
Performance in Normal Subjects. Türk Fiz Tıp to Its Nature and Treatment. 3. Baskı. Amerika
Rehab Derg. 53:10. Birleşik Devletleri: Lippincott Williams&Wilkins.
Berüment, S. ve Güven, A. (2013). Türkçe İfade Edici Göçer-March, E. (1996). Frenchay Afazi Tarama Testi:
ve Alıcı Dil (TİFALDİ) Testi: I. Alıcı Dil Kelime Türk Nöroloji Hastaları İçin Bir Standardizasyon
Alt Testi Standardizasyon ve Güvenilirlik Geçerlik Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 11(38), 56-63.
Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 24(3): 192-201. Gürsel, O. (2017). Özel Eğitimde Değerlendirme.
Chapey, R. (2008). Language Intervention Diken, İ.H. (Editör). Özel Eğitime Gereksinimi
Strategies in Aphasia and Related Neurogenic Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. 14. Baskı, Bölüm
Communication Disorders 5th Edition, Amerika 2, Pegem Akademi: Ankara.
Birleşik Devletleri: Wolters Kluvver. Kaplan, E., Goodglass, H. ve Weintraub, S. (1983).
Conture, E. G. ve Curlee, R. F. (2005). Stuttering and The Boston Naming Test. Philadelphia, PA: Lea
Related Disorders of Fluency 3. Baskı. New York: & Fibiger.
Thieme. Katz J., Demir N., Önen F., Uzlukaya A., Uludağ, A.
Çukadar, İ. (2013). Norm ve Ölçüt Dayanaklı (1972). Türkce Konuşan Çocuklar için Peabody
Değerlendirmelerin Karşılaştırılmasına İlişkin Bir Resim Kelime Testi Resim Dizisi (Peabody
Çalışma. Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Picture- Vocabulary Test). Ankara Rehberlik ve
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Araştırma Merkezi. Ankara.
Diken, Ö., Topbaş, S. ve Diken, İ.H. (2009). Ebeveyn Kertesz, A. (2007). Western Aphasia Battery—Revised
Davranışını Değerlendirme Ölçeği (EDDÖ (WAB-R). Amerika Birleşik Devletleri: Pearson.
ile Çocuk Davranışını Değerlendirme Ölçeği Konrot, A. (2005). Çocukta Dil Edinim Kuramları.
(ÇDDÖ)’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları. Topbaş, S. (Editör). Dil ve Kavram Gelişimi, 10.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Bölüm, Kök Yayıncılık: Ankara.
Özel Eğitim Dergisi. 10 (2): 41-60.

154
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Kummer, A. (2013). Cleft Palate and Craniofacial Stemple, J.C., Glaze, L.E., Klaben, B.G. (2000).
Anomalies: Effects on Speech and Resonance. 3. Clinical Voice Pathology. Amerika Birleşik
Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Delmar. Devletleri: Delmar Cengage Learning.
Maviş, İ. Colay, K., Topbaş, S. ve Tanrıdağ, O. Tadıhan-Özkan, E. (2012). Disfonisi Olan İlköğretim
(2007). Gülhane Afazi Testi-2 (GAT-2)’nin Çağı Çocuklarında Vokal Fonksiyon Egzersizleri
Standardizasyon ve Geçerlik-Güvenirlik ve Vokal Hijyen Önerilerinden Oluşan Ses
Çalışması. Türk Nöroloji Dergisi, 13(2), 89-98. Terapisi Programının Etkililiğinin İncelenmesi.
Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık
Maviş, İ. ve Toğram, B. (2009). Afazi Dil
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, Türkiye.
Değerlendirme Testi (ADD). Ankara: Detay
Yayıncılık. Temel F., Ersoy Ö., Avcı N. ve Turla A. (2004). Gazi
Erken Çocukluk Değerlendirme Aracı. Ankara:
Maviş, İ. (2017). Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan
Rekmay Ltd. Şti.
Öğrenciler. Diken, İ.H. (Editör). Özel Eğitime
Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim. 14. opbaş, S. (2004/5). Türkçe Sesletim ve Sesbilgisi Testi.
Baskı, Bölüm 10, Pegem Akademi: Ankara. Ankara: MEB Yay. 4. Akşam Sanat Okulu.
Maviş, İ. ve Topbaş, S. S. (2013) Afazi Apraksi Topbaş, S. S. (2006). Türkçe Sesletim-Sesbilgisi
Dizartri. 2. Baskı. Ankara: Detay Yayıncılık. Testi: Geçerlik-Güvenirlik ve Standardizasyon
Çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 25(58), 39-56.
Mutlu, A. (2014). Kekemelik Şiddetini Değerlendirme
Aracının (Stuttering Severity Instrument-4) 6-16 Topbaş, S. S. (2011). Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara:
Yaş Okul Çağı Çocuklarda Türkçe Uyarlaması, Kök Yayıncılık.
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sağlık
Topbaş, S. S. ve Güven, O. S. (2009). Türkçe Erken
Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye.
Dil Gelişim Testi (TEDİL). Ankara: Detay
Oğuz, H. (2012). Sesin Klinik Değerlendirmesi. Yayıncılık.
Kılıç, M.A. ve Oğuz, H. (Editör.), Klinik Ses
Tunçer, A.M. (2011). Türkçe Konuşan Yetişkin
Bozuklukları (s.134-165), Adana: Nobel Kitabevi.
Popülasyonun Sözel Akıcılık Becerilerinin Yaş,
Owens, R. E. (2014). Language Disorders: A Eğitim ve Cinsiyete Göre İncelenmesi ve Sözcük
Functional Approach To Assessment And Normlarının Oluşturulması. Doktora Tezi,
Intervention. Allyn An Bacon: Boston. Anadolu Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Eskişehir, Türkiye.
Özmen-Güzel, R. (2003). İfade Edici Dil Becerileri
Sınırlı Olan Zihinsel Engelli Çocukların Dil Ünal, Ö. (2011). Rezonans Bozukluklarının
Gelişimlerini Desteklemek İçin Öğretmenin Sınıf Nazometrik Değerlendirmesi: 4-18 Yaş
Ortamında Yapacakları. Dergi Park, Türk Eğitim Aralığındaki Bireyler için Türkçe Norm Çalışması,
Bilimleri Dergisi, 1 (2). Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, Türkiye.
Papathanasiou, I. Coppens, P. ve Potagas, C. (2013).
Aphasia and Related Neurogenic Communication TYalaz, K., Anlar, B. ve Bayoğlu, B. (2009). Denver
Disorders. Amerika Birleşik Devletleri: Joness & II Gelişim- sel Tarama Testi: Türk çocukları
Barlett Learning. standardizasyonu. Ankara: Gelişimsel Çocuk
Nörolojisi Derneği.
Roseberry-McKibbin, C. ve Hedge, M. N. (2016). An
Advanced Review of Speech-Language Pathology. Yalçınkaya, F., Bayoğlu, B., Saraçbaşı, O. and Belgin,
4. Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Pro-ed. E. (2007). Turkish adaptation of speech and
language disorders test: Preschool Language Scale,
Savaşır, İ., Sezgin, N. ve Erol, N. (1998). Ankara
fourth edition: PLS-4. Journal, the European
Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) El Kitabı
Journal of Pediatric, Neurology, 11 (1), 87.
Kayıt Formu ve Değerlendirme-Profilleri. Ankara:
RekMayıs Ltd. Şti. Yorkston, K. M., Beukelman D. R., Strand, E. A.,
Bell, K. R. (1999). Management of Motor Speech
Shipley, K. G. ve McAfee, J. G. (2015). Assessment in
Disorders in Children and Adults. 2. Baskı.
Speech-Language Pathology A Resource Manual.
Amerika Birleşik Devletleri: Pro-ed.
5. Baskı. Amerika Birleşik Devletleri: Cengage
Learning.

155
Bölüm 6
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Doğal Dil Öğretim Tekniklerinin

1 2
Bileşenleri
öğrenme çıktıları

1 Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenlerini Dil Gelişim Düzeyinin Farkında Olma
açıklayabilme 2 Dil gelişim düzeylerini açıklayabilme

Doğal Dil Öğretim Teknikleri

3 4
4 Model olma, doğru sorular sorma,
Çevresel Düzenlemeler bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretimi
3 Çevresel düzenlemeleri örneklendirebilme tekniklerini açıklayabilme

Öğretimin Planlanması

5
5 Öğretimin planlamasında kullanılan
“Ne”, “Nerede” ve “Nasıl” yöntemlerini
açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Doğal Dil Öğretimi • Çevresel Düzenlemeler • Etkileşim • Yanıtlayıcılık • Duyarlılık

156
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ birey nitelikli etkileşim stratejilerini kullanmazsa,


Dili kullanmamızın en temel nedeni gereksi- doğal dil öğretim tekniklerinin başarılı bir şekilde
nimlerimizi dile getirmek ve sosyal destek sağla- uygulanabilmesi konusunda sıkıntılar yaşanması
maktır. Bu nedenle bağlama uygun öğretim fırsatla- olasıdır. Bir diğer önemli nokta ise bireyin dil geli-
rını en iyi doğal ortamlarda sağlayabiliriz. Örneğin; şimini destekleyebilmek için, bireyin sahip olduğu
“tuzu uzatır mısın?” demeyi öğrenmek için en uy- dil gelişim düzeyinin farkında olmak ve gelişimi-
gun zaman yemek zamanıyken, “günaydın” demeyi ne uygun işlevsel hedefler belirlemektir. Bütün bu
öğrenmek için en uygun zaman sabah uyandığımız koşullar sağlandığında, doğal dil öğretim teknikle-
ya da sabah birisi ile karşılaştığımız zamandır. Do- rinin kullanılması için uygun bir zeminin hazırlan-
ğal ortamlarda öğretim fırsatları yaratmanın en mış olduğunu kabul edebiliriz. Bu bakımdan bu
önemli nedenleri; bireyin ilgisini kullanmak, doğal bölümde doğal dil öğretim tekniklerinin neler ol-
katılımını sağlamak, doğal deneyimler sonucu or- duğu ve nasıl kullanıldığı anlatılmadan önce doğal
taya çıkan etkileşim fırsatlarını değerlendirmektir. dil öğretim tekniklerinin bileşenleri açıklanacaktır.
Özellikle çocuklara öğretim yapılırken kullanılan Böylece bakımından sorumlu olduğunuz bireylerin
doğal ortamların doğal pekiştireç sağlaması, çocu- dil gelişimini, onların doğal yaşantıları içerisinde
ğun motivasyonunu olumlu olarak etkilemektedir nasıl destekleyebileceğinizi gösteren temel bilgi ve
(Noonan, 2006, s.82). Doğal ortamlarda sunulan beceriler sunulmaya çalışılacaktır.
öğretimin bir diğer olumlu etkisi ise öğrenilenlerin
genellemesine olanak sağlaması ve kolaylaştırması-
dır. Doğal ortamlarda dil gelişiminin desteklenmesi
doğal dil öğretim teknikleri aracılığıyla olmaktadır.
Doğal ortamlarda dil öğretimi, bireyin öğrenmesi
hedeflenen sözcük ya da cümlelerin bağlama uygun
birden fazla ortamda öğretilmesine olanak sağladığı
için genelleme kendiliğinden gerçekleşebilmekte-
dir. Örneğin; yukarıda verilen “tuzu uzatır mısın?”
cümlesi her öğünde, farklı kişilerle, farklı ortamlar-
da tekrarlanabilir olduğu için genelleme sağlanmış
olmaktadır.
Doğal ortamlarda kullanılan dil öğretim teknik- Şekil 6.1 İki birey arasındaki etkileşimin olumlu olması,
lerini kullanabilmek için öğretim fırsatları yaratma iletişim kurmak için doğru bir başlangıçtır.
konusunda bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Öğ-
retim fırsatlarını yaratırken, bakımından sorumlu
olunan bireylerin özelliklerinin, ilgilerinin ve yeter- DOĞAL DİL ÖĞRETİM
liklerinin farkında olunması, hangi anların öğretim TEKNİKLERİNİN BİLEŞENLERİ
fırsatına dönüştürülebileceğini keşfetmek açısın- Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenleri; bi-
dan oldukça önemlidir. Diğer yandan bu öğretim reyin özelliklerini temel alan uygulamalar, yetişkin
fırsatlarını günün hangi rutininde, geçişinde ya da davranışlarının özellikleri ve etkinlik/uygulama
etkinliğinde etkili bir şekilde gerçekleştirilebilece- düzenlemelerinin özellikleri olarak sıralanmaktadır
ğini araştırmak gerekmektedir. Bu nedenle, bakım- (Dunst, Raab, & Trivette, 2012). Aşağıda bu bile-
dan sorumlu olacak bireylerin iyi birer gözlemci şenler ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır.
olması gerekmektedir. Öğretim fırsatları zaman
zaman kendiliğinden oluşabilse de genellikle çeşitli
Bireyin Özelliklerini Temel Alan
çevresel düzenlemeler kullanılarak birey için öğren-
me fırsatlarının planlanması gerekmektedir. Öğre- Uygulamalar
tim fırsatlarının oluşturulmasının yanı sıra doğal Bakımından sorumlu olduğunuz bireyin özel-
dil öğretim tekniklerinin kullanılabilmesi için ge- liklerinin farkında olmak, onunla kuracağınız et-
rekli olan diğer önemli bileşen ise bakımdan so- kileşimi ve onun için hazırlamayı planladığınız
rumlu olan bireylerin sahip olması gereken nitelikli öğrenme fırsatlarını etkileyecektir (Dunst ve diğ.,
etkileşim davranışlarıdır. Eğer bakımdan sorumlu 2007). Aşağıda belirtilen uygulamalar, bakımından

157
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

sorumlu olduğunuz bireylerle çalışırken yaratabi- örneği burada genişletecek olursak, spor etkinlikle-
leceğiniz öğretim fırsatlarını tanıtmaktadır. Ancak rinde başarılı olan Ahmet dil gelişimi açısından işa-
hangi öğretim fırsatını yaratacağımız bireyin o anki ret ederek isteklerini talep ediyorsa, spor etkinliği-
davranışı ile oldukça ilişkilidir. Bazı bireylerle çalı- nin içerisine tek sözcük düzeyinde “at”, “tut”, “ver”
şırken onların ilgilerini ve meraklarını takip etme- gibi taleplerini dile getirebileceği spor etkinlikleri
miz yeterli olabilecekken, bazı bireyler için onların planlanabilir ve bireyin bakımından sorumlu yetiş-
güçlü yanlarını belirlememiz ya da gelişimine uy- kin doğal dil öğretim teknikleri kullanarak bireyin
gun olarak belirlediğimiz amaç ya da amaçlar doğ- dil gelişimini destekleyebilir.
rultusunda etkinlik planlamamız gerekebilmekte- İlgilerini temel alan uygulamalar: Bireyin il-
dir. Bu bakımdan yapılması planlanan uygulama gilerini temel alan uygulamalarda, öğrenme fırsatı
ya da kullanılacak teknik bireyin özelliklerine göre oluşturmak için bireyin kişisel ilgilerinden yarar-
belirlenmelidir. Bireyin özelliklerini dikkate alarak lanılmaktadır. Bireyin ilgisini çeken bir materyal/
yapılabilecek uygulamalar; (1) güçlü yönlerini te- oyuncak ya da ilgi çekici bir olayla/durumla kur-
mel alan uygulamalar, (2) ilgisini temel alan uygu- duğu etkileşimden yararlanarak dil gelişimi destek-
lamalar ve son olarak (3) amaç temelli uygulamalar lenebilir. Bireyin güçlü yönlerini temel alan uygu-
olarak sıralanmaktadır. Bu uygulamaların her biri lamalarda olduğu gibi bireyin ilgisini temel alan
bireyin insanlarla ya da materyallerle etkileşim baş- uygulamalarda da doğal pekiştireç sağlandığı için
latmasını kolaylaştırmaya yönelik olup, bakımdan bireyin motivasyonu artmaktadır. Bireyin ilgisini
sorumlu bireyler için öğretme fırsatları oluşturma- temel alan uygulamaları gerçekleştirebilmek için bi-
ya yöneliktir (Ruble & Robson, 2007; Yont, Snow, reyin ilgilerini keşfetmek önemlidir. Bu da ancak iyi
& Vernon-Feagans, 2003). bir gözlemci olmakla sağlanabilmektedir. Doğal dil
Güçlü yönlerini temel alan uygulamalar: Özel öğretim tekniklerinin kullanılmasında temel öneme
gereksinimli ya da dezavantajlı bireylerle çalışırken sahip bir özellik “çocuğun liderliğinin izlenmesi”
bireylerin yapamadıklarına odaklanmak genel bir dir. Bu özelliğin sergilenebilmesi için bakımdan so-
yaklaşımdır. Ancak bu yaklaşım bireyin yapabile- rumlu bireyin bakımından sorumlu olduğu bireyin
ceklerine odaklanmamızı engelleyebilmektedir. Bu- neler yaptığını izlemesi, neleri yapmaktan keyif al-
nun sonucunda da bireyden gerçekleştirebileceğin- dığını belirlemesi gerekmektedir. Bireyler genellikle
den daha azı beklenmektedir. Başka bir deyişle bu başarabildikleri şeyleri yapmaktan keyif almaktadır.
bakış açısıyla bireyin yapabileceklerine ilişkin bek- Bu bakımdan bireyin güçlü olduğu yönleri aynı
lenti düşmektedir. Bu durum hem çalışılan birey zamanda ilgilerinin olduğu alanları da gösterebil-
için hem de bakımdan sorumlu birey için motivas- mektedir. Doğal dil öğretim tekniklerini başarılı bir
yon azaltıcı olabilmektedir. Bu nedenle bakımından şekilde kullanabilmenin yolu, bireyin güçlü olduğu
sorumlu olunan bireyin güçlü olduğu yönlerinin ve ilgilerinin olduğu yönleri aracılığıyla desteğe ge-
belirlenmesi hem birey için hem de bakımdan so- reksinim olan dil becerilerinin desteklenmesidir. Bi-
rumlu birey için motivasyon arttırıcı bir etki sağ- reyin ilgisinin olduğu şeyleri belirlerken doğrudan
lamaktadır. Dil gelişiminin desteklenmesi bireyin sözel olarak ifade etmesinin yanı sıra bireyin sözsüz
güçlü yönlerinden yola çıkılarak yapılmaldır. Güçlü iletişimini çözmek de oldukça önemlidir. Bireyin
yönlerini temel alan uyguamalar, bireyin yapama- baktığı, vücudunun yöneldiği, parmakla işaret etti-
dıklarından ziyade yapabildiklerine odaklanarak, ği, jest ve mimikleri ile ifade ettiği ya da diğer ma-
bireyin gereksinimlerinin desteklenmesini temel teryaller ve durumlarla kıyaslandığında daha uzun
almaktadır. Bireyin güçlü yönlerini temel alan uy- süre ilgisini yönelttiği şeylerin belirlenmesi önem
gulamalara örnek vermek gerekirse; eğer birey spor taşımaktadır. Bireyin ilgisinin olduğu materyal ve
etkinliklerinde oldukça iyi performans sergiliyorsa, durumlarda çevresel düzenlemeler yapılarak daha
spor etkinliklerinin içerisinde iletişim ve dil gelişi- sık etkileşime girmesi sağlanmalı ve bireyin gelişi-
mini destekleyeceği planlamalar yapmak yararlı ola- mine uygun olarak doğal dil öğretim teknikleri ara-
caktır. Bireyin güçlü yönlerini temel almak aynı za- cılığıyla dil gelişimi desteklenmelidir.
manda; bireyin var olan dil gelişim düzeyini dikkate Amaç temelli uygulamalar: Bakımı sağlanan
alarak (güçlü olduğu alanları fark ederek), üzerine bireyin gelişimine uygun ve işlevsel amaçlar doğ-
yeni bir basamak koymak ve geliştirmek anlamına rultusunda desteklenmesi gerekmektedir. Gelişimi-
da gelmektedir (Dunst ve diğ., 2007). Yukarıdaki ne uygun olmayan amaçların seçilmesi durumunda

158
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

bireyin gelişme göstermesi beklenemez. Örneğin, 1. Bireyin materyallerle ya da diğer insanlarla


karşılıklı sıra alma becerisi olmayan, göz kontağı etkileşime katılımını sağlamak/arttırmak
kurmayan ve sözcük çıktısı olmayan bir bireyden 2. Bireyin iletişim girişimlerinin duyarlı yetiş-
cümle kurmasını beklememek gerekmektedir. Ön- kin davranışları ile karşılık bulması sonucu
celikle karşılıklı sohbetin doğasını anlaması için bireyin sosyal tepkilerini geliştirmek
sıra alma becerisi, ortak dikkat ve ortak ilgi çalı- 3. Bireyin kurduğu etkileşimlerin olumlu dav-
şılmalıdır ki, birey isteklerini ifade etmek için ile- ranışlar sergilenerek karşılanması
tişim kurması gerektiğini fark edebilsin. Amaçları
4. Karşılıklı birey (çocuk)-yetişkin etkileşimle-
belirleme sürecinde bireyin gelişimini iyi analiz
rinin kurulması
etmenin yanısıra gelişimsel sırayı da bilmek olduk-
ça önemlidir. Bireyin var olan dil gelişim düzeyini 5. Ortak ilginin sağlanması
belirlerken yapamadıklarını belirlemek kadar ya- 6. Bireyin dil gelişiminin desteklenmesi olarak
pabildiklerini de belirlemek önemlidir. Çünkü bi- sıralanabilir (Kim & Mahoney, 2004).
reyin yapabildiklerinin üzerine yapamadıkları inşa Yukarıda belirtilen temel stratejiler aşağıda ay-
edilecektir. Birey için bir becerinin işlevsel olması rıntılı bir şekilde açıklanmıştır:
ise, onun gündelik yaşamını kolaylaştıran, gün içe- Bireyin liderliğini izleme: Bireyin özelliklerini
risinde kullanmaya gereksinim duyduğu beceriler temel alan uygulamalarda da belirttildiği gibi do-
olması anlamına gelmektedir. Bunun için bireyin ğal dil öğretim tekniklerini kullanırken bireyin ilgi
günlük rutinlerinin belirlenmesi ve en çok gerek- alanları ve yeterlikleri etkileşim kurmak açısından
sinim duyduğu, en çok kullanabileceği becerilerin önemli görülmektedir. Bireyin liderliğini izlemek,
öncelikli olarak seçilmesi gerekmektedir. İşlevsel ve onun o anda ilgilendiği, oynadığı, baktığı, dokun-
gelişimsel olarak uygun olan becerilerin amaç ola- duğu olay ya da nesne ile yetişkinin de ilgilenmesi
rak seçilmesi ve bu amaçlar doğrultusunda doğru ve onun dünyasına girmesi anlamına gelmektedir.
teknikler kullanılarak desteklenmesi durumunda Bunu bir örnekle açıklayamaya çalışalım. Ayşe
bireyin becerileri edinmesi beklenmektedir (Dunst, 2 yaşında bir kız çocuğudur. Ayşe, siz ona yemek
Raab, & Trivette, 2012). Bireyin becerileri sergile- yedirmeye çalışırken, dışarıda yağan yağmuru fark
yebilmesi hem özerklik kazanması açısından hem etmiştir. Ayşe, yağmurun hem sesine hem de cam-
de başarma duygusunu yaşaması açısından öğren- da oluşturduğu yağmur damlacıklarına dikkatini
me motivasyonunu arttıracaktır. yöneltmiştir. Sizce o sırada yemek yedirmek konu-
sunda ne kadar başarılı olabilirsiniz? Böyle anlar ço-
cukla duyarlı ve yanıtlayıcı etkileşimler kurmak için
Yetişkin Davranışlarının Özellikleri
yetişkine çok iyi fırsatlar sunmaktadır. Ayşe’ye zorla
Doğal dil öğretim tekniklerinin başarılı bir şe- yemek yedirmeye çalıştığınızda sizden pek hoşlan-
kilde kullanılabilmesi için yetişkinin (bakımdan mayacaktır, çünkü o sırada başka bir şeyle ilgileni-
sorumlu olan kişinin) sahip olması gereken bazı yordur. Onun yerine yemek yemeye 1-2 dakikalığı-
davranış özellikleri bulunmaktadır. Yetişkinin gös- na ara verip, Ayşe’nin dünyasında neler olduğuna
tereceği davranışın özellikleri, bakımından sorum- bakmak, onun baktığı ve dinlediği şeyi onun için
lu olduğu bireyin uygun etkileşime girmesini ve anlamlandırmak doğru etkileşim fırsatlarını değer-
iletişim kurmayı deneyimlemesine olanak sağlaya- lendirmek açısından oldukça değerlidir. Yukarıda,
bilmektedir. Bu davranış özellikleri, nitelikli etkile- yemek yeme rutini sırasında çocuğun ilgisinin farklı
şim stratejileri olarak da tanımlanmaktadır. Nite- bir duruma kaymasının nasıl bir etkileşim fırsatına
likli etkileşim stratejilerinin temel amacı çocuğun dönüştürülebileceğine örnek verilmiştir. Bu örnekte
yetişkinle konuşma bağlamında dengeli iletişimini yetişkinle çocuk arasında oluşabilecek bir zıtlaşma
sağlamaktır (McCormick, 2010 s.195). Bu strate- ve problem durumun ortaya çıkması önlenmiştir.
jiler farklı kaynaklarda farklı şekillerde isimlendi- Bu durumun yanı sıra bazen çocukla/bireyle oyun
rilmiş olsalar da temelde aynı içeriğe sahip temel oynarken etkileşim fırsatları yaratabilme konusun-
stratejilerdir (örn., Ingersoll and Dvorstock, 2010 da da zorluklar yaşanabilmektedir. Örneğin, Burak
s. 14; McCormick, 2010, s.195; Richels and Raver, ile bakıcısının oyun oynamaya başladıklarını varsa-
2015, s.125). Bu temel stratejilerin amaçları şu şe- yalım. Burak yerdeki arabalara yönelirken, bakıcısı
kilde sıralanabilir: “Aa Burak bak burada ne varmış? Gel beraber yemek

159
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

pişirelim?” derse, Burak büyük bir ihtimalle bakıcı-


sı ile ilgilenmeyecektir. Ancak Burak’ın bakıcısı iyi
bir gözlemciyse, Burak’ın arabalara yöneldiğini fark dikkat
edecek ve Burak’ın kurduğu oyuna dahil olmak için Etkileşim kurmaya yeni başladığınız bir bi-
girişimlerde bulunacaktır. Burada kilit nokta bire- reyle çalışıyorsanız, sıra alma rutini oluştur-
yin dünyasında neler olduğunu fark etmek ve onun mak istediğinizde sizi oyununa dahil etme-
liderliğindeki etkileşime katılmaktır. yebilir. Böyle bir durumda öncelikle onun
Sıra alma: Sıra alma dil gelişiminin destek- yanında, onun oynadığı gibi ama onun oyu-
lenmesi sürecinde yetişkinin sergilemesi gereken nuna katılmadan paralel oyun oynamanız
en önemli davranışlardan biridir. Çünkü karşılıklı daha yararlı olacaktır.
konuşma sırasında aslında sıra alınmaktadır. Ko-
nuşmanın doğasında; konuşma, dinleme, tekrar
konuşma, dinleme örüntüsü birbirini izlemektedir. Duyarlılık: Duyarlılık çocuğun dünyasına gir-
Bakımından sorumlu olduğunuz birey henüz sıra menin anahtarı olarak değerlendirilebilir. Çocuğun
almayı gerçekleştiremiyorsa, konuşmanın doğasını ilgilendiği, etkileştiği, baktığı, dokunduğu durum
henüz kavrayamamış olduğunu düşünebilirsiniz. ya da nesnelerin farkında olduğunuzu çocuğa
Etkileşimlerde sağlanan bu karşılıklılık, sıra alma hissettirmeniz gerekmektedir. Çocuğun ilgilerini
davranışının kazandırılması yoluyla desteklenebil- önemsediğinizi ve ilgilerinin farkında olduğunuzu
mektedir. Bu nedenle bireyin yetişkini model al- ona anlatmak, çocuğun kendi dünyasına sizi al-
ması ve sözlü iletişimin temelini kavrayabilmesi açı- masını sağlayabilmektedir. Bunun için bazen söz-
sından yetişkinin sıra alma davranışını sergilemesi lü bazen sözsüz iletişimi kullanarak duyarlılığınızı
önemlidir. Özellikle oyun oynarken kurulan etkile- gösterebilirsiniz. Örneğin; çalıştığınız bireyin, siz
şim sırasında karşılıklı sıra almaya dayalı oyuncaklar onunla arabalarla oynarım diye düşünürken, kum
ve oyunlar tercih edilmeli ve ortam ona göre dü- havuzuna doğru yöneldiğini gördünüz. Duyarlı bir
zenlenmelidir. Bireyin ilgisini çeken veya etkileşime yetişkin olarak beden dilinizle çocuğun seviyesine
girdiği oyuncakla sıra alma rutini oluşturulmalıdır. inebilir ve onun bedeninin baktığı yöne bedeninizi
Örneğin; Osman, blokları üst üste koyarak oyna- çevirebilirsiniz. Bireyin ilgisini çektiğini düşündü-
maya başladı. Oynadığı bu oyuna katılmak için sıra ğünüz şeyi isimlendirebilir ya da ilgisini çeken şeyle
alma rutinini oluşturabilirsiniz. “Aa Osman blok- ilgili soru sorabilirsiniz. Bu örnek için çocuk kum
larla oynuyorsun. Hadi sırayla oynayalım. Önce sen havuzuna yöneldiğinde, sizin de kum havuzuna
bir tane koydun, şimdi de ben koyuyorum.” diyerek yönelmeniz; “Orada ne varmış?” gibi bir soruyla ya
sıra alma rutinini oluşturabilirsiniz. Sıra alma rutini da kum havuzunu parmağınızla işaret ederek “kum
sırasında dikkat edilmesi gereken noktalardan biri havuzu” diye isimlendirerek duyarlılığınızı göste-
dengeli dönüşümü takip etmektir. Dengeli dönü- rebilirsiniz. Bazı durumlarda çocuğun baktığı yere
şümün sırrı çocuğun etkinliğe ne kadar ilgi göster- bakıp ardından çocuğun gözlerine bakmak da aynı
diği ve çocuğun sıranızın bitmesini ne kadar bekle- etkiyi yaratabilir. Duyarlı bir yetişkin, çocuğun
yebileceği sorusunun yanıtında saklıdır. Sıra alma ilgilendiği şeyle ilgilenmeli ve çocuğun sınırlarını
sırasında birey konuşmanın doğasını kavramanın ihlal etmemeye özen göstermelidir.
yanında bekleme, dinleme ve izleme davranışlarını Yanıtlayıcılık: Yanıtlayıcılık çocuğun dünyası-
da kazanmaktadır. Bu bakımdan sıra size geldiğinde na girebilmiş olan yetişkinin, bireyin gelişim düze-
çocuğun bekleyebileceğinden daha kısa sürecek bir yine uygun olacak ve dil gelişimini destekleyecek
dönüşüm gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Sürecin şekilde onun dünyası hakkında anlamlı girdiler
sadece “sıra sende, şimdi sıra bende” yönergeleriyle sunmasıdır. Bir başka deyişle yetişkinin, bireyin
tek düzeleşmemesi, merakın ve ilginin sıcak tutul- ilgilendiği, oynadığı, sevdiği nesne ve durumları
ması açısından jest, mimik ve ses tonunuzu kulla- sözel olarak ifade etmesi ve birey için anlamlı hale
narak (bkz. duygusal ifade edici olma) etkileşimin getirmesidir. Yanıtlayıcılık, bireyin ilgilendiği nes-
devamlılığını sağlamalısınız. Burada dikkat edilmesi nenin ya da durumun; isimlendirilmesi, hakkında
gereken durum ise jest, mimik ve ses tonunuzu kul- soru sorulması, taklidinin yapılması ya da yorum
lanırken sürekli konuşan olmamanız, dengeli olarak yapılması gibi yollarla gerçekleştirilebilir. Örneğin,
karşınızdaki bireyin de sözlü ya da sözsüz tepkisini birey oyuncak inek ile ilgileniyorken, yetişkin inek
beklediğinizi ima etmeniz ve sessiz kalmanızdır. sesi çıkartarak yanıtlayıcı davranış sergileyebilir. Ya

160
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

da birey kek yiyorken, “çok lezzetli”, “mmm çok mu zorlanabilir ve sizi anlamadığını ifade eden bakış-
güzel?” gibi yorum ve sorularla birey için o deneyi- lara sahip olabilir. Ya da uzun sessizlikler, çok yavaş
mi anlamlı hale getirilebilir. Bazen sadece isimlen- gerçekleştirilen eylemlerin sonucunda karşınızdaki
dirme yapmak da yanıtlayıcı olmak için yeterlidir. birey sıkılabilir ve etkileşimden kopabilir. Etkile-
Örneğin; çocuk o sırada geçen uçağın sesine dikka- şim hızınızın olması gerektiği gibi olduğunu anla-
tini yönelttiğinde, “Uçak” diyerek çocuğun deneyi- yabilmenin belli ipuçları vardır. Eğer, karşınızdaki
mi anlamlandırılabilir. Yanıtlayıcı davranışlar sergi- sizi izleyebiliyor, tepki geliştirebiliyorsa etkileşim
lerken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar; hızınızın uygun olduğunu düşünebilirsiniz. Bu bir
çocuğun ilgilendiği ve o an meşgul olduğu şey ile bakıma sıra alma rutininde olduğu gibi karşılıklılık
ilgili ve gelişim düzeyine uygun girdiler sunmaktır. sağlayabilmenizle ilgilidir.
Başka bir deyişle çocuk o an arabayla oynuyorsa, Duygusal ifade edici olma: Etkileşim sırasında
uçakla ilgili bir şey söylemeniz yanıtlayıcılık olarak yetişkinin jest mimik ve ses tonunu kullanarak duy-
değerlendirilemez. Çocuğun gelişim düzeyi henüz gularını karşısındaki bireye aktarması önemlidir.
tek sözcük düzeyindeyken ona 5-6 sözcüklü cümle- Duygusal ifade edicilik sözsüz iletişimin ipuçlarını
ler kurmanız da uygun olmayacaktır. taşımaktadır. Bireyin sözsüz iletişimi modelleyebil-
Taklit etme: Sosyal öğrenme kuramı; öğrenme- mesi ve sözlü iletişimi anlamlandırabilmesi açısın-
yi taklit etme, model alma ile açıklamaktadır. İn- dan yetişkinin duygusal ifade edici olma davranışı-
sanoğlu sosyal bir varlıktır ve taklit etme öğrenme nı sergileyebilmesi gerekmektedir. Duygusal ifade
için en sık başvurduğu yollardan birisidir. Bakımın- edici olmak şaşırtıcı, üzücü, komik, mutlu, kızgın,
dan sorumlu olduğunuz bireyin sizi taklit edebil- kırgın gibi duyguların yaşanması durumunda, ye-
mesi için önce sizin onu taklit etmeniz gerekmek- tişkinin yüz ifadesi, jest ve mimikleri, bedeninin
tedir. Bu şekilde taklit etmenin nasıl yapıldığını duruşu ve ses tonuyla bunu anlaşılır kılması ve bu
öğrenebilecektir. Taklit etme aynı zamanda olumlu duyguların arasındaki farkları hissettirebilmesidir.
etkileşim fırsatları sağlayan bir araç olarak da dü- Onaylayıcı Olma: Yetişkin tarafından bireyin
şünülebilir. Özellikle serbest zaman etkinliklerinde yaptıklarını kabul etme ve olumlu sözel bildirimde
ve oyun oynarken bireyi izlemek ve onun yaptık- bulunma, etkileşimin nitelikli olması için yetişki-
larının aynısını yapmak, ardından bireyin tepkisi- nin sahip olması gereken başka bir özelliktir. Ba-
ni beklemek ve bu döngüyü bir rutin gibi devam kımından sorumlu olduğunuz birey bir etkinliği
ettirmenin sonunda bireyin sizinle olan etkileşimi- nasıl yapıyorsa, kendi gelişim düzeyine göre en iyi
nin daha keyifli ve olumlu olması beklenmektedir. şekilde yapmaktadır. Bireyin beklentinin altında
Oluşturulan bu döngü zamanla bireyin sizin yap- performans göstermesini olumsuz eleştirmek yeri-
tıklarınızı taklit etmesini sağlayacaktır. Örneğin, ne onun şuan o kadar yapabildiğini kabul etmek ve
birey eline iki blok almış ve bu blokları birbirine olumlu sözel bildirimde bulunmak gerekmektedir.
vuruyor olsun. Böyle bir durumda bireyle karşılıklı Başarı odaklılık ve Yönlendiricilik: Yetişkin
oturmanız ve göz seviyesine indikten sonra onun davranışları içerisinde etkileşim sırasında en çok
yaptığı gibi sizin de elinize aldığınız blokları vur- dikkat edilmesi gereken davranışlardan ikisi başarı
manız ve bireyin tepkisini almak için bireyin göz- odaklı olabilme ve yönlendiriciliktir. Hem başarılı
lerine bakmanızın sonucunda genellikle yaşanan odaklılık hem de yönlendiriciliğin ne hiç olmaması
çocuğun elindeki blokları tekrar vurması ve sizin ne de çok olması uygun değildir. Yetişkin tarafın-
tepkinizi beklemesidir. Taklit etme bir bakıma dan bireyin gelişimini destekleyecek kadar başarı
sıra alma rutinini oluşturmada da kullanılabilecek odaklılık davranışı sergilenmesi gerekmektedir. Bi-
olumlu ve nitelikli etkileşimin oluşturulmasında ve reyden herhangi bir başarı beklememek ya da yapa-
yeni öğrenmelerin sağlanmasında etkili bir yoldur. bileceğinin çok üstünde performans beklemek uy-
Etkileşim hızı: Her bireyin etkileşim hızı fark- gun olmayacaktır. Bireyin gelişim düzeyine uygun
lıdır. Bu nedenle etkileşim hızınızı karşınızda bi- başarı sergilemesini beklemek motive edici olacak-
reyin etkileşim hızına uygun hale getirmelisiniz. tır. Bireyin liderliğinin izlenmesi ve dünyasına gi-
Etkileşim sırasında sürekli konuşmak, hızlı hare- rilmesi nitelikli etkileşim için önceliklidir. Ancak
ketlerle eylemlerinizi sergilemek, karşınızdaki birey bazı durumlarda bireyin küçük yönlendirmelere
için hızlı olabilir ve sizin ne yaptığınızı anlamlan- ihtiyacı olabilir. Bireyin seçimlerini örselemeyecek
dıramayabilir. Etkileşim hızınız karşınızdakine şekilde yönlendirmeler yapılması nitelikli yetişkin
fazla geldiğinde genellikle birey tepki vermek de davranışları arasındadır.

161
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Yaşamla İlişkilendir

Aşağıda çocuklarla birlikte yaşanabilecek 3 ter.” dedi ve Melek’in karşısına yere oturdu. İkisi
farklı etkileşim anı sizlerle paylaşılmıştır. de kitabı görebiliyordu. Melek kitaptan başka bir
Ela ve Babası resmi gösterdi ve “ihhiihii” dedi. Miray cevapladı
ve “Evet o bir at. Bak, at ot yiyor.” dedi. Melek
Bebek Ela babasının dizinde oturmakta ve
“At aç” dedi. Miray “Evet, at acıkmış olmalı. At
babasının yüzüne bakmaktaydı. Babası kendi
ot yiyor. Sen de acıkacaksın ve sen de yemek yiye-
gözlerini elleri ile kapattı. “Baba nerede?” diye
ceksin.” dedi. Melek afacanca gülümsedi ve “ben
seslendi. Ela o sırada büyük bir merakla babasının
de ot yiycem.” dedi.
yüzüne bakmakta ve neler olduğunu anlamaya
çalışmaktaydı. Ela hareketlenmeye kıpırdanmaya Can ve Öğretmeni
başladı. Büyük bir dikkatle ve sabırsızlanarak ne- Anasınıfına giden Can, oyun alanında blok-
ler olacağını izliyordu. Babası birden ellerini yü- larla oynamaktadır. Öğretmeni Mehmet onu
zünden çekti ve “Baba burda” dedi. Ela büyük bir izlerken, Can blokları üst üste dizerek kule yap-
sevinçle kahkahalara boğuldu. Sonra sakinleşti ve maktaydı. Mehmet öğretmen “Kulen çok uzun
babasının yüzüne pür dikkat bakmaya devam etti. olmuş. Kulen yıkılmadan önce kaç tane daha
Babası “Tekrar yapmamı mı istiyorsun?” dedi. blok koyabileceksin, merak ediyorum.” dedi. Can
Bu durum birkaç sefer daha devam etti. Babası arada öğretmenine bakarak blokları üst üste koy-
yüzünü sakladı, Ela merak içinde bekledi, baba- maya devam etti. Mehmet öğretmen “Evet, daha
sı yüzünü açınca Ela coşkuyla güldü ve ardından çok blok koydun. Hadi kaç tane blok koymuş-
tekrar istermişçesine bekledi. Ardından babası bu sun, sayalım.” Birlikte blokları saydılar. Mehmet
döngüyü tersine çevirdi. Babası Ela’nın gözleri- öğretmen “Kaç tane daha blok koymayı planlı-
ni kapadı ve “Ela nerede?” dedi. Ela bekledi ve yorsun?” diye sordu. Can “Beş.” dedi. Mehmet
birkaç saniye sonra kıpırdanmaya başladı. Babası öğretmen “5 tane daha…Bence beş tane koyama-
Ela’nın gözlerinden ellerini çekti ve “Burdaymış” dan kule yıkılacak.” dedi. Can “İzle” dedi. Can
dedi. Ela yine coşkuyla kahkalara boğuldu. Oyun her bloğu koyduğunda öğretmeni “1-2-3-4-5”
bu şekilde birkaç kere daha gerçekleştirildikten diye saydı. Bloklar yıkılmadan duruyordu. Can
sonra, Ela’nın gözü cama takıldı. Bunu fark eden “Gördün mü, yaptım.” dedi. Mehmet Öğretmen
babası “Bu oyun çok eğlenceliydi. “Cee” oyunu- “Evet, yaptın. O kadar uzun bir kule ki neredeyse
nu seviyorsun” dedi ve Ela’nın cama doğru emek- senin boyunda! Kaç tane blok koyduğunu birlik-
leyebilmesi için onu yere bıraktı. te sayalım mı?”. Can “Evet” dedi.
Melek ve Bakıcısı
Melek yerde oturmakta ve bir kitaba bak- Kaynak: Division for Early Childhood. (2015).
maktaydı. Bir resmi gösteriyor ve kendi kendine DEC recommended practices: Enchancing servi-
konuşuyordu. Melek bir sözcük söyledi ve bakıcı- ces for young children with disabilities and their
sı Miray’a baktı. Miray gülümsedi. Miray bir yan- families (From qualities of interaction to inter-
dan Melek’e atıştırmalık hazırlıyor, bir yandan da vention practices: using what comes naturally
onu izliyordu. Miray “Evet, bir inek bulmuşsun.” No.8). Los Angeles, CA: McCollum, J.’ dan çev-
dedi. “Başka ne bulacaksın bakalım, bana da gös- rilmiş ve uyarlanmıştır.

162
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Etkinlik/Uygulama Düzenlenmesinin Özellikleri


Her birey için günlük rutinler hayatı kolaylaştırmaktadır. Herkes için gününü geçirme şekli farklı olsa
da belli bir sıra ve düzen içerisinde günlük etkinliklerini gerçekleştirmektedir. Rutinler; yaşamımızı devam
ettirmek için çoğunlukla yapmaya zorunlu olduğumuz, genellikle kendiliğinden olan ve her gün benzer
saatlerde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerdir. Rutin için verilebilecek örnekler; sabah uyanmak, tuvalete git-
mek, yemek yemek, okula gitmek gibi her gün neredeyse aynı zamanda ve genellikle kendiliğinden ortaya
çıkan durumlar olarak ifade edilebilir McWilliam, 2010, s. 69). Etkinlikler ise rutinlerin dışında geçiri-
len zamanların değerlendirilmesidir. Etkinlikler bireyin seçimi doğrultusunda olabileceği gibi, yetişkinin
yönlendirmesi ile de gerçekleşebilir. Yine etkinlikler belli bir becerinin geliştirilmesine yönelik yapılan
alıştırmalar olabileceği için sadece eğlenmek ve serbest zamanı geçirmek için yapılabilecek yaşantılarda
olabilir. Etkinliklere verilebilecek örnekler; çocuğun okuldaki sanat etkinliği, spor etkinliği olabileceği
gibi, bakım gördüğü kurumdaki televizyon izleme, çiçek sulama etkinlikleri de olabilir. Görüldüğü gibi
etkinlikler farklı günlerde ve farklı zaman dilimlerinde farklı şekillerde gerçekleştirilebildiği için rutinler-
den ayrılmaktadır. Ancak etkinlikleri rutin haline getirmek de mümkündür. Örneğin, çiçeklerin sulanması
etkinliğini her gün aynı saatte yapılması o etkinliğin artık rutin haline gelmesini sağlayacaktır. Geçiş ise,
bir etkinlikten bir etkinliğe, bir rutinden bir rutine ya da bir etkinlikten bir rutine geçerken arada geçen
süreçtir. Geçişlerin düzenlenmesi ve öğretim süreci olarak değerlendirilmesi oldukça yararlıdır. Çünkü
bireyler geçiş süreçlerinde bir sonraki etkinliğin/rutinin ne olacağını bilemediklerinde problem davranış
sergileyebilmektedirler. Geçiş süreçlerinin, bir sonraki etkinlik ya da rutine bireyi hazırlaması ve bu sırada
öğretim fırsatı olarak kullanılması; hem oluşabilecek problem davranışın önlenmesi, hem de yeni beceri ve
davranışların kazandırılması açısından önemli görülmektedir. Geçiş sürecine verilebilecek örnekler; sanat
etkinliğinden sonra elleri yıkama rutinine giderken geçen süreç, serbest zaman etkinliğinden Türkçe dil et-
kinliğine geçerken geçen süreç, evde oyun oynarken yatma zamanına geçerken geçen süreç olarak verilebi-
lir. Verilen tüm örneklerde çocuğun bir sonraki rutin veya etkinliğine hazır hale getirilmesi ve belli beceri ve
davranışları öğrenebileceği öğretim fırsatlarının oluşturulması oldukça yararlı olacaktır. Örneğin; çocuğun
oyun oynama etkinliğinden yatma zamanına geçerken birincil bakıcısı tarafından yatma zamanının geldi-
ğinin söylenmesi ve oyuncakları birlikte toplamaları, oyuncakları toplarken çocuğun gereksinimine uygun
sözel modellerin sunulması, ardından
çocuğun yatmadan önce hangi kitabın
okunmasını istiyorsa seçim yapmasının
istenmesi, oyun oynama etkinliğinden
yatma zamanına uygun bir geçişin
sağlanması için yapılabilecek uygula-
malardandır. Öğrenme fırsatları ise;
yukarıda belirtilen rutin, etkinlik ve
geçişler sırasında çocuğun gereksinim-
lerine uygun öğrenme anlarının yaka-
lanması olarak ifade edilebilir. Örneğin
çocuk renkleri bilmiyorsa ve gelişimine
uygun bir kavramsa; oyuncakların top-
lanması sırasında birincil bakıcı renk-
lere vurgu yaparak oyuncakları toplar
ve bir öğrenme fırsatı oluşturmuş olur.
Günlük rutin, etkinlik ve geçişle-
rin daha iyi anlaşılabilmesi açısından
aşağıda iki farklı bireyin günlük rutin, Şekil 6.2 Günlük Rutin, Etkinlik ve Geçişler
etkinlik ve geçişleri tabloda verilmiştir.

163
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Tablo 6.1 Günlük etkinlik-rutin ve geçiş örnekleri


Ahmet Bey’in Günlük Rutin-Etkinlik ve Geçişleri Ayşe Hanım’ın Günlük Rutin- Etkinlik ve Geçişleri
Rutin/ Saat İçerik Rutin/ Saat İçerik
Etkinlik/ Etkinlik/
Geçiş Geçiş
Rutin 6.30 Uyanma Rutin 7.00 Uyanma
Geçiş 7.00 Otobüs durağında bekleme Rutin 7.15 Kahvaltı (yumurta, peynir, zeytin)
Geçiş 7.30 İşe varma Geçiş 7.45 Arabayla işe gitme
Rutin 7.45 Kahvaltı(Simit çay) Geçiş 8.00 İşe varma
Etkinlik 8.30 Toplantı Etkinlik 8.30 Toplantı
Rutin 12.00 Öğle yemeği Rutin 12.00 Öğle Yemeği
Rutin 13.00-17.00 Mesai Rutin 13.00-17.00 Mesai
Geçiş 17.10 Otobüs durağında bekleme Geçiş 17.30 Arabayla kendi evine varma
Geçiş 17.45 Eve Varma Rutin 18.00 Yemek hazırlama
Rutin 18.00 Yemek hazırlama Rutin 18.30 Yemek yeme
Rutin 18.30 Yemek yeme Etkinlik 20.00 Arkadaşlarla buluşma
Etkinlik 20.00 Bilgisayar oyunu oynama Geçiş 21.30 Eve varma
Rutin 22.00 Yatma Rutin 23.00 Yatma

Rutin gerçekleştirilen etkinlikler, etkinlikler ara- yin keyif aldığı etkinlikleri ve yapmayı sevmemesine
sındaki geçişler bireyin bir sonraki adımda ne yapa- rağmen yapmak zorunda olduğu etkinlikleri denge
cağını anlaması bakımından psikolojik olarak hazır sağlayacak şekilde sıralamanız önerilebilir.
olmalarını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra bireyin Aşağıdaki tablo örnek olarak verilmiştir. Tablo-
rutinlere sahip olması hergün benzer öğrenme fır-
nun en sol sütunundaki rutinleri, sizler bakımın-
satlarının ona sunulmasını sağlamakta ve sık alıştır-
dan sorumlu olduğunuz bireyin rutinlerine göre
ma yapma fırsatı sağlamaktadır.
değiştirebilirsiniz. Bu formu bireyle tanıştığınız ilk
Doğal dil öğretim tekniklerini kullanabilmek
haftalarda doldurmaya çalışmanız, bireyi tanımak
için çalışacağınız bireyin günlük rutin, etkinlik ve
açısından size ipuçları sağlayacaktır. Bireyin tepkisi
geçişlerini belirlemeniz oldukça önemlidir. Bakı-
sütununa, ewğer birey keyif aldıysa olumlu anla-
mından sorumlu olduğunuz bireyin neleri yap-
maktan keyif aldığını, nelere ilgisinin olduğunu mında (O), eğer tepkisiz kaldıysa nötr anlamında
belirlemek bir diğer önemli noktadır. Bu nedenle (N), ve eğer olumsuz bir tepki verdiyse problem an-
öncelikle iyi bir gözlemci olmalısınız (Ingersoll and lamında (P) koyabilirsiniz. Bu formu en az beş gün
Dvorstscak, 2010, s. 73). Eğer çalıştığınız bireyin süreyle doldurmak ve beş gün sonucunda sevdiği,
rutinleri yoksa, öncelikle rutinlerini oluşturarak işe sevmediği, ilgilendiği etkinlik, geçiş ve rutimleri be-
başlamanız gerekecektir. Rutin oluştururken bire- lirlemeniz daha sağlıklı bilgi sağlayacaktır.

Tablo 6.2 Günlük Etkinlik Çizelgesi


Rutinin Adı Saat kaçta? Ne kadar süre? Rutinin Kısaca Açıklanması Bireyin Tepkisi
Uyanma zamanı
Kahvaltı
Tuvalet/alt değiştirme
İnce motor etkinlikler
Müzikli sosyal etkinlikler
Yatma zamanı
*Ingersoll ve Dvorstcsak, 2010’dan (s.330) uyarlanmıştır.

164
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı
1 Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenlerini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Çocukların birincil bakıcı- Çocuklarının ilgi ve yeterli-


Yetişkinin sahip olması ge-
ları ile olan etkileşimlerinin liklerini bilmek, bakım hiz-
reken duyarlı etkileşim stra-
dil gelişimlerine olan etkisi- meti verirken size ne gibi ya-
tejilerini sıralayınız.
ni araştırınız. rarlar sağlayabilir? Tartışınız.

DİL GELİŞİM DÜZEYİNİN artmaktadır. Ayrıca ek gıdalara geçilmeye başla-


FARKINDA OLMA masıyla birlikte birincil bakıcılarıyla daha fazla yüz
yüze zaman geçirebilen bebeğin karşılaştığı uyaran
Dil gelişimi ve değerlendirilmesi; bu kitabın
artmaktadır. Bu dönemde bebek “ba”, “ma”, “da”
ilk ünitesi olan “Dil ve iletişim gelişimi: bebek-
lik, erken çocukluk ve okul dönemi dil gelişimi” gibi sesleri tekrar ederek sesler çıkartmaktadır.
ve beşinci ünitesi olan “İletişim, dil ve konuşma Jargon: Söz öncesi son dönem olan jargon kul-
sorunlarının değerlendirilmesi” başlıklı ünitelerde lanımında bebek bu aşamaya kadar öğrendiklerini
ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu bölümde ise dil ustaca kullanmaya çalışmaktadır. Sesini yükselte-
gelişim düzeyinin farkında olmak için takip ede- rek, alçaltarak, mi-
bileceğiniz ipuçları verilecektir. Çalıştığınız bireyin mik, jest kullanarak,
dil gelişim düzeyinin farkında olmak hangi amacı sıra alarak sesleri di-
dikkat
seçeceğinize, çocuğu nasıl desteklemeniz gerektiği- yalog kurarmışcasına
Dil gelişimini daha iyi
ne ve hangi teknikleri kullanmanız gerektiğine dair kullanmaya başla-
anlamak için 1. ve 5. üni-
size bilgi sunacaktır. Aşağıda söz öncesi iletişim ge- maktadır (Richels and
telerini tekrar okuyunuz.
lişimi, tek sözcük ve sözcükleri bir araya getirme Raver, 2015, s. 121) .
dönemlerine ilişkin ipuçları sunulmuştur.

Söz Öncesi İletişim Gelişimi


Refleksif Ağlama ve İstemsiz Sesler: Bu dö- dikkat
nemde bebekte istemsiz çıkarılan sesler görülür Dil gelişimine ilişkin verilen bilgiler normal ge-
(0-2ay). İstemsiz sesler genellikle beslenme ile ilgili lişim gösteren çocukların yaşları temel alınarak
olmaktadır. yazılmıştır. Özel gereksinimli bireylerin dil edi-
niminin normal gelişim gösteren bireyinlerin
Cıvıldama ve gülme: motor kontrolün artma-
gelişim sırasından farklı bir sırada gerçekleşebi-
sıyla beraber (2-4 ay) sesleri kontrol edebilme de
leceği unutulmamalıdır. Bu bakımdan normal
başlamaktadır. Özellikle k-g-m-n seslerini çıkart-
gelişim gösteren bireylerin dil edinim sırasını
maya çalışma başlamaktadır.
bilmek, sizlere çalıştığınız bireyin performansını
Ses oyunları: Normal gelişim gösteren birey- değerlendirmek için fikir vermesi amacıyla dik-
lerin 4-6 ay arasında destekli oturmaya başlaması kate alınabilir. Bir diğer önemli nokta ise, diğer
ile birlikte oral yapının yer çekimine karşı durumu gelişim alanlarıyla dil gelişiminin arasındaki iliş-
değişmiş olur. Bu durum bireyin farklı sesler çıkar-
kiyi anlamaktır. Fiziksel yetersizliğe sahip olan
masını ve sesini alçatarak ve yükselterek çeşitli ses
bireyin çeşitli motor becerileri yerine getireme-
oyunları oynamasını sağlamaktadır.
mesi ve çeşitli sesleri çıkaramaması arasındaki
Babıldama: Bağımsız oturmaya ve karnının ilişkinin farkında olmak amaç belirlerken göz
üzerinde dönmeye başlamasıyla (6-10 ay) birlikte önünde bulundurulması gereken bir noktadır.
çevresiyle kurduğu etkileşimde bebeğin kontrolü

165
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Tek Sözcük Üretme Çalıştığınız bireyler eğer tek sözcük dönemine


Söz öncesi gelişimin tamamlanması ile birlikte girdiyse yukarıdaki sıralamayı çevresel düzenleme-
ilk sözcükler ortaya çıkmaktadır. Normal gelişim leri gerçekleştirirken göz önünde bulundurabilirsi-
gösteren bireylerde ilk sözcükler 11-13 ay arasın- niz. Ancak unutulmaması gereken en önemli nok-
da duyulmaya başlamaktadır. Gelişimsel olarak söz ta çalıştığınız bu sıranın bireyden bireye değişiklik
öncesi gelişimini tamamlayan çocuklarda/bireyler- gösterebileceğidir özellikle bireyin ilgisini çeken,
de “tek sözcük üretme”, “sözcükleri bir araya getir- günlük hayatında işlevsel olan amaçları onun için
me” ve “gramer” aşamaları izlenmektedir. belirlemek ve çevresel düzenlemeyi ona göre yap-
Tek sözcük üretme dönemine geçildiğinde, mak daha uygundur.
MacArthur İletişim Gelişimi Envanteri’ne göre
aşağıdaki kategorilerin öğrenildiği belirtilmektedir
(Rescorla, Alley ve Christine, 2001): Sözcükleri Bir Araya Getirme
1. Ses efektleri ve hayvan sesleri (mö, miyav, Sözcükleri bir araya getirme dönemi yaygın
me vb.) olarak birey 50 tek sözcüğü üretmeye başladığın-
2. Oyunlar ve rutinler (ce oyunu, baş baş vb.) da gerçekleşmektedir (Richels and Raver, 2015, s.
122). Bu dönemde yan yana getirilen iki sözcük
3. Hayvanlar (kedi, köpek, kuş)
farklı anlamları ifade etmek için kullanılabilmekte-
4. Yiyecek ve içeçekler (su, mama vb.) dir. Örneğin; birey “dede gel” cümlesini dedesinin
5. İnsanlar (baba, anne, dede, bebek vb.) gelmesini istediği için kullanabileceği gibi, araba-
6. Oyuncaklar (top, balon vb.) sının ona verilmesini istediği için de kullanabilir.

Öğrenme Çıktısı
2 Dil gelişim düzeylerini açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Söz öncesi dil özellikleri- Sıra almayı öğrenmekle ko-


Söz öncesi iletişim özellikle-
nin dili edinmedeki rolünü nuşmayı öğrenmek arasın-
rini sıralayınız.
araştırınız. daki ilişkiyi tartışınız.

ÇEVRESEL DÜZENLEMELER
Çevresel düzenlemeler öğretim fırsatlarının oluşturulması amacıyla öğretim ortamında yapılacak deği-
şiklikler ve düzenlemeler olarak ifade edilebilir (McCormick, 2010, s. 196). Artık çalıştığınız bireyin ilgi-
lerini, yeterliklerini, rutinlerini, dil gelişim düzeyini ve kendinizin sahip olması gereken yetişkin davranış-
larını biliyorsunuz. O zaman artık bakımından sorumlu olduğunuz birey için amaçlar belirlemiş olmalı ve
bu amaçlar doğrultusunda hangi rutin, etkinlik ve geçişlerden yararlanacağınızı biliyor olmalısınız. Şimdi
çalıştığınız bireyin amacı doğrultusunda rutin, etkinlik ve geçişlerde nasıl düzenlemeler yaparsanız öğren-
me fırsatları yaratabileceğinizi öğreneceksiniz. Öğrenme fırsatları yaratmanın en temel yolu, çeşitli çevresel
düzenlemeleri kullanarak bireyi sizinle iletişim kurmak zorunda bırakmaktır. Elbette bu durum yaratıldığı
halde bireyin belirlenen süre içerisinde (örn., 3-5 sn) etkileşim kurmaması durumunda kesinlikle zorlama
yapılmamalı, model olarak destek olunmalıdır. Öğrenme fırsatları yaratma sürecinde en çok başvurulan
çevresel düzenlemelere aşağıda sıralanmış ve açıklanmıştır:

166
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1. İlgi çekici etkinlik veya materyal sağla- başlatmasını ve girişimde bulunması sağla-
ma: Bireyin ilgileri doğrultusunda, etki- yacak öğretim fırsatları yaratılabilmektedir.
leşime girmekten keyif alacağı etkinlik ve Örneğin, Ali beslenme etkinliğinde çubuk
materyallerin sunulması, bireyle etkileşime kraker yiyorsa, her seferinde bir tane çubuk
girilmesini ve öğrenme fırsatı oluşturması- kraker verilerek, Ali’ye çubuk kraker iste-
nı kolaylaştıracaktır. Burada önemli olan mesi öğretilebilir. Başka bir örnek vermek
üç nokta bulunmaktadır. Seçilen etkinlik gerekirse; Elif yap-boz yaparken, yap-boz
ya da materyalin bireyin ilgisinin yanı sıra parçalarının yetişkinin kontrolünde olması
gelişimine uygun olması, birey için belir- Elif ’i iletişim kurmaya zorlayacak bir etki
lenen öğretimsel amaca hizmet etmesi ve yaratabilir. Elif ’in yetişkinle yap-boz parça-
son olarak karşılıklı oynanabilen bir ma- sını almak için istekte bulunması yetişkin-
teryal ya da etkinlik olmasıdır. Özellikle le etkileşime girmesi için öğrenme fırsatı
dil gelişimini desteklemek amacıyla çev- oluşturacaktır.
resel düzenlemeleri kullanırken seçilen 4. Eksik bırakma: Eksik bırakma çevresel
materyal ya da etkinliğin sıra almaya, göz düzenlemesini uygularken “unutmuş gibi
kontağı kurmaya, yardımlaşmaya, işbirli- yapmak” ve bu yolla bireyin ilgisini çek-
ğine uygun olmasına dikkat edilmelidir. mek öğretim fırsatı yaratmak amacıyla
Örneğin; top, yap-boz, evcilik oyuncakları kullanılmaktadır. Örneğin; bireye boya
gibi oyuncaklar birlikte oyun oynamaya ve yapma etkinliği sırasında kağıtları verip
etkileşim kurmaya uygun oyuncaklar ola- boyayı vermemek eksik bırakma çevre-
rak değerlendirilebilir. sel düzenlemesi olarak değerlendirilebilir.
2. Ulaşılmaz hale getirme: Bireyin ilgisini Burada bireyin eksik olanı fark etmesi ve
çeken, almak isteyeceğini düşündüğünüz bu şekilde öğretim fırsatının oluşturulması
nesne ya da oyuncakları görebileceği ancak hedeflenmektedir.
yardım istemeksizin alamayacağı hale getir- 5. Seçim yapma fırsatları sağlama: Se-
mek ulaşılmaz hale getirme stratejisi olarak çim yapma fırsatlarının sağlanması bire-
ifade edilmektedir. Örneğin, birey boya yin ilgisi doğrultusunda etkileşim kurma
yapmak istiyor ancak boyalar kilitli bir ku- fırsatının yaratılmasının yanı sıra karar
tuda, eğer birey boyalara ulaşmak istiyorsa verme becerisi ve özerkliğinin gelişmesini
sizden destek istemek durumunda kalacak- de sağlamaktadır. Seçim yapma fırsatları
tır. Başka bir örnek daha verecek olursak, sağlarken öncelikle en az ipucu sağlayarak
bireyin rutinlerinden birinin her gün aynı seçim yaptırılmalıdır. Örneğin beslenme
oyuncakla oynamak olduğunu fark ettiği- etkinliğindeyseniz seçenekler gösterilerek
nizde, o oyuncağı görebileceği ancak ulaşa- “Hangisini yemek istersin?”, “Ne yemek
mayacağı bir rafa koymanız ulaşılmaz hale istersin?” denilerek sorulabilir. Bireyin ce-
getirme olarak değerlendirilebilir. Özellikle vap vermemesi durumunda seçim yapma
iletişim başlatma, girişimde bulunma, talep fırsatı sınırlandırılabilir ve ipucu eklene-
etme gibi beceri ve davranışları kazanma- bilir. Örneğin; “Çorba mı içmek istersin,
sını hedeflediğimiz bireylerde bu stratejiyi makarna mı yemek istersin?” denilerek bi-
günün farklı rutin, etkinlik ve geçişlerinde reye sunulan seçim fırsatı sınırlandırılmış
kullanmak sık öğrenme fırsatı yaratılması olacaktır.
açısından yararlı olacaktır.
6. Şaşırtıcı durumlar yaratma: Şaşırtıcı du-
3. Sınırlı oranda verme: Bireyin o an kul- rumlar yaratma, ilgi çekici etkinlik ya da
lanmak istediği nesneyi, yiyeceği, içeceği, materyal sağlama stratejisinde olduğu gibi,
oyuncağı parçalar halinde vererek, her se- bireyin yetişkinle etkileşime girmesini ko-
ferinde talep etmesini, istemesini, iletişim laylaştırmak amacıyla kullanılan bir stra-

167
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

tejidir. Bu strateji kullanılırken yetişkinin yaratıcı


olması gerekmektedir. Şaşırtıcı durumlar yaratı-
lırken bireyle hali hazırda bir etkinlik gerçekleş-
tiriyorken o an için bireyin ilgisini çekecek bir
eylemde bulunmak gerekmektedir. Bireyin ilgisi
çekildiğinde ona sunulan uyaranları almaya daha
hazır hale gelecek ve öğretim fırsatı yaratılmış ola-
caktır. Örnek vermek gerekirse, kaşığı ters tutarak
yemek yemeye çalışmak, birey peynir istediğinde
zeytin vermek gibi o an içerisinde spontan olarak
gelişebilecek şaşırtıcı durumlar yaratılabilir.
Şekil 6.3 Doğal Ortamlarda Öğretim Fırsatları
Oluşturulması/Şaşırtıcı Durumlar Yaratma

Öğrenme Çıktısı
3 Çevresel düzenlemeleri örneklendirebilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Doğal ortamlarda oluştu-


Birey için belirlenen amaç-
rulan öğretim fırsatlarının Çevresel düzenlemeleri sıra-
ların işlevsel olmasının öne-
öğrenene olan katkılarının layınız ve açıklayınız.
mi nedir?
neler olduğunu araştırınız.

DOĞAL DİL ÖĞRETİM TEKNİKLERİ dağarcığının genişletilmesi amacıyla tüm bireylerle


kullanılabilir. Yanıt beklemeden model olma tekniği
kullanılırken, bireyden herhangi bir tepki beklen-
Model Olma meksizin, bireyin çevresinde bulunan ve ilgilendiği
Model olma en temel kullanılan doğal dil öğre- nesne veya durumların bireye sözel model sağlanarak
tim tekniğidir. Bu teknikte isminden de anlaşıldığı anlamlandırılmasıdır. Yanıt beklemeden model olma
gibi bireye sözel model sağlanmaktadır. Diğer tüm tekniği üç farklı şekilde uygulanabilir. Bunlar; (a)
tekniklerde dikkat edilmesi gerektiği gibi model sözcük bombardımanı, (b) paralel konuşma ve (c)
olma tekniğini de kullanırken bireyin gelişim düze- kendi kendine konuşma şeklinde sıralanmaktadır.
yine ve gereksinimlerine dikkat ederek model olun-
Sözcük Bombardımanı: Bu tekniğin kullanılması
malıdır. Model olma tekniği; (1) yanıt beklemeden
için öncelikle bireyin çevresinde en çok kullanma-
model olma ve (2) genişletmeler kullanarak model
ya gereksinim duyduğu, karşılaştığı ve ilgilendiği
olma (3) seçenek sunma ve (4) Talep etme-model
olma olmak üzere dört başlıkta incelenecektir. sözcükler belirlenmelidir. Bunu belirleyebilmek
amacıyla Tablo 2’de verilmiş olan günlük etkinlik
çizelgesinden yararlanabilirsiniz. Bir haftalık kayıt
Yanıt Beklemeden Model Olma tutma sonucunda, bireyin en çok kullanmaya ge-
Yanıt beklemeden model olma tekniği öncelikle reksinim duyduğu, ilgisinin olduğu sözcükleri be-
söz öncesi gelişim düzeyinde olan, alıcı dilinin geliş- lirleyerek bir sözcük havuzu oluşturmalısınız. Eğer
tirilmesine gereksinim duyan bireylerde kullanılması varsa birlikte çalıştığınız diğer meslektaşlarınızla ve
uygun olan bir tekniktir. Ancak sadece söz öncesi aile ile ortaklaşa yoksa tek başınıza bir karar vererek,
gelişim döneminde olan bireyler için değil sözcük oluşturduğunuz sözcük havuzunun içerisinden 3-5

168
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

sözcük belirlemeniz gerekmektedir. Belirlediğiniz mektedir. Genişletmeler kullanarak model olma iki
bu sözcükleri, bireyin o nesne, o nitelik ya da o farklı şekilde yapılabilmektedir. Bunlar; (a) sözcük
durumla karşı karşıya kaldığı durumlarda bireyden ekleme ile genişletme ve (b) düzeltme/yer değiştir-
yanıt beklemeksizin model olmanız gerekmektedir. me yaparak genişletme olarak sıralanmaktadır.
Günlük rutin, etkinlik ve geçişler sırasında bireyin Sözcük Ekleme ile Genişletme: Sözcük ekleye-
en çok karşılaştığı, ilgilendiği ve gereksinim duy- rek genişletme kullanmak çocuğun hali hazırdaki
duğu sözcüklerin doğal öğretim fırsatları sırasında
dil düzeyinin üstünde performans geliştirmesini
model olunması alıcı dilinin gelişimine önemli
sağlamak amacıyla çocuğun kullandığı sözcük ya
katkı sağlayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken
da cümle yapısının daha karmaşık hale getirilerek
bir nokta ise bireyin ilgilendiği şeyler ile gereksinim
model olunmasıdır. Yine sözcük ekleme ile geniş-
duyduğu şeylerin farklı olması durumunda ne yapı-
lacağıdır. Örneğin İnci resim yapmayı sevmektedir. letme kullanılırken de çocuktan herhangi bir ya-
İnci renkleri bilmektedir ancak “al” “ver” gibi söz- nıt gelmesi gerekmez ama yanıt gelirse de mutlaka
cükler kullanıldığında tepki vermemektedir. Böyle onaylanır. Sözcük ekleme ile genişletmeye bir ör-
bir durumda İnci’nin daha çok duyması gereken nek vermek gerekirse, çocuğun topa bakarak ya da
şey “al”, “ver” sözcükleridir. Bu sözcükleri sözcük işaret ederek “top” dediğini varsayalım. Çocuğun
bombardımanı tekniğini kullanarak İnci’ye model bu sözcüğünü sözcük ekleyerek genişletmek için o
olmak istediğinizde, çevresel düzenlemelerden ya- bağlam içerisindeki olasılıklarımızı gözden geçir-
rarlanmanız gerekmektedir. Örneğin, İnci kırmızı meliyiz. Eğer çocuk topun kendisine verilmesini
kalemi almak için kırmızı kaleme uzandığında on- istediği için “top” dediyse, “topu ver” diyerek ge-
dan bir tepki beklemeksizin “ver” sözcüğünü söyle- nişletme yapılabilir. Çocuk sadece topu göstermek
meniz ve kalemi İnci’ye vermeniz gerekecektir. için “top” dediyse topun bir özelliğine vurgu yapa-
Paralel Konuşma: Paralel konuşma tekniği, bi- rak “yeşil top” diyerek genişletme yapılabilir.
reyin yaptığı ne varsa bireyin gelişim düzeyine uy- Düzeltme/Yer Değiştirme Yaparak Genişletme:
gun olarak yetişkin tarafından bireye anlatılması- Bu teknik çoğunlukla sözcük çıktısı olan çocuk-
dır. Örneğin çocuk yerde oturmuş, araba sürüyor ların dil gelişimini desteklemek amacıyla kullanıl-
olsun. Yetişkin çocuk arabayı sürerken; “Araba”, maktadır. Çocuğun yanlış kullandığı sözcüklerin
“Araba sürüyorsun”, “Kırmızı araba”, “düüt dütt”, düzeltilmesi, yerlerinin değiştirilmesi ya da aynı
“Kırmızı araba geliyor.” diyerek çocuğa, çocuğun anlama gelebilecek farklı bir sözcük kullanılarak
yaptıklarını anlatması paralel konuşmaya örnek model olunmasını kapsamaktadır. Yukarıda ve-
olarak verilebilir. rilen örneği düşündüğümüzde bireye genişletme
Kendi Kendine Konuşma: Kendi kendine konuş- kullanarak “yeşil top” dediğimizde birey “yee.. top”
ma tekniği paralel konuşma tekniğine benzemek- diyebilir. Bireyin yarım söylediği sözcük öbeğini
tedir ancak burada farklı olan şey bu sefer yetişkin düzeltme yaparak genişletebilir ve “evet, yeşil top”
kendi yaptıklarını anlatmaktadır. Örneğin bulaşık- diyebiliriz. Başka bir örnek olarak; Eymen kedi
ları bulaşık makinesine dizdiğinizi varsayın. Bu sı- gördüğünde “pisss” gibi bir ses çıkarıyor olsun. Ye-
rada çocuğun dil gelişim düzeyine uygun sözcükler tişkin olarak Eymen’e “kedi” diyerek model olun-
kullanarak kendi yaptıklarınızı anlatmanız çocu- ması düzeltme yapılarak genişletme olarak değer-
ğun o anki yaşantısını anlamlandırmasını sağlaya- lendirilebilir. Bazen de çocuklar cümle kurarken
caktır. Siz bardakları üst rafa dizerken; “Bardak”,
sözcüklerin sıralamasını yanlış yapabilmektedirler.
“Bardağı koydum.”, “Bardağı yukarı koydum” gibi
Örneğin Kübra, “ver bebek” dediğinde yetişki-
çocuğun dil gelişimine uygun sözcükler ya da cüm-
nin “bebeği verir misin?” diyerek Kübra’ya doğru
leler kullanarak model olmanız kendi kendine ko-
model olması uygun olacaktır. Başka bir durum
nuşma tekniğine örnek olarak verilebilir.
çocuğun kullandığı cümleyle aynı anlama gelecek
farklı bir söyleyişle model olmaktır. Kübra’nın “ver
Genişletmeler Kullanarak Model Olma bebek” demesine yetişkin “bebeği istiyorum” diye-
Genişletmeler kullanarak model olma, bireyin rek de model olabilir. Bu teknik kullanılırken de
dil gelişim düzeyinin bir basamak üstünde ona mo- çocuğun herhangi bir tepki vermesi beklenmez,
del olarak dil gelişiminin desteklenmesini hedefle- sadece doğru model sunulur.

169
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Seçenek Sunma lenilen tepki model olunur. Örneğin, bakımından


Seçenek sunma talep etme-model olma tekni- sorumlu olduğunuz bireyin sayıları söyeyebildi-
ği kullanılmadan önce kullanılması uygun olacak ğini biliyorsunuz. Ancak sayıları gündelik haya-
bir tekniktir. Seçenek sunmada çocuğa ne yapmak tında kendiliğinden kullanmadığını fark ettiniz.
istediği ile ilgili geniş bir soru sorulduktan sonra Bu durumda ona sayıları söylemesini gerektirecek
seçenekler isimlendirilerek model olunur. Yani bir taleplerde bulunabilirsiniz. Beslenme etkinliğinde
bakıma çocuğun tepkisinden önce seçim yapabile- kaç tane kraker istiyorsun, yapıştırma etkinliğinde
ceği fırsatlar sözel model yoluyla kendisine bildiri- kaç tane pul istiyorsun, oyun etkinliğinde kaç tane
lir. Oyun oynama zamanında Oğuz’a “nerede oy- blok istiyorsun gibi sorular bağlama uygun talep
namak istersin?” diye sorduktan sonra “Top havuzu sorularına örnek verilebilir. Talep ettiğiniz sorudan
mu kum havuzu mu” diyerek seçenek sunulması sonra önceden belirlediğiniz süre kadar çocuktan
ve bir yandan arabanın ve legonun Oğuz’a göste- tepkisini beklemelisiniz. Eğer çocuk bekleme süre-
rilmesi seçenek sunmaya örnek olarak verilebilir. sinin içerisinde “5” diye cevap verirse, genişletme-
Seçenek sunulduktan sonra Oğuz eğer sözel olarak ler kullanarak model olabilir “5 kraker istiyorum”
değil ama jest ve mimikleriyle hangisiyle oynamak diyebilirsiniz. Eğer çocuk herhangi bir cevap ver-
istediğini belirtirse, yukarıda ifade edilen genişlet- mezse yanıt beklemeden model olma tekniğini kul-
meler kullanılarak model olma tekniği kullanılarak lanabilir “5” ya da “5 kraker” diyerek çocuğa 5 kra-
Oğuz’un seçimi ona sözel olarak model olunabilir. kerini sayarak verebilirsiniz. Burada unutulmaması
gereken noktalardan biri nasıl öğretim fırsatları
yaratabileceğinizi düşünmeli ve planlamalısınız.
Talep Etme- Model Olma Hangi çevresel düzenlemeleri kullanarak bu öğre-
Talep etme-model olma tekniği sözcük çıktısı tim fırsatlarını geliştirebileceğinize de öncesinde
olan ancak sözcükleri her fırsatta kendiliğinden karar vermelisiniz.
kullanmayan bireylerin, sözcük kullanımı akıcılık-
larını arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. Model
Doğru Sorular Sorma
olma tekniklerine bakıldığında bireyin alıcı dil
gelişimi ve ipucu sunularak ifade edici dil gelişi- Doğru sorular sorma sözcük çıktısı olan birey-
mi desteklenirken, talep etme-model olma tekni- lerin konuşmalarını akıcı ve bağımsız hale getir-
ği ile birlikte bireyin sözcükleri bağımsız üretmesi mek için kullanılabilecek tekniklerden bir tanesidir.
hedeflenmektedir. Bu nedenle talep etme-model Doğru sorular sorarken karşınızdaki bireye önce
olma tekniğini henüz hiç sözcük çıktısı olmayan içinde ipucu içermeyen ya da çok az ipucu içeren
bir bireyle kullanmak yerine, sözcük çıktısı olan sorulardan sormalısınız. Karşınızdaki bireyin bekle-
ancak bağımsız şekilde sözcük kullanımı olmayan me süresinde cevap verememesi durumunda daha
bireylerle kullanmak daha yerinde olacaktır. Talep fazla ipucu içeren soru sorarak destek olmalısınız.
etme-model olma tekniğinde yetişkin bireyden bir Eğer birey sorunun içerisinde sunabileceğiniz tüm
talepte bulunmaktadır. Talepte bulunduktan son- ipuçlarına rağmen cevap veremiyorsa, cevabı model
ra, bireyin tepki vcrmesi için belli bir süre beklenti olarak siz sunmalısınız. Örneğin, Ayşe’ye ilk olarak
içinde beklemektedir. Bekleme süresine bu tekniği oyun alanındayken “Ne yapmak istersin?” diye sor-
kullanmadan önce karar vermeniz gerekmektedir. duğunuzda sorabileceğiniz en açık uçlu sorulardan
Yaygın olarak bekleme süresi 3-5 saniye olarak birini sormuş olursunuz. Çünkü “ne yapmak ister-
belirlenmektedir. Ancak etkileşim hızı düşünül- sin”?” sorusu kişinin kendi başına düşünerek karar
düğünde, karşınızdaki bireyin özelliklerini dikka- vermesini gerektiren bir sorudur. Ayşe’nin vereceği
te almanız ve gerekli durumlarda daha uzun süre cevabı bekleme süresi (3-5 sn) içerisinde bekleme-
belirlemeniz gerekebilmektedir. Bekleme süresi lisiniz. Eğer Ayşe cevap vermezse Ayşe’ye biraz daha
içerisinde eğer birey tepki verirse yukarıda belir- ipucu sağlayacak bir soru yöneltmelisiniz. “Ayşe
tilen genişletmeler kullanarak model olma tekniği hangi oyunu oynamak istersin?” demek daha önce
kullanılarak bireyin dil gelişim düzeyi bir basamak sorulan sorudan daha daraltılmış bir cevabı içermek-
daha ileri olacak şekilde model olunabilir. Eğer bi- tedir. Ancak bu soru ipucu taşısa da Ayşe’nin kendi
reyden herhangi bir tepki gelmezse, bireyden bek- seçim ve kararını vermesini gerektiren bir sorudur.

170
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Ayşe oynayabileceği tüm oyunların içinden birisini minde bulunmazsa ikinci bekleme süresine geçilir
seçmek durumundadır. Eğer Ayşe bekleme süresi ve ikinci bekleme süresi boyunca beklenir. İkinci
içerisinde tekrar cevap vermezse, bu sefer içerisinde bekleme süresinde de bireyin sizinle etkileşime gir-
daha fazla ipucu içeren soru sorulmalıdır. “Ayşe evci- memesi durumunda yanıt beklemeden model ola-
lik mi oynamak istersin, marketçilik mi?” sorusu se- rak süreci sonlandırabilirsiniz. Eğer birey bekleme
çenek sunarak Ayşe’ye verebileceği yanıtlar açısından süresi içerisinde sizinle etkileşime ya da iletişime
model olmaktadır. Ayşe eğer bu soruyu da yanıtsız girerek (size bakarak, parmağıyla işaret ederek, ses-
bırakırsa, Ayşe yerine bir tercih de bulunararak süre- lenerek ya da nesneyi istereyek) talebini belirtir-
cin sonlandırılması uygun olacaktır. Yani “Evcilik mi se genişletmeler kullanarak model olma tekniğini
oynamak istiyorsun?” ya da “Evcilik” denilerek evci- kullanarak model olabilir ve talebini gerçekleştire-
lik köşesine götürülebilir. Burada Ayşe’nin özellikle- rek doğal pekiştireç sunabilirsiniz.
rini, ilgilerini bilmek
tekrar önemli hale
Fırsat Öğretimi
gelmektedir. Bu ne-
denle seçenekler su- Fırsat öğretimi de bireyin bağımsız iletişim baş-
Ne yapmak
istersin? nulurken Ayşe’nin latma becerisini geliştirmek ve dil gelişimini desk-
seçmeyi tercih edece- telemek amacıyla kullanılan bir tekniktir. Fırsat
ği ve seçmeyi tercih öğretimi beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
etmeyeceği seçenek- 1. Düzenle ve Gözle: Öğrenme ortamının
Hangi oyunu
oynamak istersin? ler birlikte sunulursa bireyin etkileşim ve iletişim başlatmasına
Ayşe’nin seçim yap- olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi-
ma olasılığı artacak- dir. Burada çevresel düzenlemeler kulla-
tır. Ayşe’nin tüm bu nılarak çocuk için ortam ilgi çekici hale
Evcilik mi
oynamak istersin süreç içerisinde bir getirilmektedir. Ortam düzenlemesinden
marketçilik mi?
aşamada yanıt ver- sonra yetişkin bireyin etkileşime girmesini
mesi durumunda ge- beklemelidir.
nişletmeler yapılarak 2. Katıl: Bireyin başlattığı etkileşime yetiş-
Şekil 6.4 Doğru Sorular model olma tekniği kinin katılmasıdır. Birey bir oyuncakla
Sorma kullanılarak süreç etkileşime girdiğinde yanında daha önce-
sonlandırılabilir. den öğrenilen teknikler kullanılarak ya da
nitelikli yetişkin davranışları sergilenerek
Bekleme Süreli Öğretim katılım gösterilebilir ve iletişim kurulmaya
çalışılabilir.
Bekleme süreli öğretim çocuğun kendiliğinden
iletişim başlatmasının hedeflendiği durumlarda 3. Bekle: Yetişkinin katılımına bireyin verece-
kullanılmaktadır. Bekleme süreli öğretimi kullana- ği tepki beklenir. Sorulan bir soruya cevap
bilmek için çocuğun ilgisinin olduğu nesne ya da beklenebileceği gibi, bir gülümseme de
etkinliği bireyin yetişkinden talep etmesini sağla- beklenebilecek tepkiler arasındadır.
yacak ortam düzenlemesi yapılmalıdır. Bunun için 4. Destekle: Eğer birey tepki vermekte güç-
çevresel düzenlemelerden yararlanılabilir. Bireyin lük yaşıyorsa, ipuçları kullanılarak destek-
sevdiği bir oyuncağın ulaşılmaz hale getirilmesi lenebilir.
ve sizden onu talep etmesi için iletişime girmesi 5. Onayla: Bireyin doğru tepkileri genişletiri-
beklenilmektedir. Bekleme süresi sizin önceden lerek, tepkisiz kalırsa ya da yanlış tepki ve-
belirlediğiniz süredir. Eğer birey bekleme süresi rirse yanıt beklemeden model olarak süreç
boyunca iletişime ya da etkileşime girme girişi- sonlandırılabilir.

171
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Öğrenme Çıktısı
4 Model olma, doğru sorular sorma, bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretimi tekniklerini
açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Doğal dil öğretim teknik-


lerinin hangi amaca hizmet Dili öğrenirken yetişkinin Doğal dil öğretim teknikle-
etmek amacıyla ortaya çık- rolünü tartışınız. rini sıralayınız.
tığını araştırınız.

ÖĞRETİMİN PLANLANMASI gün içerisindeki rutin, etkinlik ve geçişlerde en çok


Bu aşamaya kadar bakımından sorumlu oldu- gereksinim duyduğu, karşılaştığı sözcükleri belirle-
ğunuz bireyin doğal ortamlarda dil gelişimini des- meniz önerilebilir. Bakımından sorumlu olduğu-
tekleyebilmek için gereken bilgileri edindiniz. Bu nuz bireyle çalışan ya da yakını olan birileri daha
varsa onlarla da görüşerek işlevsel amaç belirleme-
bölümde öğrendiğiniz bu bilgilerin tamamını bir
de onların görüşlerini de almanızın yararı olacaktır.
araya getirerek nasıl öğretim planlaması yapabile-
Tüm bu süreçleri tamamladıktan sonra sonra işlev-
ceğiniz açıklanacaktır. Öğretim planlaması neyi,
sel amaç cümlesi yazmanız gerekmektedir. Amaç
nerede ve nasıl yapacağınızı size gösterecek olan
cümlesini yazarken; işlevsel ve ölçülebilir olmasına
bir düzen içermektedir. Birden fazla çocuktan/
dikkat etmek gerekmektedir. Amacın işlevselliği;
bireyden sorumlu olduğunuz durumlarda, hangi
daha önce de belirtildiği gibi çocuğun/bireyin gün-
çocukla/bireyle ne çalıştığınızı, nerede çalışacağınız
lük yaşantısında en çok gereksinim duyduğu, ha-
ve nasıl çalışacağınızı hatırlamanız zor olacaktır. Bu
yatını kolaylaştıracak öncelikli beceri ve davranış-
nedenle öncelikle bakımından sorumlu olduğunuz
ların belirlenmesidir. Amacın ölçülebilir olması ise
her birey için dosya tutmayı alışkanlık haline getir-
bir beceri ya da davranışın hangi düzeyde ve hangi
meniz önerilebilir.
koşullarda öğrenilmiş olmasının hedeflendiğini be-
Öğretim planlamasında “3N” yani “Ne”, “Ne- lirtmelidir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse
rede” ve “Nasıl” yöntemini kullanmak oldukça amacın ölçülebilirliği beceri ya da davranışın hangi
kolaylık sağlamaktadır. Bu yöntemde bu üç soruya ipucu düzeyinde ve hangi ölçütte sergilenmesinin
cevap verilmektedir. Şimdi bu üç soruyu nasıl ce- bir sonraki amaca geçmek için kabul edilecek oldu-
vaplandıracağınızı ayrıntılı bir şekilde açıklayalım. ğunun belirlenmesidir. Amaç cümlesinin içerisinde
çocuğa/bireye sunulacak olan ipucu düzeyinin de
Ne: Amaç Yazımı belirtilmesi gerekmektedir. Bu nedenle önce ipucu
türleri açıklanacak, ardından da amaç cümlesi yazı-
Öğretimin planlanmasının ilk aşaması amacın
mına örnek verilecektir.
belirlenmesidir. Amacın belirlenmesi için çalıştı-
ğınız bireyin dil gelişim düzeyinin farkında olma-
nız, öncelikli gereksinimlerinin neler olduğunu ve İpuçları
bunların yanı sıra ilgilerini ve yeterliklerini belir- Dil öğretiminde yaygın olarak kullanılan ipuç-
lemeniz gerekmektedir. Birey için belirleyeceğiniz ları; jest, mimik, bakışlar, sözel ipucu ve model
amacın işlevselliğini değerlendirebilmek açısından olma olarak sıralanmaktadır (Diken, 2013). Fizik-

172
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

sel ipucu daha çok fiziksel olarak desteklenilmesi Nerede: Rutin-Etkinlik-Geçiş


gereken becerilerde kullanıldığı için burada açık- Öğretimin planlamasının ikinci aşaması belir-
lanmamıştır. İpuçları aşağıda kısaca açıklanmıştır: lenen amacın nerede, yani hangi rutin, etkinlik ya
Jest, mimik ve bakışlar: Duygusal ifade edicilikte da geçiş sırasında çalışılacağının belirlenmesidir.
de belirtildiği gibi jest, mimik ve bakışlar yaşantı- Belirlenen amacın özelliğine uygun ortamın sizin
ların sözsüz olarak anlamlandırılmasında büyük rol tarafınızdan belirtilmesi gerekmektedir. Bir amacın
oynamaktadır. Bireyden yanıt beklediğinizi ifade hangi ortamda uygulanabileceğine nasıl karar ve-
etmek için gözlerinin içine bakabilir ya da söyleme- rebilirsiniz? Bu soruya bir örnekle cevap verilme-
sini istediğiniz nesneye bakarak bireyden ne söyle- si uygun olacaktır. Örneğin; çalıştığınız çocuğun/
mesini istediğinizi ona ifade edebilirsiniz. Yine yüz bireyin amacı “kırmızı rengini söylemesi” olsun.
ifadelerine hakim olmak ve el hareketlerini kulla- Bu durumda kırmızı rengini sözcük çıktısı olarak
narak bireyin ifade etmesini kolaylaştırmak; jest, alabileceğiniz rutin, etkinlik ve geçişleri sıralama-
mimik ve bakışların ipucu olarak kullanılmasıdır. lısınız. Eğer sıraladığınız rutin, etkinlik ve geçişle-
Sözel ipucu: Sözel ipucu doğrudan ve dolaylı ol- rin sayısı size yetersiz göründüyse ya da daha fazla
mak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Doğrudan öğrenme fırsatı oluşturmak istiyorsanız o zaman
sözel ipucu bireye ne yapması gerektiğini açıkça çevresel düzenlemelerden yararlanabilirsiniz. İlgi
ifade etmektir. Örneğin; “Ali’ye oyuncağımı ver, çekici etkinlik veya materyal sağlama çevresel dü-
de.” demek doğrudan sözel ipucuna örnek olarak zenlemesini kullanarak yemek saatinde kırmızı
verilebilir. Dolaylı sözel ipucu kullanırken ise örtük tabak, bardak, tepsi kullanılmasını sağlayarak kır-
bir ifade kullanılarak bireyin ne yapması gerektiği mızı renginin kullanımına olanak sağlayacak öğ-
konusunda ona yardımcı olunmaktadır. Örneğin; renme fırsatları oluşturmuş olursunuz. Çevresel
“Oyuncağını almak için ne yapmalısın?” ya da düzenlemeleri kullanarak daha fazla öğretim fırsatı
“Oyuncağını nasıl isteyeceksin?” demek dolaylı sö- yani başka bir deyişle nerede sorusuna verilebilecek
zel ipucuna örnek olarak verilebilir. daha fazla rutin, etkinlik ve geçiş belirleyebilirsiniz.
Model olma: Doğal dil öğretim sürecinde mo-
del olma bir öğretim tekniği olarak da açıklandı. Nasıl: Doğal Dil Öğretim Teknikleri ve
Model olma aynı zamanda bir ipucu olarak da Çevresel Düzenlemeler
kullanılmaktadır. Model olma kullanırken bireyin Öğretim planlamasının üçüncü aşaması belirle-
söylemesi istenen sözcük ya da cümle bireyin ifade nen amacın hangi teknik ve çevresel düzenlemeler
etmesi gerektiği şekilde bireye sunulur. Örneğin bi- kullanılarak çalışılacağının belirlenmesidir. Aşağıda
reye araba gösterilerek “Bu ne?” diye sorulduğun- ne, nerede, nasıl sorularının cevabı verilerek yapıl-
da, model olunurken “araba” denilir ve sözel olarak mış plan örneğinden yararlanabilirsiniz.
bireye model olunmuş olunur.

Örnek Amaç Cümlesi


Ali üç gün üst üste farklı etkinlik ve geçişlerde internet
ana renkleri yetişkin model olduğunda söyler. Doğal Dil Öğretim Teknikleri ile ilgili daha
fazla okuma yapmak ve örnek videolar izlemek
için www.dogalogretim.com adresini kullana-
bilirsiniz.

173
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Tablo 6.3
NE NEREDE NASIL
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Beslenme etkinliği tabak, Talep-etme model olma (Hangi renk tabak
ve geçişlerde ana renkleri çatal, kaşık alırken istiyorsun?)
yetişkin model olduğunda söyler.
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Boyama etkinliğinde Talep etme model olma (Hangi renk
ve geçişlerde ana renkleri boya alırken istiyorsun?)
yetişkin model olduğunda söyler. - Şaşırtıcı durumlar yaratma (yanlış renk
kalem verme- yanıt beklemeden model
olarak yanlış verilen kalemin rengine
model olma)
Ali üç gün üst üste farklı etkinlik Geçişler: Koridor İlgi çekici materyal kullanma
ve geçişlerde ana renkleri (koridora ana renklerden oluşan daireler
yetişkin model olduğunda söyler. kesilir ve renklere zıplayarak ve model
olunarak gidilir)
Talep etme model olma
- Hangisine zıplayalım?
- Sarı
- Sarı daireye zıplayalım.

Öğrenme Çıktısı
5 Öğretimin planlamasında kullanılan “Ne”, “Nerede” ve “Nasıl” yöntemlerini açıklayabilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Öğretim planlaması ya- Öğretim planlamalarında Öğretim planlamasının aşa-


parken bireyselleştirmenin bireyin özelliklerini bilme- malarını sıralayınız ve haya-
önemini araştırınız. nin önemini tartışınız. li bir plan hazırlayınız.

174
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Araştırmalarla
İlişkilendir
Bebekler, Altı Ay Önce Duydukları Çe- temel bir şekilde sınıflandırabildiğini ve bebekle-
şitli Kelimeleri Bile Anlayabiliyor: “Heyecan rin bazı kelimeleri göreceli olarak benzerliklerini
Verici” Yeni Araştırmalar ayırt edebildiklerini ortaya koymaktadır.
Yeni araştırmalara göre, bebekler ‘araba’dan Araştırmaya dahil olmayan Northwestern
‘ayağa’ kadar değişen kelimeleri temel bir kavrayı- Üniversitesi’nden bir çocuk gelişimi araştırmacısı
şa sahipler. Daha önceden bilim insanları bebek- Profesör Sandra Waxman, “Bu çalışma, bebek-
lerin sadece bir yaşından itibaren kelimeleri an- lerin kelimeleri ne kadar erken öğrenebildiği-
lamış olduğunu düşünüyorlardı. Ancak giderek nin belirlenmesi açısından heyecan verici bir ilk
artan bir şekilde, araştırmalar altı aylıkken bebek- adım” olarak nitelendirdi.
lerin çevrelerinde kullanılan kelimeleri kavramış
Profesör Bergelson, “Anlaşmanın çok erken
olduklarını gösteriyor. PNAS’ta yayınlanan yeni
aşamalarında dahi, bebekler kelimelerin birbirle-
araştırmanın baş yazarı Duke Üniversitesi’nden
riyle nasıl ilişkili olduğu hakkında bir şeyler bili-
Profesör Elika Bergelson, “Dil, yüzeyde keskin
bir şekilde gelişiyor” dedi. yor gibi görünüyor” dedi.
Bebeğin sözcük tanıma becerilerini test etmek Profesör Bergelson’un çalışmasının ikinci
için, bilim insanları bir ekranda görüntüler verir- kısmı, bakım verenlerin kullandığı kelimelerin
ken ve bakıcıları bebeklerle konuşurken bebekle- bebekleri nasıl etkilediğini anlamak için bebekle-
ri izlemek için göz izleme aygıtlarını kullandılar. re bakım verenlerle olan etkileşimlerini izleyebil-
Daha önceki çalışmalarda Profesör Bergelson, mek amacıyla bebek yeleğine kaydedici bağladı.
bu ekipmanları kullanarak, altı ila dokuz aylık Ortaya çıkan kayıtların analizinin sonucunda ise
bebeklerin yiyecek öğeleri ve vücut parçaları için bakım verenlerin kullandıkları sözcüklerle bebek-
kelimelerin neyi kastettiğini anlayabileceğini gös- lerin sahip oldukları genel sözcük kavrayışlarının
termek için kullanmıştı. Bakıcıları, “elma” gibi ilişkili olduğu bulundu. Başka bir deyişle bebek-
bir kelimeyi okuduğunda bebekler bakışlarını lerin ayırt edebildikleri sözcükler, bebeklerin gör-
ilgili görüntüye yönlendirme eğilimindeydi. Bu düğü nesnelerin bakıcıları tarafından isimlendi-
yeni çalışma, bebeklerin repertuarlarının daha da rildiği sözcüklerle aynı olduğu belirlendi.
çeşitlilik gösterdiğini ortaya koyuyor. Bebeğe biri Profesör Bergelson için ebeveynlere şu mesajı
ilişkili olan biri ise ilişkisiz olan iki resim sunuldu. vermektedir. “Çocuğunuzla konuşmanız o kadar
İlişkili görüntüler arasında ayak ve el, alakasız re- iyiki” dedi. “Onlar öyle gözükmese bile, söyle-
simler ise ayak ve süt kartonu olabilir. Bakıcıları diklerinizi dinliyor ve öğreniyorlar”.
kelimelerden birini okuduklarında, bebekler iki
görsel ilişkisiz niteliklerine göre ekrana konuldu-
ğunda kelimeyle ilişkili görüntüye bakmak için Kaynak: Independent Haber Sitesi’nden alın-
daha fazla zaman harcıyordu. Bebekler, örneğin mış ve Türkçe’ye çevrilmiştir. Haberi yapan: Josh
“araba ve bebek arabası” nın “araba ve meyve suyu” Gabbatiss (20 Kasım 2017)
ndan daha fazla benzediğini söyleyebiliyorlardı. http://www.independent.co.uk/news/science/
Çalışma, bebeklerin «tam olarak yetişkin an- babies-understand-diverse-words-six-months-
lamına» sahip olduğunun söylenemeyeceğini be- exciting-parents-language-learning-a8065241.
lirtirken, bu bulgular bebeklerin bir dizi kelimeyi html#gallery

175
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Doğal dil öğretim tekniklerinin


1 bileşenlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Doğal Dil Öğretim


Tekniklerinin Bileşenleri

Doğal dil öğretim tekniklerinin bileşenleri 3 başlık altında incelenmektedir.


1. Bireyin özelliklerini temel alan uygulamalar: Dil gelişiminin desteklenmesi planlanan bireyin özellikleri
doğal dil öğretim tekniklerinin kullanılması sürecinde önemli bir bileşen olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bireyin özelliklerini temel alan uygulamalar (a) bireyin güçlü yönlerini temel alan uygulamalar; bireyin
yeterliklerini belirleyerek gelişimini destekleyen uygulamalar, (b) bireyin ilgilerini temel alan uygulama-
lar; bireyin ilgilerini belirleyerek gelişimini destekleyen uygulamalar ve (c) amaç temelli uygulamalar;
birey için işlevsel olan hedefleri belirleyerek gelişimini destekleyen uygulamalar olarak sıralanmaktadır.
2. Etkinlik/Uygulama düzenlemesinin özellikleri: Doğal dil öğretim teknikleri bireyin rutin, etkinlik ve
geçişlerinin öğretim fırsatına dönüştürülmesine dayalı olarak doğal bağlamlarda öğretim imkanı sağla-
maktadır. Bu nedenle bireyin rutin, etkinlik ve geçişlerinin yetişkin rolünü sğlayacak kişi/kişiler tara-
fından belirlenmesi gerekmektedir. Eğer çalışılan bireyin rutinleri yoksa rutinleri oluşturulmalıdır.
3. Yetişkin rolünü üstlenecek bireylerin dil gelişimine destek olmasında bir diğer bileşen nitelikli etkileşim
davranışlarına sahip olunmasıdır. Yetişkinin bireyin ilgi ve liderliğini izleyebilmesi, duyarlı ve yanıtlayı-
cı olması, etkileşim hızını karşısındaki bireye uygun olacak şekilde belirleyebilmesi, uygun düzeyde ba-
şarı odaklı ve yönlendiricilik yapması, sözel pekiştireç kullanması gibi davranışlara sahip olması nitelikli
etkileşim ortamının sağlanması için önemlidir. Yetişkinin nitelikli etkileşim ortamı sağlaması, çalıştığı
bireyle aralarında güven bağı oluşturmalarını ve dil gelişimini desteklenmesini sağlayacaktır.

Dil gelişim düzeylerini


2 açıklayabilme

Dil Gelişim Düzeyinin Farkında


Olma

Dil gelişimini iki ana başlık altında incelemek, çalışılan bireyin gelişim düzeyini belirlemek açısından
kolaylık sağlamaktadır. Bu açıdan sorulması gereken ilk soru, çalıştığınız bireyin söz öncesi dönemde
mi, söz üretme döneminde mi olduğunun belirlenmesidir. Söz öncesi döneme ilişkin özellikler; refleksif
seslerle başlamakta en son aşamasında anlamsız olan seslerle oynayarak, sesi alçaltıp yükselterek, jest ve
mimiklerini kullanarak sanki karşılıklı bir konuşmanın içerisindeymiş gibi ifadede bulunduğu jargonla
son bulmaktadır. Sözcük üretme döneminde önce tek sözcük kullanan bebek ardından sözcükleri bir
araya getirmekte ve en son aşamada dil bilgisini kullanarak ustaca konuşmaya başlamaktadır.

176
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Çevresel düzenlemeleri
3 örneklendirebilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Çevresel Düzenlemeler

Çevresel düzenlemeler, öğretimsel fırsatlar yaratmak amacıyla ortamda yapılan çeşitli düzenlemelerdir. Çev-
resel düzenlemeler altı farklı şekilde yapılabilmektedir. Dil gelişiminin sağlanmasında kritik noktalardan biri
karşıdaki bireyin konuşmaya, kendi ifade etmeye, talep etmeye gereksinimin olmasıdır. Çevresel düzenleme-
ler aracılığla bireyin iletişim kurma, etkileşim başlatma gereksinimini yaratılmaya çalışılmaktadır. Bireyde
bu gereksinim yaratıldığında, yetişkin tarafından bu öğrenme fırsatına çevrilebilmektedir.
1. İlgi çekici etkinlik veya materyal sağlama
2. Ulaşılmaz hale getirme
3. Sınırlı oranda verme
4. Eksik bırama
5. Seçim yapma fırsatları sağlama
6. Şaşırtıcı durumlar yaratma

Model olma, doğru sorular sorma,


4 bekleme süreli öğretim ve fırsat
öğretimi tekniklerini açıklayabilme

Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Doğal dil öğretim teknikleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır. Seçenek sunmaya kadar olan teknikler özellikle
alıcı dili geliştirmeyi hedeflemektedir. Seçenek sunma ve talep etme model olma teknikleri hem alıcı hem de
ifade edici dili geliştirmeyi hedeflemektedir. Talep etme-model olma tekniğinde bireyin bağımsız konuşması
desteklenmeye başlamaktadır. Doğru sorular sorma, bekleme süreli öğretim ve fırsat öğretiminde ise çocu-
ğun etkileşimi ve iletişimi kendiliğinden başlatması önemlidir. Teknikler aşağıda sıralanmıştır:
Model Olma
• Yanıt beklemeden model olma
- Sözcük bombardımanı
- Paralel konuşma
- Kendi kendine konuşma
• Genişletmeler yaparak model olma
- Düzeltme yaparak genişletme
- Sözcük ekleyerek genişletme
• Seçenek sunma
• Talep etme-model olma
Doğru Sorular Sorma
Bekleme Süreli Öğretim
Fırsat Öğretimi

177
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Öğretimin planlamasında
5 kullanılan “Ne”, “Nerede” ve “Nasıl”
yöntemlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Öğretimin Planlanması

Öğretimin planlanması sürecinde 3N yöntemi kullanılmaktadır. 3N: Ne, Nerede, Nasıl anlamına gelmektedir.
• Ne sorusu: amacın ne olduğunun belirlenmesidir. Amaç cümlesini yazarken dikkat edilecek noktalar
işlevsel, genellebilir ve ölçülebilir olması gerekmektedir. Amaç cümlesinde ölçütün ve ipucu düzeyinin
belirtilmesi ölçülebilirlik açısından önemlidir.
• Nerede sorusu: Desteklenmesi planlanan amaç için öğretim fırsatının oluşturulabilmesi için hangi or-
tamların uygun olduğunun belirlenmesidir. Hedef becerinin çalışılmasına uygun olan rutin, etkinlik ve
geçişler belirlenmelidir.
• Nasıl sorusu: Desteklenmesi planlanan amaç için öğretim ortamında ne gibi çevresel düzenlemelerin
kullanılarak öğretim fırsatının oluşturulacağı ve hangi doğal dil öğretim tekniğinin kullanılacağının belir-
lenmesini içermektedir.

178
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Bakım personeli Deniz Hanım, bakımından 4 Okula geliş ve kıyafet değişiminden sonra sı-
sorumlu olduğu 4 yaşındaki Ege’nin dil becerileri- nıfa geçme anına kadar olan süreç ya da gün içeri-
ni desteklemek için sahip olması gereken nitelik-

neler öğrendik?
sinde buna benzer yapılan etkinliklerdeki değişim-
leri araştırmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi nite- ler sırasında geçen süreç aşağıdakilerden hangisi ile
likli etkileşim kurmayı hedefleyen Deniz Hanım’a tanımlanmaktadır?
önerilebilir?
A. Serbest zaman B. Doğal öğretim
A. Çocuğun iletişim başlatmasını beklemesi. C. Etkinlik Süreci D. Geçiş
B. Çocuğun liderliğini ve ilgisini izlemesi E. Rutin
C. Çocuğun tek başına oynayabileceği oyuncakları
sunması 5 Ortamda farklı düzenlemeler yapılarak çocuk
D. Neyi, nasıl, nerede öğreteceğini önceden belir- için iletişim kurma, başlatma veya sürdürmeye iliş-
lemesi kin olarak iletişimsel beceri edinimi veya geliştirme
E. Çocuğun gereksinimlerine odaklanması gereksinimi yaratılması aşağıdakilerden hangisi ile
tanımlanmaktadır?
2 Derya Hanım, 4 yaşında ve otizm tanısı olan A. Etkileşim temelli müdahale stratejileri
Murat’a bakıcılık yapmaktadır. Murat ile öğretme-
B. Çevresel düzenlemeler
ninin “Aç” kelimesini söyleme becerisi çalıştığını
bilmekte bu nedenle Murat’la birlikteyken onun C. Sosyal öğrenme stratejileri
nasıl destekleyebileceğini düşünmektedir.Derya D. Davranışçı yaklaşım düzenlemeleri
Hanım, kahvaltı saatinde Murat’ın yiyecekleri- E. Çevresel yaklaşım stratejileri
ni kilitli bir kutuya koymuştur. Ardından Derya
Hanım başka işleri yapmaya dönmüştür. Bu süre 6 Aşağıdakilerden hangisi doğal dil öğretim
içerisinde Murat kutuyu açmak için girişimde bu- tekniklerinin avantajlarından biridir?
lunmuştur. Ancak açamadığı için Derya Hanım’ın
koluna dokunmuştur. Derya Hanım “Aç” diyerek A. Planlama gerektirmemesi
Murat’a model olmuş ve aynı şekilde Murat’ın söy- B. Genellemenin kendiliğinden gerçekleşmesi
lemesini istemiştir. C. Çevresel düzenleme gerektirmemesi
D. Bireyselleştirme gerektirmemesi
Derya öğretmen, aşağıdaki doğal dil öğretim tek-
niklerden hangisini kullanmıştır? E. Pekiştireç kullanılmaması

A. Seçenek sunma
B. Paralel Konuşma
7 Doğal öğretim sürecinde uygulamaların ço-
cuğun ilgi ve motivasyonuna odaklanarak, çocuğun
C. Kendi Kendine Konuşma
yönlendirmesi ve öğretmen ile etkileşimine dayalı
D. Eksik Bırakma olması temeldir. Bu durum, doğal öğretimde 3N
E. Fırsat öğretimi ile açıklanmaktadır. Aşağıdakilerden hangisinde
3N olarak belirtilenler doğru olarak verilmiştir?
3 Çocuktan yanıt beklemeden çocuk ile aynı A. “Ne”-Öğretimsel amaçlar, “Nezaman”-Serbest
ortamda iken yetişkinin kendi yaptıklarını çocu-
zaman, “Nerede”-Günlük rutinler
ğun dil beceri düzeyine göre sözel olarak ifade et-
mesi hangi teknikle açıklanabilir? B. “Nasıl”-Yapılandırarak, “Nezaman”-Geçiş za-
manları, “Nekadar”-Bireysel eğitim süresince
A. Paralel konuşma C. “Nerede”-Ev ortamı, “Neden”-Kazanım,
B. Kendi kendine konuşma “Nasıl”-Çevresel düzenlemeler
C. Seçenek sunma D. “Ne”-Öğretimsel amaçlar, “Nerede”-Öğretme
D. Talep etme fırsatı olabilecek her yer, “Nasıl”-Öğretim stra-
E. Sözcük bombardımanı tejileri ve teknikleri
E. “Nezaman”-Etkinlik zamanı, “Nasıl”-Grup
eğitimi süresince, “Nerede”-Sınıf ortamı

179
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

8 Ayşe Hanım bakımını yaptığı Efe’nin topla 10 Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğal dil öğre-
oyun oynamayı sevdiğini bilmektedir. Efe’nin topu tim stratejileri için söylenebilecek doğru bir ifade
istemesi için topu Efe’nin boyunun yetişemeyeceği
neler öğrendik?

değildir?
bir rafa koymuştur. Ayşe Hanım topu rafa koyarak
aşağıdaki düzenlemelerden hangisini yaparak öğre- A. Çocuğun işlevsel iletişim gereksinimi temeline
tim fırsatı oluşturmayı planlamıştır? dayanır.
B. Ortamda çocuk için işlevsel bir iletişim gereksi-
A. Seçim fırsatları oluşturma nimi yaratılır.
B. Sınırlı oranda verme C. Çocuğun başlattığı etkinlik yetişkin tarafından
C. Eksik bırakma desteklenir.
D. Ulaşılmaz hale getirme D. Ortamın doğal, eğlenceli ve motive edici olma-
E. Şaşırtıcı durumlar yaratma sına özen gösterilir.
E. Çocuğun iletişim amaçlarına ve bağlama göre
9 Aşağıdakilerden hangisi bakımından sorumlu öğretim tekniklerinde çeşitliliğe gerek duyulmaz.
olunan bireyin gelişimi düşünüldüğünde nitelikli
yetişkin davranışları stratejilerini kullanan bakıcı-
nın amaçlarından biri olamaz?
A. Bireyin yalnız başına oyun oynamasını sağlamak
B. Bireyin sosyal tepkilerini geliştirmek
C. Bireyin kurduğu etkileşimleri desteklemek
D. Ortak ilginin sağlanması
E. Bireyin dil gelişiminin desteklemek

180
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek-


1. B 6. B Yanıtınız yanlış ise “Öğretimin Planlanması”
niklerinin Bileşenleri” konusunu yeniden
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


2. E Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek- 7. D Yanıtınız yanlış ise “Öğretimin Planlanması”
nikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. B Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Çevresel Düzenlemeler”
nikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek- Yanıtınız yanlış ise “Dil Gelişim Düzeyinin
4. D 9. A
niklerinin Bileşenleri” konusunu yeniden Farkında Olma” konusunu yeniden gözden
gözden geçiriniz. geçiriniz.

5. B Yanıtınız yanlış ise “Çevresel Düzenlemeler” 10. E Yanıtınız yanlış ise “Doğal Dil Öğretim Tek-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. nikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
6 Anahtarı

Çocukların birincil bakıcıları ile kurdukları etkileşimin niteliği dil gelişimini


etkilemektedir. Eğer birincil bakıcı ile çocuk arasında olumlu ve nitelikli bir
Araştır 1 etkileşimin gerçekleşmesi çocuğun dil gelişimini de olumlu olarak etkilemek-
tedir. Çünkü olumlu ve nitelikli etkileşim anları dil gelişiminin desteklenmesi
açısıdan uygun öğrenme fırsatları oluşturmaktadır.

Söz öncesi dil gelişimi bireyin sesi, etkileşimi, iletişimi keşfettiği dönem olarak
da nitelendirilebilir. Söz öncesi dönemde bebek sesi farklı nasıl kullanılacağını
öğrenirken, motor becerilerinin gelişmesi ile birlikte çevresindeki uyaranlarla
Araştır 2
daha fazla etkileşime girmektedir. Çevresindeki uyaranları anlamlandırması ve
iletişimin doğasını kavraması açısından önemli olan söz öncesi dönem, aynı
zamanda özellikle alıcı dilin gelişimi açısıdan da kritiktir.

Doğal ortamlarda öğretim sunulmasının öğrenene katkıları şu şekilde sırala-


nabilir.
Araştır 3 1. Farklı ortamlarda, farklı kişiler ve farklı materyallerle bir beceri/davranışın
çalışılabiliyor olması genellemenin kendiğinden olmasını sağlamaktadır.
2. Bireyin liderliği ve ilgisi izlendiği için doğal pekiştireç sağlamaktadır.

181
Doğal Dil Öğretim Teknikleri

Araştır Yanıt
6 Anahtarı

Doğal dil öğretim teknikleri yapılandırılmış ortamlarda sunulan dil öğretim


uygulamalarının edinim aşamasında etkili ancak genelleme aşamasında ye-
tersiz olduğunun belirlenmesi üzerine çözüm olarak üretilmiş bir yaklaşım-
Araştır 4 dır. Öncelikle Hart ve Risley (1975) tarafından fırsat öğretimi uygulamaları
şeklinde gerçekleştirilmiş olup daha sonraki araştırmacıların farklı teknik ve
düzenlemeleri kullanmasıyla bugünkü halini almıştır.

Öğretim planlamasında bireyselleştirmenin önemli olmasının nedeni her bi-


reyin birbirinden farklı olmasıdır. Her birey farklı güçlü yanlara, yeterliklere,
Araştır 5 ilgilere ve gereksinimlere sahiptir. Herhangi bir plan tüm bireylere uygulana-
maz. Etkili uygulamalar yapabilmenin kilit noktalarından biri bireysel farklı-
lıkları göz önünde bulundurarak öğretimin planlanması ve uygulanmasıdır.

