You are on page 1of 29

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

• Gelişim ve Temel Kavramlar


İÇİNDEKİLER

• Gelişim İlkeleri
• Gelişimi Etkileyen Faktörler
• Gelişim Alanları ÖĞRENME VE
• Motor Gelişim ÖĞRETME TEKNİKLERİ
• Bilişsel Gelişim
• Dil Gelişimi Dr. Hilal İlknur
• Sosyal-Duygusal Gelişim TUNÇELİ
• Cinsel Gelişim

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Erken çocuklukta gelişimle ilgili
HEDEFLER

temel kavramlar ve ilkeleri


açıklayabilecek,
• Gelişimi etkileyen faktörleri
açıklayabilecek,
• Erken çocukluk döneminde fiziksel,
bilişsel, motor, dil, sosyal-duygusal-
cinsel gelişime dair kavramsal bilgi
sahibi olabileceksiniz.

ÜNİTE

2
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Erken Çocuklukta Gelişim

Gelişim ve Temel Kavramlar

Erken Çocuklukta Gelişim


Gelişim İlkeleri Motor Gelişim

Gelişimi Etkileyen Faktörler Bilişsel Gelişim

Gelişim Alanları Dil Gelişimi

Sosyal Duygusal Gelişim

Cinsel Gelişim

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Erken Çocuklukta Gelişim

GİRİŞ
Gelişim döllenmeden itibaren başlayan ve yaşam sonlanıncaya kadar devam
eden çevre ve kalıtımdan da etkilenen bir süreçtir. Bu sürecin en önemli kısmı
erken çocukluk dönemidir. Bunun nedeni yapılan araştırmalarla da ortaya
konulduğu üzere bu dönemde tüm yaşam boyunca kat edilecek gelişimsel yolun
yarısının alınmasıdır. Özellikle bilişsel gelişim alanında tüm yaşam boyunca kat
edilecek yolun %80’nin bu dönemde alınması dikkat çekicidir. Çocuğun yaşam
döngüsü boyunca gelişimine etki ve katkı bu dönemde aynı zamanda gelişim çok
hızlı gerçekleşmektedir. İnsanoğlunun yaşamında gelişimsel yolculuğunun çok
büyük bir kısmının gerçekleştiği bu süreç hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi
olmak, desteklenmesi için yapılması gerekenleri bilmek ve varsa eksiklik/sorunları
tespit edip doğru müdahalelerde bulunmak bireylerin bilişsel kapasiteleri,
Gelişim; organizmanın kişilikleri ve sosyal davranışları üzerinde kalıcı bir etki gösterecektir .
döllenmeden itibaren
fiziksel, bilişsel, dil ve Gelişim üzerine çalışan araştırmacılar gelişimin dört temel alanda
duygusal yönlerden gerçekleştiğini belirtirler. Bunlar; motor, bilişsel, dil ve sosyal gelişimdir. Bu dört
belli koşulları olan gelişim alanı ana başlıklar olarak belirlenmiştir ancak bu ana başlıkların altında yer
yaşam boyu devamlı alabilecek ve farklı iki ya da daha fazla gelişim alanının birlikte eş güdümle çalıştığı
ilerleme kaydeden
farklı alt başlıklarda bulunmaktadır. Bu ünitede gelişimin tanımı, ilişkili olduğu
değişimidir.
temel kavramlar, ilkeleri, etkileyen faktörler ve motor, bilişsel, dil, sosyal-duygusal
ve cinsel gelişim alanları ele alınacaktır. Bu gelişim alanları kapsamında okul
öncesi dönemde meydana gelen değişimler belirtilmiştir.

GELİŞİM VE TEMEL KAVRAMLAR


Gelişim, organizmadaki birçok yapı ve fonksiyonun bütünleştiği karmaşık bir
süreçtir. Organizmada niceliksel değişimlerin yanı sıra niteliksel, sürekli ve sıralı bir
değişimi de ifade etmektedir. Niteliksel değişiklikler organizmanın deneyimlerinin
birikimleri sonucunda gelişir. Gelişim, organizmanın döllenme anından itibaren
fiziksel, bilişsel, dil ve duygusal yönlerden belli koşulları olan en son aşamasına
ulaşıncaya kadar devamlı ilerleme kaydeden değişimi olarak da tanımlanabilir
(Senemoğlu, 2012.).
Gelişim bilimi üzerine çalışan bilim insanları gelişimin ne olduğu ve nasıl bir
yol izlediği konusunda yıllar boyunca farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Son
yıllarda da gelişimle ilgili konular ele alınırken disiplinler arası yaklaşım
sergilenmesinin bir ihtiyaç olduğu benimsenmeye başlanmıştır. Bu durum
gelişimin tanımında da farklılaşmalara yol açmıştır. En genel anlamıyla gelişim
kavramı, organizmanın kalıtım ve çevreyle etkileşimi sonucunda, uyumunu arttıran
sistemli, düzenli, ardışık ve sürekli değişimler bütünü olarak tanımlanabilir.
Erken çocukluk dönemi çocuğun ileriki yıllarında öğrenme yaşantıları, refahı
ve üretkenliği için temel oluşturmaktadır. Yaşamın ilk sekiz yılı boyunca çocuklar
hayatlarının diğer dönemlerinden daha hızlı bir şekilde büyür ve gelişirler. Birçok
gelişim alanında ilk sekiz yıl içinde tüm yaşam boyunca kat edilecek yolun yarısının
alındığı belirtilmiştir (Bergen ve Robertson, 2013; Bredekamp, 2015; Oktay, 2004;

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Erken Çocuklukta Gelişim

UNICEF, 2003). Bu dönemde yapılacak erken müdahaleler bireylerin bilişsel


kapasiteleri, kişilikleri ve sosyal davranışları üzerinde kalıcı bir etki gösterecektir.
Gelişim farklı alanlarda gerçekleşmesinin yanı sıra ilişkili olduğu farklı
kavramlar da bulunmaktadır. Sıklıkla karıştırılan ve birbirinin yerine kullanılan
özellikle büyüme ve olgunlaşma kavramı gelişim kavramından farklıdır ancak ayrı
düşünülememektedir.

Gelişimle İlgili Temel Kavramlar


Büyüme, vücudun fiziksel olarak değişimini kapsamakta, boy, kilo ve hacim
olarak artışını ifade etmektedir ve vücudun değişik organlarında değişik hızlarda
gerçekleşebilir (Senemoğlu, 2012). Olgunlaşma, genlerimiz tarafından kontrol
edilen ve belirlenen ve öğrenme yaşantılarından bağımsız gerçekleşen bir büyüme
sürecidir. Olgunlaşma kavramı çoğu zaman fiziksel gelişimle ilişkilendirilmesine
rağmen tüm gelişim alanlarında gerçekleşen büyüme, gelişme ve değişimde
önemli bir rol oynamaktadır. Öğrenme, bireyin her türlü çevresel faktörün
etkisiyle oluşturduğu deneyimler ve bunun sonucunda bireyde meydana gelen
kalıcı izli değişikliklerdir. Hazırbulunuşluk, belli bir öğrenme faaliyetini
gerçekleştirebilmek için bilişsel, sosyal, fiziksel ve duyuşsal olarak hazır olma hâli
olarak tanımlanabilir. Gelişimle ilgili olarak ele alınması gereken bir diğer önemli
kavram da gelişimin kritik dönemleridir. Bireyin gelişiminde, belirli bir olay ya da
uyaranın en yüksek etkiyi yaptığı özel dönemlerdir.

GELİŞİM İLKELERİ
Gelişimi daha iyi anlayabilmek için evrensel ilkelerini bilmek gereklidir. Her
insanın gelişimi farklı hızlarda olmakla birlikte bu ilkeler yoluyla gerçekleşir.
Senemoğlu’na (2012) göre gelişimle ilgili temel ilkeler şu şekilde sıralanmaktadır:
 Kalıtım ve çevreninin karşılıklı etkileşiminin ürünüdür.
 Süreklidir ve belirli aşamalar yoluyla gerçekleşir.
 Nöbetleşe devam eder.
 Baştan ayağa, içten dışa doğrudur.
 Genelden özele doğrudur.
 Kritik dönemler vardır.
 Bir bütündür.
 Bireysel farklar vardır.
Gelişimi etkilediği ilkeler yoluyla da ifade edilen çevre ve kalıtım gibi
faktörler ve etkilerinin bilinmesi önem arz etmektedir.

GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER


Gelişimi etkileyen iki temel faktör vardır. Bunlar kalıtım ve çevredir.
Gelişimi etkileyen iki Kalıtım, ailenin özelliklerinin genler yoluyla gerçekleşen biyolojik aktarımı
temel faktör vardır.
olarak tanımlanmaktadır. Bu özellikler; fiziksel (kilo, boy, ten rengi, göz rengi vb.),
Bunlar kalıtım ve
çevredir. zihinsel ve sosyaldir. Bireylerin genetik özellikleri çeşitlilik göstermektedir. Aynı
ailede doğan çocukların birbirinden farklı olması gibi… Gelişimi etkileyen en

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Erken Çocuklukta Gelişim

önemli faktörlerden olan kalıtımın kapsamı anne ve babadan gelen 23’er


kromozom yoluyla belirlenmektedir. Kalıtımın önemini vurgulayanlar büyüme ve
gelişmenin kültürlerarası benzerlikler gösterdiklerine işaret etmektedirler. İnsanlar
benzer dönemlerde benzer gelişim göstermektedirler. Kalıtımsal görüşü
destekleyenler farklı çevrelerin gelişimi geciktirebileceğini ancak temel gelişimsel
süreçlerin kalıtımsal olarak insanlarda programlı olduğunu savunmaktadırlar.
Çevresel faktörler, bireyin döllenmeden ölümüne kadar devam eden süreçte
gelişimini etkileyen çevre koşullarını ifade etmektedir. Çevresel faktörlerin içinde
fiziksel çevre, ev ortamı, okul, akran etkisi, inanç ve kültürel etkiler bulunmaktadır.
Psikologlar kalıtım ve çevrenin birlikte gelişimi etkilediğine inanmaktadır. Kalıtımın
büyüme ve gelişimdeki etkisinin sınırları ve yönü belirli olmakla birlikte çevrenin
kalıtımsal durumu arttıran ya da gölgede bırakan bir yol izlediği söylenebilir.
Çevrenin gelişime etkileri üç şekilde incelenir:
 Doğum öncesi etmenler: Annenin hamilelikte yetersiz beslenmesi, ruhsal
durumu, annenin geçirdiği kaza ve travmalar, hastalıklar, Rh faktörü, alkol
ve sigara kullanımı gibi etkenler anne karnındaki gelişim sürecini olumsuz
yönde etkileyen faktörlerdir.
 Doğum sırası etmenler: Doğum esnasında kullanılan yöntemler, yaşanan
sorunlar gelişimi olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir.
 Doğum sonrası etmenler: Bebeğin içinde yaşadığı aile yapısı, aile bireyleri
arasındaki ilişkilerin niteliği, çevresel koşullar, ailenin sosyokültürel ve
sosyoekonomik durumu, yetersiz beslenme, hastalık, kaza ve travmalar,
çocuğun doğum sırası, anne baba tutumları, akran ilişkileri, okul ve
toplumdaki bireyler, toplumun değerleri, iklim, mevsim, kitle iletişim
araçları gibi birçok etken gelişimi olumsuz yönde etkilemektedir.

