Professional Documents
Culture Documents
SEVİYE - I
EĞİTİM NOTLARI
MT - 01
TEKKON
TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
AĞUSTOS 2002
1. GİRİŞ 5
2. FİZİKSEL PRENSİPLER 5
2.1 Elektrikle İlgili Temel Prensipler 5
2.2 Mıknatıslanma ile İlgili Temel Prensipler 6
2.2.1 Manyetik Alan Şiddeti 7
2.2.2 Manyetik Akı Yoğunluğu 9
2.2.3 Malzemelerin Manyetik Özellikleri 10
2.2.3.1 Diamanyetik Malzemeler 10
2.2.3.2 Paramanyetik Malzemeler 10
2.2.3.3 Ferromanyetik Malzemeler/Ferro Mıknatıslık 10
2.2.3.3.1 Ferromanyetik Malzemelerin Manyetik Özelliklerinin Sıcaklıkla Bağlantısı 11
2.2.3.3.2 Ferromognetik Malzemelerin Mıknatıslanma (Histerezis) Eğrisi 11
2.2.3.4 Elektro Mıknatıslık 13
2.2.4 Mıknatıslık Ölçüm Birimleri 14
2.2.4.1 Su devresi 14
2.2.4.2 Elektrik devresi 14
2.2.4.3 Manyetik devre 15
6. SÜREKSİZLİKLERİN TANIMI 42
6.1 Yanıltıcı Belirtiler 42
6.2 Hataların Tanımı 42
8. KABUL-RED KRİTERLERİ 44
8.1 DIN 1690/2 44
8.2 MIL-STD – 1907 45
8.3 AD Merkblatt HP 5/3 45
8.4 EN 1291 45
8.5 EN1369 45
8.6 EN 10228-2 45
11. TABLOLAR 48
12. KAYNAKÇALAR 50
1- GİRİŞ
Endüstride kullanılan bir çok malzemeye, cinsine, miktarına, geometrisine, kullanım yerine, çalışma
koşullarına göre üretim aşamasında ve/veya imalat sonrası kalite kontrol testleri uygulanır. Böylece
malzemenin istenilen kalite ve nitelikte olup olmadığı belirlenebilir. Bu amaçla; endüstride,
tahribatsız muayene yöntemleri oldukça sık ve yaygın olarak kullanılır. Manyetik parçacık yöntemi,
Ferromanyetik malzemelerdeki yüzey ve hemen yüzey altındaki hataların belirlenmesinde yaygın
olarak kullanılan tahribatsız muayene yöntemlerinden birisidir.
Malzemelerin temel taşları olan atomlar pozitif (+) yüklü olan çekirdekle, bunun etrafındaki negatif
(-) yüklü elektronlardan oluşur. Elektriksel olarak dengedeki (nötr) bir ortamda çekirdeğin pozitif
yüküyle elektronların toplam yükü birbirine eşittir. Bir atom ya da molekülün pozitif veya negatif
olarak yüklenmesi, atomların elektron kaybetmesi (pozitif yük) ya da kazanması (negatif yük) ile
gerçekleşir. Pozitif ya da negatif atom ve moleküllere iyon denir.
Normal olarak bir malzemede + ve - yükler birbirine eşittir. Ancak bir cam veya ebonit çubuğun bir
yün kumaşa sürtülmesinde olduğu gibi, dış etkilerle elektrikle yüklenme yaratılabilir. Bu şekilde
elektrik dengesi bozulduğunda, aynı işaretli yükler birbirini iter, ters işaretli yükler birbirini çeker.
O nedenle farklı yüklü kutuplar, birbirine bir iletkenle bağlanırsa, elektrik akımı (yani elektron
akımı) oluşur.
Bir iletkenin içinde birim zamanda akan elektron miktarı, akım şiddeti (I) olarak tanımlanır. Akım
şiddeti birimi Amper (A) dir.
Elektronların – kutuptan + kutupa doğru akışını sağlayan iki kutup arasındaki yük farkıdır. Yük
farkı ne kadar fazla ise, iki kutup arasında o oranda elektriksel gerilim ya da voltaj farkı var
demektir. Elektriksel gerilim birimi Volt (V) tur.
Bir elektrik devresinde (Şekil 1) belli bir elektriksel dirence (R) karşı belirli bir elektriksel gerilim
(V) uygulandığında, belirli bir elektrik akımı (I) oluşur Bu ilişki ohm kanunu ile açıklanır.
H = I/2πr
akım tipleri için geçerlidir. Telden akım geçirildiğinde Manyetik alan şiddeti telin merkezinden
kenarlara doğru önce artacak, telin dışına çıktığında H formülüne bağlı olarak azalacaktır (Şekil 5).
Manyetik alan şiddeti birimi 1 A/m = 10-2 A/cm = 10-3 kA/m dir.
İletken bir bobinden akım geçirildiğinde bobin içerisinde oluşan manyetik alan şiddeti;
H = I.n/L (A/m)
Formülden de görüleceği üzere manyetik alan şiddeti akım şiddetine ve sarım sayısının bobin
uzunluğuna oranına (n/L) bağlı olarak artar.
Örnek 1 : Bobin uzunluğu L= 15 cm, sarım sayısı n = 30 olan ve 1=5 A' lik akım geçirilen bir
bobinin manyetik alan şiddeti,
Örnek 2 : Uzunluğu aynı L = 15 cm, sarım sayısı n = 150 olan ve I = 1 A'lik akım geçirilen
bobinde meydana gelecek manyetik alan şiddeti,
Örnek 3 : Uzunluğu yine aynı L = 15 cm, sarım sayısı n = 150 olan ve I = 3 A'lik akım geçirilen
bobinde meydana gelecek manyetik alan şiddeti,
Örnekler incelendiğinde sarım sayısı ve/veya akım şiddetinin artmasıyla manyetik alan şiddetinin de
artacağı görülecektir.
Bir iletkenin birim alanından geçen manyetik alan çizgilerinin sayısı manyetik akı yoğunluğu (B) ile
ifade edilir. Manyetik alan içinde yer alan malzemenin içinde oluşan manyetik alan şiddetinin
ölçüsüdür (indüksiyon). Manyetik akı yoğunluğu (B) manyetik alan içerisindeki malzemenin
geçirgenliğine bağlı olarak değişir. Manyetik akı yoğunluğu B'nin birimi tesladır (T).
1 T = 1 V . s /m2
10 kG = 1 T
Manyetik akı yoğunluğu (B) ile manyetik alan şiddeti (H) arasında;
B = .H bağıntısı vardır.
B = o . H şeklinde olacaktır.
Burada o faktörü manyetik sabit veya mutlak geçirgenlik (boşluğun geçirgenliği) olarak
tanımlanır.
