You are on page 1of 280

LİSANS

ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ


GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Genel Yayın Yönetmeni | Prof. Dr. Kemal Varın NUMANOĞLU

Editör | Kürşat Dulkadir

Koordinatör | Osman İlker BOBUŞ

Proje Danışmanı | Ali ASLAN

Dijital Medya | Muhittin Delihasan

Dijital İçerik Geliştirme | Mehmet Rasim TAŞ


Tuğrul Adıyaman
Oğuzhan UÇAR

Son Okuma | Sevil Canpolat


Ayşenur Şahin
Emine DOĞRU

Matematik/Geometri | Yunus Emre Bayrak


Komisyonu Sevil ALBAŞ
Okan ÖZKAN
Hülya TORUN YETERGE

ISBN | 978-975-11-5896-3

Genel Yayın Numarası | 7754

Dizi Yayın Numarası | 1753

Matbaa | Gazi Mesleki Eğitim Merkezi

Tasarım | Aren Tanıtım

Her hakkı saklıdır. Bu yayının tümü ya da bir bölümü T.C. Millî Eğitim Bakanlığından izin almaksızın
hiçbir biçimde çoğaltılamaz, basılıp yayınlanamaz.

Ankara - 2022
İSTİKLÂL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
O benimdir, o benim milletimindir ancak. Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl. Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım;
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

Mehmet Âkif ERSOY


ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilele-
bet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en


kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek iste-
yecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti
müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın
vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok na-
müsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek
düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili ola-
bilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün
tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi
bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak
üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta
hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini
müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde
harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen,


Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarla-
rındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal ATATÜRK


MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ÖN SÖZ
EKPSS’ye Hazırlanan Değerli Gençler,
Öncelikle ülkemizin geleceğine katkı sağlamak, almış olduğunuz eğitim ve
bilgi birikimiyle bu güzel vatanın güzel insanlarına hizmet etmek, ülkemizin ekono-
misinde ben de varım demek için çıkmış olduğunuz bu yolculuğun hayırlara vesile
olmasını diliyorum.
Ülkemizde, özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için her iki yılda bir EKPSS (En-
gelli Kamu Personeli Seçme Sınavı) yapılmaktadır. Bu sınav sonucunda başarılı
olan bireyler devlet memuru olarak atanma hakkına ve necip milletimize hizmet
etme şerefine sahip olmaktadır.
Sevgili Gençler,
Sizlere hiçbir başarının tesadüf olmadığını hatırlatmak istiyorum. Bir insanın
azim ve çaba göstermeden bir şeylere sahip olmayı dilemesi sonu hüsranla bite-
cek bir hayalden başka bir şey değildir. Sizler bu gerçeğin bilinciyle EKPSS’ye ha-
zırlanıyor, gecenizi gündüzünüze katarak çalışıyor, emek veriyorsunuz. İnşallah,
Yüce Allah sizlerin bu emeklerini karşılıksız bırakmayacaktır.
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak sizlere hazırlık
sürecinizde yardımcı olmak amacıyla “EKPSS Mebözel” uygulaması ile “EKPSS
Hazırlık” kitaplarını hazırladık ve kullanımınıza sunduk. İlk olarak 2020 yılında ha-
yata geçirdiğimiz ve 500 binin üzerinde kişinin yararlandığı uygulamayı,sizler için
bu yıl özverili ve ciddi bir çalışma sonucunda daha da zenginleştirdik, geliştirdik.
Bu kapsamlı çalışma içeriğindeki konu anlatımları, uygulamalar, örnek soru çö-
zümleri, konu sonu ve ünite sonu değerlendirme testleri, deneme sınavları ile sizi
sınava tam olarak hazırlayacaktır. Sınav kapsamındaki Türkçe, matematik, tarih,
coğrafya, vatandaşlık ve güncel bilgiler alanındaki içerikler uzmanlarımız tarafın-
dan sizlerin öğrenme özellikleri dikkate alınarak hazırlandı. Estetik ve sade tasarı-
mı; basit ara yüzü ile oldukça kullanışlı olan ‘‘EKPSS Mebözel” uygulamasının ve
“EKPSS Hazırlık” kitaplarının hayırlı olmasını temenni ediyorum. İçeriklerin ekran
okuyucu programlar yoluyla seslendirilmesi; okuma programlarının seslendireme-
diği terimsel ifadelerin mp3 formatında hazırlanarak uygulamaya eklenmesi; şekil,
sembol, harita vb. görsellerin betimlenmesi görme engelli kardeşlerimizin sınava
en iyi şekilde hazırlanmasını sağlayacaktır. “orgm.meb.gov.tr/ekpsssmebozel” in-
ternet adresinden, “IOS” ve “Android” platformlarından ücretsiz indirilebilen böylesi
değerli ve ihtiyaç duyulan bir çalışmayı sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor,
bu süreçte emeğini esirgemeyen tüm öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyor,
sınava hakkıyla hazırlanan tüm kardeşlerimizin başarılı olmasını Yüce Allah’tan
niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Kemal Varın NUMANOĞLU
Genel Müdür
İÇİNDEKİLER
A. DOĞAL SİSTEMLER

TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ KONUM........................................................................................ 11

TÜRKİYE’NİN ÖZEL TARİHLERDEKİ DURUMU................................................................. 19

TÜRKİYE’NİN JEOLOJİK ZAMANLARDAKİ DURUMU........................................................ 25

TÜRKİYE’DE İÇ KUVVETLER.............................................................................................. 31

TÜRKİYE’DE DIŞ KUVVETLER ........................................................................................... 39

TÜRKİYE’DE BAŞLICA YÜZEY ŞEKİLLERİ......................................................................... 55

TÜRKİYE’NİN SU VARLIĞI................................................................................................... 67

TÜRKİYE’DE TOPRAKLAR.................................................................................................. 81

TÜRKİYE’DE BİTKİLER ....................................................................................................... 91

TÜRKİYE’NİN İKLİMİ........................................................................................................... 101

TÜRKİYE’DE DOĞAL AFETLER......................................................................................... 115

B. BEŞERİ SİSTEMLER

TÜRKİYE’DE NÜFUS.......................................................................................................... 125

TÜRKİYE’DE GÖÇLER VE MEKANSAL ETKİLERİ............................................................ 141

TÜRKİYE’DE YERLEŞME................................................................................................... 151

TÜRKİYE’DE TARIM........................................................................................................... 167

TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK............................................................................................... 189

TÜRKİYE’DE MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI....................................................... 197

TÜRKİYE’DE SANAYİ......................................................................................................... 211

TÜRKİYE’DE ULAŞIM......................................................................................................... 223

TÜRKİYE’DE TİCARET....................................................................................................... 233

TÜRKİYE’DE TURİZM......................................................................................................... 243

TÜRKİYE’DE BÖLGELER................................................................................................... 257

TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK KONUMU............................................................................... 271


ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

10
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ KONUMU

COĞRAFYA
Türkiye’nin coğrafi konumu iki farklı şekilde ifade edilir. Bunlar; mutlak ve göreceli
konumlarıdır.

1. Mutlak Konum (Matematik Konum)


• Dünya üzerindeki bir alanın Ekvator’a ve Baş-
langıç Meridyeni’ne (Greenwich) göre konumunu
ifade eder.Türkiye, 36° kuzey enlemi ile 42° kuzey
enlemi arasında ve 26° doğu boylamı ile 45° doğu
boylamı arasında yer alır.

Türkiye’nin Mutlak Konumu

• Aşağıdaki haritada Türkiye’nin hem matematiksel konumu hem de göreceli ko-


numu kapsamında komşusu olan ülkeler ile doğu-batı, kuzey-güney en uç nok-
taları yer alır.

Türkiye’nin Matematiksel Konumu

Türkiye’nin Mutlak Konumunun Sonuçları:


1. Türkiye Kuzey Yarım Küre’de yer alır.Bu durum güneyinden kuzeyine bazı du-
rumların değişmesine neden olur. Bu özellikler:
• Güneş ışınlarının yere düşme açısı azalır.
• Sıcaklık, enleme bağlı azalır.
• Cisimlerin gölge boyu uzar.
• Deniz suyu tuzluluk oranı azalır.

11
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Kalıcı kar sınırı deniz seviyesine yaklaşır.


COĞRAFYA

• Üzerinden geçen paralel dairelerinin boyları kısalır.


• Üzerinden geçen ardışık iki meridyen yayı arasındaki mesafe azalır.
• Güneşin doğuş ve batış süresi uzar.
2. Türkiye orta enlemlerde yer alır. Bu nedenle dört mevsim belirgin yaşanır.
3.Türkiye’nin güneyi ve kuzeyi arası kuş uçumu uzaklık yaklaşık 666 km’dir.
4. Türkiye’nin doğusu ve batısı arası yerel saat farkı 76 dakikadır.
5.Doğusunda yerel saat ileri ,batısında geridir.
6.Ülkemizin doğusunda güneş önce doğar ve önce batar.
7. Türkiye 2. ve 3. Saat diliminde kalır. 3. Saat diliminin merkez meridyeni olan
45 doğu boylamının yerel saati ,ortak saat olarak kullanılır.Bu boylama en yakın
ilimiz Iğdır’dır.
8. Batı rüzgarlarının etkisinde kalır ve cephe yağışları görülür.
9. Kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürür.
10.Dağların güney yamaçları bakıda kalır.(Bakıda kalmak güneş ışınlarını daha
fazla görmek demektir.)

2. Göreceli Konum (Özel Konum)


• Dünya üzerindeki bir yerin
kıtalara, denizlere, boğaz
ve kanallara, ülkelere, yer
şekillerine, yer altı ve yer
üstü zenginliklerine göre
belirlenen konumudur.
• Ülkemiz sahip olduğu gö-
receli konum özellikle-
rinden dolayı dünyanın
önemli ülkelerinden biridir.
• Türkiye’nin başlıca göre-
celi konum özelliklerini şu
şekilde sıralayabiliriz: Türkiye’nin Özel Konumu
1. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir.
2. Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan köprü konumundadır
3. Tarih boyunca farklı medeniyetlere beşiklik etmiştir.
4. Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı ile Çanakkale Boğazı’na sahiptir.
5. Üç kıtanın birbirine yaklaştığı yerde bulunur.

12
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

6. Yakın bir jeolojik zamanda oluşmuştur.

COĞRAFYA
7. Ortalama yükseltisi fazladır (1132 m).
8. Dağlar genel olarak doğu-batı doğrultusunda uzanır.
9. Yer şekilleri kısa mesafede değişiklik gösterir.
10. Kısa mesafede farklı iklim özellikleri görülmektedir.
11. Tarım ürünleri çeşitliliği fazladır.
12. Dünyanın doğal, ekonomik, kültürel ve siyasi yönden farklı bölgeleri arasında
bulunmaktadır.
13. Yer altı kaynak çeşitliliği bakımından zengin bir ülkedir.
14. Petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olan Orta Doğu ve Kafkas ülkelerine
yakındır.
15. Çevresindeki ülkeler için önemli bir enerji nakil merkezidir.
16. Dünyanın önemli ulaşım yolları üzerinde yer alır.

Uygulama

Aşağıda boş bırakılan yerlere, Türkiye’nin komşusu olan ülkeleri ve uç noktalarda


yer alan merkezleri yazınız.

Türkiyenin Komşuları Türkiyenin Uç Noktaları


1 Bulgaristan 5 A Sinop, İnceburun
2 6 B
3 7 C
4 8 Ç

13
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Cevap
COĞRAFYA

Türkiyenin Komşuları Türkiyenin Uç Noktaları


1 Bulgaristan 5 Nahcivan A Sinop, İnceburun
2 Yunanistan 6 İran B Gökçeada, Avlaka Burnu
3 Gürcistan 7 Irak C Hatay, Beysun Köyü
4 Ermenistan 8 Suriye Ç Iğdır

Uygulama

Türkiye ‘nin coğrafi konumu ile ilgili aşağıdaki ifadelerin yanına mutlak ko-
num ile ilgili ise M , Göreceli konum ile ilgili ise G harfini koyunuz.
1. Dünyanın önemli ulaşım yolları üzerinde yer alır. ( )
2. Türkiye’nin doğusu ve batısı arası yerel saat farkı 76 dakikadır. ( )
3. Yer şekilleri kısa mesafede değişiklik gösterir. ( )
4. Kuzeyden esen rüzgarlar sıcaklığı düşürür. ( )
5. Petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olan Orta Doğu ve Kafkas ülkelerine
yakındır. ( )
6. Çevresindeki ülkeler için önemli bir enerji nakil merkezidir. ( )
7. Türkiye’nin güneyinden kuzeyine sıcaklık azalır. ( )
8. Üç kıtanın birbirine yaklaştığı yerde bulunur. ( )
9. Batıdan doğuya doğru yükselti artar. ( )
10.Türkiye’nin güneyi ve kuzeyi arası kuş uçumu uzaklık yaklaşık 666km’dir. ( )

Cevap: 1G 2.M 3.G 4.M 5.G 6.G 7.M 8.G 9.G 10.M

Örnek
Aşağıdakilerden hangisindeTürkiye’nin matematik konumu doğru olarak verilmiştir?

A) 26º-45º doğu meridyenleri D) 5º-30º batı meridyenleri


36º-45º kuzey enlemleri 15º-35º güney enlemleri
B) 15º-25º batı meridyenleri E) 15º55º güney enlemleri
45º-55º güney enlemleri 36º-45º kuzey enlemleri
C) 26º-45º doğu meridyenleri
36º-42º kuzey enlemleri Cevap: C

14
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Türkiye 36° – 42° Kuzey paralel-
leri ile 26° – 45° Doğu meridyenleri 3. Türkiye’nin enlem ve boylam de-
arasında uzanmaktadır. Bu cümle receleri, 26° ile 45° doğu boylamı ve
Türkiye’nin hangi özelliği hakkında 36° ile 42° güney enlemi şeklinde ol-
kesin bilgi vermektedir? saydı, aşağıdaki özelliklerinden han-
A) Göreceli konumu gisi değişmezdi?
B) Mutlak konumu A) Yer aldığı saat dilimleri
C) Jeolojik yapısı B) Kış mevsiminin yaşandığı aylar
D) Yer altı kaynakları C) En uzun gecenin yaşandığı tarih
E) Yüzey şekilleri D) En kuzeyinden geçen paralel derecesi
E) 21 Haziran tarihinde güneş ışınları-
2. Enleme ve boylama bağlı olarak nın düşme açısı
ortaya çıkan durumlara matematik
konum denir. Aşağıdakilerden han- I. Kuzeyine doğru gidildikçe gece
gisi Türkiye’nin matematik konumu- gündüz süresi arasındaki zaman
nun sonuçları arasında yer almaz? farkı artar.
A) Yengeç dönencesinin kuzeyinde yer II. Kuzeybatısında sanayisi gelişmiş
alması ülkeler yer almaktadır.
B) Kuzeyine doğru gidildikçe çizgisel III. Çok sayıda farklı medeniyetlere
hızın azalması ait kültürel değerlere sahiptir.
C) En doğusu ile en batısı arasında 76 4. Yukarıda verilen bilgilerden han-
dakika zaman farkı olması gileri Türkiye’nin özel konumu ile
D) 3. jeolojik zamanda epirojenik hare- açıklanabilir?
ketlerle yükselmeye uğraması A) Yalnız I.
E) Güneyinden esen rüzgârların sıcak- B) Yalnız II
lığı artırıcı yönde etkilemesi C) I ve II.
D) II ve III.
E) I, II ve III.

15
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Aşağıda Türkiye’nin uç noktalarından - Petrol ve doğal gaz kaynakları açısın-


geçen paralel ve meridyen dereceleri dan zengin ülkelere komşudur.
gösterilmiştir. - Ilıman kuşakta yer almaktadır.
7. Yukarıda verilen ifadeler ülkemizin
hangi özelliğinin sonucudur?
A) Göreceli ve mutlak konumunun
B) Yarımada şeklinde olmasının
C) Yer şekillerinin engebeli yapısının
D) Genç yapılı nüfusa sahip olmasının
5. Yalnızca paralel ve meridyen dere- E) Turizm faaliyetlerinin gelişmiş olma-
celeri dikkate alınarak Türkiye ile il- sının
gili aşağıdaki sorulardan hangisinin
cevabına ulaşılabilir?
8. Aşağıdakilerin hangisinde Türki-
A) Hangi saat dilimlerinde yer alır?
ye’nin yer aldığı saat dilimleri veril-
B) Kuzeydoğusunun yer şekilleri nasıl- miştir?
dır?
A) 0. saat dilimi
C) Dağların yükseltisi hangi yöne doğru
artar? B) 1. ve 2. saat dilimleri
D) Kuzeyinde hangi ürünler yetişir? C) 2. ve 5. saat dilimleri
E) Güneyinde hangi bitkiler vardır? D) 2. ve 3. saat dilimleri
E) 3.ve 5.saat dilimleri
6.Aşağıdakilerden hangisi Türki-
ye’nin göreceli konumunun sonuç-
larındandır?
A) Deprem riskinin fazla olması
B) Kuzey Yarım Küre’de yer alması
C) 2 ve 3. saat dilimlerinde yer alması
D) Kuzeyine gidildikçe gölge boyunun
uzaması
E) Kuzeyine gidildikçe kalıcı kar sınırı-
nın azalması

Cevap Anahtarı:
1)A 2)D 3)A 4)D 5)D 6)A 7)A 8)D

16
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

17
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

18
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’NİN ÖZEL TARİHLERDE DURUMU

COĞRAFYA
21 HAZİRAN (GÜN DÖNÜMÜ)
• Yaz mevsimi başlar.
• Güneş ışınlarını alabileceği en büyük açı ile alır.
• Gölge boyu saat 12.00’de en kısa olur.
• En uzun gündüz, en kısa gece yaşanır.
• Bu tarihten sonra gündüzler kısalmaya başlar.
• Bu tarihten 23 Eylül’e kadar gündüzler gecelerden uzundur.
• Gündüz süreleri Türkiye’nin güneyinden kuzeyine uzar. Örneğin Sinop’taki
gündüz süresi, Hatay’dakinden fazladır.
Kuzey Kutup Noktası (90° K)
Kuzey Kutup Dairesi (66° 33′ K) K
24 saat gündüz
Yengeç Dönencesi (23° 27′ K)
13,5 saat gündüz
Ekvator (0°) 13,5 saat gündüz

Oğlak Dönencesi (23° 27′ G)


10,5 saat gündüz

Güney Kutup Dairesi (66° 33′ G)


24 saat gece G
Güney Kutup Noktası (90° G)

21 Haziran (Gün Dönümü)

23 EYLÜL (EKİNOKS)
• Sonbahar mevsimi başlar.
• Gece gündüz süreleri eşittir.
• Bu tarihten sonra geceler gündüzlerden uzun olmaya başlar.
• Aynı boylam üzerindeki yerlerde güneş aynı anda doğar ve batar.
K K

G G

21 Mart-23 Eylül (Ekinoks)

19
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

21 ARALIK (GÜN DÖNÜMÜ)


COĞRAFYA

• Kış mevsimi başlar.


• Güneş ışınlarını alabileceği en eğik açı ile alır.
• Gölge boyu saat 12.00’de en uzun olur.
• En uzun gece en kısa gündüz yaşanır.
• Bu tarihten sonra gündüzler uzamaya başlar.
• Bu tarihten 21 Mart’a kadar geceler gündüzlerden uzundur.
• Gece süreleri Türkiye’nin güneyinden kuzeyine doğru uzar. Örneğin Sinop’ta-
ki gece süresi, Mersin’dekinden fazladır.
Kuzey Kutup Noktası (90° K)

K
Kuzey Kutup Dairesi (66° 33′ K)
24 saat gece

Yengeç Dönencesi (23° 27′ K)


10,5 saat gündüz

Ekvator (0°) 13,5 saat gündüz

Oğlak Dönencesi (23° 27′ G)


13,5 saat gündüz
G Güney Kutup Dairesi (66° 33′ G)
24 saat gündüz
Güney Kutup Noktası (90° G)

21 Aralık (Gün Dönümü)

21 MART (EKİNOKS)
• İlkbahar mevsimi başlar.
• Gece ve gündüz süreleri eşittir.
• Bu tarihten sonra gündüzler gecelerden daha uzun olmaya başlar.
• Aynı boylam üzerindeki noktalarda güneş aynı anda doğar ve batar.

K K

G G

21 Mart-23 Eylül (Ekinoks)

20
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıda verilen ifadelerin Türkiye’de hangi özel tarihlerde yaşandığını işa-
retleyiniz.

İFADELER 21 Mart 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık


İlkbahar başlangıcıdır.
Bu tarihten sonra geceler uzamaya
başlar.
Samsun’daki gece süresi Antalya’dan
uzundur.
Yaz başlangıç tarihidir.
Gece ve gündüz süreleri eşittir.
Mersin’den Zonguldak’a doğru gündüz
süresi uzar.
Bu tarihten sonra gündüzler gecelerden
uzundur.
Sonbahar başlangıcıdır.

Cevap:

İFADELER 21 Mart 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık

İlkbahar başlangıcıdır. X
Bu tarihten sonra geceler uzamaya
X
başlar.
Samsun’daki gece süresi Antalya’dan
X
uzundur.
Yaz başlangıç tarihidir. X
Gece ve gündüz süreleri eşittir. X X
Mersin’den Zonguldak’a doğru gündüz
X
süresi uzar.
Bu tarihten sonra gündüzler gecelerden
X
uzundur.
Sonbahar başlangıcıdır. X

21
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Aşağıdaki tabloda Türkiye’deki gündüz süresinin durumuna ait çıkarımlarda bulu-


nulmuştur.

Güneş, bir noktada yaşanan gündüz süresinin 12 saatin üstünde olduğu durum-
da; 12 saatin altında olduğu duruma göre daha erken doğar ve daha geç batar.
Yukarıdaki bilgiye göre Türkiye’de hangi aylarda Güneş’in daha erken do-
ğup daha geç batması beklenir?
……………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………
Cevap: Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos

Örnek
Aşağıdaki aylardan hangisinde Türkiye’de gündüz süresi gece süresinden
daha uzundur?
A) Ocak B) Ekim C) Aralık D) Nisan E) Şubat
Cevap: D

Örnek
21 Aralık tarihinde Ankara’dan yola çıkan bir kişi gittiği şehirde ‘‘Bu şehir-
deki gece süresi Ankara’daki gece süresinden daha uzundur.’’ dediğine
göre hangi şehre gitmiş olamaz?
A) Rize B) Samsun C) Muğla D) Edirne E) Amasya
Cevap: C

22
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
I. Samsun’daki gece süresi Mersin’deki Aşağıda farklı tarihlerde Ankara ilinde
gece süresinden uzundur. yere dikilen bir çubuğun farklı tarihlerde
II. Kış başlangıcı yaşanmaktadır. öğle saat 12.00’de oluşan gölge boyları
III. Bu tarihten sonra gündüzler uzama- gösterilmiştir.
ya başlar.
Gölge boyu, güneş ışınlarının düşme
1. Yukarıda verilen durumlar ülke- açısına bağlıdır. Cisim güneş ışınlarını
mizde hangi tarihte yaşanabilir? ne kadar dik alırsa gölgesi de o kadar
A) 21 Aralık kısa olur. Örneğin gün içerisinde öğleye
B) 21 Mart kadar gölge boyu kısalır ve en kısa göl-
C) 21 Haziran ge boyu öğle saatinde oluşur. Öğleden
D) 23 Eylül sonra ise güneşin batacağı saate kadar
E) 3 Ocak gölge boyu uzar.

I. 21 Mart     21 Haziran
II. 21 Haziran    
III. 23 Eylül     23 Eylül
IV. 21 Aralık
21 Aralık
2. Belirtilen tarihlerden hangileri ül-
kemizde ilkbahar ve sonbahar mev-
simlerinin başlangıç tarihleridir? D B
I
A) I, II  II
K III
B) II, III 
C) II, IV 4. Yukarıdaki bilgilere göre numara-
D) I, III  lanmış gölge boylarının ait olduğu
E) I, IV tarihler doğru olarak verilmiştir?
I II III
3. 21 Aralık tarihinde aşağıda veri- A) 23 Eylül 21 Haziran 21 Aralık
len şehirlerin hangisinde gündüz B) 23 Eylül 21 Aralık 21 Haziran
uzunluğu diğerlerinden daha fazla- C) 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık
dır?
D) 21 Aralık 23 Eylül 21 Haziran
A) Hatay E) 21 Aralık 21 Haziran 23 Eylül
B) İzmir
C) Samsun
D) Edirne
E) Artvin

Cevap Anahtarı:
1)A 2)D 3)A 4)C

23
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

24
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
TÜRKİYE’NİN JEOLOJİK ZAMANLARDAKİ DURUMU
1. JEOLOJİK ZAMAN (PALEOZOİK)
• Türkiye’nin temelleri bu dönemde atılmıştır. Masif adı verilen ve ilk oluşan
kütleler günümüzde hareketliliğini kaybetmiş, ülkemizin en eski alanlarını
meydana getirmektedir.
• Türkiye’de I. jeolojik zamanda oluşmuş masif alanlara Kırşehir, Zonguldak,
Yıldız Dağları, Menteşe (Muğla), Bitlis, Alanya-Anamur, Mardin ve Bitlis
çevreleri örnek olarak verilebilir.
• Bu alanlar fay hatlarının ve deprem riskinin az olduğu, sıcak su kaynaklarının
az bulunduğu, hareketliliğini kaybetmiş alanlardır.
• Zonguldak ve Bartın’da taş kömürü yatakları oluşmuştur.

2. JEOLOJİK ZAMAN (MEZOZOİK)


• Bu dönem hem Dünya hem de Türkiye için jeolojik hareketliliğin nispeten
daha sakin geçtiği bir dönemdir.
• Dış kuvvetlerin aşındırarak taşıdığı malzemelerin Tethys Denizi’nin taba-
nında birikerek çok kalın tortul kütleleri oluşturduğu dönemdir.
• Türkiye’de deniz altı volkanizması çok yaygındır.

3. JEOLOJİK ZAMAN (SENOZOİK)


• Anadolu’nun büyük kısmı kara hâline gelmiştir.
• Alp orojenezi (dağ oluşumu) yaşanmıştır. Ülkemizde Toroslar ve Kuzey
Anadolu Dağları oluşmuştur.
• Türkiye’nin iç kesimleri göllerle kaplanmıştır.
• Petrol, linyit, bor ve tuz yatakları oluşmuştur.
• Günümüzdeki volkanik dağların çoğunluğu bu dönemde oluşmuştur.
Senozoikin Kuaterner alt döneminde;
1. Ege denizi oluşmuştur.
2. İstanbul ve Çanakkale Boğazları oluşmuştur.
3. Karadeniz deniz özelliği kazanmıştır.
4. Anadolu bugünkü görüntüsünü almıştır.

25
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• 3. Jeolojik zamanın (senozo-


COĞRAFYA

ik) sonuna doğru Türkiye epi-


rojenik hareketlerle yükselme-
ye uğramıştır.
• Ülkemizin sahip olduğu ara-
zilerin önemli bir kısmı Se-
nozoik zamanda oluşmuştur.
Bunun yanı sıra Paleozoik ve
Mezozoik zamanlarda oluş-
muş arazilere de rastlanmak-
tadır. Bu nedenle tektonik an-
lamda genç bir araziye sahip
olan Türkiye; yükselti, enge-
be, volkanik arazi ile sıcak su
kaynaklarının fazla olduğu ve
depremlerin oldukça sık ya-
şandığı bir ülkedir.
a), b), c), d) ve e) Türkiye’nin bulunduğu

kara parçasının oluşum aşamaları

(Atalay İ., 2015)

Uygulama

Aşağıda verilen ifadelerden doğru olanların karşılarına ‘‘D’’, yanlış olanların


karşılarına ‘‘Y’’ yazınız.
1. Türkiye jeolojik olarak gerçek anlamda III. jeolojik zamanda oluşmuştur. ( )
2. Ege denizi ve Karadeniz Kuaternerde oluşmuştur. ( )
3. Zonguldak’ta taşkömürü yatakları III. zamanda oluşmuştur. ( )
4. Yıldız dağları masif arazidir. ( )
5. Soma linyit yatakları III. zamanda oluşmuştur. ( )
6. Bor yataklarının oluşumu II. jeolojik zamana denk gelir. ( )
7. Türkiye Alp Orojenezinin etkisi altında kalmıştır. ( )
8. Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları 2. jeolojik zamanda oluşmuştur. ( )
9. Bitlis Kırşehir masif arazileri I. zamana aittir. ( )
10. Kuaternerde İstanbul ve Çanakkale Boğazları oluşmuştur. ( )
Cevap: 1)D 2)D 3)Y 4)D 5)D 6)Y 7)D 8)Y 9)D 10)D

26
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Türkiye’nin tektonik oluşum süreci ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden han-
gisi yanlıştır?
A) Toros Dağları üçüncü jeolojik zamanda oluşmuştur.
B) Türkiye’nin bulunduğu alanda ikinci jeolojik zaman’da Tethys Denizi oluşmuştur.
C) İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazları Kuaterner’de oluşmuştur.
D) Zonguldak’taki taş kömürü yatakları birinci jeolojik zamanda oluşmuştur.
E) Türkiye bugünkü genel görünümünü birinci jeolojik zaman’da kazanmıştır.
Cevap: E

27
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Alanya- Anamur arazisinin oluşum 4. Aşağıdakilerden hangisinin mey-


zamanı ile aşağıdakilerden hangisi- dana geldiği jeolojik zaman yanlış
nin oluşum zamanı aynıdır? verilmiştir?
A) İstanbul Boğazı’nın oluşumu A) Ege denizinin oluşumu-Kuaterner
B) Ege Denizi’nin oluşumu B) Tethys Denizinin oluşumu-Mezozoik
C) Yıldız Dağları’nın oluşumu C) Türkiye’de Deniz altı volkanizması–
D) Toros Dağları’nın oluşumu Mesozoik
E) Karadeniz’in deniz özelliği kazan- D) Taş kömürü yataklarının oluşması –
ması Paleozoik
E) Kuzey Anadolu dağlarının oluşumu-
Paleozoik
- Türkiye’de masif araziler oluşmuştur.
- Taş kömürü yatakları bu zamanda 5. Türkiye’nin Zonguldak, Mardin ve
oluşmuştur. Kırşehir çevresi gibi bölgeleri kaçın-
cı jeolojik zamanda oluşmuştur?
2. Yukarıda özellikleri verilen jeolo-
jik zaman veya dönem hangisidir? A) İlkel Zaman
B) Paleozoik
A) Paleozoik
C) Mezozoik
B) Mesozoik
D) Senozoik
C) Senezoik
E) Kuaterner
D) Kuaterner
E) Prekambrien

3. Aşağıdakilerden hangisi Senozoik


zamanda oluşmamıştır?
A) Toros Dağları
B) Petrol yatakları
C) Bor yatakları
D) Bitlis çevresi
E) Kuzey Anadolu Dağları

Cevap Anahtarı:
1)C 2)A 3)D 4)E 5)B

28
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

29
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

30
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE İÇ KUVVETLER

COĞRAFYA
Türkiye’nin bulunduğu alan; farklı jeolojik zamanlarda epirojenez, orojenez,
volkanizma ve depremin etkisiyle şekillenmiştir.

1. Türkiye’de Orojenez:
• I. jeolojik zamanda Hersinyen ve Kaledonyen kıvrımlarından etkilenmiş ve
masif araziler oluşmuştur. Bu arazilere örnek olarak Zonguldak, Yıldız Dağ-
ları, Biga Yöresi, Mardin Eşiği ve Bitlis çevresi sayılabilir.
• Ülkemiz ve ülkemizdeki dağların büyük bir kısmı II. jeolojik zamanda Tethys
Denizi’nin tabanında biriken tortul kütlelerinin yükselmesi, III. jeolojik zaman-
da Avrasya ve Afrika levhalarının birbirlerine yaklaşması ve deniz tabanında
birikmiş olan tortulların yan basınçlar ile kıvrılmaları ve kırılmaları sunucunda
oluşmuştur.
• Ülkemizde ağırlıklı olarak doğu-batı yönünde uzanan kıvrım dağlarımız Alp
Himalaya dağ sistemine bağlı olarak oluşmuşlardır. Kuzey kıyılarımız bo-
yunca uzanan Kuzey Anadolu ve güney kıyılarımız boyunca uzanan Toros
Dağları, orojenez ile oluşmuş kıvrım dağlarımıza örnektir.
• Kırık dağlarımız ise daha çok Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde sert tortul küt-
lelerinin kırılmaları ile oluşmuşlardır. Kırılma yoluyla oluşan bir dağda kırıla-
rak yükselen kısımlar horst, yani kırık dağları meydana getirirler. Çöken ve
alçakta kalan kısımlar ise grabenleri yani çöküntü ovalarını oluştururlar.
• Çöküntü sonucu oluşan alanlarına Gediz, Büyük ve Küçük Menderes Ova-
ları; yüksekte kalan kütlelere ise Bozdağlar, Yunt ve Aydın Dağları örnek
olarak verilebilir.
• Horstlar ve grabenler arasındaki kırıklar, fayları meydana getirir. Faylar, dep-
remlerin ve sıcak su kaynaklarının bol olduğu yerlerdir. Ege Bölgesi bu açı-
dan zengindir.
• Türkiye’de dağlar doğu batı yönünde uzanır.

2. Türkiye’de Epirojenez:
• Geniş yer kabuğu parçalarının yükselip alçalması olarak adlandırılan epiroje-
nez, dikey bir doğrultuda ve yavaş gerçekleşir.
• Anadolu Yarımadası genel itibarıyla yükselirken, Karadeniz ve Akdeniz
çökmektedir.
• Anadolu’nun III. jeolojik zamanın sonlarında epirojenik hareketlerle yüksel-
mesi akarsuların denge profilini bozmuş ve akarsular yataklarını derine ka-
zarak platolar oluşturmuştur.

31
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Çukurova ve Ergene Ovası’nda biriken kalın tortul tabakalar bu ovaların


COĞRAFYA

epirojenik hareketlerle çöküntüye uğradığını göstermektedir.


• Ege Denizi, İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı’nın oluşmasında da
epirojenik hareketler etkili olmuştur.
• Epirojenik hareketler kıyı ve akarsu taraça oluşumuna neden olur.
• Türkiye, günümüzdeki görünümünü III. jeolojik zamanda almıştır.

3. Türkiye’de Deprem:
• Türkiye jeolojik gelişimini henüz tamamlamamış genç oluşumlu bir ülke ol-
duğu için fay hatlarının, depremlerin ve sıcak su kaynaklarının oldukça fazla
olduğu bir ülkedir.
• Türkiye’nin Alp-Himalaya dağ sistemine bağlı olarak oluşan genç bir yapı-
ya sahiptir. IV. jeolojik zamanda epirojenez ile topluca yükseltilmesi ve Arap
levhası tarafından sürekli olarak kuzeye doğru itilmesi nedeniyle çok sayıda
fay hattı tarafından kırılmış bir yapı oluşmuştur.
• Bu sıkıştırma ve kayma hareketi levha sınırlarında ve fay hatlarında gerilme-
lere neden olmakta, ortalama 3-5 yıllık periyotlarda çok sayıda can ve mal
kaybına neden olan şiddetli depremlere maruz kalmaktadır.
• Her depremde yeni kırıklar oluşur. Bunlara fay denir.
• Türkiye ‘de 3 ana fay kuşağı vardır. Bunlar;
1. Kuzey Anadolu Fay Kuşağı: Saros Körfezi’nden başlayarak Balıkesir, Bursa,
Yalova, Bolu, Kastamonu, Çankırı, Amasya, Tokat, Erzincan üzerinden Muş ilinin
Varto ilçesine ulaşır.
2. Doğu Anadolu Fay Kuşağı: Hatay, Adıyaman, Malatya, Elazığ üzerinden Muş
ilinin Varto ilçesine ulaşır.
3. Batı Anadolu Fay Kuşağı: Bakırçay, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Ge-
diz çöküntü ovaları ile Uşak, Kütahya ve Burdur çevresini içerisine alır.

