You are on page 1of 432

AHMED YESEVÎ

AÇIKLAMALI

MUHTASAR
D‹VÂN-I H‹KMET

Kul Hâce Ahmed yamanlarn› yamân› sen


Barça Bu¤day el tutmagay samân› sen
61. Hikmet 16. K›t’a
SA⁄LAM YAYINEV‹
Eserin yay›n hakk› Sa¤lam Yay›nevi’ne aittir.

Sertifika No: 16248


ISBN: 978-605-7625-10-6
1. Bas›m: Kas›m 2019, ‹stanbul

Bask›: Lord Matbaac›l›k


Davutpafla, Emintafl Mat. San. Sit. No: 430 Topkap›/‹ST.

SA⁄LAM YAYINEV‹
Çatalçeflme Sk. No: 19/1 K: 2 Ca¤alo¤lu/‹ST
Tel: 212 527 52 79 Faks: 212 513 67 70
sa¤lam@saglamyayinevi.com
www.saglamyayinevi
AHMED YESEVÎ

AÇIKLAMALI
MUHTASAR

D‹VÂN-I
H‹KMET
Ahmet E¤ilmez [RIDVANO⁄LU]

Takriz:
Doç. Dr. U¤ur GÜRSU
TEfiEKKÜR-TAKD‹M

Hazreti Sultan Türki Türkistan Pir-i Türkistan Hoca


Ahmed Yesevî Babam›n Belgeler ›fl›¤›nda, biyografisini
kaleme ald›¤›m›z Kul Hoca Ahmed Yesevî eserimi;
alan›nda uzman, dünyan›n önde gelen de¤erli ilim
hocalar› ile birlikte yazd›k.
Bizi biz yapan Divan-› Hikmet’ine gelince yapt›¤›m
araflt›rmalarda, Say›n Ahmet E¤ilmez hocam›n yapt›¤›
çal›flman›n en iyi Aç›klamal› Divan-› Hikmet kitab›
olmas› dikkatimi çekti. ‹ncelemem sonucunda tüm Türk
dünyas›na özellikle bu de¤erli eseri tavsiye ediyorum..
Say›n Ahmet E¤ilmez [R›dvano¤lu] hocama en kalbi
teflekkürlerimle...

Hoca Ahmed Yesevi’nin 27 kuflak torunu


‹SMETULLAH YESEV‹
Uluslararas› Yesevî Vakf› Kurucu Genel Baflkan›
‹Ç‹NDEK‹LER

Takriz / 7
Sözbafl› / 11
Ahmed Yesevî Hayat› / 17
Eserleri / 27
Halîfeleri / 33
Yeseviyye Tarikat› / 37
Divân-› Hikmet Orijinali ve Aç›klamalar› / 48
TAKR‹Z

Tarih sahnesine ç›kt›klar› dönemden itibaren günümüze


de¤in büyük ço¤unlukla tek tanr› inanc›n› savunan Türk boyla-
r›; Köktürkler zaman›nda Orta Asya’daki siyasi geliflmeler so-
nucu ‹slamiyet’le tan›flm›fl ve nitekim 10. Yüzy›lda Karluk ve
O¤uz boylar›n›n ‹slam’a girifli ve Karahan hükümdarl›¤›n›n
devlet dini olarak ‹slam’› kabul edifliyle birlikte ‹slamiyet h›zl›-
ca yay›lmaya bafllam›flt›r.
‹slam ile “Kök Tanr›” inanc› aras›ndaki benzer noktalar ve
‹slam’daki cihat ile fetih anlay›fl› Türklerin k›sa zamanda ‹slam’›
benimsemesinde ve savunmas›nda en önemli rolü oynam›flt›r.
Bu anlamda ‹slam Türklere yaln›zca inanç sistemi getirmekle
kalmam›fl, Türk devletlerinin düzenini, Türk boylar›n›n ve Türk
halk›n›n dünya görüflünü de büyük ölçüde de¤ifltirmifl ve flekil-
lendirmifltir.
Ço¤unlukla yar› göçebe hayat tarz›n› benimseyen Türk
boylar›n›n ‹slam’› sevip benimsemesinde hiç flüphesiz, 11. Yüz-
y›l itibariyle Türkistan’da yay›lmaya bafllayan tasavvuf ak›mla-
r› pek çok etkili olmufltur. Dönemin ileri gelen ve halk›n sevdi-
¤i din bilginlerinin tasavvufu benimsemesi, o dönem yöneticile-
rinin sufileri koruyup kollamas›, tekke ve zaviyeler infla edile-
rek halk›n teflvik edilmesi, tasavvuf ak›mlar›n›n etkinli¤ini art›r-
m›flt›r. ‹slam ülkelerinin her taraf›na yay›lan sufiler, ‹slam esas-
lar›n› ö¤retmek ve tasavvuf anlay›fl›n› yerlefltirmekle kalmam›fl,
çeflitli tarikatlerin kurulmas›na da zemin haz›rlam›flt›r. Bu an-
lamda Tasavvuf, ‹slam’›n inanç esaslar› ile birlikte yer alm›fl, ‹s-
lam’›n Türkler aras›nda tan›n›p sevilmesi tasavvuf yolu ile sa¤-
lanm›flt›r.
8 Hoca Ahmed Yesevî

Türk Tasavvuf ak›mlar›n›n ve sufilerin genelde Ehl-i Sün-


net ve Hanefilik akidesine ba¤l› oluflu, ‹slam’›n yay›l›fl›n› h›zlan-
d›rd›¤› gibi birtak›m zararl› ak›mlar›n Türkler aras›nda yay›l-
mas›na engel olmufl ve ‹slam’›n do¤ru anlafl›lmas›n› sa¤lam›flt›r.
Bu anlamda Hoca Ahmed Yesevî ile kurucusu oldu¤u Yesevilik
tarikat›, gerek Türk ‹slam ve Tasavvuf tarihi, gerek Dinî Tasav-
vufi Türk Halk edebiyat› tarihi ve gerekse Türk kültür ve mede-
niyet tarihi baflta olmak üzere birçok aç›dan 盤›r açm›flt›r, dola-
y›s›yla bilinmeye ve incelenmeye lay›kt›r.
Menk›bevi ve destans› hayat›, gerçek hayat›n› gölgeleyen
ve geride b›rakan Hoca Ahmed-i Yesevî; yaflad›¤› hayat tarz›y-
la, söyledi¤i hikmet tarz› fliirlerle, yetifltirdi¤i halife ve müritler
ile gerek kendi döneminde ve gerekse kendi döneminden sonra
birçok ülkede tasavvuf ak›mlar›na k›lavuzluk etmifl, kendine la-
y›k flekilde ün kazand›rm›fl ve bundan ötürü aradan geçen yüz-
y›llar onu unutturmaktan çok hat›rlatma görevi üstlenmifl ve
üstlenmeye devam edecektir.
Hoca Ahmed-i Yesevî’nin hikmetlerini içeren Divân-› Hik-
met, do¤rusu kendisinin vefat›ndan yüzy›llar sonra Yesevî der-
viflleri taraf›ndan tertip edilmifl bir hikmetler mecmuas›d›r. Di-
vân-› Hikmet’in kimi nüshalar›nda Ahmed-i Yesevî’nin hikmet-
leri ile Yesevi dervifllerinin ayn› tarz ve mahiyette söyledikleri
hikmetler de yer alm›flt›r. Hikmetlerde Ahmed-i Yesevî’ye ait
birçok mahlaslar›n kullan›lmas›, baz› hikmetlerde halife ve mü-
ridlerinden bahsedilmesi veya kendinden birkaç yüzy›l sonra
yaflam›fl olan kiflilerin an›lmas› gibi sebepler flüphe uyand›r-
makta, bu fliirlerden hangilerinin Hoca Ahmed-i Yesevî’ye ger-
çekten ait oldu¤unu tespit etmek büyük bir sorun hâline gel-
mektedir. Her ne kadar durum bu minvalde ilerlese de Divân-›
Hikmet nüshalar›n›n tespit edilip bütünüyle incelenmesi birçok
yönden yarar sa¤layacakt›r.
‹flte bu yolda bir ad›m atmak ve bu meseleye bir katk› sa¤-
lamak amac›yla sundu¤umuz bu çal›flma, ‹stanbul Üniversitesi
Nadir Eserler Kütüphanesi’nde yer alan “Divân-› Hikmet” adl› el
yazmas› nüsha esas al›narak haz›rlanm›flt›r.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 9

Bu çal›flmada Feridüddin-i Attâr’›n “Pir-i Türkistan” diye


and›¤› Hoca Ahmed-i Yesevî’nin öncelikle hayat› hakk›nda ay-
r›nt›l› bilgiler olabildi¤ince verilmifl, bu bölümde Pir-i Türkis-
tan’›n hayat›na dair bilgileri içeren Divân-› Hikmet’teki fliir ke-
sitleri tüm yönleriyle sunulmufl ve aç›klanm›flt›r. Sonras›nda
Ahmed-i Yesevî’nin eserlerine yer verilmifl, eserlerinin biçim ve
içerikleri etrafl›ca anlat›lm›flt›r.
Ard›ndan Hoca Ahmed-i Yesevî’nin fikrini devam ettiren
ve tan›nmas›n› sa¤layan halifelerinden bahsedilmifl, çeflitli vesi-
kalardan yararlan›larak onlar hakk›nda ayr›nt›l› bilgiler veril-
mifl, bu ba¤lamda Yeseviye Tarikat›na genifl ölçüde yer veril-
mifl; bu tarikat›n Türk boylar›nda uyand›rd›¤› etki ile gördü¤ü
ifllev aç›klanm›fl, nas›l bir görev üstlendi¤i belirtilmifltir.
Sonras›nda Hoca Ahmed-i Yesevî’nin yetiflmesinde üstün
ve etkin bir rol oynayan ve bir anlamda onun hocas› olan Yusuf-›
Hemedânî adl› kifliden bahsedilmifltir. Sonraki bölümde Ah-
med-i Yesevî’nin destans› ve menk›bevi hayat›na etrafl›ca yer
verilmifl ve önemli menk›beleri çal›flmam›za aktar›lm›flt›r. Son-
raki bölümde ise Ahmed-i Yesevî’nin kimi Halife ve müridleri-
nin bafll›ca menk›belerine yer verilmifltir.
Çal›flmam›z›n rotas›n› belirleyen Metin bölümünde karfl›-
laflt›rmal› bir yöntem izlenmifl, yani ilgili yapra¤›n sol sayfas›n-
da Divan-› Hikmet’in asli telaffuz flekli verilmifl ve sa¤ sayfas›n-
da ise Günümüz Türkçesindeki karfl›l›¤› aktar›lm›fl, gerekli ve
önemli görülen bir tak›m aç›klamalara baflvurulmufltur. Böyle-
likle okuyucular›n ve araflt›rmac›lar›n kolayca eriflimleri sa¤lan-
m›flt›r. Asli metin verilirken Transkripsiyon yöntemi kullan›l-
mam›fl, ancak birtak›m harflerin farkl›l›¤›n› ortaya ç›karmak için
özel iflaretler belirlenmifltir. Bu iflaretler metin ile ilgili bölümde
belirtilmifltir.
Asli metin Türkiye Türkçesine çevrilirken bire bir aktarma
yoluna gidilmemifl, gerekli görülen, anlam›n›n kapal› olabilece-
¤ini veya yeterince anlafl›lamayaca¤›n› düflündü¤ümüz kimi
özel adlar, kavramlar, mazmunlar ve ibareler ayr›ca aç›klanm›fl
ve bunlar genelde parantezle belirtilmifltir.
10 Hoca Ahmed Yesevî

Sonraki bölümde Divan-› Hikmet adl› nüshada ad› geçen ki-


fliler için bir bafll›k aç›lm›fl, ilgili kifliler hakk›nda k›saca bilgi ve-
rilmifl ve tüm bu kifliler alfabetik düzen ile s›ralanm›flt›r.
Sözlük bölümünde ise gerekli görülen kelime, kavram,
mazmun ve ibareler, alfabetik bir s›ralama ile verilmifl ve kay-
nak dilleri parantezle belirtilmifltir. Kimi kelimeler ise ekleri ve
gramer unsurlar›yla ilgili bölüme bir bütün olarak konulmufl ve
anlamlar› öylece verilmifltir. Ayr›ca kimi kelime ve kavramlar
da tamlamalar ve birleflik kelimeler suretinde sunulmufltur.
Bu çal›flman›n, sözünü etti¤imiz bölümleri ve içerikleri do¤-
rultusunda Divân-› Hikmet adl› meflhur esere hizmet etmesini ve
katk› sa¤lamas›n› ümit ederiz.

Doç. Dr. U¤ur GÜRSU


‹stanbul Ü. Edebiyat Fak.
SÖZBAfiI

Hz. Ahmed Yesevî, Türkler’de tasavvuf okulunun kurucu-


su ve en büyük Türk mutasavvufudur. Kâbe’nin kuzey (demir-
kaz›k) yönünün kutup y›ld›z›d›r. ‹slâm dini Türkler aras›nda
ondan 300-350 y›l önce kifliler ölçüsünde yay›lmaya bafllam›flt›r.
Onun do¤du¤u y›llardan sonra bu yay›lma toplu ‹slâmlaflma
durumuna gelmifltir. O, ‹slâm’›n Türkler aras›nda yay›lmas›n›
daha da h›zland›rm›fl, bundan daha da önemlisi ‹slam’›n inanç
ve imân esaslar› (ana kurallar›, akaid) konusunda halk taban›-
n›n daha da ayd›nlan›p derinleflmesine, kökleflmesine ortam
oluflturmufl ve bunda da baflar›l› olmufltur. O, tasavvuf ile fleri-
atç›l›¤› birbirinden ay›rmam›fl, ikisinin de özüne inerek atbafl›
götürmüfltür.
Hoca Ahmed bu eserinde, do¤umundan ölümüne kadar,
göz aç›p kapay›ncaya kadar bile ‹slâm’dan kopmadan yaflama-
s›na bakmayarak, kendisini bizlerin (yaflad›¤›m›z), s›radan ya-
flayanlar›n mihverine koyuyor. ‹slâm’› anadan, atadan al›p de-
¤erini anlayamadan çok az ilgilenen, günahlar iflleyen, ibadetle-
ri eksik ve yanl›fllar› çok olan basit kifliler yerine koyuyor. Oku-
yanlar kendilerini, onun çizdi¤i bu dairenin içinde buluyor. Ye-
ri geldi¤inde de derin uykusundan uyand›rmak istercesine s›r-
t›n› dürtükler gibi; flöyle diyor;

Ottuzsekiz yaflka kirdim ömrüm ötti


Y›¤lamay mu öler vaktim yavuk yetti
12 Hoca Ahmed Yesevî

5. fiiirinin 10. k›tas›ndaki bu uyar›lar› s›k s›k yap›yor. Otuz-


sekiz y›l›n iki kat›ndan çok yaflay›p da ölümü göz önüne getir-
meyenler baflta, herkese sesleniyor.
O günlere inecek olursak; 751 y›l› Temmuz ay›nda Çinliler
ile Ziyâd bin Sâlih komutas›ndaki Araplar aras›nda, Peygambe-
rimizin vefât›ndan daha 120 y›l geçmiflken, Mekke’den 5.000
km. uzakta meydana gelen Talas savafl›nda, Çin ordusunda bu-
lunan henüz müslüman olmam›fl Türkler’in baflta Karluklar ol-
mak üzere, içlerinde tek tük bulunan müslümanlar›n yönlendir-
mesi ve tarihî Çin düflmanl›¤›n›n etkisiyle, Araplar’›n taraf›na
geçmeleri sonucu savafl›n kaderini de¤ifltirmifllerdir. O y›l,
Türklerin de içlerinde ‹slâm’›n yay›l›fl›n›n h›zlanmas› ile ‹slâm
dünyâs›nda yer almalar› sonucunu getirecek olan tarihtir.
Türk Hazar ‹mparatorlu¤u’nu oluflturan Türk devletlerin-
den Volga (‹til) Bulgar Hanl›¤› (770-1400) Han› Alm›fl Han (Al-
mufl bin fiilki Y›ltavar-‹lteber) 924 y›l›nda Bulgar Hanl›¤›’n›n di-
nini, ba¤l› olduklar› Hazar Hakanl›¤› Araplar’la savafl duru-
munda ve Hakan ailesi Musevî dininde oldu¤u halde, sünnî-ha-
nefî ‹slâm olarak ilân etmifltir. Bunun hemen arkas›ndan da Ka-
rahanl› Türk Devleti’nin (840-1222) Hakan› Satuk Bu¤ra Han da,
940 y›l›nda Karahanl› Devleti’nin dinini sünnî-hanefî ‹slâm ola-
rak ilân etmifltir. Öteki en önemli siyasî ve askerî olay, Büyük
Selçuklu (1040-1157) Hakan› Tu¤rul Bey’in (1040-1063) ‹ranl› fiiî
Büveyho¤ullar›’n›n tutsa¤› olan Abbasî hilâfetini, Büveyhîleri
y›karak onlar›n elinden kurtarmas›, halîfenin de 15.12.1055 Cu-
ma günü hutbeyi Tu¤rul Be¤ ad›na okutmas›, 1058 y›l›nda yap›-
lan bir tören ile halîfe el-Kaim Biemri’l-lâh taraf›ndan ‹slâm’›n
cismanî (siyasî, askerî) hâkimiyetini Selçuko¤ullar›’na devret-
mesi, Tu¤rul Be¤’i “Sultânü’l-Müslimiyn” olarak ilân etmesidir.
Ancak, Ahmed Yesevî’nin bulundu¤u çevreler, do¤udan
gelen henüz müslüman olmam›fl Türkler ile Mo¤ollar’›n sürek-
li sald›r› ve istilâlar› ile bir türlü durulamam›flt›r. 500 y›l sonra
da bu sald›r›lar›n yerini kuzeybat›dan gelen Rus sald›r› ve isti-
lâlar› alm›flt›r. Bunun en önemli nedeni de müslüman olan
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 13

Türkler’in topluluklar çap›nda hilâfet merkezi ve bat›ya akma-


lar›d›r. ‹slâm gelinceye kadar ticaret d›fl›nda Arabistan çölleri-
nin d›fl›na ç›kamayan Araplar›n, ‹slâm’›n verdi¤i dinamik ve
muharrik güçle flahlan›fllar›n›n sona ermesiyle geniflleyen ‹slâm
co¤rafyas›nda, ‹slâm’›n cismanî hâkimiyet yükünü tafl›yamaz
olufllar› ile Bizans gibi dünyân›n en güçlü devletinin, Papal›k ve
bütün H›ristiyan dünyâs›n› ‹slâm’›n karfl›s›na ç›karmas›d›r.
Ahmed Yesevî’nin çevresi Yesi’ye 1697 y›l›nda Kazaklar›n
Orta Cüz’ünden Tub›rç›k Han (Kirev Sultân) hâkim idi. Sonra
yerine o¤lu Gay›p Han geçti. 1700 y›llar›nda Bat›r Han ve sonra
o¤lu Kay›p Han hâkim oldu. 1718 y›l›nda Kalmuk Han’› Kutay-
fl› Han, Engüz ›rma¤› boylar›nda yap›lan savaflta Kay›p Han
(ölümü: 1791) ve müttefiki Yay›k (Ural) ve Turgay bölgeleri
Han’› Ebü’l-Hay›r Han’› yendi. Böylece 1552 y›l›nda Korkunç
‹van’›n Kazan’› tamamen yak›p yok etti¤i ve hükümdar› Sü-
yümbike Hatun’u tutsak ederek yavafl, ancak bir ad›m geri at-
madan sa¤lam ve emin ad›mlarla ilerleyen ve Ebü’l-Hayr’›n
kardefli Mamay’›n yönetimindeki Harezm’e sald›rmakta olan
Ruslar›n karfl›s›ndaki Türk direnifli iyice k›r›ld›. 1847 y›l›nda Ki-
ne Sar›’n›n Balasgun (Tokmak)’›n 4 km. yak›n›ndaki Keklik Sen-
ger tepesinde K›rg›zlarca sar›l›p, K›rg›zlar›n Saru Ba¤›fl uru¤u
baflkan› Cantay Batur taraf›ndan öldürülmesi ile çöken Türk di-
renifli basmac›l›k fleklinde sürdü ise de bir daha kendisini topar-
layamad›. Buhârâ Han’› Nasru’llah Han’›n 1860 y›l›nda ölümü
üzerine yerine geçen o¤lu Emîr Muzaffer, Yesi’yi ilhak etti. Öz-
bekler Yesi’yi ele geçirdi ise de Emîr Muzaffer, 1865 y›l›nda Öz-
bekler’den geri ald›. Ayn› y›l bu bölgeleri Ruslara karfl› savunan
K›pçak Han› Alimkul Han savaflta flehit düfltü. Yesi de Ruslar›n
eline geçti. Bundan sonraki Türk direniflleri ve ayaklanmalar ba-
flar›l› olamad›.
‹slâm dini Türklere ‹ran üzerinden geldi¤i, gerek ‹ran’da
gerekse Araplar›n içinde peygamber ve hadîsleri (sünneti) k›s-
men d›fllayan fliî, bât›nî, haricî cereyan ve hareketler ortaya ç›k-
t›¤› halde, Ahmed Yesevî gibi din ulular› ehl-i sünnet itikad›n›
14 Hoca Ahmed Yesevî

tam bir do¤rulukla benimsediklerinden onlar›n hepsine sed çek-


tiler. Ça¤atayl›lar’dan olup tasavvuf yoluna giren Bahaü’d-Dîn
Nakflibendî’nin fleyhi ve Ahmed Yesevî halîfesi Halil Ata (Ka-
zan Han), Mâveraünnehir’i tamamen ‹slâmlaflt›rmakla kalmad›,
Tirmiz fleyhlerinden Hudâvendzâde Alâ’ül-Mülk’ü etkisizleflti-
rerek bu gibi ak›mlar›n buralara girmesini de önledi.
Ahmed Yesevî Hz.nin eseri Türkçe’dir. O y›llarda bafllay›p
gittikçe artan ilim dili olarak Arapça, sanat dili olarak Farsça’y›
benimseme sonucunda yaz› ve konuflma (devlet ve millet) dil
ayr›l›¤› sonucunu getiren yabanc› dil hayranl›¤›na düflmemifltir.
73. fliirinin 9. beytinde flöyle diyor:

Farsî tilin biliben hob aytadur Türkini


Bundan önceki 2. beyitte de;
Âyet hadîs ma’nâs› Türkî bolsa muvâf›k
Ma’nâs›ga yetgenler yerge koyar börkini

diyor. Kur’ân-› Kerîm’in ve hadîsi fleriflerin anlamlar› Türkçe


yaz›larak veya söylenerek Türklere aktar›l›rsa, bu âyet ve hadîs-
leri anlayanlar›n bunlar› kabul edip onlara göre yaflayacaklar›n›
bildiriyor. Bu yüzden eserini Türkçe olarak ortaya koyuyor.
Ahmed Yesevî’nin dili Ça¤atay Türkçesi öncesi, bu lehçe-
nin anas› olan Orta Türkçe dönemi Harezm Türkçesi’dir. Türk-
çe: Eski Türkçe, Orta Türkçe ve Yeni Türkçe devrelerine ayr›l›r.
Eski Türkçe, bafllang›çtan 1000 y›llar›na kadar olan Türk millî
yaz›s› ve flifahî (sözlü) metinler olup tamamen millî, öz ve saft›r.
Uygurlar›n So¤d yaz›s›ndan ald›klar› alfabeyi kullanmalar› ile
dilimiz bulanmaya bafllam›flt›r. Orta Türkçe 1000-1200 y›llar›n›
kapsar. Bu eser bu devreye aittir. Karahanl›lar yönetimde ol-
duklar›ndan Karahanl› veya Hakaniye Türkçesi de denir. Türk
milli yaz›s› ve So¤d kökenli Uygur elifbas› yerine Arap elifbas›
kullan›lmaya bafllanm›fl, dinî söz ve terimler Arapça ve Fars-
ça’dan dilimize girmeye bafllam›flt›r. Divân-› Hikmet dinî bir
eser oldu¤undan bu eserde de Arapça ve Farsça sözler bulun-
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 15

maktad›r. Bunlar eserin boyutu ve konusu göz önüne al›nd›¤›n-


da çok de¤ildir.

Törtmiñtörtyüz hikmet aytd›m Hakk’d›n fermân


diyor. 46. fliir 7. k›tada ise;

Toksantokkuzmiñ hikmet ayt›b destân k›ld›

diyor. Burada do¤ru, yararl›, herkesin bilemedi¤i, anlayamad›-


¤› çok yüksek anlaml› sözlerin aç›kland›¤›n› anl›yoruz.
Biz bu çal›flmam›zda Hz. Hoca Ahmed Yesevî’yi tan›tmak
ve Divân-› Hikmet ad›ndaki Dünyâ Klasikleri, Do¤u Klasikle-
ri, Türk Klasikleri ve ‹slâm Klasikleri aras›ndaki bu eserinin
tamam›n› okuyamayan ve edinemeyenler için özetlemeler ve
örneklemeler yapt›k. Böyle yap›l›nca, o eserin önemli bölüm-
lerinin al›nd›¤›n›, önemsiz veya ö¤renilmesi gereksiz bölüm-
lerin ç›kar›ld›¤› san›lmamal›d›r.
Bu eser için durum hiç de öyle de¤ildir. Divân-› Hik-
met’in içindeki hikmetlerin (fliirlerin) hepsinin de¤erlerinin
ölçülmesi bizim takdir ölçülerimizin d›fl›ndad›r. Divân-› Hik-
met’in büyük boy 688 sayfal›k kitab›n› okuyanlar bunu idrak
ve takdir ederler.
Divân-› Hikmet’in, herkesin ulaflabilmesi ve edinebilmesi
için fliirlerde az da olsa atlamalar ve büyük ölçüde k›saltmalar
yapt›k. Bu da konu ve anlam kopuklu¤u oluflturmufltur.
Umudumuz bu kitab› okuyanlar›n bu durumu hofl görmesi-
dir.
Çaba bizden, tevfik Allah’dan (c.c.), takdir okuyanlardan-
d›r. Beklentimiz hay›r duâd›r.

30 Ekim 2019
Ahmet E⁄‹LMEZ
(RIDVANO⁄LU)
HOCA AHMED YESEVÎ
HAYATI

12. yüzy›ldan günümüze gelinceye kadar Türk dünyâs›n›n


manevî yaflay›fl›nda etkisi sürüp gelen, “Pîr-i Türkistân” veya
“Hazret-i Türkistân” da denilen din ulusudur. Türk’lü¤ün ma-
neviyatta en büyü¤ü, flâir ve mürflid, alpl›k (yi¤itlik, kahraman-
l›k, cesaretlilik) ile erenli¤i (Allah kat›nda seçkin, manevî yükse-
lifle, ulu duraklara eriflmifl, keramet ›ss› olan kiflili¤i) birlefltiren,
Ortado¤u, Anadolu, Balkanlar, K›pçak Bozk›rlar› (Karadeñiz’in
kuzeyi, Do¤u Avrupa), Kafkaslar’a yetifltirdi¤i dervifllerini gön-
dererek buralar›n fethedilmesi, Türkleflmesi ve ‹slâmlaflmas›n›
sa¤lam›flt›r. Hatta; Hind ve Bengal ülkelerinde de onun dervifl-
lerinin izleri görülmektedir. Bu ulu öndere K›rg›z ve Kazaklar
“Karaahmed” derler. O, kendisini “Kul Hoca Ahmed” olarak
adland›rmaktad›r.
Hoca Ahmed, yeni Müslüman olmakta olan Türkistân’› he-
nüz Müslüman olmam›fl Karah›taylar (1124-1211) ele geçirdikle-
rinden, güvensizlik ve yokluktan buñalm›fl, uzun süren savaflla-
r›n ac› ve yorgunlu¤u alt›nda ezilmifl olan halka, bir kurtar›c› gi-
bi gelip onlar›n ‹slâm’a tevekkül ile sar›lmalar›n›, varl›klar›n›
korumalar›n›, dirilip ayakta durmalar›n› sa¤lam›flt›r. Karah›tay-
lar’dan yüzy›l sonra gelen Ceñgiz ve o¤ullar›n›n Türkistân’› ele
geçirmelerinde onun halîfeleri, Anadolu’da ise bu görevi Mev-
lânâ Celaleddin ve Yesevî oca¤›nda yetiflen halîfelerin müridle-
ri, Tapduk Emre, Hac› Bektâfl Velî, Yûnus Emre... gibi din ulu-
lar› üstlenmifllerdir.
18 Hoca Ahmed Yesevî

Hoca Ahmed, Do¤u Türkistân’›n Aksu ilinin 176 km. ku-


zeydo¤usunda Sayram’da do¤du. Türkler buraya Akflehir der-
ler. Fars ve Arap kaynaklar›nda ‹sbicâb veya ‹sficâb denilir. Bâ-
z› kaynaklarda Hoca Ahmed’in Yesi’de do¤du¤u bildiriliyorsa
da, (Nefahâtü’l-Üns tercümesine göre Alî fiîr Nevaî’de, Yesi’li
der) bunu Yesi’de çocukluktan delikanl›l›¤a, olgunlafl›p dervifl-
lik derecesine yükseldi¤i fleklinde anlamak gerekmektedir. Ken-
disi de 16. fliirinin 2. k›tas›nda:

To¤gan yerim ol mübârek Türkistân’d›n

diyor. Hoca Ahmed, Yesi’ye Türkistân diyor. Ondan sonra da


Yesi’ye Türkistân denildi. Yine o fliirin 4. k›tas›nda ise Yesi’ye
niçin geldi¤inin nedenlerini yaz›yor. Ve:

An›ñ üçün Türkistân’ga keldim mena

diyor. Sayram’dan Yesi’ye gidiflinden daha çok Yesi’den Buha-


ra’ya ve di¤er yerlere gidiflinin kendisine çok zor geldi¤ini anl›-
yoruz. Ayn› fliirinin 1. k›tas›nda:
Horâsân u fiâm u Irâk niyyet k›l›p

Ve 69. fliir 1. ve 2 beyitlerde:

Niyyet k›ld›k Kâbe’ge r›zâ boluñ dostlar›m


Ya ölgeymiz kelgeymiz r›zâ boluñ dostlar›m

Niyyet k›ld›k Kâbe’ge hak Mustafâ ravzaga


Nasib k›lgay barçaga r›zâ boluñ dostlar›m

diyor. Okumak için Horasan, Suriye ve Irak’a hac› olmak ve


özlemini çekti¤i Peygamberimizin kabrine gitmek istedi¤ini
niyet edip Hicaz’a yola ç›kt›¤›n›, boynu buruk olarak Yesi’den
ayr›ld›¤›n› anl›yoruz. Buhârâ’ya gidip okudu¤unu biliyoruz.
Ancak Hicaz, Horasan, Sûriye ve Irak’a gitti¤ini gösteren bir
ize rastlayam›yoruz. Onun Buhârâ’da her türlü ilmi okumaya
elveriflli ortam› ve hocalar› buldu¤undan tahsilini burada ta-
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 19

mamlad›¤›n› anl›yoruz. Böylece onun Yesi’de do¤mad›¤› ke-


sine yak›n anlafl›l›yor.
Hoca Ahmed’in ilk halîfesi Mansûr Ata soyundan Yesevî
dervifli bir Türk olan, oralardan ça¤›n›n en büyük ‹slâm
devleti Osmanl›’n›n baflkenti ‹stanbul’a gelen Hazinî, yazd›¤›
Cevâhirü’l-Ebrâr Min Emvâci’l-Bihâr ad›ndaki Osmanl› Padifla-
h› 3. Murad Han’a (1574-1595) sundu¤u eserinde Hoca Ah-
med’in Sayram’da do¤du¤unu bildiriyor.
Hoca Ahmed’in do¤du¤u bölge Tañr› da¤lar› bölgesi olup
Sayram flehrinin Karasu çay› üzerinde oldu¤u, bu çay›n fiahyar
›rma¤›na akt›¤›, fiahyar ›rma¤›n›n ise do¤uya akarak Taklama-
kan çölünde Lop gölüne dökülerek bir bölümü de çölde batak-
l›k oluflturup yiten Tar›m Irma¤›’n›n kolu oldu¤u bildiriliyor.
Böylece Hoca Ahmed’in Sayram’da do¤du¤u anlafl›l›yor.
Hoca Ahmed 1166 y›l›nda 63 yafl›nda çilehaneye girdi¤ine
göre 1103 y›l›nda do¤mufltur. 73 yafl›nda vefat etti ise 1176 y›l›n-
da vefat etmifl ve 10 y›l yeralt›nda yaflam›flt›r. 120 yafl›nda vefat
etti ise 1223 y›l›nda vefat etmifl, 57 y›l kuyu içinde yaflam›flt›r. 125
yafl›nda vefat etmifl ise 1228 y›l›nda vefat etmifl ve 62 y›l uzlette
yaflam›flt›r. 134 yafl›nda vefat etti ise 1237 y›l›nda vefat etmifltir.
71 y›l, dünyâdaki yaflad›¤› y›llardan 8 y›l daha uzun süre kuyu
dibinde çok ileri yafllarda, ayakta ve dizleri bükülü olarak yafla-
m›fl demektir. Ö¤renenlerin tüylerini diken diken eden bu du-
rum onun Peygamber sevgisinin derinlik ve yüceli¤ini göster-
mektedir ki, flimdiye kadar hiç kimseye k›smet olmam›flt›r.
Hoca Ahmed’in babas›n›n ad› fieyh ‹brahim’dir. Kendisinin
10.000 müridi olup Sayram’›n (‹sbicâb) ünlü fleyhlerinden idi.
Anas›n›n ad› Karasaç Ayfle Hatun’dur. Karasaç Ayfle Hatun,
fieyh ‹brahim’in halîfelerinden fieyh Mûsâ’n›n k›z›d›r. Menk›be-
ye göre fieyh ‹brahim ile Karasaç Ayfle Hatun’un evlili¤ini H›z›r
(a.s.) sa¤lam›flt›r.
Rahmetli Mehmed Fuad Köprülü’nün (1890-1966) Türk
Edebiyat›nda ‹lk Mutasavvuflar ad›ndaki de¤erli eserinde (say-
20 Hoca Ahmed Yesevî

fa 61-62) verilen bilgilere göre; Sayram’da o s›ralarda üç uruk-


tan insanlar yaflard›. Bunlar; eski Tacik fiâhlar›na kadar giden
fiâh uru¤u, Eski Emîr ve Mirzâlara kadar giden Emîr uru¤u ve
Hz. Ali torunlar›na dayanan Hoca uru¤u olup, fieyh ‹brahim’in
bu uruktan oldu¤u yaz›l›d›r. fiöyle bir flecere verilmektedir. Hz.
Ali, Muhammed Hanefî (Hz. Ali’nin Peygamberimizin k›z› olan
efli Fât›ma anam›zdan de¤il de öteki efli Havle binti Cafer bin
Kays-› Hanefiyye’den olan o¤lu), Abdü’l-Fettah, Abdü’l-Kah-
har, Abdu’r-Rahmân, Hoca ‹shak Baba, fieyh Harûn, fieyh
Mü’min, fieyh Mûsâ, fieyh ‹smail, fieyh Hüseyin, fieyh Osman,
fieyh Ömer, fieyh ‹ftihar, fieyh Muhammed, fieyh .....?, fieyh
Mahmud, fieyh Mahmud, fieyh ‹lyas ve bunun o¤lu fieyh ‹bra-
him. fieyh ‹brahim’in de o¤lu Hoca Ahmed Yesevî. Burada fieyh
Muhammed ile birinci fieyh Mahmud aras›nda bir fleyh daha
var. Ancak ad› bilinmiyor.
Hoca Ahmed’in anas› Karasaç Ayfle Hatun, fieyh ‹bra-
him’den önce öldü. Ablas› Gevher fiehnaz ile Hoca Ahmed ök-
süz kald›lar. Ahmed 7 yafl›na geldi¤inde babas› fieyh ‹brahim de
öldü. Böylece kendisinden birkaç yafl büyük olan ablas› ile hem
öksüz hem de yetim kald›lar. Gevher fiehnaz, Ahmed’e hem
anal›k hem de babal›k yapt›. Kardeflini alarak Sayram’dan Ye-
si’ye getirdi. Küçük Ahmed’i Yesi’de Otrar’l› Arslan Baba’ya
teslim etti. Arslan Baba da, Küçük Ahmed’in yetifltirilmesini üs-
tüne alarak kendisi okuttu. Hoca Ahmed’in ikinci hocas› baba-
s›ndan sonra Arslan Baba’d›r. Babas›ndan Sayram’da, Arslan
Baba’dan ise Yesi’de okudu.
Hoca Ahmed 7 yafl›nda hem öksüz hem de yetim kal›p ab-
las› Gevher fiehnaz Hatun Yesi’ye getirince, Arslan Baba ile bu-
luflmas›n›, 16. fliirinin 5. k›tas›nda, do¤du¤u yeri ve do¤uflunu
ve kardefl vilâyet dedi¤i Yesi’nin özlemini çekti¤ini, her kifli gi-
bi oralar›n gözünde tüttü¤ünü anl›yoruz.
Otrar’da türbesi bulunan kara derili olup 400 veya 700 y›l ya-
flad›¤› söylenen bu Arslan Baba’n›n da kim oldu¤u pek bilinmi-
yor. Onun, Selmân-› Farisî oldu¤u söyleniyor. Selmân-› Farisî’nin
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 21

Türkçe bilip bilmedi¤i bir yana, o 655 y›l›nda ölmüfltür. Arslan


Baba, baflka rivayetlere göre; Peygamberimizin sahabilerinden
bir baflkas› imifl ve dört yüz y›ldan çok yaflam›fl imifl.* Bir savafl-
ta ‹slâm ordusunun az›¤› tükenmifl. Sahabiler Peygamberimiz-
den yiyecek istemifller. O da ellerini aç›p duâ etmifl. Sahabiler
“Amin” demifller. Hz. Cebrâil (a.s.) cennetten bir çanak hurma
getirip Efendimize vermifl. O da sahabilerine yedirmifl. Hepsi ye-
mifller, doymufllar. Bu arada hurman›n birisi yere düflmüfl. Ceb-
râil (a.s.) Peygamberimize: “Bu hurma gelecek ümmetinizden
Ahmed ad›ndaki birisinin k›smetidir.” Demifl. Peygamberimiz
yere düflen hurmay› al›p, sonra gelecek ümmetinden olan Ah-
med ad›ndaki kifliye verilmek üzere sahabilerden birine emanet
etmek istemifl. Bu ifle Arslan Baba istekli olmufltur. Peygamberi-
miz Arslan Baba’n›n a¤z›n› açt›r›p üst dama¤› çukurlu¤una veya
bademci¤i üstüne bu hurmay› yap›flt›rm›fl, sonra gelecek olan
Ahmed’i nerede ve nas›l bulaca¤›n› da anlatm›flt›r. Buna beñzer
daha sonra ç›kan menk›belerde bir baflka ‹slâm velisi için bir bafl-
ka sahabisinin a¤z›na tükürdü¤ünü, bu tükürü¤ü bademci¤i
üzerinde saklay›p emanet sahibini bulunca ona a¤z›n› açt›r›p ay-
n› tükürü¤ü tükürdü¤ü fleklindeki menk›benin kayna¤› Hoca
Ahmed ve Arslan Baba olsa gerektir. Peygamberimiz, Arslan
Baba’ya ayr›ca küçük Ahmed’in e¤itim ve ö¤retimini de görev
olarak vermifltir. Arslan Baba 400 y›l Ahmed’i aram›flt›r. Yesi’de
oynayan çocuklar›n yan›ndan geçerken bir çocuk se¤irterek

* Türkler’de buna beñzer baflka rivayetler de var. Korkut Ata, Dede Kor-
kut veya Dedem Korkut da denilen Türk ozanlar›n›n pîri say›lan, Dede
Korkut Hikâyelerinin bilge hocas›, Türk tarih ve millî fluurunun atas›
Dede Korkut ve Çoban Ata da, ‹slâm dinini duymufllar, kayna¤›ndan
do¤ru olarak ö¤renmek için Arap Yar›madas›’na (Hicaz’a) gitmifller.
(Anlafl›lan Peygamberimize yetiflememifller ki), Hz. Ebû Bekir S›d-
dîk’tan ‹slâm dinini do¤ru olarak ö¤renip dönmüfller, Türkler’e de do¤-
ru olarak çatt›rm›fllar yolunda menk›beler vard›r. Ayr›ca, Dede Korkut
Hikâyeleri’nde Bü¤düz Emen’in gidip Peygamberimizi gördü¤ü ve
“O¤uz’dan sahabesi olan” oldu¤u yaz›l›d›r. Zekeriya Kitapç›’n›n eserle-
rinde Hicaz’a giden Türkler ve baflka Sahabiler konusunda genifl bilgi-
ler bulunmaktad›r.
22 Hoca Ahmed Yesevî

yan›na gelmifltir. Bu çocuk Peygamberimizin Arslan Baba’ya


emanet verdi¤i hurman›n ›ss› olan çocuktur.
Arslan Baba, Küçük Ahmed’e hurmadan söz açmadan, Kü-
çük Ahmed emanetin kendisine verilmesini söylemifltir. 2. fliiri-
nin 15. k›tas›nda:

Yetti yaflda Arslan Baba’m izlep tapt›

diyerek, Arslan Baba’n›n kendisini aray›p buldu¤unu bildiri-


yor. 1. fliirinin 16. k›tas›nda:
Yetti yaflda Arslan Babga k›ld›m selâm
Hak Mustafâ emanetin k›l›ñ inâm
diyerek, Arslan Baba’ya selâm verip Peygamberimizin emaneti-
ni kendisinden istedi¤ini bildiriyor.
Hoca Ahmed Peygamberimize öylesine ba¤l›d›r ki, 63 y›fl›-
na geldi¤inde, bu yafl Peygamberimizin âhirete intikal yafl› ol-
du¤undan, o bu yafltan sonra topra¤›n yüzüne basmay›p Pey-
gamberimiz gibi topra¤›n alt›na girmifltir. Dergâh›n›n yan›nda
basamak ile inilen 2,5 metre derinli¤inde bir kuyu kazd›r›p di-
bine çilehane yapt›rm›fl, oraya girmifl, ölünceye kadar oradan
ç›kmam›fl, sürekli Allah’› zikir ve ibadetle meflgul olmufltur.
Kazd›rd›¤› kuyunun çilehanesinde kendisini ölmüfl, sinine ko-
nulmufl, ölü gövde olarak gördü¤ünden hücresini çok dar yap-
t›rm›fl, uzan›p yatmak bir yana aya¤›n› bile uzatamad›¤›ndan ve
dizlerini dikerek zikretti¤inden, dizlerinin sürtünmesinden gö-
¤üsleri yara olmufltur. Bu yüzden ona Serhalka-i sîneriflân (ba-
¤›r yaralayanlar›n bafl›) da denilmifltir. 1. fliirinin 8. k›tas›nda bu-
nu flöyle dile getiriyor:

Peykân al›p yürek bagr›m tefltim mena

Hoca Ahmed’in derviflleri onun fliirlerini Türk dünyas›-


n›n her yan›na tafl›y›p yayd›lar. Böylece Türkler’de inanç,
mezhep ve düflünce birli¤inin (homojen bir yap›n›n) oluflmas›
sa¤land›.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 23

Hoca Ahmed Yesevî 1. fliirinin 1. k›tas›nda:

Men defter-i sâni sözin açt›m mena

diyor. Burada ikinci defter’in sözünü açt›m demekle, ikinci def-


terin içindeki size gerekli olan bilgileri vermeye bafllad›m de-
mektedir.
8. fliirin 19. k›tas›nda;

Kul Hâce Ahmed men defter-i sâni aytd›m

diyor. Bizim gibi s›radan kiflilere gerekli olan bilgileri ikinci def-
ter’den sizlere söyledim diyor. 14. fliirin 13. k›tas›nda ise;

Men defter-i sâni aytd›m sizge yâdgâr

diyor ki, bu defter-i sânideki bizlere gerekli olan ve bizlerin an-


lay›p uygulayabilece¤imiz kadar›n› sözlü olarak söyledi¤i gibi
yaz›l› olarak da, ileride yararlanmalar› için dinleyenlere ve gele-
cek kuflaklara onlar›n kurtuluflu ve kendisini unutmay›p anarak
ve duâ etmelerini bekledi¤ini bildiriyor.
Bu “ikinci defter”in ne oldu¤u konusunda da çeflitli görüfl-
ler var. Bu ikinci defterden kas›t; Levhi’l-Mahfuz birinci olarak
al›nd›¤› olarak san›ld›¤› gibi, Münker ve Nekir meleklerinin
yazd›klar›n›n birinci olarak al›nd›¤› da san›l›yor. Bu sat›rlar› ya-
zan›n âcizâne ve câhilâne kanaat›na göre; birinci defter Ho-
ca’n›n ö¤renip göñül kitab›nda saklad›¤› ledünnî ilimler, ikinci
defter de bu ilimlerinden insanl›¤›n ö¤renmesini uygun görüp
aç›klad›¤› Divân-› Hikmet’e yazd›¤› ilimler olmal›d›r. Böyle
olunca Fakrnâme’yi de göz önüne almak gerekir.
Hoca Ahmed do¤an o¤luna Peygamberimiz gibi ‹brahim
ad›n› vermifltir. O¤lu öldü¤ünde ise, Peygamberimizin o¤lu ‹b-
rahim de babas›n›n sa¤l›¤›nda öldü¤ü için bunu tevekkül ile
karfl›lam›flt›r. Bir de k›z› olmufl ona da kendisinde çok eme¤i
olan ablas› Gevher fiehnâz (Hoflnâz)’›n ad›n› vermifl, soyu bu
k›zdan (Gevher fiehnâz’dan) yürümüfltür. Baflka rivâyetlere gö-
24 Hoca Ahmed Yesevî

re Gevher fiehnâz ile Gevher Hoflnâz ad›nda iki k›z› vard›r. Pey-
gamberimizin soyu da k›z› Fat›mâ (r.anha) anam›zdan yürü-
müfltür.
Hoca Ahmed’in k›z› Gevher fiehnâz (Hoflnâz) Hatun’dan so-
yunun sürdü¤ünü (Peygamberimizin soyu da k›z›ndan sürmüfl-
tü) söylemifltik. Semerkand’da yat›r› bulunan fieyh Zekeriyyâ,
Üsküp’lü (Makedonya’l›) flair ve Âfl›klar Arma¤an› eserinin ya-
zar› Ata ve 10 ciltlik Seyahatnâme yazar› tan›nm›fl Osmanl› gez-
gini Kütahyal› Evliyâ Çelebi, Hoca Ahmed Yesevî’nin soyundan
olduklar›n› bildiriyorlar. Keflmir’de (Hindistân) yat›r› bulunan
Hoca Hâf›z Ahmed Yesevî Nakflbendî de onun soyundand›r. Si-
noplu Türk Amirali, co¤rafyac›, matematikçi yazar ve flair Seydi
Ali Reis (1498-1563) Süveyfl Kaptanl›¤› s›ras›nda 1553-1557 y›lla-
r›nda Hindistân’dan ‹stanbul’a karayolu ile dönerken Semer-
kand’a geldi¤inde Semerkand Han’› Barak Han’›n yanlar›na elçi
olarak verdi¤i maiyetindeki Sadr-› Âlem fieyh, yine o y›llardan
önce Astrahan yak›nlar›nda Çerkesler’in flehid etti¤i Baba fieyh,
Kazvin’den Hemedan’a gelirken Ebhur flehrinden sonra vard›k-
lar› Kurkan’da yat›r› bulunan fieyh Muhammed Demtîz bin Ah-
med Yesevî’nin de Yesevî soyundan olduklar›n› yazmaktad›r.*
Yine Sayram (Akflehir)’de 2000 y›l›nda sa¤ oldu¤unu bildi¤imiz
Atahan Azlarogl› da Ahmed Yesevî’nin 40. kuflaktan torunu-
dur.**
Hoca Ahmed çok az kalan bofl zamanlar›nda da flimflir, gür-
gen gibi a¤açlardan kafl›k, kepçe, tutmaç, dö¤eç, oklava, piflir-
geç, tabak, tepsi gibi fleyler yontar bunlar› satarak geliri ile geçi-

* S. Ali Reis, Mir’at-ü’l-Memâlik, sayfa: 90 ve 116.


** Bir bölümü Sûriye’de kalm›fl olan, Gaziantep ve Kilis yörelerinde otu-
ran Elbeyli Aflireti topraklar›nda M›n›ç kasabas›nda Kurudere’ye 5 km
uzakl›ktaki Boz Geyikli Hasan Dede ad›ndaki yat›rda gömülü olan, çev-
resinde ermifl kifli olarak bilinen kiflinin de Ahmed Yesevî soyundan ol-
du¤unu Elbeyli Türkmen Aflireti’nden olanlar söylemektedirler. Bak›-
n›z: Cenupta Türkmen Oymaklar›, Ali R›zâ Yalman (Yalk›n) Kültür
Bakanl›¤› Yay›nlar›, Cilt I, s. 33-34, Ankara 1977.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 25

nirdi. Rivayete göre bu yapt›klar›n› bir heybeye doldurur, hey-


beyi de öküzünün s›rt›na yükler çarfl› ve pazara salarm›fl. Öküz
s›rt›nda heybe ile çarfl› ve pazarda gezer, isteyenler heybeden
kendilerine ne gerekli ise al›r, paras›n› da heybeye koyarlarm›fl.
Heybeden istedi¤ini al›p da paras›n› heybeye koymayan olursa
öküz o kiflinin peflinden gider, arkas›n› b›rakmaz, o kifli paray›
heybeye b›rak›nca dönermifl. Akflam olunca öküz eve gelir, Ho-
ca öküzün s›rt›ndan heybeyi indirir o gün yapt›klar›n› heybeye
koyar ertesi gün yine öküze yükleyip çarfl›ya veya pazara salar-
m›fl. 100.000 kifliyi doyuran aflevlerini kurmufl, onlar›n akar›n›,
erza¤›n›, aflç›s›n›, iflçisini, yöneticisini, okuyanlar›yla okutan›n›
bar›nd›ran Hoca Ahmed kendi el eme¤i ile geçinirdi. Bu yan›y-
la Hz. Ebû Bekir’e beñzerdi. O da halîfe olunca kumafl satarak
geçimini sa¤lard›. Devlet ifllerinin aksamamas› için görevinin
bafl›ndan ayr›lmamas› gerekti¤inden devlet hazînesinden ken-
disine maafl ba¤lan›ncaya kadar omuzlar›nda kumafl tafl›yarak
satard›.
Hoca Ahmed Yesevî “Niyetin koldafl›nd›r” diyor. Yaln›z
bu sözü bile onun içtenli¤ini anlatmaya, s›dd›kîyyetini aç›kla-
maya yeterlidir. Onun eserlerinde fleriat kurallar›n› ikinci dere-
ceye atan, ilâhî aflk›n çekicili¤ine tutulmufl, göñlü dolup seme-
lenmifl görüntüsü alt›nda az da olsa fleriata karfl› umursamazl›k
ça¤r›fl›m› yapan, özellikle ‹ranl› sôfilerin sergiledi¤i rindâne, ta-
savvuftan uzak, zâhirî âlimlerinin tepkisini çeken söz, düflünce
ve fiilerinin hiçbirisi görülmez. Hocalar› da böyle idi. Onun fli-
irlerinde flathiyye türüne yak›n fliir yoktur. Onun piflti¤i oca¤›n
ne kadar sa¤lam oldu¤u anlafl›l›yor. Onun 63 yafl›nda yeralt›na
girmesi, Peygamber Efendimize karfl› besledi¤i sevgisinin son-
suzlu¤u bütün ölçüleri altüst etmifl, en uzak (maneviyattaki) s›-
n›rlar› bile aflm›flt›r. Peygambere gösterdi¤i sayg›s›n› böylesine
ortaya koymak ise flu ça¤a kadar hiç kimseye k›smet olmam›fl-
t›r.
Yesevî külliyesindeki camiin kap›s›n›n en az yüz ayak (30,5
metre) yüksekli¤inde çok büyük ve kemerli oldu¤u, duvarlar›na
26 Hoca Ahmed Yesevî

kelime-i tevhid yaz›lar›n›n gök s›rl› tu¤lalarla yaz›lm›fl oldu¤u,


büyük olan kubbesindeki kûfi yaz›lar›n›n ancak bir bölümünün
okunabildi¤i, çinilerinin dökülmüfl, duvarlar›nda depremlerle ve
Ruslar’›n top atefli ile oluflan çatlaklar›n âdi s›va ile doldurulmufl
oldu¤u bildiriliyor. 1864 y›l›nda Rus kuflatmas›nda flehir ve kül-
liye topa tutuldu. Külliyenin top mermileri ile y›k›lmakta oldu-
¤unu gören Yesi fieyhü’l-‹slâm’› minareye ç›k›p akbayrak salla-
yarak külliyenin hepten y›k›lmas›n› bir ölçüde önlemifl o y›k›m-
dan kalan hasarlar onar›lm›flsa da bir bölümü bugünlere kadar
gelmifltir.
Marksist, Leninist, ateist Sovyet Rus ça¤›nda (1917 sonra-
s›nda) Hoca Ahmed Yesevî her ne kadar burjuva, komprador,
gerici olarak gösterilip, Divân-› Hikmet’in bas›lmas›n› yasakla-
y›p, Türk yurtlar›ndaki okul ve üniversitelerdeki ders kitapla-
r›ndan bile ad› ç›kar›l›p, Türk boylar› aras›ndaki sayg› ve sevgi-
si k›r›lmak istenmifl ise de, ona olan sayg›y› azaltamad›lar, sev-
giyi yok edemediler. Külliyesindeki tarihî de¤erli eflyalar› ya¤-
malad›lar. Türbesini kültürpark ad›yla müze yapt›lar. Dergâ-
h›nda namaz k›l›nmas›n›, duâ edilmesini yasaklad›lar. Dinî içe-
rikli ziyaretleri önlemeye çal›flt›lar. 1934 y›l›nda yukar›da sözü
edilen efli ve beñzeri bulunmaz kazan da bir sergide seyrettiril-
mek için Stalin’in (Yosif Visarionoviç Çagaflvili Stalin, 1879-
1953) emriyle götürüldü. Saint Petersbourg (Leningrad) Hermi-
taj müzesine konuldu. Kazakistân yönetimi 1989 y›l›nda bu ka-
zan› getirip yerine koydurdu.
Yerleflik ve göçebe Türkler Yesevî türbesine gelirler, burada
bir hafta ibadet yaparlar. Yesevî türbesi çevresine gömülmek is-
terler. O çevreden sin yeri sat›n al›rlar. Yesevî türbesi çevresine
gömülmek istekleri o kadar canl›d›r ki, k›fl›n ölenin cesedi iklim
elvermedi¤i zamanlarda kara bir keçeye sar›l›p bekletilir k›fl
flartlar› elveriflli oldu¤unda, olmazsa ilk yazda getirilip türbe
çevresinde gömülürdü.
ESERLER‹

Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân-› Hikmet ad›nda, zama-


n›nda yeni müslüman olmufl veya olmakta olan Türklerin ko-
layca anlayabilece¤i, zaman›na göre duru bir Türkçe ile yaz›l-
m›fl fliirleri, ‹slâm peygamberine inan›lmaz yüksek bir sevgi ve
sayg› ile ba¤l›l›¤›n›, ‹slâm fleriat›n› en olgun anlamda yaflay›fl›-
n› anlat›r. O ‹lâhî sevgi ve tutku ile ç›lg›na dönüp göñlü esri-
dikçe ‹slâm fleriat›na daha s›k› sar›lmakta daha da derinlefl-
mekte ibâdet, tefekkür ve zikrin tad›n›n doyumsuzlu¤u ile
göñlü uçmaktad›r. Bu sat›rlar› okuyanlar ileriki sayfalarda Di-
vân-› Hikmet ile baflbafla kald›klar›nda bu derunî (göñülden,
içden) gelen ürpertici, uçurucu hazlar› anlatman›n pek kolay
olmad›¤›n› göreceklerdir.
Hoca Ahmed Yesevî, Sayram’da Hâce uru¤undan oldu¤u
için fliirlerinin sonunda en çok Hâce Ahmed imzas›n› kullan›r.
Onun kulland›¤› imzalar flöyledir. Kul Hâce Ahmed 107, Miskin
Ahmed 4, Hâce Ahmed 10, Hâce Miskin Ahmed 1, Ahmed 4,
Hâce Ahmed Yesevî 1, Kul Ahmed 7, Miskin Yesevî 1, Ahmed
‹bn-i ‹brahim 1, Miskin Hâce Ahmed 1, Sultân Hâce Ahmed Ye-
sevî 1, Miskin Zay›f Hâce Ahmed 1, Kul Ahmedî 1, Kul Hâce
Ahmed Yesevî 1, Ahmedâ 3, Yesevî Miskin Ahmed 1, Ahmedi
Miskin 1, Yesevî 2 yol imza olarak geçmektedir. Divân-› Hik-
met, ‹slâmî Türk edebiyat›n›n Kutadgu Bilig’ten sonra en önem-
li, Tasavvuf edebiyat›m›z›n en eski eseridir.
28 Hoca Ahmed Yesevî

Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân›ndan baflka Fakrnâme ad›n-


da küçük boyutlu bir eseri daha bulunmaktad›r.* Bu eserinde
dört kap› k›rk makam anlat›lmaktad›r. Bu dört kap› flunlard›r: 1.
fieriat, 2. Tarikat, 3. Marifet, 4. Hakikat. Bu dört kap›n›n herbiri-
sinde ise on makam vard›r. Bu makamlar da flunlard›r:
1. fieriatta bulunan on makam:
1. Allah’›n var oldu¤una, bir oldu¤una, zât›na ve s›fatla-
r›na inanmak.
2. Namaz k›lmak.
3. Oruç tutmak.
4. Zekât vermek.
5. Hac yapmak. (fiartlar elveriflli ise)
6. Herkesle yumuflak konuflmak kaba konuflup k›r›c› ol-
mamak.
7. ‹lim ö¤renmek.
8. Peygamberimizin sünnetlerini yerine getirmek.
9. Emr-i Ma’ruf. (fieriatça insanlar›n yapmas› gerekenle-
rin yap›lmas›n› sa¤lamak)
10. Nehy-i Münker. (fieriatça insanlar›n yapmamas› gere-
kenlerin yap›lmamas›n› sa¤lamak) Bunlardan birisi ek-
sik veya yetersiz olursa kifli, fleriat duraklar›n› aflama-
yaca¤› için tarikat kap›s›na ulaflamaz.

2. Tarikatta bulunan on makam:


1. Tövbe etmek (ve tövbesini bozmamak)

* Fakrnâme Sülûk adâb› ve mertebelerini anlat›r. Divân-› Hikmet’in düz-


yaz› ile takdim yaz›s›n› and›rd›¤› da söylenir. fiöyle bafllar: “Ammâ bil-
gil kim bu risâle kutbu’l-Aktab ve server-i meflây›h, Sultânu’l-Evliya ve
burhânu’l-Etk›ya ferzend-i hân-i hazret-i Sultânu’l-Enbiya salla’l-lâhu
aleyhi ve sellem hazret-i Hâce Ahmed-i Yesevî anda¤ ayt›pdurlar
kim...” Buraya kadar olan bölüm bir Yesevî halîfe veya derviflince yaz›l-
d›¤› devam›n›n ise Hoca Ahmed Yesevî’nin sözleri oldu¤u san›l›yor.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 29

2. Pîr’e el uzatmak.
3. Havf. (Korku içinde olmak. Fiilleriyle oldu¤u gibi du-
ruflu, bak›fl› ile de günah ifllemekten korkmak)
4. Reca. (Umut içinde olmak. Allah’›n ac›mas›ndan, ba-
¤›fllamas›ndan yarl›¤amas›ndan umudunu kesme-
mek)
5. Vird. (Belirli zamanlarda Kur’ân’dan belirli sûreler ve
belirli duâlar› okumak)
6. Pîr’in buyru¤unda olup her ifllerini yapmak, görmek.
7. Pîr’in izni olmadan konuflmamak. (Pîrin izni ile ko-
nufltu¤unda sesini yükseltmemek, yumuflak, k›sa, öz-
lü anlaml› konuflmak)
8. Ö¤üt dinlemek, tutmak.
9. Tecrid olmak. (Dünyâ ilgilerini kalpten ç›kar›p olanca
varl›¤› ile Allah’a yönelmek. Maddî dünyâdan s›yr›-
lan kalbin ‹lâhî tecellileri seyretmesi)
10. Tefrid olmak. (Köfleye çekilip ibâdetle meflgul olmak.
Dünyâ iflleri ile meflgul olmamak)

3. Ma’rifette bulunan on makam:


1. Fenâ olmak. (Yok olmak. Kendi varl›¤›ndan geçmek
kendini yok bilmek)
2. Dervifl olmay› kabul etmek. (Her flart›n› benimsemek)
3. Her ifle ve zorluklara dayanmak. (Sab›rl› olmak)
4. ‹stekte bulundu¤unda ‹slâm’a göre uygun ve insanla-
r›n görüflünde iyi karfl›lan›r olmak.
5. Ma’rifet k›lmak. (Herkesin yapamad›¤› ustal›k, bilme,
anlay›fl, deneyim sahibi olmak. Bellekten ileri gelen
anlama bilme olgunlu¤una ulaflm›fl olmak)
6. fieriat ve tarikat›n verdi¤i görevleri eksiksiz yapmak.
7. Dünyây› terk etmek. (Dünyâda geçerli olan bofl fleyleri
toplamaya biriktirmeye çal›flmamak. Göñlünden dünyâ
sevgisini söküp atmak)
30 Hoca Ahmed Yesevî

8. Âhireti seçmek. (Dünyâda göñül tohtam›fll›¤›, dingin-


li¤i için de¤il âhiret için çal›flmay› seçmek)
9. Varl›k makam›n› bilmek. (Var oldu¤u, içinde bulun-
du¤u makam›n›, dura¤›n› bilmek)
10. Gerçeklerin gizli bilgilerini araflt›rmak, ö¤renmek, bil-
mek. (Uyan›k, sak, sezgili olmak)

4. Hakikatte bulunan on makam:


1. Alçakgöñüllü olmak.
2. ‹yi ve kötü olanlar› tan›mak birbirinden ay›rt emek.
3. Bir parça yiyece¤e kendisinin de¤ilse, ne kadar ac›ksa
da lokmaya el uzatmamak.
4. Kendi çal›flma ve çabalar›n›, kendisinin olan bir lok-
ma da olsa yiyece¤ini baflkalar›na karfl›l›ks›z vermek.
5. Hiç kimseyi, sevilmeyenler de içinde olmak üzere in-
citmemek, üzmemek.
6. Fakirli¤i (Yoksullu¤u zorunlu ihtiyaçlar›n› karfl›lad›k-
tan sonra elinde bir fley bulunmamay›) inkâr etme-
mek. (Fazlas›n› istememek)
7. Seyr-i sülûk sahibi olmak. (Tarikata girip gerekli ders
ve ödevlerini yaparak manevî ilerleme derecelerinde
devam etmek)
8. S›rr›n›, kendisiyle ilgili baflkalar›n›n bilmemesi gere-
ken bilgileri saklamak, sezgi yoluyla da olsa baflkala-
r›nca anlafl›lmas›na imkân vermemek.
9. Birinci kap› olan fleriat kap›s›ndaki on makam›, ikinci
kap› olan tarikat kap›s›ndaki on makam›, üçüncü ka-
p› olan ma’rifet kap›s›ndaki on makam› ve dördüncü
kap› olan hakikat kap›s›ndaki on makam›n hepsini
bilmek, yükümlülü¤ünü yapmak, eksik b›rakmamak,
aksatmamak.
10. Allah’› bulmak, ulaflmak, kavuflmak.
Hoca Ahmed Yesevî’nin günümüze aktarmalar yoluyla
ulaflabilen eserinin dili de az da olsa de¤iflikliklere u¤ram›fl olup
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 31

onun elinden ç›kan ilk orijinal metinler ele geçmedi¤inden ne


kadar de¤iflikli¤e u¤rad›¤› tam olarak bilinmiyor. Konunun uz-
manlar› Taflkent bask›lar›nda Özbek lehçesinin, Kazan bask›la-
r›nda ise Tatar lehçesinin özelliklerinin görüldü¤ünü bildiriyor-
lar. Onun orijinal dilinin Argu Türkleri’nin dil özelliklerini tafl›-
mas› gerekti¤ini, Argu Türkçesi say›ld›¤›n› bildirdikleri gibi
Hokand flivesi oldu¤unu ileri sürenler de vard›r.*
Hoca Ahmed Yesevî divân›nda en çok Koflma türünde yaz-
m›flt›r. Arap ve Fars edebiyat›nda çok kullan›lan Gazel ve Mes-
nevî tarz›n› da kullanm›flt›r. Münacaat mesnevî olup mefâ’îlün
mefâ’îlün fe’ülün’dür. Öteki fliirlerinden aruzu kulland›klar›n-
da, fâ’ilâtün fâ’ilâtün fa’ilün, mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün, mefâ-
îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün, mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü
fe’ûlün kullan›lm›flt›r. Ad›n›n geçti¤i m›sralarda bir hece fazla-
l›k vard›r. Bâz›lar›nda (az da olsa) bir hece eksiklik vard›r. En
çok millî Türk vezni olan hece veznini kullanm›flt›r. Bunlar
4+4+4= 12. Gazel tarz›ndaki k›talarda 7+7= 14 ve bâz›lar›nda
8+8= 16’l› ölçü kullan›lm›flt›r. Divân-› Hikmet’in elde bulunan
en eski yazmalar› 16. ve 17. yüzy›llara aittir.
Tasavvuf edebiyat›m›zda en sâde dil, bat› Türkçesinin ku-
rucular›ndan ve bat› Türkçesi’nin temsilcisi Yûnus Emre’nin
eserlerindedir. Bat› Türkçesi O¤uz Türkleri’nin Türkçesi’dir.
Yûnus Emre’nin divân›nda Ahmed Yesevî’nin etkisi çok aç›k
olarak görülür.

* Ahmed Yesevî Argu Türkleri’ndendir. Bunlar Yedisu, Çu ve ‹li (‹le) ›r-


ma¤› boylar›nda oturur. Orta Tiyenflan (Tañr›) Da¤lar›’nda, Ya¤ma,
Karluk, Türkmen ve Kalaçlarla bunlar›n da yaylalar› vard›. Yesi, Kar-
nak, Savran, Ikan, Met, Ça¤a bölgelerinde O¤uz ve Argu lehçeleri konu-
flulurdu. 5. yüzy›l Çin ve 10. 11. yüzy›llar Arap kaynaklar›nda Talas ve
Çu ›rmaklar› boylar›na “Türkmen ülkesi” veya “Argu” denilmektedir.
14. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Cengizo¤ullar›’n›n buralar› yak›p y›kmas›
üzerine Çi¤il ve Tuhs›lar’la birlikte Mâveraünnehir yörelerine göçtüler.
Bugün Kazak-K›rg›zlar’›n ulu bir uru¤u olarak görülüyorlar. Bunlara
1400’lü y›llarda Argun Türkmenleri de denilmifltir. (A.Z. Velidî Togan,
Türk Tarihine Girifl ve Türkîstân adl› eserleri).
HALÎFELER‹

Hoca Ahmed Yesevî’nin ilk halîfesi Mansur Ata’d›r (ölümü:


1197-1198). Mansur Ata, Hoca Ahmed’in babas›ndan sonra ikin-
ci hocas› olan, kendisi ile ilgili bilgilerinin neredeyse hepsi men-
k›belere bürünmüfl olan Arslan Baba’n›n o¤ludur. Mansur
Ata’n›n yerine o¤lu Abdü’l-Melik Ata geçmifltir. Ondan sonra
da flu fleyhler gelmifltir: Abdü’l-Melik Ata’n›n o¤lu Tac Hoca
(ölümü: 1199-1200), o¤lu Zengi Ata, o¤lu Sadr Ata, o¤lu Hârun
Hoca, o¤lu Yahyâ Hoca, o¤lu Abdü’l-Vehhab Hoca....
Hoca Ahmed Yesevî’nin ikinci halîfesi Said Ata’d›r (ölümü:
1218-1219). Said Ata ile ilgili bilgilerin bulunamad›¤›n› konu-
nun uzmanlar› bildiriyorlar.
Hoca Ahmed Yesevî’nin üçüncü halîfesi Süleyman Hakîm
Ata (ölümü: 1186-1187) olup Harezm’de görevlendirilmifltir.
Kar›s› Karahanl›lar saray›ndan Bu¤ra Han k›z› Anber Ana’d›r.
O¤ullar›: Muhammed Hoca, Asgar Hoca ve Hubbî Hoca’d›r.
Ünlü Kazak flairi Birafl bin Abrafl Sûfî, K›pçak Bozk›rlar› (Ka-
radeñiz’in kuzeyinde) Bulgar (‹til-Volga da denir) ülkelerine gö-
revli olarak gönderilmifltir. Bu fleyhin ölümünden sonra müridi
Aday-Çeremifl boylar›ndan Eflmehmed Tokmehmedo¤lu fieyh
olmufltur. Buna fieyh Baba da denilirdi. Bu fleyhden yi¤irmi y›l
sonra da Tedbirdi Çellis boyundan ‹dris Zu’l-Mehmedo¤lu, Yar-
kend’de Yesevî fleyhi fieyh Hidâyetu’llah’›n yine o bölgeye görev-
lendirdi¤i fleyhtir. fieyh ‹dris de Kazanl› fieyh ‹brahimo¤lu’yu
34 Hoca Ahmed Yesevî

kendisine halîfe olarak b›rakt›. Ünlü sûfî Emir Kelal (Külal)’›n


yat›r› da Ak ‹til bafl›nda Bay Çura-Çeremiflî boyunun toprakla-
r›ndad›r.
Hoca Ahmed Yesevî’nin oldu¤u gibi halîfelerinin, özellikle
de en tan›nm›fl halîfesi Süleyman Hakîm Ata ve küçük o¤lu
Hubbî Hoca çevresinde de pek çok menk›beler oluflmufltur. Öy-
le ki, bu menk›beler tarihî gerçeklerle kar›flm›fl, onlar›n birço¤u-
nu da inan›lmas› güç bilgiler durumuna düflürmüfltür.
Hoca Ahmed Yesevî yolunda olan, onun oca¤›nda piflenle-
rin yetifltirdi¤i Anadolu’daki en çok tan›nm›fl müridleri Hac›
Bektâfl-i Velî ve Yûnus Emre’dir. Hac› Bektâfl-i Velî için Erhan
Yay›nlar›’ndan ç›kan “Hac› Bektâfl Velî ve Makaalât” ile Yûnus
Emre için “Yûnus Emre Aç›klamal› Divân› ve Yûnus Emre Risâ-
letü’n-Nushiyye” eserlerinde yeterli bilgi vard›r.
Hoca Ahmed Yesevî yetifltirdi¤i halîfe ve dervifllerini Müs-
lümanlarca ele geçirilmifl veya henüz geçirilememifl bölgelere
görevli olarak yollam›flt›r. Bunlar özellikle düz ovaya bakan
da¤lar›n diplerindeki dereleri ve akarsuyu, su gözleri bulunan,
alt› sa¤lam ve kayal›k oldu¤undan yer sars›nt›lar›ndan çok etki-
lenmeyen yamaçlarda tekkeler kurmufllar sonralar› buralar köy
veya daha büyük yerleflim yerleri durumuna gelmifltir. Buralar;
savunulmas› kolay, temiz su kayna¤› olan, çevreyi gözetleyebi-
len ve kontrol alt›nda bulunduran savunulmas› kolay, yafll›, ka-
d›n ve çocuklar›n dere diplerinden da¤lara kaçmalar›na elverifl-
li olup gerilla savafl› yapmaya elveriflli, akar çay› olan, da¤ dip-
lerinde, dere ve vâdi koyaklar›ndaki yerlerden seçildi¤i görülür.
Böylelikle tar›ma elveriflli tarlalar evlerle, yollarla kaplanmam›fl,
toprak israf› önlenmifltir. Buralara yerleflenler, oralar müslü-
manlarca ele geçirilmifl ise ‹slâm’›n kökleflip do¤ru olarak anla-
fl›lmas›na, ‹slâm adaletinin herkese ulaflmas›na, ele geçirilme-
miflse, çevrelerinde iyi örnek olarak yaflay›fl ve davran›fllar› ile
yerlilerce ulaflamad›klar› ‹slâm’›n do¤ru olarak anlafl›lmas›na,
‹slâm’›n ve müslümanlar›n yak›ndan tan›nmas›na, ‹slâm ordu-
lar›n›n hedeflerinin yumuflat›lmas›na, türlü destek sa¤lanmas›-
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 35

na, ulaflabildikleri insanlar›n görülmemifl, ummad›klar› özgür-


lük ve adalet içinde yaflamalar›na hizmet etmifllerdir.
Bugün Bulgaristân’da Balç›k liman›n›n kuzeydo¤usunda
Kalikarya kayal›klar›nda, Karadeñiz k›y›s›ndaki Kelgra Kale-
si’nde Saru Saltuk, Deliorman’da Demirci Baba, Filibe yolu
Adatepe’de K›demli Baba Sultân, Yine Karadeñiz k›y›s› Bato-
va’da Akyaz›l› Baba, Azarbaycan Niyazâbâd’da Avflar (Afflar)
Baba, Türkiye’de ‹stanbul Unkapan›’nda Horaz Dede, Merzi-
fon’da Pîr dede (Mehmed pîri Baba, Horasan: 1241-Merzifon:
1341) Bursa’da Geyiklü Hasan Baba (Azarbaycan Hoy: 1275-
Bursa: 1350) ve Abdal Mûsa, Yozgat’ta Emir Çin Osman Baba,
Tokat’ta Gajgaj Dede, Zile ovas›nda fieyh Nusret Evliyâ, Nevfle-
hir Hac› Bektâfl (Sulucakarahöyük)’te Hac› Bektâfl Velî, Eskifle-
hir Sivrihisar (Mihal›çç›k)’da Yûnus Emre, Nall›han’da Tapduk
Emre... Ahmed Yesevî halîfelerinin oca¤›nda yetiflmifllerdir.
Alpl›k (kahramanl›k, yi¤itlik, baturluk) ile erenli¤i (Allah’a
yak›nl›k, ermifllik, Allah kat›nda seçkin olmak) birlefltiren, Alpe-
renleri yetifltiren Hoca Ahmed Yesevî ve onun halîfeleridir.
Hoca Ahmed Yesevî Türkistân’da öylesine sa¤lam temel at-
m›flt›r ki, Türkistân henüz müslüman olmam›fl Karah›tay ve
Cengizliler’in eline geçti¤inde de o zaman ve sonraki y›llarda
da, Horasan Erleri veya Erenleri ad› ile an›lan ‹slâm büyükleri,
sürekli Türkistân d›fl›na akarak oralarda ‹slâm’›n yerleflip kök-
leflmesini sa¤lam›fllard›r. Bunlar›n say›lar› belki biñlerce de¤il
onbiñlercedir. Asker-Savaflç›, mutasavvuf olarak özellikle bat›-
ya, ortado¤u ve Anadolu’ya sel gibi ak›p gelenlerin Mo¤ol isti-
lâs›n›n önünden kaçanlar›n oluflturdu¤unu ileri sürenlerin gö-
rüflleri yanl›flt›r. Türkler Saka Ka¤anl›¤›’ndan beri Ortaasya’dan
bat›ya göçmüfllerdir.* Bunun en önemli nedeni de kendi arala-
r›ndaki savafllard›r. Afla¤›da yazd›klar›m›zdan da anlafl›laca¤›
gibi Mo¤ol istilâs›ndan çok önceleri de bat›ya, hatta güneye sa-

* MÖ: 1229 y›llar›nda demir silahl› Türkler’in Anadolu’ya geldiklerini ve


sahillerden M›s›r ve Avrupa ülkelerine geçtiklerini biliyoruz.
36 Hoca Ahmed Yesevî

vaflç›-dervifl (Alperen)lerin akt›¤›n› göstermektedir. Mo¤ol ‹m-


paratorlu¤u’nun kurucusu Cengiz Ka¤an 1167 y›l›nda do¤mufl-
tur. Hoca Ahmed Yesevî ise 1166 y›l›nda ölmüfltür (Yeralt›na
çekilmifltir). Kendisi daha sa¤ iken, Cengiz Ka¤an Türk Mo¤ol
‹mparatorlu¤u’nu kurup fetihlere bafllamadan yüzy›l önce o,
dervifllerini görevli olarak, halîfe olarak yetifltirdiklerine icazet-
nâme vererek, K›pçak Bozk›rlar› (Karadeñiz’in kuzeyi, do¤u
Avrupa), Anadolu, Balkanlar, Ortado¤u, ‹ran, Hind, Sind, Ben-
gal ülkeleri, K›rg›z steplerine yollam›flt›r. Buralar 1150 y›llar›n-
dan önce bafllayan sürekli Türkistân’dan gelen Alperenler’in
ak›fl›na u¤ram›flt›r. H›ristiyan dünyâs›n›n ‹slâm’› yok etmek için
yapt›¤› Haçl› seferlerini Türkler bu göç ak›fl› ile önleyebilmifller-
dir. ‹slâm dünyâs›nda haçl› seferlerinin önünde durabilecek
Türklerden baflka bir güç de yoktu. Bugüne bak›l›rsa Türkler ‹s-
lâm dünyâs›n›n liderli¤inden çekilince ‹slâm ülkeleri haçl›larca
iflgal edilmekte milyonlarca müslüman k›r›l›p katledilmektedir.
Bu Alperenler önce Ahmed Yesevî oca¤›nda toplanm›fllar,
burada e¤itilmifller sonra görevli olarak gönderilmifller, böylece
ço¤unun ç›k›p geldi¤i yer belli olmad›¤›ndan Yesi, Buhârâ, Se-
merkand, Merv, Herat, Belh... gibi ‹slâm merkezlerinden bat›ya
gelenlerin geçti¤i Horasan (Kuzeydo¤u ‹ran) kavfla¤›ndan geç-
tiklerinden bunlara Horasan Erleri veya Erenleri denilmifltir.
Cengiz Ka¤an daha do¤madan onlarca y›l önce Yesevî derviflle-
ri her ülkeye ulaflm›fllard›.

Hoca Ahmed Yesevî Türbesi.


YESEV‹YYE TAR‹KATI

Tarikat: Yol, manevî yol, usül, tarz, hâl. Gerçe¤e ulaflma


yolu. Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yol de-
mektir.
fieriat: Do¤ru yol. Kaynak. ‹lâhî kanun. Dinin uygulama ile
ilgili buyruk ve yasaklar›n›n bütünüdür.
fieriat› eksiksiz, gösterifle kaçmadan, yanl›fls›z olarak yafla-
yanlar tarikata girebilir. Girenler de baflarabilirlerse ilerleyebi-
lirler. Ma’rifet ve hakikat duraklar›na ulaflabilirler. fieriat söz-
dür. Sözden ibaret olarak anlamak yanl›flt›r. Yaflanmas›, uyul-
mas› gereken sözdür. Tarikat tav›rd›r. Ma’rifet sevmedir. Haki-
kat hâldir. Bunlar›n içine girip geniflçe ve derinlemesine ö¤renip
yaflanmadan anlafl›lmaz. fieriat› yaflamas›nda, Kur’ân-› Kerîm’i
ve Peygamberimizin hadislerini (sünnetlerini) yapt›klar›, bu-
yurduklar›, yasaklad›klar›, uygun gördükleri veya görmedikle-
rini ö¤renip, anlay›p içten benimseme ve yaflay›fl›na uygulama-
s›nda sakatl›k, eksiklik, yanl›fll›k, gösterifl varsa, o kiflinin tari-
kattan söz etmesi kendisini gülünç duruma düflürür. Kendisini
çevresine tarikat ehli (tarikat›n hangi kademesinde olursa ol-
sun) olarak tan›tm›fl ise, ‹slâm’a ayk›r›d›r. Çevresinde kendisine
inananlar›, ba¤lananlar› az›t›r, sapt›r›r. ‹slâm’›n yanl›fl olarak in-
san yarat›l›fl›na ters ve kötü olarak tan›n›p, yanl›fl anlafl›lmas›na
yol açar. ‹slâm dinini gere¤i gibi ve yak›ndan tan›mayan, yaflan-
t›s›nda ‹slâmî incelik, içtenlik, titizlik ve çaba bulunmayan kim-
selerin: “Biz ‹slâm’a de¤il, fleriata karfl›y›z” demelerinin nedeni
38 Hoca Ahmed Yesevî

bu gibi kimselerdir. Böyle diyenlerin fleriata ve ‹slâm dinine


düflman olmalar›n›n manevî sorumlulu¤u bu gibi kiflilerin boy-
nundad›r. Bu duruma düflen kiflilerin de ak›llar›n› kullan›p arafl-
t›rmadan, körükörüne, Türklerin kâfir oldu¤unu, hilâfeti Arap-
lardan silâh zoruyla ald›klar›n› ve hilâfetin Araplar›n hakk› ol-
du¤unu anlatan Lavrens* gibi, müslümanlar›n içine sokulmufl
münâf›klarla kulaktan dolma echel kimselerin tuza¤›na düflme-
meleri gerekir. Su, gözesinden içilmesi gerekti¤i gibi ‹slâm da
kayna¤›ndan ö¤renilmelidir. fieriat-tarikat iliflkisi konusunda
mutasavvuflardan bâz›lar›ndan örnekler vermek gerekir ise:
Eflrefo¤lu Abdullah Rumî (1353-1469) “Tarikatten hakikat-
ten dem vurup fleriat› tam yerine getirmeyenler yalanc› ve mül-
hiddir.” (Dinsiz, imans›z, kâfirdir)
Abdürrahim Nizâmeddin Merzifonî (1390-1458): “fieriat›
düzgün olmayan›n tarikat› da sakat olur.”
‹brahim Dessukî (1238-1294): “Mücahâde ile varl›¤›n› öl-
dürme mua’melesinde ihlâs› olmayan, tarikat›n derin mânâlar›-
n› kavramayan, tarikat ehlinin sülûk ve ahvâlini tan›mam›fl olan
h›rka giymekle sâlik olmaz... Yiyip içen, bofl sözler söyleyen, so-
rumluluk gerektirecek sözlerden çekinmeyen kimseden bir fley
hâs›l olmaz.”
fiemseddin Mehmed Molla Fenarî (1350-1431): “Sünnet ve
kitab›n kayna¤›ndan bilgiyi almakla keflfe mazhar olunur. Sahih
keflf ile elde edilen bilgiler hiçbir flekilde kitap ve sünnete ayk›-
r› düflmez. Düfler ise sahih de¤il bât›ld›r.”

* Thomas Edvard Lawrance (1888-1935). ‹ngiliz casusu. Arkeoloji ve ilâhi-


yat okudu. Bir rahibeyi bafltan ç›kard›. ‹ntelligence Service ajan› olarak
Osmanl›’n›n Arap eyâletlerinde görev ald›. Camilerde imaml›k ve vaiz-
lik yapt›. Osmanl›’n›n Mekke milletvekili olan fierif Faysal ile ahlâk d›fl›
iliflkilere girdi. Babas› fierif Hüseyin Pafla’y› alt›na bo¤arak Osmanl›’ya
isyan ettirdi. 1918 y›l›nda general oldu. Arap millî kahraman› olarak al-
k›flland›. Yemen’den beri ‹ngilizlerle savaflan Osmanl› ordusunun Arap-
larca arkadan vurulmas›n› sa¤lad›. ‹ffetsizli¤ini de kullanarak Osman-
l›’n›n yenilmesini sa¤lad›. Ülkesine çok büyük hizmet etti.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 39

Hoca Ahmed Yesevî’nin yaflay›fl›ndaki kitap ve sünnete


ba¤l›l›¤›, ilimdeki ululu¤u, ö¤renci yetifltirmedeki metodlar›,
usülleri, alçakgöñüllülü¤ü, ilmi ile uygun yaflamas›, yapt›klar›-
n›n hepsi insanlar› kendisine çekmifl, ona yönelmifller, onun git-
ti¤i ve ö¤ütledi¤i yoluna girmifller, böylece Yeseviyye tarikat›
ortaya ç›km›flt›r.
Ahmed Yesevî öldükten sonra da yerine b›rakt›¤› halîfeleri,
müridleri onun metod, tarz, usül ve yaflay›fl›n› devam ettirmifl,
onun gibi olmaya çal›flm›fllard›r. ‹slâm’da tarikatlerin birden
çok olmas› iflte bu metod, usül yönündendir. Kur’ân, peygam-
ber, imân, itikad gibi ana konularda tarikatlar aras›nda hiçbir
fark, anlaflmazl›k, çeliflki yoktur. Mezheb fark› da yoktur. Dört
hak mezhebin mensuplar› ayn› veya ayr› hak tarikatlarda bulu-
flabilirler. Mezheplerde oldu¤u gibi tarikatlarda da kitap ve
sünnete uygun olmayanlar sap›kt›r.
Yeseviyye tarikat›n›n temelini tevhid oluflturdu¤undan fle-
riatla içiçedir.
Yeseviyye tarikat›n›n ana esaslar›na bakacak olursak:
Yeseviyye tarikat›nda fleyhlerde flunlar bulunur: (Ana esas-
lar):

1- ‹slâmî ilimlere derinlemesine sahip olma. ‹lme’l-Yakîn,


Ayne’l-Yakîn ve Hakka’l-Yakîne ulaflma.
2- Yumuflak huylu (davran›fl yetenekli) olmak. Buna Hilim
denir.
3- Sonsuz denecek kadar sab›rl› (dirençli, ac›ya, üzüntüye,
yitiklerine katlanma).
4- Her durumda ve yerde Allah’›n r›zâs›n› kazanmak için
çaba gösterme.
5- ‹çinden gelerek, iyi yanlar›n› baflkalar›ndan gerekirse
gizleyerek Allah’a yaklaflma, ulaflma çabas› içinde olma.
Buna Kurbiyyet de denir.
6- Allah’a çok yak›nl›k duymak. Yak›n olmay› istemek.
40 Hoca Ahmed Yesevî

Yeseviyye tarikat›n›n önemli hükümleri flunlard›r:


1- Ma’rifet-i Hakk. (Ma’rifetu’l-lâh-Varl›klar›n ve varl›klar
içinde insanlar›n öteki varl›klara göre üstün, yarat›l›fl se-
bebinin ilmin derinli¤i ve düflünce ile anlafl›lmas›na ça-
l›flmak).
2- Sahâvet-i mutlak. (Madde ve madde ötesi ma’nevîyatta
cömertlik, ba¤›fl).
3- S›dk-› muhakkak. (Gerçek do¤ruluk. Sapma, azma de¤il,
içinden geçirmesi bile olmamas›. Hep do¤ruyu benimse-
me).
4- Yakîn-i müsta¤rak. (Fenâ fillâh. Hakk’a’l Yakîn’de yit-
mek).
5- Tevekkül-i r›zk-› muallâk. (Sebeplerine yap›fl›p, elinden
geleni yapt›ktan sonra tam olarak tevekkül. Allah’a b›-
rakma).
6- Tefekkür-i müdekkak. (Derinli¤ine tefekkür, düflünme).

Yeseviyye tarikat›na giren kifli (mürid) flunlara uyar. Birisi


eksik olursa hiçbir yarar elde edemez.
1- fieyhine kay›ts›z flarts›z teslim olmal›. (Ona kap›lanmal›)
hiç kimseyi fleyhinden üstün görmemeli.
2- Zeki ve anlay›fl, kavray›fl sahibi olmal› fleyhinin güç anla-
fl›l›r gizli ve kapal› söz ve iflâretlerini anlamal›.
3- fieyhinin her söz ve davran›fllar›na râz› olup, sonsuz ve
flarts›z itaatkâr olmal›.
4- fieyhinin her sözünü gecikmeden çevik ve flip olarak ye-
rine getirmeli, yapmas› gereken ifllerini titizlikle görmeli.
5- A¤z›ndan her ç›kan söz do¤ru olmal›, verdi¤i sözünden
dönmemeli, caymamal›, sa¤lam ve güvenilir olmal›.
6- Sözünde, sa¤d›çl›¤›nda sab›rl› ve sürekli olmal›.
7- Göñül gözü dedi¤imiz bât›n (ma’nevî) gözünün aç›labil-
mesi için dünyâda biriktirdi¤i, kazand›¤› her fleyini fley-
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 41

hinin buyru¤uyla elden ve gözden ç›karmaya haz›r ve


kararl› olmal›.
8- Ketûm olmal›. fieyhiyle ilgili baflkalar›n›n bilmemesi ge-
reken gizli bilgileri kimseye söylememeli, boflbo¤az ol-
mamal›.
9- fieyhinin buyruk, tavsiye, teklif, dinî konulardaki kalbi
yumuflat›c› konuflma ve ö¤ütlerini unutmamal› hep gö-
zönünde bulundurmal›, bofla savmamal›.
10-Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflmak için fleyhinin yolun-
da can›n›, bafl›n› vermeye haz›r olmal›, onun sa¤d›c›na
sa¤d›ç ya¤›s›na ya¤› olmal›.

Tarikat›n vâcib gücünde yap›lmas› gerekenler:


1- Taleb-i sâhib-kemâl ve takarrüb-i Zü’l-Celâl: Olgunlafl-
ma kemâl sahibi olma iste¤i ve Allah’a yak›n olma dile-
¤inde olmak.
2- fievk-› visâl-i Lâ-Yezâl: Yok olmaz, sonu gelmez, güçsüz-
lü¤e düflmez Allah’a kavuflma çabas› ve iste¤i.
3- Havf-i mülk-i-bî zevâl fi’l-eyyâm› ve’l-leyâl: Sonu gel-
mez, y›k›l›p yok olmaz varl›klarla, içinde gecelerin ve
gündüzlerin bulundu¤u zamanlar›n yarat›c›s› Allah’dan
korkmak.
4- Recâ fî küllî ahvâl: Her yerde ve durumda Allah’›n ba¤›fl
ve yarl›gamas›ndan umudunu kesmemek.
5- Zikr ale’d-devam: Allah’› zikretmeye O’nun sonsuz gü-
cünü, yarat›c›l›¤›n›, yok edicili¤ini gözönünde bulundu-
rup ad›n› anmaya, derinlemesine düflünmeye devam et-
mek.
6- Fikr-i tavassul-i Hayy-i Mute’âl: Ulaflma kavuflma dü-
flüncesi. Diri, canl›, büyük, ulu, Âli, Yüce Allah’a ulaflma,
kavuflmay› düflünmek.
42 Hoca Ahmed Yesevî

Tarikat›n sünnet gücünde yap›lmas› gerekenler:


1- Befl vakit namaz› vaktinde ve cemaatle k›lmak.
2- Tanyeri a¤aranda uyumamak. Uyan›k olmak.
3- Sürekli abdestli olmak.
4- Her an Allah’›n kat›nda oldu¤unu bilmek.
5- Zikr-i Bi’llâh: Sürekli Allah’›n ad›n› anmak söylemek.
6- Sülehâ ve muktedâya ita’at: Salihler, ilim ehli, ibadet
eden Allah’a ba¤l›, buyruklar›na uyup yasaklar›ndan ka-
ç›narak yükselen ve önder olan kendisine uyulan ulu ki-
flilere ba¤l›l›k ve uymak.

Tarikat›n müstehab (sevilen, yap›lmas› iyi karfl›lanan, se-


vapl› olan)lar› da flunlard›r:
1- Kendi iste¤i ile konuk gözlemek. (Kendisine konuk gel-
mesini mutluluk ve sevinçlilikle karfl›lamak).
2- Elinden geldi¤ince (imkânlar› ölçüsünde) konuk kabul et-
mek, a¤›rlamak.
3- Konuklar ne kadar çok olurlarsa onlar›n geliflini, u¤rafl›p
didinmeden ele geçirilmifl kazanç olarak bilmek.
4- Konuklar›n durmas›n› elinden geldi¤ince uzatmak (istis-
mar eden baflkalar›n›n s›rt›ndan geçinen otlakç› -parazit-
tufeyliler ayr›).
5- Konuklar›n isteklerini yerine getirmek, erinmemek, y›l-
mamak.
6- Hoca Ahmed Yesevî ve ba¤l› bulundu¤u fleyhine duâ et-
mek.

Yeseviyye tarikat›n›n âdâb›. (Usulü, yolu, yordam›. Davra-


n›fl kaideleri. Ahlâk ve terbiyesinin gerektirdi¤i hareket tarz›).
1- ‹ki dizi üzerine çöküp alçakgöñüllü ve edeble (utangaç-
l›k, incelik güzel davran›fll›l›k) oturmak.
2- Kendini herkesten alçakta görmek (günahkâr, âciz).
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 43

3- Herkesi kendisinden üstün, sayg›de¤er görmek.


4- Bütün fleyh ve kendisinden üstün duraklara ulaflm›fl olan
seçkin kiflilerin kat›nda sessiz, sayg›l› durmak.
5- Onlar›n bulundu¤u topluluklarda onlardan izinsiz ve
kendisine söz düflmeyince konuflmamak, dinleyici, ö¤re-
nici olmak.
6- Kendi fleyhinin ve baflka fleyhlerin ak›l ve mant›k ölçüle-
rine s›¤mayan (keramet) durumlar›n› aç›klamamak, an-
latmamak, saklamak.

Yesevî tarikat›; Ahmed Yesevî yeralt›na çeilmesi: (ö. 1166),


Yûsuf Hemedanî (ö. 1140), Ebû Ali Fâremedî (ö. 1084) Hasan
Harkânî (ö. 1034) Tayfur (Bâyezid Bistamî, ö. 831), Câfer Sâd›k
(ö. 765) Kas›m bin Muhammed es-S›ddîk (ö. 720) Selman-› Fârisî
(ö. 655) Hz. Ebû Bekir (ö. 634) yoluyla Peygamberimize dayan›r.
Hoca Ahmed Yesevî Hz.: eserleri, tarikat›, ö¤retileriyle yeni
müslüman olmufl, yeni müslüman olmakta olan ve onun etkisi
ile ‹slâm’a kavuflan Türklere, ‹slâm dinini Peygamberimiz, sa-
habileri ve onlar›n yolunda olan tabi’înin yaflad›¤› flekliyle en
saf, duru, öz ve som olarak ulaflt›rm›flt›r. Onlarda ‹ran fliili¤i, bâ-
t›nîli¤i, hurufîli¤inden hiçbir fley bulaflmam›fl, onlar›n girece¤i
kap›lar› ehl-i sünnet nuru ile ayd›nlatm›flt›r. Atalar› ve fleyhi üç
kuflak önce mecusi olan Hemedanl› Ebû Yâ’kub Yûsuf bin Ey-
yüb ibn Yûsuf bin el-Hasan bin Vehre (k›saca Yûsuf Hemedanî)
de ‹mâm-› Âzam’›n yolunda idi.
Yeseviyye tarikat›ndan iki tarikat do¤mufltur.
1- Nakflibendiyye: Muhammed o¤lu Hoca Bahaü’d-Dîn
Muhammed Buhârî (fiâh Nakflbend)in (1318-1398) kurdu¤u ta-
rikatt›r. Buhârâ yak›nlar›nda Kasr-› Ârifân (bilginler, ârifler
köflkü, kona¤›) denilen köyde do¤mufltur. Hâce Muhammed
Baba Sammasî köylerine gitmifl ve üç günlük bebek olan Ba-
haü’d-Dîn’i ma’nevî evlâd edinmifl, onun okutulmas› ve terbi-
yesini halîfelerinden Seyyid Emîr Külâl’e görev olarak vermifl-
44 Hoca Ahmed Yesevî

tir. Emîr Külâl Kasr-› Ârifân’a giderek Bahaü’d-Dîn’i okuttu.


