You are on page 1of 25

MODERN İRAN TARİHİ

KAÇAR HANEDANI’NDAN İSLAM DEVRİMİ’NE


MODERN İRAN TARİHİ
KAÇAR HANEDANI’NDAN İSLAM DEVRİMİ’NE

Editör
OSMAN KARACAN

İstanbul, 2021
SELENGE YAYINLARI

No: 169 | Tarih Serisi: 131 | Eylül 2021, 1. Baskı


GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Kadir Yılmaz
YAYIMA HAZIRLAYAN
Mustafa Kurtçelebi
EDİTÖR
Osman Karacan
KAPAK GÖRSELİ
Kaçar Hanedanı’ndan Mirza Hasan Ali Nasırülmülk’ün emri ile 1876-1888
yılları arasında Şiraz’da inşa edilen Nasirülmülk Camii’nin içinden bir detay.
KAPAK TASARIMI
Şevket Dönmezoğlu
SAYFA DÜZENİ
Hilal Yazlık
BASKI-CİLT
Repar Dijital Matbaası
ISBN
978-625-7459-19-8
SERTİFİKA NO.
40675

Selenge Yayınları, Mimar Sinan Mah., © Bu kitabın tüm hakları saklıdır.


Repar Tasarım Selami Ali Efendi Cad., No: 5 Tanıtım amaçlı, kısa alıntılar dışında
Matbaa ve Reklamcılık 34672 Üsküdar/İstanbul metin ya da görseller yayınevinin izni
Ticaret Limited Şirketi’nin Tel: 0 (212) 522 48 45 olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
tescilli markasıdır. www.selenge.com.tr
e-posta: selenge@selenge.com.tr
İÇİNDEKİLER

Önsöz ..............................................................................................................7

İran’da Kaçar Hanedanı’nın Yönetime Gelmesinden 1850 Yılına Kadar


Osmanlı-İran Siyasi İlişkilerindeki Temel Sorunlar - Sıtkı Uluerler .........9

Osmanlı-İran Sınırının Çiziminde İngiltere ve Rusya’nın Müdahaleleri


(19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl Başı) - Melike Sarıkçıoğlu .....................................59

Kaçar İdaresi Döneminde İran’da Askeri Alanda Yapılan Islahatlar


(1795-1925) - Yılmaz Karadeniz .......................................................................85

İran’ın Modernleşme Sürecinde Nâsırüddin Şah’ın Avrupa’ya İlk


Seyahati İle İlgili Bulgular - Zeynel Özlü - İsmail Hakkı Üzüm ....................119

Kaçarlar Dönemi Modernleşme ve Aydınlanma Hareketlerinin


Sosyo-Kültürel ve Siyasal Etkileri - Sonay Ünal..........................................133

İran Meşrutiyet Devrimi’nin Kaçar Devletinin Bürokrasisine


Etkileri - Babak Shahed ....................................................................................151

Kaçar Hanedanlığı Dönemi İran Şehir Modernleşmesi


(Nâsırüddin Şah Dönemi Tahran Örneği) - İbrahim Yetiş .........................163

Kaçar Dönemi İran Batılılaşma Öncülerinden Mirza Malkom Han


Nazımü’d-Devle (1833-1908) - Mikail Devebakan ........................................187

Dr. Fahreddin Şevket’e Göre Modernleşme Sürecinde İngiltere ve


Rusya’nın İran’daki Faaliyetleri - Zeynel Özlü - Enver Demir ......................203

19. Yüzyılda ve 20. Yüzyılın Başlarında Osmanlı ve İran Devletleri


Arasındaki İyi Münasebetlerin Göstergesi Olarak Hediyeler ve
Nişanlar - Fehminaz Tokmak ...........................................................................219

İngiltere’nin İran Ültimatomu (1910): Osmanlı Basınına


Yansıyan Tepkiler - Osman Karacan ..............................................................239

Modern İran Tarihinin Oluşumunda Tebriz’in Rolü


Devrimler, Savaşlar, Siyasal ve Toplumsal Süreçlere Tebriz Şehri ve
Tebrizli Şahsiyetler Üzerinden Bir Bakış - Mehmet Akif Koç ......................271
İran’da Sünnî Etnik Gruplar: Beluciler ve
Kürtler - Mohammad Rigiderakhshan ..............................................................299

İran’da Ermeni Varlığı ve Yansımaları - Özer Özocak ................................317

Fars Olmayanlar İran’ın Kaderini Yazan Üçüncü


Dalga - Taha Kermani.......................................................................................335

İran’ın Modernleşme Sürecinde Fars Edebiyatı Tarihi


Yazıcılığının Öncüleri - Özkan Dayı..............................................................355

İran’da Kaçar İktidarının Sona Ermesi ve Rıza Şah’ın


Pehlevi İktidarını Tesis Etmesi - Mehmet Koca ............................................363

Muhammed Rıza Şah Pehlevî Dönemi ve Modernleşme


Hareketleri (1941-1979) - Mehmet Kaya ........................................................393

İslam Devrimi ve Humeyni Dönemi


Türkiye-İran İlişkileri - Nurhan Aydın - Tuba Geçener....................................431

Sovyetler Birliği’nin Dağılması & Sistemsel Değişim


Sürecinde İran-Türkiye İlişkileri (1989-2000) - Seçil Özdemir ...................455

Toplumsal Hareketlerde Basının Rolü ve Gündemi: Meşrutiyet


Hareketi ve Devrim Süreci (1979) - Hülya Özkan Rigiderakhshan ..............479

Kaçarlar Dönemi İran Coğrafyasında Din ve


Din Adamları - Yasin İpek ..............................................................................493

Kacarlar Dönemi Dinî-Mezhebî Hareketler - Şahin Ahmetoğlu .................519

Ulemanın Etkisi Bağlamında Kaçarlar Dönemi Din-Devlet


İlişkileri - Gülşen Yağır Ahmetoğlu ...................................................................533

Pehlevîler Dönemi İran’ında Dinî-Mezhebî


Hareketler - Habip Demir ................................................................................555

İran Sinemasının Ulusal Kimlik İnşası: İran


Modernleşmesi - Emel Akbaş .........................................................................575
KAÇARLAR DÖNEMİ MODERNLEŞME VE
AYDINLANMA HAREKETLERİNİN
SOSYO-KÜLTÜREL VE SİYASAL ETKİLERİ

Sonay ÜNAL1

GİRİŞ
Medeniyet tasavvurunun tam anlamıyla zuhur ettiği binlerce yıllık bir
mirasın beşiği olan İran, farklı toplum ve kültürlere ev sahipliği yapmış
ender coğrafyalardandır. İran tarihi açısından hemen her dönem kendine
has önemli siyasi, sosyal ve kültürel gelişmeler içermektedir. İran’da hü-
küm süren son Türk hanedanı olan Kaçarlar dönemi de müstakil olarak
fazlaca önem arz eden bir dönemdir ve Kaçarlar bir asırdan fazla bir süre
İran topraklarına hükmetmişlerdir. 1209/1795 yılında başlayan Kaçarlar
dönemi fiili olarak 1343/1925 yılında son bulmuştur. Devletler tarihi bakı-
mından kısa süreli bir hâkimiyet olarak değerlendirilebilecek nitelikte ol-
masına rağmen Kaçar Hanedanı döneminde İran toprakları hem bölgesel
ve küresel gelişmelerin etkisi altında kalmış hem de bölgesel ve küresel
etki doğuran önemli gelişmelere ev sahipliği yapmıştır.
Dönem itibariyle tüm dünyada görülen ve on dokuz ile yirminci
yüzyılların temel karakteristik özelliği olan iç karışılıklar ve siyasi çal-
kantılar Kaçarlar dönemine de hâkim olmuştur. Yönetim ve tebaa ara-
sındaki ihtilaflar ve siyasi suikastler Kaçarlar döneminde yaşanan istik-
rarsızlığın esas nedenleri arasındadır. Bunun yanında dönemin önemli
emperyal devletleri İngiltere ve Rusya’nın da güçlerini sınadıkları yer
olan İran toprakları, Kaçarlar döneminde ilhaklara ve sömürüye de ma-
ruz kalmıştır. Diğer taraftan Kaçarlar dönemi önemli bir husus açısın-
dan İran tarihini oluşturan dönemlerden ayrışmaktadır. Bu dönemde
batı tarzı askeri, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel modernleşme ha-
reketleri başlatılmış ve bu alanlarda yaşanan yenilikler benimsenmeye

1 Dr., Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, sonay.unal@hotmail.com, ORCID: 0000-


0001-8650-4311, Karaman-Türkiye
134 Modern İran Tarihi

çalışılmıştır. Hem bu modernleşme hareketlerinin başlattığı etki hem de


tüm dünyada yaşanan siyasi gelişmeler Kaçar yönetimini de bu geliş-
melere ayak uydurmaya zorlamış ve nihayet 1324/1906 yılında meşru-
tiyet ilan edilmiştir.
Kaçar Hanedanı döneminde başlatılan modernleşme-aydınlanma ha-
reketleri ve devlet yönetiminde siyasi bir dönüşümü zorunlu kılan meş-
rutiyet İran tarihi açısından önemli kırılma noktalarındandır. Zira bu
dönemde İran Avrupaî yeniliklerle tanışmış ve toplumsal olarak yönünü
batıya dönmüştür. Bu gelişmeler siyasetten eğitime, ticaretten ordu ya-
pısına kadar ülkenin bütün unsurlarına sirayet etmiş ve her açıdan bir
dönüşüm yaşanmıştır. Özellikle 1789 Fransız İhtilali ile başlayan ve Av-
rupa’dan tüm dünyaya yayılan özgürlük ve aydınlanma akımları aynı
zamanda İran’ın sınır komşusu olan Osmanlı İmparatorluğun’da gerçek-
leşen meşruti hareketler Kaçarlar döneminde İran’ın toplumsal ve siyasi
dönüşümünü derinden etkilemiştir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı
Kaçar Hanedanı döneminde İran’da yaşanan modernleşme-aydınlanma
hareketlerini ve bunların yarattığı sonuçları incelemek olacaktır.

