You are on page 1of 74

Hücre Organellerinin

Yapısı ve İşlevleri
Dr. Hilal ŞAHİN
İstanbul Atlas Üniversitesi-Tıp Fakültesi
Tıbbi Biyoloji ve Genetik AbD. -2022
Hücreyi iki bölümde inceleyebiliriz

1. Sitoplazma

2. Organeller
1. Sitoplazma

• Hücrenin içini saran hücre zarı ile nukleus arasını dolduran organellerin
etrafını kuşatan heterojen, kolloid bir sistem

• Su, çeşitli protein, lipid, enzim vb. maddelerden oluşan kolloidal kısım ile
hücre iskeleti şeklinde düzenlenmiş, fibroz ve protein filamentler içerir.

• Sitoplazmanın sıvı kısmına sitozol denir.

• Hücrede metabolik ve biyosentetik olayların çoğu sitozolde gerçekleşir.

*Matrix: Dolgu maddesi, *Kolloid: Belirli akışkanlığa sahip yumurta akı kıvamında suda çözünmüş irili ufaklı bir çok organik ve inorganik
moleküller içerir. Bu yapıda yer alan tüm partiküller hidrofilik özelliktedir.
2. ORGANELLER
Sitozolde dağılmış halde bulunurlar.

Bu organeller;
• Ribozom
• Endoplazmik Retikulum
• Sentrozom
• Golgi kompleksi
• Lizozom
• Peroksizom
• Mitokondri
• Nukleus (bazı kaynaklarda organel olarak geçmeyebilir)
2. ORGANELLER
• Sitoplazmanın içinde yapıları ve görevleri birbirinden farklı küçük parçacıklar
vardır işte bu belirli görevleri yerine getiren şekilli elemanlara ‘Organel’ denir.
• Organelleri membran yapılarına göre gruplandırabiliriz.

ZARSIZ ORGANELLER
– Ribozom
– Sentrozom
TEK KAT ZARLI ORGANELLER
ÇİFT KAT ZARLI ORGANELLER – Endoplazmik retikulum
– Mitokondri – Golgi cisimciği
-- Kloroplast – Lizozom
-- Nukleus
– Koful
Endoplazmik Retikulum
Endoplazmik Retikulum
• Sitoplazmik matriksin (sitozolün) içinde kalan zarla çevrili yassı veya
yuvarlak keseler, kesecikler (veziküller), paralel kese dizileri (sisterna),
tüpçükler ya da aralıklar şeklinde gözlenen organele Endoplazmik
Retikulum denir.

• ER sitoplazma içinde (hücre tipine göre farklı sayı ve konumlarda)


dağılmış olarak bulunur.
Endoplazmik Retikulum (ER)
(Bu terim daha önceki araştırıcıların ışık mikroskobunda gördükleri yapı için ergastoplazma deyiminin karşılığıdır.)

• ER zarları üç boyutlu bir yapı olup hücre içinde


kapalı veya açık boşluklardan oluşan geniş ve
devamlı bir ağ şeklinde yayılmış olarak bulunurlar.

• Hücredeki toplam zar miktarının yarısından


fazlasını ER’nin zarları teşkil eder.

• ER genel olarak hücrenin dolaşım sistemi


olarak tanımlanabilir.
Transmission Electron Micrograph (TEM) showing
mitochondria and rough endoplasmic reticulum.

Ergastoplazma: yunanca; iç küçük ağ sitemi


ER

ER hücre zarından çekirdek zarına doğru ağ yapısında yayılmış olan


kesecik ve kanalcıklardan oluşmuştur.

Hücre içinde ve hücre dışına proteinleri taşımayı sağlar.


• Aynı zamanda bazı hücrelerde glikojen, steroidler, ve diğer makromolekülleri depolar.
ER

• Hücre yüzeyine açıklığı yoktur.


• Hücrenin işlevlerine göre değişen sentezler için, taşınma yeri veya sentez edilen
bileşikler için toplanma yeridir.
• Bazı hücrelerdeki en büyük organel
• ER zarları ER lümenini sitozolden ayırır.

