Professional Documents
Culture Documents
S u n g u r Savratı
Lisans eğitim ini siyasal bilim, do kto ra sın ı iktisat d alla rın d a yaptı.
başlıklı iki kitabı yay ın lanm ış tı r. Nail Satlıgan ile birlikte D ünya
K apita lizm inin B u n a lım ı (A la n Yayıncılık, 1987), Neşecaıı Balkan
dandır.
KOD ADI
KÜRESELLEŞME
21. Yüzyılda Emperyalizm
Sungur Savran
Yordam Kitap: 52 • Kod Adı Küreselleşm e: 21. Yüzyılda Em peryalizm
Sungur Savran • ISB N -978-9944-122-42-9 • D ü zeltm e: Mehmet Tayak
Ö d ü n ç A l i n m i ş B îr Ö n s ö z 11
G İR İŞ 13
“KÜRESELLEŞM E” EFSANELERİ
BÖLÜM 1
“K ü r e s e l l e ş m e ” N e d İr ? 21
BÖLÜM 2
U lus D e v l et in Sonu m u ? 30
EM PERYALİZM
BÖLÜM 3
E M P E R Y A L İZ M İN SON U MU? 55
B Ö L Ü M 3 EK
K L A S İK EM PE R Y A L İZ M T E O R İL E R İ 74
BÖLÜM 4
Em p er y a l ist A şa m a n in T a r ih se l A nlam i 92
BÖLÜM 6
A B : “ K Ü R E S E L L E Ş M E D İN C E N N E T İ M İ,
Y e n İ B îr E m p e r y a l is t O dak m i? 116
BÖLÜM 7
“K ü r e s e l l e ş m e” K a ç in il m a z m i? 127
BÖLÜM 8
B İr B ütün O larak “K ü r e s e l l e ş m e ” ve E m p er y a l iz m 144
BÖLÜM 9
K Ü R E SE L C İL İĞ İN P O L İT İK A N LA M I 15 4
SOLUN “KÜRESELLEŞM E” KAVRAYIŞSIZLIĞI
B Ö L Ü M 10
U l u s -ö t e s İ S o l c u l u ğ u n T e o r İ s İ:
İm paratorluk un E le ştİrİsİ 163
B Ö L Ü M 11
K Ü R E S E L C İL İĞ E U L U SA L C I T E P K İ 188
B Ö L Ü M 12
L e n İ n ’İ n E m p e r y a l i z m T eo risi A şild i m i? 204
EMPERYALİZM VE AZGELİŞMİŞLİK
B Ö L Ü M 13
A Z G E L İŞ M İŞ L İK T E O R İL E R İN İN E L E Ş T İR İS İ 251
B Ö L Ü M 14
E Ş İT S İZ VE B İL E Ş İK G E L İŞ M E 270
B Ö L Ü M 16
A V RA SY A ’NIN D İN A M İK L E R İ 304
B Ö L Ü M 18
U luslar A ra sin d a D em okrasİ İç İ n
B İr P r o g r a m T a slaği 347
S o n u ç 353
G a br iel C elaya
( İ s p a ny a , 1911- 1981)
“K ü r e s e l l e ş m e ” N e d İr ?
1 Aslında s o r u n u n ulus devlet olara k ifade edilm esinin yanlış nldıi)’ iııiii,
d a h a do ğr u bir fo rm ülasy onu n dünya sisteminin p a r ç a la n m ış bir d c v l d
s istem ine sahip o lm as ın ın gü n ü n ü n dolup dolmadığ ı s o rusun un s oru lm a
sı oldu ğun u aşağıda gö receğiz.
2 David H e ld /A nthon y McGrevv, “The Great Global r/alinn IVb atc: An
I n tr od uc ti o n”, The Global T ransjorm ations Retider, IN>liiy l’rcss, (Âımbridge,
2 0 0 0 , s. 7. Bura da “to p r a k ” ve “ter it o ry al ” söze iik Icı i konusu nda bir açık lam a
yapalım. Bilindiği gibi, ulus devletler başka şeylerin yanı sıra, toprakları
ile ta nım lan ırlar . Bu “to p r a k ” kavram ın ın lü rk çed e sılal hali yoktur. Bu
yü zde n kitap bo yun ca Batı dillerinde toprak kav ra m ın ın sı tat hali olan
“ter ri to ria l” söz cüğü , T ür kç ed e “ter it o ry al ” sözcüğü ile ka rşılanacaktır.
Sungur Savran • Kod Adı Küreselleşme
3 A.y., s. 7-8.
4 Okur, bu rada dikkatli bir formül asyonla “kü reselci” literatürden söz
edildiğini fark etmiştir. Elbette, küreselleşme üzerine yaz an herkes bu
tezi sa vu nmuyo r. A m a küreselleşme literatürü esas ol ara k küreselcilik
tar af tarl arı nın ürettiği bir literatürdür. Bu satırların yazar ı da dahil olm ak
üzere, bu literatürü eleştirenler zaten kav ra m ı so rgulam ak ta dırl ar. Bugü n
devasa bir küreselleşme literatürü oluşmuş du ru m d ad ır. Bazılarını hızla
sayalım: Brian J.L. B e r r y / F d g a r C. C on kli ng/D .M ic hael Ray, The G lobal
E co n o m y in Transition, 2. basım, Prentice Hail, Up per Saddle River, New
Jersey, 1997; Fr ank Le ch ne r/Jo tın Boli (der.), The G lobalization R eader,
Blackvvell, O xfo rd, 2 0 0 0 ; YVill H u tt o n /A n th o n y Giddens (der.), G lobal
C ap italism , The Nevv Press, Nevv York, 2 0 0 0 ; R icha rd J. B arn et/ J o h n
C avan agh , G lobal D rea m s. Im perial C orpo ratio ns a n d the N ew W orld
O rd er, Simon & Schuster, New York, 199 4; Jagdish Bagvvati, In D efen se o f
G lobalization, O xford University Press, New York, 2 0 0 4 . Küreselleşmenin
düzen içi eleştirisinin iki ön de gelen örne ği m evcutt ur: Joseph E. Stiglitz,
G lobalization a n d Its D iscontentsy W .W .N o rto n & C om pan y, New York,
2 0 0 3 ve Da n i Rod rik, H as G lobalization G on e Too Fa r?y Institute for
I nternational E c o n o m ic s , YVashington D C , 1997. Küreselleşmenin biraz
da ha eleştirel bir perspektifle ele alındığı bazı örnekler: Fre dric J am e s o n /
M as ao Miyashi (der.), The C ultu res o f G lobalization, Du ke Univer sity Press,
D u rh a m , 1998 ve Ulr ic h Beck, W ha t is G lobalization, Polity, C am b ri dge,
2 0 0 0 . Sosyalist ve Marksist bazı eleştirel kaynaklar: Fr an ç ois C hesnais, La
m ondialisation du Capital, Syros, Paris, 19 94; Deniş Coll in, La f i n du travail et
la m ondialisation. Ideologie et realite sociale, l’H a r m a t ta n , Paris, 1997; Boris
Kagarlitsky, The Twilight o f G lobalization. P roperty, State a n d C ap italism ,
Pluto Press, Lo nd ra , 2 0 0 0 ; R ob ert W ent, G lobalization. N e o lib era lC h a llen g e,
R adical R esponses, Pluto Press, Lo n d ra, 2 0 0 0 ; Leo P an it c h /C o li n Ley s/Alan
Zuege/M etijn Konings (der.), The G lobalization D e c a d e. A C ritical R ea d er,
The Merlin Press, Lo nd ra , 2 0 0 4 . Bun la ra aşağıda, özellikle 10. B ö lü m ’de
tartışılacak Har dt ve N e g r i ’nin İm paratorluk başlıklı etkili kitabını ve 12.
Böl ü m ’de tar tı şıl aca k olan Leo Pa nitc h, Sam Gindin, David Harvey, Ellen
Meiksiııs \Vood, Aijaz A h m a d ’ın ç alı şm al arı nı eklemek gerekir.
'‘K ü r e s e l l e ş m e " E f s a n e l e r i 25
< •►•I.h Keyder, Ulusal K alk ınm acıltğın îfla sıy Meti s Y ayınları, İstanbul,
i'*'*' l l>. lüitiin v u rg u la r benim .
U l u s D e v l e t İn S o n u m u ?
U l u s a l e k o n o m İl e r ç ö z ü l d ü m ü ?
İM lla rr is dışında başka bir ör nek , İngiliz ulusal eko no m isin i tar tı şır ken
K ad ıc en in söyledikleri: ”... İngiliz ulusal sınai ekonom is in in üretken y a
pı sı huguıı çözü lm ü ş d u ru m d a d ı r. Ü r e tim ve m üb adelenin örgü tl en m e s i
.11 iık ulus devlet ile olan b ağ la ra a y r ıc alı k ta n ım a d ığ ın d a n , müşter i-
i"l.ıııl'Si bağlantıları a r tı k ulusal sınai eko nom iy i bü tü nleşti rici bir işlev
^ öl m em ek te d ir ." (A. g.m. s. 135, vu rg u aslında.) Radice nin söylediği açık-
İncillere ııluslaıarası işbö lümün e girdiğine, sektörler arası iç bü tü nlü ğü n ü
vıhıdiHiiK* ^oiT ulusal ek onom i ç ö z ü lm ü ştü r .
"Küreselleşme" Efsaneleri 31
olan bir kamu bütçesi, buna bağlı olarak bir vergilendirme siste
mi, gelir ve harcamaları düzenleyen bir Hâzinesi ve kamu mâ
liyesi sistemi ile parasal sistem arasında bir köprü görevi gören
bir Merkez Bankası vardır. Kamu mâliyesi sistemi, (son dönemde
hızla uluslararasılaşmış olan) özel finans akımlarının yanı sıra,
bir fiyat olarak faiz oranını belirleyen temel etkenlerden biridir.
• Sınıf ilişkileri rejimi: Devlet bir sınıf hâkimiyeti sistemidir.
Dolayısıyla, her devletin, kuruluş dinamikleri, tarihsel gelişmesi,
dünya sistemi içindeki konumu, sınıfların örgütlenme biçimleri
ve aralarındaki mücadeleler vb. birçok etkenin nihai ürünü ola
rak belirlenen bir sınıf hâkimiyet tarzı vardır. Bu hâkimiyet tar
zı, siyasal sistemden çalışma yasalarına, sendikal yapıdan “sos
yal devletle birçok etkenin oluşturduğu bir bütündür. Bu bütün,
sözü edilen faktörler dolayısıyla, devletten devlete büyük fark
lılık gösterir. Sınıf hâkimiyet tarzının ekonomik alanda toplam
etkisinin göstergesi olarak ücretler genel düzeyi işlev görebilir.
• Genel ekonomik yapı: Yukarıda sayılan temel etkenlerin yanı
sıra, oluşumuna kısmen devletin, kısmen o devletin üzerinde
yükseldiği toprağın katkıda bulunduğu genel ekonomik yapı da
(kamu sektörü, yatırım politikası, Araştırma-Geliştirme poli
tikası, ulaşım ve iletişim altyapısı, doğal kaynaklar vb.) ulusal
ekonomileri birbirinden ayırmakta önemli bir rol oynar.
Ç o k u l u sl u şir k e t v e u lu s a l d e v l e t
11 Devlet ile se rm aye ar as ın da ki bu özsel bağ bir kez un utu ld u mu, sol libe
ral bir ya zarın şu acıklı formülü ile karşıl aşm ak hiç de şaşırtıcı değildir:
“Ç ok ulusluların ‘ulusal bağ lıl ıkla rı’ duygu sal o l m a k ta n çok ar açs ald ır .”
M a d d e c i perspektif yitirili nce, ulusallığın tem elinin salt “d u y g u s a l” o la
bilmesi ihtimali dem ek ki te o ri n in ala n ın a girebiliyor. Bkz. David Held,
“U l u s Devletin Ç ö k ü ş ü ”, S tuart H a l l /M a r t i n Jacques (der.), Yeni Z a m a n -
I t u. A y r ı n t ı Y a y ı n l a r ı , İstanbul, 1995 içinde, s. 191.
"K ü r e s e l l e ş m e ' t f s u n e l e r i
“ U l u s a l k a l k i n m a c i l i ğ i n ” İk in c i b a h a r i
21 Dünya Bankası, V ıe East A sian M iracie: Econom ic Growtlı and Public Policy,
Oxford University Press, Oxford, 1993.
22 A lb ert Fishlow vd., M iracie or D esign? Lessons fr o m thc East A sian E x p e-
rie n c e, \Vashington D.C., 1994 . Bütü n bu ta rtı ş m ayı politik bo yu tları ek
seninde yeniden ayrıntılı o larak ele alan bir kaynak için bk. R ob ert Wad e,
“Japan, the W or ld Ban k and the A r t o f Paradigm M ain te nan c e: The East
Asian M ir ac ie in Political Perspecti v e”, N ew Left R eview , 217, M a y ı s / H a z i
ran 19 96 .
