You are on page 1of 310

Renk Bilgisi

Bu kitabın, basım, yayım ve sa ş hakları Atatürk Üniversitesi’ne ai r. Bireysel öğrenme


yaklaşımıyla hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. Atatürk Üniversitesi’nin izni
alınmaksızın kitabın tamamı veya bir kısmı mekanik, elektronik, fotokopi, manye k kayıt veya
başka şekillerde çoğal lamaz, basılamaz ve dağı lamaz.

Copyright ©2021

The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights
reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may
be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic,
photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ

Renk Bilgisi

ISBN: 978-625-7931-85-4

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI

ERZURUM
1. Işık ve Renk Kuramları 4
Doç. Dr. CEMİLE DİDEM ÖZIŞIK

2. Görsel Algıda Renk 28


Öğr. Gör. BETÜL ELİBOL

3. Renkte Anlam 50
Öğr. Gör. Dr. MEVLÜT KAPLANOĞLU

4. Renk ve Kültür 73
Öğr. Gör. BETÜL ELİBOL

5. Renk Trendleri 93
Öğr. Gör. HİLAL BALCI

6. Sanat Akımlarında Renk 114


Doç. Dr. CEMİLE DİDEM ÖZIŞIK

7. Tasarım Hareketlerinde Renk 140


Doç. Dr. SEMRA GÜR ÜSTÜNER

8. Tekstilde Renk 166


Dr. Öğr. Üyesi FAZLIHAN YILMAZ

9. Doğal Boyamacılık 183


Dr. Öğr. Üyesi FAZLIHAN YILMAZ

10. Tekstilde Renklendirme 202


Dr. Öğr. Üyesi FAZLIHAN YILMAZ

11. Kompozisyonda Renk 220


Doç. Dr. SEMRA GÜR ÜSTÜNER

12. Dokuma Tasarımında Renk 243


Prof. Valida PASHAYEVA

13. Baskı Tasarımında Renk 266


Doç. Dr. SEMRA GÜR ÜSTÜNER

14. Giysi Tasarımında Renk 289


Öğr. Gör. HİLAL BALCI

Editör

Dr. Öğr. Üyesi SAFİYE SARİ


IŞIK VE RENK KURAMLARI

• Işık-Renk İlişkisi
• Görme Olayının Gerçekleşmesi
İÇİNDEKİLER

• Elektromanyetik Spektrum
• Işığın Özellikleri RENK BİLGİSİ
• Renk Çemberi
• Işık Renkleri-Fiziksel Renk
Doç. Dr. Cemile Didem
• Boya Renkleri-Kimyasal Renk ÖZIŞIK
• Renk Kuramları

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Rengin ışık ile olan ilişkisini bilimsel
HEDEFLER

olarak düşünebilecek,
• Etrafınızda gördüğünüz renklerin nasıl
oluştuğunu öğrenebilecek,
• Işık renkleri ve boya renklerinin farklı
özelliklere sahip olduğunu
kavrayabilecek,
• Renk teorileri hakkında detaylı bilgi
elde edebileceksiniz.
ÜNİTE

1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Işık ve Renk Kuramları

Işık Nedir?
Işık-Renk İlişkisi
Renk Nedir?
Görme Olayının
Gerçekleşmesi

Elektromanyetik
Görünür Işık Spektrumu
Spektrum
Dalga boyu
IŞIK VE RENK KURAMLARI

Frekans
Işığın Özellikleri
Işığın Kırılması

Işığın Yansıması

Işık Renkleri-Fiziksel Renk


Renk Çemberi
Boya Renkleri-Kimyasal Renk

İlk Araştırmalar

Aristo (MÖ 384-MÖ 322)

Isaac Newton (1642-1726)

Moses Harris (1730-1787)

Renk Kuramları Johann Heinrich Lambert (1728-1777)

Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832)

Eugene Chevreul (1786-1889)

Albert Herry Munsell (1858-1918)

Johannes Itten (1888-1967)

5
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Işık ve Renk Kuramları

GİRİŞ
Görme, ışıkla başlar. Işık olmadığı sürece, Goethe’nin (2020) deyimiyle,
siyah olan, karanlığın temsilcisi olarak, organı (gözü) istirahat konumunda tutar.
Beyaz renk ise, ışığın temsilcisi olarak onu harekete geçirir.
Etrafımızda gördüğümüz nesneleri bütün özellikleriyle tanımlayabilmemiz
için bir ışık kaynağına ihtiyaç duyarız. Doğal olarak var olan temel ışık kaynağımız,
güneştir. Güneş olmadığı zaman devreye insan aklının ürünleri olan yapay ışık
kaynakları girer. Doğal ya da yapay yolla olsun ışık, etrafımızda var olan nesneleri
görünür kılar.
Işığı atmosferde beyaz olarak görürken, etrafımızdaki varlıkları onlara ait
olan renkleri ile görürüz. Renkleri ressamların paletinden fiziğin bilim alanına
çeken Newton, prizma deneyiyle beyaz ışığı, aynı doğada yağmur damlalarının
prizmatik etkisiyle ortaya çıkan gökkuşağı renkleri gibi kendi bileşenlerine, yani
yedi renge ayırmıştır.
Renk üzerine yapılan araştırmalar antik çağlardan beri süregelmektedir.
Tarihsel olarak milattan önce 500’lü yıllarda ünlü matematikçi Pisagor ile başlayan
bu süreç, milattan sonra ünlü İslam filozofu İbnü’l-Heysem ile yepyeni bir boyut
Görme, ışıkla başlar. kazanmış ve 13. yüzyılda Latinceye çevrilen kitabıyla, Batılı filozoflara ilham
Renk, ışıktır.
kaynağı olmuştur. Günümüzde yaygın olarak kullanılan Münsell sistemine kadar
birçok bilim adamı ve sanatçı tarafından üzerinde düşünülen renk sistemiyle ilgili
detaylı örneklerin ele alındığı bu ünitede ayrıca, görme sürecini başlatan bilgi
olarak ışık ve renk ilişkisi üzerinde durulmuş, fiziksel renk (ışık renkleri) ile kimyasal
renk (boya renkleri) ayrımı vurgulanmıştır.

IŞIK-RENK İLİŞKİSİ
Işık ve renk arasındaki serüven, bilimsel olarak ele alınmasından önce
sadece sanatçıların kullandığı resimsel amaca hizmet eden bir görme olayından
ibaretti. Her şey Newton’un kendi odasında gerçekleştirdiği bir deney sonucu,
bilimsel gerçekliğe kavuştu. Bu noktadan itibaren fizik, kimya ve sanat alanında
renk artık başlı başına bir konu olarak yerini aldı.
Sanat tarihinde ışık- renk ilişkisi ilk kez empresyonizmle ortaya çıkar. Öyle ki
Tunalı (1996) bunu resim tarihinin en önemli olayı, hatta yeni bir kıtanın keşfi
kadar önemli bir olay olarak görür. Elbette bu durum daha önce sanatın renkle
ilgilenmediği anlamına gelmez.
Işık, bir resim elemanı olarak Batı resmine Masaccio ile beraber girmiş ve
resmin temel elemanlarından birisi olmuştur. Fakat buradaki ışık doğada görülen
ışık değildir. Buradaki ışık, tek başına bir erek olmayıp, sağlam bir kompozisyon
kurmada, mekâna ait ve plastik değerleri ifade etmede sadece bir araçtır (Tunalı,
1996). Buradan da anlaşılacağı üzere, empresyonizme kadar ışık, idealize edilmiş
soyut bir ışıkken, empresyonizmle birlikte doğada gördüğümüz capcanlı güneş
ışığıdır.

6
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Işık ve Renk Kuramları

Işık Nedir?
Işık, doğal olarak güneşten gelen ve dalgalar hâlinde yayılan eletromanyetik
bir dalgadır. Işık, bir enerji türüdür. Yapay olarak ise genellikle elektrik enerjisiyle
çalışan, ev ve sokak türü aydınlatma sistemleriyle oluşur.

Renk Nedir?
Fizik kurallarına göre renk, ışıktır. Işık olmadan renk de olmaz. Renk, insan
gözünün görebildiği ışık tayfının dalga boyudur. Üzerine ışık düşen her nesne ışık
tayfının belli bir kısmını emer ve diğer kısmını yansıtır. Işığın yansıyan kısmı renk
olarak tanımlanır.
Renk ile ilgili birçok alanda araştırma yapılmıştır. Bunlardan en dikkat çekici
olanı, rengin insan psikolojisi ile olan ilişkisidir.
Örnek

•Yapılan araştırmalar, renklerin farklı enerji boyları ile insan fizyolojisini


etkilediğini ileri sürmektedir.
•Örneğin, mavi rengin kan akışını yavaşlatarak insanı sakinleştirdiği
saptanmıştır.

GÖRME OLAYININ GERÇEKLEŞMESİ


Işık ışınları, gözümüzün en dış tabakası olan kornea üzerine düşerek kırılır.
Korneadan sonra arkada yer alan mercek tabakasında ikinci kez kırılır. Daha sonra
sinirler vasıtasıyla beyne iletilir ve görme olayı beyinde gerçekleşir (Görsel 1.1).

Duyum, optiktir ve
gözleri içerir. Oysa algı
bütünleştiricidir ve
beynin geri kalanını da
içerir.

Görsel 1.1. Görsel Sistem

Bu renkli görüş, retinanın merkezinde bulunan koniler vasıtasıyla kortekste


kodlanır (Görsel 1.2). Üç farklı koni tipi vardır. Her biri farklı bir ışık pigmenti içerir.
Bu molekül ışıkla ilgili bilgiyi sinirsel sinyallere dönüştürür. Her ışık pigmenti,
görünür ışık tayfında belirli bir dalga boyu menziline duyarlıdır. Görme yetimiz ışık
dalga boylarının nispeten dar bir yelpazesini yakalar (Kandel, 2020).

7
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Işık ve Renk Kuramları

Renklerin nasıl görüldüğü ile ilgili iki temel teori bulunmaktadır. Thomas
Young ve Herman von Helmholtz’da Trikromatik Teori’ye göre görme, ışığın farklı
seviyelerinin gözdeki konileri uyarmalarının bir sonucu olarak meydana gelir. Buna
karşıt Edwald Hering’in Süreç Teorisi’ne göre görme, ışığın seviyelerindeki
değişmelere bağlı olarak gözün retina tabakasındaki kimyasal bir maddenin,
bozulma ya da yapılanmasına bağlı olarak gerçekleşir (Holtzschue, 2009).

Görsel 1.2. Gözün Anatomik Yapısı

Bu görme olayı, doğada var olan binlerce canlıdan sadece biri olan insan
organizması için geçerlidir. Doğadaki diğer canlıların görme olayları incelendiği
zaman, bazı canlıların görsel sisteminin insanın görsel sisteminden çok farklı
olduğu görülür (Görsel 1.3). Kimisi binlerce göz yapısına sahipken, kimisi görme
alanın dışında kızılötesi ve ultraviyole ışınlarını görebilir. Tüm ışık ışınlarının dalga
Doğadaki farklı canlı boyu ve frekansları, elektromanyetik spektrum adı verilen sistemle açıklanır.
türlerinin farklı görme
biçimleri vardır. Bazıları
bizim göremediğimiz
kızılötesi ve ultraviyole
ışınlarını görebilir.

Görsel 1.3. Bir Sineğin (Sol) ve Yılanın Görme Biçimi (Sağ)

8
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Işık ve Renk Kuramları

Örnek
•Doğada bulunan diğer canlı türlerinin bazılarının görme olayı, insanın
görme olayından çok farklıdır. Örneğin, sineklerin binlerce gözü vardır.
Yılanlar geceleri gündüzden daha iyi görürler. Günümüz teknolojisiyle
elde edilebilen görüntüden çok daha iyi bir termal görüş kabiliyetleri
vardır.
Bireysel Etkinlik

•Görme olayının gerçekleşleşmesi ile ilgilli verilen bilgiler


doğrultusunda, insanların görme yetisi ile doğadaki diğer canlıların
görme yetileri üzerine düşünerek, gerçekliğin ne olduğu konusunda
tartışınız.

Görme eylemi iki katmanlıdır. Bileşenlerden biri optiktir, öteki ise algısaldır.
Optik sorun (duyum sorunu), görsel çevredeki yüzeylerden yansıyan ışığı içerir. Bu
yansıma, retinada imge yaratır. Algısal sorun, retina imgesine can veren görsel
sahnenin unsurlarının teşhisini içerir (Kandel, 2020).

ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM
Güneşten yayılan ışık ışınlarının dalga boylarına göre uzundan kısaya doğru
sıralandığı bir sistemdir. Elektromanyetik spektrum içinde yedi grup yer alır. Bu
gruplar, elektromanyetik dalgalar arasındaki mesafelere göre, yani dalga boylarına
göre oluşturulur.
Elektomanyetik spektrum içinde, görme yetisi ile görebildiğimiz renk alanı
oldukça sınırlıdır. Bu alan, görünür ışık spekturumu olarak adlandırılır.
Elektromanyetik Elektromanyetik dalgalar, dalga boylarına, frekanslarına ve enerji
spektrum, dalga seviyelerine göre adlandırılır. Işık ışınları dalga boylarına göre uzundan kısaya
boylarına göre 7 grup
doğru yedi grup hâlinde sıralanır:
olarak sınıflandırılır.
 Radyo dalgaları
 Mikro dalgalar
 Kızılötesi dalgalar
 Optik dalgalar (görünür ışık dalgaları)
 Ultraviyole dalgalar
 X ışını dalgaları
 Gama dalgaları

9
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Işık ve Renk Kuramları

Görsel 1.4. Elektromanyetik Spektrum

Bu yedi grup içerisinde şekil üzerinde de görüldüğü üzere (Görsel 1.4), en


geniş dalga boyu, radyo dalgalarınındır. Dalgalar arası mesafe gittikçe daralır,
daraldıkça ters orantılı olarak enerji seviyesi artar. En dar dalga boyu ile Gama
ışınları, en yüksek enerji seviyesine sahiptir. Görülemeyen ışık ışınları iletişim,
Ultraviyole ışınların sağlık, savunma gibi çok farklı alanlarda kullanılmaktadır.
dezenfeksiyon
özelliğinden
yararlanılarak Korona
virüsü öldüren UV
•Örneğin radyo, alıcısı ile elektromanyetik radyo dalga boylarını
Örnek

sistemli cihazlar kullanarak çalışır.


geliştirilmiştir.
•Kızılötesi dalgalar sayesinde, gece görüşü sağlanabilmektedir. Ayrıca
kalabalık ortamlarda kızılötesi kameralarla insanların vücut sıcaklığı
saptanarak hastalık belirtileri tespit edilebilir.

Görünür Işık Spektrumu


Elektromanyetik spekturumun insan gözüyle görülebilen aralığını belirtir.
Spektrumun tamamını düşünüldüğünde, görünür ışık spekturumun ne kadar dar
ve sınırlı bir aralıkta olduğu görülür (Görsel 1.5). İnsan, elektromanyetik spektrum
içinden yalnız 400-700 nanometre arası oldukça dar bir alanda görme olayını
gerçekleştirirken; doğadaki bazı canlılar, insanın göremediği kızılötesi ve
ultraviyole ışınlarını görebilir.
Her dalga boyuna karşılık bir renk gelir. Dalga boyuna ters orantılı olarak en
düşük dalga boyuna karşılık enerjisi en yüksek renk, mordur.

10
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Işık ve Renk Kuramları

Görsel 1.5. Görünür Işık Spektrumu

IŞIĞIN ÖZELLİKLERİ
Dalga Boyu
Işık spektrumu içerisindeki iki dalga arasındaki mesafe dalga boyu olarak
tanımlanır. Işığın enerjisi dalga boyunun uzunluğuna bağlı olduğu için ışığın en
önemli özelliğidir. Dalga boyu kısaldıkça enerji seviyesi artar, uzadıkça enerji
seviyesi azalır.
Örnek

•Işığın enerjisi dalga boyunun uzunluğuna ve kısalığına göre değişir.


•Örneğin radyo dalgaları, en uzun dalga boyuna sahiptir ve enerjisi
düşüktür.

Frekans
Frekans, dalganın zamansal uzamıdır. Bir saniye içerisindeki dalga tekrarı
sayısını belirtir ve birim olarak Hertz (Hz) ile gösterilir.

Işığın Kırılması
Beyaz ışığın bileşenlerine ayrılmasının sebebi, yapısındaki her rengin değişik
açılarda kırılmasıdır. Işık kırıcılık katsayıları farklı olan saydam bir maddenin (hava)
bir başka saydam ortama (cam) geçtiği zaman kırıldığı anlaşılmaktadır. Kırılma
miktarı ışığın dalga boyuna bağlıdır. Dalga boyu ne kadar kısa ise kırılma da o
kadar büyük açı ile olur. Örneğin, mavi ışınlar kırmızı ışınlara göre daha büyük bir
Işık ışınları bir nesne
üzerine düştüğü zaman, açıda kırılır; çünkü mavi ışığın dalga boyu kırmızınınkine göre çok daha küçüktür
nesne tarafından (Otyzbay, 2019).
emilmeyen ve yansıyan
ışık rengi, o nesnenin
rengini oluşturur.

11
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Işık ve Renk Kuramları

Işığın Yansıması
Işık, bir nesne üzerine düştüğü zaman, bazı ışık renklerini emer bazılarını da
yansıtır. Görme olayı, nesnenin yansıttığı renkle başlar. Dolayısıyla nesne
tarafından emilmeyen, sadece yansıyan renk görülebilir. Bu durum fizik kurallarına
göre, maddenin atom yapısına ve ışığın frekansıyla birlikte meydana gelen
etkileşimine bağlıdır.
Örnek

•Örneğin, bir ağacın yaprakları yeşil olarak görülür. Çünkü yaprak, yeşil
dışındaki tüm renkleri emer ve sadece yeşili yansıtır. Bu tamamen
ışığın üzerine düştüğü nesnenin yapısıyla ilgili bir durumdur.

Nesne üzerine düşen beyaz ışığın tümü emilirse siyah, tümü yansıtılırsa da o
nesne beyaz olarak görülür.
Örnek

•Örneğin, çöl ikliminin görüldüğü yerlerde yaşayan insanlar, özellikle


bütün bedenlerini saran uzun kollu beyaz kıyafetleri tercih ederler.
Çünkü beyaz olarak görülen kumaş, üzerine düşen bütün ışığı yansıtır.

RENK ÇEMBERİ
Renk çemberi, görünür ışık ya da boya renklerinin dairesel formudur.
Dairesel formda renkler arası ilişkiler daha iyi gözlenebilir. Renk üzerine düşünen
kuramcılar, kendi gözlemlerine dayanan çeşitli renk sistemleri ortaya koymuştur.
İlk renk çemberi 17. yy'da Isaac Newton tarafından beyaz ışığı renklerine ayırdığı
Işık renkleri, fiziksel zaman gerçekleştirilmiştir.
renklerdir. Kırmızı, yeşil
ve mavi rengin Renk çemberi üzerinde birincil olarak gruplanan ana renkler ile ikincil ve
birleşiminden meydana üçüncül olarak gruplanan ara renkler görülür. Bunlardan birincil olan ana renkler,
gelir. eklemeli ve çıkarmalı olarak iki gruba ayrılır. Işık renkleri eklemeli, boya renkleri ise
çıkarmalı gruba dahil edilir.

Işık Renkleri-Fiziksel Renk


Atmosferde görülen ışık, beyaz ışıktır. Ana ışık renkleri olan kırmızı, yeşil ve
mavi rengin birleşmesiyle oluşur. Diğer bütün renkler, bu üç rengin değişik
oranlarda bir araya gelmesiyle ortaya çıkar (Görsel 1.6).

12
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Işık ve Renk Kuramları

Görsel 1.6. Ana Işık Renkleri

Işık renklerinde birincil, yani ana renkler kırmızı, yeşil ve koyu mavidir.
Birincil renklerin birbiriyle kesiştiği alanlarda ikincil renkler görülür. Bunlar; kırmızı
ile mavi kesişiminde sarı, kırmızı ile mavi kesişiminde macenta kırmızısı, mavi ile
yeşil kesişiminde siyan mavi olarak ye alır (Görsel 1.6). Bu üç rengin kesiştiği alan
ise, bütün renklerin toplamını ifade eden beyaz ışıktır. Üçüncül ve diğer bütün
renkler bu renklerin değişik oranlarda karıştırılmasıyla elde edilir.

Boya Renkleri-Kimyasal Renk


Kimyasal renkler ışık renklerine göre daha az ışıklı olan pigment renkleridir.
Işık renkleri birleşip yeni bir renk oluşturunca rengin kuvveti artar ve yükselir.
Ancak kimyasal renkler karıştırıldığında rengin şiddeti azalır (Çağlarca, 2018).
Ayrıca renk, pigmentin ışığı azaltmasıyla ortaya çıktığı için çıkarmalı karışım olarak
tanımlanır.

Boya renkleri, kimyasal


renklerdir. Ana renkleri;
kırmızı, mavi ve sarıdan
oluşur.

Görsel 1.7. Boya Renkleri-Kimyasal Renkler

Boya renklerinde birincil, yani ana renkler macenta kırmızı, siyan mavi ve
sarıdır (Görsel 1.7). Birincil renklerin birbiriyle kesiştiği alanlarda ikincil renkler
görülür. Bunlar; macenta kırmızı ile sarı kesişiminde kırmızı, macenta kırmızı ile
siyan mavi kesişiminde koyu mavi, siyan mavi ile sarı kesişiminde yeşil olarak yer
alır. Bu üç rengin kesiştiği alan ise, bütün renklerin karışımıyla oluşan siyahtır.
Üçüncül ve diğer bütün renkler, bu renklerin değişik oranlarda karıştırılmasıyla
elde edilir.

13
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Işık ve Renk Kuramları

RENK KURAMLARI
İlk Araştırmalar
Bilim adamları antik çağlardan beri görme ile ilgili çeşitli araştırmalar yapmış
ve bazı hipotezler ortaya koymuşlardır.
Bu çalışmalar, MÖ 500’lü yıllarda, ünlü matematikçi Pisagor’a ile başlar.
Pisagor, görmenin gözden yayılan ve nesnelere çarpan ışınlardan kaynaklandığını
öne sürmüştür (Görsel1. 8). Pisagor’dan sonra MÖ 450’li yıllarda ise Sicilyalı filozof
Empedokles ise ışığın hem nesneler hem de göz tarafından yayıldığını öne
sürmüştür.

Görsel 1.8. Pisagor Renk Kuramı

MÖ 300’e gelindiğinde Yunan matematikçi Öklid, ışık ışınlarının düz bir


şekilde yayıldığını düşünmüş ve bunu “Optics” adlı çalışmasında dile getirmiştir.
MÖ 100 yılında matematikçi Ptolemy, ışığın saydam bir cisimden geçerken
İslam filozofu İbnü’l kırılmasını keşfederek çok önemli bir veri ortaya koymuştur.
Heysem, dönemine
kadar hâkim olan İslam dünyasında Arapların filozofu olarak bilinen El-Kindi MS 830’lu
Pisagor’un hipotezini yıllarda, ışık ışınlarının doğrusal olarak yayılma kavramını genişleterek görme
çürütmüş; onun mekanizması üzerinde çalışmıştır. İbnü’l Heysem’in 1038 tarihli eseri Kitabü’l-
“Kitabü’l-Menazır” adlı Menazır’da, ışığın yayılımıyla ilgili ortaya koyduğu çalışmasıyla, şimdiye kadar
kitabı, 13. yüzyılda hâkim olan Pisagor’un hipotezini çürütmüştür. 13. yy’da Latinceye çevrilen kitap,
Latinceye çevrilmiştir. İngiliz filozof Roger Bacon üzerinde oldukça etkili olmuştur.
İlkçağlardan modern zamanlara kadar renk konusunda birçok araştırma
yapılmıştır. Burada ele alınan bilim adamları, renk konusu ile ilgili olarak öncelikli
düşünülen kuramcılardır.

Aristo (MÖ 384-MÖ 322)


Platon’un öğrencisi Aristo, doğayı ve gökkuşağını gözlemleyerek rengin bir
yüzey özelliğinden ibaret olduğunu, görülen tüm renklerin siyah ve beyazın
karışımından meydana geldiğini ileri sürmüştür. Aristo’nun renk karışımlarını
araştıran ilk bilim adamı olduğu düşünülmektedir. Bir çalışmasında, sarı ve mavi
camı gün ışığına tutarak, beyaz mermer duvar üzerinde yeşil rengin oluşumunu
gözlemlemiştir. Böylece sarı ışık ve mavi ışığın birbirine karıştığında yeşil ışığı
vereceği sonucuna varmıştır.

14
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Işık ve Renk Kuramları

Aristo, sarı ve maviyi, aynen kadın-erkek, güneş-ay, ying-yang gibi zıt kutup
olarak düşünmüştür. Ayrıca renkleri ateş, su, toprak ve hava olarak dört elementle
ilişkilendirmiştir. Gün boyunca ışığın nasıl değiştiğini gözlemlemiş ve böylece gün
ortasının beyaz ışığından gece yarısı siyahına kadar değişen doğrusal bir renk
sistemi geliştirmiştir (Görsel 1.9).

Görsel 1.9. Aristo Renk Sistemi

Aristo’nun aynı zamanda renk kontrastları üzerine de gözlemleri


bulunmaktadır. Beyaz yünün üzerinde görünen menekşenin siyah yünün üzerinde
farklı göründüğünü fark ederek, daha sonra Fransız kimyager Eugene Chevreul
tarafından sistematik olarak incelenen renk kontrastı konusunu aslında önceden
çözmüştür.

Isaac Newton (1642-1726)


1660 yılında İngiliz fizikçi ve matematikçi Isaac Newton, güneş ışığı ve
prizma ile bazı deneyler yapmış ve beyaz ışığın yedi renkten oluştuğunu bulmuştur
(Görsel 1.10). Böylece doğada gökkuşağı olarak gördüğümüz renkler, bilimsel
olarak görünür ışık spekturumu olarak kanıtlanmıştır.

Newton, yağmur
damlalarının prizmatik
etkisiyle ortaya çıkardığı
gökkuşağı gibi,
prizmadan ışığı
geçirerek onu bileşen
yedi rengine ayırmıştır.

Görsel 1.10. Newton’un Prizma Deneyi

Newton bu çalışmalarını bilim tarihinin en büyük eserlerinden biri olarak


1704 yılında Londra’da yayımlamıştır. “Optik” adlı kitap, yaptığı deneylerin belgesi
niteliğindedir. Kitapta ışığın yansımaları, kırılmaları, dalgaları ve renkleriyle ilgili

15
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Işık ve Renk Kuramları

düşünceleri yer almaktadır. Görünür spektrumdaki renkleri; kırmızı, turuncu, sarı,


yeşil, mavi, indigo ve menekşe olarak tanımlamıştır (Görsel 1.11).

Görsel 1.11. Newton’un Prizma Deneyi Çizimi (Sol) ve Renk Çemberi

Moses Harris (1730-1787)


İngiliz doğa bilimcisi ve gravür sanatçısı Moses Harris 1776 yılında
“Renklerin Doğal Sistemi” adlı bir kitap yayımlamış ve kitabında üç ana renk ile
diğer renklerin nasıl elde edilebileceğini, renkler arasındaki ilişkileri ve nasıl
kodlandıklarını ele almıştır.

Moses Harris, renk


çemberinde toplam 660
renk tonu
oluşturmuştur.

Görsel 1.12. Moses Harris Prizmatik Renk Çemberi

Prizmatik renk çemberinde üç ana renk ile birlikte toplam altı renge yer
veren Harris, çemberi tam olarak bölebilmek için Newton’un tanımladığı yedinci
renk olan indigoya yer vermemiştir. Çemberi 18 renge bölerek şu şekilde
tanımlamıştır: Kırmızı, turuncu-kırmızı, kırmızı-turuncu, turuncu, sarı-turuncu,
turuncu-sarı, yeşil-sarı, sarı-yeşil, yeşil, mavi-yeşil, yeşil-mavi, mavi, mor-mavi,
mavi-mor, mor, kırmızı-mor, mor-kırmızı. Böylece Harris, çemberden dışarıya
doğru ton geçişleriyle sadece 33’ünün isimlendirildiği, toplamda 660 renk ortaya
koymuştur (Görsel 1.12).

16
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Işık ve Renk Kuramları

Johann Heinrich Lambert (1728-1777)


İsviçreli bilim adamı Johann Heinrich Lambert’la, renk sistemi ilk kez üç
boyutlu piramidal bir yöntemle sunulmuştur. Fotometri olarak adlandırılan ışık
Gamboge, 17. yüzyıl ölçümü teorisini kurmuştur. Tobias Mayer’in renk üçgenine (Görsel 1.13), eksik
başlarında Avrupa’da olarak nitelendirdiği derinliği ekleyerek piramit şeklinde bir renk sınıflandırması
kullanılmaya başlayan, oluşturmuştur.
Rembrandt, Turner,
Buna göre, en alt üçgenden yukarıya doğru azalarak yükselen ve gittikçe
Reynolds gibi ünlü
ressamların kullandığı daha parlak hâle gelen sekiz basamak söz konusudur. Piramidin tabanındaki en
parlak sarı doğal bir büyük üçgende 45 renk tonu, sırasıyla yukarıya doğru 28, 15, 10, 6, 3 ve en son bir
pigmenttir. olarak yer alır. Mayer gibi Lambert de kırmızı, sarı ve mavi renkleri birincil ana
renk olarak tanımlamış ve bütün renkleri elde etmek için beyazla birlikte
karıştırabileceği üç renk olan, karmen kırmızı, prusya mavisi ve gamboge sarı
kullanmıştır (Görsel 1.14).

Görsel 1.13. Lambert Renk Sistemi (üstte), Görsel 1.14. Mayer Renk Sistemi (altta)

Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832)


Goethe, 18. yüzyıl ortalarında Almanya’da doğmuştur. Daha çok dünya
klasikleri arasında yer alan ünlü drama eseri “Faust” ile tanınsa da, 1809 yılında
yayımladığı “Renk Öğretisi” adlı kitabıyla edebi kimliğinin yanı sıra, bilim adamı

17
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Işık ve Renk Kuramları

yönünü de sağlam bir şekilde ortaya koymuştur. Ayrıca doğa bilimleri, jeoloji,
morfoloji, dil bilimleri, güzel sanatlar ile de ilgilenmiştir.
Renk Öğretisi adlı kitabında (2020), gözün ışığa ve karanlığa tepkisini ölçen
deneylerle, fizik bilgilerin ötesinde, ilk kez rengin algılanmasına yönelik teoriler
ortaya koymuş, renk konusunu psikoloji ve felsefe alanına çekmiştir. Bu kitapla en
Goethe, Renk Öğretisi önemli vurgusu, Newton’un renk kuramına karşı olarak ortaya koyduğu, karanlığın
adlı kitabıyla, pasif değil aktif bir bileşen olduğudur.
Newton’un renk
Yine aynı araştırmasında Goethe, Renkli Resimler adlı bölümde, renkli
kuramına karşı,
karanlığın aktif değil resimlerin gözlerde bıraktığı etkiyi araştırmıştır. Bunun için birçok deney yapmış ve
pasif bir bileşen şaşırtıcı bir biçimde aynı sonuçlara ulaşmıştır.
olduğunu öne
Bu deneylerde izlenen yol aynıdır. Belirli bir süre aynı renge bakılır ve
sürmüştür.
sonrasında gözler hiç kaydırılmadan renk çekilerek beyaz zemin üzerinde beliren
izge gözlenir. Beyaz zemin üzerinde beliren izge, bakılan rengin tam zıttıdır.
Goethe, bu izgeyi zahiri görüntü olarak tanımlar. Böylece, bu zıt yönlü tepkimeyle,
hangi renklerin ortaya çıkacağını anlaşılır kılmak için, zıt yönlü renklerin çapsal
sıralanmasıyla, gözün karşılıklı olarak her birini algılamasını sağlaması bakımından,
suluboya ile yaptığı kendi renk çemberine de yer vermiştir (Görsel 1.15).

Görsel 1.15. Goethe Renk Çemberi

Eugene Chevreul (1786-1889)


Yan yana konan iki renk birbirini etkiler ve birbirlerinin hem ton hem de
renk değerini değiştirir. Her renk yanında bulunan rengin tamamlayıcı rengi ile
renklenir. Bu önemli olayı keşfeden ve bunu ilke ve yasalara bağlayan kişi, renk
Chevreul renklerin
fizikçisi Chevreul’dür (Parramon, 1997).
zıtlıkları ile olan ilişkiyi
detaylı bir şekilde 1839 yılında “Eşzamanlı Renk Kontrastı Yasası” adlı kitabıyla, daha önce
incelemiş ve 1839 yazmış olduğu renklerin uyum ve kontrast ilkelerini detaylı bir şekilde ele almıştır.
yılında “Eşzamanlı Renk
1854 yılında İngilizceye çevrilen kitapta, Delacroix’ten Matisse’e kadar 19. yüzyıl
Kontrastı Yasası”
kitabını yayımlamıştır. Fransız ressamlarının uygulamaya çalıştıkları, renk algısı ve renk tasarımı ilkelerine
yer verilmiştir.

18
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Işık ve Renk Kuramları

Görsel 1.16. Chevreul’un 72 Renkten Oluşan Renk Çemberi

19. yüzyıl Fransa’sında Chevreul’un renk üzerine yaptığı bilimsel çalışmaları


yakından takip eden Empresyonist sanatçılar, atölye dışına çıkarak doğanın ışıkla
değişen anlık renklerini paletlerine taşımış ve sanatta devrim yaratmışlardır. Saf
renkleri noktacıklar hâlinde yan yana getirerek ara renklerin optik yolla algılanması
yöntemini de uygulayan empresyonistler, bilim-sanat ilişkisini de açık bir şekilde
ortaya koymaktadır.
Leonardo da Vinci, yan yana bakıldığında renklerin birbirini etkileyeceğini
muhtemelen fark eden ilk kişi olmuştur. Goethe, bu anlamda bağlantılı zıtlıklara
dikkat çekmiştir. Chevreul kırmızı, mavi ve kırmızıdan oluşan üç ana renk olarak
birincil; turuncu, yeşil ve menekşe karışımıyla ikincil olmak üzere, toplam 72
renkten oluşan bir renk çemberi tasarlamıştır (Görsel 1.16).

•Fransız kimyager Eugene Chevreul, renk araştırmaları ile 19. yüzyıl


Bireysel Etkinlik

Fransa'sında ressamların dikkatini çekmiştir.


•Chevreul'un teorilerini yakından takip eden empresyonist
sanatçılar, Puantilizm tekniğini geliştirmiştir.
•Siz de bilimin sanatla olan ilişkisini araştırarak, Puantilizm
üzerinden değerlendiriniz.

Albert Herry Munsell (1858-1918)


1899 yılında Profesör Münsel, kullanılmakta olan renk isimlerini toplayarak
tasnif etmiş, kısımlara ayırmış, pratik bir hâle sokmuştur. Münsel bu sistemi ile
renk terimlerini valörleriyle göstererek renk tasnifini kolaylaştırmış ve renk
isimleriyle bir rengi diğerinden ayırmak mümkün olmuştur. Münsel renk analizi,
rengin üç çeşit cepheden tetkik edileceği esasına dayandırılmıştır. Bir rengin
karakterini belli eden bu niteliklerden biri renk, diğeri değer (ton kıymeti),
üçüncüsü de boya kuvveti (kroma, satürasyon)’dir (Çağlarca, 2018).

19
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Işık ve Renk Kuramları

Munsell renk sistemiyle


ilk kez kroma, terim
olarak kullanılmaya
başlanmıştır.

Görsel 1. 17. Munsell Renk Sistemi

Münsel; kırmızı, sarı, yeşil, mavi, mor gibi beş esas renk üzerinde bir renk
çemberi meydana getirmiştir. Bu renk çemberi üzerinde yirmi eşit mesafeye yer
vermiştir. Üç boyutlu ve silindirik olarak düzenlenen bu sistemde ton, yatay
dairelerin etrafında derecelendirilir. Kroma, gri dikey eksenden dışa doğru ölçülür
(Görsel 1.17).
Amerikalı Albert Munsell’in ‘Renklerin Grameri” kitabında, genişleme için
sınırsız odacıkları bulunan ustaca yapılmış bir ağaç geliştirmiştir. Ayrıca her renk,
alfa numerik (harf ve sayıdan oluşan) bir ölçüye göre yer almıştır. Munsel’in
sistemi, bugün hâlâ Amerikan ve İngiliz okullarında bir eğitim aracı olarak
kullanılmaktadır (Holtzschue, 2009). Munsell renk teorisinden önce kroma,
sanatta ve bilim camiasında kullanılan bir terim değildir. Bunun yerine renk
yoğunluğu, doygunluk olarak tanımlanmıştır. Munsell, rengin doygunluğunu iki
ayrı kola ayırarak, değer ve kroma olarak değerlendirmiştir. Kroma, saf bir ton ile
saf bir gri arasındaki farkı belirtir. Yani kroması 1 olan bir renk, griye çok yakın
olarak düşünülmelidir.

Johannes Itten (1888-1967)


Alman sanat okulu Bauhaus’ta öğretmenlik yapan, İsviçreli ekspresyonist
ressam, ünlü renk kuramcısı Itten, kırmızı görünen bir cismin renkli görünüşüne
ilişkin fiziksel süreci şöyle açıklar: “Bir nesne kırmızıdır.” dediğimizde bu onun
gerçekteki rengi ve renksel anlamıdır. Kırmızı bir nesne kırmızı görünür; çünkü
ışığın kırmızı dışındaki bütün öteki renklerini emip yalnızca kırmızıyı
yansıtmaktadır. Nesnenin yüzeyi, kırmızının dışındaki tüm ışınları yutup kırmızıyı
yansıtabilen bir molekül yapısına sahip olmasından ötürü bu işlemi
yapabilmektedir. Yoksa nesne kendi kendiliğinden renk üretemez. Renkli
görünebilmesi için mutlaka ışık gereklidir (Sözen, 2003).
Itten’in renk çemberi, 12 renkten oluşur. Bunlar üç birincil ana renk, üç
ikincil renk ve altı üçüncül renk olmak üzere üç gruptur. Daha önceki renk

20
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Işık ve Renk Kuramları

çemberleri ile ya çok karmaşık yapısından ya da aşırı sadeliğinden dolayı renkler


arasında ilişki kurmakta zorlanılmaktaydı. Bu anlamda Itten Renk Çemberi çok
kabul görmüştür. Çemberde merkez üçgende yer alan üç ana renk, diğer bütün
renklerin temelini oluşturmaktadır. Onun etrafında yer alan altıgende ikincil üç
renk, turuncu, yeşil ve mor olarak yerleştirilmiştir. Çemberi oluşturan halka
üzerinde ise birincil, ikincil ve üçüncül tüm renklerin bir arada sunulduğu 12 renk
yer almaktadır (Görsel 1. 18).

Itten, 1961 yılında


yayımlanan“Renk
Sanatı” adlı kitabında
rengin dört temel
niteliğini; ton,
yoğunluk, değer ve
sıcaklık olarak
tanımlamıştır.

Görsel 1.18. Itten Renk Çemberi

Kendinden önceki renk kuramcılarından farklı olarak hem sanatçı kimliği


hem de bilim adamı kimliği ile rengi incelemiştir. Ona göre rengin dört önemli
niteliği vardır. Bunları; ton, yoğunluk, değer ve sıcaklık olarak belirtmiştir. Itten
1961 yılında yayımlanan “The Art of Color (Renk Sanatı)” adlı kitabında, orta
çağdan Klee’ye ve Picasso’ya kadar resim örnekleriyle birlikte, sistematik renk
araştırmaları yer almaktadır.
Itten, kontrast sistemler ve karşıt güçlerin bir serisi ile renkleri tanımlarken
Goethe’yi yansılamaktadır. Itten, renk uyumlarını, geometri gibi açılayan daha
erken bir geleneğe uzanır ve rengin zevkli kombinasyonları için formüller, akorlar
önerir. Fakat Itten tartışmasını gözlem fenomeni üzerine kurar. Daha katı renk
sistemlerinden ve bilimsellikten ayrılan, sadece algıya dayalı rengin 7 kontrastlığı
teorisini kurar. Itten, bu önemli temel çalışmaları “Renk Sanatı” olarak isimlendirir
(Holtzschue, 2009). Bu teorideki söz konusu 7 kontrast; tonla kontrast, değerle
kontrast, sıcaklıkla kontrast, tamamlayıcılarla kontrast, eşzamanlı kontrast,
doygunluk ile kontrast ve uzantı ile kontrast olarak ele alınmıştır.

21
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Işık ve Renk Kuramları

•IŞIK VE RENK KURAMLARI


•Etrafımızda gördüğümüz nesneleri bütün özellikleriyle tanımlayabilmemiz
için bir ışık kaynağına ihtiyaç duyarız.
•Doğal olarak var olan temel ışık kaynağı, güneştir. Güneş olmadığı zaman
devreye insan aklının ürünleri olan yapay ışık kaynakları girer.
Özet
•IŞIK RENK İLİŞKİSİ
•Sanat tarihinde ışık- renk ilişkisi ilk kez empresyonizmle ortaya çıkar.
•Elbette bu durum daha önce sanatın renkle ilgilenmediği anlamına gelmez.
•Işık, bir resim elemanı olarak Batı resmine Masaccio ile beraber girmiş ve
resmin temel elemanlarından birisi olmuştur.
•Işık Nedir
•Işık doğal olarak güneşten gelen ve dalgalar hâlinde yayılan eletromanyetik
bir dalgadır. Işık, bir enerji türüdür.
•Renk Nedir
•Fizik kurallarına göre renk ışıktır. Işık olmadan renk de olmaz. Renk, insan
gözünün görebildiği ışık tayfının dalga boyudur.
•GÖRME OLAYININ GERÇEKLEŞMESİ
•Işık ışınları, gözümüzün en dış tabakası olan kornea üzerine düşerek kırılır.
Korneadan sonra arkada yer alan mercek tabakasında ikinci kez kırılır. Daha
sonra sinirler vasıtasıyla beyine iletilir ve görme olayı beyinde gerçekleşir.
•Görme eylemi iki katmanlıdır. Bileşenlerden biri optiktir, öteki ise algısaldır.
•ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM
•Güneşten yayılan ışık ışınlarının dalga boylarına göre uzundan kısaya doğru
sıralandığı bir sistemdir. Elektromanyetik spektrum içinde yedi grup yer alır.
•Görünür Işık Spektrumu
•Elektromanyetik spekturum, insan gözüyle görülebilen aralığını belirtir.
Spektrumun tamamını düşünüldüğünde, görünür ışık spekturumun ne kadar
dar ve sınırlı bir aralıkta olduğu görülür.
•IŞIĞIN ÖZELLİKLERİ
•Dalga Boyu
•Işık spektrumu içerisindeki iki dalga arasındaki mesafe dalga boyu olarak
tanımlanır.
•Frekans
•Frekans, dalganın zamansal uzamıdır.
•Işığın Kırılması
•Beyaz ışığın bileşenlerine ayrılmasının sebebi, yapısındaki her rengin değişik
açılarda kırılmasıdır. Işık kırıcılık katsayıları farklı olan saydam bir maddenin
(hava) bir başka saydam ortama (cam) geçtiği zaman kırıldığı anlaşılmaktadır.
•Işığın Yansıması
•Işık, bir nesne üzerine düştüğü zaman, bazı ışık renklerini emer, bazılarını da
yansıtır. Görme olayı, nesnenin yansıttığı renkle başlar. Dolayısıyla nesne
tarafından emilmeyen, sadece yansıyan rengi görebiliriz.
•RENK ÇEMBERİ
•Renk çemberi, görünür ışık ya da boya renklerinin dairesel formudur.
•Dairesel formda renkler arası ilişkiler daha iyi gözlenebilir.

22
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Işık ve Renk Kuramları

•Işık Renkleri-Fiziksel Renk


•Atmosferde gördüğümüz ışık, beyaz ışıktır. Ana ışık renkleri olan kırmızı, yeşil
ve mavi rengin birleşmesiyle oluşur.
•Boya Renkleri-Kimyasal Renk
Özet(devamı)
•Kimyasal renkler ışık renklerine göre daha az ışıklı olan pigment renkleridir.
•Ancak kimyasal renkler karıştırıldığında rengin şiddeti azalır.
•RENK KURAMLARI
•İlk Araştırmalar
•İlk çalışmalar, MÖ 500’lü yıllarda, ünlü matematikçi Pisagor ile başlar.
•Aristo (MÖ 384-MÖ 322)
•Platon’un öğrencisi Aristo, gördüğümüz tüm renklerin siyah ve beyazın
karışımından meydana geldiğini ileri sürmüştür.
•Isaac Newton (1642-1726)
•1660 yılında İngiliz fizikçi ve matematikçi Isaac Newton, güneş ışığı ve prizma
ile bazı deneyler yapmış ve beyaz ışığın yedi renkten oluştuğunu bulmuştur.
•Moses Harris (1730-1787)
•İngiliz doğa bilimcisi ve gravür sanatçısı Moses Harris 1776 yılında “Renklerin
Doğal Sistemi” adlı bir kitap yayımlamıştır.
•Johann Heinrich Lambert (1728-1777)
•İsviçreli bilim adamı Johann Heinrich Lambert’la, renk sistemi ilk kez üç
boyutlu piramidal bir yöntemle sunulmuştur.
•Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832)
•Renk Öğretisi adlı kitabında (2020), gözün ışığa ve karanlığa tepkisini ölçen
deneylerle, fizik bilgilerin ötesinde, ilk kez rengin algılanmasına yönelik
teoriler ortaya koymuş, renk konusunu psikoloji ve felsefe alanına çekmiştir.
•Eugene Chevreul ( 1786-1889)
•1839 yılında “Eşzamanlı Renk Kontrastı Yasası” adlı kitabıyla, daha önce
yazmış olduğu renklerin uyum ve kontrast ilkelerini detaylı bir şekilde ele
almıştır.
•Albert Herry Munsell (1858-1918)
•1899 yılında Profesör Münsel, kullanılmakta olan renk isimlerini toplayarak
tasnif etmiş, kısımlara ayırmış, pratik bir hâle sokmuştur
•Johannes Itten (1888-1967)
•Kendinden önceki renk kuramcılarından farklı olarak hem sanatçı kimliği
hem de bilim adamı kimliği ile rengi incelemiştir.

23
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Işık ve Renk Kuramları

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Newton, prizma deneyiyle beyaz ışığı yedi rengine ayırmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu renkler arasında yer almaz?
a) Mavi
b) Kırmızı
c) Turuncu
d) Sarı
e) Siyah

2. Renk üzerine yapılan araştırmalar antik çağlardan beri süregelmektedir.


Aşağıdakilerden hangisi renk üzerine araştırma yapan ilk bilim adamıdır?
a) Newton
b) İbnü’l-Heysem
c) Pisagor
d) Aristo
e) Goethe

3. Empresyonizmde sanatçıların tuvallerine uyguladıkları ışık aşağıdakilerden


hangisi ile doğru olarak ifade edilir?
a) İdealize edilmiş ışık
b) Soyut ışık
c) Mum ışığı
d) Güneş ışığı
e) Ay ışığı

4. Işığın özellikleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


a) Dalga boyu uzadıkça ışığın enerjisi düşer.
b) Dalga boyu uzadıkça ışığın enerjisi artar.
c) Dalga boyu daraldıkça ışığın enerjisi yükselir.
d) Frekans, dalga tekrarı sayısını belirtir.
e) Her dalga boyuna karşılık bir renk gelir.

5. Işık renklerini oluşturan birincil ana renkler içerisinde aşağıdakilerden


hangisi yer alır?
a) Mor
b) Yeşil
c) Sarı
d) Turuncu
e) Beyaz

24
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Işık ve Renk Kuramları

6. İlkçağ filozoflarından hangisi ışığın hem nesneler hem de göz tarafından


yayıldığını öne sürmüştür?
a) Empodokles
b) Aristo
c) Ptolemy
d) Pisagor
e) El-Kindi

7. Piramit şeklinde sekiz üçgen basamakla oluşturduğu renk sınıflandırması


ile tanınan İsviçreli bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Harris
b) Goethe
c) Lambert
d) Itten
e) Munsell

8. “Renk Öğretisi” adlı kitabında, Newton’un renk kuramına karşı olarak,


karanlığın pasif değil aktif bir bileşen olduğu fikrini savunan kuramcı
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Aristo
b) Mayer
c) Chevreul
d) Goethe
e) Matisse

9. “Yan yana konan iki renk birbirini etkiler ve birbirlerinin hem ton hem de
renk değerini değiştirir.” Bu önemli olayı ilke ve yasalara bağlayan
kuramcı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Delacroix
b) Leonardo da Vinci
c) Itten
d) Chevreul
e) Pisagor

10. Almanya’daki Bauhaus sanat okulunda öğretmenlik yapan ünlü renk


kuramcısı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Itten
b) Delacroix
c) Munsell
d) Bacon
e) Ptolemy

Cevap Anahtarı
1.e, 2.c, 3.d, 4.b, 5.b, 6.a, 7.c, 8.d, 9.d, 10.a

25
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Işık ve Renk Kuramları

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çağlarca, S. (2018). Renk ve Armoni Kuralları (5. Baskı). ( Çağlarca, S. Çev.)
İstanbul: İnkılap Yayınları.
Holtzschue, L. (2009). Rengi Anlamak (1.Baskı).(Akdenizli, F. Çev.) İzmir: Duvar
Yayınları.
Kandel, E.R. (2020). Sanatta ve Beyin Biliminde İndirgemecilik: İki Kültür Arasında
Köprü Kurmak. (M. Doğan, Çev.)İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları.
Keser, N. (2005). Sanat Sözlüğü. (2. Baskı). Ankara: Ütopya Yayınevi.
Otyzbay, Z. (2019). Türk Kavram Sisteminde Renkler. Ankara: SNF Televizyon
Tanıtım Tasarım Yayıncılık.
Sözen, M. (2003). Sinemada Renk (1.Baskı). Ankara: Detay Yayıncılık.
Parramon, J.M. (1997). Resimde Renk ve Uygulaması (4. Baskı). ( E. Erduran, Çev.).
İstanbul: Remzi Kitabevi.
Tunalı, İ. (1999). Felsefenin Işığında Modern Resim (5. baskı). İstanbul: Remzi
Kitabevi.

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 1. “Görsel Sistem”, (Kandel, 2020:32), Kandel, E.R. (2020). Sanatta ve Beyin
Biliminde İndirgemecilik: İki Kültür Arasında Köprü Kurmak. (M. Doğan,
Çev.)İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları.
Görsel 2. “Gözün Anatomik Yapısı”, 17 Kasım 2020 tarihinde tarihinde
httpswww.iyiliste.netgozun-anatomik-yapisi-ve-ozellikleri adresinden
erişildi.
Görsel 3. Bir sineğin (sol) ve yılanın görme biçimi (sağ) 21 Kasım 2020 tarihinde
https://biacaip.com/hayvanlar-dunyayi-nasil-goruyor-hic-merak-ettiniz-mi-
iste-cevabi/ adresinden erişildi.
Görsel 4. Elektromanyetik Spektrum, 25 Kasım 2020 tarihinde
httpsgunesisigi.weebly.comspektrum.html adresinden erişildi.
Görsel 5. Görünür Işık Spektrumu, 21 Kasım 2020 tarihinde
httpsmommypotamus.comred-light-therapy adresinden erişildi.
Görsel 6 . Ana Işık Renkleri, 09 Kasım 2020 tarihinde
https://tr.wikipedia.org/wiki/I%C5%9F%C4%B1k#cite_note-1 adresinden
erişildi.
Görsel 7. Boya Renkleri-Kimyasal Renkler, 03 Kasım 2020 tarihinde Subtractive-
color-mixing-with-cyan-magenta-and-yellow-primaries-The-combination-of-
two

26
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Işık ve Renk Kuramları

Görsel 8. Pisagor Renk Teorisi, 17 Kasım 2020 tarihinde


https://www.colorsystem.com/wp-content/uploads/01PYT/pyt01.jpg
adresinden erişildi.
Görsel 9. Aristo Renk Sistemi, 28 Kasım 2020 tarihinde
https://www.colorsystem.com/wp-content/uploads/01PYT/pyt05.jpg
adresinden erişildi.
Görsel 10. Newton’un prizma deneyi, 09 Kasım 2020 tarihinde
https://library.si.edu/exhibition/color-in-a-new-light/science adresinden
erişildi.
Görsel 11. Newton’un Prizma Deneyi Çizimi (sol) ve Renk Çemberi, 21 Kasım 2020
tarihinde https://www.colorsystem.com/?page_id=683 adresinden erişildi.
Görsel 12. Moses Harris Prizmatik Renk Çemberi, 05 Kasım 2020 tarihinde
https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Moses_Harris,_The_Natural_Syst
em_of_Colours.jpg adresinden erişildi.
Görsel 13. Lambert Renk Sistemi (üstte), 19 Kasım 2020 tarihinde
https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Lambert_Farbenpyramide_1772.j
pg adresinden erişildi.
Görsel 14. Mayer Renk Sistemi (altta), 23 Kasım 2020 tarihinde
https://www.greenleafblueberry.com/blogs/news/how-to-create-a-color-
pyramid adresinden erişildi.
Görsel 15. Goethe Renk Çemberi, 04 Kasım 2020 tarihinde
httpsfineartamerica.comfeaturedcolor-wheel-johann-wolfgang-von-
goethe.html adresinden erişildi.
Görsel 16. Chevreul’un 72 renkten oluşan Renk Çemberi, 01 Aralık 2020 tarihinde
https://www.colorsystem.com/wp-content/uploads/17che/04Chevreul.jpg
adresinden erişildi.
Görsel 17. Munsell Renk Sistemi, 01 Aralık 2020 tarihinde
https://www.britannica.com/science/Munsell-color-system adresinden erişildi.
Görsel 18. Itten Renk Çemberi, 05 Aralık 2020 tarihinde
https://en.wikipedia.org/wiki/Johannes_Itten adresinden erişildi.

27
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
GÖRSEL ALGIDA RENK

• Görsel Algı
• Görsel Algıyı Arttıran Özellikler
İÇİNDEKİLER

• Optik Yanılsamalar
• Renklerin Giysiye Etkileri RENK BİLGİSİ
Öğr. Gör. Betül ELİBOL

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Görsel algıyı öğrenebilecek,
HEDEFLER

• Görsel algıyı arttıran özellikleri


tanımlayabilecek,
• Optik yanılsamaları anlayabilecek,
• Renklerin giysiye etkilerini
öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

2
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Görsel Algıda Renk

Görsel Algı Işık-Gölge

Doku Özellikleri
GÖRSEL ALGIDA RENK

Görsel Algıyı Arttıran


Malzeme Özellikleri
Özellikler

Form Özellikleri

Renk Değişmezliği

Optik Yanılsamalar Nesne Değişmezliği

Perspektif, Derinlik ve Hacim


Algısı

Kontrast Renklerin Giysiye


Etkileri
Renklerin Giysiye
Etkileri
Renk Armonilerinin Giysiye
Etkileri

29
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Görsel Algıda Renk

GİRİŞ
Görsel algının ilk nedenleriyle başlarsak, ışık konusu diğerlerinden önce
gelebilir; çünkü ışık olmadan gözler şekil, renk, boşluk veya hareket
gözlemleyemezler. Işık, gördüklerimizin fiziksel sebepleri ve fazlasıdır.
Her gün insan algısına ulaşabilen ışık ve renk çevremizi zenginleştirir. İfade
edicidir, bilgi sağlar ve kültürel, coşkulu, sembolik olarak sayısız şekilde yaşam
kalitemize katkıda bulunur. Renk, hayatımızın her alanını kaplar, sıradan olanı
süsler ve nesnelere güzellik katar.
Renk, görsel sistemimiz aracılığıyla tespit edildiğinde ve yorumlandığında,
uyaranın belirli bir renge sahip olması ve ışık enerjisinden kırmızı, yeşil, kahverengi
gibi renk isimlerine dönüşmesi fizyoloji ile açıklanmaktadır. İnsanlar çevresindeki
ışığa ve renge güçlü tepki vermektedir. Işık, deneyimsel bir renk görünüm
seviyesinde ve daha fiziksel terimlerle açıklandığında, dalga boylarıyla anlaşılabilir.
Renk, yaşamın birçok alanında sezgisel ve anlamlı bir şekilde kullanılan ve
algılarımıza farklı etkilerde hitap eden bir ögedir. Renkler görsel algımızı, bilişsel
performansımızı ve günlük deneyimlerimizi birbirine bağlamaktadır.
Renk, birbirinden farklı sanat disiplinlerinde farklı şekillerde yorumlanmıştır.
Bir tasarımla ilk karşılaştığımızda, duygularımızı renk aracılığıyla yaşarız. Kullanılan
renkler duyguyu ifade edebilir, bir ruh hâli belirleyebilir veya bir tavrı
tanımlayabilir. Renk aracılığıyla, bilinçli ve bilinçaltı insan deneyiminin yelpazesi
aktarılabilir.
Renk vücudumuzun dışındaki dünyanın doğasında bulunan bir özelliktir.
Çimen yeşil, gökyüzü mavi, kömür siyahtır. Nasıl olur da bu şekil fiziksel dünyanın
içsel bir özelliği iken renk zihnin bir yapısı olabilir?
Görsel algıda renk ünitesi; görsel algı, görsel algıyı artıran özellikler, optik
yanılsamalar ve renklerin giysiye etkileri başlıklarında incelenecektir.

GÖRSEL ALGI
Renk deneyimi bir hisle başlar. Bir his, gerçek, fiziksel bir olaydır. Vücudun
dış dünyadan karşılaştığı bir uyarıcıya verdiği tepkidir. Görünür enerji olan ışık,
görme duyusu için uyarıcıdır.

Renkler, görsel algımızı Göz, ışığı algılayan bir duyu organıdır. Işık, göz bebeğinden göze girer ve
ve günlük gözün arkasına, retinaya düşer. Retina, gelen ışığın bir kısmını alan ve sonunda
deneyimlerimizi beyin tarafından yorumlanmış bir sinyal üreten foto reseptörler (ışık algılayıcı)
birbirine bağlamaktadır. içerir. Görüntü oluşumu birçok açıdan kameradakine benzer. Retina görüntüsünün
kalitesi; kornea, lens ve göz küresinin odaklanma özelliklerine bağlıdır. Bu optik
elemanlar, foto reseptörlerin özelliklerini etkiler.
Şekillerine göre adlandırılan iki sınıf reseptör vardır: Çubuklar ve koniler.
Bunlar retinada bulunurlar ve bir retina mozaiği oluştururlar. Yerleşimleri retina
boyunca ve kişiden kişiye değişir. Koniler bizim renk reseptörlerimizdir. Farklı
renkli uyarılar, farklı koni sinyallerinden kaynaklanır.

30
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Görsel Algıda Renk

İnsanın gözünün görebileceği renk tayfı, Görsel 2.1’de görüldüğü gibi 380nm
ile 760nm arasında değişmektedir. Işık tayfı, her rengin gökkuşağı gibi bir
sonrakine karıştığı, bir süreklilik olarak algılanır.

Görsel 2.1. Renk Tayfı

Algılama, duyu organlarıyla gerçekleşen, duyumsal yansımanın bir etkisidir.


Algılama, kendi bütünlüğü içinde objektif gerçeğin görsel görüntüsünü oluşturur,
algılanan sadece dış yüzeyde değil iç özelliklerini de kapsamaktadır. Yaşamın her
aşamasında farklı duyumsal süreçlerin çalıştığı ve etkin olduğu durumlar
olabilmektedir. Diğer bir ifade ile algılama, alınmış olan görüntülerin ve imgelerin
zihinde oluşturduklarıdır.
Renklerin algılanması, yansımadan kaynaklı “renk tonu” olarak
tanımlayabileceğimiz farklılıklar gösterir. Renkler, belirli ışık dalga boylarıyla
tanımlanmaktadır. Pek çok fizikçi, "kırmızı ışık" veya "yeşil ışık" terimlerini
kullanmaktadır. Bu, genellikle beyaz ışığın "tüm renklerin ışığından" oluştuğunu
gösterdiği söylenen Isaac Newton'a dayanmaktadır.
Işık renkleri ve pigment (boyarmadde) renkleri algıda farklılık gösterebilir.
Bir rengin somut olarak görülebilmesi için pigmentlere gereksinim duyulmaktadır.
Organik ya da inorganik maddelerden elde edilen boyarmaddelerle pigmentler
üretilir. Kırmızı, yeşil ve mavi, ışığın birincil renkleridir ve genel olarak hepimizin
tanıdığı pigment renkleriyle bilinen kırmızı, yeşil ve maviden biraz farklıdır. Kırmızı,
ana pigment renginden daha turuncudur. Aynı şekilde, birincil açık renk yeşil,
bizim normal yeşil algımızdan daha sarıdır ve mavi, pigment rengiyle bilinen
maviden daha çok mor veya çivit rengine yakındır.
Örnek

Algılama, alınmış olan •Örneğin görme eylemi, aynı zamanda koku alma duyumuza da hitap
görüntülerin ve edebilir. Bir meyveyi gördüğümüzde kokusunu da anımsarız ya da bir
imgelerin zihinde objenin ismi bize biçimini hatırlatabilir.
oluşmasıdır.

Algılama gerçekleşirken rengi kapsayan zemin biçim ilişkisi, içinde bulunulan


durumların etkisi ve algılaması gerçekleşecek olan olgunun bulunduğu ortam,

31
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Görsel Algıda Renk

algılamanın gerçekleşmesini etkileyen faktörlerdir. Algılama gerçekleşirken


önceden bildiğimiz gerçekler, algılamamızı etkileyen konulardan biri olmuştur.

Örnek •Örneğin, ağaç kelimesini duyduğumuzda önceden gördüğümüz formda


ağaçlar zihnimizde canlanır.
•Sonuç olarak, algılamalarımız zihnimizdeki birikmiş tasarımlarımızla
ilgilidir.

Rengin modern tüketim toplumları ve tüketim kültürleriyle ilgisi vardır.


Renk, sanatın daha geniş kültürel, sosyal ve teknolojik çerçevelerle bağlantılı bir
ögesidir. Diğer taraftan, bilim ve teknoloji çalışmaları renk fizyolojisi ve renk algısı
anlayışımıza önemli katkıda bulunmuşlardır.
İnsanın algılamasında nesneleri algılamaya yönelik kuvvetli bir eğilim ve
Gördüğümüz parlaklık; kararlılık vardır. Görsel olarak algıladıklarımız kalıcı bir etkiye sahiptir.
ışığın dağılımına,
gözlemcinin Renk algısı, sübjektif (öznel) bir kavramdır. Rengin algılanması birçok faktöre
gözlerindeki ve sinir bağlı olduğundan kişilere göre farklılık göstermektedir. Renklerin psikolojik
sistemindeki optik ve etkileri, renklerin çağrıştırdığı anlamlar ile duygu ve düşünceler, renklerin fiziksel
fizyolojik süreçlere etkileri gibi etmenler bu farklılıklarda rol oynarlar. Hafıza rengi örneğin, bir
bağlıdır. portakalın “turuncusu” hakkında bilinçsiz bir varsayımda bulunması anlamına
gelir. Bazen deniz neredeyse kestane gibi görünebilir; ancak bunu bilmeyen bir
sanatçı onu maviye boyayacaktır.
Renk, göz tarafından algılanan ve beyinde yorumlanan (Tepki süreci olarak
adlandırılır.) renklendiriciler tarafından ışığın fiziksel olarak değiştirilmesinin
sonucu olan algısal süreç olarak adlandırılmaktadır. Bir çimde yuvarlanan bir top,
yalnızca hareketi, şekli, dokusu ve belki parlaklığı ile değil; aynı zamanda onu yeşil
çimden ayıran yoğun pembe rengiyle de tanımlanırsa çok daha net bir şekilde
tespit edilebilir.
Örnek

•Örneğin, renkler farklı algılara neden olabilmektedir. Rengin ortama etkisi


ve kullanım alanına göre diğer renklerle etkileşim faktörleri, farklı algılara
neden olabilmektedir.

Görsel görünüm, parlaklıkla ve renkle vardır. Nesnelerin şeklini belirleyen


sınırlar, gözlerin farklı parlaklık ve renkteki alanları ayırt etme kapasitesinden
kaynaklanmaktadır. Çizgiler, şekiller, değerler ve renkler gibi görsel unsurların
düzenlenmesi olarak tanımlanabilen kompozisyon da görsel alanı ve görünümü
etkileyen, uyarıcı ve unutulmaz kılan bir öğedir.

32
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Görsel Algıda Renk

Renk kalitesi ve renk değerindeki zıtlıklar, konu ve arka plan gibi nesneler ve
alanlar arasında net ayrımlar oluşturulmasına olanak sağlar. Daha keskin ve daha
net ögelere sahip olma eğiliminde olan yüksek kontrastlı görüntüler, düşük
kontrastlı görüntülere göre daha belirgindir. Birlikte bulunduğu renklerle kontrast
oluşturan bir rengin algılanma olasılığı daha yüksektir.

Örnek

•Tüm elmaların kırmızı olduğu bir yerde yeşil bir elma dikkat çeker,
vurgulanır ve fark edilme olasılığı daha yüksektir.

Yüksek kontrast kullanmak, konunun belirli ögelerini vurgulamanın ve görsel


etki yaratmanın iyi bir yoludur. Küçük, mat bir nesne bile daha koyu değerlere
sahip renklerle çevrelendiğinde dikkat çekecektir ve bunun tersi de geçerli olabilir.

Işık-Gölge
Nesnelerin ne kadar parlak olduğu ile ilgili olarak, fiziksel ve algısal gerçekler
arasında bir soru sorulabilir. Gece yarısı bir mendil öğle vakti beyaz göründüğü gibi
görünebilir. Ancak gün ortası güneşinin altında siyah bir nesneden daha az ışık
gönderebildiği sıklıkla gözlemlenmiştir. Yine burada, boyut veya şekil algısında
olduğu gibi, gerçekleri parlaklığın "sabitliğinden" bahsederek açıklanamaz. Görülen
parlaklık, ışığın dağılımına, gözlemcinin gözlerindeki ve sinir sistemindeki optik ve
fizyolojik süreçlere ve bir nesnenin ışığı alma ve yansıtma fiziksel kapasitesine
bağlıdır. Bu fiziksel kapasiteye parlaklık veya yansıma denir. Aydınlatmanın gücüne
bağlı olarak, bir nesne az ya da çok ışığı yansıtır; ancak parlaklığı aynı kalır.
Kontrast renklerin,
algılanma olasılığı
yüksektir ve görsel
etkisi fazladır.
Örnek

•Örneğin; ışığın çoğunu alan siyah bir kadife parçası, güçlü aydınlatma
altında enerjinin çoğunu yansıtan loş bir beyaz ipek parçası kadar ışık
gönderebilir.

Desenli bir zemine aynı kalınlıkta uygulanan iki beyaz boya Görsel 2.2’de
verilmiştir. Renklendirici ile ortamı arasındaki aydınlatma miktarı, opaklığı
belirlemektedir. Soldaki boyanın, görülen rengi belirleyen ışık kaynağı, farkı
belirleyen unsurdur. Işık adaptasyonu, aydınlatma yoğunluğundaki değişiklikleri
yaklaşık olarak telafi eden görsel sistemdeki değişikliklerdir.

33
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Görsel Algıda Renk

Görsel 2.2. Aydınlatmanın Nesnelerin Görünürlüğüne Etkisi

GÖRSEL ALGIYI ARTTIRAN FAKTÖRLER


Renk, toplum yaşamında önemli bir rol üstlenen, sosyal, kültürel ya da
psikolojik olarak insanları etkileyen bir algı durumudur. Renklerin görsel olarak algı
etkisini arttıran faktörler bulunmaktadır. Doku özellikleri, malzeme özellikleri ve
form özellikleri bu etmenlerden birkaçıdır. Moda tasarımı ya da tekstil tasarımı için
de gerek tasarım açısından form özellikleri gerekse malzeme ve doku özellikleri
açısından bakıldığında iplik, kumaş gibi malzemeler rengin algılanmasını etkileyen
önemli başlıklardır.
Örnek

•Tekstil yüzeyleri renk etkisini farklı yansıtabilir. İpliklerin mat ya da parlak


Doku, rengin oluşu, dokumanın düzgün olması gibi faktörler etkilidir.
algılamasını güçlendirir
ve farklı izlenimler
oluşturabilir.

Doku Özellikleri
Doku, rengin algılamasını güçlendiren, ışığın yüzeye yansımasından kaynaklı
farklı algılar oluşturabilen bir kavramdır. Yüzey dokusu, tekstil tasarımında en çok
kumaşlarda ortaya çıkmaktadır. Kumaşlar, moda tasarımcısı için önemli
malzemelerden biridir. Kumaşın rengi, dokusu, hammaddesi giysinin bırakacağı
izlenimi doğrudan etkilemektedir. Bu sebepten uygun materyal seçimi
yapılabilmesi için ışık kaynaklarının doğal veya yapay olmasına, gölgede kalmasına
ya da ışığın geliş yönüne bakılır. Renkler aydınlatma durumuna göre yanılgı
oluşturabilir, birkaç ışık kaynağı ile birlikte değerlendirme yapılmalıdır.
Görsel 2.3’te örnekleri bulunan farklı kumaş çeşitleri, farklı doku etkileri
yaratmaktadır.

34
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Görsel Algıda Renk

Görsel 2.3. Farklı Kumaş Dokularında Renk Algısı

Kadife kumaşla keten kumaşın verdiği etki birbirinden farklıdır. Saten kumaş
parlaktır ve yansıma yapmaktadır. Bu sebepten uygun ışıkta kumaşa bakmak renk
seçimi için belirleyici olabilir.
Örnek

•Örneğin; kadife bir kumaş dokusunda hav yönü kumaş rengini değiştirir,
tüy yönü karışık olan kumaş dokuları renkte karmaşıklık yaratabilir.

Tasarımın dokusu ışık ile algılanır. Yüzey üzerindeki özellikli doku, zeminin
hareketliliğini sağlar. Işık, dokunun üzerinde bulunan bu özellikli etkiyi yaratan
çıkıntılarına çarpar ve ışık almayan kısımda bir gölge oluşturur. Bu ışık – gölge
geçişleri ile tasarımın zemin yüzeyi üzerinde bir kontrast oluşturulur. Bu oluşumla
yüzey üzerinde bazı dokular fark edilir bazıları da fark edilmez. Bu etkiler,
Kumaşın rengi, dokusu,
giysinin bırakacağı tasarımın üç boyutlu olarak derinlik algısına neden olur (Sari, 2020).
izlenimi etkilemektedir.
Malzeme Özellikleri
Malzemelerin genel özelliklerine göre bir rengin etkisi malzemeler arasında
farklı olabilir. Malzemenin yüzeyinin dokusu, ışık etkisi gibi faktörler önemlidir.
Bazı cisimler rengi yutar. Tekstil açısından bakıldığında liflerin ışığı yansıtmaları
farklıdır. Bazıları ışığı az yansıtarak rengin parlaklık derecesini belirler. Kumaş ve
iplik renk uyumları da rengi yansıtmada etkilidir. Renklerin doğru algılanmasını
istediğimizde ortam ışık koşullarına, aydınlatmaya, malzemeye ve tasarımın
formsal özeliklerine bakılır.
Örnek

•Örneğin, kendi öz yapılarından dolayı bir ipek ile deri bir yüzeyin kırmızı
ışığı yansıtması birbirinden farklıdır. Renkler aynı olmasına rağmen kişiler
üzerinde değişik algılar oluşturacaklardır.

35
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Görsel Algıda Renk

Form Özellikleri
“Formu” bilinçli veya bilinçsiz olarak algıladığımızda, onun bir şeyi ifade
ettiğini ve dolayısıyla bir içeriğin biçimi olduğu kabul edilir. Tasarımların formsal
özellikleri renkleri algılamada etkili olan konulardan biridir. Bütünü oluşturan
parçaların birbirine olan mesafesi (espas), aralığı, yerleşimi, uyumu, tasarımın
bütününü oluşturan görüntüyü etkiler. Kompozisyonu oluşturan form, bu uyumu
ortaya koyan en önemli tasarım ögelerinden biridir. Bu durum hem iki hem de üç
boyutlu tasarımlar için de aynıdır (Sari, 2020).
Form, rengi ortaya çıkaran bir kavramdır. Kumaşların desenleri, geometrik
olması, üç boyutlu çalışmalar, irili ufaklı çiçekler, diagonal (verev) çizgiler, giysilerin
model boyları gibi faktörler tekstil açısından değerlendirildiğinde form
özelliklerinin etkilerini göstermektedir.
Tasarımların bir bütün oluşturması için; denge, uyum, ritim, zemin biçim
ilişkisi konularının hepsi bir arada düşünülmelidir. Bu ögeler renklerle birlikte ortak
bir algıya neden olurlar.
Örnek

•Koyu renk bir kumaş üzerindeki açık renkte çizgiler ile pastel tonlarında
bir kumaşta aynı çizgilerden oluşan desen, aynı etkide algılanmayacaktır.

OPTİK YANILSAMALAR
Optik yanılsama, bir görüntü bir izleyici tarafından yanlış algılandığında
veya yanlış yorumlandığında gerçekleşen “görünüşte” bir olaydır. Bir illüzyon
fiziksel durum veya diğer duyuların herhangi biri ile doğrulanamaz. Nesnel
gerçeklikle karıştırılan, görsel bir deneyimdir.
Yanılsamalar, bir renk tonu veya aşırı kontrast gibi gözlerin istemsiz
tepkilerinden oluşur. Eşzamanlı kontrast, tamamlayıcı kontrast veya renk
kaymaları bu tür tepkinin örnekleridir.
Nesnelerin formu, renk Görsel ögeler, aynı opak iki boyutlu yüzeyi, çeşitli yüzey desenleri, mekânsal
algısını değiştirir.
ve zamansal deneyimlerle farklı algılar yaratabilir.
Optik yanılsamalar, görsel bir alanı tersine çevirmesi gibi, bakan kişilerde
görsel olarak her biri diğerlerinden farklı değişiklik algılar yaratabilir.

36
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Görsel Algıda Renk

Örnek
•Basit bir örnek, iki farklı siyah ve beyaz desenin yan yana gelmesidir. İki
desen ile siyah ve beyaz arasındaki bir şekil, alanda tersine dönme algısı
oluşturabilir.

Yanılsamayı yaratmak için iki ana renk arasında bir orta renk kullanmak
algıyı etkileyebilmektedir. Optik yüzey, göz yanılmasıyla oluşmaktadır. Yüzey
elemanlarının algıda farklı etki bırakacak şekilde derinlik hissi oluşturması, zemin
biçim etkisini güçlendirmektedir. Yanılsamalar gözleri yorar; ancak birçok özel
efekt ve illüzyonda önemli rol oynarlar.
Görsel 2.4’te bulunan iki boyutlu yüzey üzerinde kare içine yerleştirilmiş
noktalar konum olarak birbirinden farklıdır. Ancak beyaz daireleri bir bütün olarak
algılama eğilimimizden dolayı, konumlarını aynı görmekteyiz ve bu şekilde oluşan
algıda üç boyut etkisi de vardır.

Görsel 2.4. İki Boyutlu Yüzeyde Üç Boyut Etkisi Oluşturan Bir Çalışma
Bireysel Etkinlik

•Sizde renklerin giysiye etkilerini; doku, malzeme ve form açısından


Renk değişmezliği, inceleyiniz.
nesneye farklı
aydınlatıcılarla
bakıldığında renginin ve
parlaklığının
değişmemesi Algısal değişmezlik, önceden algılanmış olan nesnelerin biçimleri, renkleri
durumudur.
değişse de sabit ve değişmez olarak algılama eğilimidir. Derinlik algısı, aynı
zamanda algısal sabitlik varsayımlarına da bağlıdır. Algısal değişmezlikte çok küçük
görünen tanıdık bir nesnenin, boyut olarak küçültülmüşü değil, daha uzakta
olduğu anlaşılır.

37
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Görsel Algıda Renk

Renk Değişmezliği
Renk değişmezliği, insan görüşünün bir başka özelliğidir. Bu, değişikliklere
uyum sağlandığı için gerçekleşir. Belirli bir nesneye farklı aydınlatıcılarla
bakıldığında, yansıyan ışığın miktarı ne olursa olsun renginin ve parlaklığının
değişmemesi durumudur. Renk algımızın bu göreceli kararlılığına "renk sabitliği"
denir. Bilinmedik bir nesneyi çevreleyen bölgenin parlaklığı veya rengi değiştiğinde
nesnede algılanan renk veya kontrast değişimi bir yanılsama oluşturulabilir.
Örnek

•Örneğin, nesneler çok farklı aydınlatmalar altında neredeyse aynı renkte


görünme eğilimindedir. Mavi renkte bir araba, gece siyaha yakın renkte
görünmesine rağmen mavi olarak algılanmaktadır.

Nesne Değişmezliği
Değişmezlik, algının bir özelliğidir. Beynin tutarlı bir forma ya da renge
sahip, bildiği nesneleri anlama ve tanıma yeteneği vardır. Yuvarlak olduğunu
bildiğimiz bir nesneyi bakış açımıza göre bazen daire bazense elips olarak algılanır.
Örnek

•Örneğin bilinen ve alışılan formu ile kapı, dikdörtgen formundadır ve bu


formda olduğu görülmeden de dikdörtgen olarak algılanmaktadır.

Perspektif, Derinlik ve Hacim Algısı


Perspektif, üç boyutlu nesnelerin iki boyutlu yüzey üzerinde göstermeye
yarayan ve yüzey üzerinde optik yanılsama ve derinlik etkilerini vermek için
kullanılan bir tekniktir.
Işık-gölge ile objelere
derinlik ve hacim Derinlik algısı, göze yansıyan iki boyutlu görüntülerin, üç boyutlu olarak
kazandırılır. algılanması ile oluşur. Beyin iki boyutlu bir yüzeyde üç boyut algılamaya çalışırken
derinlik hissine yol açmaktadır. Bu algıya çevresel etkenler ve göz kaynaklı
özellikler de neden olmaktadır.

38
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Görsel Algıda Renk

Örnek
•Aynı doğrultuda ilerleyen çizgiler ya da ağaçlar, perspektif etkisiyle
gözden uzaklaştıkça küçük görünürler.

Renk gradyanı, adımlarla ayırt edilemeyecek kadar yakın tonlar dizisidir.


Aydınlıktan karanlığa, bir tondan diğerine veya parlak bir renkten donuk olana
kadar farklılıklar arasında kesintisiz bir geçiştir.
Örnek

•Örneğin gölgeleme, bir değerler gradyanıdır, koyu renkten açık renge


doğru bir tonlamadır.

Işık kaynağı, nesnelerin görünebilirliğini etkileyen bir faktör olmasının


yanında yüzeyde bir ifade aracı olarak da kullanılmaktadır. Işık-gölge bir çalışmaya
derinlik ve hacim kazandıran önemli bir kavramdır. Nesnelerin aydınlık olan
yerlerinde açık, karanlıkta kalan gölge yerlerinde ise koyu renklendirme yapılması,
iki boyutlu yüzeye açık-koyu dengesiyle üç boyut kazandırma anlamı taşımaktadır.
Görsel 2.5’te ışık etkilerinin olmadığı birinci dairede iki boyut
görülmekteyken; ikinci ve üçüncü dairelerde ışık etkisi ve gölgeler yer almakta,
gölgenin daireden uzaklığı ile de mekân algısı ortaya çıkmaktadır.

Renk seçimi yaparken


zıt denge ve uyum
dikkate alınmalıdır.

Görsel 2.5. Işık-Gölgenin Nesnelere Etkisi

39
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Görsel Algıda Renk

RENKLERİN GİYSİYE ETKİLERİ


Tasarım, bir organizasyon yeteneğine sahip olmak ve onu kullanabilmektir.
İnsan böylelikle gördüğünü anlamlı olarak algılar, benimser ve yaratılmış olan
tasarımın değerini anlar, onu tanımlamada katkıda bulunur. Kişinin bu sayılan
sentez niteliğindeki katkısının bile tek başına yaratıcı bir tarafı vardır. Yaratıcı
süreçte işlevin anlamını belirlediği, işleve uygun düşünülen formun
uygulanabilecek bir teknikte düzenlenmesi, tasarımı meydana getirmektedir.
Biçimlendirme, şekillendirme yaratıcı sürecin son aşamalarından biridir. Bu süreçte
araştırma, inceleme ve literatür tarama ile gerekli tüm bilgiler toplanır. Birikime
bağlı olarak yapılan ‘tasnif ve analizle’ anlam belirlenir, tanımlanır ve sınırlanır.
İçsel anlama, işleve uygun form, değişik değerlendirme yöntemleriyle
çözümlenmeye çalışılır. Çözüm genellikle “esin” ile yakalanır (Kodaman ve Sarı,
2013; Sari, 2017).
Modern tüketici kültürleri, görgü kurallarının ve pazarların tutarlı bir şekilde
yeniden yapılandırıldığı "devamlı değişim" tarafından yönlendirilmektedir.
Renklerle görsel algımız ve günlük deneyimlerimiz birbirine bağlıdır. Renk, bireysel
tüketici uygulamalarının toplumların hızla değişen ticari ortamına ayak uydurması
için bir araç olarak kullanılabilir.
Örnek

•Moda kavramının "devamlı değişim" içinde olması, hızlı tüketim


anlayışına örnektir. Her yıl değişen trendler, renkle ve modeller bu
değişime ayak uydurmaktadır.

Renkler geçmişten beri tekstilin en önemli ögelerinden biri olmuştur.


Renklerin tasarımda kullanımını belirlerken zıtlıkların ve uyumların etkileri de göz
önünde bulundurulmalıdır. Renk seçimlerinde form özellikleri de dikkate alınarak
belirlemeler yapılmalıdır. Hangi renklerle kontrast uyum, hangi renklerle armoni
dengesi yapılacağı bilinmelidir.

Kontrast Renklerin Giysiye Etkileri


Renk, ister kültürel ister sosyo-ekonomik olsun, tüketim tarihinin
merkezinde yer almaktadır. Tekstil ve moda tarihinde de tüketim alışkanlıklarına
bakıldığında renklerin modaya kazandırdıkları bilinmektedir. Renkler doğru
uygulandığında, tasarıma estetik görüntü katarken tasarımın etkili ve dikkat çekici
olmasını da sağlayabilir. Tasarımla iletilmek istenen mesaj ve algı, renk aracılığıyla
iletilebilir. Bu durum renklerin etkisi ile ilgilidir. Ancak renklerin kendilerinde
bulunan bir özelliği (sıcak-soğuk renkler) başka renklerle aynı ortamda etkisini
göstermektedir. Tıpkı bir kemerin taşlarının birbirini yerinde tutması gibi,
renklerinde birbirlerinin desteğini olumlu kılan karşılıklı değişimleri vardır.

40
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Görsel Algıda Renk

Örnek
•Çalışmanızın her tonu, başka yerlerde eklediğiniz her dokunuşla
değiştirilir; soğuk etkisi olan bir renk başka bir renkle bir arada
kullanıldığında etkisi azalabilir ya da değişebilir. Armonik kararlılık yerini
uyumsuzluğa bırakabilir.

Renklerin kontrast (zıt) ve armonik (uyum) etkisi vardır. Kontrast renkler


tasarıma hareket kazandırma amacıyla kullanılmaktadır. Tasarımı dikkat çekici hâle
getirmenin bir yolu da kontrast seviyesini arttırmak ve resmi canlandırmaktır.
Kontrast eklemek, tasarımı ortaya çıkarmanın en kolay yoludur. Kontrast sağlamak
için tamamlayıcı renkler kullanılır. Aşağıda birbirinden farklı renkler giysi
Tasarımın iletmek
istediği algı için renk bir tasarımında uygulanmıştır.
aracıdır. Üçlü renk kontrastı, üç renk karıştırılmadan kendi derecelerinde
kullanıldığında oluşan kontrasttır. Açık koyu kontrast; renklerin açık-koyu
değerlerinden oluşan kontrasta açık-koyu kontrast denilmektedir. Görsel 2.6’da
sarı, mavi ve kırmızıdan oluşan üçlü renk kontrastı ve mavinin açık-koyu
tonlarından oluşan açık koyu kontrastın giysi üzerindeki etkisi görülmektedir.

Görsel 2.6. Üçlü Renk Kontrastı ve Açık Koyu Kontrastı

Renk çemberinde sıcak- soğuk renklerin bir arada kullanıldığı kontrast,


sıcak-soğuk kontrasttır. Tamamlayıcı renk kontrastı; renk çemberinde karşılıklı
bulunan sarı-mor, sarı-turuncu, mavi-mor ve bunun gibi tamamlayıcı renklerin
kullanılmasıyla oluşur.
Görsel 2.7’de turuncu, mavi ve mor renklerinin kullanıldığı sıcak soğuk
kontrast ile sarı, mor ve mavi-mor renklerinin kullanıldığı tamamlayıcı renk
kontrastı görülmektedir.

41
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Görsel Algıda Renk

Renkler arasındaki
düzen ve uyum, armoni
anlamına gelmektedir. Görsel 2.7. Sıcak-Soğuk Kontrastı ve Tamamlayıcı Renk Kontrastı

Simultan kontrastta zeminde bulunan rengin yüzey üzerindeki renge etkisi


söz konusudur. Örneğin, renklerin siyah renk üzerindeki etkisi algıda farklılık
gösterir. Kalite kontrastı bir rengin aydınlık ya da matlık değeriyle ilgilidir. Örneğin,
ışıklı bir yeşil Görsel 2.8’de bulunduğu şekilde mat bir yeşille kullanıldığında kalite
kontrastı oluşur.

Görsel 2.8. Simultan Kontrast ve Kalite Kontrastı

Renk Armonilerinin Giysiye Etkileri


Renkler birbirleriyle nasıl ilgilidir? Hangi renkler uyumlu bir şekilde
tasarımlarda yer alır? Renkte armoni, renkler arasındaki düzen ve uyum anlamına
gelmektedir. Görsel 2.9’da örneği olan armoni anlayışında, net bir kural
olmamakla birlikte uyum, tasarımda kendini belli eden görsel etkilerle ortaya
çıkmaktadır. Gri armoniler, tek renk armonisi, ikili armoni, üçlü armoni, dörtlü
armoni gibi farklı armoni çeşitleri vardır.
Örnek

Uyum, renkler arasında •Benzer dokular, şekiller, renkler, desenler, biçimler bir arada armoni
oluşturabilir ve estetik etki sağlar. Örneğin, doğanın yeşil dengesi göze
farklı etkilerle ortaya hoş gelmektedir.
çıkmaktadır.

42
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Görsel Algıda Renk

Görsel 2.9. Renklerin Birbirleriyle Etkileşimi ile Oluşan Farklı Etkileri

43
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Görsel Algıda Renk

•GÖRSEL ALGI
•Çevremizdeki binaları, ağaçları ve nesneleri görsel olarak ele alırız,
görüntülerini oluşturan araçlarla değil. Buna göre, sanatçılar bile ışığın
kendisinden çok ışık oluşumları ile ilgilenmişlerdir.
•Renk deneyimi bir hisle başlar. Bir his, gerçek, fiziksel bir olaydır. Vücudun
Özet
dış dünyadan karşılaştığı bir uyarıcıya verdiği tepkidir. Görünür enerji olan
ışık, görme duyusu için uyarıcıdır.
•Algılama, duyu organlarımızla gerçekleşen, duyumsal yansımanın bir
etkisidir. Algılama, kendi bütünlüğü içinde objektif gerçeğin görsel
görüntüsünü oluşturur. Algılanan sadece dış yüzeyde değil iç özelliklerini de
kapsamaktadır. Yaşamın her aşamasında farklı duyumsal süreçlerin çalıştığı
ve etkin olduğu durumlar olabilmektedir.
•Işık-Gölge
•Nesnelerin ne kadar parlak olduğu ile ilgili olarak, fiziksel ve algısal gerçekler
arasında bir soru karşımıza çıkmaktadır. Gece yarısı bir mendil öğle vakti
beyaz göründüğü gibi görünebilir. Ancak gün ortası güneşinin altında siyah
bir nesneden daha az ışık gönderebildiği sıklıkla gözlemlenmiştir.
•GÖRSEL ALGIYI ARTTIRAN FAKTÖRLER
•Renk, toplum yaşamında önemli bir rol üstlenen, sosyal, kültürel ya da
psikolojik olarak insanları etkileyen bir algı durumudur. Renklerin görsel
olarak algı etkisini arttıran faktörler bulunmaktadır.
•Doku özellikleri, malzeme özellikleri ve form özellikleri bu etmenlerden
birkaçıdır.
•OPTİK YANILSAMALAR
•Optik yanılsama, bir görüntü bir izleyici tarafından yanlış algılandığında veya
yanlış yorumlandığında gerçekleşen “görünüşte” bir olaydır. Bir illüzyon
fiziksel durum veya diğer duyuların herhangi biri ile doğrulanamaz. Nesnel
gerçeklikle karıştırılan, görsel bir deneyimdir.
•Doku Özellikleri
•Doku, rengin algılamasını güçlendiren, ışığın yüzeye yansımasından kaynaklı
farklı algılar oluşturabilen bir kavramdır. Yüzey dokusu, tekstil tasarımında
en çok kumaşlarda ortaya çıkmaktadır. Kumaşlar, moda tasarımcısı için
önemli malzemelerden biridir. Kumaşın rengi, dokusu, hammaddesi giysinin
bırakacağı izlenimi doğrudan etkilemektedir.
•Malzeme Özellikleri
•Malzemelerin genel özelliklerine göre bir rengin etkisi malzemeler arasında
farklı olabilir. Malzemenin yüzeyinin dokusu, ışık etkisi gibi faktörler
önemlidir. Bazı cisimler rengi yutar. Tekstil açısından bakıldığında liflerin ışığı
yansıtmaları farklıdır. Bazıları ışığı az yansıtarak rengin parlaklık derecesini
belirler.
•Form Özellikleri
•“Formu” bilinçli veya bilinçsiz olarak algıladığımızda, onun bir şeyi ifade
ettiğini ve dolayısıyla bir içeriğin biçimi olduğunu kabul ederiz. Tasarımların
formsal özellikleri renkleri algılamada etkili olan konulardan biridir.
•OPTİK YANILSAMALAR
•Optik yanılsama, bir görüntü bir izleyici tarafından yanlış algılandığında veya
yanlış yorumlandığında gerçekleşen “görünüşte” bir olaydır. Bir illüzyon
fiziksel durum veya diğer duyuların herhangi biri ile doğrulanamaz. Nesnel
gerçeklikle karıştırılan, görsel bir deneyimdir. Algısal değişmezlik, önceden
algılanmış olan nesnelerin biçimleri, renkleri değişse de sabit ve değişmez
olarak algılama eğilimidir. Derinlik algısı aynı zamanda algısal sabitlik
varsayımlarına da bağlıdır. Algısal değişmezlikte, çok küçük görünen tanıdık
bir nesnenin boyut olarak küçütülmüş değil, daha uzakta olduğu anlaşılır.

44
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Görsel Algıda Renk

•Renk Değişmezliği
•Renk değişmezliği, insan görüşünün bir başka özelliğidir. Bu, değişikliklere
uyum sağladığımız için gerçekleşir. Belirli bir nesneye farklı aydınlatıcılarla
bakıldığında, yansıyan ışığın miktarı ne olursa olsun renginin ve parlaklığının
Özet(devamı)değişmemesi durumudur.
•Nesne Değişmezliği
•Değişmezlik, algının bir özelliğidir. Beynin tutarlı bir forma ya da renge sahip,
bildiği nesneleri anlama ve tanıma yeteneği vardır. Yuvarlak olduğunu
bildiğimiz bir nesneyi bakış açımıza göre bazen daire bazense elips olarak
algılamayız.
•Perspektif, Derinlik ve Hacim Algısı
•“Perspektif”, üç boyutlu nesnelerin iki boyutlu yüzey üzerinde göstermeye
yarayan ve yüzey üzerinde optik yanılsama ve derinlik etkileri vermek için de
kullanılan bir tekniktir.
•RENKLERİN GİYSİYE ETKİLERİ
•Modern tüketici kültürleri, görgü kurallarının ve pazarların tutarlı bir şekilde
yeniden yapılandırıldığı "devamlı değişim" tarafından yönlendirilmektedir.
Renklerle görsel algımız ve günlük deneyimlerimiz birbirine bağlıdır. Renk,
bireysel tüketici uygulamalarının toplumların hızla değişen ticari ortamına
ayak uydurması için bir araç olarak kullanılabilir.
•Kontrast Renklerin Giysiye Etkileri
•Renk, ister kültürel ister sosyo-ekonomik olsun, tüketim tarihinin
merkezinde yer almaktadır. Tekstil ve moda tarihinde de tüketim
alışkanlıklarına bakıldığında renklerin modaya kazandırdıkları bilinmektedir.
Renkler doğru uygulandığında, tasarıma estetik görüntü katarken tasarımın
etkili ve dikkat çekici olmasını da sağlayabilir.
•Renk Armonilerinin Giysiye Etkileri
•Renkler birbirleriyle nasıl ilgilidir? Hangi renkler uyumlu bir şekilde
tasarımlarda yer alır? Renkte armoni, renkler arasındaki düzen ve uyum
anlamına gelmektedir.

