You are on page 1of 21

BİTKİ KULLANIMI DERS NOTU

Bitkilendirme ya da bitkilendirme tasarımının amacı nedir? diye bir soru sorulduğunda


buna verilebilecek cevap: insan yaşamının kalitesini ve canlılar dünyası ile insanın
ilişkilerini iyileştirmektir. Peyzaj tasarımı ve özellikle de bitkisel tasarım bu her iki amacı
da gerçekleştirir.

Bitkilendirme tasarımı sayesinde yaşadığımız çevreden en iyi şekilde yararlanabiliriz, zira


iyi yapılmış bir bitkilendirme tasarımı yardımıyla çok sınırlı bir yararlanma ve faydalanma
yerine, çok yönlü kullanıma ve yararlanmaya dönük peyzajların yaratılması mümkündür.
Ayrıca bitkilendirme tasarımı, insan ile doğa arasındaki dengeyi yeniden sağlamada
yardımcı olur. Yaban hayatı için önemli sağlam, dayanıklı sığınak ve barınaklar oluşturan
doğala yakın korunmaya değer bitki toplumları ile yeniden yaratılan vejetasyon
formasyonları bu hedefe ulaşmayı sağlar. Bitkilendirmeler hem yabani hem de kültür
bitkilerinin estetik açıdan güzellikleri sergilemelerine imkan verirler. Bitkilerin görünüşü,
kokusu, çiçeklerinin güzelliği, yaprakları ve meyveleri ve hatta dallardan kaynaklanan
rüzgar ve yağmurun sesi insanların günlük yaşamlarının kalitesini sınırsız ölçüde arttırmaya
yeterli olabilir.

Bitkilendirmeler için verilebilecek bu üç neden birbirinden kesinlikle bağımsız değildir.


Örneğin bir ormanın çok zengin bir bitki örtüsüne sahip olması ve yaban hayatı bakımından
değerli olması hem doğa araştırmacılarının hem de bu konuda çok fazla tecrübesi olmayan
insanları estetik açıdan tatmin edecektir.

Şeritler halinde çitlerle bezenmiş bir peyzaj parçası hem yaban hayatı için sığınma ve
üreme imkanı, hem de çok farklı bir görsel özellik ve çekicilik yaratır.

Tarih boyunca bitkilendirmeler tanzim ve tertipleri arazinin insan tarafından kullanılmasını


ifade etmiştir. Bu durum sadece tarım, orman ve diğer ürünlerin yetiştirilmesiyle sınırlı
değildir, ekonomik amacı olmayan bitkilendirmelerde de geçerlidir. Örneğin İran’daki
bahçelerin planları da zamanın çok fonksiyonel tarım peyzajlarından adapte edilerek
hazırlanmıştır. Eşit aralıklarla düzenli bir şekilde dikilmiş olan meyve ağaçları ve su
kanalları gibi unsurlar eğlence ve zevk amacıyla düzenlenmiş bahçelere adapte edilmiştir.

18. ve 19. yüzyılda İngiltere’de tarım yapılan tarlalar ile otlakları kuşatmak amacıyla çitler
tesis edilmiştir. Böylece çiftçilik faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesi
planlanmıştır. Bu tesis edilen çitlerin koruma ve barındırma gibi özellikleri sayesinde
İngiltere’nin pastoral peyzajını hem çekici hem de daha produktif hale getirmiştir. Peyzajın
bu özellikleri, kentlerdeki bahçelerde, parklarda ve kamuya açık alanlarda da çitlerin tesis
edilmesine neden olmuştur.

İnsanın konforu ve zevk alması düşünülen her yerde, peyzajın bu özellikleri yaratılmaya
çalışılmıştır.
________________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

1
Çevre tasarımcıları her çeşit arazi kullanımı ve akitiviteyi planlamak zorunda kalabilirler.
Bu aktiviteler çok uzak mesafede yer alan özel ya da çok zor ulaşılan peyzajlara ender
olarak yapılan ziyaretlerden, kent merkezlerinde çok yoğun olarak kullanımlara kadar
değişen ölçeklerde olabilirler. Evde yapılan aktiviteler, oyun, iş, öğrenme veya aktif ve
pasif rekreasyon olabilir. Bu sayılan aktivitelerin hepsi, yeterli miktarda mekan, uygun
mikroiklim ve yine estetik açıdan da tatmin edici olan, ancak aynı zamanda yer döşeme,
oturma ve ulaşım tesislerine sahip olan bir çevreye ihtiyaç gösterirler. Bitkilendirme bu
fonksiyonları yerine getirebilecek bir çevrenin yaratılmasında yardımcı olur.

İnsan aktivitelerinin çoğu, binalara, yollara, park yerlerine, yapay strüktürlere ihtiyaç
gösterir. Bitkilendirme tasarımı alelade, özensiz yapılmış mimarinin veya mühendislik
çalışmalarının hatalarını gizlemek ve keskin hatları yumuşatmak amacıyla yapılan
çalışmalarla sınırlı değildir. Bunlardan çok daha fazlasıdır. Zira bitkisel tasarım yapay
strüktürleri, bunların görsel açıdan rahatsız edici özelliklerini azaltarak, mevcut
vejetasyonda meydana gelen bozulmaları iyileştirerek, çekici ve davet edici bir mekan
yaratarak, çevresi ile bütünleştirir. Tamamen yeni yapılan bir bitkilendirme ya da mevcut
vejetasyonun korunması çok farklı amaçlara hizmet edecek iyi bir yeşil alan tasarımının
önemli bir elemanıdır.

Çok iyi ve başarılı bir şekilde yapılmış bitkilendirme tasarımı fonksiyonun ve kullanma
ihtiyaçlarının en uygun ifadesidir. Örnek olarak bir çocuk oyun alanını ele alalım.
Çocukların oyun oynayabilmeleri için salıncaklar ve tırmanma strüktürleri gibi aletler
çocuk oyun alanının en önemli elemanlarıdır. Ancak oyun için en iyi ortamı tek başlarına
yaratamazlar. Daha başka şeylere de ihtiyaç vardır. Her şeyden önce sıcak bir mekanın
olması gerekir. Gürültüye neden olan oyunlar ile sessiz sakin ortamlarda oynanacak
oyunlar birbirinden ayrılmalıdır. Koruma amacıyla gerçekleştirilecek kuşatma, yaşlı
çocuklara bağımsız olma hissi vermelidir. Macera oyunlarına ve yaratıcı aktivitelere imkan
sağlanmalıdır. Yaratıcılık ve hayal gücü gerektiren oyunlar için gerekli ön şartlar
yaratılmalıdır. Bu belirten hususların çoğu bitkilendirme ile sağlanabilir. Bir çit ya da çalı
kuşağı kuşatabilir, koruma sağlayabilir ve mekanları birbirinden ayırabilir. Ağaç ve çalılar
birlikte bütünlük arz eden bir ortam yaratabilirler. Ağaç evler, kulübeler yapılabilir.
Ağaçlara tırmanılır ya da dallarında sallanılır. Ayrıca bu ortamda yaşayan bitki ve hayvan
türlerini de keşfetme ve tanıma imkanı bulacaklardır. Yaratılacak ortamın, bu kullanımlara
imkan tanıyabilmesi için, yapılacak bitkilendirmenin uygun olması gerekir.
Bitkilendirmede seçilecek türler, insan zararlarına karşı dayanıklı, birbirinden farklı ve
incelenmeye özendirici özelliklere sahip türler arasından seçilmelidir. Bir başka deyişle
kent merkezinde ya da daha çok yaşlıların kullanacağı bir açık yeşil mekanın
düzenlenmesinde kullanılacak ağaç ve çalı türlerinden farklı olmalıdır.

Çevresel tasarım çalışmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de,
düzenlenecek alanın birden fazla fonksiyonu yerine getirecek şekilde tasarlanmasıdır. Bu
konuda en başarılı çalışmalar ormancılık sektöründe görülmektedir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

2
Özellikle Orta Avrupa ülkelerinde, daha önceleri arazinin büyük bir kısmı sadece odun
üretimini amaçlayan ağaçlandırma çalışmalarına ayrılırken, görsel güzelliğe ve bitki ve
hayvan türlerinin korunmasına çok fazla önem verilmemiştir. Günümüz ormancılığında ise,
durum tamamen farklıdır: Rekreasyonel kullanım, görsel güzellikleri değerlendirme, yaban
hayatını koruma öncelikli hedefler arasındadır. Kolaylıkla ulaşılabilen ve görülebilen
orman kenarları doğal yerli türler ile bitkilendirilmekte ve mevcut değerli habitatlar
korunmaktadır.