Sonra Nesef’e (Karfl›)ya döndü. Bahü’d-Dîn’de Karfl›’ya gidip 7
y›l Emîr Külâl’in hizmetinde bulundu. Kendisi Ahmed Yese-
vî’den sonra Yûsuf Hemedanî’nin dördüncü halîfesi olan Ab-
dü’l-Hâlik Gücdüvanî’yi (ölümü 1180) üstad olarak tan›d›¤›n›
bildiriyor. Bundan dolay› olmal›d›r ki Yesevîli¤in aç›k (cehrî)
zikrini de¤il Gücdüvanî’nin kurucusu oldu¤u Hâcegânîli¤in
gizli (hafî) zikrini benimsemifltir. Bundan sonra da 7 y›l Mevlâ-
nâ Ârif Dikgirânî’den ders alm›fl sonra Yesevî fleyhlerinden Ka-
sam (Kösem) fieyh ve fieyh Halil Ata fieyhin hizmetlerine gir-
mifltir. En çok da fieyh Halil Ata’n›n tesirinde kald›. Hem fieyh
hem de Han (Maveraü’n-nehr hükümdar›) olan fieyh Halil Ata
Hanl›ktan devrilince (1347) çok üzüldü. Üzüntüsünden dünyâ
ifllerinden oldu¤u gibi siyâsetten ve siyâsîlerden de tiksindi.
Buhârâ’n›n bir baflka köyü olan Zivertum’a giderek oraya yer-
leflti. Mevlânâ Kifl’âkî’den hadîs dersleri ald›. Herat Han› Mui-
zü’d-Dîn Hüseyin (1331-1370) kendisine birçok arma¤anlar
yollad› ve Herat’a ça¤›rd›. Siyâset ve siyâsilerden so¤udu¤u
için o arma¤anlar› geri kakt›¤› gibi Herat’a da gitmedi. Çok
yoksul oldu¤u bu dar günlerinde onun bu yapt›klar› Buhârâl›-
lar’›n gözünde ve göñlünde gerekli yerini almas›n› sa¤lad›. 2
Mart 1398 Pazartesi günü (Hicrî takvimle 3 Rebiulevvel 791 gü-
nü) vefat etti. Ölümünden bir gün önce (1 Mart 1398 günü) mü-
ridlerine en gözde halîfesi Muhammed Parsâ’ya uymalar›n› bil-
dirmifltir. Virdlerini (belli zamanlarda okunmas› gereken du-
âlarla tekrarlanan sözlerini) el-Evrâdü’l-Bahâiyye ad›ndaki ki-
tab›nda yazm›flt›r. Bahaü’d-Dîn Buhârî’nin millet üzerinde ol-
du¤u gibi, devlet adamlar› ve öteki askerî, siyâsî ve mülkî yö-
neticiler üzerinde de derin etkisi vard›. Temür Ka¤an bir gün
komutan ve öteki devlet görevlileri ile flehri gezerken uzakta
birçok kiflilerin hal› silkelediklerini iplere ast›klar› hal›lar› dö-
verek temizlemeye çal›flt›klar›n› gördü. Onlar›n kim olduklar›-
n› sordu. Bahaü’d-Dîn Nakflbendî’nin dergâh›ndaki hal›lar›n
müridlerince dövülerek, ç›rp›larak temizlenmekte oldu¤unu
ö¤renince o yana gitti. Yelin savurdu¤u hal› tozlar›n›n içinde
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 45

durarak güzel koku sürünür gibi o tozlar› soluyup sürünmüfl


yüzünü bile toz içinde o¤alam›flt›r.
Ahmed Yesevî’nin yeni müslüman olmufl ve olmakta olan
Türkler içinde, Do¤u ve Bat› Türkistân, ‹til-Yay›k (Volga-Ural)
boylar›, K›pçak Bozk›rlar›, Horasan, Afgan, Hind, Sind, Bengal
ülkelerine yay›lm›fl olan Yesevîli¤in etkili oldu¤u ehl-i sünnet,
hanefî itikad›n›n zemininde Nakflîbendîlik teflkilatlanarak h›zla
yay›ld›. Ortado¤u, Kafkasya, Anadolu’ya da yay›l›p Balkanlara
geçti.
Nakflîbendîlik; Yesevîli¤in takipçisi ve yerini tutan oldu¤un-
dan Hz. Ebû Bekr’e dayan›r. Bekrî (veya S›dd›ykî)’dir. Nakflbend
sözü; nakfl ve bend sözlerinin birlefli¤idir. Nakfl: Resim, bir fleyi
çeflitli renklerde boyamak, bezek, süs, bir fleyi veya flekli bir fley
üzerine ifllemek, oyma, gömme, yazma, boyama, sûretiyle ç›kart-
mak demektir. Bend: Ba¤lanan, ba¤lanm›fl, dokumak, dokunmufl
demek olup, Nakflbendî: Zikir yoluyla kalpde tefekkür, ilâhî de-
rin düflünceyi, ilâhî sevgiyi ifllemek, nakfletmek izini ç›kartmak,
yerlefltirmekle kalbi bunlarla bezeyen demektir.
Bahaü’d-Dîn Buhârî’den sonra tutru¤u gere¤ince tarikat›n
bafl›na Faslu’l-Hitâb ad›ndaki eseri olan Muhammed Parsâ geç-
ti. Taflkent’li Ubeydu’llâh el-Ahrâr bin Mahmud Taflkendî
(1403-1490) bu tarikat›n Ahrâriyye kolunu kurdu. Ahrâriyye’den
bir kol ayr›ld›. Müceddidiyye veya Ahmediyye de denilen Rab-
baniyye kolunun kurucusu ise ‹mam-› Rabbanî diye tan›nan
Bedrü’d-Dîn Ebû’l-Abbas Ahmed el-Farukî el-Kabulî es-Serhen-
dî (1563-1624)’dir. Ona Müceddid-i Elf-i Sânî (Peygamberimizin
hicretinden sonra gelen ikinci biñ y›l›n yenileyicisi) de denilmifl-
tir. 17 yafl›nda iken babas› Kadirî, Sühreverdî ve Çefltî tarikatla-
r›nda irflad için halîfelik görevi vermifltir. O da Hâce Muham-
med Bakî ile bulufltu. Bu hocas› da iki ay bir hafta kendisini oku-
tup yerini ona b›rakt›. Hocas›: “O bir kutb-› âzamd›r” diyerek 17
yafl›ndaki bu delikanl›n›n ma’neviyatta yükseldi¤i dura¤› aç›k-
lam›flt›r. O, Muhammed Bakî ile buluflmas›yla Nakflîbendî tari-
kat›na girmifl oldu. Tasavvufun baflucu eseri olan devrin muta-
46 Hoca Ahmed Yesevî

savvuflar›na yazd›¤› mektuplardan oluflan Mektubât ad›ndaki


eseri Müstakimzâde Sadü’d-Dîn Süleyman eliyle Türkçe’ye çev-
rildi. Bunun kurdu¤u Rabbaniyye kolundan da Müceddidiyye-i
Dihleviyye veya Mazhariyye kolu ayr›ld›. Ahrâriyye’den Tâciy-
ye ve Kasâniyye kollar› da ayr›ld›. Bunlar küçük kollar olarak
kald›. Buradaki ayr›lma inanç ve itikadî ayr›lma olarak anlafl›l-
mamal›d›r. fiemsiyesi geniflledikçe, co¤rafî bölgeler ço¤al›p tefl-
kilat›n mensuplar› aras›ndaki uzakl›k ve yay›ld›¤› zemindeki
dil, örf ve töreler ço¤al›p artt›kça ayr›ld›¤› dal› metbu tan›yan
kollar oluflmaktad›r.
Ebü’l-Bahâ Ziyaü’d-Dîn Hâlid bin Ahmed el-Osmânî efl-
Sehrizôrî (ölümü: 1827 fiam)’de Hâlidiyye kolunu kurdu. fieyh
Mehmed Murad Efendi’nin kurdu¤u kol ise Murâdiyye kolu-
dur. Seyyid Muhammed Nuru’l-Arabî (ö: 1888)’de Melâmiyye-i
Nakfliyye kolunu kurdu. Hac› Bayram Velî’nin kurdu¤u Bayra-
miyye tarikat›n›n; Halvetî-Nakflî tarikatlar›n›n birleflmifli oldu-
¤u söylenir. Esâdîyye kolu ile Reflîdîyye ve Câmîyye ad›ndaki
kollar da nakflîli¤in kollar›d›r.
2- Bektâflîlik: 1516 y›l›nda ölen H›z›r Bal›’n›n 1510 y›l›nda
Sultân 2. Bâyezid Han (1447-1481-1512) taraf›ndan Sulucakara-
höyük’teki Bektâflî dergâh›na fieyh olarak atanmas› ile 1271 y›-
l›nda ölen dedesi Hac› Bektâfl Velî’yi pîr kabul ederek kurdu¤u
tarikatt›r. Pîr’in ölümü ile tarikat›n kuruluflu aras›nda geçen 240
y›l içinde Hac› Bektâfl Velî’nin görüfllerine ‹ran fliili¤i özellikle
de Ali el-Âlâ’n›n kar›flt›rd›¤› Hurufîlik etki ederek Pîr’inin gö-
rüfllerine ayk›r› bir inanç sistemi durumuna geldi. Pîr’inin görü-
flünde olan mensuplar›n›n ise az›nl›kta oldu¤u etkinliklerinin
olmad›¤› görüldü. Bektaflîlik de ikiye ayr›ld›. Birbirleri ile sonu
gelmez münakafla ve mücadele içine girdiler.
a) Babagân veya Babal›lar: Hac› Bektâfl Velî’nin o¤lu Timur-
tafl (Seyyid Ali Sultân)’›n Molla ‹lyas’›n kar›s› Kutlu Melek
Ana’n›n, Hac› Bektâfl Velî’nin burun kan›n›n kar›flt›¤› abdest su-
yunu içmesi ile gebe kald›¤›ndan do¤du. Belo¤lu de¤il yolo¤lu-
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 47

dur. Hac› Bektâfl Velî mücerred (bekâr, evli de¤il, Seyyid Ali
Sultân nikâhdan do¤ma o¤lu de¤il) derler.
b) Çelebiler: Kutlu Melek Ana Molla ‹lyas’›n kar›s› de¤il k›-
z› idi. Hac› Bektâfl Velî’nin nikâhl› efli idi. Timurtafl (Seyyid Ali
Sultân) bu nikâhl› eflinden do¤du. Belo¤lu’dur. Hac› Bektâfl Ve-
lî mücerred (Bekâr de¤il) müteehhil (nikâhl›, evli) idi derler.
(Genifl bilgi için bak›n›z: Hac› Bektâfl Velî Hayât›, Velâyetnâme,
Bektâflîlik ve Makaalât.) Erhan Yay›nlar› 2005.
K‹TAB-I H‹KMET
HAZRET‹ SULTÂN HÂCE AHMED YESEVÎ
RAHMETULLÂH‹ ALEYH

(D‹VÂN-I H‹KMET)

fiiir

1- Bismillâh dep beyân eyley hikmet ayt›p


Tâliblerge dürr ü gevher saçt›m mena
Riyazetni katt›¤ tart›p kanlar yutup
Men defter-i sâni sözin açt›m mena

2- Sözni ayd›m her kim bolsa dîdâr-taleb


Cânn› cânga peyvend k›l›b regni avlab
Garib yetim fakîrlerni köñli s›ylab
Köñli bütün halay›kd›n kaçt›m mena
H‹KMET K‹TABI
HAZRET‹ SULTÂN HOCA AHMED YESEVÎ
(Rahmetu’llâhi Aleyh)

(H‹KMETLER K‹TABI)

Aç›klama
1- Bismillâh (Allah ad›na, Allah’›n ad› ve izni ile, Allah için)
deyip beyan (aç›k anlatma, aç›klay›c› flekilde) söyleyerek hikmet
(varl›klar›n durumlar›ndan iç ve d›fl yüzü, gizli gerçekler, nas›l
oldu¤u yönünden bilgiler) ay›t›p (söyleyip), içlerinden gelerek
isteyenlere inci ve cevher (yüksek de¤erli mücevherler) saçt›m
ben iflte. Riyazeti (yalanc› ve geçici dünyân›n nimetlerinden nef-
sini uzaklaflt›r›p terbiye ederek, az ve helâl yiyerek, göztoklu¤u
içinde) yaflayarak, nefsini k›r›p ar›tmay›, kat› (sa¤lam, s›k›) tar-
t›p (çekip) kanlar yutarcas›na (eziyet ve zorluklar çekerek)
“‹kinci defter” sözlerini açt›m ben iflte.
2- (‹kinci defter’in) sözünü ayd›m (söyledim). Kim olursa
olsun, (âhirette) Allah’›n yüzünü görmek isteyenlere (söyle-
dim). Kiflinin can›n› baflka kiflilerin canlar› ile birbirlerine ba¤la-
y›p iliflkilendirerek, damarlar›n› tutup birbirlerinin damarlar›na
ba¤layarak, yad ellerdekileri veya kimsesizleri, babas› olmayan-
lar›, yoksullar›, göñüllerini okflayarak, göñlü bütün (göñlü k›r›k
olmayan, her istedi¤ine kavuflmufl, hiçbir fleyin özlemini çekme-
mifl, hiç kimseye gücenmifl duruma düflmemifl olan) kiflilerden
kaçt›m (uzak durdum) ben iflte.
50 Hoca Ahmed Yesevî

3- Kayda körseñ köñli s›nuk merhem bolg›l


Anda¤ mazlum yolda kalsa hemdem bolg›l
Rûz-› mahfler dergâh›ga mahrem bolg›l
Mâ u menlik halay›kd›n kaçt›m mena

4- Garib fakir, yetimlerni Resûl sord›


Uflol tüni mi’rac ç›k›p dîdâr kördi
Kayt›p tüflüp fakir halin sord›
Gariblerni izin izlep tüfltüm mena

5- Ümmet bolsañ gariblerge tâbi bolg›l


Âyet, hadîs her kim aytsa sâmi bolg›l
R›zk u rûzi her ne berse kâni bolg›l
Kâni bolup flevk flarab›n içtim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 51

3- Kayda (nerede bir) göñlü s›n›k (özlemini çektiklerine ka-


vuflamam›fl ve gücenik) kifli görürsen (onun s›k›nt›s›na) derman
(çare, ç›k›fl yolu bulan) olmal›s›n. Anda¤ (onun gibi) mazlum
(eziyete ve haks›zl›¤a u¤ram›fl kimseler) yolda kalm›fl olsa (yo-
lunu flafl›rm›fl veya yoluna gidemeyecek duruma gelmifl olan
varsa, sen onlara) yoldafl (yard›m edici, yükünü paylafl›c›) olma-
l›s›n. Öldükten sonra insanlar›n diriltilip sorguya çekilece¤i gü-
nü(n) dergâh›na (kap›s›n›n efli¤ine, ulu¤ gün denilen o günün
eziyet ve s›k›nt›lar›na u¤ramamak için s›¤›n›lacak, tedbir alarak
seni orada esenli¤e ç›karacak biçimde) mahrem (yak›n) olmal›-
s›n. O gibi olan ve benlik (güden, nefsini önde) tutan kiflilerden
kaçt›m ben iflte.
4- Öz yurdundan ayr›l›p yad ellere düflmüflleri, yoksullar›,
babas› veya hem baba hem de anas› ölmüfl baflkalar›nca kay›r›-
lacak durumda olanlar›, kendisine kitap indirilerek peygamber
olarak gönderilmifl (olan Efendimiz) sordu. O, flol gecede (tün-
de) mi’rac’a (Recep ay›n›n 27. gecesinde Yüce Yarat›c›’n›n kat›-
na) ç›k›p O’nun yüzünü gördü. Geri kay›t›p (gelip) düflüp (yer-
yüzüne inip) yoksul olanlar›n durumlar›n› sordu. Öz yurdun-
dan ayr›l›p yad ellere düflmüfllerin izlerini izleyerek (aray›p ta-
kip ederek) düfltüm (indim) ben iflte.
5- Ümmet (Hz. Peygamberimize inan›p onun yolundan gi-
den) olsan (olabiliyorsan) öz yurdundan ayr›l›p yad ellere düfl-
müfl olanlar gibi bu (yalanc› ve geçici) dünyây› içinden gelerek
(kendi istek ve gücünle) terk edenlere uyar olmal›s›n. Âyet
(Kur’ân-› Kerîm’den bir cümle) ve hadîs (Peygamber Efendimi-
zin buyruklar›, hareketleri, tav›r ve davran›fllar› ile uygun gö-
rüp görmediklerinin anlamlar›n›) her kim (olursa olsun) ay›tsa,
onlar› dinleyici olmal›s›n. (Yaratan’›n) yenilip içilecek pay, ülüfl,
az›k her ne verse (helâl olarak) onu benimseyip kanaatkâr (tok-
gözlü) olmal›s›n. Tok gözlü olup beni yüce Yaratan›ma ba¤lay›-
c› çaban›n flarab›n› (içece¤ini) içtim (O’nun yoluna girip buyruk
ve yasaklar›na uyarak üstüme düflen kulluk görevlerimi yap-
t›m) ben iflte.
52 Hoca Ahmed Yesevî

6- Medinege Resûl bar›p bold› garib


Garibligde mihnet tart›p bold› habîb
Cefâ tart›p Yaratkan’ga bold› karib
Garib bolup ukbalard›n aflt›m mena

..................

22- Sünnet ermifl kâfir bolsa berme âzâr


Köñli katt›¤ dîl âzârd›n Hudâ bîzâr
Allah hakk› anda¤ kulga seccin tayyâr
Dânâlard›n efltip bu söz ayd›m mena

23- Sünnetlerin mehkem tutup ümmet boldum


Yer ast›ga yalguz kirip nûrga toldum
Hakk’ perestler makâm›ga mahrem boldum
Bât›n t›¤› birle nefsni yançt›m mena

24- Nefsim meni yold›n urup hâr eyledi


Telmürtürüb halay›kka zâr eyledi
Zikr aytturmay fleytân birle yâr eyledi
Hâz›rs›n dep nefs bafl›n› sançt›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 53

6- Yaratan›m›z›n kendisine kitap indirerek peygamber olarak


görevlendirdi¤i (Hz. Muhammed) Medîne’ye (göç etti¤inde ora-
ya) var›p, öz yurdundan (Mekke’den) ayr›l›p yad elde (Medîne’de)
yaln›z kald›. ‹flte bu göç etti¤inde yad el olan Medîne’de s›k›nt›lar
çekip Yaratan›na sa¤d›ç (yak›n, sevgili) oldu. Birçok eziyet ve zor-
luklar çekip (kendi öz yurdundan ve çevresindeki sa¤d›çlar›ndan
ayr›ld›, onlardan ›rak oldu ise de) O, yüce Yaratan›na yak›n oldu.
Ben de öz yurdumdan ve birçok (beni) seven ve sevdiklerimden
ayr›l›p bu dünyân›n d›fl›ndaki niçe duraklardan geçtim ben iflte.
..................
22- (Peygamberimizin) sünnet(i, yapt›¤›, buyurdu¤u onun
davran›fl›) imifl. (Bir kifli) kâfir (küfürde, imâns›z, kopkoyu bir
bilgisizlik karanl›¤› içinde de) olsa (o kifliye eziyet etme, onu) in-
citme, ona zarar verme. Göñlü kat› (sert ac›mas›z) göñül k›r›c›,
eziyet edip incitici (olandan) Allah da incinmifl, k›r›lm›flt›r. Al-
lah’›n do¤ru ve gerçek adaleti, takdiri ki, öylesi kula siccin (kâ-
firlerin amel defterlerinin bulundu¤u tamunun en afla¤›, en alt
yeri) haz›r. Bilgide en üstün olanlardan (bilgelerden) eflitip bu
sözü dedim ben iflte.
23- (Peygamberimizin) sünnetlerini (söylediklerini, yapt›k-
lar›n› ve hareketleri ile uygun gördüklerini) sa¤lam ve s›ms›k›
tutup (ona) ümmet (ona bel ba¤lay›p yolundan giden) oldum.
Yerin alt›na yaln›z girip (çileye çekilip) nûra doldum (nûr için-
de kaynay›p gittim) Hakk’a tapanlar›n (ermifllerin) dura¤›na ya-
k›n oldum. Bât›n (gizlilik, gizli gerçeklerin iç yüzü) t›¤› (karg›s›)
ile (kendi) nefsimi (beni bu yalan dünyân›n geçici, kötü zevkle-
rine yönlendiren benli¤imi) yançt›m (deldim, ezdim) ben iflte.
24- Nefsim (beni hep bu yalan ve geçici dünyâdaki kötülü-
¤e meylettiren benli¤im) beni (do¤ru ve Hakk’) yol(un)dan vu-
rup (ç›kar›p) hâr (hor, hakir, afla¤›l›k, baya¤›) eyledi. Dalb›nd›-
r›p (fluursuzca ç›rp›nd›r›p,) insanlar›n içinde a¤lar eyledi. Al-
lah’›n ad›n› anmay› söyletmeyip fleytân (kiflileri gözetleyip f›rsa-
t›n› buldu¤unda sinsice kiflilere yanafl›p kand›rarak kötülük
yapt›ran) ile sa¤d›ç, arkadafl eyledi. Haz›rs›n deyip (haz›rda ele
geçirmiflken) nefs (içimdeki beni kötülü¤e meylettiren benli¤i-
min) bafl›n› sançt›m (vurdum, ezdim) ben iflte.
54 Hoca Ahmed Yesevî

25- Kul Hâce Ahmed gaflet birle ömrüñ ötti


Vâ hasretâ közdin, tizdin kuvvet ketti
Vâ vayletâ nedâmetni vakt› yetti
Amel k›lmay kervân bolup köçtim mena

fiiir

1- Eyâ dostlar kulak sal›ñ aydu¤umga


Ne sebebdin altm›flüçde kirdim yerge
Mirâc üzre Hak Mustafâ ruhum kördi
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

2- Hak Mustafâ Cebrâildin k›ld› sevâl


“Bu neçük ruh tenge kirmey tapt› kemâl”
Közi yafll›¤, halka bafll›¤ kadd› hilâl
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

3- Cibril ayd› ‘ümmet ifli sizge ber-Hak


Kökke ç›k›p melâyikdin alur sebak
Nâliflige nâle k›lur heftüm tabak”
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 55

25- (Yüce Yaratan Allah’a) Kul (olan) hoca (bilgili yafll›) Ah-
med uykuda imifl gibi hiçbir fleyden habersiz vurdumduymaz-
l›k ile ömrüñ geçti. Vah! Ne özleyifl, iç çekme ve üzüntü ki gö-
züñden (görüfl), diziñden (durufl) gücü, kuvveti (gelmemek
üzere) gitti. Vah! Ne yaz›k, ac›kl› inleyip hayk›rsan da piflman
olman›n, (diz dö¤menin, tövbe etmenin) ça¤› art›k geçti. (Yara-
tan’a yak›flan, O’nun buyruklar›n› tutup O’na uygun) amel (ifl,
çal›flma) k›lmadan kervan olup (göçenlerin içine kat›l›p, âhirete
göçenlerle) göçtüm ben iflte.

Aç›klama
1- Ey dostlar (sa¤d›çlar, sizler) kulak sal›ñ ay›tt›klar›ma. (de-
diklerimi iyi dinleyin)! Ne sebepten (dolay›) altm›flüç (yafl›ma gel-
di¤im)de (ölmeden) yere girdim? Hakk’(›n kendisine kitap indi-
rip son peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Muhammed)
Mustafâ (en büyük ikinci mucizesi olarak) Mi’rac üzre (Mi’rac’a
ç›kt›¤›nda benim ruhumu (tinimi) gördü. (‹flte) o sebepten (ondan
ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
2- Hakk’(›n son peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Mu-
hammed) Mustafâ (vahiy mele¤i) Cebrâil’e (flöyle bir) soru sor-
du. (Hoca Ahmed’in bu) ruh(u ne biçim nas›l bir ruh ki daha) te-
nine (onun gövdesine) girmeden (bu kadar) olgunlu¤u buldu?
(Onun) gözü (hep) yafll›. Halka (öteki kiflilere) baflkan olmufl,
(halk hep onu dinliyor ve sözünden ç›km›yor) gövdesi (onun
kaddi ise) hilâl (yay fleklindeki ay gibi ince ve beli bükülmüfl. ‹fl-
te) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç
(yafl›m)da yere girdim.
3- Cebrâil (a.s.m. Hakk’›n peygamberi Hz. Muhammed Mus-
tafâ’ya) ayd› (dedi; Ey Muhammed!): Ümmet ifli (ümmetinin dün-
yâ ve âhiretteki iflleri ve durumlar›) size tam hak (olarak,) onlar›n
günahkârlar›n›n suçunun ba¤›fllanmas› için arac›l›k etme ve gü-
nahs›z olanlar›n›n derecelerinin yükseltilmesi yetkisi verilmifltir.
O, Hoca (Ahmed) gö¤e ç›k›p (a¤›p) meleklerden (ledünnî, Al-
lah’›n ba¤›fl› olan ilimlerin) ders(ini) al›r. (O, Allah cc. korkusun-
dan a¤larken) inilti (ve feryâd›ndan kat, kat) yedi kat gök (öylesi-
ne vecde gelir ki, onun gibi a¤lay›p) iniler. (‹flte) o sebepten (ondan
ötürü daha ölmeden ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
56 Hoca Ahmed Yesevî

4- Evvel elest birabbiküm dedi bil Hakk’


Kâlu belâ dedi rûhum ald› sebak
Hak Mustafâ ferzend dedi biliñ mutlak
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

5- “Ferzendim” dep Hak Mustafâ k›ld› kelâm


And›n soñra barça ervâh k›ld› selâm
Rahmet derya tolup tafl dep yetti peyâm
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

6- Rahim içre peydâ boldum nidâ keldi


Zikr ayt dedi azâlar›m titrey berdi
Rûhum kirdi süñüklerim “Allah” dedi
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

7- Törtyüz y›ld›n keyin ç›k›p ümmet bolgay


Neçe y›llar yörüp halkka yol körgüzgey
Ontörtmiñ müctehidler hizmet k›lgay
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 57

4- Önce (Allah cc. bütün ruhlar› yaratt›¤›nda onlara) “Elestü


Birabbikum?” (Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?)* dedi, (bunu böy-
lece) bil Hakk’. “Kalû Belâ” (Evet. Sen bizim Rabbimizsin) dedi ru-
hum (benim tinim). Ders ald›. (Bu dünyâda sürekli ve hep
Rabb’ine kulluk yapmak için ne gerekiyorsa, onun dersini ald›.)
Hakk’(›n kendisine kitap indirerek son peygamber olarak görev-
lendirdi¤i Hz. Muhammed) Mustafâ (Hoca Ahmed’e) “o¤ul” de-
di, (bunu böylece kesinlikle) bilin mutlak. (‹flte) o sebepten (ondan
ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
5- (Hoca Ahmed’e) “o¤lum deyip Hakk’(›n kendisine kitap
indirerek peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Muhammed)
Mustafâ hitap (söz) eyledi. Ondan sonra (Hoca Ahmed’e) bütün
ruhlar (onu tan›yanlar›n tinleri) selâm söylediler. Rahmet-deryâ
(insanlara ac›mak ve onlar› esirgemekte deñiz gibi ol, göñlün)
dolup (kab›na s›¤may›p tafls›n) deyip haber (bilgi) yetti. (‹flte) o
sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (ya-
fl›m)da yere girdim.
6- (Ben) ana rahmine düflüp orada belirdim. (Daha orada
iken bana flöyle bir) ses geldi. “Zikr ay›t” (“Yaratan›n›n ad›n› ve
s›fatlar›n› söyle, onlar› an) dedi. (Bu sesi duyunca) organla-
r›m(›n hepsi) titreyiverdi. Ruhum (gövdeme) girdi, süñüklerim
(kemiklerim bile) Allah (cc.) dedi. (Ana rahminde bütün varl›-
¤›m Allah’›n cc. ad›n› anar oldu. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü
daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
7- Dörtyüz y›ldan keyin (sonra Hoca Ahmed) ç›k›p (Hz.
Muhammed’e s.a.v.) ümmet olacak. Nice y›llar yürüyüp (ömür
sürüp, yaflay›p) halka (do¤ru olan Hakk’) yol(unu anlatacak ve)
gösterecek, ondörtbiñ müctehidler (ictihad eden, ümmet için
gerekti¤inde âyet ve hadîslerden anlam ve hüküm ç›karabilen,
allâme denilen büyük ‹slâm bilgin ve önderleri yetifltirmek için)
hizmet eyleyecek. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden,
ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
* A'raf sûresi, 172. âyet: Hani Rabbin Âdem o¤ullar›n›n bellerinden zürriyet-
lerini alm›fl; onlar› kendilerine karfl› flâhid tutarak “Ben sizin Rabbiniz de¤il
miyim?” demiflti. Onlar, “Hay hay, (Rabbimizsin) flâhid olduk!” demifllerdi.
Bunu k›yamet gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz di-
ye yapm›flt›k.
58 Hoca Ahmed Yesevî

..................

10- Cand›n keçmey “Hû, Hû” degen bar› yalgan


Bu kaltakd›n sormañ sevâl yolda kalgan
Hakn› tapkan özi pinhân sözi pinhân
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

11- Bir yafl›mda ervâh meñe ülüfl berdi


‹kki yaflda peygamberler kelip kördi
Üç yafl›mda çilten kelip hâlim sord›
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

12- Tört yafl›mda Hak Mustafâ berdi hurmâ


Yol körsettim yolga kirdi neçe gümrâh
Kayda barsam H›zr Babam meñe hemrâh
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

13- Befl yafl›mda belim ba¤lap tâ’at k›ld›m


Tatavvu rûze tutup âdet k›ld›m
Keçe-küntüz zikrin ayt›p râhat k›ld›m
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 59

..................
10- Candan geçmeden (kendisini Allah’a cc. vermeden, ak-
l› ve fluuru bulanmadan) “Hû Hû” (O’ Allah) diye (kendisini ol-
du¤undan baflka gösterenin) var› (her fleyi, sözleri de) yalan. Bu
(can›ndan geçmeden Allah’› cc. anan) kaltaktan (utanmaz, ah-
lâks›z, edebsiz kifliden) sormay›n soru yolda kalan. (Yolda kal-
san›z bile böyle kiflilerden yolunuzu sormay›n. Bunlara soru so-
rarsan›z size yanl›fl bilgi verip yolda b›rak›rlar.) Hakk’› bulan›n
(Gerçek Hakk’ yolunda olan›n O’nun gerçek aflk›na tutulan›n)
özü gizli, sözü gizli (olur. Onlar kendilerini ortal›¤a yaymazlar.
‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›-
flüç (yafl›m)da yere girdim.
11- Bir yafl›m(a geldi¤im)de, (ermifllerin) ruhlar’›) bana ülüfl
(pay, k›smet) verdi. ‹ki yafl›m(a geldi¤im)de, peygamberler(in
ruhlar›) gelip (beni) gördüler. Üç yafl›m(a geldi¤im)de, k›rklar
(k›rk ermifller yan›ma) gelip hâlimi (içinde bulundu¤um duru-
munu) sordular. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden,
ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
12- Dört yafl›m(a geldi¤im)de, Hakk’(›n kendisine kitap in-
direrek peygamber olarak görevlendirdi¤i Hz. Muhammed)
Mustafâ (sav.) verdi (bana verilmek üzere emanet etti¤i) hurma
(bana eriflti. Do¤ru) yol(u) gösterdim (ö¤ütleyip irflad ettim) yo-
la (do¤ru olan Hakk’ yoluna) girdi niçe (birçok yolunu flafl›rm›fl,
do¤ru yoldan sapm›fl) günahkâr. Nereye (gidip) varsam H›z›r
Babam (H›z›r as.) bana yoldafl (yol arkadafl› oldu. ‹flte) o sebep-
ten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da
yere girdim.
13- Befl yafl›m(a geldi¤im)de, belimi ba¤lay›p (tasavvufun
gerektirdi¤i k›l›¤a bürünüp, Yüce Yaratan’a kendimi verip,
O’na) ibadet k›ld›m. (Üstüme borç olan oruçlardan baflka) nafi-
le oruç tutup (bundan sonraki yaflay›fl›mda) âdet (al›flkanl›k) k›l-
d›m. Gece gündüz (Yüce Yaratan’›n) zikrini (ad›n› ve s›fatlar›n›)
an›p (O’nun ululu¤unu derinden düflünerek) rahat k›ld›m. (Gö-
ñül dinginli¤ine ulaflt›m. ‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha öl-
meden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
60 Hoca Ahmed Yesevî

14- Alt› yaflda turmay kaçt›m halây›kd›n


Kökke ç›k›p ders örgendim melây›kd›n
Dâmen kesip hemme ehl-i alây›kd›n
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

15- Yetti yaflda Arslan Babam izlep tapt›


Her s›r körüp perde birle büküp yapt›
Bihamdillâh kördüm dedi izim öpti
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

..................

23- On yafl›ñda o¤lan bolduñ Kul Hâce Ahmed


Hâcelikke binâ koyup k›lmay tâat
Hâcemen dep yolda kalsañ vây ne hasret
Ol sebebdin altm›flüçde kirdim yerge

fiiir

1- Her subhidem nidâ keldi kulag›mga


Zikr ayt dedi zikrin ayt›p yördüm mena
Iflks›zlarn› kördüm erse yolda kald›
Ol sebebdin ›flk dükkân›n kurd›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 61

14- Alt› yafl›m(a geldi¤im)de, (bu yalan dünyân›n bofl ve ge-


çici iflleriyle u¤raflan) kiflilerden durmadan kaçt›m (onlardan
uzaklaflt›m. Onlarla içli d›fll› olmad›m, ölçülü oldum). Gö¤e ç›-
k›p (Yaratan’›n izin ve takdiri ile) meleklerden (gerekti¤inde gö-
¤e a¤›p tasavvufla ilgili) ders (al›p) ö¤rendim. (Elimi) ete¤imi
kesip (çekilip) bütün tan›d›klardan (alâkam› ilgimi keserek) çe-
kildim. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölmeden, ölmüfl gi-
bi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
15- Yedi yafl›m(a geldi¤im)de, Arslan Baba’m (Peygamberi-
mizin iflaretiyle beni) izleyip (aray›p) buldu. (Benimle ilgili) her
s›rr› (gizli gerçekleri) görüp perde ile büküp (o s›rlar› baflkalar›-
n›n görüp anlayamayacaklar› biçimde örtüp sararak) baflkala-
r›ndan saklad›. Allah’a hamd ile (flükür, teflekkür edip onu ö¤üp
sevinerek) “gördüm” dedi. (De¤erimi k›ymetimi bildi¤inde) izi-
mi (belirtimi) öptü. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü daha ölme-
den, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
..................
23- On yafl›n(a geldi¤in)de, o¤lan (çocukluk ça¤›n› geçip
bülu¤ ça¤›na gelmifl genç) oldun (Yüce Yaratan’a) Kul (olan)
Hoca Ahmed. Hocal›¤a bina koyup (yer edinip yerleflip kendini
tan›tmadan) ibadet etmeden (hocal›¤a geçip emek vermeden),
ben hocay›m deyip (kendini hoca olmufl görüp, kendini be¤ene-
rek) yolda kalsan (Hakk’›n sana ülüfl olarak verdiklerini alama-
san) vay ne hasret! (Yaz›klar ki özlemlerin senden uzaklafl›p gi-
der), bir daha da eriflemezsin. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü da-
ha ölmeden, ölmüfl gibi) altm›flüç (yafl›m)da yere girdim.
Aç›klama
1- Her sabah vaktinde kula¤›ma (hatiften, sesi iflitilen ve ken-
disi cisim olarak görülmeyen sesleniciden) ses geldi. “Allah’›n
(cc.) ad›n› ve s›fatlar›n› söyle “(onun gücünü ve ululu¤unu düflün
ve unutma). Zikrini (Allah’›n ad›n›, s›fatlar›n›, ululu¤unu) söyle-
yip yürüdüm (bu günlere geldim) ben iflte. (Göñlünde gerçek
Hakk’) aflk› olmayanlar› (ne ça¤da ve nerede) gördüm ise (onla-
r›n hepsi âfl›klar›n ulaflmak istedikleri dura¤a ulaflamad›lar ve)
yolda kald›lar. (‹flte) o sebepten (ondan ötürü) aflk dükkân›n›,
(herkesi gerçek Hakk’ aflk›na ça¤›ran dergâh›m›) kurdum ben.
62 Hoca Ahmed Yesevî

2- Onbirimde rahmet deryâ tolup taflt›


“Allah” dedim fleytân mendin y›rak kaçt›
Hây u heves, mâ u melik turmay köçti
Onikkimde bu s›rlarn› kördüm mena

3- Onüçümde nefs hevân› kolga ald›m


Nefs bafl›ga yüzmiñ belâ karmap sald›m
Tekebbürni ayak ast›da bas›p ald›m
Ontörtümde tofrak s›fat boldum mena

..................

9- Mü’min ermes hikmet efltip y›glamaydur


Erenlerni aytkan sözin t›ñlamaydur
Âyet hadîs güya Kur’ân añlamaydur
Bul rivâyet arfl üstide kördüm mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 63

2- Onbir (yafl›ma geldi¤)imde rahmet (kiflilere ac›mak onla-


r› dünyâ ve âhirette karfl›laflacaklar› zor ve çetin durumlardan
esirgemek, yarl›gamak duygusu) deñizler gibi dolup taflt›.
(Hep) Allah (cc.) dedim. (Ben Allah cc. dedikçe) fleytân (kiflileri
gözetleyip f›rsat buldukta onlara sinsice yanafl›p onlar› Allah’›n
buyruklar›na karfl› gelmeye ve kötülü¤e götürmeye çal›flan ib-
lis) beden ›rak kaçt›. Bofl, köksüz, nefsin hofluna giden gelip ge-
çici istekler, kendisini herkesten üstün görme, herkesi küçümse-
me, özünü herkesten ve her fleyden öne ç›karma, bütün bunlar
bende durmay›p göçtü (ayr›l›p gitti iflte.) oniki (yafl›ma geldi-
¤i)mde bu gizli gerçekleri gördüm ben.
3- Onüç (yafl›ma geldi¤)imde, (içimdeki) bofl, yersiz, köksüz
bu yalan dünyân›n geçici istek ve dileklerini kola (ele) ald›m
(onlardan kurtulmak için u¤raflt›m). Nefsimin (geçici ve bofl
dünyâ isteklerine yönelten içimdeki benli¤imin) bafl›na yüzbiñ
belâ (s›k›nt› kaygu, tasa) sald›m, (onun bafl›na sard›m.) Kibirlen-
meyi (kendisini herkesten üstün görmeyi baflkalar›n› küçümse-
meyi) ayak alt›nda bas›p ald›m. (Onu 盤nay›p) ezdim. (iflte.)
Ondört (yafl›ma geldi¤imde, toprak s›fat (bütün özelliklerimle
toprak gibi alçakgöñüllü, hoflgörülü) oldum ben.
..................
9- (O kifli ki) mü’min de¤ildir, (çünkü) hikmet (Allah’›n cc.
kullar›ndan saklad›¤› O’na yak›n olan sa¤d›çlar›n›n bilece¤i)
kiflilerin (ve öteki varl›klar›n gizli gerçeklerini aç›klayan söz-
ler) iflitir de y›¤lamaydur (a¤lam›yordur. Allah cc. dostu ger-
çek) erenlerin (ermifl kiflilerin) söyledi¤i sözü dinlemiyor (on-
lar›n sözlerine kulak asm›yor)dur. Âyet (Kur’ân-› Kerîm’in
sözlerini) Hadîs (Peygamber Efendimizin buyurduklar›, yasak
ettikleri ve hareketleri ile belirttikleri) ile Kur’ân’› anlam›yor-
dur. (‹flte bu kifliler mü’min, ‹slâm’a tam inanm›fl öteki müslü-
manlar›n kendisinden güven duyduklar› müslümanlar ola-
mazlar). (‹flte) bu rivayeti (bu sözleri içeren bilgiyi) Arfl üstün-
de (Allah’›n cc. güç ve saltanat›n›n tecellî yeri olan 9. kat gök-
te) gördüm ben.
64 Hoca Ahmed Yesevî

10- Riâyetni körüp Hakk’la sözlefltim men


Yüzmiñ türlüg melâyikke yüzlefltim men
Ol sebebdin Hakk’n› sözlep izlefltim men
Cân u dîlim anga fedâ k›ld›m mena

11- Kul Hâce Ahmed yafl›ñ yetti yigirmebir


Ne k›lgays›n günahlar›ñ ta¤d›n a¤›r
K›yâmet kün gazab k›lsa Rabbim Kadir
Eyâ dostlar neçük cevâb aytgum mena

fiiir

1- Hufl gayibdin kulag›mga ilhâm keldi


Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena
Barça buzruk y›¤l›p kelip inâm berdi
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena

2- Men yigirmeikki yaflda fenâ boldum


Merhem bolup ç›n derdlikke devâ boldum
Yalgan âfl›k ç›n âfl›kka güvâh boldum
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 65

10- Ben bu sözleri içeren bilgiyi (arfl üstünde) görüp


Hakk’la söylefltim. (Bu konuda O’nun hitab›na mazhar oldum).
Yüzbiñ türlü (yüz biñlerce) meleklere yüzlefltim (meleklerle yüz
yüze görüfltüm, konufltum) ben. O sebepten (ondan ötürü)
Hakk’› söyleyip, (Hakk’dan bildiklerim do¤rular› anlat›p) izlefl-
tim. (Hakk’tan ayr›lmad›m. Hep O’nu izleyip, O’na gittim) ben.
(‹flte) can (beni diri tutan öz varl›¤›m) ve göñlümü (manevî var-
l›¤›m›, inanç ve hislerimin kayna¤›n›) O’na feda k›ld›m (O’nun
u¤runa verip gözden ç›kard›m, O’na adad›m) ben.
11- (Ey Yüce Yaratan’a) kul (olan) Hoca Ahmed! (Senin) ya-
fl›n yi¤irmibire yetti (ulaflt›). Ne k›ld›ysan (flimdiye kadar ne
yapt›ysan) günahlar›n da¤dan bile a¤›r. (Da¤dan bile a¤›r gü-
nah ifllemiflsin). K›yamet günü (ulu¤ gün olan mahflerde*) her
fleye gücü yeter olan ulu Rabb’im sana gazap (eziyet iflkence)
eylese (tamuya atarsa); ey dostlar (sa¤d›çlar›m iflte size soruyo-
rum, ben) neçük (nas›l ne gibi) cevab ay›tay›m (nas›l bir cevap
vereyim de tamudan kurtulay›m) ben.

Aç›klama
1- (fiöyle) güzel belirsiz görülmeyen, bilinmeyen duyu ve ak›l
ile anlafl›lmayan ‹lâhî dünyâdan manevî, (göñül) kula¤›ma bâz›
fleyler geldi. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p gel-
dim iflte. Barça (bütün) ulular (mâneviyat büyükleri) toplan›p ge-
lip (bana), do¤ruya yöneltici arma¤an (karfl›l›ks›z etkili duygu)
verdi. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
2- Ben yi¤irmiiki yafl(›ma geldi¤im)de (bu yalan ve geçici
dünyâda) fenâ (ma’nevî olarak yok) oldum. (Yara ve hastal›kla-
r› iyilefltirici) merhem (ilaç) olup gerçekten ma’neviyât› hasta
olanlara çare (iyilefltirici) oldum. Yalandan, kendisini Allah’› ç›l-
g›nca seven ve O’na tutkun oldu¤una çevresini inand›ranlar ile
gerçek olanlara tan›k oldum. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›)
Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.

* Her kiflinin k›yameti öldü¤ünde kopaca¤›ndan evrenin sonu gelmeden ya-


flay›p ölenler için de k›yamet var. K›yamete ulu¤ gün veya mahfler denir.
Dünyân›n yok oluflu veya kiflilerin öldü¤ü an ile hesap vermek için insanla-
r›n toplan›p amellerinin tart›laca¤› an, kiflilerin sand›klar› gibi uzak de¤ildir.
Her gelecek yak›n olarak bilinmelidir.
66 Hoca Ahmed Yesevî

3- Eyâ dostlar yafl›m yetti yigirmeüç


Yalgan davâ tâatlar›m barças› pûç
K›yâmet kün ne k›lgaymen berehne lûç
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena

4- Men yigirmetörtke kirdim Hakk’d›n y›rak


Âhiretke barur bolsam kan› yarak
Ölgenimde y›gl›p uruñ yüzmiñ tayak
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena

5- Cenazemni arkas›d›n tafllar at›ñ


Ayak›md›n tutup südrep gorga eltiñ
Hakk’a kulluk k›lmad›ñ dep yanç›p tepiñ
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena

..................

11- Ottuz yaflda odun k›l›p küydürdiler


Cümle buzrug y›¤l›p dünyâ koydurdular
Urup sögüp dünyâ ukb›n koydurdular
Ol sebebdin Hakk’a s›¤n›p keldim mena

12- Kul Hâce Ahmed dünyâ koysañ ifliñ biter


Köksüñdeki ç›kkan âh›ñ arflka yeter
Can bererde Hak Mustafâ koluñ tutar
Ol sebebdin Hakka s›¤n›p keldim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 67

3- Ey sa¤d›çlar! (Benim) yafl›m yi¤irmiüçe yetti. fiimdiye ka-


dar yapt›klar›m ve arkas›ndan gittiklerimin barças› (hepsi) bofl ve
yarars›z. K›yamet günü (ulu¤ günde) ben ne yapay›m? (O zaman,
sinden dirilip ç›plak olarak toplan›nca) ç›plak ve flafl› (koruyucu ifl
ve ibadetsiz) gerçe¤i oldu¤u gibi görmeyen gözlerle ben ne yapa-
y›m? (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
4- Ben yi¤irmidörte (yafl›ma) girdim. Yüce Yarat›c› Allah’(a
gere¤i gibi kulluk yapamadan O’n)dan ›rak. (Ben bu yafl›mda
ölmüfl ve) âhirete (öte dünyâya) var›r olsam, orada bana gerek-
li olan) yarag (yol haz›rl›¤›, az›k) hani? Öldü¤ümde (ulu¤ güne
yarags›z gitti¤im için) y›¤›l›p (toplan›p benim ölüme) yüzbiñ
dayak (sopa) vurun! (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›-
¤›n›p geldim iflte.
5- Cenazemin arkas›ndan tafllar at›n. (Allah’a ibadet ve iyi
kulluk yapamadan öldü¤üm için beni k›nay›n). Aya¤›mdan tutup
(tabutla omuzlarda götürmek flöyle dursun yerlerde) sürüyerek
sinime iletin. (Sen âhiretin ekene¤i olan bu dünyâda yaflarken)
Hakk’a kulluk k›lmad›n deyip (ölmüfl gövdemi) bas›p, 盤nay›p
tepin. (‹flte) o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
..................
11- Otuz yafl(›m)da, od gibi (ateflleyin) k›l›p (beni) içten içe
(d›flar›dan belli olmayacak biçimde) yand›rd›lar. Bütün (manevî)
ulular y›¤›l›p (bafl›mda toplan›p bana bu yalan ve geçici) dün-
yâ(y›) koydurdular. (Bir yana b›rakt›rd›lar). Vurup, sert ve (ge-
rekti¤inde anlayabilmem için) kaba konuflup (davranarak) dün-
yâ(n›n yalan ve geçici) varl›k ve hazlar›n›, s›k›nt›lar›n› b›rakt›rd›-
lar. ‹flte o sebepten (ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
12- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen bu yalan-
c› ve geçici) dünyâ(y› bir yana) koysan (âhiretin ekene¤i olan bu
dünyâdaki) iflin biter. Gö¤sünden ç›kan (içten gelen) ah›n (inle-
yiflin) Arfla (dokuzuncu kat gö¤e) yeter (ç›kar). Can verende (bu
yalanc› ve geçici dünyâdaki yaflama süren bitip de ölürken) Hak
(peygamber olan Hz. Muhammed) Mustafâ elini tutar (ölüm
ac›s› ve sorguda cevap vermede yard›mc› olur. ‹flte) o sebepten
(ondan dolay›) Hakk’a s›¤›n›p geldim iflte.
68 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Yâ ‹lâh’›m hamd›ñ birle hikmet aytt›m


Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña
Tevbe k›l›p günah›md›n korkup kaytt›m
Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña

2- K›rkbirimde ihlâs k›ld›m yol tapay dep


Erenlerdin her s›rr körsem men yapay dep
Pîr-i mugan izin al›p men öpey dep
Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña

3- K›rkikkimde tâlip bolup yolga kirdim


‹hlâs k›l›p yalguz Hakk’a köñül berdim
Arfl u Kürsi Levhdin ötüp kalem kezdim
Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña

..................

11- Elligimde er men dedim fi’lim zaif


Kan tökmedim közlerimdin ba¤r›m ezip
Nefsim üçün yörer erdim it dek kezip
Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 69

Aç›klama
1- Ey ‹lâh›m! Seni ö¤mek, sana flükretmek ile hikmet(ler, k›-
sa, ö¤retici ve ahlâkî ö¤ütler) söyledim. Kiflili¤i ulu (Yaratan’›m)
hocam, ben (sana) Rabb’ime s›¤›n›p sana geldim. Günah›mdan
tövbe edip (ifllediklerimden piflman olup bir daha ifllememek için
söz verip Yaratan’›mdan) korkarak geri döndüm. Kiflili¤i ulu ho-
cam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana geldim.
2- K›rkbir (yafl)›mda içden gelerek gösteriflsiz kalbimi temiz-
leyip (do¤ru) yol(u) bulay›m diye (Sana geldim). Allah dostu er-
mifllerden her gördü¤üm s›rr› (gizli) gerçekleri (kapat›p saklaya-
y›m) ben de onlar gibi yapay›m diye. Do¤ru yolu gösterici, olgun,
ö¤ütleyici, ermifl kiflilerin izini bulup öpeyim diye. Kiflili¤i ulu ho-
cam (Yaratan›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana geldim.
3- K›rkiki (yafl›)mda, istekli olup (erenler) yoluna girdim.
Kalbimi temizleyip gösteriflsiz içten gelerek, yaln›z Cenâb-›
Hakk’a göñül verdim. Arfl (Allah’›n güç ve büyüklü¤ünün beli-
rip göründü¤ü yer) ve kürsi (Arfl’›n alt›nda bir düzlükte bulu-
nan Arfl’›n nurundan k›rm›z› yakut renginde dört ayakl› masa
benzeri yer) ve levh’den (yine Arfl’›n alt›nda ve onun nurundan
yeflil zeberced renginde etraf› k›rm›z› yakut renginde, dünyâda
olmufl ve olacaklar›n yaz›l› oldu¤u düzlük) geçip kalem’i (züm-
rüt renginde boyas› nur olan ilâhî emirle bu levhaya yazan yaz-
gaç) gezdim. Kiflili¤i ulu hocam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’i-
me) s›¤›n›p sana geldim.
..................
11- Elli (yafl›)mda, “er ben” (ben erim, güçlü, uslu yapt›¤›n›
ve yapaca¤›n› bilen ve yapabilen kifliyim) dedim. Ancak, bakt›-
¤›mda amelimin (Yaratan’›ma kulluk için yapt›¤›m ifllerimin)
zay›f (yetersiz ve az) oldu¤unu gördüm. Ben bu ça¤a kadar yafl
de¤il gözlerimden kan dökmeliydim. Ba¤r›m› ezmeliydim. (Ben
bu ça¤a kadar hep) nefsimin (beni bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten benli¤imin) istekleri için it gibi gezip yürüdüm. Kiflili-
¤i ulu hocam (Yaratan’›m), ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sana
geldim.
70 Hoca Ahmed Yesevî

12- Kul Hâce Ahmed er bolmasañ ölgen yahfl›


K›z›l yüzüñ kara yerde solgan yahfl›
Tofrak s›fat yer ast›da bolgan yahfl›
Zât› ulu¤ Hâcem s›¤n›p keldim saña

fiiir

1- “Kul huvallâh*, Sübhânallâh” vird eylesem


Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü
Bafld›n aya¤ hasretiñde dâd eylesem
Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü

2- Elligbirde çöller kezip giyah yedim


Ta¤lar ç›k›p tâat k›l›p közüm oyd›m
Didâr›ñ› körelmedim cand›n toyd›m
Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü

..................

13- Altm›flikki yaflda Allah pertev sald›


Bafld›n aya¤ gafletlerim rehâ k›ld›
Can›m, dilim, akl›m, hufl›m “Allah” dedi
Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü

* ‹hlâs sûresi, âyet 1.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 71

12- (Yüce Yaratan’a) kul (olan) Hoca Ahmed Hakk’ yolun-


da yürüyen er olmasan senin ölmen (yaflamandan senin için)
daha iyi. (Kanl›-canl›) k›z›l yüzünün kara yerde (sinde, o karan-
l›k dar çukurda) solmas› (senin için) daha iyi. Toprak gibi yeral-
t›nda (topra¤›n içinde yat›p toprak) olman (senin için) daha iyi.
Kiflili¤i ulu hocam (Yaratan’›m) ben sana (Rabb’ime) s›¤›n›p sa-
na geldim.

Aç›klama
1- “Kul huvallâh”* (ve) “Sübhânallah”** sözlerini vird eyle-
sem (belli zamanlarda s›k s›k ve sürekli okusam) Ey bir ve
var(olan Allah)›m! Yüzünü görür müyüm? Bafl›mdan aya¤›ma
(kadar senin özleminle) s›zlanarak yalvarsam. (Ey) bir ve var
(olan Allah)›m! Yüzünü görür müyüm?
2- Ellibir (yafl›m)da, (›ss›z, susuz) çöller gezdim. (Bulabildi-
¤im) bitkilerden (tohum, meyve, ot, yaprak, kök ... ne bulduy-
sam ac›kan karn›m› doyurmak için) yedim. Da¤lara ç›k›p sana
ibadetler ettim gözümü oydum (gözlerimi ac›t›ncaya kadar a¤-
lad›m, içimdeki beni sürekli bu geçici ve yalanc› dünyâya yönel-
ten benli¤imi körettim.) Didâr›n› (senin yüzünü) göremedi¤im-
de bile (özleminle) candan doydum (Ey) bir ve var (olan Al-
lah)›m! Yüzünü görür müyüm?
..................
13- Altm›fliki yafl(›m)da Allah (benim göñlüme) ›fl›k (ger-
çeklerin gizli bilgilerini) sald›. Bafltan aya¤a kadar, olup biten-
lerden habersiz ve olacaklar› düflünmeden yaflarken, bana (göñ-
lüme sald›¤› ›fl›kla) kurtulufl kap›s›n› açt›. Can›m, göñlüm, ak-
l›m, düflüncelerim, zekâ ve fluurum “Allah” dedi. (Bütün benli-
¤imle Allah deyip Yaratan’›ma s›¤›nd›m. Ey) bir ve var (olan Al-
lah)›m! Yüzünü görür müyüm?

* ‹hlâs sûresi, 1. âyet: De ki: “O, Allah'd›r, bir tektir.”


** Her çeflit ortak hata (eksiklik, yan›lg›, yetersizlik) ve insanî özelliklerden
Allah uzakt›r.
72 Hoca Ahmed Yesevî

14- Altm›flüçde nidâ keldi “Kul yerge kir”


Hem can›ñmen cânân›ñmen can›ñ› bir
Hû flemflirin kolga al›p nefsiñi k›r
Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü

15- Kul Hâce Ahmed nefsni teftim, nefsni teftim


And›n keyin canân›mn› izlep tapt›m
Ölmes burun cân bermekni derdin tartt›m
Bir ü bar›m didâr›ñ› körer men mü

fiiir

1- Subh› sâd›k düflenbe kün yerge kirdim


Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena
Altm›flüçde sünnet dedi efltib bildim
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

2- Yer üstide yâranlar›m mâtem tutt›


Âlem hemme “Sultân›m” dep nâra tartt›
Hakk’n› tapkan ç›n sûfîler kanlar yutt›
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 73

14- Altm›flüç (yafl›m)da Rabbimden bana ses geldi. (Ey)


“kul(um) yere gir.” Hem can›n hem de can›ndan sonra gelen en
de¤erli ve kutsal bildiklerin(in hiçbirisi senin de¤il, onlar) benim
(sana emanet olarak verdiklerimdir). Can›n› ver. (Seni yaratan
Rabbin için söyledi¤in) Hu (O’, Allah) ça¤r›s›n›n manevî k›l›c›n›
eline al ve (seni hep kötülü¤e, bu yalanc› dünyân›n geçici ve ya-
lanc› zevklerine yönelten) nefsini (içindeki benli¤ini) k›r(›p parça-
la dedi. Ey) bir ve var (olan Allah)›m! Yüzünü görür müyüm?
15- (Ben yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed. (Yara-
tan’›m göñlüme ›fl›k sal›nca, beni bu yalanc› dünyân›n geçici ve
bofl zevklerine sürükleyen) nefsim (içimdeki benli¤imi) teptim.
(Onu varl›¤›mdan uzaklaflt›rd›m.) Ondan sonra canan›m› izle-
yerek (tek sevdi¤imin yolunu tutup yürüyerek) buldum. (Daha)
ölmeden önce can vermenin (ölümün) ac›lar›n› çektim. (Ey) bir
ve var (olan Allah)’›m! yüzünü görür müyüm?

Aç›klama
1- Sabah tan a¤aranda pazartesi günü yere (kuyudaki dar
çile evine) girdim. (Son peygamber Hz. Muhammed) Musta-
fâ’ya (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas
tutarak (yere) girdim ben. Altm›flüç yaflta sünnet (Hz. Peygam-
berimizin yapt›¤›) dedi. Ben iflittim ve bildim. (Onun topra¤a
girdi¤ini duydum, ö¤rendim, benim için sünnet olarak kabul et-
tim. Hz. Muhammed) Mustafâ altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi-
(¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
2- Yer üstünde yâranlar›m (sa¤d›çlar›m, beni sevenler) de
üzüldüler ve yas tuttular. Âlemin hepsi (bütün beni sevenler)
“Sultân›m” (erenler ulusu) diyerek nara (uran) tartt› (çekti, att›-
lar.) Hakk’› (o yüce Yarat›c›’y›) tapan (bulan, O’nun yolunda
olup göñlü O’nunla olan) gerçek sûfîler, (geçici dünyâ zevk ve
nimetlerinden uzaklafl›p nefsini k›ranlar) kanlar yuttu. (Çok a¤-
lay›p s›zlad›lar. Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç yafl›nda
topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim
ben.
74 Hoca Ahmed Yesevî

3- Elvedâ deb yer ast›ga kadem koydum


Yarug dünyâ haram k›l›b Hakk’n› süydüm
Zikrin ayt›b yalguz bolup yalguz küydüm
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

4- “Tâhâ*” okub tün keçeler kâim boldum


Keçe namaz küntüzleri sâim boldum
Bu hâl birle yer ast›da dâim boldum
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

5- Altm›fl keçe altm›fl küntüz bir yol taâm


Tañ atkunça namaz okub bir yol selâm
Altm›flüçde bold› ömrüm âhir tamâm
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

6- Hak Mustafâ ruh› kelib bold› imam


Cümle melek yer ast›da bold› gulam
Köp y›¤lad›m Hak Mustafâ berdi in’am
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

7- Mî’rac tüni nur-› didem “ferzend” dedi


Kolum tutub “ümmetimsen ümmet” dedi
“Sünnetimni mehkem tutg›l dîlbend” dedi
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

* Kur’ân-› Kerîm, Tâ-hâ sûresi.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 75

3- Hepinizi Allah’a ›smarlad›m deyip (sa¤d›çlar›m› Allah’a


emanet edip) yeralt›na ad›m att›m. (Ayak koydum.) Ifl›kl›, ay-
d›nl›k dünyây› (kendime) haram (yasak) k›l›p (yaflanamaz edip)
Hakk’› sevdim. (Dünyâdan yüz çevirip Allah sevgisi ile dol-
dum). Hep O’nun ad›n› an›p söyledim. Girdi¤im o yeralt›nda
yaln›z olup yaln›z kendim göydüm (göyündüm, içten içe gizli-
ce yand›m. Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç yafl›nda topra-
¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
4- “Tâhâ” (sûresini) okuyup tün geceler (akflamlar ve gece-
ler) ibadet ettim. Geceleri sürekli namaz k›ld›m. Gündüzleri
oruçlu oldum. Yer alt›nda yaflad›¤›m süre içinde hep bu durum-
da oldum. (Yer alt›ndaki ömrümün hepsini namaz ve oruçla ge-
çirdim. Hz. Muhammed) Mustafa (altm›flüç yafl›nda topra¤a
girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
5- Altm›fl gece ve altm›fl gündüzde bir yol yemek yedim.
Tan atana de¤in namaz okuyup (k›l›p) bir yol selâm verdim.
(Benim gövdem ölmedi ise de) altm›flüç (yafl›m)da ömrümün
sonu tamam (oldu diyerek Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç
yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›-
na) girdim ben.
6- (Yaratan’›m›n kendisine kitap vererek son peygamber
olarak gönderdi¤i) Hak (gerçek Peygamber Hz. Muhammed)
Mustafâ’n›n ruhu gelip (bana) imam oldu. Bütün melekler ye-
ralt›nda hizmet ettiler. Çok a¤lad›m Hak (gerçek Peygamber
Hz. Muhammed) Mustafâ bana in’am verdi (beni iyili¤e sevke-
dip kurtuluflumu sa¤lad›. Hz. Muhammed) Mustafa (altm›flüç
yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›-
na) girdim ben.
7- Mî’rac tünü (gecesi) gözümün nûru, ›fl›¤› (olan Peygam-
berim bana) “o¤lum” dedi. Elimi tutup (bana) “Ümmetimsin
ümmet” (inanan ve benim yolumdan gidensin) dedi. (Sen be-
nim) “Sünnetimi (sözlerimi ve yapt›klar›m›) s›k› tutg›l (bana)
göñül ba¤layan” dedi. (Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç ya-
fl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na)
girdim ben.
76 Hoca Ahmed Yesevî

. .................

17- Men melekdin flirm alurmen ey ümmetim


Yaratkan’d›n korkmaz mu sen pest himmetim
Keçe yatmay tâat k›lsañ hofl devletim
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

18- Yer ast›ga kirdim dostlar bî ihtiyar


Âmin deñler âl u ashab hem ceharyar
Ümmetlerni cürmin keçgil Perverdigâr
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

19- Kul Hâce Ahmed men defter-i sâni aytd›m


‹kki âlem iflretlerin meyge satt›m
Ölmes burun can acc›g›n zehrin tatt›m
Mustafâ’ga mâtem tutub kirdim mena

fiiir

1- Hakk’ teâlâ fazl› birle ferman k›ld›


‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed
Altm›flüçde sünnetlerin mehkem tutub
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 77

..................
17- Ben melekten flerm (flirm) al›r›m. (Utanma, haya etme du-
yar›m). Ey ümmetim! (Seni ve bütün varl›¤›) yaratandan kork-
maz m›s›n? Yard›m›ndan, kay›rmas›ndan, ba¤›fl›ndan (içten ezi-
lir) afla¤›l›k duyar›m. Geceleri yatmasan (Yaradan’›na) tâat k›lsan
(ibadet etsen) kutum, mutlulu¤um, saadetim hofl olur (ço¤al›r)
artar. (Hz. Muhammed) Mustafâ (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi-
¤i için) üzüntümden yas tutarak (yeralt›na) girdim ben.
18- Yer alt›na girdim (ben ey) sa¤d›çlar›m! ‹stedi¤im gibi,
kendi irademle de¤il. Hepiniz “Âmin” (öyle olsun, Allah kabul
etsin) deyiniz. Âl (soyum, evlâtlar›m, o¤uflum) ve ashab (Pey-
gamberimizi görmüfl, ö¤ütlerini dinlemifl, tutmufl ve müslüman
olarak ölmüfl olanlar) ve hem çehar-yar (Peygamberimizin en
önde gelen sa¤d›çlar› olan dört büyük halîfesi). Ey yaratt›klar›-
n› besleyip büyüten onlar› koruyan Allah! Ümmetlerin (iflledi¤i)
suçlar›ndan geçiver, (onlar› ba¤›flla. Hz. Muhammed) Mustafâ
(altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tutarak
(yeralt›na) girdim ben.
19- (Yüce Yaratan’›na) kul (olan) Hoca Ahmed ben, ikinci
defteri söyledim (ay›tt›m). ‹ki âlem (Bu ve öte dünyâ) iflretlerini
(zevk, sefa ve e¤lencelerini ‹lâhî aflk) flarab(›n)a satt›m. (Onunla
de¤ifltim). Ölmeden önce (ölürken her canl›n›n çekece¤i) can
ac›s›n›n zehirini tatt›m, a¤usunu içtim. (Hz. Muhammed) Mus-
tafâ (altm›flüç yafl›nda topra¤a girdi¤i için) üzüntümden yas tu-
tarak (yeralt›na) girdim ben.

Aç›klama
1- Ad› ulu Allah üstünlük, cömertlik, ba¤›fl› ile buyruk ver-
di. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu. (Me-
zar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi. Altm›flüç (yafl›n)da
(Peygamber Efendimizin sözü, buyurduklar›, yaflad›klar› ve uy-
gun gördükleri olan) sünnetlerini s›k› tutup, (onlar› eksiksiz ye-
rine getirip Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti oku-
du (mezar gibi dar ve karanl›k olan (bu) yere girdi.
78 Hoca Ahmed Yesevî

2- Yer üstide ölmesburun tirik öldim


Altm›flüçde sünnet dedi ifltib bildim
Yer ast›da can›m birle kulluk k›ld›m
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

3- Erenlerdin feyz ü fütuh alalmad›m


Yüzyigirmibeflge kirdim bilelmedim
Hakk’ teâlâ ta’atlar›n k›lalmad›m
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

4- Bolgaymen mu Muhammed’ni has ümmeti


Ümmet dese âsilerni hofl devleti
Bald›n tatl›¤ erür meñe bu mihneti
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

5- Bizler üçün canlar çekti ol Muhammed


Ümmet bolsañ gam yemezseñ yalgan ümmet
Keçe küntüz has›llar›ñ ayfl ü iflret
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

6- Ellik yaflda nidâ keldi ölmek âsân


fiart› oldur sende bolsa nur-› imân
Tañla barsañ didâr›ga k›lur mihmân
‹fltib okub yerge kirdi Kul Hâce Ahmed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 79

2- Yer üstünde (bu dünyâda yaflarken) ölmeden önce (Azrâil


can›m› almadan) diri diri öldüm, (ölümün ac›s›n› çektim). Altm›-
flüç (yafl)ta Peygamberimiz öldü¤ünden (O’nun ölümü benim
için) sünnet dedi (diye kabul edip) iflitti¤imde (Sünnet olarak) bil-
dim. Yeralt›n(a girdi¤im)de can›m ile (bütün gücüm ve çabamla)
kulluk k›ld›m (ibadet ettim. Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ah-
med iflitti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
3- (Allah’›n) ermifl (olan yüce kul)lar›ndan manevî aç›l›m,
duygu ve mutluluk alamad›m. Yüzyi¤irmibefl (yafl)a girdim (kal-
bimde manevî aç›l›m, duygu ve mutlulu¤un nas›l gerçekleflece¤i-
ni) bilemedim. Ad› ulu yüce Yaratan’a (onun kat›nda yeterince
geçerli olacak, buyurdu¤u gibi) tâatler (ona göñülden ba¤lan›p
ibadetler) yapamad›m. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed
iflitti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
4- (Ben Hz.) Muhammed’in (ibadet ve tâatlerini tam yapm›fl)
önde gelen ümmetlerinden birisi olabilir miyim? (önde gelen üm-
meti olmasam da) bu âsi (yazuk iflleyen, buyruklar›na karfl› gelip
ibadetlerini tam yerine getiremeyen bendesine) ümmetim dese
(bile benim için) büyük mutluluktur, yüce makamd›r, kutluluktur.
Beni ileri gelen ümmetlerinin aras›na almas›n›n verece¤i eziyet ba-
na baldan bile tatl› gelir. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed
iflitti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
5- Bizler (ümmetleri) için O Muhammed’in can› ne çok ac›-
lar çekti! Onun ümmetiyim deyip gam (üzüntü, kayg›, tasa) ye-
mezsen (çekmiyorsan) senin ümmetli¤in yaland›r. Gece-gün-
düz (kendin için haz›rlay›p) eline geçirdi¤in, (dünyâda yaflama-
n›n ana unsuru sayd›¤›n) yeme içme ve e¤lencedir. (Yüce Yara-
tan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu (mezar gibi dar ve
karanl›k olan bu) yere girdi.
6- Elli yafl›m(da bana) ölmek kolay diye ses geldi. (Kolay öl-
menin) flart› (e¤erki) sende imân›n ›fl›¤› var ise (ölmen kolay olur
diye ün geldi.) Tan atanda (ibadet ve tâat üzre ölür, Yaratan’›n
kat›na) var›rsan (seni) yüzünü görmek (sana yüzünü göstermek)
için konuk eder. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti,
okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
80 Hoca Ahmed Yesevî

7- Ey mü’minler bu dünyân› payan› yok


Ç›n bilürseñ hergiz mun› yalgan› yok
Kim bilmese vallah an› imân› yok
‹fltib okub yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

8- Asl›m tofrak neslim tofrak barçad›n har


Bas›b ötseñ murdar cismim k›lgus› ar
Kim ar etse fleytân kavmi hevâs› bar
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

9- Ç›n zakirge Huda özi k›ld› rahmet


Tañla barsa cennet içre berür hil’at
Ruz-› mahfler didâr körüb sorgay devlet
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

10- Bende bolsañ mihnet tartg›l gafil âdem


Âkil erseñ ganimetdür señe flol dem
Emanetdür aziz can›n yörme bîgam
‹fltib okub yerge kirdi Kul Hâce Ahmed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 81

7- Ey Mü’minler! (herkesin elinden, dilinden tav›rlar›ndan


kendisini güven içinde oldu¤undan emin olan müslümanlar!)
Bu dünyân›n sonu yok. (Bu dünyân›n da bu dünyâda yaflay›fl›n
da sonu yoktur, yok olmakt›r). Do¤ru olanlar› bilirsen (bu söz-
lerin) hiçbir yalan› yoktur. (Bu do¤rular›) kim bilmez (ve inan-
maz)sa, Allah için, Allah Hakk› için diyorum, o kiflinin imân›
yoktur. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu
(mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
8- Asl›m (yarat›ld›¤›m ilk ana öge) toprak, Neslim (benden
önce gelen ata ve analar›m ile benden sonra gelecek k›z ve o¤ul-
lar›m) toprak(tan yarat›ld›k, yine toprak olaca¤›z.) Her fleyden
âciz ve çaresiziz. Bas›p geçsen bu kirli, pis gövde utansa, o uta-
nan gövdede fleytân kavmi, (fleytâna uyanlar›n) istekleri (gelip
geçici olan bu dünyân›n de¤erlerine meyli) var. (Yüce Yara-
tan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu (mezar gibi dar ve
karanl›k olan bu) yere girdi.
9- Dosdo¤ru (Allah’› unutmayan hep onu anan) zâkire (zik-
retti¤i, bel ba¤lad›¤›) Allah (kendisi) ac›d› (onu yarl›gad›.) Tan
atanda (O’nun kat›na) varsa (içten gelerek, gösteriflsiz olarak
ibadet etse, âhirete gitti¤inde o kuluna) cennet içinde hil’at (kaf-
tan) verir. (Cennet giysisi ile, kedüt ile donat›r.) Ulu¤ gün (deni-
len mahfler günü) o Yaratan’›n›n yüzünü görüp en de¤erli olan›
sordu¤unda (o en de¤erli olana) kavuflur. (Yüce Yaratan’a) Kul
(olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k
olan bu) yere girdi.
10- (Ey!) Her fleyden habersiz, gams›z, üzüntüsüz olan kifli!
(Sen) Yaratan›na bende olsan (ona belba¤lam›fl olsan) yine de
eziyet ve s›k›nt› çekmelisin. Akl›n bafl›nda ise (e¤er düflünür ve
bilirsen), senin için hiç çaba harcamadan, hiç s›k›nt›ya girmeden
eline geçen en de¤erli varl›k flu (içinde bulundu¤un) zamand›r.
O k›ymetli, de¤erli, sayg›l› can›n sana emanettir. (Bu gövdene
geçici olarak konmufl bir kufl gibidir. Yüce Yaratan’a) Kul (olan)
Hoca Ahmed iflitti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu)
yere girdi.
82 Hoca Ahmed Yesevî

11- Altm›flüçde sünnet bold› yerge kirmek


Resûl üçün ikki âlem berbâd bermek
Âfl›klarn› sünnetidür tirik ölmek
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

12- Ümmet bolsañ ifltib can›ñ bermes misen


Mustafâ’ga can›ñ kurban k›lmaz m›san
Can ne bolgay imân›ñ› bermes misen
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

13- Kul Hâce Ahmed altm›flüçde gaib bold›


Edeb saklap Mustafâ’ga naib bold›
Sultân bold› mihnet tart›p tayyib bold›
‹fltib okup yerge kirdi Kul Hâce Ahmed

fiiir

1- Eyâ dostlar pak ›flk›n› kolga ald›m


Bu dünyân› düflmen tutub yördüm mena
Yakam tutub hazretige s›¤n›p keldim
Iflk bab›nda Mansûr s›fat boldum mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 83

11- Altm›flüç (yafl›m)da, bu dar ve karanl›k yere girmek (be-


nim için) sünnet, (Allah’›n emri ile Peygamberimizin iflledi¤i fi-
il) oldu. (Allah’›n kitap verip gönderdi¤i son) peygamber için
iki âlemi, (bu dünyâ ve öte dünyây›) darmada¤›n etmek (de be-
nim için yap›lmas› gereken oldu.) Gerçek Hakk’ aflk›na tutul-
mufl olanlar için diri ölmek (kendisini ölmüfl bilip bu dünyân›n
geçici, yalanc› k›sa zevklerinden uzaklaflmak) onlar›n sünneti-
dir. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu (me-
zar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
12- (Sen ona gerçekten de¤erli olan) ümmet olsan, (onun
söylediklerini) iflitip (düflünüp de¤erlendirince onun yolunda)
can›n› vermez misin? (Hz. Muhammed) Mustafâ’ya (seni üm-
metli¤e ça¤›r›p kabul etti¤i için onun yoluna) can›n› kurban (ba-
¤›fllay›c›) k›lmaz m›s›n? Can (dedi¤in de ne ola ki? Ona) imân›-
n› vermez misin? (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflit-
ti, okudu (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.
13- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed altm›flüç (ya-
fl›n)da kayboldu (yitip gitti.) Sayg›l›, edebli davran›fllar›n› sakla-
d› (d›fl›na ç›kmad›, elden b›rakmad›. Hz. Muhammed) Musta-
fâ’n›n naibi (yerine geçen, onun irflad görevini devir alan) oldu.
Kendisini dinleyip ö¤ütlerini tutanlar›n yan›nda sözü dinleflilir,
sayg›n oldu. (Bu yolda) s›k›nt›lar, eziyetler çekip herkese iyi
davranan, güzel ö¤ütler veren göñüllerin sevdi¤i (Tayyib) oldu.
(Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed iflitti, okudu (mezar
gibi dar ve karanl›k olan bu) yere girdi.

Aç›klama
1- Ey dostlar (sa¤d›çlar›m, ben O Yüce Yaratan’›n) pak (ka-
t›fl›ks›z, lekesiz, ar›, gerçek ilâhî) aflk›n› (sevgisini) ele ald›m. Bu
dünyân›n (geçici, yalanc› zevk ve hazlar›n›) düflman tutup (âhi-
retimi karartmak için, beni kötülü¤e çekmek isteyen ya¤› olarak
kabul edip) yürüdüm. ‹flte, yakam› tutup (toparlay›p) sayg› ile
ulu Yaratan’a s›¤›n›p geldim. Gerçek ‹lâhî aflk (Allah sevgisi) ka-
p›s›nda (Hallâc-›) Mansûr’un özelliklerine sahip oldum ben iflte.
84 Hoca Ahmed Yesevî

2- Iflk yol›da âfl›k bolup Mansûr ötti


Belin ba¤lap Hakk’ iflini mehkem tutt›
Melâmetler ihanetler köp eflitti
Ey Mü’minler men hem Mansûr boldum mena

3- Âfl›k Mansûr Ene’l-Hakk’n› tilge ald›


Cibril kelip Ene’l-Hakk’n› birge aytd›
Cibril kelip bafl›ñ ber dep yolga sald›
Dârga as›l›p didâr›ñ› kördüm mena

4- Mansûr kelgeç dâr egilip özi ald›


Bât›n közi açuklar› hayran kald›
Pertev sal›p Allah özi nazar k›ld›
Vâ fluka dep didâr›n› kördüm mena

5- Nidâ keldi oflal dârga “köp bo¤mag›l


Mehkem turg›l her yan bak›p sen a¤mag›l”
Taflga ayd› “emrim tutub sen te¤megil”
Levhü’l-Mahfuz tahtas›da kördüm mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 85

2- Gerçek ilâhî aflk (Allah sevgisi ve O’na tutkun olma) yo-


lunda, (Hallâc-›) Mansûr gerçek âfl›k (Allah’› ç›lg›nca seven, am-
rak) oldu. (Bu dünyâdan) geçti (gitti.) Yaratan’›na belini ba¤la-
y›p (olanca gücü ve çabas› ile Yaratan›’n›n yolundan gitmekle)
Hakk’ iflini (Yaratan’›n›n yolunu) sa¤lam tuttu. (Kendisini anla-
yamayanlardan) azarlar iflitti, kötü sözler duydu, k›nand›. K›z-
g›nl›klar, öfkeler, haks›zl›klar kötülükler gördü. Ey Mü’minler,
(kendisinin kötülüklerinden öteki insanlar›n kendilerini güven-
de bulduklar› müslümanlar)! Ben de iflte o, (Hallâc-›) Mansûr gi-
bi oldum iflte.
3- (Gerçek Hakk’) afl›¤› (Allah’› ç›lg›nca seven, amrak olan
Hallâc-›) Mansûr Ene’l-Hakk’› (Ben Hakk’›m Hakk’tan geldim
–vahdet-i vücud görüflünü–) dile ald›. (Söyledi, dile getirdi. Va-
hiy mele¤i) Cebrâil gelerek Ene’l-Hakk’› (Hallac-› Mansûr ile)
birlikte söyledi. (Vahiy mele¤i) Cebrâil gelip (bu yolda) bafl›n›
ver deyip o’nu yola sald›. Dara¤ac›na (idam sehpas›na) as›ld›.
Ben o’nun yüzünü gördüm iflte.
4- (Hallâc-›) Mansûr dara¤ac›n›n alt›na geldi¤inde, dara¤a-
c› e¤ilip (Hallâc-› Mansûr’u) kendisi ald›. Bât›n gözü (Kalp gö-
zü. Gizli iç göñül gözü) aç›k olanlar bunlar› gördüler ve hepsi
de flafl›r›p çok takdir ettiler. (De¤erini anlad›lar. Dara¤ac›ndaki
Hallâc-› Mansûr’a) Allah ›fl›k sal›p kendisi nazar etti (Allah’›n
nûruna, bak›fl›na mazhar oldu.) Ben ey Allah’›n sevgili kulu de-
yip o’nun yüzünü gördüm iflte.
5- O, dara¤ac›na (Hallac-› Mansûr’u) çok bo¤mayas›n (Hal-
lac-› Mansûr’a çok eziyet çektirme) diye ses geldi. Sa¤lam dur
da, her yana (çevrene) bak›p sen a¤mayas›n (yükselmeyesin.
Hallâc-› Mansûr’u tafllayan iflin içyüzünü bilmeyenlerin att›kla-
r›) tafllara buyru¤umu dinleyip (hiçbiriniz Mansûr’a) de¤meye-
siniz (buyurdu). Levh-i Mahfuz (her fleyin geçmifl ve gelece¤i-
nin Allah kat›nda yaz›lmas›) Tahtas›nda (Levhas›nda) ben gör-
düm iflte.
86 Hoca Ahmed Yesevî

6- Üçyüz molla y›¤lab bitti köp rivâyet


fieriatdur men hem bitey bir rivâyet
Tarikatda hakikatda hak himâyet
Bafl›m berip Hakk’ s›rr›n› bildim mena

..................

18- Ey bîhaber Hakk’a köñül yögürtmediñ


Dünyâ haram and›n köñül sovutmad›ñ
Nefsdin keçip Allah sar› tolganmad›ñ
Bu nefs üçün zâr u hayran boldum mena

19- Zâlimlerni flikve k›lma zâlim özüñ


Huyuñ riyâ tesir k›lmas halkka sözüñ
Dünyâ mal›n tolaberdim toymas közüñ
Harislerni siccîn içre sald›m mena

20- La’li lebi cünbüfl k›l›p ayd› seni


Can u dîlim ümmetlerin köz revfleni
Hakk’a kulluk meñge ümmet bolgan kan›
Ç›n ümmetni sinesige koydum mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 87

6- Üçyüz molla (büyük ilim sahipleri) topland›lar. Bir yere


y›¤›l›p a¤layarak çok rivayet (hikâye edilen olaylara ait sözler)
bitidiler (yazd›lar.) fieriatd›r (Hak din yolu olan do¤ru yol) ben
de bitiyeyim (yazay›m) bir rivâyet (olaylara ait sözler.) Allah’a
ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yolda ve Allah’›n evren-
deki tasarruf ve hakimiyeti konusundaki gerçekleri söyleyip ko-
rumak en do¤ru oland›r. (Ben de) bu yolda bafl›m› verip Hak
s›rr›n› (ilâhî gizli gerçekleri) bildim iflte.
..................
18- Ey her fleyden habersiz (vurdumduymaz, düflüncesiz!)
Göñlüñü Hakk’a do¤ru yürütmedin. (Hakk’a yönelip yolunda
gitmedin.) Dünyâ(daki) haram(lardan) göñlüñü so¤utmad›n.
(Onlardan uzaklafl›p unutmad›n. Sen) hep nefsinin (içindeki se-
ni sürekli kötülü¤e yönelten benli¤inin) isteklerinden geçip (on-
lar› geri kak›p) Allah’dan yana giden yola dolanmad›n, (girip
yürümedin). Bu nefs (kifliyi kötülü¤e ve yazuk ifllemeye meylet-
tiren benlik) için a¤lay›p s›zlayarak flaflakalm›fl oldum ben iflte.
19- (Sen) baflkalar›na eziyet ve s›k›nt› verenleri flikâyet et-
me. (Kendin için) zâlim (eziyet ve s›k›nt› veren sen) kendinsin.
(Senin) içinden gelen davran›fllar›n hep gösterifl oldu¤undan,
ö¤ütleyici sözlerin halk› etkilemez. (‹stedi¤in) dünyâ mal›n› do-
lu dolu (çok) verdim, gözün (yine de) doymaz. (Hep az buldun
daha ço¤una göz diktin). Harisleri (bu dünyâ için ç›rp›nan,)
h›rsla dünyâ mal› toplayanlar› (Allah’›n emirlerine ayk›r› ifller
yapan, bozgunculuk, kar›fl›kl›k ç›karan, baflkalar›n› ayartan,
do¤ru yoldan azd›ran ruhlar›n›n gidece¤i cehennemde bir vâdi
olan) siccîn içine sald›m ben iflte.
20- K›rm›z›ms› duda¤› cünbüfl k›l›p (coflkunlukla k›m›lda-
y›p hareket ederek) seni söyledi. Benim can›m ve göñlüm üm-
metlerin (Peygamberimizin yolunda olanlar›n) gözlerinin ›fl›k
penceresi. (Yaratan) Hakk’a kul olan, (gere¤ince kulluk yapabi-
len) bana ümmet olan, (hakk›yla Peygamberin izinden gidebi-
len) kifliler hani? Dosdo¤ru (hakk›yla) ümmet (Peygamberin
izinden gidenlerin) ba¤r›na ben (iman ve ‹slâm›) koydum iflte.
88 Hoca Ahmed Yesevî

21- Kul Hâce Ahmed Hakk’ sözini sözlep ötti


Ayne’l-Yakîn tarikatde bozlap ötti
‹lme’l-Yakîn fleriatn› közlep ötti
Hakk’e’l-Yakîn hakikatd›n ayd›m mena

fiiir

1- Ol Kaadir’im kudret birle nazar k›ld›


Hurrem bolup yer ast›ga kirdim mena
Garip bendeñ bu dünyâd›n sefer k›ld›
Mahrem bolup yer ast›ga kirdim mena

2- Zâkir bolup flâkir bolup Hakk’n› tapt›m


Dünyâ ukbâ haram k›l›p yanç›p teftim
fieydâ bolup resvâ bolup cand›n öttim
Bîgam bolup yer ast›ga kirdim mena

3- fiumlugumd›n ta¤ u tafllar sögti meni


Fasih tilde sögip ayd› tuhfeñ kan›
Âfl›k bolsañ evvel bar›p Hakk’n› tan›
Mahrem bolup yer ast›ga kirdim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 89

21- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (do¤ru) Hakk’


sözünü söyleyip geçti. Ayn-el Yakîni (Göz ile görerek gerçekle-
ri bilmek, okuyarak, görerek ö¤renmeyi) tarikatta (Allah’a ve r›-
zâs›na kavuflmak için tutulan yolda) ba¤›r›p söyleyerek geçti.
‹lm-el Yakîn (ö¤renerek kesin, aç›k, kuflkuya yer b›rakmadan
bilmek) fleriat› (dosdo¤ru olan hak din yolu), ‹slâm dininin uy-
gulamalarla ilgili emir ve yasaklar›n›n hepsini) gözleyip geçti.
Hakk’-el Yakîn (Gerçe¤i görerek, bularak yaflamak, görüflün
olur hâline gelmesiyle gerçe¤e ulaflmak) gerçeklerinden söyle-
dim ben iflte.

Aç›klama
1- O’, sonsuz tükenmez güçlü (Allah’›)m, (kendisine özel)
gücü ile nazar k›ld› (bakt›.) Hürrem (göñül flenli¤i içinde, se-
vinçli) olup ben yer alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu
yere) girdim iflte. (Senin) kimsesiz, yaln›z benden (yaln›z sana
ba¤l› olan kulun bu) dünyâdan (âhirete) göç etti. Göñlüm sana
çok yak›n olup ben yer alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan
bu yere) girdim iflte.
2- Zâkir (Senin ad›n› hep anan, seni unutmayan) olup, flâkir
(flükreden, seni ululayan, verdiklerin için memnuniyetini dile
getiren) olup (Yarat›c›’m›z) Hakk’› buldum. (Kendime hem bu)
dünyâ’y› hem de (öte dünyâ) âhiret(i) haram k›l›p (olanca ni-
metlerinden el çekip) yanç›p (hepsini at›p) teptim (kendimden
uzaklaflt›rd›m). (Seni) ç›lg›nca sevip (kalp gözleri kapal› olan ki-
fliler kat›nda) afla¤›lan›p hor görülerek can›mdan geçtim. Ben
(her fleyi bir tarafa at›p) gams›z, kedersiz, üzüntüsüz olup yer
alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
3- U¤ursuz, hay›rs›z (bilindi¤im için) kötü oluflumdan da¤-
lar ve tafllar (herkes hep) bana kötü söylediler. Dilleriyle aç›kça
bana kötü söyleyip senin götürece¤in az›¤›n (hediyen) hani?
(Gerçek) âfl›k (tutkun, amrak) olsan öncelikle gidip (Yaratan)
Hakk’› tan›mal›s›n. Göñlüm sana çok yak›n olup ben yer alt›na
(mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
90 Hoca Ahmed Yesevî

4- Sizni bizni Hakk’ yaratt› tâat üçün


Ey bul aceb içmek yemek râhat üçün
Kâlû belâ dedi rûhum mihnet üçün
Edhem bolup yer ast›ga kirdim mena

5- Nefsim meni köp yögürtti Hakk’a bakmay


Keçe küntüz bîgam yördüm yafl›m akmay
Hây u heves mâ u menlik odka yakmay
Pürgam bolup yer ast›ga kirdim mena

6- Kuln› körsem kul› bolup hizmet k›lsam


Tofrak s›fat yol üstide yol› bolsam
Âfl›klarn› küyüp uçkan küli bolsam
Hemdem bolup yer ast›ga kirdim mena

7- Cand›n keçip mihnet tartt›m bendem dedi


Kanlar yutup Allah dedim rahm eyledi
Duzah içre kalmasun dep gam›m yedi
Hurrem bolup yer ast›ga kirdim mena

8- Yafl›m yetti altm›flüçke bir künce yok


Vâ deriga Hakk’n› tapmay köñlüm s›nuk
Yer üstide sultânmen dep boldum ulu¤
fiâkir bolup yer ast›ga kirdim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 91

4- Sizi de bizi de Hakk’ yaratt›. ‹badet ve tâat (kulluk yap-


mam›z) için. Ey! (Hakk’a kul olanlar.) Bu görülmemifl, flafl›rt›c›
yiyip içmek (gövdenin bu yalanc› ve geçici dünyâda) rahat (ol-
mas›) için. Kalû belâ (Allah ruhlar› yaratt›¤›nda Elestü bi-Rabbi-
küm deyince) evet dedi. (Benim ruhum) s›k›nt› (çekmek) için
(sana kullukta s›k›nt› çekmek benim için en büyük nimettir).
Ben (‹brahim) Edhem (gibi bu dünyây› bir yana atm›fl) olup yer
alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
5- Nefsim (beni hep kötülü¤e meylettirip günah iflletmek is-
teyen içimdeki benlik) beni Hakk’a bakmadan (Yaratan’›m› dü-
flünüp yeterli kulluk yapmadan) çok yörüttü. Gece gündüz
gams›z, üzüntüsüz (Allah için gözümden bir damla bile) yafl ak-
madan yürüdüm. Bofl, de¤ersiz geçici istekler ile kendimi dü-
flünmek, kendi özümü önde tutmak, kibir, gurur (gibi mü’mine
uygun olmayan duygular›) oda (atefle at›p) yakmadan, gam, s›-
k›nt›, üzüntü, tasa ile dolu olarak ben yeralt›na (mezar gibi dar
ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
6- (Yüce Yaratan’a gere¤i gibi ibadet ve tâatte bulunan) ku-
lunu görsem de ben de kulu olup hep O’na ifllesem. Toprak gi-
bi (ayaklar› alt›na serilip gitti¤i) yol üstünde (bast›¤›) yolu ol-
sam. (Gerçek Hakk’) âfl›klar›n›n (içlerine aflk ateflinin düflüp)
yand›klar›nda (yel esti¤inde savrularak) uçuflan külü olsam. Ya-
k›n arkadafl, sa¤d›ç olup ben yeralt›na (mezar gibi dar ve karan-
l›k olan bu yere) girdim iflte.
7- (Ben kendi) can›mdan geçip s›k›nt›lar, eziyetler çektim.
(Yaratan’›m Bana) kulum dedi. Kan yutup (birçok zorluk, ezi-
yetler çekip) Allah dedim. (Bana) ac›d›, beni esirgeyip yarl›gad›.
Tamu içinde kalmas›n deyip (benim cehennem içinde kalmam›
istemedi) beni düflündü. Göñül flenli¤i içinde, sevinçli olup ben
yeralt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
8- Yafl›m altm›flüçe eriflti, (iyi olarak geçmifl) bir günce¤iz bile
yok. Vah, vah! yazuklar olsun ki (ben daha beni yaratan yüce)
Hakk’› tapamad›m. (Bulamad›m. Bu yüzden) göñlüm k›r›k (S›n›k).
Ben yeryüzünde sultân›m (seçkinim, her fleyi ben yapar›m, en güç-
lü kifliyim) deyip ulu kifli oldum. (fiimdi ise) Allah’a flükreden, ver-
diklerinin karfl›l›¤›nda râz›l›¤›m› belirten bir (flâkir) kifli olup ben,
yeralt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
92 Hoca Ahmed Yesevî

9- fieyhmen deben davâ k›l›p yolda kald›m


Feflu destar pûçek pulga sat›p keldim
Nefs ü heva tu¤yan k›ld› har›p kald›m
Bîdem bolup yer ast›ga kirdim mena

10- Bafl›m tofrak özüm tofrak cismim tofrak


Hakk’ vasl›ga yetermen dep ruhum müfltak
Küydüm yand›m bolalmad›m hergiz appak
fiebnem bolup yer ast›ga kirdim mena

11- Pîr-i mugan nazar k›ld› flarâb içtim


fiiblî yañl›g sem’â urup cand›n keçtim
Sermest bolup el ü halkd›n tan›p kaçt›m
Zemzem bolup yer ast›ga kirdim mena

12- Kul Hâce Ahmed nâsih bolsañ özüñe bol


Âfl›k bolsañ cand›n keçip bir yol› öl
Nâdanlarga aytsañ söziñ k›lmas kabul
Mehkem bolup yer ast›ga kirdim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 93

9- Ben fleyhim, (ileri gelen baflkan›m, reisim) diyerekten


(mâneviyatta önder oldu¤umu) dâva k›l›p (herkese bunu kabul
ettirmeye çal›fl›p durdum ise de) yolda kald›m. (Bafl›mdaki) bafl-
l›¤› ve sar›¤› bofl, yarars›z, de¤ersiz pula (paraya, çok az paha-
ya) sat›p (gösterifl yap›p) geldim. (‹çimdeki beni hep kötülü¤e,
yazuk ifllemeye sevkeden benli¤im) nefsim ve isteklerim azd›-
lar. Bitkin ve y›k›lm›fl kald›m. Yaflad›¤›m zaman› flafl›r›p, gaml›
kederli olup ben yeralt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu
yere) girdim iflte.
10- Bafl›m toprak, özüm (kendi öz benli¤im) toprak, göv-
dem toprak. (Ben) Hakk’ vasl›na (visaline, sevdi¤ine, yarat›c›s›-
na kavuflmaya) yeterim (eriflirim) deyip (ulaflmak umuduyla)
ruhum (tinim) özleyifl içinde. ‹çimden atefllenip içten içe yan-
d›m (ise de) hiçbir zaman ap ak. (Bembeyaz, tertemiz, ar›duru)
olamad›m. fiebnem (çiy, havadaki su buhar›n›n sabah serinli-
¤inde yeflil yapraklarda oluflturdu¤u su damlas›) olup ben yer
alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim iflte.
11- ‹lim ehli, yol gösterici, ö¤üt verici ve e¤itici nazar k›ld›
(beni gözetti), gerçek Hakk’ flarab›n› içtim. fiibli (Hallâc-› Man-
sûr’un arkadafl› mutasavvuf) beñzeri sem’â vurup, (gök cisim-
lerinin döndükleri gibi dönerek) candan geçtim. (kendimi yi-
tirdim.) Esrik (gibi) olup ilden (memleketten, yaflad›¤›m yer-
den) ve halktan tân›p (beni ay›plarlar, kötü söylerler diye çeki-
nip) kaçt›m. Ben zemzem (Kâbe’nin yan›ndaki yeralt› suyu)
olup yeralt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu yere) girdim
iflte.
12- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed (baflkalar›-
na) ö¤üt verici olsan (sen ö¤üdü) kendine (özüne ö¤üt verici) ol.
(Gerçekten Hakk’a) âfl›k olsan can(›n)dan geçip bir yol öl. Bil-
mez, duymaz, anlamazlara söylersen (ö¤üt verirsen) sözlerini
kabul k›lmazlar (benimseyip dinlemezler). Sa¤lam, çaba göste-
ren olup ben yer alt›na (mezar gibi dar ve karanl›k olan bu ye-
re) girdim iflte.
94 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- “Fezkürullah kesiran*” dep âyet keldi


Zikrin ayt›b zari k›l›p yördüm mena
Didâr›n› âfl›klarga vâde k›ld›
Iflk yol›da can›m berip yördüm mena

2- Ç›n âfl›kn› Allah süyüp bendem dedi


Ara yolda kalmasun dep gam›n yedi
Yalganc›lar didâr›mn› körmes dedi
Iflk bab›da mehkem bolup turdum mena

3- Âkil erseñ goristand›n haber alg›l


Men hem flunda¤ bolurmen dep ibret alg›l
Mutua kabl el temutu’ga amel k›l g›l
Bu hadîsni fikr eyleben öldüm mena

4- Haber berür “felyezhaku kalîlen**” dep


Yene aytur “vel yebku kesîran” dep
Bu âyetni mânasige amel k›l dep
Bu dünyâda hiç külmeyin yördüm mena

5- Amelsizler kah kah külür hurrem yörür


Fermanige boyun sungan pürgam yörür
Keçe küntüz dîdeleri pürnem yörür
Köz yafl›mn› deryâ k›l›p yördüm mena

* Ahzab sûresi, 41. âyet.


** Tevbe sûresi, 82. âyet.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 95

Aç›klama
1- (Peygamber Efendimize) “Fezkürullahe kesiran”* (Allah’›
çok zikredin) (an›n ve yüceli¤ini düflünün) diye âyet geldi. (O da
yolunda olanlara ümmetine bildirdi.) Ben, zikrini söyleyip (ad›n›
an›p gücünü derin düflünüp) a¤lay›p, s›zlay›p yürüdüm. O’nun
zikrini (ad›n› an›p söyleyerek ululu¤unu, gücünü derinden düflü-
nerek) sürekli yapt›m iflte. O, yüzünü görmeyi (kendisine yüksek
sevgisi olan) âfl›klara (kendisini ç›lg›nca sevip tutkun olanlara) söz
verdi. Ben, gerçek ‹lâhî aflk yolunda can›m› verip yürüdüm iflte.
2- Gerçek do¤ru âfl›¤›n› (kendisine tutkun olanlar›) Allah
sevip bendem (bana ba¤l›, beni seven kulum) dedi. Ara yolda
(Hakk’a giden do¤ru yol d›fl›ndaki yolda) kalmas›n deyip onun
kaygusunu yedi. (Do¤ru yol d›fl›nda kalmamas›n› istedi.) Yalan-
c›lar, (Hakk’ yolda oldu¤unu söyleyip Hakk’ yol d›fl›nda olan-
lar) benim yüzümü görmez dedi. Ben (gerçek ilâhî) aflk kap›s›n-
da sa¤lam, (o kap›dan kopmadan) durdum iflte.
3- Akl›n bafl›nda ise sinlikden (mezarl›kdan) haber almal›-
s›n, (mezarda yatanlar ne durumda, ileride ne durumda olacak-
lar bunlar› bilmelisin). Ben de flunlar gibi (mezara girenler gibi)
olur muyum deyip ders almal›s›n. (‹çinizden) “ölmeden önce
ölünüz” (hadîsine göre) amel (ibadet ve tâat) etmelisin. Bu ha-
dîs-i flerifi düflünerek (unutmayarak) öldüm iflte.
4- Yüce Yaratan’›m›z (bize) haber verir “felyezhaku kalilen
(az gülsünler) diye. Yine (bizlere) söyler “Velyebku kesîran (çok
**
a¤las›nlar) diye. Bu âyetin (manâs›n› anla ve) anlam›na göre
amel k›l (Hakk’a kulluk et) diye. Ben (bu âyetin anlam›na göre ça-
ba harcay›p) bu dünyâda hiç gülmeden yürüdüm (yaflad›m) iflte.
5- (Yüce Yaratan’a gere¤i gibi ibadet ve tâatta bulunmayan)
amelsizler kah kah güler (flen flakrak) nefle içinde yürürler (ya-
flarlar.) Yüce Yarat›c›’n›n (âyetinde belirtti¤i) buyru¤una boynu-
nu sunan (boyun e¤en) gam, kaygu, üzüntü dolu yürür (yaflar.)
Gece ve gündüz gözleri yafl ile dolu (a¤layarak) yürür (yaflar).
Ben gözyafl›m› ›rmaklar (gibi) k›l›p (ak›t›p) yürüdüm iflte.

* Ahzab sûresi, âyet 41: “Ey imân edenler, Allah'› çok zikredin!”
** Tevbe sûresi, 82. âyet: “Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler; çok
a¤las›nlar!”
96 Hoca Ahmed Yesevî

6- Nefsdin keçip ç›n âfl›klar Allah dedi


Seher turup çardarp urup közin oyd›
Rahmeyleben Allah özi nazar sald›
And›n soñra deryâ bolup tafld›m mena

7- Zâlim nefsim hiç salmay›n odka sald›


Vücudlar›m öz özidin küyüb yand›
Müflriklerni imân›n› fleytân ald›
Euzübillâh bismillâh dep yördüm mena

8- Münâf›klar duzah içre küyüb yangay


‹mân etken hâlis bolup yan›p ç›kkay
‹mâns›zlar evvel âhir küyüb yangay
Ogan’›md›n imân tilep yördüm mena

9- Nefsim meni heva k›ld› tarfa flaflt›m


Bafl›m al›p pîr-i mugan sar› kaçt›m
Kul Hâce Ahmed ukbalard›n yelib aflt›m
Uçkan kufl dek lâ’mekânga aflt›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 97

6- Nefisden (kendi öz varl›¤›ndan) geçip, gerçek, do¤ru


Hakk’ âfl›klar› (içlerinden gelerek) “Allah” dedi. Tan att›¤›nda
kalk›p dörtbir yanlar›n› dö¤ünerek (içlerindeki benliklerinin)
gözünü oydu. (Kendilerinin gözlerini yitirircesine eziyet çekip
a¤lad›lar.) Allah onlara ac›y›p koruyarak kendisi nazar k›ld›
(bakt›.) Ondan sonra deñiz olup ben taflt›m iflte.
7- (Benim, bana) eziyet eden, s›k›nt› veren benli¤im (yaka-
m›) hiç salmadan (b›rakmadan beni) oda (atefle) sald› (att›.) Var-
l›¤›m (bütün organlar›m) içinden kendiliklerinden atefllenip
yand›. Allah’a ortak koflanlar›n imân›n› (Allah kat›ndan ve ac›-
mas›ndan ko¤ulan) fleytân (onlar› kand›rarak) ald›. Allah’a s›¤›-
n›r›m. (Ben Allah’›n ad›yla (fieytân-› racimin yapaca¤› kötülük-
lerden ve beni kand›rmas›ndan Allah’a s›¤›n›r›m). Esirgeyen ve
ba¤›fllayan Allah’›n ad›yla) deyip yürüdüm iflte.
8- ‹ki yüzlü, ara bozucu, müslüman görünüp de kâfir olan-
lar tamu içinde atefllenip tutuflarak yanacaklar. ‹mân edenler
(Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, ulu¤ günü-
ne, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hay›r ve flerrin Allah’dan
oldu¤una içten inan›p kalbi ile do¤rulay›p dili ile söyleyenler)
kat›ks›z, duru imân etmifl olanlar (yazuk iflledilerse, iflledikleri-
nin cezas›n› çekip tamuda) yan›p ç›kacaklar. ‹mân etmeyenler
önünde sonunda atefllenip tutuflarak yanacaklar. Ben, Ogan’›m-
dan (güç ve kudreti sonsuz olan Tañr›’mdan) imân dileyip yü-
rüdüm iflte.
9- Nefsim (benim öz benli¤im) beni (bu yalan›c› ve geçici
dünyâda) gelip geçici zevk ve isteklerle oyalad›, göz ucu ile gö-
zünü k›rparak bakt› ben flaflt›m, (ne yapaca¤›m› bilemez ol-
dum.) Bafl›m› al›p bilgi ve ilim sahibi, ö¤ütleyici, do¤ru yolu
gösterici önder yan›na kaçt›m. (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan)
Hoca Ahmed sonsuz olan öte dünyâlardan yel gibi geçip hepsi-
ni aflt›m. Ben uçan kufl gibi sonsuz yersizli¤e (manevî âleme) afl-
t›m (eriflip geldim) iflte.
98 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Vâ deriga neçük k›lgum garibligde


Garibligde gurbet içre kald›m mena
Horasan u fiâm u Irak niyyet k›l›p
Garibligni köp kadrini bildim mena

2- Neler kelse körmek kerek ol Hudâ’d›n


Yûsuf›n› ay›rd›lar ol Kenând›n
To¤gan yerim ol mübarek Türkistân’d›n
Ba¤›r›mga tafln› urup keldim mena

3- Gurbet tegdi Mustafâ dek erenlerge


Ottuzüçmiñ sahâbe hem yârânlarga
Ebûbekir, Ömer, Osman, Murtazaga
Gurbet tegdi alarga hem aygum mena

4- Gurbet tegse puhte k›lar köp hamlarn›


Dânâ k›lur hem hâs k›lur köp âmlarn›
Kiyer kir ton tapsa yeyür taâmlarn›
An›ñ üçün Türkistânga keldim mena

5- Garibligde yüz y›l tursa erür mihmân


Taht u baht u bûstânlar› erür zindân
Garibligde kul bold› Mahmud Sultân
Ey yârânlar gurbet içre küydüm mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 99

Aç›klama
1- Vah yaz›klar ki, ben kimsesiz(im. ‹çine düfltü¤üm) bu
yaln›zl›kta ne yapay›m? Ben kimsesiz ve yaln›z olarak yabanc›
yerlerde (Buhârâ’da) kald›m. Ben, Horasan (‹ran’›n kuzeydo¤u-
su, Türkmenistân’a yak›n bölümü) ve fiam (Sûriye’nin güneyi)
ve Irak’a (gitmeyi düflünüp) yaln›zl›¤›n, kimsesizli¤in de¤erini
çok iyi bildim (yaln›z kal›nca yad ellerde anlad›m) iflte.
2- O’ Hudâ (aln›m›za) ne yazd›, bafl›m›za ne gelecek ise on-
lar› (yaflay›p) görmek gerek. Yûsuf’unu (Yûsuf peygamberi
gençli¤inde babas› Yâkûb peygamberden) ay›rd›lar. O, Kenan
(ülkesindeki babas› Yâkûb peygamber)den. (Benim) do¤du¤um
yerim (olan o kutlu, u¤urlu Türkistân’dan. Ben ba¤r›ma tafl vu-
rup (her eziyet ve s›k›nt›ya gö¤üs gererek) geldim iflte.
3- (Peygamberimiz ve dört sa¤d›c›) Yad ellerde yaflamak
(zorunda kald›, göçmenli¤in s›k›nt›s›) de¤di. (Son peygamber
olan Hz. Muhammed) Mustafâ gibi ona inanan ve sahib ç›kan
otuzüçbiñ erenlere (Allah’›n sevdi¤ine) Ebû Bekir, Ömer, Os-
man, Murtaza’ya. (Peygamberimizin en çok sevdi¤i dört sa¤d›-
c› canlar›ndan çok sevdikleri peygamberden ayr› düfltüler.) On-
lara da yaln›zl›k, kimsesizlik de¤di. (Onlar da sevdiklerini yitir-
diler). Ben söyleyeyim iflte.
4- Yaln›zl›k, kimsesizlik, yad ellere düflmek kime de¤se on-
lar›n ham olanlar›n›n hepsini piflirir. (Olgun kifli eyler.) Bilgili,
sezgili, hem seçkin, ilerigelen eyler bütün s›radan olanlar› (bile
olgunlaflt›r›r). Eski, y›pranm›fl don (giysi) giyerler. (yoksul ve
güçlük içinde kal›rlar) Bulurlarsa kar›nlar›n› doyurmak için ye-
mek yerler. Ben iflte bunun için Türkistân’a geldim iflte.
5- Yaban ilde yüz y›l da dursa o kifli yine konuktur. Onun
oturdu¤u en üst makam› ve u¤uru, al›nyaz›s› ve ba¤lar›, bostan-
lar› (iç aç›c› yeflillikler içinde olsa da), onun için dar karanl›k so-
¤uk yeralt› hapishanesi (gibi) s›k›nt›l› yerdir. Yabanc› illerde
kul, köle oldu o (Gazneli) Mahmud Sultân. Ey sa¤d›çlar, arka-
dafllar! Ben yabanc› illerde yaln›z ve kimsesiz içten içe yand›m
iflte.
100 Hoca Ahmed Yesevî

6- Garibligde Arslan Baba’m izlep tapt›


Her s›r körüp perde birle büküp yapt›
Bihamdillâh kördüm dedi izim öpti
Uflbu s›rn› körüp hayran kald›m mena

7- Arzul›kmen kar›ndafll›g vilâyetge


Ulu¤ babam ravzas› ol Ak Türbetge
Babamn› ruh› sald› meni bu gurbetge
Hiç bilmesmen neçük taksir k›ld›m mena

8- Kul Hâce Ahmed sözlegeni Hakk’n› yad›


‹flitmegen dostlar›ga kalsun pendi
Gurbetlenip öz flehrige kayt›p yand›
Türkistân’da mezar bolup kald›m mena

fiiir

1- Köñül közi yarukmay›n tâat k›lsa


Dergâh›ga makbûl emes bildim mena
Hakikatdan bu sözlerni pâk ögrenip
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

2- Bir ü bar›m sebak berdi perde aç›p


Yer ü kökde turalmad› fleytân kaç›p
‹flret k›l›p vahdet meydin toya içip
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 101

6- Ben kimsesiz ve yaln›z iken Arslan Babam (beni) araya-


rak buldu. Bende her gördü¤ü gizli gerçekleri perde ile büküp
(sarmalay›p) yapt› (örtüp gizledi.) “Allah’a hamd olsun (seni
bana gösterdi¤i için Allah’a flükürler olsun. Ben seni) gördüm”
dedi ve izimi öptü. (Bulufltu¤umuz yerleri kutsal bildi). Ben ifl-
te bu bilinmezlikleri (ak›l almaz kerametleri) gördüm (ve anla-
d›m) flafl›r›p (ne yapaca¤›m› bilemez durumda) kald›m iflte.
7- Ben çok istekliyim. Kardeflli¤e, akrabal›¤a, h›s›ml›¤a ve
sa¤d›çl›¤a, dertleflmeye, sohbete. Ulu Babam›n yatt›¤› bahçe
olan o Ak Yat›ra. Babam›n ruhu (tini) beni bu yad ile (Sayram-
‹spicab’dan ve Yesi’den Buhârâ’ya) sald› (yollad›). Ben, nas›l bir
hata (yanl›fl›m ve eksi¤im ne idi?) iflledim. Hiç bilemiyorum ifl-
te.
8- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed(in) söyledik-
leri Hakk’› anmad›r. Onun bu ö¤ütleri ona gelip dinleyemeyen
ve yetiflemeyen sevdiklerine (sa¤d›çlar›na) kals›n. Yad ellere
düflüp yine (Buhârâ’dan) öz flehrine (sininin kaz›laca¤› yer olan
flehire Yesi’ye) dönüp geldi. Ben Türkistân’da (Yesi’de) mezar
(sin) olup (sinime gömülüp) kald›m iflte.