GELİŞİM ALANLARI
Motor Gelişim
Vücudun büyümesi, organların, iskelet ve kas sistemlerinin gelişmesi, sinir-
kas bağlarının güçlenmesi için hareket vazgeçilmez bir unsurdur. Motor gelişim,
kalıtım ve çevrenin etkileşimi ile motor davranışlardaki değişiklikler olarak
tanımlanır (Gallahue, 1996, ). Yaşam boyu devam eden motor gelişimde
olgunlaşma, önceki deneyimler ve yeni motor aktivitelerin etkileşimi önemli bir rol
oynamaktadır. Motor gelişimin aşamaları evrensel olmasına rağmen bireysel
farklılıklara göre değişkenlik göstermektedir.
Motor gelişim, kalıtım
ve çevrenin etkileşimi Motor gelişim belli bir sıraya göre ilerler. Bu sıra baştan ayağa ve yakından
ile motor uzağa ilkelerine göre ilerlemekte ve önce baş olmak üzere sırayla omuzlar, kollar,
davranışlardaki gövde, bacaklar ve ayaklar gelişmektedir. İlk doğduğu andan itibaren çocuklar
değişiklikler olarak yattığı yerden önce başını kaldırır daha sonra sırasıyla göğsünü kaldırır ve kollarını
tanımlanır.
bacaklarını hareket ettirir. Bu aşamaların sonunda çocuk dönmeye, oturmaya,
emeklemeye, yürümeye, koşmaya başlar. Aynı zamanda ellerini kullanarak
nesneleri tutma, atma ve yakalama becerilerini kazanır. Çocuğun bu becerileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Erken Çocuklukta Gelişim

kazanabilmesi için önce fiziksel olarak kaslarının, organlarının büyümesi, ardından


olgunlaşması ve gelişmesi gereklidir.

Motor gelişim dönemleri


Motor gelişim dönemleri Gallahue ve Ozmun (2006) tarafından “kum saati”
modeli ile açıklanmıştır.

Şekil 2.1. Gallahue’nin Kum Saati Yaşam Boyu Motor Gelişim Modeli (Gallahue ve Ozmun,
2006; Akt. Kerkez, 2013).

Şekil 2.1’de Gallahue’nin kum saati modelinde kum saati motor gelişim
dönemlerinin tanımlayıcı, üçgen kısım ise açıklayıcı görünümünü oluşturmaktadır.
Kalıtım ve çevrenin etkisiyle motor gelişim dönemleri boyunca sahip olunan ve
sürdürülen becerilerin insanda hayat boyu motor kontrol ve hareketlilik
yeterliliğini meydana getirmesi bu model yoluyla ifade edilmektedir (Kerkez,
2013).
Refleksif hareketler dönemi, doğumdan bir yaşa kadar olan dönemi kapsar.
Refleksif hareketler Refleksler yoluyla bebekler yakın çevreleri hakkında bilgi sahibi olurlar. Bebeklerin
dönemi, doğumdan bir temasa, ışığa sese karşı tepkileri istemsiz hareketlerin temelini oluşturur.
yaşa kadar olan dönemi
Refleksler zamanla azalır, kaybolur ya da olgunlaşarak hareket formlarını
kapsar. Temel
hareketler dönemi 2-6 oluşturur.
yaş arasını kapsar. İlkel hareketler dönemi, iki yaşa kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem
dengeleme hareketleri (baş, boyun ve gövde kaslarının kontrolü), nesne kontrolü
(yakalama, bırakma, uzanma gibi) ve lokomotor becerileri (emekleme, yürüme
gibi) kapsar.
Temel hareketler dönemi 2-6 yaş arasını kapsar. Bu dönem, çocukların
hareket becerilerini keşfettikleri ve geliştirdikleri bir dönemdir. Denge, lokomotor
ve nesne kontrolünün temellerinin atıldığı bu dönemde çocuklar ayrık, sıralı ve
sürekli hareketler yoluyla beden kontrollerini arttırır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Erken Çocuklukta Gelişim

Temel hareketler dönemi üç evreden oluşur. Başlangıç evresinde çocukların


hareketleri ya çok abartılı ya da çok sönüktür. Hareketlerdeki mekân ve zaman
farkındalığı oldukça zayıftır. Bireysel farklılıklardan kaynaklı olarak bazı çocuklar bu
evreyi çok hızlı geçebilirler ancak birçok çocuk başlangıç evresine ait hareketleri
sergiler.
İlk evrede çocuk motor kontrolü ve ritmik koordinasyonda büyük gelişmeler
görülür. Mekân ve zaman farkındalığında senkronizasyon sağlanmış olur. Abartılı
ya da sönük hareketler devam eder ancak önceki evreye göre daha koordinelidir.
Olgunlaşma evresinin temelini oluşturur.
Olgunlaşma evresinde, hareketler koordineli ve kontrollüdür. Çocuğun bu
evreye ulaşabilmesi için el-göz ve el-ayak koordinasyonunu destekleyecek
etkinlikler yapılmalıdır.
Uzmanlaştırılmış hareket dönemi yedi yaşından ergenlik dönemine kadar
devam eden ve temel hareketler döneminde gelişen becerilerde çocuğun
uzmanlaştığı, bu becerilerin sporla ilişkili becerilere dönüştüğü süreçtir.

Motor gelişimde temel beceriler


Motor gelişim, hareket davranışında zamanla meydana gelen değişiklikler
olarak tanımlanabilir. Hareket davranışlarındaki değişimleri hareketin yapısı ve
performansı olarak iki açıdan gözlemlemek mümkündür. Gözlenebilir hareketler
motor gelişimin temel becerileri olarak amaçlarına göre üç gruba ayrılabilir.
Denge sağlama, bedenin aynı yerde kalıp yatay ya da dikey eksende yer
çekimine karşı sergilediği eylem olarak tanımlanabilir.
Lokomotor beceriler, bedenin yatay ya da dikey yönde bir yerden başka bir
yere ilerlemesi ya da yer değiştirmesi olarak tanımlanabilir. Manipülatif beceriler,
hem kaba hem de ince motor manipülasyonlarını kapsar. Kaba motor
manipülasyonu bir nesneden güç alma ya da nesneye güç uygulama olarak
gerçekleşir. Bir nesneyi atma, yakalama, tekmeleme ya da vurma kaba motor
manipülasyonuna örnek olarak verilebilir. İnce motor manipülasyonu el ya da bilek
hareketleriyle yapılan eylemleri kapsar. Makasla bir şey kesmek, dikiş dikmek ya
Motor gelişimin içinde da yazmak ince motor manipülasyonlarına örnek olarak verilebilir.
yer alan motor
beceriler, kasların Motor beceriler
yardımıyla başarılan Motor gelişimin içinde yer alan önemli bir kavram olan motor beceriler,
öğrenilmiş ve bir amaca kasların yardımıyla başarılan öğrenilmiş ve bir amaca yönelik aktiviteler olarak
yönelik aktiviteler tanımlanabilir (Edwards, 2010,). Newell’e (1986) göre motor beceriler birey,
olarak tanımlanabilir.
görev ve çevreden etkilenirler. Bireyler motor becerilerin sergilenmesinde fiziksel
özellikleri, doğuştan gelen yatkınlıkları, psikolojik özellikleri, önceki beceri
öğrenme deneyimleri, yaşları ve motivasyonlarına göre farklılıklar göstermektedir.
Motor becerilerin performansını etkileyen ikinci unsur görevlerdir. Motor beceri
görevleri amaçlarına ve hareketin gerçekleşeceği koşullara göre değişkenlik
göstermektedir. Üçüncü ve son olarak da motor becerilerin sergileneceği ortamın
ve çevrenin uygunluğu performansı etkilemektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Erken Çocuklukta Gelişim

Kaba motor beceriler


Kaba motor beceriler tüm vücut ve vücudun büyük parçalarının hareketi
olarak tanımlanabilir. Kaba motor beceriler sayesinde çocuklar zıplayarak,
sürünerek, yuvarlanarak ve daha birçok eylemde bulunarak denge, çeviklik,
koordinasyon, esneklik, güç, hız ve dayanıklılık kazanırlar (Gordon ve Browne,
2011).
Kaba motor becerilerin gelişimi için duruşun (posture) gelişimi çok
önemlidir. Duruş, boşlukta olduğumu anlamamızı sağlayan duyusal veriler,
eklemler ve kaslar; dengeyi sağlayan iç kulak; görme ve işitme duyularımızın
tümünü kullanan dinamik bir süreçtir (Smith ve Thelen, 2003).

İnce motor beceriler


İnce motor beceriler, bir eylemi gerçekleştirirken küçük kasların kontrolünü
özellikle de el-göz koordinasyonunu gerektiren beceriler olarak tanımlanmaktadır.
Günlük hayatta beslenme, giyinme ya da özbakım becerileri gibi alanlarda sıklıkla
kullanılan ince motor beceriler harekette hassasiyet gerektirir. Sağlıklı beyin
gelişimiyle yakından ilişkili olan küçük kaslar hareket ettiğinde beynin devreleri
uyarılır, nöronlar ve beynin hareketle ilgili kısımları arasındaki koordinasyon
güçlenir. Yazı yazma, çizim yapma, boncuk dizme, düğmeleri açma kapama,
butonlara basma, resim yapma, dikiş, nesneleri birbirine takma ve çıkarma, ipe
boncuk dizme, nesneleri elle şekillendirme, kesme, katlama gibi etkinlikler ince
İnce motor beceriler, motor becerilere örnektir.
bir eylemi
gerçekleştirirken küçük Okul öncesi dönemde motor gelişim
kasların kontrolünü
Bu dönemde gelişim bebeklik dönemine göre daha yavaş seyreder ancak
özellikle de el-göz
koordinasyonunu gövde ve bacaklarda hızlı büyüme gözlenir. Çocuklar sürekli bir hareket hâlindedir
gerektiren beceriler ve özellikle kaba motor becerilerinin kullanımında ustalaşmaya başladıkları
olarak görülür. Bebeklik döneminde edindiği becerileri geliştirerek çeşitlendirir. Geri
tanımlanmaktadır. yürüyebilir, merdiven çıkabilir, üç tekerlekli bisiklete binebilir. Her iki ayağını ayrı
ayrı kullanarak zıplayabilir. Müziğin ritmine uygun dans edebilirler. Kendi beceri ve
yapabileceklerine ilişkin farkındalıklarının artması tehlikeli davranışları daha iyi
ayırt etmelerini sağlar; ancak çocuklar büyük grup etkinlikleri esnasında hâlâ
kendilerini kontrol etmekte zorlanırlar.
İnce motor becerilerin de geliştiği bu dönemde çocuklar el tercihlerini
gösterirler. Yapbozları tamamlama, boncuk dizme, kalem tutma, çizimler yapma,
resimlerine detaylar ekleme, nesneleri üst üste dizme, makası kullanma, düğme
ilikleme gibi becerileri kazanırlar ve var olan becerilerinde de ustalaşmaya
başlarlar. Ayrıca bu dönemde motor beceriler açısından cinsiyet farkları
belirginleşir. Genellikle kızlar ince-motor ve incelik gerektiren kaba motor
becerilerde erkeklerden daha ileridir. Erkekler ise daha çok güç ve kuvvet
gerektiren kaba motor becerilerde kızlardan daha ileridedirler.

