You are on page 1of 35

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/339069957

TÜRKİYE'DE ORMANCILIĞIN SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAMDAKİ YERİ Social


and Economic Impacts of Forestry Sector in Turkey

Article · January 2000

CITATIONS READS

0 1,265

4 authors, including:

Ersin Yılmaz Gülzade Kahveci


General Directorate of Forestry Turkey Turkish Academy of Sciences
120 PUBLICATIONS   119 CITATIONS    11 PUBLICATIONS   19 CITATIONS   

SEE PROFILE SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

Farklı Toplum Kesimlerinin Orman Yangınları Yönetimine Yönelik Bilgi, Görüş ve Deneyimlerinin Belirlenmesi, Mersin İli Örneği (Identifying Different Public’s
Knowledge, Attitudes and Experiences toward Forest Fire Management, A Case Study of Mersin Province). View project

Orman Yangınları Yönetiminin Bütünleyici Karmaşıklık Yöntemiyle Değerlendirilmesi (Assessment of Forest Fire Management Using Integrative Complexity Method).
View project

All content following this page was uploaded by Ersin Yılmaz on 06 February 2020.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


TÜRKİYE’DE ORMANCILIĞIN SOSYAL VE
EKONOMİK YAŞAMDAKİ YERİ

Social and Economic Impacts of Forestry Sector in Turkey

M. Kurtuluş GÜRSES1
Dr. Sacit KOÇAR2
Ersin YILMAZ3
Dr. Gülzade Kahveci4

1
T.C. Orman Bakanlığı, Müsteşar Yardımcısı
1
T.R. Ministry of Forestry, Deputy UnderSecretary
6100 Ankara

2
Kavak ve Hızlı Gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü
2

İZMİT

3
Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü
3
Eastern Mediterranean Forestry Research Institute
P.K.: 18 33401 TARSUS

4
T. C. Orman Bakanlığı, APK Kurulu Başkanlığı, ANKARA

ÖZET

Toplam ticaret hacmi ve ticarete katılan ülke sayıları dikkate alındığında


orman ürünlerinin uluslararası ticaretteki önemi anlaşılmaktadır. Bu
eğilimin 21. yüzyılda da sürmesi beklenmektedir.
Dünyada yakacak odun, genelde bulunduğu yerdeki talep düzeyine göre
üretilmektedir. Bu nedenle dış ticarete önemli düzeyde konu
olmamaktadır. Öte yandan 1994 yılına kadar yakacak odun tüketimi
sürekli artmıştır. Endüstriyel odun üretimi ise gelişmekte olan ülkelerde
sürekli artar iken, gelişmiş ülkelerde 1990 yılından sonra azalma
eğilimine girmiştir. Biyolojik çeşitlilik ve çevreyi korumaya yönelik
oluşan baskı, odun işleyen endüstrideki teknolojik değişimler ve belli
ülkelerdeki odun arzındaki azalma gibi nedenler ile son yıllarda orman
ürünleri tüketiminde daralmalar görülmektedir.

Öte yandan ormancılık ve oduna dayalı sanayi sektörleri, kırsal


yörelerdeki yapısal (ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve teknolojik)
değişime olumlu yönde etkide bulunarak kırsal ve bölgesel kalkınmaya
ve giderek ülke kalkınmasına katkı sağlamaktadır.

Ormancılık sektörünün odun ve odun dışı ürünler gibi ölçülebilen


faydalarına ilave olarak, ölçülemediği için sosyal yaşama ve ulusal
ekonomiye yaptığı katkı tam olarak görülemeyen toprak ve su koruma,
taşkın ve çığları önleme, iklimi etkileme, oksijen üretimi ve
karbondioksit tüketimine yönelik işlevleri, hava kirliliğini azaltıcı etkisi,
gürültü şiddetini azaltma işlevi, gen kaynağı olarak değeri, insan sağlığı
ve dinlenme açısından olumlu özellikleri vb. birçok faydaları
bulunmaktadır.

Bildiride, gelecekte izlenecek ormancılık politikalarına ışık tutmak


amacıyla, dünyada ve Türkiye’deki orman ürünleri ticaret, arz ve talebi
irdelendikten sonra, ormancılık sektörünün sağladığı tüm faydalar ile
ülkenin sosyal ve ekonomik yaşamındaki yeri ortaya konulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Orman, Ekonomi, Orman Ürünleri, Ormanın Kollektif Faydaları.

ABSTRACT

When the total trade capacity and the number of trading countries
considered, significance of forest product in international trade is well
understood. This tendency is expected to continue in the twenty-first
century.

In the world fuel wood is generally produced according to demand


capacity. In this respect fuel wood is not a major component of world
trade. In the other hand, fuel wood consumption has increasingly grown.
While round wood production has continuously increased in developing
countries, there has been a tendency to decrease in developed countries
since 1990. There is a significant decline in forest product consumption
as a result of growing concern on biological diversity, environmental
issues, technological development on wood processing industries and
decrease in wood supply of some countries.

Forestry and wood-base industry sectors has an important impact on the


structural development (economical, social, cultural and technological)
and have contributed to rural and regional development and gradually
country’s development as well.

Besides the visible benefits of wood and non-wood products of the forest
sector, forest sector has many benefits such as soil and water
conservation, avalanche and flood control, climate balance, oxygen and
carbon dioxide balance, prevention of air pollution and noise, unique
genetic resource and amenities for human life.

In this article, all benefits from forestry sector and their social and
economic impacts on the country have been defined with the aim of
enlightening the future forestry policies, following the examination of
the trade and supply and demand for the forest products.

Key Words: Turkey, Forest, Economics, Forest Products, Collective Benefits of the Forest.

1. GİRİŞ

Farklı kesimlerce değişik “orman” tanımları yapılmaktadır. Ormanın,


gerek çeşitli bilim dalları ve gerekse ormancılık bilim dalları özelinde,
genel ve ortak kabul görmüş bir tanımına rastlanılmamaktadır. Ancak
bilimsel yönden bir yerin orman sayılabilmesinin temel nitelikleri
aşağıdaki şekilde belirtilmektedir (Özdönmez ve ark. 1996):

• Uygun yetişme koşullarının varlığı,


• Bu ortam içinde ormanı meydana getiren ağaç ve ağaççıklar
ile bunlara katılan diğer bitkisel ve hayvansal kaynaklı
öğelerin belirli bir mekan üstünde ve doğal bir uyum içinde
yaşama ortaklığı kurmuş olmaları,
• Ayrıca, bu varlığın topluma ürün ve hizmet yönünden çeşitli
yararlar sağlamasıdır.

Halen yürürlükteki 6831 sayılı orman kanununda ise orman, “tabii olarak
yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle
birlikte orman sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.

Orman sistemi içerisinde ağaç, ağaççık yanında toprak, akarsu,


rekreasyon alanları, otlaklar, yaban hayvanları, her çeşit bitkiler, yeraltı
mineralleri, köylüler, işçiler vb. gibi diğer öğeler de yer almaktadır. Bu
nedenle son dönemlerde “orman” terimi yerine tüm bu öğeleri kapsayan
“orman kaynakları” terimi geçerlilik kazanmıştır.

VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (BYKP) Ormancılık Özel İhtisas


Komisyonu (ÖİK) Raporunda “ormancılık” ise; toplumun orman ürün ve
hizmetlerine olan ihtiyaçlarını sürekli ve optimal olarak karşılamak
amacı ile biyolojik ve teknik boyut yanında ekonomik, sosyal, kültürel ve
yönetsel boyutlu çalışmaları da kapsayan çok yönlü ve sürdürülebilir bir
etkinlik olarak tanımlanmaktadır (DPT, 2001). Bu haliyle ormancılık
yani “orman kaynakları yönetimi”; özellikle son yıllarda büyük ölçüde
genişlik ve derinlik kazanmış ve ormancılığın politik, yönetimsel ve
stratejik üst düzey karar verme niteliği büyük ağırlık kazanmıştır.

Konuya odun hammaddesi tüketimi açısından yaklaşıldığında; bu


konunun başta nüfus ve gelir olmak üzere pek çok değişkenden
etkilendiği görülecektir. Dünya nüfusundaki artışa paralel olarak odun
tüketimi de artmaktadır. Tüketimdeki artış oranı ormanların yenilenme
oranından fazla olduğu için dünyadaki orman alanları giderek
daralmaktadır (Şekil 1).
5,0
4,1
4,0

3,0 2,6 2,7


2,0
1,0
1,0
-6,4 -10,5
0,0

-1,0
Değişim oranı (%)

-2,0
-3,0

-4,0

-5,0

-6,0 1997.
Kaynak: FAO,
Şekil 1. Dünyadaki
-7,0 Orman Alanlarının Daralma Oranları
-8,0
Türkiye’de orman alanlarının genişliği 20.763 milyon hektar olup, ülke
-9,0
alanının %26.6’sı kadardır; bu ormanların da %48’i verimli, %52’si
verimsiz -10,0
orman niteliğindedir (Tablo 1 - Şekil. 2).
-11,0
Tablo 1 – Şekil 2. Orman Tiplerinin Alan, Servet ve Artım Dağılımı

Afrika
Avrupa

Kuzey Amerika

Gelişmiş ülkeler
Asya-Okyanusya

Asya-Okyanusya
Alan Servet Artım
Orman Tipi
Bin ha Bin m3 Bin m3
Verimli orman 10028 1113612 31306
Koru 8238 1032741 26662
Baltalık 1790 80872 4644
Verimsiz orman 10736 87179 2964
Genel Toplam 20763 1200792 34270

Kaynak: Orman Bakanlığı, 2000


Kaynak: Orman Bakanlığı, 2000

Bitki örtüsü açısından verimsiz orman olarak belirtilen yerler bozuk veya
çok bozuk orman alanları ile maki, fundalık, yalancı makilik olarak
isimlendirilen çalılaşmış alanlardan oluşmaktadır.

Verimsiz ya da bozuk orman kavramının ekonomik açıdan da yanlış


anlaşılmaması gerekir. Aslında verimsiz orman, bozuk orman, makilik,
fundalık, çalılık, orman içi açıklık ya da orman içi mera alanlarının
topluma sunduğu silvopastoralizm, odun dışı bitki üretimi, av etkinliği,
doğa turizmi, rekreasyon vb. faydaların odun hammaddesi kadar fayda
sağlayabileceği günümüzde artık bilinmektedir. Bu alanlardaki etkinlikler
ile daha doğrudan ve kısa zamanda gelir oluşturulabilir. Bu nedenle söz
konusu alanlarda yapılacak çalışmalara halkın katılımı sağlanarak
bunların desteklerinin alınabilmesi de mümkündür (Anonim, 1999).
Böylece bu çeşit alanlar; pazara uzak, engebeli ve verimliliği yetersiz
yani üretim faktörlerinden toprağın geliri olan rantın düşük olarak
gerçekleştiği kırsal alanların kalkındırılmasında önemli araçlardan biri
olarak görülmektedir.

2. ORMAN ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİ, ARZI VE TALEBİ

2.1. Dünyada Orman Ürünleri Dış Ticareti

1994 yılındaki orman ürünleri ihracatı yaklaşık 114 milyar ABD Doları
tutarında bir büyüklüğe ulaşmıştır (FAO, 1997). Yine aynı yıl orman
ürünleri için 217 ülke ithalat ve 211 ülke ihracat yapmışlardır (FAO,
1996). Toplam ticaret hacmi ve ticarete katılan ülke sayıları dikkate
alındığında, orman ürünlerinin uluslararası ticaretinin boyutu
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Brooks (1997), orman ürünleri
ticaretinin son 30 yılda 3 kattan fazla artış gösterdiğini orman ürünleri
üreticilerinin ve tüketicilerinin birbirlerine olan bağımlığının arttığını ve
bu eğilimin 21. yüzyılda da sürmesinin beklendiğini belirtmektedir.

Toplam ihracat içerisinde yarı mamul ve mamul ürünlerin payları giderek


artmaktadır. Bu nedenle, endüstriyel odun ihracatı miktar olarak
artmasına rağmen, değer olarak orman ürünleri içerisindeki payı
azalmıştır. Orman ürünleri ihracatındaki ana ürünlerin payları aşağıda
Şekil 3’de gösterilmiştir.

Şekil 3. Orman Ürünlerinin Uluslararası Ticaretteki Payları

Gelişmiş ülkeler, uluslararası odun ticaretinde egemen durumdadırlar ve


ihracatta %82, ithalatta %79’luk bir paya sahiptirler. Avrupa ve Kuzey
Amerika hem ihracatçı, hem ithalatçı, Asya daha çok ithalatçı olarak
uluslararası odun ticaretinde yerlerini almaktadırlar.

Orman ürünleri dış ticaretine hemen her ülke katıldığı için, dünyanın
herhangi bir yerinde meydana gelen ekonomik koşullardaki olağanüstü
değişimler (kriz vb), orman ürünleri ticaretini de etkilemektedir.
1997 yılında Asya’da yaşanan ekonomik kriz, orman ürünleri piyasasına
da yansımıştır. Krizin ormancılık sektörüne yansımaları aşağıdaki şekilde
görülmüştür (Ok, 2000a):

• Özellikle Çin, Japonya, Tayland ve Kore’nin orman ürünleri


talebi aşırı şekilde azalmıştır.
• Endonezya ve Malezya dahil, ihracatçı ülkeler arasında
devalüasyon nedeniyle rekabet artmıştır.
• Bölgede orman ürünlerinin fiyatları düşmüştür.
• Kereste fabrikalarının kapanması, üretimin azalması ve işçi
çıkarmalarına bağlı olarak, ormancılık sektörünün kazançları
düşmüştür.
• Özellikle tropik odun hammaddesi üreten bölge dışındaki
diğer ülkeler de fiyat düşürmek zorunda kalmıştır.

2.2. Türkiye’de Orman Ürünleri Dış Ticareti

Türkiye orman ürünleri ihracatı yapan 211 ülke arasında, 1993 ve 1994
yıllarında, sırasıyla 64. ve 53. sıradadır. İthalat yapan 217 ülke arasında
ise 1993 ve 1994 yıllarında 20. ve 29. sırada ve önemli ithalatçı ülke
konumundadır (FAO, 1996).

Türkiye’nin odun hammaddesi ve yakacak odun ihracatı içinde Avrupa


Birliği (AB) % 47 ile en büyük paya sahip bulunmaktadır. Almanya, bu
ülkeler arasında %14.8 ile ilk sırada yer almaktadır. Bunun yanında,
Ortadoğu ülkeleri de önemli bir pazar konumundadır.

2.3. Çevresel İlginin Orman Ürünleri Ticaretine Etkisi

Son yıllarda ormanlar üzerinde artan çevresel ilgi ve bilinç nedeniyle,


aşırı tüketim, ormanların azalmasının ya da zarar görmesinin başlıca
nedeni olarak görülmektedir. Bu ilgi, orman ürünleri arz ve talebi
üzerinde bir baskı oluşturmakta ve ticaretini etkilemektedir. Bu nedenle,
tüketiciyi kullandığı odun hammaddesinin kaynağı ve işletilmesi
hakkında bilgilendirmek amacıyla, orman ürünleri için belgeleme -
ekolojik etiketleme (certification-ecolabelling) çalışmaları giderek
yaygınlaşmaktadır.

Belgelemenin amaçları: 1) ormanların sürdürülebilir kaynak yönetimi


çerçevesinde işletilmesini iyileştirmek ve geliştirmek, 2) bu tür
ormanlarda elde edilen ürünlerin pazara girişini sağlamaktır (FAO,
1997).

Belgelenmiş orman ürünü kullanmakla, odun hammaddesinin elde


edildiği ormanların sürdürülebilirliğinin sağlandığı ve bu hammaddeden
elde edilen ürünlerin de etiketlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu ürünleri
kullananlar, ormanların tahribine katkıda bulunmamanın ve çevresel
ortama zarar vermemenin rahatlığını duymaktadırlar.

Sürdürülebilir kaynak yönetimi çerçevesindeki ormancılık etkinlikleri ve


ürünleri daha değerli hale gelmekte, bununla birlikte birim maliyetleri
artmaktadır. Türkiye’de orman ürünleri ithalatında Rusya, Malezya,
Tayland, Gabon, Ukrayna ve Singapur %65 oranında bir paya sahiptir.
Bu ülkelerin sürdürülebilir işletmecilik yaptıkları tartışmalıdır.
Dolayısıyla, bu ülkelerin ihracatlarını ve satış fiyatlarını etkileyen
düzenlemeler, Türkiye’nin orman ürünleri tedarik maliyetlerini de
etkileyecektir. Bu gibi ülkelerde çevresel önlemler sonucu maliyetlerin
artması, Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’nün rekabet gücünü olumlu
yönde etkileyecek, ancak OGM’nin üretmediği tropik ürünlerin
maliyetini arttıracaktır. Türkiye ihracatının yaklaşık yarısının Avrupa
Birliği (AB) ülkelerine yapıldığı ve AB’ye aday üyeliğimiz dikkate
alındığında, orman ürünleri sanayii, ekolojik etiketleme çalışmaları ile
hem hammadde tedariki hem de pazar sıkıntıları yaşayabilecektir (Ok,
2000a).

Orman ürünlerini ekolojik etiketleme sistemi tam olarak yürürlüğe


girdiğinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ürünlerinin pazara
girişinin engellenmesi nedeniyle, odun üretiminin azalacağı ve fiyatların
yükseleceği belirtilmektedir (Stevens, 1996; Sedjo ve ark., 1997). Bu
durum, orman ürünleri ithalatçısı olması nedeniyle Türkiye’yi ödenecek
tutar ve ödemeler dengesi bakımından olumsuz yönde etkilemektedir.
2.4. Dünyada Odun Üretimi ve Tüketimi

Yakacak odun üretimine ilişkin elde edilen bilgilerin genellikle


tahminlere dayandığı ve sağlıklı veri yetersizliği bulunduğu
belirtilmektedir (Brooks, 1997). Bunun nedeni, yakacak odunun büyük
çoğunluğunun, veri toplamada ve pazarı kayıt altına almada güçlükleri
bulunan gelişmekte olan ülkelerde üretilmesi ve tüketilmesidir.

Dünyada yakacak odun üretim miktarı tüketimle hemen hemen aynıdır.


Yakacak odun ticareti, ihmal edilebilecek düzeyde dış ticarete konu
olduğu için, bulunduğu yerde talep düzeyine göre üretilmektedir. Bu
nedenle, yakacak odun üretim miktarı, üretildiği ülkenin ekonomisindeki
büyüme ve özellikle nüfus artış hızı ile yakından ilişkilidir. Örneğin,
1970-1994 yılları arasında nüfusu %90 oranında artan Afrika’da yakacak
odun üretimi %101 oranında artmıştır. Daha gelişmiş olan Avrupa’da
aynı dönem içinde ise, nüfus %7 oranında artarken, yakacak odun üretimi
%25 oranında azalmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde endüstriyel odun
üretimi sürekli biçimde artmaktadır. Bu ülkelerde 1970 yılında 208
milyon m3 olan endüstriyel odun üretimi, 1994 yılında 417 milyon m 3’e
ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerde ise endüstriyel odun üretimi 1990 yılına
kadar artmış, daha sonra azalma eğilimine girmiştir. 1970-1994
döneminde küresel odun üretimi, gelişmekte olan ülkelerde 911 milyon
m3 artarken, gelişmiş ülkelerde 15 milyon m3 azalmıştır. 1994 yılında,
gelişmekte olan ülkelerle 2.117 milyar m3, gelişmiş ülkelerde 1.242
milyar m3 olmak üzere toplam 3.359 milyar m3 odun üretilmiştir (FAO,
1997). 1970-1994 yılları arasında, üretilen odun miktarları aşağıda Şekil
4’te gösterilmiştir.
1200
1100

Üretim (milyon m3)


1000
900
800
700
600
500
400
300
200
100
0
1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984
Yıllar

Gelişen yakacak Gelişmiş yakacak Gelişen yapacak

Şekil 4. Dünyada 1970-1994 Yılları Arasında Odun Üretimi Gelişimi

Dünyada 1994 yılına kadar yakacak odun tüketimi sürekli artmıştır.


Endüstriyel odun tüketimi ise, 1990 yılına kadar artmış, 1990-1994 yılları
arasında azalmıştır (FAO, 1996). Orman ürünleri tüketimindeki
daralmaya başlıca 3 unsur neden olmuştur (FAO, 1997):

1. Son zamanlarda biyolojik çeşitliliğin korunmasının oluşturduğu


baskı ve çevreye olan ilginin artması nedeniyle, tropik
bölgelerdeki üretim azalmıştır.
2. Odun işleyen endüstrilerdeki değişimler, talebi etkilemiştir.
Teknolojik gelişmelere paralel olarak, imalat atıkları, ormandaki
üretim artıkları ve geri dönüşüm yolu ile elde edilen ürünler
üretimde kullanılmaktadır. Bunun yanında, mamul ürünlerde,
odunun payını azaltıp dolgu maddelerinin payını artıran
teknolojilerle ürün bileşimi değiştirilerek odun hammaddesine
olan talep azalmaktadır.
3. 1990 yılından sonra tüketimin azalmasının en önemli nedeni,
eski SSCB olarak adlandırılan ülkelerdeki odun arzının
düşmesidir.
Yakacak ve endüstriyel odun 1990 yılına kadar birbirlerine yakın
miktarlarda tüketilirken, 1994 yılında bu durum tersine dönmüş, yakacak
odun daha fazla miktarda tüketilmiştir. 1994 yılında gelişmekte olan
ülkelerde 2.103 milyar m3, gelişen ülkelerde 1.263 milyar m3 olmak
üzere toplam 3.366 milyar m3 odun tüketilmiştir. Tüketilen bu odunun
1.890 milyar m3’ü yakacak, 1.476 milyar m3’ü endüstriyel odun olarak
tüketilmiştir (FAO, 1997).

2.5. Türkiye’de Odun Üretimi ve Tüketimi

Türkiye’de yaklaşık 20.7 milyon hektar orman rejimi altında bulunan


alandaki ağaç serveti 1.200 milyar m3’tür. Koru ve baltalık ormanlardaki
cari artım (üretim), sırasıyla 26.9 ve 5.6 milyon m3 olmak üzere, toplam
32.5 milyon m3’tür. Amenajman planlarına göre, ormanlardan her yıl
kesilerek alınacak miktar (ormanların etası – hasat) koru ve baltalık
ormanlarda, sırasıyla 11.7 ve 5.5 milyon m3 olmak üzere, toplam 17.2
milyon m3’tür (DPT, 2001). Buna göre etanın (hasat) cari artıma (üretim)
oranı, koru ormanlarında %44, baltalık ormanlarında %98 olmak üzere
genel olarak %53 düzeyinde olması öngörülmektedir. 1995 – 1999 yılları
arasında devlet ormanlarında OGM tarafından yapılan odun üretimi
aşağıdaki Tablo 2 ve Şekil 5’te verilmiştir (Orman Bakanlığı, 2000).

Tablo 2. - Şekil 5. OGM Tarafından Yapılan Odun Üretimi

Endüstriyel Yakacak Toplam


Yıl
Bin m3 % Bin m3 % Bin m3
1995 8045 52.9 7155 47.1 15200
1996 7529 49.1 7802 50.9 15331
1997 6974 50.3 6882 49.7 13856
1998 7050 52.9 6279 47.1 13329
1999 7065 53.6 6126 46.4 13191
Ort. 7333 51.7 6849 48.3 14181

Kaynak: Orman Bakanlığı, 2000


Kaynak: Orman Bakanlığı, 2000

Tablodan görüleceği üzere, OGM tarafından, 1995 – 1999 yılları arasında


ormanlardan yılda ortalama 7.3 milyon m3 endüstriyel odun ve 6.8
milyon m3 olmak üzere, toplam 14.1 milyon m3 odun elde edilmiştir. Bu
üretim düzeyi ile OGM, etanın %82’si, cari artımın %43’ü kadar üretim
yapmaktadır.

OGM’nin etanın altında hasat yapmasında, yasadışı faydalanmayı


dengeleme amacı, bazı altyapı eksiklikleri, orman yangınlarının serveti
azaltması, sosyal baskıya açık alanlarda hasat yapılamaması,
gençleştirme çalışmalarında karşılaşılan başarısızlıklar rol oynamaktadır
(Geray, 1998).

Orman rejimi altındaki ormanlardan, kaçak kesimler yoluyla yasa dışı


üretim de yapılmaktadır. OGM, bu üretimi gizli üretim olarak
adlandırmakta ve emvalin yakacak odun olarak değerlendirildiğini kabul
etmektedir. VIII. BYKP Ormancılık OİK Raporu’nda 2000 – 2004 yılları
arasında 5.6 – 6.6 milyon m3/yıl gizli yakacak odunun üretileceği
öngörülmektedir. Geray (1998) ise, yasadışı endüstriyel ve yakacak odun
faydalanmasının yılda yaklaşık 11.5 milyon m3 düzeyine ulaştığını
belirtmektedir.
Türkiye’de orman alanları dışında kalan akarsu kenarlarında ve tarıma
uygun alanlarda özel kesim tarafından odun üretimi yapılmaktadır. Bu
üretimde, sulanabilir tarım arazilerindeki kavak ve okaliptüs
ağaçlandırmaları önemli bir paya sahiptir. Birler ve Diner (1994) kavak
odunu üretim miktarının 1994 yılı itibariyle 3.6 milyon m3 ve Gürses
(1993) ise okaliptüs odunu üretim miktarının yıllık 500 bin m3 olduğunu
tahmin etmişlerdir.

Türkiye’de odun üretimindeki tür zenginliği, uluslararası pazarlamada,


zengin çeşitlilikle hammadde kaynağına sahiplik açısından bir üstünlük
sağlamaktadır. Ancak her tür için gerektiği düzeyde üretim
yapılamamaktadır. Türkiye’deki yasal endüstriyel odun hammaddesi
üretiminin 2/3’si çam türleri, %16’sı kayın ile yapılmaktadır. Yasal
yakacak odun üretiminin yaklaşık %42’si meşe türleri, %29’ü çam türleri
ile yapılmaktadır (Ok, 2000a).

Türkiye’de ormanlardan ve orman dışı alanlardan üretilen ve tüketilen


odun miktarları bakımından, sağlıklı veri teminindeki güçlük nedeniyle,
yıllara göre farklı rakamlar verilmektedir. VIII. BYKP Ormancılık OİK
Raporu (DPT, 2001)’na ve Konukçu (1999)’ya göre, Türkiye’deki odun
üretim ve tüketim miktarları ve gelişimi aşağıda Şekil 6’da gösterilmiştir.
Konukçu (1999)’ya ait toplam üretim miktarı içerisinde, özel kesim
tarafından üretilen odun ve yasa dışı yollardan sağlanan odun üretim
miktarları dahildir.
Şekil 6. Türkiye’de Yıllara Göre Odun Üretimi ve Tüketimi Gelişimi

Görüldüğü gibi, odun ürünlerinin tüketimi üretimden fazladır.


Dolayısıyla, Türkiye’de arz açığı nedeniyle odun ürünleri ithalatı
kaçınılmaz olmaktadır. Odun arz açığı olmasına rağmen, son yıllarda
OGM satış yapmakta zorlanmakta, Orman İşletmelerinin depolarında
satılmayan ürünler nedeniyle stok düzeyi artmaktadır. Türkiye’de
endüstriyel odun tüketimi Tablo. 3’te verilmiştir.