Sungur Savron • Ko d Adı Kü re se lleşm e
B LO K LA R IN A N LA M I
E M P E R Y A L İZ M İN SO N U M U?
L e N İ n ’İN E M P E R Y A L İ Z M T E O R İ S İ N E G İR İŞ
1. Her şeyden önce, bu kitap bütünsel bir anlamda bir teori kitabı
değildir. Elbette burada bir emperyalizm teorisinin ana hatları
sergilenmiştir. Ama bu teorinin hem geri, hem de ileri bağlan
tıları sadece atıflar ve gönderilerle sınırlı tutulmuştur. Bununla
ne kastettiğimizi biraz açalım. Bir yandan, Lenin bu kitabında
emperyalizm aşamasında ortaya çıktığını saptadığı özelliklerin
kapitalist üretim tarzının gelişme yasalarıyla bağlantısını siste
matik biçimde incelemez. Bu bağlantı mevcuttur ve göndermeler
yoluyla ifade edilir. Ama kapitalizmin yasalarıyla emperyalizmin
yasaları bütünleştirilmiş bir biçimde ele alınmaz. Bir yandan da,
emperyalizmin temel özelliklerinin gelişip açılması sonucunda
ortaya çıkacak eğilimler, örneğin Marx’ın K apital de yaptığı
gibi, ortaya konulmaz. Lenin saptadığı özelliklerin olgunlaş
masının doğuracağı sonuçları ele almak yerine, bu özelliklerin
kitabın yazılmakta olduğu dönemde ortaya çıkış biçimlerinin
incelenmesiyle yetinir.
Lenin, Emperyalizm'in bu özelliklerinin bütünüyle farkın
dadır. Bir kere, kitabın başlığının altına, İngilizceye “A Popular
Outline” diye çevrilmiş olan bir alt başlık yerleştirmiştir. Bunu
Türkçeye “Popüler Bir Özet” ya da “Basitleştirilmiş Bir Özet”
diye çevirmek mümkündür. Sol Yayınlarının Türkçe çevirisinde
bu alt başlık maalesef kitabın hiçbir yerinde yer almamaktadır.
Zaten alt başlığı olan bir kitaba bir daha alt başlık konulduysa bu-
31 Ha zırl ık m alzem es i Toplu Es erle r’in İngilizce baskısının 39. cild inde bir
aray a get irilm iştir. Buradak i r a k a m la r 22. ciltte derleyenlerin n o tl ar ın d an
alınm ıştır. Bkz. CVV, 2 2 , s. 377.
58 1 sungur Savran • Kod Ad; Küreselleşme
L E N İ N ’ İN T E O R İ S İ V E G Ü N Ü M Ü Z D E E M P E R Y A L İ Z M
tek ülkelerde istisna değil kural haline geldiği bir evrime tanık
lık etmiştir. Günümüz kapitalizmine dünya çapında damgasını
vuran, “çokuluslu şirket” olarak anılan dev sermaye birimleri de,
tek tek ülkelerde oluşan holdingler de, Lenin’in bir yüzyıl önce,
kapitalizmin yeni aşamasının temel unsuru olarak saptadığı bu
özelliğin, günümüz dünyasını tanımlamak açısından da son de
rece isabetli olduğunu tartışılmaz bir açıklıkla göstermektedir.
Burada tartışılacak bir şey yoktur. Tartışılması gereken daha
ince noktalardır. Bunların arasında öne çıkarılması gereken ilk
nokta, Lenin’in sözünü ettiği “bileşik üretim”dir (CVV, 22, 198
ve 209). Lenin’in kendi tanımıyla bu, “tek bir işletmenin bağrın
da farklı üretim dallarının toplanması” olarak tanımlanabilir.
Lenin, o dönemde Almanya’nın en önemli şirketlerinden biri
olan AEG’yi örnek vererek, bu şirketin kendi bünyesinde sadece
imalat alanında kablo ve yalıtıcılardan otomobil ve uçağa kadar
son derece farklı ürünleri üreten 16 şirketi bir araya getirdiğini
vurgular ( CW , 22, s. 247). Lenin’in sermayenin örgütlenme tar
zında saptadığı bu eğilim, 20. yüzyıl tarihi boyunca gelişerek ser
pilmiş ve bugünün holding tipi şirketinin dev sermayelerin asıl
biçimini oluşturduğu evreye ulaşmıştır. Bugün, holdinglerin32
sadece imalat sanayiinin çeşitli dallarında değil, tarımdan turiz
me, perakendeden ihracata ekonominin bütün dallarında faaliyet
gösteren çeşitli şirketleri bağrında topladığını çocuklar bile bili
yor. Önemli olan bunu henüz oluşumun şafağında belirlemektir.
Lenin’in erkenden saptadığı bu eğilime dayanarak biz bugünün
hâkim sermaye dilimine bileşik sermaye adını vereceğiz.
Emperyalizmin ikinci özelliği, Lenin’e göre finans kapitalin
hâkimiyetidir. Finans kapitalden bilimsel olarak söz edebilmek
için, önce günümüzde kavram konusunda var olan kafa karışık
lığını gidermek gerekiyor. Günümüzde, “küreselleşme’ yi ulusla
rarası burjuvazinin işçi sınıfına ve emekçilere karşı topyekûn bir
taarruzu olarak değil de, (hisse senetleri, devlet tahvilleri, “türev
ıırunler”, döviz alışverişi ve her türlü spekülasyondan para kaza-
' • lı niıı, serm ay enin yeni bir biçimi o larak holdinglere sürekli o larak atıf
y.i|Mi l ' k/ ( W. 2 2 , s. 211 1 2 , 2 2 1 , 2 2 7 , 2 4 7 .
Empetyalı/rn 61
35 Y atı rım f onl ar ın ın yanı sıra (İngilizcesiyle “ investment lımıls” veya “mu-
tual fu n d s ”) bir de özellikle A B D ’de ön emli bir finaıısal ^ücü lemsi 1 eden
emeklilik fo nları n dan ( “ret ir em en t funds'*) söz etm ek m ü m k ü n d ü r. Biz bu
yazı da, ikinci kategoriyi ele alm ay acağı z.
66 | S u ng u r Savran • K o d A d ı >\uıeseiie<rne
M a rt 2 0 0 6 , s. 6 8 .)
mpe-'yaiizm i 67
38 Peter Dicken, G lobal Shift. The In tern a tio n a liz a tio n o fE c o n o m ic A c tiv ity , 2.
basım , The Guildford Press, New York, 1 9 9 2 , s. 49.
39 Len in’in sermaye ihracı ile sadece para sermayenin ülke dışına yat ırılması
nı (krediler ya da genel ol a ra k p o r t f ö y ya t ırı m l a rı ) kas te tm ed iğ i, üretk en
serm ay e n in ul uslararası harek etini , yan i d o ğ r u d a n ya b an cı y a t ır ı m l a r ı bu
k a v r a m ı n bir u n s u r u o larak g ö rd ü ğ ü , kon u n u n ta r tış ıldığı bü tü n b ö l ü m
lerde açıktır. A m a d üny a ç a p ın d a s erm ay e i h ra c ın ın d ağ ılı m ın ı incelediği
pasaj bu ka vrayışını ta r tış ıl m a z bir aç ık lık la o r ta y a koyar. Bkz. C W , 2 2, s.
24 3 . A E G ve Gen eral E l e c t ri c ü zer in d e ayr ın tıy la d u rd u ğ u b ö lü m d e ak
lında sanayi s erm ay esin in i h r a c ın ın da old u ğ u n u bir kez dah a belli eder.
Bkz. C W , 22, s. 247. Bu n o k ta n ın ö n e m i aş ağıd a o r ta ya çık ac ak .
Emperyalizm | 69
40 Çok uluslu şirketlerin te o rileş tirilm esinde 20. yüzyılın ikinci yar ısında
burj uva ve M arksist bazı ön emli kilom etre ta ş la n ş un lardır: C harles P.
K ın d \ eb erg eryA m e rıc a n B u $ in e s s A b r o a d , Yale University Press, Nevv Haven,
C o n n ., 1969; R aym on d Vernon, Sovereignty at Hay. llıe M ultina tiona l
S p re a d o f US E n te rp ris e s , Basic Books, Nevv York, 1971; John M. D u n n in g
(der.), E co n o m ic A nalysis a n d the M u ltina tiona l E n te rp rise , Ailen & Unwin,
Lo n d ra, 1974’teki m ak aleler; Hugo Radice (der.), In tern a tio n a l F irm s
a n d M o d e rn Im p e ria lism , Pen gu in, Harmo nd svvorlh, 1975; Ch. Palloix,
L 'in tern ationa lisatio n d u Capital. E lem en ts criticjues, Maspero, Paris, 1975;
Stephen H. Hymer, The In tern a tio n a l O perations o f N atio nal F irm s. A
Study o f D irect F o reign In v estm en t, M I T Press, Canı bridge, Mass., 1976;
F. Fr öb el/J .H ein r ic h s /O .K r eye, The N ew Internatio nal D ivision o f L a b o u r,
C a m b ri d g e Un iversity Press, 1980 ; jo hn H. D u nn in g , M u ltin a tio n a l
E n te rp ris e s , a.g.y.
41 Bu terim i ilk kez 1996 yılında ku ll an m ış bulu nuyoruz. Bkz. “Küres elleşme
mi, ul us larar asıl aşm a mı? (1)”, S ın ıf B ilinci, sayı 16, Kas ım 1 996, s. 45 vd.
72 j Su ngu r Savran • Ko d Adı K ü re se l l e şm e
şirketi, Toyota’nın bir Japon şirketi, ForcTun ise bir ABI) şirketi
olduğunu, burjuvazinin günlük işlerini yürüten herkes bilir vc*
bunu burjuva basını da günbegün ifade eder. Teorinin fildişi ku
leşindeki bu iddia ancak ideolojik motivasyonlarla açıklanabilir.
Solcuların, hele hele Marksistlerin bu tuzağa düşmesi ise olsa olsa
liberalizmin sol üzerindeki düşünsel hegemonyasının acıklı bir
örneği olarak kabul edilebilir.
Beşinci özellik olan, dünyanın emperyalist devletlerce payla
şımının tam am lanm ış olması, Lenin’in emperyalizm teorisin
de kilit bir yer tutar. Sömürgecilik, nüfuz alanları politikası vb.
emperyalizm öncesi kapitalizmde de mevcuttu. Ama bu yüzden
savaşlar çıkmıyordu. 20. yüzyılın başına gelindiğinde ise, dünya
sömürgeler, yarı-sömürgeler ve nüfuz alanları olarak paylaşılmış
durumdaydı. Lenin’in sürekli vurguladığı gibi, kapitalistler ara
sında da, kapitalist devletler arasında da paylaşımın tek bir il
kesi olabilir: güç. Eğer güç ilişkileri zaman içinde değişirse, eski
paylaşım düzeninin sorgulanması kaçınılmaz olarak gündeme
gelecektir. Ama Lenin’e göre güç ilişkilerinde değişim yaşanması
kaçınılmazdır, çünkü “tekil şirketlerin, tekil sanayi dallarının,
tekil ülkelerin arasında eşitsiz ve ihtilaçlı gelişme, kapitalist sis
tem çerçevesinde kaçınılmazdır” (CW, 22, 241). İşte emperyaliz
min savaşlarını açıklayan esas olarak budur: Yani eşitsiz gelişme
dolayısıyla emperyalist devletler ve devlet blokları arasında güç
dengelerinin değişimi sonucunda bir yeniden paylaşım günde
me geldiğinde, kozların paylaşılması büyük savaşların temelinde
yatan dinamiktir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları bütünüyle
bunun ürünüdür. İnsanlığın gündeminde bu iki savaşa benzer
bir Üçüncü Dünya Savaşının olup olmadığı sorusuna ancak gii
nümüzün somut dinamikleri incelenerek cevap verilebilir. Ama
Lenin’in ortaya koyduğu su götürmez mantık ışığında böyle bir
savaşın ebediyen ihtimal dışı olduğunu söylemek çılgınlıktır.
Daha da ötede, insanlığı nasıl bir yok olma tehdidi ile karşı karşı
ya olduğu konusunda uyarmak yerine, uykuya yatırmaktır.
Bu konulara günümüzde Lenin’in emperyalizm teorisine yu
neltilen eleştirileri ele alacağımız 12. Bölüm’de döneceği/..
