You are on page 1of 8

Adı – Soyadı: Ayşe ARI Gizem EROL

Öğrenci No: 20200907025 20200907001

Öğrenci Merkezli Sınıfların Özellikleri

Öğrenci merkezli eğitim öğrencinin sınıfta aktif olmasını, sorgulayıp bilgiyi keşfederek

öğrenmesini ister. Ders içi her alanda öğrenci görüşlerine yer verilmesini ve öğrencinin karar

alma mekanizmasına katılmasını ister. Bunun en somut örneğini kendi sınıfımız için

hazırladığımız sınıf sözleşmesinde gördük.

Amerikan eğitim departmanının TEAL projesi kapsamında yayınladığı metne göre öğrenci

merkezli öğrenmenin kalbinde öğrencinin sorumluluğu ve aktivitesi yer alır. Biz bu iki kavrama

güven ortamı, zevk alma ve merak duygularının da eklenmesi gerektiğini düşünüyoruz

Öğrencilerin sorumluluklarından bahsedecek olursak: Öğrenci derse hazır gelmeli. Yani konu

hakkında araştırma yapmalı, materyallerini eksiksiz getirmeli, derse zamanında gelmeli.

Öğrenmek için çaba göstermeli, derste verilen görevleri yerine getirmeli. Sınıfın oluşturduğu

sınıf sözleşmesine uymalıdır.*Sınıfta öğretmen ve öğrencilerin sorumlulukları arasında bir

denge olmalı. Öğretmen tüm sorumluluğu eline aldığında öğrenci daha iyi bir performans

gösteriyor diye öğrencinin öğrenme sorumluluğu elinden alınmamalı ki öğrenci öğrenmeyi

nasıl yapacağına dair kendine bir yol oluşturabilsin. Unutulmamalı ki öğretmen tüm

sorumluluğu ele aldığında sadece kısa vadeli hedefler gerçekleştirilebilir. Uzun vadedeki

hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için öğrenci sorumluluğu gereklidir. Böylece öğrenci

öğrenmeyi benimser. * (Blumberg 2009)

Öğretmen yukarıda da bahsettiğimiz gibi tüm sorumluluğu ele alıp çocuğa bilgi veren bir lider

değil, dersimizde de yaptığımız gibi onu bilgiyi keşfetmesi için yönlendiren bir rehberdir.

Öğretmen bunun için konuya hakim olmalı, kavramların aslında ne ifade ettiğini ve günlük

hayatta nerelerde kullanıldığını bilmelidir. Öğretmen sınıfta çocukların düşünebileceği bir


ortam ve sistem geliştirmeli. Bunun için sınıf iklimini tanımalı. Yani öğrenci-öğrenci ve

öğrenci-öğretmen arasındaki ilişkiler, sınıfın derse karşı genel tutumu kısacası sınıfın karakteri

gözlemlenmeli. Öğretmen gerekli gördüğü yerlerde oyunlar hazırlamalı görseller getirmeli

problem durumu hazırlamalı. Örneğin bizim sınıfımızdaki sistem öğrencilerin derse önceden

hazırlıklı gelip sınıfta öğretmenimizin soruları doğrultusunda düşünmemiz ve bunu grup

arkadaşlarımızla tartışmamız üzerine kurulu. Bu tartışma sonunda çıkan fikirlerimizi not alıp

sınıfla paylaşıyoruz. Ve öğretmenimiz ortaya çıkan fikirlerin doğruluğu ya da yanlışlığını

sorular sorarak fark etmemizi sağlıyor. Böylece derse aktif katılarak bilgiyi keşfediyoruz.

Bu ortam ve sistemi oluşturmak her zaman kolay olmayabilir. Öğretmen sistem geliştirirken

sınıf kültürünü baz alsa da her çocuğa hitap edemeyebilir. Ancak büyük çoğunluğa ulaşacaktır.

Bir diğer kavram olan öğrencinin aktivitesinden bahsedecek olursak; Öğrenci sınıfta kendi

düşüncelerini rahatça söyleyebilmeli, arkadaşlarının düşüncelerini öğrenebilmeli. Dokunmalı,

hissetmeli, görmeli… Öğrenme işini öğrenci yapar. Pasif olan bir öğrenci bilgiyi keşfetmek

yerine hazır bilgiyi ezberlemiş olur. Aktif katılan öğrenci ise arkadaşlarının düşünceleri ve

öğretmeninin yönlendirmesi ile mantığını kullanıp bilgiyi özümser.