45
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Görsel Algıda Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Renk reseptörleri arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaktadır?
a) Koni
b) Spectrum
c) Tayf
d) Algılama
e) Simultan

2. Algılama için hangisi doğru bir ifade değildir?


a) Duyumlar yoluyla gerçekleşir.
b) Zihinde oluşur.
c) Duyumsal yansımanın etkisidir.
d) Sadece dış yüzey algılanır.
e) İmgelerin zihinde oluşturduklarıdır.

3. “Bir rengin somut olarak görülebilmesi için gereksinim duyulan, organik ya


da inorganik maddelerden elde edilen boyarmaddeler” aşağıdakilerden
hangisinde yer almaktadır?
a) Pigment
b) Armoni
c) Tayf
d) İpek
e) İmge

4. Renk algısı için hangisi doğru bir ifadedir?


a) Objektiftir.
b) Sadece belli konuları kapsar.
c) Sübjektiftir.
d) Kültürel olarak ilgilenilmez.
e) Fizyoloji ile açıklanamaz.

5. “Çizgiler, şekiller, değerler ve renkler gibi görsel unsurların düzenlenmesi”


aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir?
a) Renk tayfı
b) Kompozisyon
c) Desen
d) Denge
e) Simetri

46
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Görsel Algıda Renk

6. Doku için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


a) Yüzey özelliklerini etkiler.
b) Rengin algısını güçlendirir.
c) Farklı algılar oluşturur.
d) Işığın yansımasından etkilenir.
e) Renk algılamasında etkisi yoktur.

7. “İçeriğin biçimi” aşağıdakilerden hangisidir?


a) Denge
b) Renk
c) Simetri
d) Form
e) Asimetri

8. “Tasarımların bir bütün oluşturması için gerekli olan ögeler” arasında


aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Denge
b) Ritim
c) Uyum
d) Optik yanılsama
e) Zemin biçim

9. “Görsel bir alanı tersine çevirmesi gibi, bakan kişilerde görsel olarak her
biri diğerlerinden farklı değişiklik algılar yaratabilen” kavram
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Optik yanılsama
b) Düzenleme
c) Kompozisyon
d) Denge
e) Ritim

10. “Belirli bir nesneye farklı aydınlatıcılarla bakıldığında, yansıyan ışığın


miktarı ne olursa olsun renginin ve parlaklığının değişmemesi durumu”
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir?
a) Renklerin değişmesi
b) Nesnelerin değişmesi
c) Nesne algılama
d) Algı değişmesi
e) Renk değişmezliği

Cevap Anahtarı
1.a, 2.d, 3.a, 4.c, 5.b, 6.e, 7.d, 8.d, 9.a, 10.e

47
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Görsel Algıda Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Berns, R. (2019) Principles of Color Technology. USA: Wıley
Ed: Blaszczyk, R.L. Spiekermann, U. (2017) Worlds of Consumption Bright
Modernity Color, Commerce, and Consumer Culture. Germany: Palgrave
Macmillan
Circiv, E. (2015) Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri. Ankara: Akademisyen Kitabevi
Clarke, S.(2014) Print: Fashion, Interiors, Art. United Kingdom: Laurence King
Delamare, F., Guineau. (2012) Renkler ve Malzemeleri (3. Baskı). İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları.
Ed: Geczy, A. Karaminas, V. (2012) Fashion And Art. London: Berg
Genç, A., Sipahioğlu, A. Görsel Algılama Sanatta Yaratıcı Süreç. İzmir: Sergi
Yayınevi
Gombrich, (2007). E.H. Sanatın Tüm Öyküsü, Remzi Kitabevi.
Holtzschue, L. (2011) Understanding Color An Introduction For Designers. USA:
John Wiley & Sons, Inc.
Honnef, K. (2000). Andy Warhol 1928-1987 Commerce İnto Art. Germany:
Taschen
Itten, J. The Art Of Color, ( 1961) Van Nostrad Reinhold Company Inc. : New York
İnnap, H.S. ( 2012) Renk ve Rengin Moda Üzerindeki Etkisi Haliç Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Jones, S.J.(2013) Moda Tasarımı (1. Basım). İzmir: Kerasus Kitap
Kavukçu, M . (2010). Resim Sanatında Renk Olgusu Üzerine. Sanat Dergisi , 0 (9),
57-72 . https://dergipark.org.tr/tr/pub/ataunigsfd/issue/2597/33399 MEB,
(2011). Renk, Ankara.
Nassau, K. (1998). Color For Science, Art And Technology. Amsterdam: Elsevier
Science B.V.
Özdemir, T. (2005) Renk Kavramı ve Konut İç Mekânında Tasarıma Etkileri, Sanatta
Yeterlik Tezi, İstanbul.
Özer, D. (2012) Toplumsal Düzenin Oluşmasında Renk ve İletişim, ODÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık
Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016) Görsel Tasarım Öğe ve İlkeleri.(1.Baskı) Ankara:
Pegem Akademi
Regina Lee Blaszczyk and Ben Wubs (Ed.). (2018). The Fashion Forecasters A
Hidden History of color and prediction Great Britain: Bloomsbury

48
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Görsel Algıda Renk

Sari, S., (2017). Kimlik - Etnik Kimlik Üzerinden Zengin Bir Tasarım Dilinin İnşası.
Turkish Studies, 507-530,
https://turkishstudies.net/DergiTamDetay.aspx?ID=11714.
Sari, S. (2020), Temel Tasarım, Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Erzurum.
Seylan, A. (2019) Temel Tasarım. (2.Baskı). İstanbul: Yem Yayın
Shevell, S.(2003). The Science of Color. Oxford: Optical Society of America, Elsevier
Warren, S.(2009). Painting Vibrant Watercolors Discover The Magic Of
Light, Color And Contrast. Ohio: North Lıght Books

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 1. Renk tayfı (Çizim Betül Elibol)
Görsel 2. Aydınlatmanın nesnelerin görünürlüğüne etkisi
Görsel 3. Farklı kumaş dokularında renk algısı Clarke, S.(2014) Print: Fashion,
Interiors, Art s.135-138
Görsel 4. İki boyutlu yüzeyde üç boyut etkisi oluşturan bir çalışma. Seylan, A.
(2019) Temel Tasarım. S.96
Görsel 5. Işık-gölgenin nesnelere etkisi (Çizim Betül Elibol)
Görsel 6. Üçlü renk kontrastı ve açık koyu kontrastı (Çizim Betül Elibol)
Görsel 7. Sıcak –soğuk kontrastı ve tamamlayıcı renk kontrastı(Çizim Betül Elibol)
Görsel 8. Simultan Kontrast ve Kalite Kontrastı(Çizim Betül Elibol)
Görsel 9. Renklerin birbirleriyle etkileşimi ile oluşan farklı etkileri. Honnef, K.
(2000). Andy Warhol s.72

49
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
RENKTE ANLAM

• Renklerim Anlam ve Özellikleri


• Renklerin Etkileri
İÇİNDEKİLER

RENK BİLGİSİ
Öğr. Gör. Dr. Mevlüt
KAPLANOĞLU

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Rengin anlamlarını ve özelliklerini
HEDEFLER

açıklayabilecek,
• Renklerin anlam, sembol ve sosyal
anlamlarını tanımlayabilecek,
• Rengin fiziksel ve psikolojik olarak
insan üzerindeki etkilerini
kavrayabileceksiniz.

ÜNİTE

3
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Renkte Anlam

Beyaz

Siyah

Gri
Renklerin Genel
Anlamları
Kahverengi
Renklerin Anlam Renklerin Sembolik
RENKTE ANLAM

ve Özellikleri Anlamları Kırmızı

Renklerin Sosyal
Mavi
Anlamları

Renklerin Fiziksel Mor


Etkileri
Renklerin
Etkileri Pembe
Renklerin Psikolojik
Etkileri
Sarı

Turuncu

Yeşil

51
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Renkte Anlam

GİRİŞ
İnsanoğlu, var olduğu andan itibaren tarih boyunca renk kavramı üzerinde
durmuştur. Hayatın sürdürülebilirliği için hayatımızın her anında renk bizimledir,
renksiz bir hayat düşünülemez. Doğanın renkleri insanoğluna birçok anlamda
rehber olmuştur. Renk farklı meslek gruplarının ilgi alanına girmiştir. Ressamlar,
moda ve tekstilciler, psikologların, mimar ve iç mimarların konusu olmuştur.
Çeşitli devirlerde, bilim adamları ve filozoflar, görmenin, renk algılamanın
problemleri ile ilgilenirken, ressamlar da gün boyu değişen ışık altındaki renklerin
gizini çözmeye çalışmışlardır. Sonuç olarak rengin, insanların duygu, düşünce ve
heyecanları ile çok sıkı bağları olduğu anlaşılmıştır.
Simgesel, anlamsal, işlevsel, biçimsel ya da sembolik amaçlarla kullanılan ve
ışıktan bağımsız olarak düşünülemeyen renk, ışığın cisim üzerine çarpması sonucu
yansıyan ışınların kalitesine göre gözde oluşan duyumlardan her biri olarak
tanımlanmakta olup hayatımızın vazgeçilmez olgusudur. Renge yüklenen anlamlar
toplumların kültürel farklılıklarına, özellikle de gelenek-göreneklerine, yaşam
biçimi ve alışkanlıklarına göre değişiklik göstermektedir.
Renk, ışığın farklı dalga uzantılarının gözün retinasına gelmesi sunucu
meydana gelen bir algılamadır. Bu algılama, ışığın cisimler üzerine yansıması
Renk, sanatın doğasında
vardır. sonucu bir bölümünün emilip bir bölümünün yansıması ve yansıyan ışınların göz
tarafından görülmesidir. Rengin doğadaki kaynağı güneştir. Empresyonistler,
güneş ışığını prizmayla dağıtarak gökkuşağını yaratmışlardır. Gökkuşağında
görüldüğü gibi, rengin fiziki bir hadiseyle ışığın parçalanmasından doğduğunun
bilimsel ispatını ilk kez İngiliz fizikçisi Isaac Newton, 1672 yılında güneş ışığındaki
yedi rengi kristal prizma ile ayrıştırarak bulmuştur (Südor, 2006).
Renk, ışığın farklı dalga boylarının cisimler üzerine tesiriyle yüzeydeki
dokusal yapının dalga boyuna göre cismin yansıması sonucu beyinde oluşan histir.
Renk, ışığın parçalanmasından doğmuştur. Işık varsa renk vardır. Yoksa karanlık ve
siyahtır. Bütün renklerin karışımı siyahtır. Bütün renklerin birleşimi beyaz ışığı
verir. Beyaz ve siyah nötr renklerdir. Bir objeyi renkli olarak görebilmemizdeki en
büyük etken, doğal ve suni ışıktır.
En etkili anlatım aracı olan öğe renktir; çünkü onun güçlü etkisi hislerimizi
doğrudan etkiler. Resim sanatında birçok şeyi renklerle anlatırız. Renklerin büyülü
ve gizemli halleri bizleri çok farklı dünyalara sürükler. Renklerin insan psikolojisini
de etkilediği önemli bir gerçektir.
Milyonlarca yıllık biyolojik şartlandırma, renkler ve nesneler veya duygular
arasında belirli ilişkiler meydana getirirken, bazı ilişkiler daha yeni olabilir. Bu
çağrışımları anlamak, size insanların kalplerine giden bir kısa yol sağlar. Belirli bir
duyguyu ve hatta belki bir davranışı kışkırtır.
Renk anlamları da psikolojik etkilerden, biyolojik şartlanmadan ve kültürel
gelişmelerden kaynaklanmaktadır.

52
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Renkte Anlam

Resim ve süsleme sanatında süsleyici unsur olan renk, sevdirici ve hoşa


giden, ikinci temel elemanıdır. Birinci valör renk, ışık tarafından oluşturduğuna
göre, ışıksız renk olmadığı gibi, ışığın olmadığı yerde renk de yoktur. Doğada ne
tam siyah ne de tam beyaz vardır. Üç ana rengin kendi etrafında renk
karışımlarından, sınırsız ton ve nüans farkları meydana gelir. Bu sınırsız nüanslar
ayırt etmek ve tanımak, sayısını kestirmek, gözlerimiz için imkânsızdır.
“Renkte anlam” konulu bu ünite 2 ana başlıktan oluşmuştur. Bunlar:
Renklerin Anlam ve Özellikleri konulu başlıkta; Renklerin Genel Anlamları,
Renklerin Sembolik Anlamları ve Renklerin Sosyal Anlamları şeklinde alt
başlıklarından oluşan metin anlatımları, görsellerle desteklenerek açıklanmıştır.
Renklerin Etkileri konulu bu başlıkta ise Renklerin Fiziksel Etkileri ve
Renklerin Psikolojik Etkileri şeklinde konu alt başlıklarından oluşan metin
anlatımları, görsellerle desteklenerek açıklanmıştır.

RENKLERİN ANLAM VE ÖZELLİKLERİ


Güçlü bir anlatım aracı olan renkler, oluşumu itibarıyla fiziksel bir olaydır;
ancak renklerin insanlık tarihinde yalnızca sanat alanında değil, yaşamın her
alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim dili olarak karşımıza çıkmaktadır.
Her ruhun bir favorisi Doğum ve ölüm gibi olaylardan başlayarak toplulukları, devletleri, orduları, dinî
vardır. inançları tüm kültürel, sosyal, hatta siyasal yaşama da temsil etmek için
renklerden faydalanmışlardır. Renklerin insanlarda yarattığı algı, tarihinin her
döneminde farklı şekillerde kullanılmış ve ehemmiyetini korumuştur. Rengin, kendi
içinde bir anlatım ve etkileme özelliğinden kaynaklanan bir iletişim özelliği vardır.
Renk, estetik bir öğe, hem de bir anlatım aracı olarak güzel sanatların tamamında
sanatçıların faydalandığı mühim ifade unsuru olmuştur.
Renk, görme duyusunun en hassas olduğu algılardan biridir. Varlığın ayırt
edilmesini sağlayan en önemli özelliklerinden olan renk, çok eski çağlardan beri
insanlığın dikkatini çekmiş ve maddeleri, olayları algıda sınıflandırmak için
kullanılmıştır. Toplumların yapıları ve içinde bulundukları anlara göre geliştirdikleri
kendilerine has kültürler de ayrı ayrı anlamlar kazanarak içinde yaşadığımız
dünyayı tanımak ve ifade etmek için ayrıt edici bir unsur hâline gelmiştir.
Renk görmek, çevremizi saran gerçekleri öğrenmek, toplamak ve almak
istenenle bağlantılıdır. Bu, nesnelerin görünüşlerinden neler beklendiğine göre
kesin olmayan, sürekli değişen bir olgudur.
Rengin gelişim süreci ile ilgili en eski belgeler İspanya’nın Altamira şehrinde
bulunan Taş Devri döneminde mağaralara çizilmiş resimlerdir (Görsel 3.1). Bu
mağara resimleri insan ırkının renkler ile ilişkisini ortaya koyan en eski belgeler
olarak kabul edilir. Antik dönemin düşünürleri, insan ırkının renkleri algılamalarıyla
ilgi ilk kuramları geliştirmişlerdir.

53
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Renkte Anlam

Görsel 3.1. Altamira’da Bulunan Taş Devri Dönemine Ait Mağaralara Çizilmiş Resim

Mezopotamya uygarlıkları gök mavisini ve altın sarısını, gücü simgelediği için


kullanmıştır. Yunan mimarisinde sarı ve beyaz renk kullanılmıştır. MÖ 80’de Çin’de
renklendirilmiş duvarlara rastlanmıştır. Ancak renklerin karıştırılarak farklı
renklerden çok, doğada bulunduğu hâliyle kullanılmıştır. Bu süreç Mısırlıların
renkleri karıştırarak oluşturdukları yeni renklere kadar bu şekilde uygulanmıştır
(Çiçek, 2019).
Renk, şıklık ve
zarurettir. Renklerin Genel Anlamları
Renk, hafızada algılanan hislerin bir bölümüdür. Farkında olsak da olmasak
da renklerin yaşamımızda çok mühim rolü vardır. Sıradan bir renk hislerimizi
etkileyebilmektedir. Bütün insanlığı ilgilendiren bir anlamının olmasının yanı sıra
coğrafi bölgelere göre değişen anlamları da vardır. Coğrafi bölgelere göre değişen
anlamlar, insanların farklı idrak yapısı ve renk seçimlerinden kaynaklanmaktadır.
Alışılmış renkteki nesnelerin bizim üzerimizde ayrıntılı olmayan bir etki bırakması,
alışılmamış ve iç dünyamızda baskılanmamış bir rengin beyin tarafından kabulü
zordur. Nesneler böylesine güçlü bir etkileme yeteneğine sahip ruh hâlimizi farklı
tarafa doğru yönlendirebilmektedir. Böyle kuvvetli bir tesir yeteneğine sahip
oldukları için renklerin sadece objelere özellik katan bir öğe olduğunu ifade etmek
kolay değildir.
Tarih boyunca değişik anlamlarda kavramlar oluşturulmuştur. Toplumlarda
renklere verilen değeri anlamak için deyim ve atasözlerine bakılır. Örneğin “renk
gelmek” deyimi bir kişinin iyi durumda olduğunu belirtmek için kullanılır. Deyimler
de türetilebilir. Örneğin “rengi atmak” veya “bahtı kara” deyimleri en çok
kullanılanlar arasındadır.
Renkler, sadece bir renk olmanın ötesinde farklı manalara sahiptirler. Bu
özellikleri nedeniyle geçmişte olduğu gibi bugünde özellikleri nedeniyle güzel
sanatın birçok dalında görülmektedir.

54
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Renkte Anlam

Öbür taraftan şairlerin mısralarında mecaz olarak yer alan renk kavramı,
anlamı kuvvetlendirmek için kullanılmaktadır. “ve güldün rengârenk yağmurlar
yağdı” ve “aşk çok renkli bir çiçektir” mısralarında olduğu gibidir (Göçer, 2020).

Renklerin Sembolik Anlamları


Dünyayı algılamanın bir ifadesi olarak kullanılan sembolizm, aynı göreve
hizmet eden renklerle buluşunca ortaya zengin bir görsel bilgi deposu çıkmaktadır.
Dünyayı, insanları, yaşamları, gelenekleri, düşünceleri, fikirleri, akımları ifade
ederken bunlara sözcüklerin sahip olduğundan daha fazla anlam yüklemek için
kullanılan semboller, renklerle birleştirilip olgunun evrenselleştirilmesine yardımcı
olur.
Renklerin sosyolojik olarak önemine değinmek gerektiğinde ilk başta onların
ürettiği simgelere değinmek gerekmektedir. Çünkü sosyal teoride sembollere,
etkileşim ve anlamı inşa eden unsurlar olarak görülebilecek kadar fazla değer
Renk, gönülden ve içten verilmektedir. Semboller hitap ettiği kitle için etik bir değer taşır ve kitlenin içsel
olmanın sembolüdür.
gücüne tesir edebilir. Çünkü semboller birer düzen unsurudur ve sembollerin ihlal
edilmesi, düzenin ihlal edilmesi anlamına gelebilir.
Renk ve sembolizm, yaşamın her alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim
dilidir. Duygu ve düşünceler, yaşama yansıyan ancak insandaki görünmeyen
karşılığıdır. Çoğunlukla kültürel edinimlerle ortaya çıkarlar ve mesajlarla
doludurlar. Renkler oluşumu itibarıyla fiziksel bir olaydır; ancak renklerin
insanlarda yarattığı algı bireysel, toplumsal ve evrensel açılardan değişiklik
göstermektedir. Semboller ise evrenseldir. Dilin yetersiz olduğu durumlarda biçim,
ses ve renk gibi özelliklerle durumların ifadesinde kullanılabilirler.
Renkler, tarih boyunca toplumun dikkatini çekmiş, belirtme, gruplandırma
ve beyan konusunda yardımcı unsur olarak kullanılmışlardır. Renkler, varlığın
tanınmasında en az biçim kadar önemlidir. Renklerin yalnız dış dünya ile ilgili
olmadığı, insanın ruhsal âleminde de çok önemli ilişkileri olduğu bilinmektedir.
Renklerle insanların iç dünyası arasında bir ilgi olduğu kanıtlanmıştır. İnsanların iç
ve dış dünyaları ile bu kadar yoğun olan renklerin zaman içinde belli sembolik
değerlere ulaşması zorunludur. Sembolik ölçüler, bütün insanlığın onayladığı ve
aynı şekilde algıladığı açılımlara sahip olsa da, bazı kültürler ve geleneklerde
tamamı farklı karşılanmıştır (Yıldırım, 2020).
Sembol, anlatılmak istenen şeyi en sade, en belirgin, en kesin şekilde ortaya
koymak için kullanılan bir araçtır. Hislerle anlatılamayan duyguyu gösteren somut
cisim ya da simge, rumuz, alem vb. şeklinde tanımlanmıştır. Bununla birlikte
semboller, sadece somut bir nesne ile ifade edilmeyebilir. Bir söz öbeği ya da
müzik de sembol hâline gelebilir.
Duygu ve hayali gerçek anlamda ifade eden sembolizm, parnesizm akımına
karşı ortaya çıkmıştır. Parnesizm akımı, duygu ve hayalde yeri olmayan kesin, katı
ve gerçek olması önemli olan bir akımdır. Sembolizm insana verilen değeri, önemi
beraberinde getirmiştir. Sembolizmde mecazi boyutu olan kapalı bir üslubu vardır.
Aynı zamanda gerçeklerden kaçma, her şeyi güzel görme sanatıdır.

55
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Renkte Anlam

Sembolizm, simgecilik olarak isimlendirilmiş ve olayları yorumlamaya veya


öğretileri ifade etmeye yarayan imgeler sistemi olarak tanımlanmıştır. Herhangi
bir şeyin olduğu gibi anlatılmasından ziyade, onu çeşitli faktörlerin uygun bir
şekilde düzenlenmesi ile sunulmasıdır. Herhangi bir olguyla ilgili evrensel nitelikte
anlamlar bütünü oluşturmak için kullanılan bir dildir.
Renkler geçmiş tarihten bu yana toplumların kültürlerinde mühim bir simge
olarak yer almıştır. Yönler tarif edilirken, bazen milli duygular ifade edilirken,
cinsiyet tanımlanırken, dinî inançlar da renk tercihlerinde önemli olmaktadır.
Mimari yapılar, camiler ve tapınaklar süslenirken vb. renkler simgesel anlamları
düşünülerek kullanılmıştır. Müslümanlıkta yeşil rengin, Hıristiyanlıkta kırmızının ve
Budizm’de ise turuncu rengin kutsal sayılması örnek verilebilir. Dinî inançlara göre
renklere farklı anlamlar yüklenebilmektedir.
Sembolizmde renk konuya bağlı olup zaman içerisinde hızlı bir değişiklik
göstererek bu değişiklikten etkilenir. Ele aldığımız renk bize konunun içeriğini
anlamamızda yardımcı olur.
Renk, iman ve Tabiatın ışık durumlarını ortaya koyan renkler, aynı zamanda kültürel
edebiyatın simgesidir.
sembollerdir. Renkler, simgeledikleri kavram ve anlamlar vasıtasıyla, Türk kültür
ve geleneklerinde önemli bir yere sahiptir. Türk tarihi boyunca Türk kültür
yapısında renkler, belirli anlamlar kazanmışlardır.
Tarih boyunca her alanda rengin etkisi kendini belli etmiştir. Coğrafi açıdan,
tasavvufi açıdan ve mitolojik boyutta renklerin sembolleşerek içten gelen anlamları
yüklendiğini görmekteyiz.
Dokuz Türk lehçesinde renklerin söylenişlerinin neredeyse hepsinin aynı
olmasından dolayı, tüm Türk boylarında renklerin millî anlam kazandığını
söylemek mümkündür. Doğayla iç içe yaşamını sürdüren Türk toplumu toprağın,
boz, yeşil ve sarı renginden, gökyüzünün mavisinden, atların, kımızın ve ateşin
renginden payına düşeni almıştır.
Türkler geçmişten buyana beş ana rengi temel olarak almış, bunların her
birini de herhangi bir yönü belirlemek için kullanmıştır. Merkezin rengi, sarı; doğu,
yeşil veya gök; batı, ak; güney, kızıl; kuzey, kara renkleriyle ifade edilmiştir. Türkler
savaşlarında, atları bu yön ve renk anlayışına göre dizdikleri bilinmektedir.
Örneğin; Asya Hun ordusu, Çin ordusunu MÖ 203’te Pe-teng kalesi etrafında
kuşatmıştır. Bu esnada kuzeyde yağız (kara) atlılar, batıda ak atlılar, güneyde doru
atlılar, doğuda kır atlılar yer almıştır. Atların bu şekilde dizilişleri Türklerde yönlerin
renklerle temsiline uygunluk göstermiştir (Kahraman, 2020).
Şamanlar hastalıkları tedavi etmek için atları kurban etmişlerdir. Kurban
edilecek atın rengini ise hastalıklara göre seçmişlerdir. Al renkli atlar ateşli
hastalıkların, boz renkli atlar göğüs ve karın ağrısı hastalığının, doru renkli atlar ise
verem hastalığının tedavisi için kurban edilmiştir. Ayrıca yılda bir kez de su ruhu
için kır renkli atlar kurban etmişlerdir.
Türk milletinin geniş coğrafyalara yayılmaları ile birlikte yönlerin renklerle
ifade edilme anlayışını sürdürdükleri görülmektedir.

56
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Renkte Anlam

Türklerin denizlere koyduğu isimler de bu kapsamda değerlendirilebilir.


Türkiye’nin kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Kızıldeniz, doğusunda Gökçe Göl ve
batısında Akdeniz yer almaktadır.
Türk halk kültürü; halkın dil, kültür, duygu, düşünce ve beğenisiyle oluşup
yaşatılan, geçmişten günümüze gelmiş, toplum, insan ve doğa gerçeğiyle
şekillenmiştir. Kültür mirası, insanlığın ortak mirasıdır. Her millet hatta her uygarlık
dil, kültür, tarih mirasıyla dünyada yerini alır. Bireylerin kökleşmesi ve
toplumsallaşması, bu mirasın içinde gerçekleşir (Sari, 2017).
Devletler kendi kültür geçmişleri çerçevesinde bazı renkleri daha güçlü
kılmaktadır. Sarı, özellikle Çin İmparatorluğu'nun rengidir. Göğün oğlu sayılan Çin
İmparatorlarının sarı elbise giyindikleri, en yüce bilgeliğin ve aydınlanmanın rengi
olduğu, imparatorluğa ait arma ve amblemlerin hatta ünlü Çin ejderhasının sarı
renkli olduğu, sıradan herhangi bir Çin vatandaşının sarı renkli bir elbise giyinip
dışarı çıkmasının, imparatorluğunu ilan etmesi anlamına geldiği ve bunun ağır
cezasının bulunduğunun değişik kaynaklarda belirtilmektedir. Bugün sarı tüm
dünyada liberalizmin ve liberal partilerin rengi olarak kabul edilir (Kundakçı, 2016).
Renkler, farklı toplum ve kültürlerde inançlar ve kutsal kabul edilen kişi ve
varlıkları da simgelemek için kullanılmıştır.
Mısır tarihinde kullanılan renklerin oldukça sıradan olduğu görülür. Kadın
için sarı, erkek için kırmızı, güneş için sarı, yer için mor, tabiatın sonsuzluğu için
yeşil, kutsal doğruluk ve cennet için mavi kullanılmıştır. Genellikle tapınakların
tavanları, kutsal doğruluğu sembolize eden maviye boyanmış ve takımyıldız
süslemeleriyle bezenmiştir. Yerlerde ise Nil çayırları gibi yeşil ve mavi kullanılmıştır
(Mazlum, 2020).
Günümüzde ise eski devirlerin renkteki sembollerin yerini işlevselliğe
Renk, ışığın
bırakarak farklı bir bakış açısı elde edilmiştir. Araştırmalar, kapsamlı ve sosyal
yansımasıyla zihni
harekete geçirir. değerler üzerinde değil, artık bireylerin sağlığı, verimliliği ve konforu
düşünülmektedir. Bireysel renk tercihlerinin yerini insanın ihtiyaçlarını ve
beklentilerini araştıran yansız çalışmalar almıştır.

Renklerin Sosyal Anlamları


Renk, yaşamın her alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim dili olarak
karşımıza çıkmaktadır. Renkler, tarihin en eski çağlarından beri önemli işlevler
üstlenmiştir. Doğum ve ölüm gibi olaylardan başlayarak toplulukları, devletleri,
orduları, dinî inançları temsil etmek için renklerden faydalanılmıştır.
Çeşitli devirlerde, bilim adamları ve filozoflar, görmenin, renk algılamanın
problemleri ile ilgilenirken, ressamlar da gün boyu değişen ışık altındaki renklerin
gizini çözmeye çalışmışlardır. Sonuç olarak renk, insanların duygu, düşünce ve
heyecanları ile çok sıkı bağları vardır.
En iyi anlatım aracı olan öğe, renktir; çünkü onun güçlü etkisi duygularımızı
doğrudan ve kısa sürede etkiler. Resim sanatında birçok şeyi renklerle anlatılır.
Renklerin büyülü ve gizemli dili insanları çok farklı âlemlere götürür.

57
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Renkte Anlam

İnsanoğlu geçmişten günümüze kadar renklere toplumsal ve simgesel


ifadeler yükleyerek düşünce ve ideolojilerin, arz ve biçimini oluşturmuştur. Hangi
renkler ne anlam ifade ediyor? Kişiliği olumlu ya da olumsuz nasıl etkiliyor?
Karakter üzerindeki rolü nedir? Bunları renkler üzerinde inceleyelim.

Beyaz
Birliğin ve saflığın sembolü olmuştur. Masumiyetin ve temizliğin rengidir.
Bütün renkleri içinde barındırdığından Huzur verici ve iç açıcıdır. Açıklık ve şeffaflık
idealini yansıtır. Barışı simgeler. Işığı, bilgeliği, doğruyu ve tanrısallığı çağrıştırır.

Siyah
Asaletin ve resmiyetin rengi olan siyah, aynı zamanda ölümü ve matemi de
çağrıştırır. Sihir ve büyünün de rengidir. Umutsuzluk, hayal kırıklığı acı ve
karamsarlığı barındırır. Kötülüğü, şeytanı, karanlığı ve cehennemi de
simgeselleştirir.

Gri
Siyah ve beyazın karışımıdır. Nötr renk olarak adlandırılır. Pratikliği arttırır
ve otoriterdir. Hoşgörülü, temkinli ve huzuru aşılayan bir renktir.

Kahverengi
Renk, dikkat ve uyarı Kullanım alanına göre farklı anlamlara bürünebilmektedir. Dayanıklılığı,
verir. dostluğu, sadeliği, ciddiyeti, metaneti simgelemektedir. Toprağında rengi olduğu
için yeryüzü ve bereketinde simgesidir. Bireyler kıyafetlerinde bu rengi
kullanırlarsa resmiyetten uzak, rahat bir ortam sunabilirler olumsuz tarafı da
şüpheyi ve kararsızlığı simgeler. Kandinsky' ye göre kahverengi paranoyanın
rengidir; çünkü davranışları kısıtlayıcı bir etkisi bulunmaktadır.

Kırmızı
Doğada kendi başına var olan üç ana renkten birisidir. Sıcak renklerin
içerisinde bulunur ve en yoğun renktir. Dalga boyu en uzun renk olan kırmızı
tutkunun, ateşin ve aşk duygularını harekete geçirirken, fizyolojik açıdan da kan
akışını hızlandırmaktadır. Oldukça dikkat çekici bir yapıya sahiptir. Kırmızı renk
psikolojik açıdan heyecan, cesaret, güç, hareket, sıcaklık gibi olumlu etkiler
yanında şiddet, tehlike, rahatsızlık hissi veren olumsuz etkilere de sahiptir. Kırmızı;
enerjinin, hayatın, tutkunun, ihtirasın rengidir. Uzun süreli etkide yorucudur ve
sinir gerginliği yapabilir. Şeytanın ve kötülüğün rengi olarak da sembolize
edilmiştir. Kırmızı rengin açık ve koyu tonları farklı anlamlar barındırmaktadır.
Kırmızının en açık tonu olan pembenin kadını temsil ettiği düşülmektedir. Halk
arasında al veya kızıl olarak bilinen kırmızı renk, Türk kültüründe heyecan ve
kudretin sembolü olmuştur.

Mavi
Kısa dalga boyu etkisiyle soğuk ve durgun bir etkiye sahiptir. Denizler ve
gökyüzünün rengi olması sebebiyle sonsuzluk ve huzurun rengidir. Güven ve

58
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Renkte Anlam

sakinlik veren mavi renk, temizlik ve saflığı sembolize eder. Rahat ve emniyetlidir.
Pek çok sıcak renk ile de uyumlu bir birliktelik oluşturur. Sadakat, serinlik ve
aydınlığı temsil eder. Dingindir. Gizemlidir. Hayalleri, düşleri, umutları, beklentileri
temsil eder. Kırmızının aksine mekânda huzur, soğukluk ve dinginlik etkisi yaratır.
Pigment olarak ışıktan en az etkilenerek en geç solan renklerdendir. Düşünme,
karar verme ve yaratıcılık adına olumlu etkiye sahip olan mavi, iç mekânda
kullanıldığında insanların dikkatlerini toplamalarına yardımcı olmaktadır. Mavi
rengin koyu tonları hüzün, keder, hayal kırıklığı, umutsuzluk hissini verirken; açık
tonları ise heyecanlı, kendine güvenen bir etki ile daha olumlu hisler
uyandırmaktadır. Türk kültüründe Gök olarak bilinen mavi, insanlığın geçmişinde
kutsal kabul edilen göğün ve suyun rengidir. Gök; bilincin, gerçeğin, uyumun,
sakinliğin ve umudun rengidir. Gök rengi sonsuzluğu, türeyişi ve güveni sembolize
etmektedir (Kahraman, 2020).

Mor
Kırmızı ve mavi renklerin karışımı olan mor, dalga boyu en kısa renktir. Mor;
asalet, zenginlik, lüks, zarafet, duygusallık, hüzün ve yalnızlığın simgesidir. Orta
Çağ’da Avrupa’nın aristokratların ve kraliyet ailesini temsil eden bir renktir. Mor
renk geniş alanlarda kullanıldığında ürkütücü, huzursuzluk verici ve panik etkisi
yaratan bir etkiye sahiptir (Özen, 2019). Çelişkilerin, melankolinin ve içe
Renkler, insan kapanıklığın rengi olarak anılır. Morun açık tonları haklılık, egemenlik, mesafe
duyusunu yönlendirir. duygusu taşırken; koyu tonları ise dinî otorite, ilahî aşk ve kaosu simgelemektedir.

Pembe
Tarihte kız çocuğunun simgesi olarak kullanılmıştır. Beyaz ve kırmızının
karışımından oluşmaktadır. Neşeyi, mutluluğu, sadakati sembolize etmektedir.
Ayrıca hayallerin ve aşkın da sembolüdür. Kırmızıya göre daha yumuşak ve
rahatlatma özelliği vardır. Yaşama sevinci ve güzel enerji veren bir renktir. Genç
ve sağlıklı yaşamın da sembolüdür.

Sarı
Altının rengi olarak statü sembolüdür. Sıcaklık verici etkisiyle, samimi ve
neşeli ortamların yaratılmasına olanak tanır. Dikkat rengi olarak birçok alanda
kullanılmaktadır. En parlak ve dikkat çekici renk olan sarı; insanlar üzerinde
olumlu, rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Mutluluk, özgürlük ve zekâyı temsil eder.
Zihin uyarıcı etkisi ile konsantrasyonu ve motivasyonu arttırır, iletişim kurmayı
kolaylaştırır. Bu etkileri nedeniyle çalışma ortamlarında tercih edilebilir. Fakat sarı
rengin aşırı kullanımı kıskançlık, sorumsuzluk, güvensizlik, şüphe ve depresyon gibi
olumsuz duyguların hissedilmesine de sebep olabilir. Neşe ve huzur verici bir renk
olan sarı, Türk millî kültüründe yön belirleme bakımından dünyanın merkezinin
sembolüdür.

Turuncu
Kırmızı-sarı renklerin karışımı olan turuncu; canlı, parlak ve dışa dönük bir
etkiye sahiptir. Yeniden doğuşu ve yeni bir başlangıcı simgeler. Kırmızıdan sonra en

59
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Renkte Anlam

sıcak renk turuncudur. Pozitif enerjiyi temsil eder. Kırmızı kadar etkili olmasa da
dikkat çekicidir. Dinamiktir. Gösterişi ve şatafatı temsil eder. Güneşi çağrıştırması
sebebiyle mutluluk verici bir etkisi vardır.

Yeşil
Mavi-sarı renklerin karışımı ve doğanın rengi olan yeşil; huzurun, sakinliğin,
güvenin, dengenin simgesidir. Dinlendirici bir etkisi vardır. Gözü yormaz. İçerisinde
bulunan mavi ve sarının oranına göre etkisi değişebilmektedir. Mavisi fazla olan
yeşil soğuk, daha dingin ve huzurlu iken; sarı miktarı fazla olan yeşil ise sıcak, canlı
ve aktif bir etkiye sahiptir (Akçadoğan, 2006). Sarının öne çıkan, uyarıcı, güçlü
hareketliliği ve bunun karşısında huzur veren, geride duran mavinin dinginliği, yeşil
renkte toplanmıştır. Bu nedenle yeşil statiktir, potansiyel enerji yüklüdür. Yeşil
rengin iyileştirici, sakinleştirici ve yapıcı özellikleri insanları olumlu yönde
etkilerken; yoğun olarak kullanıldığında şüphe, tembellik, güvensizlik ve kıskançlık
gibi olumsuz duyguların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Doğayı ve sağlığı sembolize
eder. Taze ve doğal olanı çağrıştırır.

RENGİN ETKİLERİ
Rengin tabiattaki kaynağı güneştir. Empresyonistler, güneş ışığını prizmayla
dağıtarak, gökkuşağını yaratmışlardır. Gökkuşağında görüldüğü gibi, rengin fiziki
bir hadiseyle ışığın parçalanmasından doğduğunun ilmî ispatını ilk kez İngiliz
fizikçisi Isaac Newton, 1672 yılında güneş ışığındaki yedi rengi kristal prizma ile
ayrıştırarak bulmuştur (Görsel 3.2). Karanlık bir ortamda açtığı bir delikten, tek bir
güneş ışığına eş gün ışığı vererek üçgen kesitli prizmadan geçirmiş, beyaz bir
perdeye düşürmüştür. Renkler kristal prizmada, güneş ışığının içinde var olan
Renk, bir algı renklerdi. Bu ışınların boyları ve netlikleri eşit değildi. Newton bu renklerin içindeki
durumudur.
kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit rengi ve morun göz tarafından tam
anlamıyla seçilip görüldüğünü anladı. Bu yedi seçilebilir renk, gökkuşağının bütün
renkleri idi (Südor, 2006).

Görsel 3.2. Isaac Newton, Gün Işığının Kristal Prizmadan Yansıtılması

Renkler yan yana kullanıldıklarında birbirlerinin görsel etkilerini arttırır,


azaltır ya da dengeler. Renkler arası bu ilişki kontrast (zıtlık) olarak tanımlanır.
Renkler arasında yedi temel kontrast vardır. Bunlar; 1- Yalın, 2- Sıcak-Soğuk, 3-
Açık-Koyu, 4- Tamamlayıcı, 5- Kalite, 6- Simultane, 7- Miktar kontrastlarıdır.

60
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Renkte Anlam

Renklerin her biri farklı dalga boylarına sahip olmaları sebebiyle


görülebilirlikleri de farklı olur. Parlak turuncu, sarı, kırmızı gibi dalga boyu uzun
olan renkler sıcak etkileriyle öne gelirler. Mavi, mor gibi soğuk renkler dalga
boylarının da kısa olması nedeniyle geriye giderek derinlik etkisi yaratırlar.
Açık – koyu ton değer ilişkilerinde ise koyu renkler ağırlık etkisi ile öne
gelirken; açık renkler, hafiflik etkisiyle geride kalırlar. Bulundukları yüzeyin ton
değerine göre tam tersi bir ilişki de söz konusu olabilir (Görsel 3.3).

Görsel 3.3. Açık Koyu Ton Değeri

Gri renk, siyah ve beyazın karışımıdır. Nötr renk olarak adlandırılır. Renkler;
1. Renkler (ana) (sarı, kırmızı, mavi), 2. Ara- karışım (turuncu, mor, yeşil) ve 3.
Renkler ( ara renklerin karışımları) ile devam ederler. Tersiyer renkler iki isimle
anılır. Sarı kırmızı, kırmızı turuncu, sarı yeşil gibi karışıldığı rengin oranına göre
anılırlar (Civcir & Özdemir, 2015).
Renk, görsel netlik
Rengin mekân içinde yadsınamaz bir kavram olduğu bilinmektedir Renklerin
kazandırır.
psikolojik etkisi algılama üzerinde doğrudan etkili olmakta, mekân kullanıcılarını
olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir.

•Örneğin, mekanın; ferah-kasvetli, aydınlık-karanlık, etkileyici-sıradan,


Örnek

renkli-tekdüze, durağan-dinamik, sıcak-soğuk, huzur verici-tedirgin


edici, ender-sık rastlanan, geniş-dar, sevimli-sevimsiz, abartılı-sade,
sert yumuşak, neşeli-kederli, güzel-çirkin olarak algılanmasında
oldukça önemli rol oynarlar.

Algılama üzerinde direkt etkili olan renk, mekan içinde dikkat çekici ve
uyarıcıdır, motivasyon sağlar, verimliliği ve yaratıcılığı arttırır. Ressamlar için
önemli bir ifade aracı olan renk, mimar ve dekoratör ve bütün süsleme sanatları
ile ilgilenen diğer sanatkârlar için de ihmal edilemeyecek kadar önemlidir. Örneğin
mimar veya dekoratör, çıplak dört duvardan ibaret bir odaya canlılığını renk ile
kazandırır.
Renklerin iç mekândaki etkileri, ışık, gölge ve kullanılan malzeme ile doğru
orantılıdır. İç mekânda renk seçimi, kullanım amacı ile kişisel beğeni ve zevkler
doğrultusunda belirlenmektedir. Ortak kullanım alanlarında aydınlık, ferah, sıcak
renkler; yemek ve oturma odalarında iştah arttırıcı, aynı zamanda paylaşımları
kolaylaştırıcı etkisinden ötürü turuncu ve sarının tonları, yatak odalarında ise
sakinleştirici etkisinden dolayı soğuk renkler tercih edilmelidir. İç mekânlarda tek

61
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Renkte Anlam

bir rengin tonları ya da renk çemberinde birbirinin tamamlayıcısı veya komşu olan
renkler ile mekândaki renk algısı güçlendirilebilir. Ev tekstil tasarımındaki renk
tercihlerinde ise rengin iç mekândaki etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır.
Renk, nesne üzerine gelen ışıkların yansıyarak göze ulaşması ardından
beyne aktarılmasıdır (Görsel 3.4). Gözden gelen iletinin ne olduğuna beyin karar
vermektedir. Beyinde renkler anlam kazanır. Rengin beyinde algılama ve anlama
dönüşme boyutu psikolojik bir olgudur. Rengin farklı algılanmasının sebepleri
arasında; kültürel, sağlık, geçmiş, anlık psikolojik durumu, yaş gibi farklılıklar
sayılabilir.

Görsel.3.4. Renk Işığının Cisim Üzerine Çarptıktan Sonra Yansıyarak Görme Duyumuzda
Bıraktığı Etki

Fiziksel Etkileri
Işığın rakamlarla, ölçülerle belirtildiği bir durumdur. Renk, farklı ışık
dalgaları ile oluşur. Kırmızı daha uzun bir dalga boyu ile oluşur, mavi daha farklı bir
Renk, tasarımda titreşim sonucunda oluşur. Beyin bu dalga boylarını göz vasıtası ile görerek rengi
tamamlayıcı unsurdur. oluşturur. Rengin oluşum sürecindeki bu dalga boylarının ölçülmesi fiziksel bir
olgudur.
Renkler üzerinde çalışmalar yapan birçok renk teorisyenin rengin etkisi
üzerinde yaptığı deneylerin sonucunda, renklerin insan fizyolojisi üzerinde tek
başlarına bile oldukça güçlü etkileri olduğu tespit edilmiştir. Örneğin Amheim,
sıcak renklerin kan basıncını yükseltip, soğuk renklerin ise tam tersi düşürdüğünü
söyler. Kandinsky de, insanlarda telepati bir titreşim uyandıran renklerin fiziksel
olarak görme olayı gerçekleştikten hemen sonra psikolojik bir etki meydana
getirdiğini söyler. Örneğin sıcak bir renk olan kırmızı, insanlarda güçlü bir uyarıcı
etkiye sahiptir ve kırmızının insanlar üzerinde acı ve üzücü bir etki bırakmasının
nedeni, kana benzemesindendir (Çiçek, 2019).
Yaşamımızda somut olarak var olan renk, farklı dalga boylarında kendi
fiziksel sınırları içinde değişik ton, doygunluk ve değere ulaşabilen ışın gruplarının
gözde yarattığı duyum olayıdır.
Renk, oluşumu itibarıyla fiziksel bir olaydır ve görünürlüğü itibarıyla
evrenseldir; ancak renkleri görmemiz ve algılamamız bireyseldir.
CIE’nin (Uluslararası Aydınlatma Komisyonu) Üçrenksel dizgesi, insanın
renkleri algıma sürecinin temel özelliğine dayanır ve bununla ilgili sayısal

62
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Renkte Anlam

verilerden yola çıkar. Rengi bilimsel olarak inceleyen, ışık-göz-yüzey üçlüsünü


bütünü ile fiziksel ve kimyasal açıdan ele alan ve en küçük ayrıntısına değin
irdeleyen bir dizgedir (Etike, 2001).
Renkler, insanların psikolojik ve biyolojik yapılarına bazı etkiler
yapmaktadır. Sarının, kırmızının, mavinin insana etkisi birbirinden ayrıdır. Renkler
sıcak, soğuk ya da yansız (nötr) oluşlarına göre değişik etkiler yaparlar. Tabiattaki
sıcak ve soğuk cisimlerin renklerinin de insan üzerindeki etkisi, sıcak veya soğuk
durumundadır. Ateşin ve güneşin rengi olan kırmızı, turuncu sıcak; denizin, göğün,
doğanın rengi olarak ise mavi ve yeşil, soğuk etkisi verir. Renklerin birbirlerine olan
etkisi de tasarımda önemli bir konudur. Örneğin yeşil; kırmızıyı daha parlak, daha
kırmızı gösterir; fakat aynı yeşil maviyi daha solgun, daha cansız yapar. Bunun gibi
her renk yanında bulunan bir diğer renkten etkilenir. Kısaca, her rengin kendi
etkisi, bir de birbirlerine etkisi söz konusudur. Uygulamalı renk çalışmalarında bu
etkiler oldukça önemlidir.

Psikolojik Etkileri
Renklerin; tür, değer, doygunluklarına göre farklılık gösteren sıcaklık,
soğukluk, aktiflik, hafiflik, pasiflik, uyarıcılık, dinlendiricilik, sevinç, üzüntü gibi pek
çok psikolojik etkilerinin olduğu günümüzde de deneylerle kanıtlanmıştır. Değişik
kültürler ve inanç sistemlerinde renklerin varlıklar üzerindeki etkilerinden
yararlanılmış, renklerle meditasyon teknikleri kullanılmış, bir enerji şekli olan
Renk, farkındalık
renklerle notalar arasında bağlantı kurulmuştur. Bu sebeple tasarımcının renk
yaratmaktır.
algısı ve rengin meydana getirdiği psikolojisini iyi bilmesi, verilmek istenen anlam
veya simgenin güçlenmesini sağlayacaktır (Özdemir, 2005).
Renk, ışığın bir niteliğidir, ışık frekansının belli bir orandaki yoğunlaşması
sonucunda meydana çıkmaktadır ve duyularla ilgili bir oluşumdur. Kırmızı, sarı ve
maviden oluşan ana renk ve bunların karışımı sonucu elde edilen ara renklere
ayrılır (Görsel 3.5). Yine psikolojik algı niteliklerine göre de sıcak ve soğuk olmak
üzere ikiye ayrılır. Sıcak renkler, güneş ışığının prizmadan geçirilmesiyle meydana
gelen, renk grubu içinde kırmızıya yönelik giden renklerdir. Bunlar; kırmız,
turuncu, kırmızımsı sarılardır. Soğuk renkler ise renk skalasında maviye doğru
giden, maviye yaklaşan renklerdir (Civcir & Özdemir, 2015) (Görsel 3.6).

Görsel 3.5. Ana ve Ara Renkler Görsel 3.6. Sıcak ve Soğuk Renkler
Renkler, eski çağlardan beri insanların ilgi alanına girmiş, varlıkları tanımada
ve kategorize etmede en çok faydalanılan konulardan biri durumundadır. Zaman
içinde, sadece varlığı tanımada bir yardımcı öğe olmanın ötesinde, renkler
insanların ruh âlemiyle de ilgilendiği görülmüştür. Günümüzde modern bilim,
insanın psikolojisi, karakteri ve ruh âlemi ile renkler arasında kesin bağların

63
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Renkte Anlam

bulunduğunu ortaya koymuştur. Bütün bunlara bağlı olarak renkler, kişilerin


tedavisinde ve ruhen rahatlamasında da sürekli kullanılmıştır. Her kişinin kendine
özel tercih ettiği bazı renkler vardır. Birçoğumuz bu seçimimizin sebebini dahi
bilmeyiz. Oysaki renkler üzerine yapılan araştırmalar bunun bilinçsiz bir tercih
olmadığını gösteriyor; çünkü renkler, sağlığımızdan kişiliğimize kadar pek çok
alanda ruh dünyamızı etkilemektedir. Bu sebeple, farkında olmadan tercih edilen
renkler, aslında bazen sağlığı bazen de ruh hâlini ortaya koyan ipuçları
vermektedir (Yıldırım, 2020).
Rengin psişik telepati etkisi üzerinde en çok duran Kandinsky olmuştur.
Renklerin hisler üzerindeki etkileri ve şiddetti uzun süre aynı durumda devam
etmezler. En etkileyici renk bile bir süre sonra gözü bıktırır. Fakat bu alışkanlıklar
sonunda şuuraltını etkiler ve psişik etki yapar. Renk psikolojisi fizik renk âleminden
daha karmaşık bir düzene sahiptir.
Psişik etki, renklerin dış dünyasının bazı belirli olay ve nesneleri ile
birleştirilmesinden ortaya çıkar. Bu açıdan bakıldığında yalnız nesnelerde değil,
Renk, kişiliğimizin aynı zamanda diğer duyularla da bir bağlantı oluşturulması mümkündür. Bu daha
kıstasıdır. çok bireyin duyarlılık derecesine bağlıdır. Kişideki farklı duyular arasında bir ortak
titreşim, bir yakın bağlantı vardır.
Birçok bilim insanı renklerin insan üzerindeki psikolojik etkilerini
araştırmıştır. Bauhaus eğitmeni olan sanatçı Josef Albers de renklerle ilgili yaptığı
araştırmada, kare şeklinden yola çıkarak birçok renk deneme çalışmaları yaparak
bu denemeler sonucunda optik yanılsamalara dayalı renk ilişkilerini ortaya
çıkarmıştır.
Renklerin psikolojik etkilerinin değişkenlik göstermesi, kişideki öz yapı, örf-
kültür, adet topluma göre değişebilmektedir. Renk beğenileri ve tercihleri kişiden
kişiye değişmektedir. Kişilerin renk seçimi farklıdır. Hoşlandıkları ve beğendikleri
renge göre seçimlerde bulunmaktadırlar.
Renk çeşitlerinin psikolojik etkileriyle alakalı yapılmış birçok deney
çalışmaları ve gözlemler bulunmaktadır. Faber Birren yaptığı birçok psikolojik
deneylerde çok dikkatsiz ve duyarsız kişilerin bile farklı renkli uyarıcılara tepki
gösterdiklerini saptamıştır.
Görme duyumuzun rengi algılamasından sonra rengin ruhsal etkileri ortaya
çıkar. Renklerin insanlar tarafından algılanmasında daha çok ruhsal uyardığı yankı
ile alakalıdır. Yapılan psikolojik araştırmalarda renklerin kişilerin üzerinde endişe,
sıkıntı, acı, sevinç ve ferahlık verici nitelikleri izlenmiştir.
Kandinsky, belirli renklerin belirli duygularla örtüştüğünü iddia eder. Duygu
ve renk sadece kültürel veya keyfi olarak ilişkili değildir, aralarında esaslı bağlantı
vardır (Çömen, 2010).
Renklerin ilk ruhsal etkisi, sıcaklık ve soğukluk etkileridir. Sıcak renkler
hareket ve mutluluk verir, soğuk renkler ise genişlik ve dinginlik etkisi yaratır.
Sarıya yakın olan renkler sıcak, maviye yakın olan renkler soğuk etki oluşturur.
Renklerin sıcaklık ve soğuklukları aynı zamanda kullanıldıkları alanda yakınlık ve

64
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Renkte Anlam

uzaklık etkisi uyandırır. Kandinsky’e göre parlak kırmızı kişileri daima kendine
çekerek ateşin albenisine sahiptir. Uzayan tiz trompet sesinin kulağı incitişi gibi,
keskin limon sarısı da gözü yorar ve seyirci, mavi ya da yeşilde ferahlık aramak
üzere oradan uzaklaşır. Fakat daha hassas bir ruh için, renklerin vermiş olduğu etki
derin ve yoğun bir şekilde görülmektedir. Bedenle bir olan ruh, bilinçaltına
çekilmesi bedeni etkilemesi sonucu oluşan ruhsal bir karmaşa yaşayabilir. Sıcak bir
kırmızı heyecanlanmaya neden olurken; kırmızının başka bir tonu, kanı bilinç
alanına çektiği için acı ve nefrete neden olabilir. Mekânda mevcut olan renkler,
kendi psikolojik durumumuz ya da çalışma performansımıza göre farklı duygular
ortaya çıkarır. Mekânda sahip olan renge göre heyecan verici, sevinçli etki
yapabildiği gibi ferahlık ve durgun etkileri de olabilir (Çömen, 2010).
Örnek

•Örneğin, açık-koyu ton değerlerinde koyu renkler ağırlık etkisi ile öne
çıkarken; açık renkler, hafiflik etkisiyle geride kalırlar. Bulundukları
yüzeyin ton değerine göre tam tersi bir ilişki de söz konusudur.

İnsanların farklı renklerden hoşlanması, değişik ruhsal hâllerinden dolayıdır.


Çocuklar ve ilkel kavimler genellikle parlak renkleri tercih ederken; gelişmiş, kültür
Renk, ruhu doğrudan
düzeyi yüksek ülkelerdeki insanlar, renk karışımlarından doğmuş olgun renklerden
etkileyen bir güçtür.
ve bunlara uyum içinde olan tonlara beğeni duymuşlardır.
Hangi rengin insanda ne gibi ruhsal etkiler uyandırdığı bilinirse, çeşitli
renkleri tercih eden insanların ruhsal durumları da tahmin edilmiş olur.
Renklerin insan psikolojisi üzerinde etkili olduğu bir gerçektir. Bu etki
sayesinde renk belli bir mesajın iletiminde ve insan davranışlarını yönlendirmede
bir araç olarak kullanılabilmektedir. İnsan üzerindeki etkileri araştırılmış ve bazı
sonuçlara ulaşılmıştır. Renklerin insanlar üstündeki etkileri kısaca şöyle
özetlenebilir:
Sarı: Doğuran bir renktir. Parlak sarı ışık kan dolaşımı üzerinde olumlu tesir yapar.
En parlak renk olup fikir ve zekâyı açar. Gri ile harmanlandığında etkisini kaybeder
ve zayıflar. Başka renklerle karıştırıldığında parlaklık derecelerini kuvvetlendirir
(Aslan Odabaşı, 2002).
Turuncu: Hayat coşkusu verir. Hareket ve canlılığını arttırır. Kahverengiye
yaklaştıkça sakinlik vermeye başlar.
Kırmızı: Çabalayıcı ve canlılığın sembolüdür. Heyecan verir. Samimiyet ve
hoşlanma duygusu meydana getirir. Nefse hükmü ve idari kontrolü kaybeden bir
renktir.
Pembe: Neşe ve güven verir.
Kahverengi: Hızlandırıcı etkisi vardır. Çabuk hareket etmeyi sağlamaktadır.

65
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Renkte Anlam

Yeşil: Sakinlik, huzur ve ümit telkin eder. Gri renk ile karıştırılınca tembellik, sarı
renk ile karıştırılınca canlılık tesiri verir. Maviye yaklaştıkça ruhsal kuvveti artar
(Aslan Odabaşı, 2002).
Mavi: Soğuk ve sakin bir renktir. Görüş, nihai seçim yeteneğini arttırır. Yeni fikir ve
düşüncelerin ortaya çıkmasına destek olur. Dinginlik duygusunu ortaya çıkaran ve
kuvvetlendiren bir renktir.
Mor: Yaratıcılığa ilham veren, zor olan düşünce ve keder doğuran, hüzün ve kaygı
verici bir renktir. Geniş bir alanda kullanılırsa korku hâsıl olur.
Renkler, her dili Beyaz: Ferahlık ve huzur verir. Temizlik ve saflık hissini uyandırır.
konuşurlar.
Siyah: Ağırbaşlılık ve soğuğu ifade eder. Küçük alanlarda kullanıldığında canlılık,
büyük alanlarda kullanıldığında kaygı ve korku hissi doğurur.
Gri: Pratikliği arttırır ve otoriteyi sağlamaktadır. Hoşgörülü, ölçülü ve huzuru
aşılayan bir renktir. Yanında bulunduğu renklerin iyi belirlenmesini sağlar.
Renklerin insanlar üzerinde uyandırdığı etkiler eski zamanlarda da
bilinmekteydi. Akıl hastanelerinin yeşil renge boyanması, ruh hastalarının
sinirlerinin yatıştırıcı etki yapmaktaydı. Bunun gibi mabet ve türbelerde de yeşil
rengin kullanılması, bu renklerin beraberinde huzur ve sükunu da getirmiş
olmalarındandır.
Bireysel Etkinlik

•Rengin etkilerini inceleyerek sıcak-soğuk renk ilişkisinin bir


kompozisyona sağladığı farklı etkileri deneyimleyiniz.

66
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Renkte Anlam

•RENKTE ANLAM
•Simgesel, anlamsal, işlevsel, biçimsel ya da sembolik amaçlarla kullanılan ve
ışıktan bağımsız olarak düşünülemeyen renk, ışığın cisim üzerine çarpması
sonucu yansıyan ışınların kalitesine göre gözde oluşan duyumlardan her biri
olarak tanımlanmakta olup hayatımızın vazgeçilmez olgusudur. Renge
Özet
yüklenen anlamlar toplumların kültürel farklılıklarına, özellikle de gelenek-
göreneklerine, yaşam biçimi ve alışkanlıklarına göre değişiklik
göstermektedir.
•RENKLERİN ANLAM VE ÖZELLİKLERİ
•Güçlü bir anlatım aracı olan renkler, oluşumu itibarıyla fiziksel bir olaydır;
ancak renklerin insanlık tarihinde yalnızca sanat alanında değil, yaşamın her
alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim dili olarak karşımıza çıkmaktadır.
Doğum ve ölüm gibi olaylardan başlayarak toplulukları, devletleri, orduları,
dini inançları tüm kültürel, sosyal, hatta siyasal yaşama da temsil etmek için
renklerden faydalanmışlardır. Renklerin insanlarda yarattığı algı tarihinin her
döneminde farklı şekillerde kullanılmış ve ehemmiyetini korumuştur. Renk,
estetik bir öğe, hem de bir anlatım aracı olarak güzel sanatların tamamında
sanatçıların faydalandığı mühim ifade unsuru olmuştur.
•Renklerin Genel Anlamları
•Renk, hafızada algılanan hislerin ayrılmış bir bölümüdür. Farkında olsak da
olmasakta renklerin yaşamımızda çok mühim rolü var. Sıradan bir renk
hislerimizi etkiliyebiliyor. Bütün insanlığı ilgilendiren bir anlamının olmasının
yanı sıra coğrafi bölgelere göre değişen anlamları da vardır. Coğrafi bölgelere
göre değişen bu farklılıklar bütün insanlığın farklı idrak yapısı ve renk
seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Nesneler böylesine güçlü bir etkileme
yeteneğine sahip ruh hâlimizi farklı tarafa doğru yönlendirebiliyor.
Toplumlarda renklere verilen değeri anlamak için deyim ve atasözlerine
bakabiliriz.
•Renklerin Sembolik Anlamları
•Dünyayı algılamanın bir ifadesi olarak kullanılan sembolizm, aynı göreve
hizmet eden renklerle buluşunca ortaya zengin bir görsel bilgi deposu
çıkmaktadır. Dünyayı, insanları, yaşamları, gelenekleri, düşünceleri, fikirleri,
akımları ifade ederken bunlara sözcüklerin sahip olduğundan daha fazla
anlam yüklemek için kullanılan semboller, renklerle birleştirilip olgunun
evrenselleştirilmesine yardımcı olur.
•Renk ve sembolizm, yaşamın her alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim
dili olarak karşımıza çıkmaktadır. Duygu ve düşüncelerinin yaşama yansıyan
ancak insandaki görünmeyen bir karşılığıdırlar. Çoğunlukla kültürel
edinimlerle ortaya çıkarlar ve mesajlarla doludurlar. Semboller ise
evrenseldir. Dilin yetersiz olduğu durumlarda biçim, ses ve renk gibi
özelliklerle durumların ifadesinde
•Renklerin Sosyal Anlamları
•Renk, yaşamın her alanında insanlarla birlikte olan bir iletişim dili olarak
karşımıza çıkmaktadır. En iyi anlatım aracı olan öğe, renktir; çünkü onun
güçlü etkisi duygularımızı doğrudan ve kısa sürede etkiler. İnsanoğlu
geçmişten günümüze renklere toplumsal ve simgesel ifadeler yükleyerek
düşünce ve ideolojilerinin arz biçimini oluşturmuşlardır. Hangi renkler ne
anlam ifade ediyor, kişiliğimizi olumlu ya da olumsuz nasıl etkiliyor,
karakterimizdeki rolü nedir? Bunları renkler üzerinde inceleyelim.99

67
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Renkte Anlam

•Beyaz: Masumiyetin ve temizliğin rengidir.


•Siyah: Asaletin ve resmiyetin rengi olan siyah, aynı zamanda ölümü ve
matemi de çağrıştırır.
•Gri: Nötr renk olarak adlandırılır.
Özet(devamı)
•Kahverengi: Dayanıklılığı, dostluğu, sadeliği, ciddiyeti, metaneti
simgelemektedir, toprağında rengi olduğu için yeryüzü ve bereketin de
simgesidir.
•Kırmızı: Dalga boyu en uzun renk olan kırmızı tutkunun, ateşin ve aşk
duygularını harekete geçirirken; fizyolojik açıdan kan akışını
hızlandırmaktadır.
•Mavi: Denizler ve gökyüzünün rengi olması sebebiyle sonsuzluk ve huzurun
rengidir. Güven ve sakinlik veren mavi renk, temizlik ve saflığı sembolize
eder.
•Mor: Mor; asalet, zenginlik, lüks, zarafet, duygusallık, hüzün ve yalnızlığın
simgesidir.
•Pembe: Neşeyi, mutluluğu, sadakati sembolize etmektedir. Ayrıca hayallerin
ve aşkın da sembolüdür.
•Sarı: Sıcaklık verici etkisiyle, samimi ve neşeli ortamların yaratılmasına
olanak tanır. Türk kültüründe yön bildirme açısından dünyanın merkezinin
sembolüdür.
•Turuncu: Yeniden doğuşu ve yeni bir başlangıcı simgeler.
•Yeşil: Huzurun, sakinliğin, güvenin, dengenin simgesidir.
•RENGİN ETKİLERİ
•Renklerin her biri farklı dalga boylarına sahip olmaları sebebiyle
görülebilirlikleri de farklı olur. Parlak turuncu, sarı, kırmızı gibi dalga boyu
uzun olan renkler sıcak etkileriyle öne gelirler. Mavi, mor gibi soğuk renkler
dalga boylarının da kısa olması nedeniyle geriye giderek derinlik etkisi
yaratırlar.
•Renkler görüldüğü andan itibaren insanlar üzerinde psikolojik, fizyolojik ve
fiziksel etkileri vardır. Renklerin insanlar üzerinde doğal yaşamlarını anlık
olarak etkilediği düşünülmektedir.
•Fiziksel Etkileri
•Renk, farklı ışık dalgaları ile oluşur. Kırmızı, daha uzun bir dalga boyu ile
oluşur; mavi, daha farklı bir titreşim sonucunda oluşur. Beyin bu dalga
boylarını göz vasıtası ile görerek rengi oluşturur. Rengin oluşum sürecindeki
bu dalga boylarının ölçülmesi fiziksel bir olgudur.
•Yaşamımızda somut olarak var olan renk, farklı dalga boylarında kendi
fiziksel sınırları içinde değişik ton, doygunluk ve değere ulaşabilen ışın
gruplarının gözde yarattığı duyum olayıdır.
•Psikolojik Etkileri
•Renkler, eski çağlardan beri insanların ilgi alanına girmiş, varlıkları tanımada
ve kategorize etmede en çok faydalanılan konulardan biri olmuştur. Zaman
içinde, sadece varlığı tanımada bir yardımcı öğe olmanın ötesinde, renklerin
insanların ruh âlemiyle de ilgilendiği görülmüştür. Günümüzde modern bilim,
insanın psikolojisi, karakteri ve ruh âlemi ile renkler arasında kesin bağların
bulunduğunu ortaya koymuştur. Bütün bunlara bağlı olarak renkler kişilerin
tedavisinde ve manen rahatlamasında da sürekli kullanılmıştır.
•Renklerin ilk ruhsal etkisi, sıcaklık ve soğukluk etkileridir. Sıcak renkler
hareket ve mutluluk verir, soğuk renkler ise genişlik ve dinginlik etkisi yaratır.

68
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Renkte Anlam

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Resim ve süsleme sanatında süsleyici unsur aşağıdakilerden hangisidir?
a) Işık
b) Tasarım
c) Renk
d) Sembol
e) Biçim

2. “Hislerle anlatılamayan duyguyu gösteren somut şekillerden oluşan”


tanımı, aşağıdaki kavramlardan hangisini karşılamaz?
a) Cisim
b) Simge
c) Rumuz
d) Alem
e) İfade

3. Türk kültüründe yön bildiren renk aşağıdakilerden hangisi değildir?


a) Sarı
b) Turuncu
c) Mavi
d) Beyaz
e) Siyah

4. Tarihte sarı rengi kadının simgesi olarak kullanan devlet aşağıdakilerden


hangisidir?
a) Çin
b) Türkiye
c) Mısır
d) Almanya
e) İran

5. Yeryüzü ve bereketin simgesi olan renk aşağıdakilerden hangisidir?


a) Gri
b) Siyah
c) Yeşil
d) Kahverengi
e) Mavi

69
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Renkte Anlam

6. Dalga boyu en uzun olan ve fizyolojik açıdan kan dolaşımını hızlandıran


renk aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kırmızı
b) Mavi
c) Pembe
d) Mor
e) Sarı

7. Orta Çağ’da Avrupa’nın aristokratların ve kraliyet ailesini temsil eden renk


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Pembe
b) Turuncu
c) Siyah
d) Mavi
e) Mor

8. Nötr renk aşağıdakilerden hangisidir?


a) Gri
b) Mor
c) Yeşil
d) Beyaz
e) Mavi

9. Algılama üzerinde direk etkili olan bir renk, mekan içinde motivasyon
açısından hangi etkide bulunmaz?
a) Dikkat Çekici
b) Uyarıcı
c) Sıradan
d) Motivasyon sağlar
e) Verimliliği arttırır.

10. Newton, beyaz ışığı bir prizma içerisinden geçirmesi sonucu kaç farklı renk
ortaya çıkmıştır?
a) 8
b) 5
c) 9
d) 4
e) 7

Cevap Anahtarı
1.c, 2.e, 3.b, 4.c, 5.d, 6.a, 7.e, 8.a, 9.c, 10.e

70
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Renkte Anlam

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akçadoğan, I. İ. (2006). Temel Sanat Eğitimi ve Dijital Ortam. İstanbul: Epsilon
Yayıncılık Hizmetleri Tiç. San.Ltd.Sti.
Aslan Odabaşı, H. (2002). Grafikte Temel Tasarım. İstanbul: Yorum Sanat Yayınları.
Civcir, E., & Özdemir, İ. (2015). Tasarımda Plastik Öğeler ve Plastik Sanatlar.
Ankara: Akademisyen kitap evi.
Çiçek, G. (2019). Grafik tasarımda renk kullanımları. İstanbul: İstanbul Arel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yayınlanmamış, Yükseklisans Tezi,
İstanbul.
Çıtak, S. (2019). Çok alanlı sanat eğitimi yönteminin ortaokul öğrencilerinin renk
kavramını öğrenmesine etkisinin incelenmesi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi
Eğitiml Bilimler Enstitüsü,Yayınlanmamış yükseklisans Tezi, Erzurum.
Çömen, A. (2010). resim sanatında rönesans'tan empresyonizm'e renk kullanımı ve
kırmızı rengin ifade biçimleri, Yükseklisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi,
İzmir.
Etike, S. (2001). Kız Teknik Liseleri İçin Desen. Ankara: S.H.Ç.E.K. Basım Evi.
Göçer, Ö. (2020, 12 11). https://www.ogocer.com/blog/renkler-ve-anlamlari/.
adresinden alınmıştır
Kahraman, M. (2020). Türk Mitolojisininde Temel İnançlar (Kozmogoni, Astroloji,
Renkler) s.56. Ankara: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Kundakçı, D. (2016). Renk sembolizmi ve moda tasarımına etkisi. İstanbul: Haliç
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi,
İstanbul.
Mazlum, Ö. (2020, 12 07). Rengin kültürel çağrışımları.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/55729. adresinden
alınmıştır
Özdemir, T. (2005). Tasarımda renk seçimini etkileyen kriterler. Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 391-402.
Özen, F. (2019). Baskılı ev tekstillerinde hedef kitlenin renk ve tasarıma etkisi.
İstanbul: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Yayınlanmamış
Yükseklisans Tezi, İstanbul.
Sari, S., (2017). Görsel Kültür Nesnesi Olarak Erzurum Arkeoloji Müzesinde
Bulunan Üç Adet Geleneksel Giysi Üzerine Bir İnceleme. Türkiye Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 603-624. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-
file/385049
Südor, G. (2006). Temel Sanat Eğitimi "Aynanın Gerçeği" Temel Tasarım, Resim
Eğitimi ve Sanatla Karşılaşma,s.167. İstanbul: 2. Baskı, Tiglat Baskı A.Ş.

71
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Renkte Anlam

Yıldırım, A. (2020, 12 13). Renk simgeciliği ve şeyh galib'in üç rengi.


https://www.millifolklor.com/PdfViewer.aspx?Sayi=72&Sayfa=126.
adresinden alınmıştır.

GÖRSEL KAYNAKÇA
Görsel 3.1. İspanya’nın Altamira şehrinde bulunan taş devri döneminde
mağaralara çizilmiş resim. 08 Aralık 2020 tarihinde
https://www.rotka.org/altamira-magarasindaki-duvar-resimleri-hakkinda-5-
bilgi/, adresinden erişildi.
Görsel 3.2. Isaac Newton, Gün ışığının kristal prizmadan yansıtılması. 08 Aralık
2020 tarihinde
https://www.sciencephoto.com/media/227396/view/newton-s-optics,
adresinden erişildi.
Görsel 3.3. Açık koyu ton değeri. 08 Aralık 2020 tarihinde
https://onurcinkowp.wordpress.com/renk-ve-renk-olcumu/ adresinden
erişildi.
Görsel 3.4. Renk ışığının cisim üzerine çarptıktan sonra yansıyarak görme
duyumuzda bıraktığı etki. 08 Aralık 2020 tarihinde
https://www.koksalakgun.com/renk-nedir-etkileri-nelerdir/, adresinden
erişildi.
Görsel 3.5 Ana ve Ara renkler. 08 Aralık 2020 tarihinde
https://renklidunyam1.wordpress.com/2013/05/04/renk-cesitleri/,
adresinden erişildi.
Görsel 3.6. Sıcak ve Soğuk-renkler. 08 Aralık 2020 tarihinde https://www.tech-
worm.com/sicak-ve-soguk-renkler-nelerdir/ , adresinden erişildi.

72
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
RENK VE KÜLTÜR

• Renk ve Kültür İlişkisi


• Rengin Toplumsal Düzeydeki Yeri
İÇİNDEKİLER

ve Önemi
RENK BİLGİSİ
Öğr. Gör. Betül ELİBOL

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Rengin kültürel düzeydeki yerini
HEDEFLER

anlayabilecek,
• Rengin toplumsal düzeydeki yerini
iletişim bağlamında öğrenebilecek,
• Renk ve kültür ilişkisini
tanımlayabileceksiniz.

ÜNİTE

4
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Renk ve Kültür

Rengin Kültürel Düzeydeki


Yeri ve Önemi

RENK VE KÜLTÜR
İLİŞKİSİ
RENK VE KÜLTÜR

Farklı Kültürlerde Renk

Kültürel Bağlamda Renk


RENGİN TOPLUMSAL
DÜZEYDEKİ YERİ VE
ÖNEMİ
İletişim Bağlamında Renk

74
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Renk ve Kültür

GİRİŞ
Işık etkisiyle başlayan renk, üzerinde ışık kaynağının yapısına bağlı olarak
farklı renklerde görünür. Bu oluşumun temeli, güneş ışığıdır (Sari, 2020).
Renk; geçmişten izler taşıyan, giysilere duygu vermiş, türkülere konu olmuş,
geleneklere anlam katmış sosyal bir olgudur. Toplumda yaşayan her bireyin renkle
ilgili duyguları, düşünceleri ve çağrışımları vardır. Bununla birlikte rengin etkisi,
anlamı ve bireyin yaşamındaki yeri değişiklik göstermektedir.
Renk, geçmişten gelen bir inanış; geleneklerin, dinlerin, dillerin içinde olan
ve yaşamın her alanına nüfus eden, kültürel bir unsurdur. Renkler toplumlarda
oluşan bireysel farklılıklar, moda, stil ve eğilimlerin etkisi, kültürel etkiler ve
tavırlar, bilinçli sembolizm gibi farklı deneyimlerden etkilenerek kullanımlarında,
amaçlarında ve anlamlarında yıllar içinde değişiklik göstermişlerdir.
Renkler; fiziki, coğrafi, tarihsel konuların içinde yer almaktadırlar.
Hareketlerimizi kontrol etmek, hayatımızı yönlendirmek için yaşam alanlarımızı
şekillendiren güçlü bir uyarıcı ve motive edici bir tasarım elemanıdır.
Renk seçimi, bireyin tercihinde ve amaçlanan konunun gerekliliğinde
yatmaktadır. Genel olarak; estetik amaçlı kullanılabilir, renk kodlaması olarak
iletişimde etkili olabilir, dinî mekânların tanımlanması gibi tanımlama için veya
sembolizm için kullanılabilir. Kültürel gösterge olarak o yere ait giysilerde ve sanat
eserlerinde dikkat çekebilir.
Renk, modern yaşamın oldukça önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Kozmetikler, giysiler, yiyecekler, evin içinde ve dışında dekorasyon, peyzaj
mimarisi, kişisel anlamları ve rengârenk görünen gereksinimleri karşılamak için
bilinçli olarak renklendirilmiş ve desenlenmiştir.
Renk ve kültür birbirlerinden etkilenen iki olgudur. Toplum içinde rengin
işlevleri kültürel süreçlere göre şekillenmektedir. Renkler toplum içinde ortak bir
dil oluşturarak kültürel birikimlerin sonraki kuşaklara aktarımını sağlamaktadır.

Renkler toplumda Renk ve kültür; renk ve kültür ilişkisi ile rengin toplumsal düzeydeki yeri ve
birçok farklı alanda yer önemi başlıklarında incelenecektir.
almaktadırlar.
RENK VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ
Renk, toplumlarda birçok rol üstlenerek insan yaşamında önemli bir yer
edinmiştir. 300 bin yıldır insanlar birçok alanda rengi kullanmışlardır. Özellikle
siyah, beyaz ve kırmızı renkler bilinen renklerdir.
Arkeolojik kaynaklar, antik yerleşimlerde toprak boyası bulgusuna ait birçok
referans içermektedir. Koyu sarı veya kırmızı aşı boyası terimleri, çok çeşitli renk
tonlarını; turuncuları, kahverengileri ve kırmızıları kapsamaktadır. Paleolitik
yerleşimlerde bu tür malzemeler renkleri nedeniyle kasıtlı olarak toplanmıştır.
Fransa'da muhtemelen 300 bin yıl önce kullanılan barınaklarda kırmızı, kahverengi
ve sarı aşı boyası parçaları bulunmuştur. Sosyal kimliğin bir göstergesi olarak
giyside rengin rolü, günlük yaşamda belirgin bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.

75
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Renk ve Kültür

Örnek
•Modern yaşamda renk her alanda karşımıza çıkar. Örneğin;
dekorasyon, mimari, çevre düzenlemeleri ve bunun gibi birçok alanda
görülmektedir.

Bazı yerleşim yerlerinde bulunan kalıntılarda koyu sarı renge rastlanılmıştır.


Bu tür kalıntılar insan yeteneğinin ve gelişiminin fosil göstergeleri olan
malzemelerin aksine, insan davranışının fosil göstergeleridir. Renklerin geçmişte
kullanım nedenleri farklı farklı olabilir. Ancak resimlerin ve renklerinin arkasındaki
fikirler sınırlı bilgi içermektedir.
Örnek

•Çok kullanılan kırmızı rengin arka planında ne olduğu bilinmemektedir;


ancak bu rengin doğal yollardan üretiminin kolay olması belki sembolik
anlam içermesi kullanımını arttırmıştır.

Bazı genellemeler aslında renklerin “nesnelleştirilmesi” doğrultusunda


birleşip daha sonra sembolik mesajlar olarak aktarılsa da, bireysel olarak renk
deneyiminin dikkate alınması gerekir. Renkler içinde pek çok çağrışım aynı olsa
bile, yine de kültürel farklılıklar vardır. Yeşil, çöl kültürüne sahip insanlar için
yaşamın rengidir. İslam'da kutsal bir renktir. Küresel ısınma ve doğanın dengesinin
bozulmasıyla birlikte yeşil renk uluslararası bir çevre algısı oluşturmuş ve tüketim
açısından güçlü bir ekolojik reklam aracı olmuştur. Belirli bir rengin sembolik
anlamı, farklı kültürlerden insanlar tarafından çok farklı yorumlanabilir.
Kültür durağan değildir,
değişen bir yapıdadır.
Örnek

•Örneğin 30 kişinin hepsi birbirinden farklı bir mavi söyleyebilir.


Herkesin kendi bildiği, düşündüğü, gördüğü, anladığı bir mavi vardır ve
bu çok çeşitli olabilir.

Kültür, kavram olarak çok çeşitli tanımlamalara dâhil olmuş, sosyoloji,


psikoloji, tarih gibi birçok alanda kendine yer bulmuştur. Kültür, birçok disiplinde
yer alan, çok çeşitli ögelere sahip ve devamlı bir değişim içinde olan hareketli bir
yapıdadır. Kültür, insan ve dil aracılığı ile gerçekleşen toplumsal faaliyetleri
kapsamaktadır. Kültürel ögeler insanların gereksinimlerinden ortaya çıkmıştır.

76
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Renk ve Kültür

Örnek
•Örneğin, yöresel bir dokumanın hammaddesi bölge koşullarına göre
belirlenmiştir. Sert ve soğuk iklimi olan bir bölgenin geleneksel giysisi
sıcak tuttuğu için ya da daha kolay bulunduğu için yün olabilir. Bu
şekilde kültür ögeleri toplumda bir işlevi yerine getirme amacındandır.

Kültürü oluşturan unsurlar; insan, değer, duygu, düşünce ve bilgilerin


tamamıyla anlamlı bir bütün oluşturmaktadır. Kültür devamlı bir değişim içindedir,
durağan değildir. İnsanların alışkanlıkları, toplumun gereksinimleri değiştikçe, o
topluma ait kültürel ögelerde de değişiklikler olabilir. Tasarımsal süreçlerde etkili
olan form, desen, doku gibi kavramlar rengin bir bütün olarak ele alınmasına
neden olur. Toplumlarda kültürlerarası farklılıklardan dolayı giysilerde, renklerde
ve geleneksel formlarda da oraya ait olma özelliği taşıyan belirteçler
bulunmaktadır. Bu değişmelerden dolayı toplum içinde yaşayan insanlar oraya ait
ayrı bir kültürel varlık olma özelliği taşımaktadırlar. Renk bu anlamda önemli bir
kültürel belirteçtir (Sari, 2017).
Kültür, dinamik bir yapıdadır. Sanat, bu devamlı değişen ve yenilenen yapıyı
oluşturan bilim, dil, gelenekler gibi insanın maddi ve manevi üretimlerinin
oluşturduğu kültürel unsurlardan bir tanesidir. Sanat ve kültür birlikte, topluma ait
maddi ve manevi değerlerin; mimari eserlerin, tekstil ürünlerinin, doğal ürünlerin
var olması ve gelişmesi ile kendini yenilerler. İnsanın ürettiği sembolik anlamlar,
kültürün parçalarından birisidir. Renk somut anlamda düşünüldüğünde bir
toplumda her alanda yer bulabilir ve kültürel unsurları tamamlayabilir.

Kültürel süreçler
renklerin toplumdaki
Örnek

rolünü belirler.
•Örneğin; bir yerin geleneksel giysilerinin renkleri, giysi formları,
kullanım şekilleri o toplumun kültürel birikimini oluşturmaktadır.

Kültürel etkileşim, kültürün içinde bir değişimin başlamasının diğer


değişimleri de etkilediği bir aracıdır. Bir toplumdaki kültürün başka toplumlara ait
kültürlerle ya da kültürel ögelerle devamlı bir etkileşimde olmasıdır. Bu şekilde
kültürel yayılma gerçekleşmektedir.

77
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Renk ve Kültür

Örnek
•Kültürel değişime bir örnek; moda kavramının ortaya çıkması ile
geleneksel giysilerin kullanımının azalması, giysi formlarında ve
renklerinde yeniliklerin görülmesidir.

Rengin Kültürel Düzeydeki Yeri ve Önemi


Kültür, sosyal bir yapıdır. Her birey için bir rengin veya bir renk grubunun
anlamı; konuşma dili, sosyal statüsü, ortamı ve bireysel yaşam deneyimi ile
şekillenir. Anlambilim; renk ifadesi de dâhil olmak üzere, bir kelimenin anlamının
çalışılmasıdır. Renk anlamındaki kültürel farklılıkları bilmek, küresel pazara yönelik
herhangi bir ürünün veya görüntünün başarılı bir şekilde pazarlanması için
gereklidir.
Algısal ve tasarımsal bir yapı olan renk, kültürden etkilenmektedir. Rengin
toplumdaki rolünün belirlenmesi kültürel süreçlere göre şekillenmektedir. Kültür
unsurlarının devamlı bir yenilenme içinde olması, renk konusunu da etkilemekte ve
bağlantılı olarak eğilimlerin değişmesine neden olmaktadır. Renklerin toplum
içinde ortak bir dil oluşturması, insanlara bilgi vermesi ve kültürel birikimlerin
sonraki kuşaklara aktarımını sağlaması açısından üstlendiği roller önemlidir.

Farklı Kültürlerde Renk


Kültürel öğrenmeler renk tercihlerini etkiler. Farklı kültürlerin renkler için
farklı anlamları vardır. Toplumların inanışları, gelenekleri, iklimleri, sosyal yapıları
Renk tercihleri, gibi birçok faktör renk seçimlerinde etkili olmaktadır.
toplumlararası farklılık
gösterir.
Örnek

•Örneğin, sıcak iklimi olan ülkelerde geleneksel giysilerde rengarenk


kumaşlar görülürken; soğuk bölgelerde, koyu renkler tercih
edilmektedir.

Ülkelerin bayraklarında, geleneksel giysilerinde, süslemelerinde,


işlemelerinde, yemeklerinde renk vardır. Dolayısıyla renk, kültürlerin birçok
alanında önemli bir rol oynar.
Batı Avrupa ve Japonya'da gelinlerin giydiği geleneksel renk beyaz, Doğu
Avrupa'da kırmızı ve siyah ve Afrika köylerinde parlak olması koşuluyla her renktir.
Asya kültürlerinde Görsel 4.1’deki gibi canlı pembeler ve kırmızılar görülürken;
Batı kültüründeki tarihsel, politik ve sosyal çağrışımlar siyah kullanımına
yöneltmiştir.

78
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Renk ve Kültür

Görsel 4.1. Toplumlararası Giyimlerde Renk Farklılıkları

Antropologlara göre; beyaz ve kırmızıdan oluşan renkler, insan tarafından


kullanılan ilk semboller arasındadır. Bu renkler önemli sosyal ilişkilerin
simgeleridir.
Örnek

•Örneğin, Papua Yeni Gine'deki erkekler kırmızı rengi bir sembol ve


işaret için kullanırlar; çünkü bunun kendilerini zenginleştireceğine
inanmaktadırlar. Kömürden yapılan siyah boyaları yüzlerinde
kullanmaktadırlar.

Bir renk farklı


kültürlerde birbirinden Hint kültüründe, öncelikli kadınlar olmak üzere alına “tilaka” denilen kırmızı
çok farklı anlamlara ve bir nokta koyma geleneği vardır. Tilaka’ nın rengi ve formu bireyin sosyal
sembollere sahip
statüsünü göstermektedir. Hindistan’ da renkler dinî sembol olarak çeşitli
olabilir.
şekillerde kullanılmaktadır. Beyaz renk hayat kaynağı, mavi renk evrenselliktir. Sarı
renk öğrenme, bilgilenme ve evlenme sembolü olarak yer almaktadır. Çoğu ülkede
iyi anlamlara işaret eden beyaz renk, Hindistan’da yas rengidir.
Şamanlar; halka açık tören ve dans gösterilerinde, belirli bir sembolizme
sahip olan renk ve desenleri kullanılmışlardır.
Çin kültüründe, gelenekler ve inanışlar renk kullanımını yönlendirmiştir.
Beyaz olumlu sıfatlar düşünülerek en çok kullanılan renkler arasındadır. Gri renk
ise ümitsizlik gibi olumsuz anlamlar içermektedir.
Japon kültürünün geleneksel olarak bilinen renkleri siyahtır. Çoğu kültürde
karamsarlık belirten siyah renk, Japon kültüründe olumlu anlamlarda
kullanılmaktadır. Görsel 4.2’de olduğu gibi renkli kullandıkları kimonoları da farklı
aksesuarlarla tamamlamışlardır.

79
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Renk ve Kültür

Görsel 4.2. Mavi Kimonolar Giyen Japon Kadınlar

•Japon kültüründe kimono, renk ve tasarım özellikleriyle giyen kişiyi bir


Örnek

başkasından ayırt etmeye yarayan biçimsel farklılıklara sahiptir. Japon


halkının, giydiklerinde kötülüklerden korunduklarına inandıkları bu
kimonolar özellikle zengin desen ve renk alt yapısıyla Japon kültürünün
en belirgin giysi özelliklerinden birisidir (Kozbekçi ve Ayranpınar, 2010;
Sari, 2017).

Afrika'da yaklaşık iki bin yıldır önemli olan batik, kumaşa desen uygulama
yöntemidir. İndigo (Mavinin koyu tonu) batik kumaş üretiminde kullanılan en
yaygın boyadır. İndigo, Afrika'da yetişen bir bitkiden yapılır. Batik desenleri
Avrupa’da ve Afrika’da, örneğin Nijerya’da da örneklerini göstermektedir. Afrika
kıtasında birçok çeşit takı kullanılır. Görsel 4.3’te olduğu şekilde rengârenk takıları,
hem kadınlar hem de erkekler kolye, bilezik, halhal, küpeler, burun halkaları olarak
takarlar.

Gelenekler, inanışlar ve
kültürel birikimler renk
tercihlerini etkiler.
Görsel 4.3. Çok Renkli Takı Kullanımı

Türk kültüründe renk, çok zengin bir yapıya sahiptir. Türk kültüründe
renklerle ilgili çok sayıda örnek verilmiştir. Türk kültürü, gerek dinî mekân
süslemelerinde, camilerde ve cami süsleme motiflerinde gerekse edebî eserlerde
önemli bir miras bırakmıştır.
Türk halk kültürü; halkın dil, kültür, duygu, düşünce ve beğenisiyle oluşup
yaşatılan, geçmişten günümüze gelmiş, toplum, insan ve doğa gerçeğiyle
şekillenmiştir. Kültür mirası, insanlığın ortak mirasıdır. Her millet, hatta her
uygarlık dil, kültür, tarih mirasıyla dünyada yerini alır. Bireylerin kökleşmesi ve

80
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Renk ve Kültür

toplumsallaşması, bu mirasın içinde gerçekleşir. Kültür mirasları geçmişin


tanıklarıdır, bu yönleriyle geleceğin şekillenmesinde etkendir. Halk kültürü
ürünleri halk arasında mayalandığı için, halkın kültür yapısını ve dokusunu ortaya
koyar. Halk kültürü toplumsal yaşamda birlikteliği pekiştirici, dayanışmayı arttırıcı
özelliklerini sürdürerek bir işlev üstlenir, halkın kendi kültürüyle yabancılaşmasını
önler. Halk kültürü ürünlerinin halkın ortak duygu ve düşüncelerini dile getirmeleri
bakımından Türk kültürünün korunmasında, yaşatılmasında önemli işlevleri vardır.
Halk kültürü, uygarlıkların yaratıcısı olan insanların kimlik ve kişiliğinin temel
belirleyicisidir (Günay, 1999; Sari, 2017).
Görsel 4.4.’te bezeme örneği bulunan Topkapı Sarayı, en güzel
süslemeleriyle kültürel bir birikimdir.

Görsel 4.4. Topkapı Sarayı Sünnet Odası Duvarı Çinileri

Anadolu’nun zengin bir geleneksel kültürü bulunmaktadır. Geleneksel el


sanatlarında; halıcılık, çinicilik, işleme, oya sanatı, örgü yapımı, kumaş dokuma gibi
birçok alanda kültürel birikim bulunmaktadır. Görsel 4.5’te örneği bulunan oyalar,
bu kültürel zenginliğin bir ögesidir. Oyalar, sembolik ya da bitkisel motifleriyle ve
renkleriyle duygu ve düşünceleri aktarmada bir aracı olmuştur. Renkler oyayı
Türk kültürü çok zengin kullanacak kişinin yaşına göre, sarı, yeşil, mor, kırmızı gibi birçok renkten oluşabilir.
bir birikime sahiptir. Geleneksel kültürün bir yansıması olan bu kültürel ögelerde birbirinden farklı
mesajları barındıran birçok motif ve kompozisyon özellikleri bulunmaktadır.

Görsel 4.5. Oya Örneği

81
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Renk ve Kültür

Birbirinden farklı birçok kumaşın bir araya getirilmesi ile oluşturulan


Kırkyama sanatı, toplumda geleneksel bir karakter olmuştur. Görsel 4.6’da 16.
yüzyıldan kalan parçalı bir bohça görülmektedir. Farklı renklerin geometrik forma
uygun düzenlenmesiyle kompozisyonu oluşturulurken kumaşların renkleri de bir
uyum içinde yerleştirilmiştir.

Görsel 4.6. Osmanlı Döneminden Parçalı Bohça Örneği

Ak (beyaz); itibar, dinî açıdan kutsallık, temizlik anlamları içermektedir.


Birçok toplumda olduğu gibi beyaz renk, yaşam ya da iyilik, sağlık ve saflıktır.
Savaşlarda devlet adamlarının beyaz giymesi bu rengin güçlülük sembolünü de
vurgulamaktadır.
Siyah (kara), olumsuz durumlarla bağdaştırıldığı için uğursuz sayılmıştır.
Siyah renk, yas rengidir. Aynı zamanda “karakış, kara cahil” ifadeleri ile bu renk
toplumda olumsuz bir algı oluşturmuştur. Siyah renk kendini belli eden bir renktir,
çağrışımları fazladır. Bazı toplumlarda ayırt edici olarak evlileri bekârlardan,
yaşlıları gençlerden ayırabilir.
Ülkemizde kırmızı (al) renk, şanlı bayrağa rengini vermesinden dolayı kutsal
bir değerdir.

Renk yaşamın her RENGİN TOPLUMSAL DÜZEYDEKİ YERİ VE ÖNEMİ


alanında, birçok farklı Çok eski dönemlerden beri toplumların renk kullanımına ilişkin kültürel
tonlarla yer alır.
gelenek bulunmaktadır. Renkle ilgisi olan sembolik veya temsilî faaliyetlerde
bulunma yeteneğiyle resimler ve renkler, geçmişten izleri taşımanın
sorumluluğunu üstlenmiştir. Çoğu insanın aynı şekilde yorumlayacağı birçok renk
izlenimi ve sembol örneği vardır. İnsanın doğa deneyimi, süreç boyunca
başkalarına yol açan temel çağrışımları yaratmıştır.
Örnek

•Örneğin sarı, güneş ve ışıkla; mavi, gökyüzü ve su ile; yeşil, doğa ile
ilgilidir. Bir çimde yuvarlanan bir top, yalnızca hareketi, şekli, dokusu
ve belki parlaklığı ile değil, aynı zamanda onu yeşil çimden ayıran
yoğun kırmızı rengiyle de tanımlanır.

