Professional Documents
Culture Documents
1
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
kendilerini ifade edebilmeleri gerektiğini savunan istenmeyen bilgilerin silinmesini isteme hakkı olarak ifade
görüş. edilebilir. Böylece her bilginin ebediyen hatırlanabileceği
sanal dünya bakımından bireyin kendine ait veriler
Unutulma hakkına neden ihtiyaç duyulduğu ortadadır:
üzerinde kontrol hakkı sağlanmaktadır.
İnternetin olmadığı zamanlarda bir kişi hakkında çıkan
haber günlük gazetede yayınlanır, haberin yayınlandığı Unutulma Hakkının Normatif Dayanağı
gün birçok kişi bu haberi okur; ancak daha sonra haber Unutulma hakkı yakın bir zamana kadar normatif
içeriği gazete kâğıdı ile birlikte bir kenara bırakıldığı an dayanağı olmayan; Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD),
unutulurdu. Bu dönem unutmak/unutulmak esas, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Hukuk Genel Kurulu
hatırlamak/hatırlanmak ise istisnaydı. İnternet istisnayı (HGK) gibi yüksek yargı organlarının içtihatlarıyla insan
esas yaptı. Bugün Google aracılığıyla arama motorunda hakları teorisine kazandırılmış bir haktır. Unutulma
arama yapan herkes, bir başkası hakkında yıllar önce hakkının yazılı metinlerde yer almasına dair çalışmalar
yayınlanan bir habere, yıllar sonra birkaç saniye içinde Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun, 95/46/EC sayılı
ulaşmaktadır. Öyleyse bireylerin hayatlarında yeni bir Direktifin yeniden gözden geçirilmesi yönündeki
sayfa açma hakkı bulunduğunun kabulü, unutulma önerisinin ardından başlamıştır. Komisyon, 2010 yılının
hakkının çıkış noktasıdır. Kasım ayında unutulma hakkının kabul edilmesini
Unutulma Hakkının Pozitif ve Negatif Yönü önermiştir. İlerleyen dönemde teknolojik gelişmeler (akıllı
telefonlar, sosyal medya, bulut bilişim vb.), koruma
Unutulma hakkı pozitif ve negatif olmak üzere iki
düzeyinin ülkeden ülkeye farklılık oluşturması ve bazı
yönlüdür. Unutulma hakkı, kişisel veriler üzerindeki
siyasi olaylar söz konusu Direktifin gözden geçirilmesine
tasarruf hakkının bir uzantısı olması yönüyle pozitif bir
sebebiyet vermiştir. Bu olayların başında, konuyla
hak içermektedir. Bu yönüyle unutulma hakkı ile bir
doğrudan olmasa da etkisi bakımından büyük ilgisi olan,
kişinin kendisi hakkındaki bilgilerin kapsamlı ve geniş
2013 yılında Edward Snowden tarafından ortaya çıkarılan
biçimde silinmesini talep edebileceği kabul edilmektedir.
mahremiyet ihlalleri gelmektedir. Bu somut gelişmeler
Unutulma hakkının negatif yönü ise bireylerin rahatsız
ABAD’ın bir dizi özgün karara imza atmasına neden
edici bulduğu kişisel verilerin geleceklerini olumsuz
olmuştur.
etkilememesi için, bu verilerin bir daha geri
getirilemeyecek biçimde ortandan kaldırılmasını ABAD, İrlanda Dijital Haklar Kararı ile 2006/24/EC sayılı
isteyebilmeleri olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla bu Veri Saklama Direktifini geçersiz ilan etmiştir. Bu
hak bireyin geçmişiyle ilgili belirli verilerin Direktif sabit, mobil veya internet telefonu ile e-posta
hatırlanmaması için önlemler alınmasını da içermektedir. iletişimi verilerinin altı aydan iki yıla kadar saklanmasını
Bu verilerin kullanımının ve işleme konulmasının ifade düzenlemektedir. M.Schrems-Veri Koruma Komisyonu
özgürlüğü kapsamında görülmesi, hukuki zorunluluk Kararı, veri koruma kurallarına ilişkin temel yaklaşımda
olması veya kamu yararının bulunması hallerinde veriyi ve pek çok hukuki düzenlemede değişikliğe gidilmesi
kontrol edenin bu talebi reddetme hakkı vardır. zorunluluğunu doğuran bir diğer önemli ABAD kararıdır.
