Professional Documents
Culture Documents
© Mızrak, 201 1
Baskı ve Cilt:
Kitap Matbaacılık Ltd. Şti.
Davutpaşa Cad. No. 1 23 Kat 1
Topkapı, Zeytinburnu İstanbul
02 1 2 482 99 1 0
MIZRAK
İletişim ve Yayıncılık Tic. Ltd. Şti.
Alemdar Mahallesi Salkım Söğüt Sokak
Keskinler İşhanı No: 8 Daire: 4 1 0
Cağaloğlu / İstanbul
Tel: 02 1 2 526 23 88
www .mizrakyayincilik.com
mizrak@mizrakyayincilik.com
AMİR AHMAD FEKRİ
İRAN DEVRİMİ
Şiva, Şervin, Manijeh teşekkürler...
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ ............................................................................................................................................ 1 3
Teorik/Kavramsal Çerçeve...................................................................................... 1 3
Birinci Bölüm
SOSYO-POLİTİK VE KÜLTÜREL
1 953 ÖNCESİ....................................................................................................................... 87
1 953 SONRASI SOSYO-KÜLTÜREL ve
SİY ASAL KONJONKTÜR...................................................................................... 92
İ kinci Bölüm
TARİHSEL, KÜLTÜREL ve
Üçüncü Bölüm
GELENEKSEL İNANCIN/KÜLTÜRÜN
DÖNÜŞÜMÜ İDEOLOJİ . . ,................................................ 1 4 1
............. .................. ......
ve HÜMANİZM .. . . ..
...... . ..... ............ .. . .. . .
...... ... .. ...... ............................................ .............. 1 54
Dördüncü Bölüm
LİDERLİK SORUNSALI .. . .
...................................................... . ......... ............... ........ 1 70
Şahlık Kurumuna Karşı Dinsel Kurumun Kullanımı.................... 1 72
İdeolojik Liderlik ve Humeyni... .......................................................................... 1 76
PROPAGANDA ve EYLEM . . . .
.................. ...... ....... ............................ ................... 1 78
Paris-Tahran Süreci . . . .
....... ...... ......................... ..... ........................................................ 1 79
Şah'ın İran'ı Terk Etmesi........................................................................................... 1 8 1
Tahran Süreci ve Devrim Konseyi Geçici Hükümeti... . . . .. 1 83 ..... ... .. . ..
KURUMLARIN ÇÖZÜLÜŞ SÜRECİ . .... .... . . . . . .. . ... . . . . ... . 200 .. . ... . . . . . . . .. ... . ...... ... . .
GÜNCEL DEGERLENDİRME . .. .. .. .
........ . ..... . ....... .. ................. ................. . ..... . . . 22 1
KAYNAKÇA ............ . . . .. .. . . . . . .. . . .. . . . . .
. . . ...... . . . . .......... ....... ........ ........ . . .. ..... . . . . ... ..... .. ........ ... . . . . . . 225
Teorik/Kavramsal Çerçeve
1 Marx, Kari, The Communist Manifesto 1848, Çev. Samuel Moore, New
, ,
Durkheim in Anomie teorisi3 , Johnson un Genel Fonksiyonel
teorisi , 4 Davies5 ve Gurr'un6 Psikolojik Bütünleşme (Psycolo
gical Aggregate) teorisi, Huntington,un Siyasal Ayrılık/Boşluk/
Kırılma (Political Gap) teorisi7 ve Kornhauser'in Kitle Toplum
teorisi8 (Toplumsal Örgütsüzlülük) olarak bir araya getirilebi
lir. Diğer yandan "Çatışma" yaklaşımı temeli üzerinde, teori
lerini geliştiren kuramcılar: Marx/Marksizmin devrim teorisi ,
Tilly,nin Siyasal Çatışma teorisi (Resource Mobilization The
ory) , Skocpol'un Yapısal teorisi9 bağlamında , toplum , toplum
düzeni , devrim , devrim nedenleri ve devrimler gibi birbirinden
çok farklı soruları sorgulayıp anlamlandırarak incelemeye al
maktadırlar.
"Devrim" özelinde, uzlaşma teorilerinin ıo devrimden çiz
dikleri patolojik; anormal; tesadüfi ve irrasyonel imajlarına kar
şın , çatışmacı teorisyenler, devrimi normal; toplumsal gelişme
lere içkin doğal sürecin bir parçası olarak telakki ederler. Ayrıca,
devrime yol açan nedenleri bağlamında, uzlaşma teorileri, devri-
18
Sözü edilen devrimlerin oluşumunu "kültürel ortam" olarak anlamlan
dırmanın temelinde, bu devrimlerin gerçekleşme sürecinde, "toplumsal
formasyon''un yokluğu yatmaktadır. Nitekim Çin, Rusya ve Küba Devrim
lerinin niteliği "işçi sınıfı" hareketi değil de "halk/kitle hareketi" olması, söz
konusu hareketliliğin/mobilizasyonun tarihsel kültür, gelenek ve sosyo
politik birikimin etkisiyle meydana geldiği tartışılmaktadır. Bkz. Skocpol,
T., States and Social Revolutions: A Comparative Analysis of France,
Russia and China; Cambridge University Press, 1 979.
AMİR A H MAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 23
bir altüst oluş söz kon ll:sudur: Nitekim, Fransız Devrimi esas iti
barıyla, tarihsel bir kerte olarak feodalizmden kapitalizme geçiş
gerçekliğini yansıtırken; Rus Devrimi, eski fonksiyonlarını kay
beden feodal kurumların gücü altında ezilen köylü halk yığın ve
kitlelerin bir isyanı olarak nitelendirilebilir. Çin Devrimi ise, eski
düzenin devamı; sosyo-kültürel yapı kaynaklı öncü sosyal grup
ların etkinliği noktasında anlamlanabilir. Nitekim feodal kurum
ların aşılabilmesi amacıyla iktidara gelen/getirilen öncü kitleler,
'çağdaşlaştırıcı/ özgürleştirici' 2 4 bir iradenin galibiyeti kapsamın
da karakterize edilir.
Daha önce de belirtildiği gibi, gerek marksist gerekse Weber
yen klasik modernist sosyal değişme teorilerinde, Doğu tipi top
lumların statik, değişmez, tarih dışı olduğu hükmüne varılmış
tır. Marx, Asya tipi üretim tarzına sahip olduğunu düşündüğü
Doğu'lu toplumların sınıfsızlığını vurgularken, Weber de, patri
monyal devletin bu toplumlarda oynadığı role dikkatimizi çek
miştir. Batı'nın feodalizmden kapitalizme geçişinde sınıf çatış
masının rolünü vurgulayan Marx, kapitalizmden sosyalizme ge
çişin de sınıf çatışmasının sonucunda olacağını belirtmiştir.25
Marx içsel çelişki ve çatışmalardan yoksun olduğunu düşündü-
katleri Batı Avrupa'daki değişim üzerine çekmiş, yine onun Asya tipi
üretim biçimi formülasyonu ise, daha çok, görünürde bir değişimin
olmadığı, Batı dışındaki toplumları analiz etmede kullanılmıştır. Ne var ki,
formülasyonlarının tarihsel geçerliliğini sorgulayan ilk kişi belki de gene
Marx'ın kendisi olmuştur. Bkz. Göçek, F. M., 1 999, s. 2 1 .
28 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
26 2. Madde :"İslam Cumhuriyet'i, tek Tanrı'ya inanç ... ilahi vahiy... Tanrı
adaleti... imamet... ve insanın yüce değer kirametinin temeline dayanan bir
düzendir'� 107. Madde: "Siyasi düzen Şi'a İslamı ve özellikle Velayet-i Fa
-
27Digard, J.P., Hourcade, B., Richard Y., Clran Au XX. Siecle, (Farsça'ya
Çev. Abdul-Reza Mahdavi, Alborz, 1 377) Fayard 1 996, s. 226.
28 A.g.k., s. 227.
30 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
yani "kültürel kimliğe" dönüş anlamına gelmektedir. Bkz. Şeriati, Ali, Baz
geşte be Hiştan, Hoseyniye Erşad, Tehran, 1 352.
32 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
SO SYO-POLİTİK
ve KÜLTÜREL
33 Kral, kavram olarak "Şah" kavramından daha farklı bir içerik taşımak
tadır. Kral ve Krallık kurumu, Kıta Avrupası devlet (politik yapı) ve yö
netim anlayışının etkisinde ve kilisenin egemenliği döneminde gelişen
bir kavramsallaştırmaya karşılık gelir. Feodal dönem itibariyle Krallık
kurumunun lordlara bağlı hareket ettiği bilinmektedir. "Şah"lık kurumu
ise, Pers geleneğinde. din-devlet özdeşliği bağlamında kavramsallaştı
rılmış olup, siyasal aygıt burada, Tanrı'yı simgeleyen Güneş'in dünye
vi ve de ruhani "varlığı" olarak kimlikleştirilmiştir. Nitekim Şahların
başlarına aldıkları taç, güneşin göğe değen yarısını simgelemekteyken,
Şah, güneşin yeryüzündeki diğer yarısının "varlığı" yani, Güneş Tanrısı'
(Gök Tanrısı) nın dünyadaki gölgesi olarak kabul edilirdi. Her ne kadar
Avrupa<la da "Kral" Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul edi
lir ise de, konumu kilise tarafından onaylanmalıydı ve ayrıca, ruhani bir
kimlik ve ayrıcalığa sahip olamazdı. Zira Avrupa'da din ve devlet ayrılığı
(Roma İmparatorluğu ve Orta çağ kilise egemenliğinden sonraki dönem
bağlamında) anlayışı bağlamında, K�al'ın kiliseye müdahalesi, ancak
dünyevi bir temsilci vasfıyla mümkün olabiliyordu. Belirtilen ayrıma
rağmen, Türkiye'deki sosyal bilim literatüründe terminolojik bir tercih
olarak krallık kavramı her iki anlama da gelmek üzere kullanıldığından
biz de bu eğilime uyacağız.
