Professional Documents
Culture Documents
Aluminyum metallinin elektrik ve ısı iletkenliği, düşük yoğunluğu, ince levha haline
getirilebilmesi, alaşımlarının özelliklerinin tercih edilmesi , korozyona dirençli olması
nedeniyle kullanım alanları çok geniştir. Aluminyum metali eldesi Al 2O3 üretimine
bağlı olmakta ve Al2O3 üretimi ise en ekonomik olarak boksit cevherlerinden
yapılmaktadır.[ 2,3]
Bakır, çinko ve kurşun gibi daha ağır metallerle mukayese edildiğinde, hafif bir metal
olan aluminyumun endüstri alanına girmesi nispeten bir yenilik sayılır. H. Davy
tarafından 1807 de keşif edilip, laboratuvarda elde edilen aluminyum ilk olarak 22 yıl
sonra Wöhler tarafından (aluminyum klorurun potasyum tarafından redüklenmesi
neticesi) diğer elementlerden ayrılarak elde edilmiştir. Deville, redükleyici etken olarak
metalik sodyumu kullanmak suretiyle 1856 yılında Fransa’da, libresi yaklaşık 20
paundtan 60 libreye kadar aluminyum metali istihsal edilmiştir. Endüstriyel olarak
üretimi ise 1886 yılında P.L.T. Herault ve C.M. Hall tarafından geliştirilen erimiş
kriyolit-alumina (Na3AlF6- Al2O3) banyosunun elektrolizi ile gerçekleştirilmiştir.
Böylece aluminyum fiyatı ekonomik bir seviyeye indirilmiş ve aluminyumun
2
endüstriyel bakımdan istihsaline yol açılmıştır. 1887 yılında K.J. Bayer tarafından
geliştirilen prosesle saf Al2O3 üretimi gerçekleşmektedir. Prosese göre boksit cevherleri
yüksek sıcaklık ve basınç altında sodyum hidroksit çözeltisi ile çözündürülmektedir. Ele
geçen çözeltinin değerlendirilmesi ile Al2O3 üretimi yapılmaktadır.[4,5,6]
Bugün birkaç istisna dışında dünyada alumina ve aluminyum üretiminde Bayer prosesi
kullanılmaktadır. Bu proses ile alumina üretimi sırasında boksitin liç artığı ortaya çıkan
ve çözünmeyen sodyum aluminyum silikatlar yanında , demir ve titan oksitleri de içeren
bir atık madde oluşur ki buna kırmızı çamur denir. Kırmızı çamur ayrıca Ca, Mg, K, V,
Zr , Th, U, La, Se, Y gibi elementleri de içermektedir. Bayer prosesinde ortalama bir ton
alumina veya 0,5 ton aluminyum metaline karşılık bir ton kırmızı çamur oluşur. Kırmızı
çamur alumina üretiminin en büyük atık sorunudur.[7]
Günümüzde ekonomik istihsal %50-60 nispetinde Al2O3 ihtiva eden yüksek tenörlü
maden yataklarından yapılmaktadır. Bazı ülkelerde yüksek tenorlu boksit cevherlerinin
ithalatı yerine düşük tenorlu aluminyum cevherlerinden asidik proseslerle alumina
üretimi tercih edilmektedir. Ekonomik ve stratejik açıdan araştırma konusu olan asidik
prosesler üzerindeki çalışmalar; daha düşük tenörlü yataklardan alümina elde edilmesi
aluminyum endüstrisinde büyük çapta yer alacağından önem kazanmıştır.
Ülkemizde yaklaşık 430 milyon ton boksit rezervi bulunduğu ve bu rezervin 51,8
milyon tonu böhmitik 37,2 milyon tonu diasporitik 215,5 milyon tonu demirli ve 115,9
milyon tonu demirli diasporitik boksit olduğu bilinmektedir. Böhmitik cevherleri
işlemek amacıyla kurulan ülkemizde yalnızca Seydişehir Etibank Aluminyum İşleme
3
Ülkemizdeki boksit yataklarının %95’i Toros kuşağı içersinde yer almaktadır. Bunun
dışında Zonguldak ili Kokaksu yöresinde de boksit yatağı mevcuttur. Ülkemizde boksit
yataklarının toplam rezervi 430 milyon ton olarak tahmin edilmekle birlikte bu
yatakların büyük bir bölümü sorunludur.
Halen boksit cevheri üretimi faaliyetinde bulunan tek yerli kuruluş Eti Holdingin bağlı
ortaklarından olan Eti Aluminyum A.Ş. olup; kuruluşun boksit işletmesi :Mortaş Boksit
İşletmesi, Seydişehir/KONYA dır. Daha önce üretimde olan Milas Boksit İşletmesi ile
Kokaksu İşletmesi kapanmıştır.