Bitkilendirme tasarımı: Doğal vejetasyon süreci yönetimi olarak Bitkisel Tasarım

İnsan tarafından peyzajda oluşan zararların ortadan kaldırılması ve insan ihtiyaçlarının


karşılanması, bazı durumlarda bitkilerin boş yerlere yerleşmesi ve bir sıralı düzen içinde
gelişmesi suretiyle insan müdahalesine gerek kalmadan kendiliğinden sağlanır. Avrupa
ülkelerinin çoğunda kent içinde boş kalmış alanları spontane bir şekilde işgal eden bitki
örtüsü, bu alanı kentin en önemli kamusal alan haline dönüştürmektedir. Zira içinde
barındıkları zengin bitki örtüsü sayesinde çocuklar için bulunmaz bir oyun yeri, doğa
severler için de iyi bir gözlem ve araştırma mekanı olarak hizmet vermektedir. Kırsal
mekanda ise aynı durum yani tesis edilmiş yol şevleri için geçerlidir. Yola bitişik tarlaların
istenmeyen otsu bitkileri çiçekleriyle bu şevleri tamamen kaplar ve eşsiz bir görünüm
sunar, zamanla çok farklı çayır ve çalı toplumlarına dönüşür. Peyzaj tasarımcılarının
doğanın yardıma ihtiyacı olduğu yerlerde müdahale etmesi ve yardımcı olması çok
doğaldır. Bazen süksesyon yani bitkilerin alana yerleşmesi ve alanı kaplaması çok yavaş
seyredebilir. Bu durumda, eğer çıplak ve fazla eğimli bir yamaç söz konusu ise, bu yamaçta
bitkilerin yetişmesi çok yavaş olduğunda erozyon söz konusu olabilir. Bu nedenle süreci
hızlandırmak amacıyla peyzaj mimarı müdahale edebilir. Ya da kendiliğinden gelişen
spontane vejetasyon gelişimi yönlendirilir. Örneğin doğal yerli ağaç ve çalı türlerini
eklemek suretiyle oluşturulmakta olan orman toplumlarının tür çeşitliliği zenginleştirilir.
Vejetasyonun doğal sürecinin yönlendirilmesi verilen bu iki örnek ile açıklanmaktadır.
Ancak buradaki müdahaleler insan kullanımı için gerekli olan minimum düzeyde
gerçekleşir. Bu örneklerde gördüğümüz spontane, yani kendiliğinden gelişmiş olan doğal
vejetasyonu tamamen yapay olan bir bitki örtüsü ile değiştirmek için hiçbir neden yoktur.
Aslında estetik açıdan doğal spontane vejetasyonun daha değerli olduğu göz önüne alınırsa,
spontane gelişen doğal yerli bitki örtüsünün korunması için yeterli neden mevcuttur.
Örneğin böyle bir bitki örtüsü yörenin özelliklerini yansıtır ve yaban hayatı için daha uygun
habitatlar oluşturur. Bu durum da yöre halkının yararınadır, zira estetik açıdan daha çekici
ve tür çeşitliliği bakımından daha zengin bir peyzaja sahip olurlar.

Bitkilendirme tasarımı büyük oranda doğa üzerinde hakimiyet kurmaya yöneliktir.Bunun


en ekstrem örneği tamamen ekzotik ve hassas bitkilerle düzenlenmiş ve çok yoğun bakım
uygulanan bahçelerdir. Bu bahçeler sürekli bir şekilde hortikültürel müdahaleler ve bakım
yapılmaksızın varlıklarını sürdüremezler.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

3
Bazı durumlarda ve bazı yerlerde tamamen yapay ekzotik ve hassas türler ile bitkilendirme
yapılır. Bu tarz bitkilendirmeler için, daha az müdahale ve bakım gerektiren ekolojik
yaklaşımlı bitkilendirmelerden, daha kötü ya da daha iyi denemez.

İyi bir tasarım, düzenlenen alana ve alanda düşünülen fonksiyonlara uygun olan
bitkilendirme tarzını ve yönetim şeklini seçebilen tasarımdır.

İyi tasarım genellikle bitkilendirmenin göreceği fonksiyonları doğal gelişim sürecine


yapılacak müdahaleleri en az düzeyde tutarak gerçekleştiren tasarımdır. Bunun için geçerli
olabilecek iki neden vardır. Bunlardan birincisi, daha az iş gücü ve daha az materyal
kullanılacağından maliyetin azalmasını sağlar. İkinci neden ise tartışılabilir. Çünkü en fazla
değer verdiğimiz husus çevreyi algılayışımıza bağlıdır. Eğer çevre etiği açısından konuya
yaklaşılırsa, doğa elbette çok değerlidir ve doğaya elbette daha fazla saygı gösterilmesi ve
daha fazla yer ve mekan sağlaması gerekir. Bu yapıldığında, çok az oranda insan
müdahalesiyle, gelişimini sağlamış oluruz. Ancak bütün bu söylenenlerden her yerde
‘Doğala yakın bir bitkilendirme ve bakım yapılmalıdır’ gibi bir anlam çıkarılmamalıdır.
Asıl önemli olan, mevcut doğal vejetasyon çok haklı bir neden olmadıkça yok
edilmemelidir.

Hem bitkilendirme tasarımı hem de daha sonra yapılacak bakım çalışmaları geniş anlamda
doğala yakın vejetasyonun gelişim sürecinin yönetimi şeklinde düşünülebilir. Farklı
bitkilendirme tipleri, farklı oranlarda müdahaleleri gerekli kılar ve böylece arzulanan bitki
toplumları oluşturulur ve bakım yapılır.

Estetik amaçlı bitkilendirmeler:

Bitkilendirmenin en önemli hedeflerinden biri de estetik açıdan zevk ve haz veren bir
ortamın yaratılmasıdır. Bu gerçek hiçbir zaman için unutulmamalıdır.

Peyzaj mimarları gerçekleştirdikleri peyzaj tasarımları ve bitkisel tasarımlarla insanları


tatmin edici, zevkli, hoş mekanlarda yaşam imkanları sunmalıdırlar. Hoş ve bakımlı bir
bahçeden veya yabani bitkiler ve hayvanlarla kontakt sağlayan bir bahçeden alınan haz ve
duyguların zevki günlük yaşama önemli ölçülerde katkı sağlar. Ruhumuzun gerçek
anlamda yenilenmesine yardımcı olur.

Başarılı bir bitkilendirme tasarımı nedir? Ne demektir?


Bitkilendirme tasarımının fonksiyonel, ekolojik ve estetik olmak üzere üç önemli amaca
yönelik olabileceği belirtilmişti. Bitkilendirme tasarımının başarısı bir yerde bu üç önemli
hususu ne derece gerçekleştirdiğine bağlıdır.

Farklı bitkilendirme projelerinin farklı öncelikleri olacaktır. Bu gayet doğaldır. Her bir
tasarımın önceliği çalışmalar esnasında, bu üç husustan hangisinin üzerinde daha çok
durulduğuna bakılarak tespit edilebilir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

4
Örneğin bir koruma şeridi, rüzgara çok açık olan bir yerde tesis edilecek olursa, koruma
fonksiyonu ana amaç olacaktır. Ancak yörede hakim olan doğal yerli bitki örtüsünün
karakteri ve form, tekstür, renk gibi estetik özellikleri de yine göz önünde bulundurulması
gereken hususlardır. Bunlar göz önünde bulundurularak koruma şeritleri oluşturulduğunda,
şeritin profili ve geçirgenliği kendisinden beklenilen rüzgarı engelleme fonksiyonunu gayet
iyi bir şekilde yerine getirmesini sağlayacaktır. Ayrıca mevcut değerli habitatları koruma ve
yeni habitatlar yaratma imkanı sunacaktır. Böylece başarılı bir koruma şeridi böylece
rüzgarın hızını ve istenilen mesafede turbulansı azaltırken, yörenin ekolojisine zarar
vermeyecektir. Oluşturulan koruma şeridi içinde barındırdığı türler nedeniyle yeterince
çekici ve yöre peyzajının karakteriyle uyumlu olacaktır.

Bitkilendirmenin fonksiyonel performansı ve ekolojik uyumu, estetik değerine göre daha


objektif kriterlerle değerlendirilebilir. Zira görsel olarak hangisinin daha uygun ve daha
çekici olduğu hususunda görüşler arasında büyük farklılıklar olabilir.

Estetik kriterler hakkında ise muhtemelen bir anlaşmazlık olabilir. Çünkü görsel açıdan
uyumluluk ve çekicilik konusunda kişilerin düşünceleri birbirinden çok farklı olabilir. Bu
gerçek, sadece farklı kişilerin farklı düşüncelerde olabileceği şeklinde kabul edilmemelidir.
Zira aynı kişinin hayatının belli dönemlerinde ve hatta günün farklı zamanlarında içinde
bulunduğu ruh haline bağlı olarak estetik değerlendirmeleri farklı olabileceği bilinmektedir.

Eğer tasarımcı bir bitkilerndirme projesinin estetik başarısını değerlendirmek istiyorsa,


kendisinin ‘Hoşuma gidiyor mu?’ diye sorması ve ‘Evet’ yanıtını alırsa bu kez
‘Neden?’diye sorması gerekir. Yanıt ‘Hayır’ ise bu defa da ‘Neden hoşuma gitmiyor?’ diye
sorulmalıdır. Eğer tasarımcılar bu soruları eksiksiz ve sistematik bir şekilde
cevaplandırmak istiyorlarsa, o zaman bitkilerin estetik özelliklerini ve kompozisyonlar
şeklinde bir araya getirildiklerinde etkilerinin ne olabileceğini çok iyi bilmeleri gerekir.

Bütün bu söylenenlere ek olarak, bitkilendirmenin estetiği tasarımcı tarafından


değerlendirilirken, tasarımcının sorması gereken sorulardan biri de; ‘Müşteri bundan
hoşlanır mı?’ ya da ‘Projeyi verenleri bu bitkilendirme tatmin eder mi?’, ‘Kullanıcılar bu
bitkilendirmeyi beğenir mi?’ gibi sorular sorulması gerekir. Müşterilerin ve peyzajı
kullananların zevki, eğitimli bir tasarımcıdan çok farklı olabilir. Bu yüzden onların
önceliklerini ve ihtiyaçlarını bilmek ve bunları yerine getirmek tasarımcı açısından çok
önemlidir.

Tasarım Aracı Olarak Bitkiler

Tasarımcıların hepsi ne tasarımcısı olursa olsun aynı prensipleri paylaşırlar. Fakat


kullandıkları materyal ne ise; gerek fonksiyon gerekse estetik özellikleri bakımından
farklıdırlar. Bu bakımından peyzaj tasarımcıları bitkilendirmenin temel prensiplerini
incelemeden önce, kullanımlarını, bitkilendirme materyalinin ayırt edici özelliklerini
tanıması ve öğrenmesi gereklidir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

5
‘Canlı Materyal Olarak Bitkiler’

Bitkiler gelişir, büyür ve sürekli olarak değişirler, ayrıca diğer organizmalarla karşılıklı
ilişki içindedirler. Bitki toplumları sürekli olarak değişen bir durum gösterirler. Klimaks
safhasındaki bir bitki toplumu Örneğin: yaşlı bir meşe toplumunun kompozisyonu dahi
sürekli bir değişim içindedir, statik değildir. Çok yaşlanmış meşeler ölürler, açılan
boşluklarda ot tabakasında genç fidecikler görülür. Zaman içinde ağaç tabakası giderek
açılır ve genç ağaçlar boşlukları doldurmaya başlar. Bitki dünyası kendine özgü bir gelişim
dinamiği gösterir. Bu gelişim sırası yönlendirilebilir, ancak hiçbiri değiştirilemez.

Genetik özelliklerine bağlı olarak bitkinin büyümesi ve gelişimine ek olarak, vejetasyon


sürekli olarak fiziksel çevre ile etkileşim halindedir. Yetişme ortamı şartları bitkilerin
gelişiminde belirgin değişikliklere neden olabilir. Fakat yetişme ortamı şartlarından
kaynaklanabilecek değişiklikler daima daha önceden tahmin edilemez ve çok kesin olarak
kontrolü de mümkün değildir. Hava şartları, günlük veya yıllık değişimlere bağlı olarak
verim miktarını, artımını, yaprak örtüsünü, çiçek ve meyvelerin üretimini etkiler. Deniz
seviyesinden olan yükseklik, bakı, topografya ve yakın çevre, bölge iklimi ve belli yerel
mekanlardaki mikro iklimi etkiler. Elverişli mikro iklim şartları hızlı boy miktarına ve
gelişimine neden olur. Daha fazla çiçeklenir ve daha fazla miktarda meyve oluşturur.
Elverişsiz mikro iklim şartları söz konusu ise aynı saha içerisinde bodurlaşmış bir gövde ve
küçük yapraklar görülür. Farklı zamanlarda ışık kalitesindeki günlük ve mevsimlik
değişiklikler ve atmosferdeki nem miktarı bitkilerin ve bitki kompozisyonlarının görsel
niteliklerini etkiler. Bölgesel ve lokal olarak toprak özelliklerinin farklılaşması büyüme ve
gelişme özelliklerini etkileyebilir. Örneğin; yayılma oranı, biyokütle üretimi, çiçek rengi,
olgunlaşma ve büyüme şekli, zararlılara, bozulmalara ve hava zararlarına karşı dayanıklılık
etkilenir.

Her bitkinin gelişimi komşuları tarafından da etkilenir. Bir bitkinin komşuları gölge
oluşturarak ve rüzgardan koruyarak mikro iklimi değiştirebilir. Nemi arttırır, fakat toprak
yüzeyinde yağışı azaltır. Vejetasyon yetişme ortamının toprak şartlarını etkiler. Kısa süreli
olarak nemin ve mevcut besin maddelerinin azalmasına neden olur. Ancak uzun süreli
düşünüldüğünde çok önemli bir kaynak olan humusun miktarını arttırır ve besin maddeleri
bakımından zenginleştirir. Bazı vejetasyon tipleri örneğin birçok konifer ve turbalıklarda
yetişen çim bitkileri, yaprak çürüntüleri, biyokimyasal bileşimlerinden dolayı toprağın
reaksiyonunu asidik ortama dönüştürür. Asidik ortamlarda ise organik maddelerin
ayrışması güçleşir ve böylece besin maddeleri bakımından toprak fakirleşir. Örneğin;
turbalık ortamlarda yetişen Betula spp. huş türleri, besin maddeleri yıkanmış olan turba
topraklarını, yaprak çürüntüleri yardımıyla besin maddesi bakımından zenginleştirir ve
genel olarak iyileştirir.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

6
Hastalık ve zararlılar yapılan bitkilendirmelerin büyümesini be gelişmesini engeller.
Genellikle kırsal alanlarda sığır, koyun, keçi, geyik ve tavşanlar belli bitki türlerini yiyerek
beslenirler. Bundan dolayı bazı türlerin büyümesi ve gelişmesi engellenirken, yenilemeyen
bitki türleri ise daha iyi gelişme imkanına sahip olurlar. Bu durum hem bitki formunun hem
de bitki toplumunun kompozisyonunu belirlemede yardımcı olur.

Son olarak insan baskısı bitkilerin büyüme ve gelişmesi üzerine çok önemli ancak daha
önceden daha kolaylıkla tahmin edilemeyecek etkilerin de olabileceği belirtilmelidir.
Örneğin; nüfusun yoğun olduğu yerlerde bitki dallarının kırılması, yaprak, çiçek ve
meyvelerin koparılması, çöplerin atılması gibi tahrip edici davranışlar bitkilerin formlarının
bozulmasına neden olabilir. Çok yoğun yaya trafiği, bisiklet ve motosiklet kullanımı, bitki
örtüsünün alt tabakasında ağaç ve çalıların gelişimini ve yenilenmesini engeller ve toprak
erozyonuna neden olur. Bu insandan kaynaklanan etkilenmeler dışında hakim olan moda ve
zevk gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Zira bu husus çok belirgin bir şekilde
yapay bitkilendirmelerin oluşumunu ve gelişimini etkiler. Halkın arzuları olan arzuları
gereği öncelik verilen bitkiler düzenleme ve bakım çalışmalarında tercih edilirler,
“biçimsiz”, “bakımsız”, “çekici olmayan türler ise varlıklarını sürdürebilme şansını
kaybederler.

Bitkilerin büyüme ve gelişme dönemleri

Bitkilerin farklı büyüme ve gelişme dönemleri tasarımcı için önemli olan bir başka
konudur. Zira tasarımcı için bu dönemler çok güvenli bir şekilde önceden tahmin
edilebilecek ve kontrol edilebilecek hususlar değildir. Fakat şu da unutulmamalıdır. Bu
ritmik değişiklikler bir sorun olmaktan çok tasarımcı için bir yardım olarak
değerlendirilmelidir. Bitkilerin birbirini takip eden büyüme ve gelişim dönemleri aslında
ilgi ve heyecan uyandıran önemli bir kaynak olarak görülmelidir.

Büyüme ve gelişim dönemleri çok büyük ölçüde farklılıklar göstermektedir. Günlük olarak
çiçeklerin açma ve kapanma zamanı ve yıl içinde mevsimlerin dağılımı gibi. Bir bitkinin
hayat döngüsü altı hafta kadar kısa bir süreyi kapsayabileceği gibi, örneğin kanarya otu
veya çoban çantası; bin yılı aşkın bir süreyi de kapsayabilir. Örneğin; mamut ağacı
(Seqouiadendron giganteum veya Pinus longaeva gibi)

Tasarımcılar kullandıkları bitki türlerinin gelişim dönemlerindeki belirgin ve farklı


özelliklerini tanımak ve bilmek zorundadırlar. Rekabetin göz önünde olduğu gençlik çağı,
yaşlılık çağı normal olarak çok farklı olan boy ve büyüklük, büyüme şekli ve formu gibi
özelliklere dayanarak kolaylıkla ayırt edilebilir. Farklı çağlarda bitkinin toplum içinde
oynayacağı rolde bu yüzden farklı olacaktır. Bitki örtüsünün ya da vejetasyonun
planlanması ve tasarımı esnasında önemli olan bir başka husus da peyzaj bakımı veya
peyzaj amenajmanıdır. Bitkilendirme yapıldıktan sonra genç bireylerin dikkatli ve itinalı
bir şekilde her yıl düzenli olarak yapılacak bir bakıma ihtiyacı vardır.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

7
Ancak bu bakım çalışmaları eksiksiz yapılması halinde tasarımcının başlangıçta belirlediği
amaç ve hedeflere ulaşmak mümkün olur. Bu periyot bir yerde orijinal bir düşüncenin
şekillendiği ve tamamlanmış bir ürün olarak ortaya çıktığı periyottur. Bu periyot bazı
riskleri de beraberinde taşımaktadır. Bitkilendirme projesi uygun olmayan hortikültürel
yöntemlerle çalışılması ve yanlış uygulamalara gidilmesi sonucunda başarısız olabilir.
Olumlu yönü ise peyzaj amenajmanı sayesinde çizim masasında düşünülen ve yapılandan
çok daha fazla yapım imkanı tanınmasıdır. Bitki toplumlarının sürekli gelişimi ve
çeşitliliğine karşı hemen doğrudan tepki verme ve yönlendirme imkanı vardır.