Davacı Maximillian Schrems Avusturya vatandaşı olup
Unutulma Hakkının Diğer Temel Hak ve Özgürlükler ile
söz konusu olayda İrlanda Veri Koruma Otoritesini dava
Çatışması
etmiştir. Dava konusu uyuşmazlık Schrems’in daha önce,
Unutulma hakkının pek çok başka hak ile ilişkisi Facebook tarafından kişisel verilerinin ABD’de
mevcuttur. Bu ilişki kimi zaman kişisel verilerin tutulmasının kendisi bakımından ihlale sebep olduğu
korunması hakkında olduğu gibi kesişme ve birbirini gerekçesiyle yapmış olduğu başvurusunun İrlanda Veri
tamamlama şeklindedir, kimi zaman ise haberleşme ve Koruma Otoritesi tarafından reddedilmesi üzerine
ifade özgürlüğü, iletişim özgürlüğü, basın hürriyetinde meydana gelmiştir. AB ve ABD arasındaki “Güvenli
olduğu gibi çatışma şeklinde kendini gösterir. Öyleyse Liman Anlaşması” (Safe Harbour) kapsamında eşdeğer bir
haberleşme ve ifade özgürlüğü, iletişim özgürlüğü, basın koruma seviyesinin bulunmasının zorunlu olmasına
hürriyeti ile unutulma hakkı arasında adil bir dengenin rağmen, bir süredir tartışmalara sebep olan NSA
kurulması gerektiği kuşkusuzdur. gözetimleri de dikkate alındığında ABD tarafından
Unutulma hakkı ile bu hakkın çatıştığı diğer haklar Schrems’in kişisel verilerinin AB için gerekli olan
arasındaki ilişki şu şekilde özetlenebilir: Kamu yararı ile güvence şartları kapsamında korunmadığı iddia edilmiştir.
birey yararı arasındaki denge, ilk bakışta güncellik, Mahkeme, ABD hukuk kurallarının incelenmesi
görünür gerçeklik, kamuoyu ilgisi sebebiyle haber, sonucunda, AB vatandaşlarının başta kişisel verileri olmak
fotoğraf ve görüntülerin üçüncü kişilerin bilgisine üzere temel hakları bakımından tehlikeli sonuçların ortaya
sunulması lehine kurulduğu halde; unutulma hakkı çıkabileceğini değerlendirmiş ve Güvenli Liman
sayesinde bu bilgilerin güncelliğini yitirdiği andan itibaren Anlaşması’nı geçersiz ilan etmiştir.
denge bu defa birey lehine değişmektedir. Öyleyse Veri korumasında ortak bir anlayışa ve uygulamaya
unutulma hakkı, üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, ulaşmak üzere AB yasama süreçleri içerisinde AB’nin
dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olayların bir önünde iki seçenek bulunmaktaydı: Birincisi 95/46/EC
süre sonra unutulmasını, başkaları tarafından bilinmesi sayılı Direktif gibi, üye devletleri hedef alan ve onlara
2
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
belirli bir süre içinde direktifte belirtilen hususlarda ulusal kişilere herhangi bir hukuki sebepten dolayı (örneğin bir
hukukta düzenlemeler yapma ödevi yükleyen ve genel mahkeme kararı) bu veriyi kaldırma, silme gibi bir
olarak ulusal hukukların birbirleriyle uyumlaştırılmalarına yükümlülüğün yüklenmesi halinde, kişisel verilerin
hizmet eden yeni bir direktifin yapılmasıydı; diğeri ise, silinmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
yürürlüğe girmekle birlikte tüm üye ülkelerde yürürlük
gücüne sahip olan ve dolayısıyla iç hukuka aktarılmak Unutulma Hakkına İlişkin Yargı Kararları
üzere bir onay kanununa ya da iç hukukta yapılacak başka Unutulma hakkı yakın bir zamana kadar normatif bir
düzenlemelere ihtiyaç duymayan ve böylece düzenlediği dayanağa sahip olmayan, yargı organlarının içtihatlarıyla
alanda tüm AB sınırları içinde yeknesak hükümlerin insan hakları teorisine kazandırılmış bir haktır. Unutulma
uygulanmasına olanak veren bir regülasyonun hakkına ilişkin verilen içtihatlara yakından bakmak,
yapılmasıydı. hakkın ortaya çıkış sürecini anlamak ve çerçevesini
belirlemek için gereklidir.
Avrupa Birliği, suçun önlenmesi, soruşturulması ve
kovuşturulması noktasında 2016/680 sayılı ABAD’ın Google/Unutulma Hakkı Kararı
“2008/977/JHA Çerçeve Kararı Yürürlükten Kaldıran, AB içerisinde en üst mahkeme olan ve AB hukukunun
Yetkili Makamlar Tarafından Suçun Önlenmesi, uygulanmasında son sözü söyleyen, böylece AB
Soruşturulması, Tespiti Veya Kovuşturulması Veya Cezai hukukunun, hukuki denetim, yorum, uyuşmazlık çözme,
Süreçlerin Yürütülmesi Amacıyla İşlenen Kişisel Verilere hukuk yaratma ve boşluk doldurma yollarıyla, AB içinde
İlişkin Gerçek Kişilerin Korunmasına Ve Bu Tür Verilerin her yerde aynı şekilde yorumlanmasını sağlayan ABAD’ın
Serbest Dolaşımına 212 Bilişim Hukuku Alanındaki Son kararları her ne kadar Türkiye için resmiyette bağlayıcı
Gelişmeler Dair Direktif ” ile birinci, kişisel verilerin değilse de; Google/Unutulma Hakkı kararı bu hakla ilgili
korunmasına ilişkin diğer hususlarda ise ikinci yolu uluslararası alanda verilmiş ilk karardır. Karar 95/46/EC
seçmiştir. İşte, sadece 95/46/EC sayılı Direktif ’i değil, sayılı Direktifin yorumlanmasını esas almaktadır. Ayrıca,
aynı zamanda AB üyesi ülkelerdeki ulusal veri koruma ABAD’ın Google/Unutulma Hakkı kararı, ülkemizi
kanunlarını da ikame eden 2016/679/EU sayılı “Gerçek sadece aday ülke sıfatıyla değil, aynı zamanda 6698 sayılı
Kişilere Dair Kişisel Verilerin İşlenmesine ve 95/46/EC Kanun’un yorumlanması bakımından da
sayılı Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Serbest Dolaşımı ilgilendirmektedir.
Bakımından Bireylerin Korunmasına İlişkin Direktifin
Kaldırılmasına Dair Regülasyon” bu arka planla yürürlüğe Mahkeme’nin önüne gelen somut olay ve Mahkeme’nin
konulmuştur. Bu Regülasyonun hedefleri şu şekilde ifade gerekçesinin açıklanmasına geçilmeden önce bazı temel
edilmiştir: kavramların belirtilmesi yararlı olacaktır.
• Özellikle küreselleşmeden kaynaklanan zorluklar ve Kişisel veri kavramı, İngilizce “personal data”
yeni teknolojilerin kullanımı karşısında kişisel kavramından gelmekte olup, doğrudan ya da dolaylı
verilerin etkili bir biçimde korunması amacıyla AB olarak bir gerçek kişi ile ilintili olabilecek ve onu
hukuk sisteminin iyileştirilmesi; belirlenebilir kılacak her türlü bilgiyi kapsamaktadır.
• Kişisel veriler konusunda bireysel hakların Kişisel verilerin işlenmesi, kişisel verilerin tamamen
güçlendirilmesi ve aynı zamanda AB içinde ve/veya veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt
dışında kişisel verilerin serbest akışının sağlanması sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan
için bürokratik süreçlerin azaltılması; yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması,
• Kişisel verilerin korunmasına ilişkin AB hukuku muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi,
kurallarına netlik ve tutarlılık kazandırılması; açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hale
• Bu kuralların yine tutarlı ve etkin bir biçimde getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının
uygulanması engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her
• Birliğin tüm faaliyet alanında kişisel verilerin etkin türlü işlem olarak, geniş bir alanı kapsayacak şekilde
bir biçimde korunması tanımlanmaktadır.
