You are on page 1of 1

Nebe' Suresi, 31 - 35 Ayetleri

ً َ َ َ َّ ُ ْ َّ
﴾٣١﴿ ۙ‫ا ِن ل ِلمتق۪ني مفازا‬
31. Şüphesiz ki muttakîler (duyarlı olanlar) için ödül(ler) vardır:

ً َ ْ ََ َ ٓ َ َ
﴾٣٢﴿ ۙ ‫حدائِق واعنابا‬.
32. Bahçeler ve üzüm bağları,

ً َ ْ َ َ َََ
﴾٣٣﴿ ۙ ‫وكواعِب اترابا‬
33. Birbiriyle uyumlu, tomurcuk görünümlüler (üzüm salkımları, toprak ürünleri),
Ayetteki Kevâ‘ıbe etrâben ifadesinin, genç kız çocuklarıyla ilgili değil, bağlam gereği üzüm
taneleri veya üzüm salkımları şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Bu ifade, yumru bitkiler
şeklinde de anlaşılabilir. Kevâ‘ıb sözcüğü, Mâide 5:6’da el-ka‘beyni şeklinde topukların üstündeki
yumru biçiminde aşık kemikleri demektir. Türâb ile aynı kökten gelen etrâb sözcüğü de toprakla
ilişkilidir. Burada kastedilen, topraktan çıkan turp vs. yumru biçimindeki gıdalara benzer
şekildeki cennete özel içeceklerin meyveleri de olabilir. Zaten sonraki ayette de bunlardan elde
edilen ve dolu kadehlerdeki içeceklerden söz edilmektedir. Tekrar vurgulayalım ki biz bu ifadeyi
bağlama uygun olarak anlamlandırmak gerektiği kanaatindeyiz. Bu ifade daha önce
cehennemliklerle ilgili dile getirilenlerin zıddını temsil etmektedir. Buna göre Nebe’ 78:24. âyette
geçtiği üzere, cehennemliklerin orada tadamayacağı “meşrubat”ın karşılığında Yüce Allah
cennetliklerin “bahçeler ve üzüm bağlarındaki üzüm salkımları”ndan istifade edeceğini söylemiş
olmalıdır. Bu ifade hem cehennemlikler için söz konusu edilen meşrubattan mahrum kalmanın
zıddıdır; hem de Nebe’ 78:32-34’ten oluşan bağlam gereği “tomurcuklanmış, birbiriyle uyumlu
üzüm salkımları” veya “topraktaki yumru ürünler” olarak anlaşılmalıdır. Ayrıca âyette geçen
kevâ‘ıb sözcüğünün öncesi ve sonrasıyla irtibatlı olacak şekilde bahçeler, bağlar, meyveler, dolu
kadehlerle ilişkili olarak “üzüm salkımları” veya “yumru toprak ürünleri” şeklinde
anlaşılmasında herhangi bir sorun yoktur. Üzümlerin yuvarlak oluşu ve salkımların da aynı şekilde
yuvarlak bir görüntü vermesi bu noktada kevâ‘ıb kelimesinin anlamıyla uyumludur. Halil b.
Ahmed’in ifadesine göre kâ‘ıb kelimesinin iki çoğulu olarak gelen ki‘âb ve kevâ‘ıb kelimesi
“bitkinin yumru yerleri” manasına gelmektedir (Halil b. Ahmed, Kitâbü’l-‘Ayn, IV, 35). Bu
kelimenin sıfatı olan etrâb sözcüğü de üzüm salkımlarının birbiriyle uyumunu ifade etse gerektir.
Bahçeler, bağlar, birbiriyle uyumlu üzüm salkımları ve içi dolu kadehler Nahl 16:97’de de
belirtildiği üzere verilecek ödüllerde bir ayrıma tabi tutulmadan kadın-erkek bütün cennetliklere
orada verilecek ödüller olarak sayılmakta, kurtuluşun sonrasındaki cennet sefası dile getirilmiş
olmaktadır.
ً َ ًََْ
﴾٣٤﴿ ‫وَكسا دِهاق ۜا‬.
34. Dolu kadeh(ler).

ً َّ َ َ ً ْ َ َ َ ُ َ ْ َ َ
﴾٣٥﴿ ۚ‫َل يسمعون ف۪يها لغوا وَل كِذابا‬.
35. Onlar orada boş bir söz de yalan da duymayacaklar.
(Benzer mesajlar: Sâffât 37:47; Tûr 52:23; Vâkı‘a 56:25.)

You might also like