I. 19. yüzyılın son çeyreğinde parnasizme tepki olarak
Toplumsal ilişkiler edebiyatın konuları arasında yer
ortaya çıkmıştır.
II. Sözcüklerin müzikal etkisinden yararlanılmıştır.
III. “Sanat, sanat içindir.” ilkesine bağlı kalınmıştır.
IV. Dış dünyanın hissedildiği, algılandığı gibi değil,
olduğu gibi anlatılması esas alınmıştır.
V. Dil, halkın anlayabileceği seviyede yalın bir dildir.
Yukarıdaki numaralanmış yargıların hangileri
sembolizm akımıyla ilgili olarak söylenemez?
A) I ve III B) I ve V C) II ve III
D) II ve V E) IV ve V
Cevap E
 “Gerçeği olduğu gibi yansıtmak benim işim değildir.
Dış dünyayı duygu ve hayal gücüyle zenginleştirerek
vermek, tabiatın güzelliklerini dile getirmek sanatın
görevi olmalıdır.” görüşünü ileri süren bir sanatçı,
aşağıdaki edebiyat akımlarından hangisinin
savunucusu durumundadır? 
A) Klasisizm     B) Romantizm     C) Realizm   D)
Natüralizm    E) Sürrealizm
Cevap D
I. Toplumun pek çok özelliği yazınsal eserlerde
yansımasını bulur.
II. Edebiyat, toplumdaki değişimlerin nedenlerini
ortaya koyarak insanlığa yol göstermeyi amaçlar.
III. Toplumdaki değişimin öncüsü ve etkin ögelerinden
biri edebiyattır.
IV. Edebiyat yoluyla insanlarda yeni fikirler, yeni
yönelimler oluşturulabilir.
V. Toplum sorunlarını ele almayan bir edebiyat
zamanla toplumdan kopar.
VI. Bir yazınsal eseri ait olduğu toplumdan ayrı
değerlendirmek doğru değildir.
Edebiyat-toplum ilişkisiyle ilgili olarak yukarıda
verilenlerden hangileri söylenemez?
A) I ve III B) II ve VI C) IV ve VI D) Yalnız II
E) II ve V
Cevap D
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın eserlerinde
İstanbul’un kenar mahallelerindeki yaşamı,
işsizleri, farklı kesimler arasındaki tabakalaşmayı,
geçim zorluğu çekenleri anlatması edebiyatın
aşağıdakilerden hangisiyle ilişkisini
göstermektedir?
A) Sosyoloji B) Psikoloji C) Coğrafya D) Felsefe
E) Tarih
Cevap A
I.
alan önemli bir unsurdur.
II. Bir sanat yapıtında o ülkenin dinî ve millî
yaşantısından izlere rastlanabilir.
III. Edebiyat ürünleri ortaya koymanın temel amacı
toplumdaki aksaklıkları gidermek ve toplumsal
sorunlara kalıcı çözümler üretmektir.
IV. Sanatçı, içinde yaşadığı toplumdan bağımsız
düşünülemez.
V. Edebiyatın sosyal yaşamdaki gerçeklikle sıkı bir
bağı vardır.
Edebiyat-toplum ilişkisiyle ilgili olarak yukarıda
verilenlerin hangileri söylenemez?
A) Yalnız III B) IV ve V C) II ve III D) Yalnız II
E) I ve IV
Cevap A
Sorun, gerçekliğe, öykü yazarı olarak bakmak değildir.
Sorun, öncelikle kendine dünyada bir yer arayan,
konumunu belirlemeye çalışan insandır. Kendini
anlamaya, anlamlandırmaya çalışmak, başka bir
deyişle kendi yazgısını sorgulayıp üzerinde düşünme
zorunluluğu duymak insani bir gereksinimdir. Bunun
peşinden koşarsanız var olanlar içinde kendi yerinizi
belirlersiniz. Bu size bir bakış açısı sunar. Olan
bitenleri bu bakış açısıyla değerlendirirsiniz.
Bu düşünceleri ileri süren bir yazar aşağıdakilerin
hangisiyle nitelendirilebilir? 
A) Hümanist    B) Akılcı    C) Varoluşçu   
D) Sembolist    E) Gerçeküstücü
Cevap C
Şair, okura gerçekleri değil, izlenimlerini duyurmaya
çalışmalı; anlam belirgin olmamalı; okur,
sezinlediklerinden kendisi anlamlar çıkarmalıdır.
Sözcüklerin anlamlarından çok ahenkleri,
oluşturacakları müzikalite önemlidir. Duyurmak ve
sezdirmek için mecazlı, çağrışıma elverişli söz ve
söyleyişler seçilmelidir. Üzüntü, alaca karanlık;
kırmızı ve sarı vb. renkler şiirde önem taşıyan
ögelerdir.
 Bu parçada özellikleri verilen edebî akım
aşağıdakilerden hangisidir? (2015)
A)Parnasizm    B)Sembolizm    C)Klasisizm   
D)Kübizm    E)Romantizm 
Cevap B
Mantığın egemenliğinden kurtulamadık daha.
Uygarlık, bilimsellik ve ilerleme uğruna, insan
psikolojisinin ve zihninin açıklanamaz karmaşıklığı
görmezden gelindi. Mantığa uygun olmayan ve belli
bir amaca hizmet etmeyen tüm yöntemler aforoz
edildi. Düşüncenin çıkar gözetmez oyununa, rüyanın
ve çağrışımın sınırsız gücüne bugüne değin önem
verilmedi; insan ruhunu ve gerçekliğini anlamak için
bunlara yönelmenin zamanı geldi. Bugüne kadar şiirin
görmezden geldiği bilinç dışı bütün alanları şiirin içine
çekmek için buradayız.
Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıdaki
edebî akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?
A) Fütürizm B) Dadaizm C) Sürrealizm D)
Sembolizm E) Egzistansiyalizm
Cevap C
Dünya edebiyatında “Decameron”(I) adlı yapıtla ilk
örneği verilen öykü türü, edebiyatımıza
Servetifünun(II) Dönemi’nde girmiştir. Millî
Edebiyat Dönemi’nde olay(III) öyküleriyle tanınan
Ömer Seyfettin’le(IV) bağımsız bir kimlik kazanan
öykü, Cumhuriyet Dönemi’nde(V) hem biçim hem
içerik yönüyle çeşitlenmiştir. Sadri Ertem, Cumhuriyet
Dönemi’nde öykü yazan sanatçılarımızdandır.
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde
bir bilgi yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap B
Remzi Efendi derin derin içini çekerek:
"Ya, hikmet!" dedi... Ondan sonra iki kişi de içlerini
çekerek acıklı acıklı:
"Dünya bu..." dediler.
Yeniden susuldu. Faik Efendi biliyor ki saracaklar hem
de fena saracaklar. Biraz durduktan sonra
dayanamayarak:
"Yok, ama!" dedi.
Memduh Şevket Esendal'ın “Pazarlık” adlı
hikâyesinden alınan bu parçayla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Diyaloglara yer verilmiştir.
B) Bir olay hikâyesinden alınmıştır.
C) Günlük konuşma dilinin özellikleri yansıtılmıştır.
D) Yaşamın bir kesiti verilmiştir.
E) Nitelik bildiren sözcüklerden yararlanılmıştır.
Cevap B
Cumhuriyet Dönemi'nin 1940-1960 yılları arasında
bireyin iç dünyasını esas alan, toplumcu gerçekçi,
modernist, millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan
hikâyeler yazılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi toplumcu gerçekçi
sanatçılardan biri değildir?
A) Tarık Buğra B) Fakir Baykurt
C) Kemal Bilbaşar D) Talip Apaydın
E) Yaşar Kemal
Cevap A
Cumhuriyet'in ilk yıllarında edebiyatta görülen köye
ve köylü yaşamına ve sorunlarına yöneliş, ----
yapıtlarında önemli bir yer tuttu. Yazar; yakından
tanıdığı köy ve kasaba insanlarının mizacını,
yaşayışını, sorunlarını yapıtlarında konu edindi.
Hikâye ve romanlarında halk dilini ve folklor ögelerini
başarıyla kaynaştırarak canlı, akıcı bir üslupla
sergiledi. Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça
Köşk Kürk Mantolu Madonna yazarın eserlerinden
birkaçıdır.
Bu parçadaki boş bırakılan yere aşağıdaki
sanatçılardan hangisi getirilmelidir?
A) Sabahattin Ali'nin
B) Reşat Nuri Güntekin'in
C) Sadri Ertem'in
D) Sait Faik Abasıyanık'ın
E) Memduh Şevket Esendal'ın
Cevap A
(I) Bu tarz yapıtlarda olay örgüsü, insana özgü kişisel
bir gerçeklikle anlatılır. (II) İnsanlar ve olaylardan
yararlanılarak bireyin iç dünyası anlatılmıştır. (III)
Psikoloji ve psikiyatrideki gelişmelerden yararlanılarak
insan; daha gerçekçi, karmaşık ve çok yönlü
işlenmiştir. (IV) Bu anlayışta iç konuşma, bilinç akışı,
geriye dönüş teknikleri sıkça kullanılır. (V) Daha çok
ezilenler, mazlumlar, mağdurlar hikâyelerde kahraman
olarak karşımıza çıkar.
Numaralanmış cümlelerin hangisinde tanıtılan
edebiyat anlayışıyla ilgili olarak bir bilgi yanlışı
yapılmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap E
Ben biliyorum. Sen, artık odaların bu döşeniş tarzını
hatta bu evi beğenmiyorsun. Uçmayı öğrenmiş bir
serçe yavrusu gibi, gözün başka dallarda. Senin
düşündüğün, kim bilir ne cici şeydir. Bizi misafir
edeceğin odayı da unutmamışsındır, buna eminim. Bu
kadarı bize... Bana yeter. Fakat annen... Bunu sen de
seziyor; arada sırada, hatta sık sık kardeşlerini nasıl
okutacağından, bizim için neler tasavvur ettiğinden
bahsediyorsun. Fakat birbirimizden niçin gizleyelim,
sen böyle konuşurken sesini titreten şeyde biraz vicdan
burkulması ve daha çok çaresizliğin azabı yok mu?..
Bu parça hikâye türlerinin hangisinden alınmıştır?
A) Bireyin iç dünyasını esas alan hikâye
B) Toplumcu gerçekçi hikâye
C) Modernist çizgideki hikâye
D) Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan hikâye
E) Olay hikâyesi
Cevap A
Sınıfsal çatışmayı ve çatışmanın toplumda yol açtığı
etkileri ve sorunları anlatmıştır. "Topum için sanat"
anlayışını benimsemiştir. Sanatçılar, edebiyata eğitici
bir anlayış yüklemişlerdir.
Bu özellikler aşağıdaki edebiyat anlayışlarının
hangisine ait olabilir?
A) Bireyin iç dünyasını esas alanlar
B) Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtanlar
C) Toplumcu gerçekçiler
D) Modernist çizgidekiler
E) Postmodernistler
Cevap C
Hikâye ve romanlarında daha çok Çukurova yöresini
ve buralardaki insanların yaşantısını anlatmıştır.
İnsanın doğayla olan ilişkisini, tutkularını, düşlerini
destansı ve şiirsel bir dille sergilemiştir. Eserlerinin
çoğunda Anadolu efsanelerinden yararlanmıştır.
Eserlerinde yöresel isim ve deyimler gibi halk
dilindeki sözleri kullanmıştır. Haksızlığa karşı çıkan,
eşkıya karakterinin çizildiği bir gencin, hikâyesi olan
"İnce Memed' eseriyle Nobel Ödülü'ne aday
gösterilmiştir. Sarı Sıcak, Çukurova Yan Yana, Bir
Bulut Kaynıyor hikâye türündeki eserlerinden
birkaçıdır.
Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Orhan Kemal B) Fakir Baykurt
C) Kemal Tahir D) Yahya Kemal
E) Yaşar Kemal
Cevap E
Gazete çevresinde oluşan fıkra türünün ilk örneklerini
Şinasi, Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi,
Tanzimat Dönemi'nde vermiştir.
Bu cümlenin ögelerinin dizilişi aşağıdakilerin
hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Özne - nesne - zarf tümleci - yüklem
B) Nesne - özne - yüklem
C) Dolaylı tümleç - nesne - özne - zarf tümleci
D) Özne - yüklem
E) Nesne - özne - zarf tümleci – yüklem
Cevap E
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ögelerine
ayırmada yanlışlık yapılmıştır?
A) Roman, / genç bir gazetecinin yazdığı "Sonun
Başlangıcı" adlı ön sözle / başlar.
B) Türkiye'ye döndüğünde / masasının
çekmecesinde /büyük bir paket / bulur.
C) Kapının zilini çalarken / birden yaptığı işin
anlamsızlığını / hissetti.
D) "Seni ele vermemizden korkuyorsun." diye /
saldırdılar / Selim'e / kantinde.
E) Mektup ve söz konusu notlar / bir tren
yolculuğunda tanıştığı Turgut Özben'den / gelmiştir.
Cevap C
Aşağıdaki diyaloglardan hangisinin cevabı yüklem
değildir?
A) – Ortalığı bu hâle getiren kim?
– Uygar.
B) – Sen de yemeğini yedin mi?
– Yedim.
C) – Biraz önce yere düşen neydi?
– Vazo.
D) – Seni bu hâle getiren ne?
– Ayrılık.
E) – Sana doğum gününde ne alındı?
– Saat.
Cevap E
 Aşağıdaki cümlelerden hangisi, ögelerinin sayısı  Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "yarın"
bakımından ötekilerden farklıdır?  sözcüğü farklı bir öğe olarak kullanılmıştır?
A) Altmış yıllık arkadaşımdı.
B) Sabırlı ve titiz bir araştırmacıydı. A) Yarın, hepinizi eksiksiz olarak burada göreceğim.
C) Bütün gün kitaplarıyla baş başaydı. B) Bu küçük kasabadaki iki haftalık program, yarın
D) Seçkin bilim adamlarımızdan biriydi. sona erecek.
E) Herkesi duygulandıran, soylu bir davranıştı. C) Ersoy'un istediği kitaplar, yarın buradan alınacak.
D) Türkiye ile ilgili rapor, yarın basına açıklanacak.
Cevap C E) Yarın, bugüne göre daha güzel olacak.

Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde

nesne kullanılmamıştır? Cevap E
A) Derdini söylemeyen derman bulamaz.
B) Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler.
C) Deniz kenarında dalga eksik olmaz.
D) Hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez.
E) Bükemediğin eli öp, başına koy.

Cevap C

Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Bu dizelerdeki altı çizili söz öbeğinin ögesi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yüklem B) Özne
C) Belirtisiz nesne D) Belirtili nesne
E) Zarf tümleci

Cevap B

Yedi yüz yıl süren hikâyemizi

Dinlemiş ihtiyar çınarlardan."
Bu dizelerin oluşturduğu cümlenin öğeleri
aşağıdakilerden hangisinde doğru sıralanmıştır?
A) Zarf tümleci – nesne – yüklem – dolaylı tümleç
B) Nesne – yüklem – dolaylı tümleç
C) Zarf tümleci – yüklem – dolaylı tümleç
D) Özne – nesne – yüklem – dolaylı tümleç
E) Zarf tümleci – özne – yüklem – dolaylı tümleç

Cevap B

Aşağıdakilerden hangisi iki ögeli bir cümledir? 

A) Toprak, her gün binbir özenle süslenir.
B) Toprak, bu aylarda baş döndürücü kokular yayar.
C) Toprak, saçlarına katmerli çiçekler takar.
D) Toprak, hani hani çalışan bir kimyacıdır.
E) Toprak, ormanların yardımıyla susuzluğunu giderir.

Cevap D