182
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Kaynakça
Diken, İ. H. (2013). Okul öncesi kaynaştırma McCormick, L. (2006). Intervention in natural
ortamlarında doğal öğretim. Bakkaloğlu, H. ve environments. M. J. Noonan, & L. McCormick
Sucuoğlu, B. (Ed.), Okul öncesinde kaynaştırma. (Eds.). Young children with disabilities in natural
Kök yayıncılık. Ankara. enviroments. Baltimore: Paul H. Brookes Publishing.
Division for Early Childhood. (2015). DEC McWilliam, R. A., (2010). The routines-based
recommended practices: Enchancing services for interview. R. A. McWilliam (Ed.). Routines-based
young children with disabilities and their families early intervention. Baltimore: Paul H. Brookes
(From qualities of interaction to intervention Publishing.
practices: using what comes naturally No.8). Los Noonan, M. J., (2006). Naturalistic curriculum model.
Angeles, CA: McCollum, J. M. J. Noonan, & L. McCormick (Eds.). Young
Dunst, C. J., Raab, M., & Trivette C. M. (2012). children with disabilities in natural enviroments.
Characteristics of naturalistic language Baltimore: Paul H. Brookes Publishing.
intervention strategies. Journal of Speech- Language Rescorla, L., Alley, A., &Christine, J. B., (2001).
Pathology and Applied Behavior Analysis. 5(3-4), Use of language development survey (LDS) in
8-16. a national probability sample of children 18-35
Dunst, C. J., Raab, M., Trivette, C. M., Parkey, C., months old. Journal of Speech, Language, and
Gatens, M., Wilson, L. L., French, J., & Hamby, Hearing Research, 45, 733-743.
D. W. (2007). Child and adult social-emotional Richels, C. G., & Raver, S. A. (2015). Developing
benefits of response-contingent child learning positive social-emotional and communication
opportunities.  Journal of Early and Intensive skills. S. A. Raver, & S. C. Childress (Eds.).
Behavior Intervention, 4, 379-391. Family-centered early intervention. Baltimore:
Ingersoll, B., & Dvorstscsak, A. (2010). Training Paul H. Brookes Publishing.
parents of young children with ASD. B. Ruble, L. A., & Robson, D. M. (2007). Individual
Ingersoll, & A. Dvorstscsak (Eds.). Teaching social and environmental determinants of engagement
communication to children with autism. New York: in autism. Journal of Autism and Developmental
The Guilford Press. Disorders, 37, 1457-1468.

Kim, J. M., & Mahoney, G. (2004). The effects Yont, K. M., Snow, C. E., & Vernon-Feagans, L.W
of mother’s style of interaction on children’s (2003). The role of context in mother- child
engagement: implications for using responsive interactions: An analysis of communicative intents
interventions with parents. Topics in Early expressed during toy play and book reading with
Childhood Special Education, 24, 31-38. 12-month-olds. Journal of Pragmatics, 35, 435-454.

İnternet Kaynakları
www.dogalogretim.com
http://www.independent.co.uk/news/science/babies-understand-diverse-words-six-months-exciting-parents-
language-learning-a8065241.html#gallery

183
Bölüm 7
Yapılandırılmış Dil Öğretimi
Yapılandırılmış Dil Öğretim Yöntemleri
2 Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-
öğrenme çıktıları

play, model olma ve sözel davranış


yöntemlerini açıklayabilme
3 Üstdil becerilerinin öğretimini

1 2
açıklayabilme
Yapılandırılmış Dil Öğretimi 4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık
1 Yapılandırılmış dil öğretimini açıklayabilme sürecinin kullanılmasını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Dil • Yapılandırılmış Dil • Ayrık Denemelerle Öğretim • Drill ve Drill-play
• Model Olma • Sözel Davranış

184
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ nokta, iletişim müdahalesinin sistematik bir ilerle-


İletişimi öğrenmek çocuklar için sosyal etkile- meyle devam eden dinamik bir süreç olmasıdır. Dil
şimin temeli ve oldukça önemli bir beceridir. Bu- ve konuşma bozukluğu ile ilgili tanının alınmasını
nun yanında etkili iletişim dilsel, motor, zihinsel takip eden süreçte uygulamacı, bireyin mevcut ge-
ve sosyal becerilerin etkili ve eş güdümlü olarak reksinimlerini ve güçlü yönlerini belirlediği ayrın-
kullanımını gerektirmektedir. Sosyal-dilsel iletişim tılı değerlendirmeyi tamamlar. Daha sonra müda-
sisteminin karmaşıklığı ve onun gelişimin diğer hale için uygun hedef davranışları seçer. Ardından,
alanlarıyla olan etkileşimi göz önünde bulundu- hedef davranışların öğretimi amacıyla öğretim yön-
rulduğunda bu sistemde oluşabilecek herhangi bir temlerini planlar ve uygulamaya başlar. Birey, hedef
aksama gelişimsel gecikmeye yol açabilmektedir. davranışı müdahale öncesinde belirlenen ölçütleri
Gelişimin herhangi bir alanında kayda değer bir karşılar düzeyde sergilediğinde müdahale süreci de
gecikmenin yaşanması, iletişim gelişimini de olum- tamamlanır. Yeni edinilen davranışların kalıcılığı
suz yönde etkileyebilmektedir. Bu yüzden çevresel sağlamak için genellikle belirli periyodlarda izle-
veya kalıtsal nedenlerle zihinsel, sosyal veya motor me gerçekleştirilmektedir (Roth ve Worthington,
becerilerde yaşanan gecikme, dil ve iletişim bece- 2015). Müdahale etkinlikleri doğallığın derecesine
rilerinin de gecikmesine yol açabilecek ihtimalleri göre çeşitlenmektedir. Fey’e göre (1986), doğallığı
yanında getirmektedir (Kaiser, Hancock ve Trent, üç faktör etkilemektedir: 1) müdahale etkinliği-
2007). Dil birçok kapıyı açan sihirli bir anahtar nin kendisi, 2) etkinliğin meydana geldiği fiziksel
gibi sosyal ve akademik yaşamın içerisinde var ol- bağlam, 3) müdahale süresince bireyin etkileşimde
mamızı sağlar. Dili doğru ve etkili kullanabilmek bulunduğu bireyler. Yapılandırılmış dil öğretimi bu
birçok alanda istenilen ve aranılan bir beceridir. Ne doğallık sürekliliğinin en sonundaki noktayı temsil
yazık ki dilin her zaman istenilen şekilde kullanımı etmektedir.
mümkün olmamaktadır. Birçok farklı nedenden Kitabınızın bu ünitesinde yapılandırılmış dil
dolayı yaşanan dil güçlükleri iletişimin önünde bir öğretimi hakkında bilgiye yer verilmiştir. İzleyen
engel olarak karşımıza çıkmaktadır. bölümde yapılandırılmış dil öğretiminde kullanı-
İletişim becerilerinin gelişimi yaşamın ilk yılla- lan ayrık denemelerle öğretim, drill, drill play, mo-
rında başlar ve bu süre zarfında çocuklar çevrelerin- del olma ve sözel davranış yöntemleri ve bu yön-
den yoğun bir takım konuşma modellerine maruz temlere ilişkin örnek uygulamalar hakkında bilgi
kalırlar. Yetişkinler, çocukların dil ve konuşma geli- sahibi olacaksınız. Diğer taraftan yapılandırılmış
şimini destekleyen sayısız etkileşim sağlarlar (Hart dil öğretimlerinde doğallık sürecinin nasıl kullanı-
& Risley, 1995; Tomasello, 2003). Çocukların lacağına ilişkin bilgiye ulaşacaksınız.
duydukları sözcük sayısının, dil gelişimi ile ilişki-
li olduğu araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Hart YAPILANDIRILMIŞ DİL ÖĞRETİMİ
and Risley (1995), normal gelişim gösteren ço- Yapılandırılmış dil öğretimi diğer dil müdahaleleri
cukların doğumdan 4 yaşına kadar yaklaşık olarak içerisinde doğallığın en az olduğu yaklaşımdır. Yapı-
26 milyon sözcük duyduklarını rapor etmiştir. Bu landırılmış dil öğretiminde uygulamacı hangi hedef-
dönemde zengin dil etkileşimleri ve konuşma mo- lere ulaşmak için hangi araç-gereçleri kullanacağını,
delleri, etkileşimlerin niteliğine bağlı olarak normal hangi tepkileri doğru kabul edeceğini, hangi pekiş-
gelişim gösteren çocuklarda dil edinimini doğal tirme tarifesini ve pekiştireci kullanacağını ve bir son-
bağlamda hızlı bir şekilde sağlamaktadır. Bu konu- raki hedefe ulaş-
daki tartışmaların yer aldığı alanyazında yapılandı- mak için ölçütün
rılmış yaklaşımların, farklı dil bozukluğuna sahip ne olacağını
birçok çocuğun çeşitli dil biçimlerini edinmesinde dikkat
kendisi belirler.
tutarlı bir şekilde etkili olduğu ortaya konmuştur. Yapılandırılmış Pekiştirme, bir davranışın ilerle-
Araştırmacılar, ebeveyn ile etkileşim kurarak doğal dil öğretiminde yen dönemde ortaya çıkma ihti-
yollarla dili öğrenemeyen çocukların, sistematik uygulamacı ak- malini arttıran ve davranış son-
davranış değiştirme yöntemlerinden yararlanabile- tiftir ve ortamı rası ortama bir uyaran eklenmesi
ceklerini savunmaktadırlar. düzenler (Paul ve veya ortamdan bir uyaranın kal-
Müdahale planlaması yapmak için farklı yak- Norbury, 2012). dırılması olarak tanımlanabilir.
laşımlar bulunmaktadır. Bunlar arasındaki ortak

185
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Yapılandırılmış dil öğretimi ile doğal dil öğretimi birçok araştırmacı tarafından karşılaştırılmıştır ve en
tartışmalı nokta yapılandırılmış dil öğretiminin karşılıklı iletişime aktarılamamasıdır.

Tablo 1.1 Yapılandırılmış ve Doğal Öğretimin Karşılaştırılması (Kuder, 2003).
Yapılandırılmış Doğal
Klinik ortam kullanır. Doğal çevre içeriklerini kullanır.
Alıştırma ve uygulama etkinlikleri kullanır. Konuşmaya yönelik etkinlikleri kullanır
Ard arda denemeleri sunar. Ayrık denemeler kullanır.
Amaç hiyerarşisini takip eder. Çocuğun öncülüğünü takip eder.
Uygulamacı belirlediği pekiştireçleri kullanır. Çocuğun ilgisine dayalı pekiştireçler kullanır.
Doğru yanıtları pekiştirir. İletişim teşebbüslerini pekiştirir.

Yapılandırılmış ve doğal yaklaşımların kulla-


nılmasının sonuçları üzerine yapılmış araştırmalar Uygulamacı yönergeleri açık bir şekilde verir
tutarlı sonuçlar vermemiştir. Bazı araştırmacılar (‘‘Resimdeki çocuk ne yapıyor? Benden sonra
söyle/tekrar et!’’).
yapılandırılmış yaklaşımların daha etkili olduğunu
bulurken, diğerleri doğal öğretimin en iyi şekilde
işlediği sonucuna varmıştır. Aslında, etkililiğe dair Uygulamacı uyaranı veya öncülü sunar (‘‘Çocuk zıplıyor.’’).
soru gerçek bir soru değildir. Hangi yaklaşımın kul-
lanılacağına karar vermede, uygulayıcılar öğrenciler
Uygulamacı bireyin açık ve net bir şekilde yanıt/tepki
için belirlenen öğretim amaçları ve sınıf ortamı gibi vermesi için kendisine belli bir süre tanır.
faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. Bazı amaç-
lar (örneğin, sözcük edinimi) yapılandırılmış yakla-
Uygulamacı sonucu veya pekiştireci sunar (birincil
şım ile elde edilebilirken diğerleri (iletişimsel etki-
pekiştireç olarak yiyecek-içecek veya sosyal pekiştireçler
leşimin başlaması gibi) doğal öğretime daha yatkın ‘‘Aferin, Bravo, Harikasın!’’, sembol pekiştireçler veya yanıtın
olabilir. Benzer şekilde, mevcut yer, araç-gereç ve kabul edilebilir olduğuna ilişkin dönüt verir.)
personel faktörleri yapılandırılmış öğretim mi yok-
sa doğal öğretim mi uygulanacağını belirler. Yapı- Dönüt performansa ilişkin bilgi içerikli
olabilmektedir (‘‘5 denemenin 4’ünü doğru
landırılmış müdahale ayrık denemelerle öğretim, bir şekilde söyledin.’’).
model olma, drill (alıştırma) ve drill play (alıştır-
ma-oyun) yöntemlerini içerir. Tüm bu yöntemler Şekil 7.1 Yapılandırılmış Müdahale Öğretim Basamakları
sıralı basamaklardan oluşur. Kaynak: Roth ve Worthington, 2011’den uyarlanmıştır.

Öğrenme Çıktısı

1 Yapılandırılmış dil öğretimini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sizce hedeflenen dil becerisi Yapılandırılmış dil öğre-


Yapılandırılmış ve doğal dil
müdahalenin yapılandırıl- tim basamakları ile pekiş-
öğretimi arasındaki ilişkileri
mış veya doğal olmasını et- tirme arasındaki bağlantıyı
değerlendirin.
kilemekte midir? anlatın.

186
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

YAPILANDIRILMIŞ DİL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ


Yapılandırılmış dil yaklaşımı yeni bir hedef davranışın kazandırılmasında, müdahalenin başlangıç aşa-
masında en etkili yaklaşım olarak düşünülmektedir. Uygulamanın yapıldığı ortam dışına davranışın genel-
lemesinde ve sonrasında hedef davranış gerçekleştiğinde bireye geleneksel etkinlikler tanıtılabilir ve daha
doğal yaklaşımlara geçilebilir.

Yapılandırılmış
Dil Öğretim
Yöntemleri

Ayrık
Denemelerle Drill Drill-play Model Olma Sözel Davranış
Öğretim

Şekil 7.2 Yapılandırılmış Dil Öğretim Yöntemleri

İzleyen bölümde ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-play, model olma ve sözel davranışa ilişkin
ayrıntılı bilgiye yer verilmiştir. Bahsettiğimiz bu dört yaklaşım yoğun olarak yapılandırılmış, formal ve
uygulamacı kontrolünde olma özelliklerini paylaşmaktadır ki bunlar; müdahaleye yönelik edimsel yakla-
şımlarla karakterize edilmiş özelliklerdir.

Ayrık Denemelerle Öğretim


Ayrık denemelerle öğretim (ADÖ), bilimsel dayanaklı uygulamalar içeri-
sinde yer alan davranışsal uygulamalardan biridir (National Autism Center
(NAC), 2015). ADÖ öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla öğretimi bireysel-
leştiren ve küçük adımlara bölen bir yöntemdir (Smith, 2001). 1960’ların dikkat
sonlarına doğru geliştirilen ADÖ genellikle bir uygulamacı ve bir öğrenci Uyaran-Tepki-Uyaran zin-
ile gerçekleştirilir. Öğretim esnasında dikkat dağıtıcı potansiyele sahip tüm ciri bir deneme olarak ad-
uyaranlar ortamdan kaldırılır veya kontrol altına alınır. ADÖ, temelde uy- landırılır.
gulamalı davranış analizinin bir ilkesi olan Uyaran-Tepki-Uyaran ilişkisine
göre gerçekleştirilir (Birkan, 2013). Sırası ile davranış öncesi uyaran, ipucu ve hedef uyaranın sunulduğu;
tepki, bireyin ipucu ve hedef uyarana verdiği yanıt; davranış sonrası uyaran ise çocuğun vermiş olduğu ya-
nıt doğrultusunda görmezden gelme veya pekiştirme uygulamaları zinciridir (Birkan, 2013). Uygulamalı
davranış analizinin ilkeleri yapılandırılmış öğretim yöntemlerinden doğal öğretim yöntemlerine doğru
çeşitli düzeylerde kullanılabilir.
ADÖ’de sunulan deneme sayısı ve denemeler arası süre uygulamacı tarafından bireyin özelliklerine ve
hedeflenen davranışın yapısına göre belirlenir (Dib ve Sturmey, 2007). ADÖ, özellikle Otizm Spektrum
Bozukluğu (OSB) olan bireylerin öğretimlerinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir ancak ADÖ sadece ta-
nısı olan bireyler ve çocuklar için geliştirilmiş bir yöntem değildir. ADÖ yapılandırılmış öğretime ihtiyaç
duyan tüm bireyler için kullanılabilen bir yöntemdir (Eikeseth, Smith ve Klintwall, 2014).

Ayrık Denemelerle Öğretimin Basamakları


Ayrık denemelerle öğretimin beş temel bileşeni vardır. Bu bileşenler;
• Ayırt edici uyaran sunma
• İpucu sunma
• Bireyin tepkisi (yanıt)
• Sonuç (Pekiştirme veya görmezden gelme)
• Denemeler arası süredir (Eikeseth, Smith ve Klintwall, 2014).

187
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Sonuç
Ayırt edici Bireyin (Pekiştirme
Denemeler
uyaran İpucu sunma tepkisi veya
arası süre
sunma (yanıt) görmezden
gelme)

Şekil 7.3
tırır. Bireyin bağımsız olarak doğru tepki vermesini
sağlamak amacıyla kullanılan ipuçları bireyin per-
formansına bağlı olarak gittikçe silikleştirilmelidir.
dikkat
Silikleştirme verilen ipucunun aşamalı bir şekilde
İpucu, uygulamacı tarafından bireyin yoğunluğunun azaltılmasıdır (MacDuff, Krantz, ve
tepkide bulunmasından önce sunulan bi- McClannahan, 2001).
reyin doğru tepkide bulunma ihtimalini
arttırmayı hedefleyen uygulamacı yardı-
mıdır. Dil öğretiminde genellikle kulla-
nılan ipuçları; sözel ipucu, model olma,
dikkat
bakışlar ve jest, mimiktir (Diken, 2013).
Denemeler arası süre, bireye ayırt edici
uyaran ve ipucu sunularak bireyin yanıt
vermesi ardından yeni bir ayırt edici uya-
Ayrık denemelerle öğretim belirli bir sıra ile iler- ran verilmesi için beklenen süredir. Bu
lemektedir: süre genellikle 4-5 saniye olarak belirlenir.

Uygulamacı bireyin dikkatini çeker ve


hedef davranışın öğrenimine yönelik ayırt Ayrık denemelerle öğretim örneği;
edici uyaran ve ipucu (kullanılmayabilir) sunar.

Uygulamacı bireye gösterilen resimdeki eylemi söyle-


Birey uyarana tepki (yanıt) verir. me becerisini hedef davranış olarak belirlemiştir.

Uygulamacı: “Şimdi masadaki karta dikkatli bir şe-


kilde bak.” (Dikkat çekme)
“Resimdeki çocuk ne yapıyor?” (Ayırt edici uyaran)
Uygulamacı verilen tepkiyi pekiştirir veya
görmezden gelir. Birey: Yüzüyor.

Uygulamacı: Harikasın. (Pekiştirme) “Evet yüzüyor.”


der ve 4 saniye bekler (Denemeler arası süre) ve diğer
Bir sonraki denemeye kısa bir ara verilerek geçilir. denemeye geçer.

Şekil 7.4 Ayrık Denemelerle Öğretimde İzlenen Sıra


Ayrık denemelerle öğretim ve diğer yapılandı-
Yukarıda izlenen basamaklarda olduğu gibi ipu-
rılmış dil öğretim yöntemlerinde pekiştirme önem-
cu sunulacaksa eğer ayırt edici uyaranla birlikte
li bir yere sahiptir. Uygulamacılar için pekiştirme
sunulabilir. İpuçlarının ayırt edici uyaranla birlikte
önemli bir motivasyon kaynağı olarak görülür. Pe-
sunulması bireyin doğru tepki verme olasılığını art-

188
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

kiştirme türleri ve uygulamalarına ilişkin ayrıntılı rarlanma olasılığını azaltır. Terimin içinde olumsuz
bilgiye izleyen başlıkta yer verilmiştir. sıfatının olmasına karşın olumsuz pekiştirme, pe-
kiştirmenin bir türüdür ve bu da hedef davranışın
arttırılması ya da sürdürülmesi işlevine hizmet et-
Pekiştirme Nedir? tiği anlamına gelir (Scheuermann ve Hall, 2016).
Pekiştirme davranışı takip eden (izleyen) dav- Şekil verme, öğretilmesi amaçlanan istendik
ranış sonrası uyaranın sonucu olarak davranışın hedef becerinin yaklaşan davranışlarının aşamalı
güç kazandığı bir süreçtir. Pekiştirme davranışın bir şekilde pekiştirilmesidir (Ruegg, 2006). Pekiş-
şiddetini, sıklığını, süresini ve oranını arttırabilir tirme aşamalı olarak, hedeflenen davranış/beceri-
ya da davranışın şeklini değiştirebilir. Bir davranış nin giderek artan doğru biçimleri için yapılır. En
sonrası uyaranın pekiştireç olup olmadığına ka- sonunda, hedeflenen beceri/davranış sadece doğru
rar vermek için yalnızca davranış sonrası uyara- bir şekilde sergilendiğinde birey pekiştirilir. Örne-
nın hedeflenen davranış üzerindeki ortaya çıkan ğin, adını söylemeyi öğrenen küçük bir çocuk ilk
etkisi gözlemlemek yeterlidir. Bir davranış sonrası olarak adını tam olarak doğru söyleyemese de pe-
uyaranın sonucunda davranış şimdikinden daha kiştirilir. Bu arada uygulamacı önce adının ilk he-
büyük şiddette ve yoğunluktaysa, daha uzun sü- cesini söylemesi gibi girişimlerini pekiştirmek gibi
rüyorsa veya şeklinde değişmeler olmuşsa ve daha her geçen gün pekiştirme ölçütlerini arttırır. Bu-
sık ortaya çıkıyorsa pekiştirme gerçekleşmiş de- rada hangi tür pekiştirmenin uygun olacağına uy-
mektir. Davranışın şiddeti, sıklığı, süresi veya gulamacı bireyin/çocuğun özelliklerine göre karar
oranında herhangi bir artış ya da şeklinde deği- verir. İzleyen bölümde pekiştirme türlerine ilişkin
şim yoksa pekiştirme gerçekleşmemiştir (Scheuer- ayrıntılı bilgiye yer verilmiştir.
mann ve Hall, 2016).
Olumlu pekiştirme bir davranışın hemen arka-
Pekiştirme Türleri
sından bireye sunulan uyaranın bir sonucu olarak,
o davranışı sürdüren ya da sıklığını, yoğunluğunu, Pekiştireçler birincil ve ikincil pekiştileçler ol-
süresini oranını arttıran başka bir deyişle davranı- mak üzere iki başlık altında sınıflandırılır. Koşulsuz
şın şeklini değiştiren işlem sürecidir. Bu etkiyi orta- veya öğrenilmemiş pekiştireçler olarak da adlandı-
ya çıkaran davranış sonrası uyarana pekiştireç veya rılan birincil pekiştireçler, hayatımızı sürdürmek
olumlu pekiştireç denir. Bu terimlerin birbirinden için ihtiyacımız olan ya da biyolojik bir değeri olan
ayrılan yönünü şu şekilde açıklanır: pekiştirme uyaranlardır, bundan dolayı da çok güçlüdürler
davranış sonrası uyaran arasındaki ilişki ya da işlem ve doğal olarak pekiştirirler. Birincil pekiştireçler
sürecini ifade ederken, pekiştireç ise davranış sonra- uyku, yiyecekler, içecekler, barınma ve cinsel uya-
sı uyarandır. Pekiştirme, akademik davranışları da rılmayı kapsar. Gelişimsel yetersizlikleri olan veya
kapsayan tüm davranış türlerini güçlendirmek ya otizmli bazı bireyler için stereotipik (tekrarlayan
da arttırmak için bireysel olarak veya grup olarak davranışlar (örneğin, el çırpma, sallanma, dönme)
öğrencilerle kullanılabilir. Ayrıca pekiştirme, şekil ya da kendine zarar verici davranışlar (vurma, biri-
verme yoluyla yeni kazandırılmak istenen davranış- nin başına bir nesneyle vurma, ısırma ya da kendini
ların öğretilmesi için de önemlidir. Pekiştirmenin tırmalama) birincil pekiştireçler olarak işlev görür-
farklı bir çeşidi olan olumsuz pekiştirme de olumlu ler (National Research Council, 2001).
pekiştirme gibi davranışı arttırır veya sürdürür. İkincil pekiştireçler ise birincil pekiştireçler-
Olumsuz pekiştirme, davranış gerçekleşince den farklı olarak sevmeyi sonradan öğrendiğimiz
olumsuz veya itici bir uyarıcıyı ortamdan çekme- uyaranlardır. Hayatı sürdürmek için içsel bir değere
yi başka bir deyişle ondan kaçınmayı içerir. Yani, sahip değildir ve biyolojik ihtiyaçlarla ilişkili değil-
ortamda hali hazırda hoşa gitmeyen veya itici ko- dir ve bu nedenle de, birincil pekiştireçler gibi öğre-
şullar mevcuttur ya da böyle bir potansiyel söz ko- nilmemiş pekiştirici özellikleri göstermezler. Birey-
nusudur. Belirli bir davranış gerçekleştiğinde hoş ler, ikincil pekiştireçlere değer vermeyi eşleştirme
olmayan veya itici koşul sona erer ya da birey o hoş olarak bilinen işlem yoluyla öğrenirler. Eşleştirme,
olmayan/itici koşuldan kaçınır. Olumsuz pekiştir- ikincil pekiştireçlerin birincil pekiştireçlerle birlikte
me terimi çoğunlukla ceza ile karıştırılır. Halbuki sunulmasıdır. Örneğin, Uygulamacı otizmli küçük
ceza, bir davranışın sonucunda bu davranışın tek- çocuklara işaret dili ve resimli kartları kullanarak

189
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

iletişim kurmayı öğretirken çocuk bir nesne ya da pekiştirme tarifesinde her doğru yanıt pekiştirilmez
etkinlik istemek için resimli kart ya da bir işaret oranlı, aralıklı ve tepki süreli olmak üzere üç farklı
kullandığında uygulamacı eş zamanlı olarak çocuğa türü vardır (Scheuermann ve Hall, 2016). Uygu-
övgü sözcükleri söyler, ona bir parça çubuk kraker lamacı bireyin özelliklerine, hedeflenen davranışın
verir ve çocuğun istediği nesne veya etkinliğe ulaş- türüne ve ortama göre pekiştirme sürecini etkili bir
masını sağlar. Uygulamacı övgü, kraker ve istenilen şekilde planlamalıdır. Pekiştirmenin sık kullanıldı-
nesne veya etkinliği eş zamanlı olarak sunarak eş- ğı bir diğer yapılandırılmış dil öğretim yöntemi ise
leştirmeyi sağlar. Uygulamacının amacı en sonunda ayrık denemelerle öğretim sürecine oldukça benzer
övgüye ve nesne ya da etkinliklere değer vermeyi olan drill yöntemidir.
öğrenmeleridir, bunun sonucunda uygulamacı is-
tekte bulunmalarını pekiştirmek için daha fazla yi-
yecek kullanmaya gereksinim duymayacaktır.
İkincil pekiştireçler, nesne pekiştireçleri, sos- Araştırmalarla
yal pekiştireçler, etkinlik pekiştireçleri, ve sembol İlişkilendir
pekiştireçler olarak sınıflandırılabilir. Nesne pekiş-
tireçleri bireyin çevresinde somut olarak yer alan Cevher, (2017) tarafından yapılan araş-
eşyalardır. Sosyal pekiştireçler, farkına varılma veya tırmada Otizm Spektrum Bozukluğu olan ço-
övmenin farklı şekillerini içerir. Etkinlik pekiştireç- cuklara yönerge takibinin öğretiminde sözel
leri, görevler ve oyunlardır. Sembol petiştireçler iç- yönergelerin işaret/jestlere dayalı görsel des-
sel bir değeri olmayan ancak diğer birincil ve ikin- tekle sunulduğu ve sözel yönergelerin yalnız
cil pekiştireçlerle yer değiştirebileceği için değeri sunulduğu ayrık denemelerle öğretim karşı-
olan nesnelerdir. laştırılmıştır. Araştırmaya katılan üç denekten
Uygulamacıların dikkat etmesi gereken bir nok- birinde sözel yönergelerin işaret/jestlere dayalı
ta çocukların diğer pekiştireç türlerine yanıt verme görsel destekle sunulduğu ADÖ uygulama-
ihtimali yüksek olması nedeniyle birincil pekişti- sı daha etkili bulunmuşken diğer iki denekte
reçler istisnai durumlar için kullanılmalıdır. Birin- sözel yönergelerin işaret/jestlere dayalı görsel
cil pekiştireçler davranış üzerinde hızlı ve güçlü bir destekle sunulduğu ve sözel yönergelerin yal-
etkiye sahiptir. Bu nedenle, küçük çocuklar özel- nız sunulduğu ADÖ uygulamaları eşit düzey-
likle de uyumsuz ve uygun olmayan davranışları de etkili bulunmuştur. Araştırmanın tamamını
sıklıkla sergileyen çocuklar, ağır derecede bilişsel https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ in-
yetersizlikleri olan çocuklar ya da özellikle şiddet ternet adresinden ulaşarak okuyabilirsiniz.
içeren davranışları (kendini uyarıcı davranışları,
kendini incitme davranışları ve saldırganlık) olan Kaynak: Cevher, Z. “ Otizmli Çocuklara Yö-
çocuklar için birincil pekiştireçleri kullanmak etkili nerge İzlemenin Öğretiminde Sözel Yöner-
olabilir. Diğer taraftan birincil pekiştireçler, sonu- gelerin Jest/İşaretlere Dayalı Görsel Destekle
ca götüren bir basamak olarak kullanılmalı uzun Sunulduğu ve Yalnız Sunulduğu Ayrık Dene-
süreli kullanılan bir uygulama olmamalıdır. Amaç melerle Öğretimin Karşılaştırılması”. Anadolu
olabildiğince hızlı bir şekilde ikincil pekiştireçlere Üniversitesi, 24/05/2017
geçmektir. Bunu başarmak için, birincil pekiştireç
her zaman bir ya da daha fazla ikincil pekiştireçle, Drill (Alıştırma)
eşleştirilmelidir. Drill, yapılandırılmış dil öğretim yöntemle-
Uygulamada kullanılan herhangi bir pekiştirme rinden biridir. Hedef dil davranışlarının üreti-
programının en önemli ögesi pekiştirmenin hangi mini arttırmak için belirli pekiştirmeler sunulur
sıklıkla yapılacağını belirlemektir. Bu sıklık pekiş- ve müdahalenin en üst düzeyde etkili olabilmesi
tirme tarifesi olarak adlandırılır ve tüm pekiştirme adına ortam kontrolünü sağlanmaya çalışılır. Bu
sisteminin içerisinde yer alan bir parçası olarak dik- amaçla yapılan uygulama en temelde, ilişkili dilsel
katli bir şekilde planlanmalıdır. Temel olarak sürekli uyaranların belirginliğini arttırırken, ilişkisiz dilsel
ve aralıklı olmak üzere iki genel pekiştirme tarifesi uyaranları azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalı-
türü vardır. Sürekli pekiştirme tarifesinde bireyin şır (Paul, 2007). Drill, ayrık denemelerle öğretim
vermiş olduğu her doğru yanıt pekiştirilir. Aralıklı olarak da anılır. Bunun nedeni ayrık denemelerle

190
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

öğretim yöntemindeki formatın hemen hemen ay- lar elde edilmiştir. Etkili ve verimli bir müdahale
nısının kullanılmasıdır. Bu yüzden drill, yapılan- olan drill’in sıkıcılıkla ilişkili olan bu sınırlılığını
dırma düzeyi göz önüne alınarak oluşturulan farklı en düşük seviyeye indirmek için oyun etkinlikleri
etkinlik türleri arasında en yapılandırılmış yöntem- ile daha çok ilişkili olan drill play yöntemi tavsiye
lerden bir tanesidir. edilmektedir.
Bir drill etkinliğinde uygulamacı öncelikle elde
etmek istediği hedef dil davranışına yönelik bir yö- Drill Play (Alıştırma Oyun)
nerge sunar. Bu yönerge bir ifadenin veya sözcü-
Drill play, drill yöntemi içine güdüleyici etkin-
ğün tekrar edilmesini talep eden bir uyaran olabilir.
likler yerleştirerek biraz daha farklılaşan yapılandı-
Uygulamacı, müdahale öncesinde sunacağı uyaranı
rılmış dil öğretim yaklaşımlarından birisidir. Bazı
dikkatli bir şekilde planlar ve kontrol eder. Müda-
uygulamacılar, yoğun yapılandırılmış etkinlikler
hale öncesinde planlanan ve kontrol edilen bu uya-
içine güdüleyici durumlar da eklerler (Paul, 2007).
ranlar genellikle ipuçları içerir veya bireye hedef dil
Bu yaklaşımda uygulamacılar, sadece hedef dil
davranışını nasıl doğru olarak üreteceğini söyler.
davranışı sergilendikten sonra pekiştirme işlemini
İpuçları kullanılıyorsa bunlar sistematik bir şekil-
gerçekleştirmez. Uyarana bir öncül ekleyerek hedef
de ortadan kaldırılır veya uygulamacının müdahale
dil davranışı ortaya çıkmadan, davranışın ortaya
sürecini planlarken belirlediği gibi silikleştirilir. Bi-
çıkma ihtimalini arttırmak amacıyla bireyin güdü-
rey, ipucu kullanıldığında uygulamacının sunduğu
lenmesini sağlar. Aslında bahsedilen güdüleyici bir
uyarana tepki verir. Uygulamacının müdahale ön-
öncülün oturumlara eklenmesidir. Drill play’de bu
cesinde tanımladığı hedef dil davranışına uygun bir
güdüleyici öncül öğretimsel uyaranla birlikte (ön-
üretim sergilenmişse birey birincil pekiştireçlerle
cül güdüleyici olay) sunulur. Bir diğer güdüleyici
(yiyecek içecek gibi) veya sözel olarak (aferin, ha-
ise pekiştireci takip eder (sonraki güdüleyici olay).
rikasın vb.) pekiştirilir. Müdahale içinde yararlan-
Bu şekilde Drill play’de iki güdüleyici olayın varlı-
mak için güdüleyici bir etkinlik de kullanılabilir.
ğından söz etmek mümkündür.
Örneğin; mutfak eşyalarının adlandırılmasının
Drill’de bahsedilen mutfak eşyalarını adlan-
hedeflendiği bir müdahale oturumunda bir mut-
dırma örneğini drill play’e uyarlayarak ele alalım.
fak maketi ve minyatür mutfak eşyalarının yer al-
Başlangıç olarak güdüleyici öncül olayı bireyin
ması sağlanabilir. Uygulamacı, adlandırması için
istediği herhangi bir mutfak eşyası minyatürü-
sunduğu uyarana (örneğin, bu ne?) doğru tepki
nü seçmesine izin verelim. Seçilen mutfak eşyası
veren bireyin hedef tepkisinin ardından, adlandır-
minyatürünün adlandırılması için uyaranımız bu
dığı mutfak eşyasını maket içinde istediği bir yere
minyatürün adlandırılmasıdır. Hedef dil davranı-
yerleştirmesine izin verir ve daha sonra hedef dil
şı olan adlandırma doğru olarak gerçekleştiğinde
davranışının üretimi için önceden belirlediği pekiş-
bireye, seçtiği bu minyatürü mutfak maketi içinde
tireci sunar. Birey, tanımlanan hedef dil davranışı-
istediği bir yere yerleştirmesi için tekrar izin verilir.
na uygun bir üretim sergilemezse uygulamacı hedef
Bu durum da sonraki güdüleyici olay olarak plan-
dil davranışının hatalı veya eksik biçimlerini pekiş-
lanır. Buna örneğe benzer olarak bir oyun tahtası,
tirerek tepkiyi (örneğin, bireyin “tence” demesini
zar ve tahta üzerinde atılan zara göre ilerletilecek
“aferin, evet tencere” diyerek) şekillendirir. Bu sa-
nesnelerin yer aldığı bir etkinlik de düzenlenebi-
yede pekiştireç kazanmak için doğru kabul edilen
lir. Burada amaç, çocuk zarı her attığında kendi-
dil davranışının sayısı arttırılmaya çalışılır. Hedef
sine ait nesneyi, attığı zar sayısı kadar ilerleterek
dil yapısının edinimi sağlandığında artık yalnızca
üzerine geldiği alandaki resmi adlandırmasıdır.
bu davranış pekiştirilir. Kalıcılık sağlanana kadar
Güdüleyici öncül, bireyin oyun tahtası üzerinde
şekil verme süreci devam eder (Paul, 2007).
ilerletmesi için gerekli olan nesneyi, farklı nesne-
Ayrık denemelerle öğretim yönteminde olduğu ler arasından seçmesine izin verilerek sağlanır. Bu
gibi drill de kısa sürede birçok fırsat sunması ve bi- etkinlikte ayrıca zar atma davranışının kendisi de
reyin de bu fırsatlara tepkide bulunması nedeniyle güdüleyici öncül özelliği taşır. Yine burada hedef
etkili müdahale yaklaşımları arasına girmektedir. dil davranışını ortaya çıkarması beklenen uyaran,
Bazı araştırmalarda Drill için güdüleyicilik düzeyi- üzerine gelinen alandaki resmin adlandırılmasıdır
nin düşük olduğu ve uygulamacıların fazla yapılan- (Paul, 2007).
dırılmışlıktan rahatsız oldukları yönünde bulgu-