Lümen: n. (pl. lumina). Tüp şeklinde organın içindeki boşluk. Sitozol: Sitolazmanın sıvı kısmı
ER
• ER hücrenin metabolik fonksiyonuna göre sık veya seyrek düzene geçebilir.
• Genç ve gelişmekte olan hücrelerde yoğun olarak bulunurken yaşlı ve aktif
olmayanlarda ve bazı hücrelerde hiç bulunmaz (ör. Bakteriler, olgun
akyuvarlar ve trombositlerde).

Pankreas dokusuna ait hücrelerde Mitokondri ve ER görürüntüsü Magnification: 36,300x


ER
• Bütün ökaryotik hücrelerde bulunan ve labirent yapıda dallı
tübüllerden oluşan ER’lar morfolojik yapılarına göre iki gruba ayrılır.

Granüllü ER (Rough Endoplasmic Reticulum) (GER)

ER

Düz ER (Smooth Endoplasmic Reticulum) (DER)

https://www.youtube.com/watch?v=DDsH0B5MdaA
DER ve GER (mikroskop altındaki görüntüleri)

www.sciencesource.com
• ER mofolojik olarak sisterna adı verilen ve birbirine paralel dizilmiş
kanalcıklardan ibaret olarak görülür.
• Üzerinde ribozom granülleri taşıyan GER, ribozom taşımayan DER’dir
• GER ile DER arasında birbirine bir geçiş olduğu elektron mikroskobunda
gösterilmiştir.
• Bu iki tipin birbirine bağlı olması GER’den
granülsüz keseciklere materyal taşındığını
göstermektedir.
ER Zar Yapısı
• ER zarı kalınlığı yaklaşık 50-60 A⁰ olup hücre zarından incedir. Tek
katlıdır.
• Sitoplazmik matriksin ribozomları ER’nin sitozole bakan yüzünde
boncuk dizisi gibi dizilmiş olarak görülür.
• Hücre zarında olduğu gibi kutupsuz yağ asidi kuyrukları birbirine
dönük duran iki lipit tabakası ile lipitlerin üzerinde veya arasında yer
alan proteinlerden oluşmuştur.

(H. zarının ort. kalınlığı 75-100 A⁰)


DER
• Lipid sentezinde görevli hücrelerde bulunur.
• Membranı üzerinde ribozomlar bulunmaz.
• Esasen paketleme ve taşıma görevi üstlenen bu organel bazı maddelerin
hücre içinde dağılmasını da sağlar.

TEM ile görüntülenen DER


DER’in Görevleri;
• Midede asit salgılanmasına yardım eder, mide hücrelerinden Cl- ‘un
uzaklaştırılmasını sağlar.
• Özellikle testis, ovaryum ve böbrek üstü bezi gibi organlarda steroid
hormon sentezlenip salgılanmasında görev alır (bu hücrelerde iyi
gelişmiştir).
• Çeşitli toksik maddelerin detoksiye (toksin maddelerin uzaklaştırılması)
edilmesini sağlar.
• Kas hücrelerinde Ca+2 deposu olarak rol alır ve kas kasılmasında rol oynar.
• Bazı ilaçların hücre içinde yıkımını sağlar.
• Özellikle barsak epitel hücrelerinde lipid taşınmasında rol oynar.
GER’in Görevleri;
• GER’in en belirgin görevi, sitozolde aminoasitlerden oluşan polipeptidleri
çeşitli modifikasyonlara tabi tutmalarıdır.

• Polipeptidlerin yapısında disülfit köprülerinin oluşumu gibi bazı kovalent


değişiklikler GER içerisinde olur. (katalizör: protein di-sülfit izomeraz
enzimi)

• Polipeptidlere oligosakkaritlerin eklenmesi


yani glikozilasyon olayı burada başlar,
Golgi kompleksinde devam eder.
GER

• GER keseleri veya kanalları hücrelerin faaliyetine ve tipine göre farklılık


gösterir.
• Enzim salgılayan hücrelerde olduğu gibi, proteinleri ve buna bağlı
bileşikleri sentezleyen hücrelerde çok iyi gelişmiştir (Ör. pankreasın
ekzokrin hücreleri)
• GER ile nukleus dış zarının arasında birleşme yerleri gözlenir.
• Granüllü ER ribozomlar tarafından sentezlenen protein salgı maddelerini,
bazı değişiklikler yaparak Golgi cismine ulaştırır.
Özetle ER;

• Hücrede birbirinin devamı gibi bulunan GER ve DER’in bu yapısal


farklılığı onların fonksiyonlarında da görülür.