Aç›klama
1- Göñül gözü ›fl›k almadan (göñül gözü aç›l›p gerçekleri
görmeden) ibadet edip sana tâatlerde bulunsa, s›¤›n›lacak yer
olan senin makam›nca geçerli ve be¤enilen olmaz. Ben bunu bil-
dim iflte. Gerçeklerden olan bu sözleri dosdo¤ru ve temiz (içine
baflka sözler kat›lmam›fl olarak) ö¤renip, yersiz, (madde ve) ci-
simler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
2- Bir ve var (olan Allah)›m, bana (ma’nevî, ruhanî âlem-
den) perde aç›p dersler verdi. fieytân (Allah’›n kat›ndan kovul-
du¤u gibi) yerlerde ve göklerde de duramay›p kaçt›. Göñül flen-
li¤i içinde yiyip içip, göñlünü kalbini hep Allah ile ilgili kalma-
s›n› sa¤layan ‹lâhî aflk flarab›ndan doya doya içip, yersiz, (mad-
de ve) cisimler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders
ald›m iflte.
102 Hoca Ahmed Yesevî

3- Iflk makam› türlüg makâm akl›ñ yetmes


Bafld›n aya¤ cebr cefâ mihnet ketmes
Melâmetler ihânetler k›lsa ötmes
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

4- Iflk belâs› baflga tüflse nâlân k›lur


Akl›ñ al›p bîhôfl k›l›p hayran k›lur
Köñül közi aç›lgan soñ giryan k›lur
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

5- Y›¤lar erdim seher vaktda nidâ keldi


Didâr›mn› körsetey dep vade k›ld›
Akl›m al›p bîhôfl k›l›p ›flk›n sald›
Lâ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

6- Munda cefâ çekkenlerge didâr› taht


Rûz-› mahfler atâ k›lgay hem taht u baht
Yaratkanda k›lgan özi âfl›kka ahd
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

7- Çöller kezip halkd›n bezip ›flk›n sorg›l


Bende bolsañ Hakk’d›n korkup y›¤lap yörgil
Didâr›n› taleb k›lsañ haz›r bolg›l
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 103

3- Aflk (Allah’› ç›lg›nca sevme ve tutkun olma) makam› (çok


de¤iflik dereceleri olan) türlü makamd›r. (Oras›n›n ululu¤una
ve çeflitlili¤inin bilinmeyen s›rlar›na senin) akl›n yetmez. Bafltan
aya¤a güçlük, zorluk, eziyet, s›k›nt›, kaygu, tasa eksilmez ve git-
mez. K›nanm›fll›k hor görülme hainlikler, haks›zl›klar, kötülük-
ler ederse geçerli olmaz. Yersiz, (madde ve) cisimler âlemi d›fl›n-
da Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
4- Aflk›n s›k›nt›s›, kayg›s› (kimin) bafl(›n)a düflse (gelse) nâ-
lân (o kifliyi hep a¤layan) k›lar. O kiflinin akl›n› (bafl›ndan) al›r.
Onu esrik (sersem, ak›ls›z, bunak) edip flaflk›n k›lar. O kiflinin
(manevî gözü olan) göñül gözü (aç›ld›ktan sonra) o kifliyi (hep)
a¤layan, gözlerinden yafl döken k›lar. Yersiz, (madde ve) cisim-
ler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
5- (Ben yüce Yaratan’›m›n gücünü, bilinmeyen gerçeklerini
düflünüp) a¤lar idim. Tanyeri a¤ar›rken (bana hatifden) ses gel-
di. Sana “Yüzümü göstereyim” diye söz verdi. Akl›m› bafl›m-
dan al›p beni ak›ls›z, sersem bunam›fl ve esrik gibi eyleyip göñ-
lüme aflk›n› (sevgisini) sald›. Yersiz, (madde ve) cisimler âlemi
d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
6- Bu dünyâda (O’nun yüzünü görmek veya ona kulluk
yapmak için eziyet s›k›nt› çekenlere, O’nun yüzünün görülmesi
en ulu durakt›r. Ulu¤ günde (mahfler gününde) O’, hem o en
ulu makam›, hem de u¤ur, k›smet ba¤›fllar. Kendisine gerçekten
âfl›k olanlar› yaratt›¤›nda kendisi ne söz verdi ise hepsini ba¤›fl-
lar. Yersiz, (madde ve) cisimler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c›
Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
7- Çölleri (›ss›z ovalar› k›rlar› yazular›) gezip, halkdan usa-
n›p, b›k›p (göñlünde varsa, gerçek ‹lâhî) aflk›n› sormal›s›n. (Ya-
ratan’›na gerçek anlamda) ba¤l›, kul olsan Hakk’tan korkup a¤-
layarak yürümelisin. (O’nun) yüzünü görmeyi istiyorsan
(O’nun) kat›nda bekler olmal›s›n. Yersiz, (madde ve) cisimler
âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
104 Hoca Ahmed Yesevî

8- Közlerimdin kanlar töküp yad etmedim


Yüzmiñ türlük mihnet sald›ñ dâd etmedim
Sendin korkup hasta köñlüm flâd etmedim
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

9- Allah derdi satkun emes sat›p alsañ


Pîr-i mugan hizmetide hâk bolmasañ
Hakk’ yol›ga kirip bolmas pâk bolmasañ
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

10- Ey yârânlar ›flk derdige devâ bolmas


Ta tirigsen ›flk defteri edâ bolmas
Tar lahedde üstühân› cüdâ bolmas
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

11- Iflk pâdiflâh âfl›k fakir dem uralmas


Hakk’d›n ruhsat bolmagunca sözleyelmes
Hakk’ pendini algan dünya izleyelmes
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena

12- Kul Hâce Ahmed yetti yaflda sebak k›ld›m


Sekkizimde dünyâ ukbin talâk koyd›m
Tokkuzumda Hudâ’y›mn› hâz›r bildim
Lâ’ mekânda Hakk’d›n sebak ald›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 105

8- (Ben) gözlerimden (yafl yerine) kanlar döküp (hep onu)


anmad›m (zikretmedim.) Beni yüzbiñ türlü s›k›nt›n›n, eziyetin,
kaygunun içine sald›n. Ben hiç flikâyet etmedim. (Hepsine de
katland›m). Senden korktu¤um için (senin derdinle) sayru olan
göñlümü sevinçli, nefleli, flenlikli etmedim. Yersiz, (madde ve) ci-
simler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
9- Allah için kiflinin göñlünde dert olmasa, sat›lmaz ki, sa-
t›n alas›n! Yol gösterici, ö¤üt verici, e¤itici, olgun mürflid (ön-
der) hizmetinde toprak olmal›s›n. (Onun emrinde onun buyru-
¤unu tutup ifllerini görerek toprak gibi sab›rl› sindirici olmal›-
s›n) Hakk’ yoluna girip o yolda ilerlemek için, içiñ-d›fl›ñ temiz
olmazsa o yolda ilerleyemezsin. Yersiz, (madde ve) cisimler âle-
mi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
10- Ey sa¤d›çlar, arkadafllar (göñüldeki) aflk derdinin deva-
s› (em, çare, tedbiri) olmaz. Sen canl›, diri oldu¤un sürede aflk
(Allah sevgisi) defteri (yaz›l›p doldurulup) bitirilmez. Dar olan
sinde sünükleri birbirinden ayr› (uzak) olmaz. (Dar mezarda ke-
mikleri birbirinden ayr› olmaz.) Yersiz, (madde ve) cisimler âle-
mi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
11- Aflk (sevgi) pâdiflâh, âfl›k (seven) olan kifli ise yoksul
olunca o yoksul kifli soluk bile alamaz. Hakk’tan izin olmad›kça
(Hakk’ irade etmedikçe) söz bile söyleyemez. Hakk’ ö¤üdünü
(yanl›fls›z) alan (dinleyip, anlay›p, tutan) dünyân›n olaylar›n›
(ve geçici, k›sa, yalan ve sahte olan) bu (dünyân›n) zevk, haz ve
mal›n› istemez ve aramaz. Yersiz, (madde ve) cisimler âlemi d›-
fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben ders ald›m iflte.
12- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed, yedi ya-
fl›mda iken (Allah (c.c.) kat›nda seçkin e¤itici, ö¤retici, yol
göstericiden ledünnî) ders ald›m. Sekiz (yafl)›mda hem bu
dünyây› hem de öte dünyây› (âhireti) bofllay›p b›rakt›m. Do-
kuz (yafl)›mda yaratt›klar›n›n yiyecek içecek ve öteki ihtiyaç-
lar›n› veren Allah’›m› haz›r (her an önümde) bildim. Yersiz,
(madde ve) cisimler âlemi d›fl›nda Yüce Yarat›c› Hakk’tan ben
ders ald›m iflte.
106 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Hofl gayibdin yetüflti yahfl› sözüm teberrük


Âfl›k olsañ ey tâlib riyazetde beliñ bük
Tün keçeler uhlamay yafl orn›ga kan›ñ tök
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

2- Arslan Babam ayd›lar “taliblerde yok ihlâs”


Pîriñ haz›r bolganda ne hâcet H›zr u ‹lyâs
Pîrge kadem koyganda yâl aytma gavsu’l-g›yâs
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

3- Tâlibmen dep ayturlar vallah billâh nâ insâf


Nâmahremge bakarlar közleride yok insâf
Kifli mal›n yeyürler çün dîlleri emes sâf
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

4- Pîr hizmetin k›lduk dep tâlibmen dep yörürler


Yiyip harâm har›fln› kolbar›ga urarlar
Közleride nemi yok halka içre kirerler
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 107

Aç›klama
1- Göñül okflay›c› bir durum ki, u¤ur, hay›r, bereket say›lan
güzel sözüm görülmeyen, bilinmeyen yerlerden yetiflti. Ey is-
tekli! (Hakk’a) âfl›k olsan, geçici dünyâ nimetlerinden, yalanc›
zevk ve hazlar›ndan nefsin iste¤i olan yeme ve içmeyi b›rak›p,
Allah’a ibadet ve onun güç ve ululu¤unu düflünerek, ilim ile il-
gilenmeye belin bükülünceye kadar çabala. Geceleri uyumay›p
(gözlerinden) yafl yerine kan dök. Arslan Baba’m›n u¤urlu, ha-
y›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
2- Arslan Babam dediler: Taliblerde (isteyen, arayan, taleb
edenlerde) içtenlik, do¤ruluk yok. Mürflidin (bilgili, ö¤ütleyici,
yol gösterici, olgun önderin) haz›r olanda (sana bak›p ö¤üt ve-
rip elinden tutanda) sana (karada bunalanlar›n yard›m›na yeti-
flen) H›z›r, (deñizde bunalanlar›n yard›m›na yetiflen) ‹lyâs ge-
reksizdir. (Yol gösterici ö¤ütleyici) mürflidine (önderine gitmek
için) ayak koyanda (ad›m att›¤›nda) güç, kuvvet bulmak için
kendine yard›m edecek, medet erifltirecekleri söyleme (ça¤›r-
ma). Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
3- Ben tâlibim (Do¤ru Hakk’ yola girmeye istekliyim) diye
söylerler. Allah için, Allah’a, (Allah için), do¤ru davranmayan
gerçe¤i ve hakk› kabul etmeyendir. Yabanc›lar›n bakmamalar›
gereken yerlerine bakarlar. (Onlar›n) gözlerinde de do¤ruluk,
dürüstlük yoktur. Kiflilerin (baflkalar›n›n) mallar›n› yerler. Çün-
kü onlar›n göñülleri duru, temiz de¤ildir. Arslan Baba’m›n
u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
4- Biz Pîr (Mürflid-i Kâmil-olgun ilim ehli ö¤ütleyici e¤itici)
hizmetini k›ld›k deyip, do¤ru Hakk’ yoluna gitmeye istekliyim
deyip yürürler. (Kendilerini öyle gösterirler). Haramlar› yerler
geri kalanlar› (mekruh olanlar›) da ellerine vururlar. (torbalar›-
na doldurup ellerine al›p götürürler.) Gözlerinde ›slakl›k yok-
tur. (Kendinden geçmifllerin) zikir halkas›na girerler. (Kendile-
rini onlar gibi gösterirler.) Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›, kut-
sal sözlerini iflitiniz!
108 Hoca Ahmed Yesevî

5- Zâkirmen dep zâr urar ç›kmaz köziden yafl›


Dîlleride gam› yok nâgâh a¤r›gay bafl›
Mekr ü hile k›lurlar malûm Hudaga ifli
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

6- Tâlibmen dep ayturlar köñlide yok zerre nûr


Ç›n tâlibni sorsañ›z içi tafl› gevher dürr
Hakk’a ayan s›rlar› yemiflleri safa nûr
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

7- Sûretleri sofî nakfl k›yâmetdin korkmaslar


F›sk u fücur hâs›l› günahlardan hürkmesler
Riyâ tesbih elkinde y›¤lap yafl›n tökmesler
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

..................

26- Babam ayd› “Ey balam kafl›mda tur öleyim


Cenâzemni okup köm can tasadduk k›lay›m
Meded k›lsa Mustafâ ‹lliyinge kireyim”
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

27- Y›¤lap ayd›m “Ey baba yafl gödekmen bilmesmen


Goruñ›z› kazsalar köterip salalmesmen
Hak Mustafâ sünnetin gödekmen bilelmesmen
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 109

5- Ben zâkirim (Allah’› zikredenlerdenim, Allah’› akl›ndan


ç›karmayanlardan›m) deyip a¤lar (görünürler. Ancak) gözün-
den yafl ç›kmaz. Onlar›n göñüllerinde gam›, üzüntüsü, kaygu-
su, tasas› yoktur. Her an onlar›n bafl› a¤r›r. Baflkalar›n› kand›r-
mak için oyun, düzen kurar, onlar› aldatacak ifller yaparlar. Al-
lah onlar›n ifllerini ve içyüzlerini bilir. Arslan Baba’m›n u¤urlu,
hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
6- Ben talibim (gerçek Hakk’ yolunda gitmeye istekliyim)
deyip konuflurlar. Onlar›n göñlünde en küçük toz tanesi kadar
Allah’›n nûru yoktur. Siz gerçekten Hakk’ yolunda gitmeyi iste-
yen, do¤ru olanlar› sorarsan›z, onlar›n içi ve d›fl› mücevher, in-
ci gibidir. Onlar›n gizli sakl› yönleri Allah’a aç›kt›r. Yedikleri
göñülü, flenlendirip durultan mutlu eden (Allah’›n) nûr(udur.)
7- Onlar›n görünüflleri dünyân›n geçici ve yalanc› nimet
zevk ve hazlar›ndan uzaklaflm›fl, kendi nefsi ile savaflan gerçe¤e
ermek isteyenlerin görünüfllerine beñzerse de, k›yametden
(ulu¤ günden) korkmazlar. Do¤ru yoldan ç›km›fl, günah iflle-
mekten korkmayan, sözün k›sas› günahlardan ürkmezler. Gös-
terifl için ellerinde tesbih çekerler (Yaratan’›n›n ululu¤u ve gücü
karfl›s›nda) a¤lay›p gözyafl› dökmezler. Arslan Baba’m›n u¤ur-
lu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
..................
26- (Arslan) Babam dedi: “Ey çocu¤um karfl›mda dur, (hep
yan›mda bulun) öleyim (ben ölünceye kadar.) Cenâzemi, gerek-
li olan duâlar› ve Kur’ân okuyup namaz›m› k›l›p göm. Can›m›
Allah için vereyim. (Do¤ru ve gerçek olan ortaya ç›kt›.) Meded
k›lsa (yard›m etse Hz. Muhammed) Mustafâ (salihlerin, olgun
mü’minlerin gittikleri Allah’›n r›zâ dergâh›na en yak›n olan) il-
liyyin cennetine gireyim” dedi. Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›r-
l›, kutsal sözlerini iflitiniz!
27- (Ben de) a¤layarak dedim: “Ey (Arslan) Baba! (Ben) ya-
fl›m küçük (tam geliflmemifl) çocu¤um, (her fleyi) bilemem. Se-
nin gorguñu (siniñi) kazsalar ben götürüp (seni sininin içine) sa-
lamam (cenâzeni defin edemem, koyup yat›ramam.) Çocuk ol-
du¤um için gerçek peygamber (Hz. Muhammed) Mustafâ’n›n
sünnetini bilemem” (dedim). Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›,
kutsal sözlerini iflitiniz!
110 Hoca Ahmed Yesevî

28- Babam ayd› “Ey balam melâyikler y›¤›lgay


Cebrâil imam bolup özgeler tâbi bolgay
Mikâil ü ‹srafil köterip gorga koygay”
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

29- Kul Hâce Ahmed sözüñi nâdânlarga aytmag›l


Sözni ayt›p nâdânga pûçek pulga satmag›l
Açd›n ölseñ nâmerddin hergiz minnet tartmag›l
Arslan Babam sözlerin iflitiñiz teberrük

fiiir

1- Kudret birle Hakk’d›n sizge ferman bold›


Tübsiz teñiz içre yalguz tüfltim dostlar
Ol teñizge Ogan izzim ferman k›ld›
Bihamdillâh sa¤ selâmet ç›kt›m dostlar

2- Yafl›m yetti ömrüm ketti kökke uçt›m


Ba¤r›m taflt› akl›m flaflt› yerge tüfltim
Nefs ü fleytân hayli birle köp uruflt›m
Sabr u r›zâ makamat›n aflt›m dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 111

28- (Arslan) Babam dedi: “Ey çocu¤um melekler (buraya


gelip) y›¤›lacaklar (topanacaklar). Cebrâil (dört büyük melekten
vahiy mele¤i) imam (önder) olup özgeler (öteki melekler) ona
uyacaklar. Mikâil (yarat›lm›fllar›n yiyeceklerini ülefltirmekle gö-
revli melek) ve ‹srafil (sûr, boru öttürmekle görevli melek) götü-
rüp (kald›r›p götürerek) sinime koyacaklar.” Arslan Baba’m›n
u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini iflitiniz!
29- (Yüce Yaratan’a) kul (olan) Hoca Ahmed (bu söyledi-
¤in) sözünü bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olanlara söylememe-
lisin. Sözlerini söyleyip bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olanlara
yok pahas›na çok az paraya satmamal›s›n, (onlar›n, faydalan-
mayacaklar›ndan anlayacaklar›, çok az paraya bile de¤mez).
Ac›ndan ölsen bile, sözünde durmayan dönek kiflilerden hiçbir
zaman onlar sözümü dinledi diye flükür duygusuna kap›lma-
mal›s›n. Arslan Baba’m›n u¤urlu, hay›rl›, kutsal sözlerini ifliti-
niz!

Aç›klama
1- (Yaratan Allah’›n) gücü, kudreti ile Hakk’dan size buy-
ruk geldi. Ey sa¤d›çlar! (Ben) dipsiz (dibi çok derin olan) deñiz
içinde yaln›z (tek bafl›ma) düfltüm (kald›m). O (dipsiz, sonsuz)
deñize güçlü ulu Allah’›m buyruk verdi. Allah’a hamd (flükür-
ler, övgüler salât ve selâmlar) olsun. (Ben o dipsiz deñizden,
dald›¤›m ma’nevî dünyâdan) sa¤ ve esen (göñlümde hiçbir ma-
nevî olumsuzluk olmadan) ç›kt›m sa¤d›çlar(›m).
2- Yafl›m yedi (iken), yaflay›fl›m de¤iflti (ömrüm gitti.) Ben
gö¤e uçtum. Ba¤r›m taflt› (ilim ve feyiz kalbime s›¤may›p ba¤-
r›mdan tafl›p çevreye yay›ld›.) Akl›m (bu ifle) flaflt›, yere düfltüm
(indim). Nefis (içimdeki beni geçici dünyâ zevklerine iten benli-
¤im) ve fleytân (insanlar› Allah’›n emirlerine karfl› k›flk›rtan ib-
lis) ile (uzun süre) çok vurufltum. Sab›r (her türlü zorluk ve s›-
k›nt›ya, eziyete karfl› koyma) ve r›zâ (kendi istek ve dileklerimi
yok etme) duraklar›m› geçtim sa¤d›çlar(›m).
112 Hoca Ahmed Yesevî

3- Tokkuzumda tükel tozd›m tokunmad›m


On yafl›mda oñ yan›mga örgülmedim
Onbirimde öz nefsimge halta bold›m
Fakr u r›zâ makamat›n keçtim dostlar

4- On ikkimde barça ervah kelâm k›ld›


Hurlar karflu kelip meñe selâm k›ld›
S›r flerbetin saki bolup meñe sund›
An› al›p edeb birle içtim dostlar

5- On üçümde gavvas bolup deryâ çomd›m


Ma’rifetni gevherini s›rd›n terdim
fiemin körüp pervânedek özüm urd›m
Bîhofl bolup akl›m yitti flaflt›m dostlar

6- Ontörtümde tofrak s›fat harl›g tartt›m


Hû Hû teyu bafl›m birle tünler katt›m
Mîñ altunl›k k›ymetini birge satt›m
And›n soñra kanat tokup uçt›m dostlar

7- Onbeflimde dergahiñe yan›b keldim


Yazuk birle her ifl k›ld›m hatâ k›ld›m
Tevbe k›l›p Hakk’a boyun sunup keldim
Tevbe k›l›p yazuklard›n kaçt›m dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 113

3- Dokuz (yafl)›mda, tamamen toz gibi savruldum, kar›flt›m.


Özelli¤im de¤iflmedi. On yafl›mda ong (sa¤, sa¤da kalan) yan›-
ma döndürülmedim. Onbir (yafl)›mda kendi içimdeki beni her
kötülüklere bu dünyân›n geçici zevklerine yönelten benli¤imin
bafl›na tasma (halka) olup onu yedici (olup denetim alt›na ala-
rak ma’neviyat›m› koruyucu) oldum. Kendimdeki her fleyin Al-
lah’dan geldi¤ini ve O’nun oldu¤unu bilen kendi istek ve dilek-
lerimi yok etme duraklar›n› geçtim sa¤d›çlar(›m).
4- Oniki (yafl›ma geldi¤i)mde, (yarat›lm›fl) barça (bütün)
ruhlar söz söylediler. Cennet k›zlar› beni karfl›lay›p bana selâm
verdiler, (korkulan her fleyden) güvenlikte olmam› dilediler.
Sakl›, gizli, bilinmeyen gerçeklerin flerbetini bana sundular (giz-
li gerçekleri aç›klad›lar.) Onu (gizli gerçeklerin flerbetini) al›p
sayg› ile içtim (ö¤rendim) sa¤d›çlar(›m).
5- Onüç (yafl)›mda, gavvas (suya dalan, dalg›ç) olup deñiz-
lere (ma’nevî âlemlere) çomdum (atlay›p dald›m.) Kalbî ilerle-
me ve kalbî görüfle sahip olma cevherini (özünü edebini) bilin-
meyen gizli gerçeklerden derdim (toplad›m, ald›m.) (O’nun)
kandilinin ateflini görüp pervâne (›fl›¤›n etraf›nda uçuflan küçük
kelebek) gibi, (kandilinin atefline) kendimi vurdum, (içine atla-
d›m.) Bî-hufl (sersem, esrik) olup akl›m yitti, flaflt›m (akl›m kar›fl-
t›, bafl›mdan gitti de flafl›rd›m kald›m), sa¤d›çlar(›m).
6- Ondört (yafl)›mda, topra¤›n özelliklerine büründüm (top-
rak gibi ayak alt›nda, afla¤›da, sab›rl›, her fleyi sindirici, kabul
edici oldum). Horluk (bilmeyenler k›nay›p küçümsedi de, onla-
r› da) çektim. (Bilgisiz, düflüncesiz kifliler beni afla¤›lad› onlara
katland›m) O’ (Allah) O’ (Allah) diye diye bafl›m ile (canla bafl-
la gündüzlere) geceler katt›m. Biñ altun eden de¤erleri bire sat-
t›m. (Maddiyata hiç de¤er vermedim). Ondan sonra kanat vu-
rup ç›rparak uçtum sa¤d›çlar(›m).
7- Onbefl (yafl)›mda, (O’nun) ulu kap›s›na (olgunlafl›p, pifl-
mifl ve) yanm›fl olarak geldim. Yazuk ifllemek de içinde olmak
üzere her (iyi-kötü) ifli yapt›m. Yañ›ld›m, yanl›fll›klar yapt›m.
(Yapt›¤›m kötü ifllerin hepsine) tövbe edip (piflman olarak bir
daha ifllememeye söz verip diz dö¤erek) Hakk’a boynumu e¤ip
(sunup) geldim. Tövbe edip yazuklardan (kötü ve günah olan
ifllerden) kaçt›m sa¤d›çlar(›m).
114 Hoca Ahmed Yesevî

8- Cebrâil vahiy keltürdi Hak Resûlge


Âyet keldi zikr etkin deb cüz vü küllge
H›zr Babam sald› meni uflbu yolga
And›n soñra deryâ bolup taflt›m dostlar

9- fieriatn›ñ bostan›da cevlân k›ld›m


Tarikatn›ñ gülzâr›nda seyrân k›ld›m
Hakikatd›n kanat tutup tayrân k›ld›m
Ma’rifetniñ efligini açt›m dostlar

10- Elest Hamr›n pîr-i mugan toya berdi


‹çeberdim mikdar›mca kuyaberdi
Kul Hâce Ahmed içim tafl›m küyeberdi
Tâliblerge dürr ü gevher saçt›m dostlar

fiiir

1- Âsi câfi kuluñ keldi dergâh›ñge


Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi
Erklig Kadir y›¤lab keldim bârgâh›ñge
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

2- Tün keçeler tañ atkunca yatmak iflim


Seher turup râz etmedi muñlug bafl›m
Nedâmetde akar mu kin közde yafl›m
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 115

8- Cebrâil (dört ulu melekden vahiy mele¤i) Allah’›n pey-


gamber olarak gönderdi¤i (Hz. Muhammed Mustafâ’ya) vahiy
(Kur’ân-î gerçekleri Kur’ân âyetleri ve kudsî hadîs) getirdi. Âyet
(Kur’ân’daki sözler ve cümleler) geldi. Zikrediniz (inan›n, an›n›z,
söyleyiniz) deyip en küçük yarat›lm›fltan en ulu bütüne (Allah’›
unutmay›n›z). H›z›r Babam beni iflte bu yola sald›. Ondan sonra
deñiz gibi olup (dolarak, dalgalanarak) taflt›m sa¤d›çlar(›m).
9- fieriat›n (Allah’›n kullar›na gönderdi¤i, ‹slâm’›n dünyâ ile
ilgili hükümlerinin bütünü) bostan›nda (içinde) gezdim, dolafl-
t›m. Tarikat›n (Allah’a ve onun r›zâs›na eriflmek için gidilen ta-
savvuf yolu) gül bahçesinde seyran (içimin aç›lmas› için gezinti)
k›ld›m. Bilinmeyen gizli gerçeklerden kanat tutup (edinip) gök-
yüzünde uçtum. Allah’›n ba¤›fl› ile kalbî görüfle sahib olma, sezgi
aç›l›m kazanma, gerçe¤e ulaflman›n efli¤ini aflt›m sa¤d›çlar(›m).
10- Allah ruhlar› yaratt›¤›nda “ben sizin Rabbiniz de¤il mi-
yim?” diye sordu¤unda verilecek cevab›n hamr›n› (flarab›n›, s›r-
r›n›) olgun, bilgili, e¤itici, ö¤ütleyici önderim ben doyuncaya
kadar verdi. ‹çebilece¤im kadar içtikçe o doldurdu. (Ben o gizli
gerçekleri ondan ö¤renebildi¤im kadar ö¤rendim. Yüce Yaratan
Allah’a) Kul (olan) Hoca Ahmed içim d›fl›m tutuflup yan›verdi.
‹stekli olanlara inci ve mücevher (de¤erli süs ve çok de¤erli tafl-
lar ilim, edep) saçt›m sa¤d›çlar(›m).
Aç›klama
1- Âsi (sana isyan eden, buyruklar›n› tutmayan, yasaklad›k-
lar›n› iflleyen), câfî (kendisine ve çevresine eziyet eden) kulun (se-
nin) kap›n›n efli¤ine geldi. Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren, (Sen be-
nim) elimi tutup (beni do¤ru) yola sal. Güçlü, her fleyi yapabilme
kudreti olan Rabb’im a¤lay›p kat›na geldim. Hidayete, do¤rulu-
¤a erifltiren, (sen benim) elimi tutup (beni do¤ru) yola sal.
2- Benim iflim, her gece tan atana (tanyeri a¤arana) kadar
yatmakt›r. Tanyeri a¤ard›¤›ndan günefl do¤ana kadar benim bu
buñlu (s›k›nt›l›) bafl›m (buyruklar›na uyup da), kalk›p da seni
memnun etmek için ibadet ve duâ etmedi. (Sana olan borcunu
bile ödemedi). Piflmanl›k duyup diz dö¤dü¤ümde gözümden
yafl›m akar m› ki? Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) eli-
mi tutup (beni do¤ru) yola sal.
116 Hoca Ahmed Yesevî

3- Yolsuz yolga kirdim dostlar hâlim harab


Halkd›n sorsam heç kim bermes meñe cevab
Hal›k’›m sen yol körsetgil âlicenâb
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

4- Hacaletde korkup keldim günah›md›n


Zât› ulu¤ perverdigâr ilâh›md›n
Nidâ keldi “Nevmid koymay dergâh›md›n*”
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hadî

5- Y›¤lab keldim hazretiñge eyâ flâh›m


Kabsab keldi karañul›k ç›kk›l mâh›m
Padflâhimsen Bir ü Bar›m tek yegâh›m
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

6- Bafld›n aya¤ bold› günah kayda baray


Yol azaflgan it dek bolup kimdin soray
Bu hâl birle didâr›ñ› kayd›n körey
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

..................

* Zümer sûresi, 53. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 117

3- (Ben bir) yolsuz (ç›kmaz) yola girdim. (Ey) sa¤d›çlar! Be-


nim durumum (çok) kötü. (Ben bu durumumu) halktan sorsam
hiç kimse bana cevap vermez. (Ey ben yok iken var eden Yara-
tan’›m! Sen benim) yarat›c›ms›n. (Bana do¤ru) yolu göster. (Sen)
iyilik yapmay› sever ve cömertsin. Hidayete, do¤rulu¤a eriflti-
ren (Sen benim) elimi tutup (beni do¤ru) yola sal.
4- (Ben bu geçici ve yalan dünyâda iken iflledi¤im) güna-
h›mdan (yazu¤umdan) korktum da utanç içinde (kap›na) gel-
dim. Kiflili¤i ulu, besleyen, büyüten, yetifltiren, koruyan (Tañ-
r›’mdan) ses geldi. (Ben) “kat›mdan hiç kimseyi umutsuz b›rak-
mam.”* Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) elimi tutup
(beni do¤ru) yola sal.
5- (Ben senin) kat›na a¤lay›p da geldim. Ey fiâh’›m! (Sultâ-
n›m, Pâdiflâh›m.) Karanl›k her yan›m› kapsay›p (bürüyüp, ör-
tüp) geldi. Ey ay›m! Ç›k gel (de çevremdeki karal›klar› ayd›nlat.
(Sen, benim) Pâdiflâh›ms›n (Önünde e¤ilinecek, buyru¤u tutu-
lup sayg› gösterilecek tek sultân›ms›n.) Bir ve var olan (senin ka-
p›n varaca¤›m tek kap›d›r, s›¤›n›lacak tek durak) senin kat›nd›r.
Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) elimi tutup (beni
do¤ru) yola sal.
6- Bafltan aya¤a (kadar her yan›m) günah (yazuk) oldu.
(Ben senin kap›ndan baflka) nereye varay›m? Yolunu az›tan (yi-
tiren) it gibi olup (yitirdi¤im yolumu) kimden soray›m? (Ben)
bu durumda (düflmüfl) iken (senin) yüzünü nereden göreyim.
Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) elimi tutup (beni
do¤ru) yola sal.
..................

* Zümer sûresi, 53. âyet: (Benim taraf›mdan kavmine) de ki: “Ey kendileri
aleyhine israf eden (günah ifllemekte ileri giden) kullar›m! Allah'›n rahme-
tinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü (tevbe edenlere) Allah bütün günahlar›
ba¤›fllar. fiüphesiz ki O', çok ba¤›fllayan›n, çok esirgeyenin tâ kendisidir.
118 Hoca Ahmed Yesevî

13- Kul Huvallah*, Sübhânallah din kamç›s›


Rûze namaz tesbih tehlil Hakk’ elçisi
Pîr-i mugan tâliblerni yol baflç›s›
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

14- Ente’l-Hâdi Ente’l-Hakk’n› zikrin aytsam


Hadî bolsañ egri yold›n rastka kaytsam
Hû zikrini tilge al›p nâra tartsam
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

15- Ente’l-Hâdi Ente’l-Hakk’n› zikri kavi


Pîr-i mugan sözleridin alsa fetvi
Bât›nlar› revflen bolup bolur yahfl›
Kolum tutup yolga salg›l Ente’l-Hâdi

16- Kul Hâce Ahmed rahmetiñdin umut tutay


Hâcem meni bendem dese flükrin etey
Bende demey yüz ögürse neçük aytay
Kolum tutup yola salg›l Ente’l-Hâdi

* ‹hlâs sûresi, 1. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 119

13- “Kul Hüvallah* Sübhanallah” “Allah’›n bir oldu¤unu (O’


Allah’d›r) söyle, Allah kiflili¤inde özelliklerinde, yapt›¤› ifllerde
eksiksiz, yanl›fls›z, yaratt›klar›na benzemekten uzakt›r” sözleri di-
nin kamç›s›d›r. Oruç, namaz, sürekli Allah’› anmak, ululu¤unu,
gücünü düflünmek. Bir tek Tañr› oldu¤unu, O’nun da Allah oldu-
¤unu unutmamak hep söylemek, bize Hakk’tan gelen elçidir. Ol-
gun, bilgili, ö¤ütleyici, do¤ru yolu gösterici e¤itici olan mürflid
(önder) do¤ru yolda olmak isteyenlerin yol baflç›s›d›r.” Hidayete,
do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) elimi tutup (beni do¤ru) yola sal.
14- “Ente’l-Hâdi Ente’l-Hakk”** “Hidayete, do¤rulu¤a ulafl-
t›ran O’dur. O’ Hakk’t›r.” (Do¤ru ve gerçek olan Allah’t›r) diye
hep söylesem. Hidayete erdiren do¤rulu¤a ulaflt›ran olsan (da)
e¤ri yoldan do¤ru ve uygun olan (yol)a dönüfl yapsam. Hû, O’
(Allah) sözünü dilime al›p nâra (yüksek sesle) çeksem (hayk›r-
sam, uran atsam.) Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) eli-
mi tutup (beni do¤ru) yola sal.
15- (Kiflileri), Hidayete erdiren, do¤rulu¤a erifltiren O’dur.
O’ Hakk’t›r. (Do¤ru ve gerçek olan Allah’t›r.) zikrini (sözlerini
sürekli) söyleyip sa¤lam dursa, (söyledi¤i gibi inan›p düflünse),
do¤ru yolu gösterici, bilgili, ö¤ütleyici, olgun mürflidin (önde-
rin) sözlerinden fetva alsa (bilmediklerini ehline sorup, ö¤renip
uysa), onlar›n iç yüzleri göñülleri ›fl›kla dolar. (‹çleri de d›fllar›
da) güzel ve iyi olur. Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim)
elimi tutup (beni do¤ru) yola sal.
16- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, (senin) ac›-
mandan, esirgemenden, yarl›gamandan umut tutar (umudunu
kesmez). Hoca (Ahmed’i)m benim kulum (beni seven bendem)
dese, (ben) de¤erli sözünün k›ymetini bilir minnet ve teflekkür-
ler ederim. (Benim) kulum demeyip de yüz(ünü) döndürürse
(beni kullu¤a kabul etmezse) nas›l (hangi yüzle) söyleyeyim.
Hidayete, do¤rulu¤a erifltiren (sen benim) elimi tutup (beni
do¤ru) yola sal.

* ‹hlâs sûresi, 1. âyet: De ki, “O, Allah'd›r, bir tekdir.”


** Zikirde söylenir: Hidâyete (do¤rulu¤a) ulaflt›ran O'dur. O' Hakk't›r.
120 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Kad allemnâ ente fîkülli umur


Ente Kâfi ente Afi ya Gafur
Kâfi fil gayb› huve men fil huzur
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

2- Mustafâ der hâleti naz erdiler


Bir güruhn› âsi dep kaygurdiler
“Ümmetim vây ümmetim dep ayd›lar
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

3- Bizni süydi özgelerni süymedi


Hem ata hem anas›n› süymedi
Yarl›gad›m demegünçe koymad›
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

4- Hakk’ te’âlâ’d›n nidâ keldi aña


Ümmetin iflin havâle k›l maña
Cümlesin ba¤›fllay›m anda saña
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 121

Aç›klama
1- Sen (derin anlaml› sözlerin ile) bizim bayraktar›m›z (önü-
müzde olan önderimiz)sin. Senin buyruklar›n bu dünyâm›zda
bize, bu dünyâ ve öteki dünyâ mutlulu¤umuz için yeterli
(›fl›k)t›r. Sen (bize) yetersin, sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›flla-
yans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
(O bilmeyenler seni) yok sansalar da biz (her zaman) senin ka-
t›nda (huzurunda, önünde)yiz. Sen (bize) yetersin, sen yazukla-
r›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok
ba¤›fllayan Allah’›m!
2- (Hz. Muhammed) Mustafâ(n›n) kap›s› herkesin be¤e-
nip (kap›lanmak), s›¤›nmak istedi¤i duruma geldiler. Bir top-
lulu¤u âsi (‹slâm’›n emirlerine karfl› geliyor) diye kayguland›-
lar. “Ümmetim (bana itaat eden, yolumda olanlar) vay (eziye-
te azaba u¤rayacaklar yaz›k olacak), ümmetim (bana itaat
eden, yolumda olanlar)” deyip söylediler. (Üzüldüler, s›k›nt›-
ya düfltüler.) Sen (bize) yetersin, sen yazuklar›m›z› silensin,
ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok ba¤›fllayan
Allah’›m!
3- (Kendisine ümmet oldu¤umuz, O’nun yolundan gitti¤i-
miz için) bizleri sevdi, baflkalar›n› sevmedi. Hem babas›n› hem
anas›n›, bizleri (bizler günahkâr olup Tamuda eziyet çekece¤i-
miz için ac›d›¤›ndan) sevdi¤i kadar sevmedi. (Yüce Yaratan)
yarl›gad›m (suçlar›n›, yazuklar›n› ba¤›fllad›m) demedikçe koy-
mad› (yalvarmay› b›rakmad›). Sen (bize) yetersin, sen yazukla-
r›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›m›z› çok
ba¤›fllayan Allah’›m!
4- Ona (Peygamber Efendimize) ad› ulu yüce Allah’dan ses
geldi. Ümmetin iflini (onlar›n dünyâda yapt›klar› ile âhirette
karfl›laflacaklar› durum ile ilgili ifllerin ne olaca¤›n›) sen bana b›-
rak. Orada (ulu¤ günde) cümlesini (ümmetinin hepsini iflledik-
leri günahlarla birlikte) sana ba¤›fllayay›m. Sen (bize) yetersin,
sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuk-
lar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
122 Hoca Ahmed Yesevî

5- Ayd› “mendin soñra ümmet bolgus›


Farz u sünnetni koyup f›sk etküsi
Ekseri ümmetdin imân ketküsi
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

6- Ümmetim ümmetler içre sâfidür


Neyleyim köpregi asî câfidür
Kaadir’im öz vadesige vâfidür
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

7- Miskin Ahmed sen bu yazuk zehridin


Kurtuluñ içseñ flarab-› mehridin
Gerçi köp korkgum ‹lâh’›m kahridin
Ente Kâfi ente Afi ya Gafur

fiiir

1- Hudâvenda meni salg›l öz yoluña


Nefs elkinde harib eda boldum mena
F›sk u fücur tolup tafl›p haddin aflt›
Gark âb bolup isyan içre kald›m mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 123

5- (Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ) dedi. Benden


sonra gelecek olan ümmetimin (ne) olaca¤›, (onlar›n senin) far-
z(›n›) ve (benim) sünnetimi ifllemeyi b›rak›p (do¤ru yoldan
az›p) günahlar iflleyece¤i, ümmetimin ço¤undan imân›n gidece-
¤i, (imâns›z kal›p kat›na gelecekleri)... Sen (bize) yetersin, sen
yazuklar›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuklar›-
m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
6- (Benim) ümmetim (öteki peygamberlerin) ümmet(leri)
içinde saft›r (duru, temiz, kat›fl›ks›zd›r. Ben) neyleyim ki, (üm-
metimin) ço¤unlu¤u asî (‹slâm’›n buyruklar›n› tutmayan karfl›
gelen ve) câfidir (kendilerine eziyet eden, iflledikleri günahlar
için kendilerini s›k›nt›ya sokanlard›r). Her fleye gücü yeten Al-
lah’›m kendi verdi¤i sözünde durur. (Onlar› ba¤›fllar). Sen (bi-
ze) yetersin, sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok
ac›yan, yazuklar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!
7- Miskin (varl›¤›ndan, benli¤inden geçip olanca varl›¤›n›
Allah’a vermifl) Ahmed. Sen bu iflledi¤in yazuklar›n›n zehirin-
den Yüce Yaratan’›n› râz› etmek, (O’na boyun e¤ip hoflnutlu¤u-
nu kazanma) flarab›ndan içsen (aflk ve muhabbet ehli olmakla)
kurtulursun. Gerçi Allah’›n fliddetli azab›ndan (cezaland›rma-
s›ndan) çok korkuyorsan da kurtulursun. Sen (bize) yetersin,
sen yazuklar›m›z› silensin, ba¤›fllayans›n. Ey çok ac›yan, yazuk-
lar›m›z› çok ba¤›fllayan Allah’›m!

Aç›klama
1- (Ey ulu) Yarat›c›’m, beni kendi (öz) yoluna sal (Bana ken-
di yolunu göster ve o yolda gitmemi sa¤la). Ben Nefs (içimdeki
beni hep kötü yola meylettiren benli¤imin) elinde y›k›lm›fl, ya¤-
laman›p yoksullaflm›fl gibi oldum iflte. (‹çim do¤ru yoldan ç›ka-
rak) günahlarla dolup taflt›. S›n›rlar›n› aflt›. Ben suya bat›p yite-
rek bo¤ulmufl gibi Yaratan’›m›n yasak ettiklerini iflleyerek gü-
nahlar›n içinde kald›m iflte.
124 Hoca Ahmed Yesevî

2- Dünyâ necis tâlib bolup it dek yördim


‹steb an› arkas›d›n tün kün kovd›m
Emrin tutmay Hakk’ yoluga közüm yumd›m
Kayda baray eya dostlar netküm mena

3- Nefs ü fleytân esir k›ld› âdemogl›n


fiuturlay›n ba¤lab ald› ikki kol›n
Ne müflküldür oñ u soln› bilmey yol›n
Vâ deriga hasret birle bargum mena

4- Yok meniñ dek flum belâ âlem ara


Hiç bolmad› mendin r›zâ halk u Hüda
Emdi bold› âhir meni yüzüm kara
Vâ veyletâ evvel nege boldum mena

5- Atâ k›lgan aziz cann› bilmedim men


Zâhir bât›n haz›rsen dep turmad›m men
Kara yüzüm dergâhiñge sürmedim men
Ya Rabbena her ne k›lsañ keldim mena

6- Takat›m yok eger baksam günahimge


K›lay tövbe kaç›p keldim penahiñge
Rahmet birle nazar k›lg›l Hâce Ahmed’ge
Her ne k›lsañ men bîneva keldim mena
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 125

2- ‹¤renç pis dünyâya istekli olup it(lerin lefllere istekli olduk-


lar›) gibi yürüdüm. (Bu geçici yalan dünyân›n mallar›n›n, zevkle-
rinin) arkas›ndan (kofltum ve) onlar› isteyerek gece gündüz kova-
lad›m. (Yüce Yaratan’›n) buyruklar›n› tutmay›p, Hakk’ yoluna
gözümü yumdum. (Gerçek do¤ru yolu görmezlikten geldim.)
Ben flimdi nereye varay›m ey sa¤d›çlar›m? Ne yapay›m ben iflte?
3- Kifli o¤lunu içindeki kendisini hep günah ifllemeye kötü
yola geçici ve yalan dünyân›n zevklerine yönelten öz varl›¤›
(Nefsi) ve Allah’›n kat›ndan kovdu¤u lânetlenmifl (ilenilmifl, bed-
duâ edilmifl) sinsice kifliye yanafl›p onu Allah’›n buyruklar›na uy-
mamaya k›flk›rtan (fleytân) tutsak ald›. (Bir memesi ötekinden
uzun olan) deve (koyun) gibi onun iki kolunu da ba¤lay›p ald›.
Ne kadar zordur (ki, kifli) sa¤›n› solunu (Hakk’a giden yol ile sap-
k›n olan yollar›) bilmiyorsa. (Onun için en çetindir.) Vah yazuk-
lar ki ben özlem ile, (dosdo¤ru Hakk’ yolunu ve o yolda gidenle-
ri özleyerek) ben gidece¤im (öte dünyâya varaca¤›m) iflte.
4- Yoktur benim gibi u¤ursuz (kendi kendine) ac› çektiren
(yapt›¤›n›n eziyetini çeken). Bütün dünyây› ara(san bulamaz-
s›n.) Çevremdeki kifliler (Allah’a ba¤l› ve onun yolunda olanlar)
toplulu¤u ve hidayete, do¤rulu¤a ulaflt›ran Allah, benden hiç
râz› olmad›. (Onlar›n sevgisini ve hoflnutlu¤unu kazanama-
d›m.) fiimdi en sonunda ise (Allah’a ba¤l› ve onun yolunda git-
medi¤imden) benim yüzüm kara oldu. Vay! Ey! Vahlar ki ben
önceden niye böyle oldum. (fiaflt›m ben) iflte.
5- (Yüce Yarat›c› bana bu) de¤erli can›m› ba¤›fllad› (karfl›l›ks›z
verdi.) Ancak ben bunun de¤erini bilmedim. Ben görünür dünyâ-
da da (maddî varl›k olarak) görünmez dünyâda da (tin olarak)
hep vars›n deyip (O’nun kat›na ç›k›p sayg› ile) durmad›m. Ben
(bu) kara yüzümü O’nun kap›s›n›n efli¤ine sürmedim. Ey Rabbim!
Bana her ne yaparsan yap. Ben (senin kat›na) geldim iflte.
6- Ben, e¤er(ki iflledi¤im) günah(lar›m)a baksam dayanacak
gücüm yoktur. Ben iflledi¤im günahlardan piflman oldum bir
daha ifllememeye söz verdim. (Bu yalanc› ve geçici dünyâda ifl-
ledi¤im kötü ifllerimden) kaç›p senin kap›na s›¤›nmaya geldim.
Sen Hoca Ahmed’e ac›yarak bak. (Beni iflledi¤im günahlarla
baflbafla b›rakma.) Her ne yaparsan yap. Ben zavall› nasipsiz, se-
nin rahmetinden yararlanamam›fl yoksul olarak geldim iflte.
126 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Rahman igem rahmetiñi câri k›lg›l seherde


‹syan lây›ga batd›m yâr› bergil seherde

2- Esta¤fir ü isti¤farn› k›lg›l y›rak fleytând›n


fieytân seni azgurur penah bergil seherde

3- Ümid birle kelipmen dergâh›ña ‹lâh’›m


Bedkerdeyem bedkirdâr kolum alg›l seherde

4- Tevbe k›ld›m tilimde dîlim korkmas Hüdâ’d›n


Hem rahmet ü hem didâr atâ k›lg›l seherde

5- Yols›z yolga yol yördüm gaflette ömrim ötti


Yâ Kâdir-i züll-celâl yolga salg›l seherde

6- Sensen meniñ penah›m gazab k›lma ‹lâh’›m


Yâ Dânâ’y› küll-i hâl hâlim sorg›l seherde

7- Baflt›n ayak günah›m ikki cehanga s›¤mas


Bendeñ âsi günahkâr pinhan k›lg›l seherde
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 127

Aç›klama
1- (Kendisine inanan-inanmayan kullar›na oldu¤u gibi, bü-
tün yaratt›klar›na) kendisinin buyruklar›na uyan-uymayan kul-
lar›n›n hepsine iyilik buyuran ve ihtiyaçlar›n› karfl›layan sahi-
bim, tan a¤aranda (bizlere) ac›man›, ba¤›fllaman› geçerli k›l. Ben
senin buyruklar›na karfl› geldim ve günahlara batt›m. Tanyeri
a¤aranda bana yard›m elini uzat.
2- Kusurlar›n›n örtülmesini, Allah’dan kusur ve günahlar›-
n›n ba¤›fllanmas›n›, Allah’›n rahmetinden kovulmufl ilenilmifl
fleytândan ›rak eyle. O ilenilmifl fleytân, seni (Allah’›n kullar›n›
do¤ru yoldan) azd›r›r. Allah’›m! Tanyeri a¤ard›¤›nda (bizlere)
s›¤›n›lacak yer ver.
3- Ben senin kap›n›n efli¤ine umutlu olarak geldim. Ey Al-
lah’›m! Yapt›¤› iflleri (senin kat›nda) kötü olan, günahkâr kulun
olarak, senin buyruklar›na ayk›r› ifller yapm›fl olarak (avuçlar›-
m› sana açarak) uzatt›¤›m elimi tanyeri a¤aranda tut.
4- Ben iflledi¤im yazuklardan piflman olup bir daha iflleme-
meye söz verdimse de bu söz benim dilimde kald›. Göñlüm ise
sahibimiz efendimiz Yaratan’dan korkmaz. Tanyeri a¤aranda
hem ac›man›, ba¤›fllaman› hem de kat›na var›p yüzünü görme-
yi (günahlar›m›za bakmadan) ba¤›flla.
5- (Ben ç›kmaz), senin hoflnutlu¤una ulaflmaz (yola düflüp
öyle bir) yolda yürüdüm. Bilgisiz, düflüncesiz (göñül gözü kör
gibi gelece¤imi görmeden bu dünyâdaki) yaflama sürem bitti.
Ey sonsuz gücü olan korku, sayg› ve flaflk›nl›k uyand›ran, ulu-
luk ve azamet sahibi! Tanyeri a¤ard›¤›nda beni do¤ru yola sal.
6- Benim tek (kurtulufl için) s›¤›na¤›m sensin. (Benim gü-
nahlar›ma bak›p da) bana k›z›p eziyet etme. Ey Allah’›m! Ey her
fleyin herkesin geçmiflte, o ça¤da ve gelecekte olan durumlar›n›
bilen! Sen benim durumumu tanyeri a¤aranda sor.
7- Ben bafltan aya¤a kadar günahkâr›m. Benim günahlar›m
iki dünyâya da s›¤maz. Olanca varl›¤› ile seni seven bir kulum.
Senin buyruklar›na karfl› gelmifl çok günahlar ifllemiflim. (Ey Ya-
ratan’›m) tanyeri a¤aranda günahlar›m› örtüp sakla.
128 Hoca Ahmed Yesevî

8- Ta¤d›n a¤›r günah›m özür aytarge tilim yok


Günah›m› ba¤›fllap yeksan k›lg›l seherde

9- Günah›mga ikrarmen haz›rsen ü nâz›rsen


Kolum alg›l yâ Cebbar yolga salg›l seherde

10- Garibmen ü bîkesmen bîçâremen hem fakir


Sendin özge kimim bar rahm eylegil seherde

11- Men âsimen pür günah hamd u senâ aytmasmen


Tavuk canvarn› körgil senâ aytur seherde

12- Kul Hâce Ahmed Hakk’d›n kork kim korkmas imân› yok
Ald›ñdadur od tamu¤ haz›r bolg›l seherde

fiiir

1- Rahmetiñdin nevmid k›lma men garibni


Âram almay y›¤lab duâ k›lay señe
Keçeleri bîdar bolup tañ atkunca
Yummay közni y›glab duâ k›lay señe

2- Dergâh›ña emdi kelib belim ba¤lap


Can küydürüp yürek ba¤r›m tutup da¤lap
Yakam tutup ötken iflge çendan y›¤lap
‹hlâs birle y›¤lap duâ k›lay señe
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 129

8- Benim iflledi¤im günahlar da¤dan daha da a¤›rd›r. (Sana


herhangi bir) özür demeye dilim (ve ileri sürebilecek hiçbir özü-
rüm) yok. (Özür göstermeye dilim varm›yor. Sen benim) gü-
nahlar›m› ba¤›fllay›p, tanyeri a¤ard›¤›nda onlar› yerlebir (yok)
et (hepsini ba¤›flla.)
9- (Ben flimdiye kadar iflledi¤im bütün) günahlar›m› kat›n-
da dilim ile söylerim. (Sen her yerde) haz›rs›n ve (her fleyi) gö-
rürsün. Ey sonsuz gücünü kullanan! Tanyeri a¤aranda (benim)
elimi tut ve beni do¤ru olan kendi yoluna sal.
10- (Ben) birlik dünyâs›ndan ayr›lm›fl sana ba¤lanm›fl, ana
yurdundan ›ram›fl ve kimsesiz, tek bafl›na çaresiz, flaflk›n ve
yoksulum. (Benim) Senden baflka kimim var? Tanyeri a¤aranda
(bana) ac›, iflledi¤im suçlar›m› ba¤›flla.
11- Ben senin buyruklar›na karfl› gelmifl bir âsiyim. (Benim
içim-d›fl›m iflledi¤im) günahlarla dopdolu. Seni ö¤ücü, verdi¤in
sonsuz nimetler için teflekkür edici sözler söyle(ye)mem. Tavuk
canavar›n› (horozu) gör ki, tanyeri a¤aranda hep seni ö¤er.
12- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed, Hakk’tan
kork. Kim (Yaratan’›ndan) korkmaz (ise o kiflinin) imân› yoktur.
O tamu¤ (cehennem senin) ald›ñdad›r. (Hemen önündedir. Sa-
na uzakt›r sanma. O tamudan kurtulmak için) tanyeri a¤aranda
haz›r olmal›s›n.
Aç›klama
1- (Ey Yüce Yarat›c›! Sen) ac›mandan, ba¤›fllamandan ben
çaresiz ve yoksul (kul)unu umutsuz k›lma. Durup dinlenmeden
(rahatça bir soluk almadan) sana hep a¤layarak duâ k›lay›m.
(kusurlar›m› ba¤›fllaman için yalvaray›m.) Geceleri (hiç) uyu-
may›p hep uyan›k (ve sana yalvar›r) olup tâ ki tan atana de¤in
gözümü yummayay›m hep a¤lay›p sana yalvaray›m.
2- (Senin) kap›n›n efli¤ine flimdi gelip, belimi ba¤lay›p (umut-
la göñülden sana yönelip) can›m› (içten) yakarak yüre¤imi, ba¤-
r›m› (senin aflk›n›n atefline) tutup da¤lay›p (yakarak yaralay›p),
yakam› tutup (piflman olup tövbe edip) flimdiye kadar yapm›fl ol-
du¤um (kötü ve kusurlu) ifllere pek o kadar a¤lay›p, gösteriflsiz,
içten gelerek (göñülden) a¤lay›p sana duâ k›lay›m (yalvaray›m).
130 Hoca Ahmed Yesevî

3- Köñül ba¤› sebz ikende bilmey yördüm


Ömrim güli hazan bold› emdi tuydum
Dünyâ tafllab din yol›ga kadem koydum
Hezar destân y›¤lab duâ k›lay señe

4- Bu yollarda cann› asrab bolmas ermifl


Can asragan bu yollarga kirmes ermifl
Sûd u ziyan bolgan›n› bilmes ermifl
Bu hâl birle y›¤lab duâ k›lay señe

5- Kul Hâce Ahmed nefs ta¤›d›n ç›k›p aflt›


Fenâfi’llâh makam›ga yavuklaflt›
Yürek ba¤r›m cufl uruban kaynap tafld›
Bu hâl birle y›¤lab duâ k›lay señe

fiiir

1- Ömrüm âhir bolganda ne k›lgaymen Hudâ’ya


Can alguvç› kelgende ne k›lgaymen Hudâ’ya

2- Can bermekni vehmidin Azrâil’ni zahmidin


fiefkat bolmasa sendin ne k›lgaymen Hudâ’ya
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 131

3- Benim göñlümün ba¤› yeflil iken de (tam olgunlaflmam›fl-


ken ben kendimi ve gitti¤im yolumun ne oldu¤unu) bilmeden
yürüdüm. Ömrümün gülü (yaflama iste¤im) soñgüzde sarar›p
dal›nda titreyen yaprak gibi oldu (bunu ancak) flimdi duydum
(anlayabildim.) Dünyây› (bütün güzellik varl›k ve çekicili¤i ile)
d›fllay›p (bir yana at›p) din yoluna aya¤›m› koydum (ad›m at›p
girdim). Biñbir yol ellerimi aç›p a¤layarak sana duâ k›lay›m
(yalvaray›m).
4- Bu yollarda (Hakk’, din, imân yolunda) can› hapsetmek,
(korumak esirgemek) olmaz imifl. Can›n› koruyup esirgeyen
(ac›s›na dayanamayanlar hiçbir güçlük ve s›k›nt›ya katlanama-
yanlar) bu yollara girmez imifl. (Bu yola girenler) kazanç ve yi-
tik olan›n› bilmez imifl (kâr ve zarar›n› anlamaz imifl.) Ben bu
durumum (kazanç ve yiti¤imi bilmedenki durumum) ile a¤la-
y›p sana duâ k›lay›m (yalvaray›m).
5- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed nefs da¤›n-
dan (da¤ gibi sarp ve yüksek olan, sürekli kifliyi bu dünyân›n
geçici ve yalanc› maddî, beflerî ve hayvanî zevk ve hazlar›na yö-
nelten öz benli¤inin engelini) ç›k›p aflt›. Fenâ fillâh (kulun kifli-
lik ve özelliklerinin Hakk’›n kiflilik ve s›fatlar›nda yok olmas›)
dura¤›na yavuklaflt› (yak›nlaflt›). Benim yüre¤im ba¤r›m doldu,
kabard›, coflkunluk buldu, çalkalan›p, kaynay›p taflt›. Bu duru-
mum ile a¤lay›p sana duâ k›lay›m (yalvaray›m).

Aç›klama
1- Ömrümün sonu geldi¤inde (ben), do¤ru yolu gösteren
sahibim efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için)
ne yapabilir ne edebilirim? Can al›c› (Azrâil can›m› almaya) gel-
di¤inde (ben) do¤ru yolu gösteren sahibim, efendim olan Yara-
tan’›ma (seçkin kulu olabilmem için) ne yapabilir ne edebilirim?
2- Can vermenin (ölümün) korkusundan, Azrâil’in can›m›
al›rken bana çektirece¤i ac›dan (beni kurtarmak için senden) be-
nimle ilgilenip yard›m olmazsa (ben) do¤ru yolu gösteren sahi-
bim, efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için) ne
yapabilir, ne edebilirim?
132 Hoca Ahmed Yesevî

3- Can bermek ifli düflvar âsân k›lg›l yâ Cebbar


Sendin özge yok gamhar ne k›lgaymen Hudâ’ya

4- Can›m cüda bolganda tenim munda kalganda


Tahta üzre alganda ne k›lgaymen Hudâ’ya

5- Âçiz bolup yatkanda feriflteler kirgende


Men Rabbük dep sorganda ne k›lgaymen Hudâ’ya

6- Eltip gorga koyganda yetti kadem yanganda


Sorguvç›lar kirgende ne k›lgaymen Hudâ’ya

7- Men Rabbük dep turganda kara kündür oflende


Rabb’iñ kimdür degende ne k›lgaymen Hudâ’ya

8- Kul Hâce Ahmed sen bende nefs elkinde flermende


Mahfler küni bolganda ne k›lgaymen Hudâ’ya
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 133

3- (Bu dünyâdaki yaflama süremiz bitti¤inde) can vermek


ifli (çok) zor. (Sen) sonsuz gücünü kullanan Allah’›m! (Can ver-
memizi ac›s›z) kolay k›l. Senden baflka (bizim) gam›m›z›, üzün-
tümüzü, s›k›nt›m›z› gideren yok. (Ben) do¤ru yolu gösteren sa-
hibim, efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için)
ne yapabilir ne edebilirim?
4- Can›m gövdemden ayr›ld›¤›nda, gövdem (cans›z olarak)
bunda (bu dünyâda uzan›p) kald›¤›nda (ölülerin yunup kefen-
lendi¤i teneflir) tahta(s›) üzerine al›nd›¤›nda, (ben) do¤ru yolu
gösteren sahibim, efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabil-
mem için) ne yapabilir, ne edebilirim?
5- (Ben öldükten sonra) elinden hiçbir fley gelmeyen (k›m›l-
dayamaz) olarak yatarken (soru) melekler(i) yatt›¤›m yere girdi-
¤inde “Men Rabbük?” (“Rabbin kimdir?”) deyip sordu¤unda
(ben) do¤ru yolu gösteren sahibim, efendim olan Yaratan’›ma
(seçkin kulu olabilmem için) ne yapabilir ne edebilirim?
6- (Beni) iletip sinime koyduklar›nda, yedi ayak boyu yana
döndü¤ünde (telkin verici uzaklaflt›¤›nda) sorucu melekler (yal-
n›z bafl›ma yatt›¤›m sinime) girdi¤inde (ben) do¤ru yolu göste-
ren sahibim efendim olan Yaratan’›ma (seçkin kulu olabilmem
için) ne yapabilir ne edebilirim?
7- “Men Rabbük?” (“Rabbin kimdir?”) Deyip (cevap ver-
mem için) durdu¤unda, iflte flu o an (benim için) kara gündür.
(En eziyetli, s›k›nt›l› ve zor olan gündür.) “Rabbin kimdir?”
dedi¤inde ben do¤ru yolu gösteren sahibim, efendim olan Ya-
ratan’›ma (seçkin kulu olabilmem için) ne yapabilir ne edebi-
lirim?
8- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed sen, (Yara-
tan’›na) kul (isen de) nefsinin (seni sürekli bu dünyân›n geçici
yalanc› maddeci, hayvanî zevk ve hazlar›na yönelten benli¤i-
nin) elinde utanç içindesin. Mahfler günü (ulu¤ gün) oldu¤unda
(ben) do¤ru yolu gösteren sahibim, efendim olan Yaratan’›ma
(seçkin kulu olabilmem için) ne yapabilir ne edebilirim?
134 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir: 29

1- Kahhar atl›¤ kahr›ñd›n korkup y›¤lar Hâce Ahmed


Rahman atl›¤ rahm›ñd›n umut tutar Hâce Ahmed

2- Günahlar›m köp ‹lâh’›m keçirgeysen günah›m


Barça kullar içinde âsi kuldur Hâce Ahmed

3- Münâf›klar yörürler f›sk u fücur k›lurlar


Harâm flüphe yiyürler korkup y›¤lar Hâce Ahmed

4- Tarikatn› bilmedim hakîkatge kirmedim


Pîr buyrug›n tutmad›m özri köptür Hâce Ahmed

5- Âhir zaman bolgandur padflâh zâlim bolgandur


Harâm flüphe tolgandur hayrân olur Hâce Ahmed

6- fiermende âsî kulmen ›flk yol›da bülbülmen


Arslan Bab’ga kulmen kuluñ bolur Hâce Ahmed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 135

Aç›klama
1- Kahhar (her an yok etme¤e gücü yeten, kesinlikle yenen,
üstün bask›n olan) adl› yokedicili¤inden Hoca Ahmed korkup
a¤lar. Rahmân (bütün yaratt›klar› mü’min-kâfir bütün kullar›
için (bu dünyâda) iyilik, ac›ma, ba¤›fllama adl› yarl›gay›c›l›¤›n-
dan Hoca Ahmed umut tutar (umudunu yitirmez).
2- Ey Allah’›m! (Benim iflledi¤im) günahlar›m çoktur. (Be-
nim bu dünyâda bilerek veya bilmeyerek iflledi¤im) gü-
nah(lar)›mdan geçiversen. (Onlar› ba¤›fllay›versen). Bütün kul-
lar›n›n içinde, Hoca Ahmed senin buyruklar›na karfl› gelen (en
yazuklu) kul(uñ)dur.
3- Müslüman görünüp de müslümanlar›n içinde kâfir ola-
rak yaflayanlar bozgunculuk yaparlar. (Müslümanlar› birbirleri-
ne düflürür ya¤› yaparlar.) Senin buyruklar›n›n tersini yap›p ya-
zuklar ifllerler. (Senin) yenilmesini yasak ettiklerini ve yasakla-
r›na girip girmedikleri kuflkulu olanlar› yerler. (Böyle bir duru-
ma düflmekten) Hoca Ahmed korkup a¤lar.
4- Tarikat›, (gerçe¤e, Allah’a ve Allah’›n r›zâs›na ulaflmak
için tutulmas› gereken yolu) bilemedim. Gerçe¤e (evren ve tabi-
at ve Tañr› konusunda benzetme ve yak›flt›rmalardan uzak ger-
çeklere) ait bilgilere giremedim. Yol gösterici, olgun, bilgili,
ö¤ütleyici, e¤itici, mürflidin (önderin) buyru¤unu tutamad›m.
Hoca Ahmed’in (gerçe¤e ulaflmada) özürü (engeli) çoktur.
5- Âhir zaman (dünyân›n ve evrenin sonu, y›k›laca¤› ça¤-
lar) olmaktad›r (gelmektedir). Pâdiflâh (hükümdar, Hakan, Dev-
let baflkan› halk›na) eziyet edici, s›k›nt› verici (oldu¤u gibi ya-
zuklar›m›z›n cezas› da a¤›r) olmaktad›r. Senin yasaklad›klar›n
ve yasaklay›p yasaklamad›¤›n kuflkulu olanlar, (ortal›¤a) dol-
maktad›r. (Kullar›n›n) haram ve flüpheden (haraml›¤› kuflkulu
olanlardan) kaçmamalar›na Hoca Ahmed flaflk›n olur.
6- (Ben) kötü ifller yapt›¤›m için utanç içinde, piflman, senin
buyruklar›na karfl› gelmifl (bir) kulum. Gerçek ilâhî aflk yolunun
bülbülüyüm. (O yolu anlatan›m) Arslan Baba’m›n kulu, kölesi,
ufla¤›y›m. Hoca Ahmed senin kulun, kölen, ufla¤›n olur.
136 Hoca Ahmed Yesevî

7- Kul Hâce Ahmed tâ’at k›l y›¤lamakn› âdet k›l


Belâ kelse tâkat k›l Hakk’d›n bolur Hâce Ahmed

fiiir

1- Miñ tümen türlük hatalar mendin ötse afv k›l


Göft gay› nârevalar mendin ötse afv k›l

2- Ger tilâvet k›lm›fl›mda bu kelâmu’llah’n›


Sehv ü isyân u hatalar mendin ötse afv k›l

3- Ok›ganda gâfil ötse ya galat nuksan birle


Her neçük bîcâ becâlar mendin ötse afv k›l

4- Med bilen i’rab› tefldidlerni ta¤yir eylesem


Bu kelâma her hatalar mendin ötse afv k›l

5- Fahfl okusam bir kelimesni ya bir harfin


Munda¤ nâtam duâlar mendin ötse avf k›l

6- Âyet-i va’d ü va’idni k›lmasam men tefrika


Fehm k›lmay nerseler mendin ötse avf k›l

7- ‹zzet ü ikram-› Kur’ân’n› becâ keltürmesem


Bîedeblik bî ibla¤ mendin ötse afv k›l
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 137

7- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah’a iba-


det et, buyruklar›ndan (sak›n) ç›kma. (O’nun gücünden ve kah-
r›ndan korkup) a¤lamay› al›flkanl›k edin. (Sana) ac› s›k›nt›
üzüntü verici bir durum gelse (Ona) dayan, (y›lma, y›k›lma.)
Hoca Ahmed Hakk’tan (Allah’a dayanan, O’nun yolunda) olur.
Aç›klama
1- (Ey Allah’›m) Biñ(lerce) onbiñ türlü yanl›fllar günah olan
ifller benden geçse (ben ifllemifl olsam da hepsini) ba¤›flla. Yak›fl-
mayan (uygun olmayan) ne kadar çok (ifller) benden geçse (ben
ifllemifl olsam da hepsini) ba¤›flla.
2- E¤er bu Allah’›n sözünü (Kur’ân-› Kerîm’i her) okudu-
¤umda yanl›fl ve buyruklar›na ayk›r› (Kur’ân’a sayg›da uygun-
suz, yak›flmayan hareketim) ve okurken (elimde olmayarak ya-
paca¤›m) yanl›fllar benden geçse, (ifllemifl olsam hepsini) ba¤›flla.
3- (Ben Kur’ân’›) okudu¤umda ben fark›na varmadan, anlaya-
madan yanl›fl yap›p geçse, (gerek) yerinde (gerekse) yersiz eksik-
lik ve yanl›fllar benden ne kadar çok geçse (yapm›fl olsam) ba¤›flla.
4- Uzatma ile düzgün okuyuflu, fleddeli (harfleri birbirine
çarparak ve) iki yol okuyarak (sa¤lamlaflt›rarak) okumalar› de-
¤ifltirerek, bozarak, baflkalaflt›rarak okumufl olsam, bu (senin
ulu) sözüne her (ne) eksiklik ve yanl›fllar benden geçse ba¤›flla.
5- Afl›r› (az uzatmay› çok uzatarak gibi) okusam bir sözünü
veya bir harfini, bunda (Kur’ân okurken) yar›m, eksik duâlar
(Kur’ân lâf›zlar›) benden geçse (duâlar› eksik söylesem veya
okusam) ba¤›flla.
6- Âyetlerdeki söz verme (Allah’›n bizler için verdi¤i hayr›-
m›zla, iyili¤imizle ilgili sözler) ve iyili¤e yöneltip kötülüklerden
kurtarmak için ileride olacaklar› haber veren sözleri birbirinden
ay›rt edip seçemezsem, ayr› söyleyip anlayamazsam, akl›mda tu-
tup anlay›p kavrayamad›¤›m ne gibi fleyler benden geçse ba¤›flla.
7- Kur’ân’a gerekli sayg› ve sevgiyi gösteremeyip O’na yer-
li yerinde ululu¤una uygun davran›p yapt›klar›mla yerine geti-
remesem. Sayg›d›fl›, olgun, ak›ll› kiflilerin davran›fllar›na uyma-
yan davran›fllar benden geçse, yanl›fl ve hatal›, eksikli yorumlar-
sam ba¤›flla.
138 Hoca Ahmed Yesevî

8- Hazretiñde men kebi kuln› hatas› köb erür


Rosiyal›k her ne hatalar mendin ötse afv k›l

9- Hâce Ahmed Miskinni nuksan› köptür dünyâda


Gerçi yâ Rabb miñ hatalar mendin ötse afv k›l

fiiir

1- ‹lâh a Kadir a Perverdigâr a


Rahm k›l bendeñe ey Kirdikâr’a

2- S›¤›nd›m hazretiñe ey ‹lâh’i


Yaratkan cümle âlemni penâhi

3- ‹cabet sendin ü mendin münâcat


Ey ‹lâh’i zü’l celâli cümle hâcat

4- ‹lâh a hâcetlerimni sen reva k›l


Kerimsen lutf ile derdim deva k›l

5- Kerem birle keçürgil ey ârif zât


Azab-› âhiretdin k›lg›l azâd

6- ‹lâh a flerri fieytân’d›n sen asra


Kamu¤ yazuklar›md›n hem sen asra
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 139

8- (Senin) kap›na gelenlerden benim gibi (zavall›, yoksul,


âciz) kulunun yanl›fllar› (hareketleri ve sözleriyle uygun olma-
yan yanlar›) çoktur. Rüsvayl›k (ay›pl›, hor, utanç içindeki ben-
den) her ne eksiklik ve yanl›fllar geçse ba¤›flla.
9- Elinden bir fley gelmeyen yoksul Hoca Ahmed’in eksik-
leri (bu) dünyâda (pek) çoktur. Ey Rabbim! E¤er ki benden biñ-
lerce yanl›fllar (bilerek veya bilmeyerek yapt›¤›m ve söyledi¤im
uygunsuzluklar) benden geçse (yapm›fl olsam) ba¤›flla.

Aç›klama
1- Ey Allah’›m! Ey her fleye gücü yeten! Ey yaratt›klar›n›n
hepsini besleyen, r›z›kland›ran, büyüten! (Yaratt›klar›na ne ge-
rekliyse cömertçe veren. Sana olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl bu)
kuluna ac›! Yanl›fll›klar›n› ba¤›flla. Her fleyin en iyisini yapan Al-
lah’›m!
2- Ey Allah’›m! (Ben, her iki dünyâda da tek s›¤›nak olan)
Senin kap›na s›¤›nd›m. Bütün âlemi (dünyây›, evreni,) yaratan
sensin. S›¤›n›lacak olan yaln›z sensin.
3- Kabul edip (uygun görüp) ba¤›fllamak senden ve sana
(kendimi ba¤›fllatmak için) yalvarmak benden. Ey ululuk, aza-
met, heybet sahibi Allah’›m! Her fley, herkes sana muhtaçt›r.
(Herkese ne gerek ise veren ve verecek olan da yaln›z sensin).
4- Ey Allah’›m! (Benim) muhtaç oldu¤um her fleyi sen ba-
¤›flla. Cömert olan, ba¤›fllay›c› sensin. ‹yilik ve yard›mlar›nla be-
nim ac›lar›m› dindir, isteklerimi karfl›la. Üzüntülerime çare k›l.
5- Ululu¤un cömertli¤in, ba¤›fllay›c›l›¤›n ile (benim yanl›fl
ve yazuklar›m›) geçirgil (yarl›ga). Ey her fleyi bilen Allah’›m!
Âhirette (öldükten sonra dirilince o ulu¤ günde, bu dünyâda ifl-
ledi¤imiz günahlar karfl›l›¤›nda çekece¤imiz) eziyetlerden biz-
leri ba¤›flla.
6- Ey Allah’›m! Kap›ndan ko¤ulmufl lânetlenmifl (ilenilmifl
olan), sinsice insanlara yanafl›p onlar› senin buyruk ve yasakla-
r›na karfl› k›flk›rtan (fleytân)›n kötülüklerinden sen bizi uzak k›l.
Hem kamu¤ (bütün) yazuklar›mdan, (iflledi¤im ve iflleyece¤im
günahlar›mdan) sen uzaklaflt›r.
140 Hoca Ahmed Yesevî

7- Kamu¤ yazuklar›md›n tevbe k›ld›m


Ki mest erdim ki men and›n ay›ld›m

..................

13- ‹lâh a barçan› kullukga hâs et


Meni mendin al›b bir yol halâs et

14- Meñe tevfik suv›d›n sen içürgil


Kerem birle günah›mn› keçürgil

15- Ki bilmesde günah bisyâr k›ld›m


Köñüllerni bozub azâr k›ld›m

16- Ki her âsi erür rahmetge lây›k


Kel ey Ahmed duâga bol muvaf›k

fiiir

1- Iflk yol›da fenâ bolgay Hakk’ bir ü bar


Her ne k›lsân âfl›k k›lg›l Perverdigâr
Elkim aç›p duâ k›lay ‹zzi’m Cebbâr
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr

2- Gül ›flk›n› kûy›da men bülbül bold›m


Elvân elvân tiller birle nâlifl k›ld›m
Barça ifldin âfl›kl›kn› düflvâr bildim
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 141

7- (Ben) kamu yazuklar›mdan (bütün günahlar›mdan) dola-


y› üzgünüm bir daha ifllememeye söz verdim. Ki, ben esrik gibi
idim. (Akl›m bafl›mdan gitti gibi idim.) Ki, ben ondan (esriklik-
ten) ayr›ld›m. (Akl›m bafl›ma geldi, ay›ld›m.)
..................
13- Ey Allah’›m! Barça yaratt›¤›n kullar›n› (sana tam ibadet
ve tâatte bulunan) en iyi kullar›ndan eyle. Beni benden (nefsi-
min, bu dünyân›n geçici ve yalanc› zevk ve hazlar›na k›flk›rtan
öz varl›¤›mdan) al›p bir yol erk (güçlü, özgür) k›l.
14- Bana, senin yard›m›nla baflar›ya ulaflma (Allah’a iyi kul
olma) suyundan sen (yard›m edip) içir. Ululuk ve yard›msever-
li¤in ile yazuklar›mdan geçir. (Günahlar›m› ba¤›flla).
15- Ki, (ben) bilmeden çok günahlar iflleyip, yan›mda o gü-
nahlar›m› getirdim. Göñülleri k›r›p y›kt›m, (hepsini) incittim
üzdüm. (Senin evin olan göñülleri bozdum).
16- Ki, senin buyruklar›na uymayan, yasaklar›n› çi¤neyen
herkes, (sen kul olarak yaratt›¤›n için) senin ac›mana, esirgeme-
ne, ba¤›fllamana ihsan›na de¤er. Gel ey Ahmed! Allah’a yalvar
da (O’nun yarl›gamas›na) uygun ol.

Aç›klama
1- (Senin gerçek) aflk(›n›n) yolunda yok olay›m. Ey bir ve
var (olan Allah’›m!) Her ne yaparsan (beni kendine gerçek) âfl›k
(seni göñülden seven) eyle. (Ey) yaratt›klar›n› besleyen, yetiflti-
ren, koruyan (Allah’›m!) Ellerimi aç›p (sana) yalvaray›m! Ey de-
¤erli, güçlü kudretli (Allah’›m!) Her ne yaparsan (beni kendine
gerçek) âfl›k (seni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey yaratt›klar›n›)
besleyen, yetifltiren koruyan (Allah’›m!)
2- Gül (gibi) aflk›n›n, (senin yüksek sevgin ve birli¤inin yur-
dunda) ben öten bülbül oldum. (Söyledi¤im ve yazd›klar›m se-
nin birli¤ini dile getirir.) Renk renk (çok çeflitli) diller ile (bilgi
düzeyi de¤iflik, dilleri baflka kiflilerin anlayaca¤› flekilde) a¤la-
y›p inledim. Barça (bütün) ifllerden daha zor olan sana âfl›kl›¤›
(afl›r› sevgi ile ba¤lanmay›) bildim, seçtim. Her ne yaparsan (be-
ni kendine gerçek) âfl›k (seni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey ya-
ratt›klar›n›) besleyen, yetifltiren koruyan (Allah’›m!)
142 Hoca Ahmed Yesevî

3- Iflk› tegse köydürgüsi can u tenni


Iflk› tegse veyrân k›lur mâ u menni
Iflk bolmasa tap›p bolmas Mevlâ’m senni
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr

..................

9- Iflk bazar› ulu¤ bazar sevdâ harâm


Afl›klarga sendin özge gavgâ harâm
Iflk yol›ga kirgenlerge dünyâ harâm
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr

10- Afl›kl›kn› davâ k›l›p yörelmedim


Nefsdin keçip men emrini k›lalmad›m
Nâdânl›kta Hakk’ emrini bilelmedim
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr

11- Kul Hâce Ahmed ›flkd›n katt›¤ belâ bolmas


Merhem sürme ›flk derdige devâ bolmas
Köz yafl›d›n özge hiç kim güvâh bolmas
Her ne k›lsañ âfl›k k›lg›l Perverdigâr
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 143

3- Gerçek Hakk’ aflk›n›n yak›c›l›¤› (atefli) de¤se, can› (göv-


deyi diri tutan, yaflama gücü veren özü) ve gövdeyi içten yakar.
Kiflinin içindeki benli¤ine (özüne) Hakk’ aflk› de¤se onu y›k›k,
yerlebir eyler. Ey sahibimiz efendimiz! Senin aflk›n (içimizdeki
derin sevgin) olmasayd› seni bulup (yüzünü) görmemiz olmaz-
d›. Her ne yaparsan (beni kendine gerçek) âfl›k (seni içten ç›lg›n-
ca seven ve sana tutkun) eyle. (Ey yaratt›klar›n›) besleyen, yetifl-
tiren koruyan (Allah’›m!)
..................
9- Aflk pazar› çok ulu bir pazard›r. Gam çekmek, üzülmek,
s›k›nt› duymak Allah’›n yasak ettikleridir. Sana âfl›k olanlara
(senin aflk›n›n onlar›n göñüllerine verdi¤i esriklik dolay›s›yla)
senden baflka konularda, dö¤üfl ve a¤›z dalafl› yasakt›r. Sana
âfl›k olup da aflk yoluna girebilenlere bu k›sa, geçici ve yalanc›
dünyâ da yaflamas›n› devam ettirece¤inin d›fl›nda senin yasa-
¤›nd›r. Her ne yaparsan (beni kendine gerçek) âfl›k (seni içten
ç›lg›nca seven) eyle. (Ey yaratt›klar›n›) besleyen, yetifltiren koru-
yan (Allah’›m!)
10- (Ben sana olan) âfl›kl›¤›m› öne sürüp (senin Hakk’ olan
do¤ru yolunda) yürüyemedim. ‹çimdeki (beni hep kötülü¤e, bu
yalan ve geçici dünyân›n de¤er verdiklerine yönelten) benli¤im-
den geçip (onu bir yana koyup) ben buyruklar›n› tutamad›m.
Bilgisiz, ilimsiz, düflüncesizlikten, senin buyurdu¤un do¤ru ve
gerçekleri bilemedim. Her ne yaparsan (beni kendine gerçek)
âfl›k (seni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey yaratt›klar›n›) besleyen,
yetifltiren koruyan (Allah’›m!)
11- (Yüce Yaratan’›na) Kul (olan) Hoca Ahmed, aflktan
(göñlündeki Allah sevgisinden daha) kat› (sert ve büyük) s›k›n-
t› ve eziyet verici bir fley olmaz. Merhem (ilaç, em) sürme. Aflk›n
derdine, (Allah sevgisinin s›k›nt›s›na, ac›s›na sürdü¤ün o k›-
vaml› ilaç) em olmaz. Allah’›n sana ba¤›fllar›, ululu¤u, gücünü
düflünüp, a¤larken dökece¤in gözyafllar›ndan baflka sana hiçbir
fley tan›k olmaz. Her ne yaparsan (beni kendine gerçek) âfl›k (se-
ni içten ç›lg›nca seven) eyle. (Ey yaratt›klar›n›) besleyen, yetiflti-
ren koruyan (Allah’›m!)
144 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Iflk›ñ k›ld› fleyda meni cümle âlem bildi meni


Kaygum sensen tüni küni meñe sen ok kereksen

2- Te’âla’llah zih-i ma’ni sen yaratt›ñ cism ü can›


Kull›k k›lam tüni küni meñe sen ok kereksen

3- Közüm açt›m seni kördüm küll köñülni señe berdim


Uruglar›m terkin k›ld›m meñe sen ok kereksen

4- Sözlesem men tilimdesen közlesem men közümdesen


Köñlümde hem can›mdasan meñe sen ok kereksen

5- Feda bolsun señe can›m töker bolsañ menim kan›m


Men kuluñmen sen sultân›m meñe sen ok kereksen

6- Âlimlerge kitap kerek sofîlerge mescid kerek


Mecnûnlarga Leylâ kerek meñe sen ok kereksen
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 145

Aç›klama
1- (Senin) aflk›n (sana olan afl›r› sevgim) beni ç›lg›n k›ld›.
Barça (bütün) dünyâ(daki kifliler) beni böyle bildi (tan›d›). Be-
nim gece gündüz tasam, üzüntüm sensin. Bana (içindeki hûri
k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâ-
lik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
2- Ad› ulu Allah’›m bizlerin derecelerini flu en güzele yük-
selt. Yarat›lm›fllar›n gövdelerini (o gövdeleri diri tutan) canlar›
yaratan sensin. Ben sana göñülden ba¤lan›p gece gündüz ibadet
edeyim. Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile
uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen ge-
reksin.
3- (Ben) gözümü aç›nca seni(n eserlerini ve eserlerinde tecel-
lini) gördüm. Bütün göñlümü sana verdim. (Sana ba¤lan›p göñ-
lümü açt›m.) O¤ufl ve akrabalar›m› b›rak›p bir yana koydum. Ba-
na (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n,
odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
4- (Ben) konufltu¤umda sen hep dilimdesin. Gözlesem (ne-
reye baksam) sen gözümdesin (hep seni görürüm.) Sen benim
hem göñlümde hem de (gövdemi diri tutan) can›mdas›n. Bana
(içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu,
zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
5- (Benim) can›m sana feda olsun (can›m sana kurban ol-
sun). Sen benim kan›m› döksen de can›m senin olsun. Ben senin
kulunum (sana olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl olan kölenim). Sen
ise benim efendim, hakan›ms›n. Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›d-
van’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile ta-
mun de¤il) yaln›z sen gereksin.
6- Âlimlere (ilim ile u¤raflanlara ö¤renmeleri için) kitap ge-
rek. Sûfî (sana ulaflmak için dinin emir ve yasaklar›na uymakta
titiz) olanlara (ibadet etmeleri için) mescid gerek. Mecnûn’lara
Leylâ (Ç›lg›nca sevenlere o sevdikleri) gerek. Bana (içindeki hû-
ri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve
Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
146 Hoca Ahmed Yesevî

7- Gafillerge dünyâ kerek âkillerge ukbâ kerek


Vâizlerge minber kerek meñe sen ok kereksen

8- Âlem bar› uçma¤ bolsa cümle hûrlar karflu kelse


Allah meñe rûzi k›lsa meñe sen ok kereksen

9- Uçma¤ kirem cevlân k›lam ne hûrlarga nazar k›lam


An› mun› men ne k›lam meñe sen ok kereksen

10- Hâce Ahmed menim at›m tüni küni yanar odum


‹kki cihânda umudum meñe sen ok kereksen

fiiir

1- Muhammedni biliñ zât› Arab’dur


Tarikatn› yol› külli edebdür

2- Hakîkat bilmegen âdem emesdür


Biliñ siz hiç nimege okflamasdur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 147

7- Gafillere (bilgisiz, düflüncesiz olanlara bu geçici ve yalan-


c›) dünyâ (ve içindeki, bilgisizlerin de¤er verdikleri çekici bul-
duklar›) gerek. Akl› bafl›nda olanlara âhiret (hayat›nda cennet)
gerek. Vaizlere (kiflilere dini anlatan, ö¤üt verenlere) minber
(camilerde cemaate hitap edilen yüksek yer) gerek. Bana (için-
deki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, ze-
bâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
8- Var olan bütün dünyâ uçmak olsa. Barça (hep) iri gözlü
cennet k›zlar› (bana) karfl› gelse, (beni sayg› ile karfl›lasalar). Al-
lah bana k›smet etse (benden râz› olup hepsini bana verse yine
de hiçbirisini istemiyorum.) Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’›
ve karabafllar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de-
¤il) yaln›z sen gereksin.
9- Uçma¤a girip gezinti yapmay› ben ne yapay›m? Ben orada-
ki iri gözlü uçmak k›zlar›na niye bakay›m? Onu bunu, (uçma¤›n
nimetlerini, süt ve bal ›rmaklar›n›, kufl kebab›, göñül okflay›c›
renkleri, çiçekleri, kokular›, meyvelerini...) ben ne yapay›m? Be-
nim hem bu dünyâda, hem de öte dünyâda iste¤im ve umdu¤um
sensin. Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafllar› ile uç-
ma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z sen gereksin.
10- Benim ad›m Hoca Ahmed’dir. Benim içimdeki odum
(göñlüme düflmüfl olan ilâhî aflk atefli) tün ve gün (durmadan)
yanar. ‹ki dünyâda (bu dünyâ ve öte dünyâda) da (bir tek) umu-
dum (sensin). Bana (içindeki hûri k›zlar›, R›dvan’› ve karabafl-
lar› ile uçma¤›n, odu, zebâni ve Mâlik’i ile tamun de¤il) yaln›z
sen gereksin.

Aç›klama
1- (Hz.) Muhammed’i bilin (ki, kendisi) Arap(lar›n içinde,
evrene gönderilmifl son elçi)dir. Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan yolu, tamamen güzel davran›fl, ak›ll›l›k, utan-
ma duygusudur.
2- Gerçe¤i, var olan do¤rular› bilmeyen âdem (insan) de¤il-
dir. Biliniz (ki, bafl gözü ile görülebilen ve görülemeyen var olan
do¤rular›) bilmeyen kiflinin hiçbir fleye beñzer yan› yoktur.
148 Hoca Ahmed Yesevî

3- Biliñ bîçün erür hem bîçügûne


Vâ bî flübhe erür hem bî nemûne

4- Kahrlansa k›lur yer birle yeksân


Boladur zelzele yer birle âsmân

5- Rahim k›lsa biliñiz rahmeti bar


Berür bolsa tükenmes ni’meti bar

6- Muhammedni s›fat k›lsam kemîne


Anas›n› at› bilgil Âmine

7- Atas› at› Abdullah ikendür


Anad›n to¤may›n ölgen ikendür

8- Muhammedni babas› sakla¤andur


Yal›ngaç açlarn› yokla¤andur

9- Babas›n› biliñiz Abdulmuttalib


Köñülde saklagays›z yahfl› bilib

10- Babas›n› atas› erdi Hâflîm


Eflitkende akadur közde yafl›m

11- Biliñ törtüncisidür Abdulmenâf


Alarn› bilse her kim köñlidür sâf

12- Resûlni bilse her kim tört puflt›n


K›yametde kezer sekiz behifltin
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 149

3- Bilin (ki), efli orta¤› olmayan, tek olan, beñzersizdir. (Efli


ve orta¤› olanlar›n hiçbirisine beñzemez). Öyle ki, (her türlü)
kuflkudan uzakt›r hem de örne¤i (bir baflka sûreti) yoktur.
4- O’, k›zsa, öfkelense her fleyi ve her yeri yerle bir eder (y›-
kar yok eder). Yerler ve gökler (zelzele oluyormufl gibi) depre-
nir sallan›r birbiri içine girer, karmakar›fl›k olur.
5- O’, ac›rsa, merhamet ederse biliniz ki ba¤›fllay›c›l›¤›, koru-
mas› yarl›gamas› var. O’, vermek dileyip de verir olsa, tükenmez
sonsuz yiyecek-giyecek sa¤l›k gibi ba¤›fllar› mutluluklar› var.
6- (Son olarak kitap verip gönderdi¤i elçisi Hz.) Muham-
med’in özelliklerini eksik de olsa, az olarak anlatsam, bilin ki)
anas›n›n ad› Âmine (içinde korku tafl›mayan, güvenilir emin
olan ve olunan)d›r.
7- Babas›n›n (atas›) ad› Abdullah (Allah’›n kulu. Allah’a
kulluk yapmada sürekli ve en önde olan)d›r. (Peygamberimiz)
anas›ndan do¤madan (iki ay önce babas› Abdullah) ölmüfltür.
8- (Hz.) Muhammed’i babas›(n›n babas› olan Abdulmutta-
lib) saklayan (koruyup kafltaran)d›r. Yal›nayak, ç›plak ve yoksul
(karn›n› doyuramayan)lar› yoklayan (onlara da yard›m eden,
ihtiyaçlar›n› karfl›layan)d›r.
9- Babas›n›(n babas›n›) biliniz (ki onun ad›) Abdulmutta-
lib(dir. ‹steyen taleb edenin kulu)dur. (Bunlar›) çok iyi (ö¤renip)
biliniz ve göñlüñüzde saklay›n›z (unutmay›n›z)!
10- Babas›n›n (babas›n›n babas›-dedesinin) atas› (babas›)
Hâflim (ezen, parçalayan, k›ran, gösteriflli)dir. (Ben bunlar›) iflit-
ti¤imde (içimdeki duygular›m kabarmakta ve) gözyafllar›m ak-
maktad›r.
11- Biliniz dördüncü atas› (dedesinin dedesi) Abdulmenâf
(Menâf’›n kulu)d›r. Onlar› (Peygamberimizin dört atas›n›) her
kim bilse (o kiflinin) göñlü saft›r (duru temizdir).
12- Her kim (Allah’›n kitap verip yollad›¤› son) elçisinin ön-
ceki (önündeki) dört atas›n› (Abdullah, Abdulmuttalib, Hâflim
ve Abdülmenâf’›) bilse, (o kifli) k›yamette (ulu¤ günde) sekiz uç-
ma¤› gezer olur.
150 Hoca Ahmed Yesevî

..................

36- S›fat k›lsam Ali flîr-i Hudâ’dur


Ki flemflîr birle kâfirni k›radur

37- Kâfirlerni k›lur imânga da’vet


Beredür her zaman islâmga kuvvet

38- Kim mü’min bolgan›n al›p keledür


Kabul k›lmagan›n çap›p keledür

39- Kim flemflir kolga al›p minse düldül


Tüfledür kavmi kâfirlerge gulgul

40- Kol›dag› yarag› zülfikâr›


Çapuflkanda uzalur k›rk kat›

41- Ali’ni bar idi onsekkiz o¤l›


An› her kay›s›dur kette tu¤l›

42- Ali ‹slâm üçün kanlar yutadur


Kim ‹slâm tug›n› mehkem tutadur

43- Hâce Ahmed bil gariblikke tüflüptür


Resûl evlâd›ga sözler kat›pdur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 151

..................
36- Özelliklerini anlatsam (Hz.) Ali (sahibimiz efendimiz)
Allah’›n arslan›d›r. (En güçlü kuludur) ki, k›l›ç ile (müslüman-
lar› katletmek isteyen) kâfirleri (karanl›kta kalm›fl, imân ›fl›¤› ile
kalpleri ayd›nlanmam›fllar›) k›rand›r.
37- Kâfirleri (kalpleri imân ›fl›¤› ile ayd›nlanmam›fllar›) imâ-
na (Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, k›yamet
gününe -ulu¤ güne-, hay›r ve flerrin -iyilik ve kötülü¤ün- Al-
lah’dan oldu¤una, öldükten sonra dirilmeye inanmaya) ça¤›r-
maktad›r. ‹slâm dinine her zaman güç kuvvet vermektedir.
38- (Ça¤r›s›na uyup da) müslüman olanlar› al›p (müslü-
manlar›n içine) gelmektedir. (Getirmektedir). Kabul etmeyip de
(müslümanlar ile savaflanlar›) k›r›p gelmektedir.
39- Ki, k›l›c› ele al›p da Düldül’e (Peygamberimizin Hz.
Ali’ye verdi¤i k›r kat›r) binse, kâfirlerin toplulu¤una (korktuk-
lar›ndan) bir ba¤›r›fl›p ça¤›r›flma düflmektedir.
40- Elindeki haz›rl›¤› (yarag› olan silah’›) zülfikâr’›. (Pey-
gamberimizin Bedir savafl›nda Hz. Ali’ye verdi¤i ucu çatal k›l›ç)
savaflt›¤›nda k›rk kat› (kendi namlu boyunun k›rk kat›) uzar
(Uzaktakilerin içine korku düflürür).
41- (Hz.) Ali’nin onsekiz o¤lu var idi. Onlar›n (onsekiz o¤-
lunun) hangisinin tu¤u (bayra¤› daha) büyüktür? (Seveni ve
sonra gelen insanlar›n üzerindeki etkisi daha çoktur?)
42- (Hz.) Ali ‹slâm (dininin yücelmesi için) kanlar yutmak-
tad›r. (Eziyetler çekmektedir.) Ki, ‹slâm tu¤unu (bayra¤›n›) çok
s›k› tutmaktad›r. (Peygamberimizin yolunda hiç gevfleklik gös-
termemektedir)
43- Hoca Ahmed, bil(in ki) garipli¤e düflmüfltür (Yetim ka-
l›p babas›z, kimsesiz olmufltur.) Peygamberimizin evlâd›na (k›-
z› Fât›ma’dan olan torunlar›na) sözler katm›flt›r. (Onlar› anlat-
m›flt›r.)
152 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- “El kezzâbu lâ’ ümmeti’ dedi biliñ Muhammed


Yalganç›lar kavmini ümmet demes Muhammed

2- Togr› yörgen kul›n› Hakk’n› izlep yol›n›


Râst yörgen kul›n› ümmet degey Muhammed

3- Her kim ümmetmen dese Resûl iflin koymasa


fiefaat küni bolsa mahrum koymas Muhammed

4- Teñri te’âlâ sözin Resûlullâh sünnetin


‹nanmagan ümmetin ümmet demes Muhammed

5- Ümmetmen dep yörürsen buyrug›n› k›lmazsen


Neçük umut tutarsen anda sormas Muhammed

6- Müflküldir âsî bende ümmet demese anda


Resvâ bolur mahflerde ümmet demes Muhammed

7- Ümmet degey Muhammed ç›n sözlese Kul Ahmed


Tañla bolsa k›yamet mahrum koymas Muhammed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 153

Aç›klama
1- “Yalanc›lar benim ümmetim de¤ildir” dedi. (Son Pey-
gamber Hz.) Muhammed (bunu) bilin. Yalanc›lar toplulu¤una
(Son Peygamber Hz.) Muhammed ümmet (benim yolumda be-
nim getirdi¤im dine inanm›flt›r) demez.
2- Do¤ru (Hakk’) yolda yürüyen kulunu, Hakk’›n (do¤ru,
gerçek) yolunu aray›p (bulan ve o yola düflen), o yolda dosdo¤-
ru yürüyen kuluna (Hz.) Muhammed ümmet(im) diyecek.
3- Her kim ki (ben Hz. Muhammed’in) ümmetiyim dese,
Peygamberimizin iflini (yapt›klar›n› ve bizlere yapmam›z› bu-
yurduklar›n›) koymasa (bir yana b›rakmasa, yapsa, ulu¤ günde)
Peygamberimizin ümmetinin günahlar›n›n ba¤›fllanmas› için
arac› olmas› günü olsa (geldi¤inde), geri b›rakmaz (onun için
arac› olur. Hz.) Muhammed.
4- Ad› yüce ulu Tañr›’n›n sözüne (Kur’ân’a ve) Allah’›n
(kendisine kitap verip gönderdi¤i son) Peygamberinin sünneti-
ne (yapt›klar›na, söylediklerine, hareketleri ile uygun bulup
bulmad›klar›na) ümmetinin (içinde bulunup da) inanmayanlara
ümmet (benim yolumda, getirdiklerime inanm›fl) demez Mu-
hammed.
5- Ben (Son Peygamber Hz. Muhammed’in) ümmetiyim de-
yip yürürsen, (ancak) onun buyru¤unu yerine getirmezsen, na-
s›l (olur da ümmetiyim diye) umut tutars›n, orada (ulu¤ günde)
sormaz (Seni aramaz) Muhammed.
6- (Hz. Muhammed’in) getirdiklerine ve buyruklar›na uy-
may›p karfl› gelen (Allah’a) kulluk yapt›¤›na inananlar›n (ulu¤
günde Peygamberimiz) ümmeti demezse iflleri zordur. (Bu dün-
yâda iken) yapt›klar› ortaya ç›km›fl, utanç içinde olur. (O kifliye)
ümmet(im) demez Muhammed.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed do¤ru, gerçek söyler-
se (son Peygamber Hz.) Muhammed ümmetim der. Tan atanda
k›yamet kopsa bile (Hz.) Muhammed arar onun günahlar›n› ba-
¤›fllatmaya u¤rafl›r. (Onu flefaatinden mahrum koymaz.)
154 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Nûr-› Hudâ dost› Hudâ ol Mustafâ


Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?
Dürûd› Hudâ vird-i Hudâ Hak Mustafâ
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

2- Kimler üçün giryân k›ld› közlerini?


Ümmet üçün biryân k›ld› özlerini
Ümmet bolsañ añla uflbu sözlerini
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

3- Y›¤lay y›¤lay yüz közleri fliflti körüñ


K›yam turup ayaglar› fliflti körüñ
Ümmet üçün kaygu mihmet çekti körüñ
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

4- Eyâ dostlar mun› bilür ümmet kan›?


Eger bilseñ and›n artuk ni’met kan›?
K›yâmet kün and›n oza flefkat kan›?
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

5- Ümmet bolup Resûl kadrin bildiñiz mi?


Ten can birle sünnetlerin k›ld›ñ›z m›?
Resûl üçün zâr iñreben öttiñiz mi?
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 155

Aç›klama
1- (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n nûru, Allah dostu o (son
Peygamber Hz. Muhammed) Mustafâ, (kendisine kitap indiril-
mifl) Peygamber (olarak) kimler için (rahmet olarak bu dünyâ-
ya) geldi bildiniz mi? (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n ö¤dü¤ü
ve s›k s›k ad›n› (sevdi¤im) dedi¤i do¤ru ve gerçek (Peygamber
Hz. Muhammed) Mustafâ, kimler için (rahmet olarak bu dünyâ-
ya) geldi bildiniz mi?
2- (Son Peygamber Hz. Muhammed) kimler için (a¤lay›p)
gözlerinden yafllar döktü? (O, son Peygamber Hz. Muhammed)
kendisini peygamber olarak benimseyip yolunda gidenler için
özünü içten içe yakt›. Onu peygamber olarak benimseyip yoluna
düfler olsan, iflte bu sözleri (ö¤ren) anla (ve düflün. Son Peygam-
ber) kimler için (rahmet olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?
3- (Ümmetinin bu geçici ve yalan dünyâda iken iflledikleri
yazuklar yüzünden âhirette çekecekleri eziyetler için) a¤laya
a¤laya yüzü gözleri fliflti. (Bunu) görün! Ayakta (Kâbe’ye karfl›)
durup Yaratan’a yalvard›¤›ndan (ayakta uzun süre durmaktan)
ayaklar› fliflti. (Bunu) görün! Ümmeti için korku, ac›, s›k›nt›, ezi-
yetler çekti. (Bunu) görün! (Son Peygamber) kimler için (rahmet
olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?
4- Ey sa¤d›çlar! Bunu bilir, (anlay›p de¤erlendirecek) üm-
met hani (nerede?) E¤er bilsen (anlay›p de¤erlendirsen) ondan
artuk iyilik, mutluluk hani (var m›?) Ulu¤ günde ondan uzak
(baflka günahkârlara) ac›ma, ba¤›fllatmak için yakaran hani (ne-
rede? Son Peygamber) kimler için (rahmet olarak bu dünyâya)
geldi bildiniz mi?
5- (Peygamberimizin) getirdiklerine inan›p, benimseyip,
yoluna düflen olup, (kendisine kitap verilerek gönderilen) Re-
sûl’ün de¤erini (anlay›p) bildiniz mi? Gövdenizle can›n›zla
(olanca varl›¤›n›zla) sünnetlerini (yapt›klar› ve sözlerini) tuttu-
nuz mu? (Son) Peygamber için a¤lay›p inleyerek (kendinizden)
geçtiniz mi? (Son Peygamber) kimler için (rahmet olarak bu
dünyâya) geldi bildiniz mi?
156 Hoca Ahmed Yesevî

6- Heyhât heyhât sa’âdetdür ol Mustafâ


Heyhât heyhât ganimetdür ol Mustafâ
Heyhât heyhât inayetdür ol Mustafâ
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

7- Kul Hâce Ahmed sözler sözüñ tilim kefâ


Ümmetlerim k›lg›l vefâ k›lma cefâ
Ümmetige munda¤ dedi hak Mustafâ
Kimler üçün keldi Resûl bildiñiz mi?

fiiir

1- Onsekkizmiñ âlemge server bolgan Muhammed


Ottuzüçmiñ ashabga rehber bolgan Muhammed

2- Yal›ngaç u aç›kka kanâatl›¤ Muhammed


Âsî câfî ümmetge flefaatl›¤ Muhammed

3- Tünler yat›p uyumas tilâvetli¤ Muhammed


Garib birle yetimge mürüvvetli¤ Muhammed

4- Yold›n azgan gümrahga hidayetli¤ Muhammed


Mühim tüflse her kimge kifayetli¤ Muhammed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 157

6- Ey vah, ey vah! (Biz bilemedik. Gerçekte) O, (Hz. Mu-


hammed) Mustafâ mutluluktur. Ey vah, ey vah! (biz bilemedik.
Gerçekte) O, (Hz. Muhammed) Mustafâ çal›fl›p u¤raflmadan ele
geçen en büyük de¤erli varl›kt›r. Ey vah, ey vah! (Biz bilemedik.
Gerçekte) O (Hz. Muhammed Mustafâ) iyilik, ba¤›fl (dara düflü-
lende yard›m eden)dir. (Son Peygamber) Kimler için (rahmet
olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed söyler sözünü.
(Bilgisiz, ilimsiz olanlara) dilim, s›k›nt›, eziyet ve zorluktur. Be-
nim sözlerimi duyup da anlayan, inanan ve de¤erlendirenler!
Bu sözlerime ba¤l› kal›n›z! Hem bu dünyâda hem de ulu¤ gün-
de (baflta kendinize olmak üzere) eziyet etmeyiniz. Getirdikleri-
ne inan›p yolunda gidenlere gerçek (Peygamber olan Hz. Mu-
hammed) Mustafâ bunlar› dedi. (Son Peygamber) kimler için
(rahmet olarak bu dünyâya) geldi bildiniz mi?

