You are on page 1of 4

MÜZİĞİN ALGILAMA VE ANLIK ÖĞRENME ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK 

ETKİLERİ

Özet

Belirli müzik türlerinin algılama ve anlık öğrenme üzerinde etkilerini inceleyen bu


deneyde kanıtlanmak istenen hipotez: Klasik, pop müzik türlerinin coşku, dinginlik
bakımından diğer müzik türlerine oranla insanlarda psikolojik açıdan daha olumlu
etkiler bırakabileceğini gözlemlemek; bu yolla algılama düzeyinde ve anlık öğrenme
süreçlerinde kısmi anlamda farklılıklar olabileceğini ortaya koymaktır. 

Anahtar Sözcükler: Psikoloji, algılama, anlık öğrenme, klasik müzik, pop müzik,
metal müzik.

Giriş

İnsanoğlu varlığından bu yana geliştirdiği kendine has yetileri ve kabiliyetleri ile


gelişmiş, bu gelişmelerle ruhani gereksinimleri ortaya çıkarmıştır. Bu gereksinimlerle
edebiyat, resim ve müzik gibi sanat alanları doğmuş ve kendi içinde gelişmiştir. Bu
sanat alanlarından olan müzik, insanın zihinsel ve ruhi gelişimi, kültürel olgunluğu ve
uygarca yaşamı için büyük önem taşımaktadır (Yener; 2011; 120). Müzik, dingin,
zinde, sosyal bir hayatın kapılarını açar. Psikolojik açıdan sağlıklı bir yaşam
sürmemize yardım eder.

 Bununla birlikte müziğin fizyolojik anlamda bizi etkilediğine yönelik birçok bulgu
ortaya atılmıştır. Yani belirli müzik aletleri sinir sistemimizi kesin olarak
etkilemektedir. Yüksek veya alçak sesler sinirsel gerilim veya gevşeme şeklinde etkili
olmaktadır (Özge Gençel; 2006; 702-703). Rus Doktor Dogiel 1880 yılında
Almanya’da yaptığı bir uygulamada, çıkan sesin yüksekliğine, şiddetine ve aynı
zamanda çalgının çeşidine göre kan dolaşımında değişiklikler meydana geldiğini
saptamıştır (Özge Gençel; 2006; 702-703). Yapılan pek çok deneydeki temel bulgular
müzik türlerinin farklı kültür ve yaştaki insanlara farklı etki ettiğini; klasik müziğin
genel açıdan insanlara iyi ve rahat hissettirdiğini, pop müziğin ise insanların
coşmasına ve harekete geçmesine sebep olduğunu ortaya koymaktadır. Ritimlerin,
sözlerin, frekansların ve müziğin insanların üzerinde bıraktığı etkinin rahatlatıcı veya
coşkulu bir hale bürünmesi insan duygularını genellikle olumlu yönde etkiler. Bu
bulgulardan yola çıkılarak müzikle ilgili; müziğin etkilediği psikolojik ve fizyolojik
etmenler beynimizin daha verimli çalışmasına sebep olabilir hipotezi ortaya atılabilir. 

Hangi müziğin hangi yaş gruplarına veya hangi kişilikteki insanlara etki edebileceği
önemlidir. “Bireyin günlük yaşamda müzik dinlemeye ayırdığı sürenin onun
psikolojik iyi oluş durumu üzerine etki etmektedir. Ancak ortaya çıkan bu sonuç
istatistiksel olarak anlamlı olsa da, psikolojik iyi oluş durumu üzerine asıl etki eden
faktörün müzik dinleme süresinden çok dinlenilen müzik türüdür. Rap ve arabesk
müzik dinlemeyi tercih eden bireylerin, diğer müzik türlerini dinlemeyi tercih
edenlere göre çevresindeki bireylerle sıcak ve samimi ilişkiler kuramda zorlandıkları,
kendi yaşam amaçlarını belirlemede yetersiz kaldıkları görülmüştür. (Fahri Sezer;
2013; 500)” Fakat 13-15 yaş gruplarındaki çoğu kişi metal veya pop müzik türlerini
diğer müzik türlerine oranla daha fazla dinlemektedir. Yapılan görüşmeler sırasında
da genellikle metal, pop müzik türlerini dinleyen katılımcılar sevdikleri müzikleri ders
çalışırken veya dinlenirken dinlemeyi tercih ettiklerini ve işlerine rahatlıkla
odaklanabildiklerini itiraf etmişlerdir. Katılımcıların alışkanlıkları, gelişim temelli
durumları, aynı zamanda monoton yaşantılarından sıyrılma ve canlı olma isteği de göz
önünde bulundurulduğunda bu gibi müzik türlerinin onlara fayda sağladığını
düşünmeleri kültürel çevrelerinin, sosyal alanlarının ve psikolojik tutumlarının
sonucudur. Bu zamana kadar yapılan çalışmalarda müziğin etkileyebileceği öğrenme
ile ilgili bir genelleme veya yaklaşım bulunamamıştır. 

Yöntem

Anlık öğrenme ve algı düzeylerinin müzik tarafından olumlu veya olumsuz


sonuçlarını doğru bir biçimde kanıtlayabilmek için algılama ve anlık öğrenme
düzeyleri eşit, yaşları, akademik başarı seviyeleri benzer olan katılımcıların müzikli
bir ortamda bilgi alımını nasıl gerçekleştirebileceğini gözlemlemeye ihtiyaç duyulur.
Fakat farklı müziklerin farklı duyguları açığa çıkarabilmesi başka bir deyişle farklı
etkilemesi nedeniyle müzik türlerinin seçimi konusunda yapılan çalışmalara göre bir
yöntem izlenmiştir. Bu yöntem en uçta olumlu veya olumsuz bir biçimde etki
gösterdiği kanıtlanmış müzik türlerinden oluşmaktadır. “Rentfrow ve Gosling'in,
müzik tercihleri ile kişilik özellikleri arasındaki bağlantıyı araştırdıkları
çalışmalarında, sert ve isyankar müzikler (rock, alternatif, heavy metal v.b.) dinleyen
bireylerin risk almaktan hoşlanan, fiziksel olarak etkin ve farklı şeylere meraklı kişiler
oldukları; hareketli ya da geleneksel müzikler (film müzikleri, pop v.b.) dinleyen
bireylerin neşeli, sosyal, güvenilir, başkalarına yardım etmekten hoşlanan ve
kendilerini fiziksel olarak cazip bulan kişiler oldukları görülmüştür. Enerjik ve ritmik
müzikler (rap/hip hop, dans/elektronik, soul/funk) dinleyenlerin konuşkan, enerjik,
bağışlayıcı bireyler oldukları ve kendilerini çekici buldukları görülmüştür. Komplike
ve yansıtıcı müzikler (blues, caz, klasik, folk) dinleyen bireylerin yeni deneyimlere
açık, kendini zeki bulan, sözel becerileri kuvvetli ancak atletik becerilerle negatif
ilintili bireyler oldukları saptanmıştır. (Cenk Erdem; 2011; 2)” Her ne kadar da
müziğin bu insanları etkilemiş olabileceğinin değil de genel ölçekteki davranış
biçimlerinin gösterimi yer almış olsa da bu veriler tamamıyla genellemelere
dayanmaktadır. İnsan pek çok duyguyu bünyesine alan bir canlıdır ve müzik türleri u
duyguların dışa vurumunda bir aracı görevi görür. Bu çıkarımdan hareketle, sert ve
isyankar olduğu ve 13-15 yaş arasındaki bireyler arasında popüler olduğu için metal
müzik; hareketli olduğu için pop müzik; enerjik ve pozitif etkiler bıraktığı için klasik
müzik tercih edilmiştir.

 Deney sürecinde tercih edilen 13-15 yaş grubunun seçilmesindeki genel amaç
alışkanlık bakımından bu yaştaki bireylerin müzikle daha iç içe olması ve bu yaştaki
bireylerin müzik esnasındaki algılama, öğrenme durumlarının araştırılmasına gerek
görülmesinden kaynaklanmaktadır. Zira daha önce de bahsedildiği üzere bu yaş
grubundaki bireyler herhangi bir aktivite sırasında müzik dinlemeye genel anlamda
alışkındırlar.
Deney sürecinin en önemli hususu olan anlık öğrenmeyi ve algılamayı ölçebilmek
için öğrencilerin eşit seviyedeki homojen gruplardan oluşması gerekir, bu nedenle
grupları oluşturmadan önce tüm gönüllü katılımcıları Burdon Dikkat testi aracılığıyla
ayrıldı ve çoğunlukta olan kişilerle 7 ila 10 kişi arasında değişen gruplar oluşturuldu.
Katılımcılardan kendi bulundukları grubun müzik türü dışında bir müzik
dinlenmemesi ricasında bulundu, deneyde klasik müzik, pop müzik, metal müzik ve
kontrol grubu olmak üzere 4 grup oluşturuldu. Deney içerisinde her gün için toplam 5
konu belirlendi ve bu konular tüm gruplara görsel bir şekilde desteklenmiş sunumlar
aracılığıyla (Görselli sunum ile öğrenmenin daha etkili olması hedeflenmiştir.) eşit
sürelerde sunuldu. Deneyin tüm aşamalarında grupların müzikleri dinletilerek
bireylerin farklı müzik türleri aracılığıyla dinlediklerini anlama, toparlama ve yazıya
dökme süreçleri incelendi. katılımcıların birbirlerinden kopya çekmelerinin
engellenmesi amacıyla boş kağıtlara akıllarında kalan bilgilerin müzik eşliğinde
yazılmaları istendi. Deneyin devamlılığı ve hassasiyeti açısından 5 günlük süreç
içerisinde aralıksız olarak, aynı saatler ve eşit süreler içerisinde deney gerçekleştirildi.
Aynı zamanda deneyin doğru sonuçlar verebilmesi için deneydeki müzikler sürekli
olarak kendi tür-gruplarının içerisinde değiştirildi (aynı müziklerin tekrar tekrar
dinlenilmesi ile oluşabilecek ezberin veya etkilerin önüne geçmek), deneyin müzik
türleri- zamanlaması- kişinin algılama ve anlık öğrenme seviyesi dışındaki tüm
değişkenler aynı tutuldu.

Deney süresince verilmiş olan bilgilerin öğrencilerin bilmediği hususunda


emin olunmuştur. Deneyde kullanılacak bilgiler birbirinden bağımsız olarak
oluşturulmuş ve sabit kaynaklardan yararlanılmıştır (ekte bilgiler ve öğrencilerin
cevaplarının bulunduğu bazı örnek kağıtlar sunulmuştur). Deneyler deneyin
yürütüldüğü okulun konferans salonunda başka dikkat dağıtıcı hiçbir etkinin
olmayacağı şekilde düzenlenmiştir. Deney her gün 4 kere farklı gruplara tekrar
edilmiş ve toplam 5 gün bu şekilde sürdürülmüştür. Kağıtların analizi içerdiği bilgi
bakımından değişiklik göstermiştir. Örneğin; (...)Milenyum sıralamasında ilk 100’e
giren fizikçilerden biridir.(...) cümlesinde kişinin milenyum sıralamasına girdiğinden,
kişinin fizikçi olduğundan ve başka fizikçilerin de ‘Milenyum’ sıralamasına girdiğinden
bahsedilmiştir. Bu anlam içeriği bakımından diğer kağıtlarla karşılaştırılarak puanlama
uygun görülmüştür. (Yöntemden birazcık daha bahset.)

Bulgular

Bulgular 

Sunular 5 dakika içerisinde bitirilmiştir. Katılımcılar deney sırasında müzik


eşliğinde veya müziksiz bir şekilde kendilerine verilen bilgileri hazmetmesi ve kağıda
dökmesi için 2 dakika verilmiştir. Bunun nedeni akıllarında kalan bilgilere göre
katılımcıların tüm kağıda dökme süreci boyunca diğer bireylerle olan farklarının
belirginleştirmek istenmesidir. Tüm grupların günlere göre ortalamaları ve toplam
ortalamaları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 

Anaksimandros Sinestezi Sabuncuoğlu Ukiyo- Maxwell


Şerefeddin e
Klasik
Müzik

Metal Müzik

Pop Müzik

Kontrol
Grubu

Tabloda da görüldüğü gibi hareketli müzik türlerinden biri olan pop müzik en
yüksek başarıyı göstermiştir. Katılımcıların seviyelerinin birbirine benzer olması
nedeniyle ortaya çıkan puanlamalar birbirine benzer olmuştur. Bu puanlama
sonucunda katılımcıların müzik seçimlerinden çok duygu durumları ve
psikolojilerinin etkili olduğu düşünülmektedir. Çünkü müzik seçimleri alışkanlığımız
haline gelirse adapte oluruz duygularımızı oluşturmaz sadece açığa çıkmasını sağlar.
Ama bu puanlamayı belirleyen en önemli husus müziğin altında etkilenen
psikolojileridir. Uygun bir açıdan bakılacak olursa bilgi alabilme kabiliyetleri aynı
oranda olan kişilerin daha önceden dinlediği müzik türleri onların duygu durumlarına
o zaman içinde etki etmiş olabilir ama dinlediği müziklerin tür seçimi deneyleri
etkilemez, sadece çalışma ortamında dinlediği bir müzik ise bu onun adapte olmasını
ve odaklanabilmesini sağlar. Bu da deneyi etkilemez çünkü deneyin tüm
katılımcılarının oluşturduğu gruplar çoğunlukla dinlemeyi tercih etmedikleri müzik
türünün bulunduğu grup olarak denk getirilmiştir. 

You might also like