Professional Documents
Culture Documents
SEVİYE - I
EĞİTİM NOTLARI
MT - 01
TEKKON
TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
MAYIS 2004
TEKKON TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
İÇİNDEKİLER
1 GİRİŞ..........................................................................................................................................................................5
13 MALZEME BILGISI..............................................................................................................................................50
13.1 Üretim Sırasında Oluşan Süreksizlikler...........................................................................................................50
13.1.1 Döküm Parçaları....................................................................................................................................50
13.1.2 Dövme Parçalar.....................................................................................................................................51
13.1.3 Çubuk, Kütük, Tel...................................................................................................................................54
13.1.4 Levha......................................................................................................................................................54
13.2 İşleme Sırasında Oluşan Hatalar......................................................................................................................54
13.2.1 Sertleştirme.............................................................................................................................................54
13.2.2 Taşlama..................................................................................................................................................54
13.2.3 Galvanizleme..........................................................................................................................................54
13.2.4 Kaynak İşlemi.........................................................................................................................................55
13.3 İşletme Koşullarında Oluşan Hatalar...............................................................................................................55
13.3.1 Yorulma çatlakları..................................................................................................................................55
13.3.2 Termal Şok Çatlakları............................................................................................................................56
14 BELIRTILERININ YORUMLANMASI, DOKÜMANTASYON......................................................................58
14.1 Belirtilerin Yorumlanması................................................................................................................................58
14.2 Dokümantasyon................................................................................................................................................59
1 GİRİŞ
Endüstride kullanılan bir çok malzemeye, cinsine, miktarına, geometrisine, kullanım yerine, çalışma
koşullarına göre üretim aşamasında ve/veya imalat sonrasında kalite kontrol testleri uygulanır.
Böylece malzemenin istenilen kalite ve nitelikte olup olmadığı belirlenebilir. Bu amaçla endüstride
tahribatsız muayene yöntemleri oldukça sık ve yaygın olarak kullanılır.
Magnetik parçacık muayenesi, çelik konstrüksiyon, otomotiv, petrokimya, güç santralleri, havacılık
gibi çok farklı endüstriyel sektörde uygulama alanı bulmaktadır. Sualtı muayenesi (off-shore yapılar
ve sualtı boru hatları), magnetik parçacık yönteminin kullanılabileceği diğer bir alandır.
Normal olarak bir malzemede + ve - yükler birbirine eşittir. Ancak bir cam veya ebonit çubuğun bir
yün kumaşa sürtülmesinde olduğu gibi, dış etkilerle elektrikle yüklenme yaratılabilir. Bu şekilde
elektrik dengesi bozulduğunda, aynı işaretli yükler birbirini iter, ters işaretli yükler birbirini çeker. O
nedenle farklı yüklü kutuplar, birbirine bir iletkenle bağlanırsa, elektrik akımı (yani elektron akışı)
oluşur.
Bir iletkenin içinde birim zamanda akan elektron miktarı, akım şiddeti (I) olarak tanımlanır. Akım
şiddeti birimi Amper (A) dir.
Elektronların – kutuptan + kutuba doğru akışını sağlayan iki kutup arasındaki yük farkıdır. Yük farkı
ne kadar fazla ise, iki kutup arasında o oranda elektriksel gerilim ya da voltaj farkı var demektir.
Elektriksel gerilim birimi Volt (V) tur.
Bir elektrik devresinden geçen doğru akım miktarı, devrenin gerilimi (iki ucu arasındaki potansiyel
farkı) ile doğru orantılıdır (Ohm kanunu). Buna göre devrenin uçlarındaki potansiyel farkı (V) iki
katına çıkarsa, devreden geçen akım da (I) iki katına çıkar, yani V/I oranı sabit kalır. Bu orana o
devrenin direnci (R) denir (Şekil 2-1). Elektrik direnci düşük malzemelere iletken (bakır, demir,
alüminyum vb. metaller), direnci yüksek olanlara ise yalıtkan malzeme (plastik, cam, hava, yağlar
vb.) denir. Elektriksel direncin birimi Ohm () dur.
Bir başka ifade şekliyle, bir iletkenden geçen akımın şiddeti, iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel
farkının iletkenin direncine bölümüne eşittir. Ya da, bir iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkı,
iletkenden geçen akımla, iletkenin direncinin çarpımına eşittir.
Bazı atom türlerinde elektron hareketine bağlı olarak oluşan magnetik momentler birbirlerini
giderebilir. Bu etkilerin birbirini tam olarak gideremediği bazı atom ve iyonların, elektron yapılarına
bağlı olarak, sürekli bir magnetik momente sahip oldukları bilinmektedir (örneğin, demir atomları).
Bütün maddeler atomlardan oluştuğundan, bütün malzemeler bir biçimde magnetik alandan
etkilenir. Ancak bu etkileşim tüm malzemeler için aynı değildir.
Bir malzeme magnetik alan içine yerleştirildiğinde, malzeme elektronlarının hareketine bağlı olarak
oluşan magnetik alan bu harici magnetik alandan etkilenir. Bu etkileşim malzemenin atomik ve
moleküler yapısı, atomik düzeydeki bileşke magnetik alan gibi bazı faktörlere bağlıdır.
Bir çok atomda elektronlar çiftler halinde bulunur. Çifti oluşturan her elektronun dönüş yönü
birbirine zıt olduğundan, oluşan magnetik alanlar birbirlerini yok eder. Buna karşılık kendi eksenleri
ve çekirdek çevresindeki yörüngeler üzerinde dönen eşlenmemiş elektronlar sürekli magnetik
moment oluşturarak her atomun küçük bir mıknatıs gibi davranmasına yol açar. Bu küçük
mıknatıslar dış magnetik alanın etkisi ile toplam net bir mıknatıslık gösterecek şekilde yönlenir ve
böylece dış magnetik alanı güçlendirici etki yaratırlar.
Magnetik alanın varlığını ve özelliklerini gözlemek basit bir deney yardımıyla yapılabilir. Üzerinde
demir tozları bulunan bir kağıdın altına bir çubuk mıknatıs yerleştirildiğinde demir tozlarının
çoğunun mıknatısın uçlarında toplandığı, bir kısmının da çubuk mıknatısın oluşturduğu magnetik
alan çizgileri boyunca kapalı devreler oluşturacak şekilde yönlendiği görülecektir (Şekil 3-1).
Çekme özelliğinin çok fazla olduğu bu uç bölgelere mıknatısın kutupları adı verilir. Magnetik alan
çizgileri bir magnetik kutuptan (Kuzey-N) çıkıp diğer kutba (Güney-S) giren sürekli kuvvet çizgileri
ile gösterilebilir.
Alan çizgilerinin bulunduğu bölge içerisinde değişik yerlere yerleştirilen pusula iğnelerinin alan
çizgilerine teğet olacak şekilde yönlendiği gözlenecektir.
a) magnetograf
b) şematik gösterim
Magnetik alan çizgileri, mıknatısın uçlarına (kutup) yakın bölgelerinde daha sık, uzak
bölgelerinde ise seyrektir. Magnetik alanın şiddeti, alan çizgilerinin sık olduğu yerde büyük,
seyrek olduğu yerde ise küçüktür.
