You are on page 1of 21

İÇİNDEKİLER

Önsöz......................................................................................................................................................................................... iii
Giriş.............................................................................................................................................................................................ix
1 Tarihçe ve Nörobilimsel Altyapı....................................................................................................................................... 1
O. Tanrıdağ
2 Nöropsikolojik Değerlendirme.......................................................................................................................................15
Ö. Öktem
3 Çocuklarda Biliş ve Davranış Gelişimi..........................................................................................................................31
B. Korkmaz
4 Dil ve Afazi........................................................................................................................................................................53
O. Tanrıdağ
5 Okuma ve Aleksiler..........................................................................................................................................................63
M. Bakar
6 Yazı Yazma ve Agrafiler...................................................................................................................................................73
Ş. Torun
7 Sayısal Yetenek ve Akalküli.............................................................................................................................................81
Y. Karaman
8 Sinirbilim Bakış Açısıyla Bellek......................................................................................................................................97
Ö. Öktem
9 Yürütücü ve Yönetsel İşlevler........................................................................................................................................107
G. Babacan Yıldız
10 Programlı Beceri ve Apraksi.........................................................................................................................................115
D. İlhan Algın, D. Özbabalık Adapınar
11 Nesne Tanıma ve Agnoziler..........................................................................................................................................121
S. Demirci
12 Görsel Mekânsal İşlevler ve Bozuklukları...................................................................................................................133
S. Karşıdağ, Ş. Şahin, N. Çınar
13 Alzheimer Hastalığı.......................................................................................................................................................145
H. Mavioğlu
14 Frontotemporal Demans (Ftd) Dil Varyantı ve Primer Progresif Afazi (PPA)...................................................173
H. Alibaş, N. Tuncer
15 Frontotemporal Demans – Davranışsal Varyant........................................................................................................181
G. Babacan Yıldız
16 Frontotemporal Demans – Semantik Varyant............................................................................................................199
E. Özkan, E. Saka
17 Vasküler Demans............................................................................................................................................................207
P. Kahraman Koytak, N. Tuncer
18 Parkinson Hastalığı Demansı.......................................................................................................................................219
P. İşeri

vii
viii İÇİNDEKİLER

19 Lewy Cisimcikli Demans............................................................................................................................................... 227


G. Babacan Yıldız, E. Gökçal
20 Normal Basınçlı Hidrosefali......................................................................................................................................... 241
A. Özge
21 Posterior Kortikal Atrofi................................................................................................................................................ 249
G. Babacan Yıldız
22 Kortikobazal Dejenerasyon........................................................................................................................................... 257
S. Demirci
23 Hızlı İlerleyen Demanslar............................................................................................................................................. 269
G. Erkol
24 Geri Dönüşebilir Demanslar......................................................................................................................................... 279
U. Ergün
25 Kompleks Parsiyel Epilepsi............................................................................................................................................ 295
V. Semai Bek, Z. Gökçil
26 Psikiyatrik Bozukluklarda Kognitif Belirtiler............................................................................................................. 307
G. Hızlı Sayar
27 Travmatik Beyin Hasarında Kognitif Bozukluklar.................................................................................................... 315
E. Yaşar, R. Alaca
GİRİŞ
Oğuz Tanrıdağ

Bugüne kadar basılmış olup da görebildiğimiz ve incele- olmamasının farklı anlamları vardır. Buna ayırıcı tanı fa-
me şansına sahip olduğumuz davranış nörolojisi kitapla- aliyeti diyoruz. Hastaları eksik ya da yanlış muayene yön-
rı genel bir yazma planını paylaşırlar.(1-5) Bu plan içinde temleriyle ele aldığımızda sonucun saptığını ve nörolojik
öncelikle davranış nörolojisinin ne olduğu (ve ne olma- mantık dışına çıktığını biliyoruz. Örneğin, somatik mu-
dığı) anlatıldıktan sonra sırası değişebilmek kaydıyla ta- ayene metoduyla incelenen bir hastanın muayene bulgu-
rihçe, nöroanatomi, nöropsikoloji, sendromlar ve hasta- ları normal çıktığında onun nörolojinin hastası olduğu-
lıklara yer verilir. Bu içeriğe bakıldığında “Siyaseten doğ- nu reddetmek gibi. Oysa nörolojik mantık hastaların be-
ru” bir yaklaşımla, bu kitapların tümünün doğru forma- lirti ve bulgularına uygun yöntemlerle muayene edilme-
ta sahip oldukları ve görevlerini bihakkın yaptıkları söy- sini gerektirir. Bir ALS hastası için yeterli olan bir muaye-
lenebilir. Sonuçta alanın tanımı yapılmış ve kitabın için- ne yöntemi bir Alzheimer hastası için yeterli olmayabilir.
