You are on page 1of 12

SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU

DIŞ TİCARET

İLETİŞİM

FİNAL ÖDEVİ

ÖĞR.GÖR.HAYRÜNİSA GÜREL

ECENUR FİDAN
O355320043
GİRİŞ

Konuşmak, sözlükte ‘duygularını ve düşüncelerini bir dilin


sözcükleriyle anlatmak’ anlamına gelir. Düşünceler
seslerden oluşmuş kelimeler aracılığı ile belirtilir. Yani
düşünce ve dil arasında yakın bir ilişki vardır. Dili güzel ve
akıcı bir şekilde, vurgulara, tonlamalara ve yuvarlamalara
dikkat ederek konuşmak tabii ki çok önemlidir fakat
düşüncelerin güzel olması daha önemlidir. Çünkü insanlar
düşündükleri şeyleri dile döker. Düşünerek konuşmak etkili
bir iletişim için gerekli olan yöntemlerin başında gelir.

Düşünceler ve duygular arasında da yakın bir ilişki vardır.


Mutluluk, üzüntü, korku, iğrenme, öfke, sürpriz gibi
insanların yaşadıkları duygular düşüncelerine yansır.
Yaşadıkları o andaki duygular düşüncelerini şekillendirecek
ve buna bağlı olarak söyleyeceği sözler insanın o anki
durumunu ifade edecektir. Dolayısıyla insanları kırmadan
güzel düşünceler ve güzel dil ile konuşmak, düşünerek
konuşmak fazlasıyla önemlidir.
1. ETKİLİ İLETİŞİM NEDİR?

1.1. ETKİLİ KONUŞMANIN İLKELERİ NELERDİR?

1. İletişim yalnızca ileti gönderilen bir süreç değil, aynı


zamanda etkileşimsel bir süreci de içine alır. Etkili iletişim
nedir diye sorduğumuzda cevabı yalnızca güzel konuşma
tekniklerinde aramak doğru olmaz. İletişimi tüm boyutlarıyla
ele almak gerekir. Etkili iletişimi, iletici bireyin yani kaynağın
sahip olduğu sözel ve bedensel becerilerin, alıcı bireyin
beklentileri ile doğru noktada buluşması olarak
tanımlayabiliriz. İletişim güçtür, doğru bir iletişim
sağlayabilen bireyler kendilerinin dünya deneyimlerini ve
dünyanın onlar üzerindeki deneyimlerini değiştirebilirler.
1.1. Güzel ve etkili konuşmanın önemli olduğu kadar güzel
düşüncelerinde önemli olduğunu söylemiştik. Sağlıklı
düşünceler sağlıklı iletişimi sağlar ve bu sağlıklı iletişimi
geliştirmek için, karşı tarafın bizi daha doğru anlayabilmesi
için ve karşı tarafta istediğimiz etkiyi sağlayabilmemiz için
bazı dikkat etmemiz gereken unsurlar vardır. Bu unsurlar
şunlardır:
Açıklık: Konuşmanın hem fizyolojik hem de psikolojik
yönüyle ilgilidir. Sesleri doğru çıkarmak, sözcükleri doğru
boğumlamak ve sözcükleri cümlelere dönüştürürken doğru
vurgulamak konuşmamızın açık olmasını sağlayacaktır. İyi
bir konuşmacı olmak istiyorsak karmaşık cümleler
kurmamaya özen göstermeliyiz.

Doğallık: Konuşmacının dinleyici üzerinde etkili olabilmesi


için konuşmasının doğal ve inandırıcı olması gereklidir. Bunu
ise ancak konuşma sırasında rahat olmakla başaracaktır.
İçten bir konuşma samimi olunmalı ancak ölçüsüz olmamaya
dikkat etmeliyiz.

İnandırıcılık: Konuşmacının dile getireceği konuyu dinleyici


grubuna inandırmak istiyorsa öncelikle sunmuş olduğu
fikirlere kendisi inanmalı. Kişi inanmış olduğu fikirleri çok iyi
savunur ve karşısındakilere aktarabilir. Konuşmacının
vereceği örnekler konunun desteklenmesi için önem
taşımaktadır. Eğer konuşmacı buna dikkat etmezse dinleyici
üzerindeki etki ortadan kalkar.