Magnetik alan çizgileri mıknatısın dışında kuzey kutbundan güney kutbuna, mıknatısın
içinde güney kutbundan kuzey kutbuna doğru akarlar
Birçok iletkende magnetik alan sadece akımın geçtiği sürede mevcuttur. Buna karşılık
ferromagnetik malzemelerde akım geçişi sırasında oluşan alan, magnetik bölgecik (domen)’lerin bir
kısmı ya da tamamının yönlenmesine sebep olacağından akımın kesilmesinden sonra da kalıntı
magnetik alan mevcut olacaktır.
Oersted aynı zamanda magnetik alanın yönünün, iletkenden geçen akımın yönüne bağlı olduğunu
tespit etmiştir. Bu bilgiye dayanarak bir iletkenin çevresindeki alanın yönünü belirlemek için basit
bir kural geliştirilmiştir. “Sağ el kuralı” olarak adlandırılan bu kurala göre iletken sağ elle ve baş
parmak akım yönünü gösterecek şekilde tutulduğunda diğer parmaklar alan yönünü gösterir.
1 Amper/m’lik bir alan şiddeti, 1 amperlik bir akım geçen, 1 m çapında dairesel bir iletkenin
merkezindeki alan şiddetidir.
Bu formül düz bir iletken telin yüzeyinde, tüm malzemeler ve akım tipleri için geçerlidir. Telden
akım geçirildiğinde magnetik alan şiddeti telin merkezinden dış yüzeye doğru önce artacak, telin
dışına çıktığında yukarıda verilen H formülüne bağlı olarak azalacaktır.
A= kesit alan
1 T = 1 V . s /m2
Magnetik akı yoğunluğunun eski birimi Gauss (G) dur. 1 Gauss, havada alan yönüne dik doğrultuda
1cm2 lik bir alanda 1 akı çizgisini tanımlar.
B = H
bağıntısı vardır. Bağıntıdaki ’ye ortamın magnetik geçirgenliği adı verilir. Boşluk için 0 olarak
gösterilir ve magnetik sabit veya mutlak geçirgenlik (boşluğun geçirgenliği) olarak tanımlanır.
o = 4π ∙ 10-7 V∙s/A∙m
Boşlukta magnetik akı yoğunluğu B0 olan düzgün bir alan içine değişik malzemeler
yerleştirildiğinde alan çizgilerinin seyrekleştiği ya da sıklaştığı, yani malzeme içinde magnetik akı
yoğunluğunun değiştiği gözlenir (Şekil 4-1).
Malzeme içindeki magnetik akı yoğunluğunun (B), boşluktaki magnetik akı yoğunluğuna (B0)
oranına, malzemenin bağıl geçirgenliği (r) denir ve
Ferromagnetik malzemelerde daha büyük boyutlu bir magnetik düzenleniş biçimi sözkonusudur.
Varlığını ilkin P.E. Weiss’ın ileri sürdüğü bu yapı, bölge (domen) yapısı olarak adlandırılır. Bir
ferromagnetik malzeme çok sayıda küçük magnetik bölgeden (eşdoğrultulu atomik mıknatıs/dipol
kümecikleri) oluşur. Bu bölgelerin her birindeki bütün atom ya da iyonların magnetik momentleri
aynı yönelişte bulunur (bir weiss alanında yaklaşık 1015-1020 atom bulunur). Bu yönleniş
malzemenin katılaşması sırasında kristal yapısının oluşumu aşamasında gerçekleşir. Bölgelerin
bileşke momentleri rasgele yönlenmiş durumda ise katı cisim bir bütün olarak mıknatıs özelliği
göstermez [Şekil 4-2(a)]. Ancak böyle bir cisim bir dış magnetik alanın içine yerleştirilecek olursa,
dış magnetik alan, şiddetine bağlı olarak, bu bölgeleri birer birer kendi doğrultusunda yönlendirir
[Şekil 4-2(b)]; bunun sonucu olarak yönlenmiş bölgelerin sayısı giderek artar. Sonunda doyma
noktasına ulaşılır ve cismin tümü tek bir bölge haline gelir.
Demir, nikel ve kobalt gibi malzemelerin bağıl geçirgenlikleri r >> 1 dir. Yani, magnetik alan
kuvvetlendirme etkileri çok fazladır. Çeşitli malzemelerin bağıl geçirgenlikleri Tablo 4-3’de
örneklenmiştir.
Diamagnetik Malzemeler
Bakır 0.999993
Bizmut 0.999847
Cam 0.99999
Ferromagnetik Malzemeler
Fe ve Co alaşımları 2 000 - 6 000
Düşük alaşımlı-demir 5 000 -7 000
Saf demir 280 000 - 1 450 000
Dökme demir, küresel grafitli, perlitik 554
Fe-Si alaşımları 10 000 -20 000
Mıknatıslanmanın başlaması ile birlikte akı yoğunluğu (B), orijinal eğriyi (kesikli çizgi) takip ederek
(H) değerindeki artışa bağlı olarak artar. Mıknatıslayıcı alanın (H) şiddeti giderek arttırıldığında
atomsal mıknatısların tümünün alan doğrultusunda yönlendiği ve mıknatıslayıcı alanın (H)
artmasına rağmen magnetik akı yoğunluğu değerinde çok az bir değişimin gözlendiği doyma
noktasına (şekilde a-noktası) ulaşılır. Mıknatıslayıcı alan azaltıldığında bu kez magnetik akı
yoğunluğu da azalır. H değeri sıfıra indirildiğinde, B değeri hala sıfırdan büyük bir değerdir (şekilde
b-noktası), yani mıknatıslayıcı alan sıfır olmasına rağmen malzemede hala bir miktar magnetik akı
mevcuttur. Bu değere kalıntı mıknatıslanma (remanans, B r) denir. B'nin değeri, ancak mıknatıslayıcı
alanın yönü değiştirilip belirli bir negatif değere ulaşması (şekilde c-noktası) ile sıfıra iner; B'nin
sıfır olduğu H değeri "gideren alan" (coercive field Hc) olarak adlandırılır.
Mıknatıslayıcı alan ters yönde arttırılırsa bu kez malzemede tekrar doyma noktasına, ancak bu sefer
ters yönde, ulaşır (şekilde d-noktası). Mıknatıslayıcı alanın sıfıra indirilmesi ile malzemede diğer
doğrultudakine eşit bir kalıntı mıknatıslık oluşur (şekilde e-noktası). Mıknatıslayıcı alanı + yönde
arttırılması ile magnetik akı değeri tekrar sıfır olur (şekilde f-noktası). Mıknatıslayıcı alanın
arttırılmaya devam etmesi ile eğri, f-noktasından başlayarak tekrar magnetik doyum noktasına
ulaşarak devreyi tamamlar.