Eğer akım geçirilen bobin içerisine demir bir nüve yerleştirilirse, akım şiddeti değiştirilmemesine
rağmen manyetik akı yoğunluğu önemli ölçüde artacaktır. Demir nüvenin manyetik akı
yoğunluğunu yükseltme etkisi bağıl (relatif) geçirgenlik ( r ) olarak tanımlanır. r birimsizdir.
Bağıl geçirgenliği r olan bir malzemede, alan şiddeti (H) biliniyorsa akı yoğunluğu (B) aşağıdaki
bağıntı ile hesaplanır.
B = o . r . H
Cam, bakır ve bizmut gibi malzemelerin bağıl geçirgenliği r < 1 dir. Bu tür malzemeler
diamanyetik malzemeler olarak adlandırılırlar ve manyetik alanı çok az da olsa zayıflatırlar.
hassasiyet (mıknatıslanma yeteneği), Küri (Curie) noktasına ulaşıncaya kadar artan sıcaklıkla azalır.
Küri noktası manyetik hassasiyetin tamamen kaybolduğu sıcaklıktır ve malzemenin bileşimine
bağlıdır. Küri noktasının üzerindeki sıcaklıklarda, ferromanyetik malzemeler paramanyetik
malzemelerle aynı özellikleri gösterir. Tablo 2'de bazı ferromanyetik malzemeler için Küri noktaları
verilmiştir.
Ferromanyetik bir malzeme manyetik alan içinde kaldığında, malzemedeki atomsal mıknatıslar
(weiss-alanları) manyetik alan doğrultusunda yönlenmeye zorlanırlar. Böylece daha önce de
belirtildiği üzere bu yönlenme malzemedeki manyetik akı yoğunluğunun artmasına neden olur.
Manyetik malzemelerin manyetik davranımı mıknatıslanma eğrisi (histerezis) ile tanımlanır. Şekil
6'da mıknatıslanma eğrisi görülmektedir.
Mıknatıslanmanın
başlaması ile birlikte akı
yoğunluğu, orjinal eğriyi
takip ederek H değerine
bağlı olarak artar.
Mıknatıslayıcı alanın
şiddeti giderek
arttırıldığında atomsal
mıknatısların tümünün alan
doğrultusunda yönlendiği ve B değerinde çok az bir değişimin gözlendiği doyma noktasına ulaşılır.
Mıknatıslayıcı alan azaltıldığında bu kez manyetik akı yoğunluğu da azalır. H değeri sıfıra
indirildiğinde, B değeri hala sıfırdan büyük bir değerdir. Bu değere artık mıknatıslanma (remanans,
Br) denir. B'nin değeri, ancak H'ın belirli bir negatif değere ulaşması ile sıfıra iner ; B'nin sıfır
olduğu H değeri "gideren alan" (coercive field H c) olarak adlandırılır. B = f(H) bağıntısı lineer
değildir. Bir başka deyişle r = B / o . H alan şiddetine bağlıdır ve sabit değildir.
2.2.3.4 Elektromıknatıslık
Elektrik ve mıknatıslık arasında temel bir ilişki vardır. Herhangi bir elektrik yükü hareket ettiğinde,
çevresinde hareket yönüne dik bir düzlem içinde bir manyetik kuvvet alanı (manyetik alan) yaratır.
Örneğin iletken bir telden akım geçirildiğinde, bir manyetik alan oluşur ve bu alanın düzlemi ve
kuvvet çizgilerinin akış yönü sağ el kuralı ile tesbit edilir
Herhangi bir devreden akan enerjiyi ölçebilmemiz gerekir. Ölçülen enerji, bir boru devresinde
pompalanan su şeklinde, bir elektrik devresinde akan elektronlar şeklinde, ya da bir manyetik
devrede akan manyetik kuvvet çizgileri (manyetik akı) şeklinde olabilir.
2.2.4.1 Su Devresi
Muayene parçası yeteri kadar mıknatıslandığında, manyetik akı yönüne dik yönlenmiş
süreksizlikler kaçak manyetik akıya neden olurlar. Bu kaçak akı uygun bir teknikle tespit edilerek
süreksizlik belirlenir.
büyük geçirgenlik farkı nedeniyle (mr=1) sadece çok az bir kısmı süreksizliğe nüfuz ederken bir
kısmı süreksizliğin altından geçerek malzeme içinde yoluna devam eder. Göreceli olarak küçük bir
kısmı ise yüzeyde süreksizlik üzerinde köprü oluşturacak şekilde ilerler (Şekil 15).
Konumuz açısından önemli olan husus , değişken ya da darbeli alanlarda manyetik akının yüzeyde
toplandığının bilinmesidir. Buna yüzey etkisi diyoruz. Yüzey etkisi, alternatif akımın frekansı
arttıkça artar.
Süreksizliklerin kaçak akı yöntemi ile tespit edildiği muayene işlemleri, kaçak akı tespit yöntemleri
olarak adlandırılır. Bu yöntemler DIN 54130'da sınıflandırılmıştır.
Muayene edilecek parçanın yüzeyi uygun problarla taranarak, manyetik alana ilişkin bilgilerin
elektrik sinyaline dönüştürülerek süreksizliklerin belirlenmesi esasına dayanır. Bu amaçla kullanılan
problar şunlardır;
İndüksiyon yasasına göre bir indüksiyon bobinindeki, indüksiyon gerilimi manyetik akıdaki
değişime eşittir. Böylece manyetik akıdaki değişimler voltajın değişmesine neden olacak ve
süreksizlikler belirlenecektir.
Manyetik alanlara duyarlı bazı yarı iletkenler akım altında değişen veya manyetik alan ile
etkilendiğinde voltaj üreten elektriksel özelliklere sahiptir. Bu amaçla; Hall üreteçleri, manyetik
diyodlar ve manyetik alana duyarlı manyetik transistörler kullanılır. Sinyaller sıcaklıkla etkilenir.
Uygulamada sıcaklık kompanzasyonu yapılmalıdır.
Muayene edilecek yüzeye bir manyetik bant tatbik edilir. Malzemedeki süreksizliklerde oluşan
kaçak akı bant üzerine kopya edilir. Daha sonra da bu bant bir teypten tekrar izlenebilir. Bu teknik
kütük ve kaynak dikişlerinin muayenesinde kullanılabilir. Maliyeti oldukça yüksektir. (Şekil 19)
Muayene
sırasında
hataların tesbit
edilebilmesi
büyük ölçüde
mıknatıslama
için kullanılan
akımın cinsine
bağlıdır. En
çok kullanılan
akım çeşitleri,
bunların elde
ediliş şekilleri
Şekil 20'de
gösterilmiştir.
