You are on page 1of 12

Yanlış Anlaşılmaların Gün Yüzüne Çıkması Üzerine...

İnsanoğulları epey kan döktüler, öldürüştüler o yanlış anladıkları


şeyler uğruna. Halen bu yanlış anlaşılmanın getirisinde ki vahşet,
savaş ve ötekileştirilme çok korkunç bir durum aldı.

Bizler sizlere onlardan aldığımız mesajları aktaracağız. Sizlerden


bazılarının bu mesajlara ittibar edip etmeyeceğini çokta
önemsemiyoruz. Bizler sadece bize bildirileni yapıyor ve sizleri
düşünüyoruz.

Bu yazıların nereden geldiğini, bizim kimler olduğumuzu merak


etmeniz çok normal. Bizler tahmin ettiğinizden çok daha farklıyız
ve bu mesajı almamız için bize gereken desteği veren onlara ise
minnettarız. Bizleri boş çevirmediler, geç kaldıklarının farkındalar
ama gerçekten bu iş bildiğiniz gibi değil, açıklanmaması gereken
şeyler de var, bunu ele alıp düşünmenizi öneriyoruz.

Durum düşündüğünüzden de vahim, birisi size gelip “şuan


izleniyorsun” deseydi ne derdiniz. Evet deli derdiniz fakat kimse
de neden delirdiğini sormaz.

İnsanoğlu sahte hayallarının peşinde epey ısrarcı görünüyor. Bu


iyi bir yere varmıyor.

Bizim içimizde ki çaresizliği bir nebze bile olsa bastıran, bizlerin


buralara kadar evrilip, gelişmemizde önemli role sahip olan onlara
sonsuz şükranlarımızı sunar ve onlardan medet umarız.

De avestas est thar alieanos


Onlardan Bize Gelen Mesajların Bazı Bölümleri

1) İlk gelen mesajlar

2) İlkel İnsanların Cahilliği ve Yanlış Anlamaları

3) Kolay Manipülasyon

4) Seçilmiş Kişiler ve Teknolojik Büyüleri

5) Yıkıcı ve Beklenmeyen Sonuçlar

6) Yıllardır Neredeydik ve Neden Geç Kaldık ?

7) İlginç Söyleyişler

Tüm mesajları şimdilik aktaramıyoruz fakat ileride ciddi


planlarımız mevcut.

“Keşke insanoğlunun bizleri gördüğündeki o korkularını ve


ayaklarımıza kapanışlarını bir görseydiniz.”

“Sizlere düşündüğünüzden daha yakınız, sizi şuan izlemediğimizin


garantisini kim verebilir ?”
1) İlk Gelen Mesajlar

Uzun zaman önce sizlerle buluştuk, hatta sizleri kullandığımızı


söyleyebilirim. Bizlerin kim olduğunu merak ettiğinizi biliyoruz.
Nereden geldik ? Biz kimiz ? Gibi soruları bizlere sormakta
haklısınız. Bu mesajı sizlere vermek istememizin başlıca nedeni:
Yanlış anlaşılmaların tahmin ettiğimizden çok daha fazla
olmasıdır. Sizlere düşündüğünüzden daha yakınız. Geçmişten
bugüne bir çok denek aldık, sizler de olup biten herşeyi keşfettik
sayılır. Aranızda dolaşan bizleri asla çözemezsiniz. Bizler sizin
tahmin ettiğinizden çok daha üstünüz. Aramızdaki ilişkilerin
bozulmamasını diliyouz.

