Professional Documents
Culture Documents
Copyright ©2020
The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights
reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may
be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic,
photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ
Temel Tasarım
ISBN: 978-625-7931-56-4
ERZURUM
1. Temel Tasarıma Giriş 4
Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE SARİ
2. Tasarımda Nokta 32
Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE SARİ
3. Tasarımda Çizgi 54
Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE SARİ
4. Tasarımda Form 75
Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE SARİ
Editör
TEMEL TASARIMA GİRİŞ
• Sanatın Sınıflandırılması
• Sanat ve Zanaat Safiye SARI
• Görsel/Temel Tasarım
• Tasarım Öge ve İlkeleri
yapabilecek,
• Sanat ve zanaat sınıflandırmasını
yapabilecek,
• Görsel/Temel tasarımın ne
olduğunu anlayabilecek,
• Temel Tasarım öge ve ilkelerinin
neler olduğunu
öğrenebileceksiniz.
ÜNİTE
1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Temel Tasarıma Giriş
Sanat Nedir?
Sanat ve Estetik
Sanat
Sanatın
Sınıflandırılması
TEMEL TASARIMA GİRİŞ
Zanaat
Nokta
Çizgi
Form
Tasarım Ögeleri
Doku
Espas
Renk
Görsel/Temel Tasarım Öge ve
Tasarım İlkeleri Tekrar
Uygunluk
Zıtlık
Egemenlik
Denge
Birlik
5
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Temel Tasarıma Giriş
GİRİŞ
Sanat Nedir? adlı kitabında Tolstoy, “tıpkı konuşma gibi bir iletişim aracı
olan sanat, bu niteliğiyle ilerlemenin, başka bir deyişle insanlığın mükemmelliğe
doğru yürüyüşünün bir aracıdır” der. İlaveten, sanatı sadece bir eğlence ya da haz
alma aracı olarak gören zihniyete de şiddetle karşı çıkar.
Tolstoy’a göre “duygu bulaşımı” olarak isimlendirilen sanat aktarımı, çok
önemlidir. Bir sanatçının içinde bulunduğu ruh halini okuyucuya geçirmesiyle
oluşan kaynaşma ve bütünleşme durumunu “duygu geçişi” olarak ifade
etmektedir. Bu aktarım ise sanatın en kuşku götürmez en belirleyici özelliğidir.
Colebrook de kitabında Tolstoy’ u şöyle destekler: Kabul edebileceğimiz tek
şey sanatın bilgiye dair olmadığıdır; “anlamlar” aktarma veya enformasyon
Tasarımsal süreçlerde sağlama gibi bir amacı yoktur sanatın… Sanatı sanat yapan, içeriği değil,
öğrencinin duygusudur, içeriği üretmesini sağlayan duyusal güç veya üsluptur (Aktaran,
özgünlüğünün
Yılmaz, 2019).
geliştirilmesinde ve
yaratıcı süreçlerin Sanatta güzel olana referans edilen “estetik” kavramı, güzelliğin özünü
başlatılmasında, temel anlama ve arama çabalarından doğmuştur. Sena (1972) tanımlara ilaveten; “sanat
tasarım dersi destek bir eserindeki güzellik, güzeli gerçekleştirmek için sarf edilen teknik gayretin mahiyeti
eğitim yöntemi olarak
ve kuralları değil, esere güzellik sıfatını aşılayan ajanların bilimi” olarak estetiği
oldukça önemlidir.
tanımlar.
Doğasında karışık fakat zengin bir konu olan estetik, genel bir ifadeyle
“insanın çevresinde yatan pratik faaliyetlerinde yarattığı ve gerçekliği yansıtan,
sanatla tespit edilen tüm estetik değerlerin zenginliğini araştıran bilimdir. Bu
anlamda estetik, gerçekliğin insanlar tarafından estetiksel olarak özümsenmesinin
bilimi olarak da tanımlanabilir (Aktaran; Mutlu, 2012)
Estetik ve güzellik anlayışı, doğanın var olan güzelliğinin maddî bir nesne de
şekillendirdiği bir form üzerinde gösteren bir olgu olarak, Ortaçağ’da, Rönesans’ta
da ve Bauhaus’ta karşımıza çıkar. Güzellik anlayışının özü de, ölçü, oran, simetri,
perspektif gibi ögelerin birbiriyle uyumu, ahengi ve birlikteliğinde yatar.
“Estetik” ve “sanat” ilişkisi ile ilgili konular ilk defa Yunan Felsefesinin iki
önemli filozofu Platon ve Aristoteles tarafından ortaya konulup tartışılmıştır.
Platon’a göre sanatçı yarattığı her şeye çekicilik kazandıran kişidir. İnsanların
göremediği, alışık olmadığı güzellikleri açığa çıkararak özgün bir tasarım diliyle
sanat ve estetiği birleştiren eserlerin sahibidir. Öyle ki sanatçı, naif, düşsel,
tutkulu, anlamı belirsizleştirilmiş yorumlara yer veren, sahte bir dünya sunan
kişidir. Aristo’ya göre sanatçı Platon’un tersine, insanlara sahte dünyalar sunan bir
taklitçi değil tam tersine insanlara çok farklı dünyalar ve güzellikler sunan, bu
güzellikleri sunarken de kendinden bir şeyler katarak sanatını oluşturan kişilerdir.
Sanat, güzel olana ulaşmayı hedeflerse bir anlam kazanır. Bu yüzden Platon
sanatın mükemmel olanı yakalamasını, sanatçının ise bu mükemmel olanı yaratma
noktasında sanatı ideaya dönüştürmesini ister. Platon ve Aristoteles ile başlayan
sanat ideası, tarihsel süreçler içerisinde zamanla değişerek günümüze kadar
6
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Temel Tasarıma Giriş
7
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Temel Tasarıma Giriş
“Temel Tasarıma Giriş” konu başlıklı ünite 4 ana başlık altında verilmiştir.
Bu başlıklar; sanat nedir? Sanat ve estetik, sanatın sınıflandırılması ve görsel/temel
tasarımdır.
8
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Temel Tasarıma Giriş
SANAT VE ESTETİK
En genel tanımıyla sanat, “insanoğlunun yarattığı yapıtlarda güzellik
ülküsünü arayışı” olarak tanımlanır. Bir başka deyişle sanat “güzellik” kavramıyla
örtüşür. İlkel topluluklar hâlinde yaşayan ilk insanlar, ortak inançlarını mağara
duvarlarına çizdikleri bir takım sembollerle resim dili ile anlatmaya çalışmışlardı.
Sanatçı, gördüğü, kavradığı yani yorumladığı herhangi bir nesneyi özgün bir
yorumla değerlendirmeye çalışır ve bu anlamda ürettiği tasarımı ya da estetik
objeyi bir sanat yapıtına dönüştürür. Dönüştürme işleminde ele alınan sanat yapıtı
ister estetik bir obje olsun isterse bir edebiyat yapıtı olsun burada ortaya çıkarılan
ve sanatsal bir nesneye dönüşen sanatçının özgün bir yorumunun tezahürüdür.
Her ne kadar sanata kendi felsefesi açısından yaklaşan Platon’un sanat ve
sanatçıya bakış açısı olumsuz olsa da tarihte ilk defa sanat ve sanatçı kavramlarını
Platon ve Aristoteles’ te görmekteyiz. Platon, sanatı basit bir kopya ile görmesi ile
öğrencisi Aristoteles’in sanatı daha geniş çerçevede gören anlayışı kendinden
sonra gelen birçok sanat kuramını da derinden etkilemiştir. Sanata olan bu
olumsuz bakış, ortaçağda etkin olan düşünceleri beslemiş bu düşünceler sonraki
yüzyıllarda da etkili olmuştur.
İlk çağ sanatının en önemli temsilcileri Hitit, Girit, Mısır, Roma ve Etrüsk
medeniyetleri olmuştur. Ortaçağ’a kadar resim ve heykel sanatında eser veren bu
medeniyetler, ortaçağla birlikte resim sanatı “vitray” adı verilen cam resim
sanatıyla tanışmış, bugün “Gotik ” olarak adlandırılan sanat hareketleriyle birlikte
9
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Temel Tasarıma Giriş
10
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Temel Tasarıma Giriş
11
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Temel Tasarıma Giriş
Bireysel
Etkinlik
Walter Grophius’un 1919 yılında Almanya’da kurduğu Bauhause Tasarım
Okulu, sanatçı ve zanaatçıları bir çatı altında toplayarak tasarım kavramına
evrensel değerler kazandırmak için kurulan sanat ve tasarım okuludur. Arts&Crafts
hareketinin etkisinde kurulan okullar, uygulamalı atölye eğitimleri çerçevesinde
eğitimler vermiştir. Okul bu dönemin tasarımsal eğitimlerinin verildiği en önemli
eğitim kurumlarından biridir. Grapius, sanat ve zanaat ruhunun devamı olarak
kurulan ve artistik yeteneklerin teknik ve teknolojik süreçlerle tamamlandığı
atölye uygulama programlarının yer aldığı müfredat programını geliştirmiştir.
Sanat ve tasarım eğitimlerinde görsel sanatlarla tekniği birleştiren Bauhaus,
tasarımda işlevsellik üzerinde durmuş tasarım öge ve ilkeleri zamanla yalnızca
mimarlık eğitimlerinde değil tekstil ve moda tasarımı, iç mimari, endüstriyel
tasarım ve grafik tasarım eğitimlerinde de yaygın olarak kullanılmıştır.
Okulun süreç içerisinde kendi kendini yenileyen, besleyen, farklı teknikler
üzerinden deneyimsel bir biçimleniş ortaya koyma yaklaşımı ile Bauhaus’u
öğrettikleri üzerinden bir ekol olarak ayrıştıran bir niteliğe taşımıştır. Temel
tasarım eğitimlerinin oluşturulmasında Johannes Itten ve Gertrud Grunow
tarafından verilmiştir (Hasgül ve Birer, 2019).
Bauhaus’un el sanatlarına getirdiği yeni eğitim modeliyle birlikte dokuma
alanı sadece tekstil tekniklerinden biri olmaktan çıkarak gelişme kaydetmiş, bu
alanda yaptığı çalışmalarla Gunta Stölzl, okulda eğitim alan diğer öğrencilere de
rehber olmuştur. Dokuma sanatında önce Avrupa dokuma sanatının geleneği olan
tapestry, 20. yüzyıla kadar geleneksel üretim biçimleriyle sanat ve zanaatın ara
kesitinde üretilmiş, modern sanatla birlikte sanatçıların özgün eserlerinin
dokunmaya başlanmasıyla birlikte gelenekten koparak sanat eseri olarak değer
görmeye başlamıştır. Çağdaş sanatın sınırlarının genişlediği bu dönemde Bauhaus
dokuma atölyeleri, kendi varlığıyla sanatsal ifadeleri yaratma noktasında tekstil
sanatının da gelişimine imkân sağlamıştır.
Görsel 1.2.’de Stölz’e ait dokuma duvar halısı verilmiştir. Dokuma, Bauhaus
okulunun el sanatlarına getirdiği yeni anlayışlara paralel olarak geliştirilmiştir.
Okulun özellikle tekstil tasarımı alanına getirdiği yeniliklerle kendinden sonra
gelen sanat akımlarına/hareketlerine de önderlik etmiştir.
12
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Temel Tasarıma Giriş
13
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Temel Tasarıma Giriş
alışılagelmiş bilinen veya tekrar eden bir biçimleme geleneğiyle yola çıkar (Özsoy
ve Ayaydın 2018).
Sanat, yaratıcılık ve derin bir düşünce gerektiren kişinin çevresiyle ve
yaşamıyla iletişimini sağlayan aynı zamanda onlarla etkileşimi sonucunda elde
ettiği edinimlere özgü bir alanken en genel tanımıyla zanaat, el becerisi gerektiren,
tekrarlarla elde edilebilen, kullandığı teknikleri kuralları, mesleki yeterlilikleri olan
bir başka deyişle ustalık gerektiren alanları temsil eder.
Bu anlatımlar ışığında güzel sanatlar alanını nasıl sınıflandırabiliriz?
Bu soruya verilecek cevap pek çok açıdan değerlendirilerilebilir. Ancak
görsel tasarım eğitimi alan öğrencilerin diğer sanat dalları ile beslenmelerine,
içinde bulundukları toplumun ve diğer toplumların sanat öğretileri hakkında bakış
açısı geliştirmeleri ve gelecekte üretilecek tasarımsal eylemlerinin yönlendirilmesi
açısından sanatın sınıflandırılmasında geleneksel ve çağdaş olarak iki bölümde
incelenmesi doğru bir görüş olarak değerlendirilebilir (Yolcu, 2018).
Ancak, bu sınıflandırmanın dışında kalan bazı sanat dallarının da olması
Sanatı ifade ediş mümkündür. Bu nedenle farklı sanat dallarında farklı sanat sınıflandırmasının
biçimlerindeki farklılık, yapılması da mümkündür. Konuda geçen sanat sınıflandırılmasın da daha çok söz
sanatın
konusu sanat dalının içeriği, kullandığı teknik ve temel tasarım ilke ve yöntemleri
sınıflandırılmasını
sağlamıştır. dikkate alınarak hazırlanmıştır. Anlatılan bilgiler ışığında güzel sanatlar temel
alanını aşağıda verilen çizimdeki gibi sınıflandırabiliriz.
Sanatın sınıflandırılması, tasarım eğitimi alan öğrencilerin sanat öğretilerini
kolaylıkla anlayabilmelerine olanak sağlayacaktır. Sanatı sınıflandırırken, genel bir
ifadeyle sanat ve zanaat ve bunları oluşturan alt dallar olarak ayrılarak Şekil 1.2.’de
verilmiştir. Ancak şekil üzerinde verilen bu dallar/kollar/türler/disiplinlerin
hangisinin tabloda yer alıp almayacağı konusu kural niteliğinde değil yorum
niteliğinde tabloya yerleştirilmiştir.
14
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Temel Tasarıma Giriş
Tekstil ve moda
Plastik Sanatlar Heykel
Resim
tasarımı
Resim
Heykel
Sanat
Müzik
Fonetik Sanatlar
Edebiyat
SANATIN SINIFLANDIRILMASI
Bale
Ritmik Sanatlar
Dans
Tiyatro
Sinema
Marangozculuk
Ayakkabıcılık
Çömlekçilik
Kuyumculuk
Zanaat
15
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Temel Tasarıma Giriş
16
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Temel Tasarıma Giriş
Tasarımda ulaşılmak Bir tasarımın ortaya çıkışında tasarımcı kadar o tasarımın temelinde yatan
istenen hedefler aynı ana fikir de önemlidir. Söz konusu tasarımın oluşumunda fikir bir değerdir ve bu
zamanda başarılı bir fikir sanat ve tasarımın bir dili ile sembolize edilmelidir. Yaratıcı bir fikri ortaya
tasarımın ön koşuludur koyan tasarımcı, bu aşamada kendi fikriyle ilişkili gördüğü bilgi ve malzemeleri
toplar.
Topladığı bu bilgi ve malzemeler hazır oluşluklarına göre bir ön incelemeden
geçirilerek düzenlenir. Bu arada bilgi ve malzeme araştırmalarına da devam edilir.
Tasarılar oluşmaya başladıkça oluşturduğu ya da edindiği bilgilerden yeni fikirlere
doğru bir kavrayış başlar (Erim, 1994).
Bu aşamada tasarımcı, deneme – yanılmalarla zihninde canlandırdığı fikre
doğru yeni değerlendirmeler yapmaya başlar. Bu değerlendirmeler, yaratıcı
süreçler yoluyla yeni kompozisyonlara dönüşürken aynı zamanda sanatsal
düzenlemeler yoluyla da fikri sınamaya başlar. Bazen fikir doğrudur bazen de
istenilen şey ortaya çıkandan farklı olabilir. Bu durumda tasarımcı, fikir ve süreçler
noktasında başa dönebilir. Eğer her şey yolunda giderse, bu aşamada ortaya çıkan
tasarım, kısmen de olsa (ufak dokunuşlara ihtiyaç duyabilir) tamamlanmış sayılır.
Tasarımın sonucunda ulaşılmak istenen bazı hedefler vardır. Bunlar; estetik,
işlevsellik, ergonomi, kalite ve ekonomidir. Şekil 1.1.’de bu hedefler gösterilmiş ve
aşağıda bu hedeflerin neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Ergonomi
İşlevsellik Kalite
Tasarım
Estetik Ekonomi
Hedefleri
17
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Temel Tasarıma Giriş
Estetik
Yunanca “aisthesis” sözcüğünden gelen estetik, güzellik ya da güzel olanın
kelime karşılığıdır. Ancak estetiğin güzellik anlayışında, yazar, düşünür ve
araştırmacı bağlamımda farklı yaklaşımlar sergilendiği için dar bir kalıp altında
estetiği tanımlamak uygun değildir (Bkz, Sanat Estetik). Ancak ne var ki estetik,
tasarımın olmazsa olmaz, elzem bir olgusudur.
İşlevsellik
Türkçede fonksiyon kelimesinin eş anlamlısı olan işlev, bir sistemin
içerisinde yer alan her bir parçanın kendine özgü olan işinin, o sistemin bütününe
yaptığı katkıyı anlatmak için kullanılır. Bir başka deyişle bir tasarım/ürün
kendinden beklenen işlemi yerine getiriyorsa o tasarım/ürün işlevseldir denir.
Ergonomi
Kelime anlamıyla ergonomi, insana uyumlu olma anlamına gelir. Bir
tasarımın ergonomik olması o tasarımın insan ölçülerine uygun olarak
tasarlanması anlamına gelir. Örneğin: bilgisayar masa ve sandalyelerinin insan
Temel tasarım ile ilgili
beden ölçülerine uygun tasarlanması demek o masa ve sandalyenin iş ortamındaki
terimler; tasar, tasarı,
tasarım, tasarımcı, verimliliği artırması tasarımın ergonomik olarak uygun bir formda tasarlandığını
yaratıcılık terimleri açıklar.
kaynaklarda en çok
kullanılan terimler Kalite
arasındadır. Kalite kriterleri kişiden kişiye göre değişir. Örneğin; bir tasarımın ömrünün
uzun olması bir kalite göstergesi iken kimine göre formun estetik görselliği kalite
göstergesi olabilir. Dolayısıyla kalite, kişiye özel bir kavram olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Ekonomi
Bir tasarımın ekonomik kriterlerini, çoğunlukla o tasarımda kullanılan
maliyet unsurları belirler. Tasarımda amaç tasarımın kalite kriterlerini koruyarak
imkânlar dâhilinde ekonomik tasarımlar meydana getirmektir.
18
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Temel Tasarıma Giriş
19
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Temel Tasarıma Giriş
Tasarım Ögeleri
Temel tasarımda kullanılan ögelerin önemi büyüktür. Bu ögeler temel
tasarımda eğitici bir rol üstlenerek, tasarımın bütününde etkili olan ve bütünü
yaratmada görev üstlenen parçalardır. Tasarımın yapı taşları olan temel tasarım
ögeleri; nokta, çizgi, form, doku, espas ve renk ögeleridir. Bu ögeler ilgili ünitelerde
ayrıntılı olarak anlatıldığından bu kısımda sadece ögelerin kısa tanımlarına yer
verilmiştir.
Nokta ögesi
Temel tasarımın ilk ve temel öğelerinden bir olan nokta, çeşitlenebilen,
büyüyen, küçülen, bulunduğu yere göre merkezilik gösteren dairesel benek ya da
leke olarak kabul edilen en basit tasarım ögesidir.
Tasarım öge ve ilkeleri, Bilimsel tanımıyla başlangıcı ifade eden nokta, kavramsal açıdan bir
başarılı bir tasarım derinliği, genişliği, ya da kalınlığı yoktur. Yani durgun ve boyutsuzdur. Ancak birkaç
hazırlama da izlenecek nokta ile birlikteliğinde bu durgunluk giderek yerini dinamizme bırakır. Kullanım
adımları gösterir. alanına bağlı olarak çeşitli şekillerde tanımlanabilen nokta, hem soyut hem de
somut anlamlar içeren bir kavramdır. Kavramların somut veya soyut olarak
ayrılmasının temelinde, duyu organlarıyla ilişkilendirilen algılar temel rol oynar.
Çizgi ögesi
Tasarımın yüzey üzerinde nesneye dönüşmesinde dış hatların
belirlenmesinde ya da başka bir deyişle tasarımı yapılacak nesnenin sınırlarının
belirlenmesinde tasarım ögelerinden “çizgi” ilk ve önemli araçlardan biridir.
Bir noktanın başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar izlediği yolun
ortaya çıkardığı görsel etkiye çizgi denir. Çizgiyi tanımlayan özellikler belli bir
sınıflandırma ile birbirinden ayrılır. Yatay, düz, paralel, hareketli, kesişen, kırık, düz
gibi birbirinden farklı çizgi sınıflandırması yapılabilir. Çizgisel elemanların çoğu
dinamik bir yapı olarak algılanır. Yani, yatay formda düz bir çizgi kuvveti, düşey
yönde çizilmiş bir çizgi kesinlik ifade eder. Kırık, zik-zak çizgiler hareket hissi
uyandırırken çapraz çizgi olumsuzluk anlam içerdiğinden negatif algı yaratır.
Form ögesi
Latince kökenli bir kelime olan form, literatürde şekil ve biçim kavramlarıyla
da kullanılmaktadır. Kimi kaynakta sadece “form”, kimi kaynakta “şeklin ve biçimin
tanımlayıcısı, kimi kaynakta ise “şekil” veya “biçim” olarak verilmektedir.
Formun farklı kaynaklarda birçok tanımı bulunmaktadır. Örneğin, Seylan
(2019) formun oluş yasaları, içsel bağlantıları yapısı (strüktür), Yazıcıoğlu (2017)
form olarak algılanabilen soyut olan her şeyin dışsal görüntüsü, Çınar ve Çınar
20
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Temel Tasarıma Giriş
(2018) belirli bir bütünlüğün kalıbının ifadesi, Özsoy ve Ayaydın (2016) ise bir
tasarının forma dönüşerek somutlaşmış hali olarak tanımlamışlardır. Her ne kadar
biçim ve şekil kavramlarıyla birlikte kullanılsa da form, aralarında uygulamadan
kaynaklı farklılıklar vardır. Bu farklıkların neler olduğuna bakmak gerekirse; form
tasarımın gerçek sınırlarıyla hacmini, biçim bir cismin ya da bir varlığın dış şekli
bakımından niteliğini, şekil ise cisimlerin veya varlıkların sahip oldukları ana
görüntüsünü ifade etmek için kullanılır.
Doku ögesi
Nesneler/varlıklar/objelerin her biri farklı bir yapısal özelliğe sahip dokulara
sahiptir. Girintili-çıkıntılı, aşağılı-yukarılı, sert veya yumuşak olma halleri,
nesnelerin dış yapısında oluşturdukları yapısal özelliklerdir. Bu özellikler nesnenin
dokusunu oluştur. Dokular genellikle düzenli bir şekilde motif tekrarına giderek,
gerçek etkilerini ortaya koyarlar. Sanatsal eserlerde doku; daha çok sezgisel olarak
deneyimleme ile elde edilir. Bu sezgisel deneyimleme göz yardımıyla yapılır.
Dokunarak da dokunun varlığı deneyimlenebilir. Ancak görsel sanatların gözle
kurduğu bağ daha güçlü olduğu için sezgisel deneyimleme biraz daha ön plana
çıkmaktadır.
Doku tasarımın temel ögelerinden biri ve en özgün olanıdır. Doğaya ait,
doğada bulunan dokular doğal dokular, İnsan eliyle yapılmış maddenin doğal
yapısında olmayan, malzemenin ürüne/tasarıma dönüştürüldüğü dokular ise
yapay /suni dokular denir. Cisimlerin girinti-çıkıntı, sertlik-yumuşaklık, pürüzlü-
pürüzsüzlük gibi nesnel özelliklerini nokta, çizgi, renk, form gibi tasarım ögeleri ile
Doku, tasarımın temel anlatabiliriz. Bu tür anlatımlara konu olan dokular yapay/suni dokulardır.
ögelerinden biri ve en
özgün olanlarından Espas ögesi
biridir.
Bazı kaynaklarda aralık bazı kaynaklarda boşluk terimleriyle karşımıza çıkan
espas, yüzeyler ve cisimler arasındaki aralığı, boşluğu ifade eder. Ertok Atmaca
(2014) “aralık” kavramıyla “espas” ı açıkladığı kitabında, sanat eserini algılama
sırasında izleyiciyi etkileyen etmenlerden biri olarak gördüğü espası aynı zamanda
tasarımdaki kullanımına da değinerek, tekrarlar arası bırakılan mesafelerin
tasarımda iyi kurgulanması gerektiğini belirtmiştir. Öyle ki sıklıkların algısal olarak
izleyicisini rahatsız edeceğini hatta çok sık tekrarlarla yaratılan düzenlemelerde
çoğu kez sıkıcı ve heyecan uyandırmaktan uzak monoton bir etki yaratılacağını da
işaret etmektedir.
Çınar ve Çınar (2018) espas’ı aralık kavramıyla kullandığı kaynağında,
tekrarlar arasında meydana gelen mesafe olarak espası tanımlayarak bu
mesafelerin önemine değinmiştir. Aralık mesafelerin; sert, kati ve büyük olanlarını
“majör”, küçük olanlarını “minör” ikisi arasında kalanları ise “orta-vasat”
terimleriyle açıklamıştır. Ayrıca birbirine yakın aralıkların çeşitliliği azalttığını ve
monotonluğu da doğurduğunu ifade etmiştir.
Renk İlkesi
Fiziki bir gerçeklik olarak ışık, renk oluşumundaki görsel algımızın en önemli
belirleyenidir. Işık nesneleri aydınlık kılarak onları görünür hâle getirir. Görmenin
21
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Temel Tasarıma Giriş
fizik gerçekliği olan ışık ve gölge, nesnenin/objenin konumu, hareketi, biçimi, rengi
kısaca duygu dünyamızdaki duyuşsal atmosferi, bizlere o nesne hakkında temel bir
görüş kazandırır. Algılanan ışık, göz üzerinde ışık kaynağının yapısına bağlı olarak
farklı renklerde olabilir. Bu oluşumun temel ışık kaynağı, güneş ışığıdır.
Tasarımda leke değerinin yanı sıra derinlik etkisini de vurgulayan renk,
doğru kullanım, düzgün renk geçişleri, dengeli dağılım sayesinde tasarımda
kurguyu daha güçlü ve etkili kılar. Doğru bir tasarım bu düzen üzerinde kurgulanır.
Tasarım İlkeleri
Tasarımda kullanılan ögelerin belli bir düzen içerisinde bir araya
gelmelerinde tasarım ilkeleri devreye girer. Bu ilkeler, tasarımda kullanılan
ögelerin uygunluğunu, ritmini, dengesini kısaca düzenini sağlayan yöntemlerdir.
Temel tasarım ilkeleri, sanatsal çalışmaların oluşturulmasında birbiriyle ilişkisi olan
bir veya birkaç ilke bir arada bulunabilir. Bu ilkelerle ilgili olarak tam bir fikir birliği
yoktur.
Kitapta, tekstil ve moda tasarımı öğrencisinin sanatsal yeteneklerinin
geliştirilmesi, görsel ifade güçlerinin artırılması ve malzemeyle uyumlu giysi
formlarının oluşturulmasına yardımcı olduğu düşünülen yorum niteliğinde sekiz
tasarım ilkesi ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Bunlar: tekrar, uygunluk, zıtlık,
koram, egemenlik, denge ve birlik ilkeleridir. Bu ilkeler ilgili ünitelerde ayrıntılı
olarak anlatıldığından bu kısımda sadece ilkelerin kısa tanımlarına yer verilmiştir.
Tekrar ilkesi
Kelime anlamıyla tekrar, bir nesnenin ya da bir unsurun aynen ya da bir
benzerinin bir ya da birden fazla tekrarını içerir. Bu tekrar unsurlar bir araya
geldiklerinde kendi aralarında belli bir uyumu doğuracağından tasarıma da bir
düzen, bir ahenk getirir. Başka bir deyişle, tasarımı oluşturan birim
elemanlarının/unsurlarının oluşturulacak formda birden fazla sayıda tekrarlanması
prensibine dayanır. Birimlerin, parçaların tekrarında, tekrarı yapılacak
unsurun/unsurların aynen veya çok yakın benzerinin tekrar edilmesi temel
prensiptir. Tasarımda tekrardan kasıt, tasarımı oluşturan dokuların, renklerin,
formların ya da pozisyonların aynen ya da hemen hemen bir benzerinin tekrarıdır.
Ancak, bu unsurların tekrarında kullanılacak aralık, boşluk ya da yönler farklı
olabilir. Tasarımda kullanılacak unsurların hangi oranda ve ne sıklıkla ya da aralıkla
yapılacağı tasarımdan istenen amaca göre tasarımcı belirler.
Uygunluk İlkesi
Uygunluk formu oluşturan parçalar arasındaki mutlak bir benzerlik değildir.
Uygunluk, bir tasarımı Parçaların birbirine aitmiş gibi hissettiren benzerlikleri, rahat hissedilebilir bir
oluşturan tüm yakınlıkla birbirini hatırlattığı için aralarında bir uygunluk başlar. Bu uygunluk
değerlerin birbiriyle parçaların fiziksel yapılarında olabileceği gibi onların karakterinde, uyandırdıkları
barışık ve uyum içinde anlamlarında ve hizmet beraberliklerinde de olabilir (Yolcu, 2018). Doğa, sonsuz
bulunması halidir. bir uyumun sağlandığı en önemli mekândır. Doğada sağlanan bu uyum, zıt
parçaların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Fakat bu devasa uyum, bütünü
oluşturan parçalar arasındaki karşılıklı ya da birbirinin içine girip karışmış gibi
22
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Temel Tasarıma Giriş
Zıtlık ilkesi
Fransızca “contraste” kelimesinden gelen kontrast terimi, görsel sanatlarda
“zıtlık” kavramıyla beraber kimi zaman ise kavramın karşılığı olarak kullanılmıştır.
Bu sebeple kontrast ile zıtlık kavramlarını geniş bir perspektiften tanımlamak
mümkündür. Genel olarak zıtlık, düzensizlikleri ve aykırılıkları doğuran ortak
değerlerin bulunmadığı durumlar için kullanılır. Herhangi bir şeyin karşıtı olmak
zıtlığı doğurur. Zıtlık, doğada, bitkilerde, hayvanlarda, insanlarda kısaca tüm
oluşumlarda zıtlıklar bir araya gelerek farklı düzenler ve sistemler meydana
getirirler. Zıtlıkların birlikteliği ile oluşturulan düzenler, sistemeler ve oluşumlar,
birbirlerinin karşıtı, zıttı olarak bir bütünlük oluşturma eğilimi gösterirler.
Eğri-düz, pozitif-negatif, artı-eks,i pürüzlü-pürüzsüz, ıslak-kuru, katı-sıvı vb.
ifadeler en bilinen zıtlık ifadelerindendir. Dolayısıyla her oluşumun, her düzenin ve
her sistemin temelinde zıtlık vardır. Zıtlık, tasarım ögelerinin birbirinden farklı
yönlerini ve birbirine kontrast oluşturan özelliklerini anlatmak için kullanılır. Bu
ögeler arasında oluşturulan farklılıklar zıtlığı oluşturur. Buradaki zıtlıktan kasıt
birbirine karşıt oluşturan her şey akla gelebilir. Bu zıtlıklar bazen açık şekilde
görünürken kimi zaman da sezgiler yoluyla anlaşılır.
Koram ilkesi
Koram “ritimsel bir kabarma ve çökmeye, “sanatsal ölçü ögesinin grafiksel
bir azalma veya çoğalması” olarak tanımlayabiliriz. “Düzenli bir ölçü
derecelenmesi” olarak da kaynaklarda geçmektedir. Koram aynı zamanda hiyerarşi
kavramıyla da karşımıza çıkmaktadır. Bir başka tanımıyla “koram/hiyerarşi”, belirli
Birlik egemenlik ile olan iki uç arasındaki sistemli-düzenli basamaklar, iki zıt uç arasındaki geçiş
üretiler ve egemenlik
sistemidir. İki uç arasında belli bir düzen dâhilinde geçiş sağlayan bir düzenleme ile
de tekrarla oluşur.
anlamlı ve kolay dizilimler elde edilir. Bu iki uç arasında, ölçü, değer, doku ve renk
açısından farklılıklar olabilir. Tasarımda koram; form, boyut, renk, doku, yüzey ve
kurgu anlamında kendi içerisinde görsel bir ayrıma gitmek mümkündür. Bu
ayrımda her ne kadar diziliş farkları varsa da belirli bir düzenin var olduğu kesindir.
Koram en basit tanımıyla, formun belirli bir orana bağlı kalınarak değişmesi
ile gerçekleşen tekrarlardır. Bu değişiklik tasarımın temel yapısını oluşturan
özelliklerini (form, doku, ölçü ve renk) içerebilir. Ancak bu ögelerle yapılan
tasarımlarda koramın gerçekleşebilmesi için iki uç arasında zıtlık, uçlar arasında
oluşturulan zıtlığın belli bir düzenle geçişi ve bu düzenli geçişin birbiriyle kademeli
bağlantısı koramın değişmez kurallarıdır. Koramları strüktürel düzenlerine ve
tasarımda yerleşimlerine göre üç çeşide ayırabiliriz.
Egemenlik ilkesi
Görsel sanatlarda çoğunlukla çeşitli unsurların bir ahenk bir uyum kaygısıyla
genellikle benzer unsurlar belli karakterlerde karşımıza çıkar. Bu unsurlar,
23
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Temel Tasarıma Giriş
Denge ilkesi
Doğada bulunan tüm kanunlar bir denge üzerine kuruludur. Dengesi
olmayan bir nesne ya da varlık düşünülemez. Evrende bulunan tüm nesne, varlık
ve olay/oluşumlar hesaplı bir denge üzerine kuruludur. İnsanın yaşamı üzerinde de
sürekli bir denge hâkimdir. İnsan vücudunun belli fonksiyonlara bağlı olarak denge
de kalması, bu denge sayesinde yürüyor, koşuyor, görüyor olması oluşturduğu
denge sayesinde olur. Doğada bulunan insan, hayvan ve bitkiler arasında da
popülasyon anlamında bir denge vardır. Fizik açısından denge, hesaplanabilen bir
olaydır. Kuvvetlerin düzlemsel ya da uzaysal anlayışla dağılımı, hesaplaması,
hesaplama yöntemleri ve bu yöntemlerin uygulanması, kuvvetlerin etkisi altında
dengede kalabilmesine bağlıdır.
Görsel dengede, tasarım ögeleri tıpkı fiziksel dengeyi oluşturan sistemler
gibi belli çekim kuvvetlerine sahiptir. Kimi unsur bu çekim kuvvetini kendi yönünde
çekebilme gücüne sahipken kimi unsur daha az çekim gücene sahip olabilir. Ögeler
ağırlıkları yönünde kuvveti çekebilir yönde olmaları durumunda bile kendi
değerleri içinde veya diğer ögeler üzerinde, yanında veya birleri arasında denge
sağlayabilmesi gerekmektedir. Bütünü oluşturan parçaların, formların, egelerin
renk-yön-doku-ölçü- ve aralıklarıyla olan ilişkileri dengesin konusun
belirlemektedir. Tasarımı oluşturan ögeler, bir denge etrafında yerleştirilmek
zorundadır. Tasarımcı, tasarımda dengeyi sağlarken; sanat bilgisini, sezgisini ve
gözlemlerini kullanarak düzenlemenin istenen ve gereken bölgelerine ögeleri
dengeli bir şekilde dağıtmak zorundadır.
Birlik ilkesi
Birlik, tasarımı oluşturan ögelerin uyumlu olarak bir araya gelmesidir
Kâinatta bulunan tüm
diyebiliriz. Kimi kaynakta birliği “bütünlük” kavramıyla birlikte görmekteyiz. Her iki
canlı ve cansız varlıklar
arasında bir uyumun kavram da anlamca birbirini karşılamaktadır. Dolayısıyla birlik ya da bütünlük
olması birlik kavramına olarak tanımlanan bu ilke, tasarımın tamlığından ve bütünlüğünden bahseder.
işaret etmektedir. Ancak bu bütünlük, farklı ögelerin bir araya gelerek dengeli bir bütünü
oluşturmaları ile birlik oluşur. Her şeyden önce bir tasarımın birlik ilkesine
24
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Temel Tasarıma Giriş
25
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Temel Tasarıma Giriş
•SANAT NEDİR?
•En genel tanımıyla sanat, “insanoğlunun yarattığı yapıtlarda güzellik
ülküsünü arayışı” olarak tanımlanır. Bir başka deyişle sanat “güzellik”
kavramıyla örtüşür. İlkel topluluklar halinde yaşayan ilk insanlar, ortak
inançlarını mağara duvarlarına çizdikleri bir takım sembollerle resim dili ile
anlatmaya çalışmışlardı. Sanatçı, gördüğü, kavradığı yani yorumladığı
herhangi bir nesneyi özgün bir yorumla değerlendirmeye çalışır ve bu
anlamda ürettiği tasarımı ya da estetik objeyi bir sanat yapıtına
dönüştürür. Her ne kadar sanata kendi felsefesi açısından yaklaşan
Platon’un sanat ve sanatçıya bakış açısı olumsuz olsa da tarihte ilk defa
sanat ve sanatçı kavramlarını Platon ve Aristoteles’ te görmekteyiz. Platon,
sanatı basit bir kopya ile görmesi ile öğrencisi Aristoteles’in sanatı daha
geniş çerçevede gören anlayışı kendinden sonra gelen birçok sanat
kuramını da derinden etkilemiştir.
•SANAT VE ESTETİK
•19. yüzyılın ortası ile 20. yüzyılın başlarında oluşan sanat hareketleri,
Özet
26
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Temel Tasarıma Giriş
27
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Temel Tasarıma Giriş
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi İlk çağ sanatının en önemli temsilcilerinden
değildir?
a) Hitit
b) Girit
c) Mısır
d) Roma
e) Gotik
28
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
Temel Tasarıma Giriş
Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.c, 4.d, 5.c, 6.a, 7.e, 8.b, 9.d, 10.a
29
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
Temel Tasarıma Giriş
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Civcir, E. (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi, Ankara.
Çınar, K., Çnar. S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları, Birinci
Basım.
Cömert, B. (1979). Croce’ nin Estetiği, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Dilmaç, O. (2015). Tasarım Eğitimi Tarihi ve William Morris, İdil Dergisi, Cilt 4, Sayı
16, Volume 4, Issue 1, 17.07.2020 tarihinde
https://docplayer.biz.tr/16491584-Tasarim-egitimi-tarihi-ve-william-
morris.html adresinden erişildi.
Erim, G. (1994). Temel Tasarım İçerisinde Yaratıcılığın Önemi. Uludağ Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa. 04 Temmuz
2020tarihindehttps://acikerisim.uludag.edu.tr/bitstream/11452/5115/1/042950.p
df adresinden erişilmiştir.
Ertok Atmaca, A. (2014). Temel Tasarım, Nobel Yayınları, 1. Basım.
Gombrich, E.H. (1997). Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi AŞ. İstanbul.
Hasgül, E., Birer, E. (2019). Temel Tasarım Eğitiminde Bauhaus Okulunun Mekân
Üretimine Etkisi. SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi
Haziran’19 Cilt:12 Sayı:23. 17.07.2020 tarihinde
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/753767, adresinden
erişilmiştir.
İpşiroğlu, M.N. (1993). Sanatta Devrim, 3.Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Mutlu, T. (2012). Tolstoy ve Sanat, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 26.08.2020
tarihinde
https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/31056
/TubaMUTLUtezz.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden erişilmiştir.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2015). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri. Ankara: Pegem
Akademi.
Pazarlıoğlu Bingöl, M. (2018). Hacmin Odağında Temel Tasarım Uygulamaları, Cilt
12, Sayı 22, Sayfalar 39 – 62,15.07.2020 tarihinde
https://dergipark.org.tr/tr/pub/akdenizsanat/issue/37844/437185, adresinden
Erişilmiştir.
Seylan, A. (2005). Temel Tasarım. Ankara: Baran Ofset.
Südor, G. (2006). Temel Sanat Eğitimi. İstanbul: Tiglat Matbaacılık.
TDK, Türk Dil Kurumu. (2020). Sanatın Tanımı, 25.08.2020 tarihinde Sosyal
Bilimler Enstitüsü Batı DilleriDilleri
30
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27
Temel Tasarıma Giriş
31
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28
TASARIMDA NOKTA
TEMEL TASARIM
Dr. Öğr. Üyesi Safiye
İÇİNDEKİLER
• Nokta Nedir?
• Tasarımda Nokta SARI
• Noktanın Özellikleri
• Nokta Alıştırmaları
2
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Nokta
Nokta Nedir?
Sıklaşıp seyrekleşen
noktalar
Benzer büyüklükteki
Nokta Çeşitleri noktalar
TASARIMDA NOKTA
Büyüyen küçülen
noktalar
Noktanın Özellikleri
33
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Nokta
GİRİŞ
Tasarımda eğitici bir rol üstlenerek, tasarımın bütününde etkili olan
“tasarım ögeleri” ile bu ögelerin belli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesini
sağlayan yöntemler “tasarım ilkeleridir”. Tasarımın yapı taşları olan temel tasarım
öğeleri; nokta, çizgi, form, doku, espas ve renk ile tasarımda kullanılan ögelerin
uygunluğunu, ritmini, dengesini kısaca düzenini sağlayan yöntemler ise; tekrar,
uygunluk, zıtlık, koram, egemenlik, denge ve birlik ilkeleridir.
Nokta, bu ögelerin ilkidir. Çeşitlenebilen, büyüyen, küçülen, bulunduğu yere
göre merkezilik gösteren nokta, dairesel benek ya da leke olarak kabul edilen en
basit tasarım ögesidir.
Nokta, bulunduğu yüzeyde sürekli titreşip, mesaj yayan, plastik değerli,
anlatım tekniği öğesidir (Atalayer, 1994). Bana göre; nokta iki çizginin kesiştiği,
birleştiği yeri gösteren merkezsel bir leke veya benektir. “Noktaların, büyüklük-
küçüklük farkları, ışık ve renk değişiklikleri, yan yana gelişlerinde aralık ve sıralanış
farklılıkları zengin görsel etkiler elde edilmesine olanak sağlar. Nokta tek başına
hareket göstermez, durgundur, her tarafa aynı anda ve aynı güçte harekete
hazırdır” (Ching, 1996; Ertürk, 2011).
Bilimsel tanımıyla başlangıcı ifade eden nokta, kavramsal açıdan bir
derinliği, genişliği, ya da kalınlığı yoktur. Yani durgun ve boyutsuzdur. Ancak birkaç
nokta ile birlikteliğinde bu durgunluk giderek yerini dinamizme bırakır.
Kullanım alanına bağlı olarak çeşitli şekillerde tanımlanabilen nokta, hem
soyut hem de somut anlamlar içeren bir kavramdır. Kavramların somut veya soyut
olarak ayrılmasının temelinde duyu organlarımızla ilişkilendirdiğimiz algılarımız
temel rol oynar. Duyu organlarımızla algılayarak varlığına ilişkin bilgi sahibi
olduğumuz nesneler somut anlam içerirken, somut anlamın aksine daha çok
sezgilerle anlayabildiğimiz kavramlar ise soyut kavramları içerir.
Noktanın çizgisel bir etki kazanabilmesi için noktaları bir bütün olarak
algılamak gerekir. Yan yana belirli mesafelerde duran noktaları göz sürekli ve
kendiliğinden bir bağ kurarak birliktelik sağlar. Noktalar belli bir düzende ve grup
halinde bulunduklarında farklı görsel etkiler yaratabilirler.
Örnek
34
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Nokta
NOKTA NEDİR?