BÖLÜM 3 EK
K L A S İK E M P E R Y A L İZ M T E O R İL E R İ
l ’ K.ul k.uıtsky, lîirinci Dü ny a Savaşı patlak verene kadar formel olar ak re-
v i / y m ı i s d m ı ı karşısında A lm an parti si nin ve E n t e r n a s y o n a l i n merk ez ini
it m i m I citni^iir I n l o r n a s y o n a ri n en bü yük politik itibara sahip önder idir.
t~mperyah/ti) | 73
H İL F E R D İN G : FİN A N S K A P İT A L
K a u t s k y : Ü L T R A -EM P E R Y A L İZ M
ttU H A R İN : D ÜN YA EK O N O M İSİN İN Ç E L İŞ K İL E R İ
L e n i n : SO S Y A L İZ M İN Ö N K O ŞU LU O L A R A K E M P E R Y A L İZ M
T r O T SK İY : EŞ İT S İZ VE B İL E Ş İK G ELİŞM E
E M P E R Y A L İS T A Ş A M A N IN
T A R İH S E L A N L A M I
Y o ğ u n l a ş m a , b ir ü lk e n i n , h a t t a g ö r e c e ğ i m i z gibi b ir k a ç ü lk e n in
y a da b ü t ü n d ü n y a n ı n h a m m a d d e l e r i n i n ( ö r n e ğ i n d e m i r ce v h e ri
y a t a k l a r ı n ı n ) y a k l a ş ı k bir h e s a p l a m a s ı n ı n y a p ı l m a s ı n ı o lan a k lı
k ıl a c a k bir n o k t a y a u la ş m ış tı r. Bu t ü r h e s a p l a m a l a r y a p ı l m a k la
k a l m ı y o r ; bu k a y n a k l a r d ev tekelci b irlik le rin elin e g e ç m i ş t ir .
P a z a r l a r ı n y a k l a ş ı k h e s a p l a m a s ı da y a p ılıy o r ve b irlikler bu p a
z a r l a r ı k e nd i a r a l a r ı n d a a n l a ş m a l a r yolu yla “p a y l a ş ı y o r ” Vasıflı
işçile r tekel a l tı n a a lın ıy o r , en iyi m ü h e n d is l e r i s t i h d a m e d iliy or;
u l a ş t ı r m a a r a ç l a r ı ele g e ç i r i li y o r — A m e r i k a ’da d e m i r y o l l a r ı ,
A v ru p a ve A m e r i k a ’d a d e n i z c il i k şirk etleri. E m p e r y a l i s t a ş a
m a s ı n d a k a p i ta l i z m ü r e t i m i n en k a p s a m lı d ü z e y d e t o p l u m s a l
l a ş tı r ı l m a s ı n ı s a ğ l a r; d e y i m y e ri n d e y se , kapita listleri, kendi is
te k le rin e ve b ilin çle rin e r a ğ m e n , yeni t ü r bir t o p l u m s a l d ü z e n e ,
t a m se rb est re k a b e tt e n t a m t o p l u m s a l l a ş m a a r a s ı n d a bir geçi ş
d ü z e n i n e s ü r ü k l e r ” (CVV, 2 2 , 2 0 5 ) . 54
“ K Ü R E S E L L E Ş M E ” N İN D İ N A M İ K L E R İ
Dü nya Bankası, W orkers in an In teg ra tin g World> a.g.y., s. 51, Şekil 7.1.
Dah a genel olara k iletişim ve ta şım acıl ık ta k i b a ş d ö n d ü r ü c ü gelişme için
bkz. Peter Dicken, G lobal Shift, a.g.y., s. 103-107.
*<> Uir a n l am d a, teknoloji g ü ç y a r a t a n bir f ak tö rd ür ; yeni yapıları, ek o n om ik
l.»a Ii yel ler açısınd an yeni or gan iz asyon el ve co ğ r a fi dü zen lemeler i, yeni
(il imleri ve yeni süreçleri o l a n a k l ı kılar, a m a belirli sonu çla rı k a ç ı n ı l m a z
h.ılr ir m ez.” Peter Dicken, G lobal Sh ift, a.g.y., s. 98.
'Küreselleşme'nin Gerçek Dünyası
N e s n e l t e m e l l e r ( 2 ): M e g a k a p İ t a l
58 Bu sayıl ar (ve bir alttaki para gr afta akt arılanl ar) şu k a y n ak la rd a n alı n
m ış tı r: Düny a Bank ası, a.g.y., s.62 ; C em Somel, “Ü r eti m d e Kü reselleşme ve
K a l k ı n m a ”, Toplum ve B ilim , 69, B ah ar 1996, s. 85; Gill, a.g .m ., s. 4 0 5 - 4 0 6 ;
Ruggie, a.g.m ., s. 518; VVaters, a.g.y., s. 77-79.
106 | Sungur Savran • Kod Adı Küreselleşme
N e sn e l te m e u .ik ( 3 ): y k n İ - l İ b e r a l s t r a t e j İ
60 Bu konuyu başka bir yerde dah a ayr ıntılı o lara k ele a lm ış tı m . Bkz. Su ngur
Savran, “B unalım , Serm ayenin Yeııiden-Yap ılanması, Y eni- L ib e ra l iz m ”,
Nail Sa tlı g an /S un gur Savran (der.), D ün ya K apita lizm inin B u n a lım ı, Alan
Yayıncılık, İstanbul, 198 8, özellikle s. 2 8 - 2 9 ve 53.
"Kureselle}me''nin Gerçek Dünyası | 107
63 Bu son ifade R ug gie ’den alınd ı (bk. a.g .m ., s. 517-18). B aşk a yaz a r la r ç o
kuluslu şirketten özel biri m le re k a d a r çeşitli ter im le r ku lla nırlar. Bk.
ö r n e ğ in David Held, “Ulu s-D evleti n Ç ö k ü ş ü ”, Yeni Z a m a n la r > a.g.y., s.
192. Andrevv Hu rrell ve Ng ai re W o o d s , eleştirel bir m akale d e , liberallerin
kü re selleşm en in esas olar ak teknoloji ve özel bi ri m le rin k a rarla rı yla g e
liştiği id diasında ol duk la rın ı belirtirler. ( “Gl ob alisation and I n eq u ali ty ”,
M ille n iu m , a.g.y., s. 4 4 8 , 451.) B un un ben im gö reb ild iğim tek istisnası,
s erm a y en in pratik işleriyle uğ raştığı için eko nom i po li tik al arı n ı bir ke
n ara b ıra k a m a y a c a k olan D ü n ya B a n k a sı’dır. B a n k a ’nın son r a p o r u libe-
ra li zasyon po lit ikasın a “k ü r e s e l l e ş m e d i n ar d ın d ak i “en ö n e m l i ” etk en
o l a ra k değ iniy or : a.g.y., s. 51.
64 Bkz. Stephen Gill, “Gl obalisation, M ar ke t Civilisation and Disc ip lin ary
Neoli b er al ism ”, M illen iu m yÖzel Sayı: The Globalisation of Liberalisin?, cilt
2 4 (3), s. 4 12 ve H u r r e ll/ W o o d s , a.g .m ., s. 4 6 1 -6 2 .
Sofran • K o d Adı K ü r e s e l l e ş m e
N e s n e l t e m e l l e r ( 4 ): k a p î t a l İ z m İ n u z u n k r î z î
f»H Hu ko nunun ayr ıntılı bir tahlili için bk. S u ng ur Savran, “B u n alı m , S e r m a
yenin Yeniden- Yapılanması, Y eni- Lib era liz m ”, a.g .m ., s. 4 8 - 5 6 .
r»‘> Hu t a a r r u z u n ayrıntılı bir analizi için ok u y u c u y a şu ya zım ız önerilebilir:
S u n d u r S a v r a n , “Yalın Ü reti m ve Esneklik: T aylorizm in En Y ük se k A ş a
m a sı”, D evrim ci M arksizm , 3, M a r t 200 7.
"Kür ese ileşm e''m n g e r ç e k t)uı\ya\; I İM
AB: “ K ü r e s e l l e ş m e ” n İ n C e n n e t İ m İ,
Y E N İ B İ R E M P E R Y A L İ S T O D A K M I?
Avrupa B İ r l İğ İ ’n İ n t a r i h s e l d İn a m İk l e r İ
Ü ç ü n c ü d ü n y a k a r ş i s i n d a A v r u p a B İ r l İğ İ
T o p lu l u ğ u n ,
• h a m m a d d e i h t iy a c ı n ın g a r a n t i a ltın a a l ı n m a s ı ve g e n işle tilm esi,
• g e li ş m e k t e o la n ülkelerle e k o n o m i k ilişkilerin a r t t ı r ı l m a s ı n d a
sü re k li te m e l o lm a sı,
“ Y e n İ D ü n y a D ü z e n İ ” d ö n e m İ n d e A v r u p a B İ r l İğ İ
AB K A R ŞISIN D A ABD
G e l e c e k n e g e t İr î r ?
AB, dünya sistemi içinde o kadar önemli bir odaktır ki, AB’nin
geleceğini tartışmak dünyanın geleceğini tartışmak demektir. Bu
bölümün amaçları açısından bunu yapmak gerekli değil. Burada
önemli olan bir yöntem sorununun altını çizmek. AB taraftar
ları, her şeye bütünüyle statik bir açıdan bakıyorlar. AB’nin ve
daha genel olarak Batı Avrupa ülkelerinin son yarım yüzyıldır
gösterdiği bazı özellikleri donduruyor, neredeyse mutlaklaştırı
yorlar. Örnekse, yukarıda belirttiğimiz gibi, “sosyal devlet” ola
rak anılan uygulamalarda ve işçi sınıfına verilen tavizlerde son
yarım yüzyıldır en ileri giden Avrupa ülkeleri olduğu için, AB
taraftarları Avrupa’ya sanki vazgeçemeyeceği bir “sosyal kapita
lizm” modeli biçiyor, bunun hiç değişmeyeceğini varsayıyorlar.
Oysa (Thatcher’ı saymasak bile) Maastricht’ten başlayarak hu
modelin çoktan terk edilmeye başlandığını biraz önce gördük
Ya da 30’lu yılların ve İkinci Dünya Savaşının faşizm deneyi
minden sonra Avrupa’da kök salan demokrasiyi ebedileştiriyor,
sınıfların ve uluslararası odakların karşılıklı güç dengelerinden
bağımsız olarak kalıcı ilan ediyorlar. Oysa, 11 Eylül sonrasında
ve faşist hareketlerin hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde
görülen yükselişiyle birlikte bu eğilimin de tersine donmuş oldu
ğunu görmüş bulunuyoruz. Kısacası, vurgulanması gereken esas
nokta, başka her şeye olduğu gibi AB’ye bakarken de, bir loio^ı al
karesiyle yetinmemek, her toplumu dinamik biçimde e l e almak
gerektiğidir. Değişimin esas olduğunu hatırlayarak dıışımmck
tek doğru yöntemdir.
I .'(» I ami t;: (iv' an ■ K o d Arlı Kür e s e I leş rn e
“K ü r e s e l l e ş m e ” K a ç in il m a z m i?
B Ü T Ü N L E Ş M E N İN Ç EL İŞ K İL ER İ (l ) :
71 Bu ko nu yu erkenden ayrıntılı bir tahlil ile ele alm ıştık. Bkz. Su n g u r Sav
ran, “B an k ala r ve Bay raklar: U lu sla ra ras ıl aş m a Ç ağ ın d a Milliye tçi li k”, S ı
n ı f B ilinci, sayı 12, M ar t 1993.
130 Sungur Savron • Ko d Adı K ü re se ll e şm e
u u w ıs ı ~i m ü c a d e l e s i n e t / i n d e x . p h p ? o p t i o n c o ın c o n te n t £ t as k v i e w & id
artar. Arz yanında ise, artık değer üretiminin içinden geçtiği dar
boğaz, üretim faaliyetini sermaye için kârlı bir alan olmaktan çı
kardığından sermaye hızla mali alana yönelir, kârlılığını bu alan
daki operasyonlar aracılığıyla sağlama çabasına girişir. Sermaye
böylelikle dalga dalga mali piyasalara girdiğinde, mali piyasalar
da genel bir şişkinlik yaşanır. Bu olgu, kapitalist krizlerin genel
bir yasasının ifadesinden başka bir şey değildir: Krizlerde para
üretimden ayrılır. Spekülasyon genelleşir. Mali şişkinlik krizin
suni biçimde ertelenmesine yol açarken aynı zamanda çöküntü
tehlikesini de yükseltir.
İşte bugün içinde bulunduğumuz durum, esas olarak, 30 yılı
aşkın süredir devam eden dünya çapındaki kapitalist krizin bir
ürünüdür. Elbette mali piyasaların uluslararası bütünleşmesi
mali sermayeye yeni kâr olanakları sağladığı için, aynı zamanda
yeni finansal araçlar (“türev” piyasalar vb.) riskli ama yüksek kâr
vaat ettiği için, sermaye bu krizde mali piyasalara başka krizlerde
olduğundan da yoğun biçimde kaymış olabilir. Ama bu bir gerçe
ği ortadan kaldırmaz: Eğer kriz olmasaydı, üretim ve sermaye bi
rikimi canlı biçimde sürüyor olsaydı, dünya çapında yaşanmakla
olan dev boyutlardaki mali şişkinlik bugün bu ölçekte yaşanıyor
olmazdı. Dolayısıyla, bugün kapitalizmin karşı karşıya bulundu
ğu mali çöküş tehlikesi, esas olarak uluslararasılaşmanın değil,
krizin ürünüdür. Yukarıda, 5. Bölüm’de de vurgulamış olduğu
muz gibi, “küreselleşme” esas olarak finansal bir olgu değildir,
kapitalist üretimin tarihsel gelişmesinin bir ürünüdür.
Elbette bu kapitalizm için bir teselli değil, elbette tehlikeyi
azaltmıyor. Dolayısıyla daha şimdiden bir noktayı saptayabi
liyoruz: Dünya kapitalizmi bir mali çöküş tehlikesi dolayısıyla
son derecede kırılgan bir yapıya sahiptir. Bu da uluslararası bü
tünleşmenin muzaffer biçimde ilerleyeceği iddiasının yanına en
azından bir soru işareti yerleştirmemizi gerektirir.
Bu noktaya birazdan döneceğiz, ama bizim buradaki amacı
mız sadece dünya kapitalizminin zaaflarını ortaya koymak değil,
açılan yeni dönemde yaşanmış olan hızlı uluslararası bütünleş
132 Sungur Savran ♦ Kod Adı K ü re se lleşm e
B Ü T Ü N L E Ş M E N İN Ç E L İŞ K İL E R İ ( 2 ): B L O K L A Ş M A
76 Fra nsız gazetecisi Jean-Ja cqu es Servan Sc h re ib er’in 6 0 ’lı yı lla rın o r t a
ların da yay ınla na n ve bu başlığı taşıyan kitabı F r a n s a ’da bü yü k yankı
uy and ır m ış , de Gaulle milliyetçiliği nin bu ülkede ken di ne uygun bir z e
m in bulm asını kolaylaştırm ıştı. S e r v a n -S c h re ib e re soldan ceva p Ernesl
M a n d e l’den gelmişti. ( M a n d e l ’in cevabı Türkçede de y a y ın l an m ış tı r : Av
ru p a A m e rik a ’y a K a rşıy çev. Mus tafa Dağlar, Köz Y ayınlar ı, İstanbul, 1974
Kitabın orijinal yayın ta rihi 1 9 6 8 ’dir.) Mandel eşitsiz gelişme yasas ından
hareketle A vru p a’nın em per ya li st sermayesin in yükselişini vu rg ulu yor
ve böylece Avr up a milliyetçiliğine bir barikat oluştu ruyor du. Svveezy’deıı
Po ulan tzas a birçok Marks ist teo risyenin o dö nem de “süper e m p e r y a liz m ”
o lara k niteledikleri A m e r i k a n e m p er y ali zm in in heg em ony as ın ı mutlak-
taştırdıkları, buna karşılık M a n d e l ’in eşitsiz gel işmeden hareketle tarihsel
eğilim i ç o k dah a iyi kavradığı , bu gü n genellikle un utu lan bir noktadır.
1-10 -ııntjur S av r an • Kod Adı Kü r e s e l l e ş me
B Ü T Ü N LE ŞM E N İN Ç EL İŞ K İL ER İ ( 3 ):
B İR S IN IF M Ü C A D E L E S İ O L A R A K K Ü R E S E L C İL İK
B îr B ü t ü n O l a r a k
"K ü r e s e l l e ş m e ” v e E m p e r y a l İz m
XB S ö
“ Ç o k SA YID A D E V L E T ” K A P İT A L İ Z M D E A Ş IL A B İ L İ R M İ?
KÜRESELCİLİĞİN POLİTİK A N LA M I
U lu s -ö te s İ S o lc u lu ğ u n T e o ris i:
İm p a r a t o r l u k 'u n E le ş tİrİs İ
C e z a e v i v e ü n iv e r s it e
Sp e k ü l a t if s e r m a y e ç a ğ in in s p e k ü l a t if f e l s e f e s i
“K ü r e s e l l e ş m e d e n İm p a r a t o r l u ğ a
87 O l g u l a r ı h o r g ö r e n bu t ü r bir t e o r i s i z m , y e r y e r ç o k k ı s m i o l g u l a r d a n h a
r e k e tl e ve t e o r i k b i r ç e r ç e v e n i n k u r u l m a s ı n d a n b a ğ ı m s ı z o l a r a k t e o r i k
d e n e b i l e c e k s o n u ç l a r a s ı ç r a m a y a ç a l ı ş a n a m p i r i s i s t b ir ak ıl y ü r ü t m e ile
bi r l e şi y o r. H â k i m s p e k ü l a t i f t a r z ı n y a n ı n d a i k in c i l o l a r a k k a l a n bu i k i n c i
m etod olojiye ö rn e k olarak , m e tin d e sözü edilen, proleter e n te r n a s y o n a liz
m i n i n s o n a e r d i ğ i n i n k a n ı t ı o l a r a k teki l b a z ı p o l i t i k m ü c a d e l e l e r d e n ç ı k a
r ı l a n a ş ı r ı g e n e l l e ş t i r i l m i ş s o n u ç l a r v e ri le b il ir .
172 I Sungur Savran • Kod Adı Küreselleşme
88 K u l l a n ı l a n di le b i r a z d i k k a t e d i l i r s e , y u k a r ı d a “s p e k ü l a t i f f el sef e” b a b ı n d a
s ö y l e n e n l e r e iyi b i r ö r n e k l e k a r ş ı k a r ş ı y a o l d u ğ u m u z g ö r ü l e b i l i r . H a r d t ve
N e g r i f i k i r l e r i n d e ğ i l g e r ç e k d ü n y a n ı n d e ğ i ş t i ğ i n i ileri s ü r ü y o r l a r . B u n u n
i çi n y e n i b i r h u k u k o l g u s u v e y e n i b i r i k t i d a r g e r ç e ğ i o l m a s ı g e r e k i r . A m a
o n l a r b i r “ h a k n o s y o n u ”n d a n v e b i r “ i k t i d a r f i k r i ’ n d e n s ö z e d i y o r l a r .
Solun "Küreselleşme" Kavrayışsı/lıfiı
89 S u n g u r S a v r a n , “ K ü r e s e l l e ş m e m i , U l u s l a r a r a s ı l a ş m a m ı? ( 1 ) ”, Sınıf Bilinci,
sayı 16, K a s ı m 1 9 9 6 .
176 I Sungur Savran • Kod Adı Küreselleşme
E m p e r y a l iz m n e a n l a m d a so n a e r d i ?
91 B u r a d a “ Ü ç D ü n y a ” t e o r i s i n i n a y r ı n t ı l ı bi r e l e ş t i r i s i n i y a p m a k s ö z k o n u
su d e ğ i l . K ı s a c a şu s ö y l e n e b i l i r : Bu t e o r i n i n m e r k e z i ç e k i r d e ğ i S o v y e t l e r
B i r l i ğ i n i n “s o s y a l e m p e r y a l i s t ” b i r ü l k e o l d u ğ u , d a h a s ı A B D k a r ş ı s ı n
da esas yükselen e m p e r y a liz m o ld u ğ u tezlerine d a y a n ıy o rd u . T e o rin in
a l a y u v a l a ile il a n e d i l m e s i n d e n e n f a z l a iki o n yıl s o n r a , ö n c e 1 9 8 9 d a
D o ğ u A v r u p a ’d a y a ş a n a n “ k a m p ” d e ğ i ş t i r m e s ü r e c i k a r ş ı s ı n d a S o v y e t l e r
B i r l i ğ i n i n p a r m a ğ ı m k ı p ı r d a t m a m a s ı , s o n r a 1 9 9 1 ’d e k e n d i s i n i n d a ğ ı l m a s ı
h e r iki tezi de t u z l a b u z e d e c e k t i . T a bi i bu b ü y ü k d e ğ i ş i k l i k s o n r a s ı n d a
bu d â h i y a n e t e o r i y i s a v u n a n n e r e d e y s e k a l m a m ı ş t ı r . B u a r a d a şu n o k t a
ya d a i ş a r e t e d e l i m : H a r d t ve N e g r i , “ İ k i n c i D ü n y a ’n ı n y e r i n d e y s e yel le r
e s i y o r ” d e r k e n ( 1 9 ) , belli ki, g ü n ü m ü z d e b i r ç o k i n s a n ı n d ü ş t ü ğ ü t u z a ğ a
d ü ş ü y o r l a r . “M a o Z e d o n g d ü ş ü n c e s i ”ne g ö r e “ İ k i n c i D ü n y a ” o z a m a n l a r
“s o s y a l i s t ü l k e l e r ” d iy e a n ı l a n ü l k e l e r d e ğ i l d i r . ( B u g ü n “y e r i n d e ye ll er
e s i y o r ” ifad esi ile k a s t e d i l e n a ç ı k ki b u ül k el er. ) H e m k a p i t a l i s t , h e m d r
“s o s y a l i s t ” o l a r a k a n ı l a n b l o k l a r ı n i k i n c i l d e r e c e d e k i g ü ç l e r i d i r ( e s a s ol.ı
r a k B e r l i n D u v a r ı n ı n iki t a r a f ı n d a k i A v r u p a ) . Y a n i e m p e r y a l i s t Balı Av
r u p a d a “ İ k i n c i D ü n y a ”n ı n bi r p a r ç a s ı y d ı . B u n u y e r i n d e “ y e l l er e sl i ğ i "m
s ö y l e m e k n e m ü m k ü n ! T a m t e r s i n e bu ü l k e l e r t o p l u l u ğ u , A v r u p a Birliği
ile r ü z g â r gibi e s i y o r ! Ö t e y a n d a n S o v y e t l e r B i r l i ğ i n i n k e n d i s i ise “ l i i ı in
ci D ü n y a ’ n ı n , h e m d e y ü k s e l e n ül k e si y d i . G e n ç l e r i n bu h a l a y ı y;i|>ın.ıst
n o r m a l . N e g r i gibi, ü s t e li k M a o c u h a r e k e t i n K ü l t ü r D e v r i m i s o m . i m i k I . i
ç o k g ü ç l ü o l d u ğ u b i r ü l k e d e m ü c a d e l e v e r m i ş bi r eski tü fe k ı s m d . n ı hu
u n u t k a n l ı k , M a r k s i z m e il i şk i n g e n e l “u n u t k a n l ı ğ ı ’Yıın bi r b e l i r l i s i «il.ir.ik
görülebilir.
178 Sungur Savran • Kod Adı Kü reselleşm e
92 A k t a r a n C a l l i n i c o s , a . g . m . , s. 2 0 1 . “ U y g a r ” u l u s l a r ! N e g r i ’ni n v a t a n d a ş ı
B e r l u s c o ı ı i ile a y n ı dili k u l l a n d ı ğ ı n ı g ö r m e k ne acı!
180 Sungur Savran • K o d Adı Kü re se lle şm e
A ri D E V R İM M İ, P R O L E T E R E N T E R N A S Y O N A L İZ M İ M İ?
' L e n i n - K a u t s k y t a r t ı ş m a s ı i ç i n b k z . a ş a ğ ı d a B ö l ü m 12.
S o lu n ‘'Kür ese lle şm e'' K av ra y ı şs ız lı ğ t I 181
ı
Artık her türlü yerel mücadelenin anlamı ortadan kalkmıştır.
Yazarlar, kitabın en iyi bölümlerinden birinde, başka alanlardaki
postmodernist yaklaşımlarının tam tersi bir yönelişle, “kimlik”
politikasına dayalı yerel mücadelelerin “emperyal aygıtsın eline
oynayabileceğini vurgularlar. (68-70) Ne var ki, bu tür bir tehli
keye işaret etmek başka bir şeydir, mekâna ve yere dayalı bütün
mücadeleleri toptancı bir tarzda mahkûm etmeye varan bir mut
lakçılık başka. İm paratorluk1un günümüzde toplumsal ve politik
mücadeleler açısından temel önermesi bu ikinci yaklaşım doğ
rultusundadır. Kısaca ifade edilirse, Hardt ve Negri nin bu konu
daki yaklaşımı, mücadelenin dolayımsız tarzda küresel olması
gerektiği biçiminde özetlenebilir. Bu genel önermeye eşlik eden
(ve oldukça muğlak biçimde ifade edilen) programatik hedef ise
alternatif bir küreselleşme için mücadeledir.