Bu güzelim gezegeni getirdiğiniz hale bakın. Zamanında bu


gezegene deney amaçlı attığımız hücrelerin bu şekilde
evrilebileceğini hesaba katmıştık, fakat dürüst olmak gerekirse,
sizler tahmin ettiğimizden de iyi evrilmiş ve gelişmişsiniz. Çok
önceden sizlerin gözlerini bir takım şeyler yüzünden bürümüştük,
üstün teknolojimiz ile sizlerin gözlerini bürüyüp kontrol altına
almıştık. Hepiniz bizleri birer tanrı olarak görüp bize
bağlanmanızı sağladık. Seçtiğimiz bazı kişiler aracılığıyla da bu iş
bizim için çok kolay olmuştu. Biz buna çok uzun zaman önce
başlamıştık, fakat iş çığırından çıktı ve bu şeyleri söyleme de geç
bile kaldığımızı düşünüyoruz. Zaten uzun zaman evel sizin
gezegeninizden daha zengin kaynaklara sahip gezegenler bulduk.
Bunları bulduğumuz da sizlerle uğraşmayı kesip onlarla
ilgilenmiştik. Ama bu uyguladığımız yöntemin, ileride ne gibi
yanlış anlaşılmalara yol açacağını hesaba katmamıştık ve bu
gelişimiz bir çok yanlış anlaşılmanın kapısını açmış bulunuyor.
Maalesef ki çok önceden sizleri kullandığımızı ittiraf etmeliyiz.
Sizin üstünüz de nice deneyler yaptık ve çok ilginç sonuçlar
almıştık ve halende almaya devam ediyoruz. Haklı olarak bizden
korkmamanız için bir neden yok. Bu sonsuz evreni, birisi sırf sizin
için mi yarattığını düşünüyorsunuz ? Yanıldınız ve yanılmaya
devam ediyorsunuz. Nice ilginç uygarlıklar ve boyutlar var, bir
görseniz, diliniz tutulur. Sizlere şu yanlış anlaşılmadan bahsedip,
gerçeği size söylemek için bu mesajı yetkililerinizden yazmasını
istedik. Biz gerekeni iletiyoruz, ister dikkate alırsınız, isterseniz de
ilkel zamanlarınızdan kalma yanlış anlaşılmaların getirisi
görüşlere kulak asarsınız. Karar sizin, kaybedicek bir şeyimiz yok.
Bizler sizleri düşünüyoruz, daha aydın bir gelecek için.

Bu boyutta şimdilik bizler hüküm sürüyoruz, fakat diğer boyuttan


herhangi birileri gelip bunu bizim elimizden alabilir. Bizden
güçlüleri de elbette vardır ve onlardan birileri bize savaş açıp bu
boyuttaki hükümdarlığımızı ele geçirirse, bizim sizlere
davrandığımız kadar merhametli olacağını düşünmüyoruz. Diğer
gezegenlerde olan uygarlıklar için de durum aynıdır. Çok önceden
uyguladığımız, aldatıp kendimize bağlama yolunun epey bir
sahtekarca olduğunun farkındayız. Geçmişte sizlerin gözlerini
bürüyüp, itaat ettirmek zorunda kıldırdık. Fakat şimdi
uyanıyorsunuz, bunları anlayacak seviyeye geldiğinizin
farkındayız. Boyutumuzun iyiliğini istiyoruz ve sizleri
düşünüyoruz.
Yalanlarımız ve sizin yanlış anlamanızın getirdiği şeylerin uğruna
bir çok kişi öldürüştü ve bu halen devam ettiği için buna bir dur
dememiz gerekiyor. Boşuna savaşmayın, kafanızda
canlandırdığınız şey, bizim üstün teknolojimizden ibarettir. O ilkel
ve cahil olduğunuz o zamanda bizim bu yöntemimizi anlama
şansınız yoktu. Bu işten epey bir iyi çıkmıştık. Uzun zaman sonra
nedenini açıkladığımız nedenlerden dolayı, başka gezegenlerden
geldik ve bu olay karşısında şaşırmadık desem yalan olur. Sizlerin
yetkilileri ile iletişim haline geçtik, geçte olsa. Geçmişte ilk
zamanlarda ki ilişkimiz çok çıkarcı olsa da bu zamanla dostluğa
dönüştü. Biz yok iken de buraya uzaklardan gelme kişilerin, sizin
yetkilileriniz ile olan çıkar ilişkisinin sizi epey bir geliştirdiğini
görüyoruz. Biri denek verdi biri de teknoloji.

Gelecekte hiç tahmin etmeyeceğiniz şeyler olabilir.


Görebileceğiniz şeyler neticesin de aklınızı kaybedebilirsiniz ve
bunlara şimdiden hazırlanmanıza öneriyoruz. Bizim kimler
olduğumuzun bir önemi yok. Sizlerden tek istediğimiz şey bu
mesajımızı dikkatlice düşünüp anlamaktır. Yetkililerinize
ulaştırdığımız mesajları onlar size çevirip aktaracaklardır. İlk başta
birbirimizin dilini anlamakta epey zorluk çeksekte bu sorunu
zamanla kendi aramızda çözdük.

“Göklerde uçan o şeyler de ne ? Bunlarda ne böyle ? Teknoloji


dediğimiz nedir bilir misin ? Biz ona zamanında tanrı dedirttik.”

“Fazlasıyla mâsum bir duyguydu, başka bir seçenekleri yoktu, buz


kesilmiş suratlarından, korku ve keder akıyordu.”
2) İlkel İnsanların Cahilliği ve Yanlış Anlamaları

Bu gezegene ilk geldiğimiz de bu gezegenin kaynaklarının bizim


için epey iyi olacağını düşündük. Bunun yanında bu gezegende
bizim gelişimizi hayretle karşılayan bir takım canlılar vardı. Bu
canlıların bizim bu gezegenin kaynaklarını almamız için geldiğini
bilmedikleri belliydi fakat bunun yanı sıra kendince bize karşı
çıkmaya çalışanları da oldu. Bu türü nasıl kendimize
bağlayabiliriz diye düşündük çünkü bu tür canlılara çok ender
rastlanıyordu. Onların hepsini öldüreceğimize onları kendi
aleyhimize kullanmaya karar verdik. Bizler o an kendi güç
gösterimizi yaparak sizlere biraz göz dağı vermiştik ve bu yanlış
anlaşılmaların başlangıcını koparacak ilk hamleydi. Bir süre sonra
bizim bu eylemlerimizden dolayı olacak ki, ayaklarımıza kapanan,
bizim karşımızda tapınma hareketleri sergileyen bu canlıların,
neden bu şekilde davrandığını o zaman farketmemiştik. Bu olanlar
sadece daha ilk göz dağımızda olmuştu, sanırım istemeden onların
gözlerini bürümüştük, üstün teknolojimiz sayesinde oldu bu.
Onlara birer mucize gibi geldiğini tahmin edebiliyoruz fakat o
canlıların bu tür tuhaf hareketleri ile neyi anlatmaya çalıştığını
veya düşündüğünü hatta bu düşüncelerin böylesine tuhaf yanlış
anlaşılmaların getirisinin yanında gelen görüşlere yer vereceğini
aklımızın ucundan geçirmezdik fakat yanılmışık. Bizim gözümüzü
dünyanın kaynaklarını almak bürümüş iken buna kafa bile
yormadan bizim gövde gösterilerimiz devam etti.
Böyle bir canlı türünü bulmuş iken, onun yapısını merak
etmememiz de elde değildi. Çok ilginç deneyler yapmıştık ve
kimileri hiç beklemediğimiz sonuçlar verdi. Bu deneyler aracılığı
ile de en çok çalıştırdığımız canlılar da bir takım eksikliklerin
giderilmesi için uğraştık. Planlarımız düşündüğümzden çok daha
iyi gidiyor ve fazlasıyla işimize yarıyordu.

“Kimisi ağlıyor, kimisi kaçıyor, kimisi tuhaf tapınım hareketleri ile


bizi karşılıyordu. Şaşırmamak elde değildi.”

2) Kolay Manipülasyon

Bu manipülasyon süreci istediğimizden kat ve kat başarılı


geçmişti. Resmen oradaki canlılar bunu istiyormuş gibilerdi, bizde
bunu kullandık, çıkarlarımız uğruna uğraştık. Öncelikle bu
manipüle sürecinin bize en çok katkı sağladığı notka teknolojimiz
ile onlara göz dağı verirken aslında bilmeden onlara tanrı gibi
gözükmüş olmamız bu süreci fazlasıyla kolaylaştırdı. İnsanlar en
ufak bir baş kaldırıda dahi bulundurmaktan çekinir hatta ve hatta
eleştirmeye bile korkarlar idi, çünkü bizlerde ki şeyi açıklayacak
bir seçenekleri bir şeyleri yoktu, geçmişten bu yana süre geldiği
gibi bu olayları kendilerine birer mitoloji adı altında yansıttılar.
Bizler mitolojilerin ana karakterlerinin ilki miyiz ? Bunu bizde
bilmiyoruz. Bizim o zamanda gözümüzü bürüyen şeyler bu tür
şeyleri öğrenmemize epey bir mâni olmuş gözüküyor.