de alanla ilgili gerekli bütün bilgilere yer verilmiştir. An- Bu durumda yapılması gereken Alzheimer hastasını nö-
cak bu kitaplarda, davranış nörolojisinin bilimsel açıdan rolojik hasta olarak kabul etmemek midir yoksa onun be-
gerçekten ne olduğunun (ve ne olmadığının) anlaşılma- lirti ve bulgularını ortaya koyabilecek başka bir muaye-
sı için gereken çok kritik bir bilgi türü yoktur. Bu bilgi ne yöntemi mi uygulamaktır? Davranış nörolojisini nö-
türü; tarihiyle, teorisiyle ve pratiğiyle davranış nöroloji- rolojiden ayrı kabul edenlerin yaklaşımının birincisi ol-
sinin ana akım nörolojiyle ilişkilerine yönelik bilgi türü- duğu ve bunun hala sürdüğü aşikardır. Alzheimer hasta-
dür. Hepsi davranış nörolojisinin içinden çıktığı ve yayıl- lığı belki somatik muayene yöntemi açısından nörolojik
dığı nörolojiden nasıl ve hangi şartların etkisiyle ayrı bir değilmiş gibi görünebilir. Ama bu sadece bir görüntüdür
bilimsel çaba ve alan olduğunu izah etmeden hemen ko- ve yanılsamaya yol açan bir görüntüdür. Bir çok görün-
nuya girmeyi tercih etmişlerdir. tüde olduğu gibi. Oysa aynı hastaya nöropsikolojik mua-
Bu yaklaşıma karşın,eğer davranış nörolojisinin kay- yene yöntemi uygulandığında, hastada olmayan x bulgu-
naklarca üzerinde hemfikir olunan tanımı “Çeşitli beyin nun yerine ortaya çıkan y bulgusu nedeniyle nörolojik ol-
hastalıkları sırasında ortaya çıkan kognitif ve davranış duğu anlaşılır. Somatik muayene yönteminde bulunma-
bozukluklarının incelenmesi” ise bu tanımın kapsamına yan bulgu bu hastalıkta hiç olmayan örneğin hemipare-
giren beyin sendromlarını ve hastalıklarını “ genel nöro- zi gibi bir bulgudur da nöropsikolojik muayenede bulu-
lojik mantık” dışında ele almak ya da bunlarla ilgili bil- nan y bulgusu örneğin kayıt zorluğu ise bu hastanın hi-
gileri genel nöroloji kitaplarının kapsamı dışında bırak- pokampusunun etkilenmiş olduğunu yani hastanın nö-
mak, siyaseten doğruluğu dışında bilimsel rasyonalitey- rolojik bir hasta olduğunu gösterir. Motor korteks etki-
le uyuşan bir yaklaşım değildir. Öncelikle “ genel nörolo- lenmesi ya da hipokampus etkilenmesi ikisi de nörolojik
jik mantık” tan söz edelim. Genel nörolojik mantık; sinir etkilenme bulgularıdır.
