Professional Documents
Culture Documents
EDEBİYAT-FELSEFE İLİŞKİSİ:
a. Felsefe Açısından Edebiyat:
İnsanoğlu dil gelişimini gerçekleştirmekle birlikte duygu ve düşüncelerini aktarma ihtiyacı
hissetmiştir. Duygu ve düşüncelerin aktarılmasında edebiyat sanatı her zaman ön planda
olmuştur ancak zamanla bu aktarım faaliyetleri sorgulamaya dönüşerek felsefe adıyla yeni bir
biçim kazanmıştır. Bu nedenle edebi faaliyetlerin bir sonucu olan felsefe ile edebiyatı ayrı
düşünmek bir hata olacaktır. Felsefe ile edebiyatın dili işleme metotları farklı olsa da felsefe
tarihine baktığımızda bazı filozofların eserlerinde “edebi bir üslup”
kullandıkları söylenebilir. Bu filozofları değerli kılan yine düşünceleridir ancak bu
düşünceleri edebiyatın olanaklarından yararlanıp anlatmak eserlerinin ilgi görmesini
sağlamaktadır. Bazen kısa bir şekilde ifade edilebilecek bir düşünce edebiyatın sanatsal
gücünden yararlanılarak sayfalar dolusu bir metin halinde hayat bulabilmektedir. Bu
bakımdan felsefe, edebiyatın özellikle dili işleyiş metotlarından yararlanmaktadır. Burada dili
etkili kullanmadaki amaç düşüncenin daha etkili bir şekilde aktarılabilmesi içindir. Ancak
edebiyatın dili kullanmadaki mantığı insanlara estetik bir zevk verebilmektir.
b- Edebiyat Açısından Felsefe:
Her edebi eser, yazarın bir düşünce eylemi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yani yazar edebi
eserlerini belli bir düşüncenin temelinde oluşturmaktadır. Eğer eserin arka planında bir
düşünce yatmazsa o ürünü kurgulamak, olayları, kişileri ve metni yapısal olarak ortaya
koymak da mümkün olmazdı. Sanatsal metinlerin arka planında yer alan bu düşünce metnin
tümüne yayılmamıştır. Bu fikirler temeli atılmamış bir bina gibidir, yani felsefi temellerden
uzaktır. Edebiyatın amacı eserlerinde bir düşünceyi işlemek
değil biçim ve anlatım olarak insanları etkileyebilmektir. Düşüncenin metnin tümüne
dağıtılması ve ağırlıklı olarak işlenmesi ancak felsefi metinlerde karşımıza çıkmaktadır. İç içe
girmiş ve böylesine güçlü bağlantılar oluşturmuş olan felsefe ile edebiyatı birbirinden ayrı
düşünmemiz mümkün değildir. Bu nedenle günümüzde Albert Camus, Franz Kafka,
Dostoyevksi ve Jean-Paul Sartre gibi isimler felsefe ve edebiyatı bir arada
tutabildiklerinden “sanatçı filozoflar” olarak adlandırılmaktadır.
c- Edebiyat ile Felsefe Arasındaki Ortak Noktalar:
1. Edebiyat da Felsefe de bireysel bir çabanın ürünüdür.
2. Edebiyatta da Felsefede de hayal gücü vardır fakat felsefecinin hayal gücü
edebiyatçınınkinden az değil yer yer daha fazla olabilir. Felsefecinin hayal gücü
matematikçininki gibi soyuttur.
3. Kimi edebiyatçılar eserlerinde felsefeyi kimi felsefeciler eserlerinde edebiyatı
kullanmışlardır.
4. Edebi bir tür olan deneme edebiyat ile felsefe arasındaki köprüyü kurar. Felsefi
denemecilik bir felsefe fikrini ortaya atar ve değişik açılardan o fikrin kanıtını bulmaya
çalışır. Edebi denemecilik ise edebiyatta duygudan ziyade düşüncenin ağırlık kazandığı
zamanlarda başvurulan bir yöntemdir.
5. Edebiyat ile Felsefenin ortak paydası dildir. İkisi dile gömülü; dile zirveye çıkaran
etkinliklerdir, fakat bu dili kullanmada edebiyatın üstünlüğü vardır. Felsefe edebiyattan aldığı
birikimi başka bir işlemden geçirir. Yani edebiyattan aldığı suyu arıtarak kullanır.
2.EDEBİYAT-PSİKOLOJİ VE PSİKİYATRİ İLİŞKİSİ
Edebi eserler, insanı tüm yönleriyle incelemeyi ve tanıtmayı amaçlar. Geniş ruh
çözümlemeleri yapar, insanın iç dünyasını, duygu ve hayallerini anlatır. Böylece okurun
“insan” denen varlığı çok yönlü olarak tanımasına yardımcı olur. Bireyin iç dünyasını konu
alan bu eserler, hem psikolojiden yararlanmış hem de psikoloji bilimine katkı sağlamış olur.
Dostoyevski'nin ünlü romanı Suç ve Ceza'daki Raskolnikof hırsı, suça meyli, suçluluk
psikolojisi, gelgitleri, vicdan muhasebesi gibi yönleriyle başarıyla yansıtılmış bir karakter
olarak karşımıza çıkar.
EDEBİYAT VE PSİKOLOJİ ORTAK ÖZELLİKLERİ
*Edebiyat ve psikoloji biliminin asıl malzemesi insandır.
*Edebiyat ve psikoloji insanı bir bütünlük içinde kavrayarak onun doğasına yaklaşma
gayretindedirler.
