Professional Documents
Culture Documents
Paper 1-Yazı 3
Paper 1-Yazı 3
Paper 1-Yazı 3
Eugene Ionesco’nun “Gergedan” isimli tiyatro eserinde Fransa’nın bir taşra köyünde yaşayan
Berenger’in, köyün ana meydanında gerçekleşen olayları takip eden tartışmalar sürerken
toplumla kurduğu iletişim ve insanlarla olan ilişkisi anlatılır. Köylülerin meydanda gerçekleşen
olaylardan sonra iradesini kullanmayarak olayları kabullenmeleriyle gergedana dönüşmeleri
sonucu gergedanlara katılmama konusunda kararlı olan, insanlığını, kimliğini korumaya çalışan
Berenger’in gergedanlaşanların sayısı artmaya devam ettikçe başlayan “İrade sınavı” esnasında
yaşadığı sıkıntılar ve gergedanlaşmaya karşı olan korkusu; Ionesco’nun yaratmış olduğu “Nazi”
alegorisi, “İrade” ironisi, şapka sembolü ve Don Kişot gibi diğer çeşitli unsurlarla Berenger’in
kimliğini koruma mücadelesi yansıtılmaya çalışılır.
Tüm eser -özellikle III. perde- boyunca “gergedanlaşanların” sayısı arttıkça Berenger kimliğini
korurken ayrıca toplumdaki yeri değişmeye başlar. III. Perdede Berenger’in iş arkadaşı Dudard
evine gelir. Dudard, aynı Jean gibi eser boyunca Berenger’e doğru tavsiyeleri vermeye çalışır.
Bu perdede Dudard ve Berenger’in arasındaki tartışma ele alınır ve “gergedanlaşmanın” ne
olduğu, gergedanlara katılmanın doğru bir davranış olup olmadığı sorusuna cevap aranır.
Dudard, gergedanlaşmayı bir hastalığa benzetirken Berenger, bunun bir hastalık gibi kolay kolay
yayılmayacağını düşünüp iradesinden ve kararlılığından vazgeçmez. Dudard bir Nazi gibi
düşünmeyerek gergedanlaşmaktan yana olduğunu her sözüyle belirtir: “DUDARD …bana göre
birkaç kişi deri değiştirmek istedi diye ne yapacağını şaşırmaya gerek yok.” (Ionesco, 93) Bu
durum da Nazi alegorisini destekler. Aynı perde de Bay Papillon ve Mantıkçı’nın da gergedana
dönüştüğü öğrenilir. Bay Papillon; Dudard ve Berenger’in çalıştığı yerin patronudur, işyerinde
ve köyün meydanında çıkan “Asya-Afrika Gergedanı” tartışmasında olayı tatlıya bağlamaya
çalışmıştır ve tüm çalışanları arasında büyük bir yere sahiptir. Perdenin devamında Bay
Papillon’un istereyek gergedana dönüştüğü belirtilir: “DUDARD Bay Papillon istifa etti. …
DUDARD … çok matrak ama, o gergedan oldu BERENGER Bilerek yapmış olamaz!” (Ionesco,
94) Berenger, gergedanlaşmaya karşı olmaya devam ettikçe Dudard ona “Don Kişot” diye hitap
eder. Don Kişot çeşitli hedeflere sahip olan ve bu hedefleri gerçekleştirmeyi yaşam felsefesi
edinen kimse demektir. Berenger de “gergedanlaşmamayı” ve kimliğini korumayı hedef olarak
belirler ve oyunun sonuna kadar öyle kalır. Eserin başlarında eski püskü kıyafetler giyiyen bir
alkol bağımlısıyken sonlarına doğru kendisi hariç herkes gergedana dönüşünce Berenger,
insanlığın koruyucusu rolünü devralır. Oyunun sonunda gergedanların doğadaki davranışlarına
ve doğaya sağladığı uyuma hayran kalıp o da gergedana dönüşmeyi aklından geçirir fakat
toplumda sahip olduğu “insanlığın koruyucusu” rolü buna izin vermez.
Eugene Ionesco’nun “Gergedan” isimli tiyatro eserinde Fransa’nın bir taşra köyünde yaşayan
Berenger’in, köyün ana meydanında gerçekleşen olayları takip eden tartışmalar sürerken
toplumla kurduğu iletişim ve insanlarla olan ilişkisi anlatılır. Köylülerin gergedana
dönüşmeleriyle gergedanlara katılmama konusunda kararlı olan Berenger’in gergedanlaşanların
sayısı artmaya devam ettikçe başlayan “İrade sınavı” esnasında yaşadığı sıkıntılar ve
gergedanlaşmaya karşı olan korkusu ön plana çıkarılır ve Ionesco’nun yaratmış olduğu “Nazi”
alegorisi, “İrade” ironisi, şapka sembolü ve Don Kişot gibi diğer çeşitli unsurlarla desteklenir.