You are on page 1of 155

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

ENDONEZYA VE SOSYAL MEDYA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Deden Maulİ DARAJAT

ANKARA 2013
T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

ENDONEZYA VE SOSYAL MEDYA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Deden Maulİ DARAJAT

Tez Danışmanı

Doç. Dr. Funda Başaran ÖZDEMİR

ANKARA 2013
T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

ENDONEZYA VE SOSYAL MEDYA


YÜKSEK LİSANS TEZİ

Tez Danışmanı

Doç. Dr. Funda Başaran ÖZDEMİR

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

Doç. Dr. Funda Başaran ÖZDEMİR (Danışman) ........................................

Prof. Dr. Nurcan TÖRENLİ ........................................

Doç. Dr. Sema BECERİKLİ ........................................

Tez Sınavı Tarihi 14 Kasım 2013


TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik


davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu
kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri,
düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan
ederim. (15/10/2013)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin

Deden Mauli DARAJAT


İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER i

TABLO LİSTESİ iii

GİRİŞ 1

I. BÖLÜM 31

I. A. ENDONEZYA‟NIN TARİHİ 31

I. B. ENDONEZYA KÜLTÜRÜNÜN TARİHİ 34

I.B.1. Hint Kültürü 34

I.B.2. İslam Kültürü 35

I.B.3. Avrupa Kültürü 37

I.C. ENDONEZYA SİYASETİNİN TARİHİ 40

I.C.1. Liberal Demokrasi 40

I.C.2. Güdümlü Demokrasi 41

I.C.3. Pancasila Demokrasisi 43

I.C.4. Demokrasi 45

I.D. ENDONEZYA BASIN TARİHİ 50

I.D.1. Mücadele Basını 50

I.D.2. Bağımsızlık Basını 54

I.D.3. Liberal Basın 56

I.D.4. Otoriter Basın 60

I.D.5. Pancasila Basını 66

I.D.6. Devrim-sonrası Sorumlu Özgür Basın, Basın Meclisi 72

i
II. BÖLÜM 75

II.A. ENDONEZYA‟DAKİ KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ SOSYAL


MEDYA İLE İLİŞKİLERİ 75

II.A.1. Yazılı Basın 75

II.A.2. Radyo ve Televizyon Elektronik Medya 87

II.A.3. İnternet Medyası 91

II.A.4. Gazeteci 98

II.B. ENDONEZYA'DAKİ SOSYAL MEDYA KULLANIMI 101

II.B.1. Devletin Siyaseti ve Politikaları 104

II.B.2. Sosyalleşme ve Uzatma 109

II.B.3. İletişim İhtiyaçları 112

II.B.4. Trafik Tıkanıklığı ve Boş Zamanları Değerlendirmek 116

II.B.5. Filmler 118

II.C ENDONEZYA‟DA SOSYAL MEDYANIN GELİŞİMİ 123

III. BÖLÜM SONUÇ 133

ABSTRACT 143

ÖZET 144

KAYNAKÇA 145

ii
TABLO LİSTESİ

I. Endonezya Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında


Endonezya Nüfusu 87

II. Basın Konseyi'ne verilerine göre 2011 Endonezya‟nın Şirket Basını 88

III. Endonezya Cumhuriyeti Milli Kütüphane verilerine göre 2011 yılında


Endonezya'nın online media toplam sayısı 88

IV. Internet World Stats verilerine göre Temmuz 2012 tarihinde alınan bu veriye
göre, Endonezya'daki internet kullananların sayısı 101

V. Checkfacebook.com verilerine göre Eylül 2012 tarihinde Facebook kullananların


sayısı, 10 Ülke en çok Facebook kullanıcıları 102

VI. Socialbakers.com verilerine göre Temmuz 2012 tarihinde Facebook


kullananların sayısı, 10 Ülke en çok Facebook kullanıcıları 103

VII. A World of Tweets verilerine göre 21 Temmuz 2012 tarihinde Dünya‟da Twitter
kullanıcıları 103

VIII. A World of Tweets verilerine göre 21 Temmuz 2012 tarihinde Asya‟da Twitter
kullanıcıları 104

IX. Endonezya‟daki cep telefonu operatörü 109

iii
GİRİŞ

Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçları Endonezya‟da çok yaygın

kullanılmaktadır. Checkfacebook.com sitesinin istatiklerine göre Endonezya‟da

sosyal medya pazarı (Facebook‟ta) ABD ve Hindistan‟dan sonra en büyük 3. Sosyal

medya pazarını oluşturmaktadır. 2010 yılı itibariyle 240 milyon nüfüsa sahip

Endonezya‟da 43 milyon Facebook kullanıcısı vardır ve toplam tweet sayısının

%15‟ini Endonezyalı kullanıcıların tweetleri oluşturmaktadır. Bu tezin temel

sorunsalı Endonezya‟da sosyal medya kullanımının diğer ülkelerden farklı olan

yoğunluğun nedenlerini ve bunun genel olarak kitle iletişim medyası kullanımı ile

ilişkisini açığa çıkartabilmektedir.

Tezin konusu Endonezya‟nın kitle iletişim medyası kullanımı ve bunun

altında yatan toplumsal, kültürel ve politik özelliklerinden yola çıkarak sosyal medya

kullanımındaki yoğunluğun nedenleridir.

Sosyal medya kullanımı ve bu kullanım dolayısıyla oluşan pazar açısından

dünyada üçüncü sırayı işgal eden Endonezya‟da kitle iletişim medyası kullanımı ile

sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkiyi açıklamak, aynı zamanda da sosyal medya

kullanımı ile toplumsal yapı arasındaki ilişkiselliği açığa çıkartacaktır. Bu

ilişkiselliğin ortaya konulmasıyla, Endonezya özelinde sosyal medyayı medya

tarihinin içine yerleştirmek bu tezin temel amacıdır.

Tez her ne kadar Endonezya ile sınırlandırılmış olsa da kitle iletişim medyası

kullanımı ile sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkinin ve bu ilişki bağlamında

Endonezya‟da sosyal medyanın yoğun kullanımın nedenlerinin toplumsal yapı ile

1
ilişkisinin ortaya koyulması genel olarak sosyal medya kullanımını anlamak

açısından bir çerçeve oluşturacaktır. Ayrıca kitle iletişim medyası kullanımı ile

sosyal medya kullanımı arasındaki ilişkinin Endonezya özelinde ortaya konulması

literatüre de katkı sağlayacaktır.

Araştırma sorunları/hipotezler:

1. Endonezyalılar neden toplumsal etkileşimin bir aracı olarak sosyal medyayı

tercih etmektedir?

2. Sosyal medyanın yaygın biçimde kullanmasının toplumsal yapıyla ilişkisi

nedir?

3. Endonezyalılar sosyal medyayı hangi nedenlerle kullanmaktadırlar?

4. Endonezya‟da kitle iletişim medyasının kullanımı ile sosyal medya kullanımı

arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?

Bu çalışmada öncelikle Endonezya‟da kitle iletişim medyasının tarihini

anlamak için yoğun bir literatür taraması yapılacaktır. Daha sonra Endonezyalı kitle

iletişim medyası ve sosyal medya kullanıcıları ile derinlemesine görüşmeler ve

Endonezya medya endüstrisi ve sosyal medya pazarının ekonomik politik

çözümlemesi gibi niteliksel yöntemlerle temel sorunsala değilinecektir. Kullanılan

yöntem, bir vaka çalışması yöntemi olarak adlandırılabilir. Vaka çalışmasında,

Endonezya‟da kitle iletişim medyası ve sosyal medya kullanımını incelemek,

tanımlamak ve açıklamak için birden fazla veri kaynağı ele alınacaktır. Bu nedenle

araştırmacı, derinlemesine görüşme, politik belgeler, araştırmalar, kayıtlar gibi pek

çok veri kaynağını kullanmayı amaçlamaktadır.

2
Yeniliklerin Yayılması

Bu tezde yazar Diffusion of Innovation Theory veya yeniliklerin yayılması

modeli adı verilen bir kitle iletişim modelinden bahsedecektir. Bu kuram, Everett M.

Roger (2003) tarafından tanıtılmıştır. Rogers‟a göre yayılma, bir yeniliğin belirli bir

süre içinde ve bir sosyal sistemin elemanları arasında çeşitli kanallar aracılığıyla

iletilme sürecidir. Bu modelde mesaj, yeni bir fikre yönelik bir odak sağladığından

Rogers, yeniliklerin yayılmasının bu teoriye iletişimin özel bir çeşidi olduğunu

söylemiştir. İletişim, yine Rogers‟a göre, bireylerin bir anlaşma noktasına varmak

için bilgi üretip diğerleriyle paylaşma sürecidir. Rogers‟a göre yayılma ise, mesajın

yeni fikirler hakkında olduğu özel bir iletişim türüdür. Yeniliklerin yayılması aynı

zamanda sosyal sistemin yapı ve görevindeki değişme süreci olarak tanımlanan

sosyal değişikliğinin bir çeşididir. Yeni fikirler üretip yayınlarken, kabullenir veya

reddedilirken, eğer belli bir sonuç üretiliyorsa, işte o zaman sosyal değişim meydana

gelir.

Rogers, yeniliklerin yayılması kuramında 4 ana unsurdan bahsetmiştir:

yenilik, iletişim kanalları, zaman, ve sosyal sistem. Yenilik, bireyler tarafından yeni

olarak addedilen teknik, fikir, veya nesnedir. İletişim kanalları, mesajların bir

bireyden diğerine ulaşılmasını sağlayan araçlardır. Zaman, yeniliğin sürecidir. Diğer

bir deyişle yeniliklere karar verilmesi için gereken sürenin tamamıdır. Kabul görme

oranı, bir yeniliğin sosyal sistem elemanları tarafından ortalama kabul görme hızıdır.

Sosyal sistem ise, belli bir ortak hedefi gerçekleştirmek için bir problemi beraberce

çözme etkinliğinde rol alan, birbiriyle ilişkili birimlerin oluşturduğu kümedir.

3
Rogers, yeniliklerin yayılmasında kabullenmeyi etkileyen kararın 2 ana

unsuru olduğundan sözeder: ilki, kararın özgürce verilip verilmediği ve karara

gönüllü olarak mı yoksa zorunlu olarak mı uyulduğu; ikincisi, kararın kimin

tarafından verildiği. Bu iki unsur temel alınarak yeniliklerin yayılmasında 3 çeşit

yenilik kararı olduğu söylenebilir: ilki, seçime bağlı yenilik kararı, bir sosyal

sistemde bir bireyden diğerine farklılaşan birkaç yöntemle verilen karardır; İkincisi,

ortaklaşa yenilik kararı, bir sosyal sistemde bulunan tüm üyeler tarafından beraberce

verilen karardır; üçüncüsü de otoriter yenilik kararı. Bu karar, sosyal sistemde

bulunan üyeler için iktidarda bulunan bireyler tarafından verilir.

Rogers, 5 kabullenme aşaması belirlemiştir. Bunlar: bilgilenme, ikna olma,

karar verme, uygulama, ve onaylama. Bilgi aşamasında birey, yeniliklerle karşılaşır

fakat yenilik konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Bu aşamada birey, yenilik

hakkında daha fazla bilgi araştırmaya özen göstermemektedir. İkna olma aşamasında

ancak bireyler yenilikle ilgilenmeye başlar ve yenilik hakkında ayrıntılı bilgiyi aktif

bir şekilde araştırır.

Karar verme aşamasında birey yenilik kullanmanın yararlı ve zararlı yönlerini

inceleyerek hangisi daha ağırlıklı karşılaştırır, yeniliği kabullenip

kabullenmeyeceğine karar verir. Bu aşama daha çok bireysel olduğu için Rogers bu

aşamaya ampirik bir kanıt elde etmek için en zor aşama olarak tanımlar. Uygulama

aşamasında ise bireyin duruma göre çeşitli biçimlerde yenilikleri kullanması söz

konusudur. Uygulama süreci boyunca birey, yeniliğin faydasını belirleyip bu

yenilikle ilgili daha ayrıntılı bilgi araştırır. Onaylama aşamasında da birey, yeniliğin

kullanımının devamlılığına karar verir. Bu aşama, içsel bir şekilde oluşur (bilişsel

4
uyumsuzluğa yol açabilir) ve de kişilerarası yani topluca verilen onaylama ile, kesin

bir karar verilmiş olur.

Rogers‟a göre kabullenmenin de aşamaları vardır. Kabullenme derecesi,

sosyal sistemin üyelerinin yeniliği kabullenmede gösterdiği hız olarak tanımlanabilir.

Bu derece genellikle yeniliği kabullenmek için sosyal sistemin tüm üyelerinin

kabullenme hızında belli bir yüzdelik oranına göre belirlenir (Rogers: 2003). Bu

kabullenme aşaması da aynı zamanda bireysel kabullenme farkındalığı ile belirlenir.

Genel olarak, bir yeniliği ilk kabul eden kimsenin yenilikleri kabullenme süreci en

son kabul eden kimseye göre daha az zaman alır.

Yayılma kavramı, kabullenme kavramından ayrı anlam taşımaktadır.

Kabullenme, bireyin bir ürünü kabul etmek için bir takım aşamaları izleme sürecidir.

Yayılma ise, yeniliklerin bir sosyal sistem içinde yayılmasıdır. Bir bütünlük olarak

bakacak olursak yayılma süreci, zaman zaman bireylerin kabullenme sürecini

kapsamaktadır. Rogers, kabullenici kategorisinde, yeniliğe açıklık ölçüsüne göre

sosyal sistemdeki bireyleri sınıflandırmaktadır.

Rogers, kabulleniciliği 5 kategoriye ayırmıştır. Bunlar: yenilikçiler, erken

kabullenenler, erken çoğunluk, geç çoğunluk, ve tembel ya da ağır kimseler (Rogers

1962, s. 282). Toplumun önderleri ve fikir liderinin yanı sıra, toplumun dışından

gelen değişim ajanları da bulunmaktadır.

Rogers‟a göre yenilikçiler, yeniliği ilk kabullenen bireylerdir. Yenilikçi, risk

almaya hazır, yaşları genç, yüksek bir sosyal statüye sahip, büyük bir para çevirme

işine sahip, oldukça sosyal, bilimsel kaynaklara en yakın olan, ve diğer yenilikçilerle

etkileşimde olan kimselerdir. Onların risk toleransı, başarısızlıkla sonuçlanabilse de

5
teknolojiyi kabullenmektedirler. Finansal kaynaklar, bu başarısızlığın ortadan

kalkmasına katkı sağlar (Rogers: 1962).

Erken kabullenici kategorisi, yeniliği kabullenme hızında yenilikçi

kategorisinden hemen sonra gelir. Bu kategorideki bireyler, diğer kategorideki

bireylere göre fikir liderliğinde en üstte olan kimselerdir. Geç yenilikçilere göre

erken kabulleniciler genellikle yaşı daha küçük, sosyal statüsü daha yüksek, finansal

harcamalara daha açık, eğitim seviyesi daha üstün, daha sosyal ve daha ilerideler.

Kabullenmeyi akıllıca seçebilmeleri, merkezi iletişim pozisyonlarını korumalarını

sağlar (Rogers: 1962).

Erken çoğunluk, belirli bir süre sonra ancak yeniliği kabullenir. Bu sefer

kabullenme, diğer yenilikçi ve erken kabullenicilere göre çok daha uzun süre kalır.

Erken çoğunluk, kabullenme sürecinde genellikle daha yavaş, sosyal statüsü

ortalamanın üstünde, ve erken kabulleniciyle iletişimde olup oldukça nadiren

sistemin fikir liderliğini yaparlar.

Geç çoğunluk, bu kategoride toplumun çoğunluğu bir yeniliği kabul ettikten

sonra ancak bu yeniliği kabul eder. Bu kişiler, yüksek derecede şüphecilikle yeniliğe

yaklaşır ve toplumun çoğunluğu kabul ettikten sonra yeniliği kabul eder. Geç

çoğunluk yeniliğe karşı genellikle şüpheli davranır, sosyal statüsü ortalamanın

altındadır, finansal esnekliği düşüktür, geç çoğunluk ve erken çoğunluklu olan

kişilerle iletişimi vardır, fikir liderliği düşüktür.

Geride kalanlar kategorisi, bu kategorideki kişiler, yeniliği en son kabul eden

kişilerdir. Diğer kategorilerin aksine, bu kategorideki kişilerin fikir liderliği

kapasitesi yok denecek kadar düşüktür, değişim ajanslara karşı antipatik davranır ve

6
yaş olarak ileridirler. Genellikle “gelenek”lerine bağlı, sosyal statüsü düşük, finansal

açıdan sıkı ve diğer kabullenenlere göre daha yaşlı bireyler bu kategoriyi oluşturur.

Rogers, yeniliğin kabul olup olmayacağını etkileyen beş faktörün içsel

özelliklerini belirlemiştir. İlk faktör, bağıl çıkarım: yeniliği önceki nesilden

geliştirme söz konusudur. İkinci faktör, uygunluk derecesi: yenilik, bireyin kendi

hayatına sindirebileceği kadar uygun olmalıdır. Üçüncüsü, karmaşıklık veya

sadeliktir. Eğer bir yenilik oldukça karmaşık ya da kullanımı zor ise bireyin bu

yeniliği kabul etmesi mümkün olamaz. Dördüncü faktör, denenebilirlik. Yeniliğin

kolayca denenebilirliği söz konusudur. Eğer bir yenilik kullanıcı tarafından

denenebilirse bu yeniliğin kabul olma olasılığı daha yüksektir. Beşinci faktör ise,

gözlemlenebilirliktir. Yenilik, başka bireyler tarafından görünebilmelidir.

Ağ Toplumu

Jan van Dijk‟e (2006) göre yeni medyanın en önemli yapısal özelliği veri

iletişimi ve süre iletişimini bir araya getirerek bütünleştirmesidir. Bu bir yakınsama

sürecidir. Bu nedenle yeni medyaya, çoklu ortam da denilir. Entegrasyon, bu

aşamalardan birinde gerçekleşebilir: altyapı, ulaşım, yönetim, hizmet, veya veri

sınıflandırma.

Van Dijk, bilişim toplumu kavramında üzerinde en çok yoğunlaşılan şeyin,

toplumdaki etkinlik ve süreç değişim değeri olduğunu söylemiştir. Oysa ağ toplumu

kavramında, toplumun kurum ve (alt) yapılarındaki değişim daha çok vurgulanır.

Van Dijk de bilişim toplumunda hemen her etkinlikle ilgili bilgiye erişim

yoğunluğunun arttığını söylemiştir. Bu durum, bilim, rasyonellik ve yansıtılabilirliğe

dayanan toplumsal kurumlarını; tüm değer ve sektörleriyle birlikte ekonomik boyutu,

7
hatta tarımcılık ve sanayi sektörlerinin gittikçe bilişim ürünlerine bağlı kalmasının;

işgücü piyasasındaki fonksiyonların kısmi veya butunuyle bilgi işlem görevlerine

dayandırarak yüksek eğitimi gerektirmesinin; kültürün medya ve bilişim ürünlerinin

çeşitli simgeler, semboller, ve verilmiş anlamlarla dolu olmasının ortaya çıkmasına

neden olur.

Ağ toplumu kavramı, Van Dijk‟e göre, daha çok bilgi işlem ve değişimlerin

kurum ve biçimlerine odaklanmaktadır. Sosyal altyapı ve medya ağları bu kurum ve

biçimlerin başında gelir. Bu yüzden, yine Van Dijk‟e göre, ağ toplumu, her seviyeyi

(bireysel, grup/kurum ve toplumun kendisi) hedef kitlesine katarak ulaşabilen sosyal

ağ ve medya altyapısına sahip olan bir sosyal topluluk biçimidir.

Van Dijk‟e göre ağ, bir birimin elemanlarının birbirleriyle ilişkisi olarak

tanımlamıştır. Her eleman, düğüm olarak da adlandırılabilir. Birim ise sistemdir. Üç

tane eleman varsa en az iki bağ oluşmalıdır. İki eleman arasındaki bağa bağlantı

denir. Ağ, doğa ve toplumdaki karmaşık bir sistemin kurum biçimidir.

Van Dijk‟e göre ağ çeşitleri:

Fiziksel Ağ Yüksek derecede karmaşıklığı olan doğal bir sistemdir.

Örneğin: ekosistem, köprü ağları

Organik Ağ Organizma: sinir sistemi, kan dolaşımı, hücredeki DNA

iplikleri

Nöronal Ağ Zihinsel sistem: sinirsel bağlantıları, zihinsel haritası

Sosyal Ağ Soyut ilişkide somut bağlantılı olan sosyal sistemdir.

Teknik Ağı Teknik sistemi: caddeler, dağıtım ağları, bilgisayar ve iletişim

8
ağları, vs.

Medya Ağı Sembol ve bilgilerle dolu olup kaynak ve alıcı arasındaki

bağlantıyı kuran medya sistemidir.

Sosyal ağ, toplumun her düzey ve altsistemlerindeki medya ağlarıyla

desteklenmektedir. Sosyal ağ dört seviyeye ayrılabilir: ilk seviye ve en temel seviye,

bireysel ilişkidir. Bu ilişkide birey; kendi aile, arkadaş, tanıdık, komşu, meslektaş, vb

birbirleriyle ilişki kurar. İkinci seviye, topluluk ve kurum ilişkisidir. Bu seviyede

birey, her çeşit topluluk kurar. Tüm çağdaş topluluklar, bilgisayar ve iletişim

ağlarıyla desteklenir. Üçüncü seviye, toplum ilişkisi olmak üzere birey, topluluk, ve

kurumlar sosyal ve medya ağları üzerinde kurulan bir toplum oluşturur. Dördüncü ve

son seviye, dünya sisteminin kapsamında uluslararası toplum ve kurumlardan oluşan

global ilişkidir.

Kitle toplumu ile ağ toplumunun arasındaki fark nedir sorusuna bakacak

olursak Van Dijk şu şekilde açıklamıştır: kitle toplumu, kurumun hedef kitlesi

toplumun tüm seviyelerini kapsayacak şekilde oluşturulan toplu, kurumsal ve

toplumsal (kitle) altyapılı bir sosyal formasyonudur. Bu formasyonun en önemli

bileşeni, nispeten büyük olan bütün topluluk çeşididir. Kitle toplum, temel olarak aile

ya da köy veya şehir hayatından oldukça sıkı topluluklardan oluşur. Büyük

şirketlerde, diğer kitle dernekleri ortaya çıkar. Örneğin: vardiya ve bölümlerin

yakından işbirliği gibi. Kitle toplumunun temel bileşeni homojendir.

Çağdaş bireyselleşme sürecinin içerisinde bulunan ağ toplumun özelliklerinin

temel bileşeni ise ağ ile bağlanan bireylerdir. Toplum, büyük aile ve bürokrasi gibi

9
geleneksel yerel gruplama, bu ağın bölücü faktördür. Bunun sebebi, büyük ölçekli

toplulukların artması (kamulaştırma ve uluslararasılaştırma) ve daha küçük ölçekli

toplulukların (iş hayatının çevresi, vb gibi) azalmasıdır. Ağ toplumunun sosyal

bileşeni parçalanmıştır. Ağ toplumu nispeten aynıdır, ağı yatay biçimindedir, ve

genellikle bu topluma heterojen bir sosyal yapı denir. Ağ toplumu, kitle toplumuna

göre daha açık ve daha kapsamlıdır. Ağ toplumu diğer topluluk ve iletişim

biçimlerine göre, her zaman daha „düz‟ olmamakla birlikte en çok göze çarpan

özelliklerinden birkaçı: daha demokratik, açık, özgür, erişebilirliği kolay, ve fiziksel

olarak ya da gerçek sosyal hayatıyla daha az ilişkilidir.

Ağ toplumunda birkaç ikilem vardır. En önemli ikilemi, ağ toplumunun

kendisiyle ilişki kurmasına oldukça önem verilip bağlanan diğer bileşenleri feda

etmek zorunda kalmasıdır. Bu ikileme ilişki denir. İkinci ikilem, ağ toplumundaki

tüm sosyal ilişkilerin fiziksel birim ve çevresiyle sımsıkı bağlanmasıdır. Üçüncü

ikilem, ağ toplumundaki birbiriyle bağlanan her bireyin, topluluk ve kurumun daha

gerçekçi olması ve hatta geniş mesafeye geçmesidir. Ağ toplumunun dördüncü

ikilemi ise sosyal ve medya ağlarının birleşiminden doğan daha gerçekçi bir ilişki

olmasıdır. Sosyal ve medya ağlarının birleşimi, toplumda daha güçlü, yeni bir

altyapıdan oluşturulmuştur.

Diğer ikilem, medya kullanımının toplumda bilgi alış verişinde bulunmak ve

birbiriyle iletişim kurmak ve risksiz olmayan bir sosyal ilişki yaratmak için olduğu

anlamına gelmesidir. Zira her medyanın iletişim kapasitesi gibi kendi yük ve sıfatı

vardır. Ağ toplumundaki sosyal ilişkiler, sosyal ve medya ağlarının çok-yanlı iletişim

ile birleşimi sayesinde daha etkileşimli bir hale gelmektedir. Organizasyon prensibi

olarak ağların ortaya çıkmasıyla ilgili en önemli açıklamalardan biri merkezileştirme

10
ve yerelleştrimenin birleşimidir. Bu şekilde ağ toplumu daha organize edilmiş hale

gelebilir. Daha sonra, karmaşa, belirsizlik ve duyarlılığın artmasının sonucu olarak

sosyal ve medya ağlarına daha da fazla program kontrolü ve erişim kodu verilecektir.

Özellikle bilişim ve iletişim teknolojileri, güvenilir kullanımının sorunlarını önlemek

için tüm programlamada erişim engelleyen kodların bulunmasını sağlamalıdır.

Sonuncu ikilem ise ilişkinin sürdürülmesini sağlamada güvenlik sorunlarının

artmasıdır. İletişim ağlarının kullanımı sadece hassas bir teknolojiyi kullanmamakla

beraber inanç, taahhüt ve paylaşılan bilgi zenginliği gibi sosyal ve zihinsel

fenomenleri de söz konusudur (Van Dijk: 2006).

Van Dijk, iletişimi konuşma ve metin biçiminde ses alışverişi yapmak için

medya tekniği kullanan tipik bir iletişim olarak tanımlamıştır. Veri iletişimi ise,

bilgisayar dili biçiminde veri alışverişi yapmak için medya tekniği kullanan tipik bir

iletişim olarak tanımlamıştır.

Yine Van Dijk‟e göre kitle iletişimi, ses, metin ve resimleri halka dağıtmak

için medyayı kullanan tipik bir iletişim olarak tanımlamıştır. Şimdiye dek çoğu ağlar,

havadan iletişim kanalı olarak yararlanmaktadırlar. Oysa çoklu ortam, çevrimdışı

olarak kullanılan bir takım donanım ve yazılım olarak tanımlanırken çevrimiçi olana

çoklu ortam ağları veya broadband ağları olarak tanımlanmaktadır.

Günümüzde kitle medya ve diğer medya geneli, ağların genişletilmesi ve

penetrasyonu yapmak için interneti kullanmaktadır. İnternet, zaman ve mekandan

bağımsız olup bilgi yaymak için ana medya olarak nitelendirilmektedir. Bu şekilde

bir bilgiye, her zaman, her yerde ve herkes tarafından ulaşılabilir. Üstelik

11
günümüzdeki çeşitli programlar yüklenmiş olup satışa sunulan cep telefonları

rahatlıkla bulunabilmektedir.

Manuel Castells‟ın (2000) çalışmasında değinildiği gibi internetin yaratma ve

geliştirmesi son otuz yıl içinde yani 20.yüzyılda askeri strateji, bilim işbirliği,

teknoloji girişimciliği, ve kültür-karşı yeniliklerin öz birleşiminden

kaynaklanmaktadır. Castells‟a göre internetin kökeni, dünyanın en yenilikçi

araştırma enstitülerinden biri olan Advanced Research Projects Agency (ARPA) veya

Amerikan Gelişmiş Savunma Araştırmaları Dairesi adlı ABD Savunma Bakanlığının

bir projesidir.

Büyük miktarda maddi desteğiyle ARPANET adlı ilk bilgisayar, 1 Eylül

1969 tarihinde çevrimiçi olarak ilk çalışmaya başlamıştır. Ağın ilk dört düğümü,

Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles, Stanford Araştırma Enstitüsü, Santa Barbara

ve Utah Üniversitesinde kurulmuştur. Bu çalışma, bir araştırma merkezinin ABD

Savunma Bakanlığıyla işbirliği yapıp ortaya çıkardığı üründür. Fakat daha sonra bu

bilim adamları, bilim kurgu düşkününün mesajlaşma ağının çalışması gibi iletişim

boyutunda kendi amacına kullanmaya başlamıştır.

1990‟lı yılların sonlarında internetin iletişim gücü, bilgisayar ve iletişim

teknolojileri alanındaki yeni gelişmelerle beraber gelişmiştir. Ayrıca teknolojinin

yerelleşme sistemini genelleştirme çabasının sonucunda mikro-bilgisayarlar ortaya

çıkmıştır. Teknolojinin bu sonuca varması, çeşitli formatlarda bilgi bileşenlerin

gelişmesinin katkısından başka bir şey değildir. Bilgisayar sisteminin bu yeni

teknolojisinin gücü, genel bir internet protokolünü kullanarak web sunucunda kurulu

12
olan iletişim ağlarının yayılmasıdır. Bu protokol genellikle veritabanı sunucusu ve

uygulama sunucusu olarak ikiye ayrılır.

Castells aynı zamanda da sanayi devrimi ilk İngiltere‟de meydana gelmişse

bilişim teknolojileri devrimi de ilk olarak ABD‟de, daha doğrusu Kaliforniya‟da

meydana gelmiştir. Her iki durumda diğer ülkelerden gelen bilim adamları ve

sanayiciler, yeni teknolojilerin gerek buluşu gerekse yayılmasında sıkı çalışmalar

yapmış ve oldukça önemli bir rol almıştır. Fransa ve Almanya, sanayi devriminde

hem ana kaynak hem de hedef uygulama olmuştur. Oysa bilimsel buluşlar, elektronik

ve biyoloji alanlarındaki yeni teknolojilerinin kökeni olan İngiltere, Fransa, Almanya

ve İtalya‟da ortaya çıkmıştır.

ABD‟deki bilişim teknolojileri devriminin kökenini anlayabilmek için yine

Castells‟a (2000) göre bu efsaneyi bilmenin yanı sıra Silikon Vadisi denilen dünyaca

tanınmış yeniliklerin yerinin ortaya çıkma sürecini kısaca bilmekte yarar vardır.

Silikon Vadisinde entegre edilmiş devre, mikroişlemci, mikrobilgisayar, ve diğer

çeşitli teknolojilerin olduğu gibi geliştirilmektedir. Burada da kırk yıl boyunca

elektronik yeniliklerinin kalbi devamlı olarak araştırılmış ve çeyrek milyon bilişim

teknoloji çalışanıyla desteklenmektedir.

Castells‟ın kendi çalışmasında belirttiği gibi internet, global olarak bilgisayar

aracılı iletişim‟in (CMC) kökeni olup çok sayıda bilgisayar ağlarını bağlamaktadır.

Castells aynı zamanda da internet kullanıcıların bir amaç ve değer hakkında bilgi

paylaşmaya muhtaç olan bireylerin arasında bir araya gelip bir ağ içinde çevrimiçi

topluluğu oluşturduklarını söylemiştir. Böylelikle bir bireyin çeşitli ihtiyaçlara

muhtaç oldu mu çevrimiçi topluluğun üyelerinden biri olmuş olur.

13
Fakat asıl sorulması gereken şudur ki: sanal topluluk, gerçek bir topluluk mu?

Bu sorunun cevabı, Castells‟a göre olabilir olmayabilir de. Onlar bir topluluk fakat

fiziksel olarak gerçek değiller ve doğrudan iletişime geçen toplulukların iletişim ve

etkileşim biçimine benzer bir model benimsememektedirler. Onlar „gerçek değiller‟

çünkü gerçek mekandan bağımsızlardır. Onlar, kişilerarası ağlardır. Onlar gerçek

dünya kadar güçlü bir bağa sahip olmayıp gerçek dünyadaki toplumun genel yaşam

tarzına benzemeyen yaşam tarzlarını benimseyen çeşitli kişilerdir. Bu özelliklere

rağmen sürekli etkileşimde dinamik olarak bulundukları için birbirleriyle karşılıklı

bir ilişki kurabilirler.

Onlar için internet dünyası, internet dünyasıdır, gerçek dünyanın taklidi

değildir. Onların internet dünyasında kendi dinamikleri vardır. Düşük fiyatla, uzak

mesafelere kadar, ve genelde asenkron olarak internet hizmetinden faydalanarak

ulaşabilirler. Kitle medyanın yayılma hızı ile bireysel iletişim fonksiyonunu

birleştirerek birden fazla küçük toplulukların üyesi olabilirler.

Castells‟ın çalışmasında siyaset de bilgisayar aracılı iletişim‟in (CMC)

uygulanması için gelişmekte olan bir alan olarak belirmiştir. Diğer yandan e-posta,

siyasi propagandaların kitleye yayılma aracı olarak kullanılmaktadır. E-posta

aracılığıyla kampanya mesajını alan kişilerden tepki, görüş, vb gibi dönütler

alınabilmektedir. Her ülkenin politikacıları, kampanya sürecine kendi web sitelerini

kurarak başlatmaktadırlar. Politikacılar kampanya sözlerini bu sitelere yazıp

sunmaktadırlar.

Kültür ise Castells‟a göre iletişim süreçlerinden oluşur. İletişim biçimlerinin

hepsi simge veya kodların üretimi ve kullanımına dayanır. Bunun için sembolik

14
gösteriminin gerçek olandan ayırımı söz konusu olamaz. Castells, sanal kavramının,

bilişsel uygulamada veya adlandırılmasında pek fazla ayırımı yoktur fakat gerçek

dünyada bu ayırım çok belirgindir. Böylelikle sanal dünyanın, onların kendi

oluşturdukları semantik kavramına göre sembollerle temsil edildiği hissedilir.

Peki iletişim sistemi nedir sorusuna bakacak olursak Castells‟a göre iletişim

sistemi, sanal dünyadaki gerçekmiş gibi kabul gören toplumun sembolik varlığı

olarak alınıp sanal resim yönetimine erişimi sağlayan sistemdir. Böylece insanlar,

sanal resimler dünyasının her ne olursa olsun sunduklarına inanırlar. Ekrana sunulan

şey, geçmiş yaşantısının sunumu olmayıp izleyici veya takip edenler için yeni bir

tecrübe olmuş olur, sanal dünyadaki olaylardan haberdar olurlar.

Medya gittikçe daha kapsamlı bir halde gelişir, oldukça çeşitlenir ve

biçimlendirilmesi kolaylaşır. Gerek geçmiş gerekse şimdiki ve geleceğe ait

insanoğlunun tüm yaşantıları çoklu ortamda bir metne sığdırılabilir hale gelmesi,

medyanın bir evrene benzemesi artık aklımıza yabancı değildir.

Yine Castells‟ın çalışmasında değinilenlerden biri entegre edilmiş çift yönlü

bir dijital iletişim ağını benimseyen yeni iletişim sisteminin özelliği, tüm kültürel

ifadelere sahip ve yeniliğe açık olduğunu belirtmiştir. Bu yeni tarzı benimseyen

medyadaki tüm mesajlar ikili sisteminde oluşur. Yani çoklu ortam iletişimde ya var

ya da yok şeklinde ifade edilir. Sistemin entegre edilmiş olması, mesajın yayılma ve

sosyalleşmesinin gerçekleşmesi mümkün olabilir. Diğer mesajlar, azalarak kişisel

hayal gücüne dönüştürülür veya yüzyüze iletişim modasına geçer. Toplumun bakış

açısına göre ise herhangi bir şey bazlı elektronik (tipografi, görsel-işitsel, veya

bilgisayar destekli) biçimli iletişim yine de iletişimdir.

15
Yeni Medya

Terry Flew‟in (2008) çalışmasında yeni medyanın dijital medya olarak

tanımlanabildiğini söylemiştir. Dijital medya, metin, ses ve resim gibi çeşitli verilerle

birleştirilip entegre edilen; dijital formatında saklanan; optik kablo, uydu, mikrodalga

iletim sistemi gibi çeşitli broadband‟ler üzerinde iletilen bir medya biçimidir. Diğer

sıradan medyalar olduğu gibi yeni medya dijital enformasyon biçimlerinden biri

olarak da belli özelliklere sahiptir. Bunlar: manipüle edilebilir, kolay adapte eder,

sağlam, belli bir ölçüye kadar küçük birimlere sıkıştırılabilir, ve bütünlük sağlar.

Flew, yeni medyanın internet ve World Wide‟in tarihiyle yakından ilişkilidir.

Günümüzde yeni medya artık çeşitli ortam ve bileşenlere yayılmaktadır. Bu durum,

kitlenin ortaya çıkıp popüler olmasından kaynaklandığı söylenmiştir. Bu kitle

tarafından internetin yeni bir medya olarak tanıtılması, bilgisayar ve bilişim

teknolojilerini iletişim ağları, ve medya içeriği ile birleştirici olarak kabul gören

kanıttır. İnternet kavramında bilgisayar ve diğer dijital bileşenlerinin teknik

altyapısının yüksek hızlı iletişim ağları üzerinde, içerik, iletişim kendisi ve çeşitli

bilgilerle kalıcı olarak bağlanması söz konusudur.

Yukarıda bahsedildiği gibi internet, ABD Savunma Bakanlığının kurduğu

ARPA adlı bir projenin ürünüdür ve ARPANET (Amerikan Gelişmiş Savunma

Araştırmaları Dairesi Ağı) olarak adlandırılmıştır. Bu projeyle ARPA, telefon kanalı

aracılığıyla UNIX tabanlı bilgisayar yazılım ve donanımını kullanarak uzun mesafeli

iletişim yapabildiğimizi göstermiştir. ARPANET projesinde, ağların biçimi, gücü, ne

kadar büyük veri trasfer edilebilir gibi standartlar tasarlanmıştır. Bu standartlar,

TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol veya İletim Denetimi

16
Protokolü/İnternet Protokolü) olarak bilinen yeni protokolün ortaya çıkmasına yol

açmıştır.

Projenin kuruluşunun ilk amacının askeri ihtiyaçlar olduğu belirlenmiştir. O

zamanda ABD Savunma Bakanlığı (US Department of Defense), nükleer saldırısında

ortaya çıkan sorunları çözmek ve haberin sadece merkezde dolaşmasını önlemek

üzere önemli alanlardaki bilgisayarları bağlayarak bilgisayar ağ sistemini kurmuştur.

Flew (2008), web 2.0 teknolojisinin bu 21.yüzyılın yeni medyayı anlamak

için en önemli etken olduğunu söylemiştir. Bu kavram, ilk 2003 yılında ortaya çıkıp

web 2.0 hakkında ilk konferans 2004 yılında O‟Reilly medyası tarafından

düzenlenmiştir. Web 2.0 kavramın iki sebepten dolayı ortaya çıktığı söylenmiştir.

Birinci sebep, katılım paylaşma ortamı, etkileşimlik, işbirlikçi eğitim, sosyal ağ ve

kolektif zeka kullanımının olumlu etkisi gibi iletişim altyapısı olarak web‟in sahip

olması gereken hizmetleri sunmasıdır. İkinci sebep ise, 2000‟li yılların Wikipedia,

YouTube, Blogger, ve Facebook gibi en hızlı gelişen sitelerin web 2.0 teknolojisine

dayandırılmasıdır.

Flew‟in çalışmasında önemle vurgulanan yazılım ve internet sitelerinin web

2.0 kavramına dayanan temel prensipleri şu ilkeleri kapsamalıdır: birinci ilke, çok

bağlantılı olmalı. İkincisi, kontrol konusunda yerelleşmenin olması gerekir.

Üçüncüsü, kullanıcının odaklanması ve yeni kullanıcının kolaylıkla erişebilmesi

sağlanmalı. Dördüncüsü, teknoloji standartlarına uygun olmalı ve kullanıcı arayüzü

programlaması uygulanmalıdır. Beşincisi, tasarımı mümkün oldukça sade ve

„hafif‟olmalı, gerek yönetimin ön koşulları gerekse geliştirme masrafları açık ve net

17
bir şekilde belirlenmelidir. Altıncı ve son olarak, zaman ilerledikçe sürekli

geliştirilebilmeli ve kullanıcının özelleştirme yapmasına izin verilmelidir.

Flew, yirmi tane farklı yeni medya kavramından bahsetmektedir. İlk kavram,

kolektif zekadır. Burada söz konusu olan tüm internet toplumunun bilgiyi birlikte

geliştirme, yayma, paylaşma, ve iletmesidir. Üstelik bilgi ekonomisi içinde

bulunduğumuz için ve bu ekonominin en önemli etkeni bilgi olduğu için bilgiyi

iletişime geçirmek de son derece önemlidir. İkincisi, yakınsamadır. Yakınsama,

bilişim teknolojileri, iletişim ağları, ve medya içeriği ile yakından ilişkilidir. Bu

yakınsama, internetin gelişim ve popülerliği ve dijital ortamında gerçekleşen etkinlik,

hizmet ve diğer yakınsama ürünlerinin sayesinde gerçekleştiği her zaman

unutulmamalıdır. Üçüncüsü, creative industry veya yaratıcı endüstriler. Yaratıcı

endüstrilerin kalkınması, sadece halkın yaratıcı etkinlikleri desteklediğinin sonucu

olmamakla beraber yeni medya, küreselleşme, ve bilgi ekonomisi ile sımsıkı bir

bağlantı biçimi olarak nitelendirilmelidir. Dördüncüsü, cyberspace veya sanal dünya.

Ağ çevresi olarak internetle ilgili dört varsayım söz konusudur. Bunlar internetin: a)

dijital verilerin sanal olarak birbirine bağlanan bilgisayar ağları arasında akışını

sağlayıp gerçek olarak sonuca ulaşması; b) sanal dünya olarak „online‟ ve „offline‟

birbiriyle ilişki gibi kullanıcının psiko-sosyal etkilerini doğuran bilgisayar aracılı

iletişim (CMC) sistemi olması; c) kültürün yeni medya teknolojileri aracığılıyla

yeniden canlandırması ve iletişim aracı olarak kullanılması; d) toplum ve kültürü

yeniden düzeltmek için iyi bir fırsat olmasıdır.

Beşinci ilke, dijital kapitalizmdir. Altıncısı, dijital telif hakları ya da genel

yaratıcılık hakkı olarak da anlamlandırılabilir. Yedincisi, dijital bölünme yani dijital

dünyada iki topluluğun arasındaki ciddi bir çatışmadır. Sekizincisi, küreselleşme.

18
Dokuzuncusu, belli bir amaç üzerinde yapılan abartılı hatta aldatıcı reklamlar.

Onuncusu, aşırı bilgi yüklemesi. On birincisi, etkileşimlik. On ikincisi, bilgi

ekonomisi. On üçüncüsü, ağlar. Ön dördüncüsü, katılım. On beşincisi, hatalara veya

suçlara karşı düzeltmeler. On altıncısı, güvenlik ve gözetim. On yedincisi, hız. On

sekizincisi, aynı anda her yerde bulunması. On dokuzuncusu, kullanıcı liderliğindeki

yenilik. Yirminci ilke ise, sanallıktır. Yeni medyanın özelliklerinden biri bilgisayar

aracılığıyla zaman ve mekandan bağımsız bir iletişimin sağlayabilmesi ve dijital

ağlar üzerinde global erişim için potansiyele sahip olmasıdır.

Rob Shield‟in yaptığı bir çalışmada (2011) ise sözlüklerin günlük

yaşamındaki sanal kavramını „benzeyen fakat tam olarak aynı olmayan şey‟ olarak

tanımladığını söylemiştir. Felsefe açısından bakacak olursak sanal, doğal fakat soyut

olan nesne ve etkinlikleri yakalar. Sanal demek gerçek fakat somut olmayan şey

demektir. Sanal sözcüğü, Latinceden gelmiştir. Sanal sözcüğünün latince karşılığı

virtus‟tur. Virtus‟un anlamı ise güç veya dayanıklılıktır. Ortaçağda virtus, iyilik

anlamına gelen virtualis olarak dönüştürülmüştür.

Sosyal Medya

Antony Mayfield‟in (2007) söylediği gibi sosyal medyayı belli bir kitle için

veya tüm toplum için paylaşma ilkesine dayanan yeni çevrimiçi medya grubu olarak

tanımlamak daha uygundur ve ayrıca bu özellikleri de taşımaktadır:

(1) Katılım. Sosyal medya, ilgilenen herkese katkı sağlaması ve dönüt

vermesine imkan vermelidir. Bu şekilde medya ile hedef kitle arasındaki sınır

kadırılmış olur.

19
(2) Açıklık. Sosyal medya hizmeti, destek ve dönüt vermek üzere açık

olmalıdır. Sosyal medya, kullanıcılarının sesini duyurma, görüşlerini ifade etme ve

bilgileri paylaşmalarına teşvik etmelidir.

(3) Konuşma. Geleneksel medyada bilgi yayma (içerik, kullanıcılara dağıtılır)

söz konusu olurken sosyal medyada, çift yönlü konuşma söz konusu olur.

(4) Topluluk. Sosyal medya, hemen topluluk kurabilir ve etkili iletişim

sağlayabilir. Bu topluluklar, fotoğraf sevenleri, siyasi sorunlara meraklıları veya

televizyon programı sevenleri gibi ilgi çekici ve benzer nitelikte olan şeyleri

paylaşırlar.

(5) Bağlantılılık. Sosyal medyanın çoğunluğu, bağlantılılıklarının üzerinde

gelişir ve köprü kullanarak bir siteye, referans kaynağına ve kullanıcılara bağlanır.

Deborah H. Lester‟ın (2012) kendi çalışmasında ise sosyal medyanın içerik,

tasarım ve söylevlerin paylaşımında genç nesillerin sevebileceği bir mekanizmada

ortaya çıkmak için popülerliği hızlandırılmış olan iletişim tabanlı teknoloji biçimi

olduğunu belirlemiştir.

Mayfield (2007) de aynı zamanda günümüzdeki sosyal medyanın temel

olarak altı çeşit biçimi tanınmaktadır:

(1) Sosyal ağlar. Bu site, bireylerin kendi kişisel web sayfalarını oluşturup

çeşitli içerik ve bilgiyi arkadaşlarıyla paylaşabilmelerine imkan sağlar. En büyük

sosyal ağlar: MySpace, Facebook, ve Bebo‟dur.

20
(2) Blog. Sosyal medyalar arasında belki de en çok tanınmış olan blog‟dur.

Blog, girdi kayıtları kronolojik bir biçimde sıralandırılmış çevrimiçi dergi olarak

tanınmaktadır.

(3) Viki. Bu site, kullanıcıların yeni bilgi eklemeleri veya varolan bilginin

üzerinde değişiklik yapabilmeleri ve ortak bir veritabanı kullanmalarına imkan tanır.

En popüler viki, Wikipedia‟dır. Wikipedia, 2 milyondan fazla ingilizce makaleyi

barındıran bir çevrimiçi ansiklopedidir.

(4) Podcast. Podcast, Apple iTunes gibi hizmetler aracılığıyla abone olarak

elde edilebilen ses ve video dosyalarıdır.

(5) Forum, çeşitli konu ve amaçlar üzerinde oluşturulan çevrimiçi tartışma

ortamıdır. Forum, “sosyal medya”nın çıkmasından önce ortaya çıkıp çevrimiçi

toplulukların gücü ve popülerliğini artıran bir sosyal medyadır. İçerik, kullanıcı

belirler ve istediği kadar çeşitli konuları ele alabilir. Fakat toplumda kullanımı en çok

yaygın olan sosyal medya, Flickr (fotoğraf paylaşma sitesi), del.icio.us (imi

bağlantıları paylaşma sitesi) ve YouTube‟dur (video paylaşma sitesi).

Fakat Mayfield‟e (2007) göre sosyal medya hakkında konuşursak aslında

sadece insan olmak anlayışından bahsediyoruz. Nasıl da insanoğlu fikirleri paylaşır,

bir eser üretmek için işbirliği yapar, görüş alışverişi yapar, tartışmalarda bulunur,

belki iyi, kötü veya yakın arkadaşlar edinirse sosyal medya da yüzyıllardır alışagelen

insanoğlunun bu fıtratların devam etmesine imkan sağlamaktan öte bir şey değildir.

İşte bunlar, sosyal medyanın hızlıca gelişmesinin en esas nedenidir. Geniş kapsamlı

olduğundan veya yeni teknolojileri benimsediğinden dolayı değildir. Bunun için her

insan için kendisi olmak her zaman en iyisidir.

21
Kaplan ve Haenlein‟in (2010) çalışmasına bakacak olursak medyanın sosyal

medya bağlamındaki bileşenleri ile ilgili olarak sosyal varlık teorisine ihtiyaç

duyduğu belirlenmiştir. Onların çalışmasında Short, Williams, ve Christie‟nin sosyal

varlık teorisinden alıntı yaparak sanal dünyada her gün yeni sitenin ortaya çıktığını

belirlemiştir. Bundan yola çıkarak medya araştırma alanındaki büyük teoriye ya da

sosyal süreç teorisine dayanarak sosyal medyanın sınıflandırılmasının temel taşını

atmış olabilir.

Sosyal varlık teorisine göre medyanın sosyal varlık derecesi (ister işitsel

olsun, görsel olsun, isterse fiziksel temas olsun) farklıdır. Sosyal varlığı en çok

etkileyen faktör, yakınlıktır ve samimiyet faktörüdür. Yakınlık, göz teması ve beden

dili ile ilgili bir iletişim ölçüsü olarak tanımlanırken samimiyet, dolaysızlık

konuşmada sözel ve sözsüz iletişim yoluyla iletilir iki taraf arasındaki psikolojik

mesafe olarak tanımlanır. Sosyal varlık teorisine ilişkin olarak medya zenginliği

kavramından bahsetmekte yarar vardır.

Kaplan ve Haenlein‟in (2010) çalışmasında da Daft ve Lengel‟ın medya

zenginliği teorisinden alıntı yapılmıştır. Bu teoriye göre her iletişimin amacı

belirsizliği azaltarak ortadan kaldırmak için çözüm bulmaktır. Aynı zamanda bu teori

de medyaların zenginliğinin birbirinden farklı olduğunun kanaatini getirmektedir. Bu

farklılıktan kastedilen şey, medyanın belli bir süre içinde yayabileceği bilgi sayısıdır.

Bunun için belirsizliği çözmede bazı medyalar, diğer medyalara göre daha üstün

olabilir. Bu bağlamda medya zenginliği ve sosyal varlık açısından bakarak ona göre

en iyi sosyal medyanın hangisi olduğunu sıralamamız mümkündür.

Günümüzde en çok bilinen sosyal medyalardan birkaçı aşağıdaki gibidir:

22
Facebook

Wikipedia (wikipedia.org) sitesinin bir tarih yazarına göre Facebook, 4 Şubat

2004 tarihinde Harvard Üniversitesi öğrencisi olan Mark Zuckerberg ve oda

arkaşaları, Eduardo Saverin, Andrew McCollum, Dustin Moskovitz ve Chris Hughes

tarafından kurulup ilk defa kullanılmıştır. Bu web sitesinin üyeliği ilk başta sadece

Harvard öğrencileriyle sınırlı idi fakat daha sonra Boston, Ivy League, ve Stanford

Üniversitesine kadar genişletilmiştir. Bu site yavaş yavaş diğer üniversitelerdeki

öğrencilere, sonra lise öğrencilerine ve en sonunda dünyadaki 13 yaşından büyük

kimselere açılmıştır.

Twitter

Wikipedia (wikipedia.org) sitesinin yazılarından birinde değinildiği gibi

Twitter, 15 Temmuz 2006 tarihinde Kaliforniya, ABD‟de Jack Dorsey, Noah Glass,

Evan Williams, ve Biz Stone tarafından kurulmuş ve ilk defa kullanılmıştır. Twitter,

kullanıcılarının tweet ya da cıvıltı denilen mesajı gönderip okumalarını sağlayan

mikroblog biçiminde sunan bir sosyal ağ sitesidir. Cıvıltı, kullanıcı profil sayfasında

sunulan 140 karakterlik metindir. Cıvıltı, herkes tarafından erişilip okunabilir fakat

cıvıltı gönderenin isteğine bağlı olarak mesajı sadece rehberdeki arkadaşlarına

göndererek de sınırlandırabilir. Kullanıcı, diğer kullanıcının cıvıltılarını takip

edebilir. Buna followwer veya takipçi denir. Metin yazıp yayınlamanın yanı sıra

ayrıca twitter kullanıcıları da video, müzik, ya da haber linkleri cıvıltılarına ekleyip

yayınlayabilirler.

23
Blog

Wikipedia (wikipedia.org) sitesinin blogun tarihi şöyle açıklanmıştır: weblog

kavramı ilk olarak 1997 yılında John Barger tarafından tanıtılmıştır ya da daha

doğrusu kullanılmıştır. Daha sonra bu kavram, 1999 yılında weblog yerine blog

olarak tanıtılarak Peter Merholz tarafından geliştirilmiştir. Blog, Pyra Labs‟tan Evan

Williams ve Meg Hourihan‟ın yaptığı çalışmanın sonucu olarak daha sonra Google

tarafından satın alınan Blogger.com adlı blog kullanıcılara özel bir siteyi halka

tanıtılınca blog daha da popüler hale gelmiştir. Başka bir deyişle blog, kronolojik

olarak sıralanmış yazı ve yorumların yayınlandığı web tabanlı bir yayındır. Böyle bir

site genellikle blog kullanıcıların kendi amaç ve ilgi alanına göre internet kullanan

herkes tarafından erişilebilir. Günlük notundan tutun siyasi kampanyasının

yayınlama medyasına hatta şirketlerin medya programlarına kadar, blog çeşitli

amaçlara kullanılmaktadır. Blog, kimi tek kişi tarafından kimi ise birden fazla yazar

tarafından yönetilebilir. Blogun da çeşitli türü tanınmıştır: siyasi, kişisel, sağlık,

eğitim, hukuk, vs.

Instagram

Wikipedia (wikipedia.org) sitesindeki yazılmış bir tarihe göre instagram 6

Ekim 2010 tarihinde ilk kez piyasaya sunulmuştur. İnstagram, kullanıcıların fotoğraf

çekip dijital filtrelemeyi uygulamaları ve istediği sosyal ağlara veya kendi instagram

profiline koyup paylaşmalarına imkan sağlar. İnstagramın değişik özelliklerinden biri

de sıradan fotoğraf makinesiyle çekilen hareket eden objelerin standart boyutu 4:3

oranına sahip olmayıp fotoğrafı keserek kare şekline dönüştürebilmesidir. İnstagram,

iOS 3.1.2 işletim sistemli herhangi iPhone, iPad, ve iPod Touch versiyonlarında veya

24
yeni yeni yagın olmaya başlayan en az 2.2. (Froyo) versiyonlu işletim sistemine

sahip Android cihazlarında kurulabilir. Bu yazılım, Apple App Store ve GooglePlay

aracılığıyla yayılmaktadır.

YouTube

Wikipedia (wikipedia.org) sitesinde yazıldığı gibi YouTube, 15 Şubat 2005

tarihinde Kaliforniya, ABD‟de ilk olarak Steve Chen, Chad Hurley ve Jawed Karim

tarafından kurulmuştur. Bu kişiler, eskiden PayPal‟ın çalışanları idi. Hurley, kendisi

Pensilvanya‟da bulunan İndiana Üniversitesinde, tasarım eğitimi tamamlamıştır.

Chen ve Karim ise Urbana-Champaign‟deki İlinois Üniversitesinde bilgisayar bilimi

eğitimini tamamlamışlardır. YouTube, video paylaşma sitesidir. YouTube,

kullanıcılarının videoları yüklemeleri, izlemeleri ve paylaşmalarına ücreti tabii

tutmayarak imkan verir. YouTube‟da genellikle müzik klibi, film, televizyon

programı ve kullanıcının kendi çektiği videoları paylaşılabilir. 9 Ekim 2006 tarihinde

YouTube‟un US$ 1.65 milyar bedel karşılığında Google tarafından satın alınmıştır.

YouTube‟u geçmiş zamanlarda bloke etmiş veya hala bloke etmekte olan ülkeler

bunlardır: Suudi Arabiya, Ermenistan, Brazil, Endonezya, İran, Fas, Pakistan, Çin

Halk Cumhuriyeti, Süriye, Tayland, Türkiye, ve Birleşik Arap Emirlikleri.

Yukarıda bahsedildiği gibi sosyal medya, bilgisayarın yanı sıra smartphone

veya akıllı telefondan da erişilebilir. Cep telefonu üreten firmalar, entegre edilmiş

sosyal medya bileşenleri aracılığıyla ürünlerini tanıtıp satın almaktadırlar. İnternet

ağlarının cep telefonu aracılığıyla gelişmesinde iletişimin de önemli bir yeri vardır.

Birbirine bağlı olan internet, iletişim, ve sosyal medya söz konusu olunca bu

kavramların birbirinden ayırt edilmesi söz konusu değildir. Son olarak sosyal

25
medyada aynı zamanda günümüzdeki kitle medyalar tarafından yayılan bilgiyi

filtrelemek üzere bir bağlantı olabilir.

Sosyal medya, 21.yüzyılda ortaya çıkan bir yeniliktir. Bir yenilik olarak

sosyal medya, dünyada pek çok kişinin ilgisini çekmiştir. Rogers‟ın çalışmasına

(2003) göre yayılma, bir yeniliğin sosyal sistem içinde çeşitli kanallar aracılığıyla

belli bir zaman diliminde iletişime geçme süreci olarak tanımlanmıştır. Sosyal medya

da bu bağlamda internet aracılığıyla iletişime geçmektedir. Başka bir deyişle internet,

sosyal medya yaygınlaşmasının ana kanalıdır.

Günümüzde hemen her yerden erişilebilen internet ağını kullanarak sosyal

medya, yenilik sıfatını taşıyarak Endonezya dahil olmak üzere dünyanın her yerinde

ve dünyadaki tüm insanların hayatını yaygın bir şekilde geliştirmektedir. Sosyal

medya yeniliğinin yayılması için de uzun bir süre geçmesini gerektirmez. Örnek

alacak olursak Facebook, 2004 yılında ilk yapılışından bu yana 7 milyarlık dünya

nufusünda 1 milyarı aşkın kullanıcıya sahiptir. Bu fenomen, sosyal medyanın

dünyadaki herkes tarafından oldukça iyi karşılanmış anlamına gelmektedir.

Sosyal medyanın yayılımı, internet aracılığı yanı sıra insandan insana,

kulaktan kulağa, meslektaşlar arasında, arkadaşlar arasında ilişkileri gibi muhabbet,

konuşmalar sonucunda yayılmaktadır. Bu muhabbetler de yine bireyin kendi sosyal

medya hesabı açtırıp açtırmayacağına karar vermelerini etkiler. Birey, sosyal medya

hesabını açtıracak olursa kullanılacak sosyal medyadan yararlanabilecek imkanların

olmasından kaynaklanır. Söz gelimi, hem yeni tanıştıkları hem de uzun zamandır

görüşemedikleri eski arkadaşlarla iletişime geçebilme imkanı gibi.

26
Bunun yanı sıra sosyal medyanın yaygınlaşması da bireylerin arasında

ulaşmak istedikleri her enformasyon edinebilir diye bir anlayış oluşturmuştur.

İstedikleri her kişiyle iletişim gereksinimleri sosyal medya sayesinde karşılanabilir.

Bugünlerde Endonezya halkının en çok dikkatini çeken haberlerden biri, Endonezya

Cumhurbaşkanı, Susilo Bambang Yudhoyono‟nun Twitter hesabı açtırmasıdır. 27

Mart 2013 tarihinde @SBYudhoyono hesabı oluştuktan sonra 17 Nisan 2013 tarihine

kadar veya sadece 21 gün içinde bir milyondan fazla takipçi bulunmaktadır.

Bu duruma bakarsak Twitter hesabı olan Endonezyalıların kendi

cumhurbaşkanı ile doğrudan iletişim kurabilmeyi istemelerini görebiliriz. Halkın

cumhurbaşkanına doğrudan irtibat kurabilmesi daha önce olmayan yeni bir yeniliktir.

Kişiler @SBYudhoyono hesabına mesaj yazarak seslemi duyurabilirler. Hesabın öz

sahibi yani cumhurbaşkanı doğrudan ilgilenemese de bu mesajlar aracılığıyla halkın

sesinden doğrudan haberdar olacaktır. Gelen mesaj aşırı derecede fazlalık

göstermesine rağmen Cumhurbaşkanı Yudhoyono bu mesajlara tek tek bakamaz.

Fakat en azından tüm istek, öneri ve eleştiriler cumhurbaşkanına ulaşmış olur.

@SBYudhoyono hesabı, hem cumhurbaşkanının hesaba ilgilenmek için

görevlendirdiği özel personeller hem de cumhurbaşkanı kendisi tarafından

yürütülmektedir. Cumhurbaşkanı kendisi tarafından yazılan twit ile özel personelleri

tarafından yazılan twitlerin farkı, *SBY* kodudur. *SBY* kodu, Cumhurbaşkanı

Yudhoyono kendisi tarafından yazılan twitlerde kullanılır.

Bu olay, Twitter ve diğer sosyal medya dünyasında zaman, mekan veya

mevki farkları artık söz konusu olmamakla birlikte sosyal medyanın günümüzdeki

insanların hayatını ne kadar çok etkilediğini göstermektedir. Sosyal medyada herkes

aynı derecededir. Eşittir. Sosyal medyada kurulan iletişim, aynı sosyal tabakayı

27
oluşturur. Buna rağmen sosyal medyada iletişim kurarken iletişim etiği de göz

önünde bulundurulması gereken bir gerekliliktir. Çünkü sosyal medyadaki iletişimde

nezaket, sosyal medya ortamında bulunan her kullanıcı için vazgeçilmez bir

unsurdur. İletişim ne kadar iyi bir şekilde kurulursa tepki de o ölçüde gelişir.

İnternet tabanlı sosyal medya, bu son on yıl içinde yeni bir medya sayılır. Jan

van Dijk‟e (2006) göre yeni medyanın yapı özelliklerinin en önemli bileşeni,

telekomünikasyon, veri iletişimi ve kitle iletişimin bir ortam içerisine entegre

edilmesidir. Bu bir yakınsama sürecidir. Bu bağlamda sosyal medyaya aynı zamanda

çokluortam olarak da denilmektedir. Benim düşüncem, internet bu konuda tüm

iletişim bileşenleri ve araçlarını bir araya getirir. Günümüzdeki kullandığımız

internet sayesinde resimler, sesler, videolar ve metinleri görebiliriz. Bu şekilde,

gönderici ile alıcı arasındaki mesafeyi en aza indirerek hatta tamamen kaldırarak

iletişim kurmak artık mümkündür.

Terry Flew‟in çalışmasındaki (2008) açıklandığı gibi yeni medya, dijital

medya olarak da varsayılır. Dijital medya, metin, ses, resim, vb. her çeşit verileri bir

araya getirip entegre edilen; dijital biçimde saklanan; ve broadband, fiber optik

kablolar, uydu ve mikrodalga transmisyonu gibi ağ üzerinden yaygınlaşan bir medya

içeriğidir. Diğer medyalar olduğu gibi dijital enformasyon biçimi olarak yeni

medyanın özellikleri bunlardır: ilki manipüle edilebilmesi; ikincisi çabuk adapte

edebilmesi; üçüncüsü katıdır; dördüncüsü küçük birimlere sıkıştırılabilmesi; ve

sonuncusu tarafsız olmasıdır.

Sosyal medya kullananlar, diğer kullananlarla haberleşmek için internet

ağından yararlanmaktadır. Sosya medyadaki iletişim biçimi ile kurulan bu ilişkiler,

28
gerçek vücudü olmayan sosyal ağlardan başka bir şey değildir. Bu ilişkilere sanal

dünya denir. Bu da Van Dijk‟in (2006) ağ toplumu kavramını tanımlarken

vurguladığı bilgi işlem ve paylaşımının organize etme biçimi örneği olarak ele

alınabilir. Van Dijk bu ilişkileri sosyal altyapı ve ağ medyaların ilgilenmesi

gerektiğini söylemiştir. Bundan yola çıkarak Van Dijk, ağ toplumunun her

seviyedeki herkese (bireysel, grup/topluluk ve toplum) hitap edebilecek şekilde

sosyal ve medya ağları altyapılarına sahip olan bir sosyal oluşumdur.

Böylelikle ağ toplumu, sosyal, kültürel, siyasi, ticari gibi herhangi bir amaçla

internet medyayı kullanmayı daha çok tercih etmektedir. Sosyal ağ, toplumun her

seviyesi ve altsisteminde bulunan medya ağlarıyla desteklenmektedir. Bu toplumun

ağlarının dört seviyesi vardır. Bunlar: birinci seviye, bireysel ilişkiler; ikincisi

topluluk ve organizasyon ilişkileri; üçüncüsü sosyal ağ ve medyalar üzerinden

kurulup haberleşen, toplum oluşturan topluluk ve organizasyonlar; dördüncü seviyesi

ise toplum ve uluslararası organizasyonlar hakkında dünya sistemi içinde barındıran

küresel ilişkilerdir.

Sosyal medya kanaatimce, metin, ses, resim, video vb. gibi çeşitli bilgileri

kısa bir süre içinde doğrudan ve büyük kitleye ulaşan internet ağları üzerinden

yayma aracı olarak kullanılabilen iletişim ağı olarak tanımlanabilir. İnsanoğlunun

iletişimi genişletip hayatını kolaylaştıran oldukça önemli bir yeniliktir. Sosyal medya

hakkında Antony Mayfield ve Deborah H. Lester‟ın yaptığı görüş gibi birçok

görüşler bulunmaktadır. Antony Mayfield (2007) sosyal medya, toplumun bir kısmı

veya tümüyle bilgi paylaşımı öne çıkaran çevrimiçi medyaların yeni çeşidi olarak

ifade etmiştir. Deborah H. Lester‟ın çalışmasına (2012) göre ise sosyal medya, genç

nufusünün sevdiği içerik, tasarım ve bilgi gönderme mekanizma olarak ortaya

29
çıkmak için popülerlik içinde gelişen iletişim tabanlı teknoloji biçimi olarak

tanımlanmaktadır.

30
I. BÖLÜM

A. ENDONEZYA’NIN TARİHİ

II. Dünya Savaşına kadar Hollanda Doğu Hint Adaları olarak bilinen

Endonezya, 17 Ağustos 1945 tarihinde bağımsızlığını elde etmiştir. 4 yıl

bağımsızlıklarını tanımayan Hollanda ile mücadele eden Endonezya, Ağustos

1950 tarihinden itibaren Endonezya Cumhuriyeti olarak tanınmış ve bugüne dek

gelmiştir.

R.E. Elson (2008), 1850'de bir İngiliz gezgini tarafından ilk kez telaffuz

edilen “Indonesia” (Endonezyaca= Endonezya) kelimesinin, 1920'lerin başında

genç ve entelektüel gruplar açısından güçlü bir anlamı olan bir kelime haline

geldiğini ve politik bir anlam kazanmaya başladığını belirtmektedir. Bu politik

anlam 1918 yılının ortasında Soeryo Poetro, “Endonezya toprağı, kurulacak olan

Endonezya devletinin temsil edeceği Endonezya halkına iade edilmelidir ...

Endonezya milliyetçiliği, Hindia Poetra (Doğu Hint Adaları halkı) olarak

tanınanların amacıdır ve Endonezya Cumhuriyeti Doğu Hint Adaları halkının

devletinin biçimidir.” ifadesinden güç almaktadır.

Endonezya Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı sayımına göre Endonezya‟nın

nüfusu 2011 yılının Ocak ayında 259.940.857 kişidir. Endonezya Cumhuriyetini

oluşturan 33 eyalet, Açe Eyaletinden Batı Papua Eyaletine kadar yaymaktadır.

Güneydoğu Asya'da yer alan 13.487 tane adadan oluşan bu ülkenin iç denizlerle

birlikte toplam yüzölçümü yaklaşık 5.000.000 km2, kara parçalarının toplam

yüzölçümü ise 1.919.443 km2dir. Birçok yanardağın bulunduğu adalar ülkesi

31
olarak Endonezya‟nın topraklarının bir bölümü, orman ve geniş bataklıklardan

oluşmaktadır. Plato ve dağlar dışında iklimi sıcak ve nemlidir. Papua adasında

bulunan Kar Dağları yıl boyunca karlıdır. Bu dağlarda yer alan en yüksek tepe

deniz yüzeyinden yüksekliği yaklaşık 5.000 metre olan Jayawijaya Tepesidir.

Endonezya'da hava sıcaklığı yıl boyunca değişiklik göstermez. Değişiklikler

mevsimlerden değil deniz yüzeyine göre bir yerin yüksekliğinden

kaynaklanmaktadır.

Adalar birbirilerinden topoğrafya olarak çok büyük farklılıklar gösterirler.

Ovalar sadece Java ve Sumatera adasının belli yerlerinde bulunmaktadır. Arazi

olarak açılan platolar hariç diğer adaların çoğu bölgeleri ise yoğun ormanlarla

kaplı tepeler, dağlar ve bataklıklardan oluşmaktadır. Endonezya‟da yüz taneden

fazla aktif yanardağ bulunmaktadır. Yanardağ patlaması yaşayan bölgelerin

nüfusu diğer bölgelere göre yüksektir, çünkü yanardağdan çıkan kül toprağı

zenginleştirir.

Endonezya halkı da tıpkı toprakları gibi, 13.487 tane adada yaşayan, 400

kusur farklı ırk olarak bölünmüştür. Yaklaşık 200 çeşit dil ve lehçe konuşan

Endonezya halkı, oldukça karmaşık bir çeşitliliğe sahiptir. 100 kişiden oluşan

ırklar mevcut iken 30.000.000 nüfusu ırklar da mevcuttur. Olağanüstü bir

çeşitliliğe sahip olmasına ve bölgesel eşitsizliklerin son derece bariz olmasına

rağmen, Endonezya kültürel kimliği bütüncül ve karakteristiktir.

Bhinneka Tunggal Ika

Bu slogan, 'çokluk tektir' anlamına gelmektedir, yani farklı ırklardan

oluşsa da tek bir Endonezya milleti içinde birleşmekteyiz olarak

32
tanımlanmaktadır. Sloganın açıklaması bellidir. Fiziksel karakteristiğe göre

Endonezya‟lıların çoğu Mongoloid ırkından olan Melayu insanlarıdır. Genel

olarak ten rengi kahverengi, saçlar düz veya dalgalı siyah, burnu boksör veya

küçük, elmacık kemikleri belirgin, gözleri tıpkı Mongoloid ırkı gibi biraz çekik,

yüz ve vücutta tüy pek bulunmaz, erkeklerin boy ortalaması 1.60 m.'den biraz

daha uzun ve genelde zayıftır. Flores ve Timor‟dan doğuya doğru ilerleyen

bölgelerinde birkaç Australoid ve Negroid Oseanik tiplerinden bulunmakta, daha

da doğuya ilerleyince Papua‟da siyah tenli, iri yapılı, ve kıvırcık saçlı insanlar

bulunmaktadır.

Başkent Jakarta, ülkenin dört bir yanından gelmiş, her çeşit ırkltan

Endonezyalının buluştuğu yerdir. Burada her ırka has karakterler görünmektedir.

Konuşulan tek bir dil vardır. Fakat her yöresel dili kullananların milli dil (Bahasa

Indonesia) kullandıkları zaman hangi ırktan oldukları aksanından tanınabilir.

Dini işaretler, ırkları tanımak için başka bir yöntemdir. Ve isimleri de islami ya

da soyluluk isimleri gibi farklılık gösterir. Günlük kıyafet de çeşitlidir. Mesela,

kahverengi, siyah, koyu yeşil gibi renkler Java‟lılar tarafından giyilirken daha

açık renkleri ise Java batısında yaşayan Sunda‟lılar giyer. Bu denli farklılıklar

gösteren bir halkın kültürü de çeşitlilik gösterir.

33
B. ENDONEZYA KÜLTÜRÜ

1. Hint Kültürü

Endonezya‟daki Hint kültürünün etkileri, diğer yerlerde de olduğu gibi

Batı Java‟da Jakarta‟ya yakın yerlerde ve Doğu Kalimantan sahillerinde Muara

Kaman ve Kutai bölgesinde yazılı taşların bulunmasından görülebilir. Taşlardaki

yazıların şekil ve tarzları, Palawa harfi olduklarını göstermektedir. Yazıların 4.

yüzyılda yazıldığı tahmin edilmektedir. Endonezya eski çağ tarihleri uzmanlarına

göre yazılı taşlarda anlatılan krallıklar, Güney Hint ülkeleri ile kurdukları ticari

ilişkiler sayesinde refah içinde yaşayan Endonezya asıllı krallıklardır.

Endonezya‟daki krallar, Hint tarzlarını özümseyip uygulamak adına

Güney Hindistan‟dan Visnu veya Brahmana dininden olan Brahmana (papaz)

sınıfından zeki insanları ve uzmanları getirmişlerdir. Bu uzmanlardan, dinin

yapısını, kutsal törenleri ve benzerlerini anlatmaları istenmiştir. Ayrıca Güney

Hindistan‟da uygulanan sistemlere uygun devlet biçiminin, organizasyonların ve

milli törenlerin Endonezya'ya uyarlanması da bu Burahmana'lar tarafından

gerçekleştirilmiştir. Böylelikle Hint kültür ve edebiyatı Endonezya kültürü içine

yerleşmiştir. Fakat sadece saray ve hanedan yani üst sınıflar arasında etkin

olmuştur.

O zamanlar, Hint kültürü tıpkı günümüzde batı kültürünün olduğu gibi

dünyada yaygındır. Hint entellektüel kültürü Güneydoğu Asya‟daki hemen

hemen tüm ülkelere yayılmış ve gündelik hayatın her alanında oldukça büyük bir

etki yaratmıştır. Hint kültürünün etkilerinden en önemlisi, oldukça hiyerarşik

olan devlet biçiminin uygulanmasıdır. Devlet, dört veya sekiz eşit bölüme

34
ayrılmış ve simetrik bir şekilde sınıflandırılmıştır. Bütün bölümler yukarıya

yönlendirilmiş, yani tanrıların soyundan gelen, kutsal, ülke içinde herşeyden

üstün kılınan ve evrenin merkezi olarak kabullenilen bir krala bağlanmıştır.

6. yüzyılda Endonezya‟da ortaya çıkan en önemli ticari güç, Palembang

(Sumatera adasında) civarında yer alan Sriwijaya krallığıdır. Sriwijaya, birkaç

yüzyıl boyunca Endonezya denizlerinin batı tarafında hüküm sürmüştür. Hint

kültürünün etkilediği saray ve hanedanın yaşam tarzı, krallığın bölgelerinden biri

olan fakat daha çok Budist kültürü etkisinde olan Batı Java‟daki yaşam tarzından

farklıdır. Krallığın hemen hemen bütün ekonomik gücü ticaretten kaynaklandığı

için siyasi sistemi de buna bağlı olarak şehir krallığıdır. Yani, iç bölgelerdeki

halkların genel mesleği olan tarım gibi diğer sektörler bu krallıkta

önemsenmemiştir.

9. yüzyıldan 12.yüzyıla kadar Orta Java‟da, 12.yüzyıldan 15.yüzyıla

kadar ise Doğu Java‟da Sriwijaya krallığından bambaşka bir yaşam tarzına sahip

olan büyük krallıklar da hüküm sürmüştür. Bunlar: Eski Mataram, Kediri,

Singhasari, ve Majapahit krallığıdır. Bu krallıkların geliri kaynağı tarımdır.

Nehrin veya yanardağların ovalarında yer almışlar ve halkları „sawah‟ denilen

pirinç tarlalarında tarım ile uğraşmışlardır. 14.yüzyılın ortasında bu krallıklardan

en tepe noktasına çıkabilen Majapahit krallığıdır.