Bilişsel Gelişim
İnsanın öğrenme serüveni, merakı sayesinde harekete geçen araştırma ve
keşfetme isteği ile gerçekleşmektedir. Bilişsel olarak da anılan bilginin edinimi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Erken Çocuklukta Gelişim

süreci, insanların kendileri ve çevreleri hakkında tutarlı olarak öğrenme süreci


yaşadığı karmaşık bir olgudur. Bilişsel gelişim yoluyla insanlar soyut ve somut
kavramları anlamlandırır, öğrenir, mantıklı ve analitik düşünür, edindiği bilgileri ve
çevresinde olup biteni örgütleyerek yorumlar (Ülke- Kürkçüoğlu, 2010).
Bilişsel gelişimin temeli
nörolojik büyüme ve Biliş kavramı, bilginin edinildiği ve manipüle edildiği bir süreç olarak
olgunlaşma ile ilişkilidir. tanımlanabilir. Aklın yansıması olarak ifade edilen ve doğrudan gözlenemeyen
Erken dönemde biliş, sadece bilinçli ve kasıtlı olarak problem çözme girişimlerimizi değil günlük
edinilen deneyimler rutinlerde üzerine düşünmeden yaptığımız birçok eylemi de kapsamaktadır. Aynı
nörolojik gelişim için zamanda biliş bilgiyi edinme, anlama ve manipüle etmeye yönelik tüm zihinsel
çok önemlidir.
aktiviteleri içermektedir.
Bilişsel gelişimin temeli nörolojik büyüme ve olgunlaşma ile ilişkilidir. Erken
dönemde edinilen deneyimler nörolojik gelişim için önemlidir. Beyin gereksiz
nöronları ve bu deneyimlere dayalı nöral bağlantılarını “budama” sürecine
girmektedir. Beyin bu nöronları ayırdıkça tek ve çevresel olarak özel olan nöral
yollar bireyin bilişselliğini oluşturmaktadır (Ülke- Kürkçüoğlu, 2010).
Bilişsel gelişim alanında çalışan birçok araştırmacı bulunmaktadır. Bilişsel
gelişim üzerine kuramlar ve modeller geliştiren araştırmacılar insanın bilgiyi nasıl
edindiği, kısa ve uzun süreli bellekte nasıl depoladığı ve işlediği, karşılaştığı
durumlarda bu bilgiyi nasıl kullandığını incelemişlerdir. Bilişsel gelişim üzerine
çalışan araştırmacılar arasında Piaget ve Vygotsky önde gelenlerdendir.

Piaget’nin bilişsel gelişim kuramı


Piaget çocukların doğal olarak meraklı olduklarını ve duyuları yoluyla
edindiği bilgileri ve deneyimleri dünyayı anlamada kullandıklarını savunur. Piaget
kendi çocukları üzerinde yaptığı gözleme dayalı çalışmalarda çocuklarda düşünme,
akıl yürütme, kavram geliştirme gibi süreçleri takip etmiştir. Bu süreçte de özellikle
yaşamın ilk yıllarında, şemaları kullanmaktadır.
Şema, bireyin çevreyle etkileşiminde, yaşantılarını örgütleme ve
anlamlandırma sürecinde kullandığı organize yapı olarak tanımlanmaktadır.
Şemalar tekrar edilebilir ve düzenlenebilir yapılardır.
Çocukta var olan şemanın yeni bilgiler için kullanılmasına özümseme, yeni
bilgilere uyum sağlamak için var olan şemayı değiştirmesi ya da yeni şema
oluşturmasına ise uyumsama denir. Bireyin yeni karşılaştığı durumları kendisinde
var olan şemalar yoluyla, yeni şemalar oluşturarak ya da var olan şemayı
değiştirme yoluyla anlamlandıracağına karar verdiği süreç dengeleme olarak
tanımlanır ve özümseme ile uyumsama süreçlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu
ortaya çıkar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Erken Çocuklukta Gelişim

•Dışarıda ilk defa köpek gören çocuk annesine ne olduğunu sorar

Örnek
ve "O bir köpek." cevabını alır. Bir süre sonra kedi gören çocuk
"Anne bak köpek." der. Annesi ise "O bir kedi" der ve çocuğun
köpek şemasında dengesizlik oluşur. Uyumsama ve özümseme
yoluyla denge yeniden kurulur ve çocuk için "Köpek" şemasından
sonra "Kedi" şeması oluşur.

Çocukların bilişsel olarak gelişimlerinin dönemlerden oluştuğunu ve bu


dönemlerin belli bir sırayı takip ettiğini savunmaktadır. Her dönem, zihinsel
mantık yapısının belli bir türüne etkisi bulunan çeşitli düşünme ve davranış
süreçlerinden oluşmaktadır. Bu dönemler değişik yapılar ya da bir dizi zihinsel
aktivitenin çocuk ve çevre arasındaki etkileşimin belli bir türüne imkân
vermektedir. Her dönem bir önceki dönemde edinilen bilişsel deneyimleri temel
almakta ve onların üzerine yenilerini inşa ederek bir sonraki döneme hazırlık
yapmaktadır. Piaget bilişsel gelişimi dört döneme ayırmıştır (Tablo 2.1).
Tablo 2.1. Piaget’e göre Bilişsel Gelişim Dönemleri (Goswami, 2011).

Duyu motor Dönem (0-2 yaş) Bebekler dünyayı kendi fiziksel hareketleri yoluyla
anlarlar. Basit refleksler zamanla daha kompleks,
amaçlı ve organize hâle gelir. Her hareket duyu
motor etkileşimlerinin sonucu oluşur.
İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş) Çocuklar nesneler ya da olayları tanımlarken
sembolleri kullanmaya başlarlar. Duyu motor
dönemde tanıdıkları nesneleri, ilişkileri, nedenselliği,
mekân ve zaman kavramlarını yeniden
yapılandırırlar. Bu dönemde ortaya çıkan
benmerkezcilik, sabit fikirler ve sınırlı iletişim
becerilerine rağmen çocuklar bir önceki dönemde
edindikleri şemalarını organize eder ve mantıksal
açıdan konumlandırır.
Somut İşlemler Dönemi (7-11 Mantıksal yapılar çocuğun çeşitli zihinsel hamleler
yaş) yapmasına imkân verir. Düşünceleri daha esnek ve
daha özdür. Hareketler hâlâ bilginin ana kaynağıdır.
Korunum kavramı kazanılır.
Soyut İşlemler Dönemi (11-15 Zihinsel işlevler artık sadece somut objelere değil
yaş) sözel ya da mantıksal ifadelere de uygulanabilir.
Çocuk somut verileri alır ve mantıksal ilişkileri
üzerine hipotezler geliştirir. Çıkarımlarda ve
varsayımlarda bulunabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Erken Çocuklukta Gelişim

Okul öncesi dönemi kapsayan işlem öncesi dönem, benmerkezciliğin yoğun


olarak başladığı ancak zamanla azalarak sürece katıldığı, akıl yürütmenin, kavram
biçimlendirmenin ve inanç olgusunun yapılandırıldığı dönem olarak ifade
Sembolik İşlev dönemi edilmektedir. Bu dönem kendi içinde iki alt döneme ayrılır.
2-4 yaş arasını kapsar
ve çocuk bu dönemde Sembolik işlev dönemi 2-4 yaş arasını kapsar ve çocuk bu dönemde herhangi
herhangi bir şeyi bir bir şeyi bir sembol, nesne ya da sözcük yerine kullanabilir. Bu dönem çocuğun
sembol, nesne ya da geçmiş ve gelecek olaylar hakkında düşünmesine ve dil becerilerini buna göre
sözcük yerine görevlendirmesine imkân verir. Sembolik işlevler aynı zamanda çocuğun hayali,
kullanabilir. uydurma, kurgu oyunlar ya da çizimler yapabilmesinin ön koşuludur. Bu dönemde
çocukların bilişsel gücünde artış olsa da bazı sınırlılıklar vardır. Bunlardan ilki,
çocuğun kendi bakış açısıyla başkasının bakış açısı arasındaki farkı ayırt etme
sürecindeki yetersizliği olarak tanımlanan benmerkezciliktir. Piaget’e göre
benmerkezcilik çocuğun sosyal iletişim ve algılama becerilerini doğrudan
etkilemektedir.
İkinci sınırlılık ise animizmdir. Çocuklar bu dönemde cansız nesnelerin canlı
olduklarına ya da canlı varlıkların özelliklerini gösterdiklerine inanırlar. Bu
dönemde çocuklar canlı ve cansız varlıklara ilişkin özelliklerin ayrımına varamazlar.
Sezgisel düşünme dönemi, 4-7 yaş arasını kapsar ve çocuklar mantıklarını
kullanmak yerine sezgisel olarak akıl yürüterek problemleri çözmeye çalışırlar.
Dolayısıyla bu dönemde korunum, tersine çevirme gibi bilişsel süreçleri
gerçekleştiremezler. Çocuklar bu dönemde nesnenin bir özelliğine yoğunlaştıkları
için aynı miktarda sıvı biri dar biri geniş olan iki farklı kaba konduğunda ikisinin eşit
miktarda olmadığını söyleyebilirler.