191
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Hedef dil davranışının ortaya çıkması için bi- göre seçenek sunarak öğrencilere dağıtır. Kendisi
reyin bu davranışı sergilemeye ihtiyaç duyması de bir oyun hamuru alarak masasına oturur. Öğ-
gerekir. Uygulamacı bu ihtiyacın oluşmasını sağla- retmen oyun hamurlarını masada yuvarlayarak
malıdır. Zar atma oyunu için bu ihtiyaç resimlerin ufak toplar haline getirmelerini ister. Daha sonra
bulunduğu alanlara küçük pullar bırakılarak ger- öğretmen her çocuğa tek tek adını sorar. Çocuk
çekleştirilir. Çocuk zarı atıp elindeki nesneyi resime adını söyledikten sonra öğretmen adının kaç par-
doğru ilerletir ve pulunu, doğru adlandıran resim çadan oluştuğunu dikkatli bir şekilde dinlemesini
alanına koyar. Bu biriktirme işlemi hem o deneme ister. Öğretmen çocuğun adını heceler ve her hece
için hem de etkinliğin sonunda biriktirilen pulla- için önüne bir yuvarlak oyun hamuru koyar. Oyun
rın, sembol panosu (biriktirilen pul sayısına göre hamurları tekrar sayılır ve adın kaç heceden oluş-
hangi pekiştirecin kazanıldığını gösteren) üzerin- tuğu söylenir. Daha sonra aynı şekilde çocuğun
den getireceği pekiştireç, sonlandırılan etkinliğin adını heceleyerek ve her hece için önüne bir yuvar-
tamamı için sonraki motive edici olay olma özelliği lak oyun hamuru koyması hedeflenir. Hedeflenen
taşıyacaktır. hece sayısını içeren farklı sözcüklerle de aynı işlem
Sesbilgisel/Fonolojik müdahalede de genellikle yapılabilir.
yapılandırmacı yaklaşımlar içerisinden drill play Shriberg ve Kwiatkowski (1982), drill ve drill
etkinlikleri öne çıkmaktadır. Prezas ve Hodson play’in, fonolojik müdahalede tepkilerin ortaya
(2010) da fonolojik müdahalede üretim uygula- çıkmasında, eşit olarak verimli ve etkili olduğunu
maları içeren drill play etkinliklerini önermektedir. tespit etmişlerdir. Ayrıca çalışmada yer alan uy-
Bu etkinliklerin tamamı küçük kartların kullanı- gulamacılar drill’e kıyasla drill play’den çok daha
mını içermektedir. Hedef fonemin veya sıralama- memnun kalmıştır. Bu bulgular, ayrık denemelerle
nın yer aldığı resimler, birey tarafından bu kartların öğretim yaklaşımının küçük fakat iyi planlanmış
üzerine çizilir. Hodson ve Paden (1991) tarafından uyarlamalar sayesinde birey motivasyonunu ve uy-
önerilen etkinlikler şu şekildedir: gulamacı güvenini arttırarak yüksek düzeyde yapı-
• Sakla ve Ara: Uygulamacı kartları odanın landırılmış yaklaşımların avantajlarının çoğunun
içinde bulunması kolay olacak bir şekilde kalıcı hale gelebildiğini ortaya koymuştur.
gizler. Birey kartları buldukça üzerinde yer Drill play’in bu kadar etkili ve daha eğlenceli
alan resmi sözel bir şekilde ifade eder, oluşu, drill’in kullanılmasına gerek duyulmaya-
• Safari: Her kart üzerinde bir hayvan resmi bileceğini akla getirebilir. Fakat bazı çocukların
olacak şekilde kesilir. Birey, birbirine bant drill’in basitliğini ve öngörülebilirliğini tercih ede-
ile yapıştırılmış rulo tuvalet kağıdı karton- bileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden drill’in veya
larından yapılan dürbün ile hayvanları arar. drill play’in kullanılmasının tercihi bireyden bireye
Daha sonra bulduğu tüm hayvanları sözel farklılık gösterebilmektedir. Aslında birçok bilgi-
bir şekilde ifade eder, sayar temelli dil eğitim programı drill formların-
dadır. Bu programlar sonraki motive edici olayları
• Torbaya top at: Geniş ve ağzı açık kalacak
kendi tasarladıkları grafik görüntüleriyle sağlarlar
torbalar üzerine bireyin çizdiği küçük resim-
ve birçok çocuk bunu çok eğlenceli bulmaktadır.
li kartlar yapıştırılır. Birey topu bir torbanın
Önemli olan uygulama deneyimlerimiz içerisinde
içerisine atar ve attığı torba üzerindeki res-
bireylerin gereksinimlerine uygun olarak belirleye-
mi sözel olarak ifade eder. Her torbaya en
bileceğimiz, karıştırabileceğimiz ya da eşleştirebile-
az bir kez top atılana kadar etkinlik devam
ceğimiz yöntem ve yaklaşımlara sahip olmamızdır
eder. Bu etkinlik, renk veya eylem bildiren
(Paul, 2007).
cümleler çalışılarak da çeşitlendirilebilir.
• Gömü: Bireyin kartları kum ya da makarna
havuzunun içerisine gömülür, çocuk bul- Model Olma
duğu her kartı sözel olarak ifade eder. Model olma, sosyal öğrenme kuramından doğ-
Farklı bir fonolojik farkındalık etkinliği olarak muştur (Bandura ve Walters, 1963) ve üçüncü bir
hece sayma verilebilir. Önce bütün çocuklar öğret- modelin kullanılmasını içerir. Böylece bu yaklaşım,
meni karşıdan görecek bir oturma düzeni alırlar. model olma yaklaşımı olarak isimlendirilmiştir.
Daha sonra öğretmen oyun hamurlarını renklere Drill gibi model olma da yoğun yapılandırılmış bir

192
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

format kullanmaktadır. Benzer olarak bu yaklaşım- problem çözme, bilim, tarih, politika ve din gibi
da da dışsal pekiştirme ve yapılandırılmış etkileşim alanların hepsi sözel davranışla doğrudan ilişkilidir.
içeren bağlam kullanılmaktadır. Fakat burada tak- Bunun yanında öğrenme güçlüğü, disleksi, otizm,
lit etmenin yerini çocuğun dinlemesi almaktadır. davranış problemleri, saldırganlık gibi problemler
Birey dinlerken model hedeflenen yapıya sayısız de sözel davranışı içermektedir. Bu bakış açısıyla
örnek sağlar. Dinleme yoluyla çocuktan beklenen sözel davranışın insan hayatında oldukça geniş bir
önce uyarılması daha sonra hedef yapıyı kendisinin yere sahip olduğu görülmektedir.
üretmesidir. Çocuğun hiçbir zaman hedef yapıyı Dil pekiştirilebilir ve şekillendirilebilir bir
modelden hemen sonra taklit etmesi gerekmemek- yaklaşım olarak ele alınırken, çocuğun yalnızca ne
tedir. Onun yerine bu prosedürde çocuğun dolay- söylediğine değil aynı zamanda dili neden kullan-
lı olarak modelin konuşmasında sunduğu bütün dığı da dikkat edilir (Birkan, 2016). Sözel davranış
uyaranlar içerisinden benzer bir kalıbı bulması ge- yöntemine göre uygulamacı çocuğun sahip olduğu
rekmektedir. tüm pekiştireçleri bulunduran kişi olmalıdır. Baş-
Leonard’ın (1975) model olma yönteminde ka bir deyişle çocuğun sevdiği şeyler uygulamacıda
uygulamacı tarafından model olarak ebeveyn gibi bulunmalı ve çocuk istemeden ona fazladan bu pe-
bir işbirlikçiden yararlanılır. Uygulamacı bireyi kiştireçleri sunmalıdır. Bu durumda çocuk uygula-
hedeflenen yapı ile ilgili ön değerlendirmeye al- macıyı sevdiği şeyleri ona veren kişi olarak görecek-
dıktan sonra modele ön değerlendirmede kullan- tir. Bunun yapılma nedeni çocuğun uygulamacıyı,
madığı bir dizi resim verir ve sorar ‘‘Burada ne masayı ve materyalleri pekiştireçlerle eşleştirmektir.
oluyor?’’, daha sonra işbirlikçi ‘‘kız ip atlıyor.’’ ya Böylece çocuğun uygulama ortamına ve uygula-
da ‘‘çocuk ağaca tırmanıyor.’’ gibi resimde yer alan macıya koşarak gitmesi sağlanır. Sözel davranış
olayı bireyin düzeyine uygun bir şekilde sözel ola- tamamen yapılandırılmış bir yaklaşım olmasına
rak ifade eder. Bu şekilde 10 veya 20 kez model karşın çocuğu motive edici unsurları kullandırarak
olunduktan sonra bireyin model gibi söylemesi çocuğun kendi öğrenmesinde rehber olmasını sağ-
(sende söyle, baba gibi söyle, abla gibi söyle), yani lar (Birkan, 2016). Sözel davranış yapılandırılmış
birebir aynı olmayan resimli kartları tanımlama- dil öğretim yöntemleri arasında daha doğal ola-
sı istenir. Bu aşama, birey arka arkaya 3 doğru nıdır. Yapılandırılmış dil öğretiminin sınırlılıkları
üretim sergileyene kadar işbirlikçi ile birlikte sı- arasında yer alan bazı genelleme becerilerini doğal
rayla kendilerine gösterilen resimleri tanımlama- ortamda öğretmesinin yanında aynı zamanda masa
ya devam ederler. Arka arkaya 3 doğru üretim başında tekrarlar yapılması da zamanın önemli bir
sergilendikten sonra bireyin ölçüt (örneğin, 10 yüzdesini kapsar.
denemede minimum 8 doğru tepki) karşılanana
kadar devam etmesi istenir. Bu noktada birey, ön
değerlendirmedeki uyaranlar kullanılarak ve mo-
del olmaksızın değerlendirilecektir. Bu yöntem dikkat
bir işbirlikçiye ulaşma imkanı olmadığında model Sözel davranış sadece konu-
olarak bir oyuncak bebek veya kukla kullanılarak şabilen veya sadece konu-
kolaylıkla uyarlanabilir. Bir diğer yapılandırılmış şamayan çocuklarda yarar
dil öğretim yöntemi ise temeli Uygulamalı Dav- sağlamaz. Sözel davranış
ranış Analizi’ne (UDA) dayanan sözel davranıştır. iletişim etkinliklerinin tü-
münü kapsar.

Sözel Davranış
Dil çalışmalarında, işlevsel ve biçimsel özellikler
Sözel davranış, UDA araştırmalarının üzerine bakımından dili ayırmak büyük önem taşımaktadır
inşa edilmiş çocuğun işlevsel dili öğrenmesini ko- (Skinner, 1957). Biçimsel özellikler, sözel tepkinin
laylaştıran bir yapılandırılmış dil öğretim yöntemi- topoğrafyasını (fonemler, morfemler, sentaks ve se-
dir. UDA, sosyal açıdan önem taşıyan davranışlar mantik gibi) kapsarken işlevsel özellikler tepkinin
üzerine odaklanmaktadır. İnsan davranışlarının nedenlerini temel almaktadır. Dili bir bütün olarak
da sosyal açıdan en önemli olanları sözel davranışı ele almak, bu bileşenlerin her ikisinin de üzerinde
içermektedir. Zeka, düşünme, anlama, dil edinimi, durmayı gerektirmektedir. Dil, biçimsel olarak bir

193
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

konuşmacı ve konuşmacının söylediği şeyi neden için bazı değişkenlere gereksinim duyulur. Davra-
söylediği bilgisi olmaksızın sınıflandırılabilmekte- nışı ortaya çıkaran bu değişkenlere güdüleyici iş-
dir. Cümlelerin dilbilgisi kurallarına uygun olup lemler başlığı altında yer verilmiştir (Ingvarsson,
olmadığı bir ses kaydından ya da ses kaydı dökü- 2016).
münden analiz edilebilir. Örneğin, bir çocuktan
elde edilen doğal dil örneğinde şahıs zamirlerinin
Güdüleyici İşlemler
(ben, sen, o vb.) ya da zaman eklerinin (-yor, -ecek,
-acak vb.) yanlış kullanımı kolaylıkla tespit edile- Çevresel olayların pekiştirme ve cezalandırma
bilmektedir. Skinner’in sözel davranış analizinde değerini değiştirerek davranışı etkileyen çevresel
yaygın olarak yapılan yanlış anlama, onun dilin değişkenlerdir. Güdüleyici işlemler davranış için
biçimsel sınıflandırmasını reddettiği yönündedir. sonucu değiştirme geçmişine sahip olduğundan
Oysa o tepkinin tanımlanmasında veya sınıflandı- davranışı doğrudan harekete geçirir (Laraway,
rılmasında bir hata görmemiş, tam tersine neden- Snycerski, Michael ve Poling, 2003). Talep etme
lerin veya sınıflandırmaların işlevlerinin hesaba ka- (Mand) güdüleyici işlemlerin kontrolü açısından
tılmamasını doğru bulmamıştır (Sundberg, 2006). tanımlanmaktadır. Bu yüzden talep etme öğreti-
mi sırasında uygun güdüleyici işlemin kontrolünü
1957 yılında basılan Sözel Davranış (SD) kita-
sağlamak son derece önemlidir (Michael, 1993).
bında Skinner, iletişim ve dile kavramsal yorumlar
Erken çocukluk döneminde uygulamacılar güdü-
getirmiştir. Skinner (1957) dilin öğrenilen bir dav-
leyici işlemleri yakalar ve planlar. Her iki yöntem
ranış olduğunu ifade etmiş, sözel davranışı başka
de etkili pekiştireçleri belirlemeyi, belirlenen pekiş-
bir kişinin davranışı aracılığıyla pekiştirilen davra-
tireçleri çocuğun elde etmesi için kontrol etmeyi
nış olarak tanımlamıştır. Ayrıca dil çalışmalarında,
ve daha sonra ortaya çıkan bir talebe veya talebin
dilin biçimsel ve işlevsel özelliklerini birbirinden
yakın haline bağlı olarak pekiştireci sunmayı içerir.
ayırmanın önemine vurgu yapmıştır. Bu doğrultu-
Gün içinde çocuğun liderliği takip edilerek ve iste-
da Skinner’ın SD tanımında dikkat çeken iki yön
diği nesne veya etkinliklere yönelimi (Oyuncaklara
ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi SD’ı diğer ge-
yaklaşma veya eliyle işaret etme gibi) gözlemlene-
nel davranışlar gibi ele alması, diğeri ise SD’ın biçi-
rek güdüleyici işlemler yakalanabilir. Uygulamacı o
minden veya topoğrafyasından ziyade işlevine vur-
anlarda çocuğun istediği nesne veya etkinliğe eriş-
gu yapıyor olmasıdır. Bu yüzden aynı tepki biçimi
mesini kontrol eder, çocuğun tepki başlatmasını
birden çok işleve sahip olabilir. Bunun tam tersine
bekler ve öğretim fırsatı olarak bu durumu kulla-
farklı tepki biçimleri de aynı işleve hizmet ediyor
nır. Pekiştireç (çocuğun etkileşim başlattığı nesne)
olabilir. Önemli olan aynı ya da farklı işleve sahip
çocuğun hedef tepkisine veya hedef tepkinin yakın
olan sözel davranışların dinleyici tarafından pekiş-
hallerine bağlı olarak sunulmalıdır. Eğer hedef tep-
tirilmesidir. Konuşmacı ve dinleyici davranışları
ki sergilenmiyorsa uygulamacı ipucu kullanabilir
aşağıdaki başlıkta özetlenmiştir (Ingvarsson, 2016).
veya şekillendirme yapabilir. Kullanılan ipuçları
daha sonra silikleştirilmelidir.
Konuşmacı ve Dinleyici Davranışı Güdüleyici işlemleri planlamak da benzer bir
Konuşmacının davranışı, dinleyici tarafından yolla sağlanır. Burada uygulamacı çocuğun sevdi-
pekiştirilirse sözel olarak değerlendirilir. Sözel iş- ği nesneleri (oyuncak araba, bebek gibi) veya et-
lemlerin hepsi konuşmacı davranışlarına örnektir. kinlikleri belirleyerek çevreyi düzenler. Bu talep
Dinleyici davranışı, konuşmacının sözel davranışı- etme öğretimi için fırsatları arttırarak izlenen bir
nı kontrol altında tutan ve ona bu davranış için pe- yoldur. Uygulamacı çocuğun çok sevdiği oyun-
kiştireç sağlayan herhangi bir davranıştır. Örneğin, cakları görüp ulaşamayacağı yerlere koyar. Bu
konuşmacı kendisinin ulaşamadığı bir nesneyi din- amaca uygun benzer etkinlikler de planlayabilir.
leyiciden isteyebilir. Eğer dinleyici buna uygun bir Örneğin, çocuk kurt baba oyununu çok seviyorsa
şekilde konuşmacının istediği şeyi alıp ona verirse bu oyun oynanırken bir anda durulmaması gere-
bu talep etme (Mand) pekiştirilmiş olur. Daha sıkı ken bir yerde uygulamacı oyunu durdurur. Ço-
bir sözel davranış yorumuna göre yalnızca konuş- cuğun hedef tepkisine bağlı olarak oyuna devam
macının davranışları sözel olarak değerlendirilir. edilir. Bu yol, farklı oyunlar ve etkinlikler için de
Konuşmacının sözel davranışını ortaya çıkarmak izlenebilir. Kesintiye uğratılmış davranış zinciri

194
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

stratejisi (İnterrupted Chain Strategy) güdüleyici Sözel Olmayan Uyarana Tepki (Tact)
işlem planlamamak için kullanılan başka bir yak- Bir sözel olmayan uyaranın, uyaran kontrolün-
laşımdır (Carter ve Grunsell, 2001). Bu yaklaşım- deki sözel işlemdir. Örnek olarak camdan dışarıya
da çocuk tepki zincirlerini, sonunda bir pekiştireç bakan çocuğun ağaç dalları üzerinde gördüğü kuş-
elde etmek için tamamlamaktadır. Uygulamacı, lara ‘‘kuş’’ demesi ve ebeveynin ‘‘aferin, kuş’’ de-
çocuk talep etme davranışını sergileyene kadar mesi verilebilir. Çocuğun tepkisi sözel olmayan bir
zinciri tamamlamasına izin vermez. Örneğin, uyaran (ağaç dalları üzerindeki kuşlar) tarafından
çocuk tablet üzerinden sevdiği bir uygulama ile harekete geçirilir ve yetişkin tarafından rastgele bir
çalışacak, fakat tabletin ekran kilidi olduğu için pekiştireçle pekiştirilir. Burada elde edilen pekişti-
uygulamayı açamamakta ve bu yüzden talep et- reç talep etmedeki gibi tepkiye özgü değildir (Ing-
mesi gerekmektedir. varsson, 2016).
Güdüleyici işlemi yakalamanın veya planlama-
nın başlıca faydası, öğretimin çocuğun oldukça
güdülendiği bir anda gerçekleşiyor olmasıdır. Bu Sözel Uyarana Tepki (İntraverbal)
yüzden tepkinin ortaya çıkma olasılığı da artmak- Yukarıda bahsettiğimiz sözel olmayan uyarana
tadır. Buna ek olarak konuşmacının o an hedef tepkinin (Tact) tam tersi olarak burada sözel uya-
tepkiyi sergilemesi kendisine çok sevdiği bir nesne rana tepki yer almaktadır. Sözel olmayan uyarana
veya etkinlik kazandıracağından doğrudan yarar tepki ile bir benzer nokta, burada da genel pekiştir-
sağlamaktadır (Ingvarsson, 2016). menin kullanılıyor olmasıdır. Daha açık bir ifadey-
Güdüleyici işlemlerin çoğu talep etme öğreti- le sözel olmayan uyarana tepki (İntraverbal) tanı-
mi ile ilgilidir. Bunun nedeni daha önce de söz mı, başka birisinin başlattığı cümleyi tamamlamayı
edildiği üzere talep etmenin güdüleyici işlemler veya sorulan soruya cevap vermeyi içermektedir.
açısından tanımlanmış olmasıdır. Ancak güdüleyi- Yetişkinin bir çocuğa ‘‘Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?’’
ci işlemler, özellikle erken çocukluk dönemindeki soruna, çocuğun ‘‘Ben birinci sınıfa gidiyorum.’’
müdahaleler için kesinlikle diğer sözel işlemlerle yanıtını vermesi bu tanıma örnek olarak verilebilir
de ilişkilidir. Güdüleyici işlemlerin gücü uyaran (Ingvarsson, 2016).
kontrolü ve genellemeyi etkiler (Lotfizadeh, Ed-
wards, Redner ve Poling, 2012). Buna ek olarak Taklide Dayalı Tepki (Echoic)
sosyal motivasyonun veya sosyal etkileşimlerin Taklide dayalı tepki davranışı yukarıda bahse-
pekiştireç olarak işlev boyutunun, doğal ortam- dilen sözel uyarana tepki (İntraverbal) davranışına
lar içinde genellemeyi ve sözel ve sözel olmayan benzemektedir. İkisi arasındaki tek fark, taklide
uyarana tepkinin (İntraverbal ve tact) ve dinleyici dayalı tepki sözel uyaranla yazılı olarak bire bir ay-
tepkilerinin kalıcılığını etkilemesi muhtemeldir. nıdır ve biçimsel olarak benzerdir. Eko (Echoic),
Aşağıda Skinner’ın tanımladığı sözel işlemler yer taklide dayalı doğası gereği kendine özgü bir ka-
almaktadır. tegori oluşturarak intraverbal’dan farklılaşmaktadır
(Ingvarsson, 2016).
Talep Etme/İstek Bildirme (Mand)
Talep etme, güdüleyici işlem ve pekiştirmenin Otoklitik
kontrolü altındaki sözel bir işlemdir. Örnek olarak Başka sözel davranışların etkisine göre değişen
karnı acıkan bebeğin ‘‘mama’’ demesi ve bunun sözel bir davranıştır. Örneğin iki arkadaş yan yana
sonucunda mamayı elde etmesi verilebilir. Talep otururken birisi ‘‘Bence bu akşam maç var.’’ veya
etme aynı zamanda itici uyarandan kaçınma için ‘‘Bu akşam kesin maç var.’’ diyebilir. Bu cümlelerde
de kullanılabilir. Evde kendi odasında ders çalışan yer alan ‘‘Bence’’ ve ‘‘Kesin’’ sözcüklerinin dinleyici
bir çocuk, temizlik yapan annesinden süpürge- davranışını farklı şekillerde etkilemesi muhtemel-
yi kapatmasını isteyebilir. Bu durumda süpürge dir. Dinleyici, ilk cümlede muhtemelen maçın
sesi güdüleyici işlemdir (Motivating Operation) olup olmadığını teyit etmeye gereksinim duyacak-
ve annenin süpürgeyi kapatması karakteristik bir tır. İkinci cümlede ise böyle bir durum söz konusu
sonuçtur. Günlük dildeki ricalar ve istekler tipik olmayacaktır (Ingvarsson, 2016).
talep etme örnekleridir (Ingvarsson, 2016).

195
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Üstdil Becerilerinin Öğretimi derge arasındaki benzerlikleri belirginleştiren bir


Yapılandırmacı yaklaşımlar, ileri düzey dil bi- cümle olarak ‘‘Adam, gökdelen gibi uzun.’’ örneği
çimlerinin öğretiminde okul çağı ve sonrasındaki verilebilir. Bütün bu örneklerden anlaşılmaktadır
dönem için kullanılabilmektedir. Okul çağında ki bilmeceler, boşluk doldurmalar ve iki gönderge
çoğu çocuk üstdil becerilerini edinir ve bu becerile- arasındaki benzerlikleri belirginleştiren cümleler
ri dile yansıtır. Üst dil becerileri, özellikle sembolik metafor farkındalığını geliştirici uygulamalardır
dil gibi ileri düzey biçimlerde dil edinimini destek- (Wallach ve Miller, 1988).
lemektedir. Genellikle okul çağındaki çocuklardan Yapılandırılmış öğretimde eleştirilen en önemli
sembolik dili öğrenmeleri beklenir. Sembolik dil nokta doğallıktan uzak olması ve uygulanan müda-
içinde; metaforlar, deyimler, atasözleri ve benzet- hale yöntemlerinin günlük yaşama genellenmesin-
meler yer almaktadır. Dil bozukluğu olan çocuklar, de yaşanılan güçlüktür. Bu nedenle yapılandırılmış
sembolik dil içinde yer alan bu kavramların edini- dil öğretiminde doğallık süreci kullanılmasına yö-
minde geri kalmaktadır. Bu yüzden sembolik dil, nelik birtakım düzenlemelere gidilmiştir. Yapılan-
okul çağındaki çocuklar için önemli bir müdaha- dırılmış dil öğretiminde bu doğal süreçlerin kulla-
le alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılandır- nımına ilişkin izleyen başlıkta ayrıntılı bilgiye yer
macı yaklaşım bağlamında öğrencilere metaforları verilmiştir
açıklamayı öğretmek, üst dil becerileri başlığının
altındaki sembolik dil öğretimi olarak değerlendi-
Yapılandırılmış Dil Öğretiminde
rilmektedir (Hoodin, 2011).
Doğallık Sürecinin Kullanılması
Metafor, bir göndergeyi başka bir gönderge açı-
Doğal etkinliklerin, her zaman için doğal olma-
sından ifade etmektir. Örneğin bir çocuk ‘‘Benim
yanlardan daha iyi olup olmadığı tartışmasına Fey
babam aslandır.’’ dediğinde dinleyici garip gelen
(1986), çocuğun dilini geliştirdiği takdirde doğal
ilk anlamı reddeder. Burada konuşmacı yani ço-
etkinliklerin her zaman için en iyi seçim olduğu
cuk, bir metaforun varlığına gönderme yapar ve eş
yorumunu yapmıştır. Bir çocuğun daha önce kul-
zamanlı olarak asıl ima etmek istediği mesaj için
lanmadığı bir biçim ya da işlevi üretmesinde her
ipucu sağlar. Aslan, güçlü ve cesur bir hayvandır.
iki etkinlik de eşit düzeyde etkiliyse o zaman doğal
Bu yüzden çocuğun ima etmek istediği mesaj, aslan
etkinlik tercih edilir. Bunun nedeni ise doğal et-
gibi babasının da güçlü ve cesur olduğu yönünde-
kinliklerin, çocuğun yeni edindiği biçimi günlük
dir. Metaforları açıklamayı öğretmek için öncelik-
kullanıma yerleştirmesinde daha etkili olacağı gö-
le çocuğun metafor farkındalığı arttırılmalı, daha
rüşüdür. Buna karşın yeni biçimin edinilmesinde
sonra bunun için davranışçı yaklaşımlar kullanıl-
doğal olmayan etkinlikler daha etkiliyse o zaman
malıdır. Metaforların farkındalığını arttırmak için
bu etkinliklerin seçilmesi daha doğru olacaktır
çoktan seçmeli boşluk doldurma, bilmeceler ve iki
(Paul, 2007).
gönderge arasındaki benzerlikleri belirginleştirme
gibi metaforların doğasını açıklayan uygulamalar Yapılandırmacı yaklaşımın savunucuları, dil
önerilmektedir. Çoktan seçmeli boşluk doldurma bozukluğu olan çocukların normal dil gelişimi
olarak ‘O çocuk çok …………..’’ a) planlıdır, b) gösteren akranları gibi doğuştan itibaren doğal dil
tilkidir örneği verilebilir. Bu örnekte a seçeneği ilk etkinliklerine maruz kaldıklarını, fakat onların bu
akla gelen yani gerçek anlamı ifade etmektedir. Di- etkinliklerden normal dil gelişimi gösteren akran-
ğer seçenek ise yukarıdaki ‘‘Benim babam aslandır.’’ ları gibi yararlanamadıklarını ifade etmektedir. Dil
örneğine benzemektedir. Tilki, kurnaz ve planlı bir bozukluğu olan çocuklar doğal etkileşimler içinde
hayvan olduğundan boş bırakılan yere geldiğinde kullanılan genel dil yapılarını yakalamakta belirli
bir metafor kullanımını ortaya çıkar. Bu yüzden b güçlükler yaşamaktadır. Dil bozukluğu olan bazı
seçeneği doğru olarak kabul edilir. Bilmece olarak çocuklar ise çok iyi iletişimci olabilmektedir. Onlar
‘‘İnci gibi dişler, odunu dişler. Bilin bakalım bu ne- mesajı, jestler ve seslemeler yoluyla etkili bir şekil-
dir?’’ örneği verilebilir. Bu örneğin cevabı testeredir de alırlar ve doğal bir iletişimsel çevre içinde bunu
ve testerenin kesici kısmı ile dişler birbirine ben- yapmaya sonsuza kadar devam edebilirler.
zetilmektedir. Bilmece, diş ve dişleme eylemi gibi Doğallık ile ilgili vurgulanmak istenen nokta,
canlı bir varlığa ait özellikleri testereye atfettiği için her şey eşit olduğunda doğal bir etkinliğin doğal
metafor özelliği taşımaktadır. Son olarak iki gön- olmayan etkinlikten daha iyi olduğudur. Burada

196
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

her şeyin eşit olması önem kazanmaktadır. Çocuk Dili Öğretici Olarak Kullan
doğal olmayan bir etkinlik içinde çok fazla sayıda Resimli eylem kartları ile çalışıldığı bir örnek
doğru tepki sergiliyorsa, o zaman en azından baş- üzerinde duracak olursak, genellikle bu tarz etkin-
langıç aşamasında doğal olmayan etkinlik tercih liklerin çocuğun resimli kart üzerinde gördüğü (kız
edilmelidir (Paul, 2007). yüzüyor) eylemi, uygulamacı model olduktan sonra
Craig (1983), müdahale içindeki doğallık ile basit bir şekilde tekrar etmesini içerdiği görülmekte-
ilgili olarak, iletişimin çocuğa doğal görünebi- dir. Bu etkinliği farklı şekillerde sunmak mümkün-
leceğini, fakat uygulamacı açısından aynı şeyin dür. Örneğin, önce iki adet eylem kartı çocuğa gös-
söz konusu olmasının gerekmediğini ifade etmiş- terilir. Gösterilen bu kartlardan birisi tanımlanır (Kız
tir. Uygulamacının iyi bir şekilde yapılandırdığı denizde yüzüyor) ve çocuktan tanımlanan resimli
müdahale bağlamlarının doğal görünecek şekilde eylem kartını göstermesi istenir. Daha sonra aynı iki
düzenlenmiş olması mümkündür. Bu durum için resimli eylem kartı çocuğa verilir ve uygulamacının
öğretmenin yapılandırdığı, fakat çocuğun doğal az önce model olduğu şekilde bir tanesini tanımla-
bir etkinlik olarak gördüğü yapboz etkinliği (tek ması istenir. Çocuğun tanımlayacağı resimli kart az
ve bütün meyvelerin yer aldığı parçaları içeren) önce kendisinin yaptığı gibi uygulamacı tarafından
örnek olarak verilebilir. Bu etkinlikte öğretmen gösterilir. Çocuk, uygulamacının tanımladığı eylem
çocuğun istediği şeyler için tam bir cümle kura- kartını (Kız denizde yüzüyor) taklit ederek tanım-
rak sözel talep etmesini hedeflemektedir. Bunun lamayı seçerse bir drill uygulaması gibi tepki verilir
için öğretmen önce bütün yapboz parçalarını ço- (aferin) ve uygulamacı çocuğun taklit ettiği eylem
cuğun önüne koyar. Etkinliğin başında ilk önce kartını gösterir. Çocuk diğer eylem kartını seçer ve
bütün parçaları kendisinin yerleştireceğini, sonra bu resmi doğru olarak tanımlarsa uygulamacı tekrar
sıranın ona geçeceğini söyler. Daha sonra öğret- pekiştirir ve gösterir. Çocuk resimlerden herhangi
men yerleştireceği yapboz parçalarının her birini birini yanlış tanımlarsa uygulamacı kafası karışmış
sözel olarak talep eder (‘‘Özge, bana elmayı verir gibi rol yaparak doğru biçime model olur ve çocuğa
misin?’’, ‘‘Özge, bana çileği verir misin?’’ gibi). tekrar şans verir (‘‘Anlayamadım, ‘kız denizde yü-
Görülmektedir ki aslında bu durum konuşma züyor.’ mu dedin? Bu resimde kız denizde yüzüyor.
için doğal bir yol değildir. Gerçek bir konuşmada Şimdi bana hangi resmi göstermemi istediğini söyle.
birçok yapboz parçasını tek seferde isteyebiliriz ya Böylece doğru anladığımdan emin olabilirim.’’).
da sadece ulaşabileceğimiz kadarını yerleştiririz.
Ancak bu doğal olmayan yol, çocuğun tam bir
cümleyle sözel talep etmesini sağlamak için tutarlı Görev İçinde İletişim Kurmak için
ve açık bir model sağlamaktadır. Yapboz parçala- Güdülenmeyi Arttır
rını yerleştirme sırası çocuğa geçtiğinde öğretmen Bu ilke, çocuğun yapılandırılmış bir müdahale
bütün parçaları kendisinin önüne çeker. Böylece içinde iletişim başlatmasını sağlamaya odaklanır.
çocuktan, yoğun bir şekilde maruz kaldığı hedef Bunun sağlamanın yollarından birisi bir engel kul-
tepkileri (modelleri) istediği parçaları elde etmek lanmak ya da uygulamacı ve çocuğu sırt sırta otur-
için üretmesi beklenir. tup oyuncak bir telefonla konuşmalarını sağlamak-
Özetle müdahale içindeki doğallığın belirlen- tır. Bu etkinlik içinde uygulamacı çocuğun merakını
mesi ile ilgili birçok seçeneğe sahip olduğumuz elde etmek üzere bir konu hakkında yorum yapar.
görülmektedir. Müdahale programı içinde yapı- Çocuk için soru sorma edinimi hedeflenen bu etkin-
landırılmış yaklaşımlar, daha doğal olan hibrit likte uygulamacı aniden ‘‘Aaa aaa!’’ diyerek bir tepki-
(karma) ve çocuk merkezli (doğal) yaklaşımlar- de bulunur. Çocuk, uygulamacıyı heyecanlandıran
la desteklenebilir. Ayrıca ortam ve etkinliklerin, şeyin ne olduğunu merak eder ve bu yüzden büyük
çocuğun gözünden doğal görünmesi sağlanarak olasılıkla bir soru sorarak iletişimi başlatır. Bunun
dikkatli bir şekilde planlanması yapılabilir. Son yanında olumsuz ifadelerin edinimini hedefleyen bir
olarak yoğun yapılandırılmış etkinliklerin for- uygulamacı tamamen yanlış olan iddialar ortaya atar
matları değiştirilerek gerçek yaşam iletişimine ve çocuktan hatayı bularak kendisini düzeltmesini
benzerliği arttırılabilir. Aşağıda Fey (1986) tara- ister. Uygulamacı çocuğa bir dizi resim de göstere-
fından yapılandırılmış etkinliklerin doğallığının bilir ve her bir resmi yanlış eylemler kullanarak ta-
arttırılması için öneriler yer almaktadır. nımlar. Örneğin, uygulamacı yemek yiyen bir çocuk

197
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

resmi göstererek ‘‘Çocuk ağaca tırmanıyor.’’ diyebi- Burada ve Şimdiden Orada ve


lir. Daha sonra bir yerde yanlış yaptığını söyler ve Sonraya Geçiş
yanlışı bulup düzeltmesini çocuktan ister. Küçük çocuklara dil kullanımı ilk defa öğre-
tilmeye çalışıldığında genellikle hem ebeveynler
Birbirine Bağlı Konular Kullan hem de uygulamacılar yakın çevrelerindeki olay
ve nesneler hakkında dili kullanarak başlarlar. Bu
Birçok yapılandırılmış müdahale etkinliği, ço-
durum, çocuğun dünyadaki şeylerin eşlenmesi ve
cuğun sentaktik olarak ilişkili bir dizi tepkisini içe-
ifade edilmesi için dilin nasıl kullanıldığını görme-
rir. Bunlar aynı biçimdedir, fakat semantik olarak
sine yardım eder. Sonunda çocuk şimdi ve burada
ilişkisizdir. Gerçek konuşmada genellikle bir konu
olmayan şeyler hakkında yeni bilgiyi aktarmak için
vardır ve bu konu hakkında birçok açıklama yapılır.
de dili kullanmaya başlar. Bu değişim önemlidir.
Bir başka deyişle ‘‘Kız denizde yüzüyor.’’, ‘‘Çocuk
Çünkü bu değişim çocuğun, dilin sadece insanla-
yemek yiyor.’’, ‘‘Kız yatağında uyuyor.’’ gibi ifade-
rın kendi gözleriyle görebildikleri şeyler hakkında
ler kullanmayız. Biz genellikle bir konu belirleriz ve
konuşmak için olmadığının, bunun yanında şu an
bu konuyu detaylandırırız. Örneğin, ‘‘Çocuk ağaca
ve yakın çevrede olmayan şeyler hakkında bilgi ver-
tırmanıyor. O yavaş çıkıyor. O, en tepeye çıkıyor.
mek amacıyla da kullanıldığının farkına vardığını
O, ağaçtan uçurtmasını alıyor.’’
gösterir. Sonunda çocuk dili ortamdan bağımsız
Lee, Koenigsknecht ve Mulhern (1975), ken- olarak kullanır hale gelir. Bu durum okuryazarlık
di ‘‘Etkileşimsel Dil Gelişim Öğretimi’’ içinde bu gelişimi ve okul başarısı için önemlidir (Nelson,
problemi ele almıştır. Bu yapılandırılmış müdahale 2005; Wallach ve Miller, 1998; Westby, 2005).
programı bir dizi hikâye içermektedir. Hikayelerin
Spradlin ve Siegel (1982), farklı yollardan ziya-
her biri birçok sentaktik biçimi hedeflemektedir.
de dil kullanımıyla başarılan şeylerin öğretiminin
Uygulamacı bu hikayelerden birini seçer ve yapışkan
önemini vurgu yapmıştır. Dilin bir temel işlevi de
tahta üzerinde şekillerle gösterilen hikâyeyi çocuğa
insanların daha önce hiç bulunmadıkları yerler, hiç
okur. Bu şekiller aynı zamanda hedef biçimin ör-
görmedikleri şeyler hakkında henüz bilmedikleri
neklerini içerir. Daha sonra uygulamacı, çocuktan
şeyleri söylemektir. Bu yüzden dil bozukluğu olan
hikâyede duyduğu ifadelerden birisini taklit etmesi-
çocuklara bilgilendirme amacıyla dili kullanma fır-
ni ister. Çocuğun tam ve doğru olarak hedef tepkiyi
satı vermek önemlidir. Yapılandırılmış müdahale
üretmesi için kullanılan değişim teknikleri (exchan-
yaklaşımlarının doğallığını arttırmanın bir yolu da
ge techniques) örneği aşağıda yer almaktadır.
‘‘burada ve şimdi’’ den ziyade ‘‘orada ve sonra’’ ya
(Çocuğun ‘‘Ayşe parka gidiyor’’ tepkisine karşı- dair kullanım sağlayacak drill biçimlerini, bağlamı
lık olarak) düzenleyerek gerçekleştirmektir. Ne yazık ki birçok
• Tam Model: Çocuğun taklit etmesi için he- dil bozukluğu olan çocuk için bu kolay bir şey de-
def tepkinin tamamına model olunur (Ayşe ğildir. Fey (1986), bu tarz etkinlikler için çocuğa bir
ve babası oyun parkına gidiyor.). şekilde destek olmayı önerir. Bu öneri mevcut bağ-
• Azaltılmış Model: Çocuğun taklit etmesi lam içindeki olaylar hakkında konuşarak ve aşina
beklenen ipucu, hedef tepkinin sadece bir olunan etkinlikler veya ‘‘replikler’’ ile gerçekleştiri-
kısmını içerecek şekilde sunulur (Ayşe ve lebilir. Örneğin, temel düzeyde eylem edinimi ça-
babası……..). lışılan bir çocukla birlikte portakal suyu hazırlama
• Genişletme Talebi: Uygulamacı model sun- etkinliği düzenlenebilir. Portakal suyu hazırlarken
madan çocuğun genişletmesini talep eder yapılan her bir adım uygulamacı tarafından ifade
(Cümleyi tamamla, tamamını söyle). edilir, daha sonra uygulamacının ifade ettiği adım-
ları çocuk tekrar eder (‘‘portakalları alıyoruz, por-
• Tekrar Talep Et: Uygulamacı model sunma-
takalları kesiyoruz, portakalları sıkıyoruz’’). Etkin-
dan çocuğun söylediği şeyi tekrar söyleme-
lik tamamlandıktan sonra bir arkadaş, akran veya
sini talep eder (Ne dedin? Tekrar söyle).
anne baba portakal suyunu içmek için davet edilir.
• Kendini Düzeltme Talep Et: Uygulamacı, Çocuktan, daveti kabul edip portakal suyu içmeye
çocuktan verdiği tepkiyi kontrol etmesini gelen kişiye portakal suyu hazırlamanın adımları-
ister (Doğru söyledin mi?). (Lee, Koenigs- nı tekrar söylemesi istenir (‘‘portakalları alıyoruz,
knecht ve Mulhern, 1975) portakalları kesiyoruz, portakalları sıkıyoruz’’). Bu

198
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

etkinlik çocuğun şu an mevcut olmayan bir dizi eylem hakkında destek olmadan konuşmasını gerektirir.
Son aşamada çocuğa en büyük destek portakal suyu hazırlarken yaşamış olduğu kişisel deneyimdir.
Tüm yaklaşımlar bir arada kullanılsa da, çocuğun gözünden müdahalenin doğal görünmesi için çevre
düzenlense de, doğallığın arttırılması için yapılandırılmış yaklaşımlar uyarlansa da ya da bunların hepsi
bir arada yapılsa da, bizim asıl hedefimiz, sosyal amaçları gerçekleştirmek için çocuklara öğrettiğimiz dili
anlamlı bir araç haline getirmektir.