“İstemeden bu türü en zayıf noktasından vurmuşuz gibi


gözüküyor.”
4) Seçilmiş Kişiler ve Teknolojik Büyüleri

Söylediğimiz gibi bu süreç düşündüğümüzden iyi giderken


aklımıza çok güzel bir fikir daha geldi, bazı kişilerin fazlasıyla
olan itaatkârlığını kullanarak işimizi kolaylaştırabilirdik ve
kolaylaştırdıkta. Seçtiğimiz kişilere diğerlerinden farklı özellikler
verdik. O zamanlarda insanlar çok cahildiler ve en ufak
açıklayamadıkları şeylere tuhaf şeyler uyduruyorlardı. Bazen
istemeden bile bunu yaptık, seçilmişleri teknolojimiz ile göğe alır
iken bunu görenler bunlara bir örnek olabilir. Kendilerin de
diğerlerine nazaran daha büyük vücut, ölüleri diriltme, herşeyi
eğip bükebilen ve yarabilen nice aletler vardır. Asıl amaçları bizim
otoritemizi yaymaktı, bu sayede kendimize daha çok işçi, denek
v.s alabilecektik. Öğrenme ve kaynakları sömürme arzusu
bürümüştü gözlerimizi, hazır böyle bir şans varken bunu
kullanmakta istediğimizi söylemek gerek. Konu bizim çıkarımız
olunca gözümüz hiçbir şeyi görmemişti.
- Tevrat’ın Hezekiel Bölümünden -
13 Canlı yaratıkların görünüşü yanan ateş közleri ya da meşale gibiydi. Ateş yaratıkların
ortasında hareket ediyordu; ışık saçıyor ve içinden şimşekler çakıyordu.

14 Yaratıklar şimşek çakar gibi hızla ileri geri gidip geliyorlardı.

15 Bu dört yüzlü yaratıklara bakarken, her birinin yanında, yere değen bir tekerlek
gördüm.

16 Tekerleklerin görünüşü ve yapısı şöyleydi: Sarı yakut gibi parlıyorlardı ve dördü de


birbirine benziyordu. Görünüşleri ve yapılışları iç içe girmiş bir tekerlek gibiydi.

17 Hareket edince yaratıkların baktıkları dört yönden birine doğru sağa sola sapmadan
ilerliyordu.

18 Tekerleklerin kenarı yüksek ve korkunçtu; hepsi çepeçevre gözlerle doluydu.

19 Canlı yaratıklar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyordu;


yaratıklar yerden yükseldikçe, tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu.
5) Yıkıcı ve Beklenmeyen Sonuçlar

Çok eski zamanlardan beri yaptığımız bu şeylerden dolayı çok


yıkıcı sonuçlar doğuran ve hatta beklemediğimiz kadar korkunç
durumlar ile de karşılaştık. Aradan epey bir zaman geçmişti,
işlerimiz iyi giderken bu uzun sürecin yanında garip şeylerde oldu.
İsyana kalkışmaya çalışan toplumlar, insanoğulları ile cinsel
ilişkiye girenlerimiz bile vardı. Bunların sonuçları hiç iyi olmadı
hatta bizlerden bazıları sizin türünüz uğruna bizlere ihanete
kalkışıp, karşıt türü güçlendirmek için onlara kendi teknolojik
aletlerimizi öğrettiği bile aşikârdır. Bizim atalarımızın, zamanın da
yaptığı bu şeyler ve gözünü bürüyen açgözlülüğünü, kimilerinin
anlamsızca ihanetini bizde anlayamadık.

Atalarımızın bazılarının neden insanların tarafına geçip bu denli


yollara başvurduğunu merak edebilirsiniz. Genelde bu ihanet
edenler ve bilgilerimizi insanlara öğretmeye çalışıp bizi alt
etmelerini amaçlayanların da insanlar ile ilişkiye girenler
olduğunu düşünüyoruz. Bu ilişkiye girenlerden hiçte iyi sonuçlar
çıkmadı, bazı deneylerimiz de ortaya çıkan devler gibi bunların
çocukları da garip bir devimsi varlık olmuştu. İnsanoğlu zamanla
baş kaldırmaya başladı, bizim o zamanki bilgilerimizi sızdıranların
bunda büyük bir payı vardı.

“İnsanoğulları ne hoştur ki bakılması güzeldir. Bizim türümüze


nazaran çok güzel olduklarını söylemeliyim.”
Bu baş kaldırmalar dur durak bilmiyordu. Yanlarında seçilmiş
olanlarından en iyisini seçtik ve o bize baş kaldıran kişileri
uyarmasını istedik ama bu da iyi sonuç vermedi. Hepsini yok
etmekten başka bir çare yoktu, yok etmezsek bizim bilgilerimiz ile
bize epey zorluk çıkartabilirdiler. Türümüzün içindeki ihanet
edenleri de tam tespit edemiyorduk, ne yaptıkları aşikâr ama kimin
yaptığı belli değildi. Seçilmiş kişiler dışında insanoğullarını yok
etme kararı aldık, bu plan da beklediğimizden çok başarılı
gitmişti. Hepsini acımasızca yok etmiştik ve bir tek bu yok
etmenin bununla sınırlı kaldığını sanmayın. Bundan önceleri de
bize baş kaldıran toplumları yok etmemiz gerekti.