34 Bkz., Adamiyet, Fereidon, Tarih-e Fekr az Sumer ta Yunan va
35 A.g.k., s. 35.
36 A.g.k., s. 35.
37 "Hükümet" sözcüğü Arapça olup kavram olarak esas itibarıyla islam dini
4 1 İran'daki yerel ve tarihsel inanışa göre Zerdüşt'ten önce ilk İranlı peygam
ber Mahabad (Mehabad) olup, kutsal kitabı Desatir'dir.
42 İ R A N D E V � İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
Kavramsal Düzey
Karşılaştırmalı Çözümleme
,
olmak üzere- geliştirmiştir: 65
İkinci bir değerlendirmeye göre, İslam ve Hristiyanlık, din
ve devlet özdeşliği/ayrılığı bağlamında niteliksel bir farklılık ta
şımaz. Bu görüşe göre, her iki dinin klasik tarihinde din-devlet
,
özdeşliği görülür ve Hristiyanlık ta dinin devletten ayrılışı, çağ-
, daş medeniyetin başladığı dönemde belirginleşmiştir. İslamolog
lar arasında bu görüşü benimseyenler: Lapidus, Keddie, Zubaida,
Ayubi ve Arkounöur.
Keddie, rasyonel ve objektif bir konumda, İslam ve Hris
tiyanlık arasında klasik ve modern öncesi dönem için bir fark
görmeyerek esas farklılığı modernizm çağında görür. Doğu
Avrupa'nın Ortodoks kilisesinde din-devlet ilişkileri ile Batı dün
yasında modernizm öncesi din ve siyaset ilişkisini vurgulayarak,
Batı,nın yaşamakta olduğu günümüzün din-devlet ayrılığı ile İs
lam dünyasındaki bu ikilinin özdeşliği konusunun, yeni bir fe
nomen olduğu ve de modernizmin yaşandığı dönemde başla
,
dığını belirtmektedir: "Modern öncesi İslam ve Hristiyanlık ta
din-devlet ilişkisi eşit bir düzeyde bulunuyorlardı". 66 Buna göre,
Hristiyanlık'ta, Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra kili
senin güç kazandığı dönemde din-devlet özdeşliğinden sözedile
bileceği gibi,67 din-devlet özdeşliğine indirgenen İslamöaki ikti
dar ilişkileri, kabile egemenliğinin baş gösterdiği dönemlerde bu
alanların ayrılıklarına sahne olabilmekteydi. Keddie, "kabilelerin
ve dolayısıyle askerlerin Hükümranın dini denetimininden ha-
65
Enayat, s. 223.
66Keddie, Nikki, Iran and Muslim World: Resistance and Revolution,
New York University press, Washington Square, NY, 1 995, s.34.
67
Bu bağlamda, Durant'a göre, kilise, imparatorluğun gücünü miras olarak
sahip çıkıp kiliseningünümüzdeki sorumluluklarını üstlenmiştir. Bkz. Du
rant, Will, Tarihe Tamaddon: Masih ve Gheisar, (Medeniyet Tarihi, 3.cilt,
Mesih ve Sezar), Mote'arceman: Hamid Enayat, Parviz Dariush, Ali Asghar
Soroush, Tehran, Entesharat va Amoozeshe Enghelabe Eslami, 1 366.
52 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
72 A.g.k.,s. 323.
73
Lewis, A.g.k.
71 Alamdari, 1 382, s. 58.
ideal bir İslami düzen ile ilgili yazılarında, İslam'ın din ve devlet
(Esselamuödine velöowle) veya din ve dünya (Esselamuö-dine
valöünya) ile eşit olduğu görüşüne yer vermektedirler. 8 1 Nitekim
din ve devlet havzasının ikiye ayrıldığı dönemlerde, Sultan ile Ha
life iktidarı arasında çekişmeler belirginleşirdi. "Yahudilik'te de
İslam'da olduğu gibi, din, kanun ve ahlak ayrılmaz biçimde içiçe
geçmişlerdir".82 Hristiyanlık bu bakımdan farklılıklaşmakla be
raber din ve devletin özdeşleşme eğilimine girdiği dönemlere de
rastlanır. Örneğin, Teodoris {379-395) ve Justinyen {527-566),
kendilerini kutsal Doğu ve Batı Roma imparatorları olarak kabul
ettirdiler. Ancak daha sonra, Doğu ve Batı Roma her biri kendi
yoluna devam etti. "Doğuöa kilise ve devlet, dinsel ve medeni iş
lerinin İmparator'un denetimine girecek kadar birbirleriyle girift
bir ilişki içerisinde olmuşlardır':8 3 Din ve devletin özdeşleşmesi,
Hristiyanlığı, orta çağın sonuna dek uzayan bir değişikliğe sürük
lemiş olup, bu değişim Hristiyanlığı, Mesih'in insancıl ve insan
severlik öğretilerinden uzaklaştırarak, sertlik yanlısı bir hükümete
dönüştürmüştür. "XI. yy'ın sonuna dek Hristiyanlık, pasif, 'barışcıl'
nitelikli bir dinden, savaşçı nitelikli bir dine dönüşmüştür': 84 Avru
palıları Müslümanlara karşı seferber etme ideolojisi olarak, Haçlı
seferlerinin kilise tarafından örgütlenmesi, din-devlet özdeşliğinin
Hristiyanlık için de söz konusu edilebileceğinin bir göstergesi nite-
"Eslahe Dini� Çev. Fereidoun Badrehi, Soheyl Azari, Parviz Marzban, Çap
pe 3., Entesharat ve Amouzeshe Enghelabe Eslami, 1 37 1 , s. 874.
Nielson, Niel, C., and et al. Religion of the World, 2°J Edition, NY: St.
"3
85 Durant, s. 875-6.
86
Bkz. Yerleşik Toplum Geleneği ve Yapısı; Devlet Anlayışı ve Yapısı.
87
Bkz. Yerleşik Antik Kültür bölümü.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 57
nehirlerle (ki her yıl taşarak birçok araziyi su altında bırakıp tarıma
elverişli hale getiren) sulanmaz. Ayrıca, toprağın verimliliğini sağ
layan mevsimlik yağmurlara da maruz değildir. Eski zamanlardan
beri İranöa su yaşamsal bir sorun durumundadır. Oysa insanoğ
lu ancak sulamanın olası olduğu yerlere yerleşebilmektedir. Bu ne
denden dolayı, İran'ın sakinleri dağılmak zorunda kalmışlar; Mısır
ve Mezopotamya kavimlerinden yerleştikleri bölgelerde nüfus ola
rak daha az yoğunlaşmışlardır. ... ve bu nedenlerden dolayı, İran'ın
birliği her zaman, İran'a egemen olan sülalenin özelliği ve çabasına
bağlı olarak sağlanmıştır:' Bu sorun, sadece tarım ve üretimi değil;
toplumsal ilişkileri de etkilemiştir.92
Ann Lambton, İran toprak düzeni ve tarımının özgünlü
ğü için bir kaç özellik saymaktadır; "gerçeklikte sulama soru
nu İranöa tarımın ilerlemesini kısıtlamıştır ve sulama tarımının
yaygın olduğu bölgelerde bu sorun, tarımın türü bağlamında çok
etkili olmuştur. Ayrıca suya ulaşmak, iskan yerlerini belirleme
de önemli bir unsur olmakla birlikte, birbirinden ayrı ve mün
ferit çiftliklerin kurulmasında büyük bir engel oluşturmuştur':93
Bu özellik veya özgünlük, İranöaki ortak mülkiyetin'in (Kollektif
Mülkiyet) oluşumunda etkili olmuştur.
Ayrıca, antik dönem itibariyle İranöa bölgelere göre nüfus
dağılımı/yoğunluğu ve buna bağlı olarak nüfus yoğunluğu itiba
riyle gelişen yerel kültür biçimlerinin sosyo-politik değişme ve
gelişmelere yaptığı etkiler bu özellik bağlamında şekillenmiştir.
Nitekim bu özgünlük, Dehkedeh 94 adında örgütlenmelerin olu-
Çev. Dr. Mohammad Moin, Çap'pe Çaharom, Tehran 2535 ( 1 355), s. 1 19.
92 Alamdari, 1 382, s. 1 49.
93 Lambton, A. K. S., Zare' va Malek (Eken ve Malik), Çev. Manouçehr Ami
ri, Merkeze Enteçarate Elmi ve Farhangi, 1 362. s.33.
94 Dehkedeh esas itibarıyla köyden daha küçük ve komün şeklinde idare
edilen, birbirleriyle, mal varlıklarını, çocuk bakımını, ev işlerini ve de özel
62 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
98 A.g.k., s. 19.
99 Bkz. Issawi, Charles, (ed), The Economic History of lran, (1800- 19 14),
Chicago: University of Chicago Press, 1 97 1 .
1 00
Engels to Marx, 6 June 1 853, Werke, vol. XXVII, p.259.
1 0 1 A.g.k. s. 259.
64 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
1 02 Lambton, s. 49.
lÔJ A.g.k. s. 50.
Daha sonraları Avrupaöa ortaya çıkan Feodal beyleri� bir benzer yanla
1 04
1 08
Zarkub, Abdol-Hoseyn, Tarihe İ ran Ba'ad az Eslam (İslam<lan Sonraki
İran Tarihi), Moesseseye Enteşarate Amirkabir, Tehran 1 368.
109 Hosrevi, Hosrow, Came,eye Dehgani dar İ ran (İran<la Dehganli Toplu
mu), Enteşarate Payam, 1 357, s. 49.