Klee’ ye göre nokta; kâğıt yüzeyine kalemin dokunmasıyla oluşan ve kalemi
tutan elin enerjisi ile yüklü bir çıkış noktasıdır (Seylan, 2005). Kalemin kâğıda ufak
bir dokunuşuyla oluşturulan bu iz, optik okuyucularla büyütüldüğünde şekilden
çok büyük bir lekeselliğin olduğu görülür. Bu lekesellik, kâğıt üzerindeki iz/izlerin
uzaktan bakıldığında tek bir noktaymış gibi algılanmaz. Bu, yüzeye dağılmış yaygın
bir görüntü olarak algılanır. Temel tasarımda nokta denilince somut olarak
gösterilebilen bir nokta akla gelmez. Bunun yerine diğer tasarım ögeleriyle
yaratılan nokta etkisi akla gelir.
Pointilism (Noktacılık) olarak bilinen sanat akımı da bu düşünce üzerine
temellendirilmiştir. Bu akımı kullanan ressamlar çalışmalarında renk ögesini
kullanarak noktanın görsel etkisini ortaya çıkaran çalışmalar yapmışlardır. Neo-
Empresyonizm ve Puantilizm olarak da bilinen bu akımın öncü sanatçıları Georges
Seurat ve Paul Signag olmuştur (Özsoy ve Ayaydın, 2016).
Birden fazla nokta bir ölçünün oluşumunu ya da yön faktörünü ortaya
çıkarır (Resim 2.1).
35
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Nokta
TASARIMDA NOKTA
En basit tasarım ögesi olan nokta, bir başlangıcı, bir yeri, bir çıkış noktasını
temsil eder. Noktadan çizgi, çizgiden hacim, hacimdense temel tasarımın diğer
Temel olarak nokta, bir ögeleri meydana gelir.
bitişi, bir başlangıcı
temsil eder. Etkisi yüksek birden fazla nokta bir yön belirtisiyken kendi aralarında farklı
aralıklarda yapılan noktalar ve bu noktaların çevresi bir alan hissi uyandırırken
aynı zamanda hareket algımızı da ortaya çıkarır. Hareket hissi uyandıran bu nokta,
çizgi, alan ve yüzey göreceli bir algı uyandıracağı için her biri bir diğeri gibi
görülebilir (Gürer ve Gürer, 2004).
Matematik kökenli olan nokta kavramsal olarak varsayım saldır. Çünkü
görme yetisiyle baktığımızda gözün odaklanmasıyla nokta olarak görebilir,
noktanın hareketlenmesiyle de noktanın taşınarak hareket etmesiyle de çizgi
olarak da kabul edebiliriz.
Noktanın çizgisel bir etkiye kavuşmasında noktalar bir bütün olarak algılanır.
Noktalar arasında yaratılan boşluğu göz hareket etkisini bağlı olarak kapatır ve
doğrudan bir bağ kurarak noktayı çizgisel bir etkide algılar.
………… ............
……….. ............
……….. ............
…………. ............
………………… ............
36
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Nokta
(A) (B)
Tek nokta Nokta-çizgi
37
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Nokta
Açıklı koyulu geçişler yaratan noktasal etkiler, tasarımda kontrast bir etki
yaratırken yüzeye eşit aralıklarla dağılan noktalar ise yüzey etkisi yaratırlar.
Açık koyu noktalar, Noktaların yüzey üzerinde sıklaşıp seyrekleşmesi ışık-gölge etkisi yaratılır.
nokta çeşitliliğini
Noktaların sıklaşıp seyrekleşmesi ile oluşturulan ışık-gölge etkisi Çizim 2.3. de
yaratan sebepler
arasındadır. verilmiştir. Çalışma da aynı zamanda noktanın yüzey üzerinde yön değiştirmesi ile
elde edilen hareket etkisi de verilmiştir.
38
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Nokta
Nokta, tasarımda
derinlik etkisi yaratır. Resim 2.3. Serbest yüzey çalışması
Nokta Çeşitleri
Nokta her ne kadar merkezsiz ve yönsüz olma bakımlarından statik olsa da
formu oluşturan temel bir öge olarak zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu çeşitlilikle
etkisi yüksek iki ya da üç boyutlu tasarımlar meydana gelir.
39
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Nokta
Belirli bir amaca yönelik bir araya gelerek organize olmuş noktalardan
oluşmuş bir çalışma Çizim 2.4 de verilmiştir. Çizimde, noktanın dairesel biçimi ile
her yöne aynı anda hareket etme etkisi yüzeyde statik bir etki ile gösterilmiştir.
Noktanın şekli ne olursa olsun göz hizamızda uzaklaşan her nesne ufuk
çizgisi üzerinde küçülerek nokta şeklinde görünür. Bunun sebebi giderek küçülen
40
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Nokta
Göz hizasından
uzaklaşan noktalar
küçülür ve nokta lekesel
bir görüntü alır.
41
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Nokta
42
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Nokta
Büyüklüğü ne
olursa olsun nokta
noktadır.
NOKTANIN ÖZELLİKLERİ
Temel tasarım ögelerinden biri olan noktanın kendine özgü bazı özellikleri
vardır. Her ne kadar noktanın sayısız özelliği olsa da bunlardan bazılarını bilmek
bile tasarımcıya yapacağı çalışmada kolaylık sağlar. Nokta özelliklerinin neler
olduğunu bilmek, noktayı daha iyi tanımayı ve tasarımda da etkili bir kullanımın
önünü açar. Söz konusu bu özelliklerden bazıları aşağıda verilmiştir.
Dinamiktir
Nokta denilince aklımıza genellikle durağan ya da sabit olan kavramlar gelir.
43
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Nokta
Öyle ki, her hangi bir yerin konumunu belirtirken noktanın sabit algısı devreye
girer ve bizler noktayı hafızamızda sabit olarak düşünürüz. Oysa tasarımda nokta
uzaklaşıp-yaklaşan, daralıp-genişleyen, sıklaşıp seyrekleşen özelliği ile hareketli bir
yapıya sahiptir. Bir başka deyişle tasarımda nokta ritmin ve hareketin özelliklerini
bünyesinde barındırarak tekrar, birlik ve çeşitlilik özelliklerine bağlı olarak
hafızamızda dinamik bir algı oluşturur.
44
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Nokta
Örnek
diğer forma göre nokta etkisi yaratır. Ya da tam tersi kendinden
çok daha küçük bir forma göre nokta, küçük noktanın yanında
etkisi ve formu büyük bir nokta görüntüsü oluşur.
Yer belirleyicidir
Tasarımda yer ve mekân izlenimi veren sanatsal tasarımlarda noktanın yer
belirleyici özelliğinden sıklıkla faydalanılır.
Kullanım alanına bağlı olarak hem soyut hem de somut anlamlar içerebilir.
Sanatsal tasarımlarda nokta ile zihinde canlandırılan görsel bir etki yaratılır.
Sanatçı zihninde yarattığı bu görsel etkiyi tasarımı ifade ediş biçimine göre
tasarımlarına taşır.
Renksizdir
Nokta zihinde bıraktığı etki renksizdir. Ancak noktalar tasarımdaki konu ve
amaca göre renklendirilebilir. Renklendirilmiş noktalar taşıdıkları renge göre gri bir
Çizgiler, şekiller, formlar etki yaratırlar. Noktalar arası mesafe arttıkça gri etki azalır, yakınlaştıkça da artar.
bulundukları konumdan
dolayı ya da bir araya Merkezidir
gelerek kümeleşmeleri de Bir tasarım ister iki boyutlu isterse üç boyutlu olsun noktasal bir özelliğe
nokta etkisi yaratır. sahip her öge simetriktir. Noktanın simetri olma özelliği onun merkezilik özelliği ile
açıklanabilir.
Çizim 2.8. de nokta etkisi yapan bir formun merkezi olma özelliği
matematiksel bir işaretleme aracı olan “artı” işareti üzerinde gösterilmiştir.
Simetriyi en iyi şekilde ifade eden simgelerden biri olan artı işareti, simetrinin
doğasında var olan merkezilik, karşılık ve denge elemanlarını da bünyesinde
barındırır.
45
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Nokta
NOKTA ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan bol bol nokta çalışması yapmaları istenir. Bu tür
uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
“Nokta Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
Nokta Alıştırmaları, nokta
ögesinin kavranmasın da
ve uygulanmasında etkili
bir enstrümanıdır.
46
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Nokta
47
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Nokta
Bireysel Etkinlik
48
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Nokta
•NOKTA NEDİR?
•Temel tasarım ilkelerinden nokta, bilim/sanat dallarına göre farklı
terminolojik anlamlar içerir. Bu farklılığı yaratan, hem soyut bir kavram
olarak zihinde tasavvur edilen bir kavram olması hem de somut olarak iki
veya üç boyutlu olarak gösterilebiliyor olmasından kaynaklanmaktadır.
Noktanın bir düzlem üzerinde yerini bulmak için bir koordinat düzlemi
Özet
içerisinde iki veriye ihtiyaç duyulurken, noktanın üç boyutlu konumu için
en, boy, yükseklik bilgilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu da noktanın hem iki
hem de üç boyutlu olma özelliğini tanımlar..
•Noktanın çizgisel bir etki kazanabilmesi için noktaları bir bütün olarak
algılamak gerekir. Yan yana belirli mesafelerde duran noktaları göz sürekli
ve kendiliğinden bir bağ kurarak birliktelik sağlar. Noktalar belli bir
düzende ve grup halinde bulunduklarında farklı görsel etkiler yaratabilirler.
•Görsel tasarımda nokta, algılanabilen en küçük görsel birimi temsil eder.
Özellikle soyut anlamlı olarak kullanılan kavram, iki çizginin kesiştiği yerdir.
Noktayı geometrik bir form olarak düşünürsek, iki çizginin birleştiği yerde
nokta oluşur. Bir sanat eserinin genel kompozisyonun da nokta etkisi
hissedilir. Ancak doğrudan bir nokta gösterilmezken oluşturduğu etki nokta
etkisidir.
•Nokta;
•1.İki çizginin kesiştiği yerdir.
•2.Kalemin zeminde bıraktığı izdir.
•3.Gözle algılanabilen en küçük görsel birimdir.
•4.Lekeseldir.
•5.Etkisi nokta olan her şey noktadır.
•TASARIMDA NOKTA
•Tasarımda nokta yalnız olarak yani tek başına da verilebilir. Fonksiyonel
olarak kullanılan tasarımda tek nokta kavramı, genellikle tasarımda
başlangıç elemanı olarak kullanılır ve bu kullanımıyla nokta o tasarımın
yapı taşı niteliğindedir. Konunun başında da vurgulandığı gibi tasarımda
nokta kavramı, tasarımın oluşmasında en küçük yapı taşı görevi üstlenir.
Sadece bu anlamıyla tasarımda etkin bir rol aldığı söylenemez. Tasarımda
vurgunun da odaklandığı görsel bir anlatımında önemli bir aracı olarak da
tasarımdaki yerini alır.
•Doğal bir objeye ait görsel bir anlatımda çizgisel ve noktasal değerler
varsa öncelikle bu yapılar ortaya çıkartılmalıdır. Noktanın sık ya da seyrek
oluşu, çizginin kalından inceye gidişi gibi özellikleri çalışma da koyu-açık
etkisi ve geçişleri yaratır.
• Temel tasarımda nokta çalışmaların amacı genellikle öğrenciye belirsizlik
göstermek için verilir. Birden fazla noktanın sıklaşıp seyrekleşmesi ile
yüzey üzerinde yapılan çalışmalarda amaç öğrencinin yüzeysel ilişkileri
kurabilmelerini sağlamaktır
•Nokta düzensizlik içinde bir düzen elemanıdır. Noktalar belli bir düzende ve
grup halinde bulunduklarında farklı görsel etkiler yaratabilir. Tek bir nokta
durgunluk etkisi yaratırken bir araya geldiği diğer elemanlarla tasarımda
hareket veya derinlik etkisi yaratırlar. Diğer tüm tasarım ögeleri gibi
noktanın da yaratacağı görsel etki iyi bilinmeli ve ona göre tasarım
başlatılmalıdır.
49
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Nokta
50
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Nokta
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi Klee’ye göre noktanın tanımıdır?
a) Boşlukta kalemin dokunmasıyla oluşan ve kalemi tutan elin enerjisi ile
yüklü bir çıkış noktasıdır.
b) Lekeselliktir.
c) Kağıt üzerindeki izdir.
d) Kağıt üzerindeki lekeselliktir.
e) Kâğıt yüzeyine kalemin dokunmasıyla oluşan ve kalemi tutan elin
enerjisi ile yüklü bir çıkış noktasıdır.
51
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Nokta
Cevap Anahtarı
1.e, 2.c, 3.d, 4.b, 5.b, 6.a, 7.e, 8.d, 9.a, 10.c
52
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Nokta
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Atalayer, F. (1994). Temel Sanat Öğeleri, Anadolu Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Yayınları, No: 5, Eskişehir.
Çınar, K., Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Ertürk, K. (2011). Seramik Sanatında Bir Tasarım İlkesi Olan Koramın İncelenmesi
Ve Kişisel Yorumlar, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Seramik Ana sanat Dalı Afyonkarahisar. 26.08.2020
tarihinde file:///C:/Users/HP/Desktop/TEMEL%20TASARIM/TEZ%20PDF.pdf
adresinden erişilmiştir.
Gürer, L., Gürer, G. (2004). Temel Tarım, Birsen Yayınevi, İstanbul.
Seylan, A. (2005). Temel Tasarım, M-Kitap, Dağdelen Basın Yayın Ltd.Şti. Ankara.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020) Noktanın Tanımı. 09.07.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/, adresinden erişilmiştir.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri. Ankara: Pegem
Akademi.
Yolcu, E. (2018). Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi.
Resim 2.1. Paul Signac, Pointilism, 17.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/294493263138890364/ adresinden erişilmiştir.
Resim 2.2. Ferhand Leger, nokta, 15.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/202028733260392959/, adresinden
erişilmiştir.
Çizim 2.6. Optik sanat, nokta 16.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/849561917191087829/, adresinden
erişilmiştir.
Resim 2.3. Sonia Delaunay, nokta, 16.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/354869645641028965/, adresinden
erişilmiştir.
53
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
TASARIMDA ÇİZGİ
ÜNİTE
3
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Çizgi
Tanım
Tasarım Nedir?
Noktalar Bütünd
Sınır Belirleyici
Çizgi Sınıflandırması
Eksenleri açısından
Çizgi Özellikleri
Şekilleri açısından
Etkileri açısından
Çizgi Alıştırmaları
Uygulama Örnekleri
55
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Çizgi
GİRİŞ
Simgesel bir iletişim dili olan sanat, duygu ve düşüncelerin, imge ve
değerlerin, ifadelerin, mesajların, bir anlamda sözcüklerin kısaca anlatılmak
istenen her türlü iletiyi/olguyu/kavramı/hareketi/biçimi vb. belli yöntem ve ilkeler
vasıtasıyla anlatma/gösterme/sunma/ifade etme biçimidir.
Çok geniş bir anlam yelpazesine sahip olan sanat, hayatımızın hemen hemen
her noktasında var olan ve bizi ona çeken birçok tasarımsal eylemlerle karşımıza
çıkar. Nedir bunlar? Diye soracak olursak, çevremizde gördüğümüz güzelliğine,
biçimine, formuna, estetik görünüşüne bakarak haz aldığımız her tür nesne
olabildiği gibi görerek algı dünyamızda yaratılan hoş duygularda olabilir. Örneğin;
bir vitrinde beğendiğimiz ve giymeyi hayal ettiğimiz özgün bir giysi tasarımının
bizde bıraktığı güzellik duygusu ile beraber haz duygusu ile anlatılabilir.
Güzelliği yaratan tasarımın güzelliğinden ziyade giysi tasarımında kullanılan
temel tasarım öge ve ilkelerinin yerli yerinde kullanılmış olmasındandır. Bireysel
yaratıcılığın da ön planda olduğu bu özgün giysi tasarımda, tasarımcısının tasarımı
yaparken kullandığı yöntemler o tasarımı başarılı bir tasarım yapma noktasında
etkili olan kriterler arasındadır.
Bir düşünceyi zihinde canlandırarak tasarlamak, o düşüncenin şekle
dönüşmesiyle tasarımlamak, o şeklin ilk hâlini geliştirerek, çizerek, oluşturarak
veya düzenleyerek bir sanat nesnesine dönüştürülmesi işlemine en geniş anlamıyla
“tasarım” denir.
Tasarımsal süreçler temel tasarım ya da temel sanat öge ve ilkelerinin
doğru yerde ve doğru bir sırayla kullanımını gerektirir. Tasarımcı bu öge ve
ilkelerle iki ya da üç boyutlu denemeler yapar ve zihninde yarattığı tasarımsal fikre
götüren (ya da en yakın) tasarıya ulaşmaya çalışır.
Tasarımın yüzey üzerinde nesneye dönüşmesinde dış hatların
belirlenmesinde ya da başka bir deyişle tasarımı yapılacak nesnenin sınırlarının
belirlenmesinde tasarım ögelerinden “çizgi” ilk ve önemli araçlardan biridir.
Bir noktanın başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar izlediği yolun
ortaya çıkardığı görsel etkiye çizgi denir. Çizgiyi tanımlayan özellikler belli bir
sınıflandırma ile birbirinden ayrılabilir. Yatay, düz, paralel, hareketli, kesişen, kırık,
düz gibi birbirinden farklı çizgi sınıflandırması yapılabilir.
Çizgisel elemanların çoğu dinamik bir yapı olarak algılanır. Yani, yatay
formda düz bir çizgi kuvveti, düşey yönde çizilmiş bir çizgi kesinlik ifade eder. Kırık,
zik-zak çizgiler hareket hissi uyandırırken çapraz çizgi olumsuzluk anlam
içerdiğinden negatif algı yaratır.
“Tasarımda Çizgi” konu başlıklı ünite 5 ana başlıktan oluşmuştur. Bunlar:
• Tasarım Nedir?
• Tasarımda Çizgi
• Çizgi Sınıflandırması
56
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Çizgi
• Çizgi Özellikleri
• Çizgi Alıştırmaları konularıdır.
• Tasarım Nedir? Konusuna tasarımın genel bir tanımı ile başlanmış, tasarım
kavramına tarihsel bir süreç içerisinde yer verilerek temel tasarım
ögelerine genel bir bakış altında değinilmiştir.
• Ana başlıkta “Tasarımda Çizgi” başlığı altında, çizgi - nokta ilişkisi üzerinde
durulmuş, konu tablolar ışığında desteklenerek okuyucuya sunulmuştur.
Ayrıca sanatçının ustalığıyla üslûplaşan çizgi formları ünlü ressamların
çalışmaları üzerinden gösterilerek böylelikle tasarımda çizgi kavramının
anlamı güçlendirilmeye çalışılmıştır.
• “Çizgi Sınıflandırması” konulu başlıkta, çizginin sınırsız sayıdaki çeşitliliği
anlatılarak genel bir çizgi sınıflandırması yapılarak anlatıma sınır
getirilmiştir. Çizginin maddeler halinde sınıflandırmasına yer verildiği bu
bölüm çizgi özelliklerinin neler olduğunun anlatımı ile ünitenin kuramsal
yönü tamamlanmıştır.
• “Çizgi Özellikleri” başlıklı konuda; inceyken kalınlaşabilen, paralelken
kesişebilen, birbiri içerisinde dairesel formlarla biçimlenen çizgi
özelliklerine yer verilmiştir.
• “Çizgi Alıştırmaları” kısmında çizgi alıştırmalarının gösterildiği
uygulamalarla tamamlanmıştır. Görsel sunumlarının yapıldığı bu bölümde
yapılan uygulamalı alıştırmalar, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından
seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
TASARIM NEDİR?
Sanat evrensel bir araçtır. Kendini ifade etme biçimlerinden biri olarak da
tanımlayabileceğimiz sanat, insanlık tarihi kadar eskidir. Simgesel bir iletişim dili
kullanan sanat, kullandığı bu özel simgeler vasıtasıyla duygu ve düşüncelerin, imge
Çizgisel elemanların ve değerlerin tasarım öge ve ilkeleri vasıtasıyla aktarımını sağlar.
çoğu dinamik bir yapıda
algılanır. Her birimiz az veya çok sanatla ilgiliyizdir. Ressam ya da moda tasarımcısı
olmayabiliriz ancak vitrinde gördüğümüz güzel bir giysi tasarımından hoşlanabilir
ya da bir müzede gördüğümüz Roma döneminden kalma MS 2. yüzyıla ait
Herakles lahdinden etkilenebiliriz. Kimine göre iş sonrası bir dinlenme aracı,
kimine göre bir meslek kimine göre ise hobi olarak düşünülebilir. Adına her ne
denirse denilsin sanat, insanoğlunun en esti en vazgeçilmez alanıdır. Sanatın bir
ögesi olan tasarım da insanoğlunun vazgeçemediği ve hayatına tatbik ettiği en
önemli alanlardan biridir. Gözümüzü nereye çevirirsek çevirelim bir tasarım
ürünüyle karşılaşılırız. Söz konusu bu tasarımlar usta tasarımcıların elinden çıkmış
hayatımızın vazgeçilmez parçaları arasında olan tasarımlardır (Özsoy ve Ayaydın,
2015).
57
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Çizgi
Örnek
oturduğumuz koltuk ya da sandalyeyi konuyla ilgili olarak
örneklendirebiliriz.
Bir iletişim dli olarak sanat, yazılı ve sözlü iletişimden sonra üçüncü bir
iletişim dili olarak kendini ifade etmenin en etkili yollarından biridir. Zihinde
yaratılan bir düşüncenin şekillenerek herhangi bir nesneye dönüşmesi çağlar boyu
insanoğlunun yaptığı en basit tasarımsal eylemler arasındadır.
19 ve 20. yüzyılın sanat ve tasarım faaliyetlerini önemli iki belirleyicisi
endüstri ve teknolojide yaşanan gelişmelerdir. Bu yüzyılların böylesine değişimini
hazırlayan en önemli sebeplerden biri hiç şüphesiz endüstri devrimidir. Bu devrim,
18. yüzyılın sonu 19. yüzyılın başını (1780-1820) kapsayan periyod da İngiltere de
Sanatsal bir öge olan
yaşanan bir dizi buluş ve teknolojik gelişimin tekstil, demir ve çelik gibi alanlarda
tasarım, insanoğlunun
tarihi boyunca üretimin karakterini değiştiren önemli bir devrimdir.
vazgeçemediği, Yüzyılla birlikte endüstri devriminin yarattığı olumsuz etkiler sanatı ve
hayatına tatbik ettiği en
sanatçıyı etkisi altına almaya başlamış, devrimle gelen niteliksiz sanayi ürünleri el
önemli unsurlardan
sanatlarını (zanaat) dolayısıyla sanat ve tasarımı olumsuz yönde etkilemiştir.
biridir.
Endüstriyel devrimin yol açtığı estetik açıdan niteliksiz ürünler el sanatlarına
dönüşü destekleyen birçok sanat hareketi tarafından tehlikeli bulunmuş bu
kapsamda Avrupa’da sanat ve tasarımda yeni yaklaşımlarla birlikte yeni eğitim
modelleri yaratılmaya başlanmıştır.
1850’lerden sonra İngiltere’de başlamış olan Arts and Crafts hareketi ve
onun kurucusu William Morris, başlattığı bu hareketle İngiltere’de açılan okullarda
uygulamalı güzel sanatlar eğitimi verilmeye başlanmıştır. İngiltere’de yaşanan
böylesi hareketli bir dönemde Almanya’da da tasarım ile endüstriyi aynı potada
eritmeye çalışan yarattığı yeni programlarla sanat ve tasarım faaliyetlerine yeni bir
bilinç getirmeye çalışan Bauhaus Okulu, insan eliyle yapılmış tasarıma sanatsal bir
değer katmaya çalışan yeni tasarım modelleri geliştirmeye başladı. Başlangıçta
güzel sanatların tüm kollarını içine alan eğitim modelleri düşünülse de Bauhaus
aslında bir mimarlık okulu olarak tasarlanmıştır. Gropius önderliğinde kurulan bu
okul, dönemin güçlü birçok tasarımcı ve sanat eğitimcini bir araya toplamış
özellikle eğitimlerini güzel sanatlar eğitimi temeline göre oturtmuş bunda da
başarılı olmuştur (Seylan, 2005).
Tasarım uygulamalarında Bauhaus kadar onun misyanunun kendinden
sonrasına taşıyan Gestalt Okulu da tıpkı Bauhause gibi Almanya’da kurulmuş bir
eğitim kurumudur. 1947 yılında kurulan bu okul, tasarıma getirdiği yeni ve farklı
eğitim modeliyle adını duyurmuştur. Ağırlıklı olarak temel tasarım ve uygulamalı
sanat eğitimleri üzerinde duran bu okul, Itten ve Albers tarafından yürütülmüştür.
Bauhaus’un modern bir devamı olarak kabul görmüştür. Ancak Bauhaus’dan farklı
58
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Çizgi
olarak bilimsel tabanlı fikirlere saygılı, akılcı, kültürel değerleri önemseyen, dersin
teorik ve uygulamasına eşit olarak ağırlık veren, uygulamalı eğitimlerin bilim
altyapısıyla desteklenmesi gerektiği görüşünü savunmuştur.
Tasarımın nasıl olması gerektiğine, oluşturulacak müfredat programlarında
tasarım eğitimlerinin nasıl bir bilimsel veya uygulamalı alt yapıyla verileceğine,
geliştirilen eğitim modelleriyle nasıl bir tasarım modeli geliştirileceğine belli bir
standart getirmeye çalışılan sanat hareketleri, temelde tasarımı şekillendirmeye
Bir düşüncenin önce ve onu niteliksizlikten kurtarmaya çalışmıştır.
zihinde canlandırılarak
tasarlanması, Genel anlamıyla tasarım; bir düşünceyi önce zihinde canlandırarak
tasarımsal süreçlerinde tasarlamak, daha sonra düşüncenin şekle dönüşmesiyle tasarımlamak, o şeklin ilk
başlangıcıdır. halini kâğıda geçirerek tasarı halini aldırmak ve son olarak da geliştirerek/ çizerek/
deneyimleyerek bir sanat nesnesine dönüştürme işlemine “tasarım” denir.
Tüm bu tanımlarla birlikte tasarımcının da tasarımsal süreçlerde uyması
gereken belli bazı kurallar vardır. Bu kurallar sayesinde hem tasarımcı hem de
izleyici için görsel algı üzerinde etkili ve çözümlenebilir görsel tasarımların ortaya
çıkması sağlanabilir (Öngen, 2011).
Tasarım, çizgi, nokta, form, renk, doku, şekil, espas, birlik, uyum, tekrar,
çeşitlilik, oran, zıtlık, hareket, ritim, denge gibi öge ve ilkelerle yapılan denemeler
zinciridir. Bu denemelere tasarımcıyı götüren tasarım öge ve ilkelerinde değişik
birçok tasarım öge ve ilkeleri de eşlik edebilir.
59
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Çizgi
Teorik olarak çizginin belirli bir kalınlığı olmasa da her hangi bir yüzey
üzerinde farklı kalınlıklarda yapılan izler çizgi olarak algılanabilir. Örneğin; ince uçlu
bir kalemle kâğıt üzerine çizilen bir iz ile bir duvara kalın bir boya fırçası ile yapılan
kalın bir iz de çizgi olarak aynı algıyı oluşturur. İnce ve kalın çizilmiş bir çizgi
formunun görsel algı üzerindeki etkisi Tablo 3.2. de verilmiştir.
60
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Çizgi
Form Algı
Çizgi
Çizgi
Çizgi
• Noktalar bütünüdür.
• Hareket halindeki noktalardır.
• İki nokta arasından geçen hattır.
• İki düzlemin kesişmesinden oluşur.
• İki yüzey arasındaki boşluktur.
• Sınır belirleyicidir.
Kalın – ince – hareketli- hareketsiz vb. özelliklere sahip çizginin bir başlangıç
bir de bitiş noktası vardır. Bu iki noktayı birleştiren bir doğru vardır ve bu doğru
çizgiyi oluşturur. Aslında iki noktadan geçen bu hat, yapılacak diğer hatlarla aynı
gibi görülse de birbirinin aynısı olan iki çizgiye rastlanmaz. Çünkü çizgi, sınırsız
çeşitliliğe sahiptir ve her biri de farklı bir görsel anlatım tipine sahiptir. Çizgi bu
Usta ellerde yapılmış anlamda çizilen araç, boyut, oran, hız, çizen kişi gibi birçok parametreye bağlı
bir çizgi, üslup sal bir olarak çeşitlilik gösterir.
özellik gösterir. Sanatçılar az veya çok birbirine benzer biçimde çizgiyi kullanmış olsalar da
çizgiyi ifade ediş biçimlerinde kendilerine özgü tarzlar geliştirmişlerdir. Bu anlamda
her sanatçının kendine ait bir üslubunun da olduğu bilinmelidir. Ünlü ressam Van
Gogh ile Leonardo da Vinci’ ya ait çalışmalar Görsel 3.1.(A) ile Görsel 3.1 (B) de
gösterilmiştir. Bu çalışmalarda verilen görseller de ressamlara ait çizgisel üslûp
farklılığını görmek mümkündür.
61
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Çizgi
ÇİZGİ SINIFLANDIRMASI
Çizgi sınırsız sayıda çeşitliliğe sahip görsel bir anlatım ögesidir. Görsel
Çizgi, sınırsız sayıda
çeşitliliğe sahip görsel tasarım ögeleri arasında çizgi özellikle ve çeşitlilik bakımından bünyesinde birçok
bir anlatımdır. sınıflandırmayı barındırabilir ancak bu çeşitliliğe rağmen çizgi çeşitlerini genel
olarak aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.
Eksenleri açısından
• Yatay
• Dikey
• Çapraz (Diyagonal)
Şekilleri açısından
• Kesik
• Sarmal
• Zik-zak
• Dairesel
• Kırık
• Noktalı
• Düz
• Dalgalı
• Titreşimli
62
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Çizgi
Etkileri asından
• Sert
• Yumuşak
• Açık
• Koyu
• Akıcı
Zıtlıkları açısından
hazırlayarak çalışınız.
63
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Çizgi
64
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Çizgi
ÇİZGİ ÖZELLİKLERİ
Çizgisel elemanların çoğu dinamik bir yapı olarak algılanır. Yani, yatay
formda düz bir çizgi kuvveti, düşey yönde çizilmiş bir çizgi kesinlik ifade eder. Kırık,
zik-zak çizgiler hareket hissi uyandırırken çapraz çizgi olumsuzluk anlam
içerdiğinden negatif algı yaratır.
işaretinin konulması.
65
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Çizgi
Örnek
•Çizginin belli bir ritim etkisi bu türden bir örnektir.
66
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Çizgi
ÇİZGİ ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan bol bol çizgi etüt etmeleri istenir. Bu tür
Çizgi Alıştırmaları,
çizginin kavranmasın da uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
etkili bir enstrümandır. “çizgi alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
çalışmalarından seçilerek kitabın bu bölümüne yerleştirilmiştir.
Çizim 3.4.
67
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Çizgi
Bireysel Etkinlik
çizimi verilen üçgen formlara benzer bir şeklin çizgi
çalışmasını A4 ve A3 büyüklükte iki farklı ölçüde kağıt
üzerinde yapınız. Şekilleri oluştururken kurguladığınız
biçimde cetvel ve pistole kullanınız.
Çizim 3.5.
Çizim 3.6
68
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Çizgi
Bireysel Etkinlik
örnek çizgi çalışması yapınız.
69
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Çizgi
• TASARIM NEDİR?
•Bir iletişim dili olarak sanat kendini ifade etmenin en etkili yollarından
biridir. Zihinde yaratılan bir düşüncenin şekillenerek herhangi bir nesneye
dönüşmesi çağlar boyu insanoğlunun yaptığı en basit tasarımsal eylemler
Özet arasında olmuştur.
•19 ve 20. yüzyılın sanat ve tasarım faaliyetleri hiç şüphesiz 18. Yüzyıl
sonunda yaşanmaya başlanan endüstri devrimi ve bu devrimle gelen
teknolojik gelişmelerdir.
•Endüstriyel devrimin yol açtığı estetik açıdan niteliksiz ürünler el sanatlarına
dönüşü destekleyen birçok sanat hareketi tarafından tehlikeli bulunmuş bu
kapsamda Avrupa’da sanat ve tasarımda yeni yaklaşımlarla birlikte yeni
eğitim modelleri yaratılmaya başlanmıştır.
•1947 yılında Almanya'da kurulan Gestalt Okulu da tıpkı Bauhause gibi
tasarıma getirdiği yeni ve farklı eğitim modeliyle adını duyurmuş,
Bauhaus’un modern bir devamı olarak kabul görmüştü. Ancak Bauhaus’dan
farklı olarak atölye uygulamalı eğitimlerinin bilim altyapısıyla desteklenmesi
gerektiği görüşünü savunmuştur.
•Genel anlamıyla tasarım; bir düşünceyi önce zihinde canlandırarak
tasarlamak, daha sonra düşüncenin şekle dönüşmesiyle tasarımlamak, o
şeklin ilk halini kâğıda geçirerek tasarı halini aldırmak ve son olarak da
geliştirerek/ çizerek/ deneyimleyerek bir sanat nesnesine dönüştürme
işlemine “tasarım” denir.
•TASARIMDA ÇİZGİ KAVRAMI
•Bu bölüm 3 alt başlıkla verilmiştir. Bunlar:
•Çizginin Sınıflandırılması
•Çizgi Özellikleri
•Çizgi Alıştırmaları
•Çizgi; iz, çizi, hat, biçim anlamlarına gelir. Başka bir tanıma göre; bir noktanın
başlangıç noktasından bitiş noktasına kadar izlediği yolun ortaya çıkardığı
görsel etkiye çizgi denir. Çizgi her ne kadar basit bir kavrammış gibi görünse
de görsel etkisi oldukça güçlüdür.
•İfade ediş biçimlerine göre çizgi;
•Noktalar bütünüdür.
•Hareket halindeki noktalardır.
•İki nokta arasından geçen hattır.
•İki düzlemin kesişmesinden oluşur.
•İki yüzey arasındaki boşluktur.
•Sınır belirleyicidir.
70
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Çizgi
•ÇİZGİNİN SINIFLANDIRILMASI
• Çizgi görsel tasarım ögeleri arasında özellik ve çeşitlilik bakımından
bünyesinde birçok sınıflandırmayı barındırabilir ancak bu çeşitliliğe
rağmen çizgi çeşitlerini genel olarak aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:
Eksenleri açısından
•Yatay
Özet (devamı)
•Dikey
•Çapraz (Diyagonal)
Şekilleri açısından
•Kesik
•Sarmal
•Zik-zak
•Dairesel
•Kırık
•Noktalı
•Düz
•Dalgalı
•Titreşimli
•Etkileri asından
•Sert
•Yumuşak
•Açık
•Koyu
•Akıcı
Zıtlıkları açısından
•Paralel – birbirini kesen
•Kalın – ince
•Uzun – kısa
•Düz – eğri
•Sürekli – kesik
•Hacimli – hacimsiz
•Dokulu – dokusuz
•Hareketli – hareketsiz
•Yaklaşan – uzaklaşan
•Sık – seyrek
•Negatif – pozitif çizgiler olarak sınıflandırılabilirler.
ÇİZGİ ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde verilen çizgi alıştırmaları öğrenci çalışmalarından
oluturulmuştur.
71
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Çizgi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi sanatın tanımlarından biri değildir?
a) Evrensel bir araçtır.
b) Kendini ifade etme biçimidir.
c) Yakın tarihimize kadar yoktu.
d) İnsanlık tarihi kadar eskidir.
e) Simgesel bir iletişim dili kullanır.
72
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Çizgi
Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.c, 4.b, 5.e, 6.a, 7.d, 8.c, 9.a, 10.d
73
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Çizgi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Seylan, A. (2005). Temel Tasarım, M-Kitap, Dağdelen Basın Yayın Ltd.Şti. Ankara.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Çizginin Tanımı, 09.07.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/, adresinden erişilmiştir.
Öngen, A.G. (2011). Anadolu Selçuklu Dönemine Ait İki Halının Görsel
Tasarım Öğeleri Bağlamında İncelenmesi, Zeitschrift für die Welt der Türken
Journal of World of Turks, 05.07.2020 tarihinde
file:///C:/Users/HP/Desktop/TEMEL%20TASARIM/249-1106-2-PB.pdf,
adresinden erişilmiştir.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2015). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri. Ankara: Pegem
Akademi.
Görsel 3.1 (A). Van Gogh çizgi çalışması - 09.07.20202 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/427982770809639621/ adresinden erişilmiştir
Görsel 3.1. (B). Leonardo da Vinci çizgi üslubu- 09.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/686095324467664255/ 09.07.2020 adresinden
erişilmiştir.
Görsel 3.2. Çizgi ve hareketlilik - Rafeal Sanzio, 09.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/25825397841227518/, adresinden erişilmiştir.
Görsel 3.3. Peter Paul Ruben tablosu - 09.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/448460075398602230/ 09.07.2020 adresinden
erişilmiştir.
Görsel 3.4.Won Choi giysi tasarımı, Vogue – 2017, 20.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/520447300679667612/ adresinden erişilmiştir.
74
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
TASARIMDA FORM
• Form Nedir?
• Diğer Terminolojik Tanımlar
TEMEL TASARIM
İÇİNDEKİLER
4
• Deformasyon kavramını
algılayabilecek,
• Öğrendiğiniz bilgilerle serbest
formlar ve biçimler yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Form
Tanım
Form Nedir?
Form Algısı
Formun Sınıflandırılması
Mekân
Formun Özellikleri
TASARIMDA FORM
Fonksiyonellik
Formun İşlevleri
Üslûp
Form ve Ritim
Perspektif
Form ve Yüzey
Deformasyon
GİRİŞ
Latince kökenli bir kavram olan form, görsel tasarımda sanat yapıtlarının
bütünsel düzenlenişini ifade etmek için kullanılmaktadır. Çınar ve Çınar (2018)’de
“sınırlanmış/var olan her şey, iki veya üç boyutlu olarak formları ile vardır” der ve
devamla da bir cismin veya bir varlığın dış çizgileri bakımından niteliği ve
bütünselliğini form olarak tanımlar.
Formun terminolojik diğer tanımlarına baktığımızda en çok “şekil ve biçim”
kavramlarıyla beraber kullanıldığını görmekteyiz. Divanlıoğlu (1997) “şeklin ve
biçimin tamamlayıcısı” olarak formu, Atalayer (1994) ise “sınırları olan uzamsal var
oluşun form’a biçimin ise canlı varlığa” karşılık geldiğini söyler.
Gürer ve Gürer (2004) günlük dilde “biçim” yerine formun kullanıldığını
ifade eder. Yazıcıoğlu (2017) “form olarak algılanabilen soyut olan her şeyin dışsal
görüntüsü”, Özsoy ve Ayaydın (2016) ise “bir tasarının forma dönüşerek
somutlaşmış hâli olarak formu tanımlamaktadır.
Her ne kadar biçim ve şekil kavramlarıyla birlikte kullanılsa da form, diğer
terminolojik kavramlarla aralarında uygulamadan kaynaklı bazı farklılıklar
bulunmaktadır. Aralarındaki en büyük fark; formun sadece biçimi işaret etmediği
renk, doku, çizgi, espas gibi diğer tasarım ögeleri ve ilkelerini içerdiğidir. Biçim ve
şekil iki boyutlu olarak kabul görür. Form tasarımın gerçek sınırlarıyla hacmini,
biçim bir cismin ya da bir varlığın dış şekli bakımından niteliğini, şekil ise cisimlerin
veya varlıkların sahip oldukları ana görüntüsünü ifade etmek için kullanılır.
Bir diğer farklılık ise biçim formun karşısında daha canlıdır. Form ise cansız
bir varlığa eşittir. Bu durumda form yalnızca biçimi ifade etmez. Tasarımdan
tasarıya geçişte ilk adım olan nesnenin dış hatları çevre çizgileri ile bir anlam
uyandırır ve kabul görür. Bu düzen iki ve üç boyutlu tasarımlar içinde geçerlidir.
Sembolik formlar
hafızamıza sabitlenmiş Tasarımı bir arada tutan temel öge formdur. Bütünü oluşturan parçaların
formlardır. yerleşimi, tasarımın görüntüsünü ve hatlarını etkiler. Tasarımcı form yaratırken,
parçaları bağlamından koparabilir, yeniden tasarlayabilir hatta değiştirebilir. Bu
durum hem iki hem de üç boyutlu tasarımlar için de aynıdır. Bu yüzden
tasarımcının, işlevleri farklı yönteminin aynı olduğu bu ögeyi, iyi tanıyor olması
gerekir ki her iki yöntemi de tasarımlarında etkili kullanabilsin.
Form; geometrik, sembolik, doğal, simetrik ve serbest formlar olarak beş
grupta inceleyebiliriz. Geometrik formlar; üçgen, dikdörtgen, kare gibi şekil özelliği
gösterirken (iki boyutlu) küp, koni, prizma, üçgenler prizması, dikdörtgenler
prizması (üç boyutlu) form özelliği gösterir.
Sembolik formlar hafızamızda sabitlenmiş formlardır. Doğada bulunan ve
insan eli değmemiş formlar doğal formlardır. Ancak doğada bulunan bir formun
insan eliyle taklidinin yapılması da doğal bir formun oluşumunu gösterir. Bazı
formlar belli bir iz düşüme göre (var olduğunu düşündüğümüz) simetrik bazıları ise
asimetrik formlardır. Serbest formların oluşumunda bazı kurallar aranmazken
serbest olmayan diğer formlarda bu kurallar istenen bir özelliktir.
hem biçimin hem de formun dinamik anlamlarının onlara avantaj sağladığı gerçeği
de unutulmamalıdır.
FORM ALGISI
Form denildiğinde akla ilk gelen o nesnenin biçimi ya da modelidir. Yani
etrafımızda gördüğümüz bir nesne önce biçimsel formu ile algılanır.
Form ve biçim
arasındaki en temel
ayırımlar; iki ya da üç
boyutlu olmaları,
nesnelerin zihinde
algılandığı görüntüsü, Bir formu algılarken o formu oluşturan bütünlüğü, birlikteliği de algılarız.
sınırları ve yapı
özellikleri bağlamında
değerlendirilebilir.
•Örneğin, tv kumandasını üzerinde bulunan tuşlarla, topun
Örnek
FORMUN SINIFLANDIRILMASI
Form ögesi de diğer ögelerde olduğu gibi yaratıcı ve anlatımsal tasarımsal
süreçlerde özelliklerine göre bilinçli olarak kullanılmayı gerektirir. Form, tasarım
elemanlarının öge olarak kimliğini de belirleyen de bir unsurdur. Tasarımda
oluşturulan şekillere biçim verdiği gibi kimlik de kazandırır. Bu kimlik kazandırma
Form, tasarım işlemlerinde formun özelliklerinin bilinmesi önemlidir. Bu özellikleri bilmek
ilkelerinin bütününü
tasarımcının tasarımsal eylemlerin de forma en uygun özelliği seçmesine yardımcı
taşır ve böylece kendini
şekillendirir. olur.
Formu beş grupta inceleyebiliriz. Bunlar: geometrik, sembolik, doğal,
simetrik ve serbest formlardır. Şekil 4.1.’de form sınıflandırmasının neler olduğu
etkileri ve uygulama örnekleri ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
Doğal Formlar
Simetrik Formlar
Sembolik Formlar
Geometrik Formlar
Matematikte Form’un karşılığı olarak cisim kavramını görmekteyiz.
Doğada var olan her cismin, her varlığın ya da her şeklin geometrik bir
formu vardır. Geometride, yüzeyler ve cisimler iki zıt uç arasında bulunurlar. Bu iki
zıt uç ise üçgen ve dairedir (Çizim 4.1).
•Üst üste durması gereken iki kürenin ara bağlantısını sağlayan bir
Örnek
silindir parçası modüler sistemler için bir örnek teşkil eder.
