Professional Documents
Culture Documents
Geli̇şi̇msel Ölçme Ve Değerlendi̇rme
Geli̇şi̇msel Ölçme Ve Değerlendi̇rme
DEĞERLENDİRME
Editör
Doç. Dr. CEYHUN OZAN
Bu kitabın, basım, yayım ve sa ş hakları Atatürk Üniversitesi’ne ai r. Bireysel öğrenme
yaklaşımıyla hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. Atatürk Üniversitesi’nin izni
alınmaksızın kitabın tamamı veya bir kısmı mekanik, elektronik, fotokopi, manye k kayıt veya
başka şekillerde çoğal lamaz, basılamaz ve dağı lamaz.
Copyright ©2022
The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights
reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may
be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic,
photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ
ISBN: 978-625-8001-21-1
ERZURUM
1. Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar 4
Doç. Dr. ADNAN TAŞGIN
3. Gelişimsel Değerlendirme 45
Dr. Öğr. Üyesi MEHMET BUĞRA ÖZHAN
6. Zekâ 115
Dr. Öğr. Üyesi İSMAİL AY
Editör
• Ölçme
GELİŞİMSEL ÖLÇME VE
• Değişken DEĞERLENDİRME
• Ölçmede Birim Doç. Dr.
• Ölçmede Sıfır
• Ölçek Adnan TAŞGIN
• Değerlendirme
temel kavramları
tanımlayabilecek,
•Ölçek türleri arasındaki farklılıkları
ifade edebilecek,
•Değerlendirme türlerini
açıklayabilecek,
•Ölçme ve değerledirmenin
önemini açıklayabileceksiniz.
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
1
dağıtımı yapılamaz.
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Ölçme
Nicel
Ölçüm
Nitel
Ölçüt
Bağımlı
Değişken
Sürekli
Süreksiz
Ölçmede Doğal
Birim Tanımlanmış
Doğrudan
Ölçme
Dolaylı
Türleri
Türetilmiş
Doğal, mutlak,
Ölçmede gerçek sıfır
Sıfır Tanımlanmış,
bağıl, keyfi sıfır
Sınıflama
Ölçek ve Sıralama
Türleri Eşit Aralıklı
Oranlı
Mutlak
Bağıl
Değerlendir Tanıma ve
me Yerleştirme
Biçimlendirme ve
Yetiştirme
Düzey Belirleme
5
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
GİRİŞ
Bilimsel bir teori oluşturulurken, öncelikle önsel gözlemlere dayanılarak bir
teorik yapı oluşturulur. Daha sonra yapılan gözlem ve deneylerle oluşturulan bu
teorik yapıdaki ilişkiler kurulur ve test edilir. Bu teorik yapıdaki ilişkilerin
oluşturulup test edilmesi sürecinde ise ölçmeden faydalanılır. Bir bilim dalındaki
bilimsel araştırmaların gerçekleştirilmesinde, o bilim dalına has ölçme
yöntemlerinin ve araçlarının bulunup kullanılması önemli gelişmeler olarak ifade
edilebilir. Bu bağlamda bir bilim dalının gelişmesi için gerekli olan ölçme ilgili bilim
dalları için çok önemli bir hale gelmiştir. Model kurma araştırmalarında da
ölçmeden yararlanılır. Ticarette ve günlük yaşamımızın her safhasında ölçmeyi
kullanırız. Bu nedenlerle ölçme bilimde ve günlük yaşayışımızda önemli bir yer
tutar (Turgut & Baykul, 2010).
Ölçme, insanların günlük yaşamlarında önemli bir yer tutar. Hemen her
zaman günlük yaşamımıza ilişkin birçok kararlar aldığımız olur. Bu kararların
birçoğunun ölçme sonuçlarına dayandığını ifade edebiliriz. Yine birçok şeyin sayısal
büyüklüğü ve miktarı hakkında fikir sahibi olmak için ölçme araçlarına ve ölçmenin
standart birimlerine kısacası ölçmeye başvururuz. Bu açıdan baktığımızda, ölçme
aslında hayatımızın içindedir (Kan, 2009).
Ölçme ve değerlendirmenin işlevleri şu şekilde sıralanabilir (Baykul vd.,
2003):
Öğrencilerin öğrenmeleri hakkında bilgi verir.
Etkili öğrenmelerin gerçekleşip gerçekleşmediği hakkında bilgi verir. Varsa
sorunlar için önlem alabilmemizi sağlar.
Öğretmenlerin öğretim sürecindeki başarıları hakkında bilgi verir.
Öğretim yönteminin etkili olup olmadığını sorgulamamıza yardımcı olur.
Okulun başarılı olup olmadığı hakkında bilgi verir.
Öğretim sürecinin etkililiği hakkında bilgi verir.
Ülkede uygulanan öğretimin etkili olup olmadığı hakkında bilgi verir.
Öğrencilerin bireysel özelliklerine uygun bir öğretim sürecinin
planlanmasına rehberlik eder.
Ölçme ve Bu ünitede ölçme ve değerlendirme ile ilgili temel kavramlar örneklerle
değerlendirme öğretim açıklanmaya çalışılmıştır.
sürecinin etkililiği
hakkında bilgi verir. ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME İLE İLGİLİ TEMEL
KAVRAMLAR
Ölçme ve değerlendirme alanındaki bütün kaynaklarda ölçme,
değerlendirmeden önce açıklanır. Buradan ölçme işleminin değerlendirmeden
önce yapıldığı ve ölçmenin değerlendirmeye temel teşkil ettiği anlamı çıkarılabilir.
6
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Ölçme
Ölçme, herhangi bir niteliği gözlemek ve gözlem sonucunu sayı veya
sıfatlarla ifade etmektir. Ölçmede olayların, insanların veya eşyanın ölçmeye konu
olan özelliklerinin gözlenmesi, bir ölçme aracıyla karşılaştırılması veya sayılması;
ölçme sürecinin sonunda da ölçülen özelliğe bir sayı, bir sıfat veya bir derecenin
verilmesi vardır (Turgut & Baykul, 2010).
Ölçme işleminin adımları şunlardır:
• Ölçülecek özellikleri ya da nitelikleri tespit etme,
• Ölçülecek değişkene ve ölçmenin amacına uygun bir sayı ya da sembol
Ölçme, herhangi bir belirleme,
niteliği gözlemek ve • İlgili davranışı ölçebilecek soruların yer aldığı bir ölçme aracı hazırlama ve
gözlem sonucunu sayı
uygulama,
veya sıfatlarla ifade
etmektir. • Özelliğin ne kadarlık birimine ne kadar puan verileceğini (ölçme kuralı)
belirleme,
• Ölçülen özelliği puanlama,
• Ölçülen özelliği sayı ya da sembolle ifade etme.
Ölçme süreci Şekil 1.1’de özetlenmiştir.
Nesnelerin, Sayı ya da
olayların Gözlem sembolle ifade ÖLÇME
özellikleri etme (Ölçüm)
Ölçüm
Ölçme sonucu elde edilen sayı veya semboller ölçüm olarak isimlendirilir.
Sınavdan alınan 60 puan, ağırlık olarak ifade edilen 70 kg, uzunluk olarak ölçülen
150 cm bir ölçümdür.
Ölçme Kuralı
Ölçme işleminin nasıl yapılacağını ifade eder. Yapılacak olan bir sınavda her
bir sorunun kaç puana karşılık geldiğinin belirtilmesi ölçme kuralıdır.
7
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Ölçüt
Ölçüt bize değerlendirmeyi neye göre yapacağımızı belirtir. Değerlendirme
yaparken ölçülen özelliğin sonucunda elde edilen ölçümün başarılı veya başarısız,
yeterli veya yetersiz sayılabilecek bir performansı belirleme durumunda
ölçütlerden yararlanılır. Ölçüt, değerlendirmenin yapılabilmesi için uyulacak
Ölçüt, kurallar olarak da ifade edilebilir. Anlaşılacağı üzere ölçüt; ölçme sonuçları
değerlendirmenin hakkında bir karara ve yargıya varmada kullanılan kriterlerdir (Tan, 2009).
yapılabilmesi için
uyulacak kurallar
Örnek
Değişken
Bir durumdan diğerine farklı değerler alabilen özellikler değişkendir. Buna
göre insanların zekâ düzeyleri, ekonomik gelirleri, cinsiyetleri, boy uzunlukları,
başarıları, tutumları, milliyetleri ve dinleri değişkendir. Değişken olmayan
özelliklere sabit denir. Bireyin herhangi bir özelliğinin değişken olması, bireyler
Bir durumdan diğerine arasında farklı değerler alabilmesi demektir. Bir özelliğin değişken olması o
farklı değerler alabilen özelliğin ölçülmesini gerekli kılar (Baykul vd., 2003; Turgut & Baykul, 2010).
özellikler değişkendir.
Değişken türleri Şekil 1.2’de gösterilmiştir (Büyüköztürk vd., 2014).
Nicel
Yapı/Özellik
Nitel
Sürekli
Değişkenler Değer
Süreksiz
Bağımlı
Neden-
Sonuç
Bağımsız
8
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
değişkenin özelliği sınıflandırma şeklinde ifade ediliyorsa buna nitel değişken denir.
Cinsiyet, doğum yeri, uygulanan öğretim yöntemi, medeni durum nitel
değişkenlerdir.
Değişkenler aldıkları değerlere göre sürekli veya süreksiz olarak
sınıflandırılır. Süreksiz değişkenler, ölçülen özellikle ilgili sadece sınırlı sayıda değer
alırken, sürekli değişkenler iki ölçüm arasında sonsuz sayıda değer alabilirler.
Örneğin bilgisayara sahip olma durumu sadece evet ve hayır değerleri alabilir.
Bireyin ağırlığı sürekli değişkendir.
Değişkenler sebep sonuç ilişkisi içinde ele alınıyorsa bu durumda bağımsız
ve bağımlı değişken olarak adlandırılır. Bağımsız değişken, araştırmacının bağımlı
değişken üzerinde etkisini test etmek istediği değişkendir. Bağımlı değişken ise
üzerinde bağımsız değişkenin etkisi incelenen değişkendir.
Ölçmede Birim
Ölçülen özelliğin en küçük parçasına birim denir. Örneğin; bir evin kaç
metrekare olduğunu ölçtüğümüzde birim metrekaredir. Meyve, sebze, bakliyat
alırken birim kilo, kahve alırken ise gramdır. Birimler doğal ve tanımlanmış olmak
üzere iki grupta incelenir (Başol, 2013; Tan, 2009).
Ölçülen özelliğin en
küçük parçasına birim Doğal birim
denir.
Bir değişkenin hangi miktarına veya hangi miktardaki niteliğine “1 birim”
denileceği bilim insanları tarafından tanımlanmamış, belirlenmemiş birimlere
doğal birim denir. Doğal birimde ölçülen değişkenin her bir parçası 1 birim olarak
kabul edilir.
9
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Örnek
•Dakikada yazılan kelime sayısı - Ali 100 kelime yazdı.
•Otoparktaki araç sayısı - Otoparkta 10 araç var.
Tanımlanmış birim
Bir değişkenin ne kadarlık miktarına 1 birim denileceği bilim insanları
tarafından tanımlanmış birimlerdir. Buradaki birimde doğallık yoktur.
Örnek
•Ahmet 60 kg'dır.
•Sınıfın sıcaklığı 30 0C'dir.
•1 saat 60 dakikadır.
10
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Ölçme Türleri
Ölçme, doğrudan, dolaylı ve türetilmiş ölçme olmak üzere üçe ayrılır (Bkz.
Şekil 1.3.). Bunlara ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır (Başol, 2013; Kan,
2009; Tekin, 2008; Turgut, 1995; Turgut & Baykul, 2010):
Ölçme, doğrudan,
dolaylı ve türetilmiş
ölçme olmak üzere üçe Ölçme Türleri
ayrılır.
Doğrudan ölçme
Ölçmeye konu olan özellik ile ölçme aracının özelliği aynıysa yapılan
ölçmeye doğrudan ölçme denir. Uzunlukla uzunluk, çift kollu terazi ile ağırlık
ölçmek doğrudan ölçmeye örnektir. Boy, metre; kilo ise iki kefeli terazi yardımıyla
ölçülebilir. Benzer şekilde uzunluk, zaman ve para söz konusuyken doğrudan
ölçme yapılır.
Dolaylı ölçme
Bazı durumlarda bir özelliğin doğrudan ölçülmesi mümkün değilken başka
bir özellik yardımıyla veya ilgili özelliğin varlığına ya da yokluğuna gösterge
olabilecek bir araçla ölçümler yapılır. Zekâ, yetenek, ilgi, tutum ve başarı gibi soyut
özelliklerin doğrudan ölçülmeleri mümkün değildir. Yazılı sınavlarda ve testlerde
Zekâ, yetenek, ilgi, öğrencilere yöneltilen sorularla belli bir konuda başarı düzeylerini ortaya koymak
tutum ve başarı gibi dolaylı ölçmeye örnek verilebilir.
soyut özelliklerin
doğrudan ölçülmeleri Sıcaklık, termometre denilen araçlarla ölçülür. Aslında, sıcaklık ölçerken
mümkün değildir. gözlenen, tüp içindeki cıvanın alçalıp yükselmesidir. Biz, sıcaklıkla cıvanın yükselip
düşüşü arasında kurulu bir ilişki bulmuşuz: Sıcaklık arttıkça cıva yükselecek, sıcaklık
düştükçe cıva sütunu da düşecek. Görüldüğü gibi, burada ölçülen sıcaklığın kendisi
değil, onun bir tüp içindeki cıvaya olan etkisidir. Cıva sütununun alçalıp yükselişine
bakarak sıcaklıkla ilgili yargıda bulunuyoruz.
Doğrudan ve dolaylı ölçmelerin özelliklerinin karşılaştırması Tablo 1.1’de yer
almaktadır.
11
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
12
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Ölçek
Ölçme aracı veya diğer adı ile ölçek, ölçme işleminde yararlanılmak üzere
tanımlı bir birim büyüklük sağlayan nesnedir. Ölçme işleminde, ölçülecek özellik
durumuna göre ya doğrudan ya da dolaylı bir biçimde bu birim büyüklükle
karşılaştırılarak onun kaç birime denk büyüklükte olduğu belirlenmeye çalışılır.
Ölçme aracının ölçme işleminde başka bir rolü daha vardır. Bazı ölçekler ölçülmek
istenen özellikle ilgili bir başlangıç noktası da sağlamakta olabilir (Özçelik, 2010).
Ölçek türleri
Ölçme araçları, başlangıç noktaları ve birimlerinin nasıl olduğuna göre
değişik gruplara, tiplere ayrılır. Başlangıç noktaları gerçek yokluk gösteren ve
birimleri her zaman için aynı büyüklüğü temsil eden ölçme araçları en gelişmiş
ölçeklerdir. Ölçek belli bir birime karşılık gelen değeri ifade eder. Sınav sonucunu
değerlendirirken belli aralıklara karşılık gelecek puan dilimlerini ya da puanların
nasıl bir kurala göre pay edileceğini ölçek belirler. 1/50’lik bir ölçek, haritada 50
km’nin 1 cm ile gösterildiği anlamına gelir. Ölçme sonuçları ile ne gibi işlemler
Ölçek belli bir birime yapılabileceğini anlamak içinse ölçümlerin hangi ölçek düzeyinde olduğu bilgisine
karşılık gelen değeri ihtiyaç vardır (Başol, 2013). Ölçekler sınıflama, sıralama, eşit aralıklı ve eşit oranlı
ifade eder. olmak üzere dört başlıkta ele alınır (Bkz. Şekil 1.4). Ölçek türleri aşağıdaki şekilde
açıklanmıştır (Güler, 2014, Tekin, 2008):
Ölçek Türleri
13
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
sayıların sayısal anlamları yoktur, onlar miktar belirtmezler. Bir anlamda bu ölçekle
yapılan iş, ölçmeden çok adlandırmadır. O yüzden bu ölçeğe adlandırma ölçeği adı
da verilir. Bu ölçekte sayılar, sadece adlandırma maksadıyla kullanıldığı için,
sınıflara ya da bir sınıfın alt sınıflarına rastgele verilebilir.
Sınıflandırma ya da adlandırma ölçeğinin başlıca iki özelliği vardır. Bunlardan
birisi simetriklik, diğer geçişliliktir. Örneğin, bir akraba sınıfını ele alalım. Ali,
Veli’nin akrabası ise, Veli de Ali’nin akrabasıdır. Bu ilişkiye simetriklik adı verilir ve
sembollerle şöyle gösterilebilir: A = B ise B = A’dır. Öte yandan Ali Veli’nin kardeşi,
Veli Ayşe’nin kardeşi ise o zaman Ali Ayşe’nin kardeşidir. Bu ilişkiye geçişlilik adı
verilir ve sembollerle şöyle gösterilir: A = B ve B = C ise A = C’dir.
Sıralama Ölçekleri: Miktarı belirtmeden, bireylerin ilgili özelliğe daha fazla
sahip oluşlarına göre bireylerin nerede ve hangi sırada olduğunu ifade eden ölçeğe
sıralama ölçeği adı verilir. Öğrenciler bir sınav sonucuna göre veya boy sırasına
göre sıralanabilir. Bir öğrencinin başarısına ya da boy uzunluğuna göre sınıf içinde
Sıralama ölçekleri, belli kaçıncı sırada olduğu belirlenebilir. Örneğin Ali sınıfında boy uzunluğu bakımından
bir özelliğe sahip oluş dördüncü sıradadır ya da Ayşe yapılan sınavda sınıfta beşinci olmuştur. Bir sıra
miktarı bakımından kümesi, belirli bir özellik göz önünde bulundurulduğunda öğrencilerin hangi sırada
nesneleri bir sıraya olduğunun bilgisini verir, fakat sıra sayıları miktarla ilgili bilgi vermez.
koymakla elde edilir.
Bu ölçek türüyle elde edilen ölçme sonuçları arasında iki tür ilişki vardır:
Geçişlilik ve asimetriklik. Mehmet Ahmet’ten daha uzun, Ahmet ise Ali’den daha
uzun ise Mehmet Ali’den daha uzundur. Bu geçişlilik ilişkisi, “A > B ve B > C ise A >
C” şeklinde özetlenebilir. Diğer taraftan Mehmet Ahmet’ten daha uzun boylu ise,
Ahmet de Mehmet’ten daha uzun boyludur diyemeyiz. Bu ilişki, asimetrik bir
ilişkidir (A > B ise B > A değildir).
Eşit Aralıklı Ölçekler: Birçok nesnenin, belirli bir başlangıç noktasına ve beli
bir özelliğe sahip olma bakımından sıralar arasındaki farkın eşit olduğu ya da eşit
aralıkla sıralandığı ölçek türüne eşit aralıklı ölçek denir. Eşit aralıklı ölçek, belirli bir
başlangıç noktasından itibaren tanımlanmış bir birime göre bölmelenerek ya da
herhangi iki noktası belirlenerek ilgili iki nokta arası eşit aralıklara bölmelenerek
geliştirilir. Takvim, termometre ve standart puanlar eşit aralıklı ölçek araçlarıdır.
Bu tür ölçeklerde bir başlangıç (sıfır) noktası ve tanımlanmış bir birim vardır. Eşit
aralıklı ölçeklerdeki başlangıç (sıfır) noktası, bağıl sıfır noktasıdır ve bu başlangıç
noktasının ileriye geriye veya sağa sola kaydırılması sonucu etkilemez.
Takvimler eşit aralıklı ölçek türündedir. Miladi takvimde İsa’nın doğumu,
Hicri takvimde ise Hz. Muhammed’in Mekke’de Medine’ye göçü başlangıç (sıfır)
noktası alınmıştır. Miladi takvimde güneş yılı, Hicri takvimde ise ay yılı birim olarak
kabul edilmiştir. Eşit aralıklı ölçeklerdeki sıfır, o noktada, ölçülen özelliğin
gerçekten hiç bulunmadığı anlamına gelmez. Bu tür ölçeklerdeki sıfır noktası,
itibari bir sıfır noktasıdır, doğal ya da mutlak sıfır noktası değildir. Sıcaklığın sıfır
derece olması, sıcaklığın hiç bulunmaması demek değildir. Bir sınavdan 80 alan bir
öğrencinin 40 alan bir başka öğrenciden iki kat daha zekidir/başarılıdır gibi
yorumlar yapılamaz.
14
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
Oranlı Ölçekler: Eşit aralıklı ölçekten farkı gerçek sıfır noktasının varlığıdır.
Oranlı ölçeklerde gerçek sıfır noktasını olması ve birimler eşit aralıklarla bölündüğü
için bu ölçeklerle elde edilen ölçme sonuçlarına yönelik her türlü matematiksel
işlem yapılabilir.
Kilogram, metre, saat gibi ölçme araçları oranlı ölçek esasına göre
Kilogram, metre, saat geliştirilmişlerdir. Bu araçlardaki sıfır noktası, ölçülen özelliğin yokluğunu, yani
gibi ölçme araçları hiçliğini gösterir. Örneğin, bir şeyin ağırlığı sıfır gramdır demek, aslında ortada
oranlı ölçek esasına ölçülecek bir ağırlık yok demektir. Bu tip ölçeklerle elde edilen ölçme sonuçları
göre geliştirilmişlerdir. üzerinde, eşit aralıklı ölçeklerden elde edilen ölçümler üzerinde yapılamayan
oranlı karşılaştırmalar yapılabilir. 50 kg gelen birisi, 25 kg gelen birisinin iki katı
ağırlıktadır denilebilir. Ölçek türlerine ilişkin temel bilgiler Tablo 1.2’de
özetlenmiştir.
Tablo 1.2. Ölçek Türleri ile ilgili Temel Bilgiler (Tekin, 2008)
Kullanılabilecek
Sağladığı Temel
Ölçek Örnekler Bazı İstatistiksel
İşlemler
Teknikler
Kişilerin
cinsiyetlerine,
Benzerliğin ya da dinlerine,
Sınıflama Frekans, yüzde,
denkliğin mesleklerine göre
(Adlandırma) tepe değer (mod)
belirlenmesi gruplanması
İllere plaka kod
numarası verilmesi
Ortanca
Bireyleri boy sırasına (medyan),
Daha az ya da
dizme, öğrencileri Yüzdelikler,
Sıralama daha çoğun
başarılarına göre Sıra farkları
belirlenmesi
sıralama korelasyon
katsayıları
Fahrenhayt ve
Ortalama
Santigrat
Standart sapma
Araların eşitliğinin termometreler,
Pearson-çarpım
Eşit Aralıklı ve farkların Hicri, Rumi ve Miladi
momentleri
belirlenmesi takvimler, Başarı
korelasyon
testlerindeki
katsayısı
standart puanlar
Uzunluk ölçmede
kullanılan ölçme
Oranların
araçları (metre) Her türlü istatistik
Oranlı elitliğinin
Ağırlık ölçüleri işlemleri
belirlenmesi
(kilogram)
Zaman ölçüleri
Değerlendirme
Günlük yaşamımızda pek çok konuda değerlendirme yaparız. Örneğin bir
kazak almak istediğimizde, önce alacağımız kazağın rengini, modelini, ölçüsünü,
ayıracağımız parayı vb. saptarız. Daha sonra vitrinleri dolaşır, çeşitli kazakların
15
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
özellikleriniz gözleriz, hatta bazılarını giyer deneriz, sonunda bir kazağı alır veya
almayız. Bu örnekteki kazak alma işinde, alınacak kazakla ilgili özellikler önceden
saptandı, kazaklar bu özelikler yönünden gözlendi, gözlenen özellikler
saptananlarla karşılaştırıldı ve sonunda bir karar varıldı. Eğitimde de öğrenciler,
derslerde gözlenir, çeşitli sınavlar yapılır, bunların sonuçları yönetmeliklerdeki
ölçütlerle karşılaştırılır ve öğrenci hakkında karar verilir. Bu karar geçti-kaldı veya
not verme biçiminde olur. Öğrenciler üzerinde toplanan bilgiler, program,
öğretimin kalitesi gibi başka eğitim kararlarında da kullanılır (Turgut & Baykul,
2010).
Ölçmenin bir betimleme işi olduğuna daha önce değinilmişti. Değerlendirme
iki şeyin karşılaştırılmasına dayanan bir yargılama işlemidir. Elde edilen ölçme
sonuçlarından bir anlam çıkartmak için söz konusu ölçme sonuçlarının bir ölçüt ile
Değerlendirme bir karşılaştırılması gerekir. Açıkça belirtilmemiş olsa bile, her değer yargısı, kesinlikle
yargılama işlemidir ve elde edilen bir ölçme sonucu ile belirlenen bir ölçütün karşılaştırılmasına dayanır
iki şeyin (Tekin, 2008).
karşılaştırılmasına
dayanır. Değerlendirme, kullanılan ölçüte göre ve kullanılış amacına göre çeşitlilik
göstermektedir. Değerlendirme türleri Şekil 1.5’te gösterilmiştir.
DEĞERLENDİRME
Ölçüte Amaca
Göre Göre
16
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
ortalamasının üzerinde puan alma bağıl ölçüte örnektir ve buna göre yapılan
değerlendirme de bağıl değerlendirmedir (Güler, 2014).
Tanıma ve yerleştirmeye yönelik değerlendirme genellikle öğretim sürecinin
başında öğrencileri tanımaya ve uygun olabilecek bir yere yerleştirmeye yönelik
değerlendirmedir. Biçimlendirmeye ve yetiştirmeye yönelik değerlendirme öğretim
sürecinde öğrencilerin varsa öğrenme eksikliklerini belirlemek ve bu eksiklikleri
gidermeye yönelik yapılan değerlendirmedir. Düzey belirlemeye yönelik
Düzey belirlemeye
yönelik değerlendirme değerlendirme ise eğitim sürecinin sonuna yapılan ve öğrencinin süreç sonunda ne
eğitim sürecinin sonuna seviyede olduğunu göstermeye yarayan bir değerlendirmedir.
yapılan ve öğrencinin
süreç sonunda ne
seviyede olduğunu
göstermeye yarayan bir
değerlendirmedir. •Matematik dersinde 100 soruluk çoktan seçmeli bir testten Ali 80, Ayşe
60 puan almış olsun. Ali’nin 80 puan, Ayşe’nin 60 puan aldığını ifade
etmek, bir betimleme işlemidir. Yani ölçme sonucunun ifade edilmesidir.
Örnek
17
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
18
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
• Ölçme, insanların günlük hayatında önemli bir yer tutar. Hemen her zaman
günlük işlerimize ilişkin birçok kararlar alırız. Bu kararların çoğu ölçme
sonuçlarına dayanır. Yine birçok şeyin miktarı ya da sayısal büyüklüğü
hakkında fikir sahibi olmak için ölçmeye, ölçme araçlarına ve onun standart
birimlerine başvururuz. Bu açılardan bakıldığında, ölçme aslında bize hiç
yabancı olmayan bir kavramdır. Ölçme, hayatımızı ve belli işler üzerinde
anlaşmamızı kolaylaştırır.
Özet
•Ölçme, herhangi bir niteliği gözlemek ve gözlem sonucunu sayı veya
sıfatlarla ifade etmektir. Ölçmede eşyanın, olayların veya insanların ölçmeye
konu olan niteliklerinin gözlenmesi, sayılması veya bir ölçme aracıyla
karşılaştırılması; ölçme işleminin sonunda da, ölçme konusu niteliğe bir sayı,
bir derece veya bir sıfatın karşı getirilmesi vardır.
•Ölçme sonucu elde edilen sayı veya semboller ölçüm olarak isimlendirilir.
Sınavdan alınan 60 puan, ağırlık olarak ifade edilen 70 kg, uzunluk olarak
ölçülen 150 cm bir ölçümdür.
•Ölçme işleminin nasıl yapılacağını ifade eder. Yapılacak olan bir sınavda her
bir sorunun kaç puana karşılık geldiğinin belirtilmesi ölçme kuralıdır.
•Ölçüt bize değerlendirmeyi neye göre yapacağımız belirtir. Değerlendirme
yaparken ölçümlerin başarılı veya başarısız sayılabilecek bir performansı
ifade etme durumunu bize ölçütler yansıtır. Ölçütler değerlendirme
yapmada uyulacak kurallar olarak algılanabilir. Anlaşılacağı üzere ölçüt;
ölçümler hakkında bir karara varırken kullanılan kriterlerdir.
•Bir durumdan diğerine farklı değerler alabilen özellikler değişkendir.
Değişkenler yapılarına veya özelliklerine göre nicel ve nitel olarak
sınıflandırılırlar. Değişkenler aldıkları değerlere göre sürekli veya süreksiz
olarak sınıflandırılırlar. Değişkenler neden sonuç ilişkisi içinde bulunuyorsa
bu durumda bağımsız ve bağımlı değişken olarak sınıflandırılır.
•Ölçülen özelliğin en küçük parçasına birim denir.
•Ölçme, doğrudan, dolaylı ve türetilmiş ölçme olmak üzere 3’e ayrılır.
Ölçmeye konu olan özellik ile ölçme aracının özelliği aynıysa yapılan ölçmeye
doğrudan ölçme denir. Bazı durumlarda bir özelliğin doğrudan ölçülmesi
mümkün değilken başka bir özellik yardımıyla veya ilgili özelliğin varlığına ya
da yokluğuna gösterge olabilecek bir araçla ölçümler yapılır. Türetilmiş
ölçme iki veya daha fazla değişken ve bu değişkenler arasındaki ilişkiye
dayanan ölçmedir.
•Ölçmede sıfır noktası ölçme işinde veya ölçekleme tekniklerinde bir
başlangıç noktasını ifade eder. Doğal sıfır, bir değişkenin gerçek anlamda
yokluğunu ifade eden sıfırdır. Eğitimdeki ölçmelerde, genellikle değişkenin
hangi miktarına ya da hangi durumlarına sıfır değerinin atanacağı uzman
kişilerce tanımlanmıştır. Burada ifade edilen sıfır gerçek anlamda yokluğu
ifade etmemektedir. Bu sıfıra da tanımlanmış sıfır denir.
•Ölçme araçları, başlangıç noktaları ve birimlerinin nasıl olduğuna göre
değişik gruplara, tiplere ayrılır. Bunlar; sınıflama, sıralama, eşit aralıklı ve
oranlı ölçeklerdir.
•Değerlendirme, ölçümlerden bir anlam çıkarmak ve ölçülen nesneler
hakkında bir değer yargısına ulaşmaktır. Değerlendirme, kullanılan ölçüte
göre ve kullanılış amacına göre çeşitlilik göstermektedir. Ölçütüne göre
değerlendirme mutlak ve bağıl değerlendirmedir. Amacına göre
değerlendirme ise tanıma ve yerleştirmeye yönelik, biçimlendirme ve
yetiştirmeye yönelik, düzey belirlemeye yönelik değerlendirme olmak üzere
üçe ayrılır.
19
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi doğrudan ölçmeye örnektir?
a) Otoparktaki araç sayısı
b) Başarı puanı
c) Öğrencilerin motivasyonu
d) Öğrencilerin kaygı durumları
e) Zekâ puanı
2. Aşağıdakilerden hangisinde mutlak sıfır noktası vardır?
a) Sınıfın hava sıcaklığı 25 0C’dir.
b) Erzurum’un rakımı 1890 m’dir.
c) Ali’nin ölçme ve değerlendirmede dersinden aldığı puan 70’tir.
d) Erzurum’un kurtuluşu 12 Mart 1918’dir.
e) Ayşe’nin boyu 170 cm’dir.
3. Aşağıdakilerden hangisi bir ölçme işlemini ifade eder?
a) Polis okuluna girebilmek için boy uzunluğu sınırı belirlemek
b) Sınıf ortalamamasının altında alanları başarısız saymak
c) Sınav sorularının cevaplarına ilişkin cevap anahtarı hazırlamak
d) Bir öğrencinin girdiği sınavda doğru cevaplarının sayısını belirlemek
e) Bir dersten geçebilmek için ders geçme barajı belirlemek
4. Elif Öğretmen’in yaptığı bir sınavdan Zeynep 80, Hasan 40 puan almıştır.
Elif Öğretmen bu sınav sonuçlarına göre aşağıdakilerden hangisini
söyleyemez?
a) Zeynep Hasan’dan daha başarılıdır.
b) Hasan Zeynep’ten 40 puan az almıştır.
c) Zeynep Hasan’dan 40 puan fazla almıştır.
d) Hasan’ın başarısı Zeynep’ten düşüktür.
e) Zeynep Hasan’dan 2 kat daha başarılıdır.
5. Bir öğretmenin sınıfındaki öğrencileri sınavdan aldıkları puanlara göre
sıraya dizmesi hangi tip ölçek düzeyinde bir ölçmedir?
a) Eşit oranlı
b) Eşit aralıklı
c) Sınıflama
d) Sıralama
e) Adlandırma
6. Yapılan bir sınavda öğrencilere grubun başarısı dikkate alınarak
değerlendirme yapılacağının söylenmesi hangi tür değerlendirmeye örnek
teşkil eder?
a) Bağıl değerlendirme
b) Mutlak değerlendirme
c) Tanıma ve yerleştirmeye yönelik değerlendirme
d) Biçimlendirme ve yetiştirmeye yönelik değerlendirme
e) Düzey belirlemeye yönelik değerlendirme
20
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
7. Bir öğretmen dersinde mesafe ölçümü için iki farklı öğrencinin adımları ile
ölçüm yapmasını istemiş ve sonuçlar farklı çıkmıştır. Burada öğretmen
ölçmede birimin hangi özelliğine dikkat çekmek istemiştir?
a) Kullanışlılık
b) Eşitlik
c) Duyarlılık
d) Genellik
e) Kararlılık
8. Aşağıda verilenlerden hangisi eşit birimlidir?
a) Sıralama - Sınıflama
b) Eşit aralıklı - Sınıflama
c) Oralı - Eşit Aralıklı
d) Oranlı - Sıralama
e) Sınıflama - Eşit Aralıklı
9. Yapılacak olan bir sınavda her bir sorunun kaç puana karşılık geldiğinin
belirtilmesi?
a) Ölçüm
b) Ölçek
c) Ölçme
d) Ölçme Kuralı
e) Değerlendirme
10. Aşağıdaki örneklerin hangisinde tanımlanmış birim kullanılmıştır?
a) Sınıf mevcudu 20 kişidir.
b) Sınıfın sıcaklığı 20 0C’dir.
c) Otoparkta 20 araç vardır.
d) Ayşe sınavda 30 soruyu doğru cevaplamıştır.
e) Hasan’ın kitaplığında 15 kitap vardır.
Cevap Anahtarı
1.a, 2.e, 3.d, 4.e, 5.d, 6.a, 7.b, 8.c, 9.d, 10.b
21
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Ölçme ve Değerlendirmede Temel Kavramlar
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Başol, G. (2013). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (2. baskı). Pegem.
Baykul, Y. (2010). Eğitimde ve psikolojide ölçme: Klasik test teorisi ve uygulaması
(2. baskı). Pegem.
Baykul, Y., Gelbal, S., & Kelecioğlu, H. (2003). Eğitimde ölçme ve değerlendirme.
MEB.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç-Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2014).
Bilimsel araştırma yöntemleri (18. baskı). Pegem Akademi.
Güler, B. (2014). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (7. baskı). Pegem Akademi.
Kan, A. (2009). Ölçmenin temel kavramları. H. Atılgan (Ed.), Eğitimde ölçme ve
değerlendirme içinde (ss. 1-22). Anı.
McMillan, J. H. (2015). Sınıf içi değerlendirme (A. Arı, Çev. Ed.). Eğitim. (Çalışmanın
orijinali 2014’te yayımlanmıştır)
Tan, Ş. (2009). Öğretimde ölçme ve değerlendirme (3. baskı). Pegem Akademi.
Tekin, H. (2008). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (19. baskı). Yargı.
Turgut, M. F. (1995). Eğitimde ölçme ve değerlendirme metotları (10. baskı).
Yargıcı.
Turgut, M. F., & Baykul Y. (2010). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Pegem
Akademi.
22
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
ÖLÇME
ARAÇLARINDA BULUNMASI
GEREKEN NİTELİKLER
• Giriş
İÇİNDEKİLER
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
2
dağıtımı yapılamaz.
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Sabit
Tesadüfi
Eşdeğer Formlar
Puanlayıcı
Yapı Geçerliği Güvenirliği
Geçerlik Ölçüt Dayanaklı
Geçerlik
Kullanışlılık
Görünüş
Geçerliği
24
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
GİRİŞ
Ölçmede amaç, ölçüle özelliğin gerçek büyüklüğünü ortaya koymak, yani
hatasız bir ölçü elde etmektir. Ancak bu, hemen hemen hiçbir zaman mümkün
olmaz. Uzunluk ölçme gibi ölçme araç veya yöntemlerinin en üst düzeylere kadar
geliştirilmiş olduğu alanlarda bile gerçek değerlerde değil, ona çok yakın
değerlerde ölçüler elde edilebilir.
Ölçme genellikle bir maksat için yapılır. Maksat, ölçme konusu özellik
bakımından kişiler, olaylar ya da nesneler hakkında değerlendirme sonuçlarına
dayanarak belli kararlar vermektir. Verilen kararların doğruluk ve yerindeliği,
kararın dayandığı değerlendirme sonuçlarının, giderek değerlendirmenin
dayandığı ölçümlerin verilecek kararla ilgili ve olabildiğince az hatalı; ölçütün de
uygun olmasına bağlıdır (Tekin, 2008).
Geçerlik ve güvenirlik, ne kadar kullanışlı olduğuna bakılmaksızın, kullanılan
bir ölçme aracının olmazsa olmaz iki özelliğidir. Test sonuçlarının belirlenen amaca
yönelik geçerliği, kullanılacak testin kesinlikle en önemli özeliğidir. Ancak
güvenirlik, geçerliğin ön koşuludur. Test sonuçlarının geçerliği denenmeden önce
en azından orta düzeyde güvenilir olduklarından emin olunmalıdır. Ancak güvenilir
bir test, amacımız olan uygulama için geçerlikten yoksun olabilir. Bir testin
seçilmesinde başlangıç noktası her ne kadar testin önerilen kullanımına göre
geçerliği olsa da, geçerliğin tartışılmasının ön şartı olarak öncelikle güvenirlik ele
alınmıştır (Thondike & Thondike-Christ, 2017).
Bu ünitede, ölçmede hata kavramını anlamadan ölçme aracının güvenirliğini
kavrama zor olacağından, öncelikle ölçmede hata ve hata türlerine yer verilmiştir.
Daha sonra güvenirlik, geçerlik ve kullanışlılık özellikleri açıklanmıştır.
ÖLÇMEDE HATA
Ölçmede hata; gerçek Ölçmede hata; gerçek ölçüm ile gözlenen ölçüm arasındaki fark olarak
ölçüm ile gözlenen tanımlanır. Hatanın miktarı, kaynağı ve yönü belli değildir. Ancak her ölçmede bir
ölçüm arasındaki fark miktar hata vardır. Hata, yanlış ile karıştırılmamalıdır. Yanlış, dikkatsizlikten,
olarak tanımlanır.
bilgisizlikten kaynaklanır. Bu hatalar öğretim ve dikkat ile düzeltilebilir. Hata ise
kaynağı, yönü ve derecesi belli olmayan etkenlerdir (Baykul, 2010; Turgut, 1995).
Hata = Gözlenen Puan - Gerçek Puan
Ölçme işleminin yapılmasında, insan mutlaka işin içine girer. İnsan ise her an
çeşitli etkenler altındadır. Ölçmecinin dikkati, titizliği zamandan zamana
değişebilir, belli zayıf yanları olabilir. Örneğin yazılı yoklama kâğıtlarını okurken,
bazılarına daha çok ya da daha az puan verme yoluna gidilebilir. Bu kaynaktan
gelen hatayı azaltmanın yolu, ölçme işini farklı kişilere yaptırmak ve elde edilen
ölçümlerin ortalamasını almaktır. Böyle yapıldığında gerçekten de, çeşitli
ölçmecilerin yapacağı hataların birbirinden bağımsız olacağı varsayılırsa, farklı
ölçülerce yapılacak hatalar birbirini götüreceklerinden, büyük olasılıkla gerçeğe
daha yaklaşılmış olur (Tekin, 2008).