Vygotsky’nin sosyal bilişsel kuramı


Piaget’nin bilişsel kuramının temelleri biyolojik süreçlere dayanmakta iken
bilişsel gelişim alanında bir başka önemli kuramcı olan Vygotsky sadece biyolojik
süreçlerin etkili olmadığını kültür ve çevrenin de bilişsel süreçler üzerinde önemli
bir rol oynadığını savunmaktadır. Vygotsky’e göre çocuklar sosyal etkileşimler
yoluyla düşünürler. Bilişsel gelişimleri toplumun ona sunduğu araçlar ve akılları da
içinde yaşadıkları kültürel yapıya göre şekillenmektedir.
Vygotsky yakınsak gelişim alanı kavramı ile çocukların bilişsel gelişimleri
üzerinde sosyal etkiler özellikle de sosyal yönlendirmelerin yansımalarının
görüldüğünü belirtmektedir. Vygotsky bu alanı çocukların bağımsız olarak
yapabilmeleri çok zor olan çeşitli becerileri yetişkinlerin ya da daha becerikli
akranlarının yardımıyla ya da rehberliğiyle öğrenebilmesi olarak açıklar. Bu alanın
alt ve üst limitleri vardır. Alt limit çocuğun kendi başına yapabildikleri iken, üst
limit ise çocuğun yetişkin ya da daha becerikli akranının desteğini kabul ettiği ek
sorumluluk düzeyidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Erken Çocuklukta Gelişim

Yakınsak gelişim alanı ile yakından ilişkili bir diğer kavram da scaffolding ya
da destek verme kavramıdır. Verilen desteğin düzeyinin değiştirilmesi anlamına
gelen bu kavram, yeni öğrenme deneyimlerinde yetişkinin ya da daha becerileri
akranın çocuğa vereceği desteğin miktarını performansına göre ayarlamasıyla
Yakınsak gelişim alanı
gerçekleşir.
çocukların bağımsız
olarak yapabilmeleri Vygotsky’nin sosyal bilişsel kuramında bir diğer önemli unsur da dil ve
çok zor olan çeşitli düşüncedir. Çocuklar dili sadece iletişim için değil çözmeleri gereken görevler için
becerileri yetişkinlerin
yardımcı unsur olarak kullanmaktadırlar. Davranışlarını planlama, yönetme ve
ya da daha becerikli
kontrol etme süreçlerinde de dilin rolü çok önemlidir. Öz düzenleme için dilin
akranlarının yardımıyla
ya da rehberliğiyle kullanılması özel konuşma olarak adlandırılır. Piaget için benmerkezci ve
öğrenebilmesidir. olgunlaşmamış olan özel konuşma süreci Vygotsky’e göre erken çocukluk yılları
için önemli bir araçtır. Çocukların kendi düşüncelerine odaklanabilmeleri için önce
başkalarıyla sözel iletişime geçmesi gerekmektedir. 3-7 yaş arasında çocukların
dışa dönük konuşmalarının içe dönük konuşmalara temel oluşturabilmesi için bu
dönemde sıklıkla dışa dönük konuşmalar yapması gerektiği düşünülmektedir. Dışa
dönük konuşmalar zamanla içe dönük konuşmalara dönerek çocuğun
düşüncelerinin temelini oluştururlar.

Okul öncesi dönemde bilişsel gelişim


Piaget ve Vygotsky’nin kuramlarında da bahsedildiği üzere okul öncesi
dönemde bilişsel gelişiminde büyük ilerlemeler görülür ve ileriki bilişsel süreçlerin
temelleri atılmış olur. Çocuklar bu dönemde zihinsel semboller oluşturarak
bunları sözcüklere dönüştürürler ve bitmeyen bir merak duygusu içinde çevrelerini
keşfederler. Düşüncelerini organize etmeye başlayan okul öncesi dönem çocuğu
sembolik oyunlar yoluyla nesne, kişi veya durumları zihinsel olarak ifade etmeye
başlar. Benmerkezci oldukları dönemde sevdikleri kişileri ya da eşyalarını
paylaşmak istemezler ve bu durum çocuğun öfkelenmesine neden olabilir.
Nesnelerin tek yönüne odaklanır ve o yönüyle değerlendirmeler yapar. Henüz
sahip olmadıkları korunum ve tersine çevirme becerileri nedeniyle çocuklar
gördükleri en son durum üzerine ve sezgisel düşüncelerine göre değerlendirme
yaparlar. Sıralama, gruplama, basit sınıflandırma gibi becerileri gelişir. Ardışık sıra
sayma ve belli harfleri tanıma, sözcükleri “okuma” görülür.

Dil Gelişimi
İnsan gelişiminin en önemli yapı taşlarından biri de dil gelişimidir. Dil
gelişimi diğer gelişim alanlarıyla paralel bir hızda ilerlemektedir. Bilgilerin
nesillerden nesillere aktarılmasını sağlayan dil semboller sistemine dayalı,
Alıcı dil, sözcükleri ve konuşarak, yazarak, işaret ederek yapılan iletişim biçimidir (Santrock, 2010, s.
jestleri anlama 164).
becerisidir.
Türk Dil Kurumuna göre dil; insanların düşündüklerini ve duyduklarını
bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban olarak
açıklanmıştır (http://tdkterim.gov.tr/bts/).
Yaşamın ilk yıllarından itibaren gelişen ve hem nicelik hem de niteliksel
açıdan büyük bir artış gösteren dil becerileri karmaşık ve çok bileşenli bir yapıya

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Erken Çocuklukta Gelişim

sahiptir. Dil gelişiminin sağlıklı bir şekilde olabilmesi için fiziksel olarak, bilişsel
olarak gelişimsel süreçlerin düzgün ilerlemesi gerekmektedir.
Dil başlıca iki kategoride ele alınmaktadır. İlki alıcı dildir. Alıcı dil, sözcükleri
ve jestleri anlama becerisidir. Çocuklar dinledikçe birtakım zihinsel görseller
geliştirirler. Düşünceleri, sözcükler ve cümleler yoluyla ifade edebilme becerisi
olarak tanımlanan ifade edici dil ise ikincisidir. İfade edici dilin gelişmesi için alıcı
dilin gelişmiş olması ön koşuldur. Dil sadece bir organı kullanarak sesler çıkartma
süreci değil aynı zamanda bilişsel birtakım işlevleri de içeren kapsamlı bir süreçtir.

Dil Gelişimi İle İlgili Kuramlar


Biyolojik kuram
Biyolojik kuramın öncülerinden Chomsky’e göre insanlar dil kazanımı için
biyolojik olarak programlanmışlardır. Chomsky çocukların, insanların kullandığı
tüm dillerin evrensel dil bilgisi özelliklerini anlamasını sağlayan “dil edinim
donanımı” ile dünyaya geldikleri görüşünü savunmaktadır. Bu donanım sayesinde
çocuklar aynı dönemlerden geçerek biyolojik olgunluğa geldiklerinde konuşmayı
Chomsky çocukların,
insanların kullandığı öğrenmektedirler. Bu düzenek aracılığıyla çocuklar sözcük dağarcığını edinmekte,
tüm dillerin evrensel dil sözcük dağarcığı geliştikçe sözcükleri dil bilgisel olarak uyumlu bir şekilde bir araya
bilgisi özelliklerini getirebilmekte, giderek uzayan ve karmaşıklaşan sözcükler oluşturmakta ve
anlamasını sağlayan duydukları çok sayıdaki cümleyi anlayabilmektedirler. Chomsky dilin derin ve
“dil edinim donanımı” yüzeysel olmak üzere iki yapısı olduğunu ifade etmektedir. Yüzeysel yapıyı
ile dünyaya geldikleri
çocukların çevrelerinde konuşulan dili duymaları ve birkaç yıl içinde konuşabilir
görüşünü
savunmaktadır. hâle gelmeleri olarak açıklayan Chomsky, derin yapıyı ise yazılı ya da sözlü
ifadelerde dilin soyut anlamlarının farkına vararak kullanabilme olarak
açıklamaktadır.

Bilişsel kuram
Bilişsel gelişim kuramcılarının öncülerinden Piaget dilin düşüncenin
şekillenmesinde önemli olduğunu ve dilin bireyin biliş düzeyini yansıttığını
savunmaktadır. Piaget çocukların konuşmalarını benmerkezci ve sosyalleşmiş
olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Çocuğun kendi kendine konuştuğu, kimseyle
iletişime girme çabası içinde olmadığı, dinlenilme beklentisi içinde olmadığı ve
cevap vermediği konuşma benmerkezci konuşma olarak tanımlanmaktadır.
Sosyalleşmiş konuşma ise çocuk diğerleriyle etkileşime geçerek olumlu ya da
Konuşma öncesi dönem olumsuz duygu ve düşüncelerini ifade eder (Vygotsky, 1986, s. 15).
ilk bir yılı kapsamakta
ve sırasıyla çocuklarda Vygotsky çocukta konuşma gelişimini Piaget’den farklı olarak sosyal
ağlama (0-2 ay), konuşma, benmerkezci konuşma ve içsel konuşma olmak üzere üçe ayırmıştır.
gığıldama (2-4 ay), Çocuk, bebeklikten itibaren iletişim ve sosyal ilişkiler kurmak amacıyla konuşur.
mırıldanma (4-6 ay), Kendi kendine konuşması sosyal ilişkiler kurmasıyla başlar. Dış faktörler ve çevre
mırıldanmanın tekrarı
çocuğu konuşmaya zorladığında sesli düşünmeye başlar. Benmerkezci konuşma,
(7-9 ay), başkalarının
seslerini taklit etme Piaget’in savunduğundan farklı olarak belirli durumlarda ortaya çıkar. Çocuğun
dönemi (9-11 ay) olmak stresini dışarı vurması, duygularını dışa vurması ya da problemlerinin çözümü için
üzere beş alt döneme ortaya çıkar. Üçüncü ve son evre de içsel konuşmadır. Konuşmanın işlevinin
ayrılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Erken Çocuklukta Gelişim

değişmesiyle vokal yön azalır ve düşünceyi sesten soyutlayarak yavaş yavaş


dönüşür (Vygotsky, 1986).

Okul öncesi dönemde dil gelişimi


Okul öncesi dönemde dil gelişimi konuşma öncesi ve konuşma olmak üzere
iki döneme ayrılmaktadır. Konuşma öncesi dönem ilk bir yılı kapsamakta ve
sırasıyla çocuklarda ağlama (0-2 ay), gığıldama (2-4 ay), mırıldanma (4-6 ay),
mırıldanmanın tekrarı (7-9 ay), başkalarının seslerini taklit etme dönemi (9-11 ay)
olmak üzere beş alt döneme ayrılmaktadır. Bu dönemin öncelikli amacı dil gelişimi
için ön koşul olan becerileri kazanmaktır. İkinci dönem olan konuşma döneminde
ise öncelikle sesler, sesleri takip eden süreçte sırasıyla tek, iki, üç ve daha fazla
sözcüklü ifadeler ve en son olarak da dil bilgisi kurallarına uygun konuşma
süreçleri yer almaktadır. Konuşma döneminde; ses dönemi (11-13 ay), tek sözcük
(14-18 ay), iki sözcüklü ifadeler (18-24 ay), üç veya daha fazla sözcüklü ifadeler (2-
3 yaş), dil bilgisi kurallarına uygun konuşma dönemi (3-6 yaş) olmak üzere beş alt
döneme ayrılmaktadır.
Okul öncesi dönemde dil gelişimini kapsayan dönem gramer kurallarına
uygun konuşma dönemidir. 3-4 yaş arasında ana dilin temel yapılarına karşı
farkındalığın arttığı ve birçok temel yapının kazanıldığı ve çocukların yavaş yavaş
yetişkin benzeri söz dizimi yapılarını edindikleri görülmektedir. Duygu ve
düşüncelerini ifade etmek için önceki dönemlere göre daha zengin bir kelime
hazinesi kullanırlar. 4-5 yaş arasında kelime hazinesinde hızla artışın yanı sıra soru
cümleleri ve olumsuz cümlelerin de kurulmaya başlandığı görülmektedir.
Benmerkezci konuşmanın hâlâ devam ettiği bu dönemde oyunlarda dilin daha
etkili ve karmaşık şekilde kullanıldığı görülmektedir. Sözcük türleri bakımından
incelendiğinde isim sözcüklerinin yanı sıra eylemler, zarf, zamir, bağlaç, sıfat ve kişi
eklerinin uygun bir şekilde kullanıldığı belirtilmektedir. 5-6 yaş aralığındaki
çocukların ise önceki dönemlerden farklı olarak soyut anlam taşıyan sözcüklerinde
uygun şekilde kullanımında artış görülmektedir. Ayrıca daha sonraki okuma ve
yazma süreçleri ile ilişkili becerilerin temelini oluşturan “erken okuryazarlık”
becerilerinin geliştiği, çevredeki yazı ve sembollere olan ilginin arttığı
görülmektedir.