Öğretmenin tutumu çocuktaki güven duygusunda önemli bir etmendir. Öğretmenin çocukla çok

ilgilenmesi onu bunaltabilir ve diğerlerinden farklıymış gibi hissettirebilirken az ilgi ise çocuğu

değersiz ve yalnız hissettirebilir. Derslerdeki hazır bulunuşluluğunun yüksek olması konuyu

biliyorum ve yapabilirim hissiyatı oluşturur ve çocuk derse daha aktif katılır. Sınıf ortamında

öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci ilişkileri çocuğun gelişiminde önemlidir. *Öğrencilerin

takdir gördüğü, kabul edildiği, kendini saygın ve değerli hissettiği destekleyici bir ortam

olmalıdır.*(MC Comlos & Whistler,1997) Akranlarının çocukla dalga geçmesi onun fikirlerine

önem vermemeleri, oyunlarda dışlanması, öğretmenin yanlış cevap verdiğinde kızması sınıfta

çocuğu rencide etmesi çocuğun güven duygusunu zedeler.


Çocuğun zevk alması için başarı duygusu ve ilgi alanı temel etmenlerdir. Bir çocuk öğretmenin

sınıfta gösterdiği bir etkinliği yapabildiğini fark ettiğinde veya bildiği bir konu hakkında

konuşulduğunda bundan zevk almaya başlar. Bu zevk alma duygusu sayesinde öğrenci derste

öğrendiklerinin üzerine bir şeyler katmak ister. Evde konu hakkında araştırma yapar

araştırdıkça merak eder ve merak ettikçe araştır, sınıfta öğrendiklerini kullanarak bir şeyler

üretir. Eğer öğretmen konuyu çocuğun ilgisini çeken bir bağlam üzerinden anlatırsa çocuk zevk

alacaktır. Yukardaki saydığımız etmenler sayesinde çocuk kendini güvenli bir ortamda zevk

aldığı bir işi yaparken bulur. Ve bu süreç onu mutlu eder.

Öğretmen merkezli eğitimde olduğu gibi burada da amaç çocuğu geleceğe hazırlamak adına

bilgi ile donatmaktır. Fakat öğrenci merkezli eğitim bunu yapmak için öğretmen merkezli

eğitimden farklı olarak çocuğa sadece bilgi verip onu pekiştirmesini değil, bilgiyi öğrencinin

araştırıp keşfetmesini ister. Bunun için öğrencilerin özelliklerine uygun öğretim süreçleri

planlayarak farklı yöntem ve teknikler kullanır. Sınıfımızda öğrenci merkezli eğitim

uygulanıyor. Öğretmenimizin en çok kullandığı yöntem tartışma yöntemi. Tartışma yönteminde

öğrenciler bir konu hakkında belli bir süre içerisinde grupça fikirlerini paylaşıyorlar. Böylece

fikirlerini eksik yönlerini bulup tamamlıyorlar. Yeni fikirler üretiyorlar.

Tartışmadan sonra gruplar arasında beyin fırtınası yapılıyor. Bu süreçte öğretmen rehber ve

moderatör konumunda. Konunun dağılmasına izin vermiyor, yönlendirici sorular soruyor.

Fikirlerin paylaşılması esnasında kargaşa çıkmasını önlüyor. Süreyi verimli kullanmamızı

sağlayıp süreci yönetiyor. Öğretmenin kullanacağı başka yöntem ve tekniklere örnek olarak:

deney, drama problem çözme, panel, örnek olay, gösterip yaptırma, kavram haritası…

verilebilir.

Özetleyecek olursak öğrencide merak uyandırılır. Öğrenci de bunun sonucunda araştırma

yapar, bilgiyi keşfeder. Bu süreçten sonra öğrendiği bilgiyi çözümler, derinleştirir artık o bilgiyi
öğrendiği için paylaşabilir ve günlük hayatta kullanabilir. Bu basamakları özümseyen bir

öğrenci hayatının her alanında bu öğrenme adımlarını uygular.

Bizim odak noktamız öğrenci olduğu için sınıf ortamında öğrenciler kendilerini güvende ve

huzurlu hissetmelidir. Böylece öğrencilerin kaygı seviyesi düşer, sınıfta daha özgüvenli olur ve

özgür hissederler. Sınıfımız gibi aydınlık ve ferah sınıflar öğrencilerde olumlu duygular

oluşturur.

Daha modern sınıflar öğrenmeyi kolaylaştırır ve eğlenceli hale getirir. Her masada tablet veya

bilgisayar bulunması çocukların merak ettikleri her an araştırma yapabilmelerine olanak sağlar.