25
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Hata Türleri
İstatistiksel özellikleri bakımından ölçme hataları, sabit, sistematik ve
tesadüfi hatalar olmak üzere üç ana başlıkta ele alınır (Bkz. Şekil 2.1) (Tan, 2009;
Tekin, 2008; Turgut & Baykul, 2010).
Hata
Türleri
Sabit hatalar
Ölçmeden ölçmeye miktarı ve yönü değişmeyen, kaynağı belirlenebilen
hatalardır (Güler, 2014). Diğer bir ifadeyle bir ölçmeden diğerine miktarı
değişmeyen hatalara sabit hata denir (Turgut & Baykul, 2010).
Ölçmeden ölçmeye
miktarı ve yönü
değişmeyen, kaynağı
belirlenebilen hatalara •Bir cetvelin ucunun 2 cm kırık olduğu ve 2-100 cm olarak
Örnek
•Toplam puanı 100 olan bir yazılı yoklamada, 20 puanlık bir soru
Örnek
26
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Sistematik hatalar
Ölçmeden ölçmeye miktarı ve/veya yönü değişen, kaynağı belirlenebilen
hatalara sistematik hata denir (Güler, 2014). Sistematik hata yapılırken çoğu
zaman farkında olunmayabilir.
Tesadüfi hatalar
Tesadüfi hatalar, kaynağı belirsiz, şansa bağlı ve puanları nasıl etkilediği
bilinmeyen hatalardır. Cevap anahtarı kullanmama, cevapları puanlarken
gelişigüzel davranma, verilen puanları toplarken dikkatsiz olma, sınavda
öğrencilerin kopya çekmesine göz yumma, öğrencilerin önceki yılların sorularını
Tesadüfi hatalar,
sınavda önce ele geçirmeleri gibi durumlar bu tip hataya neden olur. Tesadüfi
kaynağı belirsiz, şansa
bağlı ve puanları nasıl hataların sistematik hatalardan farkı ise hatanın yönünün süreklilik
etkilediği bilinmeyen göstermemesidir. Yani bir öğrenci için pozitifken, diğeri için negatif olabilir.
hatalardır. Tesadüfi hatalar yüzünden aynı ölçme koşulu farklı öğrencilerde farklı sonuçlar
doğuracaktır. Kimisi şansa bıraktığı çoktan seçmeli test maddelerini tesadüfen
tutturarak gerçek başarısından yüksek puan alırken, bir diğeri süreyi iyi
kullanamama, sınav stresi gibi nedenlerden dolayı gerçek başarı seviyesinin altında
puan alabilir. Aynı koşullardaki öğrenciler farklı şekillerde etkilenebileceğinden
tesadüfi hatanın miktarı ve yönü kestirilemez (Turgut & Baykul, 2010).
Bu özellikleri yüzünden, gerek bir birey gerekse grup üzerinde yapılan
ölçmelere dayalı sabit ve sistematik olmayan ölçme hataları tesadüfi değişken
olma özelliğine sahiptir. Sabit ve sistematik hatalar ise tesadüfi değişken olma
özelliğine sahip değildir. Bu sebeple ölçmede hata teorileri sadece tesadüfi hatalar
üzerine kurulmuştur (Baykul, 2010).
Örnek
27
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Hata Kaynakları
Ölçmede hata kaynakları, ölçmeyi yapan kişiden, ölçme yapılan bireyden,
ölçme yapılan araçtan ve ölçme yapılan ortamdan kaynaklanabilir. Hata
kaynaklarının bilinmesi, bu hataların tespit edilmesi ve önlenmesi bakımından
Ölçmede hata önemli görülmektedir. Ölçme işiyle ilgilenecek kişinin ölçmeye karışacak hata
kaynakları, ölçmeyi
kaynaklarını bilmesi ve bunlara yönelik önlemler alması da gerekmektedir.
yapan kişiden, ölçme
yapılan bireyden, ölçme Ölçmeyi yapan kişiden kaynaklı hatalar: Ölçme işlemini yapan kişinin ölçme
yapılan araçtan ve konusundaki yetersiz bilgisi, deneyimi, eğitim seviyesi, yorgunluğu gibi
ölçme yapılan
özelliklerden kaynaklanan hatalardır. En sık karşılaşılan sorun ölçme araçlarının
ortamdan
kaynaklanabilir. puanlanmasında yapılan hatalardır.
Ölçme yapılan bireyden kaynaklı hatalar: Ölçme yapılan bireyin sınav
kaygısı, güdülenememe, sınav anında heyecanlanması ve bu olumsuz durumlara
bağlı olabilecek anlık rahatsızlanmalar, bireyin sınavda gerçek durumunu
gösterememesine neden olabilir.
Ölçme aracından kaynaklı hatalar: Ölçme aracının test hazırlama ilkelerine
göre hazırlanmamasından kaynaklı hatalardır.
Örnek
Ölçme yapılan ortamdan kaynaklı hatalar: Ölçme yapılan ortamın ısısı, ışığı,
oturma düzeni, sıralar, havalandırması gibi özelliklerin ölçme yapılmaya uygun
olmamasından kaynaklı hatalardır.
28
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Örnek
•Uzun boylu öğrencilerin ilkokul sıralarında sınava girmesi.
GÜVENİRLİK
Güvenirlik, bir ölçme aracının tesadüfi hatalardan arınık olma derecesi
olarak tanımlanır. Tesadüfi hataların kaynakları tam olarak bilinmese de, nelerin
tesadüfi hataya neden olabileceği tahmin edilebilir.
Ölçme yapmak, gerçek miktarı bilinmeyen bir şeyin miktarını, onun bir
derecede hatalı olabilecek ölçülerinden hareketle belirlemeye çalışmak olduğuna
göre, eldeki bir ölçme aracının ne kadar doğru ölçme yaptığı, diğer bir deyişle bu
araçla elde edilen ölçülere ne kadar ölçme hatası karışmış olabileceği nasıl
belirlenebilir? (Özçelik, 2010).
Aşağıda tutarlılık, duyarlılık ve kararlılık anlamlarında güvenirlik kavramı
açıklanmıştır.
29
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
30
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
2 ∗ 𝑟𝑦
𝑟𝑡 =
1 + 𝑟𝑦
31
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Örnek
öğrenciye uygulamış olalım. Bu sınavdaki soruları tek ve çift sayılı
sorular olarak ikiye ayırdıktan sonra bireylerin birinci ve ikinci
formlardan elde ettikleri puanları hesaplayalım. Bu puanlar
arasındaki korelasyon .70 olsun. Bu durumda ry = .70 olacaktır.
•rt = (2*.70) / (1+.70)
• = 1.40 / 1.70 = .82
32
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Puanlayıcı güvenirliği
Puanlamada puanlayıcının ön planda olduğu, puanlamanın potansiyel olarak
daha subjektif olduğu durumlarda bir testin birden fazla puanlayıcı tarafından
değerlendirilmesi elzemdir, özellikle de bu değerlendirme sonucunda önemli bir
karar alınacaksa. Kompozisyon yazma, resim yapma, şiir yazma, bir müzik aletini
çalma, yabancı dil konuşma veya bir mülakat sınavı gibi performansa dayalı
becerilerin ölçülmesinde veya açık uçlu bir sınavın puanlanmasında birden fazla
puanlayıcıya ihtiyaç duyulabilir. Aynı testi değerlendiren bu puanlayıcılar
arasındaki benzerlik puanlayıcı güvenirliği olarak tanımlanır. Örneğin, bir
sporcunun sahada performansını gözlemleyip değerlendiren iki gözlemcinin
sporcunun performansı için vermiş oldukları puanlar birbirine ne kadar yakınsa
puanlama güvenirliği o kadar yüksektir denir.
Ölçme araçlarının güvenirliğini artırmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:
Soru sayısının artırılması aracın hassas ölçüm yapmasını artıracağı için
güvenirlik de artar.
Soruların açık anlaşılır bir dille yazılması güvenirliği artırır.
Testin yapısı, dizgisi ve kullanılan yazı karakteri büyüklüğünün ölçülecek
gruba uygun olması güvenirliği artırır.
Soruların bilen öğrencilerle bilmeyen öğrencileri ayırıcı olması güvenirliği
artırır.
Şans başarısının azalması güvenirliği artırır.
Sınav süresinin ne çok kısa olması ne de çok uzun olması güvenirliği artırır.
Öğrenci seviyesine en uygun süre belirlenmelidir.
Sınavın puanlamasının objektif olması güvenirliği artırır.
Soruların zorluk seviyesinin orta güçlükte olması güvenirliği artırır.
Öğrencilerin motive edilmesi güvenirliği artırır.
Sınav ortamının ölçme yapılmaya uygun duruma getirilmesi güvenirliği
artırır.
Ölçme aracına ilişkin bilgilerin yer aldığı yönergenin bulunması güvenirliği
artırır.
Öğrencilerin ölçme durumuna ilişkin tutumlarının olumlu olması
güvenirliği artırır.
33
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
GEÇERLİK
Güvenirlik, bir testin karar vermede kullanılabilmesi için gerekli bir özellik
olmasına rağmen en önemli özellik değildir. Bir test yüksek güvenirliğe sahip
olabilir fakat ölçmeyi istediğimiz özellikle ilişkisi olmayabilir. Örneğin, okuma
başarısını ölçmek için oldukça güvenilir şekilde ölçülebilen kafa çevresini ölçmeyi
Geçerlik, bir ölçme
kim önerebilir? Eğitimde ve psikolojide veya başka bir alanda, herhangi ölçme
aracının, geliştirilmiş
bulunduğu konuda sürecine ilişkin ilk olarak sorulan soru “Geçerliği nasıldır?” sorusudur. Bu soruyu
amaca hizmet sorduğumuzda, testin ölçmeyi amaçladığımız özelliği ölçüp ölçmediğini araştırırız
etmesidir. (Thondike & Thondike-Christ, 2017).
Geçerlik, bir ölçme aracının ölçmeyi amaçladığı özelliği, başka herhangi bir
özellikle karıştırmadan, doğru olarak ölçebilme derecesidir. Diğer bir ifadeyle bir
ölçme aracının, geliştirilmiş bulunduğu konuda amaca hizmet etmesidir (Tekin,
2008).
Bir ölçme aracının güvenirliğinin yüksek olması, araç hangi özelliklerin
büyüklüğünü puanlara yansıtıyorsa onları ölçtüğünü gösterir. Ancak bu kadar bir
bilgi ölçme aracının başka bir özelliği değil de sadece ölçülmek istenen özelliği
ölçtüğünü gösteren bir kanıt olamaz. Çünkü güvenirliği yüksek olan bir ölçme
aracı, önce de belirtildiği gibi ölçülmek istenmeyen bir özelliği veya böyle
özellikleri ölçmekte olabilir. Çoğu kez olduğu gibi ölçme aracı, ölçülmek istenen
özelliği başka özelliklerle birlikte, onlarla karıştırarak ölçmekte olabilir. Sadece
güvenirliği düşük olan bir ölçme aracı için durum açıktır. Böyle bir aracın hiçbir şeyi
ölçemeyeceği söylenebilir. Öte yandan, bir ölçme aracının güvenirliği yüksek olsa
bile sadece bu duruma bakarak onun ölçülmek istenen özelliği ölçtüğü ve onu
başka özelliklerle karıştırmadan ölçme yaptığı söylenemez. Durumun böyle
olduğunun ayrıca gösterilmesi yani kanıtlanması gerekir. Daha önce güvenirlik ve
geçerlik kavramlarının ikisinin birlikte kullanılmış olmasının nedeni işte budur
(Özçelik, 2010). Geçerlik türleri; kapsam, yapı, ölçüt dayanaklı ve görünüş geçerliği
olmak üzere dört ana başlık altında ele alınabilir (Bkz. Şekil 2.2).
Kapsam
Geçerliği
Yapı Geçerliği
Yordama
Geçerlik Türleri
Geçerliği
Ölçüt Dayanaklı
Geçerlik
Uygunluk
Geçerliği
Görünüş
Geçerliği
34
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Kapsam Geçerliği
Ölçme aracının ölçmesi istenen kapsamı dengeli bir şekilde, ne eksik ne fazla
olarak ölçebilmesinin derecesidir (Güler, 2014). Bir ölçme aracının kapsam
geçerliği; testi oluşturan maddelerin ölçülen davranışlar evrenini temsil etme
Bir ölçme aracının
düzeyi hakkında bir karara varmadır (Tan, 2009).
kapsam geçerliği; testi
oluşturan maddelerin Eğitimde testler, çoğunlukla öğrencilerin belli bir alanda ya da derse ilişkin
ölçülen davranışlar davranışlarını yoklamak veya eğitim programlarını değerlendirmek için kullanılır.
evrenini temsil etme
Eğitim programı, öğrencilerin davranışlarında kasıtlı ve istendik değişiklik meydana
düzeyi hakkında bir
getirmek için tasarlanır. Programın etkililiğini değerlendirmek için testi geliştiren
karara varmadır.
kişinin davranışlarında değişme olup olmadığını gözlemesi yeterlidir. Bu durumda
testi geliştiren kişi, testin, öğrencilere kazandırılması planlanan önemli görülen
davranışları, temsil edip etmediğini araştırması gereklidir. Bunun için testi
düzenleyen kişi, testten elde edilen puanlarla ölçüt puanları birbiriyle
karşılaştırmak yerine testin amaçlarının ve maddelerinin kapsamla ve davranışlarla
ne derece uyumlu olduğunu tespit eder (Kan, 2009).
Kapsam geçerliğini belirlemede iki yol vardır. Bunlar (Başol, 2013; Güler,
2014; Tan, 2009):
Mantıksal yaklaşım
Mantıksal yaklaşıma göre kapsam geçerliğin belirlenmesinde iki yöntemden
faydalanılır: 1. Belirtke tablosu, 2. Uzman görüşüne başvurma.
Belirtke Tablosu: Belirtke tablosu ile testin ölçmeye çalıştığı davranışlarla
konuları kapsayıp kapsamadığı ve her bir maddenin ölçtüğü özelliği taksonomik
açıdan uygun biçimde ele alıp almadığı durumudur. Bu uygulamada belirtke
tablosunda yer alan dağılımla testteki soruların dağılımı uygun eşleştiğinde
kapsam geçerliğinden söz edilebilir.
Uzman görüşüne başvurma: Kapsam geçerliğini sağlamada kullanılan bu
yöntemde hazırlanan ölçme aracı ilgili alandaki uzmanların görüşleri alınarak
ölçülecek yapının ne derece kapsandığı kontrol edilir.
İstatistik yaklaşım
Kapsam geçerliğini sağlamada kullanılan diğer yöntem de aynı özellikleri
ölçen iki testin öğrencilere uygulanarak aralarındaki korelasyona bakmaktır.
Burada kullanılan ölçme araçlarından biri yeni hazırlanmış ölçme aracı ise bu araca
benzer ölçüm yapan daha önce geliştirilmiş ölçme aracı birlikte uygulanır. İki
araçtan alınan puanların birbirine yakın olması beklenir.
35
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Yapı Geçerliği
Yapı geçerliği ölçme aracını oluşturan parçaların birbiriyle ilişkilerinden yola
çıkarak maddelerin belli bir yapıyı sergileyip sergilemediklerinin ortaya konması
şeklinde ifade edilebilir. Zekâ, yetenek, yaratıcılık, belli bir konuda tutum, ilgi ve
kişilik birer yapıdır. Başarı testleri için yapı geçerliği testin belli konular
Zekâ, yetenek, çerçevesinde hazırlanması ve testi oluşturan maddelerin homojen bir yapı
yaratıcılık, belli bir sergilemesine bağlıdır. Maddeleri belli bir konuda olan ve çoğunluğu orta güçlük
konuda tutum, ilgi ve seviyesinde maddelerden oluşan bir test, bu bakımdan daha ümit verici olacaktır
kişilik birer yapıdır.
(Başol, 2013).
Yapı, belli ögelerden ve bu ögelerin birbiri ile oluşturduğu ilişkilerden
meydana gelir. Buna göre bir testin yapı geçerliğinin çalışılması testin
maddelerinin ilgili olduğu alanı kapsamasına ve bu maddeler arasındaki ilişkilerin
analizine dayanır. Yapı geçerliği çalışmalarında geniş bir şekilde kullanılan dört
yaklaşım vardır. Bunlar; korelasyon çalışması, genelleştirilebilirlik kuramından
yararlanma, gruplar arasındaki fark, çoklu metot matris ve faktör analizi
yöntemleridir (Tekindal, 2009).
36
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Örnek
•YKS'de yüksek puan alarak üniversitede ilgili bölüme yerleşen
bir öğrencinin bölümünde de başarılı olacağının tahmin
edilmesi yordama geçerliği ile ilgilidir.
Uygunluk geçerliği
Ölçüte dayalı geçerliğin bir diğer biçimi de uygunluk geçerliğidir. Uygunluk
geçerliğinin yordama geçerliğinden farkı; testin ölçülmek istenen davranış veya
özellikleri hangi düzeyde ölçebileceğini belirlemektedir. Yordamada ise kestirme
vardır. Özellikle testin amacı tanı koymak ise uyum geçerliğine başvurmak
yararlıdır.
Uygunluk geçerliği, bir Uygunluk geçerliği, bir kişinin kriter değişkendeki performansının, o anda
kişinin kriter ölçmeye konu olan değişkendeki performansını nasıl tahmin ettiğiyle ilgilidir (Tan,
değişkendeki 2009).
performansının, o anda
ölçmeye konu olan
değişkendeki
Örnek
performansını nasıl •Üniversite sınavı ile üniversite başarısı, işe giriş sınavı ile işteki
tahmin ettiğiyle ilgilidir. performans arasındaki korelasyon katasyıları yordama
geçerliği olurken, üniversite giriş sınavı ile ortaöğretim başarı
puanı (ölçüt) arasındaki korelasyon uygunluk geçerliği olur.
Görünüş Geçerliği
Görünüş geçerliği, bir testin gerçekten ne ölçtüğüyle değil, onun ne ölçüyor
göründüğüyle ilgilidir. Bir testin görünüş geçerliği, o testin, ölçmek istediği şeyi
ölçüyor görünmesidir. Görünüş geçerliği olan bir test, kapağında ne yazılıysa onu
ölçüyor görünür (Tekin 2008).
Örnek
37
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
KULLANIŞLILIK
Bir ölçme aracının sahip olması gereken bir diğer özellik ise kullanışlılıktır.
Bir testin kullanışlılığı, onun geliştirilmesi, çoğaltılması, uygulanması ve
puanlamasının kolay ve ekonomik olmasıdır. Çoğu kez öğretmenler, testin
Bir testin kullanışlılığı, kullanışlılığını ilk planda düşünüp onun geçerlik ve güvenirliğini göz önüne
onun geliştirilmesi, almazlar. Böyle yapılması doğru bir yaklaşım değildir. Bir testin geçerlik ve
çoğaltılması, güvenirliği daima ilk önce düşünülmelidir. Geçerlik ve güvenirlikten olabildiğince
uygulanması ve vazgeçmeden kullanışlılık karşılanmaya çalışılmalıdır (Tekin, 2008).
puanlamasının kolay ve
ekonomik olmasıdır. Çoktan seçmeli bir testin hazırlanması zor, puanlaması kolaydır. Yazılı
yoklamaların ise hazırlanması kolay puanlaması zordur. Bir öğretmenin
hazırlanması kolay diye ölçülecek özellikleri, kazanımları dikkate almadan yazılı
yoklama yapmaya karar vermesi doğru bir yaklaşım değildir. Öğretmen
kullanışlılığa dikkat etmiştir ancak geçerlik ve güvenirliği dikkate almamıştır. Bir
öğretmen bir ölçme aracını hazırlarken, ölçme aracının sahip olması gereken
38
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
39
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
40
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. I. Tesadüfi hata
II. Sistematik hata
III. Sabit hata
Bir ölçme aracının geçerliğinin düşük olmasına doğrudan etki eden faktör
veya faktörler aşağıdakilerden hangisidir?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) I ve III
d) II ve III
e) I, II ve III
2. ……………………. geçerliği, bir testin gerçekten ne ölçtüğüyle değil, onun ne
ölçüyor göründüğüyle ilgilidir.
Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) Yapı
b) Ölçüt
c) Yordama
d) Görünüş
e) Kapsam
3. Bir öğretmen sınıfındaki öğrencilere uygulanmak üzere bir test hazırlamış
ve bu testi aynı gruba benzer koşullar altında birkaç kez uygulamıştır.
Öğretmen test sonuçlarını incelediğinde öğrencilerin aldıkları puanların
her uygulama sonucunda farklı olduğunu gözlemlemiştir.
Buna göre öğretmenin hazırladığı bu testin hangi özelliğinde sorun vardır?
a) Tutarlılık
b) Kararlılık
c) İç tutarlılık
d) Geçerlik
e) Kullanışlılık
4. Aşağıdakilerden hangisi bir testin güvenirliğini artıran bir etkendir?
a) Cevaplama süresinin sorulara oranla kısa tutulması
b) Soruların zor olması
c) Sorularda yoruma açık ifadelere yer verilmesi
d) Öğrenci puanlarının farklı puanlayıcılara göre farklılık göstermesi
e) Testteki soruların bilen ve bilmeyeni ayırıcı nitelikte olması
41
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
5. Bir öğretmen yaptığı sınav sonuçlarını okurken kız öğrencilere 5’er puan
fazla vermiştir.
Bu duruma göre öğretmenin yaptığı hata türü aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sabit hata
b) Sistematik hata
c) Tesadüfi hata
d) Standart hata
e) Ortalama hata
6. Ebru Öğretmen İngilizce dersinde 4. üniteye ağırlık verdiği hâlde
uyguladığı sınavı daha çok 2. ve 3. üniteden oluşturduğu sorularla
hazırlamıştır.
Ebru Öğretmen’in hazırladığı sınavda aşağıdakilerden hangisi göz ardı
edilmiştir?
a) Testin kapsam geçerliğini
b) Testin kullanışlılığını
c) Testin yordama geçerliğini
d) Testin puanlayıcı güvenirliğini
e) Testin objektifliğini
7. Sınav için hazırlanan soruların işlenen konuları en iyi şekilde
örneklendirmesi aşağıdaki özelliklerden hangisini doğrudan artırır?
a) Kullanışlılık
b) Geçerlik
c) Güvenirlik
d) İç tutarlılık
e) Kararlılık
8. I. Sınav ortamının fiziki yapısının öğrenciye ve sınav yapmaya uygun olması
II. Soru sayısının artması
III. Soruların öğrenci düzeyine uygun hazırlanması
IV. Sınav süresinin soru sayısına uygun olması
V. Soruların konu içeriğini tam olarak kapsaması
Yukarıdaki durumlardan hangisi güvenirliği artırmaya yönelik önlemlerden
değildir?
a) I
b) II
c) III
d) IV
e) V
42
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
Cevap Anahtarı
1.d, 2.d, 3.b, 4.e, 5.b, 6.a, 7.b, 8.e, 9.c, 10.b
43
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Nitelikler
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Başol, G. (2013). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (2. baskı). Pegem Akademi.
Baykul, Y. (2010). Eğitimde ve psikolojide ölçme: Klasik test teorisi ve uygulaması
(2. baskı). Pegem Akademi.
Baykul, Y., Gelbal, S., & Kelecioğlu, H. (2003). Eğitimde ölçme ve değerlendirme.
MEB.
Güler, B. (2014). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (7. baskı). Pegem Akademi.
Kan, A. (2009). Ölçme araçlarında bulunması gereken nitelikler. H. Atılgan (Ed.),
Eğitimde ölçme ve değerlendirme içinde (ss. 23-80). Anı.
Orçan, F., & Taşgın, A. (2021). Ölçmede hata ve güvenirlik. A. Taşgın (Ed.),
Eğitimde ölçme ve değerlendirme içinde (ss. 17-36). Vizetek.
Özçelik, D. A. (2010). Okullarda ölçme ve değerlendirme. Pegem Akademi.
Tan, Ş. (2009). Öğretimde ölçme ve değerlendirme (3. baskı). Pegem Akademi.
Tekin, H. (2008). Eğitimde ölçme ve değerlendirme (19. baskı). Yargı.
Tekindal, S. (2009). Okullarda ölçme ve değerlendirme yöntemleri. Nobel.
Thorndike, R. M., & Thorndike-Christ, T. (2017). Psikolojide ve eğitimde ölçme ve
değerlendirme (M. Otrar, Çev. Ed.). Nobel. (Çalışmanın orijinali 2010’da
yayımlanmıştır.)
Turgut, M. F. (1995). Eğitimde ölçme ve değerlendirme metotları (10. baskı).
Yargıcı.
Turgut, M. F., & Baykul Y. (2010). Eğitimde ölçme ve değerlendirme. Pegem
Akademi.
44
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
GELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME
alanları tanımlayabilecek,
• Normal gelişim ve gelişim
problemlerini ayırt edebilecek,
• Gelişimsel değerlendirmenin
tanım, işlev ve önemini
açıklayabilecek,
• Gelişimin değerlendirilmesinde
uyulması gereken temel ilkeleri
ifade edebilecek,
• Yaygın olarak kullanılan bazı
gelişimsel değerlendirme ÜNİTE
araçlarının özelliklerini
belirtebileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
3
dağıtımı yapılamaz.
Gelişimsel Değerlendirme
Normal Gelişim
Gelişim Alanları
Gelişimsel Sapma
GELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME
Tanımı
Gelişimsel Bozukluk
Gelişimsel
İşlevi
Değerlendirme
Önemi
Gelişimin
Değerlendirilme
Ankara Gelişim
sinde Temel Tarama Envanteri
İlkeler
Gazi Erken Çocukluk
Değerlendirme Aracı
Marmara Gelişim
Ölçeği
Yaygın Olarak
Kullanılan Bazı Denver-II Gelişimsel
Tarama Envanteri
Gelişimsel
Değerlendirme Bayley-III Bebeklerin
Araçları ve Küçük Çocukların
Gelişimi Ölçeği
Vineland Uyum
Davranış Ölçeği
Vineland Sosyal-
Duygusal Erken
Çocukluk Ölçeği
46
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Gelişimsel Değerlendirme
GİRİŞ
Bireyin gelişim süreci, bu süreci etkileyen faktörler ve bu sürecin sağlıklı bir
şekilde tamamlanabilmesine destek olabilmek için yapılması gerekenler uzun
yıllardır eğitim bilimciler ve çocuk gelişimciler başta olmak üzere çeşitli alanlarda
çalışan araştırmacı ve uygulamacıların cevap aradığı önemli bir problem
durumunu oluşturmaktadır. Bu noktada bireyin gelişim sürecinin nasıl bir süreç
olduğu ve bu sürecin temel dinamikleri üzerinde farklı açıklamalar ortaya
konulmuştur. Tüm bu açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde çocuğun gelişim
sürecine destek olunabilmesi için gelişimsel özelliklerinin farkında olunması
gerektiği üzerinde önemli bir görüş birliği olduğu görülmektedir. Çocuğun
gelişimsel özelliklerinin farkında olabilmek için ise bu özellikler hakkında çeşitli
yöntem, teknik ve araçlar kullanarak veri toplamak bir başka ifade ile çocuğun
gelişimini değerlendirmek gerekmektedir. Çocuğun gelişimsel özellikleri ile ilgili
veri elde edebilmek amacıyla kullanılan bu çeşitli yöntem, teknik ve araçlar
karşımıza “gelişimsel değerlendirme” kavramını çıkarmaktadır.
Bu bölümde öncelikle gelişim kavramı tanımlanacaktır. Sonrasında bireyin
gelişiminin gözlendiği farklı alanları ifade eden gelişim alanları incelenecektir.
Gelişim kavramı ve bireyin gelişimini sürdürdüğü farklı alanlar ortaya konulduktan
sonra normal gelişim ve gelişim problemleri tartışılarak çocuğun gelişim sürecinde
yaşadığı problemler örneklendirilecektir. Gelişimsel değerlendirme kavramı
tanımı, işlevi ve önemi bağlamında incelendikten sonra gelişimsel değerlendirme
sürecinde uyulması gereken bazı temel ilkeler ortaya konulacaktır. Son olarak ise
yaygın olarak kullanılan bazı gelişimsel değerlendirme araçları tanıtılacaktır.
47
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Gelişimsel Değerlendirme
Fiziksel gelişim,
Zihinsel gelişim,
Duygusal gelişim,
Sosyal gelişim,
Kişilik gelişimi,
Ahlak gelişimi olmak üzere altı alt alan tanımlamıştır.
Bu gelişim alanlarından fiziksel gelişim, beden ve fiziksel değişmeyi ve bu
değişmenin yanı sıra psikomotor becerilerdeki gelişimi de kapsamaktadır. Bu
yönüyle Senemoğlu (2009) fiziksel gelişimi (i) beden gelişimi ve (ii) psikomotor
gelişim olmak üzere iki boyutta değerlendirmektedir. Zihinsel gelişim ise bireyin
bilişsel becerilerindeki ileri yönde değişim sürecini ifade etmektedir. Duygusal
gelişim, bireyin duygusal alanına yönelik tutarlı değişimleri ifade ederken, sosyal
gelişim ise bireyin toplumsallaşma sürecinde meydana gelen değişimleri
içermektedir. Kişilik gelişimi bireyde kişiliğin oluşma ve gelişime süreç ve
dinamiklerini, ahlak gelişimi ise ahlaki yargıların ve vicdanın ortaya çıkma ve
gelişme sürecini kapsamaktadır. Bu alanların yanı sıra dil gelişimi de alıcı ve ifade
edici dil başta olmak üzere bireyin dili anlama ve kullanma becerilerinde meydana
gelen değişimleri içeren önemli bir gelişim alanını ifade etmektedir (Keklik, 2011;
Küçükkaragöz, 2011).
Gelişim alanları tartışılırken üzerinde durulması gereken bir diğer önemli
nokta ise şudur: Gelişim sürecinde meydana gelen tutarlı değişimler her ne kadar
Bir gelişim alanında farklı alt alanlar bağlamında sınıflanmış olsa da bu alt alanlara ilişkin gelişimsel
meydana gelecek olan dinamiklerin birbirleri ile ilişki içerisinde olduğu unutulmamalıdır. Bir başka ifade
değişikliğin diğer ile gelişim, alt alanları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmeli ve bir gelişim
alanlara da yansıma
alanında meydana gelecek olan değişikliğin diğer alanlara da yansıma şansı taşıdığı
şansı taşıdığı
unutulmamalıdır. göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durum aşağıdaki örnek üzerinde daha net
anlaşılabilir:
48
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Gelişimsel Değerlendirme
Sosyoduygusal
Bilişsel Süreçler Süreçler
Biyolojik Süreçler
Şekil 3.1. Gelişimsel Değişimler Yer Alan Süreçler ve Bu Süreçler Arası İlişki (Santrock,
2017, s. 15)
49
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Gelişimsel Değerlendirme
Gelişimsel gecikme,
Gelişimsel gerileme,
Gelişimsel sapma,
Gelişimsel bozukluk olarak kategorize edilmektedir.
Gelişimsel gecikme, çocuğun gelişim alanları bağlamında kaydetmiş olduğu
ilerlemelerin akranlarından ve normal gelişim seyrinden anlamlı biçimde geri
olması durumunu ifade etmektedir. Gelişimsel gecikmenin değerlendirilmesinde
çeşitli test sonuçları önemli bir veri kaynağı olarak değerlendirilebilmektedir. Bu
Gelişimsel gecikme,
noktada tipik olarak beklenenden ve akranlarından gelişimsel 6-12 ay geriden
bireyin gelişiminin
desteklenmesi gereken gelen çocukların gelişimsel gecikme yaşadıkları ifade edilmektedir. Gelişimsel
yön ve alanları gecikme, bireyin gelişiminin desteklenmesi gereken yön ve alanları noktasında
noktasında önemli bir önemli bir kılavuz işlevi görmektedir.
kılavuz işlevi
görmektedir.
•Dört yaşında olan bir çocuğun dil gelişim görevleri açısından
Örnek
Gelişimsel gerileme ise, bireyin gelişim süreci içerisinde bir gelişim alanında
hâlihazırda elde etmiş olduğu kazanımların geriye doğru gitmesini ifade
etmektedir. Başka bir ifade ile çocuğun gelişimsel anlamda kazandıklarını
kaybetmesidir. Sağlıkla ilgili çeşitli problemler, kriz durumları, farklı travmalar vb.
faktörler zaman zaman gelişimsel gerilemelere neden olabilmektedir. Bu yönüyle
gelişimsel gerileme durumu çocuğun ileride yaşayacağı daha ciddi gelişimsel
problemler için bir erken uyarıcı ve risk habercisi niteliği taşımaktadır.
50
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Gelişimsel Değerlendirme
Örnek
•Erken çocukluk döneminde yaşanan yaygın gelişimsel
bozukluk başta olmak üzere çeşitli ruhsal problemler
gelişimsel bozuklukların önemli örneklerindendir.
51
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Gelişimsel Değerlendirme
52
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Gelişimsel Değerlendirme
53
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Gelişimsel Değerlendirme
54
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Gelişimsel Değerlendirme
55
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Gelişimsel Değerlendirme
AGTE’nin dördüncü ve son alt alanı ise bireyin toplumsal yaşam sürecinde
kullanacağı önemli becerilerden olan sosyal beceriler ile kendi ihtiyaçlarını
karşılayabilme noktasında oldukça işlevsel olan öz bakım becerilerini içermektedir.
Bu alt alanda yeme-içme ve tuvalet temizliğinden sosyal ilişki ve etkileşim kurma
AGTE’nin uygulanma
sürecinde çocuğun davranışına kadar oldukça geniş bir yelpazede sorular yer almaktadır. Bu alanda
gerçek yaş diliminin yer alan sorulardan bazıları “Kendi kendine kaşık ve çatal kullanarak yemek yer
hemen öncesinden mi?”, “Ellerini yıkamayı bilir mi?” ve “Diğer çocuklarla oynar mı?” olarak
uygulamaya başlayarak, örneklendirilebilir.
çocuğun yapabildiği
şeylerden sürece AGTE’nin uygulanma ve değerlendirme sürecini maddeler hâlinde ve kısaca
başlanmalıdır. açıklamak gerekirse;
56
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Gelişimsel Değerlendirme
57
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Gelişimsel Değerlendirme
58
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Gelişimsel Değerlendirme
59
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Gelişimsel Değerlendirme
•GELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME
•Çocuğun gelişim sürecine destek olunabilmesi için gelişimsel özelliklerinin
farkında olunması gerektiği üzerinde önemli bir görüş birliği mevcuttur.
Çocuğun gelişimsel özelliklerinin farkında olabilmek için ise bu özellikler
hakkında çeşitli yöntem, teknik ve araçlar kullanarak veri toplamak bir başka
Özet
ifade ile çocuğun gelişimini değerlendirmek gerekmektedir. Çocuğun
gelişimsel özellikleri ile ilgili veri elde edebilmek amacıyla kullanılan bu çeşitli
yöntem, teknik ve araçlar karşımıza “gelişimsel değerlendirme” kavramını
çıkarmaktadır. Gelişimsel değerlendirme kavramını tartışmadan önce
gelişim kavramının açıklanması gerekmektedir.
•GELİŞİM ve GELİŞİM ALANLARI
•Gelişim, en genel hâli ile döllenme ile başlayan ve yaşam boyu devam eden
bir değişme örüntüsü olarak kavramsallaştırılabilir. Çok boyutlu bir varlık
niteliği taşıyan bireyin, gelişim süreci içerisinde meydana gelen değişimler
farklı alanlarda gözlenebilmektedir. Bir başka ifade ile birey gelişim sürecini
farklı alanlar bağlamında sürdürmektedir. Bireyin gelişimini sürdürdüğü,
gelişim ve değişimin gözlenebildiği bu alanlar “gelişim alanları” olarak
tanımlanmaktadır.
•NORMAL GELİŞİM ve GELİŞİM PROBLEMLERİ
•Gelişim serüveni içerisinde çocukların bir kısmı gelişimsel açıdan “normal”
olarak değerlendirilebilirken bazıları akademik, sosyal ve psikolojik
uyumlarını olumsuz etkileyecek çeşitli gelişimsel problemler yaşayabilir ve
desteğe ihtiyaç duyabilirler.
•Normal Gelişim
•Bir çocuğun “normal” olarak gelişim göstermesi çocuğun gelişim seyrinin
akranları ile tutarlı olmasını ifade etmektedir. Bir başka ifade ile normal
gelişim gösteren bir çocuk tipik bir gelişim seyri sürdürmektedir. Ayrıca
normal gelişim gösteren bir çocuğun gelişimsel süreç içerisinde elde ettiği
büyüme, gelişim ve öğrenme çıktıları akranları ile benzerlik göstermektedir.
•Gelişim Problemleri
•Normal gelişim gösteren çocukların yanında bazı çocuklar ise gelişimsel
süreç içerisinde çeşitli gelişim problemleri yaşayabilmektedir. Yaşanan bu
gelişim problemleri çocuğun gelişimsel seyrini akranlarından
farklılaştırabilmektedir. Alan yazında (i) gelişimsel gecikme, (ii) gelişimsel
gerileme, (iii) gelişimsel sapma ve (iv) gelişimsel bozukluk olmak üzere dört
gelişimsel problem tanımlanmaktadır.
•GELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME: TANIMI, İŞLEVİ ve ÖNEMİ
•Çocuğun gelişim sürecinin her yönden desteklenebilmesi için onun tüm
özelliklerinin objektif biçimde değerlendirilmesi gerektiği ve çocuğa yardım
edebilmenin ancak onun bütün yönleriyle tanınabildiği durumlarda mümkün
olduğu ifade edilmektedir. Bu noktada ailede anne-babaların, okulda ise
öğretmenlerin ve çocuğun eğitim ve gelişim sürecinde yer alan diğer
paydaşların çocuğun sağlıklı gelişim sürecine destek olabilmeleri için onun
gelişimsel özelliklerinin farkında olmaları gerekmektedir. Bir başka ifade ile
çocuğun gelişimsel özelliklerini, güçlü ve zayıf yanlarını dikkate almadan
onun gelişim sürecine destek olabilmek tam olarak mümkün
gözükmemektedir. Bu durum karşımıza “gelişimsel değerlendirme”
kavramını çıkarmaktadır. Gelişimsel değerlendirme en genel ifade ile çeşitli
yöntem, teknik ve araçlar kullanarak çocuğun gelişimsel özellikleri hakkında
veri toplamak olarak tanımlanabilir.
60
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Gelişimsel Değerlendirme
61
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Gelişimsel Değerlendirme
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. …………………………….. en genel hâli ile döllenme ile başlayan ve yaşam boyu
devam eden bir değişme sürecini ifade etmektedir.
Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) Değişim
b) Gelişim
c) Büyüme
d) Normal gelişim
e) Gelişim alanı
2. Bireyin yaşam serüveni içerisinde meydan gelen bedensel değişmeleri ve
psikomotor becerilerdeki ilerlemeleri kapsayan gelişim alanı
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Zihinsel gelişim
b) Duygusal gelişim
c) Sosyal gelişim
d) Fiziksel gelişim
e) Kişilik gelişimi
3. Normal gelişim gösteren bir çocuk aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip
değildir?
a) Normal gelişim gösteren çocuğun gelişim seyri akranları ile tutarlıdır.
b) Normal gelişim gösteren çocuk tipik bir gelişim seyri sürdürmektedir.
c) Normal gelişim gösteren çocukta gelişimin bütün alanları eş hızda
ilerlemektedir.
d) Normal gelişim gösteren çocuğun gelişim seyri kuramsal önermeler
ile tutarlıdır.
e) Normal gelişim gösteren çocuk bir gelişim döneminden diğerine
zamanında geçebilmektedir.
4. Bir çocuğun gelişimsel özelliklerinin normal gelişim parametrelerinden
anlamlı biçimde farklılaşmasını en doğru biçimde yansıtan kavram
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Gelişimsel bozukluk
b) Gelişimsel gerileme
c) Gelişimsel sapma
d) Gelişimsel gecikme
e) Gelişimsel tutarsızlık
62
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Gelişimsel Değerlendirme
63
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Gelişimsel Değerlendirme
Cevap Anahtarı
1.b, 2.d, 3.c, 4.c, 5.e, 6.b, 7.d, 8.a, 9.c, 10.d
64
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Gelişimsel Değerlendirme
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akçakın, M. (2008). Vineland Uyum Davranış Ölçeği (Vineland- II) Araştırma
Formu’nun doğumdan 8 yaşa kadar olan Türk çocukları için norm, güvenirlik
ve geçerlik çalışması. https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/
bitstream/handle/20.500.12575/41440/%E2%80%9CVineland%20uyum%20
davran%C4%B1%C5%9F%20%C3%B6l%C3%A7e%C4%9Fi.pdf?sequence=1&i
sAllowed=y
Alpas, B., & Akçakın, M. (2003). Vineland Uyum Davranış Ölçeği-Araştırma
Formu’nun doğumdan 47 aylığa kadar olan Türk bebekleri için uyarlama,
güvenirlik ve geçerlik çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 18(52), 57-76.
Bayley, N. (1993). Bayley scales of infant development (2nd ed.). The Psychological
Corporation.
Bolatbaş, E., & Bıçakçı, M. (2015). Bebeklik ve ilk çocukluk döneminde gelişimsel
değerlendirme ve izlem. M. Yıldız Bıçakçı (Ed.), Bebeklik ve ilk çocukluk
döneminde (0-36 Ay) gelişim, duyuların gelişimi ve desteklenmesi içinde (ss.
143-177). Eğiten Kitap.
Bülbül, I. A. (2019). Otizm spektrum bozukluğu olan, gelişimsel geriliği olan ve tipik
gelişim gösteren çocukların taklit becerilerinin ve taklit görevleri sırasındaki
görsel dikkatlerinin karşılaştırılarak incelenmesi (Tez No. 592716) [Doktora
tezi, Gazi Üniversitesi-Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Ceylan, Ş. (2009). Vineland Sosyal- Duygusal Erken Çocukluk Ölçeği’nin geçerlik-
güvenirlik çalışması ve okul öncesi eğitim kurumuna devam eden beş yaş
çocuklarının sosyal-duygusal davranışlarına yaratıcı drama eğitiminin
etkisinin incelenmesi (Tez No. 227858) [Doktora tezi, Gazi Üniversitesi-
Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Ceylan, Ş., Kahraman, Ö. G., Kılınç, N., & Ülker, P. (2019). Vineland Sosyal-
Duygusal Erken Çocukluk Ölçeği’nin (VSDEÇÖ) Türkçe Uyarlaması: Geçerlik
ve Güvenirlik Çalışması. Journal of History Culture and Art Research, 8(1),
299-319. https://doi.org/10.7596/taksad.v8i1.1901.
Çekici, F. (2019). Gelişimsel değerlendirme. Y. Yavuzer & Z. Karataş (Ed.), Psikolojik
testler içinde (ss. 215-266). Pegem Akademi.
Ertem İ. (2012). Bebeklik ve erken çocuklukta beyin gelişimi ve yaşam boyu
etkileri. N. Erol (Ed.), Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk ve ergen ruh
sağlığı etkinlikleri: Bebek ruh sağlığı içinde (ss. 63-65). Ankara Üniversitesi
Basımevi.
Frankenburg, W. K., & Dodds, J. B. (1967). The Denver Developmental Screening
Test. The Journal of Pediatrics, 71(2), 181-191. https://doi.org/10.1016/
S0022-3476(67)80070-2.
Keklik, İ. (2011). Bilişsel gelişim. İ. Yıldırım (Ed.), Eğitim psikolojisi içinde (3. baskı,
ss. 61-96). Anı.
65
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Gelişimsel Değerlendirme
66
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
BİLİŞSEL GELİŞİMİN
DEĞERLENDİRİLMESİ I
kavramları açıklayabilecek,
•Piaget'nin bilişsel gelişim
kuramının dönemleri hakkında
bilgi sahibi olabilecek,
•Vygotsky'nin kuramının temel
özelliklerini açıklayabilecek,
•Bruner'in kuramı hakkında bilgi
sahibi olabilecek,
•Bilişsel gelişim kuramının eğitime
yansımalarını açıklayabileceksiniz.
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
4
dağıtımı yapılamaz.
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Şema
Adaptasyon
Örgütleme
Dengeleme
Temel
Kavramlar
Bilişsel Yapılar
Olgunlaşma
Piaget'nin Yalantı
Bilişsel Gelişim
Kuramı Kültürel Aktarım
BİLİŞSEL GELİŞİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ I
Duyusal -Motor
Dönemi
İşlem Öncesi
Bilişsel Gelişim Dönem
Dönemleri Somut İşlemler
Dönemi
Soyut İşlemler
Dönemi
Yakınsak Gelişim
Vygotsky'nin Alanı
Bilişsel Gelişim
Kuramı Destek Olma
1. Eylemsel
Dönem
Bruner'in 2. İmgesel
Bilişsel Gelişim Dönem
Kuramı
3. Sembolik
Dönem
68
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
GİRİŞ
Bireyin çevresindeki dünyayı anlamasını ve öğrenmesini sağlayan, aktif
zihinsel eylemlerdeki gelişime bilişsel gelişim denir. “Bilişsel gelişim; bebeklikten
yetişkinliğe kadar, bireyin çevreyi, dünyayı anlama yollarının daha kompleks ve
etkili hâle gelmesi sürecidir.” Bruner, Piaget ve Vygotsky çocuğun çevresindeki
dünyayı, farklı yaşlarda nasıl ve niçin böyle algılandığını ve göründüğünü
belirlemeye çalışan bilim insanlarıdır (Senemoğlu, 2009).
Bilişsel gelişim kuramları, önceki kuramların aksine belirli bir bilgi ve beceri
edinimine odaklanmaz. Bunun yerine, insandaki düşünce sisteminin en üst
seviyede oluşumu ve bunun için gerekli olay ve şartların açıklaması üzerinde
durur. Bilişsel gelişimin önemli kuramcıları arasında yer alan Jean Piaget, Lev S.
Vygotsky ve Jerome Bruner düşünmeyi farklı yönlerden ele alıp tanımlamışlardır.
İsviçreli psikolog Jean Piaget, çocuğun olaylar hakkında nedensel akıl yürütme
becerisinin oluşmasını mantıksal düşüncenin gelişimine bağlamıştır. Çocukların,
olaylar hakkında kendi hayali algılarını zamanla bir kenara bırakıp, karmaşık
hipotetik durumlarla baş edebilmek için mantıksal yollar bularak somut işlemler
dönemine geçmesi bu duruma güzel bir örnektir. Piaget, araştırmalarını çocuğun
çevresindeki nesneler ile etkileşimi sonucu edindiği bilgiye ve yaşantısına
dayandırır. Lev Vygotsky, bunun tersine, mantıksal bellek, kavramsal düşünce,
kategorik algı ve öz düzenleme gibi kavramları içeren psikolojik ve zihinsel
Bilişsel gelişimin önemli
kuramcıları arasında süreçlerden bahseder. Çocuktaki bu tür gelişmelerin temel bileşenleri,
Jean Piaget, Lev S. Vygotsky’nin “sözel olmayan davranış biçimleri” olarak tanımladığı çocuğun
Vygotsky ve Jerome kültüründeki semboller ve yetişkinlerle olan etkileşimidir. Vygotsky analizlerini,
Bruner yer alır. kişilerin bilişsel görevlerini yerine getirirken, kültürel algılarını yansıttıkları
gerçeğine dayanır (Gredler, 2017). Jerome Bruner ise, öğrencilerin öğrenmesini ve
akıl yürütmelerini desteklemeyi amaçlayan bir öğretim yaklaşımı ve buna bağlı bir
bilişsel modeli sunmuştur.
Bu ünitede Piaget, Vygotsky ve Bruner’in bilişsel gelişim kuramlarına yer
verilmiştir.
69
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Temel Kavramlar
Piaget bilişsel gelişimde, öğrenme ve olgunlaşmanın etkileşiminin önemini
belirtir. “Çocuklar geçirdikleri yaşantıların, biyolojik olgunlaşma düzeyleri ile girdiği
karmaşık bir etkileşim sonucunda, çevrelerinde olup bitenlere anlamlar yüklerler.”
Yani bir çocuğun durumları ya da olayları açıklama şekli, içinde bulunduğu zihinsel
Piaget bilişsel gelişim dönemine göre değişiklik gösterir. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramını
gelişimde, olgunlaşma açıklarken kullandığı bazı temel kavramlara Şekil 4.1’de yer verilmiştir (Aydın,
ile öğrenmenin
2008; Bacanlı, 2009; Erden & Akman, 2005; Slavin, 2012).
etkileşiminin önemini
vurgular.
70
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Olgunlaşma
Adaptasyon Yaşantı
Kültürel
Dengeleme
Bilişsel Aktarım
Gelişimi
Etkileyen
Faktörler
Uyumsama Şema
Örgütleme Özümseme
71
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
72
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Duyusal-motor dönem
Bilişsel gelişimin ilk evresine duyusal-motor dönem adı verilmiştir. Çünkü bu
dönem, bebeğin duyularına ulaşan çeşitli uyarıcılara devinsel etkinlikler aracılığıyla
tepki vermeyi öğrendiği dönemdir. Çocuk çıngırağı yalnızca görüp duymaz; aynı
zamanda onu nasıl tutup sallayacağını ya da emeceğini öğrenir. Bu evrede
çocuğun görevi, basit problemleri çözmek için duyu-devinim sırasını
eşgüdümlemeyi öğrenmektir. Bu dönemde kazanılan özellikler aşağıda yer
almaktadır:
Bilişsel gelişimin ilk Ses Bulaşması: Bebeğin en basit düzeyde gerçekleştirdiği taklittir. Bebeğin
evresine duyusal-motor başlangıçta kendini dış dünyadan ayıramamasının göstergesi olarak da ele
dönem adı verilmiştir. alınabilir. Aynı ortamda bulunan bebeklerden birinin ağlaması ile diğer bebeklerin
de ağlaması ses bulaşmasına örnek olarak verilebilir.
73
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Taklit: Bebeğin etrafında yer alan kişi veya kişileri anında taklit etmesidir. Bu
dönemde bebek etrafında yer alan kişi veya kişileri gözlemler ve onların yaptığı
hareketlerin aynısını yapmaya çalışır.
Ertelenmiş Taklit: Taklitten farklı olarak bebeğin yaptığı hareketi anında
değil farklı bir zamanda taklit etmesi olarak ifade edilebilir.
Nesne sürekliliğinin kazanılması: Bebeklerin görüş alanları dışına çıkan
nesne ya da kişilerin aslında yok olmadıklarını kavramaları olarak açıklanmaktadır.
Kendisi ile dış dünya arasındaki ayrımı fark etme: Çocuklar başlangıçta
kendileri ile dış dünya arasındaki farklı anlayamazlar, ancak kendisine ve dış
dünyaya ilişkin şemalar oluşturdukça kendini dış dünyadan ayırmaya başlar.
Deneme yanılmaların başlaması: Bu dönemde ilk deneme yanılmalar
görülmeye başlar. Başlangıçta amaçsız olan bebek amaçlı davranış sergileyerek
Duyusal motor dönem deneme yanılmalar yapar.
kendi içinde altı alt
Duyusal motor dönem kendi içinde altı alt döneme ayrılır. Bunlar:
döneme ayrılır.
1. Refleks Kullanım Evresi (0-1 ay)
Örnek
74
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Örnek
şekilde uzanır, kutuyu başının üstüne koymaya ya da elindeki
oyuncağı kutuya koymaya çalışır."
Toplu Monolog: Bu dönemdeki çocuklar bir araya geldikleri zaman hep bir
ağızdan konuşmaya başlarlar. Benmerkezciliğin etkisi ile oluşan bu durumda, her
çocuk diğerlerinin kendisini dinlediğini zanneder.
Paralel Oyun: Bu dönemdeki çocuklar birlikte oyun oynuyor gibi
görünmelerine rağmen hepsi kendi oyununu oynar. Çocukların bireysel amaçları,
kuralları ve ilgileri vardır ve çoğu kez başkalarının ne yaptığını görmeyi bile
başaramazlar.
Devresel Tepkiler: Bir çocuğun yeni öğrendiği espriyi karşısındaki kişi bıkana
kadar tekrar etmesi bu duruma örnek olarak verilebilir.
75
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
76
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Örnek
pastadan biri iki dilime diğeri ise üç dilime bölünmüş olsun.
Çocuğa hangi tabakta daha fazla pasta olduğu sorulur.
Korunumu kazanamamış çocuk, üç dilime bölünmüş tabaktaki
pastanın daha fazla olduğunu söyleyecektir. .
77
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Örnek
•Ali Ahmet'ten uzun, Ahmet de Fatma'dan uzun ise Ali'nin
Fatma'dan daha uzun olduğunu anlaması bu duruma örnek
verilebilir.
78
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
79
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Piaget’nin kuramına ek olarak çocukların bilişsel gelişimini ele alan bir diğer
büyük gelişim kuramı, Rus Lev Vygotsky’nin kuramıdır. Vygotsky’nin kuramına
göre çocukların bilişsel gelişimi yaşadıkları kültürel bağlam tarafından
şekillendirilmektedir (Santrock, 2018).
Vygotsky’nin kuramı iki temel görüşe dayanmaktadır. Bunlardan birincisi
Vygotsky’nin kuramına zekâ gelişiminin çocukların büyüdükleri tarihi ve kültürel bağlamlar kapsamında
göre çocukların bilişsel anlaşılabileceğine yönelik görüştür. İkincisi ise, gelişimin bireylerin gelişimlerini
gelişimi yaşadıkları sağlayan sembol sistemlerine bağlı olduğu görüşüdür. Bu sistemler; insanların
kültürel bağlam
iletişim kurmalarına, düşünmelerine ve problem çözmelerine yardımcı olan yazı
tarafından
şekillendirilmektedir. sistemi, dil veya hesaplama sistemleri gibi semboller sisteminden oluşabilir.
Piaget’nin kuramında gelişimin öğrenmeden önce gerçekleştiği öne sürülmektedir.
Yani belirli öğrenme türlerinin gerçekleşebilmesi için özel bazı bilişsel yapılara
ihtiyaç duyulmaktadır. Vygotsky’nin kuramına göre ise, öğrenme gelişimden önce
gelmektedir. Öğrenme başkaları tarafından özellikle kasıtlı öğretim süreçleri
vasıtasıyla sembol edinme süreçlerini kapsamaktadır (Slavin, 2012).
Çocuklar, onların sosyal dünyalarından ve çevresindeki kişilerden
öğrenmeye başlamaktadırlar. Çocukların kazandıkları olguların, kavramların,
becerilerin, tutumların ve fikirlerin kaynağı çevredir. Çocuğun içinde yaşadığı
kültür ve çevre ona sağlanan uyarıcıların niteliğini ve türünü belirler. Dolayısıyla
bilişsel gelişimin kaynağının, psikolojik süreçlerden önce, insanlar ve kültür
arasındaki etkileşim olduğu söylenebilir. Vygotsky’ye göre tüm kişisel psikolojik
süreçler, çocuk ve yetişkinler arasında paylaşılan sosyal süreçlerle başlar. Bunun
en önemli kanıtı da “dil”dir (Senemoğlu, 2009).
80
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
En Yüksek Sınır
• Çocuğun öğretmen yardımıyla
erişebileceği ek sorumluluklar düzeyi
En Düşük Sınır
• Çocuğun yalnız başına çözebileceği
sorunların olduğu düzey
Destek Olma
Destek olma kavramı, YGA düşüncesiyle yakından ilgilidir. Destek olma
verilen desteğin düzeyindeki değişim anlamına gelir. Öğretim boyunca daha
becerikli olan kişi çocuğun o andaki performansına uyacak şekilde rehberlik eder.
Öğrenci yeni bir görev öğreneceğinde daha becerikli olan kişi doğrudan öğretimi
kullanabilir. Öğrencinin yeterliği arttıkça da rehber olan kişinin vereceği destek
azalır (Santrock, 2016).
Vygotsky’nin kuramının sınıf içinde nasıl kullanılabileceğine ilişkin birtakım
yollar vardır. Bunlar (Santrock, 2016):
81
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
82
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Bruner çocuğun
çevresindeki dünyayı
zihninde temsil etme
yollarını üç aşamada
görmektedir. Bruner'in Bilişsel Gelişim
Dönemleri
83
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Örnek
•Çocuk için kaşık, yemek yediği; bisiklet, bindiği bir nesnedir.
Sembolik Dönem
Piaget’nin somut işlemler ve soyut işlemler dönemine denk gelen bu
dönemde çocuk kelimeleri, matematiksel-bilimsel sembolleri ve anlamlarını
kavramıştır. Buna bağlı olarak, çok geniş ve çok değişik alanlardaki bilgileri etkin
bir şekilde alabilmektedir.
84
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
Örnek
•Matematiksel ve bilimsel formüller, özetleyici grafik ve
tablolarla çok daha işlevsel bilgiye ulaşabilmeyi sağlamaktadır.
Nüfus dağılımı ya da yıllık yağış miktarını küçük bir tabloda
vermek faydalı olacaktır.
85
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
86
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Hayatında ilk defa zebra gören bir çocuğun zebraya at demesi bilişsel
gelişimde hangi kavram ile açıklanabilir?
a) Uyumsama
b) Özümleme
c) Dengeleme
d) Şema
e) Yaşantı
2. Aynı ortamda bulunan bebeklerden birinin ağlaması ile diğer bebeklerinde
ağlaması aşağıdaki kavramlardan hangisini göstermektedir?
a) Taklit
b) Animizm
c) Ses bulaşması
d) Benmerkezcilik
e) Toplu monolog
3. Bir çocuğun önünde duran oyuncağının üzerine bir örtü örtülmesi
sonucunda oyuncağın kaybolduğunu düşünmesi çocuğun bilişsel gelişimde
hangi dönemde olduğunu ve hangi özelliği kazanamadığını
göstermektedir?
a) Sembolik dönem - nesne korunumu
b) İşlem öncesi dönem - nesne sürekliliği
c) Somut işlemler dönemi - nesne korunumu
d) Duyusal-motor dönem - nesne sürekliliği
e) Soyut işlemler - nesne sürekliliği
4. 5 yaşındaki Zeynep evdeki perdelerden kendisine elbise yapmakta ve oyun
oynamaktadır. Zeynep’in bu davranışı Piaget’nin kuramındaki hangi
kavram ile açıklanabilir?
a) Toplu monolog
b) Ses bulaşması
c) Sembolik oyun
d) Animizm
e) Yapaycılık
5. Tencere kapağını direksiyon olarak kullanan Ali’nin davranışı Piaget’nin
bilişsel gelişim kuramına göre aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
a) Benmerkezcilik
b) Yapaycılık
c) Özümleme
d) Sembolik oyun
e) İşaretsel işlev
87
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
88
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi I
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aydın, A. (2008). Eğitim psikolojisi (9. baskı). Pegem Akademi.
Bacanlı, H. (2009). Eğitim psikolojisi. Asal.
Deniz-Yöndem, Z., & Taylı, A. (2010). Bilişsel gelişim ve dil gelişimi. A. Kaya (Ed.),
Eğitim psikolojisi içinde (ss. 71-112). Pegem Akademi.
Erden, M., & Akman, Y. (2005). Gelişim ve öğrenme (14. baskı). Arkadaş.
Gerrig, R. J., & Zimbardo, P. G. (2018). Psikolojiye giriş-Psikoloji ve yaşam (A. A.
Özdoğru, Çev. Ed.). Nobel. (Çalışmanın orijinali 2010’da yayımlanmıştır.)
Gredler, M. E. (2017). Öğrenme ve öğretme (Ö. Polat, Çev. Ed.). Nobel. (Çalışmanın
orijinali 2009’da yayımlanmıştır.)
Santrock, J. W. (2016). Yaşam boyu gelişim (G. Yüksel, Çev. Ed.). Nobel.
(Çalışmanın orijinali 2011’de yayımlanmıştır.)
Santrock, J. W. (2018). Eğitim psikolojisi (D. M. Siyez, Çev. Ed.). Nobel. (Çalışmanın
orijinali 2011’de yayımlanmıştır.)
Senemoğlu, N. (2009). Gelişim öğrenme ve öğretim (14. baskı). Pegem Akademi.
Slavin, R. E. (2012). Eğitim psikolojisi (G. Yüksel, Çev. Ed.). Nobel. (Çalışmanın
orijinali 2011’de yayımlanmıştır.)
Woolfolk-Hoy A. (2015). Eğitim psikolojisi (D. Özen, Çev.). Kaknüs. (Çalışmanın
orijinali 2010’da yayımlanmıştır.)
Yazgan-İnanç, B., Bilgin, M., & Kılıç Atıcı, M. (2017). Gelişim psikolojisi (12. baskı).
Pegem Akademi.
Görsellerin alındığı adresler
[1] https://thetalentedworld.net/jean-piaget/
[2] https://tr.hoboetc.com/novosti-i-obschestvo/22220-lev-vygotskiy-biografiya-foto-i-
tvorchestvo.html
[3] https://www.washingtonpost.com/national/jerome-s-bruner-influential-psychologist-
of-perception-dies-at-100/2016/06/07/033e5870-2cc3-11e6-9b37-
42985f6a265c_story.html
89
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
BİLİŞSEL GELİŞİMİN
DEĞERLENDİRİLMESİ II
• Dikkat
GELİŞİMSEL ÖLÇME VE
İÇİNDEKİLER
• Dikkat Testleri
• D2 Dikkat Testi DEĞERLENDİRME
• Bourdon Dikkat Testi
• Frankfurter Testi
Doç. Dr.
• Stroop Testi Adnan TAŞGIN
• Algı ve Belek
• Algı ve Bellek Testleri
• Bender-Gestalt Görsel
Motor Algılama Testi
• Frostig Algı Testi
• Benton Görsel Bellek
Testi
5
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
D2 Dikkat Testi
BİLİŞSEL GELİŞİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ-2
Stroop Testi
Bender-Gestalt
Görsel Motor
Algılama Testi
91
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
GİRİŞ
Verimli davranışlar genellikle bilginin doğru zamanda hatırlanmasına
dayanır. Bilişsel açıdan bellek, önceki öğrenmelerin akılda tutulması ve
kullanılmasıdır. Bellek davranışın arabulucusudur. Çünkü bellek aracılığıyla geçmiş
deneyimler şu an yaptıklarımızı etkiler. Ancak geçmiş hakkındaki bu bilginin
kullanılabileceği birkaç yol vardır (Glassman & Hadad, 2018).
İnsanlar dünyayı duyu organları aracığıyla algılarlar. Dolayısıyla görsel algı,
işitsel algı gibi her duyuma ilişkin algılar vardır. İnsan yaşamında genelde en büyük
ağırlığı görsel algılar taşımaktadır. Görsel algılar denilince nesneler akla
gelmektedir. Nesnelerin algılanması kısmen öğrenmeye dayanır. İnsanın nesneleri
isimlendirebilmesi ve nesnelerin işlevlerini belirtebilmesi öğrenmeyle olmaktadır.
Algının en belirgin özelliklerinden biri seçici oluşudur. Belirli bir anda, insanın duyu
organları anlatılamayacak kadar fazla uyarıcıyla karşılaşmaktadır. Ancak biz bu
süre içinde tüm uyarıcılardan yalnızca birkaçını belirgin olarak algılarız. Yani
insanlar belirli bir anda yer alan çeşitli olaylardan yalnızca birkaçına dikkat ederler.
O zaman insanların neyi algıladıklarında dikkatin önemli bir yeri olduğu
söylenebilir. Belirli bir anda yer alan yaşantının bazı yönlerine odaklaşmaya ve
diğer yönlerini ihmal etmeye dikkat denilmektedir (Kaya, 2012).
Her ne kadar içgüdüsel olarak bir olaya veya nesneye “dikkat etme”nin ne
anlama geldiğini bilsek de, dikkat üzerine yapılan araştırmaların bilişsel
psikolojideki tarihi oldukça karmaşıktır ve beraberinde bir sürü tartışma ve fikir
ayrılığı getirir. Bazı araştırmacılar dikkatin üç bileşenden oluştuğunu ortaya
koymuşlardır. Bunlar: Duyusal olaylara yönelme, odaklanma için uyaranları
belirleme ve acil bir durum ya da teyakkuz hali için dikkati sürdürmedir. Diğer
araştırmacılar ise dikkat sürecinde uyarılma, çaba, kapasite, algısal yapı, kontrol ve
bilinçlilik terimlerini eş anlamlı kullanmışlardır (Smith & Kosslyn, 2014).
Bu ünitede dikkat, algı ve bellek kavramlarına yer verilerek, dikkat testleri ve
algı ve bellek testleri açıklanmıştır.
DİKKAT
Organizma, her zaman birçok uyaranla karşı karşıya kalabilir. Ancak
organizma duyusal mekanizmalar aracılığıyla alınan bu uyaranların tamamına
birden eşit şekilde tepkide bulunamaz. Yani duyusal mekanizmalar aracılığıyla
alınan uyaranlar, bireyin içinde yer aldığı psikolojik bağlam ve çevresel koşullara
göre, organizma tarafından seçici şekilde algılanır. Buna göre dikkat olgusu
açısından kilit kavram, “seçiciliktir”. Burada cevaplanması gereken temel soru
şudur: “Organizma neleri, neden seçerek algılar?” Bu soruya aşağıdaki şekilde
Dikkat tıpkı geceleyin yanıt verilebilir (Aydın, 2008):
elektrik fenerini,
“Organizmanın sahip olduğu sinir sistemi, uyaranlar üzerinde yoğunlaşma
görmek istediğimiz
eşyalara yöneltmeye açısından belli bir kapasiteye sahiptir.”
benzer. “Organizma içsel yaşantılara bağlı olarak belli gereksinimlerin doyurulması
amacına göre işleyen programlanmış bir yapıya sahiptir.”
92
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
Örnek
ederken dikkatiniz topu karşı takımın kalesine doğru ilerlerken
Türk futbolcusuna odaklanır. Türk futbolcusu diğer takımın
kalesine yaklaştığında gol atmaya engel olmaya çalışan birçok
oyuncu olabilir. Gol atmayı engellemeye çalışan oyuncular da
dikkatinizin sınır alanında yer alır.
Dikkati, bir durum, kaynak veya süreç olarak nitelendirmek, dikkat üzerine
yapılan çalışmaların sonuçlarının ele alınması ve değerlendirilmesi için, kullanışlı
bir çerçeve sağlamaktadır. Üç kavramın tümü, seçici bir şekilde kapsanır. Bir
durum olarak dikkat, öğrenci bir beklenti tutumunu, bilgi için dikkatli olmayı ve
dikkat dağıtıcı şeylere karşı kayıtsız kalmayı devam ettirdiğinde olur. Bu, çalıştıkları
şeyle ilgilenen öğrencilerin özelliğidir. Bunun aksine, sıkılan ya da dikkat eksikliği,
hiperaktivite bozukluğu yaşayan öğrenci, dikkatini kolaylıkla öğrenme görevinden
başka bir şeye verir (Driscoll, 2012).
Yetişkinler çocukların dikkatlerini belirlenen bir noktaya
yoğunlaştırmalarında yardımcı olabilirler. Bunu sağlamak için öğrencilere dersin
amacını açıklama, önemli görülen konulara vurgu yapma, öğrenilecek materyalin
Dikkat zihinsel
kaynakların ne işe yarayacağını belirtme ve onlar için önemini açıklama, konuya ilişkin örnekler
odaklanmasıdır. kullanma, öğrencilere sorular sorarak merak uyandırma, öğrencinin mümkün
olduğunca çok sayıda duyu organına hitap etme yararlı olabilir (Yüksel, 2011).
Dikkat zihinsel kaynakların odaklanmasıdır. Dikkat, top oynamaktan, kitap
okumaya veya sayılarla toplamaya kadar pek çok göreve yönelik bilişsel işlemeyi
artırır. Herhangi bir zamanda çocuklar, yetişkinler gibi, sınırlı miktardaki tek bir
bilgiye dikkatlerini verebilirler. Çocuklar, dikkatlerini farklı şekillerde
odaklayabilirler. Psikologlar bunları; seçici dikkat, bölünmüş dikkat, uzun süreli
dikkat ve yürütücü dikkat olarak isimlendirmişlerdir (Santrock, 2018).
Seçici dikkat: Yaşantının ilgisiz yönlerini göz ardı edip, ilgili yönüne
odaklanmaktadır. Kalabalık bir odada veya gürültülü bir restoranda birçok
ses arasından tek birine odaklanılması seçici dikkate örnek olarak
verilebilir.
Bölünmüş dikkat: Aynı anda birden fazla aktiviteye odaklanmayı içerir. Bu
sayfayı okurken eğer müzik dinliyorsanız, bölünmüş dikkati
gerçekleştiriyorsunuz demektir.
Uzun süreli dikkat: Dikkati uzun süre zarfında sürdürme yeteneğidir. Uzun
süreli dikkate uyanıklık da denir. Bu bölümün başından sonuna kadar
kesintisiz, odaklanarak okunması, uzun süreli dikkate örnek teşkil eder.
Yürütücü dikkat: Eylem planlaması, dikkati amaçlarda tutma, hata tespiti
ve telafisi, görevlerdeki ilerlemeyi izleme, yeni veya zorunlu durumlarla
başa çıkmayı içerir. Tarih dersi için 10 sayfalık bir yazı yazarken, yukarıda
93
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
D2 Dikkat Testi
“D2 Dikkat Testi bireylerin dikkat düzeylerini, öğrenme becerilerini,
psikomotor hızlarını, zihin konsantrasyon düzeyini ve seçici dikkat düzeyini ölçmeye
yarayan çok fonksiyonlu bir testtir. Bununla birlikte ölçülen başka özellikler de
vardır. Bu özelliklerden en çok dikkat çekenleri ise kişinin verilen görevi ne kadar
hız ile gerçekleştirebildiği ve performans düzeyidir. D2 Dikkat Testi, kişilerde
uygulanma yaş aralığı 9 ile 60 yaş arasıdır. Bu yaşlar arasında bilinci sağlıklı olan
bireylere uygulanabilen bir testtir. Asıl amacı ile performans ölçmeyi hedefleyen
testlerden biridir. Test sonucunda bireyin psikomotor hızı ve performans düzeyi
(performans düzeyinin zamanla gösterdiği değişim) hakkında bilgi sahibi olunur.
94
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
D2 Dikkat Testi (Görsel 5.1), bireysel veya grup halinde iken insanlara
uygulanabilen bir testtir. Bu test çocukların yanı sıra mesleği gereği uzun süre
yüksek dikkat düzeyine sahip olması gereken insanlar için işe alım süreçlerinde
uygulanmaktadır. Böylece bireylerin dikkat düzeyleri ve dikkat düzeylerini ne
kadar koruyabildikleri hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Aslında testin en
temel amaçları, dikkat yeteneğinin süreklilik durumu ve kişinin görsel tarama
becerisi hakkında bir tanıya varabilmektir. D2 Dikkat Testi, bireysel veya grup
halinde uygulanabilir olan ve en fazla 8 dakika içerisinde tamamlanması gereken
bir testtir. Testin süresi satırlara bölünerek hesaplanmaktadır. 14 satır için her
satıra 20 saniye verilerek süre hesaplaması yapılır. Testin içeriğinde harfler ve
satırlar bulunmaktadır. Kişiden istenilen ise belli bir harfin bulunmasıdır. Her bir
satır için bu işlem gerçekleştirildikten sonra test sonlandırılır ve akabinde D2
Dikkat Testi değerlendirmesi yapılır. Uzmanlar tarafından yapılan D2 Dikkat
D2 Dikkat Testi, bireysel
Değerlendirmesi sonucunda kişinin dikkat düzeyi ve dikkat düzeyini ne kadar
veya grup halinde
uygulanabilir olan ve en koruyabildiği, işine adapte olma potansiyeli, zamanı kullanma şekli, işini yapma
fazla 8 dakika içerisinde hızı gibi birçok konuda bilgi sahibi olunmaktadır. Test özellikle eğitim çağında olan
tamamlanması gereken çocuklara uygulanır. Böylece çocukların dikkat dağınıklığı sorunu ile karşılaşmaları
bir testtir. halinde erken tespit ile sorunun çözümüne gidilmesi mümkün hale gelmektedir”
(cocukpsikiyatridoktoru.com).
95
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
testi hem bireysel olarak hem de grup olarak uygulanabilen bir testtir. Bourdon
dikkat testi (Görsel 5.2) 2 veya 3 dakika süre içerisinde tamamlanan bir testtir.
Öğrenci ortaokul eğitimi alıyor ise her bir bölüm için 3 dakika lise eğitimi alıyor ise
2 dakika süre verilir ve testi tamamlaması istenir. Test çocuklara uygulanmadan
önce çocukların motivasyonu kontrol edilmelidir. İsteksiz ve düşük motivasyon ile
testi çözen çocukların dikkatlerini toplamaları çok daha zor olacaktır. Testin sağlıklı
olması için test öncesinde çocukların ruh sağlığı dikkatle incelenmelidir. Teste
başlarken çocuklara bir sayfa verilir. Sayfanın üzerinde dağınık olarak bulunan
harfler vardır. Bu harfler düzenli aralıklarla dizilir ve her sayfa için 20 satır eklenir.
Testi yapan uzman, sayfada bulunan harflerin sayısını bilir. Öğrencilerden test
boyunca önlerinde bulunan sayfadaki bazı harflerin altlarını çizmeleri istenir.
Ancak bir satırı gözden geçirirken önce sadece harflerden birini
işaretlememelidirler. Öğrencilere bu noktada görsel yollar ile örnek çizerek
anlatmak, yapmaları gerekenleri anlamaları için daha sağlıklı olacaktır. Bourdon
Bourdon dikkat testi ile dikkat testi değerlendirmesi yapılırken hataların oranlarına bakılır. Eğer hata
10 ile 20 yaş yapma oranı başlarda fazla sonlara doğru azalıyor ise çocuğun uyum güçlüğü
aralığındaki kişilerin çektiği anlamına gelebilmektedir. Ya da başlarda az hata yaparken sonlara doğru
dikkat düzeyleri yaptığı hata sayısı da artıyor ise bu da çocuğun dikkat dağınıklığı sorunu yaşadığını
ölçülebilmektedir. gösterebilmektedir. Testin genelinde işaretleme sayısı az ise çocuğun dikkat
zayıflığı sorunu ile karşı karşıya olabilir. Bu yollar ile değerlendirilen Bourdon
dikkat testi çocukların dikkat düzeyleri hakkında geniş bilgiler veren bir testtir”
(cocukpsikiyatridoktoru.com).
96
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
Frankfurter Testi
“60 ile 72 ay arası çocuklar için uygun olan bir testtir. Bu test içerisinde elma
ve armut resimleri vardır. Testin en fazla 90 saniye süresi içerisinde bitirilmesi
istenir ve testi uygulayan çocuk bu süre içerisinde testi bitirmeye çalışır. Böylelikle
dikkat seviyesi ölçülmektedir. Okula başlayan bir çocuk için okula başlama
süresinden 14 gün sonrasında Frankfurter Dikkat Testi uygulanır. Burada çocuktan,
42 adet armut resmini bulması istenir. Bu test için de yine uzman tarafından belirli
Frankfurter Dikkat bir süre verilir ve bu armutları çocuğun bulmasındaki dikkat seviyesi ölçülür.
Testi, farklı olanı bulma Frankfurter Dikkat Testi (Görsel 5.3) diğer bir ismi ile farklı olanı bulma testidir.
testidir. Elma ve armut figürleri ile uygulanan önemli bir testtir. Dikkat ölçümünün elma ve
armut testi ile başarılı bir şekilde sonuçlanıp, sonrasında çocuğun değerleri uzman
tarafından incelenmeye alınır. Frankfurter Testi çocuklar için bir uzman
kontrolünde uygulanması gereken testtir. Bu testti uygulayacak kişi çocuk ile
önceden irtibata geçip, çocuğu tanıması gerekmektedir. Direkt olarak çocuğun
teste tabi tutulması yanlış olur. Bu sebeple çocuk ile irtibata geçilmelidir. Test
odasının da çocuğun önceden görmesi ve aynı zamanda tanıması önemli bir
durumdur. Frankfurter Dikkat Testi, farklı bir iş ile ilgilenen çocuğun direkt olarak
teste tabi tutulması ile yapılmaz. Öncelikle testin çocuğa tanıtılması ve bu testin
ona herhangi bir zarar vermeyeceğine dair de bilgi verilmesi gerekir. Test farklı
olanı bulma ve bulurken dikkati ölçme hızı ile ilgilidir. Testte obje olarak elma ve
armut figürleri bulunur. Test için materyaller, farklı bir şekilde yer edinir.
Frankfurter testi okul öncesi sınıflarda ya da ilkokullarda bulunan çocuklara
uygulanan bir testtir. Frankfurter dikkat testi için sakin bir ortam gereklidir. Test
uygulanmaya başlanmadan önce testi uygulayacak kişi ile birlikte çocuk test
ortamını önceden görüp, algılaması gerekmektedir. Böylelikle çocuk yabancı bir
ortam da teste tabi tutulmaz. Tanıyıp önceden bildiği bir ortamda teste girer. Bu
da çocuğun test üzerinde daha sağlıklı bir çalışma göstermesi adına önemlidir.
Testin uygulama aşamasında elma ve armutların bulunduğu bir yönerge yer alır.
Bu yönerge de çocuğa 90 saniye içerisinde elmaları bulması söylenir. 90 saniye
içerisinde tamamlanması gereken süre sonrasında, çocuğun dikkat hızı, elma ve
armuttu birbirinden ayırabilmesi ve küçük kas becerilerini kullanma durumu gibi
çeşitli süreçler uzman kontrolünde değerlendirmeye alınır” (ozguradimlar.com.tr).
97
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
98
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
99
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
ALGI VE BELLEK
Algı, kısaca duyu organları yoluyla alınan uyaranların organizmanın
beklenti, gereksinim ve dikkat süreçlerinin kılavuzluğunda yorumlanma ve
anlamlandırılma süreçleri olarak tanımlanabilir. Buna göre algı; göz, kulak, deri,
burun, dil gibi beş duyu organıyla alınan uyarıcıların nesnel gerçeklik ve öznel
yaşantı boyutlarında etkileşerek, organizmayı harekete geçiren anlamlı uyaranlar
haline dönüştürülme sürecidir (Aydın, 2008).
Örnek
Duyusal bellek
BELLEK
100
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
Belleğin nasıl çalıştığına dair birkaç farklı model bulunsa da bunların hepsi
aynı üç süreci içermektedir. Bunlar; bilginin bellek sistemine alınması, orada
depolanıp saklanması ve tekrar geri çıkarılması (Ciccarelli & White, 2016; Gerrig &
Zimbardo, 2018).
Bilgiyi Alma-Kodlama: Bellek sisteminin ilk basamağı duyusal bilginin
alınmasıdır ve bu bilgi kodlama adı verilen bir işlem yoluyla, beynin bunu
kullanabileceği bir forma sokulur. Kodlama, insanların duyusal bilgi üzerinden
gerçekleştirdiği, bilginin beynin depolama sistemlerinde kullanılabilecek nitelikte
bir forma dönüştürüldüğü bir dizi zihinsel faaliyettir.
Bilgiyi Tutma-Depolama: Belleğin ikinci adımı depolama denilen süreçte
belirli bir zaman için bilgiyi tutmaktır. Bu zaman dilimi kullanılan depolama
sistemine bağlı olarak değişebilmektedir.
Bilgiyi Depodan Çıkarma-Geri Çağırma: İnsanların çoğunun en büyük
sorunu, depoda bulunan bilgileri oradan geri çağırmaktır. Şimdiye kadar bir yazılı
101
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
sınavı bitirip daha sonra söyleyebileceğiniz daha fazla şey olduğunu hatırladığınız
oldu mu?