Türkiye’de Fay Hatları

32
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Deprem risk alanlarının farklılık gösterdiği Türkiye’de, fay hatlarına yaklaştık-

COĞRAFYA
ça deprem riski artarken fay hatlarından uzaklaştıkça bu risk azalmaktadır.

Türkiye Deprem Tehlike Haritası (AFAD)

• Türkiye’de deprem riski en yüksek olan yerler bu ana fay kuşaklarıdır.


• Türkiye’de deprem riski en düşük olan yerler;
1. Konya, Karaman, Anamur arası
2. Yıldız dağları
3. Şanlıurfa Mardin çevresi, Suriye sınırı
4. Doğu Karadeniz kıyıları

4. Türkiye’de Volkanizma:
• Günümüzde Türkiye sınırları içerisinde aktif volkana rastlanmamaktadır.
• Ülkemizde II. jeolojik zamanın sonları ile III. jeolojik zamanın sonlarına ait olan
volkanik şekiller daha fazladır. Doğu Anadolu ile İç Anadolu’da geniş yer
kaplayan bu şekillere Batı ve Güneydoğu Anadolu’da da rastlanmaktadır.
• Doğu Anadolu’da yer alan Nemrut, Tendürek, Süphan, Büyük ve Küçük Ağrı
Dağları,
• İç Anadolu’da yer alan Erciyes Dağı, Melendiz Dağı, Hasandağı, Karadağ ve
Karacadağ,
• Güneydoğu Anadolu’da
yer alan Karacadağ,
• Batı Anadolu’da (Kula/
Manisa) volkanizmanın
etkisiyle oluşmuş çok sa-
yıda küçük volkan konisi,
lav ve kül kalıntısı bulun-
maktadır.
Türkiye’nin Volkanik Arazileri ve Fay Hatları

33
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Sonuç olarak Türkiye’de yeryüzünün şekillenmesi açısından iç kuvvetler


COĞRAFYA

önemli bir etkiye sahiptir. Ülkemizin sürekli hareket hâlinde olan Avrasya,
Afrika ve Arabistan levhalarının karşılaşma noktasında yer alması da bu
etkiyi artırmaktadır.

Uygulama

Aşağıda belirtilen olayların yanına hangi iç kuvvetin etkisiyle oluştuğunu yazınız.

Toros Dağları’nın oluşumu


Ergene Havzası’nın çökmesi
Ağrı Dağı’nın oluşumu
Ege’deki kırık dağlarının oluşumu
Batı Anadolu fay kuşağının
oluşması
Anadolu’nun yükselmesi
Kuzey Anadolu Dağları’nın
oluşumu
Çukurova’nın çökmesi
Ege Bölgesi’nde graben ovalarının
bulunması

Cevap:
Toros Dağları’nın oluşumu orojenez
Ergene Havzası’nın çökmesi epirojenez
Ağrı Dağı’nın oluşumu volkanik
Ege’deki kırık dağlarının oluşumu orojenez
Batı Anadolu fay kuşağının
deprem
oluşması
Anadolu’nun yükselmesi epirojenez
Kuzey Anadolu Dağları’nın
orojenez
oluşumu
Çukurova’nın çökmesi epirojenez
Ege Bölgesi’nde graben ovalarının
orojenez
bulunması

34
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Aşağıdaki haritada Türkiye’nin çevresinde yer alan levhalar ve bu levhalara ait
hareket yönleri gösterilmiştir.

Buna göre Anadolu Levhası’nı kuzey, güney ve güneydoğu yönlerinden sı-


kıştıran levhalar aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
I II III
A) Arabistan Afrika Avrasya
B) Afrika Avrasya Arabistan
C) Avrasya Arabistan Afrika
D) Avrasya Afrika Arabistan
E) Arabistan Avrasya Afrika
Cevap: D

35
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

Esnek olmayan levhalar yan basınç- III. jeolojik zamanın ortalarında dış kuv-
lara uğradığında kırılırlar. Bu olay dağ vetler tarafından aşındırılan Türkiye’nin
oluşumuna neden olan olaylar arasın- bulunduğu alanın önemli bir kısmı bah-
dadır. sedilen zamanın sonlarında tekrar yük-
selmiştir.
3. Aşağıdakilerden hangisi bu
durumun ülkemizde ortaya çıkardığı
sonuçlardan biri değildir?
A) Akarsuların denge profiline ulaşmış
1. Buna göre haritada işaretlenen olması
dağlardan hangisi bu şekildeki olu- B) Ortalama yükseltinin fazla olması
şuma örnek olarak gösterilebilir? C) Kıyı taraçalarının görülmesi
A) Uludağ D) Yükseltisi fazla olan platoların bu-
B) Bey Dağı lunması
E) Çeşitli akarsu aşındırma şekillerinin
C) Yunt Dağı
bulunması
D) Kaçkar Dağı
E) Erciyes Dağı

Kara kütlelerinin bir bütün olarak yük- I. jeolojik zamanda oluşan Hersinyen
selmesi ya da alçalması olayına epiro-
ve Kaledoniyen orojenezlerine ait olan
jenez denir.
ve günümüzde büyük oranda aşınmış
2. Buna göre aşağıdaki oluşumlar- haldeki yükseltilere veya bu zamanda
dan hangisi epirojenez olayına ör- oluşmuş masif adı verilen ilk kıta çekir-
nek olarak gösterilebilir? deklerine ülkemizde birkaç alan dışın-
A) Konya’nın Karapınar ilçesinde ob- da rastlanmaz.
rukların oluşması 4. Bu bilgiler dikkate alındığında,
B) Manisa’nın Kula ilçesi çevresinde aşağıdaki seçeneklerden hangisin-
tüflü arazilerin oluşması de verilen bölge masif arazi grubuna
C) Batı Anadolu’da kırılma ile oluşmuş girer?
dağların bulunması A) Kaçkar Dağları
D) Nemrut Dağı’nda krater gölü oluş- B) Amanos Dağları
ması C) Hatay - Hassa bölgesi
E) Çukurova ve Ergene Havzası’nın D) İstanbul - Kocaeli bölgesi
çökmesi E) Trakya’da Yıldız (Istranca) Dağları
Cevap Anahtarı:
1)C 2)E 3)A 4)E

36
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

37
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

38
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE DIŞ KUVVETLER

COĞRAFYA
• Dış kuvvetler, iç kuvvetlerin meydana getirmiş ol- Dış Kuvvetler
duğu yer şekillerini aşındırır. Aşındırarak kopardı-
ğı malzemeleri taşır ve biriktirir. Böylece dış kuv- Akarsular
vetler aşındırma, taşıma ve biriktirme yollarıyla
yeryüzünü şekillendirir. Yer altı suları

• Dış kuvvetler aşağıdaki şemada yer alan ayrıma Buzullar


göre incelenir.
Rüzgarlar

Dalga ve akıntılar

Dış Kuvvetler

1. TÜRKİYE’DE AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU ŞEKİLLER


• Türkiye’de en etkili dış kuvvet akarsulardır.
• Yağışlı bölgelerde akarsular, kurak ve yarı kurak bölgelerde rüzgârlar, kıyılarda
dalga ve akıntılar, karstik bölgelerde yer altı suları, yüksek enlemler ile dağlık
bölgelerde ise buzullar daha etkilidir.
• Çeşitli kaynaklardan beslenerek yeryüzünde eğim doğrultusunda bir yatak
içinde akışa geçen sulara genel olarak akarsu denir.
• Büyüklüklerine göre dere, çay ve nehir şeklinde adlandırılan akarsuların şekil-
lendirici etkileri taşıdığı su kütlesi ve malzemeyle doğru orantılıdır.
• Akarsular; yataklarını geriye, yana, derine doğru aşındırır ve aşındırdığı mal-
zemeleri uygun ortamlarda biriktirerek yeryüzünü şekillendirir. Bu yolla yeryü-
zünün şekillendiği arazilere akarsu (flüvial) topoğrafyası denir.
• Akarsuların ilk başladığı yere kaynak, içerisinde aktığı çukurluğa yatak (vadi),
döküldüğü veya son bulduğu yere ağız, kaynaklandığı yerlere yakın alanlarda-
ki vadisine yukarı yatak, son bulduğu yerdeki yatağına aşağı yatak, yukarı ve
aşağı yatak arasındaki kısma orta yatak adları verilir. Bir akarsuyun en derin
noktalarını takip eden çizgiye ise talveg çizgisi adı verilir.
• Akarsular yatakları boyunca aşındırmalarını mekanik (fiziksel) ve kimyasal ol-
mak üzere iki şekilde yaparlar.
• Kimyasal aşındırma, kayaçların su ile temas ederek erimeleri ve taşınmaları-
dır. Mekanik aşındırma ise akarsuyun temas ettiği cisimleri eğime, debiye, ze-
minin özelliğine ve yük miktarına bağlı olarak aşındırarak taşıması faaliyetidir.
• Yüzeyin akarsular tarafından aşındırılması belirli bir seviyeye kadar mümkün-
dür. Aşındırmanın büyük ölçüde durduğu alt sınıra taban seviyesi denir.

39
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Aşınma devresinin sonuna yani genel taban seviyesine yaklaşan akarsu ya-
COĞRAFYA

takları denge profili özelliği kazanır.


• Türkiye’deki akarsular denge profiline ulaşmamıştır.

Bir Akarsuyun Boyuna Profili

A. Akarsu Aşındırma Şekilleri


1. Vadi
Akarsuyun yatağını aşındırması sonucu oluşur. Vadi çeşitleri;
• Kertik Vadi (Çentik Vadi): Enine profili “V” harfine benzediği için bu vadilere
V profilli vadiler de denir.

• Boğaz Vadi: Dağların genellikle denize paralel olarak uzandığı yerlerde


akarsuların dağları dikine keserek geçmesi ile oluşan dik yamaçlı ve U harfi
şeklindeki vadilerdir. Vadi tabanları oldukça dar, yamaçlar ise diktir.

• Kanyon Vadi: Yatay olarak uzanan farklı dirençteki tortul kütlelerin farklı hız-
larda aşınması ile oluşan basamaklı yapıdaki vadilerdir. Bu tip vadiler genel-
likle kalkerli yapıdaki araziler üzerinde gelişirler.

• Geniş Tabanlı Vadi: Akarsu aşındırmasının sonlarına doğru denge profili-


ne yaklaşan akarsularda eğimin azalması ile birlikte derine ve geriye doğru
aşındırma azalarak daha çok yana doğru aşındırmalar görülür. Yana doğru
aşındırma ile vadilerin tabanları genişler, yamaçlar yatıklaşır. Bu aşamada
vadinin tabanında toprak birikmeleri de görülmeye başlar.

40
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Yatık Yamaçlı Vadi: Derine doğru aşındırmaların azalıp yana doğru aşındır-

COĞRAFYA
manın arttığı, vadi yamaçlarının farklı dirençteki tabakalardan oluştuğu vadi
tipidir. Dayanıksız yamaçlar çok aşınır, dayanıklı yamaçlar ise az aşınarak bu
vadi tipini oluştururlar.
Ülkemizde Vadi Çeşitleri
1. Eğimin ve yükseltinin çok faz-
la olduğu Doğu Anadolu ve Ka-
radeniz bölgesinin dağlık alanla-
rında çentik vadiler,
2. Ege, Marmara, İç Anadolu
bölgelerimizde geniş tabanlı
vadiler,
3. Karadeniz ve Akdeniz bölge-
lerinde akarsuların dağları dik
kestiği yerlerde boğaz (yarma)
vadiler,
4. Akdeniz bölgesinde karstik
alanlarda kanyon vadiler görü-
lür.
a), b), c), ç) ve d) Vadi Tipleri

2. Dev Kazanı
Eğimin çok olduğu ve eğimin birdenbire kesintiye uğradığı yerlerde Muradiye,
Kurşunlu, Düden ve Manavgat gibi şelaleler oluşmuş ve şelalelerin döküldüğü
yerlerde dev kazanları meydana gelmiştir.

Çağlayan ve Dev Kazanı

41
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. Kırgıbayır
COĞRAFYA

İç Anadolu Bölgesi ve İç Batı Anadolu’da bitki örtüsünün cılız olduğu dağlık


yamaçlarda sel sularının aşındırması ile kırgıbayırlar (badlans) ortaya çıkmıştır.
En fazla bitki örtüsünün çok cılız olduğu İç Anadolu Bölgesi’nde görülürler.

Kırgıbayır (Badlans)

4. Peribacası
Bitki örtüsünün cılız olduğu tüf ile kaplı volkanik alanlarda sel sularının ve akar-
suların aşındırması ile oluşan üstte dayanıklı altta ise dayanıksız malzemelerden
meydana gelen kulemsi yapıya sahip yer şekilleridir. Ürgüp, Göreme ve Nevşe-
hir’de yaygındır. Buraya Kapadokya denir.

Peribacalarının Oluşum Aşamaları

5. Menderes
Eğimin azaldığı, akış hızının düş-
tüğü, aşındırmanın azaldığı alanlarda
akarsuların yapmış oldukları kıvrımlara
denir. Ege Bölgesi dışında çok fazla
rastlanılmaz. Büyük ve Küçük Men-
deres akarsuyu mendereslerin en fazla
bulunduğu akarsularımızdır.

Menderes Oluşturan Bir Akarsu

42
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

6. Plato

COĞRAFYA
III. jeolojik zamanın sonu Kuaterner alt döneminde Anadolu Yarımadası’nın
topluca yükselmesi ile akarsuların eğimi artmış ve akarsuların aşındırma güçleri
tekrar canlanmıştır. Bunun sonucu olarak eskiden deniz seviyesine yaklaşan ve
nispeten düzleşen araziler akarsular tarafından tekrar derin bir şekilde parçalan-
mış ve platolar oluşmuştur. Ülkemizde akarsuların oluşturduğu platolara en fazla
İç Anadolu Bölgesi’nde rastlanır.

Plato
B. Akarsu Biriktirme Şekilleri
• Akarsuların aşındırdığı ve taşıdığı malzemelere alüvyon adı verilir. Akarsu-
lar yatak eğiminin azaldığı ve akış hızının yavaşladığı yerlerde taşıdığı mal-
zemeleri yatağına ve çevresine bırakır. Bu sürece akarsu biriktirmesi denir.
• Akarsuların meydana getirmiş oldukları başlıca biriktirme şekilleri ve özellik-
leri şu şekildedir;
1. Birikinti Konileri: Özellikle yüksek dağların bulunduğu Doğu Anadolu Bölge-
si, İç Anadolu Bölgesi ve Marmara Bölgesi’nin güneyindeki dağların eteklerinde
görülür.
2. Birikinti Yelpazesi: Yüksek dağların eteklerinde eğimin azalması ile oluşan
birikinti konilerinin büyüyerek birleşmeleri sonucu oluştukları için ülkemizdeki da-
ğılışları birikinti konileri ile paralellik gösterirler.
3. Dağ Eteği Ovası: Birikinti yelpazelerinin dağ eteklerinde zamanla büyümesi ve
birleşmesi sonucu dağ eteği ovası oluşur. En güzel örneği Uludağ’ın eteklerinde
bulunan Bursa Ovası’dır.
4. Dağ İçi Ovaları: Akarsular dağlık ve engebeli bölgelerden geçerken yatakları-
nın bazı bölümlerinde eğimin azalmasıyla taşıma gücü azalır. Dolayısıyla buralar-
da dağ içi ovaları bulunur.
5. Delta Ovaları: Akarsuların taşıdıkları toprakların denizi doldurması ile meydana
gelirler. Üç tarafımız denizlerle çevrili ve okyanusa kıyımız bulunmadığından çok
sayıda delta ovamız vardır. Delta ovası oluşumuna en uygun bölgemiz denizin
yavaş derinleştiği Ege Bölgesi’dir. Çukurova, Çarşamba Ovası ve Bafra Ovası
en büyük delta ovalarımızdır.

43
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

6. Irmak Adası: Eğimin azaldığı ve akarsu yatağının genişlediği yerlerde taşı-


COĞRAFYA

namayan kumların ve malzemelerin akarsu yataklarında birikmeleri ile oluşurlar.


Türkiye’de akarsuların eğimi ve akış hızları fazla olduğundan ırmak adası olu-
şumu zordur ancak Ege Bölgesi’ndeki Büyük Menderes ve Küçük Menderes
akarsuyunda daha fazla olmakla birlikte, diğer akarsularımızda kısıtlı ırmak adası
oluşumlarına rastlanır.

Akarsuların biriktirme şekilleri

BİLGİ KUTUSU

Akarsuların oluşturduğu şekillerden menderesler ve taraçalar


(seki) hem aşındırma hem de biriktirme şekli olarak kabul edilir.
Bu şekillerde aynı anda hem aşındırma hem de biriktirme görülür.

Menderes Akarsuyun taraçası

2. TÜRKİYE KARSTİK ARAZİLERDE OLUŞAN YER ŞEKİLLERİ


• Yer altındaki gözenek ve boşluklarda bulunan yer altı suları, yüzey suları ile
birlikte doğada bulunan kalker (kireç taşı), kaya tuzu, jips (alçı taşı), tebeşir,
dolomit vb. kayaçları eriterek çeşitli şekiller oluşturur. Bu yolla oluşan şekille-
re karstik şekil, bu şekillerin yoğun olduğu arazilere ise karst topoğrafyası
denir ve iki grupta incelenir.

44
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

A. Karstik Aşınım Şekilleri

COĞRAFYA
1. Lapya: Yağışlarla birlikte yüzeysel akışa geçen suların özellikle kalkerler üze-
rinde oluşturduğu oluk, delik, çukur veya kanal biçimindeki en küçük karstik şekil-
lere lapya denir.
2. Dolin: Yüzeyde erime veya çökme sonucu oluşmuş ve derinliği birkaç metre
arasında değişen çukurlardır.
3. Uvala: Dolinlerin birleşmesiyle uvala adı verilen daha büyük çukurlar oluşur.
4. Polye: Karstik erimelerin devam etmesi ile birlikte uvalaların aralarındaki sınır-
lar ortadan kalkar ve polye adı verilen çapları kilometreleri bulan en büyük karstik
aşınım şekilleri oluşur.
5. Mağara: Karstik bölgelerde yer altına sızan sular buralarda da aşındırma faa-
liyetlerine devam eder. Aşındırmanın zaman içerisinde ilerlemesiyle mağara adı
verilen boşluklar oluşur. Mağaraları birbirine bağlayan boşluklara ise galeri adı
verilir.
B. Karstik Birikme Şekilleri
1. Sarkıt-Dikit- Sütun: Mağara tavanlarından damlayan suların içindeki malzeme-
nin bir çıkıntı gibi tavanda birikmesiyle sarkıtlar, tabanda birikmesiyle de dikitler
oluşur. Sarkıt ve dikitlerin zamanla gelişip birleşmesiyle sütun adı verilen şekiller
oluşur.
2. Traverten: Karstik sahalarda yer altından çıkan suların özellikle yamaçlarda
yayılması sonucu eriyik malzemeler çökelerek birikir. Basamaklı yapıda oluşan bu
şekillere traverten adı verilir.

Karst Topografyası

• Ülkemizde kalkerler üzerine oluşmuş aşınım ve birikim şekilleri genellikle


Akdeniz Bölgesi’nde görülür.
• Ülkemizdeki en önemli karstik mağaralar Damlataş Mağarası, İnsuyu
Mağarası, Karain Mağarası ve Öküzini Mağarası’dır.
• Travertenler ise Denizli Pamukkale’de bulunur.

45
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Alçıtaşı üzerinde oluşmuş aşınım ve birikim şekillerine ise Erzincan, Çankırı


COĞRAFYA

ve Sivas çevresinde rastlanır.

Türkiye’de Karstik Arazilerin Dağılışı

3. TÜRKİYE’DE BUZULLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ


• Ülkemizde 3500 metrenin üzerindeki dağlık alanlarımızda buzullara ve bu-
zulların meydana getirdiği şekillere sınırlı olarak rastlanılmaktadır.
• Yurdumuzda en fazla görülen buzul şekilleri; buzul vadileri ve sirklerdir.
• Buzul sirklerinin buzullar eridikten sonra sular tarafından doldurulmasıyla sirk
gölleri meydana gelmiştir. Uludağ’da Karagöl, Elmalı ve Kilimli Gölü, Doğu
Karadeniz’de Deli Göl, Alagöz, Darkot ve Mal Gölü bulunur.
• Günümüzde buzulların oluşturduğu yer şekillerinin bulunduğu yerlerimiz To-
roslarda; Bey Dağları, Bolkar, Aladağ ve Sultan Dağları, Doğu Karade-
niz’de Kaçkar, Giresun, Kop, Mescit ve Yalnızçam Dağları, İç Anadolu’da
Erciyes, Batı Anadolu’da; Uludağ’dır.
• Bu dağlarımızda buzul vadisi, sirk ve hörgüç kaya gibi aşınım şekillerine ve
Sander Ovası (Erciyes), Moren depolarına rastlanılır.
• Günümüzde üzerinde buzul olan dağlarımız; Kaçkar, Ağrı, Buzul (Cilo), Er-
ciyes ve Bolkar Dağları’dır.

Türkiye’de Buzulların Etki Alanları Haritası

46
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

4. TÜRKİYE’DE RÜZGARLARIN OLUŞTURDUĞU YER ŞEKİLLERİ

COĞRAFYA
• Türkiye’de şiddetli kuraklık görülmemekle birlikte yarı kurak alanlarda yağış
azlığı, bitki örtüsünün cılız olması ve rüzgârların etkisi ile çeşitli yer şekilleri
ortaya çıkmaktadır.
• İç Anadolu Bölgesi’nde Tuz Gölü ve Konya (Karapınar) çevresinde, Gü-
ney Doğu Anadolu Bölgesi’nin Suriye sınırına yakın alanlarında ve kıyı-
larımızdaki delta ovalarının kenarlarında rüzgârın oluşturduğu çeşitli aşınım
ve birikim şekilleri görülür.
• Türkiye’deki birikim şekilleri daha çok kumullar şeklinde ortaya çıkmaktadır-
lar.
• Kapadokya yöresinde ise sınırlı miktarda ve dolaylı olarak mantar kaya gibi
aşınım şekillerine rastlanılmaktadır.

Türkiye’de Rüzgârların Etki Alanları Haritası

5. TÜRKİYE’DE DALGA VE AKINTILARIN OLUŞTURDUĞU


YER ŞEKİLLERİ
• Türkiye 8.333 kilometrelik kıyı şeridi ile oldukça uzun bir kıyı çizgisine sahip-
tir.
• Dalga ve akıntılar kıyı çizgilerimizi işleyerek kıyılarımızda farklı yer şekilleri-
nin oluşmasını sağlamıştır. Kıyılarımızın şekillenmesinde aynı zaman yüzey
şekillerinin uzanış doğrultusu da etkili olmuştur.
A. Dalga Aşınım Şekilleri
• Falez (Yalıyar): Dağların denize paralel olarak uzandığı kıyılarda kıyıya çar-
pan dalgaların bir yamacın altını oyması ve altı oyulan yamaçların çökmesi
ile oluşan deniz kenarındaki dik uçurumlara falez ya da yalıyar adı verilir.
• Doğu ve Batı Karadeniz kıyıları ile Akdeniz’de Teke Yarımadası ve Taşeli
Yarımadası’nda falezler vardır.
B. Dalga Birikim Şekilleri
• Kumsallar: Kum ve çakılların kıyı boyunca depolanmasıyla kumsallar (plaj)
oluşur.

47
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Kıyı Setleri: Sığ kıyılarda biriken malzemenin su yüzeyine çıkmasıyla kıyı set-
COĞRAFYA

leri oluşur.
• Kıyı Oku: Dalga ve akıntıların kıyı boyunca sürükledikleri kumları kıyılardan
denizin iç kısımlarına doğru taşıyıp biriktirmesi ile oluşan ince kum depolarıdır.
• Kıyı Kordonu: Kıyılarda biriken malzemelerin oluşturduğu kıyı oklarının bü-
yüyerek su yüzeyine çıkmaları ve bir koy ya da körfezin önünü kapatmaya
başlaması ile meydana gelen biriktirme şeklidir.
• Tombolo (Saplı Ada): Adaları ana karaya ya da birbirine bağlayan kıyı okları-
na tombolo adı verilir. Marmara Denizi’nin güneyinde bulunan Kapıdağ Yarı-
madası ile Sinop Bozburun tomboloya örnektir.
• Lagün (Deniz Kulağı): Kıyı setlerinin gelişmesi sonucu bir koy ya da körfezin
önü kapanabilir. Bu şekilde koy ya da körfez göle dönüşür. Bu göllere de lagün
veya deniz kulağı denir. İstanbul’daki Büyükçekmece, Küçükçekmece, Du-
rusu, Çukurova’daki Akyayan ve Akyatan Gölleri ile Fethiye’deki Ölüdeniz
lagünlere örnektir.

Antalya Falezleri (Yalıyar)

Marmara Denizi ve Kapıdağ Yarımadası

C. Türkiye’de Görülen Başlıca Kıyı Tipleri


• Türkiye’de görülen başlıca kıyı tipleri ve kıyı tiplerinin görüldüğü başlıca alan-
lar şu şekildedir.
Boyuna Kıyı Tipi:
• Dağların denize paralel olarak uzandığı yerlerde görülür. Bu kıyı tipinde kıyı
çizgisi düz, koy, körfez, girinti-çıkıntı, ada ve doğal liman azdır.

48
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Akdeniz Kıyıları ve Muğla çevresinde

COĞRAFYA
dağlar denizlere paralel olarak uzandığından boyuna kıyı tipi ve falezlere
rastlanılır.
Enine Kıyılar:
• Bu kıyı tipinde kıyı çizgisi oldukça sade bir uzanış gösterir. Dağların kıyıya dik uzan-
dığı bölgelerde enine kıyılar oluşur. Girinti ve çıkıntının fazla olduğu bu kıyılarda
koy ve körfezler oldukça sık görülür.
• Ege Denizi çevresinde dağlar denize dik olarak uzandığı için enine kıyı tipi
görülür.
Dalmaçya Kıyı Tipi:
• Dağların kıyı çizgisine paralel uzandığı alanlarda deniz seviyesinin yükselmesiyle dağ-
lar arasındaki senklinal ve vadiler sular altında kalır. Bu alanlarda oluşan kıyılara dal-
maçya kıyı denir.
• Akdeniz’in batısında dağların denize paralel olarak uzandığı yerlerde dağ
sıralarının aralarının deniz suları tarafından doldurulması dalmaçya tipi kıyılar
oluşmuştur. Kaş Kalkan çevresi dalmaçya tipi kıyıların görüldüğü yerlerdir.
Ria Tipi Kıyılar:
• Derin yarılmış akarsu vadilerinin, yükselen suların altında kalmasıyla olduk-
ça girintili ria tipi kıyılar oluşur.
• İstanbul ve Çanakkale çevresinde eski akarsu yataklarının sular tarafından
doldurulması sonucunda ria tipi kıyılar oluşmuşlardır.
Limanlı Kıyılar:
• Sinop ve Marmara Denizi çevresinde ise eski ova tabanlarının sular altında
kalıp, sular tarafından doldurulması ile oluşan limanlı kıyı tipine rastlanılır. Bu
kıyılarda birikim şekillerinden tombolo ve lagünlere de rastlanılır.

Türkiye’de Görülen Kıyı Tipleri

TÜRKİYE’DE KÜTLE HAREKETLERİNİN ETKİSİ


• Çözülmeyle ortaya çıkan malzemenin bir kısmı, yer çekiminin etkisiyle eğim doğ-
rultusunda hareket ederek yer değiştirir. Buna kütle hareketleri (heyelan, çamur
akıntısı, kaya düşmeleri vb.) adı verilir.
• Türkiye’de heyelan olayı en fazla Doğu Karadeniz Bölümü’nde ve ilkbahar mev-
siminde görülür.

49
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Bölgelerde görülen kıyı şekillerini tabloda


uygun kutucuğu işaretleyerek gösteriniz.
Görüldüğü Boyuna Enine kıyı Ria tipi kıyı Limanlı kıyı Dalmaçya tipi
Yer Kıyı kıyı

Karadeniz
Bölgesi
Akdeniz
Bölgesi
Çanakkale
Boğazı
Ege
Bölgesi
Kaş-Kalkan
Çevresi
Güney
Marmara

Cevap:
Görüldüğü Boyuna Enine kıyı Ria tipi kıyı Limanlı kıyı Dalmaçya tipi
Yer Kıyı kıyı

Karadeniz
Bölgesi X
Akdeniz
Bölgesi X
Çanakkale
Boğazı
X
Ege
Bölgesi
X
Kaş-Kalkan
Çevresi
X
Güney
Marmara
X

50
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıdaki yer isimlerinin yanına etkili olan dış kuvveti yazınız.
YER İSİMLERİ ETKİLİ OLAN DIŞ KUVVETLER
Kapıdağ Yarımadası
Fethiye Ölüdeniz
Pamukkale Travertenleri
Konya Karapınar Kumulları
Uludağ’da Elmalı Kilimli Gölleri
Büyük Menderes Irmak Adaları
İç Anadolu Bölgesi Platoları
Bafra ve Çarşamba Delta Ovaları
Cevap:
YER İSİMLERİ ETKİLİ OLAN DIŞ KUVVETLER
Kapıdağ Yarımadası Dalga biriktirmesi
Fethiye Ölüdeniz Dalga biriktirmesi
Pamukkale Travertenleri Karstik birikim
Konya Karapınar Kumulları Rüzgâr birikim
Uludağ’da Elmalı Kilimli Gölleri Buzul aşınım
Büyük Menderes Irmak Adaları Akarsu birikim
İç Anadolu Bölgesi Platoları Akarsu aşınım
Bafra ve Çarşamba Delta Ovaları Akarsu birikim

Örnek
Yukarıda Türkiye haritası üzerinde beş
farklı nokta gösterilmiştir.
Bu noktalardan hangisinde çözünebi-
len kayaçlar üzerinde oluşmuş yer şe-
killeri daha yaygın olarak bulunur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap: A

Örnek
Aşağıdakilerden hangisi daha çok Doğu  Karadeniz Dağları’nda oluşan bir
vadi çeşididir?
A) Menderes B) Boğaz C) Çentik D) Kanyon E) Tabanlı
Cevap: B

51
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

Dış kuvvetler tarafından aşındırılan Bitki örtüsünün zayıf olduğu alanlarda


malzemeler; deniz, göl vb. su kütle- rüzgârların aşındırma ve biriktirme faa-
lerinin tabanlarında birikerek binlerce liyetleri daha fazla etkili olmaktadır.
metre kalınlığında tortul tabakalar olu- 3. Bu bilgiye göre aşağıda verilen
şur. Bu tortul tabakalar, levhaların yak- yerlerin hangisinde rüzgârların aşın-
laşması sonucu yan basınçlara uğrar. dırma faaliyetlerinin daha fazla oldu-
Buna bağlı olarak da kıvrım ve kırık ğu söylenebilir?
dağları oluşur.
A) Rize ve çevresi
1. Buna göre aşağıdaki dağlardan B) Bolu ve çevresi
hangisi bu şekildeki oluşumlara ör-
nek gösterilemez? C) Konya ve çevresi
D) İstanbul ve çevresi
A) Ağrı Dağı
E) Kırklareli ve çevresi
B) Yunt Dağı
C) Madra Dağı
4. Sinop Yarımadası ve Kapıdağ Ya-
D) Küre Dağları rımadası’nın oluşumu üzerindeki
E) Bey Dağları temel etken aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Rüzgârların biriktirme faaliyetleri
B) Akarsuların aşındırma faaliyetleri
C) Dalgaların biriktirme faaliyetleri
D) Buzulların aşındırma faaliyetleri
E) Akarsuların biriktirme faaliyetleri

2. Yukarıdaki Türkiye haritasında Ülkemiz arazilerinde örtü buzulu görül-


işaretli alanlardan hangisinde kars- mezken, Ağrı’da küçük de olsa buzul
tik yer şekillerine daha çok rastla- izlerine rastlanmaktadır.
nır? 5. Aşağıdakilerden hangisi bu duru-
mun nedenidir?
A. I.
B. II. A) Son jeolojik dönemdeki buzul istila-
C. III. sından etkilenmesi
D. IV. B) Sert karasal iklim görülmesi
E. V. C) Çayır bitki örtüsünün varlığı
D) Ekonomik faaliyetler
E) Yükseltinin etkisi

Cevap Anahtarı:
1)A 2)E 3)C 4)C 5)E

52
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

53
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

54
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE BAŞLICA YÜZEY ŞEKİLLERİ

COĞRAFYA
• Türkiye ortalama 1141 metrelik bir yükseltiye sahiptir.
• Topoğrafyanın oldukça engebeli olduğu ülkemizde yükselti, genel olarak
kıyılardan iç kesimlere ve batıdan doğuya doğru artar.
• Yeryüzü şekilleri ise doğu-batı doğrultusunda uzanır.
• Türkiye’nin ana yeryüzü şekillerini dağlar, ovalar ve platolar oluşturur.

1. TÜRKİYE’NİN DAĞLARI
1. Kıvrım Dağları
• Ülkemizdeki kıvrım dağları Alp-Himalaya kıvrım dağları kuşağı içerisinde yer
almaktadır.
• Kuzey Anadolu Dağları, Toros Dağları ve iç kısımlardaki dağlarımızın önemli
bir kısmı bu grupta yer alır.
• Ülkemizdeki başlıca kıvrım dağlarımızın bölgelere göre dağılışları şu şekil-
dedir:

Kıvrım Dağları Şeması

55
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Türkiye’nin Dağları Haritası


2. Kırık Dağları
• Orojenez ve epirojenez sırasında elastiki olmayan bazı kütleler kıvrılma ye-
teneğini kaybederek kırılırlar.
• Kırılma sırasında yüksekte kalan kısımlar horst, alçakta kalan kısımlar gra-
ben adı verilen yer şekillerini oluşturmaktadır.
• Horst ve grabenler arasında ise fay hatları bulunmaktadır. Ülkemizde bu dağ-
ların en çok bulunduğu yer Ege Bölgesi’dir.
• Ege Bölgesi’nde yer alan kırıklı dağlarımız bir sıra hâlinde kuzeyden güneye
doğru Kaz Dağları, Madra Dağları, Yunt Dağları, Bozdağlar, Aydın Dağla-
rı ve Menteşe (Muğla) Dağları’dır.
• Akdeniz Bölgesi’nde Çukurova ile Hatay arasında yer alan Nur (Amanos)
Dağları kırık dağlarımız arasındadır.
3. Volkanik Dağlar
• III ve IV. jeolojik zamanlarda Türkiye’de yaşanan volkanik faaliyetler sonucu
oluşan volkanik dağlarımız bulunmaktadır.
• Volkanik dağlarımız yaygın olarak Doğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu
Bölgesi’nde bulunmaktadırlar.
• Ülkemizde aktif bir yanardağ bulunmamaktadır. Başlıca volkanik dağlarımız
şu şekildedir:

Volkanik Dağlar Şeması

56
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

B. TÜRKİYE’NİN OVALARI

COĞRAFYA
• Çevresine göre daha alçakta bulunan, akarsular tarafından derince
parçalanmamış, daha çok toprak birikimlerin görüldüğü geniş düz alanlara
ova adı verilir.
• Ülkemizde ovalar oluşumlarına göre üç başlık altında incelenir:
1. Tektonik Ovalar
• Fay hatlarına bağlı olarak ortaya çıkan çöküntü alanlarının, akarsular tara-
fından taşınan alüvyonlar tarafından doldurulması sonucu oluşan ovalardır.
• Kuzey Anadolu fay hattında oluşan ovalarımız Marmara Bölgesi’nin güne-
yi, Karadeniz Bölgesi boyunca ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde yer
alırlar. Başlıcaları: Gönen, İnegöl, Bursa, Yenişehir, Orhangazi, Pamuko-
va, Gemlik, Bolu, Düzce, Tosya, Suluova, Niksar, Taşova, Turhal, Vezir-
köprü, Erbaa, Erzincan, Erzurum ve Pasinler Ovası şeklindedir.
• Batı Anadolu fay hattı üzerinde oluşan ovalarımız ise Ege Bölgesi’nde kırık
dağlarımızın arasındaki çöküntü alanlarında meydana gelmişlerdir. Kuzey-
den güneye doğru şu şekilde sıralanırlar: Bakırçay, Gediz, Küçük Men-
deres ve Büyük Menderes Ovası.
• İç Anadolu’da bulunan ovalar ise Ankara, Kayseri, Aksaray, Çubuk, Eski-
şehir, Develi ve Konya Ovaları’ dır.
• Doğu Anadolu fay hattı üzerinde oluşan başlıca ovalarımız ise Amik, El-
bistan, Kahramanmaraş, Malatya, Elâzığ, Bingöl, Muş, Karlıova, Malaz-
girt ve Erzurum Ovası’dır.
• Güneydoğu Anadolu da ortaya çıkan başlıca ovalarımız ise genel olarak
Suriye sınırı boyunca uzanan Ceylanpınar, Suruç ve Altınbaşak (Birecik)
Ovası’dır.
2. Delta Ovaları
• Akarsularımızın aşındırarak taşıdığı Alüvyal toprakların denizin fazla derin
olmadığı ve akıntıların az bulunduğu yerlerde denizlerimizi doldurması ile
oluşan ovalardır.
• Delta ovası oluşumuna en uygun bölgemiz şelf alanın çok geniş olduğu
Ege Bölgesi iken delta oluşumunun en zor olduğu bölgelerimiz dağların
denize paralel uzandığı şelf alanın dar olduğu Karadeniz ve Akdeniz Böl-
gelerimizdir.