Örneğin sınıfta tartışma yaparken telefonlarımız aracılığıyla anında araştırma yaptık aynı

şekilde öğretmenimiz de akıllı tahtadan video, kaynak paylaşımı vb. yaparak her öğrenciye aynı

anda bilgiyi ulaştırdı.

Sınıflar iklim koşullarına uygun inşa ve dizayn edilmelidir. Sınıfta öğrencilerin aktif katılımı

sonucu oluşacak gürültüyü engellemek adına ses yalıtımı yapılmalıdır. Sınıflar derste

kullanılacak yöntem ve teknikler sırasında ihtiyaç duyulan alanı sağlayabilecek büyüklükte

olmalıdır. Sınıfta ihtiyaç duyulan her materyal her

öğrenciye ulaştırılmalıdır. Materyal kullanımı

çocukta merak uyandırır ve dikkatini çeker.

Yanda, yukarıda bahsettiğimiz özelliklere

sahip öğrenci merkezli öğretime elverişli bir sınıf

görüyoruz. Çocukların rahat olacakları, güvende hissedecekleri, refah, geniş, aydınlık bir

ortamda arkadaşlarının görüşlerini öğrenebilecekleri bir düzen oluşturulmuş. Ayrıca teknolojik

imkanlar ve materyaller öğrencilere saağlanmış.


Ölçme ve değerlendirme bireysel kriterler ve gelişim göz önüne alınarak yapılmalıdır. Sınıfın

genel durumu ve grup çalışmaları önemli olsa da her çocuk bireysel başarısına göre

değerlendirilmelidir. Çocukların proje ve grup çalışması gibi etkinliklerde sergiledikleri

performansı, sınıf içindeki davranışları süreç boyunca değerlendirilir. Burada önemli olan

çocuğun gelişimidir. Örneğin 30 puandan 60 puana çıkan bir öğrencinin gelişimi 80 puandan

90 puana çıkan bir öğrencinin gelişiminden fazladır. Sınıfta öğretmenimizin yorumlarımıza geri

dönüt vererek doğru ve yanlışlarımızı fark etmemizi sağladığını gördük. Burada aklımıza

biçimlendirici değerlendirme geldi. Biçimlendirici değerlendirme de aynı öğretmenimizin

yaptığı gibi geri dönütlerle öğretmen öğrencinin durumunu gözlemlerken öğrenci de kendi

eksik yönlerinin farkına varır. Öğretmen gözlemleri sonucunda öğretim sürecini yeniden

biçimlendirebilir. Öğrenci ise bizim bu raporu öğretmenizim geri dönütlerini dikkate alarak

hazırlamamız gibi geri dönütler sayesinde eksikliklerini görür ve çalışmalarını buna göre

yönlendirir. Örneğin bir dersimizde hocamız bizi iki guruba ayırdı ve her gruba bir tanım

vererek tartışmamızı istedi. En iyi tanımı seçmeye çalışıyorduk. Fakat tartışma esnasında

tanımların birbirlerini desteklediğini gördük ve bir tanım seçmek yerine ortak bir tanım

oluşturduk

Fakat gördük ki öğretmenimiz her öğrenciye yetişemiyor. Öğretmenimizin yönlendirmeleriyle

akran değerlendirme ve öz değerlendirme formlarının değerlendirme sürecine öğrencilerin de

dahil olmasını sağlayarak sürecin verimli bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacağı sonucuna

vardık. Bu formları kullanırken öğrenci olarak sürecin bir parçası olduğumuzu ve sorumluluk

aldığımızı hissettik.

Öz değerlendirme formunu kullanırken kendi güçlü ve zayıf yönlerimizin farkına

varacağımızı düşünüyoruz. Fakat bir öğrenci öğretmene vereceği ve not alacağı bir

değerlendirmeyi ne kadar doğru doldurabilir. Kendi eksikliklerini küçük sorunlar olarak görüp

yok sayacaktır. Burada da akran değerlendirmesi önem kazanır.


Akran değerlendirme formu sayesinde grup çalışmalarında arkadaşlarımızın grup içindeki

davranışları hakkında öğretmenimizin fikir sahibi olacağını düşünüyoruz. Öğretmenimiz buna

göre süreç içinde farklı yöntem ve tekniklere yönelebilir. Değerlendirmeyi bir grup yapıyorsa

kendi gruplarındaki eksiklikleri fark ederler. Fakat bu değerlendirme süreci çok da doğru

olmayabilir. Öğrenci, arkadaşlarının notunun düşürmek veya yükseltmek istemediği,

arkadaşlarının yazdıklarını okumasından korktuğu, arkadaşlarına verdiği düşük notun kendisine

geri döneceğini düşündüğü veya işin içine duygularını kattığı için arkadaşlarına karşı objektif

davranmayabilir. Bu durumu düzeltmek için gruplar karılabilir. Form sürecine alışmaları için

zaman verilebilir. Gizliliği sağlamak adına formlar sanal yolla gönderilebilir. Not kaygısını yok

etmek de çözüm yollarından biri olabilir.

Dersin kazanımlarını okurken öz ve akran değerlendirme formlarında öğretmen süreci

gözlemleyemediği için öğrencilerin görüşlerini kanıtlara dayandırması gerektiğini ve portföyün

süreç sonunda edindiğimiz bilgileri yaptığımız işleri ödevleri içeren rapor olduğunu gördük.

Diyebiliriz ki portföy grup içinde yapılan çalışmaların özetidir.

P.Blumberg’in kitabında bahsedilen öğrenci merkezli eğitim gören öğrencilerin nasıl not

alacağını belirten bir örneği sizinle paylaşmak istiyoruz.

*Tammy Hiller ve Amy Hietapelto (2001) lisans ve lisans üstü yönetim derleride sözleşmeli

notlandırmayı kullanıyor. Bu eğitmenler öğrencileri bazı ödevleri tamamlamasıı istiyor ancak

her öğrenci bu ödevlerin kendisi için ne kadar değerli olduğunu bireysel olarak seçiyor. Geri

kalan ödevler ise isteğe bağlı seçiliyor. Öğrenciler bu ödevleri, kaç tane yapacaklarını ve

ödevlerin ağırlıklarını kendileri seçiyor. Öğrenciler daha öz daha az ödev yapmayı seçebilir. Ya

da ödevlerine daha az puan değeri verebilir. Eğitmenler başarı notunu, her öğrencinin bireysel

ağırlıklarına göre tatmin edici bir şekilde yaptıkları toplam ödev sayısına göre belirler. Hiller

ve Hietapelto sözleşmeli notlandırmayı kullandıklarında daha fazla öğrencinin daha yüksek


notlar aldıklarını ve öğrencilerin aldıkları not üzerinden daha fazla kontrole sahip olmalarını

sevdiklerini gördüler.*(Blumberg (2009)

Bu örnekte bizim hoşumuza giden şey öğrencilerin değerlendirme süreçlerinde de söz sahibi

olmaları ve sorumluluk almalarıydı. Öğrenciler başlarda daha az ödev almak isteyebilirler veya

kolay olduğunu düşündükleri ödevlere daha fazla değer biçebilirler. Daha çok ödev seçip bu

ödevleri özensiz yapabilirler. Ama biz bunların zamanla oturacağını düşünüyoruz.

Kaynakça

Blumberg, F.,(2009). Developing Learner-Centered Teaching. Jossey-Bass

The Teaching Excellence in Adult Literacy (TEAL)(2010) Center is a project of the U.S.

Department of Education, Office of Vocational and Adult Education (OVAE),( No.ED-VAE-

09-O-0060)

https://sufak.sinop.edu.tr/wp-content/uploads/sites/24/2020/02/S%C4%B0NOP-

%C3%9CN%C4%B0VERS%C4%B0TES%C4%B0-%C3%96%C4%9ERENC%C4%B0-

MERKEZL%C4%B0-E%C4%9E%C4%B0T%C4%B0M-%C4%B0LKELER%C4%B0.pdf

https://portal.yokak.gov.tr/makale/ogrenci-merkezli-ogretim-olcme-ve-degerlendirme/

https://youtu.be/zrR-KIoggf4

https://lincs.ed.gov/sites/default/files/6%20_TEAL_Student-Centered.pdf

https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fegitimkolektifi.com%2Fwp-

content%2Fuploads%2F2019%2F03%2Fogrenci-merkezli-sinif-tasarimlari-

1.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fegitimkolektifi.com%2Fsinifta-serbest-oturma-ve-
ogrenci-merkezli-sinif-

tasarimi%2F&tbnid=1Fee6ViWvgitIM&vet=12ahUKEwix8qq0vLr7AhUJgv0HHb0vAgwQ

MygAegUIARC_AQ..i&docid=n44SxQlAW5nekM&w=664&h=442&q=%C3%B6%C4%9F

renci%20merkezli%20e%C4%9Fitim%20s%C4%B1n%C4%B1f%20ortam%C4%B1&client

=ms-android-samsung-

trvo1&ved=2ahUKEwix8qq0vLr7AhUJgv0HHb0vAgwQMygAegUIARC_AQ

You might also like