Mıknatıslanmış bir parçada yüzeyde alan doğrultusuna dik doğrultuda yapay bir süreksizlik
oluşturulduğunda, bu süreksizliğin iki yüzü, iki çubuk mıknatısın zıt kutuplarına benzetilebilir
(Şekil 5-2). Şekil 5-2 yapay süreksizlikteki alan çizgilerini göstermektedir. Demir ve hava
arasındaki büyük geçirgenlik farkı nedeniyle (r = 1) sadece çok az bir kısmı süreksizliğe nüfuz
ederken bir kısmı süreksizliğin altından geçerek malzeme içinde yoluna devam eder. Göreceli olarak
küçük bir kısmı ise yüzeyde süreksizlik üzerinde köprü oluşturacak şekilde ilerler. Bu kısım kaçak
magnetik akı olarak adlandırılır ve büyüklüğü, akı yoğunluğu (B) ile süreksizliğin boyu, yönü ve
geometrisine (genişlik b, yükseklik h) bağlıdır.
Muayene parçası yeteri kadar mıknatıslandığında, magnetik akı yönüne dik yönlenmiş süreksizlikler
kaçak magnetik akıya neden olurlar
(Şekil 5-3). Bu kaçak akı uygun bir
teknikle tespit edilerek süreksizlik
belirlenir (Bak. Bölüm 5.1).
Yüzeyin altındaki hatalar söz konusu olduğunda, kaçak akı, hatanın yüzeyden olan derinliğindeki
artışa bağlı olarak hızla azalır (Şekil 5-4).
Parça üzerinde bulunan süreksizlik, magnetik alan yönüne paralelse, alan süreksizlikten
etkilenmeyecek ve yüzeyde kaçak akı oluşmayacaktır (Şekil 5-5). Bu nedenle de süreksizliğin tespiti
mümkün olmayacaktır.
Muayene parçası içindeki magnetik akı yoğunluğu (B) arttıkça, süreksizliklerin neden olduğu kaçak
akı kuşkusuz artacaktır. Magnetik akı yoğunluğunu etkileyen faktörler aşağıda belirtilmiştir:
Bu eğitim notlarında magnetik parçacık metodu ayrıntılı olarak incelenecektir. Diğer metotlara
ilişkin bilgi seviye-II eğitim notlarında yer almaktadır.
Muayene parçalarındaki yüzey süreksizliklerinin tespit edilebilirliği, magnetik alan çizgileri ile
süreksizliklerin birbirlerine göre yönlenmesine/açısına bağlıdır. Süreksizlikler en iyi en uzun
boyutları, magnetik alan çizgileri ile 90° açı yaptığında tespit edilebilir. Ancak bu durumda parça
içindeki alan çizgilerindeki kesilme ve dolayısı ile parça yüzeyinde oluşacak kaçak akı miktarı
maksimum olur. Şekil 6-1’de de görüldüğü gibi magnetik alan çizgileri süreksizliğe paralelse, alan
çizgilerindeki kesilme çok az olacağından tespit edilebilir bir kaçak akı oluşumu meydana
gelmeyecektir.
Belirti oluşabilmesi için magnetik alan çizgileri ile süreksizlik arasındaki açının belirli değerler
içinde olması gerekir (EN’de 30°-90° / ASTM’de 45°-90°). Muayene parçasında önceden bilinmesi
mümkün olmayan çeşitli doğrultularda yönlenmiş süreksizlikler söz konusu olabileceğinden burada
dikkat edilecek husus muayene parçasının birbirine dik en az iki doğrultuda mıknatıslanması
TM-MT01 Magnetik Parçacık – Seviye I - 20 - Eğitim Notları Serisi
Mayıs-2004
TEKKON TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
gereğidir.
Örneğin doğrudan akım geçirilerek dairesel mıknatıslama yapılmış bir muayene parçası sözkonusu
olduğunda (Şekil 6-2), sadece boyuna doğrultudaki süreksizlikler tespit edilebilir, çevresel
doğrultudaki süreksizliklerin bu teknikle tespit edilebilmesi mümkün değildir.
Şekil 6-16: Dairesel mıknatıslama yapılmış bir parçada tespit edilebilir süreksizlikler
Boyunduruk ile mıknatıslama, yalnızca sabit sistemlerle sınırlı olmayıp Şekil 6-7’de görüldüğü gibi
muayene edilecek parçanın bir bölümü (örneğin, kaynak dikişi), taşınabilir boyunduruk tipi (doğal
veya elektromıknatıs) el mıknatısları ile de yeterince mıknatıslanabilir.
Elektromagnetik el magnetinin ayaklarındaki kutuplar bir elektrik sargısı ile oluşturulur (Şekil 6-7).
Elektromıknatıs parça üzerine yerleştirilip sargıdan akım geçirildiğinde mıknatısın kutupları
arasında bir magnetik alan oluşur.
Elektromıknatıs
Doğal mıknatıs
Şekil 6-21: El mıknatısı (bölgesel mıknatıslama)
Bu teknik, akım yönündeki süreksizlikleri ortaya çıkarmak için tercih edilir. Mıknatıslamanın şiddeti
iletkenden uzaklaştıkça azalır. Bobin ve diğer yardımcı iletkenlerle oluşturulan mıknatıslama
arasında fark vardır. Burada, ölçüleri sabit ve sarım sayıları verilmiş bobinlerden söz edilmektedir.
Parçanın çevresinde kabloların birkaç kez sarılmasıyla oluşturulan bobinler standart olmayıp
yardımcı iletkenler sınıfına girerler.
Sıkça kullanılan diğer bir muayene düzeneği ise merkezi iletken kablo veya çubuk kullanılarak
oluşturulan dairesel magnetik alandır (çevresel mıknatıslama). Silindirik ya da halka şeklindeki
merkezi boş muayene parçalarının iç kısımlarında yer alan süreksizliklerin tespiti için, bir kablo
(Şekil 6-9), ya da akım geçen iletken bir çubuk (yardımcı iletken) parçanın içinden geçirilir (Şekil 6-
10). Bu teknik, eksenel yöndeki (akım yönü) hataları belirlemede kullanılır
- Parça ile elektrot arasında doğrudan bir temas olmadığı için, ark yanığı tehlikesi yoktur
- Hem radyal hem boyuna yöndeki süreksizlikler tespit edilebilir
- Hem iç hem de dış yüzeydeki boyuna süreksizlikler tespit edilebilir
- Birden çok muayene parçası birlikte muayene edilebilir.
7 Cihaz ve Ekipmanlar
Bir muayene parçasının doğru bir şekilde muayene edilip yüzeydeki çatlak ve diğer süreksizliklerin
tespit edilebilmesi için farklı tipteki magnetik alanlar ve bunları oluşturmak için gerekli cihaz ve
ekipmanlara aşina olunması gereklidir. Daha önce de belirtildiği gibi ferromagnetik malzemedeki
süreksizliklerin tespit edilebilmesi için birincil şart muayene parçasında yaratılan magnetik alan
doğrultusunun süreksizlikle belirli bir açıya sahip olmasıdır (30°/45°-90°). En kuvvetli belirti,
süreksizlik alan doğrultusuna dik olarak yönlenmiş olduğunda elde edilir. Bu nedenle tam bir
muayene yapıldığından emin olmak için parçanın birbirine dik en az iki doğrultuda mıknatıslanması
gerekir.