Sosyal Duygusal Gelişim


Sosyal duygusal gelişim, çocuğun kendini, duygu ve düşüncelerini çevresine
doğru şekilde ifade edebilmesi, duygularını ve dürtülerini kontrol edebilmesi,
kendisiyle ve çevresiyle uyumlu bir ilişki içinde olabilmesi olarak tanımlanmaktadır
(Durualp, 2014). Sosyal ve duygusal gelişim erken çocukluk döneminde birbiri içine
geçmiş kavramlardır. Erken çocukluk döneminde sosyal beceriler, çocuğun
Öz düzenleme,
duygularını ve duygusal gelişimini etkilerken, duygusal gelişimi ise sosyal ilişkilerini
başkalarının talepleri ve
belli amaçları yerine etkilemekte ve şekillendirmektedir (Yaşar, 2014).
getirmek için çocuğun Sosyal gelişim, çocuğun diğer insanlarla ilişkilerinde sergilediği davranış
yaptıklarını yönetmesi
kalıpları, duygular, tutumlar ve bunların yaşla birlikte değişmesi ve gelişmesi
olarak
tanımlanmaktadır. olarak tanımlanmaktadır. Duygusal gelişim ise, çocuğun kendi duygularını kontrol

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Erken Çocuklukta Gelişim

etme ve başkalarının duygularını anlama becerilerinin gelişmesi olarak


tanımlanmaktadır (Santrock, 2010).
Sosyal duygusal gelişim bazı temel becerilerin kazanılmasıyla gerçekleşir.
Bunlar (NIEER, 2005):
 Kendi duygularını tanımlama ve anlama
 Başkalarının duygu durumlarını okuyabilme
 Güçlü duygularını kontrol edebilme
 Kendi davranışlarını düzenleyebilme
 Başkalarına karşı empati geliştirme
 İlişkiler kurma ve devam ettirme

Sosyal Duygusal Gelişimle İlgili Kavramlar


Benlik algısı
Benlik algısı kavramı; kişinin kendisi ile ilgili olarak sahip olduğu beceri,
yetenek ve benliği hakkındaki fikirlerinden oluşmaktadır. Benlik algısı, insanın
sahip olduğu ve olmadığı yeteneklere yönelik inançlarını, tutumlarını ve hislerini
içerir. İnsanın olumlu ve olumsuz karakter tanımlamaları da yine benlik algısı
çerçevesinde değerlendirilir (Bayat, 2003; Akt. Dündar, 2010).
Bebekler benlik algısına sahip olarak dünyaya gelmez ancak doğduğu andan
itibaren çevresini ve kendisini tanımaya başlar. Çocuk ilk aylarda kendi bedeni ile
çevresini ayırt edemez. Bebeğin fizyolojik ihtiyaçları ve bunların giderilmesine
yönelik deneyimleri, kendi bedeni ve kendisi dışındaki çevreyi ben ve ben olmayan
olarak ayırt etmesini sağlar. Çocukta üç yaşından itibaren ben duygusu ve mülkiyet
kavramları gelişmeye başlar. Sosyal çevresi bu duygunun geliştiği dönemde
olumsuzluk gösterirse bencillik söz konusu olabilir. Üç- altı yaş arası ise çocuğun
merak ve girişim dönemidir. Girişim duygusu benliğin olumlu yönde gelişmesini
etkiler.
Benlik algısı ile ilişkili olan bir diğer kavramda öz saygıdır. Öz saygı, çocuğun
başkaları tarafından kendinin nasıl gördüğüne ilişkin algısı olarak
tanımlanmaktadır.

Öz düzenleme ve öz kontrol
Öz düzenleme, başkalarının talepleri ve belli amaçları yerine getirmek için
çocuğun yaptıklarını yönetmesi olarak tanımlanmaktadır. Öz kontrol ise
ebeveynleri ya da yetişkinler olmadan çocuğun onların beklentilerine,
Annenin çocuğu sosyokültürel, etik ve ahlaki değerlere göre davranabilme becerisi olarak
beslerken onu tanımlanmaktadır.
okşaması, göz kontağı
kurması çocuğun güven Mizaç
duygusunu destekler ve Mizaç, çocukların tepki verirken davranış stilleri, duyguları ve karakteristik
çocuğun anneyle
özelliklerindeki bireysel farklılıklar olarak tanımlanmaktadır. Chess ve Thomas’ın
arasında kuvvetli bir
bağlanma kurmasına yaptığı çalışmada çocuklarda mizacın üç türü olduğu bulunmuştur. Bunlar:
neden olur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Erken Çocuklukta Gelişim

 Kolay mizaçlı çocuk: Genellikle olumlu, rutinlerini çabuk oluşturan ve yeni


deneyimlere çabuk adapte olan çocuklardır.
 Zor mizaçlı çocuklar: Sürekli ağlayan, olumsuz tutum sergileyen, rutinlere
uymakta sorun yaşayan ve değişikliklere zor adapte olan çocuklardır.
 Yavaş ısınan mizaca sahip çocuklar: Olumlu ya da olumsuz duyguları açıkça
belli etmeyen, düşük aktivite düzeyi olan, yabancılara ya da yeniliklere
yavaş ısınan çocuklardır.
Bağlanma
Bağlanma iki insan arasındaki yakın duygusal bağ olarak tanımlanır ve
özellikle ilk yıllarda çocuğun ihtiyaçlarını gideren ebeveyninin rolünün önemli
olduğu ifade edilmektedir. Bağlanma özellikle ilk aylarda onun ihtiyaçlarını gideren
kişi genellikle anneye karşı gelişir. Annenin çocuğu beslerken onu okşaması, göz
kontağı kurması çocuğun güven duygusunu destekler ve çocuğun anneyle arasında
kuvvetli bir bağlanma kurmasına neden olur. Anneden başka yabancı herhangi biri
çocuğa yaklaştığında ya da dokunduğunda ağlar ancak zamanla çocuk başkalarına
karşı olumlu tutum sergileyerek kolayca yaklaşır.
Bağlanma birden bire ortaya çıkmaz. Bebeğin insanlar için genel tercihinden
temel bakım verenle ortaklığa doğru bir seri aşamada gelişmektedir. Bowlby’ın
bağlanma kavramsallaştırmasına dayanan dört aşama aşağıdaki gibidir:

 İlk aşama (0-2 ay): Bebekler bağlanmalarını insan figürlerine yöneltirler ve


ebeveynler, kardeşler ya da diğer yabancılar çocuğun ağlamasına neden
olurlar.
 İkinci aşama (2-7 ay): Bağlanma bir figüre odaklı hâle gelir, bu figür
genellikle temel bakım ihtiyaçlarını gideren kişidir, tanıdık kişiler ve
yabancı kişilerin ayrımına varmaya başlar.
 Üçüncü aşama (7-24 ay): Özel bağlanmalar gelişir, artan hareket
becerilerle birlikte çocuk düzenli olarak iletişime geçtiği kişilerle aktif
kontaklar kurar.
 Dördüncü aşama (24 ay ve sonrası): Çocuk başkalarının duygu, düşünce ve
planlarını algılamaya başlar ve davranışlarını buna göre yapılandırır.
Bağlanma üzerine çalışan Ainsworth ve arkadaşları (1978; akt. Kaymak,
2015) bağlanma davranışlarını üç grupta sınıflandırmışlardır. Bunlar:
 Güvenli bağlanma: Çocuk ebeveynini güven kaynağı olarak görür. Ebeveyn
yanından ayrıldığında ağlar, yanına geri döndüğünde ağlamasını hemen
bitirir ve keyifle aktivitelerine devam eder.
 Güvensiz/ kaçınan bağlanma: Bu çocuklar ebeveynleri yanındayken onlara
karşı tepkisizdir. Ebeveyn gittiğinde ağlamaz ve geri döndüğünde de
onunla etkileşime geçmez hatta sırtını döner.
 Güvensiz/kararsız bağlanma: Yabancı bir oyun alanındayken ebeveyn
yanından ayrıldığında şiddetli bir huzursuzluk gösterir. Ebeveyn
döndüğünde bile kolayca sakinleşmez korkuyla ona sarılır bazen de
öfkeyle iter.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Erken Çocuklukta Gelişim

Akran ilişkileri ve sosyal katılım


Akran ilişkileri üzerine çalışan araştırmacılar akranların çocuğun
sosyalleşmesinde önemli bir etkisi olduğunu savunmaktadır. Piaget ve Vygotsky,
akran ilişkilerinin çocuğun bilişsel sürecinde ve dolayısıyla sosyal davranışlarında
Akran ilişkileri üzerine yaptığı etkiyi tartışmışlardır. Piaget, akran ilişkileri sayesinde çocuğun başkalarının
çalışan araştırmacılar bakış açılarının farkına vardığını ve benmerkezciliğinin azaldığını belirtmektedir.
akranların çocuğun Vygotksy ise, çocuğun özellikle kendisinden daha becerikli bir akran sayesinde
sosyalleşmesinde entelektüel ve sosyal kapasitenin geliştiğini savunmaktadır.
önemli bir etkisi
olduğunu Sosyal katılım; çocuğun oyun sırasında boş durmaktan, arkadaşlarını
savunmaktadır. izlemeye, iş birlikçi oyun oynamaya varana kadar değişen akranlarının arasına
katılma derecesi olarak tanımlanmaktadır.
Mildren Parten (1932), çocukların sosyal katılım sürecinde içinden geçtiği
basamakları incelemiştir. Bunlar:

 Tek başına oyun: Çocuk kendi başına oyun oynar ve çevresindeki


oyunlardan etkilenmez.
 Oyunu izleme: Çocuk oyun oynamaz anca oyun oynayanları izler ve onlara
oyunları hakkında sorular sorar.
 Paralel oyun: Çocuklar aynı oyuncak ve ortamı kullanmalarına rağmen
birbirleriyle oynamaz ve bağımsız oyunlarını sürdürürler.
 Birlikte oyun: Çocuklar bir arada ve etkileşim içinde oynamalarına rağmen
kendi oyunlarını sürdürürler.
 İş birlikli oyun: Çocuklar tam anlamıyla sosyal etkileşim içindedir ve oyunu
oynamak için birlikte organize olarak oyunu sürdürürler.
Sosyal beceri
Çocukların, sosyal partnerleriyle bir uyum içinde kişisel ve sosyal
hedeflerine ulaşmak için düşünceleri, eylemleri ve duygularını düzenlemeye
yönelik yaptığı etkinlikler olarak tanımlanmaktadır (Shaffer, 2009).
Knoff (2001) sosyal becerileri dört grupta ele almaktadır (Akt. NASP, 2002):
 Yaşamsal beceriler: dinleme, yönergeleri takip etme, dikkatini dağıtacak
şeyleri görmezden gelme, kibar ve cesur bir konuşma, kendini
ödüllendirme
 Kişiler arası beceriler: paylaşma, izin isteme, aktivitelere katılım, sırasını
bekleme
 Problem çözme berileri: yardım isteme, özür dileme, ne yapacağına karar
verme, sonuçları kabul etme
 Çatışma çözme becerileri: alay geçme, kaybetme, dışarda bırakılma, akran
Cinsel gelişim tıpkı diğer baskısı, suçlamalarla başa çıkabilme
gelişim alanlarında Okul öncesi dönemde sosyal duygusal gelişim
olduğu gibi temellerini
biyolojik özelliklerden Bu dönemde çocuklar için arkadaşlık ilişkileri önem kazanmaya başlar, ilk
alır ve çevrenin de aşamada bir arkadaşla devam eden süreç yaş ilerledikçe arkadaş gruplarına doğru
etkisi ile şekillenir. genişler. Grup oyunlarına, iş birlikli etkinliklere katılım gösterir. Sıra bekleme, özür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Erken Çocuklukta Gelişim

dileme, teşekkür etme gibi nezaket sözcükleri kullanır. Kendisinin ve başkalarının


duygularını anlamaya ve ona göre davranmaya başlar. Öz düzenleme ve öz kontrol
konusunda 3 yaştan itibaren yaş ilerledikçe önemli aşamalar kaydeder. İstek ve
ihtiyaçlarını ertelemeyi, kontrol etmeyi öğrenir. Yetişkinler ve arkadaşları
tarafından sevilmek ve kabul görmek ister. 5 yaş itibariyle çocuk kendi ihtiyaçlarını
kendi karşılamak ister ve sorumluluk duygusu kazanır. Bu yaşta cinsiyet ayrımının
farkına varır. Oyunlarını ve ilişkilerini buna göre yapılandırmaya başlar.
Sosyokültürel kurallara ve içinde bulunduğu çevrenin kural ve beklentilerine göre
hareket etmeye başlar.

CİNSEL GELİŞİM
Cinsel gelişim tıpkı diğer gelişim alanlarında olduğu gibi temellerini biyolojik
özelliklerden alır ve çevrenin de etkisi ile şekillenir. Döllenme ile başlayan cinsel
gelişim, anne, baba, ailenin diğer bireyleri, arkadaş, okul ortamı, öğretmenler,
alınan eğitimler, toplumdaki bakış açıları ve kültür, teknoloji, zaman gibi birçok
faktörün etkisi ile yaşam boyu devam eder (Aral vd., 2000; Akt. Deniz ve Aral,
2013).
Cinsel gelişim üzerine çalışmış en önemli kuramcı Freud’dur. Freud,
psikolojik değişimleri içsel güçler, özellikle biyolojik olgunlaşma tarafından kontrol
edildiğini savunmaktadır. Cinsellik ve saldırganlığı, psikolojik değişimi tetikleyen ve
doğumla gelen iki temel dürtü olarak görmekte ve olgunlaşma ile
belirginleştiklerini düşünmektedir. Ancak toplum, bu iki temel dürtünün
düzenlenmesi ve denetim altına alınmasında önemli bir role sahiptir.
Freud, kişiliği tek bir bölümden oluşan bir yapı olarak ele almak yerine,
birbirleri ile sürekli etkileşim hâlinde bulunan üç temel bileşenden oluşan dinamik
bir yapı olarak tanımlamıştır. Kişiliğin bu temel bileşenleri ilkel benlik (id), benlik
(ego) ve üst benlik (süperego) olarak tanımlar (Freud, 1971; Akt. Keenan, Evans ve
Crowley, 2016). İd (ilkel benlik), doğumdan itibaren başlayan ve kişiliğin en ilkel
hâlini yansıtan benlik türüdür. İd (ilkel benlik) haz ilkesine göre hareket eder ve
hazzı arttırmaya çalışırken acıdan kaçınma eğilimi gösterir. Gereksinim ve
arzularını hiç ertelemeden ve toplumsal kurallar ile beklentileri göz önünde
bulundurmadan anında karşılamak ister. Bireyin içinde bulunduğu durumu
değerlendirmesi ve idi kontrol altına alarak ihtiyaç ve isteklerini ertelemesi egonun
(benlik) sayesinde olur. Ego, kişinin içinde bulunduğu gerçek durumu
değerlendirip eyleme geçtiği için, gerçeklik ilkesine göre hareket etmekte olduğu
söylenebilir. Benliğin temel işlevlerinden biri, kişiyi zarar görmekten koruyarak
gereksinimlerini karşılamasına olanak sunmak iken, süper ego kişinin toplumun
örnek aldığı mükemmel bir insan olmak için çalışır. Freud psikoseksüel gelişim
sürecini yaşanan sosyalleşme sorunlarına göre niteleyerek beş temel döneme
Oral dönem, temel haz ayırmaktadır.
kaynağı emmek olan bu
dönem insanoğlunun 0- Oral dönem
1 yaş arası dönemini Temel haz kaynağı emmek olan bu dönem insanoğlunun 0-1 yaş arası
kapsamaktadır.
dönemini kapsamaktadır. Emmek, bebeğin yaşamındaki en önemli etkinliklerden

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Erken Çocuklukta Gelişim

biridir. Bebek, haz alabilmek, dünyayı tanıyabilmek, hem dünyayla hem de


kendisiyle olan etkileşimi için ağzını kullanır. Bu nedenle bu dönemde bebekler her
şeyi, pasif ve bağımlı bir davranış olarak tanımlanan emme eğilimindedirler.
Emme pasif ve bağımlı bir davranıştır. Freud’a göre bu dönemde gereğinden az ya
da fazla emen bebekler bu döneme bağımlı kalırlar ve ileriki yıllarda tırnak yeme,
aşırı yemek yeme gibi davranışlar sergilerler.

Anal dönem
Bu dönem 1-3 yaş arasını kapsar ve tuvalet ihtiyacı ile ilgilidir. 0-1 yaş
arasında çocuğun haz alma bölgesi ağzı iken iki yaş civarında ilgisi anüs bölgesine
odaklanmaya başlar. Çocuk bağırsak hareketlerinin makat bölgesine yaptığı
baskıdan kaynaklı hazzın farkına varmaya başlar. Çocuk bu dönemde kendi
bedeninin ürettiği ve vücudundan çıkan dışkıyla da oldukça ilgilenir. Bu durum
ebeveynler tarafından olumsuz karşılanır ve yasaklanır. Ebeveynlerin çoğu
çocuğun tuvalet eğitimine bu dönemde başlar. Bu da çocuğun haz aldığı tutma ve
bırakma etkinliğini dürtüsel olmaktan çıkarıp toplumsal kurallara bağlamak
anlamını taşır. Bazı çocuklar haz veren bu dürtüden kolayca vazgeçemedikleri için
yasaklar koyan ebeveyne tepki olarak bilerek altlarını kirletirken, bazı çocuklar da
altlarını kirletmek yerine dağınık, savurgan bir kişilik geliştirerek aileyi
cezalandırmayı seçer. Ebeveynlerinin tuvalet eğitimi ile ilgili taleplerine karşı
gelmek yerine buna kayıtsız şartsız boyun eğen çocuklarda da aşırı derecede titiz,
temiz, dakik, tutumlu olma gibi kişilik özellikleri geliştirebilirler. Bu kişilik özellikleri
bazen yetişkinliğe kadar devam edebilir.

Fallik dönem
Bu dönem 3-6 yaş arasını kapsar ve çocuğun ilgili bu dönemde anüs bölgesi
yerine cinsel organlara odaklanır. Cinsel organlarından zevk aldıklarını fark eden
çocuk kendini inceler, sorular sorar ve başkalarının cinsel organlarına bakmak
ister. Çocuklar bu dönemde çocuksu bir cinsel istekle karşı cinsten ebeveynine
daha fazla ilgi göstermeye başlar. Bu dönemde erkek çocuklarda Oedipus, kız
çocuklarında ise Elektra karmaşası yaşanır. Karşı cinsten ebeveyniyle evlenmek
gibi hayaller kurar ve anne/babasını kendine rakip görür.
Ayrıca erkek çocuklarında anneyi babadan kıskanma durumu görülür ve bu
durumda babayla rekabete giremeyeceğinin farkında olan erkek çocuklarda babası
tarafından hadım edilerek cezalandırılacağına ilişkin kastrasyon kompleksi adı
verilen bir korku başlar. Zamanla toplum tarafından kurduğu hayallerin uygun
görülmediğini ve ebeveyni ile evlenemeyeceğini anlayarak ilgisini baskılar. Çocuk
ebeveynine karşı duyduğu arzuyu yücelterek toplum tarafından uygun bulunan ve
kabul edilen kutsal anne baba sevgisine dönüştürür. Çocuk aynı zamanda kendi
cinsinden ebeveynine karşı duyduğu kıskançlık ve rekabet duygularını bastırarak
onunla özdeşleşir. Çocuk böylece kendi cinsinden ebeveyni ile yarışmak yerine
onun gibi olur. Farkında olmasa da, çocuk özdeşleştiği ebeveyni aracılığıyla
toplumsal beklentileri, normları ve kuralları içselleştirir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Erken Çocuklukta Gelişim

Gizil (latans) dönem


Bu dönem 6-12 yaş arasını kapsar ve çocuk güçlü savunma mekanizmaları
geliştirerek karşı cinsten ebeveyne yönelttiği çocuksu cinsel istekten ve kendi
Okul öncesi dönemde
çocuklar, kendilerinin cinsinden olan ebeveynine duyduğu rekabet duygusundan uzaklaşır ve baskılar.
ve başkalarının Bu dönem çocuğun sakin ve huzurlu geçirdiği bir süreçtir. İlkokul dönemine denk
bedenleri dâhil olmak geldiği için çocuk dikkatini ve enerjisini cinsel dürtüler yerine daha somut, toplum
üzere her konuda çok tarafından kabul gören etkinlik ve becerilere yöneltir.
meraklı ve
konuşkanlardır. Genital dönem
Bu dönem 12 yaştan sonra başlar ve bir nevi fırtına olarak tanımlanır.
Ergenlik dönemini kapsayan bu dönemde gizil dönemde bastırılmış cinsel dürtü ve
hayaller tekrar belirginleşir ve ilgi cinsel organlara yoğunlaşır. Bu dönemin en
önemli niteliği, çocuğun ebeveynlerinden bağımsızlaşmak için verdiği mücadeledir.
Freud, bağımsızlığın kolay olmadığını; git geller içeren ruhsal bunalım ve mücadele
sürecinden sonra kazanılabildiğini ifade etmiştir.