82
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Renk ve Kültür

Renkler, görsel algıların ve yaşam deneyimlerinin temel unsurlarıdır, çevreyi


nasıl deneyimlediğimizin özüdür. Canlılar gözlerini her açtığında renklerle
bezenmiş bir doğayla karşılaşmaktadırlar. Onlara çeşitli görsel yollarla doğal olarak
var olan ya da insan tarafından tasarlanmış renkler eşlik eder. Doğanın içinde
suda, bir orman manzarasında ya da gökyüzünün ışığında renk vardır. Ağaçlarda,
taşlarda, bitkilerde, meyvelerde ve çiçeklerde renklerle karşılaşılır. Hayvanlar
Renklerle mekân âleminde farklı kombinasyonlarda renkler; hayvanların derisinde, kabuklarında,
düzenlemeleri yapılır. tüylerinde ve kürkünde yer alır. İnsanların cildi, gözleri, saçları ve kıyafetleri de
renk içerir. İnsan tarafından tasarlanan ortamın tamamı renklidir: Sokaklar ve
mağazalar, binalar ve mekânlar birbirinden farklı birçok ton içerir. O, tüm
çeşitliliğiyle, farklı nesnelerde ve kültürel ürünlerde kendisini göstermektedir.
Renk, yaşamın her alanında büyük önem taşır ve birçok farklı işlevi yerine getirir.
Örnek

•Doğada ağaçların, yaprakların, gökyüzünün rengi iklim ile ilgili bilgiler


ve mesajlar içerir. Sonbaharda yaprakların sararması gibi örnekler
renklerin bilgi veren özelliğini göstermektedir.

Renkler, ruh hâlini canlandırmak, olumlu olarak değiştirmek için seçilebilir.


Çevresel tasarımda insanlar yaşadıkları mekânları renklere göre düzenlerler.
Binaların içindeki ve üzerindeki renkler birçok tema için kullanılabilir.
Örnek

•Bir grafik tasarımcı, dikkat çekmek için reklam ürünlerinde parlak bir
renk seçebilir. Aynı şekilde restoran tasarımcıları da iştahı arttırmak
için mekan renklerinde kırmızı ve tonlarını kullanabilir.

Rengin insanlar için önemi, tüm dünyada ortaya çıkmaktadır. Geçmişten


günümüze kadar, rengin bir koruma ya da tedavinin önemli bir parçasını
oluşturduğu bilinen çok sayıda örnek vardır.
Renk şemaları, trend olana dâhil olma veya yeni renk seçeneklerine karşı
çıkma eğiliminde olabilir. Toplum içinde renk konusu, günlük yaşamın
ticarileştirilmesinde etkili olan, beğeninin ve farklılığın başlıklarına dâhildir.

Kültürel Bağlamda Renk


Renk, estetik bir ifadedir. İnsanların yaşadığı ve deneyimlediği koşulların bir
elemanıdır. Diğer duyusal algıların yanı sıra, optik mesajlar ve görsel deneyimler

83
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Renk ve Kültür

rengin algılanmasına yardımcı olur. Bu, rengin çevre için anlamını, renk-kültür
etkileşimi açısından önemli kılar.
Renkleri algılamak, onları deneyimlemek, onlardan daha fazla haberdar
olmak anlamına gelir ve ilintili anlamlara eşlik eder.
İnsan deneyimi ve renge olan tepkisi, çok çeşitlidir. Bu nedenle renk
deneyimini, renk etkisini veya renge insan tepkisini topluma genellemek mümkün
değildir.
Duyular, çevre ile olan etkileşimi kolaylaştıran iletişim araçlarıdır, duyusal
izlenimler ve deneyimler yoluyla bilgi aktarılır. Her bir duyu organının, belirli bir
duyusal uyarıma yanıt vermesini sağlayan belirli bir yapısı vardır. Çevre bu sayede
algılanabilir, deneyimlenebilir, tanınabilir, değerlendirilebilir ve tasarlanabilir.
Duyusal deneyimlerin büyük bir kısmı görsel olarak gerçekleşmektedir. Renk
teknolojisinde gelişen yeniliklere rağmen, görsel algının olumlu etkisi ile
çoğunlukla renkle ilgili son kararlar yine de bireyin algısı ile verilmektedir.
Bir rengin sembolik anlamı ve psikolojik etkisi, tonun nüansına bağlıdır. Çok
küçük farklılıklar bile sembolik okumada ve bir rengin etkisinde önemli farklılıklar
yaratabilir.
Çoğu insan için "kırmızı" herkesin bildiği kırmızı rengini ifade eder. Bir
nesnenin bilimsel olarak değil, sözsüz anlaşma, ortak dil ve ortak deneyimle kırmızı
Renkler, toplum içinde
olduğu kabul edilmektedir. Yeşil yapraklar her dilde yeşil olarak tanımlanır, mavi
iletişim unsuru olarak
değildir. Renklerin isimleri konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklar, geniş
rol oynarlar.
kategorilerle ilgili değil, renkler içindeki varyasyonlarla ilgilidir. Kırmızı denen bir
şey kırmızıdır. Açık ya da koyu tonda bir kırmızı olabilir; ancak kimse ona mavi veya
sarı demez. Ancak hiç kimse bir başkasının ne gördüğünü tam olarak bilemeyeceği
gibi, bir başkasının bir renk hakkındaki fikrini de anlayamaz.
Her birey hafızasında her bir renk adının anlamının kişisel bir “resmini”
tutar. Biçimleri tarif ederken bir tane kareden bahsedildiği anlaşılır; ancak renkler
için öyle değildir. Renk göreceli bir kavramdır. Kişiden kişiye algısı ve etkisi
farklıdır. İnsanların birikimleri ve renklere yükledikleri anlamlar bu durumda
etkilidir.
Örnek

•Bir renk (kırmızı) her dilde aynı anlama gelmektedir. Ancak bireyin
zihninde oluşturduğu “kırmızı” birçok çeşitli tondan oluşmaktadır.

Renkler de duygu ve düşünceleri ileten ve verdiğimiz kararları şekillendiren


simgelerin görsel görüntüsü olabilir. Kelimeler gibi, renklerin de toplum içindeki
anlamları ve etkileri değişebilir, kaybolabilir veya yeni anlamlarla yer değiştirebilir.

84
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Renk ve Kültür

Bir renkten söz ederken sembolik olarak fikirler iletilir; ancak bu dolaylı bir
süreçtir. Kelimeler, duyusal deneyimden çok düşünce olarak işlenir.

Renk kültürel Örnek •Örneğin; "Yeşil yapraklı sarı çiçeğin" kelimelerinin okunması, o çiçeğin
görsel olarak algılanmasından daha uzun sürer ve daha dolaylı olarak
birikimlerle toplum anlatım gerekir.
içinde ortak bir dil
oluşturur.

Rengin sembolik olarak taşıdığı anlamlar kültürel bir anlatım ifadesi de


oluşturmaktadır. O toplumun kültürel birikimleri, geçmişten getirdiği izleri,
geleneksel söylemleri, renk sayesinde ortak bir dil oluşturur. Bu şekilde oluşturulan
kültürel simgelerde küresel bir anlam taşımaktadır. Görsel 4.7’de Ege Bölgesi’ne
ait geleneksel kadın giysisi görülmektedir. Rengârenk kumaşlı, bu geleneksel
giysinin baş süslemesinde “çemperi” adı verilen örtü kullanılarak mevsim
çiçekleriyle süslenmiştir.

Görsel 4.7. Çomakdağ Yöresel Kadın Giyimi

Kültürel miras, entelektüel ve estetik eğitim kişiden kişiye farklılık


göstermektedir. Kültürler arası çalışmalar ve karşılaştırmalar, tercihler, renk-ruh
hâli ilişkileri ve çağrışımlarla ilgili şaşırtıcı benzerlikler göstermiştir. Bir kültürel
grubun veya insanların din, felsefe ve gelenekle ilgili belirli renk ifadeleri olabilir ve
bu bağlamda yalnızca onlar için özellikle önemlidir.
Gelenek ve kültürdeki renk ve görünüm, bir vesileyle (bir düğünde gelin
olarak) bir kişiyi farklı kılar ve ticari bir olayı (yılbaşı süsleri olarak) veya bir mekânı
(yerleşim alanı olarak) birbirinden ayırır. Bir kişinin veya mekânın görünümündeki
bir değişiklik diğer insanlara kendini renklerle belli eder.
Örnek

•Örneğin, bir spor karşılaşmasında takımların forma renkleri takıma


aidiyet duygusu verir ve diğer insanlara takımların kadrosunu tanıtır.

85
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Renk ve Kültür

Üç temel renk ve bunların kombinasyonları temelinde yapılandırılan renk


dünyası sadece sayısız tonlardan oluşan bir ürün yelpazesi değildir. Bununla
birlikte, kişinin renk dünyası, algısal özelliklere göre organize edilen zihinsel tutum
gerektirir. Bir kişinin renk dünyası, belirli algısal özellikleri değişen derecelerde
önemli olan nesneler dünyasıdır.

Renk, sembolik
anlamlarla geçmişten
Örnek

izler taşır. •Renk, nesnelerin tanınmasında önemli ama ikincil bir rol oynar. Kırmızı
bir dosya klasörü ve mavi bir dosya klasörü, ilk başta biçimsel sonra
renkle tanımlanmıştır. İlk öncelik onların dosya klasörü olduklarıdır.

İletişim Bağlamında Renk


Toplum içinde renkler, tasarımlar ve resimler iletişim araçları olmaktadır.
İletişimde renk, rolleri tanımlamakta veya sembolize etmektedir.
İletişim, insanlar arasındaki bilgi alışverişinde kişisel düzeyde olduğu kadar,
çevredeki semboller aracılığıyla kişisel olmayan bir düzeyde de gerçekleşir.
Renk, insan-çevre ilişkisinde önemli bir görsel iletişim aracıdır: Sembolik
mesajları ve estetik bilgileri iletir. Renk sembolizmi, rengin duygular üzerindeki
etkilerinden ve anlam geleneğinden ortaya çıkmıştır. Rengin sembolik ve psikolojik
etkileri bu nedenle yakından bağlantılıdır. Sanat ve tasarımda rengin önemli
yönleri, insanlar ve mekânsal çevre arasındaki iletişim ve orada meydana gelen
etkileşimlerle ilgilidir.
Tüketiciler; yaşa, cinsiyete, gelire, eğitime, sosyal duruma, kültürel geçmişe
ve coğrafyaya göre değişen karmaşık bir topluluktur.
Renkler toplum içinde bilgi, iletişim ve tasarım malzemesi olarak aşağıdaki
rolleri üstlenmiştir:
 Sembolik mesajlar
 Sinyal
 Düzen ve farklılaşma
 Coğrafi, etnik ve kültürel özellikler
Renkler tarihsel süreçte
giysilerde sosyal statü  Moda ve stil özellikleri
simgesi olarak  Kişisel ve grup kimliğinin belirteçleri
kullanılmışlardır.  Bir durum sembolü
 Pazarlama faktörleri
 Tarz ve tasarım eğilimlerinin ifadesi
Çevresel düzenlemelerde renklerin etkisi nesnelerle etkileşimlerine ve farklı
tasarım özelliklerine bağlıdır: Farklı nesne türleriyle ilişkilendirilen aynı renk, bu
nedenle tamamen farklı yorumlara, zıt izlenimlere ve etkilere yol açabilir. Renge
karşı öznel tepkiler ne kadar farklı olursa olsun, renk konseptleri yine de belirli

86
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Renk ve Kültür

hedefler için, belirli gereksinimleri ve genel düzeyde kullanıcı gruplarına uyum


sağlamak için tasarlanabilir.

Örnek •Örneğin; yılbaşı konsepti, doğum günü konsepti gibi günlerin renkleri
belirli hedeflere yönelik tasarlanmıştır ve genel kitleye hitap eder.

Duygusal insan ihtiyaçlarının, işlevsel gereksinimlerinin ve rengin etkisinin


objektif bir şekilde incelenmesi gereklidir. Çevreyi tasarlarken rengin gerçek etkisi,
çevresel faktörlerin aktif rolleri ile ilişkili olarak önemli ölçüde malzeme
özelliklerine bağlıdır.
Neredeyse her yıl dünya çapında, özellikle moda ve tüketim mallarında yeni
renk eğilimleri yaşanmaktadır. Mekân tasarımında renk eğilimleri biraz daha yavaş
gelişir; ancak Görsel 4.8’de olduğu şekilde bilinenin dışında yeni çağrışımlar
uyandırabilirler.

Görsel 4.8. Mekân Tasarımında Renk Eğilimleri


Renkler toplum içinde
bilgi, iletişim ve tasarım
elemanı olarak yer
almışlardır.
Bireysel Etkinlik

•Siz de farklı toplumlarda renk konusunu, giysi özellikleri bakımından


değerlendiriniz
•Farklı kültürlerde kullanılan geleneksel giysilerde renk tercihlerini
yönlendiren nedenleri öğreniniz.

87
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Renk ve Kültür

•RENK VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ


•Renk, toplumlarda birçok rol üstlenerek insan yaşamında önemli bir yer
edinmiştir. 300 bin yıldır insanlar birçok alanda rengi kullanmışlardır.
Özellikle siyah, beyaz ve kırmızı renkler bilinen renklerdir.
•Arkeolojik kaynaklar, antik yerleşimlerde toprak boyası bulgusuna ait birçok
Özet
referans içermektedir. Koyu sarı veya kırmızı aşı boyası terimleri, çok çeşitli
renk tonlarını; turuncuları, kahverengileri ve kırmızıları kapsamaktadır.
Paleolitik yerleşimlerde bu tür malzemeler renkleri nedeniyle kasıtlı olarak
toplanmıştır. Fransa'da muhtemelen 300 bin yıl önce kullanılan barınaklarda
kırmızı, kahverengi ve sarı aşı boyası parçaları bulunmuştur. Sosyal kimliğin
bir göstergesi olarak giyside rengin rolü, günlük yaşamda belirgin bir şekilde
karşımıza çıkmaktadır
•Rengin Kültürel Düzeydeki Yeri ve Önemi
•Kültür, sosyal bir yapıdır. Her birey için bir rengin veya bir renk grubunun
anlamı; konuşma dili, sosyal statüsü, ortamı ve bireysel yaşam deneyimi ile
şekillenir. Anlambilim; renk ifadesi de dâhil olmak üzere, bir kelimenin
anlamının çalışılmasıdır. Renk anlamındaki kültürel farklılıkları bilmek,
küresel pazara yönelik herhangi bir ürünün veya görüntünün başarılı bir
şekilde pazarlanması için gereklidir.
•Algısal ve tasarımsal bir yapı olan renk, kültürden etkilenmektedir. Rengin
toplumdaki rolünün belirlenmesi kültürel süreçlere göre şekillenmektedir.
•Farklı Kültürlerde Renk
•Kültürel öğrenmeler renk tercihlerini etkiler. Farklı kültürlerin renkler için
farklı anlamları vardır. Toplumların inanışları, gelenekleri, iklimleri, sosyal
yapıları gibi birçok faktör renk seçimlerinde etkili olmaktadır. Çok zengin bir
yapıya sahip Türk kültüründe renkler, çok sayıda örnek vermiştir. Türk
kültürü, gerek dinî mekân süslemelerinde, camilerde ve cami süsleme
motiflerinde gerekse Dede Korkut gibi edebî eserlerde önemli bir miras
bırakmıştır.
•RENGİN TOPLUMSAL DÜZEYDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
•Çok eski dönemlerden beri toplumların renk kullanımına ilişkin kültürel
gelenek bulunmaktadır. Renkle ilgisi olan sembolik veya temsilî faaliyetlerde
bulunma yeteneğiyle resimler ve renkler, geçmişten izleri taşımanın
sorumluluğunu üstlenmiştir. Çoğu insanın aynı şekilde yorumlayacağı birçok
renk izlenimi ve sembol örneği vardır. İnsanın doğa deneyimi, süreç boyunca
başkalarına yol açan temel çağrışımları yaratmıştır.
•Kültürel Bağlamda Renk
•Renk, estetik bir ifadedir. İnsanların yaşadığı ve deneyimlediği koşulların bir
elemanıdır. Diğer duyusal algıların yanı sıra, optik mesajlar ve görsel
deneyimler rengin algılanmasına yardımcı olur. Bu, rengin çevre için
anlamını, renk-kültür etkileşimi açısından önemli kılar.
•Renkleri algılamak, onları deneyimlemek, onlardan daha fazla haberdar
olmak anlamına gelir ve ilintili anlamlara eşlik eder.
•İnsan deneyimi ve renge olan tepkisi, çok çeşitlidir. Bu nedenle renk
deneyimini, renk etkisini veya renge insan tepkisini topluma genellemek
mümkün değildir.
•İletişim Bağlamında Renk
•Toplum içinde renkler, tasarımlar ve resimler iletişim araçları olmaktadır.
İletişimde renk, rolleri tanımlamakta veya sembolize etmektedir.
•İletişim, insanlar arasındaki bilgi alışverişinde kişisel düzeyde olduğu kadar,
çevredeki semboller aracılığıyla kişisel olmayan bir düzeyde de gerçekleşir.
Renk, insan-çevre ilişkisinde önemli bir görsel iletişim aracıdır: Sembolik
mesajları ve estetik bilgileri iletir. Renk sembolizmi, rengin duygular
üzerindeki etkilerinden ve anlam geleneğinden ortaya çıkmıştır. Rengin
sembolik ve psikolojik etkileri bu nedenle yakından bağlantılıdır.
88
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Renk ve Kültür

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. “Yeşil renk” için hangisi doğru bir açıklama değildir?
a) Ekoloji rengidir.
b) Çevre rengidir.
c) Yaşam rengidir.
d) Dinî bir anlamı vardır.
e) Trend bir renktir.

2. Kültürü oluşturan unsurlar arasında aşağıdakilerden hangisi yer


almamaktadır?
a) İnsan
b) Optik özellikler
c) Değer
d) Duygu
e) Düşünce

3. “Kültürün içinde bir değişimin başlamasının diğer değişimleri de etkilediği


bir aracıdır.” tanımlamasına uygun kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kültürel etkileşim
b) Görsel değişim
c) Duyusal değişim
d) Algısal değişim
e) Algısal özellikler

4. “Her birey için bir rengin veya bir renk grubunun anlamını şekillendiren”
başlıklar arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Konuşma dili
b) Sosyal statü
c) Ortam
d) Bireysel yaşam deneyimi
e) Biçimsel benzerlik

5. Renk ifadesi de dâhil olmak üzere, bir kelimenin anlamının çalışılması nasıl
tanımlanmaktadır?
a) Anlambilim
b) Görsel bilim
c) Algısal özellikler
d) Duyum
e) Duyusal özellikler

89
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Renk ve Kültür

6. Toplumların renk seçimlerinde etkili olan faktörler arasında


aşağıdakilerden hangisi yer almamaktadır?
a) Gelenekler
b) İklimler
c) Yemek kültürleri
d) Sosyal yapılar
e) Toplumların inanışları

7. Her bir duyu organının, belirli bir duyusal uyarıma yanıt vermesini
sağlayan belirli bir yapısı vardır. Çevreyi algılama ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
a) Tasarlanabilir.
b) Deneyimlenebilir.
c) Tanınabilir.
d) Değerlendirilebilir.
e) Değiştirilebilir.

8. “Tilaka” için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?


a) Hindistan’da alına konulan sembolik noktanın ismidir.
b) Japonların giysisidir.
c) Hintlilerin giysisidir.
d) Afrika takısıdır.
e) Afrika giysisidir.

9. Rengin iletişimdeki rolü ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


a) Görsel bir iletişim aracıdır.
b) İnsan çevre etkileşimine yarar sağlar.
c) Sembolik mesajları iletir.
d) Renklerde değişikliğe neden olur.
e) Estetik bilgileri iletir.

10. Rengin toplum içinde üstlendiği roller arasında aşağıdakilerden hangisi yer
almamaktadır?
a) Düzen ve farklılaşma
b) Giysi form özelliklerini değiştirme
c) Moda ve stil özellikleri
d) Sembolik mesajlar
e) Tarz ve tasarım eğilimlerinin ifadesi

Cevap Anahtarı
1.e, 2.b, 3.a, 4.e, 5.a, 6.c, 7.e, 8.a, 9.d, 10.b

90
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Renk ve Kültür

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Albayrak, K. (2008). Millî Dinlerde Renk Fenomeni, Çukurova Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi 8 (1), 1-41
Arnheım, R. (1974) Art And Visual Perception. California : University of California
Berkeley
Atasoy, N. (2005). 15.Yüzyıldan 20. Yüzyıla Bahçeleri ve Hasbahçeler. İstanbul:
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
Berns, R. (2019) Principles of Color Technology. USA: Wıley
Ed: Blaszczyk, R.L. Spiekermann, U. (2017) Worlds of Consumption Bright
Modernity Color, Commerce, and Consumer Culture. Germany: Palgrave
Macmillan
Circiv, E. (2015) Temel Tasarım ve Tasarım İlkeleri. Ankara: Akademisyen Kitabevi
Clarke, S.(2014) Print: Fashion, Interiors, Art. United Kingdom: Laurence King
Çeviren: Apak, U. (2008) Sanat Dünyamız. Sayı:107. Yapı Kredi Yayınları
Delamare, F., Guineau. (2012) Renkler ve Malzemeleri (3. Baskı). İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları.
Ed: Geczy, A. Karaminas, V. (2012) Fashion And Art. London: Berg
Eyüboğlu, B.R. (2011). Resme Başlarken. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları
Genç, A., Sipahioğlu, A. Görsel Algılama Sanatta Yaratıcı Süreç. İzmir: Sergi
Yayınevi
Gombrich, (2007). E.H. Sanatın Tüm Öyküsü, Remzi Kitabevi.
Gümüş, D. Uray, G. (2018). Oya El Sanatı Üzerine Bir İnceleme. Uluslararası Sosyal
Araştırmalar Dergisi Cilt: 11 Sayı: 55
Holtzschue, L. (2011) Understanding Color An Introduction For Designers. USA:
John Wiley & Sons, Inc.
Honnef, K. (2000). Andy Warhol 1928-1987 Commerce İnto Art. Germany:
Taschen
Kayserili, A. (2014). Erzurum şehrinin kültürel coğrafyası. Erzurum: Atatürk
Üniversitesi Yayınları
Meerweın, Rodeck, Mahnke(2007) Color Communication in Architectural Space.
Basel, Switzerland: Birkhäuser Verlag AG
MEB. (2014) Tığ oyası, Ankara. s.39
Nassau, K. (1998). Color For Science, Art And Technology. Amsterdam: Elsevier
Science B.V.
Özdemir, T. (2005) Renk Kavramı ve Konut İç Mekânında Tasarıma Etkileri, Sanatta
Yeterlik Tezi, İstanbul.
Özer, D. (2012) Toplumsal Düzenin Oluşmasında Renk ve İletişim, ODÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık

91
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Renk ve Kültür

Özsoy, V., Ayaydın, A. (2016) Görsel Tasarım Öğe ve İlkeleri.(1.Baskı) Ankara:


Pegem Akademi
Pendergast, S. Pendergast, T. (2004) Fashion, Costume, and Culture. USA:
Thomson Learning, Inc. S. 206
Regina Lee Blaszczyk and Ben Wubs (Ed.). (2018). The Fashion Forecasters A
Hidden History of color and prediction Great Britain: Bloomsbury
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish
Sari, S. (2017) Kimlik - Etnik Kimlik Üzerinden Zengin Bir Tasarım. Dilinin İnşası
Turkic Volume 12/13, p. 507-530 DOI Number:
Sari, S., (2017). Görsel Kültür Nesnesi Olarak Erzurum Arkeoloji Müzesinde
Bulunan Üç Adet Geleneksel Giysi Üzerine Bir İnceleme. Türkiye Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 603-624.
http://Dx.Doi.Org/10.7827/Turkishstudies.11714
Sari, S. (2020). Temel Tasarım, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları,
(ss. 350), Erzurum.
Scully K., Cobb, D.J. (2012) Color Forecastıng For Fashıon, London: Laurence King
Seylan, A. (2019) Temel Tasarım. (2.Baskı). İstanbul: Yem Yayın
Shevell, S.(2003). The Science of Color. Oxford: Optical Society of America, Elsevier
Tezcan, H. Okumura, S. (2007) Topkapı Sarayı Müzesi Döşemelikler, İstanbul: TC
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vehbi Koç Vakfı
Toker, İ. (2009). Renk Simgeciliği ve Din: Türk Kültür Yapısı İçinde Ak-Kara Renk
Karşıtlığı ve Bu Karşıtlığın Modern Türk Söylemindeki Tezahürleri Üzerine
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi · January
Warren, S.(2009). Painting Vibrant Watercolors Discover The Magic Of Light, Color
And Contrast. Ohio: North Lıght Books

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 4.1. Toplumlararası Giyimde Renk Farklılıkları. Scully K., Cobb, D.J. (2012)
Color Forecastıng For Fashıon. S.19
Görsel 4.2. Mavi kimonolar giyen Japon kadınlar. Pendergast, S. Pendergast, T.
(2004) Fashion, Costume, and Culture S.206
Görsel 4.3. Çok renkli takı kullanımı. Pendergast, S. Pendergast, T. (2004) Fashion,
Costume, and Culture S.434
Görsel 4.4. Topkapı Sarayı sünnet odası duvarı çinileri. Atasoy, N. (2005).
15.Yüzyıldan 20. Yüzyıla Bahçeleri ve Hasbahçeler, S.50
Görsel 4.5. Oya örneği. https://aregem.ktb.gov.tr/TR-51137/oya-sanati.html
30.12.2020 tarihinde erişildi.
Görsel 4.6. Osmanlı Döneminden parçalı bohça örneği. Tezcan, H. Okumura, S.
(2007) Topkapı Sarayı Müzesi Döşemelikler. S.122
Görsel 4.7. Mekân Tasarımında Renk Eğilimleri. Meerweın, Rodeck, Mahnke(2007)
Color Communication in Architectural Space. S.28
Görsel 4.8. Çomakdağ yöresel kadın giyimi. http://www.milas.gov.tr/comakdag-,
Mahallesi. 29.12.2020 tarihinde erişildi.

92
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
RENK TRENDLERİ

• Trend Kavramının Tanımı


• Renk Trend Tahmini
İÇİNDEKİLER

• Renk Trendlerini Belirleme Süreci


• Renk Trend Oluşturma RENK BİLGİSİ
• Günümüz ve Gelecek Renk
Trendleri Öğr. Gör. Hilal BALCI

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Trend kavramını tanımlayabilecek,
HEDEFLER

• Renk trend tahmini yapabilecek,


• Renk trend belirleme sürecini
açıklayabilecek,
• Renk trendleri oluşturabilecek,
• Günümüz ve gelecek renk trendleri
hakkında tahminde
bulunabileceksiniz.

ÜNİTE

5
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Renk Trendleri

Trend Kavramının
Ortaya Çıkışı
Trend Kavramı
Trend Belirleyici
Unsurlar

Renk Trend Renk Trend Tahmin


Tahminleri Aşamaları

WSGN

Pantone

intercolor
RENK TRENDLERİ

CAUS

CMG
Renk Trendlerinin
Belirlenme Süreci
GCR

NCS

Trend Stop

Premiere Vision
Renk Trendlerinin
Oluşturulma
Süreci Nelly Rodi

Günümüz Renk
Günümüz ve Trendleri
Gelecek Renk
Trendleri Gelecek Renk Trendleri

94
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Renk Trendleri

GİRİŞ
Trend, giyim veya tasarıma özgü bir durum olmayıp, belli bir zaman
diliminde toplumun geniş bir kitlesi tarafından benimsenen giyinme, konuşma,
yürüme, yemek yeme, film, kitap, tatil mekanları ve yaşam biçimlerinden bir veya
birkaçını yansıtır. Trend tahmini yapmak için ideal yöntem, kaynak bulma, veri
toplama, verilerin sentez edilmesi ve bulguların çözümlenmesi gibi bilimsel
araçlarla farkındalık sağlanır. Gözlem, öngörme gibi yaklaşımlar harmanlanarak
oluşturulan bir yöntemdir.
Ajansların araştırma bölümlerinde trend oluşturma konusunda çalışan trend
analistleri, toplumun kültürel, sosyal ve tüketim alışkanlıkları hakkında bilgiler
sunar. Yeni ürünler oluşturulmasına ve mevcut ürünlerin geliştirilmesine destek
olur. Trend tahmini yapan ajanslar, en erken zamanda, en uygun kişisel pazarlara
yönelik trendleri doğru belirleyerek trendleri geliştirir. Trend tahmincileri,
tüketicilerin alacağı ürünlerin satış rakamlarını arttıracak trendleri bulmak için
verileri toplayıp analiz eder. Trend bilgilerinden oluşturulan yeni bilgileri görsel
raporlar hâline getirerek müşterilerine sunar. Uluslararası trend tahmin kuruluşları
hizmetlerini müşterilerine tanıtmak için hazırladıkları trend kaynaklarını dünyanın
her yerinde satışa sunar.
Yaşantımızın en büyük keyiflerinden birisi renktir. Rengin kullanım
alanlarının bir sonu yoktur ve devamlı değişir. Renkler hayat stillerimizle, sanatla,
yaşamla, tasarımla, modayla ve hayatımızın her bölümüyle bir bütündür. Renk,
insanoğlunun ilk yaşamından beri hayatın en önemli unsuru olurken, yaşam
tarzlarımızın, sanatsal ifadenin, dekorasyonun, dışa vurumun, modanın ve
tasarımın önemli bir parçasıdır.
Bu ünitede sırasıyla; trend kavramı, renk trend tahmini, renk trendlerini
belirleme süreci, renk trend oluşturma, günümüz ve gelecek trendlerine
değinilmiştir.

TREND KAVRAMI
Trend kavramının tanımı eski İngilizcede ‘’dönmek, çevirmek, döndürmek’’
anlamına gelir. Trend sözcüğünün Türkçe anlamı ‘’eğilim’’dir. Genel anlamıyla,
akım denilmektir. Belirli bir zaman diliminde, belirli bir seyri oluşturan değerleri
ortaya çıkaran sürekli artma ya da azalmaları ifade eder. Mevcut tüketici
Trend, belirli bir süre değerlerini, isteklerini ve ihtiyaçlarını farklı bir şekilde ortaya çıkaran yeni bir
geçerlidir. dışavurum hâli olarak da tanımlanabilen “trend” kavramı, birbirinden çok farklı
sektörlerde de karşılık bulmaktadır.
Trend kelimesi, moda endüstrisinde 20. yüzyılın son çeyreğinde tasarım ve
stilden söz etmektedir. Paul Nystrom’a göre trend, belirli bir zamanda hüküm
süren ya da geçerli olan bir şeydir; daha az ya da daha fazla bir şey değildir
(Nystrom, 2008). Trendlerin takibi tüketici ve üretici açısından farklı görüşlere
sahiptir. Tüketici açısından değerlendirildiğinde dikkat çekmek, popüler olmak

95
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Renk Trendleri

anlamlarına gelirken; üretici açısından, talep görmesi öngörülen bir ürününün


piyasaya çıkartılıp kâr sağlanması amaçlanır.
Trendler genel yönelimin veya hareketteki değişimin ilk göstergesidir. Trend
dinamik bir kavramdır, sürekli değişir ve kesinliği kabul etmeyen bir olgudur
(Descamps, 1980). Bir trendi tahminciler tanımlarken stil hakkındaki bilgileri ve
görünen detaylar arasındaki benzerliği fark eder, elde ettiği verileri potansiyel
tüketicilerine uygun hâle getirir.

Trend Kavramının Ortaya Çıkışı


Analist Vejleegard’a göre trendlerin ortaya çıkışında, tüketicilerin
beklentileri doğrultusunda trend olabilecek ürünler piyasaya sürülür. Şirketler
trend olabilecek ürüne talebin yüksek olacağını tahmin ettiği için büyük bütçeler
ayırır. Trend tahmincileri istatistiksel bilgi ve veri toparlayıp müşterileri hakkında
araştırma yapar. Tasarımcılar, giyim, perakendeciler, aksesuar, tekstil üreticileri
ürünlerini bir sonraki sezonun trendini tahmin eder. Ürünlerini geliştirip
rakiplerine karşı avantajlı olmayı ve satış rakamlarını arttırmayı ister (Vejleegard,
2008).
Trend oluşturulurken tasarlanan ürünün mevcut üründen farklı olması
beklenir. Tasarlanan ürünün mevcut üründen ne kadar farklı olursa olsun mevcut
ürünün eksiklerini kapatması, alternatifler oluşturması gerekir. Bu sebeple
toplulukların eğilimleri eski ve yeni arasındaki farkları dikkate alır. Trendin
oluşmasında öncelikle ürün icat edilip tasarlanır ve diğer ürünlerden farkını ortaya
koyar. Ürünler kolayca trend olur ve kolayca trend süresi biter. İnsanın yeni
tasarımlar ortaya koyma tutkusu, trend adı altında değişim gösterir.
Mikro trendler, modası hızlı geçebilecek kısa etki eğilimidir. Bu mikro
Mikro eğilimler bir
araya gelerek makro trendlerden sadece küçük bir tüketici grubu etkilenir. Tek bir mikro eğilim tüketici
eğilimleri başlatır. davranışını etkilemeyebilir; ancak bir araya getirilen birkaç mikro eğilim bir makro
eğilim için bir başlangıç noktasıdır. Makro trendler, birkaç mevsim sürebilecek
uzun vadeli bir etki sağlar. Çünkü makro eğilimler, tüketicinin ihtiyaçları ve
tutumlarına dayanır. Makro trendler, tüketici davranışında büyük bir değişiklik
yaratır ve yeni bir yaşam tarzı hâline gelir. Trend tahmincileri mikro ve makro
eğilimleri gözlemleyerek analiz eder, tüketici davranışlarındaki değişiklikleri
gelecekteki eğilimleri tahmin etmek için kullanır (Vehviläinen, 2013).

Trend Belirleyici Unsurlar


Trend belirleyici unsurların başında moda gösterileri ve defileler gelmektedir.
Moda gösterilerini etkileyici bir toplumsal olaya dönüştüren ilk tasarımcı
PaulPoiret’tir. Jean Patou ve John Galliano ise bu gösterilerin boyutlarını
genişletmiş, Alexander McQueen de bu gösterileri sahne şovlarıyla tamamlayarak
(Aktaran; Sari, 2020).
Moda sektöründe sezona bağlı sürekli yenilenen trendlerin göstergeleri
mevsim öncesi çalışmalar yaparak belirlenir. Trend tahmincileri, moda sektörü ve
müşteriler, seyahat, okuma ve gözlem yaparak sürekli keşfeder. Medya yoluyla

96
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Renk Trendleri

üretim, tasarım ve perakendecilik bölümlerindeki gelişmeleri yakından takip edip,


gelecek sezonun yeni görünümünü, stilini, rengini ve dokusunu saptamak için veri
toplar.
Modayı belirleyenler için ‘’trendsetter’’ ifadesi kullanılır. Geçmişten
günümüz trendsetter terimi, tarz ve tasarım ilişkisi içinde kullanılır. Ancak trendler
sadece bunlarla sınırlandırılmamıştır. Bütüne bakıldığında trendin en yaygın
kullanımı; neyi okumak istediğimizi, izlemekten zevk aldığımız filmleri, ne yiyip
içtiğimizi ve sevdiğimiz şeyleri belirtirken kullanılır (Erol, 2011).
Trend tahmincileri, modanın temellerini ve moda sektörünün gelecek
sezonlarda kullanılması öngörülen ürünlerin perspektifini tahmin eder. Tahminler
geliştirirken içgüdüsünü, anlayışlarını, moda bilgilerini ve mevcut piyasa bilgilerini
bir araya getirir; bir veri, gözlem ya da moda anlayışına dayalı öngörülerde
bulunur. Bu öngörüleri gerçekleştirirken;
 Çağdaş ve tarihsel moda hakkında bilgi, geleceğin modası hakkında
düşünceleri,
 Değişimin hareket ve yönünün gözlemini,
 Toplumdaki kültürel ve sosyal değişiklikleri,
 Tüketici ve satış verilerinin analizini,
 Tecrübeyle desteklenen bir eğilimin iç akışına ilişkin geniş bir perspektifi
kullanır (Rousso, 2012).
Bir trend tahmin sürecine başlayabilmek için ortaya çıkmakta olan
trendlerin ne olduğunu saptamak, trendin yoğunluğunu ve kabul görme hızını
Trend tahmin
tahmin etmek ve hareketin yönünü gözlemlemek önemlidir. Bunun için
sürecinde gözlem
üreticilerden, tüccarlardan ve tüketicilerden veriler toplanır. Gelişmekte olan
yapmak önemlidir.
trendle ilgili kesin gerçeklikler ise çeşitli alanlardan elde edilir. Bunlar:
Haberler: Uluslararası, finansal, popüler kültür ve teknoloji gruplarından
oluşur.
Sektör gazetesi: Piyasada en çok satan ürünler, piyasaya yeni girenler, ticari
showroomlar ve perakende verilerini kapsar.
Kayda değer değişiklikler: Yeni moda liderleri, ürünler, mekanlar, etkinlikler,
teknolojik gelişmeler, web sitesi ve bloglardan oluşur.
Tüketiciler: Sokaktaki hareketler, yeni etkileşimler, yeni tutumlar ve
görünümleri kapsar.
Tüketici istatistikleri ve satış verileri; Perakende sektörünü tanıtacak
kaynaklar, küresel tüketim trendleri, satın alma tutumlarını, tüketici profilinin ne
olduğunu ve konseptlerin kabul görme verileri elde etmek için kullanır.
Pazar araştırma firmaları: Pazar araştırma firmaları, trendleri inceleyen ve
tahmincilere veya müşterilere gelecek hakkında tavsiyeler ve çözüm kaynakları
sağlayan bağımsız firmalardır. Pazar araştırma firmaları, yaşa ve bölgelere göre
nüfus değişiklikleri, mesleki farklılıklar, gelir ve tüketim alışkanlıklarına göre

97
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Renk Trendleri

tüketici çeşitlerini ve benzer konularla ilgili tüketici pazar bölümleri hakkında özel
bilgiler sağlar.
Yeni tasarımcılar: Moda alanında bir üne kavuşma isteğiyle ortaya çıkan
yeni tasarımcılar, modadaki taze fikir ve yaklaşımlara yeni bir yönelim
kazandırarak trend belirleyici koleksiyonlara katkıda bulunurlar.
Diğer moda servisleri: Giyim ve aksesuar tahmincileri renk tahmin servisi
gibi diğer tahmin hizmetlerinden yararlanır.
Fuarlar tahminciler: Mümkün olduğunca tasarım ekibi koleksiyon öncesi
fuarlara katılır. Dünyanın birçok yerinde hitap edilen müşteri föyüne göre fuarlar
farklılık gösterir. Başlıca tasarım fuarları; Fransa’nın Paris şehrinde gerçekleşen
Premiere Vision kumaş fuarı, Almanya’nın Berlin şehrinde gerçekleşen Bread &
Butter hazır giyim fuarı ve İtalya’nın Floransa şehrinde gerçekleşen Pitti Uomo
erkek hazır giyim fuarı ve sektörün izlediği etkinliklerdir.
İletişim ve network: Network oluşturmak trend tahmincileri açısından
önemli bir eylemdir. Tahminciler; tasarımcılar, satın almacılar ve üreticilerle
iletişim kurarak onların satan ve satmayan ürünleri hakkında sektörle ilgili güncel
bilgiler edinir.
Elektronik kaynaklar: Web siteleri, online müzik programları, sosyal ağlar ve
elektronik kataloglar trend tahmincilerinin kolaylıkla ulaşabilecekleri önemli
kaynaklardır. Trend tahmincileri ayrıca belirli online trend tahmin sitelerine de üye
olarak (internet tahmincileri) sosyal ağ siteleri üzerinden moda araştırmalarını hızlı
bir şekilde yaparlar. Web sitesi türlerinden bir olan bloglar ise moda trendleri
Trend belirleyici birçok hakkında bir şeyler okunabilecek veya takibi yapılabilecek bir diğer alandır.
kaynak unsuru vardır.
Bu unsurlardaki Tasarım kaynakları ve referans kitaplar, tahminciler, tarihsel dönemlere ait
değişiklikler, trend modanın detaylarına odaklanmak için müze koleksiyonlarını, antika ve klasik eşya
değişimlerini etkiler. mağazalarını ve kütüphaneleri kullanır. Trend tahmincileri güncel trendlerle ilgili
bilgi edinmek için ise son koleksiyonlara ait video ve fotoğraflara, tasarımcı
butiklerine, mağaza ve moda gösterileri gibi kaynaklara başvurur.
Sanat- Görsel sanatlar, müzik, film, dans ve tiyatro olmak üzere sanat moda
trendleri ile doğrudan ilişkilidir.
Ünlüler, moda trendlerine yön verirler. Ünlülerin kırmızı halıdaki
görünümleri, videoları, filmleri ve ekrandaki stilleri trendlerin geniş kitlelerce
tanınması ve kabul edilmesinde oldukça etkilidir. Tahminciler ödül törenleri gibi
önemli gecelere katılarak ünlülerin ne giydiği, favori tasarımcının kim olduğu, saç
stilleri gibi çeşitli konularda gözlem yaparlar.
Kumaşlar, kumaş fabrikaları müşterileri için güncel ve ileriye yönelik kumaş
tahmin bilgileri geliştirirler.
Seyahat, gözde dinlenme mekânları ve tatil yerleri çoğu zaman moda
akımlarında büyük bir etki yaratır. Tahminciler seyahat eden insanların
davranışlarını gözlemleyerek ve seyahat ederek gelecek trend eğilimleri hakkında
bilgi toplar.

98
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Renk Trendleri

Yaşam tarzları, yaşam tarzlarındaki değişikler sonucu tüketici ihtiyaçları da


değişim gösterir.

Örnek •Spor kıyafetlerin satışının artış nedeni, yaşam tarzlarındaki


değişiklikler, tüketicinin alışveriş tercihlerini etkiler. Bu tür
değişiklikleri, analistler sürekli olarak önceden öngörme ve tüketicinin
ihtiyaçlarını karşılayacak ürünleri belirleme çabasındadır.

İnsanların toplandığı mekanlar; havaalanları, meydanlar, sokak festivalleri,


alışveriş merkezleri, konserler, insanları grup hâlinde izlenebileceği mekanlardır.
Tahminciler bu mekanlarda insanları gözlemleyerek, nerelere gittikleri, hangi
kıyafetleri giymeyi tercih ettikleri, alışveriş yaparken hangi marka ve ürünleri
tercih ettiklerini inceleme fırsatı bulur.
Sokak manzaraları: Bir trendin nerede başlayacağını kestirmek güçtür.
Trend tahmincileri insanları her ortamda sürekli izler.

Trend tahminlerini
oluştururken
kullandığımız birçok öğe
vardır.

Şekil 5.1. Trend Tahminlerini Oluşturan Öğeler (Vehviläinen, 2013)

RENK TREND TAHMİNLERİ


Renk tahmini sadece kıyafetleri değil, ürünleri, ev mobilyaları, yaşam tarzını,
otomotiv ve kozmetik sektörlerini de etkiler. Boya firmaları olumsuzluğun bedelini
ağır ödeyecekleri için herhangi bir hata yapma olasılığı yoktur. Firmalar ürettikleri
bir renk için gelen talepleri karşılamak zorundadır.
Bir renk tahmini yaratmaya başlamadan önce bir tahminci renk teorisini,
renk psikolojisini ve renk döngülerini anlamalıdır. Renk tahmini, gelecek sezonda
tüketicilerin tercih edecekleri renkleri öngörebilmek için bilgileri toplama,
değerlendirme, kavrama ve yorumlama sürecini etkiler. Tahminciler bu süreci

99
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Renk Trendleri

araştırarak ve yaratıcılıklarını, öngörülerini ve deneyimlerini renk değişimlerini


algılamak için kullanır.
Keiser ve Garner (2003)’a göre renk, tüketiciler için dikkat çeken ilk
unsurdur. Çünkü renk direkt olarak ürünün yüzeyini kaplar. Bununla birlikte renk,
sosyo-kültürel bir göstergedir.
Halkın, her renk için belirli bir dili ve anlayışı vardır. Renk, kendi içinde özel
ifade ve anlamı olan bir olaydır. Beyazın sürekli yaz paletinde bulunması
beklenirken, kışın toprak ve sonbahar renk tonları yerlerini moda renklerinin en
popüleri olan siyah renge bırakır. Pastellerin refah tonları ilkbaharla birlikte
yeniden ilişkilendirilir.

Renk Trend Tahmin Aşamaları


Renk tahmin kuruluşlarının öngördüğü, müşterilerinin ihtiyaçları
doğrultusunda çalışır. Renk tahmin süreci iki aşamadan oluşur. İlk aşamada,
koleksiyon veri araştırma kapsamında, değerlendirme ve çözümleme; ikinci
aşamada ise sunulup yorumlama yer alır. Renk trend tahmin aşamaları;
1. Gözlem ve verilerin toplanması,
2. Verilerin analizi,
3. Verilerin yorumlanması,
4. Renk hikâyesinin geliştirilmesi,
5. Geliştirme,
Renk tahmin 6. Tüketici kabul edilebilirliğini önceden tahmin etme,
aşamasında veriler 7. Kabul veya ret,
toplanıp, çözümlenip,
8. Final renk hikâyesini derleme paketi,
değerlendirilip, sonra
veriler yorumlanır ve 9. Renk hikâyesi sunum ve tahmin paketi,
sunulur. 10. Promosyon yoluyla renk hikâyesini tanıtma/ pazarlama şeklindedir.
Renkler herhangi bir aşamada reddedilip süreç tekrardan başlayabilir, hatta
bu aşama ile daha çok veri toplanabilir. Renk hikâyesi kabul gördüğünde, final için
bir renk hikayesi oluşturulup sunum için paket program tamamlanır. Sonra da
tahminler pazarlama ve tanıtım için müşterilerine sunulur.

RENK TRENDLERİNİN BELİRLENME SÜRECİ


Rengin kullanım yerleri ve renk arayışları sonsuzdur. Renkler; moda,
Renk sürekli değiştiği ve
tasarım, sanat ve hayat tarzlarımızla yakından ilişkilidir. Başlangıçta renk trendleri
geliştiği için, sürekli
ileriye yönelik ülkeler bazında değerlendirilirken, günümüzde bu trendlere uluslararası bir bakış
odaklanılmalı, her kazandırılmıştır. Bu nedenle artık trendlere evrensel bir bakış açısı ile
zaman gelecekte yaklaşılmaktadır. Tasarımcılar uluslararası tahminleri değerlendirmekte, dünyanın
beklenilen aranmalıdır. her bölgesinde yaşayan insanların ya da farklı kültürdeki toplumların aynı ya da
benzer yönlerini dikkate alacak şekilde renk trendlerini ön görmekte ve dikkate
almaktadırlar.
Trend tahminlerinin belirlenmesine yardımcı olan kuruluşlar şunlardır:

100
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Renk Trendleri

WGSN (World Global Style Network): 1998 yılında kurulan WGSN araştırma,
trend analizi, moda, tasarım ve stil sektörüne dair haberler içeren küresel bir on-
line hizmet firmasıdır. WGSN internet sitesinden, araştırmak istenilen sektöre ait
birçok, grafik, araştırma, renk paleti, görsel vb. konulardan üyeler
yararlanabilmektedir. WGSN trendleri üç aşamalı bir yaklaşım sergiler. Başlangıçta
uzun süreli trendler incelenir, tüketici gözlemleri, yaşam stilleri, kültür,
materyaller renk ile kombin edilir, çeşitli sektördeki ve modadaki trendlerin
etkileri değerlendirilir. Sonrasında renklere, sezonsal trend bilgileri, kumaş ve stil
yönlerine, ürünlere odaklanılır. Son olarak da anın ruhunu yansıtan hızlı yön
raporlarıyla en yeni gelişmeleri yakalayan bir analiz sunulur.
PANTONE: Dijital teknoloji, mimari, plastik, dekorasyon, boya ve moda
üreticilerine renk ile bağlantılı sektörlerde, renk eşleştirmesine yardımcı
olmaktadır. Pantone, tasarımcı, üretici ve tüketici için renk komünikasyonunda
evrensel bir dildir.
INTERCOLOR: Renk araştırma ve geliştirme amacıyla kurulmuştur.
Intercolor, Asya ve Avrupa ülkelerinden üyelerin bir araya geldiği bir komisyondur.
Üye ülkeler; Japonya, Avusturya, Macaristan, İsviçre, Finlandiya, Fransa, Portekiz,
İngiltere, Almanya, Çin, İtalya, Kore ve Türkiye’dir. Trend gelişimleri açısından,
yaşam biçimlerindeki ve renklerdeki değişimlerle ilgili sezona ait renk görüşlerini
ve fikirlerini üyeler aralarında paylaşıp ortak renklere karar verirler. Belirlenen
renkleri ve açıklamaları beraberlerinde ülkelerine taşırlar.
CAUS (The Color Association Of The United Statescaus): 1915 yılında
kurulmuş olan Birleşik Devletler Renk Birliği (CAUS), çeşitli sektörler için evrensel
renk tahminleri sunmaktadır. Üyelik esaslı bir organizasyondur. Başlangıçta moda
sektörü ile hizmete başlayan kurum, günümüzde reklamcılık ve marka,
komünikasyon, elektronik, kozmetik, otomotiv, güzellik ve sağlık gibi sektörlerde
de hizmet vermektedir.
CMG (Color Marketing Group): 1962 de kurulmuş uluslararası bir kuruluş
olan GMG kâr amacı gütmez. Üretici firmalara sezon öncesinde renk trend
tahminleri sunar. Rengin çeşitli pazar ürünlerinde kullanımı alanında hizmet
vermektedir. Renk tasarımcıları CMG üyeleridir. Renk trendleri ve
kombinasyonları, renk pazarlama, desen araştırmaları, satış ve üretim gibi
Trend renkleri renklerle ilgili konularda CMG üyeleri birbirleriyle bilgi alışverişi yaparlar. Nitelikli
belirleme sürecinde yer
renk tasarımcılarının bir araya geldiği gruplar, yorumlayan, yaratan, öngören ve
alan birçok kuruluş
vardır. Bu kuruluşlar fonksiyon ürünler üreten, kalite ve satılabilirlik unsurlarını göz önünde
tasarımcı, üretici ve bulundururlar. CMG’nin renk tahmin çalışmaları, çeşitli sektörlerden temsilcilere
tüketici arasında bir sunulmak üzere yapılan analizler ve toplantılarla trend öngörülerini içeren renk
iletişim sağlar. paletlerini içermektedir (Güntürkün, 2010).
GCR (Global Color Research): 1999 yılında kurulmuş olan GCR, renk
tahminleri alanında en yeni kuruluştur. Avrupa, Çin ve Kuzey Amerika’daki
ofisleriyle, renklerin kullanılacağı sektörlere evrensel bir bakış sağlar. Tekstil,
mimari, plastik boya, kozmetik ve seramik ürünleri gibi birçok alanda hizmet
vermektedir.

101
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Renk Trendleri

NCS (Natural Color System): Pigmentler ve ışık üzerinde çalışarak renk


yüzeyi üzerinde 10 milyondan fazla renk saptayan ve 35 yıldır sektörde hizmet
veren bir kuruluştur.
TRENDSTOP: Moda tahmini ve evrensel trend bilgisi sunan çevrimiçi
internet tabanlı çalışan bir servistir. Sezondan önce desen önerileri, renk paletleri
ve renk kombinleriyle ilgili hizmet sunar. Trendstop öngördüğü renk paletlerinin
çıkış noktalarını sentezlerle açıklayıp müşterilerine detaylı raporlar sunar.
PREMIERE VISION: 1973’ten beri profesyonel moda ve kumaş fuarları
organize eden Fransız bir şirkettir. Première Vision’da genel trendler ve farklı
alanlarda belirlenmiş trendleri, sezonun renkleri, kumaş seçimleri ve desenleri ile
ilgili bilgileri katılımcılarına sunar.
NELLY RODI: Nelly Rodi Clair tarafından kurulmuş bir trend tahmin
kuruluşudur. Kurumların veya markaların tüketici eğilimlerini öngörebilmeleri için
stratejik danışmanlık ve yılın trendlerine dair okuyucularına katalog sunmaktadır.
Dekorasyon, moda, tekstil, teknoloji, iç giyim, güzellik, gastronomi, medya ve
yaşam üzerine alanlarının uzmanı tahminciler, bu ajansta çalışmaktadır. Nelly
Rodi’nin, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu 20 ülkede temsilciliği vardır. İTHİB,
İTKİB, TETSİAD, OTİAD, İMA ülkemizde Nelly Rodi’den hizmet alan kuruluşlardır.

RENK TRENDLERİNİN OLUŞTURULMA SÜRECİ


Renkler, tüketicilerin satın aldıkları ürünü seçme sürecinde önemli rol
oynar. Sektörde doğru renk tercihlerinde bulunduklarında başarılı satışlar yapar.
(Güntürkün, 2010).

Oluşturulan trend renk Tüketici olarak baktığımızda sürekli aynı rengi giymek, kullanmak istemeyiz.
paletleri, tüm Belli bir süre sonra tüketici kendisini farklı ortamlarda farklı renklerde görmek
sektörlerde önemlidir. ister. Trendler tüketiciyi etkisi altına alıp renk beğenisini etkiler. Trend renklerinin
çıkışı ve toplum tarafından kabul görmesinin çeşitli etkenleri olduğu bilinir.
Evrenselleşmeyle birlikte tüketicilerin yaşam biçimlerinin farklılık
göstermesi, tahminciler için veri toplama sürecini giderek karmaşık, zor, ilginç ve
çok çeşitli hâle getirmiştir. Renkte trend oluştururken araştırma kaynaklarından
yararlanılır. Trend renkleri tüketici için hazırlanmaya iki veya üç yıl önce başlanır.
Renk tahmincileri başlangıçta belirlediği kavramlarını ve renk çeşitlerini sunan
renk paletleri oluştururlar. Bu renk paleti, tüm sektörlerde önemlidir. Toplanan
veriler, trend tahmin bilgileri paketleri hâlinde tüm sektörlere sunulur. Sunulan bu
bilgiler sektöre yön verip ilham olur. Devamında kendi vizyonuna uygun renk
paletine karar verilip ürün hazırlanır.

GÜNÜMÜZ VE GELECEK RENK TRENDLERİ


Renkler sezondan sezona değişiklik gösterir, yeni birçok rengin eklenmesiyle
de paletler güncellenir. Belirli renkler, bazı ülkelerde belirli ürünler için daha fazla
tercih edilir. Popülerliğini hiç yitirmeyen renkler gibi geçici bir süre popüler olan
renkler de vardır. Popüler diye renk paletine tek bir rengi alıp kullanmayız.
Aldığımız rengi tonlarıyla palette kullanırız. Rengi palete seçerken tüketicinin

102
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Renk Trendleri

psikolojik yapısını, demografik özelliklerini, kültürlerini yansıtacak renklerin seçimi


tüketici tarafından kabul edilebilir ve kullanılabilir olması önemlidir. Günümüzde
canlı renkler, pastel tonlar, batik vb. renk çalışmaları kullanımı rahat ve şık
ürünlerde tercih edildi.

Örnek
•Uluslararası popülerliği olan ve birçok sezonda kullanılan renk, mavi
renktir.Popüler olmasının nedeni, sakin ve doğal bir renk olmasıdır.

Günümüz Renk Trendleri


Günümüzde renk trendleriyle ilgili daha fazla bir farkındalık söz konusudur.
Bu farkındalık sadece konu ile ilgili ticari kaynaklara bağlı değildir. Gazete ve
dergiler güncel yaşam tarzlarını yansıtır. İnternetin hayatımıza girmesiyle, bilgiye
ulaşmak çok daha kolay hâle gelmiştir. Teknolojinin modern dünya üzerindeki
etkisi oldukça büyüktür. Bilgi ve beceri, toplumları ilerlemeye yönelttiği için
tüketiciler de yeni fikirler peşinde, kendini geliştirmeye başlamıştır.
Günümüzde birkaç amaca hizmet eden ürünler tercih edilir. Ürünlerin uzun
ömürlü zamansız tasarımlar olmasına dikkat edilir. Basit, sade ve samimiyetin ön
plana çıktığı şehrin yoğunluğundan kaçış başlayıp kırsal alanlara yönelim arttı ve
bu da giysilerimize yansıtıldı. Renk psikolojide önemli bir etkendir. Pastel tonlar,
2021 ilkbahar-yaz daha yumuşak, daha opak, daha mat, daha romantik daha sofistik renkler olarak
sezonunda tercih edilen kullanıldı. Ruhumuzu dinginleştiren maviler, pembeler daha çok tercih edildi.
renkler; pazara, Modumuzu yükselten orange tonları, mercan tonları tercih edildi. Bu tercihler,
kullanım alanlarına ve
pazara, kullanım alanlarına ve yaşa göre renk tonları değişiklik gösterir.
yaşa göre değişiklik
gösterir. Pantone’nin 2021 İlkbahar/Yaz kataloğundan yola çıkılarak açıklanan
renklerde, sezon için hazırlanan giysi koleksiyonlarında; doğal renklerden,
doğadan alınan ilhamı görmek mümkündür. Dokulu kumaşların olacağı sezona
çok yakışan renklerin ortaya çıkmasında son iki yılın hem moda hem de
dekorasyon trendleri de rol oynamaktadır.
Anlatılan kavramsal bilgilerin öğrenci tarafından daha iyi anlaşılması ve
öğrenciye yardımcı olabilmesi için pantone ve nelly rodi örnekleri üzerinden
anlatılmıştır.

2021 İlkbahar/Yaz Renk Trendleri İçin Örnek bir Uygulama


Pantone, 2021 ilkbahar renklerini üç başlık altında toplamak mümkündür.
Bunlar; Summer Bouquet, Intoxicating, Power Surge’dir.
Görsel 5.1’deki Summer Bouquet’te kasımpatılar gibi belirgin rengi olan
çiçeklerin, natürel renklerin uyumu öne çıkmaktadır. Adından da anlaşılacağı

103
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Renk Trendleri

üzere yaz buketlerinde olan renkleri taşıyan Summer Bouquet, bordo tonlarının
yeniden bizimle olacağını işaret etmektedir.

Görsel 5.1.2021 İlkbahar-Yaz Summer Bouguet Renk Paleti (Pantone, 2021)

Görsel 5.2.’deki Intoxicating ise keyif veren renkleri paletinde


kullanmaktadır. Bu palet lavanta, limon sarısı ve fıstık yeşili gibi pastel renklerden
oluşur. Bu renkler tatlı bir rüya havasında krem tonlarıyla birleşir.

2021 ilkbahar-yaz
sezonunda, doğadan
esintiler ve yumuşak
pastel tonlar
kullanılmıştır.
Görsel 5.2. 2021 İlkbahar-Yaz Intoxicating Renk Paleti

Görsel 5.3’te Power Surge ise diğer iki paletin aksine daha belirgin ve
canlıdır. Canlı ve belirgin renkler, göz alan kontrastlardan oluşan Power Surge,
güçlü pembeler, kırmızılar ve yosun yeşillerini bir araya getirmektedir.

Görsel 5.3. 2021 İlkbahar-Yaz Power Surge Renk Paleti

Nelly rody katologu ise 2021 ilkbahar-yaz renklerini; bright yellow, intense
red, luxuriant greens, aguatic turquoıses, coffe browns, modernist dark,tech
natüren, dense pigment başlıkları altında toplamıştır.
Görsel 5.4’teki Bright yellow (parlak sarılar); sarı renk, tüketicilerin canlı
hissetmelerini sağlar. Güneş gibi ışıltılı parlak sarı tonlar bu palette kullanılmıştır.
Görsel 5.5’de ise İntense reds (yoğun kırmızılar) paletinde turunçgillerin ve egzotik

104
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Renk Trendleri

çiçeklerin tonları, clementine turuncudan daha parlak kırmızıya kadar değişen


dinamik renk paletine yer vermiştir.

Görsel 5.4.Bright Yellow Görsel 5.5. İntense Reds


Görsel 5.6’da ise Luxuriant greens (yeşil), detoksu hatırlatan ve doğadan
esintiler veren renk paletidir. Görsel 5.7’de Aguatic turquuoıses (Su turkuazları);
taze canlandırıcı su tonları lagün turkuazlarını, aqua marinayı, masmavi ve gök
mavisini birleştiren renk tonları kullanmıştır.

Yeşil tonları, doğadan Görsel 5.6.Luxuriant Greens Görsel 5.7. Aguatic Turquuoıses
esintileri yansıtırken;
kahve tonları ise Görsel 5.8’de Coffe browns (kahve kahverengileri); koyu tonlardan oluşan
kahverengi renklerini palet, çeşitli kahve tonlarını kullanmıştır. Görsel 5.9’da modernist dark (modern
yansıtır. karanlık), koyu tonlardan oluşan palette ağırlıklı olarak yoğun kahverengi tonları
kullanmıştır.

Görsel 5.8.Coffe Brown Görsel 5.9. Modernist Dark

Görsel 5.10’da Tech natüre (teknoloji doğası); doğa ve teknoloji arasında


dengeli, renkli nötrler (bileşik gri, kenevir, deniz yeşili ve neo-nane) sağlayan palet,
yeni ve spor merkezli bir şehir estetiği yaratmıştır. Görsel 5.11’de Dense pigment

105
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Renk Trendleri

rich tones (yoğun pigment- zengin tonlar); hem etnik hem de ultra modern,
kararlılıkla farklılığı körüklemek için zengin, sınırsız, çok renkli bir palet
sunmaktadır.

Görsel 5.10. Tech Natüre Görsel 5.11. Dense Pigment Rich Tones

Gelecek Renk Trendleri


Artık moda devi markalar tamamen organik giysiler, ünlü tasarımcılar
çevreye duyarlı ürünler üretmektedir. Ekolojik tarımdan sonra, şimdi de ekolojik
moda, dünya gündeminde başrolü aldı. Artık pamuğun sanıldığı kadar masum
olmadığı, su tüketiminin fazla olduğu ve çevreye zarar verdiği anlaşıldı. Modada
yeni trend; ekolojik olarak üretilmiş bambu, soya, kayın bitkilerinden dokunan
Gelecek renk kumaşlardan fonksiyonel giysiler üretmektir. Genç, yaratıcı, ultra iyimser bir
trendlerinde; kendinize, muhafızdan esinlenen yenilenme, kendimize, başkalarına, kültürlere ve çevreye
başkalarına ve çevreye daha saygılı bir bakış açısı getirmek istenir.
saygılı bakış açısı
kazandırılmak istenir. Pandemi yalnızca bu yılın renk seçimlerinde değil, ayrıca renk trendlerini
belirleyen ekibin çalışma sürecini etkiledi. Geçmiş senelerde renk trendlerini
araştırmak için seyahatler eden araştırmacılar, bu sene daha fazla çevrimiçi
araştırma ve kuruluşlarla iş birlikleri yaparak trendleri belirledi.
Gelecek renk trendlerinin anlaşılırlığını güçlendirmek için örnek bir
uygulama üzerinde anlatılmıştır.

2021-2022 Sonbahar/Kış Renk Trendleri İçin Örnek bir Uygulama


Görsel 5.12’de Otherworldly colors (dünyevi renkler), gezegenlerden gelen
sıcak renklerin ışıltısıyla alacakaranlık tonlarının etkileşimiyle oluşan renk
paletiyken; Görsel 5.13’te ise Parade colors (geçit renkleri), inci gibi değerli
taşlardan esinlenerek oluşan renk paletine işaret eder. Kış aylarında koyu renklerin
Yeni trend, ekolojik yanında soft renkler sıcaklık etkisi yaratıyor.
modanın öncülüğünü
yapıyor.

Görsel 5.12. Otherworldly Colors Görsel 5.13. Parade Colors

106
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Renk Trendleri

Görsel 5.14’te Stormy Grays & Blues (Frtınalı griler ve maviler), metalik
griler ve endüstriyel mavi tonlarından oluşan palettir. Koyu maviler parlak taşlarla
kullanılır. Gri renk sezonun vazgeçilmez parçası olacaktır. Desenlerle birlikte gri
renk çok iddialı bir görünüme sahip oluyor. Görsel 5.15’de Twilight tones
(alacakaranlık tonları); koyu mor, lacivert veya köknar yeşili ile renklendirilmiş
sahte siyahlardan oluşan bir palettir.

Ruhu dinginleştiren, iyi


hissettiren renkler
Görsel 5.14.Stormy Grays & Blues Görsel 5.15.Twilight Tones
birçok sektörde
kullanılmıştır. Görsel 5.16’da Delicatessence colors (hassas renkler), iyi hissettiren
yumuşak renklerden oluşur. Sonbaharda yazın heyecanını tetikleyen mat bir tona
sahip olan renkler kendine güveni ifade eden canlı renkler kullanılır.

Görsel 5.16s.2021-2022 Sonbahar Kış Sezonu Delicatessence Colors


Bireysel Etkinlik

•Siz de; Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nin Temel Tasarım


Kitabı Ünite 7'de yer alan "renk çemberi hazırlama işlem
basamaklarını" konusunu inceleyerek, içinde bulunduğumuz sezonu
dikkate alarak kendi trend renk paletinizi oluşturunuz.

107
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Renk Trendleri

•Trend Kavramının Ortaya Çıkışı


•“Trend” İngilizceden dilimize geçmiş olan, Türkçe karşılığı “ akım, eğilim”
anlamına gelen bir kavramdır. Aslında içinde bulunulan dönemin
yansımasıdır.
•Trend Belirleyici Unsurlar
Özet
•Sektörlerde her sezon yenilenen eğilimlerin göstergeleri sezon öncesi uzun
çalışmalar gerektirir. Trendleri birçok unsur belirler. Belirleyen bu unsurlar
uzun süre takip edilir ve veriler toplanır. Toplanan veriler değerlendirilip
geleceğe yönelik trendleri belirler
•Renk Trend Tahmini
•Renk, sosyo-kültürel bir bir işarettir. Her rengin ayrı bir dili ve anlayışı
vardır. Renk tahminleri tüm sektörleri etkilemektedir. Renk tahmini
yapmadan önce rengin döngüsünü, psikolojisini ve teorisini bilmek gerekir.
Renk tahminleri ya da renk trendleri satış arttırıcı en önemli unsurlardan
biridir. Renk unsuru her zaman tüketicinin dikkatini çeker ve etkiler. Bazen
arada duygusal bir bağ oluşmasını da sağlar. Renk uzmanları kültür,
ekonomi, TV şovları, filmler, müzik sektörü, sanat etkinlikleri gibi pek çok
konuyu sentezleyip tahminlerine ve yeni renk trendlerine yön çizerler.
•Renk Tahmin Aşamaları
•Renk tahmin kuruluşlarının öngördüğü, müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik
gerçekleşir. Renk tahmin süreci iki aşamadan oluşur. İlk aşamada, koleksiyon
veri araştırma kapsamında, değerlendirme ve çözümleme, ikinci aşamada ise
sunulup yorumlama bulunur. Renkler herhangi bir aşamda reddedilip süreç
tekrardan başlayabilir, hatta daha fazla veri toplanır. Renk hikayesi kabul
gördüğünde, final için renk hikayesi oluşturulup sunum için paket programı
tamamlanır. Sonrada tahminler tanıtım ve pazarlama için müşterilere
sunulur.
•Renk Trendlerini Belirleme Süreci
•Renk yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Rengin kullanım yerleri ve renk
arayışları sonsuzdur. Renkler; modayla, yaşamla, tasarımla, sanatla, hayat
tarzlarımızla bağlantılıdır. Eskiden trendleri ülkeler bazında
değerlendirilirken, günümüzde trendler uluslararası bir bakış kazandı. Bu
nedenle artık trendlere evrensel bir bakış açısı ile yaklaşılır. Tasarımcılar
uluslararası tahminleri değerlendirmekte, dünyanın her bölgesinde yaşayan
insanlar ve farklı kültürlerdeki insanlar gibi aynı ya da benzerliği fazla olacak
şekilde renk trendlerini görmekte ve dikkate almaktadır. Renk trendi
oluşturma aşamasında çalışmalar yapan pek çok kuruluşlar vardır. Bunlardan
birkaçı; WGSN, pantone, ıntercolor'dır.
•Renk Trend Oluşturma
•Renkte trend oluştururken araştırma kaynaklarından yararlanılır. Trend
renkler tüketici için hazırlanmaya seneler önce başlar. Renk tahmincileri
başlangıçta belirlediği kavramlarını ve renk çeşitlerini sunan renk paletleri
oluşturur. Bu renk paleti tüm sektörlerde önemlidir. Toplanan veriler, trend
tahmin paketleri, bilgiler hâlinde tüm sektörlere sunulur. Sektöre yön verip
ilham olur. Devamında kendi vizyonuna uygun renk paletine karar verip ürün
hazırlar.
•Renkler, tüketicilerin satın alacakları ürünü seçme sürecinde önemli rol
oynar. Sektörde doğru renk tercihlerin de bulunduklarında başarılı satışlar
yapar.

108
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Renk Trendleri

•Günümüz ve Gelecek Renk Trendleri


•Artık moda devi markalar tamamen organik giysiler, ünlü tasarımcılar
çevreye duyarlı ürünler üretmektedir. Ekolojik tarımdan sonra, şimdi de
Özet(devamı)ekolojik moda, dünya gündeminde başrolü aldı. Artık pamuğun sanıldığı
kadar masum olmadığı, su tüketiminin fazla olduğu ve çevreye zarar verdiği
anlaşıldı. Modada yeni trend; ekolojik olarak üretilmiş bambu, soya, kayın
bitkilerinden dokunan kumaşlardan fonksiyonel giysiler üretmektir. Genç,
yaratıcı, ultra iyimser bir muhafızdan esinlenen yenilenme, kendimize,
başkalarına, kültürlere ve çevreye daha saygılı bir bakış açısı getirmek isteriz.
Renkler sezondan sezona değişiklik gösterir, renk paletleri sürekli
güncellenir. Bazı ülkelerde belirli ürünler için belirli renkler tercih edilir.
Popülerliğini hiç yitirmeyen renkler gibi geçici bir süre popüler olan renkler
vardır.

109
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Renk Trendleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Trend sözcüğünün karşılıkları aşağıdakilerden hangisinde doğru
verilmiştir?
a) Eğilim-Akın
b) Akın-Eğilim
c) Akım-Eğilim
d) Eğitim-Akım
e) Akım-Eğitim

2. Makro trendi aşağıdakilerden hangisi oluşturur?


a) Mikro trendlerin bir araya gelmesi
b) Mikro trendlerin kısa sürmesi
c) Mikro trendin son bulması
d) Mikro trendin geçmesi
e) Mikro trendin devam etmesi

3. Aşamalardan hangisi trend belirleyici unsurlar arasında bulunmaz?


a) Fuarlar
b) Ünsüzler
c) Haberler
d) Kitaplar
e) Sokaklar

4. Trend öngörüsünde aşağıdakilerden hangisi yer almaz?


a) Cinsiyet
b) Kültür
c) Yaş
d) Din
e) Sosyal Sınıf

5. Renk tahmin aşamaları arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?


a) Verilerin toplanması
b) Gözlem
c) Değerlendirme
d) Geliştirme
e) Genişletme

110
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Renk Trendleri

6. Renk trend belirleme sürecinde yer alan kuruluşlar arasında


aşağıdakilerden hangisi bulunur?
a) WGSN
b) WSGN
c) WGNS
d) WSNG
e) WNSG

7. Moda ve kumaş fuarı düzenleyen Fransız kuruluş aşağıdakilerden


hangisidir?
a) İntercolor
b) Trendstop
c) Premiere Vision
d) Pantone
e) Wgsn

8. Global Color Research’ın kısaltması aşağıdakilerden hangisidir?


a) CAUS
b) CMG
c) NCS
d) GCR
e) GRM

9. Renk trend belirleme sürecindeki kuruluşların ortak özelliği


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tüm sektörlere hitap etmez.
b) Özele hitap eder.
c) Evrenseldir.
d) Sınırlıdır.
e) Sezonunda karar verir.

10. Bir üründe dikkat çeken ilk unsur aşağıdakilerden hangisidir?


a) Ürünün türü
b) Ürünün rengi
c) Ürünün özelliği
d) Ürünün kumaşı
e) Ürünün kalitesi

Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.b, 4.d, 5.e, 6.a, 7.c, 8.d, 9.c, 10.b

111
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Renk Trendleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Burgazlı, M. (2017). Türkiye’deki Hazır Giyim Firmalarının Moda Tahmin
Yöntemlerinin Araştırılması. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Çepni, T. (2019). Moda Tasarımının Güncel Akımlara ve Geleceğe Yönelik
Hareketlere Etkileri. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Beykent Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Descamps, A. M. (1980). Trend Olgusu. İstanbul: Vakko Yayınları
Erol, F. (2011). Trend Öngörüsü ve Moda Dinamikleri. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi. İstanbul: MSGSÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güntürkün, Ü.D. (2010). Moda Olgusunun Renk Trendleri Çevresinde Ele Alınması.
Yayınlanmamış Yüksek lisans tezi. İstanbul: MSÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İnnap, H. S. (2012). Programı Renk ve Rengin Moda Üzerindeki Etkisi. Yüksek
Lisans Tezi. İstanbul: Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kantaroğlu,Z.D. (2006). Tekstil ve Giysi Ürünlerinde Renk-İşlev İlişkisi. Yüksek
Lisans Tezi. İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü
Kartal, E. (2014). Moda Trend Tahmin ve Analizleri Tüketicilerin Moda Ürün
Beklenti Düzeyleri. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul. Haliç Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü
Küçükekiciler, B. (2019). 21.Yüzyıl’da Trend’in Takı Tasarımda Kullanımı. Yüksek
Lisans Tezi İstanbul. Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Kundakçı, D. (2016). Renk Sembolizmi ve Moda Tasarımına Etkisi. Yüksek Lisans
Tezi. İstanbul: Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Nystrom, P. (2008). The Economics Of Fashion. New York: Ronald Press.
Rousso, C. (2012). Fashion Forward. Canada: Fairchild Books
Sari, S., (2020). Alexander McQueen Giysi Tasarımlarında Deformasyon: Bir Vaka
Çalışması. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24 (4) ,
1577-1605
Şahin, İ, S. (2020). Moda eğilimlerinin incelenmesi (giyim ve ev tekstili örneği).
Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim
Enstitüsü
Tereci, S. (2015). Moda Trendlerinin Kadın Vücut Siluetlerine Etkisi (1960-2014
Yılları Arası). Yüksek Lisans Tezi. Ankara. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü
Vehviläinen, N. (2013). Trend forecasting underground fashion (bachelor’s thesis)
. Metropolia University of Applied Sciences, Finland.
Yetmen, G. (2006). Moda Trendlerinin Oluşumu: Trend Tahminciliği. Yüksek Lisans
Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü

112
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Renk Trendleri

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 5.1.Trend tahminlerini oluşturan öğeler
Görsel 5.2. 2021 ilkbahar-yaz Summer Bouguet renk paleti
https://www.oggusto.com/moda/moda-trendleri/pantone-2021-
ilkbahar-renkleri Erişim Tarihi 5/12/2020
Görsel 5.3. 2021 ilkbahar-yaz ıntoxicating renk paleti
https://www.oggusto.com/moda/moda-trendleri/pantone-2021-
ilkbahar-renkleri Erişim Tarihi 5/12/2020
Görsel5.4. 2021 ilkbahar-yaz Power Surge renk paleti
https://www.oggusto.com/moda/moda-trendleri/pantone-2021-
ilkbahar-renkleri Erişim Tarihi 5/12/2020
Görsel 5.5.Bright Yellow İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu nelly rodi
kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.6. İntense Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu nelly rodi
kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.7. Luxuriant greens Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu
nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.8.Aguatic turquuoıses Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu
nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.9. Coffe browns Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu
nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.10. Modernist dark Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu
nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5. 11. Tech natüre Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz sezonu nelly
rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.12. Dense pigment rich tones Reds İma kütüphanesi 2021 ilk bahar yaz
sezonu nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.13.Otherworldly colors Reds İma kütüphanesi 2021-2022 sonbahar kış
sezonu nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.14. Parade colors İma kütüphanesi 2021-2022 sonbahar kış sezonu nelly
rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.15.Stormy Grays & Blues İma kütüphanesi 2021-2022 sonbahar kış
sezonu nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.16. Twilight tones İma kütüphanesi 2021-2022 sonbahar kış sezonu
nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.
Görsel 5.17.Delicatessence colors İma kütüphanesi 2021-2022 sonbahar kış
sezonu nelly rodi kataloğundan esinlenerek hazırlanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


113
SANAT AKIMLARINDA RENK

• Romantizm
• Empresyonizm
İÇİNDEKİLER

• Puantilizm
• Ekspresyonizm
• Fovizm
RENK BİLGİSİ
• Die Brücke Doç. Dr. Cemile Didem
• Der Blau Reiter
• Soyut Ekspresyonizm ÖZIŞIK
• Neo-Ekspresyonizm
• Kübizm
• Fütürizm
• Sürrealizm

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Sanat akımları hakkında bilgi sahibi
HEDEFLER

olabilecek,
• Akımlar arasındaki farkı
kavrayabilecek,
• Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin
sanat üzerindeki etkisini
anlayabilecek,
• Dünya sanatına yön veren ünlü
sanatçıları tanıyabilecek,
• Modern insanın içinde bulunduğu
çıkmazın sanatsal üretimlere nasıl
ÜNİTE
yansıdığını fark edebileceksiniz.

6
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Sanat Akımlarında Renk

Romantizm

Empresyonizm Puantilizm
SANAT AKIMLARINDA RENK

Fovizm

Die Brücke

Ekspresyonizm Der Blau Reiter

Kübizm Soyut Ekspresyonizm

Fütürizm Neo-Ekspresyonizm

Sürrealizm

115
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Sanat Akımlarında Renk

GİRİŞ
Resim sanatı tarihini milattan önce 40.000’li yıllara, Paleolitik çağlara kadar
geriye götürüp, Lascaux mağarasındaki resimleri bir ilk olarak düşünürsek,
günümüze kadar geçirilen sanatsal evrelerin ne kadar uzun bir sürece yayıldığını
tahmin edebiliriz. Ancak bu serüvenin içerisinden “Sanat Akımları” olarak
tanımladığımız çerçeveyiele aldığımız zaman, kendimizi 19.yüzyıl sonu ile başlayan
ve 20.yüzyılda devam eden bir sürecin içerisinde buluruz. Rönesans’la başlayan ve
gelenekle bağlarını tamamen koparan modernizmi tarif eden bir süreçtir bu.
Sanat tarihinde bir akım olarak ortaya çıkan her hareket, belli bir üslup ve
Bilinen ilk resim düşünce ile bir araya gelmiş sanatçı grubunu tanımlar. Bazen bu hareket birkaç ay
örnekleri, Lascaux gibi kısa bir periyodda varlığını sürdürürken, bazen yıllar boyunca devam ettiği
mağarasındaki görülür.
resimlerdir.
Sanatçılar, sanat hayatlarının belirli dönemlerinde bazı ortak yaklaşımlarla
bir ya da birkaç akım çerçevesinde değerlendirilir. Sanat, doğası gereği bireysel bir
eylemdir. Fakat tarihsel olarak bir genelleme yapma zorunluluğu söz konusu
olduğunda, yüzeysel de olsa bir akım çerçevesinde indirgeyici bir kategoriye
ihtiyaç duyulur. Bu anlamda bir sanatçıyı sadece bir akım içerisinde düşünmek
çoğu zaman doğru olmayabilir. Çünkü bir sanatçı, sanat hayatının değişik
dönemlerinde birden fazla grubun içerisinde bulunarak farklı akımlar içerisinde yer
alabilir.
Sanatçılar hayatlarının Modernizmin tarihsel olarak ne zaman başladığı ve bittiğine dair çok farklı
belli dönemlerinde görüşlere yer verilse de, genel olarak 1890-1960 arası olarak düşünülmektedir.
farklı akımlar içerisinde
Postmodernizm olarak devam eden modernizm sonrası süreç ise, kuramsal olarak
yer alabilir.
1980 sonrası dönem olarak sanat tarihinde yer alır. Donald Kuspit “Sanatın Sonu”
adlı kitabında modernizm sonrası postmodernizm olarak tanımlanan süreci,
sanata ilişkin hiçbir yeni kavrayış öne sürmediği için narsist bir çöküş olarak ifade
eder.

•19. yüzyıldaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler sanat üzerinde önemli


Örnek

etkilere neden olmuştur. Örneğin; fotoğraf makinasının icadı, sanatçıyı


görünen gerçekten uzaklaştırmış, yeni arayışlara yönelmesine sebep
Modernizm sürecinde olmuştur.
sanatçıların renk •Marx'ın "Kapita"i (1867) toplumsal hiyerarşinin sorgulanmasına yol
kullanımları belirgin bir açmıştır.
biçimde değişmiştir.
Modernizm, endüstrileşmeye paralel olarak ortaya çıkan bir dünya
görüşüdür. Asıl olarak Avrupa ve Amerika’nın 18. ve 19. yüzyıl düşüncesinde
bulunan, demokrasi, akıl ve hümanizmin birbirleriyle sıkı sıkıya bağlantılı gelişimi
içinde biçimlenmiştir. 19. yüzyılda ortaya çıkan fotoğraf, elektirik, telefon, sinema
gibi teknolojik buluşlar ile Karl Marx, Friedrich Engels, Friedrich Nietzsche, Freud
gibi insanın kendi gerçekliğini sorgulatan düşünceler, 20. yüzyıl sanatçısına

116
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Sanat Akımlarında Renk

yepyeni bir sahne yaratmıştır. Bu dönemde değişime ve ilerlemeye öncelik veren


ve klasik ifade araçlarından ayrılan yeni metotlar, kavramlar söz konusudur.
Modernizm terimi genel olarak şu noktalara gönderme yapar (Keser, 2009):
 Yeni boya ve diğer materyaller,
 Görsel dünya yerine duygu, düşünce, fantazya ve düşlerin anlatımı,
 Gerçek olanın betimlenmesi yerine soyutlamaların tercih edilmesi,
 Doğalcı renklere tepki,
 Görülebilir fırça vuruşlarının açık ve değişken kullanımı,
 Meşru konu olarak çizgi, form, renk ve tekniğin kabul edilmesi,
 Sanat tüketicisinin yorumcu olarak daha aktif bir rol alması.
Modernizm süresince, pek çok akım söz konusu olsa da, sanatçıların
paletlerindeki renk kullanımlarının belirgin olarak değişimlerine tanık olunan belli
başlı bazı akımlar ön plana çıkar. Bu anlamda burada ele aldığımız akımlar, resim
sanatında renk uygulamasına getirdiği yenilik bakımından geleneği tersyüz eden
ve dikkat çeken hareketlerdir. 19. yüzyıl Romantizm akımı ile başlatılan bu süreç
sırasıyla, Empresyonizm, Puantilizm, Ekspresyonizm, DieBrücke, Der BlaueReiter,
Soyut Ekspresyonizm, Neo-Ekspresyonizm, Kübizm, Fütürizm ve Sürrealizm olarak
ele alınmıştır.

ROMANTİZM
Başlıca Temsilcileri:
 EugeneDelacroix (1798-1863)
 Theodore Gericault (1791-1824)
Romantizm ve renk
düşünüldüğü zaman  Francisco Goya (1741-1824)
akla ilk gelen sanatçı,  William Blake (1757-1827)
EugeneDelacroix'dir.  William Turner (1775-1851)
Sanatçının “Halka Yol
Gösteren Özgürlük” adlı Yılmaz (2013), modern sanatın izlenimcilik ile başlatılmasının bir gelenek
çalışması, Fransız olmasına rağmen, Charles Baudelaire’e (1821-1867) dayanarak, onun başlangıcını
Devrimi’nin simgesi romantizme dayandırmanın daha doğru olacağını belirtmektedir. Çünkü sanatta
niteliğindedir. içsellik, coşku, özgürlük, bireysellik ve eleştiriyi öne çıkaran sanatçıların ilham
kaynağı öncelikle romantizmdir. Baudelaire’e göre romantizm, sanatçının
hissetme biçiminde gizlidir. Modern sanatla romantizm bir ve aynı şey demektir.
Özündeyse içtenlik, tinsellik ve sonsuza duyulan özlem vardır. Renk, en önemli
ifade aracıdır. Romantizm ve renk deyince de akla öncelikle EugeneDelacroix
(1798-1863) gelir. O, modern okulun öncüsüdür. Delacroix’e göre başlıca doğru,
rengin çizimine göre öncelikle olması gerekliliğidir. Çünkü çizim biçimlerin
hapishanesi ve durağanlık demektir. Sanatçı için özgürlük, devinim ve coşku her
şeyden önemlidir ve resim, izleyen gözler için bir ziyafet olmalıdır.

117
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Sanat Akımlarında Renk

İmpresyonistler,
gerçekçi sanat
anlayışının resimdeki
son temsilcileri olarak
değerlendirilebilir.

Görsel 6.1.Delacroix,“Halka Yol Gösteren Özgürlük”1830, Tuval Üzerine Yağlıboya,


260x325cm (Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Sanatçının 1830 yılında gerçekleştirdiği “Halka Yol Gösteren Özgürlük” adlı
tablosu, Fransız Devrimi’nin sembolü olarak kabul edilmektedir (Görsel 6.1).
Modern resim sanatı tarihinin ilk politik eseri olarak da anılan bu çalışmasında
Delacroix, ışığı son derece hassas kullanmıştır. Öyle ki, kahramanı aydınlatmak
için, topların dumanından çıkan bir hale ve özgürlüğün sembolü olarak kadın
figürünün kafasının etrafında onun gücünü vurgulayan bir güneş ışığı olur. Renk
kullanımı kesinlikle dikkate değer özellikler taşır. Resmin merkezindeki bayrağın
parlak kırmızı beyaz ve mavi renkleri, bayrağın hemen altındaki özgürlüğe uzanan
adamın giysisinde de yer alır. Bayrağın renkleri sadece estetik zevk için
kullanılmaz, aynı zamanda Fransa’yı ve devrimi temsil eder.

EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK)
Başlıca Temsilcileri:
 AlfredSisley (1839-1899)
 Pierre Renoir (1841-1919)
 EdouardManet (1832-1883)
 Edgar Degas (1834-1917)
 ClaudeMonet (1840-1926)
İmpresyonistler,
geleneksel resmin GustaveCourbet, romantizmi melankolik, akademizmi tutucu, piyasayı da
paletinde yer alan acımasız bulduğu için 1855 yılında “Atölye” adlı çalışması ile ortaya koyduğu
amber, siena, toplumsal gerçekçilik, onun için en yeni sanat akımıydı. Bu çalışmasıyla sanatçı,
kahverengi gibi koyu sokaktaki sıradan insanları resmin konusu içerisine sokmuş ve olağan hâlleriyle
toprak tonlarının resmin merkezine alarak onları bir kahraman gibi göstermiştir.
yerine, ışık tayfına yakın
renkleri tercih Aralarında EduardManet (1832-1883), CamillePissaro (1830-1903) ve
etmişlerdir. ClaudeMonet’in de (1840-1926) olduğu bir grup genç sanatçı Courbet’nin izinden
giderek günlük yaşama yönelmişlerdir. Yalnız Courbet’den farklı olarak bu
sanatçılar dikkatlerini sınıfsal çelişkilere değil, akıp giden zamanın belli bir anına

118
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Sanat Akımlarında Renk

yoğunlaştırdılar. Yakalamak istedikleri şey, nesnelerin anlam ve biçimleri değil,


onların üzerine düşen güneş ışığı, daha doğrusu, bir anlık izlenimlerdi. Bunun için
de figürden ziyade açık havada titreşen ağaç ve sular en iyi araçlardı. Işık güneş
ışığı, renk de bu ışığın dalga boylarıydı. Siyah ve kahverengi gibi boyalar palete
yaklaştırılmamalıydı. Bu “görme”de yeni bir devrim ve resmin sadece resim için
yapılması demekti (Yılmaz, 2013).

Görsel 6.2. Monet, “İzlenim: Doğan Güneş”, !872, Tuval Üzerine Yağlıboya, 48x63cm. (Sağ
tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Bu akımın ‘izlenimcilik’ olarak tanımlanması, ClaudeMonet’in (Görsel 6.2)
“İzlenim: Doğan Güneş” adlı çalışması üzerine, sanat eleştirmeni Louis Leroy’nın
Fransa’da yayınlanan Le Charivari gazetesinde yazdığı yorumlardan
kaynaklanmaktadır.
Örnek

•Örneğin empresyonistler, renk paletlerinde ışık tayfındaki renkleri


tercih etmişlerdir. Işık tayfı, beyaz ışığın prizmadan geçerken sırasıyla
kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor oluşturmasıyla meydana
gelen renk şerididir.

Rengin gün içinde ışığa bağlı olarak değişen anlık görüntülerini yakalamaya
çalışan izlenimciler, açık havada, doğada çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir. Daha
önce akademik ressamların ele aldığı mitolojik ya da tarihsel kurguların yerine,
sanatçının etrafında gördüğü manzaranın, sokağın, kafelerin anlık izlenimlerini
resmetmiştir.
Rönesans’tan beri kullanılan bilimsel perspektifin yerini çizgiye dayanmayan
ve renkle elde edilen derinlik almaya başlamış, uzaklıklar da yakınlıklar da
renklerle ifade edilmeye başlanmıştır. Akademik resimlerin kuralcı, neo-klasik
üslubuyla karşılaştırıldığında izlenimci resimler, kuraldan ve sağlam bir desen
temelinden, hatta biçimden yoksun görünür. Karanlık tonların yerini aydınlık,
parlak renkler almış, ışık sanki başlı başına bir konu hâline gelmiştir. Siyahla elde

119
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Sanat Akımlarında Renk

edilen gölgelendirmeler yok olmuş, açık koyu tonalite farklarıyla elde edilen
bambaşka bir hacimsellik anlayışı ortaya çıkmıştır (Antmen, 2009).

Örnek •Örneğin, impresyonistlerin bir izlenimin etkisini yitirmeden tuvale


İzlenimciler, ışığın aktarabilmesi için gereken hız, çabuk ve kesik fırça vuruşlarıyla,
nesneler üzerindeki sonradan gözün birleştireceği renk tuşeleriyle sağlanmış ve böylece
anlık değişimlerini akademik resimlerin cansız görüntüsünden öte bir canlılık
parlak renkler ile yakalanmıştır.
yakalamaya
çalışmışlardır. Bu İzlenimcilerin resimlerinde detayları ve keskin konturları göremeyiz.
yüzden çalışmalarını
açık havada Çünkü ressamlar etraflarında gördüğü nesnelerin biçimleriyle değil, sadece
resmetmişlerdir. onların ışığa göre değişen görünümleriyle ilgilenirler. Bu nedenle özellikle dış
mekânda gerçekleştirdikleri çalışmalarında, ışığın nesne üzerinde zamana bağlı
olarak değişen anlık görüntüsünü yakalamak için çok hızlı hareketlerle ve kesik
fırça darbeleriyle çalışmışlardır. Böylece gözün sonradan birleştireceği renk
tuşeleri sağlanmış ve akademik resimlerin cansız görüntüsünden öte resme bir
canlılık kazandırmıştır.

Noktacılık (Puantilizm)
Başlıca Temsilcileri:
 Georges Seurat (1859-1891)
 Paul Signac(1863-1935)
 CamillePisarro (1830-1903)
 Henri-Edmond Cross (1856-1910)
 MaximilienLuce (1858-1941)
İzlenimcilik sonrası ressamlardan olan Georges Seurat (1859-1891), optik
ve renk alanında yapılan bilimsel temellere dayanan yeni bir izlenimcilik yöntemi
arayışı içine girmiştir. Resmi dış dünyadan bağımsızlaştıran ve onu kendi gerçekliği
içine çeken bu yönelişle sanatçı, rengi küçük noktalar hâlinde yan yana tuval
üzerine uygulayarak yeni bir yöntem geliştirmiştir. Böylece katışıksız saf renklerin
Bu dönemde yan yana uygulanarak optik bir yanılsama gerçekleşir ve yeni renkler oluşur.
Japonya’yla kurulan
Mesela yan yana gelen sarı ve kırmızı renkler belli bir mesafeden turuncu olarak
ticaret vasıtasıyla Japon
estampları, resim görünür. Bu yöntemin adı Seurat ile birlikte sanat tarihi içerisinde “Noktacılık”
sanatçılarının oldukça (Puantilizm) olarak adlandırılmıştır (Görsel 6.3). Noktacılık bazı kaynaklara göre
ilgisini çekmiştir. Neo-İmpresyonist bir akım olarak nitelendirilse de, impresyonizmin çok ötesinde
yer alır.
Bu tekniği aslında Vincent Van Gogh da kullanmıştır. Fakat o saf renkleri
noktacıklar hâlinde değilde serbest fırça hareketleri ve çizgiler hâlinde
kullanmıştır. Aynı şekilde HenriMatisse de bir dönem Puantilist çalışmalar
yapmıştır.