Muayene parçasında magnetik alan yaratmak için çeşitli cihazlar mevcuttur. Bazı cihazlar saha
uygulamalarına yönelik olarak taşınabilir olarak, diğer bazı cihazlar ise laboratuar ya da üretim
hatlarında kullanılmak üzere sabit olarak tasarlanmışlardır.
Çubuk tipi
Boyunduruk tipi
ayırma işi güçtür, alan şiddeti değiştirilemez, demir tozları kutuplara yapışır
7.1.2 Elektromıknatıslar
Günümüzde magnetik parçacık muayenesinde kullanılan cihazların çoğu elektromıknatıs prensibine,
yani elektrik akımı kullanarak mıknatıs oluşturma, esasına dayanır. El tipi elektromıknatıslar
ferromagnetik çelik bir nüve etrafına sarılmış bir bobinden ibarettir (Şekil 7-2). Elektrik
devresindeki bir anahtar yardımı ile bobini besleyen akım ve dolayısı ile çelik nüvede oluşan
magnetik alan açılıp kapatılabilir. Doğrudan şehir şebekesinden beslenen (AC-akım)
elektromıknatıslar yanısıra batarya ile beslenen (DC-akım) elektromıknatıslar mevcuttur.
Dezavantajları: Güç kaynağı gerekir, yalnızca boyuna alan üretir, elektrik çarpması riski vardır.
7.1.3 Prodlar
Prodlar muayene parçasına temas ettirilerek parçaya akım iletmek üzere tasarlanmış iki elektrottan
oluşmaktadır [Şekil 7-3(a)]. Prodlar üzerinden muayene parçasına aktarılan akım prodlar arasında
dairesel magnetik alan oluşturur. Prodlar genel olarak bakırdan imal edilir ve operatörü korumak
için izole edilmiş tutamaklara sahiptir. Tutamakların birinde akımı açıp kapayan bir anahtar
mevcuttur. Bazı durumlarda tek elle kullanımı sağlamak için iki elektrot bir izolatör ile
birleştirilerek kullanılır [Şekil 7-3(b)]. Dual prod olarak adlandırılan bu sistem genel olarak kaynak
dikişlerinin muayenesinde kullanılır.
Yüksek akım değerleri, prod ile muayene parçası arasında ark atlamasına ve dolayısı ile malzemede
hasarlanmaya neden olabilir. Ark atlamasını engellemek için prod uçları sık aralıklarla kontrol
edilmelidir (hasarlanma, oksitlenme, vs.). Uygulama sırasında muayene parçasındaki temas
noktaları dikkatle temizlenmeli, elektrotlar parçaya çok iyi temas ettirilmeli ve akım ondan sonra
verilmelidir.
TM-MT01 Magnetik Parçacık – Seviye I - 27 - Eğitim Notları Serisi
Mayıs-2004
TEKKON TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
Ark atlaması riski nedeniyle kritik parçaların muayenesinde prod kullanımına izin verilmez.
a) b)
Şekil 7-27: Prodlar ve Akım Üreteci
Dezavantajları: Ark yanığı tehlikesi, ağır trafo gereklidir, aşırı ısınma tehlikesi, elektrik devresi
açıldığı halde magnetik alan oluşmayabilir, elektrot malzemesi muayene
parçasında kalıntı bırakabilir, yüzey boyanmış ise temas noktalarında boya
giderilmelidir.
Yardımcı iletken kablolar muayene parçasına çeşitli şekillerde sarılarak boyuna ve dairesel alan
yaratmak için kullanılabilirler. Sarım sayısı gerekli magnetik alan şiddetine ve kablonun boyuna
bağlıdır. Normalde sarımların birbirlerine yakın olarak sarılması gerekir. Bobinler ve kablolarla
yapılan mıknatıslamada gerekli amper değeri genellikle amper-sarım olarak ifade edilir ve
ampermetre üzerinde okunan akım değeri ile sarım sayısının çarpılması ile bulunur..
Bu sistemlerde operatör AC, yarı-dalga doğrultulmuş AC veya tam dalga doğrultulmuş AC akım
opsiyonlarından birini seçebilmektedir. Bazı sistemlerde otomatik mıknatıslık giderimi düzeneği de
bulunmaktadır.
Bazı magnetik bank sistemlerinin önemli bir avantajı birleşik mıknatıslama tekniğine olanak
sağlamasıdır. Birleşik mıknatıslama tekniği, muayene parçasının aynı anda ya da çok kısa aralıklarla
ardışık olarak birbirine dik iki farklı doğrultuda mıknatıslanmasıdır. Farklı akım tiplerinin kombine
kullanımı ile iki farklı doğrultuda yapılan mıknatıslamanın bileşke alanının yönü sürekli
değiştirilerek muayene parçasında farklı doğrultularda yönlenmiş bulunan süreksizlikler bir seferde
tespit edilebilir. Bu teknikle ilgili daha detaylı bilgi seviye-II eğitim notlarında yer almaktadır. Bu
tekniğin uygulanmasında dikkat edilecek husus bileşke alanın sürekli yön değiştirmesi sebebiyle
alan şiddetinin teğetsel alan ölçümü cihazları ile doğru şekilde ölçülemediği ve muayene
parçasındaki alan şiddeti ve yönünün doğrulanması için referans parçalar(QQI) kullanılması
gereğidir.
Doğrultulmuş + Filtrelenmiş
AC Doğrultulmuş AC
AC
Yarı dalga
Tek Faz
Tam Dalga
Tek Faz
Tam Dalga
Üç Faz
parçasının yüzeyinde ve çok ince bir tabaka içinde kalmaktadır. Bu olay “kabuk etkisi” olarak bilinir
ve bu nedenle AC akım sadece yüzey hatalarının tespiti amacıyla kullanılır.
Bu akım tipi genellikle yarı-dalga doğrultulmuş AC akım ya da darbeli DC akım olarak anılır. Yarı-
dalga doğrultulmuş AC akımın darbeli karakteri magnetik parçacıklara ilave bir hareketlilik
sağladığından özellikle kuru tozlarla yapılan muayenede avantajlıdır. Yarı-dalga doğrultulmuş AC
akımın en çok elektromagnetik boyunduruklarla kullanılır.
AC ve DC ile mıknatıslama arasında önemli farklar vardır. AC akımla yapılan mıknatıslamada alan
dağılımı, karmaşık şekilli parça yüzeylerinde, doğru akıma göre daha iyidir.
Şekil 8-2'deki kademeli şaft'a doğru akım (DC) uygulandığında, magnetik alan dağılımı şekildeki
gibi olacak, “a” ile tanımlanan keskin köşelerde yeterli mıknatıslanma sağlanamayacak ve böylece
geçiş bölgelerindeki hataların tespiti de mümkün olmayacaktır. AC akım uygulandığında, magnetik
alan yüzeye yakın dağılım gösterecek ve geçiş bölgelerindeki hatalar belirlenebilecektir.
