You are on page 1of 13

4 BİLANÇO VE BİLANÇO ANALİZİ

11
Birinci bölümde işletme yönetiminin; planlama, organizasyon, liderlik ve
kontrolden ibaret olduğu belirtilmişti. İşletme yönetimi ve finansman konuları
birbirinden ayrılamaz, aralarında sıkı bir ilişki vardır. İşletme yönetimi ile ilgili kayıtlar;
planlama, uygulama ve sonuçların değerlendirilmesini içerir. Planlama konularına
yedinci ve sekizinci bölümlerde yer vereceğiz. Bunlar daha çok işletme içi yönetimin
gerektirdiği konulardır. İşletmenin diğer işletmelerle ilişkilerini gösteren kayıtlara ise,
finansman kayıtları diyoruz.
Finansmanla ilgili kayıtlar, işletmeyi çevresine bağlar. İşletmenin çevresi ile
ilgili alışverişlerini, finansman durumunu ve yürüttüğü faaliyetlerin sonuçlarını gösterir.
Bu göstergeler üç grup altında toplanmaktadır: bilanço, gelir tablosu ve nakit akımı
tablosu.
İşletme kayıtlarından yararlanılarak düzenlenen önemli işletme belgelerinden
ikisi bilanço ve gelir tablosudur. Bu bölümde bunlardan bilanço, takip eden bölümde ise
gelir tablosu açıklanacaktır. İşletme kayıtlarından çıkarılacak üçüncü belge işletmenin
nakit akımıdır ve onuncu bölümde ele alınacaktır.
Bilanço ve gelir tablosu farklı amaçlara hizmet ederler. Bilanço, belirli bir tarihte
işletmenin fotoğrafını verir. Stok bir değişkendir. Gelir tablosu ise belirli bir zaman
aralığında işletmenin gelir ve giderlerinin dökümünü gösterir. Akım bir değişkendir.
Bilanço işletmenin öz sermayesinin, gelir tablosu ise net işletme gelirinin (kâr)
göstergesidir.
İşletmenin yaptığı alışverişler, bilanço ve gelir tablosunu etkiler. İşletme diğer
işletmeler ve tüketicilerle alışverişte bulundukça bilanço ve gelir tablosu değişir. Bu
bakımdan bilanço ve gelir tablosunun düzenlendiği tarihler önemlidir. Farklı amaçlara
hizmet etseler de bilanço ve gelir tablosu birbiriyle yakından ilişkilidirler.
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 36

4.1 Bilanço

Bilanço, belirli bir tarihte bir işletmenin veya organizasyonun sahip olduğu
varlıkların sistematik bir dökümüdür. Bilanço, İngilizce literatürde denge demektir
(balance sheet). Bu denge, aşağıdaki temel muhasebe eşitliği ile gösterilir (Bannock et
al 2003, s. 23):
varlıklar = borçlar + öz sermaye

Temel muhasebe eşitliği aşağıdaki şekilde de yazılabilir:

varlıklar – borçlar = öz sermaye

Bilanço üç kısımdan oluşur: varlıklar, borçlar ve öz sermaye. Varlıklar (assets),


işletmenin kaynaklarını gösterir. Bu kaynakların bir kısmının mülkiyeti diğer şahıslara
aittir, borçlanılarak alınmışlardır, bir kısmı ise işletmenin mülkiyetinde olan varlıklardır.
Varlıklar ile borçlar arasındaki fark, işletmenin değerini (öz sermaye: equity) ortaya
koyar (Bannock et al 2003, s. 23). Şimdi bu kısımları ayrı ayrı inceleyelim.

4.1.1 İşletme varlıkları


İşletme varlıklarının önemi iki yönlüdür. Birincisi, satılıp paraya çevrilebilirler.
İkincisi, üretim faaliyetlerinde kullanılmaları sonucunda elde edilecek ürünlerin
satılmasıyla paraya dönüştürülebilirler.
Tablo 4.1’de bilançonun bölümleri görülmektedir. Varlıklar bölümünün iki
kısımdan oluştuğuna dikkat ediniz. Bunlardan birincisi cari varlıklardır*. Likiditesi
fazla olan varlıklar bu grup içinde yer alırlar. Nakit para, çekler ve diğer vadesiz banka
hesapları likiditesi en fazla olan cari varlıklardır. Hasat edilen ürünler, satışa ayrılmış
hayvanlar, satılabilir ambar varlıkları, yemler, tahvil ve benzerleri diğer cari
varlıklardandır. Cari varlıkların üretim dönemi sonunda satılmaları söz konusudur. Bu
varlıkların özelliği, satılmalarının işletme faaliyetlerini aksatmaması, tam tersine
işletmenin hareket kabiliyetini artırmasıdır.

*
Cari varlıklara, dönen varlıklar, cari olmayan varlıklara duran varlıklar adı da verilmektedir.
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 37

Tablo 4.1 Bilançonun Bölümleri 31 Aralık 2008


Varlıklar TL Borçlar TL
Cari varlıklar xxx Cari borçlar xxx
Cari olmayan varlıklar xxx Cari olmayan borçlar xxx
Toplam varlıklar xxx Toplam borçlar xxx
Öz sermaye xxx
Toplam borçlar+Öz sermaye xxx

İşletmenin üretim faaliyetlerinde sadece bir yıl değil, birkaç yıl veya devamlı
kullandığı cari olmayan varlıklar da vardır. Cari olmayan varlıklara örnek olarak;
işletme arazisini, makine ve binaları, besi hayvanlarını, iş hayvanlarını ve damızlık
hayvanları gösterebiliriz. Bunlar üretimde kullanılmak için alınmışlardır. Bu varlıkların
satılması, işletmenin üretim faaliyetlerini aksatır. Bu açıdan işletmenin likit
varlıklarından sayılmazlar. Ayrıca bu varlıkların satılmaları da kolay değildir, zaman
alır. Cari olmayan varlıkların pazar değerlerinin tespiti, cari varlıklar kadar kolay
değildir.

4.1.2 Borçlar
Borçlar, işletme faaliyetlerinin yürütülmesi için, işletme dışındaki şahıslardan
veya kurumlardan aktarılan sermayedir. Borçlar, işletme dışındaki şahısların, işletme
varlıkları üzerindeki haklarıdır. İşletme borçları da işletme varlıkları gibi, “cari” ve “cari
olmayan” olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Bilançonun düzenlendiği tarih itibariyle bir yıl içinde ödenmesi gereken borçlar
cari borçlar grubuna girer. Zamanı geldiğinde bu borçların ödenmesi için gerekli nakit
paranın işletmede hazır bulundurulması icap eder. Tarım işletmelerinde kullanılan
üretim girdilerinin birçoğu (gübre, ilaç, akaryakıt) için yapılan borçlanmalar bu grupta
yer alır. Gelir vergileri de cari borçlar arasında gösterilmelidir.
Cari olmayan borçlar, ödemeleri bir yıldan fazla sürecek borçların cari yıl
dışına sarkan kısımlarıdır. Arazi, makineler, işletme binaları ve damızlık hayvanlar için
yapılan borçlanmalar genellikle bir yıldan fazla süreye yayılan borçlanmalardır.
Makinelerde bu süre 3-5 yıl, arazide ise 10 yıl hatta daha fazla olabilir. Orta ve uzun
vadeli borçlanmaların ana para ödemeleri yıllık veya yılda birden fazla olabilir. Bu
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 38

borçların taksit ve faizlerini ödeyebilmek için işletmede yeteri kadar nakit bulundurmak
gerekir.
Orta ve uzun vadeli borçlar cari yıl dışına taşmış olsalar bile, bu borçların cari
yıla isabet eden ana para ödemeleri ve faizleri cari borçlar içinde gösterilmelidir.

4.1.3 Öz sermaye
Bilançonun düzenlendiği tarihte işletmenin bütün varlığı satılsa ve borçları
ödense, geriye kalan kısım (varsa) işletmenin öz sermayesidir. Buna net değer (net
worth) adı da verilmektedir. Öz sermaye, işletme varlıkları (aktifler) ile işletme borçları
arasındaki farktır. Fark negatif ise, işletme iflas durumu ile karşı karşıyadır.
Öz sermayenin değişmesine yol açan faktörler çeşitlidir. En yaygın ve aynı
zamanda da periyodik olan değişikliklerden biri, ürünlerin satışından elde edilen
kârların, yeni işletme varlıkları satın alınmasında veya işletme borçlarının ödenmesinde
kullanılmasıdır. Üretim süreci zaman alıcıdır. Bilançoların yılın başında ve sonunda
hazırlanmasının sebebi de, üretimin öz sermaye ve borç kompozisyonu üzerindeki
etkilerini takip edebilmektir. Öz sermaye, işletme varlıklarının piyasa değerlerindeki
değişmelerden, veraset ve diğer yollarla işletmeye intikal eden varlıklardan, işletmeye
aktarılan veya işletmeden çekilen sermayeden ve defter değerinden farklı bir değerle
satılan işletme varlıklarından dolayı da değişebilir.
Varlıklar ve borçların kompozisyonundaki her değişme, öz sermayeyi
etkilemeyebilir. Böyle durumlarda değişen sadece varlıkların kompozisyonudur. Bu
durumu birkaç örnekle açıklayalım.
On bin lira nakit para ile alınan makine, öz sermayede değişikliğe yol açmaz. Bu
işlem sonucunda cari varlıklar (nakit) 10000 lira azalacak, ama cari olmayan varlıklar
(makine) aynı miktarda artacaktır. Bu işlem sonucunda toplam varlık ve dolayısı ile öz
sermaye aynıdır. Eğer aynı makineyi satın almak için gerekli olan 10000 lira borçlanma
ile temin edilmiş olsaydı hem varlıklar, hem borçlar 10000 lira artacak, öz sermaye yine
değişmeyecekti. Bir borca karşılık yapılan taksit ödemesi de öz sermayeyi değiştirmez.
Bu durumda varlıklar (nakit) azalacak ama borçlar da aynı miktarda azalmış olacaktır.
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 39

4.2 Alternatif Bilanço Örneği

Yukarıda verilen bilanço örneği en yaygın olan bilanço örneğidir. Bununla


birlikte farklı bir bilanço örneği daha vardır. Eğer cari olmayan varlıkların, orta vadeli
varlıklar ve uzun vadeli varlıklar (sabit varlıklar), cari olmayan borçların da orta ve
uzun vadeli borçlar olarak ikiye ayrılmasında bir fayda umuluyorsa, bu form
kullanılabilir. Orta vadeli varlıklar, likiditesi cari varlıklara göre daha az, cari olmayan
varlıklara göre daha fazla olan, ömürleri 2-10 yıl civarındaki varlıklardır. Makineler,
aletler, çok yıllık bitkiler, besi hayvanları bu gruba girer. Uzun vadeli varlıkların
ömürleri 10 yıldan daha fazladır. Likiditeleri en az olan varlıklardır. Arazi ve işletme
binaları bu gruba girer.
Orta vadeli borçlar, ana para ödemeleri 1 yıldan fazla 10 yıldan az olan borçlar
ve yükümlülüklerdir. Bunların cari yıl içindeki ödemeleri, cari borçlar içinde, diğer
yıllara sarkan ödemeleri ise orta vadeli borçlar içinde yer alır. Uzun vadeli borçlar ise
ödemi süresi 10 yılı aşan yükümlülüklerdir. Bunların da, cari yıl içindeki ödemeleri o
yıl içinde, geri kalan ödemeleri uzun vadeli borçlar içinde gösterilir.

4.3 İşletme Varlıklarının Değerlendirilmesi ve Karşılaşılan Problemler

İşletme varlıklarının değerlerinin nasıl tespit edileceği daima tartışılan bir konu
olmuştur. Tarım işletmeleri için bilanço düzenlenirken varlıkların maliyet esasına göre
mi, yoksa pazar değerine göre mi değerlendirilmesi daha uygun olur? Muhasebe
prensiplerinin uygulanması gerekiyorsa, maliyet esasına uyulması gerekir. Bunun için
varlıkların maliyeti ve amortisman miktarları dikkate alınmalıdır. Maliyet esasına dayalı
değerlendirme üç yoldan biriyle yapılmaktadır. Bunlar; satın alma değeri, maliyet-
amortisman farkı ve üretim maliyetidir. Yıl içinde satın alınan; tohum, gübre, ilaç,
akaryakıt gibi üretim faktörleri, mal oluş değerleri ile bilançoda yer alırlar. Defter değeri
de denilen maliyet-amortisman yöntemi; makineler, binalar, belli bir yaştan sonraki
hayvanlar gibi çok yıllık üretim faktörleri için uygulanır. İşletme üretim maliyeti,
işletmede yetiştirilen ürünler için bilançonun düzenlendiği tarihe kadar yapılan cari
masrafları içerir. Tarla, bahçe ve hayvanlarla hayvan ürünleri ise pazar değerlerine göre
kıymetlendirilir ve bu esnada pazarlama masrafları ürün değerinden düşülür.
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 40

Enflasyonun bir sonucu olarak arazi, makine ve işletme binaları gibi orta ve
uzun vadeli varlıkların değeri, maliyet değerinin üzerinde olabilir. Bu durumda pazar
değeri ile defter değeri arasında ve dolayısı ile iki sisteme göre hesaplanan öz sermaye
miktarları arasında büyük farklar olabilir. Fiyatların düştüğü deflasyon ortamında da,
varlıkların maliyet ve pazar değerleri arasında büyük farklar olabilir. Maliyet esasına
göre yapılan bilanço düzenlemelerinde daha ihtiyatlı (conservative)* bir yaklaşım vardır.
Bu şekilde düzenlenen bilançoların karşılaştırılması da daha kolaydır. Bu sistemde öz
sermayenin değişmesi, işletme kârındaki değişmelerden kaynaklanır, aktiflerin fiyat
değişmelerinden kaynaklanmaz. Pazar değerine dayanan bilançoların avantajı ise, kredi
talepleri incelenirken, işletmenin mali pozisyonunu daha rahat değerlendirme imkânı
sağlamasıdır.
Açıklanan özelliklerinden dolayı bilanço düzenlenirken maliyet ve pazar fiyatına
bağlı değerlendirmelerin ayrı sütunlar halinde, birlikte verilmesi önerilmektedir. Bu
sayede işletmenin durumunun daha net olarak analiz edilmesi mümkün olmaktadır.
Tablo 4.2’de işletme varlıklarının değerlendirilmesinde izlenmesi yararlı olacak
yöntemler gösterilmiştir. Tarla, bahçe ürünleri ve pazarlanacak hayvanlar, daima pazar

Tablo 4.2 Bilançolarda Maliyet ve Pazar Değeri Üzerinden Yapılan Değerlendirmeler


Varlık Maliyet Pazar değeri
yöntemi yöntemi
Tarla, bahçe ürünleri ve pazarlanacak hayvanlar

Tahsil edilecek alacaklar √
Peşin yapılmış ödemeler √
Büyümekte olan bitkilere yapılan yatırımlar √
Pazarlanabilir kıymetli kâğıtlar √ √
Satın alınan damızlık hayvanlar √ √
İşletmede yetiştirilen damızlık hayvanlar √ √
Makine ve ekipmanı √ √
İşletme binaları ve tamir-bakımı √ √
Arazi √ √

*
Konservatizm, muhasebe sisteminde daha ihtiyatlı olmanın adıdır. Burada esas, kârları olduğundan
fazla göstermemek, bu konuda dikkatli olmaktır. Bu şekilde davranılarak işletmemenin olduğundan daha
kârlı görünmesinin önüne geçilmiş ve aşırı borçlanmadan doğacak riskler azaltılmış olmaktadır.
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 41

fiyatları ile değerlendirilirler. Tahsil edilecek alacaklar ve peşin ödemelerde alışverişe


konu olan meblağ ne ise, bilançoda görülen de o olmalıdır. Büyümekte olan bitkilerde
de durum aynıdır. Ürün tarlada veya bahçededir, henüz hasat edilmemiştir ve halen
üretim riskleri taşımaktadır. Bu açıdan pazar değeri dikkate alınarak değerlendirilmesi
iyimser bir yaklaşımdır ve ihtiyat anlayışına uygun düşmez. Bu gibi durumlarda maliyet
yönteminin kullanılması daha doğru olur.
İşletmede yetiştirilen damızlık hayvanlar için yapılacak değerlendirme zordur.
Maliyet yönteminin uygulanabilmesi için, her hayvana doğumundan verim çağına
gelinceye kadar yapılan masrafların sınıflandırılması ve toplanması gerekir. Hayvanlar
verim çağına girince amortisman hesaplanmaya başlar ve birikmiş masraf, aynen satın
almada olduğu gibi, amortismana tabi tutulur. Bu işlemlerin uygulanabilmesi için her
hayvana yapılan masrafın, sürüye yapılan müşterek masraflardan ayrılması gerekir, bu
ise işletmeci için kolay değildir. Bunun için tavsiye edilen, her yaş ve cinsteki hayvan
için sabit bir değerin uygulanmasıdır.

4.4 Detaylı Bilanço Örneği

Tablo 4.3’de detaylı bir bilanço örneği verilmiştir. Bilanço hem maliyet ve hem
de pazar değerlerine göre düzenlenmiştir. Tabloda sadece işletmenin üretim faaliyetleri
ile ilgili gelir ve giderleri gösterilmiştir. Bilançolarda işletmenin üretim faaliyetleri
dışındaki alışverişlerine yer verildiği durumlar da olmaktadır. Bu duruma, iş ve çalışma
hayatının birbirinden ayrılmasının zor olduğu tarım sektöründe daha çok
rastlanmaktadır. Bilançolarda, işletmenin üretim faaliyetleri dışındaki faaliyetlere yer
verilmemesi, bilanço değerlendirmelerinde yanılgıları önlemek açısından daha
uygundur.

4.4.1 Varlıklar bölümü


Cari varlıklar bölümünde, maliyet ve pazar fiyatına göre yapılan
değerlendirmeler arasında önemli bir fark yoktur. Hisse senetleri ve bonolar gibi
pazarlanabilir kıymetli kâğıtların maliyet ve pazar fiyatları arasında ise bir fark olabilir.
Örnekte varlıkların maliyet ve pazar fiyatları arasındaki 1200 liralık fark vardır.
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 42

Tablo 4.3 Üçoğul Çiftliği Bilançosu 31 Aralık 20XX


Varlıklar (assets) Maliyet değeri Pazar değeri
(TL) (TL)
Cari varlıklar (current assets)
Nakit ve çek hesapları (cash/checking account) 5000 5000
Kıymetli kâğıtlar (marketable securities) 1000 2200
Envanter (inventories)
Satılacak ürünler 40000 40000
Satılacak hayvanlar 52000 52000
Üretim girdileri 4000 4000
Alacaklar (accounts receivable) 1200 1200
Peşin yapılmış ödemeler (prepaid expenses) 500 500
Tarla demirbaşı (investment in growing crops) 7600 7600
Diğer varlıklar 0 0
Toplam cari varlıklar 111300 112500
Cari olmayan varlıklar (noncurrent assets)
Alet-ekipman 67500 95000
Damızlık hayvanlar (satın alınan) 48000 60000
Damızlık hayvanlar (işletmede yetiştirilen) 12000 24000
Bina varlığı 27000 50000
Arazi 288000 400000
Diğer 0 0
Toplam cari olmayan varlıklar 442500 629000
Toplam varlıklar 553800 741500
Borçlar (liabilities)
Cari borçlar (current liabilities)
Henüz ödenmemiş dönem borçları(accounts payable) 6000 6000
Kredi kuruluşlarına yükümlülükler (notes payable) 15000 15000
Borç taksitleri 28000 28000
Faiz ödemeleri (accrued interest) 15700 15700
Gelir vergisi (income taxes payable) 8000 8000
Potan. gelir vergi (current portion-deferred taxes) 15020 15260
Diğer cari borçlar 900 900
Toplam cari borçlar 88620 88860
Cari olmayan borçlar (noncurrent liabilities)
Ödenecek borçlar (notes payable)
Makineler 20000 20000
Damızlık hayvanlar 40000 40000
Gayrimenkul borçları 175000 175000
Potan. gelir vergi(noncurrent portion-deferred taxes) - 45000
Toplam cari olmayan borçlar 235000 280000
Toplam borçlar 323620 368860
Öz sermaye (owner equity)
Yatırılmış sermaye (contributed capital) 50000 50000
İşletme se. ilave edilen dönem kârı (retained earnings) 180180 180180
Değer düzeltme faktörü (valuation adjustment) - 142460
Toplam öz sermaye 230180 372640
Toplam borçlar+öz sermaye 553800 741500
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 43

Bilançoda maliyet ve pazar fiyatları arasındaki farkın büyük kısmı, cari olmayan
varlıklardan kaynaklanmaktadır. Enflasyon ve başlangıç yıllarında yüksek sonraki
yıllarda giderek azalan amortisman yöntemleri; alet, makine ve ekipmanlarının, satın
alınan besi hayvanlarının ve binaların defter değerlerinin, pazar değerlerinden daha az
olmasına yol açabilir. İşletmede yetiştirilen besi hayvanlarının pazar değerinin ise,
defter değerinden daha fazla olması beklenir ve arzu edilir. Maliyet ve pazar değeri
arasındaki en büyük fark, arazi değerinden kaynaklanır. Bunun sebebi ise enflasyondur.
Bütün bu faktörler, cari olmayan varlıkların pazar değerinin, maliyet değerinden fazla
olması sonucunu doğurur. Varlıkların değerinin düştüğü deflasyon dönemlerinde ise
bunun tersi yaşanır.

4.4.2 Borçlar bölümü


Varlıklar bölümünde olduğu gibi borçlar bölümünde de, cari değerlendirmelerde
maliyet ve pazar fiyatları arasında büyük bir fark görülmez. Genelde görülen fark,
vergiler kısmında ortaya çıkar. İşletme gelir vergisi, bilançonun düzenlendiği tarihte
ödenmemiş olabilir, ama dönem sonunda ödenmesi gereken bir miktardır. Gelir vergisi,
geçmiş yıl faaliyetlerinin bir sonucu olduğundan, ödenecek borçlar gibi düşünülmelidir.
Bilanço, ister maliyet ister pazar fiyatı üzerinden değerlendirilsin, bu değişmez.
Potansiyel gelir vergisi (İngilizce’de deferred), henüz satılmamış işletme cari
varlıklarının satışından elde edilecek gelirlerden kesilecek vergilerdir. Bu vergi, henüz
satılmamış varlıkların gelirlerinden kesileceğinden potansiyeldir. Nakit esasına
düzenlenecek bilançolarda yer almaz. Potansiyel verginin cari olmayan kısmı da vardır.
Bu vergi, satışa konu varlığın maliyet ve pazar değerleri arasındaki farktan
kaynaklanmaktadır. Pazar değeri genellikle maliyet değerinden fazla olduğundan, pazar
değerine göre düzenlenecek bilanço, maliyet değerine göre düzenlenenden daha güçlü
bir finans yapısını aksettirir. Bunu önlemek ve ihtiyat prensibine uymak için, örnekte
potansiyel gelir vergisi olarak pazar değerine 45 bin liralık borç kaydedilmiştir.

4.4.3 Öz sermaye bölümü


Öz sermayenin 3 bileşeni vardır: (1) sahibi veya sahipleri tarafından işletmeye
yatırılan sermaye (capital stock), (2) işletmede kullanılmak üzere dağıtılmayan, işletme
hesaplarında tutulan kârlar (retained earnings) ve (3) pazar fiyatına göre tutulan
bilançolarda, pazar fiyatlarının değişmesine bağlı olarak ortaya çıkan değer farkları.
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 44

Tavsiye edilen yöntem, işletme bilançolarında bu 3 bileşenin bir arada gösterilmesidir.


Bu yapıldığı takdirde, bilanço analizleri sonucunda, işletme hakkında daha sağlıklı bilgi
edinilmesi mümkün olur.
Tablo 4.3’de, işletmeye yatırılan sermayenin 50 bin lira olduğu görülmektedir.
Bu miktar, işletmeye aynî veya nakdî olarak yatırılan başlangıç sermayesini ve varsa
daha sonra buna ilave edilen sermaye miktarını göstermektedir. Eğer bu miktara yeni
ilaveler yapılmaz veya bu miktardan işletme dışına kaynak aktarılmazsa, belirtilen
miktar (yatırılmış sermaye miktarı) bütün bilançolarda aynen yer alacaktır. Bunun
dışında, işletme faaliyetleri sonucunda yapılan üretim masrafları ve elde edilen
gelirlerden dolayı işletme aktiflerindeki değişmeler (nakit veya nakit olmayan),
bilançonun düzenlendiği tarih itibariyle ilave edilmiş sermaye olarak bilançoda yer alır.
Örnekte, bilançonun düzenlendiği tarihte işletme sermayesine ilave edilen miktar,
180180 liradır (=553800-323620-50000).
Maliyet esasına göre düzenlenen bilançoda, pazar fiyatının değişmesine bağlı
olarak yapılması gereken bir düzeltme yoktur. Maliyet esasına göre düzenlenen
bilançolarda öz sermaye, işletmeye yeni bir sermaye yatırılması durumunda veya
işletme faaliyetleri sonucunda elde edilen ve çekilmeyerek işletmede tutulan kâr
nedeniyle değişir. Eğer işletme zarar etmişse, öz sermaye yine değişecektir. Pazar
fiyatları dikkate alınarak hazırlanan bilançolarda, maliyetinin üzerinde pazar fiyatı olan
bir kaynak varsa, öz sermayede bir artış olacaktır. Bu artışın kaynağı, yatırılan
sermayedeki artış veya elde edilen kâr değildir. Örneğin enflasyonist ortamlarda arazi
değerinde, büyük miktarda artış olabilir. Bu artış, öz sermaye miktarına yansıyacaktır.
Ne var ki bu artış, üretim faaliyetinde bulunmanın bir sonucu olmayıp, arazinin pazar
değerinin değişmesinden kaynaklanmaktadır. Bunun gibi, maliyet ve pazar değeri
arasındaki artı veya eksi, farklar, bilançonun öz sermaye ile ilgili kısmında
gösterilmelidir. Bu sayede üretim faaliyetleri sonucunda elde edilen kârlarla, pazar
fiyatlarındaki değişmelere bağlı olarak ortaya çıkan değer değişmeleri birbirinden
ayrılmış olur.

4.5 Bilanço Analizleri

Bilanço, işletmenin finansman durumunu ortaya koyar. Bir işletmenin finans


pozisyonunu ortaya koyan başlıca iki göstergeden biri likidite (liquidity), diğeri borç
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 45

ödeme gücüdür (solvency). İşletmeleri birbirleriyle karşılaştırmak veya bir işletmenin


zaman içinde nasıl geliştiğini görmek gerektiğinde bu ölçüler bir fikir verir. Farklı
büyüklükteki işletmelerin öz sermayeleri birbirinden çok farklı olabilir. Bu işletmelerin
finansman pozisyonlarının, öz sermayelerinin dikkate alınarak karşılaştırılması yanlış
sonuçlar doğurabilir. İşletmelerin finans pozisyonlarının doğru şekilde
karşılaştırılabilmesi için, varlıkların bileşimi yanında işletme büyüklüklerinin de dikkate
alınması gerekir.
Bu problemin çözülmesi, bilanço analizlerinde oranların (rasyo) kullanılmasını
gerektirir. Kullanılan bu oranlar sayesinde, işletmeleri birbirleriyle standart şekilde
karşılaştırmak veya bir işletmenin zaman içindeki gelişimini takip etmek mümkün olur.
Büyüklükleri çok farklı olan iki işletmenin aynı finansman oranlarına sahip olmaları,
yaşadıkları malî problemler miktar olarak birbirinden çok farklı olsa da, işletme
büyüklükleri ile kıyaslandığında aralarındaki nispî benzerliği ortaya koyar. Malî
kuruluşlar işletmelerin kredi taleplerini değerlendirirken, işletme bilançoları üzerinde bu
rasyoları hesaplayarak karar vermektedirler.
Tarım işletmelerinin kredi talepleri değerlendirilirken, bilançoların pazar
değerine göre hazırlanan kısımları kullanılmaktadır. Bu açıdan aşağıdaki örneklerde de
rasyolar, pazar değerleri üzerinden hesaplanmıştır.

4.5.1 Likidite analizi


Likidite, işletmenin yürütmekte olduğu üretim faaliyetlerini engellemeksizin,
vadesi gelmiş borçlarını ödeyebilme gücünü gösterir. Likidite, işletmenin nakit
pozisyonunun göstergesidir ve kısa dönem bir kavramdır.
Likidite analizi cari varlıklara ve cari borçlara dayanır. Cari borçlar, 12 aylık
nakit talebini, cari varlıklar ise bu talebin kaynağını gösterir. Likidite mutlak değil,
nispî bir değerdir. Likidite bir oran olduğundan bir işletmenin likit olup olmadığını
söylemek zordur ama işletmeleri likiditelerine göre karşılaştırmak ve birinin diğerinden
daha likit olduğunu söylemek mümkündür.
Cari oran. Likiditenin en çok kullanılan göstergesi cari orandır ve aşağıdaki gibi
hesaplanır:

cari var liklarin deg eri


Cari oran 
cari borclar
Tarım İşletmeciliği ve Planlama 46

Tablo 4.3’deki bilançonun cari oranı:

112500
cari oran   1.27
88860

Cari oranın 1.0 olması, işletmenin cari varlıklarının değerinin, cari borçları kadar
olduğunu gösterir, bu durumda işletme için bir emniyet marjı yoktur, pazar fiyatlarında
olumsuz bir gelişme, işletmenin borçlarını karşılayamaması demektir. Oranın 1’in
üzerinde olması arzu edilir. Oranın büyümesi, işletmenin likiditesinin arttığını gösterir.
İşletmenin likidite oranının 1’den az olması arzu edilmediği gibi 1’den çok fazla
olması da arzu edilmez. Arzu edilen, işletmenin optimal bir likidite oranına sahip
olmasıdır. Optimal likidite, ne gereğinden fazla, ne de işletmenin yükümlülüklerini
yerine getirecek miktardan az nakit para bulundurmasıdır. Aşırı likidite, işletmenin para
sermayesini iyi değerlendirmediğini en azından faiz kaybı olduğunu gösterir (Bülbül
2006, s. 34).
İşletme sermayesi. Cari varlıklar ile cari borçlar arasındaki fark işletme sermayesini
verir:
işletme sermayesi (working capital) = cari varlıkların değeri – cari borçlar

Eşitlik, işletmenin cari varlıklarının satılıp, cari borçlarının ödenmesi durumunda geri
kalan paranın miktarını gösterir. İşletmenin emniyet payının TL olarak miktarını verir.
Örnekte bu miktar 23640 liradır: 112500 – 88860 = 23640 lira
İşletme sermayesi bir oran değil, bir miktardır. Bunun için farklı büyüklükteki
işletmelerin likiditelerini karşılaştırmakta kullanılamaz. Büyük işletmelerin aktifleri de
borçları da küçük işletmelere nazaran fazladır ve borçlarını karşılamak için küçük
işletmelere oranla daha fazla miktarda işletme sermayesine ihtiyaç duyarlar.
Asit oran. Bir diğer likidite ölçüsü asit orandır, buna likidite oranı veya net oran da
(quick ratio) denilmektedir. Asit oranın cari orandan tek farkı, cari varlıklar
hesaplanırken envanterin (stoklar) dikkate alınmamasıdır. Bunun iki yararı vardır.
Bunlardan birincisi envantere nelerin dahil edilip nelerin edilmeyeceği tartışmasına son
vermesidir. İkinci yararı ise envanterini satma sıkıntısına giren işletmelerin durumu
alıcılar tarafından anlaşıldığında fiyatların azalması ihtimalidir. Bu likidite
pozisyonunun zayıflaması anlamına gelir ve ihtiyat prensibini zedeler (Vause 2001, s.
176).
4. Bölüm: Bilanço ve Bilanço Analizi 47

4.5.2 Borç kaldırma gücü


Bir işletmenin öz sermayesi ne kadar fazla ise, borçlarını karşılama gücü de o
kadar fazladır. İşletmenin öz sermayesi borçlarını karşılamıyorsa, iflas durumuyla karşı
karşıya kalabilir. Borç kaldırma gücü (İngilizce’de solvency veya leverage), uzun
dönem bir kavramdır.
Borç kaldırma gücü (veya bir diğer adıyla kaldıraç)* işletmenin aktifleri,
borçları ve öz sermayesi arasındaki ilişkileri yansıtır. İşletmenin aktiflerini sattığı
takdirde, bütün borçlarını karşılayıp karşılamadığını, karşılıyorsa emniyet payının diğer
işletmelere oranla ne kadar fazla olduğunu gösterir (Kay et al 2008, s. 81).
İşletmenin borç kaldırma gücünü göstermek için kullanılan 4 rasyo vardır.
Bunların herhangi birini kullanmak, işletmenin borç kaldırma gücü hakkında yeterli
bilgiyi verir.
toplam borçlar/öz sermaye = 368860 / 372640 = 0.99
toplam borçlar/toplam varlıklar = 368860 / 741500 = 0.50
öz sermaye/toplam varlıklar = 372640 / 741500 = 0.50
toplam varlıklar/öz sermaye = 741500/ 372640 = 1.99

Toplam borçların öz sermayeye oranının 1’e eşit olması, işletme varlığının, borç
verenle işletmeci arasında eşit olarak paylaşıldığını gösterir. Birden küçük oranlar tercih
edilir. Borçlar azaldıkça, borç/öz sermaye oran sıfıra yaklaşır. Oranın 1’in üzerinde
artması, işletmenin borç kaldırma kapasitesinin zayıflaması demektir.
Toplam borçların, toplam varlıklara oranı ne kadar az ise, işletmenin borç
kaldırma oranı o kadar fazladır. Örnekte bu oran 0.5’dir. Bu oranın 1’e yaklaşması,
işletmenin finansman pozisyonunun giderek kritikleştiğini gösterir.
Öz sermayenin toplam varlıklara oranı, borç/varlık oranının 1’den farkı kadardır,
yani ikinci göstergenin tam tersidir. Bu oranın 1’e yaklaşması, işletmenin finansman
durumunun rahatlığının göstergesidir (Kay et al 2008, s.82).
Son göstergenin (gearing) toplam borçların öz sermayeye oranının 1 fazlası
olduğuna dikkat ediniz.

*
İngilizce’de bu amaçla kullanılan kelime leverage’dır. Toplam borç/öz sermaye oranına bu ad
verilmektedir.

You might also like