Aç›klama
1- (Ey) Onsekizbiñ evrene bafl olan (Hz.) Muhammed. Otu-
züçbiñ eshaba (sahabilere kendisine inanan, sahib ç›kan ona ye-
tiflip görmüfl dinlemifl müslüman olarak ölmüfl olanlara) yol
gösterici, önder olan Muhammed!
2- Yal›ncakl›¤a (giyimsizli¤e) ve açl›¤a (yiyimsizli¤e) gö¤üs
gerip dayanan, göñlü gözü tok olup bir fley istemeyen Muham-
med. ‹slâm’›n buyurduklar›n› yapmay›p hem kendisine hem de
çevresine eziyet eden, s›k›nt› veren ümmetine ac›y›p ba¤›fllan-
malar› için çal›flan Muhammed.
3- Geceleri yat›p uyumayan hep (Kur’ân-› Kerîm’i) okuyan
Muhammed. Yad ellere düflmüfl kimsesizler ile babas›n› yitir-
mifl olanlara (Gariplere ve yetimlere) ‹slâm’a ve insanl›¤a uy-
gun olarak davran›p ba¤›fllarda bulunan Muhammed.
4- (Dosdo¤ru olan) Hakk’ yolundan azan sap›tm›fl, flafl›rm›fl
olanlara do¤ruyu do¤ru, yanl›fl› yanl›fl, kötüyü kötü olarak gös-
teren Muhammed. (Muktezî) Kendisine gerekli, lâz›m olanlar›
bulamayan onlara sahip olamayanlara yetiflen, yeterli olan Mu-
hammed.
158 Hoca Ahmed Yesevî

5- Ebû Cehl ü Leheb’ge siyasetli¤ Muhammed


Melâmetni sabur› selâmetli¤ Muhammed

6- Namaz rûze k›lguvç› ibadetli¤ Muhammed


T›nmay tesbih aytguvç› riyâzetli¤ Muhammed

7- Mel’un lâ’in fieytân’ga siyasetli¤ Muhammed


fierîatn› yol›ga inâyetli¤ Muhammed

8- Tarikatga rehnümâ irâdetli¤ Muhammed


Hakikatge muktedâ icâzetli¤ Muhammed

9- Duâlar› müstecab icâbetli¤ Muhammed


Yamanl›kka yahfl›l›k kerametli¤ Muhammed

10- Tevfik bergen zâlimge celâletli¤ Muhammed


Secde k›lgan e¤ilip itâatli¤ Muhammed
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 159

5- Ebû Cehil (bilgisizli¤in, karanl›¤›n babas›na) ve Ebû Le-


heb’e (atefl yal›m›n›n babas›na) dünyâ ve âhirette kurtulufllar›n›
sa¤lamak için çal›flan Muhammed. Bilmeyenlerin k›namas›na,
ç›k›flmas›na sabreden (dayanan öfkelenmeyen), onlar›n kötü-
lüklerinden kurtulan Muhammed.
6- Namaz›n› k›l›c›, orucunu tutucu (Yaratan’›na tap›n›c›),
ibadetlerini eksiksiz yap›c› Muhammed. (Hiçbir fleyden etkilen-
meden) durmadan Allah’›(n adlar›n› ve s›fatlar›n›) söyleyici, öl-
meyecek kadar az yiyip içerek nefsini k›r›c› Muhammed.
7- Allah’›n kat›ndan ve ac›mas›ndan ko¤ulmufl, lânetlen-
mifl, (ilenilmifl, kötü duâ edilmifl) olan (kiflileri Allah’›n buyruk-
lar›na karfl› gelmek için sinsice yanafl›p kand›rmaya çal›flan)
fieytân’a karfl› ak›ll›, sab›rl› davranan Muhammed. Allah’›n kul-
lar› için koydu¤u yasalara uyma yolunda kiflilere iyilik, yard›m
eden Muhammed.
8- Gerçe¤e (Allah’a ve O’nun r›zâs›na) ulaflma yolunda
olanlara yol gösterici (k›lavuz) olan, onlar›n dileklerine ulaflma-
lar›n› isteyen, onlara gerekli (buyruk), bilgi ve emirleri veren
Muhammed. Gerçekte, do¤rulukta (evren, tabiat ve Allah’›n
sonsuz gücü konusunda benzetme ve dolayl› anlatmalardan
uzak olan gerçe¤e ulaflmada) kendisine uyulan, (bu konuda ön-
de giden) en ehil ve güvenilir olan Muhammed.
9- (Yapt›¤›) duâlar› kabul edilen (Allah kat›nda uygun bu-
lunup benimsenen) geri kak›lmayan, ikilenmeyen Muhammed.
(Yap›lan) kötülüklere iyilikle karfl›l›k veren kerametli (Allah’›n
ba¤›fl› ile ak›lla, mant›kla ölçülemeyen davran›fl ve durumlar
gösteren) Muhammed.
10- Baflkalar›na eziyet ve s›k›nt› veren, haks›zl›k yapanlara
bile uygun düflen davran›fllarda ve ö¤ütlerde bulunan, yard›m
veren büyüklük, ululuk, hilim ve h›fl›m gösteren Muhammed.
E¤ilip (rükû eden yere kapan›p) secde ederek yüce Yaratan’a
boyun e¤en, buyruklar›na uyan Muhammed.
160 Hoca Ahmed Yesevî

11- Befl vakt namaz bolganda imametli¤ Muhammed


Mi’rac afl›p barganda flehadetli¤ Muhammed

12- Arfl u Kürsi bazar› inayetli¤ Muhammed


Sekkiz behiflt igesi vilâyetli¤ Muhammed

13- Miskin Ahmed kul›ga kitabetli¤ Muhammed


Yetim fakir garibge sehavetli¤ Muhammed

fiiir

1- Körgen zaman inangan Ebû Bekr S›ddîk’dur


Üstün olup tayangan Ebû Bekr S›ddîk’dur

2- Muñlaflkanda y›¤lagan kullukla bel ba¤lagan


‹ç ba¤r›n› da¤lagan Ebû Bekr S›ddîk’dur

3- Bir kavlidin kaytmagan s›rr›n hergiz aytmagan


Gâfil bolup yatmagan Ebû Bekr S›ddîk’dur

4- Can canânege kavflurgan k›z›n kold›n tapflurgan


Kol kavflurup yalbargan Ebû Bekr S›ddîk’dur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 161

11- Befl vakit namaz oldu¤unda (namaz k›lanlara) imaml›k


(önderlik) yapan (namaz k›lan tüm müslümanlar›n namazlar›-
n›n sorumlulu¤unu boynuna alan) Muhammed. (Kur’ân’dan
sonra ikinci mucize olarak nice duraklar› aflarak) mi’rac’a (ç›k›p)
Sidretü’l-Münteha’y› da afl›p (Yaratan’›n kat›na) vard›¤›nda
(hiçbir kiflio¤lunun görmediklerini) gören Muhammed.
12- Arfl (Allah’›n kiflilik, güç ve özelliklerinin belirdi¤i du-
rak) ve Kürsi (Arfl’›n alt›ndaki durak) Allah’›n yard›m ve ba¤›fl›
ile var›p Allah’›n hitab›na, yard›m ve lütfuna ulaflt›¤› yer olan
Muhammed. Sekiz uçma¤›n sahibi (ve sekiz uçma¤a) ulaflanla-
r›n kefili olan Muhammed.
13- Kulun (kölen olan bu) yoksul Ahmed’e en ulu mucize
olan (Kur’ân-› Kerîm’i karfl›l›ks›z veren) kitap sahibi olan Mu-
hammed. Babas› ölmüfl (veya hem babas› hem de anas› olma-
yanlara), yoksul, yurdundan ayr› düflmüfl kimsesiz ve güç du-
rumda kalm›fllara cömert olan, (onlar›n ihtiyaçlar›n› karfl›layan
maddî-manevî ba¤›fllarda bulunan) Muhammed.

Aç›klama
1- (Peygamberimiz Hz. Muhammed’i) gördü¤ünde (onun
peygamberli¤ine içten) inanan Ebû Bekir S›dd›k’t›r. (Ümmetin
içinde) üstün olup (Peygamberimize sahib ç›k›p bu yolda gör-
dü¤ü eziyetlere) dayanan (Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
2- (Peygamberimizin ac›lar›na ortak olup) buñald›¤›nda a¤la-
yan (Peygamberimizin ifllerini görüp s›k›nt›s›n› paylaflarak onun)
kullu¤una (içinden gelerek) bel ba¤layan, (olanca varl›¤› ile ona
yönelen) göñlünü ve ba¤r›n› yaralayan (Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
3- (Söz verdi¤inde hiç)bir sözünden dönmeyen, üzüntüsü-
nü, s›k›nt›s›n›, gizli kalmas› gereken bilgileri hiç kimseye söyle-
meyen, bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olarak yat(›p uyuma)yan
(Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
4- Sevdi¤ini sevdi¤ine kavuflturan, k›z›n› (Hz. Âifle’yi) el-
den veren (Peygamberimize efl olarak veren), ellerini (önünde
ba¤lay›p) kavuflturup (karfl›s›nda duran) yalvaran (Hz.) Ebû Be-
kir S›dd›k’t›r.
162 Hoca Ahmed Yesevî

5- Aytgen sözige yetken nefs ü hevâd›n ketgen


Hak Resûl’n› berkitgen Ebû Bekr S›ddîk’dur

6- Muhammed’ge kaynata k›lgan emes hiç hata


Boyn›ga salgan fota Ebû Bekr S›ddîk’dur

7- Kul Hâce Ahmed k›l tasdik yâr-› ¤ar›ñ k›l tefrik


Âriflikte bil sâd›k Ebû Bekr S›ddîk’dur

fiiir

1- ‹kkincisi yâr bolgan adâletli¤ Ümer’dür


Mü’minligde yâr bolgan adâletli¤ Ümer’dür

2- Bilâl’ga ezan ettürgen fleriatn› bildürgen


Din sözini ukturgan adâletli¤ Ümer’dür

3- Kâbe efligin açt›rgan barça butn› s›ndurgan


Resûl köñlin t›ndurgan adâletli¤ Ümer’dür

4- fieriatn› pes tutkan tarikatn› râst tutkan


Hakikatn› hob bilgen adâletli¤ Ümer’dür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 163

5- Söyledi¤i sözüne yeten (söz verdi¤inde yerine getiren)


kiflileri bu dünyân›n geçici olan insanî, hayvanî ve cinsî istekle-
rine yönelten benli¤inden ve gelip geçici fleylere ve günah iflle-
meye olan isteklerinden giden (onlar› b›rakan, Allah’›n kendisi-
ne kitap vererek peygamber olarak yollad›¤›) Resûl’ünün gücü-
nü art›ran (Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
6- (Peygamberimiz Hz.) Muhammed’e kay›n ata (kar›s›n›n
babas›) olan, hiçbir yanl›fll›k yapmayan, boynuna futa (hamam-
larda kullan›lan kumafl-pefltemal beñzeri havlu gibi örtü) koyan
(Hz.) Ebû Bekir S›dd›k’t›r.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, sen (Hz. Ebû Be-
kir’in) do¤rulu¤una yüceli¤ine içten inan. Onun (Peygamber efen-
dimizin hicretinde) ma¤aradaki sa¤d›c›n› (öteki arkadafllar›ndan)
ay›r. Bilgide ileri olup gerçekleri gören ve sezgili olan (Hz.) Ebû
Bekir’i do¤ru ve dürüst, gerçekleri kabul edici olarak bil.
Aç›klama
1- (Peygamber efendimize) ikinci sa¤d›ç olan, hiç kimseye
eziyet ve s›k›nt› vermeyip hakk›n› veren, do¤ru davranan (Hz.)
Ömer’dir. Herkesin elinden, dilinden kötülük yapmas›ndan
kendisini güvenlikte duyanlara sa¤d›ç olan, adaletli, herkesin
pay›na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.) Ömer’dir.
2- (Allah’a ortak koflanlar›n kötülüklerinden korkmay›p Hz.)
Bilâl(-i Habeflî)ye aç›ktan ezan okutturan (namaza ça¤r› yapt›-
ran), ‹slâm dininin ana hükümlerini bildiren, din sözünü anlatan,
herkesin pay›na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.) Ömer’dir.
3- Kâbe’nin kap›s›n› açt›ran, (puta tapanlar›n Kâbe’nin için-
deki) barça (bütün) putlar›n› k›rd›ran, (Allah’›n kitap vererek
son peygamber olarak gönderdi¤i) Resûl’ün göñlünü yat›flt›r›p
dinlendiren, herkesin pay›na düflen ülüflünü kendisine veren
(Hz.) Ömer’dir.
4- Allah’›n, kullar› için Peygamberimiz arac›l›¤› ile yollad›¤›
hükümleri üstün tutan, kollayan, Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan (gerçe¤e ulaflan) yolu do¤ru tutan, (Allah’›n evren-
deki tasarruf ve hakimiyeti konusundaki) gerçekleri çok iyi bilen,
herkesin pay›na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.) Ömer’dir.
164 Hoca Ahmed Yesevî

5- O¤l›n çarlap keltürgen derre urup öltürgen


Adl k›l›p yol sorgan adâletli¤ Ümer’dür

6- Ç›ra¤ bolup öçmegen din yol›d›n tanmagen


Nâhak iflni etmegen adâletli¤ Ümer’dür

7- Miskin Ahmed k›lg›l yâd k›lg›l acziñni bünyâd


fiayed rûh› k›lgay flâd adâletli¤ Ümer’dür

fiiir

1- Üçüncü dost› yâr bolgan Osmân-› bâhayâdur


Her nefesde yâr bolgan Osmân-› bâhayâdur

2- Hak Resûl’n› dâmâd› dinimizni âbâd›


Bendelerni âzâd› Osmân-› bâhayâdur

3- Okugan› flâtibi âyet hadîs kâtibi


Minber üzre hatibi Osmân-› bâhayâdur

4- Münacât› kûh-› Tûr alganlar› ikki nûr


Aytgenleri barça dürr Osmân-› bâhayâdur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 165

5- (Ceza gerektiren suç ifllemifl olan) o¤lunu ç›k›fl›p payla-


yarak getiren, kamç› vurma cezas›n› yerine getirirken o¤lunu
öldüren, (suçlu o¤lu olsa da cezada da hakk›n› veren), herkese
eflit davranan (eflit davranman›n) yol(unu) soran, herkesin pay›-
na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.) Ömer’dir.
6- (Allah aflk› ve peygamber sevgisinden) kandil (çera¤)
olup (da devaml› yanarak çevresini ayd›nlat›p) sönmeyen, din
yolundan (hep ileri gidip, hiç geri) dönmeyen, haks›z (hiçbir) ifl
etmeyen, herkesin pay›na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.)
Ömer’dir.
7- (Ey) Yoksul Ahmed, (sen onlar›) hep an (ve hiç unutma.
Sen) zavall›l›¤›n›, çaresizli¤ini ana dayanak olarak al. Olur ki
(onun) ruhunu (tinini) sevindirmifl olursun. (O kifli) herkesin
pay›na düflen ülüflünü kendisine veren (Hz.) Ömer’dir.

Aç›klama
1- (Peygamberimizin) üçüncü sa¤d›c›, yard›mc›s› olan hayâ
ehli (utanan, edebli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
Her soluk al›p veriflinde Peygamberimize yararl›, yard›mc› olan
hayâ ehli (utanan, edebli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Os-
man’d›r.
2- (Allah’›n kendisine kitap vererek gönderdi¤i son pey-
gamber) Hakk’ Resûl’ünün gü¤eyisi, dinimiz (olan ‹slâm di-
nin)in flenlendiricisi, bak›ml› yapan›, köleleri (efendilerinden sa-
t›n alarak) özgür b›rakan›, hayâ ehli (utanan, edebli, günah iflle-
mekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
3- (Kur’ân-› Kerîm’i) okuyanlar›n, Allah’›n kat›nda e¤ilenle-
rin baflta geleni, Kur’ân-› Kerîm’in ve Peygamber Efendimizin
sözlerinin yaz›c›s›, minberin üstüne ç›karak müslümanlara
ö¤ütler veren, hayâ ehli (utanan, edepli, günah ifllemekten kaç›-
nan Hz.) Osman’d›r.
4- Allah’a yalvarmalar› (Sina’da Hz. Mûsâ’n›n ç›kt›¤›) Tûr
da¤› gibi. Ald›klar› (Peygamber efendimizin) iki (k›z›) nûr. Söy-
ledikleri (ay›tt›klar›) barça (bütün) inci gibi. Hayâ ehli (utanan,
edepli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
166 Hoca Ahmed Yesevî

5- Köpler kelip piyâde koymad›lar flehzâde


fiehid k›ld›lar anda Osmân-› bâhayâdur

6- Tavsif k›ld›ñ Osmân’n› Hâce Ahmed sen an›


Yoktur flekk ü gümân› Osmân-› bâhayâdur

fiiir

1- Törtünçisi yâr bolgan flir-i Hudâ Alî’dür


Hem mi’racda yâr bolgan flir-i Hudâ Alî’dür

2- Aytgen sözi rahmâni körseñ yüzi nûrânî


Kâfirlerni k›ran› flir-i Hudâ Alî’dür

3- Himmet kur› belide Mevlâ’m yâd› tilide


Zülfikâr’› elkide flir-i Hudâ Alî’dür

4- Minip ç›ksa Düldül’ge yerge tüfler zelzele


Kâfirlerge gulgule flir-i Hudâ Alî’dür

5- Düflmenlerge mukâbil bold› kâfirge kâtil


K›lgan bât›ln› zâyil flir-i Hudâ Alî’dür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 167

5- Çok kifliler yayan olarak geldiler. (Hz. Ömer’in yerine)


Peygamberimizin vekili olarak geçmiflti, (onu, orada) b›rakma-
d›lar. Orada (evinde yazd›¤› Kur’ân-› Kerîm’i okurken) flehid et-
tiler. (Allah yolunda iken öldürdüler O, flehid) Hayâ ehli (uta-
nan, edepli, günah ifllemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.
6- Hoca Ahmed sen onu (hayâ ehli Hz. Osman’›)n özellikle-
rini anlatt›n. (onun Peygamberimize ve Kur’ân’a) hiçbir flüphe-
si, karars›zl›¤› zan ve kuflkusu yoktur. (Peygamberimizin üçün-
cü sa¤d›c› ve yerine geçeni) hayâ ehli (utanan, edepli, günah ifl-
lemekten kaç›nan Hz.) Osman’d›r.

Aç›klama
1- (Peygamberimizin) dördüncü sa¤d›c›, yard›mc›s› olan (sa-
hibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir. Hem mi’rac’da
(Allah’›n kat›na vard›¤›nda) sa¤d›c› olan (sahibimiz efendimiz)
Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
2- Söyledi¤inde sözleri Allah ile ilgili her yan›yla hay›rl›,
görsen yüzü nûrlu (›fl›kl›,) ayd›nl›k olan, (müslümanlarla sava-
flan) kâfirleri k›ran (sahibimiz efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.)
Ali’dir.
3- Himmet (kalbi olanca gücü ile Allah ve Resûlü’ne yönel-
mifl herkesi koruyup kay›rma) kufla¤› (çabas›) belinde. (Sahibi-
miz efendimiz) Yaratan’›m›z›n ad› (sürekli) dilinde, (Peygambe-
rimizin kendisine verdi¤i çatal uçlu) zü’l-fikâr› (k›l›c›) elinde
(sahibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
4- (Peygamberimizin kendisine verdi¤i) düldüle (k›r kat›ra)
binip de (flöyle ortal›¤a) ç›ksa yer titremeye bafllar. (Müslüman-
larla savaflan) kâfirler (korkudan) ba¤›r›p ça¤›r›flarak, yard›m is-
temeye bafllarlar. (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.)
Ali’dir.
5- (‹slâm) düflmanlar› (savafl için sald›rd›klar›nda) karfl›lar›-
na ç›kt› ve kâfirleri öldürdü. Geçersiz (gerçe¤e dayanmayan,
bofl ve anlams›z olan) bilgileri geçiren yok eden, (tüketen, biti-
ren, ilim ehli oldu¤undan safsatay› önleyen, sahibimiz, efendi-
miz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.
168 Hoca Ahmed Yesevî

6- Rahmet k›lgay Bir u Bar her ne k›lsa erki bar


Hâce Ahmed’ge mededkâr flir-i Hudâ Alî’dür

fiiir

1- Bir kün keldi Ebû Bekr Selman birle


Hak Mustafâ’ râz›n açt› Rahmân birle
Barça barur bu dünyâd›n erman birle
Elkin bolup Hakk’a vâs›l bolmak üçün

2- Azrâil bir kün keldi fermân birle


Fât›ma selâm berdi ikrâm birle
Hak Mustafâ meflgul bold› imân birle
Iss›g tendin aziz cann› bermek üçün

3- Resûl ayd› “Sahabeler bahil boluñ


Âhiretge ulanduk siz ân›k biliñ
Rûze tutuñ namaz okuñ zekât beriñ
Cehennemdin özni âzâd k›lmak üçün”

4- Düflenbe kün hak Mustafâ dünyâ koyd›


Hakk’ te’âlâ fermân›ga boyun sund›
‹bn-i Abbas suvn› kuyd› Ali yuvd›
Uçma¤ içre hülle ton›n kiymek üçün
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 169

6- Bir ve var olan (Yüce Yaratan ona) rahmet etsin (ba¤›flta


bulunup korusun). Her ne yapsa erki (yapma, yapt›rma gücü)
var. (Ulu¤ günde) Hoca Ahmed’in yard›mc›s›, (elinden tutan›)
olsun. (Sahibimiz, efendimiz) Allah’›n arslan› (Hz.) Ali’dir.

Aç›klama
1- Bir gün (Hz.) Ebû Bekir, Selman(-› Farisî) ile (birlikte Pey-
gamber Efendimizin yan›na) geldi. (Allah’›n son peygamberi)
hak (Hz. Muhammed) Mustafâ (barça yaratt›klar›n›n r›z›klar›n›
veren ve onlara hay›rlar irade buyuran) Allah’›n ad›n› an›p giz-
li gerçekleri söyledi. Barça (bütün insanlar) bu dünyâdan, istese
de istemese de kötü ifller yapanlar, yapt›klar›ndan (dolay›) biz-
ler kötü ifller yapmasayd›k diye diz dö¤erek âhirete (gider) va-
r›rlar. Elin olup (al›p) Yaratan’›na kavuflmak için.
2- Azrâil (Ölüm Mele¤i) bir gün Allah’dan ald›¤› buyruk ile
(ç›k›p) geldi. Fât›ma (anam›za) sayg›l› olarak selâm verdi. (Al-
lah’›n son Peygamberi) Hak’ (Hz.) Muhammed Mustafâ (Al-
lah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ulu¤ güne, kaderin,
hayr›n ve kötülü¤ün Allah’tan geldi¤ine, kiflio¤ullar›n›n öldük-
ten sonra yine dirileceklerine olan) imân ile düflüncede idi. S›-
cak gövdesinden de¤erli can›n› vermek için.
3- (Allah’›n kitap vererek peygamber olarak gönderdi¤i
Hz.) Resûl dedi: Benim getirdiklerime inanan, benim yolumda
olanlar susun ve dinleyin! (Biz) âhirete uland›k (gidenlere ek-
lendik). Sizler onu (âhirete yolculu¤umuzu) bilin! Oruçlar›n›z›
tutun, namazlar›n›z› (dosdo¤ru) k›l›n, zekâtlar›n›z› (y›lda mal›-
n›z›n yüzde ikibuçu¤unu yoksullara) verin. (Bunlar› yaparsa-
n›z) kendinizi tamu(nun odun)dan kurtar›rs›n›z.
4- Pazartesi günü (Allah’›n insanl›¤a Peygamber olarak gö-
revlendirdi¤i Hz.) Muhammed Mustafa (bu maddî) dünyây›
koydu (b›rakt›). Ad› ulu Allah’›n buyru¤una boyun sundu (bo-
yun e¤di). ‹bn-i Abbâs (Abdullah ibn-i Abbâs. Peygamberimizin
amcas›n›n o¤lu) suyunu kuydu. (Hz.) Ali yudu. (‹bn-i Abbâs su-
yunu döktü Hz. Ali cenazesini yudu) uçma¤ içinde, uçma¤ do-
nunu (cennet giysilerini) giymek için.
170 Hoca Ahmed Yesevî

5- Allah deben sahâbeler tebrendiler


Peygamberni cenâzesin köterdiler
Ul Sidretü’l-Münteha’ga aflurd›lar
Arfl üstige tegürüben koymak üçün

6- Asmândag› feriflteler yerge indi


Peygamberni nûr› birle âlem told›
“Babam” teyu Fât›ma giryan k›ld›
Babas›d›n yetim bolup kalmak üçün

7- Kul Hâce Ahmed gevher yañl›g hikmet ayd›


Erenlerge hizmet k›l›p nazar tapt›
Toksantokkuzmiñ hikmet ayt›b dastân k›ld›
Dastân k›l›p bostân içre yörmek üçün

fiiir

1- Ol “Elestü birabbiküm” degeninde


“Kâlu belâ” degenimni bilelmesmen
“Ve mâ diniküm” deben yine sorgan›nda
“Dinim ‹slâm” degenimni bilelmesmen

2- ‹lâh’›md›n yene üç yol keldi hitab


Mü’min ervah “Rabbimsen” dep berdi cevab
Cevap aytmagann› kâfir k›ld› ‹zzim Vehhab
Men hem cevab aytgan›mn› bilelmesmen
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 171

5- Allah diyerek sahabiler (ona inanan, yolunda olanlar) k›-


m›lday›p harekete geçtiler. Peygamberimizin cenazesini (kald›-
r›p) götürdüler. Sidretü’l-Münteha’ya (yarat›lm›fllar›n bilgilerinin
ve ifllerinin son s›n›r›na) afl›rd›lar (geçirdiler). Arfl’›n (Allah’›n zât
ve azametinin belirdi¤i yerin) üstüne de¤in ç›kar›p koymak için.
6- Göklerdeki melekler (cenazeye kat›lmak için) yere indi-
ler. (Son) Peygamberin nûru ile bütün dünyâ doldu. (Onun ›fl›-
¤› dünyân›n her yan›n› kaplad›. Hz.) Fât›ma anam›z “babam”
diyerek gözyafl› döktü (a¤lad›). Babas›ndan yetim olup (babas›
gibi babas›n› yitirmifl olarak) kalmak için.
7- (Yüce Yaratan’a) kul (olan) Hoca Ahmed cevher (altun-
dan daha de¤erli tafllar) yan›nda (daha de¤erli olan) varl›klar›n
gerçeklerini anlatan, anlayanlar› iyi ifller yapmaya yönlendiren
sözler söyledi. (Allah sevgisi ile) ermifllerin buyru¤una girdi,
onlar›n ifllerini buyruklar›n› yapt›. Onlar›n bak›fllar›n› buldu
(ulaflt›). Doksandokuzbiñ varl›klar›n gerçeklerini anlatan sözler
söyleyip ölmez, unutulmaz, her ça¤da geçerli fliirler söyledi. Bu
ölmez sonsuza kadar duygu ile okunacak sözler söyleyip uç-
maktaki yeflillikler (bahçeler) içinde yürümek için.
Aç›klama
1- (Ey Allah’›m! Sen bizim ruhlar›m›z› yarat›p) o, “Elestü bi-
rabbiküm (Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?)” dedi¤inde; “Kalu
belâ (evet sen bizim Rabbimizsin)” dedi¤imi (ben) bilemezdim.*
“Ve ma diniküm (dinin nedir?)” deyip de sordu¤unda, “(Dinim
‹slâm)” dedi¤imi ben bilemezdim.
2- (Yüce) Yaratan’›mdan yine üç yol (yine o sorular) bize
ça¤r› olarak geldi. Mü’min (‹slâm’a inananlar›n) ruhlar›; “Evet
sen bizim Rabbimizsin” deyip karfl›l›k verdi. Karfl›l›k vermeye-
ni, (sen bizim Rabbimizsin demeyeni) kâfir (imâns›z, müslüman
olmayan, koyu bir bilgisizlik karanl›¤› içinde) k›ld›. De¤erli,
güçlü, çok ba¤›fllayan, ihsan eden Allah. Ben (sorulan bu soru-
lara) cevap söyledi¤imi (verdi¤imi) bilemezdim.

* A'raf sûresi 172. âyet: Hani Rabbin, Âdem o¤ullar›n›n bellerinden zürriyetleri-
ni alm›fl; onlar› kendilerine flâhid tutarak, “Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?”
demiflti. Onlar “Hay hay (Rabbimizsin), flâhid olduk!” demifllerdi. Bunu k›yâ-
met gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz diye yapm›flt›k.
172 Hoca Ahmed Yesevî

3- Cümle ruhga flol sa’âtte ferman yetti


Ferman bolgaçdem ötmeyin saf kuruld›
Kâfir çapta mü’min bende oñda turd›
Kays› taraf turgan›mn› bilelmesmen

4- Secde k›l dep Hakk’d›n yene fermân bold›


Secde k›l›p barça mü’min ülüfl ald›
Secde k›lmay kalganlar› kâfir bold›
Men hem secde k›lgan›mn› bilelmesmen

5- Ey mü’minler vehmi birle bold›m giryan


Bu gam birle akl›m hayran yüregim kan
Tendin ötüb dîldin ötüb ortad› can
Neçük ilâç eterimni bilelmesmen

6- Hudâ’y›mn› kudretige yetip bolmas


fiaki sa’id emr k›ld› bilip bolmas
Tâkat k›l›p halk içide tozup bolmas
Kays› taraf keterimni bilelmesmen

7- Birni gebr ü birni tersa cühud k›ld›


Birni mü’min birni kâfir yahûd k›ld›
Azâzilni dergâhidin merdud k›ld›
Ne sebebdin k›lgan›n› bilelmesmen

..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 173

3- Barça ruhlara flu ol (o) saatte buyruk yetiflti. Buyruk oldu-


¤u (eriflti¤i) andan çok geçmeden saf kuruldu (s›ra tutuldu.) Kâ-
fir(ler imân etmeyenler Allah’› Tañr› olarak tan›y›p benimseme-
yenler), çapta sol (yan)da, mü’min (imân eden, Allah’a ba¤lanan
müslümanlar sa¤ (yan)da (s›ra tutup) durdu. (Ben) kang› (han-
gi) yanda(ki s›rada) durdu¤umu bilemezdim.
4- Secde k›l (yere kapan) diye yine Allah’dan buyruk oldu
(geldi). Secde k›l›p (Allah için yere kapan›p) barça müslümanlar
ülüfl (pay, k›smet) ald›lar. Secde k›lmayan (Allah için yere ka-
panmayan) kalanlar› kâfir (imâns›z, bilgisiz, karanl›kta kalan)
oldu. Ben de secde k›ld›¤›m›, (Allah için yere kapand›¤›m›) bile-
mezdim.
5- Ey mü’minler (imân eden müslümanlar!) Ben (belirsiz sa-
n›, düflünce olan) vehm ile a¤layan (gözyafl› döken) oldum. Bu
gam (s›k›nt›, üzüntü) ile akl›m flaflk›n, yüre¤imde kan (a¤lar) ol-
du. Gövdemden geçip, (gövdemi diri tutan) göñülden geçip ca-
n›m titrer, (deprenir ç›rp›n›r) oldu. Nas›l bir em (ilâç) edebilece-
¤imi bilemezdim.
6- (Sahibimiz efendimiz) Yaratan’›m›z›n gücüne yetip (yete-
bilmek) olmaz. Allah’›n buyruklar›na karfl› gelen ile Allah’›n
buyruklar›n› tutup kendisini sevdirme mutlulu¤una yükselmifl
olanlara (hepsine de) buyruk verdi. (Uymadan) bilip olmaz.
Güç yetirip halk içinde (gezip) tozmak(la) olmaz. (Ben) hangi
yana gidece¤imi bilemezdim.
7- (Allah yaratt›¤› kiflilerden) biri(lerini atefle tapan) mecu-
sî, biri(lerini haça tapan) h›ristiyan, (birilerini de) bilerek yalan
söyleyen, gerçe¤i söylemeyen cühud (isteyerek yanl›fl söyleyen
Yahûdi) k›ld›. Biri(lerini) mü’min (inanm›fl müslüman), biri(leri-
ni) kâfir (koyu bilgisizlik karanl›¤› içinde puta tapan,) birilerini
de, son peygamberler Hz. ‹sa ve Hz. Muhammed ve getirdikle-
ri kitaplara inanmayan) yâhudi k›ld›. (Kiflileri hep Allah’›n buy-
ruklar›na uymamaya yönelten) fieytân’› kap›s›ndan ve ac›ma-
s›ndan ko¤ulmufl k›ld›. (Bunlar›) neden yapt›¤›n› bilemezdim.
..................
174 Hoca Ahmed Yesevî

18- And›n soñra kefen ton›n kiydürgeyler


Pâk u nâpâk meni sal›p çolgagaylar
Bafl ayag›m mehkem tutub ba¤lagaylar
Tevbe ton›n kiygenimni bilelmesmen

19- Tört ayagl›g tabut›mn› keltürgeyler


Meni sal›b tört tarafd›n kötürgeyler
Senâ ayt›b cenâzemni okugaylar
Men hem senâ aytar›mn› bilelmesmen

20- And›n soñra meni sal›b revân bolsa


Yetmifliki yerde mendin sevâl sorsa
Cevâb ber dep feriflteler vahflet k›lsa
Neçük cevâb bererimni bilelmesmen

21- Tabut birle al›b tursa gor bafl›da


Yâranlar›m y›¤lap turgay köp kafl›mda
Yalguz y›¤lap kurgum el bafl›mda
Anda neçük k›lar›mn› bilelmesmen

22- Meni koyup yetti kadem keter bolsa


Münker Nekir oflal demde kirip kelse
“Men Rabbük” dep feriflteler bak›p tursa
“Rabbim Allah” degenimni bilelmesmen

23- Kul Hâce Ahmed menzil hatar yollar y›rak


Barur yeriñ yavukturur bar mu yarak
Tevbe k›l›p özin bilgen ald› yarak
Men hem tevbe k›lgan›mn› bilelmesmen
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 175

18- Ondan sonra (ölü giysisi olan) kefen elbisemi giydirse-


ler, temizlenmifl ve temizlenmemifl beni b›rak›p gövdemi örtüp
bürüyerek (kefenimi) sarsalar. Bafl›m ile ayaklar›mdan yan›n›
iyice s›karak ba¤lasalar. (Ben bu dünyâda iflledi¤im yazuklar-
dan vazgeçip ba¤›fllanmas› için yalvarmalar›m olan) tövbe do-
numu (giyece¤imi) giyip giymedi¤imi bilemezdim.
19- Dört ayakl› (içine ölülerin konup götürüldü¤ü sand›k
olan) tabutumu getirseler, (Beni tabutun içine) sal›p (yat›r›p)
dört yandan (tutup) kald›r›p götürerek (musallaya koysalar),
duâ edip (benim yazuklar›m›n ba¤›fllanmas› için Allah’a yalva-
r›p) cenaze namaz›m› k›lsalar, Ben de (kendim için Yaratan’›m›n
beni ba¤›fllamas› için) yalvarabilir miyim, bilemezdim.
20- Ondan sonra beni sal›p (tabutumla al›p sinime gömmek
için sinli¤e) yörüseler. Yetmifl iki yerde benden (dünyâda iken
yapt›klar›mla ilgili) soru sorsalar, (sorular›m›za) cevab ver de-
yip melekler (Münker-Nekir) korku, ürküntü verseler, (ben) na-
s›l bir cevap veririm? Bunu bilemezdim.
21- (Beni) tabut ile al›p sinimin bafl›na getirip (yere koyup)
dursalar, beni sevenlerim, sa¤d›çlar›m karfl›mda çokça toplan›p
a¤lay›p dursalar, (ben de) yaln›z a¤lay›p el bafl›mda (el elde, bafl
baflda) sinimde kalaca¤›m. Orada (tek bafl›ma kalaca¤›m sinim-
de) neler yapaca¤›m? Bunlar› ben bilemezdim.
22- Beni (sinime) yat›r›p (koyup, üstümü toprakla örtüp)
yedi ayak (ad›m) gider olsalar, sorgu melekleri o anda (sinime)
girip (yan›ma) gelseler. “Men Rabbük” deyip (sorucu) melekler
(cevap vermem için bana) bak›p dursalar, (ben) “Rabbim Allah”
diyebilece¤imi bilemezdim.
23- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (varaca¤›n)
durak korkulu, güvenliksiz. (Oraya giden) yollar (da) ›rak. (Se-
nin) varaca¤›n yerin (›rak gibi görünse de oraya varman) yak›n-
d›r. (Oras› için) yara¤›n (yapt›¤›n haz›rl›k, ç›k›lad›¤›n az›¤›n) var
m›? (Bu dünyâda) iflledikleri yazuklardan dönüfl yapan ba¤›fl-
latmak için yalvaranlar, kendi özlerini bilenler yarak ald›. (Ha-
z›rlad›klar› âhiret az›¤›n› ald›lar.) Ben ise bu dünyâda iflledi¤im
yazuklardan utan›p bir daha ifllememeye söz verip yalvararak
ba¤›fllatt›¤›m› bilemezdim.
176 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Muhabbetni deryâside gavvas bolup


Marifetni gevherini algum kelür
Tarikatn› meydan›da pervaz k›l›p
Ol tubi darahtige kongum kelür

2- Ol tubi darahtini ekse bitmes


Allah degen âfl›k kuld›n taksir kelmes
Ç›n âfl›k eren hergiz yolda kalmas
Âfl›k bolup Allah yad›n aygum kelür

..................

7- Selim bolup saf bold› Cüneyd, fiiblî


Nefsin tefip kahr k›ld› Hasan Basrî
Halkn› koyup fenâ bold› Zünnun M›srî
Azizlerge mutaba’at k›lgum kelür

8- Allah yad› tekebbürni üyin bozd›


Meflayihler bu halkan› görklük tüzdi
Çün Hû dedim ma’siyetler tüzge tozd›
Men hem tegi ol halkada bolgum kelür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 177

Aç›klama
1- (Senin) göñül al›c› konuflmalar›n›n deñizinde gavvas (su-
ya dalan, dalg›ç) olup, Yüce Yarat›c›’n›n ba¤›fl› ile derin bilgi,
sezgi, aç›l›m, kalbî görüfl incisini (ak›l, ilim, edeb) alas›m gelir.
Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflecek yolun aç›ld›¤› meydanda ka-
nat ç›rp›p, uçup dönerek o (uçmak a¤ac› olan) Tûba’n›n dallar›-
na konas›m gelir.
2- O tûba dallar›n› ekse (çelikten -dal›ndan- topra¤a sokup
yetifltirmek istese) bitmez (yetiflmez. ‹çtenlikle) Allah diyen (ve
Allah yolunda olan Hakk’a) âfl›k (olan) kuldan (istemeyerek de
olsa) kötü bir ifl veya iyi iflte eksiklik gelmez (olmaz.) Do¤ru ve
gerçekten (Allah’a) âfl›k (olan O’nun sa¤d›çl›¤›na) eren hiçbir
zaman yolda kalmaz. (Benim Hakk’a) âfl›k olup Allah’›n ad›n›
sürekli söyleyesim gelir.
..................
7- (Âhiret için) sa¤lam, güvenlik içinde olup duruldu, gö-
ñüllerine girmifl olan Allah sevgisi d›fl›ndakilerden ar›nd›lar.
Cüneyd(-i Ba¤dadî ve Hallâc-› Mansûr’un sa¤d›c› olan) fiiblî.
‹çindeki kendisini bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli-
¤ini (aya¤›yla) tepip y›k›p k›rd›. Hasan Basrî, M›s›rl› Zünnun
(Ebû’l-Gay›d)da halk› bu dünyâda koyub (b›rak›b) yok oldu.
Nûrlu sa¤d›çlara uyup onlarla birlikte olas›m gelir.
8- Allah’›n ad›n› sürekli anmak, çal›m satman›n büyüklen-
menin, kibirlenmenin evini bozdu. (Düzenini, yerini k›r›p y›kt›.)
‹lim ehli bilgili, sezgili, ö¤ütleyici, e¤itici, yol gösterici önder
olanlar bu, (Allah dostlar›n›n toplan›p oluflturdu¤u) halkay›
(daireyi) görklü, (gösteriflli, gözal›c› olarak) düzdü. (Düzenledi.)
Çünkü Hû (O’, Allah) dedim. Yazuklar, Allah’›n buyruklar›na
uymamalar, düze (do¤ruya, sevaba, itaate) tozdu, (do¤ru uçufl-
tu, yöneldi). Benim dahi o (erenlerin oluflturdu¤u) halkada ola-
s›m gelir. (O daireye giresim gelir.)
178 Hoca Ahmed Yesevî

9- fievk flarab›n içtim erse k›ld› harab


Muhabbetni od› birle ba¤r›m kebab
Didâr›n› ruzî k›lsa ‹zzi’m Vehhab
Darusselâm saray›ga kirgüm kelür

10- Kul Hâce Ahmed gevher yañl›g hikmet ayd›


Azizlerni medhi birle sözin yayd›
Uzun tünni künge ulap k›yam turd›
Duâ okub revan hikmet aygum kelür

fiiir

1- Muhabbetni bostan›ga bülbül kebi


Seherlerde nâle eylep kongum kelür
Oflal vaktda ‹lâh’›mn› cemâlini
Mânâ közi birle ayan körgüm kelür

2- Merdan erür Hakk’ yol›n› baflç›lar›


Mürid birle Hudâ ara elçileri
Vahdaniyyet deryas›n› yolç›lar›
Astânede bar›p darban bolgum kelür

3- Hakk’ visâlin tilegenler tün ü küni


T›nmay can› birle aytur zikri Hû’n›
Hakk’d›n ilham yetip kelür bilseñ mun›
Âhiretni azuk›n› algum kelür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 179

9- Göñlümdeki Yüce Yarat›c›ya ba¤lanman›n fliddetli iste¤i-


nin flarab›n› içtimse (gerçeklefltirebildi¤im için) bu beni parçala-
y›p y›kt›. O’nun kat›nda olman›n odu ile ba¤r›m kebab (gibi
yand›.) Güçlü, her türlü de¤erlendirmenin üstünde olan çok ba-
¤›fllay›c›, çok ihsan edici Allah’›m yüzünü görmeyi ba¤›fllarsa,
uçma¤›n (Dârusselâm saray›) ikinci kat›na giresim gelir.
10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed mücevher (al-
tundan da de¤erli süs tafl›) gibi gizli gerçekleri anlatan derin bil-
gileri söyledi. Nûrlu, flerefli, sayg›de¤er Allah dostlar›n› ö¤erek
sözlerini yayd›. Uzun (k›fl) geceleri(ni) gündüze ulay›p (Yüce
Yaratan’›n›n kat›nda) ayakta durdu. Allah’a yalvarmaya devam
ederek gizli gerçekleri (sürekli) söyleyesim gelir.

Aç›klama
1- Karfl›l›kl›, sevgi ve sayg› ile göñül okflay›c› konuflma(lar›n
yap›ld›¤› erenler) toplant›s›na kat›l›p bülbül (kuflu) gibi, tanyeri
a¤aranda inleyip seslenerek a¤lay›p konas›m gelir. fiu, o vakitte
(herkesin uykuda oldu¤u tanyeri a¤aranda) Yüce Yaratan’›m›n
yüzünü mânâ gözü (göñül gözü) ile aç›k ve belli olarak göresim
gelir.
2- Sözünden dönmeyen (eziyetli olsa da sözünü tutan) er
kifliler Hakk’ yolunda gidenlerin baflç›lar›d›r. Tasavvufa girmifl
mürflidin ö¤rencisi ile Sahibimiz efendimiz Yüce Yarat›c›m›z
aras›nda elçileri, benzeri olmayan birlik deñizinin yolcular› sev-
gilinin bulundu¤u, s›¤›n›lacak yerin kap›s›n›n efli¤ine var›p
(oran›n) kap› görevlisi ve temizlikçisi olas›m gelir.
3- Gece ve gündüz Yüce Yaratan’a kavuflmay› dileyenler,
durmadan, hiçbir fleye ve zorlu¤a ald›rmadan can› ile Hû (O’,
Allah) diye sürekli söylerler. Hakk’dan (kalbine) ilhâm (manâ
do¤mas›, Allah’›n kulunun göñlüne bâz› fleyler getirmesi) yetip
gelir. Bunu bilsen. Âhiretin (öte dünyân›n) az›¤›n› (orada gerek-
li olacak olanlar›) alas›m gelir.
180 Hoca Ahmed Yesevî

4- Muhabbetni âsâs›n› kolga al›p


Sa’âdetni h›rkas›n› tenge sal›p
Muhabbetni yung› birle kanatlan›p
Ma’rifetni butagi¤e kongum kelür

5- Erenler barça bar›p bold› mezâr


Katt›¤lan›p ey dostlar›m bolg›l bidâr
Mûsâ s›fat Tûr ta¤›da körüp didâr
“Rabbenzuru ileyke” dep aygum kelür

6- Vâ deriga ›ss›z ömrim berdim yelge


‹badetdin heç nime yok baksam kolga
Kull›k kur›n keç ba¤lad›m emdi belge
Himmet k›l›p pîr hizmetin k›lgum kelür

7- Hofl mucize berdi imân atâs›n›


Tenim can›m dîlim ruh›m sevdâs›n›
S›r kulag›n al›b nâle nidâs›n›
Nidâ efltib can›m feda k›lgum kelür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 181

4- Karfl›l›kl› sevgi ve sayg›n›n âsâs›n› (de¤ne¤ini) elime al›p,


mutluluk giyece¤ini (dervifl elbisesini) gövdeme sal›p (giyinip),
karfl›l›kl› yüksek sevgi ve sayg›n›n verdi¤i güç ve çaba at›na bi-
nip onun gücü ile kanatlan›p derin bilgi, sezgi, aç›l›m ve mane-
viyat yolunda yücelme dura¤›na (erenlerin meclisine) ulafl›p
(bir kufl gibi) buda¤›na konas›m gelir.
5- Allah’a yak›n olan erenlerin barças› var›p (gittiler) mezar
oldular (mezarda toprak oldular.) Ey sa¤d›çlar›m çok a¤lay›n›z
uyumay›n›z, uyan›k, sak, sezgili olunuz. Hz. Mûsâ’n›n Sina’da-
ki Tur da¤›nda Yaratan›n›n yüzünü görmesi gibi Rabbenzuru
ileyke “Yâ Rabbi, bana (cemâlini) göster, seni göreyim”* (deme-
si gibi benim de bu sözleri) deyip söyleyesim gelir.
6- Ey vah! Yazuklar (ki), ›ss›z (de¤erini bilip sahib ç›kama-
d›¤›m) ömrümü yele verdim (bofl yere geçirdim). Elimde kalan-
lara baksam, Allah’a ibadet ve tâatten hiç nemirse (bir fley) yok.
(Ben) kulluk kufla¤›n› (Yaratan’›ma gere¤i gibi ibadet etmenin
çabas›n›) geç (kal›p) flimdi belime ba¤lad›m. Olanca gücümle
Yaratan›ma ba¤lanmay› k›l›p bilgili, sezgili, manevî gözü aç›k,
ö¤ütleyici, yolgösterici, e¤iticinin buyru¤una girip buyurdukla-
r›n› yapas›m ve ifllerini göresim gelir.
7- Allah’›n bizlere karfl›l›ks›z olarak verdi¤i imân en iyi mu-
cize (ak›l ve mant›k ölçülerine s›¤mayan ifl)dir. Gövdemle, ca-
n›mla, göñlümle, tinimle (ruhumla) Allah sevgisinin en üstünü-
nü, gizli sesleri duyan manevî kula¤›n, (bafl kula¤›n›n duyama-
d›¤›, göñül kula¤›n›n duydu¤u Hakk’ âfl›klar›n›n) a¤lama sesle-
rini duyar. (Ben de bafltaki kulaklar›m›n duyamad›¤›) sesleri ifli-
tip can›m› veresim gelir.

* A’raf sûresi, 143. âyet: Vaktâki Mûsâ, tayin etti¤imiz vakitte geldi ve
Rabbi onunla (vas›tas›z olarak) konufltu. Mûsâ, “Yâ Rabbi, bana (cemâ-
lin) göster, seni göreyim” dedi. Allah, “Sen beni aslâ göremezsin. Ama
flu da¤a bak! E¤er o yerinde durursa sen de beni görürsün!” buyurdu.
Derken Rabbi o da¤a tecelli edince, onu yerle bir etti. Mûsâ bay›larak
yere düfltü. Ay›ld›¤› vakit, “Allah’›m! Seni tenzih ederim. Sana tevbe et-
tim ve ben, mü’minlerin ilkiyim!” dedi.
182 Hoca Ahmed Yesevî

8- Kul Hâce Ahmed dûn ehlidin bil emes ol


Riyâzetsiz hiç âlemni körgezmes ol
Allah demek mü’min kulga ar emes ol
Hakk’ yad›ga can›m kurban k›lgum kelür

fiiir

1- Allah degen bendeni cây›n cennetde kördüm


Hûr u g›lman cümlesin karflu hizmetde kördüm

2- “Fezküruni” zikrini aytgan kullar daima


Cümlesin hemrah behiflt-i adn’de kördüm

3- Tüni küni uhlamay Hû zikrini aytganlar


Melâyikler hemrah› arfln› üstide kördüm

4- Hayr u sehâ k›lganlar yetim köñlin alganlar


Cehâr yârlar hemrah› kevser lebinde kördüm

5- Âmil bolgan âlimler yolga kirgen âsîler


Anda¤ kad› cây›n› dâru’s-selâmda kördüm
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 183

8- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed o, alçak, afla¤›-


l›k (dünyâya tapan) olanlardan de¤il, bunu bil. O’, az yiyecek ile
yaflay›p çok ibadet etmeden hiç dünyây› göstermez. Allah de-
mek, o mü’min (insanlar›n her türlü hareketinden kendilerini
güvende bildikleri) kula utan›lacak bir fley de¤ildir. Hakk’ ad›-
n› sürekli anmaya can›m› kurban edesim (veresim) gelir.

Aç›klama
1- Allah deyip de Allah’a olanca varl›¤› ile ba¤lananlar›n
yerini (erifltikleri yüksek dura¤›n›) uçmakta gördüm. ‹ri gözlü
cennet k›zlar›n› ve g›lmanlar›n›n (karabafllar›n›n) hepsini (cen-
nete girenlerin) buyru¤unda, onlar›n ifllerini yapar gördüm.
2- “Fezküruni” (Allah’›n ad›n› sürekli an›n, ululu¤unu ve
gücünü derin düflünün)* bunu sürekli söyleyen (ve düflünen)
kullar(›n hepsini birbirleriyle) yoldafl olup uçma¤›n yedinci ka-
t› olan Adn’da gördüm.
3- Gece ve gündüz (tün i gün) hiç uyumazlar (bofl durmaz-
lar) Hû (O’, Allah) sözünü sürekli söylerler. Meleklerin yoldafl-
lar› (olup onlar›) Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i (arfl)
üstünde (arfl› aflm›fl yücelikte) gördüm.
4- (Herkese hep) iyilik yap›p cömertlik yapanlar ve babas›-
n› erkenden yitirmifl (kalbi k›r›lm›fl olan)lar›n göñlünü alanlar
(Peygamberimizin) dört sa¤d›c›n›n yoldafl›d›rlar. (Bunlar›) Kev-
ser (uçmaktaki kevser ›rma¤›) lebinde (duda¤›nda, k›y›s›nda)
gördüm.
5- (‹limleri ile) âmil olan âlimler (bildiklerine uyan gere¤ini
yapan bilginler) yola giren âsiler, (Allah’›n buyruklar›n› tutma-
y›p da, dönüfl yaparak tutan ve olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤la-
nanlar), öyle uygulay›p yerine getirenlerin yerini (yükseldikleri
duraklar›n›) uçma¤›n ikinci kat› (Dârü’s-Selâm)da gördüm.

* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki ben de sizi anay›m. Ba-
na flükredin, nankörlük etmeyin.
184 Hoca Ahmed Yesevî

6- Kad› bolgan âlimler para rüflvet yegenler


Anda¤ kad› cây›n› nâr-› sakar’da kördüm

7- Müfti bolgan âlimler nâhak fetva bergenler


Anda¤ müfti cây›n› s›rat köfrügde kördüm

8- Zâlim bolup zulm etgen yetim köñlin a¤r›tkan


Kara yüzlüg mahflerde kol›n arkada kördüm

9- Cemaatge barmay›n terk-i namaz k›lganlar


fieytân birle bir yerde derk-i esfelde kördüm

10- Kul Hâce Ahmed kân açt› dürr ü gevherni saçt›


T›ñlamagan bu sözni gaflet içinde kördüm

fiiir

1- Yolga kirgen erenlerdin yoln› sormay


Y›glamay mu ey dostlar›m hatâ k›ld›m
Hakk’ zikrini keçe küntüz vird eylemey
Eya dostlar öz can›mga cefâ k›ld›m
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 185

6- ‹lim ehli olup da, bu ilmi ile yarg›ç olup ilmini baflkalar›-
na da uygulayan âlimler (Yarg›ç olanlar), para ve rüflvet yiyen-
ler (verece¤i hüküm âdil olsun, olmas›n o hükmü taraflardan bi-
rinden aynî ve nakti-para veya yerini tutan bir fley alarak verir-
se) öyle (âdil olmayan hüküm veren) kad› (yarg›ç)lar›n yerini
(Tamunun ikinci kat› olan) nâr-› Sakar’da gördüm.
7- (Bir olay veya ifl konusunda ‹slâm’a uygun olup olmad›-
¤›n› bildiren konuyu bilen) fetva veren, müfti olan âlimler, hak-
s›z (her neden olursa olsun, ‹slâm’a uygun olmayan) fetva ve-
renler, öyle olan müftülerin yerini (tamunun üstünden uçma¤a
uzanan) s›rat köprüsünde gördüm.
8- Baflkalar›na haks›zl›k ve eziyet eden, bundan zevk alan
veya göñlü incinmeyen, erken yafllarda babas›n› yitirmifl olanla-
r›n göñlünü a¤r›tanlar (onlara manevî eziyet edenlerin) yüzleri
kara olarak elleri, kollar› arkada (ba¤lanm›fl gibi) gördüm.
9- Müslümanlar›n içine girmeyen, (camiye gidip cemaatle
namaz k›lmayan) ve (müslüman›m deyip de) namaz k›lmayan-
lar, fleytân (Allah’›n kat›ndan kovulmufl ve ilenilmifl, kiflilere
sinsice yanafl›p Allah’›n buyruklar›na karfl› gelmeye yönelten)
ile bir yerde, tamunun en alt yerinde gördüm.
10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed de¤erli fleyle-
rin (dolu oldu¤u) oca¤›n› açt›. ‹nci ve cevherlerini (altundan da-
ha de¤erli olan bulunmaz tafllar›n›) saçt›. (‹lim, edep ve ilâhî
özelliklere bürünmenin yollar›n› söyledi.) Bu sözleri dinleme-
yenleri (anlay›p uygulamayanlar›) gaflet (uyku, bilgisizlik, vur-
dumduymazl›k, düflüncesizlik) içinde gördüm.

Aç›klama
1- (Do¤ru Hakk’) yol(un)a girmifl (olan Allah dostu) eren-
lerden (Hakk’a giden) yolu sormad›m. Ey sa¤d›çlar›m! (Ben) a¤-
lamayay›m m›? Yañ›larak (Allah’›n buyruklar›na uymad›m ve)
yañl›fl davrand›m. Gece gündüz Yüce Yaratan’›n ad›n› an›p ulu-
lu¤u ve gücünü düflünmeyi, (tefekkür etmeyi) kendime görev
bilip yapmad›m. (Bunu yapmamakla) ey sa¤d›çlar›m, ben öz ca-
n›ma eziyet s›k›nt› verdim.
186 Hoca Ahmed Yesevî

2- Allah yâd› köñüllerni rûflen k›lgan


Âfl›klarga Hudâ özi vâde k›lgan
Iflk nesimi Mustafâ’ga tuhfe kelgen
Ol sebebdin köz yafl›mn› güvah k›ld›m

3- Allah aytur “Âfl›klar›m burak suvar


Hakk’ zikrini aytganlarga rahmet ya¤ar
Köp y›¤la¤an didâr›mn› bîflek körer
Rûz› mahfler didâr›mn› atâ k›ld›m”

4- Vâde k›ld› âfl›klarga yüzmiñ burak


Âlem halk› melâmeti aña y›rak
Bu âlemde el közige yangan ç›rak
Ukba içre yüzmiñ köflkler binâ k›ld›m

..................

11- Hakk’d›n korkup mal u puln› süymegenni


Hakk’n› ayt›p bir dem yat›p uymagann›
Yatsa kopsa Hakk’ zikrini koymagann›
Açt›m bât›n közlerini binâ k›ld›m

12- Rûze tutup halkga riyâ k›lganlarn›


Namaz okup tesbih kolga alganlarn›
fieyhmen teyu özge binâ koyganlarn›
Âhir demde îmân›d›n cüdâ k›ld›m
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 187

2- Allah’›n ad›n› s›k s›k anmak (inanan mü’minlerin) göñül-


lerini ›fl›t›r. (Kendisine) yüksek ve içten sevgi ile ba¤lananlara
sahibimiz efendimiz olan Allah, kendisi yarl›¤ay›p dura¤›n› yü-
celtmek için söz verir. ‹lâhî aflk yeli (solu¤u, son Peygamber Hz.
Muhammed) Mustafâ’ya ödül olarak geldi. (‹flte) ondan dolay›
gözyafllar›m› (ulu¤ günde kendime) tan›k k›ld›m.
3- Allah der ki: (Beni sevip) “âfl›k (olan)lar›m Burak’a biner”
(Peygamberimizin Mi’rac’a giderken bindi¤i, kat›r ile eflek ara-
s›, ad›m›n› gözün görebildi¤i “gök ile yerin bitiflmifl gibi görün-
dü¤ü” yere atan cennet bine¤ine biner) Allah’›n ad›n› anan
(O’nun ululu¤u ve gücünü düflünen)lere ac›mak, ba¤›fl ya¤ar.
(Beni sevip bana kavuflmak için) çok a¤layan yüzümü kuflkusuz
görür. Ulu¤ günde yüzümü (görmelerini onlara) ba¤›fllad›m.
4- Allah (kendisine) âfl›k (olan)lara yüzbiñ burak (cennet bine-
¤i) söz verdi. Bütün dünyâdaki kiflilerin k›nam›fll›¤›, (bilmeyenle-
rin k›nay›p afla¤›lamas›) ona ›rakt›r. Bu dünyâda (Yaratan’›n› se-
venleri) el gözüne (baflkalar›n›n gözüne) yanan kandil, (onlar›n
görmelerini sa¤layan ›fl›k) eyledim. Âhirette onlar için yüzbiñ
köflkler (yeflillik güzel görüfllü ve görünüfllü flirin evler) kurdum.
..................
11- Allah’tan korkup da (bu geçici dünyâda eline geçen)
mal ve paray› sevmeyenin (onlar› Allah yolunda harcayanlara),
Hakk’›(n ad›n›) an›p (ululu¤unu ve güçlülü¤ünü düflünerek) bir
an bile yat›p uyumayan›n, yatsa da kalksa da Hakk’›n ad›n›
an›p ululu¤unu ve güçlülü¤ünü düflünmekten geri durmayan›n
manevî göñül gözlerini açt›m. (Bafl gözü ile görülmeyenleri gö-
rür k›ld›m).
12- Oruç tutup halka gösterifl yapanlar› (oruç ibadetini ç›ka-
r› için kullananlar›). Namaz k›l›p da eline tesbih alanlar›. (Ken-
dilerini namaz k›l›p tesbih çekiyor gösterenleri). Ben fleyhim
(bilgin, do¤ru yolu gösterici, ö¤üt verici, e¤itici, kendisini din ve
ibadete vermifl) diye (gösterenleri), gerçekte baflka ifller çevirip
ç›kar› için u¤raflanlar›, son anda (can verece¤inde) imân›ndan
ayr› k›ld›m (imâns›z olarak ölürler).
188 Hoca Ahmed Yesevî

13- Hakk’a âfl›k olup aytd› Kul Hâce Ahmed


S›dk› birle eflitkenge yüzmiñ rahmet
Duâ k›lay körmegeyler mihnet zahmet
Âkil erseñ bir söz birle edâ k›ld›m

fiiir

1- Allah’›mn› izlermen izin al›p ketermen


Daim seni ayturmen Lâ ilâhe illallâh

2- Kayd›n an› taparmen can›m kurban k›lurmen


Kurban bolup ketermen Lâ ilâhe illallâh

3- Can u dîlim bereyim berip bak›p turay›m


Lâ ilâhe illallâh, Lâ ilâhe illallâh

4- Can u dîlim küyübdür küyüb biryan olupdur


Can›m birle aytay›m Lâ ilâhe illallâh

5- Âfl›k ili bîsâman yoktur derdige derman


Ayta körüñ bîerman Lâ ilâhe illallâh

6- Ahmed ibn-i ‹brahim uflbu sözni hob aytd›


Ayta körüñ canlar›m Lâ ilâhe illallâh
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 189

13- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Hakk’a âfl›k


olup (bu sözleri) ay›td›. Do¤ru ve gerçek olarak iflitip (tutanlara
Allah’tan) yüzbiñlerce ac›ma, esirgeme, ba¤›fl eriflsin. (Onlar
için) Allah’a yalvaray›m; hiçbir s›k›nt›, eziyet, can ac›s› görme-
yeler. Akl›n bafl›nda ise (anlarsan ben bunlar›) bir söz (bu söyle-
diklerim) ile yerine getirdim.

Aç›klama
1- (Ben hep) Allah’›m› arad›m. O’nun yoluna düflüp (ben
O’na) giderim. (Ben dilim ve kalbimle) sürekli seni söylerim. Al-
lah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
2- Ben O’nu nerede bulurum. Ben O’na can›m› kurban ede-
rim (can›m› O’nun için veririm). Ben kendim kurban olarak gi-
derim. Allah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr›
yoktur.
3- (Ben) can›m› ve göñlümü O’na vereyim. Verip de (cans›z
ve göñülsüz gibi olarak) bak›p kalay›m. Allah’dan baflka (tapa-
cak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur. Allah’tan baflka (tapa-
cak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
4- (Benim) can›m ve göñlüm (O’nun sevgisinin ateflinden iç-
ten içe) yanm›flt›r. Yan›p da közde k›zarm›fl gibi olmufltur. Ca-
n›m ile (yetti¤i kadar) söyleyeyim. Allah’tan baflka (tapacak, s›-
¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
5- (Gerçek Hakk’) âfl›klar›n›n ülkesi, evi, eli paras›z (serma-
yesizdir). Onun ac›lar›n› dindirecek em yoktur. ‹stekle yorulma-
dan hep söyleyedurun. Allah’tan baflka (tapacak, s›¤›n›lacak,
dönülecek) Tañr› yoktur.
6- ‹brahim o¤lu Ahmed iflte bu sözleri güzel söyledi. Ey
can(dan sa¤d›ç)lar›m siz sürekli söyleyegörün. Allah’tan baflka
(tapacak, s›¤›n›lacak, dönülecek) Tañr› yoktur.
190 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- fieriat yollarn› tahsil k›l›p


Hakk’ yol›ga rastl›k birle kirgüm kelür
Peygambernin sünnetlerin terk etmeyin
Sorab isteb erenlerni kezgüm kelür

2- Terk etiben bu dünyân› tarikatde


fievkleniben küyüp yan›p ma’rifetde
Teslim k›l›p uflbu cann› hakikatde
Fenâ bolup Hakk’ cemâlin körgüm kelür

3- Kim keçiben Hakk’ yol›da hanûmand›n


Haber al›p Hakk’n› süygen erenlerdin
Almay kelip can içide ol canând›n
Ol makamda Hakk’a mahrem bolgum kelür

4- Ol makam âli makam eger bilseñ


Körmey bilmey lâf urmag›l âfl›k bolsañ
Rastl›k birle Hakk’n› süygil âkil erseñ
Körib bilip yollar›n› yörgüm kelür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 191

Aç›klama
1- ‹slâm’›n âyet ve hadîslere dayanan uygulama ile ilgili hü-
kümlerinin (fleriat) ö¤renme ve uygulama yollar›n›n nas›l oldu-
¤unu ö¤renip uygulayarak Hakk’a ulaflma, O’nun r›zâs›n› ka-
zanma yoluna tam bir do¤rulukla, (flaflmadan azmadan yürü-
mek için) giresim gelir. (Hangi durum ve flart alt›nda olursa ol-
sun) Peygamberimizin buyurdu¤u, yapt›¤›, yap›lmas›n› uygun
gördüklerini terketmeden (içimden gelen) iste¤imle sorarak
(Allah kat›nda seçkin olan) erenleri gezesim gelir.
2- (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflebilmek için tutulan yol
olan) tarikatta bu (yalanc› ve geçici) dünyây› terk ederek, ilim ve
fenlerle ve Allah’›n ilham› ile (içe do¤ma) kalbî ilerlemeye sahip
olup, onun çaba ve gayreti ile yan›p yak›larak gerçekte (Allah’›n
sonsuz gücünü bütün beñzetme ve dolayl› anlatmalardan uzak
olarak gerçekten) anlay›p, (gövdemizi diri tutan) iflte bu can›
teslim edip, (O’nun yoluna koyup) yok olarak Allah’›n yüzünü
göresim gelir.
3- Kim Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflma yolunda bu (ya-
lanc› ve geçici) dünyâdaki evinden, oca¤›ndan, bark›ndan geçe-
rek, (âhireti unutmadan) Allah’› sever, O’nun kat›ndaki seçkin
ve O’na yak›n olan erenlerden bilgi al›r, (haberdar olursa), ken-
di gövdesini diri tutan öz varl›¤› içinde o sevdi¤i (Yarat›c›’s›n-
dan) haber almal›(d›r. ‹flte) o durakta Yüce Yaratan’a yak›n ola-
s›m gelir. (O’nunla) ilgili gizli bilgiler bilmek ve O’na yavuk ol-
mak isterim.
4- Var›lan o durak e¤er bilirseñ çok yüksek (herkesin ulafla-
mayaca¤› kadar ulu bir) durakt›r. Allah’› gerçekten ç›lg›nca se-
ven ve O’na amrak bir kifli isen, görmeden bilmeden sak›n ola ki
söz söylemeyesin. (E¤er ki) akl›n bafl›nda ise (tam bir) do¤ruluk
ile Yaratan’›n› sevmelisin. Görüp, bilip (o konuda bütün gizli
bilgilere ulafl›p) yollar›n› (yüce Yarat›c›’n›n r›zâs›na ulaflan do¤-
ru yollar›) yürüyesim, (Yüce Yaratac›’ya ve O’nun r›zâs›na ula-
flas›m) gelir.
192 Hoca Ahmed Yesevî

5- Erenlerni hizmetide yögürüp yörüp


Hakk’ te’âlâ rahm eylese nazar tap›p
Hakikat ma’nâs›d›n dürrni al›b
K›mmetinni bilgen kulga satkum kelür

6- Kul Hâce Ahmed Hakk’ r›zâs›n izle emdi


Âfl›klar dek Hakk’ didâr›n közle emdi
Hakk’ yâd›d›n t›nmay dâim sözle emdi
Allah teyü Hakk’ didâr›n körgüm kelür

fiiir

1- Nâgehan turur›mda köñlüm içre


Hakk’ mevlâ’mn› nazargâh› tüflti bolgay
K›rk y›ll›k zengâr baskan köñlüm mülkin
Hakk’ yad›n› nûr› birle açt› bolgay

2- Zâkirleri cem bolup tüzülmiflde


Zikr ü sem’âd›n tosun› kurulm›flda
Boy›n ukbâ dünyâs›d›n urulm›fl da
Köñül kufl› Hazret taba uçt› bolgay

3- Heç bilmesmen neçük bolgay meni iflim


An›ñ üçün akar dâim közde yafl›m
Seherlerde kopub Hakk’d›n tilemiflim
Feriflteler âminige tüfldi bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 193

5- (Allah’a yak›n ve O’nun kat›nda seçkin olan) erenlerin


buyru¤una girip, sürekli onlar›n sözlerini tutup ifllerini yaparak
Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek yolunda çaba ile yürüyüp,
Ad› yüce ulu Allah ac›y›p ba¤›flta bulunursa (kat›nda seçkin
olan ulu duraklara ulaflm›fl erenlerden) nazar (bak›fl, himmet,
safâ-nazar) bulup, gerçeklerin (Allah kat›nda seçkinli¤e ulafla-
mam›fl olanlar›n bilmedi¤i gizli bilgilerin) anlam›ndan inciler
(özlü bilgiler) al›p, de¤erini bilen (ölçüp anlayabilecek ak›l ol-
gunlu¤una ulaflm›fl olan) kula satas›m gelir.
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed flimdi Allah’›n r›-
zâs›n› (memnunlu¤unu, hoflnutlu¤unu) izle. Allah’› ç›lg›nca seven
ve O’na amrak olanlar gibi flimdi Hakk’›n yüzünü görme mutlu-
lu¤unu gözle (um ve bekle) Yüce Yaratan’›n ad›n› sürekli (durma-
dan, dinmeden) an›p (gücünü ve ululu¤unu akl›ndan ç›karma-
dan) söyle. Allah diye (diye) Hakk’›n yüzünü göresim gelir.

Aç›klama
1- Ben dururken birdenbire göñlümün içine sahibim efen-
dim, Allah’›m›n bak›fl› düfltü (bak›fl›na u¤rad›). K›rk y›ll›k zen-
gâr (a¤u, bak›r pas› beñzeri zehirli madde) bafltan bafla göñlü-
mün ülkesine çöküp bürüdü de, Allah’›n ad›n› anmak ve ululu-
¤unu, gücünü düflünmenin verdi¤i nûr ile (k›rk y›ll›k a¤ulu pa-
s›) açt› (silinip temizledi) olmal›.
2- Allah’›n ad›n› sürekli ananlar düzenli olarak toplan›p di-
zildiklerinde. Allah’› anma ve onun göñüllere verdi¤i coflkun-
lukla yerinde duramay›p kendi çevresinde döndükleri toplant›
kuruldu¤unda, boynumuz âhiret dünyâs›ndan vuruldu¤unda
(ayr› düfltü¤ünde). Göñül kuflu (göñlümüz kuflu gibi) Yara-
tan’›n kat› (efli¤i) yönüne do¤ru uçtu olmal›.
3- Ben hiç bilmiyorum. (Öte dünyâda) benim iflim nas›l ola-
cak? (Burada nas›l bir duruma düflece¤im?) Onun için (öte dün-
yâda kötü bir duruma düflerim korkusuyla) sürekli gözlerim-
den gözyafllar›m akar. Tanyeri a¤aranda kalk›p Hakk’dan (Al-
lah’tan sevgisini ve kurtuluflumu) dilemiflim. (Benim tan a¤a-
randaki yakar›fl›m), Meleklerin âmin (dedikleri uygun ve hay›r-
l› bulduklar)›na (uygun) düfltü olmal›.
194 Hoca Ahmed Yesevî

4- Muñlug canga yak›n turur Hakk’ dergâh›


Nedametde yeter mu kin birer âh›
Kays› köñül bolsa Hakk’n› nazargâh›
Hakk’ nazar› içge tolup taflt› bolgay

5- Hakk’ iflini Hakk’l›k üçün buyurd›lar


Özlerini halklar ara yetürdiler
Mihnetlerin ni’met yañl›g köterdiler
Ba¤r› kanl›¤ közi yafll›¤ told› bolgay

6- Muhib kullar mahbub›ga kay›rd›lar


Dünyâ koyup din iflige ö¤ürdiler
Âfl›k kullar Allah teyü tebrendiler
fieytân’n› zehri yar›l›p kaçt› bolgay

7- Allah degil ey Kul Ahmed özüñ bilgil


Özüñ bilmifl ilmiñ birle amel k›lg›l
Ulu¤ kiçik yârânlard›n özr k›lg›l
Sen bilmesde sendin hatâ keçti bolgay

fiiir

1- Eyâ dostlar yürek ba¤r›m bold› kebab


Hakikatl›¤ âfl›k cand›n ötti bolgay
Iflk pertevi köñül mülkin k›ld› harab
Ol sebebdin akl u hufl›m ketti bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 195

4- Allah’›n istek kap›s›, can› bunalm›fl, (daralm›fl O’nun sev-


gisinden s›k›nt›ya düflmüfl) olanlara yak›n ve aç›k olur. Yapt›k-
lar› kötülüklerden utan›p diz dö¤enlerin, bir yol Allah korku-
sundan ah çekmeleri yeter mi ki? Hakk’›n bakt›¤› (nazar k›ld›¤›)
göñül, hangi göñül olursa olsun (Allah bakt›¤›nda) onun (sevgi-
si ile dolu olan kiflinin) göñlü içine dolup taflt› olmal›.
5- Hakk’a yararl› (do¤ru) iflleri Hakk’ için (Allah’a ulaflma-
s› için) buyurdular. Özlerini kiflilerin aras›na yetirdi (onlar›n
içinde yitip kar›flt›)lar. S›k›nt›lar›n›, buñluklar›n› Allah’›n ba¤›fl-
lar› yan›na götürdüler, (Allah’›n ba¤›fl› sayd›lar.) Ba¤r› kan ile
gözleri yafl ile doldu olmal›.
6- (Yüce Yaratan’›) seven O’na ba¤lanan kullar sevdiklerine
önem verip hep ilgilendiler. Bu dünyây› bir yana koyup din ifli-
ne (din ile ilgili fleylere) yöneldiler. (Yaratan’a) âfl›k olan kullar,
Allah deyip deprendiler. (Göñüllerine gelen flenlik ve güç ile
s›çrad›lar.) F›rsat kollay›p sinsice kiflilere yanafl›p Allah’›n buy-
ruklar›na karfl› gelmeye yönelten) fleytân›n zehiri (zararl› k›fl-
k›rtmalar›) yar›l›p (uzaklafl›p, aray› aç›p) kaçt› olmal›.
7- Allah demelisin ey (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed.
(Önce kendi) özünü (ma’nevî varl›¤›n›n gizli bilgilerini) bilme-
lisin. (Sen kendi) özünü bilmifl ol ki, bilgin ile (bilinçli olarak)
amel k›lmal›s›n. (Allah’a kulluk et.) Ulu¤-küçük sa¤d›çlar›ndan
özür k›lmal›s›n (onlara karfl› yapt›¤›n yanl›fll›klardan özür dile).
Sen (sen kendi özünü) bilmez iken senden yanl›fll›klar geçti
(yapm›fl) olmal› (olabilirsin).

Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! Benim yüre¤im ba¤r›m (yand›) kebap (köz-
de k›zarm›fl) gibi oldu. Gerçek (Hakk’) âfl›k(› kendi) can(›n)dan
geçti. (Allah u¤runa can›n› verdi) olmal›. (Hakk’) sevgisinin
(ateflli) ›fl›¤› (benim) göñül yurdunu harap etti (yak›p y›kt›). On-
dan dolay› akl›m, düflüncem, davran›fl ve kavray›fl yetene¤im
gitti olmal›.
196 Hoca Ahmed Yesevî

2- Iflks›z kifli âdem emes añlasañ›z


Bîmuhabbet fleytân kavmi t›ñlasañ›z
Iflkd›n özge sözni eger sözleseñiz
Elkiñizdin imân ‹slâm ketti bolgay

..................

11- Âfl›klar› melâmetdin kaçmas bolur


Nâdânlarga bât›n s›rr›n açmas bolur
Her nâmerdge dürr ü gevher saçmas bolur
Özi okub hun-› zerdab yutt› bolgay

12- Pîr-i mugan süygen âfl›k hevâs› yok


Yüzmiñ türlük tâ’at k›lsa binâs› yok
Ey dostlar›m ›flk derdini devâs› yok
Tünler kopup pîr etegin tutt› bolgay

13- Pîr-i mugan nazar k›lsa bergey devâ


Hay u heves mâ u menlik bolgay edâ
And›n soñra fleytân lâ’in sendin cüdâ
Tar lahedde imân birle yatt› bolgay

14- Kul Hâce Ahmed Hakk’ sözin sözler müdâm


Hakk’d›n özge sözler bar› ermifl harâm
Râzi k›lsa ornuñ bolgay Dâru’s-selâm
Ma¤firetni deryâs›ga batt› bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 197

2- ‹çinde Allah sevgisi olmayan kifli âdem olmaz, anlamal›-


s›n›z! Allah’a yak›n olanlara uzak olanlar›, (yak›n olmayanlar›)
dinlerseniz, onlar, f›rsat kollay›p sinsice kiflilere yanafl›p elverifl-
li ortam buldu¤unda, onlar› Allah’›n buyruklar›na karfl› gelme-
ye yönelten fleytân›n kavminden (iflbirlikçilerinden)dirler. (Ko-
nufltu¤unuzda) Allah sevgisinden baflka sözü e¤erki söylerseniz
(Rahmânî de¤il fleytanî konuflursan›z) elinizden imân da ‹slâm
da gitti olmal›.
..................
11- (Hakk’) afl›klar› k›nanm›fll›ktan, bilgisizlerin afla¤›lama-
s›ndan kaçmaz olur. Bilgisiz, terbiyesizlere bilinmeyen gizli ger-
çekleri(n sözünü) açmaz olur. Her korkak, alçak, sözünde dur-
maz olan kiflilere inci ve mücevher (bilinmeyen gerçekleri) saç-
maz (söylemez) olur. Kendisi okuyup kan irinini (cerahat›n›)
yuttu (dayan›lmaz eziyetler çekti) olmal›.
12- Bilgili, ö¤üt verici, e¤itici, do¤ru yolu gösterici mürflid
(önder) sevdi¤i (Hakk’) âfl›¤›n›n iste¤i zararl› ve günah olan di-
lekleri yok. Yüzbiñ türlü ibadet etse gören gözü (yap›s›, yaln›z
bu geçici ve yalan dünyâda ifle yarayan mal›) yok. Ey sa¤d›çla-
r›m! Aflk ac›s›n›n çaresi (emi) yok. Geceleri kalk›p do¤ru yolu
gösterici, ö¤ütleyici, bilge mürflidinin (önderinin) ete¤ini tuttu
(onun buyru¤una girdi) olmal›.
13- Bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici, do¤ru yolu gösterici mürflid
bak›fllar›n› yöneltse (ona) çare, (em) verir. Bofl olan gelip geçici
istekler, ben benlik hepsi yerine gelir tamam olur. (Bunlar› sü-
pürüp atar). Ondan sonra f›rsat kollay›p sinsice kifliye yanafl›p
onu Allah’›n buyruklar›na karfl› gelmeye yönelten, Allah kat›n-
dan ko¤ulmufl ve ilenilmifl fleytân senden (kaçar) uzaklafl›r. (‹fl-
te bu kifli) dar olan sininde imân› ile yatt› olmal›.
14- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Hakk’ (Allah
ile ilgili dosdo¤ru) sözünü sürekli söyler. Hakk’dan (Allah ile il-
gisi ve do¤rulu¤u olanlardan) baflka sözlerin varl›¤›n›n hepsi
haram imifl (gerçek d›fl› sözlerin söylenmesi ‹slâm’a göre yasak
olanlar imifl. Yaratan’›n) senden râz› olsa dura¤›n uçma¤›n ikin-
ci kat› olmal›. Derin bilgi, sezgi, aç›l›m Allah’›n ba¤›fl› ile kalbî
ilerleme deñizine batt› olmal›.
198 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Hakk’ te’âlâ pertev sald› can›m küydi


Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k
Seher vaktda pîr-i mugan bak›b sord›
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

2- Zakirlerge vâde k›ld› Kadir Hudâ


Gor içide atâ k›ld› hûr u likâ
Zâkirlerni turar cây› dârü’l-bekâ
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

3- Zâkir bolsa flâkir bolsa yeri cennet


Kanlar aksa közleridin k›lmas minnet
Ümmet bolsañ zikrin aytmak sizge sünnet
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

..................

12- Bîteharet zikr aytganga lâ’net ya¤ar


Oflal küni bolgan ferzend fleytân to¤ar
Öler vaktda evvel kelip fleytân bakar
Keliñ y›¤l›n zâkir kullar zikr aytayl›k
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 199

Aç›klama
1- Ad› ulu Yüce Yaratan (göñülümüze) ›fl›k sald›. (O ›fl›ktan
benim) can›m yand›. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli
anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unut-
mayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim. Tanyeri a¤a-
randa bilgili, yol gösterici, ö¤ütleyici, e¤itici mürflid bak›p da
sordu. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun
ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan kullar
(birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
2- Allah’› sürekli anan ve ululu¤unu güçlülü¤ünü düflünen-
lere (her fleye) gücü yeten sahibimiz efendimiz Allah söz verdi.
Sin içinde Günefl (›fl›¤›, nûr) ve ipek (cennet giyece¤i) ile bulufl-
may› söz verdi. Allah’› anan, O’nun ululu¤unu gücünü düflü-
nenlerin duraca¤› yer sonsuzluk âlemidir (Darü’l-Bekâ). Gelin,
y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun ululu¤unu, güç-
lülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan kullar (birlikte) Allah’›n
ad›n› söyleyelim.
3- Allah’› hep an›c› O’nu düflünen olsa, flükreden (karfl›l›k-
s›z verdi¤i maddî ve mânevî varl›¤›m›z ve öteki nimetleri için
teflekkür eden) olsa (ikisinin de) yeri cennet. (A¤laya a¤laya)
gözlerinden yafl yerine kanlar aksa (yine de) yapt›klar›n›n az ol-
du¤una inan›r. Son peygamberin getirdiklerine inan›p onun yo-
lunda olsan ad›n› (unutmadan) söylemek size Peygamberimizin
buyru¤udur. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan ve
O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan
kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
..................
12- Taharetsiz (abdestsiz) zikir söyleyene (zikir halkas›na
kar›flana) ilenme (bedduâ) ya¤ar. fiu, o günü (abdestsiz, taharet-
siz kazan›l›p, ana karn›na düflmüfl) olan (do¤an) çocuk fleytân(a
benzer olarak) do¤ar. (fieytân gibi olur ve ona uyar). Ölece¤in-
de fleytân (herkesten önce gelip) bakar. (‹mâns›z gitmesi için tu-
zaklar düzenler kurar) Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli
anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unut-
mayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
200 Hoca Ahmed Yesevî

13- Bîteharet zikrin aytgan imân etmes


Öler vaktda hak Mustafâ kol›n tutmas
Sübhan igem günah›n› hergiz ötmes
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

14- Mü’min bolsañ bîteharet zikrin aytma


Kerametler ayt›p halkga diniñ satma
Müslümanl›g dâvâ k›l›p kâfir ketme
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

15- Zâkir bolsañ zikrin aytmay hergiz yatma


Nâdân birle nâcinslerge hiç söz katma
Münâf›klar hâld›n sorsa bir söz aytma
Keliñ y›¤l›ñ zâkir kullar zikr aytayl›k

16- Kul Hâce Ahmed yamanlarn› yamân› sen


Barça bu¤day el tutmagay samân› sen
Yold›n azgan gümrahlarn› nâdân› sen
Keliñ y›¤l›n zâkir kullar zikr aytayl›k
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 201

13- Taharetsiz (abdestsiz) zikrini (Allah’›n ad›n› sürekli)


söyleyen imân etmez. Ölece¤inde (Allah’›n kitap vererek) son
elçi olarak gönderdi¤i (Hz. Muhammed) Mustafâ elini tutmaz.
(Ona ümmetim deyip de flefaat etmez). Her türlü yanl›fl ve ek-
sikliklerden berî olan sahibim Allah, hiçbir flekilde günah›n›
geçmez (ba¤›fllamaz). Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli
anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unut-
mayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
14- (E¤er ki) mü’min olsan (tam ibadetli emin, güvenilir
müslüman isen sak›n ha), taharetsiz-abdestsiz Allah’›n ad›n›
söyleme (zikrini ay›tma)! Kerametler (Allah’›n ermifl kullar›na
ba¤›fllad›¤› ak›l almaz mant›¤a s›¤maz iflleri) halka ay›t›p dinini
satma. (Bu dünyâda) müslüman oldu¤unu söyleyip, (iddia edip
imân›n› yitirip) kâfir, (imân etmemifl ilâhî gerçekleri inkâr et-
mifl, onlar› örtmüfl) olarak (bu dünyâdan) gitme. Gelin, y›¤›l›n
(toplan›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ü-
nü düflünen, Allah’› unutmayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n›
söyleyelim.
15- Allah’› anan ve unutmay›p O’nun ululu¤unu ve güçlü-
lü¤ünü derinden düflünen olsan ad›n› anmadan sak›n yatma.
Bilgisiz, düflüncesiz ile soyu bulan›k ve bilinmeyenlere hiç söz
katma. (Onlar›n sözünün aras›na girip onlar gibi konuflma).
Müslüman görünüp de içten müslüman olmayanlar›n (münâ-
f›klar›n) durumundan sorsa bir söz deme. Gelin, y›¤›l›n (topla-
n›n) Allah’› sürekli anan ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü dü-
flünen, Allah’› unutmayan kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyle-
yelim.
16- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, kötülerin en
kötüsü sensin. Barça bu¤day (herkes ekinin evini, en ifle yarar
olan›d›r.) El tutmaya (de¤meyen, de¤ersiz olan sap›) saman›
sensin. (Do¤ru) yoldan azan, yazuk iflleyenlerin, bilgisiz düflün-
cesiz olan› sensin. Gelin, y›¤›l›n (toplan›n) Allah’› sürekli anan
ve O’nun ululu¤unu, güçlülü¤ünü düflünen, Allah’› unutmayan
kullar (birlikte) Allah’›n ad›n› söyleyelim.
202 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Iflk od›n› pinhan tutup asrar erdim


Can küydürüp yürek ba¤r›m kebâb etti
Pîrdin meded bolmas bolsa emdi maña
Bu derd bizni dostlar bîhad harâb etti

2- Iflk s›rr›n› her nâmerdge ayt›p bolmas


Neçe yaksañ bâdl›k yerde çera¤ yanmas
Yol›n tapkan merdanlarn› bilse bolmas
Y›¤lay y›¤lay köz yafl›n› habâb etti

3- Ç›n âfl›klar keçken ermifl can›n afllap


Edhem s›fat berhem urup mal›n tafllap
Hû Hû teyü Hakk’ zikrini ayt›p hofllap
‹mân tasdik k›l›p ba¤r›n kebâb etti

4- ‹bret alg›l yolga kirgen merdânlard›n


Cann› canga peyvend k›l›p yürgenlerdin
Yoln› sorap yold›n emân barganlard›n
Anda¤ kullar hâlin bîhad harâb etti

5- Kul Hâce Ahmed nefs ta¤›d›n ç›k›p aflt›


Yürek ba¤r› cûfl uruban kaynap taflt›
Bihamdillâh yol›n tap›p yavuklaflt›
‹ç han›d›n öz özige kebâb etti
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 203

Aç›klama
1- (‹lâhî) aflk odunu gizli tutup (kamudan) saklar (kimsenin
bilmesini istemez) idim. Can(›m› içten içe yak›p) yüre¤imi, ba¤-
r›m› kebap etti. (Yakt›, köz üzerinde k›zarm›fl gibi etti.) Bilgili,
do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤üt verici (mürflid, önder)den (ba-
na flimdi) yard›m olmaz olsa, ey sa¤d›çlar›m. (Gerçek ‹lâhî aflk›n
bize verdi¤i) bu bitmez, dayan›laz eziyet, s›k›nt›, beni s›n›rs›z
(hepten) yak›p y›kt›.
2- (‹lâhî) aflk›n gizli gerçeklerinin her sözünü, verdi¤i sözün-
de durmayan, korkak, alçak olana demek olmaz. Ne kadar yak-
san da yel esen yerde kandil yanmaz (yel onu söndürür). Hakk’
(Do¤ru) yolunu bulan sözünden dönmeyen erkekçe davrananla-
r› bilse olmaz. A¤laya a¤laya gözyafl›n› (göz p›narlar›n›, gözyafl›
gelmeyecek ve göremeyecek flekilde gözlerini) y›kt›. (Hasta etti).
3- (Do¤ru,) Gerçek(ten Hakk’ aflk›na tutulmufl amrak) âfl›k-
lar can›n› d›fllay›p geçer imifl. (Can›n› hiçe sayar imifl. Belh Ha-
n›’n›n o¤lu ‹brahim Bin) Edhem gibi yoksullu¤u sultânl›kla ka-
r›flt›r›p (giysilerini bir çoban ile de¤ifltirerek) mal›n› (Belh taht›-
n› ve Hanl›¤›n›) d›fllay›p (bir yana at›p), Allah, Allah diyerek
Hakk’›n ad›n› sürekli söyleyip, O’nu unutmadan, O’nunla ol-
maktan göñlü flen olurdu. ‹mân›n› kalbinden içtenlikle söyleyip
dili ile de söyleyerek ba¤r›n› yakt›.
4- Do¤ru yola giren (kifli) sözünün eri olan (do¤ru) yola gi-
renlerden ders almal›s›n. Can›n› cana (sevdi¤ine can›n›) ulaflt›-
r›p ba¤lanarak yürüyenlerden, (Do¤ru) yolu sorup (o do¤ru)
yoldan korkusuz kuflkusuz (yürüyüp istedi¤ine senden önce)
varanlardan (ders almal›s›n). Öyle (olan) kullar (kendilerinin bu
yalanc› ve geçici dünyâdaki) durumlar›n› (istek ve dileklerini)
s›n›rs›z (hepten) y›kt›.
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, nefis (içindeki
kendisini sürekli bu geçici ve yalanc› dünyân›n afla¤›l›k mal ve
zevklerine yönelten benli¤inin) da¤›ndan (ç›kard›¤› da¤ gibi en-
gelinden) ç›k›p aflt›. Yüre¤i, ba¤r› coflkunlukla kaynay›p (çalka-
lan›p) taflt›. Allah’a hamd (ve flükürler) olsun ki, (do¤ru, Hakk’a
giden) yolunu bulup (Hakk’a) yavuklaflt› (yak›nlaflt›. Kendi)
içindeki han›ndan (inanc›n›n imân›n›n sa¤laml›¤›ndan) kendi
kendisini (oda vurup) yakt›.
204 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Hâl›k’›mn› izlermen tün kün cehân içinde


Tört yan›md›n yol indi kevn ü mekân içinde

2- Törtdin yettige yettim tokkuzn› güzar ettim


Ond›n ikkige keldim çarh-› keyvân içinde

3- Üçyüzaltm›fl suv keçtim, törtyüzk›rktört ta¤ aflt›m


Vahdet flarâb›n içtim tüfltüm meydân içinde

4- Çünkü tüfltüm meydanga meydann› tola kördüm


Yüzmiñ ârifni sord›m barça cevlân içinde

5- Gavvas bahr›ga kirdim vücûd flehini kezdim


Dürrni sedefte kördüm gevherni kân içinde

6- Arfl u Kürsi’ni yördüm Levh ü Kalem’ni kördüm


Vücûd flehrini kezdim aytd›m bu can içinde

7- Cann› kördüm canânda ›flk›n kördüm meydânda


Âfl›klarn›ñ meydân› cümle bostân içinde
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 205

Aç›klama
1- (Ben) Yüce Yaratan’›m› (yaflad›¤›m›z) dünyâda gece gün-
düz arar›m. Dört yan›mdan, yarat›lm›fllar›n evren ve yer içinde
(beni Yüce Yaratan’›ma erifltirecek olan) yol gider.
2- Dörtden yediye yettim (dört yafl›mdan yedi yafl›ma erifl-
tim). Dokuzu (yafl›m›) da geçtim. Keyvan (satürn, zühal gezege-
ninin) yörüngesi içinde ondan ikiye geldim.
3- Üçyüzaltm›fl su (›rmak ve deñiz, kifli gövdesindeki da-
marlar ve içinde akan kan) geçtim dörtyüzk›rkdört da¤ aflt›m.
Birlik (vahdet-i vücud, varl›klar›n tamam›n›n Allah’tan geldi¤i
yine O’na dönece¤i) flarab›n› içtim (gerçe¤ini kavrad›m) ortal›k
yere düfltüm (iflte ben bilinenim).
4- Ben ne zaman ki, ortal›¤a ç›kt›m. Ortal›¤› (benden önce
gelmifllerden) dolu (olarak) gördüm. Yüzbiñ (‹lâhî gizli bilgile-
ri, Kur’ân gerçeklerni bilen, ileriyi gören,) sezgili kiflileri barça
(bütün) yürüyüfllerimde, (her nereye gittim ise onlar›) sordum.
5- Dalg›ç deñizine (benden önce ermifllerin dald›¤› varl›k
dünyâs›na) girdim. (Kiflilerin ma’nevî) varl›¤›n›n flehrini (her ki-
flide olan ma’nevî varl›¤›) gezdim. ‹nciyi kabu¤unda, mücevhe-
ri (altundan da de¤erli olan kiflinin varl›¤›ndaki ‹lâhî bilinme-
yen bilgileri), oca¤› (kiflinin manevî yap›s›) içinde gördüm.
6- Arfl (Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i dokuzuncu
gök kat›nda oldu¤u san›lan) ve kürsî (arfl’›n alt›nda oldu¤u sa-
n›lan makam)ye yürüdüm. Levh (sonsuz geçmiflten sonsuz ge-
lece¤e kadar olacak olanlar›n yaz›ld›¤› yer) ve kalemi (Levh’e
olmufl ve olacak olanlar› yazan yazgaç›) gördüm. (Allah’›n ilmi-
nin ululu¤unu anlad›m) Kiflilerin gövdesinin (manevî) yap›s›n›
gezdim. Bu can(›n bana verdi¤i dirilik) ile (kiflinin manevî varl›-
¤›n›n) içindeki bilinmeyen ilâhî gerçekleri (söyledim).
7- Can› (sevdi¤inde) cânanda, (Allah’›n ermifl kullar›n›, Ya-
ratan’›na yönelmifl hep onunla oldu¤unu) gördüm. (Gerçek ‹lâ-
hî Hakk’) aflk›(n› erenlerin topland›¤›) ortal›kta gördüm. Allah’a
sevgi ile ba¤l› olanlar›n konmufl oldu¤u genifl yer, ‹lâhî güzellik-
lerin ve Allah’›n kiflilik ve özellikleri ile belirdi¤i yerdedir.
206 Hoca Ahmed Yesevî

8- Erni kördüm ergefltim istedigimni sordum


Barças› sende dedi kald›m hayrân içinde

9- Hayrân boluban kald›m bîhofl boluban tald›m


Özümni derdge sald›m tapt›m dermân içinde

10- Seyr istermi bülbül aç›l›bdur k›z›l gül


Her gülni hâli körme gülni gülzâr içinde

11- Miskin Hâce Ahmed cân› hem gevherdir hem kân›


Cümle an›ñ mekân› ol lâ’mekân içinde

fiiir

1- Seherlerde kopup y›¤lap duâ k›lsam


Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?
Yafl orn›ga kan›m töküp duâ k›lsam
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?

2- Dergâh›ga bafl›m koyup nâle k›lsam


Köz yafl›mn› akuduban jâle k›lsam
Bîyabanlar kezip özüm vâle k›lsam
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 207

8- (Gerçek Hakk’) erini gördüm (ben de) erlefltim. (O er gi-


bi ermifl oldum). Ona istedi¤imi (her soruyu) sordum. Barças›
(sorduklar›n›n hepsi) sende (senin iç dünyân olan ma’nevî var-
l›¤›nda) dedi. (Ben bu gerçe¤i bilmedi¤im, o kadar çok gizli ger-
çeklerin ma’nevî varl›¤›mda olmas›ndan) flaflk›nl›k içinde kal-
d›m.
9- fiaflk›n olarak kald›m. Esrik (Semelenmifl, akl›, fluuru ka-
r›flm›fl, dengesiz sarsak olmufl sarhofl gibi) olarak (kendi iç dün-
yâma) dald›m. Özümü s›k›nt›ya, ac›lara sald›m. Bu ac›lar›n emi-
ni (çaresini, ilâc›n›) da kendi içimde(ki ma’nevî varl›¤›mda) bul-
dum.
10- (En çok k›z›l gülü seven) bülbül uçmak, gezmek, baflka
yerlere gitmek ister mi? (Niçin istesin ki? Onun en çok sevdi¤i)
k›z›l gül aç›lm›flt›r. Gül bahçesi içinde (çok gül vard›r. Sen) her
gülü, seveninden uzak (sahipsiz, çevresi bofl olarak) görme.
11- (Kendisi ve her varl›¤› Allah’›n olan) Yoksul Hoca Ah-
med’in can› hem cevherdir (altundan de¤erli kolay bulunmayan
tafld›r) hem de cevherin oca¤›d›r. Her fley ve her yer onun yeri-
dir. O olmayan yer (yokluk) içindedir.

Aç›klama
1- Her tan atanda (yerimden) kalk›p a¤lay›p yalvarsam. (Ey)
Sa¤d›çlar›m! Hocam (ba¤l› oldu¤um bilgin, do¤ru yolu gösteri-
ci, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
(A¤laya a¤laya gözlerimden) yafl yerine kan›m› döküp yalvar-
sam. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›c›m, do¤ru yolu gös-
terici, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
2- (Onun) kap›s›n›n efli¤ine bafl›m› koyup h›çk›ra h›çk›ra a¤-
lasam. Gözyafl›m› ak›tarak çiy (gece havadaki su buhar›ndan
yeflil yapraklar otlar ve çiçeklerde oluflan su damlalar›) k›lsam.
Iss›z k›rlar› çölleri gezip özümü kiflilerin bulundu¤u yerlerden
uzakta deli gibi k›lsam. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›-
c›m, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤üt vericim) bana, (o benim)
ba¤l›md›r der mi ki?
208 Hoca Ahmed Yesevî

3- Kayda barsam yâd›n ayt›p y›¤lasam men


Hizmetide belim mehkem ba¤lasam men
Hasretide yürek ba¤r›m da¤lasam men
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?

..................

8- Allah, Allah, can›m Allah, dîlim Allah


Senden özge penâh›m yok vallah billâh
Y›¤lab keldim dergâh›ñga fley’en lillâh
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?

9- Yahfl›larn›ñ sohbetide zâkir bolsam


Her ne cefâ tegse meñe flâkir bolsam
Eyyûb s›fat belâs›ga sâbir bolsam
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?

..................

17- Tan atkunca y›¤lab t›nmay korkup ç›ksam


Sübhan derdin ayt›p devam iñreb ç›ksam
Tofrak s›fat âciz bolup harl›k tartsam
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 209

3- Nereye varsam (senin) ad›n› anarak ben a¤lasam. Ben se-


nin buyruklar›na uyup ifllerini görerek belimi sana sa¤lam ola-
rak ba¤lasam. (Tek güvenilir olarak sana sar›lsam.) Senin özle-
min ile ben yüre¤imi ba¤r›m› yak›p yaralasam. (Ey) sa¤d›çla-
r›m! Hocam (Yüce Yarat›c›m, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤üt
vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
..................
8- Allah, Allah, (beni diri tutan en de¤erli varl›¤›m olan) ca-
n›m Allah! Göñlüm Allah! Senin kap›n›n efli¤inden baflka s›¤›n›-
lacak, baflvurulacak yerim Allah için (diyorum) Allah’dan, yok-
tur. Allah’›m! Ben senin r›zân (benden hoflnutlu¤un için) a¤la-
yarak kap›n›n efli¤ine geldim. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce
Yarat›c›m, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤reticim, ö¤üt vericim)
bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?
9- (Allah’›m! Sana iyi kulluk yapan) senin iyi olarak kabul
ettiklerinin toplan›p karfl›l›kl› konufltuklar› yerde (ben hep) seni
anan, akl›ndan ç›karmay›p hep seni derin düflünen olsam. Bana
her ne kadar eziyet, s›k›nt› üzüntü de¤se (de ben yine sana) flük-
reden (teflekkür eden, seni ö¤en, yücelten) olsam. (Hz.) Eyyûb
(Peygamber) gibi (bütün üzüntülere, eziyetlere) dayanan olsam.
(Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›c›m, do¤ru yolu gösterici,
e¤itici, ö¤reticim, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der
mi ki?
..................
17- Tanyeri a¤ard›¤›nda durmadan a¤lay›p (Allah’tan) kor-
kup (da¤lara) ç›ksam. Bütün yaratt›klar›n›n hiçbirisine benze-
meyen ve onlar›n özelliklerinden berî olan Allah’›n korku ve öz-
leminden, eziyet, s›k›nt› ve ac› duyup, söyleyip, sürekli inleyip,
kifli topluluklar›n›n içinden ç›ksam. Toprak gibi sindirici, yerde
盤nanan olup bilmeyenlerce afla¤›l›k, hor görülmeyi çeksem.
(Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam (Yüce Yarat›c›m, do¤ru yolu gösterici,
e¤itici, ö¤reticim, ö¤üt vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der
mi ki?
210 Hoca Ahmed Yesevî

18- Kul Hâce Ahmed can›ñ bergil merdânevâr


Cand›n keçip yolga kirseñ körgüñ didâr
Murad›ñn› berür señe perverdigâr
Dostlar Hâcem meni bendem degey mu kin?

fiiir

1- Âlimleri ilim birle bold› aziz


Cahilleri cehil birle bold› âciz
Kim kul bolur hazretiñde nedâmetsiz
Nedâmetde bol›b kull›k k›lmak kerek

2- Allah yad› köñüllerde fenâ bolsa


Aç›lur bât›n kaçan and›n nidâ bolsa
Mürid kerek Bâyezid dek safâ bolsa
Anda¤ mürid muradige yetmek kerek

3- Mürid kerek köñlin tamam berse pîrge


And›n soñra pîr nazar› bolsa aña
Etegin mehkem tutup tapflur aña
Anda¤ mürid maksudige yetmek kerek
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 211

18- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed. Sen sözünde


duran er kifliler gibi (Allah için) can›n› vermelisin. (Senin bu
gövdeni diri tutan) can›ndan geçip do¤ru yola girsen, Allah’›n
yüzünü göresin. Bütün yaratt›klar›na ne gerekiyorsa (kendisine
inanana-inanmayana, ibadet edene-isyan edene de) bu dünyâda
veren Allah senin dilediklerini verir. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hocam
(Yüce Yaratan›m, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤reticim, ö¤üt
vericim) bana, (o benim) ba¤l›md›r der mi ki?