İlginçlik: Konuşma konusu her zaman dinleyicinin ilgisini


çekebilmelidir. Konuşmacının vereceği mesajlar ve konuşma
içeriği ilgi çekmelidir. Konumuza uygun anlatım sırasında
kullanabileceğimiz materyaller konunun daha da ilginç
olmasını sağlayabilir. Sözlü anlatım sırasında konuyla
bağlantılı anekdotlar, hikayeler eğlenceli ve dikkat çekici
olabilir. Beden dili yani jest ve mimikler, bunun yanında
vurgu ve tonlamalar da ilgi çekici olabilir.

Konuşmacının Bilgi Donanımı: İyi bir konuşma sağlam


bilgi ve belgelere dayanmalıdır. Konuşmacı konuşmasında
kullanacağı mesajları ve bilgileri en doğru biçimde
aktarmalıdır. Bunu da yapabilmesi için kendi akademik bilgi
donanımının da yeterli düzeyde olması gerekli. Başarılı bir
konuşma için içeriğe uygun temel ve akademik bilgiye sahip
olmalı ve zengin söz dağarcığımızla cümlelerimizi
desteklemeliyiz.

Üslup: Konuşmamızda belli bir üslup edinmeliyiz. Ancak bu


seçimde çok dikkatli olmalıyız. Çünkü konumuza bağlı
kalmadan oradan buradan çenebaz bir üslup olmamasına,
sunum sırasında çekingen tavır ve üsluptan, kendimizi öven
konuşmasında kendi ve yaptıklarından bahseden bir
üsluptan kaçınmalıyız. Ağır başlı, ciddi, çok gergin olmayan,
eğlenceli, nazik ve orijinal özellikler taşımaya özen
göstermeliyiz.

1. İyi bir konuşma yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır.

2. İyi bir konuşma, ilginç ve değerli konuları kapsar.

3. İyi bir konuşma, konuşmacının kişiliği ile bütünleşir.

4. İyi bir konuşma, belli bir amaca yönelir.

5.İyi bir konuşma, konuşmayı etkileyen etkenleri


çözümleyerek oluşur.

6. İyi bir konuşma, sağlam bir konuşma yöntemi üzerine


kurulur.

7. İyi bir konuşma dinleyicilerin ilgi ve dikkatini toplar.

8. İyi bir konuşma sağlam bilgilere dayanır.

9. İyi bir konuşma, etkili bir ses tonu, el ve yüz hareketleri


gerektirir.

10. İyi bir konuşma, canlı bir dil, hareketli bir üslup
gerektirir.

ETKİLİ İLETİŞİM KURMANIN ÖNEMİ


İletişim, insan için olmazsa olmaz bir olgudur. Yaşamın her
anında her konuda iletişim kuran bizler, bazen bu
iletişimlerde başarılı da olabiliriz başarısız da. Başarılı
olduğumuz zamanlarda birçok şeyi değiştirebiliriz ya da
kazanabiliriz fakat ufacık bir başarısız iletişimde birçok şansı
kaybedebiliriz. Günlük hayatımızda ve iş hayatımızda sağlam
ve iyi ilişkiler kurabilmemiz iletişimimizin doğruluğuna
bağlıdır. Bir tanışma esnasında etkili ve doğru iletişimimizin
sonucu olarak sağlıklı bir ilişki kurabiliriz ya da bir iş
görüşmesinde etkili ve doğru iletişimimizin sonucu olarak o
işe sahip olabiliriz.