çalışması yapınız.
Sembolik Formlar
Doğada bulunan formlar organiktir. Sembolik formlar ise bir bakıma
değişmez, hafızamızda sabitlenmiş formlardır. Bu formlar temel olarak bildiğimiz
ve algıladığımız formların maddi yapısını içerirler (Çizim 4.3).
Üçgen, dikdörtgen,
kareler biçim özelliği
gösterirken (iki
boyutlu); küp, koni,
prizma, üçgenler
prizması, dikdörtgenler
prizması (üç boyutlu)
form özelliği gösterirler.
Doğal Formlar
Bazı formlar doğal bazı formlar ise yapaydır. Doğada bulunan ve insan eli
değmemiş formlar doğal formlardır. Ancak doğada bulunan bazı formlar insan
eliyle da yapılabilir. Bu durumda oluşturulan bu formlar da doğal formlardır.
Simetrik Formlar
Bazı formlar belli bir iz düşüme göre (var olduğunu düşündüğümüz) simetrik
bazıları ise asimetrik formlardır. Bu formlarda dikkat çeken en önemli özellik
simetrik denge ve orantıdır.
Simetrik denge; düşey veya eğik bir eksen üzerinde öğelerin aynen tekrar
etmesinden oluşur. Tasarımda fazla ilgi uyandırmaz. Asimetrik denge ise
Formun özelliklerinin
bilinmesi, tasarımın tasarımda farklı görsel ağırlıktaki öğelerin serbest tarzda yerleştirilmesiyle
oluşturulmasında oluşturulur. Tasarımda ilgi çekiciliği, hareketliliği ve dinamizmi artırır. Simetri
kolaylık sağlar. sakinliği ve istikrarı temsil ederken asimetri tam tersine hareketi temsil eder.
Leonardo da Vinci’nin günlüklerinde bulunan insan ve doğanın birbiriyle
bütünlüğünün anlatımı çalışması insanlık için bir dönüm noktası olarak kabul
edilen insan vücudunun simetrik olan denge durumunu gösteren VITRIVIUS adamı
çalışmasıdır. Bu çalışma evrendeki dengeye ve altın oranın fonksiyonuna işaret
etmektedir (Görsel 4.2).
Formun Özellikleri
Bir biçimde var olan anlatımlar; içerik, öz, yapı ve işlevdir. Bu kuralın ana
aktörü ise BİÇİM/FORMDUR. Her tasarım somutlaşırken iki ya da üç boyutlu olma
halinde biçim alır ve bu durumda anlamlandırılır ve süreç seyirciyle buluşan
formlar/biçimlerle tamamlanır.
Formun tasar sürecinden tasarım sürecine kadar geçen süreçte tasarımcıya
yardımcı olan özellik ve işlevler Şekil 4.2 (Formun özellikleri, bunlar; formun
geometrik form, hacim, varlık ve içerik özelliği) ve Şekil 4.3.'te (Formun İşlevleri,
Bunlar: mekan, fonksiyonellik, üslûp ve perspektif) verilmiştir.
Geometrik
İçerik özelliği
form özelliği
Formun
Özellikleri
Doğada bulanan varlıkların belli bir geometrik yapısı vardır. İster doğada
olsun ister insan eliyle yapılmış olsun bu nesneler belli bir formun
Form gerçek bir düzenleyicileridir. Bu düzenlemelerde birbirine uygun olmayan uzaklıktaki
nesnenin karakteristik nesneler arasında bir kopma, dağılma ve parçalanma oluşur. Tam tersi durumda
tüm özelliklerini niteler. ise (uygun aralık ve yakınlıkta) ise birlik ve bütünlük sağlanır.
Hacim Özelliği
Varlık Özelliği
İçerik Özelliği
Formun İşlevleri
Fonksiyonellik Üslup
Mekan Perspektif
Form ile mekân birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. Çünkü form mekânda yer
alır. Diğer bir deyişle form varsa mekân vardır.
FORM VE RİTİM
Formu oluşturan görsel anlatı biçimlerinde, algılamayı ve öğrenmeyi
artıran özellikler bulunmaktadır.
Perspektif formun
önemli bir işlev
elemanıdır.
FORM VE YÜZEY
Doğada, sayısız farklı biçim mevcuttur. Söz konusu bu biçimler tasarım öge
ve ilkeleri yardımıyla herhangi bir yüzey üzerinde gösterilmesi form ve yüzey
ilişkisini doğurur. Yüzey de form oluşturma tasarım öge ve ilkeleri yardımıyla
yapılır ve bu öge ve ilkelere ait yapısal ve işlevsel özellikler, yüzeyde yaratılacak
form ve biçim çalışmaları için de geçerlidir.
Formda kullanılan köşeli-sivri şekiller ile salt şekil olarak yine kendisini
oluşturan geometrik formlar ve bunların türevleri zıtlık etkisi üzerinde taşıyarak
tasada bir hareket etkisi oluştururlar (Çizim 4.5).
İki uç arasında birbirine yakın duran formlar ise az çok birbirlerine
benzerlik gösterdiklerinden uygunluk gösterirler (Bakınız, Çizim 4.4).
Her hangi bir formu anlatma yöntemlerinden biri olan çizgi, yüzeyde form
oluşturmanın en hızlı ve en kolay uygulama yöntemlerinden biridir. Kâğıt üzerine
çizilen bir nesneyi hem gözlerimizle takip eder hem de bir yandan da onu çizmeye
çalışırız.
Böylelikle nesnenin konturlarını ya da çizimdeki figürün sınırlarını belirleyen
çizgileri de oluşturmuş oluruz. Bu sınırları belirlerken figürün kütle ve hacmini de
ortaya çıkartmaya gayret gösteririz (Südor, 2006). Böylece kâğıtta sadece figürün
sınırları belirlemez aynı zamanda figüre boyutsal bir hacim de kazandırılmış olur.
DEFORMASYON
Doğada bulunan canlı ya da cansız varlıkların kendine has özellikleri vardır.
Bu özellikler her tür canlı için farklılık gösterir. Nesneler/canlılar/varlıklar tıpatıp
birbirinin aynısı olmadığı için bu formları yaratan biçimsel farklılıklarda da bazı
bozulmalar yaratılabilir. Deformasyon denilen bu işlem, tasarımcıya biçimleri
istediği gibi bozarak yeni formlar elde etmesine fırsat verir. Bu formlar
tasarımcının çalışma çeşitliliğinde yeni ve özgün tasarımlara da dönüşebilir.
(Bakınız, Görsel 4.3. – 4.4).
Görsel 4.3. de Viktor&Rolf markasının moda tasarımcıları Viktor Horsting ve
Rolf Snoeren’ e ait bir giysi tasarımı verilmiştir. Tasarımda kırılmış bir resim
çerçevesi, giysinin ana beden formuna yerleştirilmiştir.
Tasarımda yaratılan bu deformasyon etkisi, tasarımın genel formunu kırarak
yeni bir form yaratmasına sebep olmuştur. Benzer bir deformasyon işlemi Görsel
4.4. de verilmiştir. Türk asıllı İngiliz moda tasarımcısı Hussein Chalayan’ a ait olan
bu tasarımda, giysinin arka bedeninde kullanılan sert bir malzeme ile çıkıntılı
Giyside yaratılan üçgen formlar yaratılmıştır. Yaratılan bu formlar giysinin dış formunda klasik
deformasyon ile etkileri elbise formunu kırarak tasarım üzerinde deformasyon etkisi yaratmıştır.
farklı özgün formlar
elde edilmektedir.
Form/Biçim
Alıştırmaları, form
ögesinin
kavranmasında ve
uygulanmasında etkili
bir enstrümandır.
•TASARIMDA FORM
•Latince kökenli bir kavram olan form, görsel tasarımda sanat yapıtlarının
bütünsel düzenlenişini ifade etmek için kullanılmaktadır. Çınar ve Çınar
(2018)’de “sınırlanmış/var olan her şey, iki veya üç boyutlu olarak formları ile
vardır” der ve devamla da bir cismin veya bir varlığın dış çizgileri bakımından
niteliği ve bütünselliğini form olarak tanımlar.
•Formun terminolojik diğer tanımlarına baktığımızda en çok “şekil ve biçim”
Özet
kavramlarıyla beraber kullanıldığını görmekteyiz. Divanlıoğlu (1997) “şeklin
ve biçimin tamamlayıcısı” olarak formu, Atalayer (1994) ise “sınırları olan
uzamsal var oluşun form’a biçimin ise canlı varlığa” karşılık geldiğini söyler.
•FORM ALGISI
•Form Algısını Kolaylaştıran Bazı Formsal özellikler:
•1.Form bir nesnede dış sınırları belirler.
•2.Basit bir tanımlamayla form, bir nesnenin enini boyunu genişliğinin
yüksekliğini ve hacmini belirleyen sınırlardır. Başka bir deyişle nesnenin dış
hatlarının çizgileri üç boyutlu ise formdan, yok ise biçimden/şekilden söz
etmek doğru olur.
•3.Form şeklin ya da biçimin üç boyutlu olanıdır.
•4.Form nesnenin varlığını ifade eder.
•5.Formların üç boyutlu olması aynı zamanda nesnenin varlığını ifade eder.
•FORMUN SINIFLANDIRILMASI
•Geometrik Formlar
•Geometrik formların temel kuruluş ilişkilerinin kolaylıkla anlaşılabilmesinde
küp, küre ve piramit gibi üç boyutlu formların da bilinmesi/öğrenilmesi
gerektiği konunun başında belirtilmişti..
•Sembolik Formlar
•Doğada bulunan formlar organiktir. Sembolik formlar ise bir bakıma
değişmez, hafızamızda sabitlenmiş formlardır. Bu formlar temel olarak
bildiğimiz ve algıladığımız formların maddi yapısını içerirler
•Doğal Formlar
•Bazı formlar doğal bazı formlar ise yapaydır. Doğada bulunan ve insan eli
değmemiş formlar doğal formlardır. Ancak doğada bulunan bazı formlar
insan eliyle da yapılabilir.
•Simetrik Formlar
•Bazı formlar belli bir iz düşüme göre (var olduğunu düşündüğümüz) simetrik
bazıları ise asimetrik formlardır.
•Simetrik denge; düşey veya eğik bir eksen üzerinde öğelerin aynen tekrar
etmesinden oluşur. Tasarımda fazla ilgi uyandırmaz. Asimetrik denge ise
tasarımda farklı görsel ağırlıktaki öğelerin serbest tarzda yerleştirilmesiyle
oluşturulur. Tasarımda ilgi çekiciliği, hareketliliği ve dinamizmi artırır. Simetri
sakinliği ve istikrarı temsil ederken asimetri tam tersine hareketi temsil eder.
•Leonardo da Vinci’nin günlüklerinde bulunan insan ve doğanın birbiriyle
bütünlüğünün anlatımı çalışması insanlık için bir dönüm noktası olarak kabul
edilen insan vücudunun simetrik olan denge durumunu gösteren VITRIVIUS
adamı çalışmasıdır.
•Serbest Formlar
•Bazı formlar doğada bulunan diğer formlara benzemez. Bu durumda sanatçı,
estetik açıdan güzel olan bir formu yaratmaya çalışır. Serbest formlarda belli
başlı bazı kurallar aranmazken serbest olmayan diğer formlarda bu kurallar
istenen bir durumdur. Biçimsel açıdan formlar arasında büyük farklar vardır.
Bir kısmı geometrik bir düzen içinde oldukları halde diğer formlar serbest
görünüşte olabilirler. Bu bakımdan formlar arası kurulan bağlantı güç olsa da
yine de birbirleriyle kıyaslanmaları mümkündür.
Özet (devamı)
•Doğada bulanan varlıkların belli bir geometrik yapısı vardır. İster doğada
olsun ister insan eliyle yapılmış olsun bu nesneler belli bir formun
düzenleyicileridir. Bu düzenlemelerde birbirine uygun olmayan uzaklıktaki
nesneler arasında bir kopma, dağılma ve parçalanma oluşur.
•Hacim Özelliği
•Form hacimsel bir özelliğe sahiptir. Dolayısıyla üç boyutludur. Formu
oluşturan ögeler üç boyutlu mekanda veya kağıdın üzerinde görünür hâle
getirildiğinde doku, renk, çizgi şekil, ölçüleri bakımından bir ifade biçimi
hâlini alırlar.
•Varlık Özelliği
•Form, bir yapının tüm karakteristik özelliğini bizlere sunar. Formun bu
özelliği nesnenin doğal yapısına yaptığı göndermeyle açıklar.
•İçerik Özelliği.
•Formun İşlevleri
•Formun Mekân işlevi
•Form ile mekân birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. Çünkü form mekânda yer
alır. Diğer bir deyişle form varsa mekân vardır.
•Formun Fonksiyonellik işlevi.
•Formun Üslup işlevi
•Bir tasarımcının biçimi, formu yaratırken başvurduğu düzenleme, her
tasarımcının kendine özgü anlatımını gösterir. Bu da formun giderek
üsluplaşması anlamına gelir. .
•Formun Perspektif işlevi
•Formun bütünü anlamada perspektifte kullanılan kılavuz çizgilerin önemi
büyüktür.
•FORM VE RİTİM
•Formu oluşturan görsel anlatı biçimlerinde, algılamayı ve öğrenmeyi artıran
özellikler bulunmaktadır.
•Bu özellikler dikkate alınarak oluşturulan formlarda kullanılan unsurlar,
birbiriyle uyum içerisinde olmalıdır. Birinin ya da diğerinin formdan
ayrılması o çalışmanın uyumunu/ritmini/ahengini bozar.
•FORM VE YÜZEY
•Doğada, sayısız farklı biçim mevcuttur. Söz konusu bu biçimler tasarım öge
ve ilkeleri yardımıyla herhangi bir yüzey üzerinde gösterilmesi form ve
yüzey ilişkisini doğurur.
•DEFORMASYON
•Doğada bulunan canlı ya da cansız varlıkların kendine has özellikleri vardır.
Bu özellikler her tür canlı için farklılık gösterir. Nesneler/canlılar/varlıklar
tıpatıp birbirinin aynısı olmadığı için bu formları yaratan biçimsel
farklılıklarda da bazı bozulmalar yaratılabilir. Deformasyon denilen bu işlem,
tasarımcıya biçimleri istediği gibi bozarak yeni formlar elde etmesine fırsat
verir. Bu formlar tasarımcının çalışma çeşitliliğinde yeni ve özgün
tasarımlara da dönüşebilir.
•FORM /BİÇİM ALIŞTIRMALARI
•Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan sıklıkla serbest formlar ya da biçimler etüt
etmeleri istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil eden
çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi formu şekilden ayıran farklılıklardan biridir?
a) Perspektif özelliğinin olmaması
b) Etkisiz olması
c) Noktalarla çalışılması
d) Üç boyutlu olması
e) Renkle boyut kazandırılması
Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.d, 4.a, 5.c, 6.e, 7.a, 8.b, 9.c, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Atalayer, F. (1994). Temel Sanat Ögeleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Çınar, K., Çınar S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Divanlıoğlu, H:D: (a997). Tasarın Öge ve İlkeleri, Birsen Yayınevi, İstanbul.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2015). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri. Ankara: Pegem
Akademi.
Ertürk, K. (2011). Seramik Sanatında Bir Tasarım İlkesi Olan Koramın İncelenmesi
Ve Kişisel Yorumlar, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Seramik Ana sanat Dalı Afyonkarahisar. 26.08.2020
tarihinde file:///C:/Users/HP/Desktop/TEMEL%20TASARIM/TEZ%20PDF.pdf
adresinden erişilmiştir.
Seylan, A. (2005). Temel Tasarım, M-Kitap, Dağdelen Basın Yayın Ltd.Şti. Ankara.
Südor, G. (2006). Temel Sanat Eğitimi. İstanbul: Tiglat Matbaacılık.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, İdeal Kültür&Yayıncu-ılık
TDK; Türk Dil Kurumu, (2020). Form’ un Tanımı, 17.07.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Sanat Terimleri Sözlüğü, (2020). Form’ un Tanımı, 18.07.2020 tarihinde
http://www.sanatsal.gen.tr/sanat-terimleri-sozlugu/ adresinden
erişilmiştir.
Görsel 4.1. Trafik İşaretleri, form algısı 18.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/731483164454890901/ adresinden erişilmiştir.
• Doku Nedir?
TEMEL TASARI
İÇİNDEKİLER
51
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Doku
Doğal Dokular
Doku Nedir?
Yapay Dokular
Tasarımda Doku
Dokunun Özellikleri
TASARIMDA DOKU
Yapısal İşlev
Dokunun İşlevleri
Yardımcı İşlev
Doku Oluşturma
Tasarımda doku
oluşturma
Doku Alıştırmaları
Uygulama Örnekleri
GİRİŞ
Varlıkların yapısal özelliklerini tanımlamaya yardımcı olan doku, kimi
kaynaklarda tekstür kavramının karşılığı olarak kullanılmıştır. Kın (2007) belirli bir
amaç için, birbiri ile bağlantılı elemanlardan oluşan yapıyı “doku” olarak
tanımlamış, doku ile dokumayı (örülerek yaratılmış, halı, kumaş, vb.) tekstür ile de
textile terimini birbiriyle ilişkilendirmiştir.
Var olan her şeyin bir dış yapısı vardır. Bu dış yapı doku olarak adlandırılır.
Kişinin duyu organlarıyla hissettiği değerler de doku olarak adlandırılır (Çınar ve
Çınar, 2018). Nesne ve varlıkların dış yapı özellikleri ve bunların objektif tesirleri
Doku’yu (tekstürü) oluşturur, başka bir deyişle, yüzeylerin dokunsal değerlerine
Dokular genellikle
doku adı verilir (Atalayer, 1994).
düzenli bir şekilde motif
tekrarına giderek, Doku nedir? Sorusuna verilen cevapların çoğu; dokunun elle nesneye
gerçek etkilerini ortaya dokunulduğunda hissedilen yoğunluğu ile gözle görülen yüzeyin pürüzlülük-
koyarlar.
pürüzsüzlükle ilgili özelliklerinin açıklamasıdır. Bunun sebebi, her bir varlığın farklı
yapısal özellik gösteren dokularının girintili-çıkıntılı, aşağılı-yukarılı, sert veya
yumuşak olma gibi özelliklerinin görme algısı üzerindeki baskısından
kaynaklanmaktadır. Doğrudan doğruya deri, sinir fizyolojisine etki eden dokunsal
bir değerdir. Doğrudan dokunma duyumuza etki eden dokular, genellikle zamana
ve doğa koşullarına, dış etkenlere bağlı olarak, yüzeysel görünüşlerinde değişime
uğrarlar.
Sanatsal yapıtlarda doku; daha çok sezgisel olarak deneyimleme ile elde
edilir. Bu sezgisel deneyimleme göz yardımıyla yapılır. Dokunarak da dokunun
varlığı deneyimlenebilir ancak görsel sanatların gözle kurduğu bağın etkisi daha
güçlü olduğu için sezgisel deneyimleme biraz daha ön plana çıkmaktadır.
Doku görsel sanatlar da sıklıkla kullanılan bir tasarım ögesidir. Doğada
bulunan canlıların /varlıkların kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanan pürüzlü,
düz, sivri, alçak, yüksek gibi elimizle dokunarak ya da gözümüzle görerek elde
ettiğimiz etkiler doğal dokuyu verir. Doku, işlev ve anlatım değerlerinin olduğu
bazı özellikleri bünyesinde barındırır. Dokunun bu özellikleri aynı zamanda işlevi
ile de ilişkilidir.
Doku, tasarımın temel Doğada bulunan dokuların yapısal işlevleri pek çok gelişmeye ilham kaynağı
ögelerinden biri ve en olmuştur. Örneğin, kirpinin kendini korumak için sırtında bulundurduğu dikenleri,
özgün olanıdır. çiftçinin tarlasını korumak için geliştirdiği dikenli tel fikrine ilham kaynağı
olmuştur.
Doğaya ait, doğada bulunan dokular doğal dokular, İnsan eliyle yapılmış
maddenin doğal yapısında olmayan, malzemenin ürüne/tasarıma dönüştürüldüğü
dokular ise yapay /suni dokular denir. Doğal dokuyu belirleyen nesnel özellikler;
pürüzler, düzlükler, sertlikler, çıkıntılar, sivrilikler ve deliklerdir. Bunlar hacimsel
olarak hem iki hem de üç boyutlu olabilirler. Doğal dokularda dış yapı ile içyapı
arasında bir uyum vardır.
DOKU NEDİR?
Nesneleri ya elle dokunarak ya da ışık yolu ile gözle algılarız. Elle dokunarak
algılamada dokunsallığı hissettiren derimizdir. Dokunma hissi, sert doku, yumuşak
doku gibi ifadelerle yorumlanır. Nesnenin hissettirdiği bu hisler dokunsal ya da
görsel duyularla algılanır.
Kimi nesnelerin, cisimlerin dokularını sadece görerek kimilerini ise hem
görerek hem de dokunarak anlarız.
Sanatsal anlamda doku, göze hitap eden ve estetik değer taşıyan etkilerdir.
Bu etkileri, gözle algılarız. Bu durumu da tasarımın kurgusu ve duygu aktarma ile
ilişkilendirebiliriz. Doku genel olarak bilinçaltı düzeyde sezgisel olarak ortaya çıkan
bir deneyim olduğuna göre, tasarımcı göze hitap eden böyle bir etkiyi
gerçekleştireceği tasarımın kurgusuna, yöntemine ve uygulamasına aktarırsa
dokunun göz yoluyla algılanmasına hizmet etmiş olur.
Doku, fonksiyonu ortaya koyduğunda görsel etki güçlü olur. Yerinde gerekli
bir tarzda kullanılırsa tasarımda doku etkisi güçlenir ve canlılık kazanır.
Hemen her şeyin yüzeyini örten bir dokusu vardır. Doğal ve doğal olmayan
dokunun yanı sıra görsel doku olarak adlandırılan dokular da vardır. Örneğin,
dokunarak algılayamadığımız pürüzlülük hissini almadığımız bazı dokuları gözle
algılayabiliriz. Bu dokular, maddi hacimli formların iki boyutlu yüzeylere
aktarılmasında uygulanan yapay doku etkileridir.
Doğal Dokular
Dünya üzerinde bulunan hemen hemen her şey de doku görülmektedir.
Varlıkların kendine has bir yüzeyi ve bu yüzeyi örten belli yapısal fonksiyonlara
sahip bir dokusu vardır. Dokunun, doğası gereği meydana gelme, yaşamsal
süreçler içerisinde gelişme ve büyüme eğilimleri, dokuların yapısal formlarında
olan sürekli bir değişimin habercisidir.
Görsel tasarımda yapay doku, dokunsal veyahut görsel dokunun ışık yoluyla
bıraktığı hissin iki boyutlu olanla ifade edilmesidir. Bu doku türü, yalnızca çizimle
değil mekanik olarak birçok teknikle de yapılabilir (Çizim 5.1).
TASARIMDA DOKU
Doku, plastik sanatların görsel/temel tasarımın beş duyuya seslenen anlatım
dili ve düzenin en önemli elemanıdır (Civcir, 2015).
Yapay dokular maddenin
doğal yapısında olmayan Belirli bir ışık altında yüzeyler değişik dokusal karakterler kazanırlar. Işığın
dokulardır. Bunlar temel yönü, şiddeti, açısı görme algısı üzerinde farklı etkiler yaratır. Tasarımda
tasarımı oluşturan diğer oluşturulan doku, iki veya üç boyutlu tasarımlarda çizgiden tasara kadar anlatım
ögelerle ( nokta, çizgi, ve biçimlendirmeyi yönlendirici bir unsurdur.
form, espas, renk) iç
içedir. Tüm bu ögeler Kullandığı görsel dil tasarıma zenginlik katar. Ancak hiç unutulmaması
birleşerek dokunun gereken en önemli unsur, dokunun yerinde ve oranında kullanılmasıdır. Yarattığı
yaratılmasına katkı sanatsal etkiyle doku, iki boyutlu yüzeylerden maddi hacimli formlara dönüşte
sunarlar. anlatısal yolu kolaylaştırır. Bu durum sanatçının/tasarımcının yaratıcılığına da
büyük katkı sağlar (Görsel 5.5).
DOKU ÖZELLİKLERİ
Tasarımın yüzeyinde
oluşturulan farklı Dokunun kendine has birçok özelliği vardır. Ancak bu özellikler açıklanırken
derinlikler, tasarımı üç dokunun tasarımsal etkileri düşünülerek bir sınırlandırmaya gidilmiştir. Buna göre
boyutlu olarak dokuya ait bazı özellikler aşağıda maddeler hâlinde verilmiştir.
algılamamızı sağlar. • Doku yüzeyde oluşur ve görsel algı olarak doku, yüzeyde
oluşan/oluşturulan bir etkidir.
DOKU İŞLEVLERİ
Dokular işlev/fonksiyon üzerine kuruludur. Görsel tasarımda bu işlevler
özellikle göze hitap etmesi üzerine şekillendirilmiştir.
Dokunun en önemli
plastik etkisi •Örneğin, kinetik sanattan beslenen bir moda tasarımcısı için
Örnek
Yapısal İşlevler
Dokunun yapısından kaynaklanan özellikleri yapısal işlevini oluşturur.
Büyüme- çoğalma, güçlenme, katlanabilme ve esneklik bu özelliklerden bazılarıdır.
Doğada bulunan ve maddeyi oluşturan en küçük yapı taşından en büyüğüne
kadar hepsinin ortak özelliği büyüme ve çoğalma eğilimleridir. Bu eğilim en
basitten en karmaşığa doğru olur. Bu durumda en basit formdan en karmaşık
organizmaya kadar tüm canlılar parçadan bütüne doğru gelişir ve büyürler. Bu
büyüme de bazı faktörler o canlının ya da organizmanın hücresel yapısında etken
rol oynar.
Doğada görülen birçok hücresel yapı, tasarımın ürün geliştirme süreçlerinde
kullanılmaktadır. Doğada en çok ilgi çeken hücresel yapılardan biri fraktal
dokulardır. Bu doku özelliği ünitenin doğal dokular başlığıyla verilen bölümünde
ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bir başka ilgi çeken yapısal doku ise bal peteği
Bal peteğinin yapısal formuna benzer bir biçimi, bir tekstil yüzeyi olan balık
ağında da görmekteyiz. Görsel 5.8. (A) bir balık ağı ile (B) de ağda kullanılan bir
örme tekniği verilmiştir. Görselde verilen ağ, halat sicim ya da plastik tabanlı
sağlam bir malzemedir. Bu malzeme ağın işlevselliğinin ön plana çıkarıldığı bal
peteği dokusuna benzer bir biçimde örülmesiyle elde edilmiştir.
Dokuların psikoloji
ifadeleri genel olarak,
ruhsal yapıyı
hareketlendiren ve Yardımcı İşlevler
sessizlik yaratarak
dinlendiren etkileri de Dokunun, koruma, sürtünme, yapışma, temizleme ve geçirgenlik gibi
vardır. Örneğin; sert yardımcı işlevleri de vardır.
dokular mücadele hissi
yaratacağından İnsanın doğayla olan mücadelesinde yine doğa ilham kaynağı olmuştur.
izleyicisini yorar. Aksine Doğadaki canlıların doğal ortamların da canlı kalma, doğaya uyum gösterme gibi
yumuşak dokular koruma/korunma içgüdüleri vardır. Bazı canlılar bu içgüdüye ilaveten yapısal
rahatlık etkisi uyandırır. özellikleri de onları dışardan gelebilecek tehlikelere karşı koruyucu kılmıştır.
DOKU OLUŞTURMA
Tasarım yapma da doku önemli bir ögedir. Doğada sınırsız doku çeşidi
vardır. Aynı çeşitliliği sanatçıların/tasarımcıların, tasarımda doku oluşturma
yöntem ve tekniklerinde de görmekteyiz. Doku oluşturma da kullanılan yöntem ve
teknikler genel olarak dört grupta incelenebilir. Bunlar; tekrar, renklendirme, kolaj,
benzerlik ve süsleme ile doku oluşturmadır. Şekil 5.1.’de doku elde etme yöntem
ve tekniklerinin özellikleri, etkileri ve uygulama örnekleri detaylı bir şekilde
açıklanmıştır.
Kolaj
Renklendirme Benzerlik
Doku
Tekrar Süsleme
Oluşturma
Dokusunu
algılayabildiğimiz ya da
şeffaf olarak
görebildiğimiz dokulara
karşı rahatlıkla Şekil 5.1. Doku oluşturmada kullanılan yöntem ve teknikleri
dokunma hissi
uyandırırken, dokusunu Tekrar Yöntemi ile doku oluşturma
anlayamadığımız ya da
göremediğimiz Dokunun estetik yaratan yöntemlerinden biri birimin/yapının/parçanın
dokulara karşı daha tekrarlanmasıdır. Tekrar yönteminde kullanılan parça/birim gerçek dokulardır.
temkinli bir yaklaşım Doku, birbirinin aynı ya da benzeri biçimlerin belli bir sistemde yan yana dizilişleri
sergileriz. ile meydana gelir. Birbirine benzeyen yapıların yan yana geliş dizilerinin tekrarı,
tasarımdaki doku etkisini artırır. Çizim 5.3. de tekrar yöntemi ile oluşturulan doku
çalışması verilmiştir. Çalışmada belli bir ölçüde bir araya gelmiş küplerin tekrar
dizilişleri ile oluşturulan bir doku örneği, bir öğrenci çalışması üzerinden
gösterilmiştir.
Bireysel
Etkinlik
Benzerlik yöntemi ile doku oluşturma
Benzer dokular tekrar ilkesi ile oluşturulur (Bakınız, Ünite 8). Benzerlikler
birbirinin tekrarını doğurur. Tekrarın olduğu yerde de dokudan söz etmek
mümkündür.
DOKU ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan sıklıkla doku etüt etmeleri istenir. Bu tür
Doku Alıştırmaları, uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
tasarımda doku “Doku Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
ögesinin kavranmasın
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
da ve uygulanmasında
çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
etkili bir enstrümandır.
Çizim 5.4.
Çizim 5.5
Çizim 5.6.
Çizim 5.7.
Çizim 5.8.
•DOKU NEDİR?
•Doğadaki nesnelerin dış görünüşlerini oluşturan yüzey yapılarına “doku”
denir. Bütün nesnelerin kendine has dokusal özellikleri vardır. Doğadaki
nesnelerin/canlıların kendilerine has bu özellikleri dış görünüşlerindeki
farklılıktan ileri gelir. Bu farklılık aynı zamanda o nesnenin/canlının dokusal
farklılığını gösterir.
Özet
•Doku görsel sanatlarda oldukça fazla kullanılan bir tasarım ögesidir. Dokular
oluşumlarına göre doğal ve yapay dokular olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
•Doğal Dokular
•Doğal dokular, varlıkların doğal gelişiminin bir sonucu olarak ortaya çıkarlar.
Yani, nesnelerin özünde bulunan en doğal halinin dış görünümlerine
yansımasıdır. Dokuları girintili-çıkıntılı, aşağılı-yukarılı, pürüzlü-pürüzssüz
olarak tanımlarız. Genellikle bu dokuları dokunsal olarak dokunarak anlarız
•Yapay Dokular
•Maddenin kendi doğal yapısında olamayan dokular yapay dokulardır. Bu
dokuya suni doku da denir. Bu dokular teknik ve teknolojide yaşanan
gelişmelerle birlikte çeşitlenmektedir
•TASARIMDA DOKU
•Doku, tasarımı zenginleştiren bir ögedir. Sınırsız çeşitliliğiyle doğayı
zenginleştirdiği gibi sanatı ve tasarımı da zenginleştirir. Pek çok tasarımcı
dokuyu tasarımlarında kullanır. Bütüne olan etkisi, dokuyu tasarımın en
önemli ögesi haline getirmiştir. Düzenli tekrarlarla oluşturulan dokular
tasarımda ritim ve armoni etkisini de güçlendirir. Dokunun tasarım
üzerindeki görsel algılaması ışık sayesinde olur. Tasarımın zemin yüzeyinde
dokuyu veren katman, yüzeyin aşağı ve yukarı yönlü hareketlilik sağlar.
Tasarımda yaratılan bu hareketlikler, dokuda derinlik algısı yaratarak
tasarımın formunun üç boyutlu olarak algılanmasını sağlar.
•DOKU ÖZELLİKLERİ
•Dokunun kendine has birçok özelliği vardır. Ancak bu özellikler açıklanırken
dokunun tasarımsal etkileri düşünülerek bir sınırlandırmaya gidilmiştir.
Buna göre dokuya ait bazı özellikleri şunlardır:
•Doku yüzeyde oluşur ve görsel algı olarak doku, yüzeyde
•oluşan/oluşturulan bir etkidir.
•Dokunarak ya da görerek algıladığımız doku, hem görme hem de dokunma
duyumuza hitap eder.
•Doğada her canlının/varlığın kendine has bir dokusu vardır. Bunlar doğal
dokular olarak adlandırılır. Bu dokular eskiden beri sanat ve tasarımın ilham
kaynağı olmuştur.
•Doku tek başına biçim ögesi değildir. Çizgi, form, tekrar, ritim, kontrast gibi
diğer tasarım öğeleriyle birlikte kullanılır.
•Dokunun en önemli plastik özelliği duyularımıza hitap etmesidir. Ağaç
gövdesinin pürüzlülüğü, kumaşın yumuşaklığı gibi belirgin doku
tanımlamalarının sembolize edilmesinde dokular etkin rol oynar.
•DOKU İŞLEVLERİ
•Dokular işlev/fonksiyon üzerine kuruludur. Görsel tasarımda bu işlevler özellikle
Özet (devamı) göze hitap etmesi üzerine şekillendirilmiştir. Dokular işlevlerine göre iki bölümde
incelenebilir. Bunlar:
•Yapısal İşlevler
•Doğada bulunan ve maddeyi oluşturan en küçük yapı taşından en büyüğüne kadar
hepsinin ortak özelliği büyüme ve çoğalma eğilimleridir.
• Yardımcı İşlevler
•Dokunun, koruma, sürtünme, yapışma, temizleme ve geçirgenlik gibi yardımcı
işlevleri de vardır. İnsanın doğayla olan mücadelesinde yine doğa ilham kaynağı
olmuştur.
•DOKU OLUŞTURMA
•Tasarım yapma da doku önemli bir ögedir. Doğada sınırsız doku çeşidi vardır.
Doku oluşturma da kullanılan yöntem ve teknikler genel olarak dört grupta
incelenebilir. Bunlar: tekrar, renklendirme, kolaj, benzerlik ve süsleme ile doku
oluşturmadır.
•Tekrar Yöntemi ile doku oluşturma
•Dokunun estetik yaratan yöntemlerinden biri birimin/yapının/parçanın
tekrarlanmasıdır. Tekrar yönteminde kullanılan parça/birim gerçek dokulardır.
Doku, birbirinin aynı ya da benzeri biçimlerin belli bir sistemde yan yana dizilişleri
ile meydana gelir.
•Renklendirme tekniği ile doku oluşturma
•Renklendirme tekniğinin sanat ve tasarımda kullanıldığı alanlar oldukça geniştir.
•Kolaj tekniği ile doku oluşturma
•Bu teknik ilk defa kübist ressamlar tarafından kullanılmıştır. Sanatçıların
çalışmalarında sıklıkla başvurdukları bu teknik, birbirine aykırı formların aynı yüzey
üzerinde bir araya getirilmesinde etkilidir. Uygulamada, belli yöntem ve
tekniklerle nesnelerin/parçaların/birimlerin üst üste, alt alta, yan yana bir araya
getirilmesiyle oluşturulan bir kompozisyon oluşturulur
•Benzerlik yöntemi ile doku oluşturma
•Benzer dokular tekrar ilkesi ile doku oluştururlar. Benzerlikler birbirinin tekrarını
doğurur. Tekrarın olduğu yerde de dokudan söz etmek mümkündür.
•Süsleme tekniği ile doku oluşturma
•Bezeme /süsleme sanatlarında kullanılan süsleme teknikleriyle, üslûp özelliği olan
dokular oluşturulur.
•DOKU ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar ünitenin bu
bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde dokunun tanımlarından biri değildir?
a) Tek boyutludur.
b) Doku tasarımın temel ögelerinden biri ve en özgün olanıdır.
c) Boyutsaldır.
d) Derinlik etkisi verir.
e) Doğada bulunur.
Cevap Anahtarı
1.a, 2.d, 3.e, 4.a, 5.c, 6.d, 7.a, 8.b, 9.c, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Atalayer, F. (1994). Temel Sanat Ögeleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir.
Civcir. E. (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi, Ankara.
Çınar, K., Çınar S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları
Karslıgil, G.(2014). Güncel Sanatta Kurgusal Kolaj Okumaları, Yüksek Lisans Tezi
Resim Anasanat Dalı, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Ankara.
22.07.2020 tarihinde
https://dspace.gazi.edu.tr/bitstream/20.500.12602/152663/1/4bebbbb9cfa
d9488d0a6cd2645a0898b.pdf adresinden erişilmiştir.
Kın, R.E. (2007). Tasarımda Doku Kavramı ve İşlevselliği, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 23.07.2020 tarihinde
file:///C:/Users/HP/Desktop/TEMEL%20TASARIM/DOKU.pdf, adresinden
erişilmiştir.
Görsel 5.1. (A). Ağaç gövdesi dokusu, 20.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/608267493402102096/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 5.2. (A). Fraktal dokular, 28.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/163748136439291052/, erişilmiştir.
Görsel 5.3. Iris van Herpen giysi tasarımı
20.07.2020 tarihinde https://www.irisvanherpen.com/haute-couture/sensory-
seas, adresinden erişilmiştir.
Görsel 5.5. Tekstil ve moda tasarımı alanında serbest yüzey çalışması, (soldaki
görsel) 21.07.2020 tarihinde
https://lealamode.tumblr.com/post/40490137257/monsieur-j-felicity-
brown-ss-2011-runway adresinden erişilmiştir.
(Sağdaki görsel) 28.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/search/pins/?q=texture%20in%20fashion&rs=type
d&term_meta[]=texture%20in%20fashion%7Ctyped adresinden erişilmiştir.
Görsel 5.6. Serbest doku çalışması
28.18.2020 tarihinde https://tr.pinterest.com/pin/304907837247917423/
adresinden erişilmiştir.
Görsel 5.7. Petek Doku 21.07.2020 tarihinde
https://patternobserver.com/2011/11/21/found-patterns-honeycomb/
adresinden erişilmiştir.
Görsel 5.8 (A). Balık ağı,
https://tr.pinterest.com/pin/827958712727029620/adresinden 21.07.2020
tarihinde erişilmiştir.
ÜNİTE
6
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Espas
Üç Boyutludur
Espas çeşitleri
Nesneler Arasındadır
Kullanılmayan Alan
Değildir
Espas Özellikleri
Özneldir
TASARIMDA ESPAS
Dokulu Alanlarda da
Yaratılabilir
Biçimlerin / Formların
Etkisini Ortaya Koyar
Espas Fonksiyonları
Yakınlık - Uzaklık İlişkisi
Espas ve Mekân
Uygulama Örnekleri
Espas Alıştırmaları
GİRİŞ
Sözlük anlamıyla espas, baskı alanında bir kelimenin harflerini ayırmak için
kullanılan “aralık” anlamına gelmektedir. (TDK, 2020). Fransızca “espace”
kelimesinden gelen espas (boşluk), uzayın sınırlanmış bir parçasıdır (Buyurgan ve
Mercin, 2005). Sürekli ve sonsuz yapıdaki bu boşluk varlığı olan değerli bir
boşluktur.
Bazı kaynaklarda aralık ya da boşluk kavramları olarak da kullanılmaktadır.
“Aralık”, yüzeyler ve cisimler arasındaki mesafeyi, boşluk da farklı büyüklük ve
küçüklüklerde düzenleme ya da tasarım yapmak amacıyla formlar arası bırakılan
aralıklardır.
Görsel/temel tasarımda espas oldukça önemli bir ögedir. Südor’ un Temel
Sanat Eğitimi kitabında (2004) boşluğu bir takım orantısal hesaplarla açıklarken
Ertok Atamaca (2014) ise boşluk-doluluk ilişkisi ile espası açıklamıştır.
Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere espas ile verilen diğer
terminolojik tanımlar birbirinin aynıdır. Açıklamaların ortak noktası ise tasarımda
tekrarlarla yaratılan boşluklardır.
Algısal çeşitlilik aralar Boşluk, figüratif desen çalışmalarında da kullanılmaktadır. İki boyutlu yüzey
arasındaki çalışmalarından hacimli formlara geçişte figür çalışması önemlidir.
mesafelerden
kaynaklanmaktadır. Espas, tasarımı oluşturan öge ve ilkelerin özelliklerini, oranını ve ölçüsünü
Görme konimiz belli ve en önemlisi de etkisini ortaya çıkaran önemli bir unsurdur. Bu nedenle
özellik ve açılara tasarımda kullanılan doku, form, renk, nokta ve çizgi ögelerinin etkilerine göre
sahiptir. Bu da görsel espaslar kurgulanmalıdır. Tasarımın kurgusunda sanatsal bir anlam ve estetik bir
algıda aralık ögesini etki yaratılabilmesi için espasın doğru dengelenmesi gerekmektedir. Doğru
algılanabilir kılar. espaslarla yakalanan etki, tasarımın sanatsal değerini yükseltir ve çalışmanın
görsel anlamda ilgi çekici görünmesini sağlar.
Bu etki sert, katı ve büyük olursa “majör”, küçük olursa “minör” ikisi
arasında kalan etliler için de “orta-vasat” sıfatlarıyla derecelendirilir.
Espas, tasarımda kullanılmayan alan değildir. Aksine tasarımcı tarafından
bilinçli olarak bırakılmış mesafeler, boşluklardır. Tasarımda espas; zıtlık, derinlik,
denge, vurgu, boşluk-doluluk, yakınlık-uzaklık, büyüklük – küçüklük etkileri
yaratarak tasarımı sıkıcılıktan, durağanlıktan ve hareketsizlikten çıkararak heyecan
uyandıran yeni ve farklı tasarımlara dönüştürür.
Tasarımda espas’ ı kullanım yerine ve etkisine göre dört gruba ayrılır.
Bunlar: aynı, farklı ve uygun aralık ile aralıksızlıktır.
“Tasarımda Espas” konulu bu ünite altı ana başlıktan oluşmuştur. Bunlar;
espas nedir? Espas çeşitleri, espasın özellikleri, espasın fonksiyonları, espas ve
mekân ile espas alıştırmalarıdır. Bu başlıkları kısaca inceleyecek olursak ilk ana
başlıkta espasın tanımı ile terminolojik diğer tanımlarına yer verilmiştir. Espas
çeşitleri, özellikleri ve fonksiyonları görsel, çizim ve şekillerle desteklenerek
anlatılmıştır.
Espas ve mekân ilişkisi ile son olarak öğrenci çalışmaları üzerinden espas
alıştırmaları ile ünite anlatımı tamamlanmıştır.
ESPAS NEDİR?
Aralık ya da boşluk olarak da kavram karşılığı olan espas, tasarımda yer alan
benzer ya da farklı ögelerin belirli bölgelerde yığılmalarına ya da çoğalmalarına
karışlık bazı bölgelerde seyrekleşmesi ya da hiç bulunmaması halidir. Bu boşluklar
tasarımcı tarafından bilinçli kullanılan anlamlı boşluklardır. Bu boşluklar yerli
yerinde kullanılır ve asla izleyicine bitmemişlik hissi uyandırmaz (Özsoy ve Ayaydın,
2016).
Görsel tasarımda espas, önemli bir ögedir. Her ne kadar tasarımda boşluk,
olumsuz bir anlam içerse de oluşturulan boşluklar, tasarım için önemlidir. Boşluk
anlamıyla espas, figüratif desen çalışmalarında da kullanılmaktadır. Bu durumda
iki boyutlu yüzey çalışmalarından hacimli formlara geçişte figür çalışmalarına yer
verilir. Görsel bir tasarımda ise espas, nesnelerin ya da kurguların birbiri arasındaki
uzaklığını ifade eder.