Hardt ve Negri nin bu mücadele programının taşıyıcısı olarak
gördükleri toplumsal özneye multitude “çokluk” adını verdiğini
biliyoruz. Yazarlar bu toplumsal kategori ile proletaryayı zaman
zaman özdeş biçimde kullanırlar. Bu proletarya M a ^ ın , çifte
anlamda “özgür” ücretli emekçisinden farklıdır. Yazarlara göre
bugün proletarya, ister ücret biçimi altında olsun, ister başka
tarzda, kapitalist disipline şu ya da bu biçimde tabi olan, serma
yenin “içinde” olup onu ayakta tutan bütün katmanları kapsar
(77-78 ve 403). Bu sınıf tanımının çok tartışmalı birtakım nokta
lar içerdiği açıktır, ama biz bu kitabın konusunun getirdiği sınır
lar çerçevesinde bu konuya girmeyecek, konumuzu kapitalizmin
bir dünya sistemi olarak özellikleri ve ona karşı mücadele ile sı
nırlamaya devam edeceğiz.
B îr d e v r im c î ö z n e o l a r a k “ç o k l u k ”
95 A B ö z g ü n b i r v a k a d ı r : B u r a d a m ü c a d e l e h e m tekil u lu s d e v l e l l e r e . h e m de
o l u ş u m h a l i n d e b i r d e v l e t y a d a b i r p r o t o - d e v l e l o l a r a k A l i 'y e k a ı ş ı y ur ıı
t ü l e c e k t i r . B u k o n u d a bk z. y u k a r ı d a B ö l i im 6.
•I uru/ur avrnn • Kod Adı Kü re se lleşm e
P r o l e t e r e n t e r n a s y o n a l İzm î
K Ü R E S E L C İL İĞ E U LU SA LC I T EPK İ
XB4Ö
K Ü R E S E L C İ L İ K S A D E C E E M P E R Y A L İS T S A L D IR I M I?
S e r m a y e e n t e r n a s y o n a l İ s t m İ?
E m e k u l u s a l m i?
10 .* Bkz. YVaters, a.g.y., s. 89. D ünya B an k ası, m eta ve serm aye ak ım la rın ın h ız
la a rttığ ı son d önem de, ek o n om ik k riz için de em p eryalist ülkelerde, ö zel
likle A vru p a’da göç p o litik asın ın s ık la ş tır ılm a s ı dolayısıyla u lu slararası
K<>çiin yavaşladığına işaret eder. Bk. a.g.y., s. 5 2 , Şekil 7.2 ve s. 65.
10 I l >iinya B ank ası, a.g.y., s. 6 4 .
106 D ü nya B ank ası, a.g.y., s. 65. A lt bölüm ün bu nd an son rak i k ısm ın d a verilen
öteki bütün v eriler de bu k ay n ak tan a lın m ıştır.
I'JK | urunu Savran * K o d Adı k ü r e s n ü e ş m ,
107 İşte e m p e ry a liz m in te m silcilerin in bu konudaki fik irleri: “İk in cisi, göç
yolu da dah il, ülkeler a ra sın d a a rta n bü tü nleşm e aynı a n d a hem yoksul,
hem de zengin ülkelerde işçilere y a ra r getireb ilir.” Jam es D. VVolfensohn
(D ü n y a B ank ası b aşk an ı), a.g.y., s.iii. Ya da: “T ic a re t ve serm aye ak ım la
rin a b en zer biçim d e, u lu slararası işgü cü a k ım la rı da hem g ö ç veren lıcm
de gö ç alan ülkeler a çısın d an büyük bir y a ra r potansiyeli taşır.” (D ünya
B an k ası, a.g.y., s. 6 4 .)
200 S u n g ur Savr an • K o d Ad> K ü r e s e l l e ş m e
İŞÇİ S IN IFI, U L U S A L D E V L E T , E N T E R N A S Y O N A L İZ M
109 Bu k o nu nun a y rın tılı olarak ele alın m ası için b k /. aşağıd a Holüm 17.
BÖLÜM 12
L E N İ N ’ İN E M P E R Y A L İ Z M T E O R İ S İ
A ş i l d i M I?
T&O
110 Bkz. Sungur Savran, Lenin i Yakmalı mı?y Kardelen Yayınları, İstanbul, 1998.
20(> | a n -avıan • K o d Ad i K ü r t s e i i e y r > e
112 Leo Pan itch ve Sam G in d in , ‘‘Global C ap italism and A m e rican E m p ire ’ , So-
cialist R egister 2 0 0 4 , s. 1 -4 2 . Bu m ak alen in T ü rk çesi de m e v cu ttu r: “K ü re
sel K ap italizm ve A m erik an İm p a ra to rlu ğ u ”, G ü n ü m ü z d e E m p ery a liz m :
Yeni E m p ery a l Tehdit (Socialist R egister 2 0 0 4 ), çev. M eh m et Y usufoğlu/A slı
Yazır, A laz Y ayın cılık , İstanbu l, 2 0 0 4 , s. 13-55.
L E N İN İS T EM P ER Y A LİZ M T EO R İSİN E E L E Ş T İR İL E R
117 R osa L u xem b u rg , S erm a y e B irikim i, çev. T ayfun E rta n , A lan Y ayım ılık.
İstanbu l.
118 J.A .H o b so n , Im p eria lism , M ich igan U n iversity Press, A n n A rb oı, Mı* 111
gan, 1965; R ud olf H ilferd in g, Le C apital F in a n cier. E tü d e s u r Ic dt \* /.•/•/■•
m en t r e c e n t d u capitalism e, E d itio n s de M in u it, P aris, 1 970; N. Itouk lı.ıı ııu
L ’e co n o m ie m o n d ia le et im p e ria lis m e yE d ıtio n s A n th ro p o s, P atis, t.m it y **k
B u h a rin ’ in kitabı T ü rk çe d e de y a y ın la n m ıştır: N. B u h arin , iu tp c ıv a h m
ve D ün ya E k ono m isi, çev. U .S .A k alın , B ağlam Y ayın ları, İstanbul. '«mi .
S J2 nhju Kıvran • Kod Adı Kür esell eş me
119 Bkz. K ari Kautsky, V îm p e ria lis m o , der. L u ca M eldolesi, L ate rz a , B ari,
1980.
123 Leo P an itch ve Sam G in d in , “ ‘Im p erialism and G lobal Political E c o n o n ıy '
A Reply to C a llin ic o s ”, w w w .s o c ia lis tp ro je ct.c a /th e o ry /.
126 "G lobal C ap ita lism ...”, a .g .m ., dip n ot 17, s. 35. H ard t ve N e g ri’nin L e n in ’in
te o risin in gü n ü m ü zd e geçerli olm a d ığ ın ı k a n ıtla m a k için verdikleri k an ıtın
tam bir te o rik sah tek ârlık o ld u ğ u n a y u k a rıd a B ölüm 1 l ’de d eğ in m iştik .
Solun " K u r c <>el l ( , y i ) ( r K<ıvfrı\ y-ı/lh)! I «M
E L E Ş T İ R M E N L E R L e N İ n ’ d E N N E A N L IY O R ?
131 Bu konuda en kap sam lı eleştiri B u h a rin ’e a ittir. Bkz. îm p e ria lis m a n d
the A ccu m u la tio n o f Capital. Bu ça lışm a İn gilizced e K en ııeth T a rb u ck ’ın
derlediği ve Rosa L u x e m b u rg u n The A c cu m u la tio n o f C a p ita l— A n A nti-
ırU iifue başlığını taşıyan ç a lışm a sın ın da yay ın lan d ığı bir k itap ta yer
.ılııu k u d ır (M o n th ly Revievv P ress, New Y ork ve L o n d ra , 1972).
Solun "Küresel leşme" Kavrayışsızlığı I 219
E m p e r y a l i z m ileri d e r e c e d e g elişm iş s a n a y i k a p i t a l i z m i n i n b ir
ü rü n ü d ü r . H e r bir s a n a y il e ş m i ş k a p ita list ü lk e n in , t a r ı m s a l b ö l
geleri o r a l a r d a y a ş a y a n u lu sla rı h iç k aale a l m a k s ı z ı n hep g e n i ş
leyen bir ö lç ek te k e n d in e tabi k ı l m a ve i lh a k e t m e ç a b a s ı n d a n
i b a r e t t i r .132
132 K autsky, “Stato n azion ale, stato im p erialista e con fe d e razio n e di s ta ti”
(1 9 1 5 ), V im perialismOy a.g.y, s. 144. K autsky, bir başka pasajda şöyle yazar:
“em p e ry a liz m ... ta rım sa l ülkelerin işçilerin i şiddete day an an yö n tem lerle
tabi k ılm aya ve sö m ü rm ey e ç a lışır...” (a.g.y., s. 2 2 9 ).
222 j Şungur Savran • K o d Adı Küre se ll eş me
133 “T e rrito ria l” sözcü ğü n ü n (ve köken ind eki “te r rito r y ” sö zcü ğ ü n ü n )
T ü rk çeleştirilm esi son d erece zord u r. Kendi başın a alın d ığ ın d a, “te r
r ito r y ” elbette bir ülkenin to p rağı a n la m ın a gelir. A m a kelim en in sıfat
hali olan “te rrito ria l” sö z cü ğ ü n ü n “to p ra k s a l” gibi bir ucu be sö zcü k ile
T ü rk çe le ştirilm e sin in s a k ın c a la rı bir y a n a , bu sıfat her za m a n ü lk e
leri değil, bazen de bölgeleri niteler. Bu yüzden biz terim i (T ü rk çed ek i
ok u n u şu n a gö re) olduğu gibi T ü rk çe le ştirm e y i te rcih ed iyoru z.
134 Bkz. The N ew Im p eria lism , a.g.y., s. 2 6 -2 7 ve 33.
Solun Küreselleşme" Kavrayışsızhğı ^ 223
E M P E R Y A L İ Z M T A R T I Ş M A S I N IN A R D I N D A K İ
P O L İT İK F A R K L IL IK L A R
137 Joseph Sch um peter, The Sociology o f Im p eria lism , R ich ard Svvedberg (der.),
The E con om ics a n d Sociology o f C a p ita lism , P rin ce to n U n iversity Press,
P rin ce to n , N J, 1991.
142 A .g .m ., 5 . 3 7 2 ,3 8 1 .
143 A.y., s. 3 8 2 -8 4 .
230 S u n g u ’ Savran • K o d Aûı K ü r e s e l l e ş m e
144 A.y., s. 3 8 5 -8 6 .
145 A.y., s. 3 8 7 -8 8 .
146 Leo P a n itch ve Sam G in d in , "T ra n s ce n d in g P essim ism : R ek in d lin g S ocial-
ist Im a g in a tio n ”, Socialist R egister 2 0 0 0 , h ttp ://w w w .y o rk u .ca /s o c re g /.
Soiun Küreselleşme" Kavrayışsıslığı 231
ru n lu o la r a k p r o l e t a r y a d i k t a t ö r l ü ğ ü n e yol a ç t ığ ı ; 3) bu d i k t a
t ö r l ü ğ ü n k e n d isin in y a l n ı z c a b ü t ü n s ı n ı f l a r ı n o r t a d a n k a l d ı
r ı l m a s ı n a ve s ı n ı f s ı z b i r t o p l u m a b ir g eçiş o l d u ğ u .147
c ü n ü f r e n lem e k ; u lu s la r a ra s ı t ic a r e tl e ilgili g ö rü ş le r i m e d y a y a
d ik te e ttire n o lig o po l ve m o n o p o l l e r i n ezici g ü c ü n ü (özel lik le
a sk e ri e n d ü s tr i k o m p l e k s in in g ü c ü n ü ) d e m o k r a t i k y o ll a r d a n d e
n e tl e m e k d e m e k t i r . 151
ABD “İm p a r a t o r l u k ” m u ?
L e N İN V E E M P E R Y A L İ S T B A R B A R L I K
158 “D ue şeritti per una re v isio n e ” (1 915), L ’imperialismOy a.g.y., s. 128. V u rgu
bizim .
159 Bkz. “Stato nazionale.. ”, a.g.y., s. 128-29. B urada, aynı z a m an d a, K au tsky’nin
dü şüncesinin bir çelişki ile m alûl olduğunu gö rü yoru z. Kautsky, L e n in e ve
ark ad aşların a karşı, em peryalizm in bir aşam a değil bir politika olduğunu
v u rg u lu yor; am a iş ü ltra-em p ery alizm e gelince, bu bir politika değil, bir
aşam a oluyor. H atta em p eryalizm in kendisi bile bir aşam a haline geliyor.
244 I Su n g u r S a v r a n • K od Adı K ü res el le şm e
161 K autsky b u rad a da tam tu ta rlı değild ir. H ilfe rd in g ’in p ara serm ay e ile
üretk en serm ayen in k a y n a şm a sın a d ay an an finans kap ital k a v ra m ın ı hiç
tered d ü tsü z biçim de b en im sed iği halde, yine de böyle bir ay ırım ı yapar.