173 paragraflık resital bölümü (başlangıç bölümü) ile 99 Veri sorumlusu (veri denetleyicisi/veri denetleyici, veri
maddeden oluşan Regülasyonun 17.maddesi unutulma kontrolörü), kişisel veri işlemenin amaçlarını ve yöntemini
hakkını düzenlemiştir. Bu madde de özetle veri öznesi/veri birlikte veya tek başına belirleyen kişi, organ, ajans veya
süjesi olan, yani kişisel verileri özel hukuk ya da idare kamu kurumunu ifade etmektedir.
hukuku çerçevesinde gerçek ya da tüzel kişiler tarafından Kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili genel ilkeler, kişisel
toplanan, değerlendirilen, üzerinde çalışılan, aktarılan, verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerde, verilerle
kişilerin, verilerinin işlenmesine artık rıza göstermemesi, ilgili yapılan işlemlerin insan onuru ve değerlerine uygun
istememesi veya bu verilerin uzun zamandan bu yana yapılması maksadıyla belirlenmiştir. Kişisel veriler ancak
işleniş amaçlarına uygun olarak kullanılmaması veyahut şu temel ilkelere uygun olarak işlenebilecektir:
anılan verilerin artık işlenmesi ve tutulması için gerekli
hukuka uygunluk koşullarının bulunmaması veya verilerin 1. Adil ve Yasal İşleme
hukuka aykırı bir şekilde işlenmesi ya da veriyi işleyen 2. Amaç ile Sınırlılık
3
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
4
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
çıkmamaktadır. Verilerin internette zaten başkalarınca yarar gibi üstün bir menfaati kanıtlayan özel bir neden de
yayınlanmış olması ve arama motorlarının bu verinin bulunmamaktadır.
içeriğini değiştirmiyor olmasının bir önemi yoktur. Arama
ABAD’ın Google ve diğer arama motoru işletmecilerine
motoru işletmecisi aynı zamanda veri sorumlusudur; zira
dair verdiği kararı bu arka planla okumak ve kararın esas
arama motoru işletmecisinin icra ettiği fonksiyon ile
noktalarını özetlemek faydalı olacaktır:
internet sayfalarının sahiplerinin veya yöneticilerinin icra
ettikleri fonksiyon, birbirlerinden ayrı müstakil 1. İnternette üçüncü şahıslarca yayınlanmış bilgiyi
eylemlerdir. konumlandırma, otomatik olarak indeksleme, geçici
olarak saklama ve son olarak belirli bir tercih sırasına
Google Spain ve Google Inc. bilginin kaldırılmasını
göre internet kullanıcılarına sunulmasından oluşan
ve/veya silinmesini amaçlayan bir talebin bu bilgiyi
arama motoru faaliyeti, kişisel verilerin işlenmesi
kamuoyuna sunan kişiye yöneltilmesi gerektiğini; bunun
olarak nitelendirilmeli ve arama motoru işletmecisi
ölçülülük ilkesinin bir sonucu olduğunu ifade etmişlerdir.
de veri sorumlusu olarak bu kişisel verilerin
ABAD’a göre ise Direktifin ilgili maddelerinin
işlenmesinden sorumlu olmalıdır.
yorumundan çıkan sonuç şudur: Bir arama motoru
2. Arama motoru işletmecisinin şirket merkezinin ülke
işletmecesi, üçüncü kişilerce yayınlanan kişisel verileri
dışında olması, şirketin bir şubesinin ülkede faaliyet
içeren sayfalara ilişkin linkleri arama sonuçları listesinden
göstermesi halinde, şirketin bu sorumluluktan
çıkartmakla yükümlüdür.
kaçabilmesine olanak vermemektedir.
Ayrıca, ABAD ilgili kişinin, üçüncü kişilerce hukuka 3. Bireyler kendilerine tanınan temel hak ve
uygun şekilde yayınlanmış ve kendisiyle ilgili gerçek özgürlüklerden, özellikle mahremiyet hakkından, tam
bilgiler içeren internet sayfalarına arama motoru olarak faydalanabilmek için, arama motoru
işletmecisi tarafından Google Search aracılığıyla yapılan işletmecisine doğrudan başvuru yapabilmelidir.
bağlantıların kaldırılmasını, bu bilgilerin kendisine zarar 4. İlgili kişi arama sonuçlarında yer alan linklerin
verebilecek nitelikte olduğunu ya da bu bilgilerin belirli kaldırılmasını, bu linklerin içeriğinde kendisiyle ilgili
bir zamandan sonra unutulmasını arzu ettiğini belirterek, gerçek bilgilerin bulunması halinde dahi
talep edip edemeyeceğine yönelik açıklamalarda isteyebilecektir.
bulunmuştur. ABAD, ilgili kişi kişisel verilerinin 5. Kişinin genel olarak geçmişiyle bağlı kalmama hakkı
işlenmesinin engellenmesini ya da işlenmiş verilerinin mevcuttur.
silinmesini, her ne kadar kaleme alınış şekli yanıltıcı olsa 6. Kişisel verilerin yayınlanmasının hukuka aykırı
da, Direktifin 12. maddesine göre sadece bu verinin yanlış olması gerekmemektedir.
ya da eksik olması durumunda değil, işlemenin Direktifin 7. Unutulma hakkı çerçevesinde yapılan başvurularda
6. maddesinde yer alan temel ilkelerden herhangi birine unutulma hakkı ile çatışan diğer temel hak ve
uymaması halinde de isteyebileceğini belirtmiştir. Bu özgürlükler arasında denge kurulmalıdır.
noktada dikkat edilmesi gereken husus, işlemenin
ABAD kararından sonra Google, unutulma hakkını
yapıldığı tarihte, bu işleme hukuka uygun olsa bile
kullanmak isteyen AB vatandaşlarının başvurularını kabul
zamanın ilerlemesiyle bu işlemenin Direktifin 6.
etmeye başlamıştır. Ancak ifade edilmelidir ki, unutulma
maddesine aykırılık oluşturabileceğidir. Böyle bir
hakkından şu anda sadece 28 AB üyesi ülke ve AB üyesi
durumda ilgili kişi Direktifin 7. maddesini gerekçe
olmayan İzlanda, Norveç, İsviçre ve Liechtenstein ülkeleri
göstererek Direktifin 14. maddesine göre kendisine dair
yararlanmaktadır. Türkiye’den yapılan başvurular henüz
verilerin işlenmesine itiraz edebilecektir.
değerlendirilmeye alınmamaktadır.
Burada altı çizilmesi gereken nokta, ilgili kişinin bu
AYM’nin Unutulma Hakkı Kararı
talebinin kabul edilip edilmemesi değerlendirilirken,
internette yer alan kendisiyle ilgili gerçek bilgilerden AYM, ABAD’dan farklı olarak haber arşiv içeriğinin,
ilgilinin zarar görüp görmeyeceğinin değerlendirmede rol dolayısıyla ilgili sayfanın kendisinin, unutulma hakkı
oynamayacağıdır; zira böyle bir değerlendirmeyi veri çerçevesinde silinebileceğini belirtmiştir. Buna karşın
sorumlusunun objektif kıstaslar çerçevesinde yapması ABAD, unutulma hakkını sadece arama motorunda
mümkün değildir. gösterilen sonuçlar çerçevesinde ele almıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerden dolayı Costeja Gonzalez, Karara konu olan olay şu şekilde özetlenebilir: Ulusal
arama motoru işletmecisi Google Inc.’den Google ölçekte yayımlanan bir gazetenin internet arşivi
Search’de ilgili gazetenin çevrimiçi arşivlerine verilen sayfalarında, başvurucu hakkında uyuşturucu kullandığı
linklerin kaldırılmasını talep edebilecektir; gazete yer alan iddiası ile yürütülen bir ceza kovuşturması neticesinde adli
ilanın/haberin objektif olarak doğru olması bu sonucu para cezasına hükmedilen olaya ilişkin olarak 1998 yılında
değiştirmemektedir. Arama motoru işletmecisi de bu iki, 1999 yılında bir olmak üzere toplam üç haber başlığı
talebin gereğini yerine getirmelidir; zira yaklaşık 20 yıl yayımlanmıştır. Başvurucu, ilgili basın kuruluşunun
önceki haber güncel değildir. Haberin içeriğinde yer alan internet sayfasının arşiv bölümünde hakkındaki haberlerin
bilgilere toplumun ulaşmasında, Costeja Gonzalez’in yayınına devam ettiğini belirterek, bu tarihte 5651 sayılı
toplumdaki rolü göz önünde alındığında, toplumsal bir Kanun’un 9. maddesi 6518 sayılı Kanun ile henüz
5
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
değiştirilmediğinden, 02.04.2013 tarihinde ilgili basın kolaylıkla ulaşılabilir kılınması için gerekli toplumsal
kuruluşuna internet yayınının kaldırılması hakkında açıdan haber değerinin devam ettiği veya haberin geleceğe
ihtarname göndermiştir. ışık tutacak nitelikte bir haber olduğu söylenemez.
Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on
İlgili sitenin iki gün içinde anılan haber içeriklerini
dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle
kaldırmaması üzerine başvurucu, içeriklerin yayından
güncelliğini yitirdiği açıktır.
kaldırılması talebiyle ilgili basın kuruluşu aleyhine
18.04.2013 tarihinde (kapatılan) İstanbul 36. Sulh Ceza Başvurucu hakkında yapılan haberler unutulma hakkı
Mahkemesine başvurmuştur. İlgili sitenin iki gün içinde kapsamında değerlendirilmesi gereken haberlerdir.
anılan haber içeriklerini kaldırmaması üzerine başvurucu, İnternet ortamının sağladığı kolaylıklar gözetildiğinde
içeriklerin yayından kaldırılması talebiyle ilgili basın başvurucunun şeref ve itibarının korunması için anılan
kuruluşu aleyhine 18.04.2013 tarihinde (kapatılan) habere erişimin engellenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda
İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesine başvurmuştur. erişiminin engellenmesine yönelik talebin reddedilmesiyle
(Kapatılan) İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesi 22.04.2013 ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi
tarihli ve 2013/314 Değişik İş sayılı kararı ile talebin bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin
kabulüne karar vermiştir. Anılan karara karşı yapılan kurulduğu söylenemez. Açıklanan gerekçelerle
itiraz, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2013 başvurucunun şeref ve itibarını koruma hakkının ihlal
tarihli ve 2013/235 Değişik İş sayılı kararlarıyla kabul edildiği sonucuna varılmıştır.
edilerek (kapatılan) İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesinin
HGK’nun Unutulma Hakkı Kararı
kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir. Bunun üzerine
başvurucu, Anayasa m. 12, 17, 20, 25, 26, 27 ve 32 ile HGK, diğer yargı organlarından farklı olarak unutulma
korunan haklarının ihlal edildiği iddiası ile AYM’ye hakkını sadece internet ortamında yer alan kişisel veriler
başvurmuştur. için değil, offline işlenen kişisel veriler için de kabul
etmiştir.
AYM ise başvurucunun iddialarını mahiyeti itibarıyla
Anayasa m.20/3’de düzenlenen kişisel verilerin Karara konu olan olayda davacı 2006 yılında gerçekleşen
korunmasını isteme hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa m. mağduru olduğu cinsel saldırı eylemi nedeniyle şikâyetçi
17/1’de düzenlenen kişinin maddi ve manevi varlığını olmuş, yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece
koruma ve geliştirme hakkı çerçevesinde verilen karar 2009 yılında Yargıtay tarafından onanmıştır.
değerlendirmiştir. Daha sonra ise bu haklar ile çatışan Mağdur davacı gerek hazırlık gerekse de yargılama
düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın aşamasında cinsel saldırının nasıl gerçekleştiğini açık bir
özgürlüğüne dair değerlendirmelerde bulunmuş ve en son şekilde anlatmış, bu anlatımlar doğal olarak karar metnine
olarak da hak ihlali iddiasına konu olan olayı, çatışan geçirilmiştir. Karar, mağdur ve sanığın ismi
menfaatler çerçevesinde incelemiştir. rumuzlanmaksızın 2010 yılında yayınlanan bir kitapta yer
almıştır. Davacı bir ceza hukuku kitabında isminin
İnternet ortamında yayınlanan bir haberin, Anayasa’nın rumuzlanmaksızın aynen kullanılması üzerine kişilik
17. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “kişinin haklarının ihlal edildiği ve bu nedenle manevi zarara
manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı” uğradığı iddiasıyla tazminat davası açmış; yerel mahkeme
kapsamında kabul edilmesinin yanı sıra, kişinin kimliği ile rumuzlanmaksızın kişinin ismine bir kitapta yer
bağlantı kurularak kişisel bir verinin alenileştirilmesi verilmesinin kişilik haklarını zedelediğini gerekçesiyle
Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasının dikkate manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar
alınmasını zorunlu kılmaktadır. vermiştir.
Bununla birlikte, unutulma hakkının internet gazete Temyiz üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı, adı
arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını geçen eserin bilimsel nitelikli bir çalışma olması ve bazı
beklemek mümkün değildir. Haber ve fikirlerin ilkeler gereği bozmuştur. Dosyanın yerel mahkemeye
iletilmesinde ve alınmasında önemli bir işlev gören gönderilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama
internet, Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade sonucunda; yerel mahkeme önceki gerekçelerine
özgürlüğünün güvencesi altındadır. Nitekim AYM, dayanarak kararında direnmiştir. Direnme nedeniyle dava
internet erişimine yönelik bir müdahalenin ifade HGK önüne gelmiştir.
özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiğini daha
önceki kararlarında kabul etmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bilim özgürlüğüne dair
yaptığı açıklamalar doğru olmakla birlikte, ulaştığı sonuca
Başvurucu hakkında internet ortamındaki arşivde katılmak mümkün değildir; zira hakkın kullanılması ile
muhafaza edilen ve kolaylıkla ulaşılabilir kılınan haberler işlenen haksızlık arasında bir mantıki bağlantı
1998 ve 1999 yılındaki ceza yargılamasına ilişkindir. Bu bulunmalıdır ve hakkın sınırı aşılmamalıdır. Mantıki
haberlerin gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülmemiştir. bağdan kasıt, fiilin, hakkın kullanılabilmesi açısından en
Haberler başvurucunun uyuşturucu kullanırken azından bir faydasının olması, hakkın kullanımına katkı
yakalanması ve daha sonrasında yargılanması hakkındadır. sağlamasıdır. Oysa tacize uğrayan kişinin kimlik
Bu bağlamda haberin konusunun, haberin arşivde bilgilerinin verilmesi, eserin bilimsel içeriğine herhangi
6
HUK124U-BİLİŞİM HUKUKU
Ünite 8: Bilişim Hukuku Alanındaki Son Gelişmeler
bir katkı sağlamamaktadır; bu nedenle de özel hayatın Bilindiği üzere 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi 2014
gizliliğine orantısız bir müdahale teşkil etmektedir. yılında 6518 sayılı Kanun’un 93. maddesi ile önemli
Hukuki konularda bilimsel eser yazılmasının amacı, değişikler geçirmiştir. Bu değişikler sonucu 5651 sayılı
teorisyenleri ve uygulamacıları konuya dair hukuki Kanun’un 9. maddesinin unutulma hakkının kullanılması
sorunlar hakkında bilgilendirmek olup, olaya karışan için son derece elverişli bir ortam sunduğu kabul
kişilerin kimlikleri ve diğer şahsi verilerin kamunun edilebilir.
bilgisine sunulması bu amaca dâhil ve bunu
5651 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler isabetli
gerçekleştirmeye uygun değildir. Nitekim öğretide de
olmakla birlikte, uygulamada söz konusu maddenin hayata
haklı olarak, mağdurun isim bilgisinin, unutulma hakkı
geçirilmesinde bazı sıkıntıların mevcut olduğu da bilinen
anlamında “sonradan tamamen ilgisiz hale gelmiş veri”
bir gerçektir; zira 9. maddeye göre yapılan istem yalnızca
olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. HGK da bu
yurt içinden içerik sağlayan ve/veya yer sağlayanlar için
düşüncelerden hareketle olsa gerek, yerel mahkemenin
uygulama alanı bulabilmektedir. Ancak bu tür eksiklikler
direnme kararını şu gerekçelerle haklı bulmuştur.
yasa koyucunun elinde olan imkânlarla çözebileceği
Unutulma Hakkına İlişkin Ulusal Mevzuat hususlar değildir. Aksine bu durum konunun uluslararası
Unutulma hakkı ulusal mevzuatımızda açıkça boyutunu ortaya koymakta, internetle ilgili hususlarda
düzenlenmemiştir. Ancak Regülasyonun 17. maddesinde uluslararası adli yardımlaşmanın önemine dikkat çekmekte
düzenlenen hükmün göz önünde bulundurulması ve ve daha da önemlisi ulusal mahkemelerin ve diğer ulusal
unutulma hakkının 6698 sayılı Kanun’da yapılacak mercilerin uluslararası yer sağlayıcıları ile doğrudan irtibat
değişiklik ile açıkça düzenlenmesi üzerinde düşünülmesi kurabilmesinin ne denli önemli olduğunu belli etmektedir.
gereken bir husustur. Böylesi bir düzenleme mevcut Bu noktada Türkiye’nin, internetin büyük aktörleri
olmadığında dahi, mevzuatımızda unutulma hakkının şirketlere, yurt içi irtibat büroları kurmaları yönündeki
temeli sayılabilecek ve/veya bu hakkın kullanılmasına çağrısının, sadece unutulma hakkının kullanılabilmesi için
hizmet edebilecek bazı hukuki düzenlemelerin bulunduğu değil, bilişim hukukuyla kesişen diğer tüm hukuk
da belirtilmelidir. Gerçekten de unutulma hakkının temeli dallarında yaşanan problemlerin hızlı çözümü için de
olarak sayılabilecek olan hukuk devleti ilkesi (m.2), doğru ve önemli bir adım olduğunun altı çizilmelidir.
bireyin maddi ve manevi varlığını serbestçe geliştirme
hakkı (m.17), özel hayatın gizliliği hakkı (m.20), konut
dokunulmazlığı (m.21), haberleşmenin gizliliği (m.22),
dini ve vicdani kanaatleri açıklamaya zorlanamama
(m.24), düşünce ve kanaatleri açıklamaya zorlanamama
(m.25) gibi anayasal düzenlemeler Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nda yer almaktadır.
Arama motorları aracılığıyla yapılan aramalarda gösterilen
arama sonuçlarından, kişisel verilerin yer aldığı web
sayfalarına ait linklerin karartılması hususunda ülkemiz
yargı organlarınca, ABAD kararı göz önünde
bulundurularak, verilmiş bir karar bulunmamaktadır.
Ancak 6698 sayılı Kanun aynen Direktif gibi, arama
motoru işletmecilerin de veri sorumlusu olarak kabul
edileceğini (m. 3/ı) ve kişisel verilerin işlenmesinin ancak
işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmasını
gerektiğini ve bu işlemenin de gerekli olan süre kadar
muhafaza edilmesi gerektiğini belirtmektedir (m. 4/ç ve
d).
Kişisel verilerin yer aldığı web sayfalarının içeriğinin
silinmesi ve/veya engellenmesi hususunda da ulusal
mevzuatımızda açık hüküm bulunmamakla birlikte, bu
sonucu doğuracak normlar mevcuttur. Bu noktada yine
6698 sayılı Kanun göz önünde bulundurulmalıdır.
İçeriğin engellenmesi ve/veya silinmesi yoluyla unutulma
hakkının kullanılmasına ilişkin mevzuatımızda yer alan en
önemli madde, “içeriğin yayından çıkarılması ve
engellenmesi” başlığını taşıyan 5651 sayılı Kanun’un 9.
maddesidir.