57
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Delta oluşabilmesi için;


COĞRAFYA

1.Deniz sığ olmalı,


2.Denizde sığ olan alan geniş olmalı, (kıta sahanlığı geniş olmalı)
3.Akarsu bol malzeme taşımalı,
4.Denizde akıntı olmamalı,
5.Denizde gelgit olmamalıdır.
• Ülkemizde oluşan başlıca delta ovalarımız şunlardır:

Delta Ovaları Şeması

3. Karstik Ovalar
• Akdeniz ve Güney Ege Bölgesi’nin daha çok batısında bulunmak üzere kars-
tik arazilerde polye adı verilen çok büyük erime çukurluklarının içlerinin top-
raklar tarafından doldurulması ile oluşan ovalarımızdır.
• Karstik ovalarımızın başlıcaları; Denizli -Acıpayam Ovası, Antalya–Elmalı ve
Korkuteli Ovası, Muğla Ovası ve Burdur – Tefenni ve Karamanlı Ovası’dır.

C.TÜRKİYE’NİN PLATOLARI
• Akarsular tarafından derince parçalanmış, çevresine göre biraz daha yük-
sekte bulunan hafif engebeli geniş düzlüklere plato adı verilir.
• Ülkemiz genç oluşumlu olduğundan ve IV. jeolojik zamanda topluca yüksel-
meye uğradığından platoluk alanlar geniş yer kaplar.
• Ülkemizde platoların en geniş yer kapladığı yer İç Anadolu Bölgesi’dir.
• Ülkemizde yer alan platolar oluşum özelliklerine göre dört temel başlık altında
incelenir:
1. Tabaka Düzlüğü Platoları
• Eğimli alanlarda yatay duruşlu tabakaların veya tortul kütlelerin zaman içeri-
sinde akarsular tarafından derince yarılmaları ile meydana gelen platolardır.

58
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
• Tabaka düzlüğü platolarımızın başlıcaları şunlardır:

Platolar Şeması

2. Karstik Platolar
• Kalker ve jips gibi suda kolay eriyebilen kayaçların yoğun olarak bulunduğu
alanlarda bu kayaçların sular tarafından kimyasal yolla aşındırılması ile olu-
şan platolardır.
• Karstik platolara daha çok Akdeniz Bölgemiz ’de rastlanılmaktadır. Antalya
ile Mersin arasındaki Taşeli Platosu ve Antalya’nın batısındaki Teke Pla-
tosu örnektir.
3. Volkanik Platolar
• Yer altından çıkan lav kütlelerinin tüm yüzeyi kaplaması daha sonra bu taba-
kaların akarsular tarafından derince parçalanması ile oluşan platolardır.
• Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşen volkanik faaliyetler sonu-
cunda oluşan arazilerin akarsular tarafından aşındırılması ile oluşan Erzu-
rum, Kars ve Ardahan Platoları örnektir.
4. Aşınım Düzlüğü Platoları
• Engebeli alanların uzun zaman boyunca akarsular tarafından aşındırılması
ve hafifçe düzleştirilmesi ile meydana gelen platolardır.
• Türkiye genç oluşumlu arazilere sahip olduğundan bu plato şekline daha az
rastlanılmaktadır.
• Marmara Bölgesi’ndeki Çatalca- Kocaeli ve Karadeniz Bölgesi’ndeki
Perşembe Platosu aşınım düzlüğü platolarının ülkemizdeki örnekleridir.

Türkiye’nin Platoları Haritası

59
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Tabloda yer alan dağları, oluşum şekilleri ve


bulunduğu bölgeye göre değerlendirip uygun olan kutucukları işaretleyiniz.

60
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Cevap:

COĞRAFYA

61
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Çarşamba Delta Ovası, Bafra Delta Ovası, Adapazarı Ovası, Büyük Menderes
Ovası, Teke Platosu, Çatalca Kocaeli Platosu, Iğdır Ovası, Ardahan Platosu,
Yüksekova, Amik Ovası, Ceylanpınar Ovası, Çukurova, Silifke Ovası, Cihanbeyli
Haymana Platoları, Bozok Platosu, Obruk Platosu, Antalya Ovası, Taşeli Platosu,
Konya Ovası.
Aşağıdaki haritada numaralandırılan noktalarda ova ve platolar yer almak-
tadır. Yukarıda yer alan ova ve plato isimlerini harita altında yer alan uygun
numaranın yanına yazınız.

1. 6. 11. 16.

2. 7. 12. 17.

3. 8. 13. 18.

4. 9. 14. 19.

5. 10. 15. 20.

Cevap:

1. Çukurova 6. Büyükmenderes 11. Ardahan Platosu 16. Bozok Platosu


Ovası
2. Silifke Ovası 7. Çatalca-Kocaeli 12. Iğdır Ovası 17. Haymana Platosu
Platosu
3. Taşeli Platosu 8. Adapazarı Ovası 13. Yüksekova 18. Cihanbeyli
Platosu
4. Antalya Ovası 9. Bafra Delta Ovası 14. Ceylanpınar 19. Obruk Platosu
Ovası
5. Teke Platosu 10. Çarşamba Delta 15. Amik Ovası 20. Konya Ovası
Ovası

62
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Yukarıdaki Türkiye haritasında numaralarla gösterilen ova ve platolarla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I numaralı alandaki ovanın oluşumunda daha çok tektonik hareketler etkilidir.
B) II numaralı alandaki yeryüzü şekli karstik platoya örnektir.
C) III numaralı alandaki ova, oluşumuna göre deltadır.
D) IV numaralı alandaki ova, oluşumuna göre polye özelliği gösterir.
E) V numaralı alandaki yeryüzü şekli lav platosuna örnek
Cevap: D

Örnek
Yanda oluşumu verilen I ve II. şeklin yük-
sekte kalan kısımlarına ülkemizdeki hangi
dağlar örnek verilebilir?
I. şekil II. şekil
A) Köroğlu Dağları Aydın Dağları
B) Bozdağlar Yunt Dağı
C) Canik Dağları Beydağları
D) Küre Dağları Yıldız Dağları
E) Ağrı Dağı Menteşe Dağları

Cevap: A

63
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Aşağıda verilen dağlarımızdan Akarsuların taşıdıkları malzemelerin


hangisi oluşum özelliği göz önüne denizleri doldurması ile oluşan ovalara
alındığında diğerlerinden farklı bir delta ovaları adı verilir.
nedene bağlı olarak meydana gel- 3. Aşağıda verilen ovalarımızdan
miştir? hangisi delta ovası olma özelliği ta-
A) Ağrı Dağı şımaz?
B) Kaçkar Dağları A) Çukurova

C) Canik Dağları B) Çarşamba Ovası


C) Gediz Ovası
D) Toros Dağları
D) Ergene Ovası
E) Köroğlu Dağları
E) Silifke Ovası

Akarsular tarafından derince parçalan- 4. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizin


mış, hafif engebeli düzlüklere plato adı genel coğrafi özelliklerinden biri de-
verilir. ğildir?
2. Aşağıda verilen platolarımızdan A) Yüksek ova ve platoları vardır.
hangisi oluşum özelliği göz önüne
B) Ortalama yükseltisi fazladır.
alındığında diğerlerinden farklı bir
nedene bağlı olarak meydana gel- C) İklim çeşitliliği fazladır.
miştir? D) Kuzeyde ve güneyde dağların uza-
A) Haymana Platosu nışı doğu-batı yönündedir.
E) Tropikal kuşakta yer alır.
B) Taşeli Platosu
C) Cihanbeyli Platosu 5. Türkiye’de dağların genellikle do-
D) Yazılı Kaya Platosu ğu-batı doğrultusunda uzanmasında
E) Uzun yayla Platosu aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur?
A) Volkanik platoların geniş yer kapla-
ması
B) Akarsuların bu yönde aşındırma
yapması
C) Bir yarımada üzerinde bulunması
D) Kapalı akarsu havzalarının bulun-
ması
E) Arabistan ve Avrasya levhalarının
birbirine yaklaşması

Cevap Anahtarı:
1)A 2)B 3)D 4)E 5)E

64
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

65
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

66
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’NİN SU VARLIĞI

COĞRAFYA
1. Türkiye’nin Deniz Varlığı
Türkiye üç tarafı denizler ile çevrili olan bir yarımada ülkesi durumundadır.
• Etrafımızı çevreleyen denizlerimiz ülkemizde yaşanan iklim koşulları, bitki
örtüsü, hayvan türleri, ulaşım ve turizm gibi birçok faaliyet üzerinde oldukça
büyük etkilere sahiptir.
a. Karadeniz
• Ülkemizin kuzeyinde Gürcistan sınırından Karadeniz’de Balıkçılık başlayıp,
Bulgaristan sınırına kadar uzanan tuzluluk oranın en düşük olduğu denizi-
mizdir.
• Karadeniz’in tuzluluk oranının düşük olmasının nedeni, en kuzeyde bulun-
ması, yağışların bol olması ve buharlaşmanın az olmasıdır.
• Türkiye’de balıkçılığın en fazla geliştiği denizimizdir.
• Yaz aylarının serin, kısa ve yağışlı geçmesi nedeniyle deniz ve güneş turizmi
en az gelişen denizimizdir.
• Boyuna kıyı tipi görülür.
• Karadeniz’den kaynaklanan nemli hava kütleleri dağların yamaçları boyunca
hızla yükselerek soğur ve denize bakan yamaçlara bol miktarda yağış bırakır.
b. Akdeniz
• Ülkemizin güneyinde Suriye sınırından başlayıp Dalaman Çayı’na kadar de-
vam eder.
• Tuzluluk oranın en yüksek olduğu denizimizdir.
• Tuzluluk oranın yüksek olmasının nedeni, güneyde yer alması, sıcaklıkların
çok yüksek olması ve buharlaşmanın fazla olmasıdır.
• Boyuna kıyı tipi görülür.
• Bu kıyılarımızda koy, körfez ve ada sayısı oldukça azdır. Kaş ve Kalkan böl-
geleri arasında ise Dalmaçya tipi kıyılar görülür.
• Türkiye ekonomisine özellikle turizm, ulaşım, balıkçılık ve ticari faaliyetlerde
önemli katkılar sağlar.
• Ülkemizde deniz ve güneş turizminin en çok geliştiği denizimizdir.
• Deniz suyunun çok sıcak ve tuzlu olması nedeniyle balıkçılık çok fazla geliş-
memiştir. En az balık avlanan denizimizdir.
• Irak ve Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hatlarının sona erdiği ve buradan gelen
enerji kaynaklarının dünyaya pazarlandığı Yumurtalık Limanı ekonomik ve
stratejik olarak önemli varlıklarımız arasında yer alır.

67
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

c. Ege Denizi
COĞRAFYA

• Ülkemizin kuzeyden güneye doğru uzanarak batı kıyılarımızı oluşturan deni-


zimizdir.
• Dağlar denize dik uzandığı için enine kıyı tipi görülür.
• Eğe Denizi’nin ülkemiz ekonomisine en büyük katkıları turizm, dış ticaret,
ulaşım ve balıkçılık alanlarıdır.
• Ülkemizin en çok ihracat yapılan ikinci en büyük limanı olan İzmir Limanı da
Ege Denizi kıyılarında yer alır.
d. Marmara Denizi
• Etrafı tamamen karalarımız ile çevrili olan bir iç denizimizdir.
• İstanbul ve Çanakkale Boğazları Türkiye’nin ticaret, ulaşım ve balıkçılık alan-
larında önemli bir yer tutar.
• Türkiye’de en çok balık avlanan ikinci denizimizdir.
• Marmara, Karadeniz ülkelerinin dünyaya açılan kapısı durumundadır.
• Türkiye’nin en büyük limanı olan İstanbul Limanı ile birlikte Kocaeli ve Ban-
dırma Limanları da Marmara Denizi kıyısındadır.

2. Türkiye’nin Akarsuları ve Genel Özellikleri


• Türkiye akarsu bakımından çevresindeki ülkeler ile karşılaştırıldığında zen-
gin sayılabilecek bir varlığa sahiptir.
Akarsularımızın başlıca özellikleri şu şekildedir:
• Yatak eğimleri fazladır. Bunun sonucunda;
1. Akış hızları fazladır.
2. Aşındırma güçleri fazladır.
3. Bol alüvyon taşırlar. (Barajların kullanım ömrünü kısaltır)
4. Enerji potansiyelleri yüksektir.
• Bir akarsuyun taşıdığı su miktarının aylara veya mevsimlere göre göstermiş
olduğu değişime akarsu rejimi adı verilir. Ülkemiz akarsularının rejimleri dü-
zensizdir. (Karadeniz’deki bazı küçük dereler hariç)
• Ülkemizde özellikle Batı Toroslar ile Orta Toroslar’dan doğan ve Akdeniz’e dökülen
akarsuların bazıları (Manavgat, Göksu, Köprüçay vb.) karstik kaynaklarla beslen-
mektedir.
• Ulaşıma elverişli değildir. (Sadece Bartın veya Yenice Irmağı’nda kısıtlı bir
taşımacılık yapılabilir)

68
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Boyları kısa, havzaları dardır. (Üç tarafı denizler ile çevrili olduğundan çabu-

COĞRAFYA
cak denize ulaşırlar.)
• Akımları düşüktür, az su taşırlar. (Bu duruma yarı kurak iklim nedeni olur.)
• Dağların uzanışlarına paralel olarak genelde doğu-batı doğrultusunda uza-
nırlar.
• Denge profiline ulaşmamışlardır. (Bu durum ortalama yükseltinin fazla ve
genç oluşumlu olmasından kaynaklanır.)
• Sulama, içme, kullanma suyu temini, elektrik enerjisi üretimi, tatlı su balıkçı-
lığı, turizm, su sporları gibi alanlarda yararlanılmaktadır.

Türkiye Akarsuları Havzası Haritası

• Bir akarsuyun kolları ile birlikte taşıdığı suları topladığı tüm alana akarsuyun
havzası adı verilir.
• Akarsu havzalarını birbirinden ayıran çizgiye ise su bölümü çizgisi adı ve-
rilir.
• Ülkemizdeki açık ve kapalı havzalar ile buralara dökülen akarsularımız şu
şekildedir.
Ülkemizdeki Açık Havzalar
• Bir akarsu suyunu denize ulaştırıyorsa açık havzalıdır.
1. Karadeniz’e Dökülen Akarsularımız
• Çoruh Nehri, Yeşilırmak, Kızılırmak, Bartın Çayı, Filyos Çayı (Yeniceırmak)
ve Sakarya Nehirleri Karadeniz’e dökülürler.
2. Akdeniz’e Dökülen Akarsularımız
• Dalaman Çayı, Eşen Çayı, Aksu, Köprüçayı, Manavgat Nehri, Göksu Irmağı,
Seyhan Nehri, Ceyhan Nehri ve Asi Irmakları Akdeniz’e dökülen akarsuları-
mızdır.

69
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. Ege Denizine Dökülen Akarsularımız


COĞRAFYA

• Meriç Nehri, Bakırçay, Gediz Nehri, Büyük Menderes Irmağı, Küçük Mende-
res Irmağı Ege Denizi’ne dökülen büyük akarsularımızdır.
4. Marmara Denizine Dökülen Akarsularımız
• Susurluk ve Nilüfer Çayları.
5. Hazar Gölüne Dökülen Akarsularımız
• Aras, Kura ve Arpaçay Nehirleri.
6. Basra Körfezine Dökülen Akarsularımız
• Fırat ve Dicle Nehirleri.
Ülkemizde Yer Alan Başlıca Kapalı Havzalar
Bir akarsu sularını denize ulaştıramıyorsa kapalı havza denir.
• Van Gölü kapalı havzası,
• Tuz Gölü kapalı havzası,
• Göller Yöresi kapalı havzası,
• Hazar Gölü kapalı havzası ve
• Afyon çevresi kapalı havzaları şeklindedir.

3. Türkiye’nin Gölleri
• Türkiye’de göllerin yoğunlaştığı dört temel alan bulunmaktadır.
• Doğal yapılı göllerimizin büyük kısmı Güney Marmara (İznik, Sapanca, Ulu-
bat, Manyas, Kuş), Van Gölü çevresi, Tuz Gölü çevresi ve Göller Yöresi’n-
de (Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl) toplanmıştır.
• Ülkemizde bulunan göllerimizin isimleri ve oluşumlarına göre bulundukları
gruplar şu şekildedir:

70
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’nin Gölleri Şeması

4. Türkiye’nin yeraltı Suları ve Kaynakları


• Atmosferdeki su buharının yoğunlaşması ile oluşan kar, yağmur ve dolu şek-
linde yeryüzüne düşen yağışların yeraltına sızması ve suyu sızdırmayan bir
tabakanın üzerinde birikmesi ile oluşan sulara yeraltı suları adı verilir.
• Yeraltı sularının tekrar yeryüzüne çıktıkları yerlere ise kaynak adı verilir.
Türkiye’deki Kaynaklar
1.Yamaç Kaynağı
• Akarsuların içerisinde aktıkları vadileri aşındırmaları veya yer altı su tablası-
nın yamaçlar tarafından kesintiye uğradığı alanlarda yer altı sularının dışarı
çıkması ile oluşan kaynaklardır.
• Yurdumuzun dağlık ve engebeli yüksek alanları özellikle vadi ve yamaç kay-
nakları bakımından oldukça zengindir.

71
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Yamaç ve Vadi Kaynağı

2. Karstik Kaynak
• Kalker veya jips gibi kolay eriyebilen kayaçların yaygın olarak bulunduğu
alanlarda yer altında oluşan erime boşluklarının içerisinde biriken suların
kendilerine açmış oldukları bir yolu takip ederek dışarı çıkmaları sonucu olu-
şan kaynaklara karstik kaynak veya voklüz adı verilir.
• Akdeniz bölgesinde karstik özelliğe sahip kaynaklara rastlanır.

Yeraltı Sularının Oluşumu

3. Fay Kaynağı
• Arazinin fay hatları tarafından kırıldığı veya kesintiye uğradığı alanlarda kı-
rık hatlarını takip ederek yeryüzüne kadar ulaşan suların meydana getirdikleri
kaynaklara fay kaynağı adı verilir.
• Suları sıcaktır.
• Mineraller bakımından oldukça zengindir.
• Sağlık turizmi alanlarında faydalanılır.
• Yer kabuğunun tektonik hareketler ile kırılmalara uğradığı fay hatlarının üzerle-
rinde ve yakınlarında ılıca veya kaplıca adı verilen fay kaynaklarına rastlanılır.
• Ülkemiz dünyanın önemli jeotermal zenginliğe sahip ülkelerinden birisidir.
• Ülkemizde ilk jeotermal enerji üretim tesisi Denizli’nin Sarayköy ilçesinde ku-
rulmuş daha sonra ise Aydın’ın Germencik ilçesinde üretime geçmiştir.

72
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Fay Kaynaklarının Oluşumu

4. Artezyen Kaynağı
• Kıvrımlı yapıdaki arazilerde suyu sızdırmayan geçirimsiz iki tabaka arasın-
daki geçirimli tabaka arasına sıkışmış olarak bulunan yer altı suların insanlar
tarafından açılan sondaj kuyularından basınçlı bir şekilde dışarı çıkması ile
oluşan kaynaklara artezyen kaynakları adı verilir.
• Artezyen kaynakları ise daha çok aşındırılmış kıvrımlı yapıdaki ova tabanla-
rında rastlanılırlar.

Artezyen Kaynağı ve Oluşumu

Bilgi Notu: Türkiye’de aktif volkan bulunmadığı için gayzer kaynağı yoktur.

73
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Aşağıdaki haritayı inceleyiniz. Haritada işaretli olan noktalara tabloda bulu-


nan akarsulardan uygun olanın numarasını yazınız.

Cevap:

74
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıdaki haritayı inceleyiniz. Haritada işaretli olan noktalara tabloda bulu-
nan göllerden uygun olanın numarasını yazınız.

Cevap:

75
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Tabloda harflendirilmiş şekilde verilen gölleri ve oluşum şekillerini eşleştiriniz.


GÖLLER OLUŞUM ŞEKİLLERİ
a Çamiçi Gölü Tektonik
b Aynalı Gölü Volkanik Set Gölü
c Nazik Gölü Buzul Gölü
d Keban Gölü Yapay Set Gölü
e Büyük Çekmece Gölü Heyelan Set Gölü
f Sera Gölü Kıyı Set Gölü
g Van Gölü Alüvyal Set Gölü
Cevap:
GÖLLER OLUŞUM ŞEKİLLERİ
a Çamiçi Gölü g Tektonik
b Aynalı Gölü c Volkanik Set Gölü
c Nazik Gölü b Buzul Gölü
d Keban Gölü d Yapay Set Gölü
e Büyük Çekmece Gölü f Heyelan Set Gölü
f Sera Gölü e Kıyı Set Gölü
g Van Gölü a Alüvyal Set Gölü

Örnek

Türkiye, jeotermal kaynak potansiyeli açısından dünyanın zengin ülkelerinden biridir.


Bu durumun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Üç tarafının denizlerle çevrili olması
B) Volkanik arazilere sahip olması
C) Genç oluşumlu olması
D) Engebeli ve dağlık olması
E) Orta kuşakta yer alması
Cevap: C
Örnek

76
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Yukarıdaki Türkiye haritasında numaralandırılmış alanların hangisinde kars-
tik göllere daha çok rastlanır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Cevap: D

77
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

Aşağıda Türkiye’de bulunan bazı göl-


ler verilmiştir.
I. Aynalı
II. Kilimli
III. Acıgöl

1. Yukarıdaki haritada numaralarla IV. Akşehir


gösterilen akarsular, aşağıdakilerin 3. Verilen göllerden hangileri sirk göl-
hangisinde doğru olarak verilmiş- lerindendir?
tir?
A) I ve II
I II III B) I ve III
A) Kızılırmak Seyhan Bakırçay C) II ve IV
D) III ve IV
B) Yeşilırmak Göksu Bakırçay E) I, II ve IV
C) Kızılırmak Ceyhan Gediz
D) Kızılırmak Göksu B. Menderes 4. Aşağıdaki göllerden hangisi dalga
E) Yeşilırmak Göksu K. Menderes biriktirme faaliyetleri sonucunda ol-
muştur?
A) Mogan
B) Tortum
C) Abant
D) Uzungöl
E) Büyük Çekmece

5. Türkiye akarsularının genel özel-


2. Haritadaki numaralandırılmış
likleri ile ilgili olarak aşağıdakiler-
alanlardan hangilerinde kar ve buz
den hangisi söylenemez?
erimelerinin akarsuların beslenme-
sindeki etkisi daha fazladır? A) Akış hızları fazladır.
B) Boyları kısadır.
A) Yalnız I
C) Rejimleri düzensizdir.
B) Yalnız III
D) Ulaşıma elverişlidir.
C) I ve II
E) Yatak eğimleri fazladır.
D) II ve III
E) I, II ve III

Cevap Anahtarı:
1)D 2)D 3)A 4)E 5)D

78
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

79
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

80
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE TOPRAKLAR

COĞRAFYA
• Topraklar; iklim, ana kaya yer şekilleri, zamanın ve canlıların etkisi ile oluşan
yer yüzü örtüsüdür.
• Ülkemiz jeolojik yapısının farklılığı, yeryüzü şekillerinin çeşitliliği, iklim çeşit-
liliğinin fazlalığı ve bitki örtüsüne bağlı olarak toprak çeşitliliği de fazla olan
bir ülkedir.

Türkiye Topraklarının Dağılışı Haritası

• Ülkemizde görülen başlıca toprak tipleri şu şunlardır:

Türkiye’de Görülen Toprak Tipleri Şeması

1. ZONAL TOPRAKLAR (İKLİME BAĞLI OLUŞAN TOPRAKLAR)


1. Terra Rossa (Kırmızı Akdeniz) Toprakları
• Akdeniz iklimi özelliklerinin yaşandığı Akdeniz, Ege ve Güney Marmara kı-
yılarında kireç taşlarının (kalker) üzerinde yaygın olarak görülen kırmızı renk-
li topraklardır.
• Demir oksitten dolayı kırmızı renklidirler.

81
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Su ve gübre ihtiyaçları karşılandığında verimli olan bu toprakların üzerlerinde


COĞRAFYA

turunçgil, zeytin ve seracılık yapılmaktadır.


2. Kahverengi Orman Toprağı
• Karadeniz iklimi özelliklerinin görüldüğü Karadeniz ve Marmara Bölgesi’nin
kuzey kıyılarında görülen toprak çeşididir
• Yağışın bol ve düzenli olduğu yerlerde oluştukları için iyi yıkanmış olan bu
toprakların içlerinde tuz ve kirece fazla rastlanılmaz.
• Humus ve organik maddeler bakımından zengin oldukları için tarımsal faali-
yetlere uygun topraklardır.
• Bu topraklar fındık, kivi ve çay gibi ürünlerin tarımı için uygundur.
3. Kahverengi Kestane Renkli Bozkır Toprakları
• Yılık yağış miktarının 400-600 mm arasında olduğu yerlerde kahverengi,
600 mm üstünde olduğu yerlerde ise kestane renkli bozkır toprakları oluşur.
• Yıllık yağış miktarı az olduğundan iyi yıkanmamıştırlar.
• İçlerinde tuz ve kireç oranı fazladır.
• Humus ve organik maddeler bakımından çok zengin değillerdir.
• Üzerlerinde daha çok tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık yapılır.
• İç Anadolu Bölgesi, İç Batı Anadolu bölümü, Doğu Anadolu Bölgesi,
Güney Doğu Anadolu Bölgesi ve Trakya Yarımadası’nın iç kısımlarında
görülür.
4. Çernezyom (Kara) Topraklar
• Çernezyom Toprakları yaz mevsiminin yağışlı geçtiği ve gür çayır bitki örtüsü-
nün görüldüğü Erzurum, Kars ve Ardahan çevresinde görülen topraklardır.
• Ayrıca Doğu ve Batı Karadeniz bölümlerinin yükseklerinde de görülürler.
• Kara topraklar olarak bilinen bu topraklar yerli toprakların içerisinde en ve-
rimli olanlarıdır.
• Üzerlerinde gür çayırlar oluştuğu için bunların çürümesi ile oluşan humus ve
organik maddeler bakımından çok zengindir.
• Üzerlerinde gelişen çayırlar nedeni ile büyükbaş hayvancılık faaliyetleri
için uygundur.
5. Podzol Topraklar
• Doğu Karadeniz bölümünün yüksek dağlık alanları ve çok yağış alan, soğuk
bölgelerde oluşan topraklardır.

82
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Aşırı yıkanmadan dolayı gri renklidir.

COĞRAFYA
• İğne yapraklı ormanların altında gelişen humus ve organik maddeler bakı-
mından fakir verimsiz topraklardır.

2. İNTRAZONAL TOPRAKLAR ANAKAYA VE YERŞEKİLLERİNE


BAĞLI OLUŞAN TOPRAKLAR)
• Ana kayanın özelliklerini taşıyan ve topoğrafya (yer şekilleri) koşullarına
göre oluşan yerli topraklardır.
• Genel olarak A ve C horizonlarından meydana gelirler. Başlıca intrazonal top-
raklar şu şekildedir:
1. Halomorfik (Tuzlu) Topraklar
• Yağışların yetersiz olduğu kurak ve yarı kurak iklim bölgeleri ile kapalı hav-
zalar veya eski göl tabanlarında meydana gelen, yıkanma çok yetersiz oldu-
ğu için yüzeyde aşırı miktarda tuz birikiminin yaşandığı topraklardır.
• Tarım yapmaya uygun değillerdir.
• Tuzcul bitkiler yetişebilir.
• Ülkemizde en fazla Tuz gölü çevresinde görülürler.
2. Hidromorfik (Bataklık) Toprakları
• Yer altı su seviyesinin çok yüksek olduğu veya drenajın (su akışı) iyi olmadığı
bataklık alanlar suların altlarında oluşan topraklardır.
• Bu topraklara ülkemizde en fazla drenaj koşullarının iyi olmadığı Erzurum
Ovası’nın tabanında rastlanılır.
3. Kalsimorfik (Kireçli) Topraklar
• Killi ve kireçli kayaçların çözünmesi ile meydana gelen topraklardır.
• Bu topraklar kendi içlerinde iki alt gruba ayrılarak incelenirler.
Rendzinalar: Kalkerin (kireçtaşı) çözünmesi ile ortaya çıkan killi ve kireçli toprak-
lardır. Ülkemizde en fazla kalkerlerin yaygın olarak bulunduğu Akdeniz Bölgesi ile
Ege Bölgesi’nin güneyindeki eğimli alanlarda görülürler.
Vertisoller: Yumuşak kireç taşlarının çözünmesi ile meydana gelen killi topraklar-
dır. Kurak dönemlerde kilin kuruması ile oluşan çatlaklardan çeşitli boyuttaki taşlar
çatlaklardan içeri düşerler, yağışlı mevsimde ise şişen kil bu taşları dışarı doğru
tekrar attıkları için dönen topraklar olarak bilinirler. Ülkemizde en fazla Trakya Ya-
rımadası’nda bulunurlar. Ayçiçeği ve buğday tarımı için uygun topraklardır.

83
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. AZONAL TOPRAKLAR
COĞRAFYA

• Daha önce başka yerlerde oluşmuş yerli toprakların dış kuvvetler tarafından
aşındırılıp eğimin azaldığı yerlerde biriktirilmesi ile oluşan topraklardır.
• Türkiye ılıman Orta Kuşak’ta yer aldığından hâkim dış kuvvet akarsulardır.
• Bu nedenle ülkemizdeki azonal topraklar daha çok akarsuların biriktirmesi ile
oluşmuştur.
• Ülkemizdeki başlıca azonal topraklar şunlardır:
1. Alüvyal Topraklar
• Delta ovalarında, vadi tabanlarında, kurumuş göl tabanlarında ve birikinti ova-
larında akarsuların taşıdığı toprakların birikmesi ile meydana gelen topraklar-
dır.
• Bu topraklarda horizonlaşma görülmez.
• Bu topraklar mineral ve organik maddeler bakımından oldukça zengindir.
• Tarımsal verimlilikleri yüksektir.
• Bu toprakların ülkemizde görüldükleri başlıca alanlar şunlardır:
• Karadeniz kıyılarında; Çarşamba Delta Ovası, Bafra Delta Ovası ve Sakarya
Ovası’dır.
• Ege kıyılarında; Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay Ne-
hirleri’nin denizi doldurması ile meydana gelen delta ovalarımızdır.
• Akdeniz kıyılarımızda; Amik Ovası, Çukurova Deltası, Göksu (Silifke) Deltası
ve Antalya Ovası’dır.
• İç Kısımlarımızda; Konya, Muş, Niksar, Tokat, Erbaa, Erzurum ve Erzincan
Ovaları ülkemizde alüvyal toprakların çok bulunduğu ve geniş alanlar kapladı-
ğı yerlerimizdir.
2. Kolüvyal (Yamaç) Topraklar
• Kurak ve yarı kurak dağlık bölgelerde yükseklerden kopan çeşitli boyuttaki taş-
ların ufalanarak dağların eteklerinde toplanması ile meydana gelen topraklar-
dır.
• Ülkemizde en fazla İç Anadolu Bölgesi ile Ege Bölgesi’nin iç kısımlarında
rastlanılır. Kumlu ve çakıllı bu toprakların üzerlerinde daha çok bağcılık ve bah-
çe tarımı yapılır
3. Regosol Topraklar
• Akarsuların biriktirdiği toprakların daha sonra volkanik faaliyetler sonucu or-
taya çıkan kum boyutundaki malzemeler ile karışması ile oluşan topraklardır.
• İçlerinde volkanik kökenli mineraller bulunduğundan oldukça verimli topraklar-
dır. Ülkemizde en fazla İç Anadolu’daki Kapadokya yöresi ile Doğu Anado-
lu Bölgesi’nde görülürler.

84
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE TOPRAĞIN KULLANILMASI

COĞRAFYA
• Tahıl tarımı özellikle iklimin kurak ve yarı kurak olduğu iç kısımlarımızda yay-
gındır.
• Çay ve fındık iyi yıkanmış kireçsiz ve tuzsuz topraklarda daha iyi yetişirken,
Antep fıstığı kurak bölgelerdeki kireçli toprakları sever.
• Şekerpancarı, soğan ve patates gibi yumrulu bitkiler sulanabilen kumlu top-
rakları isterken, üzüm bağları kumlu ve çakıllı topraklarda daha iyi yetişip
daha yüksek verim verirler.
• Çernezyum topraklarının üzerinde uzun boylu ve yaz boyunca yeşil kalan
otlak alanlarında büyükbaş hayvancılık yapılırken otlakların yaz mevsiminde
kuruduğu kestane ve kahverengi bozkır topraklarında küçükbaş hayvancılık
yapılır.
• Tuğla, kiremit, çanak, çömlek, porselen ve seramik hammadde olarak topra-
ğın kullanıldığı belli başlı sanayi kolları olarak ön plana çıkmaktadır.
• Türkiye’de tuğla ve kiremit sanayide Kastamonu, Bartın, Manisa, İzmir, Uşak,
Kütahya, Çorum, Eskişehir ve Tokat gibi illerimizde gelişmiştir.
• Ülkemizde seramik sanayinin en çok geliştiği illerimiz ise Çanakkale (Çan),
Bilecik (Bözüyük, Sögüt), Kocaeli (İznik), İstanbul ve İzmir’dir.

Türkiye Topraklarından Yararlanma Haritası

TÜRKİYE’DE EROZYON
• Erozyon; daha önce oluşmuş olan toprakların daha sonra bölgede hâkim
olan buzul, rüzgâr, akarsu veya diğer dış kuvvetler tarafından aşındırılarak
başka alanlara taşınmasıdır.
• Ülkemiz ılıman orta kuşakta yer aldığından topraklarımızı aşındıran ve yok
eden en önemli dış kuvvet akarsulardır.
• Erozyon öncelikli olarak toprağın en verimli kısmı olan en üst yüzeyinden
itibaren aşındırılmaya başlar.

85
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Şiddetli erozyona uğrayan alanlarda toprağın verimli kısmı aşındırıldığından


COĞRAFYA

öncelikli olarak tarımsal verimlilik düşer. Tarımsal verimliliğin düşmesi besin


yetersizliğine, gelir kaybına, işsizliğe ve sonuç olarak iç ve dış göçlere neden
olur.
• Türkiye’yi bekleyen en önemli risklerden birisi de çölleşme riskidir.
• Ülkemizde erozyonun en şiddetli olduğu yer Güneydoğu Anadolu, İç Ana-
dolu ve Ege Bölgesi’nin iç kısımlarıdır.
• Bir bölgede erozyonun sıklığını ve etkilerini azaltmak için alınabilecek başlı-
ca önlemler şunlardır:
1. Bitki örtüsü tahribatı önlenerek ağaçlandırma faaliyetleri artırılmalıdır.
2. Eğimli arazilerde tarım yapılacaksa bu araziler basamaklandırılmalıdır.
3. Eğimli tarım arazileri, yüzeydeki su akışını azaltmak için eğime dik sürülmelidir.
4.Tarım alanlarında nadas tarımı yerine nöbetleşe ekim yapılmalıdır.
5. Hayvancılık faaliyetleri açısından çayır ve meralarda zamanından önce ve aşırı
otlatma yapılmamalıdır.
6. Halk erozyona karşı bilinçlendirilmelidir.