Bitkilendirme tasarımında daha önceden tahmin edilemeyecek pek çok önemli husus
vardır. Bunlar materyalin genellikle yapısından ve iklimin belirsizlik ve değişimlerinden,
tasarımın ayrıntılarının iletişimde ortaya çıkan sorunlara ve uzun yıllar boyunca hizmet
verecek olan bakım ekibine kadar sayılabilecek hususlardır. Bitki materyalleri ile bu
peyzajı inşa etmek veya oluşturmak, çelik ile bir otomobili yapmak ya da tuğla ve harç ile
sert peyzajı inşa etmeye benzememektedir. Bitkileri çok hassas bir çizim ölçeği ve maket
ile gösterebilmek mümkün değildir. Çünkü bitkilerin görünümünün birkaç yıl geçtikten
sonra nasıl olacağı konusunda hiçbir garanti verilemez. Her zaman için çok küçük bile olsa
beklentilerden sapmalar olacaktır. Bu durum özellikle öğrencilere ve bitkilerin sınırlı
ölçüde tanıyan tasarımcılara güçlükler yaratır. Bitki materyalleri ve yetiştiriciliği
konusunda edinilen bilgi ve tecrübe sayesinde tasarımcılar stüdyoda yapmış olduğu
çalışmaların sonuçları konusunda daha emin olacaklardır.

Peyzaj tasarımcısı gözüyle bitkiler

İnsan daima bitkilerden yararlanmıştır. Bu faydalanma besin kaynağı, yakacak, barınma ve


alet yapımı şeklinde olmuştur. İnsanın bitkileri bilimsel olarak anlaması ve kavraması ve
estetik açıdan değerlendirmesi ise çok uzun zaman sonra olmuştur. Bitkileri anlama,
kavrama ve yararlı bir şekilde kullanabilmek amacıyla günümüzde bir çok bilimsel ve
teknik araştırma yapılmaktadır. Bitkiler güzel sanatlarda ve el sanatlarında doğrudan ya da
dolaylı olarak inspirasyon ve simge şeklinde ifade aracı olarak kullanılmaktadır. Buradaki
esas soru, peyzaj tasarımında bitkiyi anlama ve kavramada farklı olan nedir? Botanikçinin,
ekoloğun, hortikültüristin, ormancının, ressamın, floristin yaklaşımında farklı olan nedir?
Birincisi peyzaj tasarımı yaklaşımı çok geniş bir paleti kapsamaktadır. Peyzaj tasarımcısı
olarak botaniği bilmesi gerekir. Ekolojinin temel prensiplerini, hortikültürün ve
ormancılığın bazı teorilerini bilmesi ve uygulaması gerekir. Ayrıca peyzaj tasarımcıları bir
ressam gibi çizgiyi, tekstürü ve rengi görebilmeli ve değerlendirebilmelidir. Bitkileri
kombine ederek herhangi bir gün veya anın önem ve anlamını ya da bir kişinin duygularını
en iyi yansıtacak şekilde aranje eden florist gibi peyzaj tasarımcısı da mekanların
tasarımında aynı beceriyi gösterebilmelidir.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

8
Peyzaj tasarımlarının geniş olması, gereken bilgilere ek olarak bir konuda daha bilgi sahibi
olmaları gerekir. Bu konu sadece peyzaj tasarımına özgüdür ve diğer disiplinlerle ortak bir
yanı yoktur. Bitkilendirme sureti ile görsel ve mekansal kompozisyonun esaslarını
öğrenmesi gerekir. Bu ise bitkileri peyzajda strüktür elemanları olarak anlamak ve
kavramak mümkündür.

Strüktürel elamanlar olarak bitkiler

Bitkiler çok farklı ve çeşitli şekilde aranje edilebilecek yeşil yapı blokları gibi
düşünülebilir. Burada aranjman sonrası ortaya çıkan ansamble sadece bir bitki
koleksiyonunu oluşturmamakta, bilakis açık havada canlı ve değişen strüktürleri organize
etmektir.

Fakat her çeşit üç boyutlu tasarım sadece solid strüktürlerin son biçimi ve formlarıyla
ilgilenmez, ayrıca bu formların tanımlandığı boş mekanlarla da ilgilenir. Bir binanın bir
mobil veya parçasının ve bir heykelin kenarları ve yüzeyleri çevrelerindeki ya da içindeki
mekanı sınırlandırır ve tamamlar. Bu sınırlandırma ve kuşatma mekanın hem estetik
niteliklerini hem de belli fonksiyonel bir amacı olan yani toplantı, geceleme, oturma,
araştırma vs. amacıyla kullanılabilecek bir mekan belirler.

Bitkiler bazen bir araya gelerek bazen tek başlarına mekan yaratırlar. Bu yaratılan mekanlar
tepe çatısının altında birbirlerinin arasında ya da bazen bir araya gelerek oluşturdukları
yaprak örtüsünün altında yer alabilir. Bitkisel tasarımcı bitkileri kullanarak peyzaj
strüktürleri yaratır. Bu peyzaj strüktürleri istenilen fonksiyonlara hizmet edecek hem
mekanları tanımlar hem de alanların yaratılmasını yardımcı olur.

Bitkilendirme strüktürleri çok farklı ölçeklerde olabilirler. En büyük ölçeği orman kuşakları
meydana getirir. İşletme ormanları da peyzajın çerçevesini belirleyebilir. Ormanların
oluşturduğu çerçeve içinde geniş alanlar kaplayan sanayi, konut, rekreasyon gibi
kullanımlara yer verilebilir. Ancak çevreyi görsel açıdan olumsuz etkilemeyecek tarzda bu
kullanımlar konumlandırılmalıdır. Bu tarz bir düzenleme ile imkan verilecek olan insan
aktiviteleri iyileştirilmiş olan iklim şartlarından, korunmuş olan yaban hayatından ve
bitkilendirmenin sağladığı genel görünümden olumlu etkilenecektir. Tek tek bireylerin çok
daha küçük ölçekle yer aldığı bitkilendirmeler ve küçük insan gruplarının söz konusu
olduğu hallerde, peyzaj strüktürünün oluşturulmasında bitkilendirme hayati bir rol oynar.
Oyun alanları, kamusal ve özel bahçeler, gibi tesislerin hepsi değişik derecede
sınırlandırma, kuşatma, koruma ve mahremiyeti sağlama amacıyla bitkilendirmelere ihtiyaç
duyarlar. Bu bitkilendirmeleri, uygun boy ve büyüklükte ağaç ve çalıları kullanarak çok
kolay şekilde ve çekici bir tarzda gerçekleştirmek mümkündür. Tek başına bir ağaç dahi bir
mekan tanımlayabilir ve bir yeri belirleyebilir. Yanlara doğru uzanmış olan tepe çatısı
yukarıda hacim sağlar. Aşağıda ise bunun etki sahası yer alır.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

9
Bitki örtüsü bir başka deyişle vejetasyon peyzajda mekanları yaratmada strüktürel bir rol
oynar. Bu bir yapıyı çevreleyen mekana çok benzer olarak görülebilir. Fakat burada ölçek
çok daha büyüktür. Bu nedenle mimaride geçerli olan temel teoriler ve kavramlar peyzaj
tasarımı ve bitkilendirme tasarımına uygulanabilir. Örneğin odalar, caddeler, meydanlar,
arkadlar ve kolonadlar mimari mekanlardır. Mimarlıktan bilinmektedirler, peyzaj
tasarımcılarının bildiği kavramlardır. Bu kavramlar bize benzer, ancak biraz daha gevşek
ve dağınık bir şekilde bitkilerle yaratılabilecek mekanların değerlendirilmesinde yardımcı
olur.

‘Kent Tasarımında Ağaçlar’ adlı kitabında Henry Arnold kentsel çevrede ağaçların
mekansal kullanımın aşağıdaki gibi özetlemektedir.

Kentte ağaçlar canlı yapı materyalleridir. Mekansal sınırların oluşturulmasında kullanılır.


Dış mekandaki odaların duvarlarını ve tavanlarını oluşturur ve bunu bir çok mimari
materyale göre çok daha iyi bir şekilde yapar. Açık mekanlardan geçerek hareket etme
hissini belirginleştirecek tarzda mekansal ritm yaratırlar. Dikkati çekmeyen mekanları
yaratma yanında, ağaçlar binaların geometri, ritm ve ölçeklerini peyzajla bağlantılı hale
getirmede ve peyzaja doğru genişletmekte kullanılır. Bu fonksiyon, mimarlıkta ağaçlar
dekoratif olma ve sert hatları yumuşatma etkisinden çok daha fazla önemlidir.
Bitkilendirme ile daha karmaşık ve akıcı mekanlar yaratılabilir. Bu tür mekanlar
kendiliğinden spontane olarak gelişmiş ormanlık ve çalılık alanlar ile doğal duruma benzer
tarzda yapılmış bitkilendirmelerde görülür. Farklı boyda ve sıklıkta ağaç ve çalıların
oluşturduğu bitki örtüsü, boşluklar, patikalar ve açık alanlar bu alanlar en önmeli
unsurlardır. Mekan yaratma çoğunlukla bitkilerin mimari fonksiyonu olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanım bir yerde mimaride ve peyzajda ortak olan mekansal
kavramları dile getirmektedir, ancak ‘strüktürel’ kavram tercih edilmelidir, çünkü strüktürel
sözcüğü sadece dış mekanın çevresini belirtmekte, strüktürün süslemesini
belirtmemektedir. Tasarımın amaçları açısından bu iki fonksiyonu birbirinden ayırmak
yararlı olur. Aslında çoğu bitkilendirme birincil derecede strüktürel ya da ornamental diye
ikiye ayrılabilir.