Okul öncesi dönemde cinsel gelişim


Okul öncesi dönemde çocuklar, kendilerinin ve başkalarının bedenleri dâhil
olmak üzere her konuda çok meraklı ve konuşkanlardır. Üç yaşındaki çocuklar
genellikle konuşmaya başladıkları ve kendilerini ifade etmekte zorlanmadıkları
için, meraklı sorularını cinsel gelişimleri ile ilgili olarak da yetişkinlere yöneltmeye
başlamaktadırlar. Özellikle 3-6 yaş dönemi çocuğu sosyalleşmeye başladığı,
çevresindeki diğer çocukların farkına vardığı bir dönemdir. Akran grubuyla
oynadığı oyunların bazıları cinsel merakına cevap olacak türdedir. Evcilik,
doktorculuk oyunları gibi.
Üç yaşından itibaren çocuklar iki farklı cinsiyet olduğunun anlamaya ve
cinsiyetler arasındaki fiziksel farklılıkları sorgulamaya başlarlar (Annemin neden
bıyığı yok, babam niye etek giymiyor gibi). Dört yaşından itibaren çocuklar
bedenlerini daha yakından tanımaya başlar ve olumlu/olumsuz duygular
geliştirirler. Bununla birlikte cinsiyetlerine özgü davranış kalıplarını uygulamaya
başlarlar. Kız çocuğunun anneyi, erkek çocuğunun babayı taklit etmesi gibi hem
cinslerine özgü hareketleri denerler. Bebeklerin nereden ve nasıl geldiklerine dair
sorular, başkalarının banyoda tuvalette ne yaptığını merak etme gibi süreçler
yaşanır. Bu süreç cinsel kimlik oluşturmanın ve cinsel gelişimin bir parçasıdır.
Bireysel Etkinlik

• Yakın çevrenizde ulaşacağınız okul öncesi dönem çocuğunu


ünitede verilen gelişim bilgileri doğrultusunda motor, bilişsel,
dil, sosyal-duygusal ve cinsel gelişim açısından
değerlendiriniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Erken Çocuklukta Gelişim

• Gelişim ve Temel Kavramlar


Gelişim, organizmanın döllenme anından itibaren fiziksel, bilişsel, dil ve
duygusal yönlerden belli koşulları olan en son aşamasına ulaşıncaya kadar
devamlı ilerleme kaydeden değişimi olarak tanımlanabilir. Erken çocukluk
dönemi çocuğun ileriki yıllarında öğrenme yaşantıları, refahı ve üretkenliği
Özet
için temel oluşturmaktadır. Yaşamın ilk sekiz yılı boyunca çocuklar
hayatlarının diğer dönemlerinden daha hızlı bir şekilde büyür ve gelişirler.
Birçok gelişim alanında ilk sekiz yıl içinde tüm yaşam boyunca kat edilecek
yolun yarısının alındığı belirtilmiştir. Bu dönemde yapılacak erken
müdahaleler bireylerin bilişsel kapasiteleri, kişilikleri ve sosyal davranışları
üzerinde kalıcı bir etki gösterecektir. Büyüme, vücudun fiziksel olarak
değişimini kapsamakta, boy, kilo ve hacim olarak artışını ifade etmektedir ve
vücudun değişik organlarında değişik hızlarda gerçekleşebilir (Senemoğlu,
2012, s.3.). Olgunlaşma, genlerimiz tarafından kontrol edilen ve belirlenen
ve öğrenme yaşantılarından bağımsız gerçekleşen bir büyüme sürecidir
(Keenan, Evans ve Crowley, 2016; Senemoğlu, 2012). Öğrenme, bireyin her
türlü çevresel faktörün etkisiyle oluşturduğu deneyimler ve bunun
sonucunda bireyde meydana gelen kalıcı izli değişikliklerdir (Senemoğlu,
2012; Wise, 2014). Hazırbulunuşluk, belli bir öğrenme faaliyetini
gerçekleştirebilmek için bilişsel, sosyal, fiziksel ve duyuşsal olarak hazır olma
hâli olarak tanımlanabilir (Senemoğlu, 2012; Bacanlı;2016). Gelişimle ilgili
olarak ele alınması gereken bir diğer önemli kavram da gelişimin kritik
dönemleridir.
Gelişim İlkeleri
•Gelişim ilkeleri;
•Kalıtım ve çevreninin karşılıklı etkileşiminin ürünüdür.
•Süreklidir ve belirli aşamalar yoluyla gerçekleşir.
•Nöbetleşe devam eder.
•Baştan ayağa, içten dışa doğrudur.
•Genelden özele doğrudur.
•Kritik dönemler vardır.
•Bir bütündür.
•Bireysel farklar vardır.
Gelişimi Etkileyen faktörler
Psikologlar kalıtım ve çevrenin birlikte gelişimi etkilediğine inanmaktadır.
Kalıtımın büyüme ve gelişimdeki etkisinin sınırları ve yönü belirli olmakla
birlikte çevrenin kalıtımsal durumu arttıran ya da gölgede bırakan bir yol
izlediği söylenebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Erken Çocuklukta Gelişim

•Gelişim Alanları
•Motor gelişim
•Vücudun büyümesi, organların, iskelet ve kas sistemlerinin gelişmesi, sinir-
kas bağlarının güçlenmesi için hareket vazgeçilmez bir unsurdur. Motor
Özet (devamı) gelişim, kalıtım ve çevrenin etkileşimi ile motor davranışlardaki değişiklikler
olarak tanımlanır.
•Bilişsel Gelişim
•Bilişsel gelişimin temeli nörolojik büyüme ve olgunlaşma ile ilişkilidir. Erken
dönemde edinilen deneyimler nörolojik gelişim için önemlidir. Beyin gereksiz
nöronları ve bu deneyimlere dayalı nöral bağlantılarını “budama” sürecine
girmektedir. Beyin bu nöronları ayırdıkça tek ve çevresel olarak özel olan
nöral yollar bireyin bilişselliğini oluşturmaktadır.
•Dil Gelişimi
•İnsan gelişiminin en önemli yapı taşlarından biri de dil gelişimidir. Dil gelişimi
diğer gelişim alanlarıyla paralel bir hızda ilerlemektedir. Bilgilerin nesillerden
nesillere aktarılmasını sağlayan dil semboller sistemine dayalı, konuşarak,
yazarak, işaret ederek yapılan iletişim biçimidir.
•Sosyal Duygusal Gelişim
•Sosyal duygusal gelişim, çocuğun kendini, duygu ve düşüncelerini çevresine
doğru şekilde ifade edebilmesi, duygularını ve dürtülerini kontrol edebilmesi,
kendisiyle ve çevresiyle uyumlu bir ilişki içinde olabilmesi olarak
tanımlanmaktadır.
•Cinsel Gelişim
•Cinsel gelişim tıpkı diğer gelişim alanlarında olduğu gibi temellerini biyolojik
özelliklerden alır ve çevrenin de etkisi ile şekillenir. Döllenme ile başlayan
cinsel gelişim, anne, baba, ailenin diğer bireyleri, arkadaş, okul ortamı,
öğretmenler, alınan eğitimler, toplumdaki bakış açıları ve kültür, teknoloji,
zaman gibi birçok faktörün etkisi ile yaşam boyu devam eder.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Erken Çocuklukta Gelişim

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. “Bireyin her türlü çevresel faktörün etkisiyle oluşturduğu deneyimler ve
bunun sonucunda bireyde meydana gelen kalıcı izli değişikliklerdir.” tanımı
aşağıda verilen hangi kavrama aittir?
a) Gelişim
b) Olgunlaşma
c) Kritik dönem
d) Hazırbulunuşluk
e) Öğrenme

2. “…………, bireyin çevreyle etkileşiminde, yaşantılarını örgütleme ve


anlamlandırma sürecinde kullandığı organize yapı olarak
tanımlanmaktadır.” ifadesinde boşluğa uygun bilişsel gelişim kavramı
hangisidir ?
a) Şema
b) Özümseme
c) Uyumsama
d) Dengeleme
e) Animizm

3. “Bedenin yatay ya da dikey yönde bir yerden başka bir yere ilerlemesi ya
da yer değiştirmesi” ifadesi hangi motor beceriye aittir?
a) Manipülatif
b) İnce motor
c) Denge
d) Lokomotor
e) İlkel hareket

4. “Bu dönemde ortaya çıkan benmerkezcilik, sabit fikirler ve sınırlı iletişim


becerilerine rağmen çocuklar bir önceki dönemde edindikleri şemalarını
organize eder ve mantıksal açıdan konumlandırır.” Verilen bilgiler hangi
bilişsel gelişim dönemine aittir?
a) Duyu motor
b) İşlem öncesi
c) Somut işlemler
d) Soyut işlemler
e) Refleksif

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Erken Çocuklukta Gelişim

5. “………………… çocuğun kendi kendine konuştuğu, kimseyle iletişime girme


çabası içinde olmadığı, dinlenilme beklentisi içinde olmadığı ve cevap
vermediği konuşmadır” ifadesinde boş bırakılan yere bilişsel dil kuramına
ait kavram gelmelidir?
a) Benmerkezci
b) Sosyalleşmiş
c) Paralel
d) Bireysel
e) Kısıtlı

6. “Sürekli ağlayan, olumsuz tutum sergileyen, rutinlere uymakta sorun


yaşayan ve değişikliklere zor adapte olan çocuklar” ifadesi hangi mizaç
türüne aittir?
a) Kolay mizaçlı
b) Çabuk ısınan mizaçlı
c) Yavaş ısınan mizaçlı
d) Zor mizaçlı
e) Öfkeli mizaçlı

7. “Bu çocuklar ebeveynleri yanındayken onlara karşı tepkisizdir. Ebeveyn


gittiğinde ağlamaz ve geri döndüğünde de onunla etkileşime geçmez hatta
sırtını döner.” Verilen ifade hangi tür bağlanma çeşidine aittir?
a) Güvenli
b) Güvenli kararsız
c) Güvensiz kaçınan
d) Güvensiz kararsız
e) Sorunlu kararsız

8. Kastrasyon kompleksi Freud’un psikoseksüel kuramının hangi döneminde


görülür?
a) Fallik
b) Genital
c) Oral
d) Anal
e) Gizil

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24


Erken Çocuklukta Gelişim

9. “Boşlukta olduğumu anlamamızı sağlayan duyusal veriler, eklemler ve


kaslar; dengeyi sağlayan iç kulak; görme ve işitme duyularımızın tümünü
kullanan dinamik bir süreçtir” ifadesi motor gelişimle ilgili hangi kavrama
aittir?
a) Denge
b) İnce motor
c) Kaba motor
d) Duruş
e) Refleksif

10. İki sözcüklü konuşma hangi aylarda görülür?


a) 11-13 ay
b) 14-18 ay
c) 18-24 ay
d) 2-3 yaş
e) 3-6 yaş

Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.d, 4.b, 5.a, 6.d, 7.c, 8.a, 9.d, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25


Erken Çocuklukta Gelişim

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akoğlu, G. (2014). Erken okuryazarlık becerilerinin değerlendirilmesi.(Ed. Fulya
Temel). Dil ve Erken Okuryazarlık (Her Yönüyle Okul Öncesi Eğitim 4 içinde).
Ankara: Hedef Cs Yayıncılık.
Aral, N., Baran, G. (2011). Çocuk gelişimi. İstanbul: YA-PA Yayınları.
Aral, N., Baran, G., Bulut, Ş. ve Çimen, S. (2000). Çocuk Gelişimi 2. İstanbul: Yapa
Bacanlı, H. (2016). Eğitim psikolojisi. (Geliştirilmiş 23. Baskı). Ankara: Pegem
Akademi Yayıncılık.
Bergen, S. & Robertson, R. (2013). Healthy children, healthy lives: the wellness
guide for early childhood programs. Minnesota: RedLeaf Press.
Berger, K.S (2000). The developing person: through childhood and adolescence.
New York: Worth Publishers.
Berk, L. (2006). Child development. (7th Ed.). Illinois: Pearson Education Inc.
Berk, L. (2007). Exploring lifespan development. Illinois: Pearson Education Inc.
Bjorklund, D.F. (2012). Children’s thinking: cognitive development and ındividual
differences. (5th Ed). California: Wadsworth Cengage Learning.
Bochner, S. & Jones, J. (2003). Child language development learning to talk. (2nd
Ed.). London: Whurr Publishers Ltd.
Boz, M. (2014). Motor gelişim. (Ed. Gökhan Duman). Okul Öncesi Dönemde Beden
Eğitimi. (Her Yönüyle Okul Öncesi Eğitim 6 içinde). Ankara: Hedef Cs
Yayıncılık.
Bredekamp, S. (2015). Erken çocukluk eğitiminde etkili uygulamalar. (Effective
Practices in Early Childhood Education, 2nd Edition). (Çev. Hatice Zeynep
İnan ve Taşkın İnan). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Bukatko, D.& Daehler, M. (2004). Child development: a thematic approach. (5th
Ed.). New York: Houghton Mifflin Company.
Crain, W. (2014). Theories of development concepts and applications. (6th Ed).
Edinburgh: Pearson Education Limited.
Davies, D. (2011). Child development: a practitioner’s guide (3rd Ed). New York:
Guildford Press.
Durualp, E. (2014). Ergenlerin sosyal duygusal öğrenme becerilerinin cinsiyet ve
sınıfa göre incelenmesi. The Journal of Academic Social Science Studies. Sayı
26. S. 13-25. http://www.jasstudies.com/Makaleler/802791327_2-.pdf.
adresinden 12 Haziran 2019 tarihinde edinilmiştir.
Dündar, B. (2010). Okul öncesi dönem 6 yaş çocuklarının benlik algıları ile bilişsel
performansları arasındaki ilişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul.
Edwards, W.H. (2011). Motor learning and control: from theory to practice.
California: Wadsworth Cengage Laerning.
Gallahue, D.L. & Ozmun, J.G. (2006). Understanding motor development: ınfants,
children, adolescents, adults . (6th Ed.) NewYork: Mcgraw Hill.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26


Erken Çocuklukta Gelişim

Gallahue, D.L. (1996). Developmental physical educsation for today’s children.


USA: Bown&Benchmark Publishers.
Gordon, A. M. & Browne, K.W. (2011). Beginnings and beyond: foundations in
early childhood education. (8th Ed). California: Wadsworth Cengage
Learning.
Goswami, U. (2011). The Wiley- Blackwell handbook of childhood cognitive
development. (2nd Ed). London: Wiley-Blackwell Publication.
Gredler, M. (2009). Learning and instruction (6th ed.). Upper Saddle River, NJ:
Merrill.
Hills, A.P. & Byrne, M (2010). An overview of physical growth and maturation.
Medicine and Sport Science. Vol 55 (p.1-13).
https://www.karger.com/Article//321968 adresinden 25 Mayıs 2019
tarihinde edinilmiştir.
Holzman, L. (2009). Vygotsky at work and play . Oxford. UK: Routledge.
Kail, R. V. (2012). Children and their development. (6th Ed). New Jersey: Pearson
Education Inc.
Kandır, A. (2007). Gelişimde 3-6 yaş: çocuğum büyüyor. (1. Baskı). İstanbul: Morpa
Kültür Yayınları.
Kaymak, P. (2015). Bağlanma stillerinin okul öncesi dönem sosyal davranışlara
etkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi Nişantaşı Üniversitesi. Sosyal
Bilimler Enstitüsü. İstanbul.
Keenan,T., Evans, S. Evans, & Crowley,K. (2016). An introduction to child
development (3rd Edition). California: SAGE Publication.
Kerkez, F. İ. (2013). Türkiye’de çocuklarda motor gelişimin değerlendirilmesinde
tgmd-2 uygulamalarına bir bakış. Spor Bilimleri Dergisi. 24 (3), 245-256.
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sbd/article/view/5000092259/5000085734
adresinden 25 Mayıs 2019 tarihinde edinilmiştir.
Kürkçüoğlu, B. U., (2010). 0-6 yaş arası çocukların temel gelişimsel özellikleri:
bilişsel gelişim ve dil gelişimi. (Ed. Halil İbrahim Diken). Erken çocukluk
eğitimi. Ankara: Pegem Yayınları.
Lindon, J. & Brodie, K. (2016). Understanding child development 0-8 years: linking
theory and practice. (4th Ed). England: Hoffer Education.
Malina,R.M., Bouchard, C. & Bar-or,O. (2004). Growth, maturation and physical
activity. (2nd Edition). Illinois: Human Kinetics.
Manna, I. (2014). Growth development and maturity in children and adolescent:
relation to sports and physical activity. American Journal of Sports Science
and Medicine, Vol. 2, No. 5A, 48-50.
https://www.researchgate.net/publication/267453319_Growth_Developme
nt_and_Maturity_in_Children_and_Adolescent_Relation_to_Sports_and_Ph
ysical_Activity. adresinden 25 Mayıs 2019 tarihinde edinilmiştir.
Marr, D., Cermak, S., Cohn, E. & Henderson, A. (2003). Fine motor activities in
head start and kindergarten classrooms. The American Journal of
Occupational Therapy. Vol 57 no 5, p 550-557.
http://ajot.aota.org/pdfaccess.ashx?url=/data/journals/ajot/930151/.adresi
nden 25 Mayıs 2019 tarihinde edinilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27


Erken Çocuklukta Gelişim

Martin, C.L. & Fabes, R. (2009). Discovering child development. (2nd Ed.).
NewYork: Houghton Mifflin Company.
NASP. (2002). Social skills: Promoting positive behavior, academic success, and
school safety. http://www.naspcenter.org/factsheets/socialskills_fs.html.
Adresinden 25 Mayıs 2019 tarihinde edinilmiştir.
Newell, K.M. (1986). Constraints on the development of coordination. (Ed.M.G.
Wade & H.T.A. Whiting). Motor Development in Children: Aspects of
Coordination and Control. Netherlands: Nijhoff.
NIEER (2005). Promoting children’s social and emotional development through
preschool education. (preschool policy brief). http://nieer.org/policy-
issue/policy-report-promoting-childrens-social-and-emotional-
development-through-preschool-education. adresinden 25 Mayıs 2019
tarihinde edinilmiştir.
Oktay, A. (2004). Yaşamın Sihirli Yılları. (5. Baskı). İstanbul: Epsilon Yayınevi.
Overton, W. F. ( 2010). Life-span development: concept and ıssues. In R.M. Lerner,
W.F. Overton, A.M. Freund &M.E. Lamb (Eds), The handbook of life-span
development: cognition, biology and methods. (pp. 1-30). New Jersey: John
Wiley&Sons, Inc.
Özgün, Ö. (2014). Çocuk gelişim kuramları. (Ed. Figen Turan ve Arzu ipek Yükselen)
Çocuk Gelişimi 1 Bebeklik Döneminde Gelişim (Her Yönüyle Okul Öncesi
Eğitim 1 içinde). Ankara: Hedef Cs Yayıncılık.
Özkızıklı, S. ve Okutan, N.Ş. (2014). Bebeklik ve okul öncesi dönemde cinsel gelişim
ve eğitim. (Ed. İsmihan Artan) Cinsel Gelişim ve Eğitim Gelişim (Her Yönüyle
Okul Öncesi Eğitim 9 içinde). Ankara: Hedef Cs Yayıncılık.
Payne, G.V. & Isaacs, L.D. (2012). Human motor development: a lifespan approach
(8th Ed.). New York: McGraw Hill.
Salkind, N.J. (2002). Child development. NewYork: The Macmillan Psychology
Reference Series.
Santrock, J. (2010). Educational psychology. (5th Edition). New York: Mc Graw
Hill.
Santrock, J.W. (2013). Life-span development. (13th Edition). NewYork: McGraw
Hill.
Senemoğlu, N. (2012). Gelişim, öğrenme ve öğretim: kuramdan uygulamaya. (21.
Baskı) Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
Shaffer, D.R. (2009). Social and personality development. (6th Ed). California:
Wadsworth Cengage Learning.
Shaffer, D.R. & Kipp, K. (2014). Developmental psychology:
childhood&adolescence. (9th Ed.).California: Wadswroth Cengage Learning.
Slee, P & Shute, R. (2003). Child development: thinking about theories. New York:
Arnold Publisihing.
Smith, L.B. & Thelen, E. (2003). Development as a dynamic system. Trends in
Cognitive Sciences. Vol 7, no 8. 343-348.
http://www.indiana.edu/~cogdev/labwork/dynamicsystem.pdf adresinden
25 Mayıs 2019 tarihinde edinilmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28


Erken Çocuklukta Gelişim

Şahin, S. (2014). Özel gereksinimli çocuklarda hareket eğitimi. (Ed. Gökhan


Duman). Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi. (Her Yönüyle Okul Öncesi
Eğitim 6 içinde). Ankara: Hedef Cs Yayıncılık.
Trawick-Swith, J. (2013). Erken çocukluk döneminde gelişim [çok kültürlü bir bakış
açısı]. (Early Childhood Development [A Multicultural Perspective]). (Çev.
Ed. Berrin Akman). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Türk Dil Kurumu (2016). Büyük Türkçe Sözlük. http://tdkterim.gov.tr/bts/.
Adresinden 25 Haziran 2019 tarihinde edinilmiştir.
UNICEF (2003). The state of the world’s chıldren 2003.
https://www.unicef.org/sowc03/contents/pdf/SOWC03-eng.pdf adresinden 25
Haziran 2019 tarihinde edinilmiştir.
Vygotsky, L. (1986). Thought and language. (Rev. Alex Kozulin). London: The MIT
Press.
Williams, L.R. & Fromberg, D.P. (2011). Encyclopedia of early childhood
education. (Vol 30). New York: Routledge Taylor &Francis Group.
Wise, A. F. (2014). Designing pedagogical ınterventions to support student use of
learning analytics. LAK '14 Proceedings of the Fourth International
Conference on Learning Analytics And Knowledge. p. 203-211.
http://dl.acm.org/citation.cfm?id=2567588 adresinden 25 Haziran 2019
tarihinde edinilmiştir.
Yaşar, M. (2014). Okul öncesi dönemde sosyal duygusal gelişim. (Ed. Figen Turan
ve Arzu İpek Yükselen). Çocuk Gelişimi 2 Okul Öncesi Dönemde Gelişim (Her
Yönüyle Okul Öncesi Eğitim 1 içinde). Ankara: Hedef Cs Yayıncılık.
Yavuzer, H. (2015). Eğitim ve gelişim özellikleriyle okul çağı çocuğu. (4. Basım).
İstanbul: Remzi Kitabevi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 29

You might also like