120
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Sanat Akımlarında Renk

Görsel 6.3. Georges Seurat, “GrandeJatte Adası’nda Bir Pazar Günü Öğleden Sonra”, 1883-
86, Tuval Üzerine Yağlıboya, 205x310cm(Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Örnek

•Örneğin, Henri Matisse 1904 yılında gerçekleştirdiği ve şu anda Dorsay


Müzesi'nde bulunan "CALME ET VOLUPTÉ" adlı çalışması, erken
dönemlerinde yaptığı puantilist bir çalışmadır.

Fransız kimyager MichelEugeneChevreul ve “Renk ve Armoni Kontrastı” adlı


kitabı, noktacılar için oldukça önemlidir. Chevreul, renk alanında yaptığı
araştırmayı geliştirmek için Paris duvar halısı işine girdi ve orada asıl meselenin
kullanılan boyalar değil de farklı tonların bir araya getirilme yöntemi olduğunu fark
etti. Sonuç olarak bir duvar halısının görsel etkisi onun kimyasından gelen bir
mesele değildi, bu tamamen optik bir meseleydi.

•Puantilistler rengi olduğu gibi saf hâliyle kullanarak ve noktalar hâlinde


Bireysel Etkinlik

yanyana getirerek çalışmalarını gerçekleştirirler. Böylece kırmızı ve


mavi noktalar belirli bir mesafeden gözümüze mor olarak görünür.
•Siz de bir resim kağıdı üzerine guaj boya kullanarak, sarı, kırmızı ve
maviden oluşan ana renkler ile, noktacılık yöntemini kullanarak
turuncu, yeşil ve mor renkleri elde etmeye çalışınız. Çıkan sonuçları
optik yanılsama açısından değerlendiriniz.

Seurat’yı (1859-91) izlenimcilerden bir ölçüde ayıran ise, Chevreul gibi renk
kuramcılarının bilimsel görüşlerine kendi sezgileriyle varan izlenimcilerin aksine bu
tür görüşleri deneme ve uygulama çabasına girmiş olmasıdır. İzlenimciliğe getirdiği
yeni boyut nedeniyle “Yeni İzlenimci” olarak anılan Seurat gibi Paul Signac (1863-
1935) da resim yüzeyine yayılan küçük renk tuşelerinin belli bir mesafeden
bakıldığında bütünleşmesiyle adeta titreşimli bir ışık elde etme çabasına girmiş,

121
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Sanat Akımlarında Renk

1899’da yayımladığı “EugeneDelacroix’dan Yeni İzlenimciliğe” adlı kitabı bu


yaklaşımın manifestosu sayılmıştır(Antmen, 2009).
Seurat, örneğin turuncu elde etmek için arı ve kırmızıyı palette karıştırmak
yerine, noktalar hâlinde yan yana tuvale sürüyordu(Görsel 3). Yakından bakan biri,
kırmızı ve sarıları tek tek görse bile, uzaktan turuncuymuş gibi algılıyordu. Renkler
gözde karışıyordu. Bu, gözün palet olması demekti. Seurat’ın oluşturduğu kurama
Seurat’nın rengi tek tek göre, her rengin ayrı bir görevi vardı. Zıtlıklar önemliydi. Örneğin resimde neşe,
uygulamasındaki temel
parlak tonlar ve yükselen çizgilerle; hüzün, koyu ve soğuk tonlara eşlik eden,
amaç, katışıksız renk
ilkesidir. aşağıya doğru eğilimli çizgilerler; sükunet ise koyu ve açık tonların, sıcak ve soğuk
renklerin dengeli dağılımıyla ifade edilebilirdi. Biçimlerin belirgin yataylar ve
dikeyler şeklinde yerleştirdiği için anıtsal bir etki yakalıyordu (Yılmaz, 2013).
Örnek

•Günümüzde ofset baskı uygulamasında da aynı puantilizmde olduğu


gibi noktalama tekniği kullanılmaktadır. Burada uygunalan bu
noktalara tram denir. Tram, çok tonlu materyallerdeki görüntüyü irili
Dışavurumculuk, ufaklı noktalara ayırır. Tramlar genellikle eliptik, kare veya çizgi
Fovizm, DieBrücke ve şeklinde olur.
Der BlaueReiter
hareketleri ile ortaya
çıkan bir akımdır. EKSPRESYONİZM (DIŞAVURUMCULUK)
Başlıca Temsilcileri:
 Edward Munch(1863-1944)
 Paul Klee(1879-1940)
 James Ensor (1860-1949)
 Egon Schiele (1890-1918)
 ChaimSoutine (1898-1953)
Ekspresyonizm, insanlığın dünyayla gittikçe uyumsuzlaşan ilişkisine ve buna
eşlik eden özgünlük ve maneviyat duygularına ilişkin yaygın endişeye bir yanıt
Sanatçılar 20. yüzyıl olarak, Almanya’nın çeşitli şehirlerinde ortaya çıkmıştır.
başında ilkellere ait
kaynaklarla karşılaşmış, 20.yüzyıl başında Fransa’da Fovizm, Almanya’da DieBrücke ve Der
hatta bazı dünya BlaueReitergibi sanatçı gruplarının ortak noktası, Berlin’de sanat galerisi sahibi
fuarlarında ilkel insanlar HerwarthWalden’in ifade ettiği gibi “dışarının izlenimi yerine, içerinin
bir hayvan gibi kafesler dışavurumunu”na yönelmeleridir. Dönemin önde gelen düşünürlerinden Nietzche,
içinde sergilenmiştir.
“Yaratıcı olmak isteyen, önce her şeyi yıkmakla işe başlamalı, eski değerleri yerle
bir etmelidir.” gibi düşünceleriyle, özellikle Alman dışavurumcuları üzerinde yoğun
bir etki bırakmıştır. 20.yüzyıl boyunca Dışavurumculuk, Soyut Dışavurumculuk,
Yeni Dışavurumculuk gibi başlıklar altında çeşitli gruplaşmalar görülmüş ve bu
gruplar içindeki sanatçıların da hemen hemen hiçbirinin bir diğerine benzememesi
de dışavurumculuğun doğasına ilişkin bir durumdur(Antmen, 2009).

122
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Sanat Akımlarında Renk

Görsel 6.4.Edvard Munch, “Çığlık”, 1893, Mukavva Üzerine Tempera, Yağlıboya,


Pastel,91x73.5 cm(Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Ekspresyonizm ile sanatçı, nesnel gerçeklikten ziyade, daha çok nesnelerin
ve olayların kişi üzerinde yarattığı öznel duyguları ve tepkileri ifade etmeyi
amaçlayan bir yaklaşım benimser. Bu açıdan sanatta ekspresyonizm başlığında
ortaya çıkmış bütün sanatsal tavırlarda bu amaca hizmet eden renk ön plandadır.
Rengin izleyici üzerindeki psikolojik etkisi, tamamen izleyenin sezgiselliğinin
gücüne bağlıdır. Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki süreçte daha çok Almanya,
Avusturya, Fransa ve Rusya’da etkili olmuştur.
Edward Munch’un ekspresyonizmin sembollerinden biri hâline gelen “Çığlık”
adlı tablosu, sadece sanatçının değil, aynı zamanda modern hayat içindeki
yalnızlığıyla acı çeken insanın çığlığı olarak akıllara kazınan bir başyapıt olmuştur
(Görsel 6.4).Ön planda ellerini yüzüne götürmüş, gözleri yerinden fırlarcasına
açılmış figürün çığlığına karşılık arkasından uzaklaşarak yürüyen iki figür, uzaktaki
gemilerin durağanlığı ile hayatın normal akışı içinde yer alması gerilimi arttırır.
Figürün hayaleti andıran yüzünü, sanatçının bir müzede Mısır mumyası gördükten
resmettiği söylenir. Gökyüzünde güneşin batışıyla oluşan canlı kırmızı turuncu
renk geçişleri, yatay ve sürekli dalgalanan kalın fırça vuruşlarıyla belirtilmiştir.
Figürün dikey hareketine karşılık, zeminden soldaki iki figüre doğru giden çizgisel
hareketler, merkezden sağa hareket eden ve tekrar sola kıvrılan nehir, yüzeyde bir
panik havası yaratır.

Fovizm
Fovizm’de, izlenimcilik Başlıca Temsilcileri:
ve puantilizmden farklı  HenriMatisse
olarak nesnelerin
 Maurice de Vlaminck
biçimlerinde
deformasyon  AndreDerain
görülmeye başlanmış,  Albert Marquet
yüzey üzerinde geniş ve  Charles Camoin
parlak renk lekeleri
uygulanmıştır. Fouve kelimesi Fransızcada vahşi hayvan anlamına gelmektedir. 1905
yılında Matisse ve arkadaşları tarafından Sonbahar Salonu’nda gerçekleştirilen
sergiden sonra, ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles, sanatçıların resimlerinde
renkleri tüpten çıktığı gibi saf hâlleriyle kullandıklarını görünce onları bu şekilde
tanımlamıştır. Bundan sonra da “fovizm” ilk dışavurumcu akım olarak sanat
tarihinde yerini almıştır. Parlak ve zıt renkleri belirgin fırça vuruşlarıyla kullanarak,

123
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Sanat Akımlarında Renk

nesnelerin alışılagelmiş renklerini anti-naturalist bir yaklaşımla tersyüz etmişlerdir.


Böylece şimdiye kadar süregelen renk alışkanlıklarını kırarak, modern sanatın renk
anlayışında devrim yaratmışlardır. En önemli temsilcileri arasında; HenriMatisse,
AndreDerain ve Maurice de Vlaminck yer alır.
İzlenimciliğin puslu havasına alışmış gözler için bu yeni resimlerin renkleri
son derece çiğ, fırçaları hoyratça, imgeleri de kabadır (Yılmaz, 2013).
Fovistressamlara göre ne olursa olsun, izleyiciyi şaşırtmak gerekir; çünkü onlara
göre önemli olan, nesnel gerçekliği temsil etmek değil, kişisel gerçekliği ve
duygusal değişimleri temsil etmek olmuştur. Fovlar, doğrudan tüpten sıkılmış ana
Boyayı tüpten çıktığı
gibi kullandıkları için renkleri kullanarak değişik duygusal durumları yansıtmaya çalışmıştır. Renk
vahşiler anlamına gelen yanında fırça vuruşları da dramatik bir etki yaratmak için kullanılan çok önemli bir
“fovlar” terimi unsurdur. Fırça vuruşları ham renkler bir araya geldiğinde saldırgan bir etki
kullanılmıştır. yaratmaktadır. “Vahşi hayvan” tanımlaması da bu nedenle ortaya atılmıştır (Keser,
2005)
Fovistlerin öncüsü, gruptaki diğer ressamlardan yaşça büyük olan
HenriMatisse’in Portresi (1905) gibi resimleri, bu bağlamda değerlendirilebilir.
Matisse, “Mavi Çıplak”ta tümüyle biçim bozmacı bir tavır içinde akademik çıplak
geleneğini yerle bir eden bir biçim ve renk deneyselliği sergilemiş; “Yeşil Şerit”
olarak da anılan “Madam Matisse’in Portresi” adlı ünlü resminde, bir kişinin
portresinden çok kendi renk duygusunu ve dışavurumunu ortaya koymuştur
(Antmen, 2009).

Görsel6.5.HenriMatisse, “Bayan Matisse (Yeşil Çizgi), 1905, Tuval Üzerine Yağlı Boya,
40x32cm (Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Matisse, karısını resmettiği bu çalışmasında (Görsel 6.5), bir portre üzerinde
uygulanabilecek renklerin çok ötesine geçmiştir. Kendinden önce gelen post-
empresyonist sanatçı Georges Seurat’a çok benzer şekilde, resimlerinde canlılığı
arttırmaya yarayan birbirine yakın tamamlayıcı renkleri kullanmıştır. Portrenin
üzerinde yüzü dikey bir çizgi olarak ikiye bölen yeşil bir şerit yer alır. Yapay bir
gölge çizgisi olarak yer alan bu şerit, geleneksel portre anlayışındaki açık-koyu
yerine sıcak-soğuk renkleri vurgular.

124
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Sanat Akımlarında Renk

DieBrücke (Köprü)
Başlıca Temsilcileri:
 Erns Ludwig Kirchner (1880-1938)
 ErichHeckel (1883-1970)
 Karl Schmidt-Rottluf (1884-1976)
DieBrücke (Köprü), 20.  FritzBleyl (1880-1966)
yüzyılın ilk manifestolu  Emil Nolde (1867-1956)
sanat akımıdır.
Ekpresyonist gruplar içinde yer lanDieBrücke (Köprü) akımı,1905 yılında
Almanya’nın Dresden şehrinde Fovlar’la eşzamanlı olarak bir grup mimarlık
öğrencisi tarafından oluşturulmuştur.

Görsel 6.6.Ernst Ludwig Kirchner, “Asker Olarak Kendi Portresi”, 1915, Tuval Üzerine
Yağlıboya, 69x61cm(Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Ernst Ludwig Kirchner, ErichHeckel, Karl Schmidt-Rotluff ve FritzBleyl’den
oluşan bu akıma, sonradan Emil Nolde, MaxPechstein ve OttoMüller gibi isimler
katılmıştır. 1913 yılına kadar bir arada sergiler açan DieBrücke sanatçıları, Alman
dışavurumcu sanatının öncüleridir. Bir manifestoyla yola çıkmış olmalarına rağmen
biçimsel anlamda belirli bir ilkeleri bulunmayan grubun en önemli özelliği, ‘yeni bir
Kandinsky için mavi, sanat’ arayışını bir tür misyona dönüştürmesidir. Grubun adı, Nietzche’nin “Hedef
maneviyatın rengidir. değil, köprü olmak gerek.” sözünden hareketle, eski sanat ile yeni sanat arasında
Mavi ne kadar koyu ‘köprü’ olmak çabasını yansıtır. Grubun sanatçıları, tıpkı fovistler gibi canlı renkleri
olursa, insanın ebedî anti-natüralist bir anlayışla ve serbest fırça darbeleriyle tuvale aktarmışlardır.
olana olan arzusunu o Ayrıca ahşap baskıya da ilgi duymuşlar ve bu sanatın 20.yüzyılda yaygınlık
kadar çok uyandırır.
kazanmasına neden olmuşlardır (Antmen, 2009). DieBrücke akımı, yaklaşım olarak
fovist akımla benzerlikler taşısa da, fovların daha çok üzerinde durduğu sanat için
sanat bağlamından ziyade, sanatı hem başkaldırı hem de bir sığınak olarak
görüyordu.
Kirchher, 1915 tarihli “Asker Olarak Kendi Portresi” adlı çalışmasını, gönüllü
olarak savaşa katıldıktan sonra giderek artan psikolojik rahatsızlığıyla yaşadığı bir

125
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Sanat Akımlarında Renk

sinir krizi sonrası ordudan atıldıktan sonra gerçekleştirmiştir (Görsel 6.6). Asker
üniforması içinde kendini bir eli bileğinden kesilmiş olarak resmeden sanatçının,
savaş sırasında yaşadığı travmayı ve yaşadığı rahatsızlıktan dolayı bir daha resim
yapamama endişesini yansıttığı düşünülür. Resmin arka planında yer alan çıplak
bir kadın figürü ve duvarda asılı duran resimle, sanatçının kendi atölyesinde
olduğu izlenimini vermektedir.

Der BlauReiter (Mavi Süvari)


Başlıca Temsilcileri:
 Wassily Kandinsky
 AugustMacke
 Franz Marc
 AlexejvonJavlensky
 ElisabethEpstein
Grubun adının tam olarak nereden geldiği bilinmese de, bazı kaynaklara
göre Kandinsky tarafından 1903 yılında yapılan “Der BlaueReiter” adlı çalışmadan
kaynaklandığı yönündedir. Kurucuları arasında Wassily Kandinsky, Franz Marcve
AugustMacke yer alır. Der BlaueReiter, 1911 ve 1912 yılında Almanya’da iki sergi
düzenlemiştir. İlk sergilerini, 18 Aralık 1912’de, ondört sanatçı tarafından
gerçekleştirilen 43 resimle Münih’deki Thannhauser’s Moderne Galerie’de
düzenlemişlerdir. İkinci sergileri ise, 12 Şubat 1912 yılında Münih’dekiHansGoltz
Galerisi’nde gerçekleşmiştir.

Görsel 6. 7. Franz Marc, “Büyük Mavi Atlar”,1911, Tuval Üzerine Yağlıboya, 105.7x181.2
cm(Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Grup üyeleri arasında farklı sanatsal yaklaşımlar ve amaçlar olsa da,
sanatçılar ortak paylaşımda, çalışmalarında ruhsal olanla ilgili olan gerçeği ifade
etmek istemişlerdir. Grubun kurucularından Franz Marc, özellikle hayvan
figürleriyle birlikte uyguladığı soyutlamacı dışavurumcu tarzıyla dikkat çekicidir.
Sanatçının 1911 yılında Münih’te gerçekleştirdikleri ilk sergide yer alan resmi
“Büyük Mavi Atlar”da sanatçı, hayvanların insanlardan daha yüce ve mistik
olduğuna, onları resmederek doğanın gizil gücünü ifade etmeye çalıştığını dile
getirir (Görsel 6.7). Özellikle mavi rengi ağırlıkta kullanan sanatçıya göre mavi,
ruhani olanı temsil eden bir renktir. Resimdeki üç mavi at barışçıl bir düzeni temsil
ederken; arkasındaki kırmızı tepeler, zıtlık olarak şiddeti ve saldırganlığı ifade eder.

126
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Sanat Akımlarında Renk

Grup, 1912 yılında yayımlanan “Blue ReiterAlmanac” isimli yıllığında Avrupa


merkezli geleneksel bakışa yüz çevirerek yeni ilham kaynaklarını sıralamışlardır.
Bunlar özellikle halk sanatları, ilkel sanat ve çocuk resimleri olarak belirlenmiştir.
Ayrıca, Japon sanatı, Mısır kuklaları, Rus halk sanatı, OrtaÇağ Alman ağaç baskıları
gibi birçok referans da verilmiştir.
1914 yılında çıkan Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra grup dağılmıştır. Franz
Marc ve AugustMacke savaşa gönüllü olarak katılmış ve savaşta hayatını
kaybetmiştir.
Aslında yalnızca iki sergi açabilen grup, kısa süren etkinliğine rağmen farklı
eğilimlerden, akımlardan ve ülkelerden pek çok sanatçıyı bir araya getirebilmiş ve
etkili olmuştur. Bunlar; Paul Klee, Robert Delaunay, David Burliuk, Elizabeth
Epstein, Georges Braque, AndreDerain, NataliaGoncharova, MikhailLarionov,
Maurice de Vlaminck, Pablo Picasso’dur(Antmen, 2009).

Soyut Ekspresyonizm
Başlıca Temsilcileri:
 Willem de Kooning (1904-1997)
 Jackson Pollock (1912-1956)
 Mark Rothko (1903-1970)
 BarnettNewman (1905-1970)
Soyut ekspresyonizmde  ClyffordStill (1904-1980)
sanatçılar, Aksiyon
Soyut ekspresyonizm ya da New York Okulu olarak adlandırılan ekol, İkinci
Resmi ve Boyasal Alan
Dünya Savaşı’nda sanatın merkezinin Paris’den New York’a taşınması dolayısıyla
Resmi olarak kendi
içinde iki farklı gruba yaşanan sanatçı göçü sonucunda 1940’lı yıllarda ortaya çıkmıştır. Savaş öncesi
ayrılır. sanatsal ortam figüratif ve yerel temalara odaklanmışken; sonrasında gelişme
göstermiş ve soyut ekspresyonist bir tavır sergilemiştir.
Saf sanat anlayışını benimseyen akımın temsilcileri arasında birbirinden
oldukça farklı yaklaşımlar söz konusu olsa da, çok büyük boyutlu tuvaller
kullanılması, tuval yüzeyindeki espasın dinamik ya da durağan renk alanları ile
oluşturulması gibi ortak noktalar söz konusudur. Sanatçılar, Aksiyon Resmi ve
Boyasal Alan Resmi olarak kendi içinde iki farklı grup içinde değerlendirilmiştir.
Bunlardan Jackson Pollock, yere serdiği tuvalleri üzerine akıtma, sıçratma, ayaz izi
bırakma gibi performatif yöntemle çalışmalarını gerçekleştirdiği için Aksiyon Resmi
grubunda; Mark Rothko ise ruh hâlini farklı renk tonlarıyla dikey anıtsal olarak
resmettiği Boyasal Alan Resmi grubunda yer alır.
Breslin, Pollock ve Rothko’yu karşı karşıya getirdiği makalesinde, Pollock’u
eril bir enerji ve dinamizmin, Rothko’yu ise derin düşüncenin temsilcisi olarak ele
almaktadır (Yılmaz, 2013). Kendisini “Resimlerimde kendimi anlatmam. Kendi-
olmayanımı resmederim.” şeklinde ifade eden Rothko, resimlerinde genellikle
yumuşak kenarlı iki ya da üç dikdörtgenden oluşan basit renk alanlarına yer verir.
Neredeyse duvar boyutunda dikey, anıtsal soyut ikonlar gibi izleyiciyi karşılayan
tuvaller, 1950’lerin başında parlak kırmızılar, sarılar ve portakallar şeklinde yer

127
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Sanat Akımlarında Renk

alırken (Görsel 6.8), giderek solarak koyu mavilere, yeşillere, grilere hatta siyahlara
dönüşmüş, belki de Rothko’yu intihara sürükleyen ruh hâllerinin göstereni olarak
konumlanmıştır (Görsel 6.9).
Devasa renk alanları ile Tanrı’nın dayanılmaz sessizliğini ifade eden trajik bir
sessizlik yaratmak için objelerin bütün yansımalarını ortadan kaldıran Rothko’nun
çalışmaları, soyut yapıtta mitik içerik ve dinsel bir metafor olarak ifade edilir.
Sanatçının (Fineberg, 2014), “Resimlerimin önünde ağlayan insanlar, benim onları
resmederken yaşadığım dinsel deneyimin aynısını yaşamaktalar.” şeklindeki
yorumu, bu anlamda destekleyici bir kanıt niteliğindedir.

Görsel 6.8.Mark Rothko, “Turuncu ve Sarı”, 1956, Tuval Üzerine Yağlıboya, 231x180cm(Sağ
tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)

Neo-ekspreyonizm ile
sanatçılar resimlerine
yeniden figürü
yerleştirmişlerdir.

Görsel 6.9. Mark Rothko,“Mavi üzerine Kırmızı ve Bordo” 1969, 121.9x102.9 cm(Sağ
tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)

Neo-Ekspresyonizm (Yeni Ekspresyonizm)


Başlıca Temsilcileri:

 George Baselitz(d. 1938)


 AnselmKiefer (d. 1945)
 EricFischl (d. 1948)
 FrancescoClemente (d. 1953)
 Jean-MichelBasquiat (1960-1988)

128
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Sanat Akımlarında Renk

19.yüzyıldan beri modernizmle birlikte sanatta devrim yaratan ve kendinden


önce gelen geleneğe başkaldıran akımlardan sonra, 1970’lerin sonlarına doğru
figüratif resimle bir geri dönüş yaşanmıştır. Bu geri dönüşün adı, Neo-
ekspresyonizmdir. Daha çok Almanya, İtalya ve Amerika’da etkili olmuştur.
1980’lerde doruk noktasını yaşayan resme yönelik ilgilin temelinde, kimi
eleştirmenlere göre “görsel ve duyusal olana yönelik müthiş bir özlem”in ifadesi
vardır. 1960’lardan itibaren sanatta alternatif arayışların egemenliğine karşı
resimsel uyanışı olumlu bulan çevreler, bu dönüşümü kavram ve zihinsellik yerine
duygu ve ifadenin geri dönüşü olarak değerlendirmişlerdir. (Antmen, 2009)
Akımın önde gelen temsilcisi GeorgBaselitsz’in özellikle 1969 yılından sonra
kompozisyonu alışılmışın dışında tersten, baş aşağı olarak sergilediği resimler
oldukça dikkat çekicidir. Böylece bütün ilgiyi konudan uzaklaştırıp tuval
yüzeyindeki ekspresif enerjiye yöneltmeyi amaçlamış ve temsil sistemini de
tersine çevirmiştir. Sanatçının 1983 yılında gerçekleştirdiği “Dresden’de Akşam
Yemeği” adlı resminde (Görsel 6.10), yarı soyut figürleri, renkli serbest fırça
vuruşları ile 1905 yılında kurulan “DieBrucke” grubuna gönderme yapar. Buradaki
son akşam yemeğine göre, solda ErnstKirchner, ortada Edward Munch ve sağda
Erich Henkel yer almaktadır. Baselitz’in çalışmaları, genel olarak saldırgan ve
rahatsız edici olarak tanımlanmaktadır.

Görsel 6.10.GeorgBaselitz, “Dresden’de Akşam Yemeği”, 1983, 280x450cm(Sağ tarafta


resmin renk paleti yer almaktadır.)

KÜBİZM
Başlıca Temsilcileri:

Kübizmle birlikte çoklu  Pablo Picasso (1881-1973)


bakış açısı ortaya  Georges Braque (1882-1963)
çıkmıştır.  JuanGris (1887-1927)
 Jean Metzinger (1883-1956)
 AndreLhote (1885-1962)
Kübizme kadar gelen hareketlerde daha çok renk ve konu üzerinde
değişiklikler yaşanmışken; kübizmle birlikte resimde biçimsel bir devrim
gerçekleşmiştir. Şimdiye kadar uygulanan tek noktadan bakış açısı kalkmış, bir
nesne üzerinde eşzamanlı olarak çoklu bakış açısıyla resme dördüncü boyut, yani
“zaman” kavrayışı getirilmiştir.

129
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Sanat Akımlarında Renk

1907 yılında “Salon d’Automme” de sergilenen Cezanne’in çalışmalarında


nesnelerin, özellikle masaların karşılıklı köşelerinin birbiriyle uyumsuzluğuPicasso
ve Braque üzerinde büyük etki yaratmış, süregelen çalışmaları 1908 yılından
itibaren dönemin ünlü eleştirmeni Louis Vauxcelles tarafından “Kübist” olarak
değerlendirilmiştir.

Görsel 6.11. Pablo Picasso, “Avignonlu Kızlar”, 1907, Tuval Üzerine Yağlıboya, 243.9x233.7
cm(Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
İspanyol ressam Picasso’nun 1907 yılında gerçekleştirdiği, kübist öncü
olarak nitelendirebileceğimiz “Avingnonlu Kızlar” adlı tablosu son derece dikkat
çekicidir (Görsel 6.11).Adını bir genelevden alan ve “Avignon Genelevi” olarak
adlandırılan resim, çok tepki aldığı için daha sonra “Avignon’lu Kızlar” olarak isim
değiştirmiştir. Resmin içindeki beş kadın figür ve arka plan; kaba, köşeli ve
Sanatın hakikat
geometrik formlara indirgenmiştir. Soldaki figürün yüz hatları ve giyim tarzı bize
olmadığını hepimiz
bilmekteyiz. Sanat Mısır ya da Güney Asya’yı hatırlatır. Ortadaki birbirine yaslanmış iki figür,
hakikati, en azından İspanya’nın yerli halkını temsil ederken; sağdaki iki figür, yüzlerindeki maskeleriyle
önümüze hakikat diye Afrika yerlilerine işaret eder. Kompozisyon ve renk olarak değerlendirildiğinde
konan şeyi fark Cezanne’ın 1900 yılında gerçekleştirdiği yıkanan kadınlar tablosu ile benzer etkiler
etmemizi sağlayan bir taşıdığı görülür.
yalandır.
Pablo Picasso
Örnek

•Kübizmde çoklu görüş açısı söz konusudur. Örneğin bir resimdeki aynı
portre üzerinde, hem önden hem yandan hem arkadan görünüm
izlenebilir.

Kübizm üzerine yayımlanan ilk kitabın yazarı ve aynı zamanda kübist resmin
önemli temsilcilerinden olan Fransız ressam Jean Metzinger (1883-1956),
Picasso’nun resim tekniği ve renk anlayışı ile ilgili olarak şöyle demiştir: “Picasso
nesneyi dışlamaz, zekasıylave duygusuyla aydınlatır. Görsel algıyla dokunsal algıyı
birleştirir. Bakar, anlar ve çözümler…Nesneleri zihnimizde canlandırdığımız gibi
önümüze getirir. Dinamik ve serbest olan bu perspektif anlayışı, matematikçi

130
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Sanat Akımlarında Renk

Maurice Princet’in başlı başına kocaman bir geometri kuramı çıkardığı bir anlayışı
görselleştirir. İnce gölgeler, zorlu düzenlemeler içinde birbirini nötrleştirir. Picasso,
sözde renkçilerin genelde kaba olan tekniklerinden hoşlanmaz ve yedi rengi yine
başlangıçta var olan beyazın birliğine taşır…Sıcak ve soğuk tonların kaçınılmaz
ilişkisine yaslanan bir renk düzeni içinde akışkan bir kontrpuan yaratır (Antmen,
2009).
Kübizmin “Analitik Kübizm” olarak adlandırılan 1908-1912 yılları arasındaki
döneminde, renkler ağırlıklı olarak gri, yeşil ve toprak tonlarında tercih edilmiştir.
Buradaki amaç, espası ve biçimi ön plana çıkararak, rengi ikinci plana atmak için
kasıtlı olarak tercih edilmiştir. 1912-14 yılları arasındaki dönem ise “Sentetik
Kübizm” olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde renkçi yaklaşımıyla ve
gerçekleştirdiği natürmortlarıyla İspanyol ressam Picasso ve JuanGrisoldukça
dikkat çekmiştir.

FÜTÜRİZM
Başlıca Temsilcileri:
 Giacomo Balla (1871-1958)
 Carlo Carra (1881-1966)
 LuigiRussolo (1885-1947)
 Gino Severini (1883-1966)
Fütüristler hız  Umberto Boccioni (1882-1916)
estetiğine, dinamizme Fütürizm, FlippoTommasoMarinetti’in “Le Futurisma” olarak Fransa’daki “Le
ve harekete görsel bir
Figaro” gazetesinde yayımlanan fütürist bildirisi ile ilan ettiği bir İtalyan
ifade verme çabasına
hareketidir. En belirgin özelliği; makinaların gücü, hız, dinamizm, enerji göstergesi
girmişlerdir.
olarak teknolojiyi yüceltmesi ve bunun yanısıra geleneği küçümsemesidir.
Modernizmin getirdiği yenidünya düzeni, yeni bir sanat önermesi olarak ilan edilir.
İtalya’da başlayan fütürist hareket, daha sonraları Avrupa’nın birçok
ülkesine yayıldıysa da en önemli etkisi Rusya’da görülmüş ve Rus fütüristleri olarak
yön değiştirmiştir. 1914 yılında ise “Vortizm” olarak Londra’da yansımaları
görülmüştür.

Görsel 6.12. Umberto Boccioni, “Bir Futbolcunun Dinamizmi”, 1913, Tuval Üzerine
Yağlıboya, 193.2x201 cm. (Sağ tarafta resmin renk paleti yer almaktadır)

131
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Sanat Akımlarında Renk

İtalyan fütüristleri, Marinetti’nin manifestosunda söz ettiği hız estetiğine,


dinamizme ve harekete görsel bir ifade kazandırabilmek için renklerin ve
biçimlerin bazen keskin çizgisel hatlarla, bazen daha yumuşak noktacı bir teknikle
ayrıştırılmasına dayanan bir tür yeni-izlenimci divizyonizme başvurmuştur.
Fütürizmin önde gelen temsilcilerinden Boccioni, çalışmalarında ışık, enerji,
mekanik hareket, ses titreşimleri gibi olguları, aynı yüzey üzerinde üst, üste, yan
yana, iç içe geçen renk ve biçim alanları hâlinde bölerek uygulamıştır(Antmen,
2009).
Sanatçı 1913 yılında gerçekleştirdiği “BirFutbolcunun Dinamizmi” adlı
çalışmasıyla, izleyiciyi resmin içindeki oyuncuyu bulmaya zorlar (Görsel 6.12).
Resmin merkezinde göze çarpan bacağa rağmen, ritmik olarak tekrarlanan soyut
çizgiler ve şekiller yüzeyin etrafında kaotik bir döngü oluşturduğu için, bütün
olarak bir figür gözlemlemek neredeyse imkansız hâle gelir. Burada Boccini
oyuncuyu tasvir etmekten ziyade hareketin, titreşim ve dinamiklerinin temsiliyle
ilgilenir. Bu dinamizm, soyut formlar üzerinde transparan ve opak renk etkileriyle
temsil edilir.

SÜRREALİZM (GERÇEKÜSTÜCÜLÜK)
Başlıca Temsilcileri:

 YvesTanguy (1900-1955)
 Salvador Dali (1904-1989)
 JoanMiro (1898-1983)
Sürrealizmin ilk  MaxErnst (1891-1976)
manifestosu, şair ve  Rene Magritte (1898-1967)
yazar AndreBreton
tarafından 1924 yılında 20.yüzyıl modern sanat akımları arasında yer alan sürrealizm, Fransa’da
yayımlanmıştır. ortaya çıkmıştır. İlk manifestosu yazar ve şair Andre Breton tarafından 1924 yılında
yayımlanan akımın, daha sonra 1930 ve 1942 yıllarında iki manifesto daha
yayımlamıştır. Sürrealist hareket sadece resim ve heykel ile sınırlı değildir, aynı
zamanda edebiyat, tiyatro ve sinema alanında da etkili olmuştur.

Görsel 6.13. Salvador Dali “Belleğin Azmi”, 1931, Tuval Üzerine Yağlıboya,24x33cm(Sağ
tarafta resmin renk paleti yer almaktadır.)
Sürrealist sanatçılar, toplumsal ve sosyolojik düzenin ahlaki olarak çöküş
içinde olduklarını düşündükleri için, görünen gerçekliğin ötesinde bir arayışa

132
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Sanat Akımlarında Renk

girmişlerdir. Bu yüzden yapıtlarında; bilinçaltı, rüyalar, ruhsal otomatizm ile


ilgilendiler. Bu ilgileri dolayısıyla Sigmund Freud’un psikanaliz kuramı, cinsellik,
rüyalar ve bilinçaltı konusunda araştırmalarını yoğunlaştırmışlardır.
Akımın ikonu hâline gelen İspanyol ressam Salvador Dali’nin 1931 yılında
gerçekleştirdiği “Belleğin Azmi” adlı çalışması gerçeküstü bir manzara
resmidir(Görsel 6.13). Arka planda İspanya’nın Katalonya sahilini resmettiği
tabloda akıp giden zamanı vurgulayan dört saat bulunur. Bunlardan biri ağaç
dalında, ikisi büyük kutunun üzerinde, diğeri de yerdeki insana benzeyen beyaz
figür üzerinde yer alır. Yerdeki figürün uzun kirpikleri ve belirgin burnu ile Dali’nin
otoportresi olduğu düşünülür. Ayrıca soldaki cep saatinin üzerindeki karıncalar ve
arkasındaki saatin üzerindeki sinek de dikkat çekicidir. Arkadaki denizin mavisinin
saatler üzerinde tekrarlanması, zamanın akışını da aynı manzara gibi doğal olarak
gösterir.

133
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Sanat Akımlarında Renk

•SANAT AKIMLARINDA RENK


•19. yüzyıl sonu ile başlayan ve 20. yüzyılda devam süreç, Rönesans'la
başlayan ve gelenekle bağlarını tamamen koparan modernizmi tarif eden bir
süreçtir.
•Bu dönemde değişime ve ilerlemeye öncelik veren ve klasik anlatım
Özet
biçimlerinden koparak gerçekleştirilen yöntemler, tarzlar ve tavırlar
sözkonusudur.
•ROMANTİZM
•Başlıca temsilcileri; Eugene Delacroix (1798-1863), Theodore Gericault
(1791-1824), William Blake (1757-1827), William Turner (1775-1851),
Francisco Goya (1741-1824) 'dır.
•Romantizm ve renk deyince de akla öncelikle Eugene Delacroix (1798-1863)
gelir.
•Delacroix’e göre başlıca doğru, rengin çizimine göre öncelikle olması
gerekliliğidir.
•Çünkü çizim biçimlerin hapishanesi ve durağanlık demektir.
•EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK)
•Başlıca temsilcileri; Claude Monet (1840-1926), Edouard Manet (1832-1883),
Pierre Renoir (1841-1919), Alfred Sisley (1839-1899), Edgar Degas (1834-
1917)'dır.
•Rengin gün içinde ışığa bağlı olarak değişen anlık görüntülerini yakalamaya
çalışan izlenimciler, açık havada, doğada çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir.
•Noktacılık (Puantilizm)
•Katışıksız saf renklerin küçük noktalar hâlinde yan yana gelmesi ile
gerçekleştirilir.
•EKPRESYONİZM
•Başlıca temsilcileri; Paul Klee (1879-1940), Edward Munch (1863-1944),
James Ensor (1860-1949), Egon Schiele (1890-1918), Chaim Soutine (1898-
1953)’dir.
•Ekspresyonizm, insanlığın dünyayla gittikçe uyumsuzlaşan ilişkisine ve buna
eşlik eden özgünlük ve maneviyat duygularına ilişkin yaygın endişeye bir
yanıt olarak, Almanya’nın çeşitli şehirlerinde ortaya çıkmıştır.
•Fovizm
•Fouve kelimesi Fransızcada vahşi hayvan anlamına gelmektedir.
•Ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles, sanatçıların resimlerinde renkleri tüpten
çıktığı gibi saf hâlleriyle kullandıklarını görünce onları bu şekilde
tanımlamıştır.
•Die Brücke (Köprü)
•Die Brücke (Köprü) akımı 1905 yılında Almanya’nın Dresden şehrinde
Fovlar’la eşzamanlı olarak bir grup mimarlık öğrencisi tarafından
oluşturulmuştur.
•Grubun adı, Nietzche’nin “Hedef değil, köprü olmak gerek” sözünden
hareketle, eski sanat ile yeni sanat arasında ‘köprü’ olmak çabasını yansıtır.
•Der Blau Reiter (Mavi Süvari)
•Grubun adının, Kandinsky tarafından 1903 yılında yapılan “Der Blaue Reiter”
adlı çalışmadan kaynaklandığı düşülmektedir.
•Grup üyeleri arasında farklı sanatsal yaklaşımlar ve amaçlar olsa da,
sanatçılar ortak paylaşımda, çalışmalarında ruhsal olanla ilgili olan gerçeği
ifade etmek istemişlerdir.

134
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Sanat Akımlarında Renk

•Soyut Ekspresyonizm
•Soyut ekspresyonizm ya da New York Okulu olarak adlandırılan ekol, İkinci
Dünya Savaşı’nda sanatın merkezinin Paris’den New York’a taşınması
Özet(devamı)dolayısıyla yaşanan sanatçı göçü sonucunda 1940’lı yıllarda ortaya çıkmıştır.
•Saf sanat anlayışını benimseyen akımın temsilcileri arasında birbirinden
oldukça farklı yaklaşımlar söz konusu olsa da, çok büyük boyutlu tuvaller
kullanılması, tuval yüzeyindeki espasın dinamik ya da durağan renk alanları
ile oluşturulması gibi ortak noktalar söz konusudur.
•Neo-Ekspresyonizm (Yeni Ekspresyonizm)
•1970’lerin sonlarına yapılan figüratif resme geri dönüşle ortaya çıkan bir
akımdır.
•Kavram ve zihinsellik yerine, duygu ve ifadenin geri dönüşü olarak
değerlendirilmiştir.
•KÜBİZM
•Kübizme kadar gelen hareketlerde daha çok renk ve konu üzerinde
değişiklikler yaşanmışken, kübizmle birlikte resimde biçimsel bir devrim
gerçekleşmiştir.
•Şimdiye kadar uygulanan tek noktadan bakış açısı kalkmış, bir nesne
üzerinde eşzamanlı olarak çoklu bakış açısıyla resme dördüncü boyut, yani
“zaman” kavrayışı getirilmiştir.
•FÜTÜRİZM
•En belirgin özelliği; makinaların gücü, hız, dinamizm, enerji göstergesi olarak
teknolojiyi yüceltmesi ve bunun yanısıra geleneği küçümsemesidir.
•Yeni bir dünya düzeni için, yeni bir sanat önermesi olarak ilan edilir.
•SÜRREALİZM
•İlk manifestosu yazar ve şair Andre Breton tarafından 1924 yılında
yayımlanan akım, sadece resim ve heykel ile sınırlı değildir, aynı zamanda
edebiyat, tiyatro ve sinema alanında da etkili olmuştur.
•Görünen gerçekliğin ötesinde bir arayışa girmişler ve bu yüzden yapıtlarında;
bilinçaltı, rüyalar, ruhsal otomatizm ile ilgilenmişlerdir.
•Sigmund Freud’un psikanaliz kuramı, cinsellik, rüyalar ve bilinçaltı
konusunda araştırmalarını yoğunlaştırmışlardır.

135
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Sanat Akımlarında Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Romantizm sanatçıları arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Paul Klee
b) EugeneDelacroix
c) William Turner
d) Francisco Goya
e) William Blake

2. 1855 yılında yaptığı “Atölye” adlı çalışmasıyla sokaktaki sıradan insanları


olağan hâlleriyle resmin merkezine alarak onları bir kahraman gibi
gösteren sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
a) ClaudeMonet
b) GustaveCourbet
c) CamillePisarro
d) Pablo Picasso
e) EduardManet

3. Rengin gün içinde ışığa bağlı değişen anlık görüntülerini yakalamaya


çalışan ve bu yüzden açık havada çalışan sanat akımı aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Sürrealizm
b) Ekpresyonizm
c) Kübizm
d) Romantizm
e) Empresyonizm

4. Resimlerinde renkleri tüpten çıktığı gibi saf hâliyle kullanan ve bu yüzden


“Fovist” olarak adlandırılan akımın kelime anlamı aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Şiddet
b) Manzara
c) Vahşi hayvan
d) Güneşin doğuşu
e) Evcil hayvan

5. Ekspresyonizm akımı içinde yer alan hareketler arasında aşağıdakilerden


hangisi bulunmaz?
a) Puantilizm
b) Fovizm
c) DieBrück
d) Der BlauReiter
e) Soyut Ekspresyonizm

136
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Sanat Akımlarında Renk

6. Görünen gerçekliğin ötesinde bir arayışa giren ve özellikle Freud’un


çalışmaları ile yakından ilgilenen sanat akımı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Neo-Ekspresyonizm
b) Romantizm
c) Fütürizm
d) Fovizm
e) Sürrealizm

7. Sanat akımı-sanatçı eşleştirmelerinden hangisi doğrudur?


a) Paul Klee-Romantizm
b) Sürrealizm-Picasso
c) Georges Seurat-Fovizm
d) Rene Magritte-Soyut Ekspresyonizm
e) Giacomo Balla-Puantilizm

8. Resmi dış dünyadan bağımsızlaştıran ve onu kendi gerçekliği içine çeken


bu yönelişle sanatçı, rengi küçük noktalar halinde yan yana tuval üzerine
uygulayarak yeni bir yöntem geliştirmiştir. Bu yöntemin adı……….olarak
adlandırılır.
Paragrafta boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) Fütürizm
b) Sürrealizm
c) Kübizm
d) Empresyonizm
e) Puantilizm

9. “Dışavurumcu soyutlama tarzındaki resimlerinde özellikle hayvan


figürlerine yer vermiş, bu yolla doğanın gizil gücünü ifade etmeye
çalışmıştır. Hayvanların insandan daha yüce ve mistik olduğuna inanan
sanatçı, bir dönem sanatçılara hayvan anatomisi dersleri de vermiştir.”
Paragrafta anlatılan çalışma hangi sanatçıya aittir?
a) Emil Nolde
b) ClaudeMonet
c) Salvador Dali
d) EugeneDelacroix
e) Franz Marc

10. Umberto Boccioni’nin 1913 yılında gerçekleştirdiği “Bir Futbolcunun


Dinamizmi” adlı çalışması hangi sanat akımını içerisinde değerlendirilir?
a) Empresyonizm
b) Sürrealizm
c) Soyut ekspresyonizm
d) Fütürizm
e) Neo-Ekspresyonizm
Cevap Anahtarı
1.e, 2.b, 3.e, 4.c, 5.a, 6.e, 7.b, 8.e, 9.e, 10.d

137
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Sanat Akımlarında Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Antmen, A. (2009). 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar (2. Baskı). İstanbul: Sel
Yayıncılık.
Berger, J. (2009). Görme Biçimleri. (15. Baskı). İstanbul: Metis Yayınları.
Fineberg, J. (2014). 1940’dan Günümüze Sanat (S. Atay, G.E. Yılmaz, Çev.). İzmir:
Karakalem Yayınları.
Gombrich, E.H. (1986). Sanatın Öyküsü (B. Cömert, Çev.). (3.Baskı). Ankara: Remzi
Kitabevi.
Gombrich, E.H. (2015). Sanat ve Yanılsama(2. Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Keser, N. (2005). Sanat Sözlüğü. (2. Baskı). Ankara: Ütopya Yayınevi.
Kuspit, D. (2006). Sanatın Sonu (Y. Tezgiden, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları.
Little, S. (2010). IsmsUnderstanding Art. London: HerbertPress.
Passeron, R. (1990). Sürrealizm Sanat Ansiklopedisi (S. Tansuğ, Çev.). (2.Baskı).
İstanbul: Remzi Kitabevi
Richard, L. (1991). Ekpresyonizm Sanat Ansiklopedisi (B. Madra, S. Gürsoy, İ.
Usmanbaş, Çev.).(2.Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Serullaz, M. (1991). Empresyonizm Sanat Ansiklopedisi (D. Erbil, Çev.).(2.Baskı).
İstanbul: Remzi Kitabevi.
Sözen, M. (1992). Sanat Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Tansuğ, S. (1993). Sanatın Görsel Dili (3. Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Tunalı, İ. (1992). Modern Resim (4.Baskı). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yılmaz, M. (2013). Modernden Postmoderne Sanat (2. Baskı). Ankara: Ütopya
Yayınevi.

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 1. Delacroix, “Halka Yol Gösteren Özgürlük”. 17 Kasım 2020 tarihinde
https://lejurnal.com/halka-yol-gosteren-ozgurluk/ adresinden erişildi.
Görsel 2. Monet, “İzlenim: Doğan Güneş”. 21 Kasım 2020 tarihinde
https://tr.wikipedia.org/wiki/İzlenim:_Gün_Doğumu adresinden erişildi.
Görsel 3. Georges Seurat, “GrandeJatte Adası’nda Bir Pazar Günü Öğleden Sonra”,
21 Kasım 2020
https://tr.wikipedia.org/wiki/Grande_Jatte_Adası%27nda_Bir_Pazar_Öğled
en_Sonrası adresinden erişildi.
Görsel 4.Edvard Munch, “Çığlık”. 22 Kasım 2020 tarihinde
https://www.edvardmunch.org/the-scream.jsp adresinden erişildi.

138
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
Sanat Akımlarında Renk

Görsel 5.HenriMatisse, “Bayan Matisse (Yeşil Çizgi), 23 Kasım 2020 tarihinde


https://www.wikiart.org/en/henri-matisse/portrait-of-madame-matisse-
green-stripe-1905 adresinden erişildi.
Görsel 6.Ernst Ludwig Kirchner, “Asker Olarak Kendi Portresi”, 19 Kasım 2020
tarihinde https://www.biographie-peintre-
analyse.com/2017/10/22/autoportrait-en-soldat-ernst-ludwig-kirchner/
adresinden erişildi.
Görsel 7. Franz Marc. Large Blue Horses. 11 Kasım 2020 tarihinde
https://www.artsy.net/artwork/franz-marc-the-large-blue-horses/
adresinden erişildi.
Görsel 8. Mark Rothko, “Turuncu ve Sarı”,15 Kasım 2020 tarihinde
https://www.paintinghere.com/painting/mark_rothko_orange_and_yellow
_30513.html adresinden erişildi.
Görsel 9. Mark Rothko,“Mavi üzerine Kırmızı ve Bordo”. 15 Kasım 2020 tarihinde
https://www.sothebys.com/en/auctions/ecatalogue/2019/contemporary-
art-evening-auction-n10069/lot.15.html adresinden erişildi.
Görsel 10.GeorgBaselitz, 29 Kasım 2020 tarihinde “Dresden’de Akşam Yemeği”
http://www.theartwolf.com/exhibitions/baselitz-royal-academy.htm
adresinden erişildil.
Görsel 11. Pablo Picasso, “Avignonlu Kızlar”,18 Kasım 2020 tarihinde
https://www.guyhepner.com/product/les-demoiselles-davignon-by-pablo-
picasso/ adresinden erişildi.
Görsel 12. UmberdoBoccioni, “Bir Futbolcunun Dinamizmi”, 14 Kasım 2020
tarihinde https://www.britannica.com/biography/Umberto-Boccioni
adresinden erişildi.
Görsel 13. Salvador Dali “Belleğin Azmi”, 19 Kasım 2020 tarihinde
https://steemit.com/art/@alejandromata/review-of-the-persistence-of-
memory-by-salvador-dali adresinden erişildi.

139
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
TASARIM HAREKETLERİNDE RENK

• Endüstri Devrimi Sonrası Tasarım


Hareketlerinde Renk
İÇİNDEKİLER

• Bauhaus'ta Renk
• Çağdaş Tasarımda Renk RENK BİLGİSİ
• Tasarımda 60'lar ve Renk
• Memphis'te Renk Doç. Dr. Semra GÜR
• Dijital Çağ'da Renk ÜSTÜNER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Tasarım hareketleri hakkında genel
HEDEFLER

bir bilgiye sahip olabilecek,


• Tarihsel süreç içerisinde değişen renk
anlayışlarını kavrayabilecek,
• Dönemsel değişen renk paletlerinin
sosyo-ekonomik, kültürel ve sanatsal
ilişkilerini çözümleyebilecek,
• Geçmiş renk eğilimleri hakkında
yorum yapabilecek,
• Renk
öngörülerindeki/tahminlerindeki,
ÜNİTE
dönemsel geriye dönüş temalarını
algılayabileceksiniz.
7
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tasarım Hareketlerinde Renk

Arts & Crafts'ta Renk

Endüstri Devrimi Sonrası


Tasarım Hareketlerinde Art Nouveau'da Renk
Renk
TASARIM HAREKETLERİNDE RENK

Art Deco'da Renk


Bauhaus'ta Renk

Çağdaş Tasarımda Renk

Tasarımda 60'lar ve Renk

Memphis'te Renk

Dijital Çağ'da Renk

141
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tasarım Hareketlerinde Renk

GİRİŞ
Tasarım hareketleri, uygulamalı sanatlarda ortaya çıkan hareketlerdir.
Uygulamalı sanatlar ise gündelik kullanım nesnelerinin tasarımı ile uğraşan tekstil
tasarımı, seramik, grafik ve endüstri tasarımı gibi alanları içine almaktadır. Tasarım
ve sanat arasındaki güçlü bağı ifade eden uygulamalı sanatlar kavramı, tasarımdaki
estetik kaygının işlevsellik temelinde şekillenmesini ifade etmektedir. Tasarım
hareketlerinin çıkışında itici ve tetikleyici güç sanat akımları olsa da teknolojik
gelişmelerin etkisi de önemlidir.
Dünyada yaşanan en büyük teknolojik atılım, 18. yüzyılın ikinci yarısında
İngiltere’de gerçekleşen Endüstri Devrimi’dir. Bu devrim ile tekstil üretim süreci
neredeyse baştan aşağı değişmiş, büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Sanayileşme ile
birlikte toplumsal yapıda meydana gelen köklü değişikliler sonucunda Avrupa’da
birçok sanat akımı ve tasarım hareketi peşi sıra ortaya çıkmış ve ulaşım
olanaklarının artması ile kısa sürede tüm dünyaya yayılmıştır.
Tekstil alanında yaşanan teknolojik gelişmelerin en önemlisi makineleşme
ile üretim hızının artması gibi görünse de aslında gözle görünenen büyük dönüşüm
renkte yaşanmıştır. Bu döneme kadar tekstillerin renklendirilmesinde doğaya bağlı
olan insan, sentetik boyarmaddelerin keşfi ile canlı renklerin egemen olduğu bir
döneme girmiştir. Endüstri Devrimi’ne kadar Batı’daçoğunlukla pamuk, yün ve
keten elyafı ile tekstiller elde edilirken; ipek, Çin’in tekelinde ve lüks kumaş
kategorisinde idi. Pamuk, yün ve ketenin doğal renklendiriciler ile renklendirilmesi
sonucu donuk ya da mat renkler elde ediliyordu. İpek parlak bir elyaf olduğu için
aynı doğal maddeler ile boyandığında ipekte parlak bir renk skalası
yakalanabiliyordu; ama pahalıydı.
Renk ile ilgili kimya alanındaki gelişmeler; 1880’lerden itibaren başlamış,
1856’da ilk sentetik boyarmaddenin bulunması ile dönüm noktasına ulaşmıştır.
Tekstilde rengi etkileyen bir diğer unsur da elyaftır. Hammaddedeki doğaya
bağlılık ise 1884 yılında Hilaire de Chardonnet tarafından yapay ipek (viskoz)
ipliğinin elde edilmesi ile son bulmuştur. Bu da renkteki ikinci dönüm noktasıdır.
Tasarım hareketlerinde renk ünitesinde, Endüstri Devrimi’nden günümüze
öne çıkan tasarım hareketlerinin tekstil tasarımına yansımaları renk ekseninde ele
alınmıştır. Dönemsel olarak renk anlayışının değişiminde teknolojik yenilikler,
sanat akımları, sosyokültürel olaylar ve ekonomik nedenlerin rol aldığı
unutulmamalıdır.

ENDÜSTRİ DEVRİMİ SONRASI RENK


Endüstri Devrimi, 1760-1840 yılları arasında yaşanan hızlı sanayileşme ile
Endüstri Devrimi, 1760- birlikte sosyo-ekonomik ve kültürel değişimleri de kapsayan, 250 yıllık bir
1840 yılları arasında makineleşme dönemidir. Tarımsal düzenden sanayi düzenine geçişle birlikte insan-
yaşanan sanayileşme ile
doğa ilişkisinin yerini insan-makine ilişkisi almıştır. Bu da işçi-işveren gibi sınıfların
birlikte sosyo-ekonomik
ve kültürel değişimleri ortaya çıkmasına ve köyden kente göç ile birlikte değişen bir toplumsal yapıya
de kapsamaktadır. neden olmuştur. Ayrıca süreç sonunda hızlı üretim hızlı tüketim olgusunu

142
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tasarım Hareketlerinde Renk

doğurmuş ve dünya ekonomisi yeniden şekillenmek zorunda kalmıştır. Ulaşımın


kolaylaşması ile kültürel etkileşim artmıştır.

Örnek •Endüstri Devrimi, tren yolu taşımacılığının gelişmesine sebep olmuş


ve şehirlerarası yolculuklar artmıştır.

18. yüzyılın sonlarında başlayan bu hızlı süreç ile yeni bir yüzyıl olan 19.
yüzyılda farklı bir dünya düzeninden söz etmek mümkündür. Doğa ile ilişkisini
sorgulayan ve makine ile biçimlendirdiği dünyayı kavramaya çalışan insanın
sanatsal üretimi de değişmeye başlamış ve bu da yeni sanat akımlarının
doğmasına sebep olmuştur. Sanat akımları da Endüstri Devrimi sonrası kitle
üretiminin sonucu olan uygulamalı sanatları etkilemiştir. Uygulamalı sanatlar
içerdiği anlam itibari ile teknolojik gelişmelerden de etkilenen bir alandır.
Tekstilde renklendirme işlemi, 19. yüzyıl ortalarına kadar yalnız bitkisel
kökenli veya böceklerden elde edilen boyarmaddeler ile yapılmıştır.
Endüstrileşmenin ışığında yeni boyarmaddelerin üretimi ve kullanımındaki köklü
Tekstilde renklendirme gelişmeler ile tamamen yeni bir mineral renk yelpazesi kullanıma sunulmuştur.
işlemi, 19. yüzyıl Rekabetin olduğu bu dönemde buluşların çoğu gizli tutulmuştur. 1819’da pamuklu
ortalarına kadar yalnız kumaşların boyanmasında kurşun kromatın kullanılması ile elde edilen krom sarısı
bitkisel kökenli veya Fransa’da icat edilmiştir. 1823’te kimyager JohnMercer bu rengi İngiltere’de
böceklerden elde edilen üretmeyi başarmıştır. Mercer ayrıca, yaptığı deneyler ile turuncu ve indigo rengi
boyarmaddeler ile
elde etmiştir. 1851'de pamuklu kumaşlarda dönüm noktası sayılabilecek olan
yapılmıştır.
merserizasyon işlemi de Mercer tarafından bulunmuştur. Merserizasyon işlemi ile
pamuk ipliğinin ve pamuklu kumaşın dayanımı ve boyarmaddenin alımını ifade
eden affinitesini arttırmıştır. Bu da tekstilde rengi etkileyen diğer önemli bir
buluştur. Merserizasyon işlemi sayesinde pamuklu kumaşlardaki renkler
parlaklaşarak yün ve ketenin donuk renklerinin yerini almıştır.
Örnek

•Tekstilde Endüstri Devrimi'ne kadar parlak mor rengi elde etmek için
özel bir salyangoz türü kullanılmakta idi. Bu yüzden sadece krallar ve
Tekstilde geniş renk soylular bu renkte giysiler giyebilirdi.
yelpazesinin ilk adımı
1856’da William Henry
Perkin ilk sentetik
boyarmadde olan anilin Tekstilde geniş renk yelpazesinin ilk adımı 1856’da William Henry Perkin’in
morunu bulması ile
ilk sentetik boyarmadde olan anilin morunu bulması ile atılmıştır. Renkteki bu son
atılmıştır.
kırılma noktası ile tekstil endüstrisinde çarpıcı bir renk değişikliği yaşanmış ve
teknolojik ilerlemeler sayesinde sürekli gelişimin de önü açılmıştır. İlk olarak

143
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tasarım Hareketlerinde Renk

İngiltere’de başlayan makineleşme kıta Avrupa’sında hızla yayılmış ve bu dönemde


peşi sıra Arts&Crafts, Art Nouveau ve Art Deco gibi tasarım hareketleri ortaya
çıkmıştır.

Arts&Crafts’ta Renk
Sanatlar ve El Sanatları olarak çevrilebilecek olan bu tasarım hareketi;
endüstrileşmenin getirdiği makineleşme sonucu elde edilen ucuz seri üretime tepki
olarak 19. yüzyılın ikinci yarısında (1880’ler)İngiltere’de başlamış, sonra Kıta
Avrupası’na ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yayılmış, sosyo-ekonomik kökenli bir
harekettir. Yazar ve eleştirmen John Ruskin, makineleşmenin el işçiliğini yok
ettiğini savunarak, geleneksel zanaatçılığın kaybı ile üretilen nesnelerin ucuz ve adi
kopyalar olduğunu ileri sürmüştür. Bu düşünceler ekseninde endüstrileşmeye karşı
olanlar, yazar ve ressam William Morris’in önderliğinde modern tasarım tarihinin
başlangıcı kabul edilen Arts&Crafts hareketini başlatmışlardır.
Endüstri Devrimi’ne kadar renk, tekstilde doğaya bağlı iken kimya alanında
yaşanan gelişmeler ile bu tarihten sonra insan tarafından üretilebilir hâle gelmiştir.
Bu da yeni renklerin ve renk paletlerinin oluşmasına sebep olmuştur. Orta Çağ’ın
Arts&Craftshareketinde el sanatlarına dönmeyi amaçlayan Arts&Crafts hareketinin kurucularından William
William Morris, rengin Morris ise endüstrileşen tekstilde, rengin saflık ve tazeliğine dikkat etmiş, bu
saflık ve tazeliğine nedenle anilin boyaların sert/keskin tonları yerine doğal boyaların yumuşak
dikkat ederek doğal renklerini kullanmıştır (Görsel 7.1-2). Sanatçı, geleneksel el yapımı kalıp/blok baskı
boyaların yumuşak ve el dokumaları ile insanların ev tekstillerine, özellikle baskılı kumaşlara ve duvar
renklerini kullanmıştır. kâğıtlarına bakış açısını tamamen değiştirerek desen tasarımında yaratıcılığın
kapılarını aralamıştır.

Görsel 7.1.William Morris, “Cray”, kalıp Görsel 7.2.LindsayButterfield, döşemelik


baskı, 1884 (Parry, 2009). kumaş, 1903 (Jackson, 2002).
William Morris; duvar çinileri, vitray, goblenler, duvar kâğıtları ve döşemelik
kumaşlar üzerine bir zanaatçı titizliğiyle çalışmıştır. Morris’in tekstillerinde
Viktorya döneminin bahçelerinde yetiştirilen her türlü bitki gözlemlenebilir.
Arts&Crafts hareketi içinde yoğun bitkisel desenler ile genelde uyumlu ve yumuşak
tonlarda renklerin kullanıldığı görülmektedir. Renk paleti içerisinde özellikle
çiçeklerin rengi olarak kırmızı tercih edilmiş, ayrıca dönemin moda rengi sarı da
yer alabilmiştir. İngiltere’nin dışına da yayılan Arts&Crafts hareketi, 1910’larda
etkisini kaybederek diğer Avrupa ülkelerinde özellikle Orta Avrupa’da, ulusal

144
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tasarım Hareketlerinde Renk

stillerin yaratılmasına öncülük etmiş ve yerini Art Nouveau’ya bırakmıştır.


Arts&Crafts hareketi, güzel sanatlar ve uygulamalı sanatları birleştirme çabası
içinde olan Bauhaus’un da temeli sayılmaktadır.

Bireysel Etkinlik
•Arts & Crafts'ın mimari simgesi olan 'Red House' ile ilgili araştırma
yapınız. Orta Çağ mimarisinde olan bu ikonik evin tekstillerinde
kullanılan renkleri inceleyiniz.

Art Nouveau’da Renk


Art Nouveau, Arts&Crafts’ın görüşlerini benimsemiş; fakat yeni bir anlatım
dili geliştirmiştir. Hareket, ilk olarak kendini 1889’da Paris’te, Fransız Devrimi’nin
100. yılı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen Dünya Fuarı’nda hissettirmiştir.
Art Nouveau, Avrupa’da birçok ülkede kendine özgü biçimlerde gelişse de
Art Nouveau, Avrupa’da
birçok ülkede kendine kolaylıkla fark edilebilecek akışkan, organik bir stile sahiptir. Hem biçim hem de
özgü biçimlerde gelişse yüzey dekorasyonunda kendini gösteren akışkan kıvrımları ile ön plana çıkan
de kolaylıkla fark akımın önemli temsilcisi mimar, iç mimar ve ressam olan Henry Van de Velde’dir
edilebilecek akışkan, (Görsel 7.3). Art Nouveau’da ressam ve grafik sanatçısı AlphonseMucha, bitkisel
organik bir stile motifli kıvrımları kadın figürü ile birleştirmektedir (Görsel 7.4).
sahiptir.

Görsel 7.3.Henry Van de Velde, “Dahlia” Görsel 7.4.AlphonseMucha, baskılı kumaş,


duvar kâğıdı, 1895(Kuenzli, 2019). 1898(Meller ve Elffers, 1991).
Art Nouveau’nın mimari simgeleri, demirin kıvrılarak akışkan çizgiler hâlinde
kullanımının görüldüğüHectorGuimard’ın tasarımı olan Paris metro istasyonlarının
giriş yapıları ve Victor Horta’nınTasselHouse’dur. Avusturya’da Secession olarak
anılan Art Nouveau hareketi içinde, 1903’te her ikisi de mimar olan Josef Hoffman
ve KolomanMoserile tekstil üreticisi arkadaşları tarafından “WienerWerkstätte”
(Vienna Workshop/Viyana Atölyeleri)kurulmuştur. Secession’ın bir sanat ve
zanaat uzantısı olarak onun izinde yol alan Viyana Atölyeleri, Art Nouveau tasarım
hareketi içinde yer alsa da desenlerdeki canlı renkler ve geometrik biçimli
soyutlamalar ile modernizme doğru giden bir çizgidedir.

145
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tasarım Hareketlerinde Renk

Görsel 7.5. Josef Hoffmann, “Jagdfalke”,


Görsel 7.6. KolomanMoser, giysilik baskı
duvar kâğıdı, 1913 (Jackson, 2002).
tasarımı, 1910-11 (Jackson, 2002).
Viyana Atölyelerini ziyaret eden dönemin tanınmış modacılarından Paul
Viyana Atölyeleri, Art Poiret, baskılı kumaşlardan metrelerce almış ve Paris’e döndüğünde kendi atölyesi
Nouveau tasarım Atelier Martin’i 1911’de açmıştır. Atelier Martin’de tasarımcı olarak Fovist ressam
hareketi içinde yer alsa RaoulDufy ile çalışmıştır. Dufy’nin baskılı kumaş tasarımlarını, Poiret Oryantalist
da renk ve desenlerdeki çizgisi ile biçimlendirdiği giysilerinde kullanmıştır(Görsel 7.7). Dufy’ninAtelier
soyutlamalar açısından
Martin’de genelde siyah-beyaz birlikteliğini ya da renklerin açık-koyu değerlerini
modernizme doğru
giden bir çizgidedir. kullandığı görülmektedir. Atelier Martin de Viyana Atölyeleri kadar canlı renk
skalaları ile tanınmaktadır(Görsel 7.8).

Görsel 7.7.RaoulDufy, “Bagatelle”, 1919. Görsel 7.8.Atelier Martin’de üretilmiş


Paul Poiret’in, “Bagatelle” ile yaptığı giysi giysilik baskılı kumaş, 1919 (Jackson, 2002).
tasarımı (Hardy, 2006).
Mimarinin dışında, mobilya, tekstil, duvar kâğıdı ve takı gibi uygulamalı
sanatlarda etkin olan hareket; Fransa ve Belçika’da “Art-Nouveau”, Almanya’da
“Jugendstil”, İngiltere’de “Decorative Stil”, İtalya’da “Stile Liberty”, Avusturya’da
“Secession”, İspanya’da “Modernista”, Türkiye’de “Yeni Sanat” ya da “1900
Sanatı”, Amerika’da “Modern Style” adları ile anılmıştır. 1920’lere gelindiğinde
etkisini kaybeden Art Nouveau, 1960’ların sonunda tekrar gündeme gelmiştir.

146
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tasarım Hareketlerinde Renk

Bireysel Etkinlik
•Türkiye'de Art Nouveau etkisinde yapılmış mimari yapıları araştırınız.

Art Deco’da Renk


1925 yılında Paris’te yapılan Uluslararası Modern Dekoratif Sanatlar ve
Endüstri Sanatları Sergisi’nde ortaya çıkan Art Deco; mimarlık, iç mimarlık, mobilya
ve uygulamalı sanatlar alanlarında etkili olmuştur. Yılan derisi, fildişi, bronz, kristal,
Art Deco, pahalı ve egzotik ahşap gibi pahalı ve değerli malzemeleri kullanarak üst-düzeye yönelik, tek
değerli malzemeleri defalık el işi tasarımlara yönelmiştir. Bazı tasarımlarda çelik, cam ve plastik tercih
kullanarak üst-düzeye edilmişse de amaç modernizmin olmazsa olmazı işlevsellik değil, dekoratif değerin
yönelik, tek defalık el işi vurgulanmasıdır. Öncü/yenilikçi sanat ile geleneksel sanat arasında stilizasyon
tasarımlara yönelmiştir. ağırlıklı bir tasarım hareketi olan Art Deco, çiçekli desenler ile modern ve
geometrik desenlerin baskın olduğu iki döneme ayrılmaktadır.
Örnek

•Art Deco'nun süslemci ve gösterişli tasarım anlayışına mimariden


örnekler; Amerika Birleşik Devletleri'ndeki gökdelenler, Empire State
Binası ve Chrysler Binası'dır.

20. yüzyılın başlarında özellikle Orfizm sanat akımına dâhil olan


SoniaDelaunay ve FovistRaoulDufygibi sanatçılar, tekstil uygulamaları ile elde
ettikleri canlandırıcı yeni sonuçlarla sanat ve tekstil tasarımı arasındaki ilişkiye
yaratıcı katkıda bulunmuşlardır. Delaunay’ın tekstil tasarımları, Kübizm sanat
akımı ile parlak ve cesur renklerden oluşan Rus halk sanatının izlerini taşır. Sanatçı,
SoniaDelaunay’ın tekstil
soyut geometrik yaklaşımında oluşturduğu tekstil tasarımları ile 1925’deki
tasarımları, Kübizm
sanat akımı ile parlak ve Paris’teki uluslararası sergiye katılmış ve büyük ilgi çekmiştir. Delaunay, Art
cesur renklerden oluşan Nouveau’nın kıvrımlı dallardan, pastel tonlardan oluşan tekstillerini, canlı parlak
Rus halk sanatının renklerle hareketlendirmiştir. Geometrik desenler, eş merkezli daireler, baklava
izlerini taşır. desenleri, kırık çizgiler Delaunay’ın tasarımlarının kilit elemanları arasındadır
(Görsel 7.9).Art Deco’nun geometrik çizgilerini CocoChanel’in örgü tunik ve
kazaklarında da görmek mümkündür.

147
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tasarım Hareketlerinde Renk

Görsel 7.9.Sonia Delaunay moda illüstrasyonu, 1922-23 (Delaunay, 1989).


Art Deco’da öne çıkan bir diğer isim RaoulDufy’dir. Dufy’nin tasarımları,
temel olarak Fovist ve Kübik estetik değerler üzerine şekillenmişse de geometrik
tasarımlarında soyutlama, konstrüktivizm ve fütürizminöğelerinden yararlanmıştır.
Sanatçının Art Deco hareketi içerisindeki renk paleti çeşitlilik göstermektedir. Dufy,
çiçekli tasarımlarının yanı sıra sanatsal dilini yansıtan tasarımlara da imza atmıştır
(Görsel 7.10).

Görsel 7.10.RaoulDufy, guaş boya, yaklaşık 1920 (Meller ve Elffers, 1991).


Art Deco, Amerika Birleşik Devletleri’nde de etkili olmuştur. I. Dünya Savaşı
sonrası hızla zenginleşen ABD toplumunda yaşanan dönüşümü ele alan ve 1925’te
yayınlanan F. Scott Fitzgerald’ın yazdığı “Great Gatsby (Muhteşem Gatsby)”,
dönemin aşırılığının ve hayatın keyfini sürmek isteyenlerin edebiyattaki
yansımasıdır. Aynı isimle sinemaya uyarlanan kitap, dönemin tasarım anlayışı
hakkında bilgi vermektedir. 1929 yılında ABD’de yaşanan “Great Depression
(Büyük Buhran)” ekonomik krizi, tüm ülkeleri derinden etkilemiş ve 1920’ler
boyunca süren savaş sonrası refahı sonlandırmıştır. Üst-düzeye yönelik pahalı bir
tasarım konsepti sunan Art Deco da ekonomik krizden olumsuz yönde
etkilenmiştir. Klasik, zarif, egzotik-ifadeci ve en sonunda modern yönde gelişse de
Art Deco’nunde koratif yönü her zaman ağırlıktadır. Hareket, 1940’lara kadar
etkisini göstermiştir.

148
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tasarım Hareketlerinde Renk

Bireysel Etkinlik
•“Great Gatsby” (Muhteşem Gatsby) filmini izleyip, Art Deco'nun
egemen olduğu dönem ve giyim tasarımındaki renkler hakkında
gözlem yapınız.

BAUHAUS’TA RENK
Art Nouveau hareketinin öncülerinden Henry Van de Velde, 1906’da
Almanya’nın Weimar kentinde bir Uygulamalı Sanatlar Okulu kurmuş, 1915’te okul
yönetimine mimar WalterGropius getirilmiştir. Gropius, I. Dünya Savaşı’nın
Bauhaus Okulu, ardından 1919’da, kentte bulunan Güzel Sanatlar Okulunu da içine alan yeni bir
endüstrinin olanaklarını
örgütlenmeyle “Yapı Evi” anlamına gelen Bauhaus’u kurmuştur. Bauhaus’u ilk
yadsımayarak üretim
koşullarına uygun bir endüstri tasarımı okulu yapan en önemli özelliği, sanatsal yaratılarda
sanat eğitimi vermesi makinelerden yararlanmayı benimsemesi ve endüstrinin olanaklarını
ile öncüdür. yadsımayarak üretim koşullarına uygun bir sanat eğitimi vermesidir. Bu öncü
yaklaşımı ile Bauhaus, tasarım mesleği ve tasarımcının modern endüstri
toplumlarındaki konumu için önemli rol oynamıştır.
Bauhaus Okulu’nda; dokuma, marangozluk, metal işlemeciliği, çömlekçilik,
renkli cam, duvar resmi, grafik tasarım ve sahne dekorasyonu atölyeleri
bulunmaktadır. Okulda; JohannesItten, Josef Albers, OskarSchlemmer, Paul Klee,
Bauhaus’ta J. Itten, J. LászlóMoholy-Nagy ve Wassily Kandinsky gibi dönemin soyut sanatçıları ile Mies
Albers, P. Klee ve W. Van der Rohe gibi mimarlar ders vermişlerdir. Itten, Albers, Klee ve Kandinsky renk
Kandinsky renk konusunda önemli çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar, günümüzde halen çoğu
konusunda önemli
sanat/tasarım eğitimi veren kurumlarda kullanılmaktadır. Ekspresyonizm
çalışmalar yapmışlardır.
(Dışavurumculuk), kübizm, sürrealizm (gerçeküstücülük) gibi pek çok akımda etkin
bir sanatçı olan Klee, bu dönem içerisinde renkle ilgili birçok teori geliştirmiştir.
Art Nouveau ve Alman ekspresyonizminin güzellik ve yararlılık ilkeleri
doğrultusunda ilerleyen Bauhaus’taki tasarım eğitimi daha sonra akılcı ve işlevci
bir nitelik kazanmıştır. Kuruluşundan kapanmasına kadar varlığını sürdüren bir
GuntaStölzl, dokuma atölyesine sahip olan okulda ilk işler, süprematizmsanat akımının
goblenlerinde renk, etkisinde görülen resimsel dokumalar ve duvar halılarıdır. 1920’lerin başında
ritim ve geometrik dokuma atölyesinde, Itten’ın teorileri ile ana renklerle renklendirilmiş; kare, üçgen
biçimleri dinamik bir
ve dikdörtgen biçimler kullanılarak halı ve goblenler tasarlanmıştır. Klee de
yönde kullanmıştır.
öğrencilerini, tasarım ilkeleri aracılığıyla katmanlı ve çizgili dokuma tekstillere
yönlendirmiştir. Bauhaus dokuma atölyesinin öne çıkan ismi GuntaStölzl okuldaki
usta-çırak ilişkisine dayalı eğitim sisteminde, önce öğrenci sonra usta öğretici
olmuştur. Stölzl, goblenlerinde renk, ritim ve geometrik biçimleri dinamik bir yönde
kullanmıştır (Görsel 7.11). 1922’den 1930’a kadar AnniAlbers tekstillerinde,

149
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tasarım Hareketlerinde Renk

gösterişsiz renkler ile yatay ve dikey çizgilerin oluşturduğu kompozisyonlar


kullanmış ve daha sade bir dil yaratmıştır (Görsel 7.12).

Görsel 7.11.GuntaStölzl, duvar halısı, Görsel 7.12.AnniAlbers, duvar halısı, 1926


1927/28(Droste, 2014). (Droste, 2014).

Bauhaus Okulu, dönemin baskıları nedeni ile taşınmak zorunda kalmış ve


ülke içinde üç farklı şehirde eğitim vermiştir. Bu şehirlere göre Bauhaus’u
dönemsel olarak ele almak mümkündür; Wiemar, Dessau ve Berlin dönemi.
Weimar döneminde görülen zanaat karakterli ve ustaların etkisinde olan
çalışmalar, Dessau döneminde temel geometrik biçimlere indirgenmiş ve
endüstriyel olarak üretilebilen, işlevsel ürünlere dönüşmüştür (Görsel 7.13).
Bauhaus’un son iki yılında duvar kâğıtları için üretilen albümler gibi üç tekstil
Bauhaus’un son iki
albümü de üretilmiştir(Görsel 7.14).
yılında duvar kâğıtları
için üretilen albümler
gibi üç tekstil albümü
de üretilmiştir.
Örnek

•Tekstil albümü yapan Bauhaus gibi günümüzde de firmalar kumaş


katalogları yapmaktadır.

Görsel 7.13.LenaBergner, giysilik Görsel 7.14.Baskı tasarımı örneği,1932(Droste,


kumaş örneği, 1930 (Whitford, 1992). 2014).

150
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tasarım Hareketlerinde Renk

I. Dünya Savaşı’ndan (1914-1918) zayıflamış bir ülke olarak çıkan


Almanya’da kurulan Bauhaus, II. Dünya Savaşı’nın (1939-1945) yaklaşan ayak
sesleri ile 1933’te kapatılmıştır. Bauhaus’un başlangıcından kapanışına kadar var
olan dokuma atölyesi, tekstil tasarımında önemli bir dönüm noktasıdır: Soyut
sanatın dekoratif bir öge olarak tekstile dönüştürülmesi ile bugün kullandığımız
anlamda sanat ile teknolojinin birlikteliğinde ortaya çıkan modern tekstil tasarımı,
Bauhaus’ta doğmuştur.
Bireysel Etkinlik

•Bauhaus tasarımcılarının yaptığı diğer tasarımları da inceleyip,


modernizmin süslemeden uzak, temiz ve net çizgiler arayışını
karşılama durumunu irdeleyin.

ÇAĞDAŞ TASARIM’DA RENK


Arts&Crafts hareketinin el sanatı konusundaki düşüncelerinin yerini I. Dünya
Savaşı’ndan sonra, endüstriyel tasarımcı ve makine arasında olumlu bir ilişki
kurmaya çalışan modernizm almıştır. Modernizm de, tasarımlarda yapılan süsleme
azalmış ve tasarımın işlevselliği sorgulanmıştır. Bu sorgulama, Bauhaus’un
işlevsellik ilkesini betimleyen sloganı “Form followsfunction” / “Biçim işlevi takip
eder” temelinde tekstilin geleneksel süslemeci tavrından kopuşu ile
sonuçlanmıştır. Süslemeci desen anlayışı, 1925 yılında Fransa’da ortaya çıkan ve
1940’lara kadar etkisi devam eden Art-Deco’nun eklektik tarzı ile tekrar gündeme
gelmiştir.

II. Dünya Savaşı sonrası, 1939 yılından 1945 yılına kadar süren ve hayatı durduran II. Dünya
renk ve desene karşı Savaşı’nın uzun süren travmalarının ardından, insanlara yaşama umudu veren renk
yenilenmiş bir talep ve desen anlayışının geliştiği görülmektedir. Bu dönem İngiltere’nin tasarım
oluşmuştur. dünyasına kazandırdığı ‘çağdaş’ tasarım kavramı, 1944’te Endüstriyel Tasarım
Konseyi’nin kurulması ile Kraliyet Sanat Koleji etkisinde gerçekleşmiştir. Endüsrtiyel
Tasarım Konseyi’nin, Londra’da Victoria & Albert Müzesi’nde 1946 yılında
düzenlediği “Britain Can MakeIt (İngiltere Yapabilir)” sergisi ile doğan çağdaş
tasarım kavramı 1950’li yıllara damgasını vurmuştur.
II. Dünya Savaşı sonrası yeniden inşa edilmesi gereken bir Avrupa söz
konusudur. Bu da yeni evler ve yeni ev tekstilleri demektir. Böylece savaş sonrası,
renk ve desene karşı yenilenmiş bir talep oluşmuştur. Tekstil ve duvar kâğıdı
tasarımı takip eden yirmi yıl içinde gelişmiştir. Bu dönem duvar kâğıtlarının
1950’lerin başlarında, uygulanmasında özellikle bitişik duvarlarda; biri parlak, diğeri mat olmak üzere zıt
parlak-sarı, soluk-gri desenlerin kullanımı görülmektedir. 1950’lerin başlarında, parlak-sarı, soluk-gri
gibi keskin renk gibi keskin renk kontrastlıkları moda olmuştur. Avrupa’da ve Amerika Birleşik
kontrastlıkları moda Devletleri’nde, birden gelişen çağdaş tekstiller ve duvar kâğıtları modern iç
olmuştur.
mekânlara uyarlanmıştır. Öncü tasarımcılar, korkusuzca yeni ifadeler

151
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tasarım Hareketlerinde Renk

deneyimleyerek, şimdiye dek tutucu olan halkı giderek artan çağdaş stile
yönlendirmişlerdir. 50’ler savaş sonrası dünyada her alanda yaratıcı ve üretken bir
dönemdir.

Örnek
•Müzikte, 1950'lerden itibaren, sonraki 50 yıl boyunca kitleleri
peşinden sürükleyecek Rock and Roll dönemi başlamıştır. Bu da
60'lardaki gençlik hareketlerinde etkili olmuştur.

1950’ler sanat açısından önemli yıllardır: Soyut Ekspresyonizm ve Pop Sanat


ortaya çıkmıştır. Bu dönemin tasarım anlayışı; sanatın soyutlama eğilimi,
heykeltıraş Alexander Calder’in teknoloji ile şekillenen hareket kavramı ve
Bauhaus’un öğretileri ile biçimlenmiştir. Tekstil tasarımında da hâkim geçerlik,
soyut kavramdır. 1950’lerde JoanMiró, Paul Klee, Alexander Calder ve Jackson
Pollock gibi birçok sanatçı ilk defa tekstiller ve duvar kâğıtları tasarlamıştır (Görsel
7.15).

Görsel 7.15.JoanMiró, “Dancing People”, Görsel 7.16.LucienneDay,


döşemelik kumaş, 1956 (Prichard, 2009). “Calyx”,döşemelik kumaş, 1951 (Prichard,
2009).
1951’de İngiltere’de düzenlenen Britanya Festivali, çağdaş tasarım için
önemlidir. Bu festival, LucienneDay’in devrimci deseni “Calyx” için bir vitrin rolü
oynamıştır (Görsel 7.16). Day, Miró ve Klee’nin resimlerinden, Calder’in
değişkenlerinden ve NaumGabo’nun heykellerinden esinlenmiştir. Tasarımcı,
savaş sonrası dönemde kullandığı renkler ile evlere canlılık getirmiştir. Döşemelik
olarak tasarlanan ve film baskı ile uygulanan “Calyx”nin birçok renk varyantı
bulunmaktadır. Yaygın bir şekilde uygulanmaya başlanan film baskı tekniği ile
1950’lerde tekstil baskı tasarımı öne çıkmıştır. Bu yöntem ile az metrajlarda
basılabilen tasarımlar sayesinde modanın değişimi hızlanmıştır. Film baskı ile
kolaylıkla elde edilen büyük, geniş ölçekli desenler yaygın olarak yeni binaların

152
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tasarım Hareketlerinde Renk

dekorasyonunda kullanılmıştır. Çağdaş tasarımın başlardaki coşkusu 1950’lerin


sonlarında daha sakin ve daha bilinçli bir yapıya bürünmüştür.

TASARIMDA 60’LAR VE RENK


1950’ler istikrarlı bir dönem olarak hatırlanırken, 1960’lı yıllar Vietnam
Savaşı ve savaş karşısında giderek tırmanan protestoların çağıdır ve bu dönemde
tüm sanat akımları birbirinden etkilenmiştir. 1960’tan 1970’e uzanan dönemde,
1960’tan 1970’e, Soyut Ekspresyonizm (Soyut Dışavurumculuk), Pop sanat ve Op/Optik sanat gibi
çağdaş sanat
çağdaş sanat akımlarının tekstil tasarımına hem renk hem de biçim anlayışı olarak
akımlarının tekstil
tasarımına hem renk etkilerini görmek mümkündür.
hem de biçim anlayışı
olarak etkilerini görmek
mümkündür.
Örnek

•Pop Art'ın öncüsü Andy Warhol'un eserlerindeki ana renkler ve


arasındaki net geçişleri, 60'ların tasarımlarında görmek mümkündür.

Optik sanat kısa sürede mobilya kumaşları ve dekoratif panolar için motif
yaratımı etkinliğine indirgenmiştir. VernerPanton tamamen geometrik bakışı kabul
ederek, tasarımlarında optik sanatın öncüleri Victor Vasarely ve BridgetRiley’nin
resimlerindeki optik etkileri, iç mekân, endüstri ürünleri ve tekstil tasarımlarında
ortaya koymuştur. Bu dönem Panton’un tasarımları optik sanatın ağırlıklı olarak
kullandığı siyah-beyaz renk skalasındadır (Görsel 7.17).

1960’larda mini etek ve Görsel 7.18. 60’lar gençliğinin


mini giysi, çok geniş bir Görsel 7.17.VernerPanton, 1961 (Jackson, 2000). giyim tarzı (McDermott, 2008).
renk skalasına sahip
opak çorapların moda İki büyük dünya savaşı sonrası yetişen 60’ların gençliği, kalıplaşmış davranış
olmasını sağlamıştır. biçimlerini reddederek barışın ve özgür yaşamın tadını çıkartmışlardır. Bu
dönemde, her birinin kendine özgü müziği, giyim tarzı ve görsel dili olan çok sayıda
gençlik hareketi ortaya çıkmıştır. 60’ların sonlarına doğru, yaşanan toplumsal
değişimler ve pop sanatın çılgın tüketim önermeleri gençleri, ruhsal önceliklere ve
uyuşturucu ile yapılan deneylere itmiştir. Hippie, Doğu’nun dinleri ve kültürünün
yarattığı etnik bir moda olarak nitelendirilmektedir. Yalın ve sade çiçekli

153
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tasarım Hareketlerinde Renk

desenlerden Arts&Crafts’ın yoğun çiçekli desenlerine kadar her renkte çiçek desenli
giysiler Hippie’ler ve dönem gençliğinin simgesi olmuştur(Görsel 7.18).
1960’larda mini eteğin Londra’da popüler olmasına öncülük eden Mary
Barbara Brown, Quant, gençler için yaptığı giysiler ile gençlere yönelik tasarımı başlatmıştır. Önce
tasarımlarında sıklıkla mini eteğin sonrasında mini elbisenin yaygınlaşması çok geniş bir renk skalasına
Psychedelic’in sahip opak çorapların moda olmasını sağlamıştır. 60’larda yakasız ceket ve dar
renklerini optik sanatın pantolondan oluşan gri takımlar ile tanınan müzik grubu Beatles’ın üyeleri,
etkisi ile birleştirerek 1967’de çıkardığı “Sgt. Pepper’sLonelyHearts Club Band” albüm kapağında, çiçek
kullanmıştır.
çocukların renklerine bürünmüşlerdir.
60’lardaki gençlik hareketlerinden en önemlisi, kısa ömürlü olmasına
rağmen etkisi çok büyük olan “Psychedelia”dir. Psychedelic sanatçılar, Art
Nouveau’nın kavisli şekillerini, Secession’nın çeşitli yönlerini, optik sanat
hareketinin yoğun optik renk titreşimlerini, göz kamaştıran parlak renkler ile bir
araya getirmişler, uyuşturucudan esinlenmiş görsel bir dil yaratmışlardır (Görsel
19).Barbara Brown, tasarımlarında sıklıkla Psychedelic’in renklerini Optik sanatın
etkisi ile birleştirerek kullanmıştır (Görsel 7.20).

Görsel 7.19.MarcelleTolkoff, döşemelik Görsel 7.20.Barbara Brown, döşemelik


kumaş, yaklaşık 1965-7 (Jackson, 2000). kumaş, 1969 (Jackson, 1998).
Bireysel Etkinlik

•Günümüz gençliğinin davranış biçimleri tasarımlara nasıl yansıyor? Bu


konu hakkında görseller üzerinden bir inceleme yapınız.

MEMPHIS’TE RENK
Modernizm, düzenli
yüzeyler ve en az renk Post-modernizm; mimarî, sanat ve tasarımda modernizme karşı bir
ile desen kullanımı duruştur. Bunun amacı ise entelektüel olanı popülerleştirmek ve erişilebilir
önerirken; Memphis, kılmaktır. Post-modernist mimar, sanatçı ya da tasarımcılar, tarihten istediklerini
bir renk, doku ve desen
almışlar, malzeme ve renk üzerinde oynamışlardır. 1960 ve 1970’lerin tarihselcilik
cümbüşü yaratmıştır.

154
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tasarım Hareketlerinde Renk

anlayışı içinde Art Deco, yeniden gündeme gelmiştir. Post-modernizm’in önemli


temsilcisi Memphis, Milano’da, EttoreSottsass öncülüğünde 1980’den 1988’e
kadar aktif olan İtalyan mimar, sanatçı ve tasarımcı grubudur. Grup, çalışmalarını
ilk kez İtalya’da 1981’deki Milan Uluslararası Mobilya Fuarı’nda sergilemiş ve
büyük ses getirmişlerdir. Bir tür ‘anti-tasarım’ hareketi olan Memphis işlerini,
‘yeni uluslararası stil’ olarak tanımlamıştır.
Memphis, tasarımdaki modernizme bir eleştiri olarak görülebilir.
Modernizm, Bauhaus’taki gibi, tasarımda net hatlar, düzenli yüzeyler ve en az renk
ile desen kullanımı önerirken; Memphis, bir renk, doku ve desen cümbüşü
yaratmıştır. İtalyan ve Amerikan popüler kültürüyle sıkı ilişkileri olan Memphis’in
mobilya tasarımlarında kullandıkları parlak renkli laminantlar, Amerika’nın kolay
temizlenen, fast-food satış yerlerini anımsatır. Bu yolla kitle kültürünü, yüksek
kültür ile birleştirmeye çalışmışlardır. Memphis’te tasarımlar, tek ve isimleri belli
tasarımcılar tarafından üretildiği için yüksek kültür nesneleridir; ancak bunu
popüler kültürün üslup ve motiflerini kullanarak yapmışlardır.
Örnek

•Dünya genelinde, 1980'lerin ve hatta 1990'ların ilk yıllarında üretilen


mobilya tasarımlarında Memphis etkisi görülmektedir.

Rengin kullanımı Memphis’te, tasarıma sonradan eklenen bir parça değildir;


renk tasarımla birlikte doğar. Tasarımlarda rengin, biçimlerin ve hacimlerin öz
değerlerini ortaya çıkaran bir ‘kütle’ görevi yaptığı görülmektedir. Bu tasarım
anlayışı ile yaptıkları mobilyaların yanı sıra halı ve gömleklik kumaşlar gibi
tekstillere de imza atmışlardır (Görsel 7.21-22).

Memphis, 1970’lerin
siyah ağırlıklı
tasarımlarına karşılık
göz alıcı parlaklıkta ve
çoğu kez şaşırtıcı
renkler kullanmışlardır.

Görsel 7.21. NathalieDuPasquier, Görsel 7.22. NathalieDuPasquier, “Gabon”.


“Arizona Carpet”. Halı, 1983 (Fiell Döşemelik kumaş; pamuklu, film baskı, Milano,
ve Fiell, 2001). 1982 (Jackson, 2002).
1970’lerin siyah ağırlıklı tasarımlarına karşılık göz alıcı parlaklıkta ve çoğu
kez şaşırtıcı renkler kullanmışlardır. Nesnenin işlevini ikinci plana atarak estetik
değeri ve anlamı üzerine vurgu yapmışlardır.

155
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tasarım Hareketlerinde Renk

Bireysel Etkinlik
•1980'lerin mobilya tasarımlarında kullanılan döşemelik kumaşlarda
Memphis etkisini araştırınız.

Dijital Çağ, Endüstri DİJİTAL ÇAĞ’DA RENK


Devrimi’nden sonraki
üretim ve tasarım 1990’larda bilgisayarların gündelik hayatın bir parçası olması büyük bir
dünyasındaki ikinci dönüm noktasıdır. Bilgisayar, hızla gelişen teknoloji sayesinde kısa sürede hem
büyük değişimdir. üretim yöntemlerinin değişmesinde hem de tasarımların biçimlendirilmesinde
önemli rol oynamıştır. Tasarım dünyasına “ComputerAided Design (CAD-Bilgisayar
Destekli Tasarım)” ve “ComputerAidedManufacture (CAM-Bilgisayar Destekli
Üretim)” kavramlarının girmesi; bilgisayarlar için yapılan tasarımlardan, bilgisayar
programları ile yapılmaya başlanan tasarımlara geçilmesini sağlamıştır.
Bilgisayarlarla yapılan tasarım ve üretim, bilgisayar teknolojisinin sürekli
yenilenen yapısıyla tasarımcıya ve üreticiye gelişen olanaklar sağlamaktadır.
İletişim ve bilgi alışverişinin hızıyla birleşen bu yapı, Endüstri Devrimi’nden sonraki
üretim ve tasarım dünyasındaki ikinci büyük değişimdir ve bu çağ, Dijital Çağ
olarak nitelendirilir. Tasarımcı dijital ortamdaki milyonlarca görsel veri içinden
istediğini seçerek tasarım programları ile gerekli düzenlemeleri yapıp üretime
gönderebilmektedir. Tasarım aşamaları ve üretim süreçlerini değiştiren bu yeni
teknolojilere en iyi örnek, dijital baskıdır. Tasarımcının, tekstil tasarımında
kullanılan NedGrahpics, AdobeIllustrator veya AdobePhotoshop gibi
programlardan biriyle yaptığı tasarımını kâğıda baskı alır gibi tekstil yüzeyine
aktarabilmesi, baskı süreçlerini tamamen alt-üst etmiştir.