Dekoratif Elemanlar Olarak Bitkiler:

Bir binanın mimarı gibi, peyzaj mimarı da doğal olarak hem ana strüktürün mekansal
boyutu hem de estetik detayları ile ilgilenir. Bitkiler estetik karakteristikleri bakımından
çok zengindirler. Yaprakların, sürgünlerin, kabuğun, çiçeklerin ve meyvelerin görünümü,
çiçeklerin kokusu, yaprakların aroması, kabuk ve yaprakların fiziksel tekstürü, ve hatta
rüzgarda ve yağmurda çıkardıkları ses; bunların hepsi bitkilerin estetik karakteristiklerini
oluşturan unsurlardır.

İstenilen estetik özelliklere sahip ağaç ve çalılar ana strüktürel bitkilendirmeye ornamental
özellik vermek amacıyla dikilirler. Bu durum bir binanın cephesinin süslenmesi ya da
içinin dekore edilmesine benzerlik gösterir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

10
Bu nedenle yapılan bitkilendirme ‘süslemeye yönelik bitkilendirme’ yani ornamental
bitkilendirme diye adlandırılır. Bir başka yaklaşım da oluşturulan mekanın yüzeylerine
verilecek detayı strüktürel bitkilendirmede kullanılan bitkilerin estetik özelliklerinden
yararlanarak gerçekleştirmek olabilir. Bu durumda ornamental özelliği olan bitkiler
kullanılmaz. Modern mimari ve peyzaj geleneğinde çok yaygın olan sade karakterli bir
peyzaj yaratılmış olur. Uygulamada bir çok tasarım hm strüktür bitkilendirmesinin
dekoratif karakteristiklerini hem de özellikle ornamental bitkilendirme kullanılır, böylece
mekanları çerçevesi dekore edilmiş olur.

Bitkilendirme tasarımının dekoratif nitelikleri hakkında çok yaygın ve haklı iki önemli
kritik vardır. Bir yandan çok az sayıda güvenilir bitkiye dayanarak yapılan bitkiler
monotonluğa yer açabilir. Diğer ekstrem unsur ise, tasarımın amacını ve estetik
organizasyonu belirsiz hale getirecek kadar, çok fazla sayıda bitki türü kullanmaktır.
Birinci hataya düşme nedeni genellikle bitkiler hakkındaki bilginin yetersizliğidir. Bu
tecrübe eksikliğinden ve bitkilere karşı ilgisizlikten kaynaklanabilir. İkincisinde ise, bitkiler
ile gerçek anlamda ilgilenilmekte ve her bitki değerlendirilmek istenmektedir. Halbuki her
bitkiyi kullanma isteği, kompozisyon prensiplerini anlamak ve kavramak suretiyle
frenlenmelidir. Başarılı ve kalıcı bir bitkilendirme elde edebilmek için bitkilerin seçimi ve
kombinasyonu bilgilerin ışığında ihtiyatla yapılması gerekir.

Bitki Seçimi

Bitki piyasasında mevcut olan türler ve kültivarlar arasında boy, büyüme şekli, yaprak ve
diğer özellikler bakımından muazzam bir çeşitlilik vardır. Bu durum tasarımcının doğru
bitkiyi seçme görevini güçleştirmektedir. Etkin ve başarılı bir bitki seçimi için, tasarımcı
önce bir prosedür gerçekleştirmelidir. Bu prosedüre göre bitkiler görsel tasarım
karakteristikleri ve çok küçük farklılıkları dahi göz önüne alarak gruplara ayırmalıdır. Bu
karakteristikler rahatlıkla üç ana başlık altında toplanabilir.
1. Fonksiyonel ve strüktürel karakteristikler
2. Görsel ve diğer duyusal özellikler
3. Bitkinin büyüme özelliği ve hortikültürel istekleri

Bir bitkinin fonksiyonel ve strüktürel karakteristikleri bir bitkinin tasarımlanmış bir


peyzajda kendisinden beklenilen rolü yerine getirebilme yeteneğini belirlerler. Örneğin bir
bitkinin formu ve yaprak örtüsünün yoğunluğu bir alanı koruma, kapatma ve gölgeleme
yeteneğini etkiler. Bir bitkinin toprak yüzeyine yakın kök gelişimi, toprağı tutma ve
erozyonu önleme yeteneğini belirler. Fonksiyonel karakteristikler bitkilendirmenin
fonksiyonel bir peyzaj oluşturmasına müsade ederler. Fonksiyonel bir peyzaj insan
aktiviteleri için uygun bir çevre oluşturan, bunun yanında peyzajın ekolojisinin zarar
görmesinden kaçınan bir peyzaj anlayışıdır. Bitkilendirmenin iklimsel ve biyolojik
mühendislik konularını kapsayan fonksiyonlarına burada detaylı olarak yer vermek
mümkün olmayacaktır. Burada üzerinde yoğunlaşılması gereken konu strüktürel
karakteristiklerdir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

11
Bitkilendirmelerin sayesinde yerine getirilebilecek mekansal fonksiyonları belirlerler. Bu
mekansal özellikler ya da nitelikler bitkilendirmenin estetik etkisi açısından birincil
derecede önemlidirler. Bu olgu daha sonra ‘mekan yaratma’ ve ‘bileşik mekan’ konuları
işlenirken tekrar gözden geçirilecektir.

Üst düzeyde duyusal niteliklere sahip bir bitkilendirmenin en önemli öğeleri (unsurları)
gövdelerin, yaprakların, meyve ve çiçeklerin görsel özellikleridir.

Bu karakteristikler seçildiğinde ve kombine edildiklerinde, bunların önemi ve gerekli olan


bakım alan üzerinde ornamental fonksiyonun önemine ve yerin görsel duyarlılığına göre
farklı olacaktır. Örneğin bir bahçeyi bitkilendirdiğimizde, zamanımızın büyük bir kısmını
bahçede geçireceğimizi düşünerek, güzel tablolar yaratabilmek için büyük emek harcarız.
Bir büro avlusu için benzer bir görsel etki gerekli olabilir, özellikle büro sahibi yani
müşteri, ziyaretçileri etkileyecek bir gösteri yapmayı düşünemiyorsa, bu durum geçerlidir.
Bir milli parkta veya görsel açıdan ilginç bir sahada bir ormancılık veya koruma kuşağı
bitkilendirildiğinde seçilecek olan bitkiler ev bahçesinde ya da büronun iç avlusunda
olduğu gibi detaylara göre belirlenmek zorunda değildirler. Fakat çevredeki peyzajın
karakterine duyarlı bir şekilde tasarımlanmalıdırlar. Özellikle yerli doğal vejetasyon ve
seçilen türlerin yaprak, çiçek ve dallanma biçimleri bitkilendirilen alan ile uyumlu
olmalıdır. Diğer taraftan restore edilen sahalarda, bitkilerin görsel ve estetik
karakteristikleri daha az önemlidir. Aslında çok kötü bir şekilde belirlenmiş olan
substratlarla kaplı alanlarda herhangi bir bitkiyi yetiştirebilmek, birincil derecede önemli
bir husustur. Bu nedenle teknik konular, bitkilerin seçiminde yaprak ya da çiçeklerin görsel
özelliklerine göre, daha ağır basar.

Büyüme özelliği ve hortikültürel istekler habitatı ve türün işgal edeceği işi belirlemede
önemlidir. Bu husus hem spontane vejetasyon toplumları, hem de insan tarafından
oluşturulmuş asosiyasyonlar için geçerlidir.

Tasarımcılar sağlıklı, hızlı gelişen ve sürdürülebilir bitki assosiyasyonları yaratmak


istiyorlarsa, bu karakteristikler esas alınmalıdır.

Özet olarak, tasarım ve bitki seçimi prosedürü, önce fonksiyonun, ardından mekan formu
ve son olarak görsel karakterin belirlenmesi şeklindedir. Ancak böyle yapıldığında, bu
rollerin her birini yerine getirecek olan uygun türler seçilip, aranje edilebilir.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

12
Peyzaj Tasarımında ya da Bitkisel Tasarımda Fonksiyonel ve Estetik Unsurlar

Peyzaj tasarımında bitki kullanımının daima hem fonksiyonel hem de estetik etkisi olur. Bir
peyzaj tasarımında kullanım rahatlığı ne kadar çok arzulanırsa arzulansın ya da bir başka
deyişle ne kadar önemli olursa olsun, tasarımcı estetik etkiyi de düşünmek zorundadır.
Bundan dolayı her bir hususa göreceli olarak öncelik verilebilir. Bu önceliği dikte eden
hususlar değişkendirler. Tasarımlanan alanın konumu ve özellikleri, bazen kullananların
ihtiyaçları öncelik verilecek hususta etkin olabilirler.