2. İslam Kültürü

Yukarıdaki anlatılan deniz kıyılarındaki krallıklar eskiden de liman

kentleri olarak tanınmıştır. Nusantara‟da (Endonezya‟nın adalar takımına verilen

bir isim) baharat ticareti geliştikçe zengin bir tüccar tabakası ve güçlü bir liman

35
aristokrasisi ortaya çıkmıştır. 13.yüzyıl civarında Sriwijaya gücünü kaybedince

ve aynı zamanda Doğu Java‟daki krallıklar güçlendikçe batı Nusantara‟daki

ticaret, Fars ve Gucarat‟tan gelen müslüman tüccarlar ve Muangthai‟daki Chenla,

şimdiki Laos, şimdiki orta Vietnam‟daki Champa gibi diğer Güneydoğu

Asya‟daki ticari krallıkların eline geçmiştir.

Majapahit krallığı, Nusantara‟nın stratejik sahillerini kendi yönetimine

almıştır. Ticaretin Majapahit krallığının kendi halkı tarafından mı, yoksa

yabancılar tarafından mı yürütüldüğünü bilmiyor olmamıza rağmen,

Endonezya‟daki deniz gücünün denetimi bu krallığın elindedir. 14.yüzyılın

sonunda ve 15.yüzyıl boyunca Majapahit gücünü kaybetmesiyle deniz gücü

denetim dışına çıkmış ve Nusantara‟da güç boşluğu oluşmuştur. 15.yüzyıldan

itibaren Majapahit krallığının iç bölgelerdeki gücünü zayıflatan sahil krallıkları

yayılmaya başlamıştır. Bunlardan birkaçı: Melayu yarımadasındaki Malaka

krallığı, Sumatera adasının kuzey ucundaki Açe krallığı, Batı Java‟daki Banten

krallığı, Orta Java‟nın güney sahillerindeki Demak krallığı, ve Kuzey

Sulavesi‟ndeki Gova krallığıdır.

Bu krallıklarda zengin tüccarlar ve liman şehirlerinin soyluları islam

dininden etkilenmiştir. İlk İslam etkileri Fars ve Güney Hindistan‟daki

Gucarat‟tan gelmiştir. Ancak oralardaki İslamiyetin içerdiği mistik unsurlar,

Endonezya‟daki sahil krallıklarının gündelik yaşamı ile farklı bir etkileşime

girmiş ve Endonezya'ya özgü bir islamiyet oluşmuştur.

Ayrıca, Sumatera‟daki Nurudin Araniri ve Java‟daki Şeh Siti Jenar gibi

İslam alimlerinin öğretileri yaygınlaşmaya başlamış ve Java‟lıların hikayelerine

36
göre kutsal olduğuna inanılan wali denilen islami misyonerler tarafından bu tarz

bir İslam dini yayılmıştır. Onların faaliyetleri sayesinde İslam dininin sadece

Java‟nın kuzey kıyılarında kalmayıp iç bölgelere kadar yayıldığı görülmektedir.

İslamın aslına uygun bir tarz ise Endonezya‟lıların kendileri Mekke ve

Medine‟ye ve Haca gitmeye başladıktan sonra ortaya çıkmıştır.

İslam dininin, Açe, Banten, Java‟nın kuzey kıyıları, Güney Sulavesi gibi

Hint dininden pek etkilenmeyen bölgelerin yerel halkının yaşam tarzına çok derin

etkileri vardır. Doğu Sumatera ve Batı Sumatera gibi Sumatera adasındaki diğer

bölgelerinde ve Kalimantan kıyılarında da İslam dininin yayılması aynı şekilde

gelişmiştir. Hint dininin etkilerinin güçlü olduğu Orta ve Doğu Java bölgelerinde

ise İslam dini, Jawa dini denilen bir dine dönüştürülmüştür.

İslam dini öğretilerine bağlı olanlar veya dindar olanlar Javaca‟da Santri

olarak adlandırılmaktadır. Aslında santri sadece Orta ve Doğu Java kıyılarında

yayılmayarak tüm Java adasını da kapsamaktadır. Fakat çoğu halkı santri olan

bölgeler de vardır, mesela Doğu Java‟nın kuzey kıyıları, vs. Aksine santrilerin

azınlıkta olduğu yerler de vardır, örneğin Yogya, Surakarta, Madiun, vs.

3. Avrupa Kültürü

Avrupa kültürünün Nusantara‟ya gelmesi Portekiz‟in 1511 yılında

Malaka liman krallığını fethetmesinden sonra gerçekleşmiştir. 16. Yüzyıl

ortalarından itibaren Portekiz bu limanda t,icari, faaliyetlere başlamıştır. Ancak

Portekiz Malaka‟da uzun süre kalmamıştır. Ardından diğer Avrupa ülkeleri

gelerek Nusantara‟nın iç bölgelerine kadar baharat aramaya çalışmışlardır.

37
Hollanda, İspanya, ve İngiltere, Portekiz‟den başka gelen diğer Avrupa

ülkeleridir. Aralarındaki baharat ticaretinin tekelini elde etme mücadelesi

sonucunda nihayet Hollanda, VOC adlı ticaret firmasıyla, Orta Maluku adalarına

ticari olarak egemen olmuştur. (Banda, Ambon, Seram).

Daha sonra Hollanda, Banten krallığına egemen olmuş ve Malaka‟yı ise

1641 yılında Portekiz‟in elinden alabilmiştir. 1619 yılında Batavia (şimdiki adı

Jakarta) şehrinde güçlü bir kale ve liman şehri kurmuştur. Böylelikle

Hollanda‟nın Banten krallığını koruma ve denetlemesi kolaylaşmış ve buna bağlı

olarak baharat ticaretinin tekeli aracılığı ile Maluku ve Malaka ile arasındaki

yelkencilik güçlendirilmiştir.

Hollanda hükümranlığı merkezi yerleri; taşra, ilçe, ve semt gibi şehir

yönetimlerini kapsamıştır. Bu şehirlerin yüzölçümleri hariç sistemleri hep

aynıdır. Şehir merkezi; şehir başkanı ofisi ve evi, cami, karakol, rehinhane, ve

diğer önemli binaları ile çevreleyen büyük bir sahadır (alun-alun denir).

Tuhafiye, çarşı, ve halka hizmet veren diğer küçük sanayilerden oluşturulan

kampong Cina (Çin kasabası).

Özellikle Java, Kuzey Sulavesi, ve Maluku‟daki yönetim merkezlerinde

iki sosyal tabaka oluşmuştur. Birincisi sırf elle çalışan işçiler tabakasıdır. Onlar

çiftçilik mesleğini terk edip üst tabakadakilerin ev işlerini yaparak veya Tionghoa

tüccarlarının hizmetçisi olarak ya da küçük sanayilerde işçi olarak çalışmışlardır.

İkincisi ise masa başında oturup bürolarda çalışanlar tabakadır. Onlara Java‟da

priyayiler denir. Bir üst tabakaya yükselmek için batı tarzındaki eğitimli

okullarda okumak ve Hollandaca konuşabilmek en önemli şartlardır.

38
Hollanda okullarının eğitim sistemini geliştirmeleriyle Avrupa kültürü

Endonezya kültürünün içine girmiş ve sonuçta Endonezya‟lıların hayatına

Batı‟nın bilgi ve teknolojileri etlenmiştir. Günümüze kadar bu Batılı bilgi ve

teknolojiler ancak Endonezya‟lıların küçük bir kısmı tarafından takdir edilmiş

olsa da, bunların önemine dair farkındalıklar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Yine Hollanda işgaliyle beraber gelen Endonezya kültürünün içine

karışmış olan Avrupa kültüründen kaynaklanan hususlardan biri Hıristiyanlık

(özellikle Katoliklik ve Kalvinizm akımından). Bu dinler, misyonerlik

organizasyonları tarafından (Katolik için missie, hıristiyan için ise zending)

yayılmıştır. Dinin yayılması, özellikler Hint, Budist, veya İslam dinlerinin

etkilemediği bölgelerinde yürütülmüştür. Örneğin: Papua, Orta Maluku, Doğu

Nusa Tenggara, ve Kalimantan‟ın iç bölgeleridir.

39
C. ENDONEZYA SİYASETİNİN TARİHİ

1. Liberal Demokrasi

17 Ağustos 1945 tarihinde Endonezya‟nın bağımsızlığı ilan edildikten sonra

Cumhurbaşkan Soekarno, Liberal Demokrasi sistemini uygulatmaya başlamıştır. Bu

sistem 3 Kasım 1945 tarihinden başlayıp 5 Temmuz 1965 tarihine kadar

süregelmiştir. Bu sistem içerisindeki hükümet sistemi, parlamento sistemi

kullanılmıştır.

Rusadi Kantaprawira‟a (2002) göre, Liberal Demokrasi süreci ile ilgili birkaç

unsur vardır. Bunlar: ilki, taleplerin yönlendirilmesi. Hem halkın hem de

eylemcilerin iletmek istedikleri talep oldukça fazladır. Fakat henüz yeni kurulmuş bir

devlet olduğu için bu talepleri yerine getirmek için gücü yetmemiştir. Bundan dolayı

halkın hükümet ve parlamentoya karşı güven eksikliği söz konusu idi.

İkincisi, insanlık değerinin korunması. Liberal demokrasinin uygulandığında

insanlık değeri oldukça yükselmiştir. Bunun için düşünme ve yorum yapma gibi

birçok özgürlükler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra birçok ideolojiyi

taşıyan partilerin ortaya çıkmasına da neden olmuştur.

Üçüncüsü, kabiliyet meselesi. Cumhurbaşkan Soekarno zamanında

Endonezya‟nın zengin doğal ve insan kaynaklarından, pek verimli faydalanmamıştır.

Ancak o zamanda Cumhurbaşkan Soekarno, bu fazla kaynaklar hakkında politikaları

hazırlamakta idi.

Dördüncüsü, hükümet elitleri ile halk arasındaki ilişkisi. Yorum yapma

özgürlüğünü taşıyan bu liberal demokrasi döneminde halk, devlete karşı yorum ve

40
taleplerini özgürce iletebilirler idi. Aynı zamanda hükümet ve parti elitleri, gerek

destek veren gerekse karşı çıkan düşüncesini çeşitli medyalarda özgür bir şekilde

duyurabilirler idi.

Beşincisi, siyaset tarzı. Siyaset elitleri, kendi partinin dayandığı ideolojiyi

herşeyden önce en ön plana çıkarırdı. Bu ideolojiler genelde katı ve serttir. Çeşitli

parti elitleri, kendi ideolojisini halka yaymaya kalkınca halk arasında anlaşmazlık

daha sonra bölünmeler ortaya çıkmıştır.

Altıncısı, liderlik meselesi. Bağımsızlığın ilk dönemindeki liderlik pek güçlü

değildi. Bunun sebebi ırk, akım, dil, din çeşitliliği ve bölgesel olmasıdır. Elitler, bu

çeşitliliği milli liderliğine kadar hala getirmeye devam eder idi.

Yedincisi, halkın siyaset haklarını kullanmaya katılması. Liberal demokrasi

zamanında halkın siyaset haklarını kullanmanın katılımı oldukça yüksekti. Hatta

darbe meydana gelmeden önlenebilir idi çünkü halk artık demokrasinin ne demek

olduğunu anlayıp demokratik olmayan darbeye karşı çıkmıştı.

Oysa askeri, siyaset alanından uzak durmak zorundadır. Siyaset dünyasında

en çok sivil halkı baskındır. Örneğin, Savunma Bakanlığı pozisyonunu hep sivil

tutuyordu. Buna rağmen genel seçiminde seçme hakkı kullanmadaki gibi sivil ve

askerinin siyasete katılım hakkı aynıdır.

2. Güdümlü Demokrasi

Cumhurbaşkan Soekarno, Liberal demokrasiyi Endonezya‟nın milli kimliğine

artık uygun olmadığını düşünmüştür. Cumhurbaşkan Soekarno daha sonra Liberal

Demokrasi sisteminin yerine Güdümlü Demokrasi 1957 yılında uygulatmaya

41
başlamıştır. Güdümlü demokrasinin uygulandığında parlamentoda oy kullanmak yok

olmuştur. Soekarno, oy kullanmaktansa istişare yapmayı tercih etmiş çünkü ona göre

istişare daha verimlidir. Bu güdümlü demokrasiyi uygulamak için Soekarno, Front

Nasional (Ulusal Cephe) kurmuştur. Ulusal Cephe, Güdümlü demokrasiyi korumakla

yükümlüdür.

Güdümlü demokrasi sürecini görebilmek için ilk olarak talep yönlendirmeye

bir göz atalım. Güdümlü demokrasinin ilk döneminde hala çok fazla talep

bulunmuştur. Fakat Ulusal Cephe kurulduktan sonra taleplerin sayısı azalmıştır.

Güdümlü demokrasi döneminde cumhurbaşkan tutkusu yaygın olmaya başlamıştır.

Devlet ve devletin çıkardığı politikalar hep doğru ve pazarlık yapmaması söz konusu

idi. Ulusal Cephe de büyük bir parti kurmuş ve birkaç partileri ortadan kaldırmıştır.

İkincisi, değerlerin korunması. Mutlak bir değere ulaşma gayretinde insan

hakları da sürekli ikinci plana konulur. Üçüncüsü, kabiliyet meselesi. Güdümlü

demokraside mutlak bir değer söz konusudur. Soekarno‟nun hükümeti, doğal

kaynaklar hakkında politikalar üretmekle kalmayıp ürettiği politikaları yürüten kişi

olmuştur. Ayrıca devlet, dünya çapında imajını oluşturmaya gayretinde idi. Halbuki

herşeyden önce halledilmesi gereken daha acil meseleler vardı: yurdun halkını

perişan eden meseleler.

Dördüncüsü, hükümet ile halk arasındaki ilişki. Güdümlü demokrasi

döneminde hükümet ile halk arasındaki ilişki kavramı daha çok patron işçi ilişkisi

anlamına gelir. Hükümetten halka. Halk artık eskisi gibi özgürce taleplerini iletemez

hale gelmiştir. Diğer yandan hükümete karşı çıkan ideolojiye dayanan parti elitleri,

izole edilerek siyaset dünyasından yok edilmiştir.

42
Beşincisi, siyaset tarzı. Resmi olarak Penpres denilen cumhurbakan kuralıyla

kısıtlanmasına rağmen çeitli ideoloji bu güdümlü demokrasiye hala renk veriyordu.

Bu ideolojileri sınırlayan Penpres, parti artları ve sadeletirme hakkında 1959 yıllı 7

No.'lu Penpres'tir. Cumhurbaşkan Soekarno, Milliyetçilik, Din ve Komunizm

(Nasakom) kavramını halka tanıtmıtır. Toplum ve siyaset düzenlemeleri daha çok

diktatörce uygulanmıtır. Mutlak değere karı çıkan akımlara “devrime karı” lakabı

verilerek birçok mental terorle tehdit etmilerdir.

Altıncısı, liderlik meselesi. Ülkenin tüm liderleri, Soekarno tarafından

yönetilen devrim kahramanlardan idi. Karizmatik sıfatıyla Soekarno, çatıan çeitli

siyaset akımlarına arabulucu olmutur.

Yedincisi, siyasete katılım. Halkın siyaset görülerini iletmesi Ulusal Cephe

tarafından sınırlanmıtır. Halk artık siyaset haklarını doğrudan ve demokratik bir

biçimde özgürce kullanamaz hale gelmitir. Ayrıca Milli Meclis (Dewan Nasional/

Denas) ve Ulusal Cephe kurulduktan sonra daha çok emekli askerlerin talepleri

karılanmıtır. Diğer yandan askeri katılımı açık açık gösterilmeye balamıtır. Eskiden

hükümetteki sivilin sahip olduğu önemli pozisyonlarına artık Endonezya

Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri (ABRI) sahip olmutur.

3. Pancasila Demokrasisi

Cumhurbaşkan Soekarno tarafından yürütülen güdümlü demokrasi sonunda

yıkılmıtır. 1967 yılında Cumhurbaşkan Soekarno, Endonezya'nın bir numara

liderliğini Cumhurbaşkan Soeharto'ya devretmitir. 1968 yılında Rusadi

Kantaprawira'nın çalımasında (2002) Herbert Feith, “Suharto‟s Search for a Political

43
Format” veya “Siyasi bir Biçim için Suharto'nun Araması” balıklı bir makale

yazmıtır. İte o zamanda Pancasila Demokrasisi kavramı ilk kez tanıtılmıtır.

Cumhurbaşkan Soeharto tarafından yürütülen Pancasila Demokrasisi'nin

süreci hakkında birkaç noktalardan öğrenebiliriz: ilki, taleplerin yönlendirilmesi

hakkında. Taleplerin yönlendirme yeri olarak siyasi partileri bu demokraside

sadeletirilmitir. Fonksiyonel Grubu Partisi (Golkar), Birleik Kalkınma Partisi (PPP)

ve Endonezya Demokrat Partisi (PDI) olmak üzere üç parti kalmıtır bu demokrasi

sisteminde. Bu demokrasi döneminde siyasi taleplerin kontrolüne teknokrat, devlet

memuru ve askeri (ABRI) gruplardan oluan Golkar Partisi sahip çıkmıtır. Pancasila

Demokrasisinde altı kez genel seçimi düzenlenmitir: 1971, 1977, 1982, 1987, 1992

ve 1997 yılında.

İkincisi, değerlerin korunması hakkında. Soeharto hükümeti, bir toplumda

insan hakları mevcut ise insan zorunluluğu da mevcut diye vurgulamıtır.

Cumhurbaşkan Soeharto, Pancasila'yı Endonezya'daki demokrasi sisteminin temeli

olarak kullanmıtır. Ayrıca Soeharto, kendi hükümetinin ürettiği bir takım kurallara

ilikin zorunlulukları desteklemek için Pancasila'yı kullanmıtır.

Üçüncüsü, kabiliyet meselesi. Dokuz ana malzeme (pirinç, eker, sebze, et,

kızartma yağı, süt, yumurta, gazyağı veya LPG ve tuz) gibi ana emtiaya ilikin

ekonomik alanında hükümet büyük bir pay almıtır. Diğer malzemelere ilikin ise daha

açık bir ekonomi havası sağlayan evrensel ekonomi kanunlarına göre düzenlemitir.

Böylece özel irketler de pay alabiliyordu.

Dördüncüsü, hükümet ile halk arasındaki iliki. Pancasila Demokrasisinin ilk

döneminde hükümete öneri vermek için halka özel bir iletiim hattı kurulmutur. Fakat

44
demokrasinin ortasından sonuna kadar bu iletiim hattı oldukça sınırlı idi. Bu arada

elitlerarası iliki, net bir model çizerek ulusal kalkınma gerçekletirmesi için fikir

birliği kurmulardır.

Altıncısı, siyaset tarzı. İdeoloji tarzı yok değinilecek kadar az kalmıtır. En

çok program ve problem çözmeye yönelik talep yönlendirmesi gibi pragmatik bir

entellektüel tarzı yaygın idi. Pancasila demokrasisindeki liderlik, normatif-anayasal

hükümlerinden kaynaklanmıtır. Endonezya'nın merkez noktası olarak askeri veya

ABRI, teknokrat tarafından desteklenmitir.

Yedincisi, siyasete katılımı. Halkın siyasete karı katılım belli siyasi olaylarda

sınırlı idi, örneğin genel seçimde. Askeri katılımı ise bu demokraside oldukça güçlü

idi. Askerinin iki fonksiyonu vardi: güvenlik sağlayan ve parlamentoda halkın

temsilcisi veya politika düzenleyen.

4. Demokrasi

Otoriter sistemine benzeyen Pancasila Demokrasisi öğrenci ve eylemcilerin

parlamento binasının önünde protesto yaparak düzenlediği devrim sayesinde

yıkılmıştır. 21 Mayıs 1998 tarihinde Soeharto, cumhurbaşkan pozisyonunu

cumhurbaşkan vekili Prof. Dr. B. J. Habibie‟ye devretmiştir. Bu olay oldukça fazla

değişiklik getirmiştir. Otorite olan o Pancasila Demokrasisi artık yok olmuş. Onun

yerine gerçek bir demokrasi ortaya çıkmıştır.

Kacung Marijan (2010), çalışmalarından bir tanesinde Karl D. Jackson'un

Soeharto hükümetinin 1957 yıldan beri süregelen otoriter hükümetini özümseyen

Soekarno hükümetinin devamı olduğunu söylediğini yazmıştır. Başka bir deyişle

45
Soekarno'dan Soeharto'ya iktidar geçişi ancak bir otoriter çeşidinden bir diğer

otoriter çeşidine geçişinden öte bir şey değildir.

21 Mayıs 1998 tarihindeki iktidar devirmesi anlık ve plansız bir şekilde

meydana gelmiştir. 1997-1998 arasında şiddetli bir şekilde yaşanan ekonomik krizi,

Soeharto'nun hüküm ettiği eskiden güçlü olan bu ülkeyi ekonomik ve siyasi açıdan

güçsüz bir ülkeye dönüştürmüştür. Bu krizin yüzünden iktidarda kaos yaşanmıştır.

Neticede maruz kalan bu liderlerin yerine diğer liderler geçmek durumda idi.

Bu bölünme, yeni kurulmuş Soeharto hükümetinden 14 bakanın istifa

etmesiyle işaretlenmiştir. Ayrıca Parlamento ya da DPR/MPR Başkanı Harmoko,

demokrasiyi destekleyen grupların Cumhurbaşkan Soeharto'nun istifa etmesi ile ilgili

talebini Cumhurbaşkanın kendisine iletmiştir. Halbuki bu 14 bakan ve Harmoko

kendisi Soeharto'nun yakın kişilerdi.

Aslına bakacak olursak Soeharto hükümetinin yıkılması sırf 1997-1998

yıllarındaki meydana gelen krizin yüzünden değil idi. Soeharto rejiminin yıkılması

ve demokratikleştirme sürecine giden yolun açılması, daha önceden beri sarf edilen

sosyal politik iradelerin sonucu idi.

Otoriter iktidarların arasında sivil gücü denilen entelektüel ve öğrenciler,

siyaset sistemini daha demokratik bir yöne açmak isteğinde bulunmuşlardır.

M. C. Ricklefs (2008)'e göre Cumhurbaşkan B. J. Habibie'nin 1998-1999

yıllararasında 17 ay boyunca iktidar ettiği hükümetin daha demokratik ve daha açık

bir toplumu ortaya çıkaran bir reformasyon sunmuştur. Fakat gittikçe ağırlaşan

ekonomi krizi, sosyal şiddet, siyaset krizi ve hükümete karşı güven eksikliği ve

46
meşruluk ile ilgili güvensizliğin olması, bu reformasyonun gerçekleşmesine engel

olmuştur.

Cumhurbaşkan Habibie hükümetinde halledilmesi gereken beş ana madde ile

karşı karşıya idi. Bunlar: (1) reformasyonun geleceği, (2) askeri ya da ABRI'nin

geleceği, (3) Endonezya Cumhuriyeti Üniter Devleti'nden ayrılmak isteyen

bölgelerin geleceği, (4) Soeharto, Soeharto'nun ailesi, malı mülkü ve kafadarlarının

geleceği, ve (5) halkın finansal durumu ve huzurluğunun geleceği.

On yedi ay sonra birinci maddeye ilişkin önemli bir gelişme söz konusudur.

İkinci madde ise siyaset alanında askeri rolunun sınırlanmasıyla işaretlenmiştir.

Üçüncü madde hakkında ancak Timor Timur davası halledilebilmiş, diğer davalar

henüz tamamlanmamıştır. Dördüncü madde halledilememiş, beşinci madde ise

önceki halinde aynen kalmıştır.

Habibie, ne öğrenci eylemcilere, askeriye, büyük partilerin fraksiyonlarına,

yabancı hükümetlere, yabancı yatırımcılara ne de diğer Uluslararası organizasyonlara

inanmasına yol açan bir itibarla cumhurbaşkanlık dönemine başlamıştır.

Endonezya'yı neredeyse çökerten o zamandaki derin bir kriz artı kendine ait öyle bir

itibarı hatırlarsak, ulaştığı başarı noktası olağanüstüdür.

Sağlam olmayan bir siyaset durumunda bulunan Endonezya halkı, 44 yıldan

sonra ilk defa seçim hakkını kullanmaya hazırlanıyordu. Nisan ayı 1999 yıla kadar

toplam 48 siyaset partisi bulunmakta idi.

Oktober 1999 yılında Cumhurbaşkan Habibie, Cumhurbaşkan Abdurrahman

Wahid'e pozisyonunu devretmiştir. O dönemde Abdurrahman Wahid kendisinin

47
mükemmel bir zekaya sahip, sıcakkanlı, açık, farklılığa saygılı ve dogmatizme karşı

olduğunu göstermiştir.

Fakat bu olumlu niteliklerle beraber kafasına göre hareket etmesi, iktidarını

korumak için ne olursa olsun her türlü adım alması, kör olması ve genel sağlık

durumu da iyi olmaması olumsuz etkiler yaratmıştır. Bunların yanı sıra

Cumhurbaşkan Abdurrahman Wahid, devlet işlerinde tecrübesiz ve hükümetinde

kendisiyle çalışabilecek doğru düzgün bir adam bulması oldukça zorlanıyordu.

Cumhurbaşkan Abdurrahman Wahid, MPR ya da Büyük Meclis tarafından

görevden alınmıştır. Onun yerine Cumhurbaşkan Megawati Soekarnoputri geçmiştir.

Liderlik ile ilgili Cumhurbaşkan Megawati fazla bir şey yapamamıştır. Ülkenin

birçok sorunları aynı kalmış, halledilememiştir. Cumhurbaşkan Megawati 2004

yılında görevini sona erdirmiştir. Daha sonra Endonezya'nın her yerinde hep beraber

doğrudan seçim gerçekleşecekti.

Sene 2004‟te Endonezya, ilk defa doğrudan parlamento üyeleri ve

cumhurbaşkan seçimini gerçekleştirdi. Seçimin süreci, genel olarak anlamlı bir sorun

olmadan başarılı bir şekilde gerçekleşti. Seçimin sonucuna göre cumhurbaşkan

olarak Susilo Bambang Yudhoyono ve cumhurbaşkan yardımcısı olarak Muhammad

Jusuf Kalla seçildi. 2009 yılındaki seçiminde Susilo Bambang Yudhoyono bir daha

cumhurbaşkan oldu. Bu sefer cumhurbaşkan yardımcısı olarak Prof. Dr. Boediono

oldu.

21.yüzyılın gerçeklerinden biri Endonezya‟nın yerel yönetim ilkesiyle

tanışması idi. Endonezya‟nın bağımsızlığı tarihi boyunca Endonezya halkı ve

yabancılar, bu ülkede neler olup biteni öğrenmek için Jakarta‟ya bakıp öğrenilir

48
düşüncesine sahip idi. O zamanda iktidarda olan cumhurbaşkan, Soekarno sonra

Soeharto sanki Endonezya‟nın herşeyini belirleyen kimselermiş gibi yerel yönetim

olan gerçekleri görmezlikten geldi.

Fakat şimdi artık eskisi gibi değildir. Cumhurbaşkan sarayının hükümeti yerel

yönetim ile sınırlıdır. Bu adalar ülkesinin yaklaşık 440 yerel yönetim yetkisi her

tarafında bulunmaktadır. Cumhurbaşkan ve yardımcısının her zaman ayrı bir önemi

vardır fakat artık eskisi kadar değildir.

Doğrudan seçim ile seçilmiş cumhurbaşkan ve yardımcısı; merkezi ve il

milletvekilleri; büyük mahkeme; anayasa mahkemesi; parlamento; il hükümetleri ve

başkanları; herkes Endonezya‟nın yeni siyaset sisteminde rol oynamak zorundadır.

49
D. ENDONEZYA BASIN TARİHİ

1. Mücadele Basın

Nurudin‟e göre (2009) Endonezya‟daki yayın hayatına başlayan ilk gazete,

Memoria de Nouvelles adlı el yazılı bir gazetedir. Avrupa‟daki ilk gazetelerin olduğu

gibi Endonezya‟daki gazeteler eskiden basıl değildir. Avrupa‟da matbaa makinesi

icat edilmiştir fakat o yıllarda (1440-1609) bu makinenin kullanımı ancak hükümdar

olan krallar tarafından kontrol edilmektedir. Sonuç olarak, basılı gazeteler biraz geç

yayınlanmıştır. Elle yazılmış gazete olan Memoria de Nouvelles 1615 yılında

yayınlanmıştır. Bu gazete elle yazılmış çünkü matbaa makinesi henüz Endonezya‟ya

girmemiştir.

Endonezya‟nın ilk basılı gazetesi, Bataviase Nouvelles Ağustos 1744‟te

yayınlanmış ve Haziran 1746‟da kapatılmıştır. Avrupa‟daki Hollanda hükümetinin

yasağından ve Hollanda ile İngiltere arasındaki savaşlardan dolayı Hollandalıların

yayınladığı bir gazete olan Bataviasche Courant 1817 yılında yayınlanmıştır. Bunu

Bataviasche Advertentieblad (1827), Netherlands Indiesche Handelsblad (1829),

Soerabajasche Courant (1831), ve Samarangsche Advertentieblad (1845) adlı

gazeteler takip etmiştir.

1855 yılında Surakarta ilinde, Bromartani adıyla Java ada ilk gazete

yayınlanmıştır. Malay dilinde yazılan ilk gazete olan Soerat Kabar Bahasa Melajoe

adlı gazete, 1856 yılında Surabaya‟da yayınlanmıştır. Daha sonra Soerat Chabar

Betawie (1858), Selompret Malajoe (Semarang, 1860), Bintang Timoer (Surabaya,

1862), Djoeroe Martani (Surakarta, 1846), ve Biang Lala (Jakarta, 1867) gibi

gazeteler de yayınlanmaya başlamıştır.

50
Mücadele basını zamanında basın alanına aktif olarak katılan Endonezyalı

gazeteciler sunlardır: Wahidin Sudirohusodo, Abdul Muis, Abdul Rivai, Danudirja

Setiabudhi (Douwes Dekker), Ki Hajar Dewantara, R.M Tirtohadisuryo, Marco

Kartodikromo dan R.M. Bintarti.

1901 yılından beri Yogyakarta‟da yayınlanan Retnodhoemilah dergisinin

editörü olan Dr. Wahidin Sudirohusodo, Budi Utomo‟nun kurulması fikrini veren

kişidir. Budi Utomo‟nun kurucusu Dr. Sutomo‟dur. Diğer önemli önderleri ise Dr.

Cipto Mangunkusumo, dr. Rajiman Wedioningrat ve Dr. Danudirja Setiabudi‟dir.

Budi Utomo‟nun 20 Mayıs 1908 tarihinde doğumu, bağımsızlığa kavuşmak

için modern hareketler fikirlerini ortaya çıkaran milli kalkınmanın başlangıç

noktasıdır. Budi Utomo‟nun doğumu, Endonezya milletinin 16.yüzyıldan beri

herhangi bir sömürgeye karşı savaşmak adına bir diğer mücadele olarak

unutulmamalıdır.

Ortaya çıktığı ilk zamanlarda Budi Utomo resmi olarak kültür ve eğitim

alanına odaklanmış, üyeleri de sadece Java ile Madura adalarını kapsamıştır. Fakat

ülkenin gelişimine ulaşması amaçlanan her hareketin, siyasi idealleri barındırması ve

iletiminin sağlaması gerekir. Cipto Mangunkusumo, bu siyasi idealleri için kararlı bir

şekilde mücadele edenlerden biridir.

Ekim 1908, Yogyakarta‟da Budi Utomo‟nun ilk kongresinde Dr. Cipto, Budi

Utomo‟nun tüm Endonezya‟yı kapsayan bir siyasi parti olarak dönüştürülmesi fikrini

dile getirmiştir. Dr. Cipto ise daha sonra Indische Partij adlı Endonezya‟da ilk siyasi

partinin kurucularından biri olarak tanınmıştır. Dr. Sutomo da, Persatoean Bangsa

Indonesia adlı bir siyasi organizasyonun başkanı olarak görev almıştır.

51
Yukarıdaki anlatılan kişiler hariç, milli hareketlerin ardındaki diğer önemli

isimler: Dr. G.S.S.J. Ratulangi, M.H. Thamrin, Semaun, Alimin, Dr. Mohammad

Hatta, Dr. Sukiman, Ir. Sukarno, Ahmad Subarjo, H. Baginda Dahlan Abdullah,

Sartono, vs. Özellikle K. H. Ahmad Dahlan, 1909 yılında Budi Utomo‟nun

destekleyenlerden biri, 1912 yılında Yogyakarta‟da Muhammadiyah adında bir

organizasyon kurmuştur. Mohammad Hatta, Sukiman, ve Sartono, 1908 yılında

Hollanda‟daki Endonezyalı lisans ve üstü öğrenciler topluluğu olan Perhimpunan

Indonesia‟nın (PI) önderlerindendir. PI‟nin diğer önemli kişileri: Syahrir, Ali

Sastroamojoyo, Sutomo, Sitanala, Sarjito, Nazir Pamuncak, Darmawan

Mangunkusumo, Iwa Kusumasumantri, Gatot Mangunkusumo, R. Sastromulyono,

A.A. Maramis, Muhammad Nazif, A. Mononutu, Supomo, Wiryono Projodikoro, ve

Ahmad Subarjo‟dur.

PI, önceki Hindia Poetra daha sonra Indonesia Merdeka olarak adını

değiştirilen gazeteyi yayılanmıştır. Bunun yanı sıra PI aktivistleri de özellikler

Mohammad Hatta, düzenli olarak Endonezya‟daki gazete ajanslarına yazılar

göndermiştir. Örnek olarak, Neratja‟dır.

Yukarıdaki anlatılan milliyetçi hareketleri önderleri tarafından kurulan

organizasyonlar, gerçekten milletin ve ülkenin birlik ve bütünlüğünü

gerçekleştirmenin öneminin farkındalığının yükseldiğini göstermiştir. Bahasa

Indonesia, milli dil olarak kullanmasını destekleyen, halkın zekasını geliştiren,

ekonomi faaliyetlerinde dayanışma ve beraberlik teşvik eden, ve de bağımsızlık

isteğini yerine getirmek için seferberlik hazırlayan organizasyonların kurulması, vb

gibi Endonezya halkının farkındalığının yükseldiğini gösteren gerçek örneklerdir.

Farkındalığın zirvesi, 28 Ekim 1928 tarihinde Jakarta‟da gerçekleşen, bir ülke, bir

52
millet, ve bir dil olmaya sözleşen Gençler Kongresi (Kongres Pemuda) veya Sumpah

Pemuda olarak tanınmıştır.

Gerek gazete gerek dergi, Endonezya‟nın bağımsızlığına kavuşmasını

destekleyen milli kalkınma arttırma ve ulusal farkındalıklı bireyleri yetiştirmede

oldukça önemli bir iletişim aracıdır. Serbestleştirme sisteminin uygulanmasından

beri, özellikle sömürgeci liderlerinin pre-sansür sistemi silme kararı 1906 yıldan

itibaren muhabirler, kendi gazetelerini yayınlamaya fırsat verilmiştir.

Endonezya hareketleri basın ve muhabirleri, Hollanda‟nın ve Çin‟in savaş

zamanlarındaki sahip olduğu basın, iki tane açıdan bakılınca birbirinden farklıdır:

Hollanda ve Çin‟deki basın genel olarak Endonezya‟daki basına göre maddi açıdan

daha başarılıdır. İdeal açısından bu fark daha da belirginşleşmiştir. Milli kalkınmanın

başlangıcından beri pay alan Endonezya hareketinin muhabirleri, iki ana şartı

karşılamıştır: İlki, adil ve refah bir hayat düzeyine ulaşmak için bağımsızlığı elde

etme motivasyonuyla milliyetçilik hissiyle mücadele etmesidir. İkincisi, milliyetçilik

mücadelesi çerçevesindeki bütün araç-gereç ve altyapı sağlaması ve kullanılmasıdır.

İlk ulusal basının doğduğuna ve Budi Utomo‟nun doğumu ve varoluşunun

etkisiyle beraber sayısının artısına bakılırsa Endonezya‟daki basın ve muhabirlerinin

tarihi 1908 yıldan başlamış olduğu kabul gören tezdir. O zamandan sonraki ulusal

basının gelişmesine bakarak 1945 öncesi zamanlarındaki hareketler basın kavramı ve

rolü, milli mücadelenin aşamalarına göre hem kalite hem performans açısından

kendini geliştirmiştir. Bu kavram ve rol, özellikle üç tane hususa uygundur. Bunlar:

birincisi, milli kalkınma aşaması (1908 ve sonrası); ikincisi, Endonezya‟nın

bağımsızlığına kavuşmak üzere milli mücadeleyi kararlaştırma aşaması (Sumpah

53
Pemuda‟dan sonra ya da 1928 ve sonrası); üçüncüsü, bağımsızlığı hazırlama

aşamasıdır (Japon askerinin sömürge zamanından Endonezya bağımsızlığının ilanına

kadar).

Diğer ulusal hareketleri halkları olduğu gibi, Endonezya muhabirleri de

birliği sağlamlaştıracak kendi topluluğunu kurmuştur. 1906 Jakarta‟da başkanı

Hollandalı olan Perhimpunan Pengarang Soerat Kabar Melajoe di Hindia

Nederland (Maleische Journalisten Bond) bir Malay yazarlar topluluğu kurulmuştur.

Bu kurum, milli hareketler muhabirleri tarafından desteklenmemiştir. Diğer kurulan

organizasyonlar: başkanı R. Suyudi olan Persekikatan Journalisten Asia (1928);

başkanı Saerun olan Perkumpulan Kaoem Journalist (1931); başkanı dr. Cipto

Mangunkusumo ve Ki Hajar Dewantara olan Inlandsche-Chineesche Journalisten

Bond (1919) ve Indische Journalisten Bond (1919).

2. Bağımsızlık Basın

Tam 17 Ağustos 1945 tarihinde Pegangsaan Timur Caddesi 56, Jakarta‟dan

Endonezya‟nın Bağımsızlığı İlanı, Endonezya milleti adına Soekarno-Hatta

tarafından duyurulmuştur. İlk ilan metni, Endonezya Cumhuriyeti Başkanı olarak

Soekarno tarafından okunmuştur. Bu ilan metni şu şekildedir:

Proklamasi

Kami bangsa Indonesia dengan ini menyatakan Kemerdekaan Indonesia. Hal-hal

yang mengenai pemindahan kekuasaan dll diselenggarakan dengan cara seksama

dan dalam tempo yang sesingkat-singkatnya.

Jakarta, 17 Agustus 1945.

54
Atas nama Bangsa Indonesia,

Soekarno/Hatta.

Anlamı aşağı yukarı şöyledir:

Oldukça az fakat öz olan bu ilan metni, 16 Ağustos‟ta acilen hazırlanmış ve

17 Ağustos sabahleyin ancak tamamlanmıştır. Hatta‟ya göre bu ilan metnini

tamamladıktan sonra basın grubuna katılan gençlerin, özellikle 16 Ağustos‟taki

toplantıya katılan B. M. Diah‟ın, bağımsızlık ilan metnini çoğaltıp tüm Endonezya

yaymasını istemiştir. Domei‟deki çalışan hareketlerin muhabirlerinden bunu,

cumhuriyet ilanını tüm dünyaya yayınlamalarını istemiştir. Bağımsızlık ilan metninin

yanı sıra UUD Açılımına yazılacak olan Pancasila olarak adlandırılan devletin

ideolojisi de hazırlanmıştır. Bu UUD Açılımı ile aynı zamanda 18 Ağustos 1945

tarihinde UUD 1945‟yı uygulama kararı da ilan edilmiştir.

Bir takım savaşçı muhabirler ve Ağustos ayı boyunca Endonezya‟nın devleti

ve milleti ile ilgili bütün bu önemli olayların içine aktif olarak katılmılardır. Onlar:

Benteng Priangan‟da yazar, Fikiran Rakyat‟ta editör başkanı, vs olarak tanınan

Soekarno; Daulat Ra‟jat için makale yazan ve Oetoesan Indonesia‟nın başkanlık

görevini yapan Mohammad Hatta‟nın yanı sıra birkaç isimler de eklemek gerek,

mesela: Sukarjo Wiryopranoto, Iwa Kusumasumantri, Ki Hajar Dewantara, Otto

Iskandardinata, G.G.S.J. Ratulangi, Adam Malik, B.M. Diah, Sayuti Melik, Syahrir,

vs.

Bağımsızlık ilanı, ilk olarak Domei‟deki Adam Malik‟in yönetimi altında

olan Endonezya muhabirleri tarafından yayınlanmıştır. Adam Malik‟in anlattığına

göre kendisi ilk kez bu ilan metninin kopyasını alıp Pangulu Lubis‟e vermek üzere o

55
zamanda Antara‟nın genç muhabirlerinden biri olan Asa Bafagih‟e vermiştir. Domei

ofisinde Lubis, Japonya sansür görevlilerinin haberi olmaksızın bağımsızlık ilanını

başarıyla duyurabilmiştir. Bağımsız ilanı haberi hakkında o zamanda Japonya‟nın

kontrolünün altındaki diğer radyolardan da yayınlanmıştır.

Radyo istasyonlarında çalışan milli hareketlerin önderlerinden birkaçı:

Maladi, Yusuf Ronodipuro, Sakti Alamsjah, Kadarusman, ve Suryodipuro. Daha

sonra Maladi, Endonezya Cumhuriyeti Radyosu olan Radio Republik Indonesia

(RRI)‟nın kurulması fikrini savunmuştur. 11 Eylül 1945 tarihinde bu fikri

gerçekleştirilmiştir. Bu doğum gününde aynı zamanda Jakarta, Bandung,

Purwokerto, Semarang, Yogyakarta, Surakarta, Malang ve Surabaya‟da olmak üzere

sekiz tane şube de açılmıştır. Bütün bu radyoların spikerleri ve Domei‟deki yine

Antara olarak adlandırılan haber ajansındaki muhabirlerin yayıladığı haberler

sayesinde Eylül 1945‟ten itibaren tüm Endonezya ve tüm dünya, Endonezya‟nın

bağımsızlık ilanı duyurulmış olmuştur.

Hollanda‟nın arşivine göre Mart ayı 1939 yılında Nederlands-Indie‟nin

(Hollanda Doğu Hint Adaları) Japonya tarafından sömürmesinden önce

Endonezya‟da tüm çeşitlerden toplam 546‟yı aşan basın mevcuttu. Bu rakamdan, 173

tanesi Java ve Madura‟daki genel haber gazetelerin sayısı, 80 tanesi Java ve

Madura‟nın dışındakinin sayısı, 55 tanesi tüm Endonezya‟daki yabancı gazetelerin

sayısı, ve 238 rakamını aşan genel olmayan diğer basındır.

3. Liberal Basın

Endonezya Cumhuriyeti egemenliğinin Hollanda ve destekleyen Batı ülkeleri

tarafından kabul edilmesinden sonra Endonezya‟daki basın hayatı 1950-1959 yıllar

56
arasındaki ikinci liberal zamanı olarak gelişen bir siyasi durumu yansıtmıştır. Liberal

basının pratiği, Kasım 1945‟te yani hükümetin çoklu parti uygulanacak kararını ilan

etmesinden sonra uygulanmaya başlamıştır. O zamanda birkaç gazete kendi partileri

veya organizasyonlarını taşımıştır. Onların performansları temsil ettikleri partilerin

yaşadığı olaylar ve pozisyonlara göre ayarlanmıştır. Liberalist olan bu siyaset

durumu heberlerde, editoryallerde, karikatür, ve köşe yazılarda görünmüştür.

Egemenliğin kabul edilmesinden sonra Endonezya‟daki basın yapısı, bir

önceki zamanın devamı olarak yürütülmüştür. Yani ulusal, Hollanda ve Çin

gazetelerden oluşmuştur. Her birey gazetelere yazma özgürlüğünden, gazeteyi basma

özgürlüğüne kadar serbesttir. Fakat kurumsal ve ekonomik hususlara bakmaksızın

ortaya çıkan bir basın çabası, er ya da geç sıkıntılarla karşı karşıyadır. Gerçekten de o

zaman ulusal basının çoğu, Hollanda‟nın teknolojik aletlerle basılan Hollanda

gazetelerine ya da yabancı yatırımcılar tarafından desteklenen Çin gazetelerine göre

yönetim açısından pek zayıftır.

İyi düzeyde grafik araçlarını kurulabilen ulusal basının küçük bir kısmı, örnek

olarak partilere bağımsız olan Merdeka ve Indonesia Raya gazeteleridir. Bir diğer

gazete, Endonezya Sosyalist Partisi‟nin (Partai Sosialis Indonesia/PSI) liderleri

tarafından yönetilen Pedoman gazetesidir. Bu üç gazete dışında özellikle Jakarta

dışındaki basının durumu oldukça üzücüdür.

1950 yılın arşivine göre 67 tane Endonezyaca, 11 tane Hollandaca, ve 15 tane

Çince gazete mevcuttur. Her türden gazetelerin toplam baskısı 338.300, 87.200, ve

73.650‟dir. Haftalık gazeteler, magazinler, ve süreli gazetelerin bir milyon kopyadan

biraz daha fazla toplam baskısıyla toplam sayısı 226 tanedir. Dokuz sene sonra

57
günlük gazetelerin sayısı 94 toplam baskısı 1.036.500; haftalık, magazin, ve süreli

gazetelerin sayısı ise 273 ve toplam baskısı 3.062.800 rakamına ulaşmıştır.

1954 arşivine göre Jakarta‟da tüm Endonezya için toplam baskısının

%50‟sine yakın toplam baskısı olan 27 tane gazete bulunmuştur. En büyük toplam

baskısı olan gazeteler genel olarak, aşağıdaki listede gösterilmek üzere bir partinin

taraftarları veya destekleyicileridir:

a. Harian Rakyat, Endonezya Komunist Partisinin (PKI) taraftarıdır. Günlük

toplam baskısı 55000‟dir.

b. Pedoman, Endonezya Sosyalist Partisinin (PSI) taraftarıdır. Günlük toplam

baskısı 48000‟dir.

c. Suluh Indonesia, Endonezya Milliyetçi Partisinin (PNI) taraftarıdır. Günlük

toplam baskısı 40000‟dir.

d. Abadi, Masyumi‟nin taraftarıdır. Günlük toplam baskısı 34000‟dir.

Yukarıdaki gazeteler dışında Jakarta‟da Pemandangan, Merdeka, Bintang

Timur (Partindo‟nun taraftarı), Duta Masjarakat (Nahdatul Ulama‟nın taraftarı), Sin

Po (Çince, Komunist olan), Keng Po (Çince, komunist olmayan) gibi gazeteler, ve

Siasat, Mimbar Indonesia, Star Weekly gibi dergiler yayınlanmıştır. Jakarta dışında

yayınlanan büyük gazetelerin örneği ise: Waspada, Mimbar Umum (Medan), Pikiran

Rakjat (Bandung), Kedaulatan Rakjat (Yogyakarta), ve Harian Umum (Surabaya).

Cumhurbaşkan Vekili olan Hatta, milli siyaset çerçevesindeki basının katılımı

ve pozisyonu ile ilgilenen kişi idi. Halkın çoğunluğu pasif olduğu ve açık bir şekilde

istediklerini anlatamadığı için halkın ne istediklerini tahmin edebilme amacıyla

58
topluluk, parti, bilim adamları veya muhabirlerin olmasına ihtiyaç duyulmuştur.

Topluluk ve parti, temsil ettikleri halkın istediklerini görüşmelerin veya toplantıların

kararlarıyla karşılamaya çalışmıştır. Fakat öyle bir toplantının her zaman

gerçekleşmesi mümkün değildir.

Said Tribuana (1987), bu konuyla ilgili Hatta‟nın yorumu şöyle yazmıştır: her

gün konuşabilen gazetedir. Çünkü gazete, „genel duygular temsilcisi‟ olarak

dediğimiz sıfata daha çok yaklaşabilir. Halkın gerçekten ne istediğini ifade

edebilmesini ve objektif bir şekilde sağlayabilmek şartıyla. Bu sıfatı ancak gazeteler

karşılayabilir. Bu bağlamda iki çeşit zorluk ortaya çıkabilir:

İlki, yorumunu güzel ifade edebilen kişi, pasif olan insanların hislerini

objektif bir şekilde her zaman tahmin edemeyebilir. Ancak çoğu zaman kendi siyasi

veya ideolojik bakış açısına göre yorum yapar. Devlet kurucuları için milletin

kalkınma sürecinde özel olması belki iyi bir şeydir. Fakat bu tarz bir yorum,

tartışmacı bir yorum doğurabilir. Fikir alış verişi aracılığıyla daha hakiki bir karara

varabilir. Bu sorun için, eğer siyaset de işin içine girerse ikinci zorluk söz konusudur,

yani gazete her zaman yansız olmayabilir, taraf tutabilir.

Demokrasinin bıraktığı etkilerden biri, zaman geçtikçe gazeteler de siyaset

akımlarından birine yanlı davranabilir veya bir siyasi partiye etkilenebilir. Bir

gazetenin, eğer bir siyaset partisinin kolu olursa farklı bir ideolojiyi taşıyan diğer

siyaset partilerinin amaçlarını ileten „genel minber‟ olması hiç kolay bir şey değildir.

Bu gazeteler artık „genel duyguların temsilcisi‟ olarak değil bazı duyguların bir aracı

olmuştur.

59
4. Otoriter Basın

10 Kasım 1956 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından göreve başlatıldıktan

sonra 1955 yılındaki genel seçiminin sonucu olarak, UUD‟yi düzeltmek için kurulan

anayasa meclisi, görevini yerine getirememiştir. Sebebi; üyelerinin kiminin devletin

UUD 1945‟e yani eski anayasaya dönmek önerisini desteklemiş kiminin ise karşı

çıkmış olmasıdır. Bu öneri, 22 Nisan 1959 tarihindeki anayasa meclisinin özel genel

kurul toplantısında Soekarno tarafından söylenmiştir. Buna bağlı olarak meclis

oylama düzenlemiş ve üç kere tekrarlamış fakat yine başarısızlığa uğramıştır.

Sonuca varamamıştır.

Anayasa meclisinin bu büyük başarısızlığının, millet ve devletin birliğini

tehlikeye sokabilecek kadar ciddi bir sonucu vardır. Bu güçlü bir nedenle ve hem

Endonezya halkının hem ABRI‟nin destekleriyle Soekarno, 5 Temmuz 1959 tarihli

UUD 1945‟in yeniden geçerli kılması için bir Cumhurbaşkan Fermanı çıkarmıştır.

Bu Cumhurbaşkan Fermanının üç tane ana maddesi vardır. Bunlar:

a. Fermanın saptanmasından itibaren UUD 1945‟in tüm Endonezya milleti ve

tüm Endonezya‟nın vilayetleri için yeniden geçerli kılınması ve UUDS

1950‟nin geçersiz kılınması,

b. En kısa zamanda üyeleri: DPR üyeleri, bölgeler ve partilerin görevlendiği

yetkililerden oluşan geçici bir meclisin (MPRS) ve Geçici Yüksek Danışma

Kurulu‟nun (DPAS) kurulması,

c. Anayasa meclisinin kapatılması.

60
UUD 1945‟in yeniden geçerli kılınmasıyla hükümetin kontrolü yine

cumhurbaşkanın altındadır. 5 Temmuz 1959 tarihli Cumhurbaşkan Fermanı,

Endonezya‟daki liberalizm ve meclis sisteminin ölümü anlamına gelmiştir. 17

Ağustos 1959 Soekarno, „Penemuan Kembali Revolusi Kita‟ (devrimimizin yeniden

keşfedilmesi) adlı konuşmayı dile getirmiştir. DPAS tarafından bu konuşma, bir

siyaset manifestosu olarak algılanmış ve daha sonra Devlet Politikası Taslağı

(GBHN) olarak saptanmıştır.

Böylece UUD 1945‟in yeniden geçerli kılınmasından sonraki milli

gelişmeler, siyasetin sanki bir komutan gibi üstlenmesi durumunu göstermiştir.

Güdümlü demokrasi sistemini geliştirmek için Soekarno, desteklenmeyen tek partili

sistem fikrinin bir alternatifi olarak tüm devrimcilerin birleşim gücü (de

samenbundeling van alle revolutionare krachten) olarak denilen şeye ihtiyaç

duymuştur. Bu birleşme fikri, Milliyetçi, İslam, ve Marksist güçlerini birleşmek

amacıyla hareketler zamanından beri planlanmıştır. Bu sefer bu fikri, Nasakom

(Nasionalisme, Agama, Komunisme) veya Milliyetçilik, Din, Komünizm birleşik

biçimi olarak ortaya çıkarılmıştır.

Cumhurbaşkanın kalkınma programını düzenleme çalışması sürecinde

Mohammad Yamin‟in yönetimi altında olan Dewan Perangcang Nasional veya Milli

Planlayıcı Meclisini kurmuştur. Sonuç olarak Pola Pembangunan Semesta

berencana 8 tahun veya 8 yıllık planlı Evrensel Kalkınma Sistemidir. Kitle

Aydınlatma hakkında olan MPRS kararnamesi No. II/MPRS/1960 A eki, Güdümlü

demokrasi sistemindeki ulusal basının siyaset manifestosunun uygulanmasının

başvurduğu kanun olarak söylenmiştir.

61
Bu kararname, kitle iletişim araçlarının Endonezya‟nın her köşesine kadar

devrimci kitle eylemlerini desteklemek için yöneltilmesi gerektiğini saptamıştır.

Halkın sosyalizm hakkında oldukça güçlü bir inanca sahip çıkması için çaba

gösterilmesi devrimin devamlılığına ve milli kalkınmadaki rollerine destek sağlaması

için gereklidir. Bu kararnameye göre basın, radyo ve film gibi kitle iletişim araçları,

entegre edilmiş bir bütün olarak güdümlü, planlı ve Endonezya sosyalizmi ve

Pancasila hakkındaki farkındalığa doğru ilerlemeye doğru devamlı bir şekilde

yürütülmelidir. Bu kitle iletişim araçları da uzak bölgelere ulaşabilmelidir.

Sosyalist basına doğru ilerleyecek olan Siyaset Manifestosu basının

gerçekleşmesi için yapılması gereken diğer adımlar:

a. Güçlü ve tam donanımlı ulusal bir haber ajansı kurması,

b. Basım-yayın kurumlarına destek vermesi,

c. Basın seminerleri düzenlemesi,

d. Basın ile ilgilenenler için eğitim düzenlemesi,

e. Muhabirlik eğitimi düzenlemesi,

f. Basın merkezi kurması,

g. Gazete kağıdının sağlanmasına katkıda bulunması,

h. Muhabirlerin geliştirme projelerine iş ziyaretleri düzenlemesi,

i. Basın anayasası hazırlaması. Anayasanın kapsadığı konulardan birkaçı:

devrimin devamlılığı ve planlı evrensel kalkınmanın gerçekleşmesinin adına

siyaset manifestosu uygulamak üzere basının rollerinin açıklanması; basının

62
hak ve zorunluluğunun açıklanması; ve UUD 1945‟in 28.maddesine göre

basın özgürlüğünün açıklanmasıdır,

j. Basın yayıncılığı, özellikle çalışan toplumun içinde yayılmasına

desteklemesi,

k. Gazete ithal kağıdına ihtiyaç duymamak için kağıt fabrikaları kurması, ve

l. Basın çalışanların ferahlık düzeyini arttırmasıdır.

Bu yılın içerisinde de Latin, Arapça, ve yerel dillerin alfabesi dışında

kullanan gazetelerin ve dergilerin yayınlama yasağı hakkındaki 3/1960 No.‟lu Yüce

Komutan Yönetmenliği (Peperti) devlet tarafından çıkarılmıştır. 12 Ekim 1960

tarihinde ise her basın yayıncılığının yayın izni alması gerektiği hakkında olan

10/1960 No.‟lu Peperti de çıkarılmıştır.

5 Temmuz 1959 tarihli Cumhurbaşkan Fermanından kısa bir süre sonra

Endonezya Komunist Partisi (PKI) ve buna destekleyen organizasyonlar, „saldırgan

devrimciliği‟ başlatmıştır. Bu durum Gerakan 30 September (G30S/PKI) olarak

denilen 30 Eylül 1960 tarihindeki büyük ayaklanma olayıyla sonuçlanmıştır. 10/1960

No.‟lu Peperti‟nin uygulanması, köylerdeki toprakların devralınması, Batı İrian‟nın

özgürlüğüne kavuşturma çabasında seferberliğin düzenlenmesi, Ticaret Başkanı

Adam Malik‟in politikası, anti-Amerika protestoları, Malezya ile yüzleşmesi, Yeni

Yükselen Güçler Oyunlarının (Games of the New Emerging Forces/ Ganefo)

düzenlenmesi, Jakarta-Hanoi-Peking-Pyongyang ekseni, vb. gibi gerginlikler aslında

güç gübreleme, etki ve belli bir pozisyonu kazanma amacıyla meydana getirilen

olaylardır. PKI, saldırganlığını gerçekleştirmek için bu olayları bahane olarak

kullanmış, hükümete karşı her fırsatta saldırı düzenlemiştir.

63
Zaman geçtikçe daha da üzücü bu durum, Adam Malik, B.M. Diah,

Sumantoro, Wonohito, Samawi, Hetami, Arif Lubis gibi kıdemli muhabirler, Asnawi

Idris, Harmoko, Zulharmans, Yunus Lubis, T. Youlisyah vb. genç muhabirlerin

yardımıyla Cumhuriyeti, terore yönelik ve iktidarı devirmeye amaçlanan siyaset ve

ideolojilere karşı korumak için birleşik gücü sağlamlaştırmaya teşvik etmiştir. Bu

bağlamda Somantoro, Bandung ve Jakarta‟da anti-PKI muhabirlerin toplantısını

başlatmıştır. Sonucu, kitle aracı alanındaki PKI‟nin saldırganlığına karşı mücadele

olarak basın, radyo, ve televizyon çevresinde Soekarnoizm Destekleyen Kurumun

(BPS) kurulmasıdır.

BPS, 1 Eylül 1964 tarihinde Jakarta‟da kurulmuştur. Adam Malik ve B. M.

Diah, Sumantoro ile beraber en üst önderleridir. Daha sonra onlar, başkan, başkan

yardımcısı, ve günlük başkanı olarak görevlerini almıştır. BPS basını, Endonezya

Sosyalist İşçilerin Merkez Organizayonu (SOKSI), Müslüman Öğrenciler Topluluğu

(HMI), Endonezya Müslüman İşçilerin Birleşiği (Gasbiindo), vb kurumlardan destek

kazanmıştır.

BPS‟nin düşmanları ise PKI/PNI‟nin gazeteleri olmak üzere: Jakarta‟daki

Harian Rakjat, Bintang Timur, Suluh Indonesia, Warta Bhakti, Ekonomi Nasional,

Bintang Minggu, Berita Minggu, Kebudayaan Baru; Surabaya‟daki Trompet

Masjarakat ve Djawa Timur; Medan‟daki Harian Harapan, Gotong Royong ve

Bendera Revolusi gibi gazetelerdir.

23 Şubat 1965 ve 23 Mart 1965 tarihinde cumhurbaşkan, Endonezya‟daki

tüm BPS‟nin üyeleri olan gazetelerin yayınlanma yasağını uygulamaya emretmiştir.

Bunlar: Jakarta‟daki Semesta, Berita Indonesia, Berita Indonesia Sport dan Film,

64
Merdeka, Indonesian Observer, Warta Berita, Revolusioner, Garuda, Karyawan,

Gelora Minggu, Suluh Minggu, Mingguan Filam; Medan‟daki Indonesia Baru,

Tjerdas Baru, Mimbar Umum, Waspada, Duta Minggu, Suluh Massa, Mimbar

Teruna, Genta Revolusi, Resopim, Pembangunan, Waspada Teruna, Mingguan Film,

Siaran Minggu, Sjarahan Minggu; Padang‟daki Aman Makmur ve Semarang‟daki

Pos Minggu.

26 Mart 1965 Enformasyon Bakanlığı, yeni bir kanun çıkarmıştır:

„Endonezya Basın Yetiştirme sürecinde Ana Basın Yönetim Derğerleri‟ hakkında

olan 29/SK/M/65 No.‟lu Enformasyon Bakanlığı Kararıdır. Bu karara göre bütün

gazete, bir partiye veya hükümetin onaylattığı kitle organizasyonlarına bağlı olmak

zorundadır. Başka bir deyişle partiye bağımsız kurumların gazete yayınlama fırsatını

kapatmıştır.

Özetlemek gerekirsek bu karara göre Güdümlü demokrasi zamanındaki

basının yapısı şu şekildedir:

a. Suluh Indonesia (PNI‟nin günlük gazetesi) birçok illerde sekiz üyeleği ile,

b. Duta Masjarakat (NU) yedi üyeliği ile,

c. Harian Rakjat (PKI) on dört üyeliği ile,

d. Benteng Rakjat (Partindo, yayınlanmamış) beş üyeliği ile,

e. Api Pancasila (IPKI, önceki adı Takari) üç üyeliği ile,

f. Nusa Putera (PSII) dört üyeliği ile,

g. Sinar Bhakti (Katolik Partisi, yayınlanmamış) dört üyeliği ile,

65
h. Fadjar Baru (Perti) bir üyeliği ile,

Güdümlü demokrasi zamanındaki PKI‟nin radikal eylemleri ile uyarılan

siyasi sapmalar, ülke içinde genel gerilik yaşanmasına sebeb olmuştur. ÇHC‟nin

Angkatan V fikrine yönelik desteği gibi ortalığı karıştıran dış eller, anlaşmazlık ve

karışıklığı arttırmaktan başka bir işe yaramamış, üstelik PKI‟lileri daha beter bir

pozisyonuna itmiştir. Bu sapmaların tepe noktası, G30S/PKI denilen başarısız bir

isyandır.

O isyanda, General Ahmad Yani dahil olmak üzere birkaç TNI-AD‟nin (Kara

kuvvetleri) kıdemli subayları 30 Eylül 1965 tarihinde isyancılar tarafından

katletmiştir. Fakat Ordu Stratejik Yedek Komutanlığının (Kostrad) komutanı olan

Soeharto‟nun yönetmenliği altında G30S/PKI‟yi ortadan yok etmek üzere 1

Ekim‟den itibaren bir genel hareket kurulmuştur. G30S/PKI isyanına karşı ABRI ve

halkın mücadelesi, Pancasila ve UUD 1945‟in namuslu ve tutarlı bir şekilde yerine

geri getirmek çabalarının başlangıcıdır.

5. Pancasila Basını

G30S/PKI isyanı, 1 Ekim 1965 öğle saatlerinde tarihinde RPKAD adlı TNI-

AD‟ye ait bir acil özel kuvvetler operasyonu sayesinde başarsızlığa uğratılabilmiştir.

Cakrabirawa adlı Cumhurbaşkanın özel koruma birliğinin komutanı olan Yarbay

Untung sayesinde iletişim merkezi ve RRI‟nin binası G30S/PKI‟nin silahlı birliğinin

elinden kurtarılabilmiştir. 2 Ekim tarihinde RPKAD, Jakarta„nın Halim

Perdanakusumah bölgesindeki isyancıların askeri merkezini kontrol altına

alabilmiştir. G30S/PKI isyanını yok etmek üzere Kostrad Komutanı Soeharto‟nun

66
emri altında olan bu operasyonun bir sonraki adımı ise Endonezya‟nın her yerinde

onların güç artıklarından tamamen temizlemektir.

Fakat daha temel bir devlet işleri: devletin dengesini sağlanması, eski haline

döndürmesi, güvenliği, ekonomisi ve milli siyaseti, tutarlı bir biçimde verimli bir

komut altında yönetmekti. Anayasal güç, o zamanda Cumhurbaşkan Soekarno‟nun

eli altında idi halbuki cumhurbaşkanın kontrolü, karizması, ve hatta geçerliliği

çökmüştür. Devlet ve milleti tehdit edici bu duruma karşı acilen milli kararın

alınmasının mecburiyetinde idi. Onun için TNI-AD komutanının ısrarıyla 11 Mart

1966 tarihli Cumhurbaşkan Emrini (Supersemar) çıkararak Soekarno, iktidar

yönetmenliğini General Soeharto‟ya vermiştir. Supersemar‟a göre Soeharto‟nun milli

güvenlik ve düzeni sağlayabilmek üzere yapılması gereken her hangi bir adım

almaya hakkı vardır.

1 Ekim 1965 öğleden sonra, Tümgeneral Umar Wirahadikusumah, Jakarta

Askeri Büyük Şehir Belediyesi Komutanı olarak 01/Drt/10/1965 no.‟lu bir emir

çıkarmıştır. Bu emriyle Berita Yudha ve Angkatan Bersendjata günlük gazeteler

hariç özel izinli olmayan basın yayınlamayı yasaklanmıştır. Bu iki gazete, BPS

gazetelerinin devlet tarafından kapatılmasından sonra ABRI/TNI-AD‟nin PKI basını

rekabet olmak için amaçladığı yayınladığı gazetelerdir.

O emriyle beraber Ekim ayının başı 1965 yılından itibaren Jakarta‟daki PKI

ve taraftarlarının gazeteleri artık yayınlanmamıştır. İstisna olarak Harian Rakjat

gazetesi, yani 2 Ekim‟de G30S/PKI‟nin kurduğu Devrim Meclisi‟ne desteklemelerini

açıklayan yazılar içeren bir sayı ve Cumartesi‟nden beri yayınlanan 3 Ekim‟de

67
Harian Rakjat Pazar sayısını yayınlayabilmiştir. Özel izni olmayan gazetelerin

yayınlama yasağı da diğer yerel komutanları tarafından uygulanmıştır.

G30S/PKI yok etme mücadelesi esnasında yayınlayan gazete sayısı 163

tanedir ve yayınlaması yasaklanan 46 tane gazete vardı. 1966 yılında çıkarılan

izinlere göre Endonezya‟da toplam 502 tane gazete mevcuttu. 1965 yılın sonunda

Enformasyon Bakanlığı, 31 tane izni çıkarmış, 1967 yılında ise 91 tane yeni izin

çıkarmıştır.

Odak noktası, G30S/PKI‟nin gazetelerinin yayınlama yasağı ve

muhabirlerinin dışlanması olmak üzere ABRI‟nin güvenlik adına gerçekleştirdiği

ulusal basın temizleme adımlarından sonra üzerinde durulması gereken sorun bu

sefer Pancasila Basınının temelini ve uygulanmasını, Pancasila demokrasi

kapsamındaki kalkınma sürecinin çerçevesine yerleştirmekti.

Bu bağlamda odaklanması gereken önemli dokümanlardan biri olan Basın

Yetiştirme hakkındaki XXXII/MPRS/1966 no.‟lu MPRS Kararıdır. Bu kararda

MPRS, UUD 1945‟in 28.maddesine göre basın özgürlüğünün olması gerektiğini

savunmuştur. Bu kararın 2. maddesinde basın özgürlüğü hakkında daha ayrıntılı bir

şekilde şöyle anlatmıştır:

(1) Basın özgürlüğünün, aşağıda değinilen konulara karşı sorumluluk taşıması

zorunludur:

a. Tek tanrı inancı

b. Milletin ihtiyacı ve ülkenin güvenliği

68
c. Devrimin üç açılı amaç çerçevesinin gerçekleştirmek üzere devrimin

çözüm yolu ve devamlılığı

d. Moral ve etik

e. Ulusal kimlik

(2) Endonezya‟daki basın özgürlüğü, hak ve adaleti ifade etme ve savunma ile

ilgilidir ve liberalizm anlamındaki özgürlük söz konusu değildir.

Daha sonra basın anayasasının derhal olması gerektiği hakkındaki MPRS

Kararının ilk maddesinin gerçekleşmesi söz konusudur. Devlet ile DPR tarafından 12

Aralık 1966 tarihinde Basın Ana Yasaları hakkında olan 11 no.‟lu 1966 yıllı

Anayasanın çıkarılması ile beraber bu talep karşılanmıştır. 11/1966 no.‟lu

Anayasanın ana amacı, “ulusal basının fonksiyonlarını en verimli bir şekilde

yürütebilmeleri, görevlerini yerini getirebilmeleri ve haklarını da kullanabilmelerini

sağlamak üzere ulusal basına hüküki teminat verilmesi gerekmektedir” diye

açıklamasındaki olduğu gibi: ulusal basına huküki teminat vermekti.

11/1966 no.‟lu Anayasanın çıkarılmasından sonra aşağıdaki sorunlar, tahmini

ve uygulanmasıdır veya daha doğrusu tahmin ve uygulamasındaki anlayışıdır. Birkaç

kayaklara dayanarak bu maddeye ilişkin basının fonksiyonu, hakkı ve zorunluluğu

hakkında özellikle şu meselelerdir:

a. Ulusal basın, Pancasila Demokrasiye dayanan milletin geçimi ve yaşamının

etkililiğini ve yaratıcılığını yansıtabilmelidir.

b. Pancasila Demokrasinin ilkelerine göre basını geliştirme, basın vekilleri ile

beraber devletin elindedir.

69
Bu maddeler, hatta 11/1966 no.‟lu Anayasa içeriğinin hepsi 21/1982 no.‟lu

Anayasada tekrar altıçizilir yani 11/1966 no.‟lu Anayasanın değişikliği hakkında.

21/1982 no.‟lu Anayasanın açıklamasına ilişkin şöyle ifade edilir:

11/1966 no.‟lu Anayasanın içerdiği maddeler, aslında aşağıda değinilmek üzere bir

Ulusal Basın sistemini gerçekleştirmek için Yeni Düzenin amaçlarını iyice

yansıtmıştır:

a. İdeal açıdan etkili, yaratıcı ve olumlu bir şekilde Pancasila Demokrasine

dayalı hayatın sağlamlaşması için destek vermek.

b. Maddi açıdan etkili, yaratıcı, ve olumlu bir şekilde Endonezya‟daki basın

yayın çalışmaları yönetimine ilişkin UUD 1945‟in 33.maddesine dayanarak

ekonomiyle demokrasinin sağlamlaşması için destek vermek.

c. Profesyonel olarak bilgeli bir özgürlük ilkesine ağırlık katabilecek şekilde,

hizmet ettiği alandaki becerinin desteği ile bilgeli bir özgürlük ruhuna sahip

çıkmak.

Basın Meclisi, 11/1966 no.‟lu Anayasanın III. maddesine dayanarak

Cumhurbaşkan Fermanı ile kurulmuştur. Pozisyon ve görevi, devlet ile beraber

ulusal basının yetişmesi ve gelişmesine ilişkin çalışmalarda ortak olmaktır; uyeleri

ise devlet unsurları, basın kurumları, ve halktır. Basın Meclisinin görevleri ve hakları

şu şekilde belirtilebilir: (1) problem çözme, (2) rehberlik yapmak, (3) öğüt vermek,

(4) gözlem yapmak, (5) basın ile ilgili her kararların alınmasına katkıda bulunmak ve

(6) danışmanlık yapmaktır.

70
Aralık 1947‟de Basın Meclisinin basını ideal olarak yetiştirme rehberi

hakkında bir karar çıkarması, o zamandaki birkaç gazetelerin başına gelen oldukça

olumsuz bir durumdan dolayıdır.1972 yılında Sinar Harapan günlük gazetesinin,

birkaç gün içerisinde yayınlaması yasaklanmıştır. 1978 yılı, Ocak ayının sonlarında,

Güvenlik ve Düzen Restorasyon Komutanlığı, Jakarta‟daki yayınlanan Kompas,

Merdeka, Sinar Harapan, Pelita, Pos Sore, Indonesia Times, ve Sinar Pagi olmak

üzere yedi gazetenin yayınlanması yasaklanmıştır. Güvenlik ve Düzen Restorasyon

Komutanlığının bu gazeteleri yasaklamasının nedeni “bu gazetelerin içeriklerinin

kışkırtıcılığa yol açması ve doğrudan veya dolaylı olarak güvenlik ve düzenliliğe

tehdit edici bir duruma teşvik etmesidir”.

1982 yılında Tempo dergisinin başına da aynı şey gelmiştir. Tempo dergisinin

yayınlamasına yasaklanmıştır çünkü genel seçim kampanyası ile ilgili sunduğu

haberin sınırını aşmıştır. 1984 yılında Topik‟in yayınladığı yazının komünist olarak

farzedilmesi ve sosyal çatışmaya yol açabilir olması bu dergisinin de tekrar

yasaklanmasına sebeb olmuştur. En son, 9 Ekim 1986 tarihinde Sinar Harapan

gazetesinin Basın Yayın Şirketler Lisansı‟nın (SIUPP) geçerliliğini iptal ederek

Enformasyon Bakanlığı, bu gazeteyi şöyle eleştirmiştir: “bu gazete, sadece spekülatif

sıfatını taşımakla kalmayıp halkı endişeleyici ve korkutucu haberleri ve/veya

yorumları yayınlamakta ve bunun için milli dengenin bozulmasına yol açabilecektir”.

David T. Hill‟in (2011) eserinde Atmakusumah şöyle ifade etmiştir: daha

önce hem muhabir hem de gazete yöneticisi veya gözlemcisi hem de üzgün hisseden

basın aracının okuyucularının uzun süren bir sinirle karşılanan bir yasaklama hiç

olmamıştır. Endonezya basın tarihi boyunca bir yıldan fazla süren en az 21 ili

71
kapsamak üzere ilden ile yayılan basın özgürlüğün sınırlanmasına karşı protestolar

hiç olmamıştır.

Bu olaylar, 21 Haziran 1994 tarihinde Tempo, Editor, ve Detik adlı siyasi

derginin yasaklanmasından sonra meydana gelmiştir. İlk protesto ertesi gün

Jakarta‟da, Medan Merdeka Barat caddesindeki Enformasyon Bakanlığı binasının

önünde muhabirler ve diğerleri tarafından meydana getirmiştir. Ardında en az 20 ilde

buna benzer olaylar meydana gelmiştir, Medan‟dan başlayarak Padang, Pekanbaru,

Bandarlampung, Palembang, Bandung, Semarang, Yogyakarta, Salatiga, Surakarta,

Jombang, Malang, Jember, Surabaya, Samarinda, Ujungpandang (şimdi Makassar),

Manado, Denpasar, Mataram, ta Doğu Timor‟daki Dili şehrine kadar yayılmıştır.

Otuz yıllık Yeni Düzenin etkisi, Endonezya‟daki basın hayatını iyice baskı yapmıştır.

6. Devrim-sonrası Sorumlu Özgür Basın

21 Mayıs 1998 tarihinde meydana gelen Endonezya‟nın devrimi,

Endonezya‟daki yönetim sistemi değişikliğinin kalkış noktası olup aynı zamanda da

Endonezya‟daki basın sistemini değiştirmiştir. Cumhurbaşkan Habibie‟nin hükümeti,

Basın hakkındaki 21 no.‟lu 1982 yıllı Anayasa yerine yeni düzeltilen Basın hakkında

40 no.‟lu 1999 yıllı Anayasayı getirmiştir.

40/1999 no.‟lu Anayasada şöyle açıklanmıştır: basın özgürlüğü, halkın

egemenliğinin vücut bulmasıdır ve demokratik bir toplumsal, milli, ve ulusal hayat

gerçekleştirmek için oldukça önemli bir unsurdur. Böylece UUD 1945‟in

28.maddesindeki değinildiği gibi fikir verme ve yorum yapma özgürlüğünün olması

garanti altına alınmalıdır.

72
40/1999 no.‟lu Anayasa, 10 madde içermektedir. Birinci madde: genel

muamele; ikincisi: basın ilkesi, fonksiyonu, hakkı, zorunluluğu, ve rolü; üçüncüsü:

muhabirler; dördüncüsü: basın şirketleri; beşincisi: basın meclisi; altıncısı: yabancı

basınlar; yedincisi: toplumun rolü; sekizincisi: ceza muamelesi; dokuzuncusu: geçiş

muamelesi; ve onuncu: kapanış muamelesidir.

Basın Meclisi

Yasal olarak Basın Meclisi, 11/1966 no.‟lu Anayasanın Basın Temeli

hakkında olan maddesine dayanarak Cumhurbaşkan Soekarno‟nun onaylanması ile

1968 yılında kurulmuştur. Basın Meclisi o zamanda devlet ile beraber ulusal basının

yetişmesi ve gelişmesine ilişkin çalışmalarda ortak olarak görevlendirilmiştir. Basın

Meclisinin başkanı ex-offocio olarak Enformasyon Bakanıdır. Bu kural,

Cumhurbaşkan Soeharto zamanında da aynı şekilde geçerlidir.

