Professional Documents
Culture Documents
TEKNOFEST
İçindekiler :
1. Projenin Özeti…………………………………………………………………………3
2. Problem Durumunun Tanımlanması……………………………………………… 3
3. Çözüm …………………………………………………………………………………3
4. Yöntem ………………………………………………………………………………4
4.1. Deneysel Çalışmalar……………………………………………………………4
4.1.1. Ön Çalışma……………………………………………………………4
4.1.2. Film Hazırlanması………………………………………………………6
4.1.3. Kalınlık ve Kütle Ölçümü ………………………………………………7
4.1.4. pH Ölçümleri …………………………………………………………8
4.1.5. Su Buharı Geçirgenlik Hızı (SBGH) ……………………………………8
4.1.6. Antimikrobiyal Testleri………………………………………………8
4.1.7. pH Değişiminde Renk Değişimi …………………………………………9
4.2. Bulgular ………………………………………………………………………9
4.2.1. Ön Çalışma…………………………………………………………… 9
4.2.2. Kalınlık ve Kütle Ölçümü ………………………………………………11
4.2.3. pH Ölçümleri ………………………………………………………… 11
4.2.4. Su Buharı Geçirgenlik Hızı
(SBGH) ………………………………………………………………12
4.2.5. Antimikrobiyal Testleri………… …… …… …… … … … ……13
4.2.6. pH Değişiminde Renk Değişimi ……………………………………13
5. Yenilikçi (İnovatif)
Yönü………………………………………………………………………………13
6. Uygulanabilirlik…………………………………………………………………13
3. Çözüm
Yöntem bölümünün bulgular kısmında daha detaylı bir şekilde anlatılan çözüm önerisinde
öncelikli olarak yaranın iyileşme süreci ele alınmıştır. İyileşmesi uzun süren ve mikrop
kapmaya elverişli yapıda olan epitel doku yaralanmaları problemi için Karadeniz Bölgesi’ne
4
Yaranın dışarıdan takibi problemini çözebilmek için ise yaranın iyileşme sürecindeki
pH değişiminden faydalanılmıştır. Literatür araştırmaları sonucunda yara yüzeyinin asidik
olduğu ve yara iyileştikçe bu değerlerin pH 4 den pH 7 ye doğru çıktığı görülmüştür. Yara
kötüleştikçe ise asitlik artmaktadır. Bu sebepten ötürü doğal bir indikatör olan mor lahana
bitkisi biyofilme eklenmiştir ve farklı asidik ortamlarda renk değiştirdiği gözlemlenmiştir.
4. Yöntem
Kırmızı lahananın sulu ekstresi alındı ardından soğumaya bırakıldı. Hazırlanan kırmızı
lahana ekstresi belirtilen grupların her birindeki numunelerden birine 10 ml olacak şekilde
eklendi. Plastikleştirici olarak ise 10 gr nişasta, 60 ml saf su, 5 ml sirke ve 5 ml gliserin
karıştırıldı. Ardından Tablo 1’de belirtilen dört gruba, belirtilen miktarlarda hazırlanan
plastikleştiriciler eklendi. Oluşturulan her bir grup ayrı beherglaslara konuldu ve elektrikli
ısıtıcılarda 200°C’de koyulaşana kadar kaynatıldı. Koyulaşan ekstreler aynı boylardaki
camların üzerine döküldü ve düzgünce yaydırıldı. Hazırlanan biyofilmler oda sıcaklığında 24
saat kurumaya bırakıldı.
7
4.1.4 pH Ölçümleri
Hazırlanan biyofilmler (2x2 mm) kare şeklinde kesilerek %0,9 NaCl çözeltisinde 24 saat
bekletildi. Belirli zaman aralıklarında pH ölçümleri yapıldı (Devi, N. ve Dutta, J., 2017).
4.1.5 Su Buharı Geçirgenlik Hızı (SBGH)
Hazırlanan biyofilmlerin su buharı geçirgenliğini belirlemek için ASTM E96/E96M
standardı kullanılmıştır. Bu amaçla deney tüplerine 10’ar gram tuzlu su koyularak filmler
tüplerin ağzına teflon bant ile sıkıca sararak sabitlenmiştir. Bu tüpler 37ºC'de 24 saat etüvde
bekletilmiş ve suyun kütlesi tartılarak not edilmiştir.
tamamen uçuruldu. Örnekler standart bakterilerin ekimi için hastane laboratuvarına götürüldü.
Hazırlanan örnekler mikrobiyoloji uzmanı ile birlikte özellikle yaralarda çok etkin olan S.
aureus başta olmak üzere E. Faecalis, E. Coli, P. Aeruginosa ve Candida üzerinde test
edilmiştir.
Birinci günün sonunda Karayemiş (Prunus laurocerasus) yaprağı ekstresi bulunan grubun
her iki petri kabında bulunan toplam dört toprak solucanlarının (Lumbricus terrestris)
iyileşmeye başladığı gözlendi. Kırmızı soğan (Allium cepa) kabuğu ektresi bulunan her iki
petri kabındaki dört toprak solucanın (Lumbricus terrestris) da iyileşmeye başlandığının
gözlemlendi. Karayemiş (Prunus laurocerasus) yaprağı ve Kırmızı soğan (Allium cepa)
kabuğu ektresi bulunan her iki petri kabındaki dört toprak solucanının (Lumbricus terrestris)
yaralarının iyileşmeye başladığı gözlemlendi. Kontrol grubundaki iki toprak solucanın
(Lumbricus terrestris) da iyileşmeye başladığı gözlendi.