Weber, Max, The Agrarian Sociology of Ancient Civilizations, tr;ınsla
1 10
111
İbni Haldun, Abdurrahman, Mogaddemeye Ebne Haldun, Celde Dov
vom, Çev. Moamad Parvin Gonabadi, Bongahe Tercome ve Neşre Ketab,
Çappe Çaharom, Tehran 1 359, s. 1 002.
Seddigi,Golamhosein, Jonbesh'haye Diniye İrani dar Gamhaye Dov
1 12
vom va Sevvom-e Hecri (İran'ın il. Ve III. Hicri YY.ın Dini hareketleri),
Entesharat-e Pajang, Tehran, 1 372, s.64.
113
Mirfatarous, Ali, Molahezati Dar Tarih-e iran,;Eslam va Eslam-e Ras
tin (İran Tarihinde Bazi Mülahazalar), Entesharat-e Farhang (Kanada ve Fa�
ranse), Çappe Avval, Alman 1 988, s. 22.
68 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
sağlamıştır': 1 14
İzleyen bölümde, Arapların İran'ı neden ve nasıl ele geçire
bildiklerine, ve bu sürecin ve Arap/İslam geleneğinin İran üze
rindeki etkilerine kısaca eğileceğiz.
114
Tabari, Ehsan, 1 348, s. 23.
115
Zerdüşt dininin anlayışına göre, tüm ilah ve Tanrıların en büyüğü ve 'Tek
Tanrı' İzad-e İzadan veya İzadan olmaktadır. Bu inanış İslam inanışındaki
" en büyük Tanrı Allah'tır" ve "Allah'tan başka bir Tanrı yoktur" anlayışına
çok yakın durmaktadır.
1 16 Daryai,Touraj, "Lakab-e Pahlavi 'Çehraz Yazdan' va ŞahanŞah-e İ ran",
Namey-e Farhangestan, S,4.,Ş,4.,Zemestan 1 377, Tarih-e Enteshar Azer
Malı 1 379, ss. 28-32.
117
İran'daki kan soyluluğunun temelinde bir taraftan eğitim, diğer taraftan
ruhani bir aileden gelme vardı: Ailenin eğitimli olması, en azından yöneti
cilik (Mostofılik ve Debirlik) ile ilgilenmiş olması ve şahlık sülalesinden gel
mesi beklenirdi. İkinci kanal da ruhani kökenli bir ailenin mensubu olmak
tı. Böylesi bir kan soyluluğu modeli, Avrupa'daki kan soyluluğundan farklı
olarak mülk ve varlığa dayanmamaktadır.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 69
121
Naba'i, Ebulfazl, Nehzat'hay-e Siyasi va Mazhabi dar Tarih-e İran
:Az Sadr-e Eslam ta Asr-e Safavi,( İran Tarihinde Mezheb ve Siyasal
Hareketler:İslamın başından Safavilere dek), Maşhad Ferdowsi Üniversite
sinin Yay. Bahar 1 376, s. 1 1 .
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 71
125
"Zındık': "Zand" kökünden türetilmiş bir kelimedir. Zand kelimesi aslın
da Mezdek'in kitabının adı olup, Mezdek taraftarları bu kitabın adını ken
dilerini tanımlamak için seçmişlerdir. Ancak, zındık, genellikle, dini revaç
ta olan anlam ve yorumundan başka bir yorum ile anlamlandıran ve dinsel
ve devlet aygıtlarına karşı direniş gösteren kesimlere yönelik olarak kullanı
lan bir terimdi.
126
Alevilik anlayışının Şo'ubilik anlayışından önce ve daha Ali yaşarken
ilk kez Hariciler tarafından ve daha sonra da Osman karşıtı halk kitleleri
-Osman'ın Emevilerle yakınlığından ve duruşundan dolayı- (Bkz. Lapidus,
2002 s. 1 0 1 ) tarafından geliştirilmiş ve Ali'nin Osman yerine halifeliğe yük
seltilmesini sağlamıştır. İslam'ın yayılma dönemindeki Alevilik her ne ka
dar Şo'ubilik ve Şi'alık hareket, anlayış, inanç ve kültürü için temel sağlamış
ise de son iki inanç çerçevesinin olgunlaşmasında Arap kabilelerinin iç çe
kişmeleri ile egemenlik çatışmaları rol oynamıştır. Arapların kendi araların
da birleşerek daha büyük bir karşıt güç oluşturmalarını izleyen dönemde
bir "gelenek" ve "eğilim" olarak Alevilik, -Hüseyin'in öldürüşü ve Hilafet'in
Muaviye'ye geçişiyle sınırlı olan-, yerini Şo'ubilik ve Şi'alık muhalif düşünce
ve eylem pratiklerine bırakmıştır. Bu çerçevede, Alevilik, iktidar içinde si-
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 73
2002, İstanbul, s. 1 1 4.
1 28
A.g.k., s.103.
1 29
A.g.k., ss. 1 00- 1 1 6.
1 30
Bu ayaklanma geleneği, Hüseyin'in ayaklanması ve bile bile -bilinçli ey
lem- "şehit" olmayı, boyun eğmeye tercih etmesi noktasında temellendirilir.
74 İ R A N D E V R İ M İ A M İ R A H M A D F E K RI
içerdiği şu cümlelerde ifade bulur: "Araplar 'inandık' dediler. De ki: Siz iman
etmediniz, ama 'teslim olduk' deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi:'
Şi'a geleneğinde "iman etmek" "teslim olma"nın yerini alır. Nitekim İranlılar
hiçbir zaman İslam'ı savaşta teslimiyetle kabul etmediklerini ve kendi istek
leriyle kabul ettiklerini vurgularlar.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 75
1 32
"Mevla" sözcüğü bir kaç anlama gelmektedir: İki karşıt anlam olarak,
"malik" ve "kul/köle'� Ancak yaygın kabul gören haliyle halis Arap olmayan
kul/köle kelimesiyle karşılanmaktadır. Malik, erkek kölesi (bendeh) veya
kadın kölesini (keniz) serbest bıraktığı zaman, aralarında "Vela'a'' denilen
bir ilişki doğardı ve serbest bırakılan köleye mev'la () denilirdi. Kur-amda
iki ayette Mevali kavramı Ahzap süresi 5. ayet ve 4. sürenin 33. ayetinin
bir bölümünde ele alınmakta olup, insanların eşit olarak yaratıldığı konu
sunu tartışmalı hale getirmiştir. Mevali, özgür ve köle sınıflarının arasında
bir yerde yer alır. Bunlar, köleler gibi alınıp satılamazlardı, ancak özgür bir
insan gibi miras hakları da yoktu. Mevali özgür kadınlarla evlenemezdi ve
«diye»ti özgür insana göre yarı yarıyaydı. Arap-İslam anlayışına göre 5 tür
mevali vardı ve bu ayrım temelinde bu gruplar farklı haklarla donatılmışlar
dı. Bkz. Momtahen, Hosein Ali, Nehzate Şuubiye, Tehran 1 383, ss. 1 3 1 - 1 37
1 33 Şi'a olan birey ister istemez Alevi de sayılır ama Alevi olan birey Şi'a sayıl-
76 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
1 36
Mücmelül Tavarikh val'kıses, s. 283.
1 37
İbn Asir, İzzeddin Ali, Tarih-e Kamel-e Bozorg-e İ ran va Eslam, tere.
Abbas Khalili, Tas'hih: Mahyar Khalili, Moaseseye Matbuate Elmi, Cilt, III.,
s. 50.
• 3M
Zarkoub, Abdol-Hossein, Do Garn Sokout, (İki Yüz Yıl Suskunluk),
78 İ R A N D E V R 1 M 1 AMİR AHMAD FEKRİ
112
"Arap Emirleriyle ilişkileri olan İran asıllı Mevali ve özgürleşmiş köleler,
Hz. Hüseyin'in öldürüşünde Yezid'in yanında yer alıp bu savaşa katılmala
rından dolayı pişmanlık duyan birçok kişi, Tev'vaban (tövbe edenler) olarak
ayaklandılar. Bkz. Tabari, Ehsan, s.26.
113 Yakoubi, Tarihe Yakoubi, Nadjaf, 1 358 H., III. C., s.4.
111
Naba'i, 1 376, ss.2 1 -22.
115 Zarkoub, 1 330, s. 1 4.
İbn Asir, İzzeddin Ali, Tarih-e Kamel-e Bozorg-e İran va Eslam, tere. Abbas
146
madığını 1 47 yazmaktadır.
Muhtar ayaklanması, bir dizi ayaklanma ve kitle hareketli
liklerinin başlangıcıdır. Bu ve takibeden hareketlerin odağında
yerleşen ortak anlayış.ve tutunum düşüncesi, Affnin Hilafeti, da
vası, ve çocuklarının Emevilerce katlediliş ve mazlumiyetlerinin,
İranlıların Emevilerle olan Arap-Acem, Mevla-Mevali, Araplık
İranlılık milliyet (Şo'ubilik) ve medeniyet (Cahiliye-Medeni)
çekişmelerinde ifade bulur. Sonuç olarak, ·muhalif geleneğin
beslendiği ana dinamik, Emevilerce uygulanan sertlik, baskı ve
zulümdür. Ayrıca İranlılar, her iki tarafın ortak bir kaderi pay
laştıkları varsayımından yola çıkarak, bu ortak kaderin yarattığı
yakınlık ve aidiyet duygusu üzerinden, ideolojik bir biçimlenme
ve kurgulamaya yönelmişlerdir.
Muhtar'ın ayaklanması, Şii'ler ve İranlılar arasında -her ne
�adar imam Seccad (iV. İmam), Muhtar'ın davetini kabul et
memiş ise de- çok tutulurdu. Kendisine, Hüseyin, in öcünü al
mış ve İranlıların haklarını savunmuş bir kişi olarak muamele
edilirdi. 1 48 Muhtar ayaklanması, İranlıların ilk kez Muhtaeın et
rafında toplanmaları ve onu desteklemeleri bağlamında bir dö
nüm noktası olma özelliğine sahiptir. Bu çerçevede, bir lran Mil
li Hareketi niteliğine sahiptir ve sonraki ayaklanmalar için bir te
mel oluşturmuştur. 1 49 Nitekim İranlıların Arap ve özellikle Arap
ırkının üstünlüğü ülküsünü savunan Emevilere yönelik çıkışla
rı sonucunda biçimlenen muhalif tutunum düşüncesi, Muhtar'ın
147 Dinveri, Ebu Hanife, Ahmed İbn Davud, İ hbar al-taval, Çev. Sadeg
ı so
Naba'i, s . 1 4.
ısı Şi'a'nın iV. İmam'ı ve Hz. Hüseyin'nin Oğlu.
82 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
yasını siyah giyisilere bürünüp tutan bir kişi olup Horasan halkı
nı Emevilere karşı temsil etmiştir. Abu Müslimin başlattığı hare
ket, Jonbeş-e Siyah Jamegan (Siyah Giyenler Hareketi) olarak bi
linmektedir.
Hicretin ilk iki yüzyılında, İslam'ın egemenlik coğrafyasında
yapılan ayaklanmalar, genel olarak, Mezopotamya (Beynül Nah
reyn) bölgesinde, yani Basra, Küfe, Medain vs. yerlerde meydana
gelmiştir. Bu ayaklanmaları yönetenler, Abu Salema Hi'lal, Zeyd,
Yahya ve Muhtar olmuşlardı. Bu ayaklanmalar sonuç olarak
Emevi iktidarının sonunu getirmiştir. Her ne kadar Abu Müslim
Emevilerin düşürülmesi ve Abbasilerin hilafete gelmelerini sağ
ladıysa da, daha sonra Abbasi halifesi tarafından ortadan kaldı
rılmış ve yine İranlılar ile Arap halifeler karşı karşıya gelmişler
dir.
Hükümetin Emevilerden Abbasilere geçmesi sırasında hal
kı seferber etmesi konusunda, Abu Müslim'in rolü oldukça be
lirleyici olmuştur. ''.Abu Müslim Emevi devletini düşürmek ve
Abbasi hanedanının iktidarını kurmak için, İranlı müslüman
ları Haşemiler'e biat ettirmekle yetinmeyip, Horasan'da yerleşik
Araplar ile kendi dinleri ve batini inançlarında kalan İranlılardan
da yardım alarak, yerel eğilimleri İslam'ın ilkeleriyle uzlaştırmış
tır. Bu çerçevede büyük amacına ulaşmak için, değişik unsurların
himayesinden yararlanmıştır:' 1 56
Abu Müslim, Abbasilere yaptığı hizmete rağmen, Halife tara
fından öldürülmüştür. Bundan otuz yıl sonra, Abbasi halifelerine
karşı Abu'nun intikamını almak için ayaklanmalar ve devrimler
devam etmiştir. Bu devrimler daha çok İranlıların Abbasi halife
lerine duydukları nefretten kaynaklanmıştır. 1 57
1 58 Seddigi, s . 1 72.
1 59 A.g.k., İshak aslında İranlı idi, fakat Türkler arasında geniş bir propagan
daya giriştiğinden, ona Türk demişlerdir.
160 A.g.k., s. 1 72.
161 Tabari, 1 348, s. 27.
AMİR A H MAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 85
1 62 A.g.k., s. 27.
TOPLUM SAL ve SİYASAL KUR UM
KUR UM SALLAŞM ALAR
1 9 5 3 ÖNC E S İ
S İ YAS AL KONJONK T Ü R
1 70
Bkz. H.Katouzian, Mohammad Ali, "Land Reform in Iran. A Case
Study of the Political Economy of Social Engineering", Journal of Pea
sants Studies, 1 974
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 93
yasal dar İ ran, tere . Ali Reza Tayyeb, Tehran, Naşre Ney, 1 380, s. 1 1 .
94 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
Devrim sonrası dinsel ortamı içerisinde iki aydınlanma eğilimi ile karşı
1 72
İR AN ' DA
AYD I NL ANM A
HAR EKE Tİ
KAVR AM SAL ÇERÇEV E
AYDINL ANM A
iRi A.g.k., s. 7.
182
Sartre, Jean-Paul, Existentialism is a Humanism, Farsça Çev., Mostafa
Rahimi, Tehran Morvarid, 1 977, (iV. Çapp 1 380), s. 66.
1 83 Blackburn, The Oxford Dictionary of Philosophy, Oxford: The Oxford
·
University Press, 1 994, S. 1 20.
1 114 RowŞan, Farsça'daki kullanımı ile, ruşen ve aydın anlamına (Row -yüz
ve Şan -aydın- sözcükleri ile Gari eki -işi-) gelir. İnsanların yüzü veya ka
ranlık yüzeylerine ışık tutmak anlamını ifade etmektedir.
102 İ R A N D E V R İ M İ A M İ R A H MA D FEKRİ
GELENEK ve GELENE K S EL
tive: Progress and Prospects", in the Sociology of cultur, ed. Diana Crane.
Oxford: Blachwell, 1 995, s.183.
104 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
194 Valliere, Paul, Tradition, in The Encyclopedia of Religion ed. Mircea Eli
s. 1 .
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 105
·
197
Giddens, 1 994, s. 56.
1 98
Maclntyre, Alisdair, After Virtue: A Study in Moral Theory, London:
Duck Worth, Second Ed. 1 985, s. 22 1 .
1 99 Giddens, Anthony, Modernity and Self ldentity: Self and Society in the
Late Modern Age, Cambridge: 1 99 1 , s. 56.
200
A.g.k., s. 94-95.
106 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
20 1
A.g.k., s. 100.
İR AN' DA AYDINL ANM A
no, 1 382, s. 50
Keddie, Nikki, Sayyid Jamal al-Din 'al-Afghani� in Pioneers of lslamic
212
Revival, ed. Ali Rahnama, New Jersy: Zed Books, 1 994, s. 24.
Hourani, Albert, Arabic Thought in the Liberal Age 1 798-1939, Lon
213
214
Daha sonra detaylı olarak tartışılacaktır.
"How'ze': Şi'a eğitim geleneğinde talebelerin sürekli olarak kaldıkları ve
21 5
2 18
Ulusal savaşımı simgeleyen ve Mohammad Mosaddeq'ın önderliğinde
kurulan Cephe-ye Melli'nin (Milli Mukavemet Cephesi tabanlı) kuruluşunu
hazırlayan koşullar bunlardır. Bu, temelde dört güçlü örgütü bir araya ge
tiren kitlesel bir harakettir. Bu dört örgüt, İran Partisi (Dr. Karim Sandjabi
önderliğindeki), Pan-İranist Parti (Mohsen Pezeşkpour'un başını çektiği),
Mücahedin-e Eslam Örgütü (Ayatollah Kashani'nin önderliğindeki), ve
Hezb-e Zahmatkeşan-e İrandır (Mozaffar Baqayi önderliğindeki) . Ni
san 1 9 5 l <ie kurulan bu Cephe'nin etkinlikleri sonucu iktidara gelen ve
bu hareketin başını çeken Dr. Mosaddeq'ın en önemli icraatı, petrolün
ulusallaştırılması olmuştur (Bkz., Abrahamian, 1 983).
219
Ahundzade, Mirza Feth-Ali, Mektubat-e Kemalod,dowle, Nos(k)hey-e
(k)hatti(elyazması), Ketab(k)haneye Melliye İran, No. l 1 23, 2 1 6 varak, 1 863-
1864; Bkz. "Aletbaye Jadid va Maktubat-e Mirza Feth Ali Ahund(ov)zadeh:
Çapp-e Hamid Mohammadzadeh, Hamid Araslı, Badkube 1 963.
220
" 1 857 Mesihiye yılında Farsça'da İslam alfabesini değiştirmek için Mir
za Feth Ali bir proje hazırlayarak kitap babında İran ve Osmanlı sarayına
1 14 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
227
Abadian, Hossein, Mabaniye Nazariye Hokumate Maşrute va Maşru'e,
Tehran, Naşre Ney, 1 374, ss. 34-37.
22 8
Bkz., Motahari, Morteza, Moşkele Asasi dar Sazeman-e Ruhaniyet; dar
Marcaiyet va Ruhaniye,Tehran, Şerkate Enteşare, 1 341 .
AMİ R A H MAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 117
229 Voll, John Obert, Islam Continuity and Change in Modern World, Bo
ulder: Westview Press, 1 982, s. 1 05.
R ASYONELLEŞTİRM E
HAREKETİ
İ SL AM İ D Ü Ş ÜNSEL AK I ML A R DA
R ASYONALİ T E
230
Bedevi, Abdurrahman, Tarihe Endişehaye Kalami Dar Eslam,( İslam
Kelam Düşünceleri Tarihi), Tere. Hossein Saberi, Meşhad: Astane Ghods
Razavi, 1 374, 1. Cilt. ss. 72-86.
231
Alfaruqi, İsmail and Alfaruqi, Lois Lamya, The Cultural Atlas of Islam,
New York: MacMillan, 1 986, s. 290.
232 Rahman, Fazlur, Islam and Modernity, Chicago: The University of Chi
cago Press, 1 984, s. 33.
