You are on page 1of 3

II.

ÜNİTE
Yazının İcadından Önce İnsan
Tarih yazı ile başlar. Yazı M.Ö 3200’de Sümerler tarafından icat edildi. Yazının icadından önceki
döneme tarih öncesi dönem denilmektedir. Tarih öncesi çağlar Taş ve Maden çağı olmak üzere ikiye
ayrılır. Aşağıda vereceğimiz devirler Anadolu için geçerlidir. Dünyanın her tarafında aynı anda aynı
devirler yaşanmadığı için aşağıda vereceğimiz devirler Anadolu için geçerlidir.

TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR

TAŞ ÇAĞI (M.Ö 600.000-M.Ö 5000) MADEN ÇAĞI (M.Ö 5000-M.Ö 3500)

Eski Taş Çağı (Paleolitik-Kaba Taş) Bakır Çağı (Kalkolitik) M.Ö 5800-M.Ö
M.Ö 2.5 milyon – M.Ö 16000 3400

Orta Taş çağı (Mezolitik-Yontma Taş) Tunç Çağı M.Ö 3400-M.Ö 1200
M.Ö 16000-M.Ö 9000

Yeni taş Çağı (Neolitik-Cilalı Taş) Demir Çağı M.Ö 1200-M.Ö 330
M.Ö 9000-M.Ö 5800

TAŞ ÇAĞI
Kaba Taş (Paleolitik - Eskitaş) Devri: İlk insandan Yontma taş devrine kadar geçen zamandır.
İnsanların geçim kaynağı toplayıcılık ve avcılık idi. Ülkemizde İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz
Mağarası bu dönemden kalmadır.
Yontma Taş (Mezolitik - Orta Taş) Devri: Bu dönemde taşlar yontularak araç olarak kullanılmış.
Bu dönemde de geçim kaynağı avcılık ve toplayıcılıktır. Dönemin sonunda ateş bulundu. Mağaralara
avlanan hayvanların resimleri çizilmiş. Ülkemizde bu döneme ait en önemli yerleşim merkezleri
Antalya’da Beldibi ve Karain Mağaralarıdır.
Cilalı Taş (Neolitik - Yeni Taş) Devri: Taşlar biçimlendirilip şekil verilmeye başlandı. İlk tarım
faaliyeti başladı. Tarımla ilk yerleşik hayat (köy) ortaya çıktı. Köpek, koyun, keçi, sığır ve domuz
evcilleştirildi. Dönemin sonunda dokumacılık başladı. Ülkemizde bu dönemden kalma yerleşim
merkezleri Konya Çatalhöyük ile Diyarbakır Çayönü’dür.
MADEN ÇAĞI
Bakır Devri: Kullanılan ilk maden bakırdır. Tabiatta bol miktarda bulunuyordu ve kullanımı
kolaydı. Aslında bu dönemde altın ve gümüş de biliniyor ve kullanılıyordu. Ama bakır çoktu.
Tunç Devri: Bakır ve kalay karıştırılarak daha sert olan Tunç elde edildi. Ticarî ilişkiler bu dönemde
başladı.
Demir Devri: Demirin kullanılmasıyla insan hayatında kolaylık sağlandı. Tarım, günlük hayat ve
savaş araç gereci yapımında demirden faydalanıldı. Madenî para kullanılmaya ve ticaret canlanmaya
başladı.
TARİH ÇAĞLARI
Tarih çağları Sümerlerin M.Ö 3200’de yazıyı bulmasıyla başladı. Sümerler çivi yazısını
kullanıyorlardı. Mısırlılar hiyeroğlif (resim) yazıyı, daha sonraları ise Fenikeliler harf alfabesini icad
edip kullandılar.

TARİH ÇAĞLARI

İLK ÇAĞ ORTA ÇAĞ YENİ ÇAĞ YAKINÇAĞ

M.Ö 3200 - M.S 375 M.S 375 - 1453 1453 - 1789 1789 - günümüz

M.Ö 3200Yazının M.S 375 Kavimler 1453 İstanbul’un Fethi 1789 Fransız İhtilali
İcadı Göçü 1789 Fransız İhtilali Günümüz
M.S 375 Kavimler 1453 İstanbul’un Fethi
Göçü