sistemi hastalıklarının belirti ve bulgularından yola çıkı- Eğer bu tür yaklaşımlar doğruysa iki yönlü bir ih-
larak onları doğru biçimde tanımayı ve tedavi etmeyi he- mal içindeyiz demektir. Birincisi, davranış nörolojisi ki-
defleyen düşüncenin nesnel biçimde işleyen mantığıdır. taplarına, ikincisi ise genel nöroloji kitaplarına nöroloji
Bu mantık nöroloji bilim dalını, aralarında psikiyatri de ve davranış nörolojisi ilişkilerini anlatan bölümler koy-
bulunan diğer bazı tıp bilim dallarından daha sağlam ve malıyız. Ancak bu sayede, davranış nörolojisiyle uğra-
hedefe yönelik biçimde işler haline getiren bir mantıktır. şanların uzmanı oldukları nörolojiyle ve nörolojiyle uğ-
Bu mantığın işletilmesinde sinir sistemi bütünlüğü içine raşanların ise uzmanlıkları gereği anlamak zorunda ol-
giren her sistem ve yapının bozuklukları ya da hastalıkla- dukları beyin sendrom ve hastalıklarıyla bağlarını ko-
rı hedeftir. Bu bağlamda, beyin hastalıkları hedefe konul- ruyabilir ve güçlendirebiliriz. Çok önemli bulduğumuz
duğunda, nörolojik mantık her türlü beyin hastalığının bu konu kitabın bu bölümü ve takibeden diğer bir bö-
ayrımsız incelenmesini gerektirmez mi? Nörolojik man- lüm içinde ele alınarak özlediğimiz bütünsellik yönün-
tık açısından bazı belirti ve bulguların olmasının ya da de bir adım atılacaktır.
ix
x DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

Bir nörolog için davranış nörolojisinin ne anlama gel- Korpus Kallozum; İki beyin yarısından tek bir düşün-
diğinin belirtilmesiyle başlamak gerekirse, bu anlam dav- ce ve karar çıkmasında etkinliğe sahip yapı. İçinde yakla-
ranış nörolojisinin tanım ve kapsamından belli olsa ge- şık 250 milyon myelinli lif var. Sol ve sağ hemisferlerin iş-
rektir. Davranış nörolojisinin genel kabul gören tanımı levleri kallozotomi sayesinde öğrenildi.
“Çeşitli beyin hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkan kog- Singülat korteks; Dikkatin sürdürülebilmesi bu yapıya
nitif ve davranışsal bozuklukların incelendiği uğraş alanı” bağlı. Etkilendiğinde abülik sendrom ortaya çıkar.
olduğuna göre ve nöroloğun uzmanlık alanına giren has- Nükleus akumbens; Beyindeki ödülhaz sisteminin
talıklardan bir bölümü beyin hastalıkları olduğuna göre, merkezi. Bütün inanma ve motivasyonlarda temel rolü
davranış nörolojisinin nörolog açısından ifade ettiği an- var. Bağımlılık hastalarında aşırı çalışması var.
lamları sıkıntılı hale getirenin, beyin hastalıklarına bağ- 37.alan; Yüz tanıma merkezi. Görsel analiz merkez-
lı olarak ortaya çıkan kognitif ve davranışsal bozukluklar leriyle bellek merkezleri arasında temporal lobun iç yan
olması çok muhtemeldir. Eğer nörolog, beyin hastalıkla- yüzünde, Ne Şebekesinin içinde bulunan bu merkezin
rına bağlı olarak ortaya çıkıyor olsa da, kognitif ve davra- tanımlanmasıyla özellikle prosopagnozi (bilinen yüzle-
nışsal bozukluklar kavramına bir şekilde uzaksa, uzman- rin tanınamaması) ve Capgras (önceden tanınan kişile-
lık alanına girse de bu kavrama sempatiyle yaklaşmaya- rin yerlerine sahtelerinin konmuş olduğu inancı) send-
caktır. Zira büyük bir olasılıkla, onu eğitenler bu tür bir romlarının gizemi çözülmüştür.