9 Mıknatıslık Giderimi
Muayene işleminden sonra, parça üzerinde mıknatıslanma kalabilir (kalıntı mıknatıslık). Kalıntı
mıknatıslığın şiddeti malzeme cinsine, uygulanan mıknatıslama tekniğine ve mıknatıslamada
kullanılan akım tipine bağlıdır. Doğrudan akım geçirilerek yapılan mıknatıslamada el mıknatıslarına
göre daha fazla kalıcı mıknatıslama oluşur. Yine aynı şekilde doğru akım (DC) uygulamalarında
magnetik alan çizgileri parçanın derinliğine nüfuz ettiği için, alternatif akıma (AC) göre daha fazla
kalıcı mıknatıslanma meydana gelir. Kalıntı mıknatıslık, parçanın daha sonra kullanımında ya da
göreceği işlemlerde sorun çıkartabilir.
Aşağıda, muayene parçasındaki kalıntı mıknatıslığın neden olabileceği bazı sorunlara ilişkin
örnekler verilmiştir:
Kalıntı mıknatıslık talaşlı imalat sırasında talaşların yüzeye yapışmasına ve parçanın
işlenmesinde zorluklara neden olabilir,
Elektronik ölçüm aletlerini etkileyebilir,
Kaynak işlemi sırasında “ark üflemesi” ne, kaynak telinin kaynak ağzına yapışmasına,vs
neden olarak kaynağın yapılmasına engel olabilir,
Yüzeye yapışan küçük parçacıklar yataklarda ya da birbiri üzerinde kayan yüzeylerde
aşınmayı artırabilir,
Artık mıknatıslanma, dönen parçalarda indüksiyon akımına ve dolayısıyla sistemde kısa
devreye neden olabilir.
Bu durumlarda muayene parçasının mıknatıslığı giderilmelidir. Mıknatıslık giderimi bir çok şekilde
yapılabilir. Temel prensip muayene parçasının, yönü ve şiddeti tedrici olarak azalan bir magnetik
alana maruz bırakılmasıdır.
Magnetik parçacıklar demir veya demir oksit tozlarıdır. Parçacıkları renklendirmek için çeşitli
pigmentler (boyar madde) kullanılır. Parçacıklar magnetik geçirgenliği yüksek ama kalıcı
mıknatıslığı düşük malzemelerden imal edilir. Yüksek magnetik geçirgenlik parçacıkların
süreksizliklerin neden olduğu zayıf kaçak alanlar tarafından kolayca çekilebilmesi açısından
önemlidir. Düşük kalıcı mıknatıslık ise parçacıkların birbirlerine ya da muayene parçası yüzeyine
yapışıp kalmaması için gereken bir özelliktir.
Flüorışıl olmayan magnetik parçacıklarla yapılan muayenede belirtiler görünür ışık altında incelenir.
İnceleme sırasında parça yüzeyindeki gerekli aydınlanma şiddeti çeşitli standart ve teknik kurallarda
belirtilmiştir (Tablo 10-1). Aydınlanma şiddetindeki artış, hataların görülebilirliğinde önemli bir
artış sağlar.
EN 10228-1 500 lx
EN ISO 3059
Flüorışıl magnetik parçacıklar, genellikle muayene kabini veya benzeri düzenlemelerle karartmanın
kolayca yapılabildiği sabit ünitelerde kullanılır. Bu teknik gerekli karartma koşulları sağlanırsa
sahada da uygulanabilir. Flüorışıl magnetik parçacıklar kullanıldığında ayrıca zemin kontrast
boyasına gerek yoktur. Muayene hassasiyeti görece daha yüksektir.
UV-ışık genellikle cıva buharlı lambalar veya yeni geliştirilmiş olan mikro güç deşarj üniteli
lambalar (MPXL teknolojisi) kullanılarak elde edilir. Lamba önüne yerleştirilmiş bir filtre
yardımıyla görünür ışık kısmı filtrelenir. UV-ışığın muayene yüzeyindeki şiddeti, aydınlatma şiddeti
olarak tanımlanır ve W/m2 olarak ölçülür. UV-ışık şiddeti için muayene yüzeyinde olması gereken
minimum değer çeşitli standart ve teknik kurallarda belirtilmiştir (Tablo 10-2).
Muayene yüzeyinde yağ, gres gibi kirlilikler varsa UV ışık kaynağı altında kirli beyaz-mavi
parıldama yaparak muayene hassasiyetini düşürürler. Muayene öncesi bu kirliliklerin temizlenmesi
gerekir.
Magnetik parçacıkların, içinde taşındığı gaz (hava) ya da sıvı ortam “taşıyıcı ortam” olarak
adlandırılır. Taşıyıcı ortam bir gaz (hava) ise uygulama kuru muayene tekniği olarak, eğer taşıyıcı
ortam sıvı ise yaş muayene tekniği olarak tanımlanır.
Kuru muayene tekniği pratikte, sıcak yüzeylerde, çok pürüzlü yüzeylerde (döküm, vs.) ve yüzey altı
hatalar arandığında kullanılan bir tekniktir.
Prodlar (yarı-dalga doğrultulmuş AC ile birlikte) ve kuru tozlar büyük döküm parçalardaki çatlak ve
sıcak yırtılma hatalarının tespiti için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yaş muayenede magnetik parçacıklar bir sıvı içinde asıltı (süspansiyon) halindedir. Yaş magnetik
parçacık muayenesinde kullanılan muayene ortamlarında taşıyıcı sıvı olarak hafif petrol ürünleri
veya şartlandırılmış su kullanılır. Hafif petrol ürünleri metalik yüzeyleri daha iyi ıslattığı için tercih
edilirler. Bunlar mineral esaslı yağlardır. Genellikle kokusu giderilmiş gazyağı (kerosen) kullanılır.
Flüorışıl magnetik parçacıklarla muayene yaparken, taşıyıcı yağların kendinden flüorışıl özellik
göstermemesi ve parçacıkların flüorışıl özelliğini zayıflatıcı etkiye sahip olmaması gerekir.Ancak
gerek ucuz olması gerekse yangın riskinin bulunmaması ve belirti oluşumunun daha hızlı olması
açısından su kullanımı çok daha yaygındır. Taşıyıcı ortam olarak su kullanıldığında, süspansiyonun
muayene yüzeyini iyi ıslatabilmesi için yüzey gerilimini azaltacak katkı maddeleri ilavesi gerekir.
Yüzey gerilimini azaltacak katkı maddeleri süspansiyonun karıştırılması ve sirkülasyonu sırasında
köpürmeye neden olacağından ayrıca köpük önleyici katkı maddeleri ilavesi gerekir. Suyun
muayene parçasında korozyon oluşturmasını engellemek için korozyon önleyici katkı maddeleri
ilavesi de yapılmalıdır.
Yaş muayenede kullanılan parçacıklar ticari olarak sprey kutularda, konsantre halde kutu ve
TM-MT01 Magnetik Parçacık – Seviye I - 39 - Eğitim Notları Serisi
Mayıs-2004
TEKKON TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
bidonlarda ya da pasta halde sunulmuştur. Sprey kutular saha uygulamalarında yaygın olarak
kullanılır ve taşıyıcı ortam olarak yağ vardır. Konsantre sıvı ya da pasta şeklinde bulunan magnetik
parçacıklar üreticilerin tavsiyelerine göre yağ veya su ile seyreltilerek kullanıma hazır hale getirilir.