• GER salgı proteinlerinin sentez yeri olarak görev yaparken,


DER daha çok lipid metabolizması ve detoksifikasyon olayları ile ilgilidir.

• ER’ler hücredeki zarlı diğer organellerle de ilişki kurar, hatta nukleus


zarı ile doğrudan ilişkilidir.

https://www.youtube.com/watch?v=an7tpWR16mo
Özetle ER;
• DER birçok metabolik reaksiyonda, steroid yapılı hormonların
sentezinde, fosfolipid sentezinde, lipid taşımasında görev alır.

• Karbonhidrat ve lipit sentezi yapan hücrelerde daha çok bulunur.

• Kas hücrelerinde Ca+2 depolar.

• GER protein sentezi sırasında ve sonrasında proteinlerin işlenmesi ve


sınıflandırılmasında görevlidir.

• Özellikle salgı proteinlerinin, lizozomal enzimlerin ve plazma


mambranına ait glikoproteinlerin sentezinden sorumludur.
Ribozom
Ribozom
• Ribozomlar aa’lerin proteinlere dönüştürüldüğü, yuvarlak biçimde 20-25
nm büyüklüğündeki hücrenin en küçük organelleridir.

• rRNA ve çeşitli proteinlerden oluşan ribonükleoprotein kompleksleridir.

• İki alt birimi vardır ve bu alt birimler ribozomun aktif olduğu durumlar
dışında bir arada bulunmazlar.

(nanometre: 1 metrenin milyarda biridir) Ribozom 3D yapısı


Ribozom
• Hücrenin durumuna göre sitoplazmada seyrek veya sık olarak görülürler.
• Sindirim enzimi salgılayan pankreas hücrelerinde, antikor üreten hücrelerde,
karaciğer hücrelerinde, çabuk büyüyen bitki ve hayvan hücrelerinde fazla sayıda
ribozom vardır.
• Hücrenin protein sentez ünitesidir.
• Hem prokaryot hem ökaryotlarda var.
• Mitokondride ve kloroplastlarda da bulunur.

Ribozomların protein sentezindeki rolü 1960’larde açıklanabilmiştir.


Ribozomlardaki RNA’lara ribozomal RNA (rRNA) denir.
Ribozom
• Yapısında RNA ve protein molekülleri bulunur.
• EM ile 200-250 A° çapında granüller şeklinde gözlemlenir.
• Membran ile kaplı değildir.
• Hücredeki sayıları hücredeki protein sentez
yoğunluğu ile doğru orantılı olarak artış gösterir.

• Virüslerde bulunmaz.
• Hücrede protein sentezinin işleminin gerçekleşmesinde görevlidir.
Ribozom
• Prokaryotlarda ve ökaryotlarda ribozomlar farklı büyüklükte büyük alt
birim ve küçük alt birim içerirler.

*S= Svedberg birimi olup molekülün


büyüklüğüne göre ultrasantrifüjdeki
çökme hızıdır

• 80S ökaryotik ribozomları tüm ökaryot hücrelerin sitoplazmasında


• 70S prokaryotik ribozomlar; bakterilerde, mitokondride ve
kloroplastta bulunur.
Ribozom
Her iki tip ribozomun işlevi aynı olsa da yapılarındaki protein ve Rrna
molekülleri açısından farklılıklar gösterirler.

ÖKARYOTLARDA
80S Ribozomu
60S büyük alt ünitesi 28S, 5.8S ve 5S r-RNA moleküllerini ve 49* çeşit protein
40S küçük alt ünitesi 18S r-RNA molekülü ile 33 çeşit protein içerir.