beyinsel bozukluk türünden ya hiç bahsetmemişler ya da Yukarıdaki özetlenen türden bilgilerin sadece dav-
çok sınırlı biçimde bahsetmişler demektir. Bu, günümüz ranış nöroloğu tarafından bilineceğinin varsayılması bir
bilgileriyle, anatomik ve işlevsel bakımlardan beynin en nörolog için şu anda mevcut beyin bilgilerinin önemli bir
az dörtte üçünden söz etmemek anlamına gelir. Bu du- bölümünün değerlendirilmemesi anlamını taşır. Eliniz-
rumda ortada eksik bir beyin eğitimi vardır demektir. Bu- deki kitabın oluşturulmasındaki hayati gerekçe budur.
nun nedeni, nöroloji ve davranış nörolojisinin yanlış bi- Kitabın temel mesajı, davranış nörolojisinin nörolojiden
çimde oluşan tarihsel separasyonunun günümüz nöro- ayrı bir faaliyet alanı olmadığı ve içinde yer alan bilgile-
lojisini ve nörologlarını beynin geniş ve işlevden zengin rin her nörolog için mesleğini daha bütüncül yürütmesi
alanlarının bilgisinden mahrum etmiş olmasıdır. Bu se- açısından elzem olduğudur.
parasyon halen de devam etmekte, nörologlar temel beyin Beyin araştırmalarının genetik seviyeden davranışla-
bilgisi bakımından eksik yetişmektedir. Örnekler verelim; ra kadar her düzeyde büyük bir gelişme gösterdiği, kao-
Prefrontal ve Premotor korteksler, Limbik sistem, tik ve belirsiz davranışçı yaklaşımların beyin araştırma-
Temporoparietal korteks, Korpus Kallozum, Singülat larıyla bilim haline geldiği ve ileri gelen dünya devletle-
korteks, Nukleus akumbens, 37. alan. Bunlar nörolo- rinin beyindavranış araştırmalarıyla ilgili hedefler koy-
ji eğitiminde sözlerinin az edildiğine inandığımız anato- duğu günümüzde geleneksel nöroloji anlayışı ve eğitimi
mik alanlar. Hepsi de beynin içinde. Hepsinin işlevleri dünyanın geri kalan kısmında ve Türkiye’de halen beyin-
ve bozuklukları biliniyor. Bu bilgilerin kullanılmaması- davranış ilişkilerine kapalı konumunu sürdürmektedir.
nın nörolog için ne gibi anlamları olabilir? Bu tutumun bilimsel bir gerekçesinin olup olmadığı sor-
Prefrontal korteks insan beyninin en büyük ala- gulandığında akla gelebilecek tek gerekçe, nörolojinin ve
nı. Yürütücüyönetsel şebekenin merkezi. Üç işlev tipiy- davranış nörolojisinin iki ayrı şey mi olduğu, bilimsel alt-
le ve bunların bozukluklarıyla ilişkisi biliniyor: Dorso- yapılarının ve pratiklerinin birbirleriyle alakalarının olup
lateral bölüm rasyonel karar verme süreçleriyle, mediyal olmadığıdır. Bu tür bir gerekçe doğru olabilir mi? Eğer
orta alan dikkatin sürdürülmesiyle ve orbitofrontal bö- bu gerekçede bir doğruluk payı varsa neden eğitimini nö-
lüm emosyonel kontrolla ilişkili. Etkilendikleri zaman sı- roloji alanında yapmış, aynı kitapları okumuş, aynı sınav-
rasıyla Diseksekütif Sendrom, Abülik Sendrom ve Psiko- lardan geçmiş, aynı hastaları görmüş ve aynı uzmanlık
patik Sendrom ortaya çıkıyor. Bunları bilmeyenler beyin belgesine sahip olmuş olan bir kısım insan beyin ve dav-
hastalarını psikiyatrik hastalarla karıştırıyor. ranışların birbirleriyle ilişkili olduğunu düşünmektedir-
Premotor korteks motor korteksle prefrontal korteks ler de bu genel bir kabul haline gelememektedir?
arasında. Bu alanda iki Brodmann alanı var, 6 ve 44. Bun- Nöroloji resmi bir tıp dalı ve meslek olarak 1880’le-
lar iki işlevle ilişkili; gövdesel beceri ve konuşma. Klinik rin başında Avrupa’da ortaya çıkmıştır. İlk nöroloji der-
anlamda apraksi ve afaziyle ilişkili. si 1882 ‘de Charcot tarafından Salpetriere Hastanesinde
Limbik sistem, beyinde bütün bellek ve emosyon ka- anlatılmıştır. İlk resmi nöroloji dersinin konusu Afazi’dir.
yıtlarının yapıldığı bölge. Temporal lobların içine gömü- Afazi konusu ilk olarak Broca’nın otopsi çalışmalarıyla
lü. Bu bölge amnezi ve panik’le ilişkili. gündeme gelmiş ve Broca 18611865 yılları arasında yap-
Temporoparietal korteks; üç lobun bileşkesinde bulu- tığı otopsi çalışmalarının sonunda ünlü “Sol hemisferi-
nan beynin temel algı ve işlem merkezlerinden biri. Solda mizle konuşuruz” belirlemesini yapmıştır. Bundan kısa
okuma ve yazma, sağda ise görselmekansal işlevlerle ilgili. bir süre sonra 1874’de Alman nörolog Carl Wernicke
GİRİŞ xi

farklı afazi vakalarında farklı lokalizasyonlar bildirmiştir. ise 20.yüzyıla damgasını vuran iki dünya savaşının sonu-
Aynı yıllar Charcot’un, aralarında Freud’ un da bulun- cunda Avrupa’nın bilimsel üstünlüğünün ABD’ye geçme-
duğu asistanlarıyla birlikte histeri ve konversiyon bozuk- si ve bu değişim sırasında davranış bilimlerinin beyin yö-
luğunda beyin mekanizmalarını araştırdığı ve sunumlar nüne gitmek yerine dinamik kavramların etkisi altına gir-
yaptığı, Amyotrofik Lateral Skleroz ve CharcotMarieTo- mesidir. Dinamik kavramların anlamı beyinle hiçbir ilgi-
oth Hastalığı gibi nörolojik hastalıkların tanımlanmasına si varsayılmayan davranış kavramıdır. Bu da en azından 60
katkıda bulunduğu yıllardır. Görüldüğü gibi nörolojinin yıllık bir kayba neden olacaktır.
doğuş yıllarında nöroloji ve davranış nörolojisi diye bir Bir sonraki bölümde davranış nörolojisinin düşünsel
ayrım yoktur. Nörolojinin kurucuları beyin ve sinir siste- kökenleri olarak anılacak olan felsefe ve bilim tarihinde-
mini ayırmamışlar, bir bütün olarak görerek katkılarını o ki örneklerin nöroloji geleneğiyle ilişkisinin kopması bu
şekilde yapmışlardır. 1890’lı yıllarda bu doğrultuda diğer nedenledir. Bu kopuş nöroloji geleneğini entelektüel açı-
bir güçlü örnekle karşılaşıyoruz; Jules Dejerine. Dejeri- dan fakir düşürmüş ve nörolojinin 1880’lerde neredeyse
ne 1891 ve 92 yıllarında yaptığı iki otopsiyle beyinde pür aniden ortaya çıktığı fikrini yaratmıştır. Öte yandan dav-
aleksiye ve agrafili aleksiye neden olan lezyonları tanım- ranış nörolojisini başlatan beyin otopsilerinin yapıldığı
lamasının yanısıra periferik sinir sisteminin önemli kav- yıllarda elde edilen lokalizasyon bilgileri genel nöroloji
ramlarını da ortaya koymuştur. Bunlara ek olarak, Deje- çalışmalarının bir öncülü ya da devamı olarak algılanma-
rine psikoterapiye de meraklıydı ve emosyonların insan mış sadece beyin üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu otopsile-
için en önemli gerçeklik olduğunu belirtmiştir. ri yapanların o zamanlar daha da popüler olan Kartez-
Davranış nörolojisinin sonradan yapılan tanımı olan yen düşüncenin etkisi altında beyinde felsefi içerikli ara-
“Beyin etkilenmeleri sonucu ortaya çıkan davranış anor- yışlar içinde olduklarını örneğin Broca’nın antropolojiy-
mallikleri” nden yola çıktığımızda, nörolojinin kuruluş le ilgili merakının etkisiyle otopsilerini yaptığı ve sonun-
yıllarında nöroloji ve davranış nörolojisi ayrımının olma- da da siyah derili insanların ve kadınların erkeklere oran-
dığını görürüz. Ayrıca buna ek olarak, nörolojinin kuru- la daha küçük beyinlere sahip olduklarını ileri süren bir
cularının ortak paydalarından birisinin güçlü nöroanato- hipotez ortaya attığını biliyoruz. Otopsileri yapan ikin-
mi bilgisi olduğunu da görürüz. Bütün bu örnekler doğ- ci grubun ise beyin nöroanatomisi üzerinde yoğunlaşmış
ruysa, ki doğruluklarına literatür tanıklık ediyor, akla ge- kişiler olduğunu örneğin Wernicke’ nin yaptığı lokalizas-
len soru, nöroloji ve davranış nörolojisi ayrımının nere- yonlardan sonra diğerleri tarafından tanımlanmış alan-
den geldiğidir. larla kendi bulduğu alan arasındaki bağlantıları tanım-
Bu soruyu irdelemeden önce, bir an için yüzyıl son- ladığını biliyoruz. Özet olarak, davranış nörolojisine ön-
raya gidip bu ayrımın nöroloji ve nörologlar için nele- derlik etmiş kişilerin sinir sisteminde sadece beyin üze-
re mal olduğunu söyleyelim; Etkileri nörologlar arasın- rinde yoğunlaşmaları nörolojiyle kurulan bağların zayıf
da halen de sürmekte olan derin bir bölünmeyle. Dav- olmasına neden olmuştur.
ranış nörologları nörolog olduklarının bilincinde ve bil- Türkiye’de ilk olarak yazılan bir davranış nörolojisi ki-
gisinde oldukları halde nörologlar arasında beyin bilgisi tabının basımının üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geç-
ve sendromları popüler değil ve bunda davranış nörolo- miştir. (6) Elinizdeki kitap bu uzun süreden sonra Türk
jisi ayrımı çok önemli. Çünkü bu deyimle birlikte beyin Nöroloji Derneğinin bu konuyla ilgili çalışma grubunda-
bilgisi ve sendromları nörolojiden ayrı bir uzmanlık ala- ki bazı arkadaşların katkılarıyla hazırlanmış olan bir ki-
nı gibi görülüyor. taptır.
Bu yapay tarihi bölünmenin nedenlerine yönelik bir Kitapta Giriş Bölümü’nün ardından çok önem ver-
araştırma nedenlerin hem alanın içinden hem de dışın- diğimiz Tarihçe ve Onun İçinde Oluşan Bilimsel Altya-
dan kaynaklandığını göstermektedir. Alanın içinde yaşa- pı Bölümü yer almaktadır. Bu bölümde, beyindavranış
nan en etkili olay beyin anatomisinin özelliklerini ortaya ilişkilerinin düşünsel altyapısına sadece bilim tarihi pers-
koyan ve işlev mekanizmalarının anlaşılmasına zemin ha- pektifinden değil düşünce tarihi perspektifinden yakla-
zırlayan nöroanatomistlere ve otopsiler yoluyla işlev bo- şım gösterilmektedir. Bunun nedeni, bu ilişkilerin Eski
zukluklarının alanlarını tanımlayan nöropatologlara karşı Mısır’a kadar tarih içindeki yayılmışlığıdır. Bu bölümün
beynin tek başına bir işe yaramayacağını ve beynin alt se- sonunda ise Türkiye’de davranış nörolojisi açısından an-
viyelerin refleks mekanizmalarının devamı olduğunu söy- lam taşıyabilecek genel nöroloji ve psikiyatri eserlerinin
leyen nörofizyologların hakim hale gelmesidir. Bu neden- ilgili bölümlerine değinilmiştir. Türkiye’de beyindavra-
le tüm sinir sistemi muayenesi daha o yıllardan somatik ve nış ilişkilerine dair bilgilerin çoğu düşündüğümüzden de
refleks esaslara göre yapılanmış kognitif kavramlar bu mu- daha eski tarihlerde basılmış genel nöroloji ve psikiyatri
ayenenin dışında kalmıştır. Bu yaklaşımın yerleşmesinde kitaplarında yer almıştır.
bir çok tartışmayla birlikte Sherington gibi otorilerin rolü Bu bölümden sonra Nöropsikolojik Değerlendir-
olmuştur. Alanın dışından etkime gösteren en önemli olay me Bölümü yer almaktadır. Türkiye’de nöropsikolojinin
xii DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

ortaya çıkmasına en büyük katkıları yapmış bir büyük kanıta dayalı ilaç uygulamalarından başka bir şey değil-
hoca, Prof.Dr. Öget Öktem tarafından yazılmıştır. Nö- dir. Demans uzmanlığı diye bir şey yoktur. Demans bilgi-
ropsikoloji davranış nörolojisiyle ayrılmaz bir bütünlük lerinin bilimsel temeli davranış nörolojisindedir.
gösterir ve nöropsikolojiye davranış nörolojisinin bilim- Demans hastalıkları bölümü Alzheimer hastalığıyla
sel ikizi denilebilir. Öktem’in, bu bölümün yanısıra yaz- başlamaktadır. Bu bölüm Celal Bayar Üniversitesinden
dığı diğer eserlerinde bu ikiz ilişkiyi mükemmel biçimde Hatice Mavioğlu tarafından, Frontotemporal Demans
işlediğini herkes bilmektedir. Dil Varyantı ve PPA Marmara Üniversitesinden Hande
Bir sonraki bölüm, Prof.Dr. Barış Korkmaz’ın yazdı- Alibaş ve Neşe Tuncer tarafından, FTD Davranışsal Var-
ğı Çocuklarda Biliş ve Davranış Gelişimi Bölümüdür. Ba- yant Bezmi Alem’den Gülsen Babacan Yıldız tarafından,
rış Korkmaz yıllar boyunca Türkiye’de davranış nöroji- FTD Semantik Varyant Hacettepe Üniversitesinden Esra
sinin gelişimine zemin hazırlayan ana etkenlerden biri Özkan ve Esen Saka tarafından, Vasküler Demans Mar-
olan pediyatrik davranış nörolojisinin ülkemizde belki mara Üniversitesinden Pınar Kahraman Koytak ve Neşe
de tek temsilcisi konumundadır. Onun yazdıkları saye- Tuncer tarafından, Parkinson Hastalığı Demansı Kocae-
sinde erişkinlerdeki beyindavranış ilişkileri daha da ko- li Üniversitesinden Pervin İşeri tarafından, Lewy Cisim-
lay anlaşılacaktır. cikli Demans Bezmi Alem’den Gülsen Babacan Yıldız ve
Kitabın beşinci bölümünden itibaren ana kognitif Elif Gökçal tarafından, Normal Basınçlı Hidrosefali Mer-
işlevler ve bozuklukları incelenmiştir. Bu işlevler; Dil, sin Üniversitesinden Aynur Özge tarafından, Posterior
Okuma, Yazma, Sayısal Yetenek, Bellek, Yürütücü İşlev- Kortikal Atrofi Bezmi Alem’den Gülsen Babacan Yıldız
ler, Praksis, Nesne Tanıma ve Görsel Mekansal İşlevler- tarafından, Kortikobazal Dejenerasyon Süleyman De-
dir. Bu işlevler 1860’larda dilden başlamak üzere anato- mirel Üniversitesinden Serpil Demirci tarafından, Hızlı
mik ve klinik yönleri öğre nilmiş beyin işlevleridir. Bun- İlerleyen Demanslar Yüzüncü Yıl Üniversitesinden Gök-
ların bozuklukları davranış nörolojisini oluşturan konu- han Erkol tarafından, Geri Dönüşebilir Demanslar S.B.