AC ve DC ile
mıknatıslama
arasında
önemli farklar
vardır. Dalgalı
alan söz
konusu
olduğunda,
karmaşık
şekilli parça
yüzeylerinde
dağılım, sabit
alana göre
daha iyidir.
Örnek olarak dişli ve yivli yüzey uçları , çelik kütüklerin köşeleri verilebilir. Şekil 21'deki kademeli
şaft'a doğru akım uygulandığında, manyetik alan şekildeki gibi dağılım gösterecektir. (a) ile
tanımlanan keskin köşelerde yeterli mıknatıslanma sağlanamayacak ve böylece geçiş bölgelerindeki
hataların tespiti de mümkün olmayacaktır. Dalgalı (alternatif) akım uygulandığında, manyetik alan
yüzeye yakın dağılım gösterecek ve geçiş bölgelerindeki hatalar belirlenebilecektir. O nedenle
yüzeyin altında kalan (yaklaşık t 0.2 mm) hataların belirlenebilmesi ancak doğru akımla mümkün
olur.
Ferromanyetik bir muayene parçasını mıknatıslamak için, parça içindeki manyetik alancıklar (Weiss
alanları), dışarıdan uygulanan manyetik alan doğrultusunda yönlenmelidir.
Yukarıdaki beş teknikten son üçü ile yüksek manyetik geçirgenliğe sahip malzemelerde
süreksizlikleri tesbit edebilecek yeterli seviyede akı yoğunluğu elde edilebilir. Gerekli olan akı
yoğunluğu genellikle 0.75 ila 1.0 Tesla civarındadır. Bu rakam yaygın olarak kullanılan
ferromanyetik malzemelerin doyum noktasının %70-80’i civarındadır.
Doğal mıknatıslar, kutupları arasında boyuna manyetik alan üretirler. En çok bilinen tip olan at nalı
mıknatısların günümüzde, ayakları ayarlanabilen modelleri yapılmaktadır (Şekil 22).
El magnetinin ayaklarındaki
kutuplar bir elektrik sargısı
ile oluşturulur (şekil 23). El
magnetinin kolları, eddy
akımlarının neden olduğu
indüksiyonu azaltmak için
ince plakalardan yapılmıştır.
El magnetleri doğrudan şehir
şebekesinden alınan akım ile
çalışırlar. Doğru alan
üretenler, düzeltilmiş
Şekil 23 Elektromanyetik el magneti
TM-MT01 Manyetik Parçacık – Seviye I - 20 - Eğitim Notları Serisi
TEKKON TEKNOLOJİ VE KONTROL LTD. ŞTİ.
Prodlar, muayene parçasından doğrudan yüksek amperli (genellikle 1000A civarı) akım geçirerek
dairesel manyetik alan yaratırlar (şekil 24). Yüksek amper, elektrodla malzeme arasında arka neden
olabilir. O nedenle temas noktaları dikkatle temizlenmeli ve elektrodlar test parçasına zarar
vermeyecek bir malzemeden yapılmalıdır (örneğin bakır, çelikte korozyona yol açabilir).
İstenilen şekle sokulabilen esnek iletken kablolar, muayene amacına uygun olarak çeşitli biçimlerde
kullanılarak gerek boyuna, gerekse dairesel alanlar üretilebilir (şekil 25). Yüksek amperli akım
taşıyan güçlü yalıtımlı kablolar sualtı manyetik parçacık muayenelerinde de yaygın olarak
kullanılır.
Universal manyetik banklar, muayene parçasında çeşitli manyetik alanlar üretecek donanıma
sahiptir (şekil 26). Normal olarak muayene ortamı, tekrar kullanılmak üzere bir rezervuarda
toplanır.
1- Akım geçirme tekniği için elektrod olarak, manyetik akım tekniğinde elektromıknatıs olarak
işlev gören, ayarlanabilir kafalar
2- Alternatif (AC) ve düzeltilmiş alternatif akım kaynağı
3- Kafalar, yanmayı azaltmak için bakır tel kafesle kaplıdır
4- Amper ve alan öiçümlerini veren panolar
5- Akımı ve manyetik alan şiddetini ayarlayan kontrol düğmeleri
6- Mıknatıslanmayı başlatan ve durduran pedal
Manyetik banklarda ayrı ayrı birçok mıknatıslama tekniği uygulanabilirken, bileşik mıknatıslama
teknikleri de kullanılabilir.
Bazı durumlarda, muayene parçasındaki alanı amaca uygun yönlendirebilmek için, muayene
parçasının içinde bir manyetik devre kullanarak akım yaratmak gerekebilir (Şekil 31). Şekilde
görüldüğü gibi halka şeklindeki muayene parçası, çevresel yönde akan bir indüksiyon akımı
yaratılarak çevresel yönde uzanan süreksizlikler için muayene edilebilir. İndüksiyon akımı bir eddy
akımı olup, yalnızca alternatif akımla elde edilebilir. Böyle bir teknik universal bankta bir demir
çubuktan alan geçirilerek de kullanılabilir.
Ferromanyetik
özellikteki muayene
parçasından doğrudan
akım veya bir iletkenden
akım geçirildiğinde ya
da parçaya manyetik
alan uygulandığında,
akım yönüne paralel
yönlenmiş, bir başka
deyişle manyetik alan
yönüne dik yönlenmiş
süreksizlik daha önce de
açıklandığı gibi kaçak
manyetik akıya neden
olacaktır. Bu sırada
Şekil 32 Manyetik parçacık muayenesi muayene bölgesine
püskürtülen
ferromanyetik parçacıklar kaçak manyetik alan tarafından çekilecek ve bu manyetik parçacıklar
süreksizlik etrafında toplanarak gözle görülebilir belirti oluşturacaktır (Şekil 32).
Bu yöntemle yüzeye açılan ve yüzeyin hemen altındaki , çatlak, küçük gözenekler, çekme
boşlukları, kıvrık ve damarlar gibi süreksizlikler kolayca belirlenebilir. Daha geniş süreksizliklerin
(gaz, döküm boşluğu gibi) belirlenmesi zordur. Süreksizlik belirtileri, süreksizlik yüzeyden
uzaklaştıkça daha az belirgin hale gelir. Manyetik parçacık yöntemi bu nedenle asıl olarak yüzey
süreksizliklerini tesbit etmek için uygun bir prosedürdür. Alman normları (DIN) ve şimdiki Avrupa
normlarında (EN) bu husus çok net olmakla birlikte ASME ve ASTM standartlarında farklı bir
yaklaşım vardır. Buna göre yüzey altı hataları da manyetik parçacık yöntemiyle belirlenebilir.
Örneğin, ASME Kısım V ve ASTM E-709 da ve bölüm 5.6.2.2.5'te tanımlanan Ketos referans
parçasına, 750 Amper'lik yarı doğrultulmuş akım uygulandığında yüzeyden 21 mm derindeki
süreksizliği belirlemek olasıdır. Böylece benzer koşullardaki malzemelerdeki yüzey altı
süreksizlikler de belirlenebilir.
Düzgün olarak taşlanmış yüzeylerde 0.1- 0.2 mm derinlik arasındaki çatlaklar güvenilir bir şekilde
belirlenebilir. Süreksizliklerin boyu dışında diğer boyutları hakkında fazla birşey söylenemez.
Yöntem, pratikte karşılaşılan hemen hemen tüm parça şekillerine uygulanabilir. Muayene için
gerekli cihaz ve donanım maliyeti düşüktür.
Eğer manyetik alan süreksizliğe dik yöndeyse, maksimum kaçak akı elde edilir. Süreksizlik ile
manyetik alan arasındaki açı ise, süreksizliğe dik bileşenin yol açtığı kaçak alanın şiddeti H şu
formülle bulunabilir.
H = H .sın
Süreksizlik ile manyetik alan yönlenmesi aynı ise ( = 0o ) süreksizlik tespit edilemez. O nedenle
gerek ilgili Alman standardlarında ve DGZfP tavsiyelerinde gerekse yeni Avrupa Normlarında (EN)
süreksizlikle alan arasında izin verilen en düşük açı = 30 o’dir. Bu durumda H = H/2
olacaktır. Her yöndeki süreksizliklerin tespit edilebilmesi için mıknatıslamanın birbirine dik yönde
iki kez yapılması gerekir. = 30o olabildiğinden, bu diklikten izin verilen maksimum sapma 60o -
120o arasında değişir. Bu nedenle bir kaynak dikişi ya da başka bir muayene yüzeyi, 90 o'lik açılarla
iki yönde muayene edilir. Kritik parçalarda, daha hassas muayeneler için 60 o'lık açılarla üç
konumda muayene etmek gerekir (Şekil 33). ASME Kısım V, ASTM E 709 ve MIL Standartlarında
=45o minimum değeri kabul edilmiştir.
Manyetik parçacık yönteminde kullanılan parçacıkların hata belirleme yeteneği renk, tane
büyüklüğü ve yapısı, yoğunluk, optik ve manyetik özelliklerine bağlıdır. Bu özelliklere ilişkin
detaylı bilgiler DIN 54132 'de açıklanmıştır.
5.5.1 Renk
Gerekli ışık, civa buharlı lambalar ve siyah camlı filtreler veya yeni geliştirilmiş olan lambalar
(mikro güç deşarj üniteli lambalar – MPXL teknolojisi) kullanılarak elde edilir (Şekil 34). UV-A
bölgesinde kullanılan ışık şiddeti zararsızdır. Ancak UV lambaya uzun süre bakılmamalıdır.
Fluorışıl kaplamalı manyetik parçacık kullanıldığında ayrıca zemin kontrastına gerek yoktur.
Muayene hassasiyeti görece daha yüksektir.
Süreksizliğin genişliği boyutlarındaki parçacıklar en uygun tane büyüklüğü olduğu kabul edilir.
Daha küçük taneler, kaçak akımın kısa devre yapmasına neden olurlar. Bu durumda süreksizler
belirlenemeyebilir. Eğer parçacıklar büyük olursa süreksizlik üzerinde tutunamayıp yuvarlanarak
uzaklaşabilirler. Bütün bunlara karşın pratikte, süreksizliklerin farklı genişliklere sahip olacağı
beklenebilir. Bundan dolayı muayeneler sırasında değişik tane büyüklüklerine sahip parçacıklarının
karışımını kullanmak daha yararlıdır. İdeal olarak muayene problemine bağlı olarak uygun
büyüklükte parçacıklar seçilmelidir. Örneğin bir türbin kanadında beklenen süreksizliklerin genişlik
aralığı oldukça dardır. Bu nedenle küçük taneli parçacıklarla çalışmak daha doğrudur. Bir döküm
parçasının muayenesinde ise büyük taneli parçacıkların seçilmesi uygun olacaktır. Tane büyüklüğü
5 nm olan tanecikler ince, 8-16 nm orta ve 16 nm büyük (kaba) tanecikler olarak sınıflanabilir.
İmalatçının, DIN 54132 ye göre tane büyüklüklerini diğer özellikleri ile birlikte belirtmesi gerekir.
5.5.3 Yoğunluk
Kaçak akının etkisiyle parçacıkların süreksizliğe doğru ivme kazanması parçacıkların yoğunluğu
(φ) ile ters orantılıdır. Ferromanyetik tozların yoğunlukları bilinmektedir. (Saf demir φ =7.8 gr/cm 3,
Demir oksit φ = 5.2 gr/cm3).
Belirti ve onu çevreleyen alan arasındaki kontrast optik özellikler tarafından belirlenir. Renkli
parçacıklar (fluorışıl olmayan) için örneğin siyah parçacık kullanıldığında muayene zemininin
beyaz boya ile boyanması, gri zeminler için kırmızı parçacıkların ve kırmızı- kahverengi zeminler
için gri parçacıkların kullanılması yeterli kontrastı sağlar. Bütün bunların yanısıra çevre
aydınlatmasının E ≥ 1000 lux olması gerekir (ASME Kısım V’de 500 lux). Fluorışıl parçacıklar
kullanıldığında zemin kontrastına gerek yoktur. Muayene yüzeyinde yağ, gres gibi kirlilikler varsa
UV ışık kaynağı altında kirli beyaz-mavi parıldama yaparak muayene hassasiyetini düşürürler.
Muayene öncesi bu kirliliklerin temizlenmesi gerekir. Fluorışıl tozlar için muayene ortamı ve çevre
aydınlığına ilişkin koşullar renk özelliklerinde açıklanmıştır. Ayrıca DIN 54132'de fluorışıl
parçacıkların optik özellikleri fluorışıma katsayısı ile tanımlanmıştır.
Muayene sırasında kullanılan manyetik parçacıkların manyetik olarak yumuşak malzeme olması
gerekir. Yumuşak malzemeler geçici mıknatıslanma özelliğine sahiptir. Manyetik olarak sert
malzemelerin kalıcı mıknatıslanma özellikleri olduğu için uygulamada kullanılmaz.
Kullanıma hazır manyetik parçacıklar ile taşıyıcı ortamdan oluşan karışım, muayene ortamı olarak
tanımlanır.
Manyetik parçacıkların, içinde taşındığı gaz (hava) ya da sıvı ortam taşıyıcı ortam olarak
adlandırılır. Taşıyıcı ortam bir gaz (hava) ise uygulama kuru teknik olarak, eğer taşıyıcı ortam sıvı
ise yaş teknik olarak tanımlanır.