İlk Çağ (M.Ö 3.500 - M.S 375): Yazının icadıyla başlar, Kavimler Göçü’nün başlamasıyla sona
erer. Bazı Tarihçiler Roma’nın ikiye ayrılması (395), bazıları ise Roma İmparatorluğunun yıkılışı olan
476 yılını İlk Çağın sonu kabul ederler.
Orta Çağ (375 - 1453): 375 tarihindeki Kavimler Göçüyle başlar, 1453’te İstanbul’un fethiyle sona
erer. Bu dönemde Avrupa’da feodal düzen vardı, İslâmiyet doğdu, Türkler İslâmiyet’i kabul etti, Türkler
Anadolu’yu yurt edindi.
Yeni Çağ (1453 - 1789): İstanbul’un fethinden Fransız İhtilali’ne kadar geçen dönemdir. Avrupa’da
derebeylik düzeni yıkıldı, Rönesans ve Reform görüldü, Coğrafî Keşifler yapıldı, Osmanlı İmparatorluk
haline geldi.
Yakın Çağ (1789 - ….): Fransız İhtilali’nden günümüze kadar geçen dönemdir. Bu dönemde Sanayi
İnkılabı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, Türk Kurtuluş Savaşı, Irak Savaşı, Sovyetler Birliği’nin
yıkılması gibi önemli olaylar oldu.
Avcı Toplayıcılıktan Üreticiliğe
İlk insanlar avcı toplayıcı olarak yaşıyordu. Ateşin bulunması ve kontrol altına alınmasıyla insanın
hayatı bir hayli kolaylaştı. Yiyeceklerini pişirmeye başladılar, ateş sayesinde karanlık ve vahşi
hayvanlardan korunmaya başladılar. Ülkemizdeki en eski yerleşim merkezi Küçükçekmece Gölü
yakınındaki Yarımburgaz Mağarasıdır. Buradaki kalıntılar günümüzden 270 bin - 390 bin arasına
tarihlenmektedir. Bir diğer önemli merkez M.Ö 50.000 - M.Ö 15.000’e tarihlenen Antalya Karain
Mağarası’dır.
Günümüzden 14 bin yıl önce insan havaların ısınması, buzulların çekilmesiyle alet yapmaya
başladı. Ağaç kovukları ve mağaralardan çıkarak yaptıkları kulübelerde yaşamaya başladılar. Arpa,
buğday, mercimek gibi tabiatta bulunan bitkileri deneme yanılma yoluyla ekip biçmeye ve ziraata
başladılar. Hayvan postlarından giysi yerine bitkilerin liflerinden elde ettikleri giysileri giymeye
başladılar. Taşlardan daha düzgün aletler ürettiler. Topraktan yaptıkları kap kacakları pişirerek seramik
kapları elde ettiler. Tarımdaki ilerleme yerleşik hayata geçişi hızlandırdı.
İlk Yerleşmeler
Çayönü: Diyarbakır’ın Ergani ilçesine 7 km mesafededir. Türkiye ve Güneydoğu Avrupa’da Cilalı
Taş dönemine ait ilk köy yerleşim yeridir. Çayönü’nde yerleşimin M.Ö 10200’lerde başladığı ifade
edilmektedir. Burada oturanlar Türkiye’nin ilk çiftçileridir. Çayönü’nde yabani bitkilerin ziraati
yapılmış, küçükbaş hayvanlar evcilleştirilmiştir.
Çatalhöyük: Konya’nın Çumra ilçesinde olup Cilalı Taş Devrine aittir. İnsanlık tarihinin ilk şehir
yerleşmesidir. Geçim kaynakları avcılık, tarım ve hayvancılık idi. Günümüzden 9 bin yıl öncesine
tarihlenen Çatalhöyük’te 8 bin civarında insan yaşamaktaydı.
Çatalhöyük’te evlerin penceresi yoktu. Duvarları birbirine bitişik ama ayrı duvarlardan oluşuyordu.
Eve damdan merdivenle giriliyordu. Evlerin arasında sokaklar yoktu. Çoğunlukla iki odadan oluşun
evlerin duvarları beyaza boyandıktan sonra hayvan figürleri, kilim desenleri, iç içe geçmiş daireler,
yıldız ve av sahneleriyle süslenmiştir.
Göbeklitepe: Göbeklitepe’nin keşfiyle tarihi bilgilerin yeniden yazımı gündeme geldi. Tarihte
yeni bilgi ve bulguların bulunması bilinen bilginin değişmesine sebep olmaktadır. Göbeklitepe,
Şanlıurfa il merkezine 18 km uzaklıktadır. Kazı çalışmaları 1995’te başladı. Çalışmalar Alman arkeolog
Prof. Dr. Klaus Schmidt’in danışmanlığında sürdürüldü. Çalışmalar halen devam etmektedir. Kazılarda
ibadethaneyi andıran yapılarla karşılaşıldı. Dikili sütunlar 4-6 metre yüksekliğinde, T ve ters L
biçiminde 40-50 ton ağırlığında insan biçimindeki taşlar şeklindedir. Sütunların üzerinde hayvan
motifleri yer almaktadır.
Göbeklitepe dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınak yerleşmesidir. Buranın keşfi dinler ve
insanlık tarihinin yeniden yazılması gereğini gündeme getirdi. Göbeklitepe, 2018’de UNESCO
tarafından Dünya mirası listesine alındı.
Sözlü Kültür: İnsanlar ilk çağlardan itibaren evren ve insanın yaratılışını merak etmişler,
kendilerince açıklama getirmeye çalışmışlar, sözlü olarak bu bilgileri kuşaktan kuşağa aktarmışlardır.
Böylece efsane veya mit denilen anlatılar ortaya çıkmıştır. Mit kelimesi Yunanca anlatı veya hikâye
anlamına gelen Mitos’tan gelir.
Evrenin bilinmezliği karşısında çaresiz kalan insan olağanüstü öykülerle iç huzurunu sağlamaya
çalışmıştır. Sözlü olarak nesilden nesile aktarılan hikaye ve destanlar yazının icadından sonra yazıya
aktarılarak günümüze ulaşmaları sağlanmıştır. Bunlardan biri Altay Türklerine ait Yaratılış Efsanesi’dir.

YAZININ İCADI

You might also like