Temel değişikliği, 1999 yılında ancak meydana gelmiştir. 23 Eylül 1999

tarihinde Cumhurbaşkan Bacharudin Jusuf Habibie tarafından onaylanan Basın

hakkındaki 40/1999 no.‟lu Anayasa ile Basın Meclisi bağımsız olarak değişmiştir.

Fonksiyonu artık hükümetin danışmanı olarak değil basın özgürlüğünün koruyucusu

olarak değişmiştir. Bağımsız bir Basın Meclisinin kurulmasında devletin karışımı

artık yoktur. Üyeleri de demokratik bir şekilde seçilmiştir. Şunları dahil etmiştir: (a)

mühabirler kurumu tarafından seçilen mühabirler; (b) basın şirketleri tarafından

seçilen basın şirketi başkanı; ve (c) muhabirler kurumu ve basın şirketleri tarafından

seçilen hem basın veya iletişim hem diğer alanlarında uzman olan sivil halk (15.

madde 3. fıkra).

73
Cumhurbaşkan Soeharto‟nun iktidarından devrilmesinden sonra Endonezya,

sorumlu ve özgür bir basın sistemini özümsemiştir. BJ. Habibie‟nin iktidarı altında

basını engelleyen bütün politikalarını silmiştir. Kitle aracını yayınlamak için gerekli

izinlerin çıkması kolaylaştırılmıştır. Böylelikle Endonezya‟da gazeteler, dergiler,

televizyonlar, ve radyolar gibi birçok kitle aracı ortaya çıkmıştır.

Basın özgürlüğü zamanına girdiğinde Endonezya‟daki kitle araçları, devletin

çıkardığı herhangi bir politikaya ilişkin haberler yayınlamaktan artık

korkmamaktadır. Devlet de yayınlamada kitle aracını sınırlanamamaktadır. Çünkü

basın özgürlüğü zamanında haberlerdeki incinen kimsenin cevap alma hakkına sahib

olması söz konusudur.

74
II. BÖLÜM

A. ENDONEZYA’DAKİ KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ SOSYAL

MEDYA İLE İLİŞKİLERİ

1. Yazılı basın

Endonezya‟daki kitle iletişim araçlarının gelişimi, 1998 yılında meydana

gelen reformasyondan sonra daha açık ve serbest bir oluşum izlemiştir. Günümüzde

Endonezya‟ki medya, serbest ve sorumlu basın ilkelerine dayanmaktadır. Yani

Endonezya‟daki basın artık kitle iletişim araçları yöneten bir kurum olan İletişim ve

Enformasyon Bakanlığına bağlı değildir. Bu durum 1998 yılından önceki dönemden

önemli ölçüde farklıdır. Günümüzde özgür basının geçerliliği ilan edildikten sonra

kitle iletişim araçları, Endonezya‟da geçerli olan gazetecilik davranış ilkelerine

dayandığı sürece uygun olan haberleri özgürce seçebilmektedir.

I. maddede anlatıldığı gibi 1998 yılından önce basın veya kitle iletişim

araçları, yasaklanma dönemini yaşamıştır. Hem Soekarno hem Soeharto rejimlerin

altında basın, Güdümlü basın veya Pancasila basın olarak adlandırılan otoriter basın

ilkesine dayanmıştır. Fakat gerçekte, gerek Eski Düzen gerekse Yeni Düzen her ikisi

de Enformasyon Bakanlığının (şimdiki adı: İletişim ve Enformasyon Bakanlığı)

kontrolü altında olarak basın ilkesini uygulanmıştır.

Reformasyon sonrasında Endonezya, otoriter bir hükümetten kopmuştur.

Basın içinde aynı şekilde, artık ne yasaklanma ne de SIUPP veya basın yayınlama

75
izni işlemleri söz konusudur. Basın Anayasası‟na dayandığı sürece herkesin kitle

iletişim araçlarını kurma özgürlüğü vardır. Ayrıca ilgili medyanın ürettiği haberlerin,

gazetecilik davranış ilkelerine uygun olması gerekmektedir. Eğer basın hakaret, iftira

unsuru içeren haberin yazılması vb gibi Basın Anayasasına uymayan bir davranışta

bulunursa basın yönetecileri bekleyen belli cezalar vardır.

Endonezya‟ya giren ilk kitle iletişim aracı, gazete ve dergi gibi yazılı

basındır. Endonezya Cumhuriyeti‟nin ilk kuruluşunda Endonezya Cumhuriyeti

Radyosu veya RRI doğmuştur. Bağımsızlık döneminden 20 sene sonra

Endonezya‟nın ilk televizyon kanalı olarak Endonezya Cumhuriyeti Televizyonu

veya TVRI kurulmuştur. Hem RRI hem TVRI ikisi de devlete aittir. 1980 yılın

sonlarında ve 1990 yılın başlangıcında özel televizyon kanalı yayın hayatına

başlamıştır.

1998 reformasyonundan itibaren hem yazılı, hem de internet basın gittikçe

çoğalmıştır. Bunlar hep daha fazla okuyucu, dinleyici, veya izleyici kazanmaya

çalışmaktadır. Okuyucuların, dinleyicilerin veya izleyicilerin daha fazla olması,

medyanın reklamlardan kaynaklanan gelirini de artmaktadır. Bu gelir artışı,

medyanın varlığını sürdürebilmesine katkıda bulunmuştur. Çünkü az geliri olan

kendi varlığını sürdüremeyen kitle iletişim araçlarının sayısı hiç de az değildir.

76
I. Endonezya Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı verilerine göre
2011 yılında Endonezya Nüfusu:

Nu. Bölge Toplam


1. Aceh 4,948,907
2. Kuzey Sumatera 15,074,334
3. Bati Sumatera 5,133,268
4. Riau 5,860,250
5. Jambi 3,390,682
6. Güney Sumatera 8,321,592
7. Bengkulu 1,830,869
8. Lampung 8,711,511
9. Kepulauan Bangka Belitung 1,250,554
10. Kepulauan Riau 1,861,471
11. Dki Jakarta 9,809,857
12. Bati Java 45,423,259
13. Orta Java 37,453,830
14. DI Yogyakarta 3,876,391
15. Doğu Java 41,437,769
16. Banten 953,414
17. Bali 4,028,792
18. Bati Nusa Tenggara 4,539,888
19. Doğu Nusa Tenggara 4,892,414
20. Bati Kalimantan 4,935,048
21. Orta Kalimantan 2,514,375
22. Güney Kalimantan 4,087,776
23. Doğu Kalimantan 3,908,737
24. Kuzey Sulawesi 2,422,345
25. Orta Sulawesi 2,686,198
26. Güney Sulawesi 9,390,322
27. Güneydoğu Sulawesi 2,508,050
28. Gorontalo 1,152,729
29. Bati Sulawesi 1,429,588
30. Maluku 1,801,948
31. Kuzey Maluku 1,165,308
32. Papua 3,130,938
33. Bati Papua 1,008,443
Toplam 259,940,857

2009 yılında Endonezya‟da, sosyal medya yaygınlaşmaya başlamıştır. En çok

kullanılan sosyal medya ortamları Facebook ve Twitter‟dir. Büyük şehirlerdeki

oldukça çok sayıda gençlerin veya öğrencilerin sosyal medyalarda hesapları

bulunmaktadır. Endonezya‟daki üst orta sınıflı olan toplumlarda da birbirleriyle

77
iletişim kurmak için, sosyal medya kullananlar çok fazladır. Hem tanınmış olan

arkadaşlarıyla hem de sosyal medyadan edindiği yeni arkadaşlarıyla iletişim

kurmaktadırlar.

Bu son yıllarda sosyal medya, dünyanın her köşesine oldukça hızlı bir şekilde

yayılmıştır. 250 milyon nüfusuna sahip olan Endonezya gibi bir ülke için de sosyal

medya veya internet veya dijital medya, yeni sayılan bir medyadır.

Republika veya Harian Republika gazetesinin Baş Editörü, Nasihin Masha,

sosyal medyanın dünyadaki bütün insanları etkilemekte olduğunu söylemiştir. Sosyal

medyanın olmasıyla insanlar arasındaki ilişki daha da yoğunlaşmaktadır. Sosyal

medyanın ortaya çıkmasından önce insanlar birbiriyle buluşmak için önce zamanını

sonra mekanı ayarlamak zorundaydı. Diğer işler de gözününde bulundurulduğunda

bunları yapmak oldukça zahmetlidir. İşte sosyal medyanın ortaya çıkışıyla birlikte

bütün bu şartlar artık değişmiştir. Buluşmak artık sosyal medya aracılığıyla

arkadaşımızla selamlaşıp konuşmak haline dönüşmüştür.

Yine Nasihin‟e göre sosyal medyanın bir diğer avantajlı tarafı: mezun

olduktan sonra uzun zamandır ayrılmış arkadaşları tekrar buluşturmasıdır. Sadece

internet dünyasında buluşmakla kalmayıp toplantı yapmak veya gazeteciler için

röportaj yapmak için de kullanılabilir.

Gun Gun Heryanto‟nun (2012) Indira Abidi‟den yaptığı alıntıya göre

Endonezya‟daki dijital kültürü, akıllı telefonun nüfuzu ve sosyal medyanın yaygın

olması ile nitelendirmektedir. Dijital kültürü, toplumun içerik üretmesi ve

paylaşması, etkileşim kurması, „real time online‟ veya gerçek zamanlı çevrimiçi

beğenmesi ve eleştirmesini mümkün kılmaktadır. Dijital kültür de, toplumun

78
gereksinimi, algısı, ve beklentisini öğrenebilmek için devlet kurumlarının geleneksel

medya yanı sıra sosyal medyayı da ciddi bir şekilde kontrol etmesi gerektiği

anlamına gelmektedir.

Gun Gun Heryanto‟nun (2012) Terry Flew‟den (2005) yaptığı alıntıya göre

yeni medya, sıkça internet ile ilişkilendirilmektedir. Yeni medya anlayışı: yakınsak

sıfatına ve dijital ağlarına sahip, geniş çaplı, etkileşimci, kolay ve anlaşılır gibi

sıfatları taşımak demektir. Bu medyada bir haber üreticisinin aynı zamanda tüketici

olabilmesi veya tam tersi tüketicinin de üretici olabilmesini sağlamaktadır.

Yakınsama fenomeni, bir medya aracının karışmasına neden olmakta ve aynı

zamanda medya tüketimi ile ilgili bütün herşeyin yapılabilmesini sağlayabilmektedir.

Örneğin, medya araçlarından (cep telefon/ dizüstü bilgisayar/ tablet PC/ vs.) birine

sahip duğunuzda hem radyo dileyicisi, çevrimiçi gazeteleri okuyucusu, hem de

televizyon programlarını izleyicisi olabiliriz. Ayrıca sosyal medya aracılığıyla sosyal

etkinlikleri gerçekleştilebilir, kişisel bloglarda yazar olabilir, bir kurumun veya

organizasyonun web sitesine doğrudan eleştiri yapabiliriz. Web sitesi, blog,

Facebook, ve Twitter‟in kullanımı artık olağanüstü bir şey değildir.

Ahmad Fauzi‟nin (2009) kitabına aldığı Gartner Inc Araştırma Başkan

Yardımcısı Allen Weiner‟in görüşüne göre; gazetecilik endüstrisinin ağır bir

ekonomik sıkıntıda olduğu zaman, müşterinin sadakatini korumaya ve geliştirmeye

odaklarması gerekir. Müşteriler, sadık olduktan sonra haber okumaya devam ederler

ve gerek yazılmış gerek çevrimiçi sunulan reklamları izlerler.

Twitter aracılığıyla, haber okuyucunun sadakatini arttırmak için gazete

ajanslarının ilk önce Twitter hesabını açması gerekir. Daha sonra haberlerin adı veya

79
özetini Twitter‟da sunarlar ve bu haberlerin tam versiyonu içeren sayfaya giden

linkler verirler. Bu bağlamda tabii ki gazetenin çevrimiçi versiyonunun mevcut

olması gerekir.

Yine Weiner‟a göre; gazete ajanslarının, müşterilerinin sadakatini ve kendi

gelirini arttırmak için sosyal ağlarının potansiyelinden faydalanması gerekmektedir

çünkü günümüzde gazetecilik endüstrisinin durumu pek parlak sayılmaz.

Yine Ahmad Fauzi‟nin kitabından, IDG Başkanı Patrick McGovern‟a göre;

yazılı basın, geçmiş haberler içerir. Halbuki okuyucu en son haberleri takip etmek

ister. İşte çevrimiçi medya, bu sorunun çözümüdür. Yayımcılar için çevrimiçi medya

daha kolay ve daha ucuzdur. Medya kralı ve aynı zamanda da News Corp Başkanı,

Rupert Murdoch da aynı argümanı savunmuştur. Murdoch, gazeteciliğin veya

habercilik sanayinin geleceğinin dijital medya olacağını, gelecek 10-15 yıl içinde

basılı gazeteyi okuyan kimse kalmayacağını, herkes çevrimiçi medyayı daha çok

tercih edeceğini öngörmüştür.

Yine Murdoch‟un ifadesine göre, gelecekteki gazeteler değişecektir. Basılı

medya biçiminde değil cep telefon aracılığıyla çevrimiçi olarak okunabilecek,

haberleri her iki saatte güncellenebilecek, dijital biçiminde olacaktır. Böylece gazete,

gelir kazanmaya devam edebilecektir. Zaman gelişimine ayak uydurabilen bir gazete

örneği olarak, ABD‟de yayınlanan The Ann Abror News‟i verebiliriz. The Ann

Abror News, 1835 yılında kurulmuştur. The Ann Abror News 23 Temmuz 2009

tarihinde, 174 yaşına gelince, basılı versiyonu yayımını durdurmuştur.

Gazetecilik endüstrisinin krizi yalnızca ABD‟de değil Asya da dahil olmak

üzere tüm dünyada olmuştur. Asya medya kralı Jimmy Lai‟ın dediği gibi Asya‟daki

80
gazetecilik endüstrisi şu anda bedava çevrimiçi medyayla şiddetli bir rekabet

içindedir. Lai‟a göre şimdiki medya nesili, haberleri televizyonda görmekte ve

internetten okumaktadır. Gazetecilik endüstrisinin varlığını sürdürebilmesi için çaba

göstermesi gerekmektedir. Gazetecilik endüstrisinin gelir kaynaklarını korumak

istiyorsa yaratıcılığını geliştirmesi gerekmektedir.

Basın Meclisinin çıkardığı 2011 yıllı ulusal basın verilerine göre;

Endonezya‟daki yazılı basın sayısı 1081‟dir. Daha ayrıntılı bakacak olursak 322

gazete, 402 haftalık medya organı, 357 tane aylık yayın yapan medya organı olarak

vardır.

Asmono Wikan‟ın sorduğu (2011): “yazılı basın, 10-20 sene sonra hala

varlığını sürdürebilir mi?” sorusu, son yıllarda gazeteciler arasındaki toplantılarda

sıkça sorulan bir sorudur. Hatta Bill Gates, 2000 yılında yazılı basının öleceğini

tahmin etmiştir. Ancak günümüzde yazılı basın hala vardır ve insanların buna ihtiyaç

duyduğu sürece gazete var olmaya devam edecektir.

Vanishing Newspaper (2004) yazarı Philip Meyer, ABD‟nin son gazetesinin

2043 yılında yayımlanacağını tahmin etmiştir. Ondan sonra yazılı gazete artık

kalmayacaktır. Meyer‟ın verdiği ifade, dünyadaki bütün yayımcıları sarsmıştır.

Meyer‟ın ifadesi Endonezya‟da da etkili olmuştur. Fakat Endonezya‟daki yayımcılar,

bu ifadeye karşı kaygı duymaktansa geliştirme için adımlar atmaya çalışmaktadırlar.

Merkezi Gazete Yayıncılar Birliği (SPS Pusat), Haziran 2009 yılında

Endonezya‟daki Yazılı Basının Geleceği adlı bir araştırma düzenlemiştir. Uygulaması

LP3ES adlı bir sosyal kurum tarafından yapılan bu araştırma, birkaç öngörü üzerinde

çalışmayı amaçlanmıştır. Sözgelimi, her bölgedeki genç okuyucuların okuma stili,

81
televizyon ve çevrimiçi medyalara göre yazılı basında reklam yapmanın verimliliği,

genç okuyucuların yazılı basına karşı okuma ilgisi, vs.

SPS‟in anketi, okuyucu anketidir. Fakat yazılı basın okuyan bütün Endonezya

halkını kapsamamıştır. Daha doğrusu, sadece 15 ildeki yazılı basın okuyanlara

yapılmıştır. Amaç, okuyucuların yazılı basının sunduğu enformasyon tüketimi akım

ve davranışları hakkında bilgi edinmektir. Birkaç sonucu aşağıdaki gibidir:

İnternet nüfuzu. Sonuçlarına bakılırsa, Endonezya‟daki yazılı basın

okuyucularının yüksek internet erişiminin çevrimiçi medya (%19.9) ve haber

sitelerinden (%11.6) daha çok sosyal ağ sitelerine yapıldığını göstermektedir (%59).

Yetişkinlere (%34.8) göre gençler sosyal ağ sitelerine daha çok erişimde

bulunmaktadırlar (%66.5). Yetişkinler, daha çok çevrimiçi medyaya (%27) ve haber

sitelerine (%25) erişimde bulunmayı tercih etmektedir. Gençler ise, çevrimiçi

medyada sadece %17 ve haber sitelerinde %7.6 olarak çıkmıştır.

Genel olarak (%63.2) internet erişimi, 1-2 saatlik yapılmaktadır. 1 saatten

daha kısa sürede erişimde bulunanların oranı ancak %17.9 ve 3-4 saatlik erişimde

bulunanların oranı ise %14.4‟dir. İnternet kafe, internet kullanıcılarının en sık

erişimde bulunduğu yaptığı yerdir (%67.1). Diğer yerler ise ev (%19.3) ve ofis

(%7.9). Böylelikle internet erişim aracı olarak kişisel bilgisayarın (PC) rolü (%84.1)

hala en baskın düzeydedir. Dizüstü bilgisayardan erişim yapanları ise ancak %9.6,

cep telefondan veya Blackberry‟den ise %5.9‟dur.

Yazılı basın hala okunmaktadır. Asmono Wikan (2011), Endonezya‟daki

yazılı basının geleceği hakkında iyimser düşünmektedir. Merkezi İstatistik Bürosu

(BPS) Ürün İstatistiği Bölüm Başkanı, Subagio Dwijosumono, Jakarta‟da 19 Ağutos

82
2009 tarihinde SPS Merkez‟in düzenlediği Endonezya Basın Toplantısındaki

konuşmasında da aynı şekilde ifade etmiştir. Özel bir araştırma yapmamasına rağmen

BPS, gelecekteki toplumun sosyal ekonomik eğilimi yaklaşımıyla toplumun

ihtiyaçlarına bakılırsa basın endüstrisinin hala geliştirmeye ve sevilmeye devam

edeceğine inanmaktadır.

Olağanüstü bir durum ortaya çıkmamadığı sürece toplumun yoksulluk düzeyi

azalacak, satın alma imkanına sahip olan toplumun düzeyi ise yükselecektir. Orta

eğitim ve daha yüksek eğitim görenlerin sayısı da artmaktadır. Böylece yazılı basının

okunma oranı da artacaktır. Kentleşmenin sayısı her yıl arttıkça bölgelerde yaşayan

insanların sayısı ve oranı da artacaktır.

Medya bağlamında E-paper aracılığıyla dijital dönem gittikçe gelişecektir,

fakat gelecek yirmi sene içinde medya dijitalleştirmesi, Endonezya‟daki yazılı basını

okuma ilgisinin yerini henüz ortadan kaldırmayacaktır. E-paper, ofislerde çalışan

yüksek eğitim görenler ve profesyoneller grubu için yeni bir moda haline gelecektir.

Ancak Endonezya halkının çoğu henüz bu gruba değildir.

Bu duruma bakınca, böyle bir dijital dönemde yazılı basının yapması gereken

şey nedir sorusunun cevabı için Nielsen Media Indonesia Müdür Yardımcısı Ika

Jatmikasari, sekiz tane verimli adım tavsiye etmiştir (2009). İlk adım, internet

kanallı kurmak ve çeşitli ortamlarda röportaj yapmaktır. New York Üniversitesi‟nden

bir pröfesör, Jay Rosen‟ın ifade ettiği gibi, günümüzdeki gazeteci, tek bir ortamdan

değil çoklu ortamlardan haber yazabilmelidir.

Teknoloji, insanların haber alması için yollarını farklılaştırmasına neden

olmuştur. Birçok müşteri, haber almak için hala yazılı basından faydalanmaktadır.

83
Fakat televizyon, cep telefon, ve internet gibi birden fazla medyayı birlikte kullanan

müşteriler de az değildir.

İkinci adım, oyuk bir medya olmak. Yazılı basın modeli, internet modeli

kadar iyi çalışamaz. Şimdi çok sayıda kişi internet aracılığıyla daha ilgi çekici

alanları veya konuları bulabilmektedir. Bunun için gazeteyi, daha yönlendirmek veya

haberleri daha uygun bir yere koymakla bir an önce ilgilenmek gerekmektedir.

Üçüncüsü, gerçek zamanlı bir rapor entegre etmek. Sosyal ağ siteleri

(Facebook, Twitter, vs.), kullanıcıların kendi yaptığı haberleri sunmasına yol

açmıştır. Gazete, bu sosyal medyayı son haberleri sunmak için her an

kullanabilmektedir. Dördüncüsü, yeniliği (inovasyon) teşvik etmek. Beşincisi, mobil

cihaz alanında yatırım yapmak. Zaman geçtikçe daha fazla insan akıllı telefon

kullanmakta ve irtibat kurmak için bu cihazdan faydalanmaktadır. Bundan yola

çıkarak telefon sanayinin potansiyel bir gelir elde etmesi mümkündür.

Altıncı adım, genç okuyucularla iletişim kurmak. Sosyal ağ siteleri

(Facebook, Twitter, vs.) kullanıcıları herşey hakkında yorum yapmaya yol açmıştır.

Yedincisi, topluluk kurmak. Sosyal medyada topluluk kurmakla, okuyucularla sadık

bir ilişki kurabiliriz. Sekizinci adım ise, üyelik veya bedava sistemini uygulamak.

Gazetenin çevrimiçi versiyonu, erişim yapacak birinden ücret almalı mıdır?

Bu konuda en iyisi hangi model kullanılabilir? News Corp Başkanı, Rupert Murdoch,

web sitesine erişim yapan ziyaretçilerden sitedeki tüm enformasyon için ücret

almaya başlamıştır. Çünkü gazete, okuyucuları için bir değer yaratmalı ve insanların

ödemeye kıyabileceği hizmetler sağlamalıdır.

84
Republika gazetesi Müdürü Nasihin Masha, kitle iletişim araçları için sosyal

medyanın bir tehdit olmadığını söylemiştir. Bir medya olarak kitle iletişim araçları,

yeni olan sosyal medyayı akıllıca kullanabilmelidir. Mesela, sosyal medyadaki

kurulmuş topluluklar için bir penetrasyon yaparak faydalanabilir. Bu sosyal medyayı

kullanmak veya faydalanmak da oldukça zor ve yaratıcılık gerektiren bir süreçtir.

Sosyal medyadaki sohbetler; düşünce, hobi, veya yöresel topluluk gibi

toplulukların kurulmasına yol açmıştır. Sosyal medya aracılığıyla kurulan sayıca çok

fazla olan topluluklar veya daha önce kurulmuş daha sonra sosyal medyada hesap

açan topluluklar da bulunmaktadır.

Yaygın bir sosyal medyanın aramızda bulunması, kitle iletişim araçlarının da

ister istemez sosyal medyadaki topluluklarla etkileşim kurmasını gerekmektedir. İlk

amaç, gazete okuyucu kitlesinin daha geniş kapsamlı olmasını sağlamaktır. İkincisi,

kitle iletişim aracının sunduğu haberlerin sosyal medyada paylaşılabilmesidir.

Nasihin‟e göre, ulusal bir gazete olarak Republika, bu nüfuz için sosyal

medyadan faydalanmayı öğrenmeye çalışmaktadır. Republika‟da yazı başlıklarından

biri kreatipreneur adlı bir topluluğun yazı başlığıdır. Kreatipreneur yazı başlığı; genç

girişimci, iş sohbetleri, ve iş kliniği ile ilgilenen oldukça yaratıcı ve yenilikçi bir

topluluk yazı başlığıdır. Kreatipreneur, Republika tarafından kurulan kendi

toplulukların buluşma ortamıdır. Bu topluluklar, sosyal medyadaki Republika hesabı

aracılığıyla Republika ile irtibat kurabilmektedirler.

Ayrıca Republika, sürekli gelişen teknolojilere uyum sağlayabilmektedir ve

değişikliklerden korkmamaktadır. Önemli olan kendine özgü şeylere sahip

çıkmasıdır. Kimi Blackberry ile, kimi cep telefonuyla, kimi ise yazılı gazete ile daha

85
rahat okuyabilmektedir. Sosyal medya ile adaptasyonun amacı, Republika‟nın

okuyucu kitlesinin nüfuzu genişletmektir.

Kreatipreneur Yazı Başlığı Sorumlusu Zaky Alhamzah, sosyal medyanın

moda olmasının 2008 yılından bu yana devam etmekte olduğunu söylemiştir. Sosyal

medyada açılan hesap birçok avantaj sunmaktadır: birincisi, ürünü tanıtması; ikincisi,

ürünün markalaşması; üçüncüsü, konu açıp yönetmesi; dördüncüsü şirketi

geliştirmesi; ve beşincisi, kişisel imaj oluşturması veya markalaşmasıdır. Pazarlama

işleri için önemli olan pazarın bölünmesidir. Sosyal medyadaki iletişim modeli

oldukça iyidir. Çünkü bir haber veya pazarlanmakta olan bir ürün hakkında bilgilere

karşı, anında dönüt alınabilmektedir.

Daha önce kurulmuş olan topluluklar, Republika gazetesinde yayımlanacak

bir ortam verilerek oldukça iyi yönetilmektedir. Kreatipreneur yazı başlığı ise,

kendini geliştirmek isteyen veya daha yeni yaratıcı girişimi başlatan topluluklar

kurmaktadır. Bu yazı başlığın altında Republika, alttan bir iş başlatan birkaç başarılı

girişimci sunmaktadır. Üstelik kreatipreneur yazı başlığı da çeşitli şirketler ile

işbirliği yapmaktadır.

Zaky, kreatipreneur yazı başlığının doğumunun nedenlerine ilişkin şöyle

ifade etmiştir: birinci neden; son zamanlarda gazete okumanın pek moda olmaması;

ikicisi, Endonezya‟daki sosyal medyanın gittikçe daha popüler olması ve hızlı

gelişmesi; üçüncüsü, Endonezya‟daki genç nüfusun ve üst orta sınıf nüfusun oranının

artması; dördüncüsü, teknolojik geçişin moda olması ve gadgetin kullanımının

artması; beşincisi ise, okuma yönteminin yazılı basından internet ortamına

geçmesidir.

86
Kreatipreneur‟un ortaya çıkışıyla Republika, genç okuyucuların ilgisini

çekmeye çalışmaktadır. Kreatipreneur yazı başlığında sosyal medyadaki hesap

aracılığıyla okuyucu, yazar, ve bilgi veren kimsenin birbirleriyle entegre olmasına

olarak sağlanmaktadır. Bunun dışında, kreatipreneur, belli konuların uzman kişilerini

davet ederek üniversitelerde seminer yapmaktadır. Republika okuyucular tarafından

iyi karşılanmaktadır. Seminere katılan fazla katılımcıların olması, bu programın

oldukça olumlu karşılandığını göstermektedir.

Republika‟nın Kreatipreneur yazı başlığının doğumundan beklentisi: gençlere

girişimcilik yapma imkanını sağlayarak Endonezya için gerçek bir değişim

yaratmaktadır. Bu beklenti şüphesiz bağımsız bir Endonezya hedefine ulaşmak için

yeni bir akımdir ve şarttır. Kreatipreneur yazı başlığı ve sosyal medya aracılığıyla

Republika, ekonomik bağımsızlığının kalkınmasını beklemektedir. Çünkü, sadece

yeni girişimcileri yetiştirmekle kalmayıp Endonezya‟nın kalkınması için de birlik

sağlamaya çalışmaktadır. Yurtiçi ürünlerinin hem kendi yurdumuzda hem de

yurtdışında satılmasını sağlayabilme ve en son tüm ırkları birleştirebilme da

Republika‟nın umutlarındandır.

2. Radyo ve Televizyon Elektronik Medya

Basın Meclisinin çıkardığı 2011 yıllı ulusal basın verilerine göre

Endonezya‟daki elektronik medyanın toplam sayısı 671‟dir. Ayrıntıları şöyledir:

radyo 531 , televizyon ise 140‟dır. Asmono Wikan‟ın (2011) yazdığı eserinde

bulunan 2000 yıllı Susenas‟ın (Ulusal Sosyo Ekonomik Araştırmasının) sonucuna

dayanarak Dwijo‟nun anlattığına göre, Endonezya halkının %78.9‟nu televizyon

87
seyretmektedir. Bu rakam, 2006 yılında %85.9 olarak çıkmıştır. Aynı süre içinde

gazete ve dergi okuyucularının sayısı da %19.8‟den %23.5 oranına yükselmiştir.

II. Basın Konseyi'ne verilerine göre 2011 Endonezya’nın Şirket Basını:

Nu. Yazılı Basın Toplam


1. Gazete 322
2. Haftalık Yazılı Basın 402
3. Aylık Yazılı Basın 357
Toplam 1.081

Nu. Elektronik Medya Toplam


1. Radyo 531
2. Televizyon 140
Toplam 671

III. Endonezya Cumhuriyeti Milli Kütüphane verilerine göre 2011 yılında


Endonezya'nın online media toplam sayısı:

Nu. Online Medya Toplam


1. Online Medya 199

Kaynak: www.pnri.go.id/MediaMassaOnline.aspx

Televizyon izleyicisi, medya pazar payında genelde rakipsizdir. Nielsen

Indonesia‟nın 2005 yılından başlayan son beş yılda yaptığı anketlerin sonucuna

dayanarak televizyonun penetrasyonu, dokuz ildeki 10 yaş ve üstü incelediği nüfusun

%92-%95 civarında nispeten istikrarlıdır. Aksine, aynı süre içinde radyonun

penetrasyonu azalmaktadır. 2005 yılında %46‟dan 2009 yılında %39‟a kadar

düşmüştür.

88
Radyoda olduğu gibi gazete okuyucusunun penetrasyonu da gittikçe

azalmaktadır. 2005 yılında %28‟den 2009 yılında %19‟a çıkmıştır. Dergi ise

%20‟den %12‟ye, küçük gazeteler de hemen %20‟den %13‟e kadar azalmıştır.

Sinema da aynı şekilde, aynı dönem içinde %17‟den %13‟e kadar azalmıştır. Aynı

zamanda internet, 2005 yılında sadece %8‟den %17 rakamına ulaşarak penetrasyon

oranı ile altın mertebesine ulaşmıştır.

Hemen bütün elektronik medyanın sosyal medyada hesabı bulunmaktadır. Bu

hesaplarda elektronik medya, kendi web sitesine giden bağlantı (link) koyarak

yayımladığı haberleri sunmaktadır. Yayımlandığı haberler, halkın ihtiyaçlarına göre

ayarlanmaktadır. Bu günlerde televizyon ve radyo gibi elektronik medyalar, seyirci

ve dinleyicilerini sosyal medyadan edinmeye çalışmaktadır. Bunun nedeni, sosyal

medyanın yeni müşteriyi edinmek için bir potansiyeli olmasıdır. İletişim ve

enformasyon alanındaki bu gelişme, radyo ve televizyoncuların sosyal medyada

ürünleri pazarlamasında daha yaratıcı olmalarını gerektirmektedir. Aksi takdirde

seyirci veya dinleyicilerinin kaçmasına hazır olmalıdırlar.

Endonezya‟daki ilk elektronik medya, Radyo Republik Indonesia veya

RRI‟dir. RRI, Endonezya devletine ait bir radyo istasyonudur. RRI, 11 Eylül 1945

tarihinde kurulmuştur. 32/2002 No.‟lu Anayasanın açıklaması olan 2005 yıllı 11 ve

12 No.‟lu Devlet Kuralına göre RRI‟nin, Toplu Yayın Kurumunun sorumlusu olarak

pozisyonu belirlenmiştir.

2000 yılından beri beş yıl içinde Toplu Yayın Kurumu olarak sorumluluğu

taşımadan önce RRI, devlete ait bir şirket olarak çalışmıştır yani kar amacı olmayan

bir Kamu İktisadi Teşebbüsüdür. Devlete ait bir şirket olduğu zaman RRI, bağımsız

89
bir toplu radyo prensibini uygulamıştır. Devlete ait bir şirket halinde iken

reformasyon dönemindeki Devlet Yayın Kurumu‟ndan Toplu Yayın Kurumu‟na

geçmiştir.

Cumhurbaşkan Abdurrahman Wahid tarafından tasfiye edilen Enformasyon

Bakanlığı, 7 Haziran 2000 tarihinde Cumhurbaşkan tarafından imza atılan 11 No.‟lu

2005 yıllı Devlet Kuralına dayanarak Devlete Ait Radyo halinden Topluma Hizmet

Yayın haline geçmiştir. Endonezya Cumhuriyeti Radyosu (RRI) 37 No.‟lu 2000 yıllı

Devlet Kuralına dayanarak önceki devlete ait bir şirket pozisyonundan, 11 No.‟lu

2005 yıllı Devlet Kuralına dayanarak şimdi Topluma Hizmet Yayın pozisyonuna

geçmiştir. Günümüzde RRI‟nin 60 yayın istasyonu ve “Suara Indonesia”

(Endonezya‟nın Sesi) adıyla yurtdışına yayınladığı bir tane özel yayın istasyonu

mevcuttur.

RRI 11 Eylül 1945 tarihinde daha önce 6 ilde yayınlanan Japon radyosunda

çalışanlar tarafından resmi olarak kurulmuştur. Adang Kadarusman‟ın Jalan Menteng

Dalam Jakarta‟daki evinde düzenlenen 6 radyo vekilinin toplantısı, RRI‟nin

kurulması ve Dr. Abdulrahman Saleh‟in RRI genel müdürü olarak seçilmesi ile

sonuçlanmıştır.

Endonezya‟nın ilk kurulan televizyonu, Endonezya Cumhuriyeti

Televizyonudur veya TVRI‟dir. TVRI, ilk olarak 24 Ağustos 1962 yılında yayın

yapmıştır. İlk olarak, Devlet Sarayı Jakarta‟dan Endonezya Cumhuriyeti

Bağımsızlığının 17.yıldönümü kutlama törenini yayınlamıştır. Bu yayın, henüz siyah

beyazdır. TVRI daha sonra Jakarta‟da düzenlenen Asian Games‟i yayınlamıştır.

90
TVRI‟da, “Mana Suka Siaran Naga” adlı günde iki kere yayınlanan bir

programda reklam yayınlanmıştır. 1980-1990 yıllarında TVRI‟nin reklam

yayınlaması yasaklanmıştır. Fakat son zamanlarda TVRI yine reklam yayınlamaya

başlamıştır. Şu an TVRI‟nin Toplu Yayın Kurumu pozisyonundadır. TVRI‟nin

işletme ücretini, devlet karşılamaktadır.

1989 yılında Jakarta‟daki RCTI ve 1990 yılında Surabaya‟daki SCTV özel

teleziyonların kurulmasından önce TVRI, Endonezya‟daki televizyon yayıncılığı

dünyasında iktidar olmuştur. 1990 yıllardan sonra ulusal olarak yayınlanan özel

televizyonlar ortaya çıkmıştır. Bunlar: Antv, Global TV, Indosiar, MetroTV,

MNCTV, Trans TV, Trans7 ve tvOne‟dir.

Ulusal televizyonların çıkması, önceden TVRI tarafından tekeline alınan

Endonezya‟daki televizyon dünyasını çeşitlendirmiştir. Endonezya‟nın

televizyonculuk için ayrılan hava boşluğunun sınırlı olması nedeniyle Endonezya

Cumhuriyeti hükümeti, yalnızca var olan televizyonun adını değiştirmeye izin

vermektedir. Bunun dışında yeni televizyon kurmaya artık izin vermemektedir.

Yazılı basın veya diğer medya olduğu gibi elektronik medyalar da sosyal

medyanın gelişimini takip etmekten vazgeçmemektedirler. Sosyal medyadan müşteri

edinmeye çalışmaktadırlar. Elektronik medya hesabı, sunduğu haberlerinin özetini

veya sadece başlığını sosyal medyada yayınlamaktadır. Elektronik medya da bazen

sosyal medyadan haberler veya sosyal medyada konuşulan haberler almaktadır.

3. İnternet Medyası

Gun Gun Heryanto‟nun (2011) değindiği gibi, internetin üç gelişim biçimi

vardır. Şöyle ki 1990 yılında İsviçre‟de World Wide Web uzmanlar tarafından

91
geliştirilmiştir. İlk önce internete aynı iletişim programı ile bağlanan bilgisayarlar

dizisi yaratılmıştır. İkinci gelişim aşamasında, 1993 yılında kullanıcıların web‟de

aradığı şeyi bulabilmek için kolaylaştıran browser yaratılmıştır. Beş sene sonra

Microsoft, Internet Explorer adıyla kendi browser‟ını tanıtmıştır.

Üçüncü gelişim aşamasında ise, kullanıcıların en iyi tanıdığı search engine

olan Google ve Yahoo! ortaya çıkmıştır. Web dünyasındaki yenilikler, sürekli ciddi

gelişmeler göstermektedir. Bu gelişmeler, kullanıcıları sadece bir internet içeriği

tüketici olarak yerleştiren 1.0 teknolojisinin web 2.0 hatta web 3.0 teknolojisi olarak

geliştirilmesiyle gösterilmektedir. İkinci ve üçüncü internet nesli, diğer kullanıcılar

ile ektileşim, iletişim, paylaşım, hatta bazen de sembolik bir yakınsama ve etken bir

sanal topluluğun kurulmasını sağlayabilmektedir.

İnternetin dinamik bir fikir alış verişi ortamı olarak gelişirken gerçek dünyada

fiziksel olarak aynı önemi taşıyan sanal bir kamu alanı otomatik olarak kurulmuş

olur. Hatta internetin çoklu ortam ve etkileşimlilik, üstelik coğrafi sınırları, bölgesel

sınırları ve diğer engelleri aşabilme sıfatlarıyla daha dehşet bir modern hayat

fenomenleri doğabilir. Bu sanal kamu alanı, ne devlet ne de dünyanın deva şirketi

tarafından engellenebilecek bir modernleşme ürünüdür.

Yahoo! ve TNS tarafından yapılan araştırma sonucuna göre Endonezya‟daki

internet kullanımı, geleneksel medyalarınkini aşmıştır ve televizyondan sonra ikinci

pozisyonunda yer almıştır. 27 Temmuz 2011 tarihinde ilan edilmiş bu araştırma

sonuçları, Endonezya‟daki büyük ve daha küçük şehirlerde yapılmıştır. Telefon

operatörlerinin sağladığı ucuz fiyatlı internet paketlerinin sayısının gittikçe artması

ve internete bağlanabilen akıllı telefonların fiyatı da ucuzlaması, son zamanlardaki

92
internetin olumlu yönde gelişimini desteklemektedir. Bu gelişim de aynı zamanda

sosyal medya kullanımı ve elektronik satım alım penetrasyonunun artmasına katkıda

bulunmaktadır.

Sosyal ağ veya sosyal medya, en popüler çevrimiçi etkinliklerden %89

rakamı ile zirve pozisyonunda yer almıştır. Ardından %72 rakamıyla portal web,

%70 arama motoru kullanımı, ve %61 rakamyla haber okuma etkinlikler sıraya

girmiştir. Bu sonuç belki biraz şaşırtıcı bir sonuçtur çünkü Endonezya‟daki internet

kullanıcıların sosyal ağ kullanımının ve penetrasyonunun oldukça geniş ve yaygın

olması durumuna baktığımızda daha yüksek orana çıkacağı beklenmiştir.

Bu araştırma sonuçları, ilk yapılan araştırmadan itibaren hızlıca

değişmektedir. 2009 yılında katılımcılardan ancak %47‟si tarafından temsil edilen

haber okuma etkinliği haricinde yukarıdaki değinilen etkinlikler için katılımcılardan

%57‟si tarafından temsil edilmiştir. Bu değişme, eğlence, müzik, oyun ve çevrimiçi

tartışma ortamı arayan 15-24 yaş arası Endonezya halkının internet kullanımının

artışı ile karşılaştırılabilir.

Fakat bu araştırma da Endonezya halkının internet kullanması konusunda

şöyle bir gerçek bulmuştur: genç kullanıcıların sayısı oldukça büyük rakama

ulaşırken yetişkin kullanıcıların internete erişim sıklığı daha yüksektir. Yine 2009

yılındaki araştırmaya göre internet kafe, Endonezya halkının internete erişmek için

en baskın yer olarak çıkmıştır. Fakat daha ucuz internet paketlerinin olması ve mobil

cihazların sayısının büyümesi ile internet kafe gibi yerlere ziyareti %89‟dan %60‟a

kadar azalmıştır.

93
Cep telefondan internete erişimi %22‟den %58‟e kadar, evden erişim ise

%16‟dan %32‟ye iki katına kadar çıkmıştır. Bu araştırmanın çıkardığı sonucun,

Nielsen anketinin bu ayın çıkardığı sonucuna göre biraz farklı olmasına rağmen her

iki sonuç da internet kullanma modasını aynı şekilde göstermiştir. Her iki sonuç da,

mobil cihazların Endonezya halkı için internet kullanınımın artısına büyük etki eden

araçlar olduğunu göstermektedir. Bu TNS-Yahoo! anketine, bu yılın Ocak ayından

Mart ayına kadar bütün sosyal ekonomik kademelerin 15-50 yaş arası toplam üç bine

yakın internet kullanıcısı katılmıştır.

Endonezya‟daki çevrimiçi medyanın sayısı gittikçe artmaktadır.

Endonezya‟daki hemen her kitle iletişim aracının çevrimiçi versiyonu bulunmaktadır.

Ayrıca detik.com, inilah.com, okezone.com, vb. gibi yalnızca sanal dünyada

yürütülen kitle iletişim medyaları da mevcuttur. Çevrimiçi medyası olan gazeteler de

zamana ayak uydurmaktan vazgeçmemektedirler.

Endonezya Cumhuriyeti Ulusal Kütüphanenin 9 Ağustos 2012 tarihinde

çıkardığı verilerine göre Endonezya‟daki çevrimiçi kitle iletişim medyasının sayısı

toplam 199‟dur. Bu kitle iletişim araçlarının bazıları tek çevrimiçi medyada

yürütülmekte, bazıları ise hem çevrimiçi hem de gazete, dergi, radyo, ve televizyon

ile aynı anda yürütülmektedir.

Gazete ile beraber yürütülen çevrimiçi kitle iletişim araçlarından biri

Republika‟dır. Çevrimiçi Republika Yönetim Editörü Irwan Ariefyanto‟a göre

Çevrimiçi Republika (ROL) veya republika.co.id, Republika gazetesinin

kurulmasından iki sene sonra 17 Ağustos 1995 tarihinde kurulmuştur. Fakat ciddi bir

yönetimin olmaması sebebiyle ROL pek hızlı gelişmemiştir. 2010 yılın

94
başlangıcından bu yana ROL en uygun bir sosyal medya ile kombine edilerek ciddi

bir şekilde yönetilmektedir.

Yine Irwan‟a göre, Endonezya‟daki sosyal medyanın çok iyi bilinmiş olması,

ROL‟un gelişmesi için en önemli dayanağıdır. Çünkü herkesin Facebook ve Twitter

hesapları vardır. Republika, sosyal medya dünyasına girmeye çalışmakta ve halk

buna karşı olumlu tepki vermektedir. Örneğin 2010 yılında, Twitter‟daki

@republikaonline hesabıyla ROL‟un takipçisi 30 binin altında kalmıştır. Ciddi bir

şekilde yönetildikten sonra ROL‟un takipçisi 109 bin civarına kadar çıkmıştır.

Facebook‟daki fanpage hesabını beğenen kişi sayısı 98 bine ulaşmıştır.

Gerek Twitter‟da gerek Facebook‟daki takipçinin sayısının artması, ROL

yöneticilerinin ciddiyetinin ve sürekliliğin olmasından kaynaklanmaktadır. ROL‟daki

tüm haberler, sosyal medyaya yüklenir. Haber yüklendikten sonra okuyucular habere

ilişkin eleştiriler veya yorumlar yazar. Bir haber için yüzlerce yorumda

bulunulmakta, en fazla yorum Twitter‟da yazılmaktadır. Facebook‟da ise 80-100

arası yorum bulunmaktadır. „Beğen‟ tıklayanların sayısı ise 100‟den daha fazladır.

Irwan‟a göre bu gerçek, yeni bir medya olarak gelişebilecek iyi bir

potansiyele sahiptir. Sosyal medya, bir haber portalı için oldukça avantajlıdır. Sosyal

medya aracılığıyla tüm haberler daha geniş bir kitleye yayılabilir. İnsanlar artık

sosyal medyadaki çevrimiçi medya hesabının sayfasına girip okumak istediği

haberlerin link‟ini bir kere tıklayarak okuyabilmektedirler.

Irwan, Republika‟daki ve ROL‟daki haberlerin arasındaki farkını şöyle

açıklamıştır: ROL, günde 24 saat boyunca çalışmaktadır. ROL, live tweet veya olayın

meydana geldiği yerden doğrudan haberler sunmaktadır. Örneğin; ROL, gecelerde

95
yayınlanan futbol maçı hakkında Twitter‟da live tweet vermektedir. Bir zamanlar

ROL, eskiden hem bir oyuncu hem de Temsilciler Meclisi üyelerinden biri Angelina

Sondakh‟ın başına gelen rüşvet davası hakkında da live tweet vermiştir.

Bunun yanı sıra Jakarta‟daki trafik tıkanıklığı hakkında live tweetler de

bulunmaktadır. Jakarta‟nın birkaç noktasındaki sel afetlerine veya Cumhurbaşkan

Susilo Bambang Yudhoyono‟nun iktidarı altındaki II. Birleşik Endonezya

Kabinesinin değişikliğine ilişkin live tweetler yer almıştır. Live tweet haberleri her

saniyede güncellenir. Takipçiler, bu live tweet‟leri retweet ederler. Ve en çok retweet

edilen haber, sel hakkında haberlerdir. ROL‟un bir diğer farkı, ROL‟daki haberler,

gazetedeki haberlere göre daha kısadır. Ayrıca ROL‟un daha fazla içerik çeşidi

bulunmaktadır.

ROL, 1995 yılında kurulmak üzere Endonezya‟da ilk haber tabanlı portal

olmuştur. O zamanda Republika ROL‟a göre gazeteye daha çok önem vermiştir.

2008-2009 yıllarında Republika, ROL‟u düzeltme gereğinin farkına varmıştır. Bunun

nedeni, gazete okuyucuların sayısının azalması, kağıdın daha pahalı olması ve

dolaşımın zor olmasıdır. İşte bunlar, Republika‟ya, medya şirketini bir bütün olarak

bir kez daha düşündürmüştür.

Çevrimiçi haber sitelerinin çok fazla olmasına rağmen, ROL‟un

Endonezya‟daki diğer portallerinkinden ROL‟un farklı bir içeriği bulunmaktadır. Bir

kere ROL daha İslami bir çizgidedir. ROL‟un yayınları pornografi, seks, ve şiddet

içermemektedir. Çünkü uyulması gereken bir takım kurallar vardır. İkincisi, ROL‟un

kullandığı dil daha naziktir. Gazetenin kullandığı bu dil, çevrimiçi medyaya girince

96
daha rahat ve daha sık karşılaşılabilen bir dile çevrilmektedir. Üçüncüsü, ROL, hoax

veya sahte haberleri yayınlamamaktadır.

Irwan, Republika‟nın Kompas ve detik.com gibi olmasını istemesini

söylemiştir. Kompas.com adlı bir haber portaline de sahip olan Kompas,

Endonezya‟daki tanınan en büyük gazetedir. Detik.com ise Endonezya‟daki tanınan

en büyük çevrimiçi kitle iletişim aracıdır. Republika, Endonezya halknın çoğunun

Müslüman olması nedeniyke İslami bir içeriğe sahiptir.

Endonezya‟daki Ramazan orucunun ve Ramazan bayramının başlangıç

tarihlerinin Endonezya Cumhuriyeti Din Bakanlığı tarafından saptanması gibi, halk,

bu tür konularda kesin bir enformasyona ihtiyaç duymaktadır ve Republika bunu

sağlamaktadır. Nasıl olsa halk, Republika‟nın Endonezya‟daki Müslüman

medyalarından biri olduğunu öğrenmiştir.

Irwan şöyle bir tahminde bulunmuştur: Eğer gelecek 5-10 yıl içinde sosyal

medya ve kitle iletişim medyasının durumu hala böyle ise ilgili medya yöneticilerinin

gelebilecek değişiklikleri tahmin edebilmeleri ve ayak uydurabilmeleri

gerekmektedir. Çünkü medya yöneticileri, enformasyon istilasını durduramaz.

Yapılabilecek şey, o enformasyonları, kontrol edip tekrar kontrol ettikten sonra

topluma hizmet etmek amacıyla yönetmek ve işleme geçirmektir.

Günümüzde her birey, sosyal medyada enformasyon paylaşma imkanı varsa

da yine bu enformasyonların doğru olup olmadığını merak etmektedir. Bu durumda

kitle iletişim medyalarının işin içine girmeleri gerekmektedir yani o enformasyonun

doğru veya yanlış olduğunu bildirmelidirler. Hemen her gazetecinin sosyal medyada

hesapları vardır. Bu gazeteciler genellikle ilk enformasyonu sosyal medyadan alır, bu

97
enformasyonun sosyal medyadaki gelişmelerini takip ederler. Onlar, en son haberler

hakkında günceli takip etmeli ve güncellenmiş haberlerin hangi noktaya gideceğini

iyi bilmelidirler.

4. Gazeteci

Uni Lubis‟e (2012) göre katılımlı gazetecilik ilkesi, enformasyon bildirmenin

gazeteci mesleğine sahip olmayanlar tarafından yapılması süreci olarak

tanımlanmaktadır. Kovach ve Rosenstiel (2001) ise gazeteciliğin esas anlamı

hakkında şöyle ifade etmiştir: Topluma enformasyon bildirmek demek, halkın kendi

hayatı için en iyi kararlar alabilmesi demektir.

Uni Lubis de, sosyal medyada gazetecilik olmaması gerektiğin söylemiştir

çünkü doğrulama ilkesi ve “5N + 1K”daki (ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl, kim)

neden sorusu bulunmamaktadır. Fakat sosyal medya, içerik (medya) üreticinin haber

kaynağıyla işbirliği aracı olarak kullanılabilir. Gazeteci de sosyal medyadaki kurulan

toplulukların yöneticisi olabilir.

Sosyal medyada da gazeteciler, haber ürünlerini top-down (dikteli) üretme

sürecinden bottom-up (katılımlı) sürecine demokratikleştirebilmektedir.

Gazetecilerin rolü artık haber edinme ve üretme sürecinde kalmayıp haber ulaştırma

süreci de kapsamaktadır. Gazeteciler de sosyal medyadaki “sohbetleri” haber

üretmek için alırlar.

Sosyal medyanın gücü gazeteciler için, haber içeriklerini daha geniş kitleye

ulaştırmak anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra haber ortamını, toplumun

faydasına odaklatmaktır. Sosyal medya aracılığıyla citizen journalism veya toplu

gazetecilik gibi topluluğun üyelerinden muhabir olarak faydalanabilir.

98
Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal medya ortamları aracılığıyla

„powerful journalist‟ veya „güçlü gazeteci‟nin haber kaynağı ile temasının tadını

çıkarabiliriz. Daha duygusal, açık ve daha işbirlikçi bir haber üretilebilir çünkü

gazeteci ile tüketiciler arasında bir ‟sözleşme‟ (derin sosyal entegrasyonu) vardır.

Yazar veya editör haber ajansından tek kaynak kullanmaktansa, enformasyon

doğrulama aracı veya haber kaynağı olarak sosyal medyayı da kullanmaktadır.

Sosyal medya, gazeteciliğin medya ajansına sağladığı katkı ve tecrübeli

olduğu alanlara göre kendi kişisel markasını kurma imkanını sağlamaktadır. Bazı

kişiler, sosyal medyayı sohbet etme ya da günün her saatinde ilk enformasyon olarak

kullanmaktadır. Editör ise bunu, haber gündemi olarak kullanmaktadır.

Basın Meclisi, Ocak-Şubat 2012 tarihin içerisinde gazetecilerin katıldığı

sosyal medya içerik kullanımı hakkında bir anket yapmıştır. Bu ankete, Nangroe

Aceh Darussalam‟dan Maluku‟ya kadar 21 ildeki bulunan 157 gazeteci katılmıştır.

70 kişi (toplam katılımcıların %45‟i) olmak üzere en büyük oran, DKI Jakarta‟ya

(Özel Başkent Bölgesi Jakarta) aittir. Erkek katılımcının sayısı, kadınlara göre daha

fazladır yani 133 (%85) kişidir.

Anketin sonuçlarına göre, katılımcıların %76‟sı sosyal medyayı enformasyon

takip etmek için, %46‟sı haber İlham kaynağı olarak, %36‟sı değerlendirme aracı

olarak, %24‟sı haber kaynağı olarak, ve %16‟sı doğrulama aracı olarak

kullanmaktadır. Sosyal medya için içerik yaratma konusunda ise katılımcıların rolü

nedir? Bu katılımcıların: %41‟i yapılmakta olan etkinlikler hakkında haber, %40‟ı ise

çalıştığı medya ajansındaki cazip haberler bildirmektedir.

99
Sosyal medya, medya ajansının/gazetecinin ürettiği haberi tüketicilerin

temelini genişletmekte faydalanmaktadır. Katılımcılardan %32‟si sosyal medya

hesabını, kişisel ifade veya duyguyu anlatmak için kullanmaktadır. Ancak %11‟i

sosyal medyayı sosyal eleştiri, kamu politikalar, haber veya olay üzerine yorum

yapmak için kullanmaktadır.

Anket sonucu da, 151 katılımcının veya katılımcıların %96'sının Facebook

hesabının olduğunu ve %67'sinin ise Twitter hesabı olduğunu göstermiştir.

Facebook, %58 katılımcıyla haber kaynağı araştırmak için hala en üst sırada

gelmektedir. Twitter ise ikinci sırada yer almıştır (%46). Katılımcıların Facebook ve

Twitter içeriklerini haber kaynağı olarak kullanma sıklığına ilişkin soruyu cevap

verenlerin %54‟ü sosyal medyayı günde iki kereden fazla kullanmadıklarını

belirterek seçici olduklarını göstermektedirler.

Haber kaynağı araştırmak için Facebook ve Twitter'ı günde 2-5 kez kullanlar

%20 civarındadır. Katılımcıların %22‟si sosyal medyadaki sohbet etme imkanını

günde en az beş kere kullanmaktadır. Katılımcılar, Twitter'a göre Facebook'ta daha

fazla fikir alış verişinde bulmakta ve daha güvenilir bulmaktadırlar. Bunun nedeni,

kullanıcılar arasındaki ilişkinin daha kapalı olması, yakınlık hissinin daha çok

duyulması, ve eskiden Facebook'un Twitter'dan daha yaygın olmasıdır.

100
B. ENDONEZYA'DAKİ SOSYAL MEDYA KULLANIMI

Internet World Stats verilerine göre 2011 yılında Endonezya'nın nüfusu

245,613,043'tür. Başkenti Jakarta'nın nüfusu aynı yılda 8,531,501'dir. 21 Temmuz

2012 tarihinde alınan bu veriye göre, Endonezya'daki 31 Aralık 2011 tarihine kadar

ölçülen internet kullananların sayısı 55,000,000 rakamına çıkmıştır, penetrasyon

oranı ise %22.4'tür. 31 Mart 2012 tarihinde Facebook kullananların sayısı ise

43,523,740 rakamına çıkmıştır, penetrasyonu %17'dir.

IV. Internet World Stats verilerine göre Temmuz 2012 tarihinde alınan bu
veriye göre, Endonezya'daki internet kullananların sayısı

Nu. Yıl Nüfus Internet kullananların sayısı


1. 2000 206.264.595 2.000.000
2. 2007 224.481.720 20.000.000
3. 2008 237.512.355 25.000.000
4. 2009 240.271.522 30.000.000
5. 2010 242.968.342 30.000.000
6. 2012 248.645.008 55.000.000

Facebook'un 2006 yılından beri hizmet vermeye başlamasına rağmen ancak

2009 yılında bu sosyal medya, Endonezya'da oldukça büyük bir etki yaratmıştır. Bu

etki, sosyal sorunların olması ve televizyon, radyo, ve gazete gibi geleneksel

medyalar tarafından büyütülmesinden kaynaklanmaktadır. Ocak 2009 yılında

Endonezya'daki Facebook kullananların sayısı 1 milyondur, Aralık 2009'da ise bu

rakam 19 katına kadar çıkmıştır. Bu artış, Endonezya'daki Facebook kullananların

ciddi şekilde artışıdır.

101
Checkfacebook.com verilerine göre 21 Temmuz 2012 tarihinde

Endonezya'daki Facebook kullananların sayısı 43,976,020 orana ulaşarak dünyada

dördüncü sırada yer almaktadır. İlk sırada 155,551,080 kişiyle ABD; ikinci sırada

53,043,560 kişiyle Brezilya; ve üçüncü sırada 51,201,240 kişiyle Hindistan yer

almıştır. Türkiye ise 30,787,520 rakamıyla beşinci sırada yer almıştır.

V. Checkfacebook.com verilerine göre Eylül 2012 tarihinde Facebook


kullananların sayısı, 10 Ülke en çok Facebook kullanıcıları:

Nu. Ülke Kullanıcı


1. Amerika Birleşik Devletleri 164.695.640
2. Brezilya 57.892.040
3. Hindistan 54.755.360
4. Endonezya 44.234.940
5. Meksika 38.015.880
6. İngiltere 31.923.460
7. Türkiye 31.250.160
8. Filipinler 29.424.360
9. Fransa 24.959.700
10. Almanya 24.959.700

Socialbakers.com verilerine göre ise, 21 Temmuz 2012 tarihinde

Endonezya'daki Facebook kullananların sayısı 43,976,340 rakamına ulaşmıştır. Son

altı ay içinde Endonezya'daki Facebook kullananların artma penetrasyonu %18'dir.

Türkiye, toplam 30,771,500 kullanacı ile altıncı sırada yer almıştır.

102
VI. Socialbakers.com verilerine göre Temmuz 2012 tarihinde Facebook
kullananların sayısı, 10 Ülke en çok Facebook kullanıcıları:

Nu. Ülke Kullanıcı


1. Amerika Birleşik Devletleri 155.544.940
2. Brezilya 53.052.520
3. Hindistan 51.206.320
4. Endonezya 43.976.340
5. Meksika 36.238.860
6. Türkiye 30.771.500
7. İngiltere 30.448.760
8. Filipinler 28.545.480
9. Fransa 24.201.020
10. Almanya 23.789.360

A World of Tweets verilerine göre 21 Temmuz 2012 tarihinde tüm Twitter

kullanıcılarından %11‟i Endonezya‟da yer almaktadır. Dünyada üçüncü en büyük

Twitter kullanan ülke olmuştur. Endonezya, sadece iki ülke altında kalmıştır. Bunlar

ABD (%27) ve Brezilya (%23)'dır. Türkiye, %1.17 oranıyla 14.sırada yer almıştır.

Asya kıtasında, Endonezya, %51.9 oranıyla ilk sıraya girmiştir. İkinci sıraya Japonya

(%14.01), devamında Malezya (%9.85), Türkiye (%5.5) ve Tayland (%4.11)

girmiştir. Hatta Cumartesi günü 21 Temmuz 2012 tarihinde Endonezya, dünyada

Twitter kullanan ülkeler arasında %13 kullanıcıyla ikinci sırada yer almıştır. İlk

sıradaki ise o gün %36 oranıyla ABD ve üçüncü sırada %13 oranıyla Brezilya

olmuştur.

VII. A World of Tweets Dünya’da Twitter kullanıcıları:

Nu. Ülke (%) Yüzde


1. Amerika Birleşik Devletleri % 27
2. Brezilya % 23
3. Endonezya % 11
4. İngiltere %7
5. Hollanda %3

103
VIII. A World of Tweets Asya’da Twitter kullanıcıları:

Nu. Ülke (%) Yüzde


1. Endonezya % 51,17
2. Japonya % 13,84
3. Malezya % 10,05
4. Türkiye % 6,01
5. Tayland % 4,12

Salingsilang.com verilerine göre Endonezya'daki blog kullanımı 2000

yılından buyana gelişmiştir. Endonezya'daki blog kullanıcıların sayısını belirleyen

hiçbir veri bulunmamaktadır. 2007 yılında Endonezya'daki blog kullanıcılar, Pesta

Blogger (Blogcuların Partisi) adlı bir ortama toplanmıştır.

Salingsilang.com'un blog rehberindeki istatistik verilerine göre 21 Temmuz

2012 tarihindeki blog kullanıcıların sayısı 4,802'dir, saptanabilen blogların sayısı ise

5,334,904 tane blogdur. Salingsilang.com verilerine göre 2,879 tane blog sahip

çıkılmış ve 4,015,560 yazılar yakalanmıştır.

Yukarıdaki veriler, Endonezya'yı dünyada en büyük nüfusu olan dördüncü

ülke olarak göstermektedir. Endonezya'nın bu büyük nüfusu da aynı zamanda

internet ve sosyal medya kullanıcılarıdır. Son on yıl içinde Endonezya'daki interneti

kullananların sayısı gittikçe artmaktadır. Endonezya'daki sosyal medya kullanımı şu

şekilde incelenebilir:

1. Devletin Siyasi ve Politikaları

Reformasyon döneminde Endonezya halkı, gerek işgal döneminde gerekse

Eski ve Yeni Düzen dönemlerinden farklı olarak, daha önce hissetmediği konuşma

ve yorum yapma özgürlüğünü hissetmiştir. Günümüzde hemen her enformasyon,

104
neredeyse perdesiz sansürsüz özgürce kamusal alanda konuşulmaktadır. Tüm

düzeylerdeki halkın enformasyona hemen hemen aynı şekilde erişme hakkı vardır.

Sosyal medya, açık enformasyon çağında bir katalizatör olmuştur. Ünlü

tanınmış kişiler gibi birçok haber kaynağı, Twitter gibi sosyal medyadan kendi

haberlerini güncellemek için yararlanmaktadırlar. Facebook, Twitter, ve forumlarda

fikir alış verişleri; rüşvet, protesto, vb gibi güncel haberler içermektedir. Eskiden

kapalı ve özgürce konuşulamayan haberler şimdi sosyal medyada rahatlıkla

bulunmaktadır.

Tunus ve Mısır‟daki ihtilal olaylarında ilginç olan şey, Facebook ve Twitter

gibi sosyal ağların ikna etme, yayma, ve protestocuların gücünü sağlamlaştıran bir

araç olarak kullanılmasıdır. Mısır‟ın ünlü protestocularından biri ve Google satış

yöneticisi olan Wael Ghonim, Mısır ihtilalinin 2.0 İhtilali olduğunu ifade etmiştir. Bu

ifade, protestocuların ağ yaratması ve yoğunlaşmasında web 2.0‟ın yoğun

kullanımına göndermede bulunmaktadır.

Bu etkileşim olasılığı, internet kullanıcıları arasındaki protestocuları bir araya

getirmek gibi siyasi amaçlar için yoğun bir iletişime yol açmıştır. İletişimdeki bu

süreç, Computer Mediated Communication (CMC) veya bilgisayarın gerek bire-bir,

birden-çoğa, gerekse çoktan-çoğa şeklinde olmak üzere birbirleriyle mesajlar

yaratmak, ulaştırmak, yollamak, paylaşmak, ya da almak için kullanılmasıdır.

Siber dünyadan faydalanan aktivistlerin ortaya çıkması, internetin yeni bir

kamu ortamı olarak potansiyelini güçlendirmektedir. Tıpkı Çin ihtilalindeki Tianmen

sahası, Mısır ihtilalindeki Kahire Tahrir Meydanı, Endonezya‟nın 1998 ihtilalindeki

105
Semanggi ve diğer yer kadar önemlidir. Bunların hepsi, diktatör rejiminin yıkılması

için muhalefet hareketinin seferberlik ve direncini ifade etmektedir.

Ambang Priyogo‟ya (2012) göre yeni medya çağı, Endonezya‟daki

demokrasi hayatını etkilemektedir. 1990‟lı yıllarda internet yaygınlaşmaya başlarken

internet, Soeharto rejiminde sıkı bir kısıtlamanın olması nedeniyle iletişim

bozukluğunu çözmek için bir seçenek olmuştur.

Tempo Dergisi 1994 yılında eski Alman savaş gemisinin alınmasına ilişkin

kritik bir bildiri olması sebebiyle yasaklanmasına rağmen, bugüne kadar Tempo

Interaktif aracılığıyla çevrimiçi biçimde hala okuyucular arasında bulunmaya devam

etmektedir. Hatta internet aracılığıyla, Tempo Interaktif, devletin bozulan yanşarını

gayet ciddi ve tutarlı bir şekilde rapor etmede ve 1998 yılında Soeharto‟nun

yıkılmasında az çok da pay almıştır.

Ayrıca, 1994 yılında Maryland‟de, ABD‟den John MacDougall tarafından

yönetilen “Indonesia-I” adlı veya “Apakabar” olarak daha iyi tanınan e-posta listesi

şeklinde bir fikir alış verişi platformu, aktivist ve LSM (Halk Sosyal Kurumu)

tarafından sansürden kaçan enformasyon ve haber kaynağının yayılması için oldukça

verimli bir araçtır. Hatta 1996 yılında, özellikle 27 Temmuz‟da PDI‟nin (Endonezya

Demokrasi Partisi) ofisine saldırılmasından kaynaklanan bir çatışmanın meydana

geldiği zaman Apakabar e-posta listesi, bu çatışmanın olay örgüsünü ayrıntılı bir

şekilde sunan ön saftakilerden biri olmuştur.

Soeharto‟nun yıkılmasına yakın bir süre içindeki çatışmalar da dahil olmak

üzere bütün olay raporu, e-posta listesine sunulmuştur. O zamanki bu e-posta listesi

üyesinin sayısı 13,000‟e çıkmıştır ve çoğu üye, yurtiçindeki yaşayan

106
Endonezya‟lılardır. O zamanın altyapısına göre internete erişme imkanı oldukça

düşüktür. İlginç tarafı, internet aracılığıyla yayılan enformasyonlar daha sonra,

hassas ve önemli olan ve elbette o zamanki genel medyada yayınlamayan

enformasyonların daha geniş kitleye yayılması için basılmaktadır.

O anda sanal dünya, yorum ya da eleştiri yapmak için gerçekten bir kamu

ortamı seçeneği olmuştur çünkü Soeharto‟nun diktatör rejiminde “gerçek bir kamu

ortamı” kurulamamaktaydı. Fakat Yeni Düzen liderinin uyguladığı kısıtlanma, böyle

bir kamu ortamını yaratma ümidini kesmiştir. Web 2.0 çağı, internet kullanıcılarının

sosyal ağlar, video paylaşım siteleri, viki siteleri, blog, ve folksonomies (etiketleme

faaliyetleri) gibi hizmet sağlayıcına dayalı hosting ve web‟e dayalı topluluğun evrimi

ve gelişimi yönünden gitmelerine yol açan yeni bir ilke doğurmuştur.

Endonezya bağlamında ise web 2.0 çağı, bu ülkedeki internetleştirme

sürecinde az çok pay almaktadır. Ambang Priyonggo‟ya (2012) göre

demokratikleşme bağlamında web 2.0 çağındaki yeni medya kullanımının en az üç

perspektif modeline ayrılabilir. Bunlar: partisan (partizan), deliberative (ihtiyatlı), ve

monitorial‟dır (gözlemleyici).

Partizan perspektif modeline göre yeni medya, siyasi partiler tarafından

adayını tanıtmak için kullanılır. 2009 yılın hemen her cumhurbaşkan ve

cumhurbaşkan yardımcısı adayları Facebook‟un imaj oluşturma aracı olarak

kullanılmasından mesela yararlanmıştır.

İkincisi, ihtiyatlı perspektif modeline göre yeni medya, bir konuyu topluma

bildirip karar alıcılara karşı halkın bakış açılarını öğrenmek için savunma aracı

olarak kullanılır. Buna bağlı olarak en belirgin olay, Prita Mulyasari‟nin davasındaki

107
Facebook ve blog kullanımıdır. Prita Mulyasari, e-posta aracılığıyla bir hastanenin

hizmetinden şikayetinden dolayı Enformasyon ve Elektronik İşlemleri (ITE)

hakkında Anayasaya dayalı ceza tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Hatta bu modelin

uygulanmasında, Prita için para toplayarak “çevrimdışı” bir eylem ile de devam

etmiştir.

En son, gözlemleyici perspektif modeline göre yeni medya, idarecilerin

çalışma performansından memnuniyetsizlik ve şikayetleri iletmek için kullanılan

araçtır. Gözlemleyici perspektif modelinin uygulandığı durumun örneği, “Cicak

melawan Buaya” veya “Kertenkeleye karşı Timsah” olarak tanınan Yolsuzluk

Eradikasyon Komisyonu (KPK) ile polis arasındaki çatışmadır. Cintai Indonesia

Cintai KPK veya Endonezya‟yı sev KPK‟yı sev anlamı olan Cicak KPK‟yı, Buaya

ise Polis‟i temsil eder. Bu çatışma, iki KPK Komiseri Bibit Samad Rianto ve

Chandra M. Chamzah‟ın tutuklanmasıyla sonuçlanmıştır.

Buna karşı halkın tepkisi, “çevrimdışı” destek eylemi ve özellikle Facebook

ve blog olmak üzere internet aracılığıyla kitle seferberliği düzenlemekti. Halkın

baskısı ve sosyal medyalar aracılığıyla harekete geçirilen kitle protestolarının verimli

olduğu kanıtlanmıştır. Bu eylemler sayesinde Bibit ve Chandra‟nın tutuklanmasının

yasasına yönelik inceleme yapılmıştır.

Endonezya aktivistleri bugünlerde devlet politikalarına karşı yorum ve

eleştirileri iletmede hem kitle iletişim araçlarından hem de Facebook ve Twitter gibi

sosyal medyadan da faydalanmaktadır. Aktivistler, siyasi veya politika hakkında

haberler paylaşıp yorup ve eleştiri yaparlar. Aktivistlerin özellikle Twitter‟daki

yaptığı bu eleştiriler daha sonra sürekli gelişen bir tartışma ortamı olarak devam eder.

108
Daha sonra bu ortamdan, sosyal medyadan bir konu üzerinde tartışan topluluklar

kurulur. Bu topluluklar, belediyeden merkezi devlete kadar herhangi bir konu veya

politika hakkında yorum yapan herkese açıktır.

2. Sosyalleşme ve Uzatma

Endonezya‟lıların alışkanlığı olarak genelde konuşmayı sever ve varlığının

bilinmesini ister. Eskiden uzak yerlerdeki birilerle konuşmak istediğimiz zaman

telefon veya kısa mesaj (SMS) kullanmaktaydık. Sosyal medya sayesinde iletişim

ihtiyaçlarının devamlı bir şekilde karşılaşılmasının kolaylaşması ve ucuz olmasını

sağlamaktadır. Sosyal medya, birinin varlığının diğerleri tarafından bilinmesi

gereğini karşılamaktadır. Bu daha önce hiç olmayan şeydir. Herkesin ‟ben varım‟

diye diğerleri tarafından kabul edilebilmesi için günümüzde Facebook ve Twitter

gibi sosyal medyalarda kolayca durumumuzu güncelleyebilir, günlük etkinliklerimizi

sosyal medyadaki arkadaşlarımıza hatta tanımadığımız kişilerle de paylaşabiliriz.

IX. Endonezya’daki cep telefonu operatörleri:

Nu. Operatör Ürün


1. Bakrie Telecom Esia
2. Hutchison 3
3. Indosat 1. IM3
2. Indosat Matrix
3. StarOne
4. Mobile-8 1. Fren
2. Mobi
3. Hepi
5. Natrindo Axis
6. Sampoerna Telekom Ceria
7. Smart Telecom Smart
8. Telkom Flexi
9. Telkomsel 1. Kartu AS
2. Kartu Halo
3. Simpati
10. XL Axiata XL

109
San Fransisco, ABD‟den bir yazar, Twitter‟da şansını denemiştir. Yazarın

ismi Mark Stewart‟tır. 480,000 karakterlik “The French Revolution” (Fransız

İhtilali) adlı bir eseri henüz yeni tamamlamıştır. Bu eser aynı zamanda Stewart‟ın ilk

roman eseridir. Fakat Stewart, romanı yayımlayacak yayımcı bulmada sıkıntı

yaşamıştır. Aklına Twitter gelmiştir. Romanı 140 karakterlik 3,700 parçacıklara

bölüp Twitter‟a yayımlamıştır.

Stewart, ilk romanını Twitter‟da paylaşması bir umutsuzluktan

kaynaklanmadığını söylemiştir. Daha çok sosyal bir deney içindir. Stewart,

insanların kısa mesaj olarak bölünmüş romanı okurken nasıl bir tepki vereceklerine

merak etmiştir. Ahmad Fauzi‟nin (2009) yazdığı eserindeki yine Stewart‟ın dediğine

göre kendi bildiği kadarıyla Twitter‟a bir romanın tam versiyonunu yayınlayan

dünyada ilk kişi kendisi olmuştur. “The French Revolution” oldukça sevilmiştir

çünkü açık sözü kullanmış, fantezi unsurlarla dolu, ve taze espiriler içermiştir.

Twitter kullanıcıların “The French Revolution” romanına karşı sıcak karşılaması,

Stewart‟ın yazmaya devam etmesini desteklemiştir. Şu an Stewart, “Duct Tape”

(Kanal Teyp) adlı ikinci eserini tamamlamaktadır.

Montreal, Kanada‟dan gelen bir kısa hikaye yazarı Arjun Basu‟nun yaptıkları,

Stewart‟ın yaptıklarından biraz farklıdır. Stewart, Twitter‟da romanını yayımlarken

Basu ise Twitter‟da kısa hikayelerini yayımlamaktadır. Twitter‟da özel olarak

Basu‟nun kısa hikayelerinin uzunluğu, Twitter‟in yayımlanan her mesaj için

sağladığı maksimum kotaya göre sadece 140 karakterdir.

İlginç olan şey, Basu‟nun Twitter‟daki kısa hikayenin kısacık olmasına

rağmen açılış, içerik, ve kapanış olmak üzere bu kısa hikayenin hikaye çizgisi tamdır.

110
Basu, Twitter‟daki kısa hikayeler yazarak para kazanmaya değil yazar olarak

varlığını kurmaya amaçladığını söylemiştir. Twitter‟da kısa hikayeleri yazmadan

yıllar önce Basu, bir kitaba toplanmış kısa hikayeler yayımlamıştır. Bu kitap aşağı

yukarı 2,000 kopya satılmıştır. Fakat Twitter‟da onun 8,000‟den fazla takipçisi

vardır. Demek ki Twitter‟da yayımlanan kısa hikayeleri Basu‟nun sıradan bir kitap

şeklinde olan kısa hikayelerinden daha fazla okunmuştur.

Endonezya‟daki düşünür ve aktivistler, Twitter sosyal medyası kullananlarla

düşünce ve bilgilerini paylaşmaktadırlar. Bu düşünce ve bilgiler, sınıftaki dersler gibi

paylaşılır. Endonezyaca‟da yüksek öğretim sınıflarındaki derslere kuliah denir.

