You are on page 1of 10

Translation and Translators in Early Modern Europe

Renaissance: the rebirth,


Her kültürel canlanış,
İtalya’da ortaya çıkıyor.
The Renaissance: Period of Transition to the Modern Age:
From the Renaissance to the Age of Enlightenment:
Exploration, commerce;
The rise of Protestantism;
Urban merchants participated increasingly in the economic and cultural life;
The clergy lost its monopoly on learning;
Science became the source of knowledge.

It is a cultural movement, was born in the 14. century, until the late 15th century has
developed only in Italy. 15 ve 16. Yüzyıllarda Avrupa’ya yayıldı
Hümanizme inanıyor: The Renaissance placed the highest value on the realization of
individual potential.
Wisdom of the ancient: Yunan eserler sayesinde üretiliyor.
En çok kendini mimaride gösteriyor. Fransa’da biraz daha gothic. İtalya’da yalın çizgiler;
Keşifler çağı. Aynı zamanda sömürgeciliğin de yolu açıldı;
Ani bir geçiş olduğu söylense de IT IS NOT A SUDDEN MOVEMENT FROM DARK
AGES TO LIGHT AGES.
Seküler reformlar isteniyor;
Bireye verilen önem: Self-potential.
Hümanistler kilisede yenilik istiyor: Yenilik hümanistlerden çıkmıyor, Katolik içerisinde bir
yenilik isterken Protestanlık ortaya çıkıyor.
Yeni eserler yazılıyor, matbaa gelişiyor: 1500’e kadar 150 milyon kitap yazılıyor;
Okuma yazma oranı çok düşük. Sadece Latince değil ulusal dillerde de eserler yazılıyor.
Yunan ve Latin bilimine tutku:
 the passion for erudition;
The discovery of printing;
The conquest of new worlds;
The importance of making the bible accessible in vernacular languages;
The rise of a national language and literature: çevirnin önemini arttırıyor
Farklı gelenekler ortaya çıkıyor. 15th-16th centuries
The French tradition, English tradition, german tradition, etc.
Tüm geleneklerde farklı gelişmeler var. Anlatılar farklı olabiliyor.
What was translated in early modern Europe?

The selection of texts for translation is a valuable clue to what culture finds of interest
in another. More exactly to what some individuals and groups in a given culture find of
interest in another. İn early modern Europe the bible took the first place. Then came the
classics. Translations from Greek and Latin.
Bilim dili Latincedeydi ve rönesansta bu devam ettti. Even Galileo followed this
tradition at the beginning of his career.
Vernacular scientific writing was translated into Latin.
From what languages into what was translated in early modern Europe?

In this period many translations were made from ancient Greek into Latin
Even more, translations were made from Greek and Latin. Classical and modern
Yazılan diller sonradan Latinceye çevrildi.
İspanya az sayıda eser çeviriyor. Tolede okulu orada çıktı ama kendini çeviri yapmaya apadı.
En çok İtalya’da çeviri yapılıyor.

Balance of trade between vernaculars:


Italy was the obviously high exporter,
French imports were high in the 16th century.

Rasyonel düşüncenin yeniden öğrenilmesi, nerede, ne zaman nasıl ortaya çıkmıştır.


İnsan erdemli nasıl yaşar, dünyevi sorunlar;
İnsanın her şeyi iyi şekilde yapması;
İyi konuşması, iyi yazması;
Toplum için faydalı vatandaş olması.
Sanata da yansıyor.

Yoğun şekilde çeviri yapılmasını sağlayan faktörler:


Yunanca ve Grekçeye ilgi,
Tolede okulundaki çeviri aktiviteleri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar: hangi dilden
hangi dile çevriliyor
Eriştiği kitle,
Ne çevriliyordu
Tolede: arapça’dan çevriliyordu. Yunan felsefesi üzerinden arapça metinler çevriliyordu.
Yine yunan felsefesi, bilimi ama latin eserler çevriliyor. Vernacular ön plana çıkıyor. Edebi
eserler geliyor, sone ve söylev gibi
Toledenun eriştiği kesim üniversiteydi ve clerg
Burayı anlatırım.

İtalyan hümanistlerin farkı:


Yunan felsefesini savunmak için kullanıyorlardı, amaç savunma değil bu sefer
bireyselciliğe dönüyor. Rasyonel düşünceyi kendisi için ortaya koymaya çalışıyor.

Translators, Strategies, Impact

Hangi Stratejilerin Kullanıldığını Söylemlerden Anlıyoruz:


Kültürel özelliklerinin farkına varıyorlar;
Retorik: ifade gücü, önemli hale geliyor;
Gelişmekte olan diller ve çeviri var;
Edebi dil olarak da gelişmesini istiyorlar;
Çeviri, dillerin gelişmesini ve ulusal edebiyatların gelişmesini sağlar;
Çevirdikçe bunun farkına varıyorlar;
Aynı zamanda kitlelere yayılıyor;
Yazarlar ve çevirmenler fikir üretmeye başlıyor;
Bu fikirleri de Hermas incelemeye alıyor.

16. yüzyıla geldiğimizde çeviri: Word for Word çeviri- literalism


The starting point is the lord law. The law of translation in 16th century in Western Europe.
Closely connected with it are such terms as the duty and the task of the translator, terms
donating that which translators commit themselves to when translating what presents itself to
them as an obligation and imperative what they must do to discharge their Office, their
responsibility as translators. The Notion of literalism as the law remains powerfully present as
the ideal of translation. It is the dream of translatability. In practice, various more or less
pragmatic reasons may induce the individual translator. Some oppose the Notion of literal
translation on theoretical as well as on practical grounds. They draw powerful support from
the humanist tradition.

Latinceden ve Yunancadan çeviri yapıldıkça (gelişmekte olan dillere), ifade gücü görülüyor:
admirable gems of eloquence in prose or verse. Their charm and elegance cannot possibly be
rendered by a translator: Joachim du Bellay diyo. The law of translating implies confinement
to a narrowly circumscribed spice so much so that it produces aesthetically unacceptable
results. Period for a period, a proper noun for proper noun.
Kelimesi kelimesine çeviri kafalarında.
Peletier:
Kelimesi kelimesine çeviri çok başarılı bir şeymiş gibi gözüküyor;
Kaynak metin kutsal ve üstün olarak gözüküyor;
Çeviri artık orijinal yazmadan farklı;
Yeni kelimeler üretilirken dikkatli olmalı diyor;
Yazar üretebilir, çevirmen üretemez;
Çevirmenden çok iyi sonuçlar beklemiyor.

16th century: literalism is the law


humanist tradition opposes the notion
their number increases in the latter half of the 16th century: literalism remains is an ideal
17th century: literalism is sidelined
IMPACT:
 Translation of expressive texts-translation of classical eloquence,
 Vernacular languages should be capable of the same expressive functions… the question of
translation is bound to the question of how to imitate the great classical authors 
Translation provided:
 new genres,
 new styles,
new forms of expression
 translations provided models and inspiration thus:
 contributed to the development of national literature and national language

MARTIN LUTHER:
Geçerli bir incil çevirisi var, protestan hareketi. Kilisenin yorumlayıcı olarak kurtuluşun
bahşedicisi gibi bir görüntü vardı.
Bible-reformasyon
“Doğru yorumlamayı ben yaparım”

Wycliffe, 14. Yy ingilterede reform yapma adımıyla çeviriye başladı-bible. Kilise asıl tepki
verdi
Hus,
Luther,
Tyndale.
Dolet ise dini metin çevirmedi, ruhun ölümsüzlüğünü reddediyor çevirisiyle. engizisyon.
Marin Luther çeviri ilkesi:
 Orijinal dile dönüş diyordu;
İbraniceden ve Yunancadan çevirmeliyiz, Latinceden değil diyordu;
Hedef kitleyi, hedef dili ve hedef kültürü benimseyen bir çeviri;
Tarihteki Alman kültürünü göz önünde bulundurmak gerekir, diyordu;
Anlama göre çeviri: Yeni olan şey dini metinlere bunun uygulanması.
Yapılan tartışmalar genellikle seküler metinler üzerindendir.
Luther’s bible: collaborative teamwork. ST-Greek Hebrew, Latin
 ST of NT: Greek
He had learned Greek, Hebrew, Latin.
 He traveled to nearby towns and markets to listen to people.
Kendisine bir suçlama yönetiliyor. Olmayan kelimeyi yerleştirdiği için. Anlama göre
çevirdiği için. Kafirlikle suçlanıyor. Allein kelimesi. Sonrasında bi yazı yayımlıyor.

Summary, Translators, Impact


 
Luther and Tyndale religious texts
Du bellay and peletier 
du mans greek and Latin secular texts
Amyot and dolet greek and Latin secular text- classic
The task of the translator: Hermans

Impacts:
Development of national languages and literature
The Age of Enlightenment
Enlightenment is a period of intellectual exchange in Europe, an intellectual movement;
Began in England moved to France then to other parts of the western world late 17th and 18th
century;
Called the age of reason;
Tolerance and rational thought.
Özgürlük ön planda ama ordered freedom. Belli özgürlük sınırları:
Düşünüyolar ve yazıyorlar. Bazen anonim şekilde yazıyorlar. Hoşgörü, akıl ve
özgürlük tartışılıyor. Aydınlanmadan önce Rönesans ve bilim devrimi vardı. Englightened
thought culminated a trend begun by Renaissance humanists who attacked medieval
otherworldliness and gave value to individual achievement and the worldly life.

Three factors:
revulsion against monarchical and clerical absolutism;
new freedom of publishing and with it the rise of new public and a secular culture especially
in England;
the dutch republic. Newton’s Principia.
 
The Philosophes
 The leaders of the enlightenment;
Kant, Jean Jacques Rousseau, Descartes, David Hume, Montesquie
17th 18th centuries
Role of the translation:
Same goal:
1. development of national language and literature
2. dissemination of knowledge into the vernacular language
 
What was translated?
 Greek and Latin literary texts, philosophical texts, non-literary texts
 Renaissance authors
 The author of other vernacular/modern languages: Voltaire, Descartes, Diderot, Hume,
Shakespeare, Kant- philosophy, literature, science.
18th century
 translations between vernaculars gained ascendancy for the first time in European history.
More books in vernacular than Latin.

Which languages?
 French was the cosmopolitan language of the well-read and well-traveled throughout history.
 thanks to translations, the republic of letters could slowly evolve in some parts of Europe into
an embryonic democracy of letters where numerous people could read but only one language.
 French was a crucial but temporary mediator. Used as intermediary language.
 İngilizce ve almanca da gelişti. Sonrasında onlar da kaynak dil oldu.
 İngilizce- 1750’den sonra.
İtalyanca ve İspanyolca oraya gelemedi.

The 17th and 18th centuries in France


 Les Belles Infideles
 Fransa’da bir akım başlıyor: sadakatsiz güzeller
 Klasiklerle başlıyor sonradan diğer dillere de aynı uygulama yapılıyor: such renderings
were dubbed on dubbed the beautiful and unfaithful.
Dilin kendi estetik ve ahlaki değerlerine uygun çeviriler yapılmaya başlıyor. Dil ve estetik de
değer kazanıyor.  
Fransa edebiyatına uygun eserler üretmek amacı. Imitate edelim gibi bir düşünce hakimdi
rönesanstan önce (Word for word) sonrasında bu değişiyor.
Translators even became openly crticial.
Örnekler: 
 d’Ablancourt
 le Tourneur
 Prevost
 de la Motte

German tradition:
Kendi dilimize uygun hale getirmeliyiz denirken Breitinger gibi bazıları da in contrast
maintained that there were no superfluous words in literary Works of art.

History of Interpreters
The interpreters of the past are not only witnesses to events but also participants in the
unfolding or making of history. 
 