Ülkemizde aluminyum tüketiminin artması ve buna bağlı olarak ithalatının söz konusu
olması nedeniyle kullanıma açılmamış bölge boksit yataklarından alınan boksit
cevherleri üzerinde yeni çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
4
Aluminyum ticari evsaftaki bir cevheri olan boksit adı, büyük rezervlerine sahip
yataklarının ilk olarak bulunduğu güney Fransadaki Less Baux mıntıkasından almıştır.
Boksit bilhassa, kayaçların dış tesirler sebebiyle aşınmasından meydana gelen bir
topraktır. Alkali, kireç ve MgO gibi kolaylıkla çözülebilen bileşikler yüzey sularının
etkisiyle liç işlemine uğrar. Bu işlem neticesinde geriye, boksit cevherlerini meydana
getiren ve oldukça az çözünen maddeler olan , demir ve aluminyum oksitleri kalır. Bu
yataklar genellikle uzun müddet dış tesirlerle aşınmaya maruz kalmış (fakat yüzeyde
mevcut bitki örtüsünün ayrışmayı önlediği) tatlı eğimli arazilerde bulunur. Dış tesirlerin
sebep olduğu ayrışmaya en fazla sel halindeki yağışlar yardım ettiğinden, geniş boksit
yataklarının tropikal ve sub-tropikal iklimlerde bulunması belki normaldir. Örneğin ;
İngiliz ve Hollanda Ginesinde, Altın Sahili, Hindistan, Jamaika, vs. gibi yerlerde geniş
boksit yatakları mevcuttur. [10]
Boksit cevheri jeolojik oluşumlarına göre iki gruba ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi
lateritik ikincisi ise karstik boksitlerdir. Lateritik boksitlere aynı zaman silikat boksitleri
adıda verilmekte olup, silikat kayalarının tropik koşullarda değişmelerinden oluşan bol
hidrarjilitli boksitlerdir. Değişime uğrayan kaya bazik oksit olduğunda demir oranıda
yüksek olmakta ve yalnızca laterit adı verilmektedir. Boksitin orjinini teşkil eden ana
kayaçta önce nefelinli feldispatlar yüzeysel değişme ile kaolinleşmiş, daha sonra
özellikle tropik yağmur tarafından silis, alkali ve toprak alkaliler yıkanıp giderken saf
aluminyum mineralleri ise kılcal çatlaklar yolu ile hafif asitli sular tarafından yüzeye
taşınmıştır. Karstik boksitlerin oluşumu ise asidik suların kireçtaşı yüzeylerden
geçerken nötralleşmeleri ile çözünmüş aluminyum karstik boşluklara çökelmesi ile
açıklanmaktadır. Bu tür boksitlerin tipik yüzey erozyonu gösteren kireç taşlarının
yüzeyinde bulunduğu tespit edilmiştir. Lateristik boksitler daha çok Amerika kıtasında
5
Ergime noktası 2093 K civarında, sertliği 1-4 mohs, özgül ağırlığı 2.5-3.5 g/cm3
arasında değişen boksit aluminyum oksit ve hidroksitlerin bir karışımıdır. Dünyadaki
metal Aluminyum üretiminin %90 ‘ ı bu cevherden temin edilmektedir. Bu bakımdan
boksit dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaktadır. Boksit; diyasporit, böhmit, gibsit
minerallerinin bir karışımı olup genel olarak silis, demir oksitler ve TiO 2 içermektedir.
Alumina ve hidratları beyaz renkli olmasına karşın boksit cevherlerinin renkli ve
renklerinin değişken olması diğer tali bileşenlerden ileri gelmektedir. Örneğin demir
oksitlerinin oranı yüksek olduğunda daha kırmızı-kahverengi boksit cevheri, az
olduğunda ise daha beyaza yakın gri renkli boksit cevherleri ile karşılaşılmaktadır.
[11,14,15]
6
2. 2. Boksitlerin Sınıflandırılması
Al2O3 / SiO2 (modül) oranına göre sınıflandırma: Bu tip sınıflandırma Tablo 1’de
gösterilmiştir.
Kaynak:DPT,1991.
Karakteristik Endüstriyel Aluminyum Aluminyumlu
Bileşenler (%) Boksit Hammadde Boksit Kil
Al2O3 En çok - - - - - - 26
En az 46 46 40 40 35 26 -
SiO2 En çok 1,6 6,5 10 15,4 30,7 30,6 30,6
Fe2O3 En çok 26 26 26 26 - - -
TiO2 En çok 5 5 5 5 - - -
MODÜL 10 7 4 2,6 1,14 0,85 -
(Al2O3/SiO2)
CaO En çok 0,5 0,5 0,5 0,5 - - -
MgO En çok 0,2 0,2 0,2 0,2 - - -
P2O5 En çok 0,2 0,2 0,2 0,2 - - -
SO3 En çok 1,5 1,5 1,5 1,5 - - -
C En çok 0,1 0,1 0,1 0,1 - - -
S En çok 0,6 0,6 0,6 0,6 - - -
Brezilya
Amazon 26,32 50-61 3,7-9,0 1,7-14 1,1-2,0 25-30
Gana
Yenahin 22-23 41-63 0,2-3,1 1,2- 1,5-5,3 20-29
Awaso 25-32 48-61 0,4-2,4 30,9 0,8-2,1 26-33
Kibi 17-32 32-60 0,3-2,9 4-22 2,0-6,2 13-30
Tabiatta bulunan diğer cevherler gibi boksit cevherleri gibsit, böhmit ve diasporit
minerallerinin dışında safsızlık olarak belirtilen oksitleri ihtiva etmektedir. Bu
safsızlıklar alumina üretimine etki ettiği gibi diğer kullanım alanlarında da etkili
olmaktadır. Özellikle çözünme esnasında safsızlıklar açısından orijinal cevherin
özellikleri önemli rol oynamaktadır. Bazı önemli safsızlıklar yan ürünler açısından da
önem kazanabilmektedir. Bazı önemli safsızlıklar ; silisyum oksitleri, demir oksitler,
titantum dioksit, kalsiyum oksit ve az da olsa fosfor, kükürt ve diğer metal oksitlerdir.
2. 3. 1. Silisyum
2. 3. 2. Demir
Boksit cevherleri içersinde safsızlık olarak nitelendirilen ancak farklı yataklara göre
önemli bir bileşen olan demir, hematit (Fe2O3), geotit (Fe2O3. H2O), siderit (FeCO3),
limonit (2Fe2O3. 3H2O), manyetit (Fe3OH4 ) ve pirit (FeS2) olmak üzere farklı mineraller
halinde bulunmaktadır. Demir minerallerinin cevher içinde bulunma oranlarına göre,
boksit cevherlerinin renkleri değişmektedir. Boksit cevherleri eğer bazik proseslerle
çözündürülerek işlenirse; demir bileşenleri atığa gider ve kırmızı çamur olarak
adlandırılır. Kırmızı çamurun değerlendirilmesi için çok sayıda çalışma yapılmışsa da
çoğu proses ekonomik olmadığı için uygulama imkanı bulamamıştır. Asidik bir
çözündürme esnasında demir içeriği büyük oranda çözeltiye geçmektedir. Asidik
proseslerde böylelikle demir bileşenleri de aluminyum gibi değerlendirilebilir.[15 22]
12
2. 3. 3. Titan
Boksitlerde ortalama olarak %1-5 arası bulunan titan,rutil (TiO2) ve ilmenit (FeO. TiO2)
mineralleri halinde ortaya çıkmaktadır. Boksit cevherlerinin işlenmesinde bazik
çözündürme yapılırsa bir dereceye kadar çözünen titan daha sonra hidratlar halinde
kırmızı çamura geçmektedir. Özellikle rutil (TiO 2) in yapısındaki titan yüksek
sıcaklıklarda çözünülür hale getirilebilmektedir. Asidik proseslerde ise titan büyük
oranda çözeltiye geçmektedir.[23]
2. 3. 4. Kalsiyum
Boksit cevherlerindeki kalsiyum oranı çok değişkendir. Aynı yatağın farklı kısımlarında
bile bu değişkenliğe rastlanabilir. Ancak kalsiyum %3 ve daha az oranda bulunur.
Cevher içinde kalsiyum kalsit, apatit, ankorit, alumino hidro kalsit, dolomit, frankolid,
jips, zeolit, sfen vb. mineralleri halinde ortaya çıkmaktadır. [24]
2. 3. 5. Diğer Safsızlıklar
Boksit cevherlerinde az da olsa magnezyum, fosfor, kükürt, galyum, çinko, krom, nikel
ve mangan elementlerine de rastlanabilir. Magnezyum boksit içersinde, boksit tipine
göre ana kayaca ve yan kayaca göre değişik miktarlarda bulunmaktadır. Boksit içersinde
fosfor, P2O5 olarak %3 e kadar değişik değerlerde bulunabilmektedir. Genellikle klor ve
flor, apatit ve aluminyum fosfatlar halinde ortaya çıkar. Fosforca zengin boksit
cevherleri; fosforca zengin kayaların lateritleşmesi veya fosfat iyonları bakımından
zengin deniz suyunun killi kayalar üzerindeki etkisiyle meydana gelmişlerdir.