Tablo 5.1’de duyum, dikkat, algı ve algıda seçicilik kavramlarının
karşılaştırılmasına yer verilmiştir.
Tablo 5.1. Duyum, Dikkat, Algı ve Algıda Seçicilik (Koçak, 2011)
Duyum Dikkat
Organizmanın herhangi bir uyarıcının Organizmanın etrafında bulunan
varlığını fark etmesi durumudur. birçok uyarıcıdan bir ya da birkaçı
Ancak uyarıyı fark edebilmek için üzerine alıcılarını, düşüncesini
öncelikle uyarıcının varlığının fark eşiği yoğunlaştırması, odaklanması
aralığında olması gerekir. durumudur.
102
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
103
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
104
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
105
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
106
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
107
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
Bireysel Etkinlik
belirleyiniz.
• Çocuklarda dikkat dağınıklığının sebeplerini araştırınız.
• Algı ve bellek testlerinin özelliklerini karşılaştırarak
tartışınız.
108
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
109
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yaşantının ilgisiz yönlerini göz ardı edip, ilgili yönüne odaklanmaktadır.
Kalabalık bir odada veya gürültülü bir restoranda birçok ses arasından tek
birine odaklanılması örnek olarak verilebilir.
Açıklaması yapılan dikkat türü aşağıdakilerden hangisidir?
a) Seçici dikkat
b) Bölünmüş dikkat
c) Yürütücü dikkat
d) Uzun süreli dikkat
e) Kısa süreli dikkat
2. Aşağıdakilerden hangisi dikkati olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer
almaz?
a) Aşırı ya da yetersiz güdülenme
b) Hatalı zamanlama
c) Öğretim yaşantılarında somutluk
d) Otokratik ve buyurgan öğretmen tutumları
e) Başarısızlık endişesi
3. …………………………………, bireylerin dikkat düzeylerini, öğrenme becerilerini,
psikomotor hızlarını, zihin konsantrasyon düzeyini ve seçici dikkat düzeyini
ölçmeye yarayan çok fonksiyonlu bir testtir. Test 9 ile 60 yaş arasındaki
bireylere uygulanabilir.
Cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) Bourdon Dikkat Testi
b) Frostig Görsel Algı Testi
c) Frankfurter Testi
d) D2 Dikkat Testi
e) Stroop Testi
4. 60 ile 72 ay arası çocuklar için uygun olan ve test içinde elma ve armut
resimleri olan dikkat testi aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bourdon Dikkat Testi
b) Stroop Testi
c) Bender-Gestalt Testi
d) D2 Dikkat Testi
e) Frankfurter Testi
5. En sık kullanılan tipi Renk/Kelime Testi iken; çocuklar için, hayvanların
tanımlandığı versiyonu da olan test aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bourdon Dikkat Testi
b) Stroop Testi
c) Bender-Gestalt Testi
d) D2 Dikkat Testi
e) Frankfurter Testi
110
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
111
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
Cevap Anahtarı
1.a, 2.c, 3.d, 4.e, 5.b, 6.d, 7.a, 8.e, 9.c, 10.b
112
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aral, N., & Bütün-Ayhan, A. (2016). Forstig görsel algı testi’nin Türkçe’ye
uyarlanması. The Journal of Social Science Studies, 50, 1-22.
Aydın, A. (2008). Eğitim psikolojisi (9. baskı). Pegem Akademi.
Ciccarelli, S. K., & White, J. N. (2016). Psikoloji: Bir keşif gezintisi (13. Basımdan
çeviri). (Çev. Ed. D. N. Şahin). Nobel. (Çalışmanın orijinali 2015’te
yayımlanmıştır.)
Driscoll, M. P. (2012). Öğretim süreçleri ve öğrenme psikolojisi (Çev. Ö. F. Tutkun,
S. Okay, E. Şahin). Anı. (Çalışmanın orijinali 2005’te yayımlanmıştır.)
Gerrig, R. J., & Zimbardo, P. G. (2018). Psikolojiye giriş-Psikoloji ve yaşam (19.
basımdan çeviri). (Çev. Ed. A. A. Özdoğru). Nobel. (Çalışmanın orijinali
2010’da yayımlanmıştır.)
Glassman, W. W., & Hadad, M. (2018). Psikolojide yaklaşımlar (6. Basımdan çeviri)
(Çev. Ed. H. Kaynak). Nobel. (Çalışmanın orijinali 2013’te yayımlanmıştır.)
Kaya, Z. (2012). Gelişim ve öğrenme. Z. Kaya (Ed.), Öğrenme ve öğretme kuramlar,
yaklaşımlar, modeller içinde (ss. 1-27). Pegem Akademi.
Keppeke, L. F., Cintra I., D., & Schoen, T. H. (2013). Bender visual-motor geştalt
test im adolescents: Relationship between visual-motor development and
the tanner stages. Perceptual & Motor Skills: Physical Development &
Measurement, 117(1), 1-19.
Koçak, R. (2011). Temel kavramlar. B. Oral (Ed.), Öğrenme öğretme kuram ve
yaklaşımları içinde (ss. 1-35). Pegem Akademi.
Maviş, F. Ö. (2015). Bilgiyi işleme kuramı. M. Arslan (Ed.), Öğrenmenin
nörofizyolojisi öğretimde yeni yaklaşımlar içinde (ss. 29-52). Anı.
Santrock, J. W. (2018). Eğitim psikolojisi (5. basımdan çeviri) (Çev. Ed. D. M. Siyez).
Nobel. (Çalışmanın orijinali 2011’de yayımlanmıştır.)
Smith, E. E., & Kosslyn, S. M. (2014). Bilişsel psikoloji-Zihin ve beyin (1. Basımdan
çeviri) (Çev. Ed. M. Şahin). Nobel. (Çalışmanın orijinali 2010’da
yayımlanmıştır.)
Yüksel, G. (2011). Bilişsel öğrenme kuramı. S. Büyükalan-Filiz (Ed.), Öğrenme
öğretme kuram ve yaklaşımları içinde (ss. 45-73). Pegem Akademi.
https://www.kemalarikan.com/stroop-testler.html
https://www.cognitivecentre.com/assessment/bender-gestalt-ii-bender-visual-
motor-gestalt-test-second-edition/
https://ozguradimlar.com.tr/frankfurter-dikkat-testi/
https://www.uzmandoktor.net/benton-gorsel-bellek-testi
https://www.cocukpsikiyatridoktoru.com/D2-Dikkat-Testi
113
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Bilişsel Gelişimin Değerlendirilmesi II
https://www.cocukpsikiyatridoktoru.com/Burdon-Dikkat-Testi
Görsellerin alındığı adresler
[1] https://www.mervekirna.com/burdon-dikkat-testi/d2-test/
[2] https://www.skytest.com/modules/BU-Bourdon-Test-ABQ
[3] https://evokulu.org/wp-content/uploads/Frankfurter-Uygulama-Formu-1.pdf
[4] https://www.kemalarikan.com/stroop-testler.html
[5] https://pdrbirimi.com/bilgiyi-isleme-kurami/
[6] http://spontanpsikolojikdanismanlik.com/gelisimsel-cocuk-testleri/
[7] https://frezyapsikoloji.com/frostig-gorsel-algi-testi/
[8] https://www.semanticscholar.org/paper/Benton-visual-form-discrimination-
test-in-healthy-Smirni-
Oliveri/242618edfd29a145b89f66d50ab90995ac3ae9e5
114
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
ZEKÂ
sahibi olabilecek,
• Zekânın ölçülmesiyle ilgili ilk
çalışmalar ve paradigma değişimi
hakkında bilgi sahibi olabilecek,
• Tekli zekâ anlayışından çoklu zekâ
anlayışına doğru gelişen farklı
kuramsal görüşler hakkında bilgi
sahibi olabilecek,
• Çoklu zekâ kuramı ve getirdiği
yenilikler hakkında bilgi sahibi
olabileceksiniz. ÜNİTE
6
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Zekâ
Francis
Galton
İlk Zeka
Howard E. James M.
Ölçüm Çabası
Gardner Cattel
Çoklu Zekâ Psikofiziksel
Kuramı Ölçümler
Robert J.
Sternberg Alfred Binet
Başarılı Zekâ Zekânın İlk Zekâ Testi
Kuramı
Tanımı ve Zekâ
Kuramları
Charles
Joy GuilFord
Spearman
Zekânın Yapısı
İki Faktör
Kuramı
Kuramı
Louis L. Edward L.
Thurstone Thorndike
Grup Faktör Çok Faktörlü
Kuramı Zeka Kuramı
116
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Zekâ
GİRİŞ
Zekâ kavramı, özünde hepimizin bildiği bir kavram. Günlük yaşantımızda
bazı insanların yapıp ettiklerine bakarak onun diğerlerinden daha zeki olduğunu
düşünürüz. Hatta öyle ki hemen hepimiz kendimizi diğerlerinden bir miktar daha
zeki olarak görürüz. Bu yönüyle zekâ toplum içerisinde genel olarak bir şeyleri
daha iyi ya da daha doğru yapabilme şeklinde algılanır. Elbette bu algının doğru
olduğunu söyleyebiliriz. Ancak zekâ dediğimiz şey bununla sınırlı mıdır? Bir insanın
bazı şeyleri diğerlerinden daha iyi yapabilmesi onun zeki olduğunu gösterir mi? Bir
birey bazı konularda diğerlerine kıyasla daha iyi durumdayken bazı konularda ise
daha gerilerde olabilir. Örneğin, bir lise öğrencisi matematik konusunda gayet iyi
performans sergilerken arkadaş ilişkilerinde çok zayıf kalabilir. Oysa bir başka
öğrenci sosyal ilişkilerinde oldukça iyi iken, matematik konusunda ciddi yetersizlik
gösteriyor olabilir. Bu durumda bu gençlerden hangisi daha zekidir? Matematik
yapamamak zekânın sorunlu olduğunun göstergesi midir? Ya da sorulabilecek bir
başka soru ise, acaba bazıları matematik alanında daha zeki iken, bazıları sosyal
Zekânın ne olduğu ya alanda daha yetenekli olabilir mi? İnsanların üstün olduğu farklı yetenek alanları
da nasıl ölçüleceğine var mıdır? Varsa bu alanlar nelerdir? Bu ve bunlara benzer sorulara çok eski
dair hâlâ net bir fikir
zamanlardan beri filozoflar ve bilim insanları cevap aramaktadırlar. Anlaşılacağı
ortaya konmuş değildir.
üzere bu sorulara herkesin kabul edeceği ya da bilimsel anlamda somut cevaplar
vermek o kadar kolay değildir. Zekâ, doğası gereği soyut bir kavram olduğundan
onu anlamak ve açıklamak da güçleşmektedir. Bundan dolayı zekâ üzerine pek çok
farklı bakış açısı geliştirilmiştir.
Bu bölümde psikoloji biliminde zekânın tanımı ve zekâya yönelik farklı
yaklaşımlar ile bu yaklaşımların ortaya koyduğu zekâ modellerini anlamaya
çalışalım.
117
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Zekâ
Zekâyı tanımlamak veya açıklamak hangi bakış açısına göre ele alındığına
göre değişmektedir. Burada psikoloji alanında zekâyı açıklamaya çalışan
kuramcıların görüşlerini kronolojik sırasıyla inceleyelim.
118
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Zekâ
Örnek
yüksek basınç)
• Hareket hızı (Elin 50 cm mesafade ne kadar hızlı hareket ettirildiği)
• Duyum alanları (Duyumların deride iki ayrı alan olarak hissedilmesi
için gerekli mesafenin ölçümü)
• Ağrıya sebep olan basınç (Alında ağrının hissedileceği basıncın
miktarı)
• Ağırlık konusunda hissedilebilecek en düşük fark miktarı (Tutulan
ağırlıklardan hangisinin daha ağır olduğunu fark edebilmesi) vb.
119
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Zekâ
genel yetenek ve bu hem de aritmetiğe özgü yeteneklerle ("s" faktörü) ilişkili çıkmıştır.
genel yeteneğe bağlı • Yine bir kişinin kelime bilgisi hem "g" faktörüyle hem de kelime
farklı türde işler için bilgisine yönelik yeteneklerle ("s" faktörü) ilişkili bulunmaktaydı.
özel yetenekler • Bu nedenle Spearman zekânın genel ve özel olmak üzere iki
bulunduğunu belirtir. faktörlü bir yapıdan oluştuğunu iddia etmiştir.
120
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Zekâ
Şekil 6.1’de köşeli kutular belli görevler için özel yetenekleri (“s” faktörü)
ifade etmektedir. Farklı işlemler için farklı özel yetenekler gereklidir. Yukarıdaki
örnekte 13 farklı alt ölçek (farklı yetenek alanlarını ölçen ölçekler) vardır. Ancak
bazı özel yetenekler kendi aralarında ilişki gösterip bunlar bir grup altında
toplanabilir (grup faktör). Örneğin; bilgi, kavrama, benzerlikleri tespit etme ve
sözcük dağarcığı kendi arasında toplanarak sözel kavrama olarak adlandırılabilir.
Yine şekilden gözlenebileceği gibi her bir faktör bir “g” faktörüyle ilişkilidir.
Yapılan araştırmalar bireylerin bu testlerden birinden yüksek puan aldığında
diğerlerinden de yüksek puan alma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bu da
özel zekâ dışında, testin genelini etkileyen bir genel zekâ olduğunu doğrular
Thorndike’a göre niteliktedir. Ancak yine de insanların tek bir genel zekâya sahip olmanın ötesinde
zekâya ilişkin pek çok özel bazı yeteneklerinin de olduğu ve bu yetenekler açısından insanların
faktör ortaya konabilir. farklılaştığı aşikârdır (Deary, 2015, s. 30).
Ancak bu işlevsel
olmaz. Bu nedenle Edward L. Thorndike’ın Çok Faktörlü Zekâ Kuramı
benzer faktörleri
gruplayarak zekâyı üç Thorndike, öğrenme, eğitim ve zekâ araştırmaları konusunda ön plana
faktör altında inceler. çıkmıştır ve kendisi modern “eğitim psikolojisi” alanının kurucusu sayılır (Gürel &
Tat, 2010). Spearman’ın tanımladığı grup faktör fikrini daha da ileri götüren ilk
araştırmacıdır. Ona göre zekâ birbirinden bağımsız pek çok farklı faktörden
oluşmaktadır. Bu durumda çok çeşitli zekâ türlerinden bahsedilebilir. Ancak her
etkinlik için farklı zekâ türleri tanımlamak pratikte pek işlevsel olmayacaktır.
Bununla birlikte insanların günlük hayatta yaptıkları faaliyetler birden fazla zekâ
alanını gerektirecek düzeyde karmaşık işlemlerdir. Bu nedenle farklı zekâ alanlarını
gruplandırarak incelemek gerektiğini düşünmüştür (Kuzgun, 2017, s. 21).
Thorndike, yetenekleri soyut zekâ, mekanik (pratik) zekâ ve sosyal zekâ
olmak üzere üç faktör altında toplamıştır. Soyut zekâ sözcükler, kavramlar ve
sayılar gibi sembollerle akıl yürütebilme, mekanik zekâ araç ve makine
kullanabilme kapasitesini, sosyal zekâ ise diğer insanları anlama ve onlarla iyi
ilişkiler kurabilmeyi ifade eder (Gürel & Tat, 2010).
121
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Zekâ
Thorndike’a göre zekânın düzey, genişlik ve hız olmak üzere üç yönü vardır.
Bunlardan yalnızca birini bilmekle zekâ hakkında bilgi edinilemez (Kuzgun, 2017, s.
21). Düzey, yapılacak işlerin zorluk derecesini ifade etmektedir. Bir kişinin
kolaydan zora doğru sıralanmış işlerde yapabileceği en zor iş onun zekâ düzeyini
gösterir. Zorluk düzeyi aynı ama içerik yönünden farklı işleri yapabilme ise zekânın
genişliği olarak ifade edilmiştir. Bir birey zorluk düzeyi aynı olan farklı işlerden ne
kadar çoğunu başarırsa o kadar geniş bir zekâya sahip olduğu değerlendirilir. Yani
bir kişi sadece bir alanda yüksek performans sergileyebileceği gibi birden fazla
alanda da yüksek performans sergileyebilir. Daha fazla alan daha geniş bir zekâ
kapasitesi demektir. Zekânın hız özelliği ise belli güçlükteki işleri yapan bireylerin
bu işi farklı zamanlarda yapmasını işaret eder. Aynı işi bazıları kısa sürede
tamamlarken bazıları daha uzun zamana ihtiyaç duyar. Burada kişi işi
tamamlayacak düzeye sahiptir, ancak bunu tamamlamak onun için daha fazla
zaman gerektirir. Bu nedenle Thorndike bu üç özellik yönünden de insanların zekâ
özelliklerinin birbirinden farklılaştığına vurgu yapmıştır.
122
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Zekâ
Guilford’a göre zekâ faktörlerinden her biri belirli bir içeriği, belirli bir
işlemden geçirdikten sonra belirli bir ürün hâline getiren zihin gücüdür (Kuzgun,
2017, s. 23). Guilford’a göre 4 çeşit içerik (şekilsel, sembolik, anlamsal ve
davranışsal içerik), 5 farklı işlem (biliş, bellek, alışılmamış düşünme, alışılagelmiş
düşünme ve değerlendirme) ve 6 çeşit ürün (birimler, kümeler, ilişkiler, sistemler,
dönüşümler ve doğurgular) bulunmaktadır. Bahsi geçen her bir işlem, içerik ve
ürün birbiri ile etkileşim hâlinde olduğundan 4 x 5 x 6 = 120 ayrı zihin faktörü
bulunduğunu iddia etmiştir. Guilford bu düşüncesini 120 minik küpten oluşan
büyük, üç boyutlu bir küp şeklinde şematize etmiştir.
Çoklu zekâyı
benimseyen Guilford
120 zekâ alanından
bahsetmiş ancak
bunları açıklamakta ve
doğrulamakta güçlük
yaşamıştır.
Şekil 6.2. Guilford’un Zekânın Yapısı Kuramı (Cianciolo & Sternberg, 2004’ten
uyarlanmıştır)
Guilford, 120 faktör olarak ifade ettiği zekâ kuramında daha sonra
güncellemeler yapmış ve faktör sayısını önce 150, sonra 180’e çıkarmıştır
(Sternberg, 2020, s. 42). Bu faktörleri ölçmek için ölçekler de geliştirmeye çalışan
Guilford, yalnızca 50 kadar faktörü ölçebilmiştir. Diğer faktörlerin ölçülememesini
ise bunları ölçecek ölçek türlerinin henüz geliştirilememiş olmasıyla savunmuştur
(Kuzgun, 2017, s. 24). Guilford’un ölçeklerini geliştirirken kullandığı faktör analizi
yönteminin de zayıf bir yöntem olduğunun anlaşılması ise kuramın sonunu
getirmiştir (Sternberg, 2020, s. 42). Ancak Guilford’un kuramı, sosyal ve varoluşsal
zekâ türlerinin temel fikrini oluşturmuştur (Gürel & Tat, 2010).
123
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Zekâ
124
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Zekâ
125
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Zekâ
126
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Zekâ
Son yıllarda Gardner’ın zekâ kuramındaki içsel zekâ ve sosyal zekâ ile ilişkili
yeni bir zekâ türü olarak “duygusal zekâ” kavramı önem kazanmaya başlamıştır
(Gerrig & Zimbardo, 2012, s. 281). Daniel Goleman’ın ortaya koyduğu bu zekâ
alanı, kendinin ve başkalarının duygularının farkında olabilme ve duyguları doğru
bir biçimde ifade edebilme olarak tanımlanabilir.
Duygusal zekânın dört bileşeni vardır (Gerrig & Zimbardo, 2012, s. 281):
127
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Zekâ
Örnek
• Gerektiğinde "hayır" diyebilmek
• Duygularını başkalarıyla paylaşabilmek
• Sorunları herkes açısından olumlu yöntemlerle çözmek
• Diğer insanlarla empati kurmak
• İyi bir dinleyici olmak
• Yaptığın şeyleri neden yaptığını bilmek
•Başkalarını yargılamamak
Sonuç olarak, zekâya dair en güncel yaklaşım olan Çoklu Zekâ Kuramı ortaya
konan zekâ alanları açısından her bireyin bu zekâ alanlarının tamamına sahip
olduğunu, ancak bireylerin bu alanlarda güçlü ya da zayıf olma konusunda
farklılaştıklarını ifade eder. Bazı bireyler bu zekâ alanlarından bir-iki tanesinde üst
düzeyde sivrilip ön plana çıkarken bazıları ise hemen her zekâ alanında ortalama
Her birey zekâ bir düzeyde performans sergileyebilir. Bir insanın bir alanda (örneğin
alanlarının tamamına
mantıksal/matematiksel) gerilik göstermesi onun bütün işlerinde geri olacağı
sahiptir, farklılaşan ise
kişilerin bu alanlarda ne anlamına gelmez. Her insanın üst düzey performans sergileyebileceği en az bir
kadar güçlü olduğudur. zekâ alanı vardır. Burada önemli olan bireyin tüm potansiyelinin açığa
çıkarılmasıdır. Ayrıca bireylerin geri planda kalan, zayıf zekâ alanları uygun gelişim
ve öğrenme olanaklarıyla güçlendirilebilir. Çoklu Zekâ Kuramı, bireylerin sahip
oldukları potansiyelleri ve imkânları fark etmelerini ve bu potansiyelleri
geliştirerek hedefleri doğrultusunda hareket etmelerini teşvik eder.
128
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Zekâ
129
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Zekâ
130
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Zekâ
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Zekânın objektif olarak ölçülmesiyle ilgili ilk fikir ve uygulamalar kim
tarafından ortaya konmuştur?
a) Francis Galton
b) Robert J. Sternberg
c) Joy Guilford
d) Louis L. Thurstone
e) Howard E. Gardner
2. James McKeen Cattell’in kuramı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Zihinsel test kavramını kullanan ilk kişidir.
b) Bireysel farklılıklar ve zihinsel testler üzerine çalışmalar yapmıştır.
c) Zekâ konusundaki ufuk açıcı fikirlerini Fransız psikolog Binet’den
etkilenerek oluşturmuştur.
d) Cattell 50 kadar psikofiziksel test hazırlamıştır.
e) Uyguladığı testlerden topladığı veriler ile öğrencilerin akademik
başarıları arasındaki ilişkileri incelemiştir.
3. Aşağıdakilerden hangisi karmaşık zihinsel fonksiyonları ölçen ilk zekâ
testidir?
a) Spearman Testi
b) Galton-Cattell Testi
c) Stanford-Binet Testi
d) Binet-Simon Testi
e) Guilford Testi
4. “Psikometrik yaklaşım” akımını başlatan araştırmacı aşağıdakilerden
hangisidir?
a) James McKeen Cattell
b) Charles Spearman
c) Francis Galton
d) Louis L. Thurstone
e) Joy Guilford
5. Zekânın birbirinden bağımsız pek çok farklı faktörden oluştuğunu, ancak
her farklı etkinlik için zekâ türleri tanımlamanın işlevsel olmayacağını ifade
ederek bunları üç faktör altında birleştiren araştırmacı kimdir?
a) Robert J. Sternberg
b) Joy Guilford
c) Louis L. Thurstone
d) Jean Piaget
e) Edward L. Thorndike
131
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Zekâ
Cevap Anahtarı
1.a, 2.c, 3.d, 4.b, 5.e, 6.d, 7.a, 8.d, 9.b, 10.b
132
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Zekâ
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Altan, M. Z. (2012). Eğitim, çoklu zekâ kuramı ve çoklu zekâ kuramında onuncu
boyut: Ahlaki zekâ. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22(1), 137-144.
Budak, S. (2000). Psikoloji sözlüğü. Bilim Sanat.
Cianciolo, A. T., & Sternberg, R. J. (2004). Intelligence: A brief history. Blackwell.
Deary, I. J. (2015). Zekâ (H. Gür, Çev.). Kültür Kitaplığı.
Forsythe, A. (2019). Key thinkers in individual differences. Ideas on personality and
intelligence. Routledge.
Gerrig, R. J., & Zimbardo, P. G. (2016). Psikoloji ve yaşam (G. Sart, Çev.). Nobel
Akademik.
Güleçyüz, Y. (2017, Şubat). Çocuk eğitiminde ahlaki zekâ. https://www.bizimaile.
com/2017/02/cocuk-egitiminde-ahlaki-zeka/
Gürel, E., & Tat, M. (2010). Çoklu zekâ kuramı: Tekli zekâ anlayışından çoklu zekâ
yaklaşımına. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 3(11), 336-356.
Karaca, A. (n.d.). Çocuklarda ahlaki zekâ. https://kemalsayar.com/insana-
dair/cocuklarda-ahlaki-zeka
Kuzgun, Y. (2017). Zekâ ve yetenekler. Y. Kuzgun & D. Deryakulu (Eds.), Eğitimde
bireysel farklılıklar (4. baskı, ss. 13-70). Nobel.
Orçan, Y., & Garanova, N. (n.d.). Çocuklarımızda ahlaki zekayı geliştirmek.
http://istanbulkoleji.com/kurumsal/pusula/index.php?do=10
Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2007). Modern psikoloji tarihi. Kaknüs.
Selçuk, Z., Kayıtlı, H., & Okut, L. (2002). Çoklu zekâ uygulamaları. Nobel.
Smith, M. K. (2008). Howard Gardner and multiple intelligences. The encyclopedia
of pedagogy and informal education. https://web.archive.org/web/
20211105113833/https://www.infed.org/mobi/howard-gardner-multiple-
intelligences-and-education
Sternberg, R. J. (2020). A history of research on intelligence – part 2: Psychological
theory, research, and practise in the nineteenth and twentieth centuries. In
R. J. Sternberg (Ed.), The Cambridge handbook of intelligence (2nd ed. pp.
31-47). Cambridge.
TDK (Türk Dil Kurumu). (n.d.). Güncel Türkçe sözlük. https://sozluk.gov.tr/
Tok, E., & Sevinç, M. (2010). Başarılı zekâ kuramına dayalı eğitim uygulamaları.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 9(32), 63-74.
Wikipedia (2021, Kasım 20). Emotional intelligence. İçinde Wikipedia, The Free
Encyclopedia. 30 Kasım 2021 tarihinde
https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Emotional_intelligence&oldid=1
056197068 adresinden edinilmiştir.
133
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
ZEKÂNIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Giriş
• Zekânın Ölçülmesi
İÇİNDEKİLER
GELİŞİMSEL ÖLÇME
• Zekâ Testleri
• Stanford-Binet Zekâ Testi VE DEĞERLENDİRME
• Wechsler Zekâ Ölçekleri Dr. Öğr. Üyesi
• Leiter Ölçeği
• Goodenough-Harris Testi İsmail AY
• Anadolu-Sak Zekâ Ölçeği
• Örnek Maddeler
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
7
Zekânın Değerlendirilmesi
Leiter Uluslararası
Performans Ölçeği
Zekâ Testleri
Porteus Labirent Testi
Örnek Maddeler
Goodenough-Harris Bir
İnsan Çiz Testi
135
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Zekânın Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Zekâyı anlama çabaları çok eski zamanlardan beri tartışılan bir konu olmakla
birlikte zekâyı ölçme çalışmaları 1800’lerin sonlarında başlamıştır. Bu ilk ölçüm
çabaları “fiziksel/fizyolojik” tepkileri zekânın göstergesi kabul etmiş ancak yapılan
çalışmalar bu tepkilerin tek başına “başarıyı” yordamada çok yetersiz kaldığını
göstermiştir. Binet’in zekâyı, “zihinsel” yeteneklerin bir ürünü olarak ele alıp bu
yönde bir ölçek geliştirmesi zekâya bakış açısını değiştirmiş ve zekâ ölçümü
konusunda yeni bir çığır açmıştır.
Özünde zekânın ne olduğu açıkça bilinmemektedir. Ancak zekâ, zihinsel
özelliklerin gözlenebilir davranışlara etkileri açısından ele alınmakta ve bu yoldan
ölçülmeye çalışılmaktadır. Bu durum elektriği tanımlamada izlenen yol gibidir.
Elektrik gözle görülebilen nitelik olmadığı hâlde kimyasal ve manyetik etkileri ısı,
ışık, hareket ve enerji hâlinde gözlenebilen özellikleri sayesinde sayısal olarak
ölçülebilmektedir (Özgüven, 2012, s. 162). Zekânın ölçümü de sorulan sorulara
verilen cevaplar, çözülmesi istenen problemlere verilen yanıtlar ya da
Zekânın ne olduğu ya
da nasıl ölçüleceğine performanslar aracılığıyla dolaylı olarak ölçülmektedir.
dair hâlâ net bir fikir Başlangıçta yalnızca zihinsel yetersizlikleri olan ve okulda zorlanan
ortaya konmuş değildir.
çocukların tespit edilmesi için zekâ testleri geliştirilirken sonraları bu perspektif de
değişmiş ve artık bireylerin sadece yetersiz, zayıf olduğu alanların değil, onların
güçlü, üstün olduğu alanların da tespit edilmesi gerekliliği belirmiştir. Bu da
zekânın tek bir özellik değil, farklı özelliklerin bir bileşkesi olarak bakılmasını ve
çoklu zekâ kuramlarının gelişmesini sağlamıştır. Günümüzde bireylerin gerek
okulda ve gerekse işinde başarılı ve mutlu olmasının onun yetenek ve ilgileriyle
yakın ilişkili olduğu bilinmektedir. Bireylerin ihtiyacı olan ve yeteneklerine uygun
eğitimi almaları ve yatkın oldukları meslek alanlarına yönelmeleri önemli
görülmektedir. Bu da zekânın ölçülmesi ve değerlendirilmesine yönelik ilginin ve
talebin gittikçe artmasına neden olmaktadır. Günümüzde zekâ testleri okula
yerleştirme, patolojik durumların tespiti ve uygun tedavi planlarının oluşturulması,
zihinsel yeterliliklerin değerlendirilmesi, adli değerlendirmeler, iş yerlerinde
eleman seçimi vb. gibi çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
ZEKÂNIN ÖLÇÜLMESİ
Zekâ soyut bir nitelik olup doğrudan gözlenebilen ve ölçülebilen bir süreç
değildir. Bu nedenle zekâ dolaylı yollardan ölçülebilmektedir. Burada zekânın nasıl
ve hangi özelliklere bakarak ölçüleceği konusu zekânın nasıl tanımlandığıyla
doğrudan alakalıdır (Özgüven, 2012, s. 163). Örneğin, zekâyı “bireyin yeni veya
farklı durumlara uyum sağlama yeteneği” olarak ele alan araştırmacılar belli
durumda çok sayıda çözüm üreten bireyleri daha zeki olarak yorumlayacaklar,
uygun çözüm bulmada zorlananları ile daha az yetenekli kabul edeceklerdir.
Bazılarına göre zekâ “öğrenebilme yeteneği”dir ve daha fazla ve daha hızlı
öğrenenler daha zeki olarak ifade edilir. Zekâyı “soyut düşünebilme yeteneği”
olarak ele alanlar ise bireyin sözel ve sayısal sembolleri kavrayabilme ve
sembollerle problem çözebilme gücü nispetinde zekâsının yüksek olduğunu
136
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Zekânın Değerlendirilmesi
değerlendirirler. Binet’in ortaya koyduğu ilk zekâ testi büyük oranda bu temele
dayanır.
Storddad ise zekâyı “Bireyin zor, karmaşık, soyut, ekonomik, amacına
uygun, sosyal değeri olan ve orijinal nitelikler taşıyan zihinsel davranışları
yapabilme, bu koşullar altında bireyin enerjisini davranışlar üzerine toplayabilme
ve heyecanlarına karşı koyabilme yeteneği” olarak tanımlamıştır. Bu tanım zekâya
ilişkin önceki tanımları içerdiği gibi yeni bazı özelliklere de vurgu yaparak zekâ testi
geliştirmeye ilişkin de önemli fikirler vermiştir (Özgüven, 2012, s. 163). Bu
nitelikler şunlardır;
137
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Zekânın Değerlendirilmesi
ZEKÂ TESTLERİ
Bu bölümde yurt dışında geliştirilmiş ve Türkiye’de de yaygın olarak
kullanılan bazı zekâ testlerinin yanı sıra kısa süre önce Türkiye’de özgün olarak
geliştirilmiş olan Anadolu-Sak Zekâ Ölçeğinin genel özelliklerini inceleyeceğiz.
138
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Zekânın Değerlendirilmesi
• Tam olarak 6 yaşında olan bir çocuğun eğer tüm testleri doğru
cevapladığı yaş grubu 5 ise o çocuğun "temel yaşı": 5x12=60 ay
Örnek
1912 yılında William Stern yaş arttıkça zekâ kapasitesinin de arttığını ve ikisi
arasında bir ilişki (korelasyon) olduğunu dolayısıyla bu ikisinin tek bir değer olarak
ifade edilebileceğini belirtti. Böylece zihin yaşının takvim yaşına bölünmesiyle
(kesirden kurtarıp tam sayı elde etmek için sonuç 100 ile çarpılır) “zekâ bölümü”
(IQ-Intelligence Quotient) kavramı ortaya çıkmıştır (Haslam, 2007, s. 264).
Zekâ Bölümü (IQ)= Zihin yaşı / Takvim yaşı X 100
Terman, 1916’da Stanford-Binet Testi’ni geliştirince bu IQ hesaplamasını
testinde kullanmıştır. Ancak zekâ bölümü (IQ) tanımlaması 17 yaş altındakiler için
işlevsel olsa da zekâ testlerinin yetişkinlerde de kullanılmasıyla sorunlu olmuştur.
Öyle ki yetişkinliğe kadar yaş artarken zekâ kapasitesi de artmakta ancak
yetişkinlikten itibaren yaş artmaya devam ederken zekâ kapasitesinde potansiyel
olarak bir artış olmamaktadır. Testlerden elde edilen en yüksek zekâ yaşı puanı da
17’ye denk geldiği için IQ hesaplamasında sanki yaş arttıkça zekâ seviyesi
düşüyormuş gibi hatalı bir sonuç ortaya çıkmıştır (Haslam, 2007, s. 265). Bundan
dolayı Stanford-Binet Testi’nde zekâ yaşına dayalı IQ hesaplaması 1960 yılındaki
revizyonda terk edilmiş ve bunun yerine Wechsler testinde kullanılan yöntem olan
standart puanlara göre zekâ seviyeleri oluşturulmuştur. Standart puanlar
oluşturulurken ortalaması 100, standart sapması 16 olan “normal dağılım eğrileri”
kullanılmaktadır (Özgüven, 2012, s. 203). Şekil 7.1’de bu dağılımı görebilirsiniz.
139
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Zekânın Değerlendirilmesi
140
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Zekânın Değerlendirilmesi
141
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Zekânın Değerlendirilmesi
142
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Zekânın Değerlendirilmesi
143
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Zekânın Değerlendirilmesi
olup ülkemiz için geçerlik ve güvenirlik çalışmasına dair bir bilgiye ulaşılamamıştır
(Kemer & Çakan, 2020). Şekil 7.1’de Leiter Testi’nde kullanılan bazı materyal
örnekleri verilmiştir.
144
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Zekânın Değerlendirilmesi
145
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Zekânın Değerlendirilmesi
Ölçekten yedi endeks puanı hesaplanmaktadır. Bunlar (Sak vd., 2016; Tamul vd.,
2019):
Genel zekâ endeksi: Alt ölçeklerin toplamı ile elde edilen genel zekâ
puanıdır. Tüm zihinsel becerilerin bileşeni olarak kabul edilir.
146
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Zekânın Değerlendirilmesi
Görsel Eş Zamanlı
İşleyen Bellek
(GEB)
Şekil 7.3. Anadolu-Sak Zekâ Testi Üç Faktörlü Hiyerarşik Model (Sak vd., 2016)
147
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Zekânın Değerlendirilmesi
Bireysel Etkinlik
nasıl yardımcı olabilir?
• Zekânın ölçülmesi konusunda olumsuz etkenler neler olabilir?
Bir testi herkese uygulamak geçerli bir sonuç verir mi? Bu
konuda yapılmış eleştiriler nelerdir?
• Her çocuğa zekâ testi uygulamak gerekir mi? Zekâ testinin
çocuklar ya da aileler üzerinde olumsuz etkisi olabilir mi? Nasıl?
148
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Zekânın Değerlendirilmesi
2.
1.
2.
3.
149
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Zekânın Değerlendirilmesi
2.
1.
150
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Zekânın Değerlendirilmesi
151
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Zekânın Değerlendirilmesi
152
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Zekânın Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi Storddad’ın zekâyı tanımlarken kullandığı orijinal
nitelikler arasında değildir?
a) Karmaşıklık
b) Güçlük
c) Basitlik
d) Soyutluk
e) Ekonomi
2. Aşağıdakilerden hangisi Stanford-Binet Zekâ Testi’nin özelliklerinden
değildir?
a) İlk olarak Alfred Binet ve Theodore Simon tarafından geliştirilmiştir.
b) İlk uygulanabilir zekâ testidir.
c) Lewis M. Terman tarafından İngilizceye çevrilmiştir.
d) Zihinsel olarak engelli yetişkinlerin belirlenmesi amaçlanmıştır.
e) Pek çok revizyondan geçirilerek düzenlemeler ve geliştirmeler
yapılmıştır.
3. Aşağıdakilerden hangisi zihinsel nitelik alanlarından dile dayalı
muhakemenin alt ölçekleri arasında yer almaz?
a) Kelime haznesi
b) Kavrayış
c) Yanlışlıklar
d) Kelime İlişkileri
e) Eşitleme
4. “Boncuk Desenleri, Cümleleri Hatırlama, Sayı Belleği, Objeleri Hatırlama”
gibi alt ölçekleri olan zihinsel nitelik alanı hangisidir?
a) Dile Dayalı Muhakeme
b) Kısa Süreli Bellek
c) Soyut ve Görsel Muhakeme
d) Sayısal Muhakeme
e) Uzun Süreli Bellek
5. Ordu için zekâ testi geliştirme ve uygulama deneyimlerine dayanarak
kendi zekâ testi serisini geliştiren araştırmacı kimdir?
a) Alfred Binet
b) David Wechsler
c) Theodore Simon
d) Florence Goodenough
e) Edward L. Thorndike
153
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Zekânın Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.e, 4.b, 5.b, 6.e, 7.a, 8.d, 9.a, 10.d
154
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Zekânın Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bardos, A. N., & Powell, S. (2001). Human figüre drawings and the draw-a-person:
Screening procedure for emotional disturbance. In W. I. Dorfman & M.
Hersen (Eds.), Understanding psychological assessment (pp. 275-294).
Springer Science.
Carter, P., & Russell, K. (2003). More psychometric testing: 1000 new ways to
assess your personality, creativity, intelligence and literal thinking. John
Wiley & Sons.
Cianciolo, A. T., & Sternberg, R. J. (2004). Intelligence: A brief history. Blackwell.
Domino, G., & Domino, M. A. (2006). Psychological testing: An introduction (2nd
ed.). Cambridge University Press.
Güneri, E. (2016). Türkiye’de kullanılan psikolojik testler: Zekâ testleri. Kaknüs.
Haslam, N. (2007). Introduction to personality and intelligence. Sage
İnsan Zekâsı. (t.y.). https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent
/21_22_Guz/psikoloji/8/index.html
Kemer, B., & Çakan, M. (2020). Rehberlik ve araştırma merkezlerinde sıklıkla
kullanılan psikolojik ölçeklerin geçerliğinin ölçme standartlarına göre
incelenmesi. Eğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi, 7(1), 323-348.
Kuzgun, Y. (2017). Zekâ ve yetenekler. Y. Kuzgun & D. Deryakulu (Eds.), Eğitimde
bireysel farklılıklar içinde (4. baskı, ss. 13-70). Nobel.
Özgüven, İ. E. (2012). Psikolojik testler (11. baskı). Nobel.
Projeiq. (t.y.). Anadolu-Sak zekâ ölçeği. https://www.projeiq.com/
Stoelting. (2021a). Most Up-To-Date Nonverbal Assessment on The Market,
Normed in 2013! https://stoeltingco.com/Psychological-Testing/Leiter-
International-Performance-Scale-Third-Edition-Leiter-3-Kit-in-Rolling-
Backpack~9712?navigate_from_document=1110&navigated_from_object=
3930
Stoelting. (2021b). Porteus maze test. https://stoeltingco.com/Psychological-
Testing/Porteus-Maze-Test~10115?navigate_from_document=
1110&navigated_from_object=3930
Tamul, Ö. F., Sezerel, B. B., Sak, U., & Karabacak, F. (2020). Anadolu-Sak zekâ
ölçeğinin (ASIS) sosyal geçerlik çalışması. Pamukkale Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 49, 393-412. https:// doi.org.10.9779/pauefd.575479.
Wikipedia. (2021’a, Nisan 26). Leiter International Performance Scale.
İçinde Wikipedia, The Free Encyclopedia. Kasım 19, 2021 tarihinde
https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Leiter_International_Performan
ce_Scale&oldid=1019998029
155
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Zekânın Değerlendirilmesi
Wikipedia. (2021b, Ocak 19). Porteus Maze test. İçinde Wikipedia, The Free
Encyclopedia. Kasım 20, 2021 tarihinde https://en.wikipedia.org/w/index.
php?title=Porteus_Maze_test&oldid=1001413878
Wikipedia. (2021c, Kasım 5). Draw-a-Person test. İçinde Wikipedia, The Free
Encyclopedia. Kasım 20, 2021, tarihinde https://en.wikipedia.org/w
/index.php?title=Draw-a-Person_test&oldid=1048308257
Darüşşafaka. (T.y.). İçinde https://www.darussafaka.k12.tr/wp-
content/uploads/2020/12/Genel-Yetenek-Testi-Ornek-Sorular-ve-
Cozumleri.pdf
156
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
MOTOR GELİŞİMİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Gelişim
• Motor Yeterlikler VE DEĞERLENDİRME
• Temel Hareket Becerileri
• Motor Gelişimin İki Düzeyi
Dr. Öğr. Üyesi
• Motor Gelişim Modelleri Mehmet Buğra
• Motor Gelişim Dönemleri
• Motor Gelişimin
ÖZHAN
Değerlendirilmesinde Yaygın
Olarak Kullanılan Bazı Ölçme
Araçları
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
8
dağıtımı yapılamaz.
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Eşgüdüm
(Koordinasyon)
Güç
Tepki ve Hız
MOTOR GELİŞİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Motor Yeterlikler
Dikkat
GİRİŞ
Bireyin yaşam serüveni içerisinde döllenme ile başlayıp yaşam boyu devem
eden bir değişim örüntüsünü ifade eden gelişim (Santrock, 2017) farklı alanlarda
kendini göstermektedir. Bireyin gelişimini sürdürdüğü, gelişim ve değişimin
gözlenebildiği (Özyurt, 2010) gelişim alanlarından biri de motor gelişim alanıdır.
Motor gelişimi anlayabilmek için öncelikle hareketin birey yaşamındaki önemini
göz önünde bulundurmak yararlı olacaktır. Hareket yaşamımız için vazgeçilmez ve
kapsamlı bir eylem olarak ifade edilmekte ve çocuk gelişimi alan yazınında hareket
ve motor kavramları sıklıkla birbirinin eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır (Ulutaş
vd., 2017). Bu yönüyle en genel ifade ile motor gelişim kavramı ile ifade edilmek
istenenin bireyin hareket becerilerindeki tutarlı değişimleri içerdiği söylenebilir.
Bu bölümde öncelikle motor gelişim kavramı tanımlanacaktır. Sonrasında
motor gelişim sürecine yön veren temel ilkeler açıklanacaktır. Motor gelişim
kavramı tanımlanıp bu sürecin temel ilkeleri ortaya konulduktan sonra ise motor
gelişim sürecinin sorunsuz biçimde devam ettirilebilmesi için bireyin sahip olması
gereken motor yeterlikler incelenecektir. Daha sonra temel hareket becerileri
tanımlanacak ve bireyin sahip olduğu motor becerilerin iki düzeyi tartışılacaktır.
En genel ifade ile motor Motor gelişim konusundaki bilgi birikiminizi artırmak ve motor gelişim sürecine
gelişim kavramı ile ifade
farklı açılardan bakabilmenizi desteklemek için motor gelişimin açıklanmasında
edilmek istenenin
bireyin hareket temel alınan başlıca modeller tanıtılacak ve motor gelişim dönemleri kısaca
becerilerindeki tutarlı incelenecektir. Son olarak ise motor gelişimin değerlendirilmesi sürecinde sıklıkla
değişimleri içerdiği kullanılan bazı değerlendirme araçları kısaca tanıtılacaktır.
söylenebilir.
BİR KAVRAM OLARAK MOTOR GELİŞİM
Bireyin hareket becerilerindeki tutarlı değişimleri ifade eden motor gelişim
süreci ile ilgili olarak alan yazında farklı kavramsallaştırmalar kullanılmaktadır. Bu
noktada psikomotor gelişim, nöromotor gelişim, devimsel/devinsel gelişim ya da
hareket gelişimi bu kavramsallaştırmalardan bazılarıdır. Bunlardan ilk dikkat
çekeni bireyin hareket becerilerindeki tutarlı değişimleri ifade eden motor
gelişimin psikomotor gelişim kavramı ile ifade edildiği kavramsallaştırmalardır.
Psikomotor gelişim, bireyin bedeni ile sinir sistemi arasındaki organizasyona bağlı
olarak ortaya çıkan ve istemli hareketlerin gelişimini kapsayan bir süreci ifade
etmektedir (Siyez, 2010). Benzer şekilde nöromotor gelişim kavramı ile de sinir ve
kas arası kontrol ve koordinasyonun kazanılması vurgulanmaktadır (Yavuzer,
2016).
Motor gelişim sürecini yansıtmak üzere kullanılan bir diğer
kavramsallaştırmada ise motor gelişim fiziksel gelişim alanının bir alt alanı olarak
kavramsallaştırılmaktadır. Bu bakış açısına göre fiziksel gelişim, beden ve fiziksel
değişmeyi ve bu değişmenin yanı sıra motor becerilerdeki gelişimi de
kapsamaktadır. Bu yönüyle Senemoğlu (2009) fiziksel gelişimi (i) beden gelişimi ve
(ii) devimsel gelişim olmak üzere iki boyutta değerlendirmektedir.
159
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Beden gelişimi ile bireyde meydana gelen boy, ağırlık ve hacim artışı gibi
büyüme süreçlerinin yanı sıra vücudun sistemlerinin kendinden beklenen
fonksiyonları yerine getirebilecek duruma gelmesini içeren olgunlaşma süreçleri
kast edilmektedir. Devimsel gelişim ile ise bireyin vücudunu kontrol altına alma
becerisinin artması vurgulanmaktadır. Devimsel/devinsel gelişim bireyin kol ve
bacakları ile tüm organlarını kullanmada güç ve hız kazanması, beden organları
arasında eşgüdüm sağlaması ve onları denetim altına almada becerikli duruma
gelmesi olarak tanımlanmaktadır (Yazgan-İnanç vd., 2012, s. 91). Bu yönüyle
devimsel gelişim ile hem bireyin fiziksel olarak büyüme ve olgunlaşma süreçlerine
dayalı ilerlemesi hem de zihin-kas koordinasyonuna dayalı davranışlarının gelişimi
vurgulanmaktadır.
Motor gelişim açıklanırken, her ne kadar farklı adlandırmalar yapılıyor olsa
da bu adlandırmalar birbiri ile oldukça tutarlı önermeleri beraberinde
getirmektedir. Bu yönüyle bu adlandırmaların birbiri ile genel olarak eş anlamlı
olduğu söylenebilir. Buradan hareketle bu bölümde, bireyin yaşam serüveni
Motor gelişim içerisinde bedenini (kaslar), zihnini ve duyu organlarını eşgüdüm içerisinde
açıklanırken, her ne kullanarak hareketlerini ve davranışlarını kontrol etme sürecinde meydana gelen
kadar farklı tutarlı değişimleri ifade etmek üzere “motor gelişim” kavramı kullanılacaktır.
adlandırmalar yapılıyor
Motor gelişim kavramı ile (i) bireyin büyüme ve olgunlaşma süreci sonunda
olsa da bu
adlandırmalar birbiri ile kazandığı fiziksel kazanımlar, (ii) bireyin fiziksel yeterliklerinde ve sinir sisteminde
oldukça tutarlı meydana gelen gelişimin etkisiyle beden-duygu organları-zihin koordinasyonuna
önermeleri beraberinde dayalı istemli davranışlarında meydana gelen gelişim kast edilmektedir.
getirmektedir.
Bireysel Etkinlik
160
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
161
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
162
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
MOTOR YETERLİKLER
Bilgin (2017), devinsel gelişme kavramı ile ifade ettiği motor gelişimin
sorunsuz biçimde sürdürülebilmesi için bireyin bazı yeterliliklere sahip olması
gerektiğini ifade etmektedir. Bu yeterliliklere ulaşıldığı zaman psikomotor
Motor gelişimin gelişmenin büyük ölçüde tamamlandığı ifade edilmektedir. Bu yeterlilikler
sorunsuz biçimde
şunlardır:
sürdürülebilmesi için
bireyin bazı Eşgüdüm (Koordinasyon); bireyin beden organları arasında bir uyumun
yeterliliklere sahip olmasıdır. Bireyin kas-beyin koordinasyonuna dayalı olarak gerçekleştireceği tüm
olması gerekir. motor davranışlar beden organları arasında yeterli bir uyumun olmasını
gerektirmektedir. Örneğin; bireyin yürüyebilmesi için ayaklarının, kalem
tutabilmesi için ise parmaklarının belirli bir uyum içerisinde işlevde bulunması
gerekmektedir.
Güç; ilgili psikomotor etkinliği gerçekleştirebilecek fiziksel güce sahip
olunmasıdır. Güce sahip olunması ise yeterince büyüme ve olgunlaşmaya bağlıdır.
Gerekli büyüme ve olgunlaşma sağlanarak yeterli güç elde edilmeden bazı
psikomotor davranışlarda bulunulması mümkün olmaz. Örneğin; kaslar belirli bir
güce erişmeden kişi ayakta duramaz ya da el kasları yeterince güçlenmeden birey
kalemi doğru biçimde tutamaz.
Tepki ve hız; bir psikomotor davranışı doğru biçimde yapabilmek ya da
psikomotor bir görevin üstesinden başarı ile gelebilmek için gereken tepki hızının
kazanılmasıdır. Bazı psikomotor davranışlar bazı hareketlerin hızlı ve akıcı biçimde
yapılmasını gerektirmektedir. Davranışlar gereken hız ve akıcılıkta
gerçekleştirilemediğinde çeşitli sorunlar oluşabilmektedir. Örneğin; çeşitli
oyunların başarı ile tamamlanabilmesi için bireyin hızlı ve akıcı tepkilerde
bulunması gerekmektedir.
Dikkat; bireyin sahip olduğu psikofizik enerjinin bir noktaya
yoğunlaştırılmasıdır. Dikkat özellikle hassasiyet ve hız gerektiren davranışlarda
daha önemli hâle gelmektedir. Örneğin; bireyin kendi gömleğini doğru
ilikleyebilmesi, ayakkabısını doğru giyinebilmesi ya da farklı renklerdeki küplerden
belirli örüntüye sahip bir kule yapabilmesi için dikkatli olması gerekmektedir.
Denge; bireyin fiziksel denge yeteneğine sahip olmasını ifade etmektedir.
Örneğin; yürüme, koşma, top oynama vb. birçok etkinliğe ilişkin görevlerin başarı
ile tamamlanabilmesi için bireyin fiziksel dengesini sağlayabilmesi bir başka ifade
ile dengede durabilmesi ve dengesinin kolay bozulmaması oldukça önemlidir.
Esneklik; bazı davranışların başarı ile gerçekleştirilebilmesi için bireyin
fiziksel anlamda belirli bir esnekliğe sahip olması gerekmektedir. Özellikle küçük
yaşlarda fiziksel esneklik oldukça fazla iken yaşla beraber bu esneklik azalmaktadır.
Örneğin; futbol, basketbol vb. çeşitli spor etkinliklerinde bireyin başarılı olabilmesi
için esnek biçimde hareket etmesi gerekmektedir. Bale, jimnastik vb. etkinliklerde
ya da tırmanma, yakalama, atma vb. gerektiren çeşitli oyunlarda da çocuğun
esnekliği önemli olabilmektedir.
163
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
164
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
165
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Şekil 8.1. Gallahue’nin Üçgenleştirilmiş Kum Saati Modeli (Gallahue vd., 2014, s. 57; Usbaş,
2020, s. 19)
Şekil 8.1’de yer alan üçgenleştirilmiş kum saati modelinde, kum saati motor
gelişimin betimleyici ürünlerini, ters üçgen ise açıklayıcı süreçlerini temsil
etmektedir. Dahası kum saati modelinde motor gelişim genel anlamda aşamalı gibi
görünmesine rağmen özellik olarak oldukça değişkenlik gösteren kesintili bir süreç
niteliği taşımaktadır (Usbaş, 2020).
166
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Şekil 8.2. Newell’in Sınırlılıklar Modeli (Holt vd., 2010, s. 448; Usbaş, 2020, s. 18)
167
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Şekil 8.3. Clark and Metcalfe’ın Motor Gelişim Dağı Modeli (Clarke & Meltcafe (2002)’den
uyarlayan Payne & Isaac, 2012, s. 17; Şeklin Türkçe Formu Usbaş’dan (2020) alınmıştır.)
168
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
169
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
170
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
171
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
(2012) tarafından, kısa formunun uyarlaması ise 6-14 yaş aralığında yer alan ve
özel öğrenme güçlüğü tanısı almış olan çocuklar üzerinde Köse (2018) tarafından
gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu çalışmada kontrol grubu olarak normal gelişim
gösteren (sağlıklı) çocuklar da çalışmaya dâhil edilmiştir.
BOMYT’nin uzun formunda, koşu hızı ve çeviklik, denge, iki yönlü
koordinasyon, dayanma gücü, kol-el koordinasyonu, tepki hızı, görsel-motor
kontrol ile kontrol hızı ve el becerisi olmak üzere 8 alt test altında toplanan 46
madde (Ballı & Gürsoy, 2012), kısa formunda ise ince motor doğruluk, ince motor
entegrasyon, el becerisi, bilateral koordinasyon, denge, hız ve çeviklik, üst
ekstremite koordinasyonu ve dayanıklılık olmak üzere 8 alt test altında toplanan
12 madde yer almaktadır (Köse, 2018).
172
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
173
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
174
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi doğrudan motor gelişim sürecinin kapsamı
içerisinde değerlendirilemez?
a) Hareket becerilerinin gelişimi
b) Bireyin kaslarını kontrol edebilme süreci
c) Bireyin duygusal süreçleri
d) Zihin ve duyu organları arası koordinasyonun gelişimi
e) Bireyin fiziksel becerilerinin gelişimi
2. Bilişsel gelişim sürecinde meydana gelen problemler nedeniyle algılama
noktasında sorun yaşayan bir çocuk el göz koordinasyonu ve hızlı algılama
gerektiren motor becerilerde de zorlanacak böylece bilişsel gelişimde
meydana gelen bir problem motor gelişimi de olumsuz etkileyebilecektir.
Yukarıdaki örnekte motor gelişimin hangi ilkesi vurgulanmaktadır?
a) Gelişimin motor, bilişsel, duygusal, toplumsal boyutları birbirinden
soyutlanamaz.
b) Motor gelişim bütün bireyler için aynı olan belirgin, sıralı, basit ve
ilkelden zor ve karmaşığa doğru bir evrim gösterir.
c) Motor gelişim yaşam boyu farklı hızlarda olup süreklidir.
d) Motor gelişim, kalıtım-çevre etkileşiminin bir ürünüdür.
e) Büyüme ile motor gelişim doğru orantılıdır.
3. Bireyin yürüyebilmesi için ayaklarının, kalem tutabilmesi için ise
parmaklarının belirli bir uyum içerisinde işlevde bulunması gerekmektedir.
Yukarıda bireyin sahip olması gereken motor yeterliliklerden hangisi
vurgulanmaktadır?
a) Güç
b) Eşgüdüm (Koordinasyon)
c) Tepki ve hız
d) Dikkat
e) Denge
4. Aşağıdakilerden hangisi lokomotor bir beceri olarak değerlendirilebilir?
a) Top yuvarlama
b) Vurma
c) Dönme
d) Sallanma
e) Koşma
5. El ve ayakların kullanılması ile ilgili tutma, kavrama, yazma, çizme, kesme
gibi beceriler aşağıdakilerden hangisi kapsamında değerlendirilebilir?
a) Kaba motor beceriler
b) Lokomotor beceriler
c) Denge becerileri
d) İnce motor beceriler
e) Manipülatif beceriler
175
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.b, 4.e, 5.d, 6.d, 7.e, 8.b, 9.a, 10.c
176
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Ballı, Ö. M., & Gürsoy, F. (2012). Bruininks-Oseretsky Motor Yeterlik Testi’nin beş-
altı yaş grubu Türk çocuklar için geçerlik ve güvenirlik çalışması. Spor
Bilimleri Dergisi, 23(3), 104-118.
Bilgin, M. (2011). Bedensel ve devinsel gelişim. B. Yeşilyaprak (Ed.), Eğitim
psikolojisi: Gelişim, öğrenme ve öğretim içinde (8. baskı, ss. 58-81). Pegem
Akademi.
Boz, M., & Aytar, A. G. (2012). Büyük Kas Motor Gelişim‐2 (TGMD‐2) Testi’nin Türk
çocuklarına uyarlama çalışması. Akdeniz Eğitim Araştırmaları Dergisi, 12, 17-
24.
Bruininks R. H. (1978). Manual: Bruininks-Oseretsky Test of Motor Proficiency.
American Guidance Service.
Can-Yaşar, M. (2018). Motor gelişim. M. Yıldız-Bıçakçı (Ed.), Çocuk gelişimi içinde
(4. baskı, ss. 58-95). Anadolu Üniversitesi Yayınları.
https://ets.anadolu.edu.tr/storage/nfs/CGE201U_2021/ebook/CGE201U_2
021-16V1S1-8-0-0-SV1-ebook.pdf
Clark, J. E., & Metcalfe, J. S. (2002). The mountain of motor development: A
metaphor. In J. E. Clark, & J. Humphrey (Eds.), Motor development:
Research and reviews (pp. 163-190). NASPE.
Dinçer, Ç., & Tutkun, C. (2020). Fiziksel büyüme ve motor gelişim [e-kitap sürümü].
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/
psikometrik_ve_gelisimsel_olcme_ve_degerlendirme/6/index.html#konu-2.
Durualp, E., & Neriman, A. R. A. L. (2018). Çocukların ince ve kaba motor
gelişimlerine oyun etkinliklerinin etkisinin incelenmesi. Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(1), 243-258. https://doi.org/10.5578/
jss.66830.
Gallahue, D. L. (1982). Understanding motor development in children. John Wiley
and Sons.
Gallahue, D. L., Ozmun, J. C., & Goodway, J. D. (2014). Motor gelişimi anlamak:
Bebekler, çocuklar, ergenler, yetişkinler. (D. S. Özer & A. Aktop Çev. Ed.),
Nobel.
Holt, K. G., Wagenaar, R. O., & Saltzman, E. (2010). A dynamic systems:
Constraints approach to rehabilitation. Brazilian Journal of Physical
Therapy, 14, 446-463.
İnan, M. (1996). 6-12 yaş grubu normal çocukların Lincoln Oseretky Motor Gelişim
Testi’ne göre psikomotor yeteneklerin araştırılması (Tez No. 48544)
[Doktora tezi, Marmara Üniversitesi-İstanbul]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal
Tez Merkezi.
177
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
İnanç, B. Y., Bilgin, M., & Atıcı, M. K. (2012). Gelişim psikolojisi: Çocuk ve ergen
gelişimi (8. baskı). Pegem Akademi.
Kılıç, Z., Balat, G. U., & Sarı, S. Ç. (2017). CHAMPS Motor Beceriler Protokolü’nün
(CMSP) 4 ve 5 yaş çocuklarına yönelik Türkçeye uyarlama çalışması. Eğitim
Kuram ve Uygulama Araştırmaları Dergisi, 3(3), 129-142.
Köse, B. (2018). Bruininks-Oseretsky Motor Yeterlik Testi-2 Kısa Formu’nun Türkçe
uyarlaması ve özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklarda geçerlilik ve
güvenilirliği (Tez No. 513496) [Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi-
Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
MEB [Millî Eğitim Bakanlığı]. (2013a). Okul Öncesi Eğitim Programı. Ankara.
http://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/ooproram.pdf.
MEB [Millî Eğitim Bakanlığı]. (2013b). 0-36 Aylık Çocuklar İçin Eğitim Programı.
Ankara. http://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/0-36program.pdf.
Müniroğlu, S. (1995). Anaokullarına devam eden 4-5 yaş çocukların motor
gelişimlerine etki eden faktörler üzerine bir inceleme (Tez No. 45795)
[Doktora tezi, Ankara Üniversitesi-Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez
Merkezi.
Newell, K. M. (1986). Constraints on the development of coordination. In M. G.
Wade, & H. T. A. Whiting (Eds.), Motor development in children: Aspects of
coordination and control (pp. 341-360). Martinus Nijhoff, Dordrecht.
http://dx.doi.org/10.1007/978-94-009-4460-2_19.
Özyurt, B. E. (2010). Gelişim konularına genel bakış. A. Kaya (Ed.), Eğitim psikolojisi
içinde (4. baskı, ss. 1-28). Pegem Akademi.
Payne, V. G., & Isaacs, L. D. (2011). Human motor development: A lifespan
approach (8th ed). McGraw-Hill.
Salehi, S. K., Sheikh, M., & Talebrokni, F. S. (2017). Comparison exam of Gallahue’s
hourglass model and Clark and Metcalfe’s the mountain of motor
development metaphor. Advances in Physical Education, 7(3), 217-233.
http://dx.doi.org/10.4236/ape.2017.73018.
Santrock, J. W. (2017). Yaşam boyu gelişim: Gelişim psikolojisi (G. Yüksel, Çev. Ed.).
Nobel.
Senemoğlu, N. (2009). Gelişim öğrenme ve öğretim (14. baskı). Pegem Akademi.
Sevimay, D. (1986). Okul öncesi çağı çocuklarının motor performanslarının
incelenmesi (Tez No. 176569) [Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi-
Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Siyez, D. M. (2010). Fiziksel gelişim. A. Kaya (Ed.), Eğitim psikolojisi içinde (4. baskı,
ss. 39-69). Pegem Akademi.
Tepeli, K. (2007). Büyük Kas Becerilerini Ölçme Testi (BÜKBÖT)’nin Türkiye
standardizasyonu (Tez No. 217457) [Doktora tezi, Selçuk Üniversitesi-
Konya]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
178
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Motor Gelişimin Değerlendirilmesi
179
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
DİL GELİŞİMİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Dil Gelişimi
• Dil Gelişimine Yönelik VE DEĞERLENDİRME
Kuramsal Açıklamalar
• Dönemlere Göre Dil Gelişimi Dr. Öğr. Üyesi
Özellikleri
• Dil Gelişiminin
Mehmet Buğra
Değerlendirilmesinde ÖZHAN
Kullanılan Bazı Ölçme
Araçları
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
9
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Psikolinguistik Yaklaşımın
Dil Gelişimi Üzerine
DEĞERLENDİRİLMESİ
Görüşleri
DİL GELİŞİMİNİN
181
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Bireyin yaşam serüveni içerisinde döllenme ile başlayıp yaşam boyu devem
eden bir değişim örüntüsünü ifade eden gelişim (Santrock, 2017) farklı alanlarda
kendini göstermektedir. Bireyin gelişimini sürdürdüğü, gelişim ve değişimin
gözlenebildiği (Özyurt, 2010) gelişim alanlarından biri de dil gelişim alanıdır. Dil
gelişimini anlayabilmek için öncelikle dilin anlamı ile birlikte birey yaşamındaki
önem ve işlevini de göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır. Dil, bireyin günlük
yaşam serüveni içerisinde kullandığı temel iletişim araçlarından biridir. Ayrıca dil
bireyin yaşamında iletişim aracı olarak işlev görmenin ötesinde farklı rollere de
sahiptir. Gelişimsel süreç içerisinde dilin gelişimi ise çocuğun sosyal, duygusal ve
bilişsel gelişimi üzerinde önemli derecede etkilidir. Bu noktada, dil gelişiminin,
çocuğun toplumsallaşma, düşünme, kavram geliştirme süreçlerini etkilediği ve dil
gelişiminin problem çözme ve ilişki kurma ile bilişsel gelişim sürecinde önemli rol
oynayan faktörlerden biri olduğu ifade edilmektedir (Karoğlu & Esen-Çoban,
2019).
Bu bölümde öncelikle dil kavramı tanımlanacaktır. Dil kavramı
tanımlandıktan sonra, dil gelişimi için gerekli olan niteliklerle birlikte dilin gelişim
süreci tartışılacaktır. Dil kavramı tanımlanıp dilin gelişim süreci değerlendirildikten
Dil kavramı, en genel sonra ise dil gelişimi konusundaki bilgi birikiminizi artırmak ve dilin gelişim
ifade ile bireylerin sürecine farklı açılardan bakabilmenizi desteklemek için dil gelişiminin
düşündüklerini ve
açıklanmasına yönelik bazı temel kuramsal perspektifler kısaca tanıtılacak ve
duygularını bildirmek
için kelimelerle veya bireyin içerisinde bulunduğu gelişim dönemine göre dil gelişim özellikleri
işaretlerle yaptıkları incelenecektir. Son olarak ise dil gelişiminin değerlendirilmesi sürecinde kullanılan
anlaşma olarak bazı değerlendirme araçları kısaca tanıtılacaktır.
tanımlanmaktadır.
BİR KAVRAM OLARAK DİL
Dil kavramı, en genel ifade ile bireylerin düşündüklerini ve duygularını
bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma olarak
tanımlanmaktadır. Bu yönüyle lisan anlamında kullanılan dil kavramı ile bir çağa
veya bir gruba özgü söz dağarcığı ifade edilmektedir. Ayrıca dil kavramı, bireyin
düşünce ve duygularını bildirmesine yarayan herhangi bir anlatım aracı olarak da
kavramsallaştırılmaktadır (TDK, 2021).
Dilin Bileşenleri
Yazgan-İnanç vd. (2012), dilin bazı temel bileşenlerden meydana geldiğini ve
dahası dilin işlevini tam olarak yerine getirebilmesi için dile özgü kurallara bağlı
olarak anlam kazanan dilsel birimlere ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir. Dili
oluşturan bu bileşenler Şekil 9.1’de yer almaktadır.
182
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Ses Bilgisi
Şekil 9.1. Dilin Bileşenleri (Bloom & Lahey (1978), Akt., Turan & Topcu (2021), s. 128)
Sesbirim (fonem), bir dildeki en küçük birimdir. Bir dilin yapısında, dilin
özelliklerine bağlı olarak 20 ile 60 arasında sesbirim yer alabilmektedir (Yazgan-
İnanç vd., 2012). Bir başka ifade ile sesbirim (fonem) dilin en küçük parçası olan
bireysel seslerdir. Dilin ilk bileşeni olan ses bilgisi (fonoloji) ise bir dilde yer alan bu
sesleri, seslerin dağılımına ilişkin sınırlılıkları, bu seslerin taşıdıkları anlamı ve bu
seslerin dilin yapısı içerisinde nasıl bir düzen içerisinde olduğunu incelemektedir
(Turan & Topcu, 2021).
Dilin ikinci bileşeni olan biçim bilgisi (morfoloji) ise genel olarak sözcük
yapısına ilişkin bilgi anlamına gelmektedir (Turan & Topçu, 2021). Bu yönüyle
biçim bilgisinin ana odağı bir dildeki en küçük anlam birimlerini yansıtan
biçimbirimlerdir (morfem). Bu noktada biçim bilgisi (morfoloji) bir dilde yer alan
sözcüklerdeki kök ve ekleri, bu kök ve eklerin kurallı düzenleniş biçimlerini ve
Biçim bilgisinin ana türetişlerindeki özelliklerini incelemektedir (Turan & Topcu, 2021).
odağı bir dildeki en
küçük anlam birimlerini Söz dizimi (sentaks) ise dilin üçüncü bileşenidir. Söz dizimi, sesbirimlerin
yansıtan biçimbirimlerle, biçimbirimlerin sözcüklerle, sözcüklerin de kabul edilebilir bir
biçimbirimlerdir. anlatımı oluşturmak için sözcük grupları ve cümlelerle birleştiği bir kurallar
sistemidir (Yazgan-İnanç vd., 2012). Bütün dilleri oluşturan sözcüklerin anlamlı
ifadeler ve cümleler oluşturmak için nasıl bir araya geldiklerini açıklayan dilbilgisi
yapıları veya kuralları bulunmaktadır. Bu yapı ve kurallar söz dizimi (sentaks) ile
ifade edilmektedir (Turan & Topcu, 2021).
Dilin dördüncü bileşeni olan anlam bilgisi ise sözcük ve cümlelerin
anlamlarıyla ilgilidir. Bu yönüyle sözcüklerin düzgün biçimde kullanılmasını
sağlamaktadır (Yazgan-İnanç vd., 2012). Anlam bilgisi hem bir dildeki kavramları
183
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
DİL GELİŞİMİ
Dil gelişimi bireyin Alanyazın incelendiğinde dilin gelişimi ile ilgili farklı açıklama ve
kişisel özellikleri, içinde
yaklaşımların olduğu dikkati çekmektedir. Bu farklı açıklama ve yaklaşımlarla dil
bulunulan çevre ve
kalıtım ile ilgili bazı gelişimin farklı boyutlarına ilişkin önemli bilgiler elde etmek mümkün olsa da tüm
etkenler başta olmak bunların üzerinde durduğu şu noktalar dikkati çekmektedir:
üzere çeşitli
Dil gelişimi de diğer alanlara benzer şekilde bir süreç hâlinde meydana
faktörlerden
gelmektedir.
etkilenmektedir.
Dil gelişimi bireyin kişisel özellikleri, içinde bulunulan çevre ve kalıtım ile
ilgili bazı etkenler başta olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenmektedir.
Dil gelişimi, çocuk gelişimi, eğitim bilimleri ve eğitim psikolojisi alanları
başta olmak üzere çocuğun gelişim sürecinde rol oynayan profesyonellerin
üzerinde durması ve destek sunması gereken önemli bir alanı ifade
etmektedir.
Dil gelişimi başta sosyal gelişim ve bilişsel gelişim olmak üzere diğer
gelişim alanları ile yoğun ilişki içerisinde bulunan bir gelişim alanını ifade
etmektedir.
Her ne kadar dil gelişiminin bireysel ve kültürel özelliklerden etkilenen
yönleri olsa da evrensel nitelik taşıyan yönleri de mevcuttur.
184
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
185
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
çevre tarafından sağlanan deneyimler ile bu tankı doldurmaktadır (Turan & Topcu,
2021).
CÜMLE BİRİMLERİ
(Sözcük öbekleri, cümleler)
Bir Cümleyi Anlamak
Bir Cümleyi Üretmek
MORFEMLER (BİÇİM
BİRİMLERİ)
(Sözcükler, ön ve sonekler)
MORFEMLER (SES
BİRİMLERİ)
(Konuşma sesleri)
Şekil 9.2. Cümleleri Anlama ve Cümleler Kurma Sürecine İlişkin Kademeler (Deniz-Yöndem
& Taylı, 2010, s. 99; Nolen-Hoeksema vd., 2009, s. 323)
186
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Koşullanma, bağıntı
Davranışçı Kuram Skinner kurma, tekrar etme,
pekiştirilme, taklit etme
Gözlem yapma, model
Sosyal Öğrenme Kuramı Bandura alma, taklit etme,
pekiştirilme.
Biyolojik olgunlaşma,
Psikolinguistik
Chomsky ve Lenneberg özelleşmiş bir ses
(Doğuştancı) Kuram
mekanizması
Bilişsel
Etkileşimci Duyu-devinim yoluyla
Gelişim Piaget
Kuram düşüncenin gelişmesi
Kuramı
187
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
İç dil,
Alıcı dil,
İfade edici dil olarak kavramsallaştırılmaktadır.
İç dil, doğumdan 9 aya kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bununla beraber
iç dilin öğrenilmemiş ve evrensel olduğu, basit sesleri içerdiği ve iletişim için
fonksiyonel olmadığı ifade edilmektedir (Tümkaya, 2017, s. 36).
İfade edici dil çocuğun Alıcı dil ise, 18 aya kadar olan dönemde konuşulan dildeki sesleri diğer
kendi anlatabilme yani seslerden ayırt edebilmeyi, ses ve uyarıcı arasındaki ilişkiyi anlayabilmeyi
ifade edebilme
içermektedir. Bu dönemde çocuk söylenenleri anlamakta ancak kendisini ifade
yeteneğini kazanması
edememektedir. Bu yönüyle alıcı dil daha ilerleyen yaşlarda ise yeni sözcükler
anlamına gelmektedir.
üretebilmek için bekleme eğilimini ifade etmektedir (Tümkaya, 2017, s. 36).
İfade edici dil ise çocuğun kendi anlatabilme yani ifade edebilme yeteneğini
kazanması anlamına gelmektedir. İfade edici dil, çocuğun dilin kurallarına uygun
biçimde konuşabilmesine atıfta bulunmaktadır (Tümkaya, 2017, s. 36).
Dilin uygulamadaki bu kullanımlarının yanı sıra alanyazında dil gelişiminin
bir süreç olduğu ifade edilmekte ve bu sürece ilişkin farklı dönemlere dayalı
betimlemeler yapılabilmektedir.
188
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
DİLİN KAZANILMASI
189
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
190
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Konuşma dönemi içerisinde yer alan ikinci alt dönem ise 14-18 ay aralığını
kapsayan tek sözcük dönemidir. Bu dönemde çocuk gerçek konuşmaya
geçmektedir. Bu dönemde çocuğun kullandığı tek sözcükler genellikle bir veya iki
hecelidir ve genellikle çocuğun yakın çevresinde yer alan aile bireyleri, yiyecekler,
nesneler, hayvanlar gibi çocuğun ilişki içerisinde bulunduğu ve yakından tanıdığı
faktörler ile ilişkilidir. Bu dönemde çocuklar tek sözcükleri farklı tını ve tonlarda
kullanarak soru sorma, açıklama yapma veya istekte bulunma gibi mesajlarını
iletebilirler. Dahası tek sözcük döneminde çocuklarda “anlam genişletme” ve
“anlam daraltma” olarak ifade edilen dil kullanım süreçlerine de rastlanmaktadır
(Aksoy & Baran, 2017a; MEB, 2013).
Konuşma döneminin üçüncü alt dönemi ise iki sözcük dönemi olarak ifade
edilmektedir. Bu dönem ise genellikle 18-24 ay aralığını kapsamaktadır. Bu dönem
telgrafik konuşma dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemin başlarında
çocuklar sözcükleri birleştirerek “anne ver”, “baba tut” gibi cümleler aracılığıyla en
kısa yol aracılığıyla kendilerini ifade etmeye çalışırlar. Bu dönemin sonuna doğru
üç sözcüklü cümleler kurulmaya başlanabilir. Yine bu dönemde çocukların
konuşma süreçlerindeki kural hatalarını ifade eden “aşırı kurallaştırma” ya da
“eksik kurallaştırma” görülmeye başlanır (Aksoy & Baran, 2017a). Bu dönemde
çocuğun konuşmasında ilkel dil bilgisi sistemi de gelişmeye başlar (MEB, 2013).
Konuşma döneminin dördüncü alt dönemi ise 2-3 yaş aralığını kapsayan üç
ve daha fazla sözcüklü ifadeler dönemidir. Bu dönemde çocuk artık üç-dört
sözcüğü bir araya getirebilmektedir. Bu dönemde çocuklar oyunlarında yaptıklarını
cümlelerle ve zaman kullanarak ifade etmeye başlarlar. Bu dönemde yeni
sözcükler öğrenen çocuğun sözcük hazinesi gelişmekte ve sözel iletişimi
artmaktadır. Ayrıca bu dönemde çocuklar sorular sormak ya da istek ve emirlerini
bildirebilmek için ses tonlarını değiştirebilmektedirler (Aksoy & Baran, 2017a;
MEB, 2013).
Konuşma döneminin son alt aşaması ise 3-6 yaş aralığını kapsamakta ve bu
dönem gramer kurullarına uygun konuşma dönemi olarak ifade edilmektedir. Bu
dönemde konuşmada hızlı bir gelişim göze çarpmaktadır. Bununla birlikte özellikle
kullanılan sözcük sayısındaki belirgin artış ve soyut kavramlar ile çocuğun yakın
çevresinde yer almayan nesnelere ilişkin sözcüklerin kullanımındaki artış özellikle
dikkat çekmektedir (Aksoy & Baran, 2017a; MEB, 2013).
Dil gelişim dönemlerine ilişkin bu açıklamaların yanı sıra Berk (2013), bireyin
içinde bulunduğu gelişimsel döneme göre dil gelişiminin kilometre taşlarını
191
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Kategorik Annesinin
konuşma sesini ve
ABA
algısına anadilini
örüntülerini
sahiptir. dinlemeyi
ABB
Agular, sonra tercih eder.
örüntülerinde
cıvıldar. Konuşma
n ayırt ederek Birlikte dikkat
Konuşma akışını
sözcük eder.
seslerini sözcükler ve
Doğum- ardışıklıklarının Sese ilişkin
anadilin ses hece vurgusu
1 Yaş yapısına dikkat alışverişlerde
bilgisel örüntüleri için
eder. bulunur ve
Çocuklar, 1-2 yaş kategorileri çözümler.
Tümcecik ve sırayla oynan
aralığında ilk içerisinde Tanıdık
tümce oyunlara girer.
sözcüklerini örgütler. sözcükleri
parçaları
söylemektedir. Cıvıldamalar seçer.
sınırlarına
anadilin ses Konuşma
duyarlılık
ve ton öncesi el-kol
gösterir.
örüntülerini hareketleri
yansıtır. kullanır.
Tanıdık
sözcüklerin Telgrafımsı
doğru konuşmada iki
söyleniş sözcüğü
İlk sözcüklerini Konuşmaya
biçimlerini birleştirir.
söyler. ilişkin sıra
tanır. Üç sözcüklü
1-2 Yaş Sözcük değiştirme ve bir
Sözcüklerin tümceler
dağarcığı birkaç konuda kalma
söylenişini görülmeye
yüz sözcüğe deneyimlerine
basitleştirme başlarken
ulaşabilir. girer.
k için yavaş yavaş
sistematik morfemler
stratejiler ekler.
kullanır.
Sıra değişimi gibi
Henüz ek konuşmaları
Yavaş yavaş dil
kavranmamış öğrenir.
bilgisel
sözcüklerin Konuşmacının
biçimlemeleri
yerini gerçek niyetini
geneller.
doldurabilmek anlamaya başlar.
Ses bilgisel Dil bilgisel
için yeni Konuşmayı
farkındalık morfemleri
sözcükler dinleyici bakış
3-5 Yaş artar. düzenli bir
uydurur. açısına ve
Söyleyiş sırada
Somut duygusal toplumsal
büyük ölçüde eklemeyi
karşılaştırmalar beklentilere
iyileşir. sürdürür.
üzerine uyarlar.
Karmaşık dil
temellenmiş Belirsiz, açık
bilgisel yapılar
eğretilemeleri olmayan
üretmeye
anlar. iletilerin açıklığa
başlar.
kavuşturulmasını
ister.
192
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Zaman sıralı
anlatımlar üretir.
Ses bilgisel Okula girişte Edilgen cümle Gölgeleme gibi
farkındalık yaklaşık 10000 yapısı ve geniş ileri konuşma
tüm sözcüklük bir zaman stratejileri
fonemleri kelime haznesi tümcecikleri kullanır.
kapsayacak vardır. gibi karmaşık Sözcüklerin
biçimde Sözcüklerin dil bilgisel arkasındaki
genişler. anlamını yapıları gerçek niyete
Anlamda ince tanımları saflaştırır. ilişkin anlayışı
farklılıklara temelinde saflaştırmayı
işaret eden anlar. sürdürür.
6-10 Yaş hece vurgu Mizah ve Telefonda
örüntülerini eğretilemelerd olduğu gibi,
kavrar. e işaret edildiği baskılı
gibi, sözcüklerin durumlarda açık
çoklu bir biçimde
anlamlarını iletişim kurar.
anlar. Yönlendirici bilgi
ve
değerlendirmele
r açısından
zengin klasik
anlatımlar üretir
Soyut Birçok soyut Karmaşık dil Farklı
sözcüklerin sözcüğü de bilgisel yapıyı durumlarda
hece vurgu içeren saflaştırmayı toplumsal
Toplumsal beklentilerle örüntülerini 40.000’in sürdürür. beklentilerle
uyumlu bir biçimde kavrar. üzerinde bir uyumlu bir
iletişim kurabilme sözcük biçimde iletişim
yeteneği 11 yaş ve 11 yaş dağarcığı kurabilme
sonrasında sonrası vardır. yeteneği gelişir.
gelişmektedir. Acı alay, ince
(Yetişkin
alay ve
) atasözlerinde
olduğu gibi
gerçeği
yansıtmayan
ince sözlerin
anlamlarını
kavrar.
*Tablo 9.3, Berk (2013), s. 465’den alınmıştır. Ayrıca benzer versiyonu Şimşek (2017, s. 16’da yer
almaktadır.
Tablo 9.3’te sunulan (i) ses bilgisi, (ii) anlam bilgisi, (iii) dil bilgisi ve (iv)
kullanım bağlamında dil gelişiminin yaşa göre kilometre taşlarının yanı sıra Baykoç
Dönmez vd. (2000) ise alıcı ve ifade edici dilin gelişim sürecini çocuğun içinde
bulunduğu gelişim dönemine dayalı olarak açıklamışlardır. Çocuğun içerisinde
bulunduğu gelişim dönemine göre alıcı ve ifade edici dilin gelişimi Tablo 9.4’te
sunulmuştur.
193
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
Tablo 9.4. Bireyin İçinde Bulunduğu Gelişimsel Döneme Göre Alıcı ve İfade Edici Dilin
Gelişimi
194
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
195
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
gelmektedir. Her alt teste A ve B olmak üzere iki form mevcuttur. Her bir formda
76 madde bulunduğu ifade edilmektedir (Güven & Topbaş, 2011). Teste yer alan
bazı maddeler testi alan çocuğun resim göstermesi ya da tasvir etmesini
gerektirirken bazıları ise sözel yönergeleri yerine getirmesini ve sorulara cevap
vermesini gerektirmektedir (Çavuş, 2020; Güven & Topbaş, 2014).
Kelimeleri anlama
Zamir, zarf ve sıfatları kullanma
Fiilleri kullanma (yedek ve bileşik fiiller)
Kelime işlevlerini anlama
Cümleyi yorumlama
Bir soru sorma olarak ifade edilmektedir (Başaran, 2006, s. 94; Çavuş,
2020).
196
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
çocuğun dili kavrama düzeyini ortaya çıkarmakta, ifade edici iletişim alt ölçeği ise
çocuğun başkalarıyla nasıl iletişim kurduğunu belirleyebilmek için kullanılmaktadır.
Bu alt ölçeklerin yanı sıra PLS-5 ile, dil örneklemi kontrol listesi, artikülasyon
tarama ölçeği ve ev iletişim anketi olmak üzere üç ek ölçüm alma fırsatı da
bulunmaktadır (Çavuş, 2020, ss. 73-74; Şahlı & Belgin, 2017).
197
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
198
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
199
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Dilin, o dilde yer alan sesleri, seslerin dağılımına ilişkin sınırlılıkları, bu
seslerin taşıdıkları anlamı ve bu seslerin dilin yapısı içerisinde nasıl bir
düzen içerisinde olduğunu içeren bileşeni aşağıdakilerden hangisidir?
a) Fonoloji
b) Morfoloji
c) Sentaks
d) Anlam Bilgisi
e) Kullanım Bilgisi
200
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
201
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
I. Kelimeleri anlama
II. Zamir, zarf ve sıfatları kullanma
III. Fiilleri kullanma (yedek ve bileşik fiiller)
IV. Kelime işlevlerini anlama
V. Cümleyi yorumlama
VI. Bir soru sorma
10. Dil gelişimini yukarıda verilen altı alt test ile ölçümleyen ölçme aracı
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Türkçe Erken Dil Gelişimi Testi
b) Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil Testi
c) Okul Öncesi Dil Ölçeği
d) Temellerinin Klinik Değerlendirilmesi – Okul Öncesi
e) Erken Öğrenme Becerileri Değerlendirme Testi
Cevap Anahtarı
1.a 2.c, 3.d, 4.b, 5.e, 6.d, 7.a, 8.c, 9.b, 10.e
202
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aksoy, P., & Baran, G. (2017a). Dil gelişimi. A. Köksal-Akyol (Ed.), Erken çocukluk
döneminde gelişim I: 0-36 ay içinde (ss. 267-294). Anı.
Aksoy, P., & Baran, G. (2017b). Dil gelişimi. A. Köksal-Akyol (Ed.), Erken çocukluk
döneminde gelişim II: 36-72 ay içinde (ss. 143-172). Anı.
Başaran, N. (2006). Erken öğrenme becerileri değerlendirme aracının Tokat
örnekleminde 48-66 aylık Türk çocuklarına uyarlanması (Tez No. 187256).
[Yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi-Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal
Tez Merkezi.
Baykoç-Dönmez, N., Abidoğlu, Ü., Dinçer, Ç., Erdemir, N., & Gümüşçü, Ş. (2000).
Dil gelişimi etkinlikleri (3. baskı). Ya-Pa.
Berk, L. E. (2013). Çocuk gelişimi (A. Dönmez, Çev.). İmge.
Berüment, S. K., & Güven, A. G. (2013). Turkish Expressive and Receptive
Language Test (TIFALDI): 1. standardization reliability and validity study of
the receptive vocabulary subscale. Turkish Journal of Psychiatry, 24, 192-
201.
Bloom, L., & Lahey, M. (1978). Language development and language disorders.
John Wiley and Sons.
Çavuş, Z. S. (2020). Erken çocukluk döneminde dil gelişiminin değerlendirilmesi. G.
Yıldırım & G. Özyılmaz (Eds.), Çocuğu tanıma ve değerlendirme içinde (ss.
63-88). Pegem Akademi.
Deniz-Yöndem, Z., & Taylı, A. (2010). Bilişsel gelişim ve dil gelişimi. A. Kaya (Ed.),
Eğitim psikolojisi içinde (4. baskı, ss. 71-112). Pegem Akademi.
Güven, S., & Topbaş, S. (2011). Türkçe Erken Gelişim Dil Testi.
https://www.researchgate.net/publication/310124350_Turkce_Erken_Dil_
Gelisimi_Testi_TEDIL
Güven, S., & Topbaş, S. (2014). Erken Dil Gelişimi Testi-Üçüncü Versiyonu'nun
(Test of Early Language Development-) Türkçe'ye uyarlama, geçerlik ve
güvenirlik ön çalışması. International Journal of Early Childhood Special
Education, 6(2), 151-176.
Karoğlu, H., & Çoban, A. E. (2019). Türkiye’de okul öncesi eğitimde dil gelişimi ile
ilgili yapılan lisansüstü tezlerin incelenmesi. Erzincan Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 21(1), 211-229.
Küçükkaragöz, H. (2011). Bilişsel gelişim ve dil gelişimi. B. Yeşilyaprak (Ed.), Eğitim
psikolojisi: Gelişim, öğrenme ve öğretim içinde (8. baskı, ss. 84-122). Pegem
Akademi.
MEB [Millî Eğitim Bakanlığı]. (2013). Dil gelişimi [e-kitap sürümü].
http://ismek.ist/files/ismekOrg/file/2014_hbo_program_modulleri/Dil_Geli
simi.pdf
203
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Dil Gelişiminin Değerlendirilmesi
204
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
DUYGUSAL GELİŞİMİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Duyguların Gelişimi
• Duyguların Önem ve İşlevi
GELİŞİMSEL ÖLÇME
• Duygusal Gelişim Modelleri VE DEĞERLENDİRME
• Dönemlere Göre Duygusal Dr. Öğr. Üyesi
Gelişim Özellikleri
• Duygusal Gelişimin Mehmet Buğra
Değerlendirilmesinde
Kullanılan Bazı Ölçme ÖZHAN
Araçları
tanımlayabilecek,
• Duyguların gelişim sürecini
açıklayabilecek,
• Duyguların önem ve işlevini
kavrayabilecek,
• Duygusal gelişime ilişkin
modellerin özelliklerini
tartışabilecek,
• Dönemlere göre duygusal
gelişim özelliklerini
tanımlayabilecek,
• Duygusal gelişimin
değerlendirilmesinde kullanılan
ölçme araçlarının temel
özelliklerini kavrayabileceksiniz.
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
10
dağıtımı yapılamaz.
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Duyguların Gelişimi
DUYGUSAL GELİŞİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Duyguların Önem ve
İşlevi
Duygusal Gelişim
Modelleri
206
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Bireyin yaşam serüveni içerisinde döllenme ile başlayıp yaşam boyu devam
eden bir değişim örüntüsünü ifade eden gelişim (Santrock, 2017) farklı alanlarda
kendini göstermektedir. Bireyin gelişimini sürdürdüğü, gelişim ve değişimin
gözlenebildiği (Özyurt, 2010) gelişim alanlarından biri de duygusal gelişim alanıdır.
Duygusal gelişimi anlayabilmek için duygu kavramının anlamı ile birlikte duyguların
birey yaşamındaki önem ve işlevini de göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır.
Duygu kavramı en genel ifade ile duyularla algılama, his olarak tanımlanmaktadır.
Bununla birlikte duygular birey yaşamında çok çeşitli bağlamlarda önemli işlevlere
sahip olabilmekte ve dahası bireyler yaşam serüveni içerisinde çok farklı duygular
deneyimleyebilmektedir. Özellikle çocukların duygularındaki gelişmeler ise
duyguları ifade etme, duyguları anlama ve duyguları düzenlemeyi içermektedir
En genel ifade ile (Santrock, 2017).
duygusal gelişim
Bu bölümde öncelikle duygu kavramı tanımlanacaktır. Duygu kavramı
duyguları ifade etme,
duyguları anlama ve tanımlandıktan sonra, duyguların gelişimi tartışılacaktır. Bu noktada duyguların
duyguları düzenlemeyi gelişimi temel (birincil) ve öz bilinçli (ikincil) duygular bağlamında açıklanacaktır.
içermektedir. Duygu kavramı tanımlanıp duyguların gelişimi değerlendirildikten sonra ise
duyguların bireyin yaşam serüvenindeki önem ve işlevi ortaya konulacaktır. Daha
sonra duygusal gelişim konusundaki bilgi birikiminizi artırmak ve duygusal gelişim
sürecine farklı açılardan bakabilmenizi desteklemek için duygusal gelişimin
açıklanmasına yönelik bazı temel kuramsal perspektifler kısaca tanıtılacak ve
bireyin içerisinde bulunduğu gelişim dönemine göre duygusal gelişim özellikleri
incelenecektir. Böylece duyguların gelişimi gelişimsel olarak
değerlendirilebilecektir. Son olarak ise duygusal gelişimin değerlendirilmesi
sürecinde sıklıkla kullanılan bazı değerlendirme araçları kısaca tanıtılacaktır.
207
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
tepkilerini gözlemleyiniz?
• Ne tür duygusal tepkiler gösteriyor?
• Bu duygusal tepkilerin ortaya çıkışında fizyolojik bilişsel,
davranışsal ve duyuşsal süreçler nasıl işlevde bulunuyor?
208
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
DUYGULARIN GELİŞİMİ
Temel (Birincil) ve Öz Bilinçli (İkincil) Duygular
Bireyler yaşam serüveni içerisinde çok farklı duyguları
deneyimleyebilmektedir. Kostelnik vd., (2011) (i) sevinç, (ii) öfke, (iii) üzüntü ve (iv)
korku olmak üzere dört temel duygu tanımlamıştır. Ayrıca bu duyguların kendileri
Bireyler yaşam serüveni ile ilişkili farklı duygu kümelerini oluşturduğu da ifade edilmektedir. Bu dört birincil
içerisinde çok farklı (temel) duygu ve bu duygularla ilişkili duygu kümeleri Tablo 10.1’de (Kostelnik vd.,
duyguları 2011, s. 128) sunulmuştur.
deneyimleyebilmektedir.
Tablo 10.1. Birincil (Temel) Duygular ve Bu Duygularla İlişkili Duygu Kümeleri
Lewis (2014) ise duyguların gelişimini (i) erken dönemde ortaya çıkan
duygular ve (ii) öz bilinçli duygular olmak üzere iki farklı kategoride
incelemektedir.
Erken dönemde ortaya çıkan duygular birincil (temel) duygulardır ve
yaşamın ilk dönemlerinde ortaya çıkmaktadırlar. Lewis (2014, s. 73) bu duyguları;
Neşe,
Öfke,
İlgi,
Korku,
Üzüntü olarak ifade etmektedir.
Öz bilinçli (ikincil) duygular ise 15-18. aylardan itibaren öz bilincin ortaya
çıkması ile gelişmeye başlamakta ancak tam olarak 2,5 ile 3 yaş arasında ortaya
çıkmaktadır (Lewis, 2014). Öz-bilinçli duyguların ortaya çıkması bireyin zihinsel
kapasitesinin gelişimi ile yakından ilişkilidir. Öz-bilinçli duyguların ortaya çıkma
209
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
sürecinde için bireyin kendisini, yaşam olaylarını ve başkalarını bilinçli bir şekilde
değerlendirebilmesi oldukça önemlidir. Öz-bilinçli (ikincil) duygulara;
Gurur,
Utanç,
Suçluluk,
Öz bilinçli duyguların Kıskançlık,
ortaya çıkması bireyin Empati gibi duygular örnek verilebilir (Lewis, 2014).
zihinsel kapasitesinin
gelişimi ile yakından DUYGULARIN ÖNEM VE İŞLEVİ
ilişkilidir.
Bireyler yaşam serüveni içerisinde çok çeşitli duygular
deneyimleyebilmektedirler. Bu duyguların bir kısmı olumlu niteliğe sahip iken bir
kısmı ise olumsuz nitelik taşıyabilir. Birey yaşamındaki önemi ve yaşam serüveni
içerisindeki işlevleri nedeniyle duygular yaşamın temel bileşenlerinden birini
oluşturmaktadır. Santrock (2017) duyguları insanları bir araya getiren bir bağ
olarak kavramsallaştırmakta ve duyguları yaşamın rengi ve müziği olarak
değerlendirerek duyguların birey yaşamındaki önemini vurgulamaktadır. Bununla
birlikte duygular birey yaşamında birçok işleve sahiptir.
İlk işlev olarak, en temel düzeyde duygular çocuğun hayatta kalmasına
yardım etmektedir (Kostelnik vd., 2011). Bir başka ifade duygular yaşamı
sürdürmede uyumsal işleve sahiptir. Örneğin çocuğun ilk kez karşılaştığı bazı
uyaranlar karşısında yaşadığı korku duygusu onu tehlikelerden koruma noktasında
faydalı olabilmektedir (Yazgan-İnanç vd., 2012).
En temel düzeyde Düşünme şansları olduğunda, duygular çocuklar için kendi iyilik hâlleri ile
duygular çocuğun
ilgili bir bilgi kaynağı işlevi görmektedir. Duygular bireye kendi mevcut durumları
hayatta kalmasına
ve iyilik hâlleri ile ilgili farklı mesajlar verebilmektedir. Duyguların bireye verdiği bu
yardım etmektedir.
mesajlar Tablo 10.2’de sunulmuştur. Bu yönüyle olumlu duygular bireyleri keyif
verici deneyimlerini sürdürme veya tekrarlamaya teşvik ederken olumsuz duygular
ise bireyleri bazı şeylerin yanlış gittiği noktasında uyarır (Kostelnik vd., 2011).
Tablo 10.2. Duyguların Çocuklara İyilik Hâlleri ile İlgili Verdiği Mesajlar*
210
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Duygular bir iletişim biçimi olarak hizmet eder. Çocuklar olumlu ve olumsuz
duygularını çevrelerine iletebilirler. Örneğin, gülümseme veya ağlama gibi
duygusal göstergeler, çocuklar için konuşmayı öğrenmeden önce yetişkinlerle
işletişim kurulacak ilk dili oluşturur (Kostelnik vd., 2011; Yazgan-İnanç vd., 2012).
Duygular ayrıca çocukların bilişsel işleyişini de etkilemektedir (Kostelnik vd.,
2011). Buna göre daha güçlü olumlu duyguların ve bireyin duyguları üzerindeki
yüksek kontrolünün daha gelişmiş bilişsel aktivite ile ilişkili olduğu ifade
edilmektedir (Raver vd., 2007).
Ayrıca duygular toplumsal ilişkiler için de önem taşıyarak başka insanlarla
birliktelikler kurma ya da başka insanları uzak tutma noktasında önemli bir
enstrüman olabilirler. Dahası birey davranışları için (özellikle çocuklar) önemli bir
güdüleyici olabilirler. Çünkü çocuklar birçok davranışlarını duyguları temelinde
sürdürmektedirler. Son olarak duygular yanlış ve doğru kavramlarının
kazanılmasında işlev görerek ahlak gelişimi noktasında önemli olabilir ve dahası acı
ve haz kaynağı olabilirler (Yazgan-İnanç vd., 2012).
Duyguların birey yaşamında sahip olduğu önemli rol ve işlev göz önünde
bulundurulduğunda yetişkinlerin çocuklara, kendi duygularını daha iyi anlama,
Yetişkinlerin çocukların
başkalarının duygularına karşı daha duyarlı olma ve yaşadığı birçok farklı duyguyu
duygusal gelişim
etkili biçimde yönetebilmek için yollar bulma noktasında destek olmak için önemli
süreçlerine destek
olabilmesi için öncelikle derecede sorumlu olduğu ifade edilmektedir. Yetişkinlerin bu süreçlere destek
duyguların gelişimsel olabilmesi için ise öncelikle duyguların gelişimsel yönlerini ve gelişim süreçlerini
yönlerini ve gelişim anlamaları gerekmektedir (Kostelnik vd., 2011).
süreçlerini anlamaları
gerekmektedir. DUYGUSAL GELİŞİM MODELLERİ
Çocuğun duygularını tanıma, ifade etme ve yönetme ve başkalarının
duygularını anlama ve bunlara cevap verme yeteneğini içeren duygusal gelişimin
(Seçer vd., 2020) üç temel bileşenden meydana geldiği ifade edilmektedir.
Duygusal gelişimi oluşturan bu üç temel bileşen (Hay, 2019);
211
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
212
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Tanıma
Bireyin Kendi
İfade Etme
Duyguları
Yönetme
Duygusal Gelişim
Fark Etme
Diğer İnsanların
Anlama
Duyguları
Uygun Tepki
Verme
213
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
214
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Nilsen (2001) ise bireyin duygusal gelişim sürecini bir ters piramit üzerinde
kavramsallaştırmaktadır ve bu modelin duygusal gelişim modellerinin en günceli
olduğu ifade edilmektedir (Seven, 2018, s. 45). Bu model Şekil 10.4’te
sunulmuştur.
Tahmin ettiği olayların duygularına yol göstermesi
Kendi başlattığı stratejileri ile duygularını yeniden yönlendirme
Duygusal tepkilerini saklayabilme (bastırabilme)
Karmaşık duyguları anlama
Duygusal kontrol ve sosyal standartaların farkına varma
Duyguların son bulmasının olaydan daha uzun sürmesi
Daha karmaşık duygular
Duyuları yanstıma kapasitesinin artması
Rol yaptığı oyunlarda duygusal ifadeler kullanma
Duyguları olaylara göre tanımlama
Kendisinin ve diğerlerinin duygularını adlandırma
Duygu kelimelerinin artması
Hayret
Kızgınlık
Nesne Devamlılığı
Korku
Üzüntü
Sevinç
Merak
Refleksler
Şekil 10.4. Nilsen Duygusal Gelişim Dönemleri (Nilsen, 2001, s. 108; Seven, 2018, s. 46)
215
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Tablo 10.3. İçinde Bulunulan Gelişim Dönemine Göre Duygusal İfadelerin ve Benlik
Duygusunun Evrimi
Gelişim
Duygusal İfade ve Benlik Duygusunun Gelişim Göstergesi
Dönemi
Erken Haftalar Sıkıntısını ağlayarak gösterir.
1 Ay Genel olarak sıkıntılıdır, öğleden sonraları hırçın olabilir.
Keyif aldığını gösterir, oyuncağını görünce hafifçe uyarılır,
2 Ay
sosyal olarak gülümser.
Çocuklar erken Heyecan ve can sıkıntısı ortaya çıkar; açık bir şekilde ve sık
haftalarda yaşadıkları 3 Ay gülümser; sıkılınca ağlar; ihtiyat ve hayal kırıklığı
gösterebilir.
sıkıntıları ağlayarak
göstermektedir. Özellikle belirli seslerde güler; ağlama azalır; zevkle
4 Ay
mırıldanır; öfke tepkisi göstermeye başlar.
Genellikle neşeli ve memnundur ama bazen hüsrana
uğramış biçimde tepki verebilir; ilkel dirençli davranışlar
5 Ay gösterir; sevmediği yiyeceklerden başını çevirir; aynada
kendi görüntüsüne gülümser; bazı bebekler yabancılara
karşı ihtiyatlı davranmaya başlayabilir.
Duygularını başkalarıyla eşleştirir, örneğin anne yaptığında
6 Ay gülümser ve güler; korku ve öfke şimdi veya daha sonra
ortaya çıkabilir.
7 Ay Korku ve öfke; meydan okuma; ilgi; utangaçlık.
8 Ay Duygusal ifadede daha fazla bireysellik.
Kısıtlandığında olumsuz duygular gösterir; sinirlendiğinde
kaşlarını çatar; yorgunken aktif olarak başkalarının rahatını
9 Ay
arar; gece ağlaması yeniden ortaya çıkabilir; aynada kendini
tanır; çoğu bebek yabancılardan gerçek bir korku duyar.
Yoğun olumlu ve olumsuz duygular; bazen hırçın; aynadaki
10 Ay yansımayı kullanır - örneğin, oyuncağı aynada görmek,
oyuncağa doğru hareket edebilir.
Duygularda daha fazla değişkenlik; bireysel mizaç daha
11 Ay belirgindir; vücut bölümlerinin adlarını ilişkilendirmeyi
öğrenme; kendini beslemekte ısrar edebilir.
Başkaları sıkıntılı olduğunda sıkıntılı olur; hoşlanmadığı bir
şey olduğunda ağlar; kıskançlık belirtileri gösterebilir;
12 Ay Genellikle kendi parlak zekâlılığına güler; çalımla yürür;
aynada kendine bakmayı sever, üstünlük göstermek ister ve
kendi kendine oynar.
Ruh hâli daha fazla değişir; yaşıtlarına daha fazla ilgi
gösterir; kirli ellerden rahatsız olur; belirli kıyafetleri
15 Ay
şiddetle tercih eder; sık sık üzülebilir veya ağlayabilir, ancak
bu üzülme ve ağlama genellikle kısa bir sürer.
Huzursuz ve inatçı olabilir; bazen öfke nöbetleri geçirebilir;
bazen çekingen olabilir; utanabilir; kendine atıfta bulunmak
18 Ay
için sıfatları kullanır; kendini yatıştırmak için battaniye veya
en sevdiği pelüş hayvan gibi nesneleri kullanır.
Olumsuz duyguları kontrol etmek için biraz çaba sarf eder;
zor beğenebilir ve titiz olabilir; durumları kontrol etmek için
21 Ay daha fazla çaba harcar; ebeveynlerin değerlerini anlamaya
başlar; kendine uygun şekilde iyi veya kötü olarak atıfta
bulunur.
216
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
217
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
formatında dizayn edilen ve 12-36 aylık çocuklar için uygun olan ölçme aracının
ebeveyn ve bakım veren yetişkin formları mevcuttur. Ölçme aracında problemler
(örneğin öfke, depresyon) ve yetkinlikler (örneğin; empati) olarak ifade edilen iki
temel bileşen bağlamında yer alan toplam 42 madde bulunmaktadır (Briggs-
Gowan & Carter, 2002; Briggs-Gowan vd., 2004; Caselman & Self, 2008). Dahası
12-42 ay arasında yer alan çocukların ebeveynleri ile yürütülen uyarlama
çalışmasında BY-SDDA/K’nın sosyal, duygusal ve davranışsal sorunlarını tarama
noktasında geçerli, güvenilir ve kolay bir şekilde uygulanabilecek bir ölçme aracı
olduğu bulunmuştur (Karabekiroğlu vd., 2009).
218
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Empati gösterme,
Paylaşma ve yakın ilişkiler kurma,
Bağımsızlık gösterme,
Olumlu benlik imajı sergileme,
Hareketlilik düzeyini ve dikkatini düzenleme,
Kendisinden istenilenler ve günlük rutinlerde diğerleriyle iş birliği yapma,
Çeşitli uyum becerileri gösterme.
Ayrıca, OSDGÖ’nün 48-66 aylık çocuklar üzerinde yürütülen Türkçe
uyarlama çalışması da ölçeğin on alt faktörden oluşan bu yapısının çocukların
sosyal-duygusal gelişimlerini değerlendirme noktasında geçerli ve güvenilir
olduğunu ortaya koymuştur (Çiftçi & Balat, 2018).
Tüm bunlarla birlikte doğrudan ve yalnızca sosyal ve duygusal gelişimi
Pek çok gelişimsel
değerlendirme aracı ile ölçümlemeyi amaçlayan bu ölçme araçlarının yanı sıra Gazi Erken Çocukluk
de bireylerin sosyal ve Değerlendirme Aracı (sosyal-duygusal gelişim alt ölçeği), Marmara Gelişim
duygusal gelişim Envanteri (duygusal gelişim alt ölçeği), BAYLEY-III (sosyal-duygusal gelişim alt
düzeyleri ile ilgili veri ölçeği) başta olmak üzere pek çok gelişimsel değerlendirme aracı ile de bireylerin
elde edilebilmektedir. sosyal ve duygusal gelişim düzeyleri ile ilgili veri elde edilebilmektedir.
219
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
220
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
221
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
222
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Mutlu olma durumunda; yüreği serinlemek ya da ayakları yerden kesilmek
vb. deyimlerle ile ifade edilen durumlar duyguların atıfta bulunduğu hangi
durumları yansıtmaktadır?
a) Duygu, bireye cesaretlendirici ya da güdüleyici bir uyarıcının
sunulması ya da bu uyarıcının bireyden geri alınması ile bireyin
zihinsel durumu arasındaki ilişkiyi yansıtabilir.
b) Duygu, bir duygu durumunun öznel deneyimini yansıtabilir.
c) Duygu sosyal etiketleri ve/veya duygu durumuna atfedilen anlamı
yansıtabilir.
d) Duygu bir eylem veya yüz ifadesi gibi davranışsal bir göstergeyi
yansıtabilir.
e) Duygu bir durumun toplumsal yönünü yansıtabilir.
223
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
224
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.c, 4.d, 5.e, 6.b, 7.c, 8.d, 9.a, 10.c
225
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bornstein, M.H., Arterbery, M. E., & Lamb, M. E. (2014). Development in infancy: A
contemporary introduction (5th ed.). Psychology.
Briggs-Gowan, M. J., & Carter, A. S. (2002). Brief Infant–Toddler Social and
Emotional Assessment (BITSEA) manual, version 2.0. Yale University.
Briggs-Gowan, M. J., Carter, A. S., Irwin, J. R., Wachtel, K., & Cicchetti, D. V. (2004).
The brief infant-toddler social and emotional assessment: Screening for
social-emotional problems and delays in competence. Journal of Pediatric
Psychology, 29(2), 143-155.
Carter, A. S., Briggs-Gowan, M. J., Jones, S. M., & Little, T. D. (2003). The infant–
toddler social and emotional assessment (ITSEA): Factor structure,
reliability, and validity. Journal of Abnormal Child Psychology, 31(5), 495-
514.
Caselman, T. D., & Self, P. A. (2008). Assessment instruments for measuring young
children's social-emotional behavioral development. Children &
Schools, 30(2), 103-115.
Çiftçi, H., & Balat, G. (2018). Social-Emotional Assessment/Evaluation Measure
(SEAM): Turkish adaptation study for children 48-66 months. Inonu
University Journal of the Faculty of Education, 19(3), 74-87.
Dereli, E. (2020). Erken çocukluk döneminde duygusal gelişimin değerlendirilmesi.
G. Yıldırım & G. Özyılmaz (Ed.), Çocuğu tanıma ve değerlendirme içinde (ss.
89-120). Pegem Akademi.
Hay, D. F. (2019). Emotional development from infancy to adolescence: Pathways
to emotional competence and emotional problems. Routledge.
Karabekiroglu, K., Rodopman-Arman, A., Ay, P., Ozkesen, M., Akbas, S., Tasdemir,
G. N., ... & Peksen, Y. (2009). The reliability and validity of the Turkish
version of the brief infant–toddler social emotional assessment
(BITSEA). Infant Behavior and Development, 32(3), 291-297.
Kay, M. A., & Sağlam, M. (2020). Çocuklarda sosyal ve duygusal gelişimi ölçmek
için kullanılan ölçeklerin incelenmesi. Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri
Dergisi, 10(2), 18-33.
Kostelnik, M. J., Gregory, K. M., Soderman, A. K., & Whiren, A. P. (2011). Guiding
children’s social development and learning (7th ed.). Cengage Learning.
Lewis, M. (2014). The rise of consciousness and the development of emotional life.
The Guilford.
Luby, J. L., Heffelfinger, A., Koenig-McNaught, A. L., Brown, K., & Spitznagel, E.
(2004). The preschool feelings checklist: A brief and sensitive screening
226
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Duygusal Gelişimin Değerlendirilmesi
227
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
SOSYAL GELİŞİMİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Temel Kavramlar
• Sosyal Gelişim İle İlgili VE DEĞERLENDİRME
Kuramsal Açıklamalar Dr. Öğr. Üyesi
• Dönemlere Göre Sosyal
Gelişim Özellikleri Mehmet Buğra
• Sosyal Gelişimin
Değerlendirilmesinde
ÖZHAN
Kullanılan Bazı Ölçme
Araçları
tanımlayabilecek,
• Sosyal gelişim ile ilgili temel
kavramları açıklayabilecek,
• Sosyal gelişime ilişkin temel
modellerin özelliklerini
tartışabilecek,
• Dönemlere göre sosyal gelişim
özelliklerini tanımlayabilecek,
• Sosyal gelişiminin
değerlendirilmesinde kullanılan
ölçme araçlarının temel
özelliklerini kavrayabileceksiniz.
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
11
dağıtımı yapılamaz.
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Kültür
Benlik
Sosyal Gelişimin
Tanımı Kişilik
Sosyalleştirme
Öz Denetim/ Öz
DEĞERLENDİRİLMESİ
Düzenleme
SOSYAL GELİŞİMİN
Sosyal Olgunluk
Sosyal Gelişimin
Değerlendirilmesinde
Kullanılan Bazı Ölçme
Araçları
229
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Bireyin yaşam serüveni içerisinde döllenme ile başlayıp yaşam boyu devem
eden bir değişim örüntüsünü ifade eden gelişim (Santrock, 2017) farklı alanlarda
kendini göstermektedir. Bireyin gelişimini sürdürdüğü, gelişim ve değişimin
gözlenebildiği (Özyurt, 2010) gelişim alanlarından biri de sosyal gelişim alanıdır.
Sosyal gelişim kavramı bireyin doğumdan itibaren toplumun bir parçası olabilmek
üzere göstermiş olduğu çabaları vurgulamakta ve dahası insanın sosyal bir varlık
olduğuna atıfta bulunmaktadır. Sosyal gelişim kavramı çocuğun, dünyaya geldiği
andan itibaren ilk olarak ebeveynleri ve aile ortamı ile tanışması ile başlayan ve
devamında iletişim ve etkileşimde bulunduğu sosyal çevresinden aldığı desteklerin
sonucunda toplumsal bir birey olmasını ifade eden süreci yansıtmaktadır. Bu
yönüyle sosyal gelişim bireyin başta anne-babası, sonra akranları ve öğretmenleri,
sonrasında ise diğer insanlarla kurduğu sosyal bağlantılar sonucunda toplumun
aktif bir parçası hâline gelme dinamiğini ifade etmektedir (Aral & Kadan, 2019; Kay
& Sağlam, 2020).
Bu bölümde öncelikle sosyal gelişim süreci tanımlanacaktır. Sosyal gelişim
tanımlandıktan sonra, sosyal gelişim ile ilişkili olan temel kavramlar tartışılacaktır.
Sosyal gelişim süreci tanımlanıp sosyal gelişim ile ilişkili olan temel kavramlar
tartışıldıktan sonra ise sosyal gelişim konusundaki bilgi birikiminizi artırmak ve
Sosyal gelişim, bireyin sosyal gelişim sürecine farklı açılardan bakabilmenizi desteklemek için sosyal
aşamalı biçimde gelişimin açıklanmasına yönelik bazı temel kuramsal perspektifler kısaca
toplumun bir parçası tanıtılacak ve bireyin içerisinde bulunduğu gelişim dönemine göre sosyal gelişim
olması sürecini özellikleri incelenecektir. Son olarak ise sosyal gelişiminin değerlendirilmesi
yansıtmaktadır. sürecinde kullanılan bazı değerlendirme araçları kısaca tanıtılacaktır.
230
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
içerdiğini ifade etmektedir. Böylece sosyal gelişim bireyin insanlar arası ilişkileri
öğrenme süreci olarak tanımlanmaktadır (s. 42).
Kültür
Kültür kavramı birçok farklı disiplinde farklı boyutları ile
incelenebilmektedir. En genel ifade ile kültür tarihsel, toplumsal gelişme süreci
içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki
nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin
ölçüsünü gösteren araçların bütünü olarak tanımlanabilir (TDK, 2021).
231
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Örnek
görgü kuralları ya da diğer insanlarla kurduğumuz
etkileşimlere temel oluşturan değerler sistemi, kültürü
meydana getiren önemli ögelerdendir.
Benlik
Benlik kavramı en genel ifade ile kişinin kendisi ile ilgili algılarının bütününü
ifade etmektedir. Bu yönüyle benlik kişinin kendisini bir bütün olarak nasıl gördüğü
ile ilgilidir. Büte (2017), benlik kavramını kişinin kendi kimliği, değeri, yetenekleri,
sınırları, değer yargıları, amaçları, vb. gibi kendisi hakkında algılayabildiği
Benlik kavramı en genel görüşlerinin, duygularının ve tutumlarının tamamı; bireyin kendi benliğine ilişkin
ifade ile kişinin kendisi tanımı, kendine ilişkin zihinsel tablosu olarak tanımlamaktadır (s. 223).
ile ilgili algılarının
bütününü ifade Bireyin kendini güçlüğü ve zayıf olarak değerlendiği yönleri, değerleri ya da
etmektedir. amaçları benliğin önemli bileşenleridir. Bu bileşenler bireyin diğer insanlarla
kuracağı ilişkiler noktasında belirleyici rol oynayabilir. Bu yönüyle bireyin kendisine
yönelik algı ve değerlendirmelerinin bütününü içeren benlik kavramı başta bireyin
diğer insanlarla kuracağı ilişkiler olmak üzere çok çeşitli faktörler aracılığıyla
bireyin toplumsallaşmasını ve sosyal gelişimini etkileyebilmektedir.
Kişilik
Kişilik, bireyi diğerlerinden ayıran, bireye özgü tutarlı ve yapılaşmış özellikler
bütünü olarak tanımlanabilir. Bu yönüyle kişilik aslında bir kişiyi diğerlerinden
ayıran bireye özgü özellikleri ifade etmektedir (Yazgan-İnaç & Yerlikaya, 2014, s.
3). Burger (2016, s. 23) ise kişiliği, bireyin kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış
kalıpları ve kişilik içi süreçler olarak tanımlamaktadır.
Bu tanım ile aslında kişiliğin hem bireye özgü tutarlı davranış kalıplarını
içeren hem de bireyin kendi içinde meydana gelen duygu, güdü ve düşüncelerden
kaynaklanan yönlerine atıfta bulunulmaktadır.
Bu yönüyle kişilik aslında bireyin nasıl davranacağı, düşüneceği ve
hissedeceğinin önemli belirleyicilerinden biridir. Bu noktada kişiliğin bireyin diğer
insanlarla kuracağı ilişki ve etkileşimlerde, topluma entegrasyon sürecinde ve
bireye özgü toplumsallaşma dinamiklerinde de önemli derecede rol oynayacağı
232
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
söylenebilir. Bir başka ifade ile kişilik aslında bireyin sosyal gelişim süreci ile birçok
noktada yakın ilişki ve etkileşim içerisindedir.
Sosyalleşme
Sosyalleşme en genel ifade ile bireyin toplumsallaşması anlamına
gelmektedir. Sosyalleşme kavramı, bireyin içinde yaşadığı toplumun kültürünü ve
toplumdaki rolünü öğrenmesini ve böylece toplumla bütünleşmesini ifade eden
sosyal süreci yansıtmak üzere kullanılmaktadır. Sosyalleşme süreci çocuğun kendi
benliğini denetleyerek çevresindeki başka insanların varlığını, onların da bazı
haklarının ve isteklerinin olduğunu öğrenmesi sürecini ifade etmektedir. Bununla
birlikte sosyalleşme çocuğun kendisi ve çevresi arasındaki sınırı anlaması ve kendi
benliğini çevreden ayırt edebilmesi ile başlamaktadır (Çağdaş & Seçer, 2002;
Dönmez, 2013).
Bireyin içerisinde yaşadığı kültürel dinamiklerin farkına varması, bu kültürel
dinamikler içerisindeki rolü ve dahası kendi ile sosyal çevresi arasındaki sınırı
kavraması sosyalleşmenin önemli bileşenlerindendir. Bu bileşenler bireyin diğer
insanlarla kuracağı ilişki, etkileşim ve aynı zamanda sosyal entegrasyonu önemli
derecede etkilemektedir. Bu yönüyle sosyalleşme aslında bireyin sosyal gelişim
sürecinde rol oynayan temel faktörlerden birini ifade etmektedir.
Sosyalleştirme
Sosyalleştirme ise aslında eğitimle yakından ilgilidir. Bu noktada
sosyalleştirme bireye içerisinde bulunduğu toplumun kültürünü aktarma süreci
olarak ifade edilebilir. Bir başka ifade ile sosyalleştirme bireyin
toplumsallaştırılmasını ifade etmektedir. Sosyalleştirme hayat içerisinde evde,
Sosyalleştirme yaşam okulda, günlük hayat içerisinde akran grubu vb. farklı bağlamlarda
içerisinde evde, okulda,
gerçekleşebilmektedir. Sosyalleştirme noktasında yaşamın ilk yıllarında anne-
günlük yaşam içerisinde
akran grubu vb. farklı baba, okul çağı ile beraber ise akran ve öğretmenler önemli aktörler
bağlamlarda olabilmektedir (Seçer vd., 2020).
gerçekleşebilmektedir. Sosyalleştirme bir yönüyle bireye içinde bulunduğu kültürel dinamiklerin ve
sosyal süreçlerin aktarılmasını ifade etmektedir. Bu noktada, bireyin sosyal gelişim
sürecinde sosyalleştirme süreci aracılığıyla sunulan kültürel ve toplumsal yaşam ile
ilgili bilgi, beceri ve kazanımlar önemli rol oynamaktadır.
Öz Denetim/Öz Düzenleme
Öz denetim, bireyin dış dünya ve hayat ile daha iyi ve daha ideal bir uyuma
sahip olabilmesi için kendini değiştirebilme ve uyarlayabilme kapasitesini ifade
etmektedir (Duyan vd., 2012). Benzer şekilde öz düzenleme, bireyin kendi kişisel
hedeflerine ulaşmak amacıyla; içsel ipuçlarından, çevresel uyaranlardan ve
çevresindeki diğer kişilerden gelen yönlendirmelere karşın kendi davranışını,
dikkatini, duygularını ve bilişsel stratejilerini esnek bir şekilde harekete geçirme,
izleme, dizginleme, sürdürme ve/veya davranışını uyarlamak için bir girişimde
bulunabilmeye olan yeteneğidir (Moilanen, 2007, s. 835). Bu yönüyle öz denetim
ve öz düzenleme aslında bireylerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını ayrıca
233
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
talep, istek, güdü ve dürtülerini kontrol edebilme ve dahası mevcut şartlara göre
uyarlayabilme yetisini ifade etmektedir. Bu yönüyle bireyin diğer insanlarla ve
toplumla kuracağı ilişki ve etkileşimlerde bireyin öz talepleri ile çevresel şartlar
arasında sağlıklı bir dengenin kurulabilmesi oldukça önemlidir. Bu açıdan öz
kontrol ve öz düzenleme bireyin sosyal gelişim sürecinde önemli rol oynamaktadır.
Sosyal Olgunluk
Sosyal olgunluk ise, belirli bir yaştaki bireylerin o yaş grubu için norm (ölçüt)
olarak belirlenmiş olan sosyal standartlara uygun bir davranış düzeyinde
bulunması olarak tanımlanmaktadır (APA, 2021). Bu yönüyle sosyal olgunluk
Sosyal olgunluk bireyin bireyin içerisinde bulunduğu gelişim düzeyine uygun toplumsal davranış, tutum ve
içerisinde bulunduğu becerilere sahip olmasını ifade etmektedir. Bireylerin sosyal olgunluğa
gelişim düzeyine uygun ulaşabilmeleri için sosyal gelişim süreçlerinin sağlıklı biçimde ilerleyebilmesi
toplumsal davranış, oldukça önemlidir. Çünkü çocuklar sağlıklı bir sosyalleşme süreci sonunda sosyal
tutum ve becerilere olgunluğa ulaşmaktadırlar. Çocuğun sosyal olgunluk düzeyine ulaşması, öncelikle
sahip olmasını ifade
anne babasıyla kurduğu sağlıklı iletişim ve etkileşimler sonucu, toplumun kültürel
etmektedir.
değerlerini öğrenmesi ile gerçekleşmektedir (MEB, 2015; Seçer vd., 2020).
234
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Şekil 11.2. Bandura Tarafından Ortaya Konulan Üçlü Karşılıklı Belirleyicilik Modeli (Shaffer
(2009) s. 50’den uyarlanmıştır.
Birey, çevre ve davranış arasındaki bu aktif ve çift yönlü açıklamaların yanı
sıra Bandura’nın bireyin gelişim ve öğrenme sürecine ilişkin görüşleri şu şekilde
özetlenebilir (Çakır, 2010, s. 321):
235
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Tüm bunlardan hareketle bireyin sosyal gelişiminin çevre ile kurduğu çift
yönlü etkileşimin bir sonucu olduğu söylenebilir. Bunun yanında bireylerin sosyal
gelişim süreçlerinde aile üyeleri (anne-baba, kardeşler vb.), akranlar ve
öğretmenler başta olmak üzere çevredeki diğer yetişkinlerin özellik ve
davranışlarına yönelik yapılan gözlemlerin de etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca
dolaylı pekiştirme ya da dolaylı ceza (başkalarının davranışlarının pekiştirilmesi ya
da cezalandırılması ve bireyin bunu gözlemesi) gibi yaşantıların da sosyal gelişim
sürecinde etkili olduğu ifade edilebilir. Son olarak özellikle okul döneminde
akranların, sosyal gelişim sürecinin önemli faktörlerinden biri olduğu söylenebilir.
236
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Mikrosistem bireyin
içinde yaşamını sürdüğü
ortamı ifade
etmektedir. Bireyin
ailesi, akranları, okulu
ve mahallesi bu ortamı
oluşturan önemli
bağlamlardandır.
237
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
238
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Erikson, kuramında bireyin gelişimini doğum ile ölüm arasında yer alan ve
yaşam boyunu kapsayan sekiz evre bağlamında incelemektedir. Buna göre her bir
evrede hem bir gelişimsel görev hem de bir gelişimsel kriz tanımlanmaktadır.
Erikson’un modelinde yer alan dönemler ve bu dönemlere ilişkin gelişimsel görev
ve krizler Tablo 11.1’de sunulmuştur.
Tablo 11.1. Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramı
239
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Etkili Sosyal
Yaş Dönem Özellikler
Aracılar
0-3 Kendini tanır ve bedensel olarak
Kendini Tanıma Aile
Yaş diğerlerinden ayırır.
3-6 Sosyal Figür ve Toplumdaki başlıca sosyal figürler ve
Aile, akran
Yaş Rolleri Tanıma onların rollerini öğrenir.
Toplumda yaptırım gerektiren
7-11 Sosyal Normları Okul, aile,
normları tanır. Kurallara bağlıdır.
Yaş Tanıma akran
Sorgulamaz.
Kendi özellikleriyle sosyal normları
12-18 Sosyal Normları bütünleştirerek kendine özgü kimlik Akran, aile,
Yaş Bütünleştirme oluşturmaya çalışır. Sosyal normlara okul, medya
ilişkin eleştiride bulunur.
* Seven (2018), s.87’den uyarlanmıştır.
240
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Tablo 11.3. 0-5 Yaş Arası Sosyal Gelişimin Temel Aşamaları ve Özellikleri
Ebeveynin dikkatini
Bebeğin dikkat odağını
9 Ay nesnelere çekmek için
takip etme
referans bakışı kullanma
241
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Uygun sosyal
davranışlar modelleme
1-2 yaş aralığındaki ”Ne” ve “nerede” Sınırları belirleme
çocuğa sunulması sorularının sorulması konusunda tutarlılık
gereken önemli Hikâyelerin büyüsüne Kibar davranışlar
destekleri kapılma – dikkatin konusunda doğrudan
oluşturmaktadır. karakterlerin eğitim verme
eylemlerinden
Beraber kitap okuma –
duygularına kayması
zihinsel durumlara
odaklanma
”Neden/niçin” soruları
sorma
Sosyal durumlarda ve
İçsel durumlar ve kurallar hikâyelerde insanların
3-4 Yaş hakkında konuşma – eylemleri ile ilgili bilgi
neyin iyi, kötü, verme ve açıklamalar
yaramazca, izin verilen yapma
vb. olduğu gibi.
Davranışsal gözlem,
242
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
243
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
244
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Sosyal gelişimin tanım ve özellikleri göz önünde bulundurulduğunda
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Sosyal gelişim genellikle diğer gelişim alanlarından bağımsız olarak
ilerlemektedir.
b) Sosyal gelişim kavramı bireyin toplumun bir parçası olabilme
noktasındaki çabalarını vurgulamaktadır.
c) Sosyal gelişim ile bireyin toplumsal bir varlık olduğuna atıfta
bulunulmaktadır.
d) Sosyal gelişim aşamalı bir süreci ifade etmektedir.
e) Sosyal gelişim sürecinde anne-baba, öğretmen ve akranlar gibi
aktörler rol oynayabilmektedir.
3. Bireyin sosyal gelişim sürecinde hem doğrudan kendisi ile ilgili faktörlerin
hem de çevresel sistemlerin rolünü vurgulayan kuramsal yönelim
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bilişsel Kuram
b) Çevresel Kuram
c) Ekolojik Kuram
d) Psikososyal Kuram
e) Sosyal Bilişsel Kuram
246
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
247
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.a 2.c, 3.c, 4.a, 5.a, 6.b, 7.d, 8.c, 9.b, 10.e
248
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
APA [American Psychological Association]. (2021). APA Dictionary of Psychology.
https://dictionary.apa.org/
Bolattaş-Gürbüz, F., & Deniz, Ü. (2020). Erken çocukluk döneminde sosyal
gelişimin değerlendirilmesi. G. Yıldırım & G. Özyılmaz (Eds.), Çocuğu tanıma
ve değerlendirme içinde (ss. 121- 150). Pegem Akademi.
Bronfenbrenner, U., & Ceci, S. J. (1994). Nature-nurture reconceptualized: A
bioecological model. Psychological Review, 101(4), 568–586.
Bronfenbrenner, U., & Morris, P. A. (2006). The bioecological model of human
development. W. Damon & R. M. Lerner (Ed.), In Handbook of child
psychology: Theoretical models of human development (ss. 793-828). John
Wiley & Sons.
Burger, J. M. (2016). Kişilik: Psikoloji biliminin insan doğasına dair söyledikleri (Çev.
İ. D. Erguvan Sarıoğlu). Kaknüs.
Büte, M. (2017). Davranış bilimleri. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim
Fakültesi.
Can, G. (2011). Kişilik gelişimi. B. Yeşilyaprak (Ed.), Eğitim psikolojisi: Gelişim,
öğrenme ve öğretim içinde (8. baskı, ss. 125-163). Pegem Akademi.
Cirhinlioğlu, F. G. (2020). Çocuk gelişimi ve ruh sağlığı: Okul öncesi dönem. Nobel.
Crick, N. R., Casas, J. F., & Mosher, M. (1997). Relational and overt aggression in
preschool. Developmental Psychology, 33(4), 579-588.
Çağdaş, A., & Seçer, Z. Ş. (2002). Çocuk ve ergende sosyal ve ahlak gelişimi. Nobel.
Çakır, M. A (2010). Sosyal bilişsel öğrenme kuramı. A. Kaya (Ed.), Eğitim psikolojisi
içinde (4. baskı, ss. 321-339). Pegem Akademi.
Çöpür, M. (2019). Çocuk ruh sağlığı. Nobel.
Dönmez, Ş. (2013). Eğitimde ortaöğretim öğrencilerinin sosyalleşmesinde beden
eğitimi ve sporun önemi (Gaziantep Mehmet Api Ticaret Meslek Lisesi
örneği) (Tez No. 455869) [Yüksek Lisans tezi, Gaziantep Üniversitesi-
Gaziantep]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Duyan, V., Gülden, Ç., & Gelbal, S. (2012). Öz-denetim ölçeği (ÖDÖ): Güvenirlik ve
geçerlik çalışması. Journal of Society & Social Work, 23(1), 25-38.
Elibol-Gültekin, S. (2008). 5 yaş çocuklarının sosyal becerilerinin bazı değişkenler
açısından değerlendirilmesi [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi]. Ankara
Üniversitesi.
İnci, E. (2017). Kişilik gelişimi. M. E. Deniz (Ed.), Erken çocukluk döneminde gelişim
içinde (8. baskı, ss. 216-265). Pegem Akademi.
249
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Kapıkıran, N., İvrendi, A. B., & Adak, A. (2006). Okul öncesi çocuklarında sosyal
beceri: Durum saptaması. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
19(1), 20-28.
MEB [Millî Eğitim Bakanlığı]. (2015). 0-72 Ay sosyal-duygusal gelişim [e-kitap
sürümü]. https://orgm.meb.gov.tr/psikososyaldijitaldestek/pdf/
duygusalgelisim.pdf
Merrell, K. W. (2001). Assessment of children's social skills: Recent developments,
best practices, and new directions. Exceptionality, 9(1-2), 3-18.
https://doi.org/10.1080/09362835.2001.9666988
Moilanen, K. L. (2007). The Adolescent Self-Regulatory Inventory: The
development and validation of a questionnaire of short-term and long-term
self-regulation. Journal of Youth and Adolescence, 36(6), 835-848.
Ömeroğlu, E., Büyüköztürk, Ş., Aydoğan, Y., Çakan, M., Çakmak, E. K., Özyürek, A.,
... & Karayol, S. (2014). Okul Öncesi Sosyal Beceri Değerlendirme Ölçeği
Öğretmen Formu’nun geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik analizleri. 21.
Yüzyılda Eğitim Ve Toplum Eğitim Bilimleri Ve Sosyal Araştırmalar
Dergisi, 3(8), 37-46.
Özhan, M. B. (2019). Lise öğrencilerinde okul tükenmişliğinin akademik başarı ve
iyi oluşa etkisinin bütüncül olarak incelenmesi (Tez No. 576499) [Doktora
tezi, Gazi Üniversitesi-Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Santrock, J. W. (2017). Yaşam boyu gelişim: Gelişim psikolojisi (G. Yüksel, Çev. Ed.).
Nobel.
Seçer, Z., Çağdaş, A., & Yalman, D. (2020). Sosyal-duygusal gelişim [e-kitap
sürümü]. https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_guz/
sosyal_duygusal_gelisim/index.html
Seven, S. (2018). Çocuk ruh sağlığı (5. baskı). Pegem Akademi.
Shaffer, D. R. (2009). Social and personality development (6th. Ed.). Wadsworth
Cengage Learning.
Sheridan, M. D. (2008). From birth to five years: Children’s developmental
progress. Routledge.
Slavin, R. E. (2019). Eğitim psikolojisi: Kuram ve uygulama (G. Yüksel, Çev. Ed.).
Nobel.
Şen, M., & Arı, M. (2011). Reliability and validity study of the preschool social
behavior scale -teacher form. Ankara University Journal of Faculty of
Educational Sciences, 44(2), 1-28.
TDK [Türk Dil Kurumu]. (2021). Güncel Türkçe sözlük. http://tdk.gov.tr/
sayfasından erişilmiştir.
TEDMEM (2014). Bir çocuğu yetiştirmek tüm toplumun görevidir.
https://tedmem.org/mem-notlari/gorus/bir-cocugu-yetistirmek-tum-
toplumungorevidir
250
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Sosyal Gelişimin Değerlendirilmesi
Yazgan-İnanç, B., & Yerlikaya, A. E. (2014). Kişilik kuramları (9. baskı). Pegem
Akademi.
251
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
KİŞİLİĞİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
ÜNİTE
12
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Kişiliğin Tanımı
Kişilik Kavramı
ve Özellikleri Kişiliğin
Belirleyicileri
Biyolojik
Yaklaşımlar
Kişiliği Psikanalitik
KİŞİLİĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Açıklamaya Yaklaşımlar
Yönelik Bilişsel Temelli
Kuramlar Yaklaşımlar
Ayırıcı Özellik
Yaklaşımları
Minnesota Çok
Yönlü Kişilik
Envanteri
Hacettepe Kişilik
Envanteri
Kişiliğin Rorschach
Değerlendirilme Mürekkep Lekesi
sinde Kullanılan Testi
Teknikler
Tematik Algı Testi
Louisa Düss
Psikanalitik
Hikayeler Testi
Cümle
Tamamlama
Testleri
253
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kişiliğin Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Kişilik kavramını ve ilişkilerimizde kişiliğin önemini hepimiz biliriz ve bu
kelimeyi günlük yaşantılarımızda sıkça kullanırız. Bununla birlikte kişiliğin ne
olduğu ya da nasıl işlediğini anlamak ya da açıklamak göründüğü kadar kolay
değildir. Kişiliğin sadece tanımını yapmak bile başlı başına zor bir uğraş olabilir.
Psikoloji bilimi de kişiliğin önemine vurgu yapmakta ve kişiliği temel araştırma
konularından biri olarak ele almaktadır. Ancak yüz yılı aşkın bir çabaya rağmen
kişiliğin kesin ve üzerinde uzlaşılan tek bir tanımını ortaya koymak mümkün
olmamıştır (Burger, 2006). Bunun yerine kişiliği ele alan araştırmacılar, insanı
incelerken kullandıkları yaklaşıma paralel tanımlar yapmışlardır. Bazıları kişiliği
açıklamada bilinç dışı mekanizmaların etkisini temele alırken, bazıları bireyin
düşünce süreçlerini önemsemiştir. Yine bazı kuramcılar kişinin geçmişten gelen
Kişilik soyut bir süreç öğrenme yaşantılarını odak noktası yaparken başka kuramcılar bireyin doğuştan
olduğundan getirdiği eğilimlere atıf yapmıştır. Bundan dolayı kaynaklarda kişiliğin pek çok farklı
tanımlamak güçtür. tanımına rastlamak mümkündür. Ancak bu farklılıklar birbiri ile çelişmekten öte,
kişilik konusunda birbirini tamamlar nitelikte bir çeşitlilik katmaktadır. Çünkü
kişilik, insanla ilgili oldukça soyut ve bir o kadar da kapsamlı bir süreci içine
almaktadır. Bu nedenle kişiliği sadece tek bir bakış açısıyla ve basit bir iki cümle ile
ortaya koyabilmek pek mümkün görünmemektedir.
Kişiliğin tanımlanışı ve ele alınışı farklılaşınca elbette kişiliğin incelenmesi ve
değerlendirilmesine yönelik uygulamalar ve kullanılan araçlar da farklılaşmıştır
(Taymur & Türkçapar, 2012). Bu bölümde önce kişiliğe dair temel bakış açılarını
kısaca ele aldıktan sonra kişiliğin değerlendirilmesinde kullanılan teknikleri birlikte
inceleyeceğiz.
254
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Kişiliğin Değerlendirilmesi
etkili olan pek çok unsur belirlenmiştir. Bu unsurların bir araya gelişi ve işlenişi de -
her ne kadar hepimiz insan olsak da- bireylerin sahip oldukları sürekli ya da ayırt
edici özelliklerinin birbirinden farklılaşmasına ve kişiliğin biricik, kişiye has bir
özellik kazanmasına neden olmaktadır.
Kişiliğin Belirleyicileri
Kişiliğin oluşumunu etkileyen ve her bireyin farklı kişilik özellikleri
göstermesine neden olan unsurlar iki ana kategoride ele alınmaktadır: Biyolojik
(kalıtsal) belirleyiciler ve çevresel belirleyiciler.
Biyolojik etkenler genler aracılığıyla taşınan ve doğuştan var olan
özelliklerdir. Araştırmacılar kalıtsal olarak gelen özelliklerin sadece fiziksel
özelliklerle sınırlı olmadığını, birçok psikolojik özelliğimizin de kalıtım yoluyla bize
aktarıldığını vurgulamaktadırlar. Kalıtsal özellikler “mizaç” ya da “huy” (Cervone &
Pervin, 2016) olarak adlandırılan ve erken çocukluk dönemlerinden itibaren
belirginleşen duygusal ve davranışsal eğilimlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken
mizaç özelliklerinin bir “davranış” olmadığı, davranışın yapılışına dair bireyin
üslubu, davranışın tonu olduğudur. Örneğin bazı çocuklar doğuştan daha hareketli,
daha kıpır kıpır bir yapıda iken bazı çocuklar çok daha sakin olabilmektedir. Bazıları
daha cana yakınken bazıları daha utangaçtır. Her çocuk aynı davranışları yapacak
olsa bile bu mizaç üzere davranacaklardır ve oyunlarında ve diğer etkinliklerinde
bu eğilimleri kendini gösterecektir. Mizaç özellikleri kişiliği ve bireysel farklılıkları
etkileyen güçlü belirleyicilerdir.
Mizaç özellikleri her ne kadar kişilik üzerinde güçlü etkileri olan unsurlar
Kişilik, kalıtım ve çevre olsa da kişiliğin gelişiminde tek başına etkili değildir. Kişiliğin diğer bir önemli
unsurlarının karşılıklı
boyutu da karakter özellikleridir. Mizaç özelliklerinin genel olarak biyolojik bir
etkileşiminin
temele sahip olduğu varsayılırken, karakter özelliklerinin sosyalleşme sonucu
sonucudur.
oluştuğu ve topluma uyum çabaları sonucunda çevreden öğrenilmiş özellikler
olduğu ifade edilir (Haslam, 2007). Çevresel belirleyicilerin öne çıkanları kültür,
toplumsal koşullar, aile ve akranlardır. Bazı çevresel faktörler bizi birbirimize
benzer kılarken bazıları ise bireysel farklılığımızı ve özgünlüğümüzü meydana
getirir (Cervone & Pervin, 2016).
Kalıtım mı (doğuştan gelen özellikler) kişiliği şekillendirir yoksa çevre mi
sorusu eskiden beri tartışılmıştır. Bugün kişilik araştırmacıları mizaç ve karakter
özelliklerinin birlikte etkileşim içine girerek kişiliğimizi oluşturduğu hususunda
hemfikirdirler. Kalıtımın önemi vurgulanmakla birlikte çevreden edindiğimiz
özelliklerin kişilik gelişiminde daha belirgin olduğu ifade edilmektedir
(Gençtanırım-Kurt & Çetinkaya-Yıldız, 2017).
255
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Kişiliğin Değerlendirilmesi
256
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Psikanalitik Yaklaşımlar
Psikanalitik yaklaşım 1800’lerin sonunda Sigmund Freud tarafından ortaya
konmuştur. Freud’un bu kuramı psikolojide insan kişiliğini anlama ve açıklamaya
dair ilk bütüncül yaklaşımdır. Freud, o dönemlerde Avrupa’da yaygın olan histeri
vakaları üzerine çalışmıştır. Görünürde fiziksel rahatsızlıkların aslında tamamen
psikolojik kökenli ve özellikle de bilinç dışında yer alan cinsellikle ilgili konular
etrafında şekillendiğini hayretle gören Freud, kuramını da bu çerçeve üzerine
şekillendirmiştir (Haslam, 2007).
Freud’un yaklaşımına göre insan davranışlarının temelinde bilinç dışı
süreçler rol oynar. Peki, bilinç dışı süreçler nasıl gelişir? Freud’a göre tüm canlılar
gibi insanların da doğuştan getirdiği ve tatmin edilmesi gereken dürtüleri
mevcuttur. Bu dürtüler iki ana kategoride ele alınmıştır: Cinsellik ve saldırganlık.
Freud’a göre her çocuk doğuştan cinsellik ve saldırganlık içgüdüleriyle dünyaya
gelir ve buna bağlı dürtülerin tatmini için çabalar. Ancak toplumda bu dürtüler
olumsuz karşılandığı için çocuğun girişimleri kısıtlanır, kınanır, ayıplanır veya
cezalandırılır. Henüz gelişiminin başında olan çocuk bu duygularıyla baş edemediği
için bir savunma mekanizması olarak bu dürtü ve duygularını bastırır. Bastırılan
dürtüler bilinçten uzaklaşır ancak yok olmazlar. Böylece bilinç dışı bir hal alır ve
Psikanalitik yaklaşımı bundan sonraki yaşamında farkında olmasa da bireyin davranışlarını
savunanlar kişilikte yönlendirmeye devam eder. Kısaca Freud’a göre bireylerin kişilik yapılarının
bilinç dışı süreçler, önemli bir bölümünü bilinç dışında yer alan doyurulmamış dürtüler, bastırılmış
çocukluk yaşantıları ve korkular, kaygılar, arzular vb. oluşturur ve davranışlarımıza yön veren de budur.
özellikle ebeveyn-çocuk
ilişkisinin etkisine vurgu Freud’un kuramını geliştirdiği erken dönemlerde özellikle çocukluk
yaparlar. döneminde cinsellik ile ilgili aşırı vurgusu ve katı görüşleri, başlangıçta onu
destekleyen bazı bilim adamlarının kendisinden kopmasına neden olmuştur
(Forsythe, 2019). Bu isimlerin başında Alfred Adler ve Carl Gustave Jung
gelmektedir.
Adler, Freud’un içgüdüsel cinsel istekler ve bilinç dışının yerine insan
davranışlarına yön vermede sosyal istekler ve bilinçli düşüncelerin daha önemli
olduğuna vurgu yapmıştır. Ona göre her birey sosyal bir varlıktır ve kişiliğimiz,
eşsiz sosyal çevremiz ve diğerleriyle etkileşimlerimizle şekillenir (Schultz & Schultz,
2013). Adler’e göre her insan hayatında çeşitli alanlarda yetersizlikler, eksiklikler
yaşamaktadır. Bilinçli olarak yaşanan bu aşağılık (eksiklik) duygusu bireyi bunu
telafi etme yönünde motive eder (Cervone & Pervin, 2016). Üstünlük çabası adını
verdiği bu durum Adler’e göre evrenseldir ve insan davranışlarını motive eden
temel güdüdür (Yazgan-İnanç & Yerlikaya, 2015).
Benzer şekilde Jung da Freud’un cinselliğe bakışı ve davranışlarımızın
geçmişte yaşadıklarımızın tekrarı olduğu yönündeki düşüncelerine karşı çıkmış ve
insanın geçmişin esiri değil, geleceğe odaklı ve geleceği tasarlayan bir canlı
olduğuna vurgu yapmıştır (Haslam, 2007).
257
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Kişiliğin Değerlendirilmesi
258
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Kişiliğin Değerlendirilmesi
259
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Kişiliğin Değerlendirilmesi
260
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Kişiliğin Değerlendirilmesi
261
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Kişiliğin Değerlendirilmesi
262
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Kişiliğin Değerlendirilmesi
263
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Kişiliğin Değerlendirilmesi
264
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Psikotik Belirtiler
Sosyal Uyum Aile İlişkileri
Sosyal İlişkiler
Sosyal Normlar
Antisosyal Eğilimler
265
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Örnek
• Tanışmadığınız yeni birisine de dostça davranmak gerekir mi?
• Alıngan bir kişi misiniz?
• Yaptığınız şeylerin yanlış anlaşılacağı kaygısı içinde misiniz?
Projektif Testler
Kişiliğe dair projektif testler, duygusal olarak rahatsız insanlarla yaptıkları
çalışmalar için klinik psikologlar tarafından geliştirildi. Freud’un bilinç dışına dair
vurgusundan ilham alan projektif testler, kişiliğimizin görünmeyen kısmını
derinlemesine incelemeyi hedefliyordu. Projektif tekniklerin altında yatan teori,
bir mürekkep lekesi ya da birden fazla şekilde anlaşılabilen ve yorumlanabilen bir
resim gibi uyaranlarla karşılaştığımızda onu anlatmamız istenince ihtiyaçlarımız,
korkularımız ve değerlerimizi o uyarıcıya yansıtacağımızdır (Schultz & Schultz,
2013). Bu yönüyle projektif testlerin yorumlanması çok öznel olduğu için geçerlik
ve güvenirlikleri düşüktür. Aynı kişiye testi uygulayan farklı uzmanların kişi ile ilgili
farklı izlenimler edinmesi çok sık rastlanan bir durumdur. Bu durum, testi
değerlendirenler arasında da güvenirliğin düşük olduğu anlamına gelir. Bununla
birlikte bu tür testler kişilik değerlendirmeleri ve klinik tanılama amacıyla yaygın
olarak kullanılmaktadır (Schultz & Schultz, 2013).
Projektif tekniklerde
kişinin belirsiz Rorschach Mürekkep Lekesi Testi (Rorschach Inkblot Test)
uyarıcılara tepki İnsanların rastgele şekillerden bir örüntü (anlamlı şekiller, nesneler vb.)
verirken kendi iç
çıkarma eğilimi psikologlar tarafından da erken dönemlerde fark edilmiştir. Bazı
dünyasını yansıttığı
varsayılır. kuramcılar, bilinç ve bilinç dışı arasında bir köprü olduğunu düşünerek imgelemeyi
bilişsel bir teknik olarak kullanmışlardır. 1910 yılından itibaren ise İsviçreli psikiyatr
Hermann Rorschach, belki de tüm zamanların en bilinen psikolojik testi olan
“mürekkep lekesi” testini geliştirmeye başlamıştır (Forsythe, 2019).
Rorschach, psikanalize pragmatik bir tarzda yaklaşmıştır. Çalışmalarında
Freud’dan ziyade Jung’un kelime çağrışımı tekniğinden etkilenmiştir. Aklı
incelemek ve akıl sağlığının sebeplerini tanılamak için çağrışımları bir teknik olarak
kullanabileceğini bulmuştur. Rorschach, mürekkep lekelerini çocuklarda denemiş
ve sonuçların pek ilginç olmadığını, hatta çocukların lekelere pek az açıklama
getirebildiğini tespit etmiştir. Ancak lekeleri psikiyatri hastalarına gösterdiklerinde
çok daha fazla detay elde etmiş ve bunu bilinç dışına bir köprü olarak
kullanabileceğine karar vermiştir (Forsythe, 2019). Böylece Mürekkep Lekesi Testi,
Rorschach tarafından 1911 yılından öldüğü 1922 yılına kadar geliştirilmiştir.
Başlangıçta yüzlerce görsel kullanmış, ancak bunların içinden hastalarda bir anı, bir
his, bir tepki tetikleyen görselleri tutmuş ve diğerlerini elemiştir. Böylece 1918
yılında geriye kalan 10 kart ve bunların kullanımı ve yorumlanmasıyla ilgili
analizleri içeren bir el kitabını yayınlamıştır. Sonraki yıllarda bu kitabı genişletmiş
ancak kullanımla ilgili bir değişiklik yapmamıştır.
266
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Şekil 12.1. Rorschach Mürekkep Lekesi Testinde Kullanılan Resimler (“Rorschach Testi,”
2020)
267
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Kişiliğin Değerlendirilmesi
268
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Şekil 12.3. Çocuklar İçin Algı Testinde Kullanılan Resimler (“Science Museum Group,”
t.y.)
269
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Kişiliğin Değerlendirilmesi
270
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Kişiliğin Değerlendirilmesi
komplekslerine göre uyuyorlarmış. Tam bu sırada birden fırtına çıkmış. Ağaç sarsılmış
analiz edilir. ve yuva yere düşmüş. Üç kuş birden uyanıvermişler. Baba hemen
bir çam ağacına, anne de bir başka çam ağacına uçmuş. Yavru kuş
uçmasını biliyor. Şimdi yavru kuş ne yapacak?"
• Burada hikâyenin sonunu çocuğun tamamlaması istenir ve verdiği
cevap "bağımlılık" değişkenine göre analiz edilir.
271
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Kişiliğin Değerlendirilmesi
272
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Örnek
• Annelerin iyisi .......................................................................
• Bazen babam ........................................................................
• En çok istediğim ....................................................................
• Hayatın en kötü tarafı ...........................................................
• Dileğim ..................................................................................
• Yalnız kalınca .........................................................................
273
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Kişiliğin Değerlendirilmesi
• Kişiliğin Tanımlanması
•Kişilik kavramı genel olarak, “bir bireyin sürekli ve ayırt edici duygu, düşünce
ve davranış biçimlerinin ortaya çıkmasına etki eden psikolojik özellikler”
olarak tanımlanmaktadır. Bu unsurların bir araya gelişi ve işlenişi de
bireylerin sahip oldukları özelliklerinin birbirinden farklılaşmasına ve kişiliğin
Özet
biricik, kişiye has bir özellik kazanmasına neden olmaktadır.
•Kişiliğin Belirleyicileri
•Kişiliğin oluşumunu etkileyen unsurlar iki ana kategoride ele alınmaktadır:
Kalıtsal (mizaç) ve çevresel belirleyiciler (karakter). Kalıtsal özellikler
doğuştan, genler vasıtasıyla bize aktarılan özelliklerdir. Karakter özellikleri
topluma uyum çabaları sonucunda çevreden öğrenilmiştir. Kişilik doğuştan
getirilen özellikler ile çevreden edinilen özelliklerin etkileşiminin bir ürünüdür.
•KİŞİLİĞE DAİR KURAMSAL YAKLAŞIMLAR
•Biyolojik Yaklaşımlar
•Biyolojik yaklaşımlar kişiliği üç temelde inceler: kalıtım, beynin işleyişi ve
evrimsel özellikler. Kişiliğin beynin işleyişi, beyin bölgeleri, nörokimyasal
süreçlerle ele alınması ise son zamanlarda beyin görüntüleme tekniklerini
gelişmesiyle birlikte önem kazanmıştır. Evrimsel yaklaşım ise canlıların
adaptasyon süreçlerine odaklanır.
•Psikanalitik Yaklaşımlar
•Psikanalitik yaklaşıma göre kişiliğin temelinde doyurulmamış ve bastırılmış
dürtüler, korkular, kaygılar, arzular vb. yatar. Bu dürtüler bilinçten uzaklaşsa
da davranışlarımıza yön veren temel güçleri oluşturur. Daha sonra Freud’u
eleştiren takipçileri kişiliğin sosyal ve ilişkileri temele alan yönüne de vurgu
yapmışlardır.
•Bilişsel Temelli Yaklaşımlar
•Bilişsel kuramlar insanın aktif olarak dünyayı anlamlandırma yollarına
odaklanır. Bilişsel kuramlar psikanalitik ve davranışçı kuramların insanın
özgür iradesini ve bilişlerini yok sayan tutumuna tepki olarak ortaya
çıkmıştır. Önceki deneyimler “kişisel yapılar” olarak ifade edilir ve olaylara
tepki verilirken bu yapılara uygun tepkiler ortaya konur.
•Ayırıcı Özellik Yaklaşımları
•Allport, ayırıcı özellik olarak nitelenen kişisel özelliklerin zaman içinde
nispeten değişmeyen nitelikte olduğu ve nitelediği kişinin o özelliğe ne
derece sahip olduğunu belirttiğini ifade etmiştir. Her insan farklı ayırıcı
özelliklere ve bu özelliklerin farklı derecelerine sahip olduğu için kişiliğimiz
eşsizdir. Daha sonra “faktör analizi” yöntemini kullanan bazı araştırmacılar
Allport’un bu yaklaşımını geliştirmiş ve sistematik hale getirmiştir.
•KİŞİLİĞİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE KULLANILAN TEKNİKLER
•Kişiliğin değerlendirilmesinde kullanılan teknikler iki gruba ayrılır: Objektif
teknikler ve projektif teknikler. Objektif teknikler, geçerlik ve güvenirlik
düzeyleri yüksek, uygulama ve yorumlamada belli standartları olan
tekniklerdir. Projektif tekniklerde kişinin iç dünyasını dışarıya yansıtacağı
düşünülen resimler ya da yarım kalmış cümleler kullanılır. Ölçümlerin
geçerlik ve güvenirlikleri oldukça düşüktür. Ancak birey hakkında daha derin
ve standart testlerle ölçülemeyen özellikler hakkında bilgi edinilebildiği için
yaygın olarak kullanılırlar.
274
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Kişiliğin Değerlendirilmesi
275
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Kişiliğin Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi kişiliğin tanımlanmasında yer almaz?
a) Sürekli olması
b) Ayırt edicilik
c) Uzun sürede değişim
d) Etki eden psikolojik özellikler
e) Hızlı değişim
2. Kişiliğin oluşumuyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Biyolojik belirleyiciler etkilidir.
b) Sadece fiziksel özelliklerle sınırlı değildir.
c) Mizaç ve karakter özelliklerinden etkilenir.
d) Sadece doğuştan gelen özellikler şekillendirir.
e) Kalıtım ve çevre unsurlarının etkileşimi söz konusudur.
3. Aşağıdakilerden hangisi kişiliğin çevresel belirleyicilerinden değildir?
a) Kültür
b) Aile
c) Mizaç
d) Akranlar
e) Toplumsal koşullar
4. Aşağıdakilerden hangisi kişiliği beynin fizyolojik işleyişi ile ilişkilendiren
yaklaşımdır?
a) Ayırıcı özellik yaklaşımları
b) Biyolojik yaklaşımlar
c) Psikanalitik yaklaşımlar
d) Hümanistik yaklaşımlar
e) Bilişsel temelli yaklaşımlar
5. Aşağıdakilerden hangisi psikolojide insan kişiliğini anlama ve açıklamaya
dair ilk bütüncül yaklaşımdır?
a) Psikanalitik yaklaşım
b) İnsancıl yaklaşım
c) Biyolojik yaklaşım
d) Ayırıcı özellik yaklaşımı
e) Bilişsel yaklaşım
6. Aşağıdakilerden hangisi kişiliğin değerlendirilmesinde kullanılan objektif
tekniklerdendir?
a) Rorschach Mürekkep Lekesi Testi
b) 16 Faktör Kişilik Envanteri
c) Bir İnsan Çiz Testi
d) Cümle Tamamlama
e) Tematik Algı Testi
276
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
Kişiliğin Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.e, 2.d, 3.c, 4.d, 5.a, 6.b, 7.e, 8.a, 9.b, 10.c
277
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
Kişiliğin Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akkoyun, F. (2012). Projektif teknikler. Nobel.
Bardos, A. N., & Powell, S. (2001). Human figüre drawings and the draw-a-person:
Screening procedure for emotional disturbance. In W. I. Dorfman & M.
Hersen (Eds.), Understanding psychological assessment (pp. 275-294).
Springer Science.
Burger, J. M. (2006). Kişilik: Psikoloji biliminin insan doğasına dair söyledikleri. (İ.
D. Erguvan Sarıoğlu, Çev.). Kaknüs.
Cervone, D., & Pervin, L. A. (2016). Kişilik psikolojisi: Kuram ve araştırma. (Çev. Ed.
M. Baloğlu.). Nobel.
Cherry, K. (2020, Mayıs 8). Why the thematic apperception test is used in therapy.
https://www.verywellmind.com/what-is-the-thematic-apperception-test-
tat-2795588
Daston, P. G. (1968). Word associations and sentence completion techniques. In
A. I. Rabin (Ed.), Projective techniques in personality assessment (pp. 264-
289). Springer Science.
Faust, J., & Ehrich, S. (2001). Children’s apperception test (C.A.T.). In W. I.
Dorfman & M. Hersen (Eds.), Understanding psychological assessment (pp.
295-312). Springer Science.
Forsythe, A. (2019). Key thinkers in individual differences. Ideas on personality and
intelligence. Routledge.
Gençtanırım-Kurt, D., & Çetinkaya-Yıldız, E. (Ed.). (2017). Kişilik kuramları: Gerçek
yaşamdan kişilik analizi örnekleriyle. Pegem Akademi.
Güneri, E. (2016). Türkiye’de kullanılan psikolojik testler: Kişilik Testleri. Kaknüs.
Haslam, N. (2007). Introduction to personality and intelligence. Sage.
Kişilik Testleri. (t.y.) https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/8/kisilik-testleri/
Lansky, L. M. (1968). Story completion methods. In A. I. Rabin (Ed.), Projective
techniques in personality assessment (pp. 290-326). Springer Science.
Minnesota Multiphasic Personality Inventory. (2021, Ekim 24). İçinde Wikipedia.
https://en.wikipedia.org/wiki/Minnesota_Multiphasic_Personality_Inventor
y
Özgüven, İ. E. (1992). Hacettepe kişilik envanteri el kitabı. Odak Ofset.
Rorschach Testi. (2020, Aralık 6). İçinde Wikipedia. https://tr.wikipedia.org/
wiki/Rorschach_testi
Ryckman, M. R. (2007). Theories of personality. (9th ed.). Thomson Wadsworth.
Schultz, D. P., & Schultz, S. E. (2013). Theories of personality. (10th ed.).
Wadsworth Cengage.
278
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27
Kişiliğin Değerlendirilmesi
279
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28
ÇOCUK RUH SAĞLIĞININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Ruh Sağlığı
• Ruh Sağlığının
İÇİNDEKİLER
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
13
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
RUH SAĞLIĞI
İstatistiksel
Yaşa uygunluk
ölçütler
Kendini
Süre
değerlendirme
Dini süreçler
281
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Doğum öncesi evreden başlamak üzere bütün bir yaşam boyunca geçirilen
biyolojik, psikolojik, sosyal ve hatta fiziksel süreçlerin bir yansıması olan ruh sağlığı
birçok etmenden etkilenmekte ve önemli oranda değişkenlik göstermektedir.
Psikolojide birçok teorisyenin de ileri sürdüğü gibi çocukluk dönemi yaşantıları
bireyin ilerleyen yaşantısına ilişkin ruh sağlığı süreçlerinin önemli bir
belirleyicisidir. Başka bir deyişle yetişkinlik dönemi ruh sağlığının göstergeleri
çocukluk dönemi yaşantılarından bağımsız değildir ve önemli oranda bu evredeki
yaşantıları yansıtmaktadır.
Ruh sağlığını birçok açıdan tanımlamak mümkün olmakla birlikte genel
kabul gören tanımın Dünya Sağlık Örgütü (2004) tarafından “Bireyin fiziksel,
psikolojik ve ruhsal anlamda tam bir iyilik hâli” şeklinde yapılan tanım olduğunu
söylemek mümkündür. Bu tanımda ifade edilen fiziksel iyilik hâli bireyin fiziksel-
biyolojik sağlığına işaret etmektedir. Sahip olunan herhangi bir hastalık veya
benzeri sürecin doğrudan ruh sağlığı üzerinde etkisi bulunmaktadır. Örneğin
kanser hastalığı taşıyan bir kişinin bu hastalığı öğrendikten sonraki yaşantısında
radikal bir değişim gözlenebilmektedir. Önemli oranda ölüm korkusu ve yaşamın
anlamsızlığı gibi süreçler ve arkasında bırakmak zorunda kalacağı insanlar ve o
güne kadarki mesleki birikimleri vb. göz önüne geldiğinde derin bir umutsuzluk ile
karşı karşıya kalınabilmektedir (Yıldırım vd., 2021). Buna kemoterapi gibi zorlu
tedavi süreçlerinin sonucu olarak vücutta gözlenen değişimlerde eklendiğinde ruh
sağlığının etkilenmesi ve olumsuz bir noktaya gitmesi kaçınılmaz bir gerçekliktir.
Bununla birlikte bireyin yaşayacağı bu tür bir olumsuzluk karşısında ruh sağlığının
koruyucu bağlamda bir diğer göstergesi olan sosyal iyilik hâli devreye
girebilmektedir.
İnsan sosyal bir canlıdır ve Adler’in deyimiyle doğuştan sosyal ilgi ile
dünyaya gelmektedir. Bireyin sahip olduğu bu ilgi onu diğer insanlara
yaklaştırmakta ve onlarla sevgi, güven ve saygıya dayalı bağlar kurmaya
yönlendirmektedir (Geçtan, 2006). Sosyal bir canlı olmanın gereğini yerine getiren
İnsan sosyal bir varlıktır insan yalnızlık hissetmez ve etkileşimde olduğu yakın-uzak çevrenin sosyal
ve bu özelliğini desteğini yanında hisseder. Yukarıdaki örnekte verilen kanser hastasına geri
güçlendirecek biyolojik dönecek olursak eğer bu bireyin geniş bir sosyal çevresinin ve güçlü aile bağlarının
donatılara sahiptir. olması başka bir deyişle sosyal desteğinin yüksek olması yaşamış olduğu bu ağır
Sosyal yönünü hastalığı yenmesi noktasında önemli bir avantaj ve dayanak sağlayabilmektedir.
güçlendiren bireyler ruh Hatta sahip olunan sosyal destek kaynakları bireyi hayata tutunmaya zorlayan ve
sağlığı açısından önemli
tedavi süreçlerinin ağırlığını göğüslemeyi sağlayan bir güce de dönüşebilmektedir.
bir kazanım elde
edebilmektedir. Söz konusu bu sosyal yetiler bireyin doğuştan getirdiği nitelikler olsa da doğumdan
hemen sonra başlayan süreçlerin bir yansıması olarak gelişim göstermekte ve
koruyucu bir işleve dönüşebilmektedir. Tam aksi durumda ise bireyin sosyal
becerilerinin gelişmemesi ciddi ilişki sorunlarına, toplumsal etkileşimde sınırlılığa
ve yalnızlık gibi önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu durumlar ise başlı başına
bireyin ruh sağlığını tehdit eden bir nitelik taşımaktadır (Rosenhan & Seligman,
1995).
282
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
Ruh sağlığının bir diğer yönü ve göstergesi ise psikolojik iyi oluştur. Öznel iyi
oluş olarak da tanımlanan psikolojik iyilik hâlinin çok sayıda yönü bulunmaktadır.
Psikolojik iyi oluş, bireyin sahip olduğu kaygılar, korkular, umut-umutsuzluk,
yaşamın anlamı, öz yeterlik, öz güven, psikolojik dayanıklılık, mutluluk vb. birçok
yönü barındırmaktadır. Söz konusu bu kavramların her biri görecelidir ve aynı
zamanda tartışmalı bir alandır. Örneğin anksiyete düzeyini ele alacak olursak eğer
yüksek düzeyli anksiyete, bireyin çabalarını sekteye uğratan, bilişsel kapasitesini
zorlayan ve olayları ve durumları yanlış algılamasına ve yorumlamasına sebep olan
ve bu yolla çeşitli yaşamsal zorluklarla bireyi karşı karşıya getiren bir durumdur. Bu
yönüyle anksiyete olumsuz bir niteliğe sahiptir. Ancak, belli bir düzeydeki
anksiyetenin bireyi harekete geçiren, çabalamaya sevk eden hatta motive edici bir
niteliği olduğu da bilinmektedir. O hâlde, anksiyetenin bu alt ve üst sınırı tam
olarak ne olmalıdır sorusu cevap bulabilmiş değildir.
Başka bir örnek ise öz güven üzerine verilebilir. Düşük öz güven düzeyi,
Ruh sağlığının bir diğer bireyin her yaşta sahip olduğu yetenek ve kapasitesini küçümsemesine ve
yönü ve göstergesi başarabileceği birçok durumdan geri durmasına ve dolayısıyla da uzun vadede
psikolojik iyi oluştur.
mutsuz bir birey olmasına sebep olmaktadır. Bu durumun tam tersi ise aşısı
(hezeyanlı öz güven) öz güven sorunudur. Kendine olan güveni gerçeği
yansıtmayan bireylerde yetenek ve olanaklarının üstünde gerçekçi olmayan
hedefler belirleme ve bunlar için yine gerçekçi olmayan çabalar içerisine girme
eğilimi gözlenebilir. Bu girişimin sonucu da büyük olasılıkla mutsuzlukla
sonuçlanacaktır. Dolayısıyla psikolojik iyi oluş sürecinin sınırlarını net olarak ortaya
koymak oldukça zordur. Bütün bu belirsizliklere karşın ruh sağlığını tanımlamakta
kullanılan belli başlı ve genel geçerliği olan birtakım ölçütler söz konusudur.
283
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
284
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
Dünya Sağlık Örgütünün tanımında dikkat çeken bir diğer önemli kavram ise
içinde yaşadığı toplumun etkin bir parçası olmak ve ona katkı sağlamaktır. Bu
kavram günümüz insanının en önemli sorunlarından biri olan Narsizm ve
diğerkâmlık kavramlarını gündeme getirmektedir. Narsizm, ilgili alan yazında
benlik ve kişiler arası ilişkiler bağlamında ele alınmakta ve kendini aşırı önemseme,
başkalarını yok sayma ve bu nedenle de kişilerarası ilişkilerde sorunlar yaşama ile
kendini gösteren bir problem olarak tanımlanmaktadır (Kealy & Rasmussen, 2012).
Bireyin içinde Bu yönüyle bakıldığında narsist eğilimli olan bir bireyin içinde bulunduğu topluma
bulunduğu toplumun yarar sağlamak bir yana gerek diğerlerini gerekse de toplumsal yapıları kendi
etkin parçası olması ve beklentileri için kullanma eğilimi içerisinde olması beklenir. Bu yönüyle sosyal bir
ona katkı sağlamaya varlık olmanın gereklerini yerine getiremez ve içinde bulunduğu toplumu ileri
çalışması ruh sağlığı taşımaya yönelik çabalar içinde olmak yerine kendini ve beklentilerini ön plana
bakımından önemli bir
çıkarmaya çalışır. Dolayısıyla diğerlerinden aşırı ilgi ve övgü beklentisi içerisine
gösterge olarak kabul
edilmektedir. girmesi bu yönde uç davranışlar sergilemesine ve beklentileri karşılanamadığında
tepkisel davranmasına ve insanlardan uzaklaşmasına sebep olacak tutumlar
içerisine girmesi de beklenen bir tavır olacaktır. Bu tutumlar ise bireyde ruh
sağlığını tehdit eden davranışsal sonuçları beraberinde getirecektir. Bu durumun
tersi de söz konusu olabilir. Birey temel ihtiyaçlardan biri olan ilgi, sevgi ve değer
görme ihtiyacını normal yollardan doyuramadığında anormal yollara başvurabilir
ve değer görmek için insanların talepkâr davranışlarına boyun eğebilir ve
diğerlerini memnun etmek için abartılı davranışlar sergileyebilir. Bu tutumların
hiçbiri olumlu bir ruh sağlığına işaret etmemektedir.
285
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
286
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
287
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
288
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
289
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
290
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
kriter devre dışı kaldığında hemen her insan bir şekilde problem denilebilecek
davranışlar sergileyebilmektedir. Örneğin ara ara uyku sorunları birçok insanda
gözlenebilir. Bunun bir problem olarak değerlendirilebilmesi ise sıklık olarak
belirlenen kriterin diğer kriterleri tamamlayacak şekilde ortaya çıkması ile
mümkündür. Bu anlamda ruh sağlığındaki bozulmaları belirlemek ve gerçek
belirtileri tanılamak için sıklık kriteri önemli bir işlevi yerine getirir.
Kültürel Faktörler
Bütün toplumlar kendilerine özgü inanış ve yaşam biçimleri
oluşturmaktadırlar. Kültür olarak adlandırılan bu süreç aynı zamanda insanların
normal veya olmayan davranışlarının kestirilmesinde de önemli bir ölçüt niteliği
taşımaktadır. Bir toplumda yaygın kullanılan bir davranış biçiminin normal kabul
edilmesi bu davranışı sergilemeyenlerin anormal sınırında konumlandırılmaları ile
sonuçlanabilmektedir. Ayrıca kültürel faktörler farklı toplumlar arası
karşılaştırmalara da olanak sağlamaktadır. Örneğin geleneksel doğu kültürlerinde
toplumsal dinamiklere uyum ve itaat benzeri davranışlar pekiştirilerek bencil
davranışlar yadırganırken batı toplumlarında tam tersi bireysellik ön plana çıkartılır
ve bağımlı-itaatkâr davranışlar yadsınır. Bu nedenle normalliğin ölçütü de önemli
oranda içinde bulunulan kültürün dinamikleri ve öğretileri ile şekillendirilmektedir.
Bireysel Etkinlik
291
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
292
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
293
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
294
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
• Çocuk ruh sağlığı, yaşamın geri kalan dönemi için önemli bir belrleyici
konumundadır. Özellikle de yetişkinlik dönemi ruh sağlığı süeçleri ele
alındığında birçok rahatsızlığın kökeninde çocukluk dönemi zorlu yaşantıları
ve travmalarının olduğu görülecektir.
•Ruh sağlığını birçok açıdan tanımlamak mümkün olmakla birlikte genel kabul
Özet
gören tanımın Dünya Sağlık Örgütü (2004) tarafından “Bireyin fiziksel,
psikolojik ve ruhsal anlamda tam bir iyilik hâli” şeklinde yapılan tanım
olduğunu söylemek mümkündür. Bu tanımda ifade edilen fiziksel iyilik hâli
bireyin fiziksel-biyolojik sağlığına işaret etmektedir. Ruh sağlığının bir diğer
yönü ve göstergesi ise psikolojik iyi oluştur. Psikolojik iyi oluş, bireyin sahip
olduğu kaygılar, korkular, umut-umutsuzluk, yaşamın anlamı, öz yeterlik, öz
güven, psikolojik dayanıklılık, mutluluk vb. birçok yönü barındırmaktadır.
•Ruh sağlığının temel birtakım göstrergeleri bulunmaktadır. Bunlar Dünya
Sağlık Örgütü tarafından şu şekilde raporlanmıştır; bireyin sahip olduğu
kapasitenin ve yeteneklerin farkında olduğu, günlük stres faktörleri ile etkin
olarak başa çıkabildiği, verimli ve üretken olarak çalışabildiği ve içinde
bulunduğu toplumun etkin ve üretken bir parçası olabilmek.
•Ruh sağlığının değerlendirilmesinde birtakım ölçütler kullanılmaktadır. Bu
ölçütler belirlenirken fonksiyonellik ve organik etmenler bir arada
değerlendirilmektedir. Fonksiyonellik kavramı psiko-sosyal süreçlere işaret
ederken, organik süreçler genetik ve biyolojik etmenlere işaret etmektedir.
Psiko-sosyal etmenler yukarıda da değinildiği gibi bireyin kişilik özellikleri,
anksiyete, stres, öz yeterlik vb. süreçlerle ilişkili iken organik nedenler;
fiziksel yapıdan ve kalıtsal yapıdan kaynaklanan süreçleri barındırmaktadır.
Esasen ruh sağlığı bu iki etmenin bir kombinasyonuna bağlı olarak dinamik
bir değişim göstermektedir.
•Çocuk ruh sağlığı, genel hatları ile yetişkin ruh sağlığına benzerlik
göstermekte olsa da gelişim dönemleri ve bu dönemler arasındaki hızlı
değişim süreçleri göz önünde bulundurulduğunda kendine özgü bir takım
niteliklerde barındırmaktadır. Yakın zamana kadar yetişkinlik dönemi
psikolojik sorunlarının yine kendi evresi içinde ele alınması yaklaşımı hâkim
bir anlayış iken özellikle son zamanlarda yapılan çalışmalar yetişkinlik
döneminde ortaya çıkan psikolojik problemlerin önemli bir kısmının
başlangıç döneminin ya da oluşum sürecinin çocukluk yıllarındaki yaşantılara
dayandığını göstermektedir.
•Çocuk ruh sağlığının değerlendirilmesinde kullanılan temel beş ölçüt
bulunmaktadır. Bunlar; Yaşa uygunluk, sapma gösteren davranışın gözlenme
sıklığı, sapma gösteren davranışın süresi, cinsiyet rolleri ve kültürel
faktörlerdir.
•Çocuk ve ergenlerde gözlenen olası normal dışı davranışın
değerlendirilmesinde üç temel basamak önerilmektedir. Bunlar; 1. Başvuru
nedenlerinin tanımlanması, 2. Çocuğun davranışsal ve psikolojik
güçlüklerinin yapısı ve şiddetinin değerlendirilmesi, 3. Çocuğun duygusal
sağlığını etkileyebilecek aile ortamı, okul ortamı ve gelişimsel etkenlerin
belirlenmesidir.
•Sonuç olarak çocukluk dönemi hem kendi içerisinde hem de yetişkinlik
dönemi uyum ve davranış sorunları açısından önemli bir konumdadır ve bu
dönem içerisindeki yaşantıların niteliği yetişkinlik dönemi ruh sağlığı
problemlerinin doğasının anlaşılması bakımından önemlidir.
295
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ruh sağlığı için yapılmış olan tanımlama
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bireyin kendini her yönüyle hissetmesi
b) Bireyin öznel olarak iyi oluşunun yüksek olması
c) Bireyin duygusal olarak iyi hissetmesi
d) Bireyin Fiziksel, psikolojik ve ruhsal olarak iyi hissetmesi
e) Bireyin tıbbi olarak iyi olduğunun anlaşılması
2. Aşağıdakilerden hangisi ruh sağlığı için söylenemez?
a) Ruh sağlığı bütüncül olarak değerlendirilir.
b) Ruh sağlığı için koruyucu faktörler bulunmaktadır.
c) Ruh sağlığı için risk faktörleri bulunmaktadır.
d) Ruh sağlığı bireyin psikolojik olarak iyi hissetmesidir.
e) Ruh sağlığı için sosyal yaşam önemli bir belirleyicidir.
3. Aşağıdakilerden hangisi ruh sağlığının ölçütleri arasında yer almaz?
a) Bireyin yeteneklerini yeterince tanıması
b) Günlük stres ile başa çıkma
c) Yabancılaşma
d) Üretken olma
e) Topluma etkin uyum
4. “Bireyin içinde bulunduğu toplumun etkin bir parçası olması ruh sağlığının
önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir”. Bu bağlamda ruh sağlığı
için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Birey sahip olduğu yetenekleri ile topluma değer üretmesi beklenir.
b) Bireyin içinde olduğu topluma tam bağlılık ve itaat etmesi beklenir.
c) Bireyin toplumun gelişmesine ve ilerlemesine katkı sağlaması
beklenir.
d) Bireyin toplumdaki rol ve sorumluluklarını fark etmesi beklenir.
e) Bireyin toplumdaki değişime ayak uydurması beklenir.
5. Aşağıdakilerden hangisi ruh sağlığının değerlendirilmesinde başvurulan
ölçütlerden biri değildir?
a) Çeşitli istatistiksel veriler
b) Bireyin kendine ilişkin değerlendirmesi
c) Gelişimsel ölçütlerin kullanımı
d) Kültürel etmenler
e) İdeolojik yaklaşımlara uyum
296
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
297
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Çocuk Ruh Sağlığının Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Austin, V. L., & Sciarra, D. T. (2012). Çocuk ve ergenlerde duygusal ve davranışsal
bozukluklar (M. Özekes, Çev. Ed.). Nobel.
Geçtan, E. (2006). Psikanaliz ve sonrası. Ankara: Metis Yayıncılık
Kealy, D., & Rasmussen, B. (2012). Veiled and vulnerable: The other side of
grandiose narcissism. Clinical Social Work Journal, 40(3), 356-365.
Rosenhan, D. L., & Seligman, M. E. (1995). Abnormal psychology. WW Norton &
Co.
Sadock, B. J., Sadock, V. A., & Kaplan, H. I. (2009). Kaplan and Sadock’s concise
textbook of child and adolescent psychiatry. Lippincott Williams & Wilkins.
Schaufeli, W. B., Leiter, M. P., & Maslach, C. (2009). Burnout: 35 years of research
and practice. Career Development International, 14(3), 204-220.
https://doi.org/10.1108/13620430910966406
Seçer, İ. (2011). Psikolojik danışmanların tükenmişlik düzeylerinin çeşitli
değişkenler açısından incelenmesi (Tez No. 288265) [Yüksek lisans tezi,
Atatürk Üniversitesi-Erzurum]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Seçer, İ. (2020). Yaşam boyu gelişim ve uyum sorunları: Psikopatolojiyi anlamak
içinde (Ed. Seçer, İ.). Ruh sağlığının değerlendirilmesi: Ankara: Nobel
Yayıncılık
Weis, R. (2017). Introduction to abnormal child and adolescent psychology. Sage.
Yıldırım, M., Kızılgeçit, M., Seçer, İ., Karabulut, F., Angın, Y., Dağcı, A., ... & Çinici,
M. (2021). Meaning in life, religious coping, and loneliness during the
coronavirus health crisis in Turkey. Journal of Religion and Health, 1-15.
298
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
OKUL OLGUNLUĞUNUN
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Okul Olgunluğu
İÇİNDEKİLER
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
14
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
Kişisel faktörler
OKUL OLGUNLUĞU
Etkileyen Faktörler
Çevresel faktörler
Okul Olgunluğu ile
İlişkili Sorunlar
Ayrılık anksiyetesi
Okul Olgunluğunun
Değerlendirilmesi
Okul reddi
Okul tükenmişliği
Okula yabancılaşma
300
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
GİRİŞ
Günümüz eğitim yaklaşımları, öğrenciyi bütün eğitim etkinliklerinin
merkezine almakta, dil ve zihinsel becerilerini üst düzeyde geliştirmeyi
amaçlamaktadır. Bununla birlikte temel gelişim süreçleri her çocukta aynı
olmasına karşın bireysel farklılıklar gelişimin temel belirleyicilerdendir ve aynı yaş
grubundaki çocuklar arasında gözlenen davranışsal farklılıkları açıklamada en
işlevsel kavramdır. Çünkü her çocuğun kendine özgü bir gelişim hızı ve süreci
bulunmaktadır. Bu kendine özgü duruma bağlı olarak ortaya çıkan gelişimsel
süreçler çocuğun sosyal yaşamından akademik yaşamına kadar birçok yönünü
etkileyebilmektedir. Bireyin gelişimsel performansından en fazla etkilenmesi
beklenen yönü ise şüphesiz eğitim uygulamalarıdır. Eğitim, her çocuğun yasal
olarak belli bir yaş döneminde başlaması, belli görevleri düzenli olarak yerine
getirmesi ve bu süreci uzun yıllar boyunca devam ettirmesi gereken bir
uygulamadır. Uzun ve zorlu bir süreç içermesi nedeniyle okul yaşamının zorlukları
ile başa çıkabilmesi için çocuğun belirli temel hazırbulunuşluk düzeyine ve
niteliklerine sahip olması beklenmektedir.
Bu anlamda günümüz çağdaş eğitim anlayışı ile birlikte erken çocukluk
eğitimine verilen önem giderek artmaktadır. Bu durum çocukların eğitime
olabildiğince erken dönemde başlamasının önemini ortaya koyan araştırma
sonuçları ile de örtüşmektedir. İlgili araştırmalar erken dönemde eğitim
uygulamaları ile tanışan çocuklarda duygusal ve bilişsel gelişimde gözlenen
ilerlemenin önemli ölçüde farklılık gösterdiğine işaret etmektedir (Erkan & Kırca,
2010). Bu nedenle çocukların gelişimlerinin çok yönlü olarak desteklenebilmesi
için erken dönemde eğitim süreçlerinin başlamasına ilişkin görüşler giderek tüm
dünyada kabul görmeye başlamıştır.
Bu noktada erken çocukluk eğitimi günümüz eğitim alanyazınında önemli bir
kavram olarak öne çıkmaktadır. Erken çocukluk eğitimi, bir çocuğun akademik
eğitim için gerekli olan hazırbulunuşluluğu edinmesini sağlayacak kazanımları
edindirmeyi amaçlamaktadır (Güler, 2001; Gür vd., 2017). Erken çocukluk eğitimi
Okul olgunluğu; bir esasen bir çocuğun okul ve akademik yaşamın gereklerine uygun davranışlar
çocuğun fiziksel, geliştirebilmesi noktasında gerekli olan “Okul Olgunluğu” kavramının da zeminini
zihinsel ve sosyal oluşturmaktadır (Demir, 1998). Okul olgunluğu; bir çocuğun fiziksel, zihinsel ve
bağlamda ilkokulun sosyal bağlamda ilkokulun gerekliliklerini karşılamaya hazır olması olarak
gerekliliklerini tanımlanmaktadır. Bu nedenle çocukların uzun soluklu akademik eğitim
karşılamaya hazır
yaşantısının gereklerini karşılayabilmeleri için okul olgunluğuna ulaşmaları ve
olması olarak
tanımlanmaktadır. bunun için de erken dönemde okul öncesi eğitim uygulamaları ile tanışmaları
önemli bir gerekliliktir.
Çocuklarda okul olgunluğu ile yakından ilişkili kavramlar bulunmaktadır.
Bunlar arasında akademik ve duygusal olgunluk önemli bir yer tutmaktadır.
Akademik olgunluğun göstergeleri; el-göz koordinasyonu, ince motor beceriler,
akıl yürütme becerileri, aritmetik işlemleri, görsel ve işitsel dikkat becerilerinin
yeterli düzeye erişmesi olarak gösterilebilir. Duygusal olgunluk göstergeleri ise
duygularını ifade edebilme, karşısındakinin duygularını anlayabilme, empati
301
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
OKUL OLGUNLUĞU
Çocukların erken yaşlarda sorgulamaya başlamaları, düşünme eylemi ile
ilişkilendirilerek açıklanabilmektedir. Çağdaş eğitim sistemlerinin en önemli amacı,
düşünen, kendi kendine öğrenebilen, öğrendiğini uygulayabilen, transfer edebilen
ve problem çözme becerileri yüksek bireyler yetiştirmektir (Mutlu & Aktan, 2011).
Yaşamın ilk yıllarında gelişmenin ve öğrenmenin çok hızlı olması ve edinilen
Bir öğrencinin okul deneyimlerin daha sonraki öğrenmeleri etkilemesi, okul öncesi yılların en iyi
yaşamının gereklerini biçimde değerlendirilmesini gerektirmektedir (Oktay & Unutkan, 2003).
başarıyla yerine Bir öğrencinin okul yaşamının gereklerini başarıyla yerine getirebilmesi okul
getirebilmesi okul
olgunluğu ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bir öğrencinin okula ve öğrenmeye karşı
olgunluğu ile güçlü bir
şekilde ilişkilidir. tutumu, benlik duygusu, sahip olduğu değerler, dil gelişimi, sosyal gelişim düzeyi,
geliştirdiği kavramlar ve korkuları çocuğun hazırbulunuşluğunu oluşturan ögelerdir
302
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
303
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
304
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
305
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
306
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
Tablo 14.1’de yaygın anksiyete bozukluğu için APA tarafından ileri sürülen
DSM-5 tanı kriterleri verilmiştir.
Tablo 14.1. Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tanı Ölçütleri
A. En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde, birtakım olaylar ya da etkinliklerle (işte ya
da okulda başarı gösterebilme gibi) ilgili olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu (kaygılı
beklenti) vardır.
B. Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker.
C. Bu kaygı ve kuruntuya, aşağıdaki altı belirtiden üçü (ya da daha çoğu) eşlik eder (en
azından kimi belirtiler son altı ayın çoğu gününde bulunmuştur):
Not: Çocuklarda yalnızca bir maddenin olması yeterlidir.
1. Dinginleşememe (huzursuzluk) ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma,
2. Kolay yorulma,
3. Odaklanmakta güçlük çekme ya da zihnin boşalması,
4. Kolay kızma,
Yaygın anksiyete 5. Kas gerginliği,
bozukluğu çocuklarda 6. Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da
birçok normal dışı dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma).
davranışa zemin D. Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da
oluşturmaktadır. toplumsal, işle ilgili ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye
neden olur.
E. Bu bozukluk, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir
sağlık durumunun (hipertiroidi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
F. Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (panik bozukluğunda
panik atakları olacağına ilişkin kaygı ya da kuruntu, toplumsal kaygı bozukluğunda
[sosyal fobi] olumsuz değerlendirilme, takıntı-zorlantı bozukluğunda bulaşma ya da
diğer takıntılar, ayrılma kaygısı bozukluğunda bağlandığı kişilerden ayrılma, örselenme
sonrası gerginlik bozukluğunda örseleyici olayların anımsatıcıları, anoreksiya
nervozada kilo alma, bedensel belirti bozukluğunda bedensel yakınmalar, beden algısı
bozukluğunda algılanan görünüm kusurları, hastalık kaygısı bozukluğunda önemli bir
hastalığı olma ya da şizofreni ya da sanrılı bozuklukta sanrısal inançların içeriği)
Tablo 14.1’de yer alan tanı ölçütleri göz önünde bulundurulduğunda yaygın
anksiyete bozukluğu gösteren çocukların okula hazırbulunuşluk açısından
dezavantajlı bir konumda oldukları anlaşılacaktır. Bu nedenle okul öncesi dönem
veya ilkokul evresinde çocukların yaygın anksiyete semptomları açısından
değerlendirilmeleri önemli bir gerekliliktir.
Okul Reddi
Özellikle de mizaç özellikleri ve olumsuz ebeveyn tutumlarının bir sonucu
olarak gelişen okul reddi erken dönemde çocuklarda okul olgunluğunun
gelişmediğinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Okul reddi,
duygusal problemler nedeniyle öğrencinin okula gitmek istememesi, gün boyu
okulda kalmakta zorluk yaşaması ve okula gitmeyi reddetmesi olarak
tanımlanabilir (Seçer & Ulaş, 2020). Okul reddi, sıklıkla uzun süren okul
devamsızlıklarına neden olur. Çocuğun anne babası, onun okula gitmeyip de evde
vakit geçirdiğinden haberdardır. Okul reddinde çocuk, suça karışma ve riskli
davranışlar gibi ciddi antisosyal davranışlarda bulunur:
Özellikle okul saatlerinde ebeveyninden ayrılamaz, ev rahatlığını ve
güvenliğini arar.
307
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
Okula Yabancılaşma
Eğitim ortamlarında öğrencilerin topluma ayak uydurabilmesinin
sosyalleşme aracı olarak görülen eğitim (Yağmur & İçigen, 2016) ile toplumun
geleneklerinden, inançlarından ve değerlerinden oluşan kültürel yapının
bütünleştirilmesi ile mümkün olabileceği ifade edilir. Nitekim toplumun kültürel
yapısı önemsenmediğinde “örgüt hastalığı” olarak belirtilen yabancılaşma
olgusunun okullarda da gündeme gelmesi muhtemeldir (Polat & Yavaş, 2012).
Eğitimde yabancılaşma olgusu, öğrencinin okuldaki öğrenme süreçlerinden
soğuması, okula gitmeye yönelik ilgisinin azalması, okulun ve okulda yapılan
çalışmaların öğrenciye anlamsız gelmesi ile okulun sıkıcı, monoton ve faydasız bir
kurum olarak algılanması gibi belirtilerle kendini gösteren bir sorun olarak
tanımlanmaktadır (Sidorkin, 2004).
Okula yabancılaşma, öğrencilerin öğrenme sürecinden, okul gruplarından,
okulda yapılan etkinliklerden uzaklaşması anlamına gelmektedir. Okulda bulunan
yöneticiler, personeller, öğretmen ve diğer öğrencilerden yeterli desteği psikolojik
308
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
planında okula
yabancılaşma • Okula yabancılaşma olgusunu daha iyi anlayabilmek için
yatmaktadır. "Google Scholar" vb. veri tabanları üzerinden "okula
yabancılaşma" anahtar kelimesi ile arama yapınız ve bu
kapsamda yapılmış olan araştırma sonuçlarını
karşılaştırınız.
Okul Tükenmişliği
Tükenmişlik olgusu yakın zamana kadar yalnızca yetişkinler ve bir meslekte
çalışanlar için kullanılan bir kavram olmasına karşın artık öğrencilerin sergilediği
bazı problem davranışları açıklamak için de kullanılmaktadır. Çünkü genel olarak
bakıldığında çocukların sergilediği birçok davranışın tükenmişlik tanımlaması ile
örtüştüğü görülmektedir.
Okul tükenmişliğinin genel olarak belirtileri; bitkinlik, bıkkınlık, okula karşı
duyarsızlık, okula ilişkin görev ve sorumluluklarını yerine getirmede yetersizlik,
umursamazlık, yetersiz olduğunu düşünme ve sonuç olarak başarısızlık, sık sık hata
yapma, okula devamsızlık yapma ya da dersten kaçma, okula ve çevresindeki
kişilere karşı saldırganlaşma olarak sıralanabilir (Eker, 2007; Seçer, 2015).
309
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
310
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
311
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
312
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
•Türkiye'de okul öncesi eğitim yasal olarak 55. ayda ilkokul eğitimi ise 66.
ayda başlamaktadır. Yaş olarak belirlenen yaş kriterini sağlayan bir çocuğun
aynı zamanda yeterli hazırbulunuşluğa sahip olduğunu beklemek doğru
olmayabilir. Çünkü gelişim her çocukta aynı hızda değildir.
• Çocukların okul yaşamına etkin olarak adapte olabilmeleri için temel bir
takım hazırbulunuşluk özelliklerine sahip olmaları beklenmektedir. Okula
Özet
hazırbulunuşluk, her çocukta farklılık gösteren ve farklı yaşlarda
tamamlanabilen, çocuğun dengeli olarak tüm gelişimsel alanlarda
olgunlaşmasını ve öğrenme için gerekli olan şartları yerine getirmesini içeren
bir kavramdır. Son yıllarda yürütülen birçok araştırma erken çocukluk
eğitiminin bu hazırbulunuşluğun kazandırılması noktasında önemini ortaya
koymaktadır. Bununla birlikte temel gelişim süreçleri her çocukta aynı
olmasına karşın gelişimde bireysel farklılıkların bulunmaktadır. Bu farklılıklar
çocuğun biyolojik özellikler gibi kendinden kaynaklanabildiği gibi aile, toplum
ve kültür gibi çevresel etmenlerden de kaynaklanabilmektedir. Kaynağı ne
olursa olsun bu faktörler çocuğun gelişim süreçlerini ve okula ilişkin
hazırbulunuşluğunu şekillendirmektedir. Çocukların fiziksel, duygusal, sosyal
vb. alanlarda belirli bir düzeyde gelişim ve yeterlik göstermeleri okul
olgunluğu için önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir.
•Çocuklar da okul olgunluğunun gelişiminde birincil faktörler çocuğun kendi
doğasından kaynaklanan niteliklerdir. Bu nitelikler arasında çocuğun sağlığı,
mizacı, gelişimi, cinsiyeti, kronolojik yaşı, zekâsı, engel durumu vb.
gösterilebilir. Okul olgunluğunu etkileyen İkincil faktörler ise aile, toplum ve
kültür temelli faktörlerdir. Özellikle ebeveyn tutumları ve yetiştirme biçimleri
okul olgunluğu üzerinde belirgin bir role sahiptir. Örneğin aşırı korumacı
veya ilgisiz ebeveyn tutumlarına maruz kalan çocuklarda okula ilişkin
hazırbulunuşluğu etkileyen olumsuz davranışların gelişmesi muhtemeldir.
• Çocuklarda okul olgunluğu ile ilişkili olan çeşitli davranışsal problemler
bulunmaktadır. Bunlar arasında özellikle ayrılık anksiyetesi, okul reddi, okula
yabancılaşma ve okul tükenmişliği önemli yer tutmaktadır. Ayrılık anksiyetesi
özellikle yetiştirme tutumları ile yakından ilişkilidir ve okul olgunluğunun
gecikmesine zemin oluşturmaktadır. Ayrılık anksiyetesi ile yakından ilişkili
olan bir diğer rahatsızlık ise okul reddidir. Okul reddi gösteren çocuklar
özellikle öz güveni ve sosyal becerileri düşük olan ve anneden ayrılmaya
isteksizlik gösteren çocuklardır. Bir diğer problem olan okula yabancılaşma
ise çocukların hem okula ilişkin hazırbulunuşluğun yetersiz olması hem de
okulda karşılaştıkları olumsuz uygulamalara karşı geliştirdikleri bir tepki
biçimidir. Okul tükenmişliği ise çocuklarda gözlenen depresif belirtilerin bir
yansıması olarak değerlendirilmektedir.
•Okul olgunluğunun erken dönemde değerlendirilmesi ve belirlenmesi
çocukların okula ve akademik sürece adaptasyonları bakımından önemlidir.
Çocuğun zorlu okul yaşamının üstesinden gelebilmesi için eğitim hayatının
henüz başında sahip olması gereken niteliklerin değerlendirilmesi amacıyla
geliştirilmiş olan alanyazında çeşitli ölçme araçları bulunmaktadır. Bu ölçme
araçlarının bazıları Türk kültürüne uyarlama niteliğindedir. Bazıları ise
doğrudan Türk kültürüne göre geliştirilmiştir. Bu ölçme araçlarından en
yaygın olanları; Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Marmara Okul Olgunluğu
Testi, Metropolitan Okula Hazırlık Testi 6. Versiyon ve Brecken Okul
Olgunluğu Testi'dir. Okul öncesi eğitime veya ilkokul eğitimine başlayan her
çocuğun gerekli hazırbulunuşluğa sahip olup olmadığının bu ve benzeri
ölçme araçları ile değerlendirilmesi ve buna göre strateji belirlenmesi
gerekmektedir.
313
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi erken çocukluk eğitiminin amaçlarından biri
değildir?
a) Çocukların bilişsel becerilerinin gelişimini desteklemek
b) Çocuklarda sosyal gelişim süreçlerini desteklemek
c) Çocukların okula ilişkin olumlu tutum geliştirmelerini sağlamak
d) Çocuklarda okuma yazma becerilerini öğrenmelerini sağlamak
e) Çocuklarda duygusal gelişim süreçlerini desteklemek
2. Aşağıdakilerden hangisi okul olgunluğunun bir yönü değildir?
a) Sosyal beceri gelişimi
b) Okuma yazma için temel beceriler
c) Kendini ifade edebilme becerileri
d) Duygusal gelişim süreçleri
e) Sportif becerilerin gelişimi
3. Aşağıdakilerden hangisi duygusal olgunluk göstergeleri arasında yer
almaz?
a) Kendini ifade edebilme
b) Yalnız kalmaktan hoşlanma
c) Empati kurabilme
d) Sosyal problemlerle başa çıkma
e) Sorumluluk alabilme
4. Türkiye’de ilkokula başlama yasal olarak zorunlu okula başlama yaşı
aşağıdakilerden hangisidir?
a) 55 ay
b) 58 ay
c) 66 ay
d) 68 ay
e) 69 ay
5. Aşağıdakilerden hangisi okul olgunluğunun kapsamında değildir?
a) Göz el koordinasyonu
b) İnce motor beceriler
c) Sportif becerilerin edinimi
d) Akıl yürütme becerileri
e) Grup çalışmalarına katılım
6. Aşağıdakilerden hangisi okul olgunluğunun gelişimini etkileyen kişisel
faktörler arasında gösterilebilir?
a) Ebeveyn tutumları
b) Çocuğun zekâ gelişimi
c) Ebeveyn kaybı
d) Ebeveynlerin bilinç düzeyi
e) Kültürel unsurlar
314
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
Cevap Anahtarı
1.d, 2.e, 3.b, 4.e, 5.c, 6.b, 7.d, 8.c, 9.a, 10.b
315
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Amerikan Psikiyatri Birliği (2013). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal elkitabı
(DSM-V) (5. baskı). (E. Koroğlu, Çev.). Hekimler Yayın Birliği.
Aypay, A. (2017a). Lisede okul tükenmişliğinin akademik bağlamda ödül bağımlılığı
ile yordanması. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7(1), 8-19.
http://dx.doi.org/10.19126/suje.306953
Başaran, İ. E. (1994) Türkiye eğitim sistemi. Nobel.
Brown, M. R., Higgins, K., & Paulsen, K. (2003). Adolescent alienation: What is it
and what can educators do about it?. Intervention in School and Clinic,
39(1), 3-9.
Buchwald, P., & Hobfoll, S. E. (2004). Burnout in the conservation of resources
theory. Psychologie in Erziehung und Unterricht, 51, 247-257.
Demir, K. (1998). Öğrenime hazıroluşluğun ilkokulda Türkçe ve matematik
derslerindeki başarı ile ilişkisi üzerine bir araştırma (Tez No. 73621) [Yüksek
lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi-Ankara]. Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez
Merkezi.
Eker, G. (2007). Endüstri meslek lisesi öğrencilerinin tükenmişlik düzeyi (Tez No.
201595) [Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi-İstanbul]. Yükseköğretim
Kurulu Ulusal Tez Merkezi.
Erkan, S., & Kırca, A. (2010). Okul öncesi eğitimin ilköğretim birinci sınıf
öğrencilerinin okula hazır bulunuşluklarına etkisinin incelenmesi. Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 38(38), 94-106.
Gür, Ç., Koçak, N., & Sağlar, M. (2017). Çok boyutlu bakış açılarıyla düşünme
eğitimi programının 5 ve 6 yaş grubu çocukların okul olgunluğu üzerindeki
etkisinin incelenmesi. Eğitim ve Bilim, 42(189), 153-165.
Hildreth, G. H., Griffits, N. L., & McGauvran, M. (1949). Metropolitan readiness
test. Word Book Company.
Koçyiğit, S. (2009). İlköğretim birinci sınıf öğretmenlerinin ve ebeveynlerin görüşleri
ışığında okula hazırbulunuşluk olgusu ve okul öncesi eğitime ilişkin sonuçları
(Tez No. 234780) [Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi-Konya]. Yükseköğretim
Kurulu Tez Merkezi.
Maslach, C., & Goldberg, J. (1998). Prevention of burnout: New perspectives.
Applied and Preventative Psychology, 7,63-74. https://doi.org/10.1016/
S0962- 1849(98)80022-X
Maslach, C., Jackson, S. E., & Leiter, M. P. (1996). Maslach burnout inventory
manual. P. Alto (3rd ed.). Consulting Psychologists.
McBryde, C., Ziviani, J., & Cuskelly, M. (2004). School readiness and factors that
influence decision making. Occupational Therapy International, 11(4), 193-
208.
316
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Okul Olgunluğunun Değerlendirilmesi
317
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19