Professional Documents
Culture Documents
net/publication/322127642
CITATIONS READS
2 436
1 author:
SEE PROFILE
All content following this page was uploaded by Melek Sari Guven on 20 February 2019.
Öz
Osmanlı Devleti için 19. yüzyıl öncelikle idari alanda olmak üzere askeri,
ekonomik ve siyasi anlamda birçok değişme ve gelişmenin yaşandığı bir yüzyıl
olmuştur. Klasik Osmanlı idari yapısı olan eyalet sistemi yerine merkezi yapıyı
güçlendirme adına çalışmalara başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin idari alanda yaşadığı
bu dönüşümler genel olarak tüm Osmanlıyı; incelenecek konu itibariyle ise Ermenileri
ve Kürtleri birçok yönden etkilemiştir. Bu çalışmada öncelikle Osmanlı Devleti’nin yöne-
timsel yapısı ile ilgili bilgi verilerek bu yapının değişimden nasıl etkilendiği açıklanacak-
tır. Bu temelden hareketle, Ermenilerin ve Kürtlerin Osmanlı idari yapısı içindeki
değişimden nasıl etkilendiği ve bu etkinin onların ilişkilerine nasıl yansıdığı konusu
incelenecektir. Osmanlılar, İslam devletlerinin geleneksel uygulamasını izleyerek
bünyesinde yaşayan toplulukları millet yapısı altında dine göre sınıflandırmıştı. Os-
manlı Devleti’nde nüfusa ait kayıtlar bile, etnik yapı ya da dil grubuna göre değil de
dine göre tutulmaktaydı. Ermeniler, etnik köken, dil ve din açısından farklı olan Gay-
rimüslimlerdi. Kürtler ise Türkler gibi Müslüman ama etnik köken ve dil açısından farklı
olan bir gruptu. Bu çalışma, Osmanlı Devleti bünyesinde varlık gösteren bu iki grup
arasındaki iletişimin dayandığı beş temel nokta üzerinden yürütülecektir. Bunlar; Erme-
nilerin ve Kürtlerin Osmanlı Devleti içinde yürütülmekte olan misyonerlik faaliyetlerin-
den etkilenmeleri; cemiyetler kurmaları; basın-yayın faaliyetlerinde bulunmaları; Os-
manlı Devleti içindeki faaliyetleri ve köy, mera, yayla problemlerini kapsayan toprak so-
runlarıdır.
Anahtar Kelimeler: 19. Yüzyıl, Osmanlı Devleti, İdari Yapı, Ermeni, Kürt
Abstract
The 19th century has been a century of change for the Ottoman State primarily
in the administrative area and development in military, economic and political terms.
Instead of the classical Ottoman administrative structure, which is the state system, the
center has begun to work on behalf of empowerment. These transformations, which the
Ottoman State has experienced in the administrative area, are all Ottoman in general;
Armenian and Kurds have been influenced in many ways by the subject to be examined.
In this study, firstly the information about the administrative structure of the Ottoman
State will be given and explained how this structure has been affected from the change.
With this in mind, we will examine how the Armenians and Kurds have been influenced
by the change in the Ottoman administrative structure and how this effect has been re-
flected in their relations. The Ottomans, following the traditional practice of the Islamic
states, classified communities living in their own countries under the structure of the na-
tion. Even the records of the population in the Ottoman State were kept according to the
religion, not the ethnic structure or language group. Armenians were non-Muslims who
differed in terms of ethnicity, language and religion. The Kurds, like the Turks, are Mus-
lim but a group that is different in terms of ethnicity and language. This study will be
conducted through five basic points on which communication between these two groups
in the Ottoman State is based. These are the influence of the Armenians and the Kurds
from the missionary activities carried out in the Ottoman State; establishing communi-
ties; involving in press-publication activities; activities in the Ottoman State and land
problems including village, pasture and plateau problems.
Keywords: 19th Century, Ottoman State, Administrative Structure, Armenian,
Kurd
eski tarihi ve kökenleri hakkında farklı farklı lere dayandırırken bazıları da Kürtlerin köke-
bilgiler mevcuttur ve tarihçiler bu konularda nini Xenophon’un eserinde belirttiği gibi Kar-
fikir birliğine varamamışlardır. douchoi (Karduklar’a) dayandırmaktadır.
Osmanlı toplum yapısı içinde Ermeni- Bazı bilimadamları ise Kürtler’in İran’lıların
ler, Osmanlıda dini zümreyi ifade etmek için yakın akrabaları olduğunu, dillerinin ise Far-
kullanılan ‚millet‛ terimiyle ‚millet-i Erme- sa’çanın bir lehçesi olduğunu kabul eder. N. J.
niyân‛ şeklinde anılıyordu. Osmanlıda millet Marr ve Minorsky ile bazı Kürtler ise kendile-
kelimesi bir anlamda tâife kelimesiyle aynı rini Med’lerin atası olarak tanımlamaktadır
anlamdaydı. 19. yüzyıla kadar dini aidiyeti (Meho, 1997: 7-8).
tanımlayan bir kelime olan millet tanımlama- Kürtlerin ilk öne çıkan özellikleri, aşi-
sı, bu yüzyıldan sonra etnik ve dilsel kimliği ret yapısı içinde yaşıyor olmalarıdır. Kürt
de içine alacaktır. Osmanlı belgelerinde Er- aşiretleri, aynı soydan gelen ve en az bir ya da
meniler mezheplere göre gruplanmış, Gre- daha fazla gruptan oluşan ve onlara bağlan-
goryen, Katolik ve Protestan olarak belirtil- mış diğer insanları da içine alan karmaşık
miştir (Ortaylı, 2005: 66-67). Görüldüğü üzere topluluklardır. Aşiretler halinde yaşıyor olan
Ermeniler Osmanlı toplum yapısı içinde dini Kürtlerin konuştuğu dil ise farklı lehçelere
olarak Gayrimüslim gruba dâhildi. Müslim sahiptir. Yaşam biçimleri ve çok lehçeli dilleri,
gruba ise Türk, Çerkez, Arap, Kürt gibi züm- ortak bir toprak parçasına sahip olma duygu-
reler dâhildi. Osmanlı Devleti içinde yaşayan su (territoriality) yaşıyor olsalar da, Kürtlerin
Ermeniler için genel anlamıyla bir çerçeve durağan bir Kürt kimliği, Kürt milliyetçiliği
çizilmesi gerekirse bu çerçeve içindeki birinci ve Kürt toprağının olmasını engellemiştir.
gruba; hem devlet içinde görev alıp hem de Kürt tarihi adına iz bırakmış Kürt aşiretleri
devlete karşı örgütlenen Ermeniler dâhil edi- olmakla birlikte hiçbir zaman bir Kürt devleti
lebilir. İkinci gruba, Osmanlı Devleti sınırları var olmamıştır. Kürtler, yüzyıllardır Türkiye,
dışına göç etmiş ve orada Osmanlı Devleti İran, Irak ve Suriye’de yoğun olarak yaşamak-
aleyhinde faaliyetlerde bulunan Ermeniler; la birlikte tarih boyunca Kürdistan ismini
üçüncü gruba ise kendi içinde ikiye ayrılmak taşıyan, siyasal sınırlarla çevrilmiş ve çoğun-
suretiyle orta gelirli Ermeni halkı ve ticaretle luğu aynı kökenden gelen bir halkın yaşadığı
uğraşan zengin Ermeniler dâhil edilebilir. bir devlet var olmamıştır (Nikitine, 2008: 13).
3- Bir Etnik Kimlik Olarak Kürtler Kürdistan terimi, Kürtçe konuşan insanların
Kürtlerin kökeni ile ilgili kesin olma- aşiret örgütlenmesi şeklinde yaşadıkları yerle-
yan birçok bilgi mevcuttur. 1884 yılı Diyarbe- ri betimlemek için kullanılan ancak belirli bir
kir Vilayet Salnamesinde Kürtlerle ilgili şu toprak parçasını ifade etmeyen coğrafi bir
bilgiler mevcuttur: ‚<Kürtlerin asabiyetinde terim olarak kullanılagelmiştir. Kürdistan
ihtilaf vakidir. Dahhak-ı Mâri diye meşhur olan teriminde olduğu gibi Ermenistan ifadesi de
padişahın omuzlarında türeyip İblis’in talimi Osmanlı İmparatorluğu içinde Ermenilerin
üzere yevmiye iki nefer insan çocuğu tegaddisiyle çoğunluk olarak yaşadığı bölgeleri ifade et-
rahat yaşayan iki hayvan-ı acibin kurbanı olma- mektedir. O dönemde siyasi sınırları olan ve
mak için ahalinin cibâl ve saharaya tağrîb ettikleri Ermenistan ismini taşıyan bir devlet yoktur;
erkek ve kız çocuklarının büyüyüp yekdiğeriyle 20. yy başlarında Rusya hâkimiyetinde ku-
izdivâc ederek Kürt kavmi tenâsül eylediği ve hatta rulmuş olan bir Ermenistan devleti olmakla
lisanları kendilerine mahsus ve karışık düzme bir birlikte, siyasi sınırları olan bir Ermenistan
şey olduğu rivayet olunur ise de sahîh olan Kürt, devleti 1991 yılında kurulmuştur.
Fars kavminden münşa’ib ve lisanları dahi lisan-ı Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan
Fars’dan galat olarak ancak garip lügatlarla Kürtleri de genel anlamda üç kısıma ayırmak
mahlût ve mürekkebdir”. Bazı bilim adamları ise yerinde olacaktır. Bunlardan birinci grup hem
Kürtlerin soyunu çeşitli Hint-Avrupalı kabile- Osmanlı içinde önemli görevlere talip ve sa-
19.Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı İçinde Ermeni-Kürt İlişkilerine Genel Bir Bakış 345
hip hem de Osmanlı’ya karşı oluşumlarda duğu gibi dinde de farklı mezheplere inanış
bulunup siyasi faaliyetler düzenleyen köklü vardır. Ermenilerle kıyaslandığında Kürtler
Kürt aileleri grubudur. İkinci grup ise Göçebe dinleri ve dilleri itibariyle heterojen bir yapıya
Kürtler (Aşiret Kürtleri) olarak açıklanan ve sahiptirler. Kürtler arasında da Ermenilerde
genelde toprak kavgalarında, Ermenilerle olduğu gibi asli unsur dil ve din olsa da Kürt-
olan mücadelelerde ve halka saldırılarda gö- ler aynı mezhepten değildirler ve aynı dili
rülen gruptur. Üçüncü grup ise Yerleşik Kürt- konuşmazlar. Böyle bir durumda ise Kürtlerin
ler (Reaya Kürtleri) diye adlandırılan ve Os- etnik birliği için din de dil de birleştirici bir
manlı Devleti içinde vergilerini veren, tarımla faktör olmamıştır.
uğraşarak yaşamlarını sürdüren Kürt halkıdır. 19. yüzyıl başlarında Kürtlerin, aşiret
Tanımlanılmaya çalışılan bu üç grup kesin ağası denilen zengin Kürtlerin oluşturduğu ve
çizgilerle birbirlerinden ayrılmış ve birbirin- küçük gruplaşmaları içeren -aşiret denilen-
den soyutlanmış değildir. Zaman zaman yapı içerisinde yaşadıkları görülmektedir.
gruplar arası geçişler olmakta ve incelenilen Bununla birlikte bir aşirete mensup olmayıp
duruma göre grupların aynı anda tüm gupla- aşiret dışında kalanlar da vardı (Bruinessen,
rın özelliklerini gösteriyor olduğu durumlara 2000: 17-18). Bitlis, Muş, Sasun, Siyan, Kulp,
rastlanmaktadır. Bu sınıflandırma, bu çalışma Kavara, Talori ve civarlarında yaşamakta olan
içinde Kürtlerin Ermenilerle ilişkileri bağla- Ermeniler, bağlı bulundukları Kürt ağalarına
mında yapılan değerlendirmeler sonucu şekil- aynen veya nakden, Hevir-Hefir denilen belli bir
lenen ve Kürt-Ermeni ilişkilerinin seyrini ak- miktarda vergi verirlerdi. Bu vergiye Kürtçe
tarmakta yardımcı olacağı düşünüldüğü için Gayi Ağê denirdi. Birde yılda bir kez Pûr deni-
genel çizgilerle oluşturulmuş olan bir taslak len vergi verilirdi ve bayramlarda ağaya koç
çalışmadır. veya öküz (Eydani) götürme zorunluluğu
4- Ermeni-Kürt İlişkileri vardı. Ağanın aşiretine mensup Ermeniler ve
Ermenilerin ve Kürtlerin Osmanlı İm- diğerleri yoksulluk ve zenginlik durumuna
paratorluğu içinde oluşturduğu toplumsal göre belirlenen bu vergileri verirler, vergi
yapı incelenirken ilk göze çapan ayrım Erme- vermekten cayan Ermeni olursa ağa vergiyi
nilerin Gayrimüslim gruba, Kürtlerin ise Müs- almaktan vazgeçmez ve her tür zorlamayla
lüman gruba dâhil olduğu olmuştur. Ermeni- vergiyi alırdı. Bazı ağalar ise kendi arazilerin-
ler din olarak Hıristiyanlığı mezhep olarak da de çalıştırdıkları Ermenilerden ortaklık için
büyük bir oranda Gregoryenliği benimsemiş- vergi alırlardı. Ayrıca evlenen Ermeniler helal
lerdir. Bununla birlikte Katolik ve Protestan denilen bir miktar parayı Kürt ağalarına öde-
Ermeniler de vardır. Osmanlı Devleti içinde mekle yükümlüydüler. Bitlis civarındaki en
konuştukları dil Türkçe olmakla birlikte kendi büyük Kürt ağaları Talori ve Kavara ağalarıy-
asli unsurlarını oluşturan öğeler dil ve din dı. Bu ağalara vergi veren Kürtler ve Ermeni-
yani Ermenice ve Hıristiyanlıktır. Kürtlerin de ler ayrıca devlete vergi vermezlerdi (Mayevs-
asli unsurlarını oluşturan iki olgu dil ve din- kiy, 1997: 213-214). Bu konuyla ilgili bir başka
dir. Ancak dil Ermenilerdeki gibi homojen bir açıklama ise Rus makamları tarafından hazır-
yapıya sahip değildir. Kürtçede kuzey lehçesi lanmış olan bir raporda şöyle aktarılmaktadır:
denilen Kurmanci, güney lehçesi denilen So- ‚Etrafına 10-12 silahlı kişiyi toplayabi-
rani gibi lehçeler vardır2. Kürtlerde dilde ol- len ve onların iaşesini karşılayabilen herhangi
bir Kürt, ‘ağa’ olarak ortaya çıkmaktaydı.
2 Kürt lehçeleri içinde Zazaca’nın da bulunduğuna dair
Etrafındaki adamların kendisini terk etmeme-
bilgiler olmakla birlikte, Zazaca’nın Kürt dilinin bir
lehçesi olduğunu kabul eden ve etmeyen dil bilimciler Dili‛, Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Dergisi,
vardır. Bu konuda detaylı bilgi için, Mesut Keskin, ‚Zaza Yıl:1, Cilt:1, Sayı:1, Ocak 2015, ss. 93-114’e bakılabilir.
346
leri için ise, ağa sürekli olarak onların iaşesini Devleti içinde Müslüman ve asli unsurlar
karşılamak durumunda idi. Ağa, gelir elde olarak yaşıyor olmaları bunu düşündürmüş-
etmek amacıyla, genel olarak civardaki Hıris- tür.
tiyan köylerinden birine giderek, köylülerin Osmanlı Devletinde şehir merkezinde
kendilerinin iaşelerini karşılamak zorunda oturan Kürtler de Ermeniler de mahallelerde
olduklarını bildirirdi. Silahsız köylüler ağanın yaşarlardı. Osmanlı Devleti’nde mahalleler
isteklerini kabul etmek zorunda kalırlardı. otuz-kırk ailenin yaşayabileceği büyüklükte
Ağanın isteklerinin kabul edilmemesi duru- teşkil edilirdi. Mahalle vergilerin saptanabil-
munda, köylüler sert bir şekilde cezalandırı- mesi adına önemli bir birimdi. Aynı mezhep-
lırdı. Köylüler, bu olaylar karşısında boyun ten, aynı etnik kökenden veya aynı dinden
eğmekten başka yapabilecekleri bir şey olma- olanlar çoğunlukla aynı mahallelerde yaşar-
dığını uzun yıllardır tecrübe edinmişlerdi. lardı. Komşu ailelerin çoğu birbiriyle akraba-
Ağa, silahlı gücü sayesinde köylülere kendi- lık ilişkileri içerisindeydi. Mahalleli kendi
sine taştan iki katlı bir ev yaptırır ve köylüler- sokaklarına girenleri denetlerdi. Bu yüzden
den buğday, yağ, peynir gibi gıda maddeleri sokakların çoğu dar sokaklardan ya da çık-
alırdı. Bu eylemlerin ardından, daha ağır ko- maz sokaklardan oluşmaktaydı. Mahalleler
şulları olan ikinci etap gelirdi. Ağa, köylülerin şehirleri fiziki olarak meydana getiren birim-
topraklarına el koyduğunu ilan ederdi. Ağala- lerdi (Faroqhi, 2002: 165-178). Osmanlılar,
rın tecavüzlerinden bıkan köylüler, köylerini İslam şehir tipinin üç ana öğesi olan cami-
terk ederek, şehirlere göç ederlerdi. Terk edi- pazar ve hamam’ı Orta Asya şehir tipinin üç
len köylere ise Kürtler yerleşirlerdi‛ (Arkhiv ana öğesi olan iç kale-şehristan ve rabad ile
RGİA, Fond 408, Op.1, Delo 270’den aktaran birleştirmişler ve yeni sentezler oluşturmuş-
Sertçelik, 2009:62). lardır. Bunlardan başka mahalle, bedesten ve
Bruinessen’e göre, Kürtler ile Ermeni- çarşı da Türk şehirciliğinin önemli unsurla-
ler arasındaki politik ilişkilerde her zaman rından sayılmıştır (Özdemir, 1998: 75). İnce-
için bir eşitsizlik söz konusu olmuştur. Kürt- lenecek olan vilayetlerde de yukarıda bahse-
lerle Ermenilerin birlikte yaşadığı bölgelerde dilen mahalle, çarşı, bedesten gibi unsurları
zanaat ve ticaretle uğraşan Ermeniler Kürt görmek mümkündür. Ermeni-Kürt sosyal
aşiret liderleri tarafından ekonomik olarak yapısını Van Vilayeti, Ma’muratü’l-Aziz Vila-
sömürülmüştür. Bu baskıdan bunalan birçok yeti, Bitlis Vilayeti ve Diyarbekir Vilayetleri
Ermeni’nin Kürt kimliğini benimsediği ve örneklemi üzerinden değerlendirmek gerekir-
Müslüman olduğu durumlara da rastlanmış- se aşağıdaki bilgilere ulaşılabilir.
tır. Avrupalı misyonerlerin çabaları ve Avru- Van Vilayeti, Van ve Hakkâri Sancağı
pa devletlerinin verdiği koruma sözleriyle olmak üzere iki sancaktan oluşuyordu. Van
Gregoryenlikten Katolikliğe veya Protestanlı- vilayeti ve bu vilayete bağlı sancaklarda Müs-
ğa geçen Ermeniler de vardır (Bruinessen, lümanlar, Ermeniler, Nasturiler ve Yahudiler
2000: 16-17). yaşamaktaydı. Müslüman grubu Türkler ve
Osmanlı Devleti içinde oluşturulmuş Kürtler oluşturmaktadır. Türklerin yerleşik
olan millet sitemi temelli sosyal yapıdan yarar- Kürtlerin ise göçebe olarak yaşadığı bu bölge-
lanılarak kültürel ve günlük hayatın dinamik- lerde Ermeniler ise gayrimüslim grubu oluş-
leri ortaya konulduğu için konu başlığı her ne turmaktadır. XVI. yüzyılda Van’da Ermenile-
kadar Kürtleri ve Ermenileri işaret ediyor olsa rin toplam nüfusun yüzde otuzunu oluştur-
da aslında incelenen ilişkiler Müslüman ve duğu bilgisi kaynaklarda yer almaktadır (Mc
Hıristiyan halk arasındaki ilişkiler bütünü Carthy vd., 2006: 18). Van Vilayeti’nin merke-
olmuştur. Neredeyse tamamına yakını Müs- zinde yaşamakta olan Ermeniler devlet me-
lüman olan Kürtlerin yerleşiklik-göçebelik muru, tüccar, çevirmen, banker, doktor, gaze-
dışında bir ayrımlarının olmadan Osmanlı teci, diş doktoru olarak çalışmaktadır. Bu
19.Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı İçinde Ermeni-Kürt İlişkilerine Genel Bir Bakış 347
gubu teşkil eden Ermeniler durumları itiba- şehirdeki Ermenilerin bir kısmının ise şehir
riyle tarımla uğraşan Ermenilerden daha iyi merkezinin yakınlarındaki Vartana köyü gibi
bir duruma sahipti. Şehrin ticaretini de elinde küçük yerleşim birimlerinde bağları ve bahçe-
tutanlar Ermenilerdi. Şehir dışında yaşamakta leri bulunmaktaydı. Onlar da bu küçük top-
olan Ermeniler ise kendi geçimlerini sağlaya- raklarda rençberlik yaparak yaşamlarını sür-
cak şekilde toprakla uğraşırlardı (Minassian, dürmekteydi. Adıyaman ve çevre kazalarda
2000: 171). yaşayan bu Ermeniler, Ermeniceden daha çok
Van Vilayeti ve çevresinde yaşayan en Kürtçe ve Türkçe konuşmaktaydı. Protestan
büyük Kürt aşireti Haydaranlı Aşireti’dir. misyonerlerin Adıyaman’da eğitim faaliyetle-
Bundan başka bölgede; Şikak, Sipikanlı, Go- rine başlayıp okullar açmalarına kadar bu
yan, Miran, Celali, Modeki, Ertoşi Aşiretleri civardaki Ermeniler Ermenice değil de Kürtçe
yaşamaktadır Kürt aşiretlerinin bir kısmı gö- konuşmaya devam etmişlerdir (Yörür, 2006,
çebe bir kısmı ise yarı göçebe bir hayat tarzına 72).
sahipti. Goyan ve Miran gibi aşiretler yarı XIX. yüzyıl içerisinde Osmanlının
göçebe, Celali aşireti ise tam anlamıyla göçebe Doğudaki yerleşim birimleri için de ekonomik
bir aşirettir. Ertoşi ve Şikak aşiretleri ise yerle- temeller büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa
şik olan aşiretler arasındadır. Aşiretlerin yer- dayanıyordu. 1858 Arazi Kanunnamesi’nden
leşik ya da göçebe olma durumları bölgede sonra toprak mülkiyetinin artması sonucu
meydana gelen siyasi olaylar, kıtlık ve salgın tarıma olan yönelme artmıştı ama buna rağ-
hastalıklar gibi nedenlerle zaman zaman de- men XIX. yüzyılda tarımın ticarileşmesi süre-
ğişebilmektedir. Hasananlı Aşireti örnek veri- cinden en az etkilenen bölge Doğu Anadolu
lecek olursa, yarı göçebe şeklinde yaşamakta olmuştur. Bunun sebebi demiryollarının veya
olan bu aşiret sakinleri 1890’larda yerleşik başka bir ucuz nakliye şeklinin olmamasıdır.
yaşama geçmişlerdir (Mc Carthy vd., 2006: 69- Bölgenin tarımsal üretimi sınırlı miktarlarla
270). ancak deve kervanlarıyla başka yerlere nakle-
Ma’muratü’l-Aziz Vilayeti, dilebiliyordu. Uzak mesafelere tahıl nakliyatı
Ma’muratü’l-Aziz ve Malatya sancakları ile ancak o bölgelerde kıtlık fiyatları geçerli ol-
bu iki sancağa bağlı kazalardan oluşmaktaydı. duğunda yapılabiliyordu. Erzurum’da geçim-
Hısn-ı Mansur Adıyaman) kazası Malatya lik tarım ve uzak pazarlar için hayvancılık
Sancağı’na bağlı kazalardan biriydi. Bu kaza- yapılırken, iklim ve toprak koşullarının daha
da yaşayan Ermeniler Osmanlı Devleti’nin elverişli olduğu Mamüretü’l-aziz’de yakın
genelinde olduğu gibi burada da tüccarlar ve pazarlar için sebze ve meyve yetiştiriliyordu
esnaflar şeklinde gruplanmışlardı. Bu meslek (Pamuk, 2005: 119-121). Ancak dönemin genel
grupları arasında; kunduracılık, bakkallık, şartlarından dolayı üretilen tarım ürünlerinin
terzilik, demircilik, kalaycılık, köşkerlik, bı- pazarlara ulaştırılamaması sonucu bölgedeki
çakçılık, meyhanecilik, boyacılık ve kuyumcu- tarım büyük ölçüde geçimlik tarım şeklinde
luk gibi mesleklerle uğraşmaktaydılar. Özel- kalmış, ticaret ilerleyememişti.
likle Besni olmak üzere diğer kazalarda ise Bitlis Vilayeti, denizden uzak ve dağ-
tüccarlıkla uğraşan Ermeniler bunun yanında lık bir bölgede yer almaktadır. Bu sebeple
meclis azalığı, polis komiserliği ve diğer dev- Bitlis Vilayeti’nin ekonomisi tarım ve hayvan-
let görevlerinde çalışmaktaydılar ( Yörür, cılığa dayanmaktadır (Polat, 2006: 406). XIX.
2006, 78-135). yüzyılda, ticaret faaliyetlerinin Bitlis ekono-
Şehir merkezi dışında oturmakta olan misindeki yeri oldukça az ve sınırlıdır. Bitlis
Ermeniler ise genel olarak tarım ve bahçecilik ve civarında Pazar ve ticaret için değil ihtiya-
ile uğraşmaktaydı. Esnaflıkla uğraşmayan ca ve günlük tüketime yönelik geleneksel
348
ekonomik yapı egemendir. Bu durum ise tica- ra salgını olduğundan bahseder. Bu salgında
ret hacminin darlığının temel sebebidir (Yurt ahalinin büyük bir kısmının öldüğünü, önem-
Ansiklopedisi, 1982:1408). li bir bölümünün dağlara çekildiğini belirtir
Diyarbekir Vilayeti’nin XIX. yüzyılın (Ali Emiri Efendi, 1992: 27).
ilk yarısındaki yerleşim yapısına bakıldığında Diyarbekir’de yaşamakta olan gayri-
şehirde 120 mahalle olduğu tespit edilmekte- müslim nüfusun büyük bir çoğunluğunun,
dir. Bu mahallelerin 65’i Müslüman, 13’ü gay- Müslüman halk ile iyi münasebetleri olduğu
rimüslim ve 42’si de farklı etnik yapıyı barın- belirtilmektedir. Herhangi bir haksız durum-
dıran karışık mahallelerdi. Mayıs 1847 tarihli da gayrimüslimlerin dava hakkına sahip ol-
bir vergi tevzii defterinden anlaşıldığı üzere dukları, dini bir hoşgörünün mevcut olduğu,
Diyarbekir’de yaşayan Müslüman olmayan dini ibadetlerini tam bir özgürlük içerisinde
unsurlar; Millet-i Süryani, Millet-i Keldani, yerine getirdikleri, hatta bazen gayrimüslim-
Millet-i Ermeni, Millet-i Ermeni Katoliği, Mil- lerin Müslümanlarla ortaklık yaptıkları gö-
let-i İsavi, Millet-i Rum, Millet-i Rum Katoliği, rülmektedir. Bunun sonucu olarak şehirde
Millet-i Yahudiyan’dır. Sayıları çok olmamak- yaşayan unsurların önemli bir kısmı büyük
la birlikte Yezidi, Kıpti, Şemsi gruplara da ölçüde kaynaşmıştır. Bu durum bazı kişilerin
rastlanmaktadır ( Yılmazçelik, 1999: 31). Di- kendi istekleri ile İslam'ı kabulüne ortam ha-
yarbekir vilayetinde yaşayan Müslümanlar zırlamıştır. Bu kaynaşma isim ve lakaplara da
kendi içerisinde Türk, Arap, Kürt, Zaza, Kı- yansımış, gayrimüslimler İslami isimler kul-
zılbaş, Çerkes gibi değişik etnik ve dini grup- lanmaya başlamışlardır (Yılmazçelik, 1999:
lardan oluşurken bunların kesin oranlarını 263-265).
söylemek ve tespit etmek mümkün değildir. 4.1-Ermenilerin ve Kürtlerin Osman-
Bunun nedenine gelince İslami temellere ve lı Devleti İçinde Yürütülmekte Olan Misyo-
dini referanslı millet sistemine göre yönetilen nerlik Faaliyetlerinden Etkilenmeleri
Osmanlı Devleti’nde Müslüman olan bütün Misyonerlik, Hıristiyanlık dinini dün-
unsurlar nüfus ve etnik durumlarına bakıl- ya üzerinde yayma prensibini içermektedir.
maksızın ‚Müslüman‛ olarak değerlendirilir- Bu amacı gerçekleştirmek adına çalışan kim-
di (Bozan, 2006: 18). selere ise misyoner denilmektedir. Kökeni
Diyarbekir Vilayeti ve çevresi XIX. Latince ‘göndermek’ anlamına gelen mittere
yüzyılda; iç çatışmalar, göçler, salgın hastalık- fiiline dayanan mission kelimesi Türkçe’ye
lar ve ayaklanmalardan etkilenmiştir. Özellik- Fransızca’dan geçmiştir. Misyonerlik; özel
le 1897’den sonra Amerika’ya Ermeni göçü görev, özel görevli kurul, dini görev ve yetki
başlamış bulunuyordu. Hükümet Ermenilerin anlamlarına geldiği gibi ‚misyonerlerin Hı-
göç etmesine karşı olduğu için kaçak göçler ristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak
başlamıştı. Fransa’daki Osmanlı Büyükelçili- için kurdukları teşkilata‛ verilen isim olarak
ği’nin Hariciye Nezareti’ne gönderdiği 11 da bilinmektedir (Karal, 1998: 1-13). XIX. yüz-
Eylül 1896 tarihli raporda Fransa’nın Marsilya yıl başlarından itibaren Anadolu’da misyo-
şehrine önemli oranda Ermeni mültecinin nerlik faaliyetleri görülmeye başlanmıştır
geldiği belirtilmiştir. Bu raporda belirtilen (Arığ, 1999: 182). Bu durum, Osmanlı Devleti
isimler arasında Kirkor Samelyan, Kiorg oglu için olumsuz sonuçlar getirirken Kürtler ve
Stephan, Serkos oglu Hagop, Agop Gar- Ermeniler için -özellikle Ermeniler için- olum-
micyan adlı kişilerin Diyarbekirli olduğu ve lu sonuçlar getirmiştir. Bu faaliyetler özellikle
genelde Protestan olan bu kişilerin İskende- de Ermeni milletinin eğitim faaliyetleri üze-
run’dan Kıbrıs’a oradan da Marsilya’ya gel- rinde olumlu bir etki göstermiş, Ermeni eği-
dikleri anlatılmaktadır (Osmanlı Belgelerinde tim kurumları hızlı bir şekilde sayılarını art-
Ermeni-Fransız İlişkileri (1879-1918), Cilt: I, tırmıştır. İngilizler misyonerlerini ilk kez 1804
102,103). Ali Emiri, 1895 yılında şiddetli kole- yılında Anadolu’ya göndermeye başlamışlar-
19.Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı İçinde Ermeni-Kürt İlişkilerine Genel Bir Bakış 349
dır. Amerikalılar ise 1819 yılı itibariyle mis- ilanından sonra Ermeniler de diğer milletler
yonerlik faaliyetlerine başlamışlardır. Misyo- gibi eğitim kurumları açma sürecini yaşamış-
nerler doğrudan siyasete katılmamışlar dolay- lardır. Hızlı bir şekilde yaşanan bu gelişme
lı olarak faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bölge- sonucu kurulan eğitim kurumlarının tüm
lerinde olup bitenleri rapor eden bu görevliler ülkedeki sayısı XX. yüzyılın başlarında nere-
kimi zaman seyyah kimi zaman arkeolog, din deyse bine ulaşmıştır (Ergin, 1977: 759-760).
adamı, araştırmacı gibi kimliklerle çalışmala- Osmanlı Devleti’nde okullar açan Protestan,
rını yürütmüşlerdir. Bu misyonerler halkla iyi Katolik ve Gregoryen Ermenilerin okullarının
ilişkiler geliştirebilmek adına okullar ve has- büyük bir çoğunluğunu devletten izin alma-
taneler açmışlardır (Kalman, 1994: 22). Mis- dan ve ruhsatsız olarak yaptıklarına dair bazı
yonerlerin hedeflerine ulaşmak için kullan- bilgiler mevcuttur. XIX. yüzyılın sonlarında
dıkları ilk ve en önemli yol okullar açmak Osmanlı Maarif Nazırı Ahmed Zühtü Pa-
olmuştur. Bunu matbaaların ve hastanelerin şa’nın yaptığı bir araştırma raporuna göre
açılması izlemiştir. Osmanlı Devleti içindeki yabancı okulların
Berlin Antlaşması sonrası Ermenistan büyük çoğunluğu izinsiz ve ruhsatsızdı (Toz-
adına ıslahat teklif eden İngilizler bir yandan lu, 1991: 76-78). 1869 yılındaki Maarif-i
da Kürtleri devlete karşı ayaklandırmaya Umumîye Nizamnamesi’nin 129. maddesi ile
çalışmışlardır (BOA. Y.PRK. DH. 1/40). İngil- Osmanlı Devleti eğitim vermeye devam et-
tere, 1878’den sonra özellikle Vilayet-i Sitte’de mekte olan cemaat okulları ve yabancı okulla-
konsolosluklar ihdas etmiş ve onları geniş rın teftiş ve denetlenmesini hedeflemiştir.
yetkilerle donatmıştır. İngiliz konsolosları, Bahsedilen nizamname 129. Madde ile, eğitim
1879 yılı itibariyle, Doğu Anadolu’nun belli vermekte olan öğretmenlerin diplomalarının
başlı merkezlerinde Berlin Antlaşmasının 61. kontrolü; okutulacak derslerin ve ders kitap-
Maddesinin uygulanması ve Ermenilerin Kürt larının içerikleri ve anlatımı konularının Os-
ve Çerkezlere karşı korunmasını izlemek manlı Maarif Nezareti’nce onaylanmasını
amacıyla gönderilmişlerdir. Bu görevliler öngörüyordu (Vahapoğlu, 1997: 122-124).
devletin ve Kürt aşiretlerinin Hıristiyanlara Ancak o dönemdeki layihalara bakıldığında
karşı tutumunu ayrıntılı bir şekilde gözlemiş- bunların çok azının uygulanabildiği ve ya-
ler ve rapor etmişlerdir. Bu durum Ermenilere bancı okullar üzerindeki devlet denetiminin
idealleri olan Ermenistan Devletini kurma yeterince yapılamadığına şahit olunmuştur.
adına kuvvet vermişti. Bu amaçla çalışmaları- Mehmet Ali bin Abdullah Selim’in hükümete
na başlayan ve teşkilatlar kurma hazırlıkları- sunmuş olduğu layihada; yabancıların yöne-
na girişen bir kısım Ermeni Avrupa’nın en timindeki bu misyoner okullarının teftiş ve
hassas yaklaştığı din konusunun kullanmış- denetiminin yeterince yapılamadığı, öğretmen
lardır. Doğu Anadolu’da yaşayan masum olduğunu söyleyen komitecilerin bu okullar-
Ermenilerin sırf Hıristiyan oldukları için Müs- da etkili çalışmalar yaptığı ve yurt dışından
lüman Kürtler tarafından öldürüldüğü iddia- yayın getirdiği belirtilmiştir. Bunlara ek ola-
larını yaymışlardır. Bu hareketler kapsamında rak devletin yeni teftiş maddeleri koyması
Musa Bey olayının Avrupa gündemine so- gerektiği ve müfettişlerin yeterli denetimi
kulması da vardır. 1883 yılında ortaya koyu- yapabilmesi için Ermenice biliyor olmasının
lan Musa Bey Olayı (Şaşmaz, 2004: 247-271) gerekliliği üzerinde durulmuştur (Bulut vd.,
ile Musa Bey, Ermenilerin, İngiliz konsolosla- 2006: 1-11). XIX. yüzyılın son yıllarında mis-
rın ve Protestan misyonerlerin hedefi haline yonerlik faaliyetleriyle birlikte Osmanlı Dev-
gelmiştir (Şimşir, 2007: 212). XIX. yüzyılın leti’nde okullar kurulması sürecinin daha da
ortalarında, özellikle de Islahat Ferman’ın hızlandığı görülmektedir. Ma’muratü’l-Aziz
350
Vilayeti ve çevresinde faaliyet gösteren Ame- birçok dernek, cemiyet ve parti kurulmuştur.
rikalı Protestan misyonerlerin buralarda okul- II. Meşrutiyetin oluşturduğu siyasi ortamda
lar açılması yolunda yaptıkları çalışmalar İstanbul’daki Kürt elitleri tarafından kurulan
dikkate değerdir. 1888 yılına ait bir Osmanlı bu cemiyetlerin başlangıçtaki amacı İstan-
Belgesi, Malatya Protestan okulu ve bu oku- bul’daki Kürtlerin eğitimi ve yardımlaşma-
lun Ermeniler arasındaki rolü ve amacından sıydı. İlk defa Kürt adının kullanıldığı bu
bahsetmektedir. Belgeye göre bu okulların cemiyetlerin sayısı zamanla artmıştır. 1908
amaçları; Ermeni ayrılıkçı hareketlerini des- yılında Osmanlı Kürt İttihat ve Terakki Cemi-
teklemek ve Ermenileri devlete karşı ifsad yeti, Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti, Kürt
yolunda tahrik-i emin sözlerle kışkırtmak gibi Neşr-i Maarif Cemiyeti kurulmuştur. 1912
faaliyetlerdir (BOA. DH.MKT., 1517/ 96-1, 17 yılına gelindiğinde ise Kürt Hevi Talebe Ce-
R 1305-27 R 1306.) Bu okulların Ermeni çetele- miyeti kurulmuştur. Bu cemiyetlerin siyasi
rinden Hınçak Komitesiyle de bağı olduğu amaçları olmadığı, kültürel faaliyetleri amaç
Osmanlı belgelerinden elde edilen bilgilerle edindiği beyan edilmiştir (Tunaya, 1984: 404-
doğrulanmaktadır (BOA, Y.A.HUS., 9/2, 12 C 409). Yukarıda bahsedilen cemiyetlerden
1310-22 C 1311). Ermenilerin yaşamakta ol- Kürtler için en önemlisi Kürt Teavün ve Te-
duğu şehir ve kasabalarda kurulan Amerikan rakki Cemiyeti (Kürt Yardımlaşma ve Kal-
okulları Ermeni gençleri ihtilâlci fikirlerle kınma Derneği) olmuştur. Bu cemiyetin kuru-
yetiştirmiş ve bu gençlerin Türk düşmanı luşunda en tanınmış üç Kürt ailesinin üçü de
olmalarına sebep olmuştur (Haydaroğlu, rol almıştır. Bunlar; Şemdinan, Baban ve Be-
1990: 139). Örnek verilecek olursa; Bitlis Vila- dirhan aileleridir. Şemdinan ailesinden Şeyh
yeti’nde bulunan Amerikan misyoner okulu- Ubeydullah’ın oğlu Seyyit Abdülkadir (Mec-
nun okumaya gelen Ermeni gençlerini kandı- lis-i Âyan Zabıt Ceridesi, 1911: 30). Baban
rıp, Osmanlı Devleti’ne düşman yaptığına ailesinden Babanzade Ahmet Naim Bey; Be-
dair bazı bilgiler mevcuttur. Bu bilgileri dirhan ailesinden Bedirhan Paşa’nın oğlu
1890’da Zaptiye Nazırı olan Hüseyin Nazım Mehmed Emin Ali Bedirhan derneğin kurulu-
Paşa’nın derlediği Ermeni olaylarına ait istih- şunda aktif olarak rol almışlardır (Şimşir,
barat raporlarında bulmak mümkündür (Er- 2007: 251). Yukarıdaki örneklerden anlaşıla-
meni Olayları Tarihi, Cilt I, 1994: 174). Maârif cağı üzere Kürtler, XX. yüzyılın başlarında
Sâlnâmeleri’ne bakıldığında 1898 yılından bağımsız bir Kürdistan kurma amacı gütmeye
1903 yılına kadar olan dönemde Sivas’ta yük- başlamışlardır. Ermeniler de ise bağımsız bir
sek sayıda gayrimüslimlere ait mekteb bu- Ermenistan fikri, Kürtlerden neredeyse yüz
lunmaktadır. Söz konusu dönemin sonunda, yıl önce gündeme gelmiş ve bu konuda çalış-
Sivas ve ona bağlı yerleşim yerlerinde; bir malar başlamıştır. Ancak Ermenilerin de yo-
idâdi, on dört rüşdiye ve iki yüz altmış yedi ğun olarak cemiyetler kurması ve teşkilatlan-
tane ibtidaî mektep bulunmaktadır. Kısaca ması tam anlamıyla XIX. yüzyılın son çeyre-
1898-1903 yılları arasında Sivas ve çevresinde ğinde oluşmaya başlamıştır.
iki yüz seksen iki adet gayrimüslim okulu XIX. yüzyılın sonlarına gelindiğinde
bulunmaktadır. Sivas Vilayeti’nde 1903 yılı mali ve ticari Ermeni burjuvazisinin büyümesi
itibariyle 9136’sı erkek ve 3307’si kız olmak ve güçlenmesi Ermeni ayrılıkçı hareketinin
üzere toplam 12443 gayrimüslim eğitim gör- ortaya çıkması ve ilerlemesine temel oldu.
mektedir (Sâlnâme-i Nezâret-i Maârif-i Belirli ölçüde güçlenen Ermeni aydınları,
Umûmiyye, 1321: 554- 562). 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının sonucunda
4.2- Ermenilerin ve Kürtlerin Cemi- coşkulu umutlarla Rusya’nın liderliğinde
yetler Kurmaları kurulacak Ermenistan’ı beklemeye başlarlar
Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet’in (Celil, 1998: 40). Ancak Anadolu’nun doğu-
ilan edilmesinden sonra ülkede kısa zamanda sunda yerleşmiş olan ve Kürtlerin büyük öl-
19.Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı İçinde Ermeni-Kürt İlişkilerine Genel Bir Bakış 351
çüde içinde yaşadığı feodal yapı Ermeni bur- ve katliam gerçekleştiren Kürtlere haddini
juva sınıfının milli bir devlet kurmasını zor- bildirmek için o zamana kadar hiç duyulma-
laştıran bir etkendir (Sertçelik, 2009: 60). 1878 mış olan intikam alma görevini de gerçekleşti-
Berlin Antlaşması sonrası, 1878’de Van’da recekti‛ (Mattei, 2008: 116).
Kara Haç, 1881’de Erzurum’da Vatan Savu- 4.3- Ermenilerin ve Kürtlerin Basın-
nucuları, 1885’de Van’da Armenekan, 1887’de Yayın Faaliyetlerinde Bulunmaları
İsviçre’nin Cenevre kentinde Hınçak, 1890’da XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde
Tiflis’de Taşnak (Daşnaksutyun) adlı Ermeni basın-yayın faaliyetleri önceki yıllara göre
örgütleri kurulmuştur. Tüm bu örgütlerin büyük bir ilerleme göstermiş ve bu yüzyılda
nihai amacı Anadolu’da büyük bir Ermenis- çok sayıda kitap, gazete, mecmua basılmıştır.
tan kurmaktır (Şimşir, 2007: 238). Bunun sonucunda ise bilgi ve fikir alışverişi
Hınçak Cemiyeti, kısa bir süre sonra hızlanmış, meydana gelen olaylar daha kısa
İstanbul, İzmir ve Halep şehirlerinde de teşki- sürede daha geniş alanlara yayılmıştır. XIX.
latlarını kurdu. Tedhişçi ve ihtilalcı metotları yüzyılda basın klasik bir tabirle kamuoyunun
kullanarak Osmanlı Devletini zayıf düşürmek sözcüsü (Hayta, 2002, 1) durumuna gelmiştir.
ve bunun sonucunda altı vilayet için muhtar ‚Gazete, efkâr-ı umûmiye (kamuoyu) yapma
bir idare veya doğrudan doğruya muhtariyet sanatı ve gazeteci de efkâr-ı umûmiye yapan
elde etmek komitenin en önemli gayesi ol- kimsedir.‛(Ertuğ, 1970: 1-2) sözü gazeteye
muştu (Mufassal Osmanlı Tarihi, 1963: 3337- verilen anlamı oldukça güzel açıklamaktadır.
3364). Bu yıllarda Ermenilerde ihtilal ve hür- Basın-yayın faaliyetlerinin yaygınlaşması
riyet fikri oldukça yaygınlaşmıştı (BOA. Osmanlı Devletinde yaşamakta olan Kürtle-
Y.PRK. AZN. 4/6, 24 Ra 1307). Yukarıda belir- rin, Ermenilerin ve diğer unsurların bu kanalı
tilen örgütlere mensub olan Ermeni müfsidle- kullanarak propaganda faaliyetlerinde bu-
ri kendi aralarındaki yazışmalarda şifreli ke- lunmalarını kolaylaştırmıştır. Yaptıkları ya-
limeler kullanarak kendilerine özel bir yazış- yınlar ve çıkardıkları gazeteler yoluyla hem
ma dili oluşturmuşlardı. (BOA. Y.PRK. AZN. Kürtler hem de Ermeniler ulaşmak istedikleri
3/19, 05 Z 1305). kitlelere daha hızlı ulaşmış ve yaymak iste-
Ermeni ihtilal örgütlerinin kendi ara- dikleri fikirleri daha çabuk yayma gücünü
larında kullandıkları şifrelerden bazıları şun- elde etmişlerdir.
lardır: asker yerine akraba, han yerine mey- 1878 yılından önce Ermenilerin ba-
dan, revolver yerine eldiven, Çerkez yerine ğımsızlık fikirlerinin oluşmasını ve yerleşme-
kendirci, Kürt yerine Pabuççu, İslam yerine sini sağlayan en önemli kişiler 1835-1888 yılla-
muhabir, payitaht yerine anbar, zehirlemek rı arasında yaşamış olan Raffi takma adlı Ha-
yerine taltif etmek, öldürmek yerine yardım gob Melik Melikyan ve takma adı Kamar Ka-
etmek, yaralamak yerine teselli vermek, Er- tiba olan Rafael Patkanyan’dır (Walker, 1991:
menistan yerine fabrika, hâkim yerine işbilen, 66). Daha sonra Osmanlı Devleti içinde yaşa-
kurban yerine avcı, galip yerine harir, kavga yan Ermenilerden bağımsızlık fikirlerinin
yerine alışveriş, para yerine ipek, altın yerine etkisinde kalanlar olmuştur. Van Ermeni Oku-
derya, köy yerine meyhane, şehir yerine ban- lu öğretmeni Mıgırdiç Portakalyan, Minas
ka kelimelerini kullanmışlardır (BOA. Y.PRK. Çeraz bunlara örnek verilebilir. Bunların ikisi
AZN. 3/30, 1305). Armenakan komitesinin de Fransa’ya kaçmışlardır. Portakalyan, Mar-
kuruluş amacıyla ilgili olarak Antranik Çe- silya’da; Çeraz, Paris’de Armenia adıyla dergi
lebyan şöyle söylemiştir: ‚<Sonradan, 1890’lı çıkarmışlardır (Sakarya, 1984: 73). Ermeniler
yıllarda, Armenakan Partisi, Vaspuragan’da hem Osmanlı Devleti içinde hem de Osmanlı
Ermeni halkını soyan, vahşi, görülmemiş terör Devleti dışında yayın faaliyetlerinde bulun-
352
muşlardır. Ermenilerin yayın faaliyetleri ara- gazete 5 Şubat 1909 tarihinde yayın hayatına
sında süreli yayınlar önemli bir yer tutmakta- başlayan Kürt Teavün ve Terakki gazetesi
dır. XIX. yüzyıldaki süreli yayınlardan örnek olmuştur. İlerleyen yıllarda İstanbul’daki Kürt
vermek gerekirse şu isimleri verebiliriz: Lıro asıllı gençler ve hukukçular tarafından da
Kir Medzi Derutyan Osmanyan (Devlet-i Âli yeni cemiyetler kurulup yeni yayınlar yapıl-
Osmani Gazetesi), 1832-1840, İstanbul; Işdema- mıştır. (Malmisanij, 1999: 55). Kürtlerde orta-
ran Bidani Kidelyats (Yararlı Bilgiler Deposu), ya çıkan yayın ve cemiyetleşme hareketlerinin
1839-1854, İzmir; Protestan Misyonerler Yayını, kuruldukları ilk yıllarda amaçları kültürel
1846-1869. (Editör: Hovhannes Deroyents ve faaliyetler ve yardımlaşma çabalarıydı. Bu
Mıgırdiç Ağaton); Ahbar-ı Kostantiniye, 1855- yayınların ve cemiyetlerin ayrılıkçı bir yapıya
1858, İstanbul; Ardzvi Vaspurakan (Vaspurakan bürünmesi I. Dünya Savaşı’ndan sonra gün-
Kartalı), İstanbul-Van, 1855-1864. (Editör: deme gelmeye başlamıştır. Açıkça görülüyor
Mıgırdiç Hırimyan); Ermeni Harfli Türkçe; ki Kürtler arasındaki Kürt milliyetçiliği fikri
Zohal, 1855, İstanbul. (Editör: H. Deroyents), ancak yirminci yüzyılın başlarında eğitimli
Ermeni Harfli Türkçe; Arevelyan Mamul (Do- Kürtlerin arasında yayılabilmiş bir fikirdir.
ğu Basını), İzmir, 1871-1909. On dokuzuncu yüzyılda meydana gelen Kürt
Kürtlerin basın-yayın faaliyetlerinde isyanlarını Kürtlerin eskiden beri milliyetçi
bulunmaları Ermenilerin basın-yayın faaliyet- emeller taşıdığının göstergesi olarak kabul
lerinde bulunmalarından çok sonra olmuştur. etmek yanıltıcı bir gelişimdir (Bruinessen,
Kürtlerin, milliyetçilikle ilgili söylemleri XX. 2002: 137).
yüzyılın başlarında başlamıştır3. Kürtlerin 4.4- Ermenilerin ve Kürtlerin Os-
basın-yayın faaliyetleri de milliyetçilik fikirle- manlı Devleti İçindeki Faaliyetleri
rinin uyanmaya başlamasının ardından ortaya XIX. yüzyıl boyunca ve daha öncesin-
çıkmıştır. Buna ilk örnek Kürdistan gazetesi- de Kürt-Ermeni ilişkilerinin katettiği mesafeyi
dir ve bu gazete Kürtçenin de yazı dili olarak belirleyen olaylar çeşitlilik göstermektedir.
kullanıldığı, Kürtlerle ilgili meseleleri ele alan Zaman zaman Osmanlı Devleti’nin yürüttüğü
bir gazetedir. Yayıncısı Kürt olan bu gazetede dış politika bu ilişkilerde belirleyici rol oynar-
Kürt dilinde yazılan metinlerin basın aracılı- ken bazen de Osmanlı’yla yakın ilişki içinde
ğıyla tanıtılması hedeflenmiştir (Özcan, 2007: olan devletler Ermenilere ve Kürtlere destek
20-21). Bu gazete Bedirhan Ailesi tarafından vererek bu konuda belirleyici rol oynamışlar-
çıkarılmıştır. İlk üç sayısı Kürtçe, diğer sayıla- dır. Başta Rusya olmak üzere İngiltere, Fransa
rı Kürtçe-Türkçe olarak yayınlanmış ilk süreli ve Amerika Osmanlı Devleti içinde yaşamak-
yayındır. 22 Nisan 1898’de Kahire’de Mikdat ta olan Kürtler, Ermeniler ve diğer etnik grup-
Mithat Bedirhan tarafından yayınlanmaya lar üzerinden Osmanlı’ya karşı bir politika
başlanılan bu gazetenin yayın hayatı daha yürütmüşlerdir. Sadece XIX. yüzyıla özgü
sonra Cenevre’de devam etmiştir. Bu gazete- olmayıp daha öncesinden yürütülmeye baş-
nin yayın amacının halkın kültür ve eğitim lanmış olan bu politika, Osmanlı Devleti’nin
seviyesini yükseltme olduğu belirtilmiştir iç ve dış siyasetini derinden etkilemiştir. Bu
(Celil, 1992: 218). bağlamda Osmanlı içindeki etnik unsurlardan
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’nin olan Kürtler ve Ermeniler farklı bir oluşum
nizamnamesinde Türkçe ve Kürtçe olarak içine girmişlerdir.
haftada bir kez yayınlanacağı bahsedilen bu Avrupalıların kendi içlerindeki dinsel
azınlık çatışmalarını büyük ölçüde çözdükten
sonra Avrupa dışındaki Hıristiyanların hakla-
3 Detaylı bilgi için, Melek Sarı Güven, ‚Kürt
Milliyetçiliğinin Oluşma Şartları ve Etkenleri”, Tarihte
rını korumak maksadıyla yöneldikleri ilk yer
Türkler ve Kürtler Uluslararası Sempozyumu, Türk Tarih Osmanlı Devleti olmuştur. Çünkü Osmanlı
Kurumu, 09-10 Ocak 2014, Ankara, Bildiriler Kitabı, 4. Devleti’nde uygulanmakta olan şeriat düzeni
Cilt, ss.55-64. adlı çalışmaya bakılabilir.
19.Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı İçinde Ermeni-Kürt İlişkilerine Genel Bir Bakış 353
hem Avrupalılara yabancı ve ters bir hukuk teması ticaret nedeniyle olmuştur. 1830’da
düzeniydi hem de Avrupalılar zayıf olan Os- Ticaret ve Seyri Sefain Anlaşması imzalanmış
manlı’nın içişlerine Hıristiyanların haklarını ve bundan sonra ilişkiler artmıştır. 1890’lı
bahane ederek karışabilirlerdi. Bu koruma yıllardan sonra ticari faaliyetlerin ve propa-
politikası zayıflayan devlet üzerinde bir top- ganda faaliyetlerinin artmasıyla birlikte Er-
rak bölüşme politikasına dönüştü ve 1699 meniler Amerika’ya göç etmeye başlamışlar-
yılında Karlofça Antlaşmasıyla Polonya’ya dır. Özellikle Standart Oil, Singer Sewing
Osmanlı’daki Katolikler için girişim yapma Machine ve American Tobacco şirketleri ticari
hakkı tanınmasıyla başlayan bu süreç devam faaliyetleri hızlandırmıştır (Payaslian, 2003:
etmiş oldu. Bir taraftan 1856 Paris Antlaşma- 51-80). Rusya, İngiltere ve Fransa’nın bu çaba-
sı’nın Hıristiyan azınlıkların korunmasını ları kısa süre içerisinde sonuç vermiş ve impa-
Avrupa Uyumu adlı topluluğa bırakması, ratorluk içinde yaşayan tüm etnik gruplar
diğer taraftan Fransız İhtilali’nin ve Sanayi Osmanlı Devleti içinde faaliyetlerine başla-
Devrimi’nin etkileri sonucu Osmanlı Devle- mışlardır. Bu çalışmalar, misyonerlik çalışma-
ti’ne müdahale bir rekabet ortamına yol aç- ları, komiteler ve basın yayın faaliyetleri ile
mıştı (Oran, 2004: 20-21). Bu ortamın Osmanlı yürüttükleri propaganda faaliyetleri, Kürtle-
Devleti içindeki yansımaları oldukça geniş bir rin ve Ermenilerin, özellikle Ermenilerin kul-
alana yayılmış, hem Ermeniler hem de Kürtler landığı araçlar olmuştur.
için farklı şekillerde sonuçlanmıştır. XIX. yüz- 4.5- Ermeniler ve Kürtler Arasındaki
yılın ikinci yarısında Avrupa devletlerinin Köy, Mera ve Yayla Problemlerini Kapsayan
Avrupa’da ve dünyada üstünlük mücadelesi Toprak Sorunları
içine girmesi oldukça zayıflamış olan Osmanlı XIX. yüzyılın ortalarına gelindiğinde
Devleti’nin karşısına Avusturya, Rusya ve ise Anadolu’nun doğusunda özellikle Ermeni-
Fransa’yı çıkarmıştır. ler ile Kürt aşiret reisleri arasında toprağa
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da sahip olma mücadelelerinin başladığı görül-
parçalanması sırasında Avusturya ve Rusya mektedir. Bunun sebebi, Osmanlı Devleti’nin
Balkan topraklarının geniş bir kısmını toprak- XIX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yerleşik
larına katmış; Rusya, Balkan uluslarının Os- ahali için bir sorun olan göçebe Kürt aşiretle-
manlı’ya karşı verdiği bağımsızlık savaşını rini iskân politikası sayesinde yerleşik hayata
kendi çıkarları adına yakından desteklemiştir. geçirme teşebbüsüdür. Bu uygulamayla Os-
Bu destek sayesinde 1812 Bükreş Barışı ile manlı Devleti, göçebe aşiretlerin sebep olduk-
Sırbistan; 1829 Edirne Barışı ile Yunanistan ları köy yağmalama, yollarda tüccar kervanla-
bağımsızlık, Eflak ve Boğdan muhtariyet ka- rına saldırı ve buna benzer tedhiş olaylarını
zanmış; aynı yıl Fransa Cezayir’i işgal etmiş- önleyerek bölgede düzeni ve güvenliği sağ-
tir. Bundan başka Rusya ve Fransa, Osmanlı lamayı amaçlamıştır. Ancak bu iskan siyaseti,
sınırları içinde yaşamakta olan çeşitli Hıristi- Ermeniler arasında huzursuzluğa neden ol-
yan toplulukları üzerinde himaye kurabilmek muş ve Kürt-Ermeni toprak kavgaları başla-
adına Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma- mıştır. Ermeni kaynakları bu toprak mücade-
ya başlamışlardır. Rusya, Ortodoksları kendi lesinin XIX. yüzyılın son çeyreğine doğru
himayesine alma çalışmalarına başlamış; İn- giderek arttığı konusunda bilgiler vermekte-
giltere ise özellikle 1880’lerden sonra Ermeni- dir. Bu dönemde yayınlanmakta olan Masis,
ler, Kürtler ve Araplarla ilgilenerek onları Mşak, Artsvi Vaspurakan ve Hayastan adlı
Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaya çalış- Ermeni gazeteleri, en önemli sorunun toprak
mıştır (Ülman, 272-274). uyuşmazlığı olduğunu belirtmektedir (Sertçe-
Osmanlı Devleti’nin Amerika ile ilk lik, 2009: 61).
354
Özdemir, Rıfat. (1998). XIX. Yüzyılın İlk Yarı- (1883-1890), İstanbul: Kitabevi Yayın-
sında Ankara, Ankara: Kültür Bakan- ları.
lığı. Şimşir, Bilal N. (1989), British Documents On
Pamuk, Şevket. (2005). Osmanlı Ekonomisinde Ottoman Armenians I (1856-1880), II
Bağımlılık Ve Büyüme 1820-1913, İstan- (1880-1890), Ankara: Türk Tarih Ku-
bul: Tarih Vakfı Yayınları. rumu Yayınları.
Payaslian, S. (2003). The United States Res- Şimşir, Bilal N. (2007). Kürtçülük 1787-1923,
ponse to the Armenian Genocide, Lo- Ankara: Bilgi Yayınevi.
oking Backward, Moving Forward: Tarık Zafer, Tunaya. (1984), Türkiye’de Siyasi
Confronting the Armenian Genocide., Partiler Cilt I: II.Meşrutiyet Dönemi, İs-
Edited by Richard G. Hovannisian, tanbul: Hürriyet Vakfı Yayınları.
New Jersey: Transaction Publishers. Ter Minassian, Anahide. (2000) The City of
Polat, Ebru. (2006). H.1316.1317.1318 Van at the Turn of the Twentieth Cen-
(M.1898.1899.1900) Tarihli Bitlis tury, Mazda Publishers Inc.
Vilâyet Salnâmelerinin Transkripsi- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. (1988). Osmanlı
yon ve Değerlendirilmesi, Kayseri: Er- Tarihi, Cilt II, Ankara.
ciyes Üniv. SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Ülman, Haluk. Tanzimat’tan Cuhuriyet’e Dış
Lisans Tez Politika ve Doğu Sorunu, Tanzimat’tan
Sakarya, İhsan. (1984). Belgelerle Ermeni Soru- Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, Cilt
nu, Ankara: ATASE Yayınları. 1, İstanbul: İletişim Yayınları, 272-274.
Sâlnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye, Sene Vahapoğlu, Hidayet. (1997). Osmanlıdan Gü-
1321, İstanbul Alem Matbaası. nümüze Azınlık ve Yabancı Okulları, İs-
Salnâme-i Diyarbekir, 1302 Tarihli Diyarbekir tanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayın-
Vilayet Salnâmesi, Defa 12, 1302, (Mi- ları.
ladi 1884). Walker, Christopher J. (1991), Armenia: The
Sami, Şemsettin. (1306). Kamus-ül A’lam II, Survival of a Nation, London: Ruthled-
İstanbul. ge.
Sertçelik, Seyit. (2009). Rus ve Ermeni Kaynak- Yılmazçelik, İbrahim. (1995), XIX. Yüzyılın İlk
ları Işığında Ermeni Sorununun Ortaya Yarısında Diyarbakır (1790-1840), An-
Çıkış Süreci 1678-1914, Ankara: TBMM kara.
Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayın- Yurt Ansiklopedisi. (1982), ‚Bitlis‛, Cilt: II,
ları. İstanbul: Anadolu Yayıncılık.
Şaşmaz, Musa. (2004). Kürt Musa Bey Olayı