Manyetik parçacıklar, muayene yüzeyine hava yardımıyla toz halde püskürtülür. Bu amaçla sprey
kutularda kullanılabilir. Muayene yüzeyinin kuru ve yağsız olması tercih edilir. Kuru muayene,
yüzeydeki süreksizliklerin belirlenebilmesi açısından daha düşük duyarlılığa sahiptir. Buna karşılık
yüzey altı hataların belirlenmesinde duyarlılığı yaş yöntemden daha fazladır. Kuru tekniğin
uygulanması, muayene edilecek parçanın yüzdürülen tozlara batırılması şeklinde de olabilir. Bu
uygulamada doğrudan akım geçirilen parçaya, bir bunkerden hava yardımıyla manyetik parçacıklar
üflenir. Parçacıklar süreksizlik üzerinde toplanır. Uygulama da genellikle fluorışıl parçacıklar
kullanılır. Belirtilerden kalıcı görüntü alınmak istenirse kuru parçacık tekniği tercih edilir. Pratik
olarak, sıcak yüzeylerde ve yüzey altı hatalar arandığında kullanılan bir tekniktir.
Bu muayenede manyetik parçacık bir sıvı içerisinde asılı (süspansiyon) haldedir. Taşıyıcı sıvı su
veya yağ olabilir. Taşıyıcı sıvı olarak su kullanıldığında bazı katkı maddelerinin de ilave edilmesi
gerekir. Bunlar köpüklenmeyi önleyici maddeler, korozyonu önleyici inhibitörler ve yüzey
gerilimini azaltıcı maddelerdir. Taşıyıcı sıvının muayene yüzeyini iyi ıslatması gerekir. Esas olarak
damlacıkların muayene yüzeyi ile yaptığı açı <90o olduğunda sıvı, muayene yüzeyini iyi ıslatır ve
sıvının yüzey gerilimi düştükçe temas açısı küçülür. (Şekil 35). Korozyon önleyici inhibitörler,
özellikle son ölçülerine işlenmiş parçalarda korozyonun başlamasını önler. Muayene problemine
bağlı olarak taşıyıcı sıvı yağ olabilir. Bunlar mineral esaslı yağlardır. Genellikle kokusu giderilmiş
gazyağı (kerosen) kullanılır. Fluorışıl ve renkli tozlar (fluorışıl olmayan) her iki ortamla da
kullanılırlar. Fluorışıl manyetik parçacıklarla muayene yaparken, taşıyıcı yağların kendinden
fluorışıl özellik göstermemesine ve parçacıkların Fluorışıl özelliğini zayıflatıcı etkiye sahip
olmaması gerekir.
Manyetik parçacıklar, sertleşebilen bir sıvı taşıyıcı ortamlarda uygulanabilir. Bu manyetik kauçuk
tekniği olarak da adlandırılır. Özellikle muayene yüzeyinin görülemediği durumlarda tercih
edilebilirler.
Örneğin bir boru dirseğinin iç yüzeyinin muayenesi sırasında yüzeye sıvı uygulanır. Sıvı zamanla
sertleşir. Daha sonra yüzeyden alınarak incelenir.
Yaş muayenede kullanılan parçacıklar ticari olarak sprey kutularda, konsantre halde kutu ve
bidonlarda ya da pasta halde sunulmuştur. Sprey kutularda taşıyıcı ortam olarak yağ vardır. Saha
uygulamalarında yaygın olarak kullanılır. Konsantre sıvı ya da pasta şeklinde bulunan manyetik
parçacıklar üreticilerin tavsiyelerine göre yağ veya su ile seyreltilerek kullanıma hazır hale getirilir.
Bu şekilde hazırlanmış suspansiyonlar el pompalarıyla (sprey pompa) ve çoğunlukla da sabit
sistemlerde kullanılır. Sabit sistemlerde (tezgah veya bank) muayene ortamının depolandığı bir
bölüm vardır. Muayene sırasında, bir sirkülasyon pompası yardımıyla depolara alınan sıvı, muayene
parçasına püskürtülür. Bu arada sıvının fazlası tekrar depoya döner.
Muayenede kullanılacak, yeni hazırlanmış bir muayene ortamının amaca uygunluğu ve hata
belirleme duyarlılığının tespit edilmesi ya da halen kullanılmakta olan muayene ortamlarındaki
değişiklikleri kontrol etmek için belirli testler yapılır. Özellikle sabit sistemlerde manyetik
parçacıkların muayene parçası ile taşınarak uzaklaşmaları sonucu muayene ortamlarının
konsantrasyonu düşer. Ayrıca, muayene parçalarının taşıdığı boya, pas ve curuf gibi kalıntılar
taşıyıcı sıvının kirlenmesine neden olabilir. Fluorışıl manyetik parçacıklar kullanıldığında, sürekli
sirkülasyon nedeniyle fluorışıl tabaka aşınmış olabilir. Yukarda açıklanan nedenlerden dolayı
muayene ortamının kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Bu amaçla çeşitli standartlara uygun
olarak geliştirilmiş ve yaygın olarak kullanılan referans parçalar vardır.
Bu parça, yüzeylerinde çeşitli büyüklükte doğal çatlakların yer aldığı halka şeklinde bir sürekli
(doğal) mıknatıstan ibarettir. İlk kez kullanılacak muayene ortamı referans parça üzerine uygulanır
ve parça üzerinde oluşan belirtilerin fotografı çekilir. Daha sonra kullanılan muayene ortamının
belirli aralıklarla tekrar referans parça ile testleri yapılır. Parça üzerinde özellikle aynı bölgeler
fotoğrafla karşılaştırılarak muayene ortamının duyarlılığı kontrol edilir. (Şekil 36)
Bir kenarında sürekli mıknatısın bulunduğu ve iki düz yüzeyin bir civata yardımıyla sıkıştırılarak
Daha öncede açıklandığı üzere sabit sisteminde kulanılan muayene ortamının konsantrasyonu
manyetik parçacıkların muayene parçaları ile taşınmasından dolayı azalır. ASTM E 709
standardında tanımlanan 100 ml'lik tüp kullanılarak manyetik parçacık konsantrasyonu düzenli
olarak kontrol edilir. Ancak bu yöntemle kirlenme ile artmış olan katı madde oranı ölçülmüş olur.
