You are on page 1of 2

UNIT 8 - CHORES (EV İŞLERİ) hang out the washing: çamaşır asmak

happen: olmak
VERBS have a shower: duş almak
advise: tavsiye etmek have to: zorunda olmak
agree: katılmak help … with …: (birine bişeyde) yardımcı olmak
allow: izin vermek help parents: anne babaya yardımcı olmak
argue: tartişmak iron the clothes: kıyafetleri ütülemek
arrive: varmak keep clean: temiz tutmak
ask: istemek, rica etmek, soru sormak keep diary: günlük tutmak
be in charge of … : …dan sorumlu olmak keep tidy: düzenli tutmak
be responsible for … : …dan sorumlu olmak know the responsibilities: sorumluluklarını bilmek
borrow book: kitap ödünç almak leave: ayrılmak, bırakmak, çıkmak
bring: getirmek load dishwasher: bulaşık makinesini doldurmak
can’t stand: katlanamamak make a fuss: yaygara koparmak, mesele çıkarmak
catch: yakalamak make bed: yatak yapmak
chat: sohbet etmek make desserts: tatlı yapmak
clean the floor: yerleri temizlemek make life easier: hayatı kolaylaştırmak
clean up the house: evi temizlemek mop the floor: yerleri paspaslamak
clear the table:sofrayı toplamak,masayı temizleme mow the lawn: çim biçmek
continue: devam etmek need to: gerekmek
cook meals: yemek pişirmek obey the rules: kurallara uymak
cooparate with people: insanlarla işbirliği yapmak pay the bills: faturaları ödemek
cooperate: işbirliği yapmak pick up: arabayla almak
damage: zarar vermek prepare: hazırlamak
decide: karar vermek prepeare breakfast: kahvaltı hazırlamak
decorate: süslemek put the rubbish out: çöp atmak
disturb others: başkalarını rahatsız etmek raise hand before speaking: konuşmadan önce
do best: elinden gelenin en iyisini yapmak parmak kaldırmak
do the grocery shopping: market alışverişi yapmak raise your hand: el (parmak) kaldırmak
do the ironing: ütü yapmak respect: saygı duymak
do the laundry: çamaşır yıkamak return book: kitabı geri götürmek,vermek
do the washing up: bulaşıkları yıkamak reward: ödüllendirmek
do the washing: çamaşır yıkamak ring: çalmak (kapı, telefon vs.)
do your best: elinden geleni yapmak say: söylemek
dry the dishes: bulaşıkları kurulamak separate: ayırmak
dust the furniture: mobilyaların tozunu almak set the table: sofrayı kurmak, masayı hazırlamak
dust the shelves: rafların tozunu almak, share housework: ev işlerini paylaşmak
empty dishwasher: bulaşık makinesini boşaltmak share responsibility: sorumluluğu paylaşmak
empty rubbish: çöpü boşaltmak sweep the leaves: yaprakları süpürmek
feed the pet: evcil hayvanı beslemek take … to … : (birini bir yere) götürmek
feel: hissetmek take care of the dog: köpeğe bakmak
find: bulmak take care of: bakımını üstlenmek
fix furniture: mobilyaları tamir etmek take out the garbage: çöp atmak
get angry: sinirlenmek take out the rubbish: çöp atmak
get too annoyed: kızmak, çok sinir olmak take out the trash: çöp atmak
give responsibility: sorumluluk vermek take the dog for a walk: köpeği yürüyüşe
hang out clothes: çamaşırları asmak çıkarmak
You can find this and more on ingilizceciyiz.com
take turn: nöbetleşe yapmak, sırayla yapmak messy: dağınık
talk noisily: sesli konuşmak neat: düzenli
throw rubbish: çöp atmak necessary: gerekli
tidy up the room: odayı toparlamak nervous: gergin
tidy up toys: oyuncakları toplamak nursery school: anasınıfı, kreş
vacuum the carpet: halıyı süpürmek obligation: zorunluluk
vacuum the floor: yerleri süpürmek offer: öneri
want: istemek on time: zamanında
wash the dishes: bulaşık yıkamak opinion: fikir
water the plants: bitkileri sulamak questionnaire: anket
weed the garden: bahçedeki otları ayıklamak respectful: saygılı
responsibility: sorumluluk
NOUNS - ADJECTIVES responsible: sorumlu
alone: yalnız sacrifice feast: kurban bayramı
annoyed: sinirli, kızgın sibling: kardeş
assignment: ödev, görev silent: sessiz
bookcase: kitaplık son: erkek evlat
boss: patron state hospital: devlet hastanesi
brilliant idea: parlak fikir suggestion: öneri
careful: dikkatli sweet: tatlı
chores / household chores: ev işleri task: iş, vazife
close: yakın tidy: düzenli
couch: kanepe tonight: bu akşam, bu gece
daily chores: günlük işler untidy: düzensiz
daughter: kız evlat
delicious: lezzetli IMPORTANT EXPRESSIONS
difficult: zor almost: neredeyse
dirty: kirli by the way: bu arada
disturbing: rahatsız edici during: esnasında, boyunca, sırasında
duty: görev exactly: aynen, kesinlikle
elder brother: abi I don’t mind : aldırmam, kafaya takmam
elder sister: abla Kolayca Ezberle in my opinion: bana göre
encourage: cesaret Okunuşlarını Öğren in your opinion: sana göre
entire: tüm, bütün it is necessary to … : … yapılması gerekiyor
equal: eşit it is time to … : … yapmanın zamanı
excited: heyecanlı it take … minutes: … dakika alır
excited: heyecanlı must: -meli, -malı (kural,zorunluluklarda)
fair: adil should: -meli, -malı (tavsiyelerde)
family member: aile üyesi step by step: adım adım
feast: bayram together: birlikte
female: bayan Kendini Test Et waste of time: zaman kaybı
gloom: hüzün, belirsizlik what about you?: peki ya sen?
guest: misafir what kind of: ne tür
importance: önem what’s up?: n’aber?
kid: çocuk you are right: haklısın
living room: oturma odası
male: erkek
You can find this and more on ingilizceciyiz.com

You might also like