Yani, resimde boşluk anlamıyla espas; görsel elemanlar arasındaki boşluğu
aralık anlamıyla espas, tasarımda kullanılan ögeler arasındaki mesafeleri, aralıkları
anlatmak için kullanılır. Boşluk ister resim dilinde figüratif bir anlatım biçimi olsun
isterse tasarımda bilinçli olarak bırakılan anlamlı boşluklar olsun her ikisinde de
sanatçı/tasarımcı çalışmalarında orantıları, boşlukları - dolulukları ve bunların
arasındaki mesafeleri yerli yerinde doğru olarak kullanması gerekmektedir (Çizim
6.1).
Örnek
espas etkisi zayıf olur.
Büyük ve düzensiz aralıklar daha hareketli bir espas etkisi yaratırken küçük
ve birbirine yakın aralıklar monotonluk, sıkıcılık etkisi yaratır. Böyle bir durumda
yeni bir düzenlemeye gidilerek formlar arası boşluk ve doluluk oranlarını
ayarlamak gereklidir.
Tasarımın bütününde birlik, uyum, oran, denge kadar
nesneler/formlar/şekiller arası ya da kurgular/tekrarlar arası mesafe /aralık/espas
da önemlidir. Doğru ayarlanmış mesafeler arası espas, tasarımı durağanlıktan
çıkararak hareketlendirir ve yarattığı dinamizm etkisi ile tasarımı sanat nesnesine
dönüştürür. Çizim 6.3. de noktaların belirli bir düzende (grup hâlinde) bulundukları
görsel etkisi tasarımda espasla vurgulanmıştır. Çalışmada, bir araya gelen açıklı
Espas uygun tasarım koyulu noktaların oluşturduğu derinlik yaratılan boşluklarla, espaslarla
öge ve ilkelerinin
sağlanmıştır (Tasarımda Nokta konusu Ünite 2’de ayrıntılı olarak verilmiştir).
kullanımı ile tasarımda
derinlik etkisi
yaratabilir.
ESPAS ÇEŞİTLERİ
Espas çeşitlilik bakımından dörde ayrılır. Bunlar; aynı aralık, farklı aralık,
uygun aralık ve aralıksızlıktır. Espas çeşitleri Şekil 6.1.’de verilmiş ve aşağıda bu
birlik çeşitleri metin içinde açıklanmıştır.
Uygun
Farklı Aralık Aralık
Bir tasarımı oluşturan aynı büyüklükteki biçimleri hatta renk ve dokuları aynı
aralıklarla, farklı aralıklarla, uygun aralıklarla ya da aralıksız olarak
yerleştirildiğinde, elde edilecek kurgulardaki varyantlar da farklı olur. Bu yüzden
espasın çeşidinden çok etkisi önemlidir. Bu bakımdan espası kurgularken; doku
Espas tasarımda renk, biçim, yön gibi tasarım öge ve ilkelerinin de iyi bilinmesi gerekmektedir.
kullanılırken, tasarımın
Tasarımı düzenlerken yüzey üzerinde bazı bölgelerde boşluklar bırakılırken
bütününü oluşturan
tüm öge ve ilkelerin bazı bölgelerde doluluk sağlanması; görsel anlamda estetik bir kaygı ile tasarın
etkilerini korumaları hazırlanması ve tasarım üzerinde vurgulara, hareketlere yer verilmesi çalışmayı
beklenir. daha ilgi çekici ve canlı yapar (Görsel 6.1).
Görsel 6.1’de verilen giysi tasarımı, moda tasarımcı Coco Chanel’in 2019
ilkbahar-Yaz Couture koleksiyonuna ait bir giysidir. Farklı aralıklarla düzenlenen üç
boyutlu çiçeklerin belli boşluklarla giysinin ön ve arka beden formunda
kullanılmıştır. Yüzeye tutturulan bu çiçek formlarıyla espasta “farklı aralık” ilişkisi
kurulmuştur.
Tasarımda espas kullanımı için bir diğer örnek Görsel 6.2. de verilmiştir.
Tasarım, moda tasarımcı Alexander McQueen’in 2007 sonbahar/kış
koleksiyonunda yer alan bir giysi tasarımıdır. Yüzeyde benzer formlarda üç boyutlu
çiçek dokular kullanılmıştır. Bu formlar yüzeyin kimi yerinde “uygun aralıkta” kimi
Espas, tekstil ve moda
yerinde ise “aralıksız” olarak yerleştirtilmiştir. Ayrıca giyside bilinçli boşluklarla
tasarımı alanında da
sıklıkla kullanılan bir yaratılan vurgu, tasarımı daha ilgi çekici ve canlı bir görüntüye kavuşturmuştur.
tasarım ögesidir.
ESPASIN ÖZELLİKLERİ
Espas’ a ait bazı özellikler aşağıda maddeler hâlinde verilmiştir.
• Üç boyutludur.
• Nesneler arası yakın bir ilişki kurar.
• Tasarımda kullanılmayan alan değil tasarımcı tarafından verilmiş anlamlı
boşluklardır.
• Şekiller, biçimler, formlar arasında yaratılan boşluklar özneldir. Bu da
izleyicisinde göz yanılsamaları meydana getirebilir.
• Dokulu alanlarda da espas yaratılabilir. Espas yaratırken sadece boşluklar
üzerinde ya da zeminin boş kalan kısımlarında espas olmak zorunda
değildir.
• Genellikle biçimlerin özelliklerini, ölçülerini ve etkisini ortaya koyar
• Tasarımda zıtlık ve derinlik etkisi yaratır.
• Tasarımı monotonluktan çıkarır.
• Tasarımda kullanılan diğer öge ve ilkelerle birlikte kullanıldığında tasarıma
denge sağlayarak tasarıma düzen getirir.
• Tasarım ögelerinin vurgusunu artırır.
• Tasarıma katılan tüm biçimsel formları etkiler.
Bireysel Etkinlik
inceleyerek espasın aynı, farklı, uygun ve aralıksızlık çeşitleri
üzerine tekstil ve moda tasarımı alanında bir sentez
oluşturunuz. Sonuçları değerlendiriniz.
Bireysel Etkinlik
tasarımda espas konusuna transfer ederek örnek bir
çalışma yapınız. Yapacağınız bu çalışma A3 boyutunda
dosya kağıdı üzerine elde içi dolu yuvarlaklarlar
oluşturabileceğiniz gibi yuvarlak şekilleri olan şablon
cetveller de kullanabilirsiniz.
ESPASIN FONKSİYONLARI
Tasarımda kullanılan espas, çeşitli fonksiyonlara sahiptir. Bunlardan en
önemlisi, tasarımda yakaladığı etkidir. Bu etki espasın ilişkide olduğu fonksiyonel
özelliklerinin bilinmesi ile sağlanır. Espasın tasarımda kullanımında en çok
kullanılan fonksiyon özellikleri şunlardır:
(A)
Tasarımda kullanılan
tasarım öge ve ilkeleri,
espası oluştururken
yardımcı elemanlar
olarak görev alırlar.
(B)
Çizim 6.6. (A) ve (B) Çizgi ve noktalarla oluşturulmuş espas çalışmaları
Bireysel Etkinlik
inceleyerek cetvel ya da gönye yardımıyla bir örnek espas
çalışması yapınız.
Yakınlık-Uzaklık İlişkisi
Doğayla etkileşimi güçlü olan insan, etrafında bulunan
nesneleri/canlıları/formları sürekli olarak aralık/boşluk/espas ile kurgular.
Göz, önünde uzanan manzarayı en yakından en uzağa kadar olan tüm
manzarayı yakınlık-uzaklık ilişkisi içerisinde algılar (Südor, 2006).
ESPAS ve MEKÂN
Tasarımda espastan kast edilen çoğunlukla mekândır. Çünkü boşluklar veya
aralıklar tasarıma mekânsal bir algı yaratır. Bir başka deyişle boşluklar mekân
olarak algılanır.
•Örneğin, insan için evi, ağaç için orman, balık için ise deniz yaşamı
Örnek
mekânlardır.
ESPAS ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan sıklıkla espas çalışması yapmaları istenir. Bu tür
uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
“Espas Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
Espas Alıştırmaları,
tasarımda espasın
kavranmasın da ve
uygulanmasında etkili
bir enstrümandır.
•ESPAS NEDİR?
•Sözlük anlamıyla espas “aralık” olarak ifade edilmektedir. Espası kimi
kaynaklarda boşluk kimi kaynaklarda ise aralık kavramlarının karşılığı olarak
da görürüz. Fransızca “espace” kelimesinden gelen espasın sözlük anlamı;
baskı alanında bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden
daha kısa ve küçük metal çubuk ile aralık anlamlarında kullanılmıştır.
Özet
•Aralık ya da boşluk olarak da kavram karşılığı olan espas, tasarımda yer alan
benzer ya da farklı ögelerin belirli bölgelerde yığılmalarına ya da
çoğalmalarına karışlık bazı bölgelerde seyrekleşmesi ya da hiç bulunmaması
halidir. Görsel tasarımda boşluk ve aralık kavramları oldukça önemli
kavramlardır. Her ne kadar tasarımda boşluk, olumsuz bir anlam içerse de
oluşturulan boşluklar, tasarım için önemlidir.
•Tasarımda benzer ya da farklı ögeler arasında kalan mesafeler espası
oluşturur. Bu ögeler, yüzeyde ya belli yerlerde yığılarak ya da bazı yerlerde
seyrekleşerek hatta hiç bulunmama üzerine de kurgulanabilirler. Ancak
burada kast edilen espas, tasarımcı tarafından bilinçli olarak bırakılan anlamlı
boşluklardır. Yani burada bitmemişlik hissi yoktur. Eğer bu rastgele yapılmış
olsaydı biçimler arasındaki boşluk, espas yerine bitmemişlik hissi
uyandırabilirdi.
•Tasarımın bütününde birlik, uyum, oran, denge kadar
nesneler/formlar/şekiller arası ya da kurgular/tekrarlar arası mesafe
/aralık/espas da önemlidir. Doğru ayarlanmış mesafeler arası espas, tasarımı
durağanlıktan çıkararak hareketlendirir ve yarattığı derinlik etkisi ile tasarımı
sanat nesnesine dönüştürür.
•ESPASIN ÇEŞİTLERİ
•Espas’ı dörde ayırabiliriz. Bunlar:
•1.Aynı aralık
•2.Farklı aralık
•3.Uygun aralık
•4.Aralıksızlıktır.
•Bir tasarımı oluşturan aynı büyüklükteki biçimleri hatta renk ve dokuları aynı
aralıklarla, farklı aralıklarla, uygun aralıklarla ya da aralıksız olarak
yerleştirildiğinde, elde edilecek kurgulardaki varyantlar da farklı olur..
•ESPASIN ÖZELLİKLERİ
•1.Üç boyutludur.
•2.Nesneler arası yakın bir ilişki kurar.
•3.Tasarımda kullanılmayan alan değil tasarımcı tarafından verilmiş anlamlı
boşluklardır.
•4.Şekiller, biçimler, formlar arasında yaratılan boşluklar özneldir. Bu da
izleyicisinde göz yanılsamaları meydana getirebilir.
•5.Dokulu alanlarda da espas yaratılabilir. Espas yaratırken sadece boşluklar
üzerinde ya da zeminin boş kalan kısımlarında espas olmak zorunda değildir.
•6.Genellikle biçimlerin özelliklerini, ölçülerini ve etkisini ortaya koyar.
•7.Tasarımda zıtlık ve derinlik etkisi yaratır.
•8.Tasarımı monotonluktan çıkarır.
•9.Tasarımda kullanılan diğer öge ve ilkelerle birlikte kullanıldığında tasarıma
denge sağlayarak tasarıma düzen getirir.
•10.Tasarım ögelerinin vurgusunu artırır.
•11.Tasarıma katılan tüm biçimsel formları etkiler.
•ESPASIN FONKSİYONLARI
Özet (devamı)•Boşluk-Doluluk İlişkisi
•Gözümüz boşluk içinde doluyu, dolu içinde boşluğu arar. Tasarımda da
boşluk ve doluluk yakın ilişki içindedir. Tasarımda boşluk de doluluğu şöyle
açıklamak mümkündür. Bir tasarımı oluşturan tüm parçalar, birimler,
nesneler tasarımdaki doluluğu oluştururken bütünü oluşturan
parçalar/birimler/nesneler arasındaki boşluğu ifade eder.
•Tasarımda boşluk-doluluk sürekli iletişim halindedir. Bir tasarımdaki
boşluklar gözü dinlendirir. Doluya bakan göz, boşluğa geçtiğinde rahatlar ve
sükûnete erer. Bu, gördüğü doluluk karşısında gözün dinlenmek için
boşluğu aramasına benzer. Ya da tam tersi de olabilir.
•Tasarımda zıtlığı, espasta da görmek mümkündür. Öyle ki, boşluğa karşı
doluluk ya da tam tersi doluluğa karşı zıtlık tasarımda istenen bir durumdur.
Tasarımda zıtlık tasarım ilkelerinden önemli bir elemandı
•Yakınlık-Uzaklık İlişkisi
•Doğayla etkileşimi güçlü olan insan, etrafında bulunan
nesneleri/canlıları/formları sürekli olarak aralık/boşluk/espas ile yani
uzaklık yakınlık ilişkisi arasında kurgular. Bir başka deyişle göz, önünde
uzanan manzarayı en yakından en uzağa kadar olan tüm manzarayı yakınlık-
uzaklık ilişkisi içerisinde algılar.
•Uzaklık derinlikle ters orantılıdır. Yani, göz nesnelere/objelere olan uzaklığı
derinlik olarak ters algılar. Uzaklık arttıkça perspektif de devreye girer.
Perspektifle gelen açı, gözde derinlik hissi uyandırır. Tüm bu özelliklere
ilaveten yakınlık – uzaklık ilişkisinde uzakta kalan nesneler için
renkler/tonlar mat yakında olan nesneler için de rengi parlak görürüz
•ESPAS VE MEKÂN
•Tasarımda espastan kast edilen çoğunlukla mekândır. Çünkü boşluklar veya
aralıklar tasarıma mekânsal bir algı yaratır. Bir başka deyişle boşluklar
mekân olarak algılanır.
•Resimde yaratılan boşluklar gözü rahatlatmanın yanı sıra mekân görevini de
üstlenir. Bu kavram her ne kadar öznel bir anlam ifade etse de mekân algısı
boşluklarla yaratılan bir algıdır. Bir tablodaki resme bakan kişi ufuk
çizgisinde birleşen gökyüzü boşluğunu gözünü dinlendiren bir etki olarak da
yakalayabilir gökyüzünün uçsuz bucaksız büyüklüğü karşısında resmi
mekâna da sığdırabilir.
•Mekân, doğada bulunan canlı/cansız ilişkisi doğa düzeninin temelinde
mekân olgusuyla sıkı sıkıya bağlıdır. Aslında doğada bulunan tüm canlılar
hayatlarını devam ettirebilmek için mekâna ihtiyaç duyarlar.
•ESPAS ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar ünitenin bu
bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde espasın terminolojik diğer kavramları doğru
olarak verilmiştir?
a) Espas, boşluk, aralık
b) Espas, nokta, çizgi
c) Espas, nokta, doku
d) Espas, doku, renk
e) Espas, renk, nokta
Cevap Anahtarı
1.a, 2.b, 3.e, 4.a, 5.c, 6.d, 7.a, 8.b, 9.c, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Buyurgan, S. ve Mercin, L. (2005). Görsel sanatlar eğitiminde müze eğitimi ve
uygulamaları. V. Özsoy (Ed.). Ankara: Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği
Yayınları 2
Çınar, K., Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Konya.
Ertok Atmaca, A. (2014). Temel Tasarım, Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim
Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri. Ankara: Pegem
Akademi.
Südor, G. (2006). Temel Sanat Eğitimi. İstanbul: Tiglat Matbaacılık.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Espasın Tanımı, 02.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/, adresinden erişilmiştir.
Görsel 6.1. Chanel giysi tasarımı, uygun aralık 23.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/283093526562820609/, adresinden
erişilmiştir.
Görsel 6.2. Alexander McQueen giysi tasarımı, uygun aralık ve aralıksızlık
, 29.07.2020 tarihinde https://tr.pinterest.com/pin/539376492846595186/
adresinden erişilmiştir.
Görsel 6.3. Ayçiçeği tarlası, espaslarla yakınlık-uzaklık 23.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/76279787421498841/ adresinden erişilmiştir.
Renk Nedir?
Rengin Tanımı
Nasıl Algılanır?
Nötr Renkler
Rengin Kontrastlıkları
TASARIMDA RENK
Rengin Özellikleri
Renk - Valör
Kroma - Satürasyon
Tasarımda Renk
Renk Alıştırmaları
Uygulama Örnekleri
GİRİŞ
Fizikî bir gerçeklik olarak ışık, renk oluşumundaki görsel algımızın en önemli
belirleyenidir. En basit fizik tanımıyla renk, “belli dalga boylarında gelen ışığın,
nesnenin özelliklerine bağlı olarak ışığı emmesi ya da yansıtması” olarak
tanımlanabilir (Seylan, 2019).
Nörofizyolojik özelliği bakımından görme, nesneleri görme biçimlerindeki
süreklilik veya sıklık, bellekte ve duyguda değişikliğe uğrar. Bu algısal değişim,
çevremizde bulunan nesneleri/objeleri öğrenme ve belleğe almayla ilgili bir
durumdur. Rengi görmek, çevremizde bulunan nesnelerin ya da objelerin
görünümünden, neyi aldığımıza veya neyi beklediğimize göre kesin olmayan
sürekli değişen bir olgudur.
Işık, nesneleri aydınlık kılarak onları görünür hale getirir. Görmenin fizik
gerçekliği olan ışık ve gölge, nesnenin/objenin konumu, hareketi, biçimi, rengi
kısaca duygu dünyamızdaki duyuşsal atmosferi, bizlere o nesne hakkında temel bir
görüş kazandırır. Algılanan ışık, göz üzerinde ışık kaynağının yapısına bağlı olarak
farklı renklerde olabilir. Bu oluşumun temeli, güneş ışığıdır.
Tarihte birçok bilim adamı, filozof ve sanatçı, rengin fizyolojik yapısının yanı
sıra insanların duygu, düşünce ve heyecanlarında bıraktığı tesirin gizemini
çözmeye çalışmışlardır. Renk teorileri hakkında bilinen en eski teorilerden biri,
ünlü fizikçi Isaac Newton’ a aittir. Newton’ un prizma deneyi; çeşitli uzunlukta
gelen elektromanyetik dalgaların ışınlar sayesinde renkleri ortaya çıkardığını ispat
etmiştir.
Renk üzerine birden çok tanımlama yapabilmek mümkündür. Teknik bir
ifadeyle renk; “ışığın, kendi öz yapısına veya cisimler tarafından yayılma şekline
bağlı olarak göz üzerinde yaptığı etkidir” (Meydan Larousse, 1992). Diğer bir
tanıma göre ise renk; ışığın dalga uzunluğuna göre gözümüz yoluyla bizde
uyandırdığı histir (Gürer, 1990). Geniş bir ifadeyle renk; Tasarımın en önemli yapı
taşlarından biridir. Ancak ışığın kendisi, insan gözüne renksiz görünür. Renge sahip
Renk, ışığın olduğu her olan bütün objeler, sadece rengin yansıtıcıları ya da ileticileridir. Işık olmadan
yerdedir.
rengi görmek mümkün değildir. Çünkü objelerin kendi başlarına renkleri yoktur.
Obje, ışığı soğurarak ya da yansıtarak; gözümüz için görünür hâle getirir. Bir
biçimin rengini anlamamız, çeşitli etkenlerle sağlanır. Gerçekte, tüm renkler ışığa
bağımlıdır hiçbir obje gerçek olarak renge sahip değildir. Renk olarak algıladığımız
ışık, ışınların yansımasıdır (Öztuna, 2008).
Tabiatta her şey belli bir uyum (ahenk) içerisindedir. Uyum kelime anlamı ile
“bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluktur.” Renklerin uyumlu bir
şekilde kullanılması izleyicinin ilgisini önemli ölçüde arttırmaktadır. Çünkü renkler
görsel kompozisyonla ilgili birçok bilgiyi izleyicilere yansıtmaktadır. Görsel
kompozisyonda aynı büyüklükte iki karşıt renk yan yana geldiğinde göz rahatsız
olmaktadır. Çünkü zıt iki renk gözün ayırt edebilme özelliğini ortadan
kaldırmaktadır (Keskinok; Kırık, 2013).
Kristal prizmada görülen bu renkler güneş ışığının içinde var olan renklerdi.
Newton yaptığı bu deneyde insan gözünün kırmızı, sarı, yeşil, mavi, çivit mavi
(indigo) ve mor renk olarak gördüğünü ispat etmiştir.
Karanlık bir odada tek bir güneş ışığına eş bir ışığın kristal prizmadan
geçirilerek renklere ayrıştığı “renk tayfı” Görsel 7.1.’de verilmiştir. Bu deneye göre;
çeşitli uzunluklardaki dalgalardan oluşan elektromanyetik ışınlar, renkleri açığa
çıkartarak insan gözü ile algılanabilir hâle getirmiştir. Bazı kaynaklara göre altı, bazı
kaynaklara göre ise yedi olan bu renkler güneş ışığında bulunan renklerdir.
Doğada hava, cam, su gibi saydam nesneler dışında kalan hemen her şeyin
kendine özgü bir rengi vardır. Bu renkler, gün içerisinde, farklı mevsimlerde farklı
görünürler. Bunun sebebi güneş ışığının farklı yoğunlukta ve farklı açılarda
Gözümüz nesneler nesnelerin üzerine düşüp gelen ışığı yansıtmasından kaynaklanmaktadır.
üzerine düşen ışığı değil,
yansıyan ışığı renk olarak Geçmişte bireysel deneyimlemelerle ifade edilmeye çalışılan renk,
algılar. günümüzde artık bilim ve teknolojinin ışığında yeni teoriler ve yeni uygulamalarla
daha kapsamlı bir şekilde açıklanmaya başlanmıştır. Günlük hayat pratiklerimiz
arasında olan elektronik aygıtlar, çok donanımlı gelişmiş bilgisayarlar hatta yapay
RENK ÇEMBERİ
Renk çemberi, üç ana renk ve bu renklerin karışımıyla elde edilen ara
renklerin kendi aralarında karıştırılarak sıcak-soğuk ilişkilerine göre gösterildiği
dairesel bir yapıdır (Ertok Atmaca, 2014).
Renk çemberi; renklerin tanınması, renkler arasındaki ilişkinin anlaşılması
açısından temel tasarım dersinde kullanılan etkili bir araçtır. Bu aracın öğrenilmesi,
yapılacak tasarım çalışmalarında başarıyı yükseltmektedir. Renk çemberinde; ana
ve ara renkler, sıcak-soğuk renkler ile nötr renkler bulunmaktadır. Bu renkler
aşağıda detaylı olarak anlatılmıştır.
Kırmızı Sarı
Mavi
Yeşil Turuncu
Mavi Kırmızı
Mor
Sarı Yeşil
Kırmızı Turuncu Mavi Mor
Soğuk
Sıcak Renkler
Renkler
Nötr Renkler
Siyah, beyaz ve bu renklerin karışımından elde edilen gri renge nötr
(akromatlk) renkler denir. Bu renkler her hangi bir renk ifadesi içermezler. Bir
başka deyişle nötr renkler tamamen renksizdir ve sadece siyah ve beyazı içerir.
Siyah ve beyaz arasında insan gözünün fark edebildiği pek çok gri ton vardır.
Beyaza belli oranlarda muntazam siyah eklendikçe siyaha giden birçok gri
ton elde edilmesi mümkündür. Bu tonlar grinin valör değerini gösterir. Bu
karışımlarda nötürlük; gri tonlara yaklaştıkça rengin kroması (ışık değeri) giderek
zayıflar ve kaybolur (Şekil 7.4).
Siyah, beyaz ve bu iki
renk arasında pek çok
gri ton vardır.
Gri
Beyaz Siyah
Nötr Renkler
RENGİN KONTRASTLIKLARI
Kontrast renkler, birbirinin kuvvetini artıran renklerdir. Bu kontrast etki,
denge içinde ahenkli olmalıdır. Rengin alan olarak büyüklüğü, küçüklüğü,
parlaklığı, matlığı, ton değerleri, renk geçişleri kontrastlar yaratılırken bir armoni
oluşturacak şekilde doğru ve dengeli ayarlanmalıdır.
Psikolojik tanıma göre
renk; göz aracılığı ile Karşılıklı renk kontrastı en yalın renk kontrastıdır. Şekil 7.6.’da karşılıklı renk
insanda uyandırdığı bir kontrastları verilmiştir. Bunlar: sarı-mor, kırmızı-yeşil ve mavi-turuncudur.
duygudur.
Sarı Kırmızı
• Mor
• Yeşil
Mavi
• Turuncu
Sıcak-
soğuk
Kalite kontrastlığı Açık-koyu
kontrastlığı kontrastlığı
Komplement
er çift renk Simultane
kontrastlığı kontrastrık
Komplement Renk
Miktar
er Kontrastlıkla kontrastlığı
kontrastlık rı
Sarı-mor,
Turuncu-mavi,
Kalite Kontrastlığı
Kalite kontrastı, kalite kroması olarak da bilinir. Kroma, rengin saflığını,
Rengin saflığını,
karışımsızlığını yani başka bir deyişle rengin kalitesini ifade eder. Burada kast
karışmazlığını kalite
kroması belirler. edilen kalite kontrastı, rengin kroma değerinin en yüksek kalitesiyle yapılan
zıtlıktır. Bu durumda rengin kroma değeri düşürülebilir, yükseltilebilir veyahut
birbirleriyle karıştırılarak kontrastlık kuvvetlendirilebilir.
Nesneye düşen ışık ya da ışıksızlık durumu kalite kontrastını verir. Yani, ışık
rengi belirgin olarak ön plana çıkarır ve ışıksız kalan renk arka plana geçerek kalite
kontrastını oluşturur. Bu durumda ön planda kalan ışıklı yüzey ile arka planda
kalan ışıksız yüzey arasındaki zıtlık kalite kontrastını verir. Bir anlamda kalite
kontrastı ile sağlanan ışık geçişleri, renge bir hacim özelliği kazandırır.
Sıcak-Soğuk Kontrastlığı
Işık kaynağının yaptığı çağrışıma göre uyaran etkisi sıcak ise sıcak renkler,
Renk çemberinde uyaran etkisi soğuk ise soğuk renkler olduğu konunun başında ifade edilmişti.
birbirine yakın renkler Sıcak renkler kırmızıya yakın soğuk renkler ise maviye yakın renklerdir.
aynı zamanda komşu
renklerdir. Sıcak – soğuk kontrastlığı giysi tasarımı üzerinden somutlaştırılarak Görsel
7.2.’de verilmiştir. Moda tasarımcı Paul Poiret imzalı giysi tasarımı, kırmızı ve mavi
(laciverte kaçan mavi) renkle oluşturulan bir renk kontrastlığı ile tasarlanmıştır.
Yaratılan sıcak-soğuk renk kontrastlığı, giysinin genel formunda oldukça
belirgindir. Sıcak renklerin yarattığı uyarıcı etki ile soğuk renklerin yarattığı
dinlendirici etki, giyside bir arada kullanılarak kontrast etki artırılmıştır.
Simultane Kontrastlık
Rengin açık-koyu
Simultane Türkçede eş zamanlı anlamında kullanılmaktadır. Yani, yan yana
kontrastını ışığın renk
üzerindeki geçişleri gelen 3 ana renk kendi şiddetleriyle birlikte kontrast etki yaratırken aynı zamanda
sayesinde olur. bir araya gelmeden kaynaklı farklı etkiye de sebep olurlar.
Simultane yani eş zamanlı kontrastlıklarda genellikle renkler tek başına
oldukları etkinin dışına çıkarak algısal olarak farklı renk görünümleri oluştururlar.
Bu durumda oluşturulan kontrast etki güçlü, tasardaki kontrastlık ise şiddetli olur.
Miktar Kontrastlığı
Miktar kontrastlığı, iki veya daha fazla renk lekelerinin miktar olarak
dengede kalması durumuna denir. Bir başka deyişle bir rengin değeri diğer rengin
değerinin üzerine çıkmaması, her rengin değerinin kendi öz değerinde kalmasıdır.
Bir rengin baskınlığı rengin leke büyüklüğüne ve parlaklığına bağlıdır.
Miktar kontrastlığı, alan olarak renk değerlerinin yüksek ve düşük olma
etkilerinin dengelenmesi anlamına gelir.
Örnek
RENGİN ÖZELLİKLERİ
Rengin birçok özelliği vardır. Ancak anlaşılırlığı kolaylaştırmak ve ışık bazlı
renk özelliklerini (rengin boyar madde özelliğine tasarımsal süreçler içerisinde yer
verilmemiştir) vermek amacıyla bazı sınırlandırmalara gidilmiştir. Buna göre renk
özellikleri şunlardır:
Renk, en çok duyulara hitap eden tasarım ögelerinden biridir. Başarılı bir
renk uyumu için kompozisyonu oluşturan diğer ilke ve ögeler ile başarılı
kombinasyonların elde edilmesi mümkündür.
Işık ile doğrudan bir ilişki vardır. Işığın olmadığı yerde renkten söz etmek
mümkün değildir.
Renk pigmentlerden oluşur.
Renk algısı sübjektif bir algı yaratır.
Rengin en çok duyulara
Tasarımın temel ögelerinden biridir.
hitap etmesi, onun
beklenen etkisidir. Siyah ve beyaz renk değildir.
Rengin etkisi /değeri/şiddeti bulunduğu yere göre değişiklik
göstermektedir.
Renk, nesnelerin rengi absorbe etmesi ve yansıtması temeline dayanır.
Her rengin kendine özgü bir dalga boyu vardır.
RENGİN BOYUTLARI
Rengin üç boyutlu vardır. Bunlar: Renk - valör, ton -değer ve kroma-
satürasyonudur. Renk boyutları olarak verilen bu konular, ayrıntılı olarak aşağıda
anlatılmıştır.
Renk – Valör
Bir renk tonunun açıklık ve koyuluk derecesine valör denir. Tasarımda valör
önemli bir elemandır. Valör, koyu – açık değerlerin derecesidir. Valör her renk
tonuyla sağlanabilir.
Ton – Değer
Ton, altı ana rengin birbiriyle karıştırılmasıyla oluşturulan yeni renklerdir.
Ton en az iki renk arasındaki geçişlerden oluşur.
karıştırılmasında
sağlanan ton-değer farkları bu türden bir örnektir.
oluşturulan yeni
renlerden ton-değer
oluşur
Kroma - Saturasyon
Rengin kroması, yoğunluğu saturasyonu olarak bilinir. Bir rengin, en saf, en
canlı, en kuvvetli olma halidir. Bir başka deyişle rengin özü, doygunluğu olarak
tanımlamak da mümkündür. Bir rengin en doygun olma hâli, o rengin
saturasyonunun /kromasının en yüksek olma halidir.
Rengin saturasyonunun azalması o rengin doygunluğunu düşüreceğinden
renk pastel tonlara doğru bir geçiş yapar. Biraz daha doygunluk düşürülürse
renksizliğe doğru yönelim başlar. Saturasyonun en düşük olma hâline acromatik /
neutral renkler denir.
Renklerin kroma değeri düşürülerek renk matlaştırma işlemi yapılır. Ancak
bu tür kroma düşürmelerinde renkler farklı tepkiler verebilirler. Kroma –
satürasyon düşürme işleminde renkler soğuk bir görüntü kazanır.
Örnek
TASARIMDA RENK
Renk tasarımda önemli bir ögedir. Tasarımda doğru renk kullanımı, renk
geçişlerinin düzgünlüğü ve dengeli dağılımı, tasarımı daha güçlü ve etkili kılar.
Doğru bir tasarımda; etkin renk kullanımı, doğru renk kullanımı ve renk uyumu
aranan bir özelliktir (Ertok Atmaca, 2014).
Temel tasarım ögelerinden biri olan renk, tasarımda leke değerinin yanı sıra
derinlik etkisi de yaratır. Tasarımda kullanılan renklerle oluşturulan derinlik,
renklerin cansızlaştırılmasıyla sağlanır. Derinlik oluşturulurken; tasarımda ön
planda kalması ya da başka bir deyişle dikkat çekmesi istenen bölgenin renk netliği
canlandırılırken, geri planda kalması istenen bölgenin ise renk netliği soluklaştırılır.
Böyle bir derinlik yanılsamasının başka bir yöntemi ise iki boyutlu düzlem
üzerinde, renklerin ton değerleriyle sağlanır. Rengin ton değerleriyle yapılan
derinlik etkisi birbirine uygun renklerle yapılır (Şekil 7.8).
Şekil 7.8. Kahverengi ile kırmızı arasında geçen standart renk dizisi
RENK ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan bol bol renk çalışması yapmaları istenir. Bu tür
Renk Alıştırmaları,
uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
tasarımda renk
ögesinin kavranmasın “Renk Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
da ve Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
uygulanmasında etkili çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
bir enstrümandır.
•Ton – Değer
•Ton, altı ana rengin birbiriyle karıştırılmasıyla oluşturulan yeni renklerdir.
Ton en az iki renk arasındaki geçişlerden oluşur.
•Kroma - Saturasyon
•Rengin kroması, yoğunluğu saturasyonu olarak bilinir. Bir rengin, en saf,
en canlı, en kuvvetli olma hâlidir. Bir başka deyişle rengin özü,
doygunluğu olarak tanımlamak mümkündür. Bir rengin en doygun olma
hâli o rengin saturasyonunun /kromasının en yüksek olma halidir. Rengin
saturasyonunun azalması o rengin doygunluğunu düşüreceğinden renk
pastel tonlara doğru bir geçiş yapar. Biraz daha doygunluk düşürülürse
renksizliğe doğru yönelim başlar. Saturasyonun en düşük olma haline
acromatik/neutral renkler olarak tanımlanırlar.
Özet (devamı)
•TASARIMDA RENK
•Tasarımda oluşturulan kompozisyonda renklerin çok büyük bir önemi
vardır. Renk, tasarımda leke değerinin yanı sıra derinlik etkisini de
vurgulayan önemli bir ögedir. Tasarımda kullanılan renklerle oluşturulan
derinlik, renklerin cansızlaştırılmasıyla sağlanır. Tasarımda ön planda
olması istenen bölgenin renk netliği canlandırılırken geri planda kalması
istenen bölge ise rengin netliği soluklaştırılarak elde edilir. Böyle bir
derinlik yanılsamasının başka bir yöntemi ise iki boyutlu düzlem üzerinde
renklerin ton değerleriyle sağlanır.
•Tasarımda renksel bir derinlik yanılsaması yaratılabilmesi için dikkat
edilecek noktalar aşağıda verilmiştir.
•1.Tasarımda yakında algılanması istenen tasarım unsuru için sıcak renkler
kullanılırken, uzakta algılanması istenen tasarım unsuru için soğuk renkler
kullanılmalıdır.
•2.Tasarımda büyük algılanması istenen bölgelerde parlak renkler
kullanılmalıdır. Parlak renk daha uyarıcı etkiler yarattığından desenin
olduğundan daha büyük algılanmasını sağlar.
•3.Koyu zemin üzerine yapılacak açık renk kurgular, daha büyük olarak
algılanacaktır.
•RENK ALIŞTIMALARI
•Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan bol bol renk çalışması yapmaları istenir.
Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci
çalışmaları “renk alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu
çalışmalar Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne
yerleştirilmiştir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde kristal prizmada görülen renklerin sırası doğru
olarak verilmiştir?
a) Kırmızı, sarı, yeşil, mavi, çivit mavi (indigo), mavi
b) Kırmızı, yeşil, sarı, mavi, çivit mavi (indigo), mor
c) Sarı, kırmızı, yeşil, mavi, çivit mavi (indigo), mor
d) Kırmızı, sarı, yeşil, mavi, çivit mavi (indigo), mor
e) Yeşil, sarı, kırmızı, mavi, çivit mavi (indigo), mor
Cevap Anahtarı
1.b, 2.d, 3.e, 4.a, 5.c, 6.d, 7.a, 8.b, 9.c, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çınar, K., Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayıncılık ve
Yayımcılık İktisadi İşletmesi.
Ertok Atmaca, A. (2014). Temel Tasarım, Nobel Akademin Yayıncılık Eğitim
Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.
Gürer, L. (1990), ‘’Temel Tasarım’’, İstanbul Teknik Üniversite Matbaası, İstanbul.
Öztuna, H.Y. (2008), “Görsel İletişimde Temel Tasarım”, (2), Tibyan Yayıncılık,
İstanbul.
Kırık, A.M. (2013). Sinemada Renk Öğesinin Kullanımı: Renk ve Anlatım İlişkisi, 21.
Yüzyılda Eğitim ve Toplum, Cilt 2, Sayı 6.
Meydan Larousse (1992), Cilt 16, İstanbul: Sabah Gazetesi Yayınları.
Sarı, S., Kodaman, L. (2013). Yves Saint Laurent Giysi Tasarımlarında Piet Mondrian
Etkisi, Akdeniz Sanat Dergisi - dergipark.org.tr, 28.07.2020 tarihinde erişilmiştir.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/275341adresinden
Seylan, A. (2005). Temel Tasarım, Dağdelen Basın Yayın Ltd. Şti.
Seylan, A. (2029). Temel Tasarım, Genişletilmiş 2. Baskı, YEM Yayın.
Südor, G. (2006). Temel Sanat Eğitimi. İstanbul: Tiglat Matbaacılık.
Tepecik, A. (2002). Grafik Sanatlar, Ankara, Detay Yayıncılık.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Rengin Tanımı. 26.07.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Yazıcıoğlu, Y. (2012). Temel Tasarım (1. baskı). İstanbul: İdeal Kültür Yayıncılık.
Görsel 7.1. Renk tayfı, 02.08.2020 tarihinde https://gendue.com/renk-bilgisi-
gorunur-isik-ve-renk-tayfi/ adresinden erişilmiştir.
Şekil 7.5. Renk Çemberi, 26.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/317503842483327083/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 7.2. Paul Poiret giysi tasarımı, 26.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/287386019944651072/, adresinden
erişilmiştir.
Görsel 7.3. Issey Miyake giysi tasarımı, 26.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/459367230713248176/, 03.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/505247651921899542/, adreslerinden
erişilmiştir.
Görsel 7.4. Piet Mondrian, Composition with Red, Yelow, Blue, 28.07.2020
tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/290693350951441815/adresinden
erişilmiştir.
Görsel 7.5. Yves Saint Laurent, Shift Dress- Daily Dress 28.07.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/60728294963777500/ adresinden erişilmiştir.
• Tekrar Nedir?
TEMEL TASARIM
• Tekrar Çeşitleri Dr. Öğr. Üyesi
İÇİNDEKİLER
• Tam Tekrar
• Değişken Tekrar Safiye SARİ
• Aralıklı Tekrar
• Tekrar Oluşturma
• Form Tekrarı
• Doku Tekrarı
• Renk Tekrarı
• Simetri
• Tasarımda Simetri
• Tekrar Alıştırmaları
ilkesini açıklayabilecek,
• Tekrar çeşitlerinin neler olduğunu
açıklayabilecek,
• Tasarımda tekrar nasıl
oluşturulacağını açıklalayabilecek,
• Simetriyi açıklayabilecek, ÜNİTE
• Öğrendiğiniz bilgiler ışığında tekrar
8
ilkesi ile ilgili uygulamalı
alıştırmalar yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Tekrar
Tekrar Nedir?
Tam Tekrar
Aralıklı Tekrar
TASARIMDA TEKRAR
Form Tekrarı
Renk Tekrarı
Merkezi Simetri
Simetri
Tasarımda Simetri
Tekrar Alıştırmaları
Uygulama Örnekleri
GİRİŞ
Başarılı bir tasarım için, tasarımı oluşturan öge ve ilkelerin belli bir sanat
bilgisi dâhilinde parçaların bütünü oluşturması gereklidir. Tasarımın bütününü
oluşturan değerlerin birbiriyle uyumu; tasarım öge ve ilkelerinin yerli yerinde ve
tam oranında kullanımı ile mümkündür. Tasarım ister iki isterse üç boyutlu olsun,
her biçimlendirmenin birtakım kurallara ihtiyacı vardır. Bu kurallar tasarımın öge
Tasarımda kullanılan
ögelerin uygunluğunu, ve ilkeleriyle sağlanır. Hiç şüphesiz tasarımcının bu süreçlere katkısı da önemlidir.
ritmini, dengesini kısaca Tasarımda eğitici bir rol üstlenerek, tasarımın bütününde etkili olan, bütünü
düzenini sağlayan yaratmada görev üstlenen parçalar tasarım ögeleridir. Tasarımın yapı taşları olan
yöntemler tasarım
temel tasarım öğeleri; nokta, çizgi, form, doku, espas ve renk iken tasarımda
ilkeleridir.
kullanılan ögelerin uygunluğunu, ritmini, dengesini kısaca düzenini sağlayan
yöntemler ise; tekrar, uygunluk, zıtlık, koram, egemenlik, denge ve birlik ilkeleridir.
Tasarımda kullanılan ögelerin belli bir düzen içerisinde bir araya
gelmelerinde “tasarım ilkeleri” önemlidir. Bu ilkeler, tasarımda kullanılan ögelerin
uygunluğunu, ritmini, dengesini kısaca düzenini sağlayan yöntemlerdir. Bu ilkeler
kullanıldığı yer, alan, konu, tür, biçim, mekân gibi birçok açıdan farklı görüşlere ev
sahipliği yapmaktadır. Bu bakımdan hangi ilkenin nerede ve nasıl kullanılacağı
konusu kanun niteliğinde değildir. Sanatsal tasarımların oluşturulmasında
kullanılan bu ilkeler, hâkim bir unsur olarak tek başına bulanabilecekleri gibi uygun
birkaç ilkeyle de bir arada bulunabilirler.
Kitapta, tekstil ve moda tasarımı öğrencisinin sanatsal yeteneklerinin
geliştirilmesi, görsel ifade güçlerinin artırılması ve malzemeyle uyumlu giysi
formlarının oluşturulmasına yardımcı olduğu düşünülen yorum niteliğinde sekiz
tasarım ilkesi belirlenmiştir. Temel tasarım ilkelerinden ilki “tekrar ilkesidir”.
Tasarıma yön veren ilkeler tıpkı ögeler gibi belli bir sistem dâhilinde
tasarımda bulunurlar. Bu bir araya geliş, ilkelerin kendi iç disiplinleri, kural ve
kaidelerine göre yapılır. En temel anlamda “bir bütünü oluşturan formun, birimin,
paçanın ya da kısaca tasarımdaki değerlerin aynen ya da bir benzerinin “bir daha
yapılması” tekrar ilkesini doğurur. Benzer ya da aynı formun bir daha bir araya
gelmesi, birkaç defa tekrarıyla mümkündür. Birbirine benzer ya da çok yakın
formlar, yan yana görüldüklerinde benzer olma etkisini güçlendirdikleri için izleyici
üzerinde anımsama, hatırlama gibi duyguları açığa çıkarırlar. Bu da tasarım ve
izleyici arasındaki bağı güçlendirmektedir.
Tasarımda kullanılan tekrar ilkesi için en basit kural, bütünde veya
parçalarda bulunan benzerlik ya da aynılık ile bu benzer/aynı formların hangi
düzen veya sistemle tasarıma yerleştirileceğinin tespitidir. Tasarımda
oluşturulacak bu düzenler ya da sistemler belli kurallar dâhilinde uygulanır. Her bir
ilke tespit edilmiş fikre hizmet ederek formların tanziminde görev alırlar. Tekrar
ilkesinin tasarımdaki en önemli görevi, tasarımı oluşturan ögelerin tasarımsal ve
strüktürel karakterleri arasında bir ritmin, uyumun, uygunluğun oluşturulmasını
sağlamaktır. Bu durumda, tasarımda kullanılan iki ya da üç boyutlu
TEKRAR NEDİR?
