You are on page 1of 104

ISBN: 978-625-401-451-2

Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
PSYCHIATRY
ÖZEL KONULAR/SPECIAL TOPICS

NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM


CEREBELLUM FROM A NEUROPSYCHIATRIC POINT OF VIEW
Editör/Editor: Prof. Dr. Behcet COŞAR

1 Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi Taylan ALTIPARMAK


7 Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLU
11 Serebellumun Fonksiyonları Serhat AKIN
13 Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler Bijen NAZLIEL
18 Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYAN
24 Serebellar Kognitif Afektif Sendrom Çağatay Haşim YURTSEVEN, Behcet COŞAR
29 Şizofreni ve Serebellum Muhammed Hakan AKSU, Fatih YIĞMAN
35 Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum Esra YANCAR DEMİR
40 Serebellum ve Kognisyon Aslı AKYOL GÜRSES
48 Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum Şefika Nurhüda KARACA CENGİZ, Elvan İŞERİ
55 Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum Ali ERDOĞAN, Çiçek HOCAOĞLU
61 Serebellum ve Duygular Hale YAPICI ESER
65 İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri Erman ŞENTÜRK
71 Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü Bahadır GENİŞ
77 Uyku Bozuklukları ve Serebellum Meltem ÇINAR BOZDAĞ, İrem EKMEKÇİ ERTEK
83 Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum Aruz BOZKURT

2021

Sanovel İlaç'ın hekimlerimize koşulsuz desteğidir...


ISBN: 978-625-401-451-2

Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
PSYCHIATRY
ÖZEL KONULAR/SPECIAL TOPICS

NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM


CEREBELLUM FROM A NEUROPSYCHIATRIC POINT OF VIEW
Editör/Editor: Prof. Dr. Behcet COŞAR

1 Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi Taylan ALTIPARMAK


7 Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLU
11 Serebellumun Fonksiyonları Serhat AKIN
13 Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler Bijen NAZLIEL
18 Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYAN
24 Serebellar Kognitif Afektif Sendrom Çağatay Haşim YURTSEVEN, Behcet COŞAR
29 Şizofreni ve Serebellum Muhammed Hakan AKSU, Fatih YIĞMAN
35 Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum Esra YANCAR DEMİR
40 Serebellum ve Kognisyon Aslı AKYOL GÜRSES
48 Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum Şefika Nurhüda KARACA CENGİZ, Elvan İŞERİ
55 Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum Ali ERDOĞAN, Çiçek HOCAOĞLU
61 Serebellum ve Duygular Hale YAPICI ESER
65 İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri Erman ŞENTÜRK
71 Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü Bahadır GENİŞ
77 Uyku Bozuklukları ve Serebellum Meltem ÇINAR BOZDAĞ, İrem EKMEKÇİ ERTEK
83 Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum Aruz BOZKURT

2021

Sanovel İlaç'ın hekimlerimize koşulsuz desteğidir...


Her șey bir adımla bașlar. Elinden tutup
yașama katmaya uğraș verdiklerimiz için
bir adım atmak çok değerli, biliyoruz.

SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
ÖZEL KONULAR

Psychiatry
SPECIAL TOPICS

NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM


CEREBELLUM FROM A NEUROPSYCHIATRIC POINT OF VIEW

Editör - Editor:

Prof. Dr. Behcet COŞAR


Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Ankara, Türkiye
Gazi University Faculty of Medicine, Department of Psychiatry, Ankara, Turkey

Bu yayına www.dijitalakademi.org adresinden ücretsiz erişebilirsiniz.


You can access this publication for free on www.dijitalakademi.org
Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
ÖZEL KONULAR

Psychiatry
SPECIAL TOPICS

EDİTÖR - EDITOR
Prof. Dr. Behcet COŞAR (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

YAZARLAR - AUTHORS

Uzm. Dr. Taylan ALTIPARMAK (Çankırı Devlet Hastanesi, Nöroloji Kliniği, ÇANKIRI)

Uzm. Dr. Serhat AKIN (Bitlis Devlet Hastanesi, Nöroloji Kliniği, BİTLİS)

Uzm. Dr. Muhammed Hakan AKSU (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Uzm. Dr. Aslı AKYOL GÜRSES (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Nörofizyoloji BD, ANKARA)

Doç. Dr. Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYAN (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji ABD, ANKARA)

Uzm. Dr. Aruz BOZKURT (Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, AĞRI)

Prof. Dr. Behcet COŞAR (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Uzm. Dr. Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLU (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, DİYARBAKIR)

Dr. Meltem ÇINAR BOZDAĞ (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Dr. Öğr. Üyesi İrem EKMEKÇİ ERTEK (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Uzm. Dr. Ali ERDOĞAN (Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANTALYA)

Dr. Öğr. Üyesi Bahadır GENİŞ (Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, KOCAELİ)

Prof. Dr. Çiçek HOCAOĞLU (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, RİZE)

Prof. Dr. Elvan İŞERİ (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Dr. Şefika Nurhüda KARACA CENGİZ (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Prof. Dr. Bijen NAZLIEL (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji ABD, ANKARA)

Uzm. Dr. Erman ŞENTÜRK (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, İSTANBUL)

Doç. Dr. Esra YANCAR DEMİR (Serbest Hekim, ORDU)

Doç. Dr. Hale YAPICI ESER (Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, İSTANBUL)

Dr. Öğr. Üyesi Fatih YIĞMAN (Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Dr. Çağatay Haşim YURTSEVEN, (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ANKARA)

Bu çalışmada yayımlanan bölümlerin yazar kurum bilgilerinde olabilecek değişiklikler nedeniyle oluşabilecek her türlü sorumluluk yazar(lar)ın kendisine ait olup,
yayınevi herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.

.
Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
ÖZEL KONULAR

Psychiatry
SPECIAL TOPICS

Türkiye Klinikleri Yayınlarına abone olmak ve yayımlanmış diğer çalışmalara To subscribe to the Türkiye Klinikleri Publications and to reach other pub-
ulaşmak için; www.turkiyeklinikleri.com adresindeki “Online Alışveriş” linkini lished studies; click the "Online Subscription" link from the
tıklayınız. www.turkiyeklinikleri.com address.
Abone işlemleriyle ilgili görüşmek için; To discuss the subscription procedures;
Abone ve Halkla İlişkiler Servisi Subscription and Public Relations Service
Tel: +90 312 286 56 56 / 118 Phone: +90 312 286 56 56 / 118
e-posta: abone@turkiyeklinikleri.com e-mail: abone@turkiyeklinikleri.com

Türkiye Klinikleri yayınlarına reklam vermek için; To advertise the Türkiye Klinikleri publications;
Pazarlama Satış-Proje Servisi Marketing Sales-Project Service
Tel: +90 312 286 56 56 / 142 Phone: +90 312 286 56 56 / 142
e-posta: pazarlama@turkiyeklinikleri.com e-mail: pazarlama@turkiyeklinikleri.com

Çalışmanın her türlü yayın hakkı Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eği- All rights are reserved by Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim
tim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Kitaptaki soru, yazı, resim, tablo, grafik ve İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. The questions, writings, pictures, tables, graphics,
şekiller kısmen de olsa yayıncının yazılı izni alınmadan, elektronik veya mekanik and figures published in this book cannot be printed or reproduced in whole or in
yöntemlerle basılamaz, çoğaltılamaz. Yalnızca bilimsel amaçlarla (kaynak göster- part by electronic or mechanic ways without the written consent of the publisher.
mek kaydıyla) özetleme ve alıntı yapılabilir. Summarizing and citation for scientific purposes (by specifying the reference) is
Ürünle ilgili sorumsuzluk, ihmal veya başka bir nedenden ötürü veya burada yer allowed.
alan herhangi bir yöntem, ürün, kullanım talimatı veya görüşün herhangi bir şekilde No liability is accepted by the Publisher for any injury and/or damage to person
kullanılmasından veya uygulanmasından dolayı herhangi bir yaralanma ve/veya or property due to irresponsibility, negligence or any other reason or any use or
kişi veya mülke verilen zararlar için Yayımcı tarafından herhangi bir sorumluluk application of any method, product, instruction manual or opinion contained
kabul edilmez. Özellikle tıp bilimlerindeki hızlı gelişmeler nedeniyle, tanıların ve ilaç herein.
dozlarının bağımsız olarak doğrulanması yapılmalıdır. Although all advertising materials are expected to comply with ethical (medical)
Tüm reklam materyallerinin etik (medikal) standartlara uygun olması beklenmekle standards, inclusion in this publication does not constitute a guarantee
birlikte, bu yayına dahil edilmek, ilgili ürünün veya üreticisinin iddialarının kalitesi- or endorsement of the quality or value of the product or manufacturer's
nin veya değerinin garantisi veya onayı anlamına gelmez. claims.

Türkiye Klinikleri yayınları halka açık yerlerde satılmaz. Sağlıkla ilgili kişi ve ku- Türkiye Klinikleri publications cannot be sold in public places. It is sent to health-
rumlara abonelik usulü gönderilir. related persons and institutions as a subscription procedure.

E-ISBN: 978-625-401-451-2 E-ISBN: 978-625-401-451-2

© 2021 Türkiye Klinikleri © 2021 Türkiye Klinikleri

Türkiye Klinikleri Yayın Seri No: 943 Türkiye Klinikleri Publication Serial Number: 943

Yayınevi/Matbaa Sertifika No: 48768 Publisher/Printing House Certificate No: 48768

1. Baskı, Ağustos 2021, Ankara-Türkiye 1st Edition, August 2021, Ankara-Turkey

BASILDIĞI YER-BASIMCI-YAYIMCI - ADMINISTRATION ADDRESS-PUBLISHER


Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Türkocağı Cad. No:30 06520 Balgat/Ankara/Türkiye
Tel/Phone : +90 312 286 56 56
Türkiye Klinikleri Faks/Fax : +90 312 220 04 70
e-posta/e-mail : info@turkiyeklinikleri.com
web : www.turkiyeklinikleri.com
Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
ÖZEL KONULAR

Psychiatry
SPECIAL TOPICS

NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM


CEREBELLUM FROM A NEUROPSYCHIATRIC POINT OF VIEW

İÇİNDEKİLER CONTENTS

Ön Söz - Preface
Behcet COŞAR

1 Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi


Anatomy and Physiology of Cerebellum
Taylan ALTIPARMAK

7 Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler


Clinical Symptoms in Serebellar Disorders
Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLU

11 Serebellumun Fonksiyonları
The Functions of Cerebellum
Serhat AKIN

13 Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler


Non-Motor Signs in Cerebellar Pathologies
Bijen NAZLIEL

18 Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi


Measurement of Non-Motor Symptoms in Clinical Practice
Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYAN

24 Serebellar Kognitif Afektif Sendrom


Cerebellar Cognitive Affective Syndrome
Çağatay Haşim YURTSEVEN, Behcet COŞAR
29 Şizofreni ve Serebellum
Schizophrenia and Cerebellum
Muhammed Hakan AKSU, Fatih YIĞMAN

35 Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum


Mood Disorders and Cerebellum
Esra YANCAR DEMİR

40 Serebellum ve Kognisyon
Cerebellum and Cognition
Aslı AKYOL GÜRSES

48 Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum


Cerebellum in Autism Spectrum Disorder and Attention Deficiency Hyperactivity Disorder
Şefika Nurhüda KARACA CENGİZ, Elvan İŞERİ

55 Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum


Fear-Anxiety Related Disorders and Cerebellum
Ali ERDOĞAN, Çiçek HOCAOĞLU

61 Serebellum ve Duygular
Cerebellum and Emotions
Hale YAPICI ESER

65 İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri


The Role of the Cerebellum in Impulsivity and Compulsivity
Erman ŞENTÜRK

71 Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü


The Role of the Cerebellum in Addictions and Substance Craving
Bahadır GENİŞ

77 Uyku Bozuklukları ve Serebellum


Sleep Disorders and Cerebellum
Meltem ÇINAR BOZDAĞ, İrem EKMEKÇİ ERTEK

83 Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum


Abnormal Social Behaviours and Cerebellum
Aruz BOZKURT

Bu çalışmada yayımlanan şekil/resimlerin renkli hâli için:


http://www.turkiyeklinikleri.com
ÖN SÖZ PREFACE

Türkiye Klinikleri Psikiyatri - Özel Konular


NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM

Serebellum; bayinin istemli hareketleri kontrol etmekten sorumlu bölgesi olup, motor
yetiler, düşünme, dil, duygu durumu ve dikkat üzerinde de etkilidir.
Ek olarak serebellum; şizofreni, affektif bozukluklar, impulsivite çocuk ve adolesan-
larda görülen psikiyatrik durumlar, anksiyete bozuklukları gibi birçok psikiyatrik du-
rumda da rol oynamaktadır.
Bu kitapta serebellum, nöropsikiyatrik açıdan ele alınmıştır.

Prof. Dr. Behcet COŞAR


Editör
PREFACE ÖN SÖZ

Turkiye Klinikleri Psychiatry - Special Topics


CEREBELLUM FROM A NEUROPSYCHIATRIC POINT OF VIEW

The cerebellum the part of the brain that is responsible for coordinating voluntary
movements. It is also responsible for a number of functions including motor skills,
thinking, language, mood, attention.
In addition, studies have also shown that the cerebellum is a brain part that is im-
plicated in many psychiatric disorders such as schizophrenia, affective disorders,
impulsivity, child and adolescent psychiatric disorders, anxiety disorders etc.
In this book, cerebellum was discussed in a neuropsychiatric point of view.

Prof. Dr. Behcet COŞAR


Editor

.
Türkiye Klinikleri

PSİKİYATRİ
ÖZEL KONULAR

Psychiatry
SPECIAL TOPICS

YAYIMLANMIŞ ÖZEL KONULAR - PAST SPECIAL TOPICS

ELEKTROKONVÜLZİF TERAPİ (2018 ) Editör: Prof. Dr. Alaattin DURAN (İstanbul Ü. Cerrahpaşa T.F.)

STRES VE BEDENSEL HASTALIKLAR: GÜNÜMÜZDE PSİKOSOMATİK TIP (2018) Editör: Prof. Dr. Vedat ŞAR (Koç Ü.T.F)

DSM-5'İN YENİ TANILARI (2018) Editör: Prof. Dr. Çiçek HOCAOĞLU (Recep Tayip Edoğan Ü.T.F.)

RUH SAĞLIĞININ SOSYAL BOYUTU (2018) Editör: Prof. Dr. DURU KUZUGÜDENLİOĞLU ULUSOY
(Süleyman Demirel Ü.T.F.)

KİŞİLERARASI İLİŞKİLER PSİKOTERAPİSİ (2019) Editör: Prof. Dr. Nazan AYDIN (Üküdar Ü. İnsan ve Toplum Bilimleri F.)
Öğr. Üy. Dr. Oğuz OMAY
(Üküdar Ü. İnsan ve Toplum Bilimleri F)

FARKLI TANI GRUPLARINDA BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİLER (2019) Editör: Prof. Dr. Güler BAHADIR (İstanbul Ü. İstanbul T.F.)

Doç. Dr. Erhan ERTEKİN (İstanbul Ü. İstanbul T.F.)

ASKERLİK HİZMETİNDE PSİKİYATRİ (2019) Editör: Prof. Dr. Servet EBRİNÇ (Sağlık Bilimleri Ü. Hamidiye T.F.)
Prof. Dr. Kamil Nahit ÖZMENLER
(Sağlık Bilimleri Ü. Gülhane T.F.)

BİPOLAR BOZUKLUK (2019) Editör: Prof. Dr. K. Oğuz KARAMUSTAFALIOĞLU


(İstanbul Ü.-Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enst.)

MİKROBİYATA VE PSİKİYATRİK HASTALIKLAR (2020) Editör: Prof. Dr. Süheyla ÜNAL (İnönü Ü.T.F.)

PSİKİYATRİ VE LABORATUVAR (2020) Editör: Prof. Dr. Bayram Mert SAVRUN


(İstanbul Ün.-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tp F)

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI (2021) Editör: Prof. Dr. Adnan ÖZÇETİN (Düzce Ü.T.F.)

PSİKOONKOLOJİ - KANSERLİ HASTAYA PSİKOSOSYAL BAKIŞ (2021) Editör: Prof. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜ(Ankara Yıldırım Beyazıt Ü.T.F)
Editör Yardımcısı: Doç. Dr. HAYRİYE DİLEK HAMURCU
(Sağlık Bilimleri Ü. Dr. Abdurrahman Yurtaslan
Ankara Onkoloji E.A.H)

YARATICILIK, PSİKİYATRİ VE SANATIN İYİLEŞMEYE KATKISI (2021) Editör: Prof. Dr. Aytül GÜRSU HARİRİ (Serbest Hekim, İstanbul)

SOMATİK BELİRTİ VE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR (2021) Editör: Prof. Dr. Behcet COŞAR (Gazi Ü.T.F.)

NÖROPSİKİYATRİK AÇIDAN SEREBELLUM (2021) Editör: Prof. Dr. Behcet COŞAR (Gazi Ü.T.F.)

YAYIMLANACAK ÖZEL KONULAR - FORTHCOMING SPECIAL TOPICS

DEPRESYON (2021) Editör: Prof. Dr. Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN (Ankara Ü.T.F.)

PSİKİYATRİ UYGULAMALARININ KORUYUCU VE Editör: Prof. Dr. Güliz ÖZGEN HERGÜL (Giresun Ü.T.F.)
TOPLUM TEMELLİ BOYUTLARI (2022)

STRES, TIP VE PSİKİYATRİ (2021) Editör: Prof. Dr. Selçuk ASLAN (Gazi Ü.T.F.)

PSİKİYATRİDE GÖRÜLEN NADİR SENDROMLAR VE Editör: Prof. Dr. Behcet COŞAR (Gazi Ü.T.F.)
KÜLTÜRE BAĞLI SENDROMLAR (2022)

OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK (2022) Editör: Prof. Dr. Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN (Ankara Ü.T.F.)

Özel konuları temin etmek için:


abone.turkiyeklinikleri.com
Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi
Anatomy and Physiology of Cerebellum

Taylan ALTIPARMAKa ÖZET Serebellum keşfedildiği dönemden bu yana, eşsiz mikromimarisi, keşfedilmeye hala devam eden
yoğun nöronal bağlantılarıyla ilgi çeken bir yapı olmuştur. Histolojik olarak, serebellum sıkıca katlan-
mış kortikal tabakalar altında beyaz cevher ve 4 çift derin çekirdekten oluşur. Korteks ise aynı işleyişte
Çankırı Devlet Hastanesi,
a
olan nöronal kümelerin ileri stereotipik bir geometride düzenlenmesinden oluşmuştur. Serebellum ve il-
Nöroloji Kliniği,
gili bağlantıları, birbirinden bağımsız mikrozon/mikrokompartman denilen binlerce fonksiyonel mo-
Çankırı, TÜRKİYE
dülden meydana gelmektedir. Motor fonksiyonlar, özellikle de koordinasyon ve denge açısından bu
bağlantılar ayrıntılı olarak günümüze dek tanımlanmış olsa da non-motor fonksiyonları açısından bilgi-
Yazışma Adresi/Correspondence: ler yenilenmeye devam etmektedir. Non-motor fonksiyonları da benzer düzende, fonksiyonel mikrozo-
Taylan ALTIPARMAK nal modüllerden çıkan projeksiyonların vermis bölgesi ve fastigial nükleus başta olmak üzere derin
Çankırı Devlet Hastanesi, çekirdeklerden ventral tegmental alana, oradan da limbik ve paralimbik bölgelere yayılmasıyla oluş-
Nöroloji Kliniği, maktadır. Bu döngü çok sayıda nöropsikiyatrik durumun daha iyi anlaşılmasını sağlayan bilgiler ortaya
Çankırı, TÜRKİYE çıkarmış ve sürekli güncellenmektedir.
tayalt@hotmail.com
Anahtar Kelimeler: Serebellum; limbik sistem; serebellar çekirdekler; nöropsikiyatri; nöroanatomi

ABSTRACT Since its discovery, the cerebellum has been a fascinating structure with its unique mi-
croarchitecture. Histologically, the cerebellum consists of white matter and 4 pairs of deep nuclei under
tightly folded cortical layers. The cortex consists of neuronal clusters with the same function in an ad-
vanced stereotypical geometry. The cerebellum and its related connections consist of thousands of func-
tional modules called microcompartments, independent of each other. Although these connections have
been defined in detail to date in terms of motor functions, especially coordination and balance, infor-
mation on non-motor functions continues to be renewed. Non-motor functions are also formed by the
spread of projections originating from functional modules from, vermis region and deep nuclei espe-
cially from fastigial nucleus, to the ventral tegmental area, and from there to the limbic and paralimbic
regions. This cycle has disclosed some information that provides a better understanding of many neu-
ropsychiatric conditions and is constantly updated.

Keywords: Cerebellum; limbic system; cerebellar nuclei; neuropsychiatry; neuroanatomy

SEREBELLuMuN TANIMI vE TARİHÇESİ

S
erebellum (küçük beyin) keşfedildiği dönemden bu yana, eşsiz mikromimarisi,
nörobilimin ilerlemesiyle keşfedilen yoğun nöronal bağlantılarıyla ilgi çeken bir
yapı olmuştur. Posterior kraniyal fossada lokalize olup dördüncü ventrikül, pons
ve medulla oblongata arkasında yer alır. Serebral hemisferlerden, superior yüzeyindeki
dural bir kalınlaşma olan tentoryum serebelli ile ayrılır.1 Histolojik olarak, serebellum
sıkıca katlanmış kortikal tabakalar altında beyaz cevher ve 4 çift derin çekirdekten olu-
şur. Korteks aynı işleyişte olan nöronal kümelerin ileri stereotipik bir geometride dü-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Altıparmak T. Serebellum anatomisi ve fizyo- zenlenmesinden oluşmuştur.2 Serebellum ve ilgili bağlantıları birbirinden bağımsız
lojisi. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan mikrozon/ mikrokompartman denilen binlerce fonksiyonel modülden oluşur.3 Serebral
Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinik-
leri; 2021. p.1-6. kortekste olduğu gibi, serebellum da iki hemisferik yapıdan ve ortasında vermis adı ve-

1
• Yetişkinlerde Şizofreni
• Majör Depresif Epizodlarda (Antidepresanlara İlave Tedavide)
• Bipolar Mani
Pediyatrik hastalarda otistik bozukluk ile ilgili irritabilitenin tedavisinde.

İgnis kısa ürün bilgisinden alınmıștır. Detaylı bilgi için www.sanovel.com.tr

SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
Taylan Altıparmak Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi

rilen bir ara bağlantıdan meydana gelir.4 Serebellum, se- Adrian, Slider, Strowell, Larsell tarafından makroskopik
rebrumun toplamından daha fazla nöron içerir; fakat sa- olarak serebellar yapılar detaylandırılmış ve vermis, para-
dece total beyin hacminin %10’unu oluşturmaktadır.3 vermian yapılar, hemisferlerin sınırları net olarak göste-
Serebellum farklı yapısı nedeniyle ilk anatomistlerin rilmiştir.1 Larsell’in serebellar hemisferleri 10 lobüle
bile ilgisini çekmiştir. Aristotle ve Herophilus (Galen) bu ayırdığı sistem günümüzde de hala kullanılmaktadır. Daha
yapıya parencephalis demiştir. Bu tanımı, serebrumun sonrasında bu yapılar boyutsal yönden, foliaların ve lo-
tersi bir yapı olarak tanımlanması nedeniyle konulduğu büllerin oranlarının matematiksel olarak diğer memelilerle
düşünülmektedir. Bu dönemde serebellum motor nöron- karşılaştırmalarına ilişkin çalışmaları Sultan ve Braiten-
ların ana kaynağı olduğu iddia edilmekteymiş.5 Rönesans berg 1993 yılında yayınlamışlardır.5,7 Zonal yapılanma
dönemine kadar bu konuda herhangi farklı bir gelişme hakkındaki ile veriler ise Scott, Hawkes, Leclers tarafın-
kaydedilmemiştir. Rönesans döneminde ilk olarak Vesa- dan 20. ve 21. yüzyılda yapılmış olup Zagrebelsky ve So-
lius tarafından üzerinde çalışılmış olup, anatomik disek- telo tarafından ise bu yapılanmanın rejeneratif
siyon çalışmaları 1573 yılında Costanzo Varolio süreçlerdeki rolünü, tırmanıcı liflerdeki rejenerasyonunu
tarafından yürütülmüştür. Varolio, insan diseksiyonlarında göstererek vurgulamışlardır.7 Yine 20.yüzyılda Brindley,
pons arkasında geniş bir anatomik yapının varlığına işa- Marr, Albus, Thompson ve Steinmetz gibi bilim insanları
ret etmiş ve bu yapıya Varolio’ nun ponsu denilmiştir. tarafından da günümüzde de popüler bir konu olan sere-
Daha sonraki yüzyılda Thomas Willis tarafından da bir bellar motor öğrenme süreci ilk olarak değerlendirilmiştir.
takım diseksiyon çalışmaları devam ettirilmiş, Marcello Ivry ve Baldo 1992 yılında, Bowe ise 1997’de motor ko-
Malpighi serebellumu yaprak benzeri dallı, girintili çıkın- ordinasyon dışında serebellumun emosyonel kontrol ve vi-
tılı bir yapı şeklinde tanımlamıştır. Raymond de Vieus- seral fonksiyonları olduğunu, bu farklı fonksiyonların ise
sens ise dentat nukleusu derin beyaz cevher içinde 2010 Cermina ve Apps tarafından serebellumun farklı böl-
tanımlayan, bunu çizimleri ile gösteren ilk kişi olmuştur. gelerinden yönetildiği ortaya konmuştur.7
Daha ayrıntılı anatomik çalışmalar ise 18. yüzyılda sür-
dürülmüştür. Bu çalışmalar, serebellumun fonsiyonel ya- SEREBELLAR ANAToMİ, HİSToLojİ vE
pısına ait ilk bilgilerin temelini oluşturmaktadır.6 Vicq fİzYoLojİSİ
dAzyr derin beyaz cevher içerisinde globoz, emboliform
Serebellumun sıradışı yüzey görünümü, hacminin çoğunun
ve fastigial nükleusları ilk olarak çizimlerinde göstermiş-
çok sıkı katlanmış serebellar korteks olarak adlandırılan gri
tir. Vincenzo Malacarne ise lingula, uvula gibi ek yapıları
madde tabakasından oluşması nedenlidir.3 Bu tabakadaki
tanımlamış ve birtakım klinik çalışmalarında serebellar
her çıkıntı ya da gyrus bir folium olarak adlandırılır. İnsan
yapının normalinden daha atrofik olabileceğini vurgula-
serebellar korteksinin tamamen açılmış olması durumunda,
mıştır. Luigi Rolando 1809 yılında serebellar hasarın
yaklaşık 1 metre uzunluğunda ve ortalama 5 santimetre ge-
motor bozukluklara sebebiyet verdiğini ilk olarak belirt-
nişliğinde bir nöral doku tabakasına dönüşeceği ve bunun
miş olan kişidir. Rolando 19. yüzyılın başlarında serebel-
bir hacim içinde paketlenmiş yaklaşık 500 metrekarelik bir
lumun motor fonksiyonları olduğunu vurgulamış fakat
toplam yüzey alanı yaratacağı tahmin edilmektedir. Sere-
motor koordinasyonla olan ilişki net olarak açıklanama-
bellum ortalama olarak, yetişkin bir insanda 6 cm x 5 cm
mıştır.7 Jean Pierre Flourens 19. yüzyılın ilk yarısında hay-
x 10 cm boyutlarındadır.8 Serebellum posterior kraniyal
vanlar üzerinde yaptığı ayrıntılı ablatif çalışmalarda
fossada pons ve medulla oblongata dorsalinde yer alır. Ten-
serebellar hasarın koordinasyon bozukluğuna neden oldu-
torium serebelli ile oksipital loblardan ayrılır. Aksiyel ve
ğunu göstermiştir. Serebellumun histolojik yapısı ve bu
koronal planda bir orta hat parçası olan vermis ve iki late-
yapının fonksiyonlarına yönelik olarak ilk hipotezler, Jan
ral parça olan hemisferlerden oluşmaktadır (Şekil 1). Du-
Evangelista Purkinje, Schwann, Valentin, Golgi, Cajal ve
ranın bir parçası olan falks serebelli ile iki hemisfer
Jelgersma tarafından ortaya atılmıştır.6,7 Yirminci yüzyıla
birbirinden kısmen ayrılmaktadır.9
gelindiğinde, Gordon Holmes 1. Dünya Savaşı’nda yaralı
askerler ve serebellar tümörlü hastalarda yaptığı klinik ta- Serebellum anterior, posterior ve flokkulonodüler
kiplerde ataksinin modern konseptinin temellerini bu has- loblardan oluşmaktadır. Bu loblar ise kendi içlerinde lo-
talarda gördüğü diskinezi ve tremor aktivitelerinin büllere ayrılmaktadır. Anterior lob Larsell sistemine göre
değerlendirmesi sonucunda oluşturmuştur.7 Aynı dönemde I-V. lobüllerinden (Lingula, Lobulus centralis, Culmen),
Pierre Flourens ve Joseph Babinski serebellar hasarın asi- posterior lob VI-IX. lobüllerinden (Declive, Folium, Tuber,
nerji, disdiadokokinezi, serebellar katalepsi şeklinde ta- Pyramis, Uvula), flokkulonodüler lob ise X. (Nodulus) lo-
nımladıkları kliniklere yol açacağını vurgulamıştır. bülden oluşmaktadır (Şekil 2).10,11

2
Taylan Altıparmak Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi

ŞEKİL 1-2: Serebellar hemisfer, vermis, lobar ve lobüler organizasyonu.10

Serebellum nöral tüpün alar tabakasından gelişen, hücresiyle, çok sayıda (1000-2000) tırmanıcı lif bağlantısı
metensefalonun bir parçasıdır.3 Tüm hücreleri germinal vardır. Çok tabakalı lif sistemi serebelluma hipotalamus,
matriks bölgesinden gelişmiştir. Serebellum SSS pek çok raphe nükleus ve locus ceruleustan gelen afferentleri içerir.
bölgesinin aksine daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve tek Serebellar kortekse ve derin serebellar çekirdeklere pro-
bir germinal zondan değil en az 2 farklı germinal zondan jekte olur. Yosunsu lif sistemi ise bu iki lif sistemi dışın-
oluşmaktadır.12 İlk germinal matriks anteriorda istmus ile dakileri oluşturur. Tırmanıcı lif sistemi aksine yosunsu lif
posteriorda ise koroid pleksus ile sınırlandırılmıştır. Bu sistemi diffüzdür ve çok sayıda dalları vardır.16 Bu nedenle
matriks nöroepitelyal ventriküler zon ve daha kaudalindeki tek bir yosunsu lif, granül hücreler aracılığıyla binlerce
germinal trigon bölgeden (rombik dudak) oluşur. Ventri- Purkinje hücresini uyarabilir.17
küler zondan ilk ayrılan nöronlar; nükleer nöronlar (Em- Serebellar döngüde özellikle Purkinje ve granül hüc-
briyolojik dönem 10-12. gün) serebellar korteksin derin releri önemli rol oynamaktadır. Bu döngüde 3 ayrı aksonal
tabakasına yerleşir. İlk nükleer nöronların oluşumundan sistem kritik öneme sahiptir.11 Bunlar; tırmanıcı, yosunsu
sonra Purkinje hücreleri oluşur (Embriyolojik dönem 11- lifler ve granül hücre aksonlarının oluşturduğu paralel lif-
13.gün) ve geçici olarak tabaka benzeri bir yapı oluşturur- lerdir.8 Bu döngü, her biri spesifik bilgiler taşıyan tırma-
lar.13 Bütün bunların sonucunda serebellum en dışta nıcı ve yosunsu liflerin girdileriyle başlayarak derin
moleküler hücre tabakası, ortada tek sıralı dizilmiş Purkinje serebellar nükleuslarda sonlanan devrelerden oluşmakta-
hücre tabakası, en içte ise granüler tabaka ile kortikal olu- dır. Yosunsu lifler direkt derin serebellar nükleuslara pro-
şumunu tamamlamış olur (Şekil 3). jekte olmanın yanısıra, sırasıyla granül hücre, paralel lifler,
Ortalama 85 milyar nörondan oluştuğu bilenen sere- Purkinje hücreleri ve sonuç olarak derin serbellar çekirdek
bellum derin beyaz cevher ve 4 çift derin nükleusu çevre- şeklinde sonlanan bir döngü oluşturmaktadır.3 Tırmanıcı
leyen, folialardan oluşmuş yüzeyel bir kortikal tabakadan lifler Purkinje hücreleri aracılığıyla derin serebellar çekir-
oluşur.3 Bu sayı memelilerde gibi daha gelişmiş türlerle ko- deklere projekte olur, az sayıda kollateral ise direkt olarak
rele olarak artmaktadır. En yüksek sayı insan türünde bu- derin serebellar nükleuslarla bağlantılıdır. Ayrıca bunlar
lunmaktadır. Bu durumun nedeninin insanlarda frontal dışında serebellum dopaminerjik, seratonerjik, noradre-
bölgenin daha gelişmiş olması ile yakından ilişkili olduğu nerjik ve kolinerjik girdiler almaktadır.10,11
düşünülmektedir.14 Serebellar nöron sayısı neokorteksteki Serebellar derin nükleuslar, beyaz cevherin merke-
nöron sayısı ile korele bir orana sahiptir. Neokorteksin zinde gri madde kümeleridir. Nükleuslar serebellumun ana
nöron sayısının ortalama 3,6 katı kadar nöron serebellumda çıktı merkezleridir. Bu nükleuslar yosunsu ve tırmanıcı lif-
bulunması pek çok memeli türünde tanımlanmış bir oran- lerden kollateral uyarılar ve Purkinje hücrelerinden inhibi-
dır.15 tör girdiler alır.11,12,18 Derin beyaz cevher nöronlarının büyük
Serebellum beyaz cevheri afferent, efferent ve intrin- hücre gövdeleri, sferik dendritik yapıları mevcuttur ve glu-
sik bağlantılardan oluşmaktadır. Afferent lifler bu bağlan- tamat kullanır.8 Tırmanıcı lif uyarılarının sonucu olarak çok
tıların çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu bağlantılar az sayıda GABAerjik küçük boyutlu hücrelerde bulunmak-
serebelluma girerken 3 lif sistemine ayrılır. Bunlar; tırma- tadır. Bunlar inferior oliver nükleusa projekte edilir.11 İnfe-
nıcı, yosunsu ve çok tabakalı liflerdir.3 Tırmanıcı lifler oli- rior oliver nükleusa giden inhibitör efferentleri hariç tüm
voserebellar yolağın uç lifleridir. Tek bir Purkinje çıktılar eksitatördür. Bu nükleuslar medialden laterale

3
Taylan Altıparmak Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi

ŞEKİL 3-4: Serebellar kortikal katmanların histolojik görünümü ve serebellar derin beyaz cevher ve nükleusların görünümü.10,20

doğru, fastigial nükleus, interpoze nükleus (emboliform ve Mikrozonlar, uzun ve ince, serebellar kortekse dik
globoz nükleus), dentat nükleus şeklindedir (Şekil 4).19 yerleşimli kompartmanlar olup benzer somatotopik özel-
Bu nükleusların bağlantıları, serebellumda vertikal likteki Purkinje hücre gruplarını içerir.22-24 Bu mikrozomal
olarak alt bölümlere ayrılabilir. Zonal organizasyon olarak somatotopiyi hem girdilerin nükleustaki projeksiyon loka-
adlandırılan bu ayrım şöyledir: lizasyonları hem de inferior oliver nükleustan gelen tırma-
nıcı lif grupları oluşturur. Mikrozonlar arası hem Purkinje
 Fastigial nükleusa projekte olan serebellar nöronlar uzantılarıyla hem de basket hücrelerinin dendritleri ile ile-
içeren bir orta hat (vermal) zon tişim mevcuttur.10,25
 İnterpoze nükleusa projekte olan serebellar nöron-
lar içeren bir ara (paravermal) zon
SEREBELLAR BAĞLANTILAR
 Dentat nükleusa projekte olan serebellar nöronlar
içeren bir lateral (hemisfer) zon Serebellum üç büyük serebellar pedinkül çifti ile beyin
sapına bağlanmaktadır. Kaudal inferior serebellar pedin-
Tüm bu serebellar nükleuslarda; orta hatlarında eks-
kül (restiform cisim), orta serebellar pedinkül (brakium
tremiteler, laterallerinde gövde, kaudal bölümlerinde ante-
pontis) ve rostral superior serebellar pedinkül (brakium
rior son olarakta rostral bölümlerinde ise posterior yapıların
konjunktivum) olarak adlandırılırlar. Kaudal ve rostral
temsili olan somatotopik bir organizasyon bulunur.11,21
pedinküller afferent ve efferent yolları, orta pedinkül ise
Makroskopik olarak serebellum birbirine benzer mik- afferent yolları içerir (Şekil 6).8,21,26 Serebellumun pedin-
roanatomik yapılanmaya sahiptir. Bu yapılanmadaki büyük küler organizasyonu afferent, efferent yolaklar ve bağ-
kompartmanlara zon denirken, bu yapının içindeki mik- lantıda olduğu beyin sapı bölümü daha akılda kalıcı
roskobik düzeyde görülen organizasyon mikrozon adı ve- olması açısından aşağıdaki tabloda özetlenmektedir
rilen alanlara ayrılmaktadır (Şekil 5).8,10,11 (Tablo 1).
Serebellumun son yıllarda dikkat çeken bir diğer özel-
liği ise non-motor fonksiyonlarda da, aynı motor fonksi-
yonlarda olduğu gibi aldığı girdileri benzer şekilde
işlemleyerek, çıktı olarak limbik sistem ve ilişkili kortikal
yapılara projekte etmesidir. Bu döngü çok sayıda nöropsi-
kiyatrik durumun daha iyi anlaşılmasını sağlayan bilgiler
vermektedir.21,27 Bu döngüde özelikle vermis yapısı ve için-
deki fastigial nükleuslar üzerinde durulmaktadır. Fastigial
nükleustan çıktılar, ventral tegmental alana (VTA) projekte
olur ve oradan da direkt ve indirekt olarak limbik yapılara
yayılır. Direkt olarak hipotalamik döngüye, indirekt olarak
ise nucleus accumbens, mezolimbik dopaminerjik yolak-
ŞEKİL 5: Serebellumun zonal ve mikrozonal organizasyonu modeli.10 lara ulaşır. Sonuç olarak singulat korteks, amigdala, hipo-

4
Taylan Altıparmak Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi

TABLO 1: Serebellar pedinküler afferent ve efferent liflerin tablo halinde özet görünümü.8

Pedinkül Beyin Sapı Bağlantısı Afferent yollar Efferent yollar


Superior Serebellar Mezensefalon ventral spinoserebellar Dentatotalamik
Pedinkül (brakium konjunktivum) Tektoserebellar Dentatorubral
Trigeminoserebellar
Seruloserebellar
orta Serebellar Pons Kortikopontoserebellar
Pedinkül (brakium pontis)
İnferior Serebellar Medulla oblongata Dorsal spinoserebellar Serebellovestibüler
Pedinkül (restiform cisim) Kuneoserebellar Serebelloretiküler
olivoserebellar
vestibüloserebellar
Retiküloserebellar
Trigeminoserebellar

kampus, prefrontal korteks, posterior parietal ve superior Sıklıkla baziller arter orijininin 1cm distalinden
temporal bölgere projekte olmaktadır.28,29 tek bir damar olarak kaynaklanan anterior inferior sere-
bellar arter (AICA) serebellar hemisferin anterior petro-
SEREBELLAR vASKÜLER YAPILAR vE zal yüzeyine, flokkulusa, orta serebellar pedinkülün
SuLAMA ALANLARI alt bölümüne ve lateral pontomedüller tegmentuma
Serebellumun kan dolaşımı; posterior inferior serebellar ar- kan akımı sağlar. Tipik olarak AICA internal akustik
terler, anterior inferior serebellar arterler ve süperior sere- meatus girişinde iç kulak arter orijinini verir. PICA ek-
bellar arterlerden sağlanır (Şekil 7).30 sikliği olduğu zaman, AICA alanları PICA alanlarını
kapsar.11,30
Posterior inferior serebellar arterler (PICA) intrakra-
niyal vertebral arterden çıkar ve lateral meduller tegmen- Superior serebellar arter (SCA), baziller arterin dis-
tum, inferior serebellar pedinkül, inferior vermisin tal segmenti yakınından, bir çift posterior serebral artere
ipsilateral bölümü ve serebellar hemisferin inferior yüze- ayrıldığı terminal bifurkasyonun hemen altında oluşur ve
yini kapsayan büyük horizontal fissür düzleminin altındaki serebellar hemisferlerin üst yüzeylerini, superior vermisin
serebellumun yarısını besler. PICA’nın vermiyan veya me- ipsilateral bölümü, orta serebellar pedinkülün üst bölü-
dial dalı medial serebellum ve dorsolateral medulla oblon- münü, superior serebellar pedinkülü ve lateral pontin teg-
gatayı beslerken, tonsiller- hemisferik veya lateral dalı mentumu besler. Okülomotor sinir ve troklear sinir
serebellumun inferoposterolateral yanını besler, ancak me- süperior serebellar arter ve posterior serebral arter arasında
dullayı beslenmez.11,31 seyrederler.32,33

ŞEKİL 6-7: Serebellar pedinküler organizasyonun ve serebellar vasküler anatomik yapıların görünümü.10

5
Taylan Altıparmak Serebellum Anatomisi ve Fizyolojisi

KAYNAKLAR
1. voogd j, Glickstein M. The anatomy of the 14. Simpson j, Wylie D, De zeeuw C. on climbing syndrome. The Cerebellum. 2016;15(3):369-
cerebellum. Trends in Cognitive Sciences. fiber signals and their consequence (s). Be- 91.
1998;2(9):307-13. havioral and Brain Sciences. 1996;19(3):384- 26. Salamon N, et al. White matter fiber tractog-
2. Roostaei T, et al. The human cerebellum: a re- 98. raphy and color mapping of the normal
view of physiologic neuroanatomy. Neurologic 15. Herculano-Houzel S. Coordinated scaling of human cerebellum with diffusion tensor im-
Clinics. 2014;32(4):859-69. cortical and cerebellar numbers of neurons. aging. journal of Neuroradiology. 2007;
3. Wright M, Skaggs W, Nielsen fA, et al. The frontiers in Neuroanatomy. 2010;4:12. 34(2):115-28.
cerebellum. Wikijournal of Medicine. 16. Heck D, Sultan f. Cerebellar structure and 27. Hopyan T, Laughlin S, Dennis M. Emotions
2016;3(1):1. function: making sense of parallel fibers. and their cognitive control in children with
4. Gray H, Standring S. Gray's anatomy: the Human Movement Science. 2002;21(3):99- cerebellar tumors. journal of the International
anatomical basis of clinical practice. Living- 109. Neuropsychological Society: jINS.
stone: Churchill; 2008. 17. Afifi AK, Bergman RA. functional neu- 2010;16(6):1027.
5. Clarke E, o'Malley CD. The human brain and roanatomy. New York: McGraw-Hill; 1998. 28. Blatt Gj, oblak AL, Schmahmann jD. Cere-
spinal cord: A historical study illustrated by bellar connections with limbic circuits:
18. Balaei MR, Ashtari N, Bergen H. The embry-
writings from antiquity to the twentieth century. anatomy and functional implications. Hand-
ology and anatomy of the cerebellum. In: De-
Norman Publishing; 1996. book of the Cerebellum and Cerebellar Disor-
velopment of the Cerebellum from Molecular
ders. 2013;479-96.
6. Ito M. Historical review of the significance of Aspects to Diseases. Springer; 2017. p.33-43.
the cerebellum and the role of Purkinje cells 29. Guell X, Schmahmann j. Cerebellar
19. Allen G, et al. Magnetic resonance imaging of
in motor learning. Ann N Y Acad Sci. functional anatomy: a didactic summary
cerebellar-prefrontal and cerebellar-parietal
2002;978:273-88. based on human fMRI evidence. Springer;
functional connectivity. Neuroimage.
2020.
7. Glickstein M, Strata P, voogd jjN. Cerebel- 2005;28(1):39-48.
lum: History. 2009;162(3):549-59. 30. Tatu L, et al. Arterial territories of the human
20. Sobotta j, McMurrich jP, Thomas WH. Atlas
brain, in Manifestations of Stroke. Karger Pub-
8. Daroff RB, et al. Bradley's Neurology in Clini- and Text-Book of Human Anatomy. vol. 3. WB
lishers; 2012. p.99-110.
cal Practice E-Book. Elsevier Health Sciences; Saunders Company; 1909.
2015. 31. Duvernoy HM. The human brain stem and
21. Grimaldi G, Manto M. Topography of cerebel-
cerebellum: surface, structure, vasculariza-
9. voogd j, Glickstein M. The anatomy of the cere- lar deficits in humans. The Cerebellum.
tion, and three-dimensional sectional anatomy,
bellum. Trends Cogn Sci. 1998;2(9):307-13. 2012;11(2):336-51.
with MRI. Springer Science & Business Media;
10. Wright M, Skaggs W, Nielsen fA. The cere- 22. Apps R, Garwicz M. Anatomical and physio- 2012.
bellum. Wikijournal of Medicine. 2016;3(1):1. logical foundations of cerebellar information
32. Barth A, Bogousslavsky j, Regli f. The clinical
11. Brazis PW, Masdeu jC, Biller j. Localization in processing. Nature Reviews Neuroscience.
and topographic spectrum of cerebellar in-
clinical neurology. Lippincott Williams & 2005;6(4):297.
farcts: a clinical--magnetic resonance imaging
Wilkins; 2012. 23. Manni E, Petrosini L. A century of cerebellar correlation study. Annals of Neurology: official
12. Tuna I, et al. The pediatric cerebellum: a pic- somatotopy: a debated representation. Nature journal of the American Neurological Associ-
torial review of normal anatomy using MRI and Reviews Neuroscience. 2004;5(3):241. ation and the Child Neurology Society.
diffusion tensor imaging. Neurographics. 24. oscarsson o. functional units of the cerebel- 1993;33(5):451-6.
2014;4(4):158-67. lum-sagittal zones and microzones. Trends in 33. Savoiardo M, et al. The vascular territories in
13. Goldowitz D, Hamre K. The cells and mole- Neurosciences. 1979;2:143-5. the cerebellum and brainstem: CT and MR
cules that make a cerebellum. Trends in Neu- 25. Bodranghien f, et al. Consensus paper: re- study. American journal of Neuroradiology.
rosciences. 1998;21(9):375-82. visiting the symptoms and signs of cerebellar 1987;8(2):199-209.

6
Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler
Clinical Symptoms in Serebellar Disorders

Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLUa ÖZET Serebellum istemli hareketlerin koordinasyonundan sorumludur. İstemli hareketin amaca
uygun şekilde gerçekleşmesi için hareketlerin hız, mesafe ve gücünü ayarlar. Serebellumun em-
briyogenetik, filogenetik ve fonksiyonel olarak ayrılan bölümlerine göre farklı klinik bozukluklar
a
Sağlık Bilimleri Üniversitesi
izlenir. Serebellar hastalıkların ana belirtisi ataksi olup ekstremite, gövde ve yürüyüşü etkileyebi-
Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
lir. Bunun dışında sık görülen bulgular; kas tonus bozuklukları, tremor, okulomotor bulgular, di-
Nöroloji Kliniği,
zartri, vertigo ve dizziness olarak özetlenebilir.
Diyarbakır, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Serebellar hastalıklar; ataksi
Yazışma Adresi/Correspondence:
Rumeysa ÇETİNKAYA BULUTOĞLU
Sağlık Bilimleri Üniversitesi ABSTRACT The cerebellum is responsible for the coordination of voluntary movements. It ad-
Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, justs the speed, distance and strength of the movements so that the voluntary movement can be
Nöroloji Kliniği, done in accordance with the purpose. Different clinical disorders are observed according to the
Diyarbakır, TÜRKİYE embryogenetic, phylogenetic and functional parts of the cerebellum. Ataxia is the main symptom
rumecetinkaya@gmail.com of cerebellar diseases and it can affect the extremity, trunk and gait. Other common findings are
muscle tone disturbances, tremor, oculomotor findings, dysarthria, vertigo and dizziness.

Keywords: Cerebellar diseases; ataxia

S
erebellum beynin sadece %10 ağırlığını oluşturduğu halde tüm nöronların
%60-80’ini içerir.1,2 Serebellar bozukluklarla ilgili ilk tanımlamalar sadece
motor defisitleri içerirken, Gordon Holmes’ın çalışmaları klinik semptom
ve belirtilerin anlaşılmasında yapı taşı olmuştur.3 Serebelluma ait başlıca fonksi-
yonlar kas tonus ayarı, ekstremite hareketlerinin motor kontrolü ve yürüme koor-
dinasyonu, motor ve nonmotor linguistik fonksiyonlar ile göz hareketleri ile ilgili
okulomotor kontroldür. Serebellar fonksiyonların temel muayenesi tipik olarak okü-
lomotor bozukluklar, konuşma disfonksiyonları, ekstremite ataksisi, tremor, postür
ve yürüme değerlendirmesinin klinik tespitine dayanır.4 Bu bölümde temel motor
serebellar fonksiyon bozukluklarından bahsedilecektir.

KAS TONUSU BOZUKLUKLARI


Hipotoni akut hemisferik (lateral) lezyonlarda görülür ve kas tonusunda azalmaya
bağlı pasif harekete karşı olan azalmış direnci ifade eder. Özellikle dentat nükleus
hasarlarında olmak üzere azalan fusiform aktivite, kas iğcik afferentlerindeki ge-
rilme yanıtının inhibe olmasına yol açarak tonusu azaltır. Tonus azalması serebel-
lar lezyonla ipsilateral olup üst ekstreminin proksimal kaslarında daha belirgindir;
ayrıca lezyonun şiddetine bağlı olarak zamanla normale dönme eğilimindedir.5,6
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Çetinkaya Bulutoğlu R. Serebellar bozukluklarda klinik Hipotoniye sekonder refleks ve postür anormallikleri de izlenebilir. Hipotonik alt
belirtiler. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Sere- ekstremitelerde salınım, amplitüd ve süresi artmış patellar refleks görülebilir (pan-
bellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021. p.7-
10. düler refleks). Beyin sapına bası veya kortikospinal traktusu tutan ek beyin sapı tu-

7
SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
Rumeysa Çetinkaya Bulutoğlu Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler

tulumu olmaması durumunda refleksler genellikle hipoak- Disdiadokinezi hızlı ardı sıra hareketlerin yapıla-
tiftir. Yine yürüyüş esnasında etkilenen taraftaki kol salı- mamasını ifade eder. Bir hareketin hemen ardından tam
nımının daha düşük frekanslı olduğu farkedilir. tersi yapılamaz. Üst ekstremitelerde ardı sıra yapılan su-
pinasyon pronasyon hareketiyle (bir elinin üzerinde diğer
ATAKSİ elin avuç içi ve sırtını ardışık olarak değiştirme) mua-
yene edilir. Hareketler ardışık biçimde ve olabilecek en
Ataksi istemli motor hareketlerin düzgün şekilde yapılma-
hızlı şekilde yapılmalıdır. Alt ekstremite değerlendiril-
sındaki bozukluğu ifade eder. Serebellar düzenleyici inhi-
mesi için zeminde ritim tutma, dil için hızla çıkarıp ge-
bitör girdilerin yokluğunda hareketlerin hız, güç ve
riye sokma veya sağa sola hareket yaptırılabilir.10 Ataksi
zamanlamasında oluşan inkoordinasyon sonucu gelişir.
varlığında hareketler yavaş ve duraksayarak, düzensiz ve
Ataksi gövde, yürüyüş ve ekstremiteleri etkileyebilir. Orta
bozuk bir ritimde yapılır. Başlangıçta hereketler normal-
hat (vermis) lezyonlarında daha ziyade gövde ve yürüyüş
ken birkaç deneme sonrası disdiadokinezi ortaya çıkabi-
ataksisi izlenirken, ekstremite ataksileri lateral (hemisfe-
lir. İki ekstremite birbiriyle ve kontrol kişisiyle
rik) serebellar bozukluklarda görülür.6 Trunkal atakside
kıyaslanmalıdır.11
hasta ayakta durduğunda ve oturduğunda dik postürü ko-
ruyamaz. Ciddi atakside denge bozukluğu nedeniyle başta Rebound fenomeni normalde sağlıklı kişilerde görü-
titubasyon denilen 3-4 Hz frekansında öne arkaya salınım lür, anormal olan rebaund yanıtının serebellar hastalık-
şeklinde olan hareketler izlenir. Yürüme ataksisi ise nor- larda etkilenen uzuvlarda kaybolmasıdır. Rebound
malden geniş adımlarla düzensiz, güvensiz ve orta hattan fenomeninin kaybı direncin aniden ortadan kalktığında za-
sapma şeklinde olan yürüme bozukluklarını içerir. Hafif manlarda olan denetimsizlik nedenli oluşur. Bu fenomen
yürüyüş bozuklukları Tandem yürüyüşü olarak da adlan- hastanın uzvunu dirence karşı hareket ettirmesiyle ortaya
dırılan düz çizgide parmak ucu-topuk adımlama ile ortaya çıkar. Normalde hareketin denetlenmesi ile frenleme sağ-
konulabilir. Hastalar bu muayene esnasında geniş tabanlı layabilme için agonist kaslar hemen gevşerken antago-
yürür ve lezyon tarafına düşme eğilimleri olur. Serebellar nistler hemen kasılmalıdır. Muayene esnasında hastanın
ataksi, gözler açık ve kapalı durumdayken vardır; gözler kolları bitişik, ön kol supinasyonda, dirsek fleksiyonda
kapalıyken bir miktar artış gösterebilse de bu hiçbir zaman iken yumruğu sıkılıdır. Fleksiyondaki ekstremiteye karşı
duyusal ataksilerdeki gibi belirgin olmaz. Ataksili hasta- uygulanan gücün aniden ortaya kalkmasıyla normal kişi-
larda yürüme dışında durma ve dönüşlerde de beceriksiz- ler bu beklenmedik hareketi kontrol edebilir. Serebellar
lik mevcuttur. Durma eylemi normalden daha büyük hasarlarda ise kişi bu denetimi sağlayamaz ve yumruk
amplitüdlü hareketlere ihtiyaç gösterirken, dönüşler esna- güçlü bir şekilde göğüse çarpar.
sında bozulan denge düşmeye meyil yaratır.7
Ekstremite ataksisi dismetri, disdiadokinezi ve rebo- DİZARTRİ
und fenomeni kombinasyonundan oluşur. Dismetride hedef
Serebellum konuşmanın motor kontrolünde rol oynar.12
ile olan mesafe tahmin edilemediğinden hareketin hızı,
Serebellar hasar sonrası fonasyon ve artikülasyonda olan
gücü ve yönü düzgün şekilde ayarlanamaz. Hasta iki nokta
patolojik değişiklikler ataksik dizartri olarak da isimlen-
arasındaki düz bir çizgide hareketi gerçekleştiremez. Üst
dirilir. Hastaların konuşmaları yavaş, kesik kesik, patla-
ekstremitelerde parmak-burun, parmak-parmak testleriyle
yıcı ve monoton özelliktedir. Anlama korunmuştur.
dismetri test edilebilir.8 Parmak hedefe yaklaştığı zaman
Dizartriye eşlik eden orofasial ve lingual kas koordinas-
hedefi aşabilir (hipometri) ya da hedefe varmadan daha
yon bozukluğu neticesinde belirgin yutma disfonksiyonu
kısa sürede durabilir.9 Parmak burun testini hafif bir dirence
olmaksızın mikroaspirasyonlar gelişebilir.13 Dizartri daha
karşı yaptırmak ataksinin belirginleşmesini veya latent
ataksinin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Alt ekstremitelerde ziyade serebellar hemisferik (özellikle sol serebellar he-
ise yatar pozisyonda olan hastanın bir ayağının topuğunu misfer superior segment) lezyonlarda izlenir. Yine sere-
diğer dize koyarak baldırdan aşağı düzgün bir şekilde kay- bellumun dil ile ilgili nonmotor fonksiyonları da
dırması istenir, dismetri varlığında hareketin hedeften sa- bulunmaktadır, bu sebeple serebellar hasarlarda artikü-
parak yapıldığı izlenir. Serebellar tutulumda hastalar lasyon ve grafomotor planlama, verbal akıcılık, ekspressif
ayakları daha çok yukarı kaldırmaya, dizi daha fazla flek- ve reseptif sintaks, fonolojik ve semantik geri çağırma,
siyona getirmeye ve topuğu hedeften yukarı yerleştirmeye okuma ve yazma ile patolojiler de izlenebilir. Serebellar
eğilimlidir. Benzer şekilde hastadan ayağı ile zeminde hemisferik lezyonlar vermal lezyonlara göre daha belirgin
veya havada bir daire veya sekiz çizmesi istenebilir.10 dizartriye yol açmaktadır.11

8
Rumeysa Çetinkaya Bulutoğlu Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtilersmi

vertikal ve torsiyonel nistagmus da izlenebilir. Serebellar


TREMOR hastalıklarda izlenen vertigo ve dizziness akut başlangıçlı,
En sık görülen serebellar tremor tipi intansiyonel tremordur. rekürren ataklar şeklinde veya kronik/kalıcı olabilir. Özel-
Intansiyonel tremor istirahat halinde ortaya çıkmaz ancak likle akut başlangıçlı vertigolarda serebellar infarkt ve ka-
hedefe yaklaşırken genliği artar ve hedefe dokunulduğunda namaları dışlamak hayati önem taşır. Vertigolu hastada
tremor durur.14 Ataksi gibi, burun parmak ve diz topuk testi kırmızı bayraklar; eşlikçi nörolojik defisit olması, tek ta-
ile muayene edilebilir. Bu esnada proksimal kaslarda belir- raflı total işitme kaybının olması (anterior inferior serebel-
gin olmak üzere ileri geri salınım hareketlerinin olduğu iz- lar arter infarktlarında izlenir), yürürken desteğe ihtiyaç
lenir. Daha nadir olarak postural tremor ile aksiyon tremoru duyulması ve bakışla yön değiştiren nistagmustur.18
da görülebilir. Serebellar hasarlarda görülen tremorun pato-
fizyolosi açık olmamakla birlikte temelde postural fiksas- SEREBELLAR KRİZ
yon defisiti ile serebellotalamik yolak hasarı rol alır.
Akut gelişen geniş mezensefalon ve serebellar lezyonlarda
bilinçte ani bozulma, deserebrasyon rijiditesi ile ekstansör
OKÜLER BOZUKLUKLAR postür gelişebilir. Nadir görülen bu durum mortalitesi ol-
Nistagmus, göz kürelerinin primer pozisyon veya devias- dukça yüksek bir tablodur.6
yondayken izlenen istemsiz osilatuar hareketidir. Gerçekte
esas nistagmus yavaş faz hareketi olmakla birlikte, nistag- DUYUSAL DİSFONKSİYON
muslar düzeltici faz olan hızlı faza göre isimlendirilirler. Se-
Serebellumun somatosensoriyel sistem fonksiyonu üzerine
rebellar bozukluklarda farklı nistagmus çeşitleri izlenebilir;
etkileri mevcuttur. Pek çok çalışma propriosepsiyon ile kuv-
orta hat lezyonları ile en sık ilişkili olanlar bakış yönü ile
vetin algılanması üzerine olan etkilerden bahsetmektedir. Se-
uyarılan nistagmus, rebound nistagmus, yukarı vurulu ve op-
rebellar hasarlı hastalar pasif olarak test edildiğinde normal
tokinetik nistagmustur.15 Bakış yönü ile uyarılan nistagmus
proprioseptif özellikler göstermelerine rağmen yine de sere-
santral nistagmuslar (serebellum ve diğer santral sebepler)
bellum somatosensoriyel işlem esnasında aktiftir.19,20 Sere-
arasında en sık izlenendir. Hasta sağa baktığında sağa, sola
bellum özellikle aktif hareket esnasında duyusal hassasiyeti
baktığında ise hızlı fazı sola vuran nistagmus izlenir. Peri-
arttırmada rol oynar. Aktif ardışık dirsek hareketleri esna-
ferik hadiselerde ise santral lezyonların aksine nistagmus
sında hareketin genliğinin ayırt edilmesi etkilenmiş olup bo-
bakış ile yön değiştirmez. Rebound nistagmus aslında bakış
zulmuş hareket tahminiyle tutarlı olarak aktif proprioseptif
yönü ile uyarılan nistagmusun laterale bakış veya primer po-
defisit gelişebilir.21 Yine de pasif hareketlerde de birtakım ek-
zisyona tekrar fikse olduktan sonra yön değiştiren tipidir, se-
siklikler olduğu birtakım çalışmalarda gösterilmiş olup, bazı
rebellar tutulumlarda nadiren izlenmesine rağmen lezyonu
spesifik pasif proprioseptif ayrım testlerinde etkilenim sapta-
serebelluma lokalize ettirici değeri yüksektir. Optokinetik
nabilir; hareketin süresi ve hızına ait değerlendirmeler bozul-
nistagmus ise görsel fiksasyon esnasında hareketi takiple or-
muşken hareket genliğinin ayrımı normal olarak izlenebilir.22
taya çıkan nistagmustur. Bu nistagmus normalde fizyolojik
Bu bulgular serebellar hasarın hareketin aktif veya pasif ol-
olup serebellar hastalık varlığında yavaş ve hızlı faza ait am-
masına bakılmaksızın bazı zamansal işlemler gerektiren so-
plitüdler alışılmamış şekilde büyür.
matosensoriyel yargıları bozduğunu desteklemektedir.
Serebellar hastalıklarda nistagmus dışında görülen
diğer göz hareket bozuklukları; oküler dismetri, göz küre-
YÜRÜYÜŞ VE POSTÜR ANORMALLİKLERİ
lerinde vertikal deviasyon, konjuge bakış parezisi, opsok-
lonus, oküler tilt reaksiyonu ve sakkadik intruzyonlardır.16 Serebellar bozukluklarda geniş tabanlı, beceriksiz hareket-
Nistagmus genelde vestibuloserebellar yolların tutulumunu lerle karakterize bir yürüyüş paterni izlenir. Hastalar ka-
gösterirken, oküler anormallikler serebellumun diğer mer- rarlı durumda doğrusal bir düzlemde yürümede zorluk
kezlerle olan bağlantılarının etkilenimine bağlıdır. yaşarlar, ancak aynı zamanda yürüyüşü başlatma, sonlan-
dırma ve dönüşlerde de güçlük ve beceriksizlik izlenir.23,24
Yürüyüş parametrelerine bakıldığında adım genişliğinde
VERTİGO VE SERSEMLİK HİSSİ artış, azalmış adım uzunluğu ve yürüyüş hızı ile duruş ve
Dizziness sersemlik hissi olarak tanımlanabilir. Vertigo ise çift destek aşamalarında artan süreler olduğu görülür.25 Bu
hastanın kendini veya etrafını dönüyor olarak algıladığı pa- parametrelerdeki değişiklikler primer serebellar hasardan
tolojik bir illüzyondur.17 Serebellum kaynaklı vertigolarda ziyade kompansatuar mekanizmalar nedenli ortaya çıkar.
ciddi ataksi (gövde, yürüyüş ve ekstremite ataksisi) ile pür Postural değişiklikler ise duruş ve yürüyüş esnasında izle-

9
Rumeysa Çetinkaya Bulutoğlu Serebellar Bozukluklarda Klinik Belirtiler

nebilir. Baş ve gövdenin hareket açıklığında anormal artış Serebellar yürüyüş geniş tabanlı olup tandem gait sık-
fleksiyon- ekstansiyon, lateropulsiyon ve rotasyon hare- lıkla bozuktur. Hareket analizi yapıldığında global ve seg-
ketleri esnasında görülebilir.26 mental kinetik yürüyüş parametrelerinin, eklem ve uzuv içi
koordinasyonun bozulduğu buna karşılık kompansatuar an-
SONUÇ tagonist kas kasılmasının izlendiği görülür. Yürüyüş ve
postür anormallikleri aktif hareket esnasında izlenebileceği
Vertigo ve dizziness vestibuloserebellar, vestibulospinal
gibi duruş esnasında da gözlenebilir. İleri nörogörüntüleme
veya serebellar okuler motor sistem lezyonlarından kay-
naklanır.27,28 Serebellum bu sistemlerin kalibrasyonu kont- çalışmaları komplike serebellar bozuklukların anlaşılma-
rol eder ve oküler motor sistemin instabilitesini azaltır. sında anahtar rol oynayacaktır.32,33

Ataksik dizartri serebellar lezyonlar için tipiktir, ko- Serebellar hasarın aktif hareketler esnasında kuvvet
nuşmanın kontrolü üst paravermal bölge, orta ve lateral se- algısı ve proprioseptif duyuyu bozduğuna dair net kanıtlar
rebellar korteks tarafından sağlanır.29-31 vardır. Pek çok çalışma serebellar hasarın genlik ayrımı ge-
rektiren testler sırasında pasif proprioseptif duyuyu boz-
Serebellar hasarlarda değişen derecelerde disdiadoki-
madığını gösterirken, bu hastalarda süre ve hız
nezi, dismetri, kavrama kusurları, asinerji ile çeşitli tremor
parametrelerini içeren pasif proprioseptif değerlendirme-
tipleri görülebilir. Hipotoniyi değerlendirmek zor olsa da
lerin bozulduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur.
serebellumun geniş ve akut hasar durumlarında muayenede
saptanabilir.

KAYNAKLAR
1. Houzel HS. Coordinated scaling of cortical and cere- 13. Ross ED, Mesulam MM. Dominant language functions Cerebellum. 2013;12(6):958-9.
bellar numbers of neurons. Frontiers in Neuroanatomy. of the right hemisphere?: Prosody and emotional ges- 24. Mari S, Serrao M, Casali C, Conte C, Ranavolo A,
2010;10(4):12. turing. Archives of Neurology. 1979;36(3):144-8. Padua L, et al. Turning strategies in patients with cere-
2. Grimaldi G, Manto M. Topography of cerebellar deficits 14. Deuschl G, P Bain, M Brin. Consensus statement of bellar ataxia. Experimental Brain Research.
in humans. Cerebellum. 2012;11(2):336-51. the movement disorder society on tremor. Movement 2012;222(1-2):65-75.
3. Holmes G. The Croonian Lectures on the clinical symp- Disorders. 1998;13(S3):2-23.
25. Stolze H, Klebe S, Petersen G, Raethjen J, Wenzel-
toms of cerebellar disease and their interpretation. Lec- 15. Ellenberger C, Keltner JL, Stroud MH. Ocular dyski- burger R, Witt K, et al. Typical features of cerebellar
ture I. 1922. Cerebellum. 2007;6(2):142-7. nesia in cerebellar disease. Evidence for the similarity ataxic gait. Journal of Neurology, Neurosurgery and
4. Trouillas P, Takayanagi T, Hallett M, Currier RD, Sub- of opsoclonus, ocular dysmetria and flutter-like oscilla- Psychiatry. 2002;73(3):310-2.
ramony SH, Wessel K, et al. International Cooperative tions. Brain. 1972;95(4):685-92.
26. Conte C, Pierelli F, Casali C, Ranavolo A, Draicchio F,
Ataxia Rating Scale for pharmacological assessment 16. Strupp M, Hüfner K, Sandmann R, Zwergal A, Dieterich Martino G, et al. Upper body kinematics in patients with
of the cerebellar syndrome. The Ataxia Neuropharma- M, Jahn K, et al. Central oculomotor disturbances and cerebellar ataxia. Cerebellum. 2014;13(6):689-97.
cology Committee of the World Federation of Neurol- nystagmus: a window into the brainstem and cerebel-
ogy. Journal of the Neurological Sciences. lum. Deutsches Ärzteblatt International. 27. Choi KD, Lee H, Kim JS. Vertigo in
1997;145(2):205-11. 2011;108(12):197-204. brainstem and cerebellar strokes.
Current Opinion in Neurology. 2013;26(1):90-5.
5. Brazis PW, Masdeu JC, Biller J. Serebellum. Emre M, 17. Pearce JMS. Benign paroxysmal vertigo, and Barany’s
editör. Nörolojide Klinik Lokalizasyonlar. 5. Baskı. caloric reactions. European Neurology. 28. Kim JS, Lee H. Vertigo due to posterior circulation
Ankara: Güneş Tıp Kitabevleri; 2009. p.371. 2007;57(4):246-8. stroke. Seminars in Neurology. 2013;33(3):179-84.
6. Javalkar V, Khan M, Davis DE. Clinical manifestations 18. Nelson JA, Viirre E. The clinical differentiation of cere- 29. Ackermann H, Mathiak K, Riecker A. The contribution
of cerebellar disease. Neurologic Clinics. bellar infarction from common vertigo syndromes. of the cerebellum to speech production and speech
2014;32(4):871-9. Western Journal of Emergeny Medicine. perception: clinical and functional imaging data. Cere-
7. Serrao M, Conte C, Casali C, Ranavolo A, Mari S, Di 2009;10(4):273-7. bellum. 2007;6(3):202-13.
Fabio R, et al. Sudden stopping in patients with cere- 19. Maschke M, Gomez CM, Tuite PJ, Konczak J. Dys- 30. Ackermann H, Vogel M, Petersen D, Poremba M.
ballar ataxia. Cerebellum. 2013;12(5):607-16. function of the basal ganglia, but not the cerebellum, Speech deficits in ischaemic cerebellar lesions. Journal
8. Roostaei T, Nazeri A, Sahraian M, Minagar A. The impairs kinaesthesia. Brain. 2003;126:2312-22. of Neurology. 1992;239(4):223-7.
human cerebelllum: a review of physiologic neu- 20. Hartmann MJ, Bower JM. Tactile responses in the gran- 31. Urban PP, Marx J, Hunsche S, Gawehn
roanatomy. Neurologic Clinics. 2014;32(4):859-69. ule cell layer of cerebellar folium crus IIa of freely be- J, Vucurevic G, Wicht S, et al. Cerebellar speech rep-
9. Bastian AJ, Martin TA, Keating JG, Thach WT. Cere- having rats. The Journal of Neuroscience. resentation: lesion topography in dysarthria as derived
bellar ataxia: abnormal control of interaction torques 2001;21(10):3549-63. from cerebellar ischemia and functional magnetic res-
across multiple joints. Journal of Neurophysiology. 21. Bhanpuri NH, Okamura AM, Bastian AJ. Predictive onance imaging. Archives of Neurology. 2003;60(7):
1996;76(1):492-509. modeling by the cerebellum improves proprioception. 9 6 5 -
10. Campbell WW. Serebellum fonksiyonu. İnan LE, ed- The Journal of Neuroscience. 2013;33(36):14301-6. 72.
itör. DeJong Nörolojik Muayene. 7. Baskı. Ankara: 22. Grill SE, Hallett M, Marcus C, McShane L. Distur- 32. Palliyath S, Hallett M, Thomas SL, Lebiedowska MK.
Güneş Tıp Kitabevleri; 2018. p.623-6. bances of kinaesthesia in patients with cerebellar dis- Gait in patients with cerebellar ataxia. Movement Dis-
11. Bodranghien F, Bastian A, Casali C, Hallett M, Louis orders. Brain. 1994;117(Pt 6):1433-47. orders. 1998;13(6):958-64.
ED, Manto M, et al. Consensus paper: revisiting the 23. Serrao M, Conte C, Casali C, Ranavolo A, Mari S, Di 33. Mitoma H, Hayashi R, Yanagisawa N, Tsukagoshi H.
symptoms and signs of cerebellar syndrome. Cerebel- Fabio R, et al. Reply to comment “Why do patients with Characteristics of parkinsonian and ataxic gaits: a study
lum. 2016;15(3):369-91. cerebellar ataxia not use environmental cues for re- using surface electromyograms, angular displacements
12. Holmes G. The symptoms of acute cerebellar injuries ducing unpredictability of sudden gait stopping?” on and floor reaction forces. Journal of Neurological Sci-
due to gunshot injuries. Brain. 1917;40(4):461-535. “Sudden stopping in patients with cerebellar ataxia”. ences. 2000;174(1):22-39.

10
Serebellumun Fonksiyonları
The Functions of Cerebellum

Serhat AKINa ÖZET Serebellum, anatomik yapısıyla olduğu kadar fonksiyonlarıyla da çok önemli ve ilgi çekici olup
nöronal bağlantı ağının geniş olması fonksiyonların çeşitliliğini sağlamaktadır. Bu fonksiyonlar motor
ve motor olmayan fonksiyonlar olarak kabaca ikiye ayrılabilir. Motor fonksiyonlar, basitçe istemli ha-
a
Bitlis Devlet Hastanesi,
reketin hızını, gücünü, yönünü, aralığını, hedefe ulaşılmasını ve uzaydaki konumun ayarlanması; motor
Nöroloji Kliniği,
olmayan fonksiyomlar ise dil, hafıza, öğrenme, bilişsel fonksiyon ve duygulanımla ilişkilidir. Tüm bu
Bitlis, TÜRKİYE
fonksiyonlarıyla, serebellum, nöropsikiyatrik açıdan vazgeçilmez öneme sahiptir.
Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Serebellum; nöronal ağ bağlantıları; motor fonksiyon; motor olmayan fonksiyon
Serhat AKIN
Bitlis Devlet Hastanesi,
Nöroloji Kliniği, ABSTRACT Cerebellum is very important and interesting with its anatomical structure as well as its
Bitlis, TÜRKİYE functions, whose variety is formed by large neuronal network. The functions of cerebellum can be di-
sSaA87@gmail.com vided into two groups as motor and non-motor functions. Motor functions simply consists of the ad-
justment of the velocity, power, direction of voluntary movements, proprioception and reaching the
target; whereas, non-motor funcitons are related to language, memory, cognitive function and emotions.
Cerebellum is unexceptionably important by means of all these functions in neuropsychiatric perspec-
tive.

Keywords: Cerebellum; neuronal network; motor function; non-motor function

S
erebellum, Latince küçük beyin anlamına gelmekte olup posterior kraniyal fossada lo-
kalize olup dördüncü ventrikül, pons ve medulla oblongata arkasında yer alır. Adın-
dan da anlaşılacağı üzere, anatomik yapısı ile serebrum ile benzerlik göstermektedir.1
Aristo döneminden bu yana ilgiyle araştırılmış olup Rönesans dönemiyle beraber daha bi-
limsel veriler elde edilmiştir. Yapılan çalışmalarla, serebellumun direkt ya da indirekt olarak,
beyin sapı, spinal kord ve daha birçok kortikal ya da subkortikal bölgeyle bağlantılı olduğu
ve karmaşık sayılabilecek mikrodevreler ve çok sayıda nöronal bağlantılar içerdiği gösteril-
miştir.2 Nöronal bağlantıları sıkı ve çok sayıda olması, fonksiyonlarının da geniş yelpazede
olmasında önemli bir faktör olup bu fonksiyonlar, kabaca motor ve motor olmayan fonksi-
yonlar olarak ikiye ayrılabilir. Bu bölümde, daha çok motor ve motor olmayan fonksiyon-
lar, bu fonksiyonlarla ilişkili nöronal bağlantılar ve anatomik yapılar üzerinde durulacaktır.

MoToR foNKSİYoNlAR
Serebellumun anatomisiyle fizyolojisini birbirinden ayırmak çok mümkün değildir, ka-
baca anatomisine ve nöronal bağlantılarına değinilmesi, fonksiyonlarının anlaşılmasını
kolaylaştıracaktır. Serebellum, kabaca üç majör anatomik yapıya ayrılabilir: Flokkulo-
nodüler lobdan oluşan vestibuloserebellum, medial lob (vermis) ve intermediate lobdan
oluşan spinoserebellum, lateral zondan oluşan neoserebellum.
Vestibuloserebellum, vestibüler sinirden ve 3 vestibüler çekirdekten (superior, medial,
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: inferior) vestibüler; ayrıca vizüel korteks ve mezensefalondaki pretektal alandan görsel gir-
Akın S. Serebellumun fonksiyonları. Coşar B,
editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Serebellum . 1. diler almaktadır. Direkt olarak vestibüler çekirdeklere girdi göndermesi ile de istisna olma
Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021. p.11-2. özelliğini taşımaktadır. (Diğer serebellar girdiler derin nükleusa uğrayıp oradan ilgili ana-

11
Serhat Akın Serebellumun Fonksiyonları

tomik yapılara iletilir) Medial bölümüyle aksiyel kas siste- ilişki içinde olduğu belirtilmiştir.2,4 Özellikle prefrontal kor-
mini düzenlerken lateral bölümüyle ise baş-göz hareketlerinin teks ile serebellum arasındaki bağlantılar, bilişsel fonksiyona
koordinasyonunu sağlamaktadır. Ayrıca, vestibulooküler ref- katkısını kuvvetle destekler niteliktedir. Frontal, singulat ve
lekse uyum sağlanmasında rol oynayan yine bu kısımdır.2 posterior parietal korteksten aldığı girdiler, motor olmayan
fonksiyonlarını gerçekleştirmesinde önemlidir. Fonksiyonel
Spinoserebellum, spinal korddan gövde ve ekstremite-
görüntülemeler de dil, hafıza, duyguların işlenmesinde sere-
lerin somatosensöriyel girdilerini, trigeminal nükleus aracılı-
bellumun rolü olduğunu göstermektedir.4,6
ğıyla ise kafa ve yüzden; ayrıca görsel ve işitsel sistemden
de girdiler almaktadır. Üst ve alt ekstremitelerden gelen prop- Kognisyon ile ilişkili fonksiyonlara bakıldığında, vizü-
rioseptif girdileri, posterior spinotalamik ve kuneoserebellar ospasiyal kognisyon, zamanın algılanması, yürütücü işlevler
yolaklar; motor deşarjlarla ilgili girdileri ise anterior ve ros- gibi birbirinden farklı fonksiyonlar göze çarpmaktadır. Edin-
tral spinotalamik yolaklar aracılığıyla alan spinoserebel- sel serebellar hasarlarda görülen ve ayrı bir bölümde bahse-
lumda, vermis gövde ve ekstremitelerin proksimalinden dilecek olan “serebellar kognitif afektif sendrom” da
gelen girdileri almaktadır. Paravermise ulaşan girdiler, eks- serebellumun kognisyon ve duygulanımda önemli görev al-
tremitelerin distalindendir. Vermiste, Purkinje Hücreleri, ves- dığını kanıtlamaktadır.4,6
tibulo ve retikülospinal aktiviteyi fastigial nukleus aracılığıyla Duygulanımla ile serebellum ilişkisi, maymunlar ve ke-
ayarlar. Bu şekilde proksimal kas sisteminin kontrolüyle dilerle yapılan elektrofizyolojik çalışmalarla gösterilmiş olup
denge ve postür kontrolü sağlanır. hipokampus ve amigdala ile olan nöronal bağlantıların varlığı
Neoserebellum ise serebellumun en geniş kısmını oluş- kanıtlanmıştır.7 Hipotalamus ve mamiller cisimcik ile resip-
rokal serebellar bağlantıların ortaya konması da bu ilişkiyi
turmaktadır, karşılıklı olarak serebral korteks ile bağlantılıdır.
desteklemektedir. Dentat nükleus ve superior serebellar pe-
Özellikle, parietal lobdan kortikopontoserebellar yolaklar ara-
dinkül, subdural elektrodlarla elektrofizyolojik olarak uyarıl-
cılığıyla girdiler almakta olup serebellar hemisferlerin dentat
dığında hoş olmayan duyguların, vermisin uyarımıyla
nukleus aracılığıyla talamusa ve oradan frontal lobda pre-
agresyonun kötüleştiği, Heath tarafınfan yapılan başka bir ça-
motor ile primer motor alana bağlantı kurmasıyla istemli ha-
lışmada ortaya koyulmuştur. Tüm bu veriler değerlendirildi-
rekete başlama, hareketin zamanlamasını doğru ayarlama ve
ğinde ise serebellumun duygulanımın pace-maker ı olduğu
motor planlama sağlanmış olur.2,3
öne sürülmüştür.8
Serebellum, motor fonksiyonları açısından bakılacak
Tüm bunların yanı sıra, serebellumun ayrıca otonomik
olursa, özetle sensörimotor sinyalleri işleyerek hareketlerin
ve vazomotor fonksiyonlarda epileptik nöbetlerin elektriksel
düzenlenmesi, hatalı yapılmasını düzeltilmesi, kaslarda siner-
aktivitelerinin yayılımında önemli görevler aldığı bilinmek-
jinin sağlanmasında önemli rol oynar. İstemli hareketlerin hı-
tedir. Serebelluımun beyin kan akımını, kalp hızın, vagal sinir
zını, gücünün, yönünü kontrol etmiş olur.3-5 Çoklu eklem
deşarjını düzenlenmesinde rol aldığı, özellikle nukleus fasti-
hareketlerinin koordinasyonu ve uzayda konumunu düzenler. giinin beyin kan akımının düzenlenmesindeki rolü üzerinde
durulmuştur; ancak mekanizmalar konusundaki bilgilerin ye-
MoToR olMAYAN foNKSİYoNlAR tersizliği vurgulanmıştır.9
Serebellum, üzerinde durulduğu gibi klasik anlamda motor Sonuç olarak, serebellum, motor ve motor olmayan
fonksiyonlarıyla bilinse de, araştırmalar çok daha farklı fonk- birçok fonksiyonuyla santral sinir sistemi için vazgeçil-
siyonları ortaya koymuştur. Bu araştırmalara nispeten yeni mezdir. Serebellumun hasarlanmasında ortaya çıkan nöro-
olmasına karşın varılan sonuçlarla serebellumun hafıza, öğ- lojik ve psikiyatrik semptomlar da kuşkusuz bu durumun
renme, bilişsel ve duygulanım ile ilişkili fonksiyonlarla yakın önemli göstergesidir.

KAYNAKlAR
1. D’Angelo E. Physiology of the cerebellum. Handbook 25 years of insight from anatomy and neuroimaging. and histological studies in monkeys and cats. Experi-
of Clinical Neurology. 2018;85-108. Neuron. 2013;80(3):807-15. mental Neurology. 1974;45(2):268-87.
2. Roostaei T, Nazeri A, Sahraian MA, Minagar A. The 5. Grimaldi G, Manto M. Topography of cerebellar deficits 8. Heath RG. Modulation of emotion with a brain pace-
human cerebellum: a review of physiologic neu- in humans. The Cerebellum. 2012;11(2):336-51. maker: Treatment for intractable psychiatric illness.
roanatomy. Neurol Clin. 2014;32(4):859-69. 6. Middleton fA, Strick Pl. The cerebellum: an overview. Journal of Nervous and Mental Disease.
3. Ebner TJ. A role for the cerebellum in the control of Trends in Neurosciences. 1998;21(9):367-9. 1977;165(5):300-17.
limb movement velocity. Current opinion in neurobiol- 7. Heath RG,Harper JW. Ascending projections of the 9. Reis D, Golanov EV. Autonomic ve vasomotor regula-
ogy. 1998;8(6):762-9. cerebellar fastigial nucleus to the hippocampus, amyg- tion. In: Schachmann DJ, ed. The cerebellum and cog-
4. Buckner Rl. The cerebellum and cognitive function: dala, and other temporal lobe sites: evoked potential nition. Academic Press; 1997. p.121-49.

12
SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
Serebellar Patolojilerde
Non-Motor Belirtiler
Non-Motor Signs in Cerebellar Pathologies

Bijen NAZLIELa ÖZET Serebellumun geleneksel olarak rolünün istemli hareketler, yürüme, postür, konuşma ve motor
fonksiyonlarla ilişkili olduğu düşünülür. Beyin kütlesinin %10’unu oluşturan serebellumun merkezi sinir
sistemini (MSS) oluşturan nöronlarının %50’sini içerdiği bildirilmektedir. Son yıllara kadar serebellu-
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,
a
mun bilişsel ve duygusal fonksiyonlar ve hafıza üzerindeki etkisinin yeterince araştırılmadığı ve ihmal
Nöroloji ABD,
edildiğine dikkat çekilmiştir. Serebellar patolojilerin başta şizofeni olmak üzere psikiatrik hastalıklar ve
Ankara, TÜRKİYE yürütücü fonksiyonlar, lisan becerisi, uzaysal-görsel hafıza, duygu-durum, bellek bozukluğu, kişilik de-
ğişikliği, sığ ya da künt duygulanım, uygunsuz ve kontrolsüz davranışlar, konuşma akıcılığının azalması
Yazışma Adresi/Correspondence: tarzında patolojilere de yol açabildiği göz ardı edilmemelidir. Serebellar patolojisi olan hastalarda kog-
Bijen NAZLIEL nisyon, affect, davranış değişikliklerinin saptanması ve rehabilitasyonu açısından uyanık olunması ge-
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, rekmektedir. Bu tarz davranış değişikliği gelişen hastalarda serebellar bir patolojinin mevcut olup
Nöroloji ABD, olmadığını da belirlemek akılcı olur. Serebellumun hem normal bireylerde hem hasta popülasyondaki ro-
Ankara, TÜRKİYE lünü (duygu durum, davranış, kognisyon) belirliyebilmek için çok sayıda araştırma, görüntüleme tek-
bnazliel@gazi.edu.tr niği, elektrofizyolojik metod ve çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Serebellum; non-motor belirti; şizofreni; kognitif bozukluk; demans

ABSTRACT The role of the cerebellum is traditionally thought to be related to voluntary movements,
walking, posture, speech and motor functions. It has been pointed out that until recent years, the effect
of the cerebellum on cognitive and emotional functions and memory has not been sufficiently investi-
gated and neglected. It should not be ignored that it may lead to pathologies such as shallow or blunt af-
fect, inappropriate and uncontrolled behavior, and decreased speech fluency. Studies continue to
determine its relationship with schizophrenia. On following patients with cerebellar pathology physi-
cians need to be alert in terms of cognition, affect, detection of behavioral changes in order to diagnose
the pathology and perform rehabilitation. It is also rational to determine whether a cerebellar pathology
is present in patients who develop such behavioral changes. Numerous research, imaging techniques,
electrophysiological methods and studies are needed to determine the role (mood, behavior, cognition)
of the cerebellum in both normal individuals and in the patient populations.

Keywords: Cerebellum; non-motor signs; schizophrenia; cognitive dysfunction; dementia

S e rebellumun geleneksel rolünün istemli hareketler,yürüme,postür, konuşma ve


motor fonksiyonlarla ilişkili olduğu düşünülür.1
Beyin kütlesinin %10’unu oluşturan serebellumun merkezi sinir sistemini (MSS)
oluşturan nöronlarının %50’sini içerdiği bildirilmektedir. Serebellumun motor davra-
nışlar, koordinasyon, denge üzerindeki etkisi yürütülmüş olan deneysel ve klinik çalış-
malar nedeniyle uzun yıllardan beri bilinmektedir. Hipotoni, karmaşık hareketleri
bütünleştirememe, dismetri, yürüme bozuklukları ve dizartri gibi belirtiler ile serebellum
lezyonları arasında tanımlanmış bir sebep sonuç ilişkisi bulunduğu ifade edilmektedir.
Son yıllara kadar serebellumun bilişsel ve duygusal fonksiyonlar ve hafıza üzerindeki et-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
kisinin yeterince araştırılmadığı ve ihmal edildiğine dikkat çekilmiştir. İskemi, hemoroji
Nazlıel B. Serebellar patolojilerde non-motor ,tümör gibi serebellar patolojilerde bilişsel ve duygusal belirtilerin de sık olarak görül-
belirtiler. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açı-
dan Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Kli-
mesi ile serebellumun yalnızca motor davranışlar üzerinde etkili bir yapı olduğu görüşü
nikleri; 2021. p.13-7. de değişmeye başlamıştır.2

13
Bijen Nazlıel Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler

Geleneksel morfolojik tanımlar serebellumu lob, Sherman tarafından 1998 yılında kognitif effectif serebellar
lobul ve zonlara ayırır. Filogenetik tanımlama serebellumu sendrom (Serebellar Bilişsel Duygulanımsal Sendrom) olarak
vestibuloserebellum (archioserebellum),spinoserebellum tanımlanmıştır. Bu sendrom primer olarak yürütücü ,dil, gör-
(paleoserebellum) ve serebroserebellum (neoserebellum) sel uzaysal boyutlandırma işlevlerini kapsayan kognitif fonk-
olarak sınıflandırır. En eski bölümü olan vestibuloserebel- siyon bozukluklarının yanı sıra emosyonel küntleşme, pasif
lum primer olarak vestibuler sistemden girdiler alırken, spi- kişilik değişiklikleri gibi affectif semptomlar, davranış deği-
noserenellum spinal kordan, en yeni bölümü olan şiklikleri planlama, organize etme ve soyut düşünce gibi yö-
serebroserebellum serebral korteksin bir çok değişik alan- netici işlevlerde bozulma, bellek bozukluğu, kişilik değişikliği,
larından girdiler alır.3 sığ ya da künt duygulanım, uygunsuz ve kontrolsüz davranış-
Serebellumun fonksionel haritalanması detaylı bir or- lar, konuşma akıcılığının azalması, agrammatizm veya hafif
ganizasyonun mevcudiyetini ortaya koyar. Örneğin aya- anomi gibi belirti ve bulguları içermektedir.2,7-9 Bu tablonun
ğın, elin, yüzün somotoform dağılımının ağırlıklı olarak proksimal efferent serebellar yolaklardaki (dentate nukleus,
serebellumun anterior lobunun medialinde yer aldığı görü- superior serebellar pedinkulun) serebello-serebral diaşizis ve
lürken aynı somototropik ilişkinin ayna görüntüsünün pos- supratentorial alanlarda ki hipofonksionuna bağlı olarak
terior loba yansıdığı görülür.3 geliştiği düşünülmektedir. Bu revers-diaşizis single-photon-
emission computed tomography (SPECT) ve perfuzyon MRI
Nöroradyologların ortaya koyduğu önemli bir nokta çalışmalarıyla da gösterilmiştir.9
serebellumun kognitif ve emosyonel fonksionları olduğu
görüşüdür. Klinik bulgular serebellar patolojilerin kognitif Schmahmannn ve Sherman yirmi izole serebellar tutu-
ve psikiatrik hastalıklarla ilişkili olduğunu ve normal kog- lumu olan hastada yatak başı kognitiv ve nöropsikiatrik test-
nitif gelişimin beyin ve serebellum arasındaki aktif ilişki ler kullanarak yaptıkları değerlendirmede bozulmuş görsel
aracılığı ile sağlandığını ortaya koymaktadır.3,4 hafıza, disprosodi, anomi, planlama, algılama, soyutlama, ha-
fıza, sosyal iletişim bozukluklarının mevcut olduğunu görmüş
ve özellikle bilateral posterior serebellar anormalliklerin bu
SEREBELLum VE KoGNİSYoN
kognitif yetmezliklerden sorumlu olabileceğini belirtmişler-
Schmahmann “düşünce dismetrisi- dysmetry of thought” dir.5 Posterior serebellar lob lezyonları kognitif bir sendroma
konseptinin serebeller disfonksiona bağlı olarak geliştiğini yol açarak yürütücü fonksiyonlar, görsel-uzaysal boyutlan-
ifade etmiştir. Bu görüş serebellumun duyusal, kognitif ve dırma ve duygu durumun regulasyonunda bozulmalara neden
affectin algılanma ve işlenmesinde rolü olduğu görüşünü olur.10 Mantıklı düşünme ve lisan algılama kapasitesinin sağ,
destekler.3,5 görsel uzaysal boyutlandırma ve dikkat becerilerinin de sere-
Anatomik bakış açışından değerlendirildiğinde sere- bellumun sol tarafında yer aldığı düşünülür.4
bellumun nonmotor beyin fonksionları üzerinde etkili olması Orta ve şiddetli derecede yürütücü fonksiyon bozuk-
şaşırtıcı değildir. Her ne kadar serebellum total beyin ağırlı- lukları Storey tarafından spinoserebellar ataksili hastalarda
ğının %10’unu oluştursa da beyindeki nöronların yarısına gösterilmiştir. Serebellar patolojileri olan hastalarda gör-
sahiptir.1 Serebellum beyne 3 serebral pedinkul aracılığı ile sel uzaysal boyutlandırma, hafıza, ve lisan fonksiyonlarını
bağlanır. Bu bağlantılar büyük çoğunlukla thalamus, dorso- etkileyen “frontal like kognitif bozukluk” geliştiği belirtil-
lateral prefrontal korteks, medial frontal korteks, parietal ve miştir.11,12 Serebellumun serebellar patolojisi olmayan nor-
superior temporal alanlar ,anterior cingulat ve posterior hi- mal bireylerde de kognüsyon üzerine etkili olabileceği
potalamus gibi davranış ve kognüsyon dan sorumlu alanlar düşünülür. Serebellumun boyutunun hafıza ile zayıf, genel
üzerinden olur. Serebelluma beyin sapı nukleuslarından no- IQ ile ise daha yakın bir korelasyon gösterdiği bildirilmiş-
radrenerjik, seratonerjik ve dopaminerjik girdiler de gelir.1 tir.13 Normal bireylerin fonksiyonel nöro-görüntülemelerin
Posterior serebellar lob (kognitif serebellum) lezyonla- de de serebellumun öğrenme ve kelime üretme gibi görev-
rının duygu ve düşüncede dismetriye ve Cerebellar lerle aktive olduğu gösterilmiştir.1
Cognitive Affectiv sendroma (CCAS)/Schmahmann sendro- Hareket ve kognitif fonksiyonlar üzerindeki potansiyel
muna yol açtığı bilinir.6 Schmahmann sendromu yürütücü koordinatör rolünün yanı sıra serebellumun duygusal ve dav-
fonksiyonlar, lisan becerisi, uzaysal-görsel hafıza, duygu- ranış kontrolü üzerinde de etkili olduğu düşünülür. Schmah-
durum bozukluklarıyla kendini gösteren bir tablodur.7 Sere- mann ve Sherman izole serebellar patoloji ve özelliklede orta
bellumun posterior lob (lobul VI ve VII’nin krus I ve krus II hat vermian patolojileri olan hastalarda duygu küntleşmesi,
kısmı) ve vermis hasarını takiben kognitif ve affectif bozuk- disinhibe kişilik, uygunsuz davranışların mevcut olduğunu
lukların ortaya çıkmasına zemin bu tablo Schmahmann ve ortaya koymuştur.5 Bu kişilerde bu davranış değişiklikleri-

14
Bijen Nazlıel Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler

nin standart ölçütlerle ortaya konulamamış oluşu ve kontrol petetif transkranial magnetik stimulasyon (rTMS) uygulayıp
grubunun bulunmamasının bu çıkarımları belirsiz kıldığı da rTMS nin cerebellar-prefrontal devreler arasındaki bağlantı-
ifade edilmektedir. Kish ve ark. ise kontrollü bir çalışmada ları arttırarak klinik semptomları düzeltip düzeltmediğini be-
olivopontoserebellar atrofili hastalarda kontrol grubuna lirlemeye çalıştılar.21 Teorileri serebellar-prefrontal
oranla depresyon skorlarının yüksek olduğunu ve depresyo- diskoneksiyonun negatif semptomlara yol açtığı ve bağlantı-
nun mevcudiyeti ile kognitif testler arasında zayıf bir kore- ların restore edilmesinin semptom şiddetini azaltabileceği yö-
lasyon olduğunu bildirmiştir.14 Health ve ark. ise anterior nündeydi. Beş gün boyunca günde iki kez 4 saat olacak
serebellar bölgenin elektrodlarla stimulasyonunun refrakter şekilde rTMS uygulanan hastalarda serebello-prefrontal bağ-
depresyon, şizofreni, davranışsal problemler, epilepsi ve or- lantılarda bir artışla karşılaşıldığı ve bu artışın negatif semp-
ganik beyin sendromu tanılarıyla takip edilen hastalarda tom şiddetindeki düzelme ile de korelasyon gösterdiği
semptomlarda düzelmeye yol açtığını ifade etmiştir.15 belirtildi.18,21 Ayrıca serebellum ve sağ dorsolateral prefrontal
Serebellar patolojilerle ilişkilendirilen diğer psikiat- korteks arasındaki bağlantıların bozulmasının negatif semp-
rik bozukluklar bipolar bozukluk, post travmatik stres bo- tomların temel nedeni olduğu ve yıkımın engellenmesinin
zukluğu,dikkat eksikliği, otizm spektrum bozuklukları ve negatif semptomları da iyileştirdiği ifade edildi.18,21
şizofreni olarak sıralanabilir.3 Kontrolsüz bir çalışmada alkol kullanmayan ama ilaç
tedavisi uygulanan genç erkek şizofren hastalarda alt eks-
SEREBELLum VE ŞİZoFRENİ tremitede hafif serebellar bulgularla karşılaşılmış ve nöro-
leptik kullanmayan şizofrenlerde de kontrol grubunda
Serebellum ile şizofreni arasındaki ilişki uzun yıllardır üze-
görülmeyen anormal göz hareketleri izlenmiştir.22 Anormal
rinde araştırmalar yapılan bir konudur.1 Yirmi yıl önce Nancy
göz hareketleri serebellar patoloji ile ilişkilendirilmiş olsa
Anderson ve ark. şizofrenik spektrumda izlenen davranışsal
da bu belirtiler frontal görme alanlarını da içine alacak şe-
değişiklikleri “Kognitif Dismetri” adı altında tanımladılar ve
kilde alternatif kortikal sistemlerinde etkilenmiş olabilece-
şizofrenide izlenen temel nörobiyolojik değişikliklerin sere-
ğini düşündürmüştür. Görüntüleme çalışmaları şizofren-
bello-thalamo-kortikal devrelerdeki disfonksiyona bağlı ola-
lerde serebellar atrofinin mevcudiyetini göstermiş olsa da
rak geliştiğini ifade ettiler.16-18 Bu değişikliklerin anlamlı ve
yürütülen başka çalışmalarda bu gösterilememiş olup , bir
tutarlı davranışların gelişmesi aşamasında ortaya çıkan sen-
çalışmada ise vermiste hiperplazi gösterilmiştir.23-29 Çalış-
kronizasyon bozukluğuna bağlı oluşabileceğini belirttiler.
Üçbin-yediyüz bireyin dahil edildiği 2 büyük bağımsız data maya dahil etme kriterleri ve görüntülemedeki metodoloji-
setinde sizofrenlerde normal bireylere oranla serebellar vo- nin ortak olmamasının bu farklı sonuçlara zemin hazırla-
lümün küçüldüğü bununda psikiatrik semptomlarla korelas- yabilmiş olduğu düşünülür.1
yon gösterdiği ifade edilmiştir.19,20 Yüksek riskli kişilerde Şizofrenlerde başka psikiatrik hastalığı olan yada hiçbir
yürütülen çalışmalarda serebellar-thalamo-kortikal disko- psikiatrik hastalığı olmayan bireylere oranla küçük vermian
neksiyonun psikoz gelişiminde bir faktör olabileceğini düşü- alan, daha küçük Purkinje hücre boyutu, Purkinje hücrelerinde
nülmüştür.21 aynı yaştaki kontrollere oranla azalmış lineer densite ve artmış
Brady ve ark. negatif semptomların kognitif bozuklukla yüzey densitesi ile karşılaşıldığı ifade edilmiştir.30-32 Sınırlı sa-
ilişkili olduğundan yola çıkarak 44 şizofreni spektrum bo- yıdaki vaka ile yürütülen bu çalışmada kronik tedavinin etkisi
zukluğu tanısı ile takip edilen hastayı fonksiyonel MRI, ve ortaya konulamadığı gibi bu sonuçlar başka çalışmalarla da
beyin network analizleri ile değerlendirdi ;takibende bu has- desteklenememiştir. O nedenle de şizofrenlerde serebellar ya-
talara beyin stimulasyonu uygulayarak tedaviye verdikleri pısal değişikliklerin mevcudiyeti ile ilgili net bir görüşün ortaya
yanıtı değerlendirdi.21 Dorsolateral prefrontal korteks ve orta konabilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.1 Volkow
hat-posterior serebellar bölge arasındaki bağlantıların nega- ve ark. yürüttükleri bir çalışmada kontrol grubuna oranla şi-
tif semptomlarla korelasyon gösterdiği ortaya konuldu. Özel- zofrenlerde daha düşük serebellar metabolizma ile karşılaştık-
likle negatif semptomları fazla olan hastalarda larını yayınladılar.33 Bu çalışmada şizofrenler nöroleptik
serebellar-frontal bağlantı miktarının düşük olduğunu, sere- ajanlarla tedavi edilirken kontrol grubundaki bireylerin her
bellar prefrontal devrelerde bozulmuş senkronizasyonun ne- hangi bir tedavi almadıkları ifade edilmekteydi. Bu nedenle de
gatif semptomlar ve muhtemelen de kognitif disfonksiyona serebellar hipometabolizmanın kullanılan ilaçlara mı yoksa Şi-
yol açabileceğini ifade ettiler.18,21 Çalışmanın ikinci bölü- zofreniyemi bağlı olarak geliştiğini söyleyebilmek mümkün
münde Brady ve ark. serebellum ve dorso-lateral prefrontal değildi.33.Crespo-Facorro ve ark. ise bellek muayenesi esna-
korteksteki (DLPFC) bozulmuş bağlantıların önemini araş- sında şizofrenlerde serebellar kan akımının kontrollere oranla
tırdılar. Onbir hastaya posterior serebellumu hedef alarak re- daha düşük olduğunu bildirdi.34

15
Bijen Nazlıel Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler

DİğER PSİKİATRİK HASTALIKLARDA


SEREBELLum YAŞLANmA VE DEmANSTA SEREBELLum
Serebellumun yaşlanma ve demans mekanizmalarıyla da iliş-
Bipolar bozukluk ve mani tanılarıyla ile takip edilen has-
kili olduğu bilinmektedir. Yaşlanmayla birlikte Purkinje
talarda serebeller atrofi ile karşılaşıldığı bir çalışmada ise
hücre tabakasında %10-40 ve dorsomedial vermiste alan
bu eğilimin 50 yaş üstü hastalarda belirgin olduğu ifade
azalmasıyla karşılaşılması yaşlanma sürecinde serebellum
edilmişti. Alkol kullanımının bulguları etkilemiş olabile-
üzerinden motor ve non motor fonksionların etkilendiğini dü-
ceği düşünülmüştür.24,28 Başka bir çalışmada ise bipolar
şündürür. Alkolik demanslar serebellar atrofiyle giden kla-
bozukluk tanısıyla takip edilen ve alkol kullanan hasta-
sik demanslardan birisidir. Alkolik demanslar sistemik
larda normal kontrollere oranla daha küçük serebellum
komplikasyonlarla birliktelik gösterse de bu hastalarda ağır-
yada vermis boyutlarıyla karşılaşıldığı bildirilmiştir.24
lıklı olarak ataksi ve steriotipik davranış değişiklikleri izlen-
Otizmin serebeller vermisin lobulus VI ve VII böl- diği, Alzheimer Hastalığıyla (AH) karşılaştırıldığında ise
gelerinin hipoplazisi ile ilişkili olduğu ifade edilse de bu anomiyle daha düşük oranda karşılaşıldığı ve kognitif fonk-
görüşün netlik kazanmadığı bilinmektedir.35 Courhesne siyonların AH daki kadar bozulmadığı ifade edilir.1
ve ark. yürüttükleri çalışmalarında otizmde hipoplazi ve
Alzheimer Hastalığında serebellumun primer fokuslar-
hiperplazi tarzında 2 tip serebellar patoloji ile karşılaş-
dan biri olduğu düşünülse amiloid plak ve artmış mikroglia-
mıştır.36 Bir diğer çalışmada ise dikkat eksikliği-hiperak-
ların (nörofibriler yumak yokluğunda) serebellumda AH nin
tivite tanısı ile takip edilen çocuklar da yaş- uyumlu
ileri evrelerinde görüldüğü ifade edilir.1 Purkinje hücre yo-
kontrollerine oranla serebellumun posterior inferior lob
ğunluğu özellikle ailesel AH azalmıştır. İshii ve ark. ileri evre
volümünün daha küçük olduğu dikkati çekmiştir.37
AH hastalarında serebellar metabolizmanın azaldığını ve bu-
Vermis ve fastigial nukleusu içeren akut serebellar nunda mini-mental test skorlarıyla korelasyon gösterdiğini
enfarktlı bir erişkinde ani gelişen 6 ay süreyle günlük ak- bildirmiştir. Bu tablonun temporal ve parietal metabolizma-
tivitelerini yerine getiremeyecek kadar yoğun anksieteye ların bir artefaktı olabileceği çünkü bu korelasyonun kortikal
yol açan panik bozukluk gelişmiştir Patolojik gülme ve hipometabolizmayla desteklenmediği de ifade edilmiştir.38
ağlamalar ise pons bazali ve serebellumu içine alan pon-
Serebellum demansın davranışsal boyutlarındada yer
toserebellar devreleri etkileyen inmelerden sonra gö-
alır. Demanstaki emosyanol labilite ve emosyonel inkonti-
rülmüştür.10
nansın serebellar atrofi, 3 .ventrikul ve interhemisferik fissur
Çocuklarda serebellar tümör rezeksiyonunu takiben genişliği ile ilişkili olup kortikal atrofinin diğer bileşenleriyle
disinhibisyon, impulsivite ve irritabilite, anksiete, agres- ilişkili olmadığı belirtilmiştir.39
yon, steriotipik hareketler gözlenmiştir.10
Meguro ve ark. vaskuler demanstaki başı boş dolaşma-
İmmun kökenli opsoklonus-myoklonus sendromu larda serebellumun yanı sıra frontal, sol parietal temporopa-
çocuklarda postenfekiyoz süreçler yada neuroblastom rietooksipital ve korteksin sol oksipital alanlarında metabolik
mevcudiyetinde paraneoplastik bir tablo olarak ortaya yanıtın korunduğunu bildirmiştir.40 Ciddi AH da serebel-
çıkar. Çocuklarda opsoklonus-myoklonus sendromu lumda görülen hipometabolizmanın aksine Dolan ve ark.
duygu durum değişiklikleri-irritabilite, labilite, agresyon, depresyonda olup kognitif kayıpları olan hastalarda vermiste
disfori ,öfke nöbetleri ve gece terörlerine yol açar. Bu serebellar kan akımında artış ve kognitif fonksiyon bozuk-
davranış değişikliklerinin özellikle vermis ve paraver- luğu olmayan depresif hastalarda sol medial frontal kortekste
mian bölgelerin etkilenmesi onucu ortaya çıktığı düşünü- düşük kan akımı ile karşılaşmıştır. Bu etkinin özellikle kog-
lür.10 nitif disfonksiyona bağlı olduğunu düşündüklerini çünkü
Spinoserebellar ataksi (SCA) tanısıyla takip edilen araştırmacıların depresyon şiddetini kontrol altında tuttukla-
hastalarda depresyon prevelansının %23’ler civarında ol- rını ifade etmişlerdir.38,41
duğu bildirilmektedir. Bu hastalarda duygu durum, kişi- Kish olivopontoserebellar atrofi (OPCA) tanısıyla takip
lik değişiklikleri, psikotik düşünce ile karşılaşılır ve bu edilen hastalarda entelektüel fonksiyonlar, hafiza, dikkat,
davranışların dikkat eksikliği, obsesive bozukluk, dep- lisan, görsel uzaysal boyutlandırma ve yürütücü fonksionlar
resyon, bipolar bozukluk, otistik spektrum, atipik psikoz, da kontrol grubuna kıyasla multiple patolojilerle karşılaşıldı-
anksiete, ve panik bozukluklara yol açtığı bilinir. Bu dav- ğını bildirilmiştir.14
ranışların iç ya da dış cevreden gelen artmış yada azal- Serebellumun ruh - akıl ve hafıza bozuklukları hastala-
mış uyaranlara bağlı olarak geliştiği düşünülür.10 rındaki semptom ve sendromlardan tek başına sorumlu oldu-

16
Bijen Nazlıel Serebellar Patolojilerde Non-Motor Belirtiler

ğunu söyleyebilmek güçtür çünkü bu bulguların farklı beyin Serebellar patolojisi olan hastalarda kognisyon, af-
alalarındaki değişikliklere bağlı olarak da ortaya çıkması pek fect, davranış değişikliklerinin saptanması ve rehabili-
hala da mümkündür.1 Bir çok araştırmacının serebellar lez- tasyonu açısından uyanık olmak gerekir. Bu tarz davranış
yonlara bağlı gelişen kognitif bozukluklara şüphe ile yaklaş- değişikliği gelişen hastalarda serebellar bir patolojinin
tıkları bilinmektedir. Bu şüphenin temel nedeni serebellar mevcut olup olmadığını da belirlemek akılcı olur. Sere-
fonksionları değerlendiren bir çok testin yeteri kadar hassas bellumun hem normal bireylerde hem hasta popülasyon-
olmamasından kaynaklanır. Bu testlerin ağırlıklı olarak motor daki rolünü (duygu durum, davranış, kognisyon)
anormallikleri belirlemek için tasarlanmış olduğu da bilin- belirliyebilmek için çok sayıda araştırma, görüntüleme
mektedir.3 tekniği, metod ve çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.1

KAYNAKLAR

1. Rapoport m, van Reekum R, Helen mayberg H. The K, Ponto LL, et al. Schizophrenia and cognitive dys- rophy in schizophrenia and affective disorder. Am J
role of the cerebellum in cognition and behavior: a se- metria: a positron-emission tomography study of dys- Psychiatry. 1987;144:465-7.
lective review. The Journal of Neuropsychiatry and Clin- functional prefrontal-thalamic-cerebellar circuitry. Proc 29. Nasrallah HA, Schwarzkopf SB, olson SC, Coffman
ical Neurosciences. 2000;12:193-8. Natl Acad Sci uSA. 1996;93:9985-90. JA. Perinatal brain injury and cerebellar vermal lobules
2. Beşiroglu L, Güleç m, Kıran SG, Polat N. Serebellar 17. Andreasen NC, Paradiso S, o’Leary DS. “Cognitive I-X in schizophrenia. Biol Psychiatry. 1991;29:567-74.
bilişsel duygulanımsal sendrom: bir olgu sunumu. Klinik dysmetria” as an integrative theory of schizophrenia: a 30. Weinberger DR, Kleinman JE, Luchins DJ, Bigelow LB,
Psikofarmakoloji Bülteni. 2008;18:50-4. dysfunction in cortical subcortical- cerebellar circuitry? Wyatt RJ. Cerebellar pathology in schizophrenia: a
3. Klein AP, ulmer JL, Quinet SA, mathews Schizophr Bull. 1998;24:203-18. controlled postmortem study. Am J Psychiatry.
m, mark LP. Nonmotor functions of the cerebellum: an 18. Cao H, Tyrone D, Cannon TD. Cerebellar Dysfunction 1980;137:359-61.
introduction. AJNR. 2016;1005-9. and schizophrenia: from “cognitive dysmetria” to a po- 31. Tran KD, Smutzer GS, Doty RL, Arnold SE. Reduced
4. Steinlin m, Wingeier K. Cerebellum and cognition. In: tential therapeutic target. Am J Psychiatry. Purkinje cell size in the cerebellar vermis of elderly pa-
manto m, Schmahmann JD, Rossi F, Gruol DL, 2019;176(7):498-500. tients with schizophrenia. Am J Psychiatry.
Koibuchi N, eds. Handbook of the Cerebellum and 19. moberget T, Doan NT, Alnæs D, Kauffmann T, Cor- 1998;155:1288-90.
Cerebellar Disorders. Dordrecht: Springer; 2013. dova-Palomera A, Lagerberg TV, et al. Cerebellar vol- 32. Reyes mG, Gordon A. Cerebellar vermis
5. Schmahman JD, Sherman JC. The cerebellar cogni- ume and cerebellocerebral structural covariance in in schizophrenia. Lancet. 1981;2(8248):700-1.
tive affective syndrome. Brain. 1998;121:561-79. schizophrenia: a multisitem mega-analysis of 983 pa-
tients and 1349 healthy controls. mol Psychiatry. 33. Volkow ND, Levy A, Brodie JD, Wolf AP, Cancro R, Van
6. Schmahmann JD, Guell X, Stoodley CJ, Halko mA. 2018;23:1512-20. Gelder P, Henn F. Low cerebellar metabolism in med-
The Theory and neuroscience of cerebellar cognition. icated patients with chronic schizophrenia. Am J Psy-
annu. Rev Neurosci. 2019;42:337-64. 20. moberget T, Alnæs D, Kaufmann T, Doan NT, Cordova- chiatry. 1992;149(5): 686-8.
Palomera A, Norbom LB, et al. Cerebellar gray matter
7. Hocke F, Guell X, Vangel mG, Sherman JC, Schmah- volume is associated with cognitive function and psy- 34. Crespo-Facorro B, Paradiso S, Andreasen NC,
mann JD. The cerebellar cognitive affective/Schmah- chopathology in adolescence. Biol Psychiatry. o’Leary DS, Watkins GL, Boles Ponto LL, et al. Re-
mann Syndrome Scale. Brain. 2018;141:248-70. 2019;86(1):65-75. calling word lists reveals “cognitive dysmetria” in schiz-
8. Tatlıdede A, Hanağası A, Çabalar m, Yayla V. Kognitif ophrenia: a positron emission tomography study. Am J
21. Brady Ro, Gonsalvez I, Lee I, Öngür D, Seidman LJ, Psychiatry. 1999;156:386-92.
affectif serebellar sendrom ve psikoz bulgularıyla or- Jeremy D, et al. Cerebellar-prefrontal network connec-
taya çıkan bir multisistem olgusu. TND. tivity and negative symptoms in schizophrenia. Am J 35. Courchesne E, Yeung-Courchesne R, Press GA, Hes-
2013;19(3):107-10. Psychiatry. 2019;176:512-20. selink JR, Jernigan TL. Hypoplasia of cerebellar ver-
9. Ahmadian N, van Baarsen K, van Zandvoort m, Robe mal lobules VI and VII in autism. N Engl J med.
22. Sweeney JA, Luna B, Srinivasagam Nm, Keshavan 1988;318:1349-54.
PA. The cerebellar cognitive affective syndrome-a mS, Schooler NR, Haas GL, Carl JR. Eye tracking ab-
meta-analysis. The Cerebellum. 2019;18:941-50. normalities in Schizophrenia: evidence for dysfunction 36. Courchesne E, Townsend J, Saitoh o. The brain in in-
10. Schmahmann JD. The cerebellum and cognition. Neu- in the frontal eye fields. Biol Psychiatry. 1998;44:698- fantile autism: posterior fossa structures are abnormal.
roscience Letters. 2019;688:62-75. 708. Neurology. 1994;44:214-23.

11. Storey E, Forrest Sm, Shaw JH, mitchell P, Gardner 23. Heath RG, Franklin DE, Walker CF, Keating JW. Cere- 37. Berquin PC, Giedd JN, Jacobsen LK, Hamburger SD,
RJ. Spinocerebellar ataxia type 2: clinical features of a bellar vermal atrophy in psychiatric patients. Biol Psy- Krain AL, Rapoport JL, et al. Cerebellum in attention
pedigree displaying prominent frontal executive dys- chiatry. 1982;17:569-83. deficit hyperactivity disorder: a morphometric mRI
function. Arch Neurol. 1999;56:43-50. study. Neurology. 1998;50:1087-93.
24. Lippmann S, manshadi m, Baldwin H, Drasin G, Rice
12. Daum I, Ackermann H. Cerebellar contributions to cog- J, Alrajeh S. Cerebellar vermis dimensions on comput- 38. Ishii K, masahiro S, Kitagaki H, Yamaji S, Sakamoto S,
nition. Behav Brain Res. 1995;67:201-10. erized tomographic scans ofschizophrenic and bipolar matsuda K, et al. Reduction of cerebellar glucose me-
patients. Am J Psychiatry. 1982;139:667-8. tabolism in Advanced Alzheimer’s disease. J Nucl med.
13. Paradiso S, Andreasen NC, o’Leary DS, Arndt S, 1997;38:925-8.
Robinson RG. Cerebellar size and cognition: correla- 25. Nasrallah HA, Jacoby CG, Chapman S, mcCalley-
tions with IQ, verbal memory and motor dexterity. Neu- Whitters m. Third ventricular enlargement on CT scans 39. Gutzmann H, Kuhl KP. Emotion control and cerebellar
ropsychiatry Neuropsychol Behav Neurol. 1997;10:1-8. in schizophrenia: associations with cerebellar atrophy. atrophy in senile dementia. Arch Gerontol Geriatr.
Biol Psychiatry. 1985;20:443-50. 1987;6:61-71.
14. Kish SJ, El-Awar m, Schut L, Leach l, oscar-Berman
m, Freedman m. Cognitive deficits in olivopontocere- 26. -Coffman JA, mefferd J, Golden CJ, Bloch S, Graber B. 40. meguro K, Yamaguchi S, Yamazaki H, Itoh m, Yam-
bellar atrophy: implications for the cholinergic hypoth- Cerebellar atrophy in chronic schizophrenia (letter). aguchi T, matsui H, et al. Cortical glucose metabolism
esis of Alzheimer’s dementia. Ann Neurol. Lancet. 1981;1(8221):666. in psychiatric wandering patients with vascular de-
1988;24:200-6. mentia. Psychiatry Res: Neuroimaging. 1996;67:71-80.
27. mathew RJ, Partain CL. midsagittal sections of the
15. Heath RG, Lewellyn RC, Rouchell Am. The cerebellar cerebellar vermis and fourth ventricle obtained with 41. Dolan RJ, Bench CJ, Brown RG, Scott LC, Friston KJ,
pacemaker for intractable behavioral disorders and magnetic resonance imaging of schizophr enic pa- Frackowiak RS. Regional cerebral blood flow abnor-
epilepsy: follow up report. Biol Psychiatry. 1980;15:243- tients. Am J Psychiatry. 1985;142:970-1. malities in depressed patients with cognitive impair-
56. ment. J Neurol Neurosurg Psychiatry. 1992;55:768-73.
28. Yates WR, Jacoby CG, Andreasen NC. Cerebellar at-
16. Andreasen NC, o’Leary DS, Cizadlo T, Arndt S, Rezai

17
Klinik Pratikte
Non-Motor Semptomların Ölçülmesi
Measurement of Non-Motor Symptoms in
Clinical Practice

Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYANa ÖZET Serebellumun bellek, dikkat, yürütücü işlevler, görsel-uzamsal işlevler, lisan, kişilik ve dav-
ranışla ilgili kognitif fonksiyonlarının etkilendiği non-motor semptomlarının ortaya konması, çeşitli
nöropsikolojik testler ile sağlanır. Bellek ve dikkat, Revize Wechsler Bellek Ölçeği (WMS-R), Ca-
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,
lifornia Sözel Öğrenme Testi (CSÖT), bölünmüş dikkat testi (TAP) ile değerlendirilir. Yürütücü iş-
Nöroloji ABD,
levlerin incelenmesinde, Wechsler Yetişkinler İçin Zeka Ölçeğinin (WAIS) değişik versiyonları
Ankara, TÜRKİYE
başta olmak üzere, Delis ve kaplan yürütücü işlev sistemi bataryası (D-KEFS), Yap/Yapma
(Go/NoGo) testi, Stroop Testi kullanılır. Görsel-Uzamsal fonksiyonlar, çizgi yönünü belirleme testi,
Yazışma Adresi/Correspondence: saat çizme, küpü kopyalama, Rey Kompleks Figür Test (Rey CFT), WAIS-R Blok Dizayn subtesti
Hale Zeynep BATUR ÇAĞLAYAN ile test edilir. Lisan fonksiyonları için Sözel Cümle Üretme Testi (OSPT) ve Genişletilmiş Lisan
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Yeterlik Testi (TLC-E), affekt bozuklukları için, Frontal Sistem Davranış Ölçeği (FrSBe), Duygu-
Nöroloji ABD, durum profili (POMS) kullanılır. Etkilenen kognitif fonksiyonlara yönelik ayrıntılı nöropsikolojik
Ankara, TÜRKİYE testler kullanılabileceği gibi Serebellar Kognitif Affektif Sendromu tarama amaçlı geliştirilmiş olan
halezeynep@gazi.edu.tr Serebellar Kognitif Affektif Sendrom ölçeği kullanılabilir.

Anahtar Kelimeler: Serebellum; serebellar disfonksiyon; kognisyon; nöropsikolojik testler

ABSTRACT The demonstration of non-motor symptoms affecting the cognitive functions of the
cerebellum related to memory, attention, executive functions, visuospatial functions, language, per-
sonality and behavior is provided by various neuropsychological tests. Memory and attention are as-
sessed with the Revised Wechsler Memory Scale (WMS-R), California Verbal Learning Test
(CVLT), and divided attention test (TAP). In the examination of executive functions, Delis-Kaplan
Executive Function System Battery(D-KEFS), Go/NoGo Test, Stroop Test and especially different
versions of the Wechsler Adult Intelligence Scale (WAIS) are applied. Visual-Spatial functions are
tested with Judgement of line orientation (JLO), Clock drawing test, cube copying, Rey Complex
Figure Test (Rey CFT), WAIS-R Block Design subtest. oral sentence production test (OSPT) and
The test of language competence-expanded (TLC-E) are used for language functions, Frontal Sys-
tem Behavior Scale (FrSBe) and Profile of Mood States (POMS) are used for affective disorders. De-
tailed neuropsychological tests for the affected cognitive functions can be used, as well as the
Cerebellar Cognitive Affective Syndrome Scale developed for screening Cerebellar Cognitive Af-
fective Syndrome.

Keywords: Cerebellum; cerebellar dysfunction; cognition; neuropsychological tests

S
erebellumun non-motor fonksiyonlarının varlığı geçmişte vurgulanmakla bir-
likte, son yıllarda nörobilimde oldukça dikkat çekici bir konu olarak öne çık-
maktadır. Serebellumun motor fonksiyonları güçlü anatomik ve klinik
kanıtlarla desteklenirken, serebellar patolojilerdeki davranışsal ve entellektüel dis-
fonksiyon daha nadir bildirilmiştir.1 Literatürde, 1950’li yıllardan itibaren serebel-
lumun non-motor fonksiyonlarının üzerine çalışmalar artmıştır.2-5 Bu bulgular yeni
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
bir klinik sendrom olarak Schmahmann ve Sherman tarafından “Serebellar Kogni-
Batur Çağlayan HZ. Klinik pratikte non-motor tif Affektif Sendrom” olarak tanımlanmıştır.6 Serebellar Kognitif Affektif Sendrom
semptomların ölçülmesi. Coşar B, editör. Nöropsi-
kiyatrik Açıdan Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Tür- (SKAS), dört ayrı kognitif fonksiyonu (yürütücü işlevler, görsel-uzamsal fonksi-
kiye Klinikleri; 2021. p.18-23. yonlar, kişilik ve lisan) etkileyen klinik bir antite olarak ortaya konmuştur.6,7 Bunla-

18
Hale Zeynep Batur Çağlayan Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi

rın arasında serebellumun yürütücü işlevlerle ilişkisi en iyi rontal korteks yürütücü işlevleri yönetmede anahtar rolü
bilinmektedir. Çalışma belleği, çoklu görev (multitasking), oynayan, beynin diğer bölgeleriyle çok fazla ara bağlantı-
yanıt inhibisyonu, kavram formasyonu, sözel ve sözel ol- ları olan filogenetik olarak yeni bir yapıdır.16,17 Prefrontal
mayan akıcılıkta serebellumun rolü tanımlanmıştır.8 korteksten köken alan lifler, pons aracılığıyla serebelluma
Serebellum lezyonlarında, non-motor semptomlar be- gelir ve serebellum kortiko-serebellar devreler aracılığıyla
lirgin engellilik nedeni olmasa da günlük hayatta hem hasta kortikal bilgiyi işler.13,17 Schmahmann ve Sherman, sere-
hem bakım veren kişi için büyük zorluklara yolaçabilir.7 bellar bozukluğu olan hastalardaki yürütücü işlev bozuk-
Bu nedenle, serebellar hasarı olan hastalarda motor belir- luğunu, planlama, set değiştirme, soyut akıl yürütme,
tilerin yanında non-motor disfonksiyonun ortaya konması çalışma belleğinde yetersizlik ve azalmış sözel akıcılık
önemlidir. Bu derlemede, klinik pratikte serebellumun non- olarak tanımlamışlardır.6
motor fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kullanılmış Standart nöropsikolojik testlerden Wechsler Yetiş-
olan nöropsikolojik testler irdelenecektir. kinler İçin Zeka Ölçeği [Wechsler Adult Intelligence Scale
(WAIS)]’nin farklı versiyonları serebellumun non-motor
BELLEK vE DİKKAT fonksiyonlarını değerlendirmede kullanılmıştır. Schmah-
mann ve Sherman’ın SKAS tanımını yaptıkları çalışmada,
Serebellum ilişkili bellek bozuklukları, çalışma belleği ve
WAIS-R uygulanmıştır.18 Hoche ve ark., WAIS-IV versi-
önceden öğrenilmiş bilginin geri çağırılmasını içerir ve
yonu ile, iz sürme testleri A ve B kısımlarında bozukluk
esas olarak serebellum, belleğin yürütücü kontrolü ile iliş-
göstermişlerdir.9,19 İz sürme testi B kısmında, A kısmına
kili bulunmuştur.9 Serebellar lezyonu olan hastaların Mini
göre daha belirgin bozukluk saptanmış olup, kognitif set
Mental Durum testi (MMSE) ve Montreal Bilişsel Değer-
değiştirmede zorluklara işaret etmektedir.9 Kandemir ve
lendirme Ölçeği (MoCA) testlerinde yayınlanmış normal
ark., kendi çalışmalarında benzer şekilde, İz sürme testi B
aralıklarda sonuçlar göstermeleri bu testlerin ilgili kısım-
kısmında hem süre hem hata puanlarında etkilenme gös-
larının serebelllar hastalarda duyarsız olması ile ilişkili ola-
termişlerdir.12 Harf sayı dizisi testi, verbal çalışma belle-
rak düşünülmüştür.9-11 Revize Wechsler Bellek Ölçeği
ğini test eder. Verbal çalışma belleğinde bozuklukluklar,
(WMS-R) ile değerlendirmede, genel bellekte, gecikmeli
WAIS-IV içinde dikkati ölçen ileri sayı dizisi, daha fazla et-
hatırlamada, görsel bellekte bozukluk saptanmıştır.8 Kan-
kilenmiş olan verbal çalışma belleğini ölçen geri sayı dizisi
demir ve ark., 19 infratentoriyel inmeli hasta ile yaptıkları
ile gösterilmiştir.9,19
çalışmada bellek, öğrenme ve dikkat için, MMSE, Cali-
fornia Sözel Öğrenme Testi (CVLT) ve Sternberg Paradig- SKAS olan hastalarda, Delis-Kaplan Yürütücü İşlev
ması kullanmışlardır.12 CVLT ile infratentoriyal inmeli Sistemi Bataryası [Delis-Kaplan Executive Function
hastaların bir denemede ve toplamda öğrendiği en fazla ke- System (D-KEFS)] ile ölçülen verbal kognitif set değiştir-
lime sayısı kontrollerden anlamlı düşük bulunmuştur.12 mede bozukluk gösterilmiştir.9 D-KEFS, 2001 yılında
Sternberg paradigmasında, hem sözel hem görsel dikkat Delis ve ark. tarafından düşünme esnekliği, inhibisyon,
testlerinde bozukluk saptanmamıştır.12 Gottwald ve ark., problem çözme, planlama, dürtü kontrolü, konsept oluş-
çeşitli serebellar lezyonları olan 21 hastayı 21 kontrol ile turma, soyut düşünme ve yaratıcılık gibi yürütücü işlevleri
karşılaştırdıkları çalışmada, aynı anda gelen görsel ve akus- değerlendirmek üzere geliştirilmiştir.20 Serebellum lezyon-
tik uyarılara cevabın ve reaksiyon zamanının ölçüldüğü larında D-KEFS alttestlerinden meyve mobilya adlandırma
Dikkat Performans Testi (TAP) alttesti Bölünmüş Dikkat testi ile kategori değiştirme, verbal kognitif set değiştirme
Testinde de bozulma göstermişlerdir.8 bozukluğunu ortaya koymuştur.9
Yap/Yapma (Go/NoGo) testi, bilgisayar ekranında
YÜRÜTÜCÜ İşLEvLER belli görüntülere yanıt verme, belli görüntülere de yanıt
vermeme komutlarını uygulamayı ve verilen yanıtların re-
Yürütücü işlevler, özel bir amaca yönelik farklı bilişsel
aksiyon zamanını değerlendirir.21 Yap/Yapma testi sere-
görevleri yönetebilme becerisini ifade eder. Uzun yıllar
bellum hasarında, dikkat sürdürme defisitleri ile dürtü
frontal lob fonksiyonları ile eş anlamlı olarak kullanıl-
kontrolü ve disinhbisyon göstergesi olan atama hataları ne-
mıştır.13 Ancak nöropsikolojik ve nörogörüntüleme çalış-
deniyle bozulmuştur.9
maları, yürütücü işlevlerin ana merkezinin belli bir beyin
bölgesi ya da nöron grubu olduğu düşüncesini destekle- İlk hali 1935 yılında Stroop tarafından geliştirilen
memektedir.14 Yeni görüşler, yürütücü kontrolün farklı nö- Stroop testi, renk-kelime interferans etkisi üzerinden dik-
ronal yapıların farklı alt bileşenlerini oluşturduğu bir kat ölçümlerinde kullanılan bir testtir.22-24 Gottwald ve ark.,
heterojen bir kavram olduğuna işaret etmektedir.13,15 Pref- çeşitli fokal serebellar lezyonları olan 21 hastada Stroop

19
SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
Hale Zeynep Batur Çağlayan Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi

testi ile sözel hız yeteneklerinde, yanıt inhibisyonu ve se- bellar hastaların Blok dizayn testinde sağlıklı kontrollere
çici dikkatte etkilenme göstermişlerdir.8 kıyasla belirgin kötü sonuçlar sergilediğini göstermiştir.38
Bununla birlikte Hokkanen ve ark.nın izole serebellar lez-
GöRSEL-UZAmSAL FoNKSİYoNLAR yonlu 26 hastanın akut faz ve üçüncü ay nöropsikolojik de-
ğerlendirmelerini ele aldığı çalışmalarında, hasta gurubun
Schmahman ve Sherman’ın orjinal serisinde; hastaların bir
Rey CFT kopyalama zamanı performansını sağlıklı kont-
diagramı çizmeleri yahut kopyalamaları istendiğinde
rollere kıyasla hafifçe daha iyi geliştirdiği kaydedilmiştir.
uzamsal kognisyon defisitleri ortaya çıkmıştır. Çizime
Yazarların burada dikkat çektiği bir diğer nokta, sol sere-
yaklaşım sırasının düzenli olmadığı, şekillerin kavramsal-
bellar lezyonlu olguların vizüospasyal görevlerde yavaşlık
laştırmasının ise dezorganize olduğu görülmüştür. Bazı ol- sergilediği; sağ taraf lezyonlularınsa verbal hafıza güçlü-
gularda simultanagnozi dikkat çekmiştir.6 Ayrıca kompleks ğünün belirgin olduğu gözlemidir.39
şekil kopyalamada belirgin fragmantasyon biçimindeki vi-
züospasyal defisitler tümör rezeksiyonu sonrası çocuklarda
ve ataksi teleknjiektazi olgularında da bildirilmiştir.25,26 LİSAN FoNKSİYoNLARı
Hoche ve ark.nın serebellar patolojili olgularda Schmah- SKAS’ın verbal akıcılık, verbal çalışma belleği, gramer ve
mann Sendromu’nu tanımlayabilmek için yatakbaşı bir sis- konuşma persepsiyonu gibi linguistik işlemleme paramet-
tematik kognitif tarama oluşturmayı amaçladıkları 2017 relerinde bozulma ile gittiği bilinmektedir. Guell ve ark.;
tarihli çalışmalarında ise değerlendirmeler 77 olguluk bir serebellar lezyonlu olgularda linguistik yetenekleri değer-
tanımlayıcı ve 39 olguluk bir validasyon kohortu üzeride lendirmek ve korunan/bozulan alanları araştırmak üzere 44
gerçekleştirilmiştir.9 Burada hastaların çizgi yönünü belir- hasta ve 40 kontrole Sözel Cümle Üretme Testi [Oral Sen-
leme testinde [Judgement of line orientation (JLO)], saat tence Production Test (OSPT)] ve Genişletilmiş Lisan Ye-
çizme testinde ve bir küpü kopyalama görevinde kusurlar terlik Testi [The Test of Language Competence-expanded
sergiledikleri izlenmiştir.27-29 Buna karşın standardize mi- (TLC-E)] uygulamışlardır.40 Sözel cümle üretme testi,
nimental testteki kesişen beşgenleri ve bir üçgeni kopya- doğru sentaktik yapıda ve semantik kalitede cümle üretme
lama becerilerinde sağlıklı kontrollere kıyasla fark yeteneğini değerlendirir. Katılımcılar için uyaran, kişileri
gözlenmemiştir. İki boyutlu görevlerdeki intakt peforman- veya objeleri içeren çizimlerdir. Olgulardan, çizimde okla
sla üç boyutlu kopyalama ve JLO testindeki bozukluk kar- işaretli her bir maddeden bahsetmesi; cümleye yanında
şılaştırıldığında ise, patolojinin serebellar posteror lob nokta ile işaretlenen kelimeyi kullarak başlaması; her bir
hasarı ile açıklanabileceği düşünülmüşür. Zira serebellar uyaran için verilmiş fiili kullanması ve “ve” sözcüğünü sarf
posterior lob, uzaysal haritaların internal temsili ile ilişkili etmemesi istenir. Spesifik sentaktik yapıda (aktif, edilgen
posterior paryetal asosiasyon korteksiyle ve motor imge- ve yönelme halinde) cümlelerle açıklanmak üzere üç resim
lemle ilişkili dorsal premotor kortekslerle bağlantı halin- sunulur ve Caplan-Hanna skorlama sistemine göre her
dedir.30-34 Bu serebral kortikal alanların ikisi de uzaysal cümle, görevde desteklenmeyen kelimelerin varlığına,
transformasyon ve zihinsel rotasyon (nesnelerin zihinsel doğru tematik rollerin atanmasına ve doğru cümle yapısı-
temsillerini döndürme) görevlerinde rol alırlar.35,36 nın kullanılmasına göre skorlanır.41 Araştırmacılar bahse-
Özetlenecek olursa görsel-uzamsal kognisyon defi- dilen serilerinde, Sözel Cümle Üretme Testi skorlarında
sitleri; görsel-uzamsal disintegrasyon (çizilmiş resimleri hasta ve kontroller arasında anlamlı farklılık gözlemleme-
kopyalama veya canlandırma/kavramsallaştırma defekti) mişlerdir. Bir sonraki aşamada ise, hem hasta hem de kont-
şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu amaçla sık kullanılan test- rol gurubundan 25’er kişiye Genişletilmiş Lisan Yeterlik
lerden Rey Kompleks Figür Test (Rey CFT) görsel-uzam- Testi [The test of Language Competence-expanded (TLC-
sal konstrüksiyonel yeteneği ve vizüel hafızayı E)] uygulamışlardır. Genişletilmiş Lisan Yeterlik Testi [The
değerlendirir. Olgudan bir şekli kopya etmesi ve 3 dakika test of language competence-expanded (TLC-E)],
sonra karta bakmaksızın tekrar aynı şekli çizmesi (bir de- OSPT’de incelenin ötesinde bireyin metalinguistik kabili-
neme kopyası ve 3 dakika sonra geri çağrılması) istenir.37 yetini değerlendiren bir testtir.42 Dört alt testten oluşur. Bi-
WAIS-R Blok Dizayn subtesti ise, spasyal vizüalizasyonu rincisi ‘muğlak cümleler’dir. Kişinin sözlüksel ve yapısal
ve motor becerileri değerlendiren bir başka testtir.18 İske- belirsizlik durumunda alternatif anlamları açıklama ve ta-
mik inme, tümör veya hemoraji şeklinde izole serebellar nımlama kabiliyetini değerlendirir. Muğlak cümle katılım-
lezyonu bulunan 212 hasta ile yaş ve eğitim açısından eş- cıya sesli olarak okunur ve gösterilir, kişinin tam puanı
leştirilmiş 209 sağlıklı gönüllünün değerlendirildiği yakın alabilmesi için TLC-E rehberindeki iki farklı yorumu da
döneme ait bir metaanalizin havuzlanmış sonuçları; sere- getirebilmesi istenir. İkinci alt test, kısa paragraflarda man-

20
Hale Zeynep Batur Çağlayan Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi

tıksal çıkarsamayı değerlendiren ‘çıkarsama testi’dir. Ka- leme (pseudo-word decoding; Weschler Individual Achie-
tılımcıya iki cümle okunarak gösterilir ve bu iki cümle de vement Test/WIAT-II) ve isim/fiil üretme (verb for noun
görünür durumda iken bunları bağlayan dört olası opsiyon generation) görevlerinde bozulma sergilediği izlenmiştir.9
sunulur. İki doğru cevabı seçmesi halinde kişi tam puan Yalancı kelime çözümleme testleri, kelime tanıma
alır. Üçüncü alt test ‘cümle yaratma testi’dir. Kişinin ta- amacıyla kullanılan testlerdir. Bataryalar, düzenli ve dü-
nımlanan bir durumda ve üç kelimeyi zorunlu kullanması zensiz heceleme paternleri ile hem gerçek, hem de anlam-
şartıyla doğru gramatik ve pragmatik kalitede cümle oluş- sız kelimeleri içerir.45 Anlamsız kelimeler İngilizce
turma yetisini ölçer. Tanımlanan durumun resmi olguya heceleme paterni içerir ancak anlam taşımaz ve kişinin
gösterilir ve durum katılımcıya sesli olarak okunur; üç hakim fonetik becerileri olup olmadığını ve nasıl otoma-
hedef kelime okunarak görünür halde bırakılır. Daha sonra tik çözümleme yapabildiğini değerlendirir.45-47 Kelime ta-
katılımcıdan herhangi bir kişinin bu durumda makul olarak nıma akıcılığını ölçmek için, gerçek ve anlamsız
söyleyebileceği bir cümleyi üç hedef kelimeyi kullanarak kelimelerin listesi spesifik bir zaman aralığında sesli oku-
oluşturması istenir. İlk aşama üç hedef kelimeyi kullan- nur ve bu zaman aralığında doğru okunan kelime sayısı
mayı değerlendirirken, ikinci aşama cümlenin semantik, hesaplanır. Elde edilen skor, standardize değerlendirme
sentaktik, pragmatik kalitesini ölçer. Dördüncü alt test ‘fi- için standart bir skora, persentil oranına ve yaş veya evre
güratif lisan’dır ki; olgunun metaforik ifadeleri anlama ve ekivalanlarına çevrilir.46 İsim/fiil üretme görevinde ise ka-
açıklama yeteneğini ölçer. Olgu, ilk olarak bir kişi tarafın- tılımcının bir uyarıyla (sıklıkla bir isim) ilişkili ve sentak-
dan sarfedilen durum cümlesi için bilgilendirilir; bunu okur tik bir kategoriye ait (isim veya fiil) kelime üretmesi
ve cümlenin sarfedildiği durum gösterilir. Daha sonra ol- istenir.48 Fiil üretme performansına ait iki ana alternatif hi-
guya ilk olarak kişinin bu cümle ile ne anlatmaya çalıştığı potez mevcuttur ki; bunlardan birisi çoklu görev ilişkili
sorulur. Takibinde, durum ve cümle görünür olmaya cevapların yarışmasını; diğeri asosiyatif bulup getirme et-
devam ederken olgudan 4 olası yorumdan birisini seçmesi kisini vurgulamaktadır.48-52
istenir. Bu dört seçenek muayene eden tarafından olguya
Taşkıran ve ark.nın 14 izole serebellar inme ve yaşça
hem sesli olarak okunur, hem de gösterilir. Kişi geçerli bir
eşleşmiş 13 sağlıklı kontrolü birinci haftada ve dördüncü
açıklama ile beraberinde doğru yorumu seçerse tam puan
ayda değerlendirerek prospektif izledikleri serilerinde, has-
alır. Katılımcının dört alttestteki skorları, iki bağımsız ve
talara benzer şekilde verbal akıcılık testleri uygulanmış; ve
kör değerlendirici tarafından skorlanır. Guell ve ark. ta-
hastaların hem fonemik, hem semantik akıcılıkta kontrol-
nımlanan serilerinde, kontrollere kıyasla serebellar lez-
lere kıyasla belirgin kötü performans sergiledikleri kayde-
yonlu olgularda OSPT’nin aksine TLC-E’nin dört alt
dilmiştir (fonemik akıcılık; hasta vs kontrol 9±1 vs 17±1
kategorisinde de bozulma olduğunu tespit etmişlerdir.40
(p<0.001); semantik akıcılık hasta vs. kontrol 14±1 vs
Lisan değerlendirmesi için sık kullanılan testlerden 24±1 (p<0.001)) Yazarlar, takip değerlendrimesinde bu pa-
bir diğeri de verbal akıcılık testleridir.43 Bu testte katılım- rametrelerde iyileşme olmadığına da dikkat çekmişlerdir.53
cılardan (genellikle 60 saniye gibi) belli bir sürede bir ka-
tegoriden olduğunca çok kelime türetmesi istenir. Bu AFFEKTİF FoNKSİYoNLAR
kategori hayvanlar, nesneler gibi semantik veya herhangi
Serebellum lezyonlarında ortaya konan emosyonel disre-
bir harfle başlayan fonemik akıcılık testleri şeklinde olabi-
gulasyon, davranış ve kişilik değişikliklerini kapsamakta-
lir. Bu testler hem sözel yeteneği hem de yürütücü fonksi-
dır.6,54 Affektin küntleşmesi, dürtüsel, uygunsuz
yonu değerlendirir. Katılımcı, mental sözlüğünü kullanarak
davranışlar, regresif ve çocukça davranışlarla birlikte ob-
kendi lisanından kelimeleri bulup çağırır; göreve odaklanır;
sesif kompulsif özellikler gösterilmiştir.54 Yürütücü davra-
belli kısıtları taşıyan kelimeleri seçerek tekrarı önler ve ni-
nışsal disfonksiyonun değerlendirildiği Frontal Sistem
hayetinde yürütücü kontrol işlevini muhakkak devreye
Davranış Ölçeği [Frontal System Behavior Scale (FrSBe)]
sokar.44
ile hastaların apati, eksekütif disfonksiyon, disinhibisyon
Schmahmann tarama skalasında, hastaların kontrol- skorları kontrollerden daha yüksek bulunmuştur.55 Sere-
lere kıyasla fonemik ve semantik akıcılık testlerinde daha bellar nöropsikiyatrik değerlendirme ölçeği, birinci derece
kötü performans sergilediği gözlenmiştir. Fonemik akıcılı- yakınlar tarafından tamamlanmış olup, duygu kontrolü,
ğın semantiğe kıyasla daha belirgin bozulduğu dikkati çek- otizm spektrum davranışları, psikoz spektrum davranışları
miş (p<0.001), kontrol olguların ortalama 4.3 daha fazla ve sosyal becerilerde bozukluklar ortaya koymuştur.54
doğru fonemik akıcılıkta cevaplar verdiği görülmüştür. Se- Hoche ve ark., sosyal ve iletişim bozuklukları kontrol lis-
rebellar hastaların aynı zamanda yalancı kelime çözüm- tesi kullanarak sosyal becerilerde ve iletişimde bozulmayı

21
Hale Zeynep Batur Çağlayan Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi

göstermiştir.9,56 Gottwald ve ark. tarafından Duygudurum uzamsal fonksiyonlar, kişilik ve emosyonel özellikleridir.
profili [Profile of Mood States (POMS)], kısa süreli duygu Bu fonksiyonları klinik pratikte değerlendirmek için lite-
durumu değerlendirmek için kullanılmış olup, serebellar ratürde çeşitli yatakbaşı mental testler ve standardize nö-
lezyonlu hastalar kontrollerle karşılaştırıldığında daha çok ropsikolojik testlerin kullanıldığı çalışmalar mevcuttur.
keyifsizlik, yorgunluk ve insiyatif almada azalma tespit Ayrıca Schmachman ve ark. tarafından geliştirilmiş olan
edilmiştir.8,57 SKAS (Schmahmann sendromu) ölçeği de serebellar kog-
Serebellum hasarında etkilenen başlıca kognitif fonk- nitif affektif sendromu yatakbaşı daha pratik şekilde de-
siyonlar yürütücü işlevler, linguistik işleme ve görsel ğerlendirmeye imkan vermektedir.

KAYNAKLAR
1. Klein AP, Ulmer JL, Quinet SA, mathews v, 13. Bellebaum C, Daum ı. Cerebellar involvement çalışmaları, güvenirlik ve geçerlik. Klinik
mark LP. Nonmotor functions of the cerebel- in executive control. Cerebellum. 2007;6(3): Psikiyatri. 1999;2(2):75-88.
lum: an introduction. AJNR Am J Neuroradiol. 184-92. 25. Levisohn L, Cronin-Golomb A, Schmahmann
2016;37(6):1005-9. 14. Parkin AJ. The central executive does not JD. Neuropsychological consequences of
2. Dow RS, moruzzi G. The physiology and exist. Journal of the ınternational Neuropsy- cerebellar tumour resection in children: cere-
pathology of the cerebellum: U of minnesota chological Society. 1998;4(5):518-22. bellar cognitive affective syndrome in a pae-
Press; 1958. 15. Logan GD. Executive control of thought and diatric population. Brain. 2000;123 ( Pt
3. Watson P. Nonmotor functions of the cerebel- action. Acta psychologica. 1985;60(2-3):193- 5):1041-50.
lum. Psychological Bulletin. 1978;85(5):944. 210. 26. Hoche F, Frankenberg E, Rambow J, Theis m,
Harding JA, Qirshi m, et al. Cognitive pheno-
4. Schmahmann JD. An emerging concept. The 16. Heyder K, Suchan B, Daum ı. Cortico-s
type in ataxia-telangiectasia. Pediatr Neurol.
cerebellar contribution to higher function. Arch ubcortical contributions to executive
2014;51(3):297-310.
Neurol. 1991;48(11):1178-87. control. Acta Psychologica. 2004;115(2-3):
271-89. 27. Benton A, Hamsher K, varney N, Spreen.
5. Leiner HC, Leiner AL, Dow RS. Does the cere-
Contributions to neuropsychological assess-
bellum contribute to mental skills? Behavioral 17. Royall DR, Lauterbach EC, Cummings JL,
ment. New York: oxford University Press;
Neuroscience. 1986;100(4):443. Reeve A, Rummans TA, Kaufer Dı, et al. Ex-
1983.
6. Schmahmann JD, Sherman JC. The cerebel- ecutive control function: a review of its prom-
ise and challenges for clinical research. A 28. Freedman m, Leach L, Kaplan E, Shulman K,
lar cognitive affective syndrome. Brain.
report from the Committee on Research of the Delis DC. Clock drawing: a neuropsychologi-
1998;121( Pt 4):561-79.
American Neuropsychiatric Association. J cal analysis: oxford University Press, USA;
7. Bolcekova E, mojzes m, van Tran Q, Kukal J, 1994.
Neuropsychiatry Clin Neurosci. 2002;14(4):
ostry S, Kulistak P, et al. Cognitive impairment
377-405. 29. Kokmen E, Naessens Jm, offord KP. A short
in cerebellar lesions: a logit model based on
18. Wechsler D. Wechsler adult intelligence scale- test of mental status: description and prelimi-
neuropsychological testing. Cerebellum Atax-
revised (WAıS-R). Psychological Corporation; nary results. mayo Clin Proc. 1987;62(4):281-
ias. 2017;4:13.
1981. 8.
8. Gottwald B, Wilde B, mihajlovic Z, mehdorn H.
19. Wechsler D. Wechsler adult intelligence 30. middleton FA, Strick PL. Anatomical evidence
Evidence for distinct cognitive deficits after for cerebellar and basal ganglia involvement
focal cerebellar lesions. Journal of Neurology, scale–Fourth Edition (WAıS–ıv). San Antonio,
TX: NCS Pearson. 2008;22(498):1. in higher cognitive function. Science.
Neurosurgery & Psychiatry. 2004;75(11):1524- 1994;266(5184):458-61.
31. 20. Homack S, Lee D, Riccio CA. Test review:
31. Schmahmann JD, Pandya DN. Prefrontal cor-
9. Hoche F, Guell X, vangel mG, Sherman JC, Delis-Kaplan executive function system.
tex projections to the basilar pons in rhesus
Schmahmann JD. The cerebellar cognitive af- J Clin Exp Neuropsychol. 2005;27(5):599-
monkey: implications for the cerebellar contri-
fective/Schmahmann syndrome scale. Brain. 609.
bution to higher function. Neurosci Lett.
2018;141(1):248-70. 21. Lapierre D, Braun Cm, Hodgins S. ventral 1995;199(3):175-8.
10. Folstein mF, Folstein SE, mcHugh PR. "mini- frontal deficits in psychopathy: neuropsycho-
32. Schmahmann JD, Pandya DN. Anatomic or-
mental state". A practical method for grading logical test findings. Neuropsychologia.
ganization of the basilar pontine projections
the cognitive state of patients for the clinician. 1995;33(2):139-51.
from prefrontal cortices in rhesus monkey. J
J Psychiatr Res. 1975;12(3):189-98. 22. Stroop JR. Studies of interference in serial ver- Neurosci. 1997;17(1):438-58.
11. Nasreddine ZS, Phillips NA, Bedirian v, Char- bal reactions. Journal of Experimental Psy-
33. Schmahmann JD, Pandya DN. Anatomical in-
bonneau S, Whitehead v, Collin ı, et al. The chology. 1935;18(6):643.
vestigation of projections to the basis pontis
montreal cognitive assessment, moCA: a brief 23. macLeod Cm. Half a century of research on from posterior parietal association cortices in
screening tool for mild cognitive impairment. J the Stroop effect: an integrative review. Psy- rhesus monkey. J Comp Neurol.
Am Geriatr Soc. 2005;53(4):695-9. chol Bull. 1991;109(2):163-203. 1989;289(1):53-73.
12. Kandemir m, örnek İ, Kırbaş D. İnfratentöriyal 24. Karakaş S, Erdoğan E, Sak L, Soysal Aş, Ulu- 34. Guillot A, Collet C. The neurophysiological
inmelerde kognitif etkilenme. Turk Noroloji soy T, Ulusoy İY, et al. Stroop testi TBAG foundations of mental and motor imagery. ox-
Dergisi. 2009;15(4). formu: Türk kültürüne standardizasyon ford University Press; 2010.

22
Hale Zeynep Batur Çağlayan Klinik Pratikte Non-Motor Semptomların Ölçülmesi

35. Gerardin E, Sirigu A, Lehericy S, Poline JB, 43. Lezak mD, Howieson DB, Loring DW, Fischer 51. martin RC, Byrne mD. Why opening a door is
Gaymard B, marsault C, et al. Partially over- JS. Neuropsychological Assessment. USA: as easy as eating an apple: a reply to Thomp-
lapping neural networks for real and imagined oxford University Press; 2004. son-Schill and Botvinick (2006). Psychonomic
hand movements. Cereb Cortex. 2000; 44. Fisk JE, Sharp CA. Age-related impairment in Bulletin & Review. 2006;13(3):409-11.
10(11):1093-104. executive functioning: updating, inhibition, 52. martin RC, Cheng Y. Selection demands ver-
36. Cengiz B, Boran HE. The role of the cerebel- shifting, and access. J Clin Exp Neuropsychol. sus association strength in the verb genera-
lum in motor imagery. Neurosci Lett. 2004;26(7):874-90. tion task. Psychon Bull Rev. 2006;13(3):
2016;617:156-9. 45. mather N, Wendling BJ. Essentials of Dyslexia 396-401.
37. Spreen o, Strauss E. A Compendium of Neu- Assessment and ıntervention. John Wiley & 53. Taskiran-Sag A, Uzuncakmak Uyanik H,
ropsychological Tests. New York: oxford Uni- Sons; 2011. Uyanik SA, oztekin N. Prospective investiga-
versity Press; 1998. p.213-8. 46. Lowell SC, Felton RH, Hook PE. Basic facts tion of cerebellar cognitive affective syndrome
38. Ahmadian N, van Baarsen K, van Zandvoort about assessment of dyslexia: testing for in a previously non-demented population of
m, Robe PA. The cerebellar cognitive affective teaching. ınternational Dyslexia Association, acute cerebellar stroke. J Stroke Cerebrovasc
syndrome-a meta-analysis. Cerebellum. ıncorporated; 2014. Dis. 2020;29(8):104923.
2019;18(5):941-50. 47. Christo C, Davis Jm, Brock SE. ıdentifying, as- 54. Schmahmann JD, Weilburg JB, Sherman JC.
39. Hokkanen LS, Kauranen v, Roine Ro, Salo- sessing, and treating dyslexia at school. The neuropsychiatry of the cerebellum - in-
nen o, Kotila m. Subtle cognitive deficits after Springer Science & Business media; 2009. sights from the clinic. Cerebellum.
cerebellar infarcts. Eur J Neurol. 2007;6(3):254-67.
48. Del missier F, Crescentini C. Executive con-
2006;13(2):161-70. trol of retrieval in noun and verb generation. 55. Grace J, Stout JC, malloy PF. Assessing
40. Guell X, Hoche F, Schmahmann JD. metalin- Cognitive Systems Research. 2011;12(1):45- frontal lobe behavioral syndromes with the
guistic deficits in patients with cerebellar dys- 55. frontal lobe personality scale. Assessment.
function: empirical support for the dysmetria 1999;6(3):269-84.
49. Thompson-Schill SL, Botvinick mm. Resolving
of thought theory. Cerebellum. 2015;14(1):50- conflict: a response to martin and Cheng 56. Skuse DH, James RS, Bishop Dv, Coppin B,
8. (2006). Psychon Bull Rev. 2006;13(3):402-8; Dalton P, Aamodt-Leeper G, et al. Evidence
41. Caplan D, Hanna JE. Sentence production by discussion 9-11. from Turner's syndrome of an imprinted X-
aphasic patients in a constrained task. Brain linked locus affecting cognitive function. Na-
50. Thompson-Schill SL, D'Esposito m, Aguirre
Lang. 1998;63(2):184-218. ture. 1997;387(6634):705-8.
GK, Farah mJ. Role of left inferior prefrontal
42. Wiig E, Secord W. TLC-Expanded: Test of cortex in retrieval of semantic knowledge: a 57. mc Nair D, Lorr m, Droppleman L. PomS Pro-
Language Competence-Expanded Edition. reevaluation. Proc Natl Acad Sci U S A. file of mood States-Deutsche Bearbeitung von
San Antonio, TX, USA: Pearson; 1989. 1997;94(26):14792-7. Biehl, Dangel & Reiser. Weinheim: Beltz; 1981.

23
Serebellar Kognitif Afektif Sendrom
Cerebellar Cognitive Affective Syndrome

Çağatay Haşim YURTSEVENa, ÖZET Serebellumun hareket koordinasyonundaki işlevleri uzun zamandır bilinmekle birlikte son
dönemde bilişsel ve afektif süreçlerdeki rolü de ortaya konmuş durumdadır. Bu bağlamda Serebellar
Behcet COŞARa
Kognitif Afektif Sendrom (Cerebellar Cognitive Affective Syndrome-CCAS) ilk olarak 1998’de
Schmahmann ve Sherman tarafından tanımlanmıştır. Sendrom yürütücü işlevlerde, görsel uzamsal
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, alanda, dil becerilerinde ve affektte ortaya çıkan bozukluklarla karakterizedir. Sendromun varlığı ve
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, özellikleri ortaya konmuş olmasına rağmen klinik pratikte kendine henüz yeterince yer bulmuş değildir.
Ankara, TÜRKİYE Bu yazıda CCAS hakkında bilgi verilecektir.

Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Serebellum; serebellar hastalıklar; affekt; kognisyon


Çağatay Haşim YURTSEVEN
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ABSTRACT Although the functions of the cerebellum in movement coordination have been known for
Ankara, TÜRKİYE a long time, its role in cognitive and affective processes has also been demonstrated recently. In this
cgtyrtsvn@gmail.com context, Cerebellar Cognitive Affective Syndrome (CCAS) was first described by Schmahmann and
Sherman in 1998. The syndrome is characterized by impairments in executive functions, visual spatial
domain, language skills, and affect. Although the presence and characteristics of the syndrome have
been revealed, it is not sufficiently involved in clinical practice. Information on CCAS will be presented
in this article.

Keywords: Cerebellum; cerebellar diseases; affect; cognition

K
linik nöroloji ve nörobilim, geçmişten beri serebellumun hareket koordinasyo-
nundaki başat rolünü ortaya koymuş durumdadır. Bunun yanında literatürde
serebellar bozukluklarla ilişkili davranışsal anomaliler de bildirilmiş olmasına
karşın bu gözlemlere dair ilgi uzun dönem boyunca sınırlı kalmıştır.1 Son zamanlarda se-
rebellar hasarı olan hastalarda, hasarla ilişkili bilişsel işlev bozukluklarının oluştuğunu
gösteren kanıtlar artmaya başlamış ve Schmahmann ve Sherman (1998) serebellar pa-
tolojiler sonucu yürütücü işlevlerde, görsel uzamsal işlemede, dil becerilerinde, ve af-
fektte ortaya çıkan bozukluklarla karakterize Serebellar Kognitif Afektif Sendrom-
Cerebellar Cognitive Affective Syndrome (CCAS) tablosunu tanımlamışlardır.2 Bu durum
sonucunda entelektüel işlevlerde genel bir gerileme meydana gelir. CCAS serebellar ha-
sarlardaki klinik triadın (Motor, vestibüler, CCAS) sacayaklarından biri olarak kabul edi-
lir.3 Üniversal transform teorisi serebellumun hareket, biliş ve emosyon
modülasyonundaki işlevini belirtir. Düşünce dismetrisi, üniversal transform teorisine da-
yanır ve üniversal serebellar disfonksiyon sonucu gelişen bilişsel ve emosyonel bozulmayı
ifade eder.4 CCAS kliniği düşünce dismetrisi teorisinin klinikteki yansıması olarak kabul
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
edilir. Üniversal transform ve düşünce dismetrisi teorisi Şekil 1’de gösterilmiştir. Sen-
Yurtseven ÇH, Coşar B. Serebellar kognitif dromun özelliklerinin farklı patolojilerde ve farklı yaş gruplarında değişim sergilemediği
afektif sendrom. Coşar B, editör. Nöropsiki-
yatrik Açıdan Serebellum . 1. Baskı. Ankara: gösterilmiştir.3 Serebellar hemoraji ilişkili bilişsel bozulma prevalansı %83,3 oranında
Türkiye Klinikleri; 2021. p.24-8. bildirilmektedir.5 Literatürde CCAS insidansını bildiren veri bulunmamaktadır.

24
Çağatay Haşim Yurtseven ve ark. Serebellar Kognitif Afektif Sendrom

duygusal işleme ile ilişkili bulunmuştur.3 Lobül 6’nın


Lobül 7B’nin ve krus I’in hemisferik bölümleri aversif ya-
nıtta rol oynuyor gibi görünmektedir.9 Mevcut kanıtlar bi-
lişsel ve limbik işlevlerde görev alan serebellum
bölgelerinin lobül 6, 7A ve 7B’yi içerecek şekilde posterior
lobda bulunduğunu işaret etmektedir. Ayrıca 9. lobülün
de bu networke dahil olabileceği düşünülmektedir. Biliş-
sel alanlar bu lobüllerin lateralinde, Limbik serebellum
posterior vermiste temsil edilir.6,7 Posterior lobdaki biliş-
sel ve limbik serebellumu içeren fokal hasarlar, eğer ante-
rior lob korunmuşsa motor sendrom olmaksızın bilişsel ve
emosyonel bozuklukların meydana gelmesine yol açabilir.2
Bilişsel ve limbik serebellum alanlarındaki ve ilgili nükleus-
lardaki lezyonlar CCAS tablosuna sebep olur.1 CCAS sere-
bellumun karşılıklı serebral asosiyasyon alanları ile ve
ŞEKİL 1: Üniversal serebellar transformasyon ve düşünce dismetrisi teorilerinin di-
paralimbik korteks ile kurduğu bağlantılarda bozulmayı ifade
yagramı
etmektedir.10 CCAS patofizyolojisi açısından kabul edilmiş
bir hipotez proksimal efferent serebellar yollarda meydana
SEREBEllUmUN NON-mOTOR ANATOmİSİ VE gelen hasarın serebello-serebral diaşizise ve supratentoryal
CCAS İlE İlİŞKİSİ kortikal alanların hipofonksiyonuna yol açmasıdır. Bu durum
diaşizis olarak adlandırılır ve tek foton emisyonlu bilgisayarlı
Serebellumu serebral kortekse bağlayan anatomik devre-
tomografi (SPECT) ve perfüzyon MRI çalışmalarında gös-
ler, iki adet ileri besleme döngüsü (kortikopontin-pontose-
terilmiştir.8 Serebello-serebral projeksiyonlardaki kolinerjik
rebellar projeksiyon) ve iki adet geri besleme döngüsü
disfonksiyon da suçlanmıştır.5 CCAS tablosuna yol açan pa-
(serebellotalamik-talamokortikal projeksiyon) şeklinde dü-
tolojilerin bir kısmı serebellumla sınırlıdır. Ancak bilişsel ve
zenlenir. Serebellar vermis ve fastigial nukleus, limbik ve
davranışsal kliniğin sadece serebellar hasara atfedilemediği
paralimbik kortikal ve subkortikal bölgelerle bağlantılı
daha karmaşık patofizyolojik süreçler de gözlenmiştir.11 Ör-
beyin sapı nükleuslarıyla bağlantılar kurar. Vermis ve fas-
neğin bilateral kaudal paramedian orta beyin enfarktüsü son-
tigial nükleus limbik serebellum olarak adlandırılmaktadır.
rası gelişen Wernekink komissür sendromunda CCAS
lobül 6’nın bir kısmı ve lobül 7 (vermisteki lobül 7A, he-
bildirilmiştir.12 Kabaca serebellumun posterior lobunun pref-
misferlerdeki krus I ve II, lobül 7B ve lobül 9’un çoğu) se-
rontal korteksle bağlantılarındaki hasarın yürütücü işlevler-
rebral korteksin yüksek dereceli davranışla ilgili
deki bozulmayı, parietal korteksle bağlantılarındaki hasarın
asosiyasyon alanlarıyla, yani prefrontal korteks, posterior
görsel-uzamsal bozulmayı ve frontotemporal korteksle bağ-
parietal korteks, superior temporal polimodal bölgeler, sin-
lantılarındaki hasarın dilsel işlevlerdeki bozulmayı ortaya çı-
gulat girus ve posterior parahipokampal alanla resiprokal
kardığı söylenebilir. Limbik serebellum ile beyin sapındaki
bir ileri ve geri besleme bağlantıları kurarlar. Serebellu-
retiküler nükleuslar, intralaminer ve anterior talamik nükle-
mun dentat nukleusu, serebellar posterior lob efferentlerini
uslar, hipotalamus, hipokampus, septum, amigdala, ventral
serebral korteksin bu yüksek dereceli bölgelerine taşır.3,6,7
tegmental alan, periakueduktal gri cevher, mamiller cisim,
Dentat nükleusun ventral kısmı frontal, temporal ve parie-
singulat girus ve pregenual, retrosplenial ve paralimbik neo-
tal kortikal bölgelerin motor olmayan kısımlarıyla bağlan-
kortikal bölgeler arasındaki bağlantıların hasarında da affek-
tılıdır. Bu bölgelerden çıkan afferent yollark pontin
tif kliniğin ortaya çıkardığı düşünülmektedir.1,2,13
nükleuslar iüzerinden serebellar korteks ile bağlantı kurar
ve serebello-serebral devre tamamlanmış olur.8 Dorsal dik-
kat, ventral dikkat, frontoparietal, default mod ve dikkat KlİNİK
çekerlik (salience) ağları serebellumun posterior lobuyla CCAS kliniği primer ve sekonder serebellar bozukluklara
ilişkilidir. FMRI çalışmalarında lobül 6 ve krus I dil ve bağlı olarak gelişebilir. Akut veya subakut lezyonlar, nöro-
sözlü çalışma belleği (verbal working memory) ile, lobül 6 gelişimsel hastalıklar, postoperatif süreçler veya hastalıklar
uzamsal görevlerle, lobül 6, krus I ve lobül 7B çalışma bel- CCAS’a neden olabilir.12 Multisistem atrofiye eşlik edebi-
leği, planlama, organizasyon ve strateji oluşturma gibi yü- lir. İnme, hemoraji ve enfeksiyöz veya post-enfeksiyöz se-
rütücü işlevlerle ve lobül 6 ve 7’nin vermal bölümleri rebellit gibi akut lezyonların ardından belirginleşebilir.2 İnme

25
Çağatay Haşim Yurtseven ve ark. Serebellar Kognitif Afektif Sendrom

hastalarında yapılan çalışmaların, serebellar yaralanmanın güçlük, sözel akıcılıkta bozulma görülebilir. Sözel akıcı-
nörodavranışsal sonuçlarını belirlemede özellikle etkili ol- lıktaki bozulma fonetik biçimde semantik biçimden daha
duğu kanıtlanmıştır.3 Bir prospektif incelemenin sonuçlarına belirgindir. Anormal söz dizimi ve agrammatizm dil bece-
göre serebellokortikal projeksiyonlardaki akut denervasyon rilerindeki bozulmanın diğer bir yönüdür. Söylem bozuk-
sonrası hafif düzeyde affektif-davranışsal anormallikler or- luğu, metaforların, belirsizliğin ve çıkarımsal düşüncenin
taya çıkmakta ve tam CCAS kliniği nadir görülmektedir. idrak edilmesinde eksiklikler ve düşüncelerin sözlü bi-
Ancak önceden sağlıklı, demansı olmayan popülasyonda çimde ifade edilmesinde zorluklar şeklinde görülür.1,2,10,18
bile akut serebellar enfarkt sonrası bilişsel işlevler belirgin Düşünce dismetrisini yansıtır biçimde cümle üretiminde ve
biçimde etkilenmektedir.12 Nörodejeneratif ataksilerde kli- cümle yorumlamada bağlama uyarlama güçlükleri ve sıralı
nik sinsi seyreder. İnfantil başlangıçlı olan gelişimsel CCAS akıl yürütme gibi dil becerileri için gerekli olan bilişsel sü-
reçlerin bozulması da dilsel işlevlerdeki bozukluğa katkıda
tablosunda daha yaygın bir klinik görülür.2,14 Yetişkinlerde
bulunur.19 Mutizm özellikle pediatrik grupta olmak üzere
cerrahi sonrası CCAS gelişimi nadirdir.8 Topiramat tedavisi
yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. Volüm, perde ve ton kont-
altında CCAS kliniği geliştiği bildirilmiştir.15
rolündeki yetersizlikler sonucu tiz ve hipofonik bir ko-
nuşma ortaya çıkabilir.2 Disprozodi görülebilir.3
YÜRÜTÜCÜ İŞlEVlER
Yürütücü işlevlerdeki bozukluklar sendromun en erken bul- AFFEKT
gusu ve en dikkat çekici özelliğidir. Primer (somut) düşünce, Emosyonel işlevlerdeki rolü, serebellumun emosyonel pace-
problem çözme stratejilerinde eksiklik ve çoklu görev bece- maker olarak görev aldığı fikrine yol açmıştır.3 Posterior ver-
rilerinde bozulmalar ortaya çıkabilir. Hastalar faaliyetlerini mis ve fastigial nükleusu içeren limbik serebellum
planlamakta, sıraya koymakta ve organize etmekte güçlük lezyonlarında affektif bozulmalar meydana gelir.2,13 Emos-
çekebilirler. Bilişsel testlerde çalışma belleğindeki ve zihin- yonel disregülasyon bazen CCAS kliniğinin en belirgin yönü
sel esneklikteki bozukluklar ve perseveratif davranışlar gös- olabilmektedir.3 Dikkat, davranış ve kişilik tarzının modü-
terilebilir.1,2,16 Uzun dönem bellek nispeten korunur. Bununla lasyonu güçleşir. Künt duygulanım görülebilir. Disinihbisi-
birlikte hatırlamanın yürütücü kontrolü etkilenmiş olduğun- yonla ilişkili olarak gösterişli ya da dürtüsel eylemler ortaya
dan bellekteki içeriğe erişim engellenmiş durumdadır.3 Kısa çıkabilir. Davranış regresif ve çocuksu bir hale bürünebilir.
dönem bellek işlevlerindeki bozulma kendini öğrenmede ve Labil duygulanım ve irritabilite görülebilir. Orta hat serebel-
yeni bilgilerin spontan hatırlanmasında güçlüklerle gösterir. lar lezyonlardan sonra panik bozukluğu gelişebilir.1,2,20 Edi-
Bu bulgular, zihnin kodlama işlemi için sözel veya görsel- nilmiş panik atağının emosyon kontrolünde bozulma sonucu
uzamsal materyalin organize edilmesindeki yetersiz strateji- gelişen beklenti korkusunda aşırı yükselmeyi yansıttığı dü-
leri ve bellekte depolanmış bilgilerin bulunmasındaki şünülmüştür. Obsesif kompulsif bozukluk bildirilmiştir. Se-
zorluğu yansıtır.2,13 Dikkatin etkilendiğini bildiren çalışma- rebellar tip multisistem atrofide olduğu gibi bazı ataksilerde
ve pontoserebellar devrelerdeki hasar sonrası patolojik gülme
lar bulunmakla birlikte yakın zamanlı bir metaanalizde se-
ve/veya ağlama meydana gelebilir.2,3,21,22 Bu bulgular sere-
rebellar hasarlı olguların, kontrol gruplarıyla benzer sayı
bellumun emosyonel ifadenin istemli kontrolünde görev al-
uzamı test (digit span test) performansı gösterdiği ve dikka-
dığını düşündürmektedir. CCAS’ın affektif komonentinin
tin etkilenmediği bildirilmiştir.8
sosyal davranışı anlama, üretme ve kontrol etme becerisini
etkilediğini gösteren veriler mevcuttur.23,24 Dolayısıyla CCAS
GöRSEl-UzAmSAl İŞlEmE kliniği içinde sosyal bilişin bozulduğu söylenebilir.2
Görsel uzamsal bozulma görüntülerin hatırlanmasında, tek- Serebellar hasarın kabaca beş nöropsiyikiyatrik alanda
rar edilmesinde ve mesafe değerlendirilmesinde belirgin- düzensizliğe neden olduğu söylenebilir. Bunlar dikkat kont-
leşir.2,17 Sıralı çizme görevlerinde başarısızlık ve figürlerin rolü, duygusal kontrol, otizm spektrumu, psikoz spektrumu
kavramsallaştırılmasında bozulma görülür. Simultanagnozi ve sosyal becerilerdir. Bu alanların her birinde
(çoklu objelerin, kompleks resimlerin algılanmasında bo- hipometrik/azalmış ve hipermetrik/abartılı bulgular mevcut-
zulma) görülebilir.3 tur.2,20,25 Bu bulgular Tablo 1’de gösterilmiştir.

Dİl PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA CCAS


Dilin ifade edici işlevleri etkilenebilir. Uzamış cevap la- CCAS yetişkinlerde olduğu gibi pediatrik yaş grubunda da
tansı, kısa yanıtlar, konuşmaya isteksizlik, kelime bulmada meydana gelebilir. Serebellar tümör rezeksiyonu sonrası ço-

26
Çağatay Haşim Yurtseven ve ark. Serebellar Kognitif Afektif Sendrom

TABLO 1: CCAS kliniğinde gözlenen nöropsikiyatrik bulgular.

Hipermetrik semptomlar Hipometrik semptomlar


Dikkat kontrolü Dikkatsizlik Ruminasyonlar
Distraktibilite Perseverasyon
Hiperaktivite Dikkat odağını kaydırmada güçlük
Kompülsif ve ritüel benzeri davranışlar Obsesif düşünceler
Emosyonel kontrol İmpulsivite, disinhibisyon Anerji, anhedoni
labilite, tahmin edilemezlik mutsuzluık, umutsuzluk
Uygunsuz duygulanım, patolojik ağlama/gülme Disfori
Anksiyete, ajitasyon, panik semptomları Depresyon
Otizm spektrumu Stereotipik davranışlar Kaçıngan davranış, taktil savunma
Kendini uyarıcı davranışlar Uyaranlara duyarlılık
Psikoz spektrumu mantıksız düşünceler Empati eksikliği
Paranoya Affektte sessizleşme, emosyonel küntlük
Varsanılar Apati
Sosyal beceriler öfke, agresyon Pasiflik, immatürite, çocuksuluk
İrritabilite Sosyal etkileşimlerde güçlük
Karşı gelme davranışı Sınır aşımları
Safça tutum, aşırı güven

cuklarda disinhibisyon, dürtüsellik, irritabilite, disfori, dik- lerde, dil işlemede ve görsel-uzamsal alanlarda bilişsel za-
katsizlik ve sinirlilik bildirilmiştir. Otizm kliniğini taklit ede- yıflıklar gözlenmiştir.14,31,32 Vermis hipoplazisinin, CCAS ile
cek şekilde anksiyete, agresyon, stereotipler ve kişiler arası ilişkili pozitif psikiyatrik semptomlarla negatif psikiyatrik
ilişkilerde anormallik görülebilir. Çocuklarda CCAS’ın semptomlara göre daha ilişkili olabileceği bildirilmiştir.14 Fri-
tümör sonrası bilişsel bulguları kalıcı hale gelebilir. İfade edreich Ataksisi’nde sözel akıcılık, çalışma belleği ve sosyal
edici dil eksiklikleri, kelime bulma zorlukları, ve vermis ha- bilişte bozulmalar gösterilmiştir.3 Spinoserebellar ataksilerin
sarı durumunda mutizm meydana gelebilir.26-28 Pediatrik po- tüm tiplerinde bilişsel bozukluklara rastlanmakta ve bu bo-
stoperatif Serebellar Mutizm Sendromu (ppCMS), yüksek zukluklar hastalık seyri ile derinleşmektedir.31 Serebellar age-
insidansı ve yıkıcı klinik tablosu nedeniyle iyi bilinmektedir. nezide de CCAS kliniği görülebilir. Serebellar
PpCMS, emosyonel değişkenlik ve davranış değişiklikleri ile malformasyonların çeşitli bilişsel alanların gelişimi üzerin-
birlikte mutizm veya konuşmada ciddi bir azalma ile karak- deki uzun vadeli sonuçlarına dair mekanizmalar henüz ay-
terizedir ve bu nedenle CCAS’nin daha ciddi bir karşılığı gibi dınlatılmış değildir. Serebellum ile serebral kortikal ve
görünmektedir.8 Ataksi Telenjiektazi hastalarıyla yapılan bir subkortikal bölgeler arasındaki projeksiyonların düzenlen-
çalışmanın bulgularına göre erken yaşlarda bilişsel bozulma mesinde eksiklikler olabileceği ileri sürülmüştür.3
hafif ve görsel-uzamsal işlevlerle sınırlı kalmakta, yaş ve has-
talık progresyonu ile yürütücü işlevleri, affekti ve sosyal bi- TANı VE DEğERlENDİRmE ARAÇlARı
lişi içine alacak şekilde daha yaygın bir hal almaktadır. Dilsel
Mini-Mental Durum muayenesi (MMSE), Montreal Bi-
işlevlerdeki etkilenme hafif kalmaya devam etmektedir.29
lişsel Değerlendirme (MoCA) veya Wechsler Yetişkin
Akut postinfeksiyöz serebellar ataksi hastalarında sendromun
Zeka Ölçeği (WAIS) dahil olmak üzere mevcut standart
şiddetinin motor semptom şiddeti ile korele olduğu, iyileş-
bilişsel ve nörodavranışsal test bataryaları, serebellar
menin daha yavaş olduğu bildirilmiştir.30
kaynaklı bilişsel bozulmaları taramak için kullanılmak-
tadır.8 Hoche ve ark. tarafından 2018 yılında CCAS öl-
GElİŞİmSEl CCAS çeği geliştirilmiştir. Bu ölçeğin serebellar hasta
Çeşitli yapısal ve genetik problemler sonucu serebral mal- popülasyonunda, kapsamlı nöropsikolojik testlerle belir-
formasyonlar ve gelişimsel CCAS tablosu meydana gelebi- lenen bozuklukların tespiti açısından Mini Mental Test
lir. Serebellar hasarı veya gelişme geriliği bulunan preterm veya Montreal Bilişsel Değerlendirme testinden daha du-
infantlarda serebellar gelişimdeki erken bozuklukların uzun yarlı olduğu gösterilmiştir. Serebellar patolojisi olan ki-
vadeli motor, bilişsel, davranışsal ve sosyal bozukluklarda şilerde CCAS varlığının tespitinde yardımcı olacağı,
kritik bir rol oynadığı gösterilmiştir. Joubert sendromu olan klinik ilerleme veya gerileme ile tedavi yanıtının takibini
3 kardeşte CCAS kliniğini andırır biçimde yürütücü işlev- mümkün kılacağı beklenmektedir.3,33 Henüz çocuklar

27
Çağatay Haşim Yurtseven ve ark. Serebellar Kognitif Afektif Sendrom

için uyarlanmamıştır. Türkçe geçerlilik güvenilirlik ça-


lışması yapılmamıştır. SONUÇ
Tanımlanalı 20 yıldan uzun süre geçmesine rağmen CCAS
TEDAVİ rutin klinik pratikte kendine yeterince yer bulmuş değildir.
CCAS için kanıtlanmış spesifik bir tedavi bulunmamaktadır. Bu durum sendroma dair kesin bir tanım ve tanısal model
Literatürde bilişsel rehabilitasyona değinen sınırlı sayıda vaka eksikliğinin olması, tanının CCAS ölçeği geliştirilene
bildirimi mevcuttur. Hastanın “eksternal serebellum” gibi kadar klinik olarak konması, mevcut CCAS literatürünün
davranmasını teşvik eden farkındalık odaklı rehabilitasyon genellikle az sayıda hasta serilerinden oluşması ve sere-
yaklaşımı etkili görünmektedir. Ayrıca serebellumun motor bellar bozukluğu olan hastalarda nöropsikolojik değerlen-
öğrenme egzersizleriyle “eğitildiği” müdahalelerin bilişsel dirmenin rutin olarak yapılmaması gibi sebeplerle
işlevlerde de iyileşmeyi sağladığı ileri sürülmüştür.34 Koli- ilişkilendirilmiştir.8 CCAS’ın tanınması, hastaların ve ai-
nesteraz inhibitörü olan donepezil tedavisi ile semptomlarda lelerinin eğitimi için büyük önem taşımaktadır. Hastalar et-
gerileme gözlenen bir vaka bildirimi mevcuttur. Donepezi- kilenen işlevlere özel rehabilitasyon programlarından fayda
lin bölgesel kan akımında düzenleme ile terapötik etki yap- görebilirler. Özelleştirilmiş tedavi programları serebellar
tığı ileri sürülmüştür.5 yaralanmadan sonra daha iyi yaşam kalitesi sağlayabilir.

KAYNAKlAR
1. Schmahmann JD, Sherman JC. The cerebellar cogni- 40. ical Hypotheses. 2019;128:33-42.
tive affective syndrome. Brain: a Journal of Neurology. 13. Argyropoulos GP, Van Dun K, Adamaszek m, leggio 25. Phillips JR, Hewedi DH, Eissa Am, moustafa AA. The
1998;121(4):561-79. m, manto m, masciullo m, et al. The cerebellar cogni- cerebellum and psychiatric disorders. Frontiers in Pub-
2. Bodranghien F, Bastian A, Casali C, Hallett m, louis tive affective/Schmahmann syndrome: a task force lic Health. 2015;3:66.
ED, manto m, et al. Consensus paper: revisiting the paper. The Cerebellum. 2020;19(1):102-25.
26. maryniak A, Roszkowski m. Cognitive and affective dis-
symptoms and signs of cerebellar syndrome. The 14. Hickey Cl, Sherman JC, Goldenberg P, Kritzer A, turbances in children after surgical treatment of cere-
Cerebellum. 2016;15(3):369-91. Caruso P, Schmahmann JD, et al. Cerebellar cognitive bellar tumors. Neurologia i Neurochirurgia Polska.
3. Schmahmann JD. The cerebellum and cognition. Neu- affective syndrome: insights from Joubert syndrome. 2005;39(3):202-6.
roscience letters. 2019;688:62-75. Cerebellum & Ataxias. 2018;5(1):1-8.
27. Turkel SB, Shu Chen l, Nelson mD, Hyder D, Gilles
4. Guell X, Gabrieli JD, Schmahmann JD. Embodied cog- 15. Baillieux H, Verslegers W, Paquier P, De Deyn PP, mar- FH, Woodall l, et al. (2004). Case series: acute mood
nition and the cerebellum: perspectives from the dys- iën P. Cerebellar cognitive affective syndrome associ- symptoms associated with posterior fossa lesions in
metria of thought and the universal cerebellar transform ated with topiramate. Clinical Neurology and children. The Journal of Neuropsychiatry and Clinical
theories. Cortex. 2018;100:140-8. Neurosurgery. 2008;110(5): 496-9. Neurosciences. 2004;16(4):443-5.
5. Nishida Y, Hizume m, Fumimura Y, ıchikawa T. Cere- 16. Seçkin HY, Nalçacı ETD. Serebellum lezyonlu olgu- 28. Baillieux H, De Smet HJ, lesage G, Paquier P, De
bellar cognitive affective syndrome improved by larda bilişsel işlev değişikliklerinin incelenmesi [Doktora Deyn PP, mariën P. Neurobehavioral alterations in an
donepezil. ınternal medicine. 2019;1206-18. tezi]. Ankara: Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri En- adolescent following posterior fossa tumor resection.
stitüsü. The Cerebellum. 2006;5(4):289-95.
6. Schmahmann JD. From movement to thought:
anatomic substrates of the cerebellar contribution to 17. Stoodley CJ, Schmahmann JD. Functional topography 29. Hoche F, Daly mP, Chutake YK, Valera E, Sherman JC,
cognitive processing. Human Brain mapping. in the human cerebellum: a meta-analysis of neu- Schmahmann JD. The cerebellar cognitive affective
1996;4(3):174-98. roimaging studies. Neuroimage. 2009;44(2):489-501. syndrome in ataxia-telangiectasia. The Cerebellum.
18. mariën P, Borgatti R. language and the cerebellum. 2019;18(2): 225-44.
7. Schmahmann JD, Pandya DN. The cerebrocerebellar
Handbook of Clinical Neurology. 2018;154:181-202.
system. ınternational Review of Neurobiology. 30. Evald l, Evald J, Hansen D, Bonne Nl, Hansen JK.
1997;41:31-60. 19. Guell X, Hoche F, Schmahmann JD. metalinguistic Cerebellar cognitive affective syndrome in children with
deficits in patients with cerebellar dysfunction: empiri- acute postinfectious cerebellar ataxia. Pediatric Neu-
8. Ahmadian N, van Baarsen K, van zandvoort m, Robe
cal support for the dysmetria of thought theory. The rology. 2020;110:71-9.
PA. The cerebellar cognitive affective syndrome-a
Cerebellum. 2015;14(1):50-8.
meta-analysis. The Cerebellum. 2019;18(5):941-50. 31. Schmitz‐Hübsch T, lux S, Bauer P, Brandt AU, Schla-
20. Schmahmann JD, Weilburg JB, Sherman JC. The neu- pakow E, Greschus S, et al. Spinocerebellar ataxia type
9. lange ı, Kasanova z, Goossens l, leibold N, De ropsychiatry of the cerebellum-insights from the clinic.
zeeuw Cı, van Amelsvoort, et al. The anatomy of fear 14: refining clinicogenetic
The Cerebellum. 2007;6(3):254-67. diagnosis in a rare adult‐onset disorder.
learning in the cerebellum: A systematic meta-analy-
21. Parvizi J, Anderson SW, martin CO, Damasio H, Annals of Clinical and Translational Neurology. 2021.
sis. Neuroscience & Biobehavioral Reviews.
Damasio AR. Pathological laughter and crying: a link
2015;59:83-91. 32. manto m, Huisman TA. The cerebellum from the fetus
to the cerebellum. Brain. 2001;124(9):1708-19.
10. Schmahmann JD. Disorders of the cerebellum: ataxia, to the elderly: history, advances, and future challenges.
22. Ni mF, zhang BW, Chang Y, Huang XF, Wang Xm. Al- Handbook of Clinical Neurology. 2018;155:407-13.
dysmetria of thought, and the cerebellar cognitive af-
tered resting-state network connectivity in panic disor-
fective syndrome. The Journal of Neuropsychiatry and 33. Hoche F, Guell X, Vangel mG, Sherman JC, Schmah-
der: an independent ComponentAnalysis. Brain
Clinical Neurosciences. 2004;16(3):367-78. mann JD. The cerebellar cognitive affective/Schmah-
ımaging and Behavior. 2020;1-10.
11. Taskiran-Sag A, Uyanik HU, Uyanik SA, Oztekin N. mann syndrome scale. Brain. 2018;141(1):248-70.
23. Van Overwalle F, ma Q, Heleven E. The posterior crus
Prospective investigation of cerebellar cognitive affec- 34. van Dun K, Overwalle FV, manto m, marien P. Cogni-
ıı cerebellum is specialized for
tive syndrome in a previously non-demented popula- tive impact of cerebellar damage: is
social mentalizing and emotional self-experiences: a
tion of acute cerebellar stroke. Journal of Stroke and there a future for cognitive rehabilitation?
meta-analysis. Social Cognitive
Cerebrovascular Diseases. 2020;29(8): 104923. CNS & Neurological Disorders-Drug Targets (Formerly
and Affective Neuroscience. 2020;15(9):905-28.
12. Chen K, Wu l, Chen W. Cerebellar cognitive affective Current Drug Targets-CNS &
syndrome after bilateral caudal paramedian midbrain 24. Van Overwalle F, manto m, leggio m, Delgado-García Neurological Disorders). 2018;17(3):199-
infarction. Acta Neurologica Belgica. 2020;120(4):939- Jm. The sequencing process generated by the cere- 206.
bellum crucially contributes to social interactions. med-

28
Şizofreni ve Serebellum
Schizophrenia and Cerebellum

Muhammed Hakan AKSUa, ÖZET Uzun yıllar boyunca serebellumun yalnızca motor işlevinin olduğu düşünülmüştür. Fakat sere-
bellum hasarını araştıran çalışmalardan elde edilen kanıtlar ile bilişsel işlevler üzerinde bir rolü olduğu
Fatih YIĞMANb
saptanmıştır. Şizofrenide serebellumun rolünün keşfi "Bilişsel dismetri" hipotezi ile ivme kazanmıştır.
Bu hipoteze göre serebello-talamo-frontal devrenin şizofreninin pozitif, negatif ve bilişsel belirtilerinin
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, gelişimine katkıda bulunduğu öne sürülmektedir. Serebellumun yapısal ve fonksiyonel anormallikleri ilk
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, nörogörüntüleme çalışmalarından bu yana şizofrenide gözlemlenmektedir. Şizofrenide serebellumdaki
Ankara, TÜRKİYE bozulmalara dair kanıtların artıması ile serebellumu hedef Transkranial Manyetik Uyarımın araştırma-
b
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, ları hız kazanmıştır. Henüz sınırlı sayıda yapılan araştırmalar şizofrenide serebellar modülasyonun et-
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, kilerini incelemiş ve umut verici sonuçlar gözlemlenmiştir.
Ankara, TÜRKİYE
Anahtar Kelimeler: Serebellum; şizofreni
Yazışma Adresi/Correspondence:
Muhammed Hakan AKSU
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, ABSTRACT For many years, the cerebellum was thought to have only motor function. However, with
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, the evidence obtained from studies investigating cerebellum damage, it has been found that it has a role
Ankara, TÜRKİYE on cognitive functions. The discovery of the role of the cerebellum in schizophrenia has been acceler-
mhknks@gmail.com ated by the "cognitive dysmetry" hypothesis. According to this hypothesis, it is suggested that the cere-
bello-thalamo-frontal circuit contributes to the development of positive, negative and cognitive symptoms
of schizophrenia.Structural and functional abnormalities of the cerebellum have been observed in
schizophrenia since the first neuroimaging studies. With the increasing evidence of deterioration in the
cerebellum in schizophrenia, research on Transcranial Magnetic Stimulation to target the cerebellum
has gained momentum. Limited number of studies have examined the effects of cerebellar modulation
in schizophrenia and promising results have been observed.

Keywords: Cerebellum; schizophrenia

Ş izofreni, genetik, çevresel ve nörogelişimsel faktörlerle ilişkili bir psikiyatrik bo-


zukluktur. Belirtiler genellikle geç çocukluk ve erken ergenlik döneminde ortaya
çıkmaktadır. Sanrılar gibi düşünce bozuklukları, varsanılar gibi algı bozukluk-
ları, dezorganize konuşma, anormal veya katatonik davranış ve anhedoni, künt affekt
gibi negatif belirtileri gözlemlenebilmektedir. Şizofreni tanısının yaşam boyu yaygınlı-
ğının genel popülasyonun yaklaşık%1’i olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca bellek bo-
zukluğu, öğrenme güçlüğü, yürütücü işlevlerde bozulma gibi bilişsel eksiklikler de
mevcuttur. İlginç bir şekilde, şizofrenide bulunan belirtilerin çoğu, serebellar korteksi
hasar görmüş hastalarda görülen belirtilere benzemektedir.1
Bleuler’in “parçalanmış phrene” kavramı ve Stransky’nin “intrapsişik ataksi” kav-
ramından bu yana, çeşitli yazarlar şizofreninin patogenezinin patolojik bir kopukluğa
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Aksu MH, Yığman F. Şizofreni ve serebellum.
veya farklı beyin alanları veya zihinsel işlevler arasındaki koordinasyon eksikliğine bağlı
Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Sere- olabileceğini varsaymışlardır.2 Yaygın sinaptik disfonksiyon veya beyaz madde bozul-
bellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri;
2021. p.29-34.
ması gibi şizofreninin nörobiyolojisine ilişkin birkaç köklü bulgunun bu örtük neo-Bleu-

29
Muhammed Hakan Aksu ve ark. Şizofreni ve Serebellum

ler bağlantı kopukluğu paradigmasına kadar uzanabileceği tikal ve subkortikal yapıya sahip geniş bir topografik bağ-
iddia edilmiştir.2 Dünden bugüne, nöral veya mental koor- lantı kümesine sahiptir.12-14 Bu bağlantılar yoluyla serebel-
dinason bozukluğu kavramı serebellumun işlev bozuklu- lum, nöral aktivitenin zamansal dinamiklerini farklı beyin
ğuyla ilişkilendirilmiştir.2 Şizofreni patofizyolojisine bölgelerinde modüle eder ve nihayetinde bilişsel, duygu-
serebellumun rolü Kraepelin dönemine kadar uzanmakta- sal ve sensörimotor fonksiyonları düzenler.15 Daha ayrıntılı
dır.3 Ancak görünüşe göre ilk dönemlerde unutulmuş ve olarak, serebellumun farklı modalitelerde iç ve dış uyaran
psikiyatri tarihinde birkaç kez yeniden keşfedilmiştir. modellerini algılayan ve sürekli olarak örtük, bilinçsiz tah-
Beyin hasarı olan insanlarla yapılan lezyon çalış- min modelleri üreten “evrensel bir dönüştürücü” olarak ça-
maları, bölgesel ve fokal nöral fonksiyonları incelemek lıştığı varsayılmaktadır.16,17 Bu hipoteze uygun olarak,
için klasik bir yöntemdir. Ayrıca serebellumun şiforeni- serebellar disfonksiyonun yalnızca motor koordinasyona
deki rolünde de önemli bilgilerin elde edilmesine yol aç- değil, aynı zamanda daha önceden beri kullanılan adıyla
“bilişsel dismetri” olarak adlandırılan şiddetli, heterojen
mıştır.4 Serebellum lezyonu olan insanların izlendiği
bilişsel ve afektif bozukluklara da neden olduğu gösteril-
çalışmalarda bu bireylerde zaman algısının bozulduğunu
miştir.16
gösterilmiştir. Ve bu gelişmeler serebellumun daha saf bi-
lişsel bir rolünün tanımlanmasına yardımcı olmuştur. Se-
rebellumun zaman bağlamında zihinsel olayları takip NöRAl BAĞlANTIlAR vE BİlİŞSEl DİSMETRİ
ederek bilişi kolaylaştırabileceğini düşüncesini geliştir- Şizofrenide nörotransmiter hipotezleri, dopaminerjik ve
miştir 4. Bazı çalışmalar serebellumun ilişkisel öğrenmede glutamaterjik sistemler üzerine odaklanmaktadır.18 Yapı-
önemli bir rol oynadığını da göstermiştir.5 Diğer çalış- sal, fonksiyonel ve spektroskopik manyetik rezonans gö-
malar serebellar lezyonların mutizm gibi psikiyatrik bo- rüntüleme (MRI) ve difüzyon görüntüleme çalışmaları,
zukluklara benzer belirtiler üretebileceğini göstermiştir.6 heteromodal korteks (Heteromodal korteks, çoklu duyusal
Bununla birlikte, serebellar lezyonlar normalde psikotik veya çok modlu alanlardan girdi alan bir bölgeyi ifade
belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmamaktadır. Bu ne- eder) ve hipokampus dahil olmak üzere fronto-temporal-
denle, serebellumun şizofrenide hiçbir rolü olmadığı dü- talamik-serebellar bağlantılarda makro ve mikro bozuk-
şünülmüştür.4 Fakat bilişteki bozuklukların şizofreninin luklarla sonuçlanan değişiklikleri ortaya koymuştur.19
birincil belirtileri olduğu ve psikotik belirtilerin sadece Hücresel ve moleküler düzeyde, oligodendrositlerin ve mi-
ikincil olduğunu ortaya koyan klasik Bleulerian görüşü yelin bileşenlerinin sayısında ve işlevinde ve ayrıca sinap-
yeniden öne çıkmaktadır.2 Bakış açısındaki bu değişiklik, tik proteinlerde eksiklikler gözlenmiştir.20-22 Şizofreninin,
serebellumun zamanlama ve ilişkisel öğrenme gibi temel
tanımlanmış beyin bölgelerinde veya fonksiyonel nöronal
bilişsel işlevlerdeki rolünün artan kabulüyle birlikte, şi-
devrelerdeki değişikliklerden kaynaklanan belirtiler ve nö-
zofrenide serebellumun rolüne yönelik artan bir ilgiye yol
ropsikolojik kusurlarla birlikte beynin nörogelişimsel nö-
açmıştır.4 İn vivo nörogörüntüleme araçlarını kullanarak
ropatolojisinden kaynaklandığı varsayılmıştır.23 Talamus,
son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalar, serebellumun
periferik duyusal girdileri kortekse aktaran ve serebellum-
sağlıklı insan beyninde biliş üzerine önemli bir rol oyna-
dan bağlantılar alan merkezi bir röle istasyonu görevi
dığını göstermektedir.
görür. Duyusal bilgileri filtrelemede, kortekse bilişsel gir-
Serebellumun şizofreni patofizyolojisindeki rolünü diyi düzenlemede ve frontal ve temporal bölgeler gibi özel-
anlamak için bu yapının sensorimotor işlevinin ötesinde likle şizofrenide yer alan alanlar arasındaki kortikokortikal
birçok işlevi olduğunu dikkate almak gerekmektedir.2 Bu bağlantılara aracılık etmede kritik bir rol oynar. Şizofreni
yaklaşım nispeten yenidir ve serebellar lezyonları olan bi- hastalarında, pozitron emisyon tomografisi (PET) çalış-
reyler arasında bilişsel bozukluk gözlemleri de dahil olmak maları, kortiko-serebellar-talamik-kortikal nöronal devre-
üzere çeşitli araştırmalardan kaynaklanmaktadır.7 İlk olarak nin işlev bozukluğunu, yani “bilişsel dismetri” olarak
serebellumun frontal korteks de dahil olmak üzere serebral adlandırılagelen bozuk biliş ve hastalığın diğer belirtilerine
alanlarla doğrudan bağlantılı olabileceğini öne sürülmüş- katkıda bulunduğunu göstermektedir.24 Bilişsel dismetri
tür.8,9 Tutarlı olarak, yüksek bilişsel işlevlerde serebellu- kavramı bilgiyi hızlı bir şekilde alma ve işleme, ilgili iliş-
mun işlevi birçok nörogörüntüleme çalışmasında kili yapılara geri gönderme ve iyi modüle edilmiş ve ince
araştırmacılar tarafından doğrulanmıştır.10,11 ayarlanmış bir yanıt üretememe anlamlarına karşılık gel-
Serebellum, kendine özgü bir hücre mimarisi ile ka- mektedir. Bu nedenle, şizofreni hastalarında postür, yü-
rakterizedir. Prefrontal ve singulat korteks ile talamus ve rüme, duygusal tepki ve ifade ve bilişsel performans
ventral tegmental alan, dahil olmak üzere çok sayıda kor- anormallikleri olduğu bildirilmektedir.19 Ayrıca bu kavram,

30
Muhammed Hakan Aksu ve ark. Şizofreni ve Serebellum

işlem belleğinde bozulmalar, anıların geri çağırılmasında kırpma koşullandırması, prosedürel öğrenme eksiklikleri
zorluklar gibi frontal işlevler ile birlikte serebellar işlev- ve zayıf bilişsel performans durumlarına odaklanmıştır.
lerden olan sıralamada ve zamanlamada bozulma, zihinsel Şizforenide bir bulgu olarak değerlendirilen nörolojik silik
aktivitenin akışında kesintilerin olduğuna işaret etmekte- belirtilerin serebellum ve ilgili ağlarda azalmış gri madde
dir. Zamansal sırası yanlış şekilde bütünleştirilen bilgiler hacimleri ile korelasyon gösterdiği saptanmıştır.30
iç ve dış algılamaların yanlış şekilde yorumlanmasına ve Şizofreni hastalarında serebellumun yapısal olarak in-
sonuçta varsanı ve sanrı gibi pozitif veya duygusal istek- celendiği ilk çalışmalarda şizofreni tanılı hastaların %
sizlik veya küntleşme gibi negatif psikotik belirtilerin or- 17’sinde serebellar vermiste belirgin atrofi saptandığı be-
taya çıkmasında rol oynamaktadır.25 lirtilmiş fakat sonraki birkaç çalışmada sağlıklı kontroller
ve şizofreni tanılı hastalar arasında fark saptanmamıştır.31-
SEREBEllUMUN BİlİŞSEl İŞlEvlERİ vE 33
Son 10 yılda yapılan çalışmalar incelendiğinde ise bila-
ŞİzoFRENİ teral anterior serebellumda gri madde hacminde azalma,
sol serebellar krus I ve II hacminde azalma, total serebel-
Serebellar korteks, beş farklı tipte glutamaterjik ve gama
lum hacminde azalma, serebellar gri madde hacminde artış
amino bütirik asit (GABA) ergik nöronları içeren üç farklı
veya azalma, bilateral serebellumun VII, VI ve krus I böl-
hücresel katmana bölünmüştür. Serebelluma girdiler, alt
gelerinin hacminde azalma, bilateral serebellumun VII, VI
zeytinden gelen uyarıcı tırmanan liflerden ve beyin sapı ve
ve krus I bölgelerinin hacminde azalma, serebellumun bi-
serebral korteksi pons aracılığıyla serebelluma bağlayan
lişsel fonksiyon ile ilişkili alanlarının hacminde azalma,
glutamaterjik yosunlu liflerden gelir.26 Talamus yoluyla
hastaların küçük bir alt grubunda serebellumda belirgin
bağlanarak serebellumun sadece korteksin motor alanlarını
hacim azalması şeklinde bulgular saptanmıştır.31,34-41
değil, aynı zamanda bilişle ilgili prefrontal ve parietal he-
teromodal asosiasyon kortekslerini de innerve ettiği göste- Fonksiyonel görüntüleme araçlarını kullanan şizof-
rilmiştir.27 Ayrıca lateral serebellum lezyonlarında reni çalışmaları, serebellumu içeren dağınık beyin bölge-
konuşma bozulabilir, mutizm ve amnestik afazi gözlemle- lerinde nispeten tutarlı nitelikte bir anormallik modeli
nebilir. Sağ serebellum, dorsolateral prefrontal korteks ile ortaya koymuştur. Serebellumda uygun göreve bağlı kor-
bağlantılı olarak, yürütme ve işlem belleği işlevlerinde rol tikal bölgeler aktive edilerek, kortiko-serebellar-talamik-
oynar. Ek olarak, PET ve fonksiyonel manyetik rezonans kortikal devrenin dağınık bir beyin devresi olarak önemi
(fMRI) çalışmaları serebellumun farklı bilişsel görevlerde belirlenmiştir. İyi öğrenilmiş bir hikayenin sözlü olarak
rol oynadığını gösterilmiştir. Duyu ayrımı, dikkat, veya hatırlanması, sözcük listesi için uzun süreli bellek, empa-
daha yakın zamanda, işleyen bellek taleplerinin dikkat tik bir anlatı yaratmak (zihin teorisi görevi), yeni öğrenilen
kısmı, semantik ilişki, sözel öğrenme ve bellek, görsel- bir kelime listesinin sözlü olarak hatırlanması, yüz resim-
uzamsal işlev ve karmaşık problem çözme gibi işlevlerde lerini hatırlama, dışarıdan tempolu parmakla vurma, göz
rolü vardır.19 Serebellum, aynı zamanda yürütücü işlevler kırpma koşullandırmasının edinilmesi gibi birtakım gö-
olarak adlandırılan üst düzey bilişsel kontrol süreçleriyle revlerin ilişkili olduğu serebellum bölgeleri anatomik ola-
de bağlantılıdır.28 Serebellar hasardan sonra, nörokognitif rak belirlenmeye çalışılmıştır. Bu modeli temel alan
belirtiler ve körelmiş duygulanım ve uygunsuz davranış çalışmalarda görevle ilişkili alanlarda hem vermiste hem
içeren bir bilişsel afektif sendrom gösterilmiştir.29 Yuka- de serebral hemisferlerde anormallikler görülmüştür. Şi-
rıda bahsi geçen, serebellumun non-motor işlevi ile ilişkili zofreni hastaları, bellek, dikkat, sosyal biliş ve duygu dahil
alanların birçoğu şizofreni hastalarında olumsuz etkilenen olmak üzere beynin çeşitli işlevsel sistemlerini yansıtan
işlevlerle örtüştüğü gözlenmektedir.4 geniş bir görev yelpazesinde serebellumda azalmış kan
akımı gözlemiştir.4
BEYİN GöRÜTÜlEME çAlIŞMAlARI Dinlenme durumunu veya çalışma belleğini ve peri-
Özellikle, şizofreni hastalarının serebellumlarında yapısal yodik sıralı öğrenme görevlerini araştıran PET ve fMRI
anormallikler, ilk nörogörüntüleme çalışmalarından bu çalışmalarından elde edilen kanıtlar ise serebellumun bazı
yana tespit edilmektedir, hatta serebellum, klinik iyileş- bölgelerin aktivasyonunda azalma göstermektedir.42,43
meye yeni bir ufuk açarak beyin uyarımında hedef olarak Serebellumun işlevsel bağlantılarındaki değişimleri ince-
kullanılmıştır.2 Şizofreni hastalarında serebellar işlevlerin leyen çalışmalarda ise talamus ve serebellum arasındaki
bozulmasını destekleyen bazı eksiklikler ortaya konmuş- işlevsel bağlantılarda azalma, serebral korteksin ve pos-
tur. Görüntüleme çalışmaları silik nörolojik belirtiler, ko- terior serebellumun (krus I/II) birleştirici bölgeleri ara-
ordinasyon bozukluğu, anormal duruş, bozulmuş göz sında azalmış işlevsel bağlantı, serebral korteksin

31
Muhammed Hakan Aksu ve ark. Şizofreni ve Serebellum

sensorimotor bölgeleri ile serebellar bölgeler arasında semtpomlar için yeni bir tedavi seçeneği olabileceği bildi-
artan fonksiyonel bağlantı, talamus ve posterior serebel- rilmiştir.
lar bölgeler arasında azaltılmış fonksiyonel bağlantı (crus Başka bir çalışmada, medial frontal korteks (MFC)
I / II) (sanrılar ve tuhaf davranışlarla ilişkili), artmış se- ve lateral cerebellar nukleus (LCN) arasındaki delta dalga
rebello-talamo-kortikal ağ bağlantıları saptanmıştır.31,44- aralığında çift yönlü bağlantının, performans üzerinde et-
47
kili olduğu gösterilmiştir.51 MFC’de D1 inhibisyonuyla
Sonuç olarak yapısal nörogörüntüleme bulguları şi- elde edilen şizofreni modeli, delfa MFC aktivitesini azalt-
zofrenide serebellar tutulum için ikna edici kanıtlar sağ- mış ve LCN’nin optogenetik uyarılması ile eski haline
larken, fonksiyonel MRI (fMRI) çalışmalarından elde dönmüştür. Tedaviye dirençli 8 şizofreni hastasına 5 gün,
edilen kanıtlarda belirsizlikler gözlenmektedir.31 günde 2 defa serebellar vermal theta Burst
stimulation(TBS) uygulanmış, Pozitif ve Negatif Sendrom
Ölçeği (PANNS)’nin negatif belirtileri ve ve bazı bilişsel
ŞİzoFRENİDE SEREBEllUM belirtiler üzerinde etkili bulunmuştur.52 Randomize kont-
oDAKlI TEDAvİlER rollü olarak gerçekleştirilen ve 10 seanslık rTMS uygula-
90’lı yılların ikinci yarısında ortay atılan “bilişsel dismetri” nan bir çalışmada ise; serebellar stimülasyonun, PANNS
teorisi ile birlikte şizofreni tedavisinde serebellum daha negatif belirtiler alt ölçeğinde ve Şizofreni için Calgary
fazla gündeme gelmeye başlamıştır.25,48 Bu teori, şizofre- Depresyon Ölçeği puanlarında azalmayı sağladığı göste-
nideki klinik tablolar ile ilişkili olarak serebelluma ait ano- rilmiştir.53
maliler ve “serebello-talamo-kortikal devre” Klinik olmayan psikoz ve sağlıklı kontrollerle yapılan
disfonksiyonuna atıfta bulunur. Bununla ilgili olarak daha ve transkraniyal doğru akım uyarımı (tDCS) uygulanan bir
önce yapılan çalışmalarda, serebellum ilişkili olası patolo- çalışmada ise öğrenme üzerine olumlu etkiler tespit edil-
jilere atıfta bulunulmuştur.2 Serebellar disfonksiyonun şi- miştir.54 Dokuz sağlıklı kontrol ve dokuz şizofreni hastası-
zofreni patofizyolojisinde rol oynaması, serebellar nın dahil edildiği ve serebellum orta hattına tek seanslık
devrelerin modülasyonunun terapötik potansiyele sahip transkraniyal vurulu akım uyarımı (tPCS) uygulamasının
olabileceğini gösterir.13 Serebelluma bağlı lezyonları olan incelendiği çalışmada ise, MFC’deki teta aktivitesi üze-
hastalar değerlendirildiğinde; planlama, soyutlama, görsel rinde etki saptanırken, performans ve bilişsel işlevlerdeki
ve uzamsal bellek sorunları, duygulanım sorunları ve sos- iyileşme ile ilişki saptanmamıştır.55
yal davranışlarda uygunsuzluk saptanmıştır.49 Bu klinik Klinik çalışmalarda serebellar aktiviteyi modüle
tablonun şizofreni hastalarındaki belirtilerle örtüştüğü sap- etmek için TMS, tDCS veya tPCS uygulamaları görül-
tanmıştır. Ancak serebellar disfonksiyon ile bilişsel dis- mektedir, ancak daha az invaziv yöntemlerin de serebel-
metri arasındaki ilişkinin yönü belirsizdir. Diğer bir lumu aktive edebileceği bildirilmektedir.56 Örneğin, uzun
ifadeyle, serebellar disfonksiyonun sebep mi, sonuç mu ol- süreli fiziksel egzersizin, serebellumdaki plastisiteyi geliş-
duğu konusunda çalışmalar sürmektedir. Bir takım çalış- tirebileceği ve serebello-talamo-kortikal yolların modülas-
maların ön kanıtları, serebellar aktivite uyarılmasının, yonunda rol oynayabileceği bildirilmiştir.57 Bu durumda
terapötik etkileri olabileceğini bildirmiştir.12,50 aerobik egzersiz gibi yöntemlerin tek başına veya diğer te-
Posterior serebellumu hedefleyen bir Tekrarlayan davilerle kombine olarak kullanılabileceği ihtimalini or-
Transkraniyal Manyetik Uyarım (rTMS), 11 kişilik bir taya çıkarmaktadır.58
hasta grubuna 5 gün süre ile günde 4 saat olarak uygulan- Sonuç olarak, özellikle serebellar vermis üzerinde
mıştır.12 Bu hastalarda serebellar-prefrontal bağlantıda bir TMS, tDCS veya tPCS gibi uygulamaların serebellar yo-
artış olduğu saptanmış ve bu artışın negatif belirtilerdeki lakların modülasyonunda etkili olabileceği, klinik olarak
iyileşme ile önemli derecede korelasyon gösterdiği sap- da özellikle şizofreni için negatif, depresif ve bilişsel be-
tanmıştır. Bu çalışma sonuçlarına göre serebellum ve sağ lirtiler gibi sosyal işlevsellikte önemli rolü olan belirtilerin
dorsolateral prefrontal korteks arasındaki bir bağlantı bo- tedavisinde etkili olabileceği söylenebilir. Tedavi amacıyla
zukluğunun negatif belirti şiddeti ile ilişkili olabileceği, bu uygulanan serebellar devrelerin modülasyonu, şizofrenide
bozukluğun düzelmesinin negatif belirtilerde iyileşme sağ- negatif, depresif veya bilişsel belirtilerde önemli iyileşme-
layabileceği bildirilmiş ve ayrıca ilaca dirençli negatif ler sağlayabilir.2

32
Muhammed Hakan Aksu ve ark. Şizofreni ve Serebellum

KAYNAKlAR
1. Phillips JR, Hewedi DH, Eissa AM, Moustafa bodied cognition and the cerebellum: per- gadhar BN, Keshavan MS. Neuroanatomical
AA. The cerebellum and psychiatric disorders. spectives from the dysmetria of thought and correlates of neurological soft signs in an-
Frontiers in Public Health. 2015;3:66. the universal cerebellar transform theories. tipsychotic-naive schizophrenia. Psychiatry
2. Escelsior A, Murri MB, Calcagno P, Cervetti A, Cortex. 2018;100:140-8. Res Neuroimaging. 2008;164(3):215-22.
Caruso R, Croce E, et al. Effectiveness of 17. Schmahmann JD. The cerebellum and cogni- 31. Moberget T, Ivry RB. Prediction, psychosis,
cerebellar circuitry modulation in schizophre- tion. Neurosci lett. 2019;688:62-75. and the cerebellum. Biol Psychiatry: Cognitive
nia: a systematic review. J Nerv Ment Dis. 18. Howes o, McCutcheon R, Stone J. Glutamate Neuroscience and Neuroimaging.
2019;207(11):977-86. and dopamine in schizophrenia: an update for 2019;4(9):820-31.
3. Escelsior A, Murri MB. Modulation of cerebel- the 21st century. J Psychopharmacol. 32. Aylward EH, Reiss Al, Barta PE, Tien A, Han
lar activity in schizophrenia: is it the time for 2015;29(2):97-115. W, lee J, et al. Magnetic resonance imaging
clinical Trials? Schizophr Bull. 2019;45(5):947. 19. Yeganeh-Doost P, Gruber o, Falkai P, Schmitt measurement of posterior fossa structures in
4. Andreasen NC, Pierson R. The role of the A. The role of the cerebellum in schizophre- schizophrenia. Am J Psychiatry. 1994.
cerebellum in schizophrenia. Biol Psychiatry. nia: from cognition to molecular pathways. 33. Andreasen NC, Flashman l, Flaum M, Arndt
2008;64(2):81-8. Clinics. 2011;66:71-7. S, Swayze v, o'leary DS, et al. Regional brain
5. Attwell PJ, Ivarsson M, Millar l, Yeo CH. Cere- 20. Glantz lA, lewis DA. Reduction of synapto- abnormalities in schizophrenia measured with
bellar mechanisms in eyeblink conditioning. physin immunoreactivity in the prefrontal cor- magnetic resonance imaging. Jama.
Ann N Y Acad Sci. 2002;978(1):79-92. tex of subjects with schizophrenia: regional 1994;272(22):1763-9.
6. Rekate Hl, Grubb Rl, Aram DM, Hahn JF, and diagnostic specificity. Arch Gen Psychia- 34. Tanskanen P, Ridler K, Murray GK, Haapea
Ratcheson RA. Muteness of cerebellar origin. try. 1997;54(10):943-52. M, veijola JM, Jääskeläinen E, et al. Morpho-
Arch Neurol. 1985;42(7):697-8. 21. Eastwood S, Harrison P. Hippocampal synap- metric brain abnormalities in schizophrenia in
tic pathology in schizophrenia, bipolar disor- a population-based sample: relationship to du-
7. Buckner Rl. The cerebellum and cognitive
der and major depression: a study of ration of illness. Schizophr Bull.
function: 25 years of insight from anatomy and
complexin mRNAs. Mol Psychiatry. 2010;36(4):766-77.
neuroimaging. Neuron. 2013;80(3):807-15.
2000;5(4):425-32. 35. Kühn S, Romanowski A, Schubert F, Gallinat
8. leiner HC, leiner Al, Dow RS. Does the cere-
22. Honer WG, Falkai P, Bayer TA, Xie J, Hu l, li J. Reduction of cerebellar grey matter in Crus
bellum contribute to mental skills? Behav Neu-
HY, et al. Abnormalities of SNARE mechanism I and II in schizophrenia. Brain Struct Funct.
rosci. 1986;100(4):443.
proteins in anterior frontal cortex in severe 2012;217(2):523-9.
9. leiner HC, leiner Al, Dow RS. Reappraising
mental illness. Cereb Cortex. 2002;12(4):349- 36. laidi C, d'Albis MA, Wessa M, linke J, Phillips
the cerebellum: what does the hindbrain con-
56. M, Delavest M, et al. Cerebellar volume in
tribute to the forebrain? Behav Neurosci.
23. Weinberger DR. on the plausibility of “the neu- schizophrenia and bipolar I disorder with and
1989;103(5):998.
rodevelopmental hypothesis” of schizophre- without psychotic features. Acta Psychiatr
10. Desmond JE, Chen SA, Shieh PB. Cerebellar Scand. 2015;131(3):223-33.
nia. Neuropsychopharmacology.
transcranial magnetic stimulation impairs ver-
1996;14(1):1-11. 37. Gupta CN, Calhoun vD, Rachakonda S, Chen
bal working memory. Annals of Neurology.
24. Andreasen NC, Nopoulos P, o’leary DS, J, Patel v, liu J, et al. Patterns of gray matter
2005;58(4):553-60.
Miller DD, Wassink T, Flaum M. Defining the abnormalities in schizophrenia based on an
11. Keren‐Happuch E, Chen SHA, Ho MHR, international mega-analysis. Schizophr Bull.
phenotype of schizophrenia: cognitive dys-
Desmond JE. A meta‐analysis of cerebellar 2015;41(5):1133-42.
metria and its neural mechanisms. Biol Psy-
contributions to higher cognition from PET and
chiatry. 1999;46(7):908-20. 38. Quinn M, McHugo M, Armstrong K, Woodward
fMRI studies. Hum Brain Mapp.
25. Andreasen NC, Paradiso S, o'leary DS. “Cog- N, Blackford J, Heckers S. Impact of sub-
2014;35(2):593.
nitive dysmetria” as an integrative theory of stance use disorder on gray matter volume in
12. Brady Jr Ro, Gonsalvez I, lee I, öngür D, schizophrenia. Psychiatry Res Neuroimaging.
schizophrenia: a dysfunction in cortical-sub-
Seidman lJ, Schmahmann JD, et al. Cere- 2018;280:9-14.
cortical-cerebellar circuitry? Schizophr Bull.
bellar-prefrontal network connectivity and neg-
1998;24(2):203-18. 39. Ding Y, ou Y, Pan P, Shan X, Chen J, liu F, et
ative symptoms in schizophrenia. Am J
26. Thach W. on the mechanism of cerebellar al. Cerebellar structural and functional abnor-
Psychiatry. 2019;176(7):512-20.
contributions to cognition. Cerebellum. malities in first-episode and drug-naive pa-
13. Parker Kl, Narayanan NS, Andreasen NC. tients with schizophrenia: a meta-analysis.
2007;6(3):163-7.
The therapeutic potential of the cerebellum in Psychiatry Res Neuroimaging. 2019;283:24-
schizophrenia. Front Syst Neurosci. 27. Middleton FA, Strick Pl. Anatomical evidence
33.
2014;8:163. for cerebellar and basal ganglia involvement
in higher cognitive function. Science. 40. Moberget T, Doan N, Alnæs D, Kaufmann T,
14. Carta I, Chen CH, Schott Al, Dorizan S, Kho- Córdova-Palomera A, lagerberg T, et al. Cere-
1994;266(5184):458-61.
dakhah K. Cerebellar modulation of the re- bellar volume and cerebellocerebral structural
ward circuitry and social behavior. Science. 28. Bellebaum C, Daum I. Cerebellar involvement
covariance in schizophrenia: a multisite mega-
2019;363(6424). in executive control. Cerebellum.
analysis of 983 patients and 1349 healthy con-
2007;6(3):184-92.
15. Halko MA, Farzan F, Eldaief MC, Schmah- trols. Mol Psychiatry. 2018;23(6):1512-20.
mann JD, Pascual-leone A. Intermittent theta- 29. Baillieux H, verslegers W, Paquier P, De Deyn
41. Wolfers T, Doan NT, Kaufmann T, Alnæs D,
burst stimulation of the lateral cerebellum PP, Mariën P. Cerebellar cognitive affective
Moberget T, Agartz I, et al. Mapping the het-
increases functional connectivity of the default syndrome associated with topiramate. Clin
erogeneous phenotype of schizophrenia and
network. J Neurosci. 2014;34(36):12049-56. Neurol Neurosurg. 2008;110(5):496-9.
bipolar disorder using normative models.
16. Guell X, Gabrieli JD, Schmahmann JD. Em- 30. venkatasubramanian G, Jayakumar PN, Gan- JAMA Psychiatry. 2018;75(11):1146-55.

33
Muhammed Hakan Aksu ve ark. Şizofreni ve Serebellum

42. Konarski Jz, McIntyre RS, Grupp lA, 48. Andreasen NC, o'leary DS, Cizadlo T, Arndt magnetic stimulation (rTMS) in schizophrenia:
Kennedy SH. Is the cerebellum relevant in the S, Rezai K, Ponto l, et al. Schizophrenia and a randomized rater blind-sham controlled
circuitry of neuropsychiatric disorders? J Psy- cognitive dysmetria: a positron-emission to- study. Psychiatry Res. 2016;243:413-20.
chiatry Neurosci. 2005;30(3):178. mography study of dysfunctional prefrontal- 54. Gupta T, Dean DJ, Kelley NJ, Bernard JA, Ris-
43. Andreasen NC, Calage CA, o'leary DS. The- thalamic-cerebellar circuitry. Proc Natl Acad tanovic I, Mittal vA. Cerebellar transcranial di-
ory of mind and schizophrenia: a positron Sci U S A. 1996;93(18):9985-90. rect current stimulation improves procedural
emission tomography study of medication-free 49. Schmahmann JD, Sherman JC. The cerebel- learning in nonclinical psychosis: a double-
patients. Schizophr Bull. 2008;34(4):708-19. lar cognitive affective syndrome. Brain: A Jour- blind crossover study. Schizophr Bull.
44. Anticevic A, Yang G, Savic A, Murray JD, Cole nal of Neurology. 1998;121(4):561-79. 2018;44(6):1373-80.
MW, Repovs G, et al. Mediodorsal and visual 50. Farzan F, Pascual-leone A, Schmahmann JD, 55. Singh A, Trapp NT, De Corte B, Cao S,
thalamic connectivity differ in schizophrenia Halko M. Enhancing the temporal complexity Kingyon J, Boes AD, et al. Cerebellar theta fre-
and bipolar disorder with and without psy- of distributed brain networks with patterned quency transcranial pulsed stimulation in-
chosis history. Schizophr Bull. cerebellar stimulation. Sci Rep. 2016;6(1):1- creases frontal theta oscillations in patients
2014;40(6):1227-43. 9. with schizophrenia. Cerebellum. 2019;18(3):
45. Shinn AK, Baker JT, lewandowski KE, öngür 51. Parker K, Kim Y, Kelley R, Nessler A, Chen K, 489-99.
D, Cohen BM. Aberrant cerebellar connectiv- Muller-Ewald v, et al. Delta-frequency stimu- 56. Grimaldi G, Argyropoulos G, Boehringer A,
ity in motor and association networks in schiz- lation of cerebellar projections can compen- Celnik P, Edwards M, Ferrucci R, et al. Non-in-
ophrenia. Front Hum Neurosci. 2015;9:134. sate for schizophrenia-related medial frontal vasive cerebellar stimulation—a consensus
46. Ferri J, Ford J, Roach B, Turner J, van Erp T, dysfunction. Mol psychiatry. 2017;22(5):647- paper. Cerebellum. 2014;13(1):121-38.
voyvodic J, et al. Resting-state thalamic 55. 57. Gutierrez R, Ricci N, oliveira D, Pires R.
dysconnectivity in schizophrenia and relation- 52. Demirtas-Tatlidede A, Freitas C, Cromer JR, The effects of acrobatic exercise on brain
ships with symptoms. Psychol Med. Safar l, ongur D, Stone WS, et al. Safety and plasticity: a systematic review of animal
2018;48(15):2492-9. proof of principle study of cerebellar vermal studies. Brain Struct Funct. 2018;223(5):2
47. Cao H, Chén oY, Chung Y, Forsyth JK, theta burst stimulation in refractory schizo- 055-71.
McEwen SC, Gee DG, et al. Cerebello-thal- phrenia. Schizophr Res. 2010;124(1-3):91- 58. Hendrikse J, Kandola A, Coxon J, Rogasch N,
amo-cortical hyperconnectivity as a state-in- 100. Yücel M. Combining aerobic exercise and
dependent functional neural signature for 53. Garg S, Sinha vK, Tikka SK, Mishra P, Goyal repetitive transcranial magnetic stimulation to
psychosis prediction and characterization. Nat N. The efficacy of cerebellar vermal deep high improve brain function in health and disease.
Commun. 2018;9(1):1-9. frequency (theta range) repetitive transcranial Neurosci Biobehav Rev. 2017;83:11-20.

34
Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum
Mood Disorders and Cerebellum

Esra YANCAR DEMİRa ÖZET Uzun yıllar boyunca serebellumla sadece hareket, yürüme, duruş ve denge ile ilgili işlevler iliş-
kilendirilmiştir. Bununla birlikte, son yıllardaki bazı çalışmalar, serebellumun biliş, duygu işleme ve
davranışta da olası bir rol oynadığını öne sürmektedir. Serebellar fonksiyonel ve yapısal anormallikler
Serbest Hekim,
a
ile psikiyatrik hastalıklar arasındaki nedensel ilişkiyi gösteren kanıtlar, daha çok şizofreni ve otizmi işa-
Ordu, TÜRKİYE
ret etmekte, duygudurum bozuklukları ile serebellum arasındaki ilişkiye ait daha az şey bilinmektedir.
Serebellumun beyin sapı ve limbik sistemle yakın afferent ve efferent bağlantıların keşfi ruh hali ve duy-
Yazışma Adresi/Correspondence: guların deneyimlenmesi ve düzenlenmesinde serebellumun rolüne nöroanatomik zemini sağlamıştır. Son
Esra YANCAR DEMİR klinik bulgular, bilişsel ve afektif süreçlerin serebellumunda bölgesel fonksiyonel spesifikleşmeyi des-
Serbest Hekim, teklemekte ve bu açıdan kritik olarak ön lobu değil arka lobu işaret etmektedir. Bu makalede Duygudu-
Ordu, TÜRKİYE rum Bozuklukları ve Serebellumun ilişkisi, makale sayfa sınırı nedeniyle hücresel ve moleküler bulgulara
edyancar@yahoo.com değinilmeden sadece Bipolar Bozukluk ve Unipolar Bozukluktaki yapısal ve fonksiyonel nörogörüntü-
leme bulguları çerçevesinde ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Serebellum; depresif bozukluk; nörogörüntüleme; bipolar bozukluk

ABSTRACT For many years, only functions related to movement, walking, posture, and balance have
been associated with the cerebellum. However, some studies in recent years suggest that the cerebellum
also plays a possible role in cognition, emotion processing, and behavior. Evidence showing a causal re-
lationship between cerebellar functional and structural abnormalities and psychiatric diseases points
more to schizophrenia and autism, and less is known about the relationship between mood disorders and
cerebellum. The discovery of the close afferent and efferent connections of the cerebellum with the
brainstem and limbic system provided the neuroanatomical basis for the role of the cerebellum in expe-
riencing and regulating mood and emotions. Recent clinical findings support regional functional speci-
fication in the cerebellum of cognitive and affective processes, and in this respect critically point to the
posterior lobe, not the anterior lobe. In this article, the relationship between Mood Disorders and Cere-
bellum will be discussed only within the framework of structural and functional neuroimaging findings
in Bipolar Disorder and Unipolar Disorder, without mentioning cellular and molecular findings due to
the article page limit.

Keywords: Cerebellum; depressive disorder; neuroimaging; bipolar disorder

U
zun yıllar boyunca serebellumla sadece hareket, yürüme, duruş ve denge ile il-
gili işlevler ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, son yıllardaki bazı çalışmalar,
serebellumun biliş, duygu işleme ve davranışta da olası bir rol oynadığını öne
sürmektedir. Aslında, duygu işlemede serebellumun yer aldığının keşfi, İsviçre freno-
lojinin kurucusu Gall’in serebellumdan “birincil anatomik aşk odağı” olarak bahsettiği
on sekizinci yüzyıla kadar uzanıyor. Bu perspektiften bakıldığında, serebellumun, doğ-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
rudan ve dolaylı devreler boyunca diğer beyin işlevlerini geliştirecek ve tamamlayacak
Yancar Demir E. Duygudurum bozuklukları ve düzenleyici bir işleve sahip olduğu düşünülmektedir.1-5 Ayrıca, farklı kanıt kaynakları,
serebellum. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik
Açıdan Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye
şizofreni, bipolar bozukluk, unipolar depresyon, anksiyete ve dikkat eksikliği hiperak-
Klinikleri; 2021. p.35-9. tivite bozukluğu gibi birçok psikiyatrik bozuklukta serebellumda değişiklikler olduğunu

35
Esra Yancar Demir Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum

ileri sürmüştür.1,4 Serebellar fonksiyonel ve yapısal anor- talıktır.18,19 Ruh hali, enerji seviyesi ve davranıştaki ola-
mallikler ile psikiyatrik hastalıklar arasındaki nedensel iliş- ğandışı değişimlerle karakterizedir. Bu dramatik dalgalan-
kiyi gösteren kanıtlar, daha çok şizofreni ve otizmi işaret malar depresyon, normal ruh hali ve sevinç ve/veya
etmekte, duygudurum bozuklukları ile serebellum arasın- sinirlilik arasında değişebilir.4 Yaygın ve önemli bir psiki-
daki ilişkiye ait daha az şey bilinmektedir.6-8 yatrik hastalık olmasına rağmen, BB’nin spesifik nörobi-
Bununla birlikte son yıllarda serebellumun, bipolar yolojik temeli ve patofizyolojisi hala net değildir. Bozuk-
bozukluk gibi duygudurum bozukluklarının patofizyoloji- luk, davranışsal işlevleri kapsayan ön limbik ağlarda bir
sinde yer alan kortikal alanlarla bağlantılı olduğuna dair işlev bozukluğunu düşündüren, afektif dengesizlik, nöro-
artan kanıtlar vardır.4 Ancak, literatürde serebellar hasarın vejetatif anormallikler, uyku bozuklukları, dürtüsellik ve
bir sonucu olarak ikincil mani durumu gibi duygudurum psikotik özellikler gibi geniş bir semptom yelpazesi ile ka-
değişiklikleri tanımlanmış olsa bile, duygudurum bozuk- rakterizedir.18-22 Bu nedenle nöroanatomik çalışmalar, bu
luklarında serebellar kazaların nedensel rolüyle ilgili hiçbir ağların prefrontal-striatal-talamik devreleri içeren ve amig-
hipotez ileri sürülememiştir.9-12 1970 yılında, serebellumun dala ve orta hat serebellum gibi alanları bağlayan bileşen-
kronik uyarılmasının sadece nöbet kontrolünü iyileştir- lerine odaklanmıştır.23
mekle kalmayıp, aynı zamanda etkilenen hastalarda sal-
dırganlık, anksiyete ve depresyon gibi duygusal semptom- YAPıSAL NöROgöRÜNTÜLEME ÇALışMALARı
ları da iyileştirdiği gösterilmiştir. 1998’de Schmahmann ve Eski literatürde bilgisayarlı tomografi çalışmaları, yetiş-
Sherman, konuyla ilgili ilk sistematik çalışmayı yayınla- kin BB hastalarında şizofren hastalarına ve sağlıklı kont-
yarak, duygulara ve davranışlara serebellar bir katkı olası- rollere kıyasla daha küçük toplam serebellar boyut
lığını tartışmışlardır. Serebellar lezyonları olan 20 hastayı varlığını ortaya koymuştur.24 Vermal hacim anormallikleri
inceleyip bu hastaların var olan psikiyatrik semptomlarını ile tekrarlayan BB hastalık epizotları arasında bir ilişki de
tanımlamışlardır. Yeni tanımlanan bu klinik sendroma se- bildirilmiştir. Serebellar alanların hacim azalmasının has-
rebellar bilişsel afektif sendrom (CCAS) adı verilmiştir.13 talığın ilerlemesi veya semptom şiddeti ile ilişkisi halen
Duygudurumu geçişlerinin altındaki mekanizma hala net değildir. Bir çalışmada serebellumun V3 vermal alt
büyük ölçüde anlaşılmamış olmakla birlikte, görüntüleme bölgesinin hacmi, çok ataklı bipolar bozukluk hastalarında
teknolojilerini kullanan çoğu in vivo çalışma, duygusal iş- sağlıklı kontrollere kıyasla önemli ölçüde azalmış bulu-
lemenin merkezi olan frontal ve limbik bölgeleri kapsa- nurken, V2 vermal alt bölgesi hacmi, çok ataklı hastalarda
maktadır.14,15 Spesifik olarak, duygudurum bozukluklarının ilk atak hastalarına göre daha küçük bulunmuştur. Birlikte
patofizyolojisine ilişkin güncel teoriler temel olarak üç kor- ele alındığında, bu sonuçlar, çok epizodlu bipolar bozuk-
tikal-striatal-limbik devreye odaklanır: (1) orbital-frontal luğu olan hastalarda posterior-inferior serebellar vermal
ağ, (2) ventromedial duygu ağı ve (3) dorsal bilişsel ağ anormalliklerin mevcut olduğunu göstermektedir. Mills ve
(dorsolateral ve dorsomedial frontal korteks).16 Serebellu- ark’nın bu çalışmasının sonuçları, bipolar semptomların
mun beyin sapı ve limbik sistemle yakın afferent ve effe- ciddiyetinin artmış vermal hasar ile ilişkili olduğunu gös-
rent bağlantıların keşfi ruh hali ve duyguların deneyim- termektedir.25 Daha yakın zamanda yapılmış başka bir ça-
lenmesi ve düzenlenmesinde serebellumun rolüne nöroa- lışmada ise bipolar bozukluklu hastaların sereberral
natomik zemini sağlamıştır. Son klinik bulgular, bilişsel ve volümleri ile sağlıklı kontrollerin serebellar volümleri ara-
afektif süreçlerin serebellumunda bölgesel fonksiyonel sında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır, ancak bu sonu-
spesifikleşmeyi desteklemekte ve bu açıdan kritik olarak cun çalışmanın örneklem seçim kriterinden kaynaklanıyor
ön lobu değil arka lobu işaret etmektedir.17 olabileceği düşünülmüştür.26,27 1983 tarihli eski bir çalış-
mada bipolar bozukluk, şizofreni ve şizoaffektif bozuk-
Bu makalede Duygudurum Bozuklukları ve Serebel-
luğu olan hastalar arasında serebellar boyutta bir fark
lumun ilişkisi, makale sayfa sınırı nedeniyle hücresel ve
bulunamamıştır.28 Yine başka bir çalışmada antimanik te-
moleküler bulgulara değinilmeden sadece Bipolar Bozuk-
davi alan hastalarla, almayanlar karşılaştırılmış ve alma-
luk ve Unipolar Bozukluktaki yapısal ve fonksiyonel nö-
yan grubun serebellar volümlerinin alan gruba göre çok
rogörüntüleme bulguları çerçevesinde ele alınacaktır.
daha düşük olduğu saptanmıştır.29 Soares ve Mann, Bipo-
lar bozukluğu veya majör depresif bozukluğu (MDB) olan
SEREBELLUM VE BİPOLAR BOZUKLUK hastalarda serebellar hacmi sağlıklı kontrollerle karşılaş-
BB (Bipolar Bozukluk), genel popülasyonda yaşam boyu tıran çalışmaları gözden geçirirken, her iki hasta popülas-
yaklaşık %3’lük bir prevalans ile tipik olarak ergenlik dö- yonunda da daha küçük serebellar bölgelerin mevcut
neminde başlayan, yaygın, yaşam boyu ilerleyen bir has- olduğunu bulmuşlardır.30 Yates ve ark. serebellar atrofi açı-

36
Esra Yancar Demir Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum

sından sağlıklı gönüllülerle 50 yaşın altındaki ve üzerin-


deki bipolar hastaları karşılaştırmışlar, 50 yaşın üzerindeki SEREBELLUM VE DEPRESİF BOZUKLUK
bipolar bozukluğu olan hastalarda daha yüksek bir sere- Depresyon, psişik, fiziksel, bilişsel, fizyolojik ve davra-
bellar atrofi oranı saptamışlardır.31 Lippmann ve ark. bir- nışsal değişikliklerle karakterize edilen bir duygudurum
likte alkol kötüye kullanımı olan bipolar hastalarda bozukluğudur. Bu bozukluğu açıklamak için, çeşitli pato-
sağlıklı gönüllülere kıyasla hem vermal atrofi hem de se- fizyolojik mekanizmalar önerilmiştir.6 Major Depresif Bo-
rebellar hemisfer atrofisinin artmış oranlarını tespit et- zukluk (MDB)’la ilgili çalışmalar patolojinin sıklıkla
mişlerdir, bu da alkol kötüye kullanımının bipolar prefrontal korteks ve limbik sistemle bağlantısını göster-
hastalarda anormal serebellar anatomiye katkıda buluna- mektedir.36 Bu beyin bölgelerine ek olarak, MDB’lu has-
bileceğini düşündürmektedir.32 Daha ileri analizler, çok talar da serebellumda da çeşitli anormallikler olduğu
ataklı hastalar arasında, önceki depresif atakların sayısı- gösterilmiştir.
nın, madde kötüye kullanımı veya lityuma maruz kalma
süresinin herhangi bir etkisi olmamasına rağmen, V3 hac- YAPıSAL NöROgöRÜNTÜLEME ÇALışMALARı
mindeki azalmaya katkıda bulunduğunu ortaya koymuş-
tur.33 Yapılan bir çalışmada. MDB hastalarında sağlıklı kontrol-
lere kıyasla duygu ve bilişin düzenlenmesinden sorumlu
bir alan olan vermis önemli ölçüde daha küçük bulunmuş-
FONKSİYONEL NöROgöRÜNTÜLEME tur. Bipolar Bozuklukta yapılan çalışmalara benzer şekilde
ÇALışMALARı MDB hastalarında da sağlıklı kontrollere kıyasla daha
Dinamik duyarlı kontrast MRI kullanılarak yapılan öl- küçük serebellum bildirilmiştir.3,37 Yakın zamanda Lee ve
çümlerde ,bipolar bozukluğu olan hastaların hacim farklı- ark.nın yaptığı bir çalışmada talamusta, akümbens çekir-
lıkları kontrol edildikten sonra bile, sağlıklı kontrollere ve değinde, fusiform girusta, lingual girusta ve serebellumun
şizofreni hastalarına göre daha düşük serebellar beyin böl- merkezi lobunda depresif hastalar arasında önemli ölçüde
gesel kan akımına (rCBF) sahip olduğu saptanmıştır.33 BB azalmış gri madde yoğunluğu (GMY) göstermişlerdir.38
hastalarında nörogörüntüleme çalışmalarında en sık sere- Peng ve ark. 22 ilk atak MDB hastası ve 30 sağlıklı kont-
bellar bölge olarak vermise vurgu yapılıp, bu alanda azal- rol arasındaki bölgesel GMY’deki yapısal farkı, Manyetik
mış kan akımı bildirilmesine rağmen, antipsikotik ilaçlarla Rezonans Görüntüleme (MRG)’ye dayalı optimize edilmiş
tedavi sonrası kan akımı azalmasının görece ortadan kalk- Voxel based morphometry (VBM ) ile incelemişlerdir. On-
tığı bildirilmiştir.6 Tedaviye dirençli BB hastalarda fonksi- ların VBM bulguları, sol serebellum için daha küçük bir
yonel MR kullanılarak yapılan bir başka çalışmada ise gri madde ortaya çıkarmış ve sol serebellar hemisferin
serebellumda artmış glukoz metabolizması saptanmıştır. MDB patofizyolojisine dahil olabileceğini düşündürmüş-
Ancak tüm serebral kan akımında ve metabolizmasında tür. Sol serebellumda ve sağ dorsolateral prefrontal kor-
olan bu değişikliklerin BB’un nedeni mi sonucu mu olduğu tekste (DLPFC) eş zamanlı gri cevher azalması bulguları,
hala netleşememiştir.34 yazarların prefronto-serebellar devre yapısal anormallikle-
rinin MDB’de karşılaşılan duygusal ve bilişsel işlev bo-
Ketter ve ark. 2001 yılında, 43 ilaçsız, tedaviye di-
zukluklarına yardımcı olabileceğini önermelerine yol
rençli, ağırlıklı olarak hızlı döngülü BB hastası ve 43 sağ-
açmıştır.39
lıklı kontrol deneği PET kullanılarak serebral glukoz
metabolizması açısından değerlendirmişlerdir. Hasta ör-
neği çalışmacılar tarafından 3 klinik parametre kullanılarak FONKSİYONEL NöROgöRÜNTÜLEME
alt tiplere ayrılmıştır; duygudurum durumu (depresif, hafif ÇALışMALARı
depresif, ötimik), bipolar alt tip (bipolar I, bipolar II) ve Serebellumun vermal bölgelerindeki kan akışı da MDB
hızlı döngü durumu (şu anda hızlı döngüde olan ve hızlı semptomlarıyla ilişkilendirilmiştir. Dolan ve ark. depres-
döngüde olmayan). Çalışmanın sonucunda duygudurum yon ve bilişsel bozukluğu olan hastaların bir alt grubunda
durumu, bozukluk alt tipi veya siklus sıklığından bağım- başlangıç serebellar vermal kan akışında bir artış bildiren
sız olarak, tüm hasta alt gruplarında kontrol deneklerine kı- ilk çalışmacılardı.40 Çeşitli antidepresan ilaçları kullanan
yasla artmış serebello-posterior kortikal metabolizma akut depresif hastalar, iyileşen veya sağlıklı deneklerle kar-
saptanmıştır. Tüm bipolar alt gruplarda (ötimik dahil) gö- şılaştırıldığında vermiste artmış bir serebellar aktivite ve
rülen serebello-posterior kortikal hipermetabolizma, olası kan akışı gösterilmiştir. Bu bulgular, depresif dönemlerin
bir doğuştan veya edinilmiş anormal bir özelliği düşün- şiddeti, bilişsel eksikliklerin şiddeti ve antidepresan ilaç-
dürdü.35 lara direnç ile pozitif korelasyon gösterdi.41-43 Reiman ve

37
Esra Yancar Demir Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum

ark.nın harici olarak üretilen duyguların yarattığı bölgesel lerin şiddeti ile açıklanamayacağı ve daha kötü bilişsel per-
kan akımı değişikliklerini PET kullanarak araştırdıkları ça- formansla ilişkili olabileceği belirtilmiştir. Bu hastalar, “Bi-
lışmada sağlıklı gönüllülerde mutluluk, üzüntü ve tiksinti lişsel Dismetri” modelinde olduğu gibi benzer işlevsiz
gibi duygular uyandıran filimler izletilmiştir. Bu sırada alanlar göstermiştir. Bu nedenle bilişsel dismetri modeli-
limbik ve paralimbik aktivasyon yanında serebellar he- nin majör depresyonda psikotik belirti oluşumu için geçerli
misfer aktivasyonuda gözlemlenmiştir.44 Benzer bir para- olabileceği düşünülebilir denmekle birlikte bu konuda dik-
digma kullanılarak yapılan başka bir çalışmada mutluluğun katli olunması gerektiği, bu bağlantıyı destekleyecek daha
değil ama üzüntünün anterior serebellar vermiste aktiviteyi ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç olduğu özellikle belirtilmiş-
arttırdığı gösterilmiştir.45 Daha yeni veriler, serebellar ak- tir.17,50
tivitedeki bu tonik artışın, duygudurum durumu veya ilaç Özetlenecek olursa, serebellum ve MDB arasındaki
maruziyetine bakılmaksızın, majör depresyonun özelliği ilişkiyi araştıran çalışmalarda azalmış serebellar volüm,
olduğunu göstermektedir.6 artmış serebellar kan akımı ve bozulmuş kortikal bağlantı-
Daha önce ilaç almamış hastalarla ilgili daha ileri ça- lar gösterimiştir. Serebellum da volüm azalması Dikkat Ek-
lışmalar, duygulanımı, sosyal işlevsellik motor kontrolünü sikliği Hiperaktivite Bozukluğunda da saptanan bir
ve motivasyonu etkilediği bilinen bir alan olan anterior sin- bulgudur, MDB’da saptanan volüm azalması vermis’in
gulat korteks ile anormal serebellar bağlantı olduğunu gös- dikkatle ilişkilendirilen bir bölüm olması dolayısıyla dik-
termektedir.46 Serebellum ile frontal lob arasında anormal katleri bu konuya çekmiştir.4,12 Tüm bu verileri destekler
bağlantılar, şiddetli depresyonu olan ve aynı zamanda te- şekilde dikkat eksikliği gösteren Bipolar Bozukluk hasta-
daviye dirençli olan hastalarda da bulunmuştur ve ayrıca larında da vermişte volüm azalması saptanmıştır.51
geriatrik depresyonda bildirilmiştir.1,47
Bir fMRI çalışması, MDB’den kurtulmuş kadınlarda SONUÇ
zararlı uyaran beklentisi sırasında lateral serebellumda ak- Nöropsikiyatrik araştırmalardan elde edilen birçok sonuç
tivasyonun azaldığını göstermiştir, bu da depresyonun se- serebellar fonksiyon ve yapısındaki anormallikleri belge-
rebellar fonksiyonda kalıcı ve geri döndürülemez bir lese de, serebellumdaki bu değişikliklerin duygudurum bo-
değişiklik sağlayabileceğini düşündürmektedir.48 Liu ve zukluğu geliştirmek için bir risk faktörü olup olmadığını
ark. depresif hastaların ve birinci derece akrabalarının, veya hastalığın başlangıcından önce mevcut olup olma-
kontrollere kıyasla sağ insula ve sol serebellumda önemli dıklarını veya hatta hastalığın bir sonucu olup olmadığını
ölçüde azalmış bölgesel homojenlik sergilediğini bulmuş- gösteren veriler sınırlıdır. Serebellumun bazı çalışmalarda
lardır. Onların sonuçları MDB’de serebellar disfonksiyo- tanımlandığı gibi “duygusal kalp pili” olup olmadığının an-
nun rol oynadığını gösteren yukarıdaki bulgularla laşılması için daha fazla sayıda çalışmaya ihtiyaç vardır.52
uyumludur.49 Bir SPECT çalışması, psikotik özellikleri Psikiyatrik bozukluğu olan hastalar için geleneksel farma-
olan MDB hastalarının, psikotik özellikleri olmayan MDB kolojik ve psikolojik terapötik müdahaleler sırasında sere-
hastalarına göre sol parietal kortekste ve sol serebellumda bellar işlevdeki değişiklikler ve ayrıca semptomlarının
rCBF perfüzyon oranlarının anlamlı derecede daha düşük serebellar stimülasyon yoluyla başarılı bir şekilde yönetil-
olduğunu göstermiştir. Her iki grup da benzer psikometrik diğine dair anekdot raporları, bizi yeni terapötik müdaha-
puanlara sahip olduğundan, bu farklılıklar depresif belirti- lelere götürebilir.16

KAYNAKLAR
1. Schmahmann JD, Weilburg JB, Sherman JC. try Clin Neurosci. 2004;16(3):367-78. of neuropsychiatric disorders? J Psychiatry
The neuropsychiatry of the cerebellum - in- 4. Baldaçara L, Borgio Jg, Lacerda AL, Jack- Neurosci. 2005;30:178-86.
sights from the clinic. Cerebellum (London, owski AP. Cerebellum and psy- chiatric 7. Nayate A, Bradshaw JL, Rinehart NJ. Autism
England). 2007;6(3):254-67. disorders. Rev. Bras. Psìquìatr. 2008;30(3): and Asperger's disorder: are they movement
2. Timmann D, Dimitrova A, Hein-Kropp C, Wil- 281-9. disorders involving the cerebellum and/or basal
helm H, Dorfler A. Cerebellar agenesis: clinical, 5. Macklis RM, Macklis JD. Historical and phreno- ganglia? Brain Res Bull. 2005;67:327-34.
neuropsychological and MR findings. Neuro- logic reflections on the nonmotor functions of 8. Picard H, Amado ı, Mouchet-Mages S, Olié JP,
case. 2003;9(5):402-13. the cerebellum: love under the tent? Neurology. Krebs MO. The role of the cer-ebellum in schiz-
3. Schmahmann JD. Disorders of the cerebellum: 1992;42(4):928-32. ophrenia: an update of clinical, cognitive, and
ataxia, dysmetria of thought, and the cerebellar 6. Konarski JZ, Mcıntyre RS, grupp LA, Kennedy functional evi- dences. Schizophr Bull.
cognitive affective syndrome. J Neuropsychia- SH. ıs the cerebellum relevant in the circuitry 2008;34:155-72.

38
Esra Yancar Demir Duygudurum Bozuklukları ve Serebellum

9. Jagadesan V, Thiruvengadam KR, Muralidha- 24. Nasrallah HA, Jacoby Cg, McCalley-Whitters 39. Peng J, Liu J, Nie B, et al. Cerebral and cere-
ran R. Cerebellar stroke-mani- festing as mania. M. Cerebellar atrophy in schizophrenia and bellar gray matter reduction in first-episode pa-
ındian J. Psychol. Med. 2014;36(3):338-40. mania. Lancet. 1981;1(8229):1102 tients with major depressive disor- der: a
10. Eudo C, Beaufils E, Desmidt T, Constans T, 25. Mills NP, Delbello MP, Adler CM, Strakowski voxel-based morphometry study. Eur J Radiol.
Hommet C, Mondon K, et al. First manic SM. MRı analysis of cere- bellar vermal abnor- 2011;80:395-9.
episode revealing cerebellar stroke. J. Am. malities in bipolar disorder. Am J Psychiatry. 40. Dolan RJ. A cognitive affective role for the cere-
geriatr. Soc. 2012;60(3):588-9. 2005;162(8):1530-2. bellum. Brain. 1998;121(Pt 4):545-6
11. Wang Y, Zhong S, Jia Y, Sun Y, Wang B, Liu T, 26. Laidi C, d’Albis MA, Wessa M, Linke J, Phillips 41. guo W, Liu F, Xue Z, gao K, Liu Z, Xiao C, et
et al. Disrupted resting-state functional con- ML, Delavest M, et al. Cerebellar volume in al. Abnormal resting-state cerebellar-cerebral
nectivity in nonmedicated bipolar disorder. Ra- schizophrenia and bipolar ı disorder with and functional connectivity in treatment-resistant de-
diology. 2016;280:529-36. without psychotic features. Acta Psychiatr pression and treatment sensitive depression.
12. Townsend J, Westerfield M, Leaver E, Makeig Scand. 2015;131(3):223-33. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychia-try.
S, Jung T, Pierce K, et al. Event-related brain 27. Phillips JR, Hewedi DH, Eissa AM, Moustafa 2013;44:51-7.
response abnormalities in autism: evidence for AA. The cerebellum and psychiatric disorders. 42. guo WB, Liu F, Chen JD, gao K, Xue ZM, Xu
impaired cerebello-frontal spatial attention net- Front. Public Health. 2015;3:66. XJ, et al. Abnormal neu- ral activity of brain re-
works. Brain Res. Cogn. Brain Res. 28. Rieder RO, Mann LS, Weinberger DR, gions in treatment-resistant and treatment-sen-
2001;11:127-45. vanKammen DP, Post RM. Computed tomo- sitive major depressive disorder: a resting-state
13. Schmahmann JD, Sherman JC. The cerebellar graphic scans in patients with schizophrenia, fMRı study. J Psychiatr Res. 2012;46(10):1366-
cognitive affective syndrome. Brain. schizoaffective, and bipolar affec- tive disorder. 73.
1998;121(Pt 4):561-79. Arch gen Psychiatry. 1983;40:735-9. 43. Liotti M, Mayberg HS, Mcginnis S, Brannan SL,
14. Phillips ML, Swartz HA. A critical appraisal of 29. Kim D, Cho HB, Dager SR, Yurgelun-Todd DA, Jerabek P. Unmasking disease-specific cere-
neuroimaging studies of bipolar disorder: to- Yoon S, Lee JH, et al. Pos- terior cerebellar ver- bral blood flow abnormalities: mood challenge
ward a new conceptualization of underlying mal deficits in bipolar disorder. J Affect Disord. in patients with remitted unipolar depression.
neural circuitry and a road map for future re- 2013;150(2):499-506. Am J Psychiatry. 2002;159(11):1830-40.
search. Am. J. Psychiatry. 2014;171:829-43. 30. Soares JC, Mann JJ. The anatomy of mood dis- 44. Reiman EM, Lane RD, Ahern gL, Schwartz
15. Strakowski SM, Adler CM, Almeida J, Altshuler orders-review of struc-tural neuroimaging stud- gE, Davidson RJ, Friston KJ. Neuroanatomical
LL, Blumberg HP, Chang KD, et al. The func- ies. Biol Psychiatry. 1997;41(1):86-106. correlates of externally and internally generated
tional neuroanatomy of bipolar disorder: a con- human emotion. Am J Psychiatry.
31. Yates WR, Jacoby Cg, Andreasen NC. Cere-
sensus model. Bipolar Disord. 1997;154(7):918-25.
bellar atrophy in schizophrenia and affective
2012;14(4):313-25. disorder. Am J Psychiatry. 1987;144(4):465-7. 45. Lane RD, Reiman EM, Ahern gL, Schwartz
16. Shakiba A. The role of the cerebellum in neu- gE, Davidson RJ. Neuroanatomical correlates
32. Lippmann S, Manshadi M, Baldwin H, Drasin
robiology of psychiatric disorders. Neurol. Clin. of happiness, sadness, and disgust. Am J Psy-
g, Rice J, Alrajeh S. Cerebellar vermis dimen-
2014;32(4):1105-15. chiatry. 1997;154(7):926-33.
sions on computerized tomographic scans of
17. Minichino A, Bersani FS, Trabucchi g, Albano schizophrenic and bipolar patients. Am J Psy- 46. Ma Q, Zeng LL, Shen H, Liu L, Hu D. Altered
g, Primavera M, Delle Chiaie R, Biondi M. The chiatry. 1982;139(5):667-8. cerebellar-cerebral resting-state functional con-
role of cerebellum in unipolar and bipolar de- nectivity reliably identifies major depressive dis-
33. Loeber RT, Sherwood AR, Renshaw PF, Cohen
pression: a review of the main neurobiological order. Brain Res. 2013;1495:86-94.
BM, Yurgelun-Todd DA. Differences in cerebel-
findings. Riv Psichiatr. 2014;49(3):124-31. lar blood volume in schizophrenia and bipolar 47. Alalade E, Denny K, Potter g, Steffens D,
18. Lewinsohn P, Klein D, Seeley J. Bipolar disor- disorder. Schizophr Res. 1999;37(1):81-9. Wang L. Altered cerebellar-cerebral functional
ders in a commu-nity sample of older adoles- connectivity in geriatric depression. PLoS One.
34. Hamada M, Strigaro g, Murase N, Sadnicka A,
cents: prevalence, phenomenology, 2011;6(5):e20035.
galea JM, Edwards MJ, et al. Cerebellar mod-
comorbidity, and course. J Am Acad Child Ado- ulation of human associative plasticity. J Phys- 48. Smith KA, Ploghaus A, Cowen PJ, et al. Cere-
lesc Psychiatry. 1995;34:454-63. iol. 2012;590(Pt 10):2365-74. bellar responses during anticipation of noxious
stimuli in subjects recovered from depression.
19. Pini S, Preve M. Approach to bipolar spectrum 35. Ketter TA, Kimbrell TA, george MS, et al. Ef- Functional magnetic resonance imaging study.
and subthresh-old mood disorders. Riv Psichi- fects of mood and subtype on cerebral glucose Br J Psychiatry. 2002;181:411-5.
atr. 2011;46:233-41. metabolism in treatment-resistant bipolar dis-
49. Liu Z, Xu C, Xu Y, et al. Decreased regional ho-
20. Strakowski SM, Adler CM, Almeida J, et al. The order. Biol Psychiatry. 2001;49:97-109.
mogeneity in in- sula and cerebellum: a resting-
functional neu-roanatomy of bipolar disorder: a 36. Drevets WC. Functional anatomical abnormal- state fMRı study in patients with major
consensus model. Bipolar Dis-ord. ities in limbic and prefrontal cortical structures depression and subjects at high risk for major
2012;14:313-25. in major depression. Prog Brain Res. depression. Psychiatry Res. 2010;182:211-5.
21. Bersani FS, ıannitelli A, Pacitti F, Bersani g. 2000;126:413-31.
50. gonul AS, Kula M, Bilgin Ag, Tutus A, Oguz A.
Sleep and bio-rhythm disturbances in schizo- 37. Yucel K, Nazarov A, Taylor VH, Macdonald K, The regional cerebral blood flow changes in
phrenia, mood and anxiety disor-ders: a review. Hall gB, Macqueen gM. Cerebellar vermis vol- major depressive disorder with and without psy-
Riv Psichiatr. 2012;47:365-75. ume in major depressive disorder. Brain Struct chotic features. Prog Neuropsychopharmacol
22. Salviati M, Bersani FS, Macrì F, et al. Capgras- Funct. 2013;218(4):851-8. Biol Psychiatry. 2004;28:1015-21.
like syndrome in a patient with an acute urinary 38. Lee HY, Tae WS, Yoon HK, et al. Demonstration 51. Torres ıJ, Boudreau Vg, Yatham LN. Neu-
tract infection. Neuropsychiatr Dis Treat. of decreased gray matter concentration in the ropsychological functioning in euthymic bipolar
2013;9:139-42. midbrain encompassing the dorsal raphe nu- disorder: a meta-analysis. Acta Psychiatr
23. Lauterbach EC. Bipolar disorders, dystonia, cleus and the limbic subcortical regions in ma- Scand Suppl. 2007;434:17-26.
and compulsion af-ter dysfunction of the cere- jor depressive disorder: an optimized voxel- 52. Heath Rg. Modulation of emotion with a brain
bellum, dentatorubrothalamic tract, and sub- based morphome- try study. J Affect Disord. pacemaker: treatment for intractable psychiatric
stantia nigra. Biol Psychiatry. 1996;40:726-30. 2011;133:128-36. illness. J Nerv Ment Dis. 1977;165:300-17.

39
Serebellum ve Kognisyon
Cerebellum and Cognition

Aslı AKYOL GÜRSESa ÖZET Serebellumun yalnızca motor kontrolde düzenleyici işlevden sorumlu olduğu yönündeki kısıtlı
algı, nörobilim ve nörogörüntülemedeki hızlı gelişmelerin de etkisiyle son birkaç dekadda köklü bir de-
ğişime uğramıştır. Schmachman tarafından öne sürülen düşüncenin dismetrisi teorisi ve üniversal sere-
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi,
bellar transform hipotezi, bu yeni kavrayışın önemli kilometre taşlarını oluşturmuştur. Buna göre
Klinik Nörofizyoloji BD,
serebellum, sensorimotor ve vestibüler sistem üzerie yaptığı kontrolü, kognisyona ve emosyona da yap-
Ankara, TÜRKİYE
maktadır. Sensorimotor işlemleme ile bağlantılı anterior serebellumun aksine; posterior serebellum fron-
tal ve paryetal asosiasyon korteksleri ile ilişkilidir. Yapısal görüntüleme çalışmaları posterior serebellar
Yazışma Adresi/Correspondence: gri madde hacminin kognitif performansla ilişkisine işaret ederken; fonksiyonel görüntüleme çalışma-
Aslı AKYOL GÜRSES ları lisan, çalışma belleği, planlama ve organizasyon gibi yürütücü işlevlerde farklı posterior serebellar
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, bölgelerin aktivasyonunu göstermektedir. Bu bölgelerin ya da fonksiyonel konnektivite gösterdikleri
Klinik Nörofizyoloji BD, bağlantı yolaklarının hasarı; serebellar kognitif affektif sendromdan serebellar mutizme kadar farklı kli-
Ankara, TÜRKİYE nik tablolarla karşımıza çıkabilir.
akyol1984@yahoo.com
Anahtar Kelimeler: Serebellum; kognisyon; serebellar kognitif affektif sendrom

ABSTRACT The limited notion that cerebellum solely plays role in sensorimotor control has changed
remarkably in the recent decades in parallel to the rapid advances in neuroscience and neuroimaging.
Dysmetria of thought theory and universal cerebellar transform hypothesis suggested by Schmahmann
have been the critical milestones throughout this change. According to this theory, cerebellum regulates
cognition and emotion as it regulates sensorimotor and vestibular system. Distinct from the anterior cere-
bellum, which is associated with sensorimotor processing, posterior cerebellum has functional connec-
tivities with frontal and parietal association cortices. Structural neuroimaging studies indicate a
relationship between posterior cerebellar gray matter volume and cognitive performance whereas func-
tional neuroimaging studies demonstrate activation of different posterior cerebellar regions during tasks
related to language, working memory and executive functions. Damage to these regions or linking path-
ways may result in a series of clinical presentations such as cerebellar cognitive affective syndrome or
cerebellar mutism.

Keywords: Cerebellum, cognition, cerebellar cognitive affective syndrome

S
erebellum yaklaşık 200 yıldır sadece motor kontrolle ilişkili bir kavşak gibi dü-
şünülmüş ve serebellar sendrom; içinde yalnızca ataksi, dismetri, dizartri ve oku-
lomotor anormallikleri barındıran bir klinik tablo ile eşdeğer tutulmuştur. Ancak
serebellumun nonmotor rolüne işaret eden temel literatürün yeniden incelenmesi,yeni
kuramların geliştirilmesi, anatomik çalışmalar ve nörobilim ile fonksiyonel nörogörün-
tülemedeki hızlı gelişmeler sayesinde son 30 yılda bu kavrama şekli köklü bir değişik-
liğe uğramıştır.1 Schmanhman’ın öne sürdüğü düşüncenin dismetrisi teorisi (dysmetria
of thought -DoT-) ve altında yatan universal serebellar transform (UCT) hipotezi bu
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Akyol Gürses A. Serebellum ve kognisyon. yeni kavrayışın önemli aşamalarını oluşturmuştur. Düşüncenin dismetrisi teorisine göre
Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Sere- serebellum, davranışı homeostatik bir zeminde duruma uygun olarak module eder. Ha-
bellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri;
2021. p.40-7. reketin hızı, gücü, ritmi ve doğruluğunu düzenlediği biçimde; mental ve kognitif işlem-

40
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

lerin hızı, kapasitesi, tutarlılığı ve uygunluğunu da regüle serebellumdan spinal korda efferentler götürür. Serebellar
eder.2-5 Hareket için geçerli olan dismetri kavramı, dü- kortekste bulunan 10 lobülden I-V. lobüller serebellumun
şünce için de geçerlidir ki; düşüncenin dismetrisi öngörü- anterior lobunu; VI-IX. lobüller posterior lobunu; X. lobül
lemez ve mantıksız sosyal-toplumsal etkileşimle ise flokulonodüler lobu oluşturur. Serebellar beyaz cevhere
sonuçlanır. Motor sistemin hareketi kontrolündeki yeter- gömülü ve korteksten girdi alan dört çift derin serebellar
sizlik ve hedefi aşma durumu; kognitif dünya açısından al- nukleus medialden laterale sırayla; fastigial, interpositus
gılanan gerçeklikle reel gerçeklik arasında uyumsuzluğa (globosus ve emboliformis) ve dentat nukleustur.19
ve davranış ya da düşüncedeki hataları düzeltmek üzere tu- Serebellumu serebral korteksle bağlayan anatomik
tarsız girişimlere tekabül eder. Universal serebellar trans- devreler, 2 aşamalı ileri bildirim (kortikopontin ve ponto-
form hipotezine göre; temelde değişmez kortikal hücresel serebellar) ve 2 aşamalı geribildirim (serebellotalamik ve
yapısından ötürü serebelluma özgü benzersiz bir hesaplama talamokortikal) içeren döngüler şeklinde düzenlenmiştir.
biçimi vardır6,7 ve serebellumun ulaştığı her türlü bilgi akı- Bu döngüler; serebral korteksin farklı alanları ile serebel-
şında UCT’e başvurulur.8-11 UCT’nin doğal sonucu ise uni- lumda topografik olarak belli bölgeleri bağlayan pek çok
versal serebellar bozulma nosyonudur; yani serebellar paralel ve kısmen de örtüşme gösteren alt devrelerden oluş-
hasarı takip eden disfonksiyon “dismetri” olarak kendini maktadır.1
gösterir. Hareketin dismetrisi serebellar motor sendroma yol
Serebellar anterior lobüller (I-V), lobül VI’nın bir
açarken, serebellar vestibüler bölgenin dismetrisi serebellar-
kısmı ve beraberinde lobül VIII, spinoserebellar yollar üze-
vestibüler sendroma; düşünce ve emosyonun dismetrisi ise
rinden spinal afferentler alırlar.20 Bu bölgeler aynı zamanda
serebellar kognitif affektif sendroma (CCAS) yol açar.5,12 Bu
motor kortekslerle de ileri yönlü [motor kortikopontin pro-
son antite, klinik ataksiolojini üçüncü köşe taşıdır.13 Düşün-
jeksiyonlar] ve geri yönlü [serebellar nukleuslardan tala-
cenin dismetrisi teorisi, iki zıt fakat birbirini tamamlayan ana-
mus yolu ile motor alanlara] olarak resiprokal
tomik gerçekliğe dayanır: hücre yapısındaki değişmezlik
bağlantıdadır.21-25 Ek olarak spinal korddan afferentler alan
(UCT teorisinin temeli) ve farklı serebellar bölgelerle sereb-
inferior olivar kompeksle de resiprokal bağlantıları var-
ral hemisferlerdeki farklı sensorimotor, asosiasyon, paralim-
dır.26,27 Bu serebellar kortikal alanlarla ilişkili derin sere-
bik alanları bağlayan oldukça iyi düzenlenmiş bağlantısal
bellar nukleuslar, maymunlarda anterior ve posterior nuclei
topografi.14-17 Heterojen serebellar-ekstraserebellar konnekti-
interpositus (insanlarda karşılığı n. globosus ve n. emboli-
vite ile homojen serebellar kortikal mimari şeklindeki bu zıt
formis) ile dentat nukleusun dorsal kısmıdır. Serebellar
ancak birbirini tamamlayan gerçeklerin anlaşılması; hem
vermis ile fastigial nukleuslar ise, vestibüler nukleuslar ve
motor ve nonmotor serebellar fonksiyonel alt bölgelerdeki
orta hat vücut kontrolü ile yürüyüş-dengede görev alan
düzenlenmenin kavranması, hem de sağlıklı kimselerde ve
diğer beyin sapı nukluslarıyla; aynı zamanda da limbik ve
hastalık durumunda serebroserebellar etkileşimlerin rolünün
paralimbik kortikal-subkortikal yapılarla ilişkili beyinsapı
ortaya konması açısından önemlidir.18
nukleuslarıyla bağlantıdadır.9
Bu yazıda serebellumun dağılmış nöral ağlar arasında
Anterior lob ve lobül VIII’in aksine; serebellumun
pek çok farklı fonksiyonu module etmesine olanak sağla-
büyük bölümü [lobül VI’nın kalan kısmı, Lobül VII’nin
yan fonksiyonel topografisine; nonmotor serebellumun iş-
tamamı (vermisteki lobül VIIA ve hemisferlerdeki krus I-
levsel kanıtlarını ortaya koyan hayvan ve insan
II; lobül VIIB) ve lobül IX’un büyük kısmı] serebral kor-
çalışmalarına ve son olarak da klinik yansımalarına deği-
tikal sensorimotor alanlarla bir bağlantı göstermez ve
nilecektir.
spinoserebellar traktuslardan girdi almaz.26,27 Bunun ye-
rine prefrontal korteks, posterior paryetal korteks, supe-
HAYVAN ÇALIŞMALARI VE rior temporal polimodal alanlar, singulat girus ve posterior
FONKSİYONEL NÖROANATOMİ parahipokampal bölgeler gibi serebral korteksin yüksek
Serebellum orta hattaki vermisin yanında uzanan kortikal düzey davranışla ilişkili asosiasyon alanları ile, ileri ve
kaplı 2 hemisferden oluşur ve üç çift serebellar pedinkül geri yönlü resiprokal bağlantıdadır.2,3,14,15,25,28-31 Posterior
sayesinde beyinsapı ile bağlantılıdır. Serebral kortekse paryetal korteksten kaynaklanan kortikal projeksiyonlar
giden efferentler süperior serebellar pedinkül yolu ile taşı- uzaysal farkındalık; süperior temporal girusun supramo-
nırken; serebral kortikal projeksiyonlar sırası ile pontin dal alanlarından köken alanlar lisan; posterior parahipo-
nukleuslar ve orta serebellar pedinkülü geçen afferentleri kampal alandan çıkanlar uzaysal hafıza; parastriat
oluştururlar. İnferior serebellar pedinkül; hem inferior oliv, korteksteki vizüel asosiasyon alanlarından gelenler yük-
vestibüler sistem ve spinal korddan afferetler taşır; hem de sek düzey vizüel işlemleme ve prefrontal korteksteki mul-

41
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

tipl alanlardan çıkan kortikal projeksiyonlar, muhakeme, mektedir. Bu da, posterior serebellar bölgedeki daha
yargılama, dikkat ve çalışma belleği gibi yüksek kortikal matür gri madde profilinin, çocuklarda daha iyi kognitif
fonksiyonlarla ilişkilidir.14,28-33,Dentat nukleus, serebellar skorla ilişkili olduğunun bir göstergesi olarak kabul edi-
posterior lobun efferentlerini serebral korteksin bu yüksek lebilir.51
düzey bölgelerine iletir.34 Dentat nukleusun büyük ölçüde
bu projeksiyonlarla alakalı ventral ve lateral kısmı, sere- İSTİRAHAT DuRuM FONKSİYONEL KONNEKTİVİTE
bellar posterior lob, serebral kortikal asosiasyon alanları ÇALIŞMALARI
ve bunları bağlayan yolaklarla birlikte evrimleşerek ge- İstirahat durum fonksiyonel konnektivite çalışmaları; ben-
nişlemiştir.16,35-38 zer şekilde serebellar bölgeye göre değişen fonksiyonel
Tanımlanan anatomik ilişkiler, serebellumun sereb- devrelerin varlığına işaret etmektedir.19 Bucknell ve ark.nın
ral korteks, beyin sapı ve spinal kordla bağlantısında bir serebroserebellar devrelerin organizasyonunu tanımlamak
dikotomi kurar ve kompleks bir bağlantısal - fonksiyonel üzere dizayn ederek 1000 olgunun istirahat durum fonksi-
heterojenite çizer. Büyük ölçüde anterior lob, komşu lobül yonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) haritalarını
VI ve lobül VIII’de yerleşik sensorimotor serebellum, incelediği çalışmalarında; vücudun hem anterior serebel-
motor sisteme hizmet eden dağılmış nöral devrelerin ay- lar lobda ters çevrilmiş , hem posterior lobda dik duran so-
rılmaz bir parçası gibi görünmektedir. Posterior lobdaki matomotor topografide çift motor temsil gösterdiği
kognitif serebellum ve muhtemelen esas temsili vermiste görülmüştür. Bu çalışmanın bir diğer aşamasında, 500 ta-
olan limbik serebellum ise, kognisyon ve emosyon için ge- nımlayıcı olgu için her bir noktanın asıl serebral hedefi he-
rekli dağılmış nöral devrelerin bir elemanıdır.1 saplanarak komplet serebellar topografi haritalanmış ve
500 bağımsız olguda replike edilmiş; insanda serebellumun
büyük ölçüde asosiasyon alanları ile eşleştiği saptanmıştır.
NÖROGÖRÜNTÜLEME ÇALIŞMALARI
17 farklı serebral ağın kantitatif analizi -serebellumda tem-
sil edilmeyen primer vizüel korteks gibi birkaç istisna dı-
YApISAL NÖROGÖRÜNTÜLEME ÇALIŞMALARI
şında- her bir ağa adanmış serebellar boyutun, ağın
Serebellar gri maddenin, fonksiyonel topografiyle uyumlu serebrumdaki boyutuyla orantılı olduğunu ortaya koymuş-
biçimde motor ve kognitif performansla ilişkili olduğu pek tur. Somatomotor temsilde olduğu gibi gibi asosiasyon kor-
çok çalışmada gösterilmiştir. Hız miktarını işlemleme IV- teksiyle bağlantılı serebellar bölgelerin de ayrı ayrı anterior
V-VI. lobüller gibi sensorimotor devrelerle ilişkili bölge- ve posterior temsillerinin bulunduğu ve bunların birbirinin
lerdeki gri maddeyle korelasyon gösterirken;39-41 kognitif ayna görüntüsü şeklinde oryante olduğu görülmüştür. Tem-
beceriler posterior serebellumdaki artmış gri madde mik- sillerin düzenli topografisi, serebellumda en az 2 adet
tarıyla ilişkili bulunmuştur.42 büyük ve neredeyse komplet serebral homatotopik harita-
İleri yaş sağlıklı kimselerde motor beceriler anterior nın ve muhtemelen de küçük bir üçüncüsünün varlığını
desteklemiştir.52
lob, lobul VI ve krus I’in hacimleriyle orantılıyken; kog-
nitif performans-krus II, VIIb, VIII ve IX’u içerecek şe- Sonuç olarak anterior lob ve lobül VIII sensorimotor
kilde posterior lob hacimleriyle ilişkili görünmektedir.43 kortekslerle fonksiyonel bağlantı gösterirken; posterior he-
Hem özgün, hem de örtüşme gösteren posterior serebellar misferler frontal ve paryetal asosiasyon korteksleri ile ilişki-
bölgelerin bir seri kognitif görevle korelasyon gösterdiği lidir.52-55 Fonksiyonel olarak tanımlanan bu ağlar, benzer
bulunmuştur. Bu bağlamda lobül VIIB ve VIIIA’da daha şekilde anterior-posterior konnektivite paternleri sergiler ki;
fazla gri maddenin lisan belirteçlerinde daha yüksek skorla, sensorimotor ağlar anterior lob ve lobül VIII ile kuvvetli fonk-
bilateral krus I’in okuma, sol lobül VI ve krus I’in çalışma siyonel bağlantı gösterirken, posterior serebellar bölgeler-
belleği, medial ve sağ posterior serebellumun yürütücü özellikle krus I ve II- frontoparyetal yürütücü kontrol ağ,
fonksiyon ölçütlerinde daha yüksek skorlarla ilişkili olduğu dorsal ve ventral dikkat ağları ile varsayılan mod ağı (default
bulunmuştur.44-50 mode network) gibi bir dizi kortikal devre ile fonksiyonel
Çocuklarda ise serebellar gri madde ve kognitif öl- konnektivite gösterir.56,52
çütler arasındaki ilişkinin yönü gelişimsel evreye bağlı- Dentat nukleus da, yapısal konnektivite paternine ben-
dır. Küçük yaşlarda posterior serebellar gri madde ile zer şekilde fonksiyonel konnektivite farklılıkları gösterir
kognitif skorlar arasında negatif yönü bir ilişki varken; ki; dorsal dentat anterior serebellum ve primer motor kor-
adolesansın daha geç dönemlerinde ilişkinin yönü yetiş- teksle fonksiyonel ilişki gösterirken; ventral dentat sere-
kin popülasyondakine benzer şekilde pozitif tarafa dön- bellar krus I ve prefrontal korteksle bağlantı sergiler.57

42
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

GÖREVE DAYALI FONKSİYONEL MANYETİK REzONANS infarkt, üçü postenfeksiyöz serebellit, üçü serebellar kortikal
GÖRÜNTÜLEME (FMRG) ÇALIŞMALARI atrofi ve biri orta hat paravermian serebellar gangliogliom
rezeksiyonu şeklinde serebelluma lokalize lezyonu bulunan
Bireysel ve grup düzeyinde gerçekleştirilen göreve dayalı
20 hasta incelenmiştir. Nörodavranışsal testlerde bu olgula-
fMRG çalışmaları, bağımsız serebellar-sensorimotor diko-
rın 18’inde çalışma belleği, motor veya ideasyonel set
tomi varlığını göstermektedir.58-60 Kol veya bacağın hare-
shifting sorunları ve hareketlerin ya da çizimlerin perseve-
ket ettirildiği görevler, serebellum anterior lobu ve lobül
rasyonu gibi ‘yürütücü fonksiyon bozukluğu; 18’inde tele-
6’nın komşu kesimleri gibi primer sensorimotor serebel-
grafik konuşma, hatta mutizme kadar varabilen verbal
lumda aktivasyona yol açarken; aynı zamanda lobül VI-
akıcılık defisitleri; 19’unda vizüospasyal disintegrasyon;
II’de sekonder sensorimotor alanı da aktive etmektedir.
13’ünde adlandırma bozukluğu; 8’inde tiz, ağlak, çocuksu
Dorsal dentat nukleusun sensorimotor, ventral dentat nuk- ve hipofonik nitelikli ses tonu ile karakterize prozodi anor-
leusunsa serebral asosiasyon alanlarına yönlendiğini gös- malliği; 14’ünde mental aritmetik kusurları, 11’inde verbal
teren anatomik çalışmalarla uyumlu olarak; artikülasyon öğrenme ve geri çağırma, 4’ünde vizüel öğrenme ve geri ça-
sırasındaki aktivasyon paternleri de, ventralden ziyade ros- ğırma bozukluğu; 2’sinde ise ideasyonel apraksi saptanmış-
tral ve dorsal dentat nukleusu içermektedir.61 tır. Yatakbaşı mental durum muayenesinde 15 hastada
Kognitif paradigmalarsa; serebellar posterior lob davranış modülasyonunda güçlük gözlenmiş, afekt künklüğü
içinde topografik olarak farklı bölgeleri aktive etmektedir. veya disinhibisyon; aşırı samimiyet, abartılı ve dürtüsel ha-
Lobül VI ve krus I lisan ve verbal çalışma belleğinde iş- reketler, uygunsuz ve taşkın mizahi yorumlar şeklinde ken-
levselken; lobül VI uzaysal görevlerde; lobül VI, krus I ve dini göstermiştir. Regresif-çocuksu davranış biçimi ve zaman
VIIB çalışma belleği, planlama, organizasyon ve strateji zaman obsesif-kompulsif özellikler de dikkati çekmiştir. Fas-
formasyonu gibi yürütücü fonksiyonlarda; vermal lobül VI tigial nucleus ve paravermian korteksi içeren infarktlı bir ol-
ve VII ise emosyonel işlemleme sırasında aktive olmakta- guda otonomik değişiklikler belirgin olup; hıçkırık ve
dır. Çaprazlaşma gösteren serebroserebellar projeksiyon- öksürük nöbetlerinin bradikardi ve senkoba yol açabildiği iz-
ların da bir yansıması olarak, lisan sağ; uzaysal lenmiştir. Nöropsikolojik testlerin yatakbaşı değerlendirmeyi
fonksiyonlarsa sol tarafa ağırlıklı lateralizasyon göster- desteklediği; posterior lob lezyonlarının CCAS gelişiminde
mektedir. Hemisferik lobül VI, krus I ve VIIB, jeneralize özellikle önemli olduğu ve afektif prezentasyonu belirgin va-
caydırıcı işlemlemenin kodlamasında görev almaktadır kalarda vermisin tutarlı bir şekilde etkilendiği görülmüştür.
Zarar veren ısı maruziyeti veya hoş olmayan resimlere İnme hastaları zaman içinde iyileşme gösterseler de, yürü-
tücü fonksiyonlarda anormallik devam etmiştir.
bakma gibi tehdit uyaranları; anterior hipotalamus, subge-
nual anterior singulat korteks ve parahipokampal girus gibi Özetlenecek olursa serebellar kognitif affektif sen-
limbik sistem yapıları ile birlikte bu serebellar bölgelerde drom; 1) Yürütücü işlevlerde bozulma 2) Vizüospasyal or-
de ativasyona yol açmaktadır.62 ganizasyon bozukluğu ya da vizüospasyal bellek kusurları
İnsan Konnektom Projesi’nin (Human Connectom 3) Künt afekt ya da uygunsuz-disinhibe davranışlar gibi ki-
Project) 787 olguluk geniş veritabanını kullanan ve yakın şilik değişikliği ve 4) disprozodi, hafif anomi ya da gramer
dönemde yayınlanan istirahat durum ve göreve dayalı hataları gibi dil kusurlarının bütününden oluşan bir klinik
fonksiyonel MRG çalışmaları; anterior lob ve lobül VIII’de tablodur.5 Tablonun tipik bulguları, değişik etyolojilerde
çift motor temsil varlığını konfirme etmektedir.18 Bu data ve farklı yaştaki hastalarda çok kez replike edilmiştir.64,12,65
aynı zamanda Buckner ve ark.nın daha önce yayımladığı52 Lobül VI, VII ve muhtemelen IX’u içeren posterior sere-
bulgularını genişleterek konfirme etmiş; birincisi lobül VI- bellar lobdaki kognitif serebellumun hasarından kaynakla-
krus I, ikicisi krus II-VIIB ve üçüncüsü lobül IX olmak nır ve düşüncenin dismetrisini yansıttığı düşünülmektedir.
üzere kognitif bölümün posterior lobda üç temsil alanı ol- Serebellar motor ve vestibüler sendromla birlikte veya ba-
duğunu göstermiştir.18 ğımsız olarak ortaya çıkabilir.1

pOSTERİOR FOSSA SENDROMu VE


KLİNİK SENDROMLAR
SEREBELLAR MuTİzM
SEREBELLAR KOGNİTİF AFFEKTİF SENDROM Santral sinir sistemi (SSS) tümörlerinin çocuklarda poste-
(SCHMAHMANN SENDROMu) rior fossa yapılarını erişkinlere kıyasla daha sık etkilediği
Schmahmann’ın serebellar kognitif affektif sendromu bilinmektedir. Çocuklardaki SSS tümörlerinin yaklaşık
(CCAS) tanımladığı orjinal çalışmasında;63,5 13’ü serebellar %20’sini oluşturan medullolastom en sık olmak üzere

43
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

ependimomlar, pilositik astrositomlar ve beyin sapı gli- Histopatolojik değişiklikler pek çok postmortem ça-
omları posterior fossa yerleşimli başlıca tümörler olup; re- lışmada konfirme edilmiş olup; en tutarlı bulgu vermiste
zeksiyonları sonrası mutizm, ataksi/hipotoni ve emosyonel ve özellikle de serebellar hemisferlerde purkinje hücre kay-
labilite şeklindeki semptomlar topluluğu %25’e kadar bil- bıdır.76,77 Buna azalmış purkinje yoğunluğu ve boyutu da
dirilmiştir.66 Kimi yazarlarca farklı antiteler oldukları söy- eşlik eder.77,78 Granül hücrelerinde azalma, serebellar nuk-
lense de, bu tablo günümüze dek posterior fossa sendromu leuslarda hipertrofi ve atrofi de bildirilmiştir.76,79,80 Yapısal
(PFS) ya da serebellar mutizm şeklinde anılmıştır. Cerra- nörogörüntüleme çalışmalarına bakıldığında, azalmış bila-
hiden sonraki 1-4 günü günü içeren normal davranış pa- teral serebellar korteks yetişkin OSB’li bireyleri sınıflan-
terninden sonra hastalar hipotoni, bukkal ve lingual apraksi dırmada en önemli işaretlerden biridir.81 Erken çocukluk
ile birlikte mutizm geliştirirler.1,67-71 Vermis ya da beyin döneminde bildirilen serebellar büyüme; genellikle total
sapı tutulumu, postoperatif bilateral serebellar pedinkül- beyin hacmi ile orantılıdır ve muhtemelen serebellar beyaz
lerde ödem, serebelluma agresif cerrahi, dentat nukleusun cevherle ilişkilidir.76,82-85 Zira yetişkinlikte daha küçük se-
afferent ve efferent yolaklarının (örn. dentatotalamokorti- rebellar volüm bildirilmiştir.86 Otizmde serebellar hipo-
kal yol) geçici tutulumu, orta hat tümör yerleşimi, fokal va- plazi; özellikle de vermal lobül VI ve VII’de küçülme pek
zospazm, nörotransmitter disfonksiyonu ve hidrosefali PFS çok çalışmada kaydedilmiştir;76,87,85 ve azalmış ilgi, artmış
gelişimi için risk faktörleri arasında sayılmıştır.66,68,71-74 Mu- stereotipi ve tekrarlayıcı hareketlerle ilişkili bulunmuştur.88
tizm; konuşmanın tamamen kaybı, konuşma üretiminde Serebellar beyaz cevher traktlarında değişiklikler kay-
azalma, dizartri veya prozodi ya da konuşma başlatmanın dedilen diğer bulgular arasındadır; superior serebellar pe-
kusuru gibi konuşma kalitesini içeren unsurlarda bozulma dinküllerde artmış yayılma, serebellum ve rostral
şeklinde olabilir. Hastalarda aynı zamanda regrese kişilik bağlantıları arasında anormal konnektivite varlığına işaret
değişiklikleri, huzursuzluk, ajitasyon, istemli hareketlerde etmektedir.89 Catani ve ark., superior serebellar pedinkü-
azalma, içe kapanma gibi davranışsal semptomlar; disfori, lün bütünlüğü ile sosyal tutulumun derecesi arasında kore-
apati, üzüntü, ağlama, gülme, distraktibilite ve irritabilite lasyon bulmuşlardır.90 OSB’li çocuklarda beyaz cevher
şeklinde emosyonel labilite; ataksi ve hipotoni gözlenebi- anormalliklerinin, repetetif davranışlarla ilişkili olduğu
lir.66 Robertson ve ark., semptomların süresine göre hasta- gösterilmiştir.91
lık şiddetini sınıflamış; 1 haftadan kısa süreli semptom Voxel tabanlı morfometri çalışmalarında, orta hat IX
varlığjnı hafif, 1-4 hafta süreli olanı orta şiddette ve 4 haf- ve krus I’de serebellar gri cevherde azalma; lobül VI’da
tadan uzun süren semptomları ciddi hastalık olarak sınıf- ise gri cevherde artma bildirilmiştir.92,75 Lobül IX ve sağ
lamışlardır.73 Mutizm hemen her zaman geçicidir; bununla krus I’de istirahat durum aktivitesi, varsayılan mod ağı ile
birlikte iyileşme süreci uzundur ve kognitif, afektif, motor güçlü korelasyon göstermektedir ve sağlıklı erkeklerin
fonksiyonda defisitler sıklıkla kalıcıdır.1 zihin kuramı ve empati görevleri esnasında bilateral krus I’i
Serebellar motor sendrom, uzun traktus bulguları ve aktive ettiği bilinmektedir.52,93,75 Bilateral krus II ve vermal
kranial nöropatiler gibi beyinsapı disfonksiyonu ve sere- lobül VIII-IX’daki gri madde azalması iletişim skorları ile
bellar kognitif afektif sendrom (CCAS) sıklıkla tabloya korele olup;94 krus I’de azalmış gri madde ise artmış repe-
eşlik eder. Ancak serebellar mutizmde merkezi semptom tetif ve stereotipik hareketlerle birliktedir.95 Lobül VI’daki
olan mutizm, CCAS için şart değildir.1 gri madde artışı, daha kötü sosyal ve iletişimsel skorlarla
koreledir.95 Topluca bakıldığında sonuçlar, serebellumdaki
OTİzM SpEKTRuM BOzuKLuKLuğu yapısal anormalliklerin çekirdek otizm spektrum bozuk-
luğu defisitlerinin farklı yönleri ile ilişkili olduğunu gös-
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), iletişim ve sosyal etki-
termektedir.
leşimde yetersizlik, tekrarlayıcı ve sınırlı davranışlarla ka-
rakterize nörogelişimsel hastalıklar topluluğudur
(Amerikan Psikiyatri Birliği-2013). Etyolojisi karmaşık SONuÇ
olup genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı Sonuç olarak serebellum, yüzyıllardır sanıldığının aksine
düşünülmektedir; ancak bugün serebellumun otizmde et- yalnızca motor kontrolden sorumlu bir merkez olmayıp;
kilenen anahtar beyin bögelerinden olduğu bilinmektedir. kognisyon ve emosyonun regülasyonunda da görev alan
Otizmde serebellar bulgular, nöral yapı ve fonksiyonun önemli bir kavşaktır. Sensorimotor kontrolü sağlayan an-
çeştli evrelerinde gelişimsel farklılıklara işaret etmekte terior serebellum ve bağlantılarının aksine; serebellumun
olup; otizmin altında yatan kompleks temellerinde sere- büyük bölümünü oluşturan posterior serebellum, serebral
bellumun önemli rol oynadığını göstermektedir. 75 asosiasyon alanları ile yapısal ve fonksiyonel ilişki içinde-

44
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

dir. Schmahmann’ın düşüncenin dismetrisi teorisinin ve şünce ve emosyonun dismetrisi ise serebellar kognitif af-
universal serebellar transform hipotezinin doğal bir sonucu fektif sendroma yol açar. Bugün Schmahman Sendromu,
olan universal serebellar bozulma nosyonuna göre; sere- posterior fossa sendromu ve otizm spektrum bozuklukları
bellar hasarı takip eden disfonksiyon, ilişkili her alanda gibi pek çok klinik antitenin altında, aslında büyük ölçüde
“dismetri” olarak kendini gösterir. Hareketin dismetrisi se- posterior serebellar bölgelerin ve fonksiyonel bağlantı yo-
rebellar motor sendroma yol açarken, serebellar vestibüler laklarının akkiz hasarı yahut gelişimsel disorganizasyonu-
bölgenin dismetrisi serebellar-vestibüler sendroma; dü- nun yattığı bilinmektedir.

KAYNAKLAR
1. Schmahmann JD. The cerebellum and cogni- 13. Manto M, Mariën p. Schmahmann’s syn- 24. Thach WT. Cerebellar inputs to motor
tion. Neurosci Lett. 2019;1;688:62-75. drome - identification of the third cornerstone cortex. Ciba Found Symp. 1987;132:201-
2. Schmahmann JD. An emerging concept: The of clinical ataxiology. Cerebellum Ataxias. 20.
cerebellar contribution to higher function. 2015;2:2. 25. Kelly RM, Strick pL. Cerebellar loops with
Arch Neurol. 1991;48:1178-87. 14. Schmahmann JD, pandya DN. Anatomic or- motor cortex and prefrontal cortex of a non-
3. Schmahmann JD. From movement to ganization of the basilar pontine projections human primate. J Neurosci. 2003;23:8432-
thought: anatomic substrates of the cerebel- from prefrontal cortices in rhesus monkey. J 44.
lar contribution to cognitive processing. Hum Neurosci. 1997;17:438-58.
26. Brodal A. Neurological anatomy in relation
Brain Mapp. 1996;4(3):174-98. 15. Schmahmann JD, pandya DN. The cerebro- to clinical medicine. New York: Oxford uni-
cerebellar system. The Cerebellum and versity press; 1981.
4. Schmahmann JD. The role of the cerebel-
Cognition. Int Rev Neurobiol. Vol. 41. San
lum in cognition and emotion: personal re- 27. Voogd J. Cerebellum and precerebellar nu-
Diego: Academic press; 1997. p.31-60.
flections since 1982 on the dysmetria of clei. In: paxinos G, Mai JK, eds. The Human
thought hypothesis, and its historical evolu- 16. Dum Rp, Strick pL. An unfolded map of the Nervous System. Amsterdam: Elsevier, Aca-
tion from theory to therapy. Neuropsychol cerebellar dentate nucleus and its projec- demic press; 2004. p.321-92.
Rev. 2010;20(3):236-60. tions to the cerebral cortex. J Neurophysiol.
2003;89(1):634-9. 28. Schmahmann JD, pandya DN. Anatomical
5. Schmahmann JD, Sherman JC. The cere- investigation of projections to the basis pon-
bellar cognitive affective syndrome. Brain. 17. Schmahmann JD, pandya DN. Disconnec- tis from posterior parietal association cor-
1998;121:561-79. tion syndromes of basal ganglia, thalamus,
tices in rhesus monkey. J Comp Neurol.
and cerebrocerebellar systems. Cortex.
6. Voogd J, Glickstein M. The anatomy of the 1989;289:53-73.
2008;44(8):1037-66.
cerebellum. Trends Neurosci. 1998;21(9): 29. Schmahmann JD, pandya DN. projections
370-5. 18. Guell X, Gabrieli JDE, Schmahmann JD.
to the basis pontis from the superior tempo-
Triple representation of language, working
7. Ito M. Movement and thought: identical con- ral sulcus and superior temporal region in
memory, social and emotion processing in
trol mechanisms by the cerebellum. Trends the rhesus monkey. J Comp Neurol.
the cerebellum: Convergent evidence from
Neurosci. 1993;16(11):448-50. 1991;308:224-48.
task and seed-based resting-state fMRI
8. Schmahmann JD. The role of the cerebel- analyses in a single large cohort. Neuroim- 30. Schmahmann JD, pandya DN. Course of
lum in affect and psychosis. Journal of Neu- age. 2018;172:437-49. the fiber pathways to pons from parasensory
rolinguistics. 2000;13:189-214. association areas in the rhesus monkey. J
19. Stoodley CJ, Schmahmann JD. Functional
topography of the human cerebellum. Handb Comp Neurol. 1992;326:159-79.
9. Schmahmann JD. The cerebrocerebellar
system: anatomic substrates of the cerebel- Clin Neurol. 2018;154:59-70. 31. Schmahmann JD, pandya DN. prelunate,
lar contribution to cognition and emotion. Int 20. Oscarsson O. Functional organization of the occipitotemporal, and parahippocampal
Rev psychiatry. 2001;13(4):247-60. spino- and cuneocerebellar tracts. physiol. projections to the basis pontis in rhesus
Rev. 1965;45:495-522. monkey. J Comp Neurol. 1993;337:94-
10. Schmahmann JD. Disorders of the cerebel-
lum: ataxia, dysmetria of thought, and the 112.
21. Brodal p. The corticopontine projection in the
cerebellar cognitive affective syndrome. J rhesus monkey: origin and principles of or- 32. Schmahmann JD, pandya DN. prefrontal
Neuropsychiatry Clin Neurosci. 2004;16(3): ganization. Brain. 1978;101:251-83. cortex projections to the basilar pons in rhe-
367-78. sus monkey: implications for the cerebellar
22. Hartmann-von Monakow K, Akert K, Kunzle
11. Guell X, Gabrieli JDE, Schmahmann JD. contribution to higher function. Neurosci
H. projection of precentral, premotor and
Embodied cognition and the cerebellum: Lett. 1995;199:175-8.
prefrontal cortex to the basilar pontine grey
perspectives from the dysmetria of thought and to nucleus reticularis tegmenti pontis in 33. Schmahmann JD, Rosene DL, pandya DN.
and the universal cerebellar transform theo- the monkey (Macaca fascicularis) Schweiz, Motor projections to the basis pontis in rhe-
ries. Cortex. 2018;100:140-8. Arch. Neurol. Neurochir psychiatr. 1981;129: sus monkey. J Comp Neurol. 2004;478:248-
12. Levisohn L, Cronin-Golomb A, Schmahmann 189-208. 68.
JD. Neuropsychological consequences of 23. Schmahmann JD, Ko R, MacMore J. The 34. Middleton FA, Strick pL. Anatomical evidence
cerebellar tumour resection in children: cere- human basis pontis: motor syndromes and for cerebellar and basal ganglia involvement
bellar cognitive affective syndrome in a pae- topographic organization. Brain. 2004;127: in higher cognitive function. Science.
diatric population. Brain. 2000;123:1041-50. 1269-91. 1994;266:458-61.

45
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

35. Leiner HC, Leiner AL, Dow RS. Does the cere- performance. Neurosci Lett. 2012;508(1):47- generating task: a 7T MRI study. Neuroimage.
bellum contribute to mental skills? Behav Neu- 51. 2011;57:1184-91.
rosci. 1986;100:443-54. 49. Bernard JA, Seidler RD. Cerebellar contribu- 62. Moulton EA, Elman I, pendse G, Schmah-
36. Dow RS. Some novel concepts of cerebellar tions to visuomotor adaptation and motor se- mann JD, Becerra L, Borsook D. A version-re-
physiology. Mt. Sinai J Med. 1974;41:103-19. quence learning: an ALE meta-analysis. Front lated circuitry in the cerebellum: responses to
37. Whiting BA, Barton RA. The evolution of the Hum Neurosci. 2013;7:27. noxious heat and unpleasant images. J Neu-
cortico-cerebellar complex in primates: 50. Ridler K, Veijola JM, Tanskanen p, Miettunen rosci. 2011;31:3795-3804.
anatomical connections predict patterns of J, Chitnis X, Suckling J, et al. Frontocerebel- 63. Schmahmann JD, Sherman JC. Cerebellar cog-
correlated evolution. J Hum Evol. 2003;44:3- lar systems are associated with infant motor nitive affective syndrome, Int. Rev. Neurobiol.
10. and adult executive functions in healthy adults 1997;41:433-40.
38. Ramnani N, Behrens T, Johansen-Berg H, but not in schizophrenia. proc Natl Acad Sci 64. Malm J, Kristensen B, Karlsson T, Carlberg B,
Richter M, pinsk M, Andersson J, et al. The uSA. 2006;103(42):15651-6. Fagerlund M, Olsson T. Cognitive impairment in
evolution of prefrontal inputs to the cortico- 51. Moore DM, D’Mello AM, McGrath LM, Stood- young adults with infratentorial infarcts. Neurol-
pontine system: diffusion imaging evidence ley CJ. The developmental relationship be- ogy. 1998;51:433-40.
from macaque monkeys and humans. Cereb tween specific cognitive domains and grey 65. Hoche F, Frankenberg E, Rambow J, Theis M,
Cortex. 2006;16:811-8. matter in the cerebellum. Dev Cogn Neurosci. Harding JA, Qirshi M, et al. Cognitive pheno-
39. Genova HM, Hillary FG, Wylie G, Rypma B, 2017;24:1-11. type in ataxia-telangiectasia. pediatr Neurol.
Deluca J. Examination of processing speed 52. Buckner RL, Krienen FM, Castellanos A, Diaz 2014;51:297-310.
deficits in multiple sclerosis using functional JC, Yeo BT. The organization of the human 66. Lanier JC, Abrams AN. posterior fossa syn-
magnetic resonance imaging. J Int Neuropsy- cerebellum estimated by intrinsic functional drome: review of the behavioral and emotional
chol Soc. 2009;15(3):383-93. connectivity. J Neurophysiol. 2011;106:2322- aspects in pediatric cancer patients. Cancer.
40. Eckert MA, Keren NI, Roberts DR, Calhoun 45. 2017;123(4):551-9.
VD, Harris KC. Age-related changes in pro- 53. Krienen FM, Buckner RL. Segregated fronto- 67. zyrianova Y, Alexander L, Faruqui R. Neu-
cessing speed: unique contributions of cere- cerebellar circuits revealed by intrinsic func- ropsychiatric presentations and outcomes in
bellar and prefrontal cortex. Front Hum tional connectivity. Cereb Cortex. 2009;19: children and adolescents with primary brain tu-
Neurosci. 2010;4:10. 2485-97. mours: systematic review. Brain Inj. 2016;30:1-
41. Bernard JA, Leopold DR, Calhoun VD, Mittal 54. O’Reilly JX, Beckmann CF, Tomassini V, Ram- 9.
VA. Regional cerebellar volume and cognitive nani N, Johansen-Berg H. Distinct and over- 68. pollack IF. posterior fossa syndrome. Int Rev
function from adolescence to late middle age. lapping functional zones in the cerebellum Neurobiol. 1997;41:411-32.
Hum Brain Mapp. 2015;36:1102-20. defined by resting state functional connectivity.
69. Sadeh M, Cohen I. Transient loss of speech
42. Hogan MJ, Staff RT, Bunting Bp, Murray AD, Cereb Cortex. 2010;20:953-65.
after removal of posterior fossa tumors—one
Ahearn TS, Deary IJ, et al. Cerebellar brain 55. Bernard JA, Seidler RD, Hassevoort KM, Ben- aspect of a larger neuropsychological entity: the
volume accounts for variance in cognitive per- son BL, Welsch RC, Wiggings JL, et al. Rest- cerebellar cognitive affective syndrome. pediatr
formance in older adults. Cortex. 2011;47(4): ing state cortico-cerebellar functional Hematol Oncol. 2001;18:423-26.
441-50. connectivity networks: a comparison of
70. Dietze DD Jr, Mickle Jp. Cerebellar mutism after
43. Koppelmans V, Hoogendam YY, Hirsiger S, anatomical and self-organizing map ap- posterior fossa surgery. pediatr Neurosurg.
Merillat S, Jancke L, Seidler RD. Regional proaches. Front Neuroanat. 2012;6:31. 1990;16:25-31.
cerebellar volumetric correlates of manual 56. Habas C, Kamdar N, Nguyen D, prater K, 71. Korah Mp, Esiashvili N, Mazewski CM, Hudkins
motor and cognitive function. Brain Struct Beckmann CF, Menon V, et al. Distinct cere- RJ, Tighiouart M, Janss AJ, et al. Incidence,
Funct. 2017;222:1929-44. bellar contributions to intrinsic connectivity net- risks, and sequelae of posterior fossa syndrome
44. Grogan A, Green DW, Ali N, Crinion JT, price works. J Neurosci. 2009;29:8586-94. in pediatric medulloblastoma. Int J Radiat Oncol
CJ. Structural correlates of semantic and 57. Bernard JA, peltier SJ, Benson BL, Wiggings Biol phys. 2010;77:106-12.
phonemic fluency ability in first and second JL, Jaeggi SM, Buschkuehl M, et al. Disso- 72. Wells EM, Khademian zp, Walsh KS, Vezina G,
languages. Cereb Cortex. 2009;19(11): 2690- ciable functional networks of the human den- Sposto R, Keating RF, et al. postoperative cere-
8. tate nucleus. Cereb Cortex. 2014;24:2151-9. bellar mutism syndrome following treatment of
45. Richardson FM, price CJ. Structural MRI stud- 58. Stoodley CJ, Schmahmann JD. The cerebel- medulloblastoma: neuroradiographic features
ies of language function in the undamaged lum and language: evidence from patients with and origin. J Neurosurg pediatr. 2010;5:329-
brain. Brain Struct Funct. 2009;213(6):511-23. cerebellar degeneration, Brain Lang. 34.
46. Kronbichler M, Wimmer H, Staffen W, Hutzler 2009;110:149-53. 73. Robertson pL, Muraszko KM, Holmes EJ,
F, Mair A, Ladurner G. Developmental 59. Stoodley CJ, Schmahmann JD. Functional to- Sposto R, packer RJ, Gajjar A, et al. Incidence
dyslexia: gray matter abnormalities in the oc- pography in the human cerebellum: a meta- and severity of postoperative cerebellar mutism
cipitotemporal cortex. Hum Brain Mapp. analysis of neuroimaging studies. syndrome in children with medulloblastoma: a
2008;29(5):613-25. Neuroimage. 2009;44:489-501. prospective study by the children’s oncology
47. He Q, Xue G, Chen C, Chen C, Lu z, Dong Q. 60. Stoodley CJ, Valera EM, Schmahmann JD. An group. J Neurosurg. 2006;105(6 suppl):444-51.
Decoding the neuroanatomical basis of read- fMRI case study of functional topography in 74. Rekate HL, Grubb RL, Aram DM, Hahn JF,
ing ability: a multivoxel morphometric study. J the human cerebellum. Behav Neurol. Ratcheson RA. Muteness of cerebellar origin.
Neurosci. 2013;33(31):12835-43. 2010;23:65-79. Arch Neurol. 1985;42:697-98.
48. Ding H, Qin W, Jiang T, zhang Y, Yu C. Volu- 61. Thurling M, Kuper M, Stefanescu R, Mader- 75. Becker EB, Stoodley CJ. Autism spectrum dis-
metric variation in subregions of the cerebel- wald D, Gizewski ER, Ladd ME, et al. Activa- order and the cerebellum. Int Rev Neurobiol.
lum correlates with working memory tion of the dentate nucleus in a verb 2013;113:1-34.

46
Aslı Akyol Gürses Serebellum ve Kognisyon

76. Allen G. The cerebellum in autism. Clinical 84. Amaral DG, Schumann CM, Nordahl CW. 91. Cheung C, Chua SE, Cheung V, Khong pL,
Neuropsychiatry. 2005;2(6):321-37. Neuroanatomy of autism. Trends in Neuro- Tai KS, Wong TK, et al. White matter fractional
77. palmen SJMC. Neuropathological findings in sciences. 2008;31(3):137-45. anisotrophy differences and correlates of di-
autism. Brain. 2004;127(12):2572-83. 85. Courchesne E, Webb SJ, Schumann CM. From agnostic symptoms in autism. Journal of Child
toddlers to adults: the changing landscape of psychology and psychiatry. 2009;50(9):1102-
78. Fatemi SH. Cerebellum and autism. Cerebel-
the brain in autism. In: Amaral D, Geschwind D, 12.
lum. 2013;12(5):778-9.
Dawson G, eds. Autism Spectrum Disorders. 92. Cauda F, Geda E, Sacco K, D’Agata F, Duca
79. Bauman ML, Kemper TL. Neuroanatomic
Oxford: Oxford university press; 2012. S, Geminiani G, et al. Grey matter abnormal-
observations of the brain in autism: a review
and future directions. International Journal of De- 86. Hallahan B, Daly EM, McAlonan G, Loth E, ity in autism spectrum disorder: an activation
velopmental Neuroscience. 2005;23(2-3):83- Toal F, O’Brien F, et al. Brain morphometry vol- likelihood estimation meta-analysis study.
187. ume in autistic spectrum disorder: a magnetic Journal of Neurology, Neurosurgery and psy-
resonance imaging study of adults. psycho- chiatry. 2011;82(12):1304-13.
80. Kemper TL, Bauman M. Neuropathology of in-
fantile autism. Journal of Neuropathology and logical Medicine. 2009;39(2):337-46. 93. Vollm BA, Taylor AN, Richardson p, Corcoran
Experimental Neurology. 1998;57(7):645-52. 87. Courchesne E, Campbell K, Solso S. Brain R, Stirling J, McKie S, et al. Neuronal corre-
growth across the life span in autism: age-spe- lates of theory of mind and empathy: a func-
81. Ecker C, Rocha-Rego V, Johnston p, Mourao-
cific changes in anatomical pathology. Brain tional magnetic resonance imaging study in a
Miranda J, Marquand A, Daly EM, et al. Investi-
gating the predictive value of whole-brain Research. 2011;1380:138-45. nonverbal task. Neuro Image. 2006;29(1):90-
structural MR scans in autism: a pattern classi- 88. pierce K, Courchesne E. Evidence for a cere- 8.
fication approach. Neuro Image. 2010;49(1):44- bellar role in reduced exploration and stereo- 94. Riva D, Annunziata S, Contarino V, Erbetta A,
56. typed behavior in autism. Biological Aquino D, Bulgheroni S. Gray matter reduc-
82. Courchesne E, Karns CM, Davis HR, ziccardi psychiatry. 2001;49(8):655-64. tion in the VERMIS and CRuS-II is associated
R, Carper RA, Tigue zD, et al. unusual brain 89. Sivaswamy L, Kumar A, Rajan D, Behen M, with social and interaction deficits in low-func-
growth patterns in early life in patients with autis- Muzik O, Chugani D, et al. A diffusion tensor tioning children with autistic spectrum disor-
tic disorder. Neurology. 2001;57(2):245-54. imaging study of the cerebellar pathways in ders: a VBMDARTEL study. Cerebellum.
children with autism spectrum disorder. Jour- 2013;12(5):676-85.
83. Stanfield AC, McIntosh AM, Spencer MD, philip
R, Gaur S, Lawrie SM. Towards a neu- nal of Child Neurology. 2010;25(10):1223-31. 95. Rojas DC, peterson E, Winterrowd E, Reite
roanatomy of autism: a systematic review and 90. Catani M, Jones DK, Daly E, Embiricos N, ML, Rogers SJ, Tregellas JR. Regional gray
meta-analysis of structural magnetic reso- Deeley Q, pugliese L, et al. Altered cerebellar matter volumetric changes in autism associ-
nance imaging studies. European psychiatry. feedback projections in Asperger syndrome. ated with social and repetitive behavior symp-
2008;23(4):289-99. Neuro Image. 2008;41:1184-91. toms. BMC psychiatry. 2006;6:56.

47
Otizm Spektrum Bozukluğu ve
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğunda Serebellum
Cerebellum in Autism Spectrum Disorder and
Attention Deficiency Hyperactivity Disorder

Şefika Nurhüda KARACA CENGİZa, ÖZET Serebellumun motor işlev ve hareket koordinasyonundaki rolü uzun yıllardır bilinse de, son
yıllarda çalışma belleği, duygu düzenleme, tepki zamanlaması, eylem planlama ve dikkat kontro-
Elvan İŞERİa
lünü sağlamakta da görevli olduğu gösterilmiştir. Serebellum, beynin ilk farklılaşan yapılarından bi-
ridir, prenatal dönemden yetişkinliğe kadar büyümeye ve gelişmeye devam etmektedir. Bu uzun
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, gelişimsel evre, serebellumu özellikle nörogelişimsel bozukluklara karşı savunmasız hale getirir. Nö-
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve rogelişimsel bozukluklardan olan otizm spektrum bozukluğu (OSB) ve dikkat eksikliği hiperaktivite
Hastalıkları ABD, bozukluğunun (DEHB) farklı klinik yansımaları ve bu yansımalar ile ilişkili serebellar değişiklikleri
Ankara, TÜRKİYE olduğu bildirilmiştir. Bu yazıda yazındaki güncel çalışmalar gözden geçirilerek OSB ve DEHB ta-
nılı hastaların serebellar değişimleri ve bu değişikliklerle ilişkili klinik bulguların tartışılması amaç-
Yazışma Adresi/Correspondence: lanmaktadır.
Şefika Nurhüda KARACA CENGİZ
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anahtar Kelimeler: Otizm spektrum bozukluğu; dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu; serebellum
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları ABD,
Ankara, TÜRKİYE ABSTRACT Although the role of the cerebellum in motor function and movement coordination has
nurhudakaraca@gmail.com been known for many years, it has been shown that it is also responsible for working memory, emo-
tion regulation, reaction timing, action planning, and attention control. The cerebellum is one of the
brain's first differentiating structures, continuing to grow and develop from prenatal to adulthood. This
long developmental stage makes the cerebellum particularly vulnerable to neurodevelopmental dis-
orders. It has been reported that autism spectrum disorder (ASD) and attention deficit hyperactivity
disorder (ADHD), which are neurodevelopmental disorders, have different clinical reflections and
cerebellar changes associated with these reflections. In this text; It is aimed to discuss the cerebellar
changes and clinical findings associated with these changes in patients with ASD and ADHD by re-
viewing the current studies in the literature.

Keywords: Autism spectrum disorder; attention-deficit hyperactivity disorder; cerebellum

S
erebellumun motor işlev ve hareket koordinasyonundaki rolü uzun yıllardır
bilinse de, son yıllarda çalışma belleği, duygu düzenleme, tepki zamanlaması,
eylem planlama ve dikkat kontrolünü sağlamakta da görevli olduğu gösteril-
miştir.1,2 Serebellum, toplam beyin hacminin %10’unu oluşturur ancak beynin geri
kalanından daha fazla nöron içermektedir.3
Serebellum vebazal gangliyonların bebeklik döneminde motor beceri edinimi ile
birlikte geliştiği düşünülmektedir. Serebellum ponsun arkasında yer alır ve beyin sa-
pına üç çift pedinkül ile bağlanır. Yapısal olarak serebellum, beyaz cevheri (BC) çev-
releyen üç çift gömülü derin çekirdek (medialden yana, fastigial, interpoze ve dentat
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: çekirdekler) ve bir gri cevherden (GC) oluşur. Morfolojik olarak serebellum, iki yarım
Karaca Cengiz ŞN, İşeri E. Otizm spektrum bozuk-
luğu ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda küre ile çevrili santral bir vermise bölünmüştür. Serebellum 3 lop, 10 lobülden oluşur.
serebellum. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan İnsanlarda lobül VII, Crus I, Crus II ve VIIB’ye, lobül VIII ise VIIIA ve VIIIB’ye bö-
Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri;
2021. p.48-54. lünmüştür. Ön lob (lobül I-V) ve lobül VIII, ağırlıklı olarak sensörimotordur, göv-

48
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

denin ön lobda baş aşağı ve lobül VIII’de ikincil temsilleri serebral kortikal bölgelerle çoklu-kapalı döngüler oluştu-
vardır. Lobül VI ve VII (Crus I, Crus II ve lobül VIIB rur.5 İnsanlarda serebellar büyüme piki üçüncü trimesterde
dahil), prefrontal ve parietal kortekslerle bağlantılar yo- gerçekleşir. Prenatal serebellar gelişimin bozulması duru-
luyla daha yüksek seviyeli işlemlere katkıda bulunmakta- munda serebellar yapılar ve ilişkili serebral bölgelerin ol-
dır. Lobül IX’un, hareketin görsel rehberliği için önemli gunlaşması etkilenebilir.5 Prematüre bebeklerde serebellar
olduğu düşünülmektedir. Vestibüloserebellum olan Lobül hasar; kontralateral serebral korteksin büyümesinde
X ise vestibüler çekirdeklerle bağlantılıdır. Posterior sere- bozulma, ifade edici dilde bozulma, gecikmiş alıcı dil, bi-
bellar vermis duygusal modülasyonda rol oynar.4 Serebel- lişsel problemler ve motor bozukluklar ile ilişkilendiril-
lumun prefrontal kortekslerin düzenlenmesi yoluyla miştir.10,11
eylemleri başlatmada ya da sonlandırmada düzenleyici bir Serebellar disfonksiyonun, OSB’nin çekirdek semp-
işlevi vardır.5
tomları olan sosyal etkileşimde ve iletişimde bozulmalara,
Serebellum öğrenmenin ilk aşamalarında yer almak- tekrarlayan ve basmakalıp davranışlara yol açabileceği dü-
tadır. Öğrenilen davranışların korunmasına ise daha az şünülmektedir.9 OSB’de serebellar değişiklikler, genetik ve
dahil olduğu düşünülmektedir. Serebrokortikal ağlar yaşa- çevresel faktörlerden etkilenir ve karmaşık serebrosere-
mın ilk döneminde kurulmaktadır. Özellikle bu dönemde bellar etkileşimlerin sonucu ortaya çıkar. Otizm tanılı ço-
serebellumun etkisi daha fazla olur. Serebellum, beynin ilk cuklarda serebellar vermis hipoplazisi saptanmıştır.12
farklılaşan yapılarından biridir, prenatal dönemden yetiş- Serebellar malformasyonların OSB klinik bulguları ile iliş-
kinliğe kadar büyümeye ve gelişmeye devam etmektedir. kisini ele alan araştırmalar yapılmıştır. 22q13.3 delesyonu
Bu uzun gelişimsel evre, serebellumu özellikle nörogeli- (Phelan-McDermid) sendromu olan hastalarda vermis hi-
şimsel bozukluklara karşı savunmasız hale getirir.4 Hem poplazisi ve otizm bulguları olduğu bildirilmiştir.13 Joubert
otizm spektrum bozukluğu (OSB) hem de dikkat eksikliği sendromu (JS) da serebellar vermisin hipoplazisi ile ilişki-
hiperaktivite bozukluğu (DEHB) nörogelişimsel bozuk- lidir ve JS olan çocukların da OSB semptomlarının olduğu
luklardır. Bu bozukluklar prenatal dönemden başlayan ve görülmüştür.14 Frajil X sendromunda daha küçük posterior
erken çocukluk döneminde hızla devam eden nörogelişim- vermal hacim ile bilişsel bozukluk ve daha zayıf sosyal
sel süreçlerde serebellum da dahil olmak üzere pek çok
biliş ilişkilendirilmiştir.15 Tüberoskleroz kompleksi (TSC)
beyin bölgesindeki disfonksiyon ile ilişkilendirilmektedir.6
olan bazı hastaların serebellar hacimlerinde azalma olduğu
Her iki bozukluğun da farklı klinik yansımaları ve bu yan-
ve bunun özellikleTSC2 gen mutasyonu ile ilişkili olduğu
sımalar ile ilişkili serebellar değişiklikleri olduğu bildiril-
bildirilmiştir.16 TSC hastalarında, otizm şiddeti daha fazla
miştir.2 Bu yazıda yazındaki güncel çalışmalar gözden
serebellar tüber ile ilişkili bulunmuştur. Bu hastalarda daha
geçirilerek OSB ve DEHB tanılı hastaların serebellar de-
düşük adaptif davranışlar, daha zayıf iletişim ve sosyal-
ğişimleri ve bu değişikliklerle ilişkili klinik bulguların tar-
leşme olmaktadır.17 Bazı OSB’li bireylerde saptanan
tışılması amaçlanmaktadır.
SHANK3,EN2, RORA gibi genlerin bozukluklarının sere-
bellar anormalliklerde etkili olabileceği düşünülmektedir.8
OSB’DE SEREBELLUM DEĞİŞİKLİKLERİ VE
Çocuklukta oluşan serebellar hasar, yetişkinlikteki se-
İLİŞKİLİ KLİNİK BULGULAR
rebellar hasara göre sıklıkla daha kötü sonuçlara neden
Otizm spektrum bozukluğu, sosyal iletişim ve etkileşim- olur. Erken serebellar hasarın, serebellumun projeksiyon
deki yetersizlik, tekrarlayıcı ve basmakalıp davranışlar ile yaptığı serebral kortikal bölgelerin gelişimini “gelişimsel
tanımlanan bir nörogelişimsel bozukluktur.7 Hastalığın diaşizis” yoluyla etkilemektedir. Bu nedenle, OSB’deki se-
erken tanısı, erken müdahale ve tedavisi prognozu olumlu rebellar gelişimsel farklılıkların sadece serebellar işlevi
yönde etkiler. bozmakla kalmadığı aynı zamanda serebellumun projeksi-
Otizmin etiyopatogenezi henüz tam olarak aydınlatı- yon yaptığı serebral korteksin birçok bölgesinin yapısını
lamamış olup genetik ve epigenetik çalışmalar ön planda- ve işlevini olumsuz yönde etkilediği düşünülmektedir.5
dır. Otizm, beynin farklı bölgeleri arasındaki bağlantı Otizmli çocuklardaki serebellumun erken dönemde aşırı
bozukluğu olarak da tanımlanmaktadır.4 Otizmli hastalarda büyümesi toplam beyin hacmi ile orantılıdır.18 Yetişkinlik
serebellum dahil bazı beyin bölgelerinin işlevinde bozuk- döneminde ise daha küçük serebellar hacim olduğu bildi-
luk olabileceği gösterilmiştir.8 OSB’de serebellumun etki- rilmiştir.19 Otizmli çocukların %80’i motor koordinasyon
lendiği ve serebellar disfonsiyonun otizm kliniği ile bozuklukları gösterir. Bunlar sıklıkla diğer bulgularla kar-
bağlantısı olduğuna ilişkin araştırmalar mevcuttur.4,9 Sere- şılaştırıldığında daha erken ortaya çıkan ve tanımlanabilen
bellum hareket, dil ve sosyal işlemenin temelini oluşturan klinik özellikler olup otizm şiddeti ve IQ ile ilişkilidir.4,20

49
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

OSB’de serebellar disfonksiyon ile oluşan motor bozuk- bireyde bu beyin bölgelerinin aşırı duyarlılığına yol açar.28
luklar; göz hareket anormallikleri, ince ve kaba motor bo- OSB’li bireylerin serebellumunda glial hiperplazinin ol-
zulmalar, yürüme problemleri, denge ve koordinasyon maması ve çoğunda yaygın displazi gözlenmesi, purkinje
bozuklukları, postüral instabilite ve motor öğrenmede ge- hücrelerinin kaybının gelişimin erken döneminde ortaya
riliktir.21 Erken motor gecikmeler OSB riski taşıyan be- çıktığını düşündürmektedir.18,29 Prefrontal korteks ile bağ-
beklerde yaygındır ve ilerleyen dönemlerde görülebilecek lantılı serebellar alanlardan olan crus I ve II’de purkinje
iletişim gecikmeleri ile ilişkilidir.22 OSB’li çocuklarda tak- hücre yoğunluğunun hem erkek hem kadınlarda azaldığı
lit yeteneğinde bozulma görülür ve bu durum zayıf ortak bildirilmiştir. Vestibüler düzenleme ve bakış koordinasyo-
dikkat ve artmış OSB semptomları ile bağlantılıdır. Sere- nundan sorumlu lobül X’un ise erkeklerde kadınlara göre
bellar fonksiyonlarda bozulmanın OSB’de sosyal iletişim daha fazla etkilendiği bildirilmiş ve lobül X’daki purkinje
semptomlarını etkileyerek jest ve taklit eksikliğine yol aç- hücre yoğunluğundaki düşüklük ile sosyal göz temasındaki
tığı ve bu eksikliğin motor işlev bozulması ile ilişkili ol- bozukluk bağlantılı bulunmuştur.30 Bahsedilen tüm bul-
duğu düşünülmektedir.4,8 OSB’li çocukların basınç gular OSB kliniğinin purkinje hücrelerinin patolojileriyle
merkezinin (CoP) sağlıklı çocuklardan daha fazla yer de- ilişkili olduğunu göstermektedir.2 Serebellumdaki değişik-
ğiştirdiği ve hızının da daha yüksek olduğu gösterilmiştir. likler purkinje hücre azalması ile sınırlı değildir. Serebel-
OSB çocuklarında bulunan postüral bozukluğun serebellar lar çekirdeklerdeki granül hücre sayısında azalma ve glial
etkilenmeye bağlı olabileceği düşünülmektedir .4,23 reaktivite dahil olmak üzere diğer serebellar patolojiler de
OSB’de serebro-serebellar devrelerin hem giriş hem tanımlanmıştır.2,18,31 OSB tanılı hastaların serebellum he-
de çıkış yollarındaki serebellar pedinküllerde yapısal fark- misferlerinde ve vermiste (özellikle posterior orta hat ver-
lılıklar mevcuttur. Asperger sendromlu yetişkinlerde sosyal misinde) yapısal anormallikler olduğu gösterilmiştir.32,33
bozukluk ile üst serebellar pedinkülün bütünlüğü arasında Vermal lobül VI-VII’deki anormalliklerin, OSB’li birey-
ilişki gösterilmiştir.24 Pedinküllerdeki azalmış aktivite ile lerde sıklıkla görülen artan tekrarlayan davranışlar ve aza-
motor becerilerdeki zayıflık bağlantılı bulunmuştur.25 Genu lan keşif davranışları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.9
ve serebellar yolakların tekrarlayan davranışlar ve duyusal OSB’de gelişim aşamaları boyunca sağ krus I ve sol VIIIb
duyarlılıkla ilişkili olduğu ancak sosyal kısıtlılık ile ilişkili hacmi azalır.34 Prognoz ve semptom şiddeti karşılaştırıldı-
olmadığı bildirilmiştir. 2 yaş civarındaki anormal duyusal ğında, sağ krus I / II hacminin azalmasının, otizmli çocuk-
yanıt ile genu ve serebellar pedinküllerdeki beyaz cevher larda OSB semptom şiddeti arttıkça daha belirgin olduğu
bütünlüğü arasında ilişki vardır.26 OSB’de serebellar akti- gösterilmiştir.9 OSB’de vermal lobül VI-VII için yaşla dü-
vitede azalmayla beraber prefrontal kortikal bölgelerde ak- zenleyici etki bildirilmiştir.2,35
tivasyon artışı olmaktadır. Manyetik rezonans görüntüleme OSB’li hastalarda serebellar gri ve beyaz cevherde
(MRI) çalışmaları ile serebellar anormalliklerin OSB geli- farklılıklar bildirilmiş olup önce beyaz cevher piki ardından
şimine katkıda bulunduğu desteklenmiştir.2 Bir vaka kont- gri cevher artışı olduğundan söz edilmiştir.12 Farklı sere-
rol fMRG çalışmasında, OSB’li bireylerde serebellar bellar bölgelerdeki bölgesel gri cevher azalmalarının dere-
aktivasyonun motor işlev sırasında arttığı, dikkati değer- cesi, sosyal etkileşim, iletişim ve tekrarlayan
lendiren test sırasında ise azaldığı gösterilmiştir.27 davranışlardaki semptomların şiddeti ile ilişkili bulunmuş-
Postmortem çalışmalarda OSB olan hastaların büyük tur.9 OSB’li çocuklarda, serebellar beyaz cevher anormal-
çoğunluğunun serebellumlarında histopatolojik değişiklik- likleri de tekrarlayan davranışlarla ilişkilendirilmiştir.36
ler olduğu görülmüştür.4 Serebellar folia boyunca, lateral Serebellar bölgelerden sağ crus I, sol lobül VIII ve medial
hemisferlerde ve vermiste purkinje hücrelerinin azaldığı IX gri cevher azalmaları ve lobül VI’da artmış gri cevher
gösterilmiştir.18 OSB’li hastalarda üç ana serebellar anor- bildirilmiştir.4,34,37 Lobül VI’da artmış gri cevher daha kötü
mallik olduğu düşünülmektedir. Bunlar, azalmış Purkinje sosyal ve iletişim puanları ile, crus ‘de gri cevher azalması
hücreleri, azalmış serebellar hacim ve serebellar ve sereb- tekrarlayan ve basmakalıp davranışlarla, posterior vermis
ral alanlar arasında kesintili geribildirim yollarıdır. Pur- ve bilateral crus II’de gri cevherin azalması ise daha kötü
kinje hücrelerinin azalması sonucu diğer serebellar iletişim puanlarıyla ilişkilendirilmiştir.37,38 OSB’de sağ den-
etkilenmelerin olabileceği ve bozukluğun temel nedeninin tat nükleusta ve lobül VIIB’de gri cevher bilateral artmak-
Purkinje hücrelerinin azalması olabileceği üzerinde durul- tadır. OSB tanılı dil bozukluğu olan çocuklarda sağ crus I
maktadır. Purkinje hücreleri GABAerjik olması nedeni ile ve sol hemisfer dil bölgeleri arasında fonksiyonel bağlan-
bu hücrelerin eksikliği, serebellumun kortikal ve subkorti- tının azaldığı gösterilmiştir.34 Ayrıca vermis ve ön lobun
kal alanlara yansıttığı inhibisyonu azaltarak, çoğu OSB’li hacmindeki farklılıklar ve lobül VIIIA’daki anormal sol la-

50
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

teralizasyon da OSB’deki dil bozukluğu ile ilişkili bulun- Serebellumun görevlerinden motor beceri ve denge
muştur.39 Sensörimotor işlevlerde serebellar lobül VIII’in düzenlenmesinin DEHB tanılı hastalardaki değişimleri ile
rolü olduğu düşünülmektedir. OSB’li çocuklarda, bilateral ilgili çok sayıda araştırma mevcuttur.2,49,50 DEHB tanılı ço-
VIIIB’nin hacminin azalması stereotipik davranışlar ve kı- cukların hem ince hem de kaba motor becerilerinde zayıf-
sıtlı ilgi alanı ile ilişkilendirilmiştir. Lobül VIII’deki gri lık olduğu bildirilmiştir.49 DEHB olan çocuklarda denge
cevher azalmasının sosyal etkileşim ve iletişim puanların- bozuklukları ve postürel salınımda zayıflık görülmektedir.2
daki bozulma ile bağlantılı olduğu düşünülmüştür.9 Sağ- Dengenin dinamik kısmının hareket halinde faaliyetlerin
lıklı bireylerde sosyal normlardan kopma durumlarında yapılmasını sağlaması nedeni ile günlük hayatta önemli bir
oluşan çatışmada aktive olan lobul IX’dur. Bu bölgedeki rolü olmaktadır ve bozukluğu halinde kişilerde yaralanma
gri cevher azalması OSB’de yaşanan sosyal ve iletişimsel riski artabilmektedir. DEHB tanısı olan çocukların hem
sorunlarla ilişkili bulunmuştur.40 dikkat hem de aktivite kontrolünü sağlamakta zorlanması-
nın yanı sıra dengenin dinamik kısmının bozulmasının da
yaralanma riskinin artırdığı düşünülmektedir.50 Serebellum
DEHB’DE SEREBELLUM DEĞİŞİKLİKLERİ VE daha önceleri daha çok motor kontrolü sağlayan bir beyin
İLİŞKİLİ KLİNİK BULGULAR bölgesi olarak görülse de spasyal dikkatin oryantasyonu,
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB); sözel çalışma belleği, dil işleme, duygusal düzenleme ve
dikkat eksikliği, yaş ile uyumlu olmayan aktivite ve dür- temporal kontrol gibi kognitif ve afektif görevleri de ol-
tüsellik ile tanımlanmaktadır. Dikkat eksikliği, görev ba- duğu gösterilmiştir.51-54 Serebellum temporal bilgi işleme,
şında aklının başka şeylere gitmesi, dikkat sürdürmede motor sıralama ve planlama, çalışma belleği, dikkatin de-
zorlanma olarak görülmektedir. Hiperaktivite, uygun ol- ğiştirilmesi, örtük öğrenme, duygusal düzenleme ve yü-
mayan zamanlarda aşırı motor aktivite, kıpır kıpır olma, rütme işlevleri ile ilişkili bulunmuştur.55 OSB tanılı
konuşkanlık olarak kendini gösterir. Dürtüsellik, plan- çocuklarda fronto-striato-serebellar disregülasyon olduğu
lama yapmadan harekete geçmeyi ifade eder. Sonuçla- bildirilmiştir.56 DEHB tanısı olan çocukların olayların olu-
rını öngörmeden önemli kararlar alma olarak görülebilir. şumunu öngörme ve uygun yanıt vermede zorlanma gö-
Bu davranış kalıpları karşıt gelmeye ya daanlama eksik- rülmektedir.Yıkıcı davranışları engellemede ve dürtü
liğine bağlı olmamalıdır.7 DEHB, gelişimsel bir nitelik kontrolünde zorlanmanın, çevredeki değişiklikleri öngöre-
taşıdığı için, çocukluk ve ergenlik döneminden sonra ye- meme zamansal ve bağlamsal ipuçlarını değerlendirme ye-
tişkinlikte de devam etmektedir. DEHB üç alt tipte gö- teneğinde bozulmayla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu
rülebilmektedir bunlar; dikkat eksikliği baskın tip, durum fronto-serebellar ve fronto-striatal devrenin etkin
hiperaktiflik/dürtüsellik baskın tip ve birleşik tiptir. çalışması ile düzenlenmektedir.57
Dünya genelinde yapılmış olan DEHB prevalansı çalış- Sağ serebellum, posterior vermis, crus I ve lobül IX
masında %5, Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise ile posterior serebellar lobüller DEHB’de etkilenmiş diğer
%13.38 bulunmuştur.41,42 Çocukların yine %5’inde de serebellar alanlardandır.2,34 Lobül IX’da bileteral gri cev-
eşik altı dikkatsizlik, aktivite ve dürtüsellik şikayetleri her azalması gösterilmiştir bu OSB’deki alandan farklı ola-
olduğu düşünülmektedir. DEHB tanısı alan çocuklarda rak istemli dikkat dağılımını düzenleyen dorsal dikkat ağı
komorbid olarak özgül öğrenme güçlüğü, karşıt gelme ile ilişkilidir.58 DEHB tanısı olan hastalarda dikkat görev-
karşıt olma bozukluğu ve davranım bozukluğu gibi psi- leri sırasında frontal lobun yetersiz aktivasyonunu poste-
kiyatrik tanılar da görülmektedir. rior serebellar aktivasyon artışı kompanse etmeye çalışır.44
DEHB tanısı olan hastalarda serebellar değişiklikler DEHB’de çalışma belleği görevlerinde rol oynayan sağ
bildirilmiştir.DEHB’li bireylerde serebellar hacmin azal- crus I ve sol lobül VI’da serebellar aktivasyonun azaldığı
dığı gösterilmiştir Serebellar hasarı olan çocuklarda da dik- gösterilmiştir.59,60 DEHB olan çocuklarda yapılan takip ça-
kat eksiklikleri görülmektedir.6,43,44 Serebellumun total lışmasında superior serebellar vermiste ilerlemeyen bir
hacmi ve vermis hacmindeki azalma DEHB gelişimi bo- hacim kaybı olduğu, bu durumun prognoz ilişkili olmadığı,
yunca devam etmektedir.45 DEHB tanısı olan kadınların er- giderek azalan inferior-posterior serebellar lob hacminin
keklere oranla serebellar hacminin daha küçük olduğunu ise daha ciddi DEHB kliniği ile ilişkili olduğu bildirilmiş-
bildirilmiştir.46 DEHB ebeveyn ve/veya öğretmen tarafın- tir. Serebellar hemisferlerin klinik müdahale için bir belir-
dan bildirilen dikkat seviyeleri ve hareketlilik düzeyleri se- teç olarak kullanabileceği düşünülmektedir.45
rebellar vermisin ve total serebellar hacmin azalması ile DEHB tanılı hastalar motor zamanlamada, algısal
ilişkilendirilmektedir.47,48 zamanlamada ve zamansal öngörüde eksiklikler gösterir.

51
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

Bu zamansal anormalliklerin DEHB’in temel klinik özel- formansın arttığı gösterilmiştir.66-68 Metilfenidatın ayrıca
liklerinden dikkatsizlik ve dürtüsellikle ilişkili olduğu bil- dikkat görevini yerine getirirken bile postüral yeteneği ge-
dirilmiştir. DEHB olan bireylerde serebellumun yetersiz liştirdiği bildirilmiştir.69 Metilfenidat tedavisinden sonra
aktivasyonu zaman aralığını tahmin etmede zayıflık ve DEHB olan çocuklarda serebellar işlemedeki düzelmenin
daha kötü görev performansına yol açmaktadır.61 DEHB ta- klinik iyileşmenin temeli olabileceği ve bunun da postüral
nısı olan hastalarda sol dorsolateral prefrontal korteks stabiliteyi artırabileceği üzerinde durulmaktadır.64
(DLPFC) aktivasyonunda azalma görülmektedir ve bu du-
rumun bozulan sürekli performans ölçümleriyle ilişkili ol- SONUÇ
duğu düşünülmektedir.56
Son yıllarda serebellar farklılıkların nörogelişimsel bo-
DEHB’in semptomlarının tedavisi mümkündür ve te- zukluklarla ilişkisine yönelik araştırmalarda artış dikkati
davi edilmediğinde hastanın hem sosyal ilişkilerini ve okul çekmektedir. Prenatal dönemden başlayarak süregiden se-
başarısını etkiler hem de sonraki yıllarda depresyon ve rebellar gelişim sürecinde yaşanan sorunlar önemli klinik
madde kullanım bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklar bulgulara yol açabilir. OSB ve DEHB gibi nörogelişimsel
açısından risk oluşturur. Meta-analiz çalışmaları davranış- bozukluklar da bu klinik tablolar içinde önemli bir yer tut-
sal müdahalelerin ebeveyn tutumunu ve sorunlu davranış- maktadır. Yapılan araştırmalar OSB ve DEHB olan hasta-
ları iyileştirebildiğini ancak DEHB semptomlarında lardaki serebellar değişikliklerin klinik bulgulara etkisi
azalmaya etkisi olmadığını gösterir.62 Birinci basamak te- ortaya koymaktadır. Ortak serebellar alanların yanı sıra her
davide 6-18 yaş arası çocuklar için metilfenidat en sık ter- iki nörogelişimsel bozukluğun etkilediği özel serebellar
cih edilen ilaçtır.63 Metilfenidat tedavisi başlandığında bölgelerin olması dikkat çekicidir. OSB ve DEHB tanı aşa-
davranışsal müdahalelerde de bulunulması tedavinin et- malarında rutin görüntüleme işlemleri yapılmamaktadır.
kinliğini ve sürdürülebilirliğini artırır. DEHB tedavisinde Görüntüleme işlemleri daha çok araştırmalar sırasında kul-
tek doz metilfenidat ile serebellar aktivasyonda değişiklik- lanılmaktadır. Bununla birlikte yazındaki görüntüleme tek-
ler görülmüştür.63,64 Uzun etkili metilfenidat tedavisinin nikleri tanı aşaması ve sonrasını değerlendiren
DEHB tanılı hastaların posterior vermis gelişimini nor- araştırmalarla ilgili olduğu için, serebellar değişikliklerin
malleştirebildiği, DEHB tanısı olmayan kontrol grubu ile doğumdan itibaren var olup olmadığı ya da tanı öncesi dö-
benzer vermal volümlere sahip oldukları bildirilmiştir. Bu nemde bulunup bulunmadığı net değildir.Ancak bahsedilen
nedenle uzun etkili metilfenidat kullanımının nöroprotek- serebellar etkilenmeler ve semptomatik ilişkileri ışığında
tif etkisi olacağı düşünülmektedir.48,65 Metilfenidat tedavisi nörogörüntüleme çalışmalarının klinik şiddet ve hastalık
DEHB tanılı hastalarda altta yatan fronto-striato-serebel- sınıflamasında yardımcı olabileceği öngörülmektedir. Bu
lar ağların katılımını normalleştirerek zamanlama anor- konuda yapılacak ileri çalışmaların erken tanı ve daha et-
malliklerini azaltır.62 Metilfenidat tedavisi ile yürüme, kili klinik müdahaleler için yol gösterici olacağı düşünül-
denge ve adımlama bozukluklarının azaldığı ve motor per- mektedir.

KAYNAKLAR
1. Itō M. The Cerebellum as a Neuronal Ma- 5. Wang SS, Kloth AD, Badura A. The cerebel- 9. D’Mello AM, Crocetti D, Mostofsky SH, Stood-
chine. The cerebellum: brain for an implicit lum, sensitive periods, and autism. Neuron. ley CJ. Cerebellar gray matter and lobular vol-
self. FT Press; 2012. p.29-45. 2014;83(3):518-32. umes correlate with core autism symptoms.
NeuroImage Clin. 2015;7:631-9.
2. Bruchhage MM, Bucci MP, Becker EB. Cere- 6. Stoodley CJ. The cerebellum and neurode-
bellar involvement in autism and ADHD. In: velopmental disorders. Cerebellum. 2016; 10. Limperopoulos C, Bassan H, Gauvreau K,
Manto M, Huisman TAGM, eds. The Cere- 15(1):34-7. Robertson RL Jr, Sullivan NR, Benson CB,
bellum: Disoeders and Treatment. Hand- et al. Does cerebellar injury in premature in-
7. APA. Diagnostic and Statistical Manual of Men-
book of Clinical Neurology. Vol.155. 2018. fants contribute to the high prevalence of
tal Disorders. 5th ed. (DSM 5). Washington,
p.61-72. long-term cognitive, learning, and behavioral
DC, American Psychiatric Association; 2013. disability in survivors? Pediatrics.
3. Herculano-Houzel S. Coordinated scaling of 8. Rogers TD, McKimm E, Dickson PE, 2007;120:584-93.
cortical and cerebellar numbers of neurons. Goldowitz D, Blaha CD, Mittleman G, et al. Is 11. Limperopoulos C, Chilingaryan G, Guizard N,
Frontiers in Neuroanatomy. 2010;4:12. autism a disease of the cerebellum? An inte- Robertson RL, Du Plessis AJ. Cerebellar in-
4. Becker EBE, Stoodley CJ. Autism spectrum gration of clinical and pre-clinical research. jury in the premature infant is associated with
disorder and the cerebellum. Int Rev Neuro- Frontiers in Systems Neuroscience. 2013; impaired growth of specific cerebral regions.
biol. 2013;113:1-34. 7:15. Pediatr Res. 2010;68(2):145-50.

52
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

12. Courchesne E, Campbell K, Solso S. “Brain dysfunction in children with autistic spectrum tioning children with autistic spectrum disor-
growth across the life span in autism: age-spe- disorders. Cerebellum. 2013;12(5):645-56. ders: a VBM-DARTEL Study. The Cerebellum.
cific changes in anatomical pathology.” Brain 26. Wolff JJ, Swanson MR, Elison JT, Gerig G, 2013;12(5):676-85.
Research. 2011;1380:138-45. Pruett JR Jr, Styner MA, et al. IBIS Network. 39. Hodge SM, Makris N, Kennedy DN, Caviness
13. Aldinger KA, Kogan J, Kimonis V, Fernandez Neural circuitry at age 6 months associated with VS Jr, Howard J, McGrath L, et al. Cerebel-
B, Horn D, Klopocki E, et al. Cerebellar and later repetitive behavior and sensory respon- lum, language, and cognition in autism and
posterior fossa malformations in patients with siveness in autism. Mol Autism. 2017;4;8:8. specific language impairment. Journal of
autism-associated chromosome 22q13 termi- 27. Allen G, Courchesne E. Differential effects of Autism and Developmental Disorders.
nal deletion. American Journal of Medical Ge- developmental cerebellar abnormality on cog- 2010;40(3):300-16.
netics A. 2013;161A(1):131-6. nitive and motor functions in the cerebellum: 40. Klucharev V, Hytönen K, Rijpkema M, Smidts
14. Ozonoff S, Williams BJ, Gale S, Miller JN. an fMRI study of autism. Am J Psychiatry. A, Fernández G. Reinforcement learning sig-
Autism and autistic behavior in Joubert syn- 2003;160(2):262-73. nal predicts social conformity. Neuron.
drome. Journal of Child Neurology. 28. Phillips JR, Hewedi DH, Eissa AM, Moustafa 2009;61(1):140-51.
1999;14(10):636-41. AA. The cerebellum and psychiatric disorders. 41. Polanczyk G, de Lima M, Horta B, Biederman
15. Cornish K, Kogan C, Turk J, Manly T, James Frontiers in Public Health. 2015;3:66. J, Rohde L. The worldwide prevalence of
N, Mills A, et al. The emerging fragile X pre- 29. Wegiel J, Kuchna I, Nowicki K, Imaki H, ADHD: a systematic review and metaregres-
mutation phenotype: Evidence from the do- Wegiel J, Marchi E, et al. The neuropathology sion analysis. Am J Psychiatry. 2007;164:942-
main of social cognition. Brain and Cognition. of autism: defects of neurogenesis and neu- 8.
2005;57(1):53-60. ronal migration, and dysplastic changes. Acta 42. Ercan ES. Dikkat eksikliği hiperaktivite
16. Weisenfeld NI, Peters JM, Tsai PT, Prabhu SP, Neuropathologica. 2010;119(6):755-70. bozukluğunda epidemiyolojik veriler. Turkiye
Dies KA, Sahin M, et al. A magnetic resonance 30. Skefos J, Cummings C, Enzer K, et al. Re- Klinikleri Pediatrik Bilimler Dergisi.
imaging study of cerebellar volume in tuber- gional alterations in Purkinje cell density in pa- 2010;6(2):1-5.
ous sclerosis complex. Pediatric Neurology. tients with autism. PLoS One. 43. Mostofsky SH, Cooper KL, Kates WR,
2013;48(2):105-10. 2014;24;9(2):e81255. Denckla MB, Kaufmann WE. Smaller pre-
17. Eluvathingal TJ, Behen ME, Chugani HT, 31. Hampson DR, Blatt GJ. Autism spectrum dis- frontal and premotor volumes in boys with at-
Janisse J, Bernardi B, Chakraborty P, et al. orders and neuropathology of the cerebellum. tention-deficit/hyperactivity disorder. Biol
Cerebellar lesions in tuberous sclerosis com- Front Neurosci. 2015;6;9:420. Psychiatry. 2002;52:785-94.
plex. Journal of Child Neurology. 44. Berquin PC, Giedd JN, Jacobsen LK, Ham-
32. Kaufmann WE, Cooper KL, Mostofsky SH,
2006;21(10):846-51. burger SD, Krain AL, Rapoport JL, et al. Cere-
Capone GT, Kates WR, Newschaffer CJ, et al.
18. Allen G. The cerebellum in autism. Clinical Specificity of cerebellar vermian abnormalities bellum in attention-deficit hyperactivity
Neuropsychiatry. 2005;2:321-37. in autism: A quantitative magnetic resonance disorder. Neurology. 1998;50:1087-93.
19. Hallahan B, Daly EM, McAlonan G, Loth E, imaging study. Journal of Child Neurology. 45. Mackie S, Shaw P, Lenroot R, Pierson R,
Toal F, O’Brien F, et al. Brain morphometry vol- 2003;18(7):463-70. Greenstein DK, Nugent III. Cerebellar devel-
ume in autistic spectrum disorder: A magnetic 33. McAlonan GM, Cheung V, Cheung C, Suck- opment and clinical outcome in attention
resonance imaging study of adults. Psycho- ling J, Lam GY, Tai KS, et al. Mapping the deficit hyperactivity disorder. American Jour-
logical Medicine. 2009;39(2):337-46. brain in autism. A voxel-based MRI study of nal of Psychiatry. 2007;164(4):647-55.
20. Hilton CL, Zhang Y, Whilte MR, Klohr CL, Con- volumetric differences and intercorrelations in 46. Wyciszkiewicz A, Pawlak MA, Krawiec K.
stantino J. Motor impairment in sibling pairs autism. Brain. 2005;128(2):268-76. Cerebellar volume in children with attention-
concordant and discordant for autism spec- 34. Stoodley CJ. Distinct regions of the cerebel- deficit hyperactivity disorder (ADHD) replica-
trum disorders. Autism. 2012;16(4):430-41. lum show gray matter decreases in autism, tion study. Journal of Child Neurology.
ADHD, and developmental dyslexia. Frontiers 2017;32(2):215-21.
21. Gowen E, Hamilton A. Motor abilities in
autism: a review using a computational con- in Systems Neuroscience. 2014;8:92. 47. Castellanos FX, Lee PP, Sharp W, Jeffries
text. Journal of Autism and Developmental NO, Greenstein DK, Clasen LS. Develop-
35. Sacco R, Gabriele S, Persico AM. Head cir-
Disorders. 2013;43:323-44. mental trajectories of brain volume abnormal-
cumference and brain size in autism spectrum
ities in children and adolescents with
22. Bhat AN, Galloway JC, Landa RJ. Relation be- disorder: a systematic review and meta-analy-
attention-deficit/hyperactivity disorder. JAMA.
tween early motor delay and later communi- sis. Psychiatry Res. 2015;234(2):239-51.
2002;288:1740-8.
cation delay in infants at risk for autism. Infant 36. Cheung C, Chua SE, Cheung V, Khong PL,
Behavior and Development. 2012;35(4):838- 48. Bledsoe J, Semrud-Clikeman M, Pliszka SR. A
Tai KS, Wong TKW, et al. White matter frac-
46. magnetic resonance imaging study of the
tional anisotrophy differences and correlates cerebellar vermis in chronically treated and
23. Radonovich KJ, Fournier KA, Hass CJ. Rela- of diagnostic symptoms in autism. Journal of treatment-naive children with attention-
tionship between postural control and re- Child Psychology and Psychiatr. deficit/hyperactivity disorder combined type.
stricted, repetitive behaviors in autism 2009;50(9):1102-12. Biological Psychiatry. 2009;65(7):620-4.
spectrum disorders. Frontiers in Integrative 37. Rojas DC, Peterson E, Winterrowd E, Reite 49. Goulardins JB, Marques JCB, De Oliveira JA.
Neuroscience. 2013;7:28. ML, Rogers SJ, Tregellas JR. Regional gray Attention deficit hyperactivity disorder and
24. Catani M, Jones DK, Daly E, et al. Altered matter volumetric changes in autism associ- motor impairment. Percept Mot Skills.
cerebellar feedback projections in Asperger ated with social and repetitive behavior symp- 2017;124:425-40.
syndrome. NeuroImage. 2008;41:1184-91. toms. BMC Psychiatry. 2006;6(1):1-13.
50. Shilon Y, Pollak Y, Aran A, Shaked S, Gross-
25. Hanaie R, Mohri I, Kagitani-Shimono K, 38. Riva D, Annunziata S, Contarino V, Erbetta A, Tsur V. Accidental injuries are more common in
Tachibana M, Azuma J, Matsuzaki J, et al. Al- Aquino D, Bulgheroni S. Gray matter reduc- children with attention deficit hyperactivity dis-
tered microstructural connectivity of the supe- tion in the vermis and CRUS-II is associated order compared with their non-affected siblings.
rior cerebellar peduncle is related to motor with social and interaction deficits in low-func- Child Care Health Dev. 2012;38(3):366-70.

53
Şefika Nurhüda Karaca Cengiz ve ark. Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Serebellum

51. Golla H, Thier P, Haarmeier T. Disturbed 58. Buckner RL, Krienen FM, Castellanos A, Diaz Neuropharmacology. 2009;57:640-52.
overt but normal covert shifts of attention in JC, Yeo BT. The organization of the human 64. Czerniak SM, Sikoglu EM, King JA, Kennedy
adult cerebellar patients. Brain. 2005;128: cerebellum estimated by intrinsic functional DN, Mick E, Frazier J, et al. Areas of the brain
1525-35. connectivity. J Neurophysiol. 2011;106(5): modulated by single-dose methylphenidate
52. Townsend J, Courchesne E, Covington J, 2322-45. treatment in youth with ADHD during task-
Westerfield M, Harris NS, Lyden P, et al. Spa- 59. Wolf RC, Plichta MM, Sambataro F, Fallgatter based fMRI: a systematic review. Harvard Re-
tial attention deficits in patients with acquired AJ, Jacob C, Lesch KP. Regional brain acti- view of Psychiatry. 2013;21(3):151.
or developmental cerebellar abnormality. J vation changes and abnormal functional con- 65. Bledsoe JC, Semrud-Clikeman M, Pliszka SR.
Neurosci. 1999;19:5632643. nectivity of the ventrolateral prefrontal cortex Neuroanatomical and neuropsychological cor-
53. Desmond JE, Gabrieli JD, Wagner AD, Ginier during working memory processing in adults relates of the cerebellum in children with at-
BL, Glover GH. Lobular patterns of cerebellar with attention-deficit/ hyperactivity disorder. tention-deficit/hyperactivity disorder-combined
activation in verbal working-memory band fin- Hum Brain Mapp. 2009;30:2252-66. type. Journal of the American Academy of
ger-tapping tasks as revealed by functional 60. Valera EM, Faraone SV, Murray KE, Seidman Child & Adolescent Psychiatry.
MRI. J Neurosci. 1997;17:9675-85 LJ. Metaanalysis of structural imaging findings 2011;50(6):593-601.
54. Riva D, Giorgi C. The cerebellum contributes in attention-deficit/ hyperactivity disorder. Biol 66. Leitner Y, Barak R, Giladi N, Peretz C, Eshel
to higher functions during development: evi- Psychiatry. 2007;61:1361-9. R, Gruendlinger L, et al. Gait in attention deficit
dence from a series of children surgically 61. Noreika V, Falter CM, Rubia K. Timing deficits hyperactivity disorder. Journal of Neurology.
treated for posterior fossa tumours. Brain. in attention-deficit/hyperactivity disorder 2007;254(10):1330-8.
2000;123:1051-61. (ADHD): evidence from neurocognitive and 67. Flapper BC, Houwen S, Schoemaker MM.
55. Cherkasova M, Hechtman L Neuroimaging in neuroimaging studies. Neuropsychologia. Fine motor skills and effects of
attention-deficit hyperactivity disorder: beyond 2013;51(2):235-66. methylphenidate in children with attention-
the frontostriatal circuitry. Canadian Journal of 62. Daley D, Van der Oord S, Ferrin M, Danck- deficit-hyperactivity disorder and develop-
Psychiatry. 2009;54:10:651-64. aerts M, Doepfner M, Cortese S, et al. Be- mental coordination disorder. Dev Med Child
56. Christakou A, Murphy CM, Chantiluke K, Cu- havioral interventions in attention-deficit/ Neurol. 2016;48:165-9.
billo AI, Smith AB, Giampietro V, et al. Disor- hyperactivity disorder: a meta-analysis of ran- 68. Buderath P, Gärtner K, Frings M, Christiansen
der-specific functional abnormalities during domized controlled trials across multiple out- H, Schoch B, Konczak J. Postural and gait
sustained attention in youth with attention come domains. Journal of the American performance in children with attentiond-
deficit hyperactivity disorder (ADHD) and with Academy of Child & Adolescent Psychiatry. eficit/hyperactivity disorder. Gait Posture.
autism. Molecular Psychiatry. 2013;18(2):236- 2014;53(8):835-47. 2009;29:249-54.
44. 63. Rubia K, Halari R, Cubillo A, Mohammad M, 69. Jacobi-Polishook T, Shorer Z, Melzer I. The ef-
57. Durston S, Davidson MC, Mulder MJ, Spicer Brammer Mick, Taylor E. Methylphenidate nor- fect of methylphenidate on postural stability
JA, Galvan A, Tottenham N. Neural and be- malises activation and functional connectivity under single and dual task conditions in chil-
havioral correlates of expectancy violations in deficits in attention and motivation networks in dren with attention deficit hyperactivity disor-
attention-deficit/hyperactivity disorder. J Child medication-naive children with ADHD during der-a double blind randomized control trial. J
Psychol Psychiatry. 2007;48(9):881-9. a Rewarded Continuous Performance Task. Neurol Sci. 2009;280:15-21.

54
Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve
Serebellum
Fear-Anxiety Related Disorders and Cerebellum

Ali ERDOĞANa, ÖZET Korku ve anksiyete ile ilişkili bozukluklar sık görülen psikiyatrik hastalıklardır. Korku ve ank-
siyete ile ilişkili davranışların, amigdala ve hipokampus gibi limbik yapılar, prefrontal kortikal alanlar,
Çiçek HOCAOĞLUb
periakuaduktal gri madde ve raphe çekirdekleri gibi orta beyin yapıları ve dopaminerjik alanlar gibi bir-
çok kortikal ve subkortikal beyin alanları ile ilişkili olduğu bildirilmektedir. Serebellum bu beyin böl-
a
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, geleri ile ilişki içerisindedir. Serebellumun korku ve anksiyete ile ilişkisi beyin görüntüleme çalışmalarına
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, ve hayvan deneylerine dayanarak gösterilmiştir. Serebellumun korku, özgül fobi, sosyal fobi, yaygın
Antalya, TÜRKİYE anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi anksiyete bozukluklarında önemli yer tuttuğu
b
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bildirilmektedir. Serebellumun emosyonel durumlarla ilişkisini göstermek için geniş örneklemli pros-
Tıp Fakültesi, pektif çalışmalara ihtiyaç vardır.
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD,
Rize, TÜRKİYE Anahtar Kelimeler: Serebellum; korku; anksiyete

Yazışma Adresi/Correspondence:
Ali ERDOĞAN ABSTRACT Fear and anxiety-related disorders are common psychiatric disorders. Fear and anxiety-re-
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, lated behaviors are reported to be associated with many cortical and subcortical brain areas such as lim-
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, bic structures such as the amygdala and hippocampus, prefrontal cortical areas, midbrain structures such
Antalya, TÜRKİYE as periaquaductal gray matter and raphe nuclei, and dopaminergic areas. The cerebellum is in contact with
erdoganali006@hotmail.com these brain regions. The relationship of the cerebellum with fear and anxiety has been demonstrated
based on neuroimaging studies and animal experiments. It has been reported that the cerebellum plays
an important role in anxiety disorders such as fear, specific phobia, social phobia, generalized anxiety
disorder, and post-traumatic stress disorder. Prospective studies with large samples are needed to show
the relationship between the cerebellum and emotional situations.

Keywords: Cerebellum; fear; anxiety

K
orku ve anksiyete ile ilişkili bozukluklar, gerçek bir tehdit olmadığı halde abar-
tılı duygusal tepkilerle karakterize edilmektedir. Bu bozukluklar, en yaygın
psikiyatrik hastalıklardır.1 Korkunun dışsal, kesin veya gerçeklere dayalı teh-
dit edici uyaranlara yönelik bir yanıt olduğu ve anksiyetenin genellikle içsel ve belir-
siz uyaranlara yönelik bir yanıt olduğu belirtilmektedir.2 Korku ve anksiyete ile ilişkili
davranışların, amigdala ve hipokampus gibi limbik yapılar, prefrontal kortikal alanlar,
periakuaduktal gri veya raphe çekirdekleri gibi orta beyin yapıları ve dopaminerjik
alanlar gibi birçok kortikal ve subkortikal beyin alanları ile ilişkili olduğu bildirilmek-
tedir.3
Serebellum geleneksel olarak motor fonksiyonlarla ilişkili olmasına rağmen, motor
fonksiyonlar harici bazı durumların serebellumla ilişkili olduğu bildirilmektedir. Hafıza
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: ve öngörü gibi anksiyete bozukluklarında yer alan bazı beyin işlevlerinin serebellumla
Erdoğan A, Hocaoğlu Ç. Korku-anksiyete ile
ilişkili bozukluklar ve serebellum. Coşar B, ilişkili olduğu bildirilmiştir.4,5 Farelerde serebellumun korku ve kaygı ile ilişkili davra-
editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Serebellum . 1.
Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021. p.55-
nışlara katkısını inceleyen çalışmalarda, serebellumun korku ve anksiyete için önemli bir
60. yeri olduğu vurgulanmıştır.6,7

55
Ali Erdoğan ve ark. Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum

Serebellum, insan beynindeki tüm nöronların Korteksi devre dışı bırakma ile ortaya çıkan sahte öfkenin,
%80’inden fazlasını içerir ve serebellumun emosyonel dav- serebellar stimülasyonla geçici olarak bloke edilebilece-
ranışlarla ilişkisini gösteren önemli miktarda kanıt vardır. ğini, ancak bu serebellar manipülasyonun, stimülasyon ke-
Bu kanıtlar, ağrılı veya tehdit edici uyaranlara yanıt olarak sildikten sonra öfke benzeri semptomların artmasına neden
serebellumdaki kan oksijen düzeyindeki değişiklikler veya olacağını bildirmiştir.20 Fish ve ark. 1979’da yaptıkları ça-
metabolik aktivitedeki artışlara ilişkin insan görüntüleme lışma ile sıçanlarda medial serebellar çekirdeklere yönelik
çalışmalarından elde edilen bulgulardır.8 Korku ve anksi- lezyonların aktif bir kaçınma davranışını bozduğunu gös-
yete devresine serebellar katılımı gösteren bir başka durum, termişlerdir.21 Sıçanlarla yapılan başka bir çalışma, sere-
medial prefrontal korteks (MPFK) ve serebellum arasın- bellumun kaçınma koşullandırmasını sürdüren hafıza
daki bağlantı seviyelerinin davranışsal tedaviye yanıtı ön- süreçlerinde yer aldığını kuvvetle göstermektedir.22 Başka
görmüş olmasıdır.9 bir çalışmada medial serebellumu yaralanan sıçanlar bir
Serebellum, anksiyete ve korku ile ilgili sayısız beyin avcı ile karşılaştığında korku tepkilerinin azaldığı gösteril-
bölgesi ile karşılıklı bağlantı gösterir.10 Anksiyete ile ilişkili miştir.23 Yine serebellar ablasyonun koşullu kalp tepkisi-
beyin bölgelerinin temel bileşenlerinden biri amigdaladır. nin edinimini bozduğu gösterilmiştir.24 Lurcher mutant
Plastisite ilişkili caydırıcı öğrenme için kritik bir alan olan bu farelerinin heterozigot formunda Purkinje hücrelerinin
limbik çekirdek grubu, anksiyeteli hastalarda anormal akti- ölümü görülmektedir ve mutant fareler bir yırtıcı ile karşı-
vasyon ve bağlantı modelleri gösterir.11 Prefrontal korteks laştıklarında değişen korku tepkileri göstermişlerdir.25
ve alt bölümleri olan ventromedial kısım ve ön singulat kor- Histamin-2 reseptörleri yoluyla iletim, kaçınma ile il-
teks de korku ile ilgili davranış ve bozukluklarda önemli yer gili bir koşullandırma modelinde medial serebellumda, kor-
tutuyor gibi gözükmektedir.12 İçsel algılamadan ve çok kuyla ilişkili uyaranları işleyen serebellar devreyi modüle
modlu duyusal işlemeden sorumlu olan insula gibi başka bir edebilir.26 Başlangıçta nötr bir uyaranı zararlı bir uyarıyla
kortikal bölge, bu devrenin bir başka önemli parçası olarak eşleştirmek, nötr uyaranın hayvanda korku tepkilerini or-
gözükmektedir.13 Uzamsal bellek ve navigasyonla ilgili ol- taya çıkarmasını sağlar. İşitsel bir korku koşullandırma mo-
duğu düşünülen bir beyin yapısı olan hipokampusun da ank- delinin kullanıldığı bir çalışmada, elektriksel olarak
siyete devresine katılımı olduğu desteklenmektedir. Periferik indüklenen uzun süreli potansiyalizasyonu önleyen sere-
sinir sistemine caydırıcı uyaranlarla ilgili nöral sinyalleri geri bellar lobüller V-VI’da paralel lif-purkinje hücre sinapsla-
iletmekten sorumlu bir orta beyin yapısı olan periakuaduk- rında AMPA’ya bağlı korku öğrenmesi ile indüklenen uzun
tal gri madde de korku ve kaygı ile ilgili devrelere de katı- süreli potansiyalizasyonun varlığı gösterilmiştir. Yapılan
lır.14,15 Beyindeki serotonerjik nöronların ana kaynağı olan bir meta-analizde, sağlıklı deneklerde korku koşullandır-
raphe çekirdekleri de, korku ve kaygı ile ilişkili tepkilere ara- masına serebellar katkıların lokusları incelenmiş ve sere-
cılık eden yapıların bir bileşeni gibi görünmektedir.16 Ödül bellumda koşullu uyaranın sunumuna yanıt olarak aktive
işleme ve değerlendirme alanı olarak kabul edilen, dopami- olan birkaç farklı bölge belirlenmiştir. Bu bölgeler sere-
nerjik hücre gövdelerinin bulunduğu bölge olan ventral teg-
bellar tonsiller, lobüller HIV-VI ve kulmendir. Bu bölgeler
mental alan da bu devrenin bir parçası olarak düşünülebilir.17
ayrı ayrı korku edinme, korku anılarının pekiştirilmesi ve
Striatum da anksiyete devresine dahil edilebilir.18
koşullu korku tepkilerinin ifade edilmesiyle ilişkilendiril-
Tüm bu beyin bölgelerinin serebellum ile bağlantılı miştir. Meta-analiz, genel olarak insan bilişinde ve duygu-
olduğu bilinmektedir. Kemirgenlerde korku ve kaygı ben- sunda serebellumun potansiyel rolünü vurgulamakta ve
zeri davranışları incelerken, korku davranışlarını ölçmek ilişkisel serebellar öğrenmedeki eksikliklerin anksiyete bo-
için zararlı bir uyaran uygulanmakta veya anksiyete ben- zukluklarının patogenezinde nasıl bir rol oynayabileceğini
zeri tepkileri ölçmek için hayvanın kaçınabileceği ılımlı ele almaktadır.27 Yapılan bir çalışmada, korku koşullan-
derecede caydırıcı bir çevre sağlanmaktadır.3 dırmasını takiben 10 dakika ve 24 saatte serebellar dilim-
Serebellum motor öğrenmeye, duygusal davranışa ve lerde, paralel lifler ve V-VI vermal lobüllerde purkinje
korku belleğine katılır. Korku güçlendirmesinde serebel- hücreleri arasındaki sinapsın uzun süreli kuvvetlenmesi bu-
lar katılımın nöral korelasyonu, paralel lifler ve bir pur- lunmuştur.4
kinje hücresi arasında davranışsal olarak indüklenen uzun Serebellumun oldukça lokalize bir bölümü (lateral
vadeli sinaptik etkinlik artışı ile sağlanır. Serebellum korku vermal lobül VIII, piramis), korku uyandıran donma dav-
öğrenmesinde önemli katkı sağlamaktadır.19 ranışını ortaya çıkarmak için periakuaduktal gri maddeyi
Korku ile ilişkili davranışlarda serebellumun yer al- omuriliğe bağlayan bir bağlantı zinciri içinde anahtar bir
dığını gösteren ilk çalışma Moruzzi tarafından yapılmıştır. supraspinal düğüm olarak tanımlanmıştır. Hem şartlandı-

56
Ali Erdoğan ve ark. Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum

rılmış hem de doğuştan gelen korku uyandıran donma dav- rıldığında, TSSB hastaları sağ ön insula ve bilateral sere-
ranışının ifadesinin, serebellar piramisin nöral girdi-çıktı bellumda hiperaktivite ve dorsal medial prefrontal kor-
yollarına bağlı olduğu bildirilmiştir.28 Serebellumunun tekste (mPFC) hipoaktivite göstermiştir. Travmaya maruz
emosyonel rolünü araştırmak için yapılan bir çalışmada, kalmış kontroller ile karşılaştırıldığında, TSSB ventral
Japon balıklarında geri döndürülemez etkilerin etkisini in- mPFC’de hiperaktivite göstermiştir. Meta-regresyon ana-
celemek için korpus serebelliye tamamen ablasyon ve se- lizlerinde ortalama hastalık süresi, sağ serebellumdaki ak-
rebellar fonksiyonun geri dönüşümlü inaktivasyonu için tivite ile pozitif olarak ilişkiliydi.36
korpus serebelliye lokalize soğutma uygulanmıştır. Sere- Bir çalışmada, 6’sı TSSB olan ve 6’sı TSSB olmayan
bellar fonksiyonun inaktivasyonu, korku ile ilgili şartlan- travma yaşamış 12 kadın borderline kişilik bozukluğu has-
dırmada koşullu bir kardiyak tepkinin edinimini ciddi tası fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG)
şekilde bozmuştur. Ek olarak, korpus serebellinin lokalize ile incelenmiştir. Hastalarla anahtar kelimeler içeren gö-
soğutulması, yerleşik koşullu yanıtın ifadesini tersine çev- rüşmeler yapılmış ve serebellumda aktivasyon gözlenmiş-
rilebilir şekilde bastırmıştır.29 tir. TSSB olan hastalarda, serebellar hacimlerde bir azalma
Paralel lif-purkinje hücresi sinapsının yapısının ko- eşlik ediyor gibi görünmektedir.37
runmasında rol alan bir protein olan Serebellin 1 bulun- Bir çalışmada maden kazası geçiren 19 akut TSSB ta-
mayan farelerin, korku anılarını zayıf bir şekilde edindiği nılı hasta ve 9 TSSB olmayan katılımcı, travma ile ilgili ve
bildirilmiştir.7 nötr resimleri görüntülerken fMRG taramasından geçiril-
miştir. Kazadan iki yıl sonra, 17 hastadan oluşan bir alt
SOSYAL ANKSİYETE BOzUKLUĞU vE grup ikinci bir klinik değerlendirmeyi tamamlamış ve bun-
SEREBELLUm lardan 13’üne aynı takip taraması yapılmıştır. TSSB has-
Sosyal anksiyete bozukluğunda yapılan bir pozitron emis- taları takipte semptom azalması ve serebellumda azalmış
yon tomografi (PET) çalışmasında, toplum içinde konuş- aktivasyon göstermiştir. Bu durum serebellumun azalmış
mak zorunda olduklarını düşünen hastalarda değişmiş aktivasyonunun semptomların iyileşmesini yansıtabilece-
serebellar aktivasyon gözlenmiştir.30 Sosyal anksiyete bo- ğini göstermiştir.38
zukluğunda serebellumda ayrıca volüm değişiklikleri de TSSB hastalarında kortikal kalınlık ve düşük frekan-
bildirilmiştir. Farklı serotonin geri alım inhibitörleri slı dalgalanmanın genliğindeki değişiklikleri araştırmak için
(SGAİ) ile bu hastalarda serebellar gri cevherde artış bil- yapılan bir çalışmada toplam 20 TSSB hastası ve 20 sağ-
dirilmiştir.31,32 Sosyal anksiyete bozukluğunda kişiler farklı lıklı kontrol alınmıştır. TSSB hastalarında sol medial pref-
sosyal görevlere maruz kaldıktan sonra artmış serebellar rontal korteks, ön singula, frontal trianguler bölgede ve sağ
aktivite bildirilmiştir.33 üst temporal girusta kortikal kalınlıkta anlamlı azalma gös-
terilmiştir. TSSB hastalarında düşük frekanslı dalgalanma-
nın değeri sağ beyincikte anlamlı olarak artmıştır.34
TRAvmA SONRASı STRES BOzUKLUĞU vE
SEREBELLUm
ÖzgÜL FOBİ vE SEREBELLUm
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tanısı alan hasta-
larda, dinlenme koşullarında serebellar aktivitede bir artış Yılan veya örümcek fobisi gibi özgül fobisi olan 16 ka-
gösterilmiştir.34 Bir çalışmada TSSB yaşayan 11 kişi trav- dında bölgesel beyin kan akımının değerlendirildiği bir ça-
madan 6 ay sonra dinlenme durumunda PET ve manyetik lışmada, deneklere yılanların ve örümceklerin resimleri
rezonans görüntülemeye tabi tutulmuştur. Serebellumdaki gösterilmiştir. Fobik olmayan ipuçlarına kıyasla fobik ipuç-
bölgesel beyin kan akışı, TSSB’de kontrol grubuna göre ları sağ amigdala, serebellum, görsel korteks ve sınırlı ön
daha yüksek saptanmış ve serebellar ve ekstrastriat bölge- alanların artan aktivasyonu ile ilişkili bildirilmiştir.39
sel serebral kan akımı, sürekli depresyon ölçümleri ve
fMRG kullanarak yapılan, 26 özgül fobi hastası ve 14
TSSB ile pozitif korelasyon göstermiştir. TSSB’de özel-
sağlıklı kontrolün karşılaştırıldığı bir çalışmada, fobi ile
likle serebellumda, yüksek bölgesel beyin kan akımı sap-
ilgili görüntülerin neden olduğu anksiyete ve tiksinme de-
tanmıştır.35
recesi, fobi grubunda talamus, serebellum ve oksipito-tem-
286 TSSB, 203 travmaya maruz kalmış kontrol ve poral bölgelerin aktivasyonuyla güçlü bir şekilde ilişkili
155 travmaya maruz kalmamış kontrolü karşılaştıran on bildirilmiştir.40 Nötr fotoğraflar fobik uyaranları gösteren
beş işlevsel beyin görüntüleme çalışmasının metaanali- fotoğraflara koşullandırıldığında bile serebellar aktivasyon
zinde travmaya maruz kalmamış kontroller ile karşılaştı- görülmüştür.41

57
Ali Erdoğan ve ark. Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum

40 panik bozukluk hastası ile 40 sağlıklı kontrolün artı labirent testinde Lurcher mutantları ve kontrol farele-
bölgesel beyaz cevher hacmindeki farklılıklar açısından de- rinin davranışlarını karşılaştırmışlardır. Sonuç olarak me-
ğerlendirildiği bir çalışmada, panik bozukluk hastalarında tiraponun, kan kortikosteron oranlarını etkili bir şekilde
fronto-limbik, talamo kortikal ve serebellar yollar dahil düşürmesine rağmen, her iki grup farede anksiyete ile ilgili
olmak üzere yaygın beyaz cevher bölgelerinde önemli ha- davranışlarda sadece ılımlı değişiklikleri tetiklediği göste-
cimsel düşüşler gösterilmiştir.42 rilmiştir. Bu nedenle, mutantların davranışsal disinhibis-
yonunun sadece bir kısmının stresle tetiklenen yüksek
YAYgıN ANKSİYETE BOzUKLUĞU vE kortikosteron seviyesinden kaynaklandığı, Lurcher farele-
SEREBELLUm rinde gözlemlenen davranış bozukluklarının, serebellum
ile duyguların düzenlenmesinde oldukça rol oynadığı bili-
Yaygın anksiyete bozukluğu olan 15 ergen ve 20 sağlıklı nen bazı limbik yapıları birbirine bağlayan sinir yolların-
kontrolün fMRG ile karşılaştırıldığı bir çalışmada, yaygın daki işlev bozukluklarından da kaynaklanabileceğini ileri
anksiyete bozukluğu olan ergenlerde, medial prefrontal sürmüşlerdir.25
korteks, insula ve serebellumdaki bölgeleri içeren amig-
dala tabanlı intrinsik fonksiyonel bağlantı ağlarında bozul-
TANı vE TEDAvİDEKİ YERİ
malar gösterilmiştir.43
Serebellumun korku ve anksiyete ile ilişkili bozukluklar-
Başka bir çalışmada, ilk atak yaygın anksiyete bo-
daki rolü, ilerleyen dönemlerde serebellumun bu hastalık-
zukluğu olan toplam 26 ergen ve 20 sağlıklı gönüllü din-
ların tedavisi için bir hedef haline gelmesine sebep olabilir.
lenme durumunda fMRG ile karşılaştırılmıştır. Sol
Nitekim serebellum üzerine uygulanan transkraniyal man-
amigdala ile sol dorsolateral prefrontal korteks arasında
yetik stimülasyonun (TMS), emosyonel vücut duruşlarını
azalmış fonksiyonel bağlantı, serebellumun sağ posterior
ayırt etme yeteneğini etkilediği bulunmuştur. Bu bulgu ile,
ve anterior lobları, insula, superior temporal girus, puta-
invaziv olmayan serebellar stimülasyonun motor, bilişsel
men ile sağ amigdala arasında artmış fonksiyonel bağlantı
ve affektif kusurların tedavisi için umut verici bir araç ola-
saptanmıştır. Yaygın anksiyete bozukluğu skorları ile sağ
bileceği sonucuna varılmıştır.47 Ayrıca TMS, serebellumun
amigdala ve serebellum arasındaki fonksiyonel bağlantı
nöropsikiyatrik bozukluklara olan katkılarını daha da ay-
arasında negatif korelasyonlar da gözlenmiştir.44
dınlatmak için bir araç olarak hizmet edebilir.48 Bazı beyin
Bir çalışmada tedavi edilen yaygın anksiyete bozuk- bölgelerinde anormal işlevsel bağlantıların yaygın anksi-
luğu hastalarında, bilateral olarak artmış serebellar perfüz- yete bozukluğu patofizyolojisine katkıda bulunabileceği ve
yon saptanmıştır.45 bu anormal beyin özelliklerinin yaygın anksiyete bozuk-
Bir veya daha fazla anksiyete bozukluğu olan kırk luğu için bir biyobelirteç olarak hizmet edebileceği bildi-
bir ergen ile yapılan bir çalışmada, anksiyete bozukluğu rilmiştir.49 Serebellumun anksiyete ve korku ile ilgili
olan ergenler, kontrollere kıyasla belirgin motor dentat hastalıklardaki işlevsel ve yapısal özellikleri, ilerleyen yıl-
nükleus işlevsel bölgeler ve serebral kortikal belirgin larda tanısal biyobelirteç belirleme çalışmaları için umut
motor bölgeler arasında anlamlı hiperbağlantılar gösteril- vaat etmektedir.
miştir.46
Lurcher mutant fareler, olivoserebellar dejenerasyo- SONUÇ vE ÖNERİLER
nun sıklıkla kullanılan fare modellerinden birini temsil Toplumda çok sık görülmesine rağmen, hâlâ anksiyete ve
eder. Serebellar Lurcher mutant fareleri, davranışsal disin- ilişkili bozuklukların etiyolojisi net olarak aydınlatılama-
hibisyon denilen anksiyete ile ilişkili davranışlarda bir de- mıştır. Bu açıdan serebellum ile ilgili şu ana kadarki lite-
ğişiklik gösterir. Bu durum, deneysel koşullara maruz ratür bilgileri dikkat çekicidir. Korku ve anksiyete üzerine
kalmanın neden olduğu dramatik bir kan kortikosteron se- yapılan çalışmalar serebellar tutulumu göstermektedir.
viyesi artışı ile paradoksal olarak birleştirilen yükseltilmiş Korku ve anksiyete ile ilgili diğer beyin alanları da sere-
artı labirent cihazının açık kollarına karşı düşük bir ka- bellumla bağlantı içindedir. Bu konuda yapılacak çalışma-
çınma ile karakterize edilir. Lorivel ve ark. çalışmasında, lar ilerleyen yıllarda korku ve anksiyete ile ilişkili
mutantların disinhibisyonunun, stresle indüklenen yüksek bozuklukların etiyolojisini anlamımıza katkı sağlayacak-
kortikosteron oranlarından kaynaklanıp kaynaklanmaya- tır. Ayrıca serebellumun patogenezdeki yerini anlamak te-
cağı test edilmiştir. Bu amaçla, bir kortikosteron sentez in- davi için yol gösterici olacaktır. Geniş örneklem
hibitörü olan 2 metil-1,2-di-3-piridil-1-propanonun büyüklüğüne sahip, randomize kontrollü çalışmaların ya-
(metirapon 75 mg/kg) enjeksiyonundan sonra yükseltilmiş pılması bu konudaki bilgimizi arttıracaktır.

58
Ali Erdoğan ve ark. Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum

KAYNAKLAR
1. Ravindran LN, Stein mB. The pharmacologic 14. Jatzko A, Rothenhöfer S, Schmitt A, gaser C, avoidance learning in mice via H2 receptors.
treatment of anxiety disorders: a review of Demirakca T, Weber-Fahr W, et al. Hip- Neurosci Lett. 2013;557 Pt B:159-64.
progress. J Clin Psychiatry. 2010;71(7):839- pocampal volume in chronic posttraumatic 27. Lange ı, Kasanova z, goossens L, Leibold N,
54. stress disorder (PTSD): mRı study using two De zeeuw Cı, van Amelsvoort T, et al. The
2. Perusini JN, Fanselow mS. Neurobehavioral different evaluation methods. J Affect Disord. anatomy of fear learning in the cerebellum: A
perspectives on the distinction between fear 2006;94(1-3):121-6. systematic meta-analysis. Neurosci Biobehav
and anxiety. Learn mem. 2015;22(9):417- 15. Watson TC, Cerminara NL, Lumb Bm, Apps Rev. 2015;59:83-91.
25. R. Neural correlates of fear in the periaque- 28. Koutsikou S, Crook JJ, Earl Ev, Leith JL, Wat-
3. moreno-Rius J. The cerebellum in fear and ductal gray. J Neurosci. 2016;36(50):12707- son TC, Lumb Bm, et al. Neural substrates un-
anxiety-related disorders. Prog Neuropsy- 19. derlying fear-evoked freezing: the
chopharmacol Biol Psychiatry. 2018;85:23- 16. An Y, Chen C, ınoue T, Nakagawa S, Kitaichi periaqueductal grey-cerebellar link. J Physiol.
32. Y, Wang C, et al. mirtazapine exerts an anxi- 2014;592(10):2197-213.
4. Sacchetti B, Scelfo B, Tempia F, Strata P. olytic-like effect through activation of the me- 29. Yoshida m, Okamura ı, Uematsu K. ınvolve-
Long-term synaptic changes induced in the dian raphe nucleus-dorsal hippocampal 5-HT ment of the cerebellum in classical fear con-
cerebellar cortex by fear conditioning. Neuron. pathway in contextual fear conditioning in rats. ditioning in goldfish. Behav Brain Res.
2004;42(6):973-82. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry. 2004;153(1):143-8.
2016;70:17-23.
5. Blakemore SJ, Sirigu A. Action prediction in 30. Tillfors m, Furmark T, marteinsdottir ı, Fredrik-
the cerebellum and in the parietal lobe. Exp 17. Pignatelli m, Umanah gKE, Ribeiro SP, Chen son m. Cerebral blood flow during anticipation
Brain Res. 2003;153(2):239-45. R, Karuppagounder SS, Yau HJ, et al. Synap- of public speaking in social phobia: a PET
tic plasticity onto dopamine neurons shapes study. Biol Psychiatry. 2002; 52(11):1113-9.
6. Sacchetti B, Sacco T, Strata P. Reversible in-
fear learning. Neuron. 2017;93(2):425-40.
activation of amygdala and cerebellum but not 31. Talati A, Pantazatos SP, Schneier FR, Weiss-
perirhinal cortex impairs reactivated fear mem- 18. Norris C, Loureiro m, Kramar C, zunder J, Re- man mm, Hirsch J. gray matter abnormalities
ories. Eur J Neurosci. 2007;25(9):2875-84. nard J, Rushlow W, et al. Cannabidiol modu- in social anxiety disorder: primary, replication,
lates fear memory formation through and specificity studies. Biol Psychiatry.
7. Otsuka S, Konno K, Abe m, motohashi J,
interactions with serotonergic transmission in 2013;73(1):75-84.
Kohda K, Sakimura K, et al. Roles of Cbln1 in
the mesolimbic system. Neuropsychophar-
non-motor functions of mice. J Neurosci. 32. Talati A, Pantazatos SP, Hirsch J, Schneier F.
macology. 2016;41(12):2839-50.
2016;36(46):11801-16. A pilot study of gray matter volume changes
19. Sacchetti B, Scelfo B, Strata P. The cerebel- associated with paroxetine treatment and re-
8. Apps R, Strata P. Neuronal circuits for fear and
lum: synaptic changes and fear conditioning. sponse in social anxiety disorder. Psychiatry
anxiety-the missing link. Nat Rev Neurosci.
Neuroscientist. 2005;11(3):217-27. Res. 2015;231(3):279-85.
2015;16(10):642.
20. moruzzi g. Sham rage and localized auto- 33. Heeren A, Dricot L, Billieux J, Philippot P,
9. Yuan m, zhu H, Qiu C, meng Y, zhang Y,
nomic responses elicited by cerebellar stimu- grynberg D, de Timary P, et al. Correlates of
Shang J, et al. group cognitive behavioral
lation in the acute thalamic cat. Proc. Xvıı social exclusion in social anxiety disorder: an
therapy modulates the resting-state functional
ınternat. Congress Physiol. Oxford; 1947. fmRı study. Sci Rep. 2017;7(1):260.
connectivity of amygdala-related network in
p.114-5.
patients with generalized social anxiety disor- 34. Bing X, ming-guo Q, Ye z, Jing-Na z, min L,
der. BmC Psychiatry. 2016;16:198. 21. Fish BS, Baisden RH, Woodruff mL. Cerebel- Han C, et al. Alterations in the cortical thick-
lar nuclear lesions in rats: subsequent avoid- ness and the amplitude of low-frequency fluc-
10. Hilber P, Cendelin J, Le gall A, machado mL,
ance behavior and ascending anatomical tuation in patients with post-traumatic stress
Tuma J, Besnard S. Cooperation of the
connections. Brain Res. 1979;166(1):27-38. disorder. Brain Res. 2013;1490:225-32.
vestibular and cerebellar networks in anxiety
disorders and depression. Prog Neuropsy- 22. Dahhaoui m, Caston J, Auvray N, Reber A. 35. Bonne O, gilboa A, Louzoun Y, Brandes D,
chopharmacol Biol Psychiatry. 2019;89:310- Role of the cerebellum in an avoidance con- Yona ı, Lester H, et al. Resting regional cere-
21. ditioning task in the rat. Physiol Behav. bral perfusion in recent posttraumatic stress
1990;47(6):1175-80. disorder. Biol Psychiatry. 2003;54(10):1077-
11. Wolff SB, gründemann J, Tovote P, Krabbe S,
Jacobson gA, müller C, et al. Amygdala in- 23. Supple WF Jr, Leaton RN, Fanselow mS. Ef- 86.
terneuron subtypes control fear learning fects of cerebellar vermal lesions on species- 36. Wang T, Liu J, zhang J, zhan W, Li L, Wu m,
through disinhibition. Nature. 2014;509(7501): specific fear responses, neophobia, and et al. Altered resting-state functional activity in
453-8. taste-aversion learning in rats. Physiol Behav. posttraumatic stress disorder: A quantitative
1987;39(5):579-86. meta-analysis. Sci Rep. 2016;6:27131.
12. Carrion vg, Weems CF, Watson C, Eliez S,
menon v, Reiss AL. Converging evidence for 24. Supple WF Jr, Leaton RN. Cerebellar vermis: 37. Driessen m, Beblo T, mertens m, Piefke m,
abnormalities of the prefrontal cortex and eval- essential for classically conditioned bradycar- Rullkoetter N, Silva-Saavedra A, et al. Post-
uation of midsagittal structures in pediatric dia in the rat. Brain Res. 1990;509(1):17-23. traumatic stress disorder and fmRı activation
posttraumatic stress disorder: an mRı study. 25. Lorivel T, gras m, Hilber P. Effects of corti- patterns of traumatic memory in patients with
Psychiatry Res. 2009;172(3):226-34. costerone synthesis inhibitor metyrapone on borderline personality disorder. Biol Psychia-
13. Alves FH, gomes Fv, Reis Dg, Crestani CC, anxiety-related behaviors in Lurcher mutant try. 2004;55(6):603-11.
Corrêa Fm, guimarães FS, et al. ınvolvement mice. Physiol Behav. 2010;101(2):309-14. 38. Ke J, zhang L, Qi R, Li W, Hou C, zhong Y, et
of the insular cortex in the consolidation and 26. gianlorenço AC, Canto-de-Souza A, mattioli al. A longitudinal fmRı investigation in acute
expression of contextual fear conditioning. Eur R. ıntra-cerebellar microinjection of histamine post-traumatic stress disorder (PTSD). Acta
J Neurosci. 2013;38(2):2300-7. enhances memory consolidation of inhibitory Radiol. 2016;57(11):1387-95.

59
Ali Erdoğan ve ark. Korku-Anksiyete ile İlişkili Bozukluklar ve Serebellum

39. Ahs F, Pissiota A, michelgård A, Frans O, Fur- bitofrontal gyrus volume and symptom sever- ton Emission Computed Tomography study. J
mark T, Appel L, et al. Disentangling the web ity and social dysfunction. PLoS One. Psychopharmacol. 2012;26(4):452-60.
of fear: amygdala reactivity and functional con- 2014;9(3):e92862. 46. Lee YJ, guell X, Hubbard NA, Siless v, Frosch
nectivity in spider and snake phobia. Psychia- 43. Roy AK, Fudge JL, Kelly C, Perry JS, Daniele ıR, goncalves m, et al. Functional alterations
try Res. 2009;172(2):103-8. T, Carlisi C, et al. ıntrinsic functional connec- in cerebellar functional connectivity in anxiety
40. Caseras X, giampietro v, Lamas A, Brammer tivity of amygdala-based networks in adoles- disorders. Cerebellum. 2020.
m, vilarroya O, Carmona S, et al. The func- cent generalized anxiety disorder. J Am Acad 47. Ferrari C, Ciricugno A, Urgesi C, Cattaneo z.
tional neuroanatomy of blood-injection-injury Child Adolesc Psychiatry. 2013;52(3):290- Cerebellar contribution to emotional body lan-
phobia: a comparison with spider phobics and 9.e2. guage perception: a TmS study. Soc Cogn Af-
healthy controls. Psychol med. 2010;40(1): 44. Liu WJ, Yin Dz, Cheng WH, Fan mX, You mN, fect Neurosci. 2019:nsz074.
125-34. men WW, et al. Abnormal functional connec- 48. Hoppenbrouwers SS, Schutter DJ, Fitzgerald
41. Schweckendiek J, Klucken T, merz CJ, Tab- tivity of the amygdala-based network in rest- PB, Chen R, Daskalakis zJ. The role of the
bert K, Walter B, Ambach W, et al. Weaving ing-state FmRı in adolescents with cerebellum in the pathophysiology and treat-
the (neuronal) web: fear learning in spider generalized anxiety disorder. med Sci monit. ment of neuropsychiatric disorders: a review.
phobia. Neuroimage. 2011;54(1):681-8. 2015;21:459-67. Brain Res Rev. 2008;59(1):185-200.
42. Konishi J, Asami T, Hayano F, Yoshimi A, 45. Kalk NJ, melichar J, Holmes RB, Taylor Lg, 49. Qiao J, Li A, Cao C, Wang z, Sun J, Xu g.
Hayasaka S, Fukushima H, et al. multiple Daglish mR, Hood S, et al. Central noradren- Aberrant functional network connectivity as a
white matter volume reductions in patients ergic responsiveness to a clonidine challenge biomarker of generalized anxiety disorder.
with panic disorder: relationships between or- in generalized Anxiety Disorder: a Single Pho- Front Hum Neurosci. 2017;11:626.

60
Serebellum ve Duygular
Cerebellum and Emotions

Hale YAPICI ESERa ÖZET Tarihsel bilgi aktarımı olarak “denge” den sorumlu ana beyin bölgesi olarak adlandırılan sere-
bellumun, son yıllarda giderek artan çalışmalar ile, duygu tanıma ve duygu düzenleme ile ilişkisi daha
fazla aydınlatılmaya başlanmıştır. Bu bölümde mevcut literatür ışığında serebellumun, duygu işleme ve
a
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi,
duygu tanıma işlevlerinin doğrudan araştırıldığı çalışmalar üzerinden, serebellumun duygular ile ilişkisi
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD,
özetlenmiştir. Serebellumun duygular ile ilişkisini inceleyen günümüz çalışmalarını, küçük örneklem
İstanbul, TÜRKİYE
büyüklükleri, farklı deney desenleri ve farklı analiz yöntemleri içermeleri ile farklı hasta grupları içer-
meleri nedeni ile bir bütün olarak yorumlayabilmek zordur. Bu alanda, daha geniş örneklem sayısına
Yazışma Adresi/Correspondence: sahip olan, duygu tanıma ve duygu okuma konusunda ekolojik ölçümleri translasyonel yöntemlerle bir-
Hale YAPICI ESER leştiren araştırmalara hala ihtiyaç vardır. Bu alandaki mevcut literatür, serebellumun beyin içindeki çe-
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, şitli bağlantıları sayesinde özellikle negatif duyguların tanınması ve düzenlenmesi konusunda bir aracı
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, olduğunu göstermektedir.
İstanbul, TÜRKİYE
hyapici@ku.edu.tr Anahtar Kelimeler: Serebellum; mutluluk; üzüntü; tiksinti; stres bozuklukları, post-travmatik

ABSTRACT The relationship between the cerebellum,which is named as the main center responsible
for “balance” in the historical information transfer, with emotion recognition and emotion regulation, is
recently being more elucidated with increasing studies in recent years. In this section, the relationship
between cerebellum and emotions is summarized in the light of the current literature that directly in-
vestigate, emotion processing and emotion recognition functions of the cerebellum. It is difficult to in-
terpret today's studies, which examine the relationship of the cerebellum with emotions, as a whole, due
to their small sample size, different experimental designs and different analysis methods, as they include
different patient groups. In this area, there is still a need for studies with larger sample sizes and com-
bining ecological measurements with translational methods on emotion recognition and emotion pro-
cessing. Current literature in this area shows that the cerebellum is a mediator for especially the
recognition and regulation of negative emotions, thanks to its various connections within the brain.

Keywords: Cerebellum; happiness, sadness; disgust; stress disorders, post-traumatic

T
arihsel bilgi aktarımı olarak ‘denge’den sorumlu ana beyin bölgesi olarak ad-
landırılan serebellumun, son yıllarda giderek artan çalışmalar ile, duygu tanıma
ve duygu düzenleme ile ilişkisi daha fazla aydınlatılmaya başlanmıştır. Bu kita-
bın önceki bölümlerinde, serebellumun anatomisi, bilişsel fonksiyonlar, duygudurum
bozuklukları, otizm spektrum bozuklukları ve anksiyete bozukluklarındaki rolleri özet-
lenmiştir. Bu bölümde ise serebellumun, duygu tanıma, duygu işleme ve duygu tanıma
işlevlerinin doğrudan araştırıldığı çalışmalar üzerinden, serebellumun duygular ile iliş-
kisi özetlenecektir.
Serebellum, hipotalamus, hipokampus, amigdala, prefrontal korteks, periakuaduk-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Yapıcı Eser H. Serebellum ve duygular. Coşar tal gri cevher, rafe çekirdeği, ventral tegmental alan ve nukleus akumbens gibi duygu
B, editör. Nöropsikiyatrik Açıdan Serebellum. oluşumu ve regülasyonu ile ilişkili birçok beyin bölgesi ile yapısal bağlantı içerisinde-
1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021.
p.61-4. dir.1 Serebellum ayrıca talamik bağlantılardan etkilenir.2 Bu yapısal bağlantılar, sere-

61
Hale Yapıcı Eser Serebellum ve Duygular

bellumun duygu oluşumunu kontrol, duygu regülasyonu letmeyi amaçlayan bir çalışmada, pozitif yüzlerin geomet-
ve duygu tanıma üzerine etkili olabileceğini düşündür- rik şekillere göre kontrastlandığı bir çalışmada, çok küçük
müştür. Bu alandaki ilk çalışmalar 1930’lu yıllarda Mo- bir alanda (6 voksel) sol krus 2 dışında serebellar bir akti-
ruzzi ve ark. tarafından gerçekleştirilmiştir. Moruzzi, sere- vasyonun belirgin olmadığı, negatif yüzler geometrik şe-
bellar vermis uyarımının hiperventilasyon ve kan basıncı killerle kontrastlandığında ise altıncı ve dokuzunca lobul
dalgalanmaları ile ilişkisini gösterdiği çalışması ile sere- yanında krus 1 ve krus 2 alanları ile vermisteki lobul 8 ve
bellumun duyguların otonomik bileşenlerinin oluşumunda 9 alanlarında bilateral aktivasyon gözlenmiştir. Bu bulgu-
rol alabileceğini öne sürmüştür.3,4 lar, serebellumun daha çok negatif uyaranların regulasyo-
1970-1990 arasında deney hayvanları üzerinde yapı- nunda görev alıyor olabileceği yönünde yorumlanmıştır.8
30 sağlıklı katılımcının alındığı bir diğer çalışmada da, beş
lan çalışmalar, özellikler vermis üzerinde oluşturulan ha-
duyguyu da uyarabilecek resimler gösterilerek yürütülen
sarların, motor bir disfonksiyona sebep olmadan,
bir FMRI çalışmasında, nötral durum ile kontrastlandı-
hayvanların korkulu uyaranlarla ilişkili ‘asosiyatif’ öğ-
ğında, tiksinti dışındaki tüm duyguların yoğunlukla poste-
renme yanıtlarını bozduğunu, bağlamsal öğrenme basama-
rior serebellum aktivasyonu sağladığı ve yine tüm beş
ğının gelişemediğini, korku ilişkili otonomik
duyguda da serebellar vermis ve serebellar hemisferlerin
değişikliklerin etkilendiğini bildirmiştir.5 Korku duygusu-
ara bölgelerinde aktivite uyarılabildiği gösterilmiştir. İliş-
nun gelişimi ve tanınmasında rol alan ana bölgeler olan
kili MNI koordinatları açısından bakıldığında da her duy-
amigdala, prefrontal korteks, insula ve hipokampus gibi
gunun farklı bölgelerde farklı ağırlıkta etki gösterebildiği
bölgelerin serebellum ile yapısal bağlantıları günümüzde
ve bu yönü ile ayrışabildiği gösterilmiştir.9 2013 yılında
bilinmekte ve serebellum ile korku ilişkisinin bu bağlantı-
yayınlanan ve 34 sağlıklı kadın üzerinde tiksinti ve mutlu-
lar nedeni ile sağlanabildiği düşünülmektedir.6 Ayrıca stres
luk deneyimleri oluşturmayı hedefleyen resimler gösteri-
uygulaması ile yürütülen çalışmalar, deney hayvanlarında
lerek yürütülen ve serebellar aktiviteyi inceleyen bir
akut stres sonrasında serebellumda serotonerjik ve norad- çalışmada ise, bağlantısallık analizlerine göre, tiksinti- nöt-
renerjik öncüllerin seviyelerinde artış olduğunu, muskari- ral uyaran ile kontrastlandığında vermis ile sağ serebellar
nik kolinerjik ve NMDA reseptör bağlanmasının arttığını, hemisfer; mutluluk-nötral uyaran ile kontrastlandığında sol
GABAa reseptör bağlanmasının ise azaldığını göstermiş- serebellar hemisfer ile superior oksipital girus arasında art-
tir1. Bu bulgular serebellumun özellikle korku ve olumsuz mış bağlantısallık; mutluluk ile tiksinti kontrastlandığında,
duyguların gelişimi konusunda çift yönlü bir etkileşim sol serebellar hemisfer ile sol orbitofrontal korteks, palli-
içinde olduğunu göstermektedir. dum ve putamen ve sağ serebellar hemisfer ile amigdala
Her ne kadar serebellum yanıtları öncelikle korku ya- ve pallidum; tersi kontrastta ise sol serebellar hemisfer ve
nıtları ile ilişkilendirilmiş olsa da, 1990-2008 yılları ara- vermisin sol amigdala ile artmış bağlantısallığı gösteril-
sında yayınlanmış 105 fonksiyonel manyetik rezonans miştir.10 30 sağlıklı kadın katılımcı üzerinde üzüntü ve mut-
görüntüleme çalışmasını derleyen ve her duyguyu nötral luluk içeren resimler kullanılarak pozitif ve negatif
uyaran ile kontrastlayan bir meta-analiz çalışmasına göre, duyguların uyarıldığı bir diğer çalışmada, gösterilen re-
duygusal yüz işleme ile ilişkili beyin ağları incelendiğinde, simdeki duygudan ziyade kişinin resmi pozitif yada nega-
serebellum; limbik, prefrontal alan ve prekuneusun yanında tif değerlilik açısından skorlamasına dayalı olarak tüm
öne çıkan bir alan olmuştur. Serebellumun özellikle dekliv beyin aktivasyon haritaları 2x2 ANOVA ile incelendi-
bölgesi, zemindeki aktiviteye göre emosyonel yada nötral ğinde, bilateral serebellum aktivitesinin negatif durumlara
yüz ifadelerinin işlenmesi sırasında aktivasyon göster- göre pozitif değerlilik durumlarında daha yüksek aktivite
mektedir. Nötral yüz ifadelerinin zemine karşılaştırılması gösterdiği bulunmuştur.11
durumunda bilateral dekliv, mutlu ve öfkeli yüz ifadeleri Tiksinti uyarıcı fotoğraflar gösterildikten bir süre
durumunda sol serebellum, korkulu yüz ifadelerinin ze- sonra da, aktivasyon paterni değişen önemli alanlardan biri
mine karşılaştırılması durumunda sağ serebellumda akti- serebellumdur.12 Serebellumun insula ile olan bağlantısı da
vasyon olduğu ve bu aktivasyonun daha yaşlı bireylerde tiksinti gibi duyguların oluşumu ve tanınmasında rol alı-
daha belirgin olduğu saptanmıştır. Ancak farklı duygula- yor olabilir görünmektedir.13 Moulton ve ark.nın 11 sağ-
rın serebellum içerisinde farklı aktivasyon paternleri oluş- lıklı birey üzerinde yürüttüğü çalışmada, katılımcılara
turmadığı vurgulanmıştır.7 Sonraki yıllarda yayınlanan rahatsızlık verici bir sıcak uyaran kullandıkları fonksiyonel
çalışmalar ise serebellumun farklı bölgelerinin farklı duy- manyetik rezonans görüntüleme analizine göre krus I ve
gular ile ilişkisi konusunda yeni kanıtlar getirebilmiştir. VIIB ile lobul VI baskın olmak üzere özellikle sol sere-
2012 yılında pozitif, nötral ve negatif duyguları deneyim- bellar hemisferin, hoş olmayan yada nötr resimlerin göste-

62
Hale Yapıcı Eser Serebellum ve Duygular

rildiği fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme anali- ile bu aktivitenin azaltılmasının klinik iyileşme ile de ko-
zine göre, nötr uyaranlara kontrastlandığında bilateral se- rele olabildiği gösterilmiştir.6 Yaygın anksiyete bozuklu-
rebellar hemisferin lobul VI ve krus I alanlarında ğunda da artmış serebellum-amigdala bağlantısallığı
aktivasyonun anlamlı olarak değiştiği gözlenmiştir. Lobul bildirilmektedir.6
VI ve krus I her iki itici durumda da aktivasyonu değişen
Serebellumun duygular ile ilişkisini incelemenin bir
bölgeler olmuştur.14
diğer yöntemi de serebellar lezyonu olan hastaların ince-
Serebellumun ayrıca kötü kokulara yanıt ve koku iliş- lenmesi olmuştur. Serebellar inme geçirmiş hastalar ile
kili duygusal düzenleme ile de ilişkili olabileceği hipotez sağlıklı kontrolleri karşılaştıran ve serebellar lezyonların
edilmiştir, 15 sağlıklı kontrolün fonksiyonel manyetik re- emosyonel prozodi üzerine etkilerini araştıran bir çalış-
zonans görüntüleme altında kötü koku ve doğal bir kokuya mada, serebellar inmesi olan hastalar, korkulu uyaranlarla
maruz bırakıldıkları bir çalışmada, koku etkisini azaltma uyarıldıklarında sürpriz ölçeğinde yanlış atıflarda buluna-
yada sürdürme şeklindeki görev sırasındaki aktivasyon bildiklerini gösterilmiştir.20 Yüzlere bakarak duygu atfında
örüntülerine bakıldığında, sol posterior serebellumun bulunmayı, hem izole serebellar lezyonu olan hastalarda
duygu dengeleme aşamasında değil de duyguyu sürdürme hem de diğer beyin bölgelerini de serebellumla birlikte et-
aşamasında ön planda etkinliğinin olduğu gösterilmiştir.15 kileyen kompleks serebellar bozukları olan hastalarda sağ-
Serebellumun duygular ile ilişkisini inceleyen çalış- lıklı kontroller ile karşılaştıran bir çalışmaya göre,
malar, sağlıklı kontroller yerine psikiyatrik bozukluk grup- serebellar lezyonu olan hastalarda hem izole hem de kom-
ları üzerinde yapıldığında, elde edilen bulgularda pleks grupta, duygu atıf testlerinde bozulma olduğu, bu et-
farklılıklar gözlenebilir. İntihar girişiminden bağımsız ola- kinin nötral uyaranlardan ziyade, pozitif ve negatif
rak major depresif bozukluk tanısı almış olan hastalar, sağ- uyaranlarda belirgin olduğu, bu bozulmaların ayrıca sos-
lıklı kontroller ile karşılaştırıldığında, nötral yüz ifadelerine yal beceri bozuklukları ve otizm spektrum belirtilerine ben-
yanıt olarak sağlıklı grupta daha yüksek serebellar aktivi- zerlik ile de korele olduğu gösterilmiştir. Gözlenen
teye rastlanmıştır. Hafif öfkeli yüzler nötral yüz ifadeleri ile davranışsal değişiklik-serebellar bozukluk ilişkisi, limbik
kontrastlandığında ise grup etkisi sağ serebellum üzerinde devrelerdeki bozuklukların oluşturduğu davranışsal deği-
anlamlı bulunmuştur.16 Serebellumun nötral uyaranlarla şiklikler ile de benzer olarak yorumlanmış ve bu benzerli-
azalmış aktivite paterni, agarofobisi olan panik bozukluk ğin serebellumun limbik devrelerle olan bağlantıları ile
hastalarında da sağlıklı kontrollere göre sol serebelluma ait açıklanabileceği iddia edilmiştir.21 Serebellar dejeneras-
koordinatlarda gözlenmiştir.17 Sosyal biliş güçlükleri olan yonla ilişkilendirilebilen Huntington hastalığı tanısı almış
şizofreni tanısı almış hastalar ile sağlıklı kontroller karşı- hastalarla sağlıklı kontrolleri serebellar gri cevher hacmi
laştırıldığında, duygu işleme sırasında aktivasyonu araştı- ve duygu tanıma açısından inceleyen bir diğer çalışmada
ran 6 fonksiyonel MRG çalışmanın bulgusuna göre, da, öfke tanımada serebellumun hemisferik lobulleri ve
şizofreni hastalarında sağlıklı kontrollere göre azalmış se- vermal lobullerinin anlamlı ilişkisi gösterilmiştir.22 Trav-
rebellar aktivite , duygu çalışan 7 çalışmanın ALE meta- matik serebellar hasarı olan hastaların, sağlıklı kontroller
analizine göre de sol kulmende ve zihin kuramı üzerine ile karşılaştırıldığı bir çalışmada ise, gruplar arasında yü-
araştıran iki çalışmaya göre de sol vermiste aktivasyon rütücü fonksiyon testleri açısından fark yokken, bir duygu
farklılıkları gözlenmiştir.18 Bu gözlenen aktivasyon farklı- işleme testi olan FEEST açısından gruplar arasında anlamlı
lıklarının, hastalarda gözlenen apati gibi belirtilerle de iliş- farklılık saptanmıştır, vokal duygu görevi ve Mayer-Salo-
kili olabileceği yordanmıştır. Sosyal biliş bozuklukları ile vey-Caruso- duygusal zeka testi açısındansa gruplar ara-
karakterize otizm spektrum bozukluklarında da Purkinje sında fark saptanmamıştır.23
hücre sayılarında azlık, serebellar vermis gelişiminde bo- Lezyon çalışmaları dışında serebellum aktivitesini
zukluk ve istirahat halinde serebellumun fonksiyonel bağ- kısa sürelerle değiştirmeyi ve davranışsal etkilerini ölçmeyi
lantısallığında farklılık gösterilmiştir. Ayrıca deney amaçlayan transkranial manyetik stimulasyon çalışmaları
hayvanlarda otistik davranış örüntüleri gösterebilen gene- da negatif duyguların işlenmesi konusunda önemli bulgu-
tik modeller kullanıldığında yine Purkinje hücrelerinde ge- lara işaret etmiştir. Sol serebelluma transkranial manyetik
lişimsel olarak sayıda azalma ve serebellar hipoplazi stimulasyon ile uyarımda bulunduktan sonra katılımcıları
gözlenebilmektedir.19 Sosyal anksiyete bozukluğu, travma yüzden mutluluk ve öfke duygularını ayrıştırma ile duygu
sonrası stres bozukluğu gibi korku koşullaması ilişkili bo- tanıma açısından incelediklerinde, görsel korteks ve ver-
zukluklarda ise istirahatte artmış serebellar aktivite bulgusu teks uyarımla ile karşılaştırıldığında, hem kişilerin reaksi-
birden çok çalışmada gösterilmiş ve uygulanan tedaviler yon zamanlarının uzadığı hem de ayrıştırma doğruluğunun

63
Hale Yapıcı Eser Serebellum ve Duygular

anlamlı olarak azaldığı görülmüştür.24 Serebellumda ver- deney desenleri ve farklı analiz yöntemleri içermeleri ile
misi hedefleyen rTMS uygulaması sonrasında, yalancı farklı hasta grupları içermeleri nedeni ile bir bütün olarak
(sham) uygulama ve oksipital uygulamaya göre, negatif yorumlayabilmek zordur. Bu alanda, daha geniş örneklem
duygudurumun arttığı gözlenmiştir.25 Sol posterior sere- sayısına sahip olan, duygu tanıma ve duygu okuma konu-
bellum rTMS ile inhibe edildiğinde ise, negatif duygular sunda ekolojik ölçümleri translasyonel yöntemlerle birleş-
ile kontralateral motor kortekste gelişmesi beklenen motor tiren araştırmalara hala ihtiyaç vardır. Bu alandaki mevcut
uyarılmış potansiyellerin amplitüdünün azaldığı gösteril- literatür, serebellumun beyin içindeki çeşitli bağlantıları
miştir. Bu etki, nötral uyaranlarda gözlenmemiştir.26 Me- sayesinde özellikle negatif duyguların tanınması ve dü-
dial serebellum transkranial manyetik stimulasyon ile zenlenmesi konusunda bir aracı olduğunu göstermektedir.
uyarıldığında ise, kişilerin pozitif ve negatif duyguları de- Ancak bu konudaki araştırma sayısı hayli azdır. Fonksiyo-
ğerlendirme puanları değişmemiş, ancak kısa süre gösteri- nel manyetik rezonans görüntülemeyi transkranial manye-
len bir duygu ifadesinden hemen sonra gördükleri tik stimulasyon ile birleştirerek serebellar aktivite
maskelerin renklerini söylemelerinin istendiği bir görevde, bağlantısallığını davranışsal ölçümlerle birlikte değerlen-
mutlu yüzlerden sonra maskelerin renklerinin söylenmesi diren çalışmalar, gelecekte yön gösterici olacaktır.
istendiğinde bu uyaranlara olan yanıtlarında anlamlı bir iyi-
leşme gösterilmiştir.27 Teşekkür
Serebellumun duygular ile ilişkisini inceleyen günü- Dr. Hale Yapıcı Eser’in çalışmaları, Bilim Akademisi Genç Bilim
müz çalışmalarını, küçük örneklem büyüklükleri, farklı İnsanları Ödül Programı (BAGEP) 2020 ödülü ile desteklenmiştir.

KAYNAKLAR
1. Moreno-Rius J. The cerebellum under stress. gust and happiness. Neuroscience. 20. Thomasson M, et al. Cerebellar contribution
Front Neuroendocrinol. 2019;54:100774. 2013;246:375-81. to vocal emotion decoding: Insights from
2. Flace P, et al. The neglected cerebello-limbic 11. An S, et al. Neural activation in response to stroke and neuroimaging. Neuropsychologia.
pathways and neuropsychological features of the two sides of emotion. Neurosci Lett. 2019;132:107141.
the cerebellum in emotion. Cerebellum. 2018;684:140-4. 21. Hoche F, et al. Cerebellar contribution to social
2018;17(2):243-6. 12. Pujol J, et al. Mapping the sequence of brain cognition. Cerebellum. 2016;15(6):732-43.
3. Strata P, Scelfo B, Sacchetti B. Involvement of events in response to disgusting food. Hum 22. Scharmuller W, Ille R, Schienle A. Cerebellar
cerebellum in emotional behavior. Physiol Brain Mapp. 2018;39(1):369-80. contribution to anger recognition deficits in
Res. 2011;60 (Suppl 1):S39-48. 13. Bai L, et al. The role of insula-cerebellum con- Huntington's disease. Cerebellum.
4. Adamaszek M, et al. Consensus paper: cere- nection underlying aversive regulation with 2013;12(6):819-25.
bellum and emotion. Cerebellum. acupuncture. Mol Pain. 23. Beuriat PA, et al. A new insight on the role of
2017;16(2):552-76. 2018;14:1744806918783457. the cerebellum for executive functions and
5. Sacchetti B, Scelfo B, Strata P. The cerebel- 14. Moulton EA, et al. Aversion-related circuitry in emotion processing in adults. Front Neurol.
lum: synaptic changes and fear conditioning. the cerebellum: responses to noxious heat 2020;11:593490.
Neuroscientist. 2005;11(3):217-27. and unpleasant images. J Neurosci. 24. Ferrari C, et al. The role of the cerebellum in
6. Moreno-Rius J. The cerebellum in fear and 2011;31(10):3795-804. explicit and incidental processing of facial
anxiety-related disorders. Prog Neuropsy- 15. Billot PE, et al. Cerebral bases of emotion reg- emotional expressions: A study with transcra-
chopharmacol Biol Psychiatry. 2018;85:23-32. ulation toward odours: A first approach. Behav nial magnetic stimulation. Neuroimage.
Brain Res. 2017;317:37-45. 2018;169:256-64.
7. Fusar-Poli P, et al. Functional atlas of emo-
tional faces processing: a voxel-based meta- 16. Jollant F, et al. Orbitofrontal cortex response to 25. Schutter DJ, van Honk J. The cerebellum in
analysis of 105 functional magnetic resonance angry faces in men with histories of suicide at- emotion regulation: a repetitive transcranial
imaging studies. J Psychiatry Neurosci. tempts. Am J Psychiatry. 2008;165(6):740-8. magnetic stimulation study. Cerebellum.
2009;34(6):418-32. 17. Petrowski K, et al. The neural representation 2009;8(1):28-34.
8. Schraa-Tam CK, et al. fMRI activities in the of emotionally neutral faces and places in pa- 26. Ferrari C, et al. TMS over the posterior cere-
emotional cerebellum: a preference for nega- tients with panic disorder with agoraphobia. J bellum modulates motor cortical excitability in
tive stimuli and goal-directed behavior. Cere- Affect Disord. 2014;152-154:454-61. response to facial emotional expressions. Eur
bellum. 2012;11(1):233-45. 18. Mothersill O, Knee-Zaska C, Donohoe G. J Neurosci. 2021;53(4):1029-39.
9. Baumann O, Mattingley JB. Functional topog- Emotion and theory of mind in schizophrenia- 27. Schutter DJ, Enter D, Hoppenbrouwers SS.
raphy of primary emotion processing in the investigating the role of the cerebellum. Cere- High-frequency repetitive transcranial mag-
human cerebellum. Neuroimage. bellum. 2016;15(3):357-68. netic stimulation to the cerebellum and im-
2012;61(4):805-11. 19. Su LD, et al. Cerebellar dysfunction, cerebro- plicit processing of happy facial
10. Schienle A, Scharmuller W. Cerebellar activity cerebellar connectivity and autism spectrum expressions. J Psychiatry Neurosci. 2009;
and connectivity during the experience of dis- disorders. Neuroscience. 2020. 34(1):60-5.

64
İmpulsivite ve Kompulsivitede
Serebellumun Yeri
The Role of the Cerebellum in
Impulsivity and Compulsivity

Erman ŞENTÜRKa ÖZET Motor davranışların kontrol edilmesiyle ilişkilendirilen serebellumun, bilişsel, emosyonel, öğ-
renme, ödül sistemi gibi motor olmayan fonksiyonlarla da bağlantılı olduğu son dönemde yapılan çalış-
malar ile ortaya konmuştur. Klinik verilerle desteklenen bir diğer önemli husus, impulsivite ve
a
Sağlık Bilimleri Üniversitesi
kompulsivitenin önemli bir parçası oldukları çeşitli nöropsikiyatrik bozuklukların serebellar hastalıklar
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
ile ilişkili olduğudur. Otizm, bağımlılık, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), dikkat eksikliği hiperakti-
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği,
vite bozukluğu (DEHB) gibi nöropsikiyatrik bozuklukların impulsif ve kompulsif belirti kümesinde, se-
İstanbul, TÜRKİYE rebellumun prefrontal korteks, striatum ve ventral tegmental alan (VTA) üzerindeki düzenleyici rolünün
etkili olduğu düşünülmektedir. Serebellum, yeni iç ve dış uyaranlara göre prefrontal aktiviteyi ayarla-
Yazışma Adresi/Correspondence: yarak devam etmekte olan eylemlerin sonlandırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Erman ŞENTÜRK
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Anahtar Kelimeler: Serebellum; dürtücü davranış; zorlayıcı davranış;
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, endofenotipler; serebellar hastalıklar
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği,
İstanbul, TÜRKİYE
erman.senturk@hotmail.com ABSTRACT Recent studies have revealed that the cerebellum is associated with non-motor functions
such as cognitive, affective, learning, and reward system, as well as its association with the control of
motor behaviors. Another important issue supported by clinical reports is that various neuropsychiatric
disorders, of which impulsivity and compulsivity are a substantial part, associate with cerebellar dis-
eases. The modulatory role of the cerebellum on the prefrontal cortex, striatum, and ventral tegmental
area (VTA) has been considered effective for the impulsive and compulsive symptomatology of autism,
addiction, obsessive-compulsive disorder (OCD), attention deficit hyperactivity disorder (ADHD). The
cerebellum plays an important role in terminating ongoing actions by regulating prefrontal activity ac-
cording to new internal and external stimuli.

Keywords: Cerebellum; impulsive behavior; compulsive behavior;


endophenotypes; cerebellar diseases

İ
mpulsivite ve kompulsivite, bağımlılık, yeme bozuklukları, dikkat eksikliği hipe-
raktivite bozukluğu (DEHB), obsesif kompulsif bozukluk (OKB), otizm gibi çeşitli
nöropsikiyatrik bozukluklarda nörobilişsel endofenotipler olarak ön plana çıkmakta-
dır. Endofenotipler, hastalığa özgü olmakla birlikte premorbid dönemde de var olan, du-
rumdan bağımsız olarak süreklilik gösteren, hastalığın genetik etiyolojisi ile ilişkili, hastalık
ve genotip arasındaki yolakta çıplak gözle görülemeyen ancak ölçülebilen kalıtımsal bile-
şenlerdir.1 İmpulsivite ve kompulsivite endofenotipleri, tepkinin yukarıdan aşağıya kortikal
kontrolünün ve yanıt engellenmesinin yetersizliği ile ilişkilidir.2,3 İmpulsivite, bir eylemin
olası sonuçlarını değerlendirmeden harekete geçerek ortama uygun olmayan riskli davra-
nışlarda bulunma ile kendisini gösterir. Haz duygusunu ertelemede yetersizlik, heyecan
arama, sabırsızlık, risk alma, dışa dönüklük gibi özellikler ile karakterizedir.4 Kompulsivite,
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
yüksek bilişsel ya da basit motor davranışlar ile kendisini gösterir. Olumsuz sonuçlarına
Şentürk E. İmpulsivite ve kompulsivitede rağmen davranışsal veya bilişsel faaliyetlere tekrarlayıcı ve ısrarcı katılım ile karakterizedir.3
serebellumun yeri. Coşar B, editör. Nöropsiki-
yatrik Açıdan Serebellum . 1. Baskı. Ankara:
Kompulsif bireyler, çevrelerini tehdit dolu ve riskli algılayarak anksiyetelerini azaltmak
Türkiye Klinikleri; 2021. p.65-70. amacıyla yineleyici davranışlar sergilerlerken, impulsif bireyler çevrelerindeki tehditleri

65
Erman Şentürk İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri

azımsayarak haz ve ödül için riskli davranışlarda bulunmak- yer aldığı çeşitli nöral süreçlerde bozulmaya yol açmakta-
tan kaçınmazlar. İmpulsif davranışlar, tek bir hareket ya da lardır. Bu süreçlerin, farklı nörotransmiterler tarafından
belirli bir kalıptan ziyade bir davranış örüntüsü olarak karşı- modüle edildiği, birbirleriyle ilişkili impulsif ve kompulsif
mıza çıkarken kompulsif davranışların genellikle planlanmış kortiko-striatal nöral devrelerle desteklendiği düşünül-
ve organize olduğu görülmektedir.4 Kompulsivite benliğe ya- mektedir.14 Mevcut nöroanatomik modellere göre, biri im-
bancı yani egodistonik iken impulsivite benliğe uyumlu yani pulsif, diğeri de kompulsif davranışlar için olmak üzere
egosintoniktir. Kompulsivite obsesyonlarla bir arada buluna- iki farklı striatal alan bu davranışları harekete geçirirken,
bilirken impulsiviteye obsesyonlar eşlik etmez.5 İmpulsif ve bunlara karşılık gelen iki farklı prefrontal alan da bu dav-
kompulsif bozukluklar birlikte görülebilirler ve bu bozuk- ranışları inhibe etmektedir. İmpulsif devre, dürtüsel davra-
lukların birlikteliğinde kliniğin daha şiddetli olduğu bilin- nışları harekete geçiren ventral striatum/nükleus
mektedir.6 akkumbens ve bu davranışları inhibe eden anterior singu-
lat/ventromedial prefrontal korteksten oluşmaktadır. Kom-
SEREBELLUMUN ÖTEKİ YÜZÜ pulsif devre ise kompulsif davranışları harekete geçiren
kaudat çekirdek/putamen ve bu davranışları inhibe eden
Serebellum, 60 milyar nöron içerir ve bu rakam toplam
orbitofrontal korteksten oluşmaktadır. Kortikal kontrol için
nöron sayısının yaklaşık olarak %80’ine karşılık gelmek-
bir diğer önemli alan dorsolateral prefrontal kortekstir.
tedir.7 Serebellumun yoğun nöral ağ içeriği beynin en
Davranışın yukarıdan aşağıya kontrolü ile ilişkili olarak
büyük gizemlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
striatal alandaki hiperaktivite veya prefrontal alandaki hi-
Serebellum ile ilgili geleneksel görüş motor davranışların
poaktivite, etkilenen alt bileşene bağlı olarak dürtüsel veya
kontrol edilmesiyle ilişkiliyken son zamanlarda yapılan ça-
kompulsif davranışların ortaya çıkma olasılığında artışa
lışmalar, serbellumun bilişsel, emosyonel ve öğrenme gibi
neden olabilir.15
motor olmayan fonksiyonlarla da bağlantılı olduğunu ortaya
koymuştur.8 Serebellum ile kortiko-serebellar ağın, karmaşık
dizilerin tahmin edilmesi, düzenlenmesi, modellenmesi ve an-
SEREBELLUMUN İMPULSİVİTE VE
laşılmasını sağlayan bütünleştirici sistemin temel bileşenleri KOMPULSİVİTEDEKİ DÜZENLEYİCİ ROLÜ
olduğu varsayılmaktadır.9 Bu hipotez, serebellumun impul- Son zamanlarda impulsivite ve kompulsiviteyle ilişkili nö-
sif/kompulsif bozukluklarda bazı önemli fonksiyonların de- roanatomik modellerde serebellumun daha fazla yer aldığı
ğişimine katkıda bulunmasıyla desteklenmektedir. Bunlar görülmektedir. Tarama teknikleri, elektrostimülatif ve op-
arasında klasik koşullanma, sıralı öğrenme, dil gelişimi, plan- togenetik yöntemler ile yapılan çalışmalarda, serebellumun
lama ve öngörme, sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi iş- impulsif ve kompulsif davranışı sürdüren fonksiyonel dön-
leme, kodlama, depolama yer almaktadır.10 gülerle yakından ilişkili olduğu görülmüştür.16 Bu nedenle,
Zihinsel bozuklukların çoğunun merkezi sinir sistemi mediodorsal talamik çekirdeklerin derin beyin stimülas-
gelişimindeki düzensizlikten kaynaklandığı öne sürülürken yonu ile uyarılması, ratlarda derin serebellar çekirdeklerde
bu durum serebellum için farklıdır. Serebellumun yapısı ve ve prefrontal kortekste cFos ekspresyonunu artırmaktadır.
işlevselliği postnatal dönemde gelişmektedir. Bu durum içsel Ek olarak, striatal aktivitenin kortikal düzenlenmesi sere-
ve dışsal faktörler karşısında serebellumun değişime açık hale bellum tarafından değiştirilebilmektedir.17 Ayrıca, vermisin
gelmesine neden olmaktadır.11 İnsanlarda serebellum, ye- arka lobüllerinde, sağ ve sol hemisferlerde, fastigial, inter-
tişkin ağırlığının %50’sine 1 yaşında, büyüme limitine ise positus ve dentat çekirdeklerde saptanabilir düzeyde dopa-
yaklaşık 4 yaş civarında ulaşır.12 Serebellumun prenatal ve min ile doğrudan dopaminerjik vental tegmental alan
neonatal lezyonları, çocukluk çağında motor işlev bozuk- (VTA)-serebellum projeksiyonu da gösterilmiştir.18 Daha
luğunun yanı sıra yüksek anksiyete düzeyi ve saldırgan da önemlisi, serebellar korteksin birkaç bağımsız yolakla
davranışlar gibi bilişsel ve emosyonel problemlere, dil ge- dopamin salınımını düzenleyebildiği gösterilmiştir. İlk ola-
lişiminde aksaklıklara ve sosyal iletişimde kısıtlılıklara rak, serebellum, retikülotegmental ve pedünkülopontin çe-
neden olmaktadır.13 kirdekler yoluyla VTA’ya bağlanır. İkinci olarak,
serebellum, mediodorsal ve ventrolateral talamus yoluyla
VTA’ya uzanır. Son olarak, derin serebellar çekirdekler
İMPULSİVİTE VE KOMPULSİVİTENİN
doğrudan VTA’ya yansıtılır.16 Serebellumun temel nöron-
TEORİK MODELLERİ
ları olan Purkinje hücrelerinin aktiviteleri tırmanıcı lifler
İmpulsivite ve kompulsivite, çok boyutlu yapılar olup dik- ve paralel lifler olmak üzere iki uyarıcı girdi tarafından dü-
kat, algı, motor veya bilişsel yanıtların koordinasyonunun zenlenir. Fare çalışmalarında, tırmanıcı lif aktivitesi, ödül

66
Erman Şentürk İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri

zamanlaması ve tahmini ile paralel lif aktivitesi ise ödül Serebellumun kompulsif davranışlardaki ana işlevle-
beklentisi ile ilişkili bulunmuştur. Serebellumun VTA, rinden biri içsel modelleri uygulamaktır.26 Prefrontal kor-
ventral striatum ve prefrontal kortekste dopaminerjik sis- teks, değişen çevre koşullarına ve gelen bilgilere göre
tem tarafından kontrol edildiği düşünülen karmaşık ödül gerçeğe ait zihinsel temsilleri yaratarak ya da değiştirerek
sürecini modüle etmede önemli bir role sahip olduğu dü- sensorimotor korteks boyunca kısa süreli belleği ve anlık
şünülmektedir.19 davranışı yönlendirmektedir. Serebellar içsel model, dün-
Serebellum ile impulsivite/kompülsivite ilişkisi üze- yanın bu zihinsel sensorimotor temsilinin örtük bir şablonu
rine yapılan araştırmalardan, doğum öncesi ve sonrasın- olarak çalışır. Serebellum, mevcut fonksiyonel durumu du-
daki gelişimsel olayların, bazal gangliya-serebellum yusal, algılayıcı ve propriyoseptif bilgileri kullanarak işler.
bağlantısını güçlendirirken prefrontal-serebellum bağlantısını Öğrenilmiş davranışlarda olduğu gibi zihinsel model ile
zayıflatarak serebellar disfonksiyonu indükleyebildiğine veya aşağıdan yukarıya bilgi arasında bir eşleşme varsa sonraki
serebellar bağlantı modellerini değiştirebildiğine dair veriler olay tahmin edilebilir.27 Yapmak istenilen (prefrontal kor-
gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Genel olarak bulgular, se- teks) ile yapılmakta olan (duyusal motor yanıtlar) arasında
rebellumun eylemleri başlatmada veya sonlandırmada, pref- bir tutarsızlık olması durumunda, serebellum, içsel modeli
rontal korteks üzerinde düzenleyici bir işlev gördüğüne işaret günceller ve davranışsal düzenlemeleri yapmak için gerekli
etmektedir. Serebellum, yeni iç ve dış uyaranlara yanıt olarak olan hata sinyalini üretir.28 Serebellar hata sinyallemesi se-
prefrontal aktiviteyi ayarlamakta ve böylece çevresel koşul- rebellar hasar veya işlev bozukluğu nedeniyle yapılamazsa,
lar değiştiğinde devam etmekte olan eylemin sonlandırılma- içsel modellerin güncellenememesi ve bu nedenle davra-
sında önemli bir rol oynamaktadır. Serebellar aktivitenin hem nışsal düzenlemelerin yapılamaması söz konusu olur. Bu
elektriksel hem de invazif olmayan uyarımı, serebellumun durumla bağlantılı olarak serebellum hasarı hastanın ön-
kortikal aktivite üzerindeki düzenleyici etkisini desteklemek- görü kapasitesini etkilemektedir. Böylelikle serebellar lez-
tedir.20 Serebellar modülasyonun, “serebellar beyin inhibi- yonu olan hastalar, yaklaşmakta olan eylemler hakkında
törü” olarak adlandırılmış olan serebellumun motor korteks öngörüde bulunurken gelen görsel bilgiyi motor hareketle
üzerine uyguladığı inhibitör etkiden oluştuğu varsayılmıştır.21 bütünleştirmede güçlük yaşarlar ve gerekli düzenlemeleri
Bu varsayıma göre prefrontal işlevselliği geliştirmek ve im- yapamazlar.29 Bu bağlamda kompulsivite açısından sere-
pulsif/kompulsif davranışları azaltmak için serebellar aktivi- bellar hasarın, planlı ve koordineli hareket değiştiğinde
tenin uyarılması beklenmelidir. Buna karşın, serebellar devam etmekte olan davranışın sona erdirilmesini etkile-
stimülasyon, kortikal aktiviteyi stimülasyon protokolüne ve yebileceği düşünülmektedir.16 Serebellar lezyonu olan has-
hedeflenen kortikal hücre popülasyonuna göre azaltabilir taların kliniğinde, kompulsif olarak kol sallama, kontrol
veya artırabilir.20,22 Ayrıca fonksiyonel bütünlüğünün ol- etme, yıkama davranışları ile basmakalıp motor aktivitele-
maması nedeniyle serebellumun farklı bölgelerine verilen rin ortaya çıktığı gösterilmiştir.30 Uyuşturucu madde ba-
uyarıların, davranış veya hücresel aktivite üzerinde homo- ğımlılığında, uyuşturucu maddeye ilişkin uyaranların
jen etkiler yaratması beklenmemelidir. Örneğin, serebellar varlığı durumunda aşerme ve madde arayışında serebellar
korteksin purkinje hücreleri aracılığıyla tonik inhibe edici aktivasyonun arttığı gösterilmiştir.31
GABAerjik uyarılar alması, derin serebellar çekirdeklerin
uyarılmasına zıt etkilerle sonuçlanmaktadır.23 SEREBELLUM VE İMPULSİVİTE
İmpulsivite, nükleus akkumbens, bazolateral amigdala ve
SEREBELLUM VE KOMPULSİVİTE orbitofrontal korteksten gelen uyarılarla tetiklenir. İmpul-
Kompulsivite, kognitif kontrol sistemindeki yukarıdan aşa- sif eylemi durdurma devresi ise sağ alt frontal girus, ön sin-
ğıya yetersizliğin davranışsal disinhibisyona neden olma- gulat korteks, tamamlayıcı motor korteks, dorsal striatum
sıyla açıklanmaktadır. Buna ek olarak, ortaya çıkan (kaudat/putamen) ve subtalamik nükleustan oluşur. Sere-
davranışsal problemler, bazal gangliyondaki aşırı aktivite- bellumun, özellikle de serebellar vermisin düzensiz çalış-
nin otomatik ve basmakalıp davranış tekrarlarına neden masının, DEHB etiyolojisinde potansiyel bir faktör olduğu
olmasından kaynaklanabilir.15 OKB hastalarında serebel- kabul edilmiştir.32 DEHB olan çocuklar ve yetişkinlerle ya-
lumun bazal gangliyonlar ile güçlü, prefrontal korteks ile pılan nörogörüntüleme çalışmalarında, serebellar hacimin
zayıf fonksiyonel bağlantı sergilediği ortaya konmuştur.24 azaldığı ortaya konmuştur.33 DEHB olanlara benzer şe-
Kompulsif bozukluğu olan hastaların serebellumundaki en kilde, dürtüsel belirtileri ve erken doğum öyküsü olan ço-
yaygın yapısal bulgu, serebellumun çeşitli bölgelerinde gri cuklarda serebellar hacimin daha küçük olduğu ve gri
madde hacminin azalmasıdır.25 madde haciminin azaldığı gözlenmiştir.34 Daha yeni çalış-

67
Erman Şentürk İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri

malarda spesifik yapısal serebellar anormalliklerle ilgili faktörü ya da tekrarlanan uyuşturucu kullanımının bir so-
olarak dürtüselliğin farklı boyutları tanımlanmaktadır. Ör- nucu olabilir. Serebellar disfonksiyon, uyuşturucu bağım-
neğin, sağ serebellumda gri madde hacminin daha fazla lılığı ve diğer dürtüsel bozukluklar arasındaki
oluşunun, artmış dürtüsellik ile ilişkili olduğu ifade edil- komorbiditeyi açıklayan ana faktörlerden biri olarak öne
miştir.35 DEHB olanlarda anormal serebellar bağlantı mo- sürülmüştür.31 Remisyonun farklı aşamalarındaki alkol ba-
delleri tanımlanmıştır. Bu hastalarda serebellum ile ğımlılarında, frontoserebellar disfonksiyon, dürtüsel kont-
prefrontal korteks arasındaki bağlantının zayıf olduğu göz- rol eksikliklerini öngörmek için anahtar bir faktör olarak
lenmiştir.36 Hiperaktivite, dürtüsellik ve dikkat eksikli- görülmektedir. Fonksiyonel bağlantı araştırması, alkol ba-
ğinde, posterior putamenin, serebellum ve oksipital korteks ğımlılarında yanıt engellenmesi testinde anterior singulat-
ile daha güçlü bağlantıları olduğu bulunmuştur.37 serebellum senkronizasyonun bozulduğunu göstermiştir.44
Kannabis kullanıcılarında, alkol bağımlılarından farklı ola-
DEHB olanlarda yürütücü işlevlerin yerine getiril-
rak yap/yapma testinde, zayıf inhibitör davranış kontrolü
mesi sırasında serebellar aktivitenin azaldığı gösterilmiş-
ile frontal-parietal-serebellar ağın aktivitesi arasında bir
tir.38 DEHB’nin nörofonksiyonel modellerinde beyin
ilişki olduğu gösterilmiştir.45
yolakları ve bunlarla ilişkili fonksiyonel eksiklikler, yürü-
tücü işlev bozuklukları ve ödülle ilişkili süreçlerde bozuk-
luklar olarak iki alt tipe ayrılmıştır. İlk alt tipte hastalarda SEREBELLAR LEZYONLARIN İMPULSİVİTE VE
davranışsal inhibisyon sisteminde bir bozulma gözlenirken KOMPULSİVİTE ÜZERİNE ETKİLERİ
ikinci alt tipte sorun primer olarak duygusal/motivasyo- Serebellar hastalıklarla ilgili klinik veriler, çeşitli motor,
neldir.39 Yanıt engellenme testleri sırasında (yap/yapma ve affektif ve bilişsel alanların modüle edilmesinde, serebel-
dur işareti tepki süresi) serebellumun yanı sıra prefrontal lumun önemli bir rolü olduğunu işaret etmektedir. Motor
ve parietal korteksin devreye girememesinin, yürütücü
işlev bozukluğunun ötesinde, posterior serebellumun etki-
işlev bozuklukları olan alt grup için ayırt edici özellik ol-
lendiği lezyonlarda hastalar, davranışlarını ve duygularını
duğu belirtilmektedir. Duygusal/motivasyonel eksiklikleri
kontrol etmekte zorluk, dil ve konuşma bozuklukları ve
olan hastalarda ödüllendirici görevler sırasında prefrontal-
odaklanma güçlüğü yaşamaktadırlar.46,47 Serebellar Biliş-
serebellar ağda hiçbir değişiklik olmazken amigdala ve
sel Duygulanımsal Bozukluk, dizinhibe ve uygunsuz dav-
ventral striatumda aktivite artışı dikkat çekmektedir.40
ranışlar, kişilik değişiklikleri, dil problemleri ile birlikte
Bipolar duygulanım bozukluğunda, yürütücü işlev yürütücü işlevlerdeki bozukluklarla karakterizedir.48 Hay-
bozukluğu ve duygusal/motivasyon eksikliklerini bir arada vanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, klinik gözlemlere
içeren impulsivite mevcuttur. Bipolar bozukluğu olan has- uygun olarak, serebellar lezyonlarda perseveratif davra-
talarda DEHB olanların aksine, kuvvetli motor yanıtı in- nışlar ve davranışsal dizinhibisyon gözlenmiştir.49 Sere-
hibe etmedeki zorluğa orbitofrontal korteks, amigdala ve bellar ataksili bireylerin impulsif ve kompulsif davranışlar
serebellum aktivasyonunda artış ile birlikte striatal aktivi- sergiledikleri vaka serileri bulunmaktadır.19 Posterior ver-
tede azalma eşlik etmektedir.41 mis lezyonları, davranışın azalması veya kaybolması ile
DEHB’nin yeni bir fare modelinde, yüksek hızlı ro- sonuçlanan koşullu tepkinin kademeli olarak zayıflaması
tarod görevinin gerçekleştirilmesi sırasında prefrontal kor- sırasında davranışsal inhibisyonda gecikmeye neden ol-
teksin azaltıcı düzenlemesine, serebellar vermisin granül maktadır.50
hücre tabakasındaki aktivite artışı eşlik etmiştir.42 Düşük
Sonuç olarak, impulsivite ve kompulsivitenin nöro-
dozda amfetamin ile dürtüsellik normale dönerken pref-
biyolojik alt yapısı karmaşık olmakla birlikte son dönemde
rontal korteksin azaltıcı düzenlemesinin değişmediği, yal-
özellikle DEHB ve bağımlılık alanında yapılan çalışma-
nızca serebellar aktivite artışının azaldığı gözlenmiştir. Bu
larda, serebellumun diğer kortikal alanlar üzerindeki dü-
bulgu, DEHB’li çocukların tedavisinde serebellumun tera-
zenleyici rolünün üzerinde durulmaktadır. Klinik
pötik bir hedef olabileceğine işaret etmektedir.43
verilerden elde edilen sonuçlar, serebellumun eylemlerin
Uyuşturucu maddenin kötüye kullanımında dürtüsel- başlatılmasında inhibitör mekanizmaları kontrol eden yo-
lik, uyuşturucu arama davranışına karşı bir savunmasızlık lakların çok önemli bir bileşeni olduğunu göstermektedir.

68
Erman Şentürk İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri

KAYNAKLAR
1. Gottesman II, Gould TD. The endophenotype Berlin HA, Menzies L, Bechara A, et al. Prob- a trick for predicting the future. Cerebellum.
concept in psychiatry: etymology and strate- ing compulsive and impulsive behaviors, from 2015;14(1):35-8.
gic intentions. Am J Psychiatry. animal models to endophenotypes: a narra- 28. Fautrelle L, Pichat C, Ricolfi F, Peyrin C, Bon-
2003;160(4):636-45. tive review. Neuropsychopharmacology. netblanc F. Catching falling objects: the role of
2. Dalley JW, Everitt BJ, Robbins TW. Impulsiv- 2010;35(3):591-604. the cerebellum in processing sensory-motor
ity, compulsivity, and top-down cognitive con- 16. Miquel M, Nicola SM, Gil-Miravet I, Guarque- errors that may influence updating of feedfor-
trol. Neuron. 2011;69(4):680-94. Chabrera J, Sanchez-Hernandez A. A working ward commands. An fMRI study. Neuro-
3. Robbins TW, Gillan CM, Smith DG, de Wit S, hypothesis for the role of the cerebellum in im- science. 2011;190:135-44.
Ersche KD. Neurocognitive endophenotypes pulsivity and compulsivity. Front Behav Neu- 29. Bares M, Lungu O, Liu T, Waechter T, Gomez
of impulsivity and compulsivity: towards di- rosci. 2019;13:99. CM, Ashe J. Impaired predictive motor timing
mensional psychiatry. Trends Cogn Sci. 17. Moers-Hornikx VMP, Sesia T, Basar K, Lim in patients with cerebellar disorders. Exp Brain
2012;16(1):81-91. LW, Hoogland G, Steinbusch HWM, et al. Res. 2007;180(2):355-65.
4. Moeller FG, Barratt ES, Dougherty DM, Cerebellar nuclei are involved in impulsive be- 30. Gonzalez A, Philpot MP. Late-onset startle
Schmitz JM, Swann AC. Psychiatric aspects haviour. Behav Brain Res. 2009;203(2):256- syndrome and obsessive compulsive disorder.
of impulsivity. Am J Psychiatry. 63. Behav Neurol. 1998;11(2):113-6.
2001;158(11):1783-93. 18. Glaser PEA, Surgener SP, Grondin R, Gash 31. Miquel M, Vazquez-Sanroman D, Carbo-Gas
5. Hollander E, Stein DJ. Clinical Manual of Im- CR, Palmer M, Castellanos FX, et al. Cere- M, Gil-Miravet I, Sanchis-Segura C, Carulli D,
pulse-Control Disorders. American Psychiatric bellar neurotransmission in attention- et al. Have we been ignoring the elephant in
Association Publishing; 2005. deficit/hyperactivity disorder: does dopamine the room? Seven arguments for considering
neurotransmission occur in the cerebellar ver- the cerebellum as part of addiction circuitry.
6. Kashyap H, Fontenelle LF, Miguel EC, Ferrão
YA, Torres AR, Shavitt RG. Impulsive compul- mis? J Neurosci Methods. 2006;151(1):62-7. Neurosci Biobehav Rev. 2016;60:1-11.
sivity’in obsessive-compulsive disorder: A phe- 19. Amokrane N, Lin CYR, Desai NA, Kuo S-H. 32. de Zeeuw P, van Belle J, van Dijk S, Weusten
notypic marker of patients with poor clinical The impact of compulsivity and impulsivity in J, Koeleman B, Janson E, et al. Imaging gene
outcome. Journal of Psychiatric Research. cerebellar ataxia: A case series. Tremor Other and environmental effects on cerebellum in At-
2012;46(9):1146-52. Hyperkinet Mov (N Y). 2020;10(0):43. tention-Deficit/Hyperactivity Disorder and typ-
7. Lent R, Azevedo FAC, Andrade-Moraes CH, 20. Watson TC, Becker N, Apps R, Jones MW. ical development. NeuroImage Clin.
Pinto AVO. How many neurons do you have? Back to front: cerebellar connections and in- 2012;2:103-10.
Some dogmas of quantitative neuroscience teractions with the prefrontal cortex. Front Syst 33. Mostofsky SH, Reiss AL, Lockhart P, Denckla
under revision: Neuroscience dogmas and Neurosci. 2014;8:4. MB. Evaluation of cerebellar size in attention-
brain cell numbers. Eur J Neurosci. deficit hyperactivity disorder. J Child Neurol.
21. Darch HT, Cerminara NL, Gilchrist ID, Apps R.
2012;35(1):1-9. 1998;13(9):434-9.
Non-invasive stimulation of the cerebellum in
8. Van Overwalle F, Manto M, Cattaneo Z, Clausi health and disease. In: Ustohal L, ed. Inte- 34. Matthews LG, Inder TE, Pascoe L, Kapur K,
S, Ferrari C, Gabrieli JD, et al. Consensus chOpen; 2018. p.23-40. Lee KJ, Monson BB, et al. Longitudinal
Paper: Cerebellum and Social Cognition. The 22. Casula EP, Pellicciari MC, Ponzo V, Bassi MS, preterm cerebellar volume: Perinatal and neu-
Cerebellum. 2020. rodevelopmental outcome associations. Cere-
Veniero D, Caltagirone C. Cerebellar theta
9. Barton RA. Embodied cognitive evolution and bellum. 2018;17(5):610-27.
burst stimulation modulates the neural activ-
the cerebellum. Philos Trans R Soc Lond B ity of interconnected parietal and motor areas. 35. Lee AKW, Jerram M, Fulwiler C, Gansler DA.
Biol Sci. 2012;367(1599):2097-107. Scientific Reports. 2016;6(1):1-10. Neural correlates of impulsivity factors in psy-
10. Heffley W, Hull C. Classical conditioning drives chiatric patients and healthy volunteers: a
23. Gauck V, Jaeger D. The control of rate and
learned reward prediction signals in climbing voxel-based morphometry study. Brain Imag-
timing of spikes in the deep cerebellar nuclei
fibers across the lateral cerebellum. Elife. ing Behav. 2011;5(1):52-64.
by inhibition. J Neurosci. 2000;20(8):3006-16.
2019;8. 36. Wolf RC, Plichta MM, Sambataro F, Fallgatter
24. Vaghi MM, Vértes PE, Kitzbichler MG, Aper-
11. Koziol LF, Budding D, Andreasen N, D’Arrigo AJ, Jacob C, Lesch KP, et al. Regional brain
gis-Schoute AM, van der Flier FE, Fineberg
S, Bulgheroni S, Imamizu H, et al. Consensus activation changes and abnormal functional
NA, et al. Specific frontostriatal circuits for im-
paper: the cerebellum’s role in movement and connectivity of the ventrolateral prefrontal cor-
paired cognitive flexibility and goal-directed
cognition. Cerebellum. 2014;13(1):151-77. tex during working memory processing in
planning in obsessive-compulsive disorder: adults with attention-deficit/hyperactivity dis-
12. Dobbing J, Sands J. Quantitative growth and Evidence from resting-state functional con- order. Hum Brain Mapp. 2009;30(7):2252-66.
development of human brain. Arch Dis Child. nectivity. Biol Psychiatry. 2017;81(8):708-17.
1973;48(10):757-67. 37. Oldehinkel M, Beckmann CF, Pruim RHR, van
25. Ersche KD, Barnes A, Jones PS, Morein- Oort ESB, Franke B, Hartman CA, et al. At-
13. Schmahmann JD, Weilburg JB, Sherman JC. Zamir S, Robbins TW, Bullmore ET. Abnormal tention-Deficit/Hyperactivity Disorder symp-
The neuropsychiatry of the cerebellum--in- structure of frontostriatal brain systems is as- toms coincide with altered striatal connectivity.
sights from the clinic. The Cerebellum. sociated with aspects of impulsivity and com- Biol Psychiatry Cogn Neurosci Neuroimaging.
2007;6(3):254-67. pulsivity in cocaine dependence. Brain. 2016;1(4):353-63.
14. Robbins TW. Shifting and stopping: fronto-stri- 2011;134(7):2013-24.
38. Valera EM, Faraone SV, Biederman J, Pol-
atal substrates, neurochemical modulation 26. Ito M. Control of mental activities by internal drack RA, Seidman LJ. Functional neu-
and clinical implications. Philos Trans R Soc models in the cerebellum. Nat Rev Neurosci. roanatomy of working memory in adults with
Lond B Biol Sci. 2007;362(1481):917-32. 2008;9(4):304-13. attention-deficit/hyperactivity disorder. Biol
15. Fineberg NA, Potenza MN, Chamberlain SR, 27. Leggio M, Molinari M. Cerebellar sequencing: Psychiatry. 2005;57(5):439-47.

69
Erman Şentürk İmpulsivite ve Kompulsivitede Serebellumun Yeri

39. Sonuga-Barke EJS, Sergeant JA, Nigg J, Will- model of ADHD for medication development. drahi D, Sibon I. Impulsive aggressive obses-
cutt E. Executive dysfunction and delay aver- Sci Rep. 2016;6(1):1-18. sions following cerebellar strokes: a case
sion in attention deficit hyperactivity disorder: 43. Hoekzema E, Carmona S, Tremols V, Gispert study. J Neurol. 2015;262(7):1775-6.
nosologic and diagnostic implications. Child JD, Guitart M, Fauquet J, et al. Enhanced neu- 47. Kim JH, Kim TH, Choi YC, Chung SC, Moon
Adolesc Psychiatr Clin N Am. 2008;17(2):367- ral activity in frontal and cerebellar circuits SW. Impulsive behavior and recurrent major
84. after cognitive training in children with atten- depression associated with dandy-walker vari-
40. Stevens MC, Pearlson GD, Calhoun VD, Bes- tion-deficit/hyperactivity disorder. Hum Brain ant. Psychiatry Investig. 2013;10(3):303-5.
sette KL. Functional neuroimaging evidence Mapp. 2010;31(12):1942-50. 48. Schmahmann JD, Sherman JC. The cerebel-
for distinct neurobiological pathways in atten- 44. Jung YC, Schulte T, Müller-Oehring EM, lar cognitive affective syndrome. Brain: A Jour-
tion-deficit/hyperactivity disorder. Biol Psychi- Namkoong K, Pfefferbaum A, Sullivan EV. nal of neurology. 1998;121(4):561-79.
atry Cogn Neurosci Neuroimaging. 2018;3(8): Compromised frontocerebellar circuitry con- 49. Bobée S, Mariette E, Tremblay-Leveau H,
675-85. tributes to nonplanning impulsivity in recover- Caston J. Effects of early midline cerebellar
41. Fleck DE, Kotwal R, Eliassen JC, Lamy M, ing alcoholics. Psychopharmacology. 2014; lesion on cognitive and emotional functions in
Delbello MP, Adler CM, et al. Preliminary evi- 231(23):4443-53. the rat. Behav Brain Res. 2000;112(1-2):107-
dence for increased frontosubcortical activa- 45. Behan B, Connolly CG, Datwani S, Doucet M, 17.
tion on a motor impulsivity task in mixed Ivanovic J, Morioka R, et al. Response inhibi- 50. Callu D, Puget S, Faure A, Guegan M, El Mas-
episode bipolar disorder. J Affect Disord. tion and elevated parietal-cerebellar correla- sioui N. Habit learning dissociation in rats with
2011;133(1-2):333-9. tions in chronic adolescent cannabis users. lesions to the vermis and the interpositus of
42. Majdak P, Ossyra JR, Ossyra JM, Cobert AJ, Neuropharmacology. 2014;84:131-7. the cerebellum. Neurobiol Dis. 2007;27(2):
Hofmann GC, Tse S, et al. A new mouse 46. Tessier A, Cosin C, Mayo W, Pfeuty M, Mis- 228-37.

70
Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde
Serebellumun Rolü
The Role of the Cerebellum
in Addictions and Substance Craving

Bahadır GENİŞa ÖZET İnsan beyninin arkasındaki küçük bir organ olan beyincik, literatürdeki diğer nöronal yapılara
göre arka planda kalmış ve küçük bir literatür alanı oluşturmuştur. Beyincik, bazı beyin fonksiyonları üze-
rinde düzenleyici bir etkiye sahiptir. Bu etki hem bağımlılıklar hem de diğer psikiyatrik bozukluklar için
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi,
a
çok önemlidir. Beyinciğin bağımlılık ve aşerme üzerindeki rolü son zamanlarda tartışılmış ve ilişkili
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD,
beyin yapıları tanımlanmıştır. Beyincik, bağımlılığın temel sorunlarından biri olan aşermenin düzen-
Kocaeli, TÜRKİYE
lenmesindeki rolü ve nöroplastisite yeteneği düşünüldüğünde, bağımlılık ve diğer psikiyatrik bozuk-
luklar üzerine araştırmayı hak eden nöronal bir yapıdır. Bu çalışmada beyinciğin yapısı ve işlevi,
Yazışma Adresi/Correspondence: bağımlılıkla ilişkili beyincik yapıları ve bağımlılık yapan maddelerin beyincik üzerindeki etkileri tartı-
Bahadır GENİŞ şılmıştır.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Anahtar Kelimeler: Serebellum; alkolizm; madde kullanımına bağlı bozukluklar; aşerme;
Kocaeli, TÜRKİYE alkol-bağlantılı rahatsızlıklar
bahadirgenis06@gmail.com

ABSTRACT The cerebellum, which is a small organ at the back of the human brain, has remained in
the background compared to other neuronal structures in the literature and has formed a small field of
literature. The cerebellum has a regulating effect on some of the brain functions. This effect is very im-
portant for both addictions and other psychiatric disorders. The role of the cerebellum on addiction and
craving has recently been discussed and associated brain structures have been identified. Considering its
role in the regulation of craving, which is one of the fundamental problems of addiction, and its neuro-
plasticity ability, the cerebellum is a neuronal structure that deserves research on addiction and other
psychiatric disorders. In this study, the structure and function of the cerebellum, the cerebellum struc-
tures associated with addiction, and the effects of addictive substances on the cerebellum are discussed.

Keywords: Cerebellum; alcoholism; substance-related disorders; craving;


alcohol-related disorders

BEYİNCİK vE BAğımlılıK

H
ayvan çalışmalarıyla daha iyi anlaşılmaya başlayan bağımlılık modelleri, son
dekatlarda beyincik ile ilgili bilgilerinde eklenmesiyle yeni bir bakış açısı ka-
zanmıştır. Bağımlılığın nörobiyolojisi oldukça karmaşık bir yapıdadır. Gün geç-
tikçe daha iyi anlaşılmaya başlayan bu konuda beyincik diğer sinirsel yapılara göre
kendine son zamanlarda yer bulmaya başlamıştır. Yapılan çalışmalar beyinciğin motor
fonksiyonlarla ilişkili olan kontrolünün çok ötesinde işlev üstlendiğini göstermiştir.1 Be-
yinciğin koşullu şartlanma, işlemsel öğrenme, istemli hareketlerin kazanılması ve motor
becerilerin öğrenilmesi gibi görevlerinin olduğu eskiden beri bilinmektedir.1 Ancak, gün-
cel çalışmalar beyinciğe yeni roller yüklemiştir. Duygusal bellek, seks, orgazm, dil, plan-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
lama, tahmin etme ve algısal yetenekler bunlardan bazılarıdır.2 İnsan beyninin arkasında
Geniş B. Bağımlılıklar ve madde aşermesinde
serebellumun rolü. Coşar B, editör. Nöropsi- küçük bir organ olan beyincik, alanyazında da diğer sinirsel yapılara göre arka planda
kiyatrik Açıdan Serebellum . 1. Baskı. Ankara:
Türkiye Klinikleri; 2021. p.71-6.
kalmış ve küçük bir yazın alanı oluşturmuştur. Bu çalışmada, beyinciğin anatomisi ve

71
Bahadır Geniş Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü

fizyolojisi kısa bir şekilde özetlenecek olup, bağımlılık mo- teks, amigdala, hipokampus ve ventral tegmental alan ile
dellerindeki yeri üzerinde durulacaktır. önemli bağlantıları olduğu gösterilmiştir.6 Sağlıklı birey-
lerde yapılan bir çalışmada serebellar vermis üzerinde oluş-
BEYİNCİğİN YApıSı vE İŞlEYİŞİ turulan bir uyarının prefontal kortekste teta dalgalarını
aktive ettiği gösterilmiştir.6 Teta aktivitesi ise biliş ve duygu
Beyincik, ortada vermis adı verilen bir yapı ile iki hemis-
için önemli bir beyin yapısı olan septo-hipokampal kom-
ferin birbirine bağlanmasıyla oluşur. Bu hemisferler birin-
pleks ile ilişkilendirilmiştir. Yine benzer şekilde vermisten
cil ve yatay fissür tarafından bölünür. Birincil fissür
köken alan uyarıların amigdala ve hipokampustaki nöro-
beyinciği ön ve arka lob olarak ikiye böler. Beyincik şa-
nal aktiviteyi arttırdığı gözlenmiştir.7 Bu durumun klinik
şırtıcı bir şekilde tüm beyin hacminin %10’unu kaplama-
yorumlaması kompulsif davranış bozukluklarında beyin-
sına rağmen serebral nöronların %80’ini oluşturmaktadır
ciğin önemli bir rolünün olabileceği şeklindedir. Beyincik
(yaklaşık olarak 16 milyar nörona 60 milyar nöron).3 Se-
ve VTA arasında birçok nörotransmitter ağı olmakla bir-
rebellar korteks hücresel özellikler açısından üç katman-
likte bunların en önemlilerinden birisi bu iki nöronal yapı
dan oluşur; moleküler, purkinje ve granüler katman.
arasındaki dopaminerjik yolaktır.8
Beyincik, temel olarak tırmanan lifler ve yosunsu lifler
Yapılan araştırmalar sonucunda beyinciğin beynin
aracılığıyla girdi alır. Tırmanıcı lifler olive çekirdeklerden,
birçok bölgesinden girdi aldığını ve bu girdiler üzerinde
yosunsu lifler ise pontin çekirdeklerden köken alır. Yosunsu
düzenleyici rolünün olduğu ortaya konmuştur. Nörogö-
lifler granüler tabakada glomerülus denilen yapıda granüler
rüntüleme çalışmalarından da temelini alan Bozulmuş
hücreler ile sinaps yaparlar. Yosunsu liften gelen uyarılar
Tepki Engelleme ve Belirginlik Atfı (RISA-Impaired Res-
granüler hücreler üzerine eksitatör etki oluştururken, golgi
ponse Inhibition and Salience Attribution) modelinde; ha-
cisimciğinden glomerulusa gelen ara nöronlar ise granüler
fıza, ödül/belirginlik, yönetici kontrol ve güdüleyici
hücreler üzerine inhibitör etki oluştururlar. Eksitatör etkide
(motivasyonel) dürtüden oluşur.9 Bu model üzerinden be-
gluatamat ana nörotransmitter iken, inhibitör etkide GABA
yinciğin biliş, duygulanım ve tiksintinin (aversiyon) çok
ana nörotransmitterdir.4 Granüler hücrelerin dentritik uzan-
odaklı bir düzenleyici görevi özetlenmektedir. Şekil 1’de
tıları moleküler tabaka içinde birbirine paralel olacak şekilde
gösterilen beyin bölgeleri beyincikten girdi almaktadır. Se-
ayrılır. Granüler hücreler ve purkinje hücreleri arasındaki nö-
rebellar korteksin lateral hemisferinden dentat çekirdeklere
rotranmisyonda glutamaterjik AMPA ve mGluR1 reseptör-
ulaşan nöronlar, dentat çekirdekten bilişsel (dorsolateral
leri etkin rol oynar. AMPA reseptörlerinin uyarımı ile hızlı
prefrontal korteks), iskeletomotor (motor ve premotor kor-
uyarıcı postsinaptik potansiyeller (UPSP) oluşurken,
teks) ve okülomotor fonksiyonlarla (frontal göz alanları)
mGluR1 reseptörlerinin uyarımı sonrasında yavaş UPSP olu-
ilişkili alanlara çıktı (efferent) verirler.10 Serebellar kortek-
şur. Bu yavaş oluşan UPSP etkisine de GABAB reseptörleri
sin vermisinden köken alan bir başka nöron ağı fastigial
aracılı kolaylaştırıcı etki sağlanır.2 Moleküler tabakada yer
çekirdeklere ulaşır. Fastigial çekirdekler ise hipokampus,
alan Yılsız ve Sepet hücreler purkinje hücresi üzerine inhibi-
amigdala ve singulat kortekse çıktı verir. Beyinciğin bu iş-
tör etki oluştururlar. Bu etkinlikte GABAA reseptörleri ana
levleri Şekil 1’de gösterildi. Bununla birlikte beyinciğin
etkinin altında yatan reseptörlerdir. Yıldız ve sepet hücreler
ilişkili olduğu beyin bölgeleri ve bu beyin bölgelerinin iş-
görev bakımından birbirine benzer olmakla birlikte, yıldız
levleri Tablo 1’de gösterildi.
hücreler purkinje hücresinin dentritlerine, sepet hücreler ise
purkinje hücresinin gövdelerine sinaps yaparlar. Tırmanıcı
lifler, tek bir purkinje hücresi ile birden çok sinaptik bağlantı
BEYİNCİK vE BAğımlılıK YApıCı mADDElER
yapabilirler. Tırmanıcı lifler purkinje hücreleri üzerine uyarıcı Beyincik fonksiyonlarında bozulması olan bir bireyde dis-
etki oluştururlar. Glutamaterjik AMPA reseptörleri bu uya- metri ve duyusal-motor koordinasyon zorlanması gibi ne-
rımda rol oynarken, purkinjede oluşan uyarı kompleks diken denlerden dolayı amaçlanan motor görevler yerine
adı verilen patlayıcı bir etki oluşturur.5 getirilemez. Beyinciğin bu görevini klasik koşullanma du-
rumunda düşünürsek, koşullanılmış öğrenme ve motivas-
yonel davranışın oluşumunda görev aldığını öngörmek
BEYİNCİK vE DİğER BEYİN BölGElERİ mümkündür. Yapılan araştırmalar, beyinciğin beynin farklı
ARASıNDAKİ AğlAR bölümlerinden girdiler aldığını ve bu girdiler üzerinde dü-
Beyinciğin birçok beyin bölgesiyle farklı düzeyde iletişimi zenleyici bir etkisinin olduğunu göstermektedir.11 Bazal
vardır. Ancak bu kısımda bağımlılık açısından önemli olan gangliyonlardaki dopaminerjik sistemlerle karşılıklı olan
bağlantıları değerlendirdiğimizde, beyinciğin frontal kor- nöral bağlantılar ödül ve yönlendirici güdüde de beyinciğin

72
Bahadır Geniş Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü

ŞEKİL 1: Beyinciğin bağımlılıkla ilişkili olduğu beyin bölgeleri ve bu bölgelerin bağımlılıktaki işlevleri.

TABLO 1: Beyinciğin bağımlılıkla ilişkili olduğu beyin bölgeleri ve bu bölgelerin bağımlılıktaki işlevleri.

İşlev Beyin Bölgesi İlişkili beyincik yapıları


Vermis Lobül VI Lobül VIIb Crus I Crus II
Yürütücü işlevler Dorsolateral prefrontal korteks + + + +
Birincil motor korteks + +
Güdüleyici (motivasyonel) dürtü
Subgenuel anterior singulat korteks + + +
Bellek parahipokampal girus + + +
Stres/İç duyu (İntrosepsiyon) Hipotalamus + + +
Birincil somatosensoriyel korteks + +
Somatik Duyular
(Somatosensasyon) posterior insula + +
İkincil somatosensöryel korteks + + + +
Anterior singulat korteks + + + +
ödül/Belirginlik (Salience)
Anterior insula + + + +

düzenleyici bir rolü olabileceğini düşündürmektedir.12 Se- dan sonuçlar yorumlandığında, beyinciğin caydırıcı etki
rebellar alanlar ile yürütücü işlevler, madde aşermesi, yanıt oluşumunda oldukça önemli bir yeri olduğu söylenebilir.13
seçimi ve belirginlik arasındaki saptanmış fonksiyonel iliş- Bağımlılık yapıcı maddelerin beyinde neden olduğu
kiler beyinciğin bağımlılıkta oldukça önemli olduğunu gös- değişikliklerle ilgili çalışmaların çoğu bazal gangliyonlar
termektedir.10 Maulton ve ark.nın yaptığı bir fMRI ve dopamin etkileri üzerinde durmuştur. Son zamanlarda
çalışmasında, bağımlılık ve beyincik ilişkisi için önemli yapılan çalışmalar ise glumataterjik nörotransmisyonun
sonuçlar elde edilmiştir.13 Limbik sistem, bağımlılık mo- hem ödül sisteminin kontrolünde hem de madde arama
dellerinde önemli beyin yapılarından birisidir. Yapılan ça- davranışının düzenlenmesinde oldukça önemli olduğunu
lışmada sağlıklı bireylerde ağrı ve hoş olmayan resimler ortaya koymuştur.14 Beyinciğin özellikle kısa süreli ve
gösterildiğinde beyincikte (lobül VI, lobül VIIb ve Crus I) uzun süreli plastisiteye glumatamat ve endokannabinoid-
oluşan fMRI aktivasyonu ile limbik sistem yapıları (ön hi- lerle aracılık ettiği düşünülmektedir. Kannabinoid 1 (CB1)
potalamus[stres-introsepsiyon], subgenual anterior singulat reseptörlerinin mazolimbik ve mezokortikal dopaminer-
korteks [motivasyonel dürtü] ve parahipokampal girus jik yolaklardaki nöroplastisiteyi düzenlemede önemli gö-
[bellek]) arasında önemli bir negatif yönlü korelasyon ol- revleri olduğu belirlenmiştir.15 Tablo 2’de bağımlılık
duğu saptanmıştır. Bu sonuçlar limbik sistem ile beyincik yapıcı maddelerin beyincik üzerindeki etkileri özetlen-
arasında ciddi bir ilişki olduğunu göstermiştir. Klinik açı- miştir.16-33

73
Bahadır Geniş Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü

TABLO 2: Bağımlılık yapıcı maddelerin beyincik üzerindeki etkileri.

Bağımlılık yapıcı Beyincik üzerindeki etkiler


madde
GABA nörotransmisyonu üzerindeki etkileri
Glomeruldeki granüler hücrelerdeki GABA iletimini arttırır. Böylece yosunsu lif aracılı uyarım sistemini inhibe eder. GABA’nın purkinje hücreleri
üzerindeki inhibitör etkisini arttırır. Böylece spontan hücre deşarjını baskılar.31
Etanol Golgi cisimciği üzerindeki spontan hücre deşarjını arttırır. Böylece GABA iletimi artar.32
GABAA reseptörünün fonksiyonu ve ekspresyonunu etkiler.31
Akut etanol alımı kortikal serebellar devrelerin uyarılabilirliğini azaltırken, kronik etanol varlığının ise serebellar nöronların aşırı uyarılmasına
neden olur.
lutamat nörotransmisyonu üzerindeki etkileri
Yüksek doz akut alkol alımı purkinje hücrelerindeki AmpA/Kainat reseptörlerinin aktivasyonuna bağlı olan Ca+2 sinyalizasyonunu bastırır.33
Kronik alkol maruziyeti ise AmpA reseptörleri tarafından tetiklenen Ca+2 akımlarını artırır.25
Hücre içi etkiler
Serin / teorin kinazın hücre içi sinyal iletim yolunu (mAp-Kinaz, ERK) aktive eder. Transkripsiyonel aktivite ve protein sentezi artar.
Bu değişimler nöronal plastisitede önemlidir. Uzun süreli etanol maruziyeti beyincik, amigdala, hipokampus ve beyin korteksinde
ERK aktivasyon seviyelerini azaltır.20 Aralıklı olarak etanole maruziyet ise amigdala ve beyincikteki çekilme dönemlerinde mApK-ERK
yolunu aktive eder.28
CREB bağlı transkripsiyon artar. Bu durum uzun vadeli plastisite genlerini aktive eder.20
Aktin hücre iskeletinin dinamik modülasyonunu etkiler.26 Bu da etanolün uzun vadeli nöronal plastisiteye neden olduğunu gösteren bir başka
destekleyicisidir.
Kannabis Uzun süre kannabisin aktif bileşeni olan delta 9-tetrahidrokannabinol (THC) kullanan sıçanlarda beyincikte 2-araşidonil-gliserol (2-AG)
artışı gözlenmiştir.18
Akut delta-9-THC verilmesi sonrasında ERK yolağında artış görülür. Kullanım süresinin uzaması bu ERK yolağında düşüşe neden olur. Geri
çekilme sonrasında adenilat siklaz aktivitesi yukarı düzenlenir ve siklik Amp (cAmp)- protein Kinaz A (pKA) yolağı aşağı düzenlenir.27
Kronik THC maruziyeti olan sıçanlarda, akut delta-9-THC verilmesi CREB'de önemli bir azalmaya neden olur.16
Endokannabinoid sistem, beyincikteki diğer kötüye kullanım ilaçlarının neden olduğu eylemlere ve plastisiteye aracılık eder. örneğin, kronik
etanol veya morfine maruz kalma durumunda serebellar granül hücrelerinde, 2-AG ve araşidonil-etanolamid birikimi oluşturur. Ayrıca, etanol
ve morfin kullanımı sonrasında CB1 reseptörlerinin yoğunluğunun azaldığı gösterilmiştir.30
Uyarıcılar Kokain ve amfetamin, sıçanlarda vermisin granüler tabakasında ve bazen purkinje hücrelerinde Fos benzeri immünoreaktiviteyi arttırır.
Bu etki D1 reseptörleri ile ilişkilidir.23
İnsan olmayan primatlarda amfetamin alımı sonrası beyinciğin dentat çekirdeğindeki bağıl beyin kan hacminde artış olduğu gösterilmiştir.21
Kokain purkinje hücrelerinin spontan ateşlenmesini ve glutamatla indüklenen aktivasyonunu alfa (2) -adrenoseptör aktivasyonu aracılığı ile
baskılar.22 Bu durum lokus coeruleus çıkan noradrenerjik liflerin purkinje hücresi üzerindeki etkisi ile ilişkilidir.
Kokain alımıdan sonra purkinje hücresinin soma ve dendritlerinde sinaptik yeniden modellemede görev alan Homer 1b/c ve 3a/b'nin
ekspresyonu artar.17

Madde arama davranışının tetikleyicilerini belirle-


BEYİNCİK vE AŞERmE mede koşullanılmış ipuçlarının hatıraları önemli bir yer tut-
Aşerme, bağımlılarda madde arama ve nüksün altında maktadır. Koşullu ipuçları eşliğinde yapılan bir PET
yatan önemli durumlardan biridir. Madde kullanımı sıra- görüntüleme çalışmada, beyinciğin aktifleştiği gözlenmiş-
sında oluşan koşullu uyaranların aşermeye neden olduğu tir.19 Bonson ve ark., kokain bağımlılarına kokainle ilgili
ve nüksü tetikleyebildiği bilinmektedir. Aşerme sıklıkla uyaranlar veya ilgisi olmayan nötr uyaranlar sonrasında
prefrontal kortikal, striatum, ventral pallidum, ventral teg- aşerme halini PET görüntüleme ile değerlendirilmiştir. Ko-
mental alan, amigdala veya hipokampus gibi nöronal ya- kainle ilgili ipuçlarının gösterilmesi lateral amigdala, late-
pılarla ilişkilendirilmiştir.24 Aşermede bu yapılarla ral orbitofrontal korteks, dorsolateral prefrontal korteks ve
yakından ilişkisi bulunan beyincik yakın zamana kadar bu beyinciğin sağ hemisferik aktivasyonuna neden olmuştur.
konuda çok ilgi görmemiştir. Oysaki yapılan çalışmalar, Ancak, bu çalışmada beyincik aşermeyle ilişkilendirilme-
bellek, öngörü ve yürütücü işlevlerle beyinciğin yakından miştir.34 Tomasi ve ark., kokain kullanım bozukluğu olan-
ilişkili olduğunu göstermiştir. larda kokainle ilgili bir video seyretmenin, posterior

74
Bahadır Geniş Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü

beyincikte bir aktivasyon oluşturduğunu ve bu aktivasyo- Çalışmadan elde edilen bu bulgular doğrultusunda yazar-
nun D2 ve D3 reseptörleri ile yakından ilişkili olduğunu lar, uzun süreli yoksunluğun koşullu ipuçlarının oluştur-
saptamışlardır. Bununla birlikte kronik kullanımı olan ki- duğu aşermenin azaltabileceğini ve böylece tekrarlama
şilerde aktivasyonun daha az olduğu bununda D2 ve D3 riskini azaltabileceğini öne sürmüşlerdir.39 Eroinle ilgili
reseptörlerindeki azalmayla ilişkili olabileceğini belirtmiş- aşermenin tedavisinde kullanılan yoksunluğa bağlı terapi
lerdir.35 ve metadon idame tedavisindeki nöral farklılıklar araştırıl-
Serebellar aktivasyon kokainde olduğu gibi alkol ile mış ve araştırmaya sağlıklı bireylerde dahil edilmiştir.29
ilgili yapılan çalışmalarda da gözlenmiştir. Schneider ve Eroinle ilgili ipuçlarının gösterilmesi sonrasında gruplar
ark.nın yaptığı çalışmada, alkol kullanım bozukluğu olan arasında serebellar sinyalizasyonda anlamlı farklılıklar ol-
ve detoksifikasyon tedavisini olmuş on hasta ile hasta ol- duğu gözlenmiştir. Sereballar sinyalizasyon sağlıklı grupta
mayan on sağlıklı kontrolün etanol kokusu sonrasında olu- azalırken metadon idame tedavisi alanlarda artış gözlen-
şan serebellar yanıtları fMRI ile karşılaştırılmıştır.36 Alkol miştir. Bu iki grup arasındaki fark ise anlamlı olarak sap-
kullanım bozukluğu (AKB) olan hastalarda beyincikte ak- tanmıştır. Araştırmacılar, bu değişikliğin beyincikte
tivasyon olduğu saptanmıştır. Sağlıklı kontrollerde ise maddeyle ilişkili uzun süreli sinaptik değişikliklerin mey-
böyle bir aktivasyon gözlenmemiştir. Bu çalışmada ikinci dana geldiğine dair bir kanıt olarak yorumlamıştırlar.29 Be-
bir aşama olarak AKB olan hastalar psikofarmakolojik mü- yinciğin maddelerle ilgili uzun süreli anı oluşumu, madde
dahale ile standart davranış terapisine alınmış ve sonra- duyarlılığı ve madde kullanma davranışının oluşumundaki
sında yeniden fMRI ile izlenmiştir. Tedavi sonrasında rolü düşünüldüğünde bu yorum oldukça yerindedir.2
serebellar aktivasyonun artık olmadığı ortaya konmuştur.
Sonuç olarak aşerme ile var olan serebellar aktivasyonun SoNUç
tedavi sonrasında azalabileceği saptanmıştır.36 Olbrich ve Beyinciğin, beyindeki işlevler üzerine düzenleyici bir et-
ark. da AKB olan hastalarda PET ile yaptıkları nörogörün- kisi vardır. Bu etki hem bağımlılıklar hem de diğer psiki-
tüleme araştırmasında, etanol kokusu ile uyarılan hastala- yatrik bozukluklar için oldukça önemlidir. Beyinciğin
rın hem vermislerinde hem de sol serebellar bağımlılık ve aşerme üzerine etkileri yakın zamanda tartı-
hemisferlerinde önemli ölçüde daha yüksek serebellar kan şılmaya başlanmış ve öne sürülen modeller olmuştur. Bu
akımı olduğu gösterilmiştir.37 modellerin zaman içinde doğrulanıp doğrulanmayacağı
Nikotin ve opioidler ilgili çalışmalarda da benzer so- netlik kazanacaktır. Ancak, başta aşerme olmak üzere ba-
nuçlar elde edilmiştir. Sigara içen bireylerde, sigara ile il- ğımlılık alanında yapılan çalışmalar beyinciğin rolünü daha
gili ipuçları gösterildiğinde serebellar aktivasyonun kontrol iyi ortaya koyacaktır. Bağımlılığın en temel sorunlarından
grubuna göre arttığı ve aşerme durumunun vermiste loka- birisi olan aşerme durumunun düzenlenmesindeki rolü ve
lize bir alanla daha fazla ilişkili olduğu saptanmıştır.38 Ben- öğrenmeyle ilgili uzun süreli nöroplastisite yeteneği düşü-
zer şekilde, eroin ile ilgili ipuçları bağımlılara nüldüğünde, beyincik bağımlılık ve diğer psikiyatrik bo-
gösterildiğinde, serebellar vermiste aktivite artışı olduğu zukluklar konusunda araştırılmayı oldukça hak eden bir
gözlenmiştir. Kısa süreli eroin yoksunluğunda, eroin ile il- nöronal yapıdır.
gili ipuçları gösterildiğinde oluşan serebellar aktivasyon
nötr ipuçlarıyla oluşan aktiviteye göre anlamlı bir şekilde Teşekkürler
daha fazladır.39 Uzun süreli eroin yoksunluğunda ise ero- Bu çalışmada yer alan görselin çiziminde https://biorender.com/
inle ilgili ipuçları bilateral deaktivasyon oluşturmuştur. internet adresinden yararlanılmıştır.

75
Bahadır Geniş Bağımlılıklar ve Madde Aşermesinde Serebellumun Rolü

KAYNAKlAR
1. ıto m. Cerebellar circuitry as a neuronal ma- mission in rat ventral tegmental area 28. Sanna pp, Simpson C, lutjens R, Koob G.
chine. prog Neurobiol. 2006;78(3-5):272-303. dopamine neurons through activation of CB1 ERK regulation in chronic ethanol exposure
2. miquel m, Toledo R, García lı, Coria-Avila GA, receptors. J Neurosci. 2004;24(1):53-62. and withdrawal. Brain Res. 2002;948(1-
manzo J. Why should we keep the cerebellum 16. Casu mA, pisu C, Sanna A, Tambaro S, Spada 2):186-91.
in mind when thinking about addiction? Curr Gp, mongeau R, et al. Effect of delta9-tetrahy- 29. Tabatabaei-Jafari H, Ekhtiari H, Ganjgahi H,
Drug Abuse Rev. 2009;2(1):26-40. drocannabinol on phosphorylated CREB in rat Hassani-Abharian p, oghabian mA, moradi A,
3. Azevedo FA, Carvalho lR, Grinberg lT, Farfel cerebellum: an immunohistochemical study. et al. patterns of brain activation during crav-
Jm, Ferretti RE, leite RE, et al. Equal numbers Brain res. 2005;1048(1-2):41-7. ing in heroin dependents successfully treated
of neuronal and nonneuronal cells make the 17. Dietrich JB, Arpin-Bott mp, Kao D, Dirrig- by methadone maintenance and abstinence-
human brain an isometrically scaled-up primate Grosch S, Aunis D, Zwiller J. Cocaine induces based treatments. J Addict med. 2014;8(2):
brain. J Comp Neurol. 2009;513(5):532-41. the expression of homer 1b/c, homer 3a/b, 123-9.
4. Delgado-García Jm. Structure and function of and hsp 27 proteins in rat cerebellum. 30. vinod KY, Yalamanchili R, Xie S, Cooper TB,
the cerebellum. Rev Neurol. 2001;33(7):635-42. Synapse. 2007;61(8):587-94. Hungund Bl. Effect of chronic ethanol expo-
5. Strick pl, Dum Rp, Fiez JA. Cerebellum and 18. González S, Fernández-Ruiz J, Di marzo v, sure and its withdrawal on the endocannabi-
nonmotor function. Annu Rev Neurosci. Hernández m, Arévalo C, Nicanor C, et al. Be- noid system. Neurochem ınt. 2006;49(6):
2009;32:413-34. havioral and molecular changes elicited by 619-25.
6. Schutter DJ, van Honk J. An electrophysio- acute administration of SR141716 to Delta9- 31. Botta p, Radcliffe RA, Carta m, mameli m,
logical link between the cerebellum, cognition tetrahydrocannabinol-tolerant rats: an experi- Daly E, Floyd Kl, et al. modulation of GABAA
and emotion: frontal theta EEG activity to sin- mental model of cannabinoid abstinence. receptors in cerebellar granule neurons by
gle-pulse cerebellar TmS. Neuroımage. Drug Alcohol Depend. 2004;74(2):159-70. ethanol: a review of genetic and electrophys-
2006;33(4):1227-31. 19. Grant S, london ED, Newlin DB, villemagne iological studies. Alcohol. 2007;41(3):187-99.
7. Heath RG, Dempesy CW, Fontana CJ, myers vl, liu X, Contoreggi C, et al. Activation of 32. Carta m, mameli m, valenzuela CF. Alcohol
WA. Cerebellar stimulation: effects on septal memory circuits during cue-elicited cocaine enhances GABAergic transmission to cere-
region, hippocampus, and amygdala of cats craving. proc Natl Acad Sci U S A. bellar granule cells via an increase in Golgi
and rats. Biol psychiatry. 1978;13(5):501-29. 1996;93(21):12040-5. cell excitability. J Neurosci. 2004;24(15):3746-
20. Hyman SE, malenka RC, Nestler EJ. Neural 51.
8. Schweighofer N, Doya K, Kuroda S. Cerebel-
lar aminergic neuromodulation: towards a mechanisms of addiction: the role of reward- 33. Tabakoff B, Hoffman p. Alcohol addiction: an
functional understanding. Brain Res Brain Res related learning and memory. Annu Rev Neu- enigma among us. Neuron. 1996;16:909-
Rev. 2004;44(2-3):103-16. rosci. 2006;29:565-98. 12.
9. volkow ND, Wang GJ, Fowler JS, Tomasi D, 21. Jenkins BG, Sanchez-pernaute R, Brownell 34. Bonson KR, Grant SJ, Contoreggi CS, links
Telang F, Baler R. Addiction: decreased re- Al, Chen YC, ısacson o. mapping dopamine Jm, metcalfe J, Weyl Hl, et al. Neural systems
ward sensitivity and increased expectation function in primates using pharmacologic and cue-induced cocaine craving. Neuropsy-
sensitivity conspire to overwhelm the brain's magnetic resonance imaging. J Neurosci. chopharmacology. 2002;26(3):376-86.
control circuit. Bioessays. 2010;32(9):748-55. 2004;24(43):9553-60. 35. Tomasi D, Wang GJ, Wang R, Caparelli EC,
10. moulton EA, Elman ı, Becerra lR, Goldstein 22. Jiménez-Rivera CA, Segarra o, Jiménez Z, logan J, volkow ND. overlapping patterns of
RZ, Borsook D. The cerebellum and addiction: Waterhouse BD. Effects of intravenous cocaine brain activation to food and cocaine cues in
insights gained from neuroimaging research. administration on cerebellar purkinje cell activ- cocaine abusers: association to striatal D2/D3
Addict Biol. 2014;19(3):317-31. ity. Eur J pharmacol. 2000;407(1-2):91-100. receptors. Hum Brain mapp. 2015;36(1):120-
11. Swain RA, Kerr Al, Thompson RF. The cere- 23. Klitenick mA, Tham CS, Fibiger HC. Cocaine and 36.
bellum: a neural system for the study of rein- d-amphetamine increase c-fos expression in the 36. Schneider F, Habel U, Wagner m, Franke p,
forcement learning. Front Behav Neurosci. rat cerebellum. Synapse. 1995;19(1):29-36. Salloum JB, Shah NJ, et al. Subcortical
2011;5:8. 24. moreno-Rius J, miquel m. The cerebellum in correlates of craving in recently abstinent
12. Bostan AC, Strick pl. The cerebellum and drug craving. Drug Alcohol Depend. alcoholic patients. Am J psychiatry.
basal ganglia are interconnected. Neuropsy- 2017;173:151-8. 2001;158(7):1075-83.
chol Rev. 2010;20(3):261-70. 25. Netzeband JG, Trotter C, Caguioa JN, Gruol 37. olbrich Hm, valerius G, paris C, Hagenbuch
13. moulton EA, Elman ı, pendse G, Schmah- Dl. Chronic ethanol exposure enhances F, Ebert D, Juengling FD. Brain activation dur-
mann J, Becerra l, Borsook D. Aversion-re- AmpA-elicited Ca2+ signals in the somatic ing craving for alcohol measured by positron
lated circuitry in the cerebellum: responses to and dendritic regions of cerebellar purkinje emission tomography. Aust N Z J psychiatry.
noxious heat and unpleasant images. J Neu- neurons. Neurochem ınt. 1999;35(2):163-74. 2006;40(2):171-8.
rosci. 2011;31(10):3795-804. 26. okamoto K, Nagai T, miyawaki A, Hayashi Y. 38. Smolka mN, Bühler m, Klein S, Zimmermann
14. vanderschuren lJ, Kalivas pW. Alterations in Rapid and persistent modulation of actin dy- U, mann K, Heinz A, et al. Severity of nicotine
dopaminergic and glutamatergic transmission namics regulates postsynaptic reorganization dependence modulates cue-induced brain
in the induction and expression of behavioral underlying bidirectional plasticity. Nat Neu- activity in regions involved in motor prepara-
sensitization: a critical review of preclinical rosci. 2004;7(10):1104-12. tion and imagery. psychopharmacology.
studies. psychopharmacology (Berl). 27. Rubino T, Forlani G, viganò D, Zippel R, paro- 2006;184(3-4):577-88.
2000;151(2-3):99-120. laro D. modulation of extracellular signal-reg- 39. lou m, Wang E, Shen Y, Wang J. Cue-elicited
15. melis m, pistis m, perra S, muntoni Al, pillolla ulated kinases cascade by chronic delta craving in heroin addicts at different abstinent
G, Gessa Gl. Endocannabinoids mediate 9-tetrahydrocannabinol treatment. mol Cell time: an fmRı pilot study. Subst Use misuse.
presynaptic inhibition of glutamatergic trans- Neurosci. 2004;25(3):355-62. 2012;47(6):631-9.

76
Uyku Bozuklukları ve Serebellum
Sleep Disorders and Cerebellum

Meltem ÇINAR BOZDAĞa, ÖZET Uyku bozuklukları ile beynin yapısal ve işlevsel bölgeleri arasındaki ilişkiyi ele alan araştırma-
lar daha çok kortikal ve subkortikal alanlara odaklanmışken; serebellumun bu alandaki rolü genelde daha
İrem EKMEKÇİ ERTEKa
geri planda kalmıştır. Literatür incelendiğinde çeşitli yöntemleri kullanan araştırmalara rastlanmaktadır.
Bu yöntemlerden biri olan fonksiyonel görüntüleme çalışmaları incelendiğinde, uyku evrelerinde sere-
a
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, bellar aktivitede değişimler olduğu görülmektedir. Bazı serebellar hastalıklarla birlikte uyku bozukluk-
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, larının görülebildiği, bazı uyku bozukluklarında ise serebellar bulguların olabildiği çeşitli çalışmalarda
Ankara, TÜRKİYE gösterilmiştir. Serebellumun uyku bozukluklarındaki rolü; insomni, narkolepsi, obstrüktif uyku apne
sendromu, REM uykusu davranış bozukluğu, huzursuz bacaklar sendromu gibi hastalıklarda çalışılmış-
Yazışma Adresi/Correspondence: tır. Ayrıca serebellar hastalıklarda, özellikle spinoserebellar ataksi türlerinde, REM uykusu davranış bo-
Meltem ÇINAR BOZDAĞ zuklukları, huzursuz bacaklar sendromu ve uykuda periyodik hareket bozukluğu, gündüz aşırı
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, uykululuğu, insomni, obstruktif uyku apnesi ve NREM parasomniler görülebildiği bildirilmektedir. Bu
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, konudaki çalışmalar artış gösterse de, serebellumun uyku üzerindeki rolünün anlaşılması için daha ileri
Ankara, TÜRKİYE çalışmalara ihtiyaç vardır.
meltemcinar@gazi.edu.tr
Anahtar Kelimeler: Uyku; uyku evreleri; narkolepsi; uyku, REM; serebellum

ABSTRACT It is observed that, while there are numerous data on the role of cortical and subcortical
structures in studies on sleep disorders, the role of the cerebellum is mostly ignored. Studies using var-
ious methods can be encountered when the literature is examined. When functional imaging studies are
examined, which is one of these methods, it is seen that there are changes in cerebellar activity during
sleep stages. It has been shown in various studies that sleep disorders can be seen with some cerebellar
diseases, and cerebellar findings can be seen in some sleep disorders. The role of the cerebellum in sleep
disorders has been studied in insomnia, narcolepsy, obstructive sleep apnea syndrome, REM sleep be-
havior disorder, restless legs syndrome. Besides, in cerebellar diseases, especially in spinocerebellar
ataxia types, REM sleep behavior disorders, restless legs syndrome and periodic limb movement disor-
der, excessive daytime sleepiness, insomnia, obstructive sleep apnea, and NREM parasomnias were re-
ported. Although studies on this subject are increasing, further studies are needed to understand the role
of the cerebellum in sleep.

Keywords: Sleep; sleep stages; narcolepsy; sleep, REM; cerebellum

U
yku bozuklukları üzerinde yapılan araştırmalarda, kortikal ve subkortikal ya-
pıların ilişkisine yönelik sayısız veri mevcutken, serebellumun rolünün çoğun-
lukla göz ardı edildiği gözlenmektedir.1 Bunun yanında, serebellumun uyku
uyanıklık döngüsünde düzenleyici rolünün olduğu, NREM uyku regülasyonunda ve mo-
dülasyonunda rol oynadığı, bazı uyku bozuklukları ile ilişkili olabildiği bilinmektedir.2-
4
Fonksiyonel görüntüleme çalışmalarında uyku evrelerinde serebellum aktivitesinde
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Çınar Bozdağ M, Ekmekçi Ertek İ. Uyku bo- değişimler olabildiği gösterilmiştir.5 Ayrıca serebellar nöronların sirkadyen ritmin kont-
zuklukları ve serebellum. Coşar B, editör. Nö-
ropsikiyatrik Açıdan Serebellum . 1. Baskı.
rolünde rol oynayan clock genlerini eksprese ettikleri bulunmuştur.1 2019 yılında yapı-
Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021. p.77-82. lan genom tabanlı ilişki analizleri çalışmaları, sirkadyen ritim ve uyku süresi ile ilişkili

77
Meltem Çınar Bozdağ ve ark. Uyku Bozuklukları ve Serebellum

genler açısından serebellumun önemli bir merkez olduğunu


göstermişlerdir.6 Nöbet usulü çalışan çalışanlarda, gündüz SEREBEllUM vE İNSOMNİ
çalışanlarla kıyaslandığında sağ serebellum serebral per- İnsomni, uyku miktarından veya kalitesinden memnuni-
füzyonunda azalma saptandığı, bunun depresyon ve in- yetsizlikle karakterize; uykuya dalmakta ya da uykuyu sür-
somni şiddeti ile korele olduğu bulunmuştur.7 dürmekte güçlük veya sabahları istenen saatten daha erken
Bu konu ile ilgili literatür incelendiğinde çok çeşitli uyanmak ile seyredebilen ve hayatın pek çok alanında iş-
yöntemleri kullanan araştırmalara rastlamak mümkündür. Ke- levselliği önemli ölçüde etkileyebilen bir uyku bozukluğu-
diler üzerinde yapılan çalışmalarda serebellar korteksin ile- dur.13 İnsomnia patofizyolojisinde, genetik yatkınlık;
tim yollarında yer alan climbing ve mossy liflerinin REM ve kortikal GABA miktarının azalması, anormal beyin mor-
NREM evrelerinde aktivite değişimleri gösterdiği saptan- fometrisi, uyanıklık ve uykuya dalmayı düzenleyen bölge-
mıştır.8 1970’li yıllardan itibaren çeşitli çalışmalarda insan- lerin aynı anda çalışması gibi nörobiyolojik süreçlerle ilgili
larda NREM uyku sırasında, serebellumda lokal alan anormallikler; yaş, cinsiyet, komorbid hastalıklar ve ilaçlar
potansiyellerinin kaydedildiği gözlenmektedir.1 Pozitron gibi kolaylaştırıcı olabilecek sebeplerin varlığı; stresör ya
Emisyon Tomografi (PET) ve Fonksiyonel Magnetik Rezo- da tetikleyici bir durumun olması gibi pek çok süreç rol oy-
nans Görüntüleme (fMRG) gibi tekniklerin Elektroensefalo- namaktadır.14
grafi (EEG) ile bir arada kullanıldığı uyku çalışmalarında İnsomnia hastalarında yapılan yapısal ve fonksiyonel
NREM uyku evrelerinde serebellumun IV, V, VI ve VII. lo- beyin görüntüleme çalışmalarında pek çok beyin bölge-
büllerinde aktivasyon değişimleri olduğu saptanmıştır.1 Ya- sinde değişimler saptanmaktadır.14 Serebellum ile ilgili bul-
pılan fMRG çalışmalarında REM evresinde hem serebellum gular olan çalışmalardan birinde, insomni hastalarına
hemisferinde, hem vermiste aktivite artışı saptanmıştır, bu ça- yapısal görüntüleme uygulanmış, insomninin serebellumda
lışmalar 1970’lerde yapılan hayvan çalışmalarının sonuçları artmış gri cevher volümü ile ilişkili olduğu bulunmuştur.15
ile uyumludur.1,9 Sonuç olarak çeşitli çalışmalar, hem NREM Son yıllarda insomni hastalarında dinlenim durumu fonk-
evrelerinde, hem REM evresinde serebellar aktivitede çeşitli siyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) çalışma-
değişimler olduğuna işaret etmektedir.1 larının arttığı dikkat çekmektedir. Kronik insomni
Son yıllarda gerçekleştirilen bağlantısallık çalışmaları hastalarında ya da primer insomni hastalarında yapılan din-
kortiko-serebellar ağlardaki fonksiyonel bağlantısallığın uyku lenim durumu fMRG çalışmalarında, bu hastalarda sere-
sırasında korunduğu, ancak NREM uyku evrelerine göre de- bellumu da içeren bazı bölgeler ve ağlar arasında
ğişkenlik gösterdiğine işaret etmektedir.1 Bir bağlantısallık fonksiyonel bağlantısallıkta anormallikler saptanmakta-
çalışması, serebellum ve serebrum arasındaki fonksiyonel dır.16,17 Primer insomni hastalarında yaş ve cinsiyetle iliş-
bağlantısallığın NREM2 evresinde artıp azalabildiğini, kili farkları araştırmayı amaçlayan bir dinlenim durumu
NREM3 sırasında genellikle azaldığını göstermektedir.10 fMRG çalışmasında, serebellumun çeşitli alt bölgelerinde
REM uykusu sırasında ise sol serebellum lobül VI’nın poste- dinlenim durumu beyin aktivitesinde yaş ve cinsiyetle iliş-
rior singulat korteks ile negatif korelasyon gösterdiği, sağ kili fark olduğu gösterilmiştir.18 Kronik primer insomni
lobül IV ve V’in talamusla pozitif korelasyon gösterdiği; hastalarında cinsiyet farkını araştıran başka bir çalışmada
sonuç olarak kortiko-serebellar bağlantısallığın uyku sırasında bu hastalığa sahip olan kadınların bilateral serebellum pos-
fonksiyonelliğini koruduğu, ancak beyin bölgesine ve uyku terior lobunda düşük frekanslı fluktuasyon amplitüdlerinin
evresine bağlı olarak ilişkisinin değişkenlik gösterdiği sap- daha az olduğu saptanmıştır.19 İnsomni ile ilişkili olabile-
tanmıştır.1,11 cek anatomik ve fonksiyonel serebellum değişikliklerini
2014 yılında ötimik bipolar bozukluk hastaları üzerinde gösteren çalışmalar son yıllarda artmakla birlikte, serebel-
yapılan prefronto-serebellar transkranial direkt akım stimü- lumun insomni patofizyolojisindeki rolünün anlaşılması
lasyon uygulamasının, uyku kalitesi skorlarında düzelme ile için daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunduğu düşünülmek-
ilişkili olduğu saptanmış, bu sonucun prefronto-talamik-se- tedir.
rebellar devrelerin modülasyonu sonucu gerçekleştiği düşü-
nülmüştür.12 SEREBEllUM vE NARKOlEpSİ
Bazı serebellar hastalıklarla birlikte uyku bozuklukları- Narkolepsi, baskılanamayan uyku gereksinimi, uykuya ani
nın görülebildiği, bazı uyku bozukluklarında ise serebellar dalma veya gün içinde kısa gündüz uykusunun tekrarlayıcı
bulguların olabildiği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir ve periyotlar halinde seyrettiği; katapleksi dönemleri, hipo-
bunlar arasında yeterli çalışma bulunan hastalıklar, alt baş- kretin eksikliği veya polisomnografide belirlenmiş bulgu-
lıklar halinde incelenecektir.1,4 lardan (REM uyku latansında kısalma ya da ortalama uyku

78
Meltem Çınar Bozdağ ve ark. Uyku Bozuklukları ve Serebellum

latansının çoklu testlerde 8 dakika ve altında saptanması sonuçların, serebellumdaki değişikliklerin tekrarlayan ara-
ve 2 veya daha fazla uykuya dalarken ortaya çıkan REM lıklı hipoksi veya gece uykusunun bozulması ile ilişkili ola-
uykusunun saptanması) en az birinin varlığı ile seyreden bileceği düşünülmüştür.27 Ayrıca OUA hastalarında
bir uyku bozukluğudur.13 Narkolepsinin tip 1 (NT1) ve tip serebelluma gelen ve serebellumdan çıkan projeksiyonla-
2 (NT2) olarak adlandırılan iki farklı klinik görünümü rın, yani beyaz cevherin de önemli ölçüde etkilendiği sap-
mevcuttur.20 Narkolepsinin çeşitli genetik ve çevresel fak- tanmıştır.28 OUA hastalarında yapılan cerrahi sonrasında
törlerin etkileşimi ile ortaya çıktığı ve lateral hipotalamus- serebellumda vazojenik ödemde gerilemeye bağlı olarak
taki oreksin nöronlarının immün aracılıklı kaybı ya da serebellum gri cevher hacminde azalma saptanmıştır.29 Son
disfonksiyonu ile ilişkili olduğu bilinmektedir.20 Narko- yıllarda dinlenim durumu fMRI çalışmaları yapılmaya baş-
lepsi ile ilgili yapısal nörogörüntüleme çalışmalarında lanmış, bu çalışmaların birinde OUA hastalarında sağlıklı
ancak ileri teknikler kullanıldığında bazı bulgular edinile- kontrollere göre serebellum anterior lobu ile sol dorsal
bildiği, spektroskopik ve morfolojik incelemelerinin kısıtlı amigdala arasında dinlenim durumu fonksiyonel bağlantı-
olduğu ve son yıllarda yapılan fMRG çalışmaları ile has- sallıkta artış saptanmış, bu artışın hipoksemiye ikincil bir
talıkla ilişkili beyin ağlarında çeşitli bulgular saptanabil- kompanzasyon mekanizması olabileceği ve emosyonel dis-
diği bildirilmiştir.20 Serebellum ile ilgili bulgular ise fonksiyon ile bağlantılı olabileceği düşünülmüştür.30
kısıtlıdır. NT1 hastalarında yapılan bir yapısal görüntüleme
çalışmasında serebellum gri cevher hacminde azalma sap-
REM UYKUSU DAvRANIş BOZUKlUĞU (RDB)
tanmıştır.21 Bir PET çalışmasında narkolepsi-katapleksi
hastalarının serebellumlarında hipermetabolizma saptan- REM uykusu davranış bozukluğu, REM uykusu sırasında
mıştır.22 Bir başka PET çalışmasında, serebellum bölge- konuşma ve/veya kompleks motor davranışların olduğu
sinde NT2 hastalarının NT1 hastalarına göre daha az tekrarlayan uyanma ataklarıyla karakterize bir uyku bo-
hipermetabolizma gösterdiği bulunmuştur.23 zukluğudur.13
İdiyopatik RDB hastalarında yapısal beyin değişik-
SEREBEllUM vE SOlUNUMlA İlİşKİlİ liklerinin incelendiği bir çalışmada, bu hastalarda kontrol-
UYKU BOZUKlUKlARI lere göre serebellumun bilateral anterior loblarında gri
cevher hacminde anlamlı derecede azalma saptanmıştır.31
Serebellum ve solunumla ilişkili uyku bozukluğu çalışma-
Bir başka çalışmada ise serebellum posterior lob gri cevher
ları, literatüre bakıldığında genellikle obstrüktif uyku ap-
hacminde kontrollere göre artış saptanmıştır.32 2020 yılında
nesi (OUA) üzerinde yoğunlaşmaktadır. OUA’nde
RDB hastaları, Parkinson hastaları ve sağlıklı kontrollerde
nokturnal faringeal obstrüksiyon epizodlarının aralıklı hi-
yapılan diffüzyon tensor görüntülemeyi de içeren bir yapı-
poksiye ve uykunun bölünmesine neden olduğu, bu iki du-
sal görüntüleme çalışmasında RDB hastalarının hem Par-
rumun beyin hasarına yol açabildiği ve bazı beyin
kinson hastaları hem de kontrollere göre serebellar
bölgelerinde hipotrofik değişikliklere neden olduğu, bu
volümlerinde artış gösterdiği bulunmuştur.33 Fonksiyonel
bulguların da OUA hastalarında görülen bilişsel ve emos-
görüntüleme yapılan bir başka çalışmada RDB tanısı olan
yonel değişiklerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.24
hastalara ve sağlıklı kontrollere FDG-PET görüntüleme ya-
OUA’nin patofizyolojisinde son yıllarda gri ve beyaz cev-
pılmış, bu hastalarda posterior serebellum bölgesini de içe-
her yapısındaki değişimler için bifazik bir model öne sü-
ren RDB ilişkili artmış metabolik ağ saptanmıştır.34 Bir
rülmektedir; nörogörüntüleme bulgularının farklılıklarına
başka FDG-PET çalışmasında idiyopatik RDB hastalarında
göre bir grupta intrasellüler ödem, reaktif gliozis ve enfla-
serebellumda hipermetabolizma gösterilmiştir.35 Sonuç ola-
matuar hücrelerin toplanması ile birlikte olan hücresel hi-
rak literatürde RDB hastalarında serebellar volümle ilişkili
perplazi veya hücrelerin kendilerinde gerçekleşen yapısal
çelişkili sonuçlar bildirilmekte ve serebellumda görülen hi-
değişimler olduğu düşünülürken, diğer grupta nöral ve glial
permetabolizmanın RDB hastalarında bir çeşit kompan-
kayıp, sinaptik dansitede azalma, aksonal küçülme ve en-
zasyon mekanizması ile ilgili olabileceği düşünülmektedir,
flamasyonla giden kronik hücresel cevapla ilişkili olduğu
ancak serebellumun RDB üzerindeki rolünü açıklamak için
düşünülmektedir.25 OUA’nde etkilenen beyin bölgeleri içe-
daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.33
risinde serebellumun da önemli ölçüde etkilendiği saptan-
maktadır.26 15 adet voksel bazlı beyin morfometri
çalışmasının değerlendirildiği bir metaanalizde OUA has- HUZURSUZ BACAKlAR SENDROMU
talarının sol serebellum (IV, V ve VIII hemisferik lobül- Huzursuz bacaklar sendromu, bacaklarda rahatsızlık ve hoş
ler) gri cevher hacminde azalma saptanmıştır.27 Bu olmayan duyumlarla birlikte ya da buna cevap olarak or-

79
Meltem Çınar Bozdağ ve ark. Uyku Bozuklukları ve Serebellum

taya çıkan bacakları hareket ettirme itkisi ile giden bir uyku dahil olmak üzere pek çok non-motor semptomlar eşlik ede-
bozukluğudur.13 Huzursuz bacaklar sendromunda hem ya- bilse de hastalığın patofizyolojisi ve uyku bozuklukları ile iliş-
pısal hem fonksiyonel nörogörüntüleme yöntemleri kulla- kisi tam olarak anlaşılamamıştır.45,46
nılarak serebellumla ilgili bazı bulgular edinilmiştir. Örneğin, SCA3 ya da diğer adıyla Machado-Joseph has-
Huzursuz bacaklar sendromu olan hastalarda yapılan bir talığında eşlik eden uyku bozuklukları ve sıklıkları; REM uy-
morfometri çalışmasında serebellumda gri cevher hac- kusu davranış bozuklukları %15-59, huzursuz bacaklar
minde azalma saptanmıştır.36 Ayrıca diffüzyon tensor gö- sendromu ve uykuda periyodik hareket bozukluğu %20.7-55,
rüntüleme çalışmasında bu hastalarda sağ serebellumda gündüz aşırı uykululuğu %29.2-40.9, insomni %37.7, obs-
fraksiyonel anizotropi değişimleri saptanmıştır.37 fMRI ça- truktif uyku apnesi %22.6, Non-REM parasomniler %40 ola-
lışmalarında ise bacaklarda rahatsızlık hissi sırasında ve bu rak bildirilmiştir.44,47 Yapılan bir polisomnografi
his periyodik bacak hareketleri ile birlikte olduğunda sere- çalışmasında, SCA3 hastalarında yavaş dalga uykusundan
bellumda bilateral aktivasyon olduğu gözlenmektedir.38 uyanma sıklığında ve NREM evre 1 ve evre 3 uyku yüzde-
Proton magnetik rezonans spektroskopi ile GABA, gluta- sinde artma saptanmıştır.48
mat ve N-asetil aspartat miktarlarının anterior singulat kor-
teks, talamus ve serebellumda incelendiği bir çalışmada Literatürde SCA1 hastalarında gündüz aşırı uykululuğu
serebellumdaki GABA seviyelerinin periyodik bacak ha- görülebildiğine dair vaka bildirimleri; SCA10 hastalığında ise
reketi endeksleri ve huzursuz bacaklar sendromu ciddiyeti gündüz aşırı uykululuğunun kontrollere göre daha fazla ol-
ile negatif korele olduğu saptanmıştır.39 Araştırmacılar ta- duğunu gösteren bir çalışma mevcuttur.49,50
rafından, GABA aktivitesinde azalmayla ilişkili olarak se- SCA2 hastalarında insomni, REM davranış bozukluğu,
rebellumdaki aktivite artışının talamik yapılar aracılığı ile huzursuz bacaklar sendromu gibi uyku bozukluklarının gö-
striatum üzerine etki ederek huzursuz bacaklar sendromu rülebildiği, video polisomnografi çalışmalarında toplam uyku
semptomlarına katkısı olabileceği düşünülmüştür.39 Bazı zamanı ve uyku verimliliğinin kontrollere göre azaldığı gös-
çalışmalar santral sinir sisteminde yaygın olarak eksprese terilmiştir.51 Bir çalışmada SCA2 hastalarının %18.18’inde
edilen bir gen olan BTBD9’u knockout edilmiş hayvan ça- huzursuz bacaklar sendromu olduğu saptanmıştır.52
lışmalarında, hayvanların huzursuz bacak sendromuna ben- 176 serebellar ataksi hastasında yapılan bir survey ça-
zer şekilde uyku fragmantasyonu ve motor huzursuzluk lışması sonuçlarına göre ise, katılımcıların %73’ü 2 veya daha
gösterdiği gösterilmiştir.40,41 Bununla bağlantılı olarak fazla huzursuz bacaklar sendromu semptomu, %88’i ise 2
başka bir çalışmada, serebellar purkinje hücrelerine spesi- veya daha fazla REM davranış bozukluğu semptomu yaşa-
fik Btbd9 knockout farelerde, dinlenme fazında farelerde maktadır.53
anlamlı derecede motor huzursuzluk olduğu gösterilmiş,
aynı bulgular farelerin aktif olduğu dönemlerde saptanma- Görülebildiği üzere spinoserebellar ataksi hastaları uyku
mıştır.42 bozuklukları açısından çok çeşitli semptomlar yaşayabil-
mektedir.

SEREBEllUM İlE İlİşKİlİ HASTAlIKlARDA  Friedreich Ataksi (FA)


UYKU BOZUKlUKlARI 58 FA tanılı hastada yapılan bir çalışmada Epworth Uy-
kululuk Ölçeği’nden 8’in üstünde puan alan 21 hastaya poli-
Serebellar hastalıklarda uyku şikayetleri aşırı uykululuk,
somnografi yapılmış, 17 hastaya, yani hastaların %21’ine
huzursuz bacaklar sendromu, obstrüktif apne, santral apne
obstrüktif uyku apnesi tanısı konmuştur.54 Bir başka çalış-
ve REM davranış bozukluğu olarak ortaya çıkabilir[4]. Ka-
mada ise 16 FA hastasına yapılan polisomnografi çalışması
lıtsal serebellar hastalıklar topumda oldukça nadir görüldü-
sonucu hastaların %50’sinde huzursuz bacaklar sendromu
ğünden, uyku bozuklukları ile ilişkisini inceleyen çalışmalar
tanısı olduğu saptanmıştır.55
da kısıtlı sayıdadır.
 Ataksi Telenjiektazi (A-T)
 Spinoserebellar Ataksi
A-T hastalığına sahip 12 adolesanda gerçekleştirilen
Spinoserebellar ataksiler (SCA), progresif seyirli oto-
bir polisomnografi çalışmasında azalmış uyku verimliliği
zomal dominant kalıtılan, klinik açıdan çok çeşitli görünüm-
not edilmiştir.56
ler alabilen nörodejeneratif hastalıklardır ve 42 tane alt tipi
tanımlanmıştır.43,44 Spinoserebellar ataksi alt gruplarında se-
rebellum dışında serebral korteks, bazal ganglia, thalamus, SONUÇ
orta beyin, pons, medulla oblangata gibi çok çeşitli bölgeler Sonuç olarak serebellumun uykuya olan etkisi daha önce
etkilenebilmektedir ve bu hastalarda uyku bozuklukları da göz ardı edilmiş olsa da serebellum ve uyku ilişkisini araş-

80
Meltem Çınar Bozdağ ve ark. Uyku Bozuklukları ve Serebellum

tıran çalışmalar artış göstermektedir. Uyku bozukluklarında hastalıklarda ise uyku bozukluklarını araştıran çalışmalar kı-
yapılan çeşitli çalışmalar, özellikle nörogörüntüleme çalış- sıtlı sayıdadır. Serebellumun uyku üzerindeki rolünün tam
maları serebellar değişikliklere işaret etmektedir. Serebellar olarak anlaşılması için daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

KAYNAKlAR
1. Canto CB, et al. The sleeping cerebellum. 14. levenson JC, Kay DB, Buysse DJ. The ing: effects on brain structure and function.
Trends in Neurosciences. 2017;40(5):309-23. pathophysiology of insomnia. Chest. Respiratory physiology & Neurobiology.
2. Cunchillos J, De Andrés I. participation of the 2015;147(4): 1179-92. 2013;188(3): 383-91.
cerebellum in the regulation of the sleep-wake- 15. Dai XJ, et al. plasticity and susceptibility of 27. Shi Y, et al. A meta-analysis of voxel-based
fulness cycle. Results in cerebellectomized cats. brain morphometry alterations to insufficient brain morphometry studies in obstructive
Electroencephalography and Clinical Neuro- sleep. Frontiers in psychiatry. 2018;9:266. sleep apnea. Scientific Reports. 2017;7(1):1-
physiology. 1982;53(5):549-58. 16. pang R, et al. Aberrant functional connec- 13.
3. De Andrés IT, Garzón M, Reinoso-Suárez F. tivity architecture in participants with chronic 28. Macey pM, et al. Brain structural changes in
Functional anatomy of non-REM sleep. Frontiers insomnia disorder accompanying cognitive obstructive sleep apnea. Sleep.
in Neurology. 2011;2:70. dysfunction: a whole-brain, data-driven 2008;31(7):967-77.
4. DelRosso lM, Hoque R. The cerebellum and analysis. Frontiers in Neuroscience. 29. lin WC, et al. longitudinal brain structural
sleep. Neurologic Clinics. 2014;32(4):893-900. 2017;11:259. alterations and systemic inflammation in ob-
5. Dang-vu TT, et al. Spontaneous neural activity 17. Huang S, et al. Regional impairment of in- structive sleep apnea before and after sur-
during human slow wave sleep. proceedings of trinsic functional connectivity strength in pa- gical treatment. Journal of Translational
the National Academy of Sciences. tients with chronic primary insomnia. Medicine. 2016;14(1):1-11.
2008;105(39):15160-5. Neuropsychiatric Disease and Treatment. 30. Yu H, et al. Abnormal resting-state functional
2017;13:1449. connectivity of amygdala subregions in pa-
6. Jones SE, et al. Genome-wide association
analyses of chronotype in 697,828 individu- 18. Wang YK, et al. Evaluation of the age-re- tients with obstructive sleep apnea. Neu-
als provides insights into circadian rhythms. lated and gender-related differences in pa- ropsychiatric Disease and Treatment.
Nature Communications. 2019;10(1):1-11. tients with primary insomnia by fractional 2019;15:977.
amplitude of low-frequency fluctuation: A
7. park YK, et al. Altered regional cerebral 31. Hanyu H, et al. voxel-based magnetic reso-
resting-state functional magnetic resonance
blood flow associated with mood and sleep nance imaging study of structural brain
imaging study. Medicine. 2020;99(3).
in shift workers: cerebral perfusion magnetic changes in patients with idiopathic REM
19. Dai XJ, et al. Gender differences in regional sleep behavior disorder. parkinsonism & Re-
resonance imaging study. Journal of Clinical
brain activity in patients with chronic primary lated Disorders. 2012;18(2):136-9.
Neurology (Seoul, Korea), 2019;15(4):438.
insomnia: evidence from a resting-state
8. Marchesi GF, Strata p. Climbing fibers of cat 32. Chen M, et al. Structural and functional brain
fMRI study. Journal of Clinical Sleep Medi-
cerebellum: modulation of activity during alterations in patients with idiopathic rapid
cine. 2016;12(3):363-74.
sleep. Brain Research. 1970;17(1):145-8. eye movement sleep behavior disorder.
20. Bassetti Cl, et al. Narcolepsy--clinical spec- Journal of Neuroradiology. 2020.
9. Hong CCH, et al. fMRI evidence for multi- trum, aetiopathophysiology, diagnosis and
sensory recruitment associated with rapid 33. Holtbernd F, et al. Convergent patterns of
treatment. Nature Reviews Neurology.
eye movements during sleep. Human Brain structural brain changes in rapid-eye-move-
2019;15(9):519-39.
Mapping. 2009;30(5):1705-22. ment sleep behavior disorder and parkin-
21. Tondelli M, et al. Cortical and subcortical son's disease. Sleep. 2020.
10. Tagliazucchi E, laufs H. Decoding wakeful-
brain changes in children and adolescents
ness levels from typical fMRI resting-state 34. Wu p, et al. Consistent abnormalities in
with narcolepsy type 1. Sleep.
data reveals reliable drifts between wakeful- metabolic network activity in idiopathic rapid
2018;41(2):zsx192.
ness and sleep. Neuron. 2014;82(3):695- eye movement sleep behaviour disorder.
708. 22. Dauvilliers Y, et al. A brain pET study in pa- Brain. 2014;137(12):3122-8.
tients with narcolepsy-cataplexy. Journal of
11. Chow HM, et al. Rhythmic alternating pat- 35. Meles SK, et al. The metabolic pattern of id-
Neurology, Neurosurgery & psychiatry.
terns of brain activity distinguish rapid eye iopathic REM sleep behavior disorder re-
2010;81(3):344-8.
movement sleep from other states of con- flects early-stage parkinson disease.
sciousness. proceedings of the National 23. Huang YS, et al. Neurocognition, sleep, and Journal of Nuclear Medicine.
Academy of Sciences. 2013;110(25):10300- pET findings in type 2 vs type 1 narcolepsy. 2018;59(9):1437-44.
5. Neurology. 2018;90(17):e1478-87.
36. Chang Y, et al. Gray matter alteration in pa-
12. Minichino A, et al. prefronto-cerebellar tran- 24. Rosenzweig I, et al. Sleep apnoea and the tients with restless legs syndrome: a voxel-
scranial direct current stimulation improves brain: a complex relationship. The lancet based morphometry study. Clinical Imaging.
sleep quality in euthymic bipolar patients: a Respiratory Medicine. 2015;3(5):404-14. 2015;39(1):20-5.
brief report. Behavioural Neurology. 25. Baril AA, et al. Obstructive sleep apnea and 37. Belke M, et al. DTI and vBM reveal white
2014;2014. the brain: a focus on gray and white matter matter changes without associated gray
13. Edition F. Diagnostic and statistical manual structure. Current Neurology and Neuro- matter changes in patients with idiopathic
of mental disorders. Am psychiatric Assoc. science Reports. 2021;21(3):1-10. restless legs syndrome. Brain and Behavior.
2013;21. 26. Harper RM, et al. Sleep-disordered breath- 2015;5(9) :e00327.

81
Meltem Çınar Bozdağ ve ark. Uyku Bozuklukları ve Serebellum

38. Margariti p, et al. Investigation of unmed- 43. Bradley WG. Bradley's neurology in clinical Journal of the Neurological Sciences.
icated early onset restless legs syndrome by practice. Elsevier; 2016. 2010;290(1-2):146-7.
voxel-based morphometry, T2 relaxometry, 44. pedroso Jl, et al. Sleep disorders in 50. Moro A, et al. Nonmotor symptoms in patients
and functional MR imaging during the night- Machado-Joseph disease. Current Opinion in with spinocerebellar ataxia type 10. The Cere-
time hours. American Journal of Neuroradi- psychiatry. 2016;29(6):402-8. bellum. 2017;16(5):938-44.
ology. 2012;33(4): 667-72.
45. pedroso Jl, et al. Nonmotor and extracere- 51. velázquez-pérez l, et al. Sleep disorders in
39. Winkelman JW, et al. Restless legs syn- bellar features in Machado‐Joseph disease: a spinocerebellar ataxia type 2 patients. Neu-
drome and central nervous system gamma- rodegenerative Diseases. 2011;8(6):447-54.
review. Movement Disorders. 2013;28(9):
aminobutyric acid: preliminary associations
1200-8. 52. pedroso Jl, et al. Non-motor and extracere-
with periodic limb movements in sleep and
46. Huebra l, et al. Sleep disorders in hereditary bellar features in spinocerebellar ataxia type
restless leg syndrome symptom severity.
ataxias. Current Neurology and Neuroscience 2. The Cerebellum. 2017;16(1):34-9.
Sleep Medicine. 2014;15(10):1225-30.
Reports. 2019;19(8):1-10. 53. Sonni A, et al. The effects of sleep dysfunction
40. Freeman A, et al. Sleep fragmentation and
47. pedroso Jl, et al. Sleep disorders in on cognition, affect, and quality of life in indi-
motor restlessness in a Drosophila model of
machado–joseph disease: Frequency, dis- viduals with cerebellar ataxia. Journal of Clin-
Restless legs Syndrome. Current Biology.
criminative thresholds, predictive values, and ical Sleep Medicine. 2014;10(5):535-43.
2012;22(12):1142-8.
correlation with ataxia-related motor and non- 54. Corben lA, et al. Increased prevalence of
41. DeAndrade Mp, et al. Motor restlessness,
motor features. The Cerebellum. 2011;10(2): sleep-disordered breathing in Friedreich
sleep disturbances, thermal sensory alter-
291-5. ataxia. Neurology. 2013;81(1):46-51.
ations and elevated serum iron levels in Btbd9
mutant mice. Human Molecular Genetics. 48. Silva GMF, et al. NREM‐related parasomnias 55. Frauscher B, et al. Restless legs syndrome in
2012;21(18):3984-92. in Machado-Joseph disease: clinical and Friedreich ataxia: a polysomnographic study.
polysomnographic evaluation. Journal of Movement Disorders. 2011;26(2):302-6.
42. lyu S, et al. The role of BTBD9 in the cere-
bellum, sleep-like behaviors and the restless Sleep Research. 2016;25(1):11-5. 56. McGrath‐Morrow SA, et al. polysomnographic
legs syndrome. Neuroscience. 2020;440:85- 49. Dang D, Cunnington D. Excessive daytime values in adolescents with ataxia telangiecta-
96. somnolence in spinocerebellar ataxia type 1. sia. pediatric pulmonology. 2008;43(7):674-9.

82
Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum
Abnormal Social Behaviours and Cerebellum

Aruz BOZKURTa ÖZET Serebellar patolojilerin entelektüel bozukluğa ve anormal davranışlara yol açabileceği çok erken
farkedilmiş olsa da, uzunca bir süre serebellumun işlevinin sadece koordinasyon ile ilgili olduğu düşü-
nülmüştür. Sosyal davranış alanlarında anormallikler ile giden psikiyatrik bozukluklarda yapılan çalış-
a
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
malarda serebellumda yapısal değişiklikler görüldüğü bildirilse de son yirmi yıla kadar serebellum ve
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği,
bilişsel işlevler ilişkisi geri planda kalmıştır. Günümüzde ise serebellumun sadece motor koordinasyon
Ağrı, TÜRKİYE
ile ilgili olmadığına yönelik çok sayıda kanıt toplanmıştır. Serebellumun; Ventral Tegmental Alan, pref-
rontal kortkes gibi bölgeler ile önceden bilinenden çok daha fazla ilişki içinde olduğu, anormal sosyal
Yazışma Adresi/Correspondence: davranışlara yol açan bir çok psikiyatrik bozuklukta yeri olduğu düşünülmektedir. Serebellumdaki bazı
Aruz BOZKURT değişikliklerin, motor hareketlerde herhangi bir bozukluğa yol açmadan sosyal davranışlarda bozukluğa
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yol açtığı kemirgenler üzerinde gösterilmiştir. Bunun sonucunda ödül devresi ile ilişkili olduğu bilinen
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, Ventral Tegmental Alan’ın, doğrudan serebellum ile bağlantılı olduğu keşfedilmiştir. Antisosyal Kişi-
Ağrı, TÜRKİYE lik Bozukluğu, Sosyal Anksiyete Bozukluğu tanılı kişilerde yapılan fonksiyonel görüntüleme çalışma-
bozkurtaruz@gmail.com ları da serebellumun önemli bir ol üstlendiğini göstermiştir.

Anahtar Kelimeler: Serebellum; sosyal davranış; otizm spektrum bozukluğu; şizofreni

ABSTRACT Although it is known that cerebellar pathologies can lead to intellectual impairment and
abnormal behavior, it has long been assumed that cerebellar function is related only to coordination.
Structural changes in the cerebellum have been reported in studies of psychiatric disorders with abnor-
malities in social behavior, but the relationship between the cerebellum and cognitive function has re-
mained in the background until the last two decades. Today there is much evidence that the cerebellum
is involved in more than just motor coordination. The cerebellum is thought to have a much greater con-
nection with regions such as the Ventral Tegmental Area and the Prefrontal Cortex, and plays a role in
many psychiatric disorders that lead to abnormal social behavior In rodents it has been shown that cer-
tain changes in the cerebellum result in deterioration of social behavior without causing impairment of
motor function. Subsequently, it was discovered that the Ventral Tegmental Area, known to be associ-
ated with the reward circuit, is directly connected to the cerebellum. Functional imaging studies per-
formed on individuals diagnosed with Antisocial Personality Disorder and Social Anxiety Disorder have
also shown that the cerebellum plays an important role.

Keywords: Cerebellum; social behavior; autism spectrum disorder; schizophrenia

S
erebellumun rolü geleneksel olarak hareket, yürüyüş, duruş, konuşma ve motor
fonksiyonların koordinasyonu ile sınırlı olarak görülmüştür. Aslında sadece ana-
tomik açıdan bakıldığında bile, serebellumun motor olmayan beyin fonksiyonla-
rında rol oynayabilmesi şaşırtıcı değildir. Serebellum, toplam beyin ağırlığının sadece
%10’unu oluşturmasına rağmen, beyindeki tüm nöronların yarısından fazlasını içerir.1
Serebellar hastalığı olan hastalarda entelektüel bozukluk ve anormal davranışlar
1831 gibi erken bir tarihte tanımlanmıştır.2 20.yüzyılın ikinci yarısında ise serebellumun
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Bozkurt A. Anormal sosyal davranışlar ve se- biliş ve davranıştaki potansiyel rolüne ilişkin incelemeler yapılmıştır. Bununla birlikte,
rebellum. Coşar B, editör. Nöropsikiyatrik Açı-
dan Serebellum . 1. Baskı. Ankara: Türkiye
serebellumun bu önemli rolü, nispeten yakın zamana kadar bilim dünyasında büyük öl-
Klinikleri; 2021. p.83-6. çüde göz ardı edilmiştir.3

83
Aruz Bozkurt Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum

Hareket ve bilişi “koordine etme” konusundaki rolü- mun VTA’yı modüle ederek, prefrontal kortekste dopamin
nün yanı sıra, serebellum aynı zamanda duygusal ve davra- projeksiyonları üzerinde etkisi olduğu öne sürülmüş-
nışsal kontrolde de rol oynadığı bilinmekteydi. Schmahman tür. Ancak yukarıda da değinildiği gibi uzunca bir süre be-
ve Sherman , izole serebellar hastalığı olan vakalarda, duy- yincik ile VTA bağlantısının dolaylı olduğu düşünülüyordu
gulanımda düzleşmenin ya da dishinbisyonun ve uygunsuz ve doğrudan bağlantılı bir yolun varlığı bilinmiyordu.16
davranışların yaygın olduğunu iddia etmişleridir.4 Öte yan- 2019 yılında ise; bir grup araştırmacı tarafından, serebel-
dan, Kish ve ark.nın kontrollü bir çalışmasında, olivopon- lum ile VTA arasında doğrudan bağlantı olup olmadığı
toserebellar atrofisi olan 20 hasta, kontrol deneklerinden araştırıldı. Bir dizi işlem sonrasında farelerde; hem anato-
anlamlı derecede daha yüksek depresyon puanlarına sahip mik hem de fonksiyonel olarak gösterilebilen doğrudan bir
olduğunu ancak bu depresyonun, bilişsel testlerdeki başa- yol olduğu, hem dopaminerjik hem hem nondopaminerjik
rıszlık ile beklenenden az bir korelasyon bulundu.5 Günü- nöronlar ile doğrudan bağlantı olduğu gösterildi.18
müzde ise serebellumun; ödül sistemi, bağımlılık, anormal
sosyal davranışların gözlenebildiği birçok psikiyatrik bo- SOSYAL BİLİŞ VE SEREBELLUM
zukluk ile “doğrudan” ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Sosyal biliş, aynı türden bireylerin birbirleriyle etkileşime
girmesine izin veren süreçlerin toplamıdır. Birey açısından
ÖDÜL SİSTEMİ VE SEREBELLUM önemli olduğu kadar toplumun da hayatta kalmasını sağlar.
Serebellar lezyonlar veya rezeksiyonlar çeşitli bilişsel bo- Temel olarak, canlılar arasındaki sinyallerin algılanması
zukluk biçimlerine ve anormal sosyal davranışlara yol aça- ve yorumlanabilmesi üzerine kuruludur. Konuşma, insan-
bilir.4 Serebellar anormalliklerin otizm spektrum larda sosyal iletişimi simgeleyen en açık sinyal olsa da, in-
bozuklukları (OSB) ve şizofreni ile bağlantılı olabileceği sanların diğer sosyal hayvanlarla paylaştığı daha birçok
eski çalışmalarda da gösterilmişti.6-8 Fonksiyonel görüntü- temel sinyal vardır. İnsan sosyal bilişinin, diğer sosyal hay-
leme çalışmaları, şizofreni veya OSB’den muzdarip birey- vanlar tarafından kullanılan tüm süreçleri içerdiği varsayı-
lerde ödül sistemindeki bir bozulmanın altını çizmiştir. lır. Dilin gelişmesine, kurumsallaşmış öğretime ve kültüre
Destekleyici şekilde, kemirgenlerde, onlarca yıllık veriler yol açan da bu süreçlerdir.19 Otizm Spektrum Bozukluğu
serebellar çekirdeklerin uyarılmasının ödüllendirici oldu- (OSB)’nda ise bu alan ile ilgili sorunlar olduğu bilindiğin-
ğunu ve serebellar granül hücrelerin ödül beklentisini kod- den; ayrıca bazı vakalara serebellar patolojilerin eşlik et-
ladığını göstermiştir.9,10 Ödül yolağı ile olan bu ilişki, mesi nedeni ile serebellum ve sosyal biliş arasında da bir
bağımlılık ve bağımlılıkta görülen beklenmedik davranış- bağlantı olduğu düşünülmeye başlanmıştır.
lar ile serebellumun ilişkili olabileceği hipotezinin ortaya
atılmasına neden olmuştur. OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU,
Ventral Tegmental alan (VTA) beynin birçok bölge- ŞİZOFRENİ VE SEREBELLUM
sine dopaminerjik projeksiyonları olan, beynin ödül yolağı Serebellar anormallikler otizm ilişkili çalışmalarda on yıl-
ile sosyal davranışları kontrol ettiği düşünülen ana yollar- lar önce tanımlanmış ve o zamandan beri kapsamlı bir şe-
dan biridir.11 Gerçekten de, bağımlılıkta VTA’nın rolü iyi kilde çalışılmıştır. Bununla birlikte sinirbilim kapsamında
bilinmektedir.12 VTA ayrıca prefrontal kortekse yönelik araştırılan sosyal davranışların bir bileşeni olarak serebel-
güçlü projeksiyonlar barındırır; prefrontal korteks ile olan lum 21.yüzyılda incelenmeye başlandı.20,21 2000 yılında ke-
bu ilişkisi nedeni ile üst düzey işlevlerin çoğuna aracılık mirgenlerde serebellumun sosyal davranışlardaki rolünü
ettiği düşünülür.13 Bununla birlikte yakın zamana kadar se- açıklayan bir çalışma yayımlandı. Postnatal 10.günde sere-
rebellumun VTA ile dolaylı yoldan bağlantısının olduğu, bellar orta hatta lezyon oluşturulan sıçanların; lezyonsuz sı-
direkt ilişkisinin bulunmadığı düşünülüyordu. Bu da ba- çanlara göre, spontan hareketlerinin daha fazla olduğu, bu
ğımlılık hastalığı ve ödül devreleri ile serebellumun ilişki- hareketlerin daha perseveratif eğilimler içerdiği, çevresel
sine yönelik önemli bir açıklanamazlık doğruyordu. çeldiricilere daha az dikkat ettikleri ve disinhibisyon eği-
Prefrontal kortekste dopaminerjik sinyalde değişik- limlerinin daha fazla olduğu görüldü. Bazı otizm tanılı bi-
likler dahil olmak üzere, bozulmuş dopaminerjik fonksi- reylerde olduğu önceden de bilinen serebeller vermiş
yon, şizofreni ve OSB tanılı bazı bireylerde hipoplazisi ile birleştirildiğinde, serebellumun bir şekilde
kaydedilmiştir.14,15 Serebellumun tekrar tekrar uyarılması otizm ve sosyal davranış ile ilişkili olduğu düşüncesi kuv-
ise fare medial prefrontal korteksindeki dopamini artırır.16 vetlenmeye başladı.22 Gelişen genetik çalışmalar da otizm
Üstelik, serebellumun bunu yapma yeteneği, OSB’nin çe- sosyal davranış serebellum ilişkisini destekledi. Nöron kül-
şitli fare modellerinde azalmıştır.17 Bu nedenle, serebellu- türlerinde nöron farklılaşmasını desteklediği bilinen CD 47

84
Aruz Bozkurt Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum

geninin, farelerde işlevsizleştirilmesi ile, postnatal 21.günde artmaktadır. Bunlardan biri Sosyal Ankisyete Bozukluğu
artan sosyal iletişim ve 10 hafta sonra depresif belirtiler göz- (SAB)’dur. 2002 yılında yapılan bir PET çalışmasında
lendi. Ayıca CD47’nin gelişen serebellumun granül hücre- SAB olan bireylerde posterior serebellar hemisfer akti-
lerinde güçlü bir şekilde işlevsel olduğu görüldü.23 vasyonunda azalma gösterilmiştir.32 Fonkisyonel görüntü-
Ön beyindeki inhibitör nöronların ve ağların, davra- leme çalışmalarında ise amigdala ile serebellum arasında
nışları düzenlediği biliniyordu. Bununla birlikte serebel- artmış bağlantı bulunmuştur.33 Gri madde volümü deği-
lumdaki inhibitör ağlar ile ilgili son zamanlara kadar pek şikliklerini içeren yapısal görüntüleme çalışmaları da mev-
bir bilgi yoktu. OSB ile Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite cuttur.34
Bozukluğu (DEHB)’nda çalışılan bir gen olan Cadherin Bir diğer durum ise Antisosyal Kişilik Bozukluğu
13’ün serebellar golgi hücrelerinde yoğun olarak eksprese (ASKB)’dur. Yine serebellumun gri madde volümünde de-
edildiği 2018 yılında yayımlandı. Ayrıca Cadherin13 ek- ğişikliklere dair bulgular bulunmaktadır.35 Fonkisyonel gö-
siltilmiş farelerde sosyal etkileşimlerinin azaldığı gözlendi. rüntüleme çalışmalarında ise; dinlenim durumunda
Üstelik serebellumdaki bu değişime rağmen, bu farelerin posterior serebellar hemisferde aktivite azlığı, duygu içeren
büyük motor hareketlerinde ya da lokomotor aktivitele- resimler gösterilmesi sırasında anterior serebellar hemis-
rinde herhangi bir bozukluk gözlenmiyordu.24 fer aktivasyonunda artış görülmüştür.36,37 Bu tür çalışma-
Granül hücreleri ile golgi hücrelerine işaret eden bu ların önemli bir kısmının ASKB olan ama aynı zamanda
çalışmalara rağmen günümüzde; sosyal alandaki bozuk- tekrarlayan şiddet suçu işleyen kişilerde yapılmış olması,
luklar ile en ilgili serebellar hücrenin Purkinje hücreleri ol- normalin dışında davranışlar ile serebellum arasındaki ilin-
duğu düşünülmektedir. Purkinje hücreleri GABAerjik tiyi daha da güçlendiriyor olabilir.
nöronlar içerirler. Yine TSC1 geninin farelerde silinmesi Yukarıda bahsedilenlerden çıkarılabileceği gibi, pos-
sonrasında, otizm ilişkili davranışlar gözlenmiştir. Purkinje terior serebellum sosyal davranış problemlerinde nispeten
hücrelerinde ise gövde yoğunluğunun artması gibi deği- daha önemli olabileceği düşünülmektedir. Bu durum pos-
şiklikler görülmüştür.25 Ayrıca TSC geni mutasyonunun, terior serebellar hemisferin, bilişsel işlemleme ile ilişki-
dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile komorbidi- sinden de kaynaklanıyor olabilir. Yapılan bir fMRI
tesi olduğu bilinen Tuberoskleroz hastalığına yol açtığı bi- çalışmasında işlem belleği, n-geri testi kullanılarak ölçül-
linmektedir. müş ve serebellumun merkezi yürütücü işlevler ile ilişkili
Şizofreni’de ise; işlem belleği uygulamaları(26) ve nöronal ağa tahmin edilenden daha fazla katkı sağladığı so-
parmak vuru uygulaması sırasında serebellar aktivitenin nucuna ulaşılmıştır.38
azaldığı, dinlenim sırasında serebellar metabolizmanın
daha yavaş olduğu, prefrontal korteks ile bağlantının daha SONUÇ
zayıf olduğu gözlenmiştir.27-29 Postmortem çalışmalarda ise
serebellar vermişteki purkinje hücre boyutlarında %8.3 Özellikle son on yılda serebellumun sosyal iletişimde, bi-
azalma bildirilmiştir.30 Bütün bu durumların Şizofrenide lişsel işlevlerde, bağımlılık ve OSB gibi psikiyatrik bo-
duygu işlemleme ve zihin teorisi ile ilgili patolojilerden zukluklarda etkisine yönelik önemli çalışmalar ortaya
kaynaklanabileceği tartışılmaktadır.31 çıkmıştır. Bu çalışmalar; fonksiyonel ve yapısal görüntü-
leme, genetik, hayvan deneyleri gibi birçok alanda yürü-
tülmüştür. Literatür açısından daha eskiye dayanan, sosyal
ANORMAL SOSYAL DAVRANIŞ GÖRÜLEBİLEN davranışların açıklandığı prefrontal korteks ile ilgili bilim-
DİĞER BOZUKLUKLAR VE SEREBELLUM sel bilgiye entegre edilmiş ve yeni araştırma alanları ortaya
Sadece OSB ile değil, sosyal davranış problemine yol açan çıkmıştır. Yeni yolakların ve nöronal ağların keşfine neden
çok sayıda bozuklukta da serebelluma dikkat gün geçtikçe olmuştur.

85
Aruz Bozkurt Anormal Sosyal Davranışlar ve Serebellum

KAYNAKLAR
1. Ghez C, Fahn S. The cerebellum. İn E. R. 16. Rogers TD, Dickson PE, Heck DH, Goldowitz magnetic resonance image finger‐tapping
Kandel ER, Schwartz JH, eds. Newyork: El- D, Mittleman G, Blaha CD. Connecting the study. 2002;56(1):77-84.
sevier; 1985. dots of the cerebro‐cerebellar role in cognitive 28. Volkow ND, Levy A, Brodie JD, Wolf AP, Can-
2. Schmahmann JD. Rediscovery of an early function: Neuronal pathways for cerebellar cro R, Van Gelder P, et al. Low cerebellar me-
concept. 1997;41:3-27. modulation of dopamine release in the pre- tabolism in medicated patients with chronic
frontal cortex. 2011;65(11):1204-12. schizophrenia. 1992.
3. Rapoport M, van Reekum R, Mayberg
HJTJon, neurosciences c. The role of the 17. Rogers TD, Dickson PE, McKimm E, Heck 29. Liu H, Fan G, Xu K, Wang F. Changes in cere-
cerebellum in cognition and behavior: a se- DH, Goldowitz D, Blaha CD, et al. Reorgani- bellar functional connectivity and anatomical
lective review. 2000;12(2):193-8. zation of circuits underlying cerebellar modu- connectivity in schizophrenia: a combined
lation of prefrontal cortical dopamine in mouse resting‐state functional MRI and diffusion ten-
4. Schmahmann JD, Sherman JCJ. The cere-
models of autism spectrum disorder. sor imaging study. 2011;34(6):1430-8.
bellar cognitive affective syndrome.
2013;12(4):547-56.
1998;121(4):561-79. 30. Tran KD, Smutzer GS, Doty RL, Arnold SE-
18. Carta I, Chen CH, Schott AL, Dorizan S, Kho- JAJoP. Reduced Purkinje cell size in the cere-
5. Kish SJ, El‐Awar M, Schut L, Leach L,
dakhah K. Cerebellar modulation of the re- bellar vermis of elderly patients with
Oscar‐Berman M, Freedman M, et al. Cogni-
ward circuitry and social behavior. schizophrenia. 1998;155(9):1288-90.
tive deficits in olivopontocerebellar atrophy:
2019;363(6424).
implications for the cholinergic hypothesis of 31. Mothersill O, Knee-Zaska C, Donohoe G.
Alzheimer's dementia. 1988;24(2):200-6. 19. Frith CD, Frith U. Social cognition in humans. Emotion and theory of mind in schizophreni-
2007;17(16):R724-R32. ainvestigating the role of the cerebellum.
6. Courchesne E, Yeung-Courchesne R, Hes-
selink J, Jernigan TL. Hypoplasia of cerebellar 20. Bauman M, Kemper TL. Histoanatomic ob- 2016;15(3):357-68.
vermal lobules VI and VII in autism. servations of the brain in early infantile autism. 32. Tillfors M, Furmark T, Marteinsdottir I, Fredrik-
1988;318(21):1349-54. 1985;35(6):866. son M. Cerebral blood flow during anticipation
7. Wang SS-H, Kloth AD, Badura A. The cere- 21. Tsai PT, ed. Autism and cerebellar dysfunc- of public speaking in social phobia: a PET
bellum, sensitive periods, and autism. tion: Evidence from animal models. Seminars study. 2002;52(11):1113-9.
2014;83(3):518-32. in Fetal and Neonatal Medicine; 2016: Else- 33. Doruyter A, Lochner C, Jordaan GP, Stein DJ,
vier. Dupont P, Warwick JM. Resting functional
8. Andreasen NC, Pierson RJBp. The role of the
cerebellum in schizophrenia. 2008;64(2):81-8. 22. Bobee S, Mariette E, Tremblay-Leveau H, connectivity in social anxiety disorder and the
Caston J. Effects of early midline cerebellar effect of pharmacotherapy. 2016;251:34-44.
9. Ball GG, Micco Jr DJ, Berntson GGJP, Be-
lesion on cognitive and emotional functions in 34. Talati A, Pantazatos SP, Schneier FR, Weiss-
havior. Cerebellar stimulation in the rat: com-
the rat. 2000;112(1-2):107-17. man MM, Hirsch J. Gray matter abnormalities
plex stimulation-bound oral behaviors and
self-stimulation. 1974;13(1):123-7. 23. Hsieh CP, Chang WT, Lee YC, Huang AM. in social anxiety disorder: primary, replication,
Deficits in cerebellar granule cell development and specificity studies. 2013;73(1):75-84.
10. Wagner MJ, Kim TH, Savall J, Schnitzer MJ,
and social interactions in CD47 knockout 35. Tiihonen J, Rossi R, Laakso MP, Hodgins S,
Luo L. Cerebellar granule cells encode the ex-
mice. 2015;75(5):463-84. Testa C, Perez J, et al. Brain anatomy of per-
pectation of reward. 2017;544(7648):96-100.
24. Tantra M, Guo L, Kim J, Zainolabidin N, Eu- sistent violent offenders: more rather than
11. Gunaydin LA, Grosenick L, Finkelstein JC,
lenburg V, Augustine GJ, et al. Conditional less. 2008;163(3):201-12.
Kauvar IV, Fenno LE, Adhikari A, et al. Natu-
deletion of Cadherin 13 perturbs Golgi cells 36. Liu H, Liao J, Jiang W, Wang WJPO. Changes
ral neural projection dynamics underlying so-
and disrupts social and cognitive behaviors. in low-frequency fluctuations in patients with
cial behavior. 2014;157(7):1535-51.
2018;17(6):e12466. antisocial personality disorder revealed by
12. Nestler EJ. Is there a common molecular path-
25. Tsai PT, Hull C, Chu Y, Greene-Colozzi E, resting-state functional MRI. 2014;9(3):
way for addiction? 2005;8(11):1445-9.
Sadowski AR, Leech JM, et al. Autistic-like be- e89790.
13. Björklund A, Dunnett SB. Dopamine neuron haviour and cerebellar dysfunction in Purkinje 37. Müller JL, Sommer M, Wagner V, Lange K,
systems in the brain: an update. cell Tsc1 mutant mice. 2012;488(7413):647- Taschler H, Röder CH, et al. Abnormalities in
2007;30(5):194-202. 51. emotion processing within cortical and sub-
14. Howes OD, Kapur S. The dopamine hypothe- 26. Walter H, Vasic N, Höse A, Spitzer M, Wolf cortical regions in criminal psychopaths: evi-
sis of schizophrenia: version III-the final com- RC. Working memory dysfunction in schizo- dence from a functional magnetic resonance
mon pathway. 2009;35(3):549-62. phrenia compared to healthy controls and pa- imaging study using pictures with emotional
15. Nakamura K, Sekine Y, Ouchi Y, Tsujii M, tients with depression: evidence from content. 2003;54(2):152-62.
Yoshikawa E, Futatsubashi M, et al. Brain event-related fMRI. 2007;35(4):1551-61. 38. Küper M, Kaschani P, Thürling M, Stefanescu
serotonin and dopamine transporter bindings 27. Müller JL, Röder C, Schuierer G, Klein HE. M, Burciu R, Göricke S, et al. Cerebellar fMRI
in adults with high-functioning autism. neurosciences c. Subcortical overactivation in activation increases with increasing working
2010;67(1):59-68. untreated schizophrenic patients: a functional memory demands. 2016;15(3):322-35.

86
Her șey bir adımla bașlar. Elinden tutup
yașama katmaya uğraș verdiklerimiz için
bir adım atmak çok değerli, biliyoruz.

SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.
SANOVEL İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ș. İstinye Mahallesi Balabandere Caddesi www.sanovel.com.tr
No:14 34460 Sarıyer / İstanbul Tel: (0212) 362 18 00 • Faks: (0212) 362 18 08 Daha geniș bilgi için firmamıza bașvurunuz.

You might also like