10
Cam levhalar üzerinde bulunan 8 biyofilmin (4 numune, her gruptan biri sadece
plastikleştiricili, biri plastikleştirici + kırmızı lahana ekstreli olmak üzere) kalınlık ve kütleleri
ölçülmüştür. Bu amaçla 2x2 cm kesilen karelerin film kalınlıkları 110-210 µm arasında
kütlelerinin ise 77-90 mg aralığında olduğu görülmüştür. Bu da filmlerin homojen
hazırlandığını göstermektedir.
4.2.3 pH Ölçümleri
Yara örtüleri için en önemli parametrelerden biri de asidik olmasıdır. Bunun temel sebebi
yara yüzeyinin asidik özellikte olması ve aynı zamanda iyileşme için meydana gelecek
fibroblast hücrelerinin asidik ortamda (pH:4-6,8) çoğalma hızının daha fazla olmasıdır (Devi,
N. ve Dutta, J., 2017). Çalışmamız kapsamında hazırlanan numunelerin pH değerleri Tablo
3’te gösterilmiştir. Hazırlanan yara örtücü filmlerin kontrol grubu hariç hepsi deri pH değeri
ve yara iyileşmesi için uygun aralıkla uyumludur.
haftadan biraz uzun bir sürede çözünmesi ile de çevre kirliliğini azaltıcı yöndedir. İçeriğinde
bulunan pH indikatörü ile piyasadaki benzer yara örtücülerden ayrılmaktadır. Yaranın
takibinin dışarıdan yapılabilmesine olanak sağlayan bu inovatif yön sayesinde yara sürekli
açılmak zorunda kalmayarak muhtemel mikrop kapmaların önüne geçilecektir. Çalışmalarına
devam eden uygulama sayesinde yaranın iyileşme ve kötüleşme durumu uzaktan doktor
sistemi ile kontrol edilebilecektir.
6. Uygulanabilirlik
Yapılan projede dökme ve cama sürülme yöntemi kullanılmıştır bu sayede seri üretime
geçilmesi kolaylaşacaktır. İçerisinde yüksek maliyetli herhangi bir madde bulundurmayan
yapılmış olan biyofilm yara örtücü ticari olarak hayata geçirilmeye oldukça müsaittir. Oda
şartlarında bir seneden uzun süre bozulmadan kalabilmesinin yanı sıra su ile temasında hemen
erimiyor oluşu ile de sürekli değiştirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırıyor. İçeriğindeki
maddeler alerjik etkisi yüksek sınıfında bulunmadığı için tüm epitel doku yaralanmalarında
kullanımı müsaittir. Özellikle afet bölgeleri, askeri alanlar da kullanılmaya oldukça müsaittir.
Kullanılan bitkiler mevsimsel değil yılın her dönemi bulundukları için belli aylara özel bir
maliyet artış ya da azalışı ön görülmemektedir. Bununla birlikte seçilen bitkiler atık veya
bitkinin kullanılmayan kısımlarından oluşturulmuş olup piyasaya da kazandırılmak
istenmektedir. Bu sebepten ötürü maliyet olarak bitkiler açısından ilk aşamada bir maliyet ön
görülmüyor olmakla birlikte kullanılan nişasta bazlı plastikleştiricinin tane başına maliyeti
1.12 TL dir.
Piyasada karayemiş yaprağı ve mor soğan kabuğu içeren herhangi bir biyofilm yara örtüsü
bulunmamaktadır. Projemiz bu anlamda piyasadaki diğer ürünlerden ayrılmaktadır.
Herhangi bir iyileştirici madde bulunmayan yara örtücülerin piyasa fiyatı 4-20 TL
aralığında değişmektedir.
14
AYLAR
İşin Nisa Mayı Hazira Temmu Ağusto Eylü Eki Kası Aralı Oca
Tanımı n s n z s l m m k k
Literatür
Taraması X X X X X X X X X X
Arazi
Çalışması X X X X X
Verilerin
Toplanmas X X X X X
ı ve
Analizi
Proje
Raporu X X X X
Yazımı
9. Riskler
Biyofilm yara örtüsünün sahip olabileceği en büyük risk insanlar üzerinde alerjik
reaksiyona sebebiyet verebilecek olmasıdır. Ancak yapılan literatür çalışmaları sonucunda
elde edilen veriler incelendiğinde biyofilm yara örtüsünün içeriğindeki herhangi bir maddenin
herhangi bir alerjiye sebep olmadığı görülmüştür. Bu sebepten dolayı bahsedilen bu riskin
ortaya çıkma ihtimalinin oldukça düşük olduğu ön görülmektedir. Ancak ileri laboratuvar
deneylerinin yapılması uygun olacaktır.
Yılın her döneminde ülkemizde bulunabilecek maddelerden yapılan biyofilm yara örtüsü
zamanlama yönünden herhangi bir risk taşımamaktadır. Seri üretime geçilmesi durumunda
fabrikada üretilmesi oldukça kolay olup ticari ve sağlık alanında kolaylık sağlayacaktır.
Bitkilerin toplanması ile başlayacak olan sürecini bitkilerin ekstrelerinin alınması,
dinlendirme, biyofilmin hazırlanması, döküm, kurutma ve sıyrılma aşamaları takip edecektir.
Çoğu aşama makineler ile yapılabilecek olup insan iş gücünü azaltacaktır. Paketleme
açısından da oldukça kolay olan biyofilm yara örtüsü tekli veya çoklu satıma uygundur.
Depolama açısından oda sıcaklığında kolaylıkla saklanabilmekte ve herhangi bir bozulma
meydana gelmemektedir.
10. Kaynaklar