Professional Documents
Culture Documents
AÇIKLAMALI
MUHTASAR
D‹VÂN-I H‹KMET
SA⁄LAM YAYINEV‹
Çatalçeflme Sk. No: 19/1 K: 2 Ca¤alo¤lu/‹ST
Tel: 212 527 52 79 Faks: 212 513 67 70
sa¤lam@saglamyayinevi.com
www.saglamyayinevi
AHMED YESEVÎ
AÇIKLAMALI
MUHTASAR
D‹VÂN-I
H‹KMET
Ahmet E¤ilmez [RIDVANO⁄LU]
Takriz:
Doç. Dr. U¤ur GÜRSU
TEfiEKKÜR-TAKD‹M
Takriz / 7
Sözbafl› / 11
Ahmed Yesevî Hayat› / 17
Eserleri / 27
Halîfeleri / 33
Yeseviyye Tarikat› / 37
Divân-› Hikmet Orijinali ve Aç›klamalar› / 48
TAKR‹Z
30 Ekim 2019
Ahmet E⁄‹LMEZ
(RIDVANO⁄LU)
HOCA AHMED YESEVÎ
HAYATI
* Türkler’de buna beñzer baflka rivayetler de var. Korkut Ata, Dede Kor-
kut veya Dedem Korkut da denilen Türk ozanlar›n›n pîri say›lan, Dede
Korkut Hikâyelerinin bilge hocas›, Türk tarih ve millî fluurunun atas›
Dede Korkut ve Çoban Ata da, ‹slâm dinini duymufllar, kayna¤›ndan
do¤ru olarak ö¤renmek için Arap Yar›madas›’na (Hicaz’a) gitmifller.
(Anlafl›lan Peygamberimize yetiflememifller ki), Hz. Ebû Bekir S›d-
dîk’tan ‹slâm dinini do¤ru olarak ö¤renip dönmüfller, Türkler’e de do¤-
ru olarak çatt›rm›fllar yolunda menk›beler vard›r. Ayr›ca, Dede Korkut
Hikâyeleri’nde Bü¤düz Emen’in gidip Peygamberimizi gördü¤ü ve
“O¤uz’dan sahabesi olan” oldu¤u yaz›l›d›r. Zekeriya Kitapç›’n›n eserle-
rinde Hicaz’a giden Türkler ve baflka Sahabiler konusunda genifl bilgi-
ler bulunmaktad›r.
22 Hoca Ahmed Yesevî
diyor. Bizim gibi s›radan kiflilere gerekli olan bilgileri ikinci def-
ter’den sizlere söyledim diyor. 14. fliirin 13. k›tas›nda ise;
re Gevher fiehnâz ile Gevher Hoflnâz ad›nda iki k›z› vard›r. Pey-
gamberimizin soyu da k›z› Fat›mâ (r.anha) anam›zdan yürü-
müfltür.
Hoca Ahmed’in k›z› Gevher fiehnâz (Hoflnâz) Hatun’dan so-
yunun sürdü¤ünü (Peygamberimizin soyu da k›z›ndan sürmüfl-
tü) söylemifltik. Semerkand’da yat›r› bulunan fieyh Zekeriyyâ,
Üsküp’lü (Makedonya’l›) flair ve Âfl›klar Arma¤an› eserinin ya-
zar› Ata ve 10 ciltlik Seyahatnâme yazar› tan›nm›fl Osmanl› gez-
gini Kütahyal› Evliyâ Çelebi, Hoca Ahmed Yesevî’nin soyundan
olduklar›n› bildiriyorlar. Keflmir’de (Hindistân) yat›r› bulunan
Hoca Hâf›z Ahmed Yesevî Nakflbendî de onun soyundand›r. Si-
noplu Türk Amirali, co¤rafyac›, matematikçi yazar ve flair Seydi
Ali Reis (1498-1563) Süveyfl Kaptanl›¤› s›ras›nda 1553-1557 y›lla-
r›nda Hindistân’dan ‹stanbul’a karayolu ile dönerken Semer-
kand’a geldi¤inde Semerkand Han’› Barak Han’›n yanlar›na elçi
olarak verdi¤i maiyetindeki Sadr-› Âlem fieyh, yine o y›llardan
önce Astrahan yak›nlar›nda Çerkesler’in flehid etti¤i Baba fieyh,
Kazvin’den Hemedan’a gelirken Ebhur flehrinden sonra vard›k-
lar› Kurkan’da yat›r› bulunan fieyh Muhammed Demtîz bin Ah-
med Yesevî’nin de Yesevî soyundan olduklar›n› yazmaktad›r.*
Yine Sayram (Akflehir)’de 2000 y›l›nda sa¤ oldu¤unu bildi¤imiz
Atahan Azlarogl› da Ahmed Yesevî’nin 40. kuflaktan torunu-
dur.**
Hoca Ahmed çok az kalan bofl zamanlar›nda da flimflir, gür-
gen gibi a¤açlardan kafl›k, kepçe, tutmaç, dö¤eç, oklava, piflir-
geç, tabak, tepsi gibi fleyler yontar bunlar› satarak geliri ile geçi-
2. Pîr’e el uzatmak.
3. Havf. (Korku içinde olmak. Fiilleriyle oldu¤u gibi du-
ruflu, bak›fl› ile de günah ifllemekten korkmak)
4. Reca. (Umut içinde olmak. Allah’›n ac›mas›ndan, ba-
¤›fllamas›ndan yarl›¤amas›ndan umudunu kesme-
mek)
5. Vird. (Belirli zamanlarda Kur’ân’dan belirli sûreler ve
belirli duâlar› okumak)
6. Pîr’in buyru¤unda olup her ifllerini yapmak, görmek.
7. Pîr’in izni olmadan konuflmamak. (Pîrin izni ile ko-
nufltu¤unda sesini yükseltmemek, yumuflak, k›sa, öz-
lü anlaml› konuflmak)
8. Ö¤üt dinlemek, tutmak.
9. Tecrid olmak. (Dünyâ ilgilerini kalpten ç›kar›p olanca
varl›¤› ile Allah’a yönelmek. Maddî dünyâdan s›yr›-
lan kalbin ‹lâhî tecellileri seyretmesi)
10. Tefrid olmak. (Köfleye çekilip ibâdetle meflgul olmak.
Dünyâ iflleri ile meflgul olmamak)
dur. Hac› Bektâfl Velî mücerred (bekâr, evli de¤il, Seyyid Ali
Sultân nikâhdan do¤ma o¤lu de¤il) derler.
b) Çelebiler: Kutlu Melek Ana Molla ‹lyas’›n kar›s› de¤il k›-
z› idi. Hac› Bektâfl Velî’nin nikâhl› efli idi. Timurtafl (Seyyid Ali
Sultân) bu nikâhl› eflinden do¤du. Belo¤lu’dur. Hac› Bektâfl Ve-
lî mücerred (Bekâr de¤il) müteehhil (nikâhl›, evli) idi derler.
(Genifl bilgi için bak›n›z: Hac› Bektâfl Velî Hayât›, Velâyetnâme,
Bektâflîlik ve Makaalât.) Erhan Yay›nlar› 2005.
K‹TAB-I H‹KMET
HAZRET‹ SULTÂN HÂCE AHMED YESEVÎ
RAHMETULLÂH‹ ALEYH
(D‹VÂN-I H‹KMET)
fiiir
(H‹KMETLER K‹TABI)
Aç›klama
1- Bismillâh (Allah ad›na, Allah’›n ad› ve izni ile, Allah için)
deyip beyan (aç›k anlatma, aç›klay›c› flekilde) söyleyerek hikmet
(varl›klar›n durumlar›ndan iç ve d›fl yüzü, gizli gerçekler, nas›l
oldu¤u yönünden bilgiler) ay›t›p (söyleyip), içlerinden gelerek
isteyenlere inci ve cevher (yüksek de¤erli mücevherler) saçt›m
ben iflte. Riyazeti (yalanc› ve geçici dünyân›n nimetlerinden nef-
sini uzaklaflt›r›p terbiye ederek, az ve helâl yiyerek, göztoklu¤u
içinde) yaflayarak, nefsini k›r›p ar›tmay›, kat› (sa¤lam, s›k›) tar-
t›p (çekip) kanlar yutarcas›na (eziyet ve zorluklar çekerek)
“‹kinci defter” sözlerini açt›m ben iflte.
2- (‹kinci defter’in) sözünü ayd›m (söyledim). Kim olursa
olsun, (âhirette) Allah’›n yüzünü görmek isteyenlere (söyle-
dim). Kiflinin can›n› baflka kiflilerin canlar› ile birbirlerine ba¤la-
y›p iliflkilendirerek, damarlar›n› tutup birbirlerinin damarlar›na
ba¤layarak, yad ellerdekileri veya kimsesizleri, babas› olmayan-
lar›, yoksullar›, göñüllerini okflayarak, göñlü bütün (göñlü k›r›k
olmayan, her istedi¤ine kavuflmufl, hiçbir fleyin özlemini çekme-
mifl, hiç kimseye gücenmifl duruma düflmemifl olan) kiflilerden
kaçt›m (uzak durdum) ben iflte.
50 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
25- (Yüce Yaratan Allah’a) Kul (olan) hoca (bilgili yafll›) Ah-
med uykuda imifl gibi hiçbir fleyden habersiz vurdumduymaz-
l›k ile ömrüñ geçti. Vah! Ne özleyifl, iç çekme ve üzüntü ki gö-
züñden (görüfl), diziñden (durufl) gücü, kuvveti (gelmemek
üzere) gitti. Vah! Ne yaz›k, ac›kl› inleyip hayk›rsan da piflman
olman›n, (diz dö¤menin, tövbe etmenin) ça¤› art›k geçti. (Yara-
tan’a yak›flan, O’nun buyruklar›n› tutup O’na uygun) amel (ifl,
çal›flma) k›lmadan kervan olup (göçenlerin içine kat›l›p, âhirete
göçenlerle) göçtüm ben iflte.
Aç›klama
1- Ey dostlar (sa¤d›çlar, sizler) kulak sal›ñ ay›tt›klar›ma. (de-
diklerimi iyi dinleyin)! Ne sebepten (dolay›) altm›flüç (yafl›ma gel-
di¤im)de (ölmeden) yere girdim? Hakk’(›n kendisine kitap indi-
rip son peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Muhammed)
Mustafâ (en büyük ikinci mucizesi olarak) Mi’rac üzre (Mi’rac’a
ç›kt›¤›nda benim ruhumu (tinimi) gördü. (‹flte) o sebepten (ondan
ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
2- Hakk’(›n son peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Mu-
hammed) Mustafâ (vahiy mele¤i) Cebrâil’e (flöyle bir) soru sor-
du. (Hoca Ahmed’in bu) ruh(u ne biçim nas›l bir ruh ki daha) te-
nine (onun gövdesine) girmeden (bu kadar) olgunlu¤u buldu?
(Onun) gözü (hep) yafll›. Halka (öteki kiflilere) baflkan olmufl,
(halk hep onu dinliyor ve sözünden ç›km›yor) gövdesi (onun
kaddi ise) hilâl (yay fleklindeki ay gibi ince ve beli bükülmüfl. ‹fl-
te) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç
(yafl›m)da yere girdim.
3- Cebrâil (a.s.m. Hakk’›n peygamberi Hz. Muhammed Mus-
tafâ’ya) ayd› (dedi; Ey Muhammed!): Ümmet ifli (ümmetinin dün-
yâ ve âhiretteki iflleri ve durumlar›) size tam hak (olarak,) onlar›n
günahkârlar›n›n suçunun ba¤›fllanmas› için arac›l›k etme ve gü-
nahs›z olanlar›n›n derecelerinin yükseltilmesi yetkisi verilmifltir.
O, Hoca (Ahmed) gö¤e ç›k›p (a¤›p) meleklerden (ledünnî, Al-
lah’›n ba¤›fl› olan ilimlerin) ders(ini) al›r. (O, Allah cc. korkusun-
dan a¤larken) inilti (ve feryâd›ndan kat, kat) yedi kat gök (öylesi-
ne vecde gelir ki, onun gibi a¤lay›p) iniler. (‹flte) o sebepten (ondan
ötürü daha ölmeden ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
56 Hoca Ahmed Yesevî
..................
..................
10- Candan geçmeden (kendisini Allah’a cc. vermeden, ak-
l› ve fluuru bulanmadan) “Hû Hû” (O’ Allah) diye (kendisini ol-
du¤undan baflka gösterenin) var› (her fleyi, sözleri de) yalan. Bu
(can›ndan geçmeden Allah’› cc. anan) kaltaktan (utanmaz, ah-
lâks›z, edebsiz kifliden) sormay›n soru yolda kalan. (Yolda kal-
san›z bile böyle kiflilerden yolunuzu sormay›n. Bunlara soru so-
rarsan›z size yanl›fl bilgi verip yolda b›rak›rlar.) Hakk’› bulan›n
(Gerçek Hakk’ yolunda olan›n O’nun gerçek aflk›na tutulan›n)
özü gizli, sözü gizli (olur. Onlar kendilerini ortal›¤a yaymazlar.
‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›-
flüç (yafl›m)da yere girdim.
11- Bir yafl›m(a geldi¤im)de, (ermifllerin) ruhlar’›) bana ülüfl
(pay, k›smet) verdi. ‹ki yafl›m(a geldi¤im)de, peygamberler(in
ruhlar›) gelip (beni) gördüler. Üç yafl›m(a geldi¤im)de, k›rklar
(k›rk ermifller yan›ma) gelip hâlimi (içinde bulundu¤um duru-
munu) sordular. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden,
ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
12- Dört yafl›m(a geldi¤im)de, Hakk’(›n kendisine kitap in-
direrek peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Muhammed)
Mustafâ (sav.) verdi (bana verilmek üzere emanet etti¤i) hurma
(bana eriflti. Do¤ru) yol(u) gösterdim (ö¤ütleyip irflad ettim) yo-
la (do¤ru olan Hakk’ yoluna) girdi niçe (birçok yolunu flafl›rm›fl,
do¤ru yoldan sapm›fl) günahkâr. Nereye (gidip) varsam H›z›r
Babam (H›z›r as.) bana yoldafl (yol arkadafl› oldu. ‹flte) o sebep-
ten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da
yere girdim.
13- Befl yafl›m(a geldi¤im)de, belimi ba¤lay›p (tasavvufun
gerektirdi¤i k›l›¤a bürünüp, Yüce Yaratan’a kendimi verip,
O’na) ibadet k›ld›m. (Üstüme borç olan oruçlardan baflka) nafi-
le oruç tutup (bundan sonraki yaflay›fl›mda) âdet (al›flkanl›k) k›l-
d›m. Gece gündüz (Yüce Yaratan’›n) zikrini (ad›n› ve s›fatlar›n›)
an›p (O’nun ululu¤unu derinden düflünerek) rahat k›ld›m. (Gö-
ñül dinginli¤ine ulaflt›m. ‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha öl-
meden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
60 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
fiiir
Aç›klama
1- (fiöyle) güzel belirsiz görülmeyen, bilinmeyen duyu ve ak›l
ile anlafl›lmayan ‹lâhî dünyâdan manevî, (göñül) kula¤›ma bâz›
fleyler geldi. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p gel-
dim iflte. Barça (bütün) ulular (mâneviyat büyükleri) toplan›p ge-
lip (bana), do¤ruya yöneltici arma¤an (karfl›l›ks›z etkili duygu)
verdi. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
2- Ben yi¤irmiiki yafl(›ma geldi¤im)de (bu yalan ve geçici
dünyâda) fenâ (ma’nevî olarak yok) oldum. (Yara ve hastal›kla-
r› iyilefltirici) merhem (ilaç) olup gerçekten ma’neviyât› hasta
olanlara çare (iyilefltirici) oldum. Yalandan, kendisini Allah’› ç›l-
g›nca seven ve O’na tutkun oldu¤una çevresini inand›ranlar ile
gerçek olanlara tan›k oldum. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›)
Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
..................
fiiir
..................
Aç›klama
1- Ey ‹lâh›m! Seni ö¤mek, sana flükretmek ile hikmet(ler, k›-
sa, ö¤retici ve ahlâkî ö¤ütler) söyledim. Kiflili¤i ulu (Yaratan’›m)
hocam, ben (sana) Rabb’ime s›¤›n›p sana geldim. Günah›mdan
tövbe edip (ifllediklerimden piflman olup bir daha ifllememek için
söz verip Yaratan’›mdan) korkarak geri döndüm. Kiflili¤i ulu ho-
cam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana geldim.
2- K›rkbir (yafl)›mda içden gelerek gösteriflsiz kalbimi temiz-
leyip (do¤ru) yol(u) bulay›m diye (Sana geldim). Allah dostu er-
mifllerden her gördü¤üm s›rr› (gizli) gerçekleri (kapat›p saklaya-
y›m) ben de onlar gibi yapay›m diye. Do¤ru yolu gösterici, olgun,
ö¤ütleyici, ermifl kiflilerin izini bulup öpeyim diye. Kiflili¤i ulu ho-
cam (Yaratan›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana geldim.
3- K›rkiki (yafl›)mda, istekli olup (erenler) yoluna girdim.
Kalbimi temizleyip gösteriflsiz içten gelerek, yaln›z Cenâb-›
Hakk’a göñül verdim. Arfl (Allah’›n güç ve büyüklü¤ünün beli-
rip göründü¤ü yer) ve kürsi (Arfl’›n alt›nda bir düzlükte bulu-
nan Arfl’›n nurundan k›rm›z› yakut renginde dört ayakl› masa
benzeri yer) ve levh’den (yine Arfl’›n alt›nda ve onun nurundan
yeflil zeberced renginde etraf› k›rm›z› yakut renginde, dünyâda
olmufl ve olacaklar›n yaz›l› oldu¤u düzlük) geçip kalem’i (züm-
rüt renginde boyas› nur olan ilâhî emirle bu levhaya yazan yaz-
gaç) gezdim. Kiflili¤i ulu hocam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’i-
me) s›¤›n›p sana geldim.
..................
11- Elli (yafl›)mda, “er ben” (ben erim, güçlü, uslu yapt›¤›n›
ve yapaca¤›n› bilen ve yapabilen kifliyim) dedim. Ancak, bakt›-
¤›mda amelimin (Yaratan’›ma kulluk için yapt›¤›m ifllerimin)
zay›f (yetersiz ve az) oldu¤unu gördüm. Ben bu ça¤a kadar yafl
de¤il gözlerimden kan dökmeliydim. Ba¤r›m› ezmeliydim. (Ben
bu ça¤a kadar hep) nefsimin (beni bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten benli¤imin) istekleri için it gibi gezip yürüdüm. Kiflili-
¤i ulu hocam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana
geldim.
70 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- “Kul huvallâh”* (ve) “Sübhânallah”** sözlerini vird eyle-
sem (belli zamanlarda s›k s›k ve sürekli okusam) Ey bir ve
var(olan Allah)›m! Yüzünü görür müyüm? Bafl›mdan aya¤›ma
(kadar senin özleminle) s›zlanarak yalvarsam. (Ey) bir ve var
(olan Allah)›m! Yüzünü görür müyüm?
2- Ellibir (yafl›m)da, (›ss›z, susuz) çöller gezdim. (Bulabildi-
¤im) bitkilerden (tohum, meyve, ot, yaprak, kök ... ne bulduy-
sam ac›kan karn›m› doyurmak için) yedim. Da¤lara ç›k›p sana
ibadetler ettim gözümü oydum (gözlerimi ac›t›ncaya kadar a¤-
lad›m, içimdeki beni sürekli bu geçici ve yalanc› dünyâya yönel-
ten benli¤imi körettim.) Didâr›n› (senin yüzünü) göremedi¤im-
de bile (özleminle) candan doydum (Ey) bir ve var (olan Al-
lah)›m! Yüzünü görür müyüm?
..................
13- Altm›fliki yafl(›m)da Allah (benim göñlüme) ›fl›k (ger-
çeklerin gizli bilgilerini) sald›. Bafltan aya¤a kadar, olup biten-
lerden habersiz ve olacaklar› düflünmeden yaflarken, bana (göñ-
lüme sald›¤› ›fl›kla) kurtulufl kap›s›n› açt›. Can›m, göñlüm, ak-
l›m, düflüncelerim, zekâ ve fluurum “Allah” dedi. (Bütün benli-
¤imle Allah deyip Yaratan’›ma s›¤›nd›m. Ey) bir ve var (olan Al-
lah)›m! Yüzünü görür müyüm?
fiiir
Aç›klama
1- Sabah tan a¤aranda pazartesi günü yere (kuyudaki dar
çile evine) girdim. (Son peygamber Hz. Muhammed) Musta-
fâ’ya (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas
tutarak (yere) girdim ben. Altm›flüç yaflta sünnet (Hz. Peygam-
berimizin yapt›¤›) dedi. Ben iflittim ve bildim. (Onun topra¤a
girdi¤ini duydum, ö¤rendim, benim için sünnet olarak kabul et-
tim. Hz. Muhammed) Mustafâ altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi-
(¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
2- Yer üstünde yâranlar›m (sa¤d›çlar›m, beni sevenler) de
üzüldüler ve yas tuttular. Âlemin hepsi (bütün beni sevenler)
“Sultân›m” (erenler ulusu) diyerek nara (uran) tartt› (çekti, att›-
lar.) Hakk’› (o yüce Yarat›c›’y›) tapan (bulan, O’nun yolunda
olup göñlü O’nunla olan) gerçek sûfîler, (geçici dünyâ zevk ve
nimetlerinden uzaklafl›p nefsini k›ranlar) kanlar yuttu. (Çok a¤-
lay›p s›zlad›lar. Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç yafl›nda
topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim
ben.
74 Hoca Ahmed Yesevî
. .................
fiiir
..................
17- Ben melekten flerm (flirm) al›r›m. (Utanma, haya etme du-
yar›m). Ey ümmetim! (Seni ve bütün varl›¤›) yaratandan kork-
maz m›s›n? Yard›m›ndan, kay›rmas›ndan, ba¤›fl›ndan (içten ezi-
lir) afla¤›l›k duyar›m. Geceleri yatmasan (Yaradan’›na) tâat k›lsan
(ibadet etsen) kutum, mutlulu¤um, saadetim hofl olur (ço¤al›r)
artar. (Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi-
¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
18- Yer alt›na girdim (ben ey) sa¤d›çlar›m! ‹stedi¤im gibi,
kendi irademle de¤il. Hepiniz “Âmin” (öyle olsun, Allah kabul
etsin) deyiniz. Âl (soyum, evlâtlar›m, o¤uflum) ve ashab (Pey-
gamberimizi görmüfl, ö¤ütlerini dinlemifl, tutmufl ve müslüman
olarak ölmüfl olanlar) ve hem çehar-yar (Peygamberimizin en
önde gelen sa¤d›çlar› olan dört büyük halîfesi). Ey yaratt›klar›-
n› besleyip büyüten onlar› koruyan Allah! Ümmetlerin (iflledi¤i)
suçlar›ndan geçiver, (onlar› ba¤›flla. Hz. Muhammed) Mustafâ
(altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak
(yeralt›na) girdim ben.
19- (Yüce Yaratan’›na) kul (olan) Hoca Ahmed ben, ikinci
defteri söyledim (ay›tt›m). ‹ki âlem (Bu ve öte dünyâ) iflretlerini
(zevk, sefa ve e¤lencelerini ‹lâhî aflk) flarab(›n)a satt›m. (Onunla
de¤ifltim). Ölmeden önce (ölürken her canl›n›n çekece¤i) can
ac›s›n›n zehirini tatt›m, a¤usunu içtim. (Hz. Muhammed) Mus-
tafâ (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tu-
tarak (yeralt›na) girdim ben.
Aç›klama
1- Ad› ulu Allah üstünlük, cömertlik, ba¤›fl› ile buyruk ver-
di. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu. (Me-
zar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi. Altm›flüç (yafl›n)da
(Peygamber Efendimizin sözü, buyurduklar›, yaflad›klar› ve uy-
gun gördükleri olan) sünnetlerini s›k› tutup, (onlar› eksiksiz ye-
rine getirip Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti oku-
du (mezar gibi dar ve karanl›k olan (bu) yere girdi.
78 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Ey dostlar (sa¤d›çlar›m, ben O Yüce Yaratan’›n) pak (ka-
t›fl›ks›z, lekesiz, ar›, gerçek ilâhî) aflk›n› (sevgisini) ele ald›m. Bu
dünyân›n (geçici, yalanc› zevk ve hazlar›n›) düflman tutup (âhi-
retimi karartmak için, beni kötülü¤e çekmek isteyen ya¤› olarak
kabul edip) yürüdüm. ‹flte, yakam› tutup (toparlay›p) sayg› ile
ulu Yaratan’a s›¤›n›p geldim. Gerçek ‹lâhî aflk (Allah sevgisi) ka-
p›s›nda (Hallâc-›) Mansûr’un özelliklerine sahip oldum ben iflte.
84 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- O’, sonsuz tükenmez güçlü (Allah’›)m, (kendisine özel)
gücü ile nazar k›ld› (bakt›.) Hürrem (göñül flenli¤i içinde, se-
vinçli) olup ben yer alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu
yere) girdim iflte. (Senin) kimsesiz, yaln›z benden (yaln›z sana
ba¤l› olan kulun bu) dünyâdan (âhirete) göç etti. Göñlüm sana
çok yak›n olup ben yer alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan
bu yere) girdim iflte.
2- Zâkir (Senin ad›n› hep anan, seni unutmayan) olup, flâkir
(flükreden, seni ululayan, verdiklerin için memnuniyetini dile
getiren) olup (Yarat›c›’m›z) Hakk’› buldum. (Kendime hem bu)
dünyâ’y› hem de (öte dünyâ) âhiret(i) haram k›l›p (olanca ni-
metlerinden el çekip) yanç›p (hepsini at›p) teptim (kendimden
uzaklaflt›rd›m). (Seni) ç›lg›nca sevip (kalp gözleri kapal› olan ki-
fliler kat›nda) afla¤›lan›p hor görülerek can›mdan geçtim. Ben
(her fleyi bir tarafa at›p) gams›z, kedersiz, üzüntüsüz olup yer
alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
3- U¤ursuz, hay›rs›z (bilindi¤im için) kötü oluflumdan da¤-
lar ve tafllar (herkes hep) bana kötü söylediler. Dilleriyle aç›kça
bana kötü söyleyip senin götürece¤in az›¤›n (hediyen) hani?
(Gerçek) âfl›k (tutkun, amrak) olsan öncelikle gidip (Yaratan)
Hakk’› tan›mal›s›n. Göñlüm sana çok yak›n olup ben yer alt›na
(mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
90 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Peygamber Efendimize) “Fezkürullahe kesiran”* (Allah’›
çok zikredin) (an›n ve yüceli¤ini düflünün) diye âyet geldi. (O da
yolunda olanlara ümmetine bildirdi.) Ben, zikrini söyleyip (ad›n›
an›p gücünü derin düflünüp) a¤lay›p, s›zlay›p yürüdüm. O’nun
zikrini (ad›n› an›p söyleyerek ululu¤unu, gücünü derinden düflü-
nerek) sürekli yapt›m iflte. O, yüzünü görmeyi (kendisine yüksek
sevgisi olan) âfl›klara (kendisini ç›lg›nca sevip tutkun olanlara) söz
verdi. Ben, gerçek ‹lâhî aflk yolunda can›m› verip yürüdüm iflte.
2- Gerçek do¤ru âfl›¤›n› (kendisine tutkun olanlar›) Allah
sevip bendem (bana ba¤l›, beni seven kulum) dedi. Ara yolda
(Hakk’a giden do¤ru yol d›fl›ndaki yolda) kalmas›n deyip onun
kaygusunu yedi. (Do¤ru yol d›fl›nda kalmamas›n› istedi.) Yalan-
c›lar, (Hakk’ yolda oldu¤unu söyleyip Hakk’ yol d›fl›nda olan-
lar) benim yüzümü görmez dedi. Ben (gerçek ilâhî) aflk kap›s›n-
da sa¤lam, (o kap›dan kopmadan) durdum iflte.