233 Daveri, Reza, Felsefe Çist,(Felsefe Nedir) Anjomane Eslami Hekmat va
Falsafeye İran, Tehran, 1 359, s. 259.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 121
KİTLE H AR EKETLİLİGİ
ve İDEOLO J İ
Sİ YASAL B İ LİNC İN G ELİ ŞM ESİ
GELENE K / GELENE K S EL
MO DE RNİ T E S ÖYLE M İ
Religious Thought, Modern Iran, ed. Bonine & Keddie, Albany: State Uni
versity of New York Press,1980, s. 48.
2 56 Algar, 1 969, ss. 1 84-204.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 1 37
262 Milani, Mohsen, M., The Making of Iran,s Islamic Revolution, Oxford:
Westview Press, 1 988, s. 33.
263 A.g.k., s. 7 1 .
264 A.g.k., s . 70.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 1 39
Contemporary Iran'� in Iran After the Revolution, ed. Said Rahnema &
Sohrab Behdad. London: I. B. Tauris, 1 996, ss. 76-83.
140 l R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
267
Rahnema, Ali, An Islamic Utopian: A political Biography of Ali Shari
at, London: 1. B. Tauris, 1 998, ss. 29-34.
268
Bayat, Mangol, Mahmud Taleghani and Iranian Revolution, in Shi'ism,
Resistance and Revolution, ed. Martin Kramer, Colorado: Westview Press,
1 987, ss. 73, 74.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 141
,,
nıf kimliğini kazanmaları sonucunu da doğurmuştur. Söz konu
su orta sınıf, 70'li yılların sosyo-kültürel ve sosyo-politik değişim
ve dönüşümlerde etkin bir rol oynamıştır. Bu sınıf, devlet çalışan
ları ve özel sektör beyaz yakalılarından oluşturmakta olup, İranöa
köklü sosyo-politik dönüşümlerin gerçekleşmesinde -Devrim ve
Devrim sonrası- süregiden bir güç konumundadır.269
70'li yıllarda, toplumun kültürel dönüşümüne temel teşkil
eden reformist ve eleştirel İslami söylem, mezhebi inanç ile ilim,
mezhebi liderlik ile demokrasi, İslamın dünya vatandaşlığı ile
İranlılık eğilimi -İran Milliyetçiliği eğilimi-, kapitalizm ile sosya
lizm, dünya ile ahiret gibi antagonistik unsurları eşzamanlı ola
rak bünyesinde barındırıyordu. Bu söylemin toplumsal düzeyde
tahakkuk bulması, toplumun geniş kitlelerini oluşturmakta olan
kentsel mezhebi kitleler, Bazariler270 , kentin orta sınıfı , dinsel,
ulusal ve solcu aydınlarının bir araya gelmeleriyle "tam bir dev
,,
rim ile sonuçlanmasına neden olmuştur: 1 979 Devrimi. Özetle
bu Devrim , tüm sınıfları kapsayan bir Devrimöi: Hem geleneksel
toplum kesimlerini hem de modern sınfları ve toplum kesimleri
ni (parti ve teşkilatlanmalarıyla) içeriyordu. 2 71
G E L E N E K S EL İ N A N C I N / K Ü LT Ü R Ü N
D ÖNÜŞÜM Ü : İ D EO L O Jİ
E L E Ş T İ R E L İ S L AM F E L S E F E S İ
inancındadır.A.g.k., s. 27.
ıes
A.g.k.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 147
291
Sachedina, Abdulaziz, Ali Shariati Ideologue of the Iranian Revolu
tion, Voices of Resurgence, ed. John Lesposito.N.Y.: Oxford University
Press, 1 983, s. 1 92.
292
A.g.k., s. 2 1 1 .
293 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No.5., ss. 34-35.
150 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
tek parça bir bütün olarak değil de çok parçalı olarak telakki et
mektedir. Parçaları dikkatle incelemek ve ona yönelirken seçici
olmak gerektiği kanısındadır. Zira "Çağdaş/yeni uygarlık bir bü
tün değil, acı ve tatlı tecrübeler, göreceli iyi ve kötü değerler, şüp
heli ölçütler ile bir evren toplamıdır ki bu evrenin inşası ve ira
desinde Ahuramazda ve Ahrimen müdahil ve çekişmektedirler.
Dolayısıyla bu alana ihtiyat, dikkat, işbilirlik ve sağlam görüşlü
lükle adım atmak gerekir ve de intikal ettirmek yerine intihab
(seçmek) etmek gerek:'294
Şeriati, Batı'nın olumlu yanlarını övmekle birlikte, "biz Avru
pa veya Amerika kurmak istemiyoruz. Biz Amerika ve Avrupa'nın
kurmaktan aciz kaldıkları insancıl bir toplum kurmak istiyoruz...
Batıöan bağımsız ve insani bir toplum kurmanın tek yolu Batı'yı
tanımakla olasıdır... ve eğer biz onların tüm dediklerinin tersini
yaparsak, bu irticanın ta kendisidir ve sahip olduklarımızdan bile
oluruz:' 295 vurgusunu yapmaktadır. Buradan çıkışla Şeriati, Batı
karşıtı ve Batı yanlısı eğilimleri eleştirirken, bu akımların Batı'yı
yetersiz algılarından yakınmaktadır; "Avrupa uygarlığının şeyda
sı ve hayranı olup ferengcilik gösterisi yapanlar, Batı'yı yakından,
doğru ve alimane bilmez tanımazlar, nasıl ki mütasip (tutucu)
mürteci (gerici) ve köhneperestler (geçmişe tapanlar) Batı'nın
kültürü ve uygarlığına, yekpare ve tümüyle, yabancıların da de
diği gibi sistematik bir biçimde muhaliftirler:'2 96
Şeriati, uygarlık ve modernizasyonu ayırarak soruna şöy
le yaklaşmaktadır: "Günümüzde tartışılması gereken ve maale
sef halen tartışılmamış en hassas ve hayati önem taşıyan sorun
lardan biri, Avrupa dışında ve İslami toplumlarda karşılaştığımız
SO SYOLO J İ K T EO R İ : DÜNYA G Ö RÜ Ş Ü
ve H Ü M ANİ Z M
Ekol ile yakınlıkları), Dr. Ali Şeriati'nin görüşlerini yeniden irdeleme Semi
narı Makaleleri, Ed.Javat Mizban, Maşhad: Entesharate Daneşgahe Ferdow
si Maşhad, 1 379, ss. 380-396.
317 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No.4, S.27.
3 1 8 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No.24, ss. 67-69.
3 1 9 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No. 1 2, s. 1 1 .
320 A.g.k., s. 1 2.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 155
,,
şünün, "evrenden manevi bir tefsire 321 dayandığını vurgulamak
tadır. Bu çerçevede varlık�evren, "şuursuz, amaçsız., boş bir maddi
aygıt olması şöyle dursun, topyekün yaradılış, arman/amaç, ilim,
irade gücü, makul, özbilinçli hassas/duyarlı ve canlı bir vücut
tur. Ve buna binaen, yüksek bir amaca doğru evrimci/tekamülsel
hareketine devam eden, eşgüdümlü fenomenler ile belirmeler
,,
bütününden -dakik bilimsel bir düzenden- oluşmuştur 322 •
Şeriati, toplumsal teorisinin doğaüstü temelini, "Jahanbini-ye
Towhidr (tevhidi dünya görüşü) olarak anlamlandırmaktadır.
Ancak bununla, "tüm müvehitler tarafından benimsenen ve
,,
bir "akide olarak revaçta olan "tevhid kavramtnı 323 kastetme
,,
mektedir. "Tevhidi Dünya Görüşü nden kastettiği, tüm evreni
dünya-ahiret, doğa-doğa ötesi, madde-mana, ruh ve cisim biçi
minde ikiye ayırmak/bölmek değil, bir bütün ve birlik (vahdet)
olarak tellaki etmektir. Yani, bütün vücudu/varlığı bir kül/tüm
biçiminde, tek amaç, ihsas, erdem ve irade sahibi, şair canlı bir
,,
endam olmasıdır 324 . Burada Şeriati, kendisi (inançlı biri olarak)
ile Tanrı tanımayanlar arasında bir sınır koyar ve kendi pozisyo
nunu, "bu telakkinin materyalizm ile naturalizmden farkı, benim
evreni amacı, ideali, şuuru, özbilinci ve iradesi olan canlı bir me
, ,
cudiyet olarak bilmemdir: 325 biçiminde koyar. İnsanın Tanrı yla
ilişkisini, Tanrı'nın doğayla ilişkisi benzerliğine bağlar: "Yanan
fanus ile aydınlık, insan bireyin şuuru ile vücuduyla ilişkisiyle
açıklık kazanır. Şuur/bilinç endamdan ayrı değil, endama içkin
değil, endam değil, endamla yabancı değil ve aynı zamanda şuur-
32 1
Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No.4, s. 395.
322 A.g.k.
323 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No. 1 6, s. 35.
324 A.g.k.
325 A.g.k., s. 36.
1 56 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
suz/bilinçsiz bir endam da boş bir leşten başka bir şey değildir:'326
O'nun anlayışında "insan, Tanrı'nın iradesinin bir yansıması/te
cellisi olup, mutlak varlığın irade ve şuuru/bilincidir. Bu antro
polojik anlayışta insan, Tanrı'nın evrendeki temsilcisidir:'32 7 Bu
bağlamda, "insanın "olması" ve onun yaradılış mahiyetinin yaz
gısı, tesadüfi olamaz; maceracıların bir oyunu, boş, abes, anlam
sız, sonsuz ve belirsizliklerce tayin edilmiş olamaz:'328
Şeriati tarihi, "zaman sürecinde insan türünün hareketi"329
olarak görmektedir.