Tablo 3. Türkiye’de Endüstriyel Odun Tüketimi

Üretim İthalat İhracat Tüketim Kişi Başına


Yıl
(bin m3) (bin m3) (bin m3) (bin m3) Tüketim (m3)
1995 10645 743 17 11371 0.181
1996 10229 996 16 11209 0.178
1997 9774 871 20 10625 0.169
1998 9950 1037 23 10964 0.174
1999 10065 1302 17 11350 0.180

Kaynak : Orman Bakanlığı, 2000


2.6. Orman Ürünleri Arz ve Talep Tahminleri

Dünyadaki ülkelerin neredeyse tamamının birbirleriyle orman ürünleri


ticareti yapması dikkate alındığında, orman ürünleri arz ve talebi
gelişimlerinin yapısını ve boyutunu küresel ölçekte inceleme zorunluluğu
bulunmaktadır. Orman ürünleri arz ve talebindeki gelişmelerin tahmin
edilmesi, ormancılık politikalarının oluşturulmasında ve stratejilerinin
belirlenmesinde yaşamsal bir öneme sahiptir. Son yıllarda yapılan
çalışmalarda, dünyada orman ürünlerine olan talebin artacağı, orman
ürünleri arzının talebi aşmayacağı, hızlı nüfus artışı ve ekonomik
büyümenin talebi daha da artıracağı, ancak gelecekte bir krizin
olmayacağı yönünde genel bir görüş birliği vardır (Koçar 1999).

Apsey ve Reed (1996), fiyat artışlarını dikkate alarak endüstriyel odun


talebinin yılda %1.5 oranında artacağını varsayarak, 2010 yılında 400
milyon m3, 2020 yılında 600 milyon m3 odun arz açığı olacağını öne
sürmüşlerdir. FAO, 1997 yılında yayınladığı çalışmasında nüfus, gelir
düzeyi, fiyatlar ve uygun orman kaynaklarını dikkate alarak tüm ürün
grupları ve coğrafi bölgeler için odun tüketiminin artacağını
öngörmektedir. Ürün grupları içerisinde geri dönüşümlü kağıt kullanım
oranının en yüksek oranda artacağı ve odun kökenli levhalar, selüloz ve
kağıt tüketimindeki hızlı büyümenin süreceği belirtilmektedir (FAO,
1997). Orman ürünlerinin 1994 yılında ve gelecek yıllarda öngörülen
tüketim miktarları ve yıllık artış oranları aşağıda Tablo 4’te verilmiştir.

Tablo 4. Orman Ürünleri Tüketim Miktarları ve Yıllık Büyüme


Oranları
Tüketim (milyon) Artış
Ürün Çeşidi
1994 2000 2010 Oranı (%)
Yakacak (m3) 1890 1885 2052 0.51
Endüstriyel (m3) 1476 1627 1784 1.19
Toplam (m3) 3366 3512 3836 0.82
Kereste (m3) 411 442 474 0.9
Levha (m3) 126 143 173 2
Kağıt (ton) 267 313 396 2.49
Geri dönüşümlü kağıt 99 125 181 3.84

Kaynak FAO, 1997

Brooks (1997), orman ürünlerine olan talebin gelecekte daha az oranda


artacağını, ekonomik büyüme oranlarındaki belirsizliğin yanı sıra,
fiyatlardaki ve odun işleme teknolojisindeki gelişmelerin orman ürünleri
tüketiminde belirsizlik oluşturduğunu, ayrıca talebin yapısının pazar
koşullarına, hammadde kaynağı (doğal ya da ağaçlandırma ormanları) ve
coğrafi bölgelere göre değişeceğini bildirmektedir.

Lyke ve Brooks (1995) çevresel ilgi ve bilinç nedeniyle, gelişmiş


ülkelerde odun dışı mal ve hizmet kullanımının artacağını, tropikal
kökenli ürünlerin uluslararası ticaretteki payının azalacağını ileri
sürmektedirler.

Uzun bir süre dünyanın odun gereksinimini karşılayan doğal ormanlar,


talebi istenen düzeyde karşılayabilecek güç ve verimlilikte değildir. Bu
nedenle, ağaçlandırma yatırımlarının önemi zaman içerisinde giderek
artmaktadır. Ancak henüz arz açığını kapatacak düzeyde değildir. Doğal
ormanların üzerindeki baskının azaltılarak tahribinin önlenmesi açısından
ağaçlandırma yatırımlarının önemli bir işlevi vardır. Gelişmekte olan
ülkelerdeki endüstriyel odun arz açığının karşılanmasında “ulusal
çözüm” yeni ağaçlandırmalar kurarak arzı artırmaktır.

Orman ürünleri ticaretinde işlenmiş mamullerin payı giderek artmaktadır.


Önümüzdeki yıllarda, ülkeler orman ürünlerinin ulusal ekonomilerine
olan katkısını artırabilmek için, odunu ham olarak satmaktan
kaçınacaklardır. Dolayısıyla, uluslararası piyasada odun hammaddesi
temini güçleşecektir. Bu nedenle, uluslararası ticarete katılma güçleri
sınırlı kalan gelişmekte olan ülkelerin, endüstriyel odun gereksinimini
karşılamada ulusal çözümleri geliştirme zorunluluğu vardır.

2.7 Odun Arzının Artırılmasında Ağaçlandırmaların Önemi

Odun hammaddesi arzı gelişmelerine göre, 21. yüzyılda dünyada odun


arz açığının büyük boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle,
çoğu ülke kendi ulusal çözümlerini üreterek, odun üretimine yönelik
ağaçlandırma yatırımlarına büyük önem vermektedirler.
Ağaçlandırmalar, odun üretimine katkıda bulunmanın yanında, insanlığın
ortak mirası olan doğal ormanlardan yapılan odun hammaddesi üretimini
ikame ederek, ormanların, dolayısıyla yaşamın sürdürülebilirliğine katkı
sağlamaktadır. Bu nedenle, insanoğlunun yaşamının sürmesinde stratejik
bir sektör durumunda olan ormancılığın içerisinde “ağaçlandırma
yatırımları olmazsa olmaz” bir unsur konumundadır (Koçar, 1999).
Ağaçlandırma yatırımlarının artırılması için ülkeler çeşitli teşvikler
uygulamaktadırlar. Yapılan teşviklerin ana hatları aşağıda verilmiştir:

• Kişi ve kurumsal bazda yatırım yapılmasını kolaylaştırma,


• Sübvansiyon ve / veya uzun vadeli kredilerle destekleme,
• Kişi ve kurumların vergilendirilmesine indirimler sağlama,
• Girişimcilere teknik destek sağlama ve tohum, fidan vb.
girdiler konusunda yardımda bulunma,
• Arazi tahsisi konusunda kolaylık sağlama.

Türkiye’de ağaçlandırma yatırımları, sağlanan vergi kolaylıkları, kredi,


arazi tahsisi ve teknik yardım uygulamaları ile teşvik edilmektedir. 4122
sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu
uyarınca, orman sınırları içinde ağaçlandırma amacıyla ayrılan alanların
kullanım hakkı, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilere,
ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmaları yapmak üzere bedelsiz
verilebilmektedir. 23.02.1998 tarihinde yayımlanan Ağaçlandırma
Yönetmeliği uyarınca, bir defada 300 ha alan için izin verilmektedir.
Ancak, odun hammaddesi işleyen kurum ve kuruluşların, kendi
hammadde gereksinimi karşılamak amacıyla yapacakları
ağaçlandırmalarda bu sınır aranmamaktadır.

Gelişmiş ülkelerde, ağaçlandırma yatırımı yapan şirketler yaygınlaşmış


durumdadır. Özellikle odun hammaddesi işleyen sanayi kuruluşları,
ürettikleri odunu kendileri kullanmak üzere geniş alanda ağaçlandırma
çalışmalarını yürütmektedir. Sermaye piyasası gelişmiş ülkelerde
ağaçlandırma yapan şirketler, fon gereksinimlerini sermaye piyasası
araçlarını kullanarak sağlayabilmektedirler.
Ormancılıkta en büyük sorun, genetik ya da yoğun işletmecilikteki
ilerlemelere rağmen, yatırımcının finansal getiri sağlamak için uzun süre
beklemesidir. Ormancılık, sonuçta çekici bir gelir oranı sağlamasına
rağmen, gerçekte nakit akışı olmayan ve likiditesi sınırlı bir yatırımdır
(Hınson, 1982). Ticari ağaçlandırmalarda öz sermaye çoğu zaman yeterli
olmamakta yabancı kaynağa gereksinim duyulmaktadır. Mali kurumların
ve sermaye piyasalarının geliştiği ülkelerde transfer mekanizmaları ile
ağaçlandırma yatırımlarına gerekli fonlar sağlanabilmektedir.

Ağaçlandırma yatırımı yapan özel sektör fonları, bankalardan, sigorta


şirketlerinden, sanayi sermayedarlarından, aile tasarruflarından ve kendi
kazançlarından gelmektedir. Bazen kamu kurumları ve özel yatırımcılar,
birlikte finansman sağlamaktadırlar. Güney Amerika’da geleneksel
olarak en önemli sermaye kaynağı çokuluslu şirketlerdir. Bazı ülkeler
ulusal bütçelerinden kaynak aktararak ve/veya vergi kolaylıkları
sağlayarak, ağaçlandırma yatırımlarını teşvik etmektedirler (Mcgaughey
ve Gregersen, 1988).

Gelişmiş ülkelerde bireysel tasarrufların toplandığı kurumlar hayat


sigorta şirketleridir. Bunun yanında resmi ve özel emekli sandıkları da
büyük miktarda fon toplamaktadırlar. Bugün dünyada özel ağaçlandırma
yatırımlarının yabancı kaynak gereksiniminin sigorta şirketleri ve emekli
sandıkları tarafından karşılanması yaygın bir uygulamadır. Bu kurumlar
uluslararası düzeyde ağaçlandırma sektörü içinde yer almakta ve yatırım
yapılan ülkeye yabancı sermaye girişi sağlamaktadır. Emekli sandıkları
bazen doğrudan yatırıma ortak olmaktadırlar.