Ancak, peyzaj tasarımcıları olarak hiç bir zaman fonksiyonelliğin etkisini ve duyusal
niteliklerin birbirinden bağımsız olduğunu düşünmemeliyiz. Viktor Papanek ‘Gerçek
Dünya için Tasarım’ adlı kitabında hem fonksiyonel hem de estetik nitelikleri içeren altı
hususu belirleyerek bir artifaktın fonksiyonunu en geniş anlamda tanımlamıştır. Viktor
Papanek bir artifaktın şeklinde başarılı bir fonksiyonu yerine getirebilmesi aşağıda
belirtilen hususlarla yakından ilgilidir.
1. Tasarım ve üretimde uygun araçları, süreci ve materyalleri kullanan iyi bir metod.
2. Kolay ve etkili bir kullanım
3. Tasarım, yapay olarak oluşturulmuş istekler ve taleplere göre değil, gerçek, hakiki
ihtiyaçlar için yapılır.
4. Tasarımı gerçekleştirildiği yerin ve zamanın sosyal ve ekonomik şartlarını yansıtması,
yani telesis içeriğe sahip olması.
5. Kullanılan materyaller ve formlar, biçimler kullanıcıların zihninde beklenilen
çağrışımları yapacak şekilde seçilmelidir.
6. Materyallerin ve form ve biçimlerin, doğal estetik özellikleri görecekleri fonksiyona
uygun olmalıdır.

Bu nedenle, fonksiyonel olması amacıyla yapılmış bir tasarımın en önemli kısmı estetik
karakteridir. Burada nosyon ‘iyi gözüküyorsa iyi çalışır’ deyişinde olduğundan farklıdır. Bu
fark çok ince, fakat önemli bir farktır. Burada verilmek istenen mesaj: çok dar olarak
tanımlanmış bir fonksiyonun rastlantı sonucu ortaya çıkmış görsel nitelikler olarak
açıklayamayız. Özellikle peyzaj tasarımında, en iyi alternatifi seçebilmek için göz önünde
bulundurulması gerekli olan kriterlerden biridir. Bir artifaktın estetik özellikleri
kullanımlara bazı anlamları ifade edebilmelidir. Eğer biz peyzaj tasarımcıları olarak
kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını dürüstlükle ve doğru bir şekilde göz önünde bulundurmak
durumunda isek, bu anlam artifaktın fonksiyonu ve yapılma amacıyla uyumlu olacaktır.

Tasarımlanmış bir peyzaj sadece büyük artifakt değildir, aynı zamanda çoğunlukla farklı
kullanıcıların üst düzeyde bir entegrasyonunu gerektirir. Bir çok farklı fonksiyonlar normal
olarak tek bir alan üzerinde bitkilendirmeler ile yerine getirilir. Bu fonksiyonlar, fiziksel
alanın öne sürdüğü mekanlar ve problemler ile tasarımcının analizi ve kullanıcıların
ihtiyaçlarından ortaya çıkmış olan tasarım amaçlarıdır. Sade bir şekilde ifade etmek
gerekirse, tasarımcıların bitkilendirme ile yapmak istedikleri tasarım fonksiyonlarıdır.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

13
Bir örnek vermek gerekirse, sosyal veriler analiz edildiğinde kullanıcıların, alanın
korunaklı ve güneşli bir yerinde üst düzeyde mahremiyete ihtiyaçları olduğu ortaya
çıkacaktır. Bu tasarımcıya bitkilendirme fonksiyonlarının mahremiyeti sağlamak için
perdelemenin ve optimum mikro iklim için de koruma şeridinin gerekli olduğunu
anlatmaktadır.

Estetik etkiler daima olmasına rağmen, fonksiyonun bir başka aspekti olarak
düşünülmelidir. Bazı peyzaj parçalarında estetik zevk tasarım birincil amacı olabilir. Bu
özellikle, parklarda, bahçelerde, ornamental iç avlularda ve hastane gibi kuruluşların
arazilerinde söz konusudur. Bitkilendirmede çok güçlü bir karakter ve üst düzeyde estetik
zevk beklenebilir. Estetiği anlama ve kavrama tasarımının repertuarında önemli bir araçtır.
Bu araç peyzaj şekillendirmede yardımcı olur. Tamamen fonksiyonel ve kullanıcılar
tarafından daha çok değer verilen ve saygı gösteren bir peyzajın ortaya çıkmasını sağlar.

Bitkilerin Strüktürel Karakteristikleri

Bitkilerin strüktürel karakteristiklerinden söz edildiğinde, formun ve biçimin peyzajın


mekansal strüktürüne katkı yapan yönleri kastedilmektedir. Olgunluk çağdaki boyu ve tepe
genişliği, dallanmanın yoğunluğu, büyüme şekli ve büyüme hızı strüktürel karakteristik için
çok önemli hususlardır. Bu özellikler bitkilendirilmiş çevrenin mekansal niteliklerini
belirler.

Düzenlenmiş Peyzajda Bitkilerin Mekansal Fonksiyonları:

İnsan kullanımına yönelik mekanların tasarımı bitkilerin boyunun insan boyuna olan
göreceli oranı çok önemlidir. Basit olarak plan üzerinde bitkilendirilen alanların tepe
örtüsünün yüksekliğini ve türleri belirlemek, tasarım sürecinde en önemli safhadır. Çünkü
bitkilendirmenin yüksekliği, mekansal tasarım için görüş, hareket ve fiziksel konfor gibi
önemli imkanları belirleyecektir.

Jakobsen (1977) çalılarla ve otsu bitkilerle yapılan bitkilendirmelerin kritik boylarının,


toprak seviyesinde, diz boyunda, bel yüksekliğinde ve göz seviyesinde olduğunu
belirtmektedir. Bu nedenle tasarımcıların bitki materyalini insan boyutunu temel alarak
farklı kategorilere ayırmaları gerekir.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

14
Tepe Örtüsü Yüksekliği Bitkiler

Toprak seviyesi:…………………………………………………..Biçilen çimler, diğer otsu


çimen bitkileri, yere
sarılan ve yeri halı gibi
örten otsu bitkiler ve
çalılar.

Diz boyunun altında:……………………………………………..Yerde yatan, sürünen


bodur çalılar, yarı çalılar
ve kısa boylu otsular.

Diz boyu-bel hizasında:………………………………..................Kısa boylu çalılar ve orta


boylu otsular

Bel hizası-göz seviyesinde:………………………….....................Orta boylu çalılar ve uzun


boylu otsular

Göz seviyesinin üzerinde:……………………………...................Boylu çalılar ve ağaçlar

Gerçek boyutlar söz konusu olduğunda, tabi ki bu verilen sınır değerler farklı kişilere göre
değişecektir. Yetişkinler için, bu farklılık çok fazla olmayabilir ve bu nedenle bitki seçimini
pek fazla etkilemez. Fakat değişik yaşlardaki çocuklar ve tekerlekli sandalye kullananlar
için, boy farkları çok daha fazla olacağı için, çocuklara ve engellilere hizmet edecek açık
mekanların düzenlenmesinde bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir. Tasarım
esnasında bu kişilerin mekanları farklı şekilde kullanmalarına imkan tanıyacak tarzda
düzenlemesine çalışılmalıdır.

Yukarıda belirtilen her bir bitki örtüsü tipinin tasarım potansiyeli aşağıda açıklanmaktadır.

Toprağı halı gibi örten bitkilendirmeler (halı gibi örten bitkiler):

Bu kategoriye giren bitkilerin en önemli mekansal karakteristikleri ne görüş ne de hareket


için bir engel oluşturmamalarıdır.

Bu en kısa boylu kategoriye giren bitkiler, toprak seviyesinde bir yaprak örtüsü oluşturur.
Bu örtünün yüksekliği bir kaç santimetreden daha fazla değildir. Bu kategori çim bitkilerini
ve yere yapışık vaziyette yetişen otsu bitkileri kapsar, bu bitkilerle kaplı alanlar ya biçilir
ya da hayvanlar otlatılır. Bu kategoriye ayrıca tamamen toprağa yapışık vaziyette yetişen
çalılar da yer alır. Örneğin Juniperus ‘Bar Harbour’, Cotoneaster dammeri, Thymus
lanuginosus ve sürünücü otsulara örnek olarak Lysimachia nummularia.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

15
Yukarıda örnek olarak verilen bitkiler ve benzerleri halı şeklinde bitki örtüsü oluştururlar.
Bu tip bitki örtüsü arazideki en küçük şekillerin dahi ortaya çıkmasına müsade eder. Bir
başka deyişle, eğer arazinin modülasyonu bitkilendirmeden sonra da belirgin olarak
kalacak ise, bu tarz bitki örtüsü uygun olacaktır. Eğer arazi yüzeyi düzgün ve dayanıklı ise,
yayalar için sirkülasyon yüzeyi olarak da kullanılabilir. Bu durumda yer örtüsü tabi ki sert
yer döşemelere göre daha az dayanıklıdır. Basılmalara karşı en dayanıklı ve toleranslı çim
bitkileri, düzenli bir şekilde biçilen ya da otlatılan çim bitkileridir. Bu çim bitkileri sadece
görsel açıdan çekici halı gibi yeşil çimenlikler oluşturmakla kalmazlar aynı zamanda
yürüyüş, oyun, spor, bisiklet ve zaman zaman araç trafiğine uygun yüzeyler oluşturur. Bu
özellikler, çim alanların padok şeklindeki küçük çimenliklerin ve diğer çayırlıkların özel ve
kamuya ait yeşil alanlarda ve peyzaj parçalarında değerini ve popülaritesini arttırma
nedenidir.