Kelime anlamıyla tekrar, bir nesnenin ya da bir unsurun aynen ya da bir
benzerinin bir ya da birden fazla tekrarını içerir. Bütünün içinde belirli bir tutarlılık
ve algı sürekliliği sağlamak, ritim yaratmak için başvurulan öncelikli düzen
ilkelerinden biridir. Bir öğenin aynen ya da yakın kıymette olarak birden fazla
sayıda kullanılması tekrarı meydana getirir (Güngör, 1972).
Bu tekrar unsurlar bir araya geldiklerinde kendi aralarında belli bir uyumu
doğuracağından tasarıma da bir düzen, bir ahenk sağlarlar. Bu ahenkli birliktelikte
kullanılan tekrar unsurun/unsurların aynen veya çok yakın benzerlerinin tekrarı
temel prensiptir (Çizim 8.1).
TEKRAR ÇEŞİTLERİ
Birden fazla benzer ya da aynı formların, biçimlerin, renklerin ve dokuların
belli yöntem ve kurallara bağlı kalınarak bir araya getirilmesiyle tekrarın
oluşturulduğu ünitenin başında belirtilmişti. Bu durumda tekrarın hangi yapılarda
ve hangi yönlerde olacağı sorusu aklımıza gelebilir. Bu soruya verilecek en güzel
cevap, tasarımda bütünü oluşturan tüm değerlerin strüktürel yapıları ile
Birimlerin, bütünü tekrarların yapılabildiğidir. Bu tekrarlar aşağıdan yukarı, sağdan sola olabildiği gibi
oluşturacak şekilde yan bu yönlerin tam tersleri ile çapraz yönleriyle de yerleşim yapılabilir.
yana gelmelerini sağlayan
Tekrarları oluşturan yapıların ve yönlerin bu denli zengin olması tekrar
strüktürel bağlantıları,
birimlerin kendisi ile çeşitliliğini de artırmaktadır. Ancak bu çok çeşitliliği temel tasarım dersi için daha
olabileceği gibi ayrı bir anlaşılır kılmak adına belli gruplar altında toplamak daha doğru olacaktır.
bağlantı birimi ile de
Tekrar çeşitlerini üç grupta toplayabiliriz. Bunlar; tam tekrar, değişken
olabilir.
tekrar ve aralıklı tekrardır. Şekil 8.1.’de bu tekrar çeşitleri gösterilmiş ve aşağıda da
bu çeşitliliği oluşturan tekrarların neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Değişken
Tekrar
Tam Tekrar
Aralıklı Tekrar
Tekrar
Çeşitleri
Tam Tekrar
Tam tekrar, tasarımı oluşturan unsurlar arasındaki, ölçünün, aralığın,
dokunun ve rengin aynı yönde ve aynı aksta birden fazla tekrar etmesidir. Tam
tekrarda tüm ögeler bütün özellikleriyle tekrar eder.
Bireysel Etkinlik
inceleyerek örnek bir çalışma yapınız.
Değişken Tekrar
Tasarımı oluşturan unsurların sabit kalıp bu unsurlar arasındaki boşluk,
aralık ve yönün değişmesi veyahut tam tersi, boşluk aralık ve yönün sabit kalarak
formu oluşturan ögelerin az ya da ufak farklılıklarla tekrar edilmesi ile değişken
tekrar oluşturulur.
Yılan derisi üzerinde
Tekrarlanan birim formun şeklinde, konumunda, boyutunda ilk bakışta
bulunan dokularda ki
belli tekrarlar, değişken gözün fark edemeyeceği kadar küçük farklılaşmalarla bir araya gelebilir. Bu tür
tekrara örnek olarak tekrarlar da değişken tekrarı oluşturur.
gösterilebilir. Bu türlü tekrarlarda ögelerin, ölçü, biçim, renk, değer ya da dokularında
ufak farklar bulunabilir. Keza bunların yerleştirilmelerinde aralık ya da yön farkı da
bulunabilir (Güngör, 1983) (Görsel 8.2).
Aralıklı Tekrar
Farklı iki veya daha çok formun aynı aralık ve aynı konumda periyodik olarak
tekrarına aralıklı tekrar denir. Doğadaki oluşumlarda, gerek dokunsal gerekse
görsel olarak gözlemlenebilen çok değişik aralıklı tekrar örnekleri bulunmaktadır.
Bu tekrar yönteminde tekrarı yaratan unsurlara farklı veya zıt bir unsur
girerek tasarımda farklı alternatif tekrarlar yaratılır. Araya giren farklı veya zıt
unsur, tasarıma belirli aralılarla ve en önemlisi de belli bir kurala bağlı kalarak dâhil
Aralıklı tekrarda; olur. Tasarımda belli aralıklarla oluşturulan bu tekrarlar, diğer tekrar çeşitlerinde
süsleme sanatları,
olduğu gibi belli aks ve eksenler üzerine yerleştirilerek kurgu yaratılır.
seramik sanatları ve
tekstil sanatları Birden fazla motif, biçim ya da cisim, belli aralıklarla birbiri ardınca
alanından çok zengin
örnekler görmek kullanıldığı takdirde ARALIKLI TEKRAR ortaya çıkar (Güngör, 1983).
mümkündür. Aralıklı tekrara örnek teşkil edecek bir tasarım Görsel 8.3. de verilmiştir.
Tasarım, Manish Arora’ ya ait bir giysi tasarımıdır. Tasarımda dikkat çeken en
önemli unsur, eteğin yüzey düzenlemesinde yaratılan strüktürel tekrarlardır.
TEKRAR OLUŞTURMA
Tasarımda tekrar ilkesi prensip olarak; bir unsurun, ögenin ya da birimin
aynen ya da çok yakın değerde bir benzerinin tekrarlarıyla oluşturulmaktadır.
Tasarım oluşturulurken belli oranlarda ve ölçülerde tekrarlardan faydalanılır.
Tasarımda oluşturulan doğru tekrarlar, tasarıma uyum ve ahenk kazandırır. Bu
Tasarımı oluşturan uyum sadece tekrarların uygun kullanımına bağlı değildir. Aynı zamanda
unsurların benzer ya da tekrarlarla gelen bu uygunluk; tasarımcının sanatsal bilgi ve birikimine ve
farklı formlarıyla sınırsız yaratıcılığına da bağlıdır.
tasarım çeşitliliği
sağlanabilir. İki ya da üç boyutlu çalışmalarda tekrar eden formların strüktürel
düzenlemelerinden de faydalanılmaktadır. Strüktürel düzenlemeler, tasarımı
oluşturan unsurların ya da ögelerin tekrarlarının üst üste, alt alta ya da yan yana
gelmeleri ile oluşturulurlar.
Strüktür; birbirine eş ya da birbiri ile bağlantılı benzer formlarla yaratılan iki
ya da üç boyutlu düzenlemelerdir. Dolayısıyla tekrarı oluşturan parçanın/parça
gruplarının strüktürel yapısı tasarımda yapılacak tekrarlar için önemlidir.
Bütün nesnel oluşumların temeline inildiğinde, yapının, birbirine eş veya
birbirini tamamlayan benzer birimlerin belli düzenlerle yığılımı ya da eklenmeleri
ile meydana geldiği görülmektedir. Elementler eş özellikli atomların yığılımından,
maddeler ise eş özellikli moleküllerin yapıyı oluşturmasından meydana gelir.
Bitkiler ve canlılar, kendi karakteristik türünde hücre artımı ile oluşurlar (Oransay,
2006).
Doku Tekrarı
Tekrar
oluşturma
yöntemleri
Form Tekrarı
Form tasarımın en önemli ögelerinden biridir (Tasarımda Form konusu
Ünite 4 de ayrıntılı olarak açıklanmıştır). Form tekrarında formu oluşturan tüm
ögeler de farklılık olabilir. Ancak formun olduğu gibi bir kez daha ya da birden çok
tekrar etmesi form tekrarını doğurur.
Form tekrarı ile meydana getirilen tasarımlarda tek düze bir görüntü hakim
olsa da bu tek düzelik büyük alanlarda veya hacimlerde göze hareketlilik
kazandırır. Aynılık bütünün etkisini de artırdığı için, birbirinin çok yakını olan bu
ögeler yan yana görüldüklerinde yadırganmazlar. Böylece aynılıkla oluşturulan bu
benzerlikler, birleştirici ve bağ kurucu görev üstlenerek anlaşılırlığı kolaylaştırırlar.
Bu bakımdan tasar meydana getirmede TEKRAR çabuklaştırıcı bir rol oynar”
(Güngör, 1983).
Form tekrarlarıyla oluşturulan bir giysi tasarımı Görsel 8.4 de verilmiştir.
Tasarım Mary Katrantzou’ nun 2016 sonbahar/kış koleksiyonuna ait bir çalışmadır.
Giysinin bel hattında kullanılan geometrik kesim ile eteğin yüzey dokusunda
kullanılan geometrik formlar benzer tekrarlarla elde edilmiştir. Yüzey tasarımında
kullanılan yıldız formlar aynı ölçü ve aralıklarla bir araya getirilerek form tekrarına
Form tekrarında, formu
oluşturan tüm ögelerde gidilmiştir. Aynı formlar ve farklı renklerle oluşturulan bu tekrarlarda bütünü
farklılık olabilir. oluşturan parçalar arasındaki uyumlu ve ritmik ilişkileri de görmek mümkündür.
Doku Tekrarı
Doku tekrarında tasarımı oluşturan tüm dokular aynı kalır sadece tekrar
eden formlarda ya da formu oluşturan ölçü, biçim ve renklerde farklılık yaratılır.
Farklı geometrik formlar kullanılmasına karşın formu oluşturan yapının dokusu
olduğu gibi diğer formlar içerisinde kullanılmaktadır (Yazıcıoğlu, 2017).
Görsel 8. 5.’te tekstil yüzeyinde oluşturulmuş bir doku tekrarı verilmiştir.
Dokuma yüzey üzerinde aynı ölçüye sahip kare formlar kullanılmıştır. Dokuma
üzerindeki girintili – çıkıntılı, aşağılı-yukarılı geometrik formlar, farklı espaslarla
fakat belli bir dizilimle yerleştirilerek doku tekrarları yapılmıştır.
Renk Tekrarı
Renk tekrarında tasarımı oluşturan formların biçim, ölçü ve dokuları değişik
kullanılırken renk aynen bırakılır. Yani, tasarımda tekrar eden unsurların form
yapısı değişkenlik gösterirken renk aynı kalır.
Görsel 8.6 da Issey Miyake imzalı aynı koleksiyona ait iki ayrı giysi tasarımı
verilmiştir. Tasarımlar sanatçının 2017 Sonbahar/Kış koleksiyonuna aittir.
Tasarımda dokumanın kendi strüktürel yapısında bulunan çizgisel etkiler dikkat
çekicidir. Giysinin formuna eşlik eden bu çizgisel etki, belli bir sistem dâhilinde
tüm giyside düzenli olarak tekrar etmektedir.
Çizgisel etki, tasarımın kimi parçasında yatay, kimi parçasında dikey kimi
parçasında ise verev formda uygulanmıştır. Giysiyi oluşturan parçalar üzerinde
oluşturulan bu düzenli çizgi tekrarları giysi formunu oluşturan asimetrik kesimle
desteklenmiştir. Kesim farklılığındaki bu asimetrik denge sayesinde renk tekrarına
gidilmemiştir.
SİMETRİ
Fransızca “symétrie” kelimesinden gelen simetri, bakışım anlamına
gelmektedir (TDK, 2020). Tarihte simetriyi detaylı olarak ilk defa açıklayan
Aristotales olmuştur. Aristotales’ e göre simetri; güzeli oluşturan temel
faktörlerden biridir (Çınar ve Çınar, 2018).
Her simetri bir tekrar Güzelliği yaratan detaylardan biri de simetridir. Doğadaki nesnelerin çoğu
yaratırken, her tekrar simetriktir. Bal peteğinin veya bir kar kristal taneciğinin altıgen yapısı simetriktir.
bir simetri yaratmaz.
“Simetri”, etimolojik olarak eşit ölçülü anlamına gelir ki; buradan yola
çıkılarak simetrinin matematiksel kavramlarla da olan yakın ilişkisi akla gelir.
Matematiksel ifadelerin yanı sıra, içinde bulunduğumuz dünya ve evrende
de simetri vardır. Her bitkinin ya da hayvanın kendi türüne özgü form, renk ve
desenlerinde ki simetri Görsel 8.7.’de verilmiştir. Görselde, doğada bulunan
canlılardan kelebek, zebra ve aslan formunda bulunan simetrik yapı gösterilmiştir.
Tasarımda Simetri
Tasarımda simetri göze hoş görünür ve simetriyle yaratılan form izleyiciyi
kendisine hayran bırakır. Simetrik tasarımlar, tasarım öğelerini daha az tekrara
götürdüğü için tasarımcılar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Simetri
tekrarlarıyla elde edilen tasarımlarda, daha kararlı daha sağlam ve tüm ögelerin
Tasarımı oluşturan her güçlerinin birbirini nötürlediği bir denge ortaya çıkmaktadır.
ögenin kendisinin aynısı
Bir tasarımda verilmek istenen mesaj, kullanılacak ögelerin niteliği ve
ile karşılanması
düşüncesi, doğanın biraraya getiriliş düzenleri ile ilgilidir. Tasarımın temelini oluşturan, nokta, çizgi,
somut simetri form, doku, espas ve renk ögeleri, yüzey üzerinde bir takım ilişkilerle dağılım
düzeninde var olan bir gösterirler. Bu ilişkilerden biri de simetrik ilişkidir. Görsel anlatırmda yüzey
gerçekten doğmaktadır. üzerindeki ögelerin dağılımını düzenleyen denge, temel olarak simetri üzerine
kuruludur.
Simetri, aynen tekrarlar ya da eşit dağılımlar üzerinden kurgulanır.
Dolayısıyla tekrarlarda kullanılan simetri, görsel dengenin sağlanmasında önemli
bir unsurdur. Tasarımda kullanılan simetrik dengede amaç; tasarım fikrini net ve
kolay olarak izleyiciye aktarmaktır. Bilinçli olarak yapılan simetrik tekrarlar, doğal
olarak durağan ve kusursuz bir denge ortaya koyar.
Genel olarak ürünün çoğaltılabilirliği, kullanım kolaylığı ve işlevselliği
açısından endüstri ürünleri tasarımlarında, dekoratif anlatımda bütünlüğü
sağlaması ve üretim kolaylığı açısından süsleme sanatlarında, kütlesel etkisi ve ağır
başlılığı ile özellikle önemli mimari yapılarda genellikle simetrik denge
kullanılmaktadır (Şentürk, 1999).
Görsel algı alanı üzerinde bir merkez olduğunu varsaydığımızda bakan göz
doğal olarak, varsayılan bu merkeze göre denge arar. Simetrik dengeyi ortaya
koyan bir bütün, dikey ya da yatay herhangi bir eksenle bölündüğünde ayrılmış
olan parçalarda kullanılan form, ölçü, renk ya da ağırlıklar aynen
tekrarlanmaktadır.
Simetriyi oluşturan bu eksen, hem düşey, hem yatay hemde açılı olabilir. Bu
durumda oluşturulacak formda, insan zihni doğada somutlaştırdığı simetriyi
arayabilir. Zihnin kavramsallaştırdığı doğal simetrik düzeni, tasarımı oluşturan
unsurlarda da görmek görsel olarak algılamayı kolaylaştırır. Bu sebeple
tasarımcılar, tasarladıkları ürünlerde çoğu zaman simetrik bir düzen kullanmayı
tercih etmektedirler.
Tekstil moda tasarımı alanında da simetrik oluşumlar, giysi tasarımının rahat
dengelendiği düzenler arasındadır. Giysi tasarımında denge, simetri ile
sağlanabileceği gibi asimetrik ya da zıtlıklarla da denge sağlanabilir.
Giysi tasarımında, tasarımı oluşturan elemanlar üzerinde simetri
oluşturmada bazı simetri yöntemleri kullanılmaktadır. Bunlar: iki yönlü ve merkezi
simetridir.
• Merkezi simetri:
Tasarımı oluşturan unsurların bir noktada kesişen iki ya da daha fazla eksen
etrafında yerleştirilmesi ile oluşturulan simetrik düzenlemelerdir.
Tekrar Alıştırmaları,
tasarımda tekrar Görsel 8.8.’de iki yönlü simetriye örnek bir giysi tasarımı verilmiştir. Tasarım
ilkesinin Iris van Herpen’ ın 2011 giysi koleksiyonuna ait bir parçadır. Giysi, düşey eksen
kavranmasında etkili üzerinde yaratılan simetrik denge üzerine tasarlanmıştır. İki yönlü simetrinin
bir enstrümandır. kullanıldığı tasarımda, formu oluşturan unsurlar birbirlerine sağlı-sollu
bakmaktadır. Simetrik dengeyi ortaya koyan tasarım, dikey bir eksenle ortadan
ikiye bölündüğünde ayrılmış olan parçalarda kullanılan form, ölçü, renk ve
ağırlıklar aynen tekrarlanmıştır.
TEKRAR ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan sıklıkla tekrar çalışmaları yapmaları istenir. Bu tür
uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları
“Tekrar Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrenci
çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
•TEKRAR NEDİR?
•Kelime anlamıyla tekrar, bir nesnenin ya da bir unsurun aynen ya da bir
benzerinin bir ya da birden fazla tekrarını içerir. Bu tekrar unsurlar bir araya
geldiklerinde kendi aralarında belli bir uyumu doğuracağından tasarıma da
bir düzen, bir ahenk getirir. Tekrardan kasıt, tasarımı oluşturan dokuların,
renklerin, formların ya da aralıkların aynen ya da hemen hemen bir
Özet
benzerinin tekrarının yapılmasıdır. Ancak, bu unsurların tekrarında
kullanılacak aralık, boşluk ya da yönler farklı olabilir. Tasarımda kullanılacak
unsurların hangi oranda ve ne sıklıkla ya da aralıkla yapılacağı tasarımdan
istenen amaca göre tasarımcı belirler.
•TEKRAR ÇEŞİTLERİ
•Tekrar, benzer formların, biçimlerinin, renklerinin, dokularının belli yöntem
ve tekniklerle bir araya gelerek birden fazla sayıda çoğaltılmasıdır. Tekrar,
hem formların hem de formları oluşturan parça ve birimlerin strüktürel bir
yapı oluşturacak şekilde tekrarını içerir. Tekrarların bu şekilde
çeşitlendirilmesi ile tekrar çeşitliliği ortaya çıkmıştır. Tekrar çeşitliliği genel
olarak üç şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunlar; tam tekrar, değişken tekrar,
aralıklı tekrardır.
•Tam Tekrar
•Tam tekrar, tasarımı oluşturan unsurlar arasındaki, ölçünün, aralığın,
dokunun ve rengin aynı yönde birden fazla tekrar etmesidir. Tam tekrarda
tüm ögeler bütün özellikleriyle tekrar etmektedir.
•Sıklıkla süsleme sanatlarında kullanılan tam tekrar yöntemi tekstil ve moda
tasarımı alanında da kullanılmaktadır
•Değişken Tekrar
•Tasarımı oluşturan unsurların sabit kalıp bu unsurlar arasındaki boşluk, aralık
ve yönün değişmesi veyahut tam tersi olarak boşluk aralık ve yönün sabit
kalarak formu oluşturan ögelerin az ya da ufak farklılıklarla tekrar edilmesi
ile değişken tekrar oluşturulur.
•Aralıklı Tekrar
•Bu tekrar yönteminde tekrarı yaratan unsurların arasına farklı veya zıt farklı
bir unsur tasarıma girmesiyle yaratılır. Araya giren farklı veya zıt unsur,
tasarıma belirli aralılarla ya da aralıksız olarak yerleştirilebilir. Tasarımda
tekrardan yaratılan biçim, diğer tekrar ilkelerde olduğu gibi belli akslar ve
eksenler üzerine kurularak kurgu yaratılır.
•TEKRAR OLUŞTURMA
•Birbirine eş ya da birbiri ile bağlantılı benzer formların, bir araya gelerek iki
ya da üç boyutlu yüzey üzerinde yapı oluşturmasına strüktür denir. Strüktür
oluşturmada tasarımı oluşturan unsur ya da birim, strüktürü oluşturan en
temel yapıdır. Birimlerle birlikte kullanılan ara elamanlarla tasarıma sonsuz
uygulama çeşitliliği doğmuştur. Bunlardan biri de tekstil ve moda tasarımı
alanıdır. Tasarımda strüktür ve tekrarlarla gelen biçimsel çeşitlilik, tasarım
oluşturma sürecinde tekrar oluşturma yöntemlerini de zenginleştirmiştir.
Form Tekrarı
•Formun olduğu gibi bir kez daha ya da birden çok tekrar edilmesi form
tekrarını doğurur. Formu oluşturan parça veya birim aynı kalarak tekrar renk
ve doku üzerinden sağlanır.
•Formun olduğu gibi bir kez daha ya da birden çok tekrar edilmesi form
tekrarını doğurur. Formu oluşturan parça veya birim aynı kalarak tekrar
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi temel tasarım öğelerinden biridir?
a) Tekrar
b) Koram
c) Egemenlik
d) Espas
e) Denge
Cevap anahtarı
1.d, 2.c, 3.a, 4.d, 5.d, 6.e, 7.b, 8.c, 9.d, 10.b
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çınar, K., Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Güngör, İ.H. (1972). Temel Tasar (Basic Design, (1), İstanbul.
Güngör, İ.H. (1983). Temel Tasar, Afa Matbaacılık, İstanbul.
Ertok, Atmaca, A. (20149. Temel Tasarım, Nobel Yayınları.
Oransay, L. (2006). Doku, Strüktür Ve Tekrar İlkelerinin Seramik Alanında Kullanım
Olanakları, Sanatta Yeterlik Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Seramik Ana sanat Dalı, Eskişehir. 20.08.2020 tarihinde
http://libra.anadolu.edu.tr/tezler/2007/415969.pdf adresinden erişilmiştir.
Şentürk, L.V. (1999). Görsel Anlatımda Zltllk ve Denge, Sanatta
Yeterlik Tezi, Resim Ana sanat dalı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Eskişehir. 20.08.2020 tarihinde
http://libra.anadolu.edu.tr/tezler/1999/138314.pdf, adresinden erişilmiştir.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, İdeal Kültür Yayıncılık
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Simetrinin Tanımı, 06.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/, adresinden erişilmiştir.
Görsel 8.1. Balmain giysi tasarımı, form tekrar, 04.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/819162619712891215/adresinden erişilmiştir.
Görsel 8.2 Tekstil desen çalışması, 04.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/539798705328604885/adresinden adresinden
erişilmiştir.
Görsel 8.3. Manish Arora giysi tasarımı, aralıklı tekrar, 04.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/833095631056893451/adresinden erişilmiştir.
Görsel 8.4. Mary Katrantzou giysi tasarımı, form tekrarı, 05.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/228979962289615902/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 8.5. Tekstil yüzeyinde oluşturulan doku tekrarı, 05.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/147985537736427688/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 8.6. Issey Miyake giysi tasarımları, renk tekrarı, 05.08.2020 tarihinde,
(Soldaki görsel)https://tr.pinterest.com/pin/430023464416894296/,
(Sağdaki görsel) https://tr.pinterest.com/pin/289637819780190026/
adreslerinden erişilmiştir.
Görsel 8.7. Doğada simetri, 06.08.2020 tarihinde (Soldaki görsel)
https://tiernaeducacion-claudia.blogspot.com/2012/09/simetria.html (Orta
ve sağdaki görsel) https://tr.pinterest.com/pin/288441551114841816/
adreslerinden erişilmiştir.
Görsel 8.8. Iris van Herpen giysi tasarımı, simetri, 06.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/233342824415152765/ adresinden erişilmiştir.
terminolojik tanımlarını
anlayabilecek,
• Uygunluğun fonksiyonlarnın neler
olduğunu açıklayabilecek,
• Uygunluğun çeşitlerinin neler
olduğunu anlayabilecek,
• Tasarımda uyguluk nasıl olur?
sorusuna cevap verebilecek, ÜNİTE
• Uygunluk ile oluşturulacak
9
uygulamalar yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Uygunluk
Tanım
Uygunluk Nedir?
Diğer Terminolojik
Tanımlar
Niteli/Fonksiyon
Uygunluğu
Nicelik Uygunluğu
Uygunluğun
Fonksiyonları
Strüktür Uygunluğu
Üslûp Uygunluğu
TASARIMDA UYGUNLUK
Renk Uygunluğu
Kontrast Uygunluğu
Yön uygunluğu
Doku Uygunluğu
206
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Uygunluk
GİRİŞ
İki ya da üç boyutlu cisimler arasında ortak ya da yaklaşık benzerliklerin
bulunmasına uygunluk denir. Uygunluk, temel/görsel tasarım ögelerinin tümüyle
yapılabilir (Civcir, 2015).
Uygunluk, formu oluşturan parçalar arasındaki mutlak bir benzerlik değildir.
Parçaların birbirine aitmiş gibi hissettiren benzerlikleri, rahat hissedilebilir bir
yakınlıkla birbirini hatırlatmaları ya da birbirini çağrışım yapmaları uygunluğu
oluşturur.
Doğa, sonsuz bir uyumun sağlandığı en önemli mekândır. Doğada sağlanan
bu uyum, zıt parçaların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Fakat bu devasa uyum,
bütünü oluşturan parçalar arasındaki karşılıklı ya da birbirinin içine girip karışmış
gibi görünen bir çapraşıklıktan ziyade doğada bulunan her şeyin birbiriyle
uyumluluğudur. Canlı ya da cansız tüm nesneler, cisimler ya da oluşumlar arasında
bir uyum vardır.
Uyum’un kelime anlamı “bir bütünün parçaları arasında bulunan
uygunluktur”. Hayvanların, bitkilerin dış dünyaya uyumluluğunu sağlayan
anatomik yapıları, insanların biyolojik hayatını sürdürmesini sağlayan bedensel
sistemleri, bu uyuma en iyi örneklerdir.
Geniş bir ifadeyle uygunluk, “cisim ve yüzeyler arasında var olan formsal,
aralıksal, ölçüsel ve strüktürel olarak çok az farkla benzeşim göstermeleridir”.
Uygunluk, renklerin, Benzerlikten kasıt, birbirinin aynısı olma hali değildir. Aksine benzeyen unsurların
biçimlerin, dokuların, birbirlerini çekme yönünden faydalanarak görsel uygunluklara ulaşabilmesidir.
aralıkların tasarımda
Uygunluğun, benzerliklerden doğan hoş bir etki olduğunu düşünürsek
denge de olma halidir.
nesneler ve cisimler arasındaki yaklaşık benzerlik değerlerinin de azami ölçüde
olduğunu söylemek yanlış olmaz. Burada mutlak bir benzerlikten söz etmek doğru
değildir.
Uygunluk, renklerin, biçimlerin birbiriyle barışık olma hali ile ortaya çıkar.
Birbiriyle uyum içindeki renkler ve formlar gözü rahatsız etmez ve izleyici üzerinde
olumlu bir etki bırakırlar.
Bazı kaynaklarda düzen/uyum/armoni/harmoni olarak da kullanılmaktadır.
Uygunlukla birlikte veya yerine kullanılan bu kavramlar, anlam olarak birbirlerine
yakın ifadeler taşırlar. Öyle ki, açıklamalar arasında “bütünü oluşturan parçalar
arasında ki kolay bağlantılar, çağrışımlar ve hatırlatmalar” en yaygın kullanımlar
arasındadır.
Zıtlıklarda ise durum şöyledir: Bütünü oluşturan ögeler arasında hiçbir
benzerlik olmazken uygunluk bu zıtlıklar arasında oluşabilecek karakterde,
anlamda ya da işlevsellikte benzerliklerin olmasıdır. Yani zıtlıklar arasındaki
uzlaşma ile yakalanan ortada buluşma hali uyumluluğu verir. Böyle bir durumda,
zıtlıklar ve benzerlikler arasında ortak paydalar gelişerek tam bir denge hâliyle
uygunluk yolu açılmış olur.
207
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Uygunluk
UYGUNLUK NEDİR?
Sözlük anlamıyla uygunluk, uygun olma, yakışık, mutabakat, mukarenet,
eşitlik anlamlarına gelmektedir (TDK, 2020). İki ya da üç boyutlu nesneler,
cisimler, ya da formlar arasındaki ortak ya da yaklaşık benzerliklerin bulunması,
bütünü oluşturan parçalar, birimler, formlar arasındaki uyumluluğu
göstermektedir. Bu uyumluluk her bakımdan olabilir.
208
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Uygunluk
Bu ögelerin biri ya da bir kaçı bir arada bulunarak bir düzen oluşturabilirler.
Örnek
tasarımda uyumluluğu sağlar.
Yakın benzerlikler rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğu için hoşlanma duygusu
yaratır. Ancak tasarımda yaratılan benzer uygunluklar; monotonluk ve sıkıcılık
etkisi yaratabilir. Bu durumda iyi bir tasarım yer yer uygunluklardan
faydalanmalıdır (Çınar ve Çınar, 2018).
209
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Uygunluk
UYGUNLUĞUN FONKSİYONLARI
Bütünü oluşturan parça ve birimler arasındaki formsal, aralıksal, renksel ve
sitrüktürel vb. zıtlıklar, tasarımda ögelerin birbirlerine yakın anlamda benzeşme
hâlini gösterir. Benzeşme, uygunluğun son sınırı yani uygunluğun gidebileceği en
son hâlini verir.
Tasarımda sağlanan uygunluğun çeşitli görsel etkileri vardır. Bu görsel
etkiler, tasarımda sağlanan uygunluğun fonksiyonellikleriyle sağlanabilir.
Her fonksiyon bir nitelik Uygunluğun fonksiyonel özelliklerinin tasarımda bıraktığı etkileri şunlardır:
üzerine kuruludur.
• Tasarımın bütünlük ilkesine katkıda bulunur.
• Eserde armonik etki yaratır.
• Esere hayranlık uyandırarak izleyici çeker.
• Tasarımı özgünleştirir.
• Sanatçının/tasarımcının üslup özelliğini geliştirir.
Uygunluğun fonksiyonları; nesne, obje ve varlıkların kullanım yeri, kullanım
değeri ve gördüğü hizmet açısından gösterdiği benzerlikler, tasarımda
210
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Uygunluk
Nicelik Strüktür
Uygunluğu Uygunluğu
Nitelik/Fonksiy Üslup
on Uygunluğu Uygunluğu
Fonksiyon
Uygunlukları
Nitelik/Fonksiyon Uygunluğu
211
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Uygunluk
Nicelik Uygunluğu
Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki uygunlukla nicelik uygunluğu elde
edilir. Tasarımda en çok kullanılan uygunluklardan biridir.
Strüktür Uygunluğu
Strüktür uygunluğu, canlı ya da cansız doğada bulunan bazı varlıkların ya da
formların diğer doğasal formlara ve varlıklara benzetilerek oluşturulan
uygunluklardır. Biçimler arasındaki benzerlikte, ögelerin birbirine benzerliğinden
çok çağrışım yoluyla fark edilen bir uyum söz konusudur. Strüktür uygunluğu;
bütünü oluşturan parçaların, birimlerin, ögelerin ya da kısaca değerlerin, formu
oluşturan biçim üzerindeki uygunluğu ifade etmek için kullanılır.
Bu uygunluğa en iyi örnek mimarinin modaya ilham veren strüktürel yapıları
gösterilebilir. Her iki alanda da iki boyutlu yüzeylerden hacimli üç boyutlu formlara
212
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Uygunluk
dönüşüm söz konusudur. Her iki sanat dalında da kullanılan malzeme çeşitliliği
strüktürel anlamda başarılı örneklerin çalışılmasını desteklemektedir.
Örnek
mimarisinin görkemli saraylarının mimarî özelliklerine
benzemektedir.
Moda ve mimarî
alanında yapılan
tasarımlar malzeme ve
boyut farklılıklarına
rağmen her iki alanın da
tasarımsal süreçlerinde
kullanılmaktadır.
213
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Uygunluk
Üslûp Uygunluğu
Bütünü oluşturan parçaların hem kendi içinde hem de bütünle olan
ilişkilerinde; ögeler arası yakınlık ya da birlik, süslemeler ye da desenler arasındaki
beraberlik üslûp uygunluğunu doğurur. Yalın bir ifadeyle, parça- bütün ilişkisi
üslup birliğini ifade eder.
İki ya da üç boyutlu düzenlemelerde/tasarımlarda bütünün konusuna giren
tüm parçaların, birimlerin, ögelerin tam bir bütünlük içinde yer alması istenir. Bu
birlik ya da yakınlık bütünün tamamına etki eder.
Üslûp uygunluğunu plastik sanatların tüm dallarında görülmektedir.
214
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Uygunluk
Örnek
tasarımında bitkisel bezemeli süsleme unsurlarının da aynı anda
kullanılması tasarımın düzenin yani üslûbunu bozar.
215
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Uygunluk
Görsel 9.3 (A). Hüseyin Çağlayan (Husein Chalayan), 2000 Sonbahar/Kış koleksiyonu
216
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Uygunluk
217
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Uygunluk
UYGUNLUĞUN ÇEŞİTLERİ
Uygunluk; tasarımda bir düzen elemanıdır. Düzenin olmadığı her hangi bir
tasarımda uygunluktan bahsetmek doğru değildir. Uygunluğu yaratan çeşitleri
genel olarak beş grupta toplamak mümkündür. Bunlar: renk, kontrast, form, yön
ve doku uygunluğudur. Şekil 9.2’de bu çeşitler gösterilmiş ve aşağıda bu çeşitlerin
neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Form
Uygunluğu
Kontrast Yön
Uygunluğu Uygunluğu
218
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Uygunluk
Renk Uygunluğu
En çok kullanılan uygunluk çeşididir. Renkle yaratılan birçok uygunluk
çeşitliliği bulunmaktadır (Bakınız Ünite 7).
Duygu ve düşüncelerimizi yansıtan renk, tasarımda birçok amaca hizmet
ederek kompozisyonda birliğin ve dengenin sağlanmasına hizmet eder. Renk,
Nesnelerin, ölçüleri, tasarıma iki boyutlu düzlemde uzamsal bir nitelik kazandırır.
biçimleri, renkleri,
Tasarımda renkler birbirleriyle kolayca etkileşime geçer. Bu durumda
değerleri aralıkları,
dokuları arasındaki renklerin uygunluğunda bu etkiyi iyi bir şekilde kontrol etmek gerekmektedir.
benzerlikleri fiziksel Renkler birbirlerini üç şekilde etkilerler. Bunlar:
uygunluklarıdır.
• Bir renk, diğerinin renkliliğini azaltır.
• Bir renk diğerinin renkliliğini artırır.
• Bir diğerinin renkliliği başka bir renk türüne çevirebilir.
Bu durumda rengin yanına gelen başka bir renk ya da renkler ile farklılaştığı
gerçeği renk uygunluğunda göz ardı edilmemelidir.
Zıt renklerin birlikte kullanımında miktarların oranını belirlemek renk
uygunluklarını yaratır. Zıt renklerin birlikte kullanımı oldukça güçlü bir etki yaratır
ve desende göz alıcı bir optik yanılsama yaratıp, yorucu olabilir. Bu neden ile zıt
renklerin birlikte kullanımındaki uyumda aşağıdaki oranlara dikkat etmek tasarımda
yaratılacak renk uyumu için oldukça önemlidir (Şekil 9.3).
Tasarlama sürecinde
renk seçiminde;
kullanılan renk miktarı,
renklerin oranı ve
renklerin diğer renkler
ile olan ilişkisi
önemlidir. Renkler arası
uyum yakalanmaya
çalışılırken, desenin tek
düze olmaması için
farklı ton-değer-
doygunluklara sahip
renkler birlikte
kullanılması tasarımda
renk uygunluğunun SarıXmor uyumu
sağlanması adına Turuncuxmavi uyumu
oldukça önemlidir. KırmızıXyeşil uyumu
Şekil 9.3. Zıt renklerin birlikte kullanım oranları ile oluşturulan renk uygunluğu
Tasarımda renk çemberindeki yakın renkler, tek bir rengin tonları, sıcak-
soğuk renkler ve nötr (akromatik) renkler kullanılarak uyumlu renk birliktelikleri
elde edilebilir. Yakın renklerin uyumunda renk çemberinde bulunan ve birbirine
yakın renkler ile uyumlu tasarımlar oluşturmak mümkündür (Çizim 9.4).
219
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Uygunluk
(A) (B)
(A) Renk paleti, soğuk renk geçişleri
(B) Renk paleti, sıcak renk geçişleri
Çizim 9.4 (A) ve (B) Yakın Renklerin Uyum Paletleri
Kontrast Uygunluğu
Zıtlıklarla yaratılan uygunluğa kontrast uygunluğu denir. Yani, zıtlıklarla
ortaya çıkan benzer etkilerin uygunluklarıdır.
Form Uygunluğu
Tasarımı oluşturan farklı formların birbiriyle uyumu veya ahenkli dizilişi ile
ortaya çıkan uygunluklardır. Bu formlar bazı özellikleriyle benzerlik gösterebilirler.
Bu benzerlikler belirli bir düzen içinde bir araya getirilmesi ile uygunluk
oluşturulmaktadır.
Yön Uygunluğu
Tasarımı oluşturan biçimlerin, birimlerin yönleri birbirinin yerleşimini
etkiler. Uyumlu yönlerin tasarımın bütününe olan etkisi göze hoş gelen
benzeşimlerle yön uygunluğu yaratılır.
Doku Uygunluğu
Zıt renklerin birlikte
Benzer dokular arasında oluşturulan uygunluktur. Tasarımda kullanılan
kullanımı oldukça güçlü
bir etki yaratır ve dokular arasındaki düzenli değişimler ya da ufak farklılıklarla yaratılan renk
desende göz alıcı bir geçişleri, doku uygunluğunu oluşturmaktadır.
optik yanılsama yaratıp, Biyolojik anlamda dokuyu, “bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden
yorucu olabilir.
birini oluşturan hücreler bütünü” olarak tanımlayabiliriz.
Doğada görülen her nesnenin kendine özgü bir dış yapısı vardır. İster doğal
ister yapay olsun, görsel yönü ile o nesnenin tanınması, ayırt edilmesi dış yapı
farklılığı ile olanaklıdır. Aynı türde dokuyu, birbirine eş veya birbirini tamamlayan
220
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Uygunluk
TASARIMDA UYGUNLUK
Bütünü oluşturan parça ve birimlerle yaratılacak tasarımda uygunluk
çeşitli yollarla sağlanmaktadır. Tasarımcının çalışma stilinde yaratılan her türlü
yaratıcı özelliklere ilaveten tasarımda uygunluğu sağlayacak yöntemlerin de
bilinmesi gerekmektedir. Tasarımda uygunluğu yaratan en temel özellikler
şunlardır:
221
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Uygunluk
UYGUNLUK ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda uygunluğu gösteren çalışmalar
yapmaları istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen
bazı öğrenci çalışmaları “Uygunlukm Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz
konusu çalışmalar Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Uygunluk/Armoni
Alıştırmaları, tasarımda Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne
uygunluk ilkesinin yerleştirilmiştir.
kavranmasında etkili bir
enstrümandır.
222
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Uygunluk
yapınız.
223
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Uygunluk
•UYGUNLUK NEDİR?
•Sözlük anlamıyla uygunluk, uygun olma, yakışık, mutabakat, mukarenet,
eşitlik anlamlarına gelmektedir (TDK, 2020). İki ya da üç boyutlu nesneler,
cisimler, ya da formlar arasındaki ortak ya da yaklaşık olarak benzerliklerin
bulunması, bütünü oluşturan parçalar, birimler arasındaki uyumdur. Bu
uygunluk, form, doku, espas ve renk vb. ögelerden oluşur. Bu ögelerin biri ya
da bir kaçı bir arada bulunarak bir düzen oluşturabilirler. Doğa, sonsuz bir
Özet
uyumun sağlandığı en önemli mekândır. Doğada sağlanan bu uyum, zıt
parçaların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Fakat bu devasa uyum, bütünü
oluşturan parçalar arasındaki karşılıklı ya da birbirinin içine girip karışmış gibi
görünen çapraşık yapıların benzerlikleriyle yaratılan bir uygunluktur.
•Diğer Terminolojik Tanımlar
•Farklı kaynaklarda Uygunluk/Düzen/Uyum/Armoni/Harmoni olarak
karşımıza çıkan bu terimler, kavramsal olarak aynı anlamlar içerdiği
söylenebilir. Kaynaklarda geçen terminolojik farklılıklara rağmen uygunluk,
“tekrar ile zıtlık arasında kurulan ilişki” açıklaması her bir farklı kavram için
ortak anlam içermektedir. Tekrarda her şey birbirinin aynıyken uygunlukta
her şey aynı değildir fakat benzerlikler tasarımda bir uygunluk yaratır.
Zıtlıklarda da durum aynıdır. Zıtlıklar, ögeler arasında hiçbir benzerlik
kurmazken uygunluk bu zıtlıklar arasında oluşabilecek karakterlerde,
anlamlarda ya da işlevselliklerde benzerlikler olmasıdır.
•UYGUNLUK FONKSİYONLARI
•Bütünü oluşturan parça ve birimler arasındaki formsal, aralıksal, renksel ve
sitrüktürel vb. zıtlıklar, tasarımda hemen hemen birbirlerine yakın anlamda
benzeşme hâli gösterirler. Benzeşme, uygunluğun son sınırı yani uygunluğun
gidebileceği en son hâlini verir. Tasarımda sağlanan uygunluğun çeşitli görsel
etkileri vardır. Bu görsel etkiler tasarımda sağlanan uygunluğun
fonksiyonellikleriyle sağlanabilir. Bunlar: nitelik/fonksiyon uygunluğu, nicelik
uygunluğu, strüktür uygunluğu ve üslûp uygunluğudur.
•Nitelik/fonksiyon Uygunluğu: Her fonksiyon, belli bir nitelik üzerine
kuruludur. Tasarımın belirlediği fonksiyon, kullanım yeri, kullanım değeri,
verdiği hizmet ya da esinlendikleri anlam yönünden oluşan benzerlikler
uygunluk yaratabilir. Bu durumda birbirine benzemeyen fakat birbiriyle
kullanış beraberliğinde olan fonksiyonlar ortaya çıkar.
•Nicelik Uygunluğu: Böyle bir düzenlemede bütünü oluşturan parçaların
birinin ya da birkaçının benzerliğiyle kurulabilir. Formların benzerliğiyle
kurulan bu şekilcil benzeşim, çağrışım yoluyla tasarımda uyum sağlar ve
birebir tekrarla gelen ögesel benzeşim kolay yoldan anlaşılacağı için
uygunluk sağlanmış olur.
•Strüktür Uygunluğu: Strüktür uygunluğu, doğaya, ya da hiçbir ilgileri yokken
bazı biçimlerin diğer doğasal biçimlere şekil olarak benzerlikleri ile
oluşturulur. Biçimler arasındaki bu benzerlikte birbirine benzerlikten çok
çağrışım yoluyla fark edilen bir uyumdur. Dolayısıyla strüktür uygunluğu
formu oluşturan biçimin uygunluğudur ve tasarımdaki farklı unsurlar
arasındaki uygunluğu ifade eder.
•Üslup Uygunluğu: Bütünü oluşturan parçaların hem kendi içinde hem de
bütünle olan ilişkilerinde, ögeler arası yakınlık ya da birlik, süsler-motifler-
desenler arasındaki beraberlik üslup uygunluğunu doğurur. Yani parça-
bütün ilişkisi üslûp birliğini ifade eder. İki ya da üç boyutlu düzenlemelerde
bütünün konusuna giren parçaların, birimlerin, ögelerin bir bütün içinde yer
alması istenir. Bu birlik ya da yakınlık bütünün tamamına yayılmalıdır.