Aktivistler, bu kuliah‟a kuliah twitter derler veya kısaca kultwit denir. Her kultwit‟e

#kultwit hashtag‟ı yazılır. Bu kultwit‟leri; üniversite rektörleri, profesörler,

politikacılar, yazarlar, bilim insanları, hümanistler, gazeteciler, veya belli bir konu

hakkında bilgisi olan kimse paylaşabilir. Bu aktivistler, kultwit paylaşımını gönüllü

olarak yaparlar. Onlar diğer Twitter kullanıcılarla faydalı bir şey paylaşmak isterler.

Aktivistler sayesinde çeşitli kultwit konuları Twitter‟da sunulmaktadır. Kimi

din hakkında, kültür sorunları, veya sosyal bilgisi hakkında ciddi bir şekilde kultwit

vermekte, kimi iletişim uzmanı olan aktivistler, çeşitli bakış açılardan medya

hakkında kultwit vermektedirler. Biri kultwit verince Twitter‟daki birçok takipçiler

bu kultwitin içeriği hakkında hemen yorum yaparlar. Hatta bu kultwit ile ilgili daha

ayrıntılarını soranlar da vardır.

Genelde kultwit veren aktivistlerin takipçi sayısı gittikçe artmaktadır. Twitter

kullanıcıları, kendilerine faydalı olabilecek hesapları takip etmektedirler. Fakat

kultwit veren sahte hesaplar veya pseudonym de bulunmaktadır. Pseudonym‟in

111
verdiği kultwit içeriği, bu içeriği yayan kimseyi tehlikeye atabilecek enformasyonlar

içermektedir. Örneğin, birinin veya bir kurumun yaptığı rüşvet ya da suç ile ilgili

bilgiler, vs. Sahte hesap olduğu için hesap sahibi, ITE Anayasası cezasından

korkmamaktadır. Buna rağmen pseudonym hesapların takipçi sayısı oldukça fazladır

çünkü bu hesaplar genelde ilgi çekici enformasyonlar paylaşır.

Birinin var sayılması için sosyal medyada arkadaş eklerler. Hatta yeni

tanışmış hemen sohbetleşip espiriler yapanlar da vardır. Halbuki fiziksel olarak hiç

buluşmamışlardır. Birinin varlığının kabul edilmesi, insanların temel

ihtiyaçlarındandır. Bu bağlamda varlığının sayılması ve kabul edilmesi, sosyal

medyadaki arkadaş sayısından ölçülebilmektedir. Ayrıca sosyal medya kullanım

avantajlarında gönül meseleleri de söz konusu olmaktadır. Bazı kişiler, sevgili

bulmak için sosyal medyayı kullanmaktadırlar. Hatta sanal ortamdaki sohbetleşme ve

etkileşim sıklığından evlilikle sonuçlanan pek çok durum söz konusudur.

3. İletişim İhtiyaçları

Endonezya mileti, silaturrahim (kardeşlik) sever bir millet olarak

tanınmaktadır. Çeşitli silaturrahim etkinlikleri halkın çoğunluğunun en sevdiği

etkinlikler olmuştur. Sözgelimi, arisan veya düzenli olarak yapılan bir sosyal

toplantı, kongkow ya da bir yerde toplanıp sohbet edip eğlenmek, reuni veya anma

toplantısı, vb. Sosyal medya, silaturrahim konusunda bambaşka bir şekil ve tecrübe

vermektedir. Silaturrahim, birbirine muhtaç kimselerin buluşması anlamını

taşımaktadır. İnsanların doğal olarak diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyaçları

vardır.

112
Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçlarının olmasıyla daha çok kişiyle

sayıda silaturrahim yapılabilir. Sosyal medya aracılığıyla silaturahim yapmanın

zaman ve mekan sınırı yoktur. Farklı yerlerdeki arkadaşlarımıyla bir anda iletişim

kurabiliriz. Sadece eski arkadaşlarla iletişim yapabilmekle kalmayıp sosyal medya

aracılığıyla yeni arkadaşlar da edinebiliriz.

Kısa süre öncesine kadar internet, toplumun üst orta sınıfının olan ilgi alana

giriyordu. Şimdi ise gördüğümüz gibi hemen herkes kolayca internete

erişebilmektedir. Toplumun ucuz internet erişmi soruma çözümu sağlayan seçeneği

ise cep telefonları oluşturmaktadır.

Sadece birkaç yüzbin Rupiah‟a ile (30 TL olarak en ucuz) Endonezya‟da her

an internete erişebilme imkanı veren cep telefonları alabilmektedir. Bugünlerde

Endonezya‟daki otobüslerde bile herkesin Twitter ve Facebook‟ta durumlarını

güncellemeleri artık normal bir görünüm haline gelmiştir.

Sosyal medyanın Endonezya‟da büyümesi ve oldukça etkili olmasının bir

diğer sebebi telekomünikasyon ücretlerinin ucuz olmasıdır. Telefon operatörleri,

internet ücreti dahil olmak üzere hizmet ücretlerini sürekli azaltmaya çalışmakta,

müşterinin internet hizmetini aktif hale getirmek için günlük, haftalık veya aylık

internet paketleri gibi ucuz internet paketleri sağlamaktadırlar.

Çeşitli paket seçenekleri, halkın ekonomik durumuna göre uygun fiyatla

internete erişebilmellerine olanan sağlamaktadır. Hatta bazı kişiler kısa mesajı, SMS

aracılığıyla yollamaktansa Twitter aracılığıyla yollamayı tercih etmektedirler çünkü

internet paketinin fiyatı daha ucuzdur.

113
The Globe Journal‟ın raporunda açıklandığı gibi Dünya Bankası verilerine

göre Endonezya‟nın toplam 248 milyon nüfusundan orta düzeyde olan nüfus sayısı

45 milyondur. Merkezi İstatistik Bürosunun Mart ayı 2012 yılının verilerine göre ise

fakir halkı sayısı 29.15 milyona ulaşmıştır. Alt düzeyde kalan halk sayısının fazla

olmasına rağmen cep telefonun olmazsa olmaz bir ihtiyaç olduğu söz konusudur.

2012 yılının Temmuz ayından Eylül ayına kadar bile toplam 15.1 milyon adet cep

telefon Endonezya‟ya ithal edilmiştir. Bu demek oluyor ki halk, bu kablosuz iletişim

aracına pek memnun kalmıştır.

Yine The Globe Journal‟ın raporunda yazıldığı gibi Merkezi İstihbarat

Teşkilatı (CIA)‟nın araştırma verilerine göre Endonezya, halkı cep telefona aşık olan

ülkelerden dünyada beşinci sıradadır. CIA da Endonezya‟nın toplam 248.000.000

nüfusunun 236.800.000‟inin cep telefon aboneliğinde kayıtlı olduğunu belirlemiştir.

Ancak birden fazla cep telefon kullanan kaç kişi olduğunu henüz bu sayıya

eklenmemiştir. Fakat Endonezya‟nın cep telefon piyasasında en çok sıradan telefon

(feature phone) veya konuşma ve kısa mesaj gibi temel telefon özellikleri ile kısıtlı

olan telefonlar yaygın olduğuna itiraz edilemez. AC Nielsen kurumunun yaptığı bir

araştırma sonucuna göre Endonezya‟daki cep telefon kullananların %95‟i internete

girmek için kullandıklarını belirlemiştir. Hatta dizüstü veya masaüstü bilgisayarı

olmayan fakat cep telefona sahip olan çok sayıda kişi vardır.

Cep telefonu en çok kullanan ülkelerin sırasıyla: birinci sırada, nüfusu

986.253.000 fakat cep telefonu kullananların sayısı 1 milyara ulaşmış olan Çin‟dir.

İkinci sırada, 927 milyon cep telefonu kullananıyla Hindistan‟dır. Üçüncü sırada

114
313.848.000 cep telefonu kullananıyla ABD‟dir. Dördüncü sırada 242.232.000 cep

telefonu kullananıyla Brezilya‟dır.

Wikan‟ın (2008) alıntı olarak aldığı Norveç‟te en büyük telekomünikasyon,

teknoloji, ve medya şirketi olan Telenor‟un Hizmet Bölüm Başkanı Rick Brown‟un

“Mobile‟s Magical Characteristics” (Mobilin Sihirli Özellikleri) hakkında ettiği

ifadeye göre cep telefon kişiye özel bir şeydir. Aşk, sağlık durumu, veya kişiye özel

diğer şeyler hakkında cep telefonu yine herkes tarafından kendine özel olarak sahip

çıkılır. Her kullanıcının yapmakta olduğu her neyse kendisi bilir. İşin ve işlemin

güvenliği garantidir. Anında ve hazırdır. Her kişinin bir tane (veya birden fazlası)

vardır. Herkesin bire-bir iletişimi her an yapma imkanı bulunur.

Daima çevrimiçidir. İşini halletmek için insanlar artık bir yere gitmeye gerek

duymayabilmektedir. Cep telefonu açıp ve işi halletmiş olacaktır. Üstelik, diğer

medyalarla entegre edilebilmekte ve kolay kullanılmaktadır.

Cep telefon, hep kullanıcısının elinde bulunur. İçerik yayma ve etkileşim

aracı olarak kullanmada oldukça güçlüdür. Etkileşim aracı olarak PC veya

bilgisayara göre cep telefon daha kullanışlıdır. PC veya bilgisayarın kullanımı ancak

çalışma saatlerinde kullanılır. Cep telefon aracılığıyla kısa mesaj yollamak daha rahat

ve güvenilirdir. Mesaja alıcı uygun olduğu veya istediği diğer zamanda karşılık

verebilir. Tepki, hemen anında verilebilir.

Cep telefon kullanımının gün geçtikçe artması, Endonezya‟daki sosyal medya

kullanımın etkilemektedir. Cep telefon, eskiden sadece kısa mesaj veya SMS

yollamak ve almak için kullanılmıştır. Şimdi ise daha fazla amaçla kullanılmaktadır.

115
Şirketlerin ürettiği hemen her cep telefonda internet hizmeti veya sosyal medya

sayfaları bulunabilmektedir.

Ucuz cep telefonları yanı sıra, Endonezya‟da bugünlerde Blackberry gibi

akıllı telefonlar kullanımı oldukça yaygındır. Blackberry, 15 Aralık 2004 tarihinden

beri Endonezya piyasasına girmiştir. Endonezya‟daki Blackberry kullanımının

yaygın olması, birçok Blackberry kullananıcı topluluklarının kurulmasıyla

gösterilmektedir. Bu toplulukların bazıları: id-Blackberry, Indonesian Backberry,

thumbers, isat-bb, faceberry, bb-chat, bb-out, faceberry-chat, vb. Endonezya‟daki ilk

Blackberry topluluğu, id-Blackberry adını taşıyan 19 Eylül 2005 tarihinde Plasa

Senayan, Jakarta‟da Coffe Club kafede kurulan bir topluluktur.

4. Trafik Tıkanıklığı ve Boş Zamanları Değerlendirmek

31 Temmuz 2012 tarihli Kompas gazetesindeki bir haberde, Semiocast isimli,

sosyal medya gelişimi izleyen bir kuruluşun yaptığı araştırmanın sonucu şöyle

açıklanmıştır: dünya çapındaki Twitter kullananların sayısı 517 milyon rakamına

ulaşmıştır. Bu rakam, Twitter kullananların Haziran 2012 yılına kadar sayılmasının

sonucudur. Ve Endonezya‟daki iki şehir, tweetleşmede en aktif şehir olarak ilk 10

sırasına girmiştir.

Kompas gazetesine göre, Endonezya‟nın başkenti Jakarta, dünyanın en aktif

tweetleşen şehir olarak belirtilmiştir. Bandung ise altıncı sırada yer almıştır.

Semiocast‟a göre Haziran 2012 içinde aşağı yukarı 10 milyar tweet %2.3‟ü

Jakarta‟daki kullanıcıların yolladığı tweetlerdir. Altıncı sırada olan Bandung‟daki

kullanıcılar %1.2 civarında tweet yollamıştır. Jakarta ve Bandung‟un ulaştığı

116
“başarı” pek şaşırtıcıdır çünkü aslında Endonezya, dünyada en çok Twitter kullanan

ülke değildir.

Endonezya, 29.4 milyon toplam Twitter kullanıcının sayısı ile ancak beşinci

sırada yer almıştır. ABD ve Brezilya, en çok Twitter kullanan iki ülke olmuştur.

ABD‟de 140 milyon civarında, Brezilya‟da ise 40 milyon civarında Twitter hesabı

bulunmaktadır. ABD %25.8 oranıyla hala en çok “cıvıltı” veya tweet gönderen

ülkedir, bir sonraki sırada %10.6 oranıyla Japonya yer almıştır.

Jakarta‟da tweet kullanımının yüksekliği, Endonezya‟nın başkentindeki trafik

sıkışıklığından da kaynaklanmaktadır. Jakarta‟lıların trafik şıkışıklığın ortasında

kaldıkları zaman cep telefonları aracılığıyla sosyal medyadaki arkadaşları veya

iştaşlarıyla etkileşim kurarlar. Ayrıca vakit geçirmek için sosyal medya iyi bir

seçenektir.

Endonezya Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi (MPR RI) Başkan Yardımcısı

Lukman H. Saifuddin, @lukmansaifuddin adlı Twitter hesabında 4 Haziran 2012

tarihinde, “Trafik tıkanıklığın ortasındayım. Bunun için zevkle tweetleşiyorum.

Tanrının boş kaderi yoktur... :))” diye bir tweet paylaşmıştır. MPR RI Başkan

Yardımcısı, Twitter‟da 5 Ekim 2010 tarihinden beri aktif olmaya başlamıştır. 6

Ağustos 2012 tarihine kadar Lukman‟ın takipçisi sayısı 14,864‟e ulaşmıştır.

Özel Başkent Bölgesi Jakarta (DKI Jakarta veya Jakarta Raya),

Endonezya‟nın başkentidir. Jakarta, Endonezya‟daki eyalet düzeyine sahip tek

şehirdir. Jakarta, Java Adasının batısında tarafında yer almaktadır. Eskiden Jakarta;

Sunda Kelapa (1527 yılından önce), Jayakarta (1527-1619),

Batavia/Batauia/Jaccatra (1619-1942), ve Djakarta (1942-1972) isimlerle

117
tanınmıştır. Jakarta‟nın yüzölçümü 661.52 km2dir, denizölçümü ise 6,977.5 km2dir.

Toplam nüfusu 9,607,787‟dir (2010). 28 milyon nüfusuna sahip olan Jakarta

Metropol bölgesi (veya Jabodetabek denilen Jakarta ve civarı), Endonezya‟daki en

büyük metropoldur ve dünyada altıncı sırada yer almaktadır.

DKI Jakarta‟da, tüm şehre hizmet veren otoyol ve paralı yollar

bulunmaktadır. Fakat araba sayısının çoğalması (%5-%10) ile yol sayısı (%4-%5)

arasındaki oran oldukça dengesizdir. DKI Ulaşım Bakanlığının verilerine göre,

Jakarta‟da toplam 100 noktada sıkıntılı kavşağı olan 46 bölge bulunmaktadır.

Sıkıntılı kavşağın tanımı, trafik akımının düzensiz olmayan, yavaş olduğu, ve araba

kuyruklarının uzadığı kavşaklardır.

Jakarta‟nın nüfus sayısı Merkezi İstatistik Bürosu (BPS)‟in yaptığı 2010

nüfus sayımına göre 9,607,787 kişidir. Fakat gündüz, Bekasi, Tangerang, Bogor, ve

Depok gibi uydu kentlerden gelen işçilerin olması nedeniyle bu rakam

artabilmektedir. Jakarta‟nın en büyük ili, 2,693,896 nüfusuna sahip olan Doğu

Jakarta‟dır. Seribu Adalartakımı ise 21,082 nüfusu ile en düşük nüfuslu ildir.

5. Filmler

Endonezya‟daki gerek Twitter gerek Facebook gibi sosyal medyaların

kullanımının yaygın olmasından dolayı film üreticileri, sosyal medya kullanıcılardan

ilham alarak sinema filmleri üretmektedirler. Örnek olarak, “Republik Twitter”

filmidir.

“Republik Twitter” filmi, 16 Şubat 2012 tarihinde gösterime girmiştir. Bu

film bir dram filmidir. Yöneticisi Kuntz Agus, başrolleri ise Laura Basuki ve

Abimana Aryasatya‟dır. Sosyal medya ve insanların teknoloji aracılığıyla iletişim

118
biçimini nasıl değiştirdiklerine ilişkin, ilgi çekici bir konusu vardır. Twitter, bu

araçlardan biridir. İnsanların buluşması, yetişmesi, büyümesi, ölmesi ve kaybolması

gibi olaylar, aşıkların sevgililerine kavuşması, kaybeden birinin başka bir kaybedene

küfür etmesi, birinin sadece bir günlük de olsa ünlü olması gibi Twitter dünyasındaki

çeşitli sosyal sorunlar, bu filmin yapımında ilham alınan konulardandır.

Bu filmin arkaplanı, bir gencin Twitter ve diğer sosyal medyalara karşı

çılgınlığıdır. “Republik Twitter”, Sukmo (Abimana Aryasatya) adlı hevesli, komik,

ve zeki bir genç adamın hikayesini anlatır. Sukmo, günlük hayatının çoğu

bilgisayarın başında geçirir. Bir gün, Hanum (Laura Basuki) diye Twitter‟dan

tanıdığı hüzünlü fakat güzel bir kıza aşık olur.

Sukmo için Twitter dünyası, kendi dünyasıdır, Twitter‟da nasıl davranırsa

gerçekte de öyledir. Fakat Hanum için Twitter, onun kaçak yoludur. Günlük

hayatındaki ifade edilemediği sevinci ifade etme ortamıdır. Onlar sohbetleşir ve

birbirlerine yakın olmaya başlarlar. Fakat sanal dünya, gerçek dünyada yaşayan hiç

kimseyi doyuramaz. Ve akıl başı gerçek dünyada olan Sukmo, Hanum ile buluşmak

ister. Sukmo, dostu Andre (Ben Kasyafani) ile Jakarta‟ya gider.

Sukmo, bir şey unutur: gerçek dünyada sosyal sınıf diye bir şey vardır. Ve

Sukmo bunun Hanum ile buluşunca ancak farkında olur. Daha sonra Sukmo‟nun

daha görünme, kendine daha çok güvenme, ve Hanum‟a daha yakın olabilme, onunla

eşit olabilme çabalarıyla filmi devam eder. Sukmo, kendisi uzman olduğu alanda

çalışır: Twitter‟da 140 karakterlik iştir.

Fakat sosyal medya aracılığıyla Kemal (Tio Pakusadewo) ve Belo tarafından

kurulan siyasi imajlama işinin içine girerek Sukmo‟nun kendisini daha sıkı tutan bir

119
bataklığın içine girmesine sebeb olur. Sukmo‟nun aşk hikayesi, zor bir duruma karşı

karşıya kalır. Fakat işte hayal gerçekleştirmek için izlenmesi gereken şey:

fedakarlıktır. Andre ve sevgilisi Nadya (Enzy Storia) ile birlikte Sukmo, sanal olan

şeyin gerçek olması için mücadele eder. İşte o şey: Hanum‟dur.

Republik Twitter dışında sosyal medya ile ilgili bir diğer film, “Radio Galau

FM” filmidir. Bu lise dram filmi, yönetici Iqbal Rais‟in eseridir ve izleyicinin galau

veya çok karışık veya anlatılmaz bir durumda kalmasına neden olan filmin teaser

trailerı sunmuştur.

Dimas Anggara, Natasha Rizki, Alisia Rininta ve Indri Giana tarafından rol

oynanan bu aşk dramı oldukça beklenmektedir. Bu film, daha önce

@RadyoGalauFM hesabıyla Twitter‟da oldukça popüler olan aynı başlıklı bir

kitaptan ilham almıştır. Bu film, günlük hayattaki genç (lise öğrencileri)

konularından uzak kalmayarak yapılmıştır.

Trailer, “When You Love Someone” adlı Endah & Rhesa‟nın şarkısıyla takip

edilen Bara (Dimas Anggara) ile sevgilisinin romantizm sahne kesimiyle açılır. Bu

romantizm sahne, Bara‟nın sevgilisinden ayrıldığı için galau olmasıyla devam eder.

Belki “Radio Galau FM" tam hikayesini temsil eden trailerın sona erirken bir

kızın söylediği biricik cümledir: “Bilmem hangisi daha acı, seni kaybetmek, veya

belirsizlik içinde seni beklemek?” Lise öğrencilerin problemlerle dolu aşk hikayesine

tam olarak temsil eden bir cümledir.

@RadioGalauFM hesabı, galau, galau olmak ve galau durumuna sokmak

meselesiyle ilgili konuları paylaşan hesaptır. Bu hesabın yazdığı tweetleri retweet

eden veya yorum yapanların sayısı oldukça fazla sayılmaktadır. Bu hesabın 10

120
Ağustos 2012 tarihinde 419,194 rakamından fazla takipçisi bulunmaktadır. Harika

bir rakamdır.

Film, seyircilere en kapsamlı biçimde sunulan bir medyadır. Filmin iletmek

istediği mesaj sadece ses ile kalmayıp hareket eden resimler ile sunulmaktadır.

Üstelik sinema dediğimiz film izlemek için özel tasarlanmış oda da bulunmaktadır.

Bu özellik, mesajın film izleyicilerine iletilmesine tam bir katkı sağlar. Özellikle

Twitter olmak üzere Endonezya‟daki sosyal medya kullanımının yaygınlığı, film

yapımcılarının sosyal medya temalı bir film yapmalarına ilham olmuştur.

Sosyal medya temalı olan bu filmin yapımının en az üç nedeni vardır. İlki,

sosyal medyanın yaygın kullanılmasıdır. Sosyal medyanın sanal dünyada kullanımı

yeni bir akımdır. Film, izleyicilerinin bu yeni çıkan akıma karşı ilgiyi güçlendiren ve

sağlamlaştıran niteliklerden olmuştur. Böylelikle aslında film yapımcı, yapmış

olduğu filmin sosyal medya akımı gibi akım olup birçok kişi tarafından izlenmesini

beklemektedir.

İkinci neden, Endonezya‟daki sosyal medya kullananlarının büyük şehirlerde

bulunan gençler ve yetişkinler olmasıdır. Bunun için bu film, genç ve yetişkin aşk

hikayelerini içermektedir. Bu tür filmler piyasada çok da beğenilmiştir. Sosyal

medya temalı filmi yapanları, “Ada Apa Dengan Cinta” ve “Jomblo” başlıklı 2000

yılın başlangıcında ortaya çıkan ve piyasada çok beğenilen gençlik filmi gibi

önceden çıkmış olan diğer gençlik filmlerin elde ettiği büyük başarıyı elde etmeyi

ummaktadır.

Üçüncü nedeni ise ticarettir. Başarılı bir film, büyük bir kâr kazandırır. Buna

itiraz yoktur. Sonuçta film sanayi de dahil olmak üzere tüm sanayi sektörleri, en az

121
sermaye ile en fazla kazancı elde etmeye gayret eder. Gençlerin peşini

bırakamadıkları olan sosyal medya temalı filmlerin yapımının da aynı şekilde, büyük

bir kâr kazanmasını beklenmektedir.

“Republik Twitter” filminin olay dizisinde mesela, bir genç oğlanın bir kız ile

sosyal medyada tanıştığını ve kıza aşık olduğunu anlatıyor. Önceden hep sanal

dünyada iletişime geçen bu genç oğlan sonunda gerçek dünyada bu aşkını

gerçekleştirmek ister. Sosyal medyada tanıştığı kız ile Jakarta‟da bir yerde

buluşacağına karar verir. Bu hikaye, sanal dünyada yaygın olan gençlerin

birbirleriyle tanışma olaylarından ilham almıştır. Bu tanışmaların bazıları devam edip

evliliğe sona erir.

“Radio Galau FM” filminin olay dizisinde de aynı şekilde. Bu da gençlik

aşklarını anlatan bir filmdir. Baş rolünün biriyle çıkar, sonra ayrılır ve dertli olur. Bu

üzüntü, Twitter ve Facebook‟un timeline veya zaman çizelgelerinde kolayca

bulunmaktadır. Birçok Twitter ve Facebook kullanıcıları, bu sosyal medyaları, kendi

günlük hayatlarında başına gelenlerini, özellikle dertlerini paylaşmak için kullanırlar.

İşte sosyal medyada paylaşılan bu dertler, “Radio Galau FM” filminin yapımının

ana malzemesidir.

122
C. ENDONEZYA’DA SOSYAL MEDYANIN GELİŞİMİ

Endonezya halkı genel olarak bir araya gelip sohbet etmeyi seven bir

millettir. Endonezya‟da çeşitli ırk, kültür, dil, ve din bulunmaktadır. Fakat bunca

çeşitlilik, iyi bir iletişimin sağlanmasına bir engel oluştur. Çünkü Endonezya halkı,

28 Ekim 1928 tarihinde düzenlenen Sumpah Pemuda (Gençler Sözü) metninde söz

edildiği gibi Bahasa Indonesia adlı bir-birliğe, ortak bir dile-söyleme sahiptir.

Sumpah Pemuda metninin içeriği: İlk, Biz, Endonezya oğulları ve kızları, tek bir

memleketi kabul ettik, Endonezya memleketimiz; İkincisi, Biz, Endonezya oğulları

ve kızları, tek bir milleti kabul ettik, Endonezya milleti miz; Üçüncüsü, Biz,

Endonezya oğulları ve kızları, birlik dilimizi koruyacağız, Bahasa Indonesia. Ayrıca

Endonezya, çeşitlilik içinde olsa da yine bir birlik içindeyiz anlamını taşıyan Bhineka

Tunggal Ika diye milletini birleştirici bir slogan-söylemi benimsemektedir.

Endonezya‟da, uygulanmaya politikalar zaman. Basın yayın faaliyetleri

etkilemiştir. Güdümlü (otorite) demokrasinin Endonezya‟da iktidar olduğu

zamanlarda basın politikası da güdümlü veya otorite olmuştur. Aslında

Endonezya‟nın geçmişte benimsediği güdümlü demokrasi, otorite bir sistemden

başka bir şey değildir. 1945 yıldan 1998 yıla süre, Endonezya‟nın benimsediği

siyaset sistemleri: Liberal Demokrasi, Güdümlü Demokrasi, ve Pancasila‟ya Dayalı

Demokrasi idi. Güdümlü Demokrasi, ve Pancasila‟ya Dayalı Demokrasi zaten

dolaylı olarak otorite demokrasinin uygulanmasıdır.

1998 yılında meydana gelen reformasyondan sonra Endonezya, otorite siyaset

sisteminden sorumlu bir demokrasi sistemine geçmiştir. Ve basın sistemi de sosyal

123
sorumluluğunu taşıyan serbest bir basın sistemine dönüşmüştür. Reformasyonun ilk

ortaya çıkmasıyla beraber bu serbestlik oldukça fazla sayıda yeni medya ortaya

çıkmasına kuruluşunun. Bu serbestlikle gerek kitle iletişim gerek sosyal medya

olarak sağlamıştır aracılığıyla Endonezya halkın kendi düşünce ve görüşlerini

iletebilme olanağını elde etmiştir.

Reformasyon meydana gelmeden önce Endonezya halkının kendi düşünce ve

görüşlerini ifade etmeleri konusunda ciddi sıkıntıları bulunmaktaydı. Sebebi de

devletin yaptığı herhangi bir politikaya, yasaya, karara karşı halkın serbestçe

konuşma ve eleştiri yapmasının yasaklanması idi. Devlete karşı çıkan görüşleri yazan

birçok aktivist hapise atılıyordu. Yayım izni kaldırılan kitle iletişim araçlarının sayısı

da az değildi. O zamanda polis ve istihbarat teşkilatları, iktidarda olan hükümetin

politikalarına karşı eleştiri yapanları kim olursa olsun kolayca hapise atıyorlardı.

Endonezya‟daki enformasyon açıklığı reformasyonunun meydana gelme

sebeblerinden biri devletin yaptığı düşünce ve ifade yasağı idi. Özgürlüğü zincirleyen

bu politika, aktivistlerin buna karşı yaptığı eleştirilerin ilk noktası olmuştur. Protesto

ve eylem dalgaları, Jakarta ve Endonezya‟nın büyükşehirlerinde gün begün meydana

gelmeye devam ediyordu. Protestocular, devletin düşünce ve ifade özgürlüğü

yasağını kaldırması konusundan söz ediyordu. Bir diğer sebep ise ekonomik krizin

ortaya çıkması idi. Ekonomik kriz, Cumhurbaşkan Soeharto ve yönetecilerinin aldığı

rüşvetlerden kaynaklanıyordu. Bu reformasyon, Endonezya halkının devlete ve

iktidarın zorbalığına karşı tatminsizliğinin sonucudur.

Düşünce ve ifade özgürlüğü, günümüzde bir özgürlük ideali olmuştur. Bu

idealin beklentinin artması, gelişen medyaların sayısının git gide artmasıyla karşılık

124
bulmaktadır. Bu hızlı gelişme, meelesef uzun sürmemiş medya şirketleri kurucuları,

maddi olanaksızlıkle nedeniyle faaliyetlerini sonlandırmak kapatmak zorunda

kalmışlardır. Ancak büyük bütçeli şirketler gerek baskı gerek elektronik medya

şirketleri günümüze kadar yayımlamaya devam edebilir. Medya sayısının fazla

olması ve medyada konuşma özürlüğüyle beraber şimdi aktivistler, yazarlar, ve

gazeteciler artık devletin çıkardığı politikalara karşı eleştirileri serbestçe

yazabilmektedirler.

Endonezya halkının bir araya gelip muhabbet etme alışkanlığı artık sadece

kahvehaneler veya kafelerde kalmayıp dünya çapında son zamanlarda yaygın olan

sosyal medyalarda gerçekleşmektedir. Özellikle yoğun bir iş temposuna sahip olan

orta sınıf toplumlarda. Onlar, arkadaşlarıyla iletişim kurmayı ve bir araya gelmeyi

özlerler. Sosyal medyanın ortaya çıkması, orta sınıf toplumların eski arkadaşlarına

kavuşma, yeni kişilerler tanışma, ve toplanma imkanını sağlayarak bu özlemi giderir.

Bunun haricinde sosyal medyanın herkesin tarafından ulaşılabilecek aktivist

ve halkın düşünce ve görüşlerini paylaştığı yer olarak kullanılması gibi bir başka

avantajı vardır. Görüş yapma ve ifade etme özgürlüğü, UUD 1945 Madde 28F

anayasasında değinilmektedir. Şöyle ki: herkesin iletişim kurma, hem kendini hem

kendi sosyal çevresini geliştirmek adına enformasyon edinme, ve bu enformasyonu

bulma, edinme, sahip çıkma, saklama, gereken işlemini yapma, ve her türlü medya

aracılığıyla yayma hakkı vardır.

Eğer şu an, sosyal medya ve internetin dünya çapında oldukça yaygın

kullanıldığı bir zamanda, Endonezya, hem siyasi hem basın açıdan hala otoriter

sistemine dayanıyorsa, dünyanın en büyük müslüman nüfusu olan bu devletin Arap

125
Baharı (Arab Spring) modasına kapılma olasılığı göz ardı edilmemelidir. Arap

Baharı‟nın ortaya çıkma sebepleri arasında, Arap veya Orta Doğu ülkelerindeki

fakirlik, otoriter rejimin olması, rüşvetin yaygın olması, düşünce ve ifade

özgürlüğünün yasaklanması sayılabilir. Arap toplumlarını sıkıştıran bu sorunlar,

oradaki aktivistlerin eleştirilerinin de ana kousu olmuştur. Bu aktivistler, şikayetlerini

sosyal medya aracılığıyla duyurmuşlardır.

Adil ve açık bir devletin kurulma isteğini dile getirmek için protesto yaparak,

toplumun her kesminden insanları mücadeleye çağırmışlardır. Bu girişimler Arap

yarımadasında oldukça büyük yayın bir devrim ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır.

Son zamanlarda yaygın olan 2.0 Devrimi ise ortamının en yeni ürünüdür. Sosyal

medya sayesinde insanlar artık daha sıkı bir birlik içinde yaşayabilirler. Tıpkı yere

yayılmış dinamitler gibi, bir kıvılcımla diğer dinamitleri de patlatabilir.

Eğer şu ana kadar Endonezya hükümeti hala otoriter siyasal sistemi

uyguluyorsa ve enformasyonun kapalılığı hala açılmıyorsa Endonezya‟daki sosyal

medya bu kadar yaygın ve bu kadar fazla kullanıcıya ulaşması da pek mümkün

olmayacaktı. Çünkü enformasyon, akışı sıkı bir gözetim altında sürekli takip

ediliyordu. Gözetim, hem üniforma giyinen polisler hem de istihbarat ajanslar

tarafından yapılıyordu. Devletin aldığı kararlara karşı çıkan bir kimse her an

tutuklanabilirdi. Tutuklanıp hemen hapise götürülebilir veya kimsenin haberi

olmadan idam edilebilirdi.

SERBEST SORUMLULUK

Endonezya‟da basın yayın alanında yaşanan serbestleşme, Endonezya

halkının içinde çok fazla sayıda sosyal medya kullanıcısının ortaya çıkmasına neden

126
olmuştur. Bu yeni politika, herkesin kendi düşünce ve görüşlerini sorumlu olduğu

sürece serbestçe ifade edebileceğini ilanetmektedir. Buradaki serbestlik, bir birey

veya topluluk hakkında yalan veya doğru olup olmadığı henüz belli olmayan haberler

yaymamak ve iftira etmemek anlamına gelir. Serbestlik de aynı zamanda kanıtları

ortaya koyarak devletin kararlarına karşı düşünce, görüş, eleştiri vb. ifade edebilme

anlamını taşır. Çünkü birileri kanıtlar olmadan konuşmaya başlarsa bu iftira ve

kışkırtmayla sonuçlanır. İftira ya uğrayan kişi, Bilgi ve Elektronik İşlemler

Kanunu‟na dayanarak polise suç duyurusunda bulunabilir.

Kanunun ciddi yaptırımlar içermasi, cezadan korkan kişilerin, sosyal

medyada nerede olduğunu takip edilemeyen hesaplar açmasına da yol

açabilmektedir. Bunun için sahte hesaplardan yayılan haberlere güven duymamalı

gerektir. Bu sahte hesaplardan genellikle basın yayın gibi geleneksel medyalarda

nadiren bulunan enformasyon yayılmaktadır. Twitter‟da yaygın olan sahte hesaplar

şu an Endonezya‟da ayrı bir moda olmuştur. Sahte hesapların sahipleri, geleneksel

medyanın ortaya çıkarmadığı skandalları sosyal ağlar aracılığıyla paylaşıp

yaymaktadırlar.

Sonuçta çoğu kişi sahte hesaplardan kaynaklanan açıklamaları şüpheyle

karşılamaktadır. Bu hesap sahipleri, sosyal sorumluluğu taşımadan serbestçe konuşur

çünkü zaten ne kimliği ne de nerede oldukları bilinmektedir. Gazeteciler ise, bu

hesapların paylaştığı haberleri takip etmektedirler. Çünkü bu haberler belki de bir

davayı ortaya çıkarmaya yol açabilir. Fakat haber doğru olmazsa o habere sahte

haberler denir. Eğer haberin bahsettiği olay gerçekten var ise o gazeteci, bu olay

hakkında haber yapıp bir kitle iletişim medyaya bu habere koyar, bu haber üzerine

127
sorumluluğu alır. Çünkü gazetecilik anlayışı, gerçeğe dayalı, gelişigüzel olmayan

haberler yazmayıp o haberler üzerinde sorumluluğu almaktır.

Endonezya‟da bu konu üzerinde örnek oluşturan bir dava görüldü, Prita

Mulyasari Davası. Prita Mulyasari, Tangerang ilinden bir ev hanımı idi. İki çocuğu

olan Prita hanım, bir hastalıktan Omni International hastanesini yattı. Hastalığı

doktorun yanılmasıyla guatr olarak tanımlandı. Prita‟nın hastanenin hizmetine karşı

memnuniyetsizliği ilk olarak kendi kişisel e-postasına yazdığı şikayetlerin

yayımlanmasıyla başladı ve hastane tarafından dava edildi. Prita, hastanenin açtığı

hakaret davasını kaybettik ve hapise atıldı. Endonezya savcıları da ilgili kişilerin

önünde bu davayı iyice abarttı. Bu dava 2009 seçimine yakın bir zamanda ortaya

çıktığı için birçok aday Prita‟yı hapishanede ziyarete gidip bu dava hakkında bir

kamu algısı oluşturdular.

MySpace‟deki topluluklardan, bloglar ve Facebook gibi diğer sosyal

medyalardan gelen destekler, daha büyük destekleri hazırladı. Bu dava, toplumun her

kesminden Prita Mulyasari davasına ilişkin kararların sorgulaymasına neden oldu

Bilgi ve Elektronik İşlemler Kanunu tartışma konusu oldu. Prita, Rp 204 milyon

bedelli cezasını ödemek zorunda kaldı. Fakat bu ceza, Prita hanıma gelen destekleri

daha da arttırdı. “Koin Untuk Prita” (Prita için Para) adını taşıyan e-posta listesi ve

Facebook‟daki topluluk, tüm Endonezya halkından para toplamaya başladı. Herkes

Prita‟nın cezasını ödeyebilmesi için para biriktirmeye çabaladı. Prita için bu kadar

büyük desteği gören Omni International hastanesi, bu davayı kapattırdı.

128
Bu dava Endonezya‟da sosyal medyanın enemini bir kez daha ortaya koydu.

Diğer yandan sosyal medya kullanımının bu kadar yaygın olmazsa belki Prita şimdi

hala hapishane içinde çömeliyordu. Halkın, bu davadan haberi bile olamayacaktı.

Sosyal medyadaki Twitter‟ın cıvıltılarından başlayan, Arap ülkelerinde

meydana gelen protesto dalgaları, Arap Baharı, Tunus‟ta 18 Aralık 2010 tarihinde

başlayıp Mısır, Libya, Bahreyn, Süriye, Yemen, Cezayir, Irak, Ürdün, Fas, Umman,

Kuveyt, Lübnan, Suudi Arabistan ve Sudan gibi Arap ülkelerin yayılmıştır. Bu

devrim bir sivil ayaklanmıdır. Sivil ayaklanma içinde saldırı, protesto, yürüyüş ve

sosyal medyalar (Facebook, Twitter, YouTube, ve Skype) bulunur. Kullanım amacı,

devlet tarafından yapılan internet baskısına, internetin sansür edilmesini karşı halkın

farkındalığını uyandırarak halklar arasında birbirlerinden haberdar etmek ve gerekli

eylemleri organize etmektir.