Türkiye Çölleşme Risk Haritası

86
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Uygulama

Aşağıda belirtilen ifadelerin yanına uygun toprak tipini yazınız.


Erzurum Kars ‘ta çayırların altında gelişen topraktır.
Akdeniz iklim bölgesinin toprağıdır.
Trakya da görülen dönen topraklardır.
Delta ovalarında görülen taşınmış topraklardır.
İç Anadolu’da 600 m yukarıda bozkırların altında
gelişen topraklardır.
Fındık ve çay bahçelerinin altındaki topraktır.
Kapadokya’da görülen kumlu topraklardır.
Cevap:
Erzurum Kars ‘ta çayırların altında gelişen topraktır. Çernezyum
Akdeniz iklim bölgesinin toprağıdır. Terra Rossa
Trakya da görülen dönen topraklardır. Vertisol
Delta ovalarında görülen taşınmış topraklardır. Alüvyal
İç Anadolu’da 600 m yukarıda bozkırların altında
Kestane Renkli Bozkır
gelişen topraklardır.
Fındık ve çay bahçelerinin altındaki topraktır. Kireçsiz Kahverengi Orman
Kapadokya’da görülen kumlu topraklardır. Regasol

87
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Türkiye topraklarında rüzgâr erozyonu özellikle iç bölgelerde etkilidir.

Buna göre aşağıdaki toprak türlerinden hangisinin yaygın olarak görüldüğü


bir alanda rüzgâr erozyonu daha etkilidir?
A) Kahverengi Bozkır Toprakları
B) Terra Rossalar
C) Podzol Topraklar
D) Çernezyomlar
E) Kahverengi Orman Topraklar
Cevap: A

Örnek

Türkiye’de görülen toprak türleriyle bu topraklarda yaygın olarak yetiştirilen


tarım ürünleri aşağıdakilerin hangisinde yanlış eşleştirilmiştir?
A) Terra rossalar-Turunçgiller
B) Bozkır topraklar-Çay
C) Alüvyal topraklar-Şeker pancarı
D) Regosol topraklar-Patates
E) Kahverengi orman toprakları-Fındık
Cevap: B

88
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Aşağıdakilerden hangisi, Türki- 3. Aşağıdaki topraklardan hangisi
ye’de toprak erozyonunun azaltılma- Doğu Karadeniz’de çay bahçelerinin
sı ve çölleşmenin önlenmesi ama- altında görülmektedir?
cıyla yapılması gereken çalışmalar- A) Çernezyum
dan değildir?
B) Kireçsiz Kahverengi Orman Toprağı
A) Bitki örtüsü tahribinin önlenmesi
C) Podzol Toprağı
B) Eğimli arazilerin ağaçlandırılması
D) Terra-Rossa Toprağı
C) Orman yangınlarına karşı önlem
alınması E) Rendzina

D) Anız yakılmasının önüne geçilmesi


E) Tarlaların eğime paralel olarak sü- 4. Aşağıda belirtilen yerlerin hangi-
rülmesi sinde alüvyal topraklar görülmez?
A) Çukurova

Ülkemiz sahip olduğu iklim koşulları ve B) Bakırçay Ovası


kayaç çeşitliliğine bağlı olarak toprak C) Bafra Ovası
çeşitliliği de fazla olan bir ülkedir.
D) Kapadokya Yöresi
2. Ülkemizin iklim ve diğer koşulları
E) Silifke Deltası
göz önüne alındığında aşağıda veri-
len toprak tiplerinden hangisinin ülke-
mizde görülme ihtimali en düşüktür? I. Erzurum-Kars çevresinde yaygındır.
A) Terra Rossa Topraklar II. Çayırların altında gelişir.
B) Laterit Topraklar III. Üzerinde büyükbaş hayvancılık faa-
C) Kahverengi Orman Toprakları liyeti gelişmiştir.
D) Halomorfik Topraklar 5. Ülkemizde görülen yukarıda özel-
likleri verilmiş toprak tipi aşağıdaki-
E) Bozkır Toprakları
lerden hangisidir?
A) Podzol
B) Kahverengi Bozkır toprağı
C) Regasoller
D) Çernezyomlar
E) Vertisoller

Cevap Anahtarı:
1)E 2)B 3)B 4)D 5)D

89
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

90
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE BİTKİLER

COĞRAFYA
• Türkiye, sahip olduğu yer şekilleri, bakı, iklim özellikleri, toprak yapısı ve
önemli göç yollarının üzerinde bulunmasından dolayı bitki çeşitliliği bakı-
mından oldukça zengindir.
• Ülkemiz sahip olduğu koşullar düşünüldüğünde özellikle endemik (kendine
has) türler bakımından ekvatoral iklim kuşağındaki ülkelerden sonra Dün-
ya’da bitki çeşitliliği en fazla olan ülkelerden birisidir.

Türkiye’de Görülen Başlıca Bitki Türleri


• Ülkemizde görülen başlıca bitki türleri şunlardır:

Türkiye Bitki Örtüsü Haritası

1. Orman Formasyonu
• Orman, belirli bir yoğunlukta ve büyüklükteki alanı kaplayan ağaç örtüsüne
verilen isimdir. Ülkemizin yüz ölçümünün yaklaşık olarak %29’u ormanlarla
kaplıdır.
• Ormanlarımızın en fazla bulunduğu bölgelerimiz %25 ile Karadeniz Bölge-
si, %24 Akdeniz Bölgesi, %17 ile Ege Bölgesi’dir.
• Orman varlığının en az olduğu bölgelerimiz ise %11 ile Doğu Anadolu Böl-
gesi, %7 İç Anadolu Bölgesi ve %3 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir.
• İklim koşulları göz önüne alındığında ormanların kendisini yenileyebilmesinin
en kolay olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesi, yenilemesinin en zor olduğu
bölge ise çok yüksek sıcaklıklar ve şiddetli buharlaşmaya bağlı olarak Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi’dir.
• Ülkemizdeki ormanlar incelenirken bulundukları yere göre sınıflandırılarak
incelenirler. Bu sınıflandırma şu şekildedir.
A. Karadeniz Ormanları
• Batıda Bulgaristan sınırındaki Yıldız Dağları’ndan başlayarak bütün sahil bo-
yunca uzanan dağları takip ederek doğudaki Gürcistan sınırına kadar devam
eder.

91
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Özellikle dağların denize bakan yamaçlarında 0-1000 metre arasındaki yük-


COĞRAFYA

sekliklerinde sıcaklık isteği fazla olan geniş yapraklı ormanlar görülür. En


fazla görülen ağaç türleri kestane, kayın, ıhlamur, gürgen ve kızılağaçtır.
• 1000-1500 metre yüksekliğe sahip alanlarda ise sıcaklığın azalmaya başla-
masına bağlı olarak geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçların bir arada bu-
lunduğu karışık orman formasyonuna rastlanır. En önemli ağaç türleri geniş
yapraklı kayın, iğne yapraklılardan ise sarıçam ve köknar ağaçlarıdır.
• 1500-2000 metre yüksekliğe sahip alanlarda soğuğa daha dayanıklı olan la-
din, köknar, sarıçam ve karaçam gibi kışın yapraklarını dökmeyen tüm yıl
yeşil kalan türler alır.
B. Akdeniz Ormanları
• Ege Bölgesi’nin güneyi ile Akdeniz boyunca uzanan Toros Dağları sistemi
üzerinde gelişen orman kuşağıdır.
• Denize bakan yamaçlarda 500-1000 metre aralığında ağırlıklı olarak meşe
ve kızılçamlardan oluşan ormanlar görülür.
• Dağların 1000-2100 metre aralığında ise sıcaklığın azalması nedeni ile so-
ğuğa daha dayanıklı olan karaçam, katran, sedir ve ardıçlardan oluşan
ormanlara rastlanır.
C. Batı Anadolu Ormanları
• Ege Bölgesi’nin güneyinden başlayıp, Karadeniz orman kuşağına kadar de-
vam eden bir orman kuşağı bulunur.
• Bu kuşağın güney kısımlarında yer alan ormanlar daha çok Akdeniz orman-
larına benzer özellikler gösterirken, Ege Bölgesi’nin kuzeyi ve Marmara Böl-
gesi’nin güneyindeki ormanlar daha çok Karadeniz ormanlarını andırır ve bir
orman geçişi kuşağı meydana getirir.
• Geçiş özellikleri taşıyan bu orman kuşağında yer alan başlıca ağaç türleri ise
karaçam, fıstık çamı, kayın ve meşedir.
D. İç kesimlerdeki Ormanlar
• İç Anadolu, Kuzey Anadolu ve Toros Dağları sisteminde ormanların üst sınırı
en fazla 2500 metreye kadar çıkarken bu sınır Doğu Anadolu Bölgesinde
2800 metreye kadar çıkar.
• Bu kuşakta sıcaklık ve yağış koşullarına bağlı olarak alçak kesimlerde me-
şelerden, daha yükseklerde ise karaçam, sarıçam ve ardıçlardan oluşan
orman kuşaklarına rastlanılır.
• Güney Doğu Anadolu Bölgesi ise şiddetli buharlaşma ve kuraklık nedeni
ile orman formasyonunun en az olduğu bölgemizdir.

92
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Ormanların Dağılışı Haritası

2. Çalı Formasyonu
• Ülkemizde ormanların tahrip edildiği ve tekrar yetişemediği alanlarda ortaya
çıkan kısa boylu ağaççıklardan oluşan bitki örtüsüne çalı formasyonu adı
verilir.
• Çalı formasyonunun ülkemizde en fazla görüldüğü yerler Akdeniz, Ege ve
Marmara Bölgesi’nin güneyindeki alçak alanlardır.
• Ülkemizde çalı formasyonun en yaygın örneği makilerdir. Makilerin dışında
görülen diğer çalı türlerimiz ise garig ve psödomakidir.
A. Maki
• Akdeniz ikliminin etkili olduğu yerlerde görülen ve kızılçam ormanlarının tah-
rip edilmesi ile ortaya çıkan ortalama 1 veya 3 metre boyundaki ağaççıklar-
dan oluşan bitki örtüsüne maki denir. Makilerin özellikleri;
1. Makilerin sıcaklık istekleri yüksektir.
2. Kuraklığa oldukça dayanıklıdırlar.
3. Boyları kısa olmasına rağmen kök sistemleri oldukça gelişmiştir,
4. Yaprakları küçük, kalın ve jölemsi bir madde ile kaplıdır.
• Makileri oluşturan başlıca bitkiler, yabani zeytin, keçiboynuzu, kermez meşe-
si, defne, zakkum, sandal, mersin, sakız, koca yemişi, menengiç, tesbih ve
akçakesmedir.
• Makiler sıcaklık ve yağış koşullarına bağlı olarak Akdeniz Bölgesi’nde 700-
800 metre, Ege Bölgesi’nde 500-600 metre ve Güney Marmara’da 300-400
metre yüksekliklere kadar görülür.

Kızılçam Ve Makilerin Ülkemizdeki Dağılışı (Atalay İ., 2015)

93
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

B. Garig
COĞRAFYA

• Akdeniz ve Ege Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde maki bitki örtüsünün tahrip edil-
diği alanlarda ortaya çıkan daha kısa boylu çalı topluluğuna garig adı verilir.
• Yasemin, funda, lavanta çiçeği, diken çalısı, süpürge çalısı garigleri meyda-
na getiren başlıca bitki türleridir.
C. Psödomaki (Yalancı Maki)
• Karadeniz ikliminin görüldüğü kıyılarda ormanların tahrip edilmesi ile ortaya
çıkan ve çalılardan oluşan bitki örtüsüne psödomaki (yalancı maki) adı ve-
rilir.
• Bu çalı örtüsünü meydana getiren başlıca bitkiler defne, yabani fındık, kızıl-
cık ve yabani zeytindir.
3. Ot Formasyonu
• Ülkemizde sıcaklık değerleri, yağış miktarı, yağış düzeni ile toprak özellikle-
rine bağlı olarak orman ve çalıların yetişmediği yerlerde ortaya çıkan genel-
likle tek yıllık bitki örtülerine ot formasyonu adı verilir.

Türkiye’deki Başlıca Ot Toplulukları (Atalay İ., 2015)

Bozkırlar, antropojen bozkırlar ve çayırlar olarak üç kısma ayrılarak incelenir.


A. Bozkır (Step)
• Ülkemizde denizden uzak karaların iç kısımlarında ilkbahar yağışları ile ye-
şeren, yaz kuraklığı ile kuruyan cılız ot topluluklarına bozkır (step) adı verilir.
• İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ve Trakya Yarımadası›nın iç kı-
sımlarında geniş alanlarda yayılım gösteren ot topluluğudur.
• Bu alanlar özellikle tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık için uygundur.
• İç kısımlarda geçmiş dönemlerde oluşan ormanların daha sonra insanlar ta-
rafından çeşitli nedenler ile tahrip edilmesi ve yağış azlığı nedeni ile orman-
ların yetişememesi sonucu ormanların yerini alan bozkırlara ise antropojen
bozkırlar adı verilir.
• Yozgat çevresi, Ergene Havzası, Doğu Anadolu Bölgesi’nin alçak alanları
antropojen bozkırların geniş yer kapladığı alanlarımızdır.

94
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

B. Çayırlar

COĞRAFYA
• İlkbahar aylarında yeşeren ve yaz boyunca yeşil kalan ot topluluğuna çayır
denir.
• Çayırlara yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu düz sulak alanlarda da rastla-
nılır.
• Yükseklere doğru çıkıldıkça sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak, ormanların
yetişebildiği üst sınırdan sonra ortaya çıkan ot topluluklarına dağ çayırları
(alpin çayır) adı verilir.
• Ülkemizde dağ çayırlarına Karadeniz Bölgesi’nde ortalama 1800 metreden
sonra rastlanılır. Akdeniz Bölgesinde ise dağ çayırları 2000 metreden sonra
görülür. Dağ çayırlarının en fazla görüldüğü bölgemiz ise Doğu Anadolu Böl-
gesi’dir.
• Dağ çayırlarının yaz boyunca yeşil kalması nedeni ile büyük baş hayvancılık
faaliyetleri için uygundur.
• Dağ çayırlarını oluşturan başlıca bitkiler yıldız, kardelen, taşkıran, yumak,
düğün çiçeği, mine, orman gülü, yumak ve tarla sarmaşığıdır.
Ülkemizde Bitki Çeşitliliği
• Ülkemiz sahip olduğu yaklaşık 12.000 tür bitki ile Dünyada ekvatoral kuşak-
ta yer alan ülkelerden sonra bitki türü çeşitliliğinin en fazla olduğu ülkelerin
başında gelir.
• Geçmiş iklim dönemlerinde yaşanan, varlığını hala devam ettiren ancak yok
olduklarında tekrar yetişmesi mümkün olmayan bitkilere relikt (kalıntı) bitki
adı verilir.
• Ülkemizin bazı alanlarında bu tür bitkilere de rastlanılır. Ihlamur ağacı, kesta-
ne, ladin, kızılağaç ve ardıç ağacı ülkemizdeki relikt (kalıntı) bitkilere örnektir.
• Bir bölgeye has olan o bölgedeki sıcaklık, yağış, yer şekilleri ve toprak özel-
liklerine bağlı olarak ortaya çıkan yayılış gösteren bitkilere ise endemik bitki
adı verilir.
• Ülkemizde endemik bitki türlerine en fazla Kuzey Anadolu Dağları’nın denize
bakan yamaçları ile Toros Dağları’nda rastlanılmaktadır.
• Ülkemizdeki endemik türlerin en önemlilerinden bazıları şunlardır:
1. Kaz Dağları’ndaki ormanları meydana getiren Kazdağı köknarı,
2. Eğridir’in güneyindeki kasnak meşesi,
3. Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan sığla ve günlük ağacı ormanları,
4. Beşparmak Dağları’ndaki kral eğreltisi,
5. Datça yarımadasında bulunan Datça hurması,
6. Zonguldak’ta ıstranca meşesi,
7. Kastamonu ve Yozgat çevresindeki İspir meşesidir.

95
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’de Bitkilerden Yararlanma


COĞRAFYA

Ülkemizdeki bitkilerden yararlanma aşağıda şematik olarak gösterilmiştir.

Türkiye’de Bitkilerden Yararlanma

Uygulama

Aşağıda harflendirilerek verilen endemik bitkilerle bu bitkilerin görülebileceği


illeri eşleştiriniz.

96
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Cevap:

COĞRAFYA
a

c
ç
b
d

Örnek

Karadeniz Bölgesi’nde dağların denize bakan yamaçlarında nem isteği fazla olan
bitkiler daha yaygın olarak dağılım gösterirler.
Aşağıda verilen bitkilerden hangisi bu tür bitkilerden değildir?
A) Ihlamur B) Fındık C) Kayın
D) Kızılçam E) Gürgen
Cevap: D

Örnek

……………………… ilinin doğal bitki örtüsü ilkbaharda yeşeren, yaz boyunca yeşil
kalan çayırlardır.
Boş bırakılan yere aşağıda verilen illerimizden hangisini yazarsak cümle
doğru olarak tamamlanmış olur?
A) Erzurum B) Malatya C) Kastamonu
D) Zonguldak E) Antalya
Cevap: B

97
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Aşağıda verilen illerimizden han- 4. Aşağıdaki bitki türlerinden hangisi


gisinin bitki örtüsü bozkırdır? Erzurum Kars çevresinde yaygındır?
A) Rize A) Bozkır
B) Aksaray B) Maki
C) Adana C) Garig
D) Kars D) Çayır
E) Hatay E) Psödomaki

2. Aşağıda verilen bitkilerden hangi- Bitkilerin sıcaklık ve nem istekleri bir-


sinin yayılım alanı ülkemizde daha birinden farklıdır. Bazı türler; nemli ve
geniştir? sıcak ortamları severken bazıları de-
nizden uzak, kuru ve soğuk alanlarda
A) Meşe yetişme imkânı bulmuştur.
B) Maki 5.Buna göre Türkiye’de yetişme im-
kânı bulunan aşağıdaki ağaçlardan
C) Istranca meşesi
hangisinin nem ve sıcaklık isteği da-
D) Karaçam ha fazladır?
E) Kayın A) Ardıç
B) Sarıçam
Makiler Akdeniz Bölgesi’nde 700-800 C) Sığla
m, Ege Bölgesi’nde 500-600 m ve Mar-
mara Bölgesi’nde 300-400 m yüksekli- D) Meşe
ğe kadar görülebilmektedir. E) Kavak
3. Bu durumun temel nedeni aşağıda
verilenlerden hangisidir?
A) Kuzeye doğru sıcaklıkların azalması
B) Kuzeyden güneye doğru gidildikçe
yağışların azalması
C) Akdeniz Bölgesi’nde dağların yük-
sekliklerinin fazla olması
D) Akdeniz Bölgesi’nin sıcak rüzgârlara
açık olması
E) Kuzeyden güneye doğru bakı etkisi- Cevap Anahtarı:
nin artması
1)B 2)A 3)A 4)D 5)C

98
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

99
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

100
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’NİN İKLİMİ

COĞRAFYA
1. Türkiye’nin İklimini Etkileyen Faktörler
• Türkiye’nin iklimine etki eden faktörleri de incelerken iki başlık altında topla-
mak gerekir:

Türkiye’de İklimi Etkileyen Faktörler

a. Matematiksel Konuma Göre İklimi Etkileyen Unsurlar


• Türkiye 26º- 45º doğu boylamları 36º- 42º kuzey enlemleri arasında yer alır.
Bulunduğu enlem değerlerine göre orta kuşakta yer alan bir ülkedir. Ilıman
iklim kuşağında yer alır. Dünya iklim sınıflandırmasında ise Akdeniz iklim ku-
şağında bulunur. Bu durumun sonuçları:
1. Yaz aylarında sıcak (tropikal) hava akımlarının etkisinde kalır iken kış aylarında
hem sıcak (tropikal) hem de soğuk (polar) hava akımlarının etkileri görülmektedir.
Dolayısıyla dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
2. Dönenceler dışında yer aldığı için güneş ışınlarını dik açı ile alamaz ancak
Ekvator’a yakın olması yaz mevsiminin uzun yaşanmasına neden olur.
3. Çevresinde bulunan farklı basınç merkezlerinin etkisinde kalır.
4. Güneyden kuzeye doğru sıcaklıklar azalır.
5. Kuzeyden esen rüzgârlar sıcaklığı düşürür, güneyden esen rüzgârlar sıcaklığı
artırır.
6. Dağların güney yamaçları kuzey yamaçlarına göre bakının etkisiyle daha sıcak-
tır.
7. Güneş ışınlarını en dik açılarla aldığı tarih 21 Haziran (Hatay 77°) ile gelir, ışın-
ların en küçük açıyla geldiği tarih ise 21 Aralıktır.(Sinop 25°ile gelir.)

101
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

8. Batı rüzgârlarının etkisi altında kalır. Kış aylarında cephesel yağışların oluşma-
COĞRAFYA

sının en önemli nedenidir.


b. Özel Konumunun İklim Üzerine Olan Etkileri
Özel konum bir yerin dağlara, denizlere, boğazlara, maden yataklarına, dağ-
ların uzanış doğrultusuna göre bulunulan yeri tarif etmek amacı ile kullanılan bir
tanımdır. Özel konumumuzun iklimimiz üzerine olan başlıca etkileri şu şekildedir:
1. Karasallığın Etkisi
• Türkiye de batıdan doğuya doğru ve kıyıdan iç kesimlere doğru ilerledikçe
karasallığın şiddeti artar.
• Yaz mevsimi ile kış mevsimi arasındaki sıcaklık farkı yüksektir.
• Yaz mevsiminde Anadolu’nun iç kısımlarına doğru yıllık sıcaklık farkının de-
ğişken olması tarım orman ve kalıcı karın alt sınırının yükselmesine neden
olmaktadır. Bir örnek vererek açıklayacak olursak Ege bölümünde tarımın
üst sınırı 1000 m iken, Doğu Anadolu’ da bu sınır 2000 m ye çıkmaktadır.
2. Denizlerin Etkisi
• Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Kıyılarda denizelliğin etkisi
ile yıllık sıcaklık farkındaki değişim daha az yaşanmaktadır.
• Denizler geç ısındığı gibi geç soğurlar.
• Denize yakın yerlerde ısı değişimi daha yavaş yaşanmaktadır.
• Ocak ayında Kayseri’ deki yıllık sıcaklık farkı İzmir’den fazladır. Kayseri de-
nizden uzak karaların içinde kalmış karasallığın fazlaca hissedildiği bir ildir.
İzmir ise deniz kenarında olduğu için nem miktarı fazladır. Nem miktarının
fazla olduğu ortamlarda ısı değişimi daha az yaşanır.
3. Yer Şekillerinin Etkisi
• Yer şekillerinin iklim üzerine olan etkileri incelenirken iki başlık altında sıra-
lanabilir.
Yükselti:
• Türkiye ortalama yükseltisi 1000 metrenin üzerindedir. Yükselti batıdan do-
ğuya doğru gittikçe artar.
• Yükseldikçe sıcaklık değerleri düşer
• O yüzden kış aylarındaki sıcaklık değerlerinin en düşük olduğu iller Erzurum,
Kars, Ağrı gibi Doğu Anadolu illeridir
• Yükseltinin fazla olduğu yerlerde karın yerde kalma süresi ve donlu gün sa-
yısı daha fazla olur.
4. Dağların Uzanış Doğrultusu ve Bakı Etkisi
• Kuzey Anadolu dağ sırası ve Yıldız Dağları bölümünde dağlar kıyıya paralel
uzanır ve kıyının nemli havası sahilde kalır. Dağların sahile bakan yamaçla-
rında yağış miktarı fazladır.

102
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Akdeniz Bölgesi’ndeki Toros Dağları’na güney ve güneybatıdan gelen nemli

COĞRAFYA
hava cepheleri çarpar ve günlerce süren oroğrafik yağışlara neden olur. Di-
ğer taraftan kış aylarında kuzeyden gelen kutbi soğuk hava cepheleri kıyı-
daki dağ kuşağına çarparak Anadolu’nun iç kısımlarına kadar sokulmasını
engeller.
• Dağların denize dik uzandığı Ege Bölgesi’nde durum tam tersine dönmek-
tedir. Kışın Anadolu’ya hâkim olan soğuk hava kütleleri Ege Bölgesi’ndeki
oluklar boyunca hareket ederek batıya doğru sokulur. Buna karşılık Ege
Bölgesi’nin nemli havası dağlar arasındaki oluklara sızarak ile doğuya doğru
hareket eder ve İç Batı Anadolu eşiğine kadar ulaşır.
5. Bakı Etkisi
• Coğrafi anlamda bakı terimini kullanırken yeryüzü şekillerinin güneşe dönük
olup olmaması ya da yağışlı bir yamaca göre olan konum şeklinde kullanılır.
• Türkiye, Ekvator’un kuzeyinde yer alır. Bundan dolayı dağların güney ya-
maçları daima sıcaktır. Bu nedenle;
1. Güney yamaçlardaki kar örtüsü daha erken erir.
2. Yerleşmelerin üst sınırı kuzey yamaçlara göre güney yamaçlarda daha yüksek-
lere çıkar.
3. Tarım ürünleri daha kısa sürede olgunlaşır.
4. Güneşlenme süresi daha uzun olur.

2. Türkiye’de İklim Elemanları


1.Türkiye’de Sıcaklık
a. Yıllık Sıcaklık Dağılışı

Türkiye Yıllık Sıcaklık Ortalaması Dağılışı Haritası

103
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Sıcaklığın yıl içerisinde dağılışına yükselti, karasallık ve denizellik, enlem gibi


COĞRAFYA

faktörlerin etkisi vardır.


• Türkiye’de yükselti basamakları batıdan doğuya doğru ilerledikçe artmakta-
dır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yükseltinin 4000 m ve üzerinde olan yerlerde
yıllık ortalama sıcaklıklar 0º C’nin altına düşmektedir.
• Kıyıdan uzaklaştıkça karasallığın şiddeti artar. Karasallığın arttığı sahalarda
kışlar daha sert geçerken yazlar daha sıcak ve kurak geçmektedir.
• Ülkemizdeki Akdeniz’in tuzluluk oranı Karadeniz’e göre fazladır. Bunun sebe-
bi Akdeniz’in daha güneyde bulunmasıdır. Yıllık sıcaklık dağılış haritasında
da görüldüğü gibi sıcaklıklar güneyden kuzeye doğru ilerledikçe enlem etki-
sine (Ekvator’a yakınlık) bağlı olarak azalmaktadır.
b. Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı

Türkiye Temmuz Ayı Sıcaklık Ortalaması

• Yaz aylarında ülkemizin genelinde sıcaklıklar yüksektir. Kıyıdan iç kesimlere


doğru ilerledikçe sıcaklıklar azalır ancak çok büyük sıcak farkları yaşanmaz.
• Temmuz ayında en yüksek sıcaklıklar Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
görülür. Enlem etkisi, denizden uzaklık ve güneyden gelen sıcak karakterli
rüzgârlar etkilidir. Yaz aylarında bu bölgede sıcaklıklar 30º C’nin üzerine çık-
maktadır.
• Karadeniz Bölgesi’nde ise yükseltinin fazla olduğu yerlerde yaz ayı serin ge-
çerken sahilde sıcaklıklar nispeten daha yüksektir. Sebebi yükselti ve enlem-
dir.
• Temmuz ayında en düşük sıcaklıklar Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülür.
Özellikle Kuzey Anadolu platolarında sıcaklıklar 20º C’nin altına düşmektedir.

104
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

c. Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

COĞRAFYA
Türkiye Ocak Ayı Sıcaklık Ortalaması

• Ocak ayında en yüksek sıcaklıklar Akdeniz Bölgesi’nde görülür. Bunun


sebebi denizellik ve enlem etkisidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde enlem
etkisi ile kış aylarındaki sıcaklıklarının 0º C’nin üzerine çıktığı görülür. Kıyıdan
uzaklaştıkça ve kuzeye doğru gittikçe sıcaklıklar düşmektedir.
• Ocak ayında sıcaklıkların en düşük yaşandığı bölge Doğu Anadolu Böl-
gesi’nde yer alan özellikle de Erzurum-Kars Platolarının sahasıdır. Kış
sıcaklıkları bu sahada -20º C’nin altına düşmektedir. Bu durumun temel se-
bebi ise yükseltidir.
• Türkiye’de güneyden kuzeye doğru çıktıkça enlemin etkisi ile birlikte denizle-
rimizdeki sıcaklıklar düşmektedir. Akdeniz kıyılarında sıcaklık 10º C iken Ege
Denizi’nde 5ºC-10ºC arasında Marmara Bölgesi’nde ise 0ºC-5ºC arasındadır.
• Samsun ocak ayında Ankara’dan daha sıcaktır. Enlem etkisine ters düşen bu
durumun nedeni denizelliktir.
2. Türkiye’de Etkili olan Basınç Kuşakları ve Rüzgârlar
Basınç
• Sibirya Termik Yüksek Basıncı: Kış mevsiminde etkilidir. Etkili olduğu dö-
nemde sıcaklıklar düşer.
• Basra Termik Alçak Basıncı: Yaz mevsiminde etkilidir. Etkili olduğu dönem-
de sıcaklıklar artar.
• Asor Dinamik Yüksek Basıncı: Yıl boyu etkilidir. Yaz mevsiminde, ülke ge-
nelinde (kuzey kesimi hariç) hava açık olur ve kuraklık yaşanır. Kış mevsi-
minde ise Sibirya Termik Yüksek Basıncı ile aynı anda etkili olursa kurak ve
ayaz kış günleri yaşanır.
• İzlanda Dinamik Alçak Basıncı: Etkisini genelde kış mevsiminde gösterir.
Etkili olduğu kış günlerinde, yağışlı ve ılıman hava koşulları yaşanır.

105
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Türkiye’de Etkili Olan Basınç Merkezleri

Rüzgârlar
• Türkiye’nin Kuzey Yarım Küre’de bulunması sebebiyle kuzey yönlü rüzgârlar
sıcaklığı azaltırken güney yönlü rüzgârlar sıcaklığı artırır.
• Denizler üzerinden Türkiye’ye doğru esen rüzgârlar mevsime göre sıcaklı-
ğı etkiler. Denizin nemli hava kütlesini karaya taşıdığı için yağış oluşmasını
sağlar.
• Karalar üzerinden Türkiye’ye doğru esen rüzgârların yağış oluşturabilme ih-
timali düşüktür.
Türkiye’deki Başlıca Rüzgârlar;
• Karayel: Ülkemize Orta Avrupa ve Balkanlar üzerinden gelen kuzeybatı yön-
lü rüzgârlardır. Soğuk karakterlidir. Özellikle Marmara Bölgesi’nde kış mevsi-
minde kar yağışlarına sebep olur.
• Yıldız: Türkiye’ye kuzey yönünden esen sıcaklığı düşürücü etkisi olan
rüzgârlardır.
• Poyraz: Kuzeydoğudan ülkemize doğru esen sıcaklıkları düşüren, buharlaş-
mayı azaltan rüzgârdır.
• Lodos: Ülkemizde güneybatı yönünden eser. Kış mevsiminde estiklerinde
sıcak ortalamalarını artırır, kar erimelerini kolaylaştırır, dere yataklarındaki
suların taşmasına ve soba zehirlenmelerine neden olur.
• Kıble: Güney yönlü esen rüzgârlardır. Doğu Akdeniz üzerinden geldiği için
sıcaklıkları artırır. Toros Dağları’nda yamaçlar boyunca yükselirken yağışlara
neden olur.
• Keşişleme (Samyeli): Güneydoğu yönlü eserler. Suriye ve Irak Çölleri
üzerinden geldiği için sıcaklıkları artırır. Çöl kaynaklı oldukları için kuru
rüzgârlardır. Bol miktarda toz taşır. Kuraklığa neden olurlar.
• İmbat: Ege kıyılarında, gündüz denizden karaya doğru esen, serin deniz
meltemlerine verilen addır.

106
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Etkili Olan Yerel Rüzgârlar

3. Türkiye’ de Nemlilik ve Yağış


• Ülkemizde nemlilik ve yağış üzerinde etkili olan unsurlar yer şekilleri, yükselti,
bakı, karasallık, denize yakınlık ve rüzgârlardır.
• Türkiye’de nemliliğin en yüksek olduğu yerler denize yakın olan alanlardır.
Özellikle Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri’nde nem oranı yüksek iken, Gü-
neydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde düşüktür.
• Türkiye’nin yıllık yağış ortalaması 600 mm civarındadır. Yağışlar genel olarak
kıyıdan iç kesimlere ve dağların denize bakan yamaçlarından iç yamaçlara
doğru azalma görülmektedir.
• Karadeniz Bölgesi’nin doğusu en çok yağış alan bölgedir. (Rize ve çevresi
2300 mm) Karadeniz Bölgesi’nin batısı ve Antalya Körfezi’nin batısına doğru
yağış ortalamaları yüksektir.
• Yurdumuzda en az yağış İç Anadolu Bölgesi’ne düşer. Kuraklığın en çok
hissedildiği yerler Tuz Gölü çevresi, Iğdır Ovası ve Malatya Ovası gibi et-
rafı yüksek dağlarla çevrili alanlardır.

Türkiye Yağış Dağılışı Haritası

• Orografik Yağışlar: Denizden gelen nemli hava kütlelerinin denize paralel


şekilde uzanan dağ yamaçları boyunca yükselerek soğuması sonucu oluşan
yağışlardır. Karadeniz, Akdeniz ve Yıldız Dağları çevresinde görülür.

107
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Konveksiyonel Yağışlar: İlkbahar ve yaz başlarında gündüz ısınan havanın


COĞRAFYA

yükselmesi ve soğuması ile oluşur. Denizden uzak iç kısımlarda daha


yaygındır. En fazla İç Anadolu Bölgesi’nde görülür. Kırkikindi yağışları da de-
nir.
• Cephesel Yağışlar: Özellikle kış mevsiminde kuzeyden gelen soğuk hava
kütleleri ile güneyden gelen ılık hava kütlelerinin karşılaştığı alanlarda, ılık ve
nemli havanın soğuk hava kütlesinin üzerine yükselerek soğuması sonucu
oluşan yağışlardır. En fazla Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgeleri’nde görülür.

3. Türkiye’nin İklim Tipleri


Türkiye’de başlıca üç çeşit iklim tipi görülmektedir. Bunlar:
1.Akdeniz İklimi
2. Karasal İklimi
3.Karadeniz İklimi

Türkiye’deki İklim Tipleri

1. Akdeniz İklimi
• Akdeniz Bölgesi’nde, Ege Bölgesi’nde ve Marmara Bölgesi’nin güneyinde
görülür.
Akdeniz İkliminin Özellikleri
1.Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
2. En yağışlı mevsimi kıştır.
3. Ocak ayı sıcaklık ortalaması 6,5° C,
4.Yıllık yağış ortalaması 726 mm’dir.
5. Doğal bitki örtüsü yükseklerde kızılçam ormanlarıdır. Kızılçamların tahrip edildi-
ği yerlerde makiler bulunur.

108
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
İzmir

2. Karasal İklim
• Doğu Anadolu, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Batı Anadolu,
Ergene Havzası’ nda etkilidir.
• Bu iklim tipinde yıllık sıcaklık farkı fazladır. Bu iklim tipi iki alt gruba ayrılır:
a. Ilıman Karasal İklim
İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ergene Havzası, Kıyılardan uzak iç
kesimlerde, Doğu Anadolu’nun alçak alanlarında görülür.
Ilıman Karasal İklimin Özellikleri
1. Ocak ayı sıcaklık ortalaması 0ºC’dir.
2. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 25ºC’dir.
3. Yıllık yağış miktarı ortalama 550 mm’dir. Yağışın en fazla olduğu mevsim ilkba-
hardır. Yaz ayları kuraktır.
4. Ilıman karasal iklim bölgesinin doğal bitki örtüsü bozkırdır.