Fluorışıl manyetik parçacıklarda oluşan bozunum bu yöntemle belirlenemez. (Şekil 36)
Üzerinde (+) şeklinde ince bir yiv bulunan yumuşak demirden yapılmış nüve, miknatıslanmış yüzey
üzerine yerleştirilir ve muayene ortam uygulanır. Nüve üzerinde bulunan ferromanyetik olmayan
plaka üzerinde nüvedeki yivlerden dolayı belirti oluşur. Berthold referans parçası asıl olarak
muayene ortamının kontrolü için değil manyetik alan yönünü ve yeterli mıknatıslamanın sağlanıp
sağlanmadığını belirlemek için kullanılır. (Şekil 36)
Ölçüleri şekil 37'de verilen referans parçası, takım çeliğinden imal edilmiş olup üzerinde değişik
derinliklerde yandan açılmış delikler bulunan halka şeklinde bir parçadır. Bu parça asıl olarak
uygulanan akım cinsine bağlı olarak hangi derinliklerdeki deliklerin dolayısla süreksizliklerin tespit
edilebildiğini belirlemeye yönelik olarak kullanılır. Bu referans parçası ASTM E 1444 ve ASTM E
709 da tanımlanmıştır.
MTU Bloklar
Santrifüj Tüpleri
Şekil 36 Muayene ortamının kontrolunda kullanılan referanslar
Manyetik parçacık yöntemiyle yapılan muayenelerde, parça üzerinde yeterli manyetik alanın
sağlanması gerekir. Eğer manyetik alan şiddeti az ise yeterli kaçak akı oluşamaz. Bu durumda
süreksizlikler belirti veremez. Eğer alan şiddeti fazla olursa manyetik akı çizgileri malzemenin
yüzeyinde yoğunlaşır ve muayene ortamındaki parçacıklar çizgiler boyunca toplanarak parçada
süreksizlik olmamasına rağmen yanıltıcı belirti oluştururlar. Bu nedenle manyetik alan şiddetinin
optimum değerlerde olması gerekir. AD-Merkblatt HP 5/3 teknik kurallarında bu değerler 2-6,5
kA/m olarak belirtilmiştir. EN 1290 bu aralığı 2-6 kA/m, buna karşılık ASTM E 1444 2.4-4.8
kA/m olarak vermektedir. Alan şiddeti; kantitatif olarak hesapla ve ölçme ile kalitatif olarak da
referans parçalar yardımıyla belirlenir.
Akım şiddeti ve muayene parçasının çevresi biliniyorsa örneğin, yuvarlak kesitli bir parçada H =
I/2π r, kare kesitli parçada H = I/4a ve dikdörtgen kesitli parçada H= I/2(a+b) formülleri
yardımıyla alan şiddetleri hesap edilebilir.
Manyetik alan şiddeti, duyarlı problara sahip, manyetik alan şiddeti ölçüm cihazları ile ölçülür. Bu
cihazlarla manyetik alanın yüzeydeki tegetsel alan şiddeti ölçülür. Ölçüm sırasında probun duyarlı
yüzeyinin akım yönüne paralel olması ve muayene yüzeyine tam temas etmesi gerekir. (Şekil 38)
Manyetik akı yoğunluğu, uçlarda, köşelerde, yivlerde ve diş diplerinde artacağı için manyetik alan
şiddeti de değişir. Bu nedenle söz konusu bölgelerde ölçüm yapılmamalıdır.
Muayene ortamının seçimi test problemine bağlı olarak yapılır. Yaş ortamlar, kuru ortamlara göre
daha duyarlıdır. Yine aynı şekilde Fluorışıl yaş ortamlar Fluorışıl olmayan yaş ortamlara göre daha
duyarlı muayene sonuçları verirler. Taşıyıcı ortamlar yani yağ ve su belirtilerin ayırdedilebilirliği
açısından eşdeğerdir. Su ucuzdur. Buna karşın yağın ıslatma özelliği suya göre daha fazladır. Bir
kaynak dikişinde pasolar arası muayene yapılacaksa, taşıyıcı ortam olarak su kullanılmalıdır. Yağ,
kaynak sırasında poroziteye neden olur. Ayrıca parça boyanacaksa, galvanizlenecekse ya da
kaplanacaksa yine su tercih edilmelidir.
Parçanın yüzeyi yağlı ise ya da parçada korozyon söz konusu ise yağ tercih edilmelidir. Sıcak
parçaların muayenesinde (>100 Co ) ya da belirti kayıt edilmek isteniyorsa kuru manyetik parçacık
tercih edilmelidir. Küçük ve seri üretilen parçaların muayenesinde sabit sistemlerin kullanılması
avantajlıdır.
Muayene işleminden sonra, parça üzerinde mıknatıslanma (artık mıknatıslık) kalabilir ve kuvveti,
parça cinsine, parçaya uygulanan mıknatıslama tekniğine ve akım cinsine bağlıdır. Doğrudan akım
geçirilerek yapılan mıknatıslamada el mıknatıslarına göre daha fazla kalıcı mıknatıslama oluşur.
Yine aynı şekilde doğru akım uygulamalarında; manyetik alan çizgileri parçanın derinliğine nüfuz
ettiği için, alternatif akıma göre daha fazla kalıcı mıknatıslanma meydana gelir. Artık
mıknatıslanma, parçanın daha sonra kullanımında ya da göreceği işlemlerde sorun çıkartabilir.
Örneğin, parçaya argon kaynağı yapmak, ark üflemesinden dolayı hemen, hemen olanaksızdır.
Talaşlı imalatlarda talaşın malzemeye yapışmasına neden olur. Bir başka problem de dönen
parçalarla ilgilidir. Artık mıknatıslanma, dönen parçalarda indüksiyon gerilimine ve dolayısıyla
sistemde kısa devreye neden olabilir. Bu durumda muayene parçasının mıknatıslığı giderilmelidir.
Mıknatıslık giderimi şu tekniklerle yapılabilir;
Daha çok küçük parçaların mıknatıslık giderimi için kullanılır. Parçalar, alternatif akım uygulanan
bir bobin (demagnetizasyon tüneli) içerisinden yavaş yavaş 1 metre uzağa kadar çekilir. Böylece
alan şiddeti tedrici olarak azalır ve yeterli mıknatıslık giderimi sağlanmış olur. (Şekil 40)
Daha önce de belirtildiği gibi, doğru akım kullanılarak muayene edilen parçalarda kalıcı mıknatıslık
fazla olduğu için mıknatıslık giderimi uzun süre alır (3-5 dak). Doğru akım kaynağının kutupları
15-20 sn akım verildikten sonra değiştirilir. ve bu arada akım şiddeti kademeli olarak azaltılır.
İşlem, mıknatıslık giderimi sağlanıncaya kadar devam eder.
El tipi magnetlerle (50Hz AC) yapılan uygulamalarda muayene parçasının yalnızca ince bir yüzey
tabakası mıknatıslandığından çoğu kez mıknatıslık giderimine gerek yoktur. Miknatıslık giderimi
gerekiyorsa işlem şöyle yapılır. Parçaya manyetik alan uygulanır ve akım kesilmeden manyet sağa,
sola bükülerek parça üzerinden uzaklaştırılmaya çalışır. Bu teknikle kalıcı mıknatıslık kolayca
giderilir.