18 Aralık 2011 tarihinde Tunus‟da ortaya çıkan protesto, Arap Baharı‟nın ilk

meydana geldiği nokta olarak kabul edilir. Tunus‟daki protestoda polisin yaptığı

rüşvet ve sağlık hizmetlerine karşı halkın memnuniyetsizliğini dile getirmeye çalışan

Muhammed Bouazizi kendini ateşe atmıştı. Bu protesto olayı da kısa sürede Orta

Doğu‟daki diğer ülkeler yayılmıştır. Örneğin, Mısır‟daki Hüsnü Mübarek rejimi

devredilip Muhammed Mursi cumhurbaşkanının iktidara geçmesi, 20 Ekim 2011

tarihinde Libya‟daki Muammer Kaddafi‟nin iktidardan devredilmesi ve hatta

öldürülmesi gibi.

Günümüzde halkının sosyal medyalarına erişmesini yasaklayan ülkeler

vardır. Buralardan devlet, Facebook ve Twitter gibi sosyal medyalara erişebilecek

her türlü olanakları engellemeye çalışmaktadır. Bu ülkelerden biri İran İslam

129
Cumhuriyeti‟dir. İran‟ı ziyarete gittiğimde kendi sosyal medya hesabımı açmakta

zorluk çekiyordum. Halbuki yurt dışındayken arkadaşlarımla irtibat kurabilmek için

en sık kullandığım tek araç sosyal medya idi. Kitle iletişim ve sosyal medyalara

erişim engelleri, devletin eleştirilmeye cesaret edilemeyen politikalarından biridir.

Çünkü halk, iletişim kanalları sahip olursa ve özgürlük dile getirilirse iktidarların

uzun süre ayakta kalmayacağını anlamaktır. Sosyal medyanın Arap yarımadasındaki

gücünün olağanüstü önemli bir şey olduğunun farkına varılmalıdır. Bu durum sadece

teknolojik gelişmenin yarattığı bir olay olarak algılayıp küçümsenemez. Sosyal

medya, dünya çapında yenilikçi bir ajan olarak ortaya çıkmıştır. Yeni medyanın

olanakları, toplum ve çevre gözlemcileri için apayrı bir konudur. Sosyal medya

henüz yokken gerçekleşmesi mümkün olamayan şeyler, bu fenomenin ortaya

çıkmasıyla beraber artık gerçekleşbilir hale gelmiştir.

Siyaset dünyasında cumhurbaşkanı adayları veya belediye başkanı adayları,

sosyal medyadan yararlanarak vizyon ve misyonlarını halka iletebilir. Hatta genel

seçim komitesi, genel seçime çıkacak adaylarının kimler olacağına karar vermeden

önce bu başvuran adayların, sosyal medya aracılığıyla taleplerini halka iletip ilan

edebilirler.

Sosyal medya bu adaylar arası tartışma ortamı olarak kullanılabilir. Adayların

kendileri doğrudan diğer adaylarla değil de adayların kampanya ekiplerinin

birbirleriyle tartışmasına rağmen adayların sosyalleştirilmesi adına açık siyasal

mücadelerin sosyal medyada gerçekleştiğini görüyorüz. Genel seçime aday olan bir

siyasetçinin hesabında yaptığı faaliyetler sosyal medya ortamında resmi olmadan

halka bildirebilir. Adaylar genellikle bir bölgede yaptığı sosyal etkinliklerinden

sosyal medyada söz edip bununla ilgili çektiği fotoğrafları yüklemeyektediler.

130
Billboard, afiş, broşür ve kitle iletişimdeki ilanların yanı sıra sosyal

medyanın, modern siyaset dünyasında imajlama aracı olarak kullanılması artık

kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Sosyal medyanın en önemli avantajı, diğer medyalar

gibi para gerektirmemesidir. Adayların dikkat etmeleri gereken tek şey, sosyal

medya hesaplarının herkese açık olmasıdır. Böylece takipçilerin sayısı gittikçe artar;

her türlü imajlama, sosyalleşme, vs. daha hızlı ve geniş kitleye yayılabilir. Oy

verecek kimseler için ise özellikle sosyal medya hesabı olan orta sınıf toplumlar veya

yeni oy verecek kimseler için bu sosyal medya hesapların olması, tuttukları aday

hakkında bilgi verir, değerlendirme açısından da kolaylık sağlar. Yetişkin, siyaseti

öğrenme adına adayların sayfalarından siyaset okur-yazarlığını öğrenir. Böylelikle oy

verenler, genel seçimde hangi aday seçeceklerine karar verebilirler.

Siyasette, bir adayın entrika ve zayıf yönlerinin diğer adaylar tarafından

kamuya duyurulması artık şaşırtıcı bir gerçek değildir. İmaj bozucu bu zayıf

yönlerinin sosyalleşmesinden zarar gören ilgili aday, yine sosyal medyada gerekli

açıklamalar yapabilir. Görüş savaşı, özellikle seçim esnasında sosyal medya

kullanıcıları tarafından çok yoğun olduğu hissedilir. Geçen 2012‟daki Jakarta Velisi

seçiminde her adayların taraftarları arasındaki tartışmaları seçim gününe kadar sürdü.

Bununla ilgili bir sorun çıktı çünkü kanun gereği seçim gününe birkaç gün önce artık

herhangi bir sosyalleşme, örtülmüş kampanya, vb. olmaması gerekir. Bunun nedeni

ise genel seçim komitesinin sosyal medyadaki kampanya yapmak hakkında resmi bir

kuralı bulunmamasıdır.

Sosyal medya, yoğun iş temposu olan modern toplumların kaçınılmaz bir

ihtiyacı olmuştur. Tanınmış veya yeni arkadaşlarla iletişim kurma ihtiyacı olan

sosyal bir varlık olarak insanlar için sosyal medya oldukça üstün bir role sahiptir.

131
Geleneksel medya aracılığıyla ticaret yapan işadamları şimdi artık sosyal medyayı da

ticaret ortamı olarak dönüştürmeye başlamışlardır. İşadamları, yüz yüze sosyalleşme

ihtiyacının insanın temel ihtiyaçlarından biri olduğunu çok iyi bilmektedir. Diğer

yandan, sosyal medyada bir reklam gibi yayılmış gibi oluşan kişisel hesapları da

bulunmaktadır. Hatta genelde heberlerin özetini sunan çevrimiçi kitle iletişim

araçları, şimdi artık televizyon, radyo, ve geleneksel gazeteler gibi sayfalarına

reklamlar serpiştirmeye başlamışlardır. Gerçi medyanın gelir kaynağı da zaten

reklamlardır.

Endonezya‟daki kitle iletişim araçları etkileyen tarih, kültür, ve siyaset

faktörler, o zamanki iktidarda olan kimsenin politikasına göre değişmektedir.

Endonezya halkı, bir araya gelip muhabbet etmeyi sevse de ifade etme özgürlüğünü

yasaklayan bir kanun varsa yine o kanuna uyarlar. Ancak hapise atılmaktan

korkmayan birkaç aktivist, yazar ve gazeteciler hala seslerini duyurmaya devam

ederler. Bu insanlar, hapishaneye atılsalar bile, kurgu yazıları veya roman şeklinde

olsa da en azından düşünce ve görüşlerini yine dış dünyaya duyurabileceklerini

düşünürler. Şu an, konuşma özgürlüğünün ilişkin yasasının korumasıyla, aktivist,

yazar, gazeteciler, ve Endonezya halkı genel olarak devletin politikalarına karşı artık

eleştirerek, görüşleri ve düşüncelerini ifade ederek müdahale edebilirler. Bunun için

Endonezya, sosyal etkileşimlerinde sosyal medya kullanımının oldukça yaygın

olduğunu söylemek abartılı değildir.

132
III. BÖLÜM

SONUÇ

17 Ağustos 1945 tarihinde ilan edilen Endonezya Cumhuriyetinin

bağımsızlığından sonra Endonezya resmi olarak Soekarno ve Mohammad Hatta

tarafından yönetilmiştir. Endonezya‟nın bu bağımsızlığı Holanda‟dan kazanılmıştır.

Holanda karşı mücadelelerde Endonezya‟nın mücadeleci kahramahları ve genç

eylemcileri hem silahlar hem de gerek ulusal gerek uluslararası çaplı kitle iletişim

araçları aracılığıyla savaşmışlardır.

Mohammad Hatta, 1920 yıllarda Holanda‟da öğrenci olarak kayıtlı

olduğundan beri Endonezya‟nın bağımsızlığı için mücadele etmeye başlamıştır.

Birçok uluslararası faaliyetlerde Endonezya‟yı tanıtmaya kalkmıştır. Oysa

Endonezya‟da Soekarno ve diğer mücadeleciler, Endonezya‟nın bağımsızlığı

düşüncesini yaymak için kitle iletişim aracı kurmuşlardır. Öğrenci ve gençlerin bu

mücadeleleri sayesinde neticede 17 Ağustos 1945 yılında Endonezya, bağımsızlığına

kavuşabilmiştir.

Endonezya Cumhuriyeti‟nin bağımsızlığının ilan edilmesi, Endonezya‟lı

halkı temsil ederek Soekarno ve Hatta tarafından okunup tüm Endonezya‟lılarca

sevinçle karşılanmıştır. Bağımsızlık ilanı, radyo yayını aracılığıyla Endonezya‟nın

her tarafında duyurulmuştur. Bu bağımsız haberi de tüm dünyaya duyurulmak üzere

uluslararası radyo ve haber ajanslarına iletilmiştir.

133
Endonezya‟nın 1945 yılında bağımsızlığına kavuştuğundan beri Soekarno ve

Hatta liberal demokrasi ilkesine dayanarak yönetimi yürütmüşlerdir. Zaman geçtikçe

bu liberal demokrasi, güdümlü demokrasi olarak dönüşmüştür. Aslına bakacak

olursak güdümlü demokrasi gerçek bir demokrasi değildir. Güdümlü demokrasi,

otoriter bir sisteme dayanmıştır.

1966 yılında meydana gelen siyasi çatışmalarının sonucu olarak Soekarno,

cumhurbaşkanlığını Soeharto‟ya devirmek zorunda kalmıştır. Soeharto,

Endonezya‟nın ikinci cumhurbaşkanı olmuştur. Yönetimin ilk yıllarında Soeharto

gerçek bir demokrasi gibi demokrasiyi uygulamıştır fakat gittikçe Soeharto,

uygulanmakta olan bu demokrasiye yeni bir ad koymuştur: Pancasila Demokrasi.

Halbuki Pancasila Demokrasi, konuşma ve yorum yapma hakkı tanımayan otoriter

siyasetine dayanmıştır.

Cumhurbaşkan Soeharto, Pancasila Demokrasi‟siyle 32 yıla kadar

dayanmıştır. Otoriter bir yönetim şekli ve Endonezya‟da meydana gelen ekonomik

krizi, eğitilmiş insanları, üniversiteli öğrenciler ve gençler tarafından Soeharto‟yu

milli iktidarından devirmek üzere protesto yapmak için güçlü bir siyaset aracı olarak

kullanılmıştır.

Sonunda 21 Mayıs 1998 tarihinde Soeharto, Endonezya Cumhuriyeti‟nin

Cumhurbaşkanı pozisyonundan istifa edip Cumhurbaşkan Yardımcısı Prof. Dr. BJ.

Habibie‟ye pozisyonu devirmiştir. Habibie cumhurbaşkan olduktan sonra herkesin

konuşma ve yorum yapma hakkı tanıyan gerçek bir demokrasi sistemi uygulanmaya

başlamıştır.

134
Basın özgürlüğü ve yorum yapma özgürlüğü hakkında yeni anayasa,

Cumhurbaşkan Habibie zamanında yapılmıştır. Öyle olmasına rağmen Habibie ancak

bir yıllık cumhurbaşkanlık görevini tamamlayana kadar iktidarda dayanmıştır. 1999

yılında DPR (Halk Temsilcileri Komitesi) ve MPR (Halk Temsilcileri Meclisi)

yeniden cumhurbaşkan seçimini düzenlemiş ve sonuç olarak cumhurbaşkanlık KH

Abdurrahman Wahid‟e görevlendirilmiş, cumhurbaşkan yardımcısı ise Megawati

Soekarnoputri‟dir.

Devrimden beri yıllar geçse de siyaset karışıklığı hala Endonezya

yönetiminden kalkacağı yokmuş. Protestocu ve eylemcilerin caddelerde, sokaklarda

yaptığı protestolarda talep edilen çok şey vardı. Namıdiğer Gusdur olan KH

Abdurrahman Wahid ancak iki yıl cumhurbaşkan görevini yapmıştır. Endonezya‟nın

birçok bölgelerinde ortaya çıkan protestoların sonucunda Gusdur

cumhurbaşkanlığından istifa etmiştir. 23 Temmuz 2001 tarihinde Gusdur

cumhurbaşkanlığını Megawati Soekarnoputri‟ye devirmiştir.

O günden itibaren Megawati, Endonezya Cumhuriyetinin beşinci

cumhurbaşkanı olmuştur. Cumhurbaşkan yardımcısı ise Hamzah Haz‟a

görevlendirilmiştir. Megawati‟nin yönetiminde DPR, demokrasi ve halkın doğrudan

seçme özgürlüğünü tanıyan genel seçim anayasasını düzenlemiştir. 2004 yılında

Endonezya, aynı anda ve doğrudan halk tarafından yapılan cumhurbaşkan ve DPR

üyeleri seçimi gerçekleşmiştir.

2004 genel seçiminin sonucu olarak Dr. Susilo Bambang Yudhoyono,

Endonezya Cumhuriyeti‟nin demokrasi yoluyla halk tarafından doğrudan seçilmiş ilk

cumhurbaşkanı olmuştur. 2004 genel seçimi başarılı değinilebilir. Hatta ABD ve

135
Hindistan‟dan sonra Endonezya, dünyada üçüncü demokratik ülke olarak

söylenmiştir. 2009 yılındaki genel seçimde Susilo Bambang Yudhoyono yine

cumhurbaşkan olarak seçilip 2014 yılına kadar görevini tamamlayacaktır.

Endonezya‟daki basın sistemi, bulunduğu zamanın geçerli siyaset akımına

göre şekillenir. Yıllar evvel, liberal demokrasi zamanında geçerli olan sistem liberal

basın sistemi idi. Bu sisteme göre her medya, devlet yönetimi de dahil olmak üzere

bütün her konu hakkında yazma hakkı tanınmıştır. Fakat daha sonra geçerli olan

sistem güdümlü demokrasi olarak değişince Endonezya‟daki basın sistemi de otoriter

basın sistemi olarak değişmiştir.

Otoriter sistemine dayalı Pancasila Demokrasi‟nin geçerli olduğu Soeharto

yönetimindeki basın sistemi de otoriter ilkesine dayanmıştır. Bu sistem Soeharto‟nun

Endonezya Cumhuriyetinin 32 yıllık cumhurbaşkanlık görevini tamamlayana kadar

sürdürülmüştür. Geçerli kurallara uymayan basınlar yasaklanmıştır. Cumhurbaşkanın

ailesi ve devletin yönetimini gücendiren haberler yasaklanma ile tehdit ediliyor ve

haberi yazan muhabire hapis cezası veriliyordu.

Hatta az denilmeyecek kadar çok sayıda muhabir ve eylemci Cumhurbaşkan

Soeharto zamanında hiçbir iz bırakmadan yok olmuştur. 1994 yılında Endonezya‟nın

zamanında en büyük magazin olan Tempo magazini devlet tarafından kapatılmış ve

yayım izni iptal edilmiştir. Bundan sonra Endonezya‟nın birkaç bölgelerinde protesto

akımı ortaya çıkamaya başlamıştır. Protestocular, basın özgürlüğü, ifade etme

özgürlüğü ve yorum yapma özgürlüğü isteğinde bulunmuştur.

Protestocuların basın ve yorum yapma özgürlüğü yanı sıra Cumhurbaşkan

Soeharto‟nun istifa etmesi isteğinde de bulunduklarının sonucu, 1997 yılında bu olay

136
zirveye ulaşmıştır. Cumhurbaşkanın istifası isteği çok makuldu, yani: ekonomik

krizi, cumhurbaşkan ve dostlarının yaptığı rüşvet, hile ve akrabalarına ülkenin zarara

sokan ayrıcalıktı.

21 Mayıs 1998 tarihinde Soeharto, pozisyonundan istifa etmiştir. Daha önce

Cumhurbaşkan Yardımcısı olan Prof. Dr. BJ. Habibie‟ye cumhurbaşkan pozisyonu

geçmişmiştir. Bundan itibaren demokrasi sistemi Endonezya‟da yürütülmüştür. Basın

sistemi de aynı şekilde, 1998 yılından itibaren basın sisteminin dayandığı ilke özgür

ve sorumlu basın ilkesidir.

1998 devriminden sonra birçok medya ortaya çıkmıştır. Ancak büyük bütçeye

ve çok fazla dolaşıma sahip medyalar uzun süreye kadar sürdürülebilmiştir. Eğer

sahip değilse basın şirketi iflas eder, muhabirleri ve çalışanlarını işten atardı.

Bu araştırma, sosyal medya ve Endonezya ile ilgilidir. Bulunduğumuz

21.yüzyılda en etkili medya olmuştur. Günümüzde artık her yerde erişilebilen

internet aracılığıyla sosyal medya, Endonezya dahil olmak üzere dünyanın her

yerinde, insan hayatında yayılmaktadır. Sosyal medyanın yayılması da uzun bir

süreye gerektirmez. Söz gelimi Facebook, 2004 yılında ilk kuruluşundan bu yana

dünyanın toplam 7 milyar nüfusunun 1 milyara kadar ulaşmıştır. Bu olaydan,

dünyadaki bütün herkesin tarafından sosyal medyanın iyi karşılandığını görüyoruz.

Yaklaşık 250 milyon nüfusuna sahip olup dünyanın dördüncü en kalabalık

ülkesi ünvanını taşıyan Endonezya bu sosyal medyanın yayılmasında da önemli bir

rol oynamaktadır. Bu araştırma, hem literatürden gözden geçirilmesi hem görüşme

yoluyla çeşitli kaynaklardan yararlanarak nitel yaklaşımını benimsemektedir.

137
Sosyal medyanın toplum ile sıkı bir bağı vardır. Yeni medya olarak sosyal

medya, toplumun gerek yazılı basın, radyo, televizyon gerek çevrimiçi medya olmak

üzere çeşitli kitle iletişim araçlarıyla doğrudan iletişimi sağlamaktadır. Günümüzde

her kitle iletişim aracının özellikle Facebook ve Twitter olmak üzere sosyal

medyalarda hesabı olması şarttır çünkü Facebook ve Twitter, mesajın daha hızlı

iletilmesini, sosyal medyada hesabı olan kimsenin de mesajı daha kolay almasını

sağlar.

Sosyal medyanın bu kadar yaygın olsa da kitle iletişim aracının rolü değişmez

çünkü insanlar sosyal medyada haber de olsa ne yazarsa yazsınlar bu yazıların veya

haberlerin doğruluğunun tespit edilmesi gerekmektedir. İnsanlar, kendisi şahit

olmadan sağdan soldan haber işitip yazmış olabilirler. Uydurup yalan da yazabilirler

sosyal medyada.

Kitle iletişim aracında öyle bir şey söz konusu değildir. Haber yapan bir

kurum olarak kitle iletişim aracının yazdığı her olayın veya haberin doğruluğunu

tespit etmek zorunluluğu söz konusudur. Kontrol ve tekrar kontrol, soruşturma,

malzeme derinleşme, vs. bunlar söz konusudur. Haber üreticisi olarak kitle iletişim

aracı, okuyucunun, dinleyicinin veya seyircinin inanıp inanmadığına bağlıdır.

Toplum bir kurumdan bir kez yalan haber aldıktan sonra bir daha o kuruma

güvenmez. Televizyonun başında oturup bir uzaktan kumanda ile biri kendisinin

sevmediği kanalı kolayca değiştirebilir hatta tamamen silebilir. Toplumun seçme

özgürlüğüdür bu.

Televizyon ve radyo gibi elektronik medyalar da sosyal medyanın faydasını

görmüştür. Televizyon ve radyonun çeşitli programları, sosyal medya üzerinden

138
paylaşılabilir. Ayrıca televizyon ve radyodaki programın sunucuları da sunacakları

program hakkında bilgi paylaşabilirler. Sosyal medya gelmeden önce böyle bir fırsat

yoktu.

Üstelik sosyal medya da toplumun, televizyon veya radyo programlarındaki

sunulan konu hakkında sorusu varsa doğrudan konuşmacılarına soru sorma imkanı

sağlamaktadır. Hatta eğer ilginç bir konu ise toplum, programın konuşmacısıyla yine

sosyal medya aracılığıyla fikir alış verişi yapabilir.

Sosyal medya, çevrimiçi medya ile aynı değildir. Haber yapan bir çevrimiçi

medya, kitle iletişimin tanıdığı zorunluluğu ile yükümlüdür. Nasıl da kitle iletişim

aracının bir haberin doğrululuğunu tespit etmek için kontrol ve tekrar kontrol

yapması gerekir ise haber yapan bir çevrimiçi medyanın da aynı şekilde soruşturma

yapması gerekir ki ürettiği haber doğrululuğuna sorumlu olabilesin. Sosyal medyada

oldukça fazla sayıda hoax veya yalan haber dolaşırken çevrimiçi medyadaki

haberlerin çeşitli verilerin desteğiyle soruşturma aşamasından geçmesi gerekir.

Kitle iletişim araçlarının muhabirleri güncel haberleri bulmak için sosyal

medyayı haber bulma araçlarından biri olarak kullanmaktadır. Bir politikacının veya

ünlü birinin sosyal medya hesabına bir şey paylaştığında muhabirler hemen o anda

paylaşılan şey üzerine haber yapabilirler. Fakat yine de muhabirler diğer

kaynaklardan destekleyen bilgiyi eklerler, ilgili haber kaynağıyla görüşme yaparlar.

İlgili politikacı veya ünlü birine doğrudan soruşturma yapan muhabirlerin sayısı da

az değildir.

Sosyal medya, muhabirlerin görevlerin getirmek için çok fazla katkı

sağlamaktadır. İyi bir muhabir demek politikacının, hümanistin, sanatçının, yönetim

139
gücü sahiplerinin ve devletin resmi kurumlarının takipçisi olan bir muhabir demektir.

Ne işe yaradığına bakacak olursak bu muhabirin sosyal medyadaki hesabına girer

girmez sosyal medyada en çok konuşulan konulardan hemen haberdar olmasını

sağlar.

Fakat birçok muhabirler de kendi hesabına paylaştıklarının tamamen kendi

düşüncesi olup çalıştıkları kitle iletişim aracı kurumunu temsil etmemektedirler.

Başka bir deyişle sosyal medyadaki yazdıkları, muhabirlik işine alakalı olmayıp

tamamen kendi günlük ifadeleridir.

Sosyal medya, Endonezya halkının en çok kullandığı medya türüdür. Sosyal

medya, uzun zamandır görüşemeyen arkadaşları buluşturur. 20, 30 yıllık

görüşemeyen iki arkadaş sosyal medya aracılığıyla sonunda birbirine kavuşur,

geçmiş zamanlarda birlikte geçirdikleri anları tekrar anımsar, sıkı bir dostluk bağı

oluştururlar. İşte, sosyal medyanın avantajlarından biridir.

Sosyal medya aynı zamanda, eylemci ve genel toplum tarafından halkın

istekdiğine aykırı olan devletin siyasi politikalarını eleştirme ortamı olarak

kullanırlar. Özgür ve sorumlu basın ilkesini savunan Endonezya basın sistemi, sosyal

medyayı devletin politikalarını kontrol etme aracı olarak kullanmaktadır.

Eylemciler de devlet kurumlarında ortaya çıkan rüşvet olayları hakkında

yorum yapabilirler. Eylemciler ve muhabirler de sosyal medya aracılığıyla rüşvet

davaları takip ederler. Böylece toplum, devlet kurumlarındaki rüşvet veya torpil

davaları ya da siyasi partileri dahi eden davalarını unutmaz, doğru olanından

haberdar olur, yalan haberlerden kandırılamaz.

140
Bu şekilde halk, hayatını ilgilendiren yasalar, siyaset ve politikaların sosyal

medya aracılığıyla iyice kontrol edilebilmesini görebilir. Ve neticede muhabirler de

siyasetçilerin yasa gereği davalarının kontrolü hakkında haber yazabilirler. Hatta

Prita Mulyasari‟nin başına gelen vatandaşı suçlayan yasa olarak adaletsiz olan dava

da iyice takip edilmiştir.

Akademisyenler, bilim adamları, hümanistler ve eylemciler, sosyal medyayı

bilgi paylaşımı olarak kullanmaktadırlar. Bilgi paylaşımı yanı sıra bu grup, yeni

icatlar veya yeni politikaların sosyalleştirmesini yaparlar. Twitter sosyal medyasında

kuliah twitter veya kultwit şekilde bilgi paylaşmaktadırlar. Kuliah, kampuslerde

üniversiteli öğrencilere ders vermek demektir. Fakat buradaki kuliah, kampu yerine

sosyal medya, üniversiteli öğrenciler yerine de sosyal medyada hesabı olup

takipçilere yapılmaktadır.

Sosyal medya kullanımının yaygın olması da iletişim ihtiyacından

kaynaklanmaktadır. Endonezya halkı, internete erişebilen cep telefonu çok

kullanmaktadırlar. Onlar bu tür cep telefonları, sosyal medya üzerinden

arkadaşlarıyla iletişim sağlamak için kullanmaktadırlar. Birçok telefon

operatörlerinin sağladığı ucuz internet paketleri sayesinde insanların gerek yurt içi

gerek yurt dışındaki arkadaşlarıyla iletişim ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Çünkü

sosyal medya, coğrafi mesafeyi siler.

Jakarta gibi büyük şehirlerdeki yoğun olan yol trafikleri, insanların boş

zamanlarını geçirmek için sosyal medyada dolaşmalarına yol açmaktadır. Bu insanlar

sosyal medyadan haber ve tweetleri takip ederler. Trafikte sıkışmış insanlar da

genellikle trafiğin durumu hakkında bilgiyi sosyal medyada paylaşırlar. Onlar, bu

141
boş zamanı öylesine boşa geçirmektense en iyi bir şekilde değerlendirmek lazım diye

düşünürler.

Hümanist ve film yapımcılar, insanların sosyal medyayı çok fazla

kullanmalarını görüp sosyal medya temalı bir film yapmaya ilham almışlardır.

Republik Twitter ve Radio Galau FM sosyal medya temalı ortaya çıkan iki filmdir.

Bu iki filmin hikayesi, halkın özellikle gençlerin çılgınca sevdiği sosyal medya ile

ilişkilidir. Bu filmler de aynı zamanda gençlerin aşk hikayesini anlatan filmlerdir.

Sosyal medyanın yaygınlığı, basın sisteminin gelişmesinin katkısından ortaya

çıkmıştır. Endonezya basın sisteminin dayandığı özgür ve sorumlu basın ilkesi de

sosyal medya kullanımında uygulanmaktadır. Sorumlu bir şekilde kullandıkları, yasa

dışı kullanmadıkları sürece herkesin sosyal medya kullanmaya hakkı vardır.

Sorumsuz kişiler tarafından oluşturulan sahte hesaplar ortada çok fazla

bulunmaktadır. Bu sahte hesaplar genellikle tespit edilmesi zor olan haber veya

bilgileri paylaşırlar. Söz gelimi, cumhurbaşkan ve kişilerinin yaptığı rüşvet hakkında.

Bu sahte hesap sahipleri, cezalandırılacak diye gerçek yüzünü göstermekten

korkarlar. Özgür ve sorumlu basın sistemi, sosyal medya kullanan basın insanları ve

toplumun geneline göre tam uygun bir sistemdir. Paylaştıklarına sorumlu oldukları

sürece herkes özgürce yorum yapabilir.

142
ABSTRACT

Darajat, Deden Mauli, Indonesia and Social Media, Master‟s Thesis, Advisor: Assoc.
Prof. Funda Başaran Özdemir, 142 p.

This paper is about social media and Indonesia. Social media is being the
most influencing media in this 21st century. Using internet which can be accessed
everywhere, as an innovation, social media has already spread to all over the world,
not least in Indonesia. It does not need a long time for this social media to be
diffused. For instance Facebook, since it was first established in 2004 until today,
the user has been arisen 1 million over 7 million people all around the world. It
shows us how social media is much welcomed by everyone.

Indonesia as world‟s 4th most populated country with its population of


around 250 billion, taking an important part of this diffusion of the social media.
This research uses qualitative approach with many various data resources, both by
reviewing literatures and by interviewing informants as well. Questions that being
queried in this research paper are as follows: why are many Indonesians using
social media? What is the aim of using it? And what is the relation between social
media and mass media in Indonesia?

In the first chapter of this thesis the writer will explain about the Indonesian
histories of cultures and politics which is related to the history of the mass media in
Indonesia. In the second chapter the results of the research will be informed: how the
relation between social media and mass media is. In the second chapter will be also
stated that the social media users in Indonesia use it to criticize the policy of the
state and to be engage in politics, to be socializing, to fulfill the need of
communication, and to spend their free times. Moreover the effect of this social
media has inspired the making of the film themed social media. In addition to this
chapter there is the explanation about history, policy, and the growth of social media
in Indonesia. And in the third chapter is the conclusion.

143
ÖZET

Darajat, Deden Mauli, Endonezya ve Sosyal Medya, Yüksek Lisans Tezi, Danışman:
Doç. Dr. Funda Başaran Özdemir, 142 s.

Bu araştırma, sosyal medya ve Endonezya ile ilgilidir. Bulunduğumuz


21.yüzyılda en etkili medya olmuştur. Günümüzde artık her yerde erişilebilen
internet aracılığıyla sosyal medya, Endonezya dahil olmak üzere dünyanın her
yerinde, insan hayatında yayılmaktadır. Sosyal medyanın yayılması da uzun bir
süreye gerektirmez. Söz gelimi Facebook, 2004 yılında ilk kuruluşundan bu yana
dünyanın toplam 7 milyar nüfusunun 1 milyara kadar ulaşmıştır. Bu olaydan,
dünyadaki bütün herkesin tarafından sosyal medyanın iyi karşılandığını görüyoruz.

Yaklaşık 250 milyon nüfusuna sahip olup dünyanın dördüncü en kalabalık


ülkesi ünvanını taşıyan Endonezya bu sosyal medyanın yayılmasında da önemli bir
rol oynamaktadır. Bu araştırma, hem literatürden gözden geçirilmesi hem görüşme
yoluyla çeşitli kaynaklardan yararlanarak nitel yaklaşımını benimsemektedir. Bu
araştırmada geçen sorularından biri Endonezya halkının çoğunun sosyal medyayı
kullanmasıyla ilgilidir. Neden çok fazla kullanan oldu? Niçin kullanıyorlar? Sosyal
medyanın Endonezya‟daki kitle iletişim aracı ile ilişkisi nedir? gibi sorular
sorulmuştur.

Tezin ilk bölümde yazar, Endonezya‟daki kitle iletişim aracına ilişkin


Endonezya‟nın kültür ve siyaset tarihlerinden bahsedecektir. İkinci bölümde
araştırmanın sonucundan bahsedilecektir: sosyal medyanın kitle iletişim aracı ile
ilişkisi. Bu bölümde de Endonezya‟daki sosyal medyayı kullananlar sosyal medyayı,
siyasi görüşlerini paylaşıp devletin politikalarını eleştirmek, sosyalleşmek, iletişim
ihtiyacını karşılamak, boş zamanlarını değerlendirmek için kullandıklarından
değinilecektir. Ayrıca sosyal medyanın etkisinden ortaya çıkan sosyal medya temalı
bir filmden de bahsedilecektir. Bunların yanı sıra Endonezya‟daki sosyal medyanın
yayılmasının tarih ve politikalarla ilişkisi açıklanacaktır. Üçüncü sonuç.

144
KAYNAKÇA

Geleneksel Kaynakça

Bakti, Andi Faisal, ve diğerleri. (2012), Literasi Politik dan Konsolidasi Demokrasi,
Churia Press, Jakarta.

Basın Meclisinin 2012 yıllı Araştırma Sonucu

Castells, Manuel (2000), The Rise of The Network Society, Blackwell Publishing,
Amerika, Inggris dan Australia. Second Edition.

Dewan Pers (2011), Data Pers Nasional 2011, Jakarta

Elson, R.E. (2008), The Idea of Indonesia, Serambi, Jakarta.

Fauzi, Ahmad (2009), All About Twitter, Bongkar Rahasia Sukses Men-tweets,
Penerbit Yureka, Depok.

Flew, Terry (2008), New Media; an Introduction (3rd edition), Oxford University
Press, United Kingdom

Haryadi, Rohmat (2009), Demam Blackberry, dari Barrack Obama hingga Luna
Maya, Penerbit Hikmah, Jakarta.

Heryanto, Gun Gun (2011), Dinamika Komunikasi Politik, Lasswell Visitama,


Jakarta.

Heryanto, Gun Gun., Zarkasyi, Irwa (2012), Public Relations Politik, Penerbit Ghalia
Indonesia, Bogor.

Hidayah, Zulyani (1996), Ensiklopedi Suku Bangsa di Indonesia, Penerbit PT


Pustaka LP3ES Indonesia, Jakarta.

Hill, Davit T. (2011), Pers di Masa Orde Baru, Jakarta, Yayasan Pustaka Obor
Indonesia, Jakarta.

Jurnal Dewan Pers, 5. Cilt, Mayıs

Kantaprawira, Rusadi (2002), Sistem Politik Indonesia; Suatu Model Pengantar, PT


Sinar Baru Algesindo, Bandung, Cet. Ke-8.

Kaplan, Andreas M., Haenlein, Michael (2010), User of the World, Unite! The
challenges and opportunities of Social Media, Buseness Horizons, Kelley
School of Business, Indiana University, USA.

145
Koentjaraningrat (2010), Manusia dan Kebudayaan di Indonesia, Penerbit
Djembatan, Jakarta.

Kusmadi., Samsuri., (2012), Dewan Pers 2010-2013, Dewan Pers, Jakarta. Cet. Ke-
3.

Lester, Deborah H. (2012) Social Media: Changing Advertising Education, Online


Journal of Communication and Media Technologies, Volume: 2 – Issue: 1 –
January – 2012, Kennesaw State University – USA.

Lubis, Uni (2012), Social Media 4 Journalism, Dewan Pers.

Marijan, Kacung (2010), Sistem Politik Indonesia, Konsolidasi Demokrasi Pasca-


Orde Baru, Kencana Pranada Media Grup, Jakarta

Mayfield, Antony (2007), What is Social Media iCrossing, United Kingdom,


http://www.iCrossing.com/ebooks.

Nurudin (2009), Jurnalisme Masa Kini, Rajawali Pers, Jakarta.

Ricklefs, M.C. (2008), Sejarah Indonesia Modern 1200-2008, PT Serambi Ilmu


Semesta, Jakarta.

Rogers, Everett. M (2003), Diffusion of Innovations, Fifth Edition, Free Press, New
York.

Said, Tribuana (1987), Sejarah Pers Nasional dan Pembangunan Pers Pancasila,
Departemen Penerangan Republik Indonesia, Jakarta.

Santana, Septiawan (2003), Jurnalisme Investigasi, Yayasan Obor Indonesia, Jakarta.

Shields, Rob (2011), Virtual; Sebuah Pengantar Komprehensif, Penerbit edisi


Indonesia Jalasutra, Yogyakarta, hal. 2. The Virtual (London & New York:
Routledge, 2003)

Smith, Edward C., (1986), Pembreidelan Pers di Indonesia, Penerbit PT Pustaka


Grafitipers, Jakarta, cet. Ke-2.

Van Dijk, Jan (2002), The Netwrok Society, Sage Publications, London, Thousand
Oaks, New Delhi.

Wikan, Asmono (2008), Menggarap Pasar Media Lokal; Tantangan


Profesionalisme di Era Hyper Competition, Penerbit Dewan Pers dan Serikat
Penerbit Suratkabar, Jakarta.

146
Ropörtaj Kaynakça

18 Nisan 2012 tarihinde Harian Republika Baş Editörü , Nasihin Masha ile yapılan
ropörtaj.

20 Nisan 2012 tarihinde Republika Kreatipreneur Yazı Başlığı Sorumlusu Zaky


Alhamzah ile yapılan ropörtaj.

20 Nisan 2012 tarihinde Çevrimiçi Republika (ROL) Yönetim Editörü Irwan


Ariefyanto ile yapılan ropörtaj

Elektronik Kaynakça

http://dailysocial.net/2011/07/27/akses-internet-di-indonesia-melampaui-radio-dan-
surat-kabar/

http://www.pnri.go.id/MediaMassaOnline.aspx

http://www.internetworldstats.com/asia.htm

http://checkfacebook.com

http://socialbakers.com

http://aworldoftweets.frogdesign.com

http://blogdir.salingsilang.com

http://yoserizal.com/2011/10/12/indonesia-love-social-media/

http://tekno.kompas.com/read/xml/2012/07/31/17362175/Jakarta.Juara.Tweet.Seduni
a.Bandung.Peringkat.Ke6

https://twitter.com/lukmansaifuddin

http://id.wikipedia.org/wiki/Daerah_Khusus_Ibukota_Jakarta

http://id.wikipedia.org/wiki/Kemacetan

http://id.wikipedia.org/wiki/Republik_Twitter

http://www.kapanlagi.com/showbiz/film/indonesia/teaser-radio-galau-fm-umbar-
kegalauan-3cb0a2.html

www.wikipedia.org

147
www.salingsilang.com

http://venturebeat.com/2011/10/23/social-networks-personal-os/

http://theglobejournal.com/teknologi/6-negara-ini-penduduknya-pengguna-hp-
terbanyak/index.php

148

You might also like