Diplomaside görev yapmış olabilir, geçmişe katkısı: dragomanlar, fetihler sırasında görev
yapmış olabilirler. İstihbaratta görev yapmış olabilirler

The oldest evidence:

 The Aswan inscriptions, which indicate that the Egyptians had interpreters as early as
3000 bc or 5000 years ago.
 In ancient Egypt, scribes acted as interpreters. They were high dignitaries-their social
status was below the nobles and priests but above the merchants, artisans, farmers, etc.
 Interpreting in war, battles, conflict zones.

e.g. Alexander the Great’s military campaigns in Asia are one of the earliest examples. He
employed interpreters.

Language diversity was also an issue among Muslims.

Interpreters also played a key role in the Islamization of Africa. Commercial relations with
the Arab world.

Also Christianity-Christianization: missionaries.


By the time of the so-called discovery of America, Europeans were well aware of the
importance of having adequate interpreters to assist them in communicating with the radically
different peoples they encountered.

Explorations. Conquest and interpreting

Religion is not the only reason for interpreting

In fact, religion was only one of several motives for the many expeditions from the old world
to the new.

In the contract between Europeans and indigenous peoples in the Americas, contact that
involved communication, cultural and commercial Exchange interpreters were crucial.

Interpreters were critical but not readily available. They were recruited according to the mores
of the time from among Europeans and natives alike “abducted Amerindians, captured and
redeemed Castilian castaways”

Bu insanlar gönüllü değil kidnap natives. San Salvadordaki köleler kaçırılıyor. Bu olmasın
diye gemiye aileler de alınıyor. Colombus yapıyo bunu.

USA kurulurken de görüyoruz.

Who were the interpreters?

There is a common belief about interpreters of the past:

 Ethnic and cultural hybrids


 Difficult to find a source that offers a full Picture of identities and roles.
Hepsi köle ya da iyi durumda değil. Tam bilgi yok.

Interpreters became more common and references to their work more explicit with the birth of
nations.

Until the introduction of equipment designed specifilcally for simultaneous interpreting,


consecutive interpretation was predominant. Diplomatic and international relations: secret
negotations and later conferences. French was the lingua franca in Europe.

Paris conference ended the spanish-american war

Çevirmen getiriyorlar: Fransızca. İspanyol Amerika’nın çevirmenine güvenmek zorunda


kalıyor

Congress of vienna in 1814-1815: Çevirmene ihtiyaca duymuyorlar Fransızca konuşuyorlar.


Fransayı yeniyorlar ama şekillendirmek için yeni dünyayı Fransızca kullanıyorlar.
Paris Peace Conference. Birinci dünya savaşından sonra 12 çevirmen 1919-1920 Amerikan ve
İngilizler galip taraf olarak geliyor. Kendi dillerinde ısrar ediyorlar. Fransızca haricinde
İngilizcenin de girdiğini görüyoruz.
Dilde tarafsızlık ve sadakat gibi kavramlar sayesinde çevirmene ihtiyaç artıyor.

Eski Türklerde Tercüme Faaliyetleri:


Orta Asya’daki Budist Manihesit Türkler’in Tercüme Geleneği:
Bu Türkler kim?
MS 9. YY:
Tarih farklı ilerliyor,
Şehirleşme, yazı
Moğolistan’dan kuzey ipek yolu üzerindeki merkezlere göç,
MS 850 Uygurlar.
Tarihi kaynaklara ulaştık.
Toplumun iki kesiminde okuma ve yazma oluyor:
Tüccar sınıfı ve Din adamları.
Uygurların gelişinden önce din, dil, ırk bakımından farklı insan dokusu var. Aynı dil olsa da
çift alfabe.
Transkripsiyon sayesinde çeviri olduğunu söyleyebiliriz. İlk tercümeyle ilgili kesin bilgi yok.
Ketebe kaydı olanlar, birkaç yaprak var.
Toharca, Sakaac ve Sanskritçede öğretim ve Uygurcaya çeviriler.
Tercümelerin özelliklerinden bir kısmı Budizmle ilgili olmasıdır.
İki dilli metinler:
Uygular, ilk defa Sanskritçe ve Toharcadan tercüme denemesi yapmıştır. Tarım bölgesi.
Metinde geçen bazı şahıs adları metnin ms. 1*. Yüzyılda üretilmiş olabileceğini gösterir artık
o yüzyılda tarım bölgesinde konuşulmuyordu. İbadet ve dini eğitim dili.
Niye iki dilli metin: ikisi de Budist ve maniheist rahiplerin dinlerini anlatırken kullandıkları
dil. Misyonerlik burada da var.
Gerçek anlamda tercümeler:
MS. 8. Yy. Budizm-Sanskritçeden yapılan Toharca ve Sakaca tercümeler. İki dil de kutsal
Uygurlar, kutsal sayılan Toharcadan ilk tercüme denemeleri yapılmış
Maytrisimit ilk tercüme eser. Toharcadan Uygur Türkçesine: Maytri ile buluşma. Ve Maytri:
Budistlerin mehdisi anlamına gelir. Aslı Sanskritçe
Uygurca tercümenin ketebe kayıtları bulunmaktadır. 8. Yüzyılda yaratmak ve evirmek olarak
iki fiil kullanılıyor. Neden iki ayrı fiil kullanılıyor? Çünkü birinin orijinal diğerinin çeviri
olduğunu varsayabiliriz. Yaratmak: yazmak, evirmek: çevirmek
Sütra olarak adlandırılmaktadır. Evirmek değil yaratmak olarak adlandırılmıştır. Seyirlik eser,
tiyatro olarak düşünülmüş olabilir. Her bölümün başında sahne tasvirleri olduğu için
*seyirlik* şeklinde adlandırılmıştır. Muhtemelen dini mesajı daha iyi vermek için
Yüksek sesle okunmak için yaratılıyor çünkü okur yazarlık çok az. Genellikle böyleydi.
Hikaye anlatma geleneğiyle birleşir.
Yeni anlatım üslubuyla tercüme edilmiştir. Toharca muhafaza edilmiştir Uygurcaya
çevrilirken.
M.S. 10-11. YY
Tarım bölgesinde hakim olan dil, Uygur Türkçesi; din de budizmdir.
Toharca ve Sakaca gibi kutsal dillerin yerini Çince almış ve
Artık Çince’den tercümeler yapılmıştır.
Altun Yaruk (Altun Işık) 10. YY başında, bir Uygur rahip tarafından Çince’den tercüme
edilmiştir. Çince bir kelime neredeyse hep ikilemelerle dile getirilmiştir. İki dilli vaazlar:
İkilemelerin türemesi. Ev bark, çoluk çocuk gibi.
Cümlede de aynı şey geçerli. Explanatory amaç var. Suni bir ayrım yok metnin içine
serpilmiş.
Uygur Budist manastırlarında tercüme
Sansktirçeden Çinceye Budist eserlerin çevirisi:
Daima bir manastır idaresinin ön ayak olmasıyla karar alınır
Tercüme denetim heyeti: bilim kurulu
Tercüme müsvedde halinde bilim kuruluna gelir
Düzeltmeden sonra tercümenin son şekli üslupçulara gelir
Son hali hattatlara verilir
13. yy sonunda Türkler geliyor. Ve Osmanlı İmparatorluğu geliyor.

Osmanlı Türk Geleneğinde Telif Tercüme (13. Ve 19. Yüzyıllar arası)

Çeviri; kültüre ve zamana bağlı bir kavramdır. Üretildikleri zamana göre değerlendirmek
gerekir.
Intercultural: Toledo Okullarının introsu olarak intercultural kavramıyla inceleniyor.:
Anadolu’da Türkçe’de gerçekleşen Arapça ve Farsça’nın etkisiyle oluşan metin yazma
pratikleri.
Intercultural: kültler arası örtüşük alan olarak çevrilmiştir.
İsmi Toledo’dan gelmektedir. Ancak Bağdat Okulu’nda da, çevirinin Altın Çağı’nda yapılan
çeviriler de örtüşük alan çerçevesinde bulunur.
Bu anlayış, gelişerek-değişerek 19. Yy’a gelmiştir.

Örtüşük Alanın Kökenleri:


Sistemli çeviri anlayışı ve kuralları,
Bu anlayışın gelişmesi.
Deyiş veya temanın şairlerce benzer bir temada söylenmesinin ortak anlamı. Örn: Divan
Edebiyatı’nda yapılan çalışmaların aynı denklemde gitmesi: Arap-Fars-Türk Edebiyatı’ndaki
olgu.
Aynı temanın şairlerde kullanılmasında bir sıkıntı yok. Orijinallikte bir sıkıntı yok çünkü
klasik edebiyatta üslup önemlidir. Ne söylendiği değil nasıl söylendiği önemlidir. Üslupla
ilgili niteliklerle ve söz kalıplarıyla öne çıkar.
Ortak temanın güzel şekilde söylenmesi gerekir. Tarzın benziyorsa bu intihaldir.
Klasik Türk Edebiyatında eserlerin sebebi telif, sebebi tercüme gibi bölümler var ki bunlar
önsöze geliyor. Neden ve nasıl yazıldığını anlatıyor. Buradan bilgileri edinebiliyoruz.
Önsözlerle yazanlarla içeriğin uyumsuz olduğu görülebiliyor. Bu da yeni şekillenen kavramda
geniş bir anlam ifade ediyor. Buna göre 4’e ayrılıyor.

1. Aslını bozmamak için kelime kelime yapılan tercümeler,


2. Kelime kelime olmamakla birlikte aslında uygun yapılan çeviriler,
3. Konusu aktarılarak yapılan çeviriler,
4. Genişleterek yapılan çeviriler. (Levend, 1984)

İlk ikisi sadık tercümeyi son ikisi serbest tercümeyi ifade eder. Eserlerin telif tercüme başlığı
altında kaydedildiği görülür. Bizde ya kaynak ya erek metindir ama aslında ikisi birlikte
olabilir.
Hasan Kavruk’a göre, Mensur Hikayelerde tercümeyle alakalı şu şablon çizilmiştir:
 Olduğu gibi, ekleme çıkarma yapılmadan tercüme,
 Eklemeler yapılarak, genişletilerek tercüme,
 Konu alınarak telife yakın tercüme.

14 15 16. Yy:
Çeviri: Döndermek,
Yine 14 15. Yy:
Nakl, Terceme/Tercüme olmak
Yine 14. 15. YY:
Tasnif
14-18:
Mütercem itmek, Türkice dibac giyürmek, Türkçe kılmak, Türkiye getürmek, Arap
dilinden ihraç etmek gibi
Arapça’dan Osmanlıca’ya tercüme edilen sözcüklerde: 18-19
Tefsir, beyan, çevirme, ifade

Bu bize aslında alternatif bir bakış sunuyor. Osmanlı’daki edebiyat faaliyetleri oryantalist
olamaz.

Dil oğlanları kavramı: Osmanlı Coğrafyasında Tercümanlar


Diplomatik ve ticari ilişkiler sonucu tercümanlara ihtiyaç duyuluyor. Venedik en çok
ticaret yapılan yer. Venedik Türk Dil Okulu-1551
Tarihin evrelerinde karşılaşılan tercümanların bilgi sızdırması belli önlemlerle
azaltılmaya çalışmıştır. Dil oğlanları Tr, Arapça ve Farsça öğrenmesinin yanında
hukuk sistemini ve Osmanlı diplomasi kurallarını özümler. Beceri gerektiren bu
meslekte öncelik sadakattir.

Fransa 1669, Avustura 1754, Polonya 1766, İngiltere 1814’te benzer okullar
kurmuştur.
Antoine Galland:Binbir Gece Masalları’nı Fransızcaya çevirmiş ve bu dil okullarında
öğretmenlik yapmıştır.

You might also like