Etkili iletişim kurabilen bireyler diğer bireylere göre bir adım


daha önde olurlar. Kendilerini daha doğru ve daha iyi ifade
edebilme becerisini kazandıkları için hayatın her alanında
başarılı olabilme şansına sahiptirler. Avantajları diğer
bireylere göre daha fazladır. Örneğin bir iş mülakatı
esnasında dilini daha iyi kullanan, kelimeleri daha açık ve
anlaşılır şekilde telaffuz eden ve doğru kelimeleri kullanarak
cümleler kuran birey mülakatta başarılı olabilir. Dilini kapalı
şekilde kullanan ve mantıksız cümleler kurup karşı tarafın
anlayamayacağı bir üslup ile konuşan bireyin mülakatta
başarılı olabilme şansı çok daha azdır. Tabii ki etkili iletişim
yalnızca güzel konuşma teknikleriyle sağlanamaz. Etkili
iletişim empati kurabilmeyi, anlayışlı ve iyi bir dinleyici
olabilmeyi gerektirir. Bazen anne ve babalar çocuklarına
karşı etkili iletişim kurmayı başaramazlar. Onları anlamazlar.
Onlara nutuk çekmek, gözdağı vermek, korkutmak,
suçlamak, emir vermek ve dinliyormuş gibi görünmek
iletişimde yapılan hatalardır ve bu hatalar etkili iletişimi
engeller. Çocuklar da bu iletişim alışkanlığı ile
büyüdüklerinde ve yetişkin bireyler olduklarında etkili
iletişim becerisine sahip olamazlar. İletişim hataları
hayatlarının her anında sürüp gider. Bireylerle yanlış ve kaba
şekilde, anlamadan, dinlemeden ve düşünmeden
konuşurlar. Tartışmalarda yapıcı olamazlar.

Etkili iletişimin ne kadar önemli olduğunu burada anlıyoruz.


Etkili iletişim sayesinde bireyler başkalarını daha iyi anlar,
kendilerini daha iyi ifade eder. Birbirleriyle içten ve samimi
ilişkiler kurarlar. Birbirlerine karşı daha hoşgörülü ve saygılı
olurlar. Başkalarını daha az incitir, onları kırmadan tartışıp
anlaşabilirler. Gereksiz tartışmaları önleyebilir, öfkenin
önüne geçebilirler. Etkili iletişim bize birçok güzel şeyi
sağlayabilir. Bir baba çocuğunun başını okşadığında, ona
sevgisini beden diliyle gösterdiğinde etkili iletişim kurmuş
olur. Bir genç kız arkadaşına üzgün olduğunu söylediğinde
arkadaşının onu anlaması ve teselli etmesi yine etkili bir
iletişim örneğidir. Kısaca özetlemek gerekirse hayatta mutlu
olmanın da, iyi ilişkiler kurabilmenin de ve kendini geliştirip
tanıyabilmenin de sırrı etkili iletişimdir.
EMPATİ

Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de öyle davran.


Bana göre empati budur. Başkalarının yerine kendini
koyabilmektir. Onun yerinde ben olsam yaşadıklarını ben
yaşasam nasıl olurdu diye düşünebilmektir. Başkalarının
hissettiklerini, duygularını ve düşüncelerini doğru anlayıp,
paylaşabilmektir. Kısacası empati bencil olmamaktır. Bir olay
ile anlatacak olursak:
Bir gün okuldayken kız arkadaşımın hüngür hüngür
ağladığını gördüm ve ona neden ağladığını sordum. ‘Şapkam
kaybolduğu için ağlıyorum’ dedi. Ben ise ‘Bunun için ağlanır
mı ne olacak yeni şapka alırsın’ dedim. Bana ‘Sen ne anlarsın
ki’ deyip tersledi ve gitti. Neden kızdığını anlayamamıştım.
Daha sonra o kız arkadaşımın annesinin okula geldiğini
gördüm. Müdür yardımcısı ile konuşuyordu. Yanlarından
geçiyorken duyduğum sözler beni derinden yaralamıştı.
Meğersem kız arkadaşımın babası kanser sebebiyle vefat
etmiş ve hastayken taktığı şapkayı ölmeden önce kızına
vermiş. Kız arkadaşımın babasını son görüşü o şapkayı aldığı
zaman olmuş. Oysaki ben onu dinlemeden ve anlamadan
önyargılı davranmış ve acısını küçümsemiştim. Dışarıdan
baktığım zaman anlam verememiştim. Şimdi anladım ki her
insanın olaylara karşı kendine özgü bir bakış açısı var ve ben
bunu dışarıdan göremezdim. Ancak kendimi onların yerine
koyduğumda ve onları dinleyip anladığımda görebilirdim.
İşte bunu yaptığım zaman kız arkadaşımın hislerini
paylaşabilir ve onun kadar ben de çok ağlardım.

You might also like