PROKARYOTLARDA
70S Ribozomu
50S büyük alt ünitesi 23S ve 5S r-RNA molekülleri ve 35 çeşit protein
30S küçük alt ünitesi 16S r-RNA molekülü ve 21 çeşit protein içerir.
(S değerleri doğrusal olarak toplanmaz!)
S= Svedberg birimi olup molekülün büyüklüğüne göre ultrasantrifüjdeki çökme hızıdır *Bazı kaynaklarda hala 45 olarak geçer
Ribozom
• Her iki tip ribozomun işlevi aynı olsa da yapılarındaki protein ve r-RNA
molekülleri açısından bazı farklılıklar gösterirler
• Tüm bu alt birimler nükleolusta yapılır ve nükleus zarındaki porlardan
sitozole geçerler.
• Protein sentezi olmadığı zamanlar alt birimler birbirinden ayrı dururlar.
• Protein sentezi esnasında sırayla
1) küçük alt birim tabanıyla mRNA’ya bağlanır.
2) Bunun da karşısına büyük alt birim gelerek ribozom son şeklini alır.
3) Ribozomlar büyük alt birimleriyle de ER’a bağlanırlar.
Ribozom
• Ribozomlar ya sitozolde serbest halde ya da GER üzerinde bulunur.
• Ancak bütün aa’lerin proteine sentezi serbest ribozomlarda başlar
• Sentezlenen proteindeki sinyal dizisine göre ribozomun senteze nerede
devam edeceği belirlenir.

Sentezlenen protein salgı yoluna katılacaksa ribozom GER’a gider, hücredeki


diğer hedeflere gidecekse sitozolde kalıp senteze devam eder.

• Salgı yoluna girecek olan proteinler sentezlendikten sonra hücre dışına


verilir.
• Sitozolde üretilen protein ve enzimlerin tamamı ise hücrenin kendi
ihtiyaçları için kullanılır.
Ribozom
• Ribozomun biyolojik aktivitesi ve yapısı RNA ve proteinlerin
bütünlüğüne bağlıdır.
• Eğer bu parçalardan biri zedelenirse tüm ribozom aktivitesini yitirir.
• Protein sentezi esnasında gerek prokaryot gerekse ökaryot hücrelerde
ribozomlar bir RNA molekülü (mRNA) üzerinde boncuk gibi dizilirler.

B A

Görselde ribozomun iki alt birimini ve arasından geçen mRNA


zinciri görülmektedir.
İkisi zincirle eşleşmiş biri serbest halde bulunan (A) toplamda üç
tRNA molekülü ve bir inci dizisini andıran, yeni oluşmaya başlamış
bir protein zinciri (B) görülmektedir.
Ribozom
• Birden fazla ribozomun bir araya gelerek ardısıra dizildiklerinde oluşan
yapıya poliribozom (ya da polizom) deniliyor.
• Sitoplazmada serbest halde tek tek bulunan ribozomlara ise monomer
ribozomlar (monoribozom) denir.
• Protein sentezinde görev alan ribozom, kendisine RNA moleküllerinin ve
sentezlenmekte olan proteinin bağlanabileceği dört aktif bölgeye sahiptir.
• Bunlardan biri mRNA, diğer üçü tRNA bağlanma bölgeleridir.
Golgi Kompleksi
• Golgi aygıtı= Golgi komplexi= Golgi Cisimciği
• İl harf her zaman neden büyük?
• Camillo GOLGI (1898 ) İtalyan araştırıcı
• Serebellumdan alınan kesitlerde internal reticular apparatus olarak
isimlendirdiği yeni bir hücresel yapı olarak göstermiştir.

• Golgi Aygıtı yapı olarak ER’lere benzer ancak daha fazla katlanma içerir.
• Birbiri üzerine katlanmış 5-30 arası kanalcık (sisterna) içerir.
• ER’den gelen proteinlerin özelleştirilip seçildiği ve paketlenerek hedef
bölgelere gönderildiği organeldir.
• Sayı ve biçimleri, hücre tipine ve hücrenin fonksiyon durumuna göre
değişir.
• Çizgili Kas hücrelerinde az sayıda, nöronlarda ve salgı yapan hücrelerde
(örneğin sindirim kanalında Goblet hücrelerinde) fazlaca bulunur.
• Salgı yapan hücrelerde sitoplazmanın her bölgesine dağılmış şekilde
bulunur.
• Prokaryotlarda, olgun spermlerde ve olgun eritrositlerde Golgi bulunmaz
Golgi kompleksi üç yapıdan oluşur

• Sisternalar (yassı kesecikler)


• Küçük veziküller
• Büyük vakuoller
1.Sisternalar (Yassı kesecikler):

• Birbirine paralel olarak dizilmiş yassı borular gibi uzanmış olan


keseciklerdir ve bunların birbiri ile bağlantısı yoktur.
• Sisternalar disk şeklinde hafifçe bükülmüş şekildedir.
(iç bükey ve dış bükey yüzler)
• Hayvan hücrelerinde her Golgi kompleksinde 4-6 sisterna bulunur.
2.Küçük veziküller (Transport vesikülleri) (300-800 Å):

• GER membranlarından tomurcuklanarak oluşurlar


• GER de sentezlenmiş ve daha ileri değişimlere uğrayacak proteinleri
taşırlar.