Parça, küri noktasının üstüne kadar ısıtıldığında mıknatıslık giderimi sağlanmış olur. Parçaya ışıl
işlem uygulanacaksa ve uygulama sıcaklığı küri noktasının üzerinde ise, kalıcı mıknatıslık işlem
sonunda giderilmiş olur.
Teğetsel alan şiddeti veya kalıcı manyetik alanı ölçüm cihazlarını kullanarak mıknatıslık
gideriminin kontrolu yapılabilir. Mıknatıslık gideriminin kontrolu, basit olarak birbirine zincir gibi
bağlanmış 4-5 adet kağıt klipsi yardımıyla yapılabilir. Sarkaç gibi tutulan klipsler muayene
parçasına yaklaştırılır. En altttaki klips muayene parçası tarafından çekilmiyorsa mıknatıslık
giderimi yeterlidir.
Öncelikle muayene problemine bağlı olarak, muayene ortamı ve mıknatıslama tekniği belirlenir.
Yine muayene parçasında hataların nerelerde beklendiği ve ne büyüklükte hatalar olabileceği
konusunda bilgi edinilmelidir. Örneğin; bir kaynak dikişinin muayenesinde, hataların sadece kaynak
dikişinde değil, aynı zamanda ısıdan etkilenen bölgelerde de olabileceği göz önünde bulundurulmalı
ve muayene, ısıdan etkilenen bölgeleri de kapsayacak şekilde yapılmalıdır.
Bir türbin kanadının muayenesinde, beklenen hataların 1-2 mm boyunda kılcal çatlaklar olabileceği
göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle muayene edilecek parça önce incelenmeli ve şu soruların
yanıtları verilmelidir.
- Kabul-red kriterleri
- Yüzey durumu
Yanıtlara göre uygun mıknatıslama tekniği seçilir. Gerekiyorsa muayene yüzeyi yağ, pas, curuf,
boya gibi maddelerden temizlenir. Daha sonra muayene alanı ve muayene bölgesi belirlenir.
Muayene edilecek parçanın toplam uzunluğu ve/veya genişliğidir. Muayene alanı parçanın bir kısmı
olabileceği gibi, parçanın tümü de olabilir.
Ölçülen manyetik alan şiddetinin ilgili standart tarafından verilen sınırlar içinde kaldığı (örneğin 2-
6,5 kA/m), parçanın bir defada muayene edilen kısmıdır.
Muayene ortamının kontrolu bölüm 5.6.2.1 de açıklanan tekniklerden birisi ile yapılmalıdır.
5.12 Uygulama
Seçilen mıknatıslama tekniğine ve muayene ortamına bağlı olarak uygulamalarda farklılıklar vardır.
Bu bölümde alternatif akımla çalışan boyunduruk tipi el manyeti ile bir kaynak dikişinin muayenesi
açıklanmıştır. Taşıyıcı sıvı yağ ve muayene ortamı Fluorışıl olmayan manyetik parçacıklar yaş
teknikle uygulanacaktır.
1- Muayene yüzeyi beyaz kontrast boya ile boyanır. (boya kalınlığı ≤40 µm)
için dibe çöker ve muayene ortamının konsantrasyonu bozulur. Ayrıca püskürtme işlemi muayene
bölgesini homojen olarak ve tam ıslatacak şekilde yapılmalıdır.
7-Mıknatıslanma durdurulur.
11-Parça temizlenir.
Parçaya, boya, galvaniz, kaplama gibi işlemler yapılacaksa parça yüzeyi çözücülerle
temizlenmelidir.
12-Rapor düzenlenir.
Yapılan muayene tüm sonuçları ile birlikte kaydedilir. Muayene raporunda, muayene edilen
malzemeye ilişkin bilgiler, mıknatıslama tekniği, kullanılan cihaz, alan şiddeti, muayene alanı,
muayene ortamı, muayene standart ve/veya spesifikasyonları ile kabul red kriterleri bulunmalıdır.
Ayrıca spesifasyon ve/veya standartlardan sapmalar varsa bunlar da rapora işlenmelidir. Muayene
sonucunda bulunan hatalar, bunların konumları ve değerlendirmeleri yine raporda yer almalıdır. Son
olarak muayeneyi yapan, değerlendiren ve onaylayan kişilerin isim ve imzaları yer almalıdır.
Paragraf 10 da bu amaçla kullanılan örnek rapor formları verilmiştir.
Muayene sonucunda tespit edilen hata belirtilerinin dokümantasyonu değişik tekniklerle yapılabilir.
Bu uygulamaları şöyle özetlemek mümkündür.
Fotoğraf çekimi yapıldığı zaman, filmin özellikle UV ışığına karşı duyarlı olduğu bilinmelidir. Bu
nedenle, Fluorışıl hata belirtilerinin fotoğrafı çekileceği zaman, UV ışığını bloke eden bir filtre,
kameranın merceği önüne yerleştirilmelidir. Vernikleme tekniğinde, çabuk kuruyan sıvı haldeki
vernik hata belirtisi üzerine dökülür ve kuruduktan sonra, yüzeyden alınır. Vernik yerine yapışkan
bant da kullanılabilir. Saydam yapışkan bant hata belirtisinin üzerine dikkatlice yapıştırılır. Daha
sonra bant bir ucundan çekilerek yüzeyden alınır. Her iki uygulamada da hata belirtisi üzerindeki
manyetik tozlar vernik veya bant'a yapışmış olarak kalır. Yine bu uygulamalarda, kuru muayene
ortamı seçilmelidir. Fluorışıl veya Fluorışıl olmayan manyetik parçacıklar kullanılabilir. Fluorışıl
manyetik parçacıklar, gerektiğinde UV ışık altında incelenebilir.