Toprak seviyesindeki bitki örtüsü önemli bir dekoratif rol de oynayabilir. Halı şeklindeki
bitki örtüsü tek başına ya da kaya, çakıl veya diğer yer döşemelerle birlikte toprak yüzeyini
örtecek şekilde görsel bir tablo şeklinde ortaya çıkar. Farklı türlerin yapraklarının ve
çiçeklerinin özelliklerinden yararlanılarak, toprak yüzeyinde iki boyutlu modeller çizmek
ve oluşturmak mümkün olur.

Diz boyunun Altında Boylanan Çalılar ve Otsular:

Daha yüksekte bir yaprak örtüsü oluşturmalarına rağmen, diz boyunun altında boylanan
çalılar ve otsular bitkilendirmelerde daha farklı imkanlar yaratırlar. Bunlardan bir çoğu,
genel olarak ‘yer örtücüler’ diye bilinmekte ve adlandırılmaktadır. Bu kategoride yer alan
bitkiler yetişme ortamı şartlarına yani iklim ve toprak şartlarına çok iyi uyum sağlamış,
istenmeyen bitkilerle rekabet edebilecek ve kendiliğinden yetişen ve boş yerleri işgal eden
bitkilere yaşam imkanı tanımayan bitkilerdir. Peyzaj bitkilendirmelerinde istenmeyen otsu
bitkilerle mücadele edebilmek ve böylece bakım masraflarını azaltmak için çok sık ve
yoğun bir yaprak örtüsü oluşturan çok yıllık yer örtücüler büyük önem taşır.

Yer örtücülerin bu bakım masraflarını azaltıcı ve kolaylaştırıcı özellikleri yanında, kısa


boylu bir yaprak örtüsü oluşturması nedeniyle tasarım fonksiyonlarını da yerine getirirler.
Örneğin dikkat çekici ağaç, çalı ve boylu otsuların yer alacağı kompozisyonlarda platform
fonksiyonu görürler. Böylece gösteri amacıyla kullanılmış olan bitkilerin daha iyi bir
şekilde algılanmasını sağlarlar. Bir başka fonksiyonu da rasgele bir araya getirilmiş olan
diğer elemanları ortak bir zeminde toplama ve birleştirmedir.

Yayılıcı ve sürünücü yer örtücülerin bir çoğu aşağıya doğru yayılarak dik ve eğimli
yüzeyleri kaplarlar ve aşağıya doğru sarkan bir perde oluşturur. Sarılıcı yer örtücüler bunun
dışında tabi ki duvarları, çitler ve diğer strüktürleri de çok hızlı ve iyi bir şekilde kaplarlar.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

16
Bu özellikleri nedeniyle çok hızlı gelişen sarılıcılar perdelemede ve kuşatmalarda, arzu
edilen yüksekliğe kadar çok daha hızlı ve kısa sürede ulaşacaklarından, serbest büyüyen
çalılara göre çok daha avantajlıdırlar. Bir başka avantajı da mekanları bölümleme ve
görünümleri kapatma ve perdelemede, çalılara göre çok daha dar bir şerit üzerinde
yetişebilmeleridir.

Birçok sarılıcı ve tırmanıcı bitki yatay ve düşey düzlemleri kesintisiz bir yaprak örtüsü ya
da mantosu elde etmek (oluşturmak) amacıyla dikilebilir. Genişleyen yaprak örtüsü
banklardan ve duvarlardan aşağıya doğru uzanarak eğimsiz arazide yayılır. Böylece düşey,
yatay ve eğimli düzlemler arasındaki açıyı maskeler ve yumuşatır. Eski ve yeni strüktürleri
sarılıcı bitkiler çok çabuk kaplayarak, peyzaja duyarsız bir şekilde gerçekleştirilmiş olan
strüktürlerin ya da arazi modülasyonlarının birbirine aitmiş ve bir bütün oluşturuyorlarmış
gibi algılanmasını sağlarlar. Ayrıca yapılan düzenlemede bitkilerin gelişimine bağlı olarak
olgunlaşmış hissini uyandırırlar.

Tasarımda genellikle görsel bir etkiyi azaltmaktan çok, arazi modülasyonundan


kaynaklanan etkiyi vurgulamak arzulanır. Biçilmiş çim alanlarının veya yere yapışık
vaziyette gelişen, yumuşak tekstürlü yer örtücülerin oluşturduğu halı görünümündeki bitki
örtüsü en az derecede yapılmış arazi modülasyonlarının yükselti eğrilerini takip ederek ve
arazi röliyefinin yarattığı ışık ve gölge modelleri ile ortaya çıkarırlar. Yamaçlardaki çok
belirgin kesintiler kontras oluşturacak yapraklara sahip yer örtücülerin kullanılmasıyla
vurgulanması mümkündür ve yapılması iyi olur.

Kısa boylu bitkilendirmelerin sert ve yumuşak peyzajların kenarlarının kompozisyonda


önemli bir rolü vardır. Diz altında boylanan bitkilerle yani yer örtücülerle yapılan
bitkilendirmeler, farklı kullanımlara sahip, sert peyzaj ve yumuşak peyzaj alanlarının
arasında yer alan kenarların kompozisyonunda önemli rol oynarlar. Çok sık karşılaşılan
sorunlardan biri, bitkilendirme ile yaya ya da araç trafiğinin bitişik olduğu yerlerdir,
özellikle de mekanın sınırlı olduğu yerlerde ortaya çıkar. Boylu, yanlara doğru yayılan
çalıların ulaşım için öngörülen alana tecavüz etmeksizin gelişimi için mekana ihtiyaçları
vardır. Kısa boylu çalılar veya otsular, daha boylu olanların rahatlıkla gelişebilecekleri ve
yayılacakları bir örtü oluştururlar. Böylece daha boylu olanlar rahat bir şekilde yanlara
doğru yayılırlar. Böylece sık sık yapılması gereken budamalar önlenmiş olur. Eğer yer
örtücüler yer döşemeleri ve çim alanı üzerinde yayılırsa, özellikle kenara yakın bir şekilde
geçtiğinde bazı informal veya doğal ‘budamalar’ ortaya çıkabilir. Eğer trafik çok yoğun
değilse, zaman zaman makaslamalar şeklinde bakım gerekli olur, ancak bu bakım
yapılması bile yer döşeme veya yol kullanılabilir olacaktır.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

17
Diz ile Göz Seviyesi Arasında Boylanan Bitkilendirmeler: (Orta Boylu Bitkilendirme)

Diz hizasına kadar ya da daha boylu, ancak göz seviyesinin altında kalan bitkilendirmeler
yüksek olmayan bir duvar, çit veya parmaklığın tasarımda oynadığı role benzer bir rol
oynar. Hareketleri önleyici belirgin bir bariyer olabilir. Bu nedenle ulaşımı sınırlandırmak
amacıyla kullanılabilir. Görüş ve bakışlar için herhangi bir engel oluşturmaz. Güneş
ışınının girişini hemen hemen hiç engellemez. Bu nedenle bu tür orta boylu bir
bitkilendirme için çok sayıda strüktürel imkanlar ortaya çıkarır.

Orta boylu bitkilendirmeler fiziksel olarak güvenlik amacıyla zonlara ayırmada


kullanılabilir. Örneğin araçları ve insanları dik yamaçlardan ve sudan veya birbirlerinden
uzak tutmada, ayırmada kullanılabilir. Mevcut patikaları veya arzulanan hatları vurgulamak
ve belirtmek amacıyla, görsel kuşatmanın istenmediği yerlerde kullanılabilir.

İnsanlarla yapıları birbirinden ayırmak ve böylece bina içinde daha fazla mahremiyeti
sağlamak amacıyla kullanılabilir. Pencere eşiği hizasından daha boylu olmadığından, ışık
girişini sadece kabul edilebilir derecede azaltır.

Orta boylu bitkilendirme binanın çevresini sınırlandırır, bu kısım binanın terretoryumudur.


Bu haliyle orta boylu bitkilendirme geleneksel alçak boylu bir duvara, çite ve ahşap çite
benzer şekilde fonksiyon görür, ancak bunlara göre daha az formeldir.

Son olarak, yaprak kitlesinin bir binanın ya da strüktürün çevresini sararak, görsel açıdan
binanın ve strüktürlerin görsel olarak bulunduğu yere sabitlenmesini ve binayı çevresindeki
araziye ve vejetasyona bağlamasını sağlar. Bu özellikle, büyük ölçüde vejetasyonla kaplı
bir arazide yeni inşa edilmiş olan bina veya strüktür söz konusu ise, daha da önem kazanır.

Göz Seviyesinin Üzerinde Bitkilendirmeler

Göz seviyesine kadar bir yaprak örtüsüne sahip veya göz seviyesinin üzerinde boylanan
çalılar hem görsel hem de fiziksel bir bariyer oluştururlar. Boylu çalılar, çok sık birbirinin
içine girecek şekilde dikilecek olurlarsa, peyzajda ayıran veya kuşatan elemanlar olarak
peyzajda kullanılabilirler. Fakat ağaçlardan oluşan bir bitkilendirmeye göre perdeleme ve
koruma yeteneği, sadece küçük ölçekte bir etki ile sınırlıdır.

İnsan ölçeğine uygun park, bahçe, iç avlu, yol, cadde ve oyun alanlarının peyzajında boylu
çalılarla yapılan bitkilendirmeler mahremiyet ve koruma sağlarlar, çekici olmayan
elemanların perdelenmesinde, örneğin park yerlerinin, servis alanlarının ve çöp kutularının
bulunduğu yerlerde bu rolleri yerine getirebilirler.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

18
Bir duvar ya da bir çit gibi, boylu çalılarla yapılan bitkilendirmeler ornamental
düzenlemeler ve bitkilendirmeler için iyi bir arka fon oluşturur. Makaslanmış çitler
geleneksel olarak bu rolü bahçelerde oynarlar, fakat daha az formel bir çalı bitkilendirmesi
de etkili olabilir.