Aç›klama
1- (Bu geçici ve yalanc› dünyân›n) bilginleri (Allah’›n yarat-
t›¤› varl›klara yararl› olan) bilgileri ile de¤erli oldu. Bilgisiz
olanlar› da bilgisizlikleri ile âciz (çaresiz, zor duruma düflmüfl
olup kurtulamayan) oldu. (Senin) kap›n›n efli¤ine gelip de bu
yalanc› ve geçici dünyâda yapt›¤› kötü ifllerden dönmeyip ba-
¤›fllanmas› için çabalamayan kim sana uygun, yarafl›r kul olabi-
lir? Bu geçici ve yalanc› dünyâda yapt›¤›m›z kötü ifllerden dö-
nüfl yap›p diz dö¤erek (Yaratan’a uygun ve yarafl›r) kulluk yap-
mak gerek.
2- Allah’›n ad›n› anmak kiflilerin göñüllerinde yok olsa. Her
fleyin gizli gerçekleri (iç dünyâs›) ne zaman O’ndan ses (buyruk,
sesli emir gelmifl) olsa aç›l›r (ortaya ç›kar). Bâyezid Bistamî gibi
göñlü duru, temiz, saf olan mürid (ö¤renci, ç›rak) gerek. (‹flte)
öylesi (Bâyezid Bistamî gibi göñlü temiz ve duru olan) mürid
(ö¤renci, ç›rak, yamak) dile¤ine eriflse gerek. (Göñlü temiz ve
duru olmayan iste¤ine kavuflamaz).
3- (Öyle) mürid (ö¤renci, ç›rak) gerek ki (saf ve duru olan)
göñlünü hepden yolgösterici, ö¤ütleyici öndere verse ondan
sonra da önderin safâ nazar› (uyand›r›c› ve iç dünyâs›n› ayd›n-
lat›c› bak›fl› (ilgisi) ona olsa (dokunsa) önderin ete¤ini s›k› ve
sa¤lam tutup (ona olanca varl›¤›nla ba¤lan›p olanca çaban› or-
taya koyup) sar›l. ‹flte böyle olan mürid isteklerine kavuflmas›
gerek.
212 Hoca Ahmed Yesevî

4- Pîr müridniñ Kâbe’sidür eger bilse


fieksiz bolur ol flarâbn› mürid içse
Kayu mürid pîr sar›ga flek keltürse
K›yamet kün toñuz sûret kopmak kerek

5- Bolgum teyü erenlerni sohbetide


Katt›¤ korkg›l el-Kaariâ âyetide
“Yevme yekûnu’n-nâsu ke’l-ferafli*” sâ’atide
Köp y›¤lag›l tanla anda külmek kerek

6- Boyn›m k›s›b keldim señe dergahiñge


fieyh ‹brahim ferzendleri fieyh Ahmed’ge
Lây›k bold›m teyü keldim iradetge
Bu dünyân› terki teslim k›lmak kerek

7- Kul Hâce Ahmed keçgil emdi cand›n revân


Ketsün emdi bât›n›ñd›n gaflet tamâm
Tün ü küni piflirgil sen dîlde imân
Mund›n ötüb ol menzilge yetmek kerek

* El-Kaariâ sûresi, 4. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 213

4- Bilge, ö¤ütleyici, yol gösterici önder (de¤erini bilen) mü-


ridinin (ö¤rencisinin, ç›ra¤›n›n) Kâbe’sidir. (Yönünü ve göñlünü
ondan çevirmemesi gereken kutsal yeridir.) ‹çinde hiç kuflku
kalmaz (ki gerçek) mürid o önderin (buyru¤una girip) flarab›n›
içse (tad›na varsa). Hangi mürid (ö¤renci, tilmiz) pîr (fleyhi, ön-
deri, yol göstereni) sar›na (yan›na, yönüne) kuflku getirse (kufl-
kulansa. ‹flte o mürid) k›yamet günü (ulu¤ günde kifliler mezar-
lar›ndan dirilip kalkt›¤›nda) doñuz sûretinde (fleklinde, görünü-
flünde) kopmak (sininden kalkmas›) gerek.
5- (Allah’a yak›n ve O’nun seçkin kulu olan) erenlerin soh-
betinde (toplan›p konufltuklar› ortamda) olay›m diye “el-Kaariâ
(çarpacak belâ yani k›yamet) âyetinden çok fliddetle korkmal›-
s›n. “Yevme yekûnu’n-nâsu ke’l-ferafli”* (o gün insanlar yay›l-
m›fl pervâneler gibi) olaca¤› saatte orada a¤lamay›p gülmek için
Tanyeri a¤aranda çok a¤lamak gerek. (Bu geçici ve yalanc› dün-
yâda) tan atanda a¤layan k›yamet (ulu¤ gün)de güler.
6- (Ey ulu Yarat›c›m!) Ben boynumu büküp sana, kap›n›n
efli¤ine geldim. (Sayram’l›) fieyh ‹brahim’in o¤lu fieyh Ahmed
(Yesevî) olarak ben senin buyruklar›na uygun (ifller yapm›fl ve)
yak›fl›r olabildim diye (kap›n›n efli¤ine) geldim (diyebilmek
için), bu yalanc› ve geçici dünyây› terkedip (onu bir yana at›p)
Yaratan’›n buyru¤una teslim olmak (flarts›z uymak olanca var-
l›¤›yla çabalamak) gerek.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed yörü git. fiimdi
gövdeni diri tutan can›ndan da geçmelisin. (Onu bir yana koy-
mal›s›n). fiimdi senin iç dünyândan (görünmeyen manevî varl›-
¤›ndan) bilgisizlik, ald›r›fls›zl›k, uyuflukluk tamamen gitsin. Ge-
ce ve gündüz göñlüñde imân› piflirmelisin (yerlefltirmeli, olgun-
laflt›rmal›, sa¤lamlaflt›rmal›s›n). Bundan (bu yalanc› ve geçici
dünyâdan) geçip o dura¤a (Allah’›n buyruk ve iradesine teslim
olma dura¤›na) varmak gerek.

* El-Kaariâ Sûresi 4. Âyet: O gün insanlar, yay›lm›fl pervâneler gibi.


214 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Her subh dem boyn›m k›s›b “Rabbi” desem


Rabb’im meni murad›mn› berer mu kin?
Kanlar töküp közlerimdin zâr iñresem
Teñri’m meni hâl-i dîlim sorar mu kin?

2- Muhabbetni meydan›da can oynatsam


Mansûr s›fat bafl›m berip dâr oynatsam
Yüzmiñ türlük cefâ tart›p can k›ynatsam
Âciz kuluñ cemâliñni körer mu kin?

3- “Ya Rabbenâ” zikrin ayt›p zâkir bolsam


Sans›z mihnet baflga al›p flâkir bolsam
Yahfl›larn› sohbetide hâz›r bolsam
Miskin bendeñ feyz ü fütuh alar mu kin?

..................

9- Kalû belâ dedim señe sözim yalgan


Hakk’ ferman›n mehkem tutmay yolda kalgan
Can›m ölgen, dîlim ölgen, nefs tirilgen
Allah desem zâlim nefsim öler mu kin?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 215

Aç›klama
1- Her tanyeri a¤ard›¤›nda boynumu k›s›b (tan atanda utan›p
s›k›larak, kat›nda boynumu burup bükerek) “Rabb’im”) diyerek
(O’na) yalvarsam. Rabb’im benim dile¤imi verir mi ki? (Yafl yeri-
ne) kanlar döküp (gözlerimden yafl yerine kan ak›tarak) a¤lay›p
inlesem. Tañr›’m benim göñlümün durumunu sorar m› ki?
2- Ermifllerin ilâhî sözler konufltuklar› yerde can oynatsam.
(Can›m› onlara sunsam. Hallâc-›) Mansûr gibi bafl›m› verip dâ-
ra¤ac›nda oynatsam. (Allah için dâra¤ac›nda bafl›m› ipe taksam)
yüzbiñ türlü eziyetler çekip can›ma k›yar olsam. (Ey Allah’›m.)
Âciz, (elinden bir ifl gelmez, zavall›) kulun yüzünü görür mü ki?
3- “Ey benim Rabb’im” diyerek ad›n› söyleyip, ad›n› anan,
seni hiç unutmayan, hep senin ululu¤unu ve güçlülü¤ünü de-
rinden düflünen olsam. Bafl›ma say›s›z eziyet ve s›k›nt› al›p (çe-
kerek) sana hep flükreden (teflekkür eden seni ululayan, ö¤en)
olsam. ‹yi (ermifl) olan (kullar›n›n) ilâhî sözleri söyleyerek ger-
çekleri anlatt›klar› toplant›da bulunsam. (Bütün varl›¤› Allah’›n
olan göñülden Rabbime ba¤lansam. Gerçek Hakk âfl›klar› gibi
çok a¤lamay› al›flkanl›k edinsem.) Kendi öz yurdumda, yurdun-
dan ayr› düflmenin ac›s›n› iyilik, göñül flenli¤i olarak bilsem.
(Kap›s›na vard›¤›mda) Hocam (Yüce Yaratan’›m) beni ihsan,
ilim, irfan, kerem aç›l›fl›yla benimser mi ki?
..................
9- (Ben sana) Kalû belâ* (Hadid sûresinin 14. âyetini) dedim
(söyledim). Sana (söyledi¤im Kur’ân-› Kerîm’den al›nm›fl bu)
sözüm yalan (de¤ildir). Allah’›n buyurduklar›na (s›k› sar›l›p)
sa¤lam tutmayanlar yolda kalan olurlar. Can›m öldü, göñlüm
öldü. (Gövdemi diri tutan öz varl›klar›m öldü de, beni sürekli
bu yalan ve geçici dünyâya yönelten içimdeki benli¤im) nefis
dirildi. (Canl›l›¤›n› koruyup güçlendi) Allah desem (sürekli Al-
lah’›n ad›n› ansam bana eziyet eden) zâlim nefsim ölür mü ki?

* Hadid sûresi 14. âyet: Mü'minlere ba¤›r›rlar: “Biz sizinle beraber de¤il mi
idik?” Mü'minler “Evet beraberdiniz. Lâkin siz kendinizi (nifaka) düflür-
dünüz. Mü'minlere (felâket) gözettiniz; flüphe ettiniz. Kuruntular sizi al-
datt›. Nihayet Allah'›n emri geldi (öldünüz). Bir de sizi o çok aldat›c› (fley-
tân) Allah'a karfl› bile aldatt›.
216 Hoca Ahmed Yesevî

10- Kul Hâce Ahmed köñül közi aç›lgay mu?


Tillerimdin dürr ü gevher saç›lgay mu?
Köp y›¤lasam günahlar›m tökülgey mü?
Oflal vaktni meñe atâ kulur mu kin?

fiiir

1- Sensin meni penah›m dep yolga kirsem


Bir ü Bâr’›m meni yol›m açar mu kin
Haram flüphe karañul›k baskan köñlüm
Rûflen bolup dürr ü gevher saçar mu kin?

2- Nazar k›lsa hasta köñlüm rûflen bolur


Yüzmiñ hata yazuklar›m pinhân bolur
Lutf eyleseñ yüzmiñ âsi handân bolur
Nazar k›lgan çera¤ hergiz öçer mu kin?

3- “Eûzubillahi minefl-fleytâni’r-racim” desem


Tâ’at birle süñeklerim halîm k›lsam
Ehl-ü ayâl hânumân›m yetim k›lsam
fieytân lâ’in mendin y›rak kaçar mu kin?

4- Yol üstide aziz bafl›m tofrak k›lsam


Can u dîlim Hakk’ yol›ga fleydâ k›lsam
Zikrin ayt›p murdar tenim affak k›lsam
“Elest” hamr›n miskin bendeñ içer mu kin?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 217

10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed göñül gözü


aç›l›r m›? Dillerimden (her konufltu¤umda) inci cevher (altun-
dan de¤erli fleyler olan ilâhî gizli bilgiler) saç›l›r m› ki? Çok a¤-
lasam (bu yalanc› ve geçici dünyâda iflledi¤im için utand›¤›m)
günahlar›n dökülür mü ki? fiu, o vaktini (dilek kap›lar›n›n aç›k
oldu¤u zaman›) bana ba¤›fllar m› ki?

Aç›klama
1- Benim kurtuluflum için (tek) s›¤›na¤›m sensin deyip yola
girsem (olanca varl›¤›mla sana yönelsem.) Bir ve var (olan Al-
lah)’›m benim yolumu açar m› ki? Allah’›n yenilmesini, içilme-
sini, kullan›lmas›n›, dinlenilmesini, gidilmesini yasaklad›klar›,
kuflku, karanl›k (bilgisizlik) basan (bunlarla kapl›) göñlüm. Ay-
d›nlan›p inci ve cevher (de¤erli süsler. ‹lâhî gizli bilgiler ilim,
edeb, hikmet) saçar m› ki?
2- Benim sayru göñlüme bir bak›fl k›lsa (o bak›fl›ndan göñ-
lüm) ›fl›kl› olur. Yüzbiñ yol yapt›¤›m yanl›fl ifllerimle yazuklar›m
gizli olur. (Kapan›r. Sen) karfl›l›ks›z olarak ba¤›fllasan yüzbiñ yol.
Yaratan’›n buyruklar›na karfl› gelen (kifli) mutlu, sevinçli olur. (Se-
nin) bak›fl›n› kapan (bak›fl›n›n eriflti¤i) kandil (kifli göñlündeki be-
lirtin) hiçbir zaman uçar (›fl›¤› gider, söner silinir, yok olur) m› ki?
3- “‹nsanlar› kötülü¤e Allah’›n buyruklar›na, yasalar›na
karfl› k›flk›rtan fleytân›n kötülüklerinden Allah’a s›¤›n›r›m” de-
sem, (Allah’a) ba¤lan›p ibadet ile sünüklerimi (c›v›k çamur gibi)
yumuflak eylesem, eflimi çocuklar›m›, evimi, oca¤›m› babas›n›
yitirmifller gibi boyunlar› buruk b›raksam, Allah’tan ve O’nun
ac›ma ve ba¤›fllamas›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl olan fleytân ben-
den (uzaklafl›r) kaçar m› ki?
4- Yol alt›nda gövdemin en de¤erli yeri olan bafl›m› toprak
k›lsam. (Yolunun alt›na gömülüp toprak olsam). Can›m› ve göñ-
lümü Hakk’ yolunda ç›lg›nca seven (amrak) k›lsam. O’nun ad›n›
sürekli anarak pis, i¤renç gövdemi ak pak (tertemiz) k›lsam.
Ruhlar›m›z› yaratt›¤›nda “Ben sizin Rabbiniz de¤il miyim?” di-
ye sordu¤u andaki “Evet sen benim Rabb’imsin” deyiflimizin fla-
rab›n› (ülüflünü, göñül flenli¤ini) olanca varl›¤› ile sana ba¤lan-
m›fl, yoksul (elibofl olarak kap›na gelen) kulun içer (tadar) m› ki.
218 Hoca Ahmed Yesevî

..................

8- Öler vaktda Arslan Baba’m bir yol körsem


Göde¤im dep körgen zaman can›m bersem
Her bir baskan izlerini sürme k›lsam
Köksümdegi girihlerin açar mu kin?

9- Kul Hâce Ahmed zâhid bolup mescid kirsem


Hâb-› gaflet haram k›l›p kâim bolsam
Lebh al›p k›yametdin korkup barsam
Uçma¤ içre hûr u g›lman kuçar mu kin?

fiiir

1- Niyyet k›ld›k Kâbe’ge r›zâ boluñ dostlar›m


Ya ölgeymiz kelgeymiz r›zâ boluñ dostlar›m

2- Niyyet k›ld›k Kâbe’ge hak Mustafâ ravzaga


Nasib k›lgay barçaga r›zâ boluñ dostlar›m

3- Nasib bolsa bargaym›z nasib bolsa kelgeymiz


Ecel yetse ölgeymiz r›zâ boluñ dostlar›m

4- R›zâ boluñ özümdin yahfl› yaman sözümdin


Ötüñ meni yüzümdin r›zâ boluñ dostlar›m
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 219

..................
8- Ölece¤im vakitte (can›m› vermeden bu yalanc› ve geçici
dünyâ gözü ile) Arslan Baba’m› bir yol(da olsa) görsem. (O ba-
na göde¤im dedi¤inde) gördü¤üm zaman can›m› versem. Bast›-
¤› her bir yerdeki izlerinin (tozlar›n›, topra¤›n› gözüme) sürme
k›lsam. Ba¤r›mdaki (yüre¤imdeki) dü¤ümleri, (soru, kuflku,
kaygu ve tereddütleri) açar m› ki?
9- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed boynuma borç
olan ibadetlerden baflka onlardan artuk olarak ibadetler de ya-
p›p, bu yalanc› ve geçici dünyân›n geçici zevk ve de¤erlerinden
uzaklafl›p mescide girsem. Bilgisizlik, uyuflukluk ald›rmazl›k,
düflüncesizlik uykusunu kendime yasak k›l›p, kat›na ç›k›p
ayakta duran sana ibadet eden olsam. Lebh, (senin yolunda olan
ermifllerden dersler) al›p k›yametten korkup varsam, uçmak
içinde iri gözlü cennet k›zlar› ve cennetlik olanlar›n hizmetçisi
olan gençleri karabafllar› kucaklar (onlara kavuflurum) mu ki?

Aç›klama
1- Kâbe’ye gitmeye karar verdik, (kalbimizi Kâbe’ye yöneltik.
Ey) sa¤d›çlar›m! Hepiniz (bizden) hoflnud olun. Ya (gelemeyiz de)
ölürüz, (veya) geliriz. (Ey) sa¤d›çlar›m! Hepiniz (gidip de ölür ve
dönemezsek de, ölmeyip geri gelirsek de) bizden hoflnud olun.
2- (Biz) Kâbe’ye (gitmeye) karar verdik. Kendisine kitap ve-
rilerek bütün evrene son peygamber olarak gönderilen (Hz.
Muhammed) Mustafâ’n›n bahçesine (yat›r›na ve camisine (git-
meye karar verdik.) Barçan›za (hepinize de Yüce Yaratan oraya
gitmeyi) nasib (ülüfl) k›ls›n. (Hepiniz bizden) hoflnud olun (ey)
sa¤d›çlar›m.
3- (Varmam›z) nasip (ülüfl) olsa, Kâbe’ye var›r›z. (Oradan
gelmek) nasib (ülüfl) olsa (geri) geliriz. (Bu dünyâdaki yaflama
süremiz dolup da) ecel yetse ölürüz. (Bizden) hoflnud olun (ey)
sa¤d›çlar›m.
4- (Siz benim) özümden hoflnud olun. ‹yi kötü (ne dediy-
sem) sözümden (de, hoflhud olun). Benim yüzümden geçin (Be-
ni iyi olarak benimseyin. Bizden) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
220 Hoca Ahmed Yesevî

5- Kudret bolsa yörüñiz küç bolmasa turuñ›z


Duâ k›la körüñiz r›zâ boluñ dostlar›m

6- Dostlar bizni yoklagay fâs›klar köp uhlagay


Mescid sar› kelmegey r›zâ boluñ dostlar›m

7- S›rd›n bold› iflâret munda k›lduk imâret


K›lgay Resûl flefâat r›zâ boluñ dostlar›m

8- Arslan Bab’d›n beflâret pîrdin tileb icâzet


Dostlar k›lgay ibâdet r›zâ boluñ dostlar›m

9- Kâbe sar› köçelük zâlimlerdin kaçaluk


Og›l k›zd›n keçelük r›zâ boluñ dostlar›m

10- Tilim sorsam karar yok garib ölse sorar yok


Yemifllerde helâl yok r›zâ boluñ dostlar›m

11- Keçti kuluñ can›d›n ç›kt› halkn› san›d›n


Dostlar bargay soñ›d›n r›zâ boluñ dostlar›m

12- Hâce Ahmed yum közüñni halkka aytg›l sözüñni


Kâbe’ge sürt yüzüñni r›zâ boluñ dostlar›m
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 221

5- Gücünüz olsa yürüyünüz. Gücünüz olmasa durunuz.


(Bizler için yürüseniz de dursan›z da) Allah’a yalvarmay› sür-
dürünüz. (Bizden) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
6- Sa¤d›çlar bizi yoklarlar. (Bizim durumumuzu sorup bilgi
al›rlar.) Allah’›n buyruklar›na karfl› gelenler bilgisizlik ve dü-
flüncesizlik karanl›¤›nda uyuyanlar (göñülleri sevmedi¤inden
s›k›l›p) hep derin solurlar. Mescidden yana gelmezler. (Bizden)
hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
7- Gizli bilgilerden (bize) iflâret oldu. Burada yoksullar› do-
yuran yap› diktik. Kendisine kitap verilerek gönderilen (son)
peygamber âhiret gününde günah iflleyenlerin ba¤›fllanmas›,
günahs›z olanlar›n derecelerinin yükselmesi için arac› olsun.
(Bizden) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
8- (Hocam) Arslan Baba’dan (Peygamberimizin) sevindirici
haberi, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤ütleyici mürflidimden
icazet (ilmî yeterlilik,) diledik. Sa¤d›çlar› ibadet etsinler. (Biz-
den) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
9- Kâbe’den yana göçelim. (Kâbe’ye do¤ru gidelim.) Canl›
varl›klara eziyet eden onlara s›k›nt› verenlerden kaçal›m (uzak
dural›m onlar›n zulmüne ortak olmayal›m.) O¤lumuzdan k›z›-
m›zdan geçelim, (onlar› bir yana koyal›m, bizden) hoflnud olun
(ey) sa¤d›çlar›m.
10- Dilimi sorsam durdu¤u duraca¤› yok. Kimsesiz, yadel-
lere düflmüfller ölse (onlar›) soran yok. Yenilen yiyeceklerde he-
lâl (Allah’›n yenmesini uygun buyurdu¤u) yok. (Bizden) hofl-
nud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
11- (Allah’›m senin) bu kulun kendi can›ndan geçti. (Can›n›
hiçe sayd›.) Halk›n içinden (onlara uymaktan) ç›kt›. Sonras›n-
dan (peflinden) sa¤d›çlar (sevenleri) var›rlar (giderler). (Bizden)
hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
12- (Ey) Hoca Ahmed gözüñü yum (da) halka (onlar› do¤ru
yola getirici olan gerçekleri anlatan) sözlerini söyle. Kâbe’ye yü-
züñü sür. (Bizden) hoflnud olun (ey) sa¤d›çlar›m.
222 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Ukbâ haberin eflitip dünyân› sal›p keterem


Tüfldim erenler bahrige dünyân› sal›p keterem

2- Erenler dünyâ demedi dünyâ gam›n yemedi


Hakk’d›n özgeni demedi dünyâ sal›p keterem

3- Mûsâ ‹mrân kalmad› taht-› Süleymân kalmad›


Miñ yafll›¤ Lokmân kalmad› dünyâ sal›p keterem

4- Dünyâ degen azâr ermifl âkil kullar bîzâr ermifl


Cahiller birle yâr ermifl dünyâ sal›p keterem

5- Sultân Hâce Ahmed Yesevî aytd› bu hikmetni temâm


Eflitsün dep cümle cehân dünyân› sal›p keterem

fiiir

1- Hofllamaydur âlimler sizni aygan Türki’ni


Âriflerdin eflitseñ açar köñil mülkini

2- Âyet hadîs ma’nâs› Türkî bolsa muvâf›k


Ma’nâs›ga yetgenler yerge koyar börkini
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 223

Aç›klama
1- (Ben) âhiret (öte dünyâ) haberlerini (bilgilerini) iflitip (bu
yalanc› ve k›sa süreli) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim. (Ben) er-
mifllerin deñizine (çoklu¤u, toplulu¤unun dald›¤› birlik deñizi-
ne) düfltüm. (Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p)
giderim.
2- Erenler (ermifl kifliler yaflay›fllar›nda hiç) dünyâ demedi.
(Bu geçici ve yalanc› dünyâya yönelmediler). Dünyâ gam›n›
(üzüntüsünü tasas›n›) yemediler (çekmediler) Hakk’tan özge
a¤›zlar›ndan (Allah’tan ve do¤ruluktan baflka bir söz) deme-
di(ler. Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.
3- (Hz.) Mûsâ (peygamber) ‹mrân (Hz. Meryem anam›z›n
babas›) kalmad›. (Hz.) Süleyman (peygamberin görkemli) taht›
kalmad›. Biñ yafl›na de¤en (Hz.) Lokman (hekimlerin, utac›lar›n
babas›) kalmad›. (Hepsi de bu dünyâdan gittiler. Ben) bu (geçi-
ci ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.
4- Dünyâ diyen (bu geçici dünyâya de¤er veren) do¤ru yol-
dan ç›kar, göñül dinginli¤i bulmaz imifl. Akl› bafl›nda olan kifli-
ler b›km›fl, bezmifl, usanm›fl imifl. (Bu dünyâ) bilgisiz, düflünce-
sizler ile sa¤d›ç imifl. (Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p
(b›rak›p) giderim.
5- (Göñüllerdeki) Sultân Hoca Ahmed Yesevî söyledi. Bu
(baflkalar›n›n bilmedi¤i) gizli gerçekleri (söyleyip) bitirdi. Bütün
dünyâda yaflayanlar (bu gizli gerçekleri) iflitin deyip (b›rakt›.
Ben) bu (geçici ve yalanc›) dünyây› sal›p (b›rak›p) giderim.

Aç›klama
1- Sizin konufltu¤unuz Türk dilini ilim sahipleri hofllan-
makta (uygun görmekte)dir. Bilgide ileri olan ‹lâhî gizli bilgile-
re ve Kur’ân gerçeklerine vak›f olan ileriyi gören sezgili kifliler-
den (ârif olan kullardan) iflitirsek göñül yurdunu açar.
2- (Allah sözü olan) âyet (ve Peygamberimizin sözleri ve
davran›fllar› olan) hadîslerin anlamlar› Türkçe olsa uygundur.
(Âyet ve hadîslerin) anlam›na yetenler (do¤ru olarak anlayanlar
bafllar›ndan) börklerini ç›kar›p yere koyar. (Onlar›n öteki sözler-
den üstünlü¤ünü anlar ve benimser.)
224 Hoca Ahmed Yesevî

3- Kad› müfti mollalar fleriatn› rah›n›


Ârif âfl›k al›bdur tarikatn› ark›n›

4- Amel k›lgan âlimler dinimizni ç›rag›


Burak miner mahflerde e¤ri koyar börkini

5- Amel k›lsa âlimler din ü ay›n yarug›


Körse bolur alarn› rengi rûy› körkini

6- Amel k›lmay “kâl” ilmin okuy bilmey kalganlar


Arkas›ga köterür k›rk eflekni yükini

7- Hâcemen dep lâf urma uflbu dünyâ bîpayan


Bilemen dep aytma sen köñüldeki çirkini

8- Rehnemâdur Hâce Ahmed gülistân› ma’rifet


Sözler sözi hakikat açar köñül mülkini

9- Miskin zaif Hâce Ahmed yetti pufltiñe rahmet


Farsî tilin biliben hob aytadur Türki’ni
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 225

3- Kad›, (Peygamberimizin ad›na suçluyu suçsuzu ay›ran,


‹slâm’›n kurallar›na göre karar verenler), müfti (‹slâm yasalar›-
na göre kuflku duyulan konular›n ‹slâm’a uygunlu¤unu aç›kla-
yan görevliler), Molla (Bilgide ileri olan ö¤reticiler), ‹slâm’›n ana
unsurlar›n›n yolunu (gösterirler.) Bilgide ileri olan ilâhî gizli bil-
gilere ve Kur’ân gerçeklerine vak›f olan, ileriyi gören, sezgili ki-
fliler, göñlünde Allah sevgisi olanlar, Allah’a ulaflan do¤ru yolu
alm›fllard›r, (tutmufllard›r).
4- Ö¤rendi¤i ile iflleyen, (bildi¤ini ve ö¤rendi¤ini yaflayan)
bilginler (ilmi ile âmil olan âlimler) bizleri dinimiz konusunda
ayd›nlatan ›fl›kt›rlar. (Onlar) mahflerde (ulu¤ günde, uçmak bi-
ne¤i olan) burak’a biner börklerini e¤ri koyar (geriye yat›r›rlar.)
5- Bildi¤ini (ve ö¤rendi¤ini) yaflayan bilginler din ve ay›n
yaru¤udur (›fl›¤›d›rlar. Ay ›fl›¤›yla gece gidenlere yol gösterdi¤i
gibi dinin ›fl›¤›n› yayanlar da din yolunu gösterirler). Sezgili an-
lay›fll› olanlar), onlar›n görkemli, gösteriflli yüzlerinin rengini
görseler, (onlar›n ders almalar›na yeterli) olur.
6- (Allah’a yararl›) ifl ifllemeyen, yaln›z görünen bilgileri
sözlü olarak okuyup geçenler, (ö¤rendikleri ve bildikleri ilim ile
amel etmedikleri için kendi) s›rt›na k›rk efle¤in yükünü yükle-
mifllerdir. (Ö¤rendiklerini yaflamayan bilginlerin bilgileri eflek
üzerindeki yük, kitap yükü gibidir.)
7- (Ben) Hocay›m (bilgi sahibiyim) deyip de (baflkalar›na)
söz vurma! ‹flte bu geçici ve yalan dünyâ(n›n sa¤lam bir) daya-
na¤› yoktur. Ben bilirim deyip de, göñlündeki i¤renç pisli¤i ç›-
kar›p söyleme.
8- Hoca Ahmed yol göstericidir. Yüce Yaratan’›n ba¤›fl› ile
derin bilgi, sezgi aç›l›m, kalbî ilerleme (kazananlar›n) gül bahçe-
sidir. (O hep) gerçekler ile ba¤l› sözleri söyler. Göñül yurdunu
açar.
9- Yoksul, güçsüz Hoca Ahmed (senin geçmifl, üstüne top-
rak örtülmüfl) yedi atana Allah’›n ac›mas›, ba¤›fl› ulafls›n. Farsî
dilini (Acemce’yi de) bilir. Ancak, Türkçe’yi çok güzel söylüyor.
(Türkler’e çok güzel dil ile kendi dillerinde anlat›yor).
226 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Eyâ dostlar›m ölsem men bilmem ki hâlim ne bolur


Gorga kirip yatsam men bilmemki hâlim ne bolur

2- Eltip lahedge koysalar arkaga bakmay yansalar


Soru¤ sevalim sorsalar bilmeki hâlim ne bolur

3- Kirse Kar›fl atl›¤ y›lan* çolgansa tenge flol zaman


Kalmas bütün bir üstühan bilmem ki hâlim ne bolur

4- Cümle y›¤›l›p mör ü mâr etraf›mda nifl urar


Müflkül erür pes kâr u bâr bilmem ki hâlim ne bolur

5- Hiç kelmedi mendin sevâb anda ne bergümdür cevâb


Ger k›lsalar yüzmiñ azab bilmem ki hâlim ne bolur

6- Bolsa k›yâmet küni haz›r bolur barçalar›


K›lgan amelleriñ kan› bilmem ki hâlim ne bolur

7- Ey Kul Ahmed sen bu kün k›lg›l ibâdet tün ü kün


Demegil ömrümdür uzun bilmem ki hâlim ne bolur

* Kar›fl veya Har›fl: Bir y›lan türü olmal›. Bu kelime sözlüklerde yoktur. Eski
Türkler’e göre Tamuda görevli Yerlik Han’dan baflka bir de Y›lanl› Karafl
vard›r. Mahdumkul› Divân›nda da bu y›lan›n ad› geçiyor.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 227

Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar›m! Ben ölsem bilmem ki (öldü¤ümdeki) du-
rumum ne olur? Sine girip (beni oraya girdirdiklerinde) yatsam
(o, karanl›k, dar, so¤uk çukurda üstüme toprak y›¤›l›p yaln›z
kal›nca) ben bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
2- (Beni) iletip sinime koysalar. (üstüme toprak y›¤›p) arka-
lar›na bakmadan (benim sindeki durumumla ilgilenmeden)
dönseler (geri gelseler. Münker ve Nekir. Sorgu melekleri gelip)
soru sorup karfl›l›¤›n› isteseler. Ben bilmem ki (sindeki) duru-
mum ne olur?
3- (Sinimde yatt›¤›m yere) Kar›fl adl› y›lan girse. ‹flte o za-
man gövdeme sar›l›p dolansa. (Y›lan›n s›kmas›ndan) bütün bir
(sa¤lam) kemik kalmaz, (kemiklerimin hepsi k›r›l›r). Ben bil-
mem ki (sindeki) durumum ne olur?
4- Böcek, börtek, kurt, y›lan, çayan hepsi üstüme y›¤›l›p
üflüflür. Çevremde oyuklar açarlar (gövdemi de sinimdeki top-
ra¤› da oyuk oyuk oyarlar). Kazanma ve yitirmek orada (soru-
lara cevap verip kendini kurtarmak) zordur. Ben bilmem ki (sin-
deki) durumum ne olur?
5- Hiç benden sevap (do¤ruluk ve iyi ifller karfl›l›¤› Allah’›n
ödüllendirece¤i davran›fllar) gelmedi, (sinime götüremedim).
Orada (sinimde) sorgu melekleri sordu¤unda) ne cevap verece-
¤im? E¤er ki bana yüzbiñ eziyet etseler (ne yapabilirim). Ben
bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
6- K›yamet günü (ulu¤ gün) oldu¤unda barça (bütün) kullar›
orada haz›r olarak bulurlar. (Bana) k›ld›¤›n (iyi) ifllerin hani? Diye
sorduklar›nda, ben bilmem ki (sindeki) durumum ne olur?
7- Ey (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed, sen bugün (Al-
lah’a) ibadet eyle gece ve gündüz (ibadetlerini art›r). Demegil
(sak›n ki demeyesin) ömrüm uzundur. Ben bilmem ki (sindeki)
durumum ne olur?
228 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Ömrim zâyi gaflet birle yel dek ötti


Hasretiñde közdin yafl›m kan dek ketti
Bildim dostlar bu akl›m emdi yetti
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

2- Seherlerde Kur’ân okup senâ k›lsam


Hazretiñge kol köterip duâ k›lsam
Zâri k›l›p bu can›mn› fedâ k›lsam
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

3- H›rs u hevâ nefs yol›n› koymak kerek


Mansûr yañl›g dâr bafl›na minmek kerek
Nesimi dek can acc›g›n çekmek kerek
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

4- “Fezküruni ezkürkum” âyetidin*


‹mân bold› Hakk’ te’âlâ tâ’at›d›n
Keçmek kerek uflbu nefsniñ râhat›d›n
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

* Bakara sûresi, 152. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 229

Aç›klama
1- (Benim) bu geçici ve yalan dünyâdaki yaflama sürem bit-
ti. Bilgisizlik, uyuflukluk, düflüncesizlik içinde (ömrümün ne ka-
dar çabuk geçti¤ini ben anlayamadan) yel gibi geçti. (Seni) özle-
yiflimden gözlerimden gözyafl›m kan gibi (kanl›ca) gitti (akt›.)
Sa¤d›çlar›m! (Ben daha yeni) bildim. (Benim) bu akl›m flimdi
yetti (gerçe¤e daha yeni erdi.) Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce
Yaratan’›ma) göñülden yönelip ibadet edesim gelir.
2- Tanyeri a¤ar›rken Kur’ân okuyup (Yüce Yaratan’›ma)
yalvar›p yakarsam. (O’nun) kat›nda ellerimi kald›r›p (açarak)
O’na yalvarsam, (iyilikler dilesem.) A¤lay›p (inleyerek ben bu
can›m› hiç say›p O’nun yolunda versem. Tanyeri a¤ar›rken
kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) göñülden yönelip ibadet edesim
gelir.
3- fiiddetli (bu yalan dünyâya ba¤l›) istekler, gelip geçici bofl
fleylere düflkünlük, içimizdeki bizi sürekli bu dünyân›n geçici
mal ve zevklerine yönelten benli¤imizin bize gösterdi¤i kötü
yolunu koymak (b›rakmak) gerek. (Hallâc-›) Mansûr gibi dara-
¤ac›n›n (idam sehpas›n›n) bafl›na binmek gerek. Ölürken ki
(Hallâc-› Mansûr’un) son soluklar› gibi can (ç›karken ki) ac›s›n›
çekmek gerek. Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) gö-
ñülden yönelip ibadet edesim gelir.
4- “Öyle ise siz beni (taâtle, ibadetle) an›n”* âyetinden, imân
(Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, ahiret gü-
nüne, kadere hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una, öldükten son-
ra dirilmeye inan›p, kalp ile do¤rulay›p dil ile söylemek) Allah’a
ba¤l›l›k ve ibadet etmekten oldu. ‹flte bu gövdenin ve bizi sürek-
li bu yalanc› dünyân›n geçici ve bofl zevklerine yönelten içimiz-
deki benli¤imizin durgunlu¤u ve dinginli¤inden geçmek (b›-
rakmak) gerek. Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) gö-
ñülden yönelip ibadet edesim gelir.

* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki, ben de sizi anay›m.
Bana flükredin, nankörlük etmeyin.
230 Hoca Ahmed Yesevî

5- Zâhidlerge zühd ü amel takvâ kerek


Riyâzetlig âfl›klarga fetvâ kerek
Ol tarikat er bolganga dâ’vâ kerek
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

6- Ar›tur dîl zengâr›n› Hû Hû yad›


Afl›klarn› keçe küntüz Hû murad›
Hû Hû teyü can bergeysen Kul Ahmed’i
Seherlerde kopup tâ’at k›lgum kelür

fiiir

1- Hiç bilmedim neçük keçti ömrüm meniñ


Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?
Netek bolgay yolga salsañ men âcizni
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?

2- Yold›n ç›k›p azgan›mn› bilmedim men


Hakk’ sözini kula¤›mga almad›m men
Bu dünyâd›n keterimni bilmedim men
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?

3- Ötkenlerdin ibret al›p yolga kirmey


Nefha feryâd ayt›p anda ortab yanmay
Keçe küntüz yörümüflmen özni bilmey
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 231

5- Boynuna borç olan ibadetleri yapt›ktan baflka, yalan dün-


yân›n geçici zevklerinden el çekenlere dünyây› b›rak›p ibadete
dalmak, iyi ifller yapmak (hay›r, hasenat), Allah’›n yasaklad›kla-
r›ndan ve yasaklanma konusunda kuflkulan›lanlardan da kaç›n-
mak gerek. Ölmeyecek kadar az yiyip içerek geçici ve bofl fley-
lerden elini çekerek öz benli¤ini e¤itmekle u¤raflan Allah’› se-
venlere, bir olay›n veya bir iflin ‹slâm’a uygun olup olmad›¤›n›
bildiren fetvâ gerek. O, Allah’a ve onun uygun olarak emrettik-
lerine giden yola düflmüfl olanlara Allah’tan hay›rlar ve ba¤›fllar
dilemek gerek. Tanyeri a¤ar›rken kalk›p (Yüce Yaratan’›ma) gö-
ñülden yönelip ibadet edesim gelir.
6- Hû, Hû, O’, (Allah), O’, (Allah) diye sürekli anmak göñül
pas›n›, (a¤ulu bak›r pas› gibi olan) kirini temizler. Allah’› ç›lg›n-
ca sevenlerin gece gündüz diledikleri O’, (Allah)’d›r. (ey Yüce
Yaratan’a) Kul (olan Allah’›n) Ahmed’i! (Sen) Hû, Hû, O’, (Al-
lah) O’, (Allah) diye diye can›n› veresin. Tanyeri a¤ar›rken kal-
k›p (Yüce Yaratan’›ma) göñülden yönelip ibadet edesim gelir.

Aç›klama
1- (Ben) hiç bilemedim. Nas›l (ne çabuk) geçti bu yalanc› dün-
yâdaki benim yaflay›fl›m? (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun)
kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)? Ben, elinden bir ifl gel-
mez zavall›y› (do¤ru) yola koysan nas›l olacak? (Bunu bana) so-
rar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)?
2- Ben (do¤ru) yoldan ç›k›p azd›¤›m› (do¤ru yolu yitirdi¤i-
mi) bilemedim. Hakk’ sözünü kula¤›ma alamad›m. (Dinleyip
ona göre davranamad›m). Ben bu dünyâdan gidece¤imi, (yafla-
ma süremi daha çok uzun sand›¤›mdan bir gün bitece¤ini) bile-
medim. (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada
ne k›lar›m (yapar›m)?
3- (Benden önce ve benim ça¤›mda gelip) geçenlerden ders
al›p (do¤ru) yola girmedim. Soluk ald›kça h›çk›rarak a¤lay›p,
söyleyip, orada odlan›p (atefllenip) yanmad›m. Ben gece gün-
düz kendimi (özümün iç dünyâs›n›) bilmeden (ö¤renmeden)
yürümüflüm. (Bunu bana) sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak)
orada ne k›lar›m (yapar›m)?
232 Hoca Ahmed Yesevî

4- Can›ñ ç›k›p teniñ yatur tar lâhedde


Sorguvc›lar kelip sorsa ol hâletde
Akar yafl›m keter hufl›m ol vakitde
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?

5- Gafillikde yörüdiñ sen it dek kezip


Teniñ yatur tar lâhedde aflru fliflip
‹fl k›lmad›ñ sen Teñri’ge köksin teflip
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?

6- Kul Hâce Ahmed bu dünyâda tevbe k›lg›l


Tevbe k›l›p yol bafl›ga bar›p turg›l
Has kullardek azuk›ñn› al›p yörgil
Sorar bolsa men kul anda ne k›lgaymen?

fiiir

1- Her kim k›lsa tarikatn› dâ’vâs›n›


Evvel kadem fleriatga koymak kerek
fieriatn›ñ ifllerini edâ k›l›p
And›n soñra bu dâ’vân› k›lmak kerek

2- fieriats›z dem urmaslar tarikatda


Tarikats›z dem urmaslar hakikatda
Uflbu yollar yeri bilinür fleriatda
Cümlesini fleriatd›n sormak kerek
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 233

4- Can›n (bu gövdenden) ç›k›p (gider, senin bu) gövden (ka-


ranl›k ve so¤uk olan) dar sininde yatar. Sorgu melekleri o du-
rumda (iken) gelip sorsa, o zaman gözlerimden yafllar akar (ak-
l›m kar›fl›p) fluurum (davranma yetene¤im) gider. (Bunu bana)
sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)?
5- Sen it gibi gezerek bilgisiz, düflüncesiz, sorumsuz, ald›r›fl-
s›z olarak yürüdün. (Senin) gövden dar sininde afl›r› fliflip (Sini-
nin duvarlar›na dayan›r, s›k›flarak bas›nç yaparak) yatar. Sen
gö¤sünü ba¤r›n› deflip (yaralayarak) Tañr›’ya ifl k›lmad›n (Tañ-
r›’n›n buyruklar›na uygun ifl ve ibadet yapmad›n. Bunu bana)
sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)?
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, bu dünyâda
yapt›¤›n kötü ifller için dönüfl yap, bir daha ifllememeye söz ver,
diz dö¤. (Sen) kötü ifllerinden dönüfl yap›p bir daha ifllememeye
söz verip diz dö¤üp (Hakk’a giden do¤ru) yol bafl›na var›p dur-
mal›s›n. (Allah’›n) seçkin temiz kullar(›) gibi âhiret az›¤›n› (Al-
lah’a ibadet, ba¤l›l›k, hay›r ifllerini) al›p yürümelisin. (Bunu bana)
sorar olsa, ben (O’nun) kul(u olarak) orada ne k›lar›m (yapar›m)?

Aç›klama
1- Her kim tarikata girmifl, (gerçe¤e varma, Allah’a ve Al-
lah’›n r›zâs›na eriflme yolunda olmak istiyor veya bu yolda) ol-
du¤unu bildiriyorsa, ilk önce dinin uygulama ile ilgili barça
buyruk ve ö¤ütlerine ayak koymas› (ad›m atmas› fleriat› tam,
eksiksiz yaflamas›) gerektir. Dinin uygulama ile ilgili barça buy-
ruklar›n› yerine getirip, (fleriat› tam ve eksiksiz olarak yaflay›p)
ö¤ütlerini tutup, ondan sonra bu yolda (Allah’a ve) O’nun r›zâ-
s›na eriflme (tarikat) yolunda oldu¤unu söyleyebilir.
2- fieriats›z (dinin uygulama ile ilgili buyruklar›n› yerine ge-
tirip ö¤ütlerini tutmadan hiç kimse) tarikattan (Allah ve O’nun
r›zâs›na eriflme yolunda oldu¤undan) söz etmezler. Tarikats›z
(Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflme yolunda olmadan) Allah’›n
evrendeki yapt›r›m ve hakimiyeti ile her fleyi kendisine itaat et-
tirmesi gerçe¤i (hakikat) konusunda söz edemezler. ‹flte bu yol-
lar›n yeri fleriatta (dinin uygulama ile ilgili barça buyruklar›n›
yerine getirme ve ö¤ütlerini tutmadan sonra) bilinir. Bunlar›n
barças›n› fleriattan sormak gerekir.
234 Hoca Ahmed Yesevî

3- And›n soñra bir er kerek irâdetlig


Bolm›fl bolsa ol bir erdin icâzetlig
fieriatde rast muvaf›k kerâmetlig
Oflal erniñ ete¤ini tutmak kerek

..................

9- S›dk› birle herkim kabul k›lsa mun›


‹’tikad› birle bolsa tün ü küni
Yad› birle meflgul bolsa yeldâ tüni
Erenlerdin himmet yâr› k›lmak kerek

10- ‹râdetsiz uflbu yolga kirmediler


‹nâbetsiz yolga kadem koymad›lar
‹câzetsiz yar›m nefes urmad›lar
Mürid bolgan bu s›fatl›¤ bolmak kerek

11- Herkim kirse uflbu yolga belin ba¤lap


Kul Hâce Ahmed kerek özni hâdim eylep
Niyyetni Hudâ’y›ga dürüst eylep
Teveccühni azizlerge k›lmak kerek
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 235

3- Ondan sonra (istekli, güçlü yi¤it) bir er gerek ki diledi¤i-


ni yapt›r›m gücü olsun. Böyle bir er kifli olmufl olsa, o bir er ki-
fliden (bir mürflidden) izin, yeterlilik belgesi alm›fl olmal›. Bu ki-
fli fleriatta (dinin uygulama ile ilgili barça buyruklar›n› yapm›fl
ve ö¤ütlerini tutmufl) do¤ru, Allah kat›nda de¤erli, ermifl, her
solu¤u Allah kat›nda uygun ifllerle u¤raflan (kerametli) erdir.
(‹flte) flu o erin (ermifl kiflinin, kerametli kulun) ete¤ini tutmak,
(ona tapulanmak, buyru¤una girip sözünden ç›kmamak) gere-
kir.
..................
9- Bunlar› (yukar›da söylediklerimizi eksiksiz olarak) için-
den gelerek her kim benimserse, itikad› (içten kalpten inanarak,
do¤rulu¤undan kuflku duymadan inanmas›) ile gece ve gündüz
dolu olsa, uzun gecelerde (Allah’›n) ad›n› anmak ve O’nu hiç
unutmamak ile u¤rafl›r olsa, (Allah kat›nda) ermifl kullardan
kalbinin olanca gücü ile Allah’a yönelmesi konusunda yard›m
istemesi gerektir.
10- Davran›fllar›n› denetim alt›nda tutarak istediklerini
yapma ve yapt›rma gücü olmayanlar, bu yola (Tarikata)
gir(e)mediler. Hakk’a ba¤l› bir mürflide (do¤ru yolu gösterici,
bilgin, ö¤üt verici, e¤itici öndere) ba¤lan›p günah ifllemeyi b›-
rakarak, Hakk’a olanca varl›klar› ile yönelmeyenler bu yola
(tarikat’a) ayak koyamad›lar, (ad›m atamad›lar.) Mürflidden
(do¤ru yolu gösterici, bilgin, ö¤ütleyici, e¤itici önderden) izin
ve yeterlilik belgesi almadan, yar›m soluk bile urmad›lar (al-
mad›lar). Mürid (tarikata girmifl) olanda bu özelliklerin olma-
s› gerektir.
11- ‹flbu yola (tarikata) her kim ki olanca varl›¤› ile bel ba¤-
lay›p girse, (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (gibi) özü-
nü kul-köle eyleyip, yapacaklar›n›, tasarlad›klar›n› sahibimiz
efendimiz Allah’a do¤ruca sunub, yönünü, yüzünü Allah kat›n-
da sevgi ve güç kazanm›fl ermifllere dönüp, (onlara kap›lan›p)
onlar›n yolunda olmak gerektir.
236 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Yaratkan bir ü bar›m yol›n izlep


fieytân lâ’in yollar›d›n kayt›ñ dostlar
‹hlâs birle muhabbetni cam›n içip
Can u dîlde Hayy zikrini ayt›ñ dostlar

2- Hayy zikrini ayt›b içgen cam-› flarâb


Yol üstide aziz bafl› misli türab
Allah üçün hâli harab ba¤r› kebab
Can u dîlde Hayy zikrini ayt›ñ dostlar

..................

13- Hârl›k tart›p hak Mustafâ ümmet dedi


Âsi câfi ümmetlerin gam›n yedi
An›ñ üçün ümmetleri kuvvet ald›
Can u dîlde Hayy zikrini ayt›ñ dostlar

14- Ümmet üçün ba¤r›da yok zerre bütün


Ümmet dese dima¤›d›n ç›kar tütün
Hakk’ te’âlâ k›lgay mu dep bizni odun
Can u dîlde Hayy zikrini ayt›ñ dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 237

Aç›klama
1- (Var olan her fleyi) yaratan bir ve var (olan Allah’)›m›n
yolunu aray›p sürerek (takip ederek, o yoldan ayr›lmadan) Al-
lah’tan ve onun ac›ma ve ba¤›fl›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl fleytâ-
n›n yollar›ndan dönün sa¤d›çlar! ‹çten gelerek ilâhî sözlerin ko-
nufluldu¤u, ilim ehlinin sözlerinden ders al›p candan ve göñül-
den (Allah’›n) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (O’nun
ululuk ve gücünü derinlemesine düflünüp) sa¤d›çlar!
2- (Allah’›n) Hayy (diri canl›) ad›n› añarak söyleyip flarap
çamça¤›n› içenin (Allah’›n hem) geçmiflteki sonsuzlukta ve
(hem de) gelecekteki sonsuzlukta (var ve diri oldu¤unu kavra-
yan›n) yol üstünde de¤erli, seçkin bafl› (bas›l›p geçilen) toprak
gibi (olmal›). Allah’(a yak›n olmas›) için durumu k›r›l›p y›k›l-
m›fl, ba¤r› közde k›zarm›fl gibi yan›k ve yaral› (olmal›.) Canda
ve göñülde (Allah’›n) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin
(O’nun ululuk ve gücünü derinlemesine düflünün) sa¤d›çlar!
..................
13- (Bilmeyenler) Allah’›n kitap verip Peygamber olarak
gönderdi¤i Hz. Muhammed Mustafâ’y› da horlad›lar, (Tebük’te
tafllad›lar, Mekke’de d›fllad›lar). O, horluklar› çekti. Yine de on-
lara ümmetim deyip flefaatç› oldu. (Kendisinin bildirdi¤i) Al-
lah’›n buyruklar›na karfl› gelerek kendilerine eziyet ve s›k›nt›
veren, ümmetlerinin üzüntüsünü çekti. Onun için ümmetleri
(benimseyenleri) güç ald›. Canda ve göñülde (Allah’›) Hayy (di-
ri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (Onun ululuk ve gücünü derin-
lemesine düflünün) sa¤d›çlar!
14- Ümmeti, (onu peygamber olarak benimseyip yolunda
gidenler) için O’nun ba¤r›nda az bir bütünlük yoktur. (Ümme-
tinin üzüntüsünden O’nun ba¤r› parça parçad›r). Ümmet (beni
benimseyen, benim yolumda olan) dese, beyninden tütün (du-
man) ç›kar (öylesine içi yanar). Ad› ulu tek Tañr› olan Allah bi-
zi O’nun odu (atefli) k›larm› deyip (de yanar). Canda ve göñül-
de (Allah’›) Hayy (diri, canl›) ad›n› añarak söyleyin (O’nun ulu-
luk ve gücünü derinlemesine düflünün) sa¤d›çlar!
238 Hoca Ahmed Yesevî

15- Kul Hâce Ahmed alay deseñ Hakk’d›n ülüfl


Bâyezid dek nefsiñ birle tün kün urufl
Ey bîhaber ümmet erseñ buldur revifl
Can u dîlde Hayy zikrini ayt›ñ dostlar

fiiir

1- Eyâ dostlar beyan eyley Hakk’ Resûldin


Ümmet bolsañ ifltib dürud ayt›ñ dostlar
Ol “Rahmeten li’l-âlemîn*” cüzi küldin
Ümmet bolsañ ifltib dürûd ayt›ñ dostlar

2- Hudâvend’im atâ k›ld› aña mi’rac


Rahmet bahr› tolup tafl›p urd› mevvâc
Koyd› an› bafl› üzre lâ’emrük tâc**
Ç›n ümmetsen ifltib dürûd ayt›ñ dostlar

3- Evvel Cibril al›p keldi aña burak


Burak minip k›ld› hazret miñ tumturak
Burak uçup pervaz k›ld› Hind el Irak
Ç›n ümmetsen ifltib dürûd ayt›ñ dostlar

* Âlemlerin hepsine (kâinata) ac›yan, flefkat eden, hiçbirisinin üzülmesine,


incinmesine göñlü elvermeyen Hz. Muhammed (sav.)
** Yüce Yaratan’›n, peygamberimize peygamberlik görevini verdi¤inin herke-
se duyurulmas› ile do¤rulanmas› durumu.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 239

15- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah’tan ülüfl


(pay, hisse) alay›m desen, (Bistam’l›) Bâyezid gibi seni hep bu
yalanc› ve geçici dünyâya yönelten içindeki benli¤in ile gece
gündüz vurufl (savafl). Ey her fleyden habersiz, bilgisiz! (E¤er ki
Hz. Muhammed’e) ümmet isen (iflte) tutulan yol, (ümmetin gi-
difli) budur. Canda ve göñülde (Allah’›) Hayy (diri, canl›) ad›n›
añarak söyleyin (Onun ululuk ve gücünü derinlemesine düflü-
nün) sa¤d›çlar!

Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! (Ben) Allah’›n kendisine kitap vererek (son
elçi olarak) gönderdi¤i Hak Peygamber Allah’›n Resûlü’nden
aç›klamalar yapay›m. (E¤er ki siz Ona) ümmet olsan›z (Onun
getirdiklerine inan›p yolundan gitseniz Ona) selâm ve övgüler
söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar. O âlemlere (bu dünyâ ve öte-
ki dünyâya) büyük ve küçük dünyâlara rahmet (ac›mak, flefaat
etmek için gönderildi. (E¤er ki siz Ona) ümmet olsan›z (Onun
getirdiklerine inan›p yolundan gitseniz Ona) selâm ve övgüler
söyleyip Onu ululay›n sa¤d›çlar!
2- Sahibimiz, efendimiz, Allah’›m Ona mi’rac’› (Recep ay›-
n›n 27. gecesi Allah’›n kat›na ç›kmas›n›) verdi (ba¤›fllad›). Ac›-
ma, esirgeme, ba¤›fllama deñizi dolup taflt›, kaynay›p dalgalan-
d›. Onun bafl› üstüne bafll›k olarak la-emrük- Peygamberli¤ini
Allah’›n herkese duyurulmufl ferman› ile do¤rulanm›fll›k bafll›-
¤›n› (tac›n›) koydu. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet ise-
niz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z) ifli-
tip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
3- Önce (Vahiy mele¤i olan) Cebrâil Ona (uçmak bine¤i
olan) Burak’› (kat›r ile eflek aras› Tañr›’n›n yollad›¤› biniti) al›p
geldi. (Peygamberimiz burak’a binip biñ görkem ile yara¤land›.
Burak uçup kanat ç›rpt›. Kanat ç›rp›fl› ile Irak’›, Hind’i (geçecek
kadar ad›m at›p) geçti. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet
iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z)
iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
240 Hoca Ahmed Yesevî

4- Aksâ bar›p tüfldi körüñ anda server


Y›¤›ld›lar cümle ruhlar ol peygamber
Mübarek bâd k›ld› ruhlar anda yekser
Ç›n ümmetsen ifltip dürûd ayt›ñ dostlar

..................

12- Münâf›klar flek keltürüp bold› merdûd


Tañla duzah dima¤›d›n ç›kar bil dûd
Soñra k›lgan peflimand›n saña ne sûd
Ç›n ümmetsen ifltib dürud ayt›ñ dostlar

13- Mustafâ’n› mi’rac›ga salg›l kulak


Kim iflitse köñli bolgay hob suvd›n ak
Ç›n ümmetsen ifltib y›¤la misli bulak
Ç›n ümmetsen ifltib dürûd ayt›ñ dostlar

14- Hudâ ayd› “Mihmân bolup keldiñ maña


Kança bolsa hâcetiñi aytg›l maña
K›l›p hoflnud hâcetiñi berey saña”
Ç›n ümmetsen ifltib dürûd ayt›ñ dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 241

4- (Kudüs’deki Mescid-i) Aksâ’(ya) var›p (Burak’tan) indi


görün orada (barça insanlara ve peygamberlere) server (bafl
olan Hz. Muhammed). Barça ruhlar (tinler) y›¤›ld›lar (topland›-
lar.) O Peygamber (Hz. Muhammed) Kutlu u¤urlu feyizli soluk
verdi. Orada ruhlara (tinlere) bafltanbafla (hepsine himmet –yar-
d›m kay›rma– etti). Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet ise-
niz (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z) iflitip
selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
..................
12- Müslüman görünüp de içten müslüman olmayanlar
kuflku getirip merdud oldular. (Allah’›n ac›ma ve ba¤›fl›ndan,
Peygamberimizin onun için Allah’a yalvar›p günahlar›n›n ba-
¤›fllanmas›n› istemesinden ko¤uldular.) Tan ile (bu dünyâda ya-
flama süresi kiflilere uzun gibi gelirse de tanyeri a¤arana kadar
gibi k›sad›r) tamuya girip beyinlerinden bil (ki) tütün ç›kar.
Sonra, yapt›¤›ndan utan›r, dönüfl yapars›n, dizini dö¤ersin. An-
cak sana yarar› yoktur. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet
iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z)
iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
13- (Son peygamber Hz. Muhammed) Mustafâ’n›n mi’rac›-
na (Allah’›n kat›na ç›kar›l›fl›na) kulak salmal›s›n (iyi de¤erlen-
dirmelisin). Kim iflitse (ve özenle de¤erlendirirse) göñlü temiz,
duru sudan (daha da) ak (olur). Gerçek (Hz. Muhammed Mus-
tafâ’ya) ümmet isen iflitip anlay›p bulak gibi a¤la. Gerçekten
(Hz. Muhammed’e) ümmet iseniz, (Onun getirdiklerine inanan,
Onun yolunda olansan›z) iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu
ululay›n sa¤d›çlar!
14- Efendimiz sahibimiz Allah (Peygamberimize) dedi: Ko-
nuk olup bana (mi’raca) geldin. Kanca (ne kadar) olsa da dilek
ve isteklerini bana söyle. Diledi¤ini istediklerini sana vereyim
de seni sevindireyim. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet ise-
niz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z) ifli-
tip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
242 Hoca Ahmed Yesevî

15- Resûl ayd› “Tilegenim âsi ümmet


Belâgatd›n k›rk yafl›n› k›lg›l rahmet
Ey Hudâ’ya sendin rahmet mendin flefkat”
Ç›n ümmetsen ifltib dürûd ayt›ñ dostlar

..................

27- Ey birâder münâf›kka bolma ülfet


Kim ülfetdür bafl› üzre yüzmiñ külfet
Bafld›n ayak münâf›kn› ziyan zahmet
Ç›n ümmetsen ifltib dürdûd ayt›ñ dostlar

28- Hikmet k›ld› mi’rac sözin Kul Hâce Ahmed


fiükür Allah Mustafâ’ga k›ld› ferzend
Arslan Baba’m hurma berip k›ld› hursend
Ç›n ümmetsen ifltib dürdûd ayt›ñ dostlar

fiiir

5- Eyâ gâfil ömriñ ötti bilseñ yeldek


Köz yafl›ñn› akudmad›ñ misli sel dek
Seni sorar ferman›da misli kul dek
Hâce sevse seni azâd k›lar ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 243

15- Resûl (Peygamberimiz) dedi: (Benim senden) diledi¤im


dinin buyruklar›na baflkald›ran, uymayan ümmetimdir. (Ben on-
lara) k›rk yafl›mda (‹slâm’›) anlatt›m onlara ac›, onlar› ba¤›flla. Ey
sahibim efendim olan Allah’›m (ümmetime) senden ac›ma, ba-
¤›fllama, (yarl›gama) benden (ise) günahkârlar›n günahlar›n›n
ba¤›fllanmas›, günahkâr olmayanlar›n âhiretteki duraklar›n›n
yüceltilmesi (dile¤imdir). Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet
iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z)
iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
..................
27- Ey kar›ndafl! D›flar›dan müslüman görünüp de içinden
müslüman olmayan münâf›k (ile sak›n) yak›n olma! (Yak›nl›k
kurma!) Kim münâf›k ile yak›nl›k kurarsa onun bafl›n›n üzerin-
de yüzbiñ eziyet ve s›k›nt› olur. Bafltan aya¤a (kadar) münâf›k-
tan zarar, eziyet s›k›nt› gelir. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) üm-
met iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansa-
n›z) iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!
28- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (Peygamberi-
mizin Kur’ân’dan sonra en büyük mucizesi olan) mi’rac sözünü
y›r (fliir) olarak söyleyip bilinmeyenlerinin bir bölümünü aç›kla-
d›. Allah’a flükürler, teflekkürler, övgüler olsun ki (son peygam-
ber Hz. Muhammed) Mustafâ’ya evlât k›ld›. Arslan Baba’m
(Peygamberimizin bana verilmek üzere verdi¤i) hurmay› bana
vererek sevinçli eyledi. Gerçekten (Hz. Muhammed’e) ümmet
iseniz, (Onun getirdiklerine inanan, Onun yolunda olansan›z)
iflitip selâm ve övgüler söyleyin, Onu ululay›n sa¤d›çlar!

Aç›klama
..................
5- Ey bilgisiz, ald›r›fls›z, (kör ve sa¤›r gibi olan kifli) bu dünyâ-
daki yaflama süren (bilsen ki) yel gibi geçti. (Ancak sen bilgisizli-
¤inden ileriyi göremedi¤inden yar›n düflece¤in zor ve kötü du-
rumlardan korkup a¤lay›p) gözyafllar›n› sel gibi ak›tmad›n. (Senin
Yaratan’›n), buyru¤unda (kendisine gere¤i gibi) kulluk yapan kul-
lar› gibi seni sorar. (Senin) Yaratan’›n (seni) sevse (sen O’na kendi-
ni sevdirebilirsen) seni azâd k›lar (günahlar›n› ba¤›fllar) imifl.
244 Hoca Ahmed Yesevî

6- Kul Hâce Ahmed hikmet ayt›b y›¤la seher


Erenlerni efgan›d›n alg›l haber
Söz asl›n› bilenlerge misli gevher
Zâhirige bakgan kuruk kalar ermifl

fiiir

1- Didâr üçün cann› kurban k›lmagunça


‹smâil dek didâr arzu k›lmañ dostlar
Cand›n keçip tarikatga kirmegünçe
Âfl›kmen dep yalgan dâ’vâ k›lmañ dostlar

2- Âfl›kl›k ulu¤ dâ’vâ k›lsañ mun›


Mihnet birle s›nar ermifl Mevlâ’m seni
Renc ü mihmet birle bolsañ tün ü küni
Maflukañd›n köñül özge k›lmañ dostlar

..................

7- “El kezzâbu lâ’ümmeti” dedi sizge


Ol Muhammed Hakk’ Resûli erdi bizge
Yalganc›ga cennet yoktur vallah aña
Yalgan sözlep imâns›z›n ketmeñ dostlar

8- Hânumân›n terk etmezdin körmes didâr


Dîdâr körey degen âfl›k bolur bîdâr
Anda¤ âfl›k âhir körgey anda didâr
Dîdâr körmey s›rd›n haber tuymañ dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 245

6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, herkesin bil-


medi¤i gizli bilgileri söyleyip tanyeri a¤ar›rken a¤la. Allah ka-
t›nda seçkin olan ve yak›n bulunan erenlerin o dura¤a yükselin-
ceye kadar yap›p söyledikleriyle bulunduklar› durumlar›ndan
bilgiler almal›s›n. (Bu) sözler gerçe¤ini bilenler için paradan çok
daha de¤erli olan cevherdir. (O erenlerin) d›fl görünüfllerine ba-
kan (ve öyle de¤erlendirenler kup)kuru kal›r (bir fley anlayamaz
ve elde edemez) imifl.
Aç›klama
1- (Yaratan Allah’›n) yüzü(nü görmek) için can›n› kurban k›l-
mad›kça (vermedikçe Hz.) ‹smâil (Hz. ‹brahim peygamberin o¤-
lu) gibi (olmad›kça, (Allah)’›n)) yüzünü (görmeyi) dilemeyin sa¤-
d›çlar. Candan geçip (can›n› bir yana koyup Allah’a ve O’nun r›-
zâs›na giden yol olan) tarikata girmedikçe. Ben (Allah’a) âfl›¤›m
(tutkunum) deyip yalan iddiada bulunmay›n sa¤d›çlar!
2- Âfl›kl›k (Allah’a ç›lg›nca tutkun olmak) ulu bir iddiad›r.
Bunu ileri sürsen, eziyet s›k›nt› ile sahibimiz efendimiz Allah se-
ni s›nar imifl. S›k›nt› eziyet ve üzüntüyü gece gündüz çeker (sü-
rekli s›k›nt›, üzüntü ve eziyet içinde) olsan (da hepsine katlan›p)
göñlünüzü sevdi¤iniz Yaratan’dan ayr› k›lmay›n sa¤d›çlar!
..................
7- (Peygamber Efendimiz) Size: “Yalanc› olan benim üm-
metimden de¤ildir” dedi. O Muhammed Allah taraf›ndan ken-
disine kitap verilerek son peygamber olarak bize gönderildi. Al-
lah için ona, (yalanc›ya) uçmak yoktur. Yalan söyleyip de (bu
yalanc› ve geçici dünyâdan öteki gerçek ve sonsuz olan dünyâ-
ya) imâns›z olarak (Allah’a ve öteki imân esaslar›na ana unsur-
lara inanmadan) gitmeyin sa¤d›çlar!
8- Evini oca¤›n› (yaln›zca onlar için çal›flmay›) b›rak›p (âhi-
rete) yönelmedikçe (yaln›z bu dünyâ, evi oca¤› için çal›fl›rken
âhireti unutan kimse) Allah’›n yüzünü görmez. Allah’›n yüzü-
nü göreyim diyen, Allah’a tutkun olup ç›lg›nca seven uykusuz
olur. (Onun gözüne uyku girmez.) Öyle Allah’› ç›lg›nca sevip
tutkun olan sonunda, orada (mahflerde, ulu¤ günde) Allah’›n
yüzünü görecek. Allah’›n yüzünü görmeden gizli gerçeklerden
bir bilgi duymay›n (duyamazs›n›z) sa¤d›çlar!
246 Hoca Ahmed Yesevî

9- S›rd›n ma’nâ tuymaganlar bîgânedür


Ol âfl›kn› mekânlar› veyrânedür
Iflk yol›da can bergenler cânânedür
Cand›n keçmey cand›n haber bilmeñ dostlar

10- Kul Hâce Ahmed özdin keçmey dâ’vâ k›lma


Halk içide âfl›kmen dep tilge alma
Âfl›kl›k ulu¤ ifldür gâfil bolma
Gâfil bolup didâr›n körmeñ dostlar

fiiir

1- “Fe’l ya’lemunel âlimûna’n› okur âlim


Ma’nâs›n› okmay an› bolur zâlim
Ma’nâs›n› okganlarn›ñ ton› gelim
Anda¤ âlim âlim bolur dostlar›m a

2- Âlim oldur hiflt yastan›p tahsil k›lsa


Keçe küntüz Teñri’sige zâri k›lsa
“Fe’l yedhakü*” âyetini tefsir k›lsa
Anda¤ âlim âlim bolur dostlar›m a

3- “Ve’l yebkü kesîran**” deb Teñri ayd›


Mâ’nâ okgan âlim t›nmay y›¤lab erdi
Y›¤lay y›¤lay közleri â’mâ bold›
Anda¤ âlim âlim bolur dostlar›m a

* Tevbe sûresi, 82. âyet. Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler, çok
a¤las›nlar.
** Tevbe sûresi, 82. âyet.
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 247

9- Gizli gerçeklerden anlam duymayanlar ilgisiz ald›r›fls›z-


d›rlar. O, Allah’a âfl›k olan (O’nu ç›lg›nca sevenlerin) durdukla-
r› yerleri (görkemli de¤il) k›r›kt›r, y›k›kt›r. Allah’› ç›lg›nca se-
ven, O’nun sevgisi için can›n› verenler de O’nun sevdikleridir.
Candan geçmeden (can›n›z› hiçe saymadan) candan (can ile ilgi-
li olarak gizli) bilgileri bilmeyin (bilemezsiniz) sa¤d›çlar!
10- (Ey, Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! Özüñden
geçmeden (hiçbir fley) ileri sürme. Halk içinde ben Allah’› ç›lg›n-
ca seviyorum diye (böyle sözleri) dile alma. Âfl›kl›k (Allah’› ç›l-
g›nca sevmek) çok ulu bir ifltir. Bilgisiz, uykuda, sorumsuz ol-
ma. (Bilgisiz, ald›r›fls›z, düflüncesiz) Allah’›n yüzünü görmeyin
(göremezsiniz) sa¤d›çlar!
Aç›klama
1- “Fel’ ya’lemunel âlimûna” ilim sahibi okur, onun anlam›-
n› okumaz (bilmez) ise eziyet edici, s›k›nt› verici olur. Anlam›n›
okuyanlar›n (bilenlerin tonlar›) giysileri kaba yünden dokun-
mufl genifl giyecekler olur. Ey Sa¤d›çlar›m! (Bunlar) böyle bil-
ginler (Kur’ân âyetlerini okuyup lâfzî ve bât›nî anlamlar›n› bi-
len-anlayan-anlatan bilginler) sizlere gerçek(ten yararl›, dos-
do¤ru Hakk’ yolunu gösteren) bilgin olur.
2- Bilgin o (kiflidir) ki; kendisi m›zra¤›na (karg›s›na) yaslan›p
bütün bilgileri ö¤rense, gece gündüz Tañr›’s›na a¤lasa, “Fe’l yed-
hakü” (Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler; çok a¤las›n-
lar)* âyetini (okuyup) yorumlasa (tefsir edip aç›klasa. Hiçbir yan-
l›fla düflmese). Ey Sa¤d›çlar›m! (Bunlar) böyle bilginler sizlere
gerçek(ten yararl›, dosdo¤ru Hakk’ yolunu gösteren) bilgin olur.
3- “Ve’l yebkü kesiran” (az gülsünler, çok a¤las›nlar)** (Ar-
t›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler çok a¤las›nlar deyip
Tañr› söyledi. (Bu âyetin) anlam›n› okuyan (anlayan ve bilen)
bilgin hiç durmadan a¤lar oldu. A¤laya a¤laya gözleri görmez
(kör oldu.) Ey Sa¤d›çlar›m! (Bunlar) böyle bilginler sizlere ger-
çek(ten yararl›, dosdo¤ru Hakk’ yolunu gösteren) bilgin olur.

* Tevbe sûresi, 82. âyet. Fe’ yedhakü kalilen (Az gülsünler).


** Tevbe sûresi, 82. âyet: Art›k yapt›klar›n›n cezas› olarak az gülsünler; çok
a¤las›nlar! Ve’l yebkü kesiran (Çok a¤las›nlar).
248 Hoca Ahmed Yesevî

4- Âlim oldur fleriatda cevlân k›lsa


Tarikatn›ñ bazar›ga orn›n salsa
Muhabbetniñ deryâs›d›n gevher alsa
Anda¤ âlim âlim bolur dostlar›m a

5- Âlim men dep kitap okur ma’nâ okmas


Köp âyetniñ ma’nâs›n› hergiz bilmes
Tekebbür men menlikni dini tutmas
Âlim ermes cahil turur dostlar›m a

6- Tekebbür azâzilga neler k›ld›


Tekebbürdin tavk› lâ’net aña sald›
Feriflteler körüp anda secde k›ld›
Secde k›l›p eman boldu dostlar›m a

7- ‹lim ikki dürr ten ü canga rehber turur


Can âlimi Hazret’ige yak›n turur
Muhabbetniñ flarab›d›n içip turur
Anda¤ âlim âlim bolur dostlar›m a

8- Ten âlimi zâlimlerge ohflar ermifl


Beraetni âyetide çün buyurmufl
Duzah içre t›nmay dâim küyer ermifl
Zehri zakkum içip dâim dostlar›m a
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 249

4- Bilgin odur (kiflidir) ki; ‹slâm dininin uygulamalar ile ilgi-


li hükümlerinin hepsini yapsa (bu yolda yürüse), Allah’a ve
O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yol da yerini alsa, ermifllerin
ilâhî sözler konufltuklar› deñize (toplant›lar›na) dal›p inci (edep
ilim ahlâk) alsa. Ey Sa¤d›çlar›m! (Bunlar) böyle bilginler sizlere
gerçek(ten yararl›, dosdo¤ru Hakk’ yolunu gösteren) bilgin olur.
5- Ben bilginim deyip kitap(lar) okur. Okuduklar›n›n an-
lamlar›n› okumaz (bilmez anlamlar›yla ilgilenmez.) Köb (bir-
çok) âyetlerin anlamlar›n› hiçbir zaman bilmez. Kendini be¤en-
me, baflkalar›ndan üstün görme, yaln›z kendini düflünme, dini
tutmaz (dine uygun olmaz). O kifli bilgin de¤ildir. Bilgisizdir.
Bilgisizlik karanl›¤› içindedir. Ey sa¤d›çlar›m!
6- Kibirlenme, (çal›m satma, kendisini baflkalar›ndan üstün
görme) fleytâna neler k›ld› (etti). Kendisini baflkalar›ndan üstün
gördü¤ü, büyüklendi¤inden ilenilmifllik halkas›n› (boyuna tak›-
lan gerdanl›¤›n›) ona sald› (onun boynuna takt›) melekler bunu
gördüler. Orada (Hz. Âdem peygambere) secde k›ld›lar. (Al-
lah’›n buyru¤u ile önünde yere kapand›lar). Secde edip (Al-
lah’›n gazab›ndan) güvenlikte oldular ey sa¤d›çlar›m!
7- Bilgi iki inci (olan) gövde ve cana yol göstericidir. (Âhi-
rette ve bu geçici ve yalan dünyâda eziyete, s›k›nt›ya düflmele-
rini önler). Candan bilgin olan Yaratan’›n›n efli¤ine yak›n durur.
Erenlerin ilâhî sözler konufltuklar› toplant›n›n flarab›ndan (ora-
da konuflulan sözlerden) içip durur (yararlan›r, ilim, edeb, ahlâk
al›r, kurtuluflunu sa¤lar). Ey sa¤d›çlar›m! (Bunlar) böyle bilgin-
ler sizlere gerçek(ten yararl›, dosdo¤ru Hakk’ yolunu gösteren)
bilgin olur.
8- (Yaln›z) gövdesiyle bilgin olan (sözleri bilip anlamlar›yla
ilgilenmeyen)ler baflkalar›na eziyet edip s›k›nt› verenleri okflar
(onlara beñzer) imifl. Temize ç›kma, ba¤›fllanma âyetinde çünkü
(flöyle) buyurmufl. Tamu içinde dinmeden sürekli (durmadan)
yanar imifl. Zakkum (cehennemde gösteriflli çiçekleri ve yaprak-
lar›yla yasemine benzeyen zehirli a¤aç) a¤usunu sürekli içip
(içer) ey sa¤d›çlar›m.
250 Hoca Ahmed Yesevî

9- Kul Hâce Ahmed âlimlerni hizmet k›lg›l


Âlimler sözin eflitip amel k›lg›l
Amel k›l›p Hakk’ yol›da can›ñ bergil
Amelsizler didâr körmes dostlar›m a

fiiir

1- Kulmen degen t›nmay zikrin aytar


Iflk od›ga ba¤r› küyüp feryâd eter
Bîhaberler ömrin bilmey yelge satar
Gaflet birle cehennemge keter dostlar

2- Âhir zaman fleyhi tüzer sûretlerin


Zâhid takva k›lmay bozar sîretlerin
Kerâmet der hab-› gaflet ru’yetlerin
Riyâ birle halkka özin satar dostlar

3- Eya gafil ömrüñ seni öter yel dek


Köz yafl›ñ› ak›t dâim âb-› sel dek
Seni süyer dergâhide misli kul dek
Hâce süyse seni azad eter dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 251

9- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen, Kur’ân’›


okuyup lâfzî ve bât›nî anlamlar›yla anlay›p yanl›fll›¤a düflme-
den yorumlay›p ona uyan) bilginlerin buyru¤una gir ve onlar›n
ifllerini gör (yap). Bilginlerin sözlerini iflitip (onlara uyarak) iflle-
rini öyle yap. (Allah’a yararl›) ifller yap›p (do¤ru olan) Hakk’ yo-
lunda can›n› vermelisin. Ey sa¤d›çlar›m! (Allah’a yararl›) ifller
yapmayanlar (Allah’›n) yüzünü görmezler.

Aç›klama
1- (Ben Yaratan’›m›n) kuluyum diyen kifli sürekli (Allah’›n)
ad›n› añar, unutmaz ve söyler. Allah’› ç›lg›nca sevdi¤inden bu
sevginin oduyla (atefliyle) ba¤r› (içten) yanar h›çk›r›r. (Ba¤›rarak
a¤lar ve yard›m ister. Bilgiden) haberi olmayanlar ömrünün de-
¤erini de bilmezler, yele satar (yel gibi bofluna geçirir. Bu dünyâ
âhiretin ekene¤i oldu¤undan bunu bilemeyenler ömrünü böyle
geçirenler), bilgisizlik, korkusuzluk, vurdumduymazl›k ile ce-
henneme gider sa¤d›çlar.
2- Dünyân›n son zamanlar›nda fleyh (önder, yolgösterici,
bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici) olanlar (oldu¤unu ileri sürenler) d›fl
görünüfllerini düzenlerler. (Göze güzel görünmek çabas›ndad›r-
lar). Dünyâya de¤er vermemek, nefsinin isteklerine uymay›p
ibadetle u¤raflmak ve bütün günahlardan kendini korumak,
kuflkulu olan her fleyden uzak durmak, kurallar›na uymay›p iç
dünyâs›n› bozar. Her fleyden bilgisiz ve korkusuz uyurken dü-
flünde gördüklerini keramet (Allah’›n ermifl kullar›na ba¤›fllad›-
¤› ak›l almaz ifller) diye söyler. (Baflkalar›na) gösterifl (iyi görün-
me) çabayla halka özünü satar sa¤d›çlar.
3- Ey hiçbir fleyden habersiz bilgisiz kuflkusuz korkusuz
(olan kifli)! Senin ömrüñ (Seni b›rak›p) yel gibi geçer (gider. Ak-
l›n› bafl›na topla,) göz yafllar›n› sel gibi sürekli ak›t. (O’nun) ka-
p›s›n›n efli¤ine (içtenlikle ve gösteriflsiz) var›rsan seni iyi kulu
gibi sever. Hoca (Yüce Yarat›c›) sevse seni (görece¤in eziyet ve
s›k›nt›lardan) kurtar›r sa¤d›çlar.
252 Hoca Ahmed Yesevî

4- Gaflet birle ömriñ seni öter bilgil


Can›ñ birle pîr hizmetin turup k›lg›l
And›n soñra dergâhige lây›k bolg›l
Hizmet k›lgan murad›ga yeter dostlar

5- Kul Hâce Ahmed hikmet ayt›p y›¤la seher


Erenlerni elfâz›d›n al›p haber
Söz asl›n› bilgenlerge asl› gevher
Zâhirige bakgan kuru¤ kalar dostlar

fiiir

1- Iflk s›rrn› beyân k›lsam âfl›klarga


Tâkat k›lmay bafl›n al›p keter dostlar
Ta¤ u taflka bafl›n urup bîhod bolup
Ehl ü ayâl hânumând›n öter dostlar

2- Iflk fliddeti baflga tüflse âfl›k neyler


Bîgâneler tafllar at›p aña küler
Divâne dep bafl›n yar›p kanga bular
fiâkir bolup hamd u senâ aytar dostlar

3- Iflks›zlarn› hem can› yok hem imân›


Resûlullah sözin ayd›m ma’nâ kan›
Neçe aytsam eflitküvçi bilgen kan›
Bîhaberge aytsam köñli katar dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 253

4- Bilgisizlik, bilgisizlikten do¤an öte dünyâda düflece¤imiz


korkusuzluk, vurdumduymazl›k, ald›r›fls›zl›k ile ömrün seni
(b›rak›p) geçer (gider) bilmelisin. Can›n ile bilgili, ö¤ütleyici,
do¤ru yolu gösterici, e¤iticinin buyru¤una girip ifllerini görüp
durmal›s›n. Ondan sonra kap›s›n›n efli¤ine ulaflmaya de¤er ol-
mal›s›n. (Mürflidin-pîrin-önderin) buyru¤una girip ifllerini gö-
ren dile¤ine yeter (eriflir) sa¤d›çlar.
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, tan a¤aranda
ders al›nacak bilinmeyen gerçekleri, (bunlar› bilmeyenlere) söy-
leyip a¤la. Ermifllerin sözlerinden haber al›p ay›t. Gerçekleri an-
latan sözlerin, kökünü, anlamlar›n› bilenlere altundan k›ymetli
cevherin anas›d›r. D›fl yüzüne bakan (iç anlam›n› kavrayama-
yan) kurur (yararlanamadan kupkuru) kal›r sa¤d›çlar!

Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevmenin gizli bilgilerini âfl›klara aç›kla-
sam, dayanamayarak bafl›n› al›p gider sa¤d›çlar. Da¤a ve tafla
bafl›n› vurup kendinden geçmifl ç›lg›n gibi olur (bafl›n› al›p da¤-
lara tafllara ç›kar.) ‹linden, çocuklar›ndan, evinden, oca¤›ndan
geçer (onlar›, bu geçici ve yalan dünyân›n de¤erlerini bir yana
b›rak›r) sa¤d›çlar.
2- Aflk›n (Allah’› ç›lg›nca sevmenin) sertli¤i, kat› etkisi bafla
düflse (gelse) Allah’› ç›lg›nca seven (âfl›k) ne yapar? Ald›r›fls›z,
bilgisiz olanlar tafllar atarlar ve ona gülerler. Akl› bafl›nda de¤il,
deli deyip (att›klar› tafllarla) bafl›n› yar›p kana bularlar. O, yine
de Allah’a flükreden olup Allah’› ö¤er, mutlu ve sevinçli oldu-
¤unu söyler sa¤d›çlar.
3- ‹çinde Allah sevgisi olmayanlar›n hem can› yoktur, hem
de imân›. (Onlarda yaln›z hayvanlar›n can› gibi gövdeyi diri tu-
tan can bulunur.) Allah’›n kendisine kitap vererek son peygam-
ber olarak gönderdi¤i Resûl’ün (Hz. Muhammed’in) sözünü
ay›tt›m. Bunun anlam› kan› (hani)? Nice ay›tsam (ne kadar söy-
lesem) iflitici (anlam›n›) bilen kan› (hani)? Bilgisiz (habersiz) ola-
na ay›tsam göñlü kat›lafl›r (tafllafl›r) sa¤d›çlar.
254 Hoca Ahmed Yesevî

4- Iflk gevheri tübsiz deryâ içre pinhân


Cand›n keçip gevher algan bold› canân
Bul hevesler âfl›kmen dep yolda kalgan
Dinlerini puçek pulga satar dostlar

..................

8- “Küllü yevmin beterün” dedi hak Mustafâ


Ümmet bolsañ kulak salg›l ehl-i vefâ
Yahfl›larn› ecrin berür bedge cezâ
K›yâmet kün cezâlar›n tartar dostlar

9- Fâs›k, fâcir hevâ k›l›p yerni basmas


Rûze namaz kazâ k›l›p misvâk asmas
Resûlullah sünnetlerin közge ilmes
Günahlar› kündin künge artar dostlar

10- Dünyâdarlar mal›n körüp hevâ k›lur


Men menlikdin ol dâ’vây› Hudâ k›lur
Öler vaktda imân›d›n cüdâ k›lur
Can bererde hasret birle keter dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 255

4- Allah’› ç›lg›nca sevmenin özü (altundan daha de¤erli


olan cevheri), dipsiz (derinli¤i ölçülemeyen) deñiz içinde gizli-
dir. (Kendi) can›ndan geçip (o dipsiz deñizin içine dal›p dibin-
den cevher (Allah’› sevmenin gizli bilgi, edeb ve feyizini) alan
(Allah’›n) sevgilisi oldu. (Nice) istekli olanlar; ben âfl›¤›m (Al-
lah’› ç›lg›nca seviyorum) deyip yolda kalanlar, dinlerini de¤eri
olmayan pula (paraya geçmez akçeye) satar sa¤d›çlar.
..................
8- “Küllü yevmin beterün” Bütün günler daha fena, daha
kötü dedi. (Bunu diyen) Allah’›n peygamberi (Hz. Muhammed)
Mustafâ (idi). Ey sözünde duran! (Sevgi ve sa¤d›çl›kta devam
eden, Hz. Muhammed’e) ümmet olsan (bu sözlere) kulak salma-
l›s›n. ‹yilerin kullu¤unun karfl›l›¤› olarak âhirette ödül, kötü ola-
na da kötülü¤ünün karfl›l›¤› cezas›n› verir. (Bu yalan ve geçici
dünyâda kötülük yapanlar) ulu¤ günde (kötülüklerinin karfl›l›-
¤› olarak) cezalar›n› çeker sa¤d›çlar.
9- Allah’›n buyruklar›na karfl› büyük günah iflleyen ve kü-
çük günah ifllemekte devam eden, Hakk’ olan yoldan sapan, ha-
rama ve günaha dalm›fl olan, nefsinin isteklerine uyar, yere bas-
maz. (Kendisini yükseklerde görür.) Geçmifl oruç ve namazlar›-
n› kaza eyleyip misvak (erak a¤ac› dal›ndan difl f›rças›) asmaz
(kullanmaz). Resûlullah’›n sünnetlerine göz ilifltirmez. (Pey-
gamberimizin sünnetlerini önemsemez ve yapmaz. Böyle olan-
lar›n) günahlar› günden güne artar sa¤d›çlar.
10- Dünyây› sevenler (dünyâdarlar) mal›n› görüp sever ve
daha ço¤unu isterler. (Bir gün olup da hepsini b›rak›p gidece¤i-
ni düflünemez.) Kendisini yüksek görüp o Tañr›’l›k (düflüncesi-
ne kap›l›p) öne sürer. (Kendisini putlaflt›r›r olur.) Ölüm vaktin-
de imân›ndan ayr› kal›r. (‹mâns›z olarak ölür.) Can verirken içi-
ni çekerek (bu yalanc› ve geçici dünyây› özleyiflle) gider sa¤d›ç-
lar.
256 Hoca Ahmed Yesevî

11- Kamu¤ dünyâ y›kkanlarn› vallah kördüm


Öler vaktda kalaysen dep hâlin sordum
fieytân aytd› imân›ge çengel urdum
Can ç›kanda y›¤lay y›¤lay keter dostlar

12- Kul Hâce Ahmed âfl›k bolsañ can›ñ küysün


S›dk›ñ birle Allah degil Teñri bilsün
Duâ k›lg›l mü’min kullar dünyâ koysun
Dünyâ koygan âhiretke yeter dostlar

fiiir

1- Kayu mahlûk Hâl›k’›ga mûti bolsa


Âlem halk› oflal kuln› süyer dostlar
Yâd›n ayt›p ba¤r› piflip içi küyse
Dem urganda sans›z uçkun uçar dostlar

2- Tili köñli sar› birle zâkir bolup


Üçyüzaltm›fl tamarlar› kanga tolup
Yazu k›fl›n bülbülleyin vâle bolup
Sayra k›l›p flahd›n flahga konar dostlar

3- Bu köñülni bostan›dur aceb bostan


‹çide sayraflurlar hezar destan
Körinür her flah› üzre türlük elvan
Ni’metlerni biflgenini körer dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 257

11- Allah için bütün dünyây› (dünyân›n mallar›n›, para ve


de¤er verdiklerini) y›¤anlar› (biriktirenleri) gördüm. Ölece¤i va-
kitte sen nas›ls›n deyip (o andaki) durumunu sordum. (Kiflileri
gözetleyen uygun ortam buldu¤unda sinsice yaklafl›p Allah’›n
buyruklar›na karfl› k›flk›rtan) fleytân ay›tt›. Ben onun imân›na
çengel vurdum (takt›m). Can› ç›karken (o kifli) a¤laya a¤laya
(can›n› verip) gider sa¤d›çlar.
12- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, (Allah’› ç›l-
g›nca seven) âfl›k olsan can›n yans›n. Do¤rulu¤un ve olgunlu-
¤un ile sözünde dur. Allah de de Tañr› bilsin. (Allah’a) yalvar
da mü’min (herkesin kötülü¤ünden güvende olduklar› müslü-
man) kullar dünyây› (bir yana) koysun. Dünyây› (bir yana) ko-
yan›n yapt›¤› âhirete (ulu¤ güne) yeter sa¤d›çlar.

Aç›klama
1- Hangi yarat›lm›fl, yaratan›na (Allah’a) ba¤l› (her buyur-
du¤unu yapar) olsa; bütün dünyâdaki yarat›lm›fllar flu, o (Yara-
tan’›na ba¤l›) kulunu sever sa¤d›çlar. (Yaratan’›n›n) ad›n› ay›t›p
(Yaratan’›n› unutmaz da), ba¤r› piflip (Yaratan’›n› sevdi¤inden
eziyet çekip) içi küyse (içten yansa), her soluk al›p verdi¤inde,
Rabbi için her gözyafl› döktü¤ünde say›s›z uçkun (içinin yanma-
s›ndan ç›kan k›v›lc›m) uçar sa¤d›çlar.
2- Dili ve göñlündeki gizli gerçekler ile (Yaratan’›n›) an›p
ad›n› sürekli söyleyen (O’nun ululu¤unu gücünün sonsuzlu¤u-
nu derinden düflünüp unutmayan) olup, üçyüzaltm›fl damarla-
r› kana dolup (kan ile dolup) yaz›n, k›fl›n bülbül (kuflu) gibi a¤-
lay›p, inleyip, c›v›ldayarak en yüksek, en uç (ulu a¤açlar›n yük-
sekteki) dallar(›n)a konar sa¤d›çlar.
3- Herkesi flafl›rt›c› güzellikteki bahçe bu göñülün bahçesi-
dir. (Allah’›n makam› mü’min kullar›n›n göñlüdür). ‹çinde biñ-
lerce c›v›ldafl›p ötüflenler (herkesin sevdi¤i) destân okur (gibi-
dirler.) Her dal›n üzerinde de¤iflik görünüfllü çok türlü renkler
görünür. Kendilerine Yaratan’›n›n ba¤›fllad›klar›n›n piflti¤ini
(olgunlaflt›¤›n›) görür sa¤d›çlar. (Allah’›n ba¤›fllar›n› görürler).
258 Hoca Ahmed Yesevî

4- Zâhir ni’met flükrini gâfil bilmes


Bât›ndag›n k›yas birle körse bolmas
Zâhir közi gaflet birle bak›p körmes
Bât›n közi aç›lsa ol körer dostlar

5- Bât›n közi aç›lsa cümle perde


Aç›lur keter kalmas hicap s›rrda
Can›ñ közi hayran bolur oflal yerde
Bak›p imân nûr› birle körer dostlar

6- Kul Hâce Ahmed Yesevî’niñ uflbu sözi


Aceb ermes bak›p körse s›rrd›n közi
Fenâl›k makam›da özniñ özi
Fenâl›k içre bak›p körer dostlar

fiiir

1- Evliyâlar aytgan vâde keldi bolgay


K›yametni küni yavuk bold› dostlar
Âkil kular bolgan›n› bildi bolgay
Halk u eldin mehr flefkat ketti dostlar

2- Ulu¤ kiçik yârânlard›n edeb ketti


K›z u zaif civanlard›n hayâ ketti
“El hayâ u mine’l-imân” dep Resûl ayd›
Hayâs›z kavm acayibler bold› dostlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 259

4- Allah’›n kullar›na ba¤›fllad›klar›ndan görünür olanlar› bi-


le bilgisiz, düflüncesiz ald›r›fls›z olanlar bilmezler. Görünmeyen
ma’nevî ba¤›fllar›n› karfl›laflt›rarak (muhakeme ile) görse olmaz.
(Bilemez ve anlayamaz.) Bafl›ndaki görünen gözleri (Allah’a
ba¤l›l›k yerine bofl ve de¤ersiz fleylerle u¤raflt›¤›ndan), ald›r›fls›z
oldu¤undan baksa da görmez. (Kalp gözü aç›k olmayanlar ba-
kar kör gibidirler.) Kalp gözü (içindeki ma’nevî gözü) aç›lsa o
görür sa¤d›çlar.
5- ‹çindeki kalp gözü (ma’nevî gözü) aç›lsa görmesini en-
gelleyen bütün perdeler aç›l›r gider. (Görmesini önleyen bir fley)
kalmaz. Gizli gerçeklerdeki örtüler de kalmaz. (Gizli gerçekleri
görür.) Can›n›n gözü (kalp gözü, ma’nevî gözü) flu, o yerde (giz-
li gerçekleri gördü¤ünde) flaflk›n olur. (Gördükleri karfl›s›nda
flafl›r›r). Bakt›¤›nda imân nûru (›fl›¤›) ile görür sa¤d›çlar.
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Yesevî’nin iflte
bu sözü, ma’nevî gözü ile bak›p da gizli gerçekleri görse flafl›rt›-
c› hayret uyand›r›c› de¤ildir. Özünün özü yokluk dura¤›nda
olur ise, yokluk içine bak›p da yine de görür sa¤d›çlar. (Yokluk
dura¤›nda bile yoklu¤un içindeki gerçekleri görür).

Aç›klama
1- (Allah’›n ermifl kullar›) evliyâlar›n ay›tt›klar› (söyledikle-
ri) zaman geldi olmal›. K›yametin (ulu¤ günün) günü (yaflad›¤›-
m›z flu günlere) yak›n oldu sa¤d›çlar. Akl› bafl›nda olan kullar
(neler) olaca¤›n› bilmifl oldu. Halktan ve (halk›n) elinden sevgi,
ac›ma, yard›m etme, ba¤›flta bulunma, karfl›l›ks›z verme gitti
sa¤d›çlar.
2- Ulu ve kiçik sevilenlerden, yoldafllardan incelik, iyi davra-
n›fl al›flkanl›¤› gitti. K›z ve genç erkek çocuklardan utanma duygu-
su gitti. Utanma duygusu imândand›r. (‹mân› olanlarda utanma
duygusu da vard›r) diye son Peygamber ay›tt›. Utanma duygusu
olmayan toplulukta flafl›rt›c›, yad›rganan durumlar da (bilinme-
yen, beklenmeyen hastal›k ve ac› verici olaylar) oldu sa¤d›çlar.
260 Hoca Ahmed Yesevî

3- Müsülman müsülmann› k›ld› kâtil


Nâhâk tutup hak ifllerin k›ld› bât›l
Mürid pîrge k›lmayd›lar yüz ü hat›r
Aceb flumlu¤ zamâneler bold› dostlar

4- Ehl-i dünyâ halk›m›zda sahâvet yok


Padflahlarda vezirlerde adâlet yok
Dervifllerniñ duâs›da icâbet yok
Türlük belâ halk üstige ya¤d› dostlar

5- Âhir zaman âlimleri zâlim bold›


Hofl amedni aytguvç›lar âlim bold›
Hakk’n› aytgan dervifllerge gânim bold›
Aceb flumlu¤ zamâneler bold› dostlar

6- K›yamet kün yavuk yetti kalgan› yok


Kul Ahmedni aytkan sözin yalgan› yok
Öz özige bir nasihat k›lgan› yok
Nasihatn› halkka ayt›p ketti dostlar

fiiir

1- Bizdin selâm dostlarga taleb yol›n koymasun


Didâr taleb k›lsalar hergiz gâfil bolmasun
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 261

3- Müslüman müslüman› (bir Allah’a, kitaba, peygambere


inanan, namazda ve hacda bir Kâbe’ye dönenler birbirlerini) öl-
dürdüler. Haks›z, bât›l, do¤ruluk ölçüsüne uymayan› tutup (on-
lar›n yan›nda yer al›p) hakl› do¤ru iflleri; yanl›fl ve haks›z k›ld›-
lar. (Yanl›fla, kötülü¤e yönelip tutar oldular). Bilgili, yolgösteri-
ci, ö¤üt verici e¤itici pîre (bilge öndere) ö¤renci olan pîrine yüz
vermez, kalbini k›rar (hoca-talebe iliflkilerinde kural ve edebli
davran›fllara uyulmaz) oldu. fiafl›rt›c› (beklenmeyen) u¤ursuz
kutsuz zamanlar oldu sa¤d›çlar.
4- Dünyâ üstünde yaflayan halk›m›zda cömertlik (eliaç›kl›k,
hay›r iflleme) yok! Padiflahlarda (devletin bafl› olanlarda) ve ve-
zirlerinde (yard›mc›lar›nda, bakanlar›nda) hakl›y› haks›z› ay›rd
ederek do¤ruyu yanl›fltan ay›rma (ülke ve milletin iyili¤ine ça-
l›flma) yok! Dünyâdan yüz çevirip kendisini ibadete vermifl, ta-
rikata girmifl olan›n duâs› kabul olmuyor. Türlü ac›lar, s›k›nt›lar
eziyetler halk üstüne ya¤d› sa¤d›çlar.
5- Son zaman›n bilginleri eziyet edici s›k›nt› ve ac› verici,
bildi¤inin tersini yapanlar oldu. Hoflgeldin diye söyleyiciler
(teflrifatç›lar, dalkavuklar) bilgin oldu. Hakk’› do¤ruyu söyle-
yen (bu yalanc› ve geçici) dünyâdan yüz çevirip kendini ibade-
te vermifl olanlarda ganimet, (çal›flmadan kazan›lan, baflkalar›n-
dan maddi ç›kar bekleyen) mal› alan oldu. fiafl›rt›c›, beklenme-
yen, u¤ursuz, kutsuz, zamanlar oldu sa¤d›çlar.
6- K›yamet günü (ulu¤ gün) yak›n (yetti) kald›¤› (o günlerin
eriflmeyece¤i) yok. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Ahmed’in ay›tt›-
¤› sözün yalan› yok. Baflkalar›na ö¤üt verenlerin ise, özü özüne
(kendisi kendisine) bir ö¤üt verdi¤i yok. (Hoca Ahmed Yesevî)
Ö¤ütlerini (dinleyip, ö¤renip uymalar› için) halka ay›t›p (söyle-
yip) gitti sa¤d›çlar.

Aç›klama
1- Bizden sa¤d›çlar›m›za (göñül dostlar›m›za) selâm olsun.
(Allah’›n güvenlik ve esenli¤i üzerlerine olsun. Onlar isteklerin-
den ayr›lmas›n) istek yollar›n› b›rakmas›n. Allah’›n yüzünü gör-
mek isteseler hiçbir zaman duyars›z, bilgi edinmekten ayr› ol-
mas›n(lar).
262 Hoca Ahmed Yesevî

2- Gafil tapmas Hakk’ yol›n anda tapmaslar orun


‹çi tafl› küyüben seherlerde yatmasun

3- Yâd› birle bolsalar didâr arzu k›lsalar


Her çend hârl›k körseler köñül özge bolmasun

4- Âfl›klarga dünyâda hârl›k, zârl›k melâmet


Melâmetsiz mihnetsiz âfl›kmen dep aymasun

5- fieriatda tecriddür dünyâs›n› terk etmek


Terk etmeyin dünyân› Hakk’n› süydüm demesün

6- Tarikatda ten can›n terk etmek müflkildür


Anda¤ bolmay âfl›klar didâr arzu k›lmasun

7- Hakikatde haramdur bir Hudâ’d›n özgesi


Anda¤ bolmay âfl›klar didâr arzu k›lmasun

8- Anda¤ Resûl Mustafâ dünyâ mal›n süymedi


Ümmet bolsañ Resûlge dünyâ mal›n süymesün

9- Miskin Ahmed Yesevî selâm aytd› dostlarga


Uflbu sözniñ ma’nâs›n talib bolsa añlasun
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 263

2- Bilgilisiz, duyars›z olan do¤ru Hakk’ yolunu bulamaz.


Orada (öte dünyâda) orun (makam, rütbe bulamazlar). ‹çi d›fl›
(Hakk’ sevgisinden) yanarak tanyeri a¤aranda (Yüce Yaratan’a
ibadet edip sürekli añ›p ululu¤unu ve sonsuz gücünü düflün-
sünler, unutmas›nlar) yatmas›n(lar).
3- (Allah’›n) ad›n› añarak (O’nunla) birlikte olsalar. (Al-
lah’›n) yüzünü görmek dile¤ini k›lsalar (isteseler). Her ne kadar
(bilmeyenlerce) afla¤›l›k, (hor ve küçük) görülseler de göñülleri
baflka olmas›n. (Hep Allah ile birlikte olsun.)
4- (Allah’› ç›lg›nca seven) âfl›klara (bu geçici ve yalan) dün-
yâda (bilmeyenlerce) afla¤›l›k görülme, a¤lama, k›nanm›fll›k,
serzenifllik (düfler). K›nanm›fll›k, afla¤›l›k görülme olmadan ezi-
yet, s›k›nt› çekmeden (hiç kimse) Ben Allah’› ç›lg›nca seviyorum
diye ay›tmas›n (söylemesin).
5- Allah’›n peygamber arac›l›¤›yla bildirdi¤i, de¤iflmeden
kiflilere ulaflt›r›lan ilâhi kurallar›n yerine getirilmesi, dünyâs›n›
b›rakmas› tek bafl›nal›kt›r. Dünyâ ilgilerini b›rak›p Allah’a yö-
nelmektir. (Bu yalanc› ve geçici) dünyâs›n› bir yana koymayan
Hakk’› sevdim demesin.
6- (Allah'a ve O'nun r›zâs›na eriflmek yolu olan) Tarikatta
gövdesini ve can›n› terk etmek zordur. Gövdesini ve can›n› terk
etmeyen (bir yana koymayan yaln›zca bu dünyâda mal biriktir-
mek için u¤raflanlar) dünyâ ilgilerimi bir yana koyup (Allah'a
yöneldim), O’nun yüzünü görmek istiyorum demesin.
7- Gerçekte (gizli gerçekler bilmede, bir) Allah’tan baflkas›-
na (ba¤l›l›k ve ondan baflkas›na kap›lan›p) umut tutma (Allah’›n
yasaklad›¤›) haramd›r. Öyle olmadan (Allah’› ç›lg›nca seven)
âfl›klar Allah’›n yüzünü görmeyi dilemesinler.
8- Öyle (Allah’›n kendisine kitap vererek son peygamber ola-
rak gönderdi¤i) Resûl(ü Hz. Muhammed) Mustafâ (bu yalanc› ve
geçici) dünyân›n mal›n› sevmedi. O peygamberin getirdiklerine
inan›yor ve yolunda gidiyorum diyenler de (bu yalanc› ve geçici)
dünyân›n mal›n›, (de¤erli bulunan nemirselerini) sevmesinler.
9- Yoksul (Her fleyi Allah’›n olan) Yesi’li Ahmed sa¤d›çlar›na
selâm ay›tt› (Onlara esenlik, güvenlik dileyip duâ etti). ‹flte bu sö-
zünün anlam›n› (Allah’›n yüzünü görmeye) istekli olsa anlas›n.
264 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Dîdâr›n› taleb k›lsañ ey zâkirler


Cand›n keçip halka içre körüñ didâr
fievkiñ birle Allah ayt›p rastka kayt›p
Tün uykusun haram eylep bolg›l bîdâr

2- Bîdârlarga Hakk’ rahmeti bolur yavuk


Bîdarlarn› közi yafll›k köñli s›nuk
Men menlikni cezas›n› bergey tamug
Tekebbürni duzah içre hâli düflvar

..................

