Professional Documents
Culture Documents
2
► Mrs. Robinson likes going to the Ayrıca geniş zamanda kullanılan başka ifadeler 3- Simple present gelecekte yapılması
countryside. ► Mrs. Robinson does like going de vardır: planlanmış eylemleri belirtmek için ve otobüs,
to the countryside. tren, uçak tarifeleri, sinema, tiyatro etkinlikleri
► once a fortnight (iki haftada bir) gibi saatleri belirlenmiş olan programlar
hakkında konuşmak için kullanılır.
► once in a while (arada sırada)
SIMPLE PRESENT TENSE USAGE
► every other day (iki günde bir) ► The train stops at every station on the way to
(Geniş Zaman Kullanım alanları)
Ankara.
1- Simple present ile alışkanlıklar ve her
► The film starts at 9 o'clock tonight.
gün yapılan işler ifade edilir. Bu tür cümlelerde ► A- Does he always go to work by car?
genellikle: always, rarely, often, never,
► The exhibition opens on June 2nd and closes
everyday, once a year, once a month, twice a B- No, not always. He sometimes goes to
month gibi zaman zarfları (adverbs of time) on July 31st.
work by bus.
kullanılır.
4- Süreklilik (continuous) zamanlarıyla
► X- Where do you usually study?
kullanılamayan belirli fiiller vardır. Bu fiillerle,
şimdiki zamana veya tüm zamanlara ait dile
Y- I usually study at the library.
ADVERBS OF FREQUENCY (Sıklık getirilmek istenen duygu ve düşünceler "simple
Zarflan) present tense" yapısında ifade edilir.
► K- How often does she visit her parents?
Simple present ile kullanılan bazı zaman zarfları L- She visits her parents twice a month.
bildirdikleri sıklık derecelerine göre şu şekilde ► Do you hear a strange noise outside?
sıralanabilir: (Sınavda sık karşılaşılan ► I prefer tea to coffee.
zarflardır.)
2- Bilimsel gerçekler gibi her zaman ► I hope everything will be all right.
► always (her zaman) geçerliliği olan doğrular ve genellemeler bu
► almost always (hemen hemen her zaman) "zaman" ile ifade edilir.
► often (sık sık)
► usually (genellikle) NON-PROGRESSIVE VERBS (Continuous
► generally (genellikle) ► The earth revolves around the sun. Tense'lerle Kullanılmayan Fiiller):
► sometimes (bazen, ara sıra) ► It rains a lot in Rize.
► rarely (nadiren) ► Hot air rises while cool air falls down.
understand, want, expect, know, suppose,
► seldom (nadiren) ► Winter follows autumn.
believe, need, realize, remember, imagine,
► hardly ever (hemen hemen hiç) forget, prefer, love, hate, mind, like, dislike,
► never (asla, hiç bir zaman) care, have, own, belong, feel, hear, taste,
3
smell, see, hope, look, appear, include, seem, Why are you looking at me? (Niçin bana 6- Time Clauses (Zaman Cümlecikleri)
cost, exist... bakıyorsun?)
► The rose smells wonderful. (Gül muhteşem Geniş zaman geneli ifade etmede ana cümle ve
kokuyor.) yan cümlede de kullanılır.
"Non-progressive" fiillerin bazıları continuous The woman is smelling the flowers in the
tense''lerle kullanılabilir; fakat bu tür garden. (Bayan bahçedeki çiçekleri kokluyor.) ► Ice protects the plants from freezing when it
kullanımlarda anlam değişikliğine uğrarlar; is not dry. (Kuru olmadığında, buz bitkileri
etken fiil olur, nesne alırlar. donmaktan korur.)
► The cake tastes terrific. (Kekin tadı dehşet.)
► What do you think Ayşe will do?(Sence
Ayşe ne yapacak?) The cook is tasting the soup. (Aşçı çorbayı Öncelik sonralık anlatılırken geniş zaman
tadıyor.) anlamında yan cümlede present perfect
What is she thinking about? (O ne kullanılabilir. Özellikle; daha önce
düşünüyor?) olduğunu/olacağını anlatmak için verilir.
► I expect she'll pass the exam. (Onun sınavı
geçeceğini umut ediyorum.)
► They don't have a garden. (Onlar bir We are expecting guests to the dinner ► Patients go through operation after they have
bahçeye sahip değiller) tonight. (Misafileri bu gece akşam yemeğine been examined thoroughly. (Tamamen
We are having our breakfast right now. (Şu bekliyoruz.) muayene edilkten sonra hastalar ameliyata
anda kahvaltımızı yapıyoruz.) girer.)
► I see there is a man in front of the door. 5- Bir konunun özetini yapmak, bir
(Kapının önünde bir adam olduğunu filmdeki, kitaptaki olayları başkalarına 7- Resmi olarak veya gösteri, spor olayları
görüyorum. nakletmek veya tarihteki olayları canlı bir ve açıklamalarda kullanılır.
şekilde tarif etmek için kullanılır.
The doctor is seeing a patient. (Doktor bir
hastayı muayene ediyor.) ► In chapter one, Susan visits her friend and
convinces her to play a trick on their ► I declare Adrian the winner of the game.
neighbour. (Birinci bölümde, Susan arkadaşını (Adrian'ı oyunun kazananı ilan ediyorum.)
► You look tired, have a rest for a few hours. ziyaret eder ve komşularına bir oyun oynaması
(Yorgun görünüyorsun, bir kaç saatliğine için onu ikna eder.) ► I now pronounce you husband and wife.
dinlen.) ( Sizi şimdi karı koca ilan ediyorum.)
4