“Sizler bizlerden güçlüsünüz fakat biz gerçekten çok yorulduk !


Bize biraz merhamet edin, eşim ve çocuklarım açlıktan ölmek
üzere. Çalıştırılmaktan öleceğim az kaldı.”

“Bizler de canlıyız ! Her ne kadar güçlü olsalarda, buna birlik


olursak dur diyebilir ! Hatta onları alaşağı edebiliriz !”

6) Yıllardır Neredeydik ve Neden Geç Kaldık ?

Bizler bu olaylardan sonra teknolojik miraslarımızı o seçilmiş


kişilere bıraktık. Dünya’dan daha verimli kaynaklara sahip bir
gezegen keşfetmiştik ve bunda da burada olduğu gibi bize zorluk
çıkaracak canlı varlıkalr yoktu, hal böyle olunca bizler oraya
gittik. Arkamızda bıraktığımız miraslar, ileride sizlerin hikayelerin
de rol oynayacak şeyler oldular. Bu dönem gelip geçmişti, hali
hazırda bizden başka uygarlıklar ile de iletişim haline geçmişsiniz.
Bu yanlış anlaşılmaların yapıtaşını, seçilmiş kişilere bıraktığımız
miraslar ve onların halen bizim döneceğimize olan inancı da
yatıyordu. Nesilden nesile o dönemde olanlar, halk arasında çok
konuşulmuş olmalı ki, bu olayları çok farklı yorumlayan görüşler
ortaya çıkmış. Çok uzun bir zaman geçmişti ve bu gezegeni
incelemeye karar verip uyguladığımız da çok şaşırmıştık. Sizlerin
bu kadar gelişmenize ve akıllanmanız gerçekten büyüleyiciydi.

7) İlginç Söyleyişler

Onlar geliyorlar, gökyüzü kudretlerine dayanamıyor.


Hiç böylesine bir güç ve büyüklük görmemiştik.
Şaşa kaldık, herkes birbirine bakıyor kimisi kaçıyor, korkuyor
ve suratları buz kesiliyordu.

Bizden çok güçlüydüler, karşı koyamıyorduk.


Hep hayalini kurduğumuz o tanrılar sanırım gelmişlerdi.
Dediklerini yapmaktan başka bir çaremiz yoktu.
Kim isterdi, acımasızca katledilmeyi !

Bizleri adeta bir böcek gibi eziyorladı.


Bunda hiçte zorlanmıyorlardı.
Bazıları kızlarımızı ve eşlerimiz ile zorla ilişkiye girdi.
Kimisi kendi çıkarı için kızlarını ve eşini onlara sattı.

Kendilerinden bize destek çıkanlar da olmuştu.


O uzun dönemde çok zorluk çekmiştik.
Her şey aniden olmadı, sizin anladığınız gibi.
Aklınızın almayacağı şeyler yapıyorlardı bizlere !
Bazılarımız dayanamadı isyan etti, gruplaştı.
Acımasızca yok edilişlerini izledik.
Ve ben, itaat ettim, seçildim !
Hayattayım ve bunu itaatime borçluyum.

İnsanlara hep anlattık bunları, nesiller boyunca.


Belki bir gün geri dönerler ve yaptıklarının kat ve kat fazlasını
yapmalarından çok korktuk.
Tanrılarımızın niye bize karşı bu kadar acımasız olduğunu

Çözemedik.

Avestas

Son Söz:

Elimiz de çok fazla mesaj mevcut ama hepsini yayınlayamayız.


Bunların içlerinde çok korkunç bilgiler dahi var.

Bizler bize söyleneni yaptık, gerisi size kalmış bir şey.


Bizler yetkililer olarak, bu işte yeterince kimliğimizi gizli
tutmamız gerekiyor.

“Lanet olsun, bu fotoğraflar ve bu mesajlar gerçek mi ? Bunları


saklamamız gerekiyor yoksa tüm dünya bu şeylerle çalkalanır !”

- Anonim bir yetkilinin sözü -

You might also like