Bu şekilde hazırlanmış süspansiyonlar el pompalarıyla (sprey pompa) ve çoğunlukla da sabit
sistemlerde kullanılır. Sabit sistemlerde (magnetik bank) muayene ortamının depolandığı bir bölüm
vardır. Muayene sırasında, bir sirkülasyon pompası yardımıyla depolara alınan sıvı, muayene
parçasına püskürtülür. Bu arada sıvının fazlası tekrar depoya döner.
Yaş muayenenin kuru muayeneye göre birçok avantajı vardır. Öncelikle muayene parçasının tüm
yüzeyi magnetik parçacıklarla kolay ve hızlı bir şekilde homojen olarak kaplanabilir. Buna ilave
olarak taşıyıcı sıvı magnetik parçacıkları yüzdürerek ve dolayısı ile parçacıklara daha uzun bir süre
hareketlilik sağlayarak, belirti oluşturabilecek yeterlilikte parçacığın zayıf kaçak alanlar tarafından
da kolayca tutulmasına yardımcı olur. Bu nedenle yaş muayene çok pürüzlü olmayan yüzeylerdeki
çok küçük süreksizliklerin belirlenmesi için en uygun yöntem olarak kabul edilir. Ancak çok kaba
yüzeylerde yüzey pürüzlülüğü parçacıkların hareketini engelleyeceğinden (yaş muayenede parçacık
boyutları kuru muayeneye göre daha küçüktür) kuru muayeneye göre etkinlik daha düşük olacaktır.
Muayenede kullanılacak, yeni hazırlanmış bir muayene ortamının amaca uygunluğu ve hata
belirleme duyarlılığının tespit edilmesi ya da halen kullanılmakta olan muayene ortamlarındaki
parçacıkların konsantrasyonu muayenenin sağlıklı olarak yapılması için çok önemli bir parametredir
ve yakından kontrol edilmelidir. Bu özellikle muayene ortamının sürekli sirküle ettirilerek tekrar
tekrar kullanımının sözkonusu olduğu sabit sistemlerde önemlidir. Muayene ortamının
konsantrasyonu, süspansiyon hazırlandıktan sonra kontrol edilir ve kontrol işlemi düzenli olarak
tekrarlanır. Örneğin ASTM E-1444-01 standardında bu kontrolun sekiz saatte bir ya da her vardiya
değişiminde yapılması öngörülmektedir.
Muayene ortamının konsantrasyonunu belirlemek için ASTM santrifüj tüpü kullanılır (Şekil 10-2).
Düzgün olarak taşlanmış yüzeylerde 0.1- 0.2 mm derinlik arasındaki çatlaklar güvenilir bir şekilde
belirlenebilir. Süreksizliklerin boyu dışında diğer boyutları hakkında fazla birşey söylenemez.
H = H .sin
Süreksizlik ile magnetik alan yönlenmesi aynı ise ( = 0o) süreksizlik tespit edilemez. Bu nedenle
çeşitli standart ve spesifikasyonlarda süreksizlik ile magnetik alan yönlenmesi arasındaki açı için
minimum bir açı değeri öngörülmüştür. Örneğin Avrupa Normlarında (EN) süreksizlikle alan
arasında izin verilen en düşük açı = 30o’dir. Bu durumda H = H/2 olacaktır. Her yöndeki
süreksizliklerin tespit edilebilmesi için mıknatıslamanın birbirine dik yönde iki kez yapılması
gerekir. = 30o olabildiğinden, bu diklikten izin verilen maksimum sapma 60o - 120o arasında
değişir. Bu nedenle bir kaynak dikişi ya da başka bir muayene yüzeyi, 90 o'lik açılarla iki yönde
muayene edilir. Kritik parçalarda, daha hassas muayeneler için 60o'lık açılarla üç konumda muayene
etmek gerekir (Şekil 10-5). ASME Kısım V ve ASTM E 709’da süreksizlikle magnetik alan
arasında izin verilen en düşük açı =45o olarak verilmiştir.
Malzeme içindeki gerçek alan şiddetini ölçmek pratik olmadığından tüm cihazlar muayene
parçasının yüzeyindeki alan şiddetini ölçmektedir. Alan şiddeti kantitatif olarak ölçme suretiyle,
kalitatif olarak da referans parçalar yardımıyla belirlenir.
Magnetik akı yoğunluğu, uçlarda, köşelerde, yivlerde ve diş diplerinde artacağı için magnetik alan
şiddeti de değişir. Bu nedenle söz konusu bölgelerde ölçüm yapılmamalıdır.
Şekil 11-43: Alan şiddetinin ölçümle belirlenmesi - alan şiddeti ölçüm cihazı
QQI, muayene parçası ile tam temas halinde olmalıdır. Bunu sağlamak için QQI yapay hataların
bulunduğu yüzey altta kalacak şekilde muayene parçası üzerine yerleştirilir ve bantlanır. Muayene
parçası mıknatıslanır ve muayene ortamı yüzeye tatbik edilir. Alan şiddeti yeterliyse alan
doğrultusuna dik yapay süreksizlik bariz olarak belirti verir (Şekil 11-2).
12 Muayene Aşamaları
Muayene, söz konusu parça için belirtilmiş olan kurallar, spesifikasyonlar ve talimatlara göre
yapılmalıdır. Tipik bir muayene akışı şöyledir :
Muayeneyi yapacak kişi, muayene yüzeyinde yeterli aydınlanma şiddetinin sağlandığından emin
olmalıdır (Bak. Tablo 10-1). Flüorışıl parçacıklarla yapılan muayenelerde UV-ışık şiddeti ve çevre
aydınlığı kontrol edilmelidir (Bak. Tablo 10-2). UV-lamba periyodik olarak kontrol edilmelidir.
Muayene yüzeyi, hata tanımlanmasını etkileyebilecek her türlü kalıntı ve kirlilikten arındırılmalıdır.
Pas ve tufal yanlış değerlendirmelere neden olabileceğinden yüzey temizlenmelidir. Yağ, gres, su ve
diğer işleme yağları, muayene ortamının yüzeyi ıslatmasını veya magnetik parçacıkların serbest
hareket etmelerini engelleyeceğinden mutlaka temizlenmelidir.
Taşıyıcı sıvı su ise, parça yüzeyindeki yağ giderilmelidir. Flüorışıl magnetik parçacıklarla yapılan
muayenelerde, yüzeyde kalmış olan gres ve yağın mavi renkli doğal flüorışıması muayene ortamının
flüorışıl etkisiyle birlikte muayeneyi güçleştirebilecek kirli beyaz bir renk oluşur.
Çok ince boya, pas veya tufal tabakası muayene hassasiyetini düşürmekle beraber birçok durumda
tatminkar bir muayene yapılmasına engel teşkil etmez. Gevşek pas, tufal veya boya tabakası mutlaka
temizlenmelidir.
Muayene, flüorışıl olmayan magnetik tozlar kullanılarak yapılıyorsa muayene yüzeyinin boyanması
önerilir. Kaynak dikişi muayenesinde, yanıltıcı belirtileri önlemek için kaynak dikişi çentik
kalmayacak şekilde taşlanmalıdır.
Muayeneye başlamadan önce, yeterli derecede temizlenmiş olan yüzeyin gözle incelenmesi gerekir.
Muayeneyi yapacak kişi, muayene yüzeyini inceleyerek büyük hatalara ve yanıltıcı belirtilere neden
olabilecek çizik-oyuk veya diğer deformasyon bölgelerini belirlemelidir.
Referans blok üzerinde elde edilen duyarlılığa, muayene parçasında sınırlı olarak ulaşılabilir.
Bununla beraber referans bloklar yardımıyla bir muayene ortamının temel uygunluğu tespit edilir.
Muayene ortamının özelliklerine ilişkin diğer kontrolların sahada yapılması mümkün değildir ve
gerekli de değildir. Ticari olarak piyasaya arz edilen muayene ortamlarının kullanılabilirliği,
önceden imalatçı veya bir başka muayene kuruluşu tarafından araştırılmaktadır.
Muayene alanı muayene parçanın toplam uzunluğu ve/veya genişliğidir. Muayene alanı parçanın bir
bölümü olabileceği gibi, parçanın tümü de olabilir.
Muayene bölgesi, alan şiddeti değerlerine göre belirlenir ve ölçülen magnetik alan şiddetinin ilgili
standart tarafından verilen sınırlar içinde kaldığı (örneğin 2-6,5 kA/m), parçanın bir defada muayene
edilen kısmıdır.
Seçilen mıknatıslama tekniğine ve muayene ortamına bağlı olarak uygulamalarda farklılıklar vardır.
Kural olarak aşağıdaki sıralamaya uyulmalıdır :
Değişik yönlerdeki hataların tespit edilebilmesi için mıknatıslamanın iki kez yapılması ve bunların
her birinde alan doğrultularının yaklaşık olarak birbirlerine dik olması gerekir. Her mıknatıslamadan
sonra yüzey incelenmelidir.
Kalıntı magnetik alan şiddeti, alan şiddeti ölçüm cihazları veya akı yoğunluğu ölçüm cihazları ile
belirlenebilir. Bu değer, kalitatif olarak basit kalıntı alan şiddeti ölçüm cihazlarıyla da belirlenebilir.
13 Malzeme Bilgisi
Tahribatsız muayene yöntemlerinin seçimi sırasında hangi tip süreksizliklerin arandığının bilinmesi
yararlıdır. Her süreksizlik tipinin belirli bir oluşum nedeni bulunduğundan, muayene edilecek
parçanın daha önce geçtiği işlemlerin bilinmesi başarılı bir muayene için uygun yöntemin seçilmesi
açısından gereklidir.
Malzemenin termal genişleme/büzülme katsayısına bağlı olarak soğuma sırasında çekme boşlukları
(lunker) oluşabilir.
Şekil 13-48: Dökümlerde çekme boşlukları ve sıcak yırtılma hataları muhtemel oluşma bölgeleri
Döküm sırasında birçok noktadan besleme yapılıyorsa farklı kollardan gelen ergimiş metal, kalıp
içinde birleşerek kabı doldurur. Birleşen bu kolların çok hızlı soğuması veya bir oksit tabakası ile
kaplanması nedeniyle kaynaşma kısmen mümkün olabilir. Bu bölgeler soğuk birleşme bölgeleri
olarak adlandırılırlar.
soğuk birleşme
a) mikro-çekinti boşlukları
b) mikro-çekinti boşlukları
c) gaz boşluğu
d) sıcak çatlak
f) yorulma çatlağı
sonucunda, deformasyon doğrultusunda yönlenmiş bir yapı ortaya çıkar. Parça içindeki döküm
hataları da aynı deformasyona uğrarlar. Diğer bir deyişle, önceden hacimsel olan hatalar dövme
yönünde uzanan düzlemsel hatalara dönüşürler (curuf ve oksit hatları, vs.). Bunlara ilave olarak,
dövme çatlakları ve katlanma hataları da ortaya çıkabilir (Bak. Şekil 13-4 – Şekil 13-9).
a) boyuna çatlak
b) yorulma çatlağı
c) yorulma çatlağı
d) inkluzyon hattı
e) segregasyon hattı
f) dövme kırığı
g) dövme çatlağı
a) inkluzyon hattı
b) sertleştirme çatlağı
c) yorulma çatlağı
d) çatlak
e) taşlama çatlağı
f) dövme kırığı
a) taşlama çatlağı
b) dövme kırığı
c) yorulma çatlağı
d) sertleştirme çatlağı
e) çatlak
a) laminasyon (katmer)
b) segregasyon
c) çatlak
d) kat
e) hadde izi
f) çatlak
a) boyuna çatlak
b) kat
c) inkulizyon
d) çizik
e) pilger
sürünme çatlakları
Bu parçalarda, deformasyon sadece boyuna doğrultudadır. Dolayısıyla, hemen hemen tüm hatalar
boyuna eksen yönünde oluşacaktır. Karşılaşılan tipik hatalar curuf hatları ve damardır.
13.1.4 Levha
Levhalarda da dökümden kaynaklanan bütün hatalar bulunur. Deformasyon yönüne bağlı olarak bir
yönde oldukça büyük düzlemsel uzantıya sahip olurlar.
Levhalarda, gaz boşlukları ve çekme boşluklarının deforme edilmesi neticesinde oluşan katmer tipik
hatalardır (Şekil 13-8). Bu hatalar magnetik parçacık yöntemiyle sadece levha kenarında tespit
edilebilir.
13.2.1 Sertleştirme
Su verme işlemi sırasındaki genleşme ve ani büzülmelerin neden olduğu yüksek gerilimler, kesit
değişim bölgelerinde çatlaklara neden olur (Şekil 13-5, Şekil 13-7).
13.2.2 Taşlama
Taşlama işlemi sırasında, temas yüzeyi boyunca oldukça yüksek termal gerilimler oluşur. Taşlama
çatlaklarının tipik görüntüsü, taşlama doğrultusuna dik ve uzunlukları fazla olmayan çok sayıda
çatlak şeklindedir. Malzemedeki ilave gerilimlere bağlı olarak (örneğin ısıl işlem sırasında oluşan
gerilimler) diğer doğrultularda da çatlaklar meydana gelebilir (Şekil 13-5, Şekil 13-7).
13.2.3 Galvanizleme
Talaşlı imalat veya diğer şekillendirme işlemlerine bağlı olarak malzemede mevcut olan gerilimler,
malzeme yüzeyini etkileyen işlemler sırasında (örneğin asitler) gerilimli korozyon çatlaklarına
neden olabilir (Şekil 13-10). Taneler arası korozyon da, korozif ortamlara bağlı olarak ortaya çıkan
bir olaydır. Burada tane sınırları kısmen çözülerek ağ biçiminde çatlak benzeri bir görüntü ortaya
çıkar.
Krater çatlakları, kaynak işleminin bittiği noktada yani büyük miktardaki ergimiş kaynak metalinin
aniden soğuduğu noktada ortaya çıkar. Soğuma doğrultusu nedeniyle genellikle yıldız şeklinde
çatlak oluşumu söz konusudur. Kaynak ağızlarının uygun bir biçimde eritilememesi, yetersiz ergime
hatalarına neden olur.
Kökteki pasonun uygun biçimde atılmaması neticesinde kaynak mukavemetinin azalmasına sebep
olan kök hataları meydana gelir.
(Bak. Şekil 13-11)
Sürekli ilerleyen çatlak nedeniyle mukavemetin düşmesine bağlı olarak gevrek kırılma meydana
gelir (Şekil 13-3, Şekil 13-4, Şekil 13-5, Şekil 13-7, Şekil 13-13).
(a)krater çatlağı
(b), (e), (g) boyuna çatlak
(c)lameler yırtılma
(d)katmer(laminasyon)
(f)yanma oluğu
(h)kat
(j)enine çatlak
(k)overlap
(n)toplu gözenek
(o) sıralı gözenek
yüzeyden başlarlar.
a) yorulma çatlağı
b) termal şok çatlağı
· Kaçak magnetik alanların neden olmadığı parçacık birikmelerine bağlı olarak oluşan asılsız
belirtiler (akıntı hatları, gevşek pas, yüzey kirliliği, vs. nedenlerle).
· Parça tasarımı ve konstrüksiyonundan kaynaklanan veya magnetik geçirgenliği çok farklı olan
malzeme birleşimleri gibi nedenlerle oluşan kaçak alanlarda ortaya çıkan yanıltıcı belirtiler
· Çatlak, gözenek, damar, katlanma, vb. süreksizliklerin neden olduğu gerçek belirtiler.
Kalite kontrolu açısından sadece en son belirtilen faktör önem arz etmektedir. Diğer belirti türlerinin
muayene sonuçlarının değerlendirilmesi üzerinde bir etkisi olmayıp ilgisiz belirtiler olarak
nitelendirilirler.
Belirlenen süreksizliğin parçanın kullanımını etkileyip etkilemeyeceği, bir başka deyişle parçanın
kabul, red veya tamir edilmesi hususunda karar verilmesi değerlendirme olarak adlandırılır.
konum ve yönlenme
uzunluk
belirtilerin sayısı/yüzey
ilerleme şekli (düzgün çizgi, çatlak benzeri, kenara doğru ilerleyen gibi)
Belirti boyutlarından hareketle, malzeme yüzeyindeki hatanın genişliği ve derinliği hakkında bir
fikir edinilemez.
Belirtilerin incelenmesinde, 2-10 kat büyütme sağlayan büyüteçlerin kullanılması avantajlı olabilir.
Magnetik parçacık muayenesinde belirtiler, lineer ve yuvarlak belirtiler olmak üzere iki sınıfa
ayrılır.
Yuvarlak belirtiler : Boyu eninin üç katına kadar olan, yuvarlak ya da yuvarlağa yakın
şekillenmeler yuvarlak belirtiler olarak nitelendirilir.
Lineer belirtiler: Hatanın boyu eninden en az üç kat büyükse lineer belirti olarak adlandırılır.
Çeşitli standart, norm ve teknik kurallarda lineer ve yuvarlak belirtiler için kabul-red kriterleri
verilmiştir.
14.2 Dokümantasyon
14.2.1 Muayene Raporu
Düzenli ve tam bir magnetik parçacık muayenesinin yapılabilmesi için gerekli bilgileri içeren bir
muayene raporu hazırlanmalıdır. Bu muayene raporunda, belirtilerin değerlendirilmesi için gereken
muayene parçasına ait bulgular, muayene tekniği ve muayene sonucunda elde edilen tüm bilgiler yer
almalıdır. Bu bilgiler aşağıdaki gibi sıralanabilir :
Muayene sonucunda tespit edilen hata belirtilerinin dokümantasyonu değişik tekniklerle yapılabilir.
Bu uygulamaları şöyle özetlemek mümkündür.
Vernikleme tekniğinde, çabuk kuruyan sıvı haldeki vernik hata belirtisi üzerine dökülür ve
kuruduktan sonra, yüzeyden alınır. Vernik yerine yapışkan bant da kullanılabilir. Saydam yapışkan
bant hata belirtisinin üzerine dikkatlice yapıştırılır. Daha sonra bant bir ucundan çekilerek yüzeyden
alınır. Her iki uygulamada da hata belirtisi üzerindeki magnetik tozlar vernik veya bant'a yapışmış
olarak kalır. Yine bu uygulamalarda, kuru muayene ortamı seçilmelidir. Flüorışıl veya Flüorışıl
olmayan magnetik parçacıklar kullanılabilir. Flüorışıl magnetik parçacıklar, gerektiğinde UV ışık
altında incelenebilir.
Muayene sırasında yüzeyde tespit edilen belirtiler sabitlenecekse, bunlar parça üzerinde belirgin ve
kolayca görülebilecek şekilde işaretlenmelidir.
1. Tanım Standartları
Tanım standartlarında, tanım ve gösterimler yer alır. Bunlar genellikle metotlara göre
verilmektedir.
ASTM E 1444 Muayene ortamı, mıknatıslama donanımları, akım tipleri, muayene ortamı ve taşıyıcı ortamın
özellikleri ve bu özelliklerin kontrolu, muayene aşamaları seçilen tekniklerin avantajları ve
dezavantajları bu standartta tanımlanmıştır.
DGZfP EMO Alman Tahribatsız Muayene Cemiyeti tarafından hazırlanan bu kılavuz; uygulama,
mıknatıslama, mıknatıslık giderimi, aydınlatma, muayene ortamı, personeli ve muayene
prosedürü konularını izleyerek muayene işlemini açık bir şekilde tanımlar.
EN 1290 Kaynak dikişlerinin muayenesine ilişkin koşullar (yüzey durumu, akım tipleri, örnek
uygulamalar, mıknatıslık giderme, dokümantasyon vs.) belirtilmiştir
Magnetik parçacık yöntemiyle yapılan muayeneler, diğer tahribatsız muayene yöntemlerinde olduğu
gibi, parçaların kalite ve sağlamlığının belirlenmesine yöneliktir. Muayeneler sonucunda, tespit
edilen hataların tipi, büyüklüğü ve dağılımı anılan parçaların kullanılıp, kullanılamayacağını belirler.
Hataların kabul kriterleri parçanın özelliklerine, kullanım yerlerine ve maruz kalacakları yüklere
göre değişir. Müşteri kabul-red kriterlerini imalatçıya tanımlamalıdır. Müşteri amacına yönelik
olarak kriterlerini kendi belirleyebileceği gibi, konuya ilişkin mevcut standard ve teknik kuralları da
referans gösterebilir. Bu amaçla yaygın olarak kullanılan standard ve teknik kurallara ilişkin
örnekler aşağıda verilmiştir.
AD HP 5/3 Basınçlı kaplardaki kaynak dikişlerinin tahribatsız muayenesine ilişkin kuralları ve kabul-red
kriterlerini içerir.