6- SÜREKSİZLİKLERİN TANIMI
Parça geometrisinden kaynaklanan keskin kenarlarda, köşelerde, diş diplerinde manyetik kaçak akı
değeri çok yüksek olacağından yanıltıcı belirtiye neden olurlar. Yine aynı şekilde taş izleri ve
kaynak kenarları da yanıltıcı belirti verebilir. Muayene yüzeyinin taşlanması gerekiyorsa taşlama
yönü akım yönüne dik olmalıdır ve uygun bir aydınlatma ve dikkatli incelemeyle (bir mercekle)
belirtinin yüzey şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilebilir. Kutuplarda ve manyetik
alan şiddetinin fazla olduğu durumlarda, manyetik akı yoğunluğu fazla olacağından yanıltıcı belirti
oluşabilir. Akım şiddeti ya da manyetik alan şiddeti azaltılarak bölgeler yeniden muayene
edilmelidir.Muayene yüzeyindeki pas, yağ gibi kirlilikler yanıltıcı belirti verebilirler. Bu durumda
yüzeylerin temizlenip yeniden muayene edilmesi gerekir. Muayene ortamında bulunan yağ, metalik
kalıntılar v.s. maddelerinde, yanıltıcı belirti vermemeleri için temizlenmesi gerekir. Manyetik ve
manyetik olmayan malzemelerin geçiş noktalarında, örneğin östenitik ve ferritik çelikler arasındaki
kaynak dikişinde yanıltıcı belirti oluşur. Bu tür malzemelerin muayenesinde sıvı penetrant yöntemi
tercih edilmelidir.
Kabul kriterlerinin üzerindeki süreksizlikler hata olarak tanımlanır. Hatalar yuvarlak ve çizgisel
(lineer) olmak üzere iki grupta toplanır.
Çizgisel hatalar : Hatanın boyu eninden en az üç kat büyükse çizgisel hata olarak adlandırılır.
Yuvarlak hatalar : Boyu eninin üç katına kadar olan, yuvarlak ya da yuvarlağa yakın şekillenmeler
yuvarlak hata olarak nitelendirilir. Çeşitli standart, norm ve teknik kurallarda çizgisel ve yuvarlak
hatalar için kabul-red kriterleri verilmiştir. Konuya ilişkin açıklamalar bölüm 8 de ele alınmıştır.
Manyetik kaçak akı yöntemi, genel mıknatıkslama işlemi ve akım tipleri tanımlanmıştır. Kaçak
akıyı tespit etmek için ilave yöntemler tarif edilmiş ve ayrıca semboller açıklanmıştır.
Manyetik parçacık için mıknatıslama ekipmanı. El tipi dışında taşınabilir ve sabit ekipmanlar ve
karekteristikleri tanımlanmıştır.
MIL STD 1949’un yerini almıştır.. İçerik olarak ASTME 709 la çok benzerlik gösterir.
Muayene ortamı, mıknatıslama donanımları, akım tipleri, muayene ortamı ve taşıyıcı ortamın
özellikleri ve bu özelliklerin kontrolu, muayene aşamaları seçilen tekniklerin avantajları ve
dezavantajları bu standarta tanımlanmıştır.
7.11 EN 1290 :
Kaynak dikişlerinin muayenesine ilişkin koşullar (yüzey durumu, akım tipleri, örnek uygulamalar,
mıknatıslık giderme, dökümantasyon vs.) belirtilmiştir
8.2 MIL-STD-1907:
Amerikan askeri standardı olup, kabul-red kriterleri malzeme cinsi ve hata tipine göre üç tablo
halinde verilmiştir. Tablo I dövme malzemelere, tablo II döküm malzemelere ve tablo III kaynak
dikişlerine ilişkindir.
Alman kazancılar birliği tarafından geliştirilmiş teknik kurallardır. Basınçlı kapların kaynak
dikişlerinin tahribatsız muayenesine ilişkin kuralları ve kabul-red kriterlerini içerir. Yüzey hataları
için kriterler; "Çizgisel hatalara müsaade edilmez. İzole gaz boşluklarına müsaade edilir" gibi
cümleler ile kısaca ifade edilmiştir.
8.4 EN 1291 :
8.5 EN 1369 :
8.6 EN 10228-2 :
Malzeme içi hataların belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Malzemelere nüfuziyet özelliği
olan X ve ışınları, malzemeyi katederek ve malzeme arkasına yerleştirilmiş duyarlı filmi etkilerler.
Film üzerindeki fotografik yoğunluk farklılıklarından süreksizliklerin tipi ve büyüklüğü
belirlenebilir. Seçilen enerji cinsine bağlı olarak farklı kalınlıklardaki malzemelerin ve kaynak
dikişlerinin muayenesinde yaygın olarak kullanılır.
Bu yöntemde yüksek frekanslı (l-12 MHz) ses dalgaları bir prob yardımıyla malzeme içerisine
gönderilir. Ses dalgaları, malzemedeki süreksizliklerden yansıyıp cihaz ekranında görüntü verirler.
Yankı görüntüsünün konumundan süreksizliğin yeri, şeklinden ise tipi bulunur.Ayrıca
karşılaştırmalı olarak süreksizliğin büyüklüğüde belirlenebilir. Kaynak dikişlerinin ve radyografik
muayene yöntemiyle muayene edilemeyen kalın malzemelerin muayenesinde kullanılır. Bu
yöntemle daha ziyade iç hatalar tespit edilebilir.
Özel problar yardımıyla malzeme üzerinde oluşturulan girdap akımlarıyla, malzeme süreksizlikleri
ile malzeme özellikleri (iletkenlik, geçirgenlik gibi) belirlenir. Çatlak derinliği, kaplama kalınlığı,
ferrit oranı, korrozyon ölçülebilir.
Yüzeye açılmış süreksizliklerin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Muayene
yüzeyine uygulanan penetrant, kapiler (kılcal) etkiyle yüzeye açılmış süreksizliklere nüfuz eder.
Daha sonra penetrantın fazlası yüzeyden temizlenir ve geliştirici uygulanır. Geliştiricinin yardımıyla
süreksizlik içerisindeki penetrant yüzeye çıkarak parça yüzeyinde görünür belirti oluşturur. Çok
yaygın olarak kullanılan bir yüzey muayene yöntemidir.
Yer Yer
Rapor No:
Report No
YÜZEY MUAYENESİ RAPORU
Magnetik Parçacık Muayenesi – Döküm, Dövme, Ara Mamul Sayfa No:
Page
Yer / Place: Yer / Place:
11- TABLOLAR
Ostenitik Çelik
(delta ferritsiz) 1.001 - 1.1
(5 % delta ferritli) 1.3
Diamanyetik Malzemeler
Cam 0.999 99
Ferromanyetik Malzemeler
Fe ve Co alaşımları 2000-6000
Kobalt 245
Malzeme 0
C
Demir 769 0C
Kobalt 1118-1124 0C
Saf nikel (% 98) 353-358 0C
Yumuşak manyetik ferrit 50-600 0C
a) bobinle LS
b) diğer bir iletkenle (kablo) LK
____________________________________________________________________
a) Kontak akım SS
b) İndüklenmiş akım SI
______________________________________________________________________
12- KAYNAKÇALAR
8- ASTM E 1444
9- ASTM E 709
10- MIL-STD-l907
Fuorışıl yöntemle tesbit edilmiş çatlak Kontrast metod ile tesbit edilmiş çatlak