224
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Uygunluk
•UYGUNLUK ÇEŞİTLERİ
•Renk Uygunluğu
•Tasarımda renkler birbirleri ile etkileşime geçer, uyumun elde edilmesi için
225
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Uygunluk
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Uygunluğun sözlük anlamı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
a) Uygun olma, yakışık, mutabakat, mukarenet, eşitlik anlamlarına gelir.
b) Uygun olmama, yakışık, mutabakat, mukarenet, eşitlik anlamlarına
gelir.
c) Uygun olma, yakışık, mutabakat sağlamayan, mukarenet, eşitlik
anlamlarına gelir.
d) Uygun olma, yakışık, mutabakat, mukarenet, eşitsizlik anlamlarına
gelir.
e) Uygun olma, yakışık, mutabakat, mukarenet bildirmeyen eşitlik
anlamlarına gelir.
226
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Uygunluk
227
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Tasarımda Uygunluk
Cevap Anahtarı
1.c, 2.b, 3.e, 4.a, 5.c, 6.c, 7.a, 8.c, 9.b, 10.b
228
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Tasarımda Uygunluk
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Baskıcı Kapkın, Z. (2014). Çağdaş Seramik Sanatında Ritim, Yüksek Lisans Tezi
Seramik Anasanat Dalı, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Eskişehir.
229
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
TASARIMDA ZITLIK
• Zıtlık Nedir?
• Zıtlığın Çeşitleri
TEMEL TASARIM
İÇİNDEKİLER
• Form Zıtlığı
• Renk Zıtlığı Dr. Öğr. Üyesi
• Espas ve Yön Zıtlığı
• Doku Zıtlığı Safiye SARI
• Ölçü Zıtlığı
• Işık-Gölge Zıtlığı
• Zıtlığın Özellikleri
• Tasarımda Zıtlık
• Zıtlık Alıştırmaları
10
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Zıtlık
Zıtlığın Tanımı
Zıtlık Nedir?
Form Zıtlığı
Renk Zıtlığı
Zıtlığın Çeşitleri
Doku Zıtlığı
Işık-Gölge Zıtlığı
Tasarımda Zıtlık
Uygulama Örnekleri
Zıtlık Alıştırmaları
231
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Zıtlık
GİRİŞ
Kontrast terimiyle de sıklıkla gördüğümüz zıtlık kavramı, kelime anlamıyla
karşıtlık, çelişik olma durumudur. Doğa kanunları, zıtlıkların mücadelesi sonucunda
sağlanan denge ile oluşturulmuştur. Doğadaki bu dengeyi zıtlıkların uyumluluğu
sağlamaktadır. Ancak, zıtlıkların temeline dayanan doğadaki her varoluşun,
varlığını sürdürebilmesi dengeye bağlıdır.
Doğada bulunan bitkiler, hayvanlar, insanlar, canlı ve cansız tüm varlıklar,
Görsel bir tasarımda zıtlıkların bir araya gelmesinden doğmuştur. Bu bir araya geliş durumu, doğadaki
kullanılan ögelerin, ortak yaşamın belli düzen ve kaidelerle sürmesine bağlı olarak devam
rastgele, kendiliğinden edegelmiştir. Doğada bulunan bu varoluşluk hiç şüphesiz düzen, denge, uyum,
ya da tesadüfi olarak bir tekrar, karşıtlık, birlik gibi bazı niteliklere bağlıdır. Dünyanın dengesi içinde fiziksel
arada bulunma durumu kimyasal ve biyolojik olarak her varoluşu; zıtlık ilişkisi içinde açıklanması
tasarımda düzensizliğe
mümkündür. İnsan vücudunu oluşturan organizmalar da tıpkı diğer varoluşlar gibi
sebep olur. Bu nedenle,
başarılı bir tasarım için zıtlıkların uyumuyla ortaya çıkmış muazzam bir dengedir. Bu dengede olma
temel ögelerin tesadüfi durumunu sağlayan ise işlevleri farklı sistemlerin bir araya gelerek vücudun
ve rastgele değil, belli çalışmasına katkı sağlayan organların varlığıdır.
bir düzen içerisinde bir
Tasarımda zıtlık yaratan unsurların uyumlu ve dengeli bir şekilde bir araya
araya getirilmeleri
gerekmektedir. gelmelerinde ilişkili zıtlıklar önemli rol oynar. Birbiriyle ilişkili olan bu zıtlıklar,
dengede kalarak uyumlu zıtlıkları yaratırlar. Birbiriyle ilişkisi olmayan zıtlıklar ise
herhangi bir denge hissi uyandırmayan ya da dengede bulunamayan uyumsuz
zıtlıklardır.
Zıtlık ilkesi temelinde gerçekleşen görsel anlatımlarda, bütünü
deformasyona uğratan, hareket hissinin oluşmasını sağlayan, dikkat çekici
farlılıklar ilk göze çarpan özelliklerdir. Eğri-düz, pozitif-negatif- artı-eksi- pürüzlü-
pürüzsüz, ıslak-kuru, katı-sıvı vb. ifadeler en bilinen zıtlık ifadeleridir. Dolayısıyla
her oluşumun, her düzenin ve her sistemin temelinde zıtlık vardır.
Zıtlık, tasarım ögelerinin birbirinden farklı yönlerini ve birbirine kontrast
oluşturan özelliklerini anlatmak için kullanılır. Bu ögeler arasında oluşturulan
farklılıklar zıtlığı oluşturmaktadır. Buradaki zıtlıktan kasıt, birbirine karşıt oluşturan
her şey akla gelebilir. Bu zıtlıklar bazen açık şekilde görünürken kimi zaman da
sezgiler yoluyla anlaşılmaktadır.
Formlar, birimler veya değerler arasında oluşan zıtlıklar, yapısal özellikleri
açısından ortak ya da yakın anlamlar içermelidir. Bu ortak ya da yakın anlamlar,
tasarımı daha anlaşılır kılar. Böylece tasarımı oluşturan ögelerin her biri diğerine
yabancı kalmaz ve tasarımın gözle görülen güzellik hissinin yanı sıra uygunluklar da
artar.
Tasarımda kullanılacak zıtlıkların oranı, belirginliği, kuvveti, miktarı ile
tasarımı oluşturan tüm estetik değerler, zıtlıklar arasındaki uyum, ilişki ve
geçişlerle sağlanmalıdır. Bir bütünü oluşturan formlar arasındaki zıtlıklar; çizgi,
form, doku, espas ve renk ögelerinin zıtlık özelliklerine bağlı olarak
oluşturulmaktadır.
232
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Zıtlık
ZITLIK NEDİR?
Zıtlık; karşıtlık anlamında kullanılmaktadır (TDK, 2020). Her oluşumun
temelinde bir zıtlık vardır. Doğada bulunan tüm canlı ve cansız varlıklar birbirinin
zıddı olarak yaratılmışlardır.
biribirlerinin zıddıdır.
233
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Zıtlık
Doğanın görsel ve
fiziksel yapısını
Cisimler, maddeler ve oluşumlar arasında da bir zıtlık vardır. Cisimleri,
belirleyen temel kanun
zıtlıklardır. küçük-büyük, yumuşak-sert, parlak-mat gibi karşıt özelliklerle nitelendirilebilir.
Atom çekirdeğinde bulunan pozitif (+) yüklü olması ile çevresinde bulunan
elektronların ise negatif (-) yüklü olması maddenin zıtlığını gösteren iyi bir
örnektir.
Çizim 10.1.’de matematikte kullanılan ve birbirine zıt iki kavramın
oluşturduğu zıtlık gösterilmiştir. Artı (+) ve eksi (-) işaretle yaratılan zıtlık, fizikte
kullanılan pozitif ve negatiflikler, kimya da atomun yapısı, doğada eril-dişil zıtlığı
gibi oluşumlar birbirini bütünleyen zıtlıklardır.
göze hoş gelen zarif ve yumuşak bir gülün etrafının sert ve sivri
dikenlerle kaplı olması doğada görülen zıtlıklardan bazılarıdır.
Her varoluş ilkesinin
temelinde de zıtlıklar
bulunur.
234
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Zıtlık
Uyumsuz/
D ilişkisiz Zıtlık
(A)
Uyumlu/
ilişkili Zıtlık
235
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Zıtlık
ZITLIĞIN ÇEŞİTLERİ
Düzensizlikleri doğuran ortak değerlerin olmadığı durumlar, zıtlıkları
doğurur. Bu zıtlıklar arasında da ortak veya yakın bir ilişki kurulamazsa aralarında
ilişki kurma güçleşir ve birbiri arasında kurulamayan bu ilişki kargaşaya yol açar.
Tasarımda oluşabilecek bu karışıklık ya da kargaşayı önlemek için; ritmin
sağlanması, ilgi çekiciliğinin arttırılması, ifadenin güçlendirilmesi ve temel tasarım
ögelerinin dengeli zıtlık ilişkileriyle oluşturulması gereklidir.
Herhangi bir kompozisyon ya da tasarımı, etkili kılabilmek, ilgi çekiciliğini ve
Farklılıklarla ortaya
çıkan zıtlıkların kalıcılığını sağlamak için, ilk önce zıtlık ilkesi ele alınmalı, zıtlıklarla denge
oluşturduğu çeşitliliğin, kurulmaya çalışılmalıdır. Diğer ilkelerin oluşumu, zıt unsurların belirlenmesi
bir denetim sonucu sürecinde başlanmalı ve kullanılacak oranlar ya da yüzdeler iyi hesap edilmelidir.
düzene girmesi Tasarımda zıtlık ilkesinin daha etkili kullanılabilmesi için denge ilkesinin de
doğadaki dengeyi iyi hesap edilmesi gerekir. Sanat yapıtlarının tamamı sadece uyumlu ögelerin bir
meydana getirir.
arada bulunmasıyla oluşturulmaz. Tasarımda uyumsuz bir öge de bulunabilir.
Ögelerin tümünün uyumu tekdüzeliği yaratırken, zıt ögeler bütünlüğü sağlar ve
tasarımı birliğe götürür (Çizim 10.2).
Zıtlık ilkesini içerisinde bulunduran form, renk, yön - aralık, doku ve miktar
ögeleri ile yapılır.
236
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Zıtlık
Örnek
yapıları birbirine yakındır.
Yapısında zıtlık bulunduran düzenler, uyum, tekrar gibi ilkelerle daha iyi
anlaşılırlar. Zıtlık içeren tasarımlar daha dikkat çekici olur ve esere olan ilgiyi artırır.
Zıtlıkların dengesizliği
Tasarımda zıtlık, tasarımı şekillendirmenin ana ilkelerinden biridir. Bu yüzden
tasarımda kargaşaya ya
da kaosa sebep olur. tasarımda zıtlık ilkesinin belirliliği-belirsizliği, kuvveti, derecesi, oranı, zıtlıklar
Kaosun yok olması arasındaki ilişki, tüm yapısal ve estetiksel değerler ve etkilerin iyi bir şekilde
demek tasarımdaki kurgulanması gerekmektedir.
güçlerin etkilerinin
Zıtlığı oluşturan çeşitler kaynaklara göre farklılık göstermektedir. Ancak bu
eşitlenmesi anlamına
gelir. çeşitliliği genel olarak beş grupta toplamak mümkündür. Bunlar; form, renk, espas
ve yön, doku, ölçü ve ışık-gölge zıtlığıdır. Şekil 10.2’de bu zıtlık çeşitleri ve aşağıda
da bu çeşitlerin neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır
Espas ve
Yön Zıtlığı Doku Zıtlığı
237
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Zıtlık
Örnek
• iki boyutluyken DAİRE, üç boyutluyken KÜRE,
• iki boyutluyken ÜÇGEN, üç boyutluyken ÜÇGEN PRİZMADIR.
Çizim 10.3 (A) ve (B)’de form zıtlığına örnek iki düzenleme alt alta
verilmiştir. Çalışmada daire, dik üçgen, eşkenar üçgen, dikdörtgen formlar ile bu
formların doluluk- boşluklarına göre yaratılan bir form zıtlığı verilmiştir. Her iki
çizimde de fiziksel görünümleri farklı daire, dik üçgen, eşkenar üçgen, dikdörtgen
formlar arasındaki ilişkiden doğan bir form zıtlığı gösterilmektedir.
Zıt unsurların
bulunmadığı ya da zıtlık
ilişkilerinin azaldığı
durumlarda, tekdüzelik
yani monotonluk,
sıkıcılık ortaya çıkar.
(A)
(B)
Çizim 10.3. (A).(B). Şekilsel Zıtlık
238
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Zıtlık
Renk Zıtlığı
Renkler, aynı yüzey üzerinde bir arada kullanıldıklarında fiziksel ve psikolojik
etkileri açısından farklı etkiler yaratırlar. Bu farklı etkilerin kararlı bir dengede
kalabilmeleri için zıtlıklarından faydalanılması gereklidir. Bu zıt renkler bir araya
geldiklerinde birbirlerinin kuvvetini, şiddetini artırırlar. Her renk kendi öz
karakterini, dinamizmini ortaya çıkaran renklerle daha belirgin hale gelirler. Bu
belirginlikte ise renk zıtlıkları/kontrastlıkları önemli rol oynar. Renk zıtlıklarıyla
yaratılan denge de iki türlü uyumdan söz edilebilir. Bunlar:
• Sarı ve mor
• Sarı, turuncu-mavi, mor
• Turuncu ve mavi
Tasarımda oluşturulan • Kırmızı, turuncu-mavi, yeşil
her form, kendi • Kırmızı-yeşil
özelliğini oluşturan • Kırmızı, mor-sarı, yeşil
fonksiyonuna bağlı Tamamlayıcı renkler birbirlerini tamamlamalarının yanı sıra bir arada
olarak bir karakter kullanıldıklarında başka özellikleri de bünyelerinde bulundururlar.
geliştirir
239
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Zıtlık
Örnek
arada kullanıldığında en kuwetli açık-koyu zıtlığını oluştururlar
(Çizim 10.3).
Kalite zıtlıkları
Rengin kalitesini rengin ışıklı ya da ışıksız olma özelliği belirler. Kalite zıtlığı
ise, bir rengin ışıklı ya da ışıksız olma durumlarının aynı yüzey üzerinde kullanılması
ile oluşmaktadır.
Kalite zıtlıklarının kullanıldığı yüzeylerde üç boyutluluk etkisi artmakta ve
güçlü görünümler oluşmaktadır.
240
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Zıtlık
241
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Zıtlık
Bireysel Etkinlik
espas ve yön zıtlığı oluşturan bir örnek çalışma yapınız.
Doku Zıtlığı
Benzer parçaların, birimlerin ya da formların sistemli ya da serbest olarak
yan yana gelerek oluşturulan dış yapı özelliklerine doku denir.
Çevremizdeki nesnelerin çeşitliliğini ve birbirlerinden farklı olmasını
sağlayan en belirgin özellik dokularıdır. Pürüzlülük-pürüzsüzlük, yumuşaklık-
sertlik, girinti-çıkıntılar, dokuların sahip olduğu etkilerini ortaya koyar. Doğanın
içerisinde bulunan eleman çeşitliliğinden kaynaklanan doku zenginliği, doku
zıtlıklarını da çeşitlendirmiştir.
Zıtlıklarla oluşturulan
Bu nedenle, tasarımda oluşturulan dokusal dengeyi sağlamak, etkiyi
birliktelikler, sistemeler
veya oluşumlar, güçlendirip ilgi çekiciliği arttırmak için doku zıtlıklarından faydalanılır. Farklı
birbirinin karşıtı/zıttı dokuların azlık - çokluk ilişkileriyle ya da dokulu alanların miktar ilişkisi ile dokusuz
olarak bir bütünlük alanlar üzerindeki egemenlikleriyle oluşturulan doku zıtlıkları önemli bir yer
oluşturma eğilimi tutmaktadır (Görsel 10.1.)
gösterirler.
242
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Zıtlık
Ölçü Zıtlığı
Tasarımı oluşturan formlar arasındaki azlık-çokluk ya da büyüklük-küçüklük
ilişkisi kuran zıtlıklardır. Bazı kaynaklarda miktar zıtlığı, ölçü zıtlığı olarak da
kullanılmaktadır.
Işık–Gölge Zıtlığı
Işık, varlığını zıttı olan gölge ile hissedilir. Işık değişimleri sonucunda oluşan
gölgeler nesnelerin dış yapı özelliklerine bağlı olarak birtakım değişikliklere sebep
olurlar. Bu değişimler sonucunda üç boyutluluk ve derinlik etkileri ortaya çıkar. Işık
Genel bir ifadeyle zıtlık;
düzensizlikleri ve ve gölge bir arada kullanıldığında, birbirlerinin zıtlıkları ile dengede kalabilen
aykırılıkları doğuran zıtlıklar meydana getirilmektedir.
ortak değerlerin
bulunmadığı ZITLIĞIN ÖZELLİKLERİ
durumlarda kullanılır.
Zıtlıklar daima denge ile oluşturulur. Zıt ögelerin yüzeydeki dağılımları
Herhangi bir şeyin
karşıtı olmak da zıtlığı denge ilkesi ile doğru orantılıdır. Dengeye sahip olmayan zıtlıklar bütünlüğü
doğurur. oluşturmadığı için eksik ya da yarım görülürler. Bu da tasarımda bitmişlik hissi
uyandırmaz. Bu durumda yaratılan zıtlık dengesizliği; düzensizliğe sebep olur
(Çizim 10.6).
243
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Zıtlık
TASARIMDA ZITLIK
Zıtlık ilkesi, tasarımın şekillenmesinde ve oluşturulmasında tasarımın ana
ilkelerinden biridir. Tasarım ögelerinin kullanımını içeren bir ilkedir. Doğada karşıtı
olmayan neredeyse bir varlık yoktur. Canlı ya da cansız varlıklar ve oluşumlar kendi
içinde karşıtlarını da barındırmaktadır.
Tasarıma ilgi uyandırma sadece, çizgi, form, doku, espas ve renk ögeleri ile
tesis edilmez. Aynı zamanda farklı formlar ya da şekiller da bir araya gelerek
çeşitlilik yaratabilirler. Zıtlıklarla yaratılan bu çeşitlilik tasarıma olan ilgiyi artırdığı
gibi estetik ve görsel yönden de bir uygunluk da yaratılır (Çizim 10.7.).
Zıtlık; bitkilerde,
hayvanlarda, insanlarda
kısaca tüm oluşumlar
içinde farklı düzenler ve
sistemler meydana
getirebilirler.
244
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Zıtlık
Bireysel Etkinlik
örnek bir çalışma yapınız.
245
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Zıtlık
“Denge” karmaşıklığın
sükûnete ermesidir.
246
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Zıtlık
ZITLIK ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda zıtlığı gösteren çalışmalar yapmaları
istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci
çalışmaları “Zıtlık Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü
öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
247
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Zıtlık
Bireysel Etkinlik
çalışması yapınız.
Zıtlık Alıştırmaları,
tasarımda zıtlık ilkesinin
kavranmasında ve
uygulanmasında etkili
bir enstrümandır.
248
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Zıtlık
249
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Zıtlık
•ZITLIK NEDİR?
•Zıtlık, karşıtlık anlamına gelmektedir (TDK, 2020). Her oluşumun temelinde
bir zıtlık vardır. Doğada bulunan tüm canlı ve cansız varlıklar birbirinin zıddı
olarak yaratılmışlardır. Doğada olduğu gibi yaşamımızda kullandığımız birçok
kavramın zıddı her zaman vardır. Cisimler, maddeler ve oluşumlar arasında
da bir zıtlık vardır. Cisimleri, küçük-büyük, yumuşak-sert, parlak-mat gibi
karşıt özelliklerle nitelendirilebilir. Atom çekirdeğinde bulunan pozitif (+)
Özet
yüklü olması ile çevresinde bulunan elektronların ise negatif (-) yüklü olması
maddenin zıtlığını gösteren iyi bir örnektir.
•Doğada bulunan karşıt ögeler birleriyle inişli-çıkışlı, aşağılı-yukarılı, girintili-
çıkıntılı, düz-bombeli olarak çeşitli karşıtlıklar gösterirler.
•ZITLIĞIN ÇEŞİTLERİ
•Düzensizlikleri doğuran ortak değerlerin olmadığı durumlar, zıtlıkları
doğurur. Bu zıtlıklar arasında da ortak veya yakın bir ilişki kurulamazsa
aralarında ilişki kurma güçleşir ve birbiri arasında kurulamayan bu ilişki
kargaşaya yol açar.
•Tasarımda oluşabilecek bu karışıklık ya da kargaşayı önlemek için; ritmin
sağlanması, ilgi çekiciliğinin arttırılması, ifadenin güçlendirilmesi ve temel
tasarım ögelerinin dengeli zıtlık ilişkileriyle oluşturulması gereklidir.
•Yapısında zıtlık bulunduran düzenler, uyum, tekrar gibi ilkelerle daha iyi
anlaşılırlar.
•Form Zıtlığı
•Formların fiziksel yapısına göre yaratılan form zıtlıklarında en dikkat çeken
form zıtlığı, yuvarlak hatlı yumuşak formlar ile köşeli sert formların
birlikteliğinde oluşturulur..
•Renk Zıtlığı
•Renkler, aynı yüzey üzerinde bir arada kullanıldıklarında fiziksel ve psikolojik
etkileri açısından farklı etkiler yaratırlar. Bu farklı etkilerin kararlı bir dengede
kalabilmeleri için zıtlıklarından faydalanılması gereklidir.
•Yalın Renk Zıtlıkları
•Diğer renk zıtlıkları içinde en kolay algılanabileni yalın renk zıtlığıdır. Ayrıca
bu renkler renk çemberinde birbirine karşılıklı gelen renklerdir.
•Tamamlayıcı Renk Zıtlıkları
•Tamamlayıcı renkler, renk çemberinde karşılıklı gelen renklerdir. Her rengin
bir tamamlayıcısı vardır.
•Açık-Koyu Renk Zıtlıkları
•En kuvvetli açık- koyu zıtlığını siyah ve beyaz renkler verir. Siyah ve beyaz her
zaman birbirinin zıttı olarak bir arda bulunurlar.
•Kalite Zıtlıkları
•Rengin kalitesini rengin ışıklı ya da ışıksız olma özelliği belirler. Kalite zıtlığı
ise, bir rengin ışıklı ya da ışıksız olma durumlarının aynı yüzey üzerinde
kullanılması ile oluşmaktadır..
•Simultan Renk Zıtlıkları
•Gerçekte olmadığı halde, bakan gözün verilen rengin tamamlayıcısını varmış
gibi algılaması, simultan-eş zamanlı zıtlık olarak adlandırılır.
•Sıcak-Soğuk Renk Zıtlıkları
•Renklerin sahip olduğu fizyolojik özelliklerinden kaynaklanan nedenlerden
dolayı izleyicide sıcaklık ya da soğukluk hissi gibi bir takım psikolojik etkiler
bırakırlar.
•Miktar Zıtlığı
•Renklerin kalitesi ile kapladıkları alanlar arasındaki ilişki ve buna bağlı olarak
ortaya çıkan denge, miktar zıtlığını verir.
250
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Zıtlık
Özet (devamı)
ve zıtlıkları doğurur. Tasarımın oluşturulmasında kullanılan aralıkların
farklılığı, tasarımdaki formlar arasındaki uzaklaşma ve yakınlaşmayı
belirtmesi açısından iyi dengelenmesi gerekir. Yön zıtlığı ise gerek çizgiler,
gerekse iki boyutlu ya da üç boyutlu nesneler, kullanımları ile bir takım
yönler ifade ederler.
•Doku Zıtlığı
•Benzer parçaların, birimlerin ya da formların sistemli ya da serbest olarak
yan yana gelerek oluşturulan dış yapı özelliklerine doku denir.
•Işık – Gölge Zıtlığı
•Işık, varlığını zıttı olan gölge ile hissedilir. Işık değişimleri sonucunda oluşan
gölgeler nesnelerin dış yapı özelliklerine bağlı olarak birtakım değişikliklere
sebep olurlar. Bu değişimler sonucunda üç boyutluluk ve derinlik etkileri
ortaya çıkar.
•ZITLIĞIN ÖZELLİKLERİ
•Zıtlıklar daima denge ile oluşturulur. Zıt ögelerin yüzeydeki dağılımları
denge ilkesi ile doğru orantılıdır. Dengeye sahip olmayan zıtlıklar bütünlüğü
oluşturmadığı için eksik ya da yarım görünürler. Bu da tasarımda bitmişlik
hissi uyandırmaz. Bu durumda yaratılan zıtlık dengesizliği; düzensizliğe
sebep olur
•Tasarım ögeleriyle oluşturulan zıtlık etkisinin tasarıma kattığı değerler
şunlardır:
•1. Zıtlık tasarımda hareket oluşturur.
•2. Zıtlık esere ilgi ve çekicilik katar.
•3. Zıtlıklarla tasarıma denge, uyum ve ahenk yaratılır.
•4. Zıtlığın seyirci üzerinde uyarıcı etkisi vardır.
•5. Zıtlıklar tasarımda vurgu oluşturur.
•6. Zıtlıklarla yaratılan tasarımlar seyirciye heyecan katar.
•7. Zıtlıklar tasarımda çelişki doğurur.
•TASARIMDA ZITLIK
•Zıtlık ilkesi, tasarımın şekillenmesinde ve oluşturulmasında tasarımın ana
ilkelerinden biridir. Tasarım ögelerinin kullanımını içeren bir ilkedir. Doğada
karşıtı olmayan neredeyse bir varlık yoktur.
•Tasarımın herhangi bir yerinde yaratılan zıtlık, bir uyumsuzluk doğuracaktır.
Ancak bu uyumsuzluk, gözü yoran veya göze hoş gelmeyen bir görsel algı
değildir. Zıtlıklar bu aykırılıkların ya da uyumsuzlukların ortasında durarak
tasarıma denge, ahenk ve uyum getirir.
•Tasarımın formu, dokusu, espası ve rengi ile sağlanan benzerlik ve zıtlıklar,
sanatsal bir üslupla yakalanan birlik ve beraberlik duygusu ya da en basit
tanımıyla birbirini hatırlatan, birbirini çeken bir yakınlıkla bir araya gelerek
uyumu oluştururlar.
•Karşıtlık, zıtlık barındıran ögeler aynı zamanda uyumlulukta barındırırlar.
Zıtlıkla sağlanan bu uyumluluk daha hızlı algılanır ve daima ilgi odağı olur,
Tüm tasarım elemanları zıtlık oluşturabilir. Tasarım ögeleri ile yaratılan
zıtlıklardır. Bu ögeler birbiriyle karşıt olma durumlarıyla zıtlık oluşturulur.
•ZITLIK ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar ünitenin bu
bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
251
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Zıtlık
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde zıtlık ilkesin diğer terminolojik tanımları
içerisinde yer alır?
a) Kontrastlık
b) Tekrar
c) Birlik
d) Egemenlik
e) Koram
252
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Tasarımda Zıtlık
Cevap Anahtarı
1.a, 2.e, 3.c, 4.d, 5.b, 6.a, 7.d, 8.c, 9.e, 10.b
253
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Tasarımda Zıtlık
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çınar, K, Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Zıtlığın Tanımı. 08.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Varlık Şentürk, L. (1999). Görsel Anlatımda Zıtlık ve Denge, Sanatta Yeterlik Tezi,
Resim Anasanat Dalı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir. 21.08.2020 tarihinde
http://libra.anadolu.edu.tr/tezler/1999/138314.pdf adresinden erişilmiştir.
Görsel 10.1. Giysi tasarımı, doku zıtlığı, 09.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/443815738260611419/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 10.2. Giysi tasarımı, tasarımda zıtlık 09.08.2020 tarihinde
https://adifferentshadeaday.tumblr.com/post/17073870471/liu-wen
adresinden erişilmiştir.
Görsel 10.3. Tasarım ögelerinin zıtlık özellikleriyle oluşturulmuş giysi tasarımları,
09.08.2020 tarihinde https://tr.pinterest.com/pin/423971752394171233/
adresinden erişilmiştir.
254
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
TASARIMDA KORAM
• Ögesel Koram
• Form Koramı Dr. Öğr. Üyesi
• Doku Koramı
• Renk Koramı
Safiye SARI
• Koram Çeşitleri
• Merkezsel Koram
• Eksensel Koram
• Çevresel Koram
• Koram Alıştırmaları
11
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Koram
Koram Nedir?
Koramın derecelendirme
nitelikleri
Form Koramı
Renk Koramı
Merkezsel Koram
Çevresel Koram
Uygulama Örnekleri
Koram Alıştırmaları
256
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Koram
GİRİŞ
Tasarım ilkeleri düzenleme yapmakta kolaylaştırıcı ve yok gösterici rol
oynarlar. Bu ilkeler iki boyutlu veya üç boyutlu çalışmalar için geçerlidir. Sanat
eserini oluşturdukları kadar onun eleştirilmesinde de kıyaslama konusu olurlar.
Bunlar: tekrar, uygunluk, zıtlık, koram, egemenlik, denge ve birliktir.
Sanat ve tasarımda yer alan bu tasarım ögeleri rastgele kullanıldığında
düzensizlik yaratırlar. Düzensizlik yaratmamak ve eseri doğru değerlendirip
okumak için tasarım ilkelerine başvurulur. Görsel estetik ifade ilkeleri olan tasarım
ilkeleri; tekrar, uygunluk, zıtlık, koram, egemenlik, denge ve birliktir.
Tasarım ilkelerinden “Koram”, tasarımda biçim, yön, ölçü, aralık gibi
öğelerin iki karşıt ucun birinden diğerine kademeli olarak geçişini sağlayan
düzenlemeleri içerir. Koram, düzenli ölçü derecelenmesi, görsel “hiyerarşi” olarak
da tanımlanmaktadır. İki uç arasında bir düzen içinde geçiş sağlamak, kolay
beğenilen bir diziyi ortaya koyar. Örneğin, formların büyükten küçüğe veya
küçükten büyüğe doğru sıralanması veya bütünü oluşturan formlar arasındaki
aralıklarda genişten dara, dardan genişe doğru sıralanışta düzenli bir uyum
oluşturulur.
257
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Koram
KORAM NEDİR?
Koram’ın kelime anlamı sıradüzen ve hiyerarşidir. Türkçe bir kelime olan
koram, İngilizce karşılığı hierarchy, Fransızca karşılığı hierarchie, Almanca karşılığı
ise hierarchie’ dir.
Çınar ve Çınar (2018)’te hiyerarşiyi, belirli olan iki uç arasındaki sistemli ve
düzenli basamaklar, geçiş sistemleri olarak tanımlamaktadır. İki uç arasındaki
sistemli geçişlerle anlamlı ve kolay dizilimler elde edilmektedir. Bu dizilimlerde
kullanılan ögelerin özellik ve niteliklerinde farlılıklar ya da zıtlıklar olabilir.
258
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Koram
Civcir (2015)’te; iki zıt ucu uygun kademelerle birbirine bağlayan köprüyü
“koram” olarak tanımlamaktadır. Bu köprü vasıtasıyla, tasarımda ya da düzenleme
de anlamlı geçişlerin ve beğenilmesi kolay dizilerin ortaya çıkması sağlanmaktadır.
Klee koramı (Klee, 1956; Çınar ve Çınar, 2018), ritimsel bir kabarma ve çökmeye
benzeterek “sanatsal ölçü ögesinin grafiksel bir azalma veya çoğalması” olarak
tanımlamaktadır.
Eczacıbaşı (aktaran Ertürk, 2011) 1997’de “parçaların bütün içinde belirli bir
öncelik dizisine göre algılanmasını” koram olarak tanımlamaktadır. Böylece
hiyerarşik düzende parçadan bütüne doğru bir gelişme, büyüme, zenginleşme söz
konusudur. Hiyerarşik yapıdaki tekil öğeler ya da alt gruplar ana grupları, ana
gruplar da aynı birleşme şemasıyla bütünü oluşturlar.
Düzenli bir ölçü derecelendirilmesini gösteren koram, öyle bir sıralamadır ki
Koram, iki zıt ucu uygun
kademelerle bağlayan benzer veya armonik basamaklar bu iki zıt kutup arasında bir köprü oluşturarak
köprüdür. mükemmel bir hiyerarşi yaratırlar. “Hiyerarşi” kavramı da temel olarak bir
derecelenmeden en çok da bir düzenden bahsetmektedir. “Koram” ilkesinin
temeli de bu düzen üzerine kurulmaktadır. Kavramlar bu anlamlarıyla birebir
örtüştüğü için yer yer koram kavramını hiyerarşi kavramı ile birlikte görürüz. Bu
nedenle kitabın ilgili bölümlerinde hem hiyerarşi hem de koram kavramları birlikte
kullanılmıştır.
259
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Koram
Çizim 11. 1.’de basit bir koram çalışması verilmiştir. Çizimde boy sırasına
göre küçükten büyüğe doğru (soldan sağa) sıralanmış yuvarlak formların yan yana
dizilimi mevcuttur.
Dizilimde, yuvarlak formların yapısal özellikleri sabit bırakılarak büyüklük-
küçüklüklerine göre bir sıralamaya gidilmiştir. Oluşturulan dizilimde, formun yanı
sıra doku, renk ve ölçü bakımından da bir değişiklik söz konusu değildir. Burada
oluşturulan koram, “düzenli ölçü ve aralıklarla” elde edilen “derecelendirme”
koramıdır.
ÖGESEL KORAM
Temel tasarım ögeleriyle yapılan korama “ögesel koram” denir. Ögesel
koram da; koramın değişmeyen kuralına göre iki ucu oluşturan zıtlık tek bir öge ile
oluşturulabileceği gibi birkaç öge ile de yapılabilmektedir.
• Nokta
• Çizgi
• Form
• Doku
• Espas
260
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Koram
• Renktir.
(Yukarıda maddeler hâlinde verilen tasarım ögeleri kitabın sırasıyla 2, 3, 4, 5,
6 ve 7. Ünitelerinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır).
Çizim 11. 2.’de tasarım ögeleriyle oluşturulmuş bir koram çalışması
verilmiştir. Çalışmada hemen hemen tüm tasarım ögeleri kullanılmıştır. Koramı
kademelendirilmiş renk, doku ve ölçü geçişlerinde görmek mümkündür.
Temel tasarım
Koram çalışmalarında; form, boyut, renk, doku, yüzey ve kurgu bakımından
ögeleriyle elde edilen
görsel bir ayrıma gitmek mümkündür. Bu ayrımda, uyumlu diziliş farklılıkları
korama, “nicelik
koramı” denir. görülse de, bu dizilişin temelinde belli kural ve kaideler söz konusudur. “Nicelik
koramlar” olarak da bilinen ögesel koramları üç ana grupta toplamak mümkündür.
Bunlar; form, doku ve renk ile yapılan koramlardır.
Şekil 11. 1.’de ögesel koramlar ve aşağıda da bu koramların neler olduğu
detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
261
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Koram
Doku Koramı
Ögesel
Koramlar
Form Koramı
Koramı ya da hiyerarşiyi, çevremizde var olan formlarda görmek
mümkündür. Doğada birçok yerde doğal olarak ortaya çıkan hiyerarşik
düzenlemeler “form koramını” oluşturmaktadır.
Doğada var olan bu formlar, doğal ortamında kendiliğinden oluşur ve söz
konusu koram dizilimleri; sarmal formlar, yan yana sıralı dizilişler veya bu sıralı
dizilişlerin çeşitli versiyonlarından oluşur. Görsel 11.1.’de doğada bulunan bazı
formlardan seçilmiş koram örnekleri verilmiştir.
262
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Koram
Zıtlıkların oluşturduğu bir koramda; iki zıt uç arasında bir düzen ve anlamlı,
estetik bir diziliş vardır. Zıtlık sadece ölçü bakımından olursa küçükten büyüğe bir
sıralanış olur ve bu koram “düzenli ölçü derecelendirilmesi” halini alır. Bu
sıralamada değişmeyen en önemli koşul ise zıtlığı sağlayan uçlar arasındaki
Koramda kullanılan muntazam kademelendirmedir (Bakınız, Çizim 11. 1).
derecelendirmeden
kasıt, uygun bir dizilimle Doku Koramı
sistemli bir geçişin
sağlanmasıdır. İki uç arasında doku farkı varsa, aradaki her kademenin dokusu sırayı
bozmayacak şekilde düzenli kademeler teşkil edecek bir yerleşimde olması doku
koramını oluşturmaktadır. Bu iki zıt uç arasındaki doku farklarında, belirli bir
düzen içerisinde anlamlı ve estetik bir diziliş mutlaka olmalıdır.
Renk Koramı
İki zıt uç arasında renk ögesiyle yapılan farklılıklar renk koramını oluşturur.
Eğer bu iki uç arasında değer farkı çok büyükse her bir kademedeki değerler azar
azar açılarak ya da azar azar koyulaştırarak geçiş sağlanmalıdır. İki uç arasındaki
diziliş renk farkıyla birlikte aynı zamanda form farkı da varsa yine aynı şekilde
hareket edilmelidir.
Tasarımı oluşturan formlar arasında tek bir skaladan oluşan ton farkının
olduğu durumların istisnai durumlar olduğu da unutulmamalıdır.
263
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Koram
KORAM ÇEŞİTLERİ
Görsel anlatı da koram, formun, dokunun ve rengin belli oran ya da
kademelerde tekrarlanarak yerleştirildiği düzenlemeleri içermektedir. Bu
düzenlemelerde tasarımın temel yapısını oluşturan ögeler (nokta, çizgi, form,
doku, ölçü, espas ve renk) kullanılmaktadır. Bu ögeler tasarımda koramı
oluştururken; iki zıt uç arasındaki geçişin belli bir düzenle sağlanması ile bu düzenli
geçişte kademeli bağlantıların kurulması, koramın değişmez kurallarıdır.
Koramları strüktürel düzenlerine ve tasarımda ki yerleşimlerine göre gruba
Koram da benzer ya da ayrılmaktadır. Bunlar; merkezsel, eksensel ve çevresel koramdır. Şekil 11.2.’de bu
armonik geçişler koram çeşitleri ve aşağıda da bu çeşitlerin neler olduğu detaylı bir şekilde
yaratabilmek için belli açıklanmıştır
niceliklerin
derecelenmesi
gerekmektedir.
Eksensel Koram
Merkezsel
Çevresel Koram
Koram
Koram
Çeşitleri
Merkezsel Koram
Bir bütünü oluşturan formlar, bir merkez etrafında toplanarak bir yerleşim
gösteriyorsa merkezi koram yaratılmış demektir. “ Yani, belirlenmiş bir yöne
doğru ya da odak noktasından dışa doğru bir orana, bir sisteme, bir kurala bağlı
olmak kaydıyla tekrarlanan formlar merkezsel koram durumunu oluştururlar”
(Yazıcıoğlu, 2017).
Çizim 11.3.’te merkezsel koram’ a örnek bir çalışma verilmiştir. Çalışma
tasarım ilkelerinden nokta, çizgi, form ve renk ögeleriyle hazırlanmış iki boyutlu bir
düzenlemedir. Düzenleme, yuvarlak biçimlerin tek merkezden dışa doğru belirli bir
yönde küçükten büyüğe doğru sıralandığı merkezsel bir koram örneğidir.
264
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Koram
Tasarımda kullanılan
formlar birleştiklerinde
ortada bir merkez
oluşturuyorlarsa bu
“merkezsel koramdır”.
(A) (B)
İki zıt kutup arasında
ritimsel bir azalma- Görsel 11. 2. Merkezsel koram örneği
çoğalma tasarımda
hiyerarşiyi Plastik sanatların pek çok dalında görsel hiyerarşik biçimler mevcuttur. Bu
oluşturmaktadır. biçimleri, form da, doku da ya da renk de görmek mümkündür. Plastik sanatların
bir kolu olan tekstil ve moda tasarımı alanından merkezsel koram’ a bir örnek
Görsel 11. 3.te verilmiştir. Giysi tasarımı Fausto Sarli’nin 2009 Sonbahar /Kış
koleksiyonuna ait bir parçadır. Tasarımda merkezsel koram, giysinin detay
265
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Koram
266
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Koram
Görsel 11. 4.te eksensel korama doğadan bir yaprak örneği verilmiştir.
Yaprağın tırtıklı yapısı, formu oluşturan küçük yaprakçıklardan oluşmaktadır. Bu
yaprakçıklar hem kendi ekseni üzerinde hem de bu ekseni dikey yönde kesen diğer
bir eksen üzerinde büyüklü-küçüklü olarak dizilerek eksensel koramı
oluşturmuşlardır.
267
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Koram
Çevresel Koram
Serbest koram olarak da bilinen çevresel koram, çevre ya da alan üzerinde
bir koramın serbest fakat dengeli olarak düzenlenmesidir. Koramı oluşturan
elemanlar, ögeler, unsurlar simetrik ya da belirli bir eksen etrafında değil bir
merkez ya da birkaç merkezin etrafında serbestçe fakat aralarında bir uygun bir
ilişkiyle bir araya gelmeleri ile serbest yani çevresel koramı oluşturmaktadır.
268
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Koram
Koramın farklı sanat disiplinlerinde kullanımına dair örnek bir çalışma heykel
sanatı üzerinden Görsel 11. 6.’da verilmiştir. Plastik malzemelerle üç boyutlu
biçimler yaratma sanatı olarak tanımlanan heykel, genel olarak “hacim” sanatı
olarak bilinmektedir (Bkz. Ünite 1, Sanatın Sınıflandırılması).
Çevremizde birçok
Heykel yapımında oyma, yontma, birleştirme ve döküm gibi teknikler
doğal koram örneği
görebiliriz. Bunlardan kullanan heykel sanatçıları, tekniklerin getirmiş olduğu çeşitlilikle günümüzde
biri de gökkuşağına daha çok olmakla beraber hiyerarşik yapıya sahip heykeller ortaya koymaktadırlar.
bakıldığında renk-ton Eser heykeltıraş Tony Cragg’a aittir. Cragg, kütle, boşluk, malzeme, ölçü,
ve değer koramıdır.
koram, form gibi tasarımın ayırt edici özelliklerini kendi zamanının güncel fikir ve
kavramları ile buluşturmuş bir sanatçıdır.
Nesneden hacme uzanan heykellerinde sanatçı, kendine özgü bir imge ile
serbest fakat belli bir denge üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Sanatçının mermer
üzerine yaptığı 185x130x130 cm boyutlarındaki heykel çalışması, belli bir alan
üzerine konumlandırılmış çevresel bir koram örneğidir.
269
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Koram
Görsel 11. 6. Tony Cragg, çevresel koram (Heydar Aliyev Center, 2014).
KORAM ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda koramı gösteren çalışmalar yapmaları
Koram Alıştırmaları, istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci
tasarımda koram çalışmaları “Koram Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar
ilkesinin kavranmasında
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü
ve uygulanmasında
öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
etkili bir enstrümandır.
270
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Koram
Sanatsal çalışmaların
oluşturulmasında
“koram” ilkesinin
kullanımı sistemli ve
düzenli basamakların
oluşturulması adına
önemlidir.
271
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Koram
çalışması yapınız.
272
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Koram
•KORAM NEDİR?
•Tasarım ilkeleri, tasarımsal süreçler içerisinde düzenleme yaparak
kolaylaştırıcı ve yol gösterici roller üstlenirler. Bu ilkeler iki boyutlu veya üç
boyutlu çalışmalarda tasarımda kullanılan ögelerin uygunluğunu, ritmini ve
dengesini sağlamakla kalmaz aynı zamanda çalışmanın eleştirilmesinde,
yorumlanmasın da ve kıyaslanmasın da kullanılırlar. Sanat ve tasarımda yer
alan bu tasarım ögeleri rastgele kullanıldığında düzensizlik yaratırlar.
Özet
Düzensizlik yaratmamak ve eseri doğru değerlendirip okumak için tasarım
ilkelerine başvurulur. Görsel estetik ifade ilkeleri olan tasarım ilkeleri; tekrar,
uygunluk, zıtlık, koram, egemenlik, denge ve birliktir.
