Professional Documents
Culture Documents
Nicel analiz verilen bir örnek içerisinde bulunan her bir bileşenin hangi miktar veya oranda
bulunduğunun belirlenmesine yarayan test ve deneyleri içeren analiz çeşididir.
Nicel analiz kısmında en çok kullanılacak olan temel bilgiler, nitel analizde şimdiye kadar
öğrendiklerimizle birlikte, stokiyometrik uygulamalar, asit, baz ve ilgili hesaplamalar ve genel
çözelti kimyası ile ilgili temel kavramlardır. Bu nedenle bu temeller ile öğrencinin hiçbir
sorununun kalmamış olması ve bu konularda (artık) kıvrak bir şekilde hesap yapma becerisine
sahip olması gerekmektedir.
Örneğin, Fe2O3, Fe3O4, FeS2 ve FeCO3 içerisindeki demir % hesaplayınız. Fe: 56 g/atg, O: 16
g/atg, C:12 g/atg.
Örneğin, 3 g Bi ile 2 g Te metalinden en fazla kaç g Bi2Te3 bileşiği elde edilebilir? Bi: 209
g/atg, Te: 128 g/atg.
Örneğin, MgCO3 ve CaCO3 karışımı ısıtılınca (1000 C), MgO, CaO ve CO2 gazı vererek
bozunur. Bir çalışmada tüm CO2 çıkana kadar ısıtılan bir MgCO3 ve CaCO3 karışımının
ağırlığı %50 oranında azalmıştır. Buna göre karışımdaki MgCO3 ve CaCO3 yüzdelerini
hesaplayınız. Mg:24, Ca:40, O:16 g/atg.
40.x 56.(100 x)
100 = 50 + + 100 = 50 + 0.476x + 56 – 0.56x buradan,
84 100
(NH4)2Cr2O7
ISI
+ Cr2O3 + N2 + 4H2O
İki eşitliğin farkı alınırsa, 33.622 – 29.608 = 4.014 g ısıtılınca uçan miktardır.
?g 4.014 uçtuğunda
Buradan (NH4)2Cr2O7 miktarı 10.1153 g bulunur. Kroze = 33.622 - 10.1153 = 23. 5067
bulunur.
Nicel analizde pek çok farklı yöntem kullanılabilir. Hangi yöntemin kullanılacağına,
seçeneklerinden bir kaçı veya tümüne bakılarak karar verilir. Genellikle nicel analizde
kullanılan yöntemler kısa tanımlarla aşağıda verilmiştir.
Gravimetri: Aranan madde çözeltiye alındıktan sonra, çöktürme yoluyla ayrılır. Çökelek
bilinen bir bileşimde sabit tartıma getirilerek ağırlığı belirlenir. Ayırma ve çöktürme
işlemleri genellikle anorganik ve organik ayraçların kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Eğer
elektrik enerjisi ve elektrot kullanılarak tayin gerçekleştiriliyorsa, bu durumda elektro
gravimetri adı verilir.
Volumetri: Aranan madde çözeltiye alındıktan sonra, derişimi çok iyi bilinen bir ayraçla
tepkimeye sokulur. Stokiyometrisi bilinen bu reaksiyonda harcanan ayraç hacmi ve ayraç
derişimi yardımıyla bilinmeyen maddenin miktarı hesaplanır. Bu işleme titrasyon adı verilir.
Titrasyonlar: asit, baz, çöktürme, kompleks oluşumu ve redoks titrasyonları olmak üzere
temeli aynı, prosedürleri farklı guruplara ayrılabilirler.
Gazometri: Aranan madde gaz halinde bir bileşiği haline dönüştürüldükten sonra, oluşan
gazın hacminin, basıncının veya ağırlığının ölçülmesiyle veya oluşan gazın bir tutucu
üzerinde veya içerisinde tutularak ağırlığının belirlenmesiyle yapılan tayinlere gazometrik
tayinler adı verilir.
Işın absorpsiyonu: Madde veya çözeltisi üzerine ışın gönderilerek maddenin bu ışını absorbe
etmesi sağlanır. Gelen ışınla çıkan ışının şiddeti arasındaki farktan absorbe edilen ışın miktarı
bulunur, buna absorbans denir. Absorbans derişimle orantılı olduğundan bilinmeyen madde
miktarı kalibrasyon grafiği yoluyla hesaplanır. Bu tür yöntemlerin genel adı absorpsiyon
spektroskopisidir.
Işın emisyonu: Madde veya çözeltisi üzerine ışın gönderilir veya güçlü bir enerji kaynağıyla
madde bombardıman edilir. Bu sırada madde içerisindeki elektronlar üst enerji seviyelerine
geçerek uyarılırlar. Eski seviyelerine bir süre sonra geri dönen elektronlar aldıkları enerjiyi
geri vererek bir ışın yayılımına neden olurlar, bu olaya emisyon adı verilir. Bu ışının şiddeti
yine derişimle orantılıdır ve benzer şekilde kalibrasyon grafiği yardımıyla madde miktarı
hesaplanır. Bu tür yöntemlerin genel adı emisyon spektroskopisidir.
Polarimetri: Örnek çözeltisi optikçe aktif ise, polarize ışığı döndürme açısına dayanılarak
nicel tayin yapılabilir. Bu tür tayinlere polarimetrik tayinler denir. Polarizasyon açısı
maddenin derişimiyle orantılıdır.
Isıl iletkenlik: Bir maddenin ısıl iletkenliği kendine has bir değerdir. Bir maddenin ısıl
iletkenliği ölçülerek saflığı değerlendirilebilir. Bu özellikle çalışan gaz kromatografik
detektörleri de mevuttur (TCD).
Gravimetri
Gravimetri adı üstünde kütle (ağırlık) ölçümüne dayanan yöntemlere verilen isimdir.
Genellikle üç farklı şekilde uygulanır.
a) Çöktürme yöntemleri,
b) Buharlaştırma (uçucu hale getirme) yöntemleri,
c) Elektrotta biriktirme yöntemleri.
Kütlenin
Gravimetride korunumu + Sabit Oranlar + Le Chatelier kombinasyonu kullanılır.
Kanunu İlkesi
Örneğin, içerisinde BaCl2 bulunan bir örneğin BaCl2, Cl- veya Ba2+ miktarını belirlemek için
ortama damla damla AgNO3 ilave edilebilir. Bu işlem sırasında aşağıdaki reaksiyon olur.
Oluşan çökelek süzülüp, sabit tartıma getirilip tartılırsa, Elde edilen çökelek (AgCl) ve
stokiyometrik ilişkiler kullanılarak, alınan örnek içerisindeki, BaCl2, Cl- veya Ba2+ miktarları
belirlenebilir.
Cl BaCl 2 Ba 2
Çökelekten, reaksiyondan, Hem çökelek, hem reaksiyondan,
AgCl 2AgCl 2AgCl
Örneğin: 25 g Na2SO4 içerisinde kaç g Na+, kaç g S6- vardır? (Na:23 g/atg, S: 32 g/atg,
Na2SO4:142 g/mol).
Çözüm:
142 g Na2SO4 içerisinde 2x23 g Na varsa
25 g ?
25 g ?
Çözüm:
1 mol FeO içerisinde 56 g Fe
0.00463 mol ?
0.00463 mol ?
0.00463 mol ?
Gelen örneklerden elde edilen 3 ardışık Mg2P2O7 sabit tartım miktarının 0.3211g, 0.3167 g,
0.3021 g olduğunu varsayalım. Her bir örnek içerisindeki fosfor miktarları nedir?
0.3211 g ? vardır
2xP 2x31
Buradan 0.3211 0.3211 0.0894 g bulunacaktır.
Mg 2 P2O7 222.6
0.3167 g ? vardır
2xP 2x31
Buradan 0.3167 0.3167 0.0882 g bulunacaktır.
Mg 2 P2O7 222.6
0.3021 g ? vardır
2xP 2x31
Buradan 0.3021 0.3021 0.0841 g bulunacaktır.
Mg 2 P2O7 222.6
2xP 2x31
Görüldüğü gibi bu işlemlerin tümünde 0.2785 faktörü hep ortaktır.
Mg 2 P2O7 222.6
Buna göre faktör, stokiyometrik bir orantıdaki sabit sayıların oranı demektir.
Yani eğer her seferinde mörnek değeri doğrudan 0.2785 faktörüyle çarpılırsa, bulunacak olan
sayı da doğrudan fosfat miktarını verecektir.
Bu nedenle rutin analizler sırasında faktör kullanımı oldukça faydalı ve kullanışlıdır.
Faktörün ne olduğu tanımlandıktan sonra nasıl hesaplandığı konusunda bir genelleme
yapalım.
1- Örneğin ağırlığı,
2- Aranan maddenin ağırlığı ( sabit tartım miktarından hesaplanır).
mA
%A x100
mÖrnek
Örnek: 0.3516 g fosfatlı deterjan örneği organik maddeleri parçalamak için kızıl hale gelene
kadar ısıtılmış, kalıntı sıcak D. HCl ile çözülerek içerisindeki PH3PO4 haline
dönüştürülmüştür. Daha sonra amonyaklı ortamda Mg2+ ilave edilerek fosfat
MgNH4PO4.6H2O halinde çöktürülmüş ve yıkanıp süzüldükten sonra 1000C sıcaklıkta
magnezyum pirofosfat (Mg2P2O7, MA:222.6 g/mol) halinde sabit tartıma getirilmiştir. Kalıntı
0.2161 g geldiğine göre deterjan örneği içerisindeki fosfor yüzdesi nedir?
0.2161 g ? 2 P
Gravimetri k faktör, f x
1 Mg 2 P2O7
Buradan 0.060 g P bulunur.
100 g ? 0.060
%P x100 %17.06
Buradan % 17.06 P bulunur. 0.3516
Örnek: Bir deneyde, alınan 0.5250 g teknik BaCl2 örneği kullanılarak 0.5673 g BaSO4 elde
edilmiştir. Teknik BaCl2 ün saflığı nedir? (BaCl2: 208, BaSO4: 233.3)
Çözüm: Stokiyometriye göre, 233.3 g BaSO4 dan 208 g BaCl2 elde edilmektedir.
233.3 g BaSO4 dan 208 g BaCl2 elde edilirse
0.5673 g ?
1 BaCl2
Buradan 0.507 g BaCl2 bulunur. Gravimetri k faktör, f x
1 BaSO4
Daha sonra,
100 g ?
x + y = 0.3357 (1)
143.5 143.5
Buna göre, x y 0.710 6
58.5 74.5
0.124 0.212
% NaCl x100 %36 .92 % KCl x100 %63 .15
0.3357 0.3357
Eğer ardışık örneklerin analiz edildiği bir durum söz konusu ise, gravimetrik faktörün
hesaplanarak, hesaplamalarda kullanılması hem kolaylık sağlayacak, hem de hesaplama
hatalarını en aza indirgeyecektir. Bu tür sabit faktörlerin daima tek terim halinde
kullanılması daha avantajlıdır.
Gravimetride kullanılacak olan çökeleklerin ve çöktürücülerin özellikleri
1- Mümkünse spesifik (yani, özel) olmalı (bu mümkün değildir), değilse selektif (yani,
seçici) olmalıdır,
2- Saf ve istenilen özelliklere (çözünürlük, kararlılık, vs.) uygun olmalıdır.
3- Kolayca bulunabilmeli ve mümkün olduğunca ekonomik (!!!!) olmalıdır.
Çökelekler,
Bu iki mekanizma, çözelti içerisinde yarışmalı bir biçimde sürekli olarak devam eder.
Çökme mekanizması
Çekirdek
oluşumu BSS büyük olduğunda (yüksek satürasyon),
çökelek kolloidal yapılı olur.
Hız
Tanecik
büyümesi BSS küçük olduğunda (düşük satürasyon),
çökelek büyük tanecikli olur.
Küçük Büyük
BSS
Örneğin, her birinin derişimi 5 M olan eşit hacimde BaCl2 ve MgSO4 çözeltileri birbiriyle
karıştırılmıştır. KçBaSO4=1.1x10-10 olduğuna göre BSS değerini hesaplayınız. Tanecik
büyüklüğü hakkında ne söyleyebilirsiniz.
BSS değeri çok büyüktür. Çökeleğin kolloidal karakterli olduğu rahatlıkla söylenebilir.
BSS değerinin 1000, 250 veya 125 vs. civarında olması istenir. Ancak bu durumda tanecik
büyüklüğü süzmeye uygun hale gelecektir.
Bu değerler için analitik derişimler hesaplanırsa,
Q 1.05x10 5
1000 Q 0.01 M
1.05x10 5
Q 1.05x10 5
250 Q 0.0025 M
1.05x10 5
Q 1.05x10 5
125 Q 0.00125 M
1.05x10 5
Çöktürme sırasında BSS değerini küçültmek için, alınan analiz örneğinin miktarı bu
seviyede bir derişim oluşturacak şekilde azaltılmalı veya elde edilen analiz çözeltisi
seyreltilmelidir.
Homojen çöktürme
Birlikte çökmenin çaresi: elde edilen çökeleğin çözülüp tekrar çöktürme yapılması veya
analizler sırasında homojen çöktürme işleminin kullanılmasıdır.
Homojen çöktürme: çöktürme ayracının ortamda bir denge reaksiyonu ile üretildiği, ayraç
kullanıldıkça ancak dengenin yeniden ayrışarak ayraç ürettiği ve ortamda hiçbir zaman
ayracın aşırısının bulunmadığı çöktürme işlemine denir.
Analitik kimyada pek çok çöktürme işleminde homojen çöktürme ayraçları kullanılır.
Bu ayraçlar ve kullanıldıkları alanlar aşağıda verilmiştir.
Dimetil sülfat SO42- (CH3O)2SO2 + 4H2O 2CH3OH +SO42- + 2H3O+ Ba, Ca, Sr, Pb
Trikloroasetik asit CO32- Cl3CCOOH + 2OH- CHCl3 + CO32- + H2O La, Ba, Ra
Elde edilen çökeleğin süzülmesi, tanecik boyutu, çökeleğin kararlılığı vs dikkate alınarak
külsüz süzgeç kağıdı (Whatman mavi, beyaz ve siyah bant), sinterlenmiş cam veya porselen
süzgeçler (Büchner süzgeci veya Gooch krozesi) kullanılarak yapılabilir. Süzme işlemi, yer
çekimi etkisiyle süzme veya basınç etkisiyle süzme şeklinde de sınıflandırılabilir.
Eğer eser analizler yapılıyorsa, filtre kağıdı veya cam süzgeç kullanmak sakıncalıdır
(adsorpsiyon), bunun yerine santrifüjleme işlemi tercih edilmelidir.
Elde edilen çökelek mutlaka birkaç kez destile edilmiş saf suyla yıkanmalıdır. Süzme
sırasında adi huni kullanılmaz, ancak kantitatif huni kullanılır. Bu huninin iç açısı dahil her
parçası özel olarak tasarlanmıştır. Filtre kağıdının huniye yerleştirilmesi ve uygun bir süzme
işleminin yapılması bilim olduğu kadar, aynı zamanda bir sanattır.
Süzme ve yıkama işlemi bittikten sonra, süzgeç kağıdı kantitatif huniden dikkatle alınır ve
aşağıdaki şekilde katlanarak daha önceden sabit tartım ağırlığı bilinen kroze içerisine
yerleştirilir.
Kroze, üç ayak üzerine oturtulmuş kil üçgen üzerine yatık biçimde yerleştirilir. Varsa kapağı
yarı açık bir biçimde yerleştirilir.
Önce yavaş, alevde ısıtılarak fazla suyun ve kristal suyunun uçması sağlanır. Daha sonra alev
açılarak hızlı bir şekilde kağıdın yanması sağlanır (kül edilir) ve sabit tartıma getirileceği
sıcaklıkta kül fırınına koymaya hazır hale getirilir.
Kül fırını, çökeleğin sabit tartıma getirileceği uygun (analiz prosedüründe belirtilen) bir
sıcaklığa önceden ayarlanır ve kroze bir uzun maşa yardımıyla fırın içerisine mümkünse dip
köşe tarafına doğru uygun bir biçimde yerleştirilir.
Daha sonra zaman içerisinde birkaç kez çıkarılarak önce amyant üzerinde, sonra desikatörde
soğutulur (!!!) ve tartılarak sabit tartıma gelip gelmediği kontrol edilir. Bu işlemler sırasında
tartımlar sürekli not edilir.
Desikatör içerisine aktifleştirilmiş SiO2 veya Al2O3, susuz
Mg(ClO4)2, CaSO4, CaCl2 veya (P2O5)2 ilave edilerek kuruluk
sürekli muhafaza edilir.
Örneğin, CuSO4.5H2O ısıtılarak tekrar susuz hale getirilebilir, yani aktifleştirilebilir. İlk 2
adet su molekülü 70C sıcaklıkta uzaklaşır, 3. Su molekülü 100C fakat 5. su molekülünü
uzaklaştırmak için 225C sıcaklık gerekmektedir. Bu nedenle fırın sıcaklığı en az 250C
sıcaklığa ayarlanmalıdır.
Çöktürme ayraçları
Analitik kimyada kullanılan çöktürme ayraçları anorganik ve organik ayraçlar olarak iki
şekilde sınıflandırılabilir.
En çok kullanılan anorganik ayraçlar:
NH3 Al3+, Fe3+ H2S Hg2+, Cd2+, Bi3+ AgNO3 Cl-, Br-, I- vs.
En çok kullanılan organik ayraçlar:
DMG Ni2+, Pd2+ K veya NaB(C6H5)4 K+, Na+, Rb+, Cs+ 1-nitroso 2-naftol Cr3+, Co2+, Hg2+
En çok kullanılan çöktürme ayraçları, çökelek ve sabit tartım formülleri aşağıda verilmiştir.
Ca2+ CaC2O4.H2O CaCO3 veya CaO Mg2+, Na+ ve K+ hariç bir çok metal
PO43- Mg(NH4)PO4.6H2O Mg2P2O7 Na+,K+ hariç bir çok metal girişim yapar
CO32- CO2 (asit ekleyerek) CO2 CO2 Askarit üzerinde Na2CO3 olarak tutulur
Uygulama prosedürleri
Yaş yöntemler,
Az sayıda örneğin analiz edildiği durumlar için çok uygundur,
Az sayıda teçhizata gerek duyulur ve bu teçhizatlar nispeten ucuzdur,
Uygulanması teorik ve pratik kimya bilgisini gerektirir,
Kolayca uygulanabilir, ama tecrübe ister,
Duyarlığı düşüktür,
Doğruluğu kompleks çözeltilerde daha düşüktür,
Genellikle anorganik maddelere uygulanabilir,
Analizin uygulanması genelde uzun zaman alır.
Gravimetrik analiz tüm yöntemlerin temelidir ve tüm yöntemlerde aynı hesaplama
mantığı ve tekniği kullanılır. Bu nedenle öğretilmesi ve öğrenilmesi önemlidir.
Örnek olması açısından SO42- tayini için kullanılan bir prosedür aşağıda verilmiştir.
Herhangi bir örnek içerisindeki SO42- miktarı, çözünür baryum tuzları kullanılarak sülfatın
BaSO4 halinde çöktürülüp, sabit tartıma getirilerek belirlenir. Çöktürme reaksiyonu,
Bunun nedeni, asitli ortamda CO32-, F-, ASO33-, AsO43-, PO43- gibi diğer Ba2+ ile çökelek
veren tuzların çökmesini engellemektir.
Birlikte çökme çok ciddi bir sorundur. Bu nedenle yaygın anyonlar (ClO3-, BrO3-, NO3-),
Derişik HCl ile kaynatılarak uzaklaştırılırlar. Birlikte çökme tehlikesi bulunan katyonlar ise,
Cd2+, Mn2+, Cu2+, Zn2+, Al3+, Fe3+.
Bu katyonlardan en ciddi sorun oluşturan Fe3+ olup, hidroksilamin ile Fe2+ haline indirgenir
veya tartarat ve sitrat ile çökmeyen tuzlar haline dönüştürülür.
Gravimetrik uygulamalar
Örnek: 8-8-8 NPK olarak adlandırılan gübre, genellikle %8 toplam azot, %8 P2O5 ve %8
K2O içerir. Gübredeki P ve K yüzdelerini hesaplayınız. P: 31, K: 39, o: 16 g/Atg.
Fosfor için,
8 g içerisinde ?
8 g içerisinde ?
Örnek: 1.0000 g çok saf silisyum oksijenle muamele edilerek SiO2 elde edilmiş ve sabit
tartıma getirildikten sonra 2.1387 g geldiği gözlenmiştir. Örnek içerisindeki Si yüzdesi nedir?
2.1387 g ?
w Si 0.9997
%Si x100 %Si x100 %99.97 bulunur.
w örnek 1.0000
Bu çok basit sorudan çıkarılacak en önemli ders nedir?
Eğer atom ağırlıkları gerektiği kadar duyarlı kullanılmasaydı, yani Si: 28, O: 16
alınsaydı MA=60 olacak, saflık %99.81 olarak bulunacaktı. Bu bir sistematik hatadır.
Örnek: Anorganik bir nem çekici maddeden 6.187 g tartılarak 160C sıcaklıkta bir gece
bekletilmiş ve ertesi gün soğutularak nem içermeyen bir ortamda tartılmıştır. Maddenin
ağırlığı 6.133 g geldiğine göre, a) % nem miktarını, b) % kuru madde miktarını hesaplayınız.
100 g ?
Genellikle yaş madde üzerinden hesaplama yaygın olarak kullanılır. Bu örnekte, yaş madde
üzerinden nem % 0.87, kuru madde üzerinden ise %0.88 bulunur. Özellikle kağıt, yağlı
tohumlar, dökme materyal vs durumunda bu iki hesaplama türünün bilinmesi ve kullanılması
önemlidir.
Örnek: 120 g gelen nemli bir kağıt örneği etüvde 60C sıcaklıkta 1 gece bekletildikten sonra
tartılmış ve 115.72 g geldiği bulunmuştur. Kağıttaki % nem miktarını hesaplayınız.
Örnek: 115 g kuru kağıt nemli bir ortama bırakıldıktan sonra ağırlığı 120 g çıkmıştır. Kuru
kağıt % kaç nem çekmiştir?
120 – 115 = 5 g nem çekmiştir. 115 g kuru kağıt 5 g nem çekmiş ise
Bu iki farklı hesaplama şeklini bilmek özellikle sanayide kullanılan alım satım
prosedürlerinin anlaşılması açısından önemlidir. Sonuçların farklılığına dikkat ediniz.
Örnek: 0.6743 g örnek içerisindeki SO42- miktarı gravimetrik olarak belirlenmiştir. Eğer
çökelek 0.2144 g BaSO4 ve 9.7 mg Ba3(PO4)2 içeriyorsa a) görünen %S b) gerçek %S c)
%BH değerlerini hesaplayınız.
0.2241 g ?
0.0308
Görünen %S x100 %4.56 S
0.6743
0.2144 g ?
Örnek: 36.342 g yaş ıspanak örneğinin azot miktarı %4.63 olarak bulunmuştur. Eğer
yaprakların nem miktarı %8.68 ise kuru ıspanağın azot yüzdesi nedir? Hesaplayınız.
36.342 g ?
36.342 g ?
100 g ?
Örnek: Ham petrol damıtma artığı ve gasol yağı karıştırılarak 18.000 L hacminde ısıtma
mazotu hazırlanacaktır. Aşağıdaki çizelgede verilen değerleri kullanarak ve tanktaki 1 cm
yüksekliğin 200 L hacme eşit olduğunu dikkate alarak tanka gönderilecek olan damıtma
artığının ve gasol yağının yüksekliklerinin kaçar cm olması gerektiğini hesaplayınız.
55 kg
HPDA 55 kg V 61.18 L
0.920 kg/L - ( 0.0006 x (50 15))
45 kg
Gasol Yağı 45 kg V 52.91 L
0.875 kg/L - (0.0007 x (50 15))
100 L ?
100 L ?
41.73 cm
48.26 cm
Buradan %46.37 Gasol yağı bulunur.
Buradan,
Örnek: Bir yakıtın içindeki kükürt miktarını belirlemek için 0.9452 g yakıt yakılmış ve
oluşan gaz H2O2 ile yükseltgenerek sulu çözeltiye alınmıştır. Çözelti BaCl2 ile muamele
edildikten sonra oluşan çökelek sabit tartıma getirilmiş ve 0.0605 g geldiği gözlenmiştir.
Yakıtın kükürt miktarını %S olarak veriniz. BaSO4: 233.4 g/mol, S: 32 g/atg.
Çözüm: Demek ki, yakıtın kükürdü önce sülfata yükseltgenmiş, sonra sülfat çöktürülmüştür.
Yani çökelek BaSO4 dır.
0.0605 g ?
100 g ? 8.29x10 -3
%S x100 %0.87 S
0.9452
Buradan 100 x 8.29x10-3/0.9452 = % 0.87 S bulunur.
Örnek: 100 g NaCl içerisine kaç g KCl ilave edilmelidir ki, karışım %55 klorür içersin?
NaCl: 58.5, KCl: 74.5 g/Fg, Cl: 35.5 g/atg.
100 g ?
Burada eklenmesi gereken KCl miktarına x denirse, KCl den gelen Cl miktarı da,
xg ?
35.5 x
Buradan olur.
74.5
Belirli bir miktar madde ile tam olarak reaksiyona girecek diğer bir maddenin miktarının
belirlenmesi için çözelti ortamında yapılan ve hacim ölçümüne dayanan nicel (kantitatif)
işlemlere titrasyon denir.
1- Volumetrik titrasyonlar,
2- Gravimetrik titrasyonlar,
3- Potansiyometrik, kulometrik ve kondüktometrik titrasyonlar.
Kulometrik titrasyonlar: En basit uygulaması, belirli bir sabit akım kullanılarak yapılan,
elektrokimyasal reaksiyonun tamamlandığı zamanın ölçülmesi ve 1. ve 2. Faraday yasası
kullanılarak aranılan madde miktarının hesaplandığı bir titrasyon çeşididir. Eğer işlem sabit
akımda yapılıyorsa, kullanılan genel eşitlik Q=Ixt ve 96500 coulomb elektrik yükü 1 eşdeğer
gram madde ayrıştırır ilkesidir.
Bu derste esas itibarıyla volumetri ve volumetrik analiz yöntemleri tartışılacaktır.
Volumetrik analizde kullanılacak bir reaksiyon,
1- Stokiyometrik olmalı,
2- Hızlı olmalı,
3- Kantitatif olmalıdır.
Volumetrik analize geçmeden önce, bazı terimlerin tanımlanması ve bazı kavramların yerine
oturtulması gerekmektedir.
Standart çözelti: volumetrik bir analizi gerçekleştirmede kullanılan derişimi çok iyi bilinen
(ayarlı) çözeltiye denir.
Örneğin, elimizde 0.1 M ayarlı HCl ve 0.1 M ayarsız NaOH çözeltisi mevcut ise, yeni
hazırladığımız bir HCl veya CH3COOH çözeltisini ayarlayabiliriz.
Eşdeğerlik noktasıyla dönüm noktası arasındaki fark, titrasyon hatası olarak bilinir.
1- Doğrudan titrasyon,
2- Dolaylı titrasyon,
3- Geri titrasyon.
Doğrudan titrasyon: bir aranılan madde, bir indikatör ve bir titrantın bulunduğu ve tek bir
stokiyometrik reaksiyon kullanılarak sonucun hesaplandığı titrasyon çeşididir. Uygun
reaksiyon ve indikatör mevcut ise en kolay ve güvenilir yol doğrudan titrasyondur.
NaOH(aranan) + HCl(titrant) Fenolftaei
n
HOH + NaCl
Geri titrasyon: aranılan madde üzerine hacmi ve derişimi bilinen bir ayracın fazla miktarda
eklendiği ve reaksiyon tamamlandıktan sonra ayracın arta kalanının uygun bir titrant
kullanılarak bulunduğu ve aradaki farktan aranılan madde miktarının hesaplandığı bir
titrasyon çeşididir. Titrasyon reaksiyonu yavaş ise veya oluşan ürünler kararlı değil ise
kullanılır.
İkincil (Secondary) standartlar: Birincil bir standart kullanılarak saflığı veya derişimi
belirlenmiş olan standart madde veya çözeltilere ikincil standartlar denir (örn. ayarlı HCl).
Standart (ayarlı) çözeltiler: bir birincil veya ikincil standart kullanılarak derişimi tam olarak
belirlenmiş olan çözeltilere standart (ayarlı) çözeltiler denir.
Faktör: çözeltinin gerçek derişiminin olması gereken derişimine oranıdır. Örneğin, yaklaşık
0.1 M olarak hazırlanan HCl çözeltisi ayarlandıktan sonra gerçek derişiminin 0.098 M olduğu
görülmüştür. Bu çözelti için faktör, 0.098/0.10=0.98 olacaktır. Şişe üzerine 0.1 M HCl
(f=0.98) yazılır.
Standart çözeltilerin derişimlerinin belirlenmesi
Doğrudan hazırlama yöntemi: Bu yöntemde çok saf olan bir birincil standart tartılarak
balon jojeye aktarılır ve madde çözülerek belirli bir hacme tamamlanır.
CO2H
Bazı birincil standartlar, Sodyum karbonat (Na2CO3, MA:105,989), Potasyum asit ftalat ( CO2K
Arzu edilen doğrudan hazırlama yöntemi olmakla birlikte bu çoğunlukla mümkün olmaz.
Dolaylı hazırlama yöntemi: hazırlanan bir standart çözelti a) tartılan bir miktar birincil
standartla standardize edilir, b) tartılan bir miktar ikincil standartla standardize edilir, c)
çözelti daha önceden ayarlanmış olan bir standart çözeltiyle standardize edilir.
Örneğin, 0.0523 g birincil bir standart olan Na2CO3 tartılmış ve metil kırmızısı
indikatörlüğünde 0.1 M HCl ile titre edilmiştir. Titrasyonda 10 mL HCl harcandığına göre
kullanılan HCl çözeltisinin gerçek derişimini bulunuz (ayarlama).
CO32- + H+ H CO3-
HCO3- + H+ H2CO3
4.934x10-4 mol ?
4
4.934x10 x2
Buradan 9.87x10 4 mol H bulunur.
1
1000 mL ?
9.87x10 4 x1000
Buradan 0.098 M HCl bulunur.
10
Analitik molarite: 1 L çözeltide bulunan tüm türlerin toplam mol sayısıdır (1 M CH3COOH).
Buradan görüldüğü gibi, CHA= [HA] + [A-] = 0.047 + 0.127 = 0.174 olacaktır.
Çözüm: Olayın tam reaksiyonu bilinmemektedir, asit veya baz ortam olduğu söylenmemiştir.
Yapılacak en doğru şey tesir değerliklerini kullanarak eşdeğer gramlar üzerinden işlem
yapmaktır.
+3e
Mn 7+ Mn 4+ indirgenmiş
-8e
S 2- S 6+ yükseltgenmiş
6.32 g ?
6.32x1
Buradan 0.120 eşd. g KMnO4 bulunur.
52.67
1 eşd. g yükseltgen ile 1 eşd. g indirgen reaksiyona girer. Yani, 1 eşd. g KMnO4 ile 1 eşd. g
H2S reaksiyona girer. O halde reaksiyona girmesi gereken H2S 0.120 eşd. g olacaktır.
1 eşd. g H2S=34/8=4.25 g
0.120 eşd. g ?
0.120 x4.25
Buradan 0.51 g H2S bulunur.
1
Örnek: 1 L 2 M çözelti hazırlamak için a) %30 H2SO4, b) %39.6 HNO3, c) %23.3 Na2CO3
çözeltilerinden kaçar g alınmalıdır. H2SO4: 98, HNO3: 63, Na2CO3:106 g/mol.
Çözüm: Soruya kolay tarafından bakmak gerekir. Her bir çözeltiden 1 L hazırlanacağına göre
içerisinde 2 mol madde olmalıdır.
Yani 653.3 g %30 H2SO4 çözeltisi tartılıp 1 L hacme seyreltilirse çözelti 2M olur.
?g 2 mol
Yani 317.5 g %39.6 HNO3 çözeltisi tartılıp 1 L hacme seyreltilirse çözelti 2M olur.
?g 2 mol
Yani 909.1 g %23.3 Na2CO3 çözeltisi tartılıp 1 L hacme seyreltilirse çözelti 2M olur.
Örnek: 500 mL 0.074 M Cl- içeren bir çözeltiyi BaCl2.2H2O (244 g/mol) dan nasıl
hazırlarsınız?
500 mL ?
Stokiyometriye bakılırsa,
0.0185 mol ?g
%, ppt, ppm ve ppb derişimleri daha önce gösterilmişti (birinci dönem). Bunları tekrar
hatırlamakta fayda vardır, notlara bakarak bir gözden geçiriniz.
Örneğin, 1:3 HCl gösteriminde, 1 ölçü D. HCl alınıp, 2 ölçü su eklenerek toplam hacim 3 mü
yapılmıştır? Yoksa, 1 ölçü D. HCl alınıp, 3 ölçü su eklenerek toplam hacim 4 mü yapılmıştır?
Aslında doğrusu 1 ölçü alınıp 3 kat seyreltilmiş demektir (bkz. 1:1 NaOH), fakat bu nokta
tamamen kullanıcının bu konudaki bilgisine ve doğru işlem yapıp yapmadığına bağlıdır.
Bu nedenle, yanlış anlaşılmaya müsait böyle gösterimlerden kaçınmak gerekir.
Örneğin, 1 L 2.0x10-3 M NaCl ve 1 L 5.4x10-4 M HCl bulunan bir çözelti karıştırılmıştır. Her
iyon için p değerini (pNa, pCl, pH) hesaplayınız.
pNa = - log [1.0x10-3] = 3.00 pH = - log [2.7x10-4] = 2.57 pCl = - log [1.27x10-3] = 2.89
Spesifik gravite (bağıl yoğunluk): Birimsiz bir büyüklüktür ve maddenin belirli bir
sıcaklıktaki yoğunluğunun belirli bir sıcaklıktaki suyun yoğunluğuna oranlanmasıyla bulunur.
C
d madde g / cm3 d 60 F
BY SG Örneğin, bağıl yoğunluk
şeklinde verilebilir.
dsuC g / cm3 d 60 F
Eğer sıcaklıklar belirtilmemiş ise her iki madde için oda sıcaklığı (20C) kabul edilebilir.
Maddenin gerçek yoğunluğu, bağıl yoğunluğun verilen sıcaklıktaki suyun yoğunluğu ile
çarpılmasıyla bulunur. Çok duyarlı olmayan günlük işlemlerde suyun yoğunluğu yaklaşık
1 kabul edilerek bağıl yoğunluk doğrudan yanına birim yazılarak da kullanılabilir.
Örnek: Spesifik gravitesi 1.42 olarak verilen %70 HNO3 (w/w) çözeltisinin molar derişim
nedir?
Çözüm: Burada spesifik gravite için bir sıcaklık değeri belirtilmemiş bu nedenle 20C
sıcaklıktaki maddenin yoğunluğunun 20C sıcaklıktaki suyun yoğunluğuna oranı olarak
düşünülebilir ve 20C sıcaklıkta suyun yoğunluğu yaklaşık 1 kabul edilebileceğinden
yoğunluk 1.42 g/cm3 olarak kullanılabilir (bu varsayım +4 ile 25C arasında büyük hataya
neden olmaz).
Titrasyon hesaplamalarında kullanılan eşitlikler
Örnek: 0.04 M Cl- içeren bir çözeltinin 50 mL kısmı 0.05 M AgNO3 ile titre ediliyor. a)
titrasyonun %70 i tamamlandığında Cl- derişimini seyrelme etkisini ihmal ederek, b) seyrelme
etkisini dikkate alarak hesaplayınız.
%70 ? mL
Çöken Cl- mol sayısı = Eklenen AgNO3 mol sayısı = 0.028 L x 0.05 mol/L = 1.4x10-3
mol
Kalan Cl- mol sayısı = Başlangıçtaki – çöken = 2x10-3 mol - 1.4x10-3 mol = 6x10-4 mol
Bu soru Normalite üzerinden kolayca çözülebilir, neden? Çünkü sorunun içerisinde tamamen
kelimesi geçmektedir.
Titrimetrik analizin doğruluğu titrasyon hatası nedeniyle gravimetrik analizden daha düşüktür.
Fakat, seçicidir, örneğin birlikte çökme hatası çok azdır. Ayrıca, anorganik ve organik
bileşiklere uygulanabilir.
Tayin limiti özellikle dönüm noktasına yakın bölgelerde çok daha önemli olmaktadır.
Örneğin, çözünürlükten daha düşük olan bir Cl- derişimi Ag+ kullanan bir titrasyonla tayin
edilemez.
Uygulaması sadece temel kimya bilgisi gerektirir, birkaç parça cam malzeme ile kolayca ve
çok ucuza gerçekleştirilebilir. En önemli basamak standart çözelti hazırlanmasıdır.
Titrasyonun dönüm noktası eğer indikatörler veya özel bileşik oluşumu yardımıyla
gözlenebiliyorsa işlem nispeten daha kolaydır.
Fakat, çözeltiler çamurlu (atık su) veya koyu renkli ise veya ortam ilave edilen
indikatörü parçalıyorsa böyle durumlarda titrasyonun izlenmesi için instrümental
yöntemler kullanılır.
Böyle bir titrasyonun dönüm noktası grafiksel olarak orta nokta yöntemiyle aşağıdaki gibi
yaklaşık olarak bulunabilir.
?
?
Fakat orta nokta yöntemi titrasyon grafiğinin şekli ile sınırlıdır. Kuvvetli asit-baz
titrasyonlarında kolayca uygulanabilirken, zayıf ve çok zayıf asit-baz titrasyonlarında
kullanılamaz.
Diğer bir yol da matematiksel olarak türev (diferansiyel) alma yöntemidir. Bu yöntem daha
doğru sonuç veren bir yöntemdir, veriler kullanılarak hesaplanır, titrasyon eğrisinin şekliyle
ilişkisi yoktur.
Burada türevin (diferansiyelin) fiziksel anlamından yola çıkılarak türev alınır. Bir
fonksiyonun diferansiyelini veya türevini almak demek,
dy fonksiyonun değişimi y
1. türev f (x) = oranını bulmak demektir. = Eğim, Hatırlayınız…
dx değişkenin değişimi x
d ( dy / dx ) d 2 y türevin değişimi
2. türev f (x) = 2 oranını bulmak demektir.
dx dx değişkenin değişimi
K.Asit-K.Baz Titrasyonu
5.00
14.00 4.5000 d2pH/dV2 Grafiği
dpH/dV Grafiği
4.0000
4.00
Dönüm
?
12.00
3.5000
3.00
Noktası
10.00
2.00
3.0000
8.00 1.00
2.5000
dpH/dV
d2pH/dV2
pH
0.00
6.00 2.0000 0 20 40 60 80 100 120
-1.00
4.00 1.5000
-2.00
1.0000
2.00
-3.00
0.5000
0.00 -4.00
0.0000
0 20 40 60 80 100 120
0 20 40 60 80 100 120
-5.00
V (Eklenen Hacim ,m l Baz) V(Eklenen Baz,mL)
V(Eklenen Baz,mL)
Eğer d yerine kullanılıyorsa, grafik çizilirken V yerine Vort kullanılması daha uygundur.
Titrimetrik Uygulamalar
Örnek: 300 mg H3PO4 ve inert madde içeren bir örnek suyla seyreltilerek 0.05 M NaOH ile
titre edilmiş ve dönüm noktasına 29 mL NaOH ilave edildiğinde ulaşılmıştır. Titrasyon
reaksiyonu,
H3PO4 + 2NaOH Na2HPO4 + 2H2O
Olduğuna göre, örnek içerisindeki fosforik asit yüzdesini hesaplayınız. MH3PO4= 98 g/mol.
Denkleme göre,
7.25x10-4 mol ?
Buradan 7.25x10-4x98/1 = 0.07105 g 71.05 mg H3PO4 bulunur.
71.05 mg
%H3PO4 x 100 % 23.68 H 3PO4
300 mg
Örnek: 600 mg saf Na2C2O4 (sodyum oksalat) asitte çözülerek KMnO4 çözeltisiyle titre
edilmiş ve dönüm noktasına kadar 34 mL titrant eklendiği gözlenmiştir. Titrasyon reaksiyonu,
Reaksiyona göre,
Demek ki,
1000 mL ?
1.79x10 3 x1000
Buradan 0.0527 M KMnO4 bulunur.
34
Bu soru eşdeğer gramlar üzerinden de çözülebilir.
+3 1ex2 +4
+7 5e +2
Buna göre Na2C2O4 için tesir değerliği 2 bulunur 1 eşd. g Na2C2O4 =134/2= 67 g/eşd. g
0.6x1
Buradan 8.96 x10 3 eşd. g Na2C2O4 bulunur.
67
1 eşd. g yükseltgen ile 1 eşd. g indirgen reaksiyona girer. Yani, 1 eşd. g Na2C2O4 ile 1 eşd.
g KMnO4 reaksiyona girer. O halde reaksiyona girmesi gereken KMnO4 8.96x10-3 eşd. g
olacaktır.
Demek ki,
34 mL çözeltide 8.96x10-3 eşd. g KMnO4 varsa
1000 mL ?
8.96x10 3 x1000
Buradan 0.263 N KMnO4 bulunur. N = T x M olduğundan,
34
Örnek: 750 mg demir cevheri asitte çözülerek bütün demir, Fe3+ haline dönüştürülmüştür.
Kalan yükseltgen maddenin tümü parçalandıktan sonra ortama fazla miktarda KI eklenmiş ve
oluşan I2 un titrasyonu için 28.50 mL 0.075 M Na2S2O3 harcanmıştır. Örnek içerisindeki
demir yüzdesini hesaplayınız. Fe: 56 g/atg.
2.14x10-3 mol ? ?
2.14x10 3 x2
Buradan 2.14 x10 3 mol Fe 3 veya Fe bulunur. Demirin miktarı,
2
Örnek: Bir sodyum tiyosülfat çözeltisi 250 mg saf bakır metalinin çözülmesiyle
ayarlanmıştır. Bakır çözeltisi fazla KI ile muamele edilip oluşan I2 tiyosülfat çözeltisiyle titre
edilmiş ve 44.90 mL tiyosülfat çözeltisi harcanmıştır. Hazırlanan tiyosülfat çözeltisinin
derişimi (M) nedir?
Kullanılan Cu metalinin mol sayısı = 0.250 g/63.5 g mol-1 = 3.94x10-3 mol Cu2+.
3.94x10-3 mol ? ?
3.94x10 3 x2
Buradan 3.94x10 3 mol Na 2S2O3 bulunur.
2
Demek ki,
1000 mL ?
3.94x10 3 x1000
Buradan 0.0878 M Na2S2O3 bulunur.
44.90
Örnek: 800 mg krom cevheri çözülerek içindeki krom, kromat iyonuna yükseltgenmiştir.
Daha sonra, çözeltiye 10 mL 0.2 M AgNO3 ilave edilmiş ve oluşan Ag2CrO4 süzülerek (?)
ayrıldıktan sonra çözelti 0.12 M ayarlı KSCN çözeltisiyle Fe3+ indikatörlüğünde titre edilmiş
ve 14.5 mL titrant harcanmıştır. Reaksiyon,
KçAgSCN= 1.2x10-12 yani S 1.1x10-6
CrO42- + 2Ag+ Ag2CrO4
KçAg2CrO4= 9x10-12 yani S 1.3x10-4
Ag + SCN AgSCN
+ -
Yani eğer ortamdaki Ag2CrO4 çökeleği süzülmez ise
çökelek AgSCN çökeleği haline dönüşür.
Çözüm: Bu bir geri titrasyondur. Yani ayracın fazlası ortama baştan ilave edilmiş ve
reaksiyondan sonra kalan fazla ayraç miktarı titrasyonla bulunmuştur.
Ortama ilave edilen toplam AgNO3 mol sayısı = 0.010 L x 0.2 mol/L = 2x10-3 mol
Kullanılmayan AgNO3 mol sayısı=KSCN mol sayısı=0.0145 L x 0.12 mol/L = 1.74x10-3 mol.
Kromat ile reaksiyona giren AgNO3 mol sayısı = 2x10-3 - 1.74x10-3 = 2.6x10-4 mol Ag+
2.6x10-4 mol ?
2.6x10 4 x1
Buradan 1.3 x10 4 mol CrO 24 - bulunur.
2
1.3x10-4 mol ?
6.76x10 -3 g
%Cr x 100 % 0.845 %0.85 Cr
0.800 g
%Cr2O3 için,
1.3x10-4 mol ?
1.3x10 4 x1
Buradan 6.5 x10 5 mol Cr2O3 bulunur.
2
6.5x10-5 mol ?
9.9x10 -3 g
%Cr2O3 x 100 % 1.238 %1.24 Cr2O3
0.800 g
Birinci dönem asit baz hesaplamalarının temelleri detaylı bir şekilde gösterilmişti. Bunları ana
hatlarıyla tekrar hatırlatalım.
pH metre ile ölçülen pH değeri ile hesaplanan pH değerleri çoğunlukla birbirini tutmaz,
aralarında küçük (veya büyük) farklılıklar olabilir. Bu konuda sürpriz yaşamamak için
önceden bu konunun bilinmesinde yarar vardır. Bu farkın nedenleri arasında aşağıdaki
maddelerden biri veya birkaçı bulunabilir,
Bu dönem içerisinde daha önce verilen asit baz temellerine dayanarak asit baz titrasyonları
esnasında neler olup bittiğinin izlenmesi, titrasyonun tüm adımlarının hesaplarla gösterilmesi
ve sonuçta titrasyon grafiğinin çizilmesi için gereken bilgiler verilecek, titrasyonlar sırasında
yapılan tüm işlemler analitik olarak çözümlenecektir.
Asit baz titrasyonları, asit-baz örneklerinin analizi için en duyarlı, en kolay, en çabuk ve
en ucuz uygulanan analiz yöntemidir. Anorganik ve organik asit ve bazlara
uygulanabilirler.
1- Kuvvetli bir asitin kuvvetli bir bazla titrasyonu (veya kuvvetli bir bazın kuvvetli bir
asitle titrasyonu),
2- Zayıf bir asitin kuvvetli bir bazla titrasyonu (veya zayıf bir bazın kuvvetli bir asitle
titrasyonu),
3- Zayıf asit veya bazların tuzlarının titrasyonları,
4- Asit veya baz karışımlarının titrasyonları.
5- Çok protonlu asitlerin kuvvetli bir bazla titrasyonu (veya çok hidroksitli bazların
kuvvetli bir asitle titrasyonu),
Bunların yanı sıra susuz ortamda yapılan titrasyonlardan da kavramsal olarak bahsedilecektir.
1- Kuvvetli asit-baz titrasyonları:
Kuvvetli asit baz titrasyonları sırasında meydana gelen net olay aslında,
nötralleşme reaksiyonudur. Bu tür bir titrasyonda birinci adım olarak, önce titrant ile madde
arasındaki stokiyometrik reaksiyon yazılır. Daha sonra, eklenen her titrant miktarı için
ortamda reaksiyona girmeden kalan madde derişimi hesaplanarak pH değerleri bulunur.
Örneğin, 50 mL 0.020 M KOH çözeltisinin 0.1 M HBr ile titre edildiğini düşünelim. Her
ikisi de kuvvetli olduğundan, yani nötralleşme denge sabiti K >> olduğundan eklenen H+
ortamda hemen harcanacak, oluşan tuz ise hidroliz olmayacaktır.
0 mL asit
pH pOH
- Benzer hesaplamalar 10.0001, 10.001, 10.01 vs. mL asit ilavesi için de yapılabilir.
4 0.001
0.01
2 0.1
0
0 2 4 6 8 10 12 14 16 mL Asit
Eklenen asit, mL
Bu tür bir titrasyon bütün asit baz kimyasıyla ilgili bilgileri kullanmayı gerektirir. Bu nedenle
bu bilgilerin yerine oturmuş olması gerekmektedir. Böyle bir titrasyon genel olarak beş ana
basamaktan oluşur.
1- Ortama baz eklenmeden önce, ortamda HA vardır ve pH değerini bu asitin ayrışma dengesi
belirler.
[H ][A - ]
HA H A Ka
[HA]
2- İlk baz damlasının eklenmesi ile dönüm noktası arasında, ortamda kalan HA ve oluşan A-
arasında bir tampon çözelti oluşur ve pH bu tampon kullanılarak hesaplanır.
[HA]
HA OH - A H 2O [H ] K a
[A - ]
3- Dönüm noktasının yarısında zayıf asitin yarısı tuzu haline dönüşecek ve asit ile tuzun mol
sayısı birbirine eşit olacaktır. Tampon eşitliğinde ise oran 1 değerine eşit olacaktır.
5- Dönüm noktasından sonra eklenen OH- fazlası, hidrolizden gelen OH- ile toplanarak
ortamın pH değeri hesaplanır. Fakat, hidrolizden gelen OH- küçük olacağından ihmal edilerek
sanki saf suya OH- ekleniyormuş gibi hesaplama yapılabilir. Fakat Ka << ise bu ihmal
yapılamaz.
Bu bir zayıf asittir ve işlemleri diğer zayıf asitlerle aynıdır, fakat ismin sürekli telaffuzu
zor olduğundan ve isim öğrencilere yabancı olduğundan pedagojik açıdan üzerinde
işlem yapmak uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle çok bilinen asit ve bazların bu
karmaşık işlemlerde kullanılması öğrenme açısından tercih edilmektedir. Bu nedenle
çok bildiğimiz asetik asit üzerinde işlem yapalım.
Örneğin, 50 mL 0.1 M HAc asitin 0.1 M NaOH ile titrasyonuna bakalım. Ka=1.76x10-5,
pKa=4.75.
a) Öncelikle çözeltinin başlangıç pH’ı nedir? Bunu bulmak için zayıf asitin ayrışma
reaksiyonu yazılırsa,
[H ][Ac ]
HAc Ac- + H+ Ka
[HAc]
[x][x]
1.76x10 -5 x = [H+] = [Ac-] = 1.32x10-3 M pH = 2.88
[0.1 - x]
b) 10 ml NaOH eklendiğinde, HAc asitinin bir kısmı NaOH ile reaksiyona girip NaAc
oluşturur, geri kalan HAc ortamda kalır. Ortamda hem HAc, hem de NaAc aynı anda
bulunduğundan bu bir tampon çözelti olur ve pH tampon eşitliği kullanılarak hesaplanır.
[H ] K a
[Asit]
[H ] 1.76x10 5
4.0x10 -3 7.0x10 5 M pH = 4.15
[Tuz] 1.0x10 -3
c) 25 mL NaOH eklendiğinde, Bu nokta dönüm noktasının yarısıdır ve özel bir noktadır.
Zayıf asit ve bazlar için bu noktanın anlamının bilinmesi özellikle çok önemlidir. Dönüm
noktasının yarısında, zayıf asitin yarısı tuzuna dönüşecek ve asit ile tuzun mol sayısı birbirine
eşit olacaktır. Tampon eşitliğinde oran 1 değerine eşit olacaktır.
[Asit]
[H ] K a [H ] 1.76x10 5 bu nokta pH = pKa noktasıdır. pH = 4.75
[Tuz]
Yani bilinmeyen zayıf bir asit, kuvvetli bazla titre ediliyorsa, dönüm noktasının yarısına
denk gelen hacimde okunan pH değeri o zayıf asitin pKa değerine eşit olacaktır.
Başlangıçtaki mol HAc = dönüm noktasındaki mol NaAc = 0.050 L x 0.1 mol/L = 5x10-3 mol
5x10 3 mol
[NaAc] 0.05 M
(0.050 0.050) L
K su [OH ][HAc]
Ac + H2O HAc + OH
- - Kh
Ka [Ac- ]
1.0x10 -14 [x][x]
-5
5.68x10 10 x = [OH-] = [HAc] = 5.33x10-6 M
1.76x10 [0.05 - x]
Bu NaOH derişimi hidroliz dengesinde yerine yazılırsa, hidrolizden gelen [OH-] bulunabilir.
5x10 3 mol
Ama önce yeni derişim hesaplanmalıdır. [NaAc] 0.0495 M
(0.050 0.051) L
12
pH
6
6 8
4
2 10
Asit baz titrasyonlarında sadece metil kırmızısı, metil oranj veya fenolftalein kullanılır
şeklinde yanlış bir alışkanlık vardır. Bu alışkanlık kuvvetli asit baz titrasyonlarında önemli bir
sorun oluşturmazken, zayıf asit baz titrasyonlarında oldukça önemli hale gelir.
Eğer indikatörün dönüm noktası, titrasyonun dönüm noktasıyla yaklaşık aynı ise bu indikatör
kullanılabilir. Aksi halde titrasyon hatası büyür.
Fenolftalein 8-10
mL baz
10-10
pH pH
10-8
10-6 Ka etkisi Kb etkisi
-4
10
10-2
1
mL baz mL asit
a) Öncelikle çözeltinin başlangıç pH’ı nedir? Bunu bulmak için zayıf bazın ayrışma
reaksiyonu yazılırsa,
[OH ][NH 4 ]
NH3 + H2O NH4 + OH + - Kb
[NH 3 ]
[x][x]
1.76x10 -5 x = [OH-] = [NH4+] = 1.32x10-3 M
[0.1 - x]
b) 10 ml HCl eklendiğinde, NH3 bazının bir kısmı HCl ile reaksiyona girip NH4Cl oluşturur,
geri kalan NH3 ortamda kalır. Ortamda hem NH3, hem de NH4Cl aynı anda bulunduğundan
bu bir tampon çözelti olur ve pH tampon eşitliği kullanılarak hesaplanır.
[OH ] K b
[Baz]
[OH ] 1.76x10 5
4.0x10 -3
7.0x10 5 M
[Tuz]
1.0x10 -3
pOH = 4.15 pH = 9.85
c) 25 mL HCl eklendiğinde, Bu nokta dönüm noktasının yarısıdır ve özel bir noktadır. Zayıf
asit ve bazlar için bu noktanın anlamının bilinmesi özellikle çok önemlidir. Dönüm noktasının
yarısında, zayıf bazın yarısı tuzuna dönüşecek ve baz ile tuzun mol sayısı birbirine eşit
olacaktır. Tampon eşitliğinde oran 1 değerine eşit olacaktır.
[Baz]
[OH ] K b [OH ] 1.76x10 5 bu nokta pOH = pKb noktasıdır.
[Tuz]
Yani bilinmeyen zayıf bir baz, kuvvetli asitle titre ediliyorsa, dönüm noktasının yarısına
denk gelen hacimde okunan pOH değeri o zayıf asitin pKb değerine eşit olacaktır.
d) 50 mL HCl eklendiğinde, dönüm noktasına ulaşılır. Bu noktada çözeltideki tüm NH3 bazı,
NH4Cl tuzuna dönüşecektir. Ortamda artık sadece NH4Cl tuzu vardır ve ortamın pH değerini
bu tuzun hidrolizi belirleyecektir.
Başlangıçtaki mol NH3 = dönüm noktasında mol NH4Cl = 0.050 L x 0.1 mol/L = 5x10-3 mol
5x10 3 mol
[NH 4Cl] 0.05 M
(0.050 0.050) L
K su [NH 3 ][H 3O ]
NH4 + H2O NH3+ H3O
+ + Kh
Kb [NH 4 ]
1.0x10 -14 [x][x]
-5
5.68 x10 10 x = [H+] = [NH3] = 5.33x10-6 M pH = 5.27
1.76x10 [0.05 - x]
e) 51 mL HCl eklendiğinde, bu nokta dönüm noktasından sonraki bir noktadır. Ortamda tüm
baz tükenerek NH4Cl tuzuna dönüştüğünden eklenen fazla HCl artacaktır. Ortamın pH değeri
bu fazla HCl + hidrolizden gelen H+ toplamı tarafından belirlenecektir.
Bu HCl (H+) derişimi hidroliz dengesinde yerine yazılırsa, hidrolizden gelen [H+] bulunabilir.
5x10 3 mol
Ama önce yeni derişim hesaplanmalıdır. [NH 4Cl] 0.0495 M
(0.050 0.051) L
Bu tür bir titrasyon grafiğinin üretilmesi esnasında da benzer şekilde beş farklı basamak
içeren hesaplama yapılır.
1- Ortama asit eklenmeden önce, ortamda A- iyonları vardır ve pH değerini bu tuzun hidroliz
dengesi belirler.
A H 2O HA OH Kh=Ksu/Ka
2- İlk asit damlasının eklenmesi ile dönüm noktası arasında, ortamda kalan A- ve oluşan HA
arasında bir tampon çözelti oluşur ve pH bu tampon kullanılarak hesaplanır.
[HA]
[H ] K a
[A - ]
3- Dönüm noktasının yarısında bazın yarısı zayıf asit haline dönüşecek ve asit ile tuzun mol
sayısı birbirine eşit olacaktır. Tampon eşitliğinde ise oran 1 değerine eşit olacaktır.
[H ][A - ]
HA A- + H+ Ka
[HA]
Örneğin, 50 mL 0.1 M NaCN tuzunun 0.1 M HCl ile titrasyonuna bakalım. Ka=2.1x10-9,
pKa = 8.68.
a) Öncelikle çözeltinin başlangıç pH’ı nedir? Bunu bulmak için tuzun hidroliz reaksiyonu
yazılırsa,
K [HCN][OH ]
CN- + H2O HCN + OH- K h su
Ka [CN - ]
1.0 x10 14 [x][x]
Kh 9
4.76 x10 6 x = [OH-] = [HCN] = 6.9x10-4 M
2.1x10 [0.1 - x]
b) 10 ml HCl eklendiğinde, CN- tuzunun bir kısmı HCl ile reaksiyona girip HCN asiti
oluşturur, geri kalan CN- ortamda kalır. Ortamda hem HCN, hem de CN- aynı anda
bulunduğundan bu bir tampon çözelti olur ve pH tampon eşitliği kullanılarak hesaplanır.
[Asit]
[H ] K a [H ] 2.1x10 9 bu nokta pH = pKa noktasıdır. pH = 8.68
[Tuz]
Yani bilinmeyen bir zayıf asit tuzu, kuvvetli bir asitle titre ediliyorsa, dönüm noktasının
yarısına denk gelen hacimde okunan pH değeri o tuzun zayıf asitinin pKa değerine eşit
olacaktır.
d) 50 mL HCl eklendiğinde, dönüm noktasına ulaşılır. Bu noktada çözeltideki tüm CN- tuzu,
HCN zayıf asitine dönüşmüştür. Ortamda artık sadece HCN zayıf asiti mevcuttur ve ortamın
pH değerini bu asitin ayrışma dengesi belirler.
Başlangıçtaki mol CN- = dönüm noktasındaki mol HCN = 0.050 L x 0.1 mol/L = 5x10-3 mol
5x10 3 mol
[HCN] 0.05 M
(0.050 0.050) L
[H ][CN - ]
HCN H+ + CN- Ka
[HCN]
[x][x]
2.1x10 9 x = [H+] = [CN-] = 1.02x10-5 M pH = 4.99
[0.05 - x]
e) 51 mL HCl eklendiğinde, bu nokta dönüm noktasından sonraki bir noktadır. Ortamda tüm
tuz tükenerek HCN asitine dönüştüğünden eklenen fazla HCl artacaktır. Ortamın pH değeri bu
fazla HCl + ayrışmadan gelen H+ toplamı tarafından belirlenecektir.
Bu HCl derişimi ayrışma dengesinde yerine yazılırsa, ayrışmadan gelen [H+] bulunabilir.
5x10 3 mol
Ama önce yeni derişim hesaplanmalıdır. [HCN] 0.0495 M
(0.050 0.051) L
[CN - ][H ] [x][9.9x10 -4 x]
2.1x10 9 2.1x10 9
[HCN] [0.0495 - x]
Bu HCl derişimi ayrışma dengesinde yerine yazılırsa, ayrışmadan gelen [H+] bulunabilir.
5x10 3 mol
Ama önce yeni derişim hesaplanmalıdır. [HCN] 0.0455 M
(0.050 0.060) L
10
8
pH = pKa
pH
Dönüm noktasının
2 yarısı
0
0 20 40 60 80
mL, asit
Hidroklorik asit titrasyonlar sırasında en çok kullanılan asittir ve titrasyonda bir asitten
beklenen özelliklerin bir çoğuna sahiptir.
Örneğin, kuvvetli bir asittir, seyreltik çözeltilerde kararlıdır, çok düşük yükseltgeme ve
indirgeme özelliği mevcuttur, ve klorür iyonu katyonların büyük bir çoğunluğuyla çökelek
oluşturmaz.
Yaklaşık 0.1 M olacak şekilde bir HCl çözeltisi hazırlanıp geri soğutucu altında 1 saat
kaynatılır ve çözeltinin saklanması sırasında veya titrasyon esnasında oluşacak kayıplar
baştan ortadan kaldırılır. Daha sonra çözelti birincil bir standart baz kullanılarak ayarlanır.
Perklorik ve sülfürik asitinde asitliği büyük ve seyreltik çözeltileri kararlıdır, fakat HClO4
patlayıcıdır ve gerekmedikçe kullanılmaz. H2SO4 ise bir çok katyonla çözünmeyen sülfatlar
vermesi ve ikinci asitliğinin düşük olması nedeniyle titrasyonlarda tercih edilmez.
Nitrik asit ise yükseltgen bir asit olduğundan ve ayrıca organik indikatörlere zarar
verdiğinden, titrasyonlarda özellikle kullanılması gerekmiyorsa kullanılmaz.
Hazırlanan asit çözeltisi birincil standart olarak bulunan katı Na2CO3 kullanılarak ayarlanır.
Na2CO3 nem çekici olduğundan 200C sıcaklıkta 30 dk kurutulur ve desikatörde soğutularak
saklanır. Titrasyonda kullanılacak saf su önceden kaynatılarak içerisindeki CO2 uçurulmalıdır.
pH CO32-
mL, HCl
Sulu ortamlarda kullanmak için en uygun standart baz çözeltisi hemen sadece Sodyum
hidroksit veya potasyum hidroksit kullanılarak hazırlanır. Bu bazlardan hiç biri birincil
standart olarak bulunmaz. Hazırlanan baz çözeltileri birincil veya ikincil standartlarla
standardize edilirler (ayarlanırlar).
Seyreltik NaOH veya KOH plastik şişeler içerisinde kararlı olarak saklanabilirler. Fakat
kullanılan suyun içerisinde CO2 olmamalıdır, veya varsa bile uzaklaştırılmalıdır. CO2 katı
veya sulu hidroksitlerle,
Reaksiyonu uyarınca karbonata dönüşür. Hidroksit eğer katıysa saflığı, çözeltiyse ayarı
değişir. Beklemiş baz çözeltilerin kaplarının kapaklarındaki beyazlığın nedeni de bu
reaksiyondur.
Bu nedenle hazırlanan NaOH çözeltisinin içerisine bir miktar BaCl2 veya Ba(NO3)2 eklenerek
çözeltide çözünmüş olan CO2 gazının BaCO3 haline dönüşmesi sağlanır. Daha sonra çözelti
süzülerek BaCO3 uzaklaştırılır.
Yaklaşık bir derişimde hazırlanan NaOH veya KOH çözeltileri, örneğin, birincil standart
olarak bulunan potasyum hidrojen ftalat (KHC8H4O4, KHP) kullanılarak ayarlanır. KHP
çok saf olarak elde edilebilir.
Suda iyi çözünür, molekül ağırlığı büyüktür, nem çekici değildir ve organik bir madde
olmasına karşın 135C sıcaklığa kadar ısıtılabilir. Tek dezavantajı zayıf bir asit olmasıdır
(Ka=3.91x10-6). Dönüm noktası bazik bölgededir (0.1 M için yaklaşık 9.2), fenolftalein
indikatörü kullanılabilir ve yine titrasyon sırasında çözünmüş CO2 gazının uzaklaştırılması
gerekmektedir.
Reaksiyonu verir. Metil kırmızısı dönüm noktasına tam uygundur. Molekül ağırlığı 190.69
olduğundan ağırlık hatası azdır, fakat hidrat suyu içerdiğinden iyi korunması gerekir.
Isıtılamaz çünkü su kaybedebilir. Bunun yerine NaCl ve şekerle doyurulmuş su üzerinde
desikatörde saklanır. %70 bağıl nem bulunan ortamda sular korunur.
çok iyi çözünmedikleri için, kuvvetli bir asit olan potasyum hidrojen iyodat (KH(IO3)2)
oldukça yükseltgen olduğu için genellikle bu amaçla kullanılmazlar.
Örnek: 10 mL D. HCl 1 L hacme seyreltilmiştir. Elde edilen çözeltiyi ayarlamak için 0.3054
g Na2CO3 tartılarak alınmış ve metil kırmızısı indikatörlüğünde titre edilerek 35.09 mL titrant
harcanmıştır. Kullanılan HCl çözeltisinin derişimini (M) ve faktörünü (f) hesaplayınız.
Na2CO3 =106 g/mol.
Çözüm: Metil kırmızısının indikatör olarak kullanılması demek, Na2CO3 ikinci dönüm
noktasına kadar titre ediliyor demektir. Yani reaksiyon,
Na2CO3 + 2HCl H2CO3 + NaCl
şeklinde olacaktır.
Buna göre,
1000 mL ? mol
Faktör: çözeltinin gerçek derişiminin, olması gereken derişimine oranıdır. Bu tanıma göre
faktör hesaplanırsa,
f = 0.164/0.1 = 1.64
Buna göre şişe üzerine 0.1 M HCl (f =1.64) yazılabilir. (elbette ki, çözeltinin gerçek
derişimi 0.1 M dan oldukça uzaktır)
Asit baz titrasyonları kantitatif analizin vazgeçilmez araçlarından birisidir, çünkü çok
çeşitli anorganik, organik ve biyokimyasal bileşikler asit baz özelliği gösterirler ve
bunlar titrimetrik olarak kolayca tayin edilebilirler.
Titrimetrik yöntemler çok eskidir, fakat kimyasal problemler sürekli değişmekte ve sürekli
yeni uygulama alanları ortaya çıkmaktadır.
Kjeldahl yöntemi ilk kez 1883 yılında John Kjeldahl tarafından sunulmuştur. O günden
bu güne çok kullanılmış, üzerinde çok çalışma yapılmış ve geliştirilmiştir. Günümüzde bir
çok kuruluş tarafından, örneğin, Association of Official Analytical Chemists (AOAC),
Association of American Cereal Chemists (AACC), American Oil Chemists (AOC),
Environmental Protection Agency (EPA), International Standards Organisation (ISO) vs.
kuruluşlar bir çok doğal veya sentetik anorganik, organik veya biyolojik materyaller
içerisinden azotun tayini için standart yöntem olarak kabul etmişlerdir.
Azot, doğal sular, atık sular, gübreler, katı yakıtlar, zirai mücadele ilaçları, patlayıcılar
ilaçlar vs. içerisinde bulunan ve miktarının bilinmesi önemli olan bir maddedir.
Ayrıca, tahıllar, etler, sütler, yağlar ve hayvan yemleri gibi birçok biyolojik maddenin
protein miktarları bu maddeler içerisindeki azot miktarı belirlenerek bulunur.
Kjeldahl yönteminin temeli: materyal içerisinde bağlı olan azotu amonyağa dönüştürmek,
daha sonra amonyağı damıtarak ortamdan uzaklaştırmak ve titrasyonla açığa çıkan amonyak
miktarını belirlemektir.
Buna göre Kjeldahl yöntemi 1-sindirme, 2- destilasyon, 3- titrasyon olmak üzere üç ana
basamaktan oluşur.
Eğer azot proteinlerde olduğu gibi amin veya amid şeklinde bağlıysa kolayca NH 4 türüne
dönüşür.
H O
| || NH 4
-N–C-
Fakat, eğer patlayıcılar veya gübrelerde olduğu gibi, azot daha büyük yükseltgenme
basamağında bulunuyorsa (azo veya nitro gibi) sindirme sonucunda azot gazı veya azot
oksitleri oluşacağında bu guruplar sindirmeden önce mutlaka indirgenmelidir. Aksi halde
düşük sonuçlar bulunur (sistematik hata).
-N=N-
N2
- NO2
Bu işlem kolaymış gibi görünse de hüner, dikkat ve özel malzeme gerektirir. Örneğin, D.
H2SO4 bulunan ortama NaOH eklendiğinde açığa çıkan ısı (nötralleşme ısısı) çözeltiyi
kaynatır ve NH3 kaybına neden olur. Bu kayıpları önlemek için uzun boyunlu bir balonda
bulunan karışıma NaOH kenardan yavaşça eklenir ve ağzı hemen kapatılarak karıştırma
yapılır. Veya aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi su buharı desteği ile NH3 toplama kabına alınır.
3- Titrasyon: Destile edilen NH3 suda kolayca yakalanamaz çünkü uçucudur. Bunun için iki
farklı tür titrasyon uygulanabilir. Geri titrasyon ve doğrudan titrasyon.
Geri titrasyon yönteminde oluşan amonyak, doğrudan hacmi ve derişimi çok iyi bilinen
ayarlı bir asit çözeltisi içerisine gönderilir. İşlem bittikten sonra kalan asitin miktarı, ayarlı bir
bazla geri titre edilerek bulunur. Bu işlemde iki farklı ayarlı çözelti kullanılması gerekir.
Ortama fenolftalein ilave edilir. Fenolftaleinin rengi işlem bitene kadar ortamda sürekli fazla
asit bulunduğundan değişmez. Ancak NaOH ile titrasyon işleminin sonucunda değişir.
NH3 + HCl (ayarlı) NH 4 + Cl- + HCl (fazla)
reaksiyonu olur, indikatörün rengi değişir. İşlem bittikten sonra çözelti ayarlı 0.05 M H2SO4
ile titre edilir. Titrasyon reaksiyonu,
şeklindedir ve titrasyon bittiğinde indikatörün rengi yeniden açılır. Bu yöntem tek ayarlı
çözelti gerektirir ve ayarlı H2SO4 çözeltisi oldukça dayanıklıdır. Bu titrasyon ayarlı HCl
kullanılarak da gerçekleştirilebilir.
Titrimetri uygulamaları
Örnek: 1.5 g kurutulmuş toprak örneğinin azot içeriğini belirlemek üzere Kjeldahl prosedürü
uygulanmıştır. Toplama kabına önceden 75 mL 0.04 M HCl ilave edilmiş ve amonyak
toplandıktan sonra çözelti 0.1 M ayarlı NaOH ile geri titre edilmiştir. Titrasyonda fenolftalein
dönüm noktasına ulaşmak için 23.70 mL NaOH harcandığına göre topraktaki azot miktarını
% cinsinden hesaplayınız.
NH3 ile reaksiyona giren HCl = 3x10-3 – 2.37x10-3 = 6.3x10-4 mol HCl
100 g ?
Örnek: Suda çözünen bir gübreden alınan 0.643 g örnek Kjeldahl yöntemiyle analiz
edilmiştir. NH3 toplama kabına 100 mL 0.133 M borik asit ilave edilmiş ve işlem sonrasında
oluşan borat HCl ile titre edilerek metil kırmızısı indikatörlüğünde 21.4 mL 0.202 M HCl
harcanmıştır. Örnek içerisindeki azot miktarını % cinsinden hesaplayınız.
Harcanan mol HCl = oluşan mol H2BO3- = 0.0214 L x 0.202 mol/L= 4.33x10-3 mol
4.33x10-3 mol HCl 4.33x10-3 mol H2BO3- 4.33x10-3 mol NH3 4.33x10-3 mol N
100 g ?
Örnek: 0.769 g amonyum tuzu 50 mL 0.210 M NaOH ile açık havada kaynatılmıştır.
Tepkime bittikten sonra 34.31 mL 0.130 M asit kullanılarak kalan çözelti nötraleştirilmiştir.
Bu tuzdaki % azot miktarı nedir.
O halde reaksiyona 6.04x10-3 mol NaOH 6.04x10-3 mol NH 4 6.04x10-3 mol N girmiştir.
100 g ?
Örnek: 5 mL sirke örneği seyreltilerek 0.1104 M NaOH ile titre edilmiş ve fenolftalein
dönüm noktasına ulaşmak için 32.88 mL NaOH harcanmıştır. a) Sirke örneğinin Molaritesi
nedir? b) Eğer sirkenin yoğunluğu 1.055 g/mL ise % asetik asit (w/w) miktarı nedir.
1000 mL ? mol
100 g ?
Örnek: Yüzme havuzlarına malzeme sağlayan bir şirketin sahibine uygun fiyatla %31.25
(w/w) HCl içerdiği iddia edilen bir asit teklif edilmiştir. Patron bu işten şüphelenmiş ve asiti
kimyacıya analiz ettirmiştir. Kimyacı çözeltinin yoğunluğunu 1.367 g/mL olarak bulmuş ve 5
mL derişik asit alıp 250 mL hacme tamamlamıştır. Bu çözeltiden de 50 mL alarak 0.30 M
NaOH ile titre etmiş ve 22.5 mL titrant harcamıştır. Orijinal asitin gerçek yüzdesi nedir?
Saflık ve uygunluk sorunu yoksa patrona ne tavsiye edersiniz.
?M
250 mL ? mol
250 mL çözelti içinde bulunan HCl, orijinal örneğin 5 mL hacminde bulunan miktara eşittir.
m m
5 mL HCl kaç g gelir? d 1.367 g/mL m = 6.835 g HCl ağırlığı
V 5 mL
0.03375 mol x 36.5 g/mol = 1.232 g HCl 5 mL veya 6.835 g asit içerisindeki HCl
100 g ?
Patrona almamasını veya yarı fiyatına alması tavsiye edilebilir. Asitin saflığını test edecek
imkanlar yoksa, bu düzenbazlardan asit alınması pek de akıllıca olmayacaktır.
Bir çok metal iyonu, bir anyon veya molekülde bulunan ortaklaşmamış elektronları kabul
ederek koordine kovalent bağ oluşturma eğilimindedir. Koordine kovalent bilinmelidir.
Kovalent bir bağda ortaklaşa kullanılan elektronlarının her ikisi de aynı atom tarafından
sağlanıyorsa, oluşan bu tür kovalent bağa koordine kovalent bağ denir. Örneğin,
+
:NH3 + H+ NH4 Koordine kovalent bağ
Örneğin, Ag+ + 2NH3 Ag(NH3)2+ reaksiyonunda NH3 ligant, Ag+ metal iyonu ve
Ag(NH3)2+ ise koordinasyon bileşiğidir.
Metal iyonları yaygın olarak 2, 3, 4, 5, 6 vb. çift elektron alma kapasitesine sahiptirler. Bir
atomun elektron çifti bağlama kapasitesine o atomun koordinasyon sayısı denir.
Bir metalin koordinasyon sayısı değişebilir. Kabul edilen gerçek koordinasyon sayısı temelde
metal iyonuna bağlı olmakla birlikte, kısmen de liganta bağlıdır.
X sayıda koordinasyon sayısına sahip olan bir metal atomuna, verici atom sayısına bağlı
olarak çeşitli sayıda ligant bağlanabilir.
Bir metal atomuna çok dişli bir ligant koordine olursa, halka yapılı bileşikler (kompleksler)
ortaya çıkar ve bu bileşiklere şelat adı verilir. Şelat bileşikleri analitik kimyada oldukça
önemli bileşikler sınıfına girerler.
2+
H2N NH2
Bakırın koordinasyon sayısı 4 dür ve
Cu
2+
Cu + 2(H2N NH2) İki adet iki dişli ligant bağlanmıştır.
H2N NH2
Sulu ortamda koordine olmamış bir metal iyonunun bulunması mümkün değildir, çünkü
suyun kendisi oldukça iyi bir liganttır. Bu nedenle sulu ortamda cereyan eden kompleks
oluşum reaksiyonları aslında bir yer değiştirme reaksiyonudur.
Mn+ + :L (ML)n+
Fakat işlemler esnasında reaksiyon yazılırken sadelik açısından su reaksiyona dahil edilmez.
Bu şekilde yazılmakla birlikte suda tek başına metal iyonunun bulunamayacağı bilinmelidir.
Tek dişli ligant(lar): Genelde basit inorganik atom içeren moleküllerdir. En önemli verici
atomlar N, O, S ve halojenlerdir.
Tek dişli
Nötral ligantlar Anyonik ligantlar
H2O, NH3 F-, Cl-, Br-, I-
Etilendiamin SCN-, OH-
RNH2 (alifatik aminler) S2-, RCO2-
Ligantın metal veya metal iyonuna koordinasyonu ancak belirli bir geometriyle olur. Yani bu
koordinasyonda atomlar arasında belirli uzaklıklar ve açılar mevcuttur. Bazen molekülde iki
veya daha fazla verici atom bulunmasına rağmen geometrik yapı izin vermediğinden ligant
tek dişli bir ligant gibi davranabilir. Örneğin, karboksilat iyonu böyle bir iyondur.
Çok dişli ligant(lar): Metal atomuna birden fazla verici atomla bağlanabilen ligantlara çok
dişli ligantlar denir. Bu tür ligantlar genellikle daha seçicidirler ve analitik kimyada
kullanılmaya izin verecek birçok fiziksel ve kimyasal özellik gösterirler.
Örneğin, altı dişli bir ligant, koordinasyon sayısı altı olan bir metale tek başına bağlanabilir
ve tek dişli ligantlardan (altı adet) daha kararlı bir kompleks oluşturur. Yani çok dişli
ligantların kompleks oluşum sabitleri, az dişli ligantlarla yapılan komplekslerden daha
büyüktür.
2+
N N
Fe2+
+ 3 Fe
N N
Eğer ortamda dönüşmeden kalan Fe3+ iyonu mevcut ise, mavi renkli (Phen)3Fe3+ kompleksi de
aynı anda oluşur, fakat (Phen)3Fe3+ + e (Phen)3Fe2+ reaksiyonu için E= 1.146 V
olduğundan indirgenme reaksiyonu kendiliğinden olur ve mavi renk fark edilemeyecek
seviyeye iner.
2- Kimyasal reaksiyonlarda maskeleme ajanı olarak kullanılabilirler. Maskeleme ajanının
esas görevi girişim yapan metal iyonuyla reaksiyona girerek kararlılık sabiti büyük bir
kompleks oluşturmak ve girişim yapan metal iyonunu pasifleştirmektir. Örneğin, bakır
tayininde Cu2+ ve I- iyonları reaksiyona girerek I2 oluştururlar. Ortamda eğer Fe3+ iyonu
mevcutsa, bakır gibi reaksiyon vererek I2 üretir ve analizde sistematik hataya neden olur.
Bunu önlemek için,
Metal iyonlarının titrasyonunda, 2, 4, 6 vb. koordinasyon sayısına sahip olan metallerin tek
dişli ligantlarla titrasyonu oldukça zor, hatta bazen mümkün değildir. Çünkü koordinasyon
sayısı yüksek olan metal iyonu çok sayıda tek dişli ligant bağlamak zorundadır ve her bir
ligantın bağlanması da bir denge reaksiyonu ile gerçekleşir.
1- Denge sabitleri birbirine çok yakın olduğundan bir basamak bitmeden diğeri başlar ve
dönüm noktaları birbirinin içine girmiş şekilde bulunur.
2- Toplam denge sabiti büyük olmakla birlikte, ilk kompleks oluştuktan sonra
titrasyonun yaklaşık %25 kadarı tamamlanır ve ortamda yeterince Bi3+ iyonu kalmaz.
pBi değeri daha dönüm noktasına ulaşmadan çok büyük bir değere sahip olur.
En yaygın olan yöntem çok dişli bir ligant kullanarak titrasyonu gerçekleştirmektir. Daha iyi
bir titrasyon 2 dişli (iki dönüm noktası), en iyi titrasyon ise 4 dişli bir ligant (tek dönüm
noktası) kullanılarak gerçekleştirilebilir. Aşağıdaki temsili grafikte gösterildiği gibi, tek
dişli bir ligant tek dönüm noktası göstereceği için çok daha uygun olacaktır.
1:1 ML
2:1 ML2
4:1 ML4
pM
60 mL 0.02 M metal içeren çözelti,
A 0.02 M 4 dişli bir ligantla
B 0.04 M 2 dişli bir ligantla
C C 0.08 M 1 dişli bir ligantla
B Titre edilmiştir. Her bir ürünün
oluşum sabiti, KT=1.0x1020
A
V, mL
Bunun da ötesinde, çok dişli ligantlar daha seçici olurlar ve bu seçicilik ligantın
geometrisi ve içerdiği verici atomların cinsi ve sayısıyla da bağlantılıdır. Bazı metaller
O, bazıları S ve bazıları da N atomunu severler.
Bir çok organik çok dişli ligant bulunmasına ve hatta hemen her gün yeni bir ligant
keşfedilmesine rağmen, metal iyonlarının tayininde en çok ve en yaygın olarak kullanılan 6
dişli bir ligant olan EDTA (etilen diamin tetra asetik asit) ligantıdır. Verson, Trilon B,
Komplexon II, Sekestren vb. ticari isimlerle de satılmaktadır.
EDTA, besin endüstrisinde gıda maddeleri içerisindeki zararlı metal iyonlarını bağlamak,
Metal zehirlenmelerinde hastaları kurtarmak, Deterjan endüstrisinde su sertliğini gidermek,
şampuan üretiminde Cu-EDTA kompleksi oluşturmak ve zirai alanda mikro besin
elementlerini toprağa kontrollü olarak ilave etmek vb. amacıyla kullanılmaktadır.
H
4
1 H CH2
H+ 6
5 +H H
CH2
2
3 H
Aslında EDTA ligandının (H4Y) tek başına suda çözünürlüğü oldukça azdır. Suda
çözündüğünde de 1 ve 2 numaralı hidrojenleri bırakır, 5 ve 6 numaralı azotlara H +
iyonları bağlanır (yine H4Y olur). Bu nedenle H4Y yerine çözelti hazırlarken suda daha
çok çözünen sodyum (Na4EDTA) veya di sodyum (Na2EDTA) tuzu kullanılır.
EDTA ligantında 6 diş bulunduğu için, bu ligantın yalnızca koordinasyon sayısı 6 olan bir
metal atomuna bağlanacağını düşünmek yanlıştır. Bunun esas anlamı, EDTA eğer gerekiyorsa
bir metal atomuna 6 dişiyle birden de bağlanabilir demektir. EDTA hemen tüm metal
atomlarıyla kompleks yapabilme özelliğine sahiptir, fakat en yaygın olan EDTA kompleksleri
koordinasyon sayısı 4 ve 6 olan metal atomlarıyla yaptığı kompleksleridir.
M
M
M M M M
EDTA 6 dişli bir ligant olmasının yanı sıra, ayrıca 4 protonlu bir asittir ve ortamın
asitliğine bağlı olarak çeşitli protonlu durumlarda bulunabilir. Bu türler ve
bulunabilecekleri yaklaşık pH değerleri aşağıda verilmiştir. Yani türlerin cinsi ortamın pH
değeriyle değişir.
pH 4
2 3.7x10-14
3 2.5x10-11
4 3.6x10-9
5 3.5x10-7
6 2.2x10-5
7 4.8x10-4
8 5.4x10-3
9 5.2x10-2
10 3.5x10-1
11 8.5x10-1
12 9.8x10-1
Bu değerler EDTA çözeltisi içerisinde bulunan metal iyonlarının derişiminin hesaplanmasında
kullanılacaktır.
Su sertliğinin belirlenmesi
Bir çok yüklü katyon bu arzu edilmeyen özelliği gösterir. Doğal sularda Mg ve Ca iyonlarının
miktarı diğer bütün metal iyonlarından çok daha fazladır. Buna göre,
Sertlik: Su örneği içerisindeki tüm çok değerlikli katyonların toplam derişimine eşdeğer
kalsiyum karbonat derişimi olarak da tanımlanabilir.
Metal iyonlarının sülfat, nitrat ve klorürlerinden kaynaklanan, ısıtılsa dahi çökmeyen ve ancak
kimyasal işlemlerle giderilebilen sertliğe kalıcı sertlik denir.
Geçici ve kalıcı sertliğin toplamına ise toplam sertlik veya genel sertlik denir.
Sertlik ev veya endüstriyel suların kalitesini gösteren bir ölçüdür. Geçici sertlik kazan taşı
oluşumuna neden olur. Özellikle buhar kazanlarının besleme suları için çok önemlidir.
1 Alman sertliği: 1000 mL suda 10 mg CaO, 1 Fransız sertliği: 1000 mL suda 10 mg CaCO3
1 İngiliz sertliği: 700 mL suda 10 mg CaCO3, 1 USA sertliği: 1000 mL suda 1 mg CaCO3
Yani pMg = 4.44 ve pMg = 6.44 arasındadır. 4.44 + 6.44 = 10.88/2 = 5.44 pMg =5.441
Aynı şekilde,
Yani pCa = 2.84 ve pCa = 4.85 arasındadır. 2.84 + 4.85 = 7.69/2 = 3.84 pCa =3.841
Örnek: 100 mL şehir suyunun pH değeri NH3 ve NH4Cl ile tamponlanarak 10 yapılmış ve
kalmagit (calmagite) indikatörü ilave edilerek 5.14x10-3 M EDTA çözeltisiyle titre edilmiştir.
Dönüm noktasına 21.46 mL titrant harcanarak ulaşıldığına göre toplam su sertliğini ppm
CaCO3 cinsinden bulunuz (USA sertliği).
mg CaCO 3
ppm CaCO 3 olacaktır.
Örnek hacmi L
0.02146 L x 5.14x10-3 mol/L= 1.1x10-4 mol EDTA harcanmıştır = mol Ca2+ = mol CaCO3
1.1x10-4 mol ?g
11 mg
ppm CaCO 3 110 ppm CaCO3 (110 USA sertliği), (11 Fransız sertliği)
0.100 L
Örnek: Seyreltik nitrik asit içerisinde Hg2+ içeren bir çözeltinin 25 mL sine 10 mL 0.04882
M EDTA çözeltisi eklenmiş ve pH=10 değerine ayarlanmıştır. Çözelti içerisine daha sonra iki
damla taze hazırlanmış Eriochrome Black T damlatılarak fazla EDTA 0.01137 M Mg2+
çözeltisiyle titre edilmiş ve 24.66 mL titrant harcanmıştır. Örneğin Hg2+ derişimi nedir?
Artan EDTA = Geri titrasyonda harcanan Mg2+ = 0.02466 L x 0.01137 mol/L = 2.8x10-4 mol
Hg2+ İle reaksiyona giren EDTA = 4.88x10-4 - 2.8x10-4 = 2.08x10-4 mol = mol Hg2+
Örnek: İçerisinde NaF bulunan bir örneğin 1 gramına 50 ml 0.1 M Ca(NO3)2 ilave edilmiş ve
bir müddet beklendikten sonra kalsiyumun fazlası 24.20 mL 0.05 M EDTA ile geri titre
edilmiştir. Örnekteki NaF yüzdesini hesaplayınız. Na:23, F:19 g/atg.
Artan Ca2+ = Geri titrasyonda harcanan EDTA = 0.02420 x 0.05 = 1.21x10-3 mol
F- İle reaksiyona giren Ca2+ = 5.0x10-3 - 1.21x10-3 = 3.79x10-3 mol = mol Ca2+
Örnek: Fosfat iyonları, ayarlı Bi(III) çözeltisiyle bizmut fosfat halinde çöktürülüp bizmutun
fazlası ayarlı EDTA ile geri titre edilerek tayin edilebilir. 650 mg gelen bir örnek üzerine 25
mL 0.20 M Bizmut çözeltisi eklenmiş ve fazlası 19.73 mL 0.1 M EDTA ile geri titre
edilmiştir. Örnekteki fosfat yüzdesi nedir? M PO43-=95 g/mol.
Harcanan mol Bi = örnekteki mol fosfat = 5.0x10-3 - 1.97x10-3 = 3.03x10-3 mol PO43-
Örnek: 0.4985 g saf CaCO3 HCl içerisinde çözülerek 500 mL hacme tamamlanmıştır. Bu
çözeltiden alınan 25 mL hacmindeki kısım 23.62 mL ayarsız EDTA ile titre edilmiştir. Bu
EDTA dan 100 mL su örneği için 30.13 mL harcandığına göre sudaki toplam sertliği
mg CaCO3/ L Su (ppm veya USA sertliği) cinsinden bulunuz. CaCO3: 100 g/Fg.
Çözüm: Bu soruda önce verilenler ışığında EDTA ayarlanacak, daha sonra ise EDTA
derişimi sertliğin bulunmasında kullanılacaktır.
CaCO3 mol sayısı = 0.4985 g/100 g/Fg = 4.99x10-3 mol 500 mL içerisinde
500 mL çözeltide 4.99x10-3 mol CaCO3
25 mL ? mol
1000 mL ? mol
Şimdi bu EDTA 100 mL su örneği için kullanılabilir. 100 mL su örneği için harcanan EDTA,
31.9 mg
ppm CaCO 3 319 ppm CaCO3 bulunur.
0.100 L
Örnek: 500 mL hacmindeki şehir suyu örneğinden alınan 50 mL kısım gerekli işlemlerden
sonra 10 mL 0.02 M EDTA ile titre edilmiştir. Alınan ikinci bir 50 mL örnekten kalsiyum
önce oksalat halinde çöktürülmüş, kalan çözelti ise 0.02 M EDTA ile titre edilmiş ve 4 mL
EDTA harcanmıştır. Şehir suyundaki Ca2+ ve Mg2+ derişimlerini mg/L (ppm) cinsinden
bulunuz. Ca: 40, Mg: 24 g/Atg.
Çözüm: Verilere göre iki farklı tayin yapılmıştır. Bunlardan biri toplam sertlik tayini, diğeri
ise Mg2+ tayinidir. Önce verileri kullanarak Mg2+ derişimini bulalım,
Harcanan EDTA = mol Mg2+ = 0.02 mol/L x 0.004 L = 8.0x10-5 mol Mg2+
1000 mL ? mg
Buradan 1000 x 1.92 /50 = 38.4 mg/L Mg2+ (38.4 ppm) bulunur.
1000 mL ? mg
Standart mangan (II) çözeltisi: 16.901 g analitik saflıktaki MnSO4.H2O suda çözülüp 1 L
hacme tamamlanır.
Standart Çinko çözeltisi: 13.629 g analitik saflıktaki ZnCl2 veya 28.754 g ZnSO4.7H2O suda
çözülüp 1 L hacme tamamlanır (0.1 M).
Tampon çözelti: pH = 10 olan tampon çözelti hazırlamak için, 142 mL derişik NH3 (d:0.88-
0.90 g/mL) ve 17.5 g analitik saflıktaki NH4Cl suda çözülerek 250 mL hacme tamamlanır.
Yükseltgenme-indirgenme dengeleri
Modern analitik kimyada en çok kullanılan nitel ve nicel analiz yöntemleri, maddelerin belirli
elektriksel özelliklerinin ölçülmesine dayanan elektroanalitik yöntemlerdir.
2 / Fe3+ + e Fe2+
1 / Sn2+ Sn4+ + 2e
2 / Fe3+ + e Fe2+
1 / Sn4+ + 2e Sn2+ Denklemlerin birinin üste veya alta
yazılması hücre voltajını etkilemez.
2Fe3+ - Sn4+ + 2e - 2e 2Fe2+ - Sn2+ düzenlenirse,
Galvanik hücreler
Herkes tarafından bilinen ve liseden beri en çok örneği verilen redoks reaksiyonu, Cu2+
çözeltisine Zn çubuğun batırıldığı ve Zn çubuğun bakırla kaplandığı
Zn + Cu2+ Zn2+ + Cu
Daha ileride de belirtileceği gibi bu olayın olması, yürütücü kuvvet olan yarı reaksiyonların
indirgenme potansiyellerinin büyüklüğü ile ilgilidir.
Yukarıda verilen reaksiyon çabucak olur ve çinko çubuk bakırla kaplanır, kaplamadan sonra
temas yüzeyi örtüldüğü için reaksiyon durur. Yüzeydeki bakır sürekli olarak kazınırsa,
çözeltideki tüm bakır tükenene veya çinko çubuk aşınıp yok olana kadar bu reaksiyon devam
eder.
Kazıma işlemi uygulanabilir değildir, fakat bu çözeltilerin doğrudan temas etmediği ama
elektron alışverişinin hala mümkün olduğu bir düzenek kurulursa, reaksiyon her iki iyon da
denge derişimine ulaşana kadar devam eder ve elektron akışı bir elektrik akımı şeklinde
gözlenir.
Kimyasal reaksiyonlar kullanılarak elektrik akımının elde edildiği düzeneklere pil veya
kimya diliyle Galvanik hücre adı verilir.
e
e
e
Tuz köprüsü
İncelir
Zn KCl Cu Zn Zn2+ + 2e Yükseltgenme
Kalınlaşır
Pt Katot
Sn2+ + 2Fe3+ Sn4+ + 2Fe2+
Pt Anot KCl
Bozulmaz Bozulmaz
Soldaki elektrotta, Sn2+ iyonu Pt elektrot üzerine 2e bırakır ve Sn4+ iyonuna yükseltgenir,
Sağdaki elektrotta, iki adet Fe3+ iyonu Pt elektrottan 2e alıp iki adet Fe2+ iyonuna indirgenir.
Eğer hücrede ölçülebilir bir reaksiyon oluyorsa elektro nötralliği sağlamak için iyonların
hareket edeceği bir yol bulunmalıdır. Genellikle doygun KCl doldurulmuş ve iki ucu yarı
geçirgen cam ile kapatılmış olan tuz köprüsü iki hücre arasında elektro nötralliği sağlayan bir
araçtır.
2e
Eğer ara yüzeyde bir Sn2+ iyonu Sn4+ iyonuna dönüşüyorsa, 2e 2e
çözeltiden iki elektron (-) uzaklaşıyor demektir. Elektriksel Cl-- Sn2+ Sn4+
Cl
olarak nötralliği sağlamak için bu bölgeye hemen iki adet Cl-- Sn2+ Sn4+
Cl
eksi (-) yüklü iyonun göçmesi gerekir (Cl-). Aksi halde net Cl-- Sn2+ Sn4+
Cl
yük arttığından reaksiyon durur.
Aynı şey diğer hücre için geçerlidir. Ara yüzeyde iki adet
Fe3+ iyonu iki adet Fe2+ iyonuna dönüşmektedir. Bu elektrotta 2e
İki adet pozitif (+) yük kaybı oluşmuştur. Elektriksel K+ 2+ 2e 2e
+ Fe
+K 2+Fe
olarak nötralliği sağlamak için bu bölgeye hemen iki adet 2+ Fe3+ 3+
K + Fe
Fe
K 2+Fe2+ Fe3+ 3+
pozitif (+) yüklü iyonun göçmesi gerekir (K+). Aksi halde K+ Fe 3+ Fe
K+ Fe2+ Fe Fe3+
yine reaksiyon durur.
Bazı hücrelerde aynı elektroliti kullanan elektrotlar görevlendirilerek tuz köprüsüne olan
gereksinim ortadan kaldırılabilir.
Kimyacıların bir galvanik hücreyi göstermek üzere ortak kullandıkları bir gösterim
düzeni mevcuttur. Hücre şematize edildiği şekilde yükseltgenmeden indirgenmeye veya
anottan katoda doğru gösterilir.
Anot solda, katot sağda; elektrot çözelti sınırı bir dik çizgiyle; tuz köprüsü iki dik çizgiyle,
yarı geçirgen membranlar kesikli dik çizgiyle, iyon derişimleri ise parantez içerisinde
gösterilir. Tuz köprüsü KCl ise hücreye yazılmaz, değilse tuzun türü belirtilir.
Zn(k) | ZnSO4 (Derişim) | | CuSO4 (derişim) | Cu(k)
Veya
Pt | SnCl2 (derişim), SnCl4 (derişim) | | FeCl3 (derişim), FeCl2 (derişim) | Pt
Yükseltgenme-İndirgenme kuvvetleri
Bir pili oluşturan yarı reaksiyonların eğilimleri biliniyorsa pil reaksiyonunun yönü ve derecesi
tahmin edilebilir veya uygun olan başka yarı reaksiyonlar bir araya getirilerek yeni pil
reaksiyonları da yazılabilir.
Hatırlanacağı gibi bir asitin kuvveti onun proton verme yeteneği olarak tanımlanmıştı.
Burada ise bir indirgenme reaksiyonunun kuvveti onun elektron alma yeteneği olarak
tanımlanır.
Bir yarı reaksiyonun indirgenme veya yükseltgenme yeteneğine karar verilirken o yarı
reaksiyonun elektrot potansiyeline bakılır ve buna göre karar verilir.
Bir metal çubuk, aynı metalin çözeltisine daldırıldığında, iki zıt sürecin hangisinin baskın
olduğuna bağlı olarak bir yük kazanacaktır.
2 2
1 1
Zn2+ Cu2+
Zn2+ Cu2+
G = - nFE
Düzenlilik Düzensizlik
ΔQ
G = S G = G = Q
T
Görüldüğü gibi bir yarı reaksiyonun hücre potansiyelinin büyüklüğü ve işareti belirlendiğinde,
o yarı reaksiyonun indirgenme veya yükseltgenme eğilimi de belirlenmiş olur.
Tek bir yarı reaksiyonun hücre voltajının ölçülmesi, devre tamamlanamayacağı için mümkün
değildir. Fakat, eğer iki yarı reaksiyon bir devreyi tamamlayacak şekilde bağlanır ve
potansiyel farkı ölçülürse hücre voltajının belirlenmesi mümkündür.
Bunun yapılabilmesi için hücrenin bir galvanik hücre formatında yazılmış olması yeterlidir.
Eğer farklı katotlar ve aynı anodu içeren bir dizi hücre hazırlanırsa, değişen hücre voltajları
tamamen katodun potansiyeline bağlı olacaktır.
Bu kıyaslamanın doğru ve standart bir şekilde yapılabilmesi için kimyacılar bir referans
elektroda karşı ölçüm yapılmasını kabul etmişlerdir. Bu referans elektroda karşı tüm elektrot
potansiyelleri ölçülerek listelenmiştir.
KCl
M Pt kaplanmış platin
M n+ H+
a=1 a=1
Bu hücrede iki farklı reaksiyon olabilir.
2- 2H+ +2e H2(g) Hidrojen katotta indirgenir, anotta ise metal iyonu yükseltgenir.
Eğer metal iyonu indirgeniyor, hidrojen yükseltgeniyorsa, (yani metal katot, SHE anot ise)
Cu+ + e- Cu +0.52
(örneğin +) iki yarı reaksiyondan voltajı mutlak değer olarak büyük olan reaksiyon
küçük olan diğerinden daha elektron alıcı,
(örneğin -) olan iki yarı reaksiyondan voltajı mutlak değer olarak büyük olan reaksiyon
küçük olan diğerinden daha elektron vericidir.
Yani,
Cu2+ + 2e- Cu E0Cu2+/Cu = +0.34
Bakır çinkodan daha elektron alıcıdır.
Zn + 2e Zn
2+ -
E 0
Zn
2+
/Zn = -0.76
Fakat,
Ag+ + e- Ag E0Ag+/Ag = +0.77
Gümüş bakırdan daha elektron alıcıdır.
Cu + 2e Cu
2+ -
E 0
Cu
2+
/Cu = +0.34
Veya,
Zn2+ + 2e- Zn E0Zn2+/Zn = -0.76
Alüminyum çinkodan daha elektron vericidir.
Al3+ + 3e- Al E0Al3+/Al = -1.66
Elektrot potansiyeline derişimin etkisi Nerst denklemi kullanılarak hesaplanır. İncelenen yarı
reaksiyonun,
aA + bB + ne cC + dD
şeklinde bir yarı reaksiyon olduğunu düşünelim. Bu yarı reaksiyon için Nerst denklemi
yazılırsa,
RT [C]c [D]d
E E0 ln
nF [A]a [B]b
Burada, R: 8.314 j/molK, T: 298 K, n: değişen elektron sayısı, F: 96500 coulomb ve ayrıca
2.303 log = ln değerleri denklemde yerine yazılarak,
0.059 1
Ni2+ + 2e Ni(k) E Ni2 /Ni E 0Ni2 /Ni log
2 [Ni 2 ]
0.059 [Sn 2 ]
Sn4+ + 2e Sn2+ ESn 4 /Sn2 ESn
0
4
/Sn2
log
2 [Sn 4 ]
0.059 [Cr 3 ]2
Cr2O72- + 14H+ + 6e 2Cr3+ + 7H2O E Cr O2-/Cr3 E 0Cr O2-/Cr3 log
2 7 2 7
6 [Cr2 O 72- ][H ]14
0.059 1
O2(g) + 4H+ + 4e 2H2O E O2/H2O E 0O2/H2O log
4 pO2 [H ]4
Örnek: pH = 1 olan ve 0.1 M KMnO4 ve 0.05 M MnCl2 içeren bir çözeltinin yarı hücresinin
elektrot potansiyelini hesaplayınız. E0MnO4-/Mn2+ =1.51V
0.059 [Mn 2 ]
E MnO /Mn2 E 0MnO -/Mn2 log
4 4
5 [MnO -4 ][H ]8
Bilinenler, pH= 1 [H+] = 1.0x10-1, [MnO4-] = 0.1M, Mn2+ = 0.05M yerine yazılırsa,
0.059 [0.05]
E MnO /Mn2 1.51 log
4
5 [0.1][1.0x10 -1 ]8
Görüldüğü gibi hücre voltajı standart potansiyelden daha azdır. Bunun nedeni, logaritmalı
terimin pozitif olmasıdır.
Örnek: 0.1 M HCl çözeltisine batırılmış ve üzerine 1.15 atm basınçta Cl2 gazı gönderilen bir
platin elektrot bulunan bir hücrede cereyan eden yarı reaksiyonun elektrot potansiyelini
hesaplayınız.
Cl2 (g) 1.15 atm
Pt kaplanmış platin
-
Cl =0.1M
Çözüm: Reaksiyonda Cl2 gazı Cl- iyonuna dönüşmektedir. Bu yarı reaksiyon indirgenme
şeklinde yazılmalıdır.
E 0Cl /Cl- değeri yarı reaksiyondaki tüm aktifliklerin 1 olduğu durumdaki hücre potansiyelidir.
2
0.059 (0.1) 2
E Cl /Cl- 1.36 log 1.42 V
2
2 1.15
E Cl /Cl- değeri ise 0.1 M Cl- ve 1.15 atm Cl2 gazı derişimindeki hücre potansiyelidir.
2
Örnek: Bir beher içerisinde asidik ortamda 50 mL 0.15 M H3AsO3 ve 0.061 M H3AsO4
çözeltisi bulunmaktadır. Yarı hücrenin potansiyeli 0.494 V olarak ölçüldüğüne göre çözeltinin
pH değerini hesaplayınız. E0H3AsO4/H3ASO3 0.559 V
Çözüm: Arseniğin iki farklı yükseltgenme basamağında bulunan türleri çözeltide bir yarı
hücre oluşturur. Bu reaksiyon indirgenme şeklinde yazılırsa,
0.059 [H3AsO3 ]
E H3AsO4/H3ASO3 E0H3AsO4/H3ASO3 log
2 [H3AsO4 ][H ]2
0.059 (0.15)
0.494 0.559 log
2 (0.061)[H ]2
(0.15) (0.15)
2
10 2.203 1.596x10 2
[H ]
(0.061)[H ] (0.061)x1. 596x10 2
1- Toplu reaksiyon veya pil reaksiyonu yazılır. Yazıldığı yönde kim indirgeniyor (katot), kim
yükseltgeniyor (anot) tespit edilir.
2- Toplu reaksiyonu oluşturan her iki yarı reaksiyonun standart indirgenme potansiyelleri
tablolardan bulunur. Derişimler standart durumdan farklıysa, standart indirgenme
potansiyelleri ve derişimler Nerst denkleminde yerine yazılarak her yarı hücre için
potansiyeller hesaplanır.
4- Bulunan EHücre değerinin işareti + ise reaksiyon yazıldığı yönde istemli olarak yürür
(veya pil çalışır) demektir. Eğer işaret – ise, ancak reaksiyonun tersi yazıldığı yönde
yürür (pil çalışır) demektir.
Örnek: aşağıda verilen pil reaksiyonu için hücre potansiyelini hesaplayınız, yazıldığı yönde
bu pilin çalışıp çalışmayacağına karar veriniz.
Çözüm: Görüldüğü gibi pil reaksiyonuna yazıldığı yönde bakıldığında, sağ elektrotta
indirgenme, sol elektrotta yükseltgenme olmaktadır.
0.059 1 0.059 1
E anot E Zn 2 /Zn E 0Zn 2 /Zn log E Zn 0.762 log 0.789 V
[Zn 2 ]
2
/Zn
2 2 (0.12)
Görüldüğü gibi hücre potansiyeli + işaretli bulunmuştur. Yani reaksiyon yazıldığı yönde
ilerler.
Cl2 + Zn Zn2+ + 2Cl- Ereaksiyon = 2.21 V
Reaksiyonda klor gazı indirgenir, çinko metali yükseltgenir ve kurulan pil düzeneğinden 2.21
V akım elde edilir.
Eğer iki yarı reaksiyon farklı sayıda elektron içeriyorsa, sadece reaksiyon bu katsayıyla
çarpılır. Elektrot potansiyelleri ise bu katsayıyla çarpılmaz(!!!)
Çünkü, Nerst denklemi aşağıdaki iki reaksiyon için de aynı sonucu üretir.
0.059 [Fe 2 ]
Fe3+ + e Fe2+ E Fe3 /Fe2 E 0Fe3 /Fe2 log
1 [Fe 3 ]
0.059 [Fe 2 ]2
2Fe3+ + 2e 2Fe2+ E Fe3 /Fe2 E 0Fe3 /Fe2 log
2 [Fe 3 ]2
Bazı durumlarda toplam reaksiyonu oluşturan yarı reaksiyonların hangisinin katot, hangisinin
anot olduğu önceden bilinmez. Böyle bir durumda bir hücre katot, diğeri de anot olarak kabul
edilerek hesaplamalar yapılır.
Yapılan kabul doğruysa hücre potansiyelinin işareti +, değilse işareti – bulunacaktır. İşaret –
ise, yapılan varsayımın tersi doğru olacaktır.
Çözüm: Görüldüğü gibi pil reaksiyonuna yazıldığı yönde bakıldığında, sağ elektrotta
indirgenme, sol elektrotta yükseltgenme olmaktadır.
0.059 1 0.059 1
E katot E Zn 2 /Zn E 0Zn 2 /Zn log E Zn 0.762 log 0.789 V
[Zn 2 ]
2
/Zn
2 2 (0.12)
Görüldüğü gibi hücre potansiyeli - işaretli bulunmuştur. Yani reaksiyon yazıldığı yönde
olmaz. Ancak reaksiyonun tersi yazıldığı yönde olur.
İki yarı hücre reaksiyonunun potansiyel farkı toplu hücre reaksiyonunun ardındaki
yürütücü kuvvettir.
Bu nedenle bir reaksiyonun yönünü tayin etmek için hangi yarı hücrenin daha pozitif
elektrot olduğunu bulmak yeterlidir.
Daha pozitif olan elektrotta indirgenme, diğer elektrotta ise yükseltgenme olacaktır.
Eğer her iki elektrodun potansiyeli birbirine eşit ise, sistem dengededir ve net bir
yürütücü kuvvet olmadığından reaksiyon durur.
Örnek: 0.0853 M Cr3+ ve 0.119 M Cr2+ içeren 10 mL çözeltiye 25 mL 0.036 M V3+ ve 0.0904
M V2+ içeren çözelti ilave edilmiştir. Çözeltide bir reaksiyon olur mu? Olursa hangi reaksiyon
olur?
Çözüm: Çözeltide bir reaksiyon olması demek, türlerden birinin indirgenmesi, diğerinin
yükseltgenmesi demektir. Reaksiyonun yönü bilinmediğinden varsayım yapılarak,
Çünkü daha pozitif olan elektrotta indirgenme olur demiştik. Vanadyum, kromdan
daha pozitiftir. Yani onun indirgeneceği açıkça görülmektedir.