13
2. 4. Boksit Üretimi
Boksit üretimi genel olarak açık ve yer altı madencilik yöntemleri kullanılarak
yapılmakta olup, üretimin %90 ı açık işletmelerde gerçekleştirilmektedir. Söz konusu
açık işletmelerde dragline, eskavatör ve kamyon bileşimi olan kazı ve nakliye araçları
kullanılmaktadır. Yıllık üretim kapasiteleri birkaç bin tonla, birkaç milyon ton
arasındadır. Bazı maden işletmelerinde üretim 10 milyon tona kadar çıkmaktadır. Bu
üretimlerin %85i aluminyum üretmek amacıyla alumina üretiminde, diğer kısımları
refrakter sanayisine ve diğer tüketim birimlerine aktarılmaktadır.
Çeyrek yüzyıldan beri düşük tenörlü; silisli, yüksek demirli ve killi boksitler üzerinde
liç yoluyla zenginleştirme araştırmaları devam etmektedir. Bu araştırmaların sonuçları
henüz tam anlamıyla yayınlanmamıştır. [21]
Dünya boksit üretim kapasitesinin %40 lık kısmı aşağıdaki firma ve yan kuruluşlara
aittir;
ALCAN Alüminium Ltd.
ALCOA Alüminium Co. Of America
REYNOLDS Metals Co.
KAISER Alüminium and Chemical Corp.
PECHINEY
ALUSUISSE SWISS Aluminium Ltd.
14
Dünya boksit üretim kapasitesinin 153 milyon tonun üzerinde olduğu bilinmektedir.
Bunun 10,8 milyon tonu Avrupa kıtasında(Rusya hariç) ve 42,8 milyon tonu Güney
Amerika kıtasında bulunmaktadır. 1997 yılı toplam boksit üretimi 123 milyon ton
civarında olup, ülke bazında Avustralya 44 milyon ton ile başta gelmektedir. Bu ülkeyi
16,5 milyon tonla Gine, 12 milyon tonla Brezilya takip etmektedir. AB de ise en önemli
üretici ülke Yunanistan’dır. Buna göre dünya boksit üretiminin %36 sını Avustralya
gerçekleştirmektedir. Dünya boksit tüketiminin %25ini talep eden AB ülkelerinde en
önemli tüketiciler Almanya, Fransa ve İngiltere’dir. Tablo 5 te ülkeler bazında dünya
boksit üretimi verilmiştir.[21]
2. 4. 4. Fiyatlar
Dünya üretiminin %90 ını oluşturan ve metalurjik tenörlü alumina üretiminde kullanılan
boksitin fiyatı hakkında detaylı bilgi mevcut değildir. Cevher ancak uzun vadeli
anlaşmalarla ve o anda geçerli olan aluminyun ingot piyasa fiyatı gibi değişkenlerin
kullanıldığı bir takım formüllerle belirlenen fiyatlarla satılır. Boksit fiyatları tenöre bağlı
olarak değişmekle beraber genellikle 17-30 US dolar/ton fob fiyatı aralığında yer
alırken, alümina fiyatı metal fiyatının % 10-15 i kadar olmaktadır. Genel olarak
aluminyum fiyatının % 10-15 i alumina fiyatı, alumina fiyatının % 10-15i boksit
fiyatıdır. Refrakter sanayiine yönelik boksitlerin fiyatları, 60 dolar ile 200 dolar arasında
değişmektedir.
15
Kaynak: U.S. Geological Survey, Minerals Information, 1997 (ABD üretimi toplama
dahil edilmemiştir.)
16
Kaynak olarak ele alındığında dünya boksit varlığı 55-75 milyar ton olarak tahmin
edilmektedir. Bu kütlenin %33 ü Güney Amerika’da, %27 si Afrika’da, %17 si
Asya’da, %13 ü Okyanusya’da ve %10 u diğer ülkelerde bulunmaktadır. Dünya boksit
rezervleri hakkındaki rakamlar yeni tespitlerin kaynaklara farklı zamanlarda geçmesi ve
bir taraftan da kullanılması nedeniyle değişik olabilmektedir.[21] Tablo 6 da ülkelere
göre boksit rezervleri verilmiştir.