3.Büyük vakuoller (Kondens vakuoller):

• Golgi Kompleksinin iç bükey yüzünde yer alırlar.


• Salgı ürünlerini veya diğer glikoproteinleri içerirler.
Golgi kompleksi polarite gösterir ve iki kutbu vardır
1- Cis yüzü (= giriş veya oluşum yüzü) GER ile yakın ilişkili yön. cis-Golgi
2- Trans yüzü (=çıkış yüzü= olgunlaşma yüzü) Hücre membranına bakan
yön. trans-Golgi
İkisinin arasında medial – Golgi (orta parça Golgi ) bulunur.
 ER’den gelen içi protein yüklü olan
Trasport vezikülü ile cis-yüzündeki
sisternanın membranları kaynaşır
ve vezikül içerikleri Golgi’ye
boşaltılır.
 Proteinler sisternalar arasında
taşınarak (küçük geçiş vezikülleri ile)
buralarda çeşitli modifikasyonlara
uğrarlar.
 Son sisternaların bulunduğu yüzden
tomurcuklanan kondens vakuoller
(trans yüzü) olgunlaşmamış
glikoprotein ürünlerini taşır.
• Cis ve Trans yüzleri kendi içlerinde bağlantılıdırlar ve her ikisi de ağ
yapısındadır.

• Cis Golgi Ağı ve Trans Golgi Ağı olarak isimlendirilirler.

• Her üç kompartmanda Golgi’nin farklı işlevleri gerçekleşir.

• Bunlar arasında bağlantı yoktur ve sisternalar arasındaki taşınımlar


sisternalardan tomurcuklanarak kopan ve tekrar bir diğerine kaynaşan
taşıyıcı veziküller ile gerçekleşir.
Golgi Kompleksinin Fonksiyonları
• ER’den gelen proteinleri ve lipidleri taşıyan veziküller yığınlar halinde cis-
Golgi ağına girerler ve trans Golgi ayından çıkarlar.
• Cis-Golgi ağına giren proteinler Golgi’de daha ileri değişimlere uğrarlar ve
trans-Golgi ağından lizozomlara, salgı veziküllerine veya hücre yüzeyine
gönderilmek üzere seçilerek ayrılırlar.

• Golgi aygıtının özelleşmiş bir işlevi de salgıdır.


Sindirim epitelinde yer alan barsak lümenine büyük oranda polisakkaritten
zengin mukus salgılayan goblet hücreleri çok fazla sayıda büyük salgı
vezikülleri içerirler.
Golgi kompleksinde özelleştirilip seçilerek paketlenen proteinler
üç yol ile hedeflerine taşınır.

1. Lizozom yolu
2. Devamlı sekresyon yolu
(ör. Hücreler arası alana boşaltımda ve
plazma membran proteinleri de bu yolla taşınır.
3.Konrollü sekresyon yolu
(ör. Hormonlar, sinir uyarı maddeleri, enzimler)
Özetle;

Golgi’nin Görevleri
1. Hücre zarının oluşumuna katkıda bulunur.
2. N- bağlı ya da O-bağlı karbonhidratların glikozilasyonunu
gerçekleştirir.
3. Kollagen biyosentezini yapar.
4. Glikolipit biyosentezi yapar.
5. Çeşitli salgıların sentez ve depolanmasını sağlar.
6. Primer lizozomların oluşumunu gerçekleştirir.
7. Sülfatlama işlemini gerçekleştirir.
8. Yağların açillenmesini sağlar.
Lizozom
Lizozomlar
• Lizozomlar tek bir membran ile çevrili vezikül şeklinde organellerdir.
Lizozomlar
• Lizozomlar eritrosit dışındaki tüm hayvan hücrelerinde bulunur.
• Bitki hücrelerinde ise lizozom bulunmaz fakat lizozomlarla benzer
fonksiyon gören vakuol mevcuttur.
Lizozomlar
• Lizozomlar 50 nm ile 1 μm çapında yoğun
küresel yapılardır.
• Büyüklük ve şekilleri yıkılmak üzere içeri alınan
materyalin büyüklüğü ve şekline göre farklılıklar
gösterebilir.
Lizozomlar
• Ortalama olarak bir hücrede 300 lizozom bulunur.