B unu yapabilm ek için de kendi sözü n ü ettiği “finansal serm ay e”yi “a r ı” fi
nansal serm aye olarak niteler. Bkz. “Stato n a z io n a le ”, s. 160.
bir kez bile söz etmemektedir. Oysa aynı dönemde Lenin, em
peryalist savaşın iç savaşa dönüştürülmesini, yani sosyal devri
mi savunuyordu. Tarih Lenin’i kısa süre içinde haklı çıkaracak,
Ekim Devrimi ni Avrupa’nın birçok ülkesinde devrimler ve dev
rimci yükselişler izleyecek, 1918 Ekiminde Kautsky’nin kendi
ülkesi Almanya'nın her yerinde (pek az bilinen bir devrim so
nucunda) işçi ve asker konseyleri mantar gibi yayılacaktır! Ama
sosyalist devrimi yapabilmek için kapitalizmi desteklememek
gerekir! Rusya’daki Ekim Devrimi bu yüzden zafere ulaşmıştır;
Almanya'daki ise Kautsky ve benzeri sosyal demokrat önderlerce
yenilgiye uğratılmıştır. İşte teori ve teori!
Bundan da öteye, ültra-emperyalizm teorisi proletaryayı
ve ezilenleri uyuşturma teorisidir. Kendinizi 1915 yılına ışın
layın. Karşınızda iki teori var: Lenin’in emperyalizm teorisi ve
Kautsky’nin ültra-emperyalizm teorisi. Biri, kapitalizmin girdiği
yeni aşamanın insanlığı sürekli bir savaş ve barbarlık tehlikesi
karşısında bıraktığını söylüyor. Öteki ise barışçı bir emperyaliz
min mümkün olduğunu. Bu iki teoriyi geleceği öngörmek için
bir araç olarak kullanacaksınız. Şimdi de 1915’i izleyen 30 yılı
gözünüzün önünde geçirin. Büyük Depresyon, Nazizm ve İkinci
Dünya Savaşı. Gelişmeler bu teorilerden hangisini doğrulamış
tır? Hangisi işçi hareketi için doğru yolu gösteren bir kılavuz iş
levini görmüştür?
Kimileri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında durumun değiştiğini
hayal edebilirler. O zaman hatırlatalım: İkinci Dünya savaşı son
rası, SSCBnin çöküşüne kadar tarihte bir parantezdir. SSCB’nin
1991’de çöküşüyle birlikte (Çin’de gelişme eğrisi tersine dönmez
se), emperyalizm gene kendi içindeki mücadeleye dönmüştür. Bir
önceki bölümde anlatıldığı gibi, bu iç mücadelelerin bir dünya
savaşına yol açması için gerekli önkoşullar henüz yoktur. Ama
emperyalist mücadeleler şimdiden Yugoslavya’dan Afganistan’a,
Irak’tan yarın İran’a kadar çeşitli örneklerde görüldüğü gibi, sa
vaşların temelinde yatan dinamiktir.
Solun "Küreselleşme Kavrayışsızııq• | 247
165 Socialist R egister m 2 0 0 5 yıllığı için seçilen başlığın (M a trix film inden
esinlenerek) E m p ire R elo a d ed k onu lm u ş olm ası boşu na m ıdır?
248 ( jjny u r bavran • K o d Adı K üreselleşm e
A Z G E L İŞ M İŞ L İK T E O R İL E R İN İN E L E Ş T İR İS İ
“A Z G E L İ Ş M İ Ş L İ Ğ İ N G E L İ Ş M E S İ ”
167 Bu y azarların görüşleri çeşitli tarih lerd e çeşitli dergi ve derlem elerde yer
alan m akaleleri aracılığıyla Türkiye ok uyu cusuna ak tarılm ıştır. Ö rnek
olarak şu kay n ak lara bakılabilir: A. (i. 1 nııık, “Azgelişm işliğin G elişm esi”,
A zgelişm işlik ve E m p ery a liz m , der. A. Aksoy, G özlem Y ayın ları, İstanbul,
1975; A. E m m an u el, “E n tern asyon alizm K ıııu n lu ları”, a.g.y. içinde; A. E m
m anuel, “Beyaz-Yerli K olonyalizm i ve Y alın ın Em peryalizm i M iti”, B irik im ,
2 (eski dizi), N isan 1975; A . Em m an u el, “A /gelişm işlik M itlerine Karşı
G elişm e M itle ri”, B irikim , 18/19 (eski dizi), Ağustos Eylül 1976; A. G. Fran k ,
“Dünya K rizi ve D önüşü m ” ve S. A m in “A. G. Frank ve K riz”, her ikisi de
Yapıt, 7, Ek im -K asım 1984 içinde. A yrıta dünya bunalım ı ile ilgili olsa da bu
perspek tif konusunda okuyucuya genel bir likir verebilecek olan bir o rta k k i
tap da yay ın lan m ıştır: I. W allerstein /G . A rrigh i/A . G. F ran k /S . A m in , G enel
B una lım ın D in a m ik leri, çev. F. A kar, Belge Y ayınları, İstanbul, 1984. A yrıca
bkz. A. G. Fran k , “D ünya Sistem i Bu nalı m d a”, D ünya E k ono m isi, B una lım ve
Siyasal Yapılar>Belge Y ayınları, İstanbul, 1983 içinde; A. G. F ran k , “Ü çü n cü
D ünyada E k on om ik Bunalım ve Siyasal Y apılar”, a.g.y içinde; I. W allerstein ,
“K apitalist D ünya Sistem inin Yükselişi ve G eleceğ i-K arşılaştırm alı A n aliz
İçin Temel K a v ram ları” a.g.y. içinde. I'k olarak , bu okulun gö rü şlerin in bir
sentezini sunan bir çalışm a için bk. Ç . Keyder, Em peryalizm , A zgelişm işlik ve
T ürkiye, 2 . B asım , Birikim Y ayın ları, İstanbul. 1979.
Emperyalizm ve A z g e l i ş m i ş l i k 255
168 Bu u yum luluk tezi en çıplak ifadesini, kapitalist dü nyada u lu slararası ser
best ik tisad i ilişkilerin savu n u su n u yap an R ica rd o cu ve (onu izleyen) neok
lasik dış tica re t teo rile rin d e bulur. Bkz. D avid R ica rd o , E k o n o m i Politiğin
ve V erg ilen d irm e n in İlk e le ri, çev. T ayfun E rta n , Belge Y a y ın ları, İstan b u l,
1997.
169 Bkz. y u k a rıd a B ölüm 3 e Ek.
M*h mı t H j i ı r k a v r a r • K od Adı Küreselleşm e
“Ç A R PIK ” KAPİTALİZM
173 Bu tah lil en a çık ifadesini S. A m in ’in yap ıtında bulur. Bkz. L 'accum u lation
a Vechelle m o n d ia le , 2. basım , Ed. A n th ro p o s, P aris, 1971, özellik le s. 1-47.
258 I Sungur Savran • Ko d Adı Kü re se lleşm e
“İ d e a l ” b îr k a p it a l iz m var m i?
177 R o b ert B ren n er, “K ap italist G elişm en in K ök enleri: Yeni S m ith çi M ark siz-
m in E le ştiris i”, 11. Tez, sayı 3, M ayıs 198 6 ve H aldun G ülalp, “B ağ ım lılık
ve D ü nya Sistem leri T e o rile ri”, aynı yerde. A yrıca bkz. la n R o xb o ro u g h ,
T heories o f U n d erd ev elo p m en ty H u m a n itie s P ress, A tlan tic H igh lan d s, N J,
1979, s. 4 5 ; H . A lavi, “The S tru ctu re o f P erip h eral C a p italism ”, H . A lav i/T .
Shanin (der.) Sociology o f “D ev elo p in g S o cieties”, M on th ly R eview P ress,
Nevv York, 1 982 içinde, s. 174; J. W e e k s/E . D ore, “In tern atio n al E xch an g e
and the C auses o f B ack w ard n ess”, L a tin A m e ric a n P erspectiv es, c. 6 , B ah ar
1979, özellikle s. 6 4 -6 6 .
178 Bkz. ö rn eğ in , I. W a llerstein , “The Rise an d D em işe...”, a .g .m ., özellik le s.
15-24. R. Brenner, a.g .m ., bu no k tay ı ay rın tılı biçim de eleştirm ek ted ir.
E m p e r y a l i z m ve A z g e l i ş m i ş l i k j 261
181 K u şk usuz bu ön e rm e n in çok ciddi bir sın ırı v a rd ır; a n cak , söz konusu
ülkelerde kap italizm toplu m sal ü re tim e hâk im olduğu ö lçü d e g eçerlid ir
ö n erm e. O lgun kap italist ülkelerin serm ayen in e ğ ilim le rin i d ah a iyi y a n
sıtm a la rı bu yü zden olağan d ır.
E m p e r y a l iz m u y g a r l iğ in t a ş iy ic is i m i?
183 Bk. “Self-R elian ce”, a.g.m . A m in ’in “özgüven e d ay alı” k alk ın m a k o n u
sun daki ik ircik liliğin in izd ü şü m ü n ü savun du ğu d ev rim form ü lü n d e de
gö rm ek olan ak lı: “a şam alı k esin tisiz d e v rim in bir evresi o larak yeni ‘ulusal
d em o k ratik d e v rim 5” ! ( “B u n a lım , U lu sçu lu k ve T o p lu m cu lu k ”, a .g .m ., s.
198. D ü zeltilm iş çeviri.)
E m p e r y a l i z m ve A z g e l i ş m i ş l i k I 265
184 Bu gelişm eyi M arksist bir yak laşım la ele alan çeşitli ç a lış m a la r v ard ır. İlk
elde T ü rk çed e ön erilebilecek olan k aynak şud ur: E. M andel, “Y arı-S ö m ü rg e
Ü lk eler ve Y a rı-S a n a y ile şm iş E gem en lik A ltın d ak i Ü lk eler”, E k o n o m ik
K riz ve A zgelişm iş Ü lk eler için d e, Y azın Y ayın cılık , İstanbu l, 1985.
186 Bkz. S u ngur Sav ran , “B u rju v a So sy alizm in in D ü şm an K ard eşleri: Liberal
Sol ve U lu sal S o l”, D e v rim c i M a rk s iz m , sayı 2, K asım 2 0 0 6 .
187 VVarren’in T ü rk çed e y a y ın la n m ış bir m akalesi v a rd ır: “E m p ery alizm ve
K ap italist E n d ü strile şm e ”, B irik im , 18/19 (eski dizi), A ğu stos/E ylü l 1976.
A m a b u rad a sergilenen tezlerin i açık seçik o rtaya koyduğu ve kap italizm i
yü celttiği çalışm ası 1 9 8 0 ’de, ölüm ünd en son ra y ay ın lan an kitab ıd ır: h n p e-
rialism : I h e P io n ee r o f C apitalism , Verso, L o n d ra , 1980.
. u m j u r S a v r a n ♦ k o d Ad ı K ü r e s e l l e ş m e
188 W a rre n bunu hem tekelci k ap italizm için , hem de söm ü rg eciliğ in söm ü rge
h a lk la rın a getird iği y a ra rla r açısın d an ileri sü rm ek ted ir. Bk. W a rre n , Im -
p c ria iism y a.g.y., s. 8 0 ve 1 2 9 -1 3 6 .
189 A.g.y., s. 26 n .
I•>() A .^ .y ., s. 3 9 .
E m p e r y a l i z m ve A z g e l i ş m i ş t i k | 267
191 VVarren’in güçlü iki eleştirisi şu k ay n ak lard a bu lu nabilir: M . Löwy, The Po-
litics o f C o m b in e d a n d U neven D ev elo p m en t, Verso, L o n d ra, 1981. s. 2 2 3 -2 7
ve A. Lipietz, "M a rx or R ostow ?’\ N ew l e f t Review, 132, M a rt-N isa n 1982.
L ip ietz’den A. E m m a n u e l’in de (A m in , Fran k ve ötekileri terk ederek)
VVarrene yak ın bir konu m a kaydığını öğ ren iyoru z!
192 Bk. G. Kay, D ev elo p m en t a n d U n d erd ev elo p m en t, M a cm illan , L o n d ra,
1975.
193 W E F A okulu ise bu g eçici engellem eyi m u tla k la ştıra ra k gelişm e s ü re
cin in ön ün e aşılm az bir d u var diker. Y ani VVarren sü recin y aln ız “o lu m lu ”
yönün ü gö rü rk en , W E F A okulu da sad ece “o lu m su z” yönünü kaydeder.