Boylu çalı bitkilendirmelerinin ölçeği, bitkilendirmelerin bina ile bütünleşmesinde önemli


bir rol oynamasına imkan tanır. Boylu çalı bitkilendirmelerinin kütlesi binaların ölçeğine
yakındır. Bu nedenle tuğlanın ve diğer kaplamaların dengelenmesinde ve tamamlanmasında
kullanılır.

Boylu çalılardan meydana gelen bir bitkilendirmedeki boşluk ile, ya da izole durumda
bulunan bir çift boylu çalı çerçeve oluştururlar. Bu çerçeve bir manzarayı tamamen
sınırlandırır veya dikkatli bir odak noktasına ya da nirengi noktasına, landmark’a çeker. Bu
tarz düzenlemeler sadece gözü yönlendirmekle kalmaz, aynı zamanda araştırmaya da davet
eder. Bir kapı ya da bir giriş gibi arkasında çok heyecanlandırıcı, farklı bir mekan
bulunduğunu ima eden ve kapıdan geçip, görüşten gizlenenin ne olduğunu ortaya çıkarmak
için karşı konulamaz bir istek ve arzu uyandıran düzenlemeler söz konusu olabilir.

Boylu çalılar insan ölçeğinde bir peyzajda tek başına soliter olarak kullanıldıklarında veya
küçük guruplar halinde yer aldıklarında, büyüklükleri ve mevcudiyetleri ile dikkat çekerler
ve görsel odak oluşturabilirler.

Ağaçlarla Yapılan Bitkilendirmeler

Ağaçların büyüklüğü, genellikle binaların, yolların, köprülerin ve bütün endüstriyel


tesislerin büyüklüğü ile aynı ölçektedir. Ağaçlarla yapılan bitkilendirmeler bundan dolayı,
bu strüktürleri ayırma, koruma, kuşatma, refakat etme ve tamamlama fonksiyonlarını
görebilirler.

İngiltere’de doğal olarak yetişen ağaç türlerini olgunluk çağındaki boyları 5 m ile 40 m
arasında değişmektedir. Örneğin Badem (Prunus dulcis) ve Sarkık Dallı Şeftali (Pyrus
salicifolia ‘Pendula’) 5 m boylanırlarken, yetişme ortamı şartlarının çok iyi olduğu yerlerde
Boylu Dişbudak (Fraxinus excelsior), Londra Çınarı (Platanus x nispanica) ve Kayın
(Fagus sylvatica) 40 m’den daha fazla boylanmaktadır. Tasarım amacıyla ağaçlar: kısa
boylu ağaçlar (5-10 m), orta boylu ağaçlar (10-20 m) ve uzun boylu ağaçlar (20-30 m)
olmak üzere sınıflandırılabilirler.

Kısa boylu ağaçlar, iki katlı binaların yüksekliğinde ya da onlardan daha kısadırlar. Bu
nedenle kısa boylu ağaçlar kent içinde genellikle binaların arasındaki mekanlarda yer
alırlar. Orta boylu ağaçlar, küçük binaları içinde barındıran mekanları oluştururlar. Bu
yüzden kent peyzajının strüktürü üzerinde büyük etkileri vardır.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

19
Uzun boylu ağaçlar kentsel alanlarda daha az yaygındır. Çünkü mekan talebinin fazla
olması nedeniyle çok fazla sayıda kullanılmaları mümkün değildir. Doğal yetişme
ortamlarında çok fazla boylanan ağaçlar kent içinde de kullanılmaktadır. Bu durumda
gerekli olduğu zaman budama ve bakım yapılmalıdır. Bu özellikle yakınında bulunan bina
ve strüktürlere zarar vermeye başladığında kaçınılmaz olur. Uzun boylu ağaçların
büyüklüğü, özellikle büyük kentsel mekanların strüktürleri üzerinde etkili olur. En büyük
ölçekte yapılacak strüktürel bitkilendirmede dominant elemanlar olarak ortaya çıkarlar.

Enerji santralleri ve diğer büyük ölçekli endüstriyel alanlar her türlü boylu ağaçtan daha
yüksek yapılara sahiptirler, ancak bu alanların çevre peyzajı ile ilişkilendirilmesinde ve
entegrasyonunda uzun ve orta boylu ağaçlar çok önemli rol oynarlar. Geniş kuşaklar ve
plantasyonlar bu tesisleri çevrelerler ve endüstriyel alanlardan dışarıya doğru yayılırlar. Bu
tarz bitkilendirmeler yakın mesafeden bakıldığında tam anlamıyla görüntüyü
perdelemektedirler. Uzak mesafeden bakıldığında ise, böyle bir bitkilendirme, elbette
tribünleri ve soğutma kulelerini kapatamaz, ancak bu strüktürleri görsel olarak çevresinde
kendilerini destekleyen peyzaja bağlarlar ve ayrıca otoparkları ve diğer eski ve geçici
yapıları perdelerler. Bu tarz düzenlemelerde bitkilendirmeler hayati rol oynarlar, zira bu
strüktürler büyük ölçekli endüstriyel tesislerin en fazla rahatsız edici elemanlarıdır.

Ağaçlarla yapılan bitkilendirmelerin perdeleme özelliği ve çok uzak mesafelerden


bakıldığında, çalılara göre görüşü kesmesi ve dolayısıyla engellemesi, görünüşlerin çok sıkı
bir şekilde kontrol edilebilme imkanını yaratır. Özellikle gözleyen kişilerin hareketlerine
bağlı olarak değişen görünümlerin kontrolü büyük önem taşımaktadır. Bitkilendirmedeki
boşluklarla bazı yerlerde çerçeve yaratarak bazı yerlerde de manzara görünümlerini açarak,
gözleyen kişilerin merağını arttırır ve bu noktalara bakışı yönlendirir.

Diğer taraftan tek başına bir ağaç, soliter olarak ya da küçük bir grup olarak, dikkati bir
odak noktasına çeker. İzole bir obje olarak ağaçlar, görüş açısı içinde göreceli olarak gözün
dinlenebileceği küçük bir alan işgal ederler. Kendine özgü karaktere sahip bir ağaç
özellikle dikkati çeken bir tür olarak öne çıkar. Büyük bir ağaç veya küçük bir grup çok
uzak bir mesafeden dahi gözleyenin dikkatini çeker ve böylece, geniş ve büyük ölçekli
peyzaj da odak noktası ve nirengi noktası oluşturur.

Soliter ağaçlar veya küçük ağaç grupları, yaygın ölçekteki binaların önemli bir denge
unsuru ve refakatçisi olabilirler. Bu durumda bitkileri karakteri ve formu ile binanın formu
arasındaki ilişkilere dikkat etmek gerekir ve bu husus çok önemlidir. Humprey Repton
bunu ilk fark eden tasarımcılardan biridir. Farklı mimari stillere sahip binalara eşlik eden
ağaçların formu ile ilgili olarak aşağıda belirtilen kuralı ortaya atmıştır. Repton klasik
tarzda inşa edilmiş, geniş ve stabil oranlara sahip ve çatı açıları dar olan binaların yakınına
dikilecek olan ağaçlar fastigiat formlu köknarlar veya ladinler olmalıdır. Bunun tersine dik
çatılara sahip Viktorya döneminin yapılarına benzer binaların bitişiğinde yer alacak
ağaçların formları ise horizontal formlu Toros Sediri, Saplı Meşe ya da At Kestaneleri gibi
ağaçlar olabilir.
______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

20
Bu assosiyasyonlar oldukça tatmin edici olmalarına rağmen, yine de Repton tarafından
ortaya atılmış bu kuralları her zaman takip etmek gerekir anlamı çıkarılmamalıdır. Zira bu
kurallara uymadığı halde çok çekici düzenlemelere de rastlanmaktadır.

Bitkilerle yapılan bitkilendirmelerde, bitkilendirmenin üstlenebileceği bir önemli mimari


rol de yine birbiriyle ilişkisiz olan mimari stilleri birleştirme olabilir. Sade, tek bir türden
oluşan bir yol düzenlemesi ile kent içinde birbiriyle bağlantılı, yeknesak bir çevre ya da tek
tek strüktürel elemanların oluşturduğu bir tasarım gerçekleştirilebilir. Bu ağaç sırasının
devamlılığı birbirinden ayrı gibi görünen binaları bir araya getirir ve birleştirir, bu sırada
farklı mimari stilleri, tasarımı bir arayı getiren hakim yeşil çerçeve içinde ilgi uyandıracak
şekilde serbest bırakır.

Buraya kadar bahsedilenlerden, bitkilerin boylarının ve büyüme şekillerinin mekansal


fonksiyonlarını nasıl etkilediğini çok iyi ve açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Özellikle
görüşü ve sirkülasyonu kontrol etme, mekan tasarımında en önemli iki faktördür. Farklı
amaçlara hizmet eden ve farklı özelliklere sahip olan mekanların bitkilendirmelerden
yararlanarak oluşturulması önemli konuların başında gelmektedir.

______________________
* Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL, İ.Ü. Orman Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, Bitki Kullanımı Ders Notları / 2005.

21

You might also like