ABD ve Kanada’daki 1500 emekli sandığından 458 tanesi ormancılığa


yatırım yapmaktadır. 458 emekli sandığından 22 tanesinin 1987 sonu
itibariyle, yatırımlarının değeri 220 milyon ABD Dolarıdır (Harrıs ve ark.
1989).

Kalkınma ve yatırım bankaları ulusal ve uluslararası düzeyde


ağaçlandırma yatırımlarının finansmanını sağlamaktadır. Dünya Bankası,
Afrika Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve Inter-Amerikan
Kalkınma Bankası en önemlileridir (Chandrasekharan, 1997).
Bunun dışında özel fonlar da ağaçlandırma yatırımlarının finansmanını
sağlamaktadır. Her ülke kendi özellik ve kaynaklarına göre özel fonlar
oluşturabilmektedir.

Evans (1997), ağaçlandırma yatırımlarını, ağaçların faydalarını topluma


dağıtılmasını amaçlayan bir teknoloji olarak görmekte, bu teknolojinin
sosyal, çevresel ve ekonomik koşullara göre değiştiğini belirtmektedir.
Dünyada odun üretimine yönelik ağaçlandırma yatırımlarının mülkiyeti
kamudan özel sektöre doğru yön değiştirmektedir (Kanowskı, 1997). Bu
nedenle, ağaçlandırmaların sürdürülebilirliği aynı zamanda ticari açıdan
sağlanacak başarıya bağlıdır. Ağaçlandırmalardaki ticari başarı üretim
faktörlerinin maliyeti ile yakından ilgilidir. Özellikle sermaye maliyeti
belirleyici bir unsur olmaktadır. Dolayısıyla, idare süresi kısa olan
türlerle kurulan endüstriyel ağaçlandırmalara doğru bir yönelme vardır.

Ağaçlandırma yatırımlarının artırılmasında ön koşul istikrarlı bir


ekonomik ortamın oluşturulmasıdır. Türkiye’nin içinde bulunduğu
koşullar gereği, ormancılığa genel bütçeden yeterli kaynak sağlanması
mümkün görülmemektedir. Bu nedenle, gerekli ekonomik ortamın
oluşması (üretim sektörünün canlanması) koşuluyla, özel ve yabancı
sermayenin uzun vadede sektöre çekilmesi kaçınılmazdır. Özellikle odun
işleyen sanayilerin odun üretimine yönelik yatırım yapmalarını sağlayan
ortamın oluşturulması gerekmektedir (Koçar, 1999).

VIII. BYKP Ormancılık ÖİK Raporu’na göre 2001 – 2023 yılları


arasında 474000 ha, 2001 – 2030 yılları arasında ise 679000 ha özel
ağaçlandırma yatırım yapılması hedeflenmiştir (DPT, 2001).

3. ORMAN KAYNAKLARININ SOSYAL YAŞAMA VE ULUSAL


EKONOMİYE KATKILARI

3.1 Ormancılık Sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla İçindeki Payı

Ormancılık sektörünün çıktılarının hesaplanmasında birtakım zorluklar


bulunmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından yapılan
hesaplamalarda, sektörün Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)’ya katkısı
hesaplanırken, sadece OGM’nin bilançolarına yansıyan orman ürünleri
üretim miktarlarını temel alan üretim yöntemi kullanılmaktadır. Piyasa
mekanizmasına giremeyen mal ve hizmet üretimleri GSMH’nin
hesabında kullanılamamaktadır. DİE’nin verileri incelendiğinde,
ormancılık sektörü, ulusal ekonomiye en az katkısı olan sektörlerden
birisi gibi görünmektedir.

DİE hesaplamalarına göre ormancılık sektörünün GSMH içindeki payı,


1980’li yılların başlarında yaklaşık %0.5’tir. 1973-1982 döneminde,
OGM bilançolarında yer almayan gizli (kaçak) odun üretimi, özel sektör
odun üretimi ve OGM’nin talep edebileceği sübvansiyonlar gözönüne
alınarak yapılan hesaplamalarda, sektörün GSMH içindeki payı %1.76,
gayri safi tarım sektörü hasılasına katkısı ise %7.12 olarak hesaplanmıştır
(ÇAKIR, 1984). DİE verilerine göre, 1988-1992 döneminde sektörün
GSMH’ya katkısının (OGM bilançolarına dayalı) %0.8 - %1 arasında
değiştiği görülmektedir (DPT, 1995).

Öte yandan orman kaynakları, pazarı olmayan mal ve hizmet olarak


adlandırılan yaban hayatını barındırma, biyolojik çeşitliliği koruma,
oksijen üretme, karbon tutma, hava kirliliğini temizleme, toprak koruma,
su kalitesini iyileştirme, rekreasyon, avlanma vb. gibi mal ve hizmetler
de üretmektedir. Bunlar serbest piyasa ortamında kolaylıkla pazarda
alınıp-satılamaz, mübadele edilemezler ve dolayısıyla belirgin bir
fiyatları yoktur. Bu tür fiyatı olmayan ya da düşük fiyatlandırılan mal ve
hizmetlere literatürde, pazarı olmayan (non-market) veya fiyatı olmayan
(unpriced) mal ve hizmetler denmektedir (Kaya, 2000).

Türkiye’de orman kaynaklarının ürettiği pazarı olmayan (fiyatı olmayan)


mal ve hizmetlerin ekonomik değerine yönelik olarak elimizde sadece bir
tahmin değeri bulunmaktadır. Küresel Örtüşme Programı – Ormancılık
Sektör İncelemesi sonuç raporunda, Türkiye’de piyasa mekanizması
içine girememiş, ancak ormanlardan sağlanan mal ve hizmet
üretimlerinin alt sınır değeri 1.094 milyar ABD $/yıl olarak
hesaplanmıştır (Tablo. 5). Tablo’da görüleceği üzere, piyasa
mekanizmasına giremeyen fakat ormanlardan sağlanan mal ve
hizmetlerin değeri en az 536 milyon ABD $/yıl düzeyindedir. Öte yandan
1997 yılında odun satışından sağlanan gelir toplamının 466 milyon ABD
Doları olduğu dikkate alındığında, ormancılık sektörünün ülke
ekonomisine olan katkısının büyüklüğü ve önemi kendiliğinden ortaya
çıkmaktadır.
Tablo 5. Piyasa Mekanizmasında Yer Almayan Orman Ürünlerine
İlişkin Alt Sınır Değerler
Hektarda Yıllık
Toplam Yıllık Değer
Kategori Değer
(ABD Doları/yıl)
(ABD Doları/yıl)
Odun dışı orman ürünleri >327000000 >18.4
Yaban yaşamı >36000000 >2.0
Rekreasyon >2000000 >0.1
Havza koruma >131000000 >7.4
Kaçak yakacak odun >40000000 >2.2
Yurtiçi toplam >536000000 >30.1
Karbon depolama >463000000 >26.0
Gen kaynakları >89000000 >5.0
Küresel toplam >1088000000 >61.1
Korunan alanlara ilişkin
özel değerler >6500000 >2.6
Genel toplam >1094500000 >61.5
Kaynak: Bann ve Clemens, 1998

Bu rakamın sadece pazar analizleri yapılarak hesaplandığı ve pazarı


olmayan faydaların dikkate alınmadığı gözönüne alınırsa, bir doğal
kaynak olarak orman kaynaklarının ortaya koyduğu, özellikle çevresel
nitelikteki toplumsal hizmetler bağlamındaki pazarı olmayan mal ve
hizmetlerin ekonomik değerinin ve dolayısıyla ekonomiye katkısının
1.094 milyar ABD $/yıl’dan çok daha fazla olduğu açıktır. Bu durum
pazarı olmayan mal ve hizmetlerin ulusal ekonomi için ne kadar önemli
olduğunun kanıtıdır.

3.2. Ormancılık Sektörünün İleri ve Geri Bağlantıları

Sektörlerin etkinliği, diğer sektörlerle olan ileri ve geri bağlantıları ile


değerlendirilebilmektedir. DİE endüstriler arası işlemler tablosundan
yararlanılarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de, ormancılık
sektörünün ileri bağlantı oranı 0.96, geri bağlantı oranı 0.17 olarak
belirlenmiştir. Tüm sektörlerin ileri ve geri bağlantı oranı ortalamaları
0.39 olarak hesaplanmıştır (DPT, 1990).
Ormancılık sektörünün ileri bağlantıları oldukça yüksek, geri bağlantıları
ise düşüktür. Ormancılık sektörü, ara malı (girdi) sunduğu sektörlerde
sanayi birimlerinin kurulmasını uyarıcı niteliktedir. Dolayısıyla,
ormancılık sektörü faaliyette bulunduğu bölgelerde orman ürünlerine
dayalı sanayileri uyararak bu bölgelerin ekonomik kalkınmasına ve
bölgeler arası gelişmişlik düzeyinin giderilmesine katkıda bulunmaktadır.

3.3. Ormancılık Sektöründe İşlendirme

Ormancılık sektörü, işlendirme yaratıcı özelliği ile ülke ekonomisi


içerisinde önemli bir yere sahiptir. Orman ürünlerinin üretimi,
ağaçlandırma, orman yangınları ile mücadele, fidanlık, bakım gibi temel
faaliyetler emek-yoğun niteliktedir. Dolayısıyla, ormancılık sektörü, çok
az sektörde görülen bir işlendirme olanağı yaratmaktadır. 1993 yılında
Orman Bakanlığı bünyesinde bulunan kuruluşlardaki toplam işlendirme
olanağı 14629110 adam-gün düzeyindedir. Bu da yaklaşık 120000 kişiye,
½ yıl çalıştırma temeli üzerinden iş verilmesi demektir. Her ailenin 5
kişiden oluştuğu varsayımı ile yaklaşık 600000 birey ormancılıktan
geçinebilecek anlamına gelmektedir. Güç koşullarda yaşayan orman
köylüsü için bu önemli bir katkıdır (Geray, 1998). Özel sektöre ait orman
ve ağaçlandırmalarda işlendirilen ve gizli (kaçak) üretimle geçimini
sağlayan insanlar dikkate alındığında, ormancılık sektörünün işlendirme
düzeyi oldukça yüksek düzeylere ulaşmaktadır.

Ormancılık sektörü faaliyetleri, genellikle işsizliğin en yoğun ve kişi


başına gelirin en düşük olduğu bölgelerde gerçekleştirilmektedir. Bu
faaliyetlerde çoğunlukla niteliksiz işgücü işlendirilmektedir. Böylece,
orman köylerinde yaşayan insanlara yerinde işlendirme olanağı
yaratılmaktadır. İstihdam çarpanı yüksek olan sektörlerin üretimlerini
artırması, işsizliğin çözümlenmesine katkı sağlamaktadır (Çakır, 1986).

3.4. Gayri Safi Milli Hasıla İçinde Ormancılık Yatırımları

Ormancılık sektörünün GSMH’ye katkısı sürekli tartışılan bir konu


olmasına rağmen, GSMH’den ormancılık sektörüne yapılan katkı somut
olarak belirlenebilmektedir. Programlanan ve gerçekleşen yatırımların
GSMH içindeki payı sürekli azalma göstermektedir. Planlı dönemin
başlangıcında (1963 yılı) gerçekleşen yatırımların GSMH’ye oranı %0.2
iken, 1998 yılında %0.05 düzeyine gerilemiştir. Ormancılık yatırımları
ülke kaynaklarından gittikçe azalan bir biçimde yararlanmaktadır (Şekil.
7) (Ok, 2000b).

Kaynak: Ok, 2000b


Şekil 7. Ormancılık Yatırımlarının GSMH İçindeki Payı

3.5. Orman Kaynaklarının Diğer Faydaları

Yukarıda açıklanan faydalar yanında orman kaynakları ve dolayısıyla


ormancılık sektörü kırsal-bölge-ülke kalkınması, kaynak aktarımı, altyapı
desteği ve kollektif faydalar açısından da topluma destek sağlamaktadır
(Geray, 1998; DPT, 2001; Çepel, 1999; Eraslan, 1973; Asan, 1992;
Kalıpsız, 1982). Bu olumlu etkiler kısaca aşağıdaki şekilde ifade
edilebilir:

• Orman rejimine giren alanlara mekan olarak bağımlı


hayvancılık, toplayıcılık, arıcılık, pansiyonculuk, taşımacılık,
küçük ve orta ölçekli orman endüstrisi gibi etkinlikler,
1986

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

oluşturdukları iş ve gelir imkanları ile kırsal-bölgesel ve


giderek ülke kalkınmasına olumlu etki yapmaktadır.
• Orman kaynakları ve yakın çevresinde gerçekleşen birçok
ekonomik etkinlik sonucunda kırlardan kentlere göç olgusu
azalmaktadır. Bu durum büyük kentlerimizde zaten mevcut
olan gecekondulaşma, eğitim-öğretim ve sağlık ihtiyaçlarının
yeterince karşılanamaması, katı atık ve çöp sorunu, ulaşım
imkanlarındaki yetersizlik, kent civarındaki doğal
kaynakların tahribi, gürültü-hava kirliliği, suç oranlarında
artış vb. sorunların daha da büyümesini engellemektedir.
Böylece orman kaynaklarının “toplumsal kararlılığın ve
dayanıklılığın” sağlanması konusunda çok önemli bir işlevi
yerine getirdiği açıktır.

• Orman köylerine ve diğer köylere bedelsiz veya çok düşük


bedelle cami, okul, ev, ahır vb. inşaatlarda kullanılmak üzere
yapacak (endüstriyel) odun ve bu köylerin ihtiyaçlarına
yönelik yakacak odun verilmektedir. Öte yandan geçmiş
dönemlerde PTT, TEK, SEKA, TTK, ve TKİ gibi kamu
kurum ve işletmelerine piyasa fiyatlarının altında orman
ürünleri tahsisleri ve birçok sosyal amaçlı fona satış
gelirlerinin bir bölümü transfer edilmiştir. Tüm bu kaynak
aktarımları da büyük tutarlara ulaşmıştır.
• Ormancılık örgütünce köylere yapılan destekler sırasındaki
karşılıklı ilişkiler ile kırsal nüfusun dünya görüşüne,
girişimciliğine, bilgi düzeyine ve değer yargılarına olumlu
yönde katkılar sağlanmaktadır.
• Ormanlık alanlarda şiddetli sağanak yağışlarda bile hızlı bir
yüzeysel akış ve erozyon oluşmamaktadır. Öte yandan
ormanlık alanlardaki sık ve kapalı bitki örtüsü; yağmuru ağaç
ve ağaççık gövde ve tepelerinde tutarak veya hızını keserek
toprağa yumuşak inmesini sağlar ve damla erozyonunu önler.
Bu durum toprağın korunmasını sağlayan bir diğer etkendir.
• Günümüzün en güncel sorunlarından olan ve toplum
sağlığını tehdit eden çevre kirlenmesine karşı ormanların
birçok faydaları mevcuttur. Ormanlar gerek hava ve su
kirlenmesi ve gerekse toprak kirlenmesine karşı en büyük
doğal etkendir.
• Ormanın havası tozlardan arınmış olduğu için, ormanların
solunum açısından da çok önemli bir yeri vardır. Bu nedenle
bronşit ve üst solunum hastalıklarının tedavisi için doğal bir
tedavi ortamı olarak ormanlar kullanılmaktadır.
• Ormanların bir diğer özelliği de çeşitli iklim şartlarına olan
olumlu etkileri ile kendine özgü bir mikro iklime sahip
olmalarıdır. Öte yandan hava nemini artırarak yağışların da
artmasını sağlar. Ayrıca ormanlar açık alanlara oranla
geceleri daha sıcak, gündüzleri ise daha serin bir iklime
sahiptir. Yine açık alanlara göre kışın daha sıcak, yazın ise
daha serin bir havası vardır.
• Orman içindeki sessiz, dinlendirici, yumuşak, temiz, güzel
kokulu ve sakin hava, kentlerin kirli ve gürültülü hava gibi
olumsuz çevre koşullarından bunalmış insanlar için
vazgeçilmez bir boş vakit değerlendirme yeri, başka bir
ifadeyle dinlenme, eğlenme ve iyi vakit geçirme aracı
olmasına neden olur. Öte yandan ormanlar doğal peyzajın en
önemli bölümünü oluşturarak doğal güzelliklerden, görsel
kaliteden, estetik ve peyzaj değerlerden insanların
yararlanmasını sağlamakta ve böylece insanların gittikçe
artan açık hava rekreasyon taleplerinin karşılanması imkan
dahiline girmektedir. Böylece ormanlar insanların bedensel
ve ruhsal rahatsızlıklarını giderme amacıyla yaptıkları
gezilerin en tercih edilen mekanları arasındadır.
• Şehir içme ve kullanma sularının sağlandığı dere ve çayların
ormanlık alanlardan gelmesi, bu suların mikropsuz ve temiz
olmasını sağlar. Tersine ormansız ya da tahrip olan
ormanlardan gelen sular birçok hastalık taşır ve böylece
insan ve hayvan sağlığını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca bu
suların arındırılması için büyük masraflar da gerekir. Dahası
bu sular kil ve çamur taşıyacağı için su rezervlerini de kısa
zamanda doldurur.
• Ormanların, dereler ve pınarların (kaynakların) akışını
düzenleyici yani yağışın bir anda yüzeysel akışla yok
olmasına engel olarak suyun toprağa mal olmasını ve
böylece dere ve pınarların devamlı ve düzenli akışını
sağlaması da bilinen bir gerçektir.
• Ormanların önemli işlevlerinden birisi de av ve yaban hayatı
için olumlu yaşama ortamı koşulları oluşturmasıdır. Av ve
yaban hayatının da birbiriyle çelişmeyen, aksine birbirini
tamamlayan maddi ve manevi faydaları bulunmaktadır.
Maddi faydalar olarak av ve yaban hayatının avcılık gibi bir
spor olarak faydalanma ya da bu hayvanların ürünlerinin
yenilerek beslenme dengesine sağladığı katkı ifade edilebilir.
Manevi faydalara ise; bu kaynağın manzara ve estetik
güzellik sağlaması, seyredilmesi-gözetlenmesi, edebiyat-
resim-heykel gibi sanat dalları için esin kaynağı olması,
fotoğrafının çekilmesi, tüm bunlar için insanların piknik ya
da tatillerini buralarda geçirmesi ile rekreasyonun bir parçası
olma gibi katkılar dahildir. Bu faydalar sonucu değer yargısı
olumlu yönde değişmekte, birikim sahibi olunmakta ve
toplumun kültürel açıdan gelişmesine katkıda
bulunulmaktadır.
• Öte yandan orman kaynaklarının gürültü, sel-taşkın ile kaya-
taş yuvarlanmalarını önleme, toprak kaymasına engel olma,
dere ve pınarların devamlı, düzenli ve temiz olmasını
sağlama, her türlü bilimsel araştırmalar için laboratuar işlevi
görme, içinde barındırdığı çeşitli bitki ve hayvan türlerine
yaşam ortamı oluşturma, ülke sınırlarında ve askeri tesislerin
bulunduğu bölgelerde ulusal güvenliğe katkı sağlama gibi
daha çok çeşitli konularda birçok faydaları bulunmaktadır.