•Tasarım ilkelerinden “Koram”, tasarımda biçim, yön, ölçü, aralık gibi öğelerin
iki karşıt ucun birinden diğerine kademeli olarak geçişini sağlayan
düzenlemeleri içerir. Koram, düzenli ölçü derecelenmesi, görsel “hiyerarşi”
olarak da tanımlanmaktadır. İki uç arasında bir düzen içinde geçiş sağlamak,
kolay beğenilen bir diziyi ortaya koyar. Örneğin, formların büyükten küçüğe
veya küçükten büyüğe doğru sıralanması veya bütünü oluşturan formlar
arasındaki aralıklarda genişten dara, dardan genişe doğru sıralanışta düzenli
bir uyum oluşturulur.
• “Düzenli bir ölçü derecelenmesi” ile yapılan koram uygulamalarında, benzer
veya armonik basamaklar iki zıt kutup arasında bir köprü oluşturacak şekilde
bir hiyerarşi oluştururlar. Ölçü, aralık, yön, renk, biçim gibi kavramların,
büyükten küçüğe, açıktan koyuya, yataydan dikeye gibi düzenli geçişleri ile
koram yaratılabilir. Koramda geçişler arasında ani farklar yoktur, aksine
birbirini takip eden düzenli basamaklar yer almaktadır.
•Koram’ın kelime anlamı sıradüzen, hiyerarşidir. Türkçe bir kelime olan
koram, İngilizce karşılığı hierarchy, Fransızca karşılığı hierarchie, Almanca
karşılığı ise hierarchie’ dir.
•Çınar ve Çınar (2018)’te hiyerarşiyi, belirli olan iki uç arasındaki sistemli ve
düzenli basamaklar, geçiş sistemleri olarak tanımlamıştır İki uç arasındaki
sistemli bu geçişlerle anlamlı ve kolay dizilimler elde edilebilir. Bu
dizilimlerde kullanılan ögelerin özellik ve niteliklerinde farlılıklar ya da
zıtlıklar olabilir. .
•Düzenli bir ölçü derecelenmesini gösteren koram, öyle bir sıralamadır ki
benzer veya armonik basamaklar bu iki zıt kutup arasında bir köprü
oluşturarak mükemmel bir hiyerarşi yaratır. Hiyerarşi kavramı da temel
olarak bir derecelenmeden en çok da bir düzenden bahseder. Koram
kavramının temeli de bu düzen üzerine kuruludur. Kavramlar bu anlamlarıyla
birebir örtüştüğü için yer yer koram kavramını hiyerarşi kavramı ile birlikte
görürüz.
•Koramın Derecelendirme Nitelikleri
•Koramın değişmeyen derecelendirme/kademelendirme nitelikleri şunlardır:
•a.İki uç (sınır) ve bu iki ucun birbiri arasındaki zıtlığı
•b.Uçlar arasında oluşturulan zıtlığın, belli bir düzenle geçişi
•c.Bu düzenli geçişi sağlayan ögelerin birbiriyle kademeli bağlantısı
•Koram, bir derecelendirme sistemidir. Ancak bu derecelendirme sisteminde
ritimsel bir uygunlukla yerleşim söz konusudur. Ritimsel uygunluk, iki zıt
ucun birbiriyle bağlantısının yumuşatılması şeklinde yapılır. Bu yumuşama ya
da sistemli geçişte temel amaç, görme ile biçim arasında ki ahengin
sağlanmasıdır. Bu ahengin sağlanmasında oluşturulacak kademelerde,
farkları minimuma indiren muntazam dizilerin yaratılması ise en önemli
unsurdur.
273
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Koram
•ÖGESEL KORAM
•Temel tasarım ögeleriyle yapılan korama ögesel koram denir. Ögesel koram
da, koramın değişmeyen kuralına göre iki ucu oluşturan zıtlık tek bir öge ile
oluşturulabileceği gibi birkaç öge ile de yapılabilir. Görsel tasarımda
kullanılan ögeler şunlardır: Nokta, çizgi, form, doku, espas ve renktir.
Özet (devamı)
•Tasarımda koram; form, boyut, renk, doku, yüzey ve kurgu anlamında kendi
içerisinde görsel bir ayrıma gitmek mümkündür. Bu ayrımda her ne kadar
diziliş farkları varsa da belirli bir düzenin var olduğu kesindir. “Nicelik
koramlar” olarak da bilinen ögesel koramlar, kullanım yerinin sıklığına göre
üç ana grupta toplamak mümkündür. Bunlar; Bunlar; form, doku ve renk
koramıdır.
•Form Koramı
•Koram, yani hiyerarşi doğal çevremizde var olan formlarda gördüğümüz
düzenlerdir. Doğada birçok yerde doğal olarak ortaya çıkan hiyerarşik
düzenlemeler görmek mümkündür. Doku Koramı,
•İki uç arasında doku farkı varsa, aradaki her kademenin dokusu sırayı
bozmayacak şekilde düzenli kademeler teşkil edecek bir yerleşimde olması
doku koramını oluşturur. Bu iki zıt uç arasındaki doku farkında belirli düzen
içerisinde anlamlı ve estetik bir diziliş vardır.
•Renk Koramı
•İki zıt uç arasında renk ögesiyle yapılan farklılıklar renk koramını oluşturur.
Eğer bu iki uç arasında değer farkı çok büyükse her bir kademedeki değerler
azar azar açılarak ya da azar azar koyulaştırarak geçiş sağlanmalıdır. İki uç
arasındaki diziliş renk farkıyla birlikte aynı zamanda da form farkı da varsa
yine aynı şekilde hareket edilmelidir. Koramları strüktürel düzenlerine ve
tasarımda ki yerleşimlerine göre üç bölüme ayırabiliriz. Bunlar; merkezsel,
eksensel ve çevresel koramdır.
•Merkezsel Koram
•Bir bütünü oluşturan formlar, bir merkez etrafında toplanarak bir yerleşim
gösteriyorsa merkezi koram yaratılmış demektir. Yani, belirlenmiş bir yöne
doğru ya da odak noktasından dışa doğru bir orana, bir sisteme, bir kurala
bağlı olmak kaydıyla tekrarlanan formlar merkezsel koram durumunu
oluştururlar.
•Eksensel Koram
•Formların düz ya da eğri eksen/eksenler etrafında yoğunlaşmasına eksensel
koram denir. Yani, herhangi bir eksen üzerinde bulunan formların,
belirlenmiş bir orana, kurala veya sisteme bağlı kalınarak oluşturulduğu
koram türüdür. Formlar bir eksen üzerinde büyükten küçüğe veya küçükten
büyüğe doğru bir dizilim gösterebilirler. Bu dizilim düzgün bir çizgi üzerinde
oluşturulabileceği gibi eğri, kırık çizgiler üzerinde de meydana gelebilir.
•Çevresel Koram
•Serbest koram olarak da bilinen çevresel koram, çevre ya da alan üzerinde
bir koramın serbest fakat dengeli olarak düzenlenmesidir. Koramı oluşturan
elemanlar, ögeler, unsurlar simetrik ya da belirli bir eksen etrafında değil bir
merkez ya da birkaç merkezin etrafında serbestçe fakat aralarında bir
ilişkiyle bir araya gelmeleri ile serbest yani çevresel koram oluşur
•KORAM ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar ünitenin bu
bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
274
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Koram
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde tasarım ilkelerinin amaçlarından biridir?
a) Tasarımda düzenleme elemanı olarak görev yaparlar.
b) İki boyutludurlar.
c) Üç boyutludurlar.
d) Boyutsuzlar.
e) Renk özelliğine sahiptir.
2. Aşağıdakilerden hangisi “tasarımda biçim, yön, ölçü, aralık gibi öğelerin iki
karşıt ucun birinden diğerine kademeli olarak geçişini sağlayan
düzenlemeleri içerir” açıklamasının tanımıdır?
a) Birlik
b) Koram
c) Tekrar
d) Egemenlik
e) Zıtlık
275
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Koram
Cevap Anahtarı
1.a, 2.b, 3.c, 4.e, 5.e, 6.d, 7.a, 8.b, 9.c, 10.d
276
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Koram
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Civcir, E (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi.
Çınar, K, Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Ertürk, K. (2011). Seramik Sanatında Bir Tasarım İlkesi Olan Koram’ın İncelenmesi
ve Kişisel Yorumlar, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Seramik
Ana Sanat Dalı, Afyonkarahisar. 10.08.2020 tarihinde
https://acikerisim.aku.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11630/2966/TEZ%20
DF.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden erişilmiştir.
Güngör, İ.H. (1972), “Temel Tasar (Basic Design)”, (1), İstanbul.
Güngör, İ.H. (1983). Temel Tasar(Basic Design), İstanbul: Bilgisayar Destekli Baskı
ve Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Güngör, İ.H. (2005), “Temel Tasar (Basic Design)”, (3), Bilgisayar Destekli Baskı ve
Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., İstanbul.
Heydar Aliyev Center (2014). Tony Cragg, Heydar Aliyev Avenue, Azebaijan, Baku
Klee, P. (1956). Fotoğraflarla Düşünce, İstanbul, Mit Basel.
Klee, P. (1861). Thinking Eye, New York,: Wittenborn Press.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, 1. Baskı, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul.
Görsel 11.1. Koram ilkesine doğadan örnekler
10.08.2020 tarihinde https://tr.pinterest.com/pin/466755948878906053/
adresinden erişilmiştir.
Görsel 11.2. Merkezsel korama mimariden örnekler
Görsel 11.2. (A) 10.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/397372367093316686/
Görsel 11.2. (B) 10.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/325877723009217656/ adreslerinden erişilmiştir.
Görsel 11.3. Fausto Sarli giysi tasarımı, merekzsel koram, 10.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/19492210858845036/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 11.5. Nilüferler, çevresel koram, 11.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/361695413824908772/ adresinden erişilmiştir.
277
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
TASARIMDA EGEMENLİK
• Egemenlik Nedir?
• Ögesel Egemenlik
TEMEL TASARIM
İÇİNDEKİLER
12
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Egemenlik
Egemenlik Nedir?
Form Egemenliği
Ölçü Egemenliği
Ögesel Egemenlik
TASARIMDA EGEMENLİK
Doku Egemenliği
Renk egemenliği
Tasarımda Egemenlik
UYgulama Örnekleri
Egemenlik alıştırmaları
279
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Egemenlik
GİRİŞ
“Egemenlik ilkesi” tasarımın önemli ilkelerden biridir. “Vurgu” ilkesi olarak
da kimi kaynaklarda geçmektedir. Vurgu, tasarımda kullanılan ögelerden birinin ya
da bir grubun fark edilecek şekilde ön plana çıkmasıyla ortaya çıkan durum
vurguyu, öne çıkan eleman da vurgu elementi olarak adlandırılır (Yazıcıoğlu, 2017).
Teorik olarak egemenlik, hükümranlık ve hâkimiyet anlamlarına
gelmektedir. Görsel tasarımda egemenlik; tasarımda kullanılan bir ögenin ya da
öge grubunun, tasarımda ki diğer ögeler üzerinde baskın olması ve denetleyici bir
etki yaratması durumudur.
Bir tasarımda kararlı bir
yapının diğer ögeler “Egemenlik” genellikle ögelerin zıtlıkları ile sağlanır. Egemenliği sağlayan
üzerindeki ögenin özelliği her ne olursa olsun (ölçü, renk, doku gibi) zıtlık oluşturmaları
mücadelesini
mümkündür. “Böylelikle bir biçim ya da biçimler grubu diğerine hâkim olur ve onu
üstünlükle
baskı altında tutabilir” (Güngör, 1983).
sonuçlandırması
egemenlik ilkesi ile Egemenlik durumunda, baskın olarak görülen öge ya da öge grubu vurguyu
açıklanır. meydana getirmektedir. Vurgu, kullanılan ögelerin bir diğeri üzerinde baskın hale
gelmesi ile o ögenin dikkat çekmesidir. Baskın ögeler vurguyu oluşturur. Egemen
unsurun bu baskınlığı, bütünün üzerinde kendini hissettirmesi, söz sahibi olması ve
üstünlük kurmasıdır. Böylece hâkim unsur, diğer parçalar üzerinde bir otorite
olarak denetleyici gücü eline geçirir ve tasarıma egemen olur.
Tasarımda kullanılan ögelerin herhangi birinin veya birkaçının, tasarımda
daha sık kullanılması ya da tekrar edilmesi ile o öge ön plana çıkar ve tasarıma
hâkim unsur olarak dâhil olur. Bu ön plana çıkan öge ya da ögeler, tasarımın ana
fikrine, amacına, konusuna en iyi şekilde hizmet eden unsurlardır.
Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki güçler; kuvvetli-zayıf, hareketli-
hareketsiz, belli-belirsiz olma hallerine göre değişiklik göstermektedir. Tekrar ve
zıtlığın bir arada kullanımı ile EGEMENLİK ve DEĞİŞKENLİK elde edilir. Egemenlik
DENGEYİ sağlarken DEĞİŞKENLİK ise esere olan ilgiyi artırır.
Egemenlik ilkesi, formun hareketini sağlayan birlik ve denge ilkeleriyle uyum
içerisinde bulunur. Ancak bu uyumu bozan, egemen unsura hizmet etmeyen,
Tasarımda kararalı bir vurguya yardımcı olmayan öge, başıboş bırakılmamalıdır. Böyle bir durumda
dengenin egemen unsurun ön plana çıkması ve vurgunun bu öge üzerine yoğunlaşması
sağlanabilmesi için gerekmektedir.
tasarımın kimi
Egemenlik, bazı ögeleri diğerine göre daha baskın ve güçlü kılar. Bu durum,
bölgelerin de daha
güçlü etkiler kimi egemen ögenin adıyla belirtilen vurgusal etkiyi artırır ve tasarımda egemenlik,
bölgelerinde ise daha hâkim olan ögenin adıyla adlandırılır.
zayıf etkiler
Form, ölçü, doku ve renkle sağlanan ögesel üstünlükler nispi olarak
yaratılmalıdır.
sağlanmaktadır. Egemenlik ister bir ögeyle isterse birkaç ögeyle yapılsın tasarımda
önemli olan, tasarımın dengeli bütünlüğünün sağlanmasında kullanılacak her türlü
egemenlikte bir zıtlığın bulunmasıdır.
“Tasarımda Egemenlik” konulu bu ünite dört ana başlıktan oluşmaktadır.
Bunlar: egemenlik nedir? Ögesel egemenlik, tasarımda egemenlik ve egemenlik
280
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Egemenlik
EGEMENLİK NEDİR?
Türk Dil Kurumuna göre egemenlik kavramı “egemen olma durumu” ile
açıklanmaktadır (TDK, 2020). Teorik olarak egemenlik, herhangi bir durumun,
kuvvetin, vurgunun veya mücadelenin diğer ögelere ve hususlara göre daha baskın
olması halidir.
Doğanın yapısı kendine has bir ritmi barındırmaktadır. Bu ritim, birbirine
göre daha girift ya da birbiriyle daha uyumlu durumlarla karşımıza çıkmaktadır. Bu
giriftlikler ya da uyumluluklar ayrı ayrı karakterde ve birbirine geçmiş durumda
dengede kalırlar. Bu dengeyi oluşturan tüm unsurlar iş birliği içerisinde çalışır. Her
iş birliği ile oluşturulan emir komuta zinciri, belli görev paylaşımlarının yapılması
ile sonsuz bir denge hâlini alır.
Görsel tasarımda egemenlik, çoğunlukta olan unsurun egemen/dominant
bir baskınlıkla hareket etmesi anlamına gelmektedir (Yolcu, 2018).
Egemenlik ilkesi bazı kaynaklarda “Vurgu” ilkesi olarak da karşımıza
çıkmaktadır. Vurgu, tasarımda kullanılan ögelerden birinin ya da bir grubun fark
edilecek bir şekilde ön plana çıkmasıyla oluşturulmaktadır.
Genellikle her görsel tasarımın her hangi bir bölgesi, daha etkili ve daha ön
Doğanın kendisi bir planda tutulmaktadır. Bunun sebebi, etkili olan bölgenin göz tarafından daha
ahenge sahiptir. çabuk algılanarak dikkatin o yöne çevrilmek istenmesinden kaynaklanmaktadır.
Eğer tasarımda egemen bir unsur yoksa tasarımı oluşturan tüm değerler eşit
dengede kalır ve tasarıma giren her bir öge birbirinin değerini nötürler.
Temel tasarım ögeleriyle yapılan tasarımlarda, uyum ve ahenk kaygısıyla
çoğunlukla benzer unsurların bir araya getirildiği sakin, durağan ve sabit tasarımlar
yapılmaktadır. Bu durumda yapılması gereken şey, tasarımda vurgulanması
gereken ögenin ön planda tutularak tasarımın geriliminin bu öge üzerinde
toplanmasını sağlamaktır.
281
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Egemenlik
Etkili bir egemenlikte tasarımı oluşturan tüm ögeler tasarımın ana fikrine,
amacına ve işlevine hizmet etmeli, seyirci üzerinde heyecan uyandırmayan, ilgi
çekmeyen ögeler ise tasarımda kullanılmamalıdır.
Etkili bir egemenlikte, bütüne baskın olan öge güçlendirilmelidir.
Güçlendirilmiş öge, tasarımda kendisi dışında kalan bütünlüğe göre baskın hâle
geçer ve vurgu güçlendirir.
282
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Egemenlik
Çizgi
Doku
Espas
Tasarım ögeleri birbiriyle zıt veya karşıt ya da biri diğerine egemen durumda
olabilir. Zıtlığın uygunluğa ya da uygunluğun zıtlığa geçişinde birliğin sağlayıcısı
egemenliktir. İki zıt ucun geçişi tasarımda birliği, çeşitliliği ve değişkenliği
sağlamaktadır. Tekrar ve uygunluk ilkesi de bu geçişin temellerini oluşturmaktadır.
Tasar, doğru öge ve ilkelerle kurgulandığında tasarımda denge sağlanır ve hiçbir
değişikliğe gitmeksizin tasarım tamamlanmış sayılır.
Genel bir ifadeyle tasarımda egemenlik, parçalar üzerinde bütünün kendini
duyurması, ana fikrin kendini hissettirmesi, bütünü oluşturan unsurlardan birinin
diğerleri üzerinde etki yaratması, denetlemesi, sınırlaması ve belirlemesidir.
Herhangi bir parçanın, bütünü oluşturan diğer parçalar üzerinde otoritesi
“denetleyici güç” olması “egemenlik” ilişkisi ile açıklanmaktadır (Çınar ve Çınar,
2018). Çizim 12.1)
(A)
283
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Egemenlik
(B)
Çizim 12.1. (A) ve (B). Nokta çalışması, egemenlik ilkesi
284
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Egemenlik
Tasarımın dokusunda kullanılan sıra dışı bir etki seyirciyi kendisine çekmekte
etkin bir rol oynar (Çizim 12.3).
Temel tasarım ögelerinin tümü (nokta, çizgi, form, doku, espas, renk),
tasarımda egemenlik oluşturulabilirler. Bu oluşum, tasarımda vurgulanmak
istenen ögenin herhangi bir bakımdan, tasarımın geriliminin üstüne çekilmesi ile
sağlanır.
Tasarımın dengeli bir
bütünü oluşturması için Bu durumun sağlanabilmesi için; bütünü oluşturan ögelerin ya da birimlerin;
bir ögenin bir diğer egemen unsurun formuna, biçimine, rengine, dokusuna ya da her hangi bir
ögeye göre daha baskın karakteristik özelliğine hizmet etmesi gerekmektedir. Bu da hakim ögenin dışında
olması gerekir. İşte bu kalan diğer ögelerin durumuna bağlıdır.
ön plana çıkma durumu
o ögenin tasarımdaki Tasarımı oluşturan diğer ögelerin tasarımdaki yerleşimi, amacı, şekli, formu
egemenliğine işaret herhangi bir bakımdan hakim ögeyi işaret etmesi halinde bu durum sağlanmış
eder. olmaktadır (Çizim, 12.4).
285
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Egemenlik
ÖGESEL EGEMENLİK
Temel tasarım ögelerinin her biri ile tasarımda vurgu yaratılarak
egemenlikler oluşturulmaktadır (nokta, çizgi, form, doku, espas ve renk). Her
Tasarımda birlik ilkesi
tasarımda bir ya da birkaç egemen öge bulunmaktadır. Ögeler, karakteriksel
egemenlik ile üretilir,
egemenlikte tekrarlarla özelliklerinin yanı sıra zıtlıklarıyla da egemenlik yaratabilirler.
oluşturulmaktadır. Zıtlıklarla yaratılan görsel etki, tasarımda beklenmedik bir hareket
yarattığından izleyici üzerinde ilgi ve merak uyandırmaktadır. Ögelerin zıtlıklarıyla
hazırlanmış bir çalışmada vurgu güçlü olur.
Tasarımda kullanılan ögelerle yapılan egemenlikler dört grupta
toplanmaktadır. Bunlar: form, ölçü, doku ve renk egemenliğidir. Şekil 12.2’de
286
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Egemenlik
Ölçü Doku
Egemenlliği Egemenliği
Form Renk
Egemenliği Egemenliği
Ögesel
Egemenlik
Form Egemenliği
Form egemenliği, bütünü oluşturan formlar arasında kurulan bağlantıda bir
formun diğer bir forma olan üstünlüğünü gösterir.
Tasarımda kullanılan formlar, birbirini desteklemek zorunda olduğu için
formlar arası güçlü bir iş birliğinin kurulması ön koşuldur. Uygun bir görev dağılımı,
Tasarımda kullanılan tasarımdaki alış-veriş zincirini güçlendirir ve böylece tasarımı oluşturan ögeler, bir
hâkim öge, tasarımın
düzen içerisinde tasarıma yerleşir (Çizim 12.5).
vurgusuna katkı sağlar.
287
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Egemenlik
Ölçü Egemenliği
Bir tasarımda en çok kullanılan ve en çabuk anlaşılan egemenlik türü ölçü
egemenliğidir. Aynı ya da benzer formlarda, büyüklük küçüklük ya da azlık çokluk
gibi kavramlarla elde edildiği zıtlıklar ya da farklılıklar ölçü egemenliğini
doğurmaktadır.
288
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Egemenlik
Doku Egemenliği
Bütünü oluşturan formun dokuları arasında kurulan bağlantılar, “doku
egemenliğini” oluşturmaktadır. Bu egemenlikte tasarımda dengeli bir bütünün
oluşturulabilmesi için bir dokunun diğer doku üzerinde oluşturduğu üstünlük
dengeli ve kararlı olmak zorundadır.
Tasarım ilkelerinden Doğal dokulardan olan bal peteği dokusunun serbest bir yüzey çalışmasında
egemenlik ilkesi plastik kullanıldığı bir çalışma Çizim 12.6’da verilmiştir. Tasarımda iki ve üç boyutlu
alanların birçok dalında altıgenler (bal peteği) doğal bir dizilimle bir araya getirilerek dokular
kullanılmaktadır. oluşturulmuştur.
Bunlardan bir de tekstil
ve moda tasarımı Tasarımda, iki boyutlu dokular arka planda kalırken üç boyutlu dokular da
alanıdır. ön planda bırakılmıştır. Arka planda kalan dokular fon vazifesi görürken vurgunun
etkili olduğu üç boyutlu dokular, ön planda kalarak hâkim unsur olarak öne
çıkmaktadır.
tasarımın genelinde bir inceleyerek doğada bulunan herhangi bir formun yapısal
monotonluk yaratır. özelliğinden yola çıkarak serbest bir yüzey çalışması yapınız
Tasarımda egemen (Ünite 5'te verilen "Tasarımda Doku" bilgilerini ve
ögenin olmaması, uygulama çalışmalarından edindiğiniz becerilerinizi bu
tasarımda bir otorite uygulamaya transfer edebilirsiniz).
boşluğu yaratır.
Renk Egemenliği
Form, ölçü ve doku egemenliğinde olduğu gibi renk egemenliğinde de, renk
ögesinin ön plana çıkarak diğer ögelere göre baskın hale gelmesi ile renk
egemenliği oluşturulmaktadır (Çizim 12.7).
289
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Egemenlik
Örnek
Egemenlik
tasarımda, sıcak renklerin soğuk renklere egemenliği istenen
çalışmalarında
vurgu ise baskın renk grubunun seçiminde sarı, kırmızı ve turuncu
tekrarlar, doğal düzenin renklerin seçimesi gerekmektedir.
basit ve yaygın bir
yöntemidir.
TASARIMDA EGEMENLİK
Egemenlik ilkesi doğasal bir olgudur. Her ne kadar zıtlık doğanın bütününü
oluşturan parçalar arasında olsa da bu devasa zıtlığın kendi içinde dengesi ve
290
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Egemenlik
Örnek
zamanda birbirinin dönüşümünü de sağlamaktadırlar.
Doğada bulunan her hangi bir zıt oluşum bir zamanda baskın, egemen
unsurken başka bir zaman başka bir üstün oluşum tarafından bastırılabilirler.
“Tasarımda egemenlik”
ilkesinin
uygulanmasında;
üstünlüğün etki ve Temel tasarım ögeleri ile oluşturulan egemenliklerde biri diğerini
tepkiye dayalı yönlendirerek ön plana çıkmasıyla tasarımda egemenlik ilkesi ortaya çıkmaktadır.
özelliklerinin neler
Tasarımda genel olarak parçalar üzerindeki bütünün etkisi, tasarımı
olduğunun iyi bilinmesi
gerekmektedir. oluşturan ana fikri ya da tasarımın alt yapısındaki düşünceyi ortaya çıkarmaktadır.
Bir parçanın formu oluşturan diğer parçalara her hangi bir bakımdan baskınlık
göstermesi, o formun egemen unsur olarak ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Yani, tasarımda bütünü oluşturan her hangi bir parçanın diğer parçalar
üzerindeki otoritesi, diğer unsurlar üzerinde denetleyici bir güç oluşturarak
tasarımda egemenlik ilişkisini kurmaktadır (Çizim 12.8).
291
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Egemenlik
292
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Egemenlik
EGEMENLİK ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda egemenlik ilkesini gösteren çalışmalar
yapmaları istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen
bazı öğrenci çalışmaları “Egemenlik Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz
konusu çalışmalar Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda
Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne
yerleştirilmiştir.
Egemenlik Alıştırmaları,
tasarımda egemenlik
ilkesinin kavranmasında
ve uygulanmasında
etkili bir enstrümandır.
293
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Egemenlik
294
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Egemenlik
Bireysel Etkinlik
egemenlik çalışması yapınız.
295
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Egemenlik
•EGEMENLİK NEDİR?
•Teorik olarak egemenlik, hükümranlık, hâkimiyet anlamlarına
gelmektedir. Görsel tasarımda egemenlik; tasarımda kullanılan bir
ögenin ya da öge grubunun, tasarımda ki diğer ögeler üzerinde baskın
olması ve denetleyici bir etki yaratması durumudur..
•Egemenlik durumunda, baskın olarak görülen öge ya da öge grubu
vurguyu meydana getirmektedir. Vurgu, kullanılan ögelerin bir diğeri
üzerinde baskın hâle gelmesi ile o ögenin dikkat çekmesidir. Baskın
ögeler vurguyu oluşturur. Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki güçler;
kuvvetli-zayıf, hareketli-hareketsiz, belirli-belirsiz olma hallerine göre
değişiklik gösterebilir. Tekrar ve zıtlığın bir arada kullanımı ile
EGEMENLİK ve DEĞİŞKENLİK elde edilir. Egemenlik DENGEYİ sağlarken
DEĞİŞKENLİK esere olan ilgiyi artırmaktadır.
•Görsel tasarımda egemenlik, çoğunlukta olan unsurun
egemen/dominant bir baskınlıkla harek etmesinden oluşmaktadır.
Egemenlik ilkesi bazı kaynaklarda “Vurgu” ilkesi ile olarak da karşımıza
çıkmaktadır. Vurgu, tasarımda kullanılan ögelerden birinin ya da bir
grubun fark edilecek bir şekilde ön plana çıkmasıyla oluşur.
Özet
•Her görsel tasarımın her hangi bir bölgesi daha etkili ve daha ön
planda olur. Bunun sebebi, etkili olan bölgenin göz tarafından daha
çabuk algılanarak dikkatin o yöne çevrilmesindendir.
•Temel tasarım ögeleriyle yapılan tasarımlarda, uyum ve ahenk
kaygısıyla çoğunlukla benzer unsurların bir araya getirildiği sakin,
durağan ve sabit tasarımlar yapılmaktadır. Bu durumda yapılması
gereken şey tasarımda vurgulanması gereken ögenin ön planda
tutularak tasarımın gerilimi o ögenin üzerinde bırakılmalıdır. Etkili bir
egemenlikte tasarımı oluşturan tüm ögeler tasarımın ana fikrine,
amacına ve işlevine hizmet etmeli, seyirci üzerinde heyecan
uyandırmayan, ilgi çekmeyen ögeler ise tasarımda kullanılmamalıdır.
•Temel Tasarım Ögeleri Üzerinden Egemenliğe Ulaşma
•Sanatsal çalışmaların tasarlanması süreçlerini oluşturan eylemler,
temel tasarım öge ve ilkeleri ile oluşturulur. Görsel/Plastik sanatlarda
anlatılmak isteneni ve tasarlananı ortaya koymak için tasarım
ögelerinden yararlanılır..
•Tasarım fikrinin gelişmesinden maddeleşip ürüne dönüşene kadar
geçen süreçte tasarım öge ve ilkelerinin kullanımı oldukça önemlidir.
Tasarımı yaratmada ya da bütünü oluşturma da tasarımda kullanılacak
ögelerin yerini, oranını, düzenini göstermede tasarım ilkelerinden
yararlanılır.
•Tasarım ögeleri birbiriyle zıt veya karşıt ya da biri diğerine egemen
durumda olabilir. Zıtlığın uygunluğa ya da uygunluğun zıtlığa geçişinde
birliğin sağlayıcısı egemenliktir. İki zıt ucun geçişi tasarımda birliği,
çeşitliliği ve değişkenliği sağlar..
•Tasarımın dengeye ulaşmasında; egemenlik ilkesinin nasıl
kullanılacağı, vurgunun nereye yapılacağı ve merkezi ile diğer ögelerle
etkileşim önemlidir. Tasarıma hâkim unsur aynı zamanda tasarımda
vurgunun yapılacağı en gözde ögedir. Bu öge, diğer ögelerle
etkileşimden uzak ve merkezilikten habersiz bir yerde bulunursa
vurgu ön plana çıkmaz ve tasarımda başıboş kalarak kargaşa yaratır.
•Temel tasarım ögelerinin tümüyle egemenlik oluşturulabilir (Nokta,
çizgi, form, doku, espas, renk). Tasarımda vurgulanmak istenen öge,
herhangi bir bakımdan gerilimi üstüne çeker ve tasarımın yükü bu öge
üzerinde kalır.
296
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Egemenlik
•ÖGESEL EGEMENLİK
•Temel tasarım ögelerinin her biri ile tasarımda vurgu yaratılarak
egemenlik oluşturulmaktadır (Nokta, çizgi, form, doku, espas, renk).
Her tasarımda bir ya da birkaç egemen öge bulunur. Ögeler,
karakterliksel özelliklerinin yanı sıra zıtlıklarıyla da egemenlik.
•Form Egemenliği
•Form egemenliği, bütünü oluşturan formlar arasında kurulan
bağlantıda bir formun diğer bir forma olan üstünlüğünü gösterir.
•Ölçü Egemenliği
•Bir tasarımda en çok kullanılan ve en çabuk anlaşılan egemenlik türü
ölçü egemenliğidir. Aynı ya da benzer formlarda, büyüklük küçüklük
ya da azlık çokluk gibi kavramlarla elde edildiği zıtlıklar ya da
farklılıklar ölçü egemenliğini doğurur.
Özet (devamı)
•Doku Egemenliği
•Bütünü oluşturan formun dokuları arasında kurulan bağlantılarla
doku egemenliğini oluşturur. Bu egemenlikte tasarımda dengeli bir
bütünün oluşturulması için bir dokunun diğer doku üzerinde
oluşturduğu üstünlüğü, dengeli ve kararlı olmak zorundadır.
•Renk Egemenliği
•Form, ölçü ve doku egemenliğinde olduğu gibi renk egemenliğinde
de, renk ögesinin ön plana çıkarak diğer ögelere göre baskın hâle
gelmesi ile renk egemenliği oluşturulur.
•TASARIMDA EGEMENLİK
•Egemenlik ilkesi doğasal bir olgudur. Her ne kadar zıtlık doğanın
bütününü oluşturan parçalar arasında olsa da bu devasa zıtlığın kendi
içinde dengesi ve uyumu da vardır. Bu zıtlıklar doğa içinde bazı
etkileşimlerde bulunarak dönüşümlere uğrayabilirler.
•Doğada bulunan her hangi bir zıt oluşum bir zamanda baskın,
egemen unsurken başka bir zaman başka bir üstün oluşum
tarafından bastırılabilir.Temel tasarım ögeleri ile oluşturulan
egemenliklerde biri diğerini yönlendirerek ön plana çıkmasıyla
tasarımda egemenlik ilkesi ortaya çıkar.
•Tasarımda genel olarak parçalar üzerindeki bütünün etkisi, tasarımı
oluşturan ana fikri ya da tasarımın alt yapısındaki düşünceyi ortaya
çıkarır. Bir parçanın formu oluşturan diğer parçalara her hangi bir
bakımdan baskınlık göstermesi, o formun egemen unsur olarak
ortaya çıkmasını sağlar.
•“Tasarımda egemenlik” ilkesinin uygulanmasında baskınlık
üstünlüğünün etki ve tepkiye dayalı bazı özellikleri şunlardır:
•Etki ya da tepkinin “kuvvetli” oluşu,
•Etki ya da tepkinin “etkili” oluşu,
•Etki ya da tepkinin “hareketli” oluşu,
•Etki ya da tepkinin “belirgin” oluşu,
•Etki ya da tepkinin “zayıf” oluşu,
•Etki ya da tepkinin “zıt” oluşudur.
•Etki ya da tepkinin “etkisiz” oluşudur.
•EGEMENLİK ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve
Moda Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar
ünitenin bu bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
297
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Egemenlik
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi vurgu ilkesinin de karşılığıdır?
a) Tekrar
b) Koram
c) Egemenlik
d) Birlik
e) Koram
298
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Egemenlik
Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.a, 4.d, 5.b, 6.c, 7.d, 8.b, 9.c, 10.a
299
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Egemenlik
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Civcir. E. (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi, Ankara.
Çınar, K., Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Güngör, İ.H. (1983). Temel Tasar(Basic Design), İstanbul: Bilgisayar Destekli Baskı
ve Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Egemenliğin Tanımı. 11.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, 1. Baskı, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul.
Yolcu, E. (2018). Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, Pegem Akademi, Üçüncü
Baskı.
Görsel 12.1 Roberto Cavalli giysi tasarımı, egemenlik ilkesi
12.08.2020 tarihinde https://tr.pinterest.com/pin/59039445092778872/
adresinden erişilmiştir.
Görsel 12.2. Sultan Ahmet Cami, form egemenliği 13.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/625226360760354269/, adresinden erişilmiştir.
300
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
TASARIMDA DENGE
• Görsel Denge
• Görsel Dengenin Çeşitleri
Dr. Öğr. Üyesi
• Simetrik (Bakışımlı) Denge Safiye SARI
• Asimetrik (Bakışımsız)
Denge
• Radyal Denge
• Kristalize Denge
• Tasarımda Denge
• Denge Alıştırmaları
13
tasarımda denge ilkesinin
uygulamalarını yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Denge
Denge Nedir?
Görsel Denge
Dengenin Çeşitleri
Asimetrik (Bakışımsız)
Denge
Radyal Denge
Kristalize Denge
Tasarımda Denge
UYgulama Örnekleri
Denge Alıştırmaları
302
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Denge
GİRİŞ
Tasarımı oluşturan ögeler, belirli ilkeler doğrultusunda bir araya getirilirler.
Bu ilkelerden biride dengedir. Bevlin (aktaran Seylan, 2019) 1970’de birbirine
karşıt iki gücün, iki ağırlığın eşitiyle elde edilen yerleşik konumu, durma hâli ve
karşıt ögeler ya da çatışan güçler arasındaki uyum ve durgunluğu oluşturan doğru
orantı olarak tanımlamaktadır.
Denge fizik orjinli bir kavramdır. İşlem gerektiren hesaplar, yöntemler,
dağılımlar, ağırlıklar gibi birçok ifadeyi fiziksel dengenin konusunda görmek
mümkündür. Denge denilince genellikle fiziksel denge de kullanılan terazi akla
Evrende bulunan tüm gelmektedir. Bunun sebebi, dengeyi sağlayan merkezin ağırlıkla ölçülüyor ya da
varlıklar veya oluşumlar hesaplanıyor olmasından kaynaklanmaktadır.
hesaplı bir denge
Görsel tasarımda denge ise yüzeydeki görsel etkide ortaya çıkan ağırlıkların
üzerine kuruludur.
eşit olması durumudur. Bu eşitlik, fiziksel dengenin tersine gözle algılanan bir
histir.
İnsanoğlu yaşamının her noktasında dengesel bir unsurla karşı karşıya
kaldığı için bu durumu tecrübe etmiş ve öğrenmiştir. Tecrübeyle edinilen bu his,
görsel dengenin de temelini oluşturmaktadır. Tasarımda bütünün düzenini
bozmayacak şekilde ögelerin dağılımını sağlayan denge, tasarımda izleyicisine
rahatlık hissi sunmaktadır. Dengeli olmayan düzenlemeler ise aksine dağınık
görünürler.
Denge, tasarımı oluşturan tüm ögelerin oluşturduğu bütünlükteki dinamik
bir etkidir (Gençaydın, 1993). Bu dinamik etki, estetik bir düzenleme de bütünü
oluşturan ögelerin görsel etkisinin uyum içinde olması ile sağlanmaktadır.
Bütünü oluşturan parçaların, form, ölçü, biçim, şekil, renk, doku ve espas
Bakışım, bir bütünü özellikleri dengenin konusunu belirler. Temel/görsel tasarımı oluşturan bu ögeler,
oluşturan tüm
bir denge etrafında yerleştirilmek zorundadır. Tasarımcı, tasarımda dengeyi
değerlerin arasındaki
doğru uyum ve ölçüt sağlarken; sanat bilgisini, sezgisini ve gözlemlerini kullanarak düzenlemenin
olarak kararlaştırılan istenen ve gereken bölgelerine, bu ögeleri dengeli bir şekilde dağıtması dengenin
her hangi bir ögeye ön koşullarından birisidir.
göre, tasarımı oluşturan Tasarımda, sağlam, oturmuş bir denge kurabilmek için, bütünü oluşturan
diğer ögeleri ile tümü tüm parça, birim ve ögelerin (değerlerin) tümünde denge aranmalıdır. Bu
arasındaki bağlantı değerlerin birbiriyle olan karşıtlıklarında da durum aynıdır. Tasarımda kullanılan
ilişkisidir.
bu zıtlıklar, daima birbirinin gücünü artırarak sağlam bir dengenin kurulmasını
sağlarlar.
Yapısal özelliklerine göre denge; simetrik, asimetrik, radyal ve kristalize
denge olmak üzere dörde ayrılmaktadır.
Simetrik denge, yalın bir denge olarak kendisini göstermektedir. Çünkü
simetrinin kendisi zaten “dengedir”. Simetrik dengeyi ortaya koyan bir bütün,
dikey ya da yatay herhangi bir eksenle bölündüğünde ayrılmış olan parçalarda
kullanılan form, ölçü, renk ya da ağırlıklar aynen tekrarlanmaktadır. Bilinçli olarak
yapılan simetrik tekrarlar, doğal olarak durağan ve kusursuz bir dengeyi ortaya
koymaktadır. Bu tür dengeler kesin ve kararlı bir özellik göstermektedir. Ancak
simetrinin tasarımda ilgi çekme özelliği zayıftır. Buna rağmen birçok tasarımcı,
tasarımdaki bütünlüğü kolaylıkla sunması bakımından simetrik dengeyi sıklıkla
303
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Denge
DENGE NEDİR?
Tasarımı oluşturan ögeler belirli ilkeler doğrultusunda bir araya gelirler.
İnsanın yaşamında, Bunlardan biri de denge ilkesidir. Dengenin sözlük anlamı, “bir nesnenin veya bir
sürekli bir dengeden insanın devrilmeden durma hâli”, “muvazene, balans, zihinsel ve duygusal uyum”,
söz etmek mümkündür. “siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması, istikrar”,
Örneğin, anatomik “ekonomik hayatın uyumlu düzeni” ve “birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu
yapımızda oluşan denge olan durma halidir” (TDK, 2020).
sayesinde koşar, gezer
ve yürüyebiliriz. Doğada bulunan tüm kanunlar bir denge üzerine kuruludur. Dengesi
olmayan bir nesne ya da varlık düşünülemez.
Vücudumuz da işlevi farklı birçok organın birleşiminden meydana gelmiş bir
sitemden oluşmaktadır. Doğada bulunan insan, hayvan ve bitkiler arasında da
birçok bakımdan dengeden söz etmek mümkündür.
304
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Denge
Örnek
ölümleri bir denge durumudur.
Dünyanın dengesi yaşam için büyük bir öneme sahiptir. Bu dengenin tesis
edilmesi belli kuralların dengede kalması sayesinde gerçekleşmektedir. Yaşama
zarar verdiğini düşündüğümüz canlı türlerinin zaman zaman arttığı
gözlemlenmektedir. Bu olumsuz durum, zararlı türlerle beslenen canlıların duruma
müdahale etmesiyle doğanın dengesi korunmaktadır.
305
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Denge
Görsel Denge
Temel tasarımda kullanılan denge görsel dengedir. Görsel denge, gözün
kazandığı bilinçli bir denge hissidir.
Tıpkı fiziksel dengeyi oluşturan sistemler gibi görsel dengede bazı çekim
kuvvetlerine sahiptir. Kimi öge bu çekim kuvvetini kendi yönünde kullanırken kimi
öge de bu güç zayıf olur ve bu nedenle de başka bir ögenin çekim kuvvetinde
kalarak ona tasarımsal süreçlerde yardımcı olur.
Ögeler ağırlıkları yönünde kuvveti çekebilir yönde olsalar bile diğer ögeler
üzerinde, yanında veya birbirleri arasında dengeyi sağlayabilmeleri gereklidir.
Tasarımda denge; bütünü meydana getiren farklı ögelerin ve ağırlıkların eşit
dağılımını göstermektedir. Aynı değerlere sahip olan tekrarlar, karşıtlıkları
içermeyen durağan bir dengeye sahip olduklarından tekdüzedirler. Farklı değerleri
ortaya koyan zıtlıklar ise bütün içerisindeki dağılımlarına, ölçü ve oranlarına,
renklerine, biçimlerine göre dengeyi gerektirmekte ve kurulmasına yardımcı
olmaktadırlar (Varlık Şentürk, 1999).
Dengenin kurulduğu tasarımlarda etkili bir anlatım sağlanmaktadır. Form,
Doğada bulunun hemen ölçü, yön, espas gibi ögelerle yapılan bu görsel anlatım dili, her hangi bir değişime
hemen bütün canlılarda izin verilmeyecek ölçüde bitmişlik hissi uyandırır ve bu nedenle de tasarıma
görsel olarak simetrik dışardan her hangi bir unsurun girişine izin verilmez.
bir denge vardır. Bu
görsel dengeye Dengesiz bir tasarım, rastgele, yarım ya da oturmamış hissi uyandır ve bu
doğadan verilebilecek nedenle de bozuk ya da eksik gibi görünür.
en güzel örneklerden
biri, kelebeğin Sanatçı, tasarımsal süreçlerini pek çok bakımdan düşünerek ele almalıdır.
kanatlarının denge de Biçim, form, ölçü, espas ve rengin dengesini sağlarken aynı zamanda doku etkisini
kalan formudur. de bu dengenin içine katmak zorundadır.