194 Bu ö rn ek ler için bkz. W a rre n , Im p e ria lis m ..., a.g.y., s. 151-156.
m)ur '' ■avf' jn • K o d Adı * ü r e e ! i eş m e
E Ş İT S İZ VE B İL E Ş İK G E L İŞ M E
197 M arx, 1 9 7 7 ’de Rus popülisti M ihailovskiy ile giriştiği polem ikte bu n o k ta
yı kuşkuya yer bırakm ayacak biçim de ortaya koyar. Aynı m etinden M a rx ’ın
Rusya’nın tarihsel gelişm esinin özgünlüğünü k av ray ab ilm ek am acıyla ya
şam ının son yıllarında Rusça öğrendiğini de görebiliyoruz. Bu m etin değişik
yerlerde yayınlanm ıştır. Bir örnek için bkz. K. M a rx /F . Engels, The Russian
M erıace to Europe, der. R W. B lackstock /B . F. H oselitz, The Free Press, Glen-
coe, Illinois, 1952, s. 216-218. Rusya’nın gelişm esinin Batı A vrupa ile özd eş
leştirilm em esi gerektiğini M arx, Vera Z asu liç’e yazdığı ünlü m ektupta da
(1881) belirtm iştir. Bk. A.g.y., s. 2 1 6 -2 2 6 .
E m p e r y a l i z m ve A z g e l i ş m i ş l i k ı 271
198 Ö rn e ğ in : “Eğer Kus d e v rim i B atı’da bir proleter d e v rim in in b aşlan gıç
işareti olur ve böylece ikisi b irb irin i ta m a m la rsa , g ü n ü m ü z R usyasın dak i
k o m ü nal to p rak m ülkiyeti sosyalist bir gelişm e d o ğ ru ltu su için başlan gıç
n o k tası olu ştu rab ilir.” M a n ifesto 'nun R usça ik inci b asım ın a y azılan ö n sö z
den. Bk. B lack sto ck /H o se litz (der.), a.g.y., s. 2 2 7 -2 8 . Aynı d ü şü n ce b elirtik
biçim de E n gels’in 187 5 ’te yazd ığı Soziales aus R ussland (R u sy a’da T o p lu m
sal İlişkiler) başlıklı k ita p çık ta , özellikle de bu kitapçığa 1 8 9 4 ’de yazd ığı
son sözd e bulunabilir. B u rad a çok ön em li bir noktayı da v u rg u la m a k g ere
kir: M a rx ve E n gels’in bu tezleri sadece R usya için değil, kap italizm e g e
çiş a şa m asın d a bulunan bütün ülkeler için form üle e d ilm iştir. En gels, son
sözü edilen m etin d e a çık ça, “bu, sadece R usya için değil, k ap italizm -ö n cesi
bir gelişm e a şam asın d a b u lu n an bütün ülkeler için g e çe rlid ir” dem ek ted ir.
Bk. B lack sto ck /H o se litz (der.), a.g.y., s. 2 3 5 . E n gels’in söz konusu iki m etn i
de bu k ay n ak ta m e v cu ttu r. A .g.y., s. 2 0 2 -2 1 5 ve 2 2 9 -2 4 1 .
199 Bu son tez için M a r x ’ın 1 8 5 0 ’lerde y azılm ış şu y a z ıla rın a bak ılab ilir: “The
British Rule in In d ia”, Surveys F ro m E x iie içinde, der. David F ern b ach , V in-
tage B oks, New York, 1974, s. 3 0 1 -3 0 7 ; “The E ast India C o m p an y -Its H is
to ry an d R esults”, a.y., s. 3 0 7 -3 1 6 ve “The Fu tu re R esults o f the British Rule
in In d ia ”, a.y., s. 3 1 9 -3 2 5 .
272 ! S ungur Savran • K o d A dı K ü r e s e l l e ş m e
2 0 0 T ro tsk iy ’in bileşik gelişm e olgusun u incelediği başlıca yap ıtları şu n la rd ır:
1 9 0 6 ’da 1905 D e v rim i’ni d eğ erlen d irm ek üzere kalem e a lm ış olduğu
S o n u ç la rv e O la sılık la r{K ard elen Y ay ın ları, İstanbul, 1 9 9 0 ); 1 9 2 8 ’d e y a z d ığ ı
Sü rekli D ev rim (çev. A h m e t M u h ittin , Yazın Y ayın cılık , İstan b u l, 1991); ve
1931’de B ü yü k ad a’da sü rgü n d e iken yazdığı Rus D e v rim in in T a rih i, 3 cilt,
çev. B ülent T an atar, Y azın Y ayın cılık , İstanbu l, 1 998.
Lm pe ry alizm vr Azgelişmişlik I 273
202 Bazı M ark sistler eşitsiz gelişm en in sadece üretici gü çlerin gelişm esi d ü
zeyin d e tan ım la n a b ile ce ğ in i ileri sürerler. (Ö rn eğin f. W e e k s/E . Do re,
“In te rn a tio n a l E x c h a n g e . a . g . m . ve D. R om agnolo, “The S o -C alled T.avv’
a .g .m .) O ysa bu, eşitsiz gelişm eyi z oru n lu olarak ölçü lebilm esi gere
ken bir kav ram gibi gören tek nolojist bir y ak laşım d ır. K ültürle ekonom i
nin, hukukla siyasetin vb. vb. eşitsiz gelişm esinden tabii ki söz. edilebilir.
M a r x ’ın an tik Y u n a n ’da ekonom i ile kü ltü rü n eşitsiz gelişm esi ü zerin e
G ru n d risse de ifade e ttiğ i ünlü d ü şünceler, bu yak laşım ın sad ece bir ö r n e
ğidir. Bk. G ru n d ris s e'ye “G iriş” (1 8 5 7 ), Pelican, H arm ond svvorth, 1973, s.
109-1 1 0 .
276 I Sungur Savran • K o d Adı K üreselleşm e
ı
E ş i t s i z v e b İ l e ş î k g e l İş m e i ş iğ i n d a a z g e l İ ş m î ş l î k
2 03 Aynı tü rd en bir değ erlen d irm eye S. Z eluck da varıyo r. Bk. “O n T hird YVorld
D e v d o p m e n t”, A gainst the C u rren t, c. 2 , No. 2 , B a h a r 1983, s, 32.
Emperyalizm ve A z g e l i ş m i ş l i k 279
“K Ü R E S E L L E Ş M E ”
DÖNEMİNİN POLİTİKASI
“ K Ü R E S E L L E Ş M E ” N İN S İY A S İ Ü S T Y A P I S I
O larak Yen İ D ünya D ü zen İ
K Ü R E S E L C İ L İ Ğ İ N S İY A S I Ü S T Y A P I S I
D Ü N Y A N I N Y K N İD E N P A Y L A Ş I M I
D ü n y a p o l İs î o l a r a k A B D o r d u s u
Y D D ’NİN B İR A R A C I O L A R A K U L U S A L S O R U N
Sömürgeciliğin dirilişi
Son olarak, YDD stratejisinin yeni müdahaleciliği, gelişen yeni
bir eğilimi tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir: “ulusla
rarası” ya da “çok taraflı” sömürgeler diye adlandırılabilecek olu
şum. Klasik sömürgecilik çağında, sömürgeci güçlerin ana amacı
sömürgeleştirilen topraklardan elde edilecek ekonomik fayda
ları güvence altına almaktı. (Tabii ki, sadece siyasi ya da askeri
nedenlerle yapılan sömürgeleştirme örnekleri de bulunuyordu.)
Dolayısıyla klasik sömürgeciliğin ardında yatan ilke tekeldi. Irak
savaşına gelinceye kadar gözlenen yeni genel eğilim ise “uluslara
rası topluluğun” sömürgelerini ya da yarı sömürgelerini kurmak
şeklinde gerçekleşti.
Bosna ile Kosova bunun en açık örnekleridir. Bol bol övgü
alan Dayton Antlaşmasına dayanılarak Bosna’da kurulan yö
netim “sömürge”den başka bir isimle nitelendirilemez. Dayton
Antlaşmasının oluşturduğu “devlet”in lepesinde, seçimlerin ip
tali ve yüksek düzeyli devlet memurlarının görevlerinden alın
ması dahil olmak üzere sömürge yöneticilerininkine benzer güç
lerle donatılmış bir yüksek komiser bulunur. Dışarıdan getirilen
polis gücü yüksek komiserin emrinde faaliyet gösterir. Bosna,
askeri olarak NATO önderliğindeki kuvvetlerce işgal edilmiştir.
Ekonomik yaşam da emperyalizmin demir yumruğu altındadır.
Dayton Antlaşması uyarınca merkez bankası başkanı, kılık de
ğiştirmiş sömürgeciliğin modern temsilcisi IMF tarafından atan
mıştır. Bosna merkez bankasının, normal bir merkez bankasının
alışıldık yetkilerinden yoksun bırakılması her şeyin üzerine tuz
biber eker: Dayton Antlaşması’na göre, geçiş dönemi boyunca
banka para yaratmak yoluyla kredi açamayacak, yalnızca bir
para kurulu olarak faaliyet gösterecektir.
Savaşın ardından Kosova’da yaşananlar, bu türden birçok ta
raflı sömürgeciliğin günün yükselen eğilimi olduğunu çok daha
ikna edici bir şekilde gözler önüne sermiştir. Daha savaşın ba
şındayken Kosova nin gelecekte bir BM “protektorası” olmasına
karar verilmişti. “Protektora” tam sömürgeleştirmenin bir adım
"Küreselleşme" D ö n e m i n i n Politikası j 303
A v r a s y a n in D İn a m İk l e r î
A V R A S Y A ’N IN Ö N E M İ
H a ber c i o la r a k Y u g o sla v ya
M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K Mİ ,
E N T E R N A S Y O N A L İ Z M Mİ ?
tSiö
2 0 . Y Ü Z Y I L D E R S L E R İ : M İ L L İ Y E T Ç İ L İ Ğ İ N Ç IK M A Z I
207 Bkz. S u ngur Savran , “M a rk sizm in Aşil T opu ğu”, îşçi M ü c a d e le s i, sayı 15
(eski dizi), K a sım -A ra lık 2 0 0 4 ( h ttp ://w w w .iscim u ca d e le si.n et/arsiv /d erg i/
on b e s/icin d e l 5.h tm ).
3 1 8 lu n g u r S avron • Kod Adı Kü re se ll e şm e
N A S I L B İR E N T E R N A S Y O N A L İ Z M ?
Ama genel bir doğruyu ileri sürmek, çözüm için sadece bir
başlangıç noktasıdır. Ulusal sorunun böylesine önem taşıdığı bir
dönemde bir başka soruya daha cevap vermek gerekir: nasıl bir
enternasyonalizm?
Marksizmin tarihinde enternasyonalizmi savunanlar arasın
da her zaman iki farklı yaklaşım mevcut olmuştur. Birçok başka
konuda olduğu gibi burada da Marx ile Engels’in kendilerinin
mirası oldukça ikirciklidir ve her iki yaklaşımın temsilcileri de
öncülerin terekesinde kendi yaklaşımlarına uygun unsurlar bu
labilmişlerdir. Ama M arx ve Engels’ten sonraki kuşakta bu iki
farklı yaklaşım iyice billurlaşmış ve karşıt görüşler biçiminde
kutuplaşmıştır. Kutupların birine soyut enternasyonalizm adı
verilebilir.208 İkinci kuşak Marksist ler arasında önde gelen isim
lerin önemli bir bölümü devrimci hayatlarının şu ya da bu aşa
masında soyut enternasyonalizm yaklaşımını benimsemişlerdir.
Pannekoek, Strasser ve Rosa Luxemburg bu alanda en önemli
çalışmaları yapmış olan isimlerdir ama Bolşeviklerden bir bö
lümü de (Piatakov, Radek, Buharin) I. Dünya Savaşı döneminde
2 0 . Y Ü Z Y IL D E R SLE R İ ( 2 ): ULUS O LG U SU N U N Ö N EM İ
2 1 0 F lb ette em p e ry a list m illiy e tçilik ezen ulus m illiy e tçiliğ in in sad ece bir
lü riid ü r. A zgelişm iş ülkelerde, kendisi e m p e ry a liz m k arşısın d a ezilen
ulus k onu m u nda b u lu nan, a m a başka u lu slara karşı ezen ulus k o n u m u n d a
olan çeşitli uluslar vard ır. Kürtler karşısında Türklerin, A rap ların ve A ce m
lerin konumu tam da budur.
E m p e r y a li z m i n Alternatifi N e ; 325
L E N İ N ’ İN U L U S A L S O R U N A Y A K L A Ş I M I N I N G Ü N C E L L İĞ İ
L E N İ N ’ İN D Ü Ş Ü N C E S İ N İN O L U Ş U M U
2 21 “E m p e r y a l i z m i n e n b e l i r g i n ö z e l l i ğ i b ü t ü n d ü n y a n ı n ş i m d i g ö r d ü ğ ü m ü z
gibi bi r s ü r ü ezilen u l u sl a muazzam zenginliğe ve g ü ç l ü si l a h l ı ku
v v e t l e r e s a h i p b i r a v u ç e z e n u lu s o l a r a k ik i y e b ö l ü n m e s i d i r . ” V . İ . L e n i n .