Yukarıda belirtilen kollektif faydalardan tüketicilerin elde ettikleri


toplam faydayı ya da ekonomik değeri tam olarak ortaya koymak güçtür.
Ancak bu konuda değişik ülkelerdeki “ekolojik değer belirleme”
çalışmalarının Türkiye’ye uyarlanmasıyla elde edilen tahmini değerler
aşağıda gösterilmektedir (Tablo 6).

Öte yandan “bir ağacın ömrü boyunca ürettiği fonksiyonel değerin odun
hammaddesi olarak ürettiği değerin 2000 katı” olduğu ve bir ağacın yıllık
fonksiyon değerinin 2000-5000 DM’ye ulaştığı düşünüldüğünde, aynı
ağacın yaşamı boyunca yaklaşık 500000 DM tutarında fonksiyonel değer
ürettiği belirtilmektedir (Çepel, 1999).

Orman kaynaklarının kırsal yörelere, bölgeye ve böylece ülkeye sağladığı


tüm bu kollektif faydalar, bir toplumun sürdürülebilir gelişimi için
gerekli olan ve genelde orman kaynaklarının varlığı ile gerçekleşebilecek
katkılardır. Tüm bu açıklamalara göre, ormanların özellikle parasal
Tablo 6: Orman Kaynaklarının Bazı Kollektif Faydalarının Tahmini Ekolojik Değeri

Kategori Toplam Yıllık Değer Hektarda Yıllık Değer Yararlanılan Kaynak


(ABD Doları / Yıl) (ABD Doları / Yıl)
Toprak Koruma
- Verimli Ormanlar
Eğim %58’den küçük 132750000 >63
Eğim %58’den büyük 283200000 >135 (Coder, 1996)
- Bozuk Ormanlar
Eğim %58’den küçük 130433000 <50
Eğim %58’den büyük 255195000 >95
Kirliliğin Azaltılması 100995000 0.05 (Coder, 1996)
Sağlık,Estetik,Doğa Koruma 128.5 (Papanek, 1982)
Mera Kullanımı-Hayvan Yemi 3229282 (Çelikkol, Tarihsiz)
Temiz Su Sağlama ve Su
Rejimi Dengeleme
- Baraj Havzalarında 161506260 >450 (Coder, 1996)
Su Üretiminde
- Verimli Ormanlarda 1895184000 >21.4
- Bozuk Ormanlarda 1939482000 >17.1
karşılığı tam olarak ifade edilemeyen işlevleri düşünüldüğünde,
ormanlarımızın sürdürülebilir kalkınmada ve böylece sosyal ve ekonomik
yaşamda çok önemli bir yeri bulunduğu anlaşılmaktadır.

3.6. Sosyal Ormancılık Çalışmaları

Orman içi ve kenarında yerleşmiş olan, yaşamları ormana bağlı durumda


ve marjinal koşullarda yaşayan bir nüfus bulunmaktadır. Bu nüfusun
yaşam koşullarını iyileştirmek ve böylece ormanla ilişkilerini olumlu
anlamda düzenlemeyi amaçlayan uygulamalara “sosyal ormancılık” adı
verilmektedir. Bu yönüyle sosyal ormancılık; taungya (yamaç arazi
tarımı), ağaç bahçeciliği vb. gibi bir uygulama tekniğinden çok, halkın
katılımı da sağlanarak sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel ve teknolojik
yönde yapısal değişimi gerçekleştirmek ve sonuçta kırsal kalkınmayı
sağlamaya yardımcı olmayı amaçlayan uygulamalardır. Bir başka ifade
ile sosyal ormancılık, orman köylerinin ormancılık ile ilgili tüm
sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalar ya da kırsal kalkınma çalışmaları
içindeki ormancılık uygulamalarının adı olarak açıklanabilir (Tolunay,
1998).

Sosyal ormancılık çalışmaları ile orman içi ve kenarında yaşayan hedef


kitlenin ormana yönelik ihtiyaçlarının karşılanması, ormanlara yönelik
baskıların azaltılması, koruma-kullanma dengesi içerisinde sürdürülebilir
ormancılığın gerçekleştirilerek çevrenin korunması, orman kaynaklarının
toplum gönenci yönünde en verimli şekilde kullanımının sağlanması ve
böylece kırsal yörede yapısal değişimi sağlayarak kırsal nüfusun yaşam
koşullarının iyileştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi amaçlanmaktadır.

Ormancılığımızdaki önemli sosyal ormancılık yaklaşımlarına ilk kez


1970 yılında kurulan Orman Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü (ORKÖY)
ile başlanmıştır. Daha sonra 1973 yılında ORKÖY Fonu kurulmuş ve bu
çalışmalara yönelik parasal kaynak oluşturulmuştur. ORKÖY kırsal
kalkınma ile doğrudan ilgilenen bir örgüt olmuş ve bünyesinde kurulan
fon ile ormandan alınan değerin tekrar ormana verildiği bir sistem
kurulmuştur.

ORKÖY Genel Müdürlüğü 1982 yılındaki reorganizasyon ile kapatılmış


ve Orman Genel Müdürlüğüne bağlı bir Daire Başkanlığına
dönüştürülmüş ve daha sonra 1984 yılında ise görevleri Tarım, Orman ve
Köy İşleri Bakanlığı “Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğüne”
verilmiştir. Bu durum orman köylerinin sorunlarına ova köyü sorunu gibi
yaklaşılmasına ve tarımsal kalkınma ağırlıklı uygulamalar yapılmasına
neden olmuştur. Sonuçta daha önceki başarılı ORKÖY uygulamaları kan
kaybetmiştir.

Daha sonra 1986 yılında ilk defa “sosyal ormancılık” ismi ile mesleki
dergilerde makalelere rastlanmaya başlanmış ve Mersin, Konya, İzmir ve
Kastamonu gibi yerlerde bu isim altında çalışmalara başlanmıştır.
Devamında Bergama-Kozak yaylasındaki köylülerin işlettiği fıstıkçamı
meşceresi ve Denizli-Çal özel ağaçlandırma çalışmaları da sosyal
ormancılık çalışmaları kapsamında gösterilmiştir. Bunun yanında Orman
Genel Müdürlüğünce yürütülen dış kaynaklı projelerde (yenilebilir
mantar türleri ile ilgili proje, Türk-Alman Ormancılık Projesi, Türkiye
Kavakçılığını Geliştirme Projesi, Dünya Gıda Programı - Ağaçlandırma,
Erozyon Kontrolü ve Mera Islahı Projesi gibi) sosyal ormancılık
uygulamaları yapılmıştır. Öte yandan doğrudan sosyal ormancılık ile
ilgili olarak da projeler (eğitim projesi ve ülkeye özgü modeller
geliştirme projesi) de geliştirilmiştir. Son olarak ise “Doğu Anadolu Su
Havzaları Rehabilitasyon Projesi” kapsamında sosyal ormancılık ile ilgili
çalışmalar yapılmaktadır. Tüm bunlara ilaveten Türkiye Erozyonla
Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı,
Türkiye Kalkınma Vakfı (TKV) gibi sivil toplum örgütlerince de bu
yönde çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

1991 yılındaki yeniden örgütlenme sonucunda ise tekrar Orman


Bakanlığı ve buna bağlı ORKÖY Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bunun
yanında Ormancılık Araştırma Enstitülerinde ise “Orman Halk İlişkileri
ve Sosyal Ormancılık Araştırmaları Başmühendisliği” bölümü
oluşturulmuştur.

SONUÇ

Orman ürünleri arz ve talebindeki gelişmelerin tahmin edilmesi,


ormancılık politikalarının oluşturulmasında ve stratejilerinin
belirlenmesinde yaşamsal bir öneme sahiptir. Nitekim odun hammaddesi
arzı gelişmelerine göre, 21. yüzyılda dünyada odun arz açığının büyük
boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Zira uzun bir süre dünyanın
odun gereksinmesini karşılayan doğal ormanlar, odun talebini istenen
düzeyde karşılayabilecek güç ve verimlilikte değildir. Bu nedenle
özellikle uluslararası ticarete katılma güçleri sınırlı kalan gelişmekte olan
ülkelerin, kendi ulusal çözümlerini üreterek odun üretimine yönelik
ağaçlandırma yatırımlarına önem vermesi kaçınılmazdır.

Öte yandan ormancılık yatırımlarının gelişmesi, reel üretim sektörünün


canlı olduğu istikrarlı bir ortamın varlığına bağlıdır. Ayrıca ormancılığa
fon akımını sağlayacak transfer mekanizmalarının oluşması da önemlidir.
Bugün dünyada yaşam sigorta şirketleri ve özel emekli sandıkları,
ormancılık sektörüne önemli oranda fon ayıran kurumlardır. Oduna
dayalı sanayi sektörlerinin odun üretimine yönelik yatırım yapmaları
gereklidir. Bu konuda özel ve/veya yabancı sermayenin ormancılık
sektörüne yatırım yapması konusu, Orman Bakanlığınca teşvik edilmeye
devam edilmelidir.