Tasarımda denge sağlanırken tasarımda kullanılan ögeler arasındaki
dağılımın eşit olması, tasarımın etkisi üzerinde tekdüzelik ve durağanlık ortaya
çıkarmaktadır. Ancak bu denge kararlı bir yapı gösterir ve dengenin oluşumu da
oldukça kolaydır (Çizim 13.2).
306
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Denge
307
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Denge
Bazı ögeler yakın espas etkisiyle gruplaşırken, bazı ögelerde uzak espas
etkisiyle ayrışabilirler (Çizim 13.4).
Formlar arasındaki
uzaklık veya yakınlık
değerlerinin birbirlerine Çizim 13.4. Espas zıtlıkları (Yolcu, 2018).
göre konumlanması
görsel denge ile Bir tasarımı oluşturan ögelerin dengelenmesinde ağırlık etkisinin ne olacağı
ilişkilendirilmektedir. veya hangi etkinin daha ağırlıklı kullanılacağı çok önemlidir. Bunun
değerlendirmesindeki ölçüt sübjektif olabilir, hatta tasarımcı denge arayışlarında
çok yönlü değerler de kullanabilir. Bu nedenle tasarımı değerlendirme kriterleri
öznel bir nitelik taşımaktadır.
Denge bir ögenin ya da bir nesnenin istenen ve anlamlı yönde belirli bir
pozisyonda kalabilmesi, kendi değerleri içinde veya başka bir obje biçim ve
formların üzerinde ya da yanında dururken denge sağlayabilmesidir (Civcir, 2015).
Bir eserde denge, eseri oluşturan ögelerin armonik bir şekilde bir araya
Bir tasarımda yer alan gelerek dengeyi sağlamalarına bağlıdır. Bu, dengede ögeler birbiriyle dengede
değerler bulundukları kalırken kendi değerlerini ve diğer ögelerin değerlerini koruyan bir uyumla
yer ve dağılımları ile dengede kalmaları gerekmektedir.
uyumlu olmak
zorundadır. Uyum içinde denge de kalma durumu; kimi zaman aynı tür ögelerden
oluşabileceği gibi kimi zaman da farklı tür ögelerle de sağlanabilmektedir (Şekil
13.5).
308
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Denge
Çizim 13.5. Aynı formlarla oluşturulmuş bir denge çalışması (Civcir, 2015).
• Konum
• Mekân derinliği
• Form ağırlığı
• Teklik-çokluk ağırlığı
• Cismin boyutlarıdır (Çizim 13.6).
309
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Denge
A B
Simetrik Denge Asimetrik Denge
Tasarımda kullanılan • Formların ağırlık ve değer bakımından birbirini ezerek yok etmesi
değerlerin zıtlıkları ile • Formların yön ve espas değerlerinin formlar arası ilişkiyi koparması,
oluşturulan denge etkili • Renk ve dokunun formun dengesini bozması,
bir dengeyi oluşturur. • Formun perspektifi genel görünümü bozması,
• Bütünü oluşturan ögelerin bağımsız hareket ederek bütünü bozması,
• Ögelerden birinin ya da birkaçının kararsız yapı göstermesidir.
Böyle bir durumda tasarımı oluşturan ögeler hangi bakımdan dengesizlik
gösteriyorsa, o yönde denge düzenlemeleri yapılmalıdır (Çizim 13.7).
310
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Denge
Bir düzenleme de
dengesizlik
hissediliyorsa denge
için diğer ögeler kontrol
B
edilmeli ve dengeyi
sağlayıcı önlemler
kapsamında tasarıma
dengeleyici yeni
değerler katılmalıdır. İlave bej
DENGENİN ÇEŞİTLERİ
Yapısal özelliklerine göre denge simetrik, asimetrik, radyal ve kristalize
denge olmak üzere dörde ayrılmaktadır. Şekil 13.1’de denge çeşitleri gösterilmiş
ve aşağıda bu denge çeşitlerinin neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
311
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Denge
Asimetrik
(Bakışımsız) Radyal
Denge Denge
Simetrik
(Bakışımlı) Kristalize
Denge Denge
Denge
Çeşitleri
Asimetrik dengeyle
daha özgün ve yaratıcı
formlar elde
edilmektedir.
Bu denge türünde, her bir öge kendi bakışımı ile dengede kaldığı için ögeler
eş değer bir nitelik göstermektedirler. Denge kesin ve kararlıdır (Görsel 13.1).
312
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Denge
Tasarımda denge ve
simetri arayışlarında
çok yönlü değerler
kullanılabilir. Örneğin,
bir tasarıma
bakıldığında bir çizgi ile
iki eşit parçaya ayrılmış
gibi görünmesi, simetrik
bir denge durumudur.
313
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Denge
Tasarımda asimetrik
dengeyi oluşturmak
zordur ama
uygulamada Görsel 13.4. Kim Shui giysi tasarımı, asimetrik denge,
tasarımcının lehine Simetrik dengede görüntü, eşit bölünmüş parçalar üzerindeki tekrarlar
sonuçlar doğurur. sonucunda oluşturulmaktadır. Bu nedenle ortaya yapay, tekdüze ve durağanlık
hissi veren çalışmalar çıkmaktadır. Asimetrik dengede ise; farklı ögelerin doğru
yerlerde dengelenmesi ile yaratılan canlılık, hareketlik etkisi ortaya çıkmaktadır
(Çizim 13.9).
Tasarımda dikey ya da
yatay yönde
oluşturulan çizgiler
dengede önemli bir rol
oynar. Yatay düzleme
paralel olarak
oluşturulan nesneler
zemin üzerinde sabit
durarak hareket algısı
oluşturmazlar.
314
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Denge
Radyal Denge
Işınsal denge olarak da bilinen radyal denge; tüm ögelerin merkezden dış
kenarlara doğru dağılım göstermesiyle oluşturulur. Odak nokta, her zaman
merkezdedir. Dairesel hareketlerle dağılım gösteren bu denge, simetrik dengeyi
de bünyesinde barındırmaktadır.
Kristalize Denge
Kristalize dengede, tasarımı oluşturan ögeler simetrik dengeden farklı
olarak, tüm yüzey üzerinde eşit bir dağılım gösterirler. Bu denge türü, daha çok
form tekrarları ile oluşturulan tasarımlarda kullanılmaktadır (Çizim 13.10).
TASARIMDA DENGE
Tasarımda denge, bir tasarımın formlarının, ögelerinin belli eksenlere göre,
birbiriyle ve bütünle olan ilişkilerinde yüzeysel, hacimsel ve oransal olarak denge
durumunda olma halidir (Yazıcıoğlu, 2017).
Bu denge durumunun tasarımda oluşturulmasında, dengeyi sağlayacak
yöntem ve ilkelerin bilinmesi, tasarımda denge çalışmalarının başarısını
artırmaktadır. Tasarımda denge durumunu artıran yöntem ve ilkeler şunlardır:
315
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Denge
DENGE ALIŞTIRMALARI
Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler için
uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda denge ilkesini gösteren çalışmalar
yapmaları istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülen
bazı öğrenci çalışmaları “Denge Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu
Denge Alıştırmaları, çalışmalar Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı
tasarımda denge Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne yerleştirilmiştir.
ilkesinin kavranmasında
ve uygulanmasında
etkili bir enstrümandır.
316
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Denge
317
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Denge
çalışması yapınız.
318
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Denge
•DENGE NEDİR?
•Tasarımı oluşturan ögeler belirli ilkeler doğrultusunda bir araya gelirler.
Bunlardan biri de denge ilkesidir. Dengenin sözlük anlamı, “bir nesnenin veya
bir insanın devrilmeden durma hâli”, “zihinsel ve duygusal uyum”, “istikrar”,
“uyumlu düzen” ile “durma hali” olarak birçok açıdan tanımlanabilir.
Özet
•Fizik açısından denge, hesaplanabilen bir olaydır. Kuvvetlerin düzlemsel ya
da uzaysal anlayışla dağılımı, hesaplaması, hesaplama yöntemleri ve bu
yöntemlerin uygulanması, kuvvetlerin etkisi altında dengede kalabilmesine
bağlıdır. Denge denilince genellikle akla ilk gelen fiziksel denge olur. Bu
denge de insan zihnine bir terazi görselini getirir. Esasen denge denilince
akla bu görüntü gelse de görsel algıda denge kavramı biraz farklıdır. Çünkü
yatay yönde yer çekimine karşı oluşturtulmuş bir denge olan fiziksel dengede
sadece tek yönde oluşan bir dengeden söz mümkündür. Oysa görsel
tasarımda denge yatay, dikey, diyagonal (çapraz) olmak üzere tasarımın her
noktasında kendini hissettirebilir.
•Görsel Denge
•Temel tasarımda kullanılan denge görsel dengedir. Görsel denge ise, gözün
kazandığı bilinçli denge hissi, ilgili sinirlerini eşitleyerek dağılmaları ile oluşur.
Görsel denge, fiziksel (mekanik) dengeden farklıdır. Bu farklılıkta iki temel
unsur önemlidir. Bunlar; ağırlık ve yöndür. Görsel dengede, tasarım ögeleri
tıpkı fiziksel dengeyi oluşturan sistemler gibi belli çekim kuvvetlerine
sahiptir. Kimi unsur bu çekim kuvvetini kendi yönünde çekebilme gücüne
sahipken kimi unsur daha az çekim gücene sahip olabilir. Ögeler ağırlıkları
yönünde kuvveti çekebilir yönde olmaları durumunda bile kendi değerleri
içinde veya diğer ögeler üzerinde, yanında veya birleri arasında denge
sağlayabilmesi gerekmektedir.
•Tasarım ögeleri tasarımı oluşturan çalışma içinde ortaya koydukları değer
anlamında aralarında bir denge bulunmalıdır. Bazı ögeler tasarımda ağırlıklı
bulunurken bazıları az, bazıları ise daha az düzenlenmelidir. Baskın öge
tasarımdaki ağırlığını hissettirmeli ve ağırlık merkezi uygulamada olmalıdır.
Bir düzenlemede dengesizlik hissediliyorsa denge için diğer ögeler kontrol
edilmeli ve gerekirse dengeyi sağlayıcı yeni ögeler tasarıma dâhil edilmelidir.
•Eğer ögeler birbiriyle uyumlu bir ilişkiyle yerli yerinde bir pozisyon
sergiliyorlarsa bu durum görsel dengenin oluşması anlamına gelmektedir.
Görsel denge, ögeler arasındaki dağılımlar ne kadar düzenli ise denge o
kadar etkili olur.
•Bütünü oluşturan her bir öge etki olarak bir yön belirler ve o yön o ögenin ya
da ögelerin gücünü belirler. Öge, alt-üst, aşağı-yukarı, sağ-sol gibi yön
belirteçleri ile yönlenir ve ağırlık etkisinde; konum, mekân derinliği, form
ağırlığı, teklik-çokluk ağırlığı, cismin boyutları rol oynar.
•Ögeler arasında bulunan dengesizlikler görsel dengeyi bozar. Görsel dengeyi
bozan unsurlar ise şunlardır:
•a.Formların ağırlık ve değer bakımından birbirini ezerek yok etmesi,
•b.Formların yön ve espas değerlerinin formlar arası ilişkiyi koparması,
•c.Renk ve dokunun formun dengesini bozması,
•d.Formun perspektifi genel görünümü bozması,
•e.Bütünü oluşturan ögelerin bağımsız hareket ederek bütünü bozması,
•f.Ögelerden birinin ya da birkaçının kararsız yapı göstermesidir.
319
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Denge
•DENGENİN ÇEŞİTLERİ
•Denge çok çeşitli şekilde sınıflandırılabilir. Ancak genel olarak iki
Özet (devamı)
grupta toplayabiliriz. Bunlar; asimetrik (bakışımlı), asimetrik
(bakışımsız), radyal ve kristalize dengedir.
•Simetrik (Bakışımlı) Denge
•Simetrik dengede bir eksen etrafındaki değerlerin simetrik olarak
yerleştirilmesi ile ortaya çıkar. Simetri ekseni düşey ya da yatay
olabilir. Düşey ya da eğik bir eksen üzerinde ögelerin aynen tekrar
etmesinden oluşur. Tasarımda fazla ilgi uyandırmayan bu denge
kararlı bir yapı gösterir. Yani sağlam bir yapı oluşturur ve bu da
oturmuş bir dengenin kurulumunu sağlar. Simetri, eşdeğer bir bölen
çizgiyle bir merkez, aks ya da eksenle ayrılmış birbirini aynısı, eşiti iki
parçanın sanki yukardan bakıldığında tam iki eşit parçayla ayrılmış
gibi birbirine karşılık gelmesidir.
•Asimetrik (Bakışımsız) Denge
•Serbest denge ölerek da bilinen asimetrik denge, tasarımda ya da
düzenlemede simetrik dengenin kullanılmayıp formların serbest
tarzda yerleştirilmesi ile elde edilen denge çeşididir. Bu dengede
simetrik denge de olduğu gibi bakışım söz konusu değildir. Formlar
serbest yerleşimle bir ilişki içindedir. Serbest formların düzenlemede
yer alması onları değer, ölçü, oran gibi tüm ilkelerden bağımsız
tutmaz. Serbestçe yerleşen formlar, birbirlerini dengeleyecek şekilde
dağılım gösterirler. Serbest tarzda yerleştirilen bu formlar tasarımda
ilgi çekiciliği, hareketliliği ve dinamizmi sağlar.
•TASARIMDA DENGE
•Bir tasarımda, formların ya da formun ögelerinin belli eksenlere göre,
birbiriyle ve bütünle olan ilişkilerinde yüzeysel, hacimsel ve oransal
bir dengenin hissedilmesi insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir
etkiye sahiptir. Dengenin tasarımda oluşturulmasında izlenecek
yöntemlerin bilinmesi tasarımda denge çalışmalarında başarıyı
artıracaktır. Bunlar:
•a.Tasarımda denge oluştururken zıtlıklardan faydalanmak denge
oluşturma da etkilidir.
•b.Dikey ya da yatay çizgiler tasarımda denge oluşturmak için etkilidir.
•c.Tasarımda dengeyi oluştururken renk ögesi ve renk değerleri etkili
bir denge çalışması sağlar
•d.Tasarımda dengede en etkili yöntemlerden biri formlar arasındaki
ölçü farklarıyla oluşturulabilir
•e.Simetrik denge de tasarımı oluşturan unsurlar arasında dengeli bir
yerleşim yapmak tasarımda dengeyi artırır.
•Tasarımda yer alan farklı biçimlerle ya da biçimlerin boyutlarıyla
arasında bir denge kurulmalıdır
•DENGE ALIŞTIRMALARI
•Bu bölümde Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve
Moda Tasarımı Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilen çalışmalar
ünitenin bu bölümünde okuyucuya sunulmuştur.
320
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Denge
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisinde birbirine karşıt iki gücün, iki ağırlığın eşitiyle
elde edilen yerleşik konumu, durma hali ve karşıt ögeler ya da çatışan
güçler arasındaki uyum ve durgunluğu oluşturan doğru orantı olarak
açıklamanın tanımıdır?
a) Yöntem
b) Denge
c) Kural
d) Hiyerarşi
e) İlke
321
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Denge
Cevap Anahtarı
1.b, 2.d, 3.c, 4.a, 5.e, 6.b, 7.c, 8.a, 9.e, 10.b
322
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Denge
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Civcir. E. (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi, Ankara.
Çınar, K, Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Ertok Atmaca, A. (2014). Temel Tasarım, 1. Basım, Nobel Yayınları.
Gençaydın, Z. (1993). Sanat Eğitimi, Eripek, S.(Ed.), Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri, Pegem Akademi.
Seylan, A. (2019). Temel Tasarım, YEM Yayın, Genişletilmiş 2. Baskı, İstanbul.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Dengenin Tanımı. 14.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Varlık Şentürk, L. (1999). Görsel Anlatımda Zıtlık ve Denge, Sanatta Yeterlik Tezi,
Resim Anasanat Dalı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir. 21.08.2020 tarihinde
http://libra.anadolu.edu.tr/tezler/1999/138314.pdf adresinden erişilmiştir.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, İdeal Kültür ve Yayıncılık, I. Basım, İstanbul.
Yolcu, E. (2018). Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, 3. Baskı, Pegem Akademi.
Görsel 13.2. Guy Laroche giysi tasarımı, simetrik denge 15.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/191121577912289883/ adresinden erişilmiştir.
Görsel 13.4.Kim Shui giysi tasarımı, asimetrik denge 15.08.2020 tarihinde
https://www.notjustalabel.com/kim-shui adresinden erişilmiştir.
323
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
TASARIMDA BİRLİK
• Birlik Nedir?
• Birlik Nasıl Oluşturulur?
TEMEL TASARIM
İÇİNDEKİLER
• Uygunluk Yolu
• Egemenlik Yolu Dr. Öğr. Üyesi
• Zıtlık Yolu
• Birliğin Çeşitleri Safiye SARI
• Öz Birlik
• Üslup Birliği
• Şekil- Form Birliği
• Tasarımda Birlik
• Birlik Alıştırmaları
açıklayabilecek,
• Birliğin tanımından yola çıkarak
ilkenin nasıl oluşturulacağı
hakkında bilgi edinecek,
• Birlik çeşitlerinden; öz birlik,
Üslûp birliği ve şekil- form
birliğinin ne olduğunu
açıklayabilecek,
• Tasarımda birlik oluşturmayı
ÜNİTE
kavrayabilecek, ÜNİTE
14
• Öğrendiğiniz bilgiler ışığında
14
tasarımda birlik ilkesinin
uygulamalarını yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarımda Birlik
Birliik Nedir?
Birliğin Tanımı
Uygunluk Yolu
Birlik Nasıl
Egemenlik Yolu
Oluşturulur?
Zıtlık Yolu
Öz Birlik
TASARIMDA BİRLİK
Hareketsiz Birlik
Tasarımda Birlik
Birlik Alıştırmaları
Uygulama Örnekleri
325
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarımda Birlik
GİRİŞ
Metafiziğin temel kavramlarından biri de birliktir. Aristoteles birliği;
çokluğun zıt kavramı olarak tanımlamaktadır. Aynılık-başkalık, benzerlik-
benzemezlik, eşitlik-eşitsizlik kavramları da zıtlıkla alakalı kavramlardır. Bütün
Tasarımda birlik ilkesi, diğer karşıtlılar da bu zıtlığa indirgenebilmesi mümkündür. Yani sükûnet birliğe
başarılı bir tasarımın götürürken, birlik de çokluğun “yokluğudur”.
tasar süreçlerinde,
bütünü oluşturan Birlik tür bakımından farklı olmamaktır. Yani, maddeleri tür bakımından
ögelerin ya da birbirinden farklı olmayan şeyler de kendi özleri gereği birdir (Görkaş, 2016).
değerlerin birbiriyle
uyum içerisinde
olmasını içeren tüm
konuları bünyesinde
barındırmaktadır. •Örneğin, şarap ve suyun aynı türden olup yapılarının farklı
Örnek
olmasıdır.
326
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarımda Birlik
Sonuç olarak birlik ilkesini sağlamış bir tasarım, önemli derecede amacına
ulaşmış demektir.
Birliğin oluşmasına hizmet eden denge, tasarımda iki türlü sağlanır. Bunlar:
simetrik ve asimetrik dengedir. Tasarımda dengesiz bir birlikten söz
edilemeyeceğine göre ister simetrik isterse asimetrik denge olsun her ikisinde de
denge, birliğin oluşmasına hizmet etmektedir. Tasarımda birlik için üç koşulun
sağlanması gereklidir. Bunlar; uygunluk, egemenlik ve zıtlıktır. Bu koşullar
sağlandığında birlik kendiliğinden oluşmuş olacaktır.
Birliğe ulaşmış bir tasarımda, tasarımı oluşturan tüm değerler yerli yerine
oturduğu için birbirlerine aitmiş gibi görünürler. Böyle bir durumda ne fazla bir
öge ne de eksik bir öge kalmamış demektir. Hatta tasarımı oluşturan tüm ögeler
birliği oluşturacak şekilde bir araya geldiklerinde, tasarımda oluşabilecek
dağınıklığın dolayısıyla koparak parçalanmanın da önüne geçilmiş olacaktır.
“Tasarımda Birlik” konulu bu ünite beş ana başlıktan oluşmaktadır. Bunlar;
birlik nedir? Birlik nasıl oluşturulur? Birlik çeşitleri, tasarımda birlik ve birlik
alıştırmaları bölümleridir. Ünitenin ana başlıklarını kısaca inceleyecek olursak; ilk
ana başlıkta birlik nedir? sorusuna cevap aranarak kavramın geniş tanımına bu
bölüm içinde yer verilmiştir. Birlik nasıl oluşturulur? Başlığı altında birlik ilkesinin
hangi yollarla oluşturulabileceğinin yöntemleri okuyucuya sunulmuştur. Birlik
çeşitleri başlığı altında üç alt başlığa yer verilmiştir. Bunlar: öz birlik, üslup birliği,
şekil ve form birliğidir. Bu başlıklarda birlik çeşitleri, metin kaynaklı bilgilerin yanı
sıra çizimler ve görsellerle konuya anlatım zenginliği getirilmiştir. Tasarımda birlik
başlığı altında ise tasarımda birlik yoluna giden yöntemler konuyla ilgili görsel,
Birlik ilkesi, serbest veya
kararlı bir “dengelilik” çizim ve şekillerle desteklenerek anlatılmıştır. Öğrenci çalışmaları üzerinden
durumudur. verilen birlik alıştırmaları ile ünite anlatımı tamamlanmıştır.
BİRLİK NEDİR?
Birlik, tasarımın düzenin sağlanmasında en önemli ilkelerden birisidir.
Tasarımda oluşturulan bu düzenle, anlamsal, işlevsel ve görsel bütünlük
sağlanmaktadır.
Birliğin; “tek, bir olma durumu”, “bir arada olma durumu, vahdet”, “bağlılık,
benzerlik, bağlantı”, “konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması”,
“bölünmezliği içeren yalın bütün” gibi birçok anlamı vardır (TDK, 2020).
Tasarımı oluşturan
değerler, birlik Hodgen (aktaran, Çınar ve Çınar, 2018) 1965’te, birliğin, bütünlüğün bir
oluşturacak şekilde bir tasarımın temel taşı olduğunu ifade etmektedir.
araya getirildiğinde
etkili olabilirler. Bazı kaynaklar da birlik kavramıyla birlikte ya da yerine “bütünlük” kavramı
da verilmektedir. Her iki kavramda da anlatılmak istenen aynısıdır. Her iki
kavramda da tasarımın tamlığından ve bütünlüğünden bahsedilmektedir.
Kavramlarda geçen ve tasarımı oluşturan ögelerin dengeli uyumunda sadece
uygunluklardan bahsedilmez.
327
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarımda Birlik
Burada bahse konu; tasarımı oluşturan ögelerin, birbirine zıt veya benzer
karakterlerde olsalar dahi birbirleri arasında dengeli bir birlikteliğin kurulması ve
bu sayede tasarımda uyumun sağlanması da söz konusudur.
Her şeyden önce bir tasarımın birlik ilkesine ulaşması için tamamlanmış
olması gerekmektedir. Tamamlanmamış bir tasarım, izleyicisi üzerinde eksiklik
hissi uyandırdığı için birlik kurulamaz.
Birliğin oluşması için önce dengenin kurulması gerekmektedir. Bu durumu
bir koşula bağlayacak olursak; birliğin ön koşulu DENGEDİR. Tasarımı oluşturan
ögeler arasındaki ilişki, birlik içinde bütünleşirse tasarımı oluşturan tüm ögeler
bütüne hizmet etmeye başlarlar (Denge ilkesi kitabın 13. Ünitesinde ayrıntılı
olarak anlatılmıştır).
• Tekrar İlkesi
• Uygunluk İlkesi
• Zıtlık İlkesi
• Koram İlkesi
• Egemenlik İlkesi
• Denge İlkesidir.
Birliğin, izleyici Bu ilkeler, tasarımı oluşturan değerlerin belli bir düzen içerisinde yerleşimini
tarafından anlamayı ve sağlayarak tasarımın bütünlüğünü, birliğini sağlayan yardımcılardır.
yorumlamayı
kolaylaştırıcı bir etkisi Birlik ilkesinin oluşmasında kullanılan bu yardımcılar, tasarımın
vardır. yorumlanmasına, anlaşılmasına da katkı sunarlar.
Çizim 14.1. (A) ve (B)’de basit bir yerleşimde, serbest iki yüzey düzenlemesi
alt alta verilmiştir. Düzenlemede çeşitli ölçülerde dikdörtgen şekiller ile oklar
kullanılmıştır. Çalışmanın ana formunda yer alan bu dikdörtgen şekiller hem A da
hem de B’de aynı düzen içerisinde tekrarlanarak yerleştirilmiştir. Çalışmada
zıtlıkları yaratan işaretler ise ok işaretleridir. Oklar A’daki yerleşimde daha giriftken
328
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarımda Birlik
B de ki yerleşimde ise daha yalın bir görüntü çizmektedir. A’da birliğe giden yolda
anlaşılırlığı kolaylaştıran bir ilişki söz konusuyken, B’de ise daha karmaşık bir ilişki
görülmektedir.
(A)
(B)
Çizim 14.1. (A) ve (B) Dikdörtgen şekillerle oluşturulmuş serbest yüzey çalışmaları, birlik
ilkesi, (Yazıcıoğlu, 2017).
Temel tasarım ögeleri
aynı dili konuşuyorsa Bir bütün, onu oluşturan tüm parçaların tamlığıyla doğru orantılıdır. Tamlık,
birliğe ulaşılmış sayılır. her şeyin birbiriyle uyumlu olması ve dengede kalması anlamına gelmektedir.
Tasarımı oluşturan ögelerin değerleri, bütünü oluşturan değerden daha büyük
olmamalıdır.
Yani, tasarımı oluşturan ögeler birbiriyle doğru bir ilişki içindeyse denge
sağlanmış ödemektir (Temel tasarım ögeleri şunlardır; nokta, çizgi, form, doku,
espas ve renktir).
Çizim 14. 2.’de birlik ilkesi ile oluşturulmuş basit bir düzenleme verilmiştir.
Çalışma da kullanılan benzer görsel ögeler, birliğin sağlanmasına yardımcı
olmaktadırlar. Benzerliklerle yaratılan birbirine yakınlık, çalışmada ki anlaşılırlığı
artırmaktadır.
329
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarımda Birlik
Çizim 14.2. Kare şekillerle oluşturulmuş serbest yüzey çalışması, birlik ilkesi (Yazıcıoğlu,
2017).
Bazı durumlarda tasarımda kullanılan ögelerden bazıları birliği sağlamak
adına biri diğerine göre daha ön planda kalması istenebilir. Bu durumda ön planda
kalması istenen öge, kullanım yerine ya da önemine göre birliği oluşturmada
Uyum birliğe götürür.
birinci derecede etkili bir görev üstlenmiş olur (Çizim 14. 3. A.B.C).
(A’da doku, B’de form, C’de ise espas ögesiyle birlik oluşturulmuştur).
(A)
330
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarımda Birlik
(B)
331
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarımda Birlik
Egemenlik
yolu
Uygunluk
Zıtlık Yolu
Yolu
Birliğin
Koşulları
Tasarım ilkeleri ise tasarımda kullanılan ögelerin belli bir düzen içerisinde bir
araya gelmelerinde etkili olurlar. Bu ilkeler; ögelerin uygunluğunu, ritmini,
dengesini kısaca düzenini sağlayan yöntemlerdir (Çizim 14.2).
332
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarımda Birlik
↑
↑
UYGUNLUK YOLU
Nokta
Çizgi
Ölçü
Form EGEMENLİK- → DENGE → BİRLİK
Doku DEĞİŞKENLİK
Espas
Renk
Hareket
ZITLIK YOLU
↓
↓
Uygunluk Yolu
Birlik, her şeyin birbirine uyumlu olması hâlidir. Bütünlüğün zıttı ise karışıklık
Tasarımı oluşturan duygusunu uyandıran ayrışmadır (Özsoy, 2006; Aktaran, Özsoy ve Ayaydın, 2016).
değerler arasında uyum
varsa, o değerler
birbirleriyle iyi geçiniyor
demektir.
•Örneğin, demir parmaklıkların, elektrik direklerinin, demiryolu
Örnek
• Siz de Çizim 14.1. (A. B), Çizim 14.2. ile Çizim 14.3. (A.B.C)
Bireysel Etkinlik
Egemenlik Yolu
Tasarımda kullanılan hâkim unsurun (egemen ögenin) ön plana
çıkarılması, birliğe giden yolda egemenliği ve değişkenliği etkili kılmaktadır.
333
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarımda Birlik
Örnek
de egemen unsur, bu tekrarlarla yapılan form veya form
gruplarıdır. Bu formlarla yaratılan benzerlikler egemenlik yolunde
birbirine yakınlığı doğuracağından düzenlemeyi birliğe götürmekte
etkili olmaktadır.
Zıtlık Yolu
Bir bütün; şekil ve öz olarak antogonist (uzlaşmaz) ve gonist (uzlaşır)
zıtlıkların birlikteliğinden oluşur. Yani, bir bütünü oluşturan tüm değerler bir takım
zıtlıklardan oluşur. Ancak her zıtlık tasarımda birlik yaratmaz. Eğer bütünü
oluşturan zıt değerlerde bir uyum veya tamlık varsa birlikten bahsetmek mümkün
olmaktadır (Çınar ve Çınar, 2018).
Tasarımda birliğe giden zıtlık yolunda, bazı kurallara dikkat edilmesi
Birlik, uygunluk hissini gerekmektedir. Bunlar:
uyandıran üç biçimle
oluşturulur. Bunlar: • Uygunluk ve tamlık yaratan zıtlıklar tasarımda kullanılmalıdır.
uygunluk yolu, • Zıtlıklarla oluşturulan çalışmalarda, zıtlıklar başıboş bırakılmamalı aksine
egemenlik yolu ve zıtlık düzeni oluşturan tüm sistemler bu zıtlıklar etrafında bir araya
yoludur.
getirilmelidir.
• Zıtlık hiyerarşisinde düzeni oluşturan ögeler derecelendirilmeli ve bu yolla
birlik yaratılmalıdır.
• Egemen unsurların zıtlığında da derecelendirme yolu ile birliğe
ulaşılmalıdır.
BİRLİĞİN ÇEŞİTLERİ
Genel olarak birliği üç grupta sınıflandırabiliriz. Bunlar: öz birlik, üslûp birliği
ve şekil-form birliğidir. Şekil 14.2’de birlik çeşitleri gösterilmiş ve aşağıda bu birlik
çeşitlerinin neler olduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
Üslup Birliği
Şekil-Form
Öz Birlik
Birliği
Birlik
Çeşitleri
334
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarımda Birlik
Öz Birlik
Öz birlik, tasarımın temelini oluşturmaktadır. Bu temelde, tasarımı
oluşturan ögelerin şekilsel zıtlıklarında da uygunluk aranmaktadır. Ögelerin
uygunluğunda; fonksiyona ana fikre ve amaca uygunluğa da bakılmaktadır. Doğru
bölgelerde yaratılan zıtlıklar birliğin oluşturulmasına katkıda bulunmaktadır
(Görsel 14.1. A.B).
Tüm değerlerin
tasarımdaki uyumu,
bütünü tutarlılığa
götürür.
(A)
(B)
Görsel 14.1.(A). Tapestry dokuma, birlik çalışması
Görsel 14.1.(B). 3 boyutlu birlik çalışmaları, Richard Roth
335
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarımda Birlik
Üslûp Birliği
Tasarımcının üslubuna bağlı olarak gelişen bir birlik türüdür. Tasarımı
oluşturan değerlerin birliğe ulaşmasını, tasarımın ana fikri ile tasarımcının anlatım
tarzı şekillendirmektedir.
• Hareketli Birlik
• Hareketsiz Birliktir.
Hareketli Birlik
Birliğe ulaşmada kullanılan bir yöntemdir. Bu birlik, geometrik
biçim/form/şekil ile bu değerlerin türevleri ile oluşturulmaktadır. Bu birlikte en
dikkat çeken özellik; birliği oluşturan ögeler arasındaki doku, renk, form
bakımından hareketli ilişkilerin kurulmasıdır (Çizim 14.4).
336
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarımda Birlik
Hareketsiz Birlik
Birliğe ulaşmada kullanılan bir diğer yöntem hareketsiz birliktir. Geometrik
formlar ve türevleri bu birlikte de kullanılmaktadır. Hareketsiz birlikte, tasarımda
kullanılan geometrik düzenler, tasarımın bütününe hâkimdir. Bu hâkimiyetle
tasarımda düzen ve birlik oluşturulmaktadır. Hareketsiz birlik, kararlı ve etkili bir
birliktir (Görsel 14.3).
337
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarımda Birlik
Görsel 14.3. Malatya Ulucami, Anadolu Selçuklu Dönemi, Hareketsiz birlik (Civcir, 2015).
TASARIMDA BİRLİK
Tasarımda birlik, iyi bir tasarım için oldukça önemlidir. Her şeyden önce
tasarımın birliği; tamlığı ve bütünlüğü ile sağlanabilmektedir. İzleyici üzerinde
bitmişlik hissi uyandırmayan tasarım eksik ve zayıftır.
Tasarımı oluşturan tüm değerler dengede kaldığı müddetçe tasarımda
görsel bir dengeden söz etmek mümkündür. Birlik, tasarımı oluşturan tüm
değerlerin bir bütün olarak görünmesini sağlayarak ögeler arasında yakın bir ilişki
kurmaktadır. Bu ilişki; çizgi, form, doku, espas ve renk gibi ögeler arasında olabilir.
Ancak bu ilişki hem bütüne hem de ögelerin kendi aralarında ki bağlantıya da
Bir tasarımda birliği
sağlamanın en temel hizmet etmelidir (Çizim 14.6).
yolu, kullanılan her bir
ögenin birbiriyle
ilişkisinin kurulmasıdır.
338
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarımda Birlik
339
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarımda Birlik
çalışması yapınız.
340
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarımda Birlik
341
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarımda Birlik
342
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarımda Birlik
•BİRLİK NEDİR?
•Birlik, tasarımın düzenin sağlanmasında en önemli ilkelerden birisidir.
Tasarımda oluşturulan bu düzenle, anlamsal, işlevsel ve görsel bütünlük
sağlanır. Birliğin; “tek, bir olma durumu”, “bir arada olma durumu, vahdet”,
“bağlılık, benzerlik, bağlantı”, “konunun bir ana düşünce çevresinde
toplanması”, “bölünmezliği içeren yalın bütün” gibi birçok anlamı vardır.
•Bazı kaynaklar da birlik kavramıyla birlikte ya da yerine “bütünlük” kavramı
Özet
da verilmektedir. Her iki kavramda da anlatılmak istenen aynısıdır. Her iki
kavramda da tasarımın tamlığından ve bütünlüğünden bahsedilmektedir.
Kavramlarda geçen ve tasarımı oluşturan ögelerin dengeli uyumunda sadece
uygunluklardan bahsedilmez.
•Birlik, bir bütünü oluşturan parçaların, birimlerin, ögelerin ya da kısaca tüm
değerlerin bütünle olan ilişkisini tanımlamak da kullanılır. Bu değerler
arasındaki ilişki, estetik değerleri bozmadan dengeye ulaşmak zorundadır.
Temel tasarım ilkeleri bu dengeye ulaşmada yardımcı olan en önemli
yöntemlerdir. Bunlar:
•1.Tekrar İlkesi
•2.Uygunluk İlkesi
•3.Zıtlık İlkesi
•4.Koram İlkesi
•5.Egemenlik İlkesi
•6.Denge İlkesidir.
•Bu ilkeler, tasarımı oluşturan değerlerin belli bir düzen içerisinde yerleşimini
sağlayarak tasarımın bütünlüğünü, birliğini sağlayan yardımcılardır. Birlik
ilkesinin oluşmasında kullanılan bu yardımcılar, tasarımın yorumlanmasına,
anlaşılmasına da katkı sunarlar.
•BİRLİK NASIL OLUŞTURULUR?
•Birlik, görsel/temel tasarımda kullanılan öge ve ilkelerin uygulama
prensiplerini bünyesinde bulunduran temel bir ilkedir. Bu öge ve ilkelerle
tasarımda birliğin oluşturulmasında kullanılan görsel fonksiyonlar şunlardır:
•1.Tasarımda egemen öge, birliğin sağlanmasında önemlidir. En çok kullanılan
ögeyi egemen kılmak tasarımı birliğe götürme de etkilidir.
•2.Tasarımda kullanılan benzerlikler, birbirine yakınlığı doğurduğu için
anlaşılırlığı kolaylaştırır.
•3.Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki uygunluk, tasarımı birliğe oluşturur.
•4.Tasarımda kullanılan tekrarlarla (form, doku, espas, renk) birlik oluşturulur.
•5.Tasarımda kullanılan tüm öge ve ilkeler bütünlük içinde bulunduğunda
birlik oluşturulur.
•6.Tasarımı oluşturan ögelerin şekli, yeri, ölçüsü, aralığı, dokusu veya rengi
bütünlüğü sağlama da etkilidir. Bazı durumlarda kimi öge/ögeler diğerlerine
göre birliği sağlamada daha etkili rol üstlenebilirler.
•7.Zıtlıklar, tasarımda birlik etkisini güçlendirir.
•8.Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki benzer yapılar tasarımın bütününe
katkı sağlar.
•9.Tasarımda sağlanan uyumluluk birliği oluşturur.
•10.Denge, birliğin oluşmasında ön koşuldur.
•Tasarımda kullanılan ögeler, tasarımın yapı taşlarıdır. Bu ögeler, tasarımın
bütününü oluşturma da görev üstlenen değerlerdir. n plana çıkarılması,
birliğe giden yolda egemenliği ve değişkenliği etkili kılar.
•Zıtlık Yolu
•Bir bütün; şekil ve öz olarak antogonist (uzlaşmaz) ve gonist (uzlaşır)
zıtlıkların birlikteliğinden oluşur. Yani, bir bütünü oluşturan tüm değerler bir
dengededir.
343
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarımda Birlik
•BİRLİĞİN ÇEŞİTLERİ
•Genel olarak birliği üç grupta sınıflandırabiliriz. Bunlar; öz birlik,
Özet (devamı)
üslûp birliği ve şekil-form birliğidir.
•Öz Birlik
•Öz birlik, tasarımın temelini oluşturur. Bu temelde, tasarımı
oluşturan ögelerin şekilsel zıtlıklarında uygunluk aranır. Ögelerin
uygunluğunda; fonksiyona ana fikre ve amaca uygunluğa bakılır
•Üslup Birliği
•Tasarımcının üslubuna bağlı olarak gelişen birlik türüdür. Tasarımı
oluşturan değerlerin birliğe ulaşmasını, tasarımın ana fikri ile
tasarımcının anlatım tarzı şekillendirir.
•Şekil- Form Birliği
•Şekil- form birliği; geometrik şekil/formlar ve bunların türevleri ile
meydana getirilen birlik çalışmalarını içerir. Şekil-Form birliğinde
kullanılan tasarım ögeleri (Nokta, çizgi, form, doku, espas ve renk)
kullanıldığı ögenin ismiyle adlandırılır
•Şekil – Form birliği tasarımda iki şekilde elde edilir. Bunlar:
•1.Hareketli Birlik
•2.Hareketsiz Birliktir.
•Hareketli Birlik
•Birliğe ulaşmada kullanılan bir yöntemdir. Bu birlik, geometrik
biçim/form/şekil ile bu değerlerin türevleri ile oluşturulur. Birlikte en
dikkat çeken özellik, birliği oluşturan ögeler arasındaki doku, renk,
form bakımından hareketli ilişkilerin kurulmasıdır.
•Hareketsiz Birlik
•Birliğe ulaşmada kullanılan bir diğer yöntem hareketsiz birliktir.
Geometrik formlar ve türevleri bu birlikte de kullanılır. Hareketsiz
birlikte, tasarımda kullanılan geometrik düzenler tasarımın bütününe
hâkimdir. Bu hâkimiyetle tasarımda düzen ve birlik oluşturulur.
Hareketsiz birlik, kararlı ve etkilidir.
•TASARIMDA BİRLİK
•Tasarımda birlik, iyi bir tasarım için oldukça önemlidir. Her şeyden
önce tasarımın birliği; tamlığı ve bütünlüğü ile sağlanabilir. İzleyici
üzerinde bitmişlik hissi uyandırmayan tasarım eksiktir.
• Tasarımı oluşturan tüm değerler dengede kaldığı müddetçe
tasarımda görsel bir dengeden söz etmek mümkündür. Birlik,
tasarımı oluşturan tüm değerlerin bir bütün olarak görünmesini
sağlayarak ögeler arasında yakın bir ilişki kurar. Bu ilişki; çizgi, form,
doku, espas ve renk gibi ögeler arasında olabilir. Ancak bu ilişki hem
bütüne hem de ögelerin kendi aralarında ki bağlantıya da hizmet
etmelidir.
•BİRLİK ALIŞTIRMALARI
•Temel tasarıma ya da görsel sanat eğitimine yeni başlayan öğrenciler
için uygulamalı eğitimlerde onlardan tasarımda birlik ilkesini
gösteren çalışmalar yapmaları istenir. Bu tür uygulamalı çalışmalara
örnek teşkil edeceği düşünülen bazı öğrenci çalışmaları “Birlik
Alıştırmaları” bölümünde verilmiştir. Söz konusu çalışmalar Atatürk
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı
Bölümü öğrenci çalışmalarından seçilerek ünitenin bu bölümüne
yerleştirilmiştir.
344
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarımda Birlik
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aristoteles’ e göre “çokluğun zıttıdır” diye tanımladığı tasarım ilkesi
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tekrar
b) Birlik
c) Hiyerarşi
d) Zıtlık
e) Egemenlik
5. Birlik ilkesini sağlamış bir tasarım, hangi derecede amacına ulaşmış sayılır?
a) Önemsiz derecede
b) Zayıf derecede
c) Önemli derecede
d) Orta derecede
e) Vasat derecede
345
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarımda Birlik
Cevap Anahtarı
1.b, 2.e, 3.d, 4.a, 5.c, 6.b, 7.e, 8.c, 9.d, 10.a
346
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Tasarımda Birlik
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Civcir. E. (2015). Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri, Akademisyen Kitabevi, Ankara.
Çınar, K, Çınar, S. (2018). Temel Tasarım, KTO Karatay Üniversitesi Yayınları.
Görkaş, İ (2016). Kastamonulu Ömer Fuadi’de Metafizik: Birlik Kavramı, The
Concept of the Unity’ Journal of Faculty of tTheology of Bozok University, 9,
(2016) pp. 57-75,24.08.2020 tarihinde
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/267638 adresinden
erişilmiştir.
Güngör, İ.H. (1983). Temel Tasarım, Afa Matbaacılık, İstanbul.
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016). Görsel Tasarım Öge ve İlkeleri, Pegem Akademi.
TDK, Türk Dil Kurumu (2020). Birliğin Tanımı. 17.08.2020 tarihinde
https://sozluk.gov.tr/ adresinden erişilmiştir.
Yazıcıoğlu, Y. (2017). Temel Tasarım, İdeal Kültür ve Yayıncılık, I. Basım, İstanbul.
Görsel 14.1. Hareketli birliğe tekstil ve moda tasarımı alanından örnek iki giysi
tasarımı, 17.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/54395107986238490/, adresinden erişilmiştir.
Çizim 14.4. (A). Tapestry dokuma, birlik çalışması, 18.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/97108935703475255/ adresinden erişilmiştir.
Çizim 14.4.(B). Richard Roth, üç boyutlu çalışmalar 18.08.2020 tarihinde
https://tr.pinterest.com/pin/369647081894335045/ adresinden
erişilmiştir.
347
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24