Present perfect tense

YAKIN GEÇMİŞ ZAMAN

 Geçmişte başlayıp, şu anda da kendisi ve/veya etkisi devam eden fiil ve durumları ifade etmekte kullanılan zamandır. Yapılan eylemin zamanı değil,
sonucu-etkisi önemlidir, anı etkilemektedir.

 Subject + have/has yardımcı fiili + Verb (3) + object + …. formatında inşa edilir.

My brother has tidied his room. (Kardeşim odasını topladı.)

She has already run 5 km.
I have studied too much. (Çok fazla çalıştım.)
You have worked at Fiat since 2005. (2005'ten beri Fiat'ta çalışıyorsunuz.)
He/she has moved to San Francisco. (San Francisco'ya taşındı.)
We have listened to loud music. (Yüksek sesle müzik dinledik.)
They haven’t answered my calls. (Çağrılarıma cevap vermediler.)
Temel kural: Düzenli fiillere (regular verbs) –ed / -d eki getirilir. (save, saved, saved ; live, lived, lived; work, worked,worked; stop,stopped,stopped;
carry,carried,carried etc.)
 We haven’t seen him before. (Onu daha önce görmedik)
 My leg has been broken while running fast. (Hızlı koşarken bacağım kırıldı)
 I’ve gone there for many times. (Oraya birçok kez gittim)
 You haven’t slept enough. (Yeterince uyumadın)
 He has not accepted the salary. (Maaşı kabul etmedi.)
 They have lost their wallets. (Cüzdanlarını kaybettiler)
 I have read that book three times before. (Şu kitabı daha önce üç kez okudum.)
 Has he come here? (Yes, he has.)
 Hasn’t he come here? (No, he hasn’t.)

 Have you written your novel? (Yes, I have)

 Haven’t you written your novel? (No, I haven’t) [No, not yet.]

 Have you heard the noise?

 Have you ever been to Africa? (Hiç Afrikada bulundun mu?)
 I have just completed the project. (Projeyi daha yeni tamamladım)
I completed the project just now. (Projeyi şimdi tamamladım.)
 She hasn’t come here yet. (Henüz buraya gelmedi)

I’ve never gone to Erzurum.

We have never met before. (Daha önce hiç tanışmadık.)
She hasn’t eaten this soup since 2008. (2008'den beri bu çorbayı yemedi.)
We haven’t spoken till now. (Şimdiye kadar konuşmadık.)
They haven’t called me until now. (Beni şimdiye kadar aramadılar.)
Has he ever shouted at you in his entire life? (Tüm hayatı boyunca sana hiç bağırdı mı?)
 You have earned lots of money this month. (Bu ay çok para kazandın.)
 We have travelled to many countries this year. (Bu yıl birçok ülkeye seyahat ettik.)
 My cat has learned how to climb. (Kedim tırmanmayı öğrendi.)
 Nasa astronauts have flown to space for many times. (Nasa astronotları defalarca uzaya uçtu.)
 John hasn’t arrived there yet. (John henüz oraya varmadı.)
 I have discussed with him several times. (Onunla birkaç kez tartıştım.)
 You haven’t been careful recently. (Son zamanlarda dikkatli değilsin)
since: -den beri:
I have worked for this company since 2007. (2007’den beri bu şirket için çalışmaktayım)
Just: henüz (olumlu kullanımda):
They have just eaten a pizza. (Daha yeni bir pizza yediler) They just have eaten a pizza.
yet: henüz (olumsuz kullanımda):
He hasn’t answered my question yet. (Sorumu henüz cevaplamadı)
She has lived in the US for 5 years. (ABD'de 5 yıldır yaşamaktadır.)
already: zaten
We have already prepared the dinner. (Akşam yemeğini zaten hazırladık.)
 Tamer has been to 72 countries till now. (Tamer bugüne kadar 72 ülkeye gitti.)
 Have you ever tried to be successful? (Hiç başarılı olmaya çalıştın mı?)
 I have tried 3 instruments so far. (Şimdiye kadar 3 enstrüman denedim.)
 Jessica has tried to cycle several times. (Jessica birkaç kez bisiklete binmeye çalıştı.)
 He was in Paris in 2009. (2009 yılında Paris'teydi.)
 He has been to Paris recently. (Son zamanlarda Paris’e gitti)
 He hasn’t been to Paris lately. (Son zamanlarda Paris'e gitmedi)
 He has been in Paris recently. (Son zamanlarda Paris’te bulundu)

 He has gone to Japan. (O, Japonya’ya gitti) [Hala orada]

 He has been to Japan. (O, Japonya’ya gitti) [Şu an orada değil]