Kaçarlar Dönemi
İran topraklarında hâkimiyet süren Afşarların son şahı Nadir Şah
1160/1747 yılında askerleri tarafından bir saray darbesi sonucu öldürül-
dü. Ebedi hayata irtihalinden sonra onun yerine tahta geçmek isteyenle-
rin sayısının fazla olması sebebiyle hanedanlık karışıklık ve anarşi dev-
resine girdi. Dönemin en güçlü şahsiyeti Kerim Han Zend’in tahtı ele
geçirmesiyle nispeten bir istikrar yakalansa da bu durum çok uzun sür-
medi. Kerim Han Zend’in 1193/1779 yılında ölmesiyle İran topraklarına
yeniden istikrarsızlık, kargaşa ve anarşi ortamı hâkim oldu. Bu karışık-
lık ve anarşi durumdan istifade eden Kaçar sülalesinin Türk aşiret lideri
Ağa Muhammed Han Kaçar (1209-1211/1795-1797) tüm İran’da otoritesi-
ni kurdu ve kendisini İran Şahı, Tahran’ı da başkent ilan etti. Böylelikle
1209/1795’te Kaçarlar dönemi başlamış oldu.2
Kaçar devletinin kurucusu Ağa Muhammed Han Kaçar’ın öldürülme-
sinden sonra tahta yeğeni Feth Ali Şah (1211-1249/1797-1834) geçti. Tah-
ta çıktıktan sonra kendisine muhalif olan güçleri tasfiye etmekle meşgul
olan Feth Ali Şah, statüsünü korumak için Asya’nın muhtelif yerlerini
sömürgeleştirmeye çalışan ve özel olarak İran toprakları üzerinde askeri
faaliyetlerini arttırarak içişlerine müdahale etmeye varacak şekilde yayıl-
macı politika izleyen İngiltere, Rusya ve Fransa gibi büyük devletlerle ikili

2 Peter Avery, “Nâdir Shâh And The Afsharid Legacy”, The Cambridge History Of Iran, C.
7, Cambridge University, Cambridge, 1991, s. 59 vd.
Sonay Ünal 135

ittifaklar oluşturarak denge kurmaya çalıştı.3 Ancak Şah, hem sanayile-


ri için hammadde sağlamak hem de mallarını kolaylıkla satmak isteyen
ve zaman zaman kendi aralarında da saf değiştiren emperyalist ülkeler
arasında izlediği denge politikasında başarılı olamadı. İç ve dış siyasette
yeterince etkili olamamış Feth Ali Şah döneminde İran-Rusya arasında iki
savaş yaşanmıştır.4 Bunlardan ilki 1218-1228/1804-1813 yılları arasında
yaşanmış olup 1228/1813 yılında Gülistan antlaşması ile neticelenmiştir.
Bu antlaşma şartlarına göre, Azerbaycanın Bakü, Derbend, Karabağ, Gen-
ce, Mukan, Kuba, Şeki, Şirvan ve Talış (Lenkeran) hanlıklarının toprakları
Rusya’ya verildi. Kuzey Gürcistan ve Dağıstan toprakları da Rusya’nın
himayesine geçti. Rusya, Hazar’da askeri donanma bulundurma hakkı
elde etti. Rus tacirleri ise İran’da dahili gümrükten muaf oldular. Azer-
baycan’ın Hemedan, Zencan ve Kazvin hanlıklarının toprakları ise İran’ın
terkibinde kaldı.5 İkili arasında uzun süren savaşın ardından imzalan bu
antlaşma ile var olan sorunlar geçici olarak rafa kaldırılmıştır.
Yapılan Gülistan antlaşması maddelerinden memnuniyet duymayan
Rusya ve İran yeni bir savaş hazırlığına başladılar. Bir müddet sulhtan son-
ra ise ikili arasında ikinci bir savaş vuku buldu. Bu savaş, 1242-1244/1826-
1828 yılları arasında yaşanmış olup 1244/1828 yılında Türkmençay ant-
laşması ile neticelendi. Bu antlaşmada 1228/1813 yılında imzalanmış olan
Gülistan antlaşması maddeleri aynen kabul edilmekle birlikte Nahcıvan
Hanlığı, Ordubad çevresi ve Erivan Hanlığı’nın toprakları da Rusya’ya
verildi. Hazar, Rusya’nın dahili denizi hâline geldi. Abbas Mirza veliahd
gibi tanındı, İran savaş tazminatı olarak beş milyon Tümen vermeyi taah-
hüt etti. İki devlet arasında elçilikler açıldı.6 Gülistan ve Türkmençay ant-
laşmaları ile İran büyük toprak kaybetmiş ve Şah’ın otoritesi sorgulanır
hale gelmiştir. Hem Azerbaycan toprakları hem de Azerbaycan halkı ikiye
bölünmüştür. Gerek tarihi gerek siyasi gerek ictimai ve gerekse de manevi
hayatta bu bölünmenin etkileri ülkede derin bir şekilde hissedilmiştir. İki

3 Emperyal güçlerin bu yöndeki emelleri ve faaliyetleri Pehlevîler dönemi süresince de


İran topraklarında varlık göstermiştir.
4 Rusya ve İran arasında vuku bulan her iki savaş için doğrudan ya da dolaylı olarak
tesir etmiş birçok gerekçe sunmak mümkündür. 1215/1800 senesinde Rusya’nın Gür-
cistan’ı topraklarına katmış olması, üç sene süresince Aras Nehri kıyılarına asker ko-
nuşlandırması ve on altı Kafkas vilayetini işgal etmiş olması on yıl kadar sürecek olan
ilk savaşın en etkin sebeplerinden gösterilebilir. Feth Ali Şah elden çıkan bu toprakların
geri alınması için ordu komutanı ve saltanat naibi olarak belirlediği en büyük oğlu
Abbas Mîrzâ’yı görevlendirmiştir. Bkz., Mîrzâ Sâlih-i Şîrâzî, Sefernâme-i Mîrzâ Sâlih-i
Şîrâzî, (Tsh. Muhammed Şehristânî), İntişârât-i Rovzen, Tahran, 1347/1968, s. ‫ث‬.; Yaptı-
ğı görevlendirme ile savaş ilan etmiş olan Feth Ali Şah, Kaheti ileri gelenlerine ve bölge
halkına ferman göndermiştir. Bkz. Özgür Türker, Güney Kafkasya’da Rusya-İran Nüfuz
Mücadelesi (1779-1813), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2020, s. 146-147.
5 Vakif Piriyev, Azerbaycanın Tarihi-Siyasi Coğrafyası, Araz Yayınları, Bakü, 2002, s. 115-
116.
6 Piriyev, a.g.e., s. 116.
136 Modern İran Tarihi

taraf arasında vuku bulan bu savaşların neticesinde etkili olan söz konusu
faktörlerin hala hissedildiğini söylemek mümkündür.
Feth Ali Şah döneminde iç ve dış siyasette uygulanan politikalar, Rus-
ya ile yaşanan savaşlar sebebiyle huzur ve istikrar tam olarak sağlanama-
dı. İstikrar yeterli düzeyde tertip edilememiş olsa da bu dönemde Avrupa
ile gerek askeri ve gerek ilmi iyileştirmelerin yapılabilmesi bağlamında
yakın ilişkiler kurma yolunda ilk adımlar atıldı. Eğitim ve öğretimin iyi
bir seviyeye taşınması için muhtelif yerlerde okullar açıldı. Kaçar döne-
mi modernleşme haraketlerinin başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz
bu dönemde Avrupa’dan askeri ve teknik uzmanlar getirtilerek orduda
düzenleme yapıldı, başta Fransa ve İngiltere olmak üzere tüm Avrupa
devletlerine öğrenciler gönderildi.7 Özellikle şehzâdelerden bir kısmı
Avrupai dilleri öğrenerek İngiliz ve Fransız kültür ve edebiyatına aşina
oldular.8 Feth Ali Şah ve saltanat sürecinde hakkında dikkat çeken en
önemli husus yeterli olmasa da halkın moderleşme ve bilinçlenme yolun-
da ilk ayak seslerinin hissedilir olmasıdır.
Feth Ali Şah’ın ölümünden bir müddet önce veliaht olarak ilan edi-
len Abbas Mîrzâ’nın vefat etmiş olması veraset krizine sebebiyet verdi.
Tahtta hak iddia edenlerin sayısı çok olmasına rağmen Abbas Mîrzâ’nın
oğlu Muhammed Şah’ın Rusya ve İngiltere tarafından tanınması yolu
ile durum çözüme kavuşturuldu.9 Böylece Feth Ali Şah’ın torunu Mu-
hammed Şah (1250-1265/1834-1848) tahta oturmuş oldu. Muhammed Şah
döneminde de İran Rusya savaşları devam etmiştir. Osmanlı Devleti ile
olan münasebetler de zaman zaman gerginleşmiş, fakat askeri anlamda
bir harekât ile sonuçlanmamıştır. Bu dönemde ülke içinde kargaşa ve hu-
zursuzluk kendisini iyice hissettirmiştir.10 Muhammed Şah döneminde
modernleşme-yenileşme adına hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Aynı za-
manda Bâbîler ayaklanması hadisesi de Muhammed Şah dönemini olum-
suz etkileyen önemli faktörlerden olmuştur.11

