You are on page 1of 1

EMRÎ Her târı oldu berzede-i dest-i rûzigâr

Ettikleri o zülf-i perişâne kalmadı


Mecnûn ki mülket-i gam-ı Leylîde şâh idi
Âhı duhânı başına çetr-i siyâh idi Hep âşinâ-yı devlet-i ihsanın oldu halk
Bir benden özge bezmine bîgâne kalmadı
Mecnûna yolda nâka-i Leylînin izleri
Gündüzle âfitâb idi giceyle mâh idi
NEFÎ
Mecnûn diyâr-ı gamda özin kılmış idi hâk
Mûlar degüldi sînesi üzre giyâh idi Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım
Çok lutf imiş ol ‘âşıka ben az sanırdım
Mecnûn ki cism-i zerdini ber-bâd kıldı âh
Gûyâ ki hırmen-i gam-ı Leylîde kâh idi Gamzen dili rüsvâ-yı cihân eyledi âhir
Billâh ben ol âfeti hem-râz sanırdım
Mecnûna kamet ü ruh-ı Leylîsüz Emriyâ
Bâg-ı cihânda serv ile gül şekl-i âh idi Seyr eylemesem âyînede aks-i cemâlin
Hüsn ile seni meh gibi mümtâz sanırdım
BÂKÎ
Ma‘mûr idügin bilmez idim böyle harâbât
Mestâneleri hâne-ber-endâz sanırdım
Serv ile kâmetüne kimse dimez hem-serdür
Müntehâ kâmetün andan dahi bâlâ-terdür
Sihr etdiğini senden işitdim yine Nef’î
Yoksa sözünü hep senin i’câz sanırdım
Gül derin gülmez açılmaz bana ol gonce-dehen
Galibâ hep yüzine gül didügüme terdür
FUZÛLÎ
Seyr-i deryâya ne hâcet dem-i sahrâ geldi
Dostum âlem seninçün ger olur düşmen bana
Gûyiyâ sahn-ı çemen şimdi yem-i ahdardur
Gam degil zîrâ yetersin dost ancak sen bana
N'ola gül şevkine çalup çağırursa bülbül Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan
Mutribâ ol dahi başka başına mehterdür Hîç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana
Söyle şol kan olacağı bize sunsun Bâkî Cân ü ten oldukça benden derd ü gam eksik degül
Nev-bahâr irdi gedâlar içecek demlerdür Çıksa cân hâk olsa ten ne cân gerek ne ten bana

NEŞÂTÎ Gamze tîgin çekti ol mâh olma gâfil ey gönül


Kim mukarrerdir bu gün ölmek sana şîven bana
Gitdün ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile Ey Fuzûlî çıksa can çıkmam tarîk-i aşktan
Reh-güzer-i ehl-i aşk üzre kılın medfen bana
Devr-i meclis bana girdâb-ı belâdur sensüz
Mey-i zehrâb-ı sitem sâgar-ı gerdânı bile RASİH
Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
Bâğa sensüz bakamam çeşmüme âteş görinür Vurma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne
Gül-i handânı degül serv-i hırâmânı bile
Rîze-i elmâs eker açtığı her zahma o şuh
Sîneden derd ile bir âh ideyin kim dönsün Lütfu var olsun eder ihsân ihsân üstüne
Aksine çarh-ı felek mihr-i dırahşânı bile
Dilde gam var şimdilik lütf eyle gelme ey sürûr
Hâr-ı firkatle Neşâtî-i hazînün vâ-hayf Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Dâmen-i ülfeti çâk oldı girîbânı bile
Yârdan mehcûr iken düştük diyâr-ı gurbete
ZİYA PAŞA Dehr gösterdi yine hicran hicrân üstüne

Yârân dağıldı sohbet-i meyhâne kalmadı Hem mey içmez hem güzel sevmez demişler hakkına
Ol ‘işret ol muhabbet o peymâne kalmadı Eylemişler Râsih’e bühtân bühtân üstüne

Gûş etme eski na'raları kûy-ı yârdan


Gûyâ ki deşt-i aşkta dîvâne kalmadı

You might also like