“ M il li M e s e l e v e S ö m ü r g e S o r u n u Ü z e r i n e R a p o r ”, III. E n t e r n a s y o n a l
K o n u ş m a la r ı , P e n c e r e Y a y ı n l a r ı , 2 . b a s k ı , İ s t a n b u l , 1 9 8 9 , s. 6 4 .
Dolayısıyla,
H e r k im a r ı ’ b ir to p lu m sa l d e v r im b e k liy o rs a , böyle b ir d e v rim i
g ö rm e k o n a k ısm e t o lm a y a c a k tır .223
223 “ B i l a n ç o ”, a . g . m . , s. 2 1 0 .
224 L e n i n , “ T e z l e r ”, a . g . m . , s . 1 53 . K o m i n t e r n ’ in 2. K o n g r e s i , L e n i n t a r a f ı n d a n
h a z ı r l a n m ı ş tezlerd e, ezilen u lu s la rın e m p e r y a lis t ülke s o sy a listle r in e k a r
şı g ü v e n s i z l i ğ i n i “ t ü m ü y l e m e ş r u ” o l a r a k ni t e l e r . B k z . V . İ . L e n i n , “ U l u s a l
S o r u n v e S ö m ü r g e l e r S o r u n u Ü z e r i n e T e z l e r i n İ l k T a s a r ı s ı ”, U lusların
K a d erler in i Tayin H a k k ı, a .g . y . , s. 2 3 0 .
338 Sungur Savran • K o d Adı Küresellenme
kı, çok kısa bir süre içinde gerçek dünyadaki somut gelişmelerce
doğrulanır: proletarya diktatörlüğünün, daha ilk günden başla
yarak, ulusal sorun konusunda aktif politikalara ihtiyacı vardır.
Yani, ulusal sorun sadece burjuva demokratik bir sorun değildir.
Daha önemlisi sosyalizmin kuruluşunun bir sorunudur.
Ekim Devrimi nin soruna getirdiği ikinci boyut dünya dev-
riminin genel tablosunu daha da karmaşıklaştırmasıdır. Şimdi
artık sınıf mücadelesinin ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin ya
nına, genç Sovyet iktidarının emperyalist devletlere karşı vermek
zorunda olduğu ayakta durma ve dünya devrimini yayma müca
delesi eklenmiştir. Bu mücadelede Sovyet iktidarının en önemli
müttefiklerinden biri (özellikle 1920’den itibaren Avrupa devri-
minin geri çekilmeye başlamasıyla birlikte artan bir önem ka
zanan) ulusal kurtuluş mücadeleleridir. Bu stratejik ittifak ulus
sorununa ek bir önem kazandırdığı gibi, aynı zamanda proletar
ya iktidarı ahında yaşayan uluslar arasındaki ilişkilerin hassasi
yetini de kat kat artırır. Çünkü proletarya iktidarı altında ezen
ulus/ezilen ulus ilişkilerinin niteliği, Sovyet iktidarı ile emper
yalizmin boyunduruğu altındaki ulusların ittifakında belirleyici
bir unsur olacaktır.
Lenin’in ulusal sorun konusundaki düşüncesinin özgüllü
ğünün genel tarihsel, politik ve düşünsel bağlamı üzerindeki bu
tartışmaya son verirken, bir noktaya daha değinmekten kendimi
alamıyorum. Lenin’in kurulmasına önderlik ettiği devletin gü
nümüzde büyük bir gürültüyle yıkılması, Lenin heykellerinin
alaşağı edilmesi, burjuvazinin sözcülerinin onlarca yıldır yay
maya çalıştığı bir Lenin imgesinin sol içinde nihayet yaygın hale
gelmesine yol açtı. Bugün Marksizme bağlılık ilan edenler ara
sında bile Lenin’in usta ve soğukkanlı, ama acımasız ve despotik
bir politikacı olduğunu düşünenler sanırım çoğunluktadır. Tari
hin ironilerinden biri! Lenin eğer ulusal sorun konusunda hiçbir
Marksist’in varamadığı noktaya ulaşabildiyse, bunun asli neden
lerinden biri de, sadece sınıfsal sömürüye değil, her türlü baskıya
ve ezme/ezilme ilişkisine karşı derin bir nefretle dolu olan, baştan
E m p e r y a li z m i n Alternatifi N e ) I 339
L e N İ n 'd E S O S Y A L İ Z M İN U L U S A L P R O G R A M I
226 B k z . L e n i n , “ B i l a n ç o ”, a . g . m . , s. 1 6 8 - 1 6 9 .
342 I >u n qu f av ran * K o d Ad: üre>viie$n
227 “T e z l e r ”, a . g . m . , s. 153.
228 “ T e z l e r ”, a . g . m . , s . 149 . V u r g u b e n i m .
229 B k z . ö r n e ğ i n “U l u s l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y i n E t m e H a k k ı ”, a . g . m . , s.
119.
rine yapılan tartışmalarda en sık yapılan yanlışlardan biri, hakkın
tanınmasının ayrılmanın savunulmasıyla eşanlamlı immişçesine
ele alınması olmuştur. Lenin için, sosyalist devrim sonrasında bir
liğin savunulması esastır. (Sosyalist devrim öncesinde ise, birlik
ya da ayrılma arasındaki tercih, uluslararası planda sınıf müca
delesinin çıkarlarına bağımlıdır.) Ama bu birliğin başlangıçta gö
nüllü olarak kurulması ve gönüllü olarak sürdürülmesi vazgeçil
mez bir ilkedir. Gönüllü birliğe pratikte işlerlik kazandırabilecek
en uygun biçim olarak, Lenin ve Bolşevik Parti, Ekim Devrimi
sonrasında, özgür ulusal birimlerin bir araya geldiği bir federas
yonu benimsemişlerdir. Federasyon, uluslar arasında yüzyılların
mirası olarak varlığını uzunca bir süre sürdürecek olan güvensiz
lik ve sürtüşmeleri göz önüne alan bir geçiş biçimi olarak, ulus
ların bir süreç içinde kaynaşmasının sağlayacağı umulan kısmi
bir birliktir. Ekim Devrimi öncesinde Lenin’in ısrarla reddettiği
bu devlet örgütlenme biçimi, Sovyet deneyiminin kazandırdığı
dersler ışığında 1919’da Bolşevik Partisinin yeni programında,
1920’de ise genel bir ilke olarak Komintern kararlarında yer al
mıştır. Öyleyse, Lenin’de sosyalizmin uluslar sorununa ilişkin
programının ikinci ayağı, sovyet federalizmidir.
UKKTH ve onun proleter iktidarındaki somutlaşması olan
sovyet federalizmi, ulusal soruna Marksist yaklaşım açısından
gerekli olmakla birlikte tümüyle yetersizdir. Çünkü Lenin’e göre
ulusların genel, soyut ve biçimsel eşitliği talebi, küçük burjuva
zinin karakteristik yaklaşımıdır. Elbette, küçük burjuvaziden
farklı olarak Marksizm, bütün öteki baskı biçimleri gibi ulusal
baskıya da kapitalizm altında son verilemeyeceğini savunur. (Bu
noktanın, programatik açıdan önemine birazdan değineceğim.)
Ama bunun ötesinde, Marksizm açısından, başka alanlarda ol
duğu gibi burada da, biçimsel eşitlik yeterli değildir. Marksist
program, burjuva demokrasisinin ve küçük burjuvazinin prog
ramından, eşitsizlikleri pratik olarak, gerçek maddi temelle
riyle ortadan kaldırmayı hedeflemesiyle ayrılır. Çünkü uluslar
arasındaki güvensizlik ve sürtüşmelerin en temeldeki nedeni
344 Sungur Savran * K o d Adı Küreselleşm e
230 “ B i l a n ç o ”, a . g . m . , s. 1 72 .
U l u s l a r A r a s i n d a D e m o k r a s İ İç İn
B îr P r o g r a m T a s la ğ i
XŞ&£>
• Y in e e k o n o m ik a la n la ilgili o lm a k la b irlik te , d o ğ r u d a n d o ğ r u y a
E m p e r y a liz m in Alternatifi N e ? | 351
236 Toplum
B k z . Y ı l d ı r ı m K o ç , “A v r u p a B i r l i ğ i Ü l k e l e r i n d e S o s y a l G ü v e n l i k ”,
ve H ekim , ci lt 2 0 , sayı 2 , M a r t - N i s a n 2 0 0 5 ve Batılı İşçi Söm ürüye O rtak >
Bi lg i Y a y ı n e v i , A n k a r a , 2 0 0 5 . K o ç ’u n m a k a l e s i n e c e v a b e n b u g ö r ü ş ü n
e l e ş t i r i s i n i şu k a y n a k t a y a p m ı ş b u l u n u y o r u z : S u n g u r S a v r a n , “M i l l i y e t ç i
K a m p t a n B i r A v r u p a Bi r l i ğ i G ü z e l l e m e s i : Y ı l d ı r ı m K o ç a C e v a p ”, Toplum
ve H ekim yci l t 2 0 , sa y ı 6 , K a s ı m - A r a l ı k 2 0 0 5 .
Sonut, 355
Blackstock, P. W. 2 7 0 ,2 7 1
A m in, Samir 168, 254, 257, 258, 259, Brevver, A nth on y 212
2 6 3 , 264, 267 Brzezinski, Zbignievv 238, 309
A nderson, P erry 46 Buharin, Nikola 76, 82, 83, 84, 85,
A nnan, Kofi (“Annan D oktrini”) 298, 89, 145, 1 7 0 ,2 1 1 ,2 1 8 , 224,
2 99, 309 225, 2 2 7 ,3 1 8
Arrighi, Giovanni 165, 222, 227, 254 Bush, George (oğul) 13, 285, 287
B C
Callinicos, A lex 167, 179, 207, 213,
345
362 | S u n g u r Sa v r u n • K o d Adı K üreselleşm e
D 2 4 1 ,2 4 2 , 2 4 3 ,2 4 5
I!
E I lall, S tu art 40
Em m anuel, A. 2 5 4 ,2 5 9 ,2 6 7 I lardt. M ichael 24, 163-187, 205,
Engels, Friedrich 8 1 ,9 6 ,2 3 1 ,2 7 0 , 206, 2 0 8 ,2 1 1 ,2 1 4 ,2 1 9 , 288
2 7 1 ,3 1 6 ,3 1 8 , 327, 3 3 1 ,3 4 5 \larris, Nigel 25, 26, 27, 28, 30, 38,
Ersoy, M. 261 45, 46, 49, 152, 153, 176
I Lövvy, M ichael 1 5 2 ,2 6 7 ,3 1 8 ,3 1 9 ,
Lipietz, A. 267
P Schumpeter, Joseph 2 1 2 ,2 2 6
Panitch, Leo 24, 2 06, 207, 209, 213, Shanin, T. 260, 263
2 2 9 -2 3 1 ,2 3 5 , 236, 238, 240- Saint-Sim on 99
2 43, 245
Sıııith, Adam 151, 243
Pannekoek, A nton 3 1 8 ,3 2 7
Somel, C em 105
Piatakov, G eorgy 318
Slalin, Jozef 27, 202, 343
Pinochet, Augusto 108
Sliglilz, Joseph E. 24
Poulantzas, Nicos 139
Svvedberg, R ichard 226
R
I
Radek, Kari 318
l'anyılmaz, K. 232
Radice, H ugo 28, 30, 7 1 ,1 4 7
Tarlnıck, Kenneth 218
Ray, D .M ichael 24
Ihalclıer, Margaret 108, 123, 125,
Reagan, Ronald 108, 123 358
Reich, R obert 38 Tito, Josip Broz 121, 310
Renner, K ari 327 Troııti, M ario 166
Ricardo, David 150, 255 Trolskiy, Lev 74, 76, 89, 90, 91, 271,
Rodrik, D ani 24 272, 316, 319
Romagnolo, D. 27 3 , 275
U
Roosevelt, Franklin 232
Ünsal, G üneş 157
Ruggie, John G erard 3 5 ,4 2 , 105,
109, 132 V
Vernon, Raym ond 2 8 ,7 1
S
Satlıgan, Nail 106 W
Savran, Gülnur 345 Wallerstein, Immanuel 254, 257, 259,
Savran, Sungur 43, 106, 112, 129, 130, 260, 2 6 1 ,2 6 2
132, 143, 175, 205, 2 6 5 ,3 1 6 , W arren, Bili 265, 266, 267, 268, 269,
3 1 7 ,3 5 4 270, 277, 278, 279, 280
Schreiber, Servan 139 Waters, M alcolm 42, 105, 152, 196
Schröder, Gerhard 123 YVeber, M ax 254
Schulze-G aevenitz 98 Weill, C . 318
VVent, Robert 24 Z
Weydemeyer, Joseph 230, 231 Zasuliç, Vera 270