Professional Documents
Culture Documents
YÜZYIL
ÖNCESİNDE NAKŞİBENDİYYE CEMİYETLERİ
MERKEZLERİ
kabul ederek halk arasındaki nüfuzum dan istifade edip, ahaliye de bu dini
kabul ettirm em gerektiğini söyledi. Böylelikle yukarıda da kaydolunduğu
gibi, A zerbaycan’ın kuzeybatısında ortaya çıkan h arek etlerle M üslüm an
halklar, o n la rın dinine, b ü tü n İnsanî h u k u k ların a ve Ç ar Rusyasının ağır
m üstem lekecilik siyasetine karşı çıkm ıştır. Bu sebeple Azerbaycan’ın adı
geçen bölg elerin d e güçlü o lu n m u ştu r” dem işti.
N akşibendiyye m erk ezlerin d en b iri Şeki’n in Bakkal ve Başlaysk
köylerinde faaliyet gösterm iştir. Bakkal köyü kab ristan lığ ın d a A hm ed
M ahm ud E fendi’n in ve o n u n n eslin d en olan diğer sufî, âlim şeyhlerin
m ezarları en önem li ziyaretgâhlardan sayılm aktadır. A hm ed M ahm ud
E fendi’n in m ezarının ve ü stü açık tü rb esin in ü zerin d e yazılı taş
olm adığ ın d an yaşadığı devri ve vefat ta rih in i tesbit etm ek m üm kün
değildir.
Z iyaretgâhın hizm etk ârı H idayet E fendi’den alınan bilgiye göre, A h
m ed M ahm ud Efendi büyük sufî m ürşididir. O bundan 400 yıl önce Şeki’ye
Türkiye’den gelmiş, yerleşm iş ve faaliyet gösterm iştir. A hm ed M ahm ud
E fendi’n in etrafın a defnolunm uş âlim lerin m ezar taşlarındaki, h attâ
Şeki’n in Başlaysk ve B alaken’in Kateh köyü ziyaretgâhındaki kitabeler
b u n u tasdik etm ektedir. A hm ed M ahm ud E fendi’n in etrafın a d efn o lu n
m uş Hacı Şeyh M ahm ud E fendi’n in (vefatı: H. 1267/1850) m ezar taşındaki
kitabede şunlar yazılıdır: “Bu kabir Mevlana M ahm ud el-Ahmedî el-Bedevî
el-Hüseynî el-Alevî el-Mustafavî n eslin d en olan m erh u m âlim İskender
E fendi’n in oğlu fâzıl, kâm il, âlim Şeyh Hacı M ahm ud E fendi’nindir.”
Şeki’n in Başlaysk köyündeki M evlâna Şeyh N urullah E fendi’nin
m ezarı da en önem li ziyaretgâhlardan sayılm aktadır. M evlâna Şeyh
N urullah E fendi’n in m ezar taşına A rapça olarak yazılmış kitabeden, onun
Nakşibendiyye tarikatının m ürşidi olduğu anlaşılıyor. Mezar taşında şunlar
yazılıdır: “ Bu kabir m erh u m , bağışlanm ış, m eşh u r şeyh, büyük liyakatli,
m ürşid, hürm edli evliyaların görkemlisi, kutbu, azametli önderlerin, onun
dünya ve ahiretteki, su ve karadaki b ü tü n m erh am etlerin i um um ileştiren
y akınların ın ön d e gideni, b ü tü n hayatı boyunca gün ışığında kör gibi
oldukları hayatta m utlu yaşadıklarını san an ları (hayatın n o ksanlarını
görm eyenleri) kendi hikm etiyle faydalandıran şeyh, M evlana Şeyh
N urullah b. Seyyid Şeyhü’l-Islâm b. Seyyid es-Saadat M ahm ud el-Ahmedî
el-Bedevî el-Hüseynî el-Alevî el-Mustafevî... Ram azan ayı, 1317/3 1.2.1901”
Şeyhin m akberesini ve h ü cresin i koruyup saklayan, orad a yaşayan
neslinden işittiğim ize göre Şeyh N urullah, Bakkal köyünde faaliyet göster
miş sufî şeyhlerinin neslindendir.
NAKŞİBENDİYYE CEMİYETLERİ 1189
H acı M ahm ud E fendi b. A lim H acı A sker E fendi’n in (vefatı 1850) şecere
si ve N akşibendiyye tarik a tın ın han g i koluna m ensup olduğu, Mevlâna
Şeyh N uru llah ’ın şeceresi ve tarik at m ensubiyetiyle aynıdır.
ile savaştırm aya çalışm ıştır. Tasavvuf âlim leri, tarik at şeyhleri b u n u n te d
birini alm ak için gayret gösterm işlerdir. Böyle siyasî b ir dönem de tarikatın,
Aleviyye kolunun Şialarını da aynı teşkilâtta birleştirm esi çok m üm kündür.
A bdülbaki G ö lp ın arlı’ya göre, “Tasavvufta m uayyen b ir m ezhep
yoktur... Tarikat e h lin in m ezhep ve m eşrebinde tarik atın yayıldığı ülkenin
de büyük b ir tesiri vardır. A bdülkadir G eylani (561/1166) Şia’n ın şiddetle
aleyhinde olduğu h alde A nadolu ve R um eli’nd ek i K ad iriler Şiileşmişler-
dir. B unda A b d ü lk ad ir’e so n rad an izafe ed ilen seyyidliğin de büyük b ir
tesiri olsa gerektir.”
Bir şeyhe m ü rid olan kişi şeyhinin m ezhep ve m eşrebini benim serdi.
Fakat u m u m î olarak filan tarik at bu m ezh ep ten d ir diye hüküm verm ek
m üm kün değildir.
Rus kap tan ı P urjanovski’n in K arabağ h alk ın ın m illî sınıfı, d inî
farklılığı ve siyasî g ru p laşm asın a d air kayıtlarında g ö rü ld ü ğ ü gibi çar
m em u rları S ünnîlerle Şiileri karşı karşıya getirm eye çalışm ışlar, parçala-
hü k m et siyaseti gütm üşlerdir.
K arabağ’da E rm en ilerd en istifade ettik leri gibi S ü n n îlerd en de isti
fade edecekleri hayaline kapılm ışlardır. “S ü n n îler Ş iaların düşm anıdır.
O n ların düğün, nişan gibi to p lan tıların a d ah i iştirâk etm ezler. O n u n için
devletim iz K arabağ S ü n n îlerin in tebaalığına güvenebilir. K arabağ’da is
yan başlayacak olsa o n lar da tıp k ı E rm en iler gibi R usların tarafın ı tu ta
caklardır.”
B unlara ilâveten P urjanovski şu n ları da yazm ıştır: “ Şeki H anı Süley
m an H an ve İlisu S ultanı Daniyal Bey, Kafkas ötesinin güney bölgelerinde
bize karşı isyan etm ek istiyorlar. A raların d a akıllı ve çok ihtiyatlı Şeki ka
dısı A bdüllatif Efendi de vardır. L âkin o, R uslara karşı açıkça baş k ald ır
mıyor. 1843 M art’ın ın so n ların d a K udüs’e gitm ek için b ü tü n m alını,
parasın ı toplam ış, ad am ları ve İlisu su ltan ın ın verdiği 10-12 süvarinin re
fakatiyle Şuşa’ya gitm iş, orad a o n d ö rt gün kalm ıştır. Şuşa’da Kadı A bdü’l-
Kasım’la g örüşerek ona K ur’ân’da “K âfirlere karşı M üslüm anlar cihad
etm e lid ir” b u y ru ld u ğ u n u ve D ağıstan, İlisu ve Şeki’de Rus H ristiyanları-
na karşı y ü rü tü len m ücadeleye K arabağ-Şialarının da yardım etm esi ge
rek tiğ in i söylemiştir. Bu şekilde Kadı A bdü’l-Kasım’ı razı etm iştir. Fakat
K arabağ’ın hem M üslüm an hem de H ristiyan halkı arasın d a nüfuz sahibi
olan Molla A bdü’l-H alim ’i kendi tarafın a çekem em iştir.
Eğer Daniyal Sultan İlisu’da m uvaffakiyet kazansaydı b ü tü n Şeki ve
h attâ Şirvan’ın b ir kısm ı isyan edecekti. Bu iş g erçekleştirilem ediğinden
A bdüllatif Efendi N ahcivan’a o rad an da Tebriz’e gidip elli gün kaldıktan
sonra K ars-Erzurum yoluyla İstan b u l’a gitm iştir.
NAKŞİBENDİYYE CEMİYETLERİ 1191