Yapılandırılmış Dil Öğretim Planı Örneği (YDÖP)

Konu: Sebzeleri adlandırma.

Amaç: Birey on denemenin sekizinde “Bu ne?” diye sorulduğunda kendisine gösterilen resimli kartlardaki seb-
zenin ne olduğunu söyler.
Yöntem: Model Olma
Model: Kukla

Materyaller:
• Ön değerlendirme için (10 adet sebze resmi)
• Modelin söylemesi için (Ön değerlendirmedekinden farklı 10 adet sebze resmi)
• Bireyin söylemesi için (10 adet farklı sebze resmi)
• Son değerlendirme (Ön değerlendirmede kullanılan 10 adet sebze resmi)

Uygulama
Uygulamacı:
Bireye “Bugün seninle sebzelerin adlarını öğreneceğiz, şimdi sana bazı resimler göstereceğim bu resimlerde gör-
düğün sebzelerin sırası ile adlarını söylemeni istiyorum.” Der. (Ön değerlendirme)
Uygulamacı değerlendirme tablosuna adlandırdığı resmin karşısındaki sütuna “+”, adlandıramadığı resmin karşısında-
ki sütuna “-“ koyar. Bunu yaparken bireyin tabloyu görmemesi motivasyonunun bozulmaması açısından önemlidir.

Ön Değerlendirme Son Değerlendirme


1. Patlıcan
2. Biber
3. Kabak
4. Salatalık
5. Domates

Uygulamacı ön değerlendirmeyi bitirdikten sonra “bugün bir misafirimiz var” diyerek yanındaki kutudan bir
kukla çıkarır. “Şimdi bu sebzelerin neler olduğunu bize misafirimiz söyleyecek” der. Kukla her bir sebzeye 10
kez model olur. Burada dikkat edilecek nokta ön değerlendirmede kullanılan sebze resimlerinden farklı resimler
kullanılmasıdır. Sonrasında uygulamacı “sende şimdi kukla gibi söyle” der ve modelin resimli kartları ile bire bir
aynı olmayan kartlardaki resimleri bireyin adlandırmasını ister. Bu aşama bireyin her bir resim için ölçüt (on
denemeden sekizi ) sergileyinceye kadar devam eder.

Değerlendirme
Birey son değerlendirmede artık model olmadan ön değerlendirmedeki resimli kartlar gösterilerek değerlendiri-
lir. Değerlendirme sırasında uygulamacı değerlendirme tablosuna adlandırdığı resmin karşısındaki sütuna “+”,
adlandıramadığı resmin karşısındaki sütuna “-“ koyar. Uygulamacı son değerlendirmeyi bitirdikten sonra bireye
çalışmaya katılımı için teşekkür eder.

199
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Öğrenme Çıktısı
2 Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-play, model olma ve sözel davranış yöntemlerini
açıklayabilme
3 Üstdil becerilerinin öğretimini açıklayabilme
4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık sürecinin kullanılmasını açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Yapılandırılmış dil öğretim Drill ve ayrık denemelerle Yapılandırılmış dil öğretim


yöntemleri genellemeyi et- öğretim arasındaki ilişkileri yöntemleri arasındaki bağ-
kilemekte midir? değerlendirin. lantıları anlatın.

200
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Yapılandırılmış dil öğretimini


açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


• Yapılandırılmış dil öğretimi diğer dil müdahaleleri içerisinde
Yapılandırılmış Dil Öğretimi doğallığın en az olduğu yaklaşımdır. Yapılandırılmış dil öğreti-
minde uygulamacı aktiftir ve ortamı düzenler. Yapılandırılmış
dil öğretiminde uygulamacı hangi hedeflere ulaşmak için hangi
araç-gereçleri kullanacağını, hangi tepkileri doğru kabul ede-
ceğini, hangi pekiştirme tarifesini ve pekiştireci kullanacağını
ve bir sonraki hedefe ulaşmak için ölçütün ne olacağını kendisi
belirler.
• Yapılandırılmış dil öğretimi, yeni bir hedef davranış kazan-
dırılırken müdahalenin başlangıç aşamasında en etkili yaklaşım
olarak düşünülür. Sonrasında müdahale ortamı dışına davranı-
şın genellemesinde ve hedef davranışın gerçekleşmesinin izlen-
mesinde daha doğal yaklaşımlara geçilebilir.
• Yapılandırılmış müdahalede öğretim sıralı basamaklardan
oluşur.
• Yapılandırılmış öğretim basamakları şunlardır:
-Uygulamacı yönergeleri açık bir şekilde verir (‘‘Resimdeki
çocuk ne yapıyor? Benden sonra söyle/tekrar et!’’).
-Uygulamacı uyaranı veya öncülü sunar (‘‘Çocuk zıplıyor.’’).
-Uygulamacı bireyin açık ve net bir şekilde yanıt/tepki ver-
mesi için kendisine belli bir süre tanır.
-Uygulamacı sonucu veya pekiştireci sunar (birincil pekiş-
tireç olarak yiyecek-içecek veya sosyal pekiştireçler ‘‘Aferin,
Bravo, Harikasın!’’, sembol pekiştireçler veya yanıtın kabul
edilebilir olduğuna ilişkin dönüt verir.)
-Dönüt performansa ilişkin bilgi içerikli olabilmektedir (‘‘5
denemenin 4’ünü doğru bir şekilde söyledin.’’).
• Yapılandırılmış dil öğretim yöntemleri ayrık denemelerle öğ-
retim, drill (alıştırma) ve drill play (alıştırma-oyun), model olma
ve sözel davranış yöntemlerinden oluşmaktadır.

201
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-


2 play, model olma ve sözel davranış
yöntemlerini açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

3 Üstdil becerilerinin öğretimini


açıklayabilme

4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık


sürecinin kullanılmasını açıklayabilme

Yapılandırılmış Dil Öğretim


Yöntemleri

• Ayrık denemelerle öğretim (ADÖ), bilimsel dayanaklı uygulamalar içerisinde yer alan davranışsal uygulamalardan
biridir. ADÖ öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla öğretimi bireyselleştiren ve küçük adımlara bölen bir yöntemdir.
ADÖ genellikle bir uygulamacı ve bir öğrenci ile gerçekleştirilir. Öğretim esnasında dikkat dağıtıcı potansiyele
sahip tüm uyaranlar ortamdan kaldırılır veya kontrol altına alınır. ADÖ, temelde uygulamalı davranış analizinin
bir ilkesi olan Uyaran-Tepki-Uyaran ilişkisine göre gerçekleştirilir. ADÖ, sırası ile davranış öncesi uyaran ipucu ve
hedef uyaranın sunulduğu; tepki, bireyin ipucu ve hedef uyarana verdiği yanıt; davranış sonrası uyaran ise çocuğun
vermiş olduğu yanıt doğrultusunda görmezden gelme veya pekiştirme uygulamaları zinciridir.
• Ayrık denemelerle öğretimin beş temel bileşeni vardır. Bu bileşenler;
- Ayırt edici uyaran sunma
- İpucu sunma
- Bireyin tepkisi (yanıt)
- Sonuç (Pekiştirme veya görmezden gelme)
- Denemeler arası süredir.
• Drill, yapılandırılmış dil öğretim yöntemlerinden biridir. Hedef dil davranışlarının üretimini arttırmak
için belirli pekiştirmeler sunulur ve müdahalenin en üst düzeyde etkili olabilmesi adına ortam kontrolünü
sağlanmaya çalışılır. Bu amaçla yapılan uygulama en temelde, ilişkili dilsel uyaranların belirginliğini arttı-
rırken, ilişkisiz dilsel uyaranları azaltmaya veya ortadan kaldırmaya çalışır.
• Bir drill etkinliğinde uygulamacı öncelikle elde etmek istediği hedef dil davranışına yönelik bir yönerge sunar.
Bu yönerge bir ifadenin veya sözcüğün tekrar edilmesini talep eden bir uyaran olabilir. Uygulamacı, müdahale
öncesinde sunacağı uyaranı dikkatli bir şekilde planlar ve kontrol eder. Müdahale öncesinde planlanan ve kontrol
edilen bu uyaranlar genellikle ipuçları içerir veya bireye hedef dil davranışını nasıl doğru olarak üreteceğini söyler.
İpuçları kullanılıyorsa bunlar sistematik bir şekilde ortadan kaldırılır veya uygulamacının müdahale sürecini
planlarken belirlediği gibi silikleştirilir. Birey, ipucu kullanıldığında uygulamacının sunduğu uyarana tepki verir.
Uygulamacının müdahale öncesinde tanımladığı hedef dil davranışına uygun bir üretim sergilenmişse birey
birincil pekiştireçlerle (yiyecek içecek gibi) veya sözel olarak (aferin, harikasın vb.) pekiştirilir.
• Drill play, Drill yöntemi içine güdüleyici etkinlikler yerleştirerek biraz daha farklılaşan yapılandırılmış dil öğ-
retim yaklaşımlarından birisidir. Bazı uygulamacılar, yoğun yapılandırılmış etkinlikler içine güdüleyici durum-
lar da ekleyebilmektedir. Drill play’de bu güdüleyici öncül öğretimsel uyaranla birlikte (öncül güdüleyici olay)
sunulur. Bir diğer güdüleyici ise pekiştireci takip etmektedir (sonraki güdüleyici olay). Bu şekilde Drill play’de
iki güdüleyici olayın varlığından söz etmek mümkündür. Hedef dil davranışının ortaya çıkması için bireyin bu
davranışı sergilemeye ihtiyaç duyması gerekir. Uygulamacı bu ihtiyacın oluşmasını sağlayabilmelidir.
• Yapılandırmacı yaklaşımlar, ileri düzey dil biçimlerinin (üst dil becerileri) öğretiminde okul çağı ve sonrasındaki
dönem için kullanılabilmektedir. Üst dil becerileri, özellikle sembolik dil gibi ileri düzey biçimlerde dil edini-
mini desteklemektedir. Sembolik dil içerisinde; metaforlar, deyimler, atasözleri ve benzetmeler yer almaktadır.
Yapılandırmacı yaklaşım ile öğrencilere metaforları açıklamayı öğretmek, üst dil becerileri başlığının altındaki
sembolik dil öğretimi olarak değerlendirilmektedir. Metafor, bir göndergeyi başka bir gönderge açısından ifade
etmek anlamına gelmektedir. Bilmeceler, boşluk doldurmalar ve iki gönderge arasındaki benzerlikleri belirgin-
leştiren cümleler metafor farkındalığını geliştirici uygulamalardır.
• Yapılandırılmış öğretim doğallıktan uzak olması nedeniyle birçok eleştiriye maruz kalmaktadır. Bu nedenle ya-
pılandırılmış dil öğretiminde doğallık süreci kullanılmasına yönelik birtakım düzenlemeler önerilmektedir. Bu
düzenlemeler şunlardır:
- Dili öğretici olarak kullan,
- Görev içerisinde iletişim kurmak için güdülenmeyi arttır,
- Birbirine bağlı konular kullan,
- Burada ve şimdiden orada ve sonraya geçiş’tir.

202
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Ayrık denemelerle öğretim, drill, drill-


2 play, model olma ve sözel davranış
yöntemlerini açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


3 Üstdil becerilerinin öğretimini
açıklayabilme

4 Yapılandırılmış dil öğretiminde doğallık


sürecinin kullanılmasını açıklayabilme

Yapılandırılmış Dil Öğretim


Yöntemleri

• Model olma, sosyal öğrenme kuramından doğmuştur ve üçüncü bir modelin kullanılmasını içerir. Böyle-
ce bu yaklaşım, model olma yaklaşımı olarak isimlendirilmiştir. Drill gibi model olma da yoğun yapılan-
dırılmış bir format kullanmaktadır. Benzer olarak bu yaklaşımda da dışsal pekiştirme ve yapılandırılmış
etkileşim içeren bağlam kullanılmaktadır. Fakat burada taklit etmenin yerini çocuğun dinlemesi almak-
tadır. Birey dinlerken model hedeflenen yapıya sayısız örnek sağlar. Dinleme yoluyla çocuktan beklenen
önce uyarılması daha sonra hedef yapıyı kendisinin üretmesidir. Çocuğun hiçbir zaman hedef yapıyı mo-
delden hemen sonra taklit etmesi gerekmemektedir. Onun yerine bu prosedürde çocuğun dolaylı olarak
modelin konuşmasında sunduğu bütün uyaranlar içerisinden benzer bir kalıbı bulması gerekmektedir.
• 1957 yılında basılan Sözel Davranış (SD) kitabında Skinner, iletişim ve dile kavramsal yorumlar getir-
miştir. Skinner (1957) dilin öğrenilen bir davranış olduğunu ifade etmiş, sözel davranışı başka bir kişinin
davranışı aracılığıyla pekiştirilen davranış olarak tanımlamıştır. Ayrıca dil çalışmalarında, dilin biçimsel
ve işlevsel özelliklerini birbirinden ayırmanın önemine vurgu yapmıştır. Skinner’ın tanımladığı sözel iş-
lemler:
- Talep Etme (Mand): Talep etme, güdüleyici işlem ve pekiştirmenin kontrolü altındaki sözel bir iş-
lemdir. Örnek olarak karnı acıkan bebeğin ‘‘mama’’ demesi ve bunun sonucunda mamayı elde etmesi
verilebilir.
- Sözel Olmayan Uyarana Tepki (Tact): Bir sözel olmayan uyaranın, uyaran kontrolündeki sözel
işlemdir. Örnek olarak camdan dışarıya bakan çocuğun ağaç dalları üzerinde gördüğü kuşlara ‘‘kuş’’
demesi ve ebeveynin ‘‘aferin, kuş’’ demesi verilebilir.
- Sözel Uyarana Tepki (İntraverbal): Sözel olmayan uyarana tepki (İntraverbal) tanımı, başka biri-
sinin başlattığı cümleyi tamamlamayı veya sorulan soruya cevap vermeyi içermektedir. Yetişkinin bir
çocuğa ‘‘Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?’’ soruna, çocuğun ‘‘Ben birinci sınıfa gidiyorum.’’ yanıtını vermesi
bu tanıma örnek olarak verilebilir.
- Taklide dayalı tepki (Echoic): Taklide dayalı tepki davranışı yukarıda bahsedilen sözel uyarana tepki
(İntraverbal) davranışına benzemektedir. İkisi arasındaki tek fark, taklide dayalı tepki sözel uyaranla
yazılı olarak bire bir aynıdır ve biçimsel olarak benzerdir. Echoic, taklide dayalı doğası gereği kendine
özgü bir kategori oluşturarak intraverbal’dan farklılaşmaktadır.
- Otoklitik: Başka sözel davranışların etkisine göre değişen sözel bir davranıştır. Örneğin iki arkadaş
yan yana otururken birisi ‘‘Bence bu akşam maç var.’’ veya ‘‘Bu akşam kesin maç var.’’ diyebilir. Bu
cümlelerde yer alan ‘‘Bence’’ ve ‘‘Kesin’’ sözcüklerinin dinleyici davranışını farklı şekillerde etkilemesi
muhtemeldir. Dinleyici, ilk cümlede muhtemelen maçın olup olmadığını teyit etmeye gereksinim
duyacaktır. İkinci cümlede ise böyle bir durum söz konusu olmayacaktır.

203
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

1 Bir davranışın ilerleyen süreçte ortaya çıkma 6 Aşağıdakilerden hangisi yapılandırılmış dil
ihtimalini arttıran ve davranış sonrası ortama bir öğretim yöntemleri için söylenemez?
uyaran eklenmesi veya ortamdan bir uyaran çıka- A. Drill ve ayrık denemelerle öğretim en yapılan-
neler öğrendik?

rılması anlamına gelen terime ne ad verilir? dırılmış yöntemler olarak düşünülür.


A. İpucu B. Drill play, Drill’in kullanılmasına olan ihtiyacı
B. Uyaran ortadan kaldırır.
C. Pekiştirme C. Drill play, Drill yöntemi içine güdüleyici etkin-
liklerin yerleştirilmesidir.
D. Deneme
D. Model olmada model sayısız kez hedef yapıyı
E. Model üretir.
E. Model olma yönteminde birey hedef yapıyı
2 Aşağıdakilerden hangisi yapılandırılmış mü- modelden hemen sonra taklit etmez.
dahalenin özelliklerinden biridir?
A. Çocuk/birey merkezlidir. 7 Aşağıdakilerden hangisi Drill play yöntemi-
B. Çocuğun öncülüğünü takip eder. nin özelliklerinden biridir?
C. Çocuğun ilgisine dayalı pekiştireçler kullanır. A. Sadece hedef dil davranışı sergilendikten sonra
D. Doğal çevre içeriklerini kullanır. pekiştirme işlemi gerçekleştirilir.
E. Klinik ortam kullanır. B. Hedef dil davranışı ortaya çıkmadan ortaya
çıkma ihtimalini yükseltmek amacıyla bireyin
3 Aşağıdakilerden hangisi ayrık denemelerle güdülenmesi sağlanır.
öğretimin basamakları arasında yer almaz? C. Hedef dil davranışının ortaya çıkması için bi-
reyin bu davranışı sergilemeye ihtiyaç duyması
A. Ceza gerekmez.
B. Ayırt edici uyaran sunma D. Fonolojik müdahalede kullanımı önerilmez.
C. Pekiştirme E. Drill play yönteminde güdüleyici bir öncül or-
D. Bireyin tepkisi (yanıt) tamdan çıkarılır.
E. İpucu sunma
8 “Sosyal öğrenme kuramından doğmuştur.
4 Ayrık denemelerle öğretime ilişkin aşağıda Burada taklit etmenin yerini bireyin dinlemesi al-
yer alan ifadelerden hangisi doğrudur? maktadır.” Özellikleri verilen yapılandırılmış dil
öğretim yöntemi hangisidir?
A. Sunulan deneme sayısı çocuk tarafından belir-
lenir. A. Sözel dil B. Drill
B. Tepki-Uyaran-Tepki ilişkisine göre gerçekleşti- C. Model olma D. Drill play
rilir. E. Ayrık denemelerle öğretim
C. Sadece tanısı olan ve çocuklar için geliştirilmiş
bir yöntemdir. 9 Üşüyen bir çocuğun ablasından pencereyi
D. Uyaran-Tepki-Uyaran ilişkisine göre gerçekleş- kapatmasını rica etmesi Skinner’ın tanımladığı sö-
tirilir. zel işlemlerden hangisidir?
E. Ayrık denemelerle öğretim guruba yönelik bir A. Talep etme (Mand)
öğretim yöntemidir. B. Sözel olmayan uyarana tepki (Tact)
C. Taklide dayalı tepki (Echoic)
5 Aşağıdakilerden hangisi yapılandırılmış dil D. Sözel uyarana tepki (Intraverbal)
öğretim yöntemleri arasında yer almaz?
E. Otoklitik
A. Drill
B. Sözel davranış 10 Yetişkinin çocuğa “Kaç yaşındasın?” soru-
C. Ayrık denemelerle öğretim suna çocuğun “8 yaşındayım.” Yanıtını vermesi
D. Fırsat öğretimi Skinner’ın tanımladığı hangi sözel işleme örnektir?
E. Model olma
A. Otoklitik
B. Taklide dayalı tepki (Echoic)
C. Talep etme (Mand)
D. Sözel olmayan uyarana tepki (Tact)
E. Sözel uyarana tepki (Intraverbal)

204
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
1. C 6. B
Öğretimi’’ konusunu yeniden gözden ge- Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
çiriniz. gözden geçiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
2. E 7. B
Öğretimi’’ konusunu yeniden gözden ge- Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
çiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
3. A 8. C
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
4. D 9. A
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil Yanıtınız yanlış ise ‘‘Yapılandırılmış Dil
5. D 10. E
Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden Öğretim Yöntemleri’’ konusunu yeniden
gözden geçiriniz. gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
7 Anahtarı

Hedeflenen dil becerisi müdahalenin doğallığı sürecini etkiler. Doğallığı et-


kilediği düşünülen üç faktör: 1) müdahale etkinliğinin kendisi, 2) etkinliğin
Araştır 1 meydana geldiği fiziksel bağlam, 3) müdahale süresince bireyin etkileşimde
bulunduğu bireylerdir. Yapılandırılmış dil öğretimi en az doğal müdahale
yöntemidir. Yapılandırılmış dil öğretimi, yeni bir hedef davranışın kazandı-
rılmasında, müdahalenin ilk aşamalarında en etkili yöntem olarak düşünülür.

Yapılandırılmış dil öğretim yöntemlerinde hedeflenen dil becerisinin klinik


dışındaki ortamlara genellenebilirliğinin düşük olması eleştirilen yönlerinden
Araştır 2 biridir. Doğal dil öğretim yöntemlerine kıyasla yapılandırılmış dil öğretim
yöntemleri yoğun yapılandırılmış ortam/klinikte kullanılan yöntemler olma-
sından dolayı hedeflenen dil becerisini bireyin başka ortamlara ve kişilere ge-
nellemesinin önüne geçmektedir.

205
Yapılandırılmış Dil Öğretimi

Kaynakça

Bandura, A., & Walters, R.H. (1963). Social learning Ingvarsson, E. T. (2016). Tutorial: Teaching Verbal
and Imitation. New York: Holt, Rinehort and Behavior to Children with ASD.  International
Winston. Electronic Journal of Elementary Education,  9(2),
433-450.
Birkan, B. (2013). Otizm Spektrum Bozukluğu Olan
Çocuklar. Editör: Vuran, S. Özel Eğitim (209- Kaiser, A. P., Hancock, T. B., & Trent, J. A. (2007).
251). Ankara: Maya Akademi. Teaching parents communication strategies. Early
Childhood Services: An Interdisciplinary Journal of
Carter, M., & Grunsell, J. (2001). The behavior
Effectiveness, 1(2), 107-136.
chain interruption strategy: A review of research
and discussion of future directions. Journal of the Kuder, S. J., (2003). Teaching Students with Language
Association for persons with Severe Handicaps, 26(1), and Communication Disabilities. Boston: Pearson.
37-49.
Laraway, S., Snycerski, S., Michael, J., & Poling,
Cevher, Z. “ Otizmli Çocuklara Yönerge İzlemenin A. (2003). Motivating operations and terms to
Öğretiminde Sözel Yönergelerin Jest/ describe them: Some further refinements. Journal
İşaretlere Dayalı Görsel Destekle Sunulduğu of Applied behavior analysis, 36(3), 407-414.
ve Yalnız Sunulduğu Ayrık Denemelerle
Lee, L. L. (1975). Interactive Language Development
Öğretimin Karşılaştırılması”. Anadolu
Teaching: The Clinical Presentation of
Üniversitesi, 24/05/2017
Grammatical Structure.
Craig, H. (1983). Applications of pragmatic language
Leonard, L. (1975). Modeling as a clinical procedure
models for intervention. Pragmatic assessment and
in language training.  Language, Speech, and
intervention issues in language, 101-127.
Hearing Services in Schools, 6(2), 72-85.
Dib, N. & Sturmey, P. (2007). Reducing student
Lotfizadeh, A. D., Edwards, T. L., Redner, R.,
stereotypy by improving teachers’ implementation
& Poling, A. (2012). Motivating operations
of discrete-trial teaching.  Journal of Applied
affect stimulus control: A largely overlooked
Behavior Analysis, 40, 339-343.
phenomenon in discrimination learning.  The
Diken, İ. H. (2013). Okul öncesi kaynaştırma Behavior Analyst, 35(1), 89-100.
ortamlarında doğal öğretim. Bakkaloğlu, H. ve
MacDuff, G. S., Krantz, P. J., & McClannahan, L.
Sucuoğlu, B. (Ed.), Okul öncesinde kaynaştırma.
E. (2001). Prompts and prompt-fading strategies
Kök yayıncılık. Ankara.
for people with autism.  Making a difference:
Eikeseth, S., Smith, T., Jahr, E., & Eldevik, S. Behavioral intervention for autism, 37-50.
(2002). Intensive behavioral treatment at school
National Autism Center-NAC (2015). The national
for 4-to 7-year-old children with autism: A
autism center’s national standarts report phase 2.
1-year comparison controlled study.  Behavior
Massachusetts: National Autism Center. http://
modification, 26(1), 49-68.
www.nationalautismcenter.org/reports. (Erişim
Fey, M. E. (1986). Language intervention with young Tarihi: 27.11.2017)
children. College-Hill Press.
Nelson, N. W. (2005). The context of discourse
Hart, B., & Risley, T. R. (1995). Meaningful differences difficulty in classroom and clinic: An update. Topics
in the everyday experience of young American in Language Disorders, 25(4), 322-331.
children. Paul H Brookes Publishing.
Paul, R. (2007).  Language disorders from infancy
Hodson, B. W., & Paden, E. P. (1991). A phonological through adolescence: Assessment and intervention.
approach to remediation: Targeting intelligible Elsevier Health Sciences.
speech. Austin, TX: Pro Ed.
Paul, R., & Norbury, C. F. (2012). Language disorders
Hoodin, R. B. (2011). Intervention in child language from infancy through adolescence (4th eds.). USA:
disorders a comprehensive handbook. USA: Jones Elsevier.
& Bartlett Learning.

206
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Prezas, R. F., Hodson, B. W., Williams, L., McLeod, Skinner, B. F. (1957). Verbal behavior. New York:
S., & McCauley, R. J. (2010). The cycles Appleton Century-Crofts.
phonological remediation approach. Interventions
Smith, T. (2001). Discrete trial training in the
for speech sound disorders in children, 137-157.
treatment of autism.  Focus on autism and other
Roth, F. P., & Worthington, C. K. (2011). Treatment developmental disabilities, 16(2), 86-92.
resource manual for speech-language pathologists.
Spradlin, J. E., & Siegel, G. M. (1982).
Roth, F. P., & Worthington, C. K. (2015). Treatment Language training in natural and clinical
resource manual for speech language pathology. environments.  Journal of Speech and Hearing
Nelson Education. Disorders, 47(1), 2-6.
Ruegg, E. (2006). Social skills in children with Sundberg, M. L. (2006).
learning disabilities: Using psychotherapy in the
Wallach, G. P., & Miller, L. (1988).  Language
classroom.
intervention and academic success. Little, Brown.
Scheuermann, B. K., & Hall, J. A. (2016). Positive
Westby, C. E. (2005). Considerations when
behavioral supports fort he classromm. United
evaluating literacy skills in American Indian
States of America: Pearson.
students. Perspectives on Communication Disorders
Shriberg, L. D., & Kwiatkowski, J. (1982). and Sciences in Culturally and Linguistically Diverse
Phonological disorders I: a diagnostic Populations, 12(1), 12-15.
classification system. Journal of Speech and Hearing
Disorders, 47(3), 226-241.

207
Bölüm 8
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları: Düşük,
Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar
Alternatif ve Destekleyici İletişim
Uygulamalarının Sınıflandırılması
öğrenme çıktıları

2 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim


kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
3 Ek araçlı alternatif ve destekleyici iletişim
kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
4 Düşük düzey teknoloji gerektiren alternatif
ve destekleyici iletişim sistemlerini
Alternatif ve Destekleyici İletişim örneklendirebilme

1 2
Uygulamaları 5 Orta ve ileri düzey teknoloji içeren alternatif
1 Alternatif ve destekleyici iletişim ve destekleyici iletişim sistemlerini
uygulamalarını açıklayabilme örneklendirebilme

Alternatif ve Destekleyici İletişim


Uygulamalarının Kullanımı
6 Alternatif ve destekleyici iletişim
sistemlerinin kullanım sürecini
açıklayabilme

3
7 Alternatif ve destekleyici iletişim
uygulamalarının kullanım sürecinde yer
alan önerileri açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Alternatif ve Destekleyici İletişim • Yardımcı Teknoloji • Konuşma Üreten Cihazlar
• Göz Takip Sistemleri

208
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

GİRİŞ gi bir ek desteğe ya da eğitime gerek duymaksızın


Bizler günlük hayatımızda, toplumsal kurallar, gerekli olan durumlarda kendiliğinden devreye
gelenekler, yeteneklerimiz, içinde bulunduğumuz sokularak kullanılabilmektedir. Ancak, çeşitli ne-
ortam ve iletişim kurduğumuz kişinin özellikleri denlerle ve sıklıkla konuşma ve konuşulanı anlama
doğrultusunda farklı iletişim biçimlerini kullana- sorununu yaşayan bazı engelli bireyler alternatif
rak iletişim kurarız. Örneğin; kalabalık bir doğum iletişim biçimlerini etkili bir biçimde kullanmayı
günü partisinde, düğünde ya da bir konserde oldu- öğrenebilmek için sistematik öğretim süreçlerine ve
ğunuzu hayal edin. Bu gürültülü ortamda sesinizi desteğe gereksinim duyarlar. Bu alandaki sistematik
duyuramayacağınız, telefonla arasanız bile gürültü- öğretim süreçleri genellikle dil ve konuşma bozuk-
den konuşamayacağınız bir durumda sizden uzak- lukları ve özel eğitim alanında çalışan uzmanlar ta-
taki bir arkadaşınıza merhaba demek ya da nasıl rafından planlanmakta ve yürütülmektedir. Ancak,
olduğunu sormak istediğinizde neler yaparsınız? engelli bireylere verilen bu eğitimin tek başına ye-
Cep telefonunuzdan kısa mesaj gönderebilir ya da terli olmayacağı, öğretimi yapılan alternatif iletişim
dikkatini çekmek amacıyla arkadaşınıza el sallaya- sisteminin etkili ve verimli olarak kullanılabilmesi
bilirsiniz. Sizi fark ettiğinden emin olduktan sonra için ihtiyaç duyduğu desteği her zaman ve uygun
gülümseyerek ve başınızı hafifçe öne eğerek ona biçimde alabilmesi için bireyin bakımından so-
“merhaba” diyebilirsiniz. Hatta arkadaşınızın nasıl rumlu olan kişilerin de (örneğin, bakım personeli,
olduğunu sormak için iki elinizi gövdeniz hizasın- aile bireyleri gibi) desteğine gereksinim duyulmak-
da yana açıp, yüz ifadeniz ve bakışlarınızla da bu tadır. Bu bölümün izleyen başlıklarında öncelikle
hareketinizi destekleyerek ona nasıl olduğunu sora- konu ile ilgili temel kavramlara, alternatif iletişim
bilir ve yine benzer bir yolla kendisinden cevap ala- sistemlerinin sınıflandırılmasına, sistemler arasın-
bilirsiniz. Bu örnekte de görüldüğü gibi herhangi dan seçilen örneklere ait genel bilgilere ve kullanım
bir durum (örneğin; gürültü, mesafe, boğaz ağrısı özelliklerine ilişkin bilgilere erişebileceksiniz. Bu
ya da ses kısıklığı gibi) konuşmamızın etkililiğini bilgilere ek olarak alternatif iletişim sistemlerinin
kısıtladığında diğerleriyle iletişim kurmak için des- hangi özelliklere sahip engelli bireyeler tarafından,
tekleyici unsurlar kullanır, alternatif yollar deneriz. nasıl ve hangi amaçlarla kullanılabileceği hakkın-
daki bilgilere de yer verilecektir. Son olarak; bakım
Bizler, selamlaşmak, duygularımızı paylaşmak,
ve rehabilitasyon sürecinde görev alan personelin
görüşlerimizi açıklamak, aynı fikirde ya da karşıt
engelli bireylerin alternatif iletişim sistemlerinin
görüşte olduğumuzu belirtmek, bir açıklama yap-
kullanımı destekleyebilmeleri için bazı önerilere
mak, bilgi paylaşmak, soru sormak, cevap vermek,
yer verilecektir.
bir şey satın almak, şaka yapmak, iltifat etmek vb.
durumlar için diğer bireylerle iletişim kurarız ve
bunun için sıklıkla başvurduğumuz iletişim biçimi ALTERNATİF VE DESTEKLEYİCİ
de konuşmadır. Ancak bazı durumlarda konuşma İLETİŞİM UYGULAMALARI
ve konuşulanı anlama konusunda sorunlar ortaya Konuşma, jestler, mimikler, resim ve yazı en yay-
çıkabilmektedir. Konuşma ve konuşulanı anlama gın olarak kullandığımız iletişim biçimleri arasında
sorunları yukarıdaki örnekte olduğu gibi sadece yer almaktadır. Konuşma bizi diğer canlılardan ayı-
gürültü, mesafe ya da boğaz ağrısı nedeniyle sesi- ran en belirgin özelliklerimizden biri ve aynı zamanda
miz kısıldığı zamanlarda ortaya çıkmaz. Bazı bi- da insanlara özgü bir beceridir. Günlük hayatımızda
reylerde gelişimsel yani doğumsal bir bozukluk ve/ gerçekleştirdiğimiz pek çok aktivitede; öğle yemeği
veya sonradan ortaya çıkan nedenlerle konuşma ve saatinde, okulda, alış-veriş zamanlarında diğer birey-
konuşulanı anlama sorunları görülebilmektedir. lerle iletişim kurmak amacıyla kullandığımız öncelikli
Bir kişinin konuşma ve konuşulanı anlama yete- iletişim aracımız da konuşmadır. Tüm bunlar dikkate
neğini olumsuz olarak etkileyebilecek olan bu du- alındığında konuşmanın bizler için oldukça önemli
rumlar çevresel, fiziksel, nörolojik, duyusal, psiko- bir iletişim aracı olduğu söylenebilir. Toplumsal bir ge-
lojik veya bilişsel süreçler kaynaklı olabilmektedir. reksinim olan konuşma, bireylerin sosyalleşmeleri açı-
Konuşma sorunları hangi nedenden kaynaklanıyor sından da oldukça önemlidir. Ancak bazı durumlarda
olursa olsun, sorunun çözümünde işaret, jest, mi- bireyler konuşma ve konuşulanı anlamayı öğrenme
mik ve yazı gibi alternatif iletişim biçimlerinden konusunda bazı sorunlar yaşamaktadırlar. Konuşma
yararlanmak mümkündür. Konuşmaya alternatif ve konuşulanı anlama sorunları bazen gelişimsel ola-
olan bu iletişim biçimleri bazı bireylerde herhan- rak (örneğin, zihinsel engel, işitme engeli, otizm, se-
209
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

rebral palsy gibi durumlarla) ortaya çıkarken bazen de kazalar, hastalıklar ya da dış etkenlere bağlı olarak ortaya
çıkabilmektedir. Herhangi bir nedenle iletişimin aksaması durumu bireyin yaşamını kişisel, zihinsel ve sosyal açı-
lardan olumsuz olarak etkilemekte ve sahip olduğu yaşam kalitesini de düşürmektedir. Bu durumun önüne geçe-
bilmek amacıyla da konuşma ve konuşulanı anlamanın öğrenilemediği ya da yetersiz kaldığı durumlarda iletişimi
sağlamak amacıyla “Alternatif ve Destekleyici İletişim” (ADİ) sistemlerinden yararlanılabilmektedir. Tablo 8.1’de
dil ve konuşma sorunlarına neden olan bazı gelişimsel ve edinilmiş yetersizliklere ve hastalıklara yer verilmiştir.

Tablo 8.1 Dil ve Konuşma Sorunları

Gelişimsel Edinilmiş
Afazi
Gelişimsel gerilik
Felçler
Zihinsel yetersizlik
Dizartri ve apraksi (motor konuşma bozuklukları)
Serebral palsy
Travmatik beyin hasarı
Otizm
Beyin tümörleri
Genetik/doğumsal hastalıklar
Parkinson
Epilepsi
Alzheimer hastalığı
Akıl sağlığı/psikiyatrik durumlar (seçici konuşmama vb.)
Bunama
Kaynak: NSW Department of Family and Community Services, (2016) sayfa 12’den uyarlanmıştır.