• Makrofaj, lökosit gibi fagositoz için özelleşmiş


hücrelerde daha fazla sayıda bulunur.

• Lizozom membranı yapısı Golgi membranı ile


endositik (fagositoz, pinositoz) yollarla alınan vezikül membranının
karışımı şeklindedir.

• Membranın lipid yapısı farklılıklar gösterir; Fosfotidilkolin (PC) en çok


bulunan lipiddir.
• Ayrıca lizozom membranı için özel olan monoaçilgliserolfosfat bulunur.
Lizozomlar
• Lizozom membranlarında çok miktarda glikoprotein bulunur.

• Membranın lümene bakan yüzündeki proteinler yüksek oranda


glikozillenmiştir.

• Glikoproteinler glikokaliks benzeri bir yapı oluşturarak lizozom


membranını asit hidrolazların etkisinden korur.

• Lizozom membranında sindirilen moleküllerin sitoplazmaya çıkmasını


sağlayan permeazlar bulunur.
Lizozomlar
• Lizozomal proteinlerin yarılanma ömürleri uzundur.

• Lizozomal enzimler proteaz ve peptidazlara direnç gösterirler.

• Lizozomal protein glikozilasyonu, proteinleri yıkımdan koruyan bir


faktördür.
Lizozomlar
• Lizozomlar 50 farklı enzim içerirler
• Lizozomal Asit Hidrolazlar; protein, nükleik asid, karbonhidrat ve
lipidleri yıkan enzimler.
Lizozomal enzimler
• Bu enzimler asit pH (~5)’da aktif olan asit hidrolazlardır.

• Sitoplazmik nötral pH (~ 7.2)’da aktif değildir

• Lizozomal enzimler sitoplazmaya çıkarsa sitoplazmik bileşenleri yıkımdan korur.

• Lizozomlardaki asit ortam polimerleri denatüre ederek enzim etkisine açar.

• Lizozomlar içinde enzimlerden başka, enzimatik reaksiyonları kolaylaştıran


proteinler de bulunur.
Lizozomlar içinde yer alacak proteinleri diğer proteinlerden ayıran ve onların
lizozoma yönlenmesini sağlayan önemli bir sinyal dizisi bulunur.

Bu sinyal dizisi GER de sentezlendikten sonra Golgi’de uğradıkları


modifikasyon ile kazandıkları mannoz-6-fosfat (M6P) işaretleridir.
Lizozom fonksiyonları
• Hücre dışından (endositoz, reseptör aracılı endositoz, pinositoz ya da
fagositoz ile alınan materyalin yıkılmasını sağlamak

• Otofaji: hücrenin kendi bileşenlerinin (organel v.b) yıkılması


İnsan karaciğer hücresinde, her 10 dakikada bir mitokondri otofaji ile yıkılır.

• Krinofaji: Fazla üretilen salgı granüllerinin sindirilmesi


• Lizozomlarda sindirilen ürünler lizozom
zarından sitozole taşınır,
• lizozom içinde sindirilemeyip geriye
kalan materyal ekzositoz ile hücre
dışına atılır yada zarla kaplı artık cisim
denen yapıları oluşturur.
Lizozomun organizmadaki işlevleri

• Lizozomlar, bazı organların embriyolojik gelişiminin normal bir parçası


olan programlı hücre ölümü ve farklılaşması gibi fizyolojik olaylarda rol
oynar.
• Spermin yumurta zarının eriterek sperm pronükleusunun yumurta içine
ulaşmasında (fertilizasyon)
• Uterus endometriumunun fonksiyonel tabakasının ortadan
kaldırılmasında,
• Laktasyonun (süt salınımı) kesilmesinden sonra meme bezinde
lizozomlar iş görür.
Peroksizom
Peroksizomlar
• Peroksizom 1954'te İsveçli doktora öğrencisi J. Rhodin tarafından
tanımlanmış ve 1967'de Belçikalı sitolog Christian de Duve tarafından
organel sınıfına konulmuştur.

• Küçük (0.2-1 mikron çapında) tek membranla sarılı kesecik şeklindedirler.


• Lizozomlara benzer
• Lizozomlardan farkı merkezinde konumlanmış Kristalloid kor (urat oksidaz
kristali) bulunmasıdır
• Peroksizomal proteinler serbest ribozomlarda sentezlenir ve
peroksizoma taşınırlar.
Peroksizomlar

• Hücredeki çeşitli biyokimyasal işlemlere


katılan yaklaşık 50 farklı enzim içerir.

• Karaciğer ve böbrekte fazla sayıda


bulunurlar.

• EM. da organelin merkezinde


yoğunlaşmış proteinler kristal bir yapı
görüntüsü verir.
İnsan karaciğer hücresinde peroksizomların elektron mikrografı
A-Fluoresan mikroskopta peroksizomlar yeşil, mikrotubuller kırmızı, nukleus mavi.
B-Peroksizomların elektron mikrografı.
Peroksizomlar
• Çoğu hücrelerde metabolik olaylar sonrası üretilen oksijen oldukça
zararlı etkilere sahiptir.

• Peroksizomlar esas olarak bu oksijenin konsantrasyonunu düşürmekle


sorumludurlar.

• Peroksizomlar içerdikleri enzimler (oksidazlar) yardımı ile organik


maddelerden hidrojen atomlarını çıkartmak için moleküler oksijeni
(serbest haldeki oksijeni) kullanırlar ve hidrojen peroksit oluşturlar.
• Bu reaksiyona OKSİDATİF REAKSİYON denir.
Peroksizomun Görevleri

• Katalaz enzimi ile hidrojen peroksiti parçalamak,


• Amino asitlerden amino grubunu uzaklaştırmak (deaminasyon olayı),
• Yağ asitlerinin parçalanmasını sağlamak,
• Bitki tohumlarında bulunan yağ asitlerinin glikoza dönüşmesini sağlamak
• Karaciğerde alkolün parçalanmasını sağlamak,
• Lipid biyosentezine katılmak,
• Kolesterol sentezlemektir.
• Ayrıca karaciğer peroksizomlarında da safra asitleri sentezlenir.
Sentrozom
Sentrozom
• Sentrozomlar Sentriol adı verilen ve
mikrotübüllerden oluşan zarsız yapılardır
• Sentrioller dairesel bir hat üzerinde yan yana
dizili 3’lü yani triplet mikrotübüllerden (9
tanesinin biraraya gelmesinden)
oluşmaktadır.
• İki sentriol biraraya gelerek de SENTROZOM
yapısını olurşturur.
Yapısı;
Küçük, silindirik yapıda ve 0,2 μm genişlikte
ve 0,4 μm uzunluğundadırlar.
• Genellikle hayvan hücrelerinde görülür.

• Nöron gövdesinde, olgun yumurta


hücresinde, çizgili kas hücresinde, çiçekli
bitkilerde, olgun alyuvarlarda bu yapı
bulunmaz.
Sentriolün görevi

• Sentrioller hücre bölünmesi sırasında çoğalıp birer çift halinde


hücrenin her iki kutbuna giderek aster denen ipliklerin oluşumunu ve
kromozomların sentromerlerinden yakalanıp kutuplara çekilmesini
sağlar.
• İnterfaz evresinde sentrozom çifti hücre
nukleusuna yakın yerleşir,
mitoz profazında duplike sentrozomlar iki
kutbu oluşturmak üzere birbirinden ayrılır
ve mitoz mekiğini oluştururlar.
A-Sentrozom içeren elektron mikrografda ana sentriyolün enine kesiti ve
yavru sentriyolün boyuna kesiti görülmekte.
B-Sentriyol çiftinin şematik yapısı.
Kanser hücrelerinde sentrozom sayi ve şekil anormalileri gözlenir.
• Örneğin; İnsan papillomavirus E7 gibi proteinlerle oluşan sentrozom sayı
anormalliklerine tümörlerde sıklıkla rastlanır.

• Sentrozom defektleri iğ ipliği düzensizliklerine, anormal kromozom sayı


ve göçüne neden olur.

İmmünohistokimya yöntemi ile


prostat tümör hücrelerinde
sentrozom sayı ve şekil
anormallikleri
Son

You might also like