Şeriati'nin tarih felsefesi, dolaylı olarak kaçınılmaz bir zo
run inancını belirtmektedir. Buna göre, "tarih evrenin diğer ger
çeklikleri gibi bir yerden başlamıştır ve kaçınılmaz olarak bir
yere ulaşmalı, bir amacı olmalı ve bir yöne doğru akmalıdır:·33o
Şeriati, "baçlangıç nerededir? ,, sorusuna, "tezat/diyalektiğin
başlangıcından .. :>33 ı yanıtını vermektedir. Fakat bu insanın öz
gür bir irade sahibi olmasının önünde engel değildir. İnsanın, sü
rekli olarak iyilik ve kötülük arasında seçim yapmaya maruz kal
mışlığını vurgular.
Şeriati, Kur-an'ın insan yaradılış kıssasına işare ederek, "İn
sanın yaradılışının, Adem'in formülüne dayalı olduğunu belir
tir: Kokuşmuş balçık + Tanrı ruhu = İnsan:'332 Şeriati, formü
lün açılımında insanın ne Balçık'tan ne de Tanrı ruhundan yara
tıldığına vurgu yaparak, formüldeki insanı oluşturan - fenomen
,,
leri sembolik fenomenler olarak telakki eder. "Tanrı ruhu nu
326 A.g.k.
3 27 A.g.k., s. 5 1 .
32s A.g.k.
329 A.g.k.
no
A.g.k.
m A.g.k.
m A.g.k., s. 42.
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 157
346 A.g.k., s. 8 1 .
347 A.g.k., s . 82.
318 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No.23, ss. 224, 225.
349 Şeriati, Ali, Macmueye Asar, No. l O, ss. 1 10- 1 1 1 .
350 Akhavi, Shahroukh, Shariati's Social Thought, Religion and Politics in
Iran, Ed. Nikki R. Keddie. London: Yale University Press, 1 983, s. 1 36.
dör d ünc ü
böl üm
TO PL U M SAL
HAR EKET ve
DE V R İM
DEVRİM
360
Amnesty lnternational, Annual Report for 1 974-75 (London, 1 975); In
ternational Commision of Jurists, Human Rights and the Legal System in
lran (Geneva, 1 976), ss. 1 -27; Ayrıca Bkz. Jakobson, P., "Torture in İran':
Sunday Times, 19 Jan. 1 975 ve Shestack, J., Letter to H.I.M. the shah, 1 7 June
1977.
168 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
366 Bu hususular her ne kadar bir kaç doktora tezin konusu olabilirse de, kı
saca değinilmesi gereken hususlardır. Amerika Birleşik Devletleri, komü
nizm ve sosyalizm ile mücadelesinde, özellikle Jimmy Carter Başkanlığı dö
neminde, devrimci ülkeler bağlamında başarısızlığı nedeniyle, makro bir
mücadele politikası yürütüyordu. Bu çerçevede, ABD, Sovyetleri yakın coğ
rafi çevresinde sıkıştırmaya karar vermişti. Bu nedenle, 1 970'li yıllardan
başlayarak, İran, Pakistan, Afganistan ve Türkiyeöe İslami hareket ve olu
şumlara destek sağlamıştır. Sovyetlerin Afganistan harekatına karşı İslami
gruplara İran, Türkiye ve Pakistan üzerinden silah ve askeri yardım sağla
ması, Ziyaülhak cephesinde ciddi destek sağlayarak, Zülfikar Ali Butto'nun
devrilme sürecine hız kazandırması, en sağlam müttefiki Şah'ın konumunu
zayıflatması ve Carter'in Tahran ziyaretiyle birlikte İran'da dinsel hareketle
rin demokratik ve sosyalist nitelikli hareketlerin önüne geçmesi, sorulması
ve üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.
367 Bkz. Darbareye Hemaseye Tabriz Va Ghom(Tebriz ve Kum Hamasesi
Hakkında), Tehran 1 36 1
,
174 İ R A N D E V R İ M İ A Mİ R AH MAD FEKRİ
İdeolojikLiderlik ve Humeyni
P ROPAGANDA ve E YL E M
Paris-Tahran süreci
raki yıla dek açıklanmamış ise de, Beni Sadr, Bazergan ve Neh
zate Azadi'nin bazı diğer üyeleriyle Humeyni'nin öğrencilerin
den Ayt. Beheşti, Ayt. Motahari, Hjt. Haşemi Rafsancani ve Hjt.
Bahonar'ın şura üyelerinden olduğu bilinmekteydi. 19 Ocak'ta
,
Tahradda 1 milyonu aşkın kişinin katıldığı gösteride, Şah ın sal
tanattan düşürüldüğü ve özgür İslami bir cumhuriyet istenildiği
bildirisi okundu ve yayınlandı. 378 24 Ocak'ta Ordu, Tahran Meh
rabad Havaalanını işgal ederek Humeynfnin gelişini engelle
meye çalıştı. 27 Ocak'ta Tahradda milyonlarca kişi gösterilerde
bulunarak havaalanının açılması ve Humeyni'nin gelmesini is
tedi. Rejim 30 Ocak'ta havaalanının Humeyni'nin gelebilmesi
için açılmasına karar verdi. 1 Şubat 1 979'da Humeyni, 1 3 yıllık
sürgünden sonra ülkeye döndü. Dünya tarihinde-belki- ilk kez
yaklaşık dört milyon kişilik halk yığını, şehir sokaklarından baş
layarak Mehrabad havaalanına dek Humeyni'yi karşılamak için
toplanmıştı.
İran Devrimi'nin olgunlaşma sürecinde ayrım gözetmeksi
zin bütün toplum katmanlarının rol oynaması bu çalışmada kul
lanılan bir kaç anahtar kavramın açılımını yapar niteliğindedir:
,
1 - Kollektif bilinç in mezhepsel, siyasal ve kültürel bir biliç/
anlayış/ideolojiden beslenmiş olması; siyasal bilinç/ideolojinin
dönüşüm sürecinde sınıflar birliğinin belirleyici rol üstlenmiş ol-
ması,
2- Kollektif Bilinç'in toplumun tarihsel arkaplanı bağlamın
da, tüm toplumsal kertelere ve kültürel kurumlara içkin olarak
gelişmesi ,
3- Kollektif bilinç'in sosyo-kültürel ve sosyo-politik alanla
rında etkin bir etken olarak kollektif davranışa dönüşebilmesi ve
bu toplu davranışı kitle hareketliliğine (mass mobilization) taşı-
yabilmesi.
4- Kolektif bilinç'in kitle hareketliliği sonucunda toplumsal
hareketin meydana gelmesine bağlı olarak devrim olgusunu ka
çınılmaz kılmasıdır. 379
Burada "dönüşüm" kavramının "değişim" kavramından ay
rıldığı nokta, toplumsal dönüşüm sürecinde neredeyse tüm top
lumsal, siyasal ve kültürel kurumların yapısal niteliklerinin kay
bolmaya (evrilme sürecinde) yüz tutmasıdır. Bu anlamda, dinsel/
kültürel ve siyasal/toplumsal düzeylerde "iktidar': bir kurumun
denetiminden başka bir kurumun denetimine geçmektedir. Ay
rıca, kültürel dinamiklerin devrim sürecinde nasıl etken bir rol
oynayabildiği İran bağlamında gözler önüne serilmiştir. Bir ku
rumun, kültürel yapı içerisinde, kendisine içkin veya içkin oldu
ğu başka bir toplumsal/siyasal kurumu sadece tarihsel arka pa
lanın etkisiyle, köklüce yıkıp yerine geçmesi, anlatılan çerçevede
anlamlandırılmaktadır.
379 Şah'ın devrilmesi herhangi bir siyasal muhalefet grubunun tek başına ya
pabileceği bir konu değildi; bu nedenden dolayı çok yönlü bir koalisyon ta
rafından Şah'a karşı muhalefet başlatılmış ve sonuçlandırılmıştır.
184 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
383 Hunt, Lynn, Politics, Culture and Class in the French Revolution, (Ber
384 Şah döneminde "Pehlevi Vakfı" olarak kurulan ve gelişmiş ülkelerde mal
varlığı bulunan bu kurumun ismi devrimden kısa bir süre sonra "Bonyad
Mostazafan" olarak değiştirilmiştir. Halen faal durumda olan bu oluşumun
kaynakları, Şah döneminde ve sonrasında geri ve zayıf bırakılan (mostazaf)
halk ve devrim ile İran-Irak savaşı gazilerinin çeşitli ihtiyaçları için sefer
ber edilmektedir.
m Milani, Mohsen, Şeklgiri . . 1 385, Ss.268-275
AMİR AHMAD FEKRİ İ RA N D EV R İ M İ 191
İ K T İ DARIN EL DEG İ Ş T İ R M E S İ : D E V R İ M
SONR ASI R ASYONELL İ K ve AYDINL ANM A
J90 "The Qisas Bili," trans. Mahmud Da'vati in Al-Tawhid, l, 4 (July 1 984),
ss. 1 36- 1 65.