ADİ sistemleri, sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bireylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerini des-
teklemeyi ya da bu iletişim becerilerin yerine geçmeyi amaçlayan sistemler olarak tanımlanmaktadır (Kır-
caali-İftar ve Odluyurt, 2012; Genç-Tosun ve Kurt, 2017). ADİ sistemlerinin/cihazlarının kullanılmasının
amacı; engelli bireylere sahip oldukları yeterlikleri doğrul-
tusunda bağımsız olarak kullanabilecekleri bir iletişim aracı
sağlayarak, başarılı, aktif ve üretken bireyeler olarak günlük Sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bi-
yaşama katılma fırsatlarını ve bu yolla da yaşam kalitelerini reylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerinin
arttırmaktır. Ayrıca ADİ sistemleri/cihazları engelli birey- yerine geçmeyi amaçlayan ya da bu beceri-
lerin sosyal rollerine daha fazla katılmalarını sağlayarak, leri destekleyen sistemler ya da cihazlar alter-
sosyal, akademik ve mesleki becerilerinin gelişmesine de natif ve destekleyici iletişim olarak tanımlan-
yardımcı olmaktadır. İzleyen kısımda ADİ sistemlerinin sı- maktadır (Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012).
nıflandırılmasına ilişkin bilgilere yer verilecektir.

dikkat
Travmatik beyin hasarı; başın ani ve şiddetli bir şekilde bir dikkat
nesneye çarpması (araba camı, kalorifer, beton gibi) ya da Seçici konuşmama durumunda kişi konuşma-
bir nesnenin kafatasını delerek beyin dokusuna zarar vermesi nın normal ve doğal olduğu sosyal ortamlarda
(kurşun, çivi gibi) sonucu ortaya çıkan beyin yaralanmalarıdır sürekli olarak konuşmazken başka ortamlarda
(DİLKOM, 2017). konuşabilmektedir.

internet
Dil ve konuşma sorunları hakkında ayrıntılı bilgiye Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları
Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezinin (DİLKOM) ana sayfasında yer alan “Üniteler” bağlantısına
tıklayarak erişebilirsiniz. Merkezin web sayfasına http://dilkom.anadolu.edu.tr/ adresinden erişebilirsiniz.

210
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Öğrenme Çıktısı

1 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarını açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Engelli bireylerin dil ve


Normal gelişim gösteren ADİ uygulamalarının
konuşma sorunlarını sahip
çocuklarda ilk sözcükler amaçlarının neler olduğunu
oldukları sosyal etkileşim
hangi aylarda ortaya çıkar? anlatınız?
becerileri ile ilişkilendiriniz.

ALTERNATİF VE DESTEKLEYİCİ Tablo 8.2 Ek Araçsız ADİ Sistemleri


İLETİŞİM UYGULAMALARININ • İşaret dili
SINIFLANDIRILMASI • Jestler
Engelli bireylerin eğitimlerinde ve günlük ya- • İşaret etme/gösterme
şamlarında kullanılan ADİ sistemleri/cihazları “ek
• Dokunarak işaret etme
araçsız” ve “ek araçlı” olmak üzere iki temel baş-
lık altında sınıflandırılmaktadır. İzleyen kısımda • Vücut dili
ilk olarak ek araçsız ADİ uygulamaları hakkındaki • Davranışlar (örneğin; dışarı çıkmak istediğin-
genel bilgilere ve örneklerine yer verilecektir. Ek de annesinin elini tutup kapıya götürme vb.)
araçsız ADİ sistemleri sonrasında ise ek araçlı ADİ • Yüz ifadesi
sistemlerine yer verilecektir. Ek araçlı ADİ uygu- • Göz kontağı/göz izleme
lamalarının sınıflandırılması ve özelliklerini açıkla-
yabilmek amacıyla bu başlık altında aynı zamanda • Sürekli bakış (örneğin; su içmek istediğinde
yardımcı teknoloji kavramına ilişkin bazı genel bil- bireyin su bardağına ya da sürahiye uzun
gilere ve örneklere de yer verilecektir. süreli ve dikkatli bakması)
• Yüz ifadesi
Kaynak: NSW Department of Family and Community
Ek Araçsız Alternatif ve Destekleyici Services, (2016) 9. ve 10. sayfalardan uyarlanmıştır.
İletişim
Ek araçsız ADİ sistemleri; herhangi bir ek araç
kullanımı gerektirmeyen sistemlerdir. Genel olarak İşaret Dili
bireyin kendi vücudunu kullanmasını gerektiren İşaret dili farklı engel gruplarından bireylerin (ör-
işaretler, göz hareketleri, mimikler ya da jestler neğin, işitme engelli, zihin engelli, otizm gibi ) yaygın
yoluyla iletişim kurma biçimi olarak tanımlanabi- olarak kullandığı ADİ türlerinden biridir. El işaretleri,
lir. Tablo 8.2.’de ek araçsız ADİ sistemlerine iliş- dil bilgisel yüz mimikleri (kaşların kalkması, gözlerin
kin bazı örneklere yer verilmiştir. Bu sistemlerinin açılması, dudağın hareketi), vücut hareketleri gibi el
kullanımının öğretilmesi sürecinde bireye uygun dışı işaretler, işaret dillerinin ortak paydasını oluştur-
eğitim ve iletişim ortağı desteği verilmesi oldukça maktadır (Oral, 2015). İşaret dilleri, konuşulan diller
önemlidir. Ek araçsız ADİ sistemleri genellikle bi- gibi doğal dillerdir ve dünya genelinde farklı işaret dil-
reyin sahip olduğu beceriler (örneğin, işaret dilinin leri kullanılmaktadır. İşaret kullanımının sözel dil edi-
öğretimi için küçük kas becerilerinden yararlan- nimini zorlaştırdığı veya geciktirdiği inanışı, işaret dili
mak) üzerine temellendirilerek kullanılmaktadır- ile ilgili açıklık getirilmesi gereken konulardan biridir.
lar. Ek araçsız ADİ sistemleri tek başına kullanıla- Ancak, yapılan araştırmaların sonuçları bunun tam
bildikleri gibi ek araçlı ADİ sistemleri/cihazları ile tersini işaret etmektedir (Göl-Güven, 2015). Sonuçlar,
birlikte ya da bu sistemleri desteklemek amacıyla işaret dilinin sözel dil edinimini ve kullanımını destek-
da kullanılabilmektedirler. lediği yönündedir (Genç-Tosun, 2016; Göl-Güven,
211
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

2015). İşaret dili tek başına kullanılabildiği gibi, ko-


nuşmanın işaretlere dönüştürülmesiyle yürütülen
bütüncül iletişim biçiminde de kullanılabilmektedir.
İşaret dilinin öğrenilebilmesi için gerekli olan bazı
önkoşul beceriler bulunmaktadır. Aynı zamanda işa-
ret dilinin öğrenilmesi ile ilgili sınırlılıkları da ortaya
koyan bu ön koşul beceriler; (a) ellerini ve kollarını
kullanabilecek düzeyde motor becerilere sahip olma,
(b) bilgiyi işleme-akılda tutma ve hatırlama becerile-
rine sahip olma ve (c) etkili bir iletişim için işaret dili
eğitimi alan iletişim ortaklarına sahip olma olarak sı-
ralanmaktadır (Achmadi, 2015; Genç-Tosun, 2016).

Resim 8.2 Boğaziçi Üniversitesi Türk İşaret Dili Kaynak


internet Sitesi Ekran Görüntüsü
Türk İşaret Dili’nde hazırlanmış bir çocuk kitabı olan Kaynak: https://www.cmpe.boun.edu.tr/tid/
“İlk İşaret Dili Kitabım: Türk İşaret Dili (TİD)” baş-
lıklı kaynağa file:///C:/Users/A/Downloads/ilk-isaret-
tid-internet-14ocak2015.pdf adresinden erişebilirsiniz. Ek Araçlı Alternatif ve Destekleyici
İletişim
Ek araçlı ADİ sistemleri/cihazları; iletişim ki-
tapları, çizelgeler, resimli kartlar, bilgisayarlar gibi
harici bir öğenin kullanımını gerektiren iletişim
internet stratejilerini içermektedir. Farklı özelliklere sahip
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hiz- ek araçlı ADİ sistemlerinin genel özellikleri hak-
metleri Genel Müdürlüğünce çalışmaları tamamlanan kındaki bilgilere yer vermeden önce “yardımcı tek-
“Güncel Türk İşaret Dili Sözlüğü” başlıklı kaynağa noloji” kavramına açıklık getirmek ek araçlı ADİ
file:///C:/Users/A/Downloads/ilk-isaret-tid-internet- sistemlerine ait sınıflandırmayı daha iyi anlama-
14ocak2015.pdf adresinden erişebilirsiniz. mıza yardımcı olacaktır. Engelli bireylerin işlevsel
becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülmesi ve arttı-
rılması amacıyla kullanılan nesneler, araçlar, görsel
uyaranlar ve ileri düzeyde teknolojiye sahip ürün-
ler yardımcı teknolojiler olarak tanımlanmaktadır.
Engelli bireylerin eğitimlerinde ve günlük yaşam-
larında kullanılan üç temel yardımcı teknoloji tü-
ründen söz edilmektedir. Bunlar (low technology)
düşük düzeyde teknoloji içeren uygulamalar, (mid
technology) orta düzeyde teknoloji içeren uygula-
malar ve (high technology) ileri düzeyde teknoloji
içeren uygulamalardır (Şekil 8.1).
Yardımcı teknolojilere ait bu sınıflama biçimin-
den yola çıkarak ADİ sistemleri benzer başlıklarla
farklı şeklilerde sınıflandırılmıştır. Örneğin; bazı
kaynaklarda ek araçlı ADİ uygulamaları “düşük
düzey teknoloji gerektiren ADİ” sistemleri ve “ileri
düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri” olarak
Resim 8.1 Güncel Türk İşaret Dili Sözlüğü Ekran
sınıflandırılmıştır (NSW, 2016). Bir başka sınıfla-
Görüntüsü
ma ise “düşük düzey teknoloji gerektiren ADİ sis-
Kaynak: http://tidsozluk.net/tr/sozluk_kullanimi.html temleri” ve “orta ve ileri düzey teknoloji gerektiren

212
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ADİ sistemleri” biçimindedir (Kırcaali-İftar, 2003; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012; Lorah, Crouser, Gil-
roy, Tincani ve Hantula, 2014). İkinci sınıflama sisteminin ilk sınıflama sisteminden tek farkı orta ve ileri
düzey teknoloji gerektiren uygulamaların bir arada sınıflandırılmış olmasıdır. Bu bölüm içerisinde orta ve
ileri düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri sınıflamasını bir arada ele alan sınıflama sistemi kullanıla-
caktır (Şekil 8.2). Bu genel bilgiler sonrasında farklı düzey teknolojiler gerektiren ve ek araçlı ADİ uygula-
maları içerisinde yer alan sistem ya da cihazlara ilişkin örneklere ve bu örneklerle ait kısa açıklamalara yer
verilecektir. İlk olarak düşük düzey teknolojiler gerektiren ADİ sistemlerine ardından orta ve ileri düzey
teknoloji gerektiren uygulamalara ait örneklere ve kısa açıklamalara yer verilecektir. Tablo 8.3’te farklı
düzeylerde teknoloji gerektiren ADİ sistemlerine ilişkin örneklere yer verilmiştir.

İleri Düzey Teknoloji


Oldukça gelişmiş ve göreceli
Orta Düzey Teknoloji olarak yüksek maliyetli
Basit elektronik güç gerektiren
araçlar/uygulamalar

Düşük Düzey Teknoloji


Elektronik güç gerektirmeyen
ve göreceli olarak düşük
maliyetliaraçlar/uygulamalar
Şekil 8.1 Yardımcı teknolojilerin sınıflandırılması
Kaynak: (Çuhadar, 2017)

Düşük Düzey Teknoloji Gerektiren Alternatif ve Destekleyici İletişim Sistemleri


Düşük düzey teknoloji kullanılan uygulamalar, görsel destek sistemlerinin yoğun olarak kullanıldığı pil ya
da elektronik güç kullanılmayan ve oldukça düşük maliyetli araçlar/uygulamalardır (Çuhadar, 2017). Görsel
destek sistemleri engelli bireylere; (a) toplumsal ve günlük yasam becerilerini öğretmeyi (b) etkinlikler ara-
sında geçiş yapmayı ve (c) seçim yapmayı öğretmede ve sağlamada etkili biçimde kullanılabilmektedir. Ayrıca
görsel destek sistemleri farklı ortamlarda (örn., ev, okul, is gibi), farklı kişiler tarafından (örneğin; öğretmen,
yardımcı öğretmen, bakıcı ve anne-baba), sosyal, akademik, oyun ve iletişim becerilerinin öğretiminde de ba-
şarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Tüm bunlara ek olarak görsel destek sistemlerinin uygulamacıya çok fazla
maddi yük getirmemesi ve basit materyallerle hazırlanması da görsel destek sistemlerinin avantajları arasında
sayılabilmektedir (Dettmer, Simpson, Myles-Smith ve Ganz, 2000; McClannahan ve Krantz,1999; Rao ve
Gagie, 2006). Görsel destek sistemleriyle öğretim sunmanın yararları aşağıdaki biçimde sıralamıştır:
• herkesin iletişim sisteminin bir parçası olması
• dikkati toplamaya yardım etmesi ve dikkat çekici olması
• mesaja odaklanmayı sağlaması ve yaşanan kaygıyı azaltması
• soyut kavramları daha somut hale getirmesi
• düşüncelerini ifade etmeye yardımcı olması (Rao ve Gagie, 2006).
Görsel destek sistemleri genellikle resimli kartlar, fotoğraflar ya da çizimler gibi görsel uyaranları içeren
uygulamalardan (örneğin; etkinlik çizelgeleri, görsel geçiş destekleri vb.) oluşmaktadır. Aynı zamanda gör-
sel destek sistemleri bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında yer almaktadır. Bilimsel dayanaklı uygulama
kavramı; bir uygulamanın vadettiği sonuçları gerçekten sağladığına ilişkin hakemli bilimsel dergilerde ya-
yınlanmış yeterli düzeyde araştırma bulgusuna sahip uygulamalar olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda
tüm ADİ uygulamalarının bilimsel dayanaklı uygulama bakış açısıyla değerlendirilmesinin birey için en
etkili ve verimli uygulamaya karar vermek açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Aşağıda düşük dü-
zey teknoloji gerektiren ADİ uygulamalarının kullanım amaçları yer almaktadır:

213
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

• iletişim ortağına iletmek istediği mesajı • seçim yapmak ve tercih belirtmek


desteklemek (örneğin; boğazının ağrıdığını • duygu ifade etmek
anlatmak için boğaz ağrısını anlatan resimli
• rol ve sorumlulukları hatırlatmak (örneğin;
kartı bakım personeline vermek)
ilaç saatinin geldiğini hatırlatmak amacıyla
• yaklaşmakta olan değişikliği ya da etkinlikler engelli bireyin hatırlatıcı fotoğrafı bakım
arası geçişi haber vermek (örneğin; bakım- personeline vermesi)
dan sorumlu olan personelin banyo saatinin
• ihtiyaç belirtmek
yaklaştığını haber vermek için banyo resmi-
nin olduğu kartı engelli bireye göstermesi)

Ek Araçsız ADİ

Alternatif ve Düşük düzey teknoloji


Destekleyici İletişim gerektiren ADİ
ADİ
Ek Araçlı ADİ

Orta ve ileri düzey


teknoloji gerektiren
ADİ

Şekil 8.2 Alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerinin sınıflandırılması


Kaynak: NSW Department of Family and Community Services, (2016) 10 ve 11. sayfalardan uyarlanmıştır.

Tablo 8.3 Farklı Düzeyde Teknoloji Gerektiren ADİ Sistemlerine/Cihazlarına İlişkin Örnekler
Düşük Düzey Teknoloji Orta ve İleri Düzey Teknoloji

• Çizelgeler
• Planlayıcı/zamanlayıcılar
• Resimler, semboller • Konuşma üreten sistemler/cihazlar
• Resim değiş tokuşuna dayalı iletişim sistemi (Pic- • Kart okuyucular
ture Exchange Communication System-PECS) • Ses kayıt cihazları
• İletişim panoları • Özel iletişim aygıtları (Dedicated communication
• İletişim klasörleri devices)
• İletişim kitapları • Bilgisayar sistemleri
• İletişim bileklikleri • Konuşan sözcük işlemciler (talking Word
• Hatırlatıcı fotoğraflar • İletişim yazılımları (örneğin, Tohum 1)
• Yazı tahtası • Konuşma üreten sistemler/cihazlar
• Toplumsal rica/istek kartları(community
request cards)

PECS: PECS, uygulamalı davranış analizi il-


İşlevsel becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülmesi ve kelerini ve normal dil/iletişim gelişimi aşamala-
arttırılması amacıyla kullanılan nesneler, araçlar, gör- rını temel alarak hazırlanmış olan, alternatif bir
sel uyaranlar ve ileri düzeyde teknolojiye sahip ürün- iletişim sistemidir (Bondy ve Frost, 1994; Frost
ler yardımcı teknolojiler olarak tanımlanmaktadır ve Bondy, 2002). PECS tüm dünyada yaygın
(McClannahan and Krantz, 1999).

214
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

biçimde kullanılan bir ADİ sistemidir. PECS öğretim sürecinde, öncelikle temel iletişim ilkelerinin ka-
zandırılması, ardından belli mesajların iletimi öğretilmektedir. Mesaj iletiminde resimli kartlar kullanıl-
maktadır. Çocuk iletişim klasöründeki resimlerden birini seçerek iletişim ortağına verir ve istediği nesne
ya da etkinliğe ulaşmak için iletişim başlatır. Çocuk zamanla resimleri ayırt etmeyi ve birden fazla resmi
bir araya getirerek cümle kurmayı öğrenir. Bu süreçte iletişim geliştikçe çocuğun sözel iletişiminin de geliş-
mesi beklenir (Genç-Tosun, 2016; Hart ve Banda, 2009; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012; Sulzer-Azaroff,
Hoffman, Horton, Bondy, ve Frost, 2009). PECS altı evreden oluşmaktadır. Tablo 8.4‘te her bir evre kısaca
açıklanmaya çalışılmıştır. Resim 8.3 ve Resim 8.4’te PECS’e ilişkin bir klasör örneği yer almaktadır.

Tablo 8.4 PECS Evreleri


Evre 1 Ayırt etme gerekmeksizin tek resimle iletişim girişiminde bulunma
İletişim girişiminde bulunmak, masada duran resimli kartı alıp karşısında duran iletişim ortağına verip
pekiştirece ulaşmak öğretilmektedir.
Evre 2 Uzaktaki iletişim ortağıyla, uzaktaki bir resmi kullanarak iletişime girmek
İletişim girişimini farklı ortamlarda, farklı kişilerle ve farklı pekiştireçlerle gerçekleştirmek öğretilir.
Evre 3 Resimleri birbirinden ayırt ederek iletişim girişiminde bulunma
Birden fazla resimli kart arasından, elde etmek istediği pekiştirecin kartını seçerek iletişim ortağına verme
ve pekiştirece ulaşma öğretilir.
Evre 4 Birden fazla resmi bir araya getirerek cümle kurmak ve bu cümleyi iletişimde kullanmak
İki ya da daha fazla resimli kartı cümle şeridi üzerine takma ve iletişim ortağına vererek iletişim kurma
öğretilir. Bu evrede ilk kullanılan kart “istiyorum” kartıdır. Cümleyi oluşturmak için istiyorum kartı cümle
şeridinin sonuna, pekiştireç kartı ise cümle şeridinin başına takılır. Örneğin; “Muz istiyorum”.
Evre 5 “Ne istiyorsun?” sorusunu yanıtlamak amacıyla cümle kurmak
Sorulduğunda istek bildirmek öğretilir. “Ne istiyorsun?” sorusuna yanıt vermek öğretilir.
Evre 6 Görüş bildirmek amacıyla cümle kurmak
Nesne ve etkinliklerle ilgili görüş bildirmek öğretilir.

Resim 8.3 PECS Evre 2’ye ait klasör görüntüsü Resim 8.4 PECS Evre 4’e ait klasör görüntüsü
Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı
http://www.tohumotizmportali.org http://www.tohumotizmportali.org

215
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Toplumsal Rica İstek Kartları: Toplumsal rica/istek kart-


ları iletişim becerilerinde sorun olan bireylerin diğer bireyler-
le ile iletişim kurmalarını kolaylaştırmak, hizmet ve ürünlere
internet
(örneğin, toplu taşıma için bilet alama, bir restoranda sipariş
verme, alış veriş yapma gibi) erişmelerini sağlamak amacıyla PECS’ in ilk dört evresine ilişkin ayrıntılı bilgi
kullanılan küçük, taşınabilir kartlardır. Toplumsal rica/istek edinmek ve video örnekleri görmek için To-
kartları iletişim sorunu yaşayan bireylerin günlük iletişimlerin- hum Otizm Vakfı Eğitim Portalı’na başvurabi-
de daha bağımsız olmalarını ve toplumsal katılımlarının art- lirsiniz. Portala http://www.tohumotizmpor-
masını da sağlamaktadır. Bu kartlar aynı zamanda bireylerin tali.org/anasayfa adresinden erişebilirsiniz.
seçim yapabilmelerine ve isteklerini
belirtmelerine de olanak sağlamak-
tadır. Düşük düzey teknolojiler ara-
sında yer alan bu ADİ sistemi, özel
eğitim ve genel eğitim öğretmenleri,
dil ve konuşma bozuklukları uzmanı,
anne-babalar ve engelli bireylerin ba-
kımından sorumlu bakım personeli
tarafından da kolayca hazırlanabil-
mektedir. Toplumsal rica/istek kartla-
rı geleneksel yöntemle (renkli karton,
makas, yapıştırıcı, kalem, vb. kulla-
narak) ya da bilgisayar ortamında
hazırlanabilir. Kartların bilgisayarda
hazırlanması için kişinin temel dü- Resim 8.5 Bilgisayar ortamında toplumsal rica/istek kartı hazırlama için
ekran görüntüsü örneği.
zeyde bilgisayar kullanma becerisine
sahip olması yeterlidir. Resim 8.5’te Kaynak: Ekran görüntüsünde yer alan görsel http://pratikevyemektarifleri.
bilgisayar kullanılarak hazırlanan com/karisik-tost-tarifi.html/karisik-tost-tarifi adresinden alınmıştır.
toplumsal rica/istek kartı örnekleri
yer almaktadır. Kolay ve pratik bi-
çimde hazırlanabilen bu kartların su
geçirmeyen plastik bir malzeme ya
da PVC ile kaplanması ise hazırlanan
kartların daha uzun süre ve yıpran-
madan kullanılabilmesini sağlayacak-
tır. Engelli bireyin ihtiyaçlarını dikka-
te alarak bireysel olarak hazırlanan bu
kartların kullanımının öğretimi de en
az hazırlanışı kadar kolaydır. Uygun
özellikleri taşıyan engelli bireye kart-
ların kullanımı sürecinde öğretilmesi
gereken beceri iletilmek istenen mesa-
jın yer aldığı kartı seçerek (görselden
yararlanarak ya da okuyarak) iletişim
ortağına vermesi ya da göstermesin-
den ibarettir. Kartların taşınması ve
ihtiyaç duyulmadığında saklanması Resim 8.6 Toplumsal rica/istek kartı örneği
için cüzdan ya da anahtarlık kullanı- Kaynak: Toplumsal rica/istek kartı görseli http://www.scopeaust.org.au/wp-
labileceği gibi birey kartları yaka kartı content/uploads/2017/03/Necas-aid-design-handout.pdf adresinden alınmıştır.
askı ipi ile boyunlarında taşıyarak da
kolayca kullanabilirler.

216
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Orta ve İleri Düzey Teknoloji etkileşim kurmayı öğrenmektedirler. Etkinlik çi-


Gerektiren Alternatif ve Destekleyici zelgesini takip etmeyi öğrenmiş olan çocuk/birey
İletişim Sistemleri üzerinde ilgili fotoğrafın/yazının bulunduğu man-
Orta düzey teknoloji kullanılan ADİ sistemleri/ yetik kartı çizelgesinden alarak kullanır. Örneğin;
cihazlarından sıklıkla iletişim becerilerinin ve sosyal birey çizelgesinde ya da etkinlik panosunda duran
becerilerin kazandırılması süreçlerinde yararlanıl- manyetik karta kaydedilmiş “çizgi film izlemek
maktadır. Ses çıkış olan basit cihazlar orta düzeyde istiyorum” repliği ve bireyin çizgi film izlediğini
teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak gösteren fotoğraf eklenmiş manyetik kartı alır. Ar-
verilebilir. Orta düzeyde teknolojilere göre daha dından repliği dinlemek için kartı kart manyetik
karmaşık olan, fazla maliyet gerektiren ve genellikle okuyucudan geçirir ve bakıcısına giderek repliğin
bilgisayar temelli teknolojilere dayanan cihazlarsa tamamını ya da bir kısmını söyler ve bakıcısı ona
(akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar vb.)ileri düzey- “evet hadi birlikte çizgi film izleyelim” der.
de teknolojilerin kullanıldığı uygulamalara örnek
olarak verilebilmektedir (Çuhadar, 2017).
Manyetik Kart okuyucular ve manyetik
kartlar: Manyetik kart okuyucular ve manye-
tik kartlar orta düzey teknoloji gerektiren ADİ
cihazları arasında yer almaktadır. Sesli replikler
manyetik kartlara kaydedilip, kart okuyucularda
okutularak kullanılmaktadır. Manyetik kart oku-
yucular, replikleri önceden kayıt edilmiş kartları,
kullanıcının kart okuyucunun üzerindeki aralığa
yerleştirmesi ve yerleştirilmiş olan kartın makine
üzerinde otomatik olarak sağdan sola doğru geçe-
rek repliği okumasıyla çalışır. Resim 8.9’da man-
yetik kart okuyucu ve manyetik kart örnekleri yer
almaktadır. Manyetik kart okuyucular ve manye-
tik kartlar özellikle otizmli bireylerin eğitiminde
etkinlik çizelgeleriyle birlikte kullanılmaktadır. Resim 8.7 Manyetik kart okuyucu
McClannahan ve Krantz (1999), etkinlik çizelge- Kaynak: Manyetik kart okuyucu ve manyetik kart
lerini, “bireyin etkinlik zincirini yerine getirmesi görselleri Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portal’ı
için ipucu/uyaran olan kelimeler ya da resimler http://www.tohumotizmportali.org adresinden
seti” olarak tanımlamışlardır. Etkinlik çizelgele- alınmıştır.
ri; resimli, yazılı ya da bilgisayar (örneğin; tablet
bilgisayarlar) ortamında olmak üzere olarak üç
farklı biçimde hazırlanabilmektedir. Etkinlik çi-
zelgelerinin amacı, çocukların toplumsal ve gün-
lük yasam becerilerini kazanmalarını sağlamanın internet
yani sıra, öğretmenlerinin, anne-babalarının ya da Etkinlik çizelgeleri hakkında ayrıntılı bilgiye
bakıcılarının yardımı ve doğrudan ipucu, hatırlat- Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı aracılığı ile
maları olmaksızın etkinlikleri ve becerileri ger- http://www.tohumotizmportali.org adresin-
çekleştirmelerini sağlamaktır. Etkinlik çizelgeleri den ulaşabilirsiniz.
aracılığıyla otizmli bireyeler diğer bireylerle sosyal

217
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Araştırmalarla
İlişkilendir
Çuhadar ve Diken (2011) yaşları 4-6 arasın- öğretim ile öğrencilerin kazandıkları bu beceri ve
da olan ve otistik özellikler gösteren üç öğrenci- davranışları farklı ortam, zaman ve kişilere genel-
nin fotoğraflı etkinlik çizelgelerinin öğretiminin lediği de belirlenmiştir. Ayni zamanda araştırma
çizelge izleme ve serbest zaman becerileri üze- bulguları; etkinliği yerine getirme davranışlarının
rindeki etkililiğini ve bu süreçte etkinlikle ilgili ve çizelge izleme becerisinin öğretiminin otis-
olma davranışlarının farklılaşıp farklılaşmadığını tik özellikler gösteren çocukların etkinlikle ilgili
araştırılmışlardır. Ek olarak araştırmadaki öğre- olma davranışlarının daha yüksek düzeyde ger-
tim sürecine ilişkin öğretmenlerin ve ailelerin gö- çekleşmesine yol açtığını da göstermiştir. Araştır-
rüşleri değerlendirilmiştir. Araştırmada denekler mada öğretmen ve annelerle yapılan görüşmeler-
arası yoklama evreli çoklu yoklama modeli kul- den elde edilen sonuçlar, resimli etkinlik çizelgesi
lanılmıştır. Araştırma bulguları; resimli etkinlik uygulamasına yönelik öğretmen ve annelerin gö-
çizelgeleri ile sunulan öğretimin, okulöncesi dö- rüşlerinin olumlu yönde olduğunu göstermiştir.
nem otistik özellikler gösteren çocukların resim-
li etkinlik çizelgesi izleme becerisini ve etkinliği
Kaynak: Çuhadar, S. & Diken, İ. H. (2011).
yerine getirme davranışlarını kazanmalarında et-
Effectiveness of instruction performed though
kili olduğu hem çizelge izleme becerisinin hem
activity schedules on leisure skills of children
de etkinliği yerine getirme becerisinin uygulama
with autism. Education and Training in Deve-
sona erdikten sonra da korunduğunu göstermiş-
lopmental Disabilities, 46(3), 386-398.
tir. Ayrıca, resimli etkinlik çizelgeleri ile sunulan

Bas-konuş: Dokunarak aktive edilen hem ses çıkışı hem de ses kaydı yapılabilen araçlardır ve sıklıkla
görsel ve yazılı ipucu ile birlikte kullanılmaktadırlar. Örneğin; kare bas-konuş üzerine susadım acıktım ya
da yoruldum gibi temel ihtiyaçların görsel ipuçlarının koyulması engelli bireyin ihtiyaçlarını kolay ve hızlı
bir biçimde iletmesini sağlayacaktır. Kullanımı oldukça kolay olan bu cihaz pil ile çalıştırılmaktadır. Resim
8.8 ve 8.9’da farklı biçimlerdeki bas-konuşları örnekleyen cihaz örnekleri görülmektedir.

Resim 8.9 Yuvarlak bas-konuş Resim 8.8 Kare bas konuş


Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı Kaynak: Tohum Otizm Vakfı Eğitim Portalı
http://www.tohumotizmportali.org http://www.tohumotizmportali.org

218
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Konuşma Üreten Cihazlar: Konuşma üreten cihazlar; bir sözcük ya da cümleciği temsil eden farklı sem-
boller (örneğin; fotoğraf, renkli ya da siyah-beyaz çizimler) içeren ve dijitalleştirilmiş (bir başkasının önceden
kaydedilmiş konuşması) ya da yapay (bilgisayar tarafından üretilen konuşma) ses çıktısı sunabilen taşınabilir
elektronik cihazlardır (Achmadi ve diğ., 2012; Genç-Tosun ve Kurt, 2017). Konuşma üreten cihazlar orta
ve ileri düzeyde teknoloji içeren ADİ sistemleri arasında yer almaktadır. Konuşma üreten cihazların çalışma
prensibi cihaz üzerindeki herhangi bir sembole dokunarak bağlama uygun sesli mesajlar sunmaktır. Bu me-
sajlar; selamlaşma, yorum yapma, sorulara yanıt verme, istekte bulunma (örneğin; portakal istiyorum), duy-
gularını ifade etme gibi amaçlara hizmet etmektedir. Örneğin, meyve suyu sembolüne dokununca konuşma
üreten cihaz “meyve suyu istiyorum” gibi bir cümle ya da tek sözcük (örneğin; meyve suyu) üretebilmektedir.
Konuşma üreten cihazlar geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten cihazlar olarak iki grupta ele alınabilir. Son
yıllarda mobil cihazlara uyumlu uygulamaların geliştirilmesindeki artış ile birlikte özellikle tablet bilgisayar-
lar, akıllı telefonlar ve akıllı saatler gibi taşınabilir cihazlarında devreye girmesiyle birlikte yeni nesil konuşma
üreten cihazlar geleneksel cihazların yerini almıştır. Yeni nesil cihazlar; (a) çok sayıda sembole erişim olanağı,
(b) yüksek kalitede ses çıktısı, (c) farklı boy ve ağırlık seçeneği ile taşıma kolaylığı, (d) göreceli olarak düşük
maliyet, (e) kolayca bireyselleştirebilme ve (f ) daha fazla sosyal kabul görme gibi nedenlerle giderek daha yay-
gın biçimde kullanılmaktadır (Genç-Tosun ve Kurt, 2017; Mirenda, 2009). Resim 8.10 ve 8.11’de geleneksel
ve yeni nesil konuşma üreten cihaz örnekleri görülmektedir.

Resim 8.10 Geleneksel konuşma üreten cihazlar Resim 8.11 Yeni nesil konuşma üreten cihazlar
Kaynak: Geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten Kaynak: Geleneksel ve yeni nesil konuşma üreten
cihazları örnekleyen görseller Genç-Tosun, D., & Kurt, O. cihazları örnekleyen görseller Genç-Tosun, D., & Kurt, O.
(2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma (2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma
üreten cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi üreten cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi
başlıklı makaleden alınmıştır. Erişim adresi: http:// başlıklı makaleden alınmıştır. Erişim adresi: http://
dergipark.gov.tr/download/article-file/258640 dergipark.gov.tr/download/article-file/258640

Butonlar/düğmeler: Butonlar; engelli bireyin bir cihazı dolaylı olarak aktif hale getirmesini sağlamak
amacıyla kullanılmaktadır. Genellikle bedensel güçlükleri olan bireyler tarafından kullanılan butonlar yar-
dımıyla bireyler; ADİ için kullandıkları cihazları, bilgisayarları, yatağının hareketlerini, akülü tekerlekli
sandalyesini ya da elektronik bir oyuncağı kolayca aktif hale getirebilmektedirler. Resim 8.12 ve 8.13’te
iletişim amaçlı bir bilgisayar yazılımının aktif hale getirilmesi sürecinde kullanılan iki farklı özelliğe sahip
iletişim butonu örneği yer almaktadır.

219
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Resim 8.12 İletişim butonu ekran görüntüsü Resim 8.13 İletişim butonu ekran görüntüsü
Kaynak: Resim 8.12 ve Resim 8.13’te görüntüler Kaynak: Resim 8.12 ve Resim 8.13’te görüntüler
“What is AAC? Augmentative and Alternative “What is AAC? Augmentative and Alternative
Communication” başlıklı videodan ekran görüntüsü Communication” başlıklı videodan ekran görüntüsü
alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi: https:// alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi: https://
www.youtube.com/watch?v=r3m8_YmTDDM www.youtube.com/watch?v=r3m8_YmTDDM

Araştırmalarla
İlişkilendir
Genç-Tosun ve Kurt’un (2017) çalışmasının azaltılmasına odaklanıldığı belirlenmiştir. Araş-
amacı uluslararası alanyazında konuşma üreten tırma bulgularından elde edilen sonuçlar yeni
cihazların kullanımına ilişkin yayımlanmış araş- nesil konuşma üreten cihazlarla yürütülen uygu-
tırmaların bulgularının inceleyerek analiz etmek lamaların otizmli bireylere bu becerilerin öğreti-
ve konuya ilişkin araştırma gereksiniminin belir- minde oldukça etkili olduğunu göstermektedir.
lenmesidir. Çalışmada tablet bilgisayar ve taşı- Çalışmada, incelenen araştırmalardan elde edilen
nabilir medya oynatıcıların otizmli bireyler için bulgular yorumlanmış, uygulamacılara ve ileri
konuşma üreten cihaz olarak kullanıldığı araştır- araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
malar incelenmiştir. Araştırmalara ERIC, Aka-
demik Search Complete ve Google Scholar veri
Kaynak: Genç-Tosun, D., & Kurt, O.
tabanlarında yapılan elektronik taramalar sonucu
(2017). Otizmli bireylerin kullandığı yeni nesil
ulaşılmıştır. Toplam 81 katılımcının yer aldığı
konuşma üreten cihazlara ilişkin araştırmaların
bu araştırmalarda; talep etme, eşleme, resimde-
incelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimle-
ki nesnenin adını söyleme, kişisel bilgilere ilişkin
ri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 18(1), 125-147.
sorulara yanıt verme, bağlama uygun iletişim
DOI: 10.21565/ozelegitimdergisi.277442
becerisinin öğretimi ve problem davranışların

Baş ve Göz izleme/takip sistemleri: Serebral palsi, felç, afazi (konuşma yitimi), Amiyotrofik Lateral Skleroz
(ALS), otizm spektrum bozuklukları, MS ( multiple skleroz ), travmatik beyin hasarı, omurilik felci, kas hasta-
lıkları gibi motor fonksiyonlarını kullanmada sorun yaşayan ya da kullanamayan engelli bireylerin kullanımına
sunulmak üzere tasarlanmış ve üretilmiş donanım ve yazılımlardan oluşan sistemlerdir. Söz konusu bu hastalık-
lar, motor becerilerde yaşanan sorunlara ek olarak iletişim becerilerinde de (örneğin, dil ve konuşma) sorunlara
220
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

neden olmaktadır. Bu tür durumlarda bireyler, sadece de bilgisayar kullandırabilen bu sistemler aracılığıyla
bedensel engellerle karşı karşıya kalmayarak, kendile- engelli bireyler, yakın çevreleriyle (aile, arkadaş vb.)
rini ifade etme, sosyal etkileşim kurma, tercihlerini ve iletişim kurabilir, genel eğitim ve mesleki eğitim ola-
isteklerini belirtme konusunda da sorun yaşarlar. Ha- naklarından da yararlanabilirler. Resim 8.14’te göz
reket kısıtlılığı olan ve çoğunlukla tekerlekli sandalye- takip sistemine ilişkin örnekler yer almaktadır.
ye bağımlı olan, evde, hastanede ya da rehabilitasyon
merkezlerinde bakım gerektiren, çoğunlukla iletişim
sorunları yaşayan (örneğin, konuşamayan) bu bireyle-
rin diğer bireyler ile iletişimlerinin sağlanmasında baş
ve göz izleme sistemlerinin önemi oldukça büyüktür.
Baş ve göz izleme teknolojisi hızla ilerlemekte ve her
geçen gün daha da erişilebilir ve uygun fiyatlı hale gel-
mektedir (NSW, 2016)
Bu sistemlere uyumlu olarak geliştirilen özel ile-
tişim yazılımları ile bedensel engele, dil ve konuşma
sorunlarına sahip bireyler, çevreleriyle daha bağım-
sız bir şekilde iletişim kurma şansına sahip olurlar.
Aynı zamanda bu sistemler sayesinde engelli birey-
ler çevrimiçi ortamlarda internetin sunduğu bütün
olanaklardan normal gelişim gösteren ve sağlıklı bi-
reyler gibi bağımsız olarak yararlanabilmektedirler.
Bazı baş ve göz takip sistemlerinde okuma-yazma Resim 8.14 Göz takip sistemi ekran görüntüsü
bilmeyen farklı düzeylerdeki engel gruplarına özgü Kaynak: Resim 8.14’te yer alan göz takip sistemi
hazırlanmış sembol ve yazı tabanlı özel iletişim yazı- ekran görüntüsü “Augmentative and Alternative
lımları ile engelli bireyler sadece gözlerini kullanarak Communication (AAC)” başlıklı videodan ekran
kendilerini ifade edebilmekte, isteklerini belirtmek- görüntüsü alınarak oluşturulmuştur. Erişim adresi:
te, ailesi, doktoru, öğretmeni ve diğer bireylerle ileti- https://www.youtube.com/watch?v=HygplCyZtoA
şim kurabilmektedir. Engellilere tam bağımsız şekil-
Beyin bilgisayar arayüzü:
Çok sınırlı fiziksel hareketle-
ri olan bireylere bilgisayar gibi
elektronik cihazlarla iletişim
kurma imkânı veren yeni bir
teknolojidir. Bu teknoloji; bir
kişinin beyin dalgalarını kulla-
narak bilgisayar gibi elektronik
cihazlarla iletişim kurmasına
olanak tanır. Yukarıda beyin
ve göz takibi başlığı altında
açıklandığı gibi beyin kontrol-
lü iletişim seçenekleri de hızla
yaygınlaşmakta ve her geçen
gün daha sıklıkla karşımıza çık-
maktadır (NSW, 2016). Resim
8.15’te beyin bilgisayar arayü-
züne ilişkin bir örnek yer al- Resim 8.15 Beyin bilgisayar arayüz teknolojisi
maktadır.