Konya

109
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

b. Sert Karasal İklim


COĞRAFYA

• Bu iklim tipi; Kars, Ardahan, Erzurum, Ağrı illerinde görülür.


Sert karasal İklimin Özellikleri
1. Ocak ayı sıcaklık ortalaması -10.8ºC’dir.
2. Yıllık ortalama yağış miktarı 493 mm’dir.
3. En fazla yağış yaz mevsiminde düşer.
4. Doğal bitki örtüsü çayırdır. En fazla don olayının görüldüğü yerlerdir.

Erzurum

3. Karadeniz İklimi
Karadeniz İklimin Özellikleri
• Her mevsim yağışlıdır.
• En fazla yağış sonbahar ve ilkbaharda düşer.
• Yıl boyunca aylık ortalama sıcaklık 0 °C altına düşmez.
• Doğu Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üstündedir.
• Batı Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm civarındadır.
• Orta Karadeniz bölümünde yıllık yağış miktarı 700-1000 mm arasındadır.
• Doğal bitki örtüsü karma ormandır. Yüksek alanlarda Alpin çayırlarına rast-
lanır.

Rize

110
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun ifadelerle tamamlayınız.
1. …………… bölgelerinde bitki örtüsü, su ve yerleşik hayata rastlanmaz çünkü
toprak ……………. durumdadır.
2. Tundra ikliminde yağışların büyük bir kısmı ………………….. şeklindedir.
3. Akdeniz ikliminde yağışlar genellikle …………………………… şeklindedir.
4. Günlük ve yıllık sıcaklık farkının en az olduğu iklim …………………….. dir.
5. Ülkemizde ılıman okyanusal iklime benzeyen iklim …………………………
kıyılarında görülür.
6. Sert karasal iklim ülkemizde ……………., …………….., …………………. İllerinde
görülür.
7. Yıldız, karayel ve poyraz ………………………. karakterli rüzgârlardır.
8. Ülkemiz kış mevsiminde ………………………………… yüksek basınç merkezinin
etkisinde kalır.
9. Türkiye’ de yıllık sıcaklık farkının en az olduğu iklim, ………………………. dir.
10. Güney ve güneydoğudan ülkemize giren ……………….………. basıncı
sıcaklıkları artırır.
11. Yurdumuzda, kuraklığın en çok hissedildiği yer ………………………. çevresidir.
12. Ülkemizde ve Dünya’ da bitki dağılışının ve bitki türlerini, tarım ürünü çeşitlerini ve
nüfusun alansal dağılışını etkileyen en temel faktörler ………………, ……………….
koşullarıdır.
13. ………………………………. yağışlar, denizden gelen nemli hava kütlelerinin
denize paralel uzanan dağ yamaçları boyunca yükselerek soğuması sonucu oluşur.
14. Ege kıyılarında, gündüz denizden karaya doğru esen, serin deniz meltemlerine
………… denir.
15. Cephe (frontal) yağışları en fazla………………..………. bölgemizde görülür.
16. Akdeniz ikliminin doğal bitki örtüsü ………………………………… dir.
17. Ergene Havzasın’ da ………………………iklim etkilidir.
18. En fazla don olayının görüldüğü bölgemiz …………………………………..
Bölgesi’dir.
19. Karma ormanlar ……………………. ikliminin karakteristik bitki örtüsüdür.
20. Kısa boylu otlara bozkır ya da………………………denir.
Cevap:
1. Kutup-Donmuş 2. Kar 3. Yağmur 4. Ekvatoral 5. Karadeniz 6. Erzurum-
Kars-Ardahan 7. Soğuk 8. Sibirya 9. Karadeniz 10. Basra Alçak 11.Tuz
Gölü çevresi 12. Sıcaklık-Nem 13. Oroğrafik (yamaç) 14. İmbat 15. Akdeniz
16. Maki 17. Ilıman karasal 18. Doğu Anadolu 19. Karadeniz 20. Step

111
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Türkiye’de yıllık sıcaklık farkının en yüksek olduğu yer Doğu Anadolu Bölgesi’dir.
Buna göre, Doğu Anadolu Bölgesi için aşağıdakilerden hangisi söylenir?
A) Nem oranı yüksektir.
B) Sebze tarımına uygundur.
C) Yükseltisi fazladır.
D) Don olayları görülmez.
E) Kış yağışlıdır.
Cevap: C

Örnek
Ege kıyılarında, gündüz denizden karaya doğru esen, serin deniz meltemlerine
………… denir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A) Karayel
B) Lodos
C) Samyeli
D) İmbat
E) Poyraz
Cevap: D

112
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Aşağıda verilen basınç merkezle- 4. Aşağıdakilerden hangisi Türki-
rinden hangisi kış mevsiminde ülke- ye’nin mutlak konumunun iklim üze-
mizde etkili olarak bol yağış getirir? rine etkilerinden değildir?
A) Asor yüksek basıncı A) Cephe yağışlarının görülmesi
B) Basra alçak basıncı B) Batı rüzgârlarının etkisi altında
bulunması
C) İzlanda alçak basıncı
C) Kuzeyden gelen rüzgârların sıcaklı-
D) Sibirya yüksek basıncı
ğı düşürmesi
E) Ekvatoral alçak basıncı
D) Dağların güney yamaçlarının bakı
etkisinde olması
2. Türkiye’de sıcaklığın doğudan ba- E) Aynı anda farklı mevsim özellikleri-
tıya doğru artmasında etkili olan fak- nin bir arada görülmesi
tör aşağıdakilerden hangisidir?
A) Enlem 5. Bağıl nem oranı ile bulutluluk ora-
B) Bakı nı arasında bir bağlantı kurulmak is-
tenirse aşağıda verilen merkezlerin
C) Yer şekilleri hangisinde yıl içinde güneşlenme
D) Yeraltı su kaynakları süresi diğerlerine göre daha fazla-
E) Güneş ışınlarını geliş açısı dır?
A) Rize

3. Aşağıdaki illerin hangisinde yük- B) Şanlıurfa


seltiye bağlı olarak yıllık sıcaklık far- C) Uşak
kı daha yüksektir? D) Yozgat
A) Denizli E) Kayseri
B) Erzurum
C) Antalya
D) Mersin
E) Diyarbakır

Cevap Anahtarı:
1)C 2)C 3)B 4)E 5)B

113
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

114
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE DOĞAL AFETLER

COĞRAFYA
Türkiye’de Depremler
• Türkiye, Akdeniz-Himalaya Deprem Kuşağı’nda yer aldığından ülkenin he-
men hemen her bölgesinde çok sayıda fay hattı oluşmuştur.
• Türkiye’de depremler üç ana fay kuşağında gerçekleşir. Bunlar;
1. Kuzey Anadolu Fay Kuşağı (KAF): Batıda Saros Körfezi›nden başlayarak
Marmara Denizi, Düzce, Amasya ve Erzincan üzerinden Van Gölü’nün kuzeyine
kadar uzanır.
2. Doğu Anadolu Fay Kuşağı (DAF): Doğu Afrika’dan başlayarak Amik Ovası,
Kahramanmaraş, Bingöl, Van ve Hakkâri’ye kadar uzanır.
3. Batı Anadolu Fay Kuşağı (BAF): Batı Anadolu’daki horst ve grabenlere paralel
olarak uzanan çok sayıda faydan oluşur.
Türkiye’de deprem riski az olan bölgeler;
1. Konya Karaman Anamur arası
2. Doğu Karadeniz Kıyıları
3. Suriye sınırına yakın Şanlıurfa Mardin Çevresi
3. Trakya’da Ergene Havzası Yıldız Dağlarıdır.

Türkiye Deprem Tehlike Haritası (AFAD)

Türkiye’nin bazı gerçekleri, yaşanan depremlerde can ve mal kaybının yüksek


olmasına neden olmaktadır. Bunlar;
1. Nüfusun büyük bölümünün aktif deprem kuşağında yer alması,
2. Yerleşmelerin alüvyal ova ve vadi tabanları gibi zayıf zeminlere kurulması,
3. Bina yapım tekniklerinin yetersiz kalması,
4. Deprem bilincinin yeterince gelişmemiş olmasıdır.

115
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Cumhuriyet Sonrası Türkiye’de Meydana Gelen Bazı Büyük Depremler

Türkiye Kıyılarında Tsunami


Okyanus ve deniz dibinde meydana gelen deprem, volkanizma ve toprak kay-
maları sonucu oluşan dev dalgalardır.
Marmara olmak üzere ülkemizi çevreleyen bütün denizlerde yaşanabilecek şid-
detli bir depremin 3-6 metre yüksekliğinde dalgalar oluşturacağı tahmin edilmek-
tedir.
Türkiye’de son 3000 yıllık süreçte 90’dan fazla tsunami meydana gelmiştir.

Mö 1500-2000 Yılları Arasında Türkiye ve Türkiye’nin Yakın Çevresinde Tsunami Meydana


Gelmiş Bölgeler (Altınok Y., Ersoy Ş., 2000)

116
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’de Kütle Hareketleri

COĞRAFYA
Türkiye’nin iklim özelliklerinin yanı sıra jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri, kütle
hareketlerinin özellikle de heyelanların oluşumunu artırmaktadır.
Heyelanların başlıca nedenleri şunlardır:
1. Arazinin eğimli olması
2. Toprağın suya doyması (şiddetli yağışlar veya kar erimeleri)
3. Arazinin yapısı (tabakaların eğim doğrultusunda uzanması ve killi tabakaların
varlığı)
4. Depremler ve volkanik faaliyetler
5. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi
6. Yamaç dengesini bozan insan faaliyetleri (Yol, tünel yapmak vb.)
Heyelanlar; can kaybının yanı
sıra tarım alanlarının zarar gör-
mesine, toprak kaybının yaşan-
masına, bitki örtüsünün tahrip ol-
masına ve doğal hayatın ortadan
kalkmasına neden olabilmektedir.
Türkiye’de heyelanlar; çoğun-
lukla arazi yapısı ve yağış koşul-
larına bağlı olarak Kuzey Anado-
lu’da özellikle de Trabzon, Rize,
Artvin, Erzurum ve Kastamonu
gibi illerde görülmektedir.
Ülkemizde heyelan en çok
ilkbahar mevsiminde görülmektedir.
Türkiye’de Etkili Olan Heyelanların
Mevsimlere Göre Dağılışı

Türkiye’de İller Bazında Gerçekleşen Heyelan Sayıları ve Bu Heyelanlarda Yaşanan Yaklaşık


Can Kaybı (AFAD, 1900-2020)

117
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’de Erozyon
COĞRAFYA

• Erozyon; bitki örtüsünün tahrip edilmesi sonucu toprağın su, rüzgâr ve in-
sanların çeşitli faaliyetleriyle aşınarak taşınması olayıdır.
Türkiye’de erozyonu artıran başlıca nedenler;
1. Arazinin engebeli olması,
2. Yağışların genelde az ve sağanak şeklinde görülmesi
3. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi ve
4. Toprağın yanlış kullanımı.
Bir bölgede erozyonun sıklığını ve etkilerini azaltmak için alınabilecek başlı-
ca önlemler şunlardır:
1. Bitki örtüsü tahribatı önlenerek ağaçlandırma faaliyetleri artırılmalıdır.
2. Eğimli arazilerde tarım yapılacaksa bu araziler basamaklandırılmalıdır.
3. Eğimli tarım arazileri, yüzeydeki su akışını azaltmak için eğime dik sürülmelidir.
4. Tarım alanlarında nadas tarımı yerine nöbetleşe ekim yapılmalıdır.
5. Hayvancılık faaliyetleri açısından çayır ve meralarda zamanından önce ve aşırı
otlatma yapılmamalıdır.
6. Halk erozyona karşı bilinçlendirilmelidir.
• İç Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Böl-
gesi ve Toros Dağları ülkemizde erozyonun en şiddetli görüldüğü yerlerdir.

Türkiye’de Etkili Rüzgârlar


• Orta kuşakta görülen şiddetli rüzgârlar (cephesel fırtınalar, oraj, hortum vb.),
coğrafi konum özelliklerinden dolayı Türkiye’de de etkili olmaktadır.
• Yerel rüzgârlar (lodos, poyraz, fön vb.), çeşitli zamanlarda ve farklı bölgeleri-
mizde kuvvetli fırtınalara dönüşebilmektedir.
• Bu rüzgârlar, sonuçları itibarıyla canlı ve cansız çevreye büyük zararlar ver-
mekte, büyük can ve mal kayıplarının yaşanmasına neden olabilmektedir.
• Yerel rüzgârların orman yangınları, sel, heyelan ve çığ gibi afetlerin oluşma-
sına veya yayılmasına yol açabileceği de göz ardı edilmemesi gereken bir
gerçektir.

Türkiye’de Sel ve Taşkın Olayları


• Sel ve taşkın olaylarının afete dönüşmesi, doğal etkenler (iklim, bitki örtüsü,
topoğrafya vb.) ve insanların birtakım faaliyetleriyle yakından ilişkilidir.
1. Yanlış arazi kullanımı,
2. Bitki örtüsünün tahribi,

118
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. Altyapı yetersizliği,

COĞRAFYA
4. Hızlı nüfus artışı
5. Gerekli önlemlerin alınmaması gibi faktörler bu durumun başlıca sebepleridir.
Türkiye’de sel ve taşkın olayları; yağışların artması ve kar erimelerine bağlı ola-
rak en fazla nisan, mayıs ve haziran aylarında görülmektedir.
Hemen hemen her bölgemizde görülen bu olaylar, daha çok akarsu yataklarına
yakın olan yerleşmelerde meydana gelmektedir.

Türkiye’de İller Bazında Meydana Gelen Su Baskınları ve Bu Afetlerde Yaşanan Yaklaşık Can
Kaybı (AFAD, 1900-2020)

Türkiye’de Çığ
• Genellikle eğimli yamaçlarda tabakalar hâlinde birikmiş olan kar kütlesinin
çeşitli etmenlerle aşağıya doğru hızla kayması sonucu çığ meydana gelir.
• Deprem, yol yapım çalışmaları, ani sıcaklık değişimi, taşıtların neden olduğu
titreşimler vb. faktörler çığ olayını arttırmaktadır.
• Türkiye’de başta Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Kuzey Anadolu, İç
Anadolu’nun doğusu ve Orta Toroslar çığ riskinin yüksek olduğu alanlardır.
Bu riskli alanların yanı sıra Bayburt, Artvin, Ağrı, Hakkâri ve Tunceli de çığ
olayının afete dönüştüğü iller olarak dikkat çekmektedir.
• Genellikle ocak, şubat ve mart aylarında gerçekleşir.

Türkiye’de İller Bazında Meydana Gelen Çığ Sayıları ve Bu Çığlarda Yaşanan Yaklaşık Can
Kaybı (AFAD, 1900-2020)

119
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’de Orman Yangınları


COĞRAFYA

Orman yangınlarının büyük bir kısmı, yaz kuraklığının yaşandığı haziran-ka-


sım ayları arasında özellikle Batı ve Güneybatı Anadolu’da görülmektedir.

Türkiye’de İller Bazında Meydana Gelen Orman Yangınları ve Bu Yangınlarda Tahrip Olan
Yaklaşık Alan (AFAD, 1900-2020)

Türkiye’de Don
• Don, olayı ülkemizin kış mevsiminde Sibirya kaynaklı yüksek basıncın gü-
neye kadar inmesiyle yaşadığı, can ve mal kaybına neden olan afetlerden
birisidir.
• Don olayından en çok etkilenen bölgelerin başında Doğu Anadolu ve İç Ana-
dolu Bölgesi gelmektedir.
• Bunun yanında şubat ayında görülen donlar başta Akdeniz Bölgesi, Ege Böl-
gesi ve Güney Marmara bölümünü etkilemektedir. Seracılığın yaygın olarak
yapıldığı Akdeniz Bölgesinde don olayının görülmesi turunçgil, muz ve sebze
üretimi yapan üreticilere büyük ekonomik kayıplar yaşatmaktadır.

Türkiye’de Dolu
• Havanın içindeki su buharının aniden soğumasıyla buz taneleri hâline döne-
rek yere düşmesiyle oluşan bir tür yağış çeşididir.
• Tanelerin büyük olması zararın boyutlarını da büyütür. Tarım ürünlerine,
araçlara ve binalara zarar verir.
• Hızlı yağan dolu taneleri yolların kapanmasına ve ulaşımın aksamasına
neden olur.
• Dolu yağışları en çok İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde görülür. Daha
sonra ise sırayla Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, Ege ve Marmara
Bölgeleri takip eder.
• Dolu yağışının en etkili olduğu mevsim yaz başı ve ilkbahar aylarıdır.

120
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’de Sis

COĞRAFYA
• Türkiye’nin ılıman kuşakta yer alması ve etrafının denizlerle çevrili olması
özellikle cephesel sislerin sık olarak yaşanmasına neden olur.
• Kıyılarda sislerin oluş biçimi diğerlerinden biraz farklıdır. Deniz üzerinden ge-
len nemli hava kütlesi kıyıdaki dağ yamacı boyunca yükselerek yoğunlaşır ve
soğur Karadeniz kıyı kuşağındaki dağlık alan ile Toros Dağları’nın Akdeniz’e
bakan yamaçlarında bu tip sislere rastlamak mümkündür.
• Sislerin etkili olduğu zamanlarda kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar
yaşanır İstanbul ve Çanakkale Boğazı, yük gemilerinin zaman zaman sis
yüzünden yaptığı deniz kazalarına sahne olmaktadır.

Türkiye’de Fırtınalar
• Fırtınalar sonucu ülkemizde sel felaketi, deniz kabarması, çığ ve heyelan gibi
afetlerin oluşmasının yanında şehir içindeki yapıların zarar görmesi, elektrik
direklerinin düşmesi gibi çeşitli zararlar da görülür.
• Türkiye’de tropikal fırtınalar oluşmaz
• Karayel, Lodos ve Poyraz rüzgârları ülkemizde fırtına oluşturan güçlü hava
akımlarıdır.

Uygulama

Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Harflendirilerek verilen beşerî faaliyetler ile


ilişkili oldukları afet türünü eşleştiriniz.

Cevap:
a. Deprem b. Kütle hareketleri c. Çığ ç. Volkanizma d. Sel ve taşkın e. Erozyon
f. Orman yangınları

121
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Aşağıda verilen illerimizden hangisinde bitki örtüsü eksikliğine bağlı olarak


su erozyonuna en fazla rastlanır?
A) Adıyaman
B) Rize
C) Kastamonu
D) Zonguldak
E) Trabzon
Cevap: A

Örnek

Haritada numaralı alanların hangisinde çığ olayına daha çok rastlanır?


A) I B) II C) III

D) IV E) V
Cevap: A

122
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
3. Verilen doğal afetlerden hangisi
yurdumuzda diğerlerine göre daha
sık yaşanır?
A) Sel ve Taşkınlar
B) Tsunami
C) Hortumlar
1. Yukarıda belirtilen alanlardan han- D) Çığ
gisi, orman yangınları açısından da- E) Don olayları
ha hassas bir bölgede bulunmakta-
dır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
4. Yukarıda verilen Türkiye Haritası
üzerinde taranarak gösterilen alan-
ların hangisinde çığ felaketinin gö-
2. Türkiye’de heyelanlar daha çok
rülme riski azdır?
ilkbahar mevsiminde meydana gel-
mektedir. Aşağıdakilerden hangisi A) Yalnız 1
bu durumun oluşmasında daha fazla B) 1 ve 2
etkilidir? C) Yalnız 4
A) Arazinin eğimli olması D) 3 ve 4
B) Şiddetli yağışlar ve kar erimeleri E) Yalnız 2
C) Tabakaların eğim doğrultusunda
uzanması 5. Aşağıdaki illerimizin hangisinde
orman yangınının görülme durumu
D) Yol yapım çalışmaları daha azdır?
E) Bitki örtüsünün tahrip edilmesi A) Hatay
B) Rize
C) Manisa
D) İzmir
E) Adana

Cevap Anahtarı:
1)D 2)B 3)A 4)C 5)B

123
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

124
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE NÜFUS

COĞRAFYA
1.Türkiye’de Nüfusun Tarihsel Değişimi
• İlk nüfus sayımı, askere alınacak kişileri belirleyebilmek amacıyla II. Mahmut
Dönemi›nde (1831) yapılmıştır. Bu sayımı Sultan Abdülmecit (1844)
tarafından nüfus kimlik belgesi verilecek bireyleri tespit edebilmek amacıyla
yapılan sayım izlemiştir.
• Üçüncü sayım ise Sultan Abdülaziz tarafından (1874) gerçekleştirilmiş olup
bu dönemde imparatorluk nüfusunun 12 milyon civarında olduğu tahmin
edilmektedir.
• Ülkemizde düzenli ve planlı nüfus sayımları Cumhuriyet ile başlamıştır.
• Türkiye’de ilk düzenli nüfus sayımı 28 Ekim 1927 tarihinde gerçekleşti. Bu
sayım sonucuna göre ülke nüfusu 13.648.270 kişi olarak tespit edildi.
• Kadın nüfusun fazla olmasının en önemli nedeni, erkeklerin çoğunun katıldı-
ğı savaşlardan geri dönememesidir.
• Periyodik nüfus sayımları, ülkemizde 1935’te yapılan ikinci genel nüfus sayı-
mı ile başlamış olup bu sayımların her beş yılda bir tekrarlanması kararlaş-
tırılmıştır.
• Nüfus sayımları, 1935’ten 1990 yılına kadar her 5 yılda bir yapılırken 1990’dan
sonra mevcut zaman aralığına uyulmayarak sayım 2000 yılında yapılmıştır.
Bu tarihe kadar yapılan nüfus sayımları genel nüfus sayımları kapsamında
değerlendirilmektedir.
• 2007’den itibaren nüfus sayımına gerek olmadan her yıl ülkemizin nüfusu,
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ile belirlenmektedir.
• Türkiye nüfusu, 1927-2020 yılları arasında yaklaşık 70 milyon kişi artmış-
tır. Ülkemizde görülen nüfus değişimlerini üç dönem hâlinde incelemek
mümkündür.
1.1. Birinci Dönem:
• 1927-1960 yılları arasını kapsayan bu dönemde Türkiye nüfusu yaklaşık 11
milyon kişi artmıştır.
• Bu dönem; Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi ülke
nüfusunu ciddi anlamda etkileyen olayların hemen sonrasına denk gelmek-
tedir.
• Bu nedenle Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye›de doğum oranlarını artı-
rıcı politikalar uygulanmıştır.
• Kaybedilen savaşlar sonrası Anadolu’ya yapılan Türk göçleri ile 1939 yı-
lında Hatay’ın ana vatana katılması da nüfusun artmasını sağlamıştır.
• II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla erkeklerin uzun süreli olarak askere alın-
ması ve ortaya çıkan bazı ekonomik sorunlar, nüfus artış hızının tekrar düş-
mesine neden olmuştur.

125
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Savaşın ardından nüfus artış hızı tekrar artış eğilimine girerek normal sey-
COĞRAFYA

rine dönmüştür. Bu dönemin sonlarına doğru sağlık koşullarının iyileşmesi


ve ölüm oranlarının azalması nüfusun da hızlı bir artış göstermesinde etkili
olmuştur.
1.2. İkinci Dönem:
• 1960-1985 yılları arasındaki dönemi kapsar.
• Türkiye’de aile planlamasına yönelik yapılan çalışmalarla sosyal ve
ekonomik hayatta yaşanan gelişmelere bağlı olarak ülke nüfusunun artış
hızında bir azalma görülmüştür.
• Dış ülkelere doğru gerçekleşen (özellikle Almanya) işçi göçlerinin de ülke-
mizdeki nüfus artış hızının düşmesinde etkili olduğu söylenebilir.
1.3. Üçüncü Dönem:
• 1985 yılı sonrasını kapsamaktadır.
• Bu dönemin başında Türkiye nüfusunun artış hızında ciddi bir düşüş yaşan-
mış, takip eden süreçte nüfus artış hızı genel olarak yavaş yavaş azalmaya
devam etmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında:
1. Şehirleşmeye bağlı olarak değişen aile yapısı,
2. Kadınların iş hayatında aktif rol alması,
3. Evlilik yaşının yükselmesi,
4. Eğitimdeki ilerlemeler,
5.Tarım dışı sektörlerdeki istihdam artışı etkili olmuştur.

Türkiye Nüfusunun Değişimi (TÜİK, 2020)

• 1927 yılından günümüze gelinceye kadar nüfus değişimini şöyle özet-


leyebiliriz:
1. Nüfusumuz giderek artmakta ve son nüfus verilerine göre nüfusumuz 83 milyon
814 bin 871 kişiye ulaşmıştır.

126
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2.Eğitim düzeyi geçmişten günümüze gelinceye kadar yükselmiştir.

COĞRAFYA
3.Kentsel nüfus kırsal nüfusun önüne geçmiştir.
4.Sağlık koşullarının iyileşmesi, ortalama yaşam süresini uzatmıştır.
5.Erkek nüfus oranı kadın nüfus oranından fazladır.
6.İç ve dış göçler birçok nedene bağlı olarak yaşanmıştır.

2.Türkiye’deki Nüfus Artışları


2.1. Nüfus Artışının Nedenleri
1. Doğum oranlarının yüksek olması
2. Bebek ölüm oranının geçmiş yıllara göre az olması
3. Beslenme ve sağlık koşullarındaki iyileşmeler
4. Çeşitli nedenlerle dışarıdan gelen göçler
2.2. Nüfus Artışının Hızının Yüksek Olmasının Ortaya Çıkardığı Sorunlar
1.Kırsal yerlerden kentlere doğru göç hareketleri hızlanır.
2. Alt yapı yetersizlikleri kentsel bir problem olarak ortaya çıkar.
3. Kentlerde trafik, çevre kirliliği ve çarpık kentleşme en sık karşılaşılan problemler
arasındadır.
4. Hızlı artan nüfus, ülkede ekonomik büyümeyi de yavaşlatır.
2.3. Türkiye›de Nüfusun Dağılışı ve Dağılışa Etki Eden Faktörler
DOĞAL FAKTÖRLER BEŞERÎ FAKTÖRLER
İklim Sanayileşme
Yerşekilleri Turizm
Su Kaynakları Ulaşım
Bitki Örtüsü Ticaret
Eğitim – Sağlık Hizmetleri
• Türkiye’de de nüfus, ülke arazisinde düzensiz bir dağılış göstermektedir.
• Bu düzensiz dağılışın nedenleri iklim, yeryüzü şekilleri, toprak verimliliği, su
kaynakları ve bitki örtüsü gibi doğal çevre faktörleri ile sanayi, madencilik,
tarım, turizm, ulaşım ve ticaret gibi beşerî çevre faktörleridir.
• Ülkemizde üç farklı iklim tipinin görülmesi ve yer şekillerinin çeşitli olması
ülke genelinde nüfusun dağılışında bariz farklılıkların yaşanmasına neden
olur.

127
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.Bölgelere Göre Nüfusun Dağılışı


COĞRAFYA

3.1. Karadeniz Bölgesi


• Karadeniz bölgesinde dağların kıyıya paralel uzanması nemli iklim koşulla-
rının hâkim olmasına, bu durum Samsun-Hopa arasındaki nüfusun sahilde
toplanmasının en önemli nedenidir. Özellikle Trabzon, Rize, Ordu gibi kent-
lerde nüfus artarken kıyı gerisindeki Gümüşhane ve Bayburt illerinde nüfus
yoğunluğu azalmaktadır.
• Orta Karadeniz bölümünde ise dağların yükseltisi Batı Karadeniz ve Doğu
Karadeniz bölümüne göre daha alçaktır. Dolayısıyla kıyı ile iç kesim arasında
ulaşım daha kolay sağlanır. Kıyının nemli havası iç kesimlere kadar ulaşır.
Bafra Ovası, Çarşamba Ovası Kelkit Vadisi yoğun nüfuslu yerlerdir.
• Zonguldak ve Ereğli çevresinde taş kömürü yataklarının bulunması nü-
fusu buraya toplamasının tek ve en önemli nedenidir.
3.2. Ege Bölgesi
• Ege Bölgesinde bulunan graben sahaları üzerinde bulunan verimli ovaların
varlığı tarımı geliştirmiş ve tarımın gelişmesine bağlı olarak yerleşme sayısı
artmıştır.
• Bakırçay, Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes ovaları bu an-
lamda bölgenin en sık nüfuslu yerleri arasında sayılır. Sanayi ve ulaşımın
geliştiği Manisa ve İzmir şehirlerinde ise bölge geneline göre nüfus yoğun-
luğunun arttığı görülür.
• İzmir Limanı›nın ihracat limanı olması nüfusun yoğunlaşmasında etkilidir.
• Ege bölgesinde ise nüfusun seyrek olduğu yerler arasında Aydın Dağla-
rı, Boz Dağlar, Menteşe dağlık yöresi ve İç Batı Anadolu eşiğini sayabiliriz
3.3. Akdeniz Bölgesi
• Akdeniz Bölgesinde ise kıyı kuşağı ile kıyı gerisi arasında nüfus yapısı açı-
sından bariz farklılıklar görülür. Bölgede sık nüfuslu alanlar arasında Antalya
Düzlüğü, Çukurova, İskenderun ve Mersin Körfezi, kıyı gerisinde ise Ma-
raş Ovası, Amik Ovası ve Göller Yöresi’ni sayabiliriz.
• Toros dağlarının biraz gerisinde yer alan, Taşeli Platosu ve Teke Yöresi
nüfusun seyrekleştiği yerlerdir. Çünkü bu alanlarda arazi eğimi arttığı gibi
tarım imkânları da kısıtlıdır.
3.4. Güneydoğu Anadolu Bölgesi
• Güneydoğu Anadolu Bölgesinde GAP projesinin bitmesi ile ciddi anlamda
nüfus artışı yaşanacağı tahmin edilmektedir. Bölgede Diyarbakır, Gazian-
tep, Kilis kalabalık nüfuslu kentler arasındadır.
3.5. Doğu Anadolu Bölgesi
• Yükseltinin arttığı kış şartlarının çetin olduğu Doğu Anadolu Bölgesinde
nüfus yoğunluğu ülke geneline göre azdır.

128
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Erzurum Ovası, Erzincan Ovası, Tercan Ovası, Iğdır Ovası, Malatya Ova-

COĞRAFYA
sı, Muş Ovası, Malazgirt Ovası gibi dağ eteği ovalarında nüfus yoğunluğu
artarken deniz seviyesinden yüksek plato sahalarında ve Hakkâri bölümün-
de yoğunluk azalır.
3.6. İç Anadolu Bölgesi
• İç Anadolu Bölgesindeki nüfus dağılışına göz attığımızda, dağılışı belirleyen
temel faktörün su kaynakları olduğunu görmekteyiz çünkü bölgede erken
gelen yaz kuraklığı su kaynaklarının çabuk kurumasına neden olmaktadır.
• Ankara, Kayseri, Konya ve Eskişehir bu bölgedeki en sık nüfuslu yerler
arasındadır. Kuraklığın iyice hissedildiği ve çorak toprakların geniş yer aldığı
Tuz Gölü çevresi, Cihanbeyli, Haymana ve Obruk Platolarında ise nüfus
yoğunluğu azalır.
3.7. Marmara Bölgesi
• Sanayi faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve hizmet sektörünün geliştiği Çatalca Ko-
caeli bölümü Türkiye’nin en yoğun nüfuslu yeridir. İstanbul ve Kocaeli bu-
radadır.
• Güney Marmara’da Bursa Yalova Balıkesir yoğun nüfuslu iken
Çanakkale’nin yer aldığı dağlık Biga Yarımadasında nüfus yoğunluğu aza-
lır. Yıldız Dağları’ da nüfus yoğunluğunun azaldığı yerlerdendir.

Türkiye’nin İllerinin Nüfus Miktarı ve Yoğunluğu Haritası (Kaynak: TÜİK verileri 2015)

4.Türkiye’de Nüfus Yoğunluğu


4.1. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
Aritmetik nüfus yoğunluğu, toplam nüfusun ülke yüz ölçümüne bölünmesi ile elde
edilen rakamdır. Türkiye’nin gerçek yüz ölçümüne göre hesaplanan aritmetik nü-
fus yoğunluğu km²’ye 102 kişi düşmektedir.

129
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Yıllar km² ye Düşen İnsan Sayısı


2007 92
2008 93
2009 94
2010 96
2011 97
2012 98
2013 100
2014 101
2015 102
2016 104
Yıllara Göre Aritmetik Nüfus Yoğunluğu

4.2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu


• Bir ülkede veya herhangi bir sahada, tarım ve hayvancılıkla geçinen nüfu-
sun, tarımsal alana bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğuna tarımsal
nüfus yoğunluğu denir.
• Tarım arazilerinin geniş olduğu illerde tarımsal nüfus yoğunluğu az, tarım
arazilerinin sınırlı olduğu dağlık engebeli illerde ise tarımsal nüfus yo-
ğunluğu fazladır. Buna göre Rize’nin tarımsal nüfus yoğunluğu Konya’dan
daha fazladır.
4.3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
• Toplam  nüfusun, ekili – dikili alanlara bölünmesiyle ortaya çıkan yoğunlu-
ğa fizyolojik nüfus yoğunluğu denilmektedir.

5. Türkiye Nüfusunun Yapısal Özelliklerİ


Bir ülke nüfusunun yapısal özellikleri (eğitim düzeyi, yaş ve cinsiyet yapısı vb.) o
ülkenin sahip olduğu nüfus miktarı kadar önemlidir.

Nüfusun Yapisal Özelli̇kleri

Nüfusun Kır ve şehir


yaş ve cinsiyet Nüfusun Çalışan nüfusun nüfusunun
özelliği eğitim durumu ekonomik faaliyet dağılımı
kollarına göre
dağılımı
5.1. Yaş yapısı
• Nüfus piramitleri, nüfusun yaş gruplarına dağılımı hakkında bilgi verir.
• Nüfus piramitleri ve nüfus tabloları hazırlanırken nüfusun yaş yapısı:
0-14 yaş ( genç nüfus),

130
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

15-64 yaş (yetişkin nüfus),

COĞRAFYA
65 yaş ve üzerine ise yaşlı nüfus olarak hazırlanır.
Türkiye’de nüfus piramitlerinin şekli, nüfus artış hızının değişmesi ve ortalama
yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak sürekli değişim göstermektedir.
Ülkemiz, 1990 yılına kadar geniş tabanlı nüfus piramitlerine sahipken
günümüzde nüfustaki değişimler nedeniyle nüfus piramidinin tabanı daralma-
ya başlamıştır.
Ortanca yaşın büyüklüğü ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren kriterlerden biri
olabilir. Örneğin Türkiye’de 1980 yılında ortanca yaş 19 iken 2020 yılında 32,7
olmuştur. Bu durum, ülkemizin gelişmişlik seviyesinin yükseldiğinin bir gös-
tergesi olarak düşünülebilir.
5.2. Cinsiyet
• Nüfusun cinsiyet yapısı dünyaya gelen bebeklerin kız ya da erkek olma du-
rumunun sayısal olarak ifade edilmesidir.
• Nüfusun cinsiyet yapısındaki bu değişkenlik sosyal, askerî ve ekonomik an-
lamda birçok etkisi vardır.

Türkiye Nüfusunun Yaş Gruplarına Dağılımı (TÜİK, 2020)

• Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde kadın nüfusu erkek nüfusundan fazlay-


dı çünkü savaştan yeni çıkmış bir ülke olarak erkek nüfusun büyük bir kısmı
cepheye gitmiş ya şehit düşmüş ya da gazi olarak dönmüştür.
• 1940 yılında kadın ve erkek nüfus hemen hemen eşit sayıya ulaşmışken bu
rakam daha sonraki yıllarda erkek nüfusunun kadın nüfusundan fazla olma-
sıyla son bulmuştur.
• Bir ülkede savaşlar, göçler, doğal afetler gibi olağan dışı bir durum meydana
gelmemişse nüfusun cinsiyet yapısında büyük farklılıklar görülmez.

131
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Örneğin Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerimiz-


COĞRAFYA

de erkek nüfus az, kadın nüfus fazladır.


