You are on page 1of 9

http://www.biyoklinikder.org/TIPTEKNO15_Bildiriler/112.

pdf ait notlar

Biyofilm; canlı veya cansız bir yüzeye yapışarak kendi ürettikleri polisakkarit bir matriks içinde gömülü
halde yaşayan mikroorganizmaların oluşturduğu bir topluluktur. Biyofilm tabakası su ile temas eden
tüm yüzeylerde gözlenebilmektedir. Biyofilm tabakası bakterileri besinsizlikten, kuraklıktan, pH
dalgalanmalarından ve toksinlerden korur. Nazokimyasal enfeksiyonlar (hastane enfeksiyonları)
%65’inden mikroorganizmaların oluşturduğu biyofilm kaynaklıdır.

Biyomalzeme yüzeyindeki enfeksiyonların tek başına antibiyotiklerle tedavisi oldukça zordur. Çünkü
biyofilm, bakterileri antibakteriyel ajanlara karşı korur.

Bakteriyel tutunma, Biyomalzeme ilişkili enfeksiyonların patojenezinde çok önemli bir adımdır.
Başlangıç bakteriyel adezyon biyomalzemenin yüzey özellikleriyle yakından ilişkili olup bakteriler
spesifik olmayan interaksiyonlar yoluyla biyomalzemenin yüzeyine direkt bağlanabilmekte veya
malzeme yüzeyindeki moleküllere tutunarak indirekt bağlanabilmektedir. Bu nedenle, implantların
yüzey özelliklerinin değiştirilmesiyle mikroorganizmaların başlangıç tutunmalarının önlenmesi
antibiyotik tedavisine alternatif bir önlem olarak düşünülebilir.

-Enfeksiyona dirençli Biyomalzeme üretimi,

-Yüzey modifikasyonu ile bakteriyel tutunmayı önleme

-Yüzey kaplama ile bakteriyel tutunmayı önleme

-Malzeme yüzeyinin bakteriyosidal etkiye sahip maddelerle kaplama

-Malzeme yüzeyinde porlar oluşturarak bu porlara antimikrobiyal madde yükleme

-Tutunmayı önleyici ve antimikrobiyal etkiye sahip kombinasyonlarla kaplama

Bu maddelerden tutunmayı önleme veya antimikrobiyal etki oluştuma amacıyla yapılan yüzey
kaplama işlemi için nanopartiküller sıklıkla tercih edilmektedir. Özellikle gümüş nanopartiküllerinin
antimikrobiyal ve antibiyofilm aktiviteleri ile ilgili çeşitli çalışmalar mevcut olup bu tür
nanomalzemelerin medikal Biyomalzeme üretiminde kullanılabileceği bildirilmiştir.

Yukarıda bahsedilen AgNPs için atıflar;

 Gupta, K., Hazarika, S.N., Saikia, D., Namsa, N.D. ve Mandal, M., “One step green synthesis
and anti-microbial and anti-biofilm properties of Psidium guajava L. leaf extract-mediated
silvernanoparticles” Mater. Lett., 125, 67–70, 2014
 Taglietti, A., Arciola, C.R., D’Agostino, A., Dacarro, G., Montanaro, L., Campoccia, D., Cucca, L.,
Vercellino, M., Poggi, A., Pallavicini, P. ve Visai, L., “Antibiofilm activity of a monolayer of
silver nanoparticles anchored to an amino-silanized glass surface”, Biomaterials, 35, 1779-
1788, 2014
 Atar-Froyman, L., Sharon, A., Weiss, E.I., HouriHaddad, Y., Kesler-Shvero, D., Domb, A.J., Pilo,
R. ve Beyth, N., “Anti-biofilm properties of wound dressing incorporating nonrelease
polycationic antimicrobials”, Biomaterials, 46, 141-148, 2015
 Fahima, D., Abhalaxmi, S., Chandana, M. ve Sanjeeb, K.S., “Dual drug loaded super-
paramagnetic iron oxide nanoparticles for targeted cancer therapy”. Biomaterials, 31, 3694-
706, 2010
 Amanda, L.G., James, B.B., Jeremy, S.P., Sarah, M.N., David, E.N., Jacqueline, A.N., et al.
“Magnetic heating of iron oxide nanoparticles and magnetic micelles for cancer therapy”.
IEEE Trans Magn, 49, 231-235, 2013.
 Velusamy, P., Chia-Hung, S., Shritama, A., Venkat, K.G., Jeyanthi, V. ve Pandian, K., “Synthesis
of oleic acid coated iron oxide nanoparticles and its role in antibiofilm activity against clinical
isolates of bacterial pathogens”, Journal of the Taiwan Institute of Chemical Engineers, 1-7,
2015 (Article in Press)

Braem vd., (2015) kemik implant malzemesi olarak Ti/SiO2’ den yeni bir kompozit malzeme üretmiş
ve bu malzemenin kontrollü olarak toremifen salmasını sağlamıştır. Üretilen malzemenin Candida
albicans’a karşı antibiyofilm özelliği araştırılmış ve toremifen’nin C. albicans biyofilm oluşumunu
indirgediği tespit edilmişti.

 Braem, A., De Cremer, K., Delattin, N., De Brucker, K., Neirinck, B., Vandamme, K., Martens,
J.A., Michiels, J., Vleugels, J., Cammue, B.P.A. ve Thevissen, K., “Novel anti-infective implant
substrates: Controlled release of antibiofilm compounds from mesoporous silicacontaining
macroporous titanium”, Colloids Surf; B, 126, 481-488, 2015.
--

DLVO Teorisi

Yüksek zeta potansiyeli elektrolit itmeyi artırır. Parçacıkları birbirinden ayrı durmaya zorlar. DLVO
teorisi, iki parçacık birbirine yaklaştıkça iyonik atmosferlerinin üst üste binmeye başladığını ve bir
itme kuvvetinin geliştiğini açıklamak için zeta potansiyelinin kullanıldığı bir koloidal dağılım stabilitesi
teorisidir. (DLVO), şu anda koloidal parçacıklar ve bunların toplanma davranışları arasındaki
etkileşimleri anlamamızın temel taşını temsil eden bir koloidal kararlılık teorisi geliştirdi. Bu teori
ayrıca ara yüzler arasında hareket eden kuvvetleri rasyonelleştirmek ve düzlemsel alt tabakalara
partikül birikimini yorumlamak için kullanılıyor. Aynı teori, örneğin ince sıvı filmler gibi düzlemsel
substratlar arasındaki kuvvetleri rasyonelleştirmek için de kullanılır.

Zeta potansiyeli , kayma düzlemindeki elektrik potansiyelidir. Bu düzlem, hareketli sıvıyı yüzeye bağlı
kalan sıvıdan ayıran arayüzdür.

--

15.KAYNAK

Polimer Tıbbi Cihaz Uygulamaları


Polietilen Ortopedik implantlar, kaplar, kateterler,
dokumasız tekstiller
Polipropilen Tek kullanımlık ürünler (örn. şırıngalar),
dokumasız tekstiller, membranlar, dikişler
Poliüretan Filmler, borular, kateterler
Polivinilklorür Kateterler, borular
Poliamid Dikişler, paketleme, diş implantları
Polietilen tereftalat Dikişler, yapay damar greftleri
Polikarbonat Konteynerler, inşaat malzemeleri
Poli (metil metakrilat) Membranlar, implantlar, kemik çimentosunun bir
parçası
Polidimetilsiloksan İmplantlar, kateterler
Politetrafloroetilen Yapay damar greftleri, kateterler (nadiren de
olsa)
Polieter eter keton Tüp
Polilaktit Emilebilir implantlar

Bakterilerin yüzeyi, hücre dışı bir polisakkarit veya peptit ile kaplıdır.
Ayrıca, bakteri gövdesinden çıkıntı yapan uzantılar mevcut olabilir (örneğin, flagella) ve
bakteri-yüzey etkileşimlerini önemli ölçüde etkiler
1. İlk aşama – Ayrıca şartlandırma aşaması olarak da adlandırılır. Başlangıçta, tersine
çevrilebilir bakteri-yüzey etkileşimleri baskındır. Bununla birlikte, bakterilerin
ayrılmasından sonra yüzeyde hücre dışı maddelerin izleri kalır. Bu tür kalıntıların biyofilm
oluşumunun sonraki aşamasında önemli bir rol oynadığına inanılmaktadır.
2. Geri dönüşü olmayan bağlanma aşaması – (birincil yapışma); yüzeyde kararlı bakteri
ekinin baskın oluşumu.
3. Mikro kolonilerin oluşumu - (olgunlaşma aşaması 1); bağlı mikroorganizmalar çoğalır ve
koloniler oluşturur. Hücre bölünmesinin kinetiği, ideal koşullar altında “m2n” olarak ifade
edilebilir; burada m, başlangıçtaki kolonilerin sayısı ve n, nesillerin sayısını temsil eder
[16].
4. Biyofilm oluşumu – (olgunlaşma aşaması 2); yapışık hücreler (mikroorganizmalar) hücre
dışı bileşikler (genellikle polisakkaritlere dayalı) üretir. Sonunda tüm yüzey hücre dışı salgı
ile kaplanabilir - biyofilm oluşur. Biyofilmin ortamı, mikroorganizmaların daha fazla
çoğaltılması için idealdir. Biyofilmde bulunan bakteriler için öldürücü bir antibiyotik
dozunun, serbest yüzen benzerlerine kıyasla yüz kattan daha fazla olduğu bulunmuştur
[22].
5. Dağıtım aşaması - büyüyen biyofilm kütlesi, yırtılmasına yol açar. Mevcut bakteriler
çevredeki ortama, yani tıbbi cihazlar söz konusu olduğunda insan vücuduna yayılır
Polimerlerin antimikrobiyal modifikasyonu için dört ilke vardır.
Polimer özellikleri (kimyasal ve fiziksel)
• Kullanım amacı (nem, sıcaklık, pH faktörleri vb.)
• Antimikrobiyal ajanın özellikleri (toksisite, termal stabilite, belirli bir bileşen)
• Teknolojik faktörler (karmaşıklık, işlevsellik, tekrarlanabilirlik)
• Mali faktörler (katma değere karşı mali yük, belgelendirme)
a. Antimikrobiyal bileşik içermeyen polimer modifikasyonu
Bu teknik, bir malzemenin yüzey özelliklerinin (serbest yüzey enerjisi, polarite, topografi)
değiştirilmesinin, biyofilm oluşum sürecinin ilk aşaması sırasında bakteriyel yapışmanın
azalmasına neden olabileceği temel varsayımından kaynaklanmaktadır.
Modifikasyon, çeşitli kimyasal reaktiflerle reaksiyon yoluyla ıslak kimya uygulanarak veya
yüksek enerjili elektromanyetik radyasyon (örneğin lazer, ultraviyole radyasyon, gama ışınları
ile) uygulanarak gerçekleştirilebilir.
Tablo 2'de görüntülenen sonuçlar, bakteri kolonizasyonunun ölçüsünü temsil eder (%100,
değiştirilmemiş yüzeye kıyasla hiçbir etki anlamına gelmez).
Bu özel durumda, WCA değeri 35° ile sonuçlanan bir yüzey modifikasyonunun her iki suşu
azaltmak için optimal olduğu fark edilir.
Agar plakaları üzerinde antimikrobiyal aktivitenin test edilmesi (Agar difüzyon testi veya
Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi), antimikrobiyal maddenin numuneden yayılabilirliği ve
verilen mikroorganizmaya karşı etkinliği hakkında yarı nicel bilgi sağlar
A’da Seçilen bir inkübasyon periyodundan sonra bakteri üreme alanı gözlemlenir .
Bakteriyel büyüme/inhibisyon tespiti için diğer (deneysel olarak yetiştirme prosedürü kadar
zorlayıcı olmayan) teknikler, bir ortamdaki bakteri varlığının özelliklerini etkilediği gerçeğine
dayanmaktadır.
Bunlardan biri, CFU sayısı ile doğru orantılı olan bulanıklıktır; yani, bir yetiştirme ortamında
bulunan CFU miktarı, bir kalibrasyon eğrisine karşı spektroskopik bir yöntemle belirlenebilir.
Sonucu önemli ölçüde etkileyebilecek hem canlı hem de ölü hücreleri dikkate alır.
Nispeten yeni bir yöntem, CFU numarasının nispeten hızlı belirlenmesine izin veren bir ATP
tahlilidir.
Daldırarak Kaplama
Daldırarak kaplama sırasında substrat kaplama çözeltisine daldırılır. Geri çekilirken, substrat
üzerine sıvı bir tabaka sürüklenir. Bu sürüklenen çözeltinin kalınlığı, çekme hızı ile belirlenir.
İyi tanımlanmış kalınlığa sahip ıslak film, hareketli alt tabaka ile sıvıdan yukarı doğru
sürüklenir. Basit görünmesine rağmen, daldırmalı kaplama işlemi, birçok zıt faktör arasında
karmaşık bir etkileşim içerir.
Bu etkileşimler:

 Hareketli alt tabaka tarafından sıvı üzerinde yukarı doğru viskoz sürüklenme,
 Islak film üzerindeki yer çekimi kuvveti,
 İçbükey şekilli menisküsteki yüzey gerilimi
 Yüzey gerili gradyanı kurutma etkileri nedeniyle filmin yüksekliği ayırma(veya
birleştirme) basıncıyla birliktedir.
Daldırarak kaplama işlemi için 50-500 mPas viskozite aralığında çok akıcı yapıştırıcı gerekir.
Bu teknikte farklı yüzeyler kaplanabilir ancak kavisli veya esnek alt tabakaları kaplamak
oldukça zordur.

Damla Döküm
Damla döküm, özel ekipman gerektirmediği için birçok araştırma grubu tarafından kullanılan
basit bir film oluşturma tekniğidir. Arzu edilen malzemeyi içeren çözelti, çözücünün
buharlaştırılmasının ardından bir alt tabaka üzerine dökülür. Bununla birlikte, düzgün bir
katman elde etmek ve kalınlığını kontrol etmek zordur. Bu teknik döndürmeli kaplamaya
benzer, ancak en büyük fark, alt tabaka döndürmeye gerek olmamasıdır. Ayrıca film kalınlığı
ve özellikleri, dağılımın hacmine ve konsantrasyonuna bağlıdır. Film yapısını etkileyen diğer
değişkenler altlığın ıslanması, buharlaşma hızı ve kurutma işlemidir. Bu teknik için genellikle
alt tabakayı ıslatabilen uçucu çözücüler tercih edilir.
 Tez için ne yapacağım ?
Bakteri yapışmayan bir polimer üzerine kaplama yaparak bakteri yapışmasını en aza
indirgeyeceğim.

 Hangi çeşit kaplama yapacaksın?


 Kaplama yapılan yüzeyde hangi tür bakteri yapışmamasını bekliyoruz ?
 Gram pozitif/Gram negatif ?
 Kaplanan yüzeyde hangi parametreler dikkate alınmalı ?
Yüzey Sertliği
Temas açısı
Hidrofobiklik/Hidrofiliklik
Yüzey Pürüzlülüğü
Antibakteriyel özelliklere sahip malzeme üretmek için
- İnorganik parçacıkların dahil edilmesi
- Yüzeylerin mikro veya nanoyapısı
- Kirlenme önleyici stratejiler

Fizikokimyasal özelliklerinin ve malzemelerin antibakteriyel davranışını incelemede


- Mikro/nano yapının rolünü değerlendirmek için tek kuvvet hücre spektroskopisi
- Temas açısı ölçümleleri
- Yüzey pürüzlülüğü

Yüzeyleri antibakteriyel yüzey yapabilmek için eklenebilecekler;


Ag, Cu, TİO2, ZnO
Kitosanın Antibakteriyel Etkisi
- Biyo-uyumluluk (doğal bir polimerdir, vücutta parçalanabilir, güvenli ve toksik
değildir)
- Memeli ve mikroorganizma hücrelerine bağlanabilme
- Bağ dokusu üzerinde rejenarif aktivite
- Kemik üreten hücre (osteoblast) oluşumu hızlandırıcı aktivite
- Kanamayı durdurucu (hemostatik) aktivite
- Antimikrobiyal aktivite
- Anti-kanserojen aktivite
- Anti-kolestrol aktivite
- Kemik oluşumunu hızlandırıcı aktivite
- Merkezi sinir sistemi baskılayıcı aktivite
- Bağışıklık sistemini uyarıcı aktivite
Kitosan ve türevlerinin biyolojik özelliklerinden en önemlisi sahip olduklar antimikrobiyal
aktivitedir.

You might also like