You are on page 1of 1

Okudukça başka bir göze sahip

olmak, gözlem ve deneyimin farklı bir boyuta geçtiği, araştırmacı ve araştırma

nesnesi arasında döngüsel bir süreci ifade eden, araştırmacının okudukları

üzerinden yeniden ve yeniden deneyimlediği ve değerlendirdiği geçişken, başka bir

deyişle geçirimli ve birbirini dönüştürebilen bir araştırma olanağı sunar.

Anlatı, açıklamaya değil, anlamaya,

okumaya ve yorumlamaya gönderme yapan bir kavram olduğundan dolayı katmanlı

ve çok anlamlı bir okuma önerir.

Araştırmacının zihnindeki ilk imgenin bu “eski”ler hakkında her bilgilenme ile

dönüşür ve gelişir olması, bu çalışmada bahsedilen anlatı ile paralellik gösterir.

Dışardan edinilen her bilgi, deneyimleyen için yeni bir göz oluşturur. Bu bilgiler

ışığında deneyimleyen özne, farklı bir durumu fark eder, deneyimini farklılaştırır

Burada, imgeyi sınırlayan, zamanın bir

bölümüne çakılmış bir duygu resmi haline getiren, nesneleştiren, özlemli bir yapı

değil de, mahallenin imgesinin sürekli değişim geçirdiğinin farkında olan

sürdürülebilir bir deneyimden söz etmekteyiz

You might also like