Ülkemizde boksit yataklarının %95 ini Toros kuşağı içinde yer alan karst (lateritik ) tipi
böhmitik, diasporitik demirli boksitler oluşturmaktadır. Bunun dışında ise Zonguldak
civarında Kokaksu yöresinde karst tipi böhmitik boksitler yer alır.[boksit
rap]Ülkemizdeki boksit yataklarının bölgeler itibarı ile yaşı, mineralojik karakteri,
oluşum tipi ve yatak şekli Tablo 7 de verilmiştir.
Milas yöresi: Güney Batı Anadolu diasporit ve zımpara yatakları Menderes masifinin
paleozoyik-mesozoik yaşlı kireçtaşlarının içinde bulunur. Yataklar taban ve tavan
kireçtaşları arasındaki diskordans zonunda, taban kireçtaşlarının erimesiyle oluşan
boksitik jellerin aynı ortamda çökelmesi, daha sonra şiddetli metamorfizmaya
uğramasıyla teşkil etmiştir.
Kokaksu (Hayatköy) yatağında tenör %42 Al2O3 tür. Yatak halen işletilmektedir.
Rezerv ise 7 862 500 ton görünür + muhtemeldir.
Boksit cevheri sektöründe üretim faaliyeti yapan kuruluşlar kapsamında sadece ETİ
Aluminyum A.Ş. ye ait Mortaş boksit işletmesi mevcuttur. Bu işletmenin kapasitesi 400
000 ton/yıl mertebesindedir. Bu kapasite fleksibil olup, 1974 te üretime başlanmıştır.
Seydişehir/Konya bölgesinde bulunan işletme, Seydişehir’e 20 km, Ankara’ya ise 400
km mesafededir.
Milas’ta bulunan bir kamu işletmesi olan Milas Boksit İşletmeleri ile
Zonguldak/Kokaksu ‘da bulunan ve özel sektöre ait Kokaksu işletmeleri kapatılmıştır.
Eti Holding Seydişehir Mortaş Boksit İşletmesinin boksit üretim kapasitesi 400 000
ton/yıldır. 1998 yılında 436077 ton üretim yapmıştır. Kapatılmış olan Milas Boksit
İşletmesinin kapasitesi 120 000 ton/yıl, Kokaksu işletmesinin kapasitesi ise 50 000
ton/yıl mertebesindedir.
20
1980-1982 yılları arasında üretim iki kamu kuruluşunun yanısıra, Zonguldak Kokaksu
yöresinde faaliyet gösteren özel bir kuruluş tarafından yapılmıştır. 1982’den sonra Milas
ve Kokaksu’da üretim durmuştur. İhracat imkanlarının ortaya çıkmasıyla, Milasta 1987
de tekrar üretime başlanmıştır. Milas ihracata yönelik üretim yapmakta iken 1999
yılında tekrar kapanmıştır. Tablo 9 de Mortaş boksit işletmelerinin üretimleri
verilmiştir.
Mortaş 310139 56,80 210159 58,82 501333 57,61 358217 57,19 436077 56,65
Günümüz itibarı ile Türkiye’de üretilen boksitin büyük bir bölümü Etibank Seydişehir
Aluminyum işletmesi müessesi tesislerinde kullanılmaktadır. Burada tüketilen boksit
cevheri Seydişehir’de üretilmekte ve tamamı müessese tarafından hammadde olarak
kullanılmaktadır.
Türkiye’de bulunmaması nedeniyle ithal edilen refrakter boksit ise aluminyum silikatlı
refrakter tuğla üretiminde kullanılmaktadır. Refrakter tuğla amaçlı boksit kullanımı,
1983 yılında 1000 ton ithalatla başlamış ve artarak 40-50 bin ton/yıl mertebesine
ulaşmıştır. Üretilen refrakter tuğlanın % 70i demir-çelik, % 20si çimento ve % 10u ise
seramik, emaye gibi demir dışı metal sanayiinde tüketilmektedir.
Alumina sanayii; 350 000-390 000 ton/yıl (zaman zaman 450 000 tona yükselmektedir )
Ferrokrom sanayiisi: 11 000-12 000 ton/yıl
Refrakter sanayiisi: 40 000-52 000 ton/yıl
TOPLAM: 401 000-454 000 ton/yıl
2. 4. 9. Fiyatlar Ve Maliyetler
Türkiye genel olarak refrakter esaslı boksit cevheri ithal etmekte ve AB ülkelerinden
yapılan ithalatlar için gümrük muhafiyeti söz konusu olmaktadır. Diğer ülkelerden
yapılan ithalatlar için CIF bedelinin %1i kadar vergi alınmaktadır. Milas boksit
işletmeleri kapatıldığından Türkiye’den herhangi bir cevher ihracatı yapılamamaktadır.
Eti AŞ kapsamında %8 i boksit üretimiyle ilgili olmak üzere 548 memur, 2278 işçi
olmak üzere toplam 2886 kişi istihdam edilmektedir.[21]
Refrakter sanayinde boksitin kullanım alanları ; sentetik müllit, ateş tuğlası, döküm
maddeleri, monolit:çimento, demir çelik ve tuğla sanayinde (çimento sanayiinde fırın
tuğlası boşluklarını doldurması için)
BÖLÜM - 3. ALUMİNA
3. 1. Alumina ve Özellikleri
Aluminaya doğada saf kristal olarak rastlamak mümkün olup, korund adını almaktadır.
Sentetik olarak hazırlanan alumina kristalleri ise aluminyum oksit olarak
adlandırılmakta, ancak çoğu kez her ikisi içinde alumina ismi kullanılmaktadır. Saf
alumina beyaz renklidir, fakat farklı renklerde ortaya çıkması eser miktarlarda dahi olsa
içerdeği safsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Kırmızı renkli doğal alumina halk arasında
yakut, mavi renkli olanı ise safir olarak bilinmektedir.[26]
Sentetik olarak elde edilen alumina, aluminyum metali eldesinde, seramik, refrakter ve
pigment üretiminde, ayrıca katalizör ve kimyasal katkı maddeleri olarak
kullanılmaktadır. Kimyasal olarak elde edilen Al2O3 yüksek sıcaklıklarda kalsine
edildiğinde formuna sahip, 9 mohs sertliğindeki hegzegonal kristal yapısına
dönüşmektedir. Al2O3 ün diğer kristal yapısı ise Al2O3 olarak gösterilen ortorombik
sistemdir. Sertliği 8 mohs ve özgül ağırlığı 3,6dır. Gene Al2O3 1200 K sıcaklığı
üzerinde -Al2O3 yapısına dönüşmektedir. [6,22,27]
bulunmaktadır. Aluminanın ergime noktası 2050 C , kaynama noktası ise 2080 C’dır.
Susuz alumina yüksek ergime noktalı stabil bir oksittir. Alumina , bazik ve asidik
özellikleri aynı derecede etken olan tipik amfoter bir bileşiktir. Bu nedenle asitlerde ve
bazlarda çözünür. Aluminanın ergime ısısı 5100-6000 cal/gr.mol, buharlaşma ısısı
11790 cal/gr.mol olarak hesaplanmıştır.[28]
3. 2. Aluminanın Kullanımı
Aluminanın %90 dan fazlası aluminyum metali üretiminde geri kalan kısmıda
abrasif,refrakter ve kimyasal maddelerin yapımında kullanılmaktadır. Burada kullanılan
aluminada yüksek saflık aranır. Diğer bir kullanım alanı da yapay safir ve tekstil
fabrikalarında iplik geçim halkası üretimidir. Bu amaçlara kullanılan alumina Al2O3 ile
formülüze edilir. Aluminyum metali üretiminde kullanılan alumina bileşimi aşağıdaki
gibidir;
Alumina: %98
Silika: %0,001-0,025
Demir Oksit: %0,015-0,04
Sodyum Oksit: %0,3-0,065
Çinko Oksit: %0,007-0,002
Titanyum: %0,002-0,007
FosforPentaoksit: %0,001-0,003
3. 3. Alumina Çeşitleri
1) Alumina hidrat
2) Kalsine edilmiş alumina
3) Aktifleştirilmiş alumina
4) Tabular alumina
5) Ergimiş alumina
27
3. 3. 1. Alumina Hidrat
Bayer prosesinden elde edilen ve kullanılabilen ilk ürün alumina hidrattır. Ham alumina
hidrat, su tasfiyesinde kullanılmak üzere hazır durumdadır. Alumina hidrat, aluminyum
içeren kimyasal maddeler ve özellikle aluminyum sülfat üretiminde kullanılmaktadır.
Alumina hidrat ve sülfirik asitten üretilen aluminyum sülfat boksitten üretilen
aluminyum sülfattan çok daha saftır ve yüksek kalite kağıtlardaki reçinenin tespitinde
çok miktarda kullanılmaktadır. Vernik boya, boya maddesi (pigment) ve mürekkep
sanayinde kullanılmakta olan asetat,formiat,oleat ve palmiat, stearat gibi kimyasal
maddelerin üretimi, bazı da alümina hidrat ve sülfürik asitten üretilen aluminyum
sülfattır. Bunlardan başka aluminyum hidratın alev geciktirici , doldurucu olarakta
kullanılması hızla artmaktadır.
Kalsine edilmiş alumina, çeşitli kalitelerde üretilir ve ona göre de kullanım alanları
vardır. Kalsine aluminanın dört büyük kullanım alamı şunlardır;
a) Ergimiş alumina üretimi
b) Yüksek aluminalı seramik üretimi
c) Refrakter, beyaz seramik, yaldız emaye ve camlar gibi seramik maddelerinde
katkı maddesi olarak
d) Yalnız başına veya katkı maddesi olmak üzere parlatma tozu (karışımı)
olarak
3. 3. 3. Aktifleştirilmiş Alumina
Aktifleştirilmiş alumina, daha saf olması gerektiği için boksitten değil, alumina
hidrattan yapılmaktadır. Alumina hidrat dikkatli şekilde kontrol edilerek kalsine edilir
ve içinde yaklaşık % 6 bünye suyu (kimyasal bileşim şeklinde) bırakılır. Aktifleştirilmiş
alumina kurutucu olarak kullanılmaktadır. Özellikle oksijen, nitrojen, karbondioksit,
helyum, doğal gaz, etilen ve bütan gazlarının ve buharlarının kurutulmasında
kullanılmaktadır.
28
3. 3. 4. Tabular Alumina
3. 3. 5. Ergimiş Alumina
Ergimiş aluminyum oksit, sentetik korund yada ergitilmiş alumina kahverengi, pembe,
kırmızı, beyaz, olmak üzere elektrik fırında elde edilmektedir. Ergimiş (fused)
aluminanın en kolay kullanım alanı abrasiv sanayiidir. Silikon karpit (karborondum) ile
ergimiş alumina bugün kullanılmakta olan en önemli abrasivlerdir. Elektrik fırında elde
edilen ergimiş alumina ingotu kırılmakta ve çeşitli tane büyüklüklerinde
sınıflandırılmaktadır.
29
4. 1. Alumina Üretimi
1998 yılı itibarı ile dünya aluminyum üretimi 45 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup
son yıllarda sürekli bir artış eğilimi gözlenmektedir. 1993-1998 yılları arasında üretim
artışı %28 olmuştur.
Avustralya dünya boksit üretiminde süper bir güç olmamın yanında, ürettiği boksitin
önemli bir bölümünü ihraç etmesine rağmen dünya alumina üretiminde de süper güç
konumundadır.[al. Rap]
4. 2. 1. Asidik Yöntemler
Ele geçen liç çözeltisine farklı işlemler uygulanarak demir ve aluminyum bileşenlerinin
birbirinden ayılabildiği proseslerde mevcuttur. Bir başka ayırma yöntemi olarak ta;
öncelikle çözeltiye SO2 gazı gönderilip FeSO4 , Fe2(SO4)3 haline dönüştürülerek
kristalizasyon yapılmaktadır. Bu kez çözeltide kalan Al2(SO4)3.18H2O halinde ikinci
kristalizasyonla ele geçmektedir.
Hidroflorik asit çözeltisi ile düşük tenörlü alunimyum cevherlerinde yüksek çözünme
elde edilebilmektedir. Aluminyumun florur ile kompleks oluşturması ve bu kompleks
iyonun kuvvetli olması çözünürlüğe olumlu yönde bir etki yapmaktadır. Ayrıca bu
proseste diğer asit proseslerinin aksine silisyum çözünmekte ve kaynatılan çözeltiden
SiF4 buharlaşabilmektedir. Gene bu proseste diğer tüm proseslere nazaran HF asidinin
etkilerinden dolayı pahalı proses donamına ihtiyaç vardır. HF asidinin birçok metal,
metal alaşımı ve cama etkimesinden dolayı reaktörler platin, teflon gibi inert
malzemelerle kaplanarak çalışmalar yapılabilmektedir. [d 25 37 38]
34
4. 2. 2. Elektrotermik Yöntemler
4. 2. 2. 1. Serpek prosesi
1909 yılında Çekoslovak kimyacı Otokar Serpek, 1400 C civarında azotlu atmosferden
ısıtma ile bir boksit ve kömür karışımından çıkarak hazırladığı aluminyum nitrür
yardımı ile aynı anda aluminyum oksit ve amonyak üretiminin patentini almıştır. 1910-
1913 yılları arasında süren başarısız demeler sonunda, aluminyum nitrür
hazırlanmasının son derece güç olduğu ortaya çıkmış ve denemeler 1913 ten sonra terk
edilmiştir.
4. 2. 2. 2. Haglund Prosesi
Teknik olarak bu metod 1929-1936 yılları arasında İtalya’da kullanılmıştır. Üretimi 10-
13 bin ton aluminyum oksit civarında olmuştur. Proses ABD de bir süre denenmiş fakat
ekonomik olmadığı gerekçesiyle terk edilmiştir. Proses şu ana kademeleri içerir;
1) Elektrik ark fırınında ergitme
2) Döner tanburda kükürtün uçurulması
35
3) Kükürtün değerlendirilmesi
4) Asitle yıkama
Sonuçta elde edilen alumina , fiziksel ve kimyasal bakımdan Bayer oksidinden çok
farklıdır. Fiziksel olarak eriyik halindeki küçük kristallerden oluşmuştur. Bayer
oksidinin elektrolizinden 1-2 KW daha fazla elektrik sarfiyatı vardır. Kimyasal olarak
aluminyumdaki Si ve Ti oranı fazladır. Ti miktarı yaklaşık %13 olup buda elektroliz
sırasında aluminyuma geçer. Aluminyum direncini arttırarak, iletkenliği üzerinde
olumsuz etki yapar. Bu yüzden aluminyumdaki Ti oranı rafinasyonla %0,003’e
indirilmelidir. Korudun sertlik derecesinin yüksek olmasından dolayı elektrolizde değil
de, daha çok zımpara taşı olarak kullanılır. Haglund oksidi elde ederken fazla reaktif
madde kullanmadığımız için Na2O daha azadır. Buna bağlı olarak ta elektrolizde daha
az kriyolit ilavesi gerektirir. Buda bir avantaj teşkil eder
4. 2. 2. 3. Hall Prosesi
Bu metotta boksit minerali ergimeye tabi tutulur ve korund oluşur. Si ve Ti’nin bir
kısmı redüklenir ve demirle birlikte bir alaşım meydana getirir. Bu metod ayrıca suni
korundum imali içinde kullanılır. Bu proseste elde edilen aluminyum oksit, kristalli bir
bünye gösterdiği ve elektrolitte gaz çözündürdüğü için elektrolize uygun değildir.
İstenilen iriliğe kırılmasıda çok zor olduğu için bazı zorluklar oluşmaktadır. Bundan
dolayı, bu ürün 15 atü’lük bir basınçla buhar ve hava karışımı püskürtülerek, kolayca
eriyebilen oyuk kaplar şeklinde bir mamül elde edilir. Bu proseste istenen saflıkta Al 2O3
elde edebilmek için boksitte önemli miktarda demir bulunmalı yada titanı tamamen
kabul edebilecek bir alaşımın oluşması için lazım geldiği kadar Fe cevherinin ilavesi
gerekmektedir.
4. 2. 3. İndirgeme Metodu
4. 2. 3. 1. Pedersen Prosesi
1) Boksitte belli bir miktar silise ihtiyaç vardır. SiO2 , Al2O3 ve alkali kayıplarını
beraberinde getirmez, çözücü madde ucuzdur.
2) Ekstraksiyon tesisinin pratikte sıcak buhara ihtiyacı yoktur. Çözeltiden Bayer
metodunda olduğu gibi buharlaştırılmasına gerek yoktur.
3) Boksitte demir reaksiyona uğrar, değerli bir döküm pili elde edilir. Bu; proses
masraflarının büyük bir kısmını karşılamış olur.
4) Redüksiyon maddelinden yararlanma olumlu bir şekilde çözümlenmektedir.
Pedersen prosesi, Bayer ile ancak yeterli derecede düşük enerji fiyatı garanti edildiği
taktirde rekabet edebilir. Alumina randımanı , Bayerin %90 ı kadar, kalitesi ise
Bayerinkinden farklı değildir.
4. 2. 3. 2. Baryum Prosesi
Uygulama için tek teşebbüs, 1930 ve 1931de Moskova yakınında yapılan endüstriyel
Rus prosesidir. Bu proses endüstriyel alanda uygulanmamıştır.
37
4. 2. 4. Kavurma Metodu
1) Kireç-soda prosesi
2) Sülfat-soda prosesi
Al2O3 üretimi amacıyla kullanılan bazik yöntemler eskiden beri en çok kullanılanlardır.
Bu yöntemlerde değişik şartlarda NaOH ve Na 2CO3 çözeltilerinde çözündürme yapılır.
Boksit cevheri doğrudan kullanıldığı gibi bazen CaO veya CaCO3 ile kalsine edilmiş
olarak kullanılmaktadır.[d 22]
kuvars halindeki silisyum bileşiklerini temsil etmektedir. Kuvars bazik çözelti içinde
değil ancak yüksek sıcaklıklarda bazik eritiş ile çözeltiye alınabilmektedir.[d4]
2. 4. 5. 1. Bayer Prosesi
2. 4. 5. 2. Deville-Pechiney Prosesi
2. 4. 5. 3. Kombine Metodlar