lardır. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Ufuk Ergün
Bu bölümler içinde Dil ve Afazi tarafımdan, Oku- tarafından yazılmıştır.
ma ve Aleksiler Uludağ Üniversitesinden Mustafa Bakar, Kitabın son üç bölümü davranış nörolojisinin yakın-
Yazı Yazma ve Agrafiler Anadolu Üniversitesinden Şük- dan ilişkili olduğu ve vakaları ve uygulamalarıyla davra-
rü Torun, Sayısal Yetenek ve Akalküli Gazi Üniversite- nış nörolojisine kaynaklık eden alanlarla ilgilidir. Bu bö-
sinden Yahya Karaman, Sinirbilim Bakış Açısıyla İstan- lümlerden Kompleks Parsiyel Epilepsi Başkent Üniversi-
bul Üniversitesinden Öget Öktem, Yürütücü İşlevler ve tesi Adana Kampusundan V.Semai Bek ve Doğu Akdeniz
Bozuklukları Bezmi Alem Valide Sultan’dan Gülsen Ba- Üniversitesinden Zeki Gökçil tarafından, Psikiyatrik Bo-
bacan Yıldız, Programlı Beceri ve Apraksi Osmangazi zukluklarda Kognitif Belirtiler Üsküdar Üniversitesinden
Üniversitesinden Demet İlhan Algın ve Demet Özbaba- Gökben Hızlı Sayar tarafından ve Travmatik Beyin Hasa-
lık Adapınar, Nesne Tanıma ve Agnoziler Süleyman De- rında Kognitif Bozukluklar GATA’dan Evren Yaşar ve Liv
mirel Üniversitesinden Serpil Demirci, Görsel Mekansal Hospital Ankara’dan Rıdvan Alaca tarafından yazılmıştır.
İşlevler ve Bozuklukları Maltepe Üniversitesinden Sibel Önerimi kabul ederek beni onurlandıran ve görevle-
Karşıdağ, Şevki Şahin ve Nilgün Çınar tarafından kale- rini mükemmel biçimde yapan bütün bölüm yazarı arka-
me alınmıştır. daşlara teşekkür ediyorum.
Kitabın bundan sonraki ana bölümü farklı türden de-
mansların anlatıldığı bölümdür. Demanslar konusunun Kaynaklar
davranış nörolojisi içindeki konumu ilginçtir. Kesinlikle
1. Mesulam MM. Principles of Behavioral and Cognitive Ne-
vurgulanması gereken konu, demans konusunun davra- urology. Oxford Uni.Press,2000.
nış nörolojisi teorisinden ve pratiğinden ayrı bir konu ol- 2. Cappa SF. Cognitive Neurology. Oxford Uni.Press,2008.
madığı ve demans kavramının ve hastalıklarının anlaşı- 3. Godefroy O. The Behavioral and Cognitive Neurology of
labilmesi için davranış nörolojisi bilgilerinin gerektiğidir. Stroke. Cambridge Uni.Press,2013.
Buna rağmen, alanımızda demans konusuna ilgi ve teda- 4. Pincus JH, Tucker GJ. Behavioral Neurology. Oxford Uni
vileri davranış nörolojisinden ayrı bir konuymuş gibi ele Press, 2003.
alınmış ve alınmaktadır. Bu yaklaşımın prakmatik, sek- 5. Arginiegas DB, Anderson CA, Filley CM. Behavioral Neu-
rology and Neuropsychiatry. Cambridge Uni.Press,2013.
törel ve politik nedenleri vardır ama bilimsel rasyonalite-
6. Tanrıdağ O. Teoride ve Pratikte Davranış Nörolojisi. Nobel
si hiçbir şekilde savunulamaz. Davranış nörolojisi bilgi- Tıp Kitabevleri, 1994.
leri olmaksızın ele alınan demans konusu temelsizdir ve

You might also like