7 Mîrzâ Sâlih-i Şîrâzî, a.g.e., s. 15; Nikki R. Keddie, Iran and the Musslim World: Resis-
tance and Revolution, New York University Press, New York, 1995, s. 238-239; Meh-
met Kanar, Çağdaş İran Edebiyatının Doğuşu ve Gelişmesi, İletişim Yayınları, İstanbul,
1999, s. 60.
8 Kanar, a.g.e., s. 60.
9 1264/1848 senesinde tahta çıkcak olan Nâsırüddin Şah da Rusya ve İngiltere’nin des-
teğiyle tahta çıkmıştır. Bkz., Gene R. Gartwaite, İran Tarihi: Pers İmparatorluğu’ndan
Günümüze, (Çev. Fethi Aytuna), İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2018, s. 179.
10 Saltanatı on dört yıl süren Muhammed Şah zamanında Tahran’da ayda bir çıkarılan
devlet gazetesi basılmıştır. Bu ilk resmi gazetedir. Söz konusu gazeteye bir isim kon-
mamıştır. Daha sonraları ilk sayfaya merkezi hükümetin simgesi eklenmiştir. İsimsiz
olan bu gazetenin ilk sayısı 25 Muharrem 1253/1 Mayıs 1837 tarihinde yayımlanmıştır.
Bkz., Mîrzâ Sâlih-i Şîrâzî, a.g.e., s. 28.
11 Cafer Mehdî Niyâ, Heft Bâr İşgâl-i İran der Bist o Se Karn, C. 4, İntişârât-i Pânûs, Tahran,
1377/1999, s. 108-109.
Sonay Ünal 137

Muhammed Şah vefat edince tahta oğlu Nâsırüddin Şah (1265-


1314/1848-1896) çıktı. Muhammed Şah’ın iktidarının son yıllarında zuhur
eden Bâbîler ayaklanması Nâsırüddin Şah zamanında kendisini daha faz-
la hissettirerek devam etti. Şah, onikinci imam Mehdi’nin bin sene sonra
gelmesi beklenen temsilcisi olduğunu ileri süren Mîrzâ Ali Muhammed
Şîrâzî-i Bâb’ın liderliğinde başlayan ve ülkenin birçok vilayetinde ayak-
lanmalara neden olan Bâbîlerin faaliyetlerini önlemeye yönelik gayret
gösterdi. 1267/1851 senesinde Nâsırüddin Şah’a suikast düzenlemeleri ne-
ticesinde Bâbîlerin bir kısmı kılıçtan geçirildi, bir kısmı hapse atıldı ve bir
kısmı da sürüldü.12 Ülke içerisinde yaşananların haricinde Rusya’nın ve
İngiltere’nin aynı sahada yayılma siyaseti ve iki büyük güç arasında ya-
şanan siyasi rekabet İran’da istikrarı sağlamayı ve sürdürmeyi güçleştirdi.
Rusya’nın 1281/1864 yılında Çimkent’i, 1283/1866 yılında Hokand ve Bu-
hara’yı, 1285/1868 yılında Semerkand’ı işgal etmesi üzerine İngiltere’nin
İran politikası Hindistan stratejisi gereği İran’ın bağımsızlığının devam
ettirilmesi üzerine şekillendi.13
Feth Ali Şah ile başlayan ve Abbas Mîrzâ zamanında sekteye uğrayan
modernleşme-yenileşme hareketleri Nâsırüddin Şah döneminde hızlı bir
gelişim sürecine girdi. Nâsırüddin şah zamanında ilk bütçe hazırlandı, bu
doğrultuda saray eşrafına ödenen ücretlerde düzenleme yapıldı. Eğitim
ve öğretim sistemi yaygınlaştırılarak Tahran’da Dârülfünun açıldı.14 Dâ-
rülfünun dönemin modern yükseköğretim kurumu olup burada askeri
eğitim veren bölümlerin yanı sıra mühendislik, matematik, fizik, kimya,
tıp, güzel sanatlar, dil (İngilizce, Fransızca, Rusça vs.) üzerine dersler ve-
rildi.15 Orduda teknik anlamda iyileştirmeler gerçekleştirildi ve dostluk
ilişkilerinin kurulması için Sen Petersburg, İstanbul gibi muhtelif yerler-
de elçilikler kuruldu. Fabrikalar ve postahaneler tesis edildi. Yerli üretimi
teşvik etmek için bazı ürünlerde vergi muafiyeti getirildi.16 Bu dönemde
yurt dışına öğrenci gönderilmesine devam edildi ve Dârülfünun’a da yurt
dışından eğitmenler getirildi. Böylece İranlı öğrenciler ülke dışına çıkma-
dan yeni bilimlerle ve yabancı öğretmenlerle kendi topraklarında tanıştı-
lar. Yabancı dillerin öğrenilmesi tercüme konusunda ilerleme yaşanma-
sını sağladı ve birçok roman, hikâye, ilmi ve edebi eser tercüme edilerek

12 Niyâ, a.g.e., s. 109-110; Edward Granville Browne, Târîh-i Edebiyât-i İran: Ez Safeviye
tâ Asr-i Hâzır, (Trc. Reşîd-i Yâsemî), C. 4, Tahran, 1316/1937, s. 123-127;. Yasin İpek,
İran’da Kaçar Türk Hanedanlığı: Bâbîlik ve Bahâîlik, Ekim Yayınevi, İstanbul, 2011, s. 161-
171; Kanar, a.g.e., s. 16-17.
13 Ahmed Ağaoğlu, İran ve İnkılabı, Ağaoğlu Külliyatı: 3, Ankara, 1941, s. 100-101, Aygün
Attar, İran’ın Etnik Yapısı, Divan Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 72
14 Bânû Nusret Tecrübekâr, Sebk-i Şi‘r der Asr-i Kâçârîye, İntişârât-i Tûs, Tahran,
1350/1971, s. 23.
15 Joannes Feuvrier, Se Sâl der Derbâr-i İran, (Trc. Abbâs İkbâl Aştîyânî), Neşr-i İlm, Tah-
ran, 1385/2006, s. 129.
16 Osman Karacan, 1906 İran Meşrutiyeti, İnönü Üniversitesi SBE, Malatya, 2013, s. 86-90.
138 Modern İran Tarihi

Farsçaya kazandırıldı. Gazetelerde sade bir dil kullanılmaya başlandı ve


daha çok halk kesiminin bu gazeteleri okuyarak anlaması kolaylaştırıldı.
Bunun yanında Avrupalı şarkiyatçıların İran hakkında yaptıkları edebi,
tarihi ve kültürel çalışmalar İran halkının milliyetçi duygularının pekiş-
mesinde ve halk arasında ulus bilincinin oluşmasında etkili oldu. Ayrıca
yine Batı’nın oluşturduğu etki ile gerek İran içinde gerekse de İran dışın-
da yaşayan İranlılar halk tarafından kolayca anlaşılabilecek sade bir dille
kaleme aldıkları siyasi ve sosyal içerikli yazılarla toplumsal dönüşüme
katkı sağladı.17 Hatta kültür ve sanata ilgisi olan Nâsırüddin Şah geliş-
meleri yakından görmek ve yeni fikirler edinmek için Avrupa ülkelerine
1290/1873, 1295/1878 ve 1296/1879 yıllarında olmak üzere üç seyahat ger-
çekleştirdi. Şahın ülkesinin ekonomik açıdan çok kötü olduğu bir zaman
diliminde saray eşrafı ile birlikte külfetli bir yolculuk yapması ülkeyi mali
açıdan son derece zora soktu. Bu gelişmeler de ekonomik krizi derinden
hisseden halkın sesinin yükselmesine yol açtı.

İlk Kıvılcım: Tütün ve Tönbeki İmtiyazı


Rusya ve İngiltere, rekabet sahası hâline getirdikleri İran’ın ulusal
ekonomisini o kadar bozdular ki İran mali açıdan bu büyük güçlere tes-
lim olmak zorunda kaldı. Aldıkları imtiyaz karşılığında İran’a borç vere-
rek ülke ekonomisinin kötüleşmesine ve buna paralel olarak halkın ida-
reye karşı muhalefet etmesine neden oldular. Yankı bulan imtiyazlardan
ilki Nâsırüddin Şah döneminde 1307/1890 senesinin son aylarında İngi-
tere’ye verilen Tütün ve Tönbeki İmtiyazı’dır. Ülkeye ve halkına siyasi ve
sosyal açıdan sıkıntı yaratan ve ülke ekonomisine zarar veren bu imtiyaz
1308/1891 yılında tüccarların ve halkın tepkisini arttırdı. Tacir olan kana-
at önderleri liderliğinde seslerini duyurmak isteyen halk bildiriler yayın-
layıp tüm vilayetlere dağıttı ve bu bildirileri elçiliklere, hanlara, mescitle-
re yapıştırdı. Çabaların karşılık bulmaması neticesinde gösteriler yapıldı.
Hükümet gösterileri baskılamak için müdahale etti ve olaylar çıktı. Çıkan
olaylarda birçok kişi muhtelif siyasi sebepler gerekçesiyle tutuklandı. Bu
süreçte ölenler de oldu. Tütün ve Tönbeki imtiyazına karşı vücut bulan
infial kısa sürede Tebriz, Şiraz, İsfahan ve Tahran gibi büyük vilayetler-
de karşılık buldu. Hatta geniş bir yankı bulan bu hadise önlenemez hale
geldi. Zira halk arasında ülkenin Avrupalılar’a satıldığı ve bunun bir baş-
langıç olduğu yönünde bir düşünce hâkimdi. Şah toplumun ileri gelen-
leri başta olmak üzere halkın kararlı duruşu karşısında bir müddet di-
rense de bu imtiyazdan vazgeçmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Ocak
1309/1892’de Şah ülkedeki dindirilemeyen karışıklıktan Rusya’yı mesul