*Genel olarak her ikisinin de insan ruhunu kavramaya, onun düşünce, davranış ve
duygularına yön veren bilinçaltı süreçlerine daha yakından bakmaya ve onu çevresinden
koparmadan bir “bütün” olarak görmeye çabalayan çalışma sahaları olduğu görülür.
*İkisinin de ürün ve verileri birbirleri için önemli malzemelerdir. Örneğin Mehmet Rauf'un
Eylül; Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanları psikoloji biliminin önemli
malzemesidir.
EDEBİYAT-PSİKOLOJİ ARASINDAKİ FARKLAR
*Edebiyat güzel sanat etkinliğidir; psikoloji ise insanın bilişsel süreçlerini, insan ve hayvan
davranışlarını birlikte araştıran bilim dalıdır.
*Edebiyatta amaç estetik haz vermektir. Psikolojinin temel amacı ise insan davranışlarını
anlama ve tanımadır.
*Psikoloji insanı doğal gerçekliğiyle ele alır edebiyat ise kurmaca bir dünya içinde ele alır.
*Her ikisi de insanı ele alır fakat edebiyat daha geniş ve kapsayıcı bir anlatımı benimser.
*Yöntem ve teknikleri birbirinden farklıdır.
ANLATIM TEKNİKLERİ:
1.Anlatma Tekniği: Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına anlatıcı girer. Okuyucu
hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Okuyucunun dikkati anlatıcı üzerinde
yoğunlaşır.
Örnek: Mahalle kahvesinin önündeki setin üstü sanki ufak bir bahçecikti. Ortada küçük bir
havuz, içinde gazoz şişeleri, etrafında biraz çimen, kınar çiçekleri. Kapının sağ tarafında
bazısı giyimli, birtakım da gecelik entarileri, Şam hırkaları iler dört beş kişi İstanbul'un son
zelzesinden konuşuyorlardı. (Memduh Şevket Esendal-Pazarlık Hikayesi)
3. Özetleme Tekniği: Daha çok eski klasik eserlerde görülen bu teknikte, varlığı kuvvetle
hissedilen anlatıcının olayları, kişileri veya hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi
özetleyerek anlatması esastır. Çağdaş romancılar bu ışı "bilinç akımı"," veya " iç monolog"
tekniklerinden yararlanarak yaparlar.
Örnek: "Ali Rıza Bey, Babıali yetişmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar
Dahiliye kalemlerinden birinde çalışmıştı." (Reşat Nuri Güntekin-Yaprak Dökümü)
6. Bilinç akışı: Kişilerin duygu ve düşüncelerini, herhangi mantıki bir bağ ve gramer kuralı
endişesi taşımaksızın, düzensiz bir şekilde ve çağrışım ilkesi paralelinde doğrudan doğruya
okuyucuya aktarmaktan ibarettir. Aynı zamanda insanların tanıtılmasında da kullanılan bu
teknikte yazar, okuyucuyu kahramanın iç dünyası ile baş başa bırakmayı hedefler.
Örnek: “Yollar kalabalıktı. Baktığı yeri gözlerinden en uzun sakladıkları için en çok Bebek
tramvayına kızıyordu. Devetüyü paltolu bir kadın görünce yüreği çarptı; ama o değildi.
Şapkalıydı. Kalktı. Kapıya yürürken duvardaki takvimi gördü. 7 Mart Cumartesi yazılıydı.
27‟nin yarısı kara yarısı kırmızıydı. Rahatladı. İşte boşuna beklemişti. İnsanların düzeninde
bütün ayrıntılar önemliydi. Günlerin adı bile… Bugünün cumartesi olduğunu bilseydi saat
birde onu görürdü.” (Yusuf Atılgan-Aylak Adam)
9. Diyalog: Öykü kişilerinin karşılıklı konuşmalarına dayanır ve sıkça kullanılan bir anlatım
tarzıdır. Romancıların birçoğu bu teknikten yararlanmıştır çünkü diyalog tekniği roman ve
öykünün vazgeçilmez yapı taşlarından birisidir. Diyaloğu vazgeçilmez kılan bu tekniğin
işlevselliğidir. Bu bağlamda diyalog; olayın gelişmesinde, kahramanların ruhsal ve sosyal
durumlarının açıklanmasında, konuşmalarda yatan kültür ögelerinin saptanmasında (ağız,
şive, üslup), eserin daha dinamik bir hale gelmesinde ve
hafiflemesinde oldukça etkilidir. Diyalog tekniği iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Dış diyalog bildiğimiz iki veya daha fazla kişinin karşılıklı konuşmasıdır.
Örnek: Sadrazam bu adamı tanımıyordu. Sordu: - Burada mı oturuyor?
- Evet.
- Ne iş yapıyor?
- Biraz zengindir. Vaktini okumakla geçirir.
10. Geriye Dönüş: Bir eserde olayların zaman sırasını bozarak geçmiş bir zamana ya da olaya
dönme
yoludur.
Örnek: “Emir Bey’e baktı, yüzü gergin ama solukları düzgün. İki yıl önceki yangının son
yuttuğu evi hatırladı. Aram Usta’nın oturduğu evi. Az yukarda, üç yol ağzındaydı. Şimdi, arta
kalan yığıntıda kuzukulağı, hindiba yetişiyor. Evin tahta perdeyle sokaktan ayrılmış
bahçesinden mimoza ve nisan gülü dalları sarkardı dışarı. Küçükken, o köşede oyun
oynamaktan korkmuştu hep. (Ayla Kutlu)