3- Akl›n bafl›nda ise sinlikden (mezarl›kdan) haber almal›-
s›n, (mezarda yatanlar ne durumda, ileride ne durumda olacak-
lar bunlar› bilmelisin). Ben de flunlar gibi (mezara girenler gibi)
olur muyum deyip ders almal›s›n. (‹çinizden) “ölmeden önce
ölünüz” (hadîsine göre) amel (ibadet ve tâat) etmelisin. Bu ha-
dîs-i flerifi düflünerek (unutmayarak) öldüm iflte.
4- Yüce Yaratan’›m›z (bize) haber verir “felyezhaku kalilen
(az gülsünler) diye. Yine (bizlere) söyler “Velyebku kesîran (çok
**
a¤las›nlar) diye. Bu âyetin (manâs›n› anla ve) anlam›na göre
amel k›l (Hakk’a kulluk et) diye. Ben (bu âyetin anlam›na göre ça-
ba harcay›p) bu dünyâda hiç gülmeden yürüdüm (yaflad›m) iflte.
5- (Yüce Yaratan’a gere¤i gibi ibadet ve tâatta bulunmayan)
amelsizler kah kah güler (flen flakrak) nefle içinde yürürler (ya-
flarlar.) Yüce Yarat›c›’n›n (âyetinde belirtti¤i) buyru¤una boynu-
nu sunan (boyun e¤en) gam, kaygu, üzüntü dolu yürür (yaflar.)
Gece ve gündüz gözleri yafl ile dolu (a¤layarak) yürür (yaflar).
Ben gözyafl›m› ›rmaklar (gibi) k›l›p (ak›t›p) yürüdüm iflte.
* Ahzab sûresi, âyet 41: “Ey imân edenler, Allah'› çok zikredin!”
** Tevbe sûresi, 82. âyet: “Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler; çok
a¤las›nlar!”
96 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Vah yaz›klar ki, ben kimsesiz(im. ‹çine düfltü¤üm) bu
yaln›zl›kta ne yapay›m? Ben kimsesiz ve yaln›z olarak yabanc›
yerlerde (Buhârâ’da) kald›m. Ben, Horasan (‹ran’›n kuzeydo¤u-
su, Türkmenistân’a yak›n bölümü) ve fiam (Sûriye’nin güneyi)
ve Irak’a (gitmeyi düflünüp) yaln›zl›¤›n, kimsesizli¤in de¤erini
çok iyi bildim (yaln›z kal›nca yad ellerde anlad›m) iflte.
2- O’ Hudâ (aln›m›za) ne yazd›, bafl›m›za ne gelecek ise on-
lar› (yaflay›p) görmek gerek. Yûsuf’unu (Yûsuf peygamberi
gençli¤inde babas› Yâkûb peygamberden) ay›rd›lar. O, Kenan
(ülkesindeki babas› Yâkûb peygamber)den. (Benim) do¤du¤um
yerim (olan o kutlu, u¤urlu Türkistân’dan. Ben ba¤r›ma tafl vu-
rup (her eziyet ve s›k›nt›ya gö¤üs gererek) geldim iflte.
3- (Peygamberimiz ve dört sa¤d›c›) Yad ellerde yaflamak
(zorunda kald›, göçmenli¤in s›k›nt›s›) de¤di. (Son peygamber
olan Hz. Muhammed) Mustafâ gibi ona inanan ve sahib ç›kan
otuzüçbiñ erenlere (Allah’›n sevdi¤ine) Ebû Bekir, Ömer, Os-
man, Murtaza’ya. (Peygamberimizin en çok sevdi¤i dört sa¤d›-
c› canlar›ndan çok sevdikleri peygamberden ayr› düfltüler.) On-
lara da yaln›zl›k, kimsesizlik de¤di. (Onlar da sevdiklerini yitir-
diler). Ben söyleyeyim iflte.
4- Yaln›zl›k, kimsesizlik, yad ellere düflmek kime de¤se on-
lar›n ham olanlar›n›n hepsini piflirir. (Olgun kifli eyler.) Bilgili,
sezgili, hem seçkin, ilerigelen eyler bütün s›radan olanlar› (bile
olgunlaflt›r›r). Eski, y›pranm›fl don (giysi) giyerler. (yoksul ve
güçlük içinde kal›rlar) Bulurlarsa kar›nlar›n› doyurmak için ye-
mek yerler. Ben iflte bunun için Türkistân’a geldim iflte.
5- Yaban ilde yüz y›l da dursa o kifli yine konuktur. Onun
oturdu¤u en üst makam› ve u¤uru, al›nyaz›s› ve ba¤lar›, bostan-
lar› (iç aç›c› yeflillikler içinde olsa da), onun için dar karanl›k so-
¤uk yeralt› hapishanesi (gibi) s›k›nt›l› yerdir. Yabanc› illerde
kul, köle oldu o (Gazneli) Mahmud Sultân. Ey sa¤d›çlar, arka-
dafllar! Ben yabanc› illerde yaln›z ve kimsesiz içten içe yand›m
iflte.
100 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Göñül gözü ›fl›k almadan (göñül gözü aç›l›p gerçekleri
görmeden) ibadet edip sana tâatlerde bulunsa, s›¤›n›lacak yer
olan senin makam›nca geçerli ve be¤enilen olmaz. Ben bunu bil-
dim iflte. Gerçeklerden olan bu sözleri dosdo¤ru ve temiz (içine
baflka sözler kat›lmam›fl olarak) ö¤renip, yersiz, (madde ve) ci-
simler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
2- Bir ve var (olan Allah)›m, bana (ma’nevî, ruhanî âlem-
den) perde aç›p dersler verdi. fieytân (Allah’›n kat›ndan kovul-
du¤u gibi) yerlerde ve göklerde de duramay›p kaçt›. Göñül flen-
li¤i içinde yiyip içip, göñlünü kalbini hep Allah ile ilgili kalma-
s›n› sa¤layan ‹lâhî aflk flarab›ndan doya doya içip, yersiz, (mad-
de ve) cisimler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders
ald›m iflte.
102 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Göñül okflay›c› bir durum ki, u¤ur, hay›r, bereket say›lan
güzel sözüm görülmeyen, bilinmeyen yerlerden yetiflti. Ey is-
tekli! (Hakk’a) âfl›k olsan, geçici dünyâ nimetlerinden, yalanc›
zevk ve hazlar›ndan nefsin iste¤i olan yeme ve içmeyi b›rak›p,
Allah’a ibadet ve onun güç ve ululu¤unu düflünerek, ilim ile il-
gilenmeye belin bükülünceye kadar çabala. Geceleri uyumay›p
(gözlerinden) yafl yerine kan dök. Arslan Baba’m›n u¤urlu, ha-
y›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
2- Arslan Babam dediler: Taliblerde (isteyen, arayan, taleb
edenlerde) içtenlik, do¤ruluk yok. Mürflidin (bilgili, ö¤ütleyici,
yol gösterici, olgun önderin) haz›r olanda (sana bak›p ö¤üt ve-
rip elinden tutanda) sana (karada bunalanlar›n yard›m›na yeti-
flen) H›z›r, (deñizde bunalanlar›n yard›m›na yetiflen) ‹lyâs ge-
reksizdir. (Yol gösterici ö¤ütleyici) mürflidine (önderine gitmek
için) ayak koyanda (ad›m att›¤›nda) güç, kuvvet bulmak için
kendine yard›m edecek, medet erifltirecekleri söyleme (ça¤›r-
ma). Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
3- Ben tâlibim (Do¤ru Hakk’ yola girmeye istekliyim) diye
söylerler. Allah için, Allah’a, (Allah için), do¤ru davranmayan
gerçe¤i ve hakk› kabul etmeyendir. Yabanc›lar›n bakmamalar›
gereken yerlerine bakarlar. (Onlar›n) gözlerinde de do¤ruluk,
dürüstlük yoktur. Kiflilerin (baflkalar›n›n) mallar›n› yerler. Çün-
kü onlar›n göñülleri duru, temiz de¤ildir. Arslan Baba’m›n
u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
4- Biz Pîr (Mürflid-i Kâmil-olgun ilim ehli ö¤ütleyici e¤itici)
hizmetini k›ld›k deyip, do¤ru Hakk’ yoluna gitmeye istekliyim
deyip yürürler. (Kendilerini öyle gösterirler). Haramlar› yerler
geri kalanlar› (mekruh olanlar›) da ellerine vururlar. (torbalar›-
na doldurup ellerine al›p götürürler.) Gözlerinde ›slakl›k yok-
tur. (Kendinden geçmifllerin) zikir halkas›na girerler. (Kendile-
rini onlar gibi gösterirler.) Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›, kut-
sal sözlerini iflitiniz!
108 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Yaratan Allah’›n) gücü, kudreti ile Hakk’dan size buy-
ruk geldi. Ey sa¤d›çlar! (Ben) dipsiz (dibi çok derin olan) deñiz
içinde yaln›z (tek bafl›ma) düfltüm (kald›m). O (dipsiz, sonsuz)
deñize güçlü ulu Allah’›m buyruk verdi. Allah’a hamd (flükür-
ler, övgüler salât ve selâmlar) olsun. (Ben o dipsiz deñizden,
dald›¤›m ma’nevî dünyâdan) sa¤ ve esen (göñlümde hiçbir ma-
nevî olumsuzluk olmadan) ç›kt›m sa¤d›çlar(›m).
2- Yafl›m yedi (iken), yaflay›fl›m de¤iflti (ömrüm gitti.) Ben
gö¤e uçtum. Ba¤r›m taflt› (ilim ve feyiz kalbime s›¤may›p ba¤-
r›mdan tafl›p çevreye yay›ld›.) Akl›m (bu ifle) flaflt›, yere düfltüm
(indim). Nefis (içimdeki beni geçici dünyâ zevklerine iten benli-
¤im) ve fleytân (insanlar› Allah’›n emirlerine karfl› k›flk›rtan ib-
lis) ile (uzun süre) çok vurufltum. Sab›r (her türlü zorluk ve s›-
k›nt›ya, eziyete karfl› koyma) ve r›zâ (kendi istek ve dileklerimi
yok etme) duraklar›m› geçtim sa¤d›çlar(›m).
112 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
* Zümer sûresi, 53. âyet: (Benim taraf›mdan kavmine) de ki: “Ey kendileri
aleyhine israf eden (günah ifllemekte ileri giden) kullar›m! Allah'›n rahme-
tinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü (tevbe edenlere) Allah bütün günahlar›
ba¤›fllar. fiüphesiz ki O', çok ba¤›fllayan›n, çok esirgeyenin tâ kendisidir.
118 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Sen (derin anlaml› sözlerin ile) bizim bayraktar›m›z (önü-
müzde olan önderimiz)sin. Senin buyruklar›n bu dünyâm›zda
bize, bu dünyâ ve öteki dünyâ mutlulu¤umuz için yeterli
(›fl›k)t›r. Sen (bize) yetersin, sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›flla-
yans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
(O bilmeyenler seni) yok sansalar da biz (her zaman) senin ka-
t›nda (huzurunda, önünde)yiz. Sen (bize) yetersin, sen yazukla-
r›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok
ba¤›fllayan Allah’›m!
2- (Hz. Muhammed) Mustafâ(n›n) kap›s› herkesin be¤e-
nip (kap›lanmak), s›¤›nmak istedi¤i duruma geldiler. Bir top-
lulu¤u âsi (‹slâm’›n emirlerine karfl› geliyor) diye kayguland›-
lar. “Ümmetim (bana itaat eden, yolumda olanlar) vay (eziye-
te azaba u¤rayacaklar yaz›k olacak), ümmetim (bana itaat
eden, yolumda olanlar)” deyip söylediler. (Üzüldüler, s›k›nt›-
ya düfltüler.) Sen (bize) yetersin, sen yazuklar›m›z› silensin,
ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok ba¤›fllayan
Allah’›m!
3- (Kendisine ümmet oldu¤umuz, O’nun yolundan gitti¤i-
miz için) bizleri sevdi, baflkalar›n› sevmedi. Hem babas›n› hem
anas›n›, bizleri (bizler günahkâr olup Tamuda eziyet çekece¤i-
miz için ac›d›¤›ndan) sevdi¤i kadar sevmedi. (Yüce Yaratan)
yarl›gad›m (suçlar›n›, yazuklar›n› ba¤›fllad›m) demedikçe koy-
mad› (yalvarmay› b›rakmad›). Sen (bize) yetersin, sen yazukla-
r›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok
ba¤›fllayan Allah’›m!
4- Ona (Peygamber Efendimize) ad› ulu yüce Allah’dan ses
geldi. Ümmetin iflini (onlar›n dünyâda yapt›klar› ile âhirette
karfl›laflacaklar› durum ile ilgili ifllerin ne olaca¤›n›) sen bana b›-
rak. Orada (ulu¤ günde) cümlesini (ümmetinin hepsini iflledik-
leri günahlarla birlikte) sana ba¤›fllayay›m. Sen (bize) yetersin,
sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuk-
lar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
122 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Ey ulu) Yarat›c›’m, beni kendi (öz) yoluna sal (Bana ken-
di yolunu göster ve o yolda gitmemi sa¤la). Ben Nefs (içimdeki
beni hep kötü yola meylettiren benli¤imin) elinde y›k›lm›fl, ya¤-
laman›p yoksullaflm›fl gibi oldum iflte. (‹çim do¤ru yoldan ç›ka-
rak) günahlarla dolup taflt›. S›n›rlar›n› aflt›. Ben suya bat›p yite-
rek bo¤ulmufl gibi Yaratan’›m›n yasak ettiklerini iflleyerek gü-
nahlar›n içinde kald›m iflte.
124 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Kendisine inanan-inanmayan kullar›na oldu¤u gibi, bü-
tün yaratt›klar›na) kendisinin buyruklar›na uyan-uymayan kul-
lar›n›n hepsine iyilik buyuran ve ihtiyaçlar›n› karfl›layan sahi-
bim, tan a¤aranda (bizlere) ac›man›, ba¤›fllaman› geçerli k›l. Ben
senin buyruklar›na karfl› geldim ve günahlara batt›m. Tanyeri
a¤aranda bana yard›m elini uzat.
2- Kusurlar›n›n örtülmesini, Allah’dan kusur ve günahlar›-
n›n ba¤›fllanmas›n›, Allah’›n rahmetinden kovulmufl ilenilmifl
fleytândan ›rak eyle. O ilenilmifl fleytân, seni (Allah’›n kullar›n›
do¤ru yoldan) azd›r›r. Allah’›m! Tanyeri a¤ard›¤›nda (bizlere)
s›¤›n›lacak yer ver.
3- Ben senin kap›n›n efli¤ine umutlu olarak geldim. Ey Al-
lah’›m! Yapt›¤› iflleri (senin kat›nda) kötü olan, günahkâr kulun
olarak, senin buyruklar›na ayk›r› ifller yapm›fl olarak (avuçlar›-
m› sana açarak) uzatt›¤›m elimi tanyeri a¤aranda tut.
4- Ben iflledi¤im yazuklardan piflman olup bir daha iflleme-
meye söz verdimse de bu söz benim dilimde kald›. Göñlüm ise
sahibimiz efendimiz Yaratan’dan korkmaz. Tanyeri a¤aranda
hem ac›man›, ba¤›fllaman› hem de kat›na var›p yüzünü görme-
yi (günahlar›m›za bakmadan) ba¤›flla.
5- (Ben ç›kmaz), senin hoflnutlu¤una ulaflmaz (yola düflüp
öyle bir) yolda yürüdüm. Bilgisiz, düflüncesiz (göñül gözü kör
gibi gelece¤imi görmeden bu dünyâdaki) yaflama sürem bitti.
Ey sonsuz gücü olan korku, sayg› ve flaflk›nl›k uyand›ran, ulu-
luk ve azamet sahibi! Tanyeri a¤ard›¤›nda beni do¤ru yola sal.
6- Benim tek (kurtulufl için) s›¤›na¤›m sensin. (Benim gü-
nahlar›ma bak›p da) bana k›z›p eziyet etme. Ey Allah’›m! Ey her
fleyin herkesin geçmiflte, o ça¤da ve gelecekte olan durumlar›n›
bilen! Sen benim durumumu tanyeri a¤aranda sor.
7- Ben bafltan aya¤a kadar günahkâr›m. Benim günahlar›m
iki dünyâya da s›¤maz. Olanca varl›¤› ile seni seven bir kulum.
Senin buyruklar›na karfl› gelmifl çok günahlar ifllemiflim. (Ey Ya-
ratan’›m) tanyeri a¤aranda günahlar›m› örtüp sakla.
128 Hoca Ahmed Yesevî
12- Kul Hâce Ahmed Hakk’d›n kork kim korkmas imân› yok
Ald›ñdadur od tamu¤ haz›r bolg›l seherde
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- Ömrümün sonu geldi¤inde (ben), do¤ru yolu gösteren
sahibim efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için)
ne yapabilir ne edebilirim? Can al›c› (Azrâil can›m› almaya) gel-
di¤inde (ben) do¤ru yolu gösteren sahibim, efendim olan Yara-
tan’›ma (seçkin kulu olabilmem için) ne yapabilir ne edebilirim?
2- Can vermenin (ölümün) korkusundan, Azrâil’in can›m›
al›rken bana çektirece¤i ac›dan (beni kurtarmak için senden) be-
nimle ilgilenip yard›m olmazsa (ben) do¤ru yolu gösteren sahi-
bim, efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için) ne
yapabilir, ne edebilirim?
132 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir: 29
Aç›klama
1- Kahhar (her an yok etme¤e gücü yeten, kesinlikle yenen,
üstün bask›n olan) adl› yokedicili¤inden Hoca Ahmed korkup
a¤lar. Rahmân (bütün yaratt›klar› mü’min-kâfir bütün kullar›
için (bu dünyâda) iyilik, ac›ma, ba¤›fllama adl› yarl›gay›c›l›¤›n-
dan Hoca Ahmed umut tutar (umudunu yitirmez).
2- Ey Allah’›m! (Benim iflledi¤im) günahlar›m çoktur. (Be-
nim bu dünyâda bilerek veya bilmeyerek iflledi¤im) gü-
nah(lar)›mdan geçiversen. (Onlar› ba¤›fllay›versen). Bütün kul-
lar›n›n içinde, Hoca Ahmed senin buyruklar›na karfl› gelen (en
yazuklu) kul(uñ)dur.
3- Müslüman görünüp de müslümanlar›n içinde kâfir ola-
rak yaflayanlar bozgunculuk yaparlar. (Müslümanlar› birbirleri-
ne düflürür ya¤› yaparlar.) Senin buyruklar›n›n tersini yap›p ya-
zuklar ifllerler. (Senin) yenilmesini yasak ettiklerini ve yasakla-
r›na girip girmedikleri kuflkulu olanlar› yerler. (Böyle bir duru-
ma düflmekten) Hoca Ahmed korkup a¤lar.
4- Tarikat›, (gerçe¤e, Allah’a ve Allah’›n r›zâs›na ulaflmak
için tutulmas› gereken yolu) bilemedim. Gerçe¤e (evren ve tabi-
at ve Tañr› konusunda benzetme ve yak›flt›rmalardan uzak ger-
çeklere) ait bilgilere giremedim. Yol gösterici, olgun, bilgili,
ö¤ütleyici, e¤itici, mürflidin (önderin) buyru¤unu tutamad›m.
Hoca Ahmed’in (gerçe¤e ulaflmada) özürü (engeli) çoktur.
5- Âhir zaman (dünyân›n ve evrenin sonu, y›k›laca¤› ça¤-
lar) olmaktad›r (gelmektedir). Pâdiflâh (hükümdar, Hakan, Dev-
let baflkan› halk›na) eziyet edici, s›k›nt› verici (oldu¤u gibi ya-
zuklar›m›z›n cezas› da a¤›r) olmaktad›r. Senin yasaklad›klar›n
ve yasaklay›p yasaklamad›¤›n kuflkulu olanlar, (ortal›¤a) dol-
maktad›r. (Kullar›n›n) haram ve flüpheden (haraml›¤› kuflkulu
olanlardan) kaçmamalar›na Hoca Ahmed flaflk›n olur.
6- (Ben) kötü ifller yapt›¤›m için utanç içinde, piflman, senin
buyruklar›na karfl› gelmifl (bir) kulum. Gerçek ilâhî aflk yolunun
bülbülüyüm. (O yolu anlatan›m) Arslan Baba’m›n kulu, kölesi,
ufla¤›y›m. Hoca Ahmed senin kulun, kölen, ufla¤›n olur.
136 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- Ey Allah’›m! Ey her fleye gücü yeten! Ey yaratt›klar›n›n
hepsini besleyen, r›z›kland›ran, büyüten! (Yaratt›klar›na ne ge-
rekliyse cömertçe veren. Sana olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl bu)
kuluna ac›! Yanl›fll›klar›n› ba¤›flla. Her fleyin en iyisini yapan Al-
lah’›m!
2- Ey Allah’›m! (Ben, her iki dünyâda da tek s›¤›nak olan)
Senin kap›na s›¤›nd›m. Bütün âlemi (dünyây›, evreni,) yaratan
sensin. S›¤›n›lacak olan yaln›z sensin.
3- Kabul edip (uygun görüp) ba¤›fllamak senden ve sana
(kendimi ba¤›fllatmak için) yalvarmak benden. Ey ululuk, aza-
met, heybet sahibi Allah’›m! Her fley, herkes sana muhtaçt›r.
(Herkese ne gerek ise veren ve verecek olan da yaln›z sensin).
4- Ey Allah’›m! (Benim) muhtaç oldu¤um her fleyi sen ba-
¤›flla. Cömert olan, ba¤›fllay›c› sensin. ‹yilik ve yard›mlar›nla be-
nim ac›lar›m› dindir, isteklerimi karfl›la. Üzüntülerime çare k›l.
5- Ululu¤un cömertli¤in, ba¤›fllay›c›l›¤›n ile (benim yanl›fl
ve yazuklar›m›) geçirgil (yarl›ga). Ey her fleyi bilen Allah’›m!
Âhirette (öldükten sonra dirilince o ulu¤ günde, bu dünyâda ifl-
ledi¤imiz günahlar karfl›l›¤›nda çekece¤imiz) eziyetlerden biz-
leri ba¤›flla.
6- Ey Allah’›m! Kap›ndan ko¤ulmufl lânetlenmifl (ilenilmifl
olan), sinsice insanlara yanafl›p onlar› senin buyruk ve yasakla-
r›na karfl› k›flk›rtan (fleytân)›n kötülüklerinden sen bizi uzak k›l.
Hem kamu¤ (bütün) yazuklar›mdan, (iflledi¤im ve iflleyece¤im
günahlar›mdan) sen uzaklaflt›r.
140 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Senin gerçek) aflk(›n›n) yolunda yok olay›m. Ey bir ve
var (olan Allah’›m!) Her ne yaparsan (beni kendine gerçek) âfl›k
(seni göñülden seven) eyle. (Ey) yaratt›klar›n› besleyen, yetiflti-
ren, koruyan (Allah’›m!) Ellerimi aç›p (sana) yalvaray›m! Ey de-
¤erli, güçlü kudretli (Allah’›m!) Her ne yaparsan (beni kendine
gerçek) âfl›k (seni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey yaratt›klar›n›)
besleyen, yetifltiren koruyan (Allah’›m!)
2- Gül (gibi) aflk›n›n, (senin yüksek sevgin ve birli¤inin yur-
dunda) ben öten bülbül oldum. (Söyledi¤im ve yazd›klar›m se-
nin birli¤ini dile getirir.) Renk renk (çok çeflitli) diller ile (bilgi
düzeyi de¤iflik, dilleri baflka kiflilerin anlayaca¤› flekilde) a¤la-
y›p inledim. Barça (bütün) ifllerden daha zor olan sana âfl›kl›¤›
(afl›r› sevgi ile ba¤lanmay›) bildim, seçtim. Her ne yaparsan (be-
ni kendine gerçek) âfl›k (seni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey ya-
ratt›klar›n›) besleyen, yetifltiren koruyan (Allah’›m!)
142 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Senin) aflk›n (sana olan afl›r› sevgim) beni ç›lg›n k›ld›.
Barça (bütün) dünyâ(daki kifliler) beni böyle bildi (tan›d›). Be-
nim gece gündüz tasam, üzüntüm sensin. Bana (içindeki hûri
k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâ-
lik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
2- Ad› ulu Allah’›m bizlerin derecelerini flu en güzele yük-
selt. Yarat›lm›fllar›n gövdelerini (o gövdeleri diri tutan) canlar›
yaratan sensin. Ben sana göñülden ba¤lan›p gece gündüz ibadet
edeyim. Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile
uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen ge-
reksin.
3- (Ben) gözümü aç›nca seni(n eserlerini ve eserlerinde tecel-
lini) gördüm. Bütün göñlümü sana verdim. (Sana ba¤lan›p göñ-
lümü açt›m.) O¤ufl ve akrabalar›m› b›rak›p bir yana koydum. Ba-
na (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n,
odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
4- (Ben) konufltu¤umda sen hep dilimdesin. Gözlesem (ne-
reye baksam) sen gözümdesin (hep seni görürüm.) Sen benim
hem göñlümde hem de (gövdemi diri tutan) can›mdas›n. Bana
(içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu,
zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
5- (Benim) can›m sana feda olsun (can›m sana kurban ol-
sun). Sen benim kan›m› döksen de can›m senin olsun. Ben senin
kulunum (sana olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl olan kölenim). Sen
ise benim efendim, hakan›ms›n. Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›d-
van’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile ta-
mun de¤il) yaln›z sen gereksin.
6- Âlimlere (ilim ile u¤raflanlara ö¤renmeleri için) kitap ge-
rek. Sûfî (sana ulaflmak için dinin emir ve yasaklar›na uymakta
titiz) olanlara (ibadet etmeleri için) mescid gerek. Mecnûn’lara
Leylâ (Ç›lg›nca sevenlere o sevdikleri) gerek. Bana (içindeki hû-
ri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve
Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
146 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Hz.) Muhammed’i bilin (ki, kendisi) Arap(lar›n içinde,
evrene gönderilmifl son elçi)dir. Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan yolu, tamamen güzel davran›fl, ak›ll›l›k, utan-
ma duygusudur.
2- Gerçe¤i, var olan do¤rular› bilmeyen âdem (insan) de¤il-
dir. Biliniz (ki, bafl gözü ile görülebilen ve görülemeyen var olan
do¤rular›) bilmeyen kiflinin hiçbir fleye beñzer yan› yoktur.
148 Hoca Ahmed Yesevî
..................
..................
36- Özelliklerini anlatsam (Hz.) Ali (sahibimiz efendimiz)
Allah’›n arslan›d›r. (En güçlü kuludur) ki, k›l›ç ile (müslüman-
lar› katletmek isteyen) kâfirleri (karanl›kta kalm›fl, imân ›fl›¤› ile
kalpleri ayd›nlanmam›fllar›) k›rand›r.
37- Kâfirleri (kalpleri imân ›fl›¤› ile ayd›nlanmam›fllar›) imâ-
na (Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, k›yamet
gününe -ulu¤ güne-, hay›r ve flerrin -iyilik ve kötülü¤ün- Al-
lah’dan oldu¤una, öldükten sonra dirilmeye inanmaya) ça¤›r-
maktad›r. ‹slâm dinine her zaman güç kuvvet vermektedir.
38- (Ça¤r›s›na uyup da) müslüman olanlar› al›p (müslü-
manlar›n içine) gelmektedir. (Getirmektedir). Kabul etmeyip de
(müslümanlar ile savaflanlar›) k›r›p gelmektedir.
39- Ki, k›l›c› ele al›p da Düldül’e (Peygamberimizin Hz.
Ali’ye verdi¤i k›r kat›r) binse, kâfirlerin toplulu¤una (korktuk-
lar›ndan) bir ba¤›r›fl›p ça¤›r›flma düflmektedir.
40- Elindeki haz›rl›¤› (yarag› olan silah’›) zülfikâr’›. (Pey-
gamberimizin Bedir savafl›nda Hz. Ali’ye verdi¤i ucu çatal k›l›ç)
savaflt›¤›nda k›rk kat› (kendi namlu boyunun k›rk kat›) uzar
(Uzaktakilerin içine korku düflürür).
41- (Hz.) Ali’nin onsekiz o¤lu var idi. Onlar›n (onsekiz o¤-
lunun) hangisinin tu¤u (bayra¤› daha) büyüktür? (Seveni ve
sonra gelen insanlar›n üzerindeki etkisi daha çoktur?)
42- (Hz.) Ali ‹slâm (dininin yücelmesi için) kanlar yutmak-
tad›r. (Eziyetler çekmektedir.) Ki, ‹slâm tu¤unu (bayra¤›n›) çok
s›k› tutmaktad›r. (Peygamberimizin yolunda hiç gevfleklik gös-
termemektedir)
43- Hoca Ahmed, bil(in ki) garipli¤e düflmüfltür (Yetim ka-
l›p babas›z, kimsesiz olmufltur.) Peygamberimizin evlâd›na (k›-
z› Fât›ma’dan olan torunlar›na) sözler katm›flt›r. (Onlar› anlat-
m›flt›r.)
152 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- “Yalanc›lar benim ümmetim de¤ildir” dedi. (Son Pey-
gamber Hz.) Muhammed (bunu) bilin. Yalanc›lar toplulu¤una
(Son Peygamber Hz.) Muhammed ümmet (benim yolumda be-
nim getirdi¤im dine inanm›flt›r) demez.
2- Do¤ru (Hakk’) yolda yürüyen kulunu, Hakk’›n (do¤ru,
gerçek) yolunu aray›p (bulan ve o yola düflen), o yolda dosdo¤-
ru yürüyen kuluna (Hz.) Muhammed ümmet(im) diyecek.
3- Her kim ki (ben Hz. Muhammed’in) ümmetiyim dese,
Peygamberimizin iflini (yapt›klar›n› ve bizlere yapmam›z› bu-
yurduklar›n›) koymasa (bir yana b›rakmasa, yapsa, ulu¤ günde)
Peygamberimizin ümmetinin günahlar›n›n ba¤›fllanmas› için
arac› olmas› günü olsa (geldi¤inde), geri b›rakmaz (onun için
arac› olur. Hz.) Muhammed.
4- Ad› yüce ulu Tañr›’n›n sözüne (Kur’ân’a ve) Allah’›n
(kendisine kitap verip gönderdi¤i son) Peygamberinin sünneti-
ne (yapt›klar›na, söylediklerine, hareketleri ile uygun bulup
bulmad›klar›na) ümmetinin (içinde bulunup da) inanmayanlara
ümmet (benim yolumda, getirdiklerime inanm›fl) demez Mu-
hammed.
5- Ben (Son Peygamber Hz. Muhammed’in) ümmetiyim de-
yip yürürsen, (ancak) onun buyru¤unu yerine getirmezsen, na-
s›l (olur da ümmetiyim diye) umut tutars›n, orada (ulu¤ günde)
sormaz (Seni aramaz) Muhammed.
6- (Hz. Muhammed’in) getirdiklerine ve buyruklar›na uy-
may›p karfl› gelen (Allah’a) kulluk yapt›¤›na inananlar›n (ulu¤
günde Peygamberimiz) ümmeti demezse iflleri zordur. (Bu dün-
yâda iken) yapt›klar› ortaya ç›km›fl, utanç içinde olur. (O kifliye)
ümmet(im) demez Muhammed.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed do¤ru, gerçek söyler-
se (son Peygamber Hz.) Muhammed ümmetim der. Tan atanda
k›yamet kopsa bile (Hz.) Muhammed arar onun günahlar›n› ba-
¤›fllatmaya u¤rafl›r. (Onu flefaatinden mahrum koymaz.)
154 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n nûru, Allah dostu o (son
Peygamber Hz. Muhammed) Mustafâ, (kendisine kitap indiril-
mifl) Peygamber (olarak) kimler için (rahmet olarak bu dünyâ-
ya) geldi bildiniz mi? (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n ö¤dü¤ü
ve s›k s›k ad›n› (sevdi¤im) dedi¤i do¤ru ve gerçek (Peygamber
Hz. Muhammed) Mustafâ, kimler için (rahmet olarak bu dünyâ-
ya) geldi bildiniz mi?
2- (Son Peygamber Hz. Muhammed) kimler için (a¤lay›p)
gözlerinden yafllar döktü? (O, son Peygamber Hz. Muhammed)
kendisini peygamber olarak benimseyip yolunda gidenler için
özünü içten içe yakt›. Onu peygamber olarak benimseyip yoluna
düfler olsan, iflte bu sözleri (ö¤ren) anla (ve düflün. Son Peygam-
ber) kimler için (rahmet olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?
3- (Ümmetinin bu geçici ve yalan dünyâda iken iflledikleri
yazuklar yüzünden âhirette çekecekleri eziyetler için) a¤laya
a¤laya yüzü gözleri fliflti. (Bunu) görün! Ayakta (Kâbe’ye karfl›)
durup Yaratan’a yalvard›¤›ndan (ayakta uzun süre durmaktan)
ayaklar› fliflti. (Bunu) görün! Ümmeti için korku, ac›, s›k›nt›, ezi-
yetler çekti. (Bunu) görün! (Son Peygamber) kimler için (rahmet
olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?
4- Ey sa¤d›çlar! Bunu bilir, (anlay›p de¤erlendirecek) üm-
met hani (nerede?) E¤er bilsen (anlay›p de¤erlendirsen) ondan
artuk iyilik, mutluluk hani (var m›?) Ulu¤ günde ondan uzak
(baflka günahkârlara) ac›ma, ba¤›fllatmak için yakaran hani (ne-
rede? Son Peygamber) kimler için (rahmet olarak bu dünyâya)
geldi bildiniz mi?
5- (Peygamberimizin) getirdiklerine inan›p, benimseyip,
yoluna düflen olup, (kendisine kitap verilerek gönderilen) Re-
sûl’ün de¤erini (anlay›p) bildiniz mi? Gövdenizle can›n›zla
(olanca varl›¤›n›zla) sünnetlerini (yapt›klar› ve sözlerini) tuttu-
nuz mu? (Son) Peygamber için a¤lay›p inleyerek (kendinizden)
geçtiniz mi? (Son Peygamber) kimler için (rahmet olarak bu
dünyâya) geldi bildiniz mi?
156 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Ey) Onsekizbiñ evrene bafl olan (Hz.) Muhammed. Otu-
züçbiñ eshaba (sahabilere kendisine inanan, sahib ç›kan ona ye-
tiflip görmüfl dinlemifl müslüman olarak ölmüfl olanlara) yol
gösterici, önder olan Muhammed!
2- Yal›ncakl›¤a (giyimsizli¤e) ve açl›¤a (yiyimsizli¤e) gö¤üs
gerip dayanan, göñlü gözü tok olup bir fley istemeyen Muham-
med. ‹slâm’›n buyurduklar›n› yapmay›p hem kendisine hem de
çevresine eziyet eden, s›k›nt› veren ümmetine ac›y›p ba¤›fllan-
malar› için çal›flan Muhammed.
3- Geceleri yat›p uyumayan hep (Kur’ân-› Kerîm’i) okuyan
Muhammed. Yad ellere düflmüfl kimsesizler ile babas›n› yitir-
mifl olanlara (Gariplere ve yetimlere) ‹slâm’a ve insanl›¤a uy-
gun olarak davran›p ba¤›fllarda bulunan Muhammed.
4- (Dosdo¤ru olan) Hakk’ yolundan azan sap›tm›fl, flafl›rm›fl
olanlara do¤ruyu do¤ru, yanl›fl› yanl›fl, kötüyü kötü olarak gös-
teren Muhammed. (Muktezî) Kendisine gerekli, lâz›m olanlar›
bulamayan onlara sahip olamayanlara yetiflen, yeterli olan Mu-
hammed.
158 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Peygamberimiz Hz. Muhammed’i) gördü¤ünde (onun
peygamberli¤ine içten) inanan Ebû Bekir S›dd›k’t›r. (Ümmetin
içinde) üstün olup (Peygamberimize sahib ç›k›p bu yolda gör-
dü¤ü eziyetlere) dayanan (Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
2- (Peygamberimizin ac›lar›na ortak olup) buñald›¤›nda a¤la-
yan (Peygamberimizin ifllerini görüp s›k›nt›s›n› paylaflarak onun)
kullu¤una (içinden gelerek) bel ba¤layan, (olanca varl›¤› ile ona
yönelen) göñlünü ve ba¤r›n› yaralayan (Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
3- (Söz verdi¤inde hiç)bir sözünden dönmeyen, üzüntüsü-
nü, s›k›nt›s›n›, gizli kalmas› gereken bilgileri hiç kimseye söyle-
meyen, bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olarak yat(›p uyuma)yan
(Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
4- Sevdi¤ini sevdi¤ine kavuflturan, k›z›n› (Hz. Âifle’yi) el-
den veren (Peygamberimize efl olarak veren), ellerini (önünde
ba¤lay›p) kavuflturup (karfl›s›nda duran) yalvaran (Hz.) Ebû Be-
kir S›dd›k’t›r.
162 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- (Peygamberimizin) üçüncü sa¤d›c›, yard›mc›s› olan hayâ
ehli (utanan, edebli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
Her soluk al›p veriflinde Peygamberimize yararl›, yard›mc› olan
hayâ ehli (utanan, edebli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Os-
man’d›r.
2- (Allah’›n kendisine kitap vererek gönderdi¤i son pey-
gamber) Hakk’ Resûl’ünün gü¤eyisi, dinimiz (olan ‹slâm di-
nin)in flenlendiricisi, bak›ml› yapan›, köleleri (efendilerinden sa-
t›n alarak) özgür b›rakan›, hayâ ehli (utanan, edebli, günah iflle-
mekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
3- (Kur’ân-› Kerîm’i) okuyanlar›n, Allah’›n kat›nda e¤ilenle-
rin baflta geleni, Kur’ân-› Kerîm’in ve Peygamber Efendimizin
sözlerinin yaz›c›s›, minberin üstüne ç›karak müslümanlara
ö¤ütler veren, hayâ ehli (utanan, edepli, günah ifllemekten kaç›-
nan Hz.) Osman’d›r.
4- Allah’a yalvarmalar› (Sina’da Hz. Mûsâ’n›n ç›kt›¤›) Tûr
da¤› gibi. Ald›klar› (Peygamber efendimizin) iki (k›z›) nûr. Söy-
ledikleri (ay›tt›klar›) barça (bütün) inci gibi. Hayâ ehli (utanan,
edepli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
166 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Peygamberimizin) dördüncü sa¤d›c›, yard›mc›s› olan (sa-
hibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir. Hem mi’rac’da
(Allah’›n kat›na vard›¤›nda) sa¤d›c› olan (sahibimiz efendimiz)
Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
2- Söyledi¤inde sözleri Allah ile ilgili her yan›yla hay›rl›,
görsen yüzü nûrlu (›fl›kl›,) ayd›nl›k olan, (müslümanlarla sava-
flan) kâfirleri k›ran (sahibimiz efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.)
Ali’dir.
3- Himmet (kalbi olanca gücü ile Allah ve Resûlü’ne yönel-
mifl herkesi koruyup kay›rma) kufla¤› (çabas›) belinde. (Sahibi-
miz efendimiz) Yaratan’›m›z›n ad› (sürekli) dilinde, (Peygambe-
rimizin kendisine verdi¤i çatal uçlu) zü’l-fikâr› (k›l›c›) elinde
(sahibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
4- (Peygamberimizin kendisine verdi¤i) düldüle (k›r kat›ra)
binip de (flöyle ortal›¤a) ç›ksa yer titremeye bafllar. (Müslüman-
larla savaflan) kâfirler (korkudan) ba¤›r›p ça¤›r›flarak, yard›m is-
temeye bafllarlar. (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.)
Ali’dir.
5- (‹slâm) düflmanlar› (savafl için sald›rd›klar›nda) karfl›lar›-
na ç›kt› ve kâfirleri öldürdü. Geçersiz (gerçe¤e dayanmayan,
bofl ve anlams›z olan) bilgileri geçiren yok eden, (tüketen, biti-
ren, ilim ehli oldu¤undan safsatay› önleyen, sahibimiz, efendi-
miz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
168 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Bir gün (Hz.) Ebû Bekir, Selman(-› Farisî) ile (birlikte Pey-
gamber Efendimizin yan›na) geldi. (Allah’›n son peygamberi)
hak (Hz. Muhammed) Mustafâ (barça yaratt›klar›n›n r›z›klar›n›
veren ve onlara hay›rlar irade buyuran) Allah’›n ad›n› an›p giz-
li gerçekleri söyledi. Barça (bütün insanlar) bu dünyâdan, istese
de istemese de kötü ifller yapanlar, yapt›klar›ndan (dolay›) biz-
ler kötü ifller yapmasayd›k diye diz dö¤erek âhirete (gider) va-
r›rlar. Elin olup (al›p) Yaratan’›na kavuflmak için.
2- Azrâil (Ölüm Mele¤i) bir gün Allah’dan ald›¤› buyruk ile
(ç›k›p) geldi. Fât›ma (anam›za) sayg›l› olarak selâm verdi. (Al-
lah’›n son Peygamberi) Hak’ (Hz.) Muhammed Mustafâ (Al-
lah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ulu¤ güne, kaderin,
hayr›n ve kötülü¤ün Allah’tan geldi¤ine, kiflio¤ullar›n›n öldük-
ten sonra yine dirileceklerine olan) imân ile düflüncede idi. S›-
cak gövdesinden de¤erli can›n› vermek için.
3- (Allah’›n kitap vererek peygamber olarak gönderdi¤i
Hz.) Resûl dedi: Benim getirdiklerime inanan, benim yolumda
olanlar susun ve dinleyin! (Biz) âhirete uland›k (gidenlere ek-
lendik). Sizler onu (âhirete yolculu¤umuzu) bilin! Oruçlar›n›z›
tutun, namazlar›n›z› (dosdo¤ru) k›l›n, zekâtlar›n›z› (y›lda mal›-
n›z›n yüzde ikibuçu¤unu yoksullara) verin. (Bunlar› yaparsa-
n›z) kendinizi tamu(nun odun)dan kurtar›rs›n›z.
4- Pazartesi günü (Allah’›n insanl›¤a Peygamber olarak gö-
revlendirdi¤i Hz.) Muhammed Mustafa (bu maddî) dünyây›
koydu (b›rakt›). Ad› ulu Allah’›n buyru¤una boyun sundu (bo-
yun e¤di). ‹bn-i Abbâs (Abdullah ibn-i Abbâs. Peygamberimizin
amcas›n›n o¤lu) suyunu kuydu. (Hz.) Ali yudu. (‹bn-i Abbâs su-
yunu döktü Hz. Ali cenazesini yudu) uçma¤ içinde, uçma¤ do-
nunu (cennet giysilerini) giymek için.
170 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
* A'raf sûresi 172. âyet: Hani Rabbin, Âdem o¤ullar›n›n bellerinden zürriyetleri-
ni alm›fl; onlar› kendilerine flâhid tutarak, “Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?”
demiflti. Onlar “Hay hay (Rabbimizsin), flâhid olduk!” demifllerdi. Bunu k›yâ-
met gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz diye yapm›flt›k.
172 Hoca Ahmed Yesevî
..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 173
fiiir
..................
Aç›klama
1- (Senin) göñül al›c› konuflmalar›n›n deñizinde gavvas (su-
ya dalan, dalg›ç) olup, Yüce Yarat›c›’n›n ba¤›fl› ile derin bilgi,
sezgi, aç›l›m, kalbî görüfl incisini (ak›l, ilim, edeb) alas›m gelir.
Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflecek yolun aç›ld›¤› meydanda ka-
nat ç›rp›p, uçup dönerek o (uçmak a¤ac› olan) Tûba’n›n dallar›-
na konas›m gelir.
2- O tûba dallar›n› ekse (çelikten -dal›ndan- topra¤a sokup
yetifltirmek istese) bitmez (yetiflmez. ‹çtenlikle) Allah diyen (ve
Allah yolunda olan Hakk’a) âfl›k (olan) kuldan (istemeyerek de
olsa) kötü bir ifl veya iyi iflte eksiklik gelmez (olmaz.) Do¤ru ve
gerçekten (Allah’a) âfl›k (olan O’nun sa¤d›çl›¤›na) eren hiçbir
zaman yolda kalmaz. (Benim Hakk’a) âfl›k olup Allah’›n ad›n›
sürekli söyleyesim gelir.
..................
7- (Âhiret için) sa¤lam, güvenlik içinde olup duruldu, gö-
ñüllerine girmifl olan Allah sevgisi d›fl›ndakilerden ar›nd›lar.
Cüneyd(-i Ba¤dadî ve Hallâc-› Mansûr’un sa¤d›c› olan) fiiblî.
‹çindeki kendisini bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli-
¤ini (aya¤›yla) tepip y›k›p k›rd›. Hasan Basrî, M›s›rl› Zünnun
(Ebû’l-Gay›d)da halk› bu dünyâda koyub (b›rak›b) yok oldu.
Nûrlu sa¤d›çlara uyup onlarla birlikte olas›m gelir.
8- Allah’›n ad›n› sürekli anmak, çal›m satman›n büyüklen-
menin, kibirlenmenin evini bozdu. (Düzenini, yerini k›r›p y›kt›.)
‹lim ehli bilgili, sezgili, ö¤ütleyici, e¤itici, yol gösterici önder
olanlar bu, (Allah dostlar›n›n toplan›p oluflturdu¤u) halkay›
(daireyi) görklü, (gösteriflli, gözal›c› olarak) düzdü. (Düzenledi.)
Çünkü Hû (O’, Allah) dedim. Yazuklar, Allah’›n buyruklar›na
uymamalar, düze (do¤ruya, sevaba, itaate) tozdu, (do¤ru uçufl-
tu, yöneldi). Benim dahi o (erenlerin oluflturdu¤u) halkada ola-
s›m gelir. (O daireye giresim gelir.)
178 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Karfl›l›kl›, sevgi ve sayg› ile göñül okflay›c› konuflma(lar›n
yap›ld›¤› erenler) toplant›s›na kat›l›p bülbül (kuflu) gibi, tanyeri
a¤aranda inleyip seslenerek a¤lay›p konas›m gelir. fiu, o vakitte
(herkesin uykuda oldu¤u tanyeri a¤aranda) Yüce Yaratan’›m›n
yüzünü mânâ gözü (göñül gözü) ile aç›k ve belli olarak göresim
gelir.
2- Sözünden dönmeyen (eziyetli olsa da sözünü tutan) er
kifliler Hakk’ yolunda gidenlerin baflç›lar›d›r. Tasavvufa girmifl
mürflidin ö¤rencisi ile Sahibimiz efendimiz Yüce Yarat›c›m›z
aras›nda elçileri, benzeri olmayan birlik deñizinin yolcular› sev-
gilinin bulundu¤u, s›¤›n›lacak yerin kap›s›n›n efli¤ine var›p
(oran›n) kap› görevlisi ve temizlikçisi olas›m gelir.
3- Gece ve gündüz Yüce Yaratan’a kavuflmay› dileyenler,
durmadan, hiçbir fleye ve zorlu¤a ald›rmadan can› ile Hû (O’,
Allah) diye sürekli söylerler. Hakk’dan (kalbine) ilhâm (manâ
do¤mas›, Allah’›n kulunun göñlüne bâz› fleyler getirmesi) yetip
gelir. Bunu bilsen. Âhiretin (öte dünyân›n) az›¤›n› (orada gerek-
li olacak olanlar›) alas›m gelir.
180 Hoca Ahmed Yesevî
* A’raf sûresi, 143. âyet: Vaktâki Mûsâ, tayin etti¤imiz vakitte geldi ve
Rabbi onunla (vas›tas›z olarak) konufltu. Mûsâ, “Yâ Rabbi, bana (cemâ-
lin) göster, seni göreyim” dedi. Allah, “Sen beni aslâ göremezsin. Ama
flu da¤a bak! E¤er o yerinde durursa sen de beni görürsün!” buyurdu.
Derken Rabbi o da¤a tecelli edince, onu yerle bir etti. Mûsâ bay›larak
yere düfltü. Ay›ld›¤› vakit, “Allah’›m! Seni tenzih ederim. Sana tevbe et-
tim ve ben, mü’minlerin ilkiyim!” dedi.
182 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Allah deyip de Allah’a olanca varl›¤› ile ba¤lananlar›n
yerini (erifltikleri yüksek dura¤›n›) uçmakta gördüm. ‹ri gözlü
cennet k›zlar›n› ve g›lmanlar›n›n (karabafllar›n›n) hepsini (cen-
nete girenlerin) buyru¤unda, onlar›n ifllerini yapar gördüm.
2- “Fezküruni” (Allah’›n ad›n› sürekli an›n, ululu¤unu ve
gücünü derin düflünün)* bunu sürekli söyleyen (ve düflünen)
kullar(›n hepsini birbirleriyle) yoldafl olup uçma¤›n yedinci ka-
t› olan Adn’da gördüm.
3- Gece ve gündüz (tün i gün) hiç uyumazlar (bofl durmaz-
lar) Hû (O’, Allah) sözünü sürekli söylerler. Meleklerin yoldafl-
lar› (olup onlar›) Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i (arfl)
üstünde (arfl› aflm›fl yücelikte) gördüm.
4- (Herkese hep) iyilik yap›p cömertlik yapanlar ve babas›-
n› erkenden yitirmifl (kalbi k›r›lm›fl olan)lar›n göñlünü alanlar
(Peygamberimizin) dört sa¤d›c›n›n yoldafl›d›rlar. (Bunlar›) Kev-
ser (uçmaktaki kevser ›rma¤›) lebinde (duda¤›nda, k›y›s›nda)
gördüm.
5- (‹limleri ile) âmil olan âlimler (bildiklerine uyan gere¤ini
yapan bilginler) yola giren âsiler, (Allah’›n buyruklar›n› tutma-
y›p da, dönüfl yaparak tutan ve olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤la-
nanlar), öyle uygulay›p yerine getirenlerin yerini (yükseldikleri
duraklar›n›) uçma¤›n ikinci kat› (Dârü’s-Selâm)da gördüm.
* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki ben de sizi anay›m. Ba-
na flükredin, nankörlük etmeyin.
184 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
6- ‹lim ehli olup da, bu ilmi ile yarg›ç olup ilmini baflkalar›-
na da uygulayan âlimler (Yarg›ç olanlar), para ve rüflvet yiyen-
ler (verece¤i hüküm âdil olsun, olmas›n o hükmü taraflardan bi-
rinden aynî ve nakti-para veya yerini tutan bir fley alarak verir-
se) öyle (âdil olmayan hüküm veren) kad› (yarg›ç)lar›n yerini
(Tamunun ikinci kat› olan) nâr-› Sakar’da gördüm.
7- (Bir olay veya ifl konusunda ‹slâm’a uygun olup olmad›-
¤›n› bildiren konuyu bilen) fetva veren, müfti olan âlimler, hak-
s›z (her neden olursa olsun, ‹slâm’a uygun olmayan) fetva ve-
renler, öyle olan müftülerin yerini (tamunun üstünden uçma¤a
uzanan) s›rat köprüsünde gördüm.
8- Baflkalar›na haks›zl›k ve eziyet eden, bundan zevk alan
veya göñlü incinmeyen, erken yafllarda babas›n› yitirmifl olanla-
r›n göñlünü a¤r›tanlar (onlara manevî eziyet edenlerin) yüzleri
kara olarak elleri, kollar› arkada (ba¤lanm›fl gibi) gördüm.
9- Müslümanlar›n içine girmeyen, (camiye gidip cemaatle
namaz k›lmayan) ve (müslüman›m deyip de) namaz k›lmayan-
lar, fleytân (Allah’›n kat›ndan kovulmufl ve ilenilmifl, kiflilere
sinsice yanafl›p Allah’›n buyruklar›na karfl› gelmeye yönelten)
ile bir yerde, tamunun en alt yerinde gördüm.
10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed de¤erli fleyle-
rin (dolu oldu¤u) oca¤›n› açt›. ‹nci ve cevherlerini (altundan da-
ha de¤erli olan bulunmaz tafllar›n›) saçt›. (‹lim, edep ve ilâhî
özelliklere bürünmenin yollar›n› söyledi.) Bu sözleri dinleme-
yenleri (anlay›p uygulamayanlar›) gaflet (uyku, bilgisizlik, vur-
dumduymazl›k, düflüncesizlik) içinde gördüm.
Aç›klama
1- (Do¤ru Hakk’) yol(un)a girmifl (olan Allah dostu) eren-
lerden (Hakk’a giden) yolu sormad›m. Ey sa¤d›çlar›m! (Ben) a¤-
lamayay›m m›? Yañ›larak (Allah’›n buyruklar›na uymad›m ve)
yañl›fl davrand›m. Gece gündüz Yüce Yaratan’›n ad›n› an›p ulu-
lu¤u ve gücünü düflünmeyi, (tefekkür etmeyi) kendime görev
bilip yapmad›m. (Bunu yapmamakla) ey sa¤d›çlar›m, ben öz ca-
n›ma eziyet s›k›nt› verdim.
186 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Ben hep) Allah’›m› arad›m. O’nun yoluna düflüp (ben
O’na) giderim. (Ben dilim ve kalbimle) sürekli seni söylerim. Al-
lah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
2- Ben O’nu nerede bulurum. Ben O’na can›m› kurban ede-
rim (can›m› O’nun için veririm). Ben kendim kurban olarak gi-
derim. Allah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr›
yoktur.
3- (Ben) can›m› ve göñlümü O’na vereyim. Verip de (cans›z
ve göñülsüz gibi olarak) bak›p kalay›m. Allah’dan baflka (tapa-
cak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur. Allah’tan baflka (tapa-
cak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
4- (Benim) can›m ve göñlüm (O’nun sevgisinin ateflinden iç-
ten içe) yanm›flt›r. Yan›p da közde k›zarm›fl gibi olmufltur. Ca-
n›m ile (yetti¤i kadar) söyleyeyim. Allah’tan baflka (tapacak, s›-
¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
5- (Gerçek Hakk’) âfl›klar›n›n ülkesi, evi, eli paras›z (serma-
yesizdir). Onun ac›lar›n› dindirecek em yoktur. ‹stekle yorulma-
dan hep söyleyedurun. Allah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak,
dönülecek) Tañr› yoktur.
6- ‹brahim o¤lu Ahmed iflte bu sözleri güzel söyledi. Ey
can(dan sa¤d›ç)lar›m siz sürekli söyleyegörün. Allah’tan baflka
(tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
190 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- ‹slâm’›n âyet ve hadîslere dayanan uygulama ile ilgili hü-
kümlerinin (fleriat) ö¤renme ve uygulama yollar›n›n nas›l oldu-
¤unu ö¤renip uygulayarak Hakk’a ulaflma, O’nun r›zâs›n› ka-
zanma yoluna tam bir do¤rulukla, (flaflmadan azmadan yürü-
mek için) giresim gelir. (Hangi durum ve flart alt›nda olursa ol-
sun) Peygamberimizin buyurdu¤u, yapt›¤›, yap›lmas›n› uygun
gördüklerini terketmeden (içimden gelen) iste¤imle sorarak
(Allah kat›nda seçkin olan) erenleri gezesim gelir.
2- (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflebilmek için tutulan yol
olan) tarikatta bu (yalanc› ve geçici) dünyây› terk ederek, ilim ve
fenlerle ve Allah’›n ilham› ile (içe do¤ma) kalbî ilerlemeye sahip
olup, onun çaba ve gayreti ile yan›p yak›larak gerçekte (Allah’›n
sonsuz gücünü bütün beñzetme ve dolayl› anlatmalardan uzak
olarak gerçekten) anlay›p, (gövdemizi diri tutan) iflte bu can›
teslim edip, (O’nun yoluna koyup) yok olarak Allah’›n yüzünü
göresim gelir.
3- Kim Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflma yolunda bu (ya-
lanc› ve geçici) dünyâdaki evinden, oca¤›ndan, bark›ndan geçe-
rek, (âhireti unutmadan) Allah’› sever, O’nun kat›ndaki seçkin
ve O’na yak›n olan erenlerden bilgi al›r, (haberdar olursa), ken-
di gövdesini diri tutan öz varl›¤› içinde o sevdi¤i (Yarat›c›’s›n-
dan) haber almal›(d›r. ‹flte) o durakta Yüce Yaratan’a yak›n ola-
s›m gelir. (O’nunla) ilgili gizli bilgiler bilmek ve O’na yavuk ol-
mak isterim.
4- Var›lan o durak e¤er bilirseñ çok yüksek (herkesin ulafla-
mayaca¤› kadar ulu bir) durakt›r. Allah’› gerçekten ç›lg›nca se-
ven ve O’na amrak bir kifli isen, görmeden bilmeden sak›n ola ki
söz söylemeyesin. (E¤er ki) akl›n bafl›nda ise (tam bir) do¤ruluk
ile Yaratan’›n› sevmelisin. Görüp, bilip (o konuda bütün gizli
bilgilere ulafl›p) yollar›n› (yüce Yarat›c›’n›n r›zâs›na ulaflan do¤-
ru yollar›) yürüyesim, (Yüce Yaratac›’ya ve O’nun r›zâs›na ula-
flas›m) gelir.
192 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Ben dururken birdenbire göñlümün içine sahibim efen-
dim, Allah’›m›n bak›fl› düfltü (bak›fl›na u¤rad›). K›rk y›ll›k zen-
gâr (a¤u, bak›r pas› beñzeri zehirli madde) bafltan bafla göñlü-
mün ülkesine çöküp bürüdü de, Allah’›n ad›n› anmak ve ululu-
¤unu, gücünü düflünmenin verdi¤i nûr ile (k›rk y›ll›k a¤ulu pa-
s›) açt› (silinip temizledi) olmal›.
2- Allah’›n ad›n› sürekli ananlar düzenli olarak toplan›p di-
zildiklerinde. Allah’› anma ve onun göñüllere verdi¤i coflkun-
lukla yerinde duramay›p kendi çevresinde döndükleri toplant›
kuruldu¤unda, boynumuz âhiret dünyâs›ndan vuruldu¤unda
(ayr› düfltü¤ünde). Göñül kuflu (göñlümüz kuflu gibi) Yara-
tan’›n kat› (efli¤i) yönüne do¤ru uçtu olmal›.
3- Ben hiç bilmiyorum. (Öte dünyâda) benim iflim nas›l ola-
cak? (Burada nas›l bir duruma düflece¤im?) Onun için (öte dün-
yâda kötü bir duruma düflerim korkusuyla) sürekli gözlerim-
den gözyafllar›m akar. Tanyeri a¤aranda kalk›p Hakk’dan (Al-
lah’tan sevgisini ve kurtuluflumu) dilemiflim. (Benim tan a¤a-
randaki yakar›fl›m), Meleklerin âmin (dedikleri uygun ve hay›r-
l› bulduklar)›na (uygun) düfltü olmal›.
194 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! Benim yüre¤im ba¤r›m (yand›) kebap (köz-
de k›zarm›fl) gibi oldu. Gerçek (Hakk’) âfl›k(› kendi) can(›n)dan
geçti. (Allah u¤runa can›n› verdi) olmal›. (Hakk’) sevgisinin
(ateflli) ›fl›¤› (benim) göñül yurdunu harap etti (yak›p y›kt›). On-
dan dolay› akl›m, düflüncem, davran›fl ve kavray›fl yetene¤im
gitti olmal›.
196 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
Aç›klama
1- Ad› ulu Yüce Yaratan (göñülümüze) ›fl›k sald›. (O ›fl›ktan
benim) can›m yand›. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli
anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unut-
mayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim. Tanyeri a¤a-
randa bilgili, yol gösterici, ö¤ütleyici, e¤itici mürflid bak›p da
sordu. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun
ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan kullar
(birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
2- Allah’› sürekli anan ve ululu¤unu güçlülü¤ünü düflünen-
lere (her fleye) gücü yeten sahibimiz efendimiz Allah söz verdi.
Sin içinde Günefl (›fl›¤›, nûr) ve ipek (cennet giyece¤i) ile bulufl-
may› söz verdi. Allah’› anan, O’nun ululu¤unu gücünü düflü-
nenlerin duraca¤› yer sonsuzluk âlemidir (Darü’l-Bekâ). Gelin,
y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun ululu¤unu, güç-
lülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan kullar (birlikte) Allah’›n
ad›n› söyleyelim.
3- Allah’› hep an›c› O’nu düflünen olsa, flükreden (karfl›l›k-
s›z verdi¤i maddî ve mânevî varl›¤›m›z ve öteki nimetleri için
teflekkür eden) olsa (ikisinin de) yeri cennet. (A¤laya a¤laya)
gözlerinden yafl yerine kanlar aksa (yine de) yapt›klar›n›n az ol-
du¤una inan›r. Son peygamberin getirdiklerine inan›p onun yo-
lunda olsan ad›n› (unutmadan) söylemek size Peygamberimizin
buyru¤udur. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve
O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan
kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
..................
12- Taharetsiz (abdestsiz) zikir söyleyene (zikir halkas›na
kar›flana) ilenme (bedduâ) ya¤ar. fiu, o günü (abdestsiz, taharet-
siz kazan›l›p, ana karn›na düflmüfl) olan (do¤an) çocuk fleytân(a
benzer olarak) do¤ar. (fieytân gibi olur ve ona uyar). Ölece¤in-
de fleytân (herkesten önce gelip) bakar. (‹mâns›z gitmesi için tu-
zaklar düzenler kurar) Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli
anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unut-
mayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
200 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (‹lâhî) aflk odunu gizli tutup (kamudan) saklar (kimsenin
bilmesini istemez) idim. Can(›m› içten içe yak›p) yüre¤imi, ba¤-
r›m› kebap etti. (Yakt›, köz üzerinde k›zarm›fl gibi etti.) Bilgili,
do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤üt verici (mürflid, önder)den (ba-
na flimdi) yard›m olmaz olsa, ey sa¤d›çlar›m. (Gerçek ‹lâhî aflk›n
bize verdi¤i) bu bitmez, dayan›laz eziyet, s›k›nt›, beni s›n›rs›z
(hepten) yak›p y›kt›.
2- (‹lâhî) aflk›n gizli gerçeklerinin her sözünü, verdi¤i sözün-
de durmayan, korkak, alçak olana demek olmaz. Ne kadar yak-
san da yel esen yerde kandil yanmaz (yel onu söndürür). Hakk’
(Do¤ru) yolunu bulan sözünden dönmeyen erkekçe davrananla-
r› bilse olmaz. A¤laya a¤laya gözyafl›n› (göz p›narlar›n›, gözyafl›
gelmeyecek ve göremeyecek flekilde gözlerini) y›kt›. (Hasta etti).
3- (Do¤ru,) Gerçek(ten Hakk’ aflk›na tutulmufl amrak) âfl›k-
lar can›n› d›fllay›p geçer imifl. (Can›n› hiçe sayar imifl. Belh Ha-
n›’n›n o¤lu ‹brahim Bin) Edhem gibi yoksullu¤u sultânl›kla ka-
r›flt›r›p (giysilerini bir çoban ile de¤ifltirerek) mal›n› (Belh taht›-
n› ve Hanl›¤›n›) d›fllay›p (bir yana at›p), Allah, Allah diyerek
Hakk’›n ad›n› sürekli söyleyip, O’nu unutmadan, O’nunla ol-
maktan göñlü flen olurdu. ‹mân›n› kalbinden içtenlikle söyleyip
dili ile de söyleyerek ba¤r›n› yakt›.
4- Do¤ru yola giren (kifli) sözünün eri olan (do¤ru) yola gi-
renlerden ders almal›s›n. Can›n› cana (sevdi¤ine can›n›) ulaflt›-
r›p ba¤lanarak yürüyenlerden, (Do¤ru) yolu sorup (o do¤ru)
yoldan korkusuz kuflkusuz (yürüyüp istedi¤ine senden önce)
varanlardan (ders almal›s›n). Öyle (olan) kullar (kendilerinin bu
yalanc› ve geçici dünyâdaki) durumlar›n› (istek ve dileklerini)
s›n›rs›z (hepten) y›kt›.
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, nefis (içindeki
kendisini sürekli bu geçici ve yalanc› dünyân›n afla¤›l›k mal ve
zevklerine yönelten benli¤inin) da¤›ndan (ç›kard›¤› da¤ gibi en-
gelinden) ç›k›p aflt›. Yüre¤i, ba¤r› coflkunlukla kaynay›p (çalka-
lan›p) taflt›. Allah’a hamd (ve flükürler) olsun ki, (do¤ru, Hakk’a
giden) yolunu bulup (Hakk’a) yavuklaflt› (yak›nlaflt›. Kendi)
içindeki han›ndan (inanc›n›n imân›n›n sa¤laml›¤›ndan) kendi
kendisini (oda vurup) yakt›.
204 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Ben) Yüce Yaratan’›m› (yaflad›¤›m›z) dünyâda gece gün-
düz arar›m. Dört yan›mdan, yarat›lm›fllar›n evren ve yer içinde
(beni Yüce Yaratan’›ma erifltirecek olan) yol gider.
2- Dörtden yediye yettim (dört yafl›mdan yedi yafl›ma erifl-
tim). Dokuzu (yafl›m›) da geçtim. Keyvan (satürn, zühal gezege-
ninin) yörüngesi içinde ondan ikiye geldim.
3- Üçyüzaltm›fl su (›rmak ve deñiz, kifli gövdesindeki da-
marlar ve içinde akan kan) geçtim dörtyüzk›rkdört da¤ aflt›m.
Birlik (vahdet-i vücud, varl›klar›n tamam›n›n Allah’tan geldi¤i
yine O’na dönece¤i) flarab›n› içtim (gerçe¤ini kavrad›m) ortal›k
yere düfltüm (iflte ben bilinenim).
4- Ben ne zaman ki, ortal›¤a ç›kt›m. Ortal›¤› (benden önce
gelmifllerden) dolu (olarak) gördüm. Yüzbiñ (‹lâhî gizli bilgile-
ri, Kur’ân gerçeklerni bilen, ileriyi gören,) sezgili kiflileri barça
(bütün) yürüyüfllerimde, (her nereye gittim ise onlar›) sordum.
5- Dalg›ç deñizine (benden önce ermifllerin dald›¤› varl›k
dünyâs›na) girdim. (Kiflilerin ma’nevî) varl›¤›n›n flehrini (her ki-
flide olan ma’nevî varl›¤›) gezdim. ‹nciyi kabu¤unda, mücevhe-
ri (altundan da de¤erli olan kiflinin varl›¤›ndaki ‹lâhî bilinme-
yen bilgileri), oca¤› (kiflinin manevî yap›s›) içinde gördüm.
6- Arfl (Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i dokuzuncu
gök kat›nda oldu¤u san›lan) ve kürsî (arfl’›n alt›nda oldu¤u sa-
n›lan makam)ye yürüdüm. Levh (sonsuz geçmiflten sonsuz ge-
lece¤e kadar olacak olanlar›n yaz›ld›¤› yer) ve kalemi (Levh’e
olmufl ve olacak olanlar› yazan yazgaç›) gördüm. (Allah’›n ilmi-
nin ululu¤unu anlad›m) Kiflilerin gövdesinin (manevî) yap›s›n›
gezdim. Bu can(›n bana verdi¤i dirilik) ile (kiflinin manevî varl›-
¤›n›n) içindeki bilinmeyen ilâhî gerçekleri (söyledim).
7- Can› (sevdi¤inde) cânanda, (Allah’›n ermifl kullar›n›, Ya-
ratan’›na yönelmifl hep onunla oldu¤unu) gördüm. (Gerçek ‹lâ-
hî Hakk’) aflk›(n› erenlerin topland›¤›) ortal›kta gördüm. Allah’a
sevgi ile ba¤l› olanlar›n konmufl oldu¤u genifl yer, ‹lâhî güzellik-
lerin ve Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i yerdedir.
206 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Her tan atanda (yerimden) kalk›p a¤lay›p yalvarsam. (Ey)
Sa¤d›çlar›m! Hocam (ba¤l› oldu¤um bilgin, do¤ru yolu gösteri-
ci, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
(A¤laya a¤laya gözlerimden) yafl yerine kan›m› döküp yalvar-
sam. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›c›m, do¤ru yolu gös-
terici, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
2- (Onun) kap›s›n›n efli¤ine bafl›m› koyup h›çk›ra h›çk›ra a¤-
lasam. Gözyafl›m› ak›tarak çiy (gece havadaki su buhar›ndan
yeflil yapraklar otlar ve çiçeklerde oluflan su damlalar›) k›lsam.
Iss›z k›rlar› çölleri gezip özümü kiflilerin bulundu¤u yerlerden
uzakta deli gibi k›lsam. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›-
c›m, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim)
ba¤l›md›r der mi ki?
208 Hoca Ahmed Yesevî
..................
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Bu geçici ve yalanc› dünyân›n) bilginleri (Allah’›n yarat-
t›¤› varl›klara yararl› olan) bilgileri ile de¤erli oldu. Bilgisiz
olanlar› da bilgisizlikleri ile âciz (çaresiz, zor duruma düflmüfl
olup kurtulamayan) oldu. (Senin) kap›n›n efli¤ine gelip de bu
yalanc› ve geçici dünyâda yapt›¤› kötü ifllerden dönmeyip ba-
¤›fllanmas› için çabalamayan kim sana uygun, yarafl›r kul olabi-
lir? Bu geçici ve yalanc› dünyâda yapt›¤›m›z kötü ifllerden dö-
nüfl yap›p diz dö¤erek (Yaratan’a uygun ve yarafl›r) kulluk yap-
mak gerek.
2- Allah’›n ad›n› anmak kiflilerin göñüllerinde yok olsa. Her
fleyin gizli gerçekleri (iç dünyâs›) ne zaman O’ndan ses (buyruk,
sesli emir gelmifl) olsa aç›l›r (ortaya ç›kar). Bâyezid Bistamî gibi
göñlü duru, temiz, saf olan mürid (ö¤renci, ç›rak) gerek. (‹flte)
öylesi (Bâyezid Bistamî gibi göñlü temiz ve duru olan) mürid
(ö¤renci, ç›rak, yamak) dile¤ine eriflse gerek. (Göñlü temiz ve
duru olmayan iste¤ine kavuflamaz).
3- (Öyle) mürid (ö¤renci, ç›rak) gerek ki (saf ve duru olan)
göñlünü hepden yolgösterici, ö¤ütleyici öndere verse ondan
sonra da önderin safâ nazar› (uyand›r›c› ve iç dünyâs›n› ayd›n-
lat›c› bak›fl› (ilgisi) ona olsa (dokunsa) önderin ete¤ini s›k› ve
sa¤lam tutup (ona olanca varl›¤›nla ba¤lan›p olanca çaban› or-
taya koyup) sar›l. ‹flte böyle olan mürid isteklerine kavuflmas›
gerek.
212 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Her tanyeri a¤ard›¤›nda boynumu k›s›b (tan atanda utan›p
s›k›larak, kat›nda boynumu burup bükerek) “Rabb’im”) diyerek
(O’na) yalvarsam. Rabb’im benim dile¤imi verir mi ki? (Yafl yeri-
ne) kanlar döküp (gözlerimden yafl yerine kan ak›tarak) a¤lay›p
inlesem. Tañr›’m benim göñlümün durumunu sorar m› ki?
2- Ermifllerin ilâhî sözler konufltuklar› yerde can oynatsam.
(Can›m› onlara sunsam. Hallâc-›) Mansûr gibi bafl›m› verip dâ-
ra¤ac›nda oynatsam. (Allah için dâra¤ac›nda bafl›m› ipe taksam)
yüzbiñ türlü eziyetler çekip can›ma k›yar olsam. (Ey Allah’›m.)
Âciz, (elinden bir ifl gelmez, zavall›) kulun yüzünü görür mü ki?
3- “Ey benim Rabb’im” diyerek ad›n› söyleyip, ad›n› anan,
seni hiç unutmayan, hep senin ululu¤unu ve güçlülü¤ünü de-
rinden düflünen olsam. Bafl›ma say›s›z eziyet ve s›k›nt› al›p (çe-
kerek) sana hep flükreden (teflekkür eden seni ululayan, ö¤en)
olsam. ‹yi (ermifl) olan (kullar›n›n) ilâhî sözleri söyleyerek ger-
çekleri anlatt›klar› toplant›da bulunsam. (Bütün varl›¤› Allah’›n
olan göñülden Rabbime ba¤lansam. Gerçek Hakk âfl›klar› gibi
çok a¤lamay› al›flkanl›k edinsem.) Kendi öz yurdumda, yurdun-
dan ayr› düflmenin ac›s›n› iyilik, göñül flenli¤i olarak bilsem.
(Kap›s›na vard›¤›mda) Hocam (Yüce Yaratan’›m) beni ihsan,
ilim, irfan, kerem aç›l›fl›yla benimser mi ki?
..................
9- (Ben sana) Kalû belâ* (Hadid sûresinin 14. âyetini) dedim
(söyledim). Sana (söyledi¤im Kur’ân-› Kerîm’den al›nm›fl bu)
sözüm yalan (de¤ildir). Allah’›n buyurduklar›na (s›k› sar›l›p)
sa¤lam tutmayanlar yolda kalan olurlar. Can›m öldü, göñlüm
öldü. (Gövdemi diri tutan öz varl›klar›m öldü de, beni sürekli
bu yalan ve geçici dünyâya yönelten içimdeki benli¤im) nefis
dirildi. (Canl›l›¤›n› koruyup güçlendi) Allah desem (sürekli Al-
lah’›n ad›n› ansam bana eziyet eden) zâlim nefsim ölür mü ki?
* Hadid sûresi 14. âyet: Mü'minlere ba¤›r›rlar: “Biz sizinle beraber de¤il mi
idik?” Mü'minler “Evet beraberdiniz. Lâkin siz kendinizi (nifaka) düflür-
dünüz. Mü'minlere (felâket) gözettiniz; flüphe ettiniz. Kuruntular sizi al-
datt›. Nihayet Allah'›n emri geldi (öldünüz). Bir de sizi o çok aldat›c› (fley-
tân) Allah'a karfl› bile aldatt›.
216 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Benim kurtuluflum için (tek) s›¤›na¤›m sensin deyip yola
girsem (olanca varl›¤›mla sana yönelsem.) Bir ve var (olan Al-
lah)’›m benim yolumu açar m› ki? Allah’›n yenilmesini, içilme-
sini, kullan›lmas›n›, dinlenilmesini, gidilmesini yasaklad›klar›,
kuflku, karanl›k (bilgisizlik) basan (bunlarla kapl›) göñlüm. Ay-
d›nlan›p inci ve cevher (de¤erli süsler. ‹lâhî gizli bilgiler ilim,
edeb, hikmet) saçar m› ki?
2- Benim sayru göñlüme bir bak›fl k›lsa (o bak›fl›ndan göñ-
lüm) ›fl›kl› olur. Yüzbiñ yol yapt›¤›m yanl›fl ifllerimle yazuklar›m
gizli olur. (Kapan›r. Sen) karfl›l›ks›z olarak ba¤›fllasan yüzbiñ yol.
Yaratan’›n buyruklar›na karfl› gelen (kifli) mutlu, sevinçli olur. (Se-
nin) bak›fl›n› kapan (bak›fl›n›n eriflti¤i) kandil (kifli göñlündeki be-
lirtin) hiçbir zaman uçar (›fl›¤› gider, söner silinir, yok olur) m› ki?
3- “‹nsanlar› kötülü¤e Allah’›n buyruklar›na, yasalar›na
karfl› k›flk›rtan fleytân›n kötülüklerinden Allah’a s›¤›n›r›m” de-
sem, (Allah’a) ba¤lan›p ibadet ile sünüklerimi (c›v›k çamur gibi)
yumuflak eylesem, eflimi çocuklar›m›, evimi, oca¤›m› babas›n›
yitirmifller gibi boyunlar› buruk b›raksam, Allah’tan ve O’nun
ac›ma ve ba¤›fllamas›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl olan fleytân ben-
den (uzaklafl›r) kaçar m› ki?
4- Yol alt›nda gövdemin en de¤erli yeri olan bafl›m› toprak
k›lsam. (Yolunun alt›na gömülüp toprak olsam). Can›m› ve göñ-
lümü Hakk’ yolunda ç›lg›nca seven (amrak) k›lsam. O’nun ad›n›
sürekli anarak pis, i¤renç gövdemi ak pak (tertemiz) k›lsam.
Ruhlar›m›z› yaratt›¤›nda “Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?” di-
ye sordu¤u andaki “Evet sen benim Rabb’imsin” deyiflimizin fla-
rab›n› (ülüflünü, göñül flenli¤ini) olanca varl›¤› ile sana ba¤lan-
m›fl, yoksul (elibofl olarak kap›na gelen) kulun içer (tadar) m› ki.
218 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
8- Ölece¤im vakitte (can›m› vermeden bu yalanc› ve geçici
dünyâ gözü ile) Arslan Baba’m› bir yol(da olsa) görsem. (O ba-
na göde¤im dedi¤inde) gördü¤üm zaman can›m› versem. Bast›-
¤› her bir yerdeki izlerinin (tozlar›n›, topra¤›n› gözüme) sürme
k›lsam. Ba¤r›mdaki (yüre¤imdeki) dü¤ümleri, (soru, kuflku,
kaygu ve tereddütleri) açar m› ki?
9- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed boynuma borç
olan ibadetlerden baflka onlardan artuk olarak ibadetler de ya-
p›p, bu yalanc› ve geçici dünyân›n geçici zevk ve de¤erlerinden
uzaklafl›p mescide girsem. Bilgisizlik, uyuflukluk ald›rmazl›k,
düflüncesizlik uykusunu kendime yasak k›l›p, kat›na ç›k›p
ayakta duran sana ibadet eden olsam. Lebh, (senin yolunda olan
ermifllerden dersler) al›p k›yametten korkup varsam, uçmak
içinde iri gözlü cennet k›zlar› ve cennetlik olanlar›n hizmetçisi
olan gençleri karabafllar› kucaklar (onlara kavuflurum) mu ki?
Aç›klama
1- Kâbe’ye gitmeye karar verdik, (kalbimizi Kâbe’ye yöneltik.
Ey) sa¤d›çlar›m! Hepiniz (bizden) hoflnud olun. Ya (gelemeyiz de)
ölürüz, (veya) geliriz. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hepiniz (gidip de ölür ve
dönemezsek de, ölmeyip geri gelirsek de) bizden hoflnud olun.
2- (Biz) Kâbe’ye (gitmeye) karar verdik. Kendisine kitap ve-
rilerek bütün evrene son peygamber olarak gönderilen (Hz.
Muhammed) Mustafâ’n›n bahçesine (yat›r›na ve camisine (git-
meye karar verdik.) Barçan›za (hepinize de Yüce Yaratan oraya
gitmeyi) nasib (ülüfl) k›ls›n. (Hepiniz bizden) hoflnud olun (ey)
sa¤d›çlar›m.
3- (Varmam›z) nasip (ülüfl) olsa, Kâbe’ye var›r›z. (Oradan
gelmek) nasib (ülüfl) olsa (geri) geliriz. (Bu dünyâdaki yaflama
süremiz dolup da) ecel yetse ölürüz. (Bizden) hoflnud olun (ey)
sa¤d›çlar›m.
4- (Siz benim) özümden hoflnud olun. ‹yi kötü (ne dediy-
sem) sözümden (de, hoflhud olun). Benim yüzümden geçin (Be-
ni iyi olarak benimseyin. Bizden) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
220 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- (Ben) âhiret (öte dünyâ) haberlerini (bilgilerini) iflitip (bu
yalanc› ve k›sa süreli) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim. (Ben) er-
mifllerin deñizine (çoklu¤u, toplulu¤unun dald›¤› birlik deñizi-
ne) düfltüm. (Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p)
giderim.
2- Erenler (ermifl kifliler yaflay›fllar›nda hiç) dünyâ demedi.
(Bu geçici ve yalanc› dünyâya yönelmediler). Dünyâ gam›n›
(üzüntüsünü tasas›n›) yemediler (çekmediler) Hakk’tan özge
a¤›zlar›ndan (Allah’tan ve do¤ruluktan baflka bir söz) deme-
di(ler. Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.
3- (Hz.) Mûsâ (peygamber) ‹mrân (Hz. Meryem anam›z›n
babas›) kalmad›. (Hz.) Süleyman (peygamberin görkemli) taht›
kalmad›. Biñ yafl›na de¤en (Hz.) Lokman (hekimlerin, utac›lar›n
babas›) kalmad›. (Hepsi de bu dünyâdan gittiler. Ben) bu (geçi-
ci ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.
4- Dünyâ diyen (bu geçici dünyâya de¤er veren) do¤ru yol-
dan ç›kar, göñül dinginli¤i bulmaz imifl. Akl› bafl›nda olan kifli-
ler b›km›fl, bezmifl, usanm›fl imifl. (Bu dünyâ) bilgisiz, düflünce-
sizler ile sa¤d›ç imifl. (Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p
(b›rak›p) giderim.
5- (Göñüllerdeki) Sultân Hoca Ahmed Yesevî söyledi. Bu
(baflkalar›n›n bilmedi¤i) gizli gerçekleri (söyleyip) bitirdi. Bütün
dünyâda yaflayanlar (bu gizli gerçekleri) iflitin deyip (b›rakt›.
Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.
Aç›klama
1- Sizin konufltu¤unuz Türk dilini ilim sahipleri hofllan-
makta (uygun görmekte)dir. Bilgide ileri olan ‹lâhî gizli bilgile-
re ve Kur’ân gerçeklerine vak›f olan ileriyi gören sezgili kifliler-
den (ârif olan kullardan) iflitirsek göñül yurdunu açar.
2- (Allah sözü olan) âyet (ve Peygamberimizin sözleri ve
davran›fllar› olan) hadîslerin anlamlar› Türkçe olsa uygundur.
(Âyet ve hadîslerin) anlam›na yetenler (do¤ru olarak anlayanlar
bafllar›ndan) börklerini ç›kar›p yere koyar. (Onlar›n öteki sözler-
den üstünlü¤ünü anlar ve benimser.)
224 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
* Kar›fl veya Har›fl: Bir y›lan türü olmal›. Bu kelime sözlüklerde yoktur. Eski
Türkler’e göre Tamuda görevli Yerlik Han’dan baflka bir de Y›lanl› Karafl
vard›r. Mahdumkul› Divân›nda da bu y›lan›n ad› geçiyor.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 227
Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar›m! Ben ölsem bilmem ki (öldü¤ümdeki) du-
rumum ne olur? Sine girip (beni oraya girdirdiklerinde) yatsam
(o, karanl›k, dar, so¤uk çukurda üstüme toprak y›¤›l›p yaln›z
kal›nca) ben bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
2- (Beni) iletip sinime koysalar. (üstüme toprak y›¤›p) arka-
lar›na bakmadan (benim sindeki durumumla ilgilenmeden)
dönseler (geri gelseler. Münker ve Nekir. Sorgu melekleri gelip)
soru sorup karfl›l›¤›n› isteseler. Ben bilmem ki (sindeki) duru-
mum ne olur?
3- (Sinimde yatt›¤›m yere) Kar›fl adl› y›lan girse. ‹flte o za-
man gövdeme sar›l›p dolansa. (Y›lan›n s›kmas›ndan) bütün bir
(sa¤lam) kemik kalmaz, (kemiklerimin hepsi k›r›l›r). Ben bil-
mem ki (sindeki) durumum ne olur?
4- Böcek, börtek, kurt, y›lan, çayan hepsi üstüme y›¤›l›p
üflüflür. Çevremde oyuklar açarlar (gövdemi de sinimdeki top-
ra¤› da oyuk oyuk oyarlar). Kazanma ve yitirmek orada (soru-
lara cevap verip kendini kurtarmak) zordur. Ben bilmem ki (sin-
deki) durumum ne olur?
5- Hiç benden sevap (do¤ruluk ve iyi ifller karfl›l›¤› Allah’›n
ödüllendirece¤i davran›fllar) gelmedi, (sinime götüremedim).
Orada (sinimde) sorgu melekleri sordu¤unda) ne cevap verece-
¤im? E¤er ki bana yüzbiñ eziyet etseler (ne yapabilirim). Ben
bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
6- K›yamet günü (ulu¤ gün) oldu¤unda barça (bütün) kullar›
orada haz›r olarak bulurlar. (Bana) k›ld›¤›n (iyi) ifllerin hani? Diye
sorduklar›nda, ben bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
7- Ey (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed, sen bugün (Al-
lah’a) ibadet eyle gece ve gündüz (ibadetlerini art›r). Demegil
(sak›n ki demeyesin) ömrüm uzundur. Ben bilmem ki (sindeki)
durumum ne olur?
228 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Benim) bu geçici ve yalan dünyâdaki yaflama sürem bit-
ti. Bilgisizlik, uyuflukluk, düflüncesizlik içinde (ömrümün ne ka-
dar çabuk geçti¤ini ben anlayamadan) yel gibi geçti. (Seni) özle-
yiflimden gözlerimden gözyafl›m kan gibi (kanl›ca) gitti (akt›.)
Sa¤d›çlar›m! (Ben daha yeni) bildim. (Benim) bu akl›m flimdi
yetti (gerçe¤e daha yeni erdi.) Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce
Yaratan’›ma) göñülden yönelip ibadet edesim gelir.
2- Tanyeri a¤ar›rken Kur’ân okuyup (Yüce Yaratan’›ma)
yalvar›p yakarsam. (O’nun) kat›nda ellerimi kald›r›p (açarak)
O’na yalvarsam, (iyilikler dilesem.) A¤lay›p (inleyerek ben bu
can›m› hiç say›p O’nun yolunda versem. Tanyeri a¤ar›rken
kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) göñülden yönelip ibadet edesim
gelir.
3- fiiddetli (bu yalan dünyâya ba¤l›) istekler, gelip geçici bofl
fleylere düflkünlük, içimizdeki bizi sürekli bu dünyân›n geçici
mal ve zevklerine yönelten benli¤imizin bize gösterdi¤i kötü
yolunu koymak (b›rakmak) gerek. (Hallâc-›) Mansûr gibi dara-
¤ac›n›n (idam sehpas›n›n) bafl›na binmek gerek. Ölürken ki
(Hallâc-› Mansûr’un) son soluklar› gibi can (ç›karken ki) ac›s›n›
çekmek gerek. Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) gö-
ñülden yönelip ibadet edesim gelir.
4- “Öyle ise siz beni (taâtle, ibadetle) an›n”* âyetinden, imân
(Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, ahiret gü-
nüne, kadere hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una, öldükten son-
ra dirilmeye inan›p, kalp ile do¤rulay›p dil ile söylemek) Allah’a
ba¤l›l›k ve ibadet etmekten oldu. ‹flte bu gövdenin ve bizi sürek-
li bu yalanc› dünyân›n geçici ve bofl zevklerine yönelten içimiz-
deki benli¤imizin durgunlu¤u ve dinginli¤inden geçmek (b›-
rakmak) gerek. Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) gö-
ñülden yönelip ibadet edesim gelir.
* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki, ben de sizi anay›m.
Bana flükredin, nankörlük etmeyin.
230 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Ben) hiç bilemedim. Nas›l (ne çabuk) geçti bu yalanc› dün-
yâdaki benim yaflay›fl›m? (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun)
kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)? Ben, elinden bir ifl gel-
mez zavall›y› (do¤ru) yola koysan nas›l olacak? (Bunu bana) so-
rar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)?
2- Ben (do¤ru) yoldan ç›k›p azd›¤›m› (do¤ru yolu yitirdi¤i-
mi) bilemedim. Hakk’ sözünü kula¤›ma alamad›m. (Dinleyip
ona göre davranamad›m). Ben bu dünyâdan gidece¤imi, (yafla-
ma süremi daha çok uzun sand›¤›mdan bir gün bitece¤ini) bile-
medim. (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada
ne k›lar›m (yapar›m)?
3- (Benden önce ve benim ça¤›mda gelip) geçenlerden ders
al›p (do¤ru) yola girmedim. Soluk ald›kça h›çk›rarak a¤lay›p,
söyleyip, orada odlan›p (atefllenip) yanmad›m. Ben gece gün-
düz kendimi (özümün iç dünyâs›n›) bilmeden (ö¤renmeden)
yürümüflüm. (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak)
orada ne k›lar›m (yapar›m)?
232 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Her kim tarikata girmifl, (gerçe¤e varma, Allah’a ve Al-
lah’›n r›zâs›na eriflme yolunda olmak istiyor veya bu yolda) ol-
du¤unu bildiriyorsa, ilk önce dinin uygulama ile ilgili barça
buyruk ve ö¤ütlerine ayak koymas› (ad›m atmas› fleriat› tam,
eksiksiz yaflamas›) gerektir. Dinin uygulama ile ilgili barça buy-
ruklar›n› yerine getirip, (fleriat› tam ve eksiksiz olarak yaflay›p)
ö¤ütlerini tutup, ondan sonra bu yolda (Allah’a ve) O’nun r›zâ-
s›na eriflme (tarikat) yolunda oldu¤unu söyleyebilir.
2- fieriats›z (dinin uygulama ile ilgili buyruklar›n› yerine ge-
tirip ö¤ütlerini tutmadan hiç kimse) tarikattan (Allah ve O’nun
r›zâs›na eriflme yolunda oldu¤undan) söz etmezler. Tarikats›z
(Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflme yolunda olmadan) Allah’›n
evrendeki yapt›r›m ve hakimiyeti ile her fleyi kendisine itaat et-
tirmesi gerçe¤i (hakikat) konusunda söz edemezler. ‹flte bu yol-
lar›n yeri fleriatta (dinin uygulama ile ilgili barça buyruklar›n›
yerine getirme ve ö¤ütlerini tutmadan sonra) bilinir. Bunlar›n
barças›n› fleriattan sormak gerekir.
234 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
Aç›klama
1- (Var olan her fleyi) yaratan bir ve var (olan Allah’)›m›n
yolunu aray›p sürerek (takip ederek, o yoldan ayr›lmadan) Al-
lah’tan ve onun ac›ma ve ba¤›fl›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl fleytâ-
n›n yollar›ndan dönün sa¤d›çlar! ‹çten gelerek ilâhî sözlerin ko-
nufluldu¤u, ilim ehlinin sözlerinden ders al›p candan ve göñül-
den (Allah’›n) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (O’nun
ululuk ve gücünü derinlemesine düflünüp) sa¤d›çlar!
2- (Allah’›n) Hayy (diri canl›) ad›n› añarak söyleyip flarap
çamça¤›n› içenin (Allah’›n hem) geçmiflteki sonsuzlukta ve
(hem de) gelecekteki sonsuzlukta (var ve diri oldu¤unu kavra-
yan›n) yol üstünde de¤erli, seçkin bafl› (bas›l›p geçilen) toprak
gibi (olmal›). Allah’(a yak›n olmas›) için durumu k›r›l›p y›k›l-
m›fl, ba¤r› közde k›zarm›fl gibi yan›k ve yaral› (olmal›.) Canda
ve göñülde (Allah’›n) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin
(O’nun ululuk ve gücünü derinlemesine düflünün) sa¤d›çlar!
..................
13- (Bilmeyenler) Allah’›n kitap verip Peygamber olarak
gönderdi¤i Hz. Muhammed Mustafâ’y› da horlad›lar, (Tebük’te
tafllad›lar, Mekke’de d›fllad›lar). O, horluklar› çekti. Yine de on-
lara ümmetim deyip flefaatç› oldu. (Kendisinin bildirdi¤i) Al-
lah’›n buyruklar›na karfl› gelerek kendilerine eziyet ve s›k›nt›
veren, ümmetlerinin üzüntüsünü çekti. Onun için ümmetleri
(benimseyenleri) güç ald›. Canda ve göñülde (Allah’›) Hayy (di-
ri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (Onun ululuk ve gücünü derin-
lemesine düflünün) sa¤d›çlar!
14- Ümmeti, (onu peygamber olarak benimseyip yolunda
gidenler) için O’nun ba¤r›nda az bir bütünlük yoktur. (Ümme-
tinin üzüntüsünden O’nun ba¤r› parça parçad›r). Ümmet (beni
benimseyen, benim yolumda olan) dese, beyninden tütün (du-
man) ç›kar (öylesine içi yanar). Ad› ulu tek Tañr› olan Allah bi-
zi O’nun odu (atefli) k›larm› deyip (de yanar). Canda ve göñül-
de (Allah’›) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (O’nun ulu-
luk ve gücünü derinlemesine düflünün) sa¤d›çlar!
238 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! (Ben) Allah’›n kendisine kitap vererek (son
elçi olarak) gönderdi¤i Hak Peygamber Allah’›n Resûlü’nden
aç›klamalar yapay›m. (E¤er ki siz Ona) ümmet olsan›z (Onun
getirdiklerine inan›p yolundan gitseniz Ona) selâm ve övgüler
söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar. O âlemlere (bu dünyâ ve öte-
ki dünyâya) büyük ve küçük dünyâlara rahmet (ac›mak, flefaat
etmek için gönderildi. (E¤er ki siz Ona) ümmet olsan›z (Onun
getirdiklerine inan›p yolundan gitseniz Ona) selâm ve övgüler
söyleyip Onu ululay›n sa¤d›çlar!
2- Sahibimiz, efendimiz, Allah’›m Ona mi’rac’› (Recep ay›-
n›n 27. gecesi Allah’›n kat›na ç›kmas›n›) verdi (ba¤›fllad›). Ac›-
ma, esirgeme, ba¤›fllama deñizi dolup taflt›, kaynay›p dalgalan-
d›. Onun bafl› üstüne bafll›k olarak la-emrük- Peygamberli¤ini
Allah’›n herkese duyurulmufl ferman› ile do¤rulanm›fll›k bafll›-
¤›n› (tac›n›) koydu. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet ise-
niz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z) ifli-
tip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
3- Önce (Vahiy mele¤i olan) Cebrâil Ona (uçmak bine¤i
olan) Burak’› (kat›r ile eflek aras› Tañr›’n›n yollad›¤› biniti) al›p
geldi. (Peygamberimiz burak’a binip biñ görkem ile yara¤land›.
Burak uçup kanat ç›rpt›. Kanat ç›rp›fl› ile Irak’›, Hind’i (geçecek
kadar ad›m at›p) geçti. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet
iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z)
iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
240 Hoca Ahmed Yesevî
..................
..................
fiiir
Aç›klama
..................
5- Ey bilgisiz, ald›r›fls›z, (kör ve sa¤›r gibi olan kifli) bu dünyâ-
daki yaflama süren (bilsen ki) yel gibi geçti. (Ancak sen bilgisizli-
¤inden ileriyi göremedi¤inden yar›n düflece¤in zor ve kötü du-
rumlardan korkup a¤lay›p) gözyafllar›n› sel gibi ak›tmad›n. (Senin
Yaratan’›n), buyru¤unda (kendisine gere¤i gibi) kulluk yapan kul-
lar› gibi seni sorar. (Senin) Yaratan’›n (seni) sevse (sen O’na kendi-
ni sevdirebilirsen) seni azâd k›lar (günahlar›n› ba¤›fllar) imifl.
244 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
fiiir
* Tevbe sûresi, 82. âyet. Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler, çok
a¤las›nlar.
** Tevbe sûresi, 82. âyet.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 247
fiiir
Aç›klama
1- (Ben Yaratan’›m›n) kuluyum diyen kifli sürekli (Allah’›n)
ad›n› añar, unutmaz ve söyler. Allah’› ç›lg›nca sevdi¤inden bu
sevginin oduyla (atefliyle) ba¤r› (içten) yanar h›çk›r›r. (Ba¤›rarak
a¤lar ve yard›m ister. Bilgiden) haberi olmayanlar ömrünün de-
¤erini de bilmezler, yele satar (yel gibi bofluna geçirir. Bu dünyâ
âhiretin ekene¤i oldu¤undan bunu bilemeyenler ömrünü böyle
geçirenler), bilgisizlik, korkusuzluk, vurdumduymazl›k ile ce-
henneme gider sa¤d›çlar.
2- Dünyân›n son zamanlar›nda fleyh (önder, yolgösterici,
bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici) olanlar (oldu¤unu ileri sürenler) d›fl
görünüfllerini düzenlerler. (Göze güzel görünmek çabas›ndad›r-
lar). Dünyâya de¤er vermemek, nefsinin isteklerine uymay›p
ibadetle u¤raflmak ve bütün günahlardan kendini korumak,
kuflkulu olan her fleyden uzak durmak, kurallar›na uymay›p iç
dünyâs›n› bozar. Her fleyden bilgisiz ve korkusuz uyurken dü-
flünde gördüklerini keramet (Allah’›n ermifl kullar›na ba¤›fllad›-
¤› ak›l almaz ifller) diye söyler. (Baflkalar›na) gösterifl (iyi görün-
me) çabayla halka özünü satar sa¤d›çlar.
3- Ey hiçbir fleyden habersiz bilgisiz kuflkusuz korkusuz
(olan kifli)! Senin ömrüñ (Seni b›rak›p) yel gibi geçer (gider. Ak-
l›n› bafl›na topla,) göz yafllar›n› sel gibi sürekli ak›t. (O’nun) ka-
p›s›n›n efli¤ine (içtenlikle ve gösteriflsiz) var›rsan seni iyi kulu
gibi sever. Hoca (Yüce Yarat›c›) sevse seni (görece¤in eziyet ve
s›k›nt›lardan) kurtar›r sa¤d›çlar.
252 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevmenin gizli bilgilerini âfl›klara aç›kla-
sam, dayanamayarak bafl›n› al›p gider sa¤d›çlar. Da¤a ve tafla
bafl›n› vurup kendinden geçmifl ç›lg›n gibi olur (bafl›n› al›p da¤-
lara tafllara ç›kar.) ‹linden, çocuklar›ndan, evinden, oca¤›ndan
geçer (onlar›, bu geçici ve yalan dünyân›n de¤erlerini bir yana
b›rak›r) sa¤d›çlar.
2- Aflk›n (Allah’› ç›lg›nca sevmenin) sertli¤i, kat› etkisi bafla
düflse (gelse) Allah’› ç›lg›nca seven (âfl›k) ne yapar? Ald›r›fls›z,
bilgisiz olanlar tafllar atarlar ve ona gülerler. Akl› bafl›nda de¤il,
deli deyip (att›klar› tafllarla) bafl›n› yar›p kana bularlar. O, yine
de Allah’a flükreden olup Allah’› ö¤er, mutlu ve sevinçli oldu-
¤unu söyler sa¤d›çlar.
3- ‹çinde Allah sevgisi olmayanlar›n hem can› yoktur, hem
de imân›. (Onlarda yaln›z hayvanlar›n can› gibi gövdeyi diri tu-
tan can bulunur.) Allah’›n kendisine kitap vererek son peygam-
ber olarak gönderdi¤i Resûl’ün (Hz. Muhammed’in) sözünü
ay›tt›m. Bunun anlam› kan› (hani)? Nice ay›tsam (ne kadar söy-
lesem) iflitici (anlam›n›) bilen kan› (hani)? Bilgisiz (habersiz) ola-
na ay›tsam göñlü kat›lafl›r (tafllafl›r) sa¤d›çlar.
254 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Hangi yarat›lm›fl, yaratan›na (Allah’a) ba¤l› (her buyur-
du¤unu yapar) olsa; bütün dünyâdaki yarat›lm›fllar flu, o (Yara-
tan’›na ba¤l›) kulunu sever sa¤d›çlar. (Yaratan’›n›n) ad›n› ay›t›p
(Yaratan’›n› unutmaz da), ba¤r› piflip (Yaratan’›n› sevdi¤inden
eziyet çekip) içi küyse (içten yansa), her soluk al›p verdi¤inde,
Rabbi için her gözyafl› döktü¤ünde say›s›z uçkun (içinin yanma-
s›ndan ç›kan k›v›lc›m) uçar sa¤d›çlar.
2- Dili ve göñlündeki gizli gerçekler ile (Yaratan’›n›) an›p
ad›n› sürekli söyleyen (O’nun ululu¤unu gücünün sonsuzlu¤u-
nu derinden düflünüp unutmayan) olup, üçyüzaltm›fl damarla-
r› kana dolup (kan ile dolup) yaz›n, k›fl›n bülbül (kuflu) gibi a¤-
lay›p, inleyip, c›v›ldayarak en yüksek, en uç (ulu a¤açlar›n yük-
sekteki) dallar(›n)a konar sa¤d›çlar.
3- Herkesi flafl›rt›c› güzellikteki bahçe bu göñülün bahçesi-
dir. (Allah’›n makam› mü’min kullar›n›n göñlüdür). ‹çinde biñ-
lerce c›v›ldafl›p ötüflenler (herkesin sevdi¤i) destân okur (gibi-
dirler.) Her dal›n üzerinde de¤iflik görünüfllü çok türlü renkler
görünür. Kendilerine Yaratan’›n›n ba¤›fllad›klar›n›n piflti¤ini
(olgunlaflt›¤›n›) görür sa¤d›çlar. (Allah’›n ba¤›fllar›n› görürler).
258 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Allah’›n ermifl kullar›) evliyâlar›n ay›tt›klar› (söyledikle-
ri) zaman geldi olmal›. K›yametin (ulu¤ günün) günü (yaflad›¤›-
m›z flu günlere) yak›n oldu sa¤d›çlar. Akl› bafl›nda olan kullar
(neler) olaca¤›n› bilmifl oldu. Halktan ve (halk›n) elinden sevgi,
ac›ma, yard›m etme, ba¤›flta bulunma, karfl›l›ks›z verme gitti
sa¤d›çlar.
2- Ulu ve kiçik sevilenlerden, yoldafllardan incelik, iyi davra-
n›fl al›flkanl›¤› gitti. K›z ve genç erkek çocuklardan utanma duygu-
su gitti. Utanma duygusu imândand›r. (‹mân› olanlarda utanma
duygusu da vard›r) diye son Peygamber ay›tt›. Utanma duygusu
olmayan toplulukta flafl›rt›c›, yad›rganan durumlar da (bilinme-
yen, beklenmeyen hastal›k ve ac› verici olaylar) oldu sa¤d›çlar.
260 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Bizden sa¤d›çlar›m›za (göñül dostlar›m›za) selâm olsun.
(Allah’›n güvenlik ve esenli¤i üzerlerine olsun. Onlar isteklerin-
den ayr›lmas›n) istek yollar›n› b›rakmas›n. Allah’›n yüzünü gör-
mek isteseler hiçbir zaman duyars›z, bilgi edinmekten ayr› ol-
mas›n(lar).
262 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Ey Allah’›n ad›n› an›p söyleyen ve unutmayanlar! Al-
lah’›n yüzünü görmek isteseniz candan geçip (can›n›z› bir yana
koyup Allah’› añ›p söyleyenlerin oluflturdu¤u) halka içinde yü-
zünü görün. Olanca gücün ve çabanla Allah deyip do¤rulu¤a
(do¤ru yola) dönüp. Gece uykusunu kendine Allah’›n yasakla-
d›klar› gibi haram k›l›p uykusuz olmal›s›n.
2- Uykusuzlara, (geceleri Allah’a ibadet eden ve ad›n› sü-
rekli añarak uyumayanlara) Allah’›n ac›mas›, ba¤›fllar› yak›n
olur. (Geceleri ibadet ve Allah’› añmak için) uykusuz (kalan)la-
r›n göñlü k›r›k, gözü yafll›d›r. (Yüce Yaratan, bu dünyâda yaln›z
kendini be¤enenlere) kendini be¤enmiflli¤in, (kibirlili¤in) ceza-
s›n› tamu(da) verecektir. Kendini be¤enmifl, baflkalar›n› küçüm-
seyenlerin tamu içinde durumu güçtür (zordur).
..................
7- Firavun (eski M›s›r hükümdar›) Kârun (Hz. Mûsâ’n›n ha-
las› o¤lu veya eski Lidya hükümdar› Krezüs) fleytân›n sözünü
sa¤lam tuttular. (fieytân’›n sözünden ç›kmad›lar) Bu nedenle
yer yar›ld› onu (Kârun’u) yuttu. (Hz.) Mûsâ kelim(u’llah, Allah
ile Tûr da¤›nda söyleflen peygamber) ö¤üt verici olup onlara
sözler (ö¤ütler) ay›tt›. Kulak tutmad›lar. O ikisi de murdar (pis,
i¤renç lefl gibi) öldüler.
8- (Bu dünyâda yaflarken iflledi¤in) günahlar›na tövbe edip
(piflman olup bir daha günah ifllememeye çaba harcay›p söz ve-
rerek yapt›klar›na üzülüp) a¤layarak yürümelisin. (Ben) gide-
rim deyip (do¤ru) yolun bafl›na var›p durmal›s›n. Gidenleri gö-
rüp sen onlardan ders almal›s›n. (E¤er ki onlardan) ders al›rsan
(öldü¤ünde) yatm›fl oldu¤un yerin (sinin) gülbahçesi olur.
9- Mü’min (kendisinden herkesin kendilerini güvenlik için-
de gördü¤ü müslüman) kullar eziyet, s›k›nt›l› duruma düfltü.
Hakk’ yolunda can›n› ve göñlünü ç›lg›n (gibi) k›ld›. (Bu yalanc›
ve geçici) dünyây› d›fllay›p, (bir tarafa b›rak›p âhireti (oradaki
yaflay›fl›n› düzenlemek) iste¤inde oldu. (Âhiretteki yaflay›fl›n›
iyilefltirmek) istesen, iri gözlü cennet k›zlar› ve cennetliklere hiz-
metle görevli genç delikanl›lar› hepsi (çevrende) uçuflur.
266 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Tanyeri a¤ar›r olanda Allah’› anmak, adlar›n› söylemek,
ululu¤unu ve güçlülü¤ünü düflünüp derinlere dalmak ne güzel
ne tatl›d›r. Baldan daha tatl›d›r. Tanyeri a¤ar›rken (Allah’›n ad›
olan) Hû (O’, bir Allah) ad›n› sürekli söylemek.
2- Tanyeri a¤aranda kalk›p Allah’›n kat›nda (namazda) du-
ranlar. Can›n› Allah için verenler. Tan att›¤›nda Allah’› ç›lg›nca
sevdi¤inden, o sevginin od’unda (ateflinde) için için yananlar.
3- Tan att›¤›ndaki vakit (zaman) o ça¤ ne güzel bir saattir
(zamand›r). Kalk›p Allah’›n kat›nda durmak mutluluktur. Gö-
ñül dinginli¤idir. Tanyeri a¤ard›¤›nda (Allah’›n, kullar›n›n di-
leklerini karfl›layan kap›lar›) aç›l›r. Kut, mutluluk, sevinçlilik,
göñül dinginli¤i ulafl›r.
4- (Benim) bu can›m her gün içten içe yanar. Kulluksuz (Al-
lah’a ibadet, tâ’at yapmasam) benim gücüm dirili¤im yoktur.
(Allah’›m!) Tanyeri a¤ard›¤›nda sen benim günah›m› geçiriver
(ba¤›fllay›ver.)
5- (Göñlündeki belki de fark›nda olmad›¤›n) ‹mân mumu-
nu (kandilini) yand›rsan, ruh (tin) kuflunu içinden yaksan, sahi-
bimiz efendimiz Yaratan’›m›za tanyeri a¤aranda s›¤›nsan.
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, saatinde (za-
man›nda) günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen toz parças› kadar iba-
deti, ba¤l›l›¤› yok. Tanyeri a¤ard›¤›nda can›n›n sevinci, dingin-
li¤i (Yaratan’›n›n) ad›n› añmas›, (unutmamas›, derin derin dü-
flünmesi)dir.
268 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Hû (O’, bir Allah) halkas›, (Allah’› anma, birlikte söyle-
mek için çember gibi toplanma durumu) kuruldu. Ey dünyâdan
el çekip kendisini ibadete veren, Allah ve O’nun r›zâs›na eriflme
yoluna (tarikata) girmifl olan dervifller geliniz! Hakk’›n ma’nevî
(kutsal) sofras› yay›ld›. Ondan ülüfl al›n›z.
2- Kâl (görünen, görünenlerle ilgili, söz) bilgilerini okuya-
rak, hâl (tasavvufla yaflayanlar›n ulaflt›klar› ma’nevî çekim du-
rumu) bilgilerine yeterek (ulaflarak) yokluk içine batarak (için-
deki) varl›klardan (ilim, edep, feyiz, ahlâk) al›n›z.
3- Ac›ma, s›¤›nma perdesini y›rt›p (olgun, Yaratan’a karfl›
görevlerini fazlas›yla yap›p ac›ma, ba¤›fllanma durumuna düfl-
meyip) Allah’›n söz verdi¤i yüzünü görmeyi dileyiniz. Göñlü-
nüzün gözünü aç›p (ma’nevî dünyâlar›) göñül gözü ile seyredi-
niz (görüp tan›y›n›z).
4- Hû (O’, bir Allah) b›çk›s›n› (testeresini) alarak sizi hep bu
yalan ve geçici dünyâya yönlendiren içinizdeki benli¤inizin ba-
fl›na salarak (benli¤inizin bafl›n› keserek), tün ve günde (Allah’a
kavuflmay›) isteyenler! Can›n›z› kurban ediniz (veriniz.)
5- Allah’› añ›p söylemek için toplananlar›n halkas› içine ka-
t›l›p Hû (O’, bir Allah) deyiniz! Allah’› ç›lg›nca sevip sevginin
od’una (atefline) yan›n›z. Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflmak is-
teyenler gövdenizle can›n›zla “Allahü Ekber” Allah büyüktür
demeye bafllay›p (sürekli) ay›t›n›z (söyleyiniz).
6- Hû Hû (O’, bir Allah) diye diye a¤lay›p inleyiniz. Hû (O’,
bir Allah) demekte derin anlam var. Allah’›n yüzünü görmeye
umudunuz (var) olsun. O’nun ac›mas›ndan ba¤›fllay›c›l›¤›ndan
(ülüflünüzü) al›n›z.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Seni Yaratan’a
kullu¤unu tam yap›p (O’nun kap›s›n›n efli¤ine giden) yol üstün-
de (O’nun sevgisinden) yan›p kül olan, O’na kavuflmak isteyen-
lere flarap (manevî ülüfl, feyiz) olan ondan (onun durumundan)
ders al›n›z.
270 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Öncesi Hû (O’, bir Allah) sonu Hû (O’, bir Allah) deyip
kendinden geçmifl olmal›s›n. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese
ac›, s›k›nt› (göñlümde) sayruluk olur. Görünen bilinen her fley-
de Hû, görünmeyen, kifli ak›l ve düflüncesinin eriflemeyece¤i
ma’nevî âlemde Hû deyip yola girmelisin Hakk’ (bana) yüzünü
göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›k-
l›k) sayruluk olur.
2- Allah’tan baflka Tañr› yoktur deyip a¤la. Allah’›n ad›n›
her kim ay›tsa (söylese sen) onlar› sa¤d›ç bilip oraya varmal›s›n.
Bilgili, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤itici olgun mürflid buyru¤una
gir, (onun gösterdi¤i yola düfl ve) yürüyüp git. Hakk’ (bana) yü-
zünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, ka-
r›fl›kl›k) sayruluk olur.
..................
19- Toprak gibi alçakgöñüllü olup k›nanm›fll›k, afla¤›lan-
m›fll›k, küçümsenmifllik çekmelisin ki, içindeki seni sürekli bu
yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli¤in ölsün. Halk içinde
eksiklikleri ve yapt›¤›n yanl›fll›klar› ortaya ç›kar›lm›fl, utan›la-
cak duruma gelmifl ol ki herkes (sana) gülsün. Gerçek göñülden
a¤lay›p gör ki, sahibimiz efendimiz (senin gerçek yüzünü) bil-
sin. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da-
¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
20- Gözyafl›n› ›rmak (gibi) ak›t (ki sana) rahm› (Allah’›n)
ac›mas›, ba¤›fllamas› gelsin. Kimsesiz yoksul olup (Allah’›n r›zâ-
s›na giden) yolda yatmal›s›n ki elini als›n (tutsun). Gizlice yürü-
yüp (Allah’a) ibadet edip içten ba¤lan ki, Tañr› bilsin (kullar›
bilmesin). Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñ-
lümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
21- Ayr›l›k gecesi (içinden öyle ah çek ki, çekti¤in bu) ah›n
ile od’lar (atefller) yakmal›s›n. (A¤lay›p) göz yafl›n›n flimfle¤i, k›-
v›lc›m› ile çakmak çak(m›fl gibi ol)mal›s›n. Ermifllerin (ilâhî söz-
ler) konufltuklar›nda göñlün ile ülüfl al›p (s›cakta kalm›fl mum
gibi) eriyip akmal›s›n. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›-
k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
272 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
29- “Yoktur, yoktur” ay›t›p (söyleyip) “Allah’tan baflka”ya,
(Allah’tan baflka Tañr› yoktur sözüne) ç›lg›n gibi tutkun ol. Hal-
lâc-› Mansûr gibi “Ben Hakk’›m” (Hakk’tan›m) deyip (bu sözün
anlam›n› bilmeyenlerle) dö¤üfl k›lmal›s›n. (Çok) a¤layan olup
gözyafl›n› (ak›t›p) ›rmak (gibi) k›lmal›s›n. (Çok gözyafl› dökme-
lisin.) Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde
da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
30- Ey (gelecekten ve olacaktan) habersiz kifli! Bilgisizlik,
düflüncesizlik, vurdumduymazl›k ile uykudas›n. (Sen bu geçici
ve yalanc›) dünyây› dileyip gece gündüz (senin olmayan bu ge-
çici dünyâ için) kaygudas›n. (Onu yitirmekten, bofluna korku-
yorsun). Allah’a ibadet etmeyip, göñülden ba¤lanmay›p (geçer-
siz, gerçeksiz) sözler söyleyip bofluna (u¤rafl›yor)sun. Hakk’
(bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k,
afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
31- Tafltan döflek (yatak) ve yastuk yap›p (yumuflak yerde yat-
may›p) göñülden Allah’a ba¤lan›p ibadet etsen. Allah’›n buyru¤u-
nu benimsemifl olup boyun (büküp) sunsan. (Bu dünyâda yaflama
süren bitip de) ölürken duru, temiz imân›n› ele alsan (imân ile bu
dünyâdan göçsen.) Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›,
(göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
32- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen) ö¤üdü-
nü kendi özüne ver. Ey (gelecekten ve olacaktan) habersiz! (Sen)
halk› b›rak da (bir yana koy da) özünü bil. (‹çindeki bilmedi¤in
dünyây› anlamak için u¤rafl). Da¤dan a¤›r (iflledi¤in) günah›n
var özüñe gel. (Kendi bafl›n›n kaygusuna düfl). Hakk’ (bana) yü-
zünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, ka-
r›fl›kl›k) sayruluk olur.
Aç›klama
1- (Allah’› seven O’na) tutkun olanlar (âfl›klar) durmadan
Hû (O’, Allah) derler. Sahibimiz efendimiz Allah’›na yalvar›p
gece gündüz (yüzleri) sarar›p O’nun sevgisi yolunda yürürler.
274 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
..................
4- Yol üstünde toprak (herkesin bas›p geçti¤i toprak gibi al-
çakgöñüllü) olan, ba¤›rlar› yar›lm›fl parçalanm›fl olan, Allah’›n
ad›n› añ›p söyleyerek (göñüllerini) temiz(lemifl), duru(laflt›rm›fl)
olan, a¤lay›p inleyici olan sevenler (âfl›klar!)
5- Göñül iste¤i ile (din yolundaki olanca varl›¤› ile) gösteri-
len çaba kurunu (kufla¤›n›, kara tabandan giriflme) ba¤layan,
yüre¤ini ba¤r›n› od ile yaralayan, h›çk›rarak (yüksek sesle) a¤-
layan gözyafl› döken sevenler (âfl›klar!)
6- Arada, bazen (kanl› canl› olan) yüzü sarar›p, arada s›ra-
da Hakk’ yoluna kimsesiz (tek bafl›na ve yoksul), sürekli söyle-
dikleri ey sevgili (diyerek) gezip dolaflan sevenler (âfl›klar!)
7- (Ey) Ahmed! Sen hem âfl›k (ç›lg›nca Allah’› seven) ol,
(hem de) do¤rulu¤un, gerçekçili¤in, olgunlu¤un, sözünde dur-
man ile do¤rulay›c›s› ol. Kap›s›n›n efli¤ine baflkoymaya de¤er,
uygun ol. Sevilen, sevgili olan sevenler (âfl›klar)!
278 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- Yol üstünde oturup (Hakk’a giden) yolu soran, (tarikata
girmifl ve gereklerini yapmakta olan) dervifller. Öte dünyâdan
haber (bilgiler) iflitip (Hakk’) yoluna giren dervifller.
2- Asâlar› (dayanaklar›) elinde, göñül iste¤i ile din yolunda-
ki olanca varl›¤› ile gösterilen çaba kur› (kufla¤›) belinde, izz’im
(Hakk’›m›n, gücü sonsuz Yaratan’›m›n) ad›(n› añma) dilinde,
“Allah” diyen dervifller.
3- H›rkalar› kirlice solgun, göñlünde yüzbiñ (gerçe¤i gören)
gözleri. Biliniz (ki) iki dünyây› (hem bu geçici dünyâ hem de,
sonsuz olan öteki dünyây›) göz(lerin)e ilifltirmez (bakmaz de¤er
vermez) dervifller.
4- (Hakk’ yolunda olan) dervifl Allah’›n nazar etti¤i (bakt›-
¤›)d›r. Allah’›n ad›n› añ›p söylemesi, O’nun ululu¤unu ve gücü-
nü düflündü¤ündeki durumu da gül bahçesidir. Hakk’› añmas›
gizli bilgilere (s›rlara) sahip olmas›d›r. ‹yi ve güzel davran›fll›
sayg›l› dervifller.
5- Yazu¤um (günah›m) çoktur. Yazuklar›m bana yol ver-
mez. Sa¤d›çlar, ilâc›n› (çaresini) tapmaz (bulmaz). Gözde yafl›n›
kurutmaz. (Gözleri hep yafll›d›r). Gözyafl› akan, (sürekli a¤la-
yan) dervifller.
6- Gizli gerçekler ile konuflurlar, dile hikmet (varl›klar›n gö-
rünen d›fl ve görünmeyen iç gerçeklerini) dizerler. Allah sevgisi
ile canlar›n› (yak›p) köz gibi ederler. Rengi sar› (kanl› canl› renk-
leri sararm›fl) dervifller.
7- ‹t (gibi doymak bilmez) nefsini (kendilerini sürekli yalan-
c› ve geçici dünyâya yönelten benli¤ini) öldürür. K›z›l (kanl›
canl›) yüzünü (sarart›p) soldurur. Hoca Ahmed (dervifllere) kul-
dur (köledir). Sat›p yesin dervifller.
Aç›klama
1- Hakk’ kullar›, (Allah’a ba¤l›l›kla ibadet eden) dervifller. Bi-
linmeyen gizli gerçekleri bilmifller. Allah’› ç›lg›nca sevip âfl›k (tut-
kun) olanlar, Hakk’(a giden Hakk’›n do¤ru) yoluna girmifller.
280 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
9- Tatl› tatl› yiyenler, türlü türlü giyenler (bir eli ya¤da bir
eli de balda olanlar). Altun tahtta (hükümdar koltu¤unda) otu-
ranlar (hepsini burada b›rak›p) toprak alt›nda kalm›fllar.
10- Mü’min (herkesin kendisinden güven duydu¤u müs-
lüman) kullar, do¤ru, dürüst olanlar do¤ru, tam, olgun, (Al-
lah’a) içten gelen ba¤l›l›¤› ile duranlar. Bu yalanc› geçici dün-
yâda gerekli olanlar› (âhiret için) da¤›t›p uçma¤da iri gözlü
cennet k›zlar›n› kucaklam›fllar (kavuflmufllar, hizmetlerine nâ-
il olmufllar).
11- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen bu ger-
çekleri) bilmifl isen, Hakk’ yoluna girmifl isen (Senin gibi) Hakk’
yoluna girenler Allah’›n dîdâr›n› (yüzünü) görmüfller.
Aç›klama
1- Yad ellerde kimsesiz ve yoksul olanlar, kimsesiz ve yal-
n›z kalm›fllar! Kimsesiz, yaln›z ve yoksul olanlar›n durumunu
ve duygular›n› bilen kimsesiz ve yoksullar.
2- (Belirli bir) zorlay›c› neden ile (yurdundan, oca¤›ndan)
›rak yere vard›¤›nda (kendisi gibi ana yurdu çevresinden ›rakta
olanlar›n) de¤erini bilen kimsesiz ve yoksullar.
3- Susad›¤›nda (su bulamad›¤›ndan) suya bile muhtaç (su
yoksulu bile) olan. Daha diri iken a¤lay›p inleyen olup, ölen
(ölüden baflkas›na benzemeyen) kimsesiz ve yoksullar.
4- (Her) kifli kimsesiz ve yoksullar›n durumu ve duygular›
nedir bilmez. Me¤er kimsesiz ve yoksullar›n durumu ve duygu-
lar›n› bilse kimsesiz ve yoksul olanlar bilir.
5- Ey de¤erli, kutlu, mutlu, sayg›de¤er, seçkin (kifli)! Kimse-
siz ve yoksulluk kat› (çok çetin) ifltir (Onu kimsesiz ve yoksul
olanlar bilir). Ki, o hiçbir fleyi olmayan yoksul ve kimsesiz olan-
lar (çok kifli kat›nda) de¤ersiz olur.
6- Ey Ahmed! Gel flimdi (sen bir de kendi) özüne bakmal›-
s›n. Kimsesiz ve yoksulsun, sen, kimsesiz ve yoksul! Allah’tan
baflka kimsesi ve dayana¤› olmayan kimsesiz ve yoksullar(dan-
s›n.)
284 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Kiflili¤inde ve ifllerinde her türlü eksiklikten uzak olan Al-
lah’›m sonsuz gücü ile buyursa, (kendisini ç›lg›nca seven) âfl›kla-
r› (kendi içlerindeki nefisleri ve kendilerini yoldan ç›karmaya ça-
l›flan fleytân ile u¤rafl›r) kavga edip yörür olurlar. Mahfler (ulu¤
gün) yerinde ça¤r›fl›p a¤layarak gözyafllar›n› döküp ele (baflkala-
r›na) özlerini yazuk ifllemifl (gibi) gösterip yörür olurlar.
2- Halk içinde k›nanm›fl afla¤›lanm›fl (olarak) yörür (ya-
flar)lar, kendilerini bilmezler. Bilgisiz, düflüncesizlerin toplan›p
konufltuklar› yerden kaçmay› (uzak durmay›) bilmezler. Ondan
dolay› ermifllerin (Allah kat›nda yüce duraklara eriflmifl seçkin-
lerin) kokusu gelmez. Gözden yafllar›n› dökerek yörür olurlar.
3- Allah’› ç›lg›nca seven (âfl›klar›n) Allah kat›na, (Allah’›n
yak›nl›¤›na ulaflmak için) yüz türlü inceli¤i, güzelli¤i, yalvarma-
s› var. Uran (nâ’ra) çekse (uzun uzun yüksek sesle ba¤›rsa), gü-
neflte zor görülebilen en küçük toz tanesi bile kalmadan yanar.
Besleyen, büyüten, koruyan Allah’a borcu oruç tutup namaz k›-
lar ad›n› añar, söyler, unutmaz. Görünmeyen, manevî yönlerini
söyler (söyleyen) edip yörür olur.
4- Uzaklarda ›ss›z, atefl gibi yanan çöller aras›nda (kendine)
yurt k›lar. Yazularda, çöllerde yoldafllar› (çöllerin zor flartlar›nda
yaflayabilen) kara karga ve çaylak. Allah’› ç›lg›nca sevenlere ba¤
(bahçe, çiçekli, yeflillikli a¤açl› sulu yer) ve çay›rl›k, çimenlik gerek-
li de¤ildir. H›z›r ve ‹lyâs’› kendisine yol arkadafl› edinip yörür olur.
5- (Türlü meyvelerin yetiflti¤i) ba¤ ve (türlü sebzelerin ye-
tiflti¤i) bostan, âfl›klar›n gözyafl›(ndan)d›r. Burada (ba¤da, bos-
tanda, bahçede) sürekli biñlerce destânlar okuyup söyler. D›fl
görünüfllerini bozup yörürler. Bunlar›n evleri y›k›kt›r. Allah’›n
sonsuz gücünü (dilinden düflürmeden) söyleyip yörür olurlar.
..................
30- Allah onun özünü, bu yalanc› ve geçici dünyâdan ka-
ranl›k (geceden bir bölüm) eyler. Ey son peygamber (Hz. Mu-
hammed) Mustafâ’n›n getirdiklerine inanan ve Onun yolunda
olanlar! (Peygamberinizin) ay›tt›¤› sözü (dinleyiniz)! Ulu¤ gün-
de Hakk’ kat›nda yüzünüz ›fl›kl› olur. (‹slâm) din(i) yolunda, ki-
flilerin özünü (onlarda bulunan göñülleri) ›fl›t›p yörür olur.
286 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- ‹lâhî sözler konufluldu¤unda verdi¤i yak›nl›k ve s›cakl›-
¤›n fliddetli iste¤i ile sa¤d›çl›k ve yard›m istemelisin. Oruç (tut-
ma) namaz (k›lmak) her fleye gücü yeten Tañr›’m›n kesin yap›l-
mas› gerekli olan buyru¤udur. Ulu¤ gün yerine, kimseye eziyet
ve s›k›nt› etmeyip herkesin ülüflünü verme, düzenli uygun dav-
ranma özelli¤i ile sorar olsa, Allah’› ç›lg›nca sevenlerin, sahibi-
miz efendimiz bir olan Allah’a sunmas› olur.
2- Allah’› ç›lg›nca sevenlerin (Yaratan’lar›na) sunmas› flu-
dur: Sahibimiz efendimiz Allah’tan biñ yard›m, kurtulufl ister.
Durumumu gör deyip gözyafl›n› saçar, a¤lay›p seslenir. Uran
at›p (Nâ’ra çekip) ulu¤ gün yerini (mahfler yerini) bak›ml›, ba-
y›nd›r eder. Allah’› ç›lg›nca sevenlerin göñülden gelen ah çek-
meleri borcu olur.
3- Gerçekten Allah’› ç›lg›nca sevenler sürekli diridirler öl-
müfl de¤illerdir. (Onlar›n) ruhlar› (tinleri) yer alt›na (sinine) gi-
recek de¤ildir. Boynuna borç olan ibadetleri gere¤i gibi yapt›k-
tan baflka, bu dünyân›n de¤erlerini bir yana atan, Allah’a ibadet
ve ba¤l›l›kta sürekli olan, bunun anlam›n› bilmifl de¤ildir. Ger-
çekten Allah’› ç›lg›nca sevenler çevrelerindeki kiflilerin H›z›r’›
(darald›klar›nda yard›mlar›na se¤irteni) olur.
288 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
..................
Aç›klama
1- Kur’ân-› Kerîm ve peygamberimiz Hz. Muhammed’in
bildirdi¤i ve aç›klad›¤› do¤ru yolda (fleriatda) bilgili, yolgösteri-
ci, ö¤ütleyici, e¤itici olan kimsesiz kullar. Onlar fleriatda (din
yolunda) durak al›r (ilerleyerek yüksek duraklara ulafl›r) olma-
l›. Namaz›na özen göstererek bafllayan, herkesin kendisinden
güvenlikte oldu¤u müslüman kullar, uçmak evini (kazanaca-
¤›ndan) umut edip durur (umudunu kesmez) olmal›.
2- Ölüm mele¤i (olan Azrâil) Allah’tan gelen buyruk ile ca-
n›m› alsa. Büyük (aga) küçük (ini) kardefl barças› y›¤›l›p (topla-
n›p) içten yansa. Yedi ayak bast›ktan, (cenazede yedi ad›m att›k-
tan, beni sinime koyduktan) sonra kal›r olsa (dursalar. Beni sini-
me indirip yat›r›p üstümü toprak ile örtüp beni kendi amelle-
rimle baflbafla b›raksalar), sorucu melekler (Münker-Nekir) gi-
rip (sinimde) soru sorar olmal›.
3- Sorucu melekler (Münker ve Nekir sinime) girip (bana
Rabb’in kim, dinin nedir, peygamberin kim diye) soru sorar ol-
sa, o odlu (ateflli), dik, uzun s›r›k ile (bana) vurur olsa. Bafl›m iç-
ten yan›p can›m, gövdem oda (atefle) yansa. K›y›l›p (ac›y›p) ca-
n›m dar, karanl›k sinimde içten içe yanar olmal›.
4- Dörtyüzk›rkdört (kendisine kitap verilerek görevlendiril-
mifl) mürsel, (kendisine kitab verilmeden kendisinden önceki
kitap verilmifl olan peygamberin fleriat› ile görevlendirilmifl) ne-
bi peygamberlerin (ve ümmetlerinin) hiçbirisi bu (yalanc› ve ge-
çici) dünyâda kalmad›lar. Hepsi de geçti (gitti)ler. “Küllü nefsin
zâikatul mevt” (Bütün nefisler ölümü tadacakt›r)* âyeti Kur’ân-›
Kerîm içinde ondan (ölümden) haber verir olmal›.
..................
* Âl-i ‹mrân sûresi, 185. âyet: Her nefis ölümü tadacakt›r. Ecirleriniz ise ancak
k›yamet günü verilecektir. O vakit, kim ateflten uzaklaflt›r›l›r da cennete ko-
nursa o, muhakkak murad›na ermifltir. Yoksa dünyâ hayat› aldat›c› bir men-
faatten baflka bir fley de¤ildir.
292 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- Allah’›n, Peygamberimiz arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden ek-
siltilip art›r›lmadan insanlara ulaflt›rd›¤› ilâhî kurallar›n tamam›
(fleriat›)n› eksiksiz yaflamadan, Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan yol (tarikat)a girenlerin Allah kat›ndan ko¤ul-
mufl ilenilmifl (fleytân) gelip imân›n› al›r imifl. ‹flte bu yolu (tari-
kat›) pirsiz (yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgili, e¤itici, mürflidsiz)
gidiyorum diyenlerin hepsi seme ve flaflk›n olup ara yolda kal›r
imifl.
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na varma yolunda olanlara bafl
olarak yönetmesini bilen yol gösterici gerek. O yol göstericiye
‹slâm’›n ana inanç de¤erlerine kesin ve içten inanan, içten iste-
yen ö¤renci (mürid) gerek. Yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgin, e¤i-
ticinin buyru¤una girip her sözünü tutmak, her iflini görmek,
onun göñlüne girmek gerek. Allah’› ç›lg›nca seven böyle kifliler
Allah’tan (bu yapt›klar›n›n karfl›l›¤› olarak) ülüfl al›r imifl.
3- Yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgin, e¤itici (tarikat› kuran
Pîr)in r›zâs› Allah’›n r›zâs› gibi olur sa¤d›çlar. Ad› yüce ulu Al-
lah’›n ac›mas›ndan ba¤›fllamas›ndan (ülüfl) al›r sa¤d›çlar. Ölme-
yecek kadar az yiyip içen, Allah’a ibadetlerini tam yapan, bu ge-
çici ve yalanc› dünyân›n de¤erlerinden el çeken, gizli gerçekle-
rin sözünden bilir (Gizli gerçeklerin bilgisine ulafl›r) sa¤d›çlar.
(‹flte) öyle kullar Allah’a yavuk (yak›n) olur imifl.
300 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Sahibimiz efendimiz Yüce Yaratan gücü ile bize buyruk
k›ld›. Yerde ve gökte (bulunan bütün canl›lar zaman› gelince
hepsi ölecek ve yerde ve gökte) canl› yarat›k kalmaz imifl.
(Ölüm mele¤i olan) Azrâil’i bütün dünyâ üzerinde can al›c› (ola-
rak) k›ld› (görevlendirdi.) De¤erli, tatl› can› almad›kça koymaz
(b›rakmaz) imifl.
2- Benim yafl›m (bu yalanc› ve geçici dünyâdaki yaflad›¤›m
y›llar) az (küçük) olur (genç) deyip ay›t›r idim (söylerdim.) Her
ne yap›p kazansam, (kazand›¤›m çok da olsa yine de) az deyip
ay›t›r idim. Türlü türlü ifller görür (görüfller ileri sürer) k›lar (ça-
l›fl›r) idim. fiimdi bildim ki, benim ay›tt›¤›m (dedi¤im) gibi ol-
maz imifl.
3- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâ benim mülküm (hepsinin ›ss›
benim) diyen hükümdarlara, (Bu yalanc› ve geçici) dünyân›n (bil-
gisizlerin, düflüncesizlerin de¤er verdikleri) mal›n› say›s›z (çok)
y›¤›p alanlara, yeme, içme e¤lence ile u¤rafl›r olanlara, (kazand›k-
lar›n›n hepsinin hep kendilerinde kalaca¤›n› sananlara) ölüm gel-
se (hiç)biri yarar sa¤lamaz (onu ölümden kurtaramaz) imifl.
302 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâdaki yarat›lan (bütün canl›)
yarat›klara, flimdi bildim ki, (sonsuz) dirilik (canl› olarak kalma)
olmaz imifl. Bu ölümün flerbeti ac› (çektiren) flarâpt›r, (can ver-
menin ac›s›d›r). Bütün dünyâ(daki diri olanlar) ondan içmeden
(ölümün ac›s›n› tatmadan) kalmaz imifl.
2- Ey sa¤d›çlar! Az›¤›n›z›, (öte dünyâda gerekli olacaklar›
ç›k›lay›p yan›n›za) al›p yola ayak koysan (ad›m atsan), ölüm an›
gelse, (öte dünyâ için ç›k›lamad› isen) az›k gelmez. Sakal›n› yo-
lup (dursan da, dizlerini dö¤sen de yarar› olmaz). Bu (yalanc› ve
geçici) dünyân›n (de¤erli) mallar›n› toplay›p haz›r k›lsan da
ölüm mele¤ine (onlar›) rüflvet (can›n› almamas› için) versen
(ölüm mele¤i onlar›) almaz, (can›n› al›r) imifl.
3- Kervan (ark›fl) e¤erki göçer olsa, (yollarda ve gitti¤i yer-
lerde gerekli oldu¤u için) az›k al›r. Kazanç ve zarar oldu¤unu
orada, (daha yola ç›kmadan) bilir. Az›k almadan yola giren yol-
da kal›r. Yükünü yükleyip (gidece¤i yol ve yere göre az›¤›n›
alan öylece) yola giren (yolda) kalmaz (gidece¤i yere var›r) imifl.
304 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Kur’ân-› Kerîm’deki) “Küllü men aleyha fan” (Yeryüzün-
de olan her canl› gelip geçicidir.)* Âyetinde (bildirildi¤i gibi) bir
(olan) sahibimiz efendimiz Allah’tan özge yarat›lm›fllar ölür imifl.
(Dört büyük melekten biri olan) ‹srâfil (k›yamet günü-ulu¤ gün-
de çalaca¤›) borusunu al›p vurdu¤unda (üfürüp öttürdü¤ünde)
sinden (diriltilip) yeni deri giydirilerek içten içe yanar imifl.
2- Ellibiñ(lerce) y›l sin bafl›nda durdu¤unda, (sininde yat›p
durdu¤unda) ondan sonra mahfler (ulu¤ gün) yerine sürdü¤ün-
de (hesap vermek üzere mahfler yerinde toplad›¤›nda, da¤›tma,
yayma yerinde) bafl› yal›n (örtüsüz, bafll›ks›z aç›k) ve aya¤› ya-
l›n, (ç›plak, giyeceksiz yürüdü¤ünde, kifli o¤lu delirmifl, ç›ld›r-
m›fl gibi olur imifl.
3- Önce temizlikten hesap (bu yalan ve geçici dünyâda ‹s-
lâm’a göre temiz olup olmad›¤›) sorulunca, ikinci olarak da na-
mazlar›n› k›l›p k›lmad›¤› sorulacakt›r. Üçüncü hesap sorusu ‹s-
lâm’›n yasaklad›klar›n› ve uygun gördüklerini yiyip içip yap›p
yapmad›¤›ndan sorulacakt›r. Ben-ben diyen (ben herkesten üs-
tünüm) diyenler flaflk›n olup (flafl›r›p) kal›r imifl.
.................
fiiir
Aç›klama
1- “Lâ ‹lâhe ‹llallah” (Allah’tan baflka Tañr› yoktur) diyen
kulun a¤z›ndan (bu söz) bir yeflil kufl (cennet, kurtulufl-erifl be-
rat›) olup da uçar (gider) imifl. Kanatlar› (uçmas›n› sa¤layan da-
yana¤›) inci ve çeflitli renkten olan altundan de¤erli bezek tafl›n-
dan (ilim, edep, ahlâk) dokunmufl. Kanat ç›rp›p Arfldan Arfla
(Allah’›n sonsuz gücünün ve saltanat›n›n belirdi¤i evreni kapla-
yan (madde, ak›l, hayal ve kuramlarla düflünce s›n›rlar›n›n taa
ötesine) 9. kat göklere uçar imifl.
fiiir
Aç›klama
1- Allah ad›n› añman›n ve söylemenin nûrunu (ad›n› añ›p
söylemenin manevî ›fl›¤›n›) kime (kimin kalbine) verip ba¤›flla-
sa, kendi içindeki, kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâ-
ya yönelten benli¤ini ve bofl, yarars›z dilek ve isteklerini, kendi-
sini oldu¤undan üstün görmek, baflkalar›n› küçümsemekten ka-
l›r (ayr›l›r) imifl. Allah’a olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl olan kul,
Allah’›n ad›n› añ›p söyleyen, O’nu unutmayan olup, (içten gele-
rek) Allah dese, (bak›r pas› beñzeri) göñlünün tuttu¤u pastan
açar (göñlünü temizler, a¤ulu pas›n› giderir) imifl.
2- “Fezküruni ezkürkum” (O hâlde siz beni zikredin)* sözü-
nü (Âyetinin sözünü) iflitip, Allah’›n ad›n› añ›p söyleyerek buy-
ruklar›n› tutup (kalp gözüyle ma’nevî âlemini) seyredin. Türlü
mücahede (nefsinle fleytânla u¤raflarak bunlar›n verdi¤i eziyet
ve s›k›nt›lar›n›) çekip sine öyle gir. Allah’› ç›lg›nca sevenler(in
canlar›) gizli gerçeklerin anlam›na eriflir tad›na ulafl›r imifl (s›r
flarâb›n› içer imifl).
3- Hakk›n yard›m›, ba¤›fl›, Allah’› ç›lg›nca sevenlere olur.
Görünmeyen, madde ötesi ma’nevî dünyâ içinde kalp gözü aç›-
l›r, bilinmeyen gizli bilgilere ulafl›p anlamlar›na sahip olur ve
Allah’›n seçkin ermifl kullar›na ba¤›fllad›¤› ak›l ve mant›k s›n›r-
lar›n›n ötesinde ifl ve fiillere ulafl›r. Allah onlar›n göñüllerine her
an ba¤›fl ve feyiz saçar. (Bu geçici ve yalanc› dünyâda) yok (gi-
bi) olup, Allah’tan baflka her fleyden geçer (onlar› b›rak›r) imifl.
4- Bilinmeyen gerçeklere, ma’nevî bilgilere eriflir, ma’nevî
gözünü (madde ötesini gören kalp gözünü) aç›p, Allah’›, ç›lg›n-
ca seven, bu (yalanc› ve geçici) dünyây› d›fllay›p (onu bir yana
b›rak›p) kaç›p, kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten içindeki benli¤ini ve bofl, yarars›z isteklerin gözünü
oyup (onlar› körletip) boyunlar›n› kesip (etkisizlefltirip) onlar›
tüketir. Allah’tan ve ac›mas›ndan uzaklaflt›r›lm›fl, ilenilmifl (kifli-
leri Allah’›n buyruklar›na karfl› gelmeye yönelten) fleytân ondan
(o kifliden eziyet görür ve) kaçar imifl.
* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki, ben de sizi anay›m.
Bana flükredin, nankörlük etmeyin.
314 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Bilen, sezgili, ilâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine
sahip olan, Allah’› ç›lg›nca seven, k›yâmet günü (ulu¤ günde)
olanca iste¤i ile sahibimiz efendimiz Yaratan’›m›zla söyleflir ve
(sorulan sorulara kolayca) cevab k›lar (verir imifl). Bu (yalanc›
ve geçici) dünyâda çekti¤i eziyet üzüntü ve s›k›nt›lar›n›, gö¤-
sünü yar›p (ortaya ç›kar›p), Hakk’›n karfl›s›na salar (koyar)
imifl.
2- Beni bu (yalanc› ve geçici) dünyâda halka afla¤›lanm›fl,
hor görülmüfl, küçümsenmifl k›ld›n. (Sana) yüzümü göstereyim
deyip (beni kendine) ç›lg›nca seven tutkun k›ld›n. (Bu yalanc› ve
geçici dünyâda) yaflayanlar› (bana) ya¤› k›l›p (aram›za) kavga
(dö¤üfl) sald›n. Sahibimiz efendimiz Rabbimize var›p arzeder
(kat›na sunar) olur imifl.
3- Yüzümü görmeyi diliyor olursan gece yatma. Bu (yalan-
c› ve geçici) dünyân›n yiyece¤inden (‹slâm’›n yasaklad›¤› yiye-
cek, içeceklerinden gün ›fl›¤›nda zor görülebilen toz tanesi kadar
olsun) tatma. (Sana ac›yormufl gibi görünerek de olsa) durumu-
nu sorsa bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olanlara gizli bilgilerini
satma (söyleme). Böyle olan erler üstünlük, verimlilik, bolluk,
bilgi, kavray›fl olgunlu¤u, kalbî ilerleme ve göñül aç›kl›¤› ve
tohtam›fll›¤›, kavray›fl aç›l›m› al›r imifl.
316 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Her kifli Allah’›n yüzünü görse (bu yalanc› ve geçici)
dünyâdaki ifl(leri)ni kötü (y›k›lm›fl, da¤›n›k) eder. Gece ve gün-
düz durabilmez, sahibimiz efendimiz Yaratan’›n› añar (O’nu hiç
unutmaz) ve söyler.
2- Kim O’nun köflesinde (yan›nda, yolunda gider) olsa, Al-
lah, o kiflinin göñlündedir. Her yana varsa (nereye giderse git-
sin) flu, o kendisine olanca varl›¤› ile ba¤lanan› ile birlikte kanat
açarak uçar.
3- Keflke (ah! ne olurdu ki) ben sürekli senin (ad›ñ›) añ›p
söyleyen olsa idim. (Senin) bak›fl›n benim gibi yüzbiñ olanca
varl›¤› ile sana ba¤lanm›fl kulunu kurtar›r.
4- Yüce Yaratan’›n ba¤›fl› ile kiflinin içine do¤an derin bilgi,
sezgi, aç›l›m ortam› içinde bu göñlünü mutlu sevinçli edip, (bu
yalanc› ve geçici) dünyâs›n› b›rak›p gidenler Hakk’ ile birlikte
(Hakk’tan) dilekte bulunur.
5- Bilgili, ‹lâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine vak›f,
ileriyi gören, sezgili kifli odur ki, Allah’› ç›lg›nca seven ve Allah’›
añ›p söyleyenlerin halkas›nda bulunup, yalvar›p, yard›m›n› di-
leyip o bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici, yol göstericiyi (kendisine) kal-
kan (siper, koruyucu) eder.
6- Ne güzel, göñül aç›c›, flafl›rt›c›, ilginç ve ak›l almaz, bu sa-
hibimiz efendimiz Rabbimizin iflleri. Birisini söyleyen, konuflan
ederek birisini de dilsiz, (ahraz, tat, konuflamayan) eder.
7- Gör ki, iflte bu (yalanc› ve geçici) dünyâ için köp (pek çok)
eziyetler, s›k›nt›lar eylesen sonu hiçtir (bofltur, yokluktur). ‹flte
bu (yalanc› ve geçici) dünyây› yer ile bir, (y›k›lm›fl, da¤›lm›fl)
eder.
8- Gece gündüz O’nun (Yüce Yaratan’›n) yüzünü görmeyi
dilesen, sen bu göñlünü temizle(yip) dupduru k›lmal›s›n. Bir
gün (temizledi¤in ve Yaratan’›na açt›¤›n göñlünle seni) kap›s›na
ulafl›r eder.
320 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- K›nanm›fll›k, afla¤›lanm›fll›ktan ‹lâhî flarap içen (alçak-
göñüllü olup bilmeyenlerce küçümsenmifllik durumunda
olup, göñlünde Allah sevgisinin tad›na varanlardan olan) Al-
lah’›n yüzünü görmeye batt› ya! (Dald› kavufltu). Bilgin, yol-
gösterici, ö¤üt verici, e¤itici elinden mey içen (mürflitten ders,
feyiz, bereket, ma’neviyat alan, onun) nûrlar›na batt› ya! (Dal-
d›, kavufltu.)
2- Yüzü ak olan (ibadet, itaat› yerinde yazuksuz olan) ile
birlikte yüzü kara olan, (ibadet ve itaat› yok veya eksik, yazuk-
lu olan) köp (pek çok) devran (iyi, kötü günler) görmüfltü, (ko-
ruyup, kay›r›p) yard›m edip ataya it görünüflünde oldu ya!
3- (Hz.) ‹brahim (peygamberden) kuflku duyan (Nemrut,
Nimrod, Nimrûd, Nimrûz, Numrud da denilen M.Ö. 2640 y›l›n-
da Hz. ‹brahim’i atefle atan Babil Kral›) od yak›p (Hz. ‹brahim’i
att›¤› ateflin içinde) gül aç›lan, inanmazsan (Urfa’ya) gelip bak,
görüp bilip ay›tt› (dedi) ya!
4- Allah’›n kat›ndan ve ba¤›fl›ndan ko¤ulmufl, kiflileri gözet-
leyen uygun ortam buldu¤unda sinsice yanafl›p Allah’›n buy-
ruklar›na karfl› (kand›r›c› söz ve davran›fllarla) k›flk›rtan (fley-
tân)›n yoluna giren, (fleytân’›n sözüne uyan) Ahmed’e (Peygam-
berimize) tafllar atan, (Ona ya¤› olan) topra¤›n alt›na tek bafl›na
girip gözyafl› dökerek yatt› ya!
5- (Allah’›n) ermifl kullar›na yetenler (kavuflanlar), dün-
yâs›ndan (bu yalanc› ve geçici dünyâda ele geçirdiklerinden)
geçenler, (onlar›, bu dünyâ ve onun de¤erlerini bir yana ko-
yanlar), içtenlikli (gösteriflsiz olan) kul, halk içinde dile¤ine
yetti ya!
322 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevmenin ve tutkun olman›n ac›s›na, (sü-
rekli olan eziyetine) em (ilâç-çâre) sormak gerekli de¤ildir. (Bu
geçici ve yalan dünyâs›n›) k›r›p, y›k›p giden imifl. (Onun) emi,
(ilâc›, çaresi) yok. Can›n k›y›l›p (ac›y›p, eziyet çekip gözlerin-
den) yafl›n ak›p, usun (akl›n, belle¤in, davran›fl yetene¤in) gidip.
Allah’› ç›lg›nca sevmenin ac›s›ndan, (ey) sa¤d›çlar, daha büyük
ve sert, ac› ve üzüntü vericisi yok.
2- Her kim içten içe yanar Allah’› ç›lg›nca sevip tutkun ol-
man›n odunu (ateflini) cana al›r (o ateflle can›n› yakar da) can›
yansa, gövdesinin organlar›ndan tütün (duman) ç›kar. Onun
ba¤r› kesilip yar›lm›fl, parça parçad›r. Bütünü (parçalamam›fl›,
yaralanmam›fl›) yoktur. (Ma’nevî gözü aç›lmam›fllar) halka
madde olarak gövdesi yaras› yok gibi (parçalanmam›fl, kesilme-
mifl, yanmam›fl, yar›lmam›fl) görünür durur.
3- Hiç kimse (kendi) can(›n)dan geçmeden (can›n› bir yana
koymadan) sevdi¤ini tapmaz (bulmaz). Pervâneyi (›fl›¤›n çevre-
sinde uçarak dolanan, ›fl›¤›n atefli içine girip yanarak ölen kelebe-
¤i) görüp (ondan ders alarak) çal›fl›p çabalamak gerek. (O kelebek
odu) görüp (yakaca¤›n›) bilerek öz can›n› oda vurdu. (Atefle girdi.
Art›k onun), Kazanç ve yitik ile hiç çekincesi (ald›r›fl›, ilgisi) yok.
4- (Bu yalanc› ve geçici dünyâda) ne kadar yürüdün, ne ka-
dar durdun ey habersiz (bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z? ‹çinde
seni sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten) benli¤in ve
(Allah’tan ve ac›mas›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl fleytân›n) ifllerin-
den kuflkulan›p çekinmelisin. Bizden önce dilimin ark›fl› (dilim-
den ç›kan sözlerin kervan›) yürüyüp gitti. Ay›tarak (söyleyerek)
giden (bu yalanc› ve geçici) dünyân›n yarar›, (sana ba¤lan›p yar-
d›m edifli, seni kollay›fl›) yok.
324 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
fiiir
Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevdi¤ini ve O’na tutkun oldu¤unu ileri
süren kiflinin sevdi¤ini, zerre (günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen en
küçük toz tanesi kadar) unutup ondan uzak oldu¤u yoktur. Al-
lah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olman›n özü dipsiz, (derinli¤i
ölçülemeyen) deñiz içinde (inci gibi) gizlidir. Candan geçme-
dikçe, (ölümü göze alarak dipsiz deñizin dibine dalmad›kça), o
cevherden (Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olman›n özü olan
mücevher, ilim, edeb, ahlâkdan) alan› (alabileni) yok.
2- Dalg›ç (yüzme, dalma, soluk tutmada ne kadar usta olur-
sa olsun e¤er ki) can›ndan geçebilirse, (can›ndan olmay› göze
alabilirse, o dipsiz deñize dalar ve dibinde sakl› olan) cevheri
(inciyi) al›r. Her kim Allah’› sevdi¤inden O’na tutkun olup ger-
çek ‹lâhî aflk flarâb›ndan içse, Allah’› ç›lg›nca sevdi¤inden göñül
tohtam›fll›¤›na ulaflsa (o, dalg›ç gibi deñizin dibindeki inciye
ulafl›r). E¤er ki niçe aylar ve niçe günler geçse yine de (onun
göñlünde) ilâhî Hakk’ sevgisinin gülü aç›l›r hiçbir zaman soldu-
¤u yoktur.
336 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca seven, O’na tutkun olan kifliler geceleri
yat(›p hiçbir fleyden habersiz ve bilgisiz kifliler gibi uyu)masa
(onlar için daha) uygundur. Her (türlü) ac›, s›k›nt› de¤se de, a¤-
lay›p s›zlanmasa (onlar için daha) uygundur.
2- Bafl›n› yar›p (yaralay›p) kana boyay›p (kendisine eziyet
edenlere) serzeniflte (dokunakl› sözler söylemekte) bulunmama-
l›, baflkalar›na eziyet edici, s›k›nt› verici bana, (bafl›ma) vurdu
diye kendisine vurana söz katmasa, (söyleyip s›zlanmasa onun
için daha) uygundur.
338 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! ‹lâhî (sevgi deñizine dalmas›n› bilen) sevgi
dalg›c› olmay›nca vahdaniyet (Allah’›n birli¤i, Allah’›n birlik s›-
fat›, Allah’›n artmaktan, bölünmekten, ayr›lmaktan berî olmas›)
deñizine girse olmaz. Allah’a kavuflman›n özü o (Allah’›n birli-
¤i) deñizinin, (büyüklük ve bütünlü¤ünün cevheri) ana unsuru-
dur. Candan geçip (can›n› bir yana koyup hiçe sayarak) Allah’›n
birlik deñizine girmedikçe (Allah’›n yüzünü) görse olmaz (göre-
mez.)
340 Hoca Ahmed Yesevî
* Mâide sûresi, 54. âyet: Ey imân edenler! Sizden kim dininden dönerse, (flu-
nu iyi bilsin:) Allah öyle bir kavim getirecek ki, Allah onlar› sevecek; onlar
da Allah'› sevecekler...
342 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- ‹lâhî sevgi ve göñülden duyulan yak›nl›¤›n deñizine dal-
mad›kça, ey sa¤d›çlar›m, ilâhî sevginin özünü almak, (‹lâhî sev-
ginin göñül tohtam›fll›¤›n› elde etmek) olmaz. Tanyeri a¤ard›k-
ça ah vah edip, a¤lay›p s›zlay›p inlemedikçe, bu yolda gözyafl-
lar›n› döküp harcayan olup, Allah için ç›lg›nca sevgi kaygusunu
içinde duyup bilse olmaz. (‹çinden duyamaz ve ne oldu¤unu bi-
lemez.)
344 Hoca Ahmed Yesevî
..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 345
fiiir
Aç›klama
1- (Kifli), Allah’›n ba¤›fl› ile kiflinin derin bilgi, sezgi, aç›l›m
kalbî ilerleme ve görüfle kavuflmaya eriflmedikçe, Allah’›n pey-
gamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden insanlara ulaflt›r›p bildirdi-
¤i ‹lâhî kurallar›n ifllerini bilse olmaz. (Bilemez). Allah’›n pey-
gamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden kiflilere ulaflt›rd›¤› ‹lâhî ku-
rallar›n tamam›n›n ifllerini, (buyruk ve yasaklar›n›, fleriat›n ge-
reklerini) eksiksiz yerine getirmedikçe, Allah’a ve O’nun r›zâs›-
na kavuflmak ortam›na girse olmaz (giremez).
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflmak için gerekli olan tür-
lü iflleri ve davran›fl flekillerini (bu yolda olanlar›n önderinden
ö¤renip) bilmeyince, kendi içindeki kendisini sürekli bu yalanc›
ve geçici dünyâya yönelten benli¤i ile u¤rafl›p (onu etkisiz) k›l-
mad›kça, Allah’› ç›lg›nca sevmek ve O’na tutkun olmak yoluna
özünü de¤er etmedikçe, Allah’›n evrendeki sonsuz gücü, yapt›-
r›m özelli¤i ile her fleyi kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dir-
mesi konusundaki gerçek bilgileri bilse olmaz (bilemez).
348 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Ey ulu) Allah’›m! (Ben senin) gerçeklerini (seni seven)
sa¤d›çlar›na aç(›kla)d›m. (Zorluklara katlanmadan) kolayl›kla
(bu yolda hiçbir s›k›nt› çekmeden sana sagd›ç olsalar da), senin
gerçeklerinin bilgilerini alsa (onlara sahip olsa) olmaz. Ac› ve ezi-
yet çekmeden, s›k›nt› ve kayguya düflüp, onlara katlanmadan, bu
yolda çal›fl›p elinden geleni yapmadan iflte bu, (Yüce Yarat›c›’n›n
kat›nda yükselme ülüflünü alma yolunu gösteren) seçkin ermiflin
saray›na, (gösterdi¤i ulu dura¤a) girse (eriflse) olmaz (giremez).
2- Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan kullar hülle (ke-
düt, kaftan, de¤erli üstlük, ma’nevî giysi) giyip Burak’a (Cennet
bine¤ine) biner. ‹ri gözlü cennet k›zlar› ve konaklar (köflkler) sa-
¤› solu(nda dolu olan) melekler, o Burak’a bak›p orada (görkem-
lili¤ini de¤erlendirip) flaflk›n kal›r. Allah’› ç›lg›nca sevip O’na
tutkun olmadan, o Burak’a (Cennet bine¤ine) binip (binmesi) ol-
maz.
3- Bütün yaratt›klar›na (inans›n-inanmas›n) yiyecek ve öte-
ki ne gerek ise hepsini veren sahibimiz, Yaratan’›m›z bizlere ac›!
Yarl›gay›p koru da (do¤ru) yola girdir. Ac›mandan, ba¤›flla-
mandan, yarl›gamandan, buyruklar›n› tutmay›p kendisine ezi-
yet eden kuluna sevindirici, göñlünü tohtat›c› haber ver. (Hak
olan senin do¤ru) yolundan azan, sapan, yitiren kullar›n› yine
do¤ru olan hak yola sal. (Her kim olursa olsun) Yol göstericisiz
(mürflitsiz) iflte bu do¤ru yola gir(mek iste)se olmaz. (Do¤ru yo-
lu bulamaz ve girip yürüyemez).
4- Yüksek sevginin, ‹lâhî sözlerin konufluldu¤u göñüllerin
yak›nl›k ve s›cakl›k duyup tohtam›fll›¤a eriflti¤i duygu deñizine
comlay›p (atlay›p, com diye gömülüp) batmal›s›n. Allah’› ç›lg›n-
ca seven ve O’na tutkun olanlar›n bir araya gelip ‹lâhî sözler ko-
nufltuklar›nda özünü de aralar›na katmal›s›n. Karfl›l›kl› sevgi ve
sayg›, ma’nevî yak›nl›k pazar›na (ortam›na) özünü satmal›s›n.
(Kendini hiçbir fley beklemeden onlar›n aras›nda bulundurma-
l›s›n.) Özünü satmayan (Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olan-
lar›n aras›na kar›flmayan) Allah’›n ac›mas›n›, ba¤›fllamas›n›,
yarl›gamas›n› alsa olmaz.
352 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun oldu¤unu ileri süren
(kifli gerçekten) âfl›k (Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan)
ise, a¤layan (gözyafl› döken) olur. Bu yalanc› ve geçici dünyân›n
yad elinde (dünyâya de¤er verip hep dünyâl›k için çal›fl›p didi-
nenler gibi) ölse olmaz. Akl›, belle¤i, kavray›fl yetene¤i gidip
(birbirine kar›fl›p, etkisizleflip) onun ba¤r› köz üstünde k›zarm›fl
gibi yan›k (ve yaral›) olur. Utanma duygusunu at›p utanma ör-
tüsünü dür(üp kald›rsa örtme)se olmaz.
2- Bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n e¤lenceli (zevkli) yaflay›-
fl›ndan geçen kifli, esrik ve semelenmifl gibi tek bafl›na yürür. Gö-
zünden yafl› durmadan dinmeden akar. (Allah’› ç›lg›nca sevdi¤i
ve tutkun oldu¤undan) pusar›kta (puslu, dumanl›, bulan›k hava-
da) yörür gibi yaz ve k›fl flaflk›n yörür. ‹nsanlara al›fl›k olmay›p
onlardan ürken kaçan canl›lar gibi elden ç›kar (ilini terk edip yi-
tip gider), yürüse, (böyle insanlardan uzaklafl›p gitse) olmaz.
3- Gece gündüz (a¤lay›p) gözünde gözyafl›n› çiy (sabahlar›,
havadaki su buhar›ndan yeflil bitkiler ve so¤uk yarat›l›fll› cisimler
üzerinde oluflan su damlas›) k›lan. A¤lay›p s›zlayarak tanyeri
a¤ard›¤›nda Allah sevgisinden h›çk›ran, gö¤sünü yaralay›p (de-
flip) dörtbir yan›na dört dö¤ünerek a¤lay›p s›zlanan, böyle olan
erin, (Allah’›n seçkin, ermifl kulunun) kap›s›ndan gitse olmaz.
4- Geceleri kalk›p yürümeden durmay›p (sürekli Allah sevgi-
sinden) a¤layanlar, Allah’a karfl› duyduklar› yüksek sevgi oduna
yüre¤ini, ba¤r›n› (yak›p) da¤layanlar (yaralayanlar. Bilgisiz dü-
flüncesiz kiflilerin gözünde) afla¤›l›k olup, gizli gerçeklerin bilgile-
rinin anlamlar›n› anlayanlar. (Bilgisiz, düflüncesiz) halk içinde
hor, afla¤›l›k k›nan›p, küçük görülmüfl olup yürüse olmaz.
..................
8- Gizli gerçeklerin bilgisinden bir anlam duymayan, anla-
mayanlar, ilgisiz ald›r›fls›z, bu gerçeklerden uzakt›rlar. O, Al-
lah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n durduklar› yer y›-
k›nt›, bak›ml› olmayan yerlerdir. O nereye giderse gitsin, hem-
hânesi (evinde oturanlar›n her birisi) sevdi¤idir. Tünlerde kalk-
may›p (döfle¤inde yat›p uyursa), ben Allah’› seviyorum ve O’na
tutkunum deyip yürürse (kendisini böyle tan›t›rsa) olmaz.
356 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Allah’›n ermifl seçkin) kullar› (derin) anlam› ile Allah’›n
ad›n› añar söyler. Anlam› olmayan (sözlere) hiçbir zaman kulak
salmaz, (bofl ve anlams›z sözleri dinlemez) olur. Allah diyen
(olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤lanan), Allah’› ç›lg›nca seven ve
O’nun tutkunu olan kullar durmadan ve sürekli olarak Allah’›n
ad›n› añ›p söylemekten, günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen bir toz
tanesi kadar ayr› olmaz (Allah’› hiç unutmaz) olur.
2- Allah’› añmaktan O’nun ululu¤unu, sonsuzlu¤unu gücü-
nü düflünmekten günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen bir toz tanesi
kadar ayr› olmayanlar, yatsa, kalksa Allah’›n ad›n› añ›p söyle-
meyi (bir yana) koymayanlar, “Vallah-billâh” (Allah için, Allah
hakk› için, Allah’a, Allah’tan diyorum. Bu yalanc› ve geçici)
dünyâ ‹slâm’a göre (yenilmesi, içilmesi, kullan›lmas› sak›ncal›
ve) yasak(larla dolu dünyây›) almayanlar (benimsemeyen yal-
n›z onu elde etmeye u¤raflmayanlar), sin içinde o kul hiçbir za-
man ölmez olur. (O sininde bile diridir.)
358 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! (Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden) bu (ve öte-
ki) yollar›n öte dünyâda sorumlulu¤u, (cezas› ve ödülü) köp (çok.
Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden yolda yürüyen kifli) do¤ru Hakk’
yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici bilge’nin
buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutmad›kça bu
yoldan geçse olmaz. Yüzbiñ eziyet, s›k›nt›, ac› verici deneyim, ba-
fl›ndan eksilmeyen kötü durum, güvensizlik köp (çok). Do¤ru,
Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici
bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutma-
d›kça duysa (bu güç, ac› ve s›k›nt›l› durumlar› yaflasa) olmaz.
2- fieriats›z, (Allah’›n peygamber arac›l›¤› ile de¤ifltirilmeden
bizlere ulaflt›r›p bildirdi¤i dinî kurallar›n tamam›n› yerine getir-
meden) tarikata (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan
yol’a) geçip (orada yürümek, tarikata) girmek olmaz. Hakikats›z
(Allah’›n sonsuz gücü yoktan yaratma, vardan yok etme, ölü
iken diriltme, yapt›r›m özelli¤i, kendisine ibadet ettirme, boyun
e¤dirme konusundaki gerçekler ö¤renilmeden) ma’rifete (kiflinin
çabas›yla ve Yaratan’›n ba¤›fl› ile, kiflinin içine do¤an derin bilgi,
sezgi, aç›l›m, kalbî görüfle ulaflmaya) yetmek olmaz. Bilgili, e¤iti-
ci, ö¤ütleyici, do¤ru yolu göstericinin yard›m› olmadan mutlu-
luk, çaba flarâb›n› tad›p (kendi çabas›yla mutlulu¤a, Allah’a ve
O’nun r›zâs›na kavuflmas›) olmaz. Allah’a ve O’nun r›zâs›na ka-
vuflup göñül tohtam›fll›¤›na ulaflmas› do¤ru, Hakk’ yolunu gös-
terici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤u-
na girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutmad›kça. (Bunlar›
yapmad›kça) Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflmay› tatsa olmaz.
3- Bilgisiz, davran›fllar› ölçüsüz olanlara gizli gerçeklerin bil-
gilerini ay›tmak olmaz. ‹nci ve mücevheri incinin kabu¤una (se-
defe) satmak (de¤ifltirmek, de¤erinden az olarak vermek) olmaz.
(‹brahim bin) Edhem gibi bu yalanc› ve geçici dünyân›n bütün
de¤erlerini bir yana b›rakmak yeterli olmaz. Yeterli olmaz, (tâ
ki,) do¤ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyen-
leri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyur-
duklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
362 Hoca Ahmed Yesevî
..................
..................
fiiir
..................
14- (Ey) ac›mas›, ba¤›fl› yarl›gamas› (bol) olan sahibim, Ya-
ratan›m! (Bizleri) ac›mana, ba¤›fllamana, yarl›gamana uygun ve
de¤er k›l. Kâbe örtüsü gibi bizlere bütün kalbimizle sana yöne-
lip koruma ve yard›m›na ulafl›p ma’neviyat›n› bürünmeyi, seni
ç›lg›nca sevip tutkun olmay› ülüfl k›l. Tâ ölünceye kadar do¤ru-
lu¤um, kalp temizli¤im ile do¤ru sözlü gerçe¤i benimseyici k›l.
Olsa olmaz (tâ ki:) do¤ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu
yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini
yap›p buyurduklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli
olmaz.
15- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah deme-
yip de (O’na ba¤lan›p s›¤›nmayay›m da) ne ifl k›lay›m? (Yara-
tan’›ma yarar) ifllerim, ibadetlerim yok. (Ben) a¤lay›p inlemeye-
yim de ne ifl k›lay›m? Allah’›n sonsuz gücü ululu¤u Kahhar (her
an cezaland›rmaya yok etmeye gücü yeten) oluflundan korkup
kan a¤lamayay›m da, ne ifl yapay›m? Yap›p olmaz (tâ ki:) do¤-
ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤i-
tici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyurduklar›-
n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
Aç›klama
1- fieriat›n (‹slâm’›n) yasaklamad›¤›, yap›lmas›n› da buyur-
mad›¤›, artuk olarak yap›lan, yap›lmas› sevilen ve sevab› olan
oruç tutar, halklara (ulaflabildi¤i topluluklara) fleyhlik (Tarika-
t›n bafl›y›m diye çal›m) satar, (fleyh oldu¤unu ileri sürer), ilmi
(her konuda derin bilgisi) yok. Körden daha kötü, (dünyâda
olup bitenleri hiç göremeyen) âhir zaman (dünyân›n son zama-
n›, k›yamete -ulu¤ güne- yak›n ça¤lar›n›n) fleyhleri!
2- Beline fota (bezden kuflak) çalar (vurur, ba¤lar) özünü
(erdemli) kifli san›r. Arasatta (ulu¤ gün, mahfler yerinde) yüzüs-
tü koyulur (b›rak›l›r). Âhir zaman (dünyân›n son zaman›, k›ya-
mete -ulu¤ güne- yak›n ça¤lar›n›n) fleyhleri!
368 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- (Çok de¤erli,) efli olmayan bu tarikat›n (Allah’a ve O’nun
r›zâs›na giden yolun) de¤erinin bilinmesi gerekti¤i gibi, sayg›
görmesi kan› (hani nerede)? Sa¤d›çlar›m! O, (bu de¤erli tarikat
bizlerin) aram›zda ününü sürdürüp (yaflay›p gitmez) dolan›p
durmaz. E¤er ki ününü sürdürüp bizlerin aras›nda dolan›p dur-
sayd›, Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n içinde ol-
mazd›. Ne kadar yol kirlenir ise de (ilim ve amelleri ile lây›k ol-
mayanlar yürüdükleri yolu kuflkulu k›l›p gözden düflürseler de)
o, (Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden yolda olanlar), yerlerini ve
kendilerini kirletmezler. (Gere¤i d›fl›na ç›k›p gözden düflmezler.)
370 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Yaflad›¤›n, senin için elveriflli, verimli olan an bu and›r.
(De¤erlendirme olabilirli¤i olan, kazanç veya yitik olabilecek
elindeki an bu and›r.) Bu an›n d›fl›ndaki zamanlara yararl› an
deme (Geçmifl anlar kazanç veya yitik ile geçmifl de olsa geçmifl-
tir. fiimdi de¤erlendirmen olabilmez. Gelecek anlara ulaflabile-
ce¤in ise belli de¤ildir.) Dünyâdan gams›z, kedersiz, üzüntüsüz
geçersen (bu yalanc› ve geçici dünyâdan böyle gidersen) gam,
keder üzüntü (çektim) deme.
2- (Senin) can›n ve göñlün hem de kemiklerin içten içe yan-
masa, (gams›z, tasas›z, ald›r›fls›z, düflüncesiz olarak yafl›yorsan),
gözyafllar›n›n akmas› ile sen nem (göz ›slakl›¤›, Allah’›n gücü,
ululu¤u ve haflmetinden a¤lay›p gözyafl› döktüm) deme.
3- (Yüksek sesle) kah kah (diye) gülse, (veya içten gelerek)
a¤lasa, Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan yine tutkun idi.
(Onlar›n) k›z›lca yüzünü (kanl›-canl› olarak do¤al-tabiî yap›s›n-
da) görüp de gams›z, tasas›z, düflüncesiz deme. (öyle sanma).
374 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 377
Aç›klama
1- ‹lâhî sözlerin konufluldu¤u topluluktan ve karfl›l›kl›
sayg› ile sevgiden uzak olan kiflilerden her kim kaçarsa (o ki-
fli) bilgili, ilâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine ulaflm›fl
ileriyi gören, sezgili kiflilerin toplan›p karfl›l›kl› konuflup gö-
rüfltükleri toplant›lar›nda gezip dolafl›r. ‹çten içe yan›p Allah
sevgisi ve O’na ç›lg›nca tutkun olman›n yolunda a¤lay›p göz-
yafl›n› saçsa, kiflili¤inde özelliklerinde ve yapt›klar›nda her
türlü eksiklik ve yanl›fll›ktan beri olan sahibim Yaratan’›m (o
kifliyi) zat›n›n ve saltanat›n›n belirdi¤i sonsuz ve dipsiz var-
l›klar› ve boflluklar› kuflatan (dokuzuncu kat gök) arfl›n›n üs-
tünde konuk k›lar.
2- Allah, olanca varl›¤› ile kendisine ba¤l› ve yolunda olan
kullar›n› “bendem” (bana ba¤l› kulum) deyip de sever. Allah
için Allah ad›na (diyorum ki,) o kullar›na (de¤er buldu¤undan)
Allah yüzünü gösterecektir. Nereye varsa dillerinde sürekli söy-
ledikleri sözleri Allah’›n r›zâs›n› kazanmak içindir. (Onlar bu
yalan ve geçici dünyâda) her ne bulsa, Allah yolunda ba¤›fl ya-
par. (Eline ne geçse Allah için harcar).
3- Allah’›n adlar›n› añ›p sürekli söyleyen olup da O’nun
adlar›n› añ›p yakar›fllar ay›tsa, (yitikten) ses gelecektir. Al-
lah’›n kat›ndan, ac›mas›ndan, ba¤›fllamas›ndan ko¤ulmufl ve
ilenilmifl olan, kiflileri uzaktan gözetleyen, uygun ortam bul-
du¤unda sinsice yanafl›p onlar› kand›r›c› yumuflak söz ve
davran›fllarla Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan (alb›z) fley-
tân (sözgelimi), yetmifl fersah (31.108 m.) uzak olur (kaçar).*
Gam›, tasas›, kaygusu, sürekli üzüntüsü olsa, Allah çaresini
(ilâc›n›) verir. Öyle (olan seçkin) kulunu kendisi (Allah) göze-
tip sevgili k›lar.
..................
* Buradaki ölçü bir fikir vermek için olup en az bu kadar uzaklafl›r, daha
çok yanaflamaz biçiminde anlamal›d›r.
378 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- fiafl›rt›c›, (ak›l ve düflünceye s›¤mayan) durak, Allah’›n
sonsuz gücünün kiflilik ve özelliklerinin belirmesi, görünmesi du-
ra¤›d›r. O durakta Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan kul-
lar gezinip dolafl›r. (Allah’›n ululuk, güç ve özelliklerini böylesi
kullar görürler). Hangi göñüle Allah güç, ululuk ve özelliklerinin
belirtisinin ›fl›¤›n› salsa, (b›raksa, gönderse), o göñül kimin ise, o
kifli akl›, düflüncesi, belle¤i, davran›fl özelli¤i birbirine kar›flm›fl
(esrik gibi) özünü bilmeden (kendinde olmadan) a¤lay›p inler.
2- O dura¤a giden yollar›n yol kesicileri (haydutlar›) var.
Yolgöstericisiz (k›lavuzsuz, mürflidsiz) yola girse, (bir kifli tek
bafl›na o yola düflüp gitse) yoldan azar (yoldan ç›kar, yolu flafl›-
r›r). Kuflku, kuruntu eyleyip Allah’a ve buyruklar›na karfl› ge-
len, kiflileri uzaktan gözetleyip uygun ortam buldu¤unda sinsi-
ce yanaflarak onu, Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan, Al-
lah’tan ve O’nun ac›ma, ba¤›fl ve yarl›gamas›ndan ko¤ulmufl,
ilenilmifl fleytân o kiflinin dinini bozar. (O kifliyi kendi) öz yolu-
na (Allah’a ve buyruklar›na karfl› gelme yoluna) sal›p (götürüp
b›rakarak) onu flaflk›n k›lar.
382 Hoca Ahmed Yesevî
* K›tal (yahud) Muhammed sûresi 15. âyet: Takvâ sahiplerine va’d olunan
cennetin temsili fludur: Orada bozulmam›fl sudan ›rmaklar var. Tad› de-
¤iflmemifl sütten ›rmaklar, içenlere lezzet veren flarâbdan ›rmaklar, saf
süzme baldan ›rmaklar var. Hem orada onlara meyvelerin her çeflidinden
var. Bir de, Rablerinden ma¤firet!.. Hiç bunlar, o ateflte ebedî kalacak ve
kaynar sudan sulan›p ba¤›rsaklar› parça parça olacak kimselere benzer
mi?
384 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
6- O dura¤›n tevhid, (her fleyde, her yerde, her an, her flart
alt›nda Allah’tan baflkas›n›n etkisi ve hükümranl›¤›n›n olmad›-
¤›n›n bilincine varmak) adl› daraht› (gölge yapan a¤ac›) var.
Tevhid a¤ac›n›n alt›ndaki gölgelikte Allah’› ç›lg›nca seven ve
O’na tutkun olan kullar› cennet bine¤i olan Burak’a binerler. (O
tevhid a¤ac›n›n ulu, görkemli, flafl›rt›c› herbir dal› biñ y›l (gidi-
lecek) yol kadar ülkeyi kaplar. Herhangisini özü özüne, (bafll›
bafl›na) ünlü, ünvanl› k›lar.
7- O tevhid (Allah’›n birli¤i) a¤ac›n›n yemiflinden tadan kul-
lar, bu yalanc› ve geçici olan dünyâs›n› sonsuz olan âhiret (yafla-
y›fl›na) satan (de¤iflen kullar, sinleri içinde güvenlik ve göñül toh-
tam›fll›¤› içinde yatan (Münker-Nekir’in sorular›na kolayca cevap
veren) kullar, (bu yalanc› ve geçici dünyâda yaflarlarken), tanyeri
a¤ard›¤›nda gözyafllar›n› umman (deñiz gibi) k›lar.
8- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! Himmet
(kalbin olanca varl›¤› ve çaba ile Allah’a yönelmesi) kufla¤›n› be-
line (sa¤lam) ba¤la. Sevgi ve yak›nl›k odu (atefli) ile yüre¤ini ya-
k›p yarala. Yakan›, (kendi benli¤ini ele al›p) tutup tan atana ka-
dar durmadan, dinmeden a¤la. Olur ki sana ac›r, ba¤›flta bulu-
nur da, sevilen k›lar.
Aç›klama
1- ‹flte, (‹lâhî ve Kur’ân-î) bu gizli gerçekleri bilmeyen bilgisiz,
düflüncesiz, ald›r›fls›z kifli, alçakgöñüllü, kendisini ibadete vermifl,
Allah’›n r›zâs›n› kazanma yoluna (tarikata) girmifl kiflilerin de¤e-
rini nas›l ve ne zaman bilir? Dilinin ucuyla (içinden gelmeden)
“ben Hz. Muhammed’in getirdiklerine inan›yorum. O’nun yolun-
day›m” deyip ümmeti oldu¤unu ileri sürer. (Böyle bir kifli Hz.
Muhammed) Mustafâ’n›n de¤erini nas›l ve ne zaman bilir?
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yol(a girip
o yol)un tad›ndan tadan kifli. (Bu yalanc› ve geçici dünyâda iken
bu) dünyâs›n› (‹slâm) din(i) yolunda satan kifli. Gece-gündüz
(Allah’›n ba¤›fllar›n›, sonsuz gücünü ve ululu¤unu düflünüp a¤-
layarak gözlerinden gözyafl› akan (yaflay›fl›, ibadeti, inanc› do¤-
ru ve düzgün olan) kifli. Bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤eri-
ni nas›l ve ne zaman bilir?
386 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Kiflili¤inde, özelliklerinde ve yapt›klar›nda hiçbir eksi¤i
ve yanl›fll›¤› olmayan Allah’›m, olanca varl›¤› ile kendisine ba¤l›
kuluna ba¤›fllasa. (Ba¤›flta bulunsa). ‹çi ›fl›klan›p (nûrlan›p,
ma’nevî dünyâs› ayd›nlan›p), d›fl› yan›p köz üzerine düflmüfl gi-
bi yaral› olur. Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan (kifli) ol-
gun, bilgili, yolgösterici, e¤itici, ö¤ütleyicinin ete¤ini tutup (onu
aray›p bularak, sözünden ç›kmay›p, Allah’a ve O’nun r›zâs›na
kavuflma) yol(un)a girse. Hakk’› izleyip iki gözü a¤layan olur.
2- Candan geçmeden Allah’› ç›lg›nca sevip tutkun olman›n
gizli gerçeklerini bilse olmaz. (Bilemez.) (Bu yalanc› ve geçici
dünyâda kazand›¤›) maldan, (de¤er verdi¤i maddelerden) geç-
meyince kendi benli¤ini, (kendisini oldu¤undan üstün görme,
baflkalar›n› afla¤›lama duygusunu) koysa, (bir yana b›rakt›¤›n›
ileri sürse) olmaz. Utanma duygusu olmadan yaln›z kendisini
(benli¤ini) sevse olmaz. Öyle olan Allah’› seven ve O’na tutkun
olan kifli el (halk, baflkalar›) gözünden gizli olur.
..................
7- Allah’› seven ve O’na tutkun olsan (Bistam’l›) Bâyezid gi-
bi özünü satmal›s›n (kendi yaflay›fl›n› hiçe saymal›s›n). Allah için,
Allah ad›na (bu yalanc› ve geçici) dünyâ (ya ‹slâm’a göre) gere-
¤inden çok de¤er vermen sak›ncal› ve yasakt›r. Onu d›fllay›p at-
mal›s›n. (Dünyâya gere¤inden çok de¤er vermemelisin). Gözle-
rinden kan(l› yafl)lar döküp tünlerde (gecelerde karanl›klara göz-
yafllar›n›) katmal›s›n. (Böyle yaparsan), bir anda kiflileri gözetle-
yip uygun ortam buldu¤unda sinsice yanafl›p Allah’›n yasaklar›-
na karfl› k›flk›rtan (fleytân)›n yeri yurdu y›k›k, da¤›n›k olur.
8- Can›n ile (içinden gelerek) tan atanda Allah’›n ad›n› añ›p
ay›tmal›, (O’nun ululu¤u, sonsuz gücü ve ifllerini düflünmeli,
O’ndan ayr› kalmamal›)s›n. Da¤lar› ve çölleri (›ss›z yerleri) ka-
n›n ile (üstün istek ve çabalar›nla) bostan (suyu, yeflilli¤i, çiçe¤i,
kokular›, yemifli, ürünleri bol yerler gibi) k›lmal›s›n. (Sa¤) yan›n
ile (üzerine) tafltan kat› (yumuflak döflek yerine en sert) tafla
(granit gibi sert ve kat› yere) yatmal›s›n. (Böyle yaparlarsa do¤-
ru olan Hakk’) yoldan azan (ç›kan, flafl›ran, baflka yola düflen)
yüzbiñ bilgisiz, uyan›k olmayan düflüncesiz (kifli), sözünde du-
ran, do¤ruyu benimseyen yi¤it olur.
390 Hoca Ahmed Yesevî
9- Tafltan kat› (çok daha sert) tafl› bayg›n bayg›n yar› aç›k
gözle bak›p inceleyen bilgisiz, olacak ve gelecekten ilgisiz ve ha-
bersiz olanlar, (sonsuz olan) âhiret (öte dünyâ) iflini arkaya (at›p)
d›fllay›p, (geri b›rak›p bir yana koyup) dünyâ (geçici ve yalanc›
olan bu dünyây› aray›p) izler (ilgilenir). Âyet (Kur’ân’dan sözler)
hadîs (Peygamberimizin dediklerini ve yapt›klar›n›) aç›klasam
(yapt›klar›n›n yanl›fl oldu¤unu anlamad›klar›ndan) sert (k›r›c›)
konuflurlar. (Böyle olan kiflilerin) d›fl görünüflleri insan, içleri
(ise) fleytân (Allah’›n kat›ndan ve ac›mas›ndan ko¤ulmufl sinsice
kiflilere yanafl›p onlar› Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan alb›z
gibi) olur.
10- Allah’›n ad›n› añ›p söylemelisin. (Tâ ki,) gözlerinden
(gözyafl› yerine) kanlar aks›n. K›sa, ö¤retici, ö¤ütleyici, gizli ne-
denleri aç›klay›c› sözler ay›tmal›s›n. Sözlerinden inciler (yararl›
bilgi, do¤ruluk, uygun davran›fllar) damlas›n. Herbir bast›¤›n
(yerlerdeki) izlerinden güller bitsin, gür ve sa¤l›kl› olarak aç›l›p
yetiflsin. Güle baksan (çiçe¤i aç›lmam›fl olan gül a¤ac›ndan) gül-
ler aç›l›p bostan (gül bahçesi) olur.
11- Tanyeri a¤aranda kalk›p erkenden (Yaratan’›n kat›nda)
durup, kanlar yutarcas›na (uykuyu, dinlenmeyi b›rak›p eziyet
çeksen bile) ibadet et. Bilgili, olgun, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤i-
ticinin ete¤ini sa¤lam tutmal›s›n, (yolundan ve ö¤ütlerinden ay-
r›lmamal›s›n). Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan olsan
can›ndan geçmelisin. Can›ndan geçen (can›n› hiçe sayan, ger-
çekten) Allah’› sevenler üryan (ç›plak, giyeceksiz, yeni do¤an
çocuk gibi yazuksuz) olur.
12- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâ (yaflay›fl›n)da kendisinin
olan her fleyin gerçekte Allah’›n oldu¤unu bilmeyi ve inanmay›
al›flkanl›k k›lan, (Bilmeyenlerin) afla¤›lay›p k›namalar›n›n (ac›s›-
n›) çekip eziyet ve s›k›nt›lar›n› göñül tohtam›fll›¤› ve dinginli¤i
bilen. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, yahfl›lara (Al-
lah yolunda olanlara) kap›lan›p buyru¤una giren, ifllerini gören
kifliler. ‹flte öyle olan kifliler ulu¤ günde (k›yamet gününde) sul-
tân (öteki kiflilerden üstün diledi¤ini yapt›ran, ere¤ine kavuflan
ve seçkin) olur.
392 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- ‹lâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine ulaflm›fl, ileriyi
gören, sezgili, Allah’› seven ve O’na tutkun olan kifli, bu yalanc›
ve geçici dünyâdaki yaflay›fl›nda üzüntü, kaygu, ac› çekse, (o kul
için) onsekizbiñ âlemin (Günefl sistemi) kamusu (hepsi) gülzar
(gülbahçesi) olur. Göñül kuflu (Yaratan’a kavuflmak için) büyük
istekle; çaba gösterip kanad›n› vurup (ç›rp›p) uçsa (olanca varl›¤›
ve gücü ile Yaratan’›n› isteyip O’na yönelse), bütün varl›¤› (Yara-
tan’›n›n) ad›n› (ve yaratt›klar›n›) añar flak›yan bülbül (gibi) olur.
2- Karfl›l›kl› sayg›, sevgi, yak›nl›k ve s›cakl›k ortam›na özü-
nü salsa (b›raksa). Okuyarak, dinleyerek, s›nayarak ve Allah’›n
ba¤›fl› ile derin bilgi, sezgi, aç›l›m ortam›na özünü vursa (eriflse),
bilinmeyen gerçeklerin flarâb›n› içip (gizli bilgilere ulafl›p), Al-
lah’› ç›lg›nca seven tini (ruhu) kansa (doygunlu¤a ulaflsa). Sa¤-
d›çl›k, sevgi yak›nl›¤›n›n gül bahçesinde (ortam›nda) göñül ok-
flay›c› (aranan sevilen) gül olur.
..................
6- (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan) bu
yol(un) ad› tarikatt›r. Alçakgöñüllü, az ile yetinen kendisini iba-
dete vermifl kifli bu yolun ad›n› (bu yolda ilerlemeyi) bilse. Ve
okumak, dinlemek, s›namak ve Allah’›n ba¤›fl› ile derin bilgi,
sezgi ve aç›l›m mal›ndan alsa (bunlara ulaflsa.) Bu kifli baflka
yollar›, içindeki kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten benli¤inin kötü, de¤ersiz ve bofl isteklerinin yeli sansa,
o kifli Allah’›n ululu¤u, evrendeki sonsuz gücü, yapt›r›m özelli-
¤i ile her fleyi kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dirmesi konu-
sundaki gerçekler ortam›nda er (yi¤it, seçkin) olur.
7- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! (Bütün güç-
lüklere) dayanarak (sen bu) yola girmelisin. (Allah’›n bu yola
girmifl olan) kulunu görsen (ona) kul, köle olup (bu yolun) ger-
çek içyüzünü, anlam›n› sormal›s›n. Ey Allah’›m! (Sen ba¤›fl ya-
p›p da) ülüfl verirsen, o manevî ilim, anlay›fl, anlam ve bereketi
almal›s›n. Manevî ilimlerden gizli gerçeklerden bilgiler sorup
ilim, anlay›fl anlam alan (Yaratan’›na) gerçek kul olur.
394 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
..................
Aç›klama
1- Tanyeri a¤aranda kalk›p, a¤lay›p, h›çk›r›p inle. (Senin)
h›çk›r›klar›ndan yer ve gökler ç›nlay›p, senin h›çk›r›klar›n› hiç
unutmas›n. (Olanca varl›¤›nla) Allah’a s›¤›n›p gözyafllar›n› çiy
(sabahlar› havadaki su buhar›ndan bitkiler ve so¤uk yarat›l›fll›
varl›klar üzerinde oluflan su damlac›¤› gibi) eyle. Ondan sonra
Allah senin s›k›nt›lar›n›, üzüntülerini, tasalar›n› gidersin.
2- (Allah’a kulluk yapmak yolundaki) gerçekten üzüntü,
kaygu çekenleri Allah sevip (seçkin) kulum dedi. Üçyüzaltm›fl
(yol) gözetip, (y›l boyunca onun) tasas›n› çekti. Melekler (o ku-
lun Allah sevgisi, ululu¤u, sonsuz gücünü düflünüp a¤lad›kla-
r›nda döktükleri göz) yafllar›n› ödül k›ld›. (Sen de Allah sevgisi
ile) kan a¤lamal›s›n (ki, senin göz)yafllar›n› (yapt›¤›n kulluk
için) tan›k k›ls›n.
3- (Sen) bilemedin (anlayamad›n, uyan›k olmad›¤›n için
senden) yüzbiñ günah ortaya ç›kt›. (Sen bu) günahlar›ndan dö-
nüfl yap›p bir daha ifllememeye söz verip diz dö¤üp kap›s›n›n
efli¤ine gelemedin. (Allah’›n) ermifl kullar›n›n buyru¤una girip
ö¤ütlerini tutup, ifllerini yap›p (onlar›n) yahfl› duâlar›n› (iyi istek
ve yakar›fllar›n›) alamad›n. (‹flledi¤in) yazuklardan (Yaratan’›n)
seni ne deyip de (niçin) ba¤›fllay›p ayr› k›ls›n?
..................
14- Allah’›n sa¤d›c› (Hz. ‹brahim peygamber) Allah diyerek
oda (atefle) girdi. Allah (da yak›c› olan) flu, o odu (atefli) görün
ki, bol sulu, çeflitli bitki, kokular, çiçekler, yemifllerin bitti¤i yer
k›ld›. Boynunu e¤ip (Yaratan’›n gücü karfl›s›nda) a¤lay›p
“fiey’en li’llâh” (Allah’›n râz› olmas› için) diye ay›tt›. Yoksul
(kendisinde olanlar›n hepsinin gerçekte Allah’›n oldu¤unu bi-
len), kendisinin hiçbir fleyi olmayan, orada ne deyip de (niçin),
içindeki benli¤inin kötü, gelip geçici dileklerini istesin?
396 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Ey Allah’› ç›lg›nca sevdi¤ini ve O’na tutkun oldu¤unu
ileri süren yalanc› kifli? Bana, Allah sevgisinin ne oldu¤unu an-
lat›p durma! (Sen gerçekten) Allah’› ç›lg›nca seven olsan hani
ba¤r›n›n içinde köz (atefl) yok? Karfl›l›kl› sayg›, sevgi, yak›nl›k
ve göñül s›cakl›¤› çaban› göstererek bir kifli can vermese, o kifli-
nin bu dünyâda yaflad›¤› süre hiçbir ifle yaramadan bofl olarak
geçmifl yitiktir. Bu sözün yalan› yoktur.
2- (E¤er ki,) eziyetini, s›k›nt›s›n›, yorgunlu¤unu çekip de
Allah sevgisinin bafl›n› gö¤ertmesen (Allah sevgisi ortam›n›
oluflturmasan), afla¤›l›k, k›nanm›fll›k küçümsenmifllik çekse,
u¤ursuz kötü benli¤ini (içindeki seni sürekli bu yalan ve geçici
dünyâya yönelten nefsini) öldürmesen, (içinden) Allah deyip de
(O’nun) nûrunu (›fl›¤›n›n ayd›nl›¤›n›) iç(in)e doldurmasan. Al-
lah için, Allah ad›na (diyorum ki,) sende Allah sevgisinin, O’na
tutkun olman›n belirtisi, izi yok.
398 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Bu yalanc› ve geçici dünyâda) yapt›klar› kötü ifller ve ya-
zuklar›ndan dönen, (yazuklar›n›n ba¤›fllanmas› için Allah’a yal-
varan) bir daha ifllememeye içten gelerek söz verip diz dö¤en,
Allah için yanar, O’nu ç›lg›nca seven kullara, uçmak içinde dört
(Ar›¤dan) bulakda(n akan) tatl› içece¤i (flerbeti) var. Yapt›klar›
kötü ifller ve yazuklar›ndan dönmeyen, diz dö¤meyen, Allah
için yanmayan bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›zlara, dar sininde
çetin, (kat›, sert) eziyet, ac› çekme özlemi var.
400 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- (Yüce Yaratan) bizim bilmedi¤imiz gizli gerçeklerle yok-
luktan (yok iken gökte ve dünyâdaki varl›klar›) var eyledi. On-
sekizbiñ âlemin (Günefl ›fl›¤› alabilen varl›klar›n) kamusu (bu
yarat›c› güç karfl›s›nda düflünüp de¤erlendirmek konusunda)
flaflk›nd›rlar. (Allah ruhlar›m›z› yarat›p “Ben sizin Rabbiniz de-
¤il miyim?” dedi¤inde) “Kalû belâ” (Evet Sen Bizim Rabbimiz-
sin) diyen (ruhlar›n ›ss› olan) kullar ülüfl ald›. Ses ç›karmayan
(Evet Sen Bizim Rabbimizsin demeyen ruhlar›n ›ss› olan) kullar
dinlerini y›kt›lar (y›k›k, k›r›k da¤›n›k ettiler.)
2- Ad› yüce ulu Allah imân etmeyi (Allah’a, meleklere, ki-
taplar›na, peygamberlerine, ulu¤ güne (âhiret gününe), kadere
hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una öldükten sonra dirilmeye
kalpten inan›p dil ile söylemeyi) bizlere karfl›l›ks›z verdi. O,
kendisine kitap vererek peygamber olarak gönderdi¤i (Hz. Mu-
hammed) Mustafâ’y› do¤ru ve gerçek peygamber olarak bize
gönderdi. Ö¤mek, yalvarmak, yakarmak söylesek dinimize güç
verir. (Bunlar bende) yok ise benim yapt›klar›m yaland›r.
404 Hoca Ahmed Yesevî
..................
fiiir
Aç›klama
1- Uçmak (ile) tamu (birbirleriyle) dalafl›r (çekiflir u¤rafl›r.
Onlar›n) dalaflmalar›nda aç›klamalar var. Tamu ay›t›r: ben (sen-
den artu¤um) üstünüm (çünkü) bende (benim içimde) Firavun
(eski M›s›r kral›, Hz. Mûsâ ça¤›nda Tañr› oldu¤unu ileri sürerek
Hz. Mûsâ’ya inanmayan Tutankamon veya Ramses), Hâmân
(Firavun’un veziri) var.
* A’raf sûresi, 172. âyet: Hani Rabbin, Âdem o¤ullar›n›n bellerinden zürriyetlerini
alm›fl; onlar› kendilerine karfl› flâhid tutarak “Ben sizin Rabb'iniz de¤il miyim?”
demiflti. Onlar, “Hay hay, (Rabbimizsin) flâhid olduk!” demifllerdi. Bunu k›ya-
met gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz diye yapm›flt›k.
406 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
1- Kuflkusuz, kalpten, göñül dinginli¤i ile bilin ki, bu yalanc›
ve geçici dünyâ barça kiflilerden (üstüne gelip de yaflayan herkes-
ten) geçer (onlardan geriye kal›r) ha! Bu dünyâda kazan›p birik-
tirdi¤in mal›na güvenme. Bir gün (onlar›n hepsi) elden gider ha!
2- Ata (baba), ana, kar›ndafllar (bu geçici ve yalanc› dünyâ-
da idiler de flimdi) nereye gittiler? (Onlar›n gitti¤i yeri derinli¤i-
ne) düflün. A¤açtan yap›lm›fl dört ayakl› (kollu) at (tabut) bir
gün sana yeter (ulafl›r) ha!
410 Hoca Ahmed Yesevî
fiiir
Aç›klama
YARATTIKLARININ BÜTÜN ‹HT‹YAÇLARINI
YER‹NE GET‹REN YÜCE ALLAH’IN
SONSUZ BÜYÜKLÜ⁄Ü, ULULU⁄U, ÖFKE,
KIZGINLIK VE GAZABI YÜCED‹R.
O’NUN KAPISINA YALVARMA