• Öte yandan bünyesinde askerî garnizon bulunduran illerde erkek nüfusu
ister istemez fazla olmaktadır.
• Bunların dışında turizm faaliyetinin geliştiği yerlerde mevsimlik işlerin olması
erkek nüfusun sayısının artmasının nedeni olarak karşımıza çıkar. Yaz ayla-
rında Antalya, Kuşadası gibi turistik yerlerde erkek nüfusunun artması bu
nedene bağlıdır.

Türkiye’de Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı (TÜİK, 2020)

5.3. Eğitim Durumu


• Nüfusun eğitim durumu denilince okuryazar durumu, ilk, orta ve yüksekokul
bitirme oranları aklımıza gelmektedir.
• Türkiye’de 1950 yılında yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusun yak-
laşık %31,8’lik kısmı okuryazardı. 2019 yılında ise ülkemizde okuma yaz-
ma bilenlerin oranı %97,2’ ye yükselmiştir.
• Ancak kadın ve erkeklerde eşit bir dağılım göstermeyen bu oran, kadınlarda
%95,3 iken erkeklerde %99,2 olarak tespit edilmiştir.

Türkiye’de Kadın ve Erkek Nüfusun Okuryazar Oranları (TÜİK, 2019)

132
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

5.4. Çalışan Nüfusun Sektörel Dağılımı

COĞRAFYA
• 15-64 yaş grubunda yer alan nüfus aktif ya da çalışma çağındaki nüfusu
oluşturmaktadır.
• Aktif nüfusun çalıştığı ekonomik faaliyet kolları tarım, hizmet ve sanayi
sektörlerinden oluşmaktadır.
• Sektörel dağılım içinde sanayi ve hizmet sektörünün payı, birincil ekonomik
faaliyetlerden yüksekse o ülke iktisadi anlamda gelişmiş demektir.
• Türkiye’de 1927’den beri sürdürülen ekonomik faaliyetlere bakıldığında ta-
rım sektöründe çalışanların oranı azalırken sanayi ve hizmetler sektöründe
çalışanların oranı ise artmaktadır.
Aktif nüfus içinde çalışanların oranı erkek nüfusta daha fazladır.

Türkiye’de Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kollarına Dağılımı (TÜİK, 2019)

5.5. Kır-Kent Nüfusu


• Genel olarak nüfus sayımlarında kullanılan kriterlerden biri de ülkedeki nüfu-
sun yaşadığı mekândır.
• Toplam nüfus içerisindeki kır ve şehir nüfusuna dair oranlar, ülkelerin
sosyoekonomik yapısı hakkında bilgi veren önemli göstergelerden biridir.
• Nüfus kriterine göre Türkiye’de nüfusu 10 000’in altında olan yerleşmeler kır-
sal, bu sayının üzerinde olan yerleşmeler de şehirsel yerleşme olarak kabul
edilmektedir.
• Ülkemizde 1927 yılında %75,8 olan kır nüfusu oranı, azalarak 2020 yılında
%7›ye kadar gerilemiştir.
• Aynı dönemde %24,2 olan şehir nüfusu oranı ise artarak 2020 yılında %93’e
yükselmiştir.
• Ülkemizde kır ve şehir nüfusunun dengeli bir dağılım göstermediği
görülmektedir. Sanayinin geliştiği İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi

133
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

illerde şehir nüfusu; Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yer alan illerin


COĞRAFYA

büyük çoğunluğunda ise kır nüfusu daha fazladır.

Türkiye’nin Nüfus Verileri


• Toplam nüfusu: 83 614 362
• Nüfus artış hızı: ‰5,5
• Nüfus yoğunluğu: 109 kişi/km2
• Nüfusu en fazla olan il: İstanbul, 15 462 452
• Nüfusu en az olan il: Bayburt, 81 910
• Toplam doğurganlık hızı (çocuk sayısı): 1,88
• Ortanca yaş: 32,7
Not: Türkiye’de şehir nüfusunun oranı geçmişe göre oldukça yüksektir. Bunun en önemli
nedeni, bazı kırsal yerleşmelere ait nüfusun Büyükşehir Yasası kapsamında şehir nüfu-
suna dâhil edilmesidir.
TUİK 2019 verileridir.

6. Türkiye’de Nüfus Politikaları


• Türkiye’de doğum, ölüm ve göçler sonucu değişen nüfus özellikleriyle
birlikte nüfus politikalarında da önemli değişiklikler olmuştur.
• Nüfus politikalarının dört dönem hâlinde ele alınır.
Nüfus Poli̇ti̇kalarinin Uygulandiği Dönemler

1923-1965 1965-1980 1980-2005 2005’ten Sonrası


Dönemi Dönemi Dönemi

6.1. 1923-1965 Dönemi:


• Genellikle bu dönemde nüfus artış hızını yükseltmeyi amaçlayan politikalar
uygulanmıştır. Cumhuriyet öncesi meydana gelen savaşlar (Balkan, I. Dünya
ve Kurtuluş savaşları) nedeniyle nüfusun yapısı tüm yönleriyle değişikliğe
uğramış ve ülkede önemli nüfus kayıpları yaşanmıştır.
• Ülke nüfusunda hem nicelik hem de nitelik anlamında görülen bu açığı
kapatabilmek ve nüfus artışını hızlandırmak için yasal önlemler alınmıştır.
1. Çocuk aldırma (kürtaj) eyleminin yasaklanması,
2. Ölüm oranlarını azaltmak için halk sağlığını koruyucu yasal düzenlemelerin ya-
pılması,
3. Evlilik yaşının düşürülmesi.

134
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

4. Doğumların teşvik edilmesi amacıyla çok çocuklu ailelerin ödüllendirilmesi bu

COĞRAFYA
yasal önlemlerden bazılarıdır.
• Uygulanan nüfus politikalarının halk tarafından da desteklenmesi sonucu nü-
fus miktarı istikrarlı bir şekilde artmış ve Türkiye nüfusu 1960’lı yılların başla-
rında yaklaşık iki katına ulaşmıştır.
• 1950’li yıllardan itibaren tarımda makineleşme, ülke savunmasında in-
sandan ziyade teknolojinin ön plana çıkması, Türkiye’de sağlık hizmet-
lerinin gelişmesi sonucu ölüm oranlarının azalması gibi faktörler hızlı
nüfus artışına yönelik tartışmaları beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla nüfus
artışının ekonomik ve sosyal gelişmeyi yavaşlatacağı görüşü benimsenmiş
ve 1965 yılında nüfus artış hızını yükseltmeyi amaçlayan politikalardan
vazgeçilmiştir.
6.2. 1965-1980 Dönemi:
• Genellikle bu dönemde nüfus artış hızını düşürmeyi amaçlayan politikalar
uygulanmıştır.
• Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı ve 1963-1967 yılları arasında uygu-
lamaya konulan I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda hızlı nüfus artışının çeşitli
ekonomik ve sosyal problemlerin ortaya çıkmasına yol açtığı belirtilmiştir.
• 1965 yılında ilk olarak Nüfus Planlaması Kanunu çıkarılmış ve nüfus artış
hızı düşürülmeye çalışılmıştır.
• İlk dönemde nüfusun artmasına yönelik uygulanan yasal hükümler yürürlük-
ten kaldırılmış ve yurt dışına işçi göçünün özendirilmesi gerektiğinin altı çi-
zilmiştir.

6.3. 1980-2005 Dönemi:


• Bu dönemde nüfus artış hızının yükselmesi ya da düşmesinden ziyade nüfu-
sun sağlık, eğitim, beslenme ve barınma imkânları ile bebek ölüm hızının
azaltılması gibi konular üzerinde durulmuştur.
• Bu bağlamda benimsenmesi gereken temel ilkenin nüfusun niteliğinin yük-
seltilmesi olduğu fikri ortaya çıkmıştır.
• İlk kez 1982 Anayasası’nda yer alan ve ailelere istedikleri zaman, istedikleri
sayıda çocuk sahibi olma hakkı veren aile planlamasıyla nüfus yapısında
önemli değişiklikler meydana gelmiştir.
• Bu dönemde başta toplumun eğitim seviyesinin yükselmesi ve kadınların iş
hayatında daha fazla yer alması gibi nedenlerle nüfus artış hızı azalmıştır.
• 2000’li yılların başlarına gelindiğinde ise nüfus artış hızı ‰15’in altına ka-
dar gerilemiştir. Yaşanan bu durum, ülkemize yönelik bazı tehlikelere se-
bebiyet verebileceği için devlet yöneticilerini de nüfus politikaları konusunda
yeni kararlar almaya sevk etmiştir.

135
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

6.4. 2005’ten Sonrası:


COĞRAFYA

• 2000’li yılların başından itibaren nüfus artış hızının ‰15’in, doğurganlık oranı-
nın da 2,09’un altına düşmesi ve bu düşüşün devam etme eğilimi göstermesi
devlet kademesinde nüfus politikasında değişikliği gündeme getirmiştir.
• Bununla birlikte hükûmet yetkilileri, 1965’e kadar uygulanan ve nüfus artış
hızını yükseltmeyi amaçlayan politikalara dönüş işareti veren bir söylem
geliştirmiştir.
• 2014 yılından sonra yapılan bir dizi yasal düzenleme hayata geçirilmiştir.
1. Doğum yapan annelere çocuk sayısına göre maddi destek verilmesi,
2. Çalışan anneler için çalışma sürelerinin kısaltılması,
3. Doğum izinlerinin artırılması ve
4. Bakıcı yardımı yapılması bu yasal düzenlemelerin bazılarıdır.

Uygulama

Aşağıdaki haritayı inceleyiniz. 4, 5 ve 6. Soruları haritaya göre cevaplayınız.

4. Kaç numara ile gösterilen alanlarda doğal nüfus artışı fazladır?


5. Kaç numara ile gösterilen alanda nüfus yoğunluğu daha fazladır?
6. Kaç numara ile gösterilen alanda nüfus seyrektir?

Cevap:
4. 8, 9, 10, 11
5. 1,2,3,4,5,6,7,8
6. 9, 10, 11

136
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Uygulama Dönem
İlk Nüfus Planlaması Kanunu’nun
a 1923-1965
çıkarılması
Çalışan annelerin doğum izin
b 1965-1980
sürelerinin uzatılması
Gebeliğin sona erdirilmesinin
c 1980-2005
(kürtaj) serbest bırakılması
Aile planlaması kavramının Ana-
ç 2005 Sonrası
yasa’da yer alması
Göçlerle nüfusun artırılmaya
d
çalışılması
Beş ve daha fazla çocuğu olan
e ailelerin yol vergisinden muaf
tutulması
Devlet yöneticilerinin aileleri üç
f veya daha fazla çocuk sahibi
olmaları konusunda teşvikleri
Türk Ceza Kanunu’nda nüfus
g artışı ile ilgili madde hükümleri-
nin yürürlükten kaldırılması
Yurt dışına yönelik işçi göçünün
ğ
özendirilmesi
Kısırlaştırma ve gebeliği önleyici
h bilgileri yaymanın suç sayıl-
ması
CEVAP
1923-1965: d, e, f
1965-1980: a, g, ğ
1980-2005: c, ç
2005’ten sonrası: b, f

137
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de nüfus artışının olumlu sonuçları arasın-


da gösterilemez?
A) Mal ve hizmetlere talep artar.
B) Vergi gelirleri artar.
C) Doğadaki mevcut kaynaklar hızla tükenir.
D) Ticari faaliyetler artar.
E) Yeni iş alanları gelişir.
Cevap: C

Örnek
Türkiye’nin 1985 ile 2019 yıllarına ait nüfus özellikleri incelendiğinde;
I. Ölüm oranı
II. Nüfusun ikiye katlanma süresi
III. Ortalama yaşam süresi
IV. Doğum oranı
V. Nüfus artış oranı
Özelliklerinden hangilerinin bu zaman aralığında azalması beklenir?
A) I ve II
B) I, II ve III
C) I, IV ve V
D) II, III ve IV
E) III, IV ve V
Cevap: C

138
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Türkiye’de kırsal kesimlerde do- 4. Ülkemizdeki nüfusun tarihsel sü-
ğum oranları fazla olmasına rağmen reçteki seyrine bakıldığında sürekli
nüfus artış hızı düşüktür. Buna göre bir artış yaşandığı gözlenir. Aşağı-
kırsal kesimlerde nüfus artış hızının da verilenlerden hangisi bu artışın
düşük olmasının temel nedeni aşa- olumsuz sonuçları arasında sayıla-
ğıdakilerden hangisidir? maz?
A) Yeryüzü şekillerinin engebeli olması A) Konut ihtiyacının ortaya çıkması
B) Ölüm oranlarının fazla olması B) Alt yapı hizmetlerinin yetersiz kalması
C) Yoğun göç vermesi C) İş gücüne duyulan ihtiyacın az
D) Eğitim seviyesinin düşük olması olması

E) Tarımsal üretimin az olması D) Çevre kirliliğinin ortaya çıkması


E) Kırsal alandan kente göç yaşanması

2. Türkiye’de 1940-1945 yılları ara-


sında nüfus artış oranında ciddi 5. Aşağıdakilerden hangisinde Tür-
oranda düşüşler görülür. kiye nüfusunun dağılışına etki eden
Bu durumun sebebi aşağıdakilerden doğal faktörlerin etkisinden bahse-
hangisidir? dilemez?

A) Doğal afetlerin yaşanması A) Çukurova›da endüstriyel tarımın


yapılması aynı zamanda bu bölgede
B) Savaş yılları olması sanayinin gelişmesinde önemli rol
C) Salgın hastalıklarla mücadele edil- oynamıştır.
mesi B) Erzurum-Kars yöresinde kış mevsi-
D) Doğal nüfus artışının durması minin uzun olması tarımı kısıtlayan
en önemli unsurdur.
E) Kadının Çalışma hayatına girmesi
C) Yaz mevsiminde Antalya’ya gelen
turistlerin çoğu Alanya Kalesi’ni zi-
3. Cumhuriyetin ilanından günümü- yaret eder.
ze gelinceye kadar ülkemizin nüfu-
D) Doğu Anadolu bölgesinde yerleşme-
sunda sürekli olarak bir artış göster-
ler eğim kırıklığına kurulur.
se de bu artış bazı yıllarda belirgin
dalgalanmalar hâlinde kendini his- E) Hakkâri’ de nüfusun tenha olması
settirmiştir. Aşağıdaki tarihlerden arazinin engebeli olmasından kay-
hangisinde bu dalgalanmaların daha naklanır.
yoğun olduğu görülür?
A) 1980 B) 1945 C) 1990 Cevap Anahtarı:
D) 1935 E) 1927 1)C 2)B 3)B 4)C 5)A

139
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

140
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE GÖÇ VE MEKÂNSAL ETKİLERİ

COĞRAFYA
1.Türkiye’de Göç
• Göç, insanların bulundukları yerden başka yerlere geçici ya da daimi olarak
yaptıkları taşınma işinin genel adıdır. Göç eden bu insanlara göçmen denir.
• Türkiye’de göçlerin yönü genelde kırsal yerlerden kentlere doğrudur.
• İç kesimlerden kıyılara ya da doğudan batıya doğru gittikçe göç hareketlerin-
de yoğunluk artar.
İç göçler, nedenleri ve sonuçları
• Yurt içinde yapılan göçlere iç göç denir.
• Niğde’den Ankara’ya taşınan ailenin yaptığı faaliyet iç göçlere örnek olur.
Bu şekilde yapılan bir göç hareketinde ülkenin toplam nüfusunda sayısal bir
değişiklik olmaz.
• Kırsal yerden kentlere olan göçün nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Çekici Faktörler
1. Kentlerde iş olanaklarının daha fazla olması,
2. Sağlık, eğitim gibi hizmetlerin kentlerde kırsal yerlere göre gelişmiş olması,
3. Kentlerde ihtiyaçların daha kolay sağlanması vb. gibi.
• Bunlara ilave olarak kırsal yerlerdeki bazı durumlarda göçe neden olur. Bun-
lara da itici faktörler denir.
İtici faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
İtici Faktörler
1. Kırsal yerlerde tarım arazilerinin küçük ve parçalı yapıda olması ailelerin geçim-
lerini sağlamada yetersiz kalmalarıdır.
2. Tarımda makineleşme insan gücüne olan ihtiyacı azaltmış iş sıkıntısını ortaya
çıkarmıştır.
3. Erozyon sebebiyle tarım arazilerinin giderek verimsizleşmesi tarımsal verimi
düşürmüş ve tarım gelirlerini azaltmıştır.
4. İklim ve yer şekillerindeki bazı olumsuz durumlar ekonomik faaliyetlerin gereği
gibi yapılmasını önler.
5. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde karşımıza çıkan terör ve kan
davalarının yaşanması iç göçü hızlandırmıştır.
6. Doğal afetler ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği için göç hareketleri-
nin yaşanmasına neden olmaktadır.

141
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Aşağıda tabloda içgöçlerin nedenleri ve sonuçları gösterilmiştir.


COĞRAFYA

İç Göçlerin Sonuçları Kentlerde işsizlik, eğitim, sağlık gibi sorunlar ortaya çıkar.
Belediye hizmetleri yetersiz kalır.
Kırsal yerlere yapılan yatırımlar kullanılamaz hale gelir
Ülke genelindeki nüfus dağılışında düzensizlikler görülür.
Çarpık kentleşme, trafik sorunu, hava kirliliği gibi çevre sorunları ortaya çıkar.
Suç oranları kalabalık kentlerde artar.
Kentsel yerlerde kültürel bazı uyumsuzluklar görülür.
İç Göçün Sonuçları

Endüstri değeri yüksek olan tarım ürünlerinin yetiştirilmesi


İç göçü önlemek için alınacak

için çiftçiye teşvikler yapılmalı.


Mera hayvancılığı yerine besi ve ahır hayvancılığı yaygınlaştırılmalı.
Kırsal yerlerde hizmet sektörü geliştirilmeli.
tedbirler

Kırsal kesimde sanayi kollarının gelişmesi için devlet tarafından yeni projeler
geliştirilmeli.
Tarım alanlarında verimliliği artırıcı tedbirler almalı.
Suç oranları kalabalık kentlerde artar.
Daha önce denenmemiş bölge şartlarına uygun yeni ekonomik faaliyetler geliş-
tirilmeli.
İç Göçleri Önlemek İçin Alınacak Tedbirler

• İç göçleri de sürekli göçler ve mevsimlik göçler olarak ikiye ayırabiliriz.


Sürekli Göçler
• Ülke içinde göç eden insanların gittikleri yerde sürekli ikamet etmeleri ile or-
taya çıkan göçlerdir.
• Bu göçlerin genellikle büyük yerleşim merkezlerine doğru gerçekleştiği gö-
rülür.
• Kırsal yerdeki geçim sıkıntıları, eğitim olanaklarının yetersiz kalması, kent-
lerde sanayi ve hizmet sektörünün daha gelişmiş olması gibi nedenler bu tip
göçlerin başlıca sebepleridir.
• Türkiye’de uzun yıllar çoğunlukla kırsaldan şehirlere doğru gerçekleşen göç
olayının, yapılan araştırmalar sonucu son yıllarda şehirden şehre doğru mey-
dana geldiği saptanmıştır.
• Bazen de insanlar önce yakın bir yerleşim alanına, daha sonra büyük bir
şehre göç ederler. Bu şekilde meydana gelen göçlere de kademeli göç denir.
• Net Göç hızı bölge bazında ele alınacak olursa Marmara ve Ege bölgesi en
çok göç alan bölgeler arasında yer alırken Doğu ve Güneydoğu Anadolu böl-
geleri ile Karadeniz bölgesi en çok göç veren bölgelerimiz arasında bulunur.

142
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Mevsimlik İç göçler (Geçici Göçler)

COĞRAFYA
• Yılın belli bir zamanında kırsal yerlerden büyük şehirlere çalışma amacıyla
yapılan göçlere mevsimlik göç denir.
• Mevsimlik göçlere tarım sezonunda Çukurova’ya pamuk hasadına, Ordu ve
Giresun’a fındık, Niğde ve Afyon’a patates toplamaya,
• Akdeniz ve Ege kıyılarında turizm sektörüne yönelik tesislerde ve inşaat sek-
töründe çalışmak için büyükşehirlere giden işçiler örnek gösterilebilir.
• Kırsal kesimlerde hayvanların daha iyi otlatılabilmesi amacıyla yaylalara
doğru gerçekleşen göçler de mevsimlik göç kapsamında değerlendirilebilir.
Dış Göçler
• Türkiye’den yurt dışına, yurt dışından da Türkiye’ye doğru gerçekleşen göç-
lere dış göç denir.
• Yurt dışına gerçekleşen göçlerin büyük bir kısmı 1960’tan sonra Avrupa ül-
kelerine olmuştur.
• Bunda II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan iş gücü
ihtiyacı etkili olmuştur. Başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda, İngilte-
re, Avusturya ve Belçika en çok göç verdiğimiz ülkeler arasındadır.
• 1980’den sonra Kuzey Afrika ve Arap ülkelerine göç yaşanmıştır.
• 1990 da Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da Orta Asya Türk Cum-
huriyetleri’ne gerçekleşen işçi göçlerinde artış görülmüştür.
• Bir dış göç türü olan beyin göçü, bir ülkenin sahip olduğu nitelikli nüfusun
kaybedilmesi demektir. Beyin göçü veren bir ülke olan Türkiye, özellikle son
yıllarda yaptığı çalışmalarla bu göçün azalmasında kayda değer bir başarıya
imza atmıştır.
• Türkiye Avrupa ülkelerine beyin göçü verirken Orta Asya, Arap ve Afrika ülke-
lerinden beyin göçü almaktadır.
• Türkiye’ye doğru gerçekleşen dış göçe neden olan diğer etkenler; komşu
ülkelerdeki iç politik sorunlar, savaş ve iç karışıklıklardır. Bunların yanı sıra
uluslararası anlaşmalar kapsamında da ülkemize göçler olmaktadır. Bu an-
lamda:
1. Lozan Antlaşması’na bağlı olarak gerçekleştirilen nüfus mübadelesiyle Yunanis-
tan’dan yaklaşık 450 bin Türk nüfus ülkemize gelerek yerleşmiştir.
2. 1979 yılında İran’daki rejim değişikliğinden dolayı yaklaşık 1 milyon İranlı, yine
aynı yıl Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali nedeniyle de 5 bin Afgan Türkiye’ye
sığınmıştır.
3. 1989 yılında ise Bulgaristan Hükümeti’nin uyguladığı baskıcı politikalar sonucu
yaklaşık 350 bin Türk vatandaşı Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiştir.

143
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

4. 1988 yılı itibarıyla İran-Irak Savaşı sonrasında yaklaşık 500 bin insan baskılar-
COĞRAFYA

dan kaçarak Türkiye’ye sığınmıştır.


5. 1991 yılında Yugoslavya’da meydana gelen iç savaş nedeniyle yaklaşık 25 bin
Boşnak’ın, 1999 yılında Sırpların Kosova’ya uyguladığı soykırım sonucunda da
binlerce insanın ülkemize sığınması yaşanan dış göçlere verilebilecek örnekler
arasındadır.
Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş ve siyasi karışıklık nedeniyle Türkiye’ye
gelen 3 milyondan fazla Suriye vatandaşına da geçici koruma sağlanmıştır.

Dış Göçlerin Nedenleri Dış Göçlerin Sonuçları


Savaşlar ve Siyasi Nedenler Ülkeler arası ekonomik ilişkiler
Baskı ve Zulümler gelişir.
Ekonomik nedenler (İşsizlik) Göç alan ülke nüfusu artar.
Doğal Afetler Ülkeler arası kültürel ilişkiler
Sınırların Değişmesi gelişir.
Etnik Sorunlar Göç veren aileler bölünür
Nüfus Mübadelesi Göç veren ülke nüfusu azalır.
Ülke ekonomisine döviz girdisi
sağlanır.

2016 Yılında Hudut Kapılarından Yapılan Çıkışlar

2. Türkiye’de Göçün Mekânsal Etkileri


Göç Alan Yerlerde Ortaya Çıkan Olumsuz Mekânsal Etkiler
1. Göç alan yerlerde nüfus yoğunluğu yaşanacağından dolayı şehirsel altyapı ye-
tersizlikleri ortaya çıkar. Bu bakımdan İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi illerde
bu soruna çok sık rastlanır.

144
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2. Göç alan yerlerde baş gösteren bir başka sorun da trafik yoğunluğudur.

COĞRAFYA
3. Yerleşim alanları açılmasına yönelik orman alanlarının tahribi veya verimli tarım
alanlarının bu manada kullanılması gelecekte çevre sorunlarının yaşanmasına
zemin hazırlayacaktır.
4. Plansız şehirleşme, gecekondu semtlerini de beraberinde getirmektedir.
5. Geldiği kırsal kesimin sosyokültürel yapısını sürdürmeye çalışan bireyler, şeh-
rin diğer semtlerinde yaşayan bireylerle uyum sorunu da yaşayabilir.
6. Sanayi tesisleri, önceden çoğunlukla şehir merkezlerinin dışına kurulmuşken
günümüzde yaşanan göçler sonucu şehirlerin büyümesiyle şehir merkezlerinde
kalmaya başlamıştır. Bu durum, çeşitli çevre sorunlarına neden olur.
7. Göç sonucu nüfusu hızla artan şehirlerde plansız yeni yerleşme alanları oluş-
maktadır. Hâliyle bu alanlara belediye, sağlık, altyapı, ulaşım, eğitim vb. hizmetle-
rin ulaştırılması konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
8. Kalabalık olan şehirlerde gürültü kirliliği yaşanır.
9. Suç oranları artar.
Göç alan Yerlerde Ortaya Çıkan Olumlu Mekânsal Etkiler
1. Sosyal ve kültürel çeşitlilik artmakta
2. Yeni iş gücü potansiyeli ortaya çıkmakta
3. Göç eden bazı bireylerin kayda değer niteliklerinden istifade edilebilmektedir.
Göç Veren Yerlerde Yaşanan Mekânsal Etkiler
1. Tarım ve hayvancılıkta üretimin azalması,
2. Kamu yatırımlarının kullanılamaz hâle gelmesi,
3. Nüfus artış hızının yavaşlayarak belirli bir süre sonra durması ve nüfusun azal-
maya başlaması,
4. Kırsal alanda göç sebebiyle boşalan ev ve diğer eklentiler zamanla harabeye
dönmekte,
5. Boş kalan tarım alanları erozyona maruz kalarak verimsizleşmekte,
6. Nüfusun azalmasıyla nitelikli iş gücü açığı oluşmaktadır.

145
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

a) gecekondulaşma b) cazibe c) yeşil alan

d) çarpık kentleşme e) hava kirliliği f) az olduğu

g) kaçak yapılaşma h) suç oranının


Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun olan ifadeyi yazınız.
1. İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde konut yetersizli-
ği…………………………. sorununu ortaya çıkarmaktadır.
2. Her geçen yıl taşıt sayısının artması atmosfere salınan egzoz dumanının oranı-
nı artırır. O yüzden şehirleşmenin arttığı yerlerde ……………………..…..kirliliğine
çok rastlanır.
3. Hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunlardan birisi de ………………….oranı-
nın yüksek olmasıdır. Kentlerdeki sosyal ve kültürel farklılıklar, eğitim seviyesinin
düşük olması bu oranının artmasında temel unsurdur.
4. Son yıllarda İstanbul’daki Belgrad Ormanları’nın alanında azalmalar yaşanmak-
tadır.
Ormanlık alanların azalması ………………………………. artması ile ilgilidir.
5. Göç alan yerler aynı zamanda bir …………………. merkezidir. Çekici özellikle-
rinin başında istihdam alanının geniş olması gelir.
6. Göç veren illerimizin toplam nüfusun bakıldığında erkek nüfusun kadın nüfus-
dan
………………………… görülür.
7. Konut ihtiyacını karşılamak için yeni projeler üretmek, kaçak yapılara izin ver-
memek, kırsal yerleri cazip hâle getirmek suretiyle ………………………. etkileri
azaltılabilir.
8. İstanbul’daki beton yapıların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum en çok
…………………………………… azlığının yaşanmasına neden olur.
Cevap:

1 2 3 4 5 6 7 8
a c h g b f d c

146
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Aşağıdakilerden hangisi nüfusun yapısı hakkında bilgi veren bir unsur de-
ğildir?
A) Cinsiyet durumu
B) Yaş yapısı
C) Kır kent nüfus yapısı
D) Km²’ye düşen insan sayısı
E) Eğitim Durumu
Cevap: D

Örnek

İş imkânlarının fazla olduğu özellikle sanayinin geliştiği büyük şehirler göç alır.
Aşağıda verilen illerin hangisinde bu duruma bağlı olarak nüfus artışı
görülür?
A) Amasya
B) Bursa
C) Sinop
D) Kastamonu
E) Ağrı
Cevap: B

147
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Cumhuriyetin ilanından sonra ya- 4. Türkiye’nin nüfusuna dair aşağıda


pılan ilk detaylı nüfus sayımı hangi verilen özelliklerden hangisi yanlış-
yılda olmuştur? tır?
A) 1927 A) 1960 yılından itibaren Türkiye’den
Avrupa ülkelerine doğru işçi göçü
B) 1935
olmuştur.
C) 1940 B) Genç nüfus oranı azalırken yaşlı
D) 1945 nüfus oranı artmaktadır.

E) 1950 C) Göç alan illerde genellikle erkek


nüfus oranı fazladır.
D) Doğum ve ölüm oranları giderek
2. Sivas’tan Ankara’ya gelen bir kişi artmaktadır.
ulaşım sorunlarından hangisiyle da- E) 1939 yılında Hatay’ın ana vatana
ha çok karşılaşır? katılması nüfus artışında etkili ol-
A) Trafik Sorunu muştur.

B) Yolların dar olması


C) Konut yetersizliği Doğu Anadolu bölgesi diğer bölgele-
rimiz arasında en büyük yüz ölçüme
D) Çıkmaz sokakların çokluğu sahiptir ancak bölgede km²’ye düşen
insan sayısı azdır.
E) Terkedilmiş okullar
5. Aşağıdakilerden hangisi bu duru-
mun bir nedeni olamaz?
3. İstanbul, İzmir Ankara gibi
A) Karasal iklimin uzun sürmesi
şehirlerde imara uygun olmayan
alanların iskâna açılmasının temel B) Yükseltinin fazla olması
nedeni aşağıdakilerden hangisidir? C) Bölge halkının temel geçim kayna-
A) Arazilerin binalarla dolu olması ge- ğının hayvancılığa dayanması
rekliliği D) Tarım için uygun koşulların olma-
B) Hızlı kentleşmeyle nüfusun artması ması

C) Çevre kirliliğini aza indirilmeye çalı- E) Engebeli bir bölge olması


şılması
D) Sanayi tesislerinin yetersiz olması
E) Trafik sorunu
Cevap Anahtarı:
1)A 2)A 3)B 4)D 5)C

148
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

149
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

150
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE YERLEŞMELER

COĞRAFYA
1.Yerleşmeyi Etkileyen Faktörler
Ülkemizde yerleşmenin dağılışına etki eden iki temel faktör vardır. Bunlar do-
ğal faktörler ve beşerî faktörler olmak üzere ikiye ayrılır.
Ülkemizde Yerleşmeyi

iklim, yeryüzü şekilleri, toprak türü,


Etkileyen Faktörler

Doğal Faktörler su kaynakları, bitki örtüsü, jeolojik yapı (kayaçlar)

Beşeri Faktörler tarım, sanayi, ticaret, ulaşım, turizm, madencilik

Yerleşmeyi Etkileyen Faktörler

1.1.Türkiye’de Yerleşmelerin Dağılışını Etkileyen Doğal Faktörler


İklim:
• Türkiye’de sıcaklığın ve yağışın elverişli olduğu kıyı kesimlerde yerleşmeler
yoğunken az yağış alan ve sıcaklık şartlarının elverişli olmadığı yerlerde yer-
leşmeler azdır.
• Tuz Gölü çevresinde yağışın yetersiz olması, yerleşmeyi azaltmıştır.
• Türkiye’de yüksek kesimlerde sıcaklığın düşük olması, yerleşmeyi olumsuz
etkilemiştir.
• Sıcaklık ve yağış şartlarının uygun olduğu Marmara Denizi kıyıları yerleşme
için elverişlidir.
Su Kaynakları:
• Türkiye’de birçok yerleşme; akarsu, göl ve deniz kıyılarında kurulmuştur. Su;
tarım, sanayi, içme, kullanma, balıkçılık ve ulaşım açısından hayati bir öne-
me sahiptir.
• Eskişehir, Amasya gibi şehirler akarsu kenarında kurulmuştur.
• İstanbul, İzmir gibi Türkiye’nin en büyük şehirleri deniz kıyısında kurulmuştur.
Yer şekilleri:
• Yer şekilleri unsurlarından yükselti, eğim, bakı ve dağların uzanışı; yerleşme-
ler üzerinde etkilidir.
• Dağlık, engebeli ve yükseltinin fazla olduğu yerlerde yerleşme seyrekken ik-
limin elverişli, engebenin az olduğu yerlerde yerleşme yoğundur.

151
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Muğla ve Hakkâri çevresinin dağlık ve engebeli olması, yerleşme olanakları-


COĞRAFYA

nı kısıtlamıştır.
• Bursa çevresinin arazi yapısının düz olması, yerleşme olanaklarını artırmış-
tır.
Toprak Verimliliği:
İklim şartlarının uygun olduğu verimli topraklarda yerleşme sıktır. Tarıma
elverişsiz topraklarda yerleşme seyrektir.
• Çukurova, Bursa Ovası; yerleşmenin sık olduğu alanlardır.
• Tuz Gölü çevresinde toprağın tuzlu ve çorak olması yerleşmenin seyrek ol-
masına yol açmıştır.
Bitki Örtüsü:
• Türkiye’de ormanların sık olduğu alanlarda yerleşme seyrektir.
• Doğu ve Batı Karadeniz Dağlarındaki ormanlık alanlarda yerleşmeler sey-
rektir.
1.2.Türkiye’de Yerleşmelerin Dağılışını Etkileyen Beşerî Faktörler
Göçler:
Göç alan yerlerde yerleşmeler büyürken göç veren yerlerde küçülür.
• İstanbul, İzmir gibi şehirler; sürekli göç aldıkları için yerleşmenin sık olduğu
alanlardır.
• Ağrı, Kars gibi şehirler; göç verdikleri için yerleşmenin seyrek olduğu alan-
lardır.
Ulaşım Olanakları:
Yerleşmeler, ulaşım imkânlarının uygun olduğu alanlarda gelişim gösterir. Ula-
şım imkânlarının kısıtlı olduğu alanlarda yerleşme zorlaşır. Ulaşım, sanayi ve tica-
ret gibi ekonomik faaliyetlerin gelişmesinde önemli bir etkendir.
• Afyonkarahisar, Eskişehir, Konya gibi illerin gelişmesinde kara ulaşımının
kavşak noktasında olmaları etkilidir.
• Kastamonu ve Sinop’un iç kesimlerle ulaşımının zor olması yerleşme gelişi-
mini olumsuz etkiler.
Ekonomik Faaliyetler:
Sanayi, ticaret, turizm, tarım ve madencilik gibi ekonomik faaliyetlerin geliştiği
alanlar göç aldıklarından yerleşmeler büyür. Ekonomik faaliyetlerin kısıtlı olduğu
alanlar göç verdiklerinden yerleşmeler küçülür.
• İstanbul, İzmir, Bursa gibi ekonomik faaliyetlerin geliştiği şehirler yerleşmenin
sık olduğu alanlardır.

152
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Hakkâri, Ardahan gibi ekonomik faaliyetlerin kısıtlı olduğu şehirler yerleşme-

COĞRAFYA
nin seyrek olduğu alanlardır.
• Bir köy olan Batman, burada petrol bulunması ve petrol rafinerisi kurulması
sonucunda büyüyerek il olmuştur.
• Elazığ’ın Maden ilçesindeki bakır işletmesinin kapanması, yerleşimi olumsuz
etkilemiştir.