17 Kanar, a.g.e., s. 60-61;


Sonay Ünal 139

tutarak İngiliz şirketine verilen bütün imtiyazları fesh etti.18 Bundan do-
layı İngiliz şirketine (Talbot) beş yüz bin sterlin bedel ödendi. İran’ın bu
parayı ödemede sıkıntılar yaşaması üzerine hükümet İngiltere ve Rusya
bankalarından kredi çekmek zorunda kaldı.19 Bu hadise kredi çekerek
tazminat ödemek durumunda kalan İran’ın hissedilir en ağır borçlanma-
sıdır. Belirtmek gerekir ki ülkeyi ve halkı siyasi ve ekonomik açıdan zora
sokan ve sonu gelmeksizin yabancılara verilen imtiyazlar ahaliyi yıpra-
tarak çaresizliğe sürüklemiştir. Ancak Tütün ve Tönbeki İmtiyazı kaşı-
sında halkın elde ettiği bu başarı, birlikte hareket edildiğinde haksızlık
ve zulüm karşısında hiçbir gücün duramayacağı bilincinin zihinlerde yer
etmesine vesile olmuştur. Yaşanan bu hadise daha çok içtimai olup ihtilal
hareketlerinin kırılma noktası olmuştur.
Nâsırüddin Şah’ın yabancılara verdiği imtiyazların yanı sıra hüküm-
darlığının elli yılı süresince Avrupa ülkelerindeki gelişmeler ve ilerleme-
ler yakından takip edildiği için ordunun iyileştirimesi sağlanmış ve batı
tarzı sosyal-kültürel yenilikler yaygınlaştırılmış, kullanılan basın-yayın
dilinin anlaşılır olması önemsenmiştir. Bu yaklaşımlar İran topraklarına
farklı bakış açılarının kazandırıldığı bir dönemdir. Zira Avrupa ile ilişki-
ler Feth Ali Şah döneminde başlamış ise de Nâsırüddin Şah döneminde
zirveye ulaşmıştır. İlmi çalışmalarda ve teknolojik imkân ve kabiliyetlerin
arttırılmasında hayranlık uyandıran ilerlemeler kaydedilmiştir.20 Fransız
İhtilali’nin dünya üzerinde yaratmış olduğu etki, komşu ülkelerdeki ge-
lişmeler adalet ve eşitlik gibi kavramların anlaşılmasına ve arzulanmasına
vesile oldu. Tüm bu olay zinciri de halkın özgürce düşünebilmesine ve
topyekün sömürü sistemine karşı mücadele etmesine imkân sağlamıştır.
Dönemin Hindistan’a veya Avrupa ülkelerine giden tacirler–seyyahlar
aracılığıyla cezbedici anlatıların aktarımının, halkı ülke dışına çıkmaları
için teşvik etmelerinin de doğrudan olmasa da dolaylı olarak eski düzenin
değiştirilmesinde ve meşrutiyete giden yolda katkıları olmuştur.
Nâsırüddîn Şah öldürülünce yerine oğlu Muzafferüddîn Şah (1314-
1324/1896-1907) geçti. Yoksulluk, işsizlik, çaresizlik İran’ı büsbütün hâki-
miyeti altına almışken saray eşrafının teşviki ile İngiltere ve Rusya’dan
borçlanarak Avrupa’ya seyahat eden Muzafferüddîn Şah zamanında dış
borçlarda aşırı bir artış oldu.21 Ayrıca söz konusu devletlerin ekonomik

18 Ferîdûn Ademiyet, Şûreş ber İmtiyaznâme-i Reji: Tahlîl-i Siyâsî, İntişârât-i Peyâm, Tah-
ran, 1360/1981, s. 1-120.
19 Attar, a.g.e., s. 76; Kanar, a.g.e., s. 18
20 Tecrübekâr, a.g.e., s. 22-27.
21 Tecrübekâr, a.g.e., s. 28; Ülkenin ekonomisi öylesine kötüleşmiş ki devlet, vazifeli me-
murlarının maaş ödemelerini yapabilmek için dahi yabancı ülkelerden borç almak
mecburiyetinde kalmıştır. Buna rağmen şah ve saray eşrafı ihtişamlı bir hayat sürme-
ye devam etmiştir. Bkz., İsa Seyf, İran’da Meşrutiyet 1906, AÜ SBE, Ankara, 1960, s. 19.
140 Modern İran Tarihi

ve politik nüfuzu eskiye oranla daha çok hissedilir hale geldi.22 Kuraklık,
salgın hastalıklar, yüklü bir şekilde alınan ağır vergiler deyim yerindeyse
halkı içinden çıkılamaz bir vaziyete düşürdü.23 Devletin içinde bulundu-
ğu buhranın idrakına varamayan şah toplumun istekleri karşısında du-
yarsız kaldı ve hatta onlara karşı haksız bir tavır takındı. İçinde bulunu-
lan durum ise Tütün ve Tönbeki İmtiyazı’ndan sonra tüm halkın yeniden
güçlü bir şekilde tekel idareli yönetime reaksiyon göstermesine yol açtı ve
halkı meşrutî yönetim şekline teşvik etti.

İlk Anayasal Kazanım: İran Meşrutiyeti


İngiltere ve Rusya’nın kendi arasındaki rekabet İran’ı çaresiz duru-
ma düşürmüş, kötü yönetim neticesinde ülke iflasın eşiğine gelmiş, ha-
zine tamamen boşalmıştı. Memleketin politik vaziyetiyle paralel olarak
ilerleyen milliyetçilik cereyanı adeta müfrit bir hale gelmişti.24 Moder-
nleşme-aydınlanma yolunda atılan adımlarla idrakı yükselen halk ra-
hatsızlık veren gidişata son vermek için anayasal sistemi sunan meşruti
bir yönetim talep etmeye başladı. İran’da meşrutiyet ilan edimeden ev-
vel yani 1324/1906 senesi öncesinde 1204/1789 Fransız ihtilali ile birlikte
Avrupa’da yayılmaya başlayan özgürlük, eşitlik, adalet gibi kavramlar
halk arasında benimsenmiş ve yeni devletler kurulmuştu. Bahse konu
bu ihtilalin etkileri Avrupa ile sınırlı kalmamış, geç de olsa Rusya ve
Osmanlı Devleti gibi köklü devletleri de etkisi altına almıştı. Şüphesiz
bu gelişmelerden İran’da nasiplendi. Bilindiği üzere Kaçarlar Devleti
kurulduğu andan itibaren İranlıların Avrupa ile temaslar başlamış ve
muhtelif yenilikler yapılmıştı. İran halkının batıya açılması ile beraber
yeni fikirler yayılmış ve her geçen gün ivme kazanarak devam etti. İran
içerisinde meşruti fikirlerinin gelişmesinde yakın komşusu olan Osman-
lı Devleti’nde 1876’da ilan edilmiş Kânûn-i Esâsî’nin tesiri de etkili ol-

22 Tecrübekâr, a.g.e., s. 28.


23 Kanar, a.g.e., s. 24.
24 Tarih boyunca her İranlının veya İran vatandaşının ülkesine karşı derin bağlılık bes-
lediği muhakkaktır. Bilhassa hürriyet, özgürlük, vatan ve vatanperverlik konusu üze-
rine kalem oynatan şairlerinin bu konudaki rolü yadsınamaz. Dönemin bazı şairleri
ülkenin içinde bulunduğu siyasi, iktisadi, politik, sosyal durumu muhteva edinerek
duygularını ifade etmiş ve milli uyanışa katkı sağlamışlardır. Daha fazla bilgi için
bkz., Meliha Anbarcıoğlu, “Çağdaş İran Nazmında Konu”, AÜ DTCF Doğu Dilleri Der-
gisi, C. 1, Sayı 2’den Ayrı Basım, Ankara, 1966, s. 86-175; Meliha Anbarcıoğlu, “Çağdaş
Nazımda Sosyal ve Diğer Konular”, AÜ DTCF Doğu Dilleri Dergisi, C. 1, Sayı 3’den
Ayrı Basım, Ankara, 1969, s. 85-112; Yeşim Işık Bağrıaçık, “Meşrutiyet Dönemi İran Şi-
iri ve Şairleri”, Mavi Atlas, C. 8/1, 2020, s. 116-118. Bu dönem şiirinde yenileşme sadece
tema ve içerik bağlamında düşünülmüş, asıl şiiri oluşturan öğeler üzerinde yeterince
durulmamıştır. Bkz., Hicabi Kırlangıç, “İran Şiiri İçin Bir Sınıflandırma Denemesi”,
Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, C. 2/5, Ankara, 2001, s. 106.
Sonay Ünal 141

muştur.25 Diğer yandan aydınlanma ürünü olan ülke sınırları içindeki


ve dışındaki kitaplar, gazeteler, mecmualar ahaliye sirayet etmiştir.26
Ancak şunu belirtmek gerekir ki İran sınırları içerisinde kalem oyna-
tan aydın kesimin özgürlük ihtiva eden yazıları sansürlenmiştir. Türki-
ye başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde hayatını idame eden modern
eğitim almış İranlı aydınlar tarafından fikri uyanış ile ilgili pek çok ya-
yın yapılmaktaydı. Söz konusu neşriyatlar gizli bir şekilde İran sınırları
içerisine ulaştırılmış ve halkın bu yayınları okuyarak bilinçlenmesi sağ-
lanmıştır. Ülke içerisinde aman vermeyen sansür politikası bu şekilde
delinerek halkın aydınlanma-bilinçlenme ağı canlı tutulmuştur.
İran ihtilali’nin nedenleri arasında sosyal, siyasi, dini, kültürel içerikli
birbirini tetikleyen pek çok olgu zinciri mevcuttur. Ancak en büyük et-
kenin İran’ın sömürü ülkesi konumuna düşmesinin meydana getirdiği
huzursuzluk olduğunu söylemek mümkündür. Yöneticilerin ölçüsüz har-
camaları, hayat pahalılığı ve halkın kullandığı temel tüketim maddelerine
yapılan zamlar huzursuzluğu hat safhaya çıkardı. En son şeker fiyatları-
nın katlanarak artması bardağı taşıran son damla oldu. Ancak, özellikle
ahaliyi korkutmak için dönemin sadrazamı Aynud’d-Devle on yedi tüc-
carı ve iki ileri geleni tutuklatıp kırbaçlattı. Yaşanan bu olaylar siyasi ve
hukuki olarak meşrutiyet sistemiyle yönetilme arzusunda olanların mak-
bul sebeblerinin bahanesi olmuştur. Bunun üzerine tacirler pazarı kapattı.
Tahran’ın ileri gelen alimleri başta olmak üzere modern eğitim görmüş,
batıdaki siyasal düşüncelerin temsilcileri olan dinî mektep öğrencileri ve
binlerce pazar ahalisi itiraz alameti olarak oturma eylemi yapmak için Şah
Abdü’l-Azim camiye yöneldi. Böylece 1323/1905 senesinin son ayında ih-
tilal hareketi başlamış oldu.27 Tahran’da başlayan isyan kısa sürede ülke-
nin her yerinde kendisini hissettirdi. Eylem kısa sürede Tahran’ın diğer
camilerine ve Tebriz, İsfahan, Kirman, Meşhed, Reşt bölgelerine sıçradı.28
Bunun üzerine Muzafferüddîn Şah halkı teskin etmek için Aynu’d-Dev-
le’yi azledeceğine ve halk tarafından şiddetle istenilen ve henüz İran’da
kurulu olmayan adalet sistemini tesis edeceğine dair söz verdi. Bir süre
için de olsa sükûnet sağlandı. Fakat sağlık problemleri olan Muzaferüd-
dîn Şah gelişmeleri yakından takip edemedi. Aynu’d-Devle göstericileri

25 Selda Kılıç, İran’da İlk Anayasal Hareket “1906 Meşrutiyeti”, Tarih Araştırmaları Der-
gisi, Sayı 32’den ayrı basım, Ankara, 2002, s. 145-146; Celal Metin, Emperyalist Çağda
Modernleşme: Türk Moderleşmesi ve İran (1800-1941), Phoenix Yayınları, Ankara, 2011,
s. 286-296; Osman Karacan, “Osmanlı Devleti’nin İran Meşrutiyeti Üzerindeki Tesiri
Hakkında Bir Mütalaa”, Tarih Okul Dergisi, Sayı XLIII, 2019, s. 1415-1425.
26 Karacan, a.g.t., s. 96.
27 Nikki Keddie, “İran Under The Later Qâjârs (1848-1922”, The Cambridge History Of
Iran, C. 7, Cambridge University Press, Cambridge, 1991, s. 202; Yahyâ Âryenpûr, Ez
Sabâ tâ Nimâ, C. 2 İntişârât-i Zevvâr, Tahran, 1372/1993, s. 3.
28 Hakkı Raif Ayyıldız, İran: (Tarihi, Fizikî, Beşeri Coğrafyası), Merkez Basımevi, İstanbul,
1937, s. 15; Âryenpûr, a.g.e., s. 3; Attar, a.g.e., s. 79
142 Modern İran Tarihi

daha da baskı altına aldı. Sadrazamın kötü idaresi ve şahın sözünü tut-
maması halkın tekrar hareketlenmesine ve olayların büyümesine neden
oldu.29 Ülkenin her yerinde baş gösteren isyan çağrıları hükümeti geri
adım atmaya zorladı. Durumun iyice kötüleşeceğini sezen ve halkın heye-
canından korkan Muzafferüddîn Şah, ulemanın baskıları ve halkın diren-
mesi neticesinde Aynu’d-Devle’yi azletti. 1324/1906’da Meşrutiyet’i ilan
ederek Millî Meclis (Meclis-i Şûrâ-i Millî)’in tesisi için emir verdi.30 Birçok
kaynağa göre, Muzafferüddîn Şah’ın iktidarı süresince adından söz etti-
ren en mühim girişim meşrutiyeti ilan etmesidir.31 Söylenenlere göre Şah
istidatsız, hasta, zayıf ve temiz kalpli bir kişiliğe sahiptir. İçten içe meşru-
tiyeti istemekte ve meşrutiyetin idamesini arzulamaktaydı.32 Kimi zaman
meşrutiyetin memleket ve halkın menfaatine olacağından da bahsederdi.
Bu yaklaşımından olacak ki, isyan eden halka karşı mukavemet gösterme-
den meşrutiyeti kabul etmiştir.33
Meşrutiyetin ilanıyla ne var ki meşrutiyet ilan etmekle halkın temel
sorunları çözülmemişti. Saray ile meclis, dolayısıyla halk arasındaki ih-
tilaf hâla devam ediyordu. Buna rağmen meclisin tesis edilmesiyle yeni
bir siyasi akım ve değişim ortamı oluştu. Bunun yanında anayasal ha-
reket her geçen gün güçlenmekteydi.34 Tahran başta olmak üzere bazı
yerlerde seçim için kanun tanzim edildi ve seçime gidildi. Ulema, tüccar,
çiftçi gibi üst tabakadan temsilci olmasına rağmen toplumun ana taba-
kasını oluşturan işçiler, fakirler, köylüler seçime dahil edilmedi. Seçimin
tamamlanmasıyla meclis açıldı ve mecliste ülkeyi refaha kavuşturacak
bazı kararlar alarak Kânûn-i Esâsî hazırlandı. Şahın imzasıyla meclisin
hazırladığı Kânûn-i Esâsî resmiyet kazandı.35 Ancak hazırlanan ve kabul
edilen Kânûn-i Esâsî herkese eşit hak ve hukuk sunmamıştı. İhtilale katkı
sağlayan yoksullara, köylülere, işçilere, orta tabaka ulemaya, küçük top-
rak sahiplerine hiçbir fayda sağlamamaktaydı.36

29 Yılmaz Karadeniz, Kaçarlar Döneminde İran (1795-1925) İdari, Askeri, Sosyal Yapı ve Top-
lumsal Hareketler, Selenge Yayınları, İstanbul, 2019, s. 228.
30 Kılıç, a.g.m., s. 149; Karadeniz, a.g.e., s. 229-230.
31 Abdülhüseyin Zerrînkûb, Rûzgârân: Tarih-i İran ez Âğaz tâ Sukût-i Saltanat-i Peh-
levî, İntişârât-i Sohen, Tahran, 1384/2005, s. 853; 1906 senesinde ilan edilen İran
meşrutiyeti sadece siyasi bir inkılap değil aynı zamanda edebi bir inkılaptır. Zira
bu dönem şairleri yavaş yavaş köklü bir geçmişi olan kaside türünden uzaklaşıp
sosyal konulu şiirler söyleme yoluna girmişlerdir. Mîrzâ Ağa Hân-i Kirmânî, Edî-
bu’l-Memâlik-i Ferâhânî, Muhammed Takî Meliku’ş-Şuârâ-i Bahâr-i Horâsânî, Îrec
Mîrzâ hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük talep etmekte öncülük etmiş şairlerden-
dir. Bkz., Tecrübekâr, a.g.e., s. 28-46.
32 Âryenpûr, a.g.e., s. 4.
33 Kılıç, a.g.m., s. 147.
34 Kılıç, a.g.m., s. 150.
35 Niyâ, a.g.e., s. 134-135.
36 Karadeniz, a.g.e., s. 232.
Sonay Ünal 143

Muzafferüddîn Şah Kânûn-i Esâsî’yi imzalayıp ilan ettikten kısa bir


süre sonra vefat edince tahta oğlu Muhammed Ali Şah (1324-1327/1907-
1909) geçti. Henüz veliahd iken meşrutiyet rejimine ve Kânûn-i Esâsî’nin
esaslarına bağlı kalacağına dair güven sözü vermişti. Bu sebeple Muham-
med Ali Şah’ın meşrutiyetçilere ılımlı olduğu bilinmekte ve nüfuzunu
müspet yönde kullanacağı beklenmekteydi. Ancak yeni şahın taç giy-
me merasiminde onlara karşı müspet duygular beslemediğinin alameti
aşikârdı. Zira saray eşrafı, ülkenin ileri gelenleri davetli olarak merasim-
de yerlerini almışlardı. Ancak meclisin vekilleri çağırılmamıştı.37 Mera-
sime vekillerden sadece iki kişi ileri gelenler sıfatıyla katılım gerçekleş-
tirmişti. Şah ve eşrafı tasdik edilmiş olan meclise, vekillerine, ıslahat arzu
edenlere temayül göstermemekteydi. Şahın bu yaklaşımı karşısında ule-
ma sınıfının temsilcilerinden kimseler sultan, meclisin sultanıdır tacını
milletten yana giymelidir ve meclis, milletin vekillerinindir ve hatta Rus-
ya’nın nüfuzu ve askeri gücü vechiyle şahın meşrutiyetcilere eğiliminin
olumsuz olduğu vs. itirazlarını ifade etmişlerdi.38 Yaşanan karışıklıklara,
müşkül durumlara, Muhammed Ali Şah ve taraftarlarının entrikalarına,
ikili fikirlerin varlık göstermesine rağmen birinci dönem meclis üyele-
ri gayretli çalışmaları neticesinde yüz yedi yeni kanun maddesi çıkma-
sını nihayete ulaştırıp Şah’ın imzalayarak onamasını sağladılar.39 Mu-
hammed Ali Şah’ın taç merasimi tamamlanmıştı. Ancak taç merasimin
aksisedası tesirini sürdürmekteydi. Vuku bulan görüş ayrılıkları siyasi
mahfillere ve basına da sirayet etti. Şah’ın meclise düşmanlık beslediği-
nin alameti olarak görülen konuşmaları ve meşrutiyetçiler tarafından hoş
karşılanmayan bu hadise Şah ile ahali arasındaki ihtilafı her geçen gün
derinleştirmiş, giderilemeyen bir mesele hâline gelmiştir.40

Meclisin Feshi ve Tebriz Direnişi


Rusya ve İngiltere arasında İran’ın paylaşımı için bir antlaşma imza-
lanmıştı. 31 Ağustos 1325/1907’de ortaya çıkan söz konusu bu antlaşmaya
göre İran, iki etki alanına bölünmüştü. Azerbaycan, Gilan, Mazenderan,
Esterabad, Horasan ve Irak-ı Acem’in de dâhil olduğu İran’ın kuzeyi
Rusya’nın; Kirman yoluyla Bender Abbas’a çekilen hattın doğusunda ka-

37 Ahmed Kesrevî, Târîh-i Meşrûte-i İran, C. 1, İntişârât-i Emîr Kebîr, Tahran, 1363/1984,
s. 201-202.
38 Ali Asgar Şemim, İran der Dovre-i Saltanat-i Kaçar: Karn-i Sizdehom ve Nime-i Evvel-i
Karn-i Çehârdehom, İntişârât-i Behzâd, Tahran, 1387/2008, s. 451-452.
39 Alınan kararların ilk yedi maddesi ülkenin resmî dili, dini, bayrağı, gibi konular üze-
rinedir. Ayrıca mecliste ülkede güvenliğin sağlanması, millî bir banka kurulması, ya-
bancı devletlerden kati suretle borç alınmaması, saray eşrafının ve hatta şahın gelir ve
giderlerinin sınırlandırılması vs. kanun maddeleri kabul edilmiştir. Bkz., Zerrînkûb,
a.g.e., s. 858-859; Şemim, a.g.e., s. 453-462.
40 Karadeniz, a.g.e., s. 233.
144 Modern İran Tarihi

lan boş ve bereketsiz olan alan ise İngiltere’nin kontrolüne bırakılmıştı.41


Rusya ve İngiltere’nin kontrolü dışında alan tarafsız bölge kabul edilerek
İran’ın kontrolüne tevdi edilmişti.42 Birbirleriyle rekabet halinde bulu-
nan bu iki ezelî rakibin antlaşmaya varmalarının nedeni yakında Avru-
pa’da bir savaşın çıkacağını öngörüp bu savaşa müttefik devletler olarak
girmek fikrinde olmalarıdır.
Kânûn-i Esâsî kabul edilmiş ve onaylanmış olmasına rağmen İran içe-
risinde hareketlilik bir türlü dinmek bilmiyordu. İngiltere ve Rusya’nın
İran üzerindeki nüfuzu da devlet kurulduğu andan itibaren başlamıştı
ve hız kesmeksizin devam etmekteydi. Şahsi talepleri olan meşrutiyetçi-
lerden bir grup Şah’ı provake etmek için 1325/1907 yılının Aralık ayında
Tahran Tophane Meydanı’nda toplandılar. İki taraf arasında şiddetli ça-
tışma oldu. Çaresiz kalan şah teslim olmak zorunda kaldı. Müverrihlerce
bu müfsit hadise muvaffakiyetsiz bir çekişme olarak nitelendirilmektedir.
Bu hadiseden iki ay kadar sonra yani 1326/1908 senesinin Şubat ayında
Muhammed Ali Şah’ın otomobiline bomba atılmak suretiyle bir suikast
girişiminde bulunuldu. Şah bu saldırıdan da yara almadan kurtuldu.43
Bu olaylardan sonra meclisin kapatılması ve yıkılması için Rusya’ya baş-
vuran Şah, Kazak kuvvetleri topladı. Bu kuvvetler Haziran 1326/1908’de
Rus subay Albay Liyakof komutasında meclisi kuşatarak bombaladı.44
Tebriz vekillerinden Mîrzâ İbrâhîm gibi bazı özgürlükçüler olay anında
öldürüldü. Sûr-i İsrâfîl gazetesinin müdürü Mîrzâ Cihângîrhân-i Şîrâzî,
vaiz Melikü’l-Mütekellemîn gibi bazı özgürlükçüler tutuklandı ve şahın
emriyle öldürüldü. Bir grup İngiliz ve Fransız büyükelçilikleri başta ol-
mak üzere diğer devlet temsilciliklerine sığındı. Bir grup da kaçıp orta-
dan kayboldu.45 Bu dönem içinde Tebriz şehri ihtilalcilerin toplandıkları
bir merkez hâline gelmişti. Azerbaycanlı meşrutiyetçiler mukavemet gös-

41 Fahreddîn Şevket, İrân: İklîm, halk, iktisâdiyyât, ictimâ‘iyyât, müessesât-i medeniyye, âdât-ı
milliyye ve sâire gibi evsâf ve husûsiyyâtından bâhistir, (Haz. Derya Örs), Türk Tarih Ku-
rumu Yayınları, Ankara, 2017, s. 93.
42 Birinci Dünya Savaşı’nda İran’ın kontrolüne bırakılan bölge de işgal edilmiştir. Bkz.,
Barış Metin, “Türk İran İlişkilerinde Güney Azerbaycan Meselesi (1918-1938)”, Türkiye
Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 2, 2012, s. 161.
43 Zerrînkûb, a.g.e., s. 859.
44 Nâsır Necmî, Muhammed Ali Şah ve Meşrûte, İntişâraât-i Zeryâb, Tahran, 1377/1998,
s. 363; Meclis yedi saat süresince müdaafa edilmişse de başarı elde edememişlerdir.
Bkz., Abdolvahid Soofizadeh, Kaçar Hanedanlığı Döneminde Osmanlı-İran Siyasi İlişkileri
(1795-1925), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2020, s. 191.
45 Zerrînkûb, a.g.e., s. 859.
Sonay Ünal 145

termek için kumandan Settar Han46 ve Bağır Han47 liderliğinde bir araya
geldi. Tebriz’in yönetimini ele geçirip İran Azerbaycanı’nın geneline hi-
tap edecek bir idare kurdular. Ali Mösyö önderliğinde sürdürülen dire-
niş kısa süre sonra bir “bağımsızlık” hareketine evrildi. Şah, Ruslardan
Azerbaycan’ın işgalini istedi. Rus kuvvetleri on aylık kuşatmadan son-
ra Tebriz’i ele geçirdi. Settar Han ve Bağır Han etkisiz duruma getirildi.
Böylece bağımsızlık hareketlerine son verilmiş olundu.48 İran İhtilali’nin
bastırılması için her türlü zorbalığa başvurulmuştu. Mirza Bala Mehmet-
zade’nin tabiriyle Tahran ve Tebriz meydanlarında İran’ın en münevver,
en vatanperver, en özgürlükçü ve inkılapçı evlatları asıldı.49 Meclisin
bombalanmasını müteakip kısa bir istibdat dönemi başlamış oldu. Geçen
zaman dilimi bir yıldan fazla sürmediği için bu ara dönem “Küçük İstib-
dat” olarak nitelendirilmektedir.50
Muhammed Ali Şah’ın tahttan indirilmesinin ardından yerine oğlu
Ahmed Şah (1327-1344/1909-1925) çıkarıldı. Tahta oturtulduğunda yaşı
ülkeyi yönetmek için oldukça küçüktü. Bu sebeple on yedi yaşına girince-
ye kadar saltanat naibleri oldu. Bu süre zarfında tahsille meşgul oldu. İyi
hasletlere sahip olmasına rağmen ülke yönetimi üzerine dirayeti ve kifa-

46 İran Meşrutiyet İhtilali’nin kilit ismi Settar Han, 1867 yılında Azerbaycan toprakları
içerisinde yer alan Karadağ’da hurdacılıkla uğraşan orta halli bir ailenin çocuğu ola-
rak dünyaya geldi. Vicdani ve milli duyguları takdire şayan bir şahsiyettir. Serdar-ı
Milli olarak da tanınmakla birlikte unutulmamış ve unutulmayacak halk kahramanı-
dır. Avrupa basınınca “İran’ın Hannibali” olarak nitelendirilmiştir. Liderlik ettiği ha-
rekata karşı olan dahili ve harici düşmanlar tarafından hile ile ölüme sürüklenmiştir.
1910 yılının Mart ayında Tahran’a davet edilmiş, muhteşem bir törenle karşılanmıştır.
Fakat çok geçmeden orada merkezi hükümetin askeri birliklerinin hucumu neticesin-
de ayağından yaralanmıştır. Bir müddet bu vaziyette hayatını idame ettirse de 1914
yılında vefat etmiştir. Her yıl ölüm yıl dönümünde hürmet ve iftiharla anılmaktadır.
Ekrem Rehimli, Samed Bayramzade, Güney ve Kuzey Azerbaycan Başlıca Tarihi Olaylar,
Siyasi ve Edebi Şahsiyetler, Milli Direniş Kitaphanesi, Bakü, 2014, s. 276-277.
47 İran Meşrutiyet İhtilali’nin rehberlerinden biri olan Bağır Han, 1862 yılında Tebriz’in
Hıyaban mahallesinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ekonomik vaziyetle-
rinin kötü olmasından ötürü iyi bir eğitim alamadı. Çocukluk döneminde babasının
yanında inşaat işlerinde çalışmış, mahir bir usta seviyesine kadar yükselmiştir. Dev-
let idaresinde maliye memuru ve yüzbaşı olarak çalışmıştır. Bu süre zarfında adına
“Han” ünvanı ilave edilerek Bağır Han diye anılmaya başlanmıştır. Vazifesini icra
ederken düzensizliğe, halkın uğradığı haksızlığa, İngiltere ve Rusya’nın İran’daki
hükümranlığına vs. tanık olmuş ve bu sebeplerden ötürü memuriyetten ayrılmıştır.
Mevcut durumu değiştirmek için mücadeleye başlamıştır. Bu uğurda göstermiş oldu-
ğu mühim rol Salar-ı Milli olarak şöhret kazmasını sağlamıştır. Settar Han’ın en yakın
silahdaşı ve can yoldaşıdır. 1916 senesinde öldürülmüştür. Daha fazla bilgi için bkz.;
Gökhan Bolat, “İran Meşrutiyet Hareketinin Türk Liderleri: Settar Han ve Bağer Han-
lar”, Zeitschrift für die Welt der Türken (Journal of World of Turks), Vol 5, No 1, München
2013, s. 51-61; Rehimli-Bayramzade, a.g.e., s. 164-165.
48 Attar, a.g.e., s. 80.
49 Mirza Bala Mehmetzade, Milli Azerbaycan Hareketi, Azerbaycan Kültür Derneği Yayın-
ları, Ankara 1991, s. 37.
50 Zerrînkûb, a.g.e., s. 860.
146 Modern İran Tarihi

yeti yeterli değildi.51 Ancak çocukluğundan itibaren iyi bir eğitim alarak
kendisini çok iyi yetiştirmiştir. Sakin mizacı ile ülke yönetiminde uzun
süre kalmayı başarmıştır. Muzafferüddîn Şah’ın tahtan uzaklaştırılarak
yönetime Ahmed Şah’ın gelmiş olması ise halk tarafından coşku ve mem-
nuniyet ile karşılandı. Aydınlar tarafından meclisin tekrar açılması için hiç
vakit geçirmeksizin heyet oluşturulup faaliyetlere başlandı. Ahmed Şah,
veziri, saray eşrafı, siyasi şahsiyetler, ileri gelenler, elçiler, konsoloslar hu-
zurunda 1327/1909’da meşrutiyet yeniden ilan edildi.52 Böylece “Küçük
İstibdat” dönemi olarak adlandırılan zaman dilimi sona ermiş oldu.

Gilan Cumhuriyeti ve Azadistan Devleti


Meclisin bombalanarak meşrutiyete son verilmesi neticesinde Tebriz
başta olmak üzere İsfehan, Gilan, Meşhed, Esterabad gibi yerlerde cid-
di direnişler olmuştu. Merkezi hükümet Rusya’nın desteğiyle her tür-
lü zorbalık ve hile ile ancak 1910 senesinde kontrol ve düzeni yeniden
sağlayabilmişti. Ardından ülkede baskı ve takipler olması hasebiyle bir
çok özgürlükçü ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bunlar 1917 tarihin-
de Ekim Devrimi ile Rusya’da Çarlığın yıkılmasından bir müddet sonra
ülkesine döndüler.53 Gerçekleşen devrimle Çarlık Rusya yıkılmış, yerine
Sovyet Rusya kurulmuştu. Bu sebeple Rusya askerî birliklerini İran’dan
tahliye etmek mecburiyetinde kalmıştı. Hazar Denizi’nde ve İran’da et-
kinliğini sağlamlaştırmak isteyen İngiltere zaman kaybetmeden askerî
birliklerini Azerbaycan, Kafkasya ve Horasan’a doğru gönderdi. Böylelik-
le İngiltere, İran’da askerî nüfuzunu arttırmış oldu. Etkinliğini iyice per-
çinlemek için dokuz ay süren bir görüşmenin ardından İngiltere ve İran
arasında 9 Ağustos 1919’da bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre
İran, tamamen İngiltere’nin nüfuzu altına girmekteydi.54 İran’a yabancı
devletlerin müdahalelerinin Birinci Dünya Savaşı boyunca artarak devam
etmesi, halkın merkezi hükümete olan mevcut rahatsızlığını daha da art-
tırdığı gibi ihtilalcileri açık bir mücadeleye de yöneltti. Böylece yabancı
işgaline karşı yerel seviyede özgürlük hareketleri başladı. Bu hareketler
dış güçlerin müdahelesini önleyemeyen merkezî idareye tepki karakterli
olup “Yabancı İşgaline Son”, “İran İranlılar İçin” sloganları altında şekil-

51 Tecrübekâr, a.g.e., s. 30-31.


52 Soofizadeh, a.g.e., s. 200.
53 Çarlık Rusyası’nın lağvedilmesi ile birlikte Kafkaslarda ve Kuzey Azerbaycan’da de-
mokratik hareketlerin canlanması neticesinde İran’daki kitlelerin uyanıp harekete
geçmesi de hızlandı. Bkz., Ekrem Rehimli, “XX. Asır Güney Azerbaycan Azadlık Ha-
rekatında Şeyh Muhammed Hiyabani’nin Yeri ve Rolü”, Azadlık Uğrunda Mübarize
Tarihimizden (Hiyabani Harekatı-90), Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Şarkşinas-
lık Enstitüsü, Bakü, 2011, s. 123-126.
54 Rızâ Şabânî, Iranian History at a Glance, (Çev. Mahmud Ferruhpey), Alhoda Internatio-
nal Publisher, Tahran, 1384/2005, s. 241-243.
Sonay Ünal 147

lenmişti. İlk isyan dalgası özellikle 1919-1920 yıllarında İran’ın Horasan,


Gilan, Reşd, Azerbaycan’ın birçok büyük şehirlerinde, Türkmen Sahra’da
başladı.55 1920 yılında Gilan’da Mirza Kûçek (Küçük) Han56 önderliğinde
kurulan Gilan Cumhuriyeti ve Tebriz’de Şeyh Muhammed Hiyabani57 li-
derliğinde kurulan Azadistan Devleti de bu isyan dalgalarının doğurmuş
olduğu yeni oluşumlardı. Reform ve özgürük umuduyla kurulan bu yeni
devletlere ve bölgedeki diğer isyanlara, İran ordusunda general rütbesin-
de bulunan Rıza Han tarafından son verildi. Bu hareketiyle ordudaki iti-
bar ve gücünü artıran Rıza Han, 1921 yılı Şubat ayında darbeyle iş başına
geldi ve 1925 yılında şahlık tacını giyerek kendisini Şah olarak ilan etti.
Böylelikle Kaçarlar dönemi sona ermiş oldu.

SONUÇ
Kaçarlar Devleti kurulduğu andan itibaren İngiltere ve Rusya gibi Av-
rupalı ülkelerinin yayılmacı ve tahrip edici yaklaşımından nasibine düşe-
ni fazlasıyla almıştır. Bahse konu ülkelerin İran milli çıkarlarını büsbütün
yok edecek boyutta burada hâkimiyetlerini kurması ve çeşitli imtiyaz-
lar elde etmesi ülke siyasasının ilerlemesine engel olmuş ve ekonomi-
sine ziyadesiyle zarar vermiştir. Bu zorlu süreç altında ülke yöneticileri
tarafından modernleşme ve aydınlanmaya yönelik (askeri, siyasi, idari,

55 Gülara Yenisey, İranda Etnosiyasi Hareketler (1922-2004), Qanun Neşriyatı, Bakü,


2009, s. 110.
56 Bütün hayatını ideallerini gerçekleştirmek için harcayan Mirza Kûçek (Küçük) Han,
1881 yılında Reşt şehrine bağlı Fuminant kasabasında doğdu. Asıl adı Yusuf’tur.
Reşt’in ileri gelenlerinden Büyük Mirza’nın oğludur. İlköğrenimini doğduğu yerde
aldıktan sonra Tahran’a giderek Cami medreselerinde sarf, nahiv, ve dini ilimler öğ-
rendi. İran’daki meşrutiyet inkılabı zamanından itibaren siyasi faaliyetlerin içerisin-
de yer aldı. Yabancı güçlerin İran’da serbestçe faaliyet göstermesi, ülkedeki adalet-
siz yaşam şartlarının hüküm sürüyor olması sebebiyle 1915 senesinde dağa çıkarak
mücadelelerini başlattı. Dağlara sığındıkları ve ormanlarda saklandıkları için Mirza
Han ve adamlarına “Cengeliler” denilmiştir. Mücadelelerinde yerel halkın desteğini
de gördü. Cengeliler Hareketi olarak da bilinen Gilan Ayaklanması’nın propaganda-
sını yapan İttihad-ı İslâm Cemiyeti’ni kurdurdu. Ayrıca mücadelelerini güçlendirmek
için başta Osmanlı subayları olmak üzere İsveç, Alman ve Avusturya zabitlerinden de
istifade etti. İslami yönü ve insani duyguları ön planda olan Küçük Han, ömrünün
sonuna kadar Türklerle güçlü bağını korudu. 1921’de Cengel ayaklanmasını başlattığı
dağlarda donarak öldü. Hayatı ve faaliyetleri hakkında daha fazla bilgi için bkz., Sa-
dık Sarısaman, “İran’lı Bir Türk Lider Mirza Küçük Han”, Türk Dünyası Tarih Dergisi,
Sayı 137, İstanbul, 1998, s. 19-23.
57 Şeyh Muhammed Hiyabani, 1879 yılında Tebriz’in Hamne kasabasında tüccar bir
ailenin oğlu olarak doğdu. İlk öğrenimini doğduğu yerde aldı, daha iyi eğitim almak
için Rusya’ya gitti. Takriben otuz yıl Rusya’nın Petrovsk şehrinde yaşayıp ticaretle
meşgul oldu. Daha sonra Tebriz’e dönüp burada naklî-aklî ilimler öğrendi. Yüksek
ilmi seviyeye ve yüksek ahlaki hususiyetlere malik biriydi. Daha fazla bilgi için bkz;
Ali Azeri, “Hiyabani Kimdir?” Azadlık Uğrunda Mübarize Tarihimizden (Hiyaba-
ni Harekatı-90), Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Şarkşinaslık Enstitüsü, Bakü,
2011, s. 19-20.
148 Modern İran Tarihi

eğitim-öğretim vs.) ıslahatlar yapılmıştır. Özellikle eğitim ve öğretim ala-


nında atılan adımlar yoksullukla karşı karşıya kalan halkın aydınlanma-
sına vesile olmuştur. Matbanın kurulması, çeşitli konularda yayınların
sade bir dille yazılmış olması, yurt dışındaki yayınların ülke içerisine
girmesi ahalinin bilinçlenmesine katkı sağlamıştır. 1890 senesinde İngil-
tere’ye verilen Tütün ve Tönbeki İmtiyazı durumun farkında olan milli
duygulara sahip herkesi ayağa kaldırmış ve herkesin kararlı duruşları
neticesinde imtiyaz şah tarafından lağv edilmiştir. Kötü gidişata dur de-
mek için atılan bu ilk adımın başarı ile sonuçlanması İran halkına moral
olarak güç kazandırmıştır.
Kaçarlar Dönemi’nde İran’da yaşanan siyasi gelişmeler her alanda ol-
duğu gibi neşriyat ve edebiyat sahasında da etkisini hissettirmiştir. Ya-
şanan değişim daha çok tema ve içerik bakımından gerçekleşmiştir. İs-
tibdat döneminde yaşanan sansürlere rağmen ülkenin maddî ve manevî
bunalımının farkında olan ülke dışında yaşayan İranlı aydınlar yurt dı-
şında çıkardıkları gazete, kitap ve dergileri gizlice ülkeye sokarak halkı
aydınlatmaya çalışmıştır. 1900’lü yıllardan itibaren İran’da ve yurt dışında
yayınlanan gazetelerde, kitaplarda, dergilerde açıkça İranda var olan reji-
me karşı bir ayaklanmayı dile getirmişlerdir. Kaçarlar döneminin ilk yıl-
larından itibaren yani meşrutiyet ilan edilmeden önce emperyal güçlerin
İran’ı sömürü ülkesi konumuna düşürmesi ve ülke üzerinde emellerinin
son bulmaması saray eşrafı dışında herkesi son derece yıpratmıştır. Yaşa-
nan hadiseler zinciri ise kimi zaman ahali ile yönetimi karşı karşıya getir-
miştir. Başka bir ifadeyle kalem ile başlayan zihinsel aydınlanma halkın
bizzat sahalara inerek devlet yönetim şekline itiraz etmesi ve taleplerini
yüksek sesle dile getirmesi ile sonuçlanmıştır.
Kaçarlar döneminde yaşanan modernleşme ve aydınlanma hareketle-
ri kaçınılmaz olarak yapılması gereken eylemlerdi. Zira ülkenin İngiltere
ve Rusya gibi dönemin büyük güçleri tarafından sömürülmesi ve dönem
itibariyle tüm dünyayı kasıp kavuran ve çok uluslu imparatorlukları par-
çalara bölen özgürlük isteği Kaçarlar yönetimini yeni yöntemler izlemeye
zorlamıştır. Meşrutiyetin ilanına kadar klasik bir monarşi rejimini benim-
seyen Kaçarlar, zamanın ruhuna uygun olarak toplumsal aydınlanma ve
modernleşme taleplerine cevap vermek zorunda kalmışlardır. Tarihte çok
fazla örneği olduğu gibi bu durum monarşilerin geri döndürülemez bir
yola girmelerine neden olmuştur. Kaçarlar da ilan etmek zorunda kaldık-
ları meşrutiyete meclisi bombalamak suretiyle son verseler de toplumsal
dönüşüme engel olamamışlar ve zihinlerdeki aydınlanmaya engel olama-
mışlardır. Son tahlilde toplumsal aydınlanma ve modernleşme hareketleri
ile başlayan akımlar Kaçar Hanedanı’nın sonunu getirmiştir.
KAYNAKÇA

Ademiyet, Ferîdûn, Şûreş ber İmtiyaznâme-i Reji: Tahlîl-i Siyâsî, İntişârât-i Peyâm, Tahran,
1360/1981.
Ağaoğlu, Ahmed, İran ve İnkılabı, Ağaoğlu Külliyatı: 3, Ankara, 1941.
Anbarcıoğlu, Meliha, “Çağdaş İran Nazmında Konu”, AÜ DTCF Doğu Dilleri Dergisi, C. 1,
Sayı 2’den Ayrı Basım, Ankara, 1966, ss. 85-175.
Anbarcıoğlu, Meliha, “Çağdaş Nazımda Sosyal ve Diğer Konular”, AÜ DTCF Doğu Dilleri
Dergisi, C. 1, Sayı 3’den Ayrı Basım, Ankara, 1969, ss. 85-164.
Âryenpûr, Yahyâ, Ez Sabâ tâ Nimâ, C. 2 İntişârât-i Zevvâr, Tahran, 1372/1993.
Attar, Aygün, İran’ın Etnik Yapısı, Divan Yayıncılık, Ankara, 2006.
Avery, Peter, “Nâdir Shâh And The Afsharid Legacy”, The Cambridge History Of Iran, C. 7,
Cambridge University, Cambridge, 1991.
Ayyıldız, Hakkı Raif, İran: (Tarihi, Fizikî, Beşeri Coğrafyası), Merkez Basımevi, İstanbul, 1937.
Azeri, Ali, “Hiyabani Kimdir?” Azadlık Uğrunda Mübarize Tarihimizden (Hiyabani Harekatı-90),
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Şarkşinaslık Enstitüsü, Bakü, 2011, ss. 19-25.
Bolat, Gökhan, “İran Meşrutiyet Hareketinin Türk Liderleri: Settar Han ve Bağer Hanlar”,
Zeitschrift für die Welt der Türken (Journal of World of Turks), Vol 5, No 1, München 2013,
ss. 47-64.
Browne, Edward Granville, Târîh-i Edebiyât-i İran: Ez Safeviye tâ Asr-i Hâzır, (Trc. Reşîd-i
Yâsemî), C. 4, Tahran, 1316/1937.
Feuvrier, Joannes, Se Sâl der Derbâr-i İran, (Trc. Abbâs İkbâl Aştîyânî), Neşr-i İlm, Tahran,
1385/2006.
Gartwaite, Gene R., İran Tarihi: Pers İmparatorluğu’ndan Günümüze, (Çev. Fethi Aytuna), İn-
kılâp Kitabevi, İstanbul, 2018.
Işık Bağrıaçık, Yeşim, “Meşrutiyet Dönemi İran Şiiri ve Şairleri”, Mavi Atlas, C. 8/1, 2020,
ss. 115-127.
İpek, Yasin, İran’da Kaçar Türk Hanedanlığı: Bâbîlik ve Bahâîlik, Ekim Yayınevi, İstanbul, 2011.
Kanar, Mehmet, Çağdaş İran Edebiyatının Doğuşu ve Gelişmesi, İletişim Yayınları, İstanbul,
1999.
Karacan, Osman, “Osmanlı Devleti’nin İran Meşrutiyeti Üzerindeki Tesiri Hakkında Bir
Mütalaa”, Tarih Okulu Dergisi, Sayı XLIII, 2019, ss. 1413-1447.
Karacan, Osman, 1906 İran Meşrutiyeti, İnönü Üniversitesi SBE, Malatya, 2013.
Karadeniz, Yılmaz, Kaçarlar Döneminde İran (1795-1925) İdari, Askeri, Sosyal Yapı ve Toplumsal
Hareketler, Selenge Yayınları, İstanbul, 2019.
Keddie, Nikki, “İran Under The Later Qâjârs (1848-1922”, The Cambridge History Of Iran, C.
7, Cambridge University Press, Cambridge, 1991, s. 174-212.
Kesrevî, Ahmed, Târîh-i Meşrûte-i İran, C. 1, İntişârât-i Emîr Kebîr, Tahran, 1363/1984.
Kılıç, Selda, İran’da İlk Anayasal Hareket “1906 Meşrutiyeti”, Tarih Araştırmaları Dergisi,
Sayı 32’den ayrı basım, Ankara, 2002, ss. 143-161.
Kırlangıç, Hicabi, “İran Şiiri İçin Bir Sınıflandırma Denemesi”, Nüsha Şarkiyat Araştırmaları
Dergisi, C. 2/5, Ankara, 2001, ss. 96-108.
Mehmetzade, Mirza Bala, Milli Azerbaycan Hareketi, Azerbaycan Kültür Derneği Yayınları,
Ankara 1991.
Metin, Barış, “Türk İran İlişkilerinde Güney Azerbaycan Meselesi (1918-1938)”, Türkiye Sos-
yal Araştırmalar Dergisi, Sayı 2, 2012, ss. 157-187.
150 Modern İran Tarihi

Metin, Celal, Emperyalist Çağda Modernleşme: Türk Moderleşmesi ve İran (1800-1941), Phoenix
Yayınları, Ankara, 2011.
Mîrzâ Sâlih-i Şîrâzî, Sefernâme-i Mîrzâ Sâlih-i Şîrâzî, (Tsh. Muhammed Şehristânî), İntişârât-i
Rovzen, Tahran, 1347/1968.
Necmî, Nâsır, Muhammed Ali Şah ve Meşrûte, İntişâraât-i Zeryâb, Tahran, 1377/1998.
Niyâ, Cafer Mehdî, Heft Bâr İşgâl-i İran der Bist o Se Karn, C. 4, İntişârât-i Pânûs, Tahran,
1377/1999.
Piriyev, Vakif, Azerbaycanın Tarihi-Siyasi Coğrafyası, Araz Yayınları, Bakü, 2002.
Rehimli, Ekrem – Bayramzade, Samed, Güney ve Kuzey Azerbaycan Başlıca Tarihi Olaylar,
Siyasi ve Edebi Şahsiyetler, Milli Direniş Kitaphanesi, Bakü, 2014.
Rehimli, Ekrem, “XX. Asır Güney Azerbaycan Azadlık Harekatında Şeyh Muhammed Hi-
yabani’nin Yeri ve Rolü”, Azadlık Uğrunda Mübarize Tarihimizden (Hiyabani Harekatı-90),
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Şarkşinaslık Enstitüsü, Bakü, 2011, ss. 123-126.
Sarısaman, Sadık, “İran’lı Bir Türk Lider Mirza Küçük Han”, Türk Dünyası Tarih Dergisi,
Sayı 137, İstanbul, 1998, ss. 19-23.
Seyf, İsa, İran’da Meşrutiyet 1906, AÜ SBE, Ankara, 1960.
Soofizadeh, Abdolvahid, Kaçar Hanedanlığı Döneminde Osmanlı-İran Siyasi İlişkileri (1795-
1925), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2020.
Şabânî, Rızâ, Iranian History at a Glance, (Çev. Mahmud Ferruhpey), Alhoda International
Publisher, Tahran, 1384/2005.
Şemim, Ali Asgar, İran der Dovre-i Saltanat-i Kaçar: Karn-i Sizdehom ve Nime-i Evvel-i Karn-i
Çehârdehom, İntişârât-i Behzâd, Tahran, 1387/2008.
Şevket, Fahreddîn, İrân: İklîm, halk, iktisâdiyyât, ictimâ‘iyyât, müessesât-i medeniyye, âdât-ı mil-
liyye ve sâire gibi evsâf ve husûsiyyâtından bâhistir, (Haz. Derya Örs), Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 2017.
Tecrübekâr, Bânû Nusret, Sebk-i Şi‘r der Asr-i Kâçârîye, İntişârât-i Tûs, Tahran, 1350/1971.
Türker, Özgür, Güney Kafkasya’da Rusya-İran Nüfuz Mücadelesi (1779-1813), Türk Tarih Ku-
rumu Yayınları, Ankara, 2020.
Yenisey, Gülara, İranda Etnosiyasi Hareketler (1922-2004) Qanun Neşriyatı, Bakü, 2009.
Zerrînkûb, Abdülhüseyin, Rûzgârân: Tarih-i İran ez Âğaz tâ Sukût-i Saltanat-i Pehlevî, İn-
tişârât-i Sohen, Tahran, 1384/2005.

You might also like