Alexander McQueen,
tekstillerin alışılagelmiş
renklendirilmesine ait
yerleşik algıyı kırmıştır.
Örnek

•Dijital baskının tekstil baskıcılığında yarattığı bu dönüşüm,


fotoğrafçılıkta da yaşanmıştır. Analog fotoğraf makinesinden dijital
fotoğraf makinesine geçiş, tüm fotoğraf elde etme yöntemlerini alt-üst
etmiştir.

Alexander McQueen’in tasarımları, bilgisayar destekli tasarımların hızla


yaygınlaştığı yıllarda teknolojinin yarattığı renk ve desen algısını yansıtır
niteliktedir. 1999 yılında koleksiyonunu sergilediği bir defilenin sonunda, platform
üzerinde dönen mankenin üzerindeki beyaz giysiye, sahnede yer alan iki robot
tarafından boya püskürtülmesi ile desenlendirme yapılmıştır (Görsel 7.23).
Tasarımcının giyside yaptığı bu renklendirme ya da desenlendirme biçimi, çağın
renklendirme, desenlendirme algısına yeni bir bakış açısı getirmiştir. McQueen’in

156
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tasarım Hareketlerinde Renk

bu tasarımı için, tekstillerin alışılagelmiş renklendirilmesine ya da


desenlendirilmesine ait yerleşik algıyı kıran öncü bir yaklaşım olduğunu söylemek
mümkündür.

Görsel 7.23.Alexander McQueen, 1999 ilkbahar/yaz (Knox, 2010).


McQueen’inbu tasarımını; rengi sanat eserlerine akıtan, fırlatan, damlatan
soyut ekspresyonist (dışavurumculuk) sanat akımının önemli ismi Jackson
Pollock’un 1950’li yıllarda yaptığının teknolojik olarak giysiye uygulanması olarak
ele alınabilir.
Dijital Çağ’ın öne çıkan renk ve biçim anlayışı; üç boyutlu grafik etkili
tasarımlar, geriye dönüşlerle yenilenen desenler, oldukça parlak renkler ve
teknolojik gelişmelerle birlikte renkte ‘ışık’ etkisidir.HusseinChalayan’ın2007
Dijital Çağ’ın öne çıkan
renk anlayışı, oldukça sonbahar/kış koleksiyonunda yer alan, 15.000’in üzerinde yanıp sönen LED ışığıyla
parlak renkler ve donatılmış tasarımı, detaylı araştırma ve tasarımdaki yenilikçi teknolojik
teknolojik gelişmelerle gelişmelerinin önemini yansıtmaktadır (Görsel 7.24).
birlikte renkte ‘ışık’
etkisidir.

Görsel 7.24.HusseinChalayan, 2007 Görsel 7.25. Basso &Brooke, 2007/2008


sonbahar/kış (Clarke, 2011). sonbahar/kış koleksiyonu (Eceiza, 2011).

Basso &Brooke markası, kuruluşundan itibaren tekstil baskı tekniği olarak


yalnızca dijital baskı yöntemini kullanan ilk markadır. Teknolojiyi sadece araç
olarak kullanmayıp kavram olarak da işleyen Basso &Brooke, 2007/2008
sonbahar/kış koleksiyonunda bilinçli olarak piksellerden oluşan desenleri ile dijital
teknolojinin renk ve görüntü oluşturma dili pikselleri tasarımlarına yansıtmıştır
(Görsel 7.25).

157
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Tasarım Hareketlerinde Renk

Dijital baskı teknolojisini tasarımlarında kullanan MaryKatrantzou,


“trompel'oeil” göz yanılsaması etkili desenleri giysiye taşıdığı 2009 yılındaki
koleksiyonu ile dikkat çekmiştir. Büyük ölçülü takılar ile parfüm şişelerinin,
giysilerin üzerinde bağlı duruyormuşçasına algılandığı tasarımları ise dijital
baskının yakaladığı foto gerçekçiliğin en iyi örneklerindedir (Görsel 7.26).

20. yüzyılın sonlarından


itibaren tasarım
dünyasında yer almaya
başlayan bilgisayar
teknolojisi, 21. yüzyılın
estetik dilinin
değişiminde en önemli
etkendir.

Görsel 7.26. Mary Katrantzou, 2009 sonbahar hazır giyim koleksiyonu.


Tekstilde yeni materyallerinin gelişimi için yapılan teknik tekstiller ve akıllı
tekstiler alanında yapılan araştırmalar, geleceğin tasarım dilini belirleyecek olması
açısından önemlidir. Bu araştırmalar öncelikle sağlık ve askeriye gibi alanlar için
yapılsa da zamanla günlük kullanımımıza girmeye başlamıştır. Akıllı tekstiller; ışık,
ısı, ses ya da hareket gibi herhangi bir etkiyi algılama ve buna tepki verme
özelliğine sahiptir. Bu açıdan kullanım özellikleri ile geleneksel tekstillerden
ayrılmaktadır. Teknik tekstiller içinde en yüksek ve ileri teknoloji kullanılarak
yapılan akıllı tekstillere kazandırılan üstün özellikler, işlevselliklerinin yanı sıra
tasarımcılara farklı görsel etkiler yaratma imkânı da sunmuştur. Bunlardan en
önemlisi de renktir.
Akıllı tekstillere
kazandırılan üstün
özellikler,
işlevselliklerinin yanı
Örnek

sıra tasarımcılara farklı


görsel etkiler yaratma •Isı ve ışık etkisinde renk değiştiren kumaşlar ve UV ışınları ile renk
değiştiren duvar kağıtları hayatımıza girmiş örneklerdir. Bu bağlamda
imkânı da sunmuştur.
renk ortamın şartlarına göre değişmektedir.

Akıllı tekstillerle üretilen giysiler, çevrenin rengini yansıtabilir. Tokyo


Üniversitesi’nden Prof. SusumiTachi ve ekibinin geliştirdiği “RPT-Retro
ReflectiveProjectionTechnology, Optical Camouflage” ile görünmez giysi
yapılmıştır demek mümkündür. Bu giysiler, geri aksettirici materyalden
(retroreflectivematerial) yapılmıştır. Geri aksettirici materyalin yüzeyini kaplayan
küçük yansıtıcılar materyale çarpan ışığı, tekrar aynı yönde geri yansıtır. Böylece
giysi üzerinde parlaklığın düzgün olduğu bir görüntü elde edilir ve bu da giyen
kişinin ortamda kamufle olmasına sebep olur.

158
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Tasarım Hareketlerinde Renk

20. yüzyılın sonlarından itibaren tasarım dünyasında yer almaya başlayan


bilgisayar teknolojisi, içinde bulunduğumuz yüzyılın estetik dilinin değişiminde en
önemli etkendir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, tasarımda istenilen her şeyin
çok hızlı bir şekilde yapılabileceği algısı yaratmıştır. Dijitalleşme, hız, tüketim
kavramlarının gündeme gelmesi, yavaş moda, sürdürülebilirlik ve çevreye
duyarlılığı ön plana çıkarmıştır. Endüstri Devrimi ile başlayan makineleşme ve
teknolojik ilerlemelerin ışığında tekstil tasarımında ‘renk kalitesi’ ve ‘renk anlayışı’
değişmiştir.
21. yüzyılda tasarımcılar; teknolojinin, kimyasalların ve yeni materyallerin
sunduğu sınırsız renk paleti ile çalışabilmektedirler. Dijital baskı yönteminin, giysi
kalıplarına parça baskı yapabilme olanağı ile çağın tasarımcıları, desenlerini
giysilere özgürce yerleştirmektedirler.
Örnek

•Bu yöntemin en basit hâli, özel günler için hazırlanan tasarımların


tişörte baskı alınmasıdır.

Tekstil tasarımında renk ve renge bağlı desenlerdeki değişim, dijitalleşen


dünyada artık daha hızlı ürüne dönüşmektedir. Ancak tekstil tasarımında
ekonomik girdiler, hedef kitle, ürünün maliyeti ve satış fiyatı gibi kavramlar her
zaman olacaktır ve bu da tasarımcının göz önünde bulundurması gereken önemli
konulardır.
Tekstil tasarımında
ekonomik girdiler,
hedef kitle, ürünün
maliyeti ve satış fiyatı
Bireysel Etkinlik

gibi kavramlar her •Güncel olarak takip ettiğiniz tasarımcıların hangi tasarım
zaman göz önünde hareketlerinden etkilendiği üzerine bir araştırma yapınız.
bulundurulmalıdır.

159
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Tasarım Hareketlerinde Renk

•TASARIM HAREKETLERİNDE RENK


•Tekstil ve seramik tasarımı gibi uygulamalı sanatlarda ortaya çıkan eğilimler,
tasarım hareketlerdir. 1760-1840 yıllarında İngiltere’de gerçekleşen Endüstri
Devrimi, toplumsal yapıda köklü değişikliler meydana getirmiştir. Avrupa’da
birçok sanat akımı ve tasarım hareketi ortaya çıkmıştır. Tekstilde en önemli
Özet
dönüşüm renkte yaşanmıştır.
•Endüstri Devrimi’nde, tarımsal düzenden sanayi düzenine geçilmiştir. Bu
döneme kadar tekstillerin renklendirilmesinde sadece bitkisel kökenli veya
böceklerden elde edilen boyarmaddeler kullanılmıştır. Kimyager Jhon
Mercer’in pamuğun affinitesini arttıran merserizasyon işlemini bulması ile
pamuklu kumaşlardaki renkler parlaklaşmış, yün ve ketenin donuk
renklerinin yerini almıştır. Sentetik boyarmadde üretiminin temeli, William
Henry Perkin’in ilk sentetik boyarmadde olan anilin morunu bulması ile
atılmıştır. Yapay ipek ipliğinin elde edilmesi ile de tekstilde renk skalası
tamamen değişmiştir.
•1880’lerde, İngiltere’de endüstrileşmenin getirdiği makineleşme sonucu elde
edilen ucuz seri üretime tepki olarak ortaya çıkan Arts & Crafts’ın öncüsü
William Morris, geçmişin el sanatlarına dönmeyi amaçlayarak, zanaatçı
titizliğinde el yapımı kalıp baskı ve el dokumaları üretmiştir. Tekstillerinde
anilin boyaların sert tonları yerine doğal boyaların yumuşak renklerini tercih
etmiştir. Harekette yoğun bitkisel desenler, uyumlu ve yumuşak tonlarda
renklerle kullanılmıştır.
•1889’da Paris’te ortaya çıkan Art Nouveau, Avrupa’da birçok ülkede kendine
özgü biçimlerde gelişmiştir. Hareketin baskın özelliği ise nesnenin hem biçimi
ve hem de yüzey dekorasyonunda kendini gösteren kıvrımlar ve kadın
figürleridir. Avusturya’da Secession adını alan hareket içinde, “Wiener
Werkstätte” kurulmuştur. Viyana Atölyeleri, kalıp baskı ile üretilen canlı
renkler ve geometrik biçimli tekstilleri ile Modernizm’in öncülüdür. Viyana
Atölyelerinden etkilenen Paul Poiret, 1911’de Paris’te Atelier Martin’i
açmıştır. Burada da canlı renk skalaları kullanılmıştır.
•1925 yılında Fransa’da ortaya çıkan Art Deco’da değerli malzemeler ile
üretilen, el işi tasarımlarda dekoratif değer ön plandadır. Hareket, çiçekli
desenler ile modern ve geometrik desenlerin baskın olduğu iki döneme
ayrılmaktadır. Tasarımlarında Sonia Delaunay, parlak ve cesur renklerden
oluşan geometrik desenler kullanmış, Roul Dufy ise dönemin sanat akımları
ekseninde biçimlendirdiği desenlerde canlı renkler ile öne çıkmıştır.
•1919 yılında Almanya’da Walter Gropius, “Yapı Evi” anlamına gelen Bauhaus
Okulu'nu kurmuştur. Sanatsal yaratılarda makinelerden yararlanan ve
endüstrinin olanaklarını yadsımayan bir sanat eğitimi veren okulda;
Johannes Itten, Josef Albers, Paul Klee ve Wassily Kandinsky gibi soyut
sanatçılar dersler vermiş ve renk teorileri geliştirmişlerdir. Itten ve Klee’nin
yönlendirmeleri ile dokuma atölyesi öğrencilerinden Gunta Stölzl, renk ve
geometrik biçimleri dinamik bir yönde; Anni Albers ise yatay ve dikey
çizgileri gösterişsiz renkler ile kullanmıştır. Okulun zanaat karakterli
çalışmaları, Dessau döneminde temel geometrik biçimlere indirgenerek
endüstriyel olarak üretilmiştir. Bauhaus, 1933’te kapatılsa da dokuma
atölyesi, modern tekstil tasarımı için önemli bir başlangıçtır.
•1950’li yıllara damgasını ‘çağdaş’ tasarım kavramı; 1946’da İngiltere’de
ortaya çıkmıştır. Savaş sonrası yeniden inşa edilen Avrupa’da renk ve desene
karşı yenilenmiş bir talep oluşmuş; parlak-sarı, soluk-gri gibi keskin renk
kontrastlıkları öne çıkmıştır. Tasarımda soyutlama eğilimi hakimdir, 1951’de
düzenlenen Britanya Festivali’nde Lucienne Day’in soyut deseni “Calyx”,
çağdaş tasarımın simgesi olmuştur. Tasarımlarında kullandığı renkler ile Day,
evlere canlılık getirmiştir.

160
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Tasarım Hareketlerinde Renk

•1960’ta özellikle Op/Optik sanat akımı, tekstil tasarımlarını renk ve biçim


olarak etkilemiştir. Verner Panton, 60’larda, optik etkili tasarımlarında siyah
ve beyazı kullanmıştır. Döneme gençlik hareketleri damga vurmuştur. 70’lere
yaklaşırken Doğu kültürünün etkisinde Hippie’ler ön plandadır. Londra’da
Özet(devamı)mini eteğin popüler olmasına öncülük eden Mary Quant sayesinde geniş bir
renk sklasına sahip opak çoraplar moda olmuştur. Kısa ömürlü ama etkili
olan bir diğer gençlik hareketi “Psychedelia”da ise Art Nouveau, Secession ve
optik sanatın kimi ögeleri, parlak renkler ile bir araya getirilmiştir.
Psychedelic’in renklerini optik sanatın etkisi ile birleştirerek kullanan Barbara
Brown öne çıkmıştır.
•Memphis, Milano’da Ettore Sottsass öncülüğünde 1980 ile 1988 yılları
arasında faaliyet gösteren bir gruptur. Tasarımlarını ilk kez İtalya’da 1981’de
sergileyen post-modernist grup, işlerini ‘yeni uluslararası stil’ olarak
tanımlamıştır. Memphis, bir renk ve desen cümbüşü yaratmıştır. Halı ve
gömleklik kumaşlar gibi tekstiller de tasarlayan grup, göz alıcı parlaklıkta ve
çoğu kez şaşırtıcı renk birliktelikleri kullanmışlardır.
•1990’larda hayatımıza giren bilgisayarlar, hızla gelişen teknoloji sayesinde
üretim ve tasarımın odak noktası olmuştur. Endüstri Devrimi’nden sonraki
ikinci büyük değişimin yaşandığı bu çağa Dijital Çağ denilmektedir.
•Alexander McQueen, manken üzerindeki beyaz giysiye, iki robot tarafından
boya püskürtülerek yaptığı desenlendirmesi ile tekstillerin
renklendirilmesine ait yerleşik algıyı kırmıştır. Dijital Çağ’ın teknolojik
gelişmelerle birlikte öne çıkan renk anlayışı, renkte ‘ışık’tır. Hussein
Chalayan, 15.000’in üzerinde yanıp sönen LED ışığıyla donatılmış tasarımında
bunu yakalamıştır. Basso & Brooke, dijital teknolojinin renk ve görüntü
oluşturan piksellerini tasarımlarına yansıtmıştır. Mary Katrantzou, dijital
baskının foto gerçekçiliğini, “trompe l'oeil” göz yanılsaması etkili, giysilerin
üzerinde bağlı duruyormuşçasına algılanan takılar ve parfüm şişeleri
desenlerinde kullanmıştır. Prof. Susumi Tachi ve ekibi, geri aksettirici
materyal ile optik olarak kamufle olan giysi geliştirmişlerdir. Yavaş moda,
sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlılık kavramları, dijitalleşme, hız ve aşırı
tüketim kavramlarına bir tepki olarak çıkmıştır. Endüstri Devrimi ile başlayan
makineleşme ve teknolojik ilerlemelerin ışığında tekstilde, ‘renk kalitesi’,
‘renk anlayışı’ ve ‘renk skalaları’ değişmiştir.

161
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Tasarım Hareketlerinde Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Endüstri Devrimi ilk olarak hangi ülkede başlamıştır?
a) Almanya
b) İngiltere
c) Fransa
d) Amerika Birleşik Devletleri
e) Japonya

2. Endüstri Devrimi ile sosyal hayatta yaşanan değişimler arasında


aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) Köyden kente göç
b) Yeni toplumsal sınıfların doğması
c) Ulaşımın artması
d) Köylerin gelişmesi
e) Hızlı tüketim

3. Pamuklu kumaşlarda yapılan hangi işlem ile renk parlaklığı arttırılmıştır?


a) Dinkleme
b) Şardonlama
c) Haşıllama
d) Gaze
e) Merserizasyon

4. Tekstillerin renklendirmesinde hangi alandaki gelişmeler dönüm


noktasıdır?
a) Üretim hızı
b) Kimya
c) Ulaşım
d) Bitkisel boyalar
e) İşçi sınıfının doğması

5. Endüstrinin elde ettiği renkleri kullanmayan ve geçmişin el


sanatlarına dönmeyi hedefleyen tasarım hareketi hangisidir?
a) Art Nouveau
b) Art Deco
c) Arts&Crafts
d) Memphis
e) Bauhaus

162
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Tasarım Hareketlerinde Renk

6. Post-modernist olarak nitelendirilen ve renk cümbüşü yaratan tasarım


hareketi aşağıdakilerden hangisidir?
a) Art Nouveau
b) Art Deco
c) Arts&Crafts
d) Memphis
e) Bauhaus

7. Çağdaş tasarım kavramının ortaya çıktığı ülke aşağıdakilerden hangisidir?


a) İngiltere
b) Fransa
c) Almanya
d) Amerika Birleşik Devletleri
e) İtalya

8. WienerWerkstätte / Viyana Atölyeleri’nin renk skalası hakkında


aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Renklidir.
b) Canlı renkler birlikte ele alınmıştır.
c) Farklı renk birliktelikleri vardır.
d) Tek bir rengin tonları kullanılmıştır.
e) Siyah ve gri tonlarhâkimdir.

9. Podyumdaki sunumu ile tekstillerin renklendirilmesine ait yerleşik algıyı


kıran tasarımcı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Alexander McQueen
b) HusseinChalayan
c) Basso &Brooke
d) MaryKatrantzou
e) VernerPanton

10. Tasarımcıları, tasarlama sürecinde renk konusunda aşağıdakilerden


hangisi etkilemez?
a) Ürünün satış fiyatı
b) Diğer uygulamalı sanatlardaki hareketler
c) Edebi gelişmeler
d) Teknolojik gelişmeler
e) Hedef kitle

Cevap Anahtarı
1.b, 2.d, 3.e, 4.b, 5.c, 6.d, 7.a, 8.e, 9.a, 10.c

163
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Tasarım Hareketlerinde Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alsaç, Ü. (1997) Bauhaus. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1. Cilt. İstanbul: Yapı-
Endüstri Merkezi Yayınları.
Alyanak, Ş. (1998). Bauhaus dokuyor bauhaus’un tekstil atölyeleri. Arredamento
Mimarlık. 108, 114-119.
Akbostancı, İ. (2012). 21. yüzyıl lif sanatında teknoloji etkisi.Odessa 1. Uluslararası
Sanat Sempozyumu Bildiriler Kitabı içinde (s.7-13). İstanbul: Kemerburgaz
Matbaası.
Barnard, M. (2002) Sanat, tasarım ve görsel kültür (çev.)Güliz Korkmaz. Ankara:
Ütopya Yayınevi.
Brandstatter, C. (2003). Wonderfulwienerwerkstätte: design in vienna 1903-1932.
London: Thames&Hudson.
Briggs-Goode,A. (2013) Printedtextiledesign.London: LaurenceKing Publishing.
Clarke, S. (2011). Textiledesign.London: LaurenceKing Publishing.
Coşkun, E. (2007). Akıllı tekstiller ve genel özellikleri.Çukurova Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana.
Delaunay, Sonia. (1989). Soniadelaunaypatternsanddesigns in fullcolor. New York:
Dover Publications.
Dempsey, A.(2007). Modern çağda sanat. İstanbul: Akbank Kültür ve Sanat
Yayınları.
Dölen, E. (1992). Tekstil tarihi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim
Fakültesi Yayınları.
Droste, M. (2014). Bauhausarchiveberlin (Ed.). TheBauhaus Collection içinde (s.86-
93). Berlin: Bauhaus Archive Berlin.
Erdem İşmal, Ö. ve Yüksel, E. (2016) Tekstil ve moda tasarımına teknolojik bir
yaklaşım: akıllı ve renk değiştiren tekstiller. Yedi: Sanat, Tasarım ve Bilim
Dergisi. 16, 87-98.
Eceiza, L. (2011). Atlas of fashiondesigners. USA: RockportPublishers.
Fiell, C. ve Fiell, P. (2001) Design of the 20th century.Italy: Taschen.
Forgács, É. (2017). Bauhaus 1919-1933, (çev. Alp Tümertekin). İstanbul: Janus
Yayıncılık.
Gür Üstüner, S. (2017). Tekstil tasarım tarihine genel bir bakış. Sanat-Tasarım
Dergisi. 8, 49-56.
Gür Üstüner, S. (2018). Tekstilde sanat ve tasarımın endüstri ile buluşması:
bauhaus dokuma atölyesi. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi. 19,235-252.
Hardy, A. R. (2006). Art decotextiles: thefrenchdesigners.London: Thames&
Hudson.

164
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
Tasarım Hareketlerinde Renk

Jackson, L. (2002). Twentieth-centurypatterndesign: textile&wallpaperpioneers.


New York: Princeton ArchitecturalPress.
Jackson, L. (1998). Thesixties:decade of designrevolution.London: Phaidon.
Karaören, F. N. (1997) Artsandcrafts. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1. Cilt,
İstanbul: Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları.
Knox, K. (2010). AlexandarmcQueengenius of generation.London: A & C Black
Publishers.
Kuenzli, K. M. (2019). Henry van de veldedesigningmodernism.London: Yale
UniversityPress.
McDermott, C. (2008). Contemporarydesign: designmuseum,date 1900-today.
London:CarltonBooks.
Meller, S. ve Elffers. J. (1991). Textiledesigns. London: Thames& Hudson.
Parry, L. (2009). V&apattern: williammorrisandmorris&co. London: V&A
Publishing.
Prichard, S.(2009). V&apattern: thefifties.London: V&A Publishing.
Rona, Z. (1997). Sanat. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1. Cilt. İstanbul: Yapı-
Endüstri Merkezi Yayınları.
Sarıyer, A. (1989). Mobilyanın yüzüne renk geldi: Memphis. Arredamento
Mimarlık. 1, 70-72.
Sözen, M. ve Tanyeli, U. (1999) Sanat kavram ve terimleri sözlüğü. İstanbul: Remzi
Kitabevi.
Whitford, F. (1992). Thebauhausmasters&studentsbythemselves. London: Amazon
Publishing Limited.
Görsel 7.26. Mary Katrantzou, 2009 sonbahar hazır giyim koleksiyonuna
https://www.vogue.com/fashion-shows/fall-2009-ready-to-wear/mary-
katrantzou adresinden 19.11.2020 tarihinde ulaşılmıştır.

165
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
TEKSTİLDE RENK

• Renk Kavramı
• Renk Sistemleri
İÇİNDEKİLER

• Renk Ölçümleri ve Cihazları


• Tekstilde Renk Ölçümünün
Kullanım Alanları
RENK BİLGİSİ
• Tekstil Mamullerinin Beyazlık Dr. Öğr. Üyesi Fazlıhan
Derecesi
YILMAZ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Tekstilde rengin önemini
HEDEFLER

belirtebilecek,
• Renk sistemlerini izah edebilecek,
• Renk ölçümlerini ve cihazlarını ifade
edebilecek,
• Tüketici açısından ürün seçiminde
rengin belirleyici özelliğini
açıklayabileceksiniz.

ÜNİTE

8
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tekstilde Renk

Renk Kavramı

Oswald Renk Sistemi

Munsell Renk Sistemi

Renk Sistemleri Manfred Richter Sistemi

CIE Renk Sistemi

CIELAB Renk Sistemi


TEKSTİLDE RENK

Karşılaştırma Yöntemi

Üç Filtreli Ölçme Yöntemi

Tekstilde Renk Spektral Yöntem


Ölçümünün Kullanım
Alanları
Renk Ölçümünü Etkileyen
Faktörler
Tekstil Mamullerinin
Beyazlık Derecesi

Renk Ölçümleri ve
Cihazları

167
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tekstilde Renk

GİRİŞ
Bilindiği üzere bir yerde renkten bahsedebilmek için ışığın varlığına gerek
duyulmaktadır. Bu yüzden de rengin doğal ışık kaynağı güneştir. Ayrıca renk
oluşumu, yapay ışık kaynakları sayesinde de olabilir. Doğada oluşan renkler bütün
canlıların dikkatini çekmektedir ve canlılar renklerin cazibesine kapılmaktadır. Bu
yüzden tekstilde de renk kavramı oldukça önemlidir. Renk, özellikle tüketicileri
ürüne yönlendirmek için kullanılan ana faktörlerden biridir.
İnsan, rengi değerlendirebilmek için ışık kaynağına, renkli bir cisim ve göze
ihtiyaç duymaktadır. Bu üç faktör bir araya geldiğinde artık, insanda cismin renkli
olarak algılanması sağlanmış olur. Tekstilde renk değerlendirmeleri subjektif ve
objektif yöntemlere göre yapılmaktadır. Göz yardımıyla yapılan değerlendirmeler
İnsan, rengi
değerlendirebilmek için subjektif değerlendirme sınıfında yer alırken; renk ölçümü yöntemiyle yapılan
ışık kaynağına, renkli bir değerlendirmeler ise objektif değerlendirme sınıfında yer almaktadır.
cisme ve göze ihtiyaç
Tekstilde renk kavramı çok önemlidir. Çünkü daha önce de bahsettiğimiz
duyulmaktadır.
gibi tüketicinin ürüne yönelmesinde ve ayrıca satın almasında bu faktör ilk sırada
yer almaktadır. Bu yüzden tekstil mamullerinin üretimi aşamasında istenilen
rengin bütün tekstil yüzeyi boyunca aynı tonda olması istenir. Çünkü kumaş
üzerinde renk tonu farklılıklarının oluşması kumaşın 2. kalite olarak
değerlendirilmesine neden olacaktır. Bu özelliğin kumaş yüzeyinde sağlanamaması
durumu tekstilde abraj olarak nitelendirilmektedir. Yani bu terim kumaşın farklı
bölgelerinde renk tonu farklılığının oluşmasını ifade etmektedir. 2. kalite olarak
üretilmiş olan kumaş, tüketici tarafından gerekli ilgiyi göremeyecek ve böylece
ürünün istenilen fiyatta satışı mümkün olmayacaktır. Bu yüzden üreticiye maliyet
açısından ek giderler yansıyacaktır. Bu ünitede tekstilde renk kavramı ve bu
kavramın önemi detaylı bir şekilde anlatılacaktır.

RENK KAVRAMI
Rengin modern bilimde anlaşılması 1600’lü yıllarda ışığın spektral yapısının
Isaac Newton tarafından keşfedilmesiyle başlamıştır. Newton’a göre ışık
partiküller akışı olarak tanımlanmaktadır. Prizma deneyi sayesinde beyaz ışığın
farklı renklere ayrışabileceğini göstermiştir.
Renk günlük yaşantımızda birçok şeyi etkiler. Örneğin; duygularımızı, ruh
hâlimizi ve doğadan zevk alma şeklimizi arttırır. Bu yüzden bu önemli kavramın
tekstil endüstrisinde de kullanımı büyük önem arz etmektedir.
Örnek

•Mevsim değişimlerinde bile doğada oluşan renkler insanların


duygularını etkilemektedir.

168
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tekstilde Renk

Sanatsal açıdan bakıldığında bir rengin 3 fiziksel özelliği vardır. Bunlar:

 Renk: Genel anlam olarak, bir resim veya desenin temel öğelerinden
biridir.
 Değer (Valör): Renklerin nötrlerle ilişkilerinden oluşan koyuluk, açılık
Sanatsal açıdan farklarına renklerin valörleri denilmektedir. Bir rengin valörü demek,
bakıldığında bir rengin 3 içeriğindeki siyah ve beyaz miktarı demektir.
fiziksel özelliği vardır.  Şiddet: Bu özellikle bahsedilmek istenen ise bir renkte bulunan ışığın
cinsidir. Bu özellik rengin parlak yapıda olanını donuk yapıda olanından
ayırmaya yaramaktadır.
İnsanlar tarih öncesi çağlardan beri rengi kullanmışlardır. Özellikle mağara
duvarlarındaki resimlerde, vücut boyamalarında, deri ve kürklerin
renklendirilmesinde bu kavram vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Eskiden doğal
kökenli renklendiriciler kullanılırken günümüzde ise sentetik boyaların kullanımı
yaygınlaşmıştır. Sentetik boyaların ucuz üretimi ve renk paletinin geniş olması
nedeniyle günümüzde gördüğü bu ilgi çevresel sorunların artmasıyla birlikte doğal
boyaların tekrardan kullanımı için zemin hazırlamaktadır. Bu yüzden bu
boyarmadde grubu üzerine son zamanlarda araştırmalar artmıştır.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi renkten söz edebilmemiz için ışığa ihtiyaç
duyulmaktadır. Işığın tarifi ise belirli dalga boyu ve frekanstaki elektromanyetik
dalgalar olarak yapılır. İnsan gözü tüm elektromanyetik dalgaları renk olarak
göremez. Ancak 400-800 nm dalga boyundakileri algılayabilir. Dalga boylarına göre
absorbe olan ve yansıyan renkler Tablo 8.1’de sunulmuştur:
Tablo 8.1. Dalga Boylarına Göre Absorbe Edilen ve Yansıyan Renkler

Dalga boyu (nm) Absorbe edilen renk Görünen renk (yansıtılan renk)
400-430 Mor Sar-Yeşil
430-485 Mavi Sarı
485-570 Yeşil Mor
570-585 Sarı Mavi
585-610 Turuncu Yeşil-Mavi
610-700 Kırmızı Mavi-Yeşil

Bir cisim üzerine gelen bütün ışınları yansıtırsa, yani reflekte olursa o cisim
beyaz olarak görünür. Eğer bir cisim üzerine düşen bütün ışıkları absorblarsa da
siyah olarak görünmektedir. Bu iki sınır değer arasında cisme gelen görünür
bölgedeki ışığın bir kısmı absorbe edilip diğer kısmı yansıtılabilir. Özetlemek
gerekirse cisimler üzerlerine gelen ışığı absorbe etme ve yansıtma özelliği
sayesinde renk kazanırlar. Bizler de cisimleri, yansıttıkları ışığın dalga boyuna denk
gelen renklerde görmekteyiz.

169
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tekstilde Renk

Örnek
•570-585 dalga boyunda absorbe edilen renk sarı iken, görünen renk
ise mavidir.

Üzerine gelen bütün


ışınları yansıtan ideal Üzerine gelen bütün ışınları yansıtan ideal beyaz için refleksiyon değeri
beyaz için refleksiyon %100’dür. Bu değer ideal siyah için ise %0’dır.
değeri %100’dür.
RENK SİSTEMLERİ
Renklerin bir sistem dâhilinde düzenlenmeleri oldukça eski tarihlere
dayanmaktadır. Günümüzde de bilim insanları tarafından fazla sayıda renk sistemi
bulunmuş ve paylaşılmıştır.
Bazı renk sistemleri hakkında örnekler verilecek olursa bunlar;
 Oswald renk sistemi,
 Munsell renk sistemi,
 Manfred Richter renk sistemi,
 CIE renk sistemi,
 CIELAB renk sistemidir.

Oswald Renk Sistemi


Bu sistem taban tabana yapıştırılmış iki konik üzerinde bütün renkleri
barındırmaktadır. Bu sistem eski bir tarih olan 1917 yılında insanlarla
paylaşılmıştır. Konik şeklin uç kısımlarında siyah ve beyaz noktalar, siyah ve beyaz
arasında ise renksizlik ekseni ve en dış çizgide (peri peri çizgisi) ise bütün renkler
doygun hâlde bulunurlar. Bu renklere vollfarben (tam doygun) denilmektedir.
Peri peri çizgisi ile siyah beyaz eksen arasında tam doygun renklerle siyah ve
beyazın farklı oranlarında karışmış olan renkler bulunmaktadır.

Munsell Renk Sistemi


1915 yılında ABD’de geliştirilmiş bu sistem geniş bir kullanım alanı
bulmuştur. Bu sistemde merkezde siyah-gri ve beyazın oluşturduğu bir eksen
bulunur. Munsell sisteminde eşit parlaklığa sahip renkler, aynı düzlemde
Munsell sisteminde bulunurlar. Gri erksen bütün düzlemlerin hepsini kendine bağlar. Gri eksenden
renk, önce tonu yani dışa doğru uzaklaşma meydana geldiğinde renklerin doygunluğunda artma
“hue”, açıklığı ve
gözlemlenmektedir. Yani düzlemin en dış kısmında yer alan renkler en doygun
doygunluğu olmak
üzere üç farklı değer ile renklerdir.
karakterize Munsell sisteminde renk, önce tonu yani “hue”, açıklığı ve doygunluğu
edilmektedir. olmak üzere üç farklı değer ile karakterize edilmektedir. Bu değerler Munsell
sistemi için özel olarak hazırlanmış tablo ve diyagramlar yardımıyla bulunabilir.

170
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tekstilde Renk

Manfred Richter Renk Sistemi


Bu sistemin keşfi 1950 yılında Almanya’da Manfred Richter tarafından
yapılmıştır. Daha sonrasında bu sistem Alman standartlarında DIN renk sistemi
olarak sunulmuştur. Belli bir parlaklık derecesini içeren renkler bu sistemde aynı
grupta toplanmışlardır.

CIE Renk Sistemi


Bu sistem Uluslararası Işık Komisyonu CIE tarafından geliştirilmiştir. Bu renk
sistemi standart renk değerlerinden x ve y’nin kullanımı ile elde edilir. Üzerinde
dalga boylarını barındıran eğri ile görünmez bölgenin sınırı olan purpur çizgisi ile
çevrilen ve üçgen şekline benzer alan içerisinde bütün renkleri görebilmek
mümkündür. Üçgenin ağırlık merkezinde beyaz nokta denilen bölge
bulunmaktadır. Beyaz noktadan dikey düzlemde beyaz-gri ve siyahtan oluşan
renksizlik ekseni geçmektedir.

CIELAB Renk Sistemi


CIE renk sisteminde iki boyutta x ve y değerleri sayesinde renklerin
yerlerinin belirlenmesi sağlanmaktadır. Ancak belli bir bölgede bulunan renklerin
açıklık ve koyuluklarında görünüm açısından farklılıklar olabilmektedir. İşte bu
yüzden CIE renk sistemi rengin açıklığı, koyuluğu ve nüansı hakkında fikir vermede
yetersiz kalmaktadır. Bu dezavantaj saptandıktan sonra 1970 yılında tekstil
sanayisinde oldukça fazla oranda kullanım alanına sahip olan CIELAB renk sistemi
geliştirilmiştir.
CIELAB renk sistemi ile renklerin sayısal değerlerle ifadesinde kullanılan X, Y,
Z değerleri yardımıyla hesaplanan L*, a* ve b* değerleri kullanılmaktadır. Burada
belirtilen L* açıklık eksenini ifade etmektedir. L* değeri ideal siyahta sıfırdan
L* değeri ideal siyahta
sıfırdan başlayıp, ideal başlayıp ideal beyaz için 100’e ulaşmaktadır. Görsel 8.1.’de CIELAB renk sistemi ve
beyaz için 100’e ulaşır. koordinatları sunulmaktadır:

Görsel 8.1. CIELAB Renk Sistemi ve Koordinatları


CIELAB renk sisteminde birbiri ile aynı tonda bulunan renkler aynı düzlem
üzerinde yer alırlar. Düzlem üzerinde bulunan renksiz noktadan rengin var olduğu
noktaya çizilen doğrunun a* ekseni ile yaptığı ho açısı, renk tonu için bir ölçek
oluşturmaktadır. Bu ho açısı kırmızıdan sarıya doğru giderek artmaktadır.

171
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tekstilde Renk

 h = 0o Kırmızı
 h = 90o Sarı

 h =180o Yeşil

 h = 270o Mavi

CIELAB renk sisteminde CIELAB renk koordinat sisteminde a* = Yeşil –Kırmızı ekseni ifade
birbiri ile aynı tonda etmektedir. b* ise Mavi-Sarı ekseni belirtmektedir. Rengin bulunduğu noktanın
bulunan renkler aynı renksiz bölgeye olan uzaklığı ise rengin doygunluk değerini (C*) göstermektedir. C*
düzlem üzerinde yer değeri rengin sahip olduğu belli bir açıklıktaki parlaklığı ve duruluğu için de bir
alırlar. ölçek olarak ifade edilebilir. Bu sitemde herhangi bir rengin yeri L*, a*, b* veya L*,
C*, ho koordinatları sayesinde tespit edilebilir.
Örnek

•Her rengin renk uzayındaki koordinatları farklıdır. Bu yüzden de L*, a*,


b* veya L*, C*, ho koordinatları farklıdır.

RENK ÖLÇÜMLERİ VE CİHAZLARI


Renk ölçümünde kullanılan 3 farklı yöntem vardır. Bunlar;
 Karşılaştırma yöntemi,
 Üç filtreli ölçme yöntemi,
 Spektral yöntemdir.
Renk ölçümünde
kullanılan 3 farklı Bu yöntemlerin hepsi gözlerde bulunan görme mekanizması ve karşılaştırma
yöntem vardır. prensibine dayanmaktadır. Karşılaştırma yönteminde değerlendirme subjektif
olarak yapılmaktadır. Bu yüzden şahsın değerlendirmesi her seferinde
yenilenmektedir. Bundan farklı olarak spektral ve üç filtreli ölçme yöntemlerinde
bir referans belirlenmekte, bir sefere mahsus olarak ayar yapılmakta ve ölçümler
bu ayara göre gerçekleştirilmektedir.

Karşılaştırma Yöntemi
Karşılaştırma yönteminde değerlendirilmesi yapılacak olan renk, birkaç
rengi aditif olarak karşılaştırmak esasına dayanılarak elde edilmeye çalışılır. Ancak
bu yöntemin kullanımı günümüzde artık bulunmamaktadır.

Üç Filtreli Ölçme Yöntemi


Üç filtreli ölçme yönteminde kırmızı, mavi ve yeşil olmak üzere üç adet filtre
ve üç adet fotoelektriksel alıcı bulunmaktadır. Bu filtrelerle yapılan ölçümler
sonucunda X, Y ve Z değerlerine ulaşmak mümkündür. Ancak bu yöntem
kullanılarak remisyon eğrilerinin çıkarılması mümkün değildir.

172
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tekstilde Renk

Üç filtreli renk ölçme aletleri spektral fotometrelerle kıyaslandığında basit


ve ucuz bir yapıya sahiptir. Fakat bu cihazların günümüzde kullanımı
spektrofotometrelere göre daha kısıtlı kalmıştır.

Spektral Yöntem
Bu yöntem, renk ölçümünün temel yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu
yöntemde spektralfotometreler yardımıyla fiziksel olarak renk ölçümü
yapılmaktadır.
Spektral yöntem, renk Bu sistemde, ışık kaynağından gönderilen ışınlar kullanılmaktadır. Işık
ölçümünün temel kaynağı türleri incelendiğinde ise;
yöntemi olarak kabul
edilmektedir.  Standart ışık D65: Renk temperatürü 6500K olan ortalama gün ışığını ifade
etmektedir.
 Standart ışık A: Renk temperatürü 2856K olan sarı elektrik lambası ışığını
ifade etmektedir.
 Standart ışık F11: Renk temperatürü 4000K olan floresan lamba ışığını ifade
etmektedir.
 Standart ışık F2: Renk temperatürü 4230K olan floresan lamba ışığını ifade
etmektedir.
Yukarıda belirtilen standart ışık kaynakları renk ölçme aletlerinde
bulunmaktadır. İstenilen ışık tipi seçilerek bu cihazlar yardımıyla renk ölçme
işlemleri gerçekleştirilebilir.
Işık kaynağından gelen ışık spektral yöntemde monokromatörde
ayarlanarak dalga boyuna göre gönderilir. Yapılan ölçümlerde dalga boyu aralığı
ölçme işlemi yapılan cihazın türüne göre değişmektedir. Monokromatördeki ışığın
kırılması prizma ile yapılmaktadır. Buradan kırılarak gelen ışınların ölçümleri yapılır
ve renkli numune üzerine düşmesi sağlanır. Gelen ışınlar renkli numune üzerinden
kısmen geçirilir veya yansıtılmaktadır. Bu yansıtılan veya geçirilen ışınlar
fotoelektriksel alıcı üzerine düşürülürler. Burada ise elektrik enerjisi yardımı ile
remisyon değerleri okunmaktadır.

Spektral yöntem ile ölçüm cihazı (Spektrofotometre)


Bu yöntemin kullanıldığı cihazın adı, spektrofotometredir. Bu cihaz yardımı
ile renk ölçümleri günümüzde yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Bu cihazda ölçüm
Spektral yöntemin yapmak için ışık kaynağı, renkli örnek ve yansıtılan ışığa ihtiyaç duyulmaktadır.
kullanıldığı ölçüm Daha öncede bahsedildiği gibi bu cihazda ışığın spektral olarak kırılması
cihazının adı, monokromatör tarafından yapılmaktadır. Bu cihazın diğer aksamları arasında
spektrofotometredir. fotoseller ve elektronik değerlendirme elemanları bulunmaktadır. Görsel 8.2.’de
masa üstü spektrofotometre cihazı görülmektedir:

173
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tekstilde Renk

,
Görsel 8.2. Spektrofotometre Cihazı

Spektrofotometrenin portatif yapıdaki türleri de bulunmaktadır. Bu yapıdaki


spektrofotometreler de sağladıkları avantajlardan dolayı tekstil endüstrisinde
önemli oranda kullanım alanı bulmuşlardır. Çünkü bu spektrofotometreler elle
taşınabildiği için her yerde renk ölçümü gerçekleştirebilmektedirler. Yani üretim
aşamasında bile bu cihazlar yardımıyla renk ölçümü yapılabilmektedir. Bu sayede
renk konusunda ortaya çıkabilecek aksaklıklar daha üretim aşamasında fark
edilebilecek ve gerekli önlemler alınabilecektir.
Portatif spektrofotometrelerin herhangi bir kablo bağlantısına ihtiyaç
duymadan kullanılabilmesi, en zor bölgelerde bile renk ölçümünün yapılmasında
avantaj sağlamaktadır. Ayrıca kendi üzerinde bulunan ekran sayesinde yapılan
ölçümlerin anlık değerlendirilmesi de mümkün olmaktadır.
Bazı tekstil ürünlerinin renk ölçümleri yapılırken dikkat edilmesi gereken
hususlar vardır. Örneğin; örme tekstil ürünleri çekmeye karşı hassas ürünler
olduklarından dolayı ölçüm yapılacağı zaman ne çok fazla gerdirilerek ne de çok
fazla gevşek bırakılarak ölçüm ünite kısmına konulmalıdır. Açık elyaf veya keçeler
üzerlerine ölçüm sonucunu değiştirmeyen cam lameller konularak ölçülmektedir.
Velurlarda ise hav kısmı hep aynı yöne doğru taranmalıdır.
İplik renk ölçümü yapılacağı zaman, iplikler karton veya bir metal üzerine
sarılmalı ve bir tarak yardımıyla taranarak paralelleştirilmelidir.
Açık elyaf şeklinde ölçüm yapılacak ise cam plaka şeklinde kapatılmış bir
örnek kabıyla veya açık elyafın keçeleştirilmesi yapıldıktan sonra ölçümü
İplik renk ölçümü
gerçekleştirilmektedir.
yapılacağı zaman,
iplikler karton veya bir Ölçme işlemi yapılacağı zaman tekstil mamullerinin ölçme ünitesine
metal üzerine sarılmalı yerleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Çünkü doğru bir şekilde yerleştirme
ve bir tarak yardımıyla yapılmazsa bu olay ölçüm sonuçlarını direkt olarak etkileyecektir. Ayrıca cihazın sık
paralelleştirilmelidir.
sık kalibrasyonunun yapılması gerekmektedir ve ölçüm yapılacak göz büyüklüğü
bu kalibrasyon sırasında cihaza tanıtılmalıdır. Çünkü cihaza tanıtılan gözden farklı
bir göz büyüklüğü kullanmak, yine ölçüm sonuçlarını olumsuz yönde etkileyecektir.
Ölçüm cihazlarının kalibrasyonu yapılırken siyah ve beyaz standartlar
kullanılmaktadır. Siyah standart olarak, düzgün ve ideal siyaha boyanmış bir kadife
kumaş kullanılmaktadır. Beyaz standart olarak ise ideal beyaz olarak nitelendirilen
baryum sülfat veya magnezyum oksit plakaları kullanılabilir. Beyaz standartın

174
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tekstilde Renk

kirlenmeye ve sararmaya karşı korunması çok önemlidir. Çünkü bu olay yapılan


kalibrasyonun doğruluğunu direkt olarak etkilemektedir.
Kalibrasyonda kullanılan beyaz ve siyah standartların bozulmaması için
özenli bir şekilde saklanması gerekmektedir. Bunun için özel saklama kapları
bulunmaktadır. Kalibrasyon işlemi yapılır yapılmaz bu standartların özel saklama
kaplarına konulması gerekmektedir.
Daha öncede bahsedildiği gibi doğru bir ölçümün yapılabilmesi için düzgün
bir kalibrasyonun yapılması gerekmektedir. Ortam şartları aşırı değişmediği sürece
günde bir kez cihaz kalibrasyonu yapmak yeterli olacaktır.

Tekstilde Renk Ölçümünün Kullanım Alanları


Renk ölçüm işlemleri başta tekstil olmak üzere birçok alanda yapılmaktadır.
Bunlar;

 Tıp,
 Gıda,
 Kimya,
 Maden sektörleridir.
Bireysel
Etkinlik

•Siz de renk ölçüm işlemlerinin yapıldığı farklı alanlara örnekler


veriniz.

Tekstil sektöründe ise renk ölçümünün kullanıldığı ana alan, tekstil


terbiyesidir. Renk ölçümü özellikle tekstil boyamacılığı ve baskıcılığında
geniş bir alana sahip olmuştur.
Tüketiciler tarafından bir ürünün tercih edilmesinde rengin ön planda rol
Tekstil sektöründe renk oynadığından daha önce bahsedilmişti. Bu yüzden rengin, istenilen tonda tekstil
ölçümünün kullanıldığı
mamulü üzerinde tutturulması çok önemlidir. Ancak bu o kadarda kolay bir iş
alan, tekstil terbiyesidir.
değildir. Çünkü boyama işlemi tamamlandıktan sonra gelen bir sipariş için aynı
rengin tekrardan elde edilmesi birçok parametreye bağlıdır. Burada da renk ölçüm
cihazlarının önemli bir yeri vardır.
Günümüzde bilgisayar destekli renk ölçüm sistemleri sayesinde tekstil
terbiye dairelerindeki renk ve reçete elde edilmesi artık kolay bir şekilde
yapılmaktadır. Bir önceki üretilen üründeki rengin bir sonraki verilen siparişteki
renk ile aynı tonda olması, bu sistemler sayesinde kolaylaşmıştır. Çünkü bu
sistemler artık, bilgisayar desteğiyle birlikte eskiden yapılan hataların önüne
geçilmesini sağlamıştır.
Renk ölçüm cihazlarının sağladığı avantajların farkına varılmasıyla birlikte
günümüzde tekstil firmaları bu cihazları fabrika bünyesine kazandırmaya

175
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tekstilde Renk

başlamışlardır. Hatta birçok firma renk ölçüm laboratuvarları kurmaktadır. Çünkü


bu cihazların objektif değerlendirmeleri neticesinde müşteri ile problem
yaşanmamakta ve ayrıca yaşanacak bir problemde ise bu cihazların verileri
boyama ve baskı işlemlerinde kanıt olarak sunulabilecektir.
Renk ölçümünün tekstil renklendirme işlemlerinde (boya-baskı) başlıca
kullanım olanakları aşağıdaki gibidir:

 Boyarmadde ve boyalar hakkında bilgi sahibi olmada,


 Renklerin objektif olarak değerlendirilmesinde,
 Nüanslamalarda,
 Çok küçük renk farklılıklarının hesaplanmasında,
 Boyarmadde reçetelerinin hazırlanmasında,
 Beyazlık derecelerinin ölçülmesinde,
 Bazı haslık değerlerinin ölçülmesinde,
 Renkli çözelti konsantrasyonlarında,
 Renk kalite kontrolünde.
Bireysel Etkinlik

•Siz de tekstilde kullanılan renk ölçümünün başlıca kullanım


olanaklarına örnekler verininiz.

Renk Ölçümünü Etkileyen Faktörler


Renk ölçümünün yapıldığı cihazlarda ölçümü etkileyen birçok faktör vardır.
Doğru bir renk ölçümü yapabilmek için mümkün olunan en iyi şartların sağlanması
gerekmektedir. Renk ölçümünü etkileyen faktörler aşağıda sunulmuştur:

Renk ölçümünün  Ölçüm yapılan yerin zemini: Bu faktör çok önemlidir. Çünkü ölçümü
yapıldığı cihazlarda yapılacak kumaş eğer ince ise zemini göstereceğinden dolayı doğru bir
ölçümü etkileyen ölçümün yapılması mümkün değildir. Bu durumda ölçümü yapılacak
birçok faktör vardır. kumaşın birkaç kez katlanarak ölçülmesi gerekmektedir. Eğer katlama
işlemi gerçekleşmez ise zeminin rengi yüzünden yanlış bir ölçüm sonucu
elde edilmiş olur.
 Kumaş yüzeyinin düzgünlük derecesi: Kumaş yüzeyinin kırışık olması,
ölçüm sonuçlarını etkileyen önemli özelliklerden bir tanesidir. Bu yüzden
ölçümü yapılacak olan kumaşın yüzeyinin pürüzsüz olması istenmektedir.
 Kumaşın yapısındaki nem oranı: Kumaşın yapısında bulunan nem oranı
ölçüm sonuçlarını etkilemektedir. Özellikle farklı nem oranları içeren
bölgelerde farklı renk ölçüm sonuçları elde edilmektedir. Kumaşın
yapısındaki nem oranı arttıkça, renk daha koyu görünmektedir. Bu yüzden
ölçümler standart bir nem oranında yapılmalıdır.

176
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tekstilde Renk

 Kumaşın sahip olduğu sıcaklığın etkisi: Kumaşın sahip olduğu sıcaklık


ölçüm sırasında renk koyuluğu ve renk nüanslarında kaymalara neden
olmaktadır. Yani farklı sıcaklığa sahip aynı kumaş için yapılan ölçümlerde
sonuçlarda farklılık olabilir. Bundan dolayı yapılacak ölçüm sırasında
kumaşın sabit sıcaklıkta tutulması gerekmektedir.

Tekstil Mamullerinin Beyazlık Derecesi


Tekstil mamullerinde beyazlık derecesinin arttırılması için 4 farklı yol vardır.
Bunlar;
 Ağartma,
Tekstil mamullerinin  Çivitleme,
beyazlık derecesinin  Optik beyazlatma,
arttırılması için 4 farklı
 Beyaz pigment aplike edilmesidir.
yol vardır.
İlk önce bu yöntemler hakkında kısaca bilgiler verilecektir:
Ağartma: Liflere renk veren renkli pigmentlerin yükseltgen maddeler
yardımıyla parçalanması işlemidir.
Çivitleme: Çivitleme işleminin esası beyaz tekstil mamulünün çivit boyası ile
çok hafif mavi nüansa boyanmasıdır. Bu sayede mamul insan gözü tarafından eski
hâline göre daha beyaz olarak algılanmaktadır.
Optik Beyazlatma: Bu işlemde kullanılan optik beyazlatıcılar, UV bölgedeki
ışınları absorbe eder. Daha sonrasında ise mavi bölgede floresan ışığı olarak tekrar
yansıtmaları sayesinde beyazlık derecesi üzerinde çok etkili olmaktadırlar. Kısacası
bu işlem sayesinde beyaz daha da beyaz olmaktadır.
Beyaz pigment aplike edilmesi: Bu yöntemin uygulanma alanı kağıt ve
kaplama sanayidir. Bu yöntemin esası kağıt ve kaplama malzemelerine çeşitli
aplike teknikleri (püskürtme, sürme, emdirme vb.) yardımıyla beyaz pigment
maddelerinin aktarımına dayanmaktadır.
Beyazlık derecesinin insanlar tarafından görsel yollarla ölçülmesi
gözlemcilerin objektifliğinin farklı olmasından dolayı zordur. Çünkü bir kişi
tarafından yapılan değerlendirme, diğer bir kişi tarafından yapılan değerlendirme
ile aynı olmayabilir. Bu yüzden de teknolojik cihazlarla yapılan ölçüm yöntemleri
objektiflik sağlamaktadır.
Beyazlık derecelerinin ölçümünde farklı formüller kullanılabilmektedir.
Böylece farklı derecelerde beyazlık sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Örneğin yapılan
bir çalışmada, haşılı sökülmüş bazik işlem görmüş kumaşların ağartılması
sonucunda çeşitli yöntemlere göre beyazlık dereceleri hesaplanmıştır. Peroksit
ağartması sonucunda (soğukta bekletme) 81,71 stensby beyazlık derecesi elde
edilirken, aynı üründe 73,11 hunter beyazlık derecesi elde edilmiştir.
Bütün uygulanan formüllerde elde edilmiş olan değerlerin aynı olması
beklenmez. Önemli olan beyazlık derecesinin hangi formüle göre
değerlendirildiğidir.

177
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tekstilde Renk

•RENK KAVRAMI
•Rengin modern bilimde anlaşılması 1600’lü yıllarda ışığın spektral yapısının
Isaac Newton tarafından keşfedilmesiyle başlamıştır. Newton’a göre ışık
partiküller akışı olarak tanımlanmaktadır. Prizma deneyi sayesinde beyaz
ışığın farklı renklere ayrışabileceğini göstermiştir. Renk günlük yaşantımızda
Özet
birçok şeyi etkiler. Örneğin; duygularımızı, ruh hâlimizi ve doğadan zevk
alma şeklimizi arttırır. Bu yüzden bu önemli kavramın tekstil endüstrisinde
de kullanımı büyük önem arz etmektedir.
•RENK SİSTEMLERİ
•Renklerin bir sistem dahilinde düzenlenmeleri oldukça eski tarihlere
dayanmaktadır. Günümüzde de bilim insanları tarafından fazla sayıda renk
sistemi bulunmuş ve paylaşılmıştır.
•Oswald Renk Sistemi
•Bu sistem taban tabana yapıştırılmış iki konik üzerinde bütün renkleri
barındırmaktadır. Bu sistem eski bir tarih olan 1917 yılında insanlarla
paylaşılmıştır.
•Munsell Renk Sistemi
•1915 yılında ABD’de geliştirilmiş bu sistem geniş bir kullanım alanı
bulmuştur. Bu sistemde merkezde siyah-gri ve beyazın oluşturduğu bir eksen
bulunur.
•Manfred Richter Renk Sistemi
•Bu sistemin keşfi 1950 yılında Almanya’da Manfred Richter tarafından
yapılmıştır. Daha sonrasında bu sistem Alman standartlarında DIN renk
sistemi olarak sunulmuştur.
•CIE Renk Sistemi
•Bu sistem Uluslararası Işık Komisyonu CIE tarafından geliştirilmiştir. Bu renk
sistemi standart renk değerlerinden x ve y’nin kullanımı ile elde edilir.
•CIELAB Renk Sistemi
•CIE renk sisteminin dezavantajları saptandıktan sonra 1970 yılında tekstil
sanayisinde oldukça fazla oranda kullanım alanına sahip olan CIELAB renk
sistemi geliştirilmiştir.
•RENK ÖLÇÜMLERİ ve CİHAZLARI
•Renk ölçümünde kullanılan 3 farklı yöntem vardır. Bunlar; karşılaştırma
yöntemi, üç filtreli ölçme yöntemi ve spektral yöntemdir.
•Karşılaştırma Yöntemi
•Karşılaştırma yönteminde değerlendirilmesi yapılacak olan renk, birkaç
rengi aditif olarak karşılaştırmak esasına dayanılarak elde edilmeye çalışılır.
Ancak bu yöntemin kullanımı günümüzde artık bulunmamaktadır.
•Üç Filtreli Ölçme Yöntemi
•Üç filtreli ölçme yönteminde kırmızı, mavi ve yeşil olmak üzere üç adet filtre
ve üç adet fotoelektriksel alıcı bulunmaktadır. Bu filtrelerle yapılan ölçümler
sonucunda X, Y ve Z değerlerine ulaşmak mümkündür. Ancak bu yöntem
kullanılarak remisyon eğrilerinin çıkarılması mümkün değildir.
•Spektral Yöntem
•Bu yöntem renk ölçümünün temel yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu
yöntemde spektralfotometreler yardımıyla fiziksel olarak renk ölçümü
yapılmaktadır.

178
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tekstilde Renk

•Spektral yöntem ile ölçüm cihazı (Spektrofotometre)


•Bu yöntemin kullanıldığı cihazın adı, spektrofotometredir. Bu cihaz yardımı
ile renk ölçümleri günümüzde yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Bu cihazda
Özet(devamı)ölçüm yapmak için ışık kaynağı, renkli bir örnek ve yansıtılan ışığa ihtiyaç
duyulmaktadır.
•Tekstilde Renk Ölçümünün Kullanım Alanları
•Tekstil sektöründe renk ölçümünün kullanıldığı alan, tekstil terbiyesidir. Renk
ölçümü özellikle tekstil boyamacılığı ve baskıcılığında geniş bir alana sahip
olmuştur.
•Renk Ölçümünü Etkileyen Faktörler
•Renk ölçümünün yapıldığı cihazlarda ölçümü etkileyen birçok faktör vardır.
Doğru bir renk ölçümü yapabilmek için mümkün olunan en iyi şartların
sağlanması gerekmektedir. Renk ölçümünü etkileyen faktörler arasında
ölçüm yapılan yerin zemini, kumaş yüzeyinin düzgünlük dercesi, kumaşın
yapısındaki nem oranı ve kumaşın sahip oılduğu sıcaklık gösterilebilir.
•Tekstil Mamullerinin Beyazlık Derecesi
•Tekstil mamullerinin beyazlık derecesinin arttırılması için 4 farklı yol vardır.
Bunlar; ağartma, çivitleme, optik beyazlatma ve beyaz pigment aplike
edilmesidir.

179
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tekstilde Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Bir yerde renkten bahsedebilmek için aşağıdakilerden hangisinin varlığına
gerek duyulmaktadır?
a) Kumaş
b) İplik
c) Lif
d) Halat
e) Işık

2. Rengin göz yardımıyla yapılan değerlendirmeleri hangi sınıfta yer


almaktadır?
a) Objektif
b) Subjektif
c) Reel
d) Boyarmadde
e) Baskı

3. Aynı kumaşın farklı bölgelerinde farklı renk tonunun oluştuğunu ifade


eden terim aşağıdakilerden hangisidir?
a) Abraj
b) Haşıl
c) Joule
d) Binder
e) Çağanoz

4. Bir cisim üzerine düşen bütün ışınları yansıtırsa hangi renkte görünür?
a) Kırmızı
b) Beyaz
c) Mavi
d) Siyah
e) Turuncu

5. Renk sistemleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?


a) Oswald
b) Munsell
c) Poliamid
d) Manfred
e) CIELAB

180
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tekstilde Renk

6. ho açısı hangi değerinde mavi rengi ifade etmektedir?


a) 0
b) 90
c) 180
d) 270
e) 360

7. Renk ölçümünden kullanılan yöntemler arasında aşağıdakilerden hangisi


bulunur?
a) Spektral
b) Spektrofotometre
c) Apre
d) Kasar
e) Ağartma

8. D65 hangi ışık türünü ifade etmektedir?


a) Sarı elektrik lambası ışığı
b) Floresan lamba ışığı
c) Lazer ışığı
d) Morötesi ışığı
e) Gün ışığı

9. Renk ölçüm cihazlarının kalibrasyonları yapılırken hangi standartlar


kullanılmaktadır?
a) Siyah-Beyaz
b) Kırmızı-Beyaz
c) Sarı-Turuncu
d) Mavi-Beyaz
e) Mavi-Mor

10. Tekstil mamullerinde beyazlık derecesinin arttırılması yöntemleri arasında


aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Ağartma
b) Çivitleme
c) Binderleme
d) Optik beyazlatma
e) Beyaz pigment aplike

Cevap Anahtarı
1.e, 2.b, 3.a, 4.b, 5.c, 6.d, 7.a, 8.e, 9.a, 10.c.

181
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tekstilde Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Christie, R.M. (2015). Colour Chemistry. UK: The Royal Society of Chemistry.
Duran, K. (2008). Tekstilde renk ölçümü ve reçete çıkarma. İzmir: Ege Üniversitesi
Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma – Uygulama Merkezi Yayını.
Gürcüm, B.H. (2013). Tekstil malzeme bilgisi. İzmir: Kerasus Kitap.
Yurdakul, A., Atav, R. (2006). Boya-baskı esasları. İzmir: Ege Üniversitesi Tekstil ve
Konfeksiyon Araştırma – Uygulama Merkezi Yayını.
Görsel 8.1. CIELAB renk sistemi ve koordinatları (21 Kasım 2020 tarihinde
https://www.zeiss.com/spectroscopy/solutions-applications/color-
measurement.html#color-space adresinden erişildi.)
Görsel 8.2. Spektrofotometre cihazı (21 Kasım 2020 tarihinde
https://www5.konicaminolta.eu/tr/oelcuem-cihazlari/ueruenler/renk-
oelcuemue/spektrofotometre-masauestue/cm-3700a/tanitim.html
adresinden erişildi.)

182
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
DOĞAL BOYAMACILIK

• Doğal Boyaların Sınıflandırılması


• Bazı Önemli Boya Bitkileri
İÇİNDEKİLER

• Doğal Boyaların Önemi


• Doğal Boyamacılıkta
Mordanlama İşlemleri RENK BİLGİSİ
• Doğal Boyamacılıkta Ekstraksiyon
İşlemleri
Dr. Öğr. Üyesi Fazlıhan
• Doğal Boyamacılıkta Boyama YILMAZ
Yöntemleri

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Doğal boyaların sınıflandırmasını
HEDEFLER

yapabilecek,
• Doğal boyaların önemini
açıklayabilecek,
• Doğal boyamacılıkta mordanlama
işlemlerini ifade edebilecek,
• Doğal boyamacılıkta ektraksiyon
işlemlerini anlatabilecek,
• Doğal boyamacılıkta boyama
yöntemleri hakkında açıklama
yapabileceksiniz.
ÜNİTE

9
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Doğal Boyamacılık

Madensel
Doğal Boyaların Boyarmaddeler
Sınıflandırılması
Hayvansal
Boyarmaddeler

Bitkisel Boyarmaddeler

Kökboya

Nar
Bazı Önmeli Boya
Bitkileri
DOĞAL BOYAMACILIK

Cehri

Doğal Boyaların Önemi Ceviz

Havacıva

Doğal Boyamacılıkta Önceden Mordanlama


Ekstraksiyon İşlemleri

Birlikte Mordanlama

Doğal Boyamacılıkta
Mordanlama İşlemleri Sonradan Mordanlama

Geleneksel Boyama
Doğal Boyamacılıkta
Boyama Yöntemleri
Numune Boyama

184
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Doğal Boyamacılık

GİRİŞ
Doğal boyamacılık, tarihin çok eski dönemlerinden beri bilinen ve uygulanan
bir yöntemdir. İlk başlarda bazı taş ve toprak türlerinden elde edilen doğal
boyarmaddeler, daha sonralarda ise bitkilerdeki renk çeşitliliğinin farkına
varılmasıyla birlikte bitkisel boyamacılığa doğru kaymıştır. Bu yön değiştirmeyle
birlikte bitkilerden çok fazla oranlarda renk paletine ulaşılmıştır. Bu da bitkilerin
doğal boyamacılık özelinde önem kazanmasını sağlayan en önemli faktörlerden
biri olmuştur.
Doğal boyamacılığın önemi Sanayi Devrimi’nden sonra git gide azalmaya
başlamıştır. Çünkü Sanayi Devrimi’nin etkisiyle beraber doğal kökenli
boyarmaddelerin yerini sentetik esaslı rakipleri almaya başlamıştır. Bu rekabet
karşısında direnemeyen doğal boyarmaddeler, unutulmaya yüz tutmuşlardır.
Ancak günümüzde doğal kökenli maddelere dönüşün ivme kazanmasıyla beraber
doğal boyarmaddelerin tekrardan önem kazanacağı düşünülmektedir.
Son zamanlarda çevreci yaklaşımlar ve insanların sağlığa olan düşkünlükleri
nedeniyle doğal boyarmaddelerin günümüzde tekrardan kullanımı konuşulmaya
başlanmıştır. Çünkü sentetik boyarmaddelerin gerek çevreye gerekse insan
sağlığına olan olumsuz etkileri neticesinde bu boyarmadde grubu, insanlar
tarafından önyargılı anılmaya başlamıştır. Ancak bu boyarmaddeleri kullanarak da
birçok avantajın elde edildiği kaçınılmaz bir durumdur. Çünkü bu boyarmadde
gruplarını kullanarak çok fazla renk çeşitliliğine ulaşılabilmesi mümkündür. Ayrıca
bu boyarmadde gruplarının dayanıklılıkları doğal rakiplerine göre de genellikle
iyidir.
Günümüzde doğal olan iyidir mantığıyla tüketiciler doğal ürünlere
yönelmeye başlamıştır. Gerek gıda gerekse tıp sektöründe bu ürünlerin
popülaritesi artmıştır. Bu yüzden tekstil sektöründe de doğal boyamacılığın
geliştirilerek yaygınlaştırılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Çünkü doğal
boyarmaddeler gerek çevreye gerekse insan sağlığına karşı sentetik rakipleriyle
kıyaslandığında önemli avantajlara sahiptirler.
Bu ünitede; doğal boyarmaddelerin önemi, doğal boyarmadde kaynakları ve
bu kaynakların kullanımı ile ilgili detaylı bilgiler verilecektir.

DOĞAL BOYALARIN SINIFLANDIRILMASI


Doğal boyar maddelerin sınıflandırılması genel olarak 3 şekilde
yapılmaktadır. Bunlar;

 Madensel,
Doğal boyarmaddelerin
 Hayvansal,
sınıflandırılması genel
olarak 3 şekilde  Bitkiseldir.
yapılmaktadır. Madensel Boyarmaddeler
Madensel doğal boyarmaddeler sınıfında bazı taş, toprak ve maden çeşitleri
yer almaktadır. Gerek temininde yaşanan sıkıntılar gerekse elde edilme

185
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Doğal Boyamacılık

yönteminin zor olmasından dolayı bu boyarmadde grubu günümüzde çok fazla


kullanılmamaktadır.

Hayvansal Boyarmaddeler
Hayvansal doğal boyarmadde sınıfında ise bazı yumuşakça (deniz
salyangozu) ve böcek (kermes böceği, lak böceği, koşinil) türleri kullanılmıştır.
Hayvansal kaynaklardan doğal boyarmadde elde etmek için oldukça fazla oranda
hayvanın telef edilmesi gerekmektedir. Bu da günümüzde birçok çevre tarafından
tepki gören bir işlemdir. Bu yüzden hayvansal kaynaklı doğal boyarmadde
kullanımı da sınırlı kalmaktadır.
Bitkisel kaynakların oldukça fazla oranda renk paletine sahip olmalarının
farkına varılmasıyla birlikte, gerek madensel gerekse hayvansal kaynaklı
boyarmadde kullanımının yerini bu boyarmadde sınıfının aldığını söylemek hiç de
zor değildir. Bu yüzden bu ünitede bitkisel kaynaklı doğal boyarmaddeler üzerinde
durulacaktır.

Bitkisel Boyarmaddeler
Bitkisel doğal boyarmadde sınıfında ise doğada renk verme özelliğine sahip
bütün bitkiler bulunmaktadır. Ancak her renk veren bitki tekstil endüstrisinde
doğal boyarmadde kaynağı sayılmaz. Çünkü bir maddenin doğal boya olarak
adlandırılabilmesi için yeterli ve gerekli haslık özelliklerini de göstermesi
gerekmektedir.
Bitkisel boyarmaddeler neredeyse bitkinin bütün aksamlarından elde
edilebilmektedir. Bunlar;

 Kök,
 Gövde kabuğu,
 Tohum,
Bitkisel boyarmaddeler,  Yaprak,
bitkilerin kök, gövde  Çiçek,
kabuğu, tohum, çiçek  Meyve’dir.
ve meyvelerinden elde
edilmektedir.
Örnek

•Örneğin, bitkisel boyamacılıkta nar ağacının meyvesinin dış kabukları


kullanılmaktadır.

Bitkilerin bu kısımları boyama işlemlerinde direkt olarak kullanılabilecekleri


gibi, aynı zamanda ekstraksiyonları da alınarak kullanılabilmektedir. Bu kısımların
toplanma işlemleri ise aşağıda belirtildiği şekilde yapılmaktadır:

186
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Doğal Boyamacılık

 Kök: Bu kısımlar genel olarak ilkbahar ve sonbahar aylarında


toplanılmaktadır. Bu kısımların toplanması esnasında oldukça fazla özen
gösterilmesi gerekmektedir.
 Gövde kabuğu: Genellikle kesilmişmiş ağaçların kabukları kullanılmaktadır.
Boyarmadde kabuğun iç kısmında bulunmaktadır.
 Tohum: Genellikle tohumlar olgunlaştıktan sonra toplanmaktadır.
 Yaprak: Yapraklar, bitki çiçek açmaya başladığı zaman toplanmalıdır.
 Çiçek: Çiçekler en olgun ve büyük duruma geldiği zaman toplanırlar.
Bitkilerin toplanma zamanlarının boyarmadde kalitesi üzerinde önemli
etkileri vardır. Bu yüzden yukarıdaki açıklamalar yapılmıştır. Toplanma
zamanından başka kaliteyi etkileyen diğer bir faktör ise bitkilerin yetiştiği yöredir.
Bitki türünün yetişmesi için en uygun iklim şartları nerede varsa bitki oradan
toplanmalıdır. Bu etkenlerden farklı olarak, kullanılan gübreler, toprağın besleme
yeteneği ve toplandığı yıldaki yağış oranı, gerek boyarmadde miktarını gerekse
elde edilen rengin tonunu direkt olarak etkilemektedir.
Boya bitkileri taze ve kuru hâlde kullanılmaktadır. Eğer bitkisel boyarmadde
kaynağı hemen boyama işlemlerinde kullanılmayacaksa bu bitkilerin saklanma
yolu kurutmaktan geçmektedir. Kurutma işlemi ise genelde açık havada ve
Boya bitkileri taze ve gölgede yapılmaktadır. Kurutulmuş olan bitkilerin küflenmemesi için bez ya da
kuru hâlde kağıt torbalarda saklanması gerekmektedir. Çünkü küflenmiş olan bitkisel
kullanılmaktadır. kaynağın doğal boyamacılık için kullanılması mümkün değildir. O yüzden toplanan
ve kurutulan bitkilerin bozulmaya neden olacak etkenlerden uzak tutulması
gerekmektedir.
Bitkisel kaynaklar yardımıyla birçok rengin elde edilmesi mümkündür.
Aşağıda bunların birkaçına örnekler verilecektir:
 Kırmızı: Bu rengin elde edilmesinde genel olarak kök boya bitkisi
kullanılmaktadır.
 Sarı: Bu rengin elde edilmesinde cehri bitkisi, sütleğen bitkisi, boyacı
papatyası, meşe palamudu ve muhabbet çiçeği kullanılmaktadır.
 Mavi: Bu rengin elde edilmesinde eskiden Hindistan’dan gelen indigo
boyarmaddesi kullanılırdı. Bu boyarmadde de İndigofera tinctoria (çivit
otu) denilen bir bitkinin uzun fermantasyon işlemine tabii tutulmasıyla
elde edilirdi. Ancak günümüzde gerek çivit otu bitkisindeki
boyarmaddenin azalmasıyla gerekse boyarmaddenin elde edilme
yönteminin zor olasından dolayı sentetik indigonun kullanıldığı
bilinmektedir.

BAZI ÖNEMLİ BOYA BİTKİLERİ


Bilindiği gibi doğal boyamacılık özelinde birçok bitkisel kaynak
kullanılmaktadır. Ancak bu kaynakların bazıları tekstil sektöründe gerekli ve yeterli
haslık özelliklerini sağlayabilirken; bazıları ise bu özellikleri sağlayamamaktadır. Bu
kısımda ise genel olarak doğal boyamacılıkta en çok kullanılan ve genel itibarıyla

187
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Doğal Boyamacılık

haslık özellikleri iyi olan bitkisel boyarmadde kaynakları hakkında bilgiler


verilecektir.

Kökboya
Kökboyanın Latince adı Rubia tinctorum L. dir. Bu bitkinin kökünde değerli
boya maddeleri bulunmaktadır. Bu yüzden kökleri boya sanayinde uzun zamandır
kullanılmış ekonomik bir bitkidir. Bu bitkiye Anadolu’da boyacılık otu, kırmızı kök
veya boya pürçü denilmektedir. Bu isimlerin yanı sıra kök boya literatürde önemli
Kökboyanın dünya bir ad kazanmıştır. Bu da “Türk Kırmızısı”dır. Yani bu bitki dünya genelinde bu
literatüründe önemli bir isimle de anılmaktadır.
adı vardır. Bu da “Türk Boyacılık açısından son derece önemli olan kök boya bitkisinin yetiştirilme
Kırmızısı”dır.
koşulları zor değildir. Hatta bu bitki için arsız tanımının yapılması da mümkündür.
Toprak altı sürgünlerinin fazla gelişmesiyle beraber, bu bitkiden fazla miktarda
doğal boyarmadde elde etmekte mümkündür.
Kökboyanın köklerinde birden fazla boyarmadde vardır. Ancak en önemli
boyarmadde cinsi, alizarindir. Alizarin daha sonraları sentetik olarak elde edilmiş
ve 1871 yılında piyasaya sürülmüştür.
Kökboya bitkisini kullanılarak genellikle kırmızı renk ve kırmızı rengin tonları
elde edilmektedir. Görsel 9.1.’de kökboya bitkisi verilmiştir:

Görsel 9.1. Kökboya Bitkisi (Anonim, 1991)

Nar
Narın Latince adı Punica granatum L. dir. Nar bitkisinin doğal boyamacılıkta
genellikle meyve kabukları kullanılmaktadır. Bu sayede hem atıl durumda bulunan
bu kabukların tekrardan kullanım alanı bulması sağlanmış olunurken hem de çevre
dostu boyama açısından önemli bir boyarmadde kaynağı elde edilmiş
olunmaktadır.
Nar kabuklarıyla boyama işlemi yapılmadan önce bir kurutma adımının
Nar kabuklarıyla yapılan yapılması gerekmektedir. Kurutulmuş olan nar kabukları eğer ekstraksiyon
boyama işlemleri işlemine tabii tutulmayacaksa direkt olarak boyama denemelerinde kullanılabilir.
neticesinde, genellikle
Nar kabuklarıyla yapılan boyama işlemleri neticesinde genellikle sarı ve tonları
sarı renk ve bu rengin
tonları elde elde edilmektedir. Görsel 9.2.’de kurutulma işlemine hazır hâlde bulunan nar
edilmektedir. kabukları görülmektedir:

188
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Doğal Boyamacılık

Görsel 9.2. Kurutulmaya Hazır Nar Kabukları

Cehri
Cehri, Rhamnales takımının Rhamnaceae familyasının Rhamnus cinsine
mensuptur. Cehri, çalı ya da ağaç durumunda bulunmaktadır. Boyamacılık
işlemlerinde cehrinin meyvesi kullanılmaktadır.
Cehri bitkisi genellikle İç Anadolu Bölgesi’nde yetişmektedir. Bu bitkiye en
çok rastlanılan il ise Kayseri’dir. Cehri kullanılarak yapılan boyama işlemlerinde
genellikle sarı renk ve tonları elde edilmektedir. Görsel 9.3.’te cehri bitkisinin
Cehri kullanılarak meyveleri sunulmuştur:
yapılan boyama
işlemlerinde genellikle
sarı tonları elde
edilmektedir.

Görsel 9.3. Cehri Bitkisinin Meyveleri

Ceviz
Cevizin Latince adı Juglans regia L. dir. Ceviz ağacının kökünden, gövde
kabuklarından, yapraklarından ve yeşil meyve kabuğundan doğal boyamacılıkta
yararlanılmaktadır. Bunların arasında en yaygın olarak kullanılan ise meyve
kabuklarıdır. Meyve kabuklarından yapılan boyama işlemleri neticesinde yüksek
oranda haslık değerlerine ulaşılmaktadır.
Ceviz meyve kabuğu yünü direkt olarak boyayabilmektedir. Yani herhangi
bir katkı maddesi katılmadan istenilen haslık değerlerinde boyamaların yapılması
mümkündür. Herhangi bir mordan maddesi katılmadan yapılan yün boyamasında
ise koyu kahverengi elde edilmektedir. Görsel 9.4.’te kurutulmuş ceviz meyve dış
kabukları görülmektedir:

189
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Doğal Boyamacılık

Görsel 9.4. Kurutulmuş Ceviz Meyve Dış Kabuğu

Havacıva
Havacıva, Tubiflorae takımının Boraginaceae familyasının Alkanna cinsine
mensuptur. Havacıvanın kökü doğal boyamacılıkta kullanılmaktadır. Boyamacılıkta
kullanılacak bu kök önce değirmen vasıtasıyla öğütme işlemine tabii tutulmaktadır.
Havacıva kullanımı ile mor renk elde edilmektedir. Görsel 9.5.’te havacıva kökleri
görülmektedir:

Görsel 9.5. Kurutulmuş Havacıva Kökü


Bireysel Etkinlik

•Siz de farklı bitkisel boyarmadde kaynaklarına örnekler veriniz.

DOĞAL BOYALARIN ÖNEMİ


Doğal boyarmaddelerle
boyanmış olan Doğal boyarmaddelerin en önemli özelliği, herkesin bildiği gibi, doğal
kumaşlar, açığa çıkan olmasıdır. Birçok sektör doğadan yararlanırken, tekstil endüstrisinin de bu
rengin yanı sıra ek mucizevi tabiattan yararlanması kaçınılmazdır. Daha önce de bahsedildiği gibi
özellikler de
doğal boyarmaddeler arasında en çok kullanılan grup, bitkisel boyarmaddelerdir.
göstermektedir.
Bu boyarmaddelerin de sağlık açısından oldukça faydalı olduğu bilinmektedir.
Ayrıca bu boyarmadde grubunun doğada kendiliğinden çözünebilmesi ve çevreye

190
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Doğal Boyamacılık

zararlı atık yükünün fazla olmamasından dolayı bu boyarmadde grubu tüketicilerin


ilgisini çekmektedir.
Doğal boyarmaddelerle boyanmış olan kumaşlar ayrıca ek özellikler de
göstermektedirler. Örneğin, antibakteriyel özellik bunlardan bir tanesidir.
Günümüzde de yaygın bir şekilde birçok alanda talep gören bu özellik, bazı
bitkilerle uygun şartlarda boyanmış olan tekstil mamullerinde kendiliğinden açığa
çıkmaktadır. Yani herhangi bir farklı kimyasal madde kullanmadan sadece bitkisel
kaynağın kendiliğinden gelen bu özellik tüketicilerin dikkatini çekmektedir.
Özellikle çocuk giysilerinde doğal kökenli bu uygulamaların tercih edilmesi
günümüzde çok fazladır. Yani ekstra bir antibakteriyel ajan kullanılmadan direkt
olarak kumaşlara bitkisel boyarmadde kaynakları ile bu özellikler
kazandırılmaktadır. Bu da bir nevi bir taşla iki kuş vurmak deyimine gönderme
yapmaktadır.
Doğal boyarmaddelerin avantajlarının çok olduğu vurgusu daha önce
yapılmıştı. Aşağıda bu avantajlardan bazıları maddeler hâlinde sunulmuştur:

 Doğal boyarmaddeler tek başlarına kullanılabileceği gibi ayrıca kendi


aralarında karışım yapılarak da kullanılabilir. Böylece renk paletinin
genişletilmesi sağlanmış olur.
 Doğal boyarmaddeler ile boyama yapılacağı zaman mordan maddeleri
(metal tuzları) yardımıyla farklı renk tonlarının elde edilmesi mümkündür.
 Doğal boyarmaddeler ile mordan maddesi kullanılarak yapılan boyama
işlemlerinde haslık değerlerinde iyileşmeler görülmektedir.
 Doğal boyarmaddeler ile nadir bulunan renklerin elde edilmesi
mümkündür.
 Sentetik boyarmaddelerin temel hammaddesi yenilenebilir değildir. Ancak
doğal boyarmaddeler genel olarak yenilenebilirdir.
 Bitkisel boyarmaddelerin atıkları tarım alanlarında gübre olarak
kullanılabilmektedir.
 Doğal boyarmaddelerin kullanımının artmasıyla birlikte petrol esaslı
sentetik boyarmaddelerin kullanımı azalacaktır.
 Doğal boyarmaddeler anti-alerjiktir ve genellikle temas ettiği deriyi
korumaktadır.
 Doğal boyarmaddelerin bazılarının renklerinde zamanla parlama meydana
Doğal boyarmaddeler gelmektedir. Ancak sentetik boyarmaddelerde böyle bir özellikten
genellikle temas bahsedilemez.
ettikleri deriyi  Yıkama sırasında bazı doğal boyarmaddelerin renkleri akar; ancak
korumaktadır. genellikle diğer ürünleri kirletmezler.
 Doğal boyarmaddeler genellikle güve yemez özelliğe sahiptirler.
Yukarıda doğal boyarmaddelerin avantajlarından bahsedilmiştir. Ancak akla
gelen ilk soru bu kadar avantajı olmasına rağmen neden bu boyarmadde
grubunun günümüzde yeterli derecede kullanım alanı bulamamasıdır. Şimdi de
işte bu sorunun cevabı olan bu boyarmadde grubunun dezavantajları hakkında
bilgiler verilecektir:

191
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Doğal Boyamacılık

 Doğal boyarmaddeler ile aynı rengi tekrar elde etmek zordur. Bitkinin
yetiştiği bölge, mevsimsel değişimler ve türe bağlı farlılıklar bu durum
üzerinde direkt olarak etkilidir.
 Doğal boyarmaddeler ile çalışmada standart bir reçete kullanmak zordur.
Doğal boyarmaddelerin  Doğal boyarmaddelerle yapılan boyama işlemlerinde düşük renk verimi,
birçok avantajı yanında,
daha çok boyarmadde kullanımına neden olmaktadır.
bazı dezavantajları da
vardır.  Uygun ekstraksiyon ve boyama yöntemleri üzerine hâlâ bilgi eksiklikleri
vardır.
 Doğal boyarmaddelerin genel olarak haslık değerleri sentetik rakiplerine
göre düşüktür.
 Doğal boyarmaddelerin çoğu bir metal tuzu ile tekstil mamulüne
bağlanmaktadır.
Kısacası doğal boyarmaddelerin en önemli özellikleri arasında, sağlık
açısından sorun oluşturmamaları ve çevre kirliliğine neden olmamaları
gösterilebilir.

DOĞAL BOYAMACILIKTA MORDANLAMA İŞLEMLERİ


Doğal boyarmaddelerin metal tuzları ile mordanlanmasında, metal tuzları su
ile çözünerek metal iyonları ve tuzlarına ayrılmaktadır. Böylece metal iyonları renk
tonuna ve tuzlar ise bütün renklilik özelliklerine etki etmektedir. Doğal
boyamacılıkta kullanılan mordan maddelerinin çok büyük rolü vardır. Çünkü bu
mordan maddeleri boyarmaddeleri lifler üzerine çekerek, lif ile boyarmadde
arasında bağlayıcı rol üstlenirler. Yani mordan maddelerinin bir ucu boyaya bir ucu
da life bağlanmaktadır. Bu sayede başlangıçta suda çözünürlüğü olan doğal
boyarmadde, lifler ve boyarmadde arasında kurulan bağlar sayesinde suda
çözünmez bir yapı kazanmaktadır.
Mordan maddeleri; yün, ipek ve bitkisel liflerin boyanmasında hem rengin
haslık özelliklerini sağlamak hem de kullanılan doğal boyarmadde kaynağından
değişik renk tonları elde etmek için tercih edilmektedir. Çünkü mordan maddeleri
tek bir bitkisel boyarmaddeden bile farklı renk tonunun elde edilmesini
sağlamaktadır. Bu özellik ise bitkisel boyarmaddeleri, sentetik rakipleri karşısında
üstün kılmaktadır. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse, bir tek bitkisel boya
kaynağından mordan maddeleri yardımıyla 18’e varan ayrı renk tonları elde
edilebilirken; sentetik boyalarla ise aynı rengin açık ve koyu tonları elde
edilebilmektedir. Ayrıca boyama işlemlerinde kullanılan mordan maddesinin
miktarı da rengi etkileyen önemli faktörlerden bir tanesidir.
Doğal boyamacılık işlemlerinde mordan maddesi kullanımı ile boyama işlemi
yapılabileceği gibi, ayrıca mordan maddesi kullanılmadan da boyama işlemlerinin
yapılması mümkündür. Eğer mordan maddesi kullanılarak boyama işlemi
yapılacaksa bunun hangi mordanlama yöntemine göre yapılması gerektiğinin de
Doğal boyamacılıkta 3
önceden belirlenmesi gerekmektedir. Doğal boyamacılıkta 3 farklı mordanlama
farklı mordanlama
yöntemi vardır. yöntemi vardır. Bunlar;
 Önceden mordanlama,

192
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Doğal Boyamacılık

 Birlikte mordanlama,
 Sonradan mordanlamadır.

Önceden Mordanlama
Tekstil mamullerinin mordanlama işlemlerinde mordan maddeleri tek
başlarına kullanılabileceği gibi ayrıca belirli oranlarla da karıştırılarak
kullanılabilirler. Önceden mordanlama işleminde ilk başta mordanlaması yapılacak
olan tekstil ürünü, seçilmiş mordan maddeleri yardımıyla mordan banyosunda
mordanlanır. Mordanlama işlemi tamamlandıktan sonra kumaş yıkama işlemine
tabii tutulur. Yıkama işleminde kumaş ile bağ yapamayan mordan maddeleri
kumaştan uzaklaştırılır ve daha sonrasında kumaş kurumaya bırakılır. Kuruma
işlemi tamamlandıktan sonra mordanlanmış kumaşlar, seçilmiş olan doğal
boyarmadde yardımıyla boyama adımına geçmektedir. Burada da yine tek bir
doğal boyarmadde kaynağı kullanılabileceği gibi birden fazla da doğal boyarmadde
kaynağı karıştırılarak kullanılabilir. Boyama adımı da tamamlandıktan sonra
mordanlanmış ve boyanmış olan kumaş numuneleri yıkama adımına geçer. Yıkama
işlemi de tamamlandıktan sonra artık, kumaş numuneleri son adım olan kurutma
işlemiyle birlikte kullanıma hazır hâle gelmektedir.

Birlikte Mordanlama
Bu mordanlama yönteminde kumaş, doğal boyarmadde kaynağı ve mordan
maddesi hep birlikte boyama banyosuna eklenerek boyama işlemine başlanılır.
Boyama işlemi tamamlandıktan sonra kumaş yıkama adımına geçer ve yıkamadan
da sonra kuruma işlemiyle birlikte boyalı kumaş kullanılmaya hazır hâle gelir.
Bu mordanlama yönteminde bütün işlemler tek bir adımda gerçekleştiği için
zaman ve enerjiden çok fazla miktarda tasarruf edilmektedir. Ancak mordan
maddesi ve boyarmadde kaynağı tekstil liflerine tutunamadan da kendi aralarında
kompleks bir yapı oluşturarak boyama banyosunda kalmaktadır. Böylece istenilen
renk verimliliği değerlerine ulaşılamamaktadır. Yanı boyarmaddenin ve mordan
maddesinin bir kısmı atık olarak boyama işlemi sonucunda açığa çıkmaktadır. Bu
dezavantajı yüzünden bu yönteme karşı bir önyargı vardır.

Sonradan Mordanlama
Bu mordanlama işleminde ise ilk önce kumaşın boyanması gerekmektedir.
Genellikle yapısında tanen içeren bitkiler için önce boyama işlemi yapılmaktadır.
Boyanmış olan kumaş numunesi daha sonrasında seçilmiş olan mordan maddesi
yardımıyla mordanlanarak boyama işlemi tamamlanmış olur. Bu boyama işleminin
neticesinde de yıkama işlemi yapılarak boyanmış kumaş numuneleri kurumaya
bırakılır. Kurutma işlemi tamamlandıktan sonra da boyalı kumaş kullanılmaya hazır
hâle gelir.

193
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Doğal Boyamacılık

Doğal boyamacılık kapsamında kullanılan bazı mordan maddeleri aşağıda


sunulmuştur. Bunlar;
 Şap (KAlSO4.10H2O),
Doğal boyamacılık  Kalay II Klorür (SnCl2.2H2O),
kapsamında; şap, kalay  Demir II Sülfat (FeSO4.7H2O),
klorür, demir sülfat,
 Çinko Klorür (ZnCl2),
çinko klorür ve bakır
sülfat kullanılan bazı  Bakır II Sülfat (CuSO4.5H2O)’tır.
mordan maddeleri
arasında
bulunmaktadır.
Bireysel Etkinlik

•Siz de doğal boyamacılıkta mordan maddesi olarak kullanılabilecek


bazı maddelere örnekler veriniz.

Daha önce de bahsedildiği gibi mordan maddesi kullanımı olmadan da


boyama işlemleri gerçekleştirilebilmektedir. Bunun ismi ise direkt boyamadır.
 Direkt boyama: Bu boyama yönteminde bitkilerin içermiş oldukları
boyarmaddeler, sıcaklık ve zamanın etkisiyle birlikte tekstil mamulüne
aktarılmaktadır. Yani bu işlem için herhangi bir mordan maddesine ihtiyaç
duyulmamaktadır. Bitkisel boyarmadde kaynağı, tekstil mamulü ve
boyama banyosu bu iş için yeterlidir. Bu tür boyama işleminde
kullanılabilecek bitkiler arasında ülkemizde iki önemli bitki türü vardır.
Bunlardan birincisi juglon boyarmaddesi içeren ceviz dış kabuğu ve
yapraklarıdır. Bir diğeri ise karamuk köküdür. Diğer bitkisel kaynaklarla da
direkt boyama yapılması mümkündür. Ancak bu iki türün haslık özellikleri
iyi derecededir.

DOĞAL BOYAMACILIKTA EKSTRAKSİYON İŞLEMLERİ


Doğal boyarmaddeler ile yapılan boyama işlemlerinde farklı yöntemler
izlenebilmektedir. Bunlardan birincisi, doğal boyarmadde kaynağının kurutulup
daha sonrasında öğütülerek yapılacak boyama işleminde direkt olarak
kullanılmasıdır. Yani tekstil mamulü ve boyarmadde kaynağının hep birlikte
boyama banyosuna eklenmesi ile direkt olarak boyama işlemi gerçekleşmektedir.
İkici bir yöntem ise doğal boyarmadde kaynağının ekstraksiyon işlemine tabi
tutulması ile boyarmaddenin sıvı şekilde elde edilmesi ile gerçekleşmektedir.
Ekstraksiyon işleminde
çözgen olarak saf su Ekstraksiyon işleminde çözgen olarak saf su kullanılabileceği gibi uçucu bazı
kullanılabileceği gibi maddeler de (alkol) kullanılabilir. Bu işlem sayesinde soksalet düzeneği yardımıyla
uçucu bazı maddeler de bitkinin içinde bulunan boyarmaddenin alınması sağlanmış olur. Daha sonra sıvı
(alkol) kullanılabilir. hâlde bulunan bu boyarmadde, boyama işlemlerinde kullanılmaktadır. Görsel
9.6.’da saf su ile ekstraksiyon işlemi yapılmak için kurulmuş soksalet düzeneği
sunulmaktadır:

194
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Doğal Boyamacılık

Görsel 9.6. Soksalet Düzeneği


Örnek

•Doğal boyarmadde kaynağı ekstraksiyon işlemine tabii tutulmadan


önce süzgeç kağıdına yerleştirilir ve böylece boyarmadde süzgeç
kağıdından süzülerek dışarı çıkar.