1 96 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
kim olan siyah, koyu lacivert ve koyu kahve rengi kadın elbisele
ri ile kapanma zorlamalarının toplumca protesto edilmesi, sine
ma ve televizyonda ciddi bir protestan eğilimin başlaması, Nev
ruz bayramının ulusal bir değer olarak yeniden en üst düzeye çı
karıtılması, alınması zorlaştırılmış olan Farsça adların serbest
çe seçilmesi ve Haşemi Rafsancani'nin Cumhubaşkanlığı döne
mindeki diğer toplumsal, kültürel ve siyasal açılımlar, gelenek
sel iktidarın da tarihe gömülmeye başladığının göstergeleri ola
rak değerlendirilebilir. 395 Bu ortamın bir sonucu olarak bir son
raki kertenin yaşama geçirilme zemini oluşmuş oldu: Böylece,
,,
1 997Öen sonraki "ıslahat/protestan kerteye girilmiş oldu. 396
Sözü edilen üç kerteye dair özellikler esasen bütün dönem
lerde varlık gösterdi ve bu nedenledir ki, kertelerin birbirleriyle
çeliştikleri ölçüde, anlaşmazlık ve çatışmaların kaynağı oldular:
,
Bu durum, İran ın siyasal yaşamına, "meşruiyet krizi" damgası
nın vurulmasına neden olmuştur. Meşruiyet krizi, sonuç itibariy
le iki toplumsal gelişmenin öncülü niteliğini taşımıştır:
1 - Rejimin tutunum ideolojisinin (İslam/Şi'a) protesto edil
mesi,
2- Dinsel iktidarın halkın kollektif bilinciyle protesto edilişi
sonucunda seküler (siyasal iktidarın dinsel iktidardan kurtarılı
şı ve dinsel iktidarın meşruluğunu siyasal kurumların meşruiye
ti düzeyinden geleneksel kurumların düzeyine yönlendirilmesi)
anlayışın gelişmesine paralel olarak din-devlet özdeşliğinin ta
rihsel boyutta toplumsal, siyasal ve kültürel düzey ve bağlamlar
da sonlandırılması.
395
Bu geleneksel iktidar kertesinde, doğrudan bulundum ve aktif görev al
dım. Karizmatik iktidar kertesinde de savaş ve diğer alanlarda aktif olarak
bulundum.
396 Her üç kerte ile ilgili detaylı irdelemeler için Bkz. Başiriyeh, Hossein,
,
Dibaçe-i Bar Came e Şenasiye Siyasiye İ ran, Yay. Negahe Moaser, Tehran,
1 38 1 , ss. 88- 1 06.
200 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
397 İran toplumu özelinde, kültürel yapının ekonomik yapıda (altyapı) belirleyici
rol oynadığı toplumsal örüntü içerisinde ekonomik faktörlerin etkinliği ötesin
de oluşan/oluşturulan ruhani/din adamları kesimi, bir sınıf olmaktan çok top
lumsal bir tabaka/kabuk niteliğindedir. Tarihsel süreç boyunca ruhaniler, her
sosyo-kültürel ve sosyo-politik kertede toplumsal bir sınıfa bağlı ve endeksli ola
rak yaşamınİ sürdürmüştür. İran toplumunda dinsel kabuk, 3000 yıllık tarihsel
yaşamı boyunca hep merkezi yönetimden beslenen ve onu destekleyen araçsal
bir toplumsal kabuk olarak yaşamını sürdürmüştür. Ve özellikle son 500 yıl içe
risinde tamamıyla büyük toprak sahipleri, Padişahlar Sarayı'nın hizmetkarları
mahiyetinde köy ve kent eşrafı ile bazaari tüccar sınıflarıyla birlikte hareket et
miş ve bu ekonomik sınıflardan beslenerek (zekat, khoms, imam payı alarak)
hayatını sürdürmüştür. Bu çerçevede, bu çalışmada bu sosyal kabuğa klasik an
lamda sınıf nitelemesini uygun görmemenin nedeni, bu toplumsal grubun eko
nomik altyapı yoksunluğu ve üretim sürecine katılmamış olmasıdır.
AMİR AH MAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 201
398 İdeolojik Devlet'in nitelikleri bağlamında, genel olarak iki özellikte� söz edile
bilir: 1- Tüm toplum ve toplumsal bağldıklar siyasallaştırılmıştır. Yani, özel yaşam
ve yaşantının tüın alan ve havzaları hükümet ve hükümete bağlı unsurlar tarafın
dan her zaman ve herhangi bir gerekçeyle müdahaleye açıktı. 2- Toplum ve top
lumsal bağldıklann siyasallaştırılması ancak egemen ideoloji açısından yani İsla
mi gelenekselcilik tarafından yapılmıştır, böylece farklı düşünme ve düşünüşlere
tahammül gösterilmemiştir. Özellikle devrimden sonraki birinci kerte bu anlayı
şı tam olarak temsil etmiştir. Bu çerçevede, toplumun genelinde, İslami geleneğin
dışında kalan herhangi bir nesnenin asaleti ve değerinden söz edilemez.
202 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
İranlılık ve Modernite
Jonbeş-e Daneşjui Hejdah-e Tir., Bkz. Fekri, Amir Ahmad, " İ ran'da Öğ
399
S İ V İLLE Ş M E ve DE MOK R AT İ K
H AR E K E TLİL İ K
lanma) sürecinin bir ürünüdür. Bir anlamda yeni orta sınıf ve özellikle onun
yeni aydın kesimi yirminci yüzyıl İran'ın bürokratik ve modern devlet anla
yış ile yapısının temel erkanını oluşturmuştur. Bu sınıf oluşumunun başın
dan itibaren liberalizm, sekülerizm ve modernizm ideolojilerinin taşıyıcıları
olarak işlev görmüşlerdir. Bu sınıfın temel istekleri; İran'ın ulusal değerleriy
le ulusal kimliğinin yeniden yapılanması, ruhanilerin siyaset alanına müda
hale etmemeleri, Avrupa standartlarında bir anayasanın düzenlenmesi, gele
neksel ve karizmatik devlet yapısının yerine ulusal egemenliğe dayalı modern
ulusal devlet kurumlarının geliştirilmesidir. Özgürlük, eşitlik, güç/iktidar ile
egemenliğin meşruiyeti ve meşrutiyeti ve de din-devlet ilişkisinil) niteliği ko
nularında bu sınıf ile ruhani sınıf arasında sürekli bir gerilim yaşanmaktadır.
208 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
İstanbul, Ocak 20 1 1
KAYNAKÇA
Bahtiar, Shahpour, Si-o Hafi Rouz Pas az Si-o Hafi Sal, (Pa
ris 1 98 1 )
,
Fekri, Amir Ahmad, " İran da Örenci Hareketleri ve Dev
,,
rim , Teori ve Politika, No. 3 1 , Yaz 2003
,
Gozareşe Farhangiye İ ran, (İran ın Kültürel Raporu)
Sazman-e Barname Va Boudje,Tehran 1 354
Nielson, Niel, C., and et al., Religion of the World, 2nd Edi
tion, NY: St. Martin's Press, 1 988 Norfolk:Allen Lane, 1973
Tehran, 1 367,
Press 1 98 1
,
Ya kubi, Ahaınd İbn Ya'kub(İbn Vazeh Ya'kubi), Tarih-e
Ya'koubi, Tere. M. Ebrahim Ayati, Şerkat-e Enteşarat-e Elmi va
Farhangi, Tehran, 1 366
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 243
,
Algar,Hamid, "Introduction in , On Sociology of Islam, Ali
Shariati ,trans. Hamid Algar. Berkley: Mizan Press , 1 979
Bakhash, S., The Reign of the Ayatollahs: Iran and the Isla
mic Revolution, (New York: Basic Books, 1 984)
Chubin, S. and Trip, C., Iran and Iraq at War, (Boulder, Co:
Westview, 1 988)
ew, 1 99 1 )
,
______, ( 1 867), "Capital ,, Ben Fowks, Çev., New
York: Interntional Publishers, 1 977
,,
______ ( 1 844), "Early Writtings , T. Bottomore,
Çev., New York, McGrow-Hill, 1 967
,
______, ( 1 846), "German Ideology , , C. J. Arthur,
Çev., New York, International, 1 964
,
'Alam,Asadollah, Yad'daşthay-e 'Alam ['Alam ın Günlüğü]
ed., A. Alikhani, Washington: Iran Books, 1 996, Vol. 4
____.,
__ "Paradok-e Eslam va Demokrasi'� [İslam
ve Demokrasi Paradoksu] , Kian, No. 2 1
Organization, 1 989
,,
"Mavazee Ma [Bizim Mevzilerimiz], İslam Cumhuriyet par
tisinin Programı, Tehran, 1 98 1
,,
Milani, A. "Naser al-Din Şah dar Farang [Ferengde Nasırıd
dın Şah], Iran-Şenasi, No.22, 1 994.
Şari'at Razavi, P., Tarhi baray-e yek Zendegi, [Bir yaşam için
bir plan ] , (Tehran: şap-Pahş, 1 995)
______..
İdeoloji Dini va Din-e İdeolojik, [İdeolo
jik Din ile Dinsel İdeoloji], Kian, No. 14, Dec-Jan 1 993
ı49, ı so, ı s ı , ı s2, ı s3, ı s4, ı ss, ı s8, ı s9, ı 69, ı 73, ı 98, 204,
205, 2 ı 7, 22 ı , 222, 223, 226, 227, 23 ı , 234, 235, 236, 238, 239,
240, 242, 246
Altında!, Aytunç 35, 47, 227
Amin, Samir 24 7, 262
Amin, S. H. 247, 262
Amirahmadi, H. 24 7, 263
Amiri, Manouçehr 6 ı , 237
Amuzegar, Cemşid ı 64, 247
Anderson, Peery 43, 227
Ansari, Mohammad Sadegh 80, 225
Ansel, Pearson 24 7
Anuşe, Hasan 60, 234
Araslı, Hamit ı ı 3, ı ı s, 226
Arendt, Hana 24 7
Argun 89
Aristo 1 09, ı 23
Arkoun, Mohammad s ı , 52, 227
Arthur, J. C. 54, 65, ı 42, 229, 236, 238, 255
Asadollah, Alam 246, 262
Ashraf, Ahmad ı 4 ı, 24 7
Aşkevari, H. Y. 263
Aşraf, Ahmad 263
Aşuri, Daryuş 263
Augustine, Aziz 53'
Aya, R. ı 27, 228
Ayubi S ı
Azari, Soheyl 55, 230
Azernuş, Azertaş 7 ı, 23 ı
Azerpey, Giti 42, 228
Azhari, Gholam-Reza ı 80, ı 8 ı
274 İ R A N D E V R İ M İ A M İ R A H MA D FEKRİ
Babek Hürremdin 84
Badrehi, Fereidoun 55, 230
Bahaoddin, Horramşahi 49, 23 1
Bahonar, Hjt. 1 82
Bahtiyar, Şahpur 1 8 1 , 1 83, 1 84
Bakhash 248
Bakhtiar, Shahpour 1 68
Bakırcı, Mehmet 43, 227
Balance, E. O. 248
Baqayi, Mozaffar 1 1 3
Baqi, A. 263
Barzin, S. 263
Başiriye, Hossein 1 4 1
Başiriyeh, Hossein 1 99, 228
Bauman, Zygmunt 1 00, 228
Bayat-Philipp, Mangol 1 36, 228
Bazergan, Mehdi (Bazargan) 94, 1 37, 1 65, 1 78, 1 82, 1 83, 1 85, 1 9 1 ,
229
Bedevi, Abdurrahman 1 20, 229
Beethaın, R. 249
Behbahani, Vahid 1 22, 1 36
Behdad, Sohrab 1 39, 240
Beheşti, Ayetullah 1 82
Behnaın, Djamshid 1 35, 229
Bendix, Reinhard 48, 50, 52, 229, 249
Beni Sadr, Abol Hasan 1 82
Beyhangi, Abolfazl
Bierstedt, R. 249
Biesanz, J. 1 26, 229
A M İ R A H MA D F EKRİ İ R A N D E V R i M i 275
Dabashi, H. 250
Dariush, Parviz 51
276 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
Ehteshami, A. 25 1
El-Belazari, Mohammad İbn-i Yahya 7 1
Elham, Gulam Hüseyin 2 1 O
El-Mütesim 90
El-Nasır'billah 89
Emami, Şerif 1 76, 1 77, 1 78
Enayat, Hamid 49, 5 1 , 1 43 , 23 1 , 251
Engels, Friedrich 63 , 1 42 , 23 1 , 238 , 254
Erdişir, 1. 4 1 , 42, 64
Erdişir-e, Babekan 64
Erkilet, Alev 126 , 23 1 , 246
Fakhrae'i, E. 264
Falatouri, Javad 88
Fardid, Ahmad 147
Fardoust, Arteshbod 264, 267
Fazlullah, Nouri 1 37
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 277
Femia, H. 2 5 1
Ferdinald, Klaus 52, 227
Ferguson, A. 2 5 1
Feth, Ali Şah 1 1 1 , 1 1 3, 1 14, 1 1 5, 1 35, 146, 226
Fetih, Ali Şah 9 1
Field, M. 1 65, 1 66, 232
Firuz, Abu Lo'lo Nihavandi 78, 84
Firuz, Espahbod 78, 84
Fisk, R. 2 5 1
Flanz, G . H. 251
Foran, J. 20, 1 80, 232
John 20, 1 80, 232
Ford, Gerald 1 64, 1 65
Frieland, W. 20, 232
Gaemmagam, Farahani 1 35
Garthwaite, G. R. 25 1
Gay, Peter 1 00, 232
Gazali, (Mohammed Ghazali) 145
Gazan 89
Gazneli, Mahmut 88, 89
Ghaderi, Hatam 90
Gharabaghi, Abbas 163, 1 64, 232
Ghirshman, D. R. 60, 232
Gibb, A. R. 109, 232
Giddens, Anthony 1 03, 1 05, 232, 251
Gieben, Bram 1 02, 233
Giroux, H. 250, 252
Goldstone, J. 20, 233
278 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
Golpaygani, Ayetullah 1 69
Goodwin, J. 1 9, 233, 258
Göçek, F. Müge 1 7, 27, 233
Gramsci, Antonio 1 7, 1 00, 1 0 1 , 233, 249, 250, 2 5 1 , 256, 257, 258,
259
Gurr, T. R. 1 9, 233
Gün, Servet 1 1
Gürvit, H. 43, 227
Habermas, Jurgen 1 53
Hacı Bektaş Veli 76, 1 37
Şeyh Abdollah Mazandarani 76, 1 37
Hagjou, N. 264
Halebsky, S. 252
Hall, Stuart 20, 1 02, 1 26, 229, 233, 245, 258, 260, 26 1
Halliday, F. 252
Hamilton, Peter 1 00
Hammurabi, 38, 39, 40
Ha'ri, Mohammad 264
Hashemi, Mostafa Halekdada 1 32, 22 1
Haşim, İbn Hekim 73, 84, 88
Hatemi, Mohammad (Khatemi) 1 94, 1 98, 202, 206
Hayyam, Ömer 1 2 1
Hegel, Georg Wilhelm 145, 1 46, 1 54
Hermassi, E. 20, 233
Herodot 60
Hoffer, E. 252
Hooglund, E. J. 252
Horkheimer, Max 1 53, 1 54, 234
AMiR AHMAD FEKRI I R A N D E V R i M i 279
ı-i
Intekhabi, N. 265
Issawi, Charles 234, 252
İbn Asir, İzzedin Ali 77, 79 , 234
İbn Belhi 7 1 , 235
İbni Haldun 66, 67
İbn-i Mokaffa 53, 54
İbni Sina 1 22, 1 23
İkbal, Muhammed 1 32, 149, 242
İskender, Makedonyalı 40, 65, 9 1
Justinyen, 55
Ladjevardi, H. 253
Lahiji, Abdolkarim 205, 236, 266
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 28 1
0-Ö
Oberschall, A. 256
Olcaytu 89
Osman, Hz. 72, 77
Ömer, İbn Hattab 2, 67, 78, 79, 8 1
Özdemir, Şennur 1 1
P-R
Parsa, M. 256
Pazhoum, J. 268
Pedram, Masoud 23, 1 1 1 , 239
Pehlevi, Mohammad Reza Şah (Rıza Şah) 53, 59, 77, 92, 1 37, 1 88,
207, 2 1 7
284 İ R A N D E V R İ M İ AMİR AHMAD FEKRİ
Pehlevi, Reza Şah, (Rıza Şah) 53, 59, 77, 92, 1 37, 1 88, 207, 2 1 7
Peterson, Richard 103, 240
Petroşevsky, İliya 1 1 5, 240
Pezeşkpour, Mohsen 1 1 3
Pierson, C. 257
Pir Sultan Abdal 76
Piran, P. 268
Platon 1 09, 1 23
Pour, Jalaei 265
Qotbzade, Sadeq 1 78
Qutb, Seyyed 268
Radji, P. 257
Rafsancani, Haşemi 1 82, 1 93, 1 98, 1 99, 208, 22 1
Rahman, Fazlur 49, 1 20, 240
Rahnama, Ali 26, 1 1 1 , 1 12, 236, 240
Rahnema, Said 1 39, 140, 240
Ramazani, R. K. 82, 237, 257
Rasoulzadeh, Mammed Amin 144
Richard, Y. 29, 1 03, 1 37, 230, 240
Roqani Zanjani, M. 268
Rostow, Walt W. 260
S-Ş
Sa'ad, İbn Vakkas 67, 79
AMİR A H MAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 285
Sachedina, Abdulaziz
Safavi, Navvab 59, 70, 73, 77, 90, 9 1 , 92, 1 08, 1 1 2, 1 14, 1 1 5, 1 34,
1 37, 1 39, 146, 147, 1 74, 2 14, 2 1 7, 2 1 9, 239, 242, 268, 270
Safı, Louay M. 257
Safınezhad, J. 268
Sahabi, E. 269
Said İbn, As'a 77
Sajestani, Abu Yakuo 1 3 3
Salehpour, J. 269
Sancabi, Kerim 1 77
Sandjabi, Karim 1 1 3
Saqafı, M. 269
Sarıca, Murat 98
Sartre, Jean-Paul 1 0 1 , 1 54, 24 1
Saussure, Ferdinand de 1 04, 24 1 , 257
Savory, R. M. 257, 270
Saward, M. 257
Sayılan, Fevziye 1 1
Schpuller, Berthold 88, 24 1
Schultz, L. 257
Schweitzer, A. 257
Seddigi, Golamhosein 42, 67, 69, 83, 84
Sepehr, Zabih 258
Seyyed, Abdollah Behbahani 7 1 , 1 09, 1 10, 1 1 1 , 1 23, 1 36, 1 37,
1 39, 1 40, 168, 222, 223, 235, 239
Seyyed, Ahmad Han 7 1 , 1 09, 1 1 0, 1 1 1 , 1 23, 1 36, 1 37, 1 39, 1 40,
1 68, 222, 223, 235, 239
Seyyed, Mahmud Talegani 7 1 , 109, 1 10, 1 1 1 , 1 23, 1 36, 1 37, 1 39,
140, 1 68, 222, 223, 235, 239
Seyyed, Mohammad Tabatabai 7 1 , 1 09, 1 1 0, 1 1 1 , 1 23, 1 36, 1 37,
1 39, 140, 168, 222, 223, 235, 239
286 İ R A N D E V R İ M İ AMİR A H MAD FEKRİ
Tabari, Ehsan 62, 67, 68, 78, 79, 82, 84, 88, 89, 239, 242, 243
Tafazzoli, Ahmad 42, 243
Teazis, Christos 1 1
Teodoris 55
Texier, J. 258
Thomas, Aquin 53, 1 02, 238
Tilly, Charles 1 9, 43, 243, 259
Tork, İshak 84
Trip, C. 250, 259
AMİR AHMAD FEKRİ İ R A N D E V R İ M İ 287
Vakilzad, C. 259
Valliere, Paul 1 04, 243
Vatandoust, G. Asefi 272
Vatimo, Gianni 102, 243
Voll, John Obert 1 1 7, 243
Voltaire 99