2. Türkiye’de İlk Yerleşmeler


• Arkeolojik kazılar, Türkiye’de yerleşmenin çok eskiye dayandığını gösterir.
En eski yerleşim yeri olan mağara yerleşmelerine Karain (Antalya), Yarım-
burgaz (İstanbul), Öküzini (Antalya) mağaraları örnek olarak gösteri-
lebilir.
• Tarihî çağlarda kurulmuş; savaş, deprem gibi faktörlerle yerleşmelerin üst
üste yıkıldığı alanda yerleşmelerin tekrar kurulmasıyla oluşmuş; tepe biçi-
mindeki eski yerleşim alanlarına höyük denir.
• Türkiye’de ilk yerleşim yerlerine ait bazı örnekler aşağıda verilmiştir.

Çatalhöyük (Konya) alacahöyük (çorum)


Konya’nın Çumra ilçesi sınırları içerisinde- Çorum ilinin Alaca ilçesi sınırları
dir. İki tepe arasında olması nedeniyle Ça- içerisindedir. Höyük alanının
talhöyük denmiştir. 9.000 yıllık bir geçmişe Hititlerden kalma Eski Çağ
dayandığı tahmin edilmektedir. Yerleşim yerleşkesidir. Hititlerin dinî ve
alanındaüst üste inşa edilmiş binalar ya- siyasi merkezidir. Bulundu-
pay bir tema oluşturur. Yapılan kazılarda ğu alanın tarım faaliyetlerine
birbirinin üzerine kurulmuş on üç yapı katı uygun olması, kuruluşundaki
ortaya çıkarılmıştır. Yapılarda yakın çev- en önemli faktördür. Yapılan
reden sağladıkları kerpiç, kamış ve ağaç kazılarda Bakır Çağı’ndan Os-
kullanılmıştır. Binalar arasında herhangi manlı’ya kadar olan dönemlere
bir sokak bulunmaz. Evlerde kapı olma- ait buluntular ortaya çıkarılmış-
dığından giriş çıkışlar damdan açılan bir tır. Kazılarda dört kültür katı
delik sayesinde gerçekleşir. bulunmuştur. Höyük alanından
buluntular, Ankara’daki Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde sergi-
lenmektedir.

GÖBEKLİTEPE (ŞANLIURFA)
Şanlıurfa’nın 20 km kuzeydoğusundadır. Tarihi MÖ 10. yüzyıla dayanır. Etrafında her-
hangi bir yerleşim yeri bulunmayan bir ibadet yeridir. Göbeklitepe’de dikdörtgen şeklin-
de iki büyük tapınak bulunur ve bu tapınak tarihin ilk dinî yapısı sayılmaktadır.

Türkiye’deki Tarihi Yerleşim Yerleri

153
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.Türkiye’de Yerleşmelerin Fonksiyonel Özellikleri


COĞRAFYA

3.1. İdari Açıdan Yerleşmeler


• Türkiye’de devletin kamu hizmetlerini her yere götürebilmesi, vatandaşların
iş ve işlemlerinin daha hızlı ve düzenli yapılabilmesi amacıyla bazı idari fonk-
siyonlara sahip birimler oluşturulmuştur.
• Bu idari birimler, merkezi yönetim ve yerel (mahallî) yönetim birimleri olarak
ikiye ayrılır.
• Merkezi yönetim; başkent ve taşra olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
• Ankara, Türkiye’nin merkezi yönetiminin idari başkentidir.
• 1982 Anayasası’na göre Türkiye’de merkezi idare; coğrafi konuma, ekono-
mik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kade-
meli birimlere ayrılır. Diğer kademeli birimlerden kastedilen ilçe ve bucaktır.
Ancak bucak yönetimleri kaldırılmıştır. Günümüzde mevcut tüm il ve ilçeler
merkezi yönetimin taşra teşkilatını oluşturur.
İller
• Türkiye’de yönetim sistemi içerisinde en büyük idari birim illerdir.
• İlin genel yönetiminden valiler sorumludur.
• İllerin sınırları içerisinde birden fazla şehir yerleşmesi bulunabilir. Bu şehirler-
den en büyüğü ilin yönetildiği ve valinin bulunduğu il merkezidir. İlin ismi bu
merkez şehrin ismidir.
• Türkiye’de sadece üç ilde merkez şehirlerinin isimleri il ismi olarak kul-
lanılmaz. Kocaeli ilinin merkez şehri İzmit, Sakarya ilinin merkez şehri
Adapazarı, Hatay ilinin merkez şehri Antakya’dır.
• Türkiye’de 2017 yılı itibariyle toplam 81 il bulunmaktadır.
İlçeler
• İlçeler, il yönetiminin bir alt kademesindeki idari birimlerdir.
• İlçelerde genel idarenin başında kaymakam bulunur.
• Türkiye’de 2017 yılının sonu itibariyle 921 tane ilçe vardır.
• İllerin ilçe sayıları farklılık gösterir. Örneğin İstanbul ilinin 39 ilçesi varken
Bayburt ilinin il merkezi dışında sadece iki ilçesi vardır.
Yerel Yönetimler
• Türkiye’de il ve ilçe gibi merkezi yönetim birimlerinden başka yerel yönetim
birimleri de bulunur. Yerel yönetimler, 1982 Anayasasının 127. maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre yerel yönetimler, yerleşim yerinde yaşayan seç-
menler tarafından seçilerek oluşturulan yönetim birimleridir.

154
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Yerel yönetim birimleri; yerel düzeyde kamu hizmetlerini yerine getirme ama-

COĞRAFYA
cıyla kendi kamu tüzel kişilikleri bulunan, kendi bütçeleri olan, kendi karar ve
yürütme organlarına sahip birimlerdir. Bunlar; il özel idaresi, belediyeler ve
köylerdir.
• Türkiye’de iki tür belediye vardır. Bunlar belediye ve büyükşehir belediyesidir.
Belediyeler; il, ilçe ve belde belediyeleri olarak kademelidir.
• İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Son değişikliklerle bir
yerde belediye kurulması için nüfusun 5.000’den fazla olması gerekmektedir.
• Türkiye’de toplam nüfusu 750.000’den fazla olan iller büyükşehir belediye-
sine dönüştürülmüştür. Türkiye’de 2017 yılı itibariyle 30 büyükşehir beledi-
yesi, 51 il belediyesi, 921 ilçe belediyesi ve 396 belde belediyesi bulun-
maktadır.
Köyler
• Cami, okul, otlak gibi alanların olduğu; nüfusun 2.000’in altında olduğu;
toplu ve dağınık evlerde oturulan küçük idari birimlerdir.
• En küçük yerel yönetim birimi olan köylerde yönetimin başında seçimle görev
alan muhtar bulunur.
• Türkiye’de 2017 yılı itibariyle 18.332 köy vardır.
• Köyler, yerel yönetim birimi olmasına karşılık merkezi yönetimin kırsal kesim-
deki bir organı gibi de işlev görmektedir.
3.2.Türkiye’de Kentsel Yerleşmeler
• Kentler üzerinde yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını karşılayan başka yer-
lere fazlaca ihtiyaç duymayan, fonksiyonel özelliği olan, nüfusu 50.000’in
üzerindeki yerleşmelerdir.
• Şehirlerde sınıflandırma iki kritere göre yapılır:
Şehir Yerleşmesi

küçük şehir, orta büyüklükte şehir, büyük şehir,


Nüfus Miktarına Göre
metropolitan şehir

İşlevlerine Göre turizm şehri, kültürel şehir, sanayi şehri, maden


şehri, idari şehir, dinî şehir

Şehir Yerleşmeleri Sınıflandırması

155
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.2.1. Nüfus Yapılarına Göre Şehirler


COĞRAFYA

Küçük Şehirler: Nüfusu 30.000 ile 100.000 arasında olan yerlerdir. Örneğin; Ar-
dahan (98.335), Bayburt (90.154).
Orta büyüklükteki Şehirler: Nüfusu 100.000 ile 200.000 arasında olan yerlerdir.
Örneğin; Çankırı (183.880), Gümüşhane (172.034).
Büyük Şehirler: Nüfusu 200.000 ile 1.000.000 arasında olan yerlerdir. Örneğin;
Kırıkkale (356.050), Çanakkale (519.793).
Metropoliten Şehirler: Nüfusu 1.000.000’dan fazla olan yerlerdir. Örneğin; İstan-
bul (14.804.116), İzmir (4.223.541), Ankara (5.346.518).
3.2.2. Fonksiyonlarına (İşlevlerine) Göre Şehirler
Şehirler fonksiyonlarına göre ayırılırken idari, askerî, maden, ticari, kültürel, liman,
tarım şehirleri gibi özelliklerine uygun olarak sınıflandırılırlar.
İdari Şehirler: Şehrin gelişiminde yönetim merkezi olması etkilidir. Türkiye için
Ankara’dır.
Kültürel Şehirler: Bilim-sanat etkinliklerinin canlı olduğu, üniversitelerin bulundu-
ğu, kongre ve festivallerin düzenlendiği ve tarihî zenginliklere sahip şehirlerdir.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya bu tip şehirlere örnek verilebilir.
Askerî Şehirler: Şehrin gelişmesinde askerî birliklerin etkili olduğu yerlerdir. As-
kerî okullar, garnizonlar, kışlaların varlığı şehrin öne çıkan özelliğidir. Malatya,
Çorlu, Erzincan, Eskişehir bu tip şehirler arasındadır.
Maden Şehirleri: Önemli maden yataklarının bulunduğu ve çıkarıldığı yerleşim
yerleridir. Zonguldak, Afyon, Manisa (Soma) buna örnek olarak verilebilir.
Sanayi Şehirleri: Sanayi tesislerinin çok olduğu şehirlerdir. Bu tip kentlerde sana-
yiye paralel olarak ulaşım, ticaret, eğitim gibi diğer sektörlerde gelişmiştir. Kocaeli,
Gaziantep, İstanbul, Adana bu tip şehirlere örnek olarak verilebilir.
Turizm şehirleri: Yaz turizmi, kış turizmi, dağ turizmi, botanik turizm, doğal gü-
zellikler turizmi gibi faaliyetlerin öne çıktığı şehirlerdir. Antalya, Bolu, Rize,- Bod-
rum, Nevşehir turizm şehirlerine örnek teşkil eder.
Liman Şehirleri: Kıyı ile ard bölgesi arasındaki ulaşımın geliştiği şehirlerdir. Av-
rupa’daki Rotterdam limanı, ülkemizde ise İstanbul, Mersin, İzmir Limanlarını
örnek olarak verebiliriz.
Tarım ve Hayvancılık Şehirleri: Verimli ovaların olduğu sulak alanlarda endüst-
riyel tarım öne çıkar. Bu tip yerleşim yerlerine ise tarımsal fonksiyonu olan şehir-
ler denir. Adana, Sakarya, Samsun (Bafra ve Çarşamba) örnek olarak verilebilir.
Kars, Erzurum, Artvin gibi şehirlerde ise tarım kısıtlı olduğu için hayvancılık
fonksiyonu baskındır.

156
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Bazı Şehirlerin Fonksiyonel Özellikleri

Sakin Şehir
• Bir şehrin Sakin Şehir olması; o şehrin dokusunun, renginin, müziğinin
ve hikâyesinin uyum içinde olmasının yanı sıra; şehrin sakinleri ile şeh-
ri ziyaret edenlerin buradaki yaşamdan zevk alabilecek bir hâle gelmesi
demektir.
• Yerel zanaatı, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavram-
lar olmaktan çıkarmak için bunları yeni nesillerle ve şehri ziyaret eden
misafirlerle paylaşmaktır.
• Türkiye’den Akyaka (Muğla), Gökçeada (Çanakkale), Perşembe (Ordu),
Seferihisar (İzmir), Vize (Kırklareli), Yalvaç (Isparta), Yenipazar (Aydın),
Halfeti (Şanlıurfa), Taraklı (Sakarya), Uzundere (Erzurum), Göynük
(Bolu), Eğirdir (Isparta), Gerze (Sinop), Şavşat (Artvin), Mudurnu (Bo-
lu), Köyceğiz (Muğla), Ahlat (Bitlis) ve Güdül (Ankara) belediyesi
3.3. Türkiye’de Kırsal Yerleşme Tipleri
• Kırsal yerleşme; insanların geçimlerini genellikle tarım, hayvancılık, or-
mancılık, balıkçılıktan sağladığı ve nüfus miktarı az olan yerleşme çeşi-
didir.

157
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Nüfus Miktarına Göre

Kuruldukları Yerleşme Nüfus Dokusuna Ekonomik


Yere Planına Büyüklüğüne Göre İşlevlerine
Göre Göre Göre Göre

Orman köyü Yol boyu Köy altı Dağınık Tarım


Yerleşmeleri
Ova köyü Hat boyu Toplu Hayvancılık
Köy
Vadi köyü Işınsal Gevşek Ormancılık
Kasaba
Dağ eteği Dairesel Dokumacılık
köyü
Küme Balıkçılık
Deniz kıyısı Sürekliliğine
köyü Madencilik
Göre
Akarsu boyu
köyü Sürekli
Geçici

Kırsal Yerleşmelerin Sınıflandırılması

• Kırsal Yerleşme Tipleri aşağıdaki gibi sınıflandırılır:


3.3.1. Nüfus Büyüklüğüne Göre Yerleşmeler
Kasabalar:
• Köy yerleşmeleri ile şehir yerleşmeleri arasında köprü yerleşmelerdir.
• Kasabalar fonksiyonel olarak şehirler kadar gelişmiş yerler değildir ancak
köy yerleşmelerine göre daha gelişmiştir. Kasabaların bünyesinde belediye
teşkilatı bulunur.
• Nüfus yapılarına göre sınıflandırma yapılırsa nüfusu 2000 -20000 arasında
olan yerleşmelerdir.
Köyler:
• Köy, idari birimlerin en alt basamağıdır.
• Coğrafi anlamda köy, sınırları belli olan ve bu sınırlar içinde toplu ya da da-
ğınık hâlde meskenlerden oluşan tarımsal faaliyetlerin daha çok yapıldığı,
seçimlerle iş başına gelen muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından yönetilen idari
ünitelerdir.
• Köylerin yerleşme dokuları ile köylerde yapılan ekonomik faaliyetler arasında
sıkı bir bağ vardır.
• Ekonomisi tarıma dayalı olan köylerde toplu yerleşme dokusu görülürken
hayvancılığın baskın olduğu köylerde ise dağınık bir doku vardır. Örneğin;
Karadeniz bölgesi ile Akdeniz bölgesi karşılaştırıldığında, Karadeniz bölge-

158
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

sinde arazinin engebeli olması, bitki örtüsünün gür ormanlardan oluşması,

COĞRAFYA
tarım olanaklarının kısıtlanmasına ve köylerin dağınık hâlde kurulmasına
sebep olmuştur.
• Toroslar’ da ise köy yerleşmeleri kıyıdan uzak dağ eteklerinde ve karstik düz-
lüklerde (polye, uvala gibi) toplu olarak kurulmuştur.
• Köy yerleşmelerinin toplu ya da dağınık olmasında etkili olan faktörler
şunlardır:
1. Yer şekilleri
2. Su kaynakları
3. Tarım alanları
4. Tarımın yapılış şekli
Köy Altı Yerleşmeler:
• Köyden daha küçük olan tek ev ve eklentileri şeklinde olabileceği gibi birden
fazla evin ve eklentinin bulunduğu yerleşmelerdir.
• Köy Altı Yerleşmelerinin ortaya çıkma nedenleri:
1. Ekonomik sebepler,
2. Aileler arası sorunlar,
3. Tarım alanlarının yetersiz ve parçalı olması.
Köy altı yerleşmelerin ortak özellikleri:
1. Geçici veya devamlı yerleşmelerdir.
2. Özel mülkiyettir.
3. Tarım ve hayvancılıkla geçinirler.
4. İleri zamanda köy ve şehir yerleşmeleri hâlini alırlar.
Yapılan ekonomik faaliyet türüne göre veya bulunduğu bölgelere göre isim alır.
• Yayla, kom, ağıl, oba, dam ve dalyan geçici yerleşme; çiftlik, mahalle, mez-
ra ve divan ise sürekli yerleşme kapsamında değerlendirilebilir. Ancak ge-
çici yerleşmelerin zaman içinde sürekli yerleşmelere dönüştüğü de görülebil-
mektedir.
Köy altı yerleşmelerin özellikleri aşağıdaki gibidir:
Yayla
• Genellikle ilkbahar ve yaz mevsimlerinde yüksek kesimlerdeki gür ot top-
luluklarından hayvancılık faaliyetlerinde yararlanmak amacıyla oluşturulan
geçici yerleşmelere denir.
• Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları ile Doğu ve İç Anadolu’da yaygın olan
bu yerleşmeler, son yıllarda turizm amaçlı olarak da kullanılmaktadır.

159
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ağıl
COĞRAFYA

• Küçükbaş hayvanlar için çevresi taş duvar ya da çitlerle çevrili olan barınak-
tır. Genellikle üstleri açık olan bu geçici yerleşmeler; Doğu Anadolu, Güney-
doğu Anadolu ve İç Anadolu’da yaygındır.
Kom
• Hayvancılık faaliyetleriyle uğraşan aileler tarafından kurulmuş geçici yerleş-
melere denir. Aile ve çobanın oturduğu evler, hayvan barınağı, ot deposu ve
ağıllardan oluşan bu yerleşmeler Doğu Anadolu’da oldukça yaygındır.
Oba
• Göçebe yaşayan ailelerin hayvancılık yapmak amacıyla oluşturduğu geçici
yerleşmelere denir. Genellikle çadırlardan oluşan bu yerleşmelerin sayıları
giderek azalmaktadır.
• Ülkemizde Orta Karadeniz’in güneyinde ve Toros Dağları’nın bazı ke-
simlerinde oldukça yaygın olan bu yerleşmelere Doğu Anadolu’da da rast-
lanır.
Dam
• Genellikle hayvancılığın ön planda olduğu, kısmen de tarımın yapıldığı geçici
yerleşmelere denir.
• Ülkemizde bu tür yerleşmeleri Gökçeada, Bozcaada, Göller Yöresi ve Batı
Anadolu’da görmek mümkündür.
Mezra
• Genellikle ekip biçme ve hayvancılık yapılan, bir veya birkaç aileye ait olan
yerleşmelere denir.
• Ülkemizde bu tür yerleşmeler; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç
Anadolu ve Karadeniz’de yaygındır.
Mahalle
• Tarım ve hayvancılıkla uğraşan az sayıda ailenin oturduğu yerleşmelere
denir. Bu yerleşmeler; Karadeniz, Batı Anadolu, Marmara ve Akdeniz’de
yaygındır.
Çiftlik
• Geniş araziler üzerine kurulmuş, arazi sahipleri ve çalışanlar için evlerin bu-
lunduğu, etrafı çevrili yerleşmedir. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde
görülebilen bu yerleşmelerde tarım veya hayvancılık ön plandadır.
Dalyan
• Deniz, göl ya da akarsu kenarlarında balık avlamak ya da üretmek için kurul-
muş geçici yerleşmelere denir. Balık kapanları adıyla da bilinen bu yerleşme,
ülkemizde Batı Anadolu ve Akdeniz kıyılarında yaygın olup aynı isimle anılan

160
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

yerleşim yerleri de vardır. Bunların en bilineni, Muğla’nın Ortaca ilçesine bağ-

COĞRAFYA
lı Dalyan yerleşmesidir.
Divan
• Birbirine uzak birden fazla mahallenin birleşmesiyle oluşmuş yerleşmelere
denir.
• İklim ve yeryüzü şekillerinden dolayı özellikle Karadeniz’e özgü bir yerleşme
türü olan divan; Sakarya, Kocaeli, Bolu, Sinop, Samsun ve Ordu gibi il-
lerde yaygın olarak görülmektedir. Serdivan (Sakarya), Dörtdivan (Bolu) ve
Eldivan (Çankırı) bu isimle anılan yerleşmelere örnek verilebilir.
3.3.2. Yerleşme Planlarına Göre Yerleşmeler
Yerleşme tiplerinin ortaya çıkmasında doğal faktörler etkilidir.
Buna göre;
1. Yerleşme merkezi dediğimiz yerleşme çekirdeği bir yolun etrafında ise buna yol
boyu yerleşme,
2. Demir yolu, su kanalı ya da akarsu vadisi boyunca uzanıyorsa hat boyu yer-
leşme,
3. Genellikle yolların çevresinde uzanan bir özellik gösteriyorsa ışınsal yerleşme,
4. Arazide engebenin az olduğu düz sahalardaki yerleşmelere dairesel yerleşme,
5. Yerleşme çekirdeklerinin plansız birbirine yakın olarak konumlandığı yerleşme-
lere ise küme planlı yerleşme adı verilir.

Planına Göre Yerleşim Tipleri

3.3.3. Dokularına Göre Yerleşmeler


3.3.3.1. Toplu Yerleşmeler:
• Evlerin birbirine yakın olarak kurulduğu yerleşmelere toplu yerleşme denir.
• Toplu yerleşmelerin ortaya çıkmasında su kaynaklarına yakın olma isteği
başlıca nedenler arasındadır. Bunun dışında toprakların sınırlı olduğu yer-
lerde insanlar tarım arazisi üzerine değil, yakınındaki dağ yamaçlarına top-
lanırlar.

161
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Türkiye’ de toplu yerleşmeler çoğunlukla su kaynaklarına yakın yerlerde bu-


COĞRAFYA

lunurken transit yolların etrafında da toplu yerleşmelere rastlanır.


3.3.3.2. Dağınık Yerleşmeler:
• Tek ev ve eklentilerden ibaret olan bu tip yerleşmeler, tarımsal toprakların
sınırlı olduğu dağlık araziler ve eğimin fazla olduğu alanlarda yaygınlık gös-
terir.
• Ülkemizde Doğu Karadeniz bölümünde evler bazen tek bazen de yamaca
serpilmiş hâlde dağınık olarak bulunur.
3.3.3.4. Kuruldukları Yere Göre Yerleşmeler
• Kırsal yerleşmeler kuruldukları yerlere göre de isim alırlar.
• Akarsu kenarlarında, dağ eteğinde, vadi tabanlarında, ormana yakın yerler-
de, deniz ve göl kenarları ile taban suyu olan ovalarda kırsal yerleşmeler
görülür.
3.3.3.5. Ekonomik Yapılarına Göre Yerleşmeler
• Kırsal yerleşmelerde hâkim ekonomik faaliyetin türüne göre yapılan sınıflan-
dırmadır.
• Kırsal yerleşmeler tarım, hayvancılık, turizm, madencilik, balıkçılık, ormancı-
lık gibi faaliyetlere göre ayrılır.

4. Mesken Tipleri
4.1. Ahşap Meskenler:
• Nemli iklim alanlarında görülen doğal bitki örtüsü ormanlardır.
• Ülkemizde ise bu tip evlere Karadeniz Bölgesinde sık rastlanmaktadır.
4.2. Toprak Meskenler:
• Kurak ve yarı kurak iklim alanlarında görülen yapılardır.
• Kesilen bloklarla örülen duvarlar çamurla sıvanarak kerpiç denilen toprak ev-
ler yapılır.
• Ülkemizde ise Karasal iklimin etki sahasında yaygın olarak bulunur. İç
Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde sık olarak inşa edilmiştir.
4.3. Taş Evler:
• Bu tip evler etrafta taş malzemenin çok olduğu Doğu Anadolu, Ege ve Ak-
deniz Bölgelerimizde görülür.
• Taş malzeme olarak kalker ya da volkanik kayaçlar kullanılır.

162
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

4.4. Betonarme Evler:

COĞRAFYA
• Çimento, kum ve demir kullanılarak yapılan bu evler günümüzde daha çok
nüfusun yoğun olduğu şehirlerde kullanılır.

Uygulama

Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Tabloda verilen kırsal yerleşme tiplerini uy-


gun olan yere yazınız.

1. Köy 2. Kasaba 3. Mezra 4. Dam 5. Divan 6. Dalyan

7. Mahalle 8. Oba 9. Ağıl 10. Çiftlik 11. Kom 12. Yayla

a) Köyden küçük yerleşmeler:


b) Geçici yerleşmeler:
c) Sürekli yerleşmeler
ç) Hayvancılık faaliyetlerinin ön planda olduğu köyden küçük yerleşmeler:
d) Tarım faaliyetlerinin ön planda olduğu köyden küçük yerleşmeler:

Cevap:
a) 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12
b) 4, 8, 9, 11, 12,
c) 4,6, 8, 9, 11
d) 3, 5, 7, 10

Örnek
Aşağıdakilerden hangisi ülkemizdeki sakin şehirlerden biri değildir?
A) Gökçeada B) Şavşat C) Uzundere
D) Üzümlü E) Akyaka
Cevap: D

Örnek
Karadeniz bölgesinde yerleşmeler dağınık hâlde bulunur. Bu durumun orta-
ya çıkmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ulaşım B) Yer şekilleri C) Su kaynakları
D) Bitki örtüsü E) Bakı
Cevap: B

163
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Aşağıda verilenlerden hangisi köy Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan üç


altı yerleşmelerinden birisidir? kişi, yaşadıkları yerlerin özelliklerine
A) Belde dair aşağıdaki açıklamalarda bulun-
muşlardır.
B) Kasaba
Sevgi: Yaşadığım yerde yazın hayvan-
C) Yayla larımızı otlatmak amacıyla çıktığımız
D) Köy yüksek yerlere …I……. adı verilir.
E) Bucak Sinan: Bizim burada birkaç mahalle-
nin tek muhtarlık olarak birleştiği .........
II........ adı verilen kır yerleşmeleri gö-
rülür.
Hakan: Benim yaşadığım yerde yaz ay-
ları çok sıcak olduğundan yüksek alan-
lara çıkarız. Bu kesimlerde insanların
Türkiye’de bazı şehirlerin gelişmesinde çadırlarda barındığı ….III…. adı verilen
ulaşım koşulları etkili olmuştur. Özel- yerleşmeler görülür.
likle önemli yolların kesiştiği noktada
bulunan şehirlerde bu durum daha be- 3. Buna göre yukarıdaki noktalı yer-
lirgin görülmektedir. Buna bağlı olarak lere gelebilecek bilgiler aşağıdaki-
gelişen şehirlere ulaşım şehirleri denir. lerin hangisinde doğru olarak veril-
miştir?
2. Aşağıdakilerden hangisi bu tür
şehirlere örnek verilemez? I II III

A) Konya A) Divan Çiftlik Mezra

B) Eskişehir B) Yayla Divan Oba

C) Ankara C) Yayla Mezra Divan

D) Muğla D) Oba Dalyan Kasaba

E) Kayseri E) Mezra Divan Mahalle

164
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Kom, mezra, köy ve kasaba gibi kır-
sal yerleşmeler sahip oldukları nüfusun
zamanla artması ya da işlevsel özel-
liklerin değişmesi sonucu şehir hâline
gelebilir.
4. Aşağıdakilerden hangisi bu duru- 5. Aşağıdakilerden hangisi haritada
ma örnek verilemez? verilen şehirlerin herhangi birinde
A) Elazığ ön plana çıkan işlevsel özelliklerden
biri değildir?
B) Malatya
A) Turizm
C) Çanakkale
B) Sanayi
D) Batman
C) Maden
E) Karabük
D) Tarım
E) Liman

Cevap Anahtarı:
1)C 2)D 3)B 4)C 5)C

165
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

166
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE EKONOMİ

COĞRAFYA
1. Türkiye’nin Ekonomi Politikaları
• Ekonomi politikası, devletlerin belli ekonomik hedeflere ulaşabilmek için
kararlar alması ve bu doğrultuda uygulamalar yapmasıdır.
• Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne toplumsal, siyasi ve iktisadi değişimlere
bağlı olarak farklı ekonomik politikalar uygulanmıştır. Bunlar;
1.1. 1923-1929 Dönem
• İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat 1923 tarihinde toplandı. Bu kongrede alı-
nan kararlar doğrultusunda yeni kurulacak devletin ekonomik yapısının
milliyetçi ve liberal özellikte olması fikri benimsenmiştir.
• Aşar vergisi kaldırılmıştır (1925).
• Tarımda makineleşme teşvik edilmiştir (1926).
• Teşviki Sanayi Kanunu çıkarılmıştır (1927).

Okuma Parçası
17 Şubat 1923 İzmir Kongresi
17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nin en önemli
kararlarını şöyle sıralamak mümkündür:
• Ham maddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmek-
tedir.
• El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
• Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler
tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
• Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir devlet bankası kurulmalıdır.
• Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
• Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
• Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
• Demir yolu, inşaat programına bağlanmalıdır.

1.2. 1930-1950 Dönemi


• 1929 yılında dünyada yaşanan ekonomik bunalım yaşanmıştır.
• Liberal dönem ekonomi politikaları, bu tarihten sonra yerini devletçi ekono-
mi politikalarına bırakmıştır.
• 1931 yılında Merkez Bankası
• 1932’de sanayiye kredi sağlamak üzere Sanayi Kredi Bankası
• 1933 yılında tekstil ürünlerinin üretimi ve ticaretini gerçekleştirmek üzere
Sümerbank kurulmuştur.

167
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• 1933-1937 arasında uygulanan Birinci Sanayi Planı’nın başarılı oldu.


COĞRAFYA

• 1938 yılından itibaren uygulamaya konulmak üzere İkinci Sanayi Planı hazır-
landı.Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla bu plan uygulanamamıştır.
• Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmemesine rağmen savaşa girecekmiş
gibi hazırlık yapması, erkek nüfusun silahaltına alınması gibi sebepler, özel-
likle tarımsal üretimde belirgin düşüşlere yol açmıştır.
1.3. 1950-1960 Dönemi
• 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurularak 1963 yılından itiba-
ren 5 yıllık kalkınma planları uygulanmaya başlamıştır.
1.4. 1980’den Sonraki Dönem
• 1980’den itibaren 24 Ocak Kararları olarak bilinen “İhracata Dayalı Sanayi
Stratejisi Düzenlemeleri” uygulamaya konulmuştur.
• Türkiye ekonomisi, dışa kapalı bir ekonomik modelden dışa açık ve küresel
ekonomiye uyum sağlayabilen serbest ekonomi modeline geçmiştir.
• Sanayi ve ticaretin geliştiği bu dönemde bütçe açığı giderek artmıştır.
• Türkiye; 2014-2018 yılları arasında 10. Kalkınma Planı’nı uygulamıştır.
• 2019-2023 yılları arasında ise 11. Kalkınma Planı’nı uygulamaktadır.

2. Türkiye Ekonomisinin Sektörel Dağılımı


• Ülke ekonomileri tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinden oluşmaktadır.
• Sektörlerin ülke ekonomilerindeki payı, ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında
önemli fikirler vermektedir.
• Az gelişmiş ülkeler-
de tarımın ekono-
mideki payı daha
fazlayken gelişmiş
ülkelerde ise sanayi
ve hizmetler sektö-
rüne ait oran daha
fazladır.
• Yandaki görsellerde
Türkiye’nin yıllara
göre gayrisafi millî
hasılasının sektörel
dağılımı verilmiştir
(TÜİK).
Türkiye’nin Yıllara Göre
Gayrisafi Millî Hasılasının Sektörel Dağılımı (TÜİK)

168
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. Türkiye’de Tarım

COĞRAFYA
3.1. Türkiye’de tarımsal faaliyetleri ve verimliliği etkileyen başlıca doğal ve
beşerî faktörler
İklim
• Türkiye’de genellikle yarı kurak iklim koşullarının görülmesi tarımsal üretim-
de sulamaya duyulan ihtiyacı artırmıştır.
• Ülkemizde görülen iklim çeşitliliği, tarımsal üretimin de çeşitlenmesini
sağlamıştır.
Yeryüzü şekilleri
• Türkiye arazisinin dağlık ve eğimli olması, tarımı genellikle olumsuz etkile-
mektedir.
• Arazinin engebeli olması nedeniyle tarım alanları küçük ve parçalıdır.
• Yükselti arttıkça tarımın yerini hayvancılık faaliyetleri almaktadır.
Toprak ve toprağın bakımı
• Tarım arazilerinde bir önceki yıla ait bitki atıklarının temizlenmesi,
• Toprağın sürülerek havalandırılması,
• Üretime zarar verecek taş parçacıklarının temizlenmesi gibi faaliyetler sonu-
cu toprağın ekim ya da dikime hazır hâle getirilmesine toprak bakımı denir.
• Bu bakımın yapılması verimin artmasında önemli bir etkendir.
Sulama
• Ülkemizde yaz mevsiminin kurak, yağışların da genel itibarıyla düzensiz
olması tarımda sulamanın önemini artırmıştır.
• Tarım alanlarının sürülerek bir veya iki yıl dinlenmesi için boş bırakılmasına
nadas denir.
• Nadas uygulamasına bağlı olarak üretimde dalgalanma, erozyon, çiftçi geli-
rinin azalması gibi olumsuzluklar yaşanır.
Gübreleme
• Toprağın sürekli işlenmesi topraktaki besin maddelerinin azalmasına ve ve-
rimde düşüş yaşanmasına neden olur. Gübreleme yöntemiyle toprakta aza-
lan besin maddeleri tekrar toprağa kazandırılarak verim anlamında ciddi bir
artış sağlanabilmektedir.
Islah etme
• Bitki türleri ile hayvan ırklarından daha yüksek verim elde etmek için yapılma-
sı gereken teknik çalışmalara tarımda ıslah etme denir.
• Türkiye’nin değişik yerlerinde ıslah istasyonları, araştırma merkezleri ve üret-
me çiftlikleri kurulmuştur. Manisa Islah İstasyonu, İzmir Zeytincilik Araştır-

169
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ma Enstitüsü, Bursa Karacabey Harası Sığır ve Koyun Islah İstasyonu


COĞRAFYA

bu kuruluşlara örnek verilebilir.


Zirai ilaçlama
• Aşırı olmamak kaydıyla bu sayede tarım alanlarındaki zararlı otların gelişme-
si ve haşerelerin çoğalması önlenmektedir.
Makineleşme
• Tarım makinelerinin kullanımı, toprakların zamanında işlenerek verimin artı-
rılması bakımından önemlidir.
• Türkiye’nin tarımda makineleşmeye yönelik en önemli sorunlarından biri
traktör sayısının yetersiz olmasıydı.
• Ülkemizde tarımda makineleşmeye bağlı olarak çayır ve meraların
bir bölümünün tarım alanına çevrilmesi, tarım arazilerini genişletirken
hayvancılığı olumsuz etkilemektedir.
• Tarımda makineleşmenin sağladığı bir başka kolaylık da insan ve hayvan
gücüne duyulan ihtiyacın azalmasıdır.
• Doğu Karadeniz kıyı şeridi gibi engebeli alanlarda makine kullanımı pek
yaygın olmamaktadır.
Pazarlama
• Tarımda yetiştirilen ürünlerin iç veya dış piyasaya sürülerek pazarlanması
gerekir.
• Bu amaçla çeşitli kooperatifler kurulmuş ve devlet; konuyla alakalı zaman
zaman kolaylaştırıcı, koruyucu ve teşvik edici önlemler almıştır. Örneğin
1937’de kurulan Toprak Mahsulleri Ofisi, çiftçilerden tahıl alımları yaparak
tarımın gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Tarımı destekleyen kuruluşlar
• Türkiye’de tarımsal faaliyetlerin planlanması, desteklenmesi ve geliştirilme-
sine yönelik politikalar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yü-
rütülmektedir.
• Çiftçilerin kredi ihtiyacını Ziraat Bankası ile Tarım Kredi ve Tarım Satış
kooperatifleri karşılar.
• Gübre, traktör, tarım makineleri gibi ihtiyaçlar Türkiye Zirai Donatım Kuru-
mu (TZDK) karşılar.
• Tohum ve fide ihtiyacı da Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü tara-
fından karşılanır.
• Ayrıca çiftçilerin ürettiği tarım ürünlerini uygun fiyatlarla alarak işledikten son-
ra tüketiciye uygun fiyatlarla satan Antbirlik, Çaykur, Çukobirlik, Fiskobir-
lik, Toprak Mahsulleri Ofisi, Tariş, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
ve tarım alanlarındaki sulama işleriyle ilgilenen Devlet Su İşleri Genel

170
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Müdürlüğü gibi kuruluşlar da tarımın desteklenmesi konusunda önemli gö-

COĞRAFYA
revler üstlenmektedir.
3.2. Tarım Yöntemleri
3.2.1. İntansif tarım
• Sulama, gübreleme, ilaçlama ve kaliteli tohum gibi uygulamalardan bilimsel
yöntemlerle yararlanılan tarım metoduna intansif (modern) tarım denir.
• Bu yöntemde doğal koşullara bağımlılık oldukça düşük olduğundan verim
çok yüksektir.
• Türkiye’de özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında yapılan seracılık faaliyetleri,
modern tarım metoduna örnek verilebilir.
3.2.2. Ekstansif (ilkel) tarım
• Modern tarım yöntemlerinin uygulanmadığı, geleneksel yöntemlerle yapılan
tarım metoduna da ekstansif (ilkel) tarım denir.
• Tarım doğal koşullara bağımlı yapılır.
• Tarımsal verim düşüktür.
3.2.3. Nadas Yöntemi (Kuru ya da Susuz Tarım)
• Kurak ya da yarı kurak bölgelerde uygulanan tarım yöntemidir.
• Yetersiz yağış nedeniyle toprağın sürülerek bir yıl boş bırakılmasına nadas
adı verilir.
• Doğal faktörlere bağlı olarak yapılan tarımsal faaliyette, yağışın yeterli oldu-
ğu yıllarda bol verim alınırken, yetersiz olduğu yıllarda verim düşer.
• İç bölgelerimiz (İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu,
Ergene Ovası ve İç Batı Anadolu), Akdeniz ve Karadeniz dağlarının iç
kısımlarına bakan yamaçları nadasın uygulandığı yerlerdir. Karadeniz
kıyısı, Ege ve Akdeniz kıyı ovaları ile Marmara Bölgesi’nde modern tarımın
getirdiği avantajla bu bölgelerde nadas tarımı uygulanmaz.
3.2.4. Nöbetleşe Tarım (Münavebeli Tarım)
• Toprağın mineral dengesinin sağlanarak güçlendirilmesi ve tarım alanlarının
erozyona karşı korunması için ürünlerin değişmeli olarak ekiminin yapıldığı
yöntemidir.
• Örneğin bir sene nohut ekilen bir tarım alanına ertesi yıl köklü bitki (şeker
pancarı) ekilir.
3.2.5. Mono Kültür Tarım
• Herhangi bir tarım ürünü bir tarım bölgesinde çok fazla yetiştiriliyorsa, o bitki,
o yöre için mono kültür bitki demektir.
• Rize’de çay, Ordu’da Fındık, Ergene havzasında ayçiçeği, Anamur ‘da
muz, Edremit’te zeytin örnek verilebilir.

171
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.2.6. Organik Tarım (Ekolojik Tarım)


COĞRAFYA

• Organik tarımda amaç, doğal dengeyi bozmadan üretim yapmaktır. Bitkisel


veya hayvansal üretimler uygun ekolojiler seçilerek kimyasal gübre ve ilaç
kullanmadan sadece biyolojik mücadele, kültürel önlemler ve organik kökenli
girdiler kullanılarak yapılan tarım şeklidir.
• Organik tarım da amaç havayı, suyu, toprağı kirletmeden çevre sağlığı ile
birlikte insan, hayvan ve bitki sağlığını korumaktır.
3.2.7. Turfandacılık
• Mevsimin başında ilk yetişen sebze ve meyvelere turfanda denir. Turfandacı-
lıkta Akdeniz Bölgesi ilk sırada yer alır.
3.3. Başlıca Tarım Ürünlerimiz
3.3.1. Tahıllar:
• Buğday başta olmak üzere mısır, çeltik (pirinç), arpa, yulaf, darı ve kuş yemi
gibi tarım ürünlerine tahıl (hububat) denir.
Buğday
• İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinin yağışlı, yaz mevsiminin ise kurak geçtiği
bölgelerde buğday tarımından önemli verim elde edilmektedir.
• Türkiye’nin iç kesimleri ile karasal iklim özellikleri gösteren step bölgelerde
buğday tarımı yaygın olarak yapılmaktadır.
• Yaz mevsiminde yağış alan Doğu Karadeniz kıyıları hariç ülkenin her yerin-
de buğday üretilebilmektedir.
• Delta ovaları başta olmak üzere verimli ovalarda çiftçiler daha çok gelir geti-
ren başka ürünlere yönelmektedir.
• Buğday üretimi özellikle iklim koşullarına bağlı olarak yıllara göre farklılık
gösterir. Bazı yıllarda yaşanan yağış azlığı ve kuraklık verim üzerinde etkili
olmaktadır.
• Konya, Ankara, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adana, Tekirdağ, Yozgat, Sivas ve
Mardin buğday üretiminde ön planda olan illerdir.

Türkiye’de Buğday Üretimi (TÜİK, 2019)

172
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’nin 2007-2018 Yılları Arasındaki Buğday Üretimi (TÜİK)

Arpa
• Buğdaydan sonra en çok yetiştirilen tahıl ürünüdür.
• Daha erken olgunlaşan arpa soğuk ve sıcağa karşı daha dayanıklıdır.
• Günümüzde arpa en çok hayvan yemi olarak (%90) ve bira sanayisinde kul-
lanılmaktadır.
• Üretiminde önde gelen iller Konya, Ankara, Şanlıurfa, Kırşehir, Afyonka-
rahisar ve Kayseri’dir.

Türkiye’de Arpa Üretimi (TÜİK)

Türkiye’nin 2008-2019 Yılları Arasındaki Arpa Üretimi (TÜİK)

173
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Mısır
COĞRAFYA

• Beslenmenin yanı sıra hayvan yemi ve endüstride ham madde olarak kulla-
nılmaktadır.
• Ayrıca mısırın sap ve yapraklarından hayvan yemi üretimi, kâğıt yapımı ve
küçük çapta hasır el işlerinde yararlanılmaktadır.
• Yem, yağ ve tatlandırıcı sektörü ile biyoyakıt-biyoetanol üretimindeki kulla-
nımı da artmaktadır.
• Mısırın sulu tarım yöntemiyle de yetiştirilebilmesinden dolayı ülkemizde ekim
alanı genişlemiştir.
• Karadeniz kıyı kuşağında yaz yağışları sonucu yetişebilen mısır, diğer
bölgelerde daha çok yaz mevsiminde sulama yapılarak yetiştirilmektedir.
• Türkiye’de önceleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında
önemli ölçüde birinci ürün olarak ekimi yapılan mısır; son yıllarda özellikle
Çukurova, Amik Ovası, Güneydoğu ve Kıyı Ege’de ikinci ürün olarak ye-
tiştirilmektedir.

Türkiye’de Mısır Üretimi (TÜİK)

Türkiye’nin 2008-2019 Yılları Arasındaki Mısır Üretimi (TÜİK)

174
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Çeltik

COĞRAFYA
• Yüksek sıcaklık ve bol su isteği olan bir bitkidir.
• Çeltik, su içinde çimlenir ve ekiminden hasat dönemine kadar su içinde yetişir.
• Türkiye’de çeltik tarımı, akarsu boyları ile vadi tabanlarında yoğunlaşmıştır.
• Üretim yapılan alanlarda ortaya çıkan sivrisinekler, sıtma hastalığına
yol açabildiğinden genellikle yerleşmelerden uzak yerlerde çeltik tarımı
yapılmaktadır.
• Edirne %43, Samsun %14, Balıkesir %12, Çanakkale %7 ve Çorum %6’lık
bir paya sahiptir. 5 ildeki üretim, toplam üretimin %82’sini oluşturmak-
tadır. Kalan %18’lik kısım da Bursa, Sinop, Tekirdağ, Kırklareli, Çankırı,
Mersin ve Diyarbakır illerinden karşılanmaktadır.

Türkiye’de Pirinç Üretimi (TÜİK)

Türkiye’nin 2008-2019 Yılları Arasındaki Çeltik Üretimi (TÜİK)

Yulaf ve çavdar
• Serin platolarda yetişen bitkiler arpa ve buğdaya göre soğuğa karşı daha
dayanıklıdır, fazla sıcakta zarar görürler.
• Erzurum, Kars, Ardahan ve Konya’da yetiştirilir.
• Yulaf ve çavdar daha çok ekmeklik un ve hayvan yemi olarak değerlendi-
rilir.

175
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.3.2. Baklagiller
COĞRAFYA

• Besin değeri bakımından zengindir.


• Toprağın organik azotça zenginleşmesini sağlar
• Baklagiller grubunda yer alan nohut (Kırşehir, Ankara), fasulye (Konya, Niğ-
de) ve mercimek (Diyarbakır, Yozgat) Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen
tarım ürünleridir.
Mercimek
• Gıda maddesi olarak tüketilen mercimek, kuru tarım alanlarında sulamaya gerek
olmadan yetiştirilir.
• Ülkemizde baklagiller en çok Güney Doğu Anadolu Bölgemiz ‘de yetiştirilir.
Yeşil mercimek üretiminin yarısından fazlası da İç Anadolu Bölgesi’nde üretilir.
Nohut
• Sulamaya ihtiyaç duymadığından kuru tarım alanlarında yetiştirilir.
• Protein yönünden zengindir. Yemeklik ve kuruyemiş olarak tüketilir.
• İç Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak
yetiştirilir.
Fasulye
• Protein yönünde oldukça zengindir.
• Yemeklik olarak hem taze hem de kuru olarak tüketilir.
• Kıyı bölgelerimizdeki verimli ovalarda yaygın olarak yetiştirilir.
• Akdeniz Bölgesi’nde Çukurova ve Antalya ovaları, Güney Marmara Bölü-
mü’ndeki ovalar başlıca yetişme alanıdır.
3.3.3. Sanayi Bitkileri
Tütün
• Türkiye’de uzun yıllar boyunca geniş bir alanda tütün tarımı yapılmaktaydı.
• Devlet, kalitesiz tütün üretimini engellemek amacıyla ekim alanlarını sınırlandırdı
ve kalitesiz tütün alımı yapmadı.
• Manisa, Denizli, Adıyaman, Uşak ve Samsun’da üretimi çoktur.

Türkiye’de Türün Üretimi (TÜİK)

176
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de 2008-2019 Yılları Arasındaki Tütün Ekim Alanı ve Üretim Miktarı (TÜİK)

Pamuk
• İşlenmesi yönüyle çırçır sanayisinin, lifi ile tekstil sanayisinin, çekirdeği ile
yağ ve yem sanayisinin, linteri ile de kâğıt sanayisinin ham maddesi olması
açısından önemli bir üründür.
• Türkiye’de Güneydoğu Anadolu Projesi sayesinde Şanlıurfa, pamuk üre-
timinde uzun yıllar ilk sırada yer alan Çukurova’dan birinciliği almış durum-
dadır.

Türkiye’de Pamuk Üretimi (TÜİK)

Şeker Pancarı
• Şeker pancarı, sulama imkânına bağlı olarak Türkiye’nin her yerinde
yetiştirilebilmektedir.
• Kıyı bölgelerde ekonomik getirisi daha yüksek olan ürünler tercih edildiği için
tarımı daha çok iç kesimlerde yapılmaktadır.
• Söküm işleminin ardından hemen işlenmesi gereken şeker pancarı, şeker
fabrikalarının tarım alanlarına yakın yerlerde kurulmasını zorunlu kılmaktadır.
• Küspe üretimiyle hayvancılık açısından da önemli bir yere sahiptir.

177
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• İlk şeker fabrikası 1926 yılında Alpullu’da(Kırklareli) kurulmuştur.


COĞRAFYA

Türkiye’de Şeker Pancarı Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)

Çay
• Çay üretimi 1917’li yıllarda başladı.
• Anavatanı Güneydoğu Asya’dır.
• Her mevsim yağışlı kışların ılık geçtiği iklimlerde yetişir.
• Doğu Karadeniz iklim şartları çay tarımına uygundur.

Türkiye’de Çay Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)

Ayçiçeği
• Ülkemizin en önemli yağ bitkilerinden olup çoğunlukla yağlık olarak yetiştiril-
mektedir.
• Yetişme döneminde yağış olgunlaşma ve hasat döneminde sıcaklık ve ku-
raklık isteyen bir yaz bitkisidir.
• Hemen hemen her bölgede yetişebilir.
• Marmara Bölgesi’nde yağlık ayçiçeği (Trakya Ergene Bölümü) üretimi ol-
dukça yaygındır. Bu bölgeyi İç Anadolu (çerezlik üretim), Karadeniz, Ege
ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri takip eder.
• Tekirdağ, Konya, Edirne ve Kırklareli’nde yaygın şekilde yetiştirilir.

178
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Ayçiçeği Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)
Zeytin
• Akdeniz ikliminde yetişebilen en önemli tarım ürünlerinden biridir.
• Hem sofralık hem de yağlık olarak üretilmektedir.
• Yaz kuraklığına dayanıklıdır.
• Kış ılıklığı istediği için kar ve don olaylarından olumsuz etkilenir.
• Marmara Bölgesi’nde ise sofralık zeytin üretimi yapılır.
• Manisa, Aydın, Bursa, Balıkesir, İzmir, Hatay, Gaziantep ve Mersin zeytin
üretiminde ön plana çıkan illerdir.

Türkiye’de Zeytin Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)


Fındık
• Türkiye’nin dünyada söz sahibi olduğu ürünlerin başında gelmektedir.
• Yetişme şartları, Karadeniz ikliminin özelliklerine uyum sağlamıştır.
• Fındık; başta Ordu, Giresun, Sakarya, Düzce, Samsun ve Trabzon olmak
üzere Karadeniz’e kıyısı olan birçok ilde yetiştirilmektedir.

Türkiye’de Fındık Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)

179
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Yer fıstığı
COĞRAFYA

• Çerezlik tüketimde, yağı bisküvi, pasta, gevrek, şekerleme yapımında;


küspesi hayvan yemi olarak veya suni tahta yapımında kullanılmaktadır.
Adana, Osmaniye, Şırnak, Antalya, Aydın ve Kahramanmaraş’ta yaygın şekil-
de yetiştirilir.

Türkiye’de Yer Fıstığı Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)


Soya fasulyesi
• Gıda maddesi, hayvan yemi ve sanayide ham madde olarak değerlendiril-
mektedir
• Biodizel yakıt olarak kullanılır.
• Ege ve Akdeniz bölgelerinin sulanabilen alanlarında yetiştirilmeye başlanılan
bitkinin tarımı ağırlıklı olarak Çukurova Bölgesi’nde yapılmaktadır.
• 1930’lu yıllarda Çorum çevresinde ekimine başlanan bu ürün; Adana, Mer-
sin, Samsun, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da yaygın üretimi
yapılır.
• Türkiye üretiminin % 92’sini Akdeniz Bölgesi karşılar.
Haşhaş
• Daha çok ilaç sanayinde kullanılır.
• Zararlı madde yapımında kullanıldığı için üretimi devlet kontrolü altındadır.
• Haşhaş önemli bir dış satım ürünüdür.
• Haşhaş en fazla Ege Bölgesi’nde üretilir (Afyon - Kütahya).
Keten-kenevir
• Tohumundan yağ elde edilen keten aynı zamanda lifleri sağlam olduğu için
kâğıt para ve kot pantolon üretiminde kullanılır.
• Tohumlarından uyuşturucu elde edilen kenevirin üretimi devlet kontrolünde
yapılmaktadır.
• Kenevir işleme fabrikası Taşköprü’de yer almaktadır. Keten ve kenevir Batı
Karadeniz Bölümü’nde yetiştirilir, Taşköprü’de kenevir işleme fabrikasında
işlenir.

180
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3.3.4.Meyveler

COĞRAFYA
Üzüm
• Türkiye’de üretim alanı en yaygın yetiştirilen ürünlerden biridir.
• İklim ile toprak özellikleri yönünden çok seçici değildir.
• Üzüm üretimi, Manisa, Denizli ve İzmir çevresindeki ovalarda yaygın ola-
rak yapılır.
• Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi (Ürgüp - Göreme
çevresinde) üretimin yoğun olarak yapıldığı diğer bölgelerimizdir.
• Türkiye, dünya kuru üzüm üretiminde birinci sırada yer alır.

Türkiye’de Haşhaş Üretiminin İllere Göre Dağılışı (TÜİK)

İncir
• Anavatanı Anadolu’dur.
• İncir, yüksek sıcaklık isteyen soğuğa ve don olaylarına karşı dayanıksız bir
meyvedir.
• Ülkemizin tüm kıyı şeridi boyunca ve İç bölgelerde alçak yerlerde üretimi
yapılır.
• En çok Büyük ve Küçük Menderes havzalarında üretimi yapılır.(Aydın Ger-
mencik)
• Taze ve kuru incir üretimi ve ihracatında dünyada birinci sırada yer alan
ülkemiz Dünya incir üretiminin 1/4’ünü karşılamaktadır.
Turunçgiller
• Narenciye adı da verilen bu ürünler, portakal, limon, mandalina, greyfurt ve
turunçtan oluşur.
• Kış ılıklığı isteyen turunçgiller, yağışın yeterli olmadığı yaz aylarında sulama-
ya ihtiyaç duyar.
• Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyılarında yaygındır.
• Üretimin % 62’si Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminden, sağlanır.

181
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Elma
COĞRAFYA

• Ülkemizde üzümden sonra en çok yetiştirilen ve ekim alanı en geniş olan


meyvedir.
• Her türlü iklim koşuluna uyum sağlamış olan meyvenin en fazla yetişti-
rildiği yerler; İç Anadolu (Niğde, Konya, Amasya) ve Akdeniz Bölgesi
(Isparta)’dır.
Muz
• Tropikal iklim meyvesidir.
• Soğuğa karşı son derece dayanıksız olan muz ülkemizde kış sıcaklık ortala-
ması yüksek olan Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilir.
• Türkiye’de Alanya - Anamur arasındaki dar bir kıyı şeridinde yetiştirilir.
• Muz üretiminin tamamı Akdeniz Bölgesi’nden elde edilir.
• Üretim tüketimi karşılamadığından ithal edilmektedir.
Antep fıstığı
• Yaz sıcaklığına ve kuraklığına dayanıklı olduğunda fazla nem ve yağış iste-
meyen bir bitkidir.
• Üretimin büyük çoğunluğu Güney Doğu Anadolu Bölgesin’den karşılanır.
(Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt).
Kayısı
• Doğu Anadolu’nun kışları şiddetli geçen yerleri ve Karadeniz Bölgesi’nin do-
ğu kısımları hariç ülkemizin hemen her yöresinde yetiştirilir.
• Kayısı, taze ve kurutulmuş olarak tüketilir.
• Türkiye’de kayısı üretiminin yaklaşık % 50’si Malatya’da gerçekleştirilmek-
tedir.
• Ülkemiz dünya üretiminde birinci sıradadır.
Sebze tarımı
• Ülkemizin her tarafında yapılmaktadır.
• Akdeniz, Marmara ve Ege Bölgeleri iklim ve toprak özellikleri nedeniyle
sebze tarımına daha elverişlidir. Bu bölgelerimizde sebze tarımı yoğun ola-
rak yapıldığı gibi, sebze çeşidi de oldukça fazladır.
• Sebzeler; konserve, taze ve dondurulmuş olarak tüketilir veya ihraç edilir.
Seracılık
• Bazı sebze ve meyvelerin doğal yetişme dönemi dışında üretilmesidir.
• Ülkemizde seracılık tarımı kışların soğuk geçtiği yerlerde ekonomik
olmadığından daha çok kışların ılık geçtiği yerlerde yapılır.

182
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Ülkemizde seraların ısıtılmasında daha çok güneşten yararlanılır.

COĞRAFYA
• Seracılığın en yoğun yapıldığı bölge kış sıcaklığının yüksek olmasından do-
lay Akdeniz Bölgesi’dir.

Uygulama

Aşağıdaki haritalarda Türkiye’de yetiştirilen zeytin, şeker pancarı, üzüm, çay, yer
fıstığı ve ayçiçeği üretiminin illere göre dağılışı gösterilmiştir (TÜİK, 2019).
Haritaları inceleyerek verilen ürünlerin hangi iklim koşullarında yetiştiğini
belirtiniz.

Cevap:

Zeytin: Akdeniz İklimi Şeker Pancarı: Ilıman karasal Üzüm: Akdeniz, Ilıman
İklim karasal İklim
Çay: Karadeniz İklimi Yer Fıstığı: Akdeniz İklimi Ayçiçeği: Ilıman karasal
İklim

183
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama
COĞRAFYA

Aşağıdaki verilen ifadelerden doğru olanların karşısına “D”, yanlış olanların


karşısına “Y” yazınız.
1. Ülkemizde görülen iklim çeşitliliği zengin bir tarımsal potansiyele sahip olmasın-
da etkilidir. (…)
2. İlkel tarım yöntemlerinin uygulandığı bölgelerde birim alandan alınan verim yük-
sektir. (…)
3. Ülkemizde tarım, doğal ve beşeri ortamla ilgili şartlara bağlı olarak, bölgeden
bölgeye farklılıklar göstermektedir. (…)
4. Tarım, doğal şartların etkisine açık, klasik metotlarla yapıldığından, sıcaklık ve
yağış şartlarındaki farklılıklara bağlı olarak tarımsal üretimde önemli oynamalar
yaşanır. (…)
5. Ülkemizde yükseltinin batıdan doğuya doğru artması sonucu sıcaklık değerleri
de doğuya doğru yükselir. (…)
6. Yer şekillerinin engebeli olduğu Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu bölgelerinde
tarımda makine kullanımının oldukça zor olması bölgeler arasında verimlilik farkını
ortaya çıkarmaktadır. (…)
7. Tarımsal üretimde oynamaların olması ürün fiyatlarında istikrarsızlığa neden
olur. (…)
8. Nadas tarımı yeterli yağışın görüldüğü ve sulama koşullarının elverişli olduğu
bölgelerde uygulanmaktadır. (…)
9. İnsanların kendi besin ihtiyaçlarını karşılamak ve geçimlerini sağlamak amacıy-
la yaptıkları tarıma sera tarımı denir. (…)
10. Nöbetleşe tarımda amaç toprağın mineral dengesinin sağlanarak güçlendiril-
mesi ve tarım alanlarının erozyona karşı korunmasıdır. (…)
11. Yazın tarımı yapılan bitkilerin mevsimi dışında yetiştirilmesine imkân sağlayan
tarım yöntemine sera tarımı denir. (…)
12. İklim, toprak özellikleri ve yer şekilleri tarımı etkileyen beşeri faktörlerdir. (…)
13. Yeryüzü şekilleri, iklim tiplerinin kısa mesafelerde değişmesinde etkilidir. (…)
14. GAP projesiyle birlikte Güney Doğu Anadolu bölgesinde sulu tarım yaygınlaş-
maktadır. (…)
15. Tarımda makineleşmenin en düşük olduğu bölge Marmara Bölgesi’dir. (…)
Cevap: 1.D 2.Y 3.D 4.D 5.Y 6.D 7.D 8.Y 9.Y 10.D 11.D 12.Y
13.D 14.D 15.Y

184
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Türkiye’nin bazı bölgeleri ve bu bölgelerde yetiştirilen en önemli tarım ürün-
leri aşağıdakilerin hangisinde yanlış eşleştirilmiştir?
A) Ege Bölgesi - Muz
B) İç Anadolu Bölgesi - Buğday
C) Karadeniz Bölgesi - Fındık
D) Marmara bölgesi – Ayçiçeği
E) Güneydoğu Anadolu-Antep fıstığı
Cevap: A

Örnek
Modern tarımın uygulandığı coğrafi bölgeler aşağıdakilerin hangisinde doğ-
ru olarak bir arada verilmiştir?
A) İç Anadolu - Ege - Marmara
B) Marmara - Doğu Anadolu – Ege
C) Ege - Akdeniz – Marmara
D) Akdeniz -İç Anadolu – Ege
E) Doğu Anadolu-Ege-Marmara
Cevap: C

185
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Nadas tarımı ile ilgili olarak; aşağı- 4. Aşağıdakilerden hangisi nemli ik-
dakilerden hangisi söylenir? lim bölgelerinde yetiştirilmeye uy-
I. Yıllık yağış miktarının az olduğu yer- gun bir bitkidir?
lerde yapılır. A) Mısır
II. Doğal faktörlere bağlı olarak yapılan B) Muz
tarımsal faaliyettir. C) Buğday
III. GAP sonucunda Şanlıurfa’da nada- D) Pamuk
sa bırakılan alanlar azalmıştır.
E) Mercimek
A) Yalnız I
B) Yalnız II
5. Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilen
C) I ve III başlıca tarımsal ürünler aşağıdakile-
D) I, II ve III rin hangisinde bir arada verilmiştir?
E) Yalnız III A) Kenevir, Arpa, Fındık, Çay
B) Fındık, Mısır, Pancar, Tütün
2. Yetişme ve olgunlaşma dönemin- C) Pirinç, Çay, Mısır, Fındık
de suya en az ihtiyaç duyan bitki D) Buğday Sarımsak, Tütün, Çay, İnci
aşağıdakilerden hangisidir?
E) Mısır, Pancar, Tütün, Arpa
A) Pirinç
B) Sebze
C) Mercimek
D) Şekerpancarı
E) Portakal

3. Aşağıdaki bölgelerimizin hangisi


sebze üretiminde ilk sırada yer alır?
A) İç Anadolu Bölgesi
B) Marmara Bölgesi
C) Ege Bölgesi
D) Akdeniz Bölgesi
E) Doğu Anadolu Bölgesi

Cevap Anahtarı:
1)D 2)C 3)D 4)A 5)C

186
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

187
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

188
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK

COĞRAFYA
• Türkiye’de hayvancılık, tarım sektörü içinde önemli bir yere sahiptir.
• Türkiye, tür ve ırklarına göre hayvan sayısı bakımından zengin bir ülkedir.
• Hayvansal üretimin daha verimli hâle gelebilmesi için mera hayvancılığından ahır
hayvancılığına geçilmelidir.
• Meralarda otlatılan hayvanların ahır veya ağıllarda kaba yemle beslenmesine mera
(otlak) hayvancılığı denir.
• Ahırlarda genellikle yapay yemlerin kullanılmasıyla yürütülen hayvancılık faaliyetine
de besi hayvancılığı denir.
• Türkiye’de hayvansal üretimde görülen düşük verimin nedeni, yerli hayvan ırklarına
ait et ve süt veriminin düşük olmasıdır.
• Ülkemizde hayvancılık; küçükbaş, büyükbaş, diğer hayvancılık faaliyetleri
ile kümes hayvancılığı olmak üzere dört grupta sınıflandırılmaktadır.

Hayvancılık Faaliyetleri

Küçükbaş Büyükbaş Kümes Diğer


Hayvancılık Hayvancılık Hayvancılığı Hayvancılık
Faaliyetleri

Koyun Sığır Tavuk İpek


Kıl Keçisi Manda Hindi Böcekçiliği

Tiftik Keçisi At Kaz Arıcılık


Su Ürünleri

1. Küçükbaş Hayvancılık
• Türkiye’de doğal ortam koşulları ve sosyoekonomik nedenlere bağlı olarak küçük-
baş hayvan sayısı çoktur.
Koyun
• İç kesimlerde etkili olan yarı kurak iklim koşulları ile bozkır bitki örtüsünün varlı-
ğı, koyun yetiştiriciliğinin yaygın olarak yapılmasına imkân sağlamaktadır.
• Türkiye’de koyun ırkları; Marmara’nın güneyinde Karacabey merinosu,
Anadolu’nun batısında kıvırcık, iç ve doğu kesimlerde mor karaman,
Orta Anadolu’nun batısında da dağlıç şeklinde dağılış göstermektedir.

189
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Türkiye’de Koyun Varlığı (TÜİK, 2019)


Keçi
• Türkiye’de koyundan sonra en çok yetiştirilen küçükbaş hayvan türü olan kıl keçi-
sidir.
• Toroslar gibi dağlık ve engebeli alanlarda yaygın olarak görülmektedir.
• Ekonomik değeri oldukça yüksek olan bir diğer keçi türü de tiftik (Ankara) keçisi-
dir. Başta Ankara olmak üzere İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yetiştiriciliği
yapılmaktadır.

Türkiye’de Kil Keçisi Varlığı (TÜİK, 2019)

2. Büyükbaş Hayvancılık
• Yazların serin ve yağışlı geçtiği, çayır bitki örtüsünün yaygın olduğu Kuzeydoğu
Anadolu önemli sığır yetiştirme alanıdır. Mera hayvancılığı şeklinde yapılır.
• Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da ise sığır yetiştiriciliği ahır hayvan-
cılığı şeklinde yapılmaktadır.

Türkiye’de Sığır Varlığı (TÜİK, 2019)

190
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

3. Kümes Hayvanları

COĞRAFYA
• Eti ve yumurtası için beslenen tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kanatlı hayvanlar
kümes hayvanları olarak adlandırılır.
• Genel olarak ülkedeki kümes hayvanlarının sayısında artış gözlenmektedir. Bolu,
Sakarya, Balıkesir ve Manisa tavuk yetiştiriciliğinin en fazla olduğu yerlerdir.
• Kümes hayvancılığı tüketim merkezlerine yakın olduğu için büyük şehirlerin etra-
fında gelişmiştir.

4. İpek Böcekçİlİğİ
• Dut ağacının bulunduğu her yerde yapılabilir.
• Diyarbakır, Şanlıurfa, Antalya ve Bursa ipek böcekçiliğinin en fazla yapıl-
dığı yerlerdir.
• Son yıllarda yapay ipek üretiminin artmasına bağlı olarak Türkiye’de ipek
böceği yetiştiriciliği azalmıştır.

5. Arıcılık
• Bal ve bal mumu üretmek amacıyla Türkiye’nin çoğu yerinde yapılmaktadır.
• Farklı iklim tiplerinin görüldüğü Türkiye, zengin ve çeşitlilik gösteren bitki ör-
tüsüne sahiptir.
• Arıcılık faaliyetleri sonucu bal, bal mumu, arı sütü, arı zehiri, polen, propolis
gibi sağlık ve beslenme açısından son derece değerli ürünler elde edilmek-
tedir.
• Kars, Bitlis, Hakkâri, Rize, Ordu, Ankara, Muğla, Erzurum ve Konya arıcı-
lık faaliyetleri sonucu üretilen ballarıyla ülke genelinde ön plana çıkan illerdir.

Türkiye’de Bal Üretimi (TÜİK, 2019)

191
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

6. Su Ürünleri
COĞRAFYA

• Sulardan temin edilen her türlü ekonomik kaynağa su ürünleri denir.


• Başlıca su ürünleri; balık, midye, ıstakoz ve süngerdir.
• Sünger avcılığı en çok Bodrum kıyılarındadır.
• Türkiye’de balıkçılık daha çok kıyı balıkçılığı şeklinde yapılmaktadır.
• Balık çeşitlerinin en önemlileri hamsi, istavrit, kefal, çaça, lüfer, mezgit ve
palamuttur.
• Türkiye’de en fazla balık avcılığı Karadeniz, boğazlar ve Marmara Deni-
zi’nde yapılmaktadır.
• Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen açık deniz balıkçı-
lığının yapılmaması ve beslenmede tüketilen su ürünleri oranının düşük
olmasından dolayı balıkçılık yeterince gelişememiştir.

Türkiye’de Avlanan Balıkların Denizlere Oranı (TÜİK)

Uygulama

Aşağıdaki ifadeler doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.


1. Kıl keçisi besiciliği daha çok İç Anadolu Bölgesinde yapılır. (…)
2. Diyarbakır ve bursa ipekböcekçiliğinin yapıldığı illerimizdir. (…)
3. En fazla balık avcılığı Akdeniz kıyılarımızdadır. (…)
4. Tiftik keçisi besiciliği en çok Ankara’dadır. (…)
5. Sığır besiciliğinde Kuzeydoğu Anadolu başta gelir. (…)
6. Ahır hayvancılığı daha çok Doğu Anadolu’da gelişmiştir. (…)
7. Türkiye’de daha çok açık deniz balıkçılığı yapılır. (…)
8. Ahırlarda genellikle yapay yemlerin kullanılmasıyla yürütülen hayvancılık faaliyetine de
besi hayvancılığı denir. (…)

Cevap: 1.Y 2.D 3.Y 4.D 5.D 6.Y 7. Y 8. D

192
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
Hangi tarım ürününün en çok yetiştirildiği yerlerde küçükbaş hayvancılık
yaygındır?
A) Zeytin B) Pamuk C) Buğday
D) Üzüm E) Tütün
Cevap: C

193
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. İpek böcekçiliği hangi ağaç 4. Türkiye’de küçükbaş hayvancılığın


türünün yaygın olduğu yerlerde yaygın olmasının nedeni nedir?
yapılır? A) Bozkır bitki örtüsünün geniş yer tut-
A) Meşe  ması
B) Kayın  B) Küçükbaş hayvan sayısının fazla
C) Dut olması
D) Ihlamur  C) Et ve süt veriminin fazla olması
E) Kestane D) Çayırların geniş yer tutması
E) Yaylacılık faaliyetleri

2. Aşağıda verilen yerlerde yaygın


olarak yapılan hayvancılık faaliyetle-
ri  hangisinde yanlış eşleştirilmiştir?
I. Mersin – Kıl keçisi Ülkemizde hayvancılıktan elde edilen
II. Bursa– İpekböcekçiliği verimin az olduğunu söyleyebiliriz. Bu
III. Muğla –Arıcılık sebeple son yıllarda canlı hayvan ve et
ithalatı yapılmaktadır.
IV. Konya – Balıkçılık
5. Buna göre, canlı hayvan ve et it-
V. Erzurum – Büyükbaş hayvancılık halatını azaltmak için aşağıdakiler-
A) I B) II den hangisinin yapılması yanlıştır?
C) III D) IV A) Hayvan soylarının ıslah edilmesi
E) V
B) Besi hayvancılığının teşvik edilmesi
C) Hayvan hastalıkları ile mücadele
Erzurum–Kars çevresinde yükselti faz- edilmesi
ladır. Doğal bitki örtüsü gür çayırlardır.
D) Tarım alanlarının mera alanı olarak
Burada; kullanılması
I. Sığır, E) Çiftçilerin ucuz ve kaliteli yem konu-
II. Keçi, sunda desteklenmesi
III. Koyun
3. Hayvancılık türlerinden hangisi-
nin daha fazla gelişmesi beklenir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II 
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III Cevap Anahtarı:
1)C 2)D 3)A 4)A 5)D

194
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

195
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

196
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI

COĞRAFYA
• Yer kabuğunun derinliklerinde bulunan ve ekonomik değer taşıyan mineral-
lere maden denir.
• Maden yatağında bulunan ve henüz işlenmemiş toplam maden miktarına re-
zerv denir.
• Maden yatağından çıkarılan taş ve toprakla karışık maden miktarına tuve-
nan denir.
• Maden yatağından çıkarılan mineral maddenin taş ve topraktan ayrıldıktan
sonra elde edilen net maden miktarına da tenör denir.
• Türkiye, yer altı kaynaklarının çeşitliliği bakımından zengin bir ülkedir. Bu-
nun başlıca nedeni, ülke arazisinin oluşumu ve şekillenmesinde volkanizma
ve dağ oluşumu hareketlerinin etkili olmasıdır.
• Maden çeşitliliği bakımından dünyada ilk beş ülke arasında yer alan ülke-
mizin sahip olduğu maden yatakları düşük rezervli ve dağınık hâlde olduğu
için madencilik faaliyetleri olumsuz yönde etkilenmektedir.
• Türkiye’de madencilik alanında ilk sistemli ve geniş çaplı araştırma, 1935
yılında Etibank ile Maden Tetkik ve Arama Enstitüsünün (MTA) kurulması
ile başlamıştır.
Bir maden yatağının işletmeye açılması için gerekli şartlar:
a) Metal oranının yüksek olması,
b) Maden rezervinin fazla olması,
c) Ulaşım imkânlarının iyi olması,
ç) Madenin sanayide kullanılabilir olması gerekir.

Madenler

Metalik Metal Dışı


Madenler Madenler

• Demir • Manganez • Bor mineralleri • Asbest


• Bakır • Kurşun ve çinko • Fosfat • Mermer
• Krom • Cıva • Tuz • Zımpara taşı
• Boksit • Antimon • Kükürt • Lüle taşı
• Barit • Oltu taşı

197
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bor mineralleri
COĞRAFYA

• Bor minerallerinin kullanım alanı oldukça yaygındır. Roket ve jet yakıtları ile
enerji üretiminin yanı sıra cam, cam yünