Professional Documents
Culture Documents
Modals: A. Yeterlilik/Yetenek (Ability)
Modals: A. Yeterlilik/Yetenek (Ability)
MODALS
2-HOUR INSTANT GRAMMAR LESSONS - 2
© Ülkü Küçükakın
A. YETERLİLİK/YETENEK (ABILITY)
• “could” geçmiş için genel yetenek / general ability bildirirken, “was/were able to” bir
sefere mahsus specific ability bildirir. Ama bu sadece pozitif cümleler için geçerlidir.
I could speak Spanish fluently when I was a child. (genel)
I was able to speak to the principal yesterday at school. (tek seferlik)
My son could read when he was 4. (genel)
My son was able to read the “stop” sign from a long distance. (tek seferlik)
1
12/2/2018
B. İHTİMAL (POSSIBILITY)
© Ülkü Küçükakın
B. İHTİMAL (POSSIBILITY)
• “be likely to” ile “be bound to” ihtimal bildirirler. “be bound to” daha güçlüdür.
My daughter is terribly ill today, so she is likely to miss some classes next week.
(…derslerini kaçıracak gibi…)
The plane is likely to be delayed due to bad weather. (…uçak gecikecek gibi….)
You shouldn’t lie to your mother. She is bound to find out the truth sooner or later.
(….er ya da geç öğrenecektir.)
If you have this many students in class, some are bound to be neglected. (…bazıları ihmal
edilecektir.)
© Ülkü Küçükakın
2
12/2/2018
© Ülkü Küçükakın
• “would you mind + Ving” – şunu yapabilir misin? anlamına gelir. (karşıdan istek)
Would you mind speaking in English, please? (İngilizce konuşabilir misin lütfen?)
• “would you mind if I V2...? şunu yapmamın bir mahzuru var mı anlamına gelir. (izin
isteme)
Would you mind if I spoke in English, please? (İngilizce konuşmamın mahzuru
var mı?)
© Ülkü Küçükakın
3
12/2/2018
!!! Would I …? XX
© Ülkü Küçükakın
E. TEKLİFLER (SUGGESTIONS)
• Shall I …? / Shall we …?
Shall I get some ice-cream for you?
Shall we catch a movie tonight?
-----------------------------
© Ülkü Küçükakın
4
12/2/2018
© Ülkü Küçükakın
• !!Olumsuz cümlelerde “don’t have to” yapmak zorunda değilsin, “mustn’t” yapmamalısın
anlamına gelir.
«mustn’t ≠ don’t have to» // «mustn’t = cannot» // «don’t have to = don’t need to»
You don’t have to / don’t need to drink alcohol in a bar if you don’t want to. (…içmek
zorunda değilsin)
You mustn’t / cannot drink alcohol before you drive. (…içmemelisin)
You do not have to / don’t need to sign the contract; you can work for another company.
(…imzalamak zorunda değilsin)
You mustn’t / cannot sign a contract that has illegal clauses in it. (…imzalamamalısın /
imzalayamazsın...)
© Ülkü Küçükakın
5
12/2/2018
• “had to” yapmak zorunda kaldım anlamına gelirken, “didn’t have to = didn’t need to”
yapmamıza gerek kalmadı demektir.
I had to take the long way home due to road construction. (…uzun yoldan gelmek zorunda
kaldım)
I didn’t have to wear a uniform in my previous job. (… üniforma giymek zorunda değildim)
John didn’t need to get a driver’s licence in Argentina. (… sürücü belgesi alması gerekmedi)
• !!“needn’t have V3” yapmana gerek yoktu ama yaptın demektir.
You needn’t have bought all these expensive gifts for my birthday – this is too much! (…bu
hediyeleri alman gerekmiyordu)
© Ülkü Küçükakın
• Yasaklamalar için “mustn’t” ve “cannot” dışında, “not allowed to”, “not permitted to” ve
“be prohibited to” kullanılabilir.
You mustn’t / cannot speak loudly in public.
Passengers are not allowed to take off their seatbelts during turbulence.
= Passengers are not permitted to take off their seatbelts during turbulence. (…emniyet
kemerlerini çıkarmalarına izin verilmez)
= It is prohibited to take off seatbelts during turbulence. (… emniyet kemerlerini çıkarmak
yasaktır)
© Ülkü Küçükakın
6
12/2/2018
G. TAVSİYE (ADVICE)
• should = ought to
You should pay more attention to your behaviors in class.
= You ought to pay more attention to your behaviors in class.
(…davranışlarına daha çok dikkat etmelisin)
© Ülkü Küçükakın
G. TAVSIYE (ADVICE)
• “had better” güçlü tavsiye verir.
This is a very complicated assignment. We’d better start soon, or we
cannot complete it on time. (… ödeve erken başlasak iyi olur)
The company had better concentrate on keeping the staff happy.
(…çalışanlarını mutlu etmeye odaklansa iyi eder)
© Ülkü Küçükakın
7
12/2/2018
© Ülkü Küçükakın
I. ALIŞKANLIK (HABIT)
• Geçmiş alışkanlık bildiren 3 yapı vardır.
a. simple past tense: hem olaylar, hem durumlar için kullanılır.
Last year, I practiced violin every day. (…her gün keman çalışırdım) (olay)
My sister loved toy cars when she was a child. (...oyuncak arabaları severdi) (durum)
b. used to: hem olaylar, hem durumlar için kullanılır.
Last year, I used to practice violin every day. (…her gün keman çalışırdım) (olay)
My sister used to love toy cars when she was a child. (...oyuncak arabaları severdi)
(durum)
c. would: sadece olaylar için kullanılır.
Barry’s dog would bite his victims wherever he could catch them.
© Ülkü Küçükakın
8
12/2/2018
I. ALIŞKANLIK (HABIT)
• get used to = get accustomed to + Ving/noun “alışmak” anlamına gelir. Çoğu tense ile
kullanılabilirler.
I will get used to waking up early this semester. (…erken kalkmaya alışacağım)
Our manager got accustomed to dealing with problems in a long time. (…problemlerle
uğraşmaya uzun sürede alıştı)
• be used to = be accustomed to + Ving (alışkın olmak)
I am used to waking up early. (…erken kalkmaya alışkınım)
Our manager was accustomed to dealing with complicated problems. (…karmaşık
problemlerle uğraşmaya alışkındı/alışıktı)
© Ülkü Küçükakın
J. TERCİH (PREFERENCE)
• “would prefer to V1” tercih bildirir.
The customers would prefer to sit here and wait. (…müşteriler oturup beklemeyi
tercih ederdi)
I’d prefer to graduate from an American university. (…Amerikan üniversitesinden
mezun olmayı tercih ederdim)
© Ülkü Küçükakın
9
12/2/2018
J. TERCİH (PREFERENCE)
• “would rather” tercih bildirir, “ V1” ve “ than” ile kullanılır.
I would rather buy a tablet than a computer. (…bilgisayar yerine tablet almayı tercih
ederim)
© Ülkü Küçükakın
K. BEKLENTİLER (EXPECTATIONS)
• Beklentiler için, şöyle yapman bekleniyor demek için “be supposed to ” ve “be expected to”
ifadeleri kullanılır.
You are supposed to tell everything you know. (…bildiğin her şeyi söylemen
gerekiyor/bekleniyor)
The workers are expected to arrive earlier. (…işçilerin daha erken gelmesi bekleniyor)
© Ülkü Küçükakın
10
12/2/2018
K. BEKLENTİLER (EXPECTATIONS)
• “be supposed to” geçmiş zamanla kullanıldığında, gerçekleşmemiş beklenti anlamını verir.
You were supposed to be here 10 minutes earlier. (…10 dakika önce burada
olman gerekiyordu)
The chemicals were supposed to be destroyed. (…kimyasalların imha edilmesi
gerekiyordu)
© Ülkü Küçükakın
K. BEKLENTİLER (EXPECTATIONS)
• Beklentiler için “be expected to” ile eş anlamlı olarak “be to” ifadesi de kullanılabilir.
You are to wait here until I tell you to leave. (…burada beklemen gerekiyor)
The wedding is to take place in Izmir. (…düğünün Izmir’de olması
bekleniyor/düşünülüyor)
© Ülkü Küçükakın
11
12/2/2018
• Zayıf tahminler için may be Ving = might be Ving = could be Ving (şunu yapıyor
olabilir) kullanılır.
The students might be discussing tomorrow’s activities. (…yarının aktivitelerini tartışıyor
olabilirler)
He may be overworking these days, but he doesn’t realize it. (…bugünlerde fazla çalışıyor
olabilir)
You son could be lying to you about his illness. (…hastalığı hakkında yalan söylüyor olabilir)
© Ülkü Küçükakın
© Ülkü Küçükakın
12
12/2/2018
• Olumsuz güçlü tahminler için mustn’t be Ving = can’t be Ving (şunu yapıyor olamaz)
kullanılır.
Teo can’t be running in the gym today, his leg is hurt. (…Teo koşuyor olamaz)
Janet mustn’t be coming to talk to me. (…benimle konuşmaya geliyor olamaz)
© Ülkü Küçükakın
© Ülkü Küçükakın
13
12/2/2018
• could have V3 (şöyle yapabilirdin ama yapmadın) kaçmış fırsatlar için kullanılır.
Our team could have won the game.
(…oyunu kazanabilirlerdi)
Ted could have graduated from university.
(... üniversiteden mezun olabilirdi)
© Ülkü Küçükakın
© Ülkü Küçükakın
14
12/2/2018
© Ülkü Küçükakın
• can’t have V3 = couldn’t have V3 = mustn’t have V3 (şöyle yapmış olamaz) olumsuz
güçlü tahminler için kullanılır.
The police can’t / couldn’t have arrested him. (…polis onu tutuklamış olamaz)
Zoe mustn’t have heard about the meeting. (…Zoe toplantıyı duymamış olmalı)
© Ülkü Küçükakın
15
12/2/2018
TEŞEKKÜRLER…
© Ülkü Küçükakın
16