221
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Yaşamla İlişkilendir

Bilgisayarlara “göz kırparak” komut verin biçiminde özetleyen araştırmacılar, geliştirilen


Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) teknolojinin potansiyel kullanım alanları arasın-
araştırmacıları, bilgisayarlara fare ve klav- da savunma sanayi, sağlık ve eğitim alanları ola-
yeyle verilen komutları göz hareketiyle yerine bileceğini de ifade etmişlerdir.
getiren teknoloji geliştirdi. Tamamen Türk mühendislerin tasarımı olan
5 yıl önce kurulan ‘İnsan-bilgisayar Etkileşi- bu yazılım sisteminin maliyetinin herkesin temin
mi Laboratuvarında bilgisayarları göz hareketle- edebileceği bir düzeyde olmasını sağlamaya ça-
riyle çalıştırabilen bir teknoloji geliştiren araştır- lıştıklarını ifade eden araştırmacılar, sistemin bir
macılar, geliştirdikleri teknolojinin, fare ve klavye eve 300-500 dolar gibi bir maliyetle kurulabile-
gereksinimini ortadan kaldırarak sadece gözlerle cek olmasının da oldukça önemli olduğuna be-
ekrana bakarak tüm komutların verilebildiğini lirtmişlerdir. Geliştirdikleri teknoloji için ulusal
ifade etmişlerdir. İstem dışı kırpmaları algıla- düzeyde patent başvurusu yaptıklarını, uluslara-
mayacak şekilde programlanan sistemin çalışma rası patent başvuru hazırlıklarının da sürdüğünü
biçimini kısaca “Gözlerinizi bir saniye kırptığınız- ifade eden araştırmacılar, ODTÜ Teknokent’teki
da tek tıklıyor, 2 saniye kırptığınızda çift tıklama birtakım firmalarla geliştirmiş oldukları bu tek-
hareketini yapıyor. Bilgisayarı elinizle kullanırken nolojinin ürün haline getirilmesi içinde çalışma-
fareye ya da klavyeye dokunarak yapılan hareketle- lara devam ettirdiklerini belirtmişlerdir.
rin hepsini sadece gözlerle gerçekleştirebiliyorsunuz.
Sanal klavyeyi açıp harflerin üzerinde gözünüzle Kaynak: Hürriyet haber sitesi (22 Ha-
gezinip yazı yazabiliyorsunuz ya da bir web site- ziran 2015). Bilgisayarlara “göz kırparak”
sini açtığınızda, buradaki ilgili bağlantılara tık- komut verin. Erişim adresi: http: //www.
layarak ilgili sayfaya gidip bilgisayar üzerindeki hurriyet.com.tr/bilgisayarlara-goz-kirparak-
tüm kullanım işlemlerini gerçekleştirebiliyorsunuz” komut-verin-29349670.

Öğrenme Çıktısı
2 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
3 Ek araçlı alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme ve örneklendirebilme
4 Düşük düzey teknoloji gerektiren alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerini
örneklendirebilme
5 Orta ve ileri düzey teknoloji içeren alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerini
örneklendirebilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

ADİ uygulamaları ile doğal


ADİ uygulamalarında bi- Düşük, orta ve ileri düzey
ve yapılandırılmış dil öğ-
limsel dayanaklı uygulama teknoloji gerektiren ADİ
retim teknikleri arasındaki
bakış açısı neden önemlidir? uygulamalarını anlatınız.
ilişkiyi değerlendirin.

222
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

ALTERNATİF VE DESTEKLEYİCİ • engelli bireyin ailesi ve yakınları


İLETİŞİM SİSTEMLERİNİN • öğretmeni ve eğer varsa yardımcı öğretmenler
KULLANIMI • dil ve konuşma terapisti,
ADİ sistemlerinin kullanılmaya başlanması için • özel eğitim öğretmeni,
gerekli ön koşul beceriler olmadığı gibi ve ADİ sis- • doktor,
temlerinin kullanımı için belirlenmiş bir yaş aralığı • psikolog,
da bulunmamaktadır. ADİ uygulamaları aracılığı • sosyal hizmet uzmanı,
ile iletişim kurma becerisinin kazandırılması süre- • ücretli veya gönüllü bakıcılar ve
ci ekip çalışmasını ve işbirliğini gerektirmektedir. • bireyin ihtiyaç duyduğu diğer uzmanlardan
Engelli bireyin ihtiyacına göre farklılık göstermekle oluşmaktadır (NSW, 2016). Tablo 8.5’te ADİ
birlikte bu ekip üyeleri: uygulamalarında yer alan kişilerin potansiyel
rolleri ile ilgili özet bilgilere yer verilmektedir

Tablo 8.5 ADİ Uygulamalarına Katılan Bireylerin Rolleri


Bireyler Potansiyel Rolleri
Uygulama sürecinde yer alan uzmanlara kişisel tercihleri, seçenekleri,
ADİ uygulamasına gereksinim duyan hedefleri, sosyal ilişkileri kişisel ve tıbbi bakım süreci hakkında bilgi
birey ve ailesi sağlamak; ADİ uygulamaları ile ilgili tercihlerini belirtmek; iletişim
ihtiyaçları ve kararlarıyla ilgili bilgi sağlamak.

Düşük teknoloji ürünü ADİ materyallerini uyarlamak; birey için


uygun olan düşük teknolojili ADİ seçeneklerini belirlemek ve
Eğitimciler uygulamak; yüksek teknoloji ADİ seçeneklerini uygulamak; bireysel
ADİ müdahalelerinin etkisini izlemek ve değerlendirmek; ADİ
uygulamalarını kolaylaştırmak ve desteklemek; bireyin iletişim
ortaklarını bilgilendirmek.
Düşük teknoloji ürünü ADİ materyallerini uyarlamak; birey için
uygun olan düşük teknolojili ADİ seçeneklerini belirlemek ve
uygulamak; yüksek teknoloji ADİ seçeneklerini uygulamak;
bireysel ADİ müdahalelerinin etkisini izlemek ve değerlendirmek;
ADİ kolaylaştırmak ve desteklemek; bireyin iletişim ortaklarını
bilgilendirmek; karmaşık veya özgün ileri düzey ADİ sistemlerini
uygulamak; öğretmen ve tüm uygulayıcılara (örneğin bakım
Uzmanlar (dil ve konuşma bozukluk-
personeli, yardımcı öğretmen, anne-baba vd.) eğitimler vermek;
ları terapisti, özel eğitim uzmanı vb.)
ADİ uygulamaları ile ilgili araştırma yapmak, araştırmalara destek
vermek ve diğer araştırmacılarla işbirliği yapmak; ADİ sistemleri ile
ilgili profesyonel organizasyonlar düzenlemek (bilimsel kongre,
sempozyum vb.) düzenlenen organizasyonlara destek vermek; ADİ
uygulamaları ile ilgili eğitim materyalleri hazırlamak; ADİ sistemlerinin
kullanımı ile ilgili yasal düzenlemeler üzerinde çalışmak, politikalar
geliştirmek ve görüş bildirmek.
ADİ kolaylaştırmak ve desteklemek; bireyin iletişim ortaklarını
Bakım personeli
bilgilendirmek; diğer personel ve uzmanlara işbirliği yapmak.
Kaynak: NSW Department of Family and Community Services, (2016) 27. ve 28. sayfalardan uyarlanmıştır.

İzleyen kısımda sırasıyla engelli birey için en uygun ADİ uygulamasına karar verme, ADİ sistemlerinin
engelli birey üzerindeki etkilerine ve ADİ sistemlerinin kullanımının bakım personeli tarafından destek-
lenmesine ilişkin bazı önerilere yer verilecektir.

223
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

En Uygun Alternatif ve Destekleyici • pasiflik


İletişim Uygulamasına Karar Verme • öğrenme fırsatlarını kaçırma
İletişim sorunu olan engelli bireylere işlevsel ile- • taciz ya da istismara açık hale gelme
tişimin birey için en uygun olan etkili ve verimli • yaşamsal potansiyelini yerine getirmede ye-
tekniklerle öğretilmesi gerekmektedir. Ancak birey tersizlik
için en uygun iletişim sisteminin ya da cihazının
Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında en-
hangisi olduğuna karar vermek için ekip üyeleri-
gelli bir bireyin iletişim kurmasını sağlayan ya da
nin izleyen sorulara yanıt vermeleri gerekmektedir
destekleyen bir ADİ sisteminin ya da cihazının de-
(ASHA, 2006; Kırcaali-İftar ve Odluyurt, 2012).
ğerinin paha biçilemez olduğu son derece açıktır.
1. Uygulamanın bilimsel dayanağı var mı? Örneğin; işleyen bir ADİ sistemine ya da cihazı-
2. Uygulamanın bakıcılar üzerindeki etkileri na sahip olan engelli birey seçim yapabilmekte ve
ne olacaktır? yaptığı bu seçimlere bağlı olarak da yaşam kalitesi
3. Uygulama nasıl değerlendirilecektir? artmaktadır. Engelli bir bireye iletişim kurma öz-
4. Uygulama ailenin beklentileriyle uyuşmak- gürlüğünün verilmesi aynı zamanda kişinin temel
ta mıdır? insan haklarına erişimin sağlanması anlamına da
gelmektedir (Hamm ve Mirenda, 2006).
5. Uygulama aileyi de kapsamakta mıdır?
ADİ sistemlerinin kullanımı için önerilere yer
6. Uygulama engelli bireyin özellikleri ve ihti- vermeden önce “Engelli bireyeler ADİ sistemlerini
yaçlarıyla uyuşmakta mıdır? hangi ortamlarda kullanılırlar?” sorusunun yanı-
7. Uygulama diğer gelişim alanlarını da (sos- tını vermek yararlı olacaktır. Aslında bu sorunun
yal beceriler, akademik beceriler, günlük yanıtı oldukça kolaydır ve yanıt kesinlikle, “her
yaşam becerileri gibi) desteklemekte midir? yer” olmalıdır. Fakat yine engelli bireyin iletişimi-
nin mümkün olan en üst seviyede etkili ve verimli
Alternatif ve Destekleyici İletişim bir biçimde sağlanabilmesi için öncelikle bazı or-
tamlarda düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Sistemlerinin Engelli Birey Üzerindeki
Düzenleme yapılması ya da önlem alınması gere-
Etkileri ken öncelikli ortamlar arasında engelli bireyin evi,
İletişim becerilerinde yetersizliklere sahip olan okulu, işyeri, sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerini
bireylerin ADİ sistemlerine erişimlerinin sağlan- aldığı kurumlar akla ilk gelen ortamlardır. İzleyen
maması ya da gecikmesi durumunda engelli birey- bölümde okul, hastane ya da rehabilitasyon mer-
ler izleyen alanlarda sorunlarla karşı karşıya kala- kezlerinde engelli bireylerin rehabilitasyonundan
bilmektedirler: ve bakımından sorumlu olan personelin ADİ uy-
• dil gelişimi • istihdam gulamalarını kullanan bireylere nasıl destek olabile-
• iletişim becerileri • sosyal katılım cekleri ile ilgili önerilere yer verilmeye çalışılacaktır.
• günlük yaşam • sağlık
becerileri • üretkenlik Alternatif ve Destekleyici İletişim
• eğitim ve öğren- • yaşam kalitesi Uygulamalarının Kullanımı İçin Öneriler
me (okuma-yaz- ADİ doğru ve etkili bir biçimde kullanılabilme-
• çevresel kontrol
ma becerileri ) si için engelli bireyin hayatındaki tüm yetişkinlerin
Engelli bireylerin iletişim temelli yaşadıkları bu engelli bireyin kullandığı ADİ sistemi veya cihazı
sorunlara çözüm üretilememesi durumunda ise bi- hakkında bilgi sahibi olması oldukça önemlidir. Bu
reylerin izleyen alanlarda da sorun yaşama ihtimali başlık altında ADİ kullanımının desteklenmesi ko-
artmaktadır. Söz konusu bu alanlar: nusunda, bakım ve rehabilitasyon sürecinde görev
alan personele yardımcı ve yol gösterici olabileceği
• kimlik kaybı
düşünülen bazı önerilere yer verilecektir.
• zihinsel sağlık sorunları (öfke problemleri,
• Engelli bireyin kullandığı cihazı ya da sis-
kaygı bozuklukları, panik atak, paranoya vb.)
temi tanımak, öğrenmek için biraz zaman
• izolasyon ayrın ya da gerekli olan durumlarda diğer

224
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

uzmanlardan (dil ve konuşma terapisti, özel haba” butonuna basarsa, “Evet giyindikten
eğitim uzmanı vb.) ya da aileden yardım sonra aşağı indiğimizde arkadaşlarına/an-
isteyin. Örneğin engelli birey işaret dilini nene merhaba diyeceğiz” diyerek yarattığı
kullanıyorsa elinizden geldiğince çok sem- sözlerin gerçek anlamını hatırlaması için
bol öğrenmeye çalışarak engelli bireyin ADİ ona yardımcı olun. Unutmayın bu aşama
sistemini doğru ve etkili kullanabilmesi için sonsuza kadar sürmeyecek ve engelli birey
ona destek olun. ADİ cihazını ya da sistemini anlamlı olarak
• Engelli bireyin kullandığı ADİ sistemi ya da kullanmayı öğrenecektir. Bunun sizin des-
cihazını kullanarak bir başkasıyla (örneğin, teğinizle çok daha çabuk gerçekleşeceğini
iş arkadaşınız) iletişim kurmayı deneyin. Bu unutmayın.
sistemini kullanarak diğer insanlarla etkile- • Nasıl ki kendi sesinizi kapatmanız ya da bir
şime girmeyi denemek engelli bireyi anla- yerde unutmanız mümkün değilse, ADİ
manıza yardımcı olacaktır. Örneğin engelli sistemini ya da cihazını da engelli bireyden
birey düğmelere basıldığında ses üreten/ko- asla almayın, kapatmayın ya da kazara bir
nuşan bir cihaz kullanıyorsa engelli bireyin başka yerde unutmayın. Eğer engelli birey
dinlenme ya da uyku zamanında sadece bu işaret dili kullanıyorsa tıpkı sesimiz gibi el-
cihazı kullanarak, hiç konuşmadan iş arka- leri her zaman yanında olduğu için bu ko-
daşınızla iletişim kurmayı deneyebilirsiniz. nuda sorun yaşamayacaktır. Engelli birey
• ADİ cihazının ya da sisteminin nasıl kulla- işaret dili kullanıyorsa sizin bu iş için çaba
nıldığını hakkında bilgi edinerek kullanımı harcamanıza ve endişe etmenize gerek yok-
konusunda engelli bireye model olun. Sizin tur. Ancak engelli birey resimli kartlardan,
kullanımınız ADİ kullanımı konusunda elektronik bir cihazdan yararlanıyorsa ciha-
engelli bireyi motive edecektir. Örneğin en- zın her zaman yanında olduğundan ve çalı-
gelli bireye su isteyip istemediğini sorarken, şıp çalışmadığından emin olmanız gerekir.
ona su resminin olduğu kartı gösterin. Eğer • Engelli birey için ADİ cihazı her zaman
engelli birey konuşma üreten bir cihaza sa- erişilebilir olmalıdır. Örneğin cihazın pili-
hipse, bazı şeyleri onun cihazını kullanarak nin şarj edilmesi gerekiyorsa, engelli bireyin
söylen ve bu konuda ona örnek olun. ona ihtiyaç duymadığı saatlerde (uyku ya
• Engelli bireyin yanından ayrılmanız gere- da dinlenme zamanı gibi) bunu yapın ya da
ken durumlarda ADİ sistemini ya da ci- ailesi ile iletişime geçerek yedek bir pil alın-
hazını daima yakınına koyduğunuzdan ve masını sağlayın ve gerekli olan durumlarda
çalışır durumda olduğundan emin olun ki cihazın pilini değiştirin.
engelli birey her ihtiyaç duyduğunda onu • Engelli birey ADİ cihazının düğmelerine
kolayca kullanabilsin. rastgele basıyor ve gürültü yapıyor olmasın-
• Engelli bireyin ADİ cihazını kullanması dan rahatsız olsanız bile yine de cihazı onun
için onu motive edin. Özellikle başlangıç elinden almayın. Bunun yerine ona cihazı
aşamasında bazı hatalar ortaya çıkabilmek- uygun kullanmayı, bazen sessiz olması ya
tedir. Örneğin ADİ cihazını yeni kullan- da sessizce beklemesi gerektiğini öğretmek
maya başlayan birey muhtemelen onu an- için çaba harcayın. Bu eğitim için özel eği-
lamlı bir biçimde kullanamayacak ve bazen tim uzmanından yardım isteye bilirsiniz.
düğmelere rastgele basacak bazen göz takip • Sizinle birlikte oldukları zaman süresince
sisteminde göz hareketlerini tam olarak engelli bireyi iletişim için cesaretlendirin ve
kontrol edemeyerek yanlışlıkla sistemi aktif ADİ kullanmaları için fırsatlar yaratın ve
hale getirecek ve farklı ya da anlamsız söz- onları motive edin.
cükler, cümleler üretecektir. Bu durumda • Engelli bireye ADİ sistemini ya da cihazını
sessiz kalmak ya da önemsememek yerine kullanarak model olun. Örneğin, sabah ilk
ona anlamlı yanıtlar vermeye çalışarak ona karşılaşmanızda engelli bireyin ADİ cihazı-
yardımcı olabilirsiniz. Örneğin giyinme nı kullanarak ona “günaydın” deyin ve onun
zamanında engelli birey yanlışlıkla “mer- cihazı kullanarak “günaydın” demesi için

225
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

ona zaman tanıyın. Eğer yardıma ihtiyaç duyarsa elinden tutarak ona yardım edin. Örneğin butona
basmak konusunda zorlanıyorsa elinin üzerinden tutarak onu yönlendirin ya da butona basmasını
sağlayın. Bunu yaparken engelli birey kendisine dokunulmasından rahatsızlık duyup duymadığın-
dan emin olmalı ve isteklerini saygılı olmanız gerektiğini unutmayın onu asla zorlamayın.
• ADİ uygulamalarının engelli bireyin konuşma gelişimini desteklediğini hiçbir zaman unutmayın
ve bu gelişimi desteklemek adına çaba harcayın. Kaynak: “Alternatif ve Destekleyici İletişim Uy-
gulamalarının Kullanımı İçin Öneriler” Speach and Language Kids (2017, 2 Aralık). Parents’ and
Teachers’ Guide to Getting Started with AAC Erişim Adresi:https://www.speechandlanguagekids.
com/teach-your-child-to-use-an-aac-device/ adresinden alınarak uyarlanmıştır.

Öğrenme Çıktısı
6 Alternatif ve destekleyici iletişim sistemlerinin kullanım sürecini açıklayabilme
7 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarının kullanım sürecinde yer alan önerileri
açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Bakım personelinin, öğ-


Dil ve konuşma terapistinin retmenlerin ve uzmanların Bakım personelinin ADİ
çalışma alanlarının neler ol- ADİ kullanımı konusunda- uygulamalarını destekleme
duğunu araştırınız? ki sorumlulukları arasında- sürecini anlatınız.
ki ilişkiyi değerlendirin.

226
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Alternatif ve destekleyici iletişim


uygulamalarını açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamaları

1 Alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklayabilme: İletişim sorunları pek çok engel grubunda gözlenen
en önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Engelli bireylerin iletişim becerilerini edinmeleri diğer bireylerle
iletişim kurmalarını, bilgiye erişmelerini tercih ve isteklerini belirtmelerini sağlamakta ve bağımsız yaşamalarını
kolaylaştırmaktadır. Ancak, engelli bireyler konuşma ve konuşulanı anlamayı öğrenme konusunda bazı sorunlar
yaşamaktadırlar. Bu sorunlar edinilmiş ya da çevresel etmenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Konuşma
ve konuşulanı anlamanın öğrenilememesi ya da yetersiz olduğu durumlarda iletişimi sağlamak amacıyla ADİ
uygulamalarından yararlanılmaktadır. ADİ uygulamaları sözel iletişimin ve yazının yerini almak amacıyla ya da
bireyin var olan sözel iletişim becerilerini desteklemek amacıyla kullanılan sistemler ya da cihazlardır.

Ek araçsız alternatif ve destekleyici


2 iletişim kavramını açıklayabilme ve
örneklendirebilme
Ek araçlı alternatif ve destekleyici
3 iletişim kavramını açıklayabilme ve
örneklendirebilme

Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Sınıflandırılması

2 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim kavramını açıklama ve örnekler verebilme: ADİ uygulama-
ları “ek araçsız” ve “ek araçlı” olmak üzere iki temel başlık altında sınıflandırılmaktadır. Ek araçsız ADİ sis-
temleri genel olarak bireyin kendi vücudunu kullanmasını gerektiren işaretler, göz hareketleri, mimikler ya
da jestler yoluyla iletişim kurma biçimi olarak tanımlanabilir. İşaret dili ek araçsız ADİ sistemleri arasında
yer almaktadır. Farklı engel gruplarından (örneğin, işitme engelli, zihin engelli, otizm gibi ) olan bireylere
iletişim becerisi kazandırmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. İşaret hem tek başına hem de konuşma-
nın işaretlere dönüştürülmesiyle yürütülen bütüncül iletişim biçiminde kullanılabilmektedir. İşaret dilinin
öğrenilebilmesi için gerekli olan bazı önkoşul beceriler bulunmaktadır.

3 Ek araçlı ADİ uygulamaları iletişim kitapları, çizelgeler, resimli kartlar, bilgisayarlar gibi harici bir öğenin
kullanımını gerektiren iletişim stratejilerini içermektedir. Engelli bireylerin eğitimlerinde ve günlük yaşamların-
da kullanılan üç temel yardımcı teknoloji türünden söz edilmektedir. Bunlar (low technology) düşük düzeyde
teknoloji kullanılan uygulamalar, (mid technology) orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar ve (high
technology) ileri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardır. Yardımcı teknolojilere ait bu sınıflama biçimin-
den yola çıkarak ADİ sistemleri farklı biçimlerde sınıflandırılmaktadır. Bu bölümde ek araçlı ADİ sistemleri
“düşük düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri” ve “orta ve ileri düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri”
biçiminde sınıflandırılmıştır. Düşük düzey teknoloji gerektiren ADİ sistemleri arasında görsel destek sistemle-
rini temel alan uygulamalar ve yine geleneksel görsel destek sistemlerine bir alternatif olarak geliştirilen PECS,
toplumsal istek kartları yer almaktadır. Görsel destek sistemleri bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında yer
almaktadır. Konuşma üreten cihazlar manyetik kart okuyucular, bir cihazı dolaylı olarak aktif hale getirmeyi
sağlayan butonlar, baş ve göz izleme sistemleri ile beyin bilgisayar arayüzü ise orta ve ileri düzey teknolojilere
örnek olarak verilmektedir.

227
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Düşük düzey teknoloji gerektiren


4 alternatif ve destekleyici iletişim
sistemlerini örneklendirebilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Orta ve ileri düzey teknoloji içeren


5 alternatif ve destekleyici iletişim
sistemlerini örneklendirebilme

Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Sınıflandırılması

4 Düşük düzey teknoloji gerektiren uygulamalar görsel destek sistemlerinin kullanıldığı uygulamalardır.
Bilimsel dayanaklı uygulamalar içerisinde yer alan görsel destek sistemleri arasında PECS, toplumsal istek/
rica kartları, iletişim panoları gibi ADİ uygulamaları yer almaktadır.

5 Ses çıkış olan basit cihazlar (bas-konuş, manyetik kartlar ve kart okuyucular vb.) orta düzeyde teknolojilerin kul-
lanıldığı ADİ sistemlerine örnek olarak verilebilirken bilgisayar temelli teknolojilere dayanan cihazlarsa (akıllı tele-
fonlar, tablet bilgisayarlar vb.)ileri düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilmektedir.

Alternatif ve destekleyici iletişim


6 sistemlerinin kullanım sürecini
açıklayabilme
Alternatif ve destekleyici iletişim
7 uygulamalarının kullanım sürecinde yer
alan önerileri açıklayabilme

Alternatif ve Destekleyici
İletişim Uygulamalarının
Kullanımı

6 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarının kullanım sürecini açıklayabilme: ADİ sistemlerinin


kullanımı herhangi bir önkoşul beceriyi gerektirmediği gibi belirlenmiş bir yaş aralığı da bulunmamakta-
dır. Birey için en uygun olan ADİ sistemine karar verme sürecinde bazı sorulara yanıt vermek gerekmek-
tedir. ADİ uygulamalarının kazandırılması süreci de ekip çalışmasını ve işbirliğini gerektirmektedir. Ekip
üyeleri, engelli bireyin ihtiyaçlarına göre farklılık gösterebilmektedir.

7 Alternatif ve destekleyici iletişim uygulamalarının kullanım sürecinde yer alan önemli noktaları açıklaya-
bilme: İletişim becerilerinde yetersizliği olan engelli bireylerin ADİ sistemlerine erişimlerinin sağlanmaması
ya da erişimin gecikmesi durumunda engelli bireyler iletişim, sağlık hizmetlerine erişim, eğitim-öğretim,
meslek edinme ve sosyal beceriler ve yaşam kalitesi açısından sorun yaşamaktadırlar. Engelli bireylerin iletişim
temelli yaşadıkları bu sorunlara çözüm üretilememesi durumunda kimlik kaybı, taciz, istismar, toplumsal
izolasyon, zihinsel sağlık sorunları gibi daha ileri düzey sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler.
Tüm bu olumsuzlukların yaşanmaması için engelli birey için en uygun olan ADİ sistemi ya da cihazı belirle-
nerek vakit kaybetmeden bireye bu beceri kazandırılmalıdır. ADİ uygulamalarının doğru ve etkili bir biçimde
kullanılabilmesi için bakım ve rehabilitasyon sürecinde görev alan personelin öncelikle ADİ sistemi ya da cihazı
hakkında bilgi sahibi olması, gerekmektedir. Engelli bireyin kullandığı cihazı kullanarak ona model olmalı ayrı-
ca cihazın gün boyu etkili ve verimli bir biçimde kullanılması için önlem alması gerekmektedir. ADİ sistemi ya
da cihazı birey için daima erişilebilir olmalıdır. Bakım personeli engelli birey ADİ sisteminde ya da cihazında us-
talaşıncaya kadar sabırlı ve destekleyici olmalı gerekli olan durumlarda cihazın kullanımı için yardımcı olmalıdır.

228
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

1 Sözel iletişim becerilerinde geriliği olan bi- 6 Aşağıdakilerden hangisi yeni nesil konuşma üre-
reylerin hâlihazırdaki iletişim becerilerini destekle- ten alternatif ve destekleyici iletişim cihazlarının daha
meyi ya da bu iletişim becerilerin yerine geçmeyi yaygın kullanılmasının nedenlerinden biri değildir?

neler öğrendik?
amaçlayan sistemler olarak tanımlanan kavram aşa-
A. Yüksek kalitede ses çıkışının olması
ğıdakilerden hangisidir?
B. Daha fazla sosyal kabul görmesi
A. Yardımcı teknoloji C. Taşıma kolaylığı
B. Ek araçlı sistemler/cihazlar D. Çok sayıda sembole kolay erişim sağlaması
C. Alternatif ve destekleyici iletişim E. Yüksek maliyet
D. İşaret dili
E. Ek araçsız sistemler/cihazlar 7 Baş ve göz izleme sistemleri ile ilgili verilen
bilgilerden hangisi doğrudur?
2 Aşağıda yer alan açıklamalardan hangisi alter- A. Daha çok motor fonksiyonlarında sorun olan
bireyler tarafından kullanılırlar
natif ve destekleyici iletişim sistemlerinin/cihazları-
nın kullanım amaçları arasında yer almaz? B. Beyin dalgaları aracılığıyla bilgisayar yardımıy-
la iletişim kurmayı sağlar
A. Akademik becerileri geliştirme C. Cihaz üzerine ses kaydı yapmayı gerektirir
B. Yaşam kalitesini arttırma D. Düşük düzey teknolojiler arasında yer alır
C. Sosyal becerilerin geliştirme E. Ek araç gerektirmeyen uygulamalar arasında yer alır
D. Mesleki becerilerin geliştirme
E. Fiziksel gelişimi destekleme 8 Görsel destek sistemleri ile ilgili verilen bilgi-
lerden hangisi yanlıştır?
3 Ek araçsız alternatif ve destekleyici iletişim ile A. Bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında yer alır
ilgili yer verilen bilgilerden hangisi doğrudur? B. Herkesin iletişiminin bir parçasıdır
C. Ek araçsız alternatif ve destekleyici uygulama-
A. Elektronik güç gerektirirler lar arasında yer alır
B. İşaret dili ek araçsız bir sistemdir D. PECS görsel destek sistemleri arasında yer alır
C. Sadece alıcı dil becerileri üzerinde etkilidirler E. Resim, fotoğraf ve çizimler kullanılır
D. Pil ile çalışırlar
E. Konuşma üreten cihazlar ek araçlı sistemlerdir 9 Hangisi alternatif ve destekleyici iletişim uy-
gulamasına katılan eğitimci ve uzmanların ortak
rollerinden biridir?
4 Hangisi düşük düzey teknoloji gerektiren al- A. Tüm uygulayıcılara eğitim vermek
ternatif ve destekleyici iletişim sistemlerinin kulla-
nım amaçları arasında yer almaz? B. ADİ uygulamalarıyla ilgili araştırmalar yapmak
C. Kişisel tercihleri hakkında uzmanlara bilgi sağ-
A. Etkinlikler arası geçişleri haber vermek lamak
B. Seçim yapmak D. ADİ uygulamalarının etkisini izlemek ve de-
C. Duygularını ifade etmek ğerlendirmek
D. Cümle kurmayı öğrenmek E. ADİ sistemlerinin kullanımı ile ilgili yasal dü-
zenlemeler üzerinde çalışmak
E. İhtiyaçlarını belirtmek

5 Hangisi orta ve ileri düzey alternatif ve destekle-


10 Hangisi alternatif ve destekleyici iletişim (ADİ)
uygulamalarının kullanımının desteklenmesi için ba-
yici iletişim uygulamalarına örnek olarak verilebilir? kım personelline verilecek öneriler arasında yer almaz?
A. Kart okuyucular A. ADİ cihazının nasıl çalıştığını öğrenin
B. Görsel çizelgeler B. ADİ cihazını her zaman engelli bireyin yanında
C. Fotoğraflar tutmayın
D. Toplumsal istek/rica kartları C. Gerekli olan durumlara engelli bireye yardım edin
E. İletişim panoları D. ADİ cihazını kullanmasını engellemeyin
E. Engelli bireyi ADİ sitemini ya da cihazını kul-
lanması için cesaretlendirin

229
Alternatif ve Destekleyici İletişim Uygulamaları:
Düşük, Orta ve İleri Düzey Teknoloji Gerektiren Uygulamalar

Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
1. C 6. E
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
2. E 7. A
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekleyi- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
3. B 8. C
ci İletişim Uygulamaları” konusunu yeniden yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
4. D 9. B
yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması” yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle- Yanıtınız yanlış ise “Alternatif ve Destekle-
5. A 10. D
yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması” yici İletişim Sistemlerinin Sınıflandırılması”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
8 Anahtarı

Her çocuğun gelişimi kendine özgü olmakla birlikte, alan yazında yer alan
Araştır 1 bilgiler; ilk sözcüklerin 11. ve 13. aylar arasında ortaya çıktığını yönündedir.

ADİ uygulamalarında bilimsel dayanaklı uygulamalar engelli bireyin ihtiyacı


Araştır 2 olan en etkili, verimli ve geçerli ADİ sisteminin ya da cihazının belirlenmesi
için önemlidir.

Dil ve konuşma terapistinin çalışma alanları; gelişimsel dil bozuklukları, ses


bozuklukları, artikülasyon bozuklukları, kekemelik, dudak ve damak yarık-
Araştır 3 lığına bağlı olarak ortaya çıkan konuşma bozuklukları, dili edinmiş olan bir
kişinin inme ya da kafa travması sonucunda aniden ortaya çıkan ve beynin
dilden sorumlu alanlarının hasarlanmasından kaynaklanan bir dil bozukluğu
olan afazi ve edinilmiş yutma bozukluklarıdır.

230
İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri

Kaynakça
Achmadi, D., Kagohara, D. M., van der Meer, L., Hamm, B. , ve Mirenda, P. (2006). Post school
O’Reilly, M. F., Lancioni, G. E., Sutherland, quality of life for individuals with developmental
D., Lang, R., Marschik, P. B., Green, V. A., and disabilities who use AAC. Augmentative and
Sigafoos, J.(2012). Teaching advanced operation Alternative Communication, 22(2), 134-147.
of an iPod-based speech-generating device to two https://doi.org/10.1080/07434610500395493
students with autism spectrum disorders. Research Hart, S. L. and Banda, D. R. (2009). Picture
in Autism Spectrum Disorders, 6(4), 1258-1264. exchange communication system with individuals
Achmadi, D. (2015). Comparing acquisition, with developmental disabilities: A meta-analysis
preference, maintenance and social validity of of single subject studies. Remedial and Special
manual sign, picture exchange, and speech- Education, 31, 476-488.
generating devices as AAC options for children Kırcaali-İftar, G., & Odluyurt, S. (2012). Otizm
with developmental disabilities. (Doktora Tezi) spektrum bozukluğu olan bireylere iletişim
New Zealand: Victoria Universtiy of Wellington. becerilerinin kazandırılması. E. Tekin- İftar (Ed.),
Erişim aderesi: http://researcharchive.vuw.ac.nz/ Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar ve
xmlui/bitstream/handle/10063/4860/thesis. eğitimleri içinde (ss. 329-368). Ankara: Vize.
pdf?se quence=1. Lorah, E. R., Crouser, J., Gilroy, S. P., Tincani, M., &
Bondy, A. S. and Frost, L. A. (1994). The picture Hantula, D. (2014). Within stimulus prompting to
exchange communication system. Focus on Autism teach symbol discrimination using an iPad® speech
and Other Developmental Disabilities, 9, 1-19. generating device. Journal of Developmental and
Physical Disabilities, 26(3), 335-346.
Çuhadar, S. & Diken, İ. H. (2011). Effectiveness of
instruction performed though activity schedules McClannahan L.E. and Krantz P.J. (1999). Activity
on leisure skills of children with autism. Education schedules for children with autism. Bethesda,
MD: Woodbine Hoouse.
and Training in Developmental Disabilities, 46(3),
386-398. Makaroğlu, B., ve Dikyuva, H. (Ed.). (2017). Güncel Türk
İşaret Dili Sözlüğü. Ankara: Aile ve Sosyal Politikalar
Dettmer, S., Simpson, R. L., Myles-Smith B., ve Bakanlığı. Erişim adresi: http://tidsozluk.net
Ganz J.B., (2000). The Use of Visual Supports
To Facilitate Transitions of Students With NSW Department of Family and Community
Autism. Focus on Autism and Other Developmental Services. (2016). Augmentative and Alternative
Disabilities, 15 (3), 163-169, Communication (AAC) Guidelines for speech
pathologists who support people with disability.
Frost, L. and Bondy, A. (2002). The picture exchange Erişimadresi:http://www.adhc.nsw.gov.au/__data/
communication system: Training manuel (2. baskı). assets/file/0011/302402/Augmentative_and_
Newark, DE: Pyramid Educational Products Inc. Alternative_Communication_Practice_Guide.pdf
Genç-Tosun, D., ve Kurt, O. (2017). Otizmli Oral, A., Z. (2015). Türk İşaret Dilinde Karşılığı
bireylerin kullandığı yeni nesil konuşma üreten Olmayan Sözcüklerin Çevirisinde Uygulanan Bazı
cihazlara ilişkin araştırmaların incelenmesi. Stratejiler. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Dergisi, 32 (2), 205-214. Erişim Adresi: http://
Eğitim Dergisi, 18(1), 125-147. DOI: 10.21565/ www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/index.php/
ozelegitimdergisi.277442 EFD/article/view/1058/pdf_129
Genç-Tosun, D. (2016). Otizmli bireylere çok Rao, S. M., Gagie, B. (2006). Leraning Through Seeing
basamaklı talep etme becerisinin öğretiminde and Doing Visual Supports for Children with
dokunmatik ekranlı konuşma üreten cihaz Autism. Teaching Exceptional Children,38, 26-33
kullanımının etkililiği. (Doktora tezi). Speach and Language Kids (2017, 2 Aralık). Parents’
Erişim Adresi: http://libra.anadolu.edu.tr/ and Teachers’ Guide to Getting Started with AAC
tezler/2016/4441.pdf Erişim Adresi: https://www.speechandlanguagekids.
Göl-Güven, Z. (2015). İlk İşaret Dili Kitabım: com/teach-your-child-to-use-an-aac-device/
Türk İşaret Dili (TİD). İstanbul: ARB Reklam Sulzer-Azaroff, B., Hoffman, A. O., Horton, C. B.,
Tanıtım ve İletişim Tic. Ltd. Şti. [Adobe Acrobat Bondy, A. and Frost, L. (2009). Them Picture
Reader sürümü]. Erişim adresi: file:///C:/Users/A/ exchange communication system (PECS): What
Downloads/ilk-isaret-tid-internet-14ocak2015.pdf do the data say? Focus on Autism and Other
Developmental Disabilities, 24, 89-103.
231

You might also like