7- Firavn, Kârun fleytân sözin mehkem tutt›


Bul sebebdin yer yar›ld› an› yutt›
Mûsâ kelim nâsih bolup sözler aytt›
Kulak tutmay ol ikkisi öldi murdâr

8- Günah›ñga tevbe k›l›p y›¤lap yörgil


Ketermen dep yol bafl›ga bar›p turg›l
Ketkenlerni körüp sen hem ibret alg›l
‹bret alsañ yatm›fl yeriñ bolur gülzâr

9- Mü’min kullar derd ü hâlet peydâ k›ld›


Hakk’ yol›da can u dîlin fleydâ k›ld›
Dünyâ tafllab âhiretni sevdâ k›ld›
Sevdâ k›lsañ hûr u g›lman bar› tayyar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 265

Aç›klama
1- Ey Allah’›n ad›n› an›p söyleyen ve unutmayanlar! Al-
lah’›n yüzünü görmek isteseniz candan geçip (can›n›z› bir yana
koyup Allah’› añ›p söyleyenlerin oluflturdu¤u) halka içinde yü-
zünü görün. Olanca gücün ve çabanla Allah deyip do¤rulu¤a
(do¤ru yola) dönüp. Gece uykusunu kendine Allah’›n yasakla-
d›klar› gibi haram k›l›p uykusuz olmal›s›n.
2- Uykusuzlara, (geceleri Allah’a ibadet eden ve ad›n› sü-
rekli añarak uyumayanlara) Allah’›n ac›mas›, ba¤›fllar› yak›n
olur. (Geceleri ibadet ve Allah’› añmak için) uykusuz (kalan)la-
r›n göñlü k›r›k, gözü yafll›d›r. (Yüce Yaratan, bu dünyâda yaln›z
kendini be¤enenlere) kendini be¤enmiflli¤in, (kibirlili¤in) ceza-
s›n› tamu(da) verecektir. Kendini be¤enmifl, baflkalar›n› küçüm-
seyenlerin tamu içinde durumu güçtür (zordur).
..................
7- Firavun (eski M›s›r hükümdar›) Kârun (Hz. Mûsâ’n›n ha-
las› o¤lu veya eski Lidya hükümdar› Krezüs) fleytân›n sözünü
sa¤lam tuttular. (fieytân’›n sözünden ç›kmad›lar) Bu nedenle
yer yar›ld› onu (Kârun’u) yuttu. (Hz.) Mûsâ kelim(u’llah, Allah
ile Tûr da¤›nda söyleflen peygamber) ö¤üt verici olup onlara
sözler (ö¤ütler) ay›tt›. Kulak tutmad›lar. O ikisi de murdar (pis,
i¤renç lefl gibi) öldüler.
8- (Bu dünyâda yaflarken iflledi¤in) günahlar›na tövbe edip
(piflman olup bir daha günah ifllememeye çaba harcay›p söz ve-
rerek yapt›klar›na üzülüp) a¤layarak yürümelisin. (Ben) gide-
rim deyip (do¤ru) yolun bafl›na var›p durmal›s›n. Gidenleri gö-
rüp sen onlardan ders almal›s›n. (E¤er ki onlardan) ders al›rsan
(öldü¤ünde) yatm›fl oldu¤un yerin (sinin) gülbahçesi olur.
9- Mü’min (kendisinden herkesin kendilerini güvenlik için-
de gördü¤ü müslüman) kullar eziyet, s›k›nt›l› duruma düfltü.
Hakk’ yolunda can›n› ve göñlünü ç›lg›n (gibi) k›ld›. (Bu yalanc›
ve geçici) dünyây› d›fllay›p, (bir tarafa b›rak›p âhireti (oradaki
yaflay›fl›n› düzenlemek) iste¤inde oldu. (Âhiretteki yaflay›fl›n›
iyilefltirmek) istesen, iri gözlü cennet k›zlar› ve cennetliklere hiz-
metle görevli genç delikanl›lar› hepsi (çevrende) uçuflur.
266 Hoca Ahmed Yesevî

10- Kul Hâce Ahmed nefs elkidin k›lurmen dâd


Pîr-i mugan bolgay mu kin aña cellâd
Bîhaberler eflitmesler dâd u feryâd
Kan y›¤lag›l eflitsiñ ol Perverdigâr

fiiir

1- Ne hofl tatl›k Hakk’ yâd› seher vakti bolganda


Bald›n suçuk Hû at› seher vakti bolgand›

2- Seher vakti turganlar cann› fedâ k›lganlar


Iflk od›da küygenler seher vakti bolganda

3- Seher vakti hofl sâ’at turganga bolgay râhat


Aç›lur devlet sa’âdet seher vakti bolganda

4- Her kün küyer bu can›m kulluks›z yok dermân›m


Sen keçürgil günah›m seher vakti bolganda

5- ‹mân flemin yandursañ ruh kufl›n› küydürseñ


Hudâ’y›ga s›¤›nsañ seher vakti bolganda

6- Kul Hâce Ahmed sâ’ati bir zerre yok tâ’ati


Zikri cann› râhat› seher vakti bolganda
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 267

10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed nefsimin elin-


den (kurtulmak için) kurtar›c› ça¤›r›r›m. Bilgili, yol gösterici,
ö¤üt verici, e¤itici, olgun Allah sevgisine ulaflt›ran mürflidim
ona (nefsime) cellad (onu öldüren) olur mu ki? Habersizler (bil-
gisizler) yard›m isteyen ça¤r›lar› iflitmezler. (Yalvararak) kan
a¤la ki senin kurtar›lmak için yapt›¤›n ça¤r›lar›n› seni yaratan,
besleyip büyüten Allah iflitsin.

Aç›klama
1- Tanyeri a¤ar›r olanda Allah’› anmak, adlar›n› söylemek,
ululu¤unu ve güçlülü¤ünü düflünüp derinlere dalmak ne güzel
ne tatl›d›r. Baldan daha tatl›d›r. Tanyeri a¤ar›rken (Allah’›n ad›
olan) Hû (O’, bir Allah) ad›n› sürekli söylemek.
2- Tanyeri a¤aranda kalk›p Allah’›n kat›nda (namazda) du-
ranlar. Can›n› Allah için verenler. Tan att›¤›nda Allah’› ç›lg›nca
sevdi¤inden, o sevginin od’unda (ateflinde) için için yananlar.
3- Tan att›¤›ndaki vakit (zaman) o ça¤ ne güzel bir saattir
(zamand›r). Kalk›p Allah’›n kat›nda durmak mutluluktur. Gö-
ñül dinginli¤idir. Tanyeri a¤ard›¤›nda (Allah’›n, kullar›n›n di-
leklerini karfl›layan kap›lar›) aç›l›r. Kut, mutluluk, sevinçlilik,
göñül dinginli¤i ulafl›r.
4- (Benim) bu can›m her gün içten içe yanar. Kulluksuz (Al-
lah’a ibadet, tâ’at yapmasam) benim gücüm dirili¤im yoktur.
(Allah’›m!) Tanyeri a¤ard›¤›nda sen benim günah›m› geçiriver
(ba¤›fllay›ver.)
5- (Göñlündeki belki de fark›nda olmad›¤›n) ‹mân mumu-
nu (kandilini) yand›rsan, ruh (tin) kuflunu içinden yaksan, sahi-
bimiz efendimiz Yaratan’›m›za tanyeri a¤aranda s›¤›nsan.
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, saatinde (za-
man›nda) günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen toz parças› kadar iba-
deti, ba¤l›l›¤› yok. Tanyeri a¤ard›¤›nda can›n›n sevinci, dingin-
li¤i (Yaratan’›n›n) ad›n› añmas›, (unutmamas›, derin derin dü-
flünmesi)dir.
268 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Hû halkas› kuruld› ey dervifller keliñler


Hakk’ sofras› yay›ld› and›n ülüfl al›ñlar

2- Kâl ilmini okuban hâl ilmige yetiben


Yokl›k içre bat›ban barl›klard›n al›ñlar

3- Y›rt›p flefkat perdesin tilep didâr vâdesin


Aç›p köñül dîdesin müflahade k›l›ñlar

4- Hû erresin al›ban nefs bafl›ga sal›ban


Tün ü küni talibler cann› kurban k›l›ñlar

5- Halka içre Hû deyñiz ›flk od›ga yan›ñ›z


Ten can birle tâlibler tekbir bafllap ayt›ñlar

6- Hû Hû teyü zâr iñrep Hû demekte ma’nâ bar


Dîdâr›d›n umud bar rahmetidin al›ñlar

7- Kul Hâce Ahmed kul bolgan yol üstide kül bolgan


Tâliblerge mül bolgan and›n ibret al›ñlar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 269

Aç›klama
1- Hû (O’, bir Allah) halkas›, (Allah’› anma, birlikte söyle-
mek için çember gibi toplanma durumu) kuruldu. Ey dünyâdan
el çekip kendisini ibadete veren, Allah ve O’nun r›zâs›na eriflme
yoluna (tarikata) girmifl olan dervifller geliniz! Hakk’›n ma’nevî
(kutsal) sofras› yay›ld›. Ondan ülüfl al›n›z.
2- Kâl (görünen, görünenlerle ilgili, söz) bilgilerini okuya-
rak, hâl (tasavvufla yaflayanlar›n ulaflt›klar› ma’nevî çekim du-
rumu) bilgilerine yeterek (ulaflarak) yokluk içine batarak (için-
deki) varl›klardan (ilim, edep, feyiz, ahlâk) al›n›z.
3- Ac›ma, s›¤›nma perdesini y›rt›p (olgun, Yaratan’a karfl›
görevlerini fazlas›yla yap›p ac›ma, ba¤›fllanma durumuna düfl-
meyip) Allah’›n söz verdi¤i yüzünü görmeyi dileyiniz. Göñlü-
nüzün gözünü aç›p (ma’nevî dünyâlar›) göñül gözü ile seyredi-
niz (görüp tan›y›n›z).
4- Hû (O’, bir Allah) b›çk›s›n› (testeresini) alarak sizi hep bu
yalan ve geçici dünyâya yönlendiren içinizdeki benli¤inizin ba-
fl›na salarak (benli¤inizin bafl›n› keserek), tün ve günde (Allah’a
kavuflmay›) isteyenler! Can›n›z› kurban ediniz (veriniz.)
5- Allah’› añ›p söylemek için toplananlar›n halkas› içine ka-
t›l›p Hû (O’, bir Allah) deyiniz! Allah’› ç›lg›nca sevip sevginin
od’una (atefline) yan›n›z. Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflmak is-
teyenler gövdenizle can›n›zla “Allahü Ekber” Allah büyüktür
demeye bafllay›p (sürekli) ay›t›n›z (söyleyiniz).
6- Hû Hû (O’, bir Allah) diye diye a¤lay›p inleyiniz. Hû (O’,
bir Allah) demekte derin anlam var. Allah’›n yüzünü görmeye
umudunuz (var) olsun. O’nun ac›mas›ndan ba¤›fllay›c›l›¤›ndan
(ülüflünüzü) al›n›z.
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Seni Yaratan’a
kullu¤unu tam yap›p (O’nun kap›s›n›n efli¤ine giden) yol üstün-
de (O’nun sevgisinden) yan›p kül olan, O’na kavuflmak isteyen-
lere flarap (manevî ülüfl, feyiz) olan ondan (onun durumundan)
ders al›n›z.
270 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Evvel Hû, âhir Hû deb bîhûd bolg›l


Hakk’ cemâlin körsetmese damen bolay
Zâhir Hû, bât›n Hû deb yolga kirgil
Hakk’ cemâlin kösetmese dâmen bolay

2- Lâ’ ilâhe illallâh de zâri k›lg›l


Hakk’ zikrini her kim aytsa yâr› k›lg›l
Pîr-i mugan hizmetine yörgüp yörgil
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay

..................

19- Tofrak s›fat harl›k tartk›l nefsiñ ölsün


Halk içide rüsvâ bolg›l âlem külsün
Ç›n köñülde y›¤lab körgil Hudâ bilsün
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolan

20- Köz yafl›ñ› deryâ k›lg›l rahm› kelsin


Garib bolup yolda yatg›l koluñ als›n
Pinhan yörüb tâ’at k›lg›l Teñri bilsin
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay

21- Hicran tüni ah›ñ birlen odlar yakk›l


Köz yafl›ñn› berki birle çakmak çakk›l
Erenlerni sohbetide erib akk›l
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 271

Aç›klama
1- Öncesi Hû (O’, bir Allah) sonu Hû (O’, bir Allah) deyip
kendinden geçmifl olmal›s›n. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese
ac›, s›k›nt› (göñlümde) sayruluk olur. Görünen bilinen her fley-
de Hû, görünmeyen, kifli ak›l ve düflüncesinin eriflemeyece¤i
ma’nevî âlemde Hû deyip yola girmelisin Hakk’ (bana) yüzünü
göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›k-
l›k) sayruluk olur.
2- Allah’tan baflka Tañr› yoktur deyip a¤la. Allah’›n ad›n›
her kim ay›tsa (söylese sen) onlar› sa¤d›ç bilip oraya varmal›s›n.
Bilgili, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤itici olgun mürflid buyru¤una
gir, (onun gösterdi¤i yola düfl ve) yürüyüp git. Hakk’ (bana) yü-
zünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, ka-
r›fl›kl›k) sayruluk olur.
..................
19- Toprak gibi alçakgöñüllü olup k›nanm›fll›k, afla¤›lan-
m›fll›k, küçümsenmifllik çekmelisin ki, içindeki seni sürekli bu
yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli¤in ölsün. Halk içinde
eksiklikleri ve yapt›¤›n yanl›fll›klar› ortaya ç›kar›lm›fl, utan›la-
cak duruma gelmifl ol ki herkes (sana) gülsün. Gerçek göñülden
a¤lay›p gör ki, sahibimiz efendimiz (senin gerçek yüzünü) bil-
sin. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da-
¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
20- Gözyafl›n› ›rmak (gibi) ak›t (ki sana) rahm› (Allah’›n)
ac›mas›, ba¤›fllamas› gelsin. Kimsesiz yoksul olup (Allah’›n r›zâ-
s›na giden) yolda yatmal›s›n ki elini als›n (tutsun). Gizlice yürü-
yüp (Allah’a) ibadet edip içten ba¤lan ki, Tañr› bilsin (kullar›
bilmesin). Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñ-
lümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
21- Ayr›l›k gecesi (içinden öyle ah çek ki, çekti¤in bu) ah›n
ile od’lar (atefller) yakmal›s›n. (A¤lay›p) göz yafl›n›n flimfle¤i, k›-
v›lc›m› ile çakmak çak(m›fl gibi ol)mal›s›n. Ermifllerin (ilâhî söz-
ler) konufltuklar›nda göñlün ile ülüfl al›p (s›cakta kalm›fl mum
gibi) eriyip akmal›s›n. Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›-
k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
272 Hoca Ahmed Yesevî

..................

29- “Lâ’, lâ’” ayt›p “‹llallâh”ga fleyda bolg›l


Mansûr s›fat “ene’l-Hakk’” deb gavga k›lg›l
Giryân bolup köz yafl›ñ› deryâ k›lg›l
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay

30- Ey bîhaber gaflet birle uykudasan


Dünyâ tilep keçe küntüz kaygudasan
Tâ’at k›lmay sözler sözlep bîhûdesen
Hakk’ cemâlin kösetmese dâmen bolay

31- Taflt›n töflek, yastuk k›l›p tâ’at k›lsañ


Hakk’ emrige râz› bolup boyun sunsañ
Öler vaktda imân ar›¤ kolga alsañ
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay

32- Kul Hâce Ahmed nasihatn› özüñe k›l


Ey bîhaber halkn› koyup özüñi bil
Ta¤d›n a¤›r günahlar›ñ bar özüñe kel
Hakk’ cemâlin körsetmese dâmen bolay

fiiir

1- T›nmay âfl›k Hû derler Hudâ’y›ga yalbar›p


Yörür an› ›flk›da keçe küntüz sargar›p
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 273

..................
29- “Yoktur, yoktur” ay›t›p (söyleyip) “Allah’tan baflka”ya,
(Allah’tan baflka Tañr› yoktur sözüne) ç›lg›n gibi tutkun ol. Hal-
lâc-› Mansûr gibi “Ben Hakk’›m” (Hakk’tan›m) deyip (bu sözün
anlam›n› bilmeyenlerle) dö¤üfl k›lmal›s›n. (Çok) a¤layan olup
gözyafl›n› (ak›t›p) ›rmak (gibi) k›lmal›s›n. (Çok gözyafl› dökme-
lisin.) Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde
da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
30- Ey (gelecekten ve olacaktan) habersiz kifli! Bilgisizlik,
düflüncesizlik, vurdumduymazl›k ile uykudas›n. (Sen bu geçici
ve yalanc›) dünyây› dileyip gece gündüz (senin olmayan bu ge-
çici dünyâ için) kaygudas›n. (Onu yitirmekten, bofluna korku-
yorsun). Allah’a ibadet etmeyip, göñülden ba¤lanmay›p (geçer-
siz, gerçeksiz) sözler söyleyip bofluna (u¤rafl›yor)sun. Hakk’
(bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k,
afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
31- Tafltan döflek (yatak) ve yastuk yap›p (yumuflak yerde yat-
may›p) göñülden Allah’a ba¤lan›p ibadet etsen. Allah’›n buyru¤u-
nu benimsemifl olup boyun (büküp) sunsan. (Bu dünyâda yaflama
süren bitip de) ölürken duru, temiz imân›n› ele alsan (imân ile bu
dünyâdan göçsen.) Hakk’ (bana) yüzünü göstermese ac›, s›k›nt›,
(göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, kar›fl›kl›k) sayruluk olur.
32- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen) ö¤üdü-
nü kendi özüne ver. Ey (gelecekten ve olacaktan) habersiz! (Sen)
halk› b›rak da (bir yana koy da) özünü bil. (‹çindeki bilmedi¤in
dünyây› anlamak için u¤rafl). Da¤dan a¤›r (iflledi¤in) günah›n
var özüñe gel. (Kendi bafl›n›n kaygusuna düfl). Hakk’ (bana) yü-
zünü göstermese ac›, s›k›nt›, (göñlümde da¤›n›kl›k, afla¤›l›k, ka-
r›fl›kl›k) sayruluk olur.

Aç›klama
1- (Allah’› seven O’na) tutkun olanlar (âfl›klar) durmadan
Hû (O’, Allah) derler. Sahibimiz efendimiz Allah’›na yalvar›p
gece gündüz (yüzleri) sarar›p O’nun sevgisi yolunda yürürler.
274 Hoca Ahmed Yesevî

2- Zâr y›¤lat›p âfl›kn› ›flk elkide Hudâ’y›m


Iflk yol›da melâmet aña körür münâsip

3- Mansûr bir kün y›¤lad› erenler rahm eyledi


Çilten flerbet içürdi Mansûr’ga mehrin sal›p

4- Mansûr aytur “Ene’l-Hakk’” erenler ifli berhak


Mollalar aytur nâhak köñlige yaman al›p

5- Aytmag›l “Ene’l-Hakk’” dep “kâfir bold›ñ Mansûr” dep


Kur’ân içre buldur dep öltürdiler tafl at›p

6- Bilmediler mollalar “Ene’l-Hakk’”n› ma’nâs›n


Kâl ehlige hâl ilmin Hakk’ körmedi münâsip

7- Rivâyetler bitildi hâlin an› bilmedi


Mansûr dek evliyân› koyd›lar dârga as›p

8- Bîgâne dep mollalar fleyh Mansûr’n› öltürdi


Kâfir dep öltürdiler üçyüz molla talafl›p

9- Külin kökke savurd› at›p deryâga sald›


Zevk deryâs› mevc urd› akt› deryâ kaynafl›p
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 275

2- Sahibimiz efendimiz Allah’›m (kendisini) seveni (bu)


sevginin elinde a¤lat›p inleterek bu (Hakk’) sevgi(si) yolunda
(bilmeyenlerin gözünde) k›nanm›fll›¤›, afla¤›l›k görülmeyi ona
uygun görür.
3- (Ene’l-Hakk’ dedi¤i için bu sözün anlam›n› bilmeyenlerin
ya¤› oldu¤u Hallâc-›) Mansûr bir gün a¤lad›. Ermifller ona ac›-
d›lar. K›rk (eren)ler (Mansûr’a) kazand›¤› de¤erini sal›p (verip,
ilâhî sevgi) flerbet(ini) içirdiler.
4- (Hallâc-›) Mansûr ay›t›r (der) “Ene’l-Hakk’” (Ben Hakk’›m,
Hakk’tan geldim yine Hakk’a dönece¤im.) Erenler (Mansûr’un)
ifli do¤ru (dediler). Mollalar (fleriat ehli, ma’nevî olgunlu¤a erifl-
memifl fleriat› yaflayanlar›n) göñüllerine kötü gelip (“Ben
Hakk’›m, Ben Allah’›m” dedi diye anlay›p) do¤ru de¤il de(dile)r.
5- (Sen) “Ene’l-Hakk’ deyip ay›tmamal›s›n. (Sen böyle de-
mekle Ey) Mansûr, kâfir (Allah’a inanmam›fl ‹slâmî gerçekleri
örtmüfl geri kakm›fl) oldun deyip “Kur’ân içinde(ki hüküm) bu-
dur deyip tafl(lar) at›p öldürdüler.
6- Mollalar, (fleriat› tam olarak yaflayanlar) Ene’l-Hakk’›n
anlam›n› bilemediler. Kâl (fleriat› tam yaflayan, tasavvuftan bil-
gisi olmayan, görünenleri benimseyen söz, kelâm) ehline, hâl
(fleriat› ve tasavvufu birlikte yaflayan ma’nevî ilimleri de bilen,
ma’neviyat›n çekicili¤ine tutulmufl olanlar›n bildi¤i) ilimleri Al-
lah uygun görmedi.
7- Rivayetler (halk aras›nda söyleflilip anlat›lanlar) bitildi
(yaz›ld›). Onun (Hallâc-› Mansûr’un) ma’neviyattaki durumunu
bilemediler. (Hallâc-›) Mansûr gibi (bir) ermifli dara¤ac›na as›p
b›rakt›lar.
8- (‹slâm ile) ilgisiz, (‹slâm’dan baflka yolda, sap›tm›fl) deyip
(fleriat ehli) mollalar fleyh, (bilgili, yol gösterici, ö¤ütleyici, ol-
gun, e¤itici mürflid olan) Mansûr’u öldürdüler. (Hallâc-› Man-
sûr’u) Kâfir (Allah’a inanmayan, ‹slâmî gerçekleri geri kakan ve
örten) deyip üçyüz molla (fleriat ehli) u¤rafl›p öldürdüler.
9- Külünü gö¤e savurdular. (Bir bölümünü Dicle ›rma¤›na)
at›p deñize sald›lar. (Allah’a can›n› verdi¤i için onun verdi¤i gö-
ñül (dinginli¤i ile) zevk (coflkunluk) deñizi dalga vurdu (dalga-
land›) deñiz kaynafl›p akt›.
276 Hoca Ahmed Yesevî

10- Oflal küni ol deryâ k›ld› efgan vâveylâ


Âfl›klarga Hudâ’ya k›lg›l didâr›ñ nasip

11- Efsânedür fleriat ferzânedür hakikat


Dürr dânedür tarikat âfl›klarga münâsip

12- Halk’› âlem y›¤›ld› Mansûr dep feryâd k›ld›


Mansûr’n› yâranlar› kald› anda y›¤lafl›p

13- Tevbe k›lg›l Hâce Ahmed bolgay Hakk’d›n inâyet


Yüzmiñ veliler ötti s›rrn› s›rrga ulafl›p

fiiir
..................

4- Yol üstide hâk bolgan sineleri çâk bolgan


Zikrin ayt›p pâk bolgan nâlân bolgan âfl›klar

5- Himmet kur›n ba¤lagan, yürek ba¤r›n da¤lagan


Feryâd urup y›¤lagan giryân bolgan âfl›klar

6- Gâhi yüzi sargar›p gâhi yol›da garib


Tesbihleri yâ Habib cevlân bolgan âfl›klar

7- Ahmed sen hem âfl›k bol s›dk›ñ birle sâd›k bol


Dergâhige lây›k bol canân bolgan âfl›klar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 277

10- (‹flte) flu, o günü (Hallâc-› Mansûr’un külü deñize ulafl›n-


ca) o deñiz yüksek sesle a¤lay›p inledi. (Ey) sahibimiz efendimiz
Allah’›m! Seni böyle çok sevenlere yüzünü görmeyi uygun gör.
11- fieriat (Allah’›n peygamber arac›l›¤› ile bildirdi¤i dinin
uygulama ile ilgili hükümlerinin hepsi) söyleflilen sözdür. Haki-
kat (evren, tabiat ve Allah’›n bütün beñzetme ve dolayl› anla-
t›mlardan öte güç ve hâkimiyeti konusundaki gerçekler) ilim ve
hikmettir. (Bilinmeyen nedenler gizli ve yüksek bilgidir.)
12- Dünyân›n halk› (çok kalabal›k) y›¤›ld› (topland›lar) Man-
sûr deyip (a¤laflarak) ça¤r›flt›lar. (Hallâc-›) Mansûr’un sevenleri,
sa¤d›çlar› orada (as›ld›¤› yerde) a¤lafl›p kald›lar.
13- (Ey) Hoca Ahmed! ‹flledi¤in kötü ifller ve yazuklar›n
(varsa onlara tövbe edip) göñülden dönüfl yap, diziñi dö¤. Bir
daha ifllememeye söz ver. Allah’tan sana ac›ma, ba¤›fllama olur.
Yüzbiñ ermifller gizli bilgilerle gizlili¤e ulaflt›lar.

Aç›klama
..................
4- Yol üstünde toprak (herkesin bas›p geçti¤i toprak gibi al-
çakgöñüllü) olan, ba¤›rlar› yar›lm›fl parçalanm›fl olan, Allah’›n
ad›n› añ›p söyleyerek (göñüllerini) temiz(lemifl), duru(laflt›rm›fl)
olan, a¤lay›p inleyici olan sevenler (âfl›klar!)
5- Göñül iste¤i ile (din yolundaki olanca varl›¤› ile) gösteri-
len çaba kurunu (kufla¤›n›, kara tabandan giriflme) ba¤layan,
yüre¤ini ba¤r›n› od ile yaralayan, h›çk›rarak (yüksek sesle) a¤-
layan gözyafl› döken sevenler (âfl›klar!)
6- Arada, bazen (kanl› canl› olan) yüzü sarar›p, arada s›ra-
da Hakk’ yoluna kimsesiz (tek bafl›na ve yoksul), sürekli söyle-
dikleri ey sevgili (diyerek) gezip dolaflan sevenler (âfl›klar!)
7- (Ey) Ahmed! Sen hem âfl›k (ç›lg›nca Allah’› seven) ol,
(hem de) do¤rulu¤un, gerçekçili¤in, olgunlu¤un, sözünde dur-
man ile do¤rulay›c›s› ol. Kap›s›n›n efli¤ine baflkoymaya de¤er,
uygun ol. Sevilen, sevgili olan sevenler (âfl›klar)!
278 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Yol üstide olturup yoln› sorgan dervifller


Ukbâd›n haber efltip yolga kirgen dervifller

2- Asâlar› elkinde himmet kur› belginde


‹zzim yâd› tilinde Allah degen dervifller

3- H›rkalar› kir çefan köñlide yüzmiñ ayân


Biliñiz ikki cehan közge ilmes dervifller

4- Dervifl Hakk’n›ñ manzur› zikri turur gülzâr›


Hakk’n› yâd› esrâr› hob edeblig dervifller

5- Yazukum dep yolatmas ashab dârus›n tapmas


Közde yafl›n kurutmas yafl› akgan dervifller

6- S›rr› birlen sözlerler tilge hikmet tüzerler


Iflk birlen can közerler rengi sar›¤ dervifller

7- ‹t nefsini öltürür k›z›l yüzin soldurur


Hâce Ahmed kul turur sat›p yesün dervifller

fiiir

1- Hakk’ kullar› dervifller hakikatn› bilmifller


Hakk’a âfl›k bolganlar Hakk’ yol›ga kirmifller
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 279

Aç›klama
1- Yol üstünde oturup (Hakk’a giden) yolu soran, (tarikata
girmifl ve gereklerini yapmakta olan) dervifller. Öte dünyâdan
haber (bilgiler) iflitip (Hakk’) yoluna giren dervifller.
2- Asâlar› (dayanaklar›) elinde, göñül iste¤i ile din yolunda-
ki olanca varl›¤› ile gösterilen çaba kur› (kufla¤›) belinde, izz’im
(Hakk’›m›n, gücü sonsuz Yaratan’›m›n) ad›(n› añma) dilinde,
“Allah” diyen dervifller.
3- H›rkalar› kirlice solgun, göñlünde yüzbiñ (gerçe¤i gören)
gözleri. Biliniz (ki) iki dünyây› (hem bu geçici dünyâ hem de,
sonsuz olan öteki dünyây›) göz(lerin)e ilifltirmez (bakmaz de¤er
vermez) dervifller.
4- (Hakk’ yolunda olan) dervifl Allah’›n nazar etti¤i (bakt›-
¤›)d›r. Allah’›n ad›n› añ›p söylemesi, O’nun ululu¤unu ve gücü-
nü düflündü¤ündeki durumu da gül bahçesidir. Hakk’› añmas›
gizli bilgilere (s›rlara) sahip olmas›d›r. ‹yi ve güzel davran›fll›
sayg›l› dervifller.
5- Yazu¤um (günah›m) çoktur. Yazuklar›m bana yol ver-
mez. Sa¤d›çlar, ilâc›n› (çaresini) tapmaz (bulmaz). Gözde yafl›n›
kurutmaz. (Gözleri hep yafll›d›r). Gözyafl› akan, (sürekli a¤la-
yan) dervifller.
6- Gizli gerçekler ile konuflurlar, dile hikmet (varl›klar›n gö-
rünen d›fl ve görünmeyen iç gerçeklerini) dizerler. Allah sevgisi
ile canlar›n› (yak›p) köz gibi ederler. Rengi sar› (kanl› canl› renk-
leri sararm›fl) dervifller.
7- ‹t (gibi doymak bilmez) nefsini (kendilerini sürekli yalan-
c› ve geçici dünyâya yönelten benli¤ini) öldürür. K›z›l (kanl›
canl›) yüzünü (sarart›p) soldurur. Hoca Ahmed (dervifllere) kul-
dur (köledir). Sat›p yesin dervifller.

Aç›klama
1- Hakk’ kullar›, (Allah’a ba¤l›l›kla ibadet eden) dervifller. Bi-
linmeyen gizli gerçekleri bilmifller. Allah’› ç›lg›nca sevip âfl›k (tut-
kun) olanlar, Hakk’(a giden Hakk’›n do¤ru) yoluna girmifller.
280 Hoca Ahmed Yesevî

2- Hakk’ yol›ga kirgenler Allah teyü yörgenler


Erenler izin izlep memleketdin keçmifller

3- Âlem fahri Mustafâ anda¤ ayd› merhabâ


Mi’râc tüni ay›t›p fakr yol›n› alm›fllar

4- Köñül bermey dünyâga surû k›lmay haramga


Hakk’n› süygen âfl›klar halay›kd›n keçmifller

5- Dünyâ meniñ degenler cehân mal›n alanlar


Kerkes kufl dek boluban ol haramga batm›fllar

6- Molla müfti bolganlar yalgan fetva bergenler


Akn› kara k›lganlar ol tamuga kirmifller

7- Kad› imam bolganlar nâhak dâ’vâ k›lganlar


Ol himâr dek oluban yük ast›da kalm›fllar

8- Haram yegen hâkimler rüflvet al›p yegenler


Öz barmak›n tiflleben korkup turup kalm›fllar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 281

2- Allah’a giden (do¤ru) yola girenler, Allah diyerek (Hakk’


yolunda) yürüyenler. Ermifllerin (gittikleri yolda onlar›n) izleri-
ni sürerek ülkeden geçmifller (Bu geçici ve yalanc›) dünyây› bir
yana b›rakm›fllar.
3- Evrenin ö¤ündü¤ü (son peygamber Hz. Muhammed)
Mustafâ söyledi; “merhaba” (göñül dinginli¤i içinde) her türlü
s›k›nt›dan tohtam›fl (kurtulmufl olun) ayd› (dedi). Mi’rac tünü
(gecesi) söyleyip fakr (kendisinde olan her fleyin Allah’›n oldu-
¤unu kavray›fl) yolunu alm›fllar, (tutmufllar).
4- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâya göñül vermeyip, dinimiz-
ce yasaklanm›fl ve sak›ncal› olan hiçbir fleye el at›p bafllamam›fl-
lar. Hakk’› seven âfl›klar herkesten geçmifller (baflkalar›n›n söz ifl
ve bak›fllar›n› bir yana koymufllar).
5- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâ benim diyenler. Dünyân›n
mal›n› alanlar, (biriktirerek benimseyenler), Akbaba kuflu gibi
(lefl yiyici) olarak o, dinimizce yasaklanm›fl ve sak›ncal› bulun-
mufl (harama) batm›fllar.
6- Bilgin, hoca, ö¤retici, ö¤ütleyici, ‹slâm f›kh›yla ilgili
mes’elelerde fleriata uygunlu¤unu aç›klamakla görevli olanlar,
yalan yere fleriata uygunlu¤unu bildirenler, aka kara diyenler,
böyle benimsetenler, o tamuya (cehenneme) girmifller.
7- Peygamberimiz Hz. Muhammed ad›na suçluyu suçsuzu
ay›r›p fleriata uygun hüküm veren, Müslümanlar›n önderi Pey-
gamberimiz ad›na önlerine geçip namaz k›ld›ranlar›n içine gir-
mifl olup da, haks›z (bofl yanl›fl) hüküm ve iddiada bulunanlar,
o eflek gibi (a¤›r yük alt›na girmifl) olup, yük (sorumluluk) alt›n-
da kalm›fllar.
8- ‹slâm’›n yasaklad›¤› ve sak›ncal› bulduklar›n› yiyen, hak-
l› ve haks›z› ay›r›p (herkesin ülüflünü kendisine vermekle gö-
revli) adâlet ile hükmetmesi gerekenler, bir ifl görmek veya gör-
memek için (bir görevlinin) yasalara (ve ‹slâm›n buyruklar›na)
ayk›r› olarak para veya yarar sa¤lay›p yiyenler. Öz parma¤›n›
›s›r›p (görecekleri cezas›n›n ürküntü verici korkunçlu¤undan
flafl›rm›fl ve) korkarak durup kalm›fllar.
282 Hoca Ahmed Yesevî

9- Tatl›¤, tatl›¤ yegenler türlü¤, türlü¤ kiygenler


Altun taht oturganlar tofrak ast›da kalm›fllar

10- Mü’min kullar sâd›klar s›dk› birle turganlar


Dünyâl›g›n sarf etip uçma¤ hûr›n kuçm›fllar

11- Kul Hâce Ahmed bilmiflsen Hakk’ yol›ga kirmiflsen


Hakk’ yol›ga kirgenler Hakk’ dîdâr›n körmifller

fiiir

1- Garibligde garib bolgan garibler


Garibler hâlin bilgen garibler

2- Sebeb birle y›rak yerge bar›ban


Kar›ndafl kadrini bilgen garibler

3- Suvsaganda suvga muhtaç bolgan


Tirikide zâr bolup ölgen garibler

4- Kifli bilmes garibler hâli nedür


Me¤er bilgey garib bolgan garibler

5- Garibli¤ katt›¤ ifldür ey azîzim


Kim ol bîkadr olan miskin garibler

6- Kel imdi Ahmeda öziñge bakg›l


Garibsen sen garib miskin garibler
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 283

9- Tatl› tatl› yiyenler, türlü türlü giyenler (bir eli ya¤da bir
eli de balda olanlar). Altun tahtta (hükümdar koltu¤unda) otu-
ranlar (hepsini burada b›rak›p) toprak alt›nda kalm›fllar.
10- Mü’min (herkesin kendisinden güven duydu¤u müs-
lüman) kullar, do¤ru, dürüst olanlar do¤ru, tam, olgun, (Al-
lah’a) içten gelen ba¤l›l›¤› ile duranlar. Bu yalanc› geçici dün-
yâda gerekli olanlar› (âhiret için) da¤›t›p uçma¤da iri gözlü
cennet k›zlar›n› kucaklam›fllar (kavuflmufllar, hizmetlerine nâ-
il olmufllar).
11- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen bu ger-
çekleri) bilmifl isen, Hakk’ yoluna girmifl isen (Senin gibi) Hakk’
yoluna girenler Allah’›n dîdâr›n› (yüzünü) görmüfller.

Aç›klama
1- Yad ellerde kimsesiz ve yoksul olanlar, kimsesiz ve yal-
n›z kalm›fllar! Kimsesiz, yaln›z ve yoksul olanlar›n durumunu
ve duygular›n› bilen kimsesiz ve yoksullar.
2- (Belirli bir) zorlay›c› neden ile (yurdundan, oca¤›ndan)
›rak yere vard›¤›nda (kendisi gibi ana yurdu çevresinden ›rakta
olanlar›n) de¤erini bilen kimsesiz ve yoksullar.
3- Susad›¤›nda (su bulamad›¤›ndan) suya bile muhtaç (su
yoksulu bile) olan. Daha diri iken a¤lay›p inleyen olup, ölen
(ölüden baflkas›na benzemeyen) kimsesiz ve yoksullar.
4- (Her) kifli kimsesiz ve yoksullar›n durumu ve duygular›
nedir bilmez. Me¤er kimsesiz ve yoksullar›n durumu ve duygu-
lar›n› bilse kimsesiz ve yoksul olanlar bilir.
5- Ey de¤erli, kutlu, mutlu, sayg›de¤er, seçkin (kifli)! Kimse-
siz ve yoksulluk kat› (çok çetin) ifltir (Onu kimsesiz ve yoksul
olanlar bilir). Ki, o hiçbir fleyi olmayan yoksul ve kimsesiz olan-
lar (çok kifli kat›nda) de¤ersiz olur.
6- Ey Ahmed! Gel flimdi (sen bir de kendi) özüne bakmal›-
s›n. Kimsesiz ve yoksulsun, sen, kimsesiz ve yoksul! Allah’tan
baflka kimsesi ve dayana¤› olmayan kimsesiz ve yoksullar(dan-
s›n.)
284 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Sübhan ‹zzim fermân k›lsa kudret birle


Âfl›klar› gavga k›l›p yörür bolgay
Mahflergâhda efgan k›l›p yafl›n töküp
Elge özin gümrah k›l›p yörür bolgay

2- Halk içide resvâ yörür özin bilmez


Nâdânlarn› sohbetidin kaç›p bilmez
Ol sebebdin erenlerni bûy› kelmez
Közde yafl›n nevâ k›l›p yörür bolgay

3- Âfl›klarn› Hakk’ kafl›da yüz nâz› bar


Nâ’ra tartsa zerre hergiz kalmaz yanar
Rûze namaz tesbihleri Perverdigâr
Bât›nlar›n göyâ k›l›p yörür bolgay

4- Yahfl› yañl›g çöller ara k›lgay vatan


Sahrâlarda hemrahlar› z⤠u za¤an
Hâcet ermes âfl›klarga ba¤ u çemen
H›zr u ‹lyas hemrah k›l›p yörür bolgay

5- Âfl›klarn› köz yafl›dur ba¤ u bostân


Bunda sayrar aleddevam hezar destân
Zâhirlerin bozub yörür hâne veyrân
Hakk’ kudretin inflâ k›l›p yörür bolgay

..................

30- Bu âlemdin siva k›lgan Allah özi


Ey ümmetler hak Mustafâ aytgan sözi
Rûz-› mahfler rûflen bolgay Hakk’a yüzi
Din dillay rûflen k›l›p yörür bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 285

Aç›klama
1- Kiflili¤inde ve ifllerinde her türlü eksiklikten uzak olan Al-
lah’›m sonsuz gücü ile buyursa, (kendisini ç›lg›nca seven) âfl›kla-
r› (kendi içlerindeki nefisleri ve kendilerini yoldan ç›karmaya ça-
l›flan fleytân ile u¤rafl›r) kavga edip yörür olurlar. Mahfler (ulu¤
gün) yerinde ça¤r›fl›p a¤layarak gözyafllar›n› döküp ele (baflkala-
r›na) özlerini yazuk ifllemifl (gibi) gösterip yörür olurlar.
2- Halk içinde k›nanm›fl afla¤›lanm›fl (olarak) yörür (ya-
flar)lar, kendilerini bilmezler. Bilgisiz, düflüncesizlerin toplan›p
konufltuklar› yerden kaçmay› (uzak durmay›) bilmezler. Ondan
dolay› ermifllerin (Allah kat›nda yüce duraklara eriflmifl seçkin-
lerin) kokusu gelmez. Gözden yafllar›n› dökerek yörür olurlar.
3- Allah’› ç›lg›nca seven (âfl›klar›n) Allah kat›na, (Allah’›n
yak›nl›¤›na ulaflmak için) yüz türlü inceli¤i, güzelli¤i, yalvarma-
s› var. Uran (nâ’ra) çekse (uzun uzun yüksek sesle ba¤›rsa), gü-
neflte zor görülebilen en küçük toz tanesi bile kalmadan yanar.
Besleyen, büyüten, koruyan Allah’a borcu oruç tutup namaz k›-
lar ad›n› añar, söyler, unutmaz. Görünmeyen, manevî yönlerini
söyler (söyleyen) edip yörür olur.
4- Uzaklarda ›ss›z, atefl gibi yanan çöller aras›nda (kendine)
yurt k›lar. Yazularda, çöllerde yoldafllar› (çöllerin zor flartlar›nda
yaflayabilen) kara karga ve çaylak. Allah’› ç›lg›nca sevenlere ba¤
(bahçe, çiçekli, yeflillikli a¤açl› sulu yer) ve çay›rl›k, çimenlik gerek-
li de¤ildir. H›z›r ve ‹lyâs’› kendisine yol arkadafl› edinip yörür olur.
5- (Türlü meyvelerin yetiflti¤i) ba¤ ve (türlü sebzelerin ye-
tiflti¤i) bostan, âfl›klar›n gözyafl›(ndan)d›r. Burada (ba¤da, bos-
tanda, bahçede) sürekli biñlerce destânlar okuyup söyler. D›fl
görünüfllerini bozup yörürler. Bunlar›n evleri y›k›kt›r. Allah’›n
sonsuz gücünü (dilinden düflürmeden) söyleyip yörür olurlar.
..................
30- Allah onun özünü, bu yalanc› ve geçici dünyâdan ka-
ranl›k (geceden bir bölüm) eyler. Ey son peygamber (Hz. Mu-
hammed) Mustafâ’n›n getirdiklerine inanan ve Onun yolunda
olanlar! (Peygamberinizin) ay›tt›¤› sözü (dinleyiniz)! Ulu¤ gün-
de Hakk’ kat›nda yüzünüz ›fl›kl› olur. (‹slâm) din(i) yolunda, ki-
flilerin özünü (onlarda bulunan göñülleri) ›fl›t›p yörür olur.
286 Hoca Ahmed Yesevî

31- Âfl›klarn› tirik ölgen can› cüdâ


Pervaz k›l›p uçay dese saklar Hudâ
Din dîllan› rûflen tutup bolsa binâ
Âfl›klar› hayran bolup yörür bolgay

32- Âfl›k bolup hikmet aytd› Kul Hâce Ahmed


S›dk› birle iflitkenge yüzmiñ rahmet
‹mân atâ k›lgay Tañr›’m tâc u devlet
Âfl›k dîlin safâ k›l›p yörür bolgay

fiiir

1- Muhabbetni flevki birle yâr istegil


Rûze namaz Ogan’›mn› farz› bolgay
Mahflergâhda adli birle sorar bolsa
Âfl›klarn› bir Hudâ’yga arz› bolgay

2- Arz› floldur Hudâ’y›ga miñ dâd eter


Hâlim kör dep yafl›n saç›p feryâd eter
Nâ’ra tart›p mahflergâhn› âbâd eter
Âfl›klarn› âh› dîli karz› bolgay

3- Ç›n âfl›klar dâim tirik ölgen emes


Ervâhlar› yer ast›¤a kirgen emes
Zâhid, âbid bu mâ’nân› bilgen emes
Ç›n âfl›klar halay›kn› H›zr’› bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 287

31- Allah’› ç›lg›nca sevenler diri iken öldü¤ünde, (içlerindeki


kendilerini bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benliklerini öl-
dürdüklerinden) can› ayr›d›r. Kanat ç›rparak (kufl gibi gövde kafe-
sinden) uçay›m (gideyim) dese, sahibimiz efendimiz Allah saklar.
(‹slâm) din(i) göñülünü ›fl›klanm›fl tutup, gövdesi öylece dursa, Al-
lah’› ç›lg›nca sevenler (bu duruma) flafl›rm›fl olup yörür olmal›.
32- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah’› ç›lg›nca
sevdi ve k›sa, ö¤üt verici, ö¤retici, kiflileri iyi davran›fllara yönel-
tici, yüksek bilgiler ay›tt› (söyledi). Do¤rulu¤u, gerçeklere uygun-
lu¤u ile ifliten (ve ö¤ütlere uyanlar)a (Allah’›n) yüzbiñ ac›mas›,
ba¤›fl› olsun. (Onlara) Tañr›’m imân ba¤›fllay›p bafllar›na bu yüce
de¤erli varl›¤› (göñüllerine iman ba¤›fl›n›) kondursun. Allah’› ç›l-
g›nca seven göñlünü flen, duru, dingin, tohtam›fl k›l›p yörür olur.

Aç›klama
1- ‹lâhî sözler konufluldu¤unda verdi¤i yak›nl›k ve s›cakl›-
¤›n fliddetli iste¤i ile sa¤d›çl›k ve yard›m istemelisin. Oruç (tut-
ma) namaz (k›lmak) her fleye gücü yeten Tañr›’m›n kesin yap›l-
mas› gerekli olan buyru¤udur. Ulu¤ gün yerine, kimseye eziyet
ve s›k›nt› etmeyip herkesin ülüflünü verme, düzenli uygun dav-
ranma özelli¤i ile sorar olsa, Allah’› ç›lg›nca sevenlerin, sahibi-
miz efendimiz bir olan Allah’a sunmas› olur.
2- Allah’› ç›lg›nca sevenlerin (Yaratan’lar›na) sunmas› flu-
dur: Sahibimiz efendimiz Allah’tan biñ yard›m, kurtulufl ister.
Durumumu gör deyip gözyafl›n› saçar, a¤lay›p seslenir. Uran
at›p (Nâ’ra çekip) ulu¤ gün yerini (mahfler yerini) bak›ml›, ba-
y›nd›r eder. Allah’› ç›lg›nca sevenlerin göñülden gelen ah çek-
meleri borcu olur.
3- Gerçekten Allah’› ç›lg›nca sevenler sürekli diridirler öl-
müfl de¤illerdir. (Onlar›n) ruhlar› (tinleri) yer alt›na (sinine) gi-
recek de¤ildir. Boynuna borç olan ibadetleri gere¤i gibi yapt›k-
tan baflka, bu dünyân›n de¤erlerini bir yana atan, Allah’a ibadet
ve ba¤l›l›kta sürekli olan, bunun anlam›n› bilmifl de¤ildir. Ger-
çekten Allah’› ç›lg›nca sevenler çevrelerindeki kiflilerin H›z›r’›
(darald›klar›nda yard›mlar›na se¤irteni) olur.
288 Hoca Ahmed Yesevî

4- Yazuklard›n korkup özin y›¤lap turar


Rûz-› mahfler netermen dep kanlar yutar
S›rat atl›¤ güzergâhda bafl› katar
Hâcesige sikeflteli¤ arz› bolgay

..................

17- Pinhân yörür kimni körse âfl›k k›lur


Lutf eylese kezzâblarn› sâd›k k›lur
Hakk’d›n korkgan dergâh›ga lây›k k›lur
Zâhir âmâ bât›n içre közi bolgay

18- Âfl›k yanar, halkd›n tanar Allah râz›


Âfl›kl›kn› arzu k›lgan flehid gâzi
Hâcet ermes âfl›klarga köb ü az›
Katre yafl› Hakk’ mevlâmn› nezri bolgay

19- Cünûn içre bafl›n yargan kan› câri


Zikrin aytsa Allah özi bir ü bar›
Seherlerde kan y›¤lamak kâr u bar›
Âfl›klar› her kün yüzmiñ gâzi bolgay

20- Kul Hâce Ahmed mal› yoktur nezri bafl›


Tanla barsa Hâcesige tuhfe yafl›
Acz ü niyâz flikesteli¤ k›lgan ifli
Eflk-i sürh rûy› zerdi özri bolgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 289

4- Yazuklar›ndan, (yazuklar› karfl›l›¤›nda görece¤i eziyet-


ten) korkup, özü a¤lay›p durur. Ulu¤ günde ben (bu yazukla-
r›m ile) ne ederim deyip kanlar yutar (s›k›nt›s›n› çeker). (Cehen-
nem üzerindeki) s›rat adl› yol boyunda bafl› kat›lafl›r. Hocas›na
(Yaratan’›na) k›r›lganl›k (göñlü k›r›lm›fll›k) sunmas› olur.
..................
17- Gizli yörür, kimi görse seveni k›lar. Uygun görüp (ma-
neviyat, feyiz) ba¤›fllasa yalan söyleyenleri do¤ruyu kabul edici
k›lar. Hakk’tan korkan› kap›s›n›n efli¤ine uygun, de¤er k›lar.
D›fl dünyây› (kör gibi) görmez. Ancak bafl gözünün göremedi¤i
madde ötesi ma’nevî dünyây› gören (her özellikteki maddeyi
delip arkas›n› gören) gözü olur.
18- Allah’› ç›lg›nca seven yanar. Halktan çekinip uzaklafl›r.
Allah (ondan) râz›d›r. Allah’› ç›lg›nca seven (O’nun yüzünü
görmeyi) isteyen (ölürse) flehit (kal›rsa) gâzidir. Allah’› ç›lg›nca
sevenlere köp (çok) olmufl veya az olmufl (her ne olursa olsun)
hiçbir fley ve hiçbirisi gerekli de¤ildir. (Bir) damla (gözünün) ya-
fl› (her fleyin üstünde olup) sahibimiz efendimiz Hakk’›n ada¤›
olur.
19- Akl›n› yitirmifl (durum) içinde(dir. Maddiyat dünyâs›n-
da onun) bafl›n› yaran (oldu¤unda o bilemez fark›na varamaz
ise de) kan› akar. (Allah’›n) ad›n› añ›p söylese Allah’›n kendisi
(özü) bir ve var› (olan Yaratan’›d›r). Tanyeri a¤aranda (gözlerin-
den) kan (ak›t›rcas›na) a¤lamak kazanc› ve (tek) varl›¤›d›r. Al-
lah’›n ç›lg›nca sevenleri her gün yüzbiñ gâzi (din düflman› ile
savaflm›fl gibi) olur.
20- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed’in (bu yalanc›
ve geçici dünyâda de¤er verilen) mal› yoktur. (Onun) ada¤›,
(Yaratan’›na sundu¤u) bafl›d›r (can›d›r). Tanyeri a¤aranda (kat›-
na) varsa (Yaratan’›na) arma¤an› (gözünün) yafl›d›r. Çaresizlik
ve yalvarma (kalbi) k›r›lm›fll›k (onun) yapt›¤› iflidir. K›z›l (kanl›)
gözyafl› (safran sürülmüfl gibi) sararm›fl yüzü, çehresi, beti,
(onun) özürü, (yazuklar›n›n ba¤›fllanmas› için nedeni) olur.
290 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- fieriatda mürflid bolgan garib kullar


fieriatd›n alar menzil alur bolgay
Namaz›¤a fluru k›lgan mü’min kullar
Uçma¤ üyin umud tutup turur bolgay

2- Melekü’l-mevt fermân birle can›m alsa


Aga-ini barça y›¤l›p küyüp yansa
Yetti kadem baskand›n soñ kalur bolsa
Münkir, Nekir kirip seval sorar bolgay

3- Münkir Nekir kirip seval sorar bolsa


Ol amud-› odlu¤ birle urar bolsa
Bafl›m küyüp can›m, tenim odga yansa
K›ynab can›m tar lâhedde küyer bolgay

4- Törtyüzk›rktört peygamberi mürsel nebi


Kalmad› bu cenahd›n ötti bar›
“Külli nefsin zâikatü’l-mevt” âyeti*
Kur’ân içre and›n haber berür bolgay

..................

* Âl-i ‹mrân sûresi, 26. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 291

Aç›klama
1- Kur’ân-› Kerîm ve peygamberimiz Hz. Muhammed’in
bildirdi¤i ve aç›klad›¤› do¤ru yolda (fleriatda) bilgili, yolgösteri-
ci, ö¤ütleyici, e¤itici olan kimsesiz kullar. Onlar fleriatda (din
yolunda) durak al›r (ilerleyerek yüksek duraklara ulafl›r) olma-
l›. Namaz›na özen göstererek bafllayan, herkesin kendisinden
güvenlikte oldu¤u müslüman kullar, uçmak evini (kazanaca-
¤›ndan) umut edip durur (umudunu kesmez) olmal›.
2- Ölüm mele¤i (olan Azrâil) Allah’tan gelen buyruk ile ca-
n›m› alsa. Büyük (aga) küçük (ini) kardefl barças› y›¤›l›p (topla-
n›p) içten yansa. Yedi ayak bast›ktan, (cenazede yedi ad›m att›k-
tan, beni sinime koyduktan) sonra kal›r olsa (dursalar. Beni sini-
me indirip yat›r›p üstümü toprak ile örtüp beni kendi amelle-
rimle baflbafla b›raksalar), sorucu melekler (Münker-Nekir) gi-
rip (sinimde) soru sorar olmal›.
3- Sorucu melekler (Münker ve Nekir sinime) girip (bana
Rabb’in kim, dinin nedir, peygamberin kim diye) soru sorar ol-
sa, o odlu (ateflli), dik, uzun s›r›k ile (bana) vurur olsa. Bafl›m iç-
ten yan›p can›m, gövdem oda (atefle) yansa. K›y›l›p (ac›y›p) ca-
n›m dar, karanl›k sinimde içten içe yanar olmal›.
4- Dörtyüzk›rkdört (kendisine kitap verilerek görevlendiril-
mifl) mürsel, (kendisine kitab verilmeden kendisinden önceki
kitap verilmifl olan peygamberin fleriat› ile görevlendirilmifl) ne-
bi peygamberlerin (ve ümmetlerinin) hiçbirisi bu (yalanc› ve ge-
çici) dünyâda kalmad›lar. Hepsi de geçti (gitti)ler. “Küllü nefsin
zâikatul mevt” (Bütün nefisler ölümü tadacakt›r)* âyeti Kur’ân-›
Kerîm içinde ondan (ölümden) haber verir olmal›.
..................

* Âl-i ‹mrân sûresi, 185. âyet: Her nefis ölümü tadacakt›r. Ecirleriniz ise ancak
k›yamet günü verilecektir. O vakit, kim ateflten uzaklaflt›r›l›r da cennete ko-
nursa o, muhakkak murad›na ermifltir. Yoksa dünyâ hayat› aldat›c› bir men-
faatten baflka bir fley de¤ildir.
292 Hoca Ahmed Yesevî

10- Mü’min kullar namaz okup bolsa fâri¤


Oflal kuln› rengi bolgay munda¤ sar›¤
Ol hizmeti Hakk’ kafl›da bolsa lây›¤
Hûr k›zlar› karfl› kelip kuçar bolgay

11- Cahil kifli namaz kadrin kaçan bilür


Her namazda imân bafld›n tâze bolur
Salât dese gâfil bafl›n burkub uyur
Gafillikdin ömrin yelge satar bolgay

12- Kul Hâce Ahmed kulmen deseñ tâ’at k›lg›l


K›yametni kelmegini yak›n bilgil
Hakk’a yavuk bolay deseñ tâ’at k›lg›l
Tâ’at k›lgan Hakk’a yavuk bolur bolgay

fiiir

1- Azrâil bir kün kelür fliddet birle


Iss›¤ tedin aziz cann› bermek kerek
Befl künlük nakd ömrini kold›n berip
Çare tapmay âhir bir kün ölmek kerek

2- O¤ul k›z›ñ y›¤lab kalsa feryâd urup


Mal u mülkiñ munda kalsa hayrân bolup
Düflmenleriñ kuvan›flur seni körüp
Boy›n sunup uzal›ban yatmak kerek
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 293

10- Herkesin kendisini onun elinden güvende bulduklar›


müslüman kullar namaz k›l›p (kötülük ve kötülü¤e giden yol-
dan) ayr›l›p uzak olsa, flu, o kulun rengi böyle sar› (rengi sarar-
m›fl, yüzünün kanl›-canl› rengi uçmufl) olur. Onun yapt›klar› Al-
lah kat›nda uygun, be¤enilir olsa, iri gözlü cennet k›zlar› (hûri-
ler) karfl› gelip kucakla(y›p kutla)r (buyru¤una girip sayg›lar›n›
sunar) olmal›.
11- Bilgisiz, ald›r›fls›z, düflüncesiz kifli namaz›n de¤erini na-
s›l bilir? Her namaz (k›ld›¤›n)da imân (‹slâm inanc›) yenilenir.
Salât dese (ezan okunurken namaza ça¤›ran söz) bilgisiz umur-
samaz, düflüncesiz (bu sözü duyunca) bafl›n› burup (döndürüp)
uyur. (Kalk›p namaz›n› k›lmaz, uyumay› sürdürür.) Bilgisiz,
düflüncesizlik ve ald›r›fls›zl›ktan bu dünyâdaki yaflay›fl›n› yele
satar (bofla verir) olmal›.
12- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, ben (Allah’a)
kulum desen, (O’na) içten ba¤lan›p ibadet etmelisin. K›yametin
(ulu¤ günün) gelmesini yak›n bilmelisin. (Evrenin y›k›lmas› ka-
r›flmas› beklenmemeli, ölenin k›yameti öldü¤ünde kopmufltur).
Allah’a yak›n olay›m dersen (O’na) göñülden ba¤lan›p ibadet
etmelisin. (Yaratan’›na) içten ba¤lan›p ibadet eden Allah’a ya-
vuk (yak›n) olur olmal›.
Aç›klama
1- Bir gün Azrâil (ölüm mele¤i) sertlik ile (ürküntü verici h›-
fl›mla her canl› kiflinin karfl›s›na) gelir. S›cak gövdeden çok de-
¤erli ve dokunulmaz can›n› vermek gerek. Befl günlük kendin-
de olan (geçici) ömrünü, (bu yalanc› ve geçici dünyâdaki yafla-
y›fl›n› vermek) elden (verip) ç›karmak gerek. (Bu yalanc› ve ge-
çici dünyâda sonsuza kadar kalmaya) çâre bulamadan (tapama-
dan) sonunda bir gün ölmek gerek.
2- O¤lun k›z›n a¤lay›p s›zlay›p ça¤r›flarak kalsa. Mal›n ve
mülkün (bütün kazand›klar›n(› paylaflacak olanlar) bunda (bu
geçici) dünyâda flaflk›nl›k içinde kalsa. Ya¤›lar›n (sana düflman
olanlar) seni (ölmüfl olarak) görüp sevinip k›van›rlar. Boynunu
sunup (baflka çaresi ve istisnas› olmad›¤›ndan hepsine boyun
e¤erek) uzanarak (yere) yatmak gerek.
294 Hoca Ahmed Yesevî

3- Miras deban bafl aya¤›ñ ba¤layalar


Iss›¤ suvn› bafld›n kuyup caykayalar
Tört tarafd›n asta asta ufllagaylar
Alt› kar›fl bezdin kefen k›lmak kerek

4- Cenâzeñni ulu¤ kiçik köterseler


Goristânga karab seni yörütseler
Yetmifl yerde seval sorsa feriflteler
Birbir an› cevab›n› bermek kerek

5- Halây›kn› mezar›da imâretni


Körüñ anda türlük türlük alâmetni
Lâhed atl›¤ dervaza-› k›yametni
Siyâsetlig üyge bar›b kirmek kerek

6- Kirip körseñ karañul›k yoktur ç›rag


‹çi tola hasret erür odl›¤ firak
Ol kün señe kim k›lgus› anda yarak
Ta k›yamet tan atkunca yatmak kerek

7- Ömriñ âhir bolgus›dur bir kün tamâm


Bu ifl birle barsañ eger darü’s-selâm
Helâl koyup yegen bolsañ dâim harâm
Azab›n› bar›p anda tartmak kerek
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 295

3- (Senin kazand›klar›ndan yak›nlar›na düflen) ülüfl diyerek


(b›rakt›¤›n dünyâl›klar› bölüflmeyi unutmadan) bafl›n› (çeneni)
aya¤›n› (ayaklar›n›n baflparmaklar›n› birbirine) ba¤layalar.
(Gövdeni yumak için ›s›tt›klar›) s›cak suyunu bafltan (aya¤›na
do¤ru) kuyup (döküp gövdeni o su ile) çalkayalar (yuyalar.)
Dört yan(›n)dan yavafl yavafl tutarak alt› kar›fl bezden kefen (ölü
giysisini giydirip gömülecek durumda) k›lmak gerek.
4- Cenazeni (tabuta koyduklar› ölü gövdeni) ulu¤-kiçik (bü-
yük-küçük cenazeye kat›lanlar sinli¤e) kald›r›p yükselterek gö-
türseler. Sinli¤e ak›p seni(n tabutunu) yürütseler (omuzlay›p
yürüseler), sorucu melekler yetmifl yerde (sana) soru sorsalar.
Bir bir onun (sorucu meleklerce sana sorulan sorular›n) cevap-
lar›n› vermek gerek.
5- Sa¤d›ç ve yak›nlar›n›n senin sininde yapt›klar› (sin) ya-
p›s›n›, (dar, so¤uk, karanl›k çukuru) orada türlü türlü (öte
dünyâda karfl›laflaca¤›n durumun) belirtilerini görün. Sin
(mezar) adl› k›yamet (ulu¤ günün)ün (k›yamet gününe, Ulu¤
gün yerine aç›lan) kap›s›n› görün. Siyasetli (âhirette kurtulu-
fla veya ac› ve eziyet çekmeye neden olacak) eve (sine) var›p
girmek gerek.
6- (Sine) girip de görsen (dar ve) karanl›k(t›r. Oray› ›fl›tacak
›fl›k verici) kandili de yoktur. (Sinin) içi özlemle dolu olur. Odlu
(ateflli) ayr›l›k (ça¤›) gelir. O gün sana (sininde tek bafl›na iken)
kim yara¤ (yard›m, yard›m için bir fleyler getirir veya çal›flma)
k›labilir? Ta k›yamet tan› atana (günü gelene) kadar (o dar, so-
¤uk ve karanl›k sinde) yatmak gerek.
7- Ömrün (bu yalanc› ve geçici dünyâdaki yaflama süren)
sonunda bir gün tamam olacakt›r (bitecektir. Yaratan’›na iyi kul
olup) bu ifl ile (oraya) varsan e¤er, (oras› senin için) cennetin
ikinci kat› (selâm yurdu, güvenlikli yer)dir. (‹slâm’›n yenmesi,
içilmesi, kullan›lmas›n› uygun gördü¤ü) helâl› b›rak›p da sürek-
li (‹slâm’›n yenmesi, içilmesi, kullan›lmas›n› uygun görmedi¤i-
ni) haram› yiyen olsan, (bunlar›n karfl›l›¤› olarak) ac›s›n›, eziye-
tini, s›k›nt›s›n› var›p orada çekmek gerek.
296 Hoca Ahmed Yesevî

8- Kul Hâce Ahmed tevbe k›lg›l ölmesburun


K›z›l yüzüñ gorda yat›p solmasburun
Y›lan ç›yan gor›ñ içre tolmasburun
Kaza k›lsa r›zâ bolup turmak kerek

fiiir

1- Kara kündür oflal sâ’at ki dünyâd›n sefer k›lsañ


Zen ü ferzend mal u mülkiñ bar›s›nd›n güzar k›lsañ

2- Seni koymas ecel hergiz neçe hükmiñ bolsa


Hükûmet birle âlemni eger zer ü zeber k›lsañ

3- Muhass›ldur halây›kka ecel misli sipahlar dek


Gazab birle alur can›ñ neçe mâ zâr›lar k›lsañ

4- Bolupdur barçaga fermân ölümni flerbetin içmek


Kaç›p and›n kutulmassañ neçe ad›n hazer k›lsañ

5- Halây›kn›ñ mezar›ga bar›p bir bir temâfla k›l


Ölüglerdin al›p ibret kerek ba¤r›ñ kebab k›lsañ

6- Hemifle yahfl›l›k k›lg›l ketersen uflbu dünyâd›n


K›yâmet âb rûy›ga kerek hun-› ciger k›lsañ

7- Hudâ fermân›n› tutgan bolur ol evliyâlard›n


Bolursan evliyâlard›n riyâzet köprek k›lsañ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 297

8- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed ölmeden önce


tövbe etmelisin (bu dünyâda yapt›¤›n kötü ifllerden dönüfl yap›p
bir daha yapmamaya söz verip yapmamal›s›n) K›z›l (kanl› canl›)
yüzün sinde yat›p sarar›p solmadan önce, y›lan-ç›yan (gövdeni
yemek için) sin içine dolmadan önce, Kaza (birdenbire beklenme-
dik bir anda) k›lsa râz› olup (benimseyip) durmak gerek.
Aç›klama
1- (Senin için istenmeyen üzüntü verici) kara gündür flu, o sa-
at (an) ki bu yalanc› ve geçici) dünyâdan gider olsan. (Eflin olan)
kad›n ve çocuklar›n, mal ve mülkünün (bu dünyâda kazand›¤›n)
varl›klar›ndan (hepsinden) geçer (onlar› b›rak›p gider) olsan.
2- (Bu yalanc› ve geçici dünyâda) diledi¤ini ne kadar yapar
ve buyurdu¤unu yapt›r›r olsan, ecel (ölüm geldi¤inde) seni hiç-
bir zaman b›rakmaz. Ülkeleri yöneten çevrende ve buyru¤un-
dakilerle bütün dünyây› e¤er altun ve en üstün zeber (zümrüt)
ile (da¤ gibi) doldursan (bile ölüm seni yine b›rakmaz).
3- Ölümün gelmesi insanlara t›pk› atl› askerler gibi gerçek-
leflen (çok flip olarak seni bulan, ortaya gelen)dir. (Ölüm mele¤i)
eziyet ederek, (can›n› ac›tarak) can›n› al›r. Ne kadar a¤lay›p, in-
leyip, ç›rp›n›p, ça¤r›flsan (hepsi boflunad›r).
4- Ölümün flerbetini içmek (ölümün ac›s›n› çekmek) barçaya
(her canl›ya) buyruk olmufltur. Kaç›p ondan (ölümden) kurtul-
mazsan, ondan ne kadar (korkup, kaç›p) çekinsen (boflunad›r).
5- Herkesin yatt›¤› sinli¤e (mezarl›¤a) var›p da bir (ders al›c›
gözle) seyreyle. O (senden önce ölmüfl olup da sinlerinde yatan),
ölülerden ders al›p ba¤r›n› kebab (közde k›zarm›fl gibi) k›lsan.
6- Sürekli yahfl›l›k (iyilik) k›lmal›s›n. (‹stesen de istemesen de
iflte bu (yalanc› ve geçici) dünyâdan gidersin. K›yamet (ulu¤
gün)deki yüz suyuna (oradaki sayg›nl›¤›na, aln›n›n aç›k olmas›na)
gereklidir. Ci¤erini kan k›lsan (ci¤erini parçalarcas›na a¤lasan).
7- Sahibimiz efendimiz Allah’›n buyru¤unu (tam olarak) tu-
tan o, Allah’a yak›n olan evliyâlardan (ermifllerden) olur. Köprek
(çokça günlerini), ölmeyecek kadar yiyip içerek günlerini yararl›
bilgi ve ibadetle geçirir, bu yalanc› ve geçici dünyân›n de¤erlerin-
den el çekerek yaflarsan, Allah’›n ermifl kullar›ndan olursun.
298 Hoca Ahmed Yesevî

8- Kuvanma mal u mülkiñge kur›tur bu ecel âhir


Kara yerge kirürsen âhir neçe makâr u ferr k›lsañ

9- Hâce Ahmed masiyet birle hayat›ñ k›lmag›l zâyi


Bolursañ lây›k-› Hazret eger tâ’at seher k›lsañ

fiiir

1- Tarikatga fleriats›z kirgenlerni


fieytân kelip imân›n› alur ermifl
Uflbu yoln› pîrsiz da’vâ k›lganlarn›
Sersân bolup ara yolda kalur ermifl

2- Tarikatga siyâsetli¤ mürflid kerek


Ol mürflidge itikadl›¤ mürid kerek
Hizmet k›l›p pîr r›zâs›n tapmak kerek
Munda¤ âfl›k Hakk’d›n ülüfl alar ermifl

3- Pîr r›zâs› Hakk’ r›zâs› bolur dostlar


Hakk’ te’âlâ rahmetidin alar dostlar
Riyâzetde s›rr sözidin bilür dostlar
Anda¤ kullar Hakk’a yavuk bolur ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 299

8- Sevinç duyarak (güvende oldu¤unu sanma), mal ve mül-


küne (bu dünyâda kazand›klar›na) güvenme, ölüm sonunda
hepsini kurutur. Sonunda kara yere girersin ne kadar kazanc›n
olsa ve (ölümden) kaçsan (kurtulamazs›n).
9- (Ey) Hoca Ahmed! Kötülük, Yaratan’›n buyruklar›na kar-
fl› gelmek ile (hem bu yalanc› ve geçici dünyâda hem de sonsuz
olan öteki dünyâdaki) yaflay›fllar›n› yak›p y›k›p bofla verme.
E¤erki tanyeri a¤aranda Yaratan’›na ba¤l›l›kla ibadet edersen
Yaratan’›n›n kat›n›n efli¤ine de¤er (uygun) olursun.

Aç›klama
1- Allah’›n, Peygamberimiz arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden ek-
siltilip art›r›lmadan insanlara ulaflt›rd›¤› ilâhî kurallar›n tamam›
(fleriat›)n› eksiksiz yaflamadan, Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan yol (tarikat)a girenlerin Allah kat›ndan ko¤ul-
mufl ilenilmifl (fleytân) gelip imân›n› al›r imifl. ‹flte bu yolu (tari-
kat›) pirsiz (yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgili, e¤itici, mürflidsiz)
gidiyorum diyenlerin hepsi seme ve flaflk›n olup ara yolda kal›r
imifl.
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na varma yolunda olanlara bafl
olarak yönetmesini bilen yol gösterici gerek. O yol göstericiye
‹slâm’›n ana inanç de¤erlerine kesin ve içten inanan, içten iste-
yen ö¤renci (mürid) gerek. Yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgin, e¤i-
ticinin buyru¤una girip her sözünü tutmak, her iflini görmek,
onun göñlüne girmek gerek. Allah’› ç›lg›nca seven böyle kifliler
Allah’tan (bu yapt›klar›n›n karfl›l›¤› olarak) ülüfl al›r imifl.
3- Yol gösterici, ö¤ütleyici, bilgin, e¤itici (tarikat› kuran
Pîr)in r›zâs› Allah’›n r›zâs› gibi olur sa¤d›çlar. Ad› yüce ulu Al-
lah’›n ac›mas›ndan ba¤›fllamas›ndan (ülüfl) al›r sa¤d›çlar. Ölme-
yecek kadar az yiyip içen, Allah’a ibadetlerini tam yapan, bu ge-
çici ve yalanc› dünyân›n de¤erlerinden el çeken, gizli gerçekle-
rin sözünden bilir (Gizli gerçeklerin bilgisine ulafl›r) sa¤d›çlar.
(‹flte) öyle kullar Allah’a yavuk (yak›n) olur imifl.
300 Hoca Ahmed Yesevî

4- Uflbu yolga ey birâder pîrsiz kirme


Hakk’ yâd›d›n lâhza gafil bolup yörme
Mâsivâga âkil erseñ köñül berme
fieytân lâ’in öz yol›ga salar ermifl

..................

8- Vâ deriga keçti ömrim gaflet birle


Sen keçürgil günahlar›m rahmet birle
Kul Hâce Ahmed señe yand› hasret birle
Öz özige özi yan›p küyer ermifl

fiiir

1- Kudret birle fermân k›ld› Mevlâ’m bizge


Yerde kökde canl›k mahlûk kalmas ermifl
Kâb›z k›ld› Azrâil’ni âlem üzre
Aziz cann› almagunça koymas ermifl

2- Yafl›m meni yafl bolur dep aytur ertim


Her ne hâs›l bolsa az dep aytur ertim
Türlük türlük dâ’vâ ifller k›lur ertim
Emdi bildim men aytgen dek bolmas ermifl

3- Dünyâ meni mülküm degen sultânlarga


Âlem mal›n sans›z y›¤›p alganlarga
Ayfl u iflret birle meflgul olganlarga
Ölüm kelse biri vefâ k›lmas ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 301

4- Ey kar›ndafl›m! ‹flte bu yola; yolgösterici, ö¤ütleyici, bili-


ci, e¤itici (olgun mürflid) olmadan girme. Allah’› añ›p söyleyip
O’nun ululu¤unu ve sonsuz gücünü düflünmekten ayr› olup
yürüme. Akl›n bafl›nda ise Allah’›n d›fl›ndaki varl›klar›n hiçbiri-
ne göñül verme. (E¤er ki bunu yapmazsan) Allah’›n kat›ndan
ko¤ulmufl ilenilmifl (fleytân-lâin) öz yoluna (seni kendi sap›k yo-
luna) salar imifl.
..................
8- Vah yazuklar ki, (benim bu yalanc› ve geçici dünyâdaki)
yaflay›fl sürem bilgisizlik, uyuflukluk, ald›rmazl›k ile geçti. (Ey
ulu Tañr›’m, benim) bu dünyâda iflledi¤im yazuklar›m› ac›man,
esirgemen, ba¤›fllaman ile geçiriver! (Yüce Yaratan’a) Kul (olan)
Hoca Ahmed sana özlem ile yand›. O, (Hoca Ahmed) Senin için
(bu yalanc› ve geçici) dünyâda kendi kendisine özünden yan›p
(bilinmeden) köz olur imifl.

Aç›klama
1- Sahibimiz efendimiz Yüce Yaratan gücü ile bize buyruk
k›ld›. Yerde ve gökte (bulunan bütün canl›lar zaman› gelince
hepsi ölecek ve yerde ve gökte) canl› yarat›k kalmaz imifl.
(Ölüm mele¤i olan) Azrâil’i bütün dünyâ üzerinde can al›c› (ola-
rak) k›ld› (görevlendirdi.) De¤erli, tatl› can› almad›kça koymaz
(b›rakmaz) imifl.
2- Benim yafl›m (bu yalanc› ve geçici dünyâdaki yaflad›¤›m
y›llar) az (küçük) olur (genç) deyip ay›t›r idim (söylerdim.) Her
ne yap›p kazansam, (kazand›¤›m çok da olsa yine de) az deyip
ay›t›r idim. Türlü türlü ifller görür (görüfller ileri sürer) k›lar (ça-
l›fl›r) idim. fiimdi bildim ki, benim ay›tt›¤›m (dedi¤im) gibi ol-
maz imifl.
3- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâ benim mülküm (hepsinin ›ss›
benim) diyen hükümdarlara, (Bu yalanc› ve geçici) dünyân›n (bil-
gisizlerin, düflüncesizlerin de¤er verdikleri) mal›n› say›s›z (çok)
y›¤›p alanlara, yeme, içme e¤lence ile u¤rafl›r olanlara, (kazand›k-
lar›n›n hepsinin hep kendilerinde kalaca¤›n› sananlara) ölüm gel-
se (hiç)biri yarar sa¤lamaz (onu ölümden kurtaramaz) imifl.
302 Hoca Ahmed Yesevî

4- Ma¤rur bolmañ ey dostlar›m iflret etip


Keçe küntüz yalgan ayt›p bîhud yat›p
Can alguvç› kelür ermifl bir kün yetip
Munda¤ yerde gafil yörse bolmas ermifl

5- Kul Hâce Ahmed öleriñni bile körgil


Âhiretni yarag›n› k›la körgil
Barurmen dep yol bafl›da yörükörgil
Melekü’l-mevt kelse fursat koymas ermifl

fiiir

1- Bu dünyâda yarat›lgan mahlûklarga


Emdi bildim tiriklig bolmaz ermifl
Bu ölümniñ flerbetidir acc›¤ flarâb
Cümle âlem içmey andan kalmaz ermifl

2- Yolga kadem koysañ dostlar az›k al›p


Ecel kelse az›k kelmez sakal yolup
Bu dünyân› mallarn› haz›r k›l›p
Rüflvet berseñ melekü’l-mevt almaz ermifl

3- Kervân eger köçer bolsa az›k alur


Sûd u ziyân bolgan›n› anda bilür
Az›ks›z›n yolga kirgen yolda kalur
Yükün yüklep yolga kirgen kalmaz ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 303

4- Ey sa¤d›çlar›m! Kibirlenmeyin, (kendinizi yükseklerde


görmeyin, çal›ml› olmay›n)! Yiyip içip e¤lenerek (kendinizi ol-
du¤unuzdan güçlü görmeyin.) Gece gündüz yalan ay›t›p (söy-
leyip bu geçici ve yalan dünyâda) bofluna yat›p (bu dünyâdaki
yaflay›fl›n›z› ifle yaramaz ifllerle geçirmeyin.) Bir gün can al›c›
(ölüm mele¤i) yetip gelir imifl. (Kifliler) böyle (bir) yerde (dün-
yâda) bilgisiz, düflüncesiz, vurdumduymaz (olarak) yörüse ol-
maz imifl.
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, (bir gün) öle-
ce¤ini bilegörmelisin. Öte dünyân›n yara¤›n› (az›¤›n›) k›lagör-
melisin (Kazan›p götürmek üzere ç›k›lamal›s›n. Ben oraya nas›l
olsa) varaca¤›m deyip yol(a ç›k›p yolun) bafl›nda yörüyegörme-
lisin. Ölüm mele¤i gelse (öte dünyâ için yara¤lanmana) f›rsat
(uygun ortam ve süre) koymaz (vermez) imifl.

Aç›klama
1- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâdaki yarat›lan (bütün canl›)
yarat›klara, flimdi bildim ki, (sonsuz) dirilik (canl› olarak kalma)
olmaz imifl. Bu ölümün flerbeti ac› (çektiren) flarâpt›r, (can ver-
menin ac›s›d›r). Bütün dünyâ(daki diri olanlar) ondan içmeden
(ölümün ac›s›n› tatmadan) kalmaz imifl.
2- Ey sa¤d›çlar! Az›¤›n›z›, (öte dünyâda gerekli olacaklar›
ç›k›lay›p yan›n›za) al›p yola ayak koysan (ad›m atsan), ölüm an›
gelse, (öte dünyâ için ç›k›lamad› isen) az›k gelmez. Sakal›n› yo-
lup (dursan da, dizlerini dö¤sen de yarar› olmaz). Bu (yalanc› ve
geçici) dünyân›n (de¤erli) mallar›n› toplay›p haz›r k›lsan da
ölüm mele¤ine (onlar›) rüflvet (can›n› almamas› için) versen
(ölüm mele¤i onlar›) almaz, (can›n› al›r) imifl.
3- Kervan (ark›fl) e¤erki göçer olsa, (yollarda ve gitti¤i yer-
lerde gerekli oldu¤u için) az›k al›r. Kazanç ve zarar oldu¤unu
orada, (daha yola ç›kmadan) bilir. Az›k almadan yola giren yol-
da kal›r. Yükünü yükleyip (gidece¤i yol ve yere göre az›¤›n›
alan öylece) yola giren (yolda) kalmaz (gidece¤i yere var›r) imifl.
304 Hoca Ahmed Yesevî

4- Yükün yüklep yolga kirgen merdân bolur


K›lavuzsuz yolga kirgen hayrân bolur
Yol baflç›s› yoln› körgen kervân bolur
Yoln› körmey kervân kadem koymaz ermifl

5- Ecel kelse az›k kelmes sakal yolsañ


Oñu solga can›ñ pâre pâre berseñ
Dünyâ üçün aziz ömriñ edâ k›lsañ
Melekü’l-mevt kelse fursat koymaz ermifl

6- Bu dünyâda padflâhmen dep köksin kergen


Hem ald›da kürsi koyup hayme urgan
Neçe y›llar hayl u haflem çerig salgan
Ecel kelse biri vefâ k›lmaz ermifl

7- Neçe miñler çerig y›¤gan hanlar kan›


Bu sözlerniñ her birisi mâ’nâ kân›
Vefas› yok bîvefadur dünyâ tan›
Gâfil âdem körüp ibret almaz ermifl

8- Bu dünyâda yü¤rik atka mingüvçiler


Harp künide mubarizlik k›lguvç›lar
Elmas pulâd k›l›ç kurn› çapkuvç›lar
Ecel kelse beg ü hann› koymaz ermifl

9- Bu dünyâda tabîbmen dep dâ’vâ k›lgan


Dâ’vâlar› bât›l erür sözi yalgan
Halây›klar illetige dârû k›lgan
Ecel kelse dârûs›n› bilmez ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 305

4- Yükünü yükleyip (gidece¤i yola ve yere göre de az›¤›n›


alarak) yola giren güçlü olur. K›lavuzsuz (yolgöstericisiz, ön-
dersiz) yola giren (yolunu flafl›r›p) flaflk›n olur. Yol baflç›s› (yolu
bilen ve göstereni) yolu gören (gitmek istedi¤i yere ulaflan) ker-
van (ark›fl) olur. Yolunu görmeyen (yol göstericisi olmayan) ar-
k›fl (yola) ayak koymaz (ad›m atmaz) imifl.
5- Ecel (ölüm an›) gelse (gidece¤in yerlerde sana gerekli ola-
cak az›¤›n› kazan›p götürmek için ç›k›lamad›ysan saç ve) sakal
yolsan da az›k gelmez. Sa¤a sola can›n› parça parça versen (dört
dolan›p ç›rp›nsan) da (bu yalanc› ve geçici) dünyâ için(de) de¤er-
li yaflama süreni tamam k›lsan, ölüm mele¤i gelse, f›rsat koymaz
(az›k almak için süre vermez, can›n› almakta gecikmez) imifl.
6- Ben bu dünyâda Pâdiflâh›m (dünyâya buyruk veren (be-
nim) deyip gö¤sünü geren (ö¤ünüp çal›m satan). Hem önünde
kürsü (taht, hükümdar koltu¤u) koyup üstüne çad›r vuran (kuran)
nice y›llar, sürüler ile güçlü atl›, kendisinin yan›nda koruyucusu,
buyru¤unu dinleyen askerleri salanlara da, ölüm an› geldi¤inde
hiçbirinin yarar› olmaz (ölümü erteletmez, geciktirmez) imifl.
7- Nice binlerce asker (toplay›p) y›¤an (Hükümdarlar›n Hü-
kümdâr›, Hanlar›n Han› olan) Ka¤anlar nerede? Bu sözlerin
herbirisi derin anlamlar›n oca¤› (kayna¤›d›r). (Bu yalanc› ve ge-
çici) dünyâ nankördür, yarars›zd›r, (gerekti¤inde) seni yere vu-
rur, bu dünyây› iyi) tan›. Bilgisiz, düflüncesiz kifli, görüp de (ge-
rekli olan) dersi almaz imifl.
8- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâda yö¤rük (çok koflan tatar) at-
lar›na biniciler. Savafl gününde (ordunun önüne ç›k›p) yi¤itçe er-
kekçe dö¤üfl k›l›c›d›r. Elmas (gibi sert çifte su verilmifl hava) çeli¤i
k›l›ç kurunu (kufla¤›n›) kuflan›p dö¤üflücüler, ölüm geldi¤inde Be¤
ve Han› (devlet yönetiminde ve orduda komutan olarak ileri gelen-
ler ile hakan›) koymaz imifl. (B›rakmaz, ölümünü geciktirmezmifl).
9- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâda ben otac›y›m (doktorum
ve ilâç yap›c›y›m) deyip sayrular› iyilefltirdi¤ini öne sürenlerin,
öne sürüp pefline düfltükleri bofltur yanl›flt›r. Sözleri de yalan-
d›r. (Baflka) kiflilerin sayrulu¤unu iyilefltirenlere ölüm gelse
onun emini (ilâc›n›) bulup (ölümü) önlemesini bilmez imifl.
(ölüme çare tapamaz imifl).
306 Hoca Ahmed Yesevî

10- Bende neçe yafl yaflasa ölmegi bar


Körer köze bir kün tofrak tolmag› bar
Bu dünyâda sefer k›lgan kelmegi bar
Âhiretge sefer k›lgan kelmez ermifl

11- Tiriglikde din nevbetin yahfl› urg›l


Âhiretniñ esbab›n› munda kurg›l
Kul Hâce Ahmed imân üzre tayib bolg›l
‹mân birle bargan kullar ölmez ermifl

fiiir

1- “Küllü men aleyhâ fan” âyetide*


Bir Hudâ’d›n özge mahlûk öler ermifl
‹srâfil sûr’›n al›p urgan›da
Gord›n yeñi tirgüzüben küyer ermifl

2- Ellikmiñ y›l gor bafl›da turgan›da


And›n keyin arasatga sürgenide
Yal›ñ bafl u yal›ñ ayag yörgenide
Âdem ogl› bîhofl yañl›g bolar ermifl

3- Evvel hisab eylegey taharetdin


‹kkinci hisab eyler namaz›ñd›n
Üçünçi hisab eyler helâl haram›ñd›n
Men men degen hayrân bolup kalar ermifl

* Rahman sûresi, 26. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 307

10- Allah’›n yaratt›¤› kullar (bilsinler ki) ne kadar yafl yafla-


sa da ölmesi var. Gören göze (göz çukurlu¤una) bir gün (sine
girdi¤inde) toprak dolmas› var. Bu (yalanc› ve geçici) dünyâda
yolculu¤a ç›kanlar›n (bir gün geri) gelmesi var. Öte dünyâya
yolculu¤a ç›kanlar (ise ne bu dünyâya ne de âhirete ç›kt›¤› yol-
culuktan geri) gelmez imifl.
11- Dirili¤inde (bu yalanc› ve geçici dünyâda yaflarken), din
s›ras›n› iyi vur (dinine s›k› sar›l, Allah’›n buyruklar›n›n hepsini
özenerek yap), öte dünyâda sana ne gerekli ise hepsini bu dün-
yâda iken kazan›p götür. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ah-
med imân üzere ol. Eksikliklerini, kötü yapt›klar›n› söyleyip ba-
¤›fllanmas› için Allah’a yalvar. (Öte dünyâya) imân ile varan
kullar ölmez (öte dünyâda daha iyi bir hayat yaflar) imifl.

Aç›klama
1- (Kur’ân-› Kerîm’deki) “Küllü men aleyha fan” (Yeryüzün-
de olan her canl› gelip geçicidir.)* Âyetinde (bildirildi¤i gibi) bir
(olan) sahibimiz efendimiz Allah’tan özge yarat›lm›fllar ölür imifl.
(Dört büyük melekten biri olan) ‹srâfil (k›yamet günü-ulu¤ gün-
de çalaca¤›) borusunu al›p vurdu¤unda (üfürüp öttürdü¤ünde)
sinden (diriltilip) yeni deri giydirilerek içten içe yanar imifl.
2- Ellibiñ(lerce) y›l sin bafl›nda durdu¤unda, (sininde yat›p
durdu¤unda) ondan sonra mahfler (ulu¤ gün) yerine sürdü¤ün-
de (hesap vermek üzere mahfler yerinde toplad›¤›nda, da¤›tma,
yayma yerinde) bafl› yal›n (örtüsüz, bafll›ks›z aç›k) ve aya¤› ya-
l›n, (ç›plak, giyeceksiz yürüdü¤ünde, kifli o¤lu delirmifl, ç›ld›r-
m›fl gibi olur imifl.
3- Önce temizlikten hesap (bu yalan ve geçici dünyâda ‹s-
lâm’a göre temiz olup olmad›¤›) sorulunca, ikinci olarak da na-
mazlar›n› k›l›p k›lmad›¤› sorulacakt›r. Üçüncü hesap sorusu ‹s-
lâm’›n yasaklad›klar›n› ve uygun gördüklerini yiyip içip yap›p
yapmad›¤›ndan sorulacakt›r. Ben-ben diyen (ben herkesten üs-
tünüm) diyenler flaflk›n olup (flafl›r›p) kal›r imifl.

* Rahman sûresi, 26. âyet: Yeryüzünde olan her canl› fânidir.


308 Hoca Ahmed Yesevî

4- Hisab eyleb yörütgeyler mahfler sar›


Halây›klar kadem urgay nâçar bar›
Mu’ayene anda körgey duzah nâr›
El-amân dep okrafluben turar ermifl

5- Cümle ümmet yüzyigimemiñ saf bolgaylar


Etraf›d›n feriflteler saf tüzgeyler
Eyne’l-mefer nidâs›n› yetkürgeyler
Kaç›p kurtulup bolmaz deben aytar ermifl

6- Ol vaktde nidâ kelgey vemtâzül yevm*


Oflal künde destgir bolgay namaz u savm
Akl u huflݖ ketip anda kalmagay fehm
Til lâl bolp sözleyalmay kalar ermifl

.................

16- Kul Hâce Ahmed k›yametdin aytd› mun›


Hikmet k›l›p halay›kka yayd› mun›
Ulu¤ ulu¤ kitaplard›n aytd› mun›
Okugand›n duâ tama k›lar ermifl

fiiir

1- Lâ ilâhe illallâh degen kuln› a¤z›d›n


Bir yeflil kufl boluban uçar ermifl
Kanatlar› tokugl›k dürr yakutd›n
Pervaz k›l›p Arfl’d›n Arfl’ga uçar ermifl

* Yâsin sûresi, 59. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 309

4- Sorgular›n› yap›p (bu yalan ve geçici dünyâda yapt›klar›-


n›n) hesab›n› görüp mahfler yerine do¤ru yürütürler. Herkes
ayak vurur (ad›m atarlar yürüyüfle geçerler) hepsi de çaresizdir.
Tamunun ateflini orada belirli (olarak), aç›kça görürler. El aman
(imdat, kurtar›n, yetiflin) deyip okraflarak (ça¤r›flarak) durur imifl.
5- Bütün ümmet (peygamberlerin Hakk’a ça¤›rd›¤› insan-
lar) yüzyi¤irmibiñ s›ra olurlar. Çevrelerinde de melekler s›ra
düzerler (s›ra olufltururlar) Eyne’l-Mefer (Nereye kaç›labilir, gi-
dilecek, kaç›lacak yer var m›?) sesini yetifltirirler. Kaç›p da kur-
tulup olmaz (kaç›p kurtulmak yok) diyerek ay›t›r imifl.
6- O anda “Vemtâzül yevm” (ayr›l›n bugün...)* diye ses ge-
lir. fiu o günde elinden tutan sana s›¤›nak olan (bu yalan ve ge-
çici dünyâda k›ld›¤›n ve tuttu¤un) namaz ve orucun olur. Ak›l,
düflünce ve davran›fl özelli¤in (fluurun) gider orada anlay›fl, zih-
nen kavray›fl kalmayacakt›r. Dil lâl (dilsiz söyleyemeyen, konu-
flamayan) olup söyleyemeden kal›r imifl.
..................
16- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (bu yalanc› ve
geçici) dünyân›n sonu, y›k›l›p yok olmas›ndan (olaca¤›ndan)
bunu ay›tt›. Gizli gerçekleri fliir k›l›p bunu bütün insanlara yay-
d›. Bunu ulu ulu (kocaman, kocaman) kitaplardan (okuyup on-
lardan ö¤renerek) ay›tt›. (Gizli gerçekleri, yüksek ve derin bilgi-
leri fliirlefltirip b›rakt›klar›n›) okuyanlardan duâ (kendisi için Al-
lah’a yalvarma) ister imifl.

Aç›klama
1- “Lâ ‹lâhe ‹llallah” (Allah’tan baflka Tañr› yoktur) diyen
kulun a¤z›ndan (bu söz) bir yeflil kufl (cennet, kurtulufl-erifl be-
rat›) olup da uçar (gider) imifl. Kanatlar› (uçmas›n› sa¤layan da-
yana¤›) inci ve çeflitli renkten olan altundan de¤erli bezek tafl›n-
dan (ilim, edep, ahlâk) dokunmufl. Kanat ç›rp›p Arfldan Arfla
(Allah’›n sonsuz gücünün ve saltanat›n›n belirdi¤i evreni kapla-
yan (madde, ak›l, hayal ve kuramlarla düflünce s›n›rlar›n›n taa
ötesine) 9. kat göklere uçar imifl.

* Yâsin sûresi, 59. âyet: Ayr›l›n bugün ey mücrimler.


310 Hoca Ahmed Yesevî

2- Ol kuflka kudret birle miñ til bergey


Barça tilde oflal kuln› Hakk’d›n kolgay
Rabbanige çengelini urup yolgay
Tün ü küni yarl›ka dep aytar ermifl

3- Eyâ dostlar oflal kufln› ayân›n›


Men aytay›m siz tiñleñiz beyân›n›
Köp nâdânlar bilmez ol kufl payân›n›
Koluñ tutup behiflt içre kirer ermifl

4- Ol kufl aytur hergiz t›nmay men bir zaman


Ta bermese Kâdir meñe darü’l-eman
Heç kalmagay bu köñlide zerre güman
And›n soñra karar tap›p konar ermifl

5- Roze tutup namaz okup tevbe k›lgan


Seher turup Allah teyü kull›k k›lgan
Meflay›hlar hidmetini tamam k›lgan
Anda¤ kullar Hakk’ dîdâr›n körer ermifl

6- Bu Yesevî Miskin Ahmed hayran kal›p


Lâ ‹lâhe illallâhn› tilge al›p
Hakk’ zikrini can u dîlge vâs›l k›l›p
Uçkan kufln› lâ’mekânda körer ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 311

2- O (Allah’tan baflka Tañr› yoktur diyen kulun a¤z›ndan


uçan yeflil) kufla, (cennet, kurtulufl-erifl berat›na), Allah (Yarat›-
c›) gücü ile biñ dil verir. Barça (bütün) dillerde (verdi¤i biñ dil-
de) flu, o kulunu(n kurtuluflunu) Hakk’tan ister. Rab ile ilgili
kancas›n› vurup (kendi tüylerini) yolar. Gece gündüz (bu kulu-
nu, Lâ ‹lâhe ‹llallâh diye seni an›p unutmayan bendeni) yarl›ga
deyip ay›t›r imifl.
3- Ey sa¤d›çlar! fiu, o (yeflil) kuflun bilinen gerçe¤ini Ben
ay›tay›m da (söyleyeyim de) aç›klamas›n› siz dinleyiniz. O, (Al-
lah’tan baflka Tañr› yoktur diyen kulun a¤z›ndan uçan yeflil) ku-
flun dile¤ini köp (çok) bilgisiz, düflüncesizler bilmezler. (O yeflil
kufl cennet kurtulufl-erifl berat›, günahkâr da olsa, Allah’tan bafl-
ka Tañr› yoktur diyen kulun) elini tutup uçmak içine girer imifl.
4- O, (Allah’tan baflka Tañr› yoktur diyen kulun a¤z›ndan
uçan yeflil) kufl ay›t›r ki, ben bir zaman hiç durmadan, tâ gücü
yeten Allah bana güvenlikli yurt (cennet, cemâlu’llah) vermese,
bu göñülde günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen en küçük toz tanesi
kadar kuflku kalmayacak. (Hiçbir flart ve durum alt›nda ve kar-
fl›s›nda göñül içinde kuflkuya yer yoktur.) Ondan sonra karar
bulup (benimseyip) konar imifl.
5- Oruç tutup namaz k›l›p, (bu yalanc› ve geçici dünyâda ifl-
ledi¤i yazuklar›ndan) dönüfl yap›p diz dö¤erek bir daha yazuk
ifllememeye söz veren, tanyeri a¤aranda (kalk›p yaratan›n›n
önünde k›yamda) durup Allah diyerek kulluk k›lan, (ibadet
edip olanca varl›¤› ile Yaratan’›na ba¤lanan), yol gösterici, ö¤üt-
leyici, e¤itici bilginlerin buyru¤una girip ifllerini eksiksiz yapan.
‹flte, öyle (olan) kullar Allah’›n yüzünü görür imifl.
6- Bu Yesi’li yoksul Ahmed (de¤erlendirip) flafl›rm›fl kal›p
“Lâ ‹lâhe ‹llallah” (Allah’tan baflka Tañr› yoktur)u (sözünü) di-
le al›p, Allah’›n ad›n› añ›p söyleyerek, ululu¤unu ve sonsuz gü-
cünü unutmadan düflünüp can›n›n, göñlünün içine ulaflt›r›p
yerlefltirerek, (Allah’tan baflka Tañr› yoktur dedi¤inde a¤z›ndan
ç›karak) uçan (yeflil) kuflunu yersizlik (yer, cisim, flekil, madde-
sizlikte) görür imifl.
312 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Allah yâd› nûr›n kimge atâ k›lsa


Nefs ü heva men menlikdin alur ermifl
Bende eger zâkir bolup Allah dese
Tutm›fl köñül zengâr›n› açar ermifl

2- Fezküruni ezkürküm* ifltip nidâ


Zikrin ayt›p emrin tutup müflahedâ
Kirip gorga tart›p türlük mücahedâ
Âfl›k canlar s›rr flarâb›n içer ermifl

3- Âfl›klarga bolup Hakk’n›ñ inâyeti


Bât›n içre aç›lur keflf ü kerâmeti
Dîllerige saç›p her dem Hakk’ rahmeti
Fenâ bolup mâ’sivad›n keçer ermifl

4- Keflfü’l-esrâr bolup bât›n közi aç›p


Hakk âfl›k› bu dünyân› tafllap kaç›p
Nefs ü heva közin oyup res’en kesip
Zâil bolup fleytân and›n kaçar ermifl

* Bakara sûresi, 152. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 313

Aç›klama
1- Allah ad›n› añman›n ve söylemenin nûrunu (ad›n› añ›p
söylemenin manevî ›fl›¤›n›) kime (kimin kalbine) verip ba¤›flla-
sa, kendi içindeki, kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâ-
ya yönelten benli¤ini ve bofl, yarars›z dilek ve isteklerini, kendi-
sini oldu¤undan üstün görmek, baflkalar›n› küçümsemekten ka-
l›r (ayr›l›r) imifl. Allah’a olanca varl›¤› ile ba¤lanm›fl olan kul,
Allah’›n ad›n› añ›p söyleyen, O’nu unutmayan olup, (içten gele-
rek) Allah dese, (bak›r pas› beñzeri) göñlünün tuttu¤u pastan
açar (göñlünü temizler, a¤ulu pas›n› giderir) imifl.
2- “Fezküruni ezkürkum” (O hâlde siz beni zikredin)* sözü-
nü (Âyetinin sözünü) iflitip, Allah’›n ad›n› añ›p söyleyerek buy-
ruklar›n› tutup (kalp gözüyle ma’nevî âlemini) seyredin. Türlü
mücahede (nefsinle fleytânla u¤raflarak bunlar›n verdi¤i eziyet
ve s›k›nt›lar›n›) çekip sine öyle gir. Allah’› ç›lg›nca sevenler(in
canlar›) gizli gerçeklerin anlam›na eriflir tad›na ulafl›r imifl (s›r
flarâb›n› içer imifl).
3- Hakk›n yard›m›, ba¤›fl›, Allah’› ç›lg›nca sevenlere olur.
Görünmeyen, madde ötesi ma’nevî dünyâ içinde kalp gözü aç›-
l›r, bilinmeyen gizli bilgilere ulafl›p anlamlar›na sahip olur ve
Allah’›n seçkin ermifl kullar›na ba¤›fllad›¤› ak›l ve mant›k s›n›r-
lar›n›n ötesinde ifl ve fiillere ulafl›r. Allah onlar›n göñüllerine her
an ba¤›fl ve feyiz saçar. (Bu geçici ve yalanc› dünyâda) yok (gi-
bi) olup, Allah’tan baflka her fleyden geçer (onlar› b›rak›r) imifl.
4- Bilinmeyen gerçeklere, ma’nevî bilgilere eriflir, ma’nevî
gözünü (madde ötesini gören kalp gözünü) aç›p, Allah’›, ç›lg›n-
ca seven, bu (yalanc› ve geçici) dünyây› d›fllay›p (onu bir yana
b›rak›p) kaç›p, kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten içindeki benli¤ini ve bofl, yarars›z isteklerin gözünü
oyup (onlar› körletip) boyunlar›n› kesip (etkisizlefltirip) onlar›
tüketir. Allah’tan ve ac›mas›ndan uzaklaflt›r›lm›fl, ilenilmifl (kifli-
leri Allah’›n buyruklar›na karfl› gelmeye yönelten) fleytân ondan
(o kifliden eziyet görür ve) kaçar imifl.

* Bakara sûresi, 152. âyet: O halde siz beni zikredin ki, ben de sizi anay›m.
Bana flükredin, nankörlük etmeyin.
314 Hoca Ahmed Yesevî

5- Bildi emdi Kul Hâce Ahmed ›flkd›n añlab


Cand›n keçip uflbu yolga köñül ba¤lab
Dar›g ömrim zâyi ötti yatu y›¤lab
Nedametniñ hevas›d›n uçar ermifl

fiiir

1- Ârif âfl›k flevki birle k›yamet kün


Hudâ’y›ga bahs u cevab k›lar ermifl
Bu âlemde tartkan cevr ü cefalarn›
Köksin yarub Hakk’ kafl›ga salar ermifl

2- Bu âlemde k›ld›ñ meni halkga resvâ


Dîdâr›mn› körsetey dep k›ld›ñ fleydâ
Âlem halk› düflman k›l›p sald›ñ gavga
Hudâ’y›ga bar›p erza bolar ermifl

3- Dîdâr›mn› arzu k›lsañ keçe yatma


Bu dünyân›ñ to’mas›d›n zerre tatma
Hâld›n sorsa nâdãnlarga s›rrn› satma
Munda¤ erler feyz ü fütuh alar ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 315

5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah’› ç›lg›n-


ca sevmenin ne oldu¤unu flimdi anlay›p bildi. Candan geçip
(can›n› bir yana koyup) iflte bu yola göñül ba¤la(y›p gir)di. Da-
ralan (azalan) ömrüm (bu dünyâdaki yaflay›fl›m) yazuklar ki,
ifle yaramadan bofluna geçti(¤ine yan›p eyvah) diye a¤lay›p,
(yapt›klar›) kötü ifllerden dönüfl yap›p diz dö¤erek bofl ve ya-
rars›z dilek ve isteklerinden uçar (onlar› b›rak›p uçarcas›na gi-
der) imifl.

Aç›klama
1- Bilen, sezgili, ilâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine
sahip olan, Allah’› ç›lg›nca seven, k›yâmet günü (ulu¤ günde)
olanca iste¤i ile sahibimiz efendimiz Yaratan’›m›zla söyleflir ve
(sorulan sorulara kolayca) cevab k›lar (verir imifl). Bu (yalanc›
ve geçici) dünyâda çekti¤i eziyet üzüntü ve s›k›nt›lar›n›, gö¤-
sünü yar›p (ortaya ç›kar›p), Hakk’›n karfl›s›na salar (koyar)
imifl.
2- Beni bu (yalanc› ve geçici) dünyâda halka afla¤›lanm›fl,
hor görülmüfl, küçümsenmifl k›ld›n. (Sana) yüzümü göstereyim
deyip (beni kendine) ç›lg›nca seven tutkun k›ld›n. (Bu yalanc› ve
geçici dünyâda) yaflayanlar› (bana) ya¤› k›l›p (aram›za) kavga
(dö¤üfl) sald›n. Sahibimiz efendimiz Rabbimize var›p arzeder
(kat›na sunar) olur imifl.
3- Yüzümü görmeyi diliyor olursan gece yatma. Bu (yalan-
c› ve geçici) dünyân›n yiyece¤inden (‹slâm’›n yasaklad›¤› yiye-
cek, içeceklerinden gün ›fl›¤›nda zor görülebilen toz tanesi kadar
olsun) tatma. (Sana ac›yormufl gibi görünerek de olsa) durumu-
nu sorsa bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z olanlara gizli bilgilerini
satma (söyleme). Böyle olan erler üstünlük, verimlilik, bolluk,
bilgi, kavray›fl olgunlu¤u, kalbî ilerleme ve göñül aç›kl›¤› ve
tohtam›fll›¤›, kavray›fl aç›l›m› al›r imifl.
316 Hoca Ahmed Yesevî

4- Dîdâr›mn› talep k›lsañ Arfl’ga bakg›l


Arfl üstide ah›ñ birle odlar yakg›l
Ümmet bolsañ Muhammed’e kapug kakg›l
Sübhan igem ç›n âfl›kn› s›nar ermifl

..................

11- Âfl›klarn› heybetidin melek kaçgay


Korkup bar›p duzah içre odlar saçgay
Vehm birle zehir zakkum toya içgey
Kudretige hayran bolup kalar ermifl

12- Meleklerdin âfl›k› köp ey bîhaber


Bir âh ursa âlem bolur zer ü zeber
Zâhid, âbid saliklerin ›flk› better
Iflks›z âdem vallâh yolda kalar ermifl

13- Kul Hâce Ahmed dîdâr izlep gedâ bolg›l


Keçgil ehl-i ayâliñdin cüdâ bolg›l
Allah hakk› bular düflmen siva bolg›l
Cüdâ bolgan dîdâr›n› körer ermifl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 317

4- (Benim) yüzümü görmeyi diliyorsan Arfl’a (Allah’›n güç


ve saltanat›n›n belirdi¤i evreni kaplayan dokuzuncu kat gö¤e)
bakmal›s›n. Arfl’›n üstünde (içinden gelerek bu yalanc› ve geçi-
ci dünyâda çekti¤in) ah›n ile odlar yakmal›s›n. (Son peygamber
olarak kendisine kitap verilerek gönderilmifl Hz.) Muham-
med’in getirdiklerine inan›p yolunda giden olsan (O’nun) kap›-
s›n› kakmal›s›n (çalmal›s›n). Kiflili¤inde, özelliklerinde ve yap-
t›klar›nda her türlü eksiklikten uzak olan sahibim Allah, kendi-
sini gerçekten ç›lg›nca sevenleri s›nar imifl.
..................
11- Allah’› ç›lg›nca sevenlerin korkulu görünüflünden me-
lek(ler bile) kaçar. Korkup (kaçarak) var›p tamu içinde odlar
(atefller) saçar. Belirsiz, anlams›z korku ile tamudaki çiçekleri ve
yapraklar› görkemli, yasemine beñzer a¤ac›n a¤usunu doyas›ya
içer. Gücüne (bu dünyâda Allah’› ç›lg›nca sevenlerin gücü kar-
fl›s›nda) flaflk›n olup kal›r imifl.
12- Ey habersiz (bilgisiz kifli Allah’›n) meleklerinden, ç›lg›n-
ca seveni (seven amrak kullar› daha) köptür (çoktur. ‹çinden ge-
lerek) bir ah vursa (çekse), bütün dünyâ altun ve zümrüt cinsin-
den sar›mt›rak yeflil renkli cam gibi parlak bezek (tafl›) olur. (Al-
lah’a) çok ibadet eden, boynuna borç ibadetleri yapt›ktan sonra
ölmeyecek kadar ve helâl yiyip içerek bu yalanc› ve geçici dün-
yân›n de¤erlerini geri kakan, Hakk’ yolunu tutmufllar›n Allah
sevgisi daha çok üstün. Allah’› sevmeyen kifli Allah ad›na (diyo-
rum ki) yolda kal›r imifl.
13- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, Allah’›n yü-
zünü (görmenin yolunu) aray›p kimsesiz, yoksul olmal›s›n.
Eflinden, çocuklar›ndan geçmeli (Allah’› onlardan çok sevmeli
ve onlardan) ayr› olmal›s›n. Bunlar Allah hakk›d›r (Allah’›n ver-
di¤i ülüfldür). Düflman, (Allah’› unutturan her fleyden), gece ka-
ranl›¤› gibi, uzak olmal›s›n. (Allah’› unutturan fleylerden) Ayr›
olan Allah’›n yüzünü görür imifl.
318 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Her kifli körse cemâliñ dünyâ iflin berbâd eter


Keçe küntüz t›nabilmes Hudâ’y›n› yâd eter

2- Kim an›ñ kuy›da bolsa Hakk’ an›ñ köñlidedür


Her sar› barsa oflal yâr› birle pervâz eter

3- Keflki men dâim seniñ yad›ñ birle bolgay edim


Bak›fl›ñ yüzmiñ meniñdek bendeni azâd eter

4- Ma’rifet meydan› içre bu köñülni flâd etip


Dünyâs›n terk eylegenler Hakk’ birle sevdâ eter

5- Ârif oldur bolsa âfl›k halkada cevlân etip


‹sti’anetni tilep ol pîrni kalkân eter

6- Hofl acaib ü garaib bu Hudâ’n›n iflleri


Birisin göya k›l›ban birisin guñkâr eter

7- Körgil uflbu dünyâ üçün köp cefalar eyleseñ


Âhiri heç uflbu dünyâ yer birle yeksân eter

8- Keçe küntüz arzu k›lsañ an›ñ dîdâr›n›


Saf k›lg›l bu köñülni bir küni darbâr eter
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 319

Aç›klama
1- Her kifli Allah’›n yüzünü görse (bu yalanc› ve geçici)
dünyâdaki ifl(leri)ni kötü (y›k›lm›fl, da¤›n›k) eder. Gece ve gün-
düz durabilmez, sahibimiz efendimiz Yaratan’›n› añar (O’nu hiç
unutmaz) ve söyler.
2- Kim O’nun köflesinde (yan›nda, yolunda gider) olsa, Al-
lah, o kiflinin göñlündedir. Her yana varsa (nereye giderse git-
sin) flu, o kendisine olanca varl›¤› ile ba¤lanan› ile birlikte kanat
açarak uçar.
3- Keflke (ah! ne olurdu ki) ben sürekli senin (ad›ñ›) añ›p
söyleyen olsa idim. (Senin) bak›fl›n benim gibi yüzbiñ olanca
varl›¤› ile sana ba¤lanm›fl kulunu kurtar›r.
4- Yüce Yaratan’›n ba¤›fl› ile kiflinin içine do¤an derin bilgi,
sezgi, aç›l›m ortam› içinde bu göñlünü mutlu sevinçli edip, (bu
yalanc› ve geçici) dünyâs›n› b›rak›p gidenler Hakk’ ile birlikte
(Hakk’tan) dilekte bulunur.
5- Bilgili, ‹lâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine vak›f,
ileriyi gören, sezgili kifli odur ki, Allah’› ç›lg›nca seven ve Allah’›
añ›p söyleyenlerin halkas›nda bulunup, yalvar›p, yard›m›n› di-
leyip o bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici, yol göstericiyi (kendisine) kal-
kan (siper, koruyucu) eder.
6- Ne güzel, göñül aç›c›, flafl›rt›c›, ilginç ve ak›l almaz, bu sa-
hibimiz efendimiz Rabbimizin iflleri. Birisini söyleyen, konuflan
ederek birisini de dilsiz, (ahraz, tat, konuflamayan) eder.
7- Gör ki, iflte bu (yalanc› ve geçici) dünyâ için köp (pek çok)
eziyetler, s›k›nt›lar eylesen sonu hiçtir (bofltur, yokluktur). ‹flte
bu (yalanc› ve geçici) dünyây› yer ile bir, (y›k›lm›fl, da¤›lm›fl)
eder.
8- Gece gündüz O’nun (Yüce Yaratan’›n) yüzünü görmeyi
dilesen, sen bu göñlünü temizle(yip) dupduru k›lmal›s›n. Bir
gün (temizledi¤in ve Yaratan’›na açt›¤›n göñlünle seni) kap›s›na
ulafl›r eder.
320 Hoca Ahmed Yesevî

9- Ey Kul Ahmed sen yörüb gamgin köñülni avlag›l


Ehl-i dîl bolgan kifli gamgin köñülni flâd eter

fiiir

1- Melâmetge hamr içgen dîdâr›ga batt› yâ


Pîr kol›d›n mey içgen envâr›ga batt› yâ

2- Akman birle karaman köp körüp edi devran


Himmet k›l›p ataga it sûretlik bold› yâ

3- ‹brahim’ge flekk k›lgan od yak›p gül aç›lgan


‹nanmasañ kelip bak körüp bilip aytd› yâ

4- fieytân yol›ga kirgen Ahmed’e tafllar atgan


Tahtessera tekide demdâr bolup yatt› yâ

5- Evliyaga yetgenler dünyâs›d›n ötgenler


‹hlâsl›k kul halk içre murâd›ga yetti yâ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 321

9- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! Sen yürü-


yüp gaml›, üzüntülü, s›k›nt›l› göñlünü avlamaya (tutup yakala-
maya) bakmal›s›n. Göñül sahibi (göñlünü bilen) kifli (kendisini
bu yalanc› ve geçici dünyâda yaflarken) gaml›, üzüntülü, s›k›n-
t›l›, göñlü(nü ise) mutlu, sevinçli eder.

Aç›klama
1- K›nanm›fll›k, afla¤›lanm›fll›ktan ‹lâhî flarap içen (alçak-
göñüllü olup bilmeyenlerce küçümsenmifllik durumunda
olup, göñlünde Allah sevgisinin tad›na varanlardan olan) Al-
lah’›n yüzünü görmeye batt› ya! (Dald› kavufltu). Bilgin, yol-
gösterici, ö¤üt verici, e¤itici elinden mey içen (mürflitten ders,
feyiz, bereket, ma’neviyat alan, onun) nûrlar›na batt› ya! (Dal-
d›, kavufltu.)
2- Yüzü ak olan (ibadet, itaat› yerinde yazuksuz olan) ile
birlikte yüzü kara olan, (ibadet ve itaat› yok veya eksik, yazuk-
lu olan) köp (pek çok) devran (iyi, kötü günler) görmüfltü, (ko-
ruyup, kay›r›p) yard›m edip ataya it görünüflünde oldu ya!
3- (Hz.) ‹brahim (peygamberden) kuflku duyan (Nemrut,
Nimrod, Nimrûd, Nimrûz, Numrud da denilen M.Ö. 2640 y›l›n-
da Hz. ‹brahim’i atefle atan Babil Kral›) od yak›p (Hz. ‹brahim’i
att›¤› ateflin içinde) gül aç›lan, inanmazsan (Urfa’ya) gelip bak,
görüp bilip ay›tt› (dedi) ya!
4- Allah’›n kat›ndan ve ba¤›fl›ndan ko¤ulmufl, kiflileri gözet-
leyen uygun ortam buldu¤unda sinsice yanafl›p Allah’›n buy-
ruklar›na karfl› (kand›r›c› söz ve davran›fllarla) k›flk›rtan (fley-
tân)›n yoluna giren, (fleytân’›n sözüne uyan) Ahmed’e (Peygam-
berimize) tafllar atan, (Ona ya¤› olan) topra¤›n alt›na tek bafl›na
girip gözyafl› dökerek yatt› ya!
5- (Allah’›n) ermifl kullar›na yetenler (kavuflanlar), dün-
yâs›ndan (bu yalanc› ve geçici dünyâda ele geçirdiklerinden)
geçenler, (onlar›, bu dünyâ ve onun de¤erlerini bir yana ko-
yanlar), içtenlikli (gösteriflsiz olan) kul, halk içinde dile¤ine
yetti ya!
322 Hoca Ahmed Yesevî

6- Kul Hâce Ahmed öziñ bil günah›ñn› hâz›r k›l


Gaflet birle yatmag›l fieytân mendin kaçt› yâ

fiiir

1- Hâcet ermes ›flk derdige deva sormak


Veyran etip ketken ermifl devâs› yok
Can›ñ k›ynap yafl›ñ ak›p hufl›ñ ketip
Iflk derdidin dostlar katt›¤ belâs› yok

2- Herkim küyer canga alar ›flkn› od›n


Can› küyse azâs›d›n ç›kar tütün
Ba¤r› an› sâdpâredür yoktur bütün
Halkga zâhir körünüp turgan yaras› yok

3- Cand›n keçmey tapmas her kim canâneni


Körüp himmet k›lmak kerek pervâneni
Körüp bilip odka urd› öz cân›n›
Sûd u ziyan birle hergiz pervâs› yok

4- Ança yördüñ ança turduñ ey bîhaber


Nefs ü fleytân iflleridin k›lg›n hazer
Bizdin burun tilim kervân k›lgan sefer
Ayta ketken bu dünyân›ñ vefâs› yok
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 323

6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed özünü (kendi iç


dünyân›) bil. Yazuklar›n› haz›r (bekler durumda) k›l (tut). Kufl-
kusuzluk, ald›r›fls›zl›k, göñül tohtam›fll›¤› ile) yatmamal›s›n.
(Böyle olmakla Allah ve ba¤›fl›ndan ko¤ulmufl ilenilmifl) fleytân
benden kaçt› ya!

Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevmenin ve tutkun olman›n ac›s›na, (sü-
rekli olan eziyetine) em (ilâç-çâre) sormak gerekli de¤ildir. (Bu
geçici ve yalan dünyâs›n›) k›r›p, y›k›p giden imifl. (Onun) emi,
(ilâc›, çaresi) yok. Can›n k›y›l›p (ac›y›p, eziyet çekip gözlerin-
den) yafl›n ak›p, usun (akl›n, belle¤in, davran›fl yetene¤in) gidip.
Allah’› ç›lg›nca sevmenin ac›s›ndan, (ey) sa¤d›çlar, daha büyük
ve sert, ac› ve üzüntü vericisi yok.
2- Her kim içten içe yanar Allah’› ç›lg›nca sevip tutkun ol-
man›n odunu (ateflini) cana al›r (o ateflle can›n› yakar da) can›
yansa, gövdesinin organlar›ndan tütün (duman) ç›kar. Onun
ba¤r› kesilip yar›lm›fl, parça parçad›r. Bütünü (parçalamam›fl›,
yaralanmam›fl›) yoktur. (Ma’nevî gözü aç›lmam›fllar) halka
madde olarak gövdesi yaras› yok gibi (parçalanmam›fl, kesilme-
mifl, yanmam›fl, yar›lmam›fl) görünür durur.
3- Hiç kimse (kendi) can(›n)dan geçmeden (can›n› bir yana
koymadan) sevdi¤ini tapmaz (bulmaz). Pervâneyi (›fl›¤›n çevre-
sinde uçarak dolanan, ›fl›¤›n atefli içine girip yanarak ölen kelebe-
¤i) görüp (ondan ders alarak) çal›fl›p çabalamak gerek. (O kelebek
odu) görüp (yakaca¤›n›) bilerek öz can›n› oda vurdu. (Atefle girdi.
Art›k onun), Kazanç ve yitik ile hiç çekincesi (ald›r›fl›, ilgisi) yok.
4- (Bu yalanc› ve geçici dünyâda) ne kadar yürüdün, ne ka-
dar durdun ey habersiz (bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›z? ‹çinde
seni sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten) benli¤in ve
(Allah’tan ve ac›mas›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl fleytân›n) ifllerin-
den kuflkulan›p çekinmelisin. Bizden önce dilimin ark›fl› (dilim-
den ç›kan sözlerin kervan›) yürüyüp gitti. Ay›tarak (söyleyerek)
giden (bu yalanc› ve geçici) dünyân›n yarar›, (sana ba¤lan›p yar-
d›m edifli, seni kollay›fl›) yok.
324 Hoca Ahmed Yesevî

5- Ayt›p ötken erenlerdin yoln› sorg›l


Seherlerde erte kopup çardarp urg›l
Hû sohbetin kurgan yere özüñ urg›l
Yolga kirgen erenlerni hevâs› yok

6- Kul Hâce Ahmed aytd› dostlar iflitiñ mun›


Kafta¤› dek tafllar tegse ç›kmas üni
Kimge ayt›p kimge y›¤lay ›flk derdini
Valah billâh ›flk derdini devâs› yok

fiiir

1- Ey köñül k›ld›ñ günah hergiz püfleyman bolmad›ñ


Sôfîmen dep lâf urup tâlib-i canân bolmad›ñ
Hayf ömrüñ ötti bir lâhza giryân bolmad›ñ
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

2- Sôfîlig flunda¤ m›dur dâim ifliñ gaflet birle


Dâne-i tesbih koluñda tilleriñ g›ybet birle
Selle-i çilpenç urarsen nefsi bed izzet birle
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 325

5- Ay›t›p, (söyleyip ö¤üt vererek) geçen ermifllerden (gidece-


¤in kendi) yolunu sormal›s›n. Tan a¤aranda erkenden kalk›p dört
yan›na vurmal›s›n (dört dö¤ünmelisin.) Hû (O’, bir Allah sözleri-
nin ay›t›l›p çok çok söylendi¤i) ortam›n›n kuruldu¤u yere özünü
vurmal›s›n, (onlar›n içine kat›lmal›s›n.) Gerçek Hakk’ yol(un)a gi-
ren ermifllerin yapt›klar›nda, yazuk olan ifllerin iste¤i (dile¤i) yok.
6- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed ay›tt›. Sa¤d›ç-
lar! Siz bunu iflitin. Kaf Da¤› kadar tafllar de¤se (bafl›na vurulsa)
sesi ç›kmaz. Allah’› ç›lg›nca sevmenin sürekli olan ac›s›n› kime
a¤lay›p, kime söyleyecek (ay›tacak). Allah ad›na, Allah için (di-
yorum). Allah’› ç›lg›nca sevmenin verdi¤i sürekli ac›s›n›n emi
(ilâc› çaresi) yok.
Aç›klama
1- Ey göñül (bu yalanc› ve geçici dünyâda) günah iflledin.
Hiçbir zaman günah›n› iflledi¤in için diz dö¤en (dönüfl yapan)
olmad›n. Ben sôfîyim (boynuna borç olan) ibadet ve di¤er iflleri
tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az
yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri ka-
kan›m) diye söz vurup, (baflkalar›na söyleyip), sevgiliyi (Al-
lah’›) dileyen olmad›n. Yazuklar ki, bu dünyâda yaflay›fl süren
geçti. Bir an (bile) a¤layan olmad›n. (D›fl görünüflünde sofî) boy-
nuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun
gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve
geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak gö-
ründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
2- Sofîlik flöylece midir? (Senin bu geçici ve yalanc› dünyâda-
ki) sürekli iflin bilgisizlik, ald›r›fls›z›k, düflüncesizlik, vurdum-
duymazl›k ile (oldu). Tesbihin taneleri elinde (sürekli tesbih çeki-
yorsun amma), dillerin baflkalar›n›n olmad›¤›nda, onlar›n arka-
s›ndan kötülüklerini konuflmak ile (u¤rafl›yor). Kötü benli¤inin
(nefsinin) de¤erli buldu¤u çaba ile (göñlünün sevmedi¤i baflkala-
r›na elinin ayas›yla k›rk sille (tokat) vurursun. (D›fl görünüflünde
sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n
uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (ya-
lanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) ola-
rak göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
326 Hoca Ahmed Yesevî

3- Sôfî bolsañ saf bolg›l cürm ü isyan bolmasun


Tâ’at u takvâ k›l›p köñlüñ periflan bolmasun
Can u dîlde y›¤lag›l mahflerde yalgan bolmasun
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

4- Sôfîlik flart›durur tünler kopup kan y›¤lamak


Her cefaga sabr etüben belni mehkem ba¤lamak
Tâlib-i Allah bolup her yahfl› sözni sözlemek
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

5- Sôfî yâ tâ’at k›lursan barças› ucb u riyâ


Can u dîl dünyâga ma¤rur tilleriñde âh u vâ
Can berürde bolduñ nûr-› imând›n cüdâ
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 327

3- Sofî olsan temizlenmifl durulmufl olmal›s›n ki, ilâhî yasa-


lara karfl› suç (ceza gerektiren davran›fl) ve isyan (Allah’›n buy-
ruklar›na karfl› gelmek) olmas›n. (Allah’a) ibadet ve içten ba¤l›-
l›k ve bütün yazuk (günah) olanlardan korunmak, dinin yasak-
lay›p yasaklamad›¤› konusunda kuflkulu olan her fleyden çekin-
meklik edip, göñlün sonunda kaygulu, da¤›n›k, bozuk, y›k›k ol-
mas›n. Can›nda ve göñlünde a¤lamal›s›n (ki,) ulu¤ günde yalan
olmas›n. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve
di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeye-
cek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤er-
lerini geri kakan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir zaman
(gerçek) müslüman olmad›n.
4- Sofîli¤in gere¤idir. Geceleri kalk›p (Allah korkusundan)
kan a¤lamak. Her türlü eziyete, ac›ya, s›k›nt›ya dayanarak (gö-
¤üs gererek) belini (olanca varl›¤›n› Hakk’a) sa¤lamca ba¤la-
mak, Allah’a kavuflmak isteklisi olup her yahfl› (‹slâm’a uygun
güzel) sözü söylemek. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç
olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördükle-
rinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici)
dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak göründün,
hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
5- Ey sofî! (Allah’a) ibadet edersin (O’na) ba¤l›l›k gösterir-
sin (amma) barças› (hepsi) kendini be¤enmifllik, ibadetine gü-
venmek, kendini baflkalar›ndan üstün görmek ve (baflkalar›na)
gösterifl, (onlar beni böyle sans›nlar diye gerçek yüzünü gizle-
mek). Senin can›n ve göñlün (bu geçici ve yalanc›) dünyâ ile
ö¤ünüyor, (gururlan›yor), dillerinde ise ah ve vah. (Baflkalar›na
üzülen ç›rp›nan görünüyorsun. Böyle yapmakla) can verirken
imân›n nûrundan (›fl›¤›ndan) ayr› olursun. (D›fl görünüflünde
sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹s-
lâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek
bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (er-
mifl) olarak göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olma-
d›n.
328 Hoca Ahmed Yesevî

6- Sôfî bolmay neylesün üyde k›lurga ifli yok


Sôfîlig dâ’vâ k›lur halkga berürge afl› yok
Âh u vâh derler yene közide bir katre yafl› yok
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

7- Sôfî bolup nefs üçün her dem eflikge bakasen


Nezr al›p keldi mü dep her dem kiflige bakasen
Allah’n› lâ’netin boynuñga her dem takasen
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

8- Sôfîmen dep lâf urarsen söz ü efgân›ñ kan›?


Aflk› sürh ü ruy zerd ü çeflm-i hunbâr›ñ kan›?
Mürflid-i kâmil-i mükemmel rah-› merdân›ñ kan›?
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 329

6- Sofî olmay›p da neylesin (ne yaps›n). Evde yapacak bafl-


ka ifli yok. Sofî oldu¤unu ileri sürer, halk (içindeki yoksullar)a
verme¤e afl› yok (varl›kl› ise de yoksula afl vermez). Ah ve vah
ederler. (Dört dö¤ünürler amma) gözünde (bir) damla (bile) ya-
fl› yok. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve di-
¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek
kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erleri-
ni geri kakan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir zaman (ger-
çek) müslüman olmad›n.
7- Sofî olup içinde seni sürekli (bu yalanc› ve geçici) dünyâ-
ya yönelten benli¤in için her an kap›n›n efli¤ine bakars›n.” (Bize
bir) adak al›p geldi mi?” Deyip her an kifliye (yoldan gelip ge-
çen her kifliye) bakars›n. Allah’›n lânetini (ilenmesini, i¤renme-
sini, ac›mas›ndan uzaklaflt›r›lma halkas›n› her an boynuna ta-
kars›n. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve di-
¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek
kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erleri-
ni geri kakan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir zaman (ger-
çek) müslüman olmad›n.
8- (Ben) sofîyim diye söz vurursun. (‹slâm’a uygun ‹lâhî)
söz ve (a¤lay›p s›zlayarak) 盤l›¤›n hani (nerede)? Allah’› ç›lg›n-
ca sevmenin içece¤i, (flarâb› ilim, edeb, ahlâk) göñüle tesir eden
tad› ve bunu belirten yüz, korku ile o sevginin verdi¤i solgun-
luk, sararm›fll›k, gözünden akan kanl› gözyafl›n hani? Bilgin,
yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤itici olgun mürflidinin (ba¤l› oldu¤un
yolgöstericinin) eksiksiz, tamam, yol göstericin ve onun yolu
hani? (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er
iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek ka-
dar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini
geri kakan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir zaman (gerçek)
müslüman olmad›n.
330 Hoca Ahmed Yesevî

9- Sôfî bîgam yörersen dane-i tesbih al›p


Dünyâga ma¤rur bolup din iflin arka sal›p
Korkg›l emdi, korkg›l emdi Hudâ’ga yalbar›p
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

10- Sôfî bolup mal›kes almak üçün k›ld›ñ cedel


Zâhiriñ sôfî nemadur bât›n›ñ dûn u dagal
Ey bîhaber, ey bîhaber flermendesen rûz-› ezel
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

11- Dâne-i tesbih al›p el közige hob sôfîsen


Nefs-i bedni ald›da tersa cuhudni tovfisen
Bendelig k›l›ñ Hudâ’ga yoksa segi Kûfî’sen
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 331

9- Ey sofî! (Sen) gams›z, üzüntüsüz, s›k›nt›s›z eline tesbih ta-


nelerini(n dizildi¤i imâmeyi) al›p yörürsen, geçici ve yalanc› olan
bu dünyâda sonunda yaflamay› arkaya at›p, kendini be¤enip bü-
yüklük taslarsan. Korkmal›s›n, flimdi, korkmal›s›n flimdi sahibi-
miz, efendimiz olan Yaratan’a yalvarmal›s›n. (D›fl görünüflünde
sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n
uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (ya-
lanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) ola-
rak göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
10- (Sen) sôfî olup (olarak görünüp bu yalanc› ve geçici
dünyân›n) mal›n› (ülüflünden fazla olarak) almak için u¤rafl›p
didindin. (Senin) görünüflün sofî (bu dünyâdan elini çekmifl
nefsini terbiye eden, âhiret için çal›flan ve bu çabas›n›n) ödülü-
nü kazanm›fllar gibidir. Ancak iç yüzün (bafl gözü ve öteki dört
duyu organlar› ile alg›lanamayan gerçek yüzün) afla¤›l›k, hileci
doland›r›c›d›r. Ey ilâhî gerçeklerden bilgisiz kifli! Ey ilâhî ger-
çeklerden bilgisiz kifli! Geçmifl günlerden beri sen hep utan›la-
cak ifller yap›yorsun. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan
ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden
ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n
de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir za-
man (gerçek) müslüman olmad›n.
11- Tesbih tanelerinin dizildi¤i imâmeli tesbihi (eline) al›p, el-
lerin (baflkalar›n›n) gözünde (seni iyi ve yak›ndan tan›mad›klar›
için) iyi ve güzel (bir) sofîsin. (Bu yalanc› ve geçici dünyâdan yüz
çevirmifl, nefsini dizginlemifl, âhiret için çal›flan kiflisin). Kötü
benli¤inin (içindeki seni sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya yö-
nelten nefsinin) ald›da (kat›nda, önünde bir) haç perest (h›risti-
yan, yahud) yahûdi özelli¤inde olan birisisin. Olanca varl›¤›nla
sahibimiz efendimiz Allah’a ba¤lan. Yoksa (Allah’a ba¤lanmaz-
san) k›z›l kumlu ülkenin (Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Hz.
Zeyd’i yüzüstü b›rakan Kûfe beldesinin) köpe¤isin. (D›fl görünü-
flünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan,
‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek
bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl)
olarak göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
332 Hoca Ahmed Yesevî

12- Sôfî yâ öz tavr›ña yalñ›z Hudâ’ga bendesen


Asl›ña baksañ eger âlem içide kandasen
Pür günah ü pür hatar hem âsi ü flermendesen
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

13- Sôfî yâ k›ld›ñ muhabbet da’vâs›n divâne bol


Mal u mülk ü hanûmând›n keçgil u bîgâne bol
Kim Hudâ dep sözlese miñ örgülüp pervâne bol
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

14- Sôfî yâ dâ’vây› ›flk k›l barçad›n bîzâr bol


Uykuñ› eylep haram tünler kopup bîdâr bol
Derdi yok bîderdni körseñ kaçg›l u azâr bol
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 333

12- Ey sofî! Kifliler karfl›s›nda görünüfl ve davran›fl›na (bak›-


l›rsa sen) yaln›z sahibimiz, efendimiz Yaratan’›m›za olanca var-
l›¤› ile ba¤lanm›fls›n. (Gibi görünüyorsun ancak senin) içyüzüne
baksan (baksalar) e¤er, bütün dünyâ içinde (gerçek yüzünü gö-
renlerin anlayabilece¤i), a¤›r kokulu (i¤renilen) birisin. Bafltan
aya¤a hep günah ve hep eksiklik, davran›fllar› uygunsuz, hem
Allah’›n buyruklar›na karfl› gelen ve (sonunda) utanacak olan
(utanacak duruma düflecek) birisisin. (D›fl görünüflünde sofî)
boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uy-
gun gördüklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalan-
c› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak
göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
13- Ey sofî! (Sen) ‹lâhî sözlerin konufluldu¤u ve kat›lanlar›n
ders ald›¤›, sevgileri art›rd›¤›n› ve göñüllere yerlefltirdi¤ini ileri
sürdün. (Göñlüne Allah sevgisi yerleflmifl ise) deli (gibi) ol. (Bu
yalanc› ve geçici dünyâdaki seni ölümünde b›rakacak olan) ma-
l›ndan, kazand›¤›n veya sahip oldu¤un tafl›n›r-tafl›nmaz de¤er-
lerinden ve evinden, oca¤›ndan geçmelisin, (onlar› bir yana
koymal›s›n) ve (onlara) ilgisiz olmal›s›n. Kim sahibimiz efendi-
miz olan Allah dese (ad›n› añsa, söylese) biñ (yol) dönüp (onun
çevresinde dönen) pervâne ol. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna
borç olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gör-
düklerinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve ge-
çici) dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak görün-
dün, hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
14- Ey sofî! Gerçekten ç›lg›nca Allah’› sevenlerin yolunda ol
ve ayr›lmamaya u¤rafl. Barçadan (ondan baflka her fleyden) bez-
gin, b›kk›n, ac› çekici ol. Uykunu (gözüne) haram (uyumay›
kendine yasaklanm›fl) eyle (zararl› bil), tünlerde (gecelerde) ko-
pup (s›cak ve yumuflak döfle¤inden kalk›p) uykusuz (uyan›k)
ol. Derdi (tasas›, kaygusu) yok olan tasas›z, kaygusuz, bilgisiz,
ald›r›fls›z olanlar› görsen (onlardan) kaçmal› ve onlardan b›kk›n,
k›rg›n ve uzak olmal›s›n. (D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç
olan ibadet ve di¤er iflleri tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördükle-
rinden ölmeyecek kadar az yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici)
dünyân›n de¤erlerini geri kakan velî (ermifl) olarak göründün,
hiçbir zaman (gerçek) müslüman olmad›n.
334 Hoca Ahmed Yesevî

15- Ahmedâ sen sôfî bolsañ sôfîlig âsân emes


Hak Resûl sôfi bolup dünyâ mal›n süygen emes
Dünyân› süygen kifli bîflek biliñ insan emes
Sôfî nakfl bolduñ veli hergiz müsülman bolmad›ñ

fiiir

1- Âfl›kl›kn› dâ’vâs›n› k›lgan kifli


Mafluk›d›n zerre gâfil olgan› yok
Iflk gevheri tibsiz deryâ içre pinhan
Cand›n keçmey ol gevherdin algan› yok

2- Gevher alur gavvas eger cand›n keçse


fieydâ bolup ›flk flarâb›n her kim içse
Neçe aylar neçe künler eger ötse
Iflkn› güli aç›l›p hergiz solgan› yok
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 335

15- Ey Ahmed! Sen sofî (ölmeyecek kadar az yiyip içerek


kendisini ibadete verme, içindeki sürekli kendini bu yalanc› ve
geçici dünyâya yönelten öz benli¤ini k›rma, ma’nevî olgunluk
için çal›flma ve gerçe¤e erme yolunda) olsan, sofîlik (bu yolda
yürümek) kolay de¤il. Allah’›n kendisine kitap vererek bütün
evrene elçi olarak yollad›¤› gerçek Resûl (peygamber) sofî (bu
yolda yürüyen) olup dünyâ mal›n› sevmifl de¤il. Bu yalanc› ve
geçici dünyây› seven kifli, kuflku duymadan bilin ki insan de¤il.
(D›fl görünüflünde sofî) boynuna borç olan ibadet ve di¤er iflleri
tam yapan, ‹slâm’›n uygun gördüklerinden ölmeyecek kadar az
yiyip içerek bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤erlerini geri ka-
kan velî (ermifl) olarak göründün, hiçbir zaman (gerçek) müslü-
man olmad›n.

Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevdi¤ini ve O’na tutkun oldu¤unu ileri
süren kiflinin sevdi¤ini, zerre (günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen en
küçük toz tanesi kadar) unutup ondan uzak oldu¤u yoktur. Al-
lah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olman›n özü dipsiz, (derinli¤i
ölçülemeyen) deñiz içinde (inci gibi) gizlidir. Candan geçme-
dikçe, (ölümü göze alarak dipsiz deñizin dibine dalmad›kça), o
cevherden (Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olman›n özü olan
mücevher, ilim, edeb, ahlâkdan) alan› (alabileni) yok.
2- Dalg›ç (yüzme, dalma, soluk tutmada ne kadar usta olur-
sa olsun e¤er ki) can›ndan geçebilirse, (can›ndan olmay› göze
alabilirse, o dipsiz deñize dalar ve dibinde sakl› olan) cevheri
(inciyi) al›r. Her kim Allah’› sevdi¤inden O’na tutkun olup ger-
çek ‹lâhî aflk flarâb›ndan içse, Allah’› ç›lg›nca sevdi¤inden göñül
tohtam›fll›¤›na ulaflsa (o, dalg›ç gibi deñizin dibindeki inciye
ulafl›r). E¤er ki niçe aylar ve niçe günler geçse yine de (onun
göñlünde) ilâhî Hakk’ sevgisinin gülü aç›l›r hiçbir zaman soldu-
¤u yoktur.
336 Hoca Ahmed Yesevî

3- Âfl›k bolup tapay deseñ Hakk’n› yol›n


Asrag›n sen ›flk ba¤›da esrar gülin
Mihnet birle s›nar ermifl yahfl› kul›n
Ç›n âfl›kn› and›n köñli kalgan› yok

4- Mihnetni deryas›da mevc urgus›


‹lm ü amel k›yl u kâller flevk ölgüsi
Bu teñizge kim kiriben kim ç›kgus›
Âfl›k kullar ma’fluk›d›n kalgan› yok

5- Kul Hâce Ahmed kabul k›ld› aymakl›kn›


Kabul k›ld› ›flk od›ga küymeklikni
Cann› berip satkun ald› küymeklikni
Ç›n sözümdür hergiz an› yalgan› yok

fiiir

1- Âfl›k kifliler keçeleri yatmasa behrak


Her derd ü elem tegse figan etmese behrak

2- Bafl›n yar›p kanga boyap k›lsa sitemler


Urd› meni dep zâlimge söz katmasa behrak
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 337

3- Allah’› gere¤i gibi sevip O’na tutkun olup do¤ru olan


Hakk’ yolunu bulay›m dersen, sonsuz sevgi ba¤›nda, (Allah’›n
dura¤› olan mü’min göñlünün içinde), sen gizli s›rlar›n, (gerçek-
lerin bilgilerini) gülünü saklay›p gözetmelisin. (Allah) iyi (sevdi-
¤i, kendisine gere¤i gibi kulluk yapan) kulunu (çeflitli eziyet ve)
s›k›nt› ile s›nar imifl. (Allah yahfl› kuluna ne kadar eziyet ve s›k›n-
t› verirse versin) gerçekten, Allah’› ç›lg›nca sevip tutkun olan›n
göñlünün ondan (Allah’tan) kald›¤› (ayr›ld›¤›, unuttu¤u) yoktur.
4- (Allah yolunda çekilen eziyet ve) s›k›nt› deñizinde dalga
vurmas› (çalkalanmas›, okuyarak, dinleyerek, görerek, s›naya-
rak elde edilen) derin bilgiler ve (dinin gere¤i olarak) yap›lan ifl-
ler, söylenen sözler, çok yüksek istek ve çaba ölgüsü (doymufl-
lu¤u dinmiflli¤i), bu (Allah yolunda çekilen eziyet ve s›k›nt›) de-
ñize kim girebilecek (dal›p dibindeki inciyi alarak) kim ç›kas›
(ç›kabilecek). Allah’› ç›lg›nca seven O’na olanca varl›¤› ile ba¤-
lananlar›n sevdi¤inden kalgan› (ayr›lmas›, O’nu bir an bile
unutmas›) yok.
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sonradan)
ay›kt›¤›n›, uyand›¤›n› inan›p benimsedi. Allah’› ç›lg›nca sevip
O’na tutkun olman›n oduna yanmakl›¤› benimsedi. (‹steyerek
göñülden kabul etti) can›n› verip (karfl›l›¤›nda Allah için içten
içe gizlice) yanmakl›¤› (can› karfl›l›¤›nda) sat›n ald›. (Bu sözler
benim) gerçek sözümdür. Onun (bu sözlerimin) hiçbir zaman
yalan› yoktur.

Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca seven, O’na tutkun olan kifliler geceleri
yat(›p hiçbir fleyden habersiz ve bilgisiz kifliler gibi uyu)masa
(onlar için daha) uygundur. Her (türlü) ac›, s›k›nt› de¤se de, a¤-
lay›p s›zlanmasa (onlar için daha) uygundur.
2- Bafl›n› yar›p (yaralay›p) kana boyay›p (kendisine eziyet
edenlere) serzeniflte (dokunakl› sözler söylemekte) bulunmama-
l›, baflkalar›na eziyet edici, s›k›nt› verici bana, (bafl›ma) vurdu
diye kendisine vurana söz katmasa, (söyleyip s›zlanmasa onun
için daha) uygundur.
338 Hoca Ahmed Yesevî

3- Dervifl boluban halk içide tesbih ögürip


Sôfî bolup âlemge özin satmasa behrak

..................

10- Sôfî bolasan hay u heves k›lmag›l asla


‹t nefsi üçün bendege kan tutmasa behrak

11- Rezzak derdiñ berdi señe r›zk u feveran


fieytân sözige bende kulak salmasa behrak

12- Hakk’d›n eflitip ayd› mun› Ahmed-i Miskin


Ǜn bendesini sinesidin ketmese behrak

fiiir

1- Eyâ dostlar ›flk gavvas› bolmagunca


Vahdaniyyet deryâs›ga kirse bolmas
Ol deryân› gevheridür Hakk’ visâli
Cand›n keçip kirmegünce körse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 339

3- Alçakgöñüllü, sab›rl›, yoksul, kendisini Allah’a vermifl


olup halk içinde (elinde) tesbih çevirip (çekerek) bu yalanc› ve
geçici dünyâdan yüz çevirmifl, ölmeyecek kadar yiyip içen,
ma’nevî olgunlu¤a eriflmifl olup, dünyâya (baflkalar›na) özünü
satmasa (durumunu bildirmese onun için daha) uygundur.
..................
10- Sôfî olas›n da, hiçbir zaman seni sürekli bu yalanc› ve
geçici dünyâya yönelten içindeki benli¤inin geçici isteklerine
uyma. Onlara kavuflmaya çal›flma. ‹t (gibi doymaz) nefsin, (için-
deki seni sürekli bu dünyâya yönelten benli¤in) için çevrendeki
seni seven ve sevmeyen kiflilere kan (dâvâs›) tutmasa (kin ba¤-
lamasa onun için daha) uygundur.
11- Rezzak (Yaratt›klar›n›n hepsinin yiyece¤ini, içece¤ini
ve baflka ne gerekli ise hepsini veren) dedin. (Allah) sana yiye-
ce¤ini ve di¤er gerekli olan ülüfllerini verdi. Olanca varl›¤› ile
Allah’a ba¤l› olan kiflileri, uzaktan gözetleyen, uygun ortam
buldu¤unda sinsice yaklaflarak Allah’›n buyruklar›na karfl› k›fl-
k›rtan fleytân›n sözüne kulak salmasa (onun için daha) uygun-
dur.
12- Yoksul Ahmed bunlar› Hakk’tan iflitip (ö¤üt dinleyip
tutan, okuyan ve dinleyenler yararlans›nlar diye) ay›tt›. Olanca
varl›¤› ile Yaratan’›na ba¤lanm›fl gerçek kulunun sinesinden
(göñlünden ve akl›ndan) gitmese (onun için daha) uygundur.

Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! ‹lâhî (sevgi deñizine dalmas›n› bilen) sevgi
dalg›c› olmay›nca vahdaniyet (Allah’›n birli¤i, Allah’›n birlik s›-
fat›, Allah’›n artmaktan, bölünmekten, ayr›lmaktan berî olmas›)
deñizine girse olmaz. Allah’a kavuflman›n özü o (Allah’›n birli-
¤i) deñizinin, (büyüklük ve bütünlü¤ünün cevheri) ana unsuru-
dur. Candan geçip (can›n› bir yana koyup hiçe sayarak) Allah’›n
birlik deñizine girmedikçe (Allah’›n yüzünü) görse olmaz (göre-
mez.)
340 Hoca Ahmed Yesevî

2- Himmet kur›n can belige mehkem çalmay


Mâ’sivan› muhabbetin özdin salmay
Köz yafl›n› niyaz eyleb râz›n aytmay
Esrâr yol›n merdanlard›n bilse bolmaz

3- Yuhibbuhum flarâb›n› içmegünce


Veyuhibbunehu* libas›n› kiymegünce
Riyâzetni potas›n› bo¤magunca
Hakk’ cemâlin murad›nca körse bolmaz

4- Limallâh makam›ga barmagunca


En temûtû saray›ga kirmegünce
Fenâfillâh deryas›ga commagunca
Bekâbillâh gevheridin alsa bolmaz

* Mâide sûresi, 54. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 341

2- Olanca varl›¤› ile Allah’a yönelmesi kufla¤›n› beline


sa¤lam olarak çalmay›nca, (kuflanmay›nca, kara tabandan gi-
riflip olanca çabas›n› göstermedikçe), Allah’tan baflka yaratt›k-
lar›n›n hepsinin sevgisini özünde salmay›nca (ç›kar›p b›rak-
may›nca), gözyafllar›n› yalvar›p yakar›fl›na katarak baflkalar›-
n›n bilip bilmedi¤i kendisiyle ilgili bütün bilgileri ortaya ko-
yup içten yakar›fl›n› söylemedikçe, (Yaratan’›na ulaflaca¤›)
gizli bilgiler yolunu, sözünün eri olan ermifllerden ö¤renip
bilse olmaz.
3- “Yuhibbuhum” (Allah) “onlar› sevecek” flarâb›n› içme-
yince (Allah’›n sevgisine de¤er ve uygun olmad›kça) “Ve yuhib-
bunehu”* giysilerini giymedikçe (Allah’› her varl›ktan ve her
fleyden çok sevmedikçe) ölmeyecek kadar az yiyip içerek Al-
lah’a, ibadet ve ilim ö¤renerek uygulay›p içindeki kendisini sü-
rekli bu geçici dünyâya yönelten benli¤ini k›rma potas›n›, (en
a¤›r, sert, ›s›ya dayan›kl› maddelerin içinde eritildi¤i kab›) bo¤-
may›nca, (bu kapta piflip eriyip ar›nmad›kça, iste¤ine uygun
olarak Allah’›n yüzünü görse olmaz, (göremez).
4- Limâallah, Benim Allah ile (göñülden olanca varl›¤› ile
Allah’a ba¤lan›p aradaki engelleri afl›p perdeleri aç›p Allah’tan
baflka her varl›¤› ve her mefhumu yoklu¤a gömme) dura¤›na
varmad›kça “En temûtu” (ölünüz). Gövdeden can› kufl gibi
uçup gitmeden, ölüm ve sonras› durum düflünce, idrak, kavra-
y›fl saray›na girmeyince. Fenâfillâh (kiflilik ve s›fatlar›n›n Al-
lah’›n kiflilik ve s›fatlar›nda yok olmas›) deñizine commad›kça
(com diye dal›p batmad›kça) Bekâbillâh (Allah ile var olmak)
Allah’›n geçmifl sonsuzlukta ve gelecek sonsuzlukta var olmas›
kulun da Allah’a dönüflüyle sonsuz varl›¤a ulaflmas›, var olma-
s› cevherinden alsa olmaz.

* Mâide sûresi, 54. âyet: Ey imân edenler! Sizden kim dininden dönerse, (flu-
nu iyi bilsin:) Allah öyle bir kavim getirecek ki, Allah onlar› sevecek; onlar
da Allah'› sevecekler...
342 Hoca Ahmed Yesevî

5- fieriatn› salâhini kiymegünce


Tarikatn› Burak’›ga minmegünce
Cezb ü cünûn âlemine barmagunca
Hakikatn› meydan›ga kirse bolmaz

6- Merdanlarn› murad›dur Hakk’ dîdâr›


Hakk’ dîdâr› kerek bolsa bol bîdâr›
Kul Hâce Ahmed seher vaktda k›lg›l zâr›
Bîdâr bolmay Hakk’ cemâlin körse bolmaz

fiiir

1- Muhabbetni deryâs›ga commagunca


Ey dostlar›m ›flk gevherin alsa bolmaz
Tan atkunca feryad urup zâr iñremey
Sarraf bolup ›flk derdini bilse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 343

5- Allah’›n peygamber arac›l›¤›yla belirtti¤i ve de¤ifltirilme-


den eksiksiz, artuksuz olarak kullar›na ulaflt›r›l›p bildirilen ilâhî
kurallar›n tamam›n›, (fleriat›) eksiksiz yerine getirip iyili¤e, kur-
tulufla götürücü giysisini giymeyince. Allah’a ve O’nun r›zâs›na
eriflmek için tutulan yolun (tarikat›n) bura¤›na, (o yolu aflabilme
güç ve yetene¤i olan) cennet binitine (seyr-i sülûk) binmeyince.
Allah sevgisinin çekicili¤ine kap›lma ve bunun sonucu, ç›lg›nca
Allah’a tutkun olma dünyâs›na varmay›nca, evren, tabiat ve Al-
lah’›n yaratt›klar›n›n tamam› üzerinde yaratma, yaflatma, yoket-
me, diriltme gücü meydan›na (anlay›p, göñül tohtam›fll›¤›na ka-
vuflma) girse olmaz.
6- Sözünde duran, Hakk’ yolundan sapmadan yürüyenle-
rin dile¤i Allah’›n yüzünü görmek mutlulu¤una eriflmektir.
(E¤er ki sana da) Allah’›n yüzünü görmek gerek ise, (geceleri)
uykusuz (Allah’› añan, O’nun ululu¤unu, gücünün sonsuzlu¤u-
nu düflünen, bu yüzden uyumayan ol. (Yüce Yaratan’a) Kul
(olan) Hoca Ahmed, tanyeri a¤ar›rken (Allah’› añ›p gücünün
sonsuzlu¤unu düflünerek) a¤lay›p gözyafl› döken ol. Geceleri
(Allah’› añ›p, O’nun gücünün sonsuzlu¤unu düflünerek uyku-
suz olmayan Allah’›n yüzünü görse olmaz. (Allah’›n yüzünü
göremez).

Aç›klama
1- ‹lâhî sevgi ve göñülden duyulan yak›nl›¤›n deñizine dal-
mad›kça, ey sa¤d›çlar›m, ilâhî sevginin özünü almak, (‹lâhî sev-
ginin göñül tohtam›fll›¤›n› elde etmek) olmaz. Tanyeri a¤ard›k-
ça ah vah edip, a¤lay›p s›zlay›p inlemedikçe, bu yolda gözyafl-
lar›n› döküp harcayan olup, Allah için ç›lg›nca sevgi kaygusunu
içinde duyup bilse olmaz. (‹çinden duyamaz ve ne oldu¤unu bi-
lemez.)
344 Hoca Ahmed Yesevî

2- Iflk derdini bilgen kifli dünyâ tapar


Erenlerni izin al›p t›nmay öper
Muhabetni flevki birle yafl›n seper
Yafl› akmay riyâzetde solsa bolmaz

3- Hakk’a âfl›k derviflleri sengi mahek


Bu âlemde mekân k›lmas can› felek
Nefsi ölük köñli tirig misli melek
Munda¤ bolmay s›rrd›n behre alsa bolmaz

4- Cand›n keçip bafl oynamay hâlis bolmaz


Tirig ölmey mecazige rast sözlemez
Hakikatn› flâh› birle raz etemez
Hâlis bolmay dünyâ ukbin salsa bolmaz

5- ‹hlâs gerek eya tâlib âfl›k bolsañ


Cand›n keçip mihnet tart›p sâd›k bolsañ
And›n soñra dergâh›ga lây›k bolsañ
Lây›k bolmay dîdâr›n› körse bolmaz

..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 345

2- Allah’› ç›lg›nca sevmenin O’na tutkun olman›n kaygusu-


nu bilen kifli bu yüksek sevginin dünyâs›n› (ortam›n›) tapar (bu-
lur.) Allah’a yönelmifl, bu yoldaki engel ve duraklar› geçmifl, Al-
lah kat›nda seçkin olanlar›n izini al›p (bulup) durmadan öper.
‹lâhî sevgi ve göñülden duyulan yak›nl›¤›n büyük iste¤i ve ça-
bas› ile gözyafl›n› serper, (saçar, döker. Allah sevgisi ve O’nun
sonsuz gücünü düflünüp de göz)yafl› akmayan (kiflinin yüzü-
nün rengi), bu yalanc› ve geçici dünyâdan el çekip ölmeyecek
kadar yiyip içerek Allah’a ibadet, ilim ve uygulamas› ile solsa
(sararsa) olmaz (sararmaz).
3- Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olan, bu geçici ve ya-
lanc› dünyâdan yüz çevirip kendisini ibadete veren kifli, tafl de-
lici burgu gibi her engeli aflar. (Onun) baht›n›n can› bu yalanc›
ve geçici dünyâda mekân k›lmaz (yer tutmaz, göñül dinginli¤i
ile yaflay›p gitmez. Onun) içindeki kendisini sürekli bu yalan ve
geçici dünyâya yönelten benli¤i ölü, göñlü diri (olup) sanki me-
le¤e beñzer. Böyle olmayan (kifli) gizli gerçeklerden ülüfl alsa ol-
maz (alamaz).
4- Candan geçip bafl oynamayan (can›n› bir yana koyup hi-
çe sayarak bafl›n› ba¤›fllayamayan) kat›ks›z, ar›nm›fl, duru ol-
maz. Diri iken ölmeyen, do¤ru sözü (gerçe¤i ile veya) dolayl›,
ayn› anlama gelen baflka söz ile de söylemez. Gerçe¤in en ulu-
su, (en büyük gerçek söz) ile yalvarmaz, yakarmaz. Kat›fl›ks›z,
duru, ar›nm›fl olmadan bu geçici ve yalanc› dünyân›n tasas›n›,
kaygusunu salsa (b›raksa) olmaz.
5- Ey (Allah’›n râz›l›¤›n› kazanmak) isteyen! Allah’› ç›lg›nca
seven ve O’na tutkun kifli olsan (öncelikle) içtenlik, riyas›zl›k,
göñül iste¤i gerek. Candan geçip (can›n› hiçe say›p) ac›, eziyet,
s›k›nt› çekip gerçe¤i benimseyici ve sözünde durur olsan. On-
dan sonra da O’nun kap›s›n›n efli¤ine yüz sürmeye uygun ve
de¤er olsan, (bunlara) uygun ve de¤er olmayan kifli Allah’›n yü-
zünü görse olmaz (göremez).
..................
346 Hoca Ahmed Yesevî

13- Âfl›klarn› halk içide s›rr› pinhân


Âh› serdi kökke yeter rengi hazân
Közi giryân, ba¤r› biryân hâne veyrân
Munda¤ bolmay Hakk’ yol›n› bilse bolmaz

14- Kul Hâce Ahmed zâhid bolma âfl›k bolg›l


Bu yollarda bîbak yörme sâd›k bolg›l
Leylâ-Mecnûn, Ferhad-fiirin, Vâm›k bolg›l
Âfl›k bolmay Hakk’ dîdâr›n körse bolmaz

fiiir

1- Ma’rifetni minberige minmegünce


fieriatn› ifllerini bilse bolmaz
fieriatn› ifllerini eda k›lmay
Tarikatn› meydan›ga kirse bolmaz

2- Tarikatde türlük edeb bilmegünce


Nefsi birle muharebe k›lmagunca
Iflk yol›ga özin lây›k etmegünce
Hakikatni s›rrlarn› bilse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 347

13- Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n gerçekle-


riyle ilgili bilgiler halk içinde gizlidir. (Bu yolda olmayanlar on-
lar konusunda bir fley bilmezler). Ahlar›, (onlar›n ahlar›n›n etki-
si, so¤uklu¤u, serinli¤i) gö¤e kadar ç›kar. (Onlar›n yüzlerinin)
rengi (songüzde) dökülen yapraklar›n rengi gibi sararm›fl ve
solgundur. (Onlar›n gözleri (hep) yafll›d›r. Ba¤›rlar› köz üstün-
de k›zarm›fl gibi yaral›d›r. (Onlar›n) evleri (bu geçici ve k›sa sü-
reli dünyâ yaflay›fllar› bak›ms›z) y›k›nt›l› ve da¤›n›kt›r. Böyle ol-
mayan Hakk’a giden gerçek yolu bilse olmaz (bilemezler).
14- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (‹slâm’a göre),
boynuna borç olan ibadetleri yapt›ktan baflka bu yalanc› ve ge-
çici dünyâdan el çeken olmada, Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na
tutkun olan olmal›s›n. Bu yollarda yürürken korkmayan, sak›n-
mayan, çekinmeyen olarak yürüme. Do¤ru, gerçe¤e göñül ver-
mifl, dürüst olmal›s›n. Leylâ’n›n Mecnûn’u, fiirin’in Ferhad’›,
(Azra’n›n) Vâm›k’› (gibi gerçekten seven) olmal›s›n. Allah’› ç›l-
g›nca sevmeyen, O’na tutkun olmayanlar Allah’›n yüzünü gör-
se olmaz (göremezler).

Aç›klama
1- (Kifli), Allah’›n ba¤›fl› ile kiflinin derin bilgi, sezgi, aç›l›m
kalbî ilerleme ve görüfle kavuflmaya eriflmedikçe, Allah’›n pey-
gamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden insanlara ulaflt›r›p bildirdi-
¤i ‹lâhî kurallar›n ifllerini bilse olmaz. (Bilemez). Allah’›n pey-
gamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden kiflilere ulaflt›rd›¤› ‹lâhî ku-
rallar›n tamam›n›n ifllerini, (buyruk ve yasaklar›n›, fleriat›n ge-
reklerini) eksiksiz yerine getirmedikçe, Allah’a ve O’nun r›zâs›-
na kavuflmak ortam›na girse olmaz (giremez).
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflmak için gerekli olan tür-
lü iflleri ve davran›fl flekillerini (bu yolda olanlar›n önderinden
ö¤renip) bilmeyince, kendi içindeki kendisini sürekli bu yalanc›
ve geçici dünyâya yönelten benli¤i ile u¤rafl›p (onu etkisiz) k›l-
mad›kça, Allah’› ç›lg›nca sevmek ve O’na tutkun olmak yoluna
özünü de¤er etmedikçe, Allah’›n evrendeki sonsuz gücü, yapt›-
r›m özelli¤i ile her fleyi kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dir-
mesi konusundaki gerçek bilgileri bilse olmaz (bilemez).
348 Hoca Ahmed Yesevî

3- fieriatda murâd oldur yolga kirmek


Tarikatda murâd oldur nefsdin keçmek
Hakikatde aziz cann› fedâ k›lmak
Cand›n keçmey ›flk flarâb›n içse bolmaz

4- Burya bolmay fleyhmen deben dâ’vâ k›lgan


Özi k›lmay halklar ara vâ’z›n aytgan
Sözi yalgan dünyâ üçün amel k›lgan
Dünyâ koymay hâl ilmini bilse bolmaz

..................

8- Kul Hâce Ahmed tecrid tefrid umud k›lg›l


Mustafâ’n› sözlerige amel k›lg›l
Tevbe deben tünler körüp zâr iñregil
Zâr y›¤lamay dîdâr›n› körse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 349

3- Allah’›n peygamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden kiflilere


ulaflt›r›p bildirdi¤i ‹lâhî kurallardan (fleriatta) istenen odur ki;
(Allah’›n sonsuz gücü yaratma ve yapt›r›m özelli¤i, bütün yarat-
t›klar›n› kendisine ibadet ettirme, boyun e¤dirme, dilerse öncesi-
ne yoklu¤a döndürme, yok etmesi gerçeklerini bilme) yoluna
girmektir. Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflma yolundan (tarikat-
ta) istenen odur ki; kiflinin içinde bulunan kendisini sürekli bu
yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli¤inden geçmek, onu et-
kisizlefltirmektir. Allah’›n evrendeki önü ve sonu sonsuz varl›¤›,
yarat›c›l›¤› sonsuz gücü ile yaratt›klar›n› dilerse yok edebilece¤i,
yaratt›klar›n› kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dirmesi konu-
sundaki gerçekler, (hakikatte istenen ise), kiflilerin en de¤erli
varl›¤› olan canlar›n› Allah için vermeleridir. Can›ndan geçme-
yen (can›n› vermek istemeyen) Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun
olman›n flarâb›n› içse (tad›na varsa) olmaz (varamaz).
4- Buraya kadar anlat›lanlar› bilmeden, yaflamadan onlar›n
verdi¤i birikim ve olgunlu¤a ulaflmadan, “ben fleyhim” bilgili,
olgun, yol gösterici, ö¤ütleyici, e¤iticiyim diyerek kendisini be-
nimsetmeye, kiflileri arkas›na takmaya çal›flan, kendisi bunlar›
yapmadan, topluluk içine girip do¤ru ö¤ütler veriyormufl gibi
sözler söyleyen kiflinin bu sözleri yaland›r. Bu kifli bu dünyâda
yararlanmak için çal›flan, (baflkalar›n› ç›kar›na kullanmak iste-
yendir. Bu kifli) bu yalanc› ve geçici dünyây› bir yana koymay›n-
ca hâl ilmini (yukar›da anlat›lan bilgileri) ö¤renip ma’nevî du-
raklarda ilerleme ve yükselme bilgilerini bilse olmaz (bilemez).
..................
8- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed bu geçici ve ya-
lanc› dünyâ ile olan ilgilerini içinden ç›kar›p olanca varl›¤›n ile
Allah’a yönel. Bu dünya ile ilgili iflleri b›rak›p Allah’a ibadet ve
kulluk ederek O’ndan umutlu ol. (Son peygamber Hz. Muham-
med) Mustafâ’n›n sözlerine göre ifllerini yap. (Varsa) geçmiflte-
ki eksikliklerin için Allah’a yakar›p diz dö¤erek geceleri görüp
(uyumay›p ibadet ve O’nun ululu¤unu sonsuz gücünü düflüne-
rek O’nun kat›nda) a¤lay›p inlemelisin. A¤lay›p inlemeyen (Ya-
ratan’›n›n) yüzünü görse olmaz (göremez).
350 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Dostlar›ga açt›m ‹zzi’m gevherini


Âsanl›k birle ol gevherdin alsa bolmaz
Cefa çekmey, mihnet tartmay, hizmet k›lmay
Uflbu pîrni saray›ga kirse bolmaz

2- Âfl›k kullar hülle kiyip Burak miner


Hûr u kusur oñu solu feriflteler
Ol Burak’ga bak›p anda hayran kalar
Âfl›k bolmay ol Burak’ga minip bolmaz

3- Rahman igem rahm k›l›p kirgüz yolga


Rahmetiñdin müjde bergil âsi kulga
Yold›n azgan kullar›ñn› salg›l yolga
K›lavuzs›z uflbu yolga kirse bolmaz

4- Muhabbetni deryâs›ga comup batg›l


Âfl›klarn› sohbetige özüñ katg›l
Muhabbetni bazâr›ga özüñ satg›l
Özüñ satmay Hakk’ rahmetin alsa bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 351

Aç›klama
1- (Ey ulu) Allah’›m! (Ben senin) gerçeklerini (seni seven)
sa¤d›çlar›na aç(›kla)d›m. (Zorluklara katlanmadan) kolayl›kla
(bu yolda hiçbir s›k›nt› çekmeden sana sagd›ç olsalar da), senin
gerçeklerinin bilgilerini alsa (onlara sahip olsa) olmaz. Ac› ve ezi-
yet çekmeden, s›k›nt› ve kayguya düflüp, onlara katlanmadan, bu
yolda çal›fl›p elinden geleni yapmadan iflte bu, (Yüce Yarat›c›’n›n
kat›nda yükselme ülüflünü alma yolunu gösteren) seçkin ermiflin
saray›na, (gösterdi¤i ulu dura¤a) girse (eriflse) olmaz (giremez).
2- Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan kullar hülle (ke-
düt, kaftan, de¤erli üstlük, ma’nevî giysi) giyip Burak’a (Cennet
bine¤ine) biner. ‹ri gözlü cennet k›zlar› ve konaklar (köflkler) sa-
¤› solu(nda dolu olan) melekler, o Burak’a bak›p orada (görkem-
lili¤ini de¤erlendirip) flaflk›n kal›r. Allah’› ç›lg›nca sevip O’na
tutkun olmadan, o Burak’a (Cennet bine¤ine) binip (binmesi) ol-
maz.
3- Bütün yaratt›klar›na (inans›n-inanmas›n) yiyecek ve öte-
ki ne gerek ise hepsini veren sahibimiz, Yaratan’›m›z bizlere ac›!
Yarl›gay›p koru da (do¤ru) yola girdir. Ac›mandan, ba¤›flla-
mandan, yarl›gamandan, buyruklar›n› tutmay›p kendisine ezi-
yet eden kuluna sevindirici, göñlünü tohtat›c› haber ver. (Hak
olan senin do¤ru) yolundan azan, sapan, yitiren kullar›n› yine
do¤ru olan hak yola sal. (Her kim olursa olsun) Yol göstericisiz
(mürflitsiz) iflte bu do¤ru yola gir(mek iste)se olmaz. (Do¤ru yo-
lu bulamaz ve girip yürüyemez).
4- Yüksek sevginin, ‹lâhî sözlerin konufluldu¤u göñüllerin
yak›nl›k ve s›cakl›k duyup tohtam›fll›¤a eriflti¤i duygu deñizine
comlay›p (atlay›p, com diye gömülüp) batmal›s›n. Allah’› ç›lg›n-
ca seven ve O’na tutkun olanlar›n bir araya gelip ‹lâhî sözler ko-
nufltuklar›nda özünü de aralar›na katmal›s›n. Karfl›l›kl› sevgi ve
sayg›, ma’nevî yak›nl›k pazar›na (ortam›na) özünü satmal›s›n.
(Kendini hiçbir fley beklemeden onlar›n aras›nda bulundurma-
l›s›n.) Özünü satmayan (Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun olan-
lar›n aras›na kar›flmayan) Allah’›n ac›mas›n›, ba¤›fllamas›n›,
yarl›gamas›n› alsa olmaz.
352 Hoca Ahmed Yesevî

5- Erenlerni izin izlep yolga kirseñ


Keçgil fâni dünyâs›d›n ç›n kul bolsañ
K›lavuzs›z uflbu yolga kirer bolsañ
‹zlep an› tapmagunca kirse bolmaz

6- Muhabbetni deryâs›ga açg›l közni


Tevbe k›l›p Hakk’ yol›ga alg›l özni
Muhabbetni deryâs›ga salg›l özni
Tevbe k›lmay bu sevdân› k›lsa bolmaz

7- fieriatn›ñ meydan›ga özin salmay


Tarikatn›ñ bostan›da cevlân k›lmay
Hakikatn›ñ deryâs›d›n gevher almay
Ma’rifetnin âdâb›n› bilse bolmaz

8- Kul Hâce Ahmed Hakk’ yol›da turg›l müdam


Âfl›klarga derman bergil ale’d-devam
Âfl›klarn› arzus›dur dârü’s-selâm
Âfl›k bolmay dârü’s-selâm kirse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 353

5- Allah kat›na, seçkin ma’nevî duraklarda yükselerek ermifl-


lerin, izini aray›p bularak, izleyip (onlar›n gittikleri) yola girsen.
(Bu yalanc› ve) geçici dünyâdan geçebilen (dosdo¤ru) gerçek kul
(Yaratan’›na ba¤l›, buyruklar›na uyan) olsan. Yolgöstericisiz (k›la-
vuzsuz, mürflidsiz) iflte bu (do¤ru) yola girer olsan, izleyip (aray›p)
onu (do¤ru yolu göstericiyi, k›lavuzu, mürflidi) tapmad›kça (bul-
mad›kça) girse olmaz. (do¤ru, Hakk’ yolunu bulamaz ve giremez).
6- Yüksek sevgi ve ‹lâhî yak›nl›¤›n deñizine (dal. Göñlüne
yerlefltirip ülüflünden al ve) gözüñü aç. (Göñül gözüñ ile bak).
‹flledi¤in yazuklar›na ve yaflad›¤›n süredeki eksikliklerine bak›p
dönüfl yap, dizini dö¤ bir daha yazuk ifllememeye söz ver. Özü-
nü (dosdo¤ru) Hakk’ yoluna al. (Do¤ru Hakk’ yoluna gir.) Yük-
sek sevgi ve ma’nevî yak›nl›¤›n deñizine (Allah’a sa¤d›ç olan
kullar aras›na) özünü sal (içlerine kar›fl›p, onlardan ayr›lma).
Geçmiflte iflledi¤i yazuklardan dönüfl yap›p diz dö¤meyen, bir
daha ifllememeye söz verip sözünde durmayan, bu sevgiyi (için-
de duydu¤unu) ileri sürse olmaz (ileri süremez).
7- Allah’›n peygamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden kullar›na
ulaflt›r›p bildirdi¤i ‹lâhî kurallar›n tamam›na uymayan, özünü o
meydana salmayan (tamam›n› yerine getirmeyen), Allah’a ve
O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yol (tarikat›n bostan›n)da yü-
rüyüp (gezinip) yararlanmayan, Hakikatin (Allah’›n sonsuz gücü
ve yaratt›klar› üzerinde hakimiyeti, yapt›r›m özelli¤i, her fleyi
kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dirmesi) deryâs›ndan (bu ko-
nulardaki gerçeklerin bilgisinden) cevher almayan (göñlüne ülüfl
al›p yararlanmayan), Yüce Yarat›c›n›n ba¤›fl› ile sahip oldu¤u de-
rin bilgi, sezgi, aç›l›m, kalbî ilerleme ve görüfle sahip olman›n
âdâb›n› (yollar›n›, davran›fl ve iflleyiflini) bilse olmaz (bilemez).
8- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed sürekli olarak
(dosdo¤ru olan) Hakk’ yolunda durmal›s›n. (O yolda yürüyüp
sak›n flaflmamal›, azmamal›s›n). Sürekli olarak Allah’› ç›lg›nca
seven ve O’na tutkun olanlara güç ve baflka gerekli olanlar› ver-
melisin. Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n dilekle-
ri sa¤l›k ve güvenlik yeri olan uçmak (cennet)tir. Allah’› sevme-
yen ve O’na tutkun olmayan güvenlik yurdu olan uçmak’a gir-
se olmaz. (Allah’› sevmeyen cennete giremez.)
354 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Iflk dâ’vâs›n k›lgan âfl›k giryan bolur


Bu dünyân› gurbetidin ölse bolmaz
Hufl› ketip ba¤r› an› biryan bolur
Hayâ ketip perdesini türse bolmaz

2- Bu dünyân› iflretidin keçgen kifli


Bîhud yörür t›nmay akar közdin yafl›
Vâle bolup hayran yörür yaz u k›fl›
Vahflî yañl›g eldin ç›kar yörse bolmaz

3- Keçe küntüz közde yafl›n jâle k›lgan


Feryad urup seherlerde vâle bolgan
Köksin teflip çardarp urup nâle k›lgan
Munda¤ erni dergâh›d›n ketse bolmaz

4- Keçe turup yörmey t›nmay y›¤laganlar


Iflk od›ga yürek ba¤r›n da¤laganlar
Resvâ bolup s›rrd›n ma’nâ añlaganlar
Halk içide resvâ bolup yörse bolmaz

..................

8- S›rrd›n ma’nâ tuymaganlar bîgânedûr


Ol âfl›klar mekânlar› veyrânedür
Kayda barsa hemhânesi canânedür
Tünler kopmay âfl›kmen dep yörse bolmaz
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 355

Aç›klama
1- Allah’› ç›lg›nca sevip O’na tutkun oldu¤unu ileri süren
(kifli gerçekten) âfl›k (Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan)
ise, a¤layan (gözyafl› döken) olur. Bu yalanc› ve geçici dünyân›n
yad elinde (dünyâya de¤er verip hep dünyâl›k için çal›fl›p didi-
nenler gibi) ölse olmaz. Akl›, belle¤i, kavray›fl yetene¤i gidip
(birbirine kar›fl›p, etkisizleflip) onun ba¤r› köz üstünde k›zarm›fl
gibi yan›k (ve yaral›) olur. Utanma duygusunu at›p utanma ör-
tüsünü dür(üp kald›rsa örtme)se olmaz.
2- Bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n e¤lenceli (zevkli) yaflay›-
fl›ndan geçen kifli, esrik ve semelenmifl gibi tek bafl›na yürür. Gö-
zünden yafl› durmadan dinmeden akar. (Allah’› ç›lg›nca sevdi¤i
ve tutkun oldu¤undan) pusar›kta (puslu, dumanl›, bulan›k hava-
da) yörür gibi yaz ve k›fl flaflk›n yörür. ‹nsanlara al›fl›k olmay›p
onlardan ürken kaçan canl›lar gibi elden ç›kar (ilini terk edip yi-
tip gider), yürüse, (böyle insanlardan uzaklafl›p gitse) olmaz.
3- Gece gündüz (a¤lay›p) gözünde gözyafl›n› çiy (sabahlar›,
havadaki su buhar›ndan yeflil bitkiler ve so¤uk yarat›l›fll› cisimler
üzerinde oluflan su damlas›) k›lan. A¤lay›p s›zlayarak tanyeri
a¤ard›¤›nda Allah sevgisinden h›çk›ran, gö¤sünü yaralay›p (de-
flip) dörtbir yan›na dört dö¤ünerek a¤lay›p s›zlanan, böyle olan
erin, (Allah’›n seçkin, ermifl kulunun) kap›s›ndan gitse olmaz.
4- Geceleri kalk›p yürümeden durmay›p (sürekli Allah sevgi-
sinden) a¤layanlar, Allah’a karfl› duyduklar› yüksek sevgi oduna
yüre¤ini, ba¤r›n› (yak›p) da¤layanlar (yaralayanlar. Bilgisiz dü-
flüncesiz kiflilerin gözünde) afla¤›l›k olup, gizli gerçeklerin bilgile-
rinin anlamlar›n› anlayanlar. (Bilgisiz, düflüncesiz) halk içinde
hor, afla¤›l›k k›nan›p, küçük görülmüfl olup yürüse olmaz.
..................
8- Gizli gerçeklerin bilgisinden bir anlam duymayan, anla-
mayanlar, ilgisiz ald›r›fls›z, bu gerçeklerden uzakt›rlar. O, Al-
lah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n durduklar› yer y›-
k›nt›, bak›ml› olmayan yerlerdir. O nereye giderse gitsin, hem-
hânesi (evinde oturanlar›n her birisi) sevdi¤idir. Tünlerde kalk-
may›p (döfle¤inde yat›p uyursa), ben Allah’› seviyorum ve O’na
tutkunum deyip yürürse (kendisini böyle tan›t›rsa) olmaz.
356 Hoca Ahmed Yesevî

9- Gavvas bolmay gevher üçün derya commaz


Cand›n keçmey commagunca hergiz almaz
Bir katrega kani bolmay ol dürr bolmaz
Kani bolmay flevk flarâb›n içse bolmaz

10- Kul Hâce Ahmed lâhed ara makam tutmay


Fenâfillâh makam›d›n yelip ötmey
Pîr-i mugan katresidin cura yutmay
Limaallâh makam›ga yetse bolmaz

fiiir

1- Allah yâd›n aytur kullar ma’nâ birle


Bîmanâga hergiz kulak salmaz bolur
Allah degen âfl›k kullar dâim müdam
Hakk’ yâd›d›n zerre gâfil bolmaz bolur

2- Hakk’ yâd›d›n zerre gâfil bolmaganlar


Yatsa kopsa Hakk’ zikrini koymaganlar
Vallah billâh dünyâ haram almaganlar
Gor içide ol kul hergiz ölmez bolur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 357

9- Dalg›ç olmadan deñizin dibindeki mücevheri (ilim, edeb,


ahlâk, ilâhî s›fatlar› almak) için deñize comlamaz (atlay›p dal-
mas› olmaz). Candan geçmedikçe (dalg›ç olsa da deñizin dibin-
deki mücevheri o deñize) comlamad›kça hiçbir flekilde alamaz.
Bir damla suya râz› olmadan o inci (mücevher) olmaz. Râz› ol-
mad›kça (az ile yetinmedikçe yüksek istekli) çaba flarâb›n› içse
(tad›na varsa) olmaz.
10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, sin aras›nda
(içinde)ki dura¤›n› tutmay›nca, (O dura¤a gidip yerleflmeyince.
Allah’a ulaflma ve) Allah’ta yok olma dura¤›n› afl›p geçmeyince,
Yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤itici bilginin (mürflidin ülüflünün)
damlas›ndan bir yudum al›p yutmay›nca “Li mâ Allah” (Benim
Allah ile...) dura¤›na yetse (eriflse) olmaz.

Aç›klama
1- (Allah’›n ermifl seçkin) kullar› (derin) anlam› ile Allah’›n
ad›n› añar söyler. Anlam› olmayan (sözlere) hiçbir zaman kulak
salmaz, (bofl ve anlams›z sözleri dinlemez) olur. Allah diyen
(olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤lanan), Allah’› ç›lg›nca seven ve
O’nun tutkunu olan kullar durmadan ve sürekli olarak Allah’›n
ad›n› añ›p söylemekten, günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen bir toz
tanesi kadar ayr› olmaz (Allah’› hiç unutmaz) olur.
2- Allah’› añmaktan O’nun ululu¤unu, sonsuzlu¤unu gücü-
nü düflünmekten günefl ›fl›¤›nda zor görülebilen bir toz tanesi
kadar ayr› olmayanlar, yatsa, kalksa Allah’›n ad›n› añ›p söyle-
meyi (bir yana) koymayanlar, “Vallah-billâh” (Allah için, Allah
hakk› için, Allah’a, Allah’tan diyorum. Bu yalanc› ve geçici)
dünyâ ‹slâm’a göre (yenilmesi, içilmesi, kullan›lmas› sak›ncal›
ve) yasak(larla dolu dünyây›) almayanlar (benimsemeyen yal-
n›z onu elde etmeye u¤raflmayanlar), sin içinde o kul hiçbir za-
man ölmez olur. (O sininde bile diridir.)
358 Hoca Ahmed Yesevî

3- Ma’rifetniñ bostan›da can›n bergen


Muhabbetniñ meydan›da bafl oynagan
Hakikatn›ñ deryâs›d›n gevher algan
Gavvas yañl›g ol deryâd›n ç›kmaz bolur

..................

8- Kulmen teyü Hakk’ emrini k›lmaganlar


Kudretini körüp ibret almaganlar
‹mân ‹slâm ahkâmlar›n bilmegenler
Ulu¤ künde k›z›l yüzlüg bolmaz bolur

9- Hakk’ yol›n› flevki köptür bilgenlerge


Korkunç birle yetkil oflal ölgenlerge
Âsân körinür yoln› müdam yörgenlerge
Munda¤ kullar gor azâb›n bilmez bolur

10- Kul Hâce Ahmed Allah degil yafl›ñ akkay


Ötken ârif himmet k›l›p koluñ tutkay
Rahm› kelse Rahim mevlâm rahim k›lgay
Hâce kul›n hergiz zâyi koymaz bolur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 359

3- Yüce Yaratan’›n ba¤›fl› ve kiflinin kendi çabas› ile derin


bilgi, sezgi, aç›l›m ve kalbî ilerleme ve görüfle sahip olma u¤rafl
ve ortam›nda can›n› veren. Sayg›, sevgi ‹lâhî kaynak ve hazl›,
karfl›l›kl› etkileflim ortam›nda bafl oynayan (önde olup bafl›n›
adayan), Allah’›n evrendeki sonsuz gücü yapt›r›m, var veya yok
etme özelli¤i ile her fleyi kendisine ibadet ettirmesi ve bafl e¤dir-
mesi konusundaki gerçekler ve bilgiler deñizin(e dalabilen ve
dibin)den cevher (inci) alan. (Allah’›n s›fatlar›na kavuflan.) Dal-
g›ç gibi dald›¤› o deñizden ç›kmaz olur.
..................
8- (Ben Allah’›n kulu (ba¤l›s›)y›m diyerek Hakk’›n buyur-
duklar›n› yerine getirmeyenler, (Allah’›n sonsuz yarat›c›, yoke-
dici, diriltici) gücünü görüp (düflünüp) ders almayanlar, imân
(Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, âhiret gü-
nüne, kadere hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una öldükten son-
ra dirilmeye inanmak) ve ‹slâm (Allah’›n Peygamberimiz arac›-
l›¤›yla bildirdi¤i din) kurallar›n› bilmeyenler (ö¤renip yerine ge-
tirmeyenler) ulu¤ (mahfler) gününde k›z›l (ak) yüzlü olmaz(lar)
(kara yüzlü) olur(lar).
9- Hakk’ yolunun (Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden yolun) se-
vinci, mutlulu¤u, içten gelen istek ve çabas›, bilenler için köptür
(çoktur). Korku (Allah’tan korkmak, çekinmek) ile flu, (senden
önce) o ölenlere (hiç yazuk ifllemeden) yetmelisin, (günahs›z ola-
rak yaflamal› ölünceye kadar günah ifllememelisin). Sürekli bu
yolda yürüyenlere (bu yolda yürümek) kolay görünür. Böyle (sü-
rekli bu yolda yürüyen, yazuksuz olarak öte dünyâya göçen) kul-
lar, sin eziyet ve s›k›nt›s›n› bilmez (mezarda azaba u¤ramaz) olur.
10- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (sen) Allah(›n
ad›n›) söylemelisin (gözlerinden) yafl›n akmal›. (Senden önce bu
dünyâdan geçip öte dünyâya) giden bilgili, ‹lâhî gizli bilgilere ve
Kur’ân gerçeklerine ulaflm›fl ileriyi gören sezgili, (kendi iste¤i ile
sana yard›m edip) elini tutmal›, (sana) ba¤›fllay›c› ac›yan, yarl›-
gay›c› sahibimiz efendimiz Yaratan’›m›z›n ac›mas›, ba¤›fl› gelse
(eriflse de) ac›y›p ba¤›fllasa, yarl›gasa, Allah (kendi yolunda olan)
kulunu r›zâs›n›, ba¤›fllamas›n›, yarl›gamas›n›, yard›m›n› yitirmifl
olarak koymaz (Onu yüzüstü yard›ms›z b›rakmaz) olur.
360 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Eyâ dostlar bu yollarn›ñ ukbas› köp


Ötse bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca
Yüzmiñ belâ, mihnet, âfet hatar› köp
Tuysa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

2- fieriats›z tarikatga ötüp bolmaz


Hakikats›z ma’rifetge yetip bolmaz
Pîrsiz hergiz flevk flarâb›n tat›p bolmaz
Tatsa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

3- Nâdânlarga s›rr mâ’nân› ayt›p bolmaz


Dürr gevherni mührege sat›p bolmaz
Edhem s›fat dünyâ ukbin yetip bolmaz
Yetse bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 361

Aç›klama
1- Ey sa¤d›çlar! (Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden) bu (ve öte-
ki) yollar›n öte dünyâda sorumlulu¤u, (cezas› ve ödülü) köp (çok.
Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden yolda yürüyen kifli) do¤ru Hakk’
yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici bilge’nin
buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutmad›kça bu
yoldan geçse olmaz. Yüzbiñ eziyet, s›k›nt›, ac› verici deneyim, ba-
fl›ndan eksilmeyen kötü durum, güvensizlik köp (çok). Do¤ru,
Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici
bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutma-
d›kça duysa (bu güç, ac› ve s›k›nt›l› durumlar› yaflasa) olmaz.
2- fieriats›z, (Allah’›n peygamber arac›l›¤› ile de¤ifltirilmeden
bizlere ulaflt›r›p bildirdi¤i dinî kurallar›n tamam›n› yerine getir-
meden) tarikata (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan
yol’a) geçip (orada yürümek, tarikata) girmek olmaz. Hakikats›z
(Allah’›n sonsuz gücü yoktan yaratma, vardan yok etme, ölü
iken diriltme, yapt›r›m özelli¤i, kendisine ibadet ettirme, boyun
e¤dirme konusundaki gerçekler ö¤renilmeden) ma’rifete (kiflinin
çabas›yla ve Yaratan’›n ba¤›fl› ile, kiflinin içine do¤an derin bilgi,
sezgi, aç›l›m, kalbî görüfle ulaflmaya) yetmek olmaz. Bilgili, e¤iti-
ci, ö¤ütleyici, do¤ru yolu göstericinin yard›m› olmadan mutlu-
luk, çaba flarâb›n› tad›p (kendi çabas›yla mutlulu¤a, Allah’a ve
O’nun r›zâs›na kavuflmas›) olmaz. Allah’a ve O’nun r›zâs›na ka-
vuflup göñül tohtam›fll›¤›na ulaflmas› do¤ru, Hakk’ yolunu gös-
terici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤u-
na girip onun ifllerini yap›p buyruklar›n› tutmad›kça. (Bunlar›
yapmad›kça) Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflmay› tatsa olmaz.
3- Bilgisiz, davran›fllar› ölçüsüz olanlara gizli gerçeklerin bil-
gilerini ay›tmak olmaz. ‹nci ve mücevheri incinin kabu¤una (se-
defe) satmak (de¤ifltirmek, de¤erinden az olarak vermek) olmaz.
(‹brahim bin) Edhem gibi bu yalanc› ve geçici dünyân›n bütün
de¤erlerini bir yana b›rakmak yeterli olmaz. Yeterli olmaz, (tâ
ki,) do¤ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyen-
leri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyur-
duklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
362 Hoca Ahmed Yesevî

4- S›rrs›z yüzmiñ tâ’at k›ld›m yold›n azd›m


Râhilesiz yolga kirip tal›p tozd›m
Pîr-i mugan nazar k›ld› nefsdin sezdim
Sezse bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

..................

6- Vallâh Tallâh sümme Billâh s›rrs›z bolmaz


S›rrs›z yüzmiñ tâ’at k›lsañ makbul bolmaz
Neçe aytsam bîhaberler mun› bilmez
Bilse bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

7- Cand›n keçmey bafl oynamay yolga salmas


‹’tikad›ñ tam bolmasa koluñ almas
Tâliblerde ketse hevâ kudret bolmas
Keçse bolmas pîr hizmetin k›lmagunca
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 363

4- Aç›ktan say›lamayacak kadar çok yüzbiñlerce yol Yara-


tan’›ma ba¤lan›p ibadet yapd›m, (yine de Hakk’) yol(un)dan az-
d›m. Yol yara¤›n eylemeden, kendi bafl›ma, yayan olarak yola
girdim, yürümeye koyulup tozdum, hiç yararlanamad›m. Yol-
gösterici, bilgili, ö¤ütleyici, e¤itici büyü¤üm yüzüme bakt› (yar-
d›m k›ld› da, bunu) iç benli¤imden sezdim (anlad›m.) Sezip an-
lasa olmaz (tâ ki,) do¤ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu
yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini
yap›p buyurduklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli
olmaz.
..................
6- Vallah (Allah için, Allah hakk› için), Tallah (Allah’a and
olsun), sümme (Sonra, badehu), Billâh (Allah hakk› için Al-
lah’a) yemin olsun gizli gerçekleri ö¤renmeden olmaz. Gizli
gerçekleri ö¤renmeden yüzbiñlerce (yol) Yaratan’a ba¤lan›p
ibadet etsen geçerli olmaz. Ne kadar ay›tsam bilgisiz, hiçbir
fleyden habersiz, ald›r›fls›z olanlar bunu bilmezler. Bilseler ol-
maz (tâ ki:) do¤ru Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda
yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini ya-
p›p buyurduklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli
olmaz.
7- Candan geçmeden (can›n› hiçe saymadan), bafl oynama-
dan (bafl›n› adamadan, bu yalanc› ve geçici dünyâdaki yaflay›-
fl›ndan ayr›lmay› göze almadan) yola (do¤ru olan Hakk’ yolu-
na) salmaz. ‹nanc›n, kalbinden do¤rulu¤unu onaylad›¤›n inan›-
fl›n tam olmasa, elinden tutmaz. ‹steklilerden (istekleri içten ge-
lenlerden), kiflilerdeki gelip geçici olan bofl ve günah olan istek-
ler gitse, (bu isteklerin kifliyi yöneltme ve yönetme) güç(ü) ol-
maz. Bu istekler (do¤ru yola girmek isteyen kifliden) gitse ol-
maz. (Tâ ki:) do¤ru Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda
yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p
buyurduklar›n› tutmad›kça.. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli ol-
maz.
364 Hoca Ahmed Yesevî

8- Eyâ tâlib ölmes burun ölekörgin


Yahfl›larn›ñ hâk-› pây› bolakörgin
Tofrak olup feyz ü fütuh alakörgin
Alsa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

9- Hakikatn›ñ yollar›da yüzmiñ hatar


Belin ba¤lap yolga kirgen âhir yeter
S›rr efligin yastanganlar murad tapar
Tapsa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

10- Murâd›ñga yetey deseñ bolg›l bîdâr


Ehl ü ayâl hânumând›n bolg›l bîzâr
Âhir bir kün körsetgüvsi señe dîdâr
Körse bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

11- Allah degil can›ñ küyüp odlar ç›ksun


Hû degende süñükleriñ bar›n caksun
Ba¤r›ñ teflip öbkeñ fliflip erip aksun
Aksa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 365

8- Ey tâlib! (Allah’a ve O’nun r›zâs›na kavuflmak isteyen):


Ölmeden önce ölegörmelisin, (senin içinde olan benli¤ini öldür-
meli kendini ölmüfl saymal›s›n). ‹yilerin, (Allah kat›nda yüksel-
mifl olan yahfl›lar›n) bast›klar› yerlerdeki ayaklar›m›n tozu ola-
görmelisin, (kendini onlar›n ayaklar›n›n tozu saymal›s›n). Top-
rak olup toprak gibi (sindirici, alçakgöñüllü) olup (ma’neviyat-
ta) bolluk, ilim, Allah’tan yard›m, kalbî aç›l›m alagörmelisin,
(almak için çal›flmal› ve almal›s›n). Alsa almaz. (Tâ ki:) do¤ru
Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici
bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyurduklar›n›
tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
9- Allah’›n evrendeki sonsuz gücü yarat›c›l›¤›, yoktan yarat-
t›¤›n› yok etme, öldürdü¤ünü diriltme, her fleyi kendisine ibadet
ettirip boyun e¤dirmesi konusundaki gerçeklerin ö¤renilmesi
yollar›nda yüzbiñ güvensizlik ve tehlike vard›r. Bu yola Allah’a
bel ba¤lay›p da giren sonunda (dile¤ine) ulafl›r. Gizli gerçeklerin
efli¤ine yaslananlar (s›rt›n› dayayan, bafl›n› koyanlar,) dilekleri-
ne kavuflur (istediklerini tapar)lar. Tapsa (bulsa) olmaz. (Tâ ki:)
do¤ru Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri
e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyurduk-
lar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
10- Dile¤ine yeteyim (kavuflay›m) desen (geceleri) uykusuz
olmal›s›n. Eflin, ça¤a çolu¤un, evin oca¤›ndan b›kk›n, bezgin
(onlar›n içinde de¤il Allah’›n kat›na ç›kt›¤›nda göñül tohtam›fl-
l›¤› duyan) olmal›s›n. Sonunda bir gün (Allah) sana yüzünü
gösterecektir. Görse olmaz (tâ ki:) do¤ru, Hakk’ yolunu gösteri-
ci, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una
girip onun ifllerini yap›p buyurduklar›n› tutmad›kça. (Bunlar›
yapmad›kça) yeterli olmaz.
11- ‹çten gelerek Allah demelisin can›n içten içe yan›p odlar
(atefller) ç›ks›n. “Hû” (O’, bir Alah) dedi¤inde bütün kemiklerin
(süñüklerin) ufalanm›fl gibi olsun. Ba¤r›n deflip (yaralay›p) da-
la¤›n (ve ci¤erin) fliflip eriyip aks›n. Aksa olmaz, (tâ ki:) do¤ru,
Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤itici
bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyurduklar›n›
tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.
366 Hoca Ahmed Yesevî

..................

14- Rahman igem rahmetiñe lây›k k›lg›l


Berki yañl›g himmet berip âfl›k k›lg›l
Tâ ölgünçe s›dk›m birle sâd›k k›lg›l
Bolsa bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

15- Kul Hâce Ahmed Allah demey ne ifl k›lay


Amelim yok zâr iñremey ne ifl k›lay
Hakk’d›n korkup kan y›¤lamay ne ifl k›lay
K›l›p bolmaz pîr hizmetin k›lmagunca

fiiir

1- Tatavvu rûze tutar halklarga fleyhlik satar


‹lmi yok â’mâd›n beter âhir zaman fleyhleri

2- Belige fota çalur özini kifli sanur


Arasatda oktanur âhir zaman fleyhleri
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 367

..................
14- (Ey) ac›mas›, ba¤›fl› yarl›gamas› (bol) olan sahibim, Ya-
ratan›m! (Bizleri) ac›mana, ba¤›fllamana, yarl›gamana uygun ve
de¤er k›l. Kâbe örtüsü gibi bizlere bütün kalbimizle sana yöne-
lip koruma ve yard›m›na ulafl›p ma’neviyat›n› bürünmeyi, seni
ç›lg›nca sevip tutkun olmay› ülüfl k›l. Tâ ölünceye kadar do¤ru-
lu¤um, kalp temizli¤im ile do¤ru sözlü gerçe¤i benimseyici k›l.
Olsa olmaz (tâ ki:) do¤ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu
yolda yürüyenleri e¤itici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini
yap›p buyurduklar›n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli
olmaz.
15- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah deme-
yip de (O’na ba¤lan›p s›¤›nmayay›m da) ne ifl k›lay›m? (Yara-
tan’›ma yarar) ifllerim, ibadetlerim yok. (Ben) a¤lay›p inlemeye-
yim de ne ifl k›lay›m? Allah’›n sonsuz gücü ululu¤u Kahhar (her
an cezaland›rmaya yok etmeye gücü yeten) oluflundan korkup
kan a¤lamayay›m da, ne ifl yapay›m? Yap›p olmaz (tâ ki:) do¤-
ru, Hakk’ yolunu gösterici, ö¤ütleyici, bu yolda yürüyenleri e¤i-
tici bilgenin buyru¤una girip onun ifllerini yap›p buyurduklar›-
n› tutmad›kça. (Bunlar› yapmad›kça) yeterli olmaz.

Aç›klama
1- fieriat›n (‹slâm’›n) yasaklamad›¤›, yap›lmas›n› da buyur-
mad›¤›, artuk olarak yap›lan, yap›lmas› sevilen ve sevab› olan
oruç tutar, halklara (ulaflabildi¤i topluluklara) fleyhlik (Tarika-
t›n bafl›y›m diye çal›m) satar, (fleyh oldu¤unu ileri sürer), ilmi
(her konuda derin bilgisi) yok. Körden daha kötü, (dünyâda
olup bitenleri hiç göremeyen) âhir zaman (dünyân›n son zama-
n›, k›yamete -ulu¤ güne- yak›n ça¤lar›n›n) fleyhleri!
2- Beline fota (bezden kuflak) çalar (vurur, ba¤lar) özünü
(erdemli) kifli san›r. Arasatta (ulu¤ gün, mahfler yerinde) yüzüs-
tü koyulur (b›rak›l›r). Âhir zaman (dünyân›n son zaman›, k›ya-
mete -ulu¤ güne- yak›n ça¤lar›n›n) fleyhleri!
368 Hoca Ahmed Yesevî

3- Bafl›ga destar orar ilmi yok nege yarar


Ok› yok yay›n kurar âhir zaman fleyhleri

4- Alay›d›n al k›lur ma’mileni mal k›lur


Iss›z ömrün yel k›lur âhir zaman fleyhleri

5- fieyhlik ulu¤ turur Hazret’ge eltgen ifl turur


Afl bermes ba¤r› tafl turur âhir zaman fleyhleri

6- Miskin Ahmed kandasan Hakk’ yol›da ne’desen


‹lmiñ yok ne sandasan âhir zaman fleyhleri

fiiir

1- Eflsiz bu tarikatnݖ tansuk ayda


Dostlar›m aram›zda ›dlanmaz ol
Gererdi bolmaz erdi âfl›klarda
Neçe yol kerkler orn›n kerklenmez ol
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 369

3-Bafl›na (taylasan) sar›k dolar. ‹lmi (her konuda derin bil-


gisi) yok (kendisi) neye yarar? (Atmak için) oku yok, (ba¤l›s›, ta-
rikat ölçü ve âdâb›na uygun dervifli yok) yay›n› kurar (ba¤l›s›,
tarikat ölçü ve âdâb›na uygun dervifli varm›fl gibi görünmeye
çal›fl›r) âhir zaman (dünyân›n son zaman›, k›yamete -ulu¤ güne-
yak›n ça¤lar›n) fleyhleri!
4- Alay›ndan (karfl›laflt›¤› herkesten bir fleyler) al k›lar (al-
mak ister, al›r). Yapt›¤› ifllerden ç›kar sa¤lar. Iss›z yaflay›fl›n›, (bu
dünyâdaki peflinden giden olmad›¤›ndan sahipsiz yaflama süre-
sini) yel (gibi) k›lar (bofl yere uçup gitmesine neden olur.) Âhir
zaman (dünyân›n son zaman›, k›yamete -ulu¤ güne- yak›n ça¤-
lar›n) fleyhleri!
5- fieyhlik (bilgili, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤iticilik olup bir
tarikat›n bafl›nda olmak) ulu¤ (ifltir. Ulu¤ kiflilerin yapabilece¤i
ifl) turur. (O, ö¤ütlerini dinleyip uyanlar›) Allah’›n kat›na (kap›-
s›n›n efli¤ine) ileten ifltir. (Âhir zaman fleyhleri ise kimseye) yi-
yecek (bile) vermez, (cömert ve yararl› de¤ildir). Ba¤r› tafl durur
(ba¤r› tafl gibi kat›d›r, ac›mas›zd›r). Âhir zaman (dünyân›n son
zaman›, k›yamete -ulu¤ güne- yak›n ça¤lar›n) fleyhleri!
6- (Ey) Yoksul Ahmed (sen) neredesin? Hakk’ yolunda ne
edesin (yapas›n). Derin bilgin yok. Belirtin nedir? Ne durumda-
s›n? Âhir zaman (dünyân›n son zaman› k›yamete -ulu¤ güne-
yak›n ça¤lar›n) fleyhleri!

Aç›klama
1- (Çok de¤erli,) efli olmayan bu tarikat›n (Allah’a ve O’nun
r›zâs›na giden yolun) de¤erinin bilinmesi gerekti¤i gibi, sayg›
görmesi kan› (hani nerede)? Sa¤d›çlar›m! O, (bu de¤erli tarikat
bizlerin) aram›zda ününü sürdürüp (yaflay›p gitmez) dolan›p
durmaz. E¤er ki ününü sürdürüp bizlerin aras›nda dolan›p dur-
sayd›, Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlar›n içinde ol-
mazd›. Ne kadar yol kirlenir ise de (ilim ve amelleri ile lây›k ol-
mayanlar yürüdükleri yolu kuflkulu k›l›p gözden düflürseler de)
o, (Allah’a ve O’nun r›zâs›na giden yolda olanlar), yerlerini ve
kendilerini kirletmezler. (Gere¤i d›fl›na ç›k›p gözden düflmezler.)
370 Hoca Ahmed Yesevî

2- Ol erniñ güli ol fleriatdur


Me’vâs› tatl›k lokma-› tarikatdur
Kim kulun›ñ kul› bolsa hakikatdur
Kaf Ta¤›n tükel yutsa torlanmaz ol

3- Niflan›n ayta ketti âfl›klar›


‹steyü bold› an›ñ sâd›klar›
Bolduk dep aytmad›lar lây›klar›
Körgenin körgen yerde söylenmez ol

4- Söz taflta bolsa içte meze bolmaz


‹çni kuruk bolsa anda meze bolmaz
Neçeler arzu k›l›p behre almaz
Dâ’vâga mâ’nâ al›p yüzlenmez ol

5- Kamug â’za sûretidin til keçmegünce


Mûtû kable en temûtû bolmagunca
Zâhiride bafl közini yummagunca
Bât›n›da iç közi körgenmez ol
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 371

2- O erin, (Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflmak yolunda gide-


nin) gülü (çiçe¤i), Allah’›n peygamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilme-
den kullar›na ulaflt›rd›¤› ilâhî kurallar (fleriat)t›r. S›¤›n›lacak ye-
ri (sonu, verimi), tarikat›n (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflme yo-
lunun) tatl› lokmas› (yiyece¤i, göñül doygunlu¤u)dur. Kim
olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤lan›p O’na gerçek kulluk yapan›n
kölesi olsa gerçektir, (bilinmeyen gerçeklere erendir). O, Kaf Da-
¤›’n›n hepsini yutsa ölçüsü artmaz (da¤ gibi olmaz).
3- O’nu (Allah’›) sevenler, belirtilerini (izlerini, niflanlar›n›)
ay›tarak (söyleyip anlatarak) gittiler. Onlar kendi istekleri ile
O’nun do¤ru buyruklar›n› onaylayanlar›, sözünde duran seven-
leri oldular. O’nun kat›nda seçkin, ulu duraklara ulaflanlar “(biz
böyle) olduk” deyip (kimseye) ay›tmad›lar. (Ö¤ünmediler kim-
seye s›r vermediler). Onlar, gördüklerini, gördükleri yerle bafl-
kalar›na söylemezler.
4- ‹çten gelmeyerek (d›fltan dilinin ucuyla) konuflanlar söz-
lerinin tad›n› içlerinde duyamazlar. ‹çleri kurumufl olsa orada,
(onlar›n kurumufl olan çoraklaflm›fl, k›s›rlaflm›fl, hissizleflmifl
olan içlerinde) tat olmaz. Ne kadar (çok kifliler) kendileri isteyip
ülüfl almazlar. (Gerçek Hakk’ yoluna girip çal›flarak ürününü al-
mazlar). Söz ile ileri sürüp baflkalar›na benimsetmek istemekle
anlam›n› bulup ö¤renemez (o anlama ulaflamaz).
5- Bütün organlar›n görünüfllerini söylemekten (gereksiz
yarars›z) konuflmalardan, dil geçmedikçe (gereksiz, bofl konufl-
malar› b›rakmad›kça), “Mutu kable en temutu” ölmeden önce
ölünüz (ölmüfl gibi olunuz) olmad›kça. D›fl yüzünde (bu maddî
varl›klar› gören) bafl gözünü yummad›kça (madde ötesini gören
kalp gözünü açmad›kça), O’, içinde iç gözü (göñül gözü) ile gö-
rünmez. (Yaln›z bafl gözüyle gördü¤üne de¤er verdikçe göñül
gözü aç›lmaz ve göremez.)
372 Hoca Ahmed Yesevî

6- Emgeksizin yetmekligi ermes âsân


Neçük çingar yetmegünce hum› humdân
Bolmagunca bu yol içre muñlug hayrân
Kurug odun küymegünce gürlenmez ol

7- Kul Hâce Ahmed katt›¤lan›p küysin emdi


‹ç ü tafl›ñ ham kalmasun piflsin emdi
Dostlar meñe sözni ayts›n emdi
Yok erse ma’rifetiñ turlanmaz ol

fiiir

1- Dem bu demdür özge demni dem deme


Dünyâd›n bîgam ötersen gam deme

2- Küymese can u dîliñ hem üstihan


Köz yafl›ñ akkan birle sen nem deme

3- Kâh külse y›¤lasa âfl›k erdi


Çehre-i surh›n körüp bîgam deme
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 373

6- Emeksizin, (çal›fl›p elde etmeye u¤raflmayan, eziyet ve s›-


k›nt›ya dayanmayan›n kurtulufla) yetmekli¤i (yetmesi, ulaflma-
s›) kolay de¤ildir. Nas›l ki bak›r pas›n› yutmay›nca (pasl› bak›r
tas›n a¤ulu pas›n› yutmadan) flarap küpünden flarâb› içmek,
(emek verip ac› ve s›k›nt› çekmeden ‹lâhî ba¤›fllara ulaflmak, gö-
ñül dinginli¤i, tohtam›fll›¤›na eriflmek), bu gerçek Hakk’ yolun-
da bunlu (tasal›, s›k›nt›l›, semelenmifl, esrimifl gibi) flaflk›n olma-
d›kça. Kurumufl odunlar (iflledi¤i günahlar, tövbe ile tutuflup)
yanmad›kça (‹lâhî ba¤›fllara ulaflmas›) gürlenmez. (Artmaz, ço-
¤almaz güçlenmez).
7- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed kat›lafl›p, s›k›-
fl›p flimdi içten içe yans›n. ‹çin ve d›fl›n ham (çi¤) kalmas›n. fiim-
di piflsin (olgunlafls›n). fiimdi bana sa¤d›çlar›m özlerini ay›ts›n-
lar, (söylesinler sa¤d›çlar›m›n söyleyecek sözleri) yok ise O, Yü-
ce Yarat›c›’n›n ba¤›fl› ve kendi çabas› ile ulaflt›¤› derin bilgi, sez-
gi, aç›l›m, kalbî görüfle sahip oldu¤unu ortaya aç›p baflkalar›na
bildirmez.

Aç›klama
1- Yaflad›¤›n, senin için elveriflli, verimli olan an bu and›r.
(De¤erlendirme olabilirli¤i olan, kazanç veya yitik olabilecek
elindeki an bu and›r.) Bu an›n d›fl›ndaki zamanlara yararl› an
deme (Geçmifl anlar kazanç veya yitik ile geçmifl de olsa geçmifl-
tir. fiimdi de¤erlendirmen olabilmez. Gelecek anlara ulaflabile-
ce¤in ise belli de¤ildir.) Dünyâdan gams›z, kedersiz, üzüntüsüz
geçersen (bu yalanc› ve geçici dünyâdan böyle gidersen) gam,
keder üzüntü (çektim) deme.
2- (Senin) can›n ve göñlün hem de kemiklerin içten içe yan-
masa, (gams›z, tasas›z, ald›r›fls›z, düflüncesiz olarak yafl›yorsan),
gözyafllar›n›n akmas› ile sen nem (göz ›slakl›¤›, Allah’›n gücü,
ululu¤u ve haflmetinden a¤lay›p gözyafl› döktüm) deme.
3- (Yüksek sesle) kah kah (diye) gülse, (veya içten gelerek)
a¤lasa, Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan yine tutkun idi.
(Onlar›n) k›z›lca yüzünü (kanl›-canl› olarak do¤al-tabiî yap›s›n-
da) görüp de gams›z, tasas›z, düflüncesiz deme. (öyle sanma).
374 Hoca Ahmed Yesevî

4- Asl› nesliñ katre-i âb-› meni


Hasn› körseñ sen özüñdin kem deme

5- Âdemîde zerre mâ’nâ bolmasa


Sen an› âdem körüp âdem deme

6- Tuymasa s›rr mâ’nâd›n âdem emes


Sen an› sûvret körüp mehrem deme

7- Ger yürekde bolmasa yüz dâ¤-› derd


Zinhar kaçg›l an› hemdem deme

8- Tekse bilgen âbdâr hançeri


Can berür canânege merhem deme

9- Dostlar divâne ermes her kifli


Azze ve celldin keçmese âdem deme

10- Misli deryâ yüzide yörgen has›


Hayy, Hû degen birle mehkem deme

11- Ahmedâ tutk›l ganimet her nefes


Yârs›z ötgen bu demni dem deme
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 375

4- (Senin) gelifl yerin soyun ve senden sonra gelecekler bir


damla atmuk (meni, er bezlerinin salg›lad›¤› erlik) suyudur.
(Allah’›n) seçkin kullar›n› görsen sen özünden az›, eksik (ben
onlardan üstünüm, artu¤um onlar bana ulaflamaz) deme.
5- Kifli o¤lunda çok az da olsa mâ’nâ (iç anlam, ma’nevîyat,
görünmeyen yan) aç›k görünür. Olanlar›n içindeki yetene¤i,
olanlar›n bilece¤i gizli gerçek, (anlam) olmasa, sen o kifliyi öteki
kiflilerin yap›s›nda görüp de ona adam (kiflio¤lu) deme. (O yal-
n›zca diri bir varl›kt›r).
6- Gizli gerçeklerden herhangi bir bilgisi olmay›p hiçbir fley
duymasa (anlamasa) o kifli âdem (kiflio¤lu yap›s›nda olsa da ki-
flio¤lu) de¤ildir. Sen onun (kiflio¤lu yap›s›ndaki) fleklini görüp
de mahrem (kiflilere yak›nl›¤› olan) deme.
7- E¤er (ki bir kiflinin içinde) yüre¤inde yüz türlü yara,
gam, tasa, yan›k yaras› olmasa, sak›n (ona yak›n olma, ondan)
kaçmal›s›n, (sen onu kendine) sa¤d›ç (can-ci¤er arkadafl) deme.
8- (E¤er ki), bilen (kiflinin ârif) olan›n sa¤lam, parlak çifte su
verilmifl iki a¤z› da keskin, ucu sivri b›ça¤› de¤se (saplansa, bat-
sa) sevdi¤i için can›n› verir. (Sevdi¤inden) merhem (o b›ça¤›n
yaras›n› iyilefltirici em) deme (umma ve isteme).
9- (Ey) sa¤d›çlar! Her kifli Allah’› ç›lg›nca sevmesi ve O’na
tutkun olmas› yüzünden deli (usu bafl›ndan gitmifl gibi) de¤il-
dir. “Azze ve Celle”den (aziz-sevgili nûrlu, flerefli -ve celil- son-
suz büyüklük, ak›l ve duyularla, hayâllerle, kuramlarla çevrele-
nemeyen ululuk sahibinden) geçmese. (O kiflide bulunmasa) o
kifliye âdem (kiflio¤lu) deme.
10- Ulu deñizler gibi (suyun ve havan›n) yüzünde (üzerin-
de) yürüyen, (Allah’›n seçkin ermifl kullar›na ba¤›fl› olan, ak›l ve
mant›k ölçülerini aflan durumda olan) gerçek (ar›, duru, kat›fl›k-
s›z) ermifl kifliyi “Hayy Hû” (Allah diri, canl›, sa¤-O’, bir Allah)
deyiflini duyup, bu sözüyle sa¤lam (olanca varl›¤› ile Allah’a
ba¤l› ve O’nu ç›lg›nca seven) deme.
11- Ey Ahmed! (Al›p verdi¤in) her solu¤u u¤rafls›z, çabas›z
ele geçirilmifl bir kazanç oldu¤unu varsay. Sa¤d›çs›z, (sana can-
dan ba¤l› dostsuz) ve yarars›z bofl geçen bu an›na (yaflad›¤›m
yararland›¤›m) an deme.
376 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Muhabbetsiz halây›kd›n her kim kaçsa


Âriflerni sohbetide cevlân k›lur
Ortap küyüp ›flk yol›da yafl›n saçsa
Sübhan igem arfl üstide mihman k›lur

2- Bendem degey küygenlerni süyüp Allah


Hakk’ körsetkey dîdâr›n› vallâh billâh
Kayda barsa tesbihleri fley’en-lillâh
Her ne tapsa Hakk’ yol›da ihsan k›lur

3- Zâkir bolup zikrin aytsa kelgey nidâ


fieytân lâ’in yetmifl ferseng bolgay cüdâ
Derdi bolsa Hakk’ derdige bergey devâ
Anda¤ kuln› özi izlep canân k›lur

..................
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 377

Aç›klama
1- ‹lâhî sözlerin konufluldu¤u topluluktan ve karfl›l›kl›
sayg› ile sevgiden uzak olan kiflilerden her kim kaçarsa (o ki-
fli) bilgili, ilâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine ulaflm›fl
ileriyi gören, sezgili kiflilerin toplan›p karfl›l›kl› konuflup gö-
rüfltükleri toplant›lar›nda gezip dolafl›r. ‹çten içe yan›p Allah
sevgisi ve O’na ç›lg›nca tutkun olman›n yolunda a¤lay›p göz-
yafl›n› saçsa, kiflili¤inde özelliklerinde ve yapt›klar›nda her
türlü eksiklik ve yanl›fll›ktan beri olan sahibim Yaratan’›m (o
kifliyi) zat›n›n ve saltanat›n›n belirdi¤i sonsuz ve dipsiz var-
l›klar› ve boflluklar› kuflatan (dokuzuncu kat gök) arfl›n›n üs-
tünde konuk k›lar.
2- Allah, olanca varl›¤› ile kendisine ba¤l› ve yolunda olan
kullar›n› “bendem” (bana ba¤l› kulum) deyip de sever. Allah
için Allah ad›na (diyorum ki,) o kullar›na (de¤er buldu¤undan)
Allah yüzünü gösterecektir. Nereye varsa dillerinde sürekli söy-
ledikleri sözleri Allah’›n r›zâs›n› kazanmak içindir. (Onlar bu
yalan ve geçici dünyâda) her ne bulsa, Allah yolunda ba¤›fl ya-
par. (Eline ne geçse Allah için harcar).
3- Allah’›n adlar›n› añ›p sürekli söyleyen olup da O’nun
adlar›n› añ›p yakar›fllar ay›tsa, (yitikten) ses gelecektir. Al-
lah’›n kat›ndan, ac›mas›ndan, ba¤›fllamas›ndan ko¤ulmufl ve
ilenilmifl olan, kiflileri uzaktan gözetleyen, uygun ortam bul-
du¤unda sinsice yanafl›p onlar› kand›r›c› yumuflak söz ve
davran›fllarla Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan (alb›z) fley-
tân (sözgelimi), yetmifl fersah (31.108 m.) uzak olur (kaçar).*
Gam›, tasas›, kaygusu, sürekli üzüntüsü olsa, Allah çaresini
(ilâc›n›) verir. Öyle (olan seçkin) kulunu kendisi (Allah) göze-
tip sevgili k›lar.
..................

* Buradaki ölçü bir fikir vermek için olup en az bu kadar uzaklafl›r, daha
çok yanaflamaz biçiminde anlamal›d›r.
378 Hoca Ahmed Yesevî

14- Dervifl bolsañ tâ’at k›lg›l k›lma riyâ


Her gûflede tâ’at k›lg›l Tañr›m güvah
Yalgan dervifl kayda barsa zevk ü dâ’vâ
Âdil padflâh tâ’atar›ñ isyân k›lur

15- Vây o flunda¤ dervifllerdin penah bergil


Ol nâdânga ülfet k›lmay can›m alg›l
Eyâ mahbub yolda kald›m yolga salg›l
Tevbelikni Hâce’m cây›n bostân k›lur

16- Derviflmen dep tâ’at k›lur halk içide


Riyâ k›l›p yö¤rüp yörür anda munda
Allah üçün tâ’at k›lgan dervifl kanda
Ç›n dervifller ta¤ u çölni mekân k›lur

..................

25- Kudret birle her ne k›lsa erklig özi


Kudretidin ma’lûm turur k›fl u yaz›
Ey nâinsâf Allah birle k›lma bâzi
Kahhar igem canl›¤lar›n bîcan k›lur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 379

14- Gerçekten alçakgöñüllü, az ile yetinen günlerini ibadet


ile geçiren kifli isen, Allah’a olanca varl›¤›nla ba¤lan ve O’na
ibadet et, gösterifl yapma. (kendini baflka, oldu¤undan yüksek
gösterme. ‹badetlerini de baflkalar› görsünler, bilsinler diye yap-
ma.) Her (yerde ve) köflede Allah’a ibadet et. (Kimseler görmez
ise) Tañr›’m tan›kt›r. Yalandan alçakgöñüllü, az ile yetinen gün-
lerini ibadet ile geçiren (olarak görünen) kifli nereye varsa ken-
di zevki ve gösterifli üzeredir. Herkesin ülüflünü kendisine ve-
ren, kimseye gerekmedikçe eziyet etmeyen, ac› vermeyen pâdi-
flâh (Allah, böylelerinin) ibadetlerini (içine gösterifl ve yalan ka-
r›flt›rd›¤›ndan) buyruklar›na karfl› gelmek k›lar.
15- (Allah’›m!) Vay flu öyle olan, (yapt›klar›n› gösterifl için
yapan), Alçakgöñüllü, az ile yetinen, günlerini ibadet ile geçiren
olarak görünenlerden (bizleri) uzak, kurtulmufl eyle! O, bilgisiz,
düflüncesiz, ald›r›fls›z olan ile yak›nl›k, sa¤d›çl›k k›lmay›p can›-
m› al! Ey sevilen! Yolda kald›m (beni do¤ru) yola sal! Yara-
tan’›m, bu yalanc› ve geçici dünyâda iken yazuk iflleyip de ya-
zuklar›ndan ibadetlerindeki ve öteki iyi ifllerindeki eksiklikle-
rinden, yanl›fll›klardan dönüfl yap›p bir daha ifllememek için söz
veren dizdö¤enlerin yerini bostan (yeflillikli, sulu, her türlü ya-
rarl› bitkinin yetiflti¤i) yer k›lar.
16- Ben derviflim deyip (kendisini alçakgöñüllü, az ile yetinen
günlerini ibadet ile geçiren olarak gösterip), baflka kiflilerin içinde
Allah’a ibadet eder ve O’na ba¤l› olarak görünür. Orada, burada
baflkalar›na gösterifl yap›p dolafl›p (gezip) yürür. Allah için (gös-
terifle sapmayan ibadet eden ve olanca varl›¤› ile Allah’a ba¤la-
nan,) bu özelliklere sahip kifli (dervifl) kanda? (nerede?) Gerçek
dervifller (bu özelliklere sahip olanlar da¤ ve çölleri (›ss›z k›rlar›
kendisine) duracak (bar›nacak) yer k›lar. (Kendilerini gizlerler).
..................
25- Sonsuz, her fleye yeten gücü ile her ne yapsa her fleyi di-
ledi¤inde yapma özü, (O’nun) sonsuz gücünden k›fl ve yaz bel-
lidir. (K›fl ve yaz›n de¤iflik özellikleri flaflmadan peflpefle gelece-
¤i bilinir.) Ey insafs›z! (Vicdana uygun davranmayan, eflitlikçi
olmayan)! Allah ile ters düflünme, davranma. Gücü sonsuz her
istedi¤ini yoktan var, var› yok eden sahibimiz Allah (dilerse
canl›lar›) cans›z k›lar.
380 Hoca Ahmed Yesevî

26- Y›¤lamakn› her âdemge bergen kan›


Y›¤lamakl›g âsân emes ba¤r› kan›
Köz yafl›ñn› riyâ k›lma Hakk’n› tan›
Hakk’ te’âlâ süygenlerni giryân k›lur

27- Kul Hâce Ahmed bendemen dep urmag›l lâf


Riyâ birle k›lgan tâ’at barça güzâf
fieriatda tarikatda kâr›ñ hilâf
Âhiretde kezzâblarn› üryân k›lur

fiiir

1- Tecellini makam›dur aceb makam


Ol makamda âfl›k kullar cevlân k›lur
Kay köñülge tecellisin pertev salsa
Bîhôd bolup özin bilmey efgân k›lur

2- Ol makamn› yollarn› rehzeni bar


K›lavuzs›z yolga kirse yold›n azar
Vesvâs eylep fieytân lâ’in dinin bozar
Öz yol›ga sal›p an› hayrân k›lur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 381

26- Her kifliye (ac›dan, sevinçten, mutluluktan, üzüntüden,


düflünceden) a¤lama özelli¤ini veren hani? (Nerede?) A¤lamak-
l›k kolay de¤ildir. (A¤lamak isteyenin) ba¤r›, (içinde a¤lama
duygusu olan›n gö¤sü) hani? (Nerede?) Allah’› (bütün özellikle-
riyle ö¤ren ve) bil (de), gözyafllar›n› gösteri için kullanma. Ad›
yüce ulu Allah (kendisini) sevenleri gizli k›lar. (Onlar› bilgisiz,
düflüncesiz dengesizlerden saklar.)
27- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, ben Allah’a
olanca varl›¤›mla ba¤l›y›m deyip söz vurma! (Baflkalar›na) gös-
terifl yaparak yap›lan ibadet ve Allah’a ba¤l›l›k gösterisinin bar-
ças› (hepsi) bofl, yarars›z. Allah’›n peygamberi arac›l›¤›yla kulla-
r›na ulaflt›r›p bildirdi¤i ‹slâm’›n dünyâ ile ilgili kurallar›n›n bü-
tününe (fleriata), Allah’a ve O’nun r›zâs›na ulaflmak için tutulan
gerçekçi yoldaki kazanc›n kuflkulu. Âhiretin (ekene¤i olan bu ya-
lanc› ve geçici dünyâda) yalanc› olanlar› (n yalan sözlerini) âhi-
rette (üryan) ç›plak (yalanc›lar› yalanlar›yla baflbafla) k›lar.

Aç›klama
1- fiafl›rt›c›, (ak›l ve düflünceye s›¤mayan) durak, Allah’›n
sonsuz gücünün kiflilik ve özelliklerinin belirmesi, görünmesi du-
ra¤›d›r. O durakta Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan kul-
lar gezinip dolafl›r. (Allah’›n ululuk, güç ve özelliklerini böylesi
kullar görürler). Hangi göñüle Allah güç, ululuk ve özelliklerinin
belirtisinin ›fl›¤›n› salsa, (b›raksa, gönderse), o göñül kimin ise, o
kifli akl›, düflüncesi, belle¤i, davran›fl özelli¤i birbirine kar›flm›fl
(esrik gibi) özünü bilmeden (kendinde olmadan) a¤lay›p inler.
2- O dura¤a giden yollar›n yol kesicileri (haydutlar›) var.
Yolgöstericisiz (k›lavuzsuz, mürflidsiz) yola girse, (bir kifli tek
bafl›na o yola düflüp gitse) yoldan azar (yoldan ç›kar, yolu flafl›-
r›r). Kuflku, kuruntu eyleyip Allah’a ve buyruklar›na karfl› ge-
len, kiflileri uzaktan gözetleyip uygun ortam buldu¤unda sinsi-
ce yanaflarak onu, Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan, Al-
lah’tan ve O’nun ac›ma, ba¤›fl ve yarl›gamas›ndan ko¤ulmufl,
ilenilmifl fleytân o kiflinin dinini bozar. (O kifliyi kendi) öz yolu-
na (Allah’a ve buyruklar›na karfl› gelme yoluna) sal›p (götürüp
b›rakarak) onu flaflk›n k›lar.
382 Hoca Ahmed Yesevî

3- Ol makamn› bildürgeni rehber kerek


Tarikatn› pîfleside saff-der kerek
Uflbu yoln› zabt eylegen server kerek
Anda¤ mürflid uçma¤ mülkin tayrân k›lur

4- Ol makamga yetken âfl›k flarâb içer


Hânumând›n berbad berip cand›n keçer
fievk kanat›n Hazret taba tutup uçar
Arfl u Kürsi Levh ü Kalem tayrân k›lur

5- Dîdâr tilep terk eyleseñ mâsivân›


Ölmez burun vücûd›ñn› eyle fân›
“Ve enhârun min aselin musaffâ”n›*
Uçmag›n› has kul›¤a ihsân k›lur

* K›tal (yahud) Muhammed sûresi, 15. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 383

3- (Kifliye) o dura¤› (ve o dura¤a giden yollar›) bildiren yol-


gösterici (k›lavuz, mürflid) gerek. Allah’a ve O’nun r›zâs›na erifl-
mek için tutulan yolda gidenlerin önünde yol kesicilerin içine
dal›p onlar› yaran, (bertaraf eden), yi¤it, (savaflç›, mürflid) ge-
rek. ‹flte bu yolu ele geçirip yolkesicilerden ar›nd›ran önder (bafl,
buyrukveren) gerek. (‹flte) öyle olan yolgösterici (k›lavuz, mür-
flid) uçmak ülkesini (cenneti tayrân) uçan, (kullar için elveriflli)
k›lar.
4- O dura¤a yeten (eriflen), Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na
tutkun olan ‹lâhî sevgi flarâb›n› içer, (Allah sevgisinin tad›na
ulafl›r.) Evine oca¤›na kötü da¤›n›kl›k verip (kendi) can(›n)dan
geçer. (Kendi can›n› hiçe sayar.) fiiddetli istek, coflku ve çaba ka-
nad›n› (sevdi¤inin) kap› efli¤inden yana tutup (yöneltip) uçar.
Arfl [Allah’›n sonsuz güç ve saltanat›n›n belirdi¤i (ilminin kâ-
inat›-evreni kuflatt›¤›) dokuzuncu kat gök] ve kürsi (Arfl›n alt›n-
daki gök kat›) Levh (Allah’›n olmufl ve olacaklar konusundaki
sonsuz ilminin yaz›ld›¤› düz yüzey) ve Kalem (bu levha üzeri-
ne sonsuz geçmiflten sonsuz gelece¤e olmufl ve olacaklar› yazan
yazgaç) tayran (uçar, ifller) olur.
5- Allah’›n yüzünü görmeyi dileyip, Allah d›fl›nda yaratt›k-
lar›n›n barças›n›, (hepsini bir yana b›rak›p) terk etsen, ölmeden
önce gövdeni gelip geçici, sürekli olmayan yok olan eyle. “Ve
enhârun min aselin musaffa”* (temizlenmifl, ar›nd›r›lm›fl saflafl-
t›r›lm›fl baldan ›rmaklar)›n›n içinde bulundu¤u uçma¤›n› seç-
kin, iyi ifller yapm›fl, ibadetli, Yaratan’›na göñülden ba¤l› kulu-
na ba¤›fllar.

* K›tal (yahud) Muhammed sûresi 15. âyet: Takvâ sahiplerine va’d olunan
cennetin temsili fludur: Orada bozulmam›fl sudan ›rmaklar var. Tad› de-
¤iflmemifl sütten ›rmaklar, içenlere lezzet veren flarâbdan ›rmaklar, saf
süzme baldan ›rmaklar var. Hem orada onlara meyvelerin her çeflidinden
var. Bir de, Rablerinden ma¤firet!.. Hiç bunlar, o ateflte ebedî kalacak ve
kaynar sudan sulan›p ba¤›rsaklar› parça parça olacak kimselere benzer
mi?
384 Hoca Ahmed Yesevî

6- Ol makamn› tevhid atl›¤ daraht› bar


Sâyeside âfl›k kullar Burak suvar
Herbir flâh› miñ y›lçal›k yoln› tutar
Her kays›s› öz özige ünvân k›lur

7- Ol darahtn› me’vas›d›n tatkan kullar


Dünyâs›n› âhretge satkan kullar
Gor içide asâyiflde yatkan kullar
Seherlerde köz yafl›n› ummân k›lur

8- Himmet kur›n Kul Hâce Ahmed belge ba¤la


Muhabbetni od› birle yürek da¤la
Yakañ tutup tan atkunca t›nmay y›¤la
fiayet señe rahm eyleben canân k›lur

fiiir

1- Uflbu s›rrn› bilmegen câhil kifli


Dervifllerni kadrini kaçan bilür
Til uç›da ümmetmen dep dâ’vâ k›lur
Mustafâ’n›ñ kadrini kaçan bilür

2- Tarikatn› lezzetidin tatkan kifli


Dünyâs›n› din yol›da satkan kifli
Keçe küntüz közde yafl› akkan kifli
Bu dünyân› kadrini kaçan bilür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 385

6- O dura¤›n tevhid, (her fleyde, her yerde, her an, her flart
alt›nda Allah’tan baflkas›n›n etkisi ve hükümranl›¤›n›n olmad›-
¤›n›n bilincine varmak) adl› daraht› (gölge yapan a¤ac›) var.
Tevhid a¤ac›n›n alt›ndaki gölgelikte Allah’› ç›lg›nca seven ve
O’na tutkun olan kullar› cennet bine¤i olan Burak’a binerler. (O
tevhid a¤ac›n›n ulu, görkemli, flafl›rt›c› herbir dal› biñ y›l (gidi-
lecek) yol kadar ülkeyi kaplar. Herhangisini özü özüne, (bafll›
bafl›na) ünlü, ünvanl› k›lar.
7- O tevhid (Allah’›n birli¤i) a¤ac›n›n yemiflinden tadan kul-
lar, bu yalanc› ve geçici olan dünyâs›n› sonsuz olan âhiret (yafla-
y›fl›na) satan (de¤iflen kullar, sinleri içinde güvenlik ve göñül toh-
tam›fll›¤› içinde yatan (Münker-Nekir’in sorular›na kolayca cevap
veren) kullar, (bu yalanc› ve geçici dünyâda yaflarlarken), tanyeri
a¤ard›¤›nda gözyafllar›n› umman (deñiz gibi) k›lar.
8- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! Himmet
(kalbin olanca varl›¤› ve çaba ile Allah’a yönelmesi) kufla¤›n› be-
line (sa¤lam) ba¤la. Sevgi ve yak›nl›k odu (atefli) ile yüre¤ini ya-
k›p yarala. Yakan›, (kendi benli¤ini ele al›p) tutup tan atana ka-
dar durmadan, dinmeden a¤la. Olur ki sana ac›r, ba¤›flta bulu-
nur da, sevilen k›lar.

Aç›klama
1- ‹flte, (‹lâhî ve Kur’ân-î) bu gizli gerçekleri bilmeyen bilgisiz,
düflüncesiz, ald›r›fls›z kifli, alçakgöñüllü, kendisini ibadete vermifl,
Allah’›n r›zâs›n› kazanma yoluna (tarikata) girmifl kiflilerin de¤e-
rini nas›l ve ne zaman bilir? Dilinin ucuyla (içinden gelmeden)
“ben Hz. Muhammed’in getirdiklerine inan›yorum. O’nun yolun-
day›m” deyip ümmeti oldu¤unu ileri sürer. (Böyle bir kifli Hz.
Muhammed) Mustafâ’n›n de¤erini nas›l ve ne zaman bilir?
2- Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan yol(a girip
o yol)un tad›ndan tadan kifli. (Bu yalanc› ve geçici dünyâda iken
bu) dünyâs›n› (‹slâm) din(i) yolunda satan kifli. Gece-gündüz
(Allah’›n ba¤›fllar›n›, sonsuz gücünü ve ululu¤unu düflünüp a¤-
layarak gözlerinden gözyafl› akan (yaflay›fl›, ibadeti, inanc› do¤-
ru ve düzgün olan) kifli. Bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n de¤eri-
ni nas›l ve ne zaman bilir?
386 Hoca Ahmed Yesevî

3- Keçe küntüz tâ’at k›lsa oflal âfl›k


Bu dünyâda günah›n bolar fârik
Dervifllerni g›ybet k›lgan ol münâf›k
Ma’rifetni kadrini kaçan bilür

4- Dünyâ mal›n y›¤›p yoln› yitürgenler


Essiz ömrin küfr içide keçürgenler
K›lavuzs›z bîyabanda yörügenler
Muhabetni kadrini kaçan bilür

5- Köp kifliler dâ’vâ k›lur nefs közetip


Yeb, içib hayvan kebi tünler yat›p
Rûze tutmas, zekât bermes hem uyat›p
Hakk’ te’âlâ kadrini kaçan bilür

6- “Külli muttaki âlimen” dep aytd› Resûl


Ey Kul Ahmed, bu hadîsni k›lg›l kabul
Suyri halk› kabul k›lmay bold› melûl
Câhil halk› pîr kadrini kaçan bilür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 387

3- Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan flu, o kul gece-


gündüz Yaratan’›na ibadet etse, bu (yalanc› ve geçici) dünyâda
(iflledi¤i) günah›ndan ayr›l›p uzaklafl›r. Kendisini ibadete ver-
mifl, herkese karfl› alçakgöñüllü, Allah’›n r›zâs›n› kazanma yolu-
na (tarikata) girmifl, kiflinin yoklu¤unda onu kötüleyici afla¤›la-
y›c› konuflan, ikiyüzlü, kiflilerin aras›na bozgunculuk sokan, ger-
çekte içinden müslüman olmay›p kendisini müslüman olarak ta-
n›tan kifli, okuyarak, dinleyerek, s›nayarak ve Allah’›n ba¤›fl› ile
(kazan›lan) derin bilgi, sezgi, aç›l›m›n de¤erini nas›l ve ne zaman
bilir?
4- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâ mal›n› y›¤›p (Hakk’a giden
gerçek, yolu yitiren (yanl›fl ve kötü yola düflüp giden)ler. (Bu
yalanc› ve geçici dünyâdaki) k›sa yaflay›fllar›n› Allah’a inanma-
mak, do¤ruyu görmemek, gerçekleri örtmek ile geçirenler. Yol-
göstericisiz (k›lavuzsuz, mürflidsiz) k›rlarda (yolu, c›lgas› olma-
yan ›ss›z yerlerde) yürüyenler, karfl›l›kl› sayg› ve sevgi ile ‹lâhî
sözlerin konufluldu¤u, göñül birli¤i, s›cakl›¤› ve tohtam›fll›¤›n›n
olufltu¤u ortam›n de¤erini nas›l ve ne zaman bilir?
5- Köp (çok) kifliler kendi içlerindeki, kendilerini sürekli bu
yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benliklerinin istekleri do¤-
rultusunda görüfl ve benimsemelerini ileri sürenler. Yeyip içer-
ler geceleri hayvan gibi yatarlar. (Kifliliklerinin gere¤i olan Al-
lah’a kulluk yapmazlar.) Oruç tutmaz. Kazançlar›n›n k›rkta bi-
rini (yüzde ikibuçuk) zekât olarak (yoksullara) vermezler. Hem
de utanmazlar. (Böyle olanlar) ad› yüce ulu Allah’›n de¤erini
nas›l ve ne zaman bilir?
6- “Külli muttaki âlimen”. Bütün, ‹slâm’›n yasak ettiklerin-
den çekinen, kendisini haram ve günah ifllemekten korumas›n›
bilen, Allah’›n sevmedi¤i fleyleri bilip onlardan kendisini koru-
yan âlimler (üzüntülü, kederli, tasal›d›r) diye Allah’›n kendisine
kitap vererek gönderdi¤i peygamber ay›tt›. Ey (Yüce Yaratan’a)
Kul (olan) Ahmed (Peygamberimizin) bu hadîsini (sözünü) be-
nimse. Suyri (Sabran, Savran) halk› benimsemedi¤i için üzüntü-
lü, tasal› oldular. Halk›n bilgisiz, düflüncesiz, anlay›fls›z olanlar›
bilgili, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤retici olgun önderlerin
(mürflidin, pîrin) de¤erini nas›l ve ne zaman bilir?
388 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Sübhan izzi’m bendesige lutf eylese


‹çi yarup tafl› küyüp biryân bolur
Pîr etegin tutup âfl›k yolga kirse
Hakk’n› izlep ikki közi giryân bolur

2- Cand›n keçmey ›flk s›rr›n› bilse bolmaz


Mald›n keçmey men menlikni koysa bolmaz
fiermi bolmay yalguz özin süyse bolmaz
Anda¤ âfl›k el közidin pinhân bolur

..................

7- Âfl›k bolsañ Bâyezid dek özüñ satg›l


Vallah billâh dünyâ haram tafllap atg›l
Kanlar töküp közleriñdin tünler katg›l
Bir lâhzada fieytân mülki veyrân bolur

8- Tan atkunca zikrin aytg›l can›ñ birle


Ta¤ u çölni bostân k›lg›l kan›ñ birle
Tafld›n katt›¤ taflka yatk›l yan›ñ birle
Yold›n azgan yüzmiñ gafil merdân bolur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 389

Aç›klama
1- Kiflili¤inde, özelliklerinde ve yapt›klar›nda hiçbir eksi¤i
ve yanl›fll›¤› olmayan Allah’›m, olanca varl›¤› ile kendisine ba¤l›
kuluna ba¤›fllasa. (Ba¤›flta bulunsa). ‹çi ›fl›klan›p (nûrlan›p,
ma’nevî dünyâs› ayd›nlan›p), d›fl› yan›p köz üzerine düflmüfl gi-
bi yaral› olur. Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan (kifli) ol-
gun, bilgili, yolgösterici, e¤itici, ö¤ütleyicinin ete¤ini tutup (onu
aray›p bularak, sözünden ç›kmay›p, Allah’a ve O’nun r›zâs›na
kavuflma) yol(un)a girse. Hakk’› izleyip iki gözü a¤layan olur.
2- Candan geçmeden Allah’› ç›lg›nca sevip tutkun olman›n
gizli gerçeklerini bilse olmaz. (Bilemez.) (Bu yalanc› ve geçici
dünyâda kazand›¤›) maldan, (de¤er verdi¤i maddelerden) geç-
meyince kendi benli¤ini, (kendisini oldu¤undan üstün görme,
baflkalar›n› afla¤›lama duygusunu) koysa, (bir yana b›rakt›¤›n›
ileri sürse) olmaz. Utanma duygusu olmadan yaln›z kendisini
(benli¤ini) sevse olmaz. Öyle olan Allah’› seven ve O’na tutkun
olan kifli el (halk, baflkalar›) gözünden gizli olur.
..................
7- Allah’› seven ve O’na tutkun olsan (Bistam’l›) Bâyezid gi-
bi özünü satmal›s›n (kendi yaflay›fl›n› hiçe saymal›s›n). Allah için,
Allah ad›na (bu yalanc› ve geçici) dünyâ (ya ‹slâm’a göre) gere-
¤inden çok de¤er vermen sak›ncal› ve yasakt›r. Onu d›fllay›p at-
mal›s›n. (Dünyâya gere¤inden çok de¤er vermemelisin). Gözle-
rinden kan(l› yafl)lar döküp tünlerde (gecelerde karanl›klara göz-
yafllar›n›) katmal›s›n. (Böyle yaparsan), bir anda kiflileri gözetle-
yip uygun ortam buldu¤unda sinsice yanafl›p Allah’›n yasaklar›-
na karfl› k›flk›rtan (fleytân)›n yeri yurdu y›k›k, da¤›n›k olur.
8- Can›n ile (içinden gelerek) tan atanda Allah’›n ad›n› añ›p
ay›tmal›, (O’nun ululu¤u, sonsuz gücü ve ifllerini düflünmeli,
O’ndan ayr› kalmamal›)s›n. Da¤lar› ve çölleri (›ss›z yerleri) ka-
n›n ile (üstün istek ve çabalar›nla) bostan (suyu, yeflilli¤i, çiçe¤i,
kokular›, yemifli, ürünleri bol yerler gibi) k›lmal›s›n. (Sa¤) yan›n
ile (üzerine) tafltan kat› (yumuflak döflek yerine en sert) tafla
(granit gibi sert ve kat› yere) yatmal›s›n. (Böyle yaparlarsa do¤-
ru olan Hakk’) yoldan azan (ç›kan, flafl›ran, baflka yola düflen)
yüzbiñ bilgisiz, uyan›k olmayan düflüncesiz (kifli), sözünde du-
ran, do¤ruyu benimseyen yi¤it olur.
390 Hoca Ahmed Yesevî

9- Tafld›n katt›¤ tafln› süzgen bî haberler


Ukbâ iflin arka tafllap dünyâ izler
Âyet hadîs beyan k›lsam katt›¤ sözler
Zâhir âdem bât›nlar› fleytân bolur

10- Zikrin aytg›l kanlar aksun közleriñdin


Hikmet aytg›l dürrler tamsun sözleriñdin
Güller oñsun herbir baskan izleriñdin
Gülge baksañ gül aç›l›p bostañ bolur

11- Seherlerde erte turup kanlar yutg›l


Pîr-i mugan etegini mehkem tutg›l
Hakk’a âfl›k bolgan bolsañ cand›n ötgil
Cand›n keçken ç›n âfl›klar üryân bolur

12- Bu dünyâda fakirlikni âdet k›lgan


Hârl›k tart›p meflakkatn› rahat bilgen
Kul Hâce Ahmed yahfl›larga hizmet k›lgan
K›yâmet kün anda¤ kifli sultân bolur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 391

9- Tafltan kat› (çok daha sert) tafl› bayg›n bayg›n yar› aç›k
gözle bak›p inceleyen bilgisiz, olacak ve gelecekten ilgisiz ve ha-
bersiz olanlar, (sonsuz olan) âhiret (öte dünyâ) iflini arkaya (at›p)
d›fllay›p, (geri b›rak›p bir yana koyup) dünyâ (geçici ve yalanc›
olan bu dünyây› aray›p) izler (ilgilenir). Âyet (Kur’ân’dan sözler)
hadîs (Peygamberimizin dediklerini ve yapt›klar›n›) aç›klasam
(yapt›klar›n›n yanl›fl oldu¤unu anlamad›klar›ndan) sert (k›r›c›)
konuflurlar. (Böyle olan kiflilerin) d›fl görünüflleri insan, içleri
(ise) fleytân (Allah’›n kat›ndan ve ac›mas›ndan ko¤ulmufl sinsice
kiflilere yanafl›p onlar› Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan alb›z
gibi) olur.
10- Allah’›n ad›n› añ›p söylemelisin. (Tâ ki,) gözlerinden
(gözyafl› yerine) kanlar aks›n. K›sa, ö¤retici, ö¤ütleyici, gizli ne-
denleri aç›klay›c› sözler ay›tmal›s›n. Sözlerinden inciler (yararl›
bilgi, do¤ruluk, uygun davran›fllar) damlas›n. Herbir bast›¤›n
(yerlerdeki) izlerinden güller bitsin, gür ve sa¤l›kl› olarak aç›l›p
yetiflsin. Güle baksan (çiçe¤i aç›lmam›fl olan gül a¤ac›ndan) gül-
ler aç›l›p bostan (gül bahçesi) olur.
11- Tanyeri a¤aranda kalk›p erkenden (Yaratan’›n kat›nda)
durup, kanlar yutarcas›na (uykuyu, dinlenmeyi b›rak›p eziyet
çeksen bile) ibadet et. Bilgili, olgun, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤i-
ticinin ete¤ini sa¤lam tutmal›s›n, (yolundan ve ö¤ütlerinden ay-
r›lmamal›s›n). Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan olsan
can›ndan geçmelisin. Can›ndan geçen (can›n› hiçe sayan, ger-
çekten) Allah’› sevenler üryan (ç›plak, giyeceksiz, yeni do¤an
çocuk gibi yazuksuz) olur.
12- Bu (yalanc› ve geçici) dünyâ (yaflay›fl›n)da kendisinin
olan her fleyin gerçekte Allah’›n oldu¤unu bilmeyi ve inanmay›
al›flkanl›k k›lan, (Bilmeyenlerin) afla¤›lay›p k›namalar›n›n (ac›s›-
n›) çekip eziyet ve s›k›nt›lar›n› göñül tohtam›fll›¤› ve dinginli¤i
bilen. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, yahfl›lara (Al-
lah yolunda olanlara) kap›lan›p buyru¤una giren, ifllerini gören
kifliler. ‹flte öyle olan kifliler ulu¤ günde (k›yamet gününde) sul-
tân (öteki kiflilerden üstün diledi¤ini yapt›ran, ere¤ine kavuflan
ve seçkin) olur.
392 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Ârif âfl›k can mülkide elem tartsa


Onsekkizmiñ kamu¤ âlem gülgül bolur
Köñül kufl› flevk kanat›n tokup uçsa
Cümle vücûd yâd›n sayrar bülbül bolur

2- Muhabetni meydan›ga özin salsa


Ma’rifetni meydan›ga özin ursa
S›rr flarab›n içip âfl›k ruh› kansa
Meveddetni gülzâr›da hofl gül olur

..................

6- Tarikatdur bu yol at›n bilse dervifl


Ma’rifetni meta’›d›n alsa dervifl
Özge yollar bâd-› hevâ sansa dervifl
Hakikatn› meydan›da er ol bolur

7- Katt›¤lan›p Kul Hâce Ahmed Yolga kirgil


Kuln› körseñ kul› bolup mâ’nâ sorg›l
Yâ ‹lâh’›m rûzi k›lsa mâ’nâ alg›l
Mâ’nâ sorap mâ’nâ algan ç›n kul bolur
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 393

Aç›klama
1- ‹lâhî gizli bilgilere ve Kur’ân gerçeklerine ulaflm›fl, ileriyi
gören, sezgili, Allah’› seven ve O’na tutkun olan kifli, bu yalanc›
ve geçici dünyâdaki yaflay›fl›nda üzüntü, kaygu, ac› çekse, (o kul
için) onsekizbiñ âlemin (Günefl sistemi) kamusu (hepsi) gülzar
(gülbahçesi) olur. Göñül kuflu (Yaratan’a kavuflmak için) büyük
istekle; çaba gösterip kanad›n› vurup (ç›rp›p) uçsa (olanca varl›¤›
ve gücü ile Yaratan’›n› isteyip O’na yönelse), bütün varl›¤› (Yara-
tan’›n›n) ad›n› (ve yaratt›klar›n›) añar flak›yan bülbül (gibi) olur.
2- Karfl›l›kl› sayg›, sevgi, yak›nl›k ve s›cakl›k ortam›na özü-
nü salsa (b›raksa). Okuyarak, dinleyerek, s›nayarak ve Allah’›n
ba¤›fl› ile derin bilgi, sezgi, aç›l›m ortam›na özünü vursa (eriflse),
bilinmeyen gerçeklerin flarâb›n› içip (gizli bilgilere ulafl›p), Al-
lah’› ç›lg›nca seven tini (ruhu) kansa (doygunlu¤a ulaflsa). Sa¤-
d›çl›k, sevgi yak›nl›¤›n›n gül bahçesinde (ortam›nda) göñül ok-
flay›c› (aranan sevilen) gül olur.
..................
6- (Allah’a ve O’nun r›zâs›na eriflmek için tutulan) bu
yol(un) ad› tarikatt›r. Alçakgöñüllü, az ile yetinen kendisini iba-
dete vermifl kifli bu yolun ad›n› (bu yolda ilerlemeyi) bilse. Ve
okumak, dinlemek, s›namak ve Allah’›n ba¤›fl› ile derin bilgi,
sezgi ve aç›l›m mal›ndan alsa (bunlara ulaflsa.) Bu kifli baflka
yollar›, içindeki kendisini sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya
yönelten benli¤inin kötü, de¤ersiz ve bofl isteklerinin yeli sansa,
o kifli Allah’›n ululu¤u, evrendeki sonsuz gücü, yapt›r›m özelli-
¤i ile her fleyi kendisine ibadet ettirmesi, boyun e¤dirmesi konu-
sundaki gerçekler ortam›nda er (yi¤it, seçkin) olur.
7- (Ey Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed! (Bütün güç-
lüklere) dayanarak (sen bu) yola girmelisin. (Allah’›n bu yola
girmifl olan) kulunu görsen (ona) kul, köle olup (bu yolun) ger-
çek içyüzünü, anlam›n› sormal›s›n. Ey Allah’›m! (Sen ba¤›fl ya-
p›p da) ülüfl verirsen, o manevî ilim, anlay›fl, anlam ve bereketi
almal›s›n. Manevî ilimlerden gizli gerçeklerden bilgiler sorup
ilim, anlay›fl anlam alan (Yaratan’›na) gerçek kul olur.
394 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

1- Seher vaktda kopup y›¤lab nâle eyle


Nâlifliñdin yer ü kökler nevâ k›lsun
Hakk’a s›¤›n›p köz yafl›ñ› jâle eyle
And›n soñra Hakk’ derdiñe devâ k›lsun

2- Ç›n derdlikni Allah süyüp bendem dedi


Üçyüzaltm›fl bak›p an› gam›n yedi
Melâyikler yafl›n al›p tuhfe k›ld›
Kan y›¤lag›l yafl›ñ al›p güvah k›lsun

3- Yüzmiñ günah sâd›r bold› bilelmediñ


Tevbe k›l›p dergâh›ga kelelmediñ
Hizmet k›l›p yahfl› duâ alalmad›ñ
Yazuklard›n seni ne dep sivâ k›lsun?

..................

14- Allah deben odka kirdi Halilullâh


Oflal odn› bostân k›ld› körüñ Allah
Boyn›n k›s›p y›¤lap aytd› fley’en-lillâh
Fakir miskin onda ne dep hevâ k›lsun?
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 395

Aç›klama
1- Tanyeri a¤aranda kalk›p, a¤lay›p, h›çk›r›p inle. (Senin)
h›çk›r›klar›ndan yer ve gökler ç›nlay›p, senin h›çk›r›klar›n› hiç
unutmas›n. (Olanca varl›¤›nla) Allah’a s›¤›n›p gözyafllar›n› çiy
(sabahlar› havadaki su buhar›ndan bitkiler ve so¤uk yarat›l›fll›
varl›klar üzerinde oluflan su damlac›¤› gibi) eyle. Ondan sonra
Allah senin s›k›nt›lar›n›, üzüntülerini, tasalar›n› gidersin.
2- (Allah’a kulluk yapmak yolundaki) gerçekten üzüntü,
kaygu çekenleri Allah sevip (seçkin) kulum dedi. Üçyüzaltm›fl
(yol) gözetip, (y›l boyunca onun) tasas›n› çekti. Melekler (o ku-
lun Allah sevgisi, ululu¤u, sonsuz gücünü düflünüp a¤lad›kla-
r›nda döktükleri göz) yafllar›n› ödül k›ld›. (Sen de Allah sevgisi
ile) kan a¤lamal›s›n (ki, senin göz)yafllar›n› (yapt›¤›n kulluk
için) tan›k k›ls›n.
3- (Sen) bilemedin (anlayamad›n, uyan›k olmad›¤›n için
senden) yüzbiñ günah ortaya ç›kt›. (Sen bu) günahlar›ndan dö-
nüfl yap›p bir daha ifllememeye söz verip diz dö¤üp kap›s›n›n
efli¤ine gelemedin. (Allah’›n) ermifl kullar›n›n buyru¤una girip
ö¤ütlerini tutup, ifllerini yap›p (onlar›n) yahfl› duâlar›n› (iyi istek
ve yakar›fllar›n›) alamad›n. (‹flledi¤in) yazuklardan (Yaratan’›n)
seni ne deyip de (niçin) ba¤›fllay›p ayr› k›ls›n?
..................
14- Allah’›n sa¤d›c› (Hz. ‹brahim peygamber) Allah diyerek
oda (atefle) girdi. Allah (da yak›c› olan) flu, o odu (atefli) görün
ki, bol sulu, çeflitli bitki, kokular, çiçekler, yemifllerin bitti¤i yer
k›ld›. Boynunu e¤ip (Yaratan’›n gücü karfl›s›nda) a¤lay›p
“fiey’en li’llâh” (Allah’›n râz› olmas› için) diye ay›tt›. Yoksul
(kendisinde olanlar›n hepsinin gerçekte Allah’›n oldu¤unu bi-
len), kendisinin hiçbir fleyi olmayan, orada ne deyip de (niçin),
içindeki benli¤inin kötü, gelip geçici dileklerini istesin?
396 Hoca Ahmed Yesevî

15- Hakk’a âfl›k sâd›klar› yörür h›lvet


Tanla barsa Hakk’ kafl›da körer izzet
Cennet kirip dîdâr körer ayfl u rahat
Pinhan yörür halkka ne dep riyâ k›lsun?

16- Kul Hâce Ahmed derd-i hâlet peydâ k›lg›l


Can u dîlni Hakk’ yol›da fleydâ k›lg›l
Derdin tart›p rûz-› mahfler gavga k›lg›l
Derd bolmasa Mevlâ’m kimge flifâ k›lsun?

fiiir

1- Iflk dâ’vâs›n meñe k›lma yalgan âfl›k


Âfl›k bolsañ bagr›ñ içre köz kan› yok
Muhabbetni flevki birle can bermese
Zâyi keçer ömri an› yalgan› yok

2- Iflk ba¤›n› mihnet tart›p kötermeseñ


Hârl›k tartsa flom nefsiñni öltürmeseñ
Allah deben içke nûrn› tolturmasañ
Vallah billâh sende ›flkn› niflân› yok
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 397

15- Allah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan do¤ru, gerçe-


¤i benimseyen, flaflmayan kullar› (d›fl görünüflünde) tek bafl›na
(yaln›z olarak) yürürler. Tanyeri a¤aranda varsa (Yaratan’›n›n
kat›nda dursa) sayg›nl›k, de¤erlilik, üstünlük görür. Uçma¤a gi-
rip Yaratan’›n›n yüzünü görür. Öte düyâdaki yaflay›fl› göñül
dinginli¤i, flenli¤i içinde olur. O, gizli (kendisini bilgisiz, düflün-
cesiz olanlardan saklayarak) yürür. (Bu dünyâda bilinmeyerek
yaflar). Halka ne deyip de (niçin) gösterifl yaps›n?
16- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed Allah sevgi-
si ve O’nun yüzünü görmeye kavuflmak için ac›l›, üzüntülü,
tasal› durumda olmal›s›n. Can›n› ve göñlünü O’nun yolunda
ç›lg›n, tutkun k›lmal›s›n. O’nun (yolunun) ac›s›n›, üzüntüsünü
çekip mahfler günü (ulu¤ gün) u¤rafl›p çekiflmelisin. (Bu dün-
yâda) Ac›, üzüntü, s›k›nt› olmasa efendimiz, sahibimiz Yara-
tan’›m›z kime iyilefltirme, ac›dan üzüntüden s›k›nt›dan kurtu-
lufl k›ls›n?

Aç›klama
1- Ey Allah’› ç›lg›nca sevdi¤ini ve O’na tutkun oldu¤unu
ileri süren yalanc› kifli? Bana, Allah sevgisinin ne oldu¤unu an-
lat›p durma! (Sen gerçekten) Allah’› ç›lg›nca seven olsan hani
ba¤r›n›n içinde köz (atefl) yok? Karfl›l›kl› sayg›, sevgi, yak›nl›k
ve göñül s›cakl›¤› çaban› göstererek bir kifli can vermese, o kifli-
nin bu dünyâda yaflad›¤› süre hiçbir ifle yaramadan bofl olarak
geçmifl yitiktir. Bu sözün yalan› yoktur.
2- (E¤er ki,) eziyetini, s›k›nt›s›n›, yorgunlu¤unu çekip de
Allah sevgisinin bafl›n› gö¤ertmesen (Allah sevgisi ortam›n›
oluflturmasan), afla¤›l›k, k›nanm›fll›k küçümsenmifllik çekse,
u¤ursuz kötü benli¤ini (içindeki seni sürekli bu yalan ve geçici
dünyâya yönelten nefsini) öldürmesen, (içinden) Allah deyip de
(O’nun) nûrunu (›fl›¤›n›n ayd›nl›¤›n›) iç(in)e doldurmasan. Al-
lah için, Allah ad›na (diyorum ki,) sende Allah sevgisinin, O’na
tutkun olman›n belirtisi, izi yok.
398 Hoca Ahmed Yesevî

3- Hakk’ zikrini ma¤z› cand›n ç›karmasañ


Üçyüzaltm›fl tamurlar›ñ tepretmeseñ
Törtyüzk›rktört süñekleriñ kul k›lmasañ
Yalganç›dur Hakk’ âfl›k› bolgan› yok

..................

12- Iflk sevdas› kimge tüflse resvâ k›lur


Pertev sal›p Hakk’ özige fleydâ k›lur
Mecnûn s›fat akl›n al›p Leylâ k›lur
Allah hakk› bu sözlerni yalgan› yok

13- Kul Hâce Ahmed cand›n keçip yolga kirgil


And›n soñra erenlerni yol›n sorg›l
Allah deben Hakk yol›da can›ñ bergil
Bu yollarda can bermeseñ imkân› yok

fiiir

1- Tevbe k›l›p Hakk’a yangan âfl›klarga


Uçma¤ içre tört ar›¤da flerbeti bar
Tevbe k›lmay Hakk’a yanma¤an gafillerge
Tar lâhedde kat›¤ azâb hasreti bar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 399

3- Allah’›n ad›n› sürekli añ›p can›n›n içinden ç›karmasan


(O’nu hiç unutmay›p düflünsen.) Üçyüzaltm›fl damarlar›n› dep-
retmesen. (Damarlar›na var›ncaya kadar Allah sevgisi ile dolu
olup esrikli¤i ile hareket etmesen) Dörtyüzk›rkdört kemiklerini
O’na kul k›lmasan (O’nun buyru¤unda k›lmasan. Yapt›klar›n)
yalanc›l›kt›r. (Yalanc› olan›n da) Allah’› ç›lg›nca sevmesi ve
O’na tutkun olmas› olamaz.
..................
12- Allah sevgisinin odu kimin içine düflse o kifliyi bilgisiz,
düflüncesizlerin gözünde afla¤›lanm›fl, k›nanm›fl, hor görülmüfl
k›lar. Allah o kiflinin içine ›fl›k sal›p içini nûru ile ayd›nlat›r ve
kendisine ç›lg›nca tutkun k›lar. Mecnûn gibi akl›n› al›p Leylâ(y›
seven ve yaln›z onu isteyen) k›lar. (Yüce Yaratan’› seven ve yü-
zünü görmek isteyen k›lar). Allah bilir ve tan›kt›r ki, bu sözlerin
yalan› yoktur.
13- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed can›ndan ge-
çip, (can›n› hiçe say›p Allah) yol(un)a girmelisin. Ondan sonra
Allah kat›nda seçkin, ulu duraklara ulaflm›fl erenlerin yolunu
sormal›s›n. Allah diyerek Hakk’ yolunda can›n› vermelisin. Bu
yollarda can vermesen (Allah’›n yüzünü görmeye kavuflman›n)
olaca¤› ve olabilirli¤i yok.

Aç›klama
1- (Bu yalanc› ve geçici dünyâda) yapt›klar› kötü ifller ve ya-
zuklar›ndan dönen, (yazuklar›n›n ba¤›fllanmas› için Allah’a yal-
varan) bir daha ifllememeye içten gelerek söz verip diz dö¤en,
Allah için yanar, O’nu ç›lg›nca seven kullara, uçmak içinde dört
(Ar›¤dan) bulakda(n akan) tatl› içece¤i (flerbeti) var. Yapt›klar›
kötü ifller ve yazuklar›ndan dönmeyen, diz dö¤meyen, Allah
için yanmayan bilgisiz, düflüncesiz, ald›r›fls›zlara, dar sininde
çetin, (kat›, sert) eziyet, ac› çekme özlemi var.
400 Hoca Ahmed Yesevî

2- Uçma¤ mülkin uman kullar tövbe k›lsun


Tevbe k›l›p hazretige yavuk bolsun
Hûr u kusûr, g›lmân vildân hâdim bolsun
Elvan elvan kiyer teflrif hil’at› bar

..................

6- Namaz birle rûzeleri od›n alar


Âlem halk› süynüp an› Hakk’d›n tiler
K›yamet kün körüp an› alar t›ñlar
Ne kul ermifl bu sa’âdet nusreti bar

7- Ol ar›¤lar kimge turur bilgil an›


Tevbe k›lgan âfl›klarga içürür an›
Tevbesizler ol ar›¤d›n içmes ab veli
Aña içürür zehir zakkum flerbeti bar
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 401

2- Uçmak içinde (kendisine) yer uman kullar bu yalanc›


ve geçici dünyâda (yapt›lar ise) kötü ifl ve yazuklar›ndan dö-
nüfl yaps›n, içten gelerek bir daha yapmamaya söz versin, diz
dö¤sün. Böyle yaparak Allah’›n kat›na yak›n olsun. ‹ri gözlü
cennet k›zlar› (hûriler) ve konaklar (kûsûr, köflkler), cennet-
liklerin buyru¤una verilmifl (karabafllar), cennet gençleri, kul-
lar, köleler buyru¤una girip ifllerini görsünler. De¤iflik renk
ve görünüflte ulu duraklara ulaflan(lar bu duraklara ulaflama-
yanlar›n kat›nda) ünlü olup giyecekleri kaftan› (kedütü) var.
..................
6- Ulu¤ günün ekene¤i olan bu dünyâda (k›ld›¤›) namaz
ile (tuttu¤u) oruçlar› (kulun öte dünyâda kendisini yakacak
olan) odunu (ateflini) al›r, (söyündürür). Dünyâya gelmifl bü-
tün kifliler sevinip onu (öte dünyâda kendilerini yakacak ate-
flin söyünmesini) Hakk’dan dilerler. K›yamet günü (ulu¤ gün-
de) görüp onu, onlar (ibâdetlerinde eksiklik olup yazuklar›na
tövbesiz gidenler) dinler. Ne (seçkin bir) kul imifl bu (kul ki,)
mutlulu¤u (ona) Yaratan’›n yard›m› (onun da bize karfl›) üs-
tünlü¤ü var.
7- (Uçmaktaki) o bulaklar (ar›¤lar, p›ñarlar) kimin içindir?
Onu bilmelisin! Bu yalanc› ve geçici dünyâda yapt›klar› kötü-
lük ve iflledikleri yazuklardan dönüfl yap›p diz dö¤en, ba¤›fl-
lanmas› için Allah’a yalvararak ba¤›fllatabilen amraklara (Al-
lah’› ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olanlara) onu (o p›ñarlar-
dan akan içece¤i) içirir. Ancak, bu yalanc› ve geçici dünyâda
yapt›klar› kötülük ve iflledikleri yazuklardan dönüfl yap›p diz
dö¤meyenler o p›nardan içemezler. (Ey kifli bunu böyle bil!)
Ona (onlara) içirecek a¤u-zakkum (cehennemde yetiflen çiçek
ve yapraklar› gösteriflli yasemine benzer a¤ulu a¤aç) kar›fl›¤›
içece¤i var.
402 Hoca Ahmed Yesevî

8- K›yâmetni bir küni ellikmiñ y›lca bolur


Bu dünyân› san›ca bil neçe bolur
K›yâmet kün yetmiflmiñ y›l odda kalur
Tevbe k›lgan kullar küymez mühleti bar

9- Her kim Hakk’n›ñ kul› bolsa Hakk’a yansun


Hakk’a yanmaz özin degen nar› barsun
Kul Hâce Ahmed neçük munda orun tapsun
Keçe küntüz korka turur heybeti bar

fiiir

1- Hikmet birle ol ademdin bar eyledi


Onsekkizmiñ kamu¤ âlem hayrân erür
Kâlu belâ degen kullar ülüfl ald›
Sükût etken kullar dini veyrân erür

2- Hakk’ te’âlâ imân atâ k›ld› bizge


Ol Mustafâ Hakk’ Resûl› idi bizge
Dürûd aytsañ kuvvet berür dinimizge
Yok erse men k›lganlar›m yalgan erür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 403

8- K›yametin bir günü (bu dünyâ ölçüsüne göre,) ellibiñ y›l-


ca (y›l kadar uzun süreli) olur. Bu (yalanc› ve geçici) dünyân›n
say›s›nca (say›s› ile ölçünce) bil neçe (ne kadar gün) olur. (Ya-
zuklar›ndan dönüfl yapmay›p diz dö¤meyenler), k›yamet günü
yetmiflbiñ y›l odda (ateflte) kal›r. Bu yalanc› ve geçici dünyâda
yapt›klar› kötü ifller ve iflledikleri yazuklar›ndan dönüfl yapan
ve diz dö¤en kullar, (öte dünyâda) yanmazlar. (Onlar›n) belir-
lenmifl süreleri (bu dünyâda ak›ll›ca davrand›klar›ndan kurtu-
lufllar›, Allah’›n ba¤›fl›na eriflmeleri) var.
9- Her kim ki Hakk’›n kulu olsa (Allah’a gerekti¤i gibi kul-
luk yapm›fl olsa o kifli) Hakk’a (Allah için O’nun yolunda, r›zâ-
s›na kavuflmak için) yans›n. Özü(nden) Hakk’a yanmaz diyen
atefle (oda) vars›n (gitsin. Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ah-
med burada nas›l orun (durak, makam) taps›n. Gece-gündüz
(hep) korkup durur. (Sayg›yla birlikte korku duygusu veren)
Korkunç (ürkütücü, ürpertici) görünüflü var.

Aç›klama
1- (Yüce Yaratan) bizim bilmedi¤imiz gizli gerçeklerle yok-
luktan (yok iken gökte ve dünyâdaki varl›klar›) var eyledi. On-
sekizbiñ âlemin (Günefl ›fl›¤› alabilen varl›klar›n) kamusu (bu
yarat›c› güç karfl›s›nda düflünüp de¤erlendirmek konusunda)
flaflk›nd›rlar. (Allah ruhlar›m›z› yarat›p “Ben sizin Rabbiniz de-
¤il miyim?” dedi¤inde) “Kalû belâ” (Evet Sen Bizim Rabbimiz-
sin) diyen (ruhlar›n ›ss› olan) kullar ülüfl ald›. Ses ç›karmayan
(Evet Sen Bizim Rabbimizsin demeyen ruhlar›n ›ss› olan) kullar
dinlerini y›kt›lar (y›k›k, k›r›k da¤›n›k ettiler.)
2- Ad› yüce ulu Allah imân etmeyi (Allah’a, meleklere, ki-
taplar›na, peygamberlerine, ulu¤ güne (âhiret gününe), kadere
hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una öldükten sonra dirilmeye
kalpten inan›p dil ile söylemeyi) bizlere karfl›l›ks›z verdi. O,
kendisine kitap vererek peygamber olarak gönderdi¤i (Hz. Mu-
hammed) Mustafâ’y› do¤ru ve gerçek peygamber olarak bize
gönderdi. Ö¤mek, yalvarmak, yakarmak söylesek dinimize güç
verir. (Bunlar bende) yok ise benim yapt›klar›m yaland›r.
404 Hoca Ahmed Yesevî

3- Evvel “elestü bi rabbiküm” dedi Hudâ*


“Kalû belâ” deben ruhlar k›ld› sedâ
Y›¤lap keldik efli¤iñge cümle gedâ
Lutf eyleseñ yüzmiñ âsi handan erür

..................

8- Sünnetlerin mehkem tutup ümmet bolg›l


Keçe küntüz dürûd ayt›p ülfet bolg›l
Nefsni tefip mihnet yetse rahat bolg›l
Anda¤ âfl›k ikki közi giryân erür

9- Kul Hâce Ahmed nefsdin müdam sivâ bolg›l


Küyüp, piflip derdi birle edâ bolg›l
Keçe küntüz t›nmay y›¤lap gedâ bolg›l
Derdin tartsañ Hâce senden r›zâ erür

fiiir

1- Behiflt duzah talaflur talaflmakta beyan bar


Duzah aytur: “Men artuk, mende Fir’avn Hâmân bar”

* A’raf sûresi, 172. âyet.


Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 405

3- Önce “Elestü bi-Rabbiküm” (Ben Sizin Rabbiniz de¤il mi-


yim?)* dedi do¤ru yolu gösterici Allah. “Kâlû belâ” (Evet, Sen
Bizim Rabbimizsin) diyerek ruhlar ses verdiler. Biz bütün kim-
sesiz yoksul kullar senin (kap›n›n) efli¤ine a¤lay›p geldik. Ba¤›fl-
larsan (eksik ve yanl›fllar›m›z› bize ac›y›p da örtersen), senin
buyruklar›na karfl› gelen (yazuklar ifllemifl) yüzbiñ kulun se-
vinçli, (mutlu, göñül dinginli¤i içinde) olur.
..................
8- (Peygamberimiz Hz. Muhammed’in) söylediklerini ve
yapt›klar›n› sa¤lam tutup O’nun yolunda olmal›s›n. Gece-gün-
düz yakar›fl, duâ, övgü ay›t›p yak›n olmal›s›n. ‹çindeki seni sü-
rekli bu yalanc› ve geçici dünyâya yönelten benli¤ini tepip ezi-
yet, s›k›nt› yetse (sana de¤se) dayanmal› göñül tohtam›fll›¤› ve
dinginli¤i içinde olmal›s›n. Öyle (olan) Allah’› ç›lg›nca seven ve
O’na tutkun olan (amrak) iki gözü a¤layan olur.
9- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, içindeki seni
sürekli bu yalanc› ve geçici dünyâya yöneten benli¤inden sürek-
li olarak uzak, (onun yönetimine girmeyen) olmal›s›n. (Yüce Ya-
ratan’›n sevgisi ile) içten içe yan›p, piflip (olgunlafl›p) O’nun
üzüntüsü, tasas› ile ma’nevî kiflili¤ini olgunlaflt›r›p tamamlama-
l›s›n. Gece-gündüz durmadan, (dinmeden) a¤lay›p (bilmeyen,
düflünemeyenlerin gözünde) yoksul, afla¤› görülen hor bak›lan
olmal›s›n. Üzüntüsünü, ac›s›n›, tasas›n›, çek(er)sen Yüce Yara-
tan senden râz› (seni benimseyen) olur.

Aç›klama
1- Uçmak (ile) tamu (birbirleriyle) dalafl›r (çekiflir u¤rafl›r.
Onlar›n) dalaflmalar›nda aç›klamalar var. Tamu ay›t›r: ben (sen-
den artu¤um) üstünüm (çünkü) bende (benim içimde) Firavun
(eski M›s›r kral›, Hz. Mûsâ ça¤›nda Tañr› oldu¤unu ileri sürerek
Hz. Mûsâ’ya inanmayan Tutankamon veya Ramses), Hâmân
(Firavun’un veziri) var.

* A’raf sûresi, 172. âyet: Hani Rabbin, Âdem o¤ullar›n›n bellerinden zürriyetlerini
alm›fl; onlar› kendilerine karfl› flâhid tutarak “Ben sizin Rabb'iniz de¤il miyim?”
demiflti. Onlar, “Hay hay, (Rabbimizsin) flâhid olduk!” demifllerdi. Bunu k›ya-
met gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz diye yapm›flt›k.
406 Hoca Ahmed Yesevî

2- Behiflt aytur: “Ne dersen, sözni bilmey aytursan


Sende Fir’avn bolsa mende Yûsuf Ken’ân bar”

3- Duzah aytur: “Men artuk, bahîl kullar mende bar


Bâhillerniñ boyn›da odlu¤ zencir kiflen bar”

4- Behiflt aytur: “Men artuk, peygamberler mende bar


Peygamberler ald›da kevser ü hûr u g›lman bar”

5- Duzah aytur: “Men artuk, tersa, cühûd mende bar


Cühûd, tersa ald›da türlüg azâb suzân bar”

6- Behiflt aytur: “Men artuk, mü’min kullar mende bar


Mü’minlerni ald›da türlük ni’met elvân bar”

7- Duzah aytur: “Men artuk, zâlim kullar mende bar


Zâlimlerge berürge zehr ü zakkum çendân bar”

8- Behiflt aytur: “Men artuk, âlim kullar mende bar


Âlimlerni köñlide Âyet, hadîs, Kur’ân bar”
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 407

2- Uçmak ay›t›r: Sen ne dersen (söyledi¤in) sözünü bilme-


den ay›t›rs›n. Sende Firavun olsa (var ise de) bende (benim içim-
de de) Yûsuf Kenân (Filistin’li Hz. Yâkub’un (Peygamber’in) o¤-
lu Yûsuf (peygamber) var.
3- Tamu ay›t›r: Ben (senden) artu¤un (üstünüm). Cimri,
varyemez, hay›rl› ifllere eli varmayan, sürekli dünyâ mal› birik-
tiren kullar bende (içimde) var. Cimrilerin boynunda odlu (atefl-
li, ateflte k›zarm›fl) zincirden halka var.
4- Uçmak ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Bende
(benim içimde) peygamberler var. Peygamberlerin karfl›s›nda
(onlar›n buyruklar›nda) kevser (cennette bir ›rmak) ve iri gözlü
cennet k›zlar› (hûriler) ve cennete gidenlerin buyru¤unda olan
gençler (g›lman-karabafllar)var.
5- Tamu ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Tersa (H›-
ristiyan, teslisci, haça tapan), bilerek do¤rulu¤unu yalanlayan,
inkâr eden cühûd (Yahûdi) bende (benim içimde) var. Yahûdi
ve tersa (H›ristiyan) karfl›s›nda (önünde) türlü eziyet, iflkence,
a¤lama, s›zlama var.
6- Uçmak ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm) müslü-
man olup da öteki insanlar›n onun kötülü¤ünden kendilerini
güvende duyduklar› kullar bende var. Bu kiflilerin karfl›s›nda
(mü’minlerin önünde) Allah’›n karfl›l›ks›z türlü ba¤›fllar›, ödül-
leri, renk renk güzellikler var.
7- Tamu ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Baflkala-
r›na eziyet eden s›k›nt› çektiren ac› veren kullar (zebânîler) ben-
de var. Baflkalar›n› ezen ac› çektirenlere vermek için a¤u ve zak-
kum (çiçekleri, yapraklar› görklü ve a¤ulu yasemine beñzeyen
a¤aç pek o kadar) çok var.
8- Uçmak ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Bilge
kullar bende var. Bu bilge (her türlü bilgide en ileri olan, yorum
ve gizli anlamlar›n› ç›karan) kullar göñlünde âyet (Kur’ândan
cümleler), hadîs (Peygamberimizin buyurduklar›, yapt›klar›,
yap›lmas›n› olumlu karfl›lad›klar›), Kur’ân (Kur’ân-› Kerîm’in
hepsinin gerçekleri) var.
408 Hoca Ahmed Yesevî

9- Duzah aytur: “Men artuk, münâf›klar mende bar


Münâf›klar boyn›da odd›n iflkel kiflen bar”

10- Behiflt aytur: “Men artuk, zâkir kullar mende bar


Zâkirlerni köñlide zikr ü fikr-i Sübhan bar”

11- Duzah aytur: “Men artuk, bînamazlar mende bar


Bînamazlar boyn›da y›lan birle ç›yan bar”

12- Behiflt aytur: “Men artuk dîdâr körmek mende bar


Dîdâr›n körsetürge Rahîm atl›¤ Rahmân bar”

13- Duzah anda tek turd›, behiflt özrini ayd›


Kul Hâce Ahmed ne bildi, bildürgüvci Yezdân bar

fiiir

1- Bîflek biliñ bu dünyâ barça halkd›n öter a


‹nanmag›l mal›ñga bir kün kold›n keter a

2- Ata, ana, kar›ndafl kayan ketti fikir k›l


Tört ayagl›g çub›n at bir kün señe yeter a
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 409

9- Tamu ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Münâf›k-


lar (D›fltan sözleri ve hareketleri ile müslüman oldu¤unu ileri
sürüp öyle görünen, içten, gerçekte müslüman olmayan, ger-
çekleri örtenler) bende var. Münâf›klar›n boyunlar›nda oddan
(ateflten boynuna dolanm›fl) halka var.
10- Uçmak ay›t›r: ben (senden) artu¤um (üstünüm). Al-
lah’›n ad›n› añ›p söyleyen, O’nun kullu¤unu, sonsuz gücünü
düflünüp akl›ndan ç›karmayan, unutmayan kullar bende var.
Böyle olan kullar›n göñüllerinde sürekli Allah’›n varl›¤›yla ad-
lar› ve kiflili¤i, özellikleri ve yapt›klar›nda hiçbir eksiklik ve yan-
l›fll›k olmayan Allah düflüncesi var.
11- Tamu ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm). Namaz
k›lmayanlar (namaz› terk etmifl müslümanlar) bende var. Na-
maz k›lmayanlar›n boynunda (dolanm›fl olarak) y›lan ile ç›-
yan(lar) var.
12- Uçmak ay›t›r: Ben (senden) artu¤um (üstünüm) Allah’›n
yüzünü gör(meye ulafl›p erifl)mek bende var. Yüzünü gösterme-
ye koruyucu, ac›y›c›, ba¤›fllay›c› adl›, yaratt›klar›na ne gerekli
ise veren, herkese kazand›¤› ülüflü (veren) ve onlar için karfl›l›k-
s›z ba¤›fllarda bulunan var.
13- Tamu orada flöyle durdu. Uçmak özürünü (gerekenleri)
ay›tt›. (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (bu dediklerini)
ne(reden) bildi? Ona (bunlar›) bildirici Yezdan (Yaratt›klar› için
iyilikler, güzellikler, hay›rlar yaratan Allah) var.

Aç›klama
1- Kuflkusuz, kalpten, göñül dinginli¤i ile bilin ki, bu yalanc›
ve geçici dünyâ barça kiflilerden (üstüne gelip de yaflayan herkes-
ten) geçer (onlardan geriye kal›r) ha! Bu dünyâda kazan›p birik-
tirdi¤in mal›na güvenme. Bir gün (onlar›n hepsi) elden gider ha!
2- Ata (baba), ana, kar›ndafllar (bu geçici ve yalanc› dünyâ-
da idiler de flimdi) nereye gittiler? (Onlar›n gitti¤i yeri derinli¤i-
ne) düflün. A¤açtan yap›lm›fl dört ayakl› (kollu) at (tabut) bir
gün sana yeter (ulafl›r) ha!
410 Hoca Ahmed Yesevî

3- Dünyâ üçün gam yeme Hakk’d›n özgeni deme


Kifli mal›n› yeme s›rat üzre tutar a

4- Ehl ü ayâl kar›ndafl heçkim bolmaydur yoldafl


Merdâne bol garib bafl ömriñ yel dek öter a

5- Kul Hâce Ahmed tâ’at k›l ömriñ bilmem neçe y›l


Asl›ñ bilseñ âb u gil yene gilge keter a
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 411

3- (Bu yalanc› ve geçici) dünyâ için üzüntü, kaygu, tasa ye-


me (çekme) Allah’tan baflkas›n› (özgesini) deme. (Konufltu¤un-
da ‹lâhî sözleri konufl) Kifli, (senin kazanc›n olmayan baflkalar›-
n›n) mal›n› yeme. S›rat (cehennem üstündeki köprüden geçer-
ken köprü) üstünde seni tutar (geçmeni engeller) ha!
4- Eflin, çoluk çocu¤un, kar›ndafllar›n ve hiç kimse (s›rat üs-
tünde) yoldafl olam›yorlar. (Yan›nda olup, elini tutup geçmen
için yard›m edemiyorlar). Sözünde duran, tek bafl›na yi¤it ol. Bu
dünyâdaki yaflay›fl›n (sen anlayamadan) yel gibi geçer ha!
5- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed, ibadet et. Olan-
ca varl›¤›nla Allah’a ba¤lan. (Bu yalanc› ve geçici) dünyâda ya-
flayaca¤›n süre kaç y›ld›r? Bilmem. Neden yarat›ld›¤›n› bilirsen,
su ve toprakt›r. (Bunlardan yarat›lm›fl gövden) yine topra¤a gi-
der ha!
412 Hoca Ahmed Yesevî

fiiir

MÜNÃCÂT BE DERGÂH-I KAAD‹’L


HÂCÂT CELLE CELÂLUHU

1- Münâcât eyledi Kul Hâce Ahmed


‹lâhî k›l hemme bendeñge rahmet

2- Garib Ahmed sözi hergiz kar›maz


Eger yer ast›ga kirse çirimez

3- Yene mensuh bolup ol hâr bolmaz


Oku¤an bendeler bîmâr bolmaz

4- Oku¤anga k›lurmen anda flefkat


K›yamet künide k›lgum flefaat

5- Hudâ’y›m k›lsa in’âm meñe cennet


Oku¤anlarn› k›lurmen men flefaat

6- Tileki her ne bolsa Tañr› bergey


Muhabbet flevkini köñlige salgay

7- Cemâlin körsetip Perverdigâr’›m


Özin yol›ga salsun Bir ü Bar›m

8- Hudâ’y›m eylesün mahflerde hurrem


K›yâmet kün ar›¤ zât›ga mahrem
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 413

Aç›klama
YARATTIKLARININ BÜTÜN ‹HT‹YAÇLARINI
YER‹NE GET‹REN YÜCE ALLAH’IN
SONSUZ BÜYÜKLÜ⁄Ü, ULULU⁄U, ÖFKE,
KIZGINLIK VE GAZABI YÜCED‹R.
O’NUN KAPISINA YALVARMA

1- (Yüce Yaratan’a) Kul (olan) Hoca Ahmed (Yaratan’›na)


yalvard›. (Kurtuluflu için duâ etti. Ey) Allah’›m olanca varl›¤› ile
sana ba¤l› olan bu ve öteki bütün kullar›na ac›, onu (onlar›) ba-
¤›flla, koru.
2- Kimsesiz (olan bu) Ahmed(in) söz(ler)i hiçbir zaman ka-
r›maz (eskimez, yafllanmaz, geçerlili¤ini yitirmez). E¤er ki, yer
alt›na girse (söylenmez ve an›lmazsa bile) çürümez (bozulmaz,
yok olmaz, de¤erini yitirmez).
3- Yine mensuh (geçersiz b›rak›lm›fl, yürürlükten kald›r›l-
m›fl) olup o (sözleri) hâr (hor, afla¤›lanm›fl, küçük görülmüfl) ol-
maz. (Bu sözleri) okuyan (anlay›p da de¤erlendiren) ba¤l›lar›
sayru (ma’nevî hasta, kudsiyet y›k›nt›s›na u¤ram›fl) olmaz.
4- (Bu sözleri) okuyana (ve çevresine aktaranlara ben) orada
(öte dünyâda) ac›r›m. K›yamet (ulu¤ gün) gününde (onun) ya-
zuklar›n›n ba¤›fllanmas› için, yazuksuz olanlar›n da Allah kat›n-
da duraklar›n›n yükselmesi için arac› (Allah’a yakaran) olay›m.
5- (Kullar›n› do¤ru yola koyan) Allah’›m bana ülüfl olarak
uçma¤›n› verse (k›smet etse) ben okuyanlara yazuklar›n›n ba-
¤›fllanmas›, yazuksuz olanlar›n derecelerinin yükselmesi için
Allah’a yalvaran olurum.
6- (Okuyanlar›n ve çevresine yayanlar›n) dile¤i her ne olsa,
onlar› (yarat›c›) Tañr› vere. Sevgi, yak›nl›k ma’nevî s›cakl›k ve
mutluluk istek ve çabas›n› (okuyanlar›n) göñüllerine sala.
7- (Yaratt›klar›n›) seven, (bu dünyâda iken inanan-inanma-
yan ay›rmay›p) besleyen, büyüten Allah›m, yüzünü gösterip
(bu kullar›n›) özünün yoluna sals›n. Bir ve var olan Allah›m.
8- Do¤ru yola koyucu Allah’›m! Mahflerde (ulu¤ günde) se-
vinçli, mutlu eylesin. K›yamet (ulu¤) günde temiz, duru zât›na
yak›n ve bilinmeyen gerçeklerini bilici eylesin.
414 Hoca Ahmed Yesevî

9- Duâga yâr› berse her müsülman


Öler vaktda eltgey nûr› imân

10- Meni hikmetlerim âlemge tolgan


‹flitmey her kim ölse k›lay erman

11- Meni hikmetlerim âfl›kn› cân›


Közidin yafl› akar gaz› kan›

12- Meni hikmetlerim derdlikge derman


Kifli bûy eltmese ol yolda kalgan

13- Meni hikmetlerim âlemde destân


Ruh›m kelse k›lur sohbetni bostân

14- Meni hikmetlerim kân› hadîsdür


Kifli bûy eltmese bilgil habîsdür

15- Meni hikmetlerim tâlibni r›zk›


Eger çendiki bolsa cürmi fikri
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 415

9- Duâya (Allah’a yalvar›fla, yakar›fla) her müslüman kat›l›p


(göñülden dile¤ini sunu)verse, (bu yalanc› ve geçici) dünyâda
yaflay›fl süresi dolup ölece¤i vakitte imân (Allah’a, meleklerine,
kitaplar›na, peygamberlerine, âhiret gününe (ulu¤ güne), kade-
re, hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una, öldükten sonra dirilme-
ye içten inan›p dil ile söylemek) nûrunu iletir.
10- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim dünyâya
dolan, (herkes okuyup anlayan) olsun. (Benim sözlerimi) iflitme-
den her kim ölse duymak ister, duyamad›¤›ndan dolay› üzülür.
11- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerini anlatan, herke-
sin bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim,
âfl›k’›n (göñlü Allah sevgisi ile dolu ve O’na tutkun olanlar›n ca-
n›d›r. Onun (Allah’a tutkun olan›n) gözünden kanl› yafl› akar (O
Allah için a¤lar).
12- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerini anlatan, herke-
sin bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim,
ac›l›, üzüntülü, tasal›, kaygululara çare (em)dir. Kifli (bu sözler-
den) ülüfl (pay al›p) iletmese (götürmese) ve bu gizli gerçekler-
den koku almasa (o kifli) yolda kalan (dile¤ine eremeyen) olur.
13- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim (bu geçi-
ci ve yalanc› dünyâda destân [koçaklama, sevgi ve zevk ile oku-
nan, dinlenen (sözler) olsun]. Ruhum (tinim bu ö¤ütlerimin
okundu¤u yere) gelse oray› sayg›, sevgi, yak›nl›k ve s›cakl›k du-
yulan ortam (durumuna getirir) k›lar.
14- Benim, varl›klar›n›n iç ve d›fl özelliklerinden herkesin
bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, Pey-
gamberimizin yapt›klar›, sözleri ve uygun bulduklar› kaynak-
tand›r. Kifli (bu sözlerden) ülüfl (pay al›p) iletmese (al›p götür-
mese) ve gizli gerçeklerden koku alan olmasa, bilmelisin ki, kö-
tü, pis, alçakça davran›fll›, yalanc›, düzencidir.
15- Benim varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bilme-
di¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, isteyenlere bu
dünyâda (ma’nevî) yiyecek, öte dünyâda az›kt›r. E¤er ki, kötü dü-
flüncesi, yazuklar›, kötü iflleri ne kadar olsa da. (Ona yararl›d›r)
416 Hoca Ahmed Yesevî

16- Meni hikmetlerim fermân-› sübhân


Okup bilseñ heme mâ’nâ-y› Kur’ân

17- Meni hikmetlerim âlemde sultân


K›lur bir lâhzada çölni gülistân

18- Meni hikmetlerim flevk-i muhabbet


Közini yafl›ga k›lgay tâharet

19- Namaz›ga Resûlullâh imâm›


An› kavmi melâyikler tamâm›

20- fiikestelik birle k›lgan namaz›


Kabul bolgay an› Hakk’a niyâz›

21- Meni hikmetlerim âfl›kga ayt›ñ


Dîli âyine dek sâd›kga ayt›ñ

22- Meni hikmetlerim müflkili âsan


K›yamet dag›dur tâliblerni handan
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 417

16- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-


medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, kiflili-
¤inde, özelliklerinde, yapt›klar›nda hiçbir eksiklik ve yanl›fl bu-
lunmayan Allah’›n buyruklar›d›r. Okuyup bilsen (onlar›n) hep-
si Kur’ân-› Kerîm’in anlam›d›r.
17- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, bu geçi-
ci ve yalanc› dünyâda sultân (üstün, sözü geçen, dinlenip oku-
nan ve uyulan olursa), bir anda (susuz kupkuru) çölü, bol ve
duru sular›, yeflillikleri, çiçekleriyle gülbahçesi k›lar.
18- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, karfl›l›k-
l› sayg›, sevgi ve göñüllerin s›cakl›k ve mutluluk ald›¤› yak›nlafl-
man›n istek ve çabas›d›r. (Duygulan›p da a¤layanlar›n) gözü-
nün yafllar›n› (günahlar› için) temizleyici k›lar.
19- Namaz k›ld›¤›nda (imam olarak Allah’›n kendisine ki-
tap vererek son peygamber olarak yollad›¤›) Resûlullah (Hz.
Muhammed) imam›n, (namaz› k›ld›ran)›nd›r. Onun o¤ufl ve bo-
yu (kavmi, akrabas›) meleklerin hepsidir.
20- K›r›lm›fll›k, (güceniklik, umut yitirecek duruma gelmifl-
lik ile de olsa) namaz› k›ld›¤›nda, onun Allah’a yalvar›p yakar-
mas›, isteklerde bulunmas› da (namaz› gibi) kabul olur. (Allah
benimser, geri kakmaz).
21- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi, Allah’›
ç›lg›nca seven ve O’na tutkun olan (amrak)lara ay›t›n. Göñlü ay-
na (gözgü) gibi (en küçük bir kiri bile saklamay›p gösteren, gör-
dü¤ünü de¤ifltirmeden yans›tan yalan söylemeyen) do¤ru olan,
gerçekleri benimseyip dönüfl yapmayanlara (sad›klara) ay›t›n.
22- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, (âhiret-
te karfl›laflaca¤›n›z) güçlükleri (zorluklar›) âsan, (bu ö¤ütleri ö¤-
renip tutanlar için kolay) k›lar. (K›yamette Allah’›n r›zâs›n› ve
ba¤›fllar›n›) dileyenler k›yamet(te karfl›laflacaklar› güçlüklerin)
yaras›ndan kurtulup sevinçli olurlar.
418 Hoca Ahmed Yesevî

23- Ruhum flâduman bolup tâlibga bakay


Yörerse ortanub köz yafl› akay

24- Heme kör ü ker ü bât›n› güzaf


Tamam iklimni kezdim tapmadum sâf

25- Meni hikmetlerim sarrafga aytݖ


Hudâ’y›m bâkerem Vehhâb’ga ayt›ñ

26- Adalet padflâh› bir at› sâd›k


K›lur bir lâhzada vasl›ga lây›k

27- Meni hikmetlerim nâdân iflitmes


Velî, köñli kara pendimi almas

28- Hatad›n bîhaber Allah’ga münkir


Edebsiz bîedep dünyâda bîpîr

29- Hatt›n› bitise her kim nesr bitisün


Veli nesri bitip maksudga yetsün
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 419

23- (Benim hikmetlerimi okuyup, ö¤ütlerimi tutanlardan) ru-


hum sevinçli, memnun olup, (Allah’›n yüzünü görmeyi ve ba-
¤›fllar›n›) isteyene bakar›m. O (isteyen) dönüfl yap›p yürürse,
(do¤ru hak yoldan azar baflka yola girip yanl›fl yolda giderse,
benim de onun için) gözümün yafl› akar (Ben onun için a¤la-
r›m).
24- Hepsi kör ve sa¤›r ve içyüzü (ma’neviyât›) bofl. Bütün
iklimi (dünyân›n hava ve tabiat flartlar›, olufllar›, töre ve inanç-
lar› de¤iflik olan her ülkeyi) gezdim. Duru, kat›fl›ks›z tapmad›m
(bulmad›m).
25- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi, altunun
de¤erini ölçebilen (bu sözleri de¤erlendirebilen)e ay›t›n. Do¤ru
yola koyucu Allah’›m, ululuk, yücelik, ba¤›fllay›c›l›k sahibi, çok
fazla veren, cömerte ay›t›n.
26- Adalet (herkesin pay›na düfleni, hakk›n› kendisine ve-
ren, gerekmedikçe kimseye eziyet etmeyen, düzenli, dengeli
davran›p haks›zl›k yapmayanlar›n en) ulusu, (sultân›) bir ad›
(da) do¤ru olan, gerçe¤i benimseyen do¤ruluktan sapmayan.
Bir anda (do¤ru yolda olan kulunu) kendisine kavuflmaya uy-
gun k›lar.
27- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi, bilgisiz,
anlay›fls›z, kavray›fls›z, düflüncesiz olan iflitmez (duysa da kafa
yormaz, anlamaz, uymaz), öyle ki onlar›n kalbi de göñlü de ka-
rarm›flt›r. Ö¤üdümü, (ö¤ütlerimin verdi¤i ›fl›¤›) almaz.
28- (Yapt›klar›) yanl›fll›k, eksiklikten habersiz (bilgisiz far-
k›nda olmayan) Allah’a inkârc› (gerçe¤i örtücü, benimsemeyen,
bilmek tan›mak istemeyen). ‹yi ve güzel davran›fl› olmayan,
utanmayan, bu yalanc› ve geçici dünyâda bilgili, olgun, do¤ru
yolu gösterici, e¤itici ö¤üt verici önderi olmayan(d›r).
29- Her kim ki, hatt›n› (yaz›s›n›) bitise (yazsa) nesr (düzya-
z› olarak fliir, kafiyeli de¤il) bitisin (yazs›n). Ancak (fliir gibi do-
layl› anlat›ma gerek duymayan), düzyaz›y› bitiyip (yaz›p) iste-
nene (kastedilene) yetsin (eriflsin).
420 Hoca Ahmed Yesevî

30- Dini imân› yok islâm› veyran


K›yâmet tan› atsa yolda kalgan

31- Pîr-i kâmilni körmey fleyh-i san’ân


Hudâ k›lmas kabul okusa Kur’ân

32- Özini fleyh alur kulbâr› hâli


Yigirmebeflke yetmey an› âli

33- Nasihatlar k›lur pîr ü cevann›


Özi fehm etmeyin yahfl› yamann›

34- Alarn› sözleri zâlimi zaldur


fieriat ehli bu eldin hicaldur

35- ‹nansun dep mun› bir neçe bîakl


K›lurlar evliyâlard›n mun› nakl
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 421

30- Dini (Allah’›n koydu¤u, görevlendirdi¤i peygamberler


arac›l›¤› ile uslu kiflilere bildirdi¤i bu yalanc› ve geçici dünyâda
ve öteki sonsuz dünyâda kurtulufl yollar›n› gösteren kurallar),
imân› (Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygamberlerine, âhi-
ret (ulu¤) gününe, kadere, hay›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una
öldükten sonra dirilmeye inanmas›) yok. ‹slâm dinini yaflamas›
y›k›k (yerlebir). K›yâmet koparken (k›yâmetin) tanyeri a¤aran-
da yolda kalan(d›r).
31- Olgun, bilge, do¤ru yolu gösterici, e¤itici, ö¤ütleyici
yafll› önderini görmeden onun kendi yolgöstericisi, önderi ad›
Abdürrezzak olup fleyhli¤i bir h›ristiyan k›z için ‹slâm dinini b›-
rak›p, h›ristiyan olup zangoçluk yapan, sonra yine ‹slâm’a dö-
nen San’ân olan, Kur’ân-› Kerîm’i okusa (bile) do¤ru yola koyu-
cu Allah (onun okuyuflunu) kabul k›lmaz.
32- Kendisini bilgili, yolgösterici önder (olarak) al›r (sanar
ve gösterir). Kulbar› (kolbar› da¤arc›¤›) bofl (ledünnî, ‹lâhî bilgi-
ler, gizli gerçeklerle ilgili bilgi birikimi bofl). Onun yafl› daha yi-
¤irmibefle yetmeden önderlik (mürflidlik) taslar.
33- (O) yafll› olsun genç olsun herkese ö¤ütler verir. (Ancak)
özü iyiyi kötüden (yahfl›y› yamandan) ay›rt edemeden (ö¤üt ve-
ren, yol gösteren bilgili önder olarak tan›nmak ister).
34- Onlar›n, (yahfl›y› yamandan ay›ramayan ‹lâhî bilgiler-
den gizli gerçeklerden haberi olmadan önderlik taslayanlar›n)
sözleri baflkalar›na gereksiz, haketmeden ac› çektiren, s›k›nt› ve
üzüntü veren sözlerin (pehlivan›, güçlüsü) büyü¤üdür. Allah’›n
peygamber arac›l›¤›yla de¤ifltirilmeden uslu kiflilere ulaflt›r›p
bildirdi¤i ‹lâhî kurallar› titizlikle yaflayanlar, bu ve benzerlerin-
den utanç duyar.
35- Bir niçe ak›ls›z (akl› ermeyen bilgisiz) bunlara ve söyle-
diklerine inans›nlar diye, Allah kat›nda seçkin, yüksek durakla-
ra ulaflm›fl ermifllerden oldu¤unu, (ermifller söylemifller gibi
göstererek) aktar›rlar. (Evliyâlardan nakleder gibi anlat›rlar)
422 Hoca Ahmed Yesevî

36- Koyup dâm›n güzergâhlarga bîpîr


Tili mekr ü hile k›lgan› tezvir

37- An› mekri erür fieytân’d›n a’lâ


Kopar yüzi kara mahflerde tanla

38- Alarn› körmeñiz yüzüni hergiz


An›ñdek lânetidin eyleñ perhiz

39- Zebân-› hâl bile âmân› töktim


Hakikat söz birle câhilni sögtim

40- Eger âlim bolsa can›m tasadduk


Dürr ü gevher sözümni iflitip ok

41- Dürr ü gevher sözin âlemge saçsa


Okup oksa kelâm-› Hakk’n› açsa

42- Oflal âlimge can kurban k›lur men


Tamâmî hânumân ihsan k›lur men
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 423

36- Bu bilgili, yolgösterici, ö¤ütleyici, e¤itici öndersiz (ön-


derden ders almam›fl,) önderi olmayan (kifli) Kapan›n› (tuza¤›n›
baflkalar›n›n geçti¤i) yol üstüne koyup (kurup) dili aldat›c›, hile,
düzen, baflkalar›n› kötülü¤e yöneltmek için oyunlu sözler söy-
ler. Ve, türlü aldat›c› sözlerle oyuna getirir. Yapt›¤› sözlerine ya-
lanlar katarak süsleyip inand›r›c› k›lar.
37- Onun hileci, düzenci, kand›rmas›, uzaktan kiflileri gö-
zetleyip uygun ortam buldu¤unda sinsice yanaflarak, yumuflak
ve inand›r›c› söz ve davran›fllarla Allah’›n buyruklar›na karfl›
k›flk›rtan alb›zdan (fleytân’dan) daha da kand›r›c› ve üstün olur.
Mahflerde (ulu¤ günde) tan atanda (insanlar diriltilip sinlerin-
den kald›r›ld›¤›nda) yüzü kara olarak kalkar.
38- Onlar›n yüzünü hiçbir zaman görmeyiniz. (Onlardan
her an uzak durunuz.) Onun gibi lânetliden (ilenilmifl, bedduâ
alm›fl olandan sürekli) perhiz ediniz. (Sak›n›n›z, çekininiz, uzak-
lafl›n›z, kötülü¤ünden korununuz).
39- Sizlerin anlayaca¤› dil ile kendimce sizleri sak›nd›rmak,
onlar›n kötülüklerinden güvende olman›z için gerekenleri (ay›t-
t›m ve ortaya) döktüm. Gerçekleri aç›klay›c› söz ile (onlar›n) bil-
gisizli¤ini, düflüncesizli¤ini kötüledim. (Kötü yönlerinin çirkin-
li¤ini ay›tt›m).
40- E¤er ki bilgin olsa (gerçekleri, ‹slâmî bilgileri ö¤renmifl
olsa, öylelerine) can›m adak olsun. ‹nci ve mücevher (gibi de-
¤erli) olan bu sözlerimi iflitip oku. (Ne dedi¤imi inceleyip añla).
41- ‹nci ve mücevher sözünü (‹lâhî gizli gerçeklere dayanan
sözleri) bütün dünyâya saçsa (yaysa, duyursa). Allah’›n kelâm›-
n› (Kur’ân-› Kerîm’i) okuyup (anlam› aç›k, muhkem âyetlerle,
anlam› kapal›, sözlük anlam› de¤il beñzetme ve temsil yoluyla
gerçekleri aç›klayan müteflabih âyetlerin de ne dedi¤ini) anlay›p
insanlara aç(›kla)sa.
42- (Ben) flu, o bilgine (‹slâmî bilgileri ö¤renip çevresindeki-
lere aç›klayana) can›m› adak (kurban) k›lar›m (eylerim). Evimin
bark›m›n (bu dünyâda kazand›klar›m›n) hepsini ona ba¤›flla-
r›m.
424 Hoca Ahmed Yesevî

43- Kan› âlim, kan› âmil yâranlar?


Hudâ’d›n sözlese siz can berînler

44- Ç›n âlim yastuk›n taflt›n yaratt›


Nime okt› an› âlemge ay›tt›

45- Özini bildi erse Hakk’n› bildi


Hudâ’d›n korkt› vu insafga keldi

46- Meni hikmetlerim dânâ iflitsün


Sözüm destân k›l›p maksûdga yetsün

47- Meni hikmetlerim fi’li vü kavli


Dili köñlide bolsa zikri Mevli

48- Meni hikmetlerim bir pîr-i kâmil


Kayu bende Hudâ’ga bolsa mâyil

49- Meni hikmetlerim köplerge ayt›ñ


Duâ tekbir k›l›p rahmetge bat›ñ

50- Meni hikmetlerim pîr-i zeberdest


‹flitkenler bolur bîhûfl u sermest
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 425

43- Kan› bilgin? Kan› bildikleriyle (ifl gören), bildiklerinin


gere¤i gibi yaflayan (bildiklerine uyan) sa¤d›çlar? (Kendilerini
kurtar›p baflkalar›n›n kurtulufluna da yard›mc› olanlar?) Do¤ru
yola koyan Allah’tan sözlese siz (ona) canlar›n›z› veriniz!
44- Gerçek(ten) bilge (olanlar) yastu¤unu tafltan yar etti.
(Bafl›n› yumuflak bir yast›¤a koyup dingince uyumad›) Ne oku-
du ise onu aç›klay›p herkese ay›tt›. (Okuyup bildiklerini baflka-
lar›yla üleflti)
45- Özünü bildi ise (kendi iç dünyâs›n› ö¤renip bildiyse)
Yaratan Hakk’› (da) bildi. Do¤ru yola koyucu Allah’tan korktu
ve (iç tohtam›fll›¤› ile) gerçe¤i benimsedi, söyledi.
46- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi, bilgin
kifliler iflitsinler. Sözüm destân (sözlerimi koçaklama, ilgi ve be-
¤eni ile söylenen ve dinlenen) k›l›p iste¤ine yetsin.
47- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimin yapt›-
¤›, etkisi ve anlatmak istedikleri, dili göñlünden geldi¤ince ko-
nuflan olsa, sahibimiz efendimiz Yaratan’›m›z›n ad›n› anma ve
söylemesi (O’nun ululu¤u, sonsuz gücünü düflünmesi)dir.
48- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim, bir bil-
ge, olgun, ö¤ütleyici, yolgösterici, e¤itici önderdir. Allah’a olan-
ca varl›¤› ile ba¤l›, O’nun yoluna yönelmifl (okuyup anlam›na
uyan) hangi kifli olursa. (Ona yol göstericidir.)
49- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi (ulafla-
bildi¤iniz) pek çok kiflilere ay›t›n. Allah’a yalvar›n, yakar›n, Al-
lahü ekber (Allah her konuda en ulu, en yüksektir) ay›t›p O’nun
ac›mas›na, yarl›gamas›na, ba¤›fllar›na bat›n (gömülün, ulafl›n).
50- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim; en usta,
en üstün buyurucu önderdir. Onlar› (bu ö¤ütleri) iflitenler (an-
lam›fl iseler) esrik ve semelenmifl gibi olur(lar).
426 Hoca Ahmed Yesevî

51- Tirig bolsa cehanda hâr bolmaz


Okugan bendeler bîmar bolmaz

52- K›yâmetde aña hâdi bolur men


Eger derdlig bolsa dâru bolur men

53- Eger yüz y›l ömr körse kar›mas


Eger yer ast›¤a kirse çürimes

54- Hudâ k›lgay an› duzahd›n azâd


Behiflt-i câvidanda eylegey flâd

55- Eger hikmet okusa eyyühennâs


Erür ferzend meñe ol tâlib-i hâs

56- Eflitip hikmetimni gûflga algan


Atâ k›lgay öler vakt›da imân

57- Yesevî hikmetin dâna iflitsün


‹flitgenler hemme maksudga yetsün
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 427

51- Diri (güçlü) olsa (hiç kimse bu yalanc› ve geçici) dünyâ-


da hor görülen, itilen-kak›lan, afla¤›lanan, k›nanan olmaz. (Bu
ö¤ütleri) okuyan (ne demek istedi¤ini bilen ve bildiklerine
uyan), Allah’a olanca varl›¤› ile ba¤l› olan kullar(›n iç dünyâs›,
ma’neviyât›) sayru olmaz.
52- Onlara (Ben bu ö¤ütleri okuyup, anlay›p uyanlara) K›-
yamette (ulu¤ günde) do¤ru yol gösterici (önünde giden) olu-
rum. E¤er ki, üzüntülü, tasal›, ac› çeken olsa (ona) yard›mc›, ça-
re (em) olurum.
53- (Bu ö¤ütleri okuyup, anlay›p uyanlar) e¤er ki, yüz y›l
yaflamay› görse (yaflasa) kar›maz (yafllanmaz, kocamaz). E¤er
ki, yer alt›na girse çürümez. (Bozulmaz, yok olmaz, onlar›n ya-
rar›n› görür.).
54- Do¤ru yola koyan Allah onu (bu ö¤ütleri okuyan, anla-
yan ve uyanlar›) tamudan kurtulmufl, (günahl› ise ba¤›fllanm›fl,
cehenneme girmemifl) k›ls›n. Sonsuz olan uçma¤›nda (onu)
mutlu sevinçli eylesin.
55- E¤er, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütleri (mi) bütün
insanlar okusa, bana o¤ul olarak eriflir. O seçkin, duru, kat›fl›k-
s›z isteklidir.
56- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi iflitip de
kula¤a alan (kulak as›p ö¤renen), de¤erlendiren (kifliye) ölür-
kenki vakitte imân (Allah’a, meleklerine, kitaplar›na, peygam-
berlerine, âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, kadere ha-
y›r ve flerrin Allah’tan oldu¤una) inanmay› ba¤›fllar.
57- Yesi’li (Hoca Ahmed’in) varl›klar›n iç ve d›fl özellikle-
rinden, herkesin bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden
ö¤ütlerini bilgili (olan) bilgide üstün (kifliler) iflitsin. ‹flitenler he-
men isteklerinin hepsine yetsin (ulafls›n).
428 Hoca Ahmed Yesevî

58- Cevâhir kân›d›n bir nükte alsun


‹flitmegen bar› hasretde kalsun

59- Kifli hikmet iflitse can› birle


Ç›kar can› an›n imân› birle

60- Kulakga almagay bu sözni nâdân


An› âdem deme ol cinsi hayvan

61- Hudâ’y›m sözidin ç›kkan bu hikmet


‹flitkenge ya¤ar bârân-› rahmet

62- Meni hikmetlerim kim tutsa mehkem


Hudâ k›lgay an› elbette bîgam

63- Kirer cennet içige flâd u handân


Hudâ’y›m eylegey mesrûr u flâdân

64- Meni hikmetlerim Hakk’n› senâs›


Muhabbet ehlini derdi devâs›

65- Meni hikmetlerim kend ü aseldür


Hemme sözler içide bîbedeldür
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 429

58- Mücevher (altun ve altundan de¤erli süs tafllar›) oca¤›n-


dan (ma’deninin ç›kar›ld›¤› yerden) iyi dikkat edildi¤inde anla-
fl›labilen, ince söz ve anlam als›n. (Bu ö¤ütleri) iflitmeyenlerin
bar› (var›, var olanlar›n hepsi) onlar› duyman›n özleminde kal-
s›n. (özlemini çeksin).
59- Kifli, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütleri iflitse, can›
ile (can kula¤› ile) dinleyip (ö¤renip) uysa. Onun (o kiflinin) ca-
n› imân› ile (birlikte) ç›kar. (‹mân ile ölür).
60- Bu sözleri (ö¤ütleri) kula¤a almayan (dinlemeyen ö¤re-
nip de¤erlendirmeyen) bilgisiz, ald›r›fl›z, düflüncesizdir. Onu
(insan yerine koyup, ona) insan deme. O (kifli) hayvan soyudur.
61- Do¤ru yola koyan Allah’›m›n sözünden (Kur’ân-› Ke-
rîm’den) ç›kan bu, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin
bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütleri ifliten
(de¤erlendirip uyan)lara (Allah’tan) ac›mak, ba¤›fl, yarl›gama
ya¤muru ya¤ar.
62- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi kim (ö¤-
renip de) sa¤lamca tutsa (unutmasa, añlay›p uysa) do¤ru yola
koyucu Allah onu kesinlikle gams›z, tasas›z, üzüntüsüz, ac› çek-
meyen k›lar.
63- (Bu ö¤ütleri okuyup, ö¤renip, de¤erlendirip uyanlar)
mutlu, sevinçli ve gülerek (üzüntüsüz) Uçma¤›n içine girer.
Do¤ru yola koyan Allah’›m, sevinçli, dile¤ine ermifl ve baht›
aç›k, içi dingin eyler.
64- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim Hakk’›n
övgüsüdür. Sayg›, sevgi, ‹lâhî yak›nl›k ve göñül s›cakl›¤›na ula-
flanlar›n ac›s›n›, üzüntüsünü dindirici çaresi, emidir.
65- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim tatl› (fle-
ker) ve bald›r. Bütün sözler içinde (onlarla karfl›laflt›r›l›p tart›ld›-
¤›nda) de¤eri ölçülemeyendir.
430 Hoca Ahmed Yesevî

66- Meni hikmetlerim in’âm-› Allah


Seher vaktda dese estagfirullah

67- An› fieytân lâ’in tutmas yol›n›


Muhammed Mustafâ algay kol›n›

68- Peygamber ümmetim dep mehri tavlar


Azâzil’in Hudâ’y›m özin kavlar

69- Meni hikmetlerim derdsizge aytmañ


Bahâs›z gevherim nâdânga satmañ

70- Yesevî hikmetin kadrine yetkil


Hum-› ›flkd›n meyni bir katre tatk›l

71- Hum-› ›flkd›n kifli bir katre tatgay


Hudâ’n› vasl›ga bir yola batgay
Aç›klamal› Muhtasar Divân-› Hikmet 431

66- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-


medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerim; Allah’›n
iyilikleri, ba¤›fl›, karfl›l›ks›z verdi¤i mutluluktur. Tanyeri a¤aran
ça¤da “esta¤firullah” (Allah’›m yanl›fllar›m›n örtülmesini, ek-
sikliklerimin tamamlanmas›n›, yazuklar›m›n ba¤›fllanmas›n› di-
lerim) dese (Allah’›n ba¤›fl›na ulafl›r).
67- Onun yolunu, Allah’tan ve ac›mas›ndan uzak, Allah’›n
kat›ndan ko¤ulmufl, ilenilmifl, insanlar› uzaktan gözetleyen, uy-
gun ortam buldu¤unda sinsice yanafl›p yumuflak, kand›r›c› söz
ve davran›fllarla kiflileri Allah’›n buyruklar›na karfl› k›flk›rtan al-
b›z (fleytân) tutamaz (kesemez). Onun elini (son peygamber
Hz.) Muhammed Mustafâ al›r (tutar).
68- (Benim ö¤ütlerimi tutan, de¤erlendirenleri) Peygamber
(Efendimiz Hz. Muhammed benim;) getirdiklerimi benimseyip
yolumda olan deyip, günahlar›ndan kurtuluflunu (günah› yok
ise derecesinin yükselmesini) yolunda oldu¤u de¤eri olarak Al-
lah’tan ister. Onlar›n alb›z›n› (fleytân›n›) do¤ru yola koyucu Al-
lah’›n kendisi kavrar (yakalar, tutar).
69- Benim, varl›klar›n iç ve d›fl özelliklerinden, herkesin bil-
medi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden ö¤ütlerimi; Allah
için üzüntü, s›k›nt› çekmeyen tasas›z olanlara ay›tmay›n. De¤e-
ri ölçülemeyen mücevherimi (ö¤ütlerimi) bilgisiz, düflüncesiz,
ald›r›fls›z, neme gerekçilere satmay›n (vermeyin).
70- Yesevî(li Hoca Ahmed’in) varl›klar›n iç ve d›fl özellikle-
rinden, herkesin bilmedi¤i gizli gerçek ve nedenlerden sözeden
ö¤ütlerinin de¤erine yetmelisin (anlamal›s›n. O ö¤ütler) Allah
sevgisi ve O’na tutkun olman›n (amrak olman›n) küpüdür. (Bu
küpteki içecekten al›p) bir damla tatmal›s›n.
71- Allah’› ç›lg›nca sevme ve O’na tutkun (amrak) olman›n
küpünden (bir) kifli bir damla tatt›¤›nda, do¤ru yola koyan Al-
lah’›na kavuflmada (flaflmayan, do¤ru) bir yola batar. (O yoldan
flaflmadan gider).

You might also like