Professional Documents
Culture Documents
1
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 2: Bilişim, İnsan Hakları ve Kişisel Verilerin Korunması
ayrı ayrı hüküm altına alınmıştır. Nitekim Şartın 8. iki hakkın bir arada gerçekleşmeyeceğine dair herhangi bir
maddesi “Kişisel verilerin korunması” kenar başlığı ile şu neden bulunmamaktadır. Şöyle söylenebilir; veri koruma
düzenlemeyi içermektedir: ve düşünceyi açıklama özgürlüğü arasında temel bir
çatışma yoktur, ancak her iki hakkın da diğeri karşısında
“(1) Herkes, kendisini ilgilendiren kişisel verilerinin
dengelenmesi gerekir.
korunması hakkına sahiptir. (2) Bu veriler, adil bir şekilde,
belirli amaçlar için ve ilgili kişinin rızasına veya yasa ile Hem düşünceyi açıklama özgürlüğü, hem de özel yaşamın
öngörülmüş diğer meşru bir temele dayanarak tutulur. gizliliği hakkı ekseninde tartışılan anonimlik genel olarak,
Herkes, kendisi hakkında toplanmış verilere erişme ve bir kişi ya da grubun görüş ve düşüncelerini kimliğini
düzelttirme hakkına sahiptir. (3) Bu kurallara uyulması, ortaya çıkarmadan açıklaması ve yayması olarak
bağımsız bir makam tarafından denetlenir”. tanımlanabilir. İhbarcılar, muhalifler, utangaç kişiler,
görüşlerini açıklamalarının kendilerini olumsuz bir şekilde
Özel yaşam, tanınması kolay, tanımlanması güç bir
etkileyeceğini düşünenler, kişisel verilerinin
olgudur (Cavoukian, Tapscott, 1997). Bu güçlüğü
toplanmamasını ve hareketlerinin izlenmesini
aşabilmek için, bireyin çevresi ile ilişkileri iç içe geçmiş
istemeyenler için anonimlik oldukça yararlıdır. Anonimlik
alanlara, çemberlere benzetilmiş ve bu şekilde özel
hakkı, özellikle İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla
yaşamın sınırlarını belirlemeye çalışılmıştır. Bu çemberler
güncellik kazanmış ve tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle
ortak özellikleri bakımından üç grupta toplanabilir. “Genel
yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı dönemde İnternet
yaşam alanı” olarak adlandırılabilecek dış çember, kişinin
ortamında kişilerin kimliklerini gizleyebilmelerinin
herkesle paylaşabileceği, kamuya açık yaşam alanlarını
kolaylığı dolayısıyla görüşlerini ortaya koymada daha
içerir. İkinci olarak “kişinin özel yaşam alanı”, belirli
özgürce hareket edebilecekleri dile getirilmiştir. Binlerce
kimselerle ve belirli ölçüde paylaştığı yaşam parçalarını
insan, İnternet’te kendi özel yaşamlarına ilişkin yalnızca
kapsar. En içte kalan “sır alanı” ise kişinin yalnızca
kim oldukları bilinmediği takdirde söyleyebilecekleri
kendine saklamak istediği alanı oluşturur ve özel yaşam
şeyleri açıklamaktadır.
içinde değerlendirilir.
Özel Haberleşmenin Gizliliği
Özel yaşamın gizliliğine duyulan gereksinim, yalnızca
kişilerin gizlemek isteyebilecekleri ya da onları Özel haberleşmenin gizliliği ile kişilerin telefon, telgraf,
utandırabilecek bilgiler çerçevesinde de mektup, elektronik posta gibi araçlarla gerçekleştirdikleri
düşünülmemelidir. Bireylerin, özel olarak utanç özel iletişiminin gizliliğini ve güvenilirliğini korumak
duymalarını ya da gizlemelerini gerektirmeyecek hedeflenmektedir. Özel haberleşmenin gizliliğinde ilke,
durumlarda, bunlar yalnızca “başkalarını ilgilendirmediği” bireyin dilediği kişilerle dilediği şekilde haberleşmesinin
için kişilerin özel yaşamlarını gizli tutma hakları engellenmemesi ve bu haberleşmelerin ilgilinin onayı ya
bulunmaktadır. da yasal gereklilikler olmaksızın üçüncü kişilerin
müdahalesinden korunmasıdır.
Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü
Diğer Bazı Hak ve Özgürlükler
Bu noktada özellikle üzerinde durulması gereken ilk temel
hak, düşünceyi açıklama özgürlüğüdür. Düşünceyi Özellikle, “hassas kişisel veriler” olarak adlandırılan ve
açıklama özgürlüğü, “insanın serbestçe düşünce ve özel koruma gerektiren bazı veri türlerinin, kökenleri
bilgilere ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden oldukça eskiye dayanan bazı ilkelerle korunduğu
dolayı kınanması ve bunları tek başına ya da başkalarıyla görülmektedir. Hassas kişisel verilerin özel olarak
birlikte (dernek, toplantı, sendika vb.) çeşitli yollarla (söz, korunmasında hareket noktası, bu verilerin hukuka aykırı
basın, sinema, tiyatro vb.) serbestçe açıklayabilmesi, savu- ve keyfi bir şekilde toplanmasının, saklanmasının,
nabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi işlenmesinin ve yayılmasının doğurabileceği zararın daha
anlamına gelir”. Düşünceyi açıklama özgürlüğü, bu büyük olduğu düşüncesidir. Bu noktada ilk akla gelen
kapsamda özgürce yayın yapan kitle iletişim araçları “ayrımcılık yasağı” dır. Kişilerin ırkları, etnik kökenleri,
olmadan açık ve aydınlanmış bir toplumdan söz edilemez. cinsel tercihleri dolayısıyla bu kimselere ayrımcılık
Ancak Immanuel Kant’ın da belirttiği gibi, sorumlulukla yapılamayacağı ilkesi, insan haklarının eksen
özgürlüğü birbirine bağlamak gerekir. Bu nedenle kavramlarından “eşitlik” in bir gereğidir. Bu ilke, pek çok
düşünceyi açıklama özgürlüğünün belirli sınırları olduğu devlette anayasal düzeyde korunmaktadır.
kabul edilmektedir. Bu sınırlardan biri de kişisel verilerin Din ve inanç özgürlüğünün kapsamında dinini açıklamaya
korunması hakkının da temel dayanaklarından olan zorlamama da yer alır. Gerçekten kimsenin dini inanç ve
kişiliğin geliştirilmesine ilişkin ilkelerdir. Nitekim kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı konuya ilişkin
düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokratik bir toplumun pek çok metinde de belirtilmiştir. Böylece inanç ve
eksen özelliklerinden biri olsa da, bu özgürlük, “Bireylerin kanaate öğrenme biçiminde bile olsa müdahale
öğrenmek istedikleri her şeyi bilme hakkı olduğu edilemeyeceği saptanmıştır (Kaboğlu, 2002). Bu bağlamda
anlamında yorumlanamaz.” din ve inanç özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması
Verilerin korunması hakkı ile düşünceyi açıklama hakkının birbirinin desteklediği söylenebilir.
özgürlüğü arasında kaçınılmaz bir gerilim bulunsa da her
2
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 2: Bilişim, İnsan Hakları ve Kişisel Verilerin Korunması
Kişisel Verilerin Korunmasında Hâkim Olan Kamu çıkarının ağır bastığı bazı durumlarda kişisel
Temel İlkeler verilerin korunmasına yönelmiş ilkelere istisna getirilmesi
olanaklıdır. İstisnaları oluşturan kavramların sınırları
Kişisel Verilerin Niteliğine İlişkin İlkeler
belirsizdir. Bu nedenle istisna ve sınırlamaların geniş
“Verilerin kaliteli olması ilkesi” olarak da ifade yorumlanması kişisel verilerin korunması ilkelerinin
edilebilecek bu gerekliliğin içeriği beş alt başlıktan oluşur: özüne zarar verebilir. Ancak temel hak ve özgürlüklere
• Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun işleme ilişkin bütün metinlerde olduğu gibi burada da
• Belirli, açık ve meşru amaçlar için toplanma sınırlamaların dar yorumlanması gerektiği
• Toplanma ve sonrasında işlenme amaçlarına unutulmamalıdır.
uygun, ilgili olma, aşırı olmama
• Doğru ve eğer gerekli ise güncel olarak tutulma
• Amacın gerektirdiğinden daha uzun süre
tutulmama
İlgili Kişinin Katılımı ve Denetimine Yönelik İlkeler
Bu kapsamda kişiye bazı haklar tanındığı, veri işleyenlere
ise yükümlülük yüklendiği görülür. Bu hak ve
yükümlülüklere örnek olarak şunlar verilebilir:
• İlgilinin bilgilendirilmesi
• İlgilinin kendisine ilişkin bilgilere erişim hakkı
• İlgilinin kendisine ilişkin bilgileri düzeltme hakkı
• İlgilinin veri işlemeye itiraz hakkı
• İlgilinin otomatik kararların konusu olmama
hakkı
Özel Kategorideki Verilerin Nitelikli Korunması
Bu kategoride yer alan veri türleri bazı farklılıklar gösterse
de genel olarak ilgili kişinin,
• Irksal veya etnik kökenine,
• Siyasal görüşüne,
• Dinsel ya da felsefi inancına,
• Sendika üyeliğine,
• Sağlık ya da cinsel yaşamına ilişkin bilgiler
Bu kategoride sayılmaktadır. Bu bilgilerin işlenmesi kural
olarak yasaktır, ancak bazı sınırlı durumlarda ve veri
koruma ilkelerini güçlü bir biçimde uygulayarak
işlenmeleri olanaklıdır.
Veri Güvenliğinin Sağlanması
Veri güvenliği ilkesi çerçevesinde kişisel verilerin;
• Kazara veya hukuka aykırı tahribine,
• Kaybolmasına,
• Değiştirilmesine,
• Yetkisiz yayımı veya erişimine
Ve bunlara benzer diğer güvenlik açıklarına karşı teknik
ve örgütsel önlemleri alması öngörülmektedir.
İstisnalar ve Sınırlamalar
Kişisel verilerin korunması hakkı, sınırsız bir hak alanı
değildir. Yukarıda incelenen temel ilkelere belirli
durumlarda istisna getirilmesi olanaklıdır. Bu, her şeyden
önce buradaki temel hakkın göreceli yapısından
kaynaklanır. Hem diğer hak ve özgürlüklerle hem bireysel
ya da kolektif olarak başkalarının hak ve özgürlükleriyle
dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir.