You are on page 1of 5

Hukukun işlevleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Hukuk başlıca iki işlevi yerine getirir: 1. Düzeni sağlar, 2. Adaleti tesis eder. Adalet ve Düzen
arasındaki ilişki Avustralyalı Prof. Hedley Bull tarafından kapsamlı olarak ele alınmıştır.
[23]
Adalet ve Düzen birbirinin bütünleyicisi olduğu kadar[24] aynı zamanda ilginç bir biçimde
birbirlerine ters orantılı olarak etki eden iki kavramdır. Düzeni hızla sağlamak kesinlikle adaletin
eksik kalmasına sebebiyet verecektir. Örneğin bir cinayet davasında, geçmiş çağlarda olduğu gibi
çok kısa bir sürede karar verip, suçluyu idam etmek toplumsal düzeni hızla sağlayacak ve hukuk
caydırıcı etkisini olabildiğince çabuk bir biçimde gösterecektir. Ama belki de yanlış bir karar
verilmiş olacağı için adalet açısından geri dönülmez bir hata yapılmış olacaktır. İsyanlar
bastırılırken yargılama yapılmaksızın elinde silah olan suçlu olduğu düşünülen herkesin infaz
edilmesi yine benzeri bir örnektir. Tam aksine Adaleti mutlak anlamda yerine getirmeye çalışmak
ise, en azından yaşanan zaman kaybı açısından düzenin bozulmasına neden olacaktır. Bu
nedenledir ki, insanların hukuk sisteminin yavaşlığına ve adaletin gecikmesine olan güven
eksikliği modern hukuk sistemlerinin başlıca problemlerinden birisidir.[25][26] Örneğin; uzun
yargılama süreleri adalete olan güveni sarsar. Delil yetersizliği nedeniyle serbest kalan suçlu aynı
suçu işlemeye devam edebilir.

 Düzen, herhangi bir sistemin uyumlu ve amaca yönelik olarak işleyişidir. Düzen karmaşayı
önler. Huzuru ve güveni sağlar. İnsanlar arasında barış ortamı oluşur.
 Adalet, insanlar arasında hakların korunmasının sağlanmasıdır. Fırsat Eşitliği, Hak Eşitliği
gibi kavramların uygulanmasını gerçekleştirir. Adalet sistemine (mahkemelere) -bireysel
anlamda olsa dahi- düzen bozulduğunda ihtiyaç duyulur.
Tarihteki en ilginç örneklerden birisi olarak Cengiz Han’ın Ölüm Yasası (Büyük Yasa) pek çok
suçun cezasını ölüme bağlayarak toplumsal düzeni ve askeri disiplini hızla sağlamıştır.[27] Ancak
cezalar adil ve orantılı değildir. Örneğin at hırsızlığının cezası ölüm olarak belirlenmiştir.[28] Bu o
dönem için bile aşırı ve orantısız bir cezadır. Cengiz Han'ın amacı adaleti sağlamaktan çok
disiplinsiz Moğol kabilelerindeki karmaşaya neden olan temel etkenleri ortadan kaldırarak onları
hızla düzenli askeri birliklere dönüştürmektir. (Cengiz Han’a ait Büyük Yasa’nın günümüze ulaşan
parçaları Mısırlı tarihçi Makrîzî’nin kitapları ile Arap gezgin İbni Battuta Seyahatnamesinde
bulunmaktadır.)

Bilinçli irade kuramı[değiştir | kaynağı değiştir]

 Genel irade kuramı’na göre hukuk; toplumdaki insanların karşılıklı olarak birbirleriyle
anlaşmalarını dayanak alır ve bunun sonucunda hukuka, toplumsal sözleşme olarak bakar.
İnsanların anlaşarak ortaya çıkardığı bu toplumsal sözleşmeye uymaları kendileri için ödev
olarak görülür.
 Tanrısal (İlahi) irade kuramı hukuku Tanrı'ya dayandırır ve ancak onun istemesi dahilinde
ortadan kalkar. Hukuka uyma zorunluluğu, onu Tanrı'nın yansıması olarak gördükleri içindir.
 Kişisel irade kuramı ise Devletin iradesine dayandırır. Hukuk, devlet ve onu temsil eden
güçler içindir.
 Her yaptığımızdan kendi öz ve hür iradelerimiz sorumludur. Ancak günümüze kadar bu
kuramları tamamen çürüten ve yok sayan birçok olay olmuştur. Bu olaylardan ötürü yeni
verilen hükümlerde iyi niyet şartına bakılmaktadır. Bir durum olduğunda kişinin ehliyeti
bulunuyorsa ve ortada bir yanlışlık varsa en son olarak iyi niyet durumunun olup olmadığına
bakılır ve gerekli duruma göre işlemler yapılır.
Bilinç dışı irade kuramı[değiştir | kaynağı değiştir]

 Tarihsel hukuk kuramı, hukuku ulusların tarihlerine dayandırır. Hukuk bir ulusla doğar yaşar
ve gelişir, bir yasa koyucunun iradesine bağlı değildir.
 Doğal hukuk kuramı’na göre ise doğal hukukun insan var olmadan önce de var olduğunu ve
insanların yaptığı hukukun bu doğal hukuka uygun olması gerekir. İnsan hakları doğal hukuk
kuramına göre değerlendirilir. Örnek olarak insanların doğal olarak sahip olduğu yaşam hakkı
değiştirilemez veya kaldırılamazlar.
Pozitivist kuramlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Bazı pozitivistler; hukukun devlet iradesinden doğduğunu, bazıları ise sosyal bir durum olduğunu
söylerler. Marx'ın hukuk alanındaki düşünceleri de pozitivist kuramlar arasına girer. Ona göre tüm
toplumsal olaylar ekonomik olaylara dayanmakta, dolaylı olarak hukuku toplumsal olaylara
dayandırmaktadır.

Eleştirel kuram[değiştir | kaynağı değiştir]


Eleştirel hukuk kuramına göre, akla ve mantığa dayalı evrensel bir hukuk düzeni ortaya
konulmalıdır. Ne var ki hukuk mantığın ifadesi değil, siyasal gücün (iktidarın) yansımasıdır.
Eleştirel hukukçular açısından hukuk, kurallar ve bütünle ifade edilmenin dışına çıkmıştır.[29]

Hukuk sistemleri[değiştir | kaynağı değiştir]


Hukuk biliminde biçim, öncelikler ve ilkeler doğrultusunda bazı sistemler ortaya çıkmıştır.

Roma hukuku[değiştir | kaynağı değiştir]


Avrupa ülkelerinin yanında Türkiye'nin de kanun hazırlama sürecinde örnek aldığı hukuk
sistemidir. Roma hukuku, tüm dünyada hukuk fakültelerinde en yaygın olarak öğretilen hukuk
sistemidir ve birçok ülkede bugün uygulanan laik hukuk sistemlerinin kaynağıdır. Bu sistemde
hukuk, kamu hukuku ve özel (medeni) hukuk diye iki ana bölüme ayrılır. Bu anlayış, özellikle
yurttaşlar arasındaki ilişkileri düzenlemeyi öncelikli hale getirmiştir. Bu sebeple Medeni
Hukuk diğer sistemlere göre çok daha ileri düzeydedir. Hukuku, yasa koyucular yapar.

İstanbul şehrinde Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde (M.S. 565) derlemesi yapılan
"Corpus Iuris Civilis" ya da "Justinianus Kodeksi", Roma hukukunun Bizans dönemine uyarlanmış
bir derlemesidir. Bu derleme, Roma hukukunun yaşatılması ve sonradan modern Avrupa'nın
çağdaş hukuk sistemlerine kaynaklık etmesinde önemli rol oynamıştır.

Roma hukukundan günümüze birçok temel prensip ve özdeyiş kalmıştır. Masumiyet karinesi (hiç
kimsenin suçu kanıtlanmadan suçlu sayılamayacağı), kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi
(kanunen suç olarak tanımlanmamış bir eylemin suç olarak nitelenemeyeceği ve buna ceza
verilemeyeceği), hukukun yönetim erkinden bağımsız olması ve hiç kimsenin kendi davasının
yargıcı olamayacağı ilkeleri bunlardan en çok bilinenleridir.

1. Omnes homines aequales sunt (Bütün insanlar eşittir)


2. Nullum crimen, nulla poena sine lege (Kanunsuz suç, kanunsuz ceza olmaz)
3. Actori incumbit onus probandi (İspat yükü davacıya aittir)
4. In dubio pro reo (Şüpheden sanık yararlanır)
5. İnfinita aestimatio est libertatis (Özgürlüğün değeri sonsuzdur)
6. Iustitiae dilatio est quaedem negatio (Geciken adalet onun reddi demektir)
7. Leges ab omnibus intellegi debent (Kanunlar herkes tarafından anlaşılabilir olmalıdır)
8. Litorum usus publicus est (Kıyılar herkes tarafından kullanılabilir)
9. Ne bis in idem crimen iudicetur (Aynı suça iki defa mahkûmiyet kararı verilemez)
10.Nihil iniquis venali iustitia (Satın alınabilen adaletten daha kötü bir şey olamaz)
11.Non servata forma corruit actus (Şekle uyulmamışsa muamele yıkılır)
12.Poena corporalis maior qualibet poena pecuniaria (Bedeni ceza her türlü para
cezasından daha ağırdır)
13.Quilibet praesumitur bonus, usque dum probetur contrarium (Aksi kanıtlanıncaya kadar
bir kimsenin iyi niyetli olduğu karinedir)
Corpus Iuris Civilis'in kodifike edilmesini
emreden Bizans İmparatoru I.Justinyen (527–565).

Kara Avrupası Hukuk Sistemi[değiştir | kaynağı değiştir]


Ana Madde: Kara Avrupası hukuk düzeni
İngilizce diliyle "Civil Law" adı altında geçen Kara Avrupası hukuk sistemi bugün dünyadaki çoğu
ülkenin kullandığı hukuk sistemidir. Kıta Avrupası hukuk sisteminde yetkili sayılan kaynaklar,
başlıca, yürürlükteki yasalar —özellikle daha önce hükûmet tarafından kodifike edilmiş
anayasalar veya tüzükler— ve törelerdir.[30] Kodifikasyonlar binlerce yıl öncesine dayanır ve
bunların en erken örneği Babil Kanunları'dır. Modern Kıta Avrupası hukuk sistemi aslen geç Orta
Çağda Batı Avrupası tarafından keşfedilen 6. yüzyıl Doğu Roma İmparatorluğu hukuk pratikleri
yazılarından türemiştir. M.S. 529-534'te Bizans İmparatoru I.Justinianus o zamana kadar
oluşturulmuş Roma kanunlarını kodifike etmiştir ve birleştirmiştir. Oluşturulan bu bütüne Corpus
Iuris Civilis adı verilmiştir. Justinianus Kodeksi Bizans İmparatorluğunun çöküşüne kadar ayakta
kalmıştır. Bu sırada Batı Avrupa, Justinianus Kodeksi 11. yüzyılda keşfedilene kadar Theodosius
kanunlarına ve Alman örf ve adet hukukuna başvurmuşlardır. Bologna
Üniversitesi akademisyenleri bu kanunları kullanarak kendi hukuklarını yaratmışlardır.[31] Kara
Avrupası hukuk sistemi kodifike edilirken Roma Hukuku ve bunun yanında kilise fıkıhları gibi dini
hukuk baz alınmıştır ve Aydınlanma Çağı'na kadar Avrupa'ya yayılmaya devam etmiştir. 19.
yüzyılda Fransa, Kod Napolyon'la; Almanya, Bürgerliches Gesetzbuch'la kanunlarını
modernleştirmiştir. Bu iki Kanun yalnızca Avrupa'nın hukuk sistemini değiştirmekle kalmamıştır,
ayrıca Japon ve Kore hukuki geleneklerine de kaynaklık oluşturmuştur.[32][33] Bugün Kıta Avrupası
hukuk sistemine sahip olan ülkeler Rusya'dan Çin'e uzanır.[34]
Kral John, Magna Carta'yı imzalarken.

Ortak hukuk[değiştir | kaynağı değiştir]


Ana Madde: Ortak hukuk
Anglo-Amerikan ülkelerinde uygulanan sistemdir. XI. yüzyılda İngiltere'de gelişmiştir. Orta Çağda
İngiltere'de Norman Fethinden sonra hukuk eyaletten eyalete, her bir kabilenin törelerine göre
farklılık göstermeye başlamıştır. "Ortak Hukuk" konsepti ise 12. yüzyılın sonlarında II. Henry'nin
saltanatı zamanında, yetkisi olan yargıçları kurumsallaşmış ve birleşik, ülke için "ortakça"
uygulanabilecek bir hukuk sitemi yaratmaları konusunda tayin ettiğinde ortaya çıkmıştır. Ortak
Hukukun evrimleşmesindeki sonraki en önemli adım Kral John'un zamanın baronları tarafından
hukuk kurallarını ihlal etme yetkisini sınırlayan bir belge imzalattırılmasıyla atılmıştır. Bu "büyük
ferman" ya da Magna Carta ayrıca Kralın muhit hakimlerinin mahkemelerini ve yargılarını, ülke
hakkında öngörülemeyen konularda despot kararlar vermek yerine, "kesin bir halde" tutmalarını
emretmiştir.[35] Fakat zamanla sistem fazla sistematik, katı ve değişmez hale gelmiştir ve bu
vatandaşların krala Ortak Hukuku hükümsüz kılması için talepte bulunmasına yol açmıştır. Bunun
sonucu Lord Şansölyeler Thomas More zamanında, Ortak Hukukun hakkaniyet eksikliklerini
gidermek için yeni bir mahkemeler sistemi kurulmuştur. 19. yüzyılda İngiltere'de, 1937'de
Amerika'da bu iki sistem birleştirilmiştir.

Ortak hukuk sistemleri; diğer ülkelere kıyasla daha liberal diyebileceğimiz özgürlükçü ekonomik
sistemlere sahip ülkelerde daha yaygındır. Bu sistem "doğal hukuk" prensiplerine eğilimlidir.
Hukuk sisteminin, "kendiliğinden ve dinamik bir şekilde"; sürekli değişim içerisinde olduğunu
savunur. Doğal hukuka yakın ortak hukukun; teknolojik gelişmeler karşısında yetersiz kalan
yasaların yaratacağı mağduriyetleri önleyebilmesi adına daha makul olduğunu söyleyen bir görüş
son yıllarda daha ağır basmaktadır. Kodifikasyon yani uygulanacak kural üretme aşamasının
yargıçlara değil de sadece yasama meclislerine verildiği ülkelerin; teknoloji karşısında hukuk
sistemleri ile birlikte uyum sağlayabilmesi kabiliyeti giderek güçsüzleşmiştir.

Roma hukuk sistemi gibi hukuku bölümlere ayırmaz, ayrıca hukuk yaratıcısı olarak yargıçları
görürler. Hukuk fakültelerinde Common-law adıyla anılır. İstisnai olarak Amerika Birleşik
Devletleri'nde Louisiana Eyaleti ve Kanada'da Quebec Eyaleti ortak hukuk ile yönetilmez.

Dini Hukuk[değiştir | kaynağı değiştir]


Dinî hukuk açıkça dini emirlere dayanır. Buna Yahudi yasa sistemi Halaha ve Müslüman yasa
sistemi Şeriat örnek verilebilir. Bazı Hristiyan Kiliseleri Kanon Hukukunu kabul ederler ve
uygularlar. Dinî hukuk çoğunlukla "değiştirilemezlik"e vurgu yapar çünkü Tanrının sözlerinin
hükûmet ya da mahkemeler tarafından insanlara karşı yasalaştırılmaması ve değiştirilmemesi
kabul edilir. Ancak tam ve detaylı bir hukuk sistemi insan detaylandırılmasına ihtiyaç duymuştur.
Bu nedenle, örneğin İslam Hukukunda Kıyas, İcma ve İçtihat yöntemi kabul edilmiştir. Başka bir
örnek olarak da Tevrat gösterilebilir. Bazı İsrail topluluklarının kullanmayı seçtiği basit kodlardan
oluşan Yahudi Hukukunun yanında Halaha, Talmud'un yorumlamalarının özetlendiği yasalardır.
Yahudi Hukukunda davacılara isterlerse dini hukuku da kullanabilmeleri izni verilmiştir.

İslam hukuku

You might also like