DOĞAL BOYAMACILIKTA BOYAMA YÖNTEMLERİ


Doğal boyamacılığın tarihi daha önce de belirtildiği gibi oldukça eski
zamanlara dayanmaktadır. Bu yüzden de bu boyama işlemlerinde profesyonel
boyama adımlarının yanı sıra geleneksel yollarla da boyama işlemleri
Doğal boyamacılığın gerçekleştirilmektedir. Bu kısımda iki ana başlık üzerinde durulacaktır. Bunlardan
tarihi oldukça eski birincisi, geleneksel boyama yöntemleridir. Bir diğeri ise endüstriyel boyama
zamanlara işlemlerine hazırlık adımı olan numune boyama işlemleridir.
dayanmaktadır.
Geleneksel Boyama
Bu yöntem genellikle taşralarda uygulanan bir yöntemdir. Büyük kazanlar
yardımıyla sıcaklığın ayarlanmasıyla birlikte bitkisel boyarmaddeler kullanılarak
genel olarak yün ipliklerinin boyamasının yapıldığı bir işlemdir.
Geleneksel boyama yönteminde de farklı renk tonlarının elde edilebilmesi
için farklı doğal boyarmadde kaynakları ve farklı mordan maddeleri
kullanılmaktadır. Bu boyama yöntemi genellikle eski zamanlardan beri babadan
oğula aktarılan bilgi birikimleri yardımıyla yapılmıştır. Günümüzde üniversitelerin
bazı bölümlerinde bu yöntemin unutulmaması için uygulamaları da görülmektedir.

195
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Doğal Boyamacılık

Numune Boyama
Geleneksel yöntemlerle seri üretim boyama işlemlerinin yapılmasının zor
olması nedeniyle boyama reçetelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Yani
fabrikasyon boyamaların yapılabilmesi için standart boyama reçetelerinin
hazırlanması gerekmektedir. Bunun için de numune boyama işleminin yapılması
çok önemlidir. Numune boyama işlemi yardımıyla bir nevi boyama adımının küçük
bir simülasyonu gerçekleştirilmektedir.
Numune boyama işlemi genellikle laboratuvar ortamında yapılmaktadır.
Uzun metraj boyama işlemine geçilmeden önce belirli ölçülerde bir kumaş parçası
alınarak bunun üzerinden kullanılacak boyarmadde kaynağı ve mordan maddesi
Numune boyama işlemi hesabı yapılmaktadır. Daha sonrasında buradan istenilen renk tonuna
genellikle laboratuvar ulaşıldığında ise hangi oranlarda boyarmadde ve mordan maddesi kullanılarak
ortamında istenilen rengin elde edildiği bulunmuş olunur. Böylece daha sonrasında yapılacak
gerçekleşmektedir. olan uzun metraj boyamalar için istenilen rengin elde edilebileceği reçeteye
ulaşılır.

196
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Doğal Boyamacılık

•DOĞAL BOYALARIN SINIFLANDIRILMASI


•Doğal boyar maddelerin sınıflandırılması genel olarak 3 şekilde
yapılmaktadır. Bunlar; madensel, hayvansal ve bitkiseldir.
Özet •Madensel Boyarmaddeler
•Madensel doğal boyarmaddeler sınıfında bazı taş, toprak ve maden çeşitleri
yer almaktadır. Gerek temininde yaşanan sıkıntılar gerekse elde edilme
yönteminin zor olmasından dolayı bu boyarmadde grubu günümüzde çok
fazla kullanılmamaktadır.
•Hayvansal Boyarmaddeler
•Hayvansal doğal boyarmadde sınıfında ise bazı yumuşakça (deniz
salyangozu) ve böcek (kermes böceği, lak böceği, koşinil) türleri
kullanılmıştır. Hayvansal kaynaklardan doğal boyarmadde elde etmek için
oldukça fazla oranda hayvanın telef edilmesi gerekmektedir. Bu da
günümüzde birçok çevre tarafından tepki gören bir işlemdir. Bu yüzden
hayvansal kaynaklı doğal boyarmadde kullanımı da sınırlı kalmaktadır.
•Bitkisel Boyarmaddeler
•Bitkisel doğal boyarmadde sınıfında ise doğada renk verme özelliğine sahip
bütün bitkiler bulunmaktadır. Ancak her renk veren bitki tekstil
endüstrisinde doğal boyarmadde kaynağı sayılmaz. Çünkü bir maddenin
doğal boya olarak adlandırılabilmesi için yeterli ve gerekli haslık özelliklerini
de göstermesi gerekmektedir.
•BAZI ÖNEMLİ BOYA BİTKİLERİ
•Bilindiği gibi doğal boyamacılık özelinde birçok bitkisel kaynak
kullanılmaktadır. Ancak bu kaynakların bazıları tekstil sektöründe gerekli ve
yeterli haslık özelliklerini sağlayabilirken bazıları ise sağlayamamaktadır. Bu
kısımda ise genel olarak doğal boyamacılıkta en çok kullanılan ve genel
itibarıyla haslık özellikleri iyi olan bitkisel boyarmadde kaynakları hakkında
bilgiler verilecektir. Bunlar; kökboya, nar, cehri, ceviz ve havacıvadır.
•DOĞAL BOYALARIN ÖNEMİ
•Doğal boyarmaddelerin en önemli özelliği, herkesin bildiği gibi, doğal
olmasıdır. Birçok sektör doğadan yararlanırken tekstil endüstrisinin de bu
mucizevi tabiattan yararlanması kaçınılmazdır. Daha önce de bahsedildiği
gibi doğal boyarmaddeler arasında en çok kullanılan grup, bitkisel
boyarmaddelerdir. Bu boyarmaddelerinde sağlık açısından oldukça faydalı
olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu boyarmadde grubunun doğada kendiliğinden
çözünebilmesi ve çevreye zararlı atık yükünün fazla olmamasından dolayı
tüketicilerin ilgisini çekmektedir.
•DOĞAL BOYAMACILIKTA MORDANLAMA İŞLEMLERİ
•Doğal boyarmaddelerin metal tuzları ile mordanlanmasında, metal tuzları su
ile çözünerek metal iyonları ve tuzlarına ayrılmaktadır. Böylece metal iyonları
renk tonuna ve tuzlar ise bütün renklilik özelliklerine etki etmektedir. Doğal
boyamacılıkta kullanılan mordan maddelerinin çok büyük rolü vardır. Çünkü
bu mordan maddeleri boyarmaddeleri lifler üzerine çekerek, lif ile
boyarmadde arasında bağlayıcı rol üstlenirler. Yani mordan maddelerinin bir
ucu boyaya bir ucu da life bağlanmaktadır. Bu sayede başlangıçta suda
çözünürlüğü olan doğal boyarmadde, lifler ve boyarmadde arasında kurulan
bağlar sayesinde suda çözünmez bir yapı kazanmaktadır. Doğal
boyamacılıkta 3 farklı mordanlama yöntemi vardır. Bunlar; önceden
mordanlama, birlikte mordanlama ve sonradan mordanlamadır.

197
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Doğal Boyamacılık

•Önceden Mordanlama
•Önceden mordanlama işleminde ilk başta mordanlaması yapılacak olan
tekstil ürünün seçilmiş olan mordan maddeleri yardımıyla mordan
banyosunda mordanlanır. Mordanlama işlemi tamamlandıktan sonra kumaş
yıkama işlemine tabii tutulur. Yıkama işleminde kumaş ile bağ yapamayan
Özet(devamı)
mordan maddeleri kumaştan uzaklaştırılır ve daha sonrasında kumaş
kurumaya bırakılır. Kuruma işlemi tamamlandıktan sonra mordanlanmış
kumaşlar seçilmiş olan doğal boyarmadde yardımıyla boyama adımına
geçmektedir.
•Birlikte Mordanlama
•Bu mordanlama yönteminde kumaş, doğal boyarmadde kaynağı ve mordan
maddesi hep birlikte boyama banyosuna eklenerek boyama işlemine
başlanılır. Boyama işlemi tamamlandıktan sonra kumaş yıkama adımına
geçer ve yıkamadan da sonra kuruma işlemiyle birlikte boyalı kumaş
kullanılmaya hazır hale gelir.
•Sonradan Mordanlama
•Bu mordanlama işleminde ise ilk önce kumaşın boyanması gerekmektedir.
Genellikle yapısında tanen içeren bitkiler için önce boyama işlemi
yapılmaktadır. Boyanmış olan kumaş numunesi daha sonrasında seçilmiş
olan mordan maddesi yardımıyla mordanlanarak boyama işlemi
tamamlanmış olur. Bu boyama işleminin neticesinde de yıkama işlemi
yapılarak boyanmış kumaş numuneleri kurumaya bırakılır. Kurutma işlemi
tamamlandıktan sonra da boyalı kumaş kullanılmaya hazır hâle gelir.
•DOĞAL BOYAMACILIKTA EKSTRAKSİYON İŞLEMLERİ
•Doğal boyarmaddeler ile yapılan boyama işlemlerinde farklı yöntemler
izlenebilmektedir. Bunlardan birincisi, doğal boyarmadde kaynağını
kurutulup daha sonrasında öğütülerek, yapılacak boyama işleminde direkt
olarak kullanılmasıdır. Yani tekstil mamulü ve boyarmadde kaynağının hep
birlikte boyama banyosuna eklenmesi ile direkt olarak boyama işlemi
gerçekleşmektedir. İkici bir yöntem ise doğal boyarmadde kaynağının
ekstraksiyon işlemine tabi tutulması ile boyarmaddenin sıvı şekilde elde
edilmesi ile gerçekleşmektedir.
•DOĞAL BOYAMACILIKTA BOYAMA YÖNTEMLERİ
•Doğal boyamacılığın tarihi daha önce de belirtildiği gibi oldukça eski
zamanlara dayanmaktadır. Bu yüzden de bu boyama işlemlerinde
profesyonel boyama adımlarının yanı sıra geleneksel yollarla da boyama
işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bu kısımda iki ana başlık üzerinde
durulacaktır. Bunlardan birincisi, geleneksel boyama yöntemleridir. Bir diğeri
ise endüstriyel boyama işlemlerine hazırlık adımı olan numune boyama
işlemleridir.
•Geleneksel Boyama
•Bu yöntem genellikle taşralarda uygulanan bir yöntemdir. Büyük kazanlar
yardımıyla sıcaklığın ayarlanmasıyla birlikte bitkisel boyarmaddeler
kullanılarak genel olarak yün ipliklerinin boyamasının yapıldığı bir işlemdir.
•Numune Boyama
•Geleneksel yöntemlerle seri üretim boyama işlemlerinin yapılmasının zor
olması nedeniyle boyama reçetelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Yani
fabrikasyon boyamaların yapılabilmesi için standart boyama reçetelerinin
hazırlanması gerekmektedir. Bunun için de numune boyama işleminin
yapılması çok önemlidir. Numune boyama işlemi yardımıyla bir nevi boyama
adımının küçük bir simülasyonu gerçekleştirilmektedir.

198
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Doğal Boyamacılık

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Doğal boyaların sınıflandırılması genel olarak kaç şekilde yapılmaktadır?
a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

2. Doğal boya elde edilen canlılar arasında aşağıdakilerden hangisi


bulunmaz?
a) Kermes böceği
b) Lak böceği
c) Koşinil
d) Deniz salyangozu
e) Aslan

3. Kırmızı renk genel olarak aşağıdaki bitkisel boyarmadde kaynaklarının


hangisinden elde edilmektedir?
a) Kökboya
b) Çivit otu
c) Nar kabuğu
d) Cehri
e) Yarpuz

4. Kökboyanın dünya literatürüne girmiş bir diğer adı aşağıdakilerden


hangisidir?
a) Türk kırmızısı
b) Sarımtrak
c) Yeşilimtrak
d) Mavimsi
e) Güz yeşili

5. Doğal boyalar arasında en çok kullanılan grup aşağıdakilerden hangisidir?


a) Madensel
b) Bitkisel
c) Hayvansal
d) Böceksel
e) Topraksal

199
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Doğal Boyamacılık

6. Doğal boyamacılıkta kaç farklı mordanlama yöntemi vardır?


a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

7. Doğal boyamacılıkta kullanılan mordan maddeleri arasında


aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) Şap
b) Kalay II klorür
c) Demir II sülfat
d) Binder
e) Çinko klorür

8. Doğal boyamacılıkta ekstraksiyon işleminin gerçekleştirildiği düzeneğin adı


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Dekatür
b) Soksalet
c) Dinkleme
d) Kraplama
e) Ağartma

9. Doğal boyarmadde kaynağı ekstraksiyon işlemine tabi tutulmadan önce


neyin içerisine yerleştirilir?
a) Boya banyosu
b) Küvet
c) Tulum
d) Karton
e) Süzgeç kağıdı

10. Numune boyama işlemleri genellikle hangi ortamda gerçekleştirilir?


a) Ev
b) İş
c) Okul
d) Laboratuvar
e) Dershane

Cevap Anahtarı
1.c, 2.e, 3.a, 4.a, 5.b, 6.c, 7.d, 8.b, 9.e, 10.d

200
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Doğal Boyamacılık

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Anonim, (1991). Bitkilerden elde edilen boyalarla yün liflerinin boyanması. Ankara:
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı.
Benli, H. (2015). Selüloz esaslı tekstil materyalleri için çevre dostu terbiye
proseslerinin oluşturulması: yeşil fabrika. Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Doktora Tezi, Kayseri.
Etikan, S. (2011). Doğal boya geleneğinin Türk halı sanatında yeri ve önemi üzerine
bir değerlendirme. Türk Sanatları Araştırma Dergisi, 1(1): 11-16.
Karadağ, R. (2007). Doğal boyamacılık. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Döner Sermayesi İşletmesi Merkez Müdürlüğü.
Vankar, S.P. (2007). Handbook on natural dyes for industrial applications. New
Delhi: National Institute of Industrial Research.
Yılmaz, F. (2020). Keten kumaşların ısırgan otu ile boyanabilirliğinin incelenmesi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 7(1), 297-305.

201
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
TEKSTİLDE RENKLENDİRME

• Tekstilde Renklendirme
• Tekstilde Renklendirme
İÇİNDEKİLER

İşlemlerinde Kullanılan Bazı


Önemli Boyarmadde Grupları
RENK BİLGİSİ
• Tekstil Mamullerinin Baskı
İşlemleri Dr. Öğr. Üyesi Fazlıhan
YILMAZ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Tekstilde uygulanan renklendirme
HEDEFLER

işlemlerinin önemini açıklayabilecek,


• Boyama yöntemleri hakkında bilgi
verebilecek,
• Tekstilde kullanılan bazı önemli
boyarmadde gruplarını belirtebilecek,
• Tekstil mamullerinin baskı işlemleri
hakkında açıklama yapabileceksiniz.

ÜNİTE

10
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Tekstilde Renklendirme

Çektirme Yöntemi ve Bu
Tekstil Mamullerinin Boyanma
Yöntemde Kullanılan
İşlemleri
Tekstilde Renklendirme Makinalar

Emdirme Yöntemi ve Bu
Yöntemde Kullanılan
Makinalar
TEKSTİLDE RENKLENDİRME

Direkt Boyarmaddeler

Reaktif Boyarmaddeler

Küp Boyarmaddeler

İndigo Boyarmaddeleri
Tekstilde Reklendirme
İşlemlerinde Kullanılan Bazı
Önemli Boyarmadde Grupları
Asit Boyarmaddeleri

Metal Kompleks
Boyarmaddeleri

Pigment Boyarmaddeleri
Tekstil Mamullerinin
Baskı İşlemleri
Dispersiyon Boyarmaddeleri

203
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Tekstilde Renklendirme

GİRİŞ
İnsanlar giyinme faktörünü önceden sadece örtünmek amaçlı kullanıyordu.
Ancak günümüzde bu özellik örtünmenin çok ilerisine geçerek artık ilgi çekme
veya zenginlik gösterisi yapma noktasına kadar geldi.
İnsanlar bir mağazaya girdiklerinde ilk tepkilerini renge karşı vermektedir.
Daha sonrasında ürüne yaklaştıkça moda olgusu ön plana çıkmaktadır. Bundan
sonraki aşamalar ise ürüne dokunma ve eğer pozitif bir fikir oluşumu sağlanırsa
ürünü deneme adımıyla birlikte en son olarak da karar aşamasıyla son
bulmaktadır.
Renk ilgi çekmek için kullanılabileceği gibi ayrıca ilgi çekmemek için de
kullanılabilir. Yani kamuflaj malzemelerinin renklendirilmesi de bulunulacak
ortamda yoğun bir şekilde var olan renklerin kullanılmasıyla olmaktadır. Bu şekilde
ilgi çekmemek için bir renklendirme işlemi yapılmış olunur.
Mevsimler de renk seçiminde önemli rol oynamaktadır. Özellikle insanlar
sonbaharda ve kış aylarında koyu renkleri tercih etmektedirler. Bunun sebebi ise
koyu renklerin ışığı absorblama özelliğinden faydalanmak içindir. İlkbahar ve yaz
aylarında ise beyaz ve açık renk daha çok tercih edilmektedir. Bunun sebebi olarak
ise açık renklerin güneşten gelen ışınları yansıtması gösterilebilir. Ayrıca yaz
aylarında koyu renklerin tercih edilmemesinin bir diğer sebebi ise güneşin bu
renkleri soldurmamasının istenmesinden dolayıdır.
Farklı bölgelerde aynı renklere farklı anlamalar yüklenebilir. Yani bir ülkede
beyaz renk farklı bir anlama gelirken, başka bir ülkede ise farklı bir anlama
gelebilmektedir. Bu yüzden üreticiler renklendirme yaparken hedef piyasayı göz
Farklı bölgelerde aynı önünde bulundurmak zorundadırlar. Yoksa Avrupa’da trend olan bir rengi Asya’ya
renklere farklı göre tasarlarlarsa bu, onların satış politikasında istenilmeyen durumların ortaya
anlamların yüklenmesi çıkmasına sebep olur.
de mümkündür.
Renklere anlamlar yüklemek de mümkündür. Bazı renkler saflığı ifade
ederken, bazı renkler ise kişinin depresif durumunu ifade edebilmektedir. Ayrıca
bulunulan ortama göre de renk seçimleri yapılmaktadır. Örneğin, cenazeye
giderken genellikle siyah ve tonları giyinilir. Ancak düğüne giderken ise genellikle
açık tonlar tercih edilmektedir.
Rengin uygulandığı yüzeyin de önemi büyüktür. Buna bir örnek verilmek
gerekirse, pamuklu bir kumaşa uygulanılan bir renk, ipekli bir kumaşa
uygulandığında ise çok farlı bir cezbedici özellik kazanabilir. İşte burada da yüzeyin
önemi açık bir şekilde ön plana çıkmaktadır.
Bu ünitede tekstilde renklendirmenin önemi, renklendirme işlemlerinde
kullanılan bazı önemli boyarmadde grupları ve makinaları üzerinde durulacaktır.
Ayrıca tekstil mamullerinin baskıcılık işlemleri hakkında da bilgiler verilecektir.

204
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Tekstilde Renklendirme

TEKSTİLDE RENKLENDİRME
Tekstil mamullerinin görünüşünü değiştirerek albenisini ve katma değerini
arttırmak için yapılan renklendirme işlemleri, boya ve baskı olmak üzere iki ayrı
yöntemle elde edilmektedir. Hemen hemen bütün tekstil mamulleri uygulanacak
son terbiye işleminden önce renklendirilmektedir.
Bir tekstil mamulünün renklendirilmesinde 4 faktör esas olarak
Tekstilde renklendirme istenmektedir. Bunlar;
işlemleri, boya ve baskı
olmak üzere iki şekilde  Düzgünlük,
yapılmaktadır.  Yeterli haslık derecesi,
 Ekonomiklik,
 Ekolojikliktir.

Tekstil Mamullerinin Boyanma İşlemleri


Yukarıda da belirtildiği gibi tekstil mamullerinin renklendirilme
işlemlerinden birisi de bu ürünlerin boyanma işlemleri ile olmaktadır. Bu yüzden
boyama adımı oldukça önemlidir. Çünkü düzgün bir boyama işlemi ile mamulün
tüketiciler tarafından da tercih edilmesi sağlanacaktır.
Tekstil mamullerinin boyanma işlemleri farklı şekillerde olabilmektedir.
Bunlar:
 Elyaf boyama: Bu boyama işlemi, tekstil elyafının açık hâlde eğrilmeden
önceki aşamada boyanmasıdır.
Tekstil mamullerinin  Tops ve tow boyama: Yün elyafın taranmış formuna tops denilmektedir.
boyanma işlemleri 5 Tow ise sonsuz filamentin elyaf kablosu formuna verilen isimdir. Bu
farklı şekilde olabilir. boyama işleminde ise belirtilen bu tops ve tow kısımları özel aparatlar
yardımıyla boyanmaktadır.
 İplik boyama: İpliklerin boyanma işlemleri bobin, çile, çözgü hâlinde
olabilmektedir.
 Kumaş boyama (Dokuma-Örme): Kumaş boyama adından da anlaşılacağı
gibi tekstil yüzeylerinin boyanması işlemidir. Bu yüzey oluşumları dokuma
veya örmeye göre gerçekleştirilmiş olabilir. Kumaş boyama işlemleri,
kesikli (diskontinü) ve kesiksiz (kontinü) yöntemlere göre yapılabilmektedir.
 Konfeksiyon sonrası (hazır giysi) boyama: Bu boyama işleminin bir diğer
adı da parça boyamadır. Burada konfeksiyon sonrası, yani dikilmiş olan
tekstil mamullerinin boyama işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bu şekilde
çorap, havlu ve çarşaf gibi tela ve astar kısımlar içermeyen tekstil
mamulleri boyanmaktadır.
Yukarıdaki bahsedilen boyama yöntemleri arasında günümüzde en çok
tercih edilen boyama yöntemi, kumaş boyamadır. Yani bu yöntem sayesinde
dokuma ve örme şeklinde oluşturulmuş tekstil yüzeyleri boyanmaktadır. Bu tekstil
yüzeylerinin boyama işlemleri, emdirme ve çektirme yöntemi olmak üzere iki farklı
şekilde yapılmaktadır.

205
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Tekstilde Renklendirme

Çektirme Yöntemi ve Bu Yöntemde Kullanılan Makinalar


Çektirme yönteminde uzun flotte oranlarıyla birlikte uzun sürelerde işlem
yapılarak boyama adımı gerçekleştirilmektedir. Flotte oranının formülsel olarak
gösterimi ise aşağıda belirtilmiştir:
Flotte oranı = Tekstil Mamulünün Kütlesi / Flotte Hacmi
Örnek

•Tekstil boyamacılığında kullanılan bazı flotte oranları, 1:40, 1:50


şeklinde gösterilmektedir.

Çektirme yönteminde kullanılacak boyarmaddenin tekstil mamulüne karşı


belirli bir affiniteye sahip olması gerekmektedir. Burada affinite olarak adlandırılan
terim ise boyarmaddenin tekstil liflerine olan ilgisini belirtmektedir. Boyama işlemi
yapılırken, süre ilerledikçe boyama banyosundaki boyarmadde miktarı azalırken
liflerin üzerinde ve içerisinde bulunan boyarmadde miktarı ise artmaktadır. Bu
durum boyama banyosunda bulunan boyarmadde ile liflerin üzerinde veya
içerisinde bulunan boyarmadde miktarının bir dengeye ulaşmasına kadar devam
etmektedir. Bu denge oluştuktan sonra boyama işlemi ne kadar devam ederse
etsin lifler tarafından alınan boyarmadde miktarında bir değişme meydana
gelmektedir.
Boyama işlemlerinde en çok kullanılan yöntem, çektirme yöntemidir. Bu
yöntemde su tüketimi, enerji tüketimi ve el emeği gereksinimi fazladır. Fakat bu
yöntemin üretim hızı ise düşüktür. Çektirme yönteminin dezavantajından dolayı
kullanım alanının azalmasına rağmen, hâlâ günümüzde elyaf, iplik, örgü ürünler ve
Boyama işlemlerinde en
çok kullanılan yöntem, konfeksiyon işlemi yapılmış malzemelerin boyanmasında en çok kullanılan
çektirmedir. yöntemdir. Bu yöntemin dezavantajlarının ortadan kaldırılması için günümüzde
daha kısa flotte oranlarında ve kısa sürelerde çalışılmaya uygun, düzgün
aplikasyon sağlayan makinaların geliştirilmesi üzerinde durulmaktadır. Bu sayede
enerjiden ve kimyasal maddeden tasarruf sağlanmaktadır. Bu sistem ile bu
boyama elemanları üç grup hâlinde incelenmektedir:
 Boyama makinaları: Bu sistem dahilinde duran flotte içerisinde tekstil
mamulü hareket etmektedir. Bu yöntemin boyama mikinaları ise haspel,
jigger ve parça boyama makinasıdır.

 Haspel: Bu makina kırık izi oluşumu olmayan örme ve dokuma


kumaşların halat biçiminde boyanmasında kullanılır. Yüksek sıcaklıklarda
Yüksek sıcaklıklarda boyamaya uygun HT haspel makinaları da mevcuttur.
boyama işlemi
 Jigger: Jigger makinası kumaşların açık en olarak boyanmasında
yapabilen haspel (HT)
makinaları da vardır. kullanılmaktadır. Haspel de olduğu gibi HT jigger makinaları da
mevcuttur.

206
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Tekstilde Renklendirme

 Parça boyama makinası: Paddel veya tambur ismi verilen boyama


makinalarında hazır hâlde bulunan ürünler boyanmaktadır.

 Boyama aparatları: Bu sınıfta ise açık elyaf, tops, çile, bobin, çözgü
levendi, kumaş levendi ve üniversal HT boyama aparatları bulunmaktadır.
Bu aparatlarla yapılan boyama işlemlerde flotte hareketliyken, tekstil
mamulü ise hareketsizdir.

Açık elyaf boyama aparatı: Melanj iplik elde edilmesinde yün ve akrilik
liflerinin otoklavlarda boyanmasında kullanılmaktadır.
 Tops boyama aparatı: Taranmış olan yün bantlarının boyanmasında
kullanılmaktadır.
 Çile boyama aparatı: El örgüsü ve nakış ipliklerinin çile hâlinde
boyanmasında kullanılmaktadır. Bu iplikler genellikle yün, akrilik ve
karışım ipliklerinden oluşmaktadır.
 Bobin boyama aparatı: Bu aparat bobinlerin boyanması işleminde
kullanılmaktadır. Ayrıca bu aparatın çile boyama işlemine göre avantajı
el emeğinin az olmasıdır.
 Çözgü levendi boyama aparatı: Çözgü levendine sarılmış olan ipliklerin
tek seferde boyanması işleminde kullanılır.
 Kumaş levendi boyama aparatı: Kumaş levendine sarılmış olan kumaşın
boyanması işlemlerinde kullanılmaktadır.
 Üniversal HT boyama aparatı: Bu aparat sayesinde açık elyaf, iplik ve
kumaş boyaması yapılabilmektedir.
 Boyama jetleri: Bu sistem dahilinde hem tekstil ürünü hem de flotte
hareketli durumdadır. Bu sitemde ise air-flow ve over-flowlar
kullanılmaktadır.

 Air-flow: Bu sistemde kumaşın hareketini hava jeti ile sağlamaktadır.


Air-flow sisteminde
 Over-flow: Bu sitemde kumaşın hareketi hava jeti ile değil su jeti
kumaşın hareketi hava
jetiyle sağlanmaktadır. sayesinde olmaktadır. Böylece daha yumuşak bir kumaş hareketi
sağlanmaktadır.

Görsel 10.1. Laboratuvar Tipi Çektirme Yöntemine Göre HT Boyama Makinası

207
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Tekstilde Renklendirme

Örnek
•Kumaş numune boyama denemeleri, laboratuvar tipi boyama
makinalarında gerçekleştirilmektedir.

Emdirme Yöntemi ve Bu Yöntemde Kullanılan Makinalar


Açık en hâlinde bulunan kumaşın bir tekne içerisinde bulunan flotteden kısa
sürelerde geçirildikten sonra sıkılma işlemine tabii tutulması sonucu yapılan
Emdirme yönteminde aplikasyon işlemine emdirme yöntemi denilmektedir. Bu işlem için en yaygın
kullanılan makine, kullanılan makine, fularddır. Bu makinenin elemanları arasında flotteyi bulunduran
fularddır. bir tekne ve sıkma silindirleri bulunmaktadır. Emdirme işleminde önemli olan bir
husus ise kumaşın başı ve sonu arasında eşit madde aktarımının olmasıdır. Bu
yüzden de kullanılan terbiye maddesinin affinitesinin olmaması veya çok az
derecede olması istenmektedir. Emdirme yönteminin iki belirgin karakteristik
özelliği bulunmaktadır. Bunlar;
 Kısa flotte oranı,
 Kısa işlem süresidir.

Görsel 10.2. Laboratuvar Tipi Fulard Cihazı


Emdirme işlemi sırasında genellikle kumaş gereğinden fazla işlem sıvısı
emmektedir. Bu yüzden emme işlemi tamamlandıktan sonra makine çıkışındaki
silindirler yardımıyla bu fazla emilim kumaş üzerinden uzaklaştırılmaktadır.
Fulardlarda yapılan işlemlerle beraber alınan flotte oranı bazı faktörler
tarafından etkilenmektedir. Bu faktörler ise aşağıda sunulmuştur:
 Kumaş geçme hızı,
 Sıkma silindirleri arasındaki basınç,
 Kumaşın ve lifin özellikleri,
 Kumaşın daha önce görmüş olduğu ön terbiye işlemleri,

208
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Tekstilde Renklendirme

 Kumaşın sahip olduğu gerilim,


 Flotte sıcaklığı,
 Flotteinin içeriği,
Emdirme yönteminde,  Kumaşın sahip olduğu nem miktarı.
boyarmaddenin kumaş
üzerine emdirilmesi Boyarmaddenin kumaş üzerine emdirilme işlemi gerçekleştirildikten sonra
gerçekleştirildikten fiksaj adımının yapılması gerekmektedir. Bu fiksaj işlemi ise aşağıda sunulan
sonra fiksaj işleminin şekillerde yapılmaktadır:
yapılması
gerekmektedir.  Pat-batch (emdirme-doka sarma- soğuk bekletme): Bu yöntemde kumaş
fulardda boyarmadde flottesiyle emdirildikten sonra doka sarılır. Doka
sarılma işlemi tamamlandıktan sonra boyarmaddenin oda sıcaklığında
fiksajı sağlanıncaya kadar kumaş döndürülerek bekletilmektedir. Bu
yöntemde fiksaj işlemi genellikle 10-20 saat arasında sürmektedir.
 Pad-roll (emdirme-sıcakta bekletme): Bu yöntemde ise kumaş fulardda
emdirildikten sonra termo bekletme (sıcak bekletme) odalarında 1-6 saat
aralığında bekletilmektedir. Bu sayede boyarmaddenin kumaşa fiksajı
gerçekleştirilmektedir.
 Pad-jig (emdirme- jigger işlem): Pad-jig yönteminde fulardda boyarmadde
emdirilmiş kumaşın fiksaj işlemi jiggerde yapılmaktadır.
 Pad-steam (emdirme-buharlama): Fulardda boyarmadde emdirilme işlemi
gerçekleştirilmiş kumaşın boyarmadde fiksaj işlemi buharlama ile
yapılmaktadır. Bu işlem 102 oC’de 1-2 dakika süreyle
Pad-steam yönteminde gerçekleştirilmektedir.
fiksaj işlemi buharla  Pad-dry (emdirme-kurutma): Bu yöntemin bir diğer adı termofiksajdır. Bu
yapılmaktadır. yöntemde kumaş boyarmadde flottesiyle fulardda emdirildikten sonra
kurutma işlemine tabii tutulur. Kurutma işlemi tamamlandıktan sonra 140-
150 oC derece arasında 4-5 dakika boyunca kumaş termofiksaj işlemi
görmektedir.

TEKSTİLDE RENKLENDİRME İŞLEMLERİNDE KULLANILAN


BAZI ÖNEMLİ BOYARMADDE GRUPLARI
Cisimlerin renkli görülmesini sağlayan ana yapı taşı, çift bağ içeren halkalı
bileşiklerdir. Bu yüzden de boyarmaddeler, yapılarında fazla miktarda çift bağ
bulunan halkalı bileşiklerden meydana gelmektedir. Bu bileşiklere kromofor
grupların bağlanması ile renk oluşmaktadır. Kromofor grupların görevi ise ışık
absorbsiyonunu görünür bölgeye kaydırmaktır. Fakat aromatik halkalı bileşiklerin
sadece kromofor grup içermeleri bu bileşiğin boyarmadde olarak
nitelendirilebilmesi için yeterli değildir. Kromofor içeren halkalı sistemlere
oksokrom grupların eklenmesiyle birlikte hem renkte koyulaşma meydana gelir
hem de bileşik, tekstil mamulüne karşı bir affinite kazanmaktadır. Böylece
boyarmadde meydana gelmiş olur. Oksokrom gruplar ise elektron verici
özelliktedir. Bu açıklamanın formülize edilmiş hâli aşağıda sunulmaktadır.
Boyarmadde= Aromatik halkalı bileşik + Kromofor + Oksokrom

209
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Tekstilde Renklendirme

Yukarıda da belirtildiği gibi en önemli yapı taşı, konjuge çift bağ ve bu


bağlardaki elektronları taşıyan halkalı bileşiklerdir. Bu bileşiklere gerekli diğer
maddelerden olan kromofor, oksokrom ve çözünürlük özelliği sağlayan grupların
ilave edilmesiyle birlikte asıl boyarmaddenin oluşumu gerçekleşmiş olur.
Kromofor grup, renkten sorumlu olan gruptur. Oksokrom grup ise
hareketlilik, aktifleşme, elektron yoğunluğu ve affiniteye etki eden bir gruptur.
Üretici firmalar tarafından boyarmaddelerin üzerlerine bazı kodlar
yazılmaktadır. Bu kodlar ise farklı anlamlar içermektedir. Aşağıda bu kodların
bazılarına örnekler verilecektir:
Üretici firmalar  G: Sarı nüanslı,
tarafından
 R: Kırmızı nüanslı,
boyarmaddeler üzerine
bazı kodlar  B: Mavi nüanslı,
yazılmaktadır. Bu kodlar  LL: Işık haslığının iyi olduğu anlamına gelmektedir.
ise farklı anlamlar
içermektedir. Direkt Boyarmaddeler
Direkt boyarmaddelerin bir diğer adı ise substantif boyarmaddelerdir. Bu
boyarmaddeler suda çözünür boyarmadde grubunda yer almaktadır. Bu
boyarmaddelerin direkt olarak adlandırılmasının sebebi ise suda kolaylıkla
çözünmeleri ve lifler tarafından kolaylıkla alınmalarıdır. Bu boyarmadde sınıfı ile
hem çektirme hem de emdirme yöntemine göre çalışma yapılabilmektedir. Direkt
boyarmaddeler genellikle selüloz esaslı liflerden üretilmiş mamullerin
boyanmasında kullanılmaktadır. Bu boyarmadde grubunun bazı avantaj ve
dezavantajları mevcuttur. Bunlar aşağıda sunulmuştur:
Avantaj Dezavantaj
 Boyama adımı kolaydır.  Yaş haslıkları sınırlıdır.
 Hatalı boyama işlemleri için
 düzeltme yapılabilir.
 Boyama sonrası uzun yıkama
işlemlerine
 gerek duyulmaz.
 Işık haslıkları genellikle iyidir.
 Atık su yükü düşüktür.

Reaktif Boyarmaddeler
Hem baskıcılık hem de
Reaktif boyarmaddeler selüloz esaslı liflere kovalent bağ yardımıyla sağlam
boyama işlemlerinde en
bir şekilde bağlandıklarından dolayı yaş haslıkların iyi olduğu boyama işlemlerine
çok kullanılan
boyarmadde grubu, ulaşılmaktadır. Bu boyarmadde grubu, pamuklu mamullerin boyanmasında en
reaktif fazla kullanılan gruptur. Ayrıca genel olarak günümüzde hem baskıcılık hem de
boyarmaddelerdir. boyamacılıkta en çok kullanılan boyarmadde, reaktif boyarmaddelerdir. Bunun
sebebi ise oldukça geniş renk paletine sahip olmaları, yaş haslıklarının yüksek
olması ve birçok boyama yöntemine uyum sağlamasındandır.
Bu boyarmadde grubu ile boyanmış olan tekstil mamulleri, parlak renk
tonlarına sahip olurlar. Reaktif boyarmaddelerin fiyatı küp boyarmaddelerine göre

210
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Tekstilde Renklendirme

daha ucuzdur. Ayrıca bu boyarmadde grubu dozajlama yöntemine göre çalışmaya


da çok uygundur. Bunların yanı sıra bu boyarmadde grubunun bazı dezavantajları
da mevcuttur. Bunlar arasında ise düşük boyarmadde verimi, çok sayıda yıkama
işleminin gerekliliği, yüksek atık su yükü ve kırmızı renklerde sınırlı ışık haslığı
gösterilebilir.
Yukarıda belirtilen yıkama işlemlerinin fazlalığı nedeniyle boyama işleminin
kısa sürelerde bitmesine rağmen bu yıkama adımıyla birlikte uzun bir işlem süresi
gerçekleşmektedir. Burada belirtilen yıkama işleminin düzgün bir şekilde yapılması
yaş haslık değerleri açısından son derece önemli ve gereklidir. Yaş haslık
değerlerinin yüksek olmasının bir diğer sebebi ise bu boyarmadde grubunun liflere
kovalent bağlar yardımıyla bağlanmasındandır.

Küp Boyarmaddeler
Küp boyarmaddeler indantren boyarmaddeler olarak da adlandırılmaktadır.
Bu boyarmaddeler suda çözünmez özelliktedirler. Boyama işlemi başlamadan önce
bu boyarmaddeler indirgeme işlemiyle birlikte suda çözünür bir yapı kazanırlar.
Böylece boyama işlemleri gerçekleştirilir ve daha sonrasında da oksidasyon işlemi
ile bu boyarmadde grubunun tekrardan suda çözünmemesi sağlanmış olur.
Boyama işlemi sonrası suda çözünmez bir yapı kazanıldığından dolayı bu
boyarmadde grubunun yaş haslıkları oldukça iyidir. Bu boyarmadde sınıfının
günümüzde çok fazla kullanım alanı kalmamıştır.

İndigo Boyarmaddeleri
Bu boyarmadde grubu denim kumaşların boyanması işleminde
kullanılmaktadır. Bu boyarmaddenin orijinal olarak eldesi çivit otu bitkinin
yapraklarından olmaktadır. Günümüzde ise genelde sentetik olarak üretilmektedir.
İndigo boyarmaddeleri
denim kumaşların
boyanmasında
kullanılmaktadır.

Görsel 10.3. İndigo Boyarmaddesi ile Boyanmış Denim Kumaş

Asit Boyarmaddeleri
Asit boyarmaddeleri yün liflerinin boyanmasında kullanılmaktadır. Bu
boyarmaddeler direkt boyarmaddeler ile yapı olarak benzer özellikler
Asit boyarmaddeleri ile
göstermektedirler. Bu yüzden düzgün boyama işleminin yapılması kolaydır.
düzgün boyama
işleminin yapılması
kolaydır.

211
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Tekstilde Renklendirme

Bu boyarmaddeye asit boyarmaddesi denilmesinin sebebi ise kuvvetli asidik


ortamdan nötr ortama kadar değişen aralıklarda boyama işleminin
yapılabilmesindendir.

Metal Kompleks Boyarmaddeleri


Bu grupta 1:1 ve 1:2 metal kompleks boyarmaddeleri bulunmaktadır. 1:1
metal kompleks boyarmaddelerinde 1 metal iyonu 1 boyarmadde anyonuyla
kompleks meydana getirirken, 1:2 metal kompleks boyarmaddelerinde ise 1 metal
iyonu 2 boyarmadde molekülü ile kompleks oluşturmaktadır. Bu boyarmadde
grupları liflere hem elektrostatik çekim kuvvetleri hem de metal iyonları üzerinde
bağlandıkları için bu boyarmadde grubuyla yapılan boyama işlemlerinde genellikle
yaş haslık değerleri yüksek tekstil mamulleri elde edilmektedir.

Pigment Boyarmaddeleri
Pigment boyarmaddeleri, suda çözünmez boyarmadde grubunda yer
almaktadırlar. Ayrıca bu boyarmadde grubunun liflere karşı affinitesi
bulunmamaktadır. Bu boyarmadde ile yapılan boyama işlemlerinde lifin cinsinin
önemi yoktur. Çünkü pigment boyarmaddeleri binder denilen bağlayıcılar
yardımıyla tekstil liflerine bağlanmaktadırlar. Bu yüzden de bütün lif cinslerinin
boyanmasında bu boyarmadde grubunun kullanılması mümkündür. Pigment
boyarmaddelerin liflere karşı affiniteleri olmadığından dolayı boyama işlemleri
emdirme yöntemine göre yapılmaktadır.

Dispersiyon Boyarmaddeleri
Poliester (PES) liflerinin boyanmasında en çok kullanılan boyarmadde grubu,
dispersiyon boyarmaddeleridir. Dispersiyon boyarmaddeleri, genel olarak küçük
molekül yapısına sahip bir boyarmadde grubudur. Dispersiyon boyarmaddeleri
Dispersiyon suda çözünmezler; fakat dispers şekilde dağılırlar. Bu boyarmadde grubunun
boyarmaddeleri, PES liflerin içerisine girmesi zordur. Bu yüzden lifin içerisine girdikten sonra da çıkması
liflerinin boyanmasında zor olacaktır. Bu özellik sayesinde dispersiyon boyarmaddelerinin genel olarak yaş
en çok kullanılan haslıkları yüksektir.
boyarmadde grubudur.
Bireysel Etkinlik

•Siz de tekstil boyamacılığında kullanılan diğer boyarmaddelere


örnekler veriniz.

TEKSTİL MAMULLERİNİN BASKI İŞLEMLERİ


Tekstil mamullerinin renklendirilmesinde boyama ve baskıcılık işlemlerinin
kullanıldığı daha önceki kısımlarda belirtilmiştir. Boyama işleminde tekstil
yüzeyinin tamamı renklendirilirken, baskı işleminde ise bölgesel renklendirme

212
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Tekstilde Renklendirme

yapılmaktadır. Düz boyanmış olan bir kumaşa göre tekstil baskıcılığında kumaş
üzerinde renk cümbüşünün yakalanması mümkündür. Genel olarak yapılan bir
baskı işleminde sırasıyla aşağıdaki aşamalar kullanılmaktadır:
 Baskı,
 Kurutma,
 Fiksaj,
Genel olarak baskı  Yıkama,
işlemlerinde 5 aşama  Kurutma.
uygulanmaktadır. Baskıcılık işlemlerinde boyarmaddenin sulu çözeltisinin uygulanması
yapılmamaktadır. Kıvamlaştırıcı maddeler yardımıyla hazırlanmış olan yüksek
vizkozitedeki baskı patı adında bir karışım içerisinde bulunan boyarmadde, baskı
yolu ile kumaşa aktarılmaktadır. Kumaşa uygulanacak baskı işlemlerinde farklı
yöntemler bulunmaktadır. Bunlar:

 Direkt baskı: Beyaz veya zemini hafif şekilde boyanmış olan kumaşlara
doğrudan yapılan baskı işlemidir. Direkt baskı en çok kullanılan baskı
şeklidir. Baskı üretiminin yaklaşık olarak %70-80’ini oluşturmaktadır.
 Aşındırma baskı: Bu baskı yöntemi, daha önceden aşındırma özelliğine
sahip bir boyarmadde yardımıyla boyanmış olan kumaşlara yapılmaktadır.
İki farklı uygulama yöntemi vardır. Bunlar, beyaz aşındırma ve renkli
aşındırmadır.
 Rezerve baskı: Bu baskı yönteminde ise kumaş boyanmadan önce baskı
işlemine alınır ve daha sonra boyanır. Burada boyama sonrası basılan
kısım beyaz renkte kalır ve böylece ortaya bir efekt çıkmış olur. Eğer
basılan kısım renkli olursa yine bu kısım boyarmadde almayacağından
dolayı basıldığı renkte görünmüş olacaktır.
 Transfer baskı: Transfer baskı genellikle sentetik liflere uygulanmaktadır.
Bu yöntemde ise baskı figürü önce bir kağıt üzerine basılmaktadır. Daha
sonrasında ise kağıt üzerine basılmış olan şekil, ısıl işlem yardımıyla
Transfer baskı genellikle kumaşa aktarılmaktadır. Burada ise boyarmadde olarak dispersiyon
sentetik liflerden boyarmaddeleri kullanılmaktadır.
üretilmiş kumaşlara Baskıcılık işlemlerinde baskı yöntemlerinin yanı sıra baskı makinaları da
uygulanmaktadır.
kullanılmaktadır. Bu makineler ise aşağıda sunulmuştur:
 Rulo baskı: Rulo baskı, esas itibarıyla bir derin baskı yöntemidir. Yani
kabartma baskının tam tersi olarak bilinir. Rulo baskı işleminde kumaş
üzerine basılacak desenler, desen silindirlerine derinlemesine işlenerek
elde edilirler.
 Filmdruck baskı: Bu baskı işleminde gaze bezlerinden yapılmış olan
şablonların açık kısımlarından baskı patının bir rakle yardımıyla kumaşa
aktarılması sağlanmaktadır. Bu yüzden filmdruck baskı makinasının en
önemli elemanlarından biri, gaze bezidir. Filmdruck baskının bir diğer adı
da şablon baskıdır.
 Rotasyon baskı: Filmdruk baskıda düz şablon kullanımından dolayı
duraksamalı bir yapı vardır. Rotasyon baskıda ise bu dezavantaj silindirik

213
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Tekstilde Renklendirme

şablon kullanılarak giderilmiştir. Yani kesiksiz bir üretim söz konusudur.


Rotasyon baskı makinasının bir diğer adı ise silindirik şablon baskı
makinasıdır.

Görsel 10.4. Rotasyon Baskı Örneği


Bu yöntem ve makinaların yanı sıra tekstil baskıcılığında kullanılan özel
baskı efektleri de mevcuttur. Bunlardan bazıları aşağıda sunulmuştur:

 Flok baskı: Bu baskı çeşidinde kısa tekstil lifleri kumaş yüzenine yapıştırılır.
Böylece basılan yerde tüylü bir yapı meydana gelmektedir.

Kabartma baskı
sayesinde, tekstil yüzeyi
üzerinde 3 boyutlu bir
görünüm elde
edilmektedir. Görsel 10.5. Flok Baskı Örneği
 Kabartma baskı: Bu baskı efekti sayesinde tekstil mamulü üzerinde 3
boyutlu baskı efekti elde etmek mümkündür.
 Batik baskı: Balmumu maddesinin rezerve olarak kullanıldığı bir baskı
çeşididir.
 Gofre baskı: Pamuklu kumaşların üzerine alkali içeren baskı patı yardımıyla
yapılan baskı işlemidir. Pamuklu kumaşın basılan kısımlarında büzülmeler
meydana gelmektedir.
Bireysel Etkinlik

•Siz de tekstil baskıcılığında kullanılan özel baskı efektlerine örnekler


veriniz.

214
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Tekstilde Renklendirme

•TEKSTİLDE RENKLENDİRME
•Tekstil mamullerinin görünüşünü değiştirerek albenisini ve katma değerini
arttırmak için yapılan renklendirme işlemleri boya ve baskı olmak üzere iki
ayrı yöntemle elde edilmektedir. Hemen hemen bütün tekstil mamulleri
uygulanacak son terbiye işleminden önce renklendirilmektedir.
•Tekstil Mamullerinin Boyanma İşlemleri
•Yukarıda da belirtildiği gibi tekstil mamullerinin renklendirilme işlemlerinden
Özet
birisi de bu ürünlerin boyanması ile olmaktadır. Bu yüzden boyama adımı
oldukça önemlidir. Çünkü düzgün bir boyama işlemi ile mamulün tüketiciler
tarafından da tercih edilmesi sağlanacaktır.
•Çektirme Yöntemi ve Bu Yöntemde Kullanılan Makinalar
•Çektirme yönteminde uzun flotte oranlarıyla birlikte uzun sürelerde işlem
yapılarak boyama adımı gerçekleştirilmektedir. Çektirme yönteminde
kullanılacak boyarmaddenin tekstil mamulüne karşı belirli bir affiniteye sahip
olması gerekmektedir. Burada affinite olarak adlandırılan terim ise
boyarmaddenin tekstil liflerine olan ilgisini belirtmektedir. Bu yöntemin
boyama makinaları ise haspel, jigger ve parça boyama makinasıdır.
•Emdirme Yöntemi ve Bu Yöntemde Kullanılan Makinalar
•Açık en hâlinde bulunan kumaşın bir tekne içerisinde bulunan flotteden kısa
sürelerde geçirildikten sonra sıkılma işlemine tabii tutulması sonucu yapılan
aplikasyon işlemine emdirme yöntemi denilmektedir. Bu işlem için en yaygın
kullanılan makina, fularddır. Bu makinenin elemanları arasında flotteyi
bulunduran bir tekne ve sıkma silindirleri bulunmaktadır. Emdirme işleminde
önemli olan bir husus ise kumaşın başı ve sonu arasında eşit madde
aktarımının olmasıdır. Bu yüzden de kullanılan terbiye maddesinin
affinitesinin olmaması veya çok az derecede olması istenmektedir.
•TEKSTİLDE RENKLENDİRME İŞLEMLERİNDE KULLANILAN BAZI ÖNEMLİ
BOYARMADDE GRUPLARI
•Cisimlerin renkli görülmesini sağlayan ana yapı taşı, çift bağ içeren halkalı
bileşiklerdir. Bu yüzden de boyarmaddeler yapılarında fazla miktarda çift bağ
bulunan halkalı bileşiklerden meydana gelmektedir. Bu bileşiklere kromofor
grupların bağlanması ile renk meydana gelmektedir. Kromofor grupların
görevi ise ışık absorbsiyonunu görünür bölgeye kaydırmaktır. Fakat aromatik
halkalı bileşiklerin sadece kromofor grup içermeleri bu bileşiğin boyarmadde
olarak nitelendirilebilmesi için yeterli değildir. Kromofor içeren halkalı
sistemlere oksokrom grupların eklenmesiyle birlikte hem renkte koyulaşma
meydana gelir hem de bileşik tekstil mamulüne karşı bir affinite
kazanmaktadır. Böylece boyarmadde meydana gelmiş olur. Oksokrom
gruplar ise elektron verici özelliktedir.
•Direkt Boyarmaddeler
•Direkt boyarmaddelerin bir diğer adı ise substantif boyarmaddelerdir. Bu
boyarmaddeler suda çözünür boyarmadde grubunda yer almaktadır. Bu
boyarmaddelerin direkt olarak adlandırılmasının sebebi ise suda kolaylıkla
çözünmeleri ve lifler tarafından kolaylıkla alınmalarıdır.
•Reaktif Boyarmaddeler
•Reaktif boyarmaddeler, selüloz esaslı liflere kovalent bağ yardımıyla sağlam
bir şekilde bağlandıklarından dolayı yaş haslıkların iyi olduğu boyama
işlemlerine ulaşılmaktadır. Bu boyarmadde grubu pamuklu mamullerin
boyanmasında en fazla kullanılan gruptur. Ayrıca genel olarak günümüzde
hem baskıcılık hem de boyamacılıkta en çok kullanılan boyarmadde
grubudur.
•Küp Boyarmaddeler
•Küp boyarmaddeler indantren boyarmaddeler olarak da adlandırılmaktadır.
Bu boyarmaddeler suda çözünmez özelliktedirler. Boyama işlemi başlamadan
önce bu boyarmaddeler indirgeme işlemiyle birlikte suda çözünür bir yapı
kazanırlar.

215
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Tekstilde Renklendirme

•İndigo Boyarmaddeleri
•Bu boyarmadde grubu denim kumaşların boyanması işleminde
kullanılmaktadır. Bu boyarmaddenin orijinal olarak eldesi çivit otu bitkinin
yapraklarından olmaktadır. Günümüzde ise genelde sentetik olarak
üretilmektedir.
Özet(devamı)
•Asit Boyarmaddeleri
•Asit boyarmaddeleri yün liflerinin boyanmasında kullanılmaktadır. Bu
boyarmaddeler direkt boyarmaddeler ile yapı olarak benzer özellikler
göstermektedirler.
•Metal Kompleks Boyarmaddeleri
•Bu grupta 1:1 ve 1:2 metal kompleks boyarmaddeleri bulunmaktadır. 1:1
metal kompleks boyarmaddelerinde 1 metal iyonu 1 boyarmadde anyonuyla
kompleks meydana getirirken, 1:2 metal kompleks boyarmaddelerinde ise 1
metal iyonu 2 boyarmadde molekülü ile kompleks oluşturmaktadır.
•Pigment Boyarmaddeleri
•Pigment boyarmaddeleri suda çözünmez boyarmadde grubunda yer
almaktadırlar. Ayrıca bu boyarmadde grubunun liflere karşı affinitesi
bulunmamaktadır.
•Dispersiyon Boyarmaddeleri
•Poliester (PES) liflerinin boyanmasında en çok kullanılan boyarmadde grubu,
dispersiyon boyarmaddeleridir. Dispersiyon boyarmaddeleri genel olarak
küçük molekül yapısına sahip bir boyarmadde grubudur.
•TEKSTİL MAMULLERİNİN BASKI İŞLEMLERİ
•Boyama işleminde tekstil yüzeyinin tamamı renklendirilirken, baskı işleminde
ise bölgesel renklendirme yapılmaktadır. Kumaşa uygulanacak baskı
işlemlerinde farklı yöntemler bulunmaktadır. Bunlar:
•Direkt baskı: Beyaz veya zemini hafif şekilde boyanmış olan kumaşlara
doğrudan yapılan baskı işlemidir.
•Aşındırma baskı: Bu baskı yöntemi daha önceden aşındırma özelliğine sahip
bir boyarmadde yardımıyla boyanmış olan kumaşlara yapılmaktadır.
•Rezerve baskı: Bu baskı yönteminde ise kumaş boyanmadan önce baskı
işlemine alınır ve daha sonra boyanır.
•Transfer baskı: Transfer baskı genellikle sentetik liflere uygulanmaktadır.
•Baskıcılık işlemlerinde baskı yöntemlerinin yanı sıra baskı makinaları da
kullanılmaktadır. Bu makineler ise aşağıda sunulmuştur:
•Rulo baskı: Rulo baskı esas itibarıyla bir derin baskı yöntemidir. Yani
kabartma baskının tam tersi olarak bilinir.
•Filmdruck baskı: Bu baskı işleminde gaze bezlerinden yapılmış olan
şablonların açık kısımlarından baskı patının bir rakle yardımıyla kumaşa
aktarılması sağlanmaktadır.
•Rotasyon baskı: Rotasyon baskı makinasının bir diğer adı ise silindirik şablon
baskı makinasıdır.
•Bu yöntem ve makinaların yanı sıra tekstil baskıcılığında kullanılan özel baskı
efektleri de mevcuttur. Bunlardan bazıları aşağıda sunulmuştur:
•Flok baskı: Bu baskı çeşidinde kısa tekstil lifleri kumaş yüzenine yapıştırılır.
•Kabartma baskı: Bu baskı efekti sayesinde tekstil mamulü üzerinde 3 boyutlu
baskı efekti elde etmek mümkündür.
•Batik baskı: Balmumu maddesinin rezerve olarak kullanıldığı bir baskı
çeşididir.
•Gofre baskı: Pamuklu kumaşların üzerine alkali içeren baskı patı yardımıyla
yapılan baskı işlemidir. Pamuklu kumaşın basılan kısımlarında büzülmeler
meydana gelmektedir.

216
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Tekstilde Renklendirme

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Tekstilde renklendirme işlemleri kaç farklı yönteme göre yapılmaktadır?
a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

2. Tekstil mamullerinin renklendirilmesinde esas olarak istenen 4 faktör


arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) İvme
b) Düzgünlük
c) Yeterli haslık derecesi
d) Ekonomiklik
e) Ekolojiklik

3. Tekstil mamullerinin boyanma şekilleri arasında aşağıdakilerden hangisi


bulunmaz?
a) Elyaf boyama
b) Tops boyama
c) İplik boyama
d) Kumaş boyama
e) Atık boyama

4. Tekstil yüzeylerinin boyama işlemleri kaç farklı yönteme göre


yapılmaktadır?
a) 5
b) 4
c) 3
d) 2
e) 1

5. Çektirme yöntemine göre yapılan boyama işleminde kullanılan makine


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Fulard
b) Joule
c) Haspel
d) Rotasyon
e) Flok

217
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Tekstilde Renklendirme

6. Fulardlarda alınan flotte oranı aşağıdaki faktörlerin hangisinden


etkilenmez?
a) Kumaşın fiyatı
b) Kumaşın geçiş hızı
c) Sıkma silindirleri arasındaki basınç
d) Flotte sıcaklığı
e) Kumaşın sahip olduğu nem miktarı

7. Pad-steam yönteminde fiksaj işlemi aşağıdakilerin hangisi ile


yapılmaktadır?
a) Yağla
b) Asitle
c) Bazla
d) Buharla
e) Tuzla

8. Bir boyarmadde kutusunun üzerinde LL kodu varsa bunun anlamı


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kırmızı nüanslı
b) Beyaz nüanslı
c) Sarı nüanslı
d) Mavi nüanslı
e) Işık haslığı iyi

9. Rotasyon baskı makinasının bir diğer adı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Rulo baskı makinası
b) Filmdruck baskı makinası
c) Silindirik şablon baskı makinası
d) Gofre baskı makinası
e) Batik baskı makinası

10. Tekstil mamulü üzerinde 3 boyutlu baskı efektinin elde edildiği özel baskı
çeşidi aşağıdakilerden hangisidir?
a) Flok
b) Kabartma
c) Yaldız
d) Sanfor
e) Pres

Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.e, 4.a, 5.c, 6.a, 7.d, 8.e, 9.c, 10.b

218
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Tekstilde Renklendirme

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çoban, S. (1999). Genel tekstil terbiyesi ve bitim işlemleri (1. Baskı). İzmir: Ege
Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma – Uygulama Merkezi Yayını.
Gürcüm, B.H. (2013). Tekstil Malzeme Bilgisi. İzmir: Kerasus Kitap.
Hauser, P.J. (2011). Textile Dyeing. Croatia: InTech.
Yurdakul, A., Atav, R. (2006). Boya-baskı esasları. İzmir: Ege Üniversitesi Tekstil ve
Konfeksiyon Araştırma – Uygulama Merkezi Yayını.
Görsel 10.1. 06.12.2020 tarihinde
http://www.termallab.com.tr/tr/urun-detay.php?kategori=9&icerik=52,
adresinden alınmıştır.
Görsel 10.2. 06.12.2020 tarihinde
http://www.lab-tek.com.tr/?newUrun=1&Id=1322491&CatId=bs133614&
Fstate=&/Laboratuar-Tipi-Fular, adresinden alınmıştır.

219
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
KOMPOZİSYONDA RENK

• Rengin Tasarım Ögeleri ile


Etkileşimi
İÇİNDEKİLER

• Tasarım İlkelerinde Rengin


Kullanımı
RENK BİLGİSİ
• Kompozisyonda Renk İlişkileri
Doç. Dr. Semra GÜR
ÜSTÜNER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Kompozisyonda rengin diğer tasarım
HEDEFLER

ögeleri ile etkileşimi hakkında bilgi


sahibi olabilecek,
• Kompozisyonda tasarım ilkeleri ile
rengin kullanımını kavrayabilecek,
• Renk ve biçim ilişkisi ile
kompozisyonda elde edilebilecek
farklı etkileri gözlemleyebilecek,
• Kompozisyonda rengin etkin
kullanımı hakkında yorum
yapabilecek,
ÜNİTE
• Renk uyumları elde etmek için renk
çemberinin nasıl kullanılacağını
öğrenebileceksiniz. 11
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kompozisyonda Renk

Renk ve Biçim-Form
Rengin Tasarım
Ögeleri ile Etkileşimi
Renk ve Ölçü-Boyut

Birlik ile Renk


KOMPOZİSYONDA RENK

Egemenlik ile Renk


Tasarım İlkelerinde
Rengin Kullanımı
Denge ile Renk

Zıtlık ile Renk

Yalın Renk İlişkisi

Açık-Koyu İlişki

Sıcak-Soğuk İlişki

Kompozisyonda Renk
Tamamlayıcı İlişki
İlişkileri

Yanıltıcı İlişki

Doygunluk İlişkisi

Miktar İlişkisi

221
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kompozisyonda Renk

GİRİŞ
Dünyamız renklerle doludur ve renk, duygu ile düşüncelerimizi yansıtmak
için kullandığımız bir tasarım ögesidir. Renk, tasarımda birçok amaca hizmet eder,
kompozisyonda birliğin ve dengenin sağlanmasında en önemli unsurdur. Burada
geçen anlamı ile kompozisyon, ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün
oluşturma eylemidir. Tasarımda kompozisyon bu bağlamda, iki boyutlu bir
düzenleme veya yüzey tasarımı olarak tanımlanır.
Kompozisyon, tasarım öge ve ilkeleri ile oluşturulur. Ögeler, tasarımı
oluşturmada kullanılan elemanlardır. İlkeler ise ögelerin uyumlu ve dengeli bir
şekilde düzenlenmesini sağlamaktadırlar. Tasarım ögelerinin en önemlisi olan
renk, kompozisyona iki boyutlu düzlemde uzamsal bir nitelik kazandırır: Düz bir
yüzey üzerinde kullanılan kırmızı nokta, yüzeyin önüne geçerken; mavi nokta, bu
yüzeyin içine giriyormuş izlenimini verir. Bu etkiyi rengin ton farklılıkları da
güçlendirir. Renklerin önde veya arkada olma durumu kompozisyonda ilgi yaratır.
Genellikle sıcak renkler öne çıkarken, soğuk renkler geriye doğru giderler. Bu
nedenle sıcak ve soğuk renkler, derinlik yanılsaması yaratırlar.
Renkler ayrı ayrı değerlendirildiklerindeki etkileri ile yan yana geldiklerinde
girdiklerindeki etkileri farklıdır. Buradaki fark, yan yana geldiklerinde etkileşimle
görsel olarak farklı algılanmalarından kaynaklanır. Sıcak bir renk, soğuk bir rengin
yanında daha sıcak görünür. Kompozisyondaki renklerin düzenlenmesinde, renk
etkileşimleri bilinçli bir şekilde kullanılmalı veya etkileşimin oranı
değiştirilebilmelidir.
Tekstil tasarımının dört temel alanında; baskıda desen, dokuma ve örmede
örgü, giyside ise kalıp değiştirilmeden sadece tasarımın renkleri değiştirildiğinde
ortaya farklı sonuçlar çıkmaktadır. Bu bağlamda, kompozisyonda rengin etkin bir
biçimde kullanımı, tekstil tasarımcısına avantaj sağlamaktadır. Kompozisyonda
renk ünitesinde; canlı, dinamik veya huzurlu, sakin bir etki elde etmek için hangi
renklerin birlikte kullanılması gerektiği ya da birlikte kullanılan renklerin yarattığı
gözü yoran veya farklı algılamalara neden olan ilişkilerin nasıl önüne geçileceği
kuramsal bir temelde anlatılmıştır.

RENGİN TASARIM ÖGELERİ ile ETKİLEŞİMİ


Ögeler, tasarımı oluşturmada kullanılan elemanlardır. Tasarım ögeleri,
çeşitli kaynaklarda farklı başlıklar altında sınıflandırılabilir. Bu ünitede tüm ögeleri
etkileyen ölçü-boyut, ayrı başlık altında ele alınmıştır:

 Nokta,
Tasarım ögelerinden  Çizgi,
renk kadar önemli diğer  Biçim-Form,
iki öge, biçim-form ile  Ölçü-Boyut,
ölçü-boyuttur.
 Espas (aralık),
 Doku,
 Renk.

222
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Kompozisyonda Renk

Kompozisyonda bu ögelerin tasarım ilkeleri çerçevesinde kullanımı ile


dengeli ve monoton olmayan yüzey tasarımları yapmak hedeflenmelidir. Tek düze
bir kompozisyon, ilgi uyandırmaz ve bıkkınlık hissi verebilir. Dengenin olmadığı bir
kompozisyonda da ilgi dağılır ve birlik oluşamaz. Bu çerçevede tasarım
ögelerinden; nokta, çizgi, espas ve dokunun renk ile etkileşimi aşağıda kısaca ele
alınmıştır. Kompozisyonda renk ile etkileşimi açısından biçim-form ve ölçü-boyut
ise ayrı başlıklarda detaylı olarak incelenmiştir.
Nokta, en basit tasarım ögesi olup bir başlangıcı ifade eder. Uzayda bir
pozisyonu belirten noktalar birleşerek diğer bir tasarım ögesi olan çizgiyi
oluştururlar. Çizgiden de biçime ve diğer ögelere ulaşılır. Renk ve nokta
Kompozisyonda,
etkileşiminde, noktaların büyük-küçük ya da sık-seyrek kullanımları rengi koyu ya
noktaların büyük-küçük
ya da sık-seyrek da açık algılamamızı sağlar. Böylelikle az renk ile çok renklilik etkisi yaratılabilir.
kullanımları rengi koyu Çizgi, hareket eden nokta olarak tanımlanır. Kalınlaşıp-incelerek, koyulaşıp-
ya da açık algılamamızı
açılarak, keskinleşip-yumuşayarak çizgi, biçime etkinlik kazandırır. Kompozisyonda
sağlar.
çizgi ve renk birlikteliği önemlidir. Tasarımın nerede kullanılacağı, çizgilerin kalın
veya ince olmasını belirleyen bir unsurdur. Bu çerçevede kalın çizginin koyu renkte
olması ya da ince çizginin açık renkte olması tasarımın etkisini güçlendirip,
azaltabilir.
Espas (aralık), bir araya gelen farklı ölçülerdeki biçimler, şekiller ve
formların arasında yer alan boşluktur. Kompozisyonda yer alan biçimlerin görsel
etkinliklerinin anlamlı ve anlaşılır olmasında espas ögesi belirleyicidir. Farklı
büyüklükteki espasın birlikte kullanımıyla kompozisyonda hareket ve dinamizm
sağlanır, renk bu etkiyi arttırıp güçlendirir.
Doku, doğal dokular ve yapay dokular olmak üzere iki gruba ayrılır.
Cisimlere dokunduğumuzda hissettiğimiz dokular, doğal ya da dokunsal
dokulardır. Yapay dokular; gözün gördüğü fakat dokunulduğunda hissedilemeyen
Renk, dokulu ve dokulardır, görsel dokular olarak da adlandırılır. Doku ve renk ilişkisi önemlidir.
dokusuz yüzeyde Dokulu ve dokusuz yüzeyde renk farklılaşır. Aynı renk, dokulu yüzeyde daha mat,
farklılaşır: Aynı renk, dokusuz yüzeyde daha parlaktır. Sert, sıcak renkli, parlak dokulu yüzeyler yakınlık;
dokulu yüzeyde daha
yumuşak, soğuk, mat dokulu yüzeyler ise uzaklık etkisi yaratırlar.
mat, dokusuz yüzeyde
daha parlaktır.
Örnek

•Aynı boya, cam üzerine uygulanınca parlak, ahşap üzerine uygulanınca


mat olur. Bunun nedeni camın dokusuz, ahşabın ise dokulu bir yüzeye
sahip olmasıdır.

223
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Kompozisyonda Renk

Bireysel Etkinlik
•Tasarım ögelerinin detaylı bir biçimde ele alındığı Temel Tasarım
kitabını yeniden gözden geçirerek, ögelerin renk ile etkileşimleri
üzerine araştırma yapınız.

Renk ve Biçim-Form
Biçim, şekil ve form, kimi zaman birbirlerinin yerine kullanılsa da farklı
anlamlar taşırlar: Şekil ve biçim iki boyutlu, form ise üç boyutlu geometrik
elemanlardır. Biçim, bakış açısının veya ışığın değişmesiyle üç boyutlu bir hâl alıp
bir hacim ve kütleye bürünüp form olarak da algılanabilir.
Kompozisyonda renk dengesinin yanı sıra biçimlerin dengesi de söz
konusudur. Renk ve biçimin/formun ayrı ayrı düşünülmesi çoğu zaman mümkün
değildir: Sanat eserinin aldığı biçim olarak ifade edilen form, renk olmaksızın,
görsel açıdan tam olarak algılanamaz. Form olarak görülen aynı zamanda renk
Kompozisyonda, biçim
kendi başına var olarak da görüldüğünden, birbirinden ayrılması mümkün olmayabilir. Biçim, kendi
olabilirken; renk, kendi başına var olabilirken, renk kendi başına sınırlar oluşturamaz. Ressam Wassily
başına sınırlar Kandinsky’e göre kırmızının tükenmez boyutu ancak zihinde görülebilir (Kandinsky,
oluşturamaz. 2001).
Renk ve biçim birbirleriyle var olurlar; aynı biçimin, farklı renklerdeki
değerleri kuvvetlenip, zayıflayabilir. Sarı bir üçgen, sarı bir daire, sarı bir karenin
yarattığı etki farklıdır ve kompozisyonda aynı renkler aldıkları farklı biçimler ile
çeşitli duygu durumları yaratırlar: Heyecan, dinamiklik ya da sakinlik gibi.
Kandinsky’e göre, genellikle keskin renkler sivri uçlu, yumuşak ve derin renkler ise
yuvarlak şekillere uygundur (Kandinsky, 2001).
Örnek

•Wassily Kandinsky’e göre üçgen sarı, daire mavi olmalıdır.

Kompozisyonda, keskin
ve köşeli formların
dinamik etkileri, Tasarımda keskin ve köşeli formların dinamik etkileri, doygun ve sıcak
doygun ve sıcak renklerle artar. Yuvarlak formlar ise pastel ve kırık tonlarla daha da dinginleşip,
renklerle artar. uzaklaşırlar. Renk ve biçimlerin bilinçli kullanımı, tasarımın niteliğini oldukça
değiştirecektir.

224
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Kompozisyonda Renk

Renk ve biçim ilişkisinin yaratığı farklılık Görsel 11.1 ve Görsel 11.2’de ele
alınmıştır. Aynı renkler kullanılarak kompozisyonda yer alan biçimlerin farklı
bölgeleri renklendirildiğinde yarattığı farklı etki, açıkça görülmektedir:

Görsel 11.1. Görsel 11.2.

Renk ile biçim arasındaki diğer ilişki, çağrışımdır. Belirli biçimler belirli
renkleri çağrıştırır: Bir elma çizimi aklımıza öncelikle kırmızı, sonra yeşil, en
sonunda da sarı rengi getirebilir. En bilinen renk ve biçim ilişkilerine aşağıda yer
verilmiştir:
• Çarpıcı renkler, sivri biçimlerle birleştiklerinde bu etkileri daha da güçlenir:
Sarı-Üçgen
• Soğuk renkler, yuvarlak biçimlerle birleştiklerinde güçlenirler: Mavi-Daire
• Sıcak renkler, kareyle birleştiklerinde bütünlüğü oluşturlar: Kırmızı-Kare

Kompozisyonda, koyu Tasarımda biçimlerin yüzeye yerleştirilmesi de rengi etkiler. Biçimlerin yüzey
renk zeminlerde açık üzerine yakın, aralıklı ve aralıksız olarak düzenlemelerinde göz, gruplayarak algılar.
renkte kullanılan Koyu renk zeminlerde açık renkte kullanılan biçimler boyutları küçük de olsalar ön
biçimler boyutlarının planda görünürler.
küçük olmasına rağmen
ön plandadırlar. Renk ve Ölçü-Boyut
Tüm nesneler, nitelik ve nicelik olmak üzere iki özelliğe sahiptirler.
Nesnelerin nasıl olduğunu belirten, onu diğerlerinden ayıran özellikler toplamı
niteliktir. Nitelik dışında sayılabilen, ölçülebilen durumları ise niceliktir. Nitelik ve
nicelik birbirine bağlıdır. Nitelik ile niceliğin birliğine ise ölçü denir. Ölçü, göreceli
bir kavramdır: Cisimlerin boyu, büyüklüğü, genişliği ve yakınlığı gibi birçok durumu
fizyolojik ve psikolojik etkiler çerçevesinde değerlendirir. Bir cismin herhangi bir
yöndeki uzantısı olarak tanımlanan boyut ise bir cismin; en, boy ya da
yüksekliğinden her biridir.
Görsel algıda; küçük ölçüler ve soğuk renkler uzaklık, büyük ölçüler ve sıcak
renkler ise yakınlık etkisi yaratır. Kompozisyonu oluşturan elemanlar, biçim-ölçü-
Kompozisyonda; küçük renk birlikteliği dikkate alınarak orantılı ve dengeli bir şekilde yerleştirilmelidir.
ölçüler ve soğuk renkler Ölçü derinlik hissi yaratmak için önemli bir ögedir. Görsel 11.3’te yer alan
uzak, büyük ölçüler ve kompozisyondaki bazı biçimlere yapılan ölçü-boyut değişikliğinin yarattığı derinlik
sıcak renkler yakın
etkisi ile Görsel 11.4 elde edilmiştir:
olarak algılanır.

225
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Kompozisyonda Renk

Görsel 11.3. Dan Funderburgh, Görsel 11.4. Görsel 11.3’e yapılan dijital
“Manhattan Storage” (Savoir, 2007). manipülasyon.
Tasarımda önemli bir öge olan ölçü-boyut, kompozisyonda dengenin var
olmasında etkendir. Büyük biçimlerin renkleriyle küçük biçimlerin renklerinin bu
denge arayışında göz önünde tutulması gerekir. Aynı renkte bile olsalar büyük
boyutlu biçimler kapladıkları alan nedeniyle daha doygun algılanırlar. Bu fark için
Görsel 11.3 ile Görsel 11.4’teki kompozisyonda yer alan boyutları büyütülmüş
kırmızı, mavi, sarı, turuncu biçimler incelenmelidir. Kompozisyonda, renk
Büyük boyutlu biçimler çemberinde en ışıklı ve aynı zamanda ana renk olan sarıya büyük boyuta sahip bir
kapladıkları alan alan verildiğinde bu rengi dengelemek zorlaşacaktır. Biçimler renklendirilirken
nedeniyle aynı renkteki kompozisyonda kapladıkları alan ile değerlendirilmelidirler.
küçük boyutlu
biçimlerden daha TASARIM İLKELERİNDE RENGİN KULLANIMI
doygun algılanırlar.
Tasarım ögelerinin uyumlu ve dengeli bir şekilde düzenlenmesini sağlayan
tasarım ilkeleri, aşağıdaki başlıklar ile ele alınmaktadır:

 Tekrar,
 Uygunluk,
 Birlik (bütünlük),
 Koram,
 Egemenlik,
 Denge,
 Zıtlık.
Tasarım ilkelerinden; tekrar, uygunluk ve koramda rengin kullanımı aşağıda
kısaca ele alınmıştır. Kompozisyonda rengin kullanımı açısından birlik, egemenlik,
denge ve zıtlık ise ayrı başlıklarda detaylı olarak incelenmiştir.
Tekrar, tekstil tasarımında en çok kullanılan tasarım ilkesidir. Kompozisyon
oluşturmada çabuklaştırıcı rol oynar. Yan yana gelip, tekrar eden biçimlerin
aralarındaki benzerlik ilişkisi, birleştirici bir görev yapar. Tekrar, monotonluğa açık
bir ilkedir. Bu açıdan kompozisyonda yer alan biçimlerin renklerinde yapılacak
Monotonluğa açık bir farklılıklar ilgiyi canlı tutar. Tekrarda rengin kullanımı, kompozisyonda hareketlilik
ilke olan tekrarda,
için olmazsa olmazdır.
kompozisyonda yer
alan biçimlerin Uygunluk, kompozisyonda yer alan biçimler arasında ortak tarafların
renklerinde yapılacak bulunmasıdır. Elemanlar arasında kolayca bağlantı kurulabilmesine olanak
farklılıklar ilgi yaratır. tanıdığından, tasarımda birliğin oluşumunu hızlandırır. Ölçüleri, renkleri ve

226
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Kompozisyonda Renk

dokularının herhangi biri bakımından uygun olan biçimler, uygunluk meydana


getirebilirler.
Koram, iki zıt ucu uygun kademelerle birbirine bağlar. İki uç arasındaki fark
boyut-ölçüyse, biçimlerin büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe doğru dizilmesi
gereklidir. Bu fark, renk ve doku gibi ögelerde de olabilir. Rengin açıktan koyuya ya
da koyudan açığa geçişleri ile koram ilkesi kurulur.

Kompozisyonda
kullanılacak renklerde,
sıcak ve soğuk renk
Bireysel Etkinlik

grupları arasında •Tasarım ilkelerinin detaylı bir biçimde ele alındığı Temel Tasarım kitabı
egemenlik yeniden gözden geçirilerek, ilkeler ile rengin kullanımı üzerine
sağlanmalıdır. araştırma yapınız.

Birlik ile Renk


Birlik, kompozisyonda yer alan biçimlerin bir araya gelerek dengeli bir bütün
meydana getirmesidir. Kompozisyonda birliğin oluşabilmesi için öncelikle
dengenin varlığı gerekir. Kullanılan elemanlar, birbirlerinden farklı olsalar bile
herhangi bir tasarım ögesi bakımından benzerlikleri varsa birlik/bütünlük
sağlanabilir. Kompozisyonda yer alan biçimler parça parça algılanmaktan çıkıp bir
bütün olarak algılanıyorsa ya da bir biçim eksiltildiğinde denge bozuluyorsa birlik
oluşmuş demektir. Kompozisyonda kullanılan biçimlerin farklılıklarına rağmen
renklerinin ton yakınlıkları bile birliği yaratmada etkilidir. Bu açıdan rengin
Kompozisyondaki
biçimlerin farklılıklarına kullanımı birlik oluşturmak için gereklidir. Görsel 11.5’te birlik, hem biçimlerin
rağmen renklerinin ton benzerlikleri hem de kullanılan renkler ile elde edilmiştir:
yakınlıkları birliği sağlar.

Görsel 11.5. Studio Job, “Car Wreck Wallpaper” (Vilaseca, 2008).

Egemenlik ile Renk


Kompozisyonda dengenin bulunabilmesinde biçimlerin arasında geçen
mücadele, bir tarafın üstünlüğüyle sonuçlanır. Egemenliğin oluşması için zıtlık

227
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Kompozisyonda Renk

ilkesine ihtiyaç vardır. Ölçü-boyut egemenliği, en çok kullanılan ve çabuk


anlaşılanıdır. Doku, renk ve biçimler açısından da egemenlik söz konusudur.
Renk ögesinde sıcak ve soğuk renk grupları arasında egemenlik
sağlanmalıdır: Kompozisyona sıcak renkler egemen olacaksa, soğuk renkler sıcak
renklerden daha az bir yüzey kaplamalıdır. Görsel 11.6’da sıcak renklerin
egemenliği görülmektedir:

Görsel 11.6. Jessica Romberg, “Cayen” (Vilaseca, 2008).

Denge ile Renk


Kompozisyonda yer alan biçimlerin renkleri, dokuları, aralıkları ve ölçüleri
birbirleriyle kıyaslanır. Bu tasarım ögeleri arasındaki ilişki içinde birinin diğerine
baskınlığının olmaması, kompozisyonun dengede olmasını sağlar. Dört tür denge
vardır: Bakışık, bakışımsız (asimetrik), radyal ve kristalografik denge. Tekstil
tasarımında en fazla kullanılan kristalografik dengedir. Kompozisyondaki renk ya
da biçimler tüm yüzeye dağılmıştır. Bu açıdan hangi renklerin ne kadar miktarlarda
kullanıldıkları, ilgiyi uyanık tutmak için önemlidir.
Kompozisyondaki biçimlerin ağırlık ve yönü dengeyi yakalamak açısından
önemlidir. Görsel dengede ağırlık ile ifade edilen, his ve etki olarak biçimin
yarattığı algıdır. Ağırlık; biçimin boyutuna, dokusuna ve rengine göre değişir.
Rengin kompozisyonda dengeli dağılımı açısından renklendirilecek alanın/biçimin
ölçü-boyutu ile kullanılacak renklerin ton değerleri birlikte değerlendirilmelidir.
Tekstil tasarımında en Görsel 11.7’de kristalografik denge örneğinde rengin tüm kompozisyonda
fazla kullanılan dağılımı görülmektedir:
kristalografik dengede
renk ya da biçimler,
tüm yüzeye dağılmıştır.

Görsel 11.7. Julia Vergara/Loreak Mendian (Martin, 2009).

228
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Kompozisyonda Renk

Örnek
•Aynı renkte olan elemanlardan, daha büyük boyda olanlarla, aynı
boydaki elemanlardan değişik renktekilerden koyu renkler, açık ve
parlak olanlara oranla daha ağır algılanacaktır.

Zıtlık ile Renk


Zıtlık sözcük anlamıyla karşıtlık demektir. Kompozisyonda yer alan
biçimlerin arasında, ortak ya da yakın nitelikler yoksa bunlar arasında ilgi kurmak
güçleşir, karşıtlıklar oluşur ve birlik kurulamaz. Düzensizlik doğuran bu durum,
zıtlıktır. Zıtlık, algıyı kendine çeker ve bağlar. Kompozisyonda dağınıklık ve
uyuşmazlığa yol açsa da yarattığı canlılık etkisi ile kompozisyon monotonluktan
kurtulur.
Kompozisyonda hareket ve dinamizm oluşturması açısından önemli olan
zıtlık ilkesini; biçim-form, renk, doku, ölçü-boyut ve espas ögelerini kullanarak
oluşturmak mümkündür. Kompozisyonda yer alan biçimlerin ölçü-boyut ilişkisi
(büyük-küçük zıtlığı), renklerde açık-koyu zıtlığı ya da zıt (tamamlayıcı) renklerin
kullanımı gibi ilişkiler zıtlık yaratabilir. Görsel 11.8’de zeminde yer alan sistematik
düzene zıtlık yaratan organik çizgilerle kompozisyona hareket kazandırılmıştır.
Rengin görsel algıdaki önceliği düşünüldüğüne zıtlık ilkesi ile birlikte kullanımı
dikkat çekici kompozisyonlara yol açacaktır:

Dikkat çekici, çarpıcı


kompozisyonlar için
renk, zıtlık ilkesi ile
birlikte kullanılmalıdır.

Görsel 11.8. Esther Hong, “Metro Lolly Delux” (Vilaseca, 2008).

KOMPOZİSYONDA RENK İLİŞKİLERİ


Günlük yaşamımızda da fark ettiğimiz üzere renkler, birbirleri ile farklı
ilişkilere girerler. Renkler, birbirleri ile girdikleri etkileşim sonucunda bazen
birbirlerinin etkilerini kuvvetlendirip bazen de zayıflatarak farklı algılanmalara
sebep olurlar. Bu durumun tasarımda mutlaka kontrol edilmesi gereklidir. Özellikle
tekstil tasarımında ürünün satışı üzerinde birincil öneme sahip olan rengin
kompozisyonda yaratacağı etki iyi kullanılmalıdır.

229
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Kompozisyonda Renk

Örnek
•Giysilerin renkleri tenimizin rengi ile etkileşime geçer. Bu nedenle ten
rengimize göre giysiler seçeriz.

Renklerin birbirlerinden ayrılan ve yer yer karşıtlıklar yaratan nitelikleri,


Bauhaus Okulu’nun önemli eğitmenlerinden sanatçı Johannes Itten tarafından
yapılan önermeler çerçevesinde incelenmiştir. Itten, kontrast sistemler ve karşıt
güçlerin etkisi ile renkleri tanımlarken, edebiyatçı, sanatçı ve doğa bilimci Johann
Wolfgang von Goethe’yi yansılamaktadır. Renk uyumlarında, rengin zevkli
kombinasyonları için akorlar öneren Itten, Renk Sanatı olarak isimlendirdiği
çalışmalarında, algıya dayalı rengin yedi kontrastlığı teorisini kurmuştur.
Kompozisyonda renkleri
etkili kullanabilmek için Renk ilişkilerinin temelinde renk çemberi yer almaktadır. Tekstil Malzeme
renk çemberi önemlidir. Bilgisi kitabında yer alan 7. Ünite “Tekstil Tasarımında Renk”te, Itten’ın renk
çemberi üzerinde uygun olabilecek renkleri belirlemek için önerdiği üçgen, kare ve
dikdörtgen formlar gösterilmiştir. Bu geometrik formların işaret ettiği renkler ile
uyumlu renk akorları yakalamak mümkündür. Itten’ın önerdiği bu akorların detaylı
olarak incelenmesi dilimize genellikle ‘renklerin zıt ilişkileri’ olarak çevrilen Itten’ın
yedi başlıkta topladığı kuramıdır. Kurama, zıtlıklar üzerinden değil de renklerin
ilişkileri açısından yaklaşmak daha faydalıdır.
Bireysel Etkinlik

Renkler, birbirlerinin •Tekstil Malzeme Bilgisi kitabı 7. Ünite "Tekstil Tasarımında Renk"te J.
etkilerini kuvvetlendirip Itten'ın renk çemberi üzerinde uygun olabilecek renkleri belirlemek
zayıflatarak farklı için önerdiği üçgen, kare ve dikdörtgen formlara ait görselleri
algılanmalara sebep inceleyip, renk ilişkileri için ön hazırlık yapınız.
olurlar.

Itten’ın yedi ana renk kontrastlığı olarak sınıflandırdığı ilişkiler; Yalın Renk
İlişkisi, Açık-Koyu İlişkisi, Sıcak-Soğuk İlişkisi, Tamamlayıcı İlişki, Yanıltıcı İlişki,
Doygunluk İlişkisi ve Miktar İlişkisi başlıkları altında incelenmiştir. İlişkilerin
merkezinde yer alan renk çemberi, hafızada kalıcı olması açısından iyi
incelenmelidir (Görsel 11.9).

230
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Kompozisyonda Renk

Görsel 11.9. Renk Çemberi

Yalın Renk İlişkisi


Yalın renk ilişkisi, üç ana renk olan sarı-kırmızı-mavinin etkileşiminden
doğar. Renk çemberinde olmayan siyah ve beyazın da renk olarak bu ilişkinin içine
girmesi ile üç ana rengin güçlü etkisi bir parça azaltılarak dengeli bir birliktelik
yakalanabilir. Güçlü ve enerjik bir gerilim yaratan bu durumun etkisi, ayrıca üç ana
renkten uzaklaşılarak da azaltılabilir.
Görsel 11.10’da üç ana rengin kuvvetli ilişkisi görülmektedir.
Kompozisyonda verilmek istenen dinamik ve çarpıcı bir etki ise yalın renk ilişkisi ile
bu elde edilebilir. Görsel 11.11’de üç ana rengin kuvvetli ilişkisine beyaz ilave
edilerek renklerin güçlü etkisinden bir parça uzaklaşıldığı görülebilir. Görsel
11.12’de ise üç ana renkten uzaklaşarak oluşturulan renk dağılımı ile yalın renk
ilişkisinin gerilim yaratan durumu azaltılmış ve kompozisyonda sakinlik elde
edilmiştir:

Görsel 11.10. Görsel 11.11.

Yalın renk ilişkisinde;


sarı, kırmızı ve mavinin
güçlü etkisi kullanılır.

Görsel 11.12.

231
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Kompozisyonda Renk

Açık-Koyu İlişkisi
Işıklı ve ışıksız renk tonlarının yan yana gelmesiyle meydana gelen açık-koyu
ilişkisi, renklerin farklı parlaklıklarının ve renk tonlarının kullanımıdır. Beyazı en
açık, siyahı en koyu olarak kabul edersek, tüm renkler ışık değeri açısından bu
ikisinin arasındaki bölgede sonsuz sayıda yer alabilir.
Renk çemberinde, tamamlayıcı/zıt/komplementer renkler olan sarı-mor
aynı zamanda en şiddetli açık-koyu zıtlığını meydana getirirler. Ama tamamlayıcı
renklerin birlikteliği gözü yoran bir ilişki yarattığı için miktar ilişkisi açısından ele
alınmalıdırlar.
Renkleri, açık-koyu ilişkisi açısından incelemek için gözün kısılması iyi bir
yöntemdir. Böylece renklerin ışık değerleri ön plana alınıp, renk özelliklerinin
algılanması ikinci plana itilir. Görsel 11.13’te farklı ışık değerinde olan renkler, açık-
koyu ilişkisi ile kullanılmıştır. Görsel 11.14’te ise Görsel 11.13’in sadece zemin
rengindeki grinin tonu değiştirilmiş ve açık gri kullanılmıştır. Kompozisyonda yer
alan biçimlerin rengi aynı kalmasına rağmen zemin renginin açılması ile diğer
renklerin farklı algılandıkları görülmektedir:

Sıcak ve soğuk renkler,


zıt renkler gibi yan yana
geldiklerinde dalga
boylarından dolayı gözü
yorarlar.

Görsel 11.13. Görsel 11.14.

Tüm renkler, ışık değeri


açısından beyaz ve
Örnek

siyahın arasındaki
•Monokromatik renk uyumu ve akromatik uyum da açık-koyu ilişkisini
bölgede sonsuz sayıda içerir.
yer alır.

Sıcak-Soğuk İlişkisi
Renkler, kırmızıdan mora doğru dalga boyları küçülerek soğurlar. Kızıl-
turkuaz zıtlığı, renk çemberindeki en şiddetli sıcak-soğuk zıtlığıdır. Sıcak ve soğuk
renkler yan yana geldiklerinde dalga boylarından dolayı gözü yorarlar. Tasarımda
bunu önlemek için sıcak ve soğuk renkler, miktar ilişkisi de dikkate alınarak
kullanılmalıdır.

232
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Kompozisyonda Renk

Sıcak-soğuk ilişkisinde, en güzel etki turuncu-kırmızı ve mavi-yeşil


renklerindedir (Görsel 11.15). Bu renklerin haricinde kalan sıcak ya da soğuk
renklerin birlikteliğinde kontrastlarına bağlı olarak daha sıcak veya daha soğuk
görünürler. Sıcak-soğuk zıtlığı, seçilen renklerin açık-koyu ton değerleri de aynı
olduğunda etkilidir.
Tamamlayıcı iki renkten
oluşan gri, birlikte
kullanıldığı rengi,
rengin zıddına göre
değiştirir.

Görsel 11.15.

Tamamlayıcı İlişki
Renk çemberinde karşı konumda olan ve boya olarak karıştıklarında
birbirlerini yok ederek küllenmiş, nötr bir gri elde edilen tamamlayıcı (zıt,
komplementer) renkler, yan yana geldiklerinde en canlı ve en parlak zıtlığı
oluştururlar. Tamamlayıcı iki renkten oluşan nötr gri, birlikte kullanıldığı rengi,
rengin zıddına göre değiştirir. İki tamamlayıcı renk optik etkileşimle gözü yorar.
Gözün yorulmasına rağmen, doğal ışığa ve bu ışığın barındırdığı tüm renklere alışık
olan göz, rengin tamamlayıcısını da görmek ister. Bu nedenle tamamlayıcı renkler,
miktar ilişkisiyle dengelenmesi gereken bir ilişki içerir.
Tamamlayıcı ilişki, duygusal etkilerin kullanıldığı alanlarda çok önemli rol
oynar. Tamamlayıcı renklerin birbirlerinin etkilerini güçlendiren ve heyecan
yaratan özelliğinden yararlanılırken farklı büyüklüklerde, doygunluklarda ve
koyuluklarda kullanılarak bu etki yumuşatılabilir. Görsel 11.16’da iki tamamlayıcı
rengin yarattığı optik titreşim görülmektedir. Görsel 11.17’de ise renklerin
doygunluklarını değiştirerek bu etkinin azaltılması sağlanmıştır:

Görsel 11.16. Görsel 11.17.

233
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Kompozisyonda Renk

Tamamlayıcı renk çiftleri incelendiğinde, birlikteliklerinde farklı renk


ilişkilerini de barındırdıkları görülür:
• Mavi-turuncuda; tamamlayıcı zıtlık kadar, sıcak-soğuk zıtlığı,
• Sarı-morda; hem tamamlayıcı hem de açık-koyu zıtlığı,
• Kırmızı-yeşilde ise hem tamamlayıcı zıtlık görülür hem de bu iki renk aynı
ton değerindedirler.

Yanıltıcı İlişki
Gözde bulunan kırmızı, yeşil ve mavi dalga boylarına karşı duyarlı olan üç
grup renk sinirleri, bir renge sürekli baktığımızda yorulur. Gözdeki sinir hücreleri,
dinlenmek/dengelemek için bakılan rengin tamamlayıcısını arar, bulamazsa
tamamlayıcı rengi anlık olarak yaratır. Görsel algı ve optik yanılsamalarla ilgili bu
oluşum, yanıltıcı ilişkide de görülür. Sarı bir zemine konulan siyah nokta, morarmış
olarak algılanır. Göz, sarının tamamlayıcısı moru aramış; ancak bulamayınca siyahı
mor gibi algılamamızı sağlar.

Doygun renklerin
Örnek

içerisinde siyah ve
•Kırmızı bir zemine konulan siyah nokta ise koyu gri-yeşil
beyaz yoktur.
görünümündedir.

Yanıltıcı ilişki, birbirlerinin tamamlayıcısı olmayan renkler arasında da


görülür. Renkler, diğer rengi kendi tamamlayıcısına doğru değiştirmeye çalışır, bu
durumda doygun olan renk kazanır. Böylece hangi renk doygun ise diğer rengi
kendi tamamlayıcısına doğru değiştirir: Kırmızı bir zemin üzerindeki sarı, içinde
yeşil varmış gibi görünür ve çevresindeki kırmızıyı da morartır.
Birlikte kullanılan renkler, tek başlarına daha farklı tonlarda ve renklerde
görülürler. Tekstil tasarımında bu durum iki farklı renkte ipliğin, dokunduklarında
yanıltıcı zıtlık ile istenmeyen bir renk kompozisyonu ortaya çıkabilir. Renk
kompozisyonunda, yanıltıcı ilişkinin kontrolü önemlidir. Tasarlama sürecinde kâğıt
üzerine guaş boya ile çalışılırken etkileşime geçen renge az miktarda yanındaki
renkten ilave edilerek bu değişimin önüne bir miktar geçilebilir. Renklerin yanıltıcı
ilişkiye girmemelerini sağlamanın bir diğer yolu da açık-koyu ilişkisini kullanmaktır.
Görsel 11.18’de zıt olan sarı ve mor, miktar ilişkisi de göz önünde tutularak
kullanılmıştır. Görsel 11.19’da ise sarının içine beyaz ilave edilerek (açılarak) mor
ile zıtlık ilişkisi önlenmiştir. Sarının tonun açılması, zeminde kullanılan morun da
farklı algılanmasına sebep olmuştur:

234
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Kompozisyonda Renk

Görsel 11.18. Görsel 11.19.

Doygunluk İlişkisi
Renk çemberindeki tüm renkler doygun renklerdir. Bu da doygun renklerin
içerisinde siyah ve beyaz renklerinin olmadığını gösterir. İki karşıt doygun renk yan
yana geldiğinde, etraflarını kendi karşıtıyla renklendirirler ve sonuçta, her iki renk
de daha canlı görünür. Görsel 11.20’de hem turuncu hem de yeşil doygun
renklerdir. Yakın doygun renkler yan yana geldiğinde ise birbirlerinin renkliliklerini
azaltırlar ve birbirlerine yaklaşıp, yumuşarlar. Doygun bir renk, doygun olmayan bir
renkle yan yana gelirse; doygun olmayan renk etkilenip canlılık kazanır. Görsel
11.21’deki doygun yeşil ile kullanılan doygun olmayan turuncunun canlandığı
görülmektedir. Sıcak renklerin önde, soğuk renklerin arkada olması gibi doygun
renkler de doygun olmayan renklerin önüne gelir. Görsel 11.21’deki yeşilin önde
olması buna örnektir:
Doygun renklerin
doygunlukları; beyaz,
siyah, gri ya da
tamamlayıcı renkleri
karıştırılarak azaltılır.

Görsel 11.20. Görsel 11.21.

Doygun renklerin doygunluklarını; beyaz, siyah, gri ya da tamamlayıcı


renklerini karıştırarak azaltabiliriz. Ancak ilave edilen bu renkler, doygunluğun
azalması dışında da bir takım değişikliklere neden olur: Doygun bir renge beyaz
ilave edip pastelleştirirsek renk bir parça soğur. Beyazla karışan renklerin
doygunlukları azalırken ışık değerleri yükselir. Doygun bir renge siyah ilave
edildiğinde renk kararır ve kirli bir etkiye bürünür. Siyahla karışan renkler hem
doygunluklarını hem de ışık değerlerini yitirirler. Doygun bir renge gri ilave
edildiğinde ise karıştığı rengin değerine göre farklı değişimler yapsa da renkleri
hızla etkisizleştirip, donuklaştırır.

235
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Kompozisyonda Renk

Doygun bir renge tamamlayıcı rengi karıştırıldığında ortaya çıkan sonuçlar


farklıdır: Sarı ve morun değişik miktarlardaki karışımlarıyla sarıdan başlayarak
mora uzanan ton ve değerler elde edilirken yeşil ve kırmızının karışımları bu kadar
zengin değildir. Bunun nedeni, kırmızı ve yeşilin ışık değerlerinin birbirine çok
yakın olmasıdır.

Miktar İlişkisi
Rengin kapladığı alanın büyüklüğüyle yarattığı fark, rengin miktarındandır.
Tasarımda iki veya daha çok rengin dengede olabilmesi için belirli
oranlar/miktarlar gerekir. Eğer bu denge sağlanmazsa renklerden biri öne çıkar.
Renkler arasındaki dengeyi sağlayabilmek için kuramsal olarak çalışmalar yapan
Goethe renkleri, ışık değerleri açısından sıralamış ve puanlandırmıştır: Sarı: 9,
Turuncu: 8, Kırmızı: 6, Mor: 3, Mavi: 4, Yeşil: 6’dır. Goethe’ye göre sarı, morla
birlikte kullanılacaksa, morun kapladığı alanın üçte birini sarı almalıdır. Bu oranları
alan olarak ele aldığımızdaysa; Sarı: 3, Turuncu: 4, Kırmızı: 6, Mor: 9, Mavi: 8,
Yeşil: 6’dır. Önerilen oranlara göre Görsel 11.22 ve Görsel 11.23’te eşit miktarda
kırmızı ve yeşil kullanılmıştır:

Miktar ilişkisinde, sıcak-


soğuk ilişkisi de
önemlidir.

Görsel 11.22. Görsel 11.23.

Miktar ilişkisinde dengeyi sağlamak amacıyla ortaya atılan bu oranlar


bozuldukça miktar zıtlıkları doğar: Büyük bir yeşil zemin üzerindeki küçük kırmızı
noktaların dinamik bir etkisi varken (Görsel 11.24); kırmızı alanın içindeki yeşil
noktalar, bu derece canlı görünmezler (Görsel 11.25). Bu da sıcak-soğuk ilişkisinin
miktar konusunda önemini gösterir:
Kompozisyonda iki veya
daha çok rengin
dengede olabilmesi için
belirli oranlar gerekir.

Görsel 11.24. Görsel 11.25.

236
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Kompozisyonda Renk

Unutulmamalıdır ki bahsedilen dengeler kuramsaldır ve renk biçimden ayrı


düşünülemez. Kompozisyonda yer alan biçimler, renk algısı ile birleşeceğinden bu
miktarlarda değişimler kaçınılmazdır. Ayrıca, kompozisyonda renk dengesinin yanı
sıra biçimlerin dengesi de söz konusudur. Dolayısıyla miktar ilişkisi, renklerin ışık
Bir rengin gerçek şiddetlerine göre miktarlarını dengeli saptayabilme konusunda kuramsal bir
niteliği, yanına gelen öneridir.
renk ile girdiği etkileşim
sonucunda görülür. İncelenen yedi renk ilişkisi sonucunda, kompozisyonda kullanılan renklerin
görsel algıda tek başına ele alındıklarından farklı etkiler sergiledikleri
görülmektedir. Bir rengin gerçek niteliğinin yanına gelen renk ile girdiği etkileşim
sonucunda değiştiği asla unutulmamalıdır. Kompozisyonda kullanılacak renkler
belirlenirken bu etkileşim öngörülmelidir. Sarı ve mor ile oluşturulacak bir renk
kompozisyonunda dinamik etki kaçınılmazdır. Tasarım için istenen bir etki olabilir;
ama gözü yoracağı için miktar ilişkisi temelinde ele alınmalıdır. Ayrıca bu dinamik
etkili ilişki, kompozisyonun her tarafında değil de kompozisyonda öne çıkartılmak
istenen biçimlerde veya alanlarda kullanılabilir. Bu açıdan renk ilişkilerinde
istenmeyen bir etki doğuracak renk birliktelikleri bile kompozisyondaki dağılımına
göre değerlendirilmelidir. Renk kadar biçimin, biçimin de kapladığı alanın önemi
açıktır.
Bireysel Etkinlik

•Temel Tasarım kitabındaki 7. Ünite "Tasarımda Renk" ile Tekstil


Malzeme Bilgisi kitabındaki 7. Ünite "Renk" bölümlerini tekrar
inceleyip önerilen ilişkiler ile denemeler yapınız.

237
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Kompozisyonda Renk

•KOMPOZİSYONDA RENK
•Kompozisyon, iki boyutlu bir düzenleme veya yüzey tasarımıdır. Renk,
kompozisyona iki boyutlu düzlemde uzamsal bir nitelik kazandırır. Renkler,
yan yana geldiklerinde etkileşime girerek görsel olarak farklı algılanır. Bu
ünitede, duygusal etkiler için hangi renklerin birlikte kullanılması gerektiği ya
Özet
da gözü yoran veya birbirlerini değiştiren renk ilişkilerin nasıl önüne
geçileceği anlatılmıştır.
•Tasarım ögeleri, tasarım ilkeleri ile kullanılarak dengeli ve monoton olmayan
kompozisyonlar oluşturulur.
•Büyük-küçük ya da sık-seyrek kullanılan noktalarla az renk ile çok renklilik
etkisi yaratılabilir. Kompozisyonda kalın çizginin koyu renkte olması
tasarımın etkisini güçlendirir, tersi de azaltır. Farklı büyüklükteki espasın renk
ile etkileşimi hareketi güçlendirir. Aynı renk, dokulu yüzeyde daha mat,
dokusuz yüzeyde daha parlaktır.
•Kompozisyonda renk dengesi kadar biçim-formların dengesi de önemlidir.
Renk ve biçim birlikte ele alınmalıdır. Doygun ve sıcak renklerle keskin ve
köşeli formların dinamik etkileri artar; pastel ve kırık tonlarla yuvarlak
formlar ise daha da dinginleşir. Çarpıcı renkler, sivri biçimlerle
birleştiklerinde; soğuk renkler ise yuvarlak biçimlerle birleştiklerinde etkileri
güçlenir. Sıcak renkler, kareyle birleştiklerinde bütünlüğü oluştur.
Kompozisyonda, koyu renk zeminde, boyutları küçük de olsa, açık renkte
kullanılan biçimler ön plandadır.
•Kompozisyonda küçük ölçüler ve soğuk renkler uzaklık, büyük ölçüler ve
sıcak renkler yakınlık etkisi yaratır. Büyük ve küçük biçimlerin renklerinin göz
önünde tutulması gerekir. Aynı renkte olan biçimlerden, büyük boyutlu
olanlar daha doygun algılanırlar.
•Tasarım ilkelerinden monotonluğa açık olan tekrarda, rengin kullanımı
hareketlilik için gereklidir. Biçimler, renkleri ya da renk tonları yakınsa
uygunluk meydana getirirler. Açıktan koyuya ya da koyudan açığa renk
geçişleri ile koram oluşturulur.
•Biçimlerin farklılıklarına rağmen renklerinin ton yakınlıkları bile birliği
yaratmada etkilidir.
•Renk ögesinde, sıcak ve soğuk renk grupları arasında egemenlik
sağlanmalıdır; kompozisyona sıcak renkler egemen olacaksa, daha fazla
yüzey kaplamalıdır.
•Kristalografik dengede renk ya da biçimler tüm yüzeye dağılmıştır. Rengin
dengeli dağılımı için renklendirilecek biçimin ölçü-boyutu ile kullanılacak
renklerin ton değerleri birlikte değerlendirilmelidir.
•Renklerde açık-koyu zıtlığı ya da zıt renklerin kullanımı gibi ilişkiler zıtlık
doğurur. Rengin zıtlık ilkesi ile birlikte kullanımı dikkat çekici kompozisyonlar
yaratır.
•Kompozisyonda renk ilişkileri, Bauhaus Okulu eğitmenlerinden sanatçı
Johannes Itten’nın renk kuramı çerçevesinde incelenmiştir. Itten, edebiyatçı
ve doğa bilimci Johann Wolfgang von Goethe’den esinlenmiştir. Itten’ın renk
çemberi üzerinde uygun olabilecek renkleri belirlemek için üçgen, kare ve
dikdörtgen formlar önermektedir. Itten’ın yedi ana renk kontrastlığı olarak
sınıflandırdığı ilişkiler; yalın renk ilişkisi, açık-koyu ilişkisi, sıcak-soğuk ilişkisi,
tamamlayıcı ilişki, yanıltıcı ilişki, doygunluk ilişkisi ve miktar ilişkisidir.
•Yalın renk ilişkisinde, üç ana renk olan sarı-kırmızı-mavinin güçlü etkileşimi
bulunur. Bu ilişkiye, renk çemberinde olmayan siyah ve beyazın da girmesi ile
üç ana rengin güçlü etkisi bir parça dengelenebilir. Güçlü etki, üç ana renkten
uzaklaşılarak da azaltılabilir.

238
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Kompozisyonda Renk

•Açık-koyu ilişkisinde, renklerin farklı parlaklıkları ve renk tonları kullanılır.


Beyaz en ışıklı, siyah en ışıksız olarak kabul edildiğinde, tüm renkler ışık
değeri açısından bu ikisinin arasındadır. Renklerin, ışık değerlerini ön plana
Özet(devamı)almak için göz kısılarak renk incelenmelidir.
•Sıcak-soğuk ilişkisinde en güzel etki, turuncu-kırmızı ve mavi-yeşildedir. Renk
çemberindeki en şiddetli sıcak-soğuk zıtlığı, kızıl-turkuazdır. Dalga
boylarından dolayı sıcak ve soğuk renkler yan yana geldiklerinde gözü
yorarlar. Bu nedenle miktar ilişkisi de dikkate alınarak kullanılmalıdır.
•Tamamlayıcı ilişkide; yan yana gelen iki tamamlayıcı renk, optik etkileşime
girerek gözü yorar. Bu nedenle tamamlayıcı renkler, miktar ilişkisiyle
dengelenmelidir. Tamamlayıcı renklerin birbirlerinin etkilerini güçlendiren ve
heyecan yaratan özelliği, renklere farklı doygunluklarda ve koyuluklarda
ilaveler yapılarak yumuşatılabilir.
•Gözdeki sinir hücreleri, bir renge sürekli bakıldığında yorulur ve dinlenmek
için bakılan rengin tamamlayıcısını arar. Bulamazsa anlık olarak yaratır.
Yanıltıcı ilişki, diğer renkler arasında da görülür: Renkler, yanındaki rengi
kendi tamamlayıcısına doğru değiştirmeye çalışır, bunu doygun olan renk
kazanır. Renklerin yanıltıcı ilişkisini önlemek için açık-koyu ilişkisi
kullanılabilir.
•İki karşıt doygun renk yan yana geldiğinde, etraflarını kendi karşıtıyla
renklendirirler ve her iki renk de daha canlı görünür. Yakın doygun renkler
ise birbirlerinin renkliliklerini azaltırlar. Doygun olmayan bir doygun bir
renkle yan yana gelirse, doygun olmayan canlanır. Doygun renkler, doygun
olmayan renklerin önüne gelir. Bir rengin doygunluğu; beyaz, siyah, gri ya da
tamamlayıcı renkleri karıştırılarak azaltılır. Ancak doygunluğun azalması
dışında da farklı değişiklikler meydana gelir.
•Kompozisyondaki renklerin dengede olabilmesi için belirli miktarlar gerekir.
Goethe, bu denge için renkleri, ışık değerleri açısından puanlandırmıştır.
Oranlar, alan olarak ele aldığında; Sarı: 3, Turuncu: 4, Kırmızı: 6, Mor: 9,
Mavi: 8, Yeşil: 6’dır. Bu oranlar bozuldukça miktar zıtlıkları doğar.
•Kompozisyonda renk, tek başına ele alındığından farklı etkiler sergilerler. Bir
rengin gerçek niteliği, yanına gelen renkle girdiği etkileşim sonucu ortaya
çıkar. Kompozisyonda yaratılması istenen duygu durumuna göre bu etki
kontrol edilmelidir.

239
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Kompozisyonda Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Noktaların büyük-küçük ya da sık-seyrek kullanımı kompozisyonu nasıl
etkiler?
a) Çizgilerin hareketini tanımlar.
b) Yüzeyi dengeli ya da dengesiz yapar.
c) Uygunluk veya kopukluk yaratır.
d) Rengi koyu ya da açık algılamayı sağlar.
e) Doğal doku oluşturur.

2. Elma çiziminin aklımıza kırmızı rengi getirmesi renk ile biçim arasındaki
hangi ilişkinin sonucudur?
a) Çarpıcılık
b) Çağrışım
c) Renk türü
d) Dalga boyu
e) Işık değeri

3. Yuvarlak biçimler ile birleştiğinde etkisi güçlenen renkler aşağıdakilerden


hangisidir?
a) Soğuk renkler
b) Sıcak renkler
c) Yalın renkler
d) Açık-koyu renkler
e) Çarpıcı renkler

4. Görsel algıda büyük ölçüler ile birleşerek yakınlık etkisi yaratan renk
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Soğuk renkler
b) Sıcak renkler
c) Pastel renkler
d) Monokromatik renkler
e) Akromatik renkler

5. Kompozisyonda biçimler renklendirilirken kapladıkları alana neden dikkat


edilmelidir?
a) Yalın renk ilişkisi için
b) Açık-koyu renk ilişkisi için
c) Renk titreşimi için
d) Sıcak renklerin gözü yormaması için
e) Renk dengesi için

240
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Kompozisyonda Renk

6. Kompozisyonda monotonluğa açık bir tasarım ilkesi olan tekrarda


aşağıdakilerden hangisi ilgiyi canlı tutar?
a) Biçimlerde soğuk renkleri kullanmak
b) Biçimlerde sıcak renkleri kullanmak
c) Biçimlerin renklerinde yapılacak farklılık
d) Biçimlerde ana renklerden kaçınmak
e) Biçimler arasında bağlantı kurmak

7. Kompozisyonda birlik oluşturmak için aşağıdakilerden hangisi gereklidir?


a) Renk
b) Yön
c) Leke
d) Sivri biçimler
e) Yuvarlak biçimler

8. Renklere gözün kısılarak bakılması, renkleri hangi açıdan incelemek için iyi
bir yöntemdir?
a) Sıcak-soğuk
b) Parlak-saydam
c) Zıtlık
d) Açık-koyu
e) Tamamlayıcılık

9. Renk çemberindeki hangi iki rengin zıtlığı en şiddetli sıcak-soğuk ilişkisidir?


a) Sarı-mor
b) Kızıl-turkuaz
c) Siyah-beyaz
d) Kızıl-mavi
e) Mavi-turuncu

10. Yan yana geldiklerinde yarattığı çarpıcı etki ile gözü yoran renk ilişkisi
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Floresan-gün ışığı
b) Monokromatik-akromatik
c) Pastel-canlı
d) Açık-koyu
e) Tamamlayıcı

Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.a, 4.b, 5.e, 6.c, 7.a, 8.d, 9.b, 10.e

241
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Kompozisyonda Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çınar, K. ve Çınar, S. (2018). Temel tasarım. Konya: Karatay Üniversitesi Yayınları.
Denel, B. (1970). Tasarım üzerine bir deneme. İstanbul: Yükselen Matbaacılık
Limited Şirketi.
Vilaseca, E. (2008). Cutting-Edge Patterns and Textures, Beverly: Rockport
Publishers.
Güngör, İ. H. (2005). Görsel sanatlar ve mimarlık için temel tasar. İstanbul:
Bilgisayar Destekli Baskı ve Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Gür Üstüner, S. (2014). Tekstil yüzey tasarımı yaratı sürecinde renk. Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Yayımlanmış Sanatta Yeterlik Tezi,
İstanbul.
Gürer, L. ve Gürer, G. (2004). Temel tasarım. İstanbul: Birsen Yayınevi.
Fraser, T. ve Banks, A. (2004) The complete guide to colour. East Sussex: Ilex Press.
Itten, J. (1975). Design and form. (Resived Edition). London: Jhon Wiley&Sons,
Inc.and Thames and Hudson Ltd.
Hanson, A. R. (2012) “What is colour?”, Janet Best (Ed.), Colour Design içinde (s.3-
23), Cambridge: Woodhead Publishing.
Holtzschue, L. (2009). Rengi anlamak (çev. Fuat Akdenizli). İzmir: Duvar Yayınları.
Kandinsky, W. (2001). Sanatta ruhsallık üzerine (çev.) Gülin Ekinci. İstanbul,
Altıkırkbeş Yayın.
Martin, M.S. (Ed.). (2009). Patterns in fashion. Spain: Evergreen.
Mülayim, S. (1989). Sanata giriş. İstanbul: Sanat Tarihi Araştırma Dergisi Yayını.
Öztuna, H.Y. (2007). Görsel iletişimde temel tasarım. İstanbul: Grafik Tasarım
Dergisi Yayınları, 2007.
Parramón, J. M. (1992). Resimde renk ve uygulanışı (çev.) Erol Erduman İstanbul:
Remzi Kitabevi.
Savoir, L.A. (2007) Pattern design. Beverly: Rockport Publishers.
Setchell, J. S. (2012). Colour description and communication. J. Best (Ed.), Colour
design içinde (s.219-253), Hong Kong: Woodhead Publishing.
Şenyapılı, Ö. (1994). Gözle algılanan sanatlarda renk (1). Antik Dekor; Antika,
Dekorasyon ve Sanat Dergisi. 27, 124-131.
Şenyapılı, Ö. (2011). Resimde izlenimcilik yılları ve izlenimci ressamlar. Ankara:
ODTÜ Yayıncılık.
Temizsoylu, N. (1987). Renk ve resimde kullanımı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Thomas, B. G. (2012). “Colour Symmetry: The Systematic Coloration of Patterns
and Tillings”, Janet Best (Ed.), Colour Design içinde (381-432), Cambridge:
Woodhead Publishing.
Watson, W. (1946). Textile design and colour. Great Britain: Longmans Green And
Co.

242
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
DOKUMA TASARIMINDA RENK

• Tekstilde Renk Armonileri


• Dokuma Kumaşların Farklı
İÇİNDEKİLER

Çeşitte Renkli İpliklerle


Renklendirilmesi
RENK BİLGİSİ
• Kumaşlarda Renk Seçimini
Etkileyen Etkenler Prof. Dr. Valide
• Renkli İpliklerle Dokuma ve Renk
Planı
PAŞAYEVA
• Dokuma Kumaşlarda Renk
Efektleri

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Tekstilde renk armonisi yapabilecek,
HEDEFLER

• Dokuma kumaşların renklendirilme


yöntemlerini açıklayabilecek,
• Kumaşlarda renk seçimini etkileyen
etkenleri ifade edebilecek,
• Renkli ipliklerle armürlü dokuma için
renk planı yapabilecek,
• Dokuma kumaşlarda çeşitli renk
efektleri düzenleyebileceksiniz.
ÜNİTE

12
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Dokuma Tasarımında Renk

Analoji Armonisi
Tekstilde Renk
Armonileri
Kontrast Armonisi

Melanj İpliklerle
Renklendirme

Vigure İpliklerle
Renklendirme
Farklı Çeşitte Renkli
DOKUMA TASARIMINDA RENK

İpliklerle Renklendirme
Muline İpliklerle
Renklendirme

Üni İpliklerle Renklendirme

Geometrik Etkenler
Kumaşlarda Renk
Seçimini Etkileyen
Etkenler
Fiziksel Etkenler

Renkli İpliklerle Dokuma


ve Renk Planı Nokta Görünümlü Efektler

Çizgi Görünümlü Efektler

Dokuma Kumaşlarda Basamak Görünümlü


Renk Efektleri Efektler

Küçük Kare Görünümlü


Efektler

Yıldız Görünümlü Efektler

244
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Dokuma Tasarımında Renk

GİRİŞ
İnsanoğlu kumaş dokumayı öğrendikten sonra onu süslemek için yöntemler
aramaya başlamış ve önce lifli materyallerin doğal renklerini kullanmıştır. Ketenin
kahvemsi gri, yünün beyaz, siyah, gri ve kahve renkleri, dokuma kumaşlarda
kullanılan ilk renkler olmuştur. Kumaşta uygulanan ilk desenin ise farklı renkte
ipliklerle yapılan yollu ve ekose desen olduğu düşünülmektedir. Kumaş boyama,
baskı yöntemiyle süsleme daha sonra- bitkilerden boya elde edilmesi
öğrenildikten sonra- ortaya çıkmıştır. Her ne kadar çeşitli örgüler ortaya çıktıktan
sonra kumaşa estetik değer kazandırmak için dokumanın sağladığı örgü efektleri
kullanılsa da renk, bütün dönemlerde en önemli ve çekici estetik tasarım öğesi
olmuştur.
Günümüzde dokuma kumaşları birden fazla renkle renklendirmek için hem
renkli dokumacılık hem de baskı yöntemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemlerle elde
edilen renk ve motif efektleri birbirlerinden farklı olduğu gibi, bunlara uygun
tasarım hazırlama kuralları da farklıdır. Ama her iki yöntemde de renk olgusunun
iyi bilinmesi ve tasarımda doğru renk kombinasyonlarının kullanılması çok
önemlidir. Değişik renkleri bir araya getirerek renk kombinasyonları oluştururken
renklerin birbirini zenginleştirmesi sağlanabilirse, renk armonisi elde edilir. Doğru
seçilmiş renklerle en basit örgülü bir kumaş bile daha dikkat çekici olabileceği gibi,
Renkli dokumacılıkta aksi hâlde de en iyi dokuma kumaş değerini tamamen kaybedebilir.
renkli iplikler renk planı
Renk seçimi sırasında ayrıca renkli alanların büyüklüğü ve konumu gibi
adlandırılan bir düzene
geometrik; hammadde, iplik yapısı, kumaş yapısı, apre rutini gibi fiziksel etkenler
göre kullanılarak çeşitli
de göz önünde bulundurulmalıdır.
renk ve örgü efektleri
elde edilir. Renkli dokumacılıkta farklı yöntemlerle elde edilmiş üni, melanj, vigure,
jaspe, muline gibi farklı iplik çeşitleri kullanılarak kumaş yüzeyinde farklı renk
efektleri elde edilebilir. Renkli iplikler belirli bir düzende kullanıldığında ise çeşitli
renk ve örgü efektleri elde edilerek kumaşın yüzeyine özgün bir estetik değer
kazandırılmaktadır. Bu işlem esnasında renkli ipliklerin kumaşta yer alma düzenini
belirleyen çeşitli renk planları uygulanmaktadır. İki farklı renkte iplikle yapılmış
basit renk planlarını basit örgülere uygulayarak nokta, çizgi, basamak, küçük kare
ve yıldız görünümlü çeşitli renk efektleri elde edilebilir.
Bu ünitede renkli dokumacılıkta renk armonileri, çeşitli yöntemlerle
hazırlanmış renkli ipliklerle elde edilebilen renk efektleri, renkli dokuma için renk
seçimini etkileyen geometrik ve fiziksel etkenler anlatılarak, iki farklı renk iplikle
yapılan renk planlarının basit örgülere uygulanmasıyla armürlü dokumalarda
çeşitli renk efektlerinin elde edilmesi yöntemi açıklanmıştır.

TEKSTİLDE RENK ARMONİLERİ


Renk armonisi; renklerin göze hoş görünen, seyirciyi tam tatmin eden ve
kesin prensiplere tabi olmayan kombinasyonu olarak tanımlanabilir. Her insanın
renk algılaması farklı olduğu için renk kombinasyonunun bir armoni oluşturduğu
konusunda düşüncelerin de farklı olması doğaldır. Renkleri bir araya getirirken

245
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Dokuma Tasarımında Renk

onların karşılıklı etkileşimini düşünerek öyle bir kombinasyon oluşturmak gerekir


ki, renkler birbirlerini köreltmeyerek daha da zenginleştirsinler. Bir araya gelen
renk öğelerinin her biri tamamlanmış renk şemasına katkıda bulunursa, renk
armonisi sağlanmıştır demektir.
Renk armonisinin nasıl oluşturulduğu konusunda farklı düşüncelere yer
vermeden önce renkle ilgili bazı kavramları hatırlamakta yarar vardır.
Renkler; rengi yaratan ışığın dalga boyundan kaynaklanan nüans, rengin
yansıttığı ışığın derecesi ile bağlı parlaklık ve rengin diğer dalga boylarındaki
renklerle karışma derecesi ile ilgili saflık değerleri ile ayrılırlar. Bir rengin diğer bir
renkle değişik oranlarda karıştırılmasıyla bileşik rengin çeşitli nüansları elde
edilirken; bir rengin çeşitli oranlarda siyah veya beyazla karıştırılmasından ton
farkları elde edilmektedir.
Renklerin nüans veya ton bakımından çok farklılık göstermelerine kontrast,
benzerlik göstermelerine analoji denilir. Yeşil ve kırmızı, mavi ve sarı renk
kontrastı oluşturulurlar ve bu renklere zıt renkler; kırmızı ile kırmızı-turuncu, mavi
ile mavi-yeşil renk analojisi oluştururlar ve bunlara da benzer renkler denir. Aynı
terimler ton farkları için de kullanılır. İki renk arasında hem renk hem de ton
kontrastı veya analojisi veya bir açıdan kontrast, diğer açıdan analoji de
bulunabilir.
Örnek

•Koyu mavi ve açık mavi, açık yeşil ve koyu kırmızı arasında ton
kontrastı; açık mavi ve açık sarı, orta mavi ve orta yeşil arasında ton
analojisi bulunmaktadır.

İki ana rengin karışımı olan ikincil bileşim renk ile diğer ana rengin
oluşturduğu renk çiftleri komplementer renkler adlandırılır (kırmızı ve yeşil, sarı ve
mor, mavi ve turuncu). Aynı şekilde ikincil bir renkle diğer ikincil renklerin
karışımından oluşan bir üçüncül renk de bir komplementer renk çiftini oluşturur
(kiremit kırmızısı ile yeşil, mor ile limon sarısı, turuncu ile zeytin yeşili).
Tekstil uygulamalarında
renk kombinasyonları Analoji ve Kontrast Armonileri
oluşturulurken analoji
armonisi veya kontrast Farklı teorilere göre renk armonisi elde etmek için; komşu ve kontrast renk
armonisi gibi iki çeşit çiftleri (Leonardo da Vinci), on iki renkli kromatik dairede birbirlerinin karşısında
renk armonisinden söz
yer alan renk çiftleri (C. D. Runge), zıt veya komplementer renkler(J. W. Goethe),
edilebilir.
aralarında basit bir ilişki bulunan renkler (W. Oswald) bir araya getirilebilirler.
Tekstil uygulamalarına renk armonisi açısından ışık tutacak açıklamalar W.
Watson tarafından yapılmıştır. W. Watson, analoji armonisi(benzerlik armonisi) ve
kontrast armonisi(zıtlık armonisi) olarak iki çeşit armoniden söz etmiştir.

246
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Dokuma Tasarımında Renk

Analoji armonisi, bir rengin az farklı tonlarını veya birbirlerine yakın


nüanslarının aynı veya yakın tonlarını bir araya getirmekle elde edilebilir. Örneğin,
sarımsı yeşil ile mavimsi yeşil bir araya geldiğinde, sarı ve mavi renkler farklıdırlar;
fakat ortak öğe olarak yeşil renk bulunur. Eğer her iki nüans ton bakımından
hemen hemen aynı ve bir arada uyumlularsa, o zaman analoji nüans armonisi
oluşmuş demektir. Aynı rengin az farklı tonları bir araya getirilirse, analoji ton
armonisi elde edilir. Analoji armonisi, çeşitli renk efektlerinin elde edilmesinde
önemli yere sahiptir.
Kontrast armonisi ise bir rengin zıt tonlarını veya zıt renkleri bir araya
getirerek elde edilir. Mavinin aralarında önemli fark olan iki tonunun hoş bir
kombinasyonu kontrast ton armonisi oluşturduğu hâlde kırmızı ve yeşil, kırmızı ve
mavi veya mavi ve sarı bir arada uyumlularsa, kontrast nüans armonisi oluştururlar.
İki renk arasında analoji ton armonisi ve kontrast nüans armonisi veya kontrast ton
armonisi ve analoji nüans armonisi de olabilir.
Ayrıca, bir renkten diğerine aşamalı olarak veya belirsiz biçimde geçilerek
ardıl nüans armonisi (aşamalı nüans armonisi) de elde edilebilir. Bunun en
karakteristik örneği, spektrumdur. Kırmızı ile sarı kombinasyon oluşturduğunda zıt
renkler olmasına rağmen onların arasına kırmızımsı turuncudan sarımsı turuncuya
kadar turuncu rengin nüanslar skalasını yerleştirsek, iki rengin birbiriyle karışımında
keskin kontrast görülmez ve analoji armonisi efekti ortaya çıkar. Benzer şekilde sarı
Renkli dokumacılıkta ve mavi arasında yeşil renk nüansları, kırmızı ile mavi arasında mor renk nüansları
kumaşın yerleştirilerek aşamalı nüans armonisi elde edilebilir.
renklendirilmesi için
renkli iplikler DOKUMA KUMAŞLARIN FARKLI ÇEŞİTTE RENKLİ
kullanılabilir ve ipliğin
çeşidine bağlı olarak
İPLİKLERLE RENKLENDİRİLMESİ
kumaşın yüzey Renkli dokumacılıkta kumaşın renklendirilmesi için farklı yöntemlerle elde
görünümü farklı
edilmiş renkli iplikler kullanılabilir ve kullanılan ipliğin çeşidine bağlı olarak
olacaktır.
kumaşın yüzey görünümü de farklı olacaktır. Renkli iplikler üretim sürecinin farklı
aşamalarında boyama ile elde edilebilirler:
 Serbest hâlde boyanan renkli liflerden,
 Lifler bir bant hâline geldikten sonra boyanan lif bantlarından,
 Beyaz olarak hazırlanmış ipliklerin istenen renge boyanması ile.
Bu yöntemlerden herhangi biri ile elde edilmiş üni, melanj, vigure, muline,
jaspe gibi ipliklerin renkli dokumacılıkta kullanımı ile kumaş yüzeyinde farklı renk
efektleri oluşur.

Melanj İpliklerle Renklendirme


Melanj iplik farklı renklere boyanmış liflerden oluşturulan iplik çeşididir ve
değişik yöntemlerle elde edilebilir:
 Değişik renklere boyanmış liflerin harmanlanıp karıştırılmasıyla elde edilen
kırçıllı iplik,

247
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Dokuma Tasarımında Renk

 Kamgarn sisteminde değişik renklere boyanan tops veya tarama


bantlarının bir araya getirilip çekilmesinden sonra tekrar taranmasıyla
oluşturulan renkli topslardan elde edilen iplik,
 Renk açısından farklı; fakat boyanmamış liflerin harmanlanıp
karıştırılmasıyla elde edilen doğal melanj iplik.
Melanj ipliğin renkli dokumacılıkta en önemli avantajı, elde edilen bileşim
rengin daha canlı ve parlak olmasını sağlamasıdır. Boyaların karıştırılmasıyla aynı
saflıkta ve parlaklıkta renkler oluşturulamaz; çünkü boyalar karıştırıldığında bazı
renkler absorbe edildiğinden (emildiğinden) ve yansıyan ışık miktarı azaldığından
elde edilen renkler daha sönük ve mat olur. Melanj iplik elde edilirken liflerin
boyanmasında kullanılan renkler saf renkler olduğundan daha canlı ve parlak renk
Melanj iplik için lif elde edilmektedir ve bu liflerin karıştırılmasından elde edilen bileşim renk de aynı
harmanları özelliklere sahip olmaktadır. Daha açık bileşim renk elde edilmek istendiğinde ise
oluşturulurken veya diğer renklere dokunmadan sadece karışıma beyaz lifler eklenir.
farklı hammaddeden
oluşturulmuş tops veya Doğal olarak, liflerin boyanması sırasında hammaddenin yapı özelliklerinden
bantlar karıştırılırken (lif çapı, lif uzunluğu, lif kesit biçimi, kıvrım, lif yüzey yapısı) kaynaklanan durumlar
hammadde yapı da göz ardı edilmemelidir. Bu özelliklere bağlı olarak liflerin ışık yansıtmaları farklı
özellikleri dikkate olacağına göre boyanan renkler mat veya daha parlak, solgun veya daha canlı
alınmalıdır. olarak algılanabilirler. Hammadde özelliklerinin renklendirmede etkileri en fazla lif
hâlinde boyamada hissedilir. Örneğin, ipek liflerinin yünden daha parlak olduğu,
suni ve sentetik liflerin genel olarak doğal liflerden daha parlak olduğu bellidir.
İnce, kısa ve yüksek kıvrımlı lifler uzun ve düşük kıvrımlı liflere göre daha solgun ve
daha mat görüntü sağlamaktalar. Lif harmanları oluşturulurken veya farklı
hammaddeden oluşturulmuş tops veya bantlar karıştırılırken bu durum göz
önünde bulundurulmalıdır.
Ayrıca, çok fazla sayıda farklı renkte liflerin karıştırılarak ilginç bir renk elde
edilmesi de pek tavsiye edilen bir yöntem değildir. Bunun yerine ışık renk
teorisinden yararlanarak daha az sayıda renkten arzu edilen bileşim rengin elde
edilmesi önerilir.
Melanj ipliği oluşturan liflerin canlı ve parlak renklerde olmasına rağmen bu
ipliklerle dokunan kumaşların rengi çok yumuşak olmasıyla seçilir. Düz renge
boyanmış kumaşlara göre renk haslıkları, özellikle de ışığa karşı renk haslığı çok
daha yüksektir. Melanj kumaşın baskın rengi ipliğin lif karışımında çoğunluk
oluşturan liflerin rengidir. Kumaşın bileşim rengini canlandırmak için karışıma %10
civarında bileşim renge kontrast renkte lif eklenir ve bu liflerin kumaş yüzeyine
çıkmasını sağlamak için karışımdaki diğer liflere göre daha kaba ve sert lif seçilir
(örneğin, naylon gibi). Böyle lifler apre işlemleri sırasında kumaşın içerisinde kalan
daha yumuşak liflerden farklı olarak çoğunlukla kumaş yüzeyine çıkarlar. Melanj
kumaş üretiminde ağırlıklı olan hammaddeye göre yün melanj, pamuk melanj,
polyester melanj vs. isimleriyle adlandırılırlar. Melanj kumaş üretiminde yün ve
sentetik liflerin, pamuk ve viskon, pamuk ve sentetik, suni ve sentetik liflerin
karışımları kullanılabilir. Melanj kumaşlar en açık renklerden en koyulara kadar
çeşitli renklerde üretilebilirler. Genellikle kırçıllı, renk değişimli görünüme

248
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Dokuma Tasarımında Renk

sahiptirler(Görsel 12.1).Bunlar; paltoluk, ceketlik, pantolonluk, elbiselik, döşemelik


kumaşlar olarak yaygın bir kullanıma sahiptirler.

Görsel 12.1.Farklı Renklerde Melanj Kumaşların Görünümü

Vigure İpliklerle Renklendirme


Kamgarn iplikçilikte tops veya tarama bantları Vigure (Vigoureux) baskı
makinasında istenen renklerle baskı yapılarak renklendirilirler (Görsel 12.2). Daha
sonra bu bantların dublaj yapılmadan eğirilmesi ile elde edilen ipliğe vigure iplik
denilir. Günümüzde bu uygulama 2, 3 ve hatta 4 renkle yapılabilmektedir. Elde
edilen iplik görünüm itibarıyla renkli liflerin karıştırılmasıyla oluşturulan melanj
iplikten farklı olsa da, vigure iplik de kumaşta melanj benzeri karışık renkli etki
yaratır (Görsel 12.3). Bu yöntemle erkek ve kadın takım elbiselerinde kullanılan
yüksek kaliteli yünlü kumaşlar üretilir.

Görsel 12.2.Vigoureux Baskı Yöntemi İle Bantların Renklendirilmesi

Görsel 12.3.Vigure İplikle Dokunmuş Kumaş


Muline iplikler renk
efektli iplikler olup, Muline İpliklerle Renklendirme
kumaş yüzeyinde kırçıl Muline, iki ayrı renkte katlı ipliğin birlikte bükülmesi ile elde edilen 6 katlı
veya kumlu efekt
renk efektli ipliktir(Görsel 12.4). Kumaş yüzeyinde kırçıl veya kumlu efekt
oluştururlar.
oluştururlar ve bu amaçla hem dokuma hem de örme kumaşların üretiminde
kullanılırlar.

Görsel 12.4. Dokuma Kumaş Üretiminde Kullanılan Muline İplik

249
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Dokuma Tasarımında Renk

İplikte renk efekti, ayrı renklerdeki ipliklerin birlikte bükülmesiyle


oluşturulur. Muline iplik, aynı veya farklı lif türleri kullanılarak üretilebilir. İplik
özellikleri kullanılan hammaddeye bağlı olarak değiştiği gibi, büküm miktarı da
ipliğin kullanım alanına göre belirlenir. Bu ipliklerden dokunan kumaşlar dayanıklı
ve sert tuşeli olup, ağırlıklı olarak dış giyimde kullanılırlar. Kumaş yüzeyinde renk
dağılımı homojen olur. Yüksek bükümlü muline iplikler Fresko tipi kumaşlarda sert
tuşe ve çekici renk efekti elde etmek için kullanılırlar.

Üni İpliklerle Renklendirme


Endüstride tek renge boyanmış liflerden oluşan iplikler üni iplik olarak
adlandırılmaktadır. Üni iplik Lif harmanının boyandıktan sonra eğirilmesi sonucu
elde edilebileceği gibi, eğirilmiş ipliğin boyanmasıyla da elde edilebilir. Genelde
Üni iplikler; renkli eğirilmiş ipliklerin boyanması yöntemine üstünlük verilir; çünkü bu işlem liflerin
dokumacılıkta kumaş boyanmasına göre daha az maliyetlidir. İplik boyamada boyar maddenin liflerin
yüzeyinde renkli
içine mükemmel nüfuz etmesi sonucu renkler daha net ortaya çıkar; ama melanj
yolların, ekose
efektlerin ve çeşitli ve vigure ipliklerle elde edilen canlı renk etkilerine ulaşılamaz.
çekici renk efektlerinin İplik boyama; bobin hâlinde, çile hâlinde ve çözgü (levent veya yumak çözgü
elde edilmesinde halinde) boyama olarak gerçekleştirilebilir. Çözgü boyama yöntemi sadece
kullanılırlar.
kumaşın çözgü iplikleri tek renk olduğu zaman uygulanabilecek bir yöntemdir. Çile
hâlinde boyama yüksek bükümlü ve farklı gerginlikte ipliklerin bükülmesiyle
oluşturulan iplikler, esnek ya da esnemeye müsait hassas iplikler ve el örgü iplikleri
için kullanılmaktadır. Bu yöntemde boyar madde ve kimyasal sarfı fazladır. Daha
fazla bobin hâlinde boyamaya üstünlük verilir(Görsel 12.5). Kullanılan boyar
maddelerin haslıkları yüksek olduğu için renkli dokumacılıkta bu yöntemle
boyanmış iplikler tercih edilir. Tüm teknolojik gelişmelere rağmen yine de iplik
boyama büyük dikkat, beceri ve bilgi gerektiren bir boyama yöntemidir.

Görsel 12.5. İpliklerin Bobin Halinde Boyanması

Boyanmış ipliklerle elde edilen dokumalar ipliği boyalı veya renkli


dokumalar olarak adlandırılırlar. Üni iplikler; renkli dokumacılıkta kumaş
yüzeyinde renkli yolların, ekose efektlerin ve çeşitli çekici renk efektlerinin elde
Dokuma tasarımında edilmesinde kullanılırlar (Görsel 12.6) ve iplik boyamanın ana amacı da budur.
renk seçimini ve Farklı renk planlarını basit örgülere uygulamakla armürlü kumaşlarda ilginç yüzey
renklerin kullanış efektleri elde edilebilmektedir. Doğal olarak üni boyalı iplikler, renkli jakar
biçimini geometrik ve dokumacılığında da çok büyük bir kullanım alanı bulmaktadır.
fiziksel faktörler
etkilemekteler.

250
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Dokuma Tasarımında Renk

Görsel 12.6.Yollu, Ekose ve Kazayağı Efektli Kumaş Örnekleri

KUMAŞLARDA RENK SEÇİMİNİ ETKİLEYEN ETKENLER


Boyalı ipliklerle dokuma (renkli dokuma) tasarımı yaparken renk armonisi
oluşturmanın yanı sıra dikkat edilecek başka hususlar da vardır. Şöyle ki, kumaşta
renkli alanların konumu ve büyüklüğüne, yani geometrik etkenlere bağlı olarak
renklerin kullanım biçimi değişeceğinden tasarlama sürecinde bunu göz önünde
bulundurmak gerekir. Diğer taraftan, tasarım aşamasından uygulamaya
Renkli dokumada geçildiğinde kumaşın hammaddesi, kullanılan ipliğin yapısı, kumaş yapısı ve
renklerin birbirlerini uygulanan apre rutininin, bir başka deyişle, fiziksel etkenlerin etkisi altında
etkilemesinde; renkli
renklerin değişime uğrama olasılığı da bulunmaktadır ve bu değişimin de
alanların büyüklükleri,
renkli alanların tasarlama sırasında hesaba katılması gerekmektedir. Bu konuların dikkate alınması
birbirlerinden olan renkli dokuma tasarımının daha başarılı olmasını sağlayacaktır.
mesafesi ve renkli
alanların sınırlarının Renk Seçimini Etkileyen Geometrik Etkenler
belirginliği önem taşır. Renkli dokumada kullanılan renklerin birbirlerini etkilemesinde rol oynayan
geometrik etkenler şunlardır: Renkli alanların büyüklüğü, renkli alanların
birbirlerinden olan mesafesi(yakınlık-uzaklıkları) ve renkli alanların sınırlarının
belirgin olup olmaması.
Ancak bu geometrik etkenlerle birlikte renklerin arasındaki kontrastın
derecesi, renklerin parlaklık derecesi, renkler arasında bir ayırıcı rengin kullanılmış
olup olmaması da önem arz etmektedir.
Tasarımda birkaç renk kullanılacağı zaman onların kaplayacakları alanların
bu renklerin göreceli yoğunlukları dikkate alınarak düzenlenmesi uygundur. Aşırı
yoğun rengin daha az yoğun bir renge göre az yer kaplaması tavsiye edilmektedir.
Örneğin, mavinin siyah karışımlı bir tonu ile yoğun bir sarı o zaman uyumlu olabilir
ki mavi tonunun kapladığı alan büyük ölçüde baskın olsun. Oysa sarı baskın
olduğunda, mavinin sarının daha fazla parlaklığı tarafından güçlendirilmesi
nedeniyle etki pek hoş olmayacaktır. Aynı şekilde, siyah karışımlı bir yeşil ton
zemin üzerinde birkaç parlak kırmızı iplik hoş görünebileceği hâlde, çok sayıda
kırmızı pek hoşa gitmeyecektir.
Dokuma kumaşlarda renk birimleri küçük ve genellikle birbirine bitişik
oldukları için ortaya çeşitli renk olayları çıkar. Örneğin, birçok renk
kombinasyonlarında kontrast, renklerin birleşirken bulanık ve karışık görünmesine
neden olur. Böyle bir durumda ve renkler arasında kontrast çok güçlü olduğunda
renkleri birbirlerinden ayırmak için nötr veya siyah, gri veya beyaz çizgi
kullanılabilir. Böylece kontrastın gücü azaltılır ve renklerin net ve kesin görünmesi
sağlanır. Bölme çizgisi olarak kullanılacak rengin nitelikleri iki rengin nitelikleri

251
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Dokuma Tasarımında Renk

arasında yaklaşık orta mevkide olmalıdır veya bu amaçla her iki rengin daha soluk
bir tonu da kullanılabilir. İki parlak rengi ayırmak için siyah her zaman iyi bir
seçimken, beyaz ve gri de parlak ve koyu renkleri ayırmada kullanışlıdır. Beyaz,
koyu renkle güçlü bir kontrast oluşturduğunda onun yerine gri kullanılması başarılı
sonuç vermektedir.
Siyah, parlak ve koyu renkleri ayırmak için pek uygun olmasa da mavi ve
mor gibi iki koyu rengin kombinasyonunda başarıyla kullanılabilir ve aynı şekilde,
parlak renklerin koyu tonlarının kombinasyonunda da analoji armonisi oluşturarak
başarılı bir sonuç elde edilmesini sağlayabilir.
Dokuma tasarımında renklerin sayından çok onların kullanış biçimi
önemlidir. Örneğin, güçlü kontrast oluşturan renkleri bir araya getirirken her bir
nüans veya tonun kapladığı alan küçük olmalıdır; ancak kontrast hafiflediğinde
alanlar genişletilebilir. Tablo 12.1’de bu kural genel çizgileriyle verilmiştir. Burada
güçlü kontrast siyah ve beyaz ipliklerle, hafifletilmiş kontrast ise siyah-gri ve beyaz-
gri ipliklerle gösterilmiştir:
Tablo 12.1. Siyah, beyaz ve gri ipliklerle ton kontrastlarına uygun alan düzenlemesi

Varyant
Renk Kombinasyonları
No
1 2 siyah iplik ve 2 beyaz iplik
2 4 siyah iplik ve 4 açık gri iplik
Dokumada kullanılan
hammaddenin fiziksel 3 8 siyah iplik ve 8 orta gri iplik
yapısı, iplik yapısı, 4 16 siyah iplik ve 16 koyu gri iplik
kumaş örgüsü ve apre veya
işlemleri renkleri 5 2 beyaz iplik ve 2 siyah iplik
etkileyen en önemli
fiziksel etkenlerdir. 6 4 beyaz iplik ve 4 koyu gri iplik
7 8 beyaz iplik ve 8 orta gri iplik
8 16 beyaz iplik ve 16 açık gri iplik

Renk Seçimini Etkileyen Fiziksel Etkenler


Dokumada renkleri etkileyen fiziksel faktörler; hammaddenin fiziksel yapısı,
iplik yapısı, kumaş yapısı ve apre işlemleridir.
Rengin uygulandığı bir kumaşta parlaklığın olup-olmaması, rengin
görünümü üzerinde büyük etkiye sahiptir ve çoğu zaman rengin parlaklığını
arttırmak amacıyla apreleme sürecinde kumaşlara parlaklık kazandırılır. Çeşitli
tekstil lifleri boyandıklarında parlaklık açısından çok farklı sonuçlara ulaşılır. İpek
liflerinin parlaklığından dolayı renkler çok parlak ve zengin görünürler. İpeğin
yansıtma özelliği o kadar kuvvetlidir ki, başka malzemelerde sönük ve donuk
görünebilecek düşük tonlu renkler bile ipekte iyi görünürler. Yün lifinin parlaklığı
lifin özelliklerine bağlıdır. Uzun yün liflerinin (moher ve alpaka dâhil) yüzey
pulcukları nispeten daha geniş ve düz, daha pürüzsüz olduklarından ışığı daha iyi
yansıtırlar ve bu sayede renkler daha parlak görünür. Kısa yün liflerinin yüzey
pulcukları küçükler ve uçları kenara çıktığından ışığı dağıtırlar ve sonuçta renkler

252
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Dokuma Tasarımında Renk

daha mat görünür. Böylece uzun yün liflerinde renkler parlak, kısa liflerde ise
dolgun ve yumuşak görünürler. Pamuk lifleri tüylü bir yüzeye ve doğal durumunda
çok az parlaklığa sahiptir. Dolayısıyla boyanmış pamukta renk, parlaklık ve
yumuşaklıktan yoksundur. Fakat merserize işlemi görmüş pamuk lifleri daha şeffaf
ve pürüzsüz hâle geldiğinden boyandığında renkler de daha parlak görünürler.
Keten, kenevir ve jüt lifleri de boyandığında renkler donuk görünüme sahip
olurlar.
Rengin tonunu ve parlaklığını liflerin iplikte yerleşme düzeni, yani ipliğin
yapısı da önemli derecede etkiler. Şöyle ki, iplikte lifler ne kadar düzleşmiş ve
birbirlerine paralel yerleşmişlerse, iplik o kadar parlak olacaktır. Bu nedenle liflerin
daha düzgün yerleştiği kamgarn iplikte renkler daha parlak, daha karışık hâlde
bulunduğu ştrayhgarn iplikte ise daha yumuşaktır. Aynı şekilde penye iplikte
renkler, karde ipliğe göre daha parlak görünürler. Ayrıca, melanj renkler daha
parlak, vigure renkler ise daha yumuşaktır.
Renkli dokuma
tasarımında Kumaşın örgü yapısı, onun yüzeyinin düzgünlüğünü etkilediği için rengin
ipliklerin dokumaya parlaklığını da etkiler. Bütün diğer şartlar aynı olduğunda, örgüde çözgü ve atkı
hangi renklerde, hangi kesişmelerinin sayısı arttıkça ve iplikler arasındaki boşluklar genişledikçe, renk
sayıda ve hangi sırayla daha mat görünüme sahip olacaktır. Saten örgülerin diğer örgülere göre daha
dahil edileceğini parlak renkli yüzeyler oluşturma nedeni de budur.
belirleyen renk planı
oluşturmak gerekir. Kumaşlara uygulanan apre işlemleri de rengi önemli ölçüde etkiler. Bazı
işlemlerle kumaş yüzeyi daha pürüzsüz ve düzgün hâle getirildiğinden renkler de
daha belirgin ve parlak görünürler. Kumaş yüzeyi havalandırıldığında ise renkler
daha yumuşak ve mat görünüm kazanırlar. Havlar bir yöne doğru yatırılmış
olduğunda renk, havların dik durumdaki halinden daha parlak görünecektir.
Aprede renk kusması olayı ise iplik renklerinin değişmesine neden olur. Ayrıca pres
ve de katir işlemleri de renklerin mat veya parlak görünmesine neden olurlar.
Kaydetmek gerekir ki, boyama sonucu elde edilen renklerin renk değerleri
kullanılan boyanın türüne de bağlıdır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da
renkler koyulaştıkça ve parlaklaştıkça boyaların ışık haslıklarının düşeceğidir.

RENKLİ İPLİKLERLE DOKUMA VE RENK PLANI


Dokuma kumaş tasarımında dokumanın rengi, en önemli unsurlardan
biridir. Dokuma kumaşların renklendirilmesi yöntemlerinden biri olarak ipliği
boyalı dokumacılıkta örgü oluşumunda çeşitli renkte iplikler farklı dizilişlerde
kullanılmaktadırlar. Kumaşın renklendirilmesi renkli çözgü ve atkı ipliklerinin
dokuma sırasında çeşitli düzenlerde kullanılması ile yapılacağından, kumaşın
tasarlanması sırasında bu ipliklerin kullanım düzeni de planlanmalıdır. Renkli
ipliklerin örgü yapısına çeşitli düzenlerde katılmasıyla örgü yapısının kumaş
yüzeyinde oluşturduğu yüzey efektlerinin güçlenmesi veya yeni efekt ve motif
görüntülerinin oluşması sağlanmaktadır. Bir başka deyişle, kumaş deseni renkli
atkı ve çözgü ipliklerinin dokumaya belli bir düzenle dahil edilmesi sonucunda
oluşmaktadır. Bu nedenle renkli dokumanın desenlendirilmesinde örgü raporunun
seçilmesi ile beraber kullanılacak renk sayısı, renkli atkı ve çözgü ipliklerinin dizilişi
ve renklerin birbirleriyle uyumu da önem taşımaktadır.

253
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Dokuma Tasarımında Renk

Renkli ipliklerle desenlendirmede aşağıdaki yöntemlerden biri seçilebilir:

 Tek renk çözgü ipliği ve farklı bir renkte atkı ipliği kullanmak,
 Tek renk çözgü ipliği ve birden fazla renkte atkı ipliği kullanmak,
 Tek renk atkı ipliği ve birden fazla renkte çözgü ipliği kullanmak,
 Birden fazla renkte atkı ve birden fazla renkte çözgü ipliği kullanmak.
Yukarıda da belirtildiği gibi, renkli iplikli dokuma tasarımı sırasında renkli
atkı ve çözgü ipliklerinin dokumaya hangi renklerde, hangi sayıda ve hangi sırayla
dahil edileceğini planlamak, yani renk planı oluşturmak gerekir ki, bu da tıpkı örgü
raporu gibi bir çözgü renk raporu (ÇRR) ve atkı renk raporu (ARR) şeklinde
oluşturulmaktadır. Renk raporu liste veya tablo şeklinde gösterilebilir. Tablo
12.2’de çözgü ve atkı renk raporlarının hem liste hem de tablo şeklinde gösterimi
Kumaşı oluşturan örgü verilmiştir. Tabloda A, B, C vs. harfleri farklı renkleri temsil etmektedir.
bağlantılarına
dayanarak farklı Farklı renklerde iplikler ve farklı renk planları uygulamakla aynı örgüden
renklerde ipliklerin farklı yüzey görüntüsüne sahip kumaşlar üretilebilir. Bu kumaşların yüzey
farklı düzenlerde görüntülerinin kareli desen kağıdına aktarılması da tasarımcılar için önem
uygulanması ile taşımaktadır. Herhangi bir örgüye renkli ipliklerin etkisinin kareli kağıt üzerinde
oluşturulan görünüşlere
çiziminin işlem aşamaları aşağıda verilmiştir:
renk efektleri denir.
Tablo 12.2. Renk Raporunun Liste ve Tablo Şeklinde Gösterimi
Renk raporunun liste şeklinde Renk raporunun tablo şeklinde
gösterimi gösterimi
ÇRR
A 2 3
B 3
ÇRR = 2A +3B + 3A + 2C + 2D C 2
D 2
ARR
A 1
B 2
ARR = A + 2(2B + C) + 3C + 2D C 1 3
D 2

2
Çizimin işlem aşamaları:
1. Desen boyutu belirlenir ve bu zaman çözgü ve atkı sayısı örgü ve renk
raporlarının katları olarak götürülür. Belirlenen desen boyutu desen kağıdı
üzerinde işaretlenir. Desen alanının sol alt köşesine örgü raporu çizilir ve daha
sonra çözgü örtmeleri işaretlenmek suretiyle rapor tüm desen boyutunda
çoğaltılır. Desen alanının altına ÇRR ve sol tarafına ARR yerleştirilir (Görsel 12.7,
a).Görselde verilen örnekte örgü bezayağı, desen alanı 16x16,ÇRR=4(2A+2B) ve
ARR=4(2A+2B).

254
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Dokuma Tasarımında Renk

2. Çözgü örtmesi olarak işaretlenmiş karelerin içi ÇRR’na, boş karelerin içi ise
ARR’na uygun olarak boyanır (Görsel 12.7, b).

Nokta efektli
desenlergenellikle
temel örgülerle atkıda
tek açık renk, çözgüde
ise açık ve koyu renk
dizisi kullanmakla elde a b
edilir. Görsel 12.7. Renkli İpliklerin Bezayağı Örgüye Etkisi

DOKUMA KUMAŞLARDA RENK EFEKTLERİ


Kumaşı oluşturan örgü bağlantılarına dayanarak farklı renklerde ipliklerin
farklı düzenlerde uygulanması ile oluşturulan görünüşlere renk efektleri denir.
Bezayağı, dimi, panama, krep vs. örgülere çözgü ve atkı yönünde farklı renkler
uygulamakla çok değişik desenler elde edilebilir. Bu desenlerin bir kısmı geçmişten
beri değişmez olarak uygulanan desenler olup, birçok kaynaklarda klasik desenler
olarak adlandırılmaktadır. Bunlara; kuşgözü veya nokta efektli desenler
(Vogelange), şerit veya çizgi efektli desenler, küçük kare veya yıldız efektli desenler
(Pepita, Pied de Poule, Prince de Gaule vs.) ve basamak efektli desenler (Fil-a-Fil)
aittir.

Nokta Efektli Desenler (Vogelange)


Nokta efektli desenler genelde temel örgülerle atkıda tek açık renk, çözgüde
ise açık ve koyu renk dizisi kullanmakla elde edilirler. Oluşan nokta efektlerinin
büyüklüğü örgü çeşidine, ipliklerin kalınlığı ile çeşidine ve çözgü renk raporuna
bağlıdır.
Görsel 12.8, a’da bezayağı örgü 14x14 boyutlarında, atkıda tek açık renk,
çözgüde ise ÇRR=A+B (A- koyu, B- açık renk) olarak düzenlenmiştir. Desenin
boyutu örgü raporu ve çözgü renk raporunda iplik sayısının katları olarak
belirlenir. Örnekte her iki sayı 2 olduğu için 2’nin katları uygundur. Desen küçük
nokta efektlerinden oluşmuştur. Görsel 12.8, b’de ise P 2/2 panama örgü 20x20
boyutlarında, atkıda tek açık renk, çözgüde ise ÇRR=2A+2B (A- koyu, B- açık renk)
olmakla düzenlenmiştir. Bu örnekte örgü raporu ve ÇRR=4 olduğundan desen
boyutu 4’ün katları olabilir. Nokta efektleri diğer örnektekine(a) göre daha büyük
olmasıyla seçilir.

a b
Görsel 12.8.Bezayağıve Panama Örgülerinden Elde Edilmiş Nokta Efektli Desenler

255
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Dokuma Tasarımında Renk

Kaydedelim ki, her iki örnekte de çözgü renk raporunda koyu ve açık rengin
yerinin değiştirilmesi, yani ÇRR=B+A ve ÇRR=2B+2A olması oluşan renk efektinin
sadece yerinin bir kare değişmesine getirerek efekti etkilememektedir.
Görsel 12.9’da krep örgü 16x16 boyutlarında hem atkıda, hem de çözgüde
iki renk iplik kullanılarak, ARR=A+2B+A ve ÇRR=A+2B+A olarak düzenlenmiştir.
Örgünün raporu 8, renk raporları ise 4 olduğu için, desen boyutu 4 ve 8 için
Çizgi efektleri, temel katsayısı olan 16 kabul edilmiştir. Bu desende büyük ve küçük noktalar sıra ile
örgülerde her iki yönde
dizilmişlerdir. İplikler ince olduğunda büyük noktaların küçüklere göre daha
veya tek yönde iki renk
iplik kullanılmasıyla belirgin ve dairevi şekilde ortaya çıktığı görülmektedir.
elde edilebilirler.

Görsel 12.9. Krep Örgüden Elde Edilmiş Nokta Efektli Desen


Bireysel Etkinlik

•Çizgi efektleri, temel örgülerde her iki yönde veya tek yönde iki renk
iplik kullanılmasıyla elde edilebilirler.

Şerit veya Çizgi Efektli Desenler


Çizgi efektleri, temel örgülerde her iki yönde (çözgü ve atkı) veya tek yönde
iki renk iplik kullanılmasıyla elde edilebilirler. Çizgi efektleri; sadece çözgü
yönünde, sadece atkı yönünde veya her iki yönde oluşturulabilirler. Çizgi efektli
örgülere Milliraye (Binlerce çizgi) örgüler de denir.
Görsel 12.10, a ve b’de bezayağı örgü 14x14 boyutlarında atkıda ve çözgüde
iki renk kullanmakla düzenlenmiştir. Birinci desende ÇRR=A+B ve ARR=A+B,
ikincide ise ÇRR=A+B ve ARR=B+A, yani sadece atkıda renkler yer değiştirmiştir.
Örnekte örgü raporu ve renk raporlarında iplik sayısı 2 olduğu için desenin
boyutları 2’nin katları olabilir.

256
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Dokuma Tasarımında Renk

a b
Görsel 12.10.Bezayağı Örgüden Elde Edilmiş Yatay ve Dikey Çizgi Efektli Desenler
Görsel 12.11, a’da bezayağı örgü 14x14 boyutlarında, b’de ise panama P 2/2
örgüsü 16x16boyutlarında atkıda tek renk ve çözgüde iki renk kullanmakla
düzenlenmiştir. Elde edilen desenler her iki yönde çizgi efektlerine sahiptir.

a b
ÇRR=A+B, ARR=AÇRR=2A+2B, ARR=A
Görsel 12.11.Bezayağıve Panama Örgülerinden Elde Edilmiş Yatay ve Dikey
Çizgi Efektli Desenler
Çözgü ve atkıda farklı renk dizileri kullanmakla dimi örgülerle de çizgi efektli
desenler elde edilebilir. Görsel 12.12, a ve b’de D 2/2 Z dimi örgüsü 16x16
boyutlarında atkı ve çözgüde iki renk kullanmakla düzenlenmiştir. Birinci desende
ÇRR=2A+2B, ARR=2A+2B, ikincide ise ÇRR=2A+2B ve ARR=2B+2A, yani atkı renk
planında renkler yer değiştirmiştir.

a b
Görsel 12.12. Dimi Örgüsünden Elde Edilmiş Yatay ve Dikey Çizgi Efektli Desenler
Görsel 12.13, a ve b’de panama P 2/2 ve dimi D 2/2 Z örgüleri atkı ve
çözgüde iki farklı renk kullanmakla 16x16 boyutlarında düzenlenmişlerdir.

257
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Dokuma Tasarımında Renk

a b
Görsel 12.13. Panama ve Dimi Örgülerinden Elde Edilmiş Yatay ve Dikey Çizgi Efektli
Desenler
ÇRR = 2A+2B+2A+4B+2A+2B+2A ÇRR = 2A+2B+2A+4B+2A+2B+2A
Kazayağı desenler ana
ARR = 2A+2B+2A+4B+2A+2B+2A ARR = 2A+2B+2A+4B+2A+2B+2A
örgülerde çeşitli renk
planları uygulamakla Küçük Kare veya Yıldız Efektli Desenler
elde edilen farklı Küçük kare veya yıldız efektli desenlerin; Pepita, Pied de Poule veya
görüntüye sahip Kazayağı, Prince de Gaule vs. gibi farklı çeşitleri vardır.
desenlerdir.
Küçük Kare Efektli Desenler (Pepita – PetitCarreaux)
Pepita desenler temel örgüde atkı ve çözgüde 4 açık, 4 koyu; 6 açık, 6 koyu;
8 açık, 8 koyu gibi renk düzenlemeleri uygulamakla elde edilebilirler. Desende
küçük karelerin oluşması için renk raporunda bir renkte iplik sayısının temel örgü
raporundaki iplik sayılarının toplamı kadar veya ondan büyük olması gerekir.
Görsel 12.14’te temel örgülerden elde edilmiş küçük kare efektli desenler
verilmiştir. Görsel 12.14, a’da bezayağı örgü 16x16 boyutlarında ÇRR=4A+4B, ARR
= 4A+4B olmakla; Görsel 12.14, b’de dimi D 2/2 Z örgüsü 24x24 boyutlarında ÇRR
Pepita desenler temel = 6A+6B, ARR=6A+6B olmakla; Görsel 12.14, c’de panama P 2/2 örgüsü 24x24
örgüde atkı ve çözgüde
boyutlarında ÇRR=8A+8B, ARR=8A+8B olmakla düzenlenmiştir.
4 açık, 4 koyu; 6 açık, 6
koyu; 8 açık, 8 koyu gibi
renk düzenlemeleri ile
elde edilebilirler.

a b c
Görsel 12.14. Küçük Kare Efektli Desenler

Pied de Poule veya Kazayağı Desenler


Kazayağı desenler, farklı büyüklükte rapora sahip ana örgülerde çeşitli renk
planları uygulamakla elde edilen temelde aynı; ama farklı görüntüye sahip
desenlerdir.
Görsel 12.15’tebezayağı, panama ve dimi örgülerinden çeşitli renk
planlarıyla elde edilmiş kazayağı desenler verilmiştir:

258
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Dokuma Tasarımında Renk

a b c
12x12, ÇRR=2A+2B P 2/2, 12x12, ÇRR=A+2B+A. D 2/2 2/2 Z, ÇRR= 4A+4B
ARR=2B+2A ARR=A+2B+A ARR=4A+4B

d e
18x18, ÇRR=2A+2B+2C 32X32, ÇRR=8A+8B

Basamak efektli ARR= 2B+2A+2C ARR=8A+8B


desenlerde renk efekti,
Görsel 12.15. Çeşitli Örgü ve Renk Planları İle Oluşturulmuş Kazayağı Desenler
çizgi şeklindedir; fakat
bu çizgiler basamak Prince de Gaule (Glenscheck)
görünümüne
sahiptirler. Bu desenler de ana örgüler ve türevlerine çeşitli renk planlarının
uygulanması sonucu elde edilen ilginç kare desenlerdir. Oldukça fazla çeşidi
oluşturulabilir. Görsel 12.16’da bu tip desenlerin iki örneği görülmektedir. Renkli
desenin altında renk uygulanan örgü verilmiştir. Uygulanma yöntemi yukarıda
anlatılanlardan farklı değildir:

259
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Dokuma Tasarımında Renk

a b
Görsel 12.16. Farklı Örgü ve Renk Planları İle Oluşturulmuş Prince de Gaule Desenler

Basamak Efektli Desenler


Basamak efektli desenlerde de renk efekti, çizgi şeklindedir; fakat bu çizgiler
basamak görünümüne sahiptir. Bu desenleri de elde etmek için ana örgülere
çeşitli renk planları uygulanmaktadır.
Görsel 12.17’de panama P 2/2 ve dimi D 2/2 Z örgülerinden elde edilmiş
basamak efektli desenler verilmiştir:

A B
P 2/2, 16x16, ÇRR=A+B D 2/2 Z, 16x16, ÇRR=A+B
ARR=A+B ARR=A+B
Görsel 12.17.Panama ve Dimi Örgülerinden Elde Edilmiş Basamak Efektli Desenler
Bireysel Etkinlik

•Siz de çeşitli renk efektlerine sahip birkaç desen örneği oluşturunuz.

260
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Dokuma Tasarımında Renk

•DOKUMA TASARIMINDA RENK


•Renkli dokumacılıkta renkli iplikler renk planı adlandırılan bir düzenle
kullanılarak çeşitli renk ve örgü efektleri elde edilir.
Özet •TEKSTİLDE RENK ARMONİLERİ
•Renk armonisi; renklerin göze hoş görünen, seyirciyi tam tatmin eden ve
kesin prensiplere tabi olmayan kombinasyonu olarak tanımlanabilir.
•Analoji ve Kontrast Armonileri
•Analoji armonisi, bir rengin az farklı tonlarını veya birbirlerine yakın
nüanslarının aynı veya yakın tonlarını bir araya getirmekle elde edilebilir.
•Kontrast armonisi ise bir rengin zıt tonlarını veya zıt renkleri bir araya
getirerek elde edilir.
•DOKUMA KUMAŞLARIN FARKLI ÇEŞİTTE RENKLİ İPLİKLERLE
RENKLENDİRİLMESİ
•Melanj İpliklerle Renklendirme
•Melanj iplik, farklı renklere boyanmış liflerden oluşturulan iplik çeşididir.
Melanj iplikten yapılan kumaşlar genelde kırçıllı, renk değişimli görünüme
sahiptir.
•Vigure İpliklerle Renklendirme
•Vigure iplik de kumaşta melanj benzeri karışık renkli etki yaratır.
•Muline İpliklerle Renklendirme
•Muline, iki ayrı renkte katlı ipliğin birlikte bükülmesi ile elde edilen 6 katlı
renk efektli ipliktir. Kumaş yüzeyinde kırçıl veya kumlu efekt oluştururlar.
•Üni İpliklerle Renklendirme
•Üni iplikler; renkli dokumacılıkta kumaş yüzeyinde renkli yolların, ekose
efektlerinin ve çeşitli çekici renk efektlerinin elde edilmesinde kullanılırlar.
•KUMAŞLARDA RENK SEÇİMİNİ ETKİLEYEN ETKENLER
•Renkli dokuma tasarımı yaparken renk armonisi oluşturulsa da geometrik
etkenlere ve fiziksel etkenlere bağlı olarak renklerin kullanım biçimi
değişecektir.
•Renk Seçimini Etkileyen Geometrik Etkenler
•Renkli dokumada kullanılan renklerin birbirlerini etkilemesinde rol oynayan
geometrik etkenler; renkli alanların büyüklükleri, renkli alanların
birbirlerinden olan mesafeleri ve renkli alanların sınırlarının belirgin olup
olmamasıdır.
•Renk Seçimini Etkileyen Fiziksel Etkenler
•Dokumada renkleri etkileyen fiziksel faktörler; hammaddenin fiziksel yapısı,
iplik yapısı, kumaş yapısı ve apre işlemleridir.
•RENKLİ İPLİKLERLE DOKUMA VE RENK PLANI
•Renkli iplikli dokuma tasarımı sırasında renkli atkı ve çözgü ipliklerinin
dokumaya hangi renklerde, hangi sayıda ve hangi sırayla dahil edileceğini
gösteren renk planı oluşturulur.
•DOKUMA KUMAŞLARDA RENK EFEKTLERİ
•Kumaşı oluşturan örgü bağlantılarına dayanarak farklı renklerde ipliklerin
farklı düzenlerde uygulanması ile oluşturulan görünüşlere renk efektleri
denir.
•Nokta Efektli Desenler (Vogelange)
•Nokta efektli desenler genelde temel örgülerle atkıda tek açık renk, çözgüde
ise açık ve koyu renk dizisi kullanmakla elde edilir. Oluşan nokta efektlerinin
büyüklüğü örgü çeşidine, ipliklerin kalınlığı ile çeşidine ve çözgü renk
raporuna bağlıdır.

261
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Dokuma Tasarımında Renk

•Şerit veya Çizgi Efektli Desenler


•Çizgi efektleri temel örgülerde her iki yönde (çözgü ve atkı) veya tek yönde
Özet(devamı)iki renk iplik kullanılmasıyla elde edilebilirler. Çizgi efektleri sadece çözgü
yönünde, sadece atkı yönünde veya her iki yönde oluşturulabilir. Çizgi efektli
örgülere Milliraye (Binlerce çizgi) örgüler de denir.
•Küçük Kare veya Yıldız Efektli Desenler
•Küçük Kare Efektli Desenler (Pepita – Petit Carreaux)
•Pepita desenler temel örgüde atkı ve çözgüde 4 açık, 4 koyu; 6 açık, 6 koyu;
8 açık, 8 koyu gibi renk düzenlemeleri uygulamakla elde edilebilirler.
Desende küçük karelerin oluşması için renk raporunda bir renkte iplik
sayısının temel örgü raporundaki iplik sayılarının toplamı kadar veya ondan
büyük olması gerekir.
•Pied de Poule veya Kazayağı Desenler
•Kazayağı desenler farklı büyüklükte rapora sahip ana örgülerde çeşitli renk
planları uygulamakla elde edilen temelde aynı, ama farklı görüntüye sahip
desenlerdir.
•Prince de Gaule (Glenscheck)
•Bu desenler ana örgüler ve türevlerine çeşitli renk planlarının uygulanması
sonucu elde edilen ilginç kare desenlerdir. Oldukça fazla çeşidi
oluşturulabilir.
•Basamak Efektli Desenler
•Basamak efektli desenlerde renk efekti çizgi şeklindedir; fakat bu çizgiler
basamak görünümüne sahiptirler. Bu desenleri de elde etmek için ana
örgülere çeşitli renk planları uygulanır.

262
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Dokuma Tasarımında Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Rengi yaratan ışığın dalga boyundan kaynaklanan değer aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Saflık
b) Nüans
c) Parlaklık
d) Ton
e) Armoni

2. Komplementer renkler kavramını aşağıdakilerden hangisi ifade eder?


a) Kromatik dairenin iki komşu renginin oluşturduğu renk çiftleri
b) İki ara rengin karışımı olan ikincil bileşim renk ile onlardan birinin
oluşturduğu renk çiftleri
c) İki ana rengin karışımı olan ikincil bileşim renk ile onlardan birinin
oluşturduğu renk çiftleri
d) İki ana rengin karışımı olan ikincil bileşim renk ile diğer ana rengin
oluşturduğu renk çiftleri
e) Kromatik dairenin aynı tarafında bulunan iki rengin oluşturduğurenk
çiftleri

3. Analoji ton armonisi aşağıdakilerden hangisi oluşturur?


a) Bir rengin birbirlerine yakın nüanslarınınzıt tonları
b) Aynı tona sahip ve birbiriyle uyumlu iki nüans
c) Aynı rengin az farklı tonları
d) Aynı rengin zıt tonları
e) Zıt renklerin yakın tonları

4. Renkli iplik elde etme yöntemleri arasında aşağıdakilerden hangisi


bulunmaz?
a) Serbest hâlde boyanan renkli liflerden harmanlama
b) Lifler bir bant hâline geldikten sonra boyanan lif bantlarını karıştırma
c) Beyaz olarak hazırlanmış ipliklerinistenen renge boyanması
d) Lifler bir bant hâline geldikten sonra baskı ile renklendirme
e) Liflerin tarama sırasında boyanarak renkli şerit oluşturma

5. Melanj ipliğin renkli dokumacılıkta sağladığı en önemli avantaj


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Elde edilen bileşim rengin daha canlı ve parlak olması
b) Melanj kumaşların renginin çok yumuşak olması
c) Boyanmış kumaşlara göre renk haslıklarının daha yüksek olması
d) Çeşitli liflerin harmanlanabilmesi
e) Boya karıştırmadan daha canlı veya daha açık renk elde etme imkanı

263
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Dokuma Tasarımında Renk

6. Renkli dokumacılıkta renklendirme için kullanılan iplik çeşitleri arasında


aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) Muline
b) Melanj
c) Hacimli
d) Vigure
e) Üni

7. Armürlü dokuma kumaşta renk ve örgünün birleşimi sonucu oluşan renk


efektleri arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) Kumaş yüzeyinde çeşitli çizgi efektleri
b) Kumaş yüzeyinde renkli figürler
c) Kumaş yüzeyinde renkli basamak efektleri
d) Kumaş yüzeyinde renkli yıldız efektleri
e) Kumaş yüzeyinde küçük kare efektleri

8. Dokuma kumaşta renk seçimini etkileyen geometrik etkenler arasında


aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?
a) Renkli alanların büyüklükleri
b) Renkli alanların birbirlerinden uzaklıkları
c) Renkli alanların arasında ayırıcı renk olup olmaması
d) Renkli alanların örgüsü
e) Renkli alanların arasında belirgin sınır olup olmaması

9. Renkli dokumanın desenlendirilmesinde önemli faktörler arasında


aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Tarak eni
b) Örgü yapısı
c) Renk sayısı
d) Renk planı
e) Renklerin birbirleri ile uyumu

10. Renkli dokumacılıkta kullanılan yöntemler arasında aşağıdakilerden


hangisi bulunmaz?
a) Tek renk çözgü ipliği ve farklı bir renkte atkı ipliği kullanmak
b) Tekrenk çözgü ipliği ve birden fazla renkte atkı ipliği kullanmak
c) Birden fazla renkte atkı ve birden fazla renkte çözgü ipliği kullanmak
d) Tekrenk atkı ipliği ve birden fazla renkte çözgü ipliği kullanmak
e) Tek renk atkı ve aynı renkte çözgü ipliği kullanmak

Cevap Anahtarı
1.b, 2.d, 3.c, 4.e, 5.a, 6.c, 7.b, 8.d, 9.a, 10.e

264
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Dokuma Tasarımında Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Başer, G. (2005). Dokuma Tekniği ve Sanatı. Dokuma Kumaş Tasarımı. Cilt 2. İzmir:
Punto Yayıncılık Ltd. Şti.
Yakartepe, M.,Yakartepe, Z. (1995). Tekstil Teknolojisi, Elyaf’tan- Kumaş’a. Cilt 4,
5. İstanbul: Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Merkezi Yayınları.
Watson, W. (1921). Textile Design and Colour. Elementary Weaves and Figured
Fabrics (Second Edition). London: Longmans, Green and Co.
İmer, Z. (1986). DokumaTekniği. Cilt 1. Ankara: EmekOfsetMatbaacılıkSanayii.
Oelsner, G. H. (1952). A Handbook of Weaves. New York: Dover Publications, Inc.
Görsel 12.2. Vigoureux Baskı Yöntemi İle Bantların Renklendirilmesi.
VigoureuxDyeingInTops. 17 Kasım 2020 tarihinde
https://www.gruppocolle.it/tintura-vigoureux-en.php adresinden erişildi.
Görsel 12.3. Vigure İplikle Dokunmuş Kumaş. Serj. 17 Kasım 2020 tarihinde
http://copurogullari.com/serj.php adresinden erişildi.
Görsel 12.4. Dokuma Kumaş Üretiminde Kullanılan Muline İplik. Muline İplik
Tanımı. 17 Kasım 2020 tarihinde https://tekstilbilgi. net/muline-ip-
nedir.htmladresinden erişildi.
Görsel 12.5. İpliklerin Bobin Halinde Boyanması. YarnDyeing. 18 Kasım 2020
tarihinde https://textilelearner. blogspot.com/2011/12/methods-of-dyeing-
different-dyeing.htmladresinden erişildi.

265
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
BASKI TASARIMINDA RENK

• Baskı Tasarımı ve Renk


• Baskı Teknikleri ve Stillerinde
İÇİNDEKİLER

Renk
RENK BİLGİSİ
Doç. Dr. Semra GÜR
ÜSTÜNER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Baskı tasarımının tasarlama ve üretim
HEDEFLER

süreçlerinde rengin önemi hakkında


bilgi sahibi olabilecek,
• Raporlama ile metraj desenin nasıl
elde edildiğini anlayabilecek,
• Baskıya hazırlık aşaması olan renk
ayrımını tanımlayabilecek,
• Varyant oluşturmayı kavrayabilecek,
• Baskı teknikleri ve stilleri hakkında
genel bir bilgi sahibi olabilecek, ÜNİTE
• Rengin baskı teknikleri ve stillerinde

13
nasıl ele alındığını öğrenebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Baskı Tasarımında Renk

Renk Skalası
Belirleme

Baskı Tasarımı
Renk Ayrımı
ve Renk
BASKI TASARIMINDA RENK

Varyant
Oluşturma

Kalıp Baskı

Rulo Baskı
Düz Film Baskı
Baskı
Film Baskı
Yöntemleri
Rotasyon Baskı
Transfer Baskı
Baskı
Yöntemleri ve
Stillerinde Dijital Baskı
Renk
Direkt Baskı

Baskı Stilleri Aşındırma Baskı

Rezerve Baskı

267
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Baskı Tasarımında Renk

GİRİŞ
Tekstil baskı tasarımında kumaş yüzeyinin dekore edilmesi, süslenmesi ya
da desenlendirilmesi söz konusudur. Bu yönü ile dokuma ve örme tasarımındaki
desenlendirmeden farklıdır. Baskı tasarımının, dokunmuş ya da örülmüş
tekstillerin yüzeylerine uygulanıyor olması ise güncel trendlerin baskı yöntemi ile
daha kolay yakalanabileceğini göstermektedir. Aynı süreç ipliği boyalı bir dokuma
kumaş için daha uzundur.
Baskı tasarımları, kumaşın yüzeyine baskı teknikleri ile uygulanmaktadır.
Çeşitli baskı tekniklerinden tasarıma en uygun olan seçilerek kumaşa aktarılır.
Tasarımın kumaş yüzeyine hangi baskı tekniği ile basılacağının belirlenmesinde,
tasarımdaki raporun büyüklüğü, desenin yoğunluğu, renk sayısı gibi tasarım ile
ilgili etkenlerin dışında maliyet gibi ekonomik faktörler de göz önünde
tutulmalıdır.
Tekstil yüzeylerinin farklı baskı teknikleri ile desenlendirilmesi için yapılan
baskı tasarımlarında en önemli öge şüphesiz renktir. Elyaftan ipliğe, iplikten
kumaşa doğru giden sürecin her aşamasında renklendirme yapılabilir. Ayrıca
elyaftan boyalı ya da ipliği boyalı dokuma ve örme üretim yöntemleri ile de kumaşı
renklendirmek/desenlendirmek mümkündür. Ancak tüm bunlar yapıldıktan sonra
da ilave olarak renk ve desen kumaşa baskı tasarımı ile de uygulanabilir. Bu
çerçevede kumaşa en son desenlendirme baskı tasarımı ile yapılabilir.
Tekstil baskı tasarımında renk, başarılı bir koleksiyon için olmazsa olmazdır.
Çünkü tüketici, podyumda ya da vitrinde ilk olarak rengi görür. Daha sonra giysinin
kalıbına dikkat eder ya da kumaşa dokunur. Bu bağlamda tüketicinin tekstil
ürününü satın almasına sebep olan en büyük etken, renktir. Baskı tasarımında
renk, benzer ürünler arasında üstünlük sağlamak açısından önemli bir yere
sahiptir.
Baskı tasarımı sürecinde renk her aşamada vardır ve kumaşa baskı
uygulanacak ana kadar her aşamada değiştirilebilir. Bu da baskılı tekstillerin güncel
trendleri yakalamadaki üstün hızıdır. Ayrıca diğer üretim yöntemlerindeki
desenlendirmelerden de daha az maliyetli bir desenlendirme söz konusudur. İpliği
boyalı bir ekose dokuma gömleklik ile baskılı bir ekose gömleklik kumaş maliyeti
açısından ciddi bir fark bulunmaktadır.

BASKI TASARIMI VE RENK


Baskı tasarımı için tekstillerin renklendirilmesidir denilebilir. Giysiler, iç ve
dış mekânlardaki tekstiller, hatta askerî giysilerin kamuflaj desenleri de baskı ile
renklendirilir. Simsiyah bir giyside kullanılan renkli bir fular ile bambaşka bir tarz
Baskı tasarımı, yaratılabilir.
tekstillerin Baskı tasarımı; dokunmuş, örülmüş, ipliği boyalı, düz ya da koyu renk bir
renklendirilmesidir.
renklendirme işlemi yapılmış bir tekstil yüzeyine veya dokunmamış tekstiller olan
“nonwoven”lara uygulanabilir. Üretimin ham kumaş veya yarı mamul kumaş
aşamalarında uygulanabildiği için kumaşa yapılabilecek son desenlendirme

268
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Baskı Tasarımında Renk

işlemidir. Bu nedenle bir kumaşın hangi yöntemle desenlendirildiğini anlamak için


kumaşın tersini çevirmek yeterlidir. Eğer tersini çevirdiğinizde deseni yüzeydeki
kadar net göremiyorsanız elinizdeki baskılı bir kumaştır.

Örnek
•Anadolu'da basma kumaş olarak geçen baskılı tekstiller; küçük desenli,
pamuklu kumaştır ve etek ile elbise olarak kullanılır.

Baskı tasarımında renk


kadar önemli bir diğer Baskı tasarımında renk kadar önemli bir diğer konu, tekrardır: Tasarımda
konu, tekrardır. desen metrelerce tekrar ederek devam edebilir ve buna metraj desen denir
(Görsel 13.1). Desen sadece pano olarak kullanılabilir, buna da pano desen denir
(Görsel 13.2). Ev tekstili ve giyim alanında kullanılacak baskılı tekstillerde
çoğunlukla metraj desen; nevresimlerde ve tişörtlerde ise pano desen
kullanılmaktadır.

Görsel 13.1. Metraj desen, L. H. Görsel 13.2. Pano desen, yaklaşık 1820
Jungnickel, “Urwald”, Viyana Atölyesi, (Meller ve Elffers, 1991).
yaklaşık 1913 (Meller ve Elffers, 1991).
Örnek

•Büyük reklam panolarında yer alan reklam afişleri, pano desen olarak
nitelendirilebilir.
Desen, kumaş boyunca
metrelerce tekrar
edebilmesi için
raporlanır.
Tekstil baskıcılığında, tüm tasarımlar, baskı işleminin bir parçası olan tekrarlı
desen şablonlarını gerektirir. Bu neden ile tasarımlar, belirli bir tekrar boyutunda
olmalıdır. Tasarım, desenin kumaş boyunca metrelerce tekrar edebilmesi için
raporlanır. Raport ya da rapor, kompozisyonda düzenli dağılımı ve sürekliliği

269
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Baskı Tasarımında Renk

sağlayan ölçülendirilmiş en küçük desen birimidir. Tasarımın ilk eskiz aşamasında


ve tasarlama sürecinde raporun büyüklüğü tasarımcıya bağlıdır. Ancak üretime
geçileceği zaman raporlama için raporun ölçüsü baskı yöntemine göre
belirlenmelidir.

Örnek
•Rotasyon baskı için standart boyut genellikle 64 cm genişliğindedir. Bu
neden ile tasarımlar genellikle 64 cm tekrara ya da bu sayının
bölünenlerine (örneğin 32 cm veya 16 cm) sahip olacak şekilde
raporlanmalıdır.

Bazı durumlarda raporun genişliği kumaşın kendisi tarafından belirlenir.


Standart döşeme kumaş genişliği 140 cm’dir. Bazı tasarımlarda 69 cm
genişliğinde tekrar kullanır ve her iki tarafta 1 cm’lik boşluk bırakılarak kumaş
kenarı oluşturulur.
En basit tekrar yapısı olan tam tekrar (blok tekrar), raporun tam altında ve
yanında yeniden meydana gelerek oluşturulur (Görsel 13.3). Çok sayıda farklı
tekrar yapısı olmasına rağmen özellikle moda tasarımı için en yaygın kullanılanı,
Moda tasarımı için en yarım rapordur (Görsel 13.4). Burada rapor tam olarak kendisinin altında tekrar
yaygın kullanılanı, yarım eder; ancak yatay olarak tekrar boyutunun yarısı kadar aşağı çekilir, bu
rapordur. raporlama yarım adım tekrarı olarak da adlandırılır.

Görsel 13.3. Tam rapor Görsel 13.4. Yarım rapor

Desen içerisinde raporun büyüklüğü tekrarın büyüklüğüne neden olur ve


kumaşta bunu fark etmek zorlaşabilir. Küçük raporlar ile yapılan tekrarı
yakalamak bu açıdan daha kolaydır. Bilgisayar destekli tekstil tasarım
programlarında raporlama seçilen rapor türüne göre kolaylıkla yapılabilir.
Baskı tasarımında rengin kullanımı; tasarımda denge, birlik, uyum ve zıtlık
yaratmak için önemlidir. Tasarımda birbirinden ayrı parçalar arasında devamlılık
duygusu yaratmak amacıyla kullanılan renk, baskı tasarımında da bu amaca hizmet
eder. Baskı tasarımında rengin etkin kullanımı, görsel ve tanımlayıcı bir unsurdur:
Baskı tasarımında renk;
tasarımda denge, birlik, Kontrast ya da şiddetli renk paleti ile çalışılırsa, hareket ve enerji duygusu; aynı
uyum ve zıtlık yaratmak değerde ve yumuşak tonlu renk paleti tercih edilirse de huzur ve sakinlik hissi
için önemlidir. uyandırılabilir. Renkler, tasarımdaki biçimlerin algısını da etkileyerek; boyut
yanılsaması, yakınlık-uzaklık ve derinlik yaratırlar. 2. ünite “Görsel Algıda Renk”, bu

270
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Baskı Tasarımında Renk

açıdan önemli bilgiler içermektedir. Tasarlama sürecinde renk, tasarımcının kişisel


beğenileri ile başlasa da tasarımın satış potansiyeli açısından bu yeterli değildir.
Renk ilişkilerine hâkim bir tasarımcının renk paleti çeşitlilikler içermelidir ve
tasarımcı yeni renklere açık olmalıdır.

Bireysel Etkinlik

•Tekstil Malzeme Bilgisi kitabındaki 7. ünite "Renk" ile elinizdeki bu


kitapta yer alan 11. ünite "Kompozisyonda Renk" ünitelerinde, renk
ilişkileri için örnek verilen görselleri inceleyerek, önerilen ilişkiler ile
denemeler yapınız.

Renk Skalası Belirleme


Baskı tasarımcısının kişisel renk paleti ya da paletleri olsa da tasarımcı,
günceli yakalayabilmek için yeni ve farklı renk paletleri ile de çalışabilmelidir. Bu
nedenle tasarımcı, renklerin birlikteliklerini ve etkileşimlerini teorik olarak iyi
bilmenin dışında çok iyi de kullanabilmelidir. Baskı tasarımında renk skalasını
belirlemek için mutlaka geçmiş sezonun renkleri ve gelecek sezonun renk
tahminleri incelenmelidir. Renk skalasındaki her renk, ürünün maliyetini direkt
etkilemektedir. Ayrıca çok renkli bir renk skalasının etkin olarak kullanımı da
zorlayıcı olabilir.
Renk skalasındaki renk ve ton dengesi önemlidir: Farklı doygunluklarda ton
değeri olmadan oluşturulan bir renk skalası, desende biçimlerin
renklendirilmesinde yeterli olmayabilir. Desende yer alan biçimlerin
Renk skalasındaki renk kompozisyonda bir bütünlük oluşturabilmesi için rengin etkin kullanımı önemlidir.
ve ton dengesi
Ayrıca renk skalasında ışıklı, canlı renkleri dengeleyecek ışıksız, mat renkler de
önemlidir.
olmalıdır. Desende renklerin etkin kullanımının dışında paletteki renklerin
belirlenmesinde, bu renklerin günün belirli saatlerinde kullanılan çeşitli aydınlatma
koşullarındaki değişiminin de düşünülmesi gerekmektedir.
Baskı tasarımı koleksiyonu oluşturulurken renk skalasının belirlenmesinde
bazı faktörlerin öne çıktığı görülmektedir:
 Tasarımın kullanım alanı,
 Sezon
 Hedef kitle,
 Renk eğilimleri,
 Tema,
 Desen grupları,
 Maliyet.
Bu faktörler, sırası ile incelendiğinde, renk skalasının belirlenmesinin
haricinde koleksiyonun ana ekseninin oluşumunda da önemli rol oynadıkları
görülecektir:

271
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Baskı Tasarımında Renk

Tasarımın kullanım alanı: Renk skalasının belirlenmesi, tasarımın kullanım


alanının netleşmesi ile başlar. Tekstil baskı tasarımının kullanım alanı için; ev
tekstili (iç mekân), dış mekân, giyim, plaj giyim gibi sınıflandırmalar yapılabilir.
Ancak ev tekstili ise döşemelik ya da perdelik; giyim ise kadın, erkek, çocuk ya da
bebek giyim için kullanıma sunulacağı alan tam olarak netleştirilmelidir. Kullanım
Renk skalasının alanının belirlenmesi ile renk skalası açısından tasarımcıya bir yön çizilir, hatta bu
belirlenmesi, tasarımın
yön ile deseni oluşturacak biçim veya form da ortaya çıkmaya başlar. Dilimizde
kullanım alanının
netleşmesi ile başlar. ‘bebek mavisi’ gibi renk tanımı olduğu düşünüldüğünde kullanım alanlarının renk
ile ilişkisinin ne kadar güçlü olduğu görülebilir.
Örnek

•Bebek giyim için bir baskılı tasarım yapılması planlanıyor ise renk
skalası ve desendeki biçim veya formlar bu yaş grubuna göre
olacaktır.

Sezon: Renk skalası belirlemede tasarımın kullanım alanının tespiti kadar


Renk skalası tasarımın hangi sezon için planlandığı da önemli bir etkendir. ‘Doğaya dönüş’
belirlemede, tasarımın teması; sonbahar/kış sezonunda ayrı bir renk skalası (Görsel 13.5), ilkbahar/yaz
hangi sezon için sezonunda ayrı bir renk skalası (Görsel 13.6) gerektirir.
planlandığı da önemli
bir etkendir.

Görsel 13.5. ‘Doğaya dönüş’ teması sonbahar/kış sezonu, renk skalası

Hedef kitle; yaş, Görsel 13.6. ‘Doğaya dönüş’ teması ilkbahar/yaz sezonu, renk skalası
cinsiyet, gelir ve eğitim
Hedef kitle: Renk skalasının belirlenmesinde hedef kitlenin; tercihleri,
düzeyi ile kültürel ve
toplumsal sınıflar kültürü, iklim şartları ve alışkanlıkları gibi etkenler kullanılacak büyük rol
açısından ele oynamaktadır. Her sektörün, büyük ya da küçük her firmanın, serbest olarak
alınmalıdır. çalışan tasarımcının bile bir hedef kitlesi vardır. Çünkü ortaya çıkarılacak ürün ya
da hizmet hedef kitlenin istek, beğeni ve ihtiyaçlarını karşılayabilmelidir. Ürün
Geliştirme ve Üretim Derneği (Product Development & Manufacturing
Association) hedef kitleyi kısaca belirlenen kategori içerisinde ürünü satın alması
en olası pazar dilimi olarak tanımlamıştır. Hedef kitlenin iyi analiz edilmesi;
hazırlanacak koleksiyonun, sunulacak tasarım konseptinin satış amacına ulaşması
demektir. Bu nedenle hedef kitle; yaş, cinsiyet, gelir ve eğitim düzeyi ile kültürel ve
toplumsal sınıflar açısından çözümlenmelidir. Yaşadığı ülkenin coğrafi konumu da
insanların tercihlerini belirleyeceği için hedef kitlenin, yaşadığı bölge de ön plana
çıkmaktadır. Tanımlanan, iyi analiz edilen hedef kitleye rağmen küreselleşmenin
yarattığı evrensel bir kültür olduğunu da unutmamak gerekir.

272
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Baskı Tasarımında Renk

Baskı tasarımda hedef kitleye göre renk skalası belirlemede; yaş, cinsiyet,
gelir düzeyi ile hedef kitlenin hangi coğrafi bölgede yaşadığı, tasarımın hangi
ülkede pazara sunulacağı gibi kriterler öne çıkmaktadır. Tasarımın hangi ülkede
satışa çıkacağı netleşince bu ülkenin genel iklim koşulları ve kültürü hakkında bilgi
toplanmalıdır. Sonra hedef kitlenin dâhil olduğu tüketici grubu belirlenmelidir.
Üst-orta-düşük segment gibi tanımlamalar ürünün sadece satış fiyatını
belirlemekle kalmaz, renk skalalarını da belirler.

Tasarım, hedef kitlenin


istek, beğeni ve
ihtiyaçlarına cevap
Örnek

verebilmelidir. •İskandinav ülkelerinden Finlandiya'da satışa çıkarılacak bir baskılı


tasarım kumaş grubunda koyu, kasvetli, ışıksız renklerin tercih
edilmemesi gerekir. Çünkü Finlandiya, coğrafi konum itibarı ile güneşi
az gören bir ülkedir ve canlı, ışıklı renkler tercih edilmektedir.

Renk eğilimleri: Trend analizcileri, tekstil ve moda için gereken tüm kanalları
kullanarak gelecek sezon için; renk, elyaf, kumaş, siluet, hatta yaşam tarzı
önerilerinde bulunurlar. 5. ünite “Renk Trendleri” başlığı altında konu ile ilgili
Küresel bir renk
detaylı bilgi olmakla birlikte dünyadaki bu konuda en etkin firmalar arasında
tahmini, tasarımın
WGSN, Nelly Rodi ve Alberto & Roy’un yer aldığı söylenebilir. Trend analizcilerinin
ürüne dönüşüp satışa
çıkartılacağı ülkenin öngörüleri incelenmeli ve renk skalası hazırlama aşamasında dikkate alınmalıdır.
kültürel kodları ile Ancak küresel bir renk tahmini, tasarımın ürüne dönüşüp satışa çıkartılacağı
uyuşmayabilir. ülkenin kültürel kodları ile uyuşmayabilir. Bu nedenle küresel renk tahminleri iyi
analiz edilmeli ve tasarımın hedef kitlesi mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Tema: Renk skalası, seçilen tema ile belirginleşir. Tema ‘doğaya dönüş’ ise
doğayı çağrıştıran renkler skalada yer alacaktır. Ayrıca tema ve renk skalası ile
birlikte, baskı yapılacak kumaşın elyaf türü (%100 pamuk) ya da elyafın karışım
oranları (%50 pamuk %50 liyosel), baskı yöntemi gibi önemli basamaklar bile
netleşebilir. Trend öngörülerinde de temalar ile birlikte renk skalaları, desenler,
kumaş türlerini birlikte sunulmaktadır. Belirlenen tema, desendeki biçim ve
formların ana hatlarını çizer. ‘Doğaya dönüş’ temasında desenlerin; yapraklar,
çiçekler, kuşlar gibi doğayı anımsatacak figürlerden oluşması muhtemeldir.
Desen grupları: Baskılı tasarımlar, desenlerine göre sınıflandırılabilir. Genel
hatları ile aşağıdaki başlıklarda ele alınabilecek olan desenlerin çağrıştırdıkları renk
skalaları vardır. Bunlar;

 Çiçekli desenler,
Tropikal desenler, canlı  Çizgili desenler,
ve parlak yeşiller ile  Puantiyeli (noktalı) desenler,
doğanın renklerini  Geometrik desenler,
içerir.  Soyut desenler,
 Figüratif desenler,
 Etnik desenler,

273
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Baskı Tasarımında Renk

 Tropikal desenler,
 Tasarım hareketlerinde dönemsel desenler (Art Deco, Bauhaus,
Psychedelic, Memphis gibi),
 Dokuma kumaş etkili desenler (tapestry, damask ve ikat gibi),
 Havyan figürlü desenler,
 Natürmort desenler (meyve-sebze figürlü),
 Çizgi film karakterli desenlerdir.
Desen grupları ile ilgili sınıflandırmayı çoğaltmak mümkündür. Ana hatları ile
verilen bu desen gruplarının kendilerine ait renk skalaları bulunmaktadır: Tropikal
desenler, canlı ve parlak doğanın renklerini içerir. Ancak burada renk skalaları için
kesin, net bir çizgiden bahsedilmemekte, çağrıştırdıkları renklerin olduğunun altı
çizilmektedir.
Örnek

•Baskı tasarımı koleksiyonu için etnik desen grubu ile çalışılacak ise
hangi etnik kökenin ele alınacağına göre renk skalası ortaya çıkacaktır.
Afrika etnik deseni ile Amerikan etnik deseni için kullanılacak renkler
farklı olacaktır.

Tasarlama süreci, öncelikle belirlenen desen grubunun çağrıştırdıkları


renkler ile başlasa da eskizlerden yüzey tasarımı oluşturmaya geçildiğinde skalaya
farklı ton değerleri ya da güncel renk eğilimlerinden renkler girebilir.
Maliyet: Baskı tasarımında rengin kullanımı, satışta çoğu zaman müşteriyi
etkileyen birincil faktördür. Baskı teknolojisinde dijital ve transfer baskı hariç her
renk için ayrı bir çerçeve/şablon gerektiğinden, paletteki renk sayısı arttıkça
ürünün maliyeti de doğru orantılı olarak artacaktır. Bu nedenle tasarımcılar, çoğu
Dijital ve transfer baskı
hariç her renk için ayrı zaman az renk kullanarak, çok renklilik etkisi yaratmayı hedeflemektedirler.
bir çerçeve
gerektiğinden, renk
Renk Ayrımı
sayısı arttıkça maliyet Tekstil baskı tasarımcısı, tasarlama sürecinde renk ayrımına kadar bilgisayar
doğru orantılı olarak destekli tasarım programlarından yararlanmayabilir. Ancak tasarımın üretimine
artar.
karar verildiği andan itibaren çeşitli yazılımlar ile üretime hazırlık yapılması
gerekmektedir. Bunların olmazsa olmazı da renk ayrımı işlemidir; ama öncelikle
tasarımın hangi yöntem ile üretileceği belirlenmelidir. Baskı tasarımının, tekstil
yüzeyine aktarılabilmesi için “Baskı Yöntemleri ve Stillerinde Renk” başlığında
anlatılan çeşitli yöntemlerden biri kullanılmalıdır. Bu yöntemlerden sadece iki
tanesinde basılacak desene renk ayrımı yapılmasına gerek yoktur. Transfer veya
dijital baskı ile kumaşa aktarılacak tasarımlarda renk ayrımı işlemi yapılmaz; çünkü
bu iki baskı tekniğinin çalışma prensibi farklıdır. Diğer baskı tekniklerinde,
basılacak olan desenin her bir rengi için ayrı çerçeve (şablon, döner silindir) gerekli
olduğu için üretime geçiş sürecinde renk ayırma işleminin yapılması gerekir.

274
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Baskı Tasarımında Renk

Renk ayırma işlemi, desende aynı renkte olan biçimlerin tek bir çerçeve ile
tek harekette kumaşa basılmasını sağlar. Üretim ile tasarlama süreçlerinde
bilgisayar teknolojisinin senkronizasyonu sayesinde önceleri el ile yapılan renk
Renk ayırma işlemi, ayrımı işlemi; Nedgraphics, Kaledo gibi bazı özel tekstil yazılımları ve AVA
desende aynı renkteki yazılımında kolaylıkla hazırlanabilmektedir. Ayrıca resim ve fotoğraf düzenlemede
alanların tek bir çerçeve kullanılan daha genel bir program olan Adobe Photoshop’ta da renk ayrımı işlemi
ile tek harekette yapılabilir.
kumaşa basılmasını
sağlar. Renk ayırma işlemi ile aslında tasarım ve üretim aşamasında çıkan en büyük
sorun gündeme gelmektedir. Bu da rengin baskı tasarım aşamasından üretim
aşamasına kadar aynı kalmasını sağlamaktır. Tasarlanan rengin üretim sonunda
da kumaşta aynı renk olarak basılabilmesi gerekmektedir. Bu açıdan bilgisayar
destekli tasarım programlarında hangi renk uzayı ile çalışıldığı önemlidir. RGB, ışık
renkleri; CMKY da boya renkleridir. Bilgisayar ekranında görülen rengin tekstil
yüzeyinde elde edilen renk ile aynı olması açısından renk uzay sistemlerinin
tasarıma başlamadan önce eşleştirilmesi gereklidir. Tekstil baskı tasarımına özel
yazılımlar, renk yöntemi sistemi ile üretimin her aşamasında renklerin
Bilgisayar ekranındaki
eşitlenmesini sağlamaktadırlar.
rengi kumaşta da
görmek için, renk uzay
sistemleri tasarıma
başlanmadan önce
eşleştirilmelidir.
Örnek

•Ned Graphics’in baskı alanına özel yazılımı Prints’te, tasarım renk


ayrımı işlemine göre kanallar ile yapılmaktadır.

Baskı tasarımının kumaşa aktarılabilmesi için gerekli olan renk ayırma


işleminde, birbirine çok yakın renk grupları (bir rengin tonları gibi) veya istenen
farklı renkler birleştirilebilir. Bu işleme renk indirgeme denilmektedir. 8 renkli bir
tasarımdan 3 renkli bir tasarıma kadar renk indirgeme yapılabilir (Görsel 13.7-8).
Renk indirgeme işleminde kumaşın maliyeti göz önünde tutulur. Maliyetin dışında
bu işlem, seçilen baskı yönteminin uygulanacağı makinenin kapasitesine göre de
yapılır.

Görsel 13.7. 8 Renkli tasarım Görsel 13.8. 8 renkten 3 renge, indirgeme


işlemi yapılmış tasarım

275
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Baskı Tasarımında Renk

Varyant Oluşturma
Çeşitleme demek olan varyant, desenin aynı kalarak tasarımdaki ilk
renklerine yakın ışık değerlerinde ya da farklı renklerle yeniden basılması ya da
farklı renk iplikler ile yeniden dokunmasıdır. Tekstil sektöründe kumaşlar
genellikle, en az üç varyantlı olarak tasarlanırlar. Görsel 13.9’daki gibi fazla
Varyant, aynı desenin
sayıda varyant yapılabilir. Buradaki ilk dört varyanttaki gibi desendeki renklere
farklı renkler ile
basılması ya da farklı yakın renk önermeleri yapılabilir. En son-beşinci varyanttaki gibi renk skalası
renk iplikler ile tamamen de değiştirilebilir:
dokunmasıdır.

Görsel 13.9. Baskı tasarımı ve varyantları (anonim), 1931 (Hardy, 2006).


Varyant, desenin farklı
renk skalaları ile satış Tasarıma varyant yapılmasındaki amaç, deseni farklı renk skalaları ile
potansiyelini arttırmak sunarak satış potansiyelini arttırmak ve hedef kitleye kombin olanağı tanımaktır.
için yapılır. Baskı tasarımlarına yapılan varyantlar ile aynı desen farklı pazarlara
sunulabilmektedir. Her ülkenin kültürel kodları renk anlayışını ve renk
beğenilerini biçimlendirmektedir. Bu bağlamda varyant, desenin pazara göre
yorumlanmasıdır.
Örnek

•Firmaların kumaş kataloglarında tasarımın varyantları da yer


almaktadır.

BASKI YÖNTEMLERİ VE STİLLERİNDE RENK


Tekstil baskı tasarımlarının kumaşa aktarılabilmesi için çeşitli baskı yöntem
Deseni ve desendeki
ve stilleri kullanılmaktadır. Desenin ve desendeki renklerin kumaşa birebir
renkleri kumaşa birebir
aktarabilen yöntem, basılabilmesine olanak tanıyan yöntem, o tasarım için uygun olan baskı
tasarım için uygun olan yöntemidir. Burada baskı yöntemi kadar boyarmaddenin farklılığı da renk
baskı yöntemidir. açısından etkilidir. Tekstilde renklendirme için; 8. ünite “Tekstilde Renk” ile 9.
ünite “Doğal Boyamacılık”, üzerinde önemle durulması gereken başlıklardır.

276
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Baskı Tasarımında Renk

Boyarmaddelerin dışında kumaşı meydana getiren elyaf kompozisyonunun da


renk üzerinde etkili olduğu unutulmamalıdır. Görsel 13.10’da aynı desen aynı
baskı yöntemi ile farklı tür kumaşlara uygulanmıştır. Görselde yer alan sıra ile
keten, şifon ve pamuklu kumaşa basılan desendeki renk farkı, kumaş yapısı ve
renklendirmenin bitmiş rengi nasıl etkilediğini göstermektedir:

Görsel 13.10. Keten, şifon ve pamuklu kumaş (Briggs-Goode, 2013).

Baskılı tekstiller ile ilgili dünya çapında 2002 yılında yapılan bir araştırmaya
göre; baskılı tekstil ürünlerinin % 90’ından fazlası düz film ve rotasyon baskı, % 6’sı
transfer baskı, % 1'in biraz üzerinde de dijital baskı ile üretilmektedir. Günümüzde
ise dijital baskı kullanımının giderek arttığı görülmektedir. Baskı yöntemi
Günümüzde dijital baskı
seçiminde aşağıdaki sorulara verilen cevaplar, hangi yöntemin kullanılacağını
kullanımı giderek
artmaktadır. belirleyebilir:

 Rapor büyük ya da küçük mü?


 Desen yoğunluğu nasıl?
 Desen enine ya da boyuna çizgili mi?
 Güncel trendler takip edilerek kısa süreli üretimler mi gerçekleştirilecek?
 Metrelerce üretilecek bir tasarım söz konusu ise aynı baskı kalitesi ile
sürdürülebilir baskı koşulları yakalanabilecek mi?
Bu soruların cevaplarına, baskı yöntemlerinin genel hatlarını anlayarak ve
yöntemler ile elde edilebilen renkler hakkında bilgi edinerek ulaşılabilir.

Baskı Yöntemleri
Tekstil baskı teknolojileri, kumaşa deseni aktarmada kullanılan malzeme
veya makineye göre isimlendirilir. Tekstil baskıcılığının başlangıcından günümüze;
el kalıp baskıcılığından bakır plaka baskıya, rulo baskıya, düz film ve rotasyon
Endüstride
kullanılmayan kalıp baskıya, transfer baskıya ve en nihayetinde dijital baskıya kadar birçok farklı
baskıda, desende yöntem geliştirilmiştir. Sürekli gelişen bu yöntemler ile amaç, deseni kumaşa en iyi
kaymalar ya da şekilde aktarabilmektir.
renklerin üst üste
binmesi gibi Kalıp Baskı
istenmeyen sonuçlar
Tekstil baskı teknolojisinin temeli olan tahta veya metal kalıplar ile yapılan
ortaya çıkabilir.
bu teknik, Anadolu’da yazma baskı olarak geçmektedir. Kalıp baskıda, desende yer

277
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Baskı Tasarımında Renk

alan her renk için ayrı kalıplar hazırlanır. Deseni oluşturan kısımlar rölyef olacak
şekilde oyulur ve boyarmadde kalıbın rölyef kısımlarına emdirilerek düz bir
zeminde kumaşa uygulanır (Görsel 13.11). El ile uygulandığından desenlerde ve
renklerde farklılıklar görülebilir. Hatta yer yer desende kaymalar ya da renklerin
üst üste binmesi gibi istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Blok baskı da denilen
bu baskı yöntem endüstri de kullanılmamaktadır. Ancak el işçiliğinin güncel
eğilimlerde dönem dönem öne çıktığı unutulmamalıdır.

Görsel 13.11. Kalıbın yapımı ve kalıp baskıcılığı (Briggs-Goode, 2013: 23).

Rulo Baskı
Silindir baskı olarak da geçen rulo baskı, bakır rulolar üzerine desenin
oyularak ya da kabartılarak işlenmesi yöntemi ile yapılmaktadır. Makinenin çelik
bir mil üzerinde dönen, yandan yuvalara yerleştirilmiş üzeri krom kaplı bakır
silindirleri vardır (Görsel 13.12). Desendeki renk sayısı kadar olan bu silindirlerin
yüzeyinde, her rengin, desendeki biçimine göre oyularak işlenmiş desen bölgeleri
Rulo baskı silindirleri,
desendeki renk sayısı bulunur. Böylece derinleştirilmiş kısımlarda kalan baskı patı, basınç yardımı ile
kadar hazırlanır ve her kumaşa aktarılır.
renk, desendeki
biçimine göre oyularak
ya da kabartılarak
işlenir.

Görsel 13.12. 1830’lardan rulo baskılı kumaş ve baskı silindiri (Briggs-Goode, 2013).

Görsel 13.12’de rulo baskı ile elde edilebilecek desenin kalitesi


görülmektedir.

278
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Baskı Tasarımında Renk

Rulo baskı tekniğinde rengi olumsuz etkileyen; boyanın, desen silindiriyle


presör (bu makinelerde, kumaşın üzerinden geçirildiği ortadaki büyük silindir)
arasındaki yüksek basınçla ezilmesi ve kirlenmesidir. Ancak yine de üretim hızı en
Rulo baskı tekniğinde yüksek olan bu baskı yöntemi ile keskin kenarlı baskılar elde edilir (Görsel 13.20).
renkteki sorun, yüksek Desen silindirlerinin çapları sınırlı olduğu için desen rapor boyu sınırlıdır. Bu
basınçla ezilmesi ve nedenle küçük desenli baskılarda uygundur. Büyük raporlu desenler rulo baskı ile
kirlenmesidir. basılamaz. En fazla 7 rengin randımanlı basılabildiği bu yöntem hızla önemini
kaybetmektedir.

Film Baskı
Film baskı, düz film baskı ve rotasyon (dönel) baskı olmak üzere iki şekilde
uygulanmaktadır.
Düz film baskı tekniği; serigrafi baskı, film druck baskı, düz şablon baskı, ipek
baskı ve elek baskı olarak da adlandırılmaktadır. Bu yöntem rotasyon baskının
temelidir ve tekstil baskı yöntemleri içerisinde diğer sanat dalları tarafından da
kullanılmaktadır.
Baskı kalıbı olarak gaze bezi de denilen ipek veya sentetik elek bezlerin gerili
olduğu çerçeveler kullanılır. Gaze bezine sürülen foto-emülsiyon lak sayesinde
desenin negatifi, yüksek ısı ile gerçekleştirilen pozlandırma işlemiyle çerçeveye
aktarılır. Pozlanan bölgeler sert, pozlanmayanlar ise yumuşaktır ve yumuşak
kısımların su ile çerçeveden ayrılmaları sağlanır. Böylece basılması gereken desen
ortaya çıkar. Basılacak kumaşa yerleştirilen çerçeve üzerindeki boya, rakle
yardımıyla bastırılarak yüzeye aktarılır. Her bir renk için ayrı ayrı hazırlanan bu
çerçeveler, üst üste basıldığında desenin tamamı uygulanmış olur (Görsel 13.13).

Görsel 13.13. Marimekko fabrikasında, düz film baskı ile üretim (Clarke, 2011).

Baskı tasarımları ile dünyaca tanınan Fin tekstil markası Marimekko’nun düz
film baskı yöntemini tercih etmesi, bu yöntemin avantajlarını özetler niteliktedir:
Bu yöntemde renklerin üst üste bindirilmesi ile yepyeni renkler oluşur.
Düz film baskıda Marimekko’nun imzası niteliğinde olan, iki renkten üçüncü rengin elde
renklerin üst üste
edilebilmesidir (Görsel 13.14). Yeterli miktarda boya, kimyevi madde ve renk
bindirilmesi ile yepyeni
renkler oluşur. çeşidi bulunmayan savaş sonrası yıllarda film baskının öne çıkan bir özelliğidir.

279
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Baskı Tasarımında Renk

Görsel 13.14. Marimekko, tasarımcı: Annika Rimala, 1966 (Aav, 2012).

Görsel 13.14’te görüldüğü gibi, mor ve sarı rengin üst üste bindirilmesi ile
kırmızımsı bir renk elde edilmiştir.
Düz film baskı yönteminde, büyük raporlu desenler basılabilir. Ayrıca atkı-
çözgü sıklığı fazla gaze bezi kullanılarak da desende yer alan son derece net
kontürlerin kumaşa aktarılması mümkündür. Boyalar ezilmediği için en yüksek
renk canlılığı bu yöntem ile elde edilir. Yöntemin en büyük dezavantajı ise üretim
hızının rulo ve rotasyon yöntemlerine göre daha düşük olmasıdır. Bu nedenle
baskı maliyeti en yüksek baskı yöntemidir denilebilir. Kumaş boyuna doğru çizgili
desenlerin basılmasında başarılı olmayıp, enine çizgilerde sorun yaşanmaz.
Rotasyon (dönel) baskı, rulo baskı ile düz film baskı tekniğinin birleştirilmesi
ile bu iki yöntemin olumsuzluklarının giderilmeye çalışılması sonucunda ortaya
çıkmıştır. Desen, düz film baskıda gaze bezine uygulandığı gibi delikli metal
silindirden şablonlara pozlandırma işlemiyle aktarılır. Bu silindirler üzerindeki
Düz film baskıda deliklerin sayısı, mesh ile ifade edilir. Desenin niteliğine göre uygun mesh sayısına
boyalar ezilmediği için
sahip şablonlar seçilmelidir. İnce desenler için büyük meshli, kalın ve kaba
en yüksek renk canlılığı
bu yöntem ile elde desenler için ise küçük meshli şablonlar tercih edilir. Desendeki renk sayısı kadar
edilir. silindir tekstil yüzeyinin üzerinde bulunur (Görsel 13.15). Sürekli dönen baskı
silindirlerinin içine bir pompa yardımı ile verilen baskı patı, dönel şablonun içindeki
raklelerle delik yerlerden alttan geçen tekstil yüzeyine aktarılır. Rotasyon
şablonların her dönüşüyle bir silindir çevresi basılmaktadır.

Görsel 13.15. Rotasyon baskı (Briggs-Goode, 2013).

280
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Baskı Tasarımında Renk

Üretim hızı çok yüksek olan bu yöntem ile düz film baskının iki-üç katı
üretim gerçekleştirilebilir. Ayrıca rulo baskıda görülen boya ezilmesi ve renk
kirlenmesi sorunu giderilmiştir. Renk ve desen değiştirme süreleri rulo baskıya
nazaran daha kısa olmasına rağmen bu süre, düz film baskıdan uzundur. Düz film
baskıda yapılamayan kumaş boyuna doğru olan çizgili desenler, rotasyon baskı
makinesinde rahatlıkla yapılabilir. Düz film baskıdaki gibi çok büyük raporlu
desenler basılamaz; çünkü rapor büyüklüğü şablon çevresine bağlıdır. Makinenin
Rotasyon baskıda, rulo baskıya ön hazırlığının fazla olması nedeni ile aynı desenden yüksek metrajlarda
baskıda görülen boya
avantaj sağlanır. Küçük partiler için uygun değildir. Yer gereksinimi rulo baskı
ezilmesi ve renk
kirlenmesi sorunu makinelerinden fazla, düz film baskı makinelerinden düşüktür. Şablon hazırlama
giderilmiştir. maliyeti düz film baskıdan yüksektir. Ayrıca şablon yıkama için özel makine
gerekir.

Transfer Baskı
Desenin tekstil olmayan bir yüzeye basılıp daha sonra ayrı bir işlemle tekstil
yüzeyine aktarılmasıdır. Bu nedenle ‘aktarma baskı’ da denilmektedir. 1950’lerde
sentetik kumaşlara uygulanabilen bu baskı tekniğinde günümüzde doğal elyaf
karışımları içeren kumaşlara da baskı yapılabilmektedir. Başlıca transfer baskı
çeşitleri; süblimasyon, eriyik, film çıkartma ve yaş transfer baskıdır. Çalışma
prensibi, kıvamlaştırıcı ve bağlayıcı ile kâğıda basılan desendeki boyanın 150-220°C
arasında ısıtılınca buharlaşması ya da süblimleşmesi ile tekstil yüzeyine geçmesi
Transfer baskı ile
esasına dayanmaktadır.
detaylı tasarımlar ve
fotoğraflar, geniş bir Sıcak ve kuru bir baskı tekniği olan transfer baskı ile yıkama ve kurutma
renk yelpazesinde işlemleri ortadan kalkar. Transfer baskı yöntemi ile detaylı tasarımlar ve hatta
tekstillere aktarılır. fotoğraflar, en ince ayrıntısına kadar geniş bir renk yelpazesinde tekstillere
aktarılabilir, desene istenen ton değerleri verilebilir. Değişen trendleri tasarıma
aktarmak için iyi bir baskı yöntemidir. Bu tekniğin dezavantajı ise özellikle koyu
renklerde renk haslıklarının düşük olmasıdır. Ayrıca yüksek ısı ve basınç nedeniyle
kumaş yüzeyinde istenmeyen parlaklıklar oluşur ve desen kâğıdı maliyetlidir. Bu
dezavantajlarına rağmen günümüzde kolaylıkla ulaşılabilen bir yöntem olduğu için
baskı tasarımlarda renk araştırmaları ve renk denemelerini kumaşta görmek için
sanat/tasarım öğrencilerinin sıklıkla kullandığı bir baskı yöntemidir.

Dijital Baskı
Dijital ortamda, bilgisayarda yapılan tasarımın özel yazıcılarla direkt tekstil
yüzeyine aktarıldığı bir baskı tekniğidir. Farklı isimlendirmeler söz konusudur:
Bilgisayarlı desen tasarım ünitesinden gönderilen dijital (sayısal) desen bilgileri ile
doğrudan baskı yapıldığı için dijital baskı; mürekkep adı verilen çok düşük
viskoziteli boyalar kullanılarak püskürtüldüğü için ‘ink jet (mürekkep püskürtme)’
baskı veya jet baskı denir. Ayrıca kumaşa temas etmeden baskı yapıldığı için de
‘non-kontakt’ baskı denilmektedir. Bu açıdan dijital baskı, klasik baskı
yöntemlerinden farklıdır.

281
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Baskı Tasarımında Renk

Örnek
•Dijital baskı makineleri, ofislerde kullanılan mürekkepli yazıcılar ile
aynı prensipte çalışır.
Dijital baskı ile renk
ayrımı ve numune
hazırlama maliyetleri
ortadan kalkmıştır.
Tekstil endüstrisinde dijital baskının tercih edilmesinin sebebi, çok renkli ve
detaylı desenlerin basılmasındaki hız ve uzun metraj baskıların yanı sıra numune
baskıların da ek maliyet getirmeden elde edilebilmesidir. Dijital baskıda transfer
baskıda yaşanan tuşede sertleşme sorunu oluşmaz. Bu yöntem ile tasarım
aşamasından üretime kadar geçen süre kısalmış, renk ayrımı ve numune hazırlama
maliyetleri ise ortadan kalkmıştır. Dijital baskı ile yüzeye aktarılan tasarıma daha
sonra farklı baskı teknikleri ile de müdahale yapılabilir.

Baskı Stilleri
Baskı stilleri, desenin tekstil yüzeyine kimyasal ve fiziksel işlemler veya farklı
prosesler ile aktarılmasıdır. Baskı stillerinde kimyasal işlemler öne çıkmaktadır. Bu
yöntemler ile çok çeşitli görsel etkiler yakalanmaktadır. Tasarımın kumaşa
aktarılması aşamasında baskı yöntemlerinin haricinde baskı stillerinden birinin
Baskı stilleri, kimyasal tercih edilip edilmeyeceği, tasarıma katkısı ile maliyet açısından
ve fiziksel işlemler veya değerlendirilmelidir. Genel olarak baskı stilleri; direkt, aşındırma ve rezerve olmak
farklı prosesler ile üzere üç ana başlık altında toplanabilir. Ayrıca özel baskı stilleri başlığı altında
desenin kumaşa yakma ve gofraj ile büzüşme etkili baskı stilleri yer alabilir. Bu ünite kapsamında
aktarılmasıdır.
renk ile ilgisi açısından direk, aşındırma ve rezerve baskı stilleri incelenmiştir.

Direkt baskı
Direkt baskı stili, beyaz ağartılmış veya optik beyazlatma yapılmış materyal
üzerine uygulanır. Pamuklu kumaşa uygulanan merserizasyon veya kostikleme ön
işlemleri kumaşın affinitesini arttırmaktadır. Açık renge boyanmış kumaşlar için de
uygulanabilecek bir baskı stilidir. Bu durumda zemin rengi ile üzerine basılan
desenin renginin karışımı ile farklı renk tonları elde edilebilir.
Örnek

•Direkt baskıda, sarı renkli bir kumaşa baskı ile kırmızı renkli bir desen
basılır ise turuncu renkli bir desen elde edilebilir.

282
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Baskı Tasarımında Renk

Aşındırma baskı
Aşındırma baskı stili, boyalı kumaşlara, özellikle de koyu renkli kumaşlara
uygulanmaktadır. Bu baskı stilinde kullanılacak renkli kumaşların fikse işlemi de
dâhil boyanmasının tamamlanmış olması gerekmektedir. Ayrıca boyanmasında
uygulanılan boyarmaddeler de kolaylıkla aşınabilmelidir. Ronjan baskı olarak da
Aşındırma baskı, boyalı
bilinen bu yöntemde, desen içinde aşındırma maddesi dediğimiz zemin boyasını
kumaşlara, özellikle
koyu renkli kumaşlara tahrip eden kimyasal maddeler bulunan bir baskı patı ile basılır. Böylece basılı
uygulanır. alanlarda zemin boyası aşınarak desen beyaz renkte oluşur ve buna beyaz
aşındırma denir. Baskı patına ilave edilen kimyasallar yardımı ile beyazlığın
derecesi arttırılabilir. Ayrıca aşındırılan yerlere aşındırma şartlarına dayanıklı bir
boyarmadde kullanarak farklı bir renk de uygulanabilir. Buna da renkli aşındırma
denilmektedir.
Örnek

•Mavi boyalı bir elbiseye ağartıcı çamaşır suyu damlarsa, damlaların


olduğu yerler sarı olur.

Rezerve baskı
Rezerve baskı stilinin esası, basılı bir alanda zemin renginin fiksesini
önlemektir. Bu amaçla beyaz kumaş üzerine desen rezerve maddesi içeren bir
baskı patı ile basılır, daha sonra kumaş boyanır. Rezerve maddesi basılı alanlarda
boyanın kumaşa nüfuz etmesini engeller veya fiksesini önler. Böylece basılı
alanlarda desen beyaz olarak elde edilir, buna beyaz rezerve denir. Baskı patı içine
Rezerve baskıda, beyaz rezerve maddesine dayanıklı bir boyarmadde ilave edilerek renkli rezerveler elde
kumaş üzerine desen
edilebilir.
rezerve maddesi içeren
pat ile basılır, sonra
boyanır.
Bireysel Etkinlik

•Evinizde bulunan baskılı tekstillerin raporunu, tekrarını ve renklerini


irdeleyiniz.
•Anadolu'da yazma olarak geçen kalıp baskı ile desenlendirilmiş
kumaşınız varsa renk ve desenlerini inceleyiniz.

283
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Baskı Tasarımında Renk

•BASKI TASARIMINDA RENK


•Baskı tasarımı, kumaşın desenlendirilmesidir. Baskı ile desenlendirilmiş
kumaşın tersinde, desen yüzeydeki kadar net görülmez. Desenin metrelerce
tekrar etmesine metraj desen, sadece pano olarak kullanılmasına da pano
desen denir. Desen, metrelerce tekrar edebilmesi için raporlanır. Düzenli
Özet
dağılımı ve sürekliliği sağlayan en küçük desen birimine rapor denir. Tam ve
yarım rapor temel rapolardır.
•Tasarımda renk; denge, birlik, uyum ve zıtlık yaratır. Renkle tasarıma,
hareket veya huzur gibi farklı duygular kazandırılabilir. Tasarımdaki
biçimlerin algısını da etkileyen renkler; boyut yanılsaması, yakınlık veya
derinlik yaratırlar.
•Renk skalasında renk ve ton dengesi önemlidir. Işıklı renkleri dengeleyecek
ışıksız renkler de olmalıdır. Skalanın belirlenmesinde; tasarımın kullanım
alanı, sezon, hedef kitle, renk eğilimleri, tema, desen grupları ve maliyet gibi
faktörler öne çıkmaktadır.
•Renk skalası belirlemede birincil etken, tasarımın kullanım alanıdır.
•Tasarımın hangi sezon için planlandığı da önemlidir.
•Hedef kitle; yaş, cinsiyet, gelir düzeyi açısından çözümlenmelidir. Tasarımın
hangi ülkede pazara sunulacağı ve hedef kitlenin tüketici grubu
belirlenmelidir.
•Renk tahminleri incelenmeli ve pazarın kültürel kodları ile uyuşması dikkate
alınmalıdır.
•Temaya göre renk skalası belirlenebilir.
•Baskılı tasarımlar; çiçekli, etnik ve tropikal desenler gibi farklı desen
gruplarına ayrılabilir. Desen gruplarının çağrıştırdıkları renk skalalarına farklı
ton değerleri ya da güncel renkler eklenebilir.
•Renk sayısı ürünün maliyetini arttırır. Tasarımcılar, bu nedenle az renk
kullanarak çok renklilik etkisi yaratmayı hedeflerler.
•Üretilecek desene renk ayrımı işlemi yapılmalıdır. Transfer ve dijital baskıda
renk ayrımına gerek yoktur. Bilgisayar yazılımları ile yapılan bu işlemle
desende aynı renkte olan biçimler tek bir çerçevede basılır. Renk, tasarımdan
üretime kadar aynı kalmalıdır. Bilgisayar ekranında görülen rengin kumaşta
da aynı olması için renk uzay sistemlerinin eşleştirilmesi gerekir. Renk ayırma
işleminde; kumaşın maliyetine ve makinenin kapasitesine göre kimi renkler
birleştirilebilir.
•Varyant, desenin satış potansiyelini arttırmak ve kombin olanağı tanımak için
aynı desenin farklı renklerle yeniden basılmasıdır.
•Tasarımların kumaşa aktarılabilmesi, baskı yöntem ve stilleri ile mümkündür.
Tekstilde deseni kumaşa en iyi şekilde aktarmak için farklı yöntemler
geliştirilmiştir.
•Kalıp baskı, tahta veya metal kalıplar ile yapılır. El ile basıldığından
desenlerde ve renklerde kaymalar görülür, endüstride kullanılmamaktadır.
•Rulo baskıda desen bakır rulolar üzerine işlenir. Desendeki her renk için bakır
rulolar hazırlanır. Boya, yüksek basınçla ezilir. Rapor boyu, silindirlerin çapları
ile sınırlıdır; küçük desenli tasarımlar basılır. En fazla 7 renk
basılabilmektedir.
•Film baskı, düz film ve rotasyon baskı olarak uygulanır. Düz film baskıda,
baskı kalıbı olarak gaze bezinin gerildiği çerçeveler kullanılır. Her bir renk için
ayrı ayrı hazırlanan çerçeveler, üst üste basılarak desenin tamamı uygulanır.
Renklerin üst üste bindirilmesi ile iki renkten üçüncü bir renk elde edilebilir.
Büyük raporlu desenler ve desendeki net kontürler basılabilir. Renk canlılığı
yüksektir. Kumaş boyunca çizgili desenler basılamaz, enine çizgiler basılabilir.

284
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Baskı Tasarımında Renk

•Rotasyon baskıda desen, delikli metal silindirden şablonlara pozlandırma


işlemiyle aktarılır. Kumaşın üzerinde, desendeki renk sayısı kadar silindir
bulunur. Baskı patı, sürekli dönen baskı silindirlerinin deliklerinden alta
Özet(devamı)geçer. Üretim hızı yüksektir, boya ezilmesi ve renk kirlenmesi yoktur. Kumaş
boyunca çizgili desenler yapılabilir. Rapor büyüklüğü şablon çevresine
bağlıdır.
•Transfer baskıda desen, önce kağıda basılır, sonra kumaşa aktarılır.
Süblimasyon, eriyik, film çıkartma ve yaş transfer baskı olarak çeşitleri vardır.
Kıvamlaştırıcı ve bağlayıcı ile kâğıda basılan desen, 150-220°C arasında
ısıtılınca buharlaşarak ya da süblimleşerek kumaşa aktarılır. Yıkama ve
kurutma işlemleri ortadan kalkar. Fotoğraflar bile geniş bir renk yelpazesinde
basılır. Trendleri yakalamak için uygundur. Yüksek ısı ve basınç, kumaşta
parlaklıklar oluşturur ayrıca desen kâğıdı maliyetlidir.
•Dijital baskı, klasik baskı yöntemlerinden farklıdır ve birçok isimle anılır:
Dijital desen bilgileri ile baskı yapıldığı için dijital baskı; mürekkep adı verilen
boyalar kullanılarak püskürtüldüğü için ‘ink jet’ baskı veya jet baskı; kumaşa
temas etmeden baskı yapıldığı için de ‘non-kontakt’ baskı denilmektedir. Çok
renkli ve detaylı desenlerin basılmasındaki hızı önemlidir. Tuşede sertleşme
sorunu görülmez. Tasarım ile üretim arasındaki süre kısalmış, renk ayrımı ve
numune hazırlama maliyetlerini ortadan kaldırmıştır.
•Baskı stilleri, desenin kumaşa, kimyasal ve fiziksel işlemler veya farklı
proseslerle aktarılmasıdır. Direkt, aşındırma ve rezerve olmak üzere üç ana
başlık altında toplanır.
•Direkt baskı, beyaz ağartılmış veya optik beyazlatma yapılmış materyal
üzerine uygulanmaktadır. Açık renge boyanmış kumaşlara uygulandığında
zemin rengi ile üzerine basılan desenin renginin karışımından farklı renk
tonları elde edilebilir.
•Aşındırma baskı, özellikle koyu renkli kumaşlara uygulanır. Kumaşın
boyanması tamamlanmış olmalı, boyarmaddenin de aşınabilmesi gereklidir.
Aşındırma maddesi olan zemin boyasını tahrip eden baskı patı ile desen
basılır. Basılı alanlar aşınır ve desen beyaz renktedir, buna beyaz aşındırma
denir. Aşındırılan yerlere aşındırmaya dayanıklı bir boyarmadde ile farklı bir
renk de uygulanabilir, bu da renkli aşındırmadır.
•Rezerve baskıda, basılı alanda zemin renginin fiksesi önlenir. Desen, beyaz
kumaş üzerine rezerve maddeli baskı patı ile basılır, sonra kumaş boyanır.
Rezerve maddesi basılı alanlarda desen beyaz olarak elde edilir. Buna beyaz
rezerve denir. Baskı patına rezerve maddesine dayanıklı bir boyarmadde
ilave edilerek renkli rezerveler elde edilebilir.

285
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Baskı Tasarımında Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Baskı tasarımı hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Tekstil yüzeyinin dekore edilmesidir.
b) Kumaşın desenlendirilmesidir.
c) Kumaşın tersi ve yüzü aynıdır.
d) Tekstil yüzeyinin süslenmesidir.
e) Dokunmuş veya örülmüş yüzeylere uygulanır.

2. Tekstil baskı tasarımı üretimin hangi aşamasında uygulanır?


a) Eskiz aşamasında
b) Elyaf açmada
c) İplik eğirmede
d) Çözgü hazırlamada
e) Yarı mamul kumaşa

3. Tekstil baskıcılığında renk kadar önemli diğer konu aşağıdakilerden


hangisidir?
a) Kenar boşlukları
b) Tekrar
c) Desenin yoğunluğu
d) Desenin sadeliği
e) Raporun boyutu

4. Renk skalasının belirlenmesinde aşağıdakilerden hangisi etken değildir?


a) Hedef kitle
b) Sezon
c) Maliyet
d) Tema
e) Elde kalan boyalar

5. Desen gruplarından hangisinde canlı, ışıklı ve yeşil renk skalasının hâkim


olduğu söylenebilir?
a) Tropikal desenler
b) Çizgili desenler
c) Damask etkili desenler
d) Art Deco etkili desenler
e) Bauhaus etkili desenler

286
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Baskı Tasarımında Renk

6. Renk ayrımı işlemi aşağıdakilerden hangisine yapılmaz?


a) Çok renkli tasarıma
b) Az renkli tasarıma
c) Rotasyon baskı ile uygulanacak tasarıma
d) Dijital baskı ile uygulanacak tasarıma
e) Düz film baskı ile uygulanacak tasarıma

7. Baskı tasarımında renk için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?


a) Renk ayrımı işlemi her tasarıma uygulanır.
b) Tasarımda görüldüğü gibi basılmalıdır.
c) Renk indirgeme yapılmadan baskı alınamaz.
d) Renk skalasında üç ana renk olmalıdır.
e) Renk ve maliyet arasında ters bir orantı vardır.

8. Baskı tasarımında bir desenin farklı renkler ile basılmasına ne ad


verilmektedir?
a) Rapor
b) Metraj
c) Varyant
d) Pano
e) Natürmort

9. Endüstriyel baskı yöntemlerinden hangisi ile canlı renkler elde etmek


mümkündür?
a) Kalıp baskı
b) Rulo baskı
c) Dönel baskı
d) Rotasyon baskı
e) Düz film baskı

10. Boyanın belirli alanlara nüfuz etmesini veya fiksesini önleyerek yapılan
baskı yöntemine ne ad verilir?
a) Kalıp baskı
b) Dijital baskı
c) Renkli aşındırma baskı
d) Rezerve baskı
e) Aşındırma baskı

Cevap Anahtarı
1.c, 2.e, 3.b, 4.e, 5.a, 6.d, 7.b, 8.c, 9.e, 10.d

287
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Baskı Tasarımında Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akbostancı, İ. (2014). 20. ve 21. yüzyıllarda tekstil baskı tasarımı ve üretiminin
değişen tanımı. Sanat Tasarım Dergisi. 5, 31-41.
Aav, M. (Ed.). (2012). Marimekko: fabrics, fashion, architecture. London: Yale
University Press.
Briggs-Goode, A. (2013). Printed textile design. London: Laurence King Publishing.
Clarke, S. (2011). Textile design. London: Laurence King Publishing.
Çoban, S. (1999). Genel tekstil terbiyesi ve bitim işlemleri. İzmir: E. Ü. Tekstil ve
Konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkezi Yayınları.
Duran, K. (2008). Tekstilde renk ölçümü ve reçete çıkarma. İzmir: Ege Üniversitesi
Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkezi Yayını.
Er, B. (2013). Tekstilde renk kullanımı. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum.
Ergür, A. (2002). Tekstil terimleri sözlüğü. İstanbul: Boğaziçi Yayınevi.
Gürcüm, B. H. (2005). Tekstil malzeme bilgisi. Ankara: Grafiker Yayınları.
Hardy, A. R. (2006). Art deco textiles: the french designers. London: Thames &
Hudson.
İşmal, Ö. E. ve Yıldırım, L. (2012). Tekstil baskıcılığının tarihçesi. İzmir: Dokuz Eylül
Üniversitesi Yayınları.
Meller, S. ve Elffers. J. (1991). Textile designs. London: Thames & Hudson.
Özdemir, S. (2012). Mari’nin giysisi, marimekko. Yapı Dergisi. 363, 104-108.
Özgüney, A. T. ve İşmal, Ö. E. (2003). Tekstil Dijital (Ink Jet) Baskı Teknolojisi:
Temel İlkeleri ve Gelişim Süreci. İstanbul: Türk Tekstil Vakfı.
Saldıray, B. (1979). Kumaş Baskısında Raport ve Renk Ayrımı İşlemleri. İstanbul:
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları.
Tokatlı, A. (2004). Yeni ürün geliştirmede hedef kitle tanımının tasarım sürecine
etkisi: yeni ford cargo örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Uygur, A. ve Yüksel, D. (2013). Tekstil baskı stilleri. İstanbul: Türkiye Tekstil
İşverenleri Sendikası.

288
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
GİYSİ TASARIMINDA RENK

• Giysi ve Renk
• Rengin Giysi Tasarımına Etkisi
İÇİNDEKİLER

• Giysi Tasarımında Renk Uyumları


• Giysi Tasarımında Renk RENK BİLGİSİ
• Kadın Giysi Tasarımı
• Erkek Giysi Tasarımı
Öğr. Gör. Hilal BALCI
• Çocuk Giysi Tasarımı

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Giysi ve renk kavramlarını ve tarihsel
HEDEFLER

sürecini ifade edebilecek,


• Koleksiyon hazırlama sürecinde
rengin nasıl etki bıraktığını
anlatabilecek,
• Giysi tasarımında renk uyumlarını
sınıflandırabilecek,
• Kadın, erkek ,çocuk giysi tasarımında
renklerin nasıl tercih edildiğini
açıklayabileceksiniz. ÜNİTE

14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Giysi Tasarımında Renk

Giysi ve Renk Tanımı

Giysi ve Renk Rengin Tarihsel Süreci

Rengin Özellikleri

Tasarımda Renk Seçimi

Rengin Giysi Giysilerde Renklerin Rolü


Tasarımına Etkisi
GİYSİ TASARIMINDA RENK

Giysi Seçiminde Renk


Kriterlerinin Önemi

Monochrome Armoni

Giysi Tasarımlarında Polichrome Armoni


Renk Uyumları

Kontrast Renkler Armonisi

Kadın Giyiminde Rek

Giysi Tasarımında Renk Erkek Giyiminde Renk

Çocuk Giyiminde Renk

290
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Giysi Tasarımında Renk

GİRİŞ
Giysi, ilk çağlardan bu yana fiziksel şartlara karşı korunmak, örtünmek amacı
ile yapılırken; uygarlığın gelişmesi ile beraber örtünme amacından çıkarak statü
simgesi hâline gelmiştir.
Renkler, tarih öncesi dönemlerde mağaralardaki duvar resimlerinden elde
edilmiştir. Doğadaki bitkilerin ezilmesiyle elde edilen renklerle duvarlar
boyanmıştır. Renk ilk görüldüğü hissedildiği andan itibaren insanlar için büyük
önem taşımaktadır. Renk; ilk fark edilmesinden günümüze kadar kullanım alanları
genişlese de amaç hep aynı olup insanoğlunun kendini ifade etme yolu olmuştur.
Rengin özellikleri üç bileşenlerden oluşmaktadır. Bunlar; rengin kökü, değeri
ve doygunluğudur. Rengin kökü, bir rengin diğerinden ayırt edilebilmesidir. Rengin
değeri, açıklık-koyuluk tonudur. Rengin doygunluğu ise rengin canlılığı ve zayıflığını
göstermektedir.
Giysilerde kullanılan renkler, kişiliğin bir tür ifade şekli olduğu için önemlidir.
Giyim için seçilen renkler; kişinin zevkini, renk uyumundaki bilgi ve becerisini ve
kendine olan güvenini ve kişinin statüsünü gösterir. Tasarımda renk seçimi
yaparken ulusal ve uluslararası fuarlar, moda trendlerinin kataloglarından ilham
alarak temalarına uygun renk panoları ve hikâye panoları hazırlanır.
Renk uyumları; monochrome, polichrome ve konstrast renkler olarak ele
alınır. Monochrome, tek rengin tonları; polichrome, benzer renk tonlarını;
kontrast renkler ise birbirine zıt renkleri ifade eder.
Bu ünitede sırasıyla; giysi ve renk, rengin giysi tasarımına etkisi, giysi
tasarımında renk uyumları ve giysi tasarımında renk konuları ele alınmıştır.

GİYSİ VE RENK TANIMI


İtalyanca “Costume” olarak kullanılan giyim kelimesi; alışkanlık, gelenek ve
görenek anlamlarına gelmektedir. Moda olgusuyla ticari anlamda beslenerek
günümüze kadar gelen bu evrensel kelime, farklı dillerde ve farklı kültürlerde
yazılışları farklı olsa da kelime, genel itibarı ile ortak bir anlam içerir (Sari, 2017).
Giysi; bir dönemin, ülkenin ve kişinin özelliklerini yansıtır. Giysi, her milletin
toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel şartlarından etkilenerek şekillenir ve
değişim gösterir.

Giysilerimizin rengi, ruh TDK’ye göre giysi, her türlü giyim eşyasıdır. Renk, her daim insanların aklına
hâlimizi yansıtır. gelen veya sürekli karşılaştıkları bir kavram değildir. Işık ve insan gördüğü sürece
her an insan hayatını etkileyen olgu, renktir. Günlük hayatımızda kullandığımız
giysilerde kullanılan renkler, bir mesaj iletme ve statü göstergesidir. İçinde
bulunduğumuz ruh hâlimizi farkında olmadan renklerle ifade ederiz. Renk, çok hızlı
bir şekilde algılanan sessiz bir dildir.

291
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Giysi Tasarımında Renk

Örnek
•Evlenirken, boşanırken, bir yakın akrabanın ölümünde giyilen giysi
rengi birbirinden farklıdır.

RENGİN TARİHSEL SÜRECİ


Rengin keşfedilişi çok eskilere dayanır. İnsanlar önce haberleşmek için
mağaraları, yüzlerini ve vücutlarını, yaşadıkları ortamları daha sonrada
kullandıkları eşyaları boyamışlardır. Değişik tonlardaki renkler elde edilesiye kadar
renkler sadece doğada bulundukları hâlleriyle kullanılır. Doğal boyar maddelerle
Doğadaki bitkiler ilk boyama yapmak antik Mısır döneminde beceri gerektiren bir meslek olmuştur.
hâlleriyle kullanılmıştır. Renklere statü belirten anlamlar yükleniştir.
17. yüzyılda L. Ce Blon, üç temel rengin olduğu ve bunların mavi, kırmızı ve
sarı renk olduğu görüşünü savunmuştur. Bu renklere temel renk demiş ve
renklerin karışımıyla diğer renklerin oluşabileceğini söylemiştir. 19. yüzyılda
Goethe, renk teorisini Newton’un açıklamaları çerçevesinde değerlendirmiş ve
kendi yaşadığı dönemden antik döneme kadar renk teorilerinden bahsetmiştir.
Goethe ile aynı dönemde PhlippOttoRunge tarafından ilk düzenli renk küresi; tüm
renkler, gölgeler ve tonlar olarak tasarlanmıştır. 20. yüzyılda Albert Munsell
tarafından “Munsell Renk Sistemi” adı verilen çember; doygunluk, ton ve değer
açısından renklerin belirtilmesi ve renkler arasındaki temel ilişkilerin kurulması
amacıyla geliştirilmiştir. Günümüzde ‘‘Amerika Renk Araştırma Enstitüsü’’
tarafından renk birimlerinin karıştırılmasıyla oluşan bir renk sistemi
kullanılmaktadır.

Görsel 14.1. Albert Munsel Renk Çemberi

292
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Giysi Tasarımında Renk

RENGİN ÖZELLİKLERİ
Renklerin özellikleri Munsell renk sistemi, Amerikalı bilim adamı Albert H.
Munsell tarafından1905 yılında geliştirilmiştir (Görsel 14.2) . Rengin özellikleri; bir
nesnenin, bir resmin veya bir ışığın görünüşlerini tanımlamak için kullanılır. Rengin
genel özelliklerini oluşturur.

Görsel 14.2.Munsell’in Renk Diyagramı

Bir rengin görsel özellikleri üç bileşenle tanımlanır. Herhangi bir bileşenin


Rengin kökeni, değeri eşit adımlarının, eşit görsel algılama adımlarına karşılık geleceği düşüncesi
ve doygunluğu rengin savunulur. Bu üç bileşen; renk kökeni (Hue), renk değeri (Value) ve renk
özelliklerini oluşturur.
doygunluğu (Chroma)’dur.
Renk kökeni (Hue): Bir rengin başka bir renkten ayrılmasına yardımcı olur.
Bilimsel olarak renk denilen olguya karşılık gelir. Renk kökeni bir şey için ‘kırmızı’,
‘sarı’ veya ‘mavi’ denildiğinde kastedilen şeydir. Tayfta meydana gelen renk
değerleri, çeşitli dalga boylarını gösterir. Sarı rengin maviye uzanmasıyla, çeşitli
sarı ve yeşillerin meydana gelmesiyle birlikte farklı sarı ve yeşil renkte dalga
boyları bulunur. Bu tür renklere “benzer renkler” adı verilir. Sarıdan maviye,
kırmızıdan maviye gidişte elde edilen farklı tonlar, benzer renk armonisini
vermesiyle birlikte aynı zamanda “nüans” ismini alırlar. Üç prensip rengin farklı
miktardaki karışımları ile “sayısız renkler (nüanslar)” elde edilir.
Renk değeri (Value): Bir rengin açıklık ve koyuluk derecesini ifade eder.
Belirli bir renk, siyah ve beyaz arasında kalan gri tonları ile karıştırıldığında açık
veya koyu bir ton elde edilir. Ton sözcüğü rengi değil, renkler arasındaki ışık
derecesini ifade etmektedir. Buna göre açık mavi ile koyu mavi arasındaki fark, ton
farkıdır. Bu tonlar rengin değerleridir. Ton değeri o rengin aydınlık, açık-koyu olma
durumudur. Rengin değeri, bir rengin siyah beyazla açılıp koyulaştırılarak elde
edilen ton değeridir. Yani rengin açıklık-koyuluk derecesidir. Beyaz ve saf bir ton,
açık bir değer veya gölge oluştururken; siyah ve saf bir renk, koyu bir değer veya
gölge oluşturur. Bir renk beyazla karıştırıldığında türü değişmez, sadece rengi
açılır. Siyahla karıştırıldığında ise koyulaşır.

293
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Giysi Tasarımında Renk

Örnek
•Mavi renkle beyaz karıştırıldığında türü değişmez. Yani mavi veya
yeşile kaymaz.

Renk doygunluğu (Chroma):Saflığın temel ölçüsü, doygunluktur. Rengin


saflığı ne kadar fazla ise renk o kadar kuvvetlidir. Renkte doygunluk arttıkça
görüntü canlı ve kuvvetli olur. Doygunluk azaldıkça rengini kaybetmeye başlar.
Doygunluk sonlandığında renk siyaha ulaşır. Renk griden uzaklaştıkça doygunluğu
Renk doygunluğu artar, yaklaştıkça doygunluğu azalır. Tam gri rengin doymuşluğu 0’dır. Renk valör
arttıkça, canlı ve parlak; ve ton-değer olarak iki şekilde düşünüldüğünde, biri canlı diri bir titreşimde, diğeri
doygunluk azaldıkça, mat ve zayıf olur. Aralarındaki fark “kroma farkı” olmasıyla birlikte, kroma “rengin
mat ve zayıf olur.
canlılık derecesini” ifade eder.
Renklerin kroma değeri düşürülerek renk matlaştırma işlemi yapılır. Ancak
bu tür kroma düşürmelerinde renkler farklı tepkiler verebilirler. Kroma–
satürasyon düşürme işleminde renkler soğuk bir görüntü kazanır (Sari, 2020).
Doygunluk renklerin şiddetini tanımlamak için kullanılır. Bir renk ne kadar
safsa doygunluğu, diğer bir deyişle kroması, en yüksek düzeyde demektir. Doygun
durumda bir renk, zengin ve canlı görünür. Aksi hâlde zayıf, solgun ve yumuşak bir
etki yaratır (Görsel 14.3).

A. Tonlama B. Aydınlık C. Doygunluk

Görsel 14.3.Rengin Özellikleri

RENGİN GİYSİ TASARIMINA ETKİSİ


Giysi tasarımında kullanılacak renklerin seçimi sektörel olarak, trend analiz
firmalarının belli temalara göre yıllık olarak açıkladığı renklere göre belirlenir. Renk
temalarına göre öncelikli olarak elyaf, iplik, kumaş ve aksesuar renkleri
belirlenerek üretim süreci başlar. Kumaş tasarımcıları tasarımlarını yaparken
belirlenmiş olan renk temalarını baz alarak koleksiyonları oluşturur. Aksesuar

294
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Giysi Tasarımında Renk

renklerinin seçimi de aynı şekildedir. Kumaş ve aksesuar birbirlerini tamamlayan


unsurlardır ve bundan dolayı ayrı düşünülemez. Aksesuar renklerinin seçimi,
kumaşların renklerini tamamlayan renklerdir. Giyim tasarımcıları oluşturacakları
koleksiyonda kullanılacakları renkleri seçerken ilan edilen renk temalarını göz
önünde bulundururlar; fakat bununla beraber koleksiyonu etkileyen birçok etkeni
de düşünürler. Koleksiyon oluşturma aşamasında tasarımcı renk seçiminde, hedef
kitleyi çok iyi analiz etmek zorundadır. Hedef kitlenin cinsiyeti, yaş grubu, eğitim
seviyesi, sosyal durumu, yaşadığı bölgenin coğrafik yapısı, iklim gibi faktörleri
düşünerek seçimlerde bulunmaktadır. Bununla beraber edinmiş olduğu renk
bilgisini de kullanarak belli bir renk ritmi yaratmaktadır. Bu ritmi yaratırken, renk
dilini oluştururken renklerin birbirleriyle olan ilişkisini bu ilişki içinde olan uyumun
en iyisini yakalamaya çalışır.

Tasarımda Renk Seçimi


Işığın gözde yarattığı duyum olayı olan renk; yüzey tasarımında denge,
birliktelik, uyum ve zıtlık yaratmak için önemli bir tasarım ögesidir. Renk,
tasarımdaki birbirinden ayrı parçalar arasında devamlılık duygusu yaratmak
Tasarımdaki ayrı amacıyla kullanılabilir. Tek bir rengin tonları ya da birden fazla rengin bir araya
parçalar arasında gelmesiyle sınırsız yüzey tasarımı elde edilmektedir. Renk, görsel ve tanımlayıcı bir
devamlılık duygusu unsurdur. Kontrast ya da şiddetli renkler hareket ve enerji duygusu hissettirirken;
oluşturmada renk aynı değerde ve yumuşak tonlu renkler ise huzur ve sakinlik hissi
önemlidir. uyandırmaktadırlar. Renklerin aralarındaki ilişki, uygunluk ya da zıtlık
oluşturmaktadır. Bu yüzden yüzey tasarımında kompozisyon oluştururken
renklerin birbirleriyle bağlantısı önem teşkil etmektedir. Yüzey tasarımında renk;
boyut yanılsaması, yakınlık-uzaklık ve derinlik yaratmak için kullanılan en önemli
tasarım ögesidir.
Tasarımcı renk seçerken renk trendleri ünitesinde bahsedilen uluslararası ve
ulusal yayımlanan renk katalogları, moda fuarları, tasarımcının belirlediği temaya
esin kaynağı olacağını düşündüğü renkler etkilidir. Tasarımcının belirlediği renkler,
her türlü ilham kaynağı olan materyaller bir pano üzerinde gösterilir. Hazırlanan
bu panoya renk panosu olarak adlandırılır. Tasarımcının tasarımlarında ilham
kaynağından yola çıkarak tespit ettiği renkleri göstermek amacıyla hazırlanır
(Görsel 14.4).

Görsel 14.4. Renk Panosu Örneği

Renk panosunun devamı niteliğinde hikâye panosu hazırlanır. Bu panoyu


oluşturabilmek için şu materyallere ihtiyaç vardır:

295
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Giysi Tasarımında Renk

 Temaya uygun seçilmiş kumaşlar,


 Renk panosundan seçilmiş renkler,
 İlham kaynakları ve model tasarımlar,
 Hazırlanan mevsimi vurgulayan görsellerden yararlanılır (Görsel 14.5).

Görsel 14.5.Hikâye Panosu Örnekleri

Giysilerde Renklerin Rolü


Giysilerdeki renkler aracılığıyla bireyler kişiliğini ve kendisini ifade eder.
Giysideki renk kişinin zevkine uygun olmasının yanı sıra başka kişilerden kendisini
farklı kılacağını düşünür. Giysi renginin seçimini toplum, yaş, moda, mevsim,
Renklerle kişinin fiziksel psikolojik durumu, cinsiyet etkiler.
özelliklerini farklı Giysilerdeki renklerle kişinin fiziksel özelliklerini farklı gösterilir. Işık
gösterebiliriz.
yoğunluğu, rengi, kumaşın yüzey özellikleri, dokusu renk armonilerini etkiler.
Pürüzlü ve kaba yüzeyler renkleri mat gösterirken; parlak yüzeyler, renkleri daha
canlı gösterir. Vücut yapısı ve yüz şekline dikkat ederek renk uyumlarıyla ve kumaş
dokularıyla kişiyi olduğundan daha zayıf veya kilolu, kısa veya uzun boylu
gösterilebilir. Giysilerde açık renkler kiloyu ortaya çıkardığı için zayıf görünmesini
istediğimiz bölgemizde mat ve koyu renkler kullanırız. Vücut tipimize göre uygun
renkleri seçmek önemlidir. Çünkü armut tipi bir vücut tipinde üst bedende açık
renkler tercih edilirken, alt bedende koyu renkler tercih ederek daha fit bir
görünüm sağlanır.
Giysilerde kullanılan renklerin kullanım alanlarına göre de renk seçimleri
yapılmaktadır, gece giysileri ile günlük giyimde kullanılan renkler birbirlerinden
çok farklıdır. Gece giysilerinde kullanılan renkler daha dikkat çekici renklerdir.
Burada canlı renkler kullanılırken günlük giyimde pastel tonlar kullanılmaktadır.
Canlı renkler daha çok detaylarda kullanılmaktadır.

Giysi Seçiminde Renk Kriterlerinin Önemi


Tasarım, zihinde canlandırılan formun oluşturulması süreçlerini kapsar.
Estetik de bu formun kusursuz olarak yaratılmasını sağlayan yöntem ve formülleri
belirler (Aktaran; Sari, 2020).
Bir giysi tasarımında giysiyi çekici kılan, onu gösteren ve giysiyi almak
isteyen kişiyi ilk anda etkileyen en önemli unsurlardan biri renktir. Bireyin giysi

296
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Giysi Tasarımında Renk

seçiminde renk tonları kullanılması, kişiye ilgi çekici bir görünüm sağlaması ve
vücudun istenmeyen bölümlerinin kamufle edilmesi için önemli bir özelliktir. Bu
nedenle tasarımcıların giysi tasarımlarını oluşturma esnasında bu durumu göz
önünde bulundurmaları gerekmektedir.
Giyim tasarımcısı renkleri kullanırken; model, kumaş ve aksesuar
birimlerinin renk seçiminde birbirleriyle uyumlarını da dikkate almaktadır. Bu,
koleksiyonun bütünlüğünün sağlanması için şarttır. Renklerin psikolojik etkileri de
giysinin tasarlanmasında önemli bir etkendir. Sıcak renklerin uyarıcı etkileri, koyu
renklerin ağırlıkları, doygun renklerin güçleri, soğuk renklerin giysiye getirdiği
dingin hava, tasarımcının renk bilgisiyle oranlı olarak tasarıma yansır. Yaş
gruplarına göre tasarlanan koleksiyonlarda da renkler yaptıkları etkilere göre
kullanılırlar. Çocuklar için kullanılan renklerle gençler için kullanılan renkler, orta
yaşlılar ve yaşlılar için kullanılan renkler, psikolojik etkilerine göre farklılık gösterir.
Giysinin
Renk, bir tasarım hakkında fark edilen giysinin veya koleksiyonun algılanış
tasarlanmasında
renklerin psikolojik biçiminde büyük bir etkisi olan tasarımın ilk unsuru ve temel hususudur. Genellikle
etkisi göz önünde tasarım sürecinin başlangıç noktasıdır. Renk ve duyguların genel algısına göre
bulundurulur. kırmızı, sarı, turuncu ve kahve tonları ‘sıcak’; mavi, yeşil ve gri tonları ‘soğuk’ tur.
Sıcak renkler heyecan, neşe, hareket ve saldırı duygularını uyandırırken; mavi ve
yeşiller güven, sakinlik ve barış, kahve ve gri tonları üzüntü, depresyon ve
melankoli etkisi uyandırabilmektedir.

GİYSİ TASARIMINDA RENK UYUMLARI


Renk uyumu (Armonisi) Yunanca ‘harmonia’ kelimesi ve İngilizce ‘harmony’
(uyum) kelimesinden gelir. Armoni; renkler arasındaki ahenk, uygunluk, bağdaşma
anlamına gelmektedir. Renk uyumu için sıcak-soğuk renklerin, yakın renklerin ve
zıt renklerin özelliklerine göre belli bir denge içinde kullanılması esastır. İki ya da
daha fazla rengin bir arada kullanımı ve yarattıkları hoşluk etkisi renk uyumu
olarak adlandırılır. Bir giysiyi tasarlarken renk uyumu dikkat edilmesi gereken
önemli hususlardandır. Giyside renk uyumu; giysinin model özelliğini gösteren,
giysiye ahenk katan ve alım gücünü arttıran bir etki yaratmaktadır.
Renk çemberi kullanılarak açıklanabilecek çeşitli renk uyumları mevcuttur.
Üçgen renk uyumu, renk çemberinde üç adet rengin dengeli bir biçimde seçimi ile
elde edilir. Dikdörtgen renk uyumunda, tamamlayıcı iki renk grubunun birlikte
kullanımı ile oluşan dörtlü renk uyumu oluşur. Kare renk uyumunda ise, renk
çemberinde eşit uzaklıktaki dört renk bir arada kullanılarak bir uyum elde
edilmektedir (Görsel 14.6).

297
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Giysi Tasarımında Renk

Görsel 14.6. Renk Çemberinde Üçgen Ve Dikdörtgen Renk Uyumu Örneği

Ayrıca genel olarak bir bütünün parçaları arasındaki uyum olarak bildiğimiz
armoni; göze hoş gelen şey, sempatik, düzen denge anlamlarına gelir. Renk
armonisi ise, renklerin etkili bir şekilde birlikte nasıl kullanılabileceğini, göze hitap
eden temel renk uyumunu nasıl oluşturabileceğimizi gösteren renk
Monokromatik renk
düzenlemeleridir.
armonileri, aynı rengin
tonlarının Giysi tasarımlarında farklı renk uyum şekilleri kullanılmaktadır. Renk uyumu
kullanılmasıdır. genel olarak üç şekilde sınıflandırılabilir. Bunlar;
• Monochrome armoni,
• Polichrome armoni,
• Kontrast renklerin armonisidir.

Monochrome Armoni
Monokromatik uyum ‘Monochome’, bir desen ya da resimde, yalnızca bir
rengin tonlarının kullanılmasıdır. Bir renk başka bir renkle karıştırılmadan sadece
beyazla rengi açarak ya da siyahla rengi koyulaştırarak bir tondan başka tona
yavaşça geçecek şekilde armoni oluşturulur. Bu kullanım giysiye hoş bir uyum ve
doğallık sağlar. Ton armoni Görsel 14.9’daki gibi bir rengin en açığından en
koyusuna geçişteki armonidir (Görsel 14.7):

298
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Giysi Tasarımında Renk

Görsel 14.7.Monochrome Armoni

Bir giysi, giyeni olduğundan daha ince ve uzun göstermesi için giysideki
renklerde bir bütünlük oluşturulmalı, yani bölünme yaşanmamalıdır. Bunu
sağlamak için de ya tek renk kullanılmalı ya da makromatik renkler kullanılmalı,
yani bir rengin açıklı koyulu tonları kullanılmalıdır. Bir giyside birden çok renk
tercih edilir ise göz bir renkten diğerine geçişte giysiyi ayrı parçalara böler ve bir
bütünlük oluşturamaz. Böylece kişiyi olduğundan daha kısa gösterir. Bunun aksine
çok uzun boylu bir kişiyi daha kısa göstermek için giysinin üst ya da alt kısmında
parlak veya zıt renkler kullanılarak bütünlük bozulabilir ve istenilen şey elde
edilebilir. Ayrıca bedende kullanılan farklı renkteki çizgiler bedeni daha geniş
gösterebilir. Bu küçük renk oyunlarıyla dış görünüşte birçok şey değiştirilebilir.

Polichrome Armonisi
Polichromearmoni, birbirine komşu olan iki veya daha fazla rengin bir arada
kullanımı ile oluşan renk uyumudur. Mesela; turkuaz, yeşil ve sarı-yeşil bir arada
kullanıldıklarında bu etki oluşmaktadır. Görüntü olarak birbirine benzeyen,
yakınlık ve uygunluk gösteren, asıl aileden olan valörler benzerliği gösteren
renklerle yapılan armonidir.
Birbirine komşu olan iki
veya daha fazla rengin
uyum içinde
kullanılması polichrome
armonisidir.

Görsel 14.8.Polichrome Armonisi

Kontrast Renkler
Kontrast renkler, armonisi renk çemberinde karşılıklı gelen, zıtlık oluşturan
renklerdir. Birbirinin rengini daha fazla belirginleştirir. Giysilere parlaklık, canlılık
ve dikkat çeken bir görüntü sağlar. Zıt renklerin tonları değiştirilerek farklı etki

299
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Giysi Tasarımında Renk

oluşturulur. Bir rengi diğer renk ile az miktarda karıştırmak şartıyla kontrast
renkler arasında uyum sağlanır. Zıt renkler bir arada kullanıldığında güçlü etki
oluşturur. Kontrast renk kullanımında üçüncü renk dengenin kurulmasına, daha
yumuşak ve etkili olmasına yardım eder. Siyah, beyaz ve nötr çizgiler de renklerin
birbirinden ayrılmasını, kontrast armoninin düzenlenmesini sağlar. Kontrast
renklerin oranlarına da dikkat etmek, armoniyi sağlamak açısından önemlidir. Zıt
renkler birbirleri için tamamlayıcıdır (Görsel 14.7).

Üçüncü konstrast
rengin kullanılması,
renk dengesinin daha
yumuşak olmasını Görsel 14.9.Kontrast renkler
sağlar. Günümüzde çoğu insan tarafından sıklıkla tercih edilen ve kullanılan siyah
ve beyaz, giysi tasarımlarında en keskin zıtlıklardandır Renkler bilinçli ve doğru bir
şekilde kullanabilirse giysilere farklılık, üstünlük, çekicilik gibi özellikler
kazandırılabilir. Mesela giysilerde zıt renkler kullanır ise giysinin daha çarpıcı
olması sağlanabilir ve o giysiyi kullanan kişi üzerinde heyecan verici gibi etkiler
oluşturulabilir. Aksine soğuk, koyu ve donuk renkler kullanılır ise tam tersi etki
oluşabilir.

GİYSİ TASARIMINDA RENK


İnsan topluluklarının ve çeşitli milletlerin dinleri, örf ve adetleri, medeni
durumları, değişik olduğundan giyim kuşamları da farklılık gösterir. Kıyafetlerde
mesleklerin, dinî inanışların, mizaç ve huyların, iklim şartlarının, medeniyetlerin,
hatta diğer sosyal faktörlerin, ekonomik şartların ve etkisi büyük olmuştur. İçinde
bulunduğu topluluğa kendini yabancılaştırmamak istediği zaman bunu belirli
renkleri tercih ederek sağlayabilir. Böylelikle kendi karakterini veya toplumsal
mevkiini ifade eder. İnsanların kişilik yapısı, geçirdiği çocukluk dönemi, aldığı
eğitim, ekonomik düzeyi, yaşam biçimi, içinde bulunduğu toplum, vücut yapısı,
moda, iklim gibi faktörler renk tercihlerini etkiler.
Tekstil markalarının kadın, erkek ve çocuk giysi koleksiyonlarını hazırlarken
kullanacağı renkleri belirlemesinde birçok etmen rol alır. Giysilerde rengin
kullanıldığı en önemli kısım kumaştır. Bu bağlamda kumaşın rengi, cinsi,
kullanılacak iplik rengi ve kullanılacak aksesuarların tasarlanan modele uygun
olması modelin istenilen şekilde yansıtılmasını sağlar. Kumaşların dokusu rengi
değiştirir. Saten gibi parlak kumaşlar; ışığı yansıtır, renkler parlar ve daha kuvvetli
görünür. Flanel gibi donuk kumaşlar, ışığı yutar ve rengin daha az kuvvetli
görünmesini sağlar. Işığın farklı şekillerde yutan ve yansıtan dokumalar renklerin

300
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Giysi Tasarımında Renk

ton değerlerini değiştirir. Giysilerdeki renk tercihlerini belirlerken kullandığımız en


önemli diğer iki faktörden biri yaş, diğeri ise cinsiyettir. Cinsiyet faktörlerini kadın,
erkek ve çocuk giysilerinde renk kategorilerinde ele alınır.

Kadın Giyiminde Renk


Günümüzde kadınların modanın etkisiyle ve iş hayatında daha aktif olmaları
sebebiyle renk tercihleri oldukça değişmiştir. Aynı zamanda kadınlar renk
uyumlarına da oldukça önem verirler. Kadın için görsellik çok önemli bir faktördür
ve kadın kendini renklerle ifade etmeye çalışmıştır.
Kadın kendini görsel olarak ifade etmek için kullandığı giysilerinde renk
tercihlerini kendi yaşı, vücut yapısı renk beğenisi, ten rengi, moda, kültür düzeyi
gibi faktörlere göre yapmaktadır. Birçok kadın artık renkleri sade kullanmanın
Kadınlar için görsellik
önemlidir. Kendilerini yerine zıt renkler kullanarak daha çekici bir görünüm bazen de gizemli bir görüntü
renklerle ifade ederler. oluşturur. Modayı takip eden kadınlar artık renk konusunda oldukça bilgi sahibidir
ve bu bilgilerini doğru bir şekilde kullanır. Kadınların bu konuya bu kadar önem
vermesinin sebebi, fiziksel kusurlarını kapatmak ve kendilerini daha mutlu, daha
güçlü hissetmek istemeleridir.
Kadınların en çok tercih ettikleri renkler, o sezonun moda olan renkleridir.
Renk trendleri ünitesinde günümüzün renk paletlerine yer verilmiştir. Pastel tonlar
daha opak, sofistik görüntü, güneş, vanilya renkleri, detoksu anımsatan yeşilin
tonları, özellikle de pembe renk ve tonları ön planda kullanılmıştır. Dingin renkler
açık maviler, toprak tonları, natürel renkler, hayal dünyasına götüren zamansız
renkler cinsiyetsiz tasarımlarla kullanılmıştır. 80’lerin enerjisi var omuzlar dikkat
çekiyor ve rahatlık ön planda tutuluyor. Şehir hayatından kaçış ve kırsal yaşantı
tasarımlara yansıtılıyor. Görsel14.10’de günümüz renk trendleriyle oluşturulmuş
kadın giysi örnekleri verilmiştir:

301
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Giysi Tasarımında Renk

Renk tercihleri; yaşa,


pazara ve kullanım
yerine göre değişir.

Görsel 14.10.2021 İlkbahar-Yaz Renk Trendleriyle Oluşan Kadın Giysi Örnekleri

302
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Giysi Tasarımında Renk

Erkek Giyiminde Renk


Moda ve stil artık sadece kadınlar için değil, erkekler için de önemlidir. Uzun
yıllar erkek giyimindeki çeşitlilik kadın giysisindeki gibi çeşitli ve zengin değildir.
Erkek giyimi genellikle kravat ve takım elbise olarak tanımlanır. Aynı materyal ve
aynı renklerden oluşurdu. Ancak son yıllarda bu alandaki değişmeler göze çarpar.
En çarpıcı gelişme; renklerdeki dingin renklerin, toprak renkleri, açık mavilerin ve
natürel renklerin tercih edilmesidir. Giyilen giysiler genellikle aynı olsa da
dokulardaki, renklerdeki değişimle yeni bir boyut kazandırılıyor. Tercihler; yaşa,
pazara ve kullanım alanlarına göre değişiklik gösterir.
Görsel 14.11’de günümüz renk trendleriyle oluşturulmuş erkek giysi
örnekleri verilmiştir:

Erkek giysilerinde
dokuların değişmesiyle
giysiler yeni boyut
kazanır.

Görsel 14.11.2021 İlkbahar- Yaz Trend Renkleriyle Oluşan Erkek Giysi Örnekleri

303
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Giysi Tasarımında Renk

Çocuk Giyiminde Renk


Çocuk giyiminde renkler daima en canlı hâldedir. Çocukların renkle ilişkileri
en doğal hâlindedir. Çocuk giysilerinde rengin işlevi bebek daha doğduğu zaman
cinsiyetini belirtmek amacıyla erkek bebeklere mavi, kız bebeklere pembe
giydirilmesiyle başlar.
Çocuklar canlı renklerden etkilenir ve daima onlara yönelirler. Çocuğun
giyiminde renk, onun yaşına ve cinsiyetine uygun olmalıdır. Ancak çocuklar
büyümeye, dış çevreye açılmaya ve sosyalleşmeye başladıkları zaman renk
tercihleri de önemli derecede değişir. Okul çağına gelmiş çocuklardaki aktivite
artışı ve kurdukları ilk sosyal ilişkiler, üründe yapısal ve görsel değişiklikleri
gerektirir. Dayanıklılık, aşınmazlık, hatta modaya uygunluk aranır. Çocuklarda
Çocukların renk yetişkinlerde kullanılan natürel renkler, orange renklerin tonları, doğadan
seçimleri büyüdükçe esinlenen yeşil tonlarını tercih edilmektedir (Görsel 14.2).
değişiklik gösterir.
Ergenlik dönemindeki gençlerde ise moda algısı daha çok ön plana
çıkmaktadır. Ayrıca arkadaşları ile benzerlik, sosyal çevre, televizyon, ünlü
markaların getirdiği eğilimler ve dinledikleri müzikler gibi faktörler giyim tarzını
etkilemektedir. Ergenin kendi zevkine ve beğenisine göre, çevresine uygun
giyinmesi, ruhsal gelişimi ve iletişimi açısında olumlu sonuçlar doğurabilir.

Görsel 14.12.2021 İlkbahar- Yaz Trend Renkleriyle Oluşturulan Çocuk Giysi Örnekleri
Bireysel Etkinlik

•Siz de trend renklerini ünitesinden yararlanarak 2021 sonbahar- kış


sezonu renk trendlerine uygun kadın,erkek ve çocuk giysisi
tasarlayınız.

304
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Giysi Tasarımında Renk

•GİYSİ VE RENK TANIMI


•Her türlü giyim eşyasına giysi denilir. Renk, cisimler tarafından yansılanan
gözde oluşturduğu duyumdur. Renk, sessiz bir dildir ve çok hızlı bir şekilde
algılanır. Kişiler kendilerini çoğu zaman ruh hâllerini giysilerin renkleriyle
ifade eder.
Özet
•RENGİN TARİHSEL SÜRECİ
•Doğadaki bitkileri ezerek renk elde edip, mağara duvarlarından başlayarak
kullanıkları objelere kadar herşeyi boyadılar. Doğal boyar maddelerle
boyama yapmak antik mısır döneminde beceri gerektiren bir meslek
olmuştur. Renklere statü belirten anlamlar yükleniştir.
•RENGİN ÖZELLİKLERİ
•Rengin görsel özelliklerinin üç bileşenle tanımlanabileceği ve herhangi bir
bileşenin eşit adımlarının, eşit görsel algılama adımlarına karşılık geleceği
düşüncesi savunulmaktadır. Bu üç bileşen; renk kökeni (Hue) renk değeri
(Value) renk doygunluğu (Chroma)’dur.
•Renk kökeni (Hue): Bir rengin başka bir renkten ayrılmasına yardımcı olur.
•Renk değeri (Value): Bir rengin açıklık ve koyuluk derecesini ifade eder.
•Renk doygunluğu (Chroma): Saflığın temel ölçüsü, doygunluktur. Rengin
saflığı ne kadar fazla ise renk o kadar kuvvetlidir.
•RENGİN GİYSİ TASARIMINA ETKİSİ
•Giyim tasarımcıları oluşturacakları koleksiyonda kullanılacakları renkleri
seçerken ilan edilen renk temalarını göz önünde bulundururlar; fakat
bununla beraber koleksiyonu etkileyen birçok etkeni de düşünürler.
Koleksiyon oluşturma aşamasında tasarımcı renk seçiminde, hedef kitleyi çok
iyi analiz etmek zorundadır. Hedef kitlenin cinsiyeti, yaş grubu, eğitim
seviyesi, sosyal durumu, yaşadığı bölgenin coğrafik yapısı, iklim gibi faktörleri
düşünerek seçimlerde bulunmaktadır.
•Tasarımda Renk Seçimi
•Renk, görsel ve tanımlayıcı bir unsurdur. Tasarımcı renk seçerken renk
trendleri ünitesinde bahsedilen uluslararası ve ulusal yayımlanan renk
katalogları, moda fuarları, tasarımcının belirlediği temaya esin kaynağı
olacağını düşündüğü renkler etkilidir. Tasarımcının belirlediği renkler, her
türlü ilham kaynağı olan materyaller bir pano üzerinde gösterilir.
•Giysilerde Renklerin Rolü
•Giysilerdeki renklerle kişinin fiziksel özelliklerini farklı gösterir. Işık
yoğunluğu, rengi, kumaşın yüzey özellikleri, dokusu renk armonilerini etkiler.
Pürüzlü ve kaba yüzeyler, renkleri mat gösterirken; parlak yüzeyler, renkleri
daha canlı gösterir.
•Giysi Seçiminde Renk Kriterlerinin Önemi
•Bireyin giysi seçiminde, renk tonları kullanılması kişiye ilgi çekici bir görünüm
sağlaması ve vücudun istenmeyen bölümlerinin kamufle edilmesi için önemli
bir özelliktir.
•GİYSİ TASARIMINDA RENK UYUMLARI
•Renk uyumları; monochrome, polichrome ve konstrast renkler olarak ele
alınır. Monochrome, tek rengin tonları; polichrome, benzer renk tonlarını,
kontrast renkler ise birbirine zıt renkleri ifade eder.

305
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Giysi Tasarımında Renk

•GİYSİ TASARIMINDA RENK


•Tekstil markalarının kadın, erkek ve çocuk giysi koleksiyonlarını hazırlarken
kullanacağı renkleri belirlemesinde birçok etmen rol alır. Giysilerde rengin
Özet(devamı)kullanıldığı en önemli kısım, kumaştır. Bu bağlamda kumaşın rengi, cinsi,
kullanılacak iplik rengi ve kullanılacak aksesuarların tasarlanan modele uygun
olması, modelin istenilen şekilde yansıtılmasını sağlar. Kumaşların dokusu
rengi değiştiriyor. Saten gibi parlak kumaşlar, ışığı yansıtır, renkler parlar ve
daha kuvvetli görünür. Flanel gibi donuk kumaşlar, ışığı yutar ve rengin daha
az kuvvetli görünmesini sağlar. Işığın farklı şekillerde yutan ve yansıtan
dokumalar renklerin ton değerlerini değiştirir.
•Kadın Giyiminde Renk
•Günümüzde kadınların modanın etkisiyle ve iş hayatında daha aktif olmaları
sebebiyle renk tercihleri oldukça değişmiştir. Kadınların en çok tercih
ettikleri renkler, o sezonun moda olan renkleridir.
•Erkek Giyiminde Renk
•Erkek giyimindeki çeşitlilik kadın giysisindeki gibi çeşitli ve zengin değildir.
Giyilen giysiler genellikle aynı olsa da, dokulardaki, renklerdeki değişimle
yeni bir boyut kazanmıştır.
•Çocuk Giyiminde Renk Tercihi
•Çocuk giyimin de renkler daima en canlı hâldedir. Çocuklar büyümeye, dış
çevreye açılmaya ve sosyalleşmeye başladıkları zaman renk tercihleri de
önemli derecede değişir.

306
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Giysi Tasarımında Renk

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Giysilerimizin hangi özelliği ruh hâlimizi yansıtır?
a) Kumaş cinsi
b) Renk
c) Düğme
d) İpi
e) Fermuarı

2. Renk tarihsel süreçte ilk nasıl kullanılmıştır?


a) Doğadaki bitkiler ezilerek
b) Bitkilere kimyasal karıştırarak
c) Bitkiler yakılarak
d) Kimyasal olarak
e) Madenlerle

3. Rengin özelliklerinin kaç bileşenden oluşur?


a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

4. Tasarımda ayrı parçalar arasında devamlılık duygusu oluşturmada en


önemli unsur aşağıdakilerden hangisidir?
a) Renk
b) Kumaş
c) Düğme
d) İplik
e) Fermuar

5. Bir rengin başka bir renkten ayrılmasına yardımcı olan rengin özelliği
hangisidir?
a) Değeri
b) Doygunluğu
c) Parlaklığı
d) Kökü
e) Sapı

307
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Giysi Tasarımında Renk

6. İnsanların giyimlerindeki renk tercihlerini etkileyen unsurlar arasında


aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
a) Yaş
b) İklim
c) Cinsiyet
d) Çevre
e) Ayakkabı numarası

7. Giysilerdeki renk uyumu aşağıdakilerden hangisini arttıran bir etki


yaratmaz?
a) Ahenk katan
b) Alım gücü
c) Model özelliği
d) Yaşam tarzı
e) Hoş görünme

8. Bir rengin tonlarının kullanılmasına ne ad verilmektedir?


a) Polichrome
b) Kontrast
c) Komşu
d) Tamamlayıcı
e) Monochrome

9. Üçlü kontrast rengin kullanılması renk dengesinin nasıl olmasını sağlar?


a) Sert
b) Yumuşak
c) Çekici
d) Cazip
e) Etkileyici

10. Giysilerde rengin kullanıldığı en önemli kısım aşağıdakilerden hangisidir?


a) Düğme
b) İplik
c) Kumaş
d) Tela
e) Fermuar

Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.c, 4.a, 5.d, 6.e, 7.d, 8.e, 9.b, 10.c

308
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Giysi Tasarımında Renk

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Acuner, A. (2001). Tasarımda Konstrüksiyon Esasları. İstanbul: Mart Matbaacılık.
Çakır, Özlem (2009). Ben Ne Giydiğimi Biliyor Muyum? İstanbul: Epsilon Yayınevi.
Çelebi, N. (2013).Tekstilde Renk Kombinasyonları. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul:
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü.
Demirtaş, B. (2019).Global Pazarlama Bilim Dalı Moda Pazarlamasında Tüketicinin
Renk Tercihinde Benlik Kavramının Rolü: Giyim Sektöründe Bir Araştırma.
Yüksek lisans tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Er, B. (2013).Tekstilde Renk Kullanımı. Yüksek lisans tezi. Erzurum: ATATÜRK
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güntürkün, Ü.D. (2010). Moda Olgusunun Renk Trendleri Çevresinde Ele Alınması.
Yüksek lisans tezi. İstanbul: MSÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İnnap, H. S. (2012).Programı Renk ve Rengin Moda Üzerindeki Etkisi. Yüksek lisans
tezi. İstanbul: Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Kantaroğlu, Z. D. (2006).Tekstil ve Giysi Ürünlerinde Renk-İşlev İlişkisi. Yüksek
lisans tezi. İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü
Keşikçi, N. (2020).Dokuma Yüzeylerde Rengin Önemi ve Desen Görünümüne Etkisi.
Yüksek lisans tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Kılınçarslan, S. (2011).İş Hayatındaki Kadının Giysi Seçiminde Renk Tercihi: Giresun
Üniversitesi Örneği. Yüksek lisans tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü
Kundakçı, D. (2016).Renk Sembolizmi ve Moda Tasarımına Etkisi. Yüksek lisans
tezi. İstanbul: Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özen, F. (2019).Baskılı Ev Tekstillerinde Hedef Kitlenin Renk ve Tasarıma Etkisi.
Yüksek lisans tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü
Sari, S., (2017). Kimlik - Etnik Kimlik Üzerinden Zengin Bir Tasarım Dilinin İnşası.
TurkishStudies, 507-530,
https://turkishstudies.net/DergiTamDetay.aspx?ID=11714
Sari, S., (2020). Temel Tasarım, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Yayınları, Erzurum.
Sari, S. (2020). Alexander McQueen Giysi Tasarımlarında Deformasyon: Bir Vaka
Çalışması. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24 (4) ,
1577-1605
Sezgin, İ. (2013).Çanakkale Kırsal Bölgesinde Ergenlik Dönemindeki Gençlerin (13-
19 Yaş Grubu) Giysilerinde Renk Tercihleri. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul.
Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Soygüder, Şebnem (2007).Renk ve Algı Psikolojisi

309
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Giysi Tasarımında Renk

Şenses, P. (2015).Rönesans Döneminde Renk Olgusunun Modaya Etkileri. Yüksek


Lisans Tezi. istanbul: Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

GÖRSEL KAYNAKLAR
Görsel 14.1. Albert Munsel Renk Çemberi (Hilal Balcı)
Görsel 14.2. Munsell’in Renk Diyagramı (Hilal Balcı)
Görsel 14.3. Rengin Özellikleri (Hilal Balcı)
Görsel 14.4. Renk panosu örneği (erişim tarihi 12/12/2020)
(https://www.pinterest.ru/pin/122723158571440949)
Görsel14.5. Hikâye Panosu Örnekleri Italtex: WomenswearColourandFabricTrends
AW 2020/21 Trends (#1091288) (fashionnetwork.com)erişim tarihi
12/12/2020
Görsel 14.6. Renk çemberinde üçgen ve dikdörtgen renk uyumu örneği (Hilal Balcı)
Görsel 14.7. Monochrome Armoni (Hilal Balcı)
Görsel 14.8Polichrome Armonisi (Hilal Balcı)
Görsel 14.9 Kontrast renkler (Hilal Balcı)
Görsel 14. 10.2021 ilkbahar-yaz renk trendleriyle oluşan kadın giysi
örnekleri(Pantone'sTwo 2021 Colours Of TheYearAreFinallyRevealed |
British Vogue erişim tarihi 12/12/2020)
Görsel14.11.2021 ilkbahar- yaz trend renkleriyle oluşan erkek
giysiörnekleri(www.vogue.com/article/fashion-week-mens-fall-2021-
schedule#intcid=_vogue-bottom-recirc_05f9ca42-c0d9-4579-be05-
8a6b72dbf54a_text2vec1 erişim tarihi 12/12/2020)
Görsel 14.12.2021 ilkbahar- yaz trend renkleriyle oluşan çocuk giysi örnekleri
(Outfit — Aflutter — Sarah Santosa ,casting_109906.jpg (980×576)
(vsekastingi.ru erişim tarihi 12/12/2020)

310
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

You might also like