Orman kaynaklarının ve dolayısıyla ormancılık sektörünün odun ve odun


dışı ürünler gibi pazarı olan (fiyatı belirlenebilen) faydaları yanında,
kırsal-bölge-ülke kalkınması, kaynak aktarımı, altyapı desteği ve
kollektif faydalar gibi pazarı (fiyatı) bulunmadığı için sosyal ve
ekonomik yaşama katkısı tam olarak ölçülemeyen faydaları da
bulunmaktadır. Tüm bu faydalar orman kaynaklarının varlığı ile
gerçekleşebilen ve bir toplumun sürdürülebilir gelişimi için gerekli
unsurlardandır.

Günümüzde Türkiye ormancılığının ulusal ekonomiye katkıları, pazarı ve


dolayısıyla fiyatı belli olan odun ve odun dışı orman ürünleri üretim
miktarına dayalı olarak gayri safi milli hasıla içindeki payına göre
değerlendirilmektedir. Oysa ormanların özellikle parasal karşılığı tam
olarak ifade edilemeyen diğer faydaları da dikkate alındığında,
ormancılık sektörünün Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında ve
dolayısıyla sosyal ve ekonomik yaşamında, stratejik bir altyapı sektörü
olarak çok önemli bir yerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
KAYNAKLAR

Anonim, 1999: Av ve Yaban Hayatı Yönetiminde Yeni Yaklaşımla İlgili Eğitim


Workshop’u Raporu. Orman Mühendisliği Dergisi, Yıl: 36, Sayı: 6, Haziran, Ankara.
Apsey, M. and Reed, L. 1996: World Timber Resources Outlook: Current Perceptions
for Policy and Practice. Commonwealth Forestry Review, Vol: 75, No: 2, pp: 155-159.
Asan, Ü., 1992: Orman Amenajmanında Fonksiyonel Planlama ve Türkiye’deki
Uygulamalar. Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine
İlişkin Genel Görüşme Bildirileri. Sayfa: 181-196.
Bann, C. and Clemens, M., 1998: Türkiye Ormancılık Sektör İncelemesi-Küresel
Örtüşme Programı Final Raporu. T.C. Orman Bakanlığı, 44 Sayfa, Ankara.
Birler, A. S. ve Diner, A., 1994: Türkiye Kavakçılığının Alan, Servet ve Değer
Yönlerinden İncelenmesi. Kavak ve Hızlı Gelişen Yabancı Tür Orman Ağaçları
Araştırma Enstitüsü Dergisi, Yayın No: 1994-1, Seri No: 21, İzmit, Sayfa:18-33.
Brooks, D. J., 1997: Demand for Wood and Forest Products: Macroeconomic and
Management Issues. Proceedings of the XI World Congress, 13-22 October 1997,
Volume 4, pp: 93-102, Antalya.
Chandrasekharan, C., 1997: International Cooperation and Resource Mobilisation for
Sustainable Forestry Development. Proceedings of the XI World Congress, 13-22
October 1997, Volume 5, pp: 365-387, Antalya.
Coder, K. D., 1996: Identified Benefits of Community Trees and Forests. The
University of Georgia, Cooperative Extension Service, Forest Resources Unit
Publication, pp. 5, USA.
Çakır, M., 1984: Ormancılık Sektörünün Milli Gelir İçindeki Yeri. Orman
Mühendisleri Odası Yayın No: 9, Ankara.
Çakır, M., 1986: Bölgesel Planlama ve Ormancılık Sektörlerinin Önemi (Bolu Bölge
Müdürlüğü Örneği). İ. Ü. Orman Fakültesi, Doktora tezi, İstanbul.
Çelikkol, T., Tarihsiz: Orman ve Orman Meralarında Halihazır ve Planlı Otlatma
Yapılmasının Hayvansal Üretime Etkisi ve Üretimin 1995 Yılı Değerleri Yaklaşık
Hesaplanması Sonuç Raporu. 8 sayfa, Ankara.
Çepel, N., 1999: Orman ve Biz. Ormanın Tanıtımı, Yararları ve Tahribi ve Korunma
Çareleri. TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları
Koruma Vakfı Yayınları, No: 28, İstanbul.
DPT, 1990: Ormancılık. VI. BYKP Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Devlet Planlama
Teşkilatı Yayın No: 2201/350. Ankara, 591 sayfa.
DPT, 1995: Ormancılık. VII. BYKP Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Devlet Planlama
Teşkilatı Yayın No: 2400/461, Ankara.
DPT, 2001: Ormancılık. VIII. BYKP Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Devlet Planlama
Teşkilatı Yayın No: 2531/547, Ankara.
Eraslan, İ., 1973: Türkiye’deki Devlet Ormanlarında İdare Amaçları Tespitinin
Hukuki, Teorik ve Pratik Esasları. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 1843/194, 179
Sayfa, İstanbul.
Evans, J., 1997: The Sustainability of Wood Production in Plantation Forestry.
Proceedings of the XI World Congress, 13-22 October 1997, Volume 3, pp: 35-41,
Antalya.
FAO, 1981: Yearbook of Forest Products, 1968-1979. FAO Forestry Series No: 13,
FAO Statistics Series No: 33, 432p., Rome.
FAO, 1983: Yearbook of Forest Products, 1970-1981. FAO Forestry Series No: 16,
FAO Statistics Series No: 44, 410p., Rome.
FAO, 1984: Yearbook of Forest Products, 1971-1982. FAO Forestry Series No: 17,
FAO Statistics Series No: 54, 409p, Rome.
FAO, 1996: Yearbook of Forest Products, 1983-1994. FAO Forestry Series No: 29,
FAO Statistics Series No: 129, 378p.,Rome.
FAO, 1997: State of the World’s Forests 1997. FAO M-30,ISBN 92-5-103977-1,
Rome.
Geray, U., 1998: Ulusal Çevre Eylem Planı – Orman Kaynaklarının Yönetimi. DPT
yayını, ISBN 975-19-1917-7, Ankara.
Gürses, M. K., 1993: Okaliptüs’ün Türkiye Ormancılığı Açısından Önemi ve Bazı
Öneriler. T.C. Orman Bakanlığı, 1. Ormancılık Şurası (1-5 Kasım 1993), Tebliğler ve
Ön Çalışma Grubu Raporları, Cilt:1, Seri No: 13, Yayın No: 006, Sayfa: 456-463,
Ankara.
Harris, T., Deforest, C., Futch, S. and Cubbage, F., 1989: A Survey of Pension Fund
Investments in Timberland. Southern Journal of Applied Forestry, Vol 13, No 4, 188-
192.
Hinson, J.M., 1982: Possible Applications of Reverse Mortgages for Forestry
Investments. Attracting Private Capital to Timber and Timberland, Workshop
Proceedings, May 10-11, 1982. Washington D.C.
Kalıpsız, A., 1982: Orman Hasılat Bilgisi. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 3052/329,
349 Sayfa, İstanbul.
Kanowski, P. J., 1997: Afforestation and Plantation Forestry. Plantation Forestry for
the 21st Century. Proceedings of the XI World Congress, 13-22 October 1997, Volume
3, pp: 23-34, Antalya.
Kaya, G., 2000: Orman Kaynaklarının Pazarı Olmayan Çıktılarının Ekonomik
Değerinin Belirlenmesi (Economic Valuation Methods of Non-market Outputs of Forest
Resources), Yayınlanmamıştır, 17 Sayfa, Bartın.
Koçar, S., 1999: Türkiye’de Kavakçılığın Geliştirilmesinde Yeni Finansman
Olanakları. (Doktora Tezi) Kavak ve Hızlı gelişen Orman Ağaçları Araştırma Enstitüsü,
Teknik Bülten No: 190, İzmit.
Konukçu, M., 1999: Ormancılığımız. DPT Yayını, Ankara.
Lyke, J. and Brooks, D. J., 1995: World Supply and Demand for Forest Products.
Journal of Forestry, Vol: 93, No: 10, pp: 23-26.
Mcgaughey, S.E. and Gregersen, H.M., 1988: Investments Policies and Financing
Mechanisms for Sustainable Forestry Development. Inter-American Development
Bank, Washington D.C.
Ok, K., 2000a: Orman ve Orman Endüstri Mühendisliği İçin Pazarlama Ders Notları. İ.
Ü. Orman Fak., İstanbul.
Ok, K., 2000b: Ormancılık Sektörünün Ekonomik Görünümü. Basılmamış rapor,
İstanbul.
Orman Bakanlığı, 2000: Sayılarla ve Grafiklerle Türkiye’de Ormancılık. Orman
Bakanlığı Yayını, ISSN: 1302-7565, Ankara.
Özdönmez, M., İstanbullu, T., Akesen, A. ve Ekizoğlu, A., 1996: Ormancılık
Politikası. İ. Ü. Orman Fak. Yayın No: 3968/435, ISBN: 975-404-429-5, İstanbul.
Papanek, F., 1982: Bewertung der Waldfunktionen im Dienste der Forsteinrichtung.
Forstw. Cbl. 101, pp: 376-388, Hamburg und Berlin.
Persson, R. and Janz, K., 1997: Assessment and Monitoring of Forest and Tree
Resources. Proceedings of the XI World Congress, 13-22 October 1997, Volume 1, pp:
17-29, Antalya.
Sedjo, R. A., Swallow, S. K. and Goetzel, A., 1997: Forest Product Trade and
Certification: An Economic Assessment. Proceedings of the XI World Congress, 13-22
October 1997, Voluntary paper No: 907, 9p., Antalya.
Stevens, J., 1996: Forest Product Trade and Environment. Wood Products Trade and
Foreign Market, October 1996, pp: 9-17.
Tolunay, A., 1998: Sosyal Ormancılık ve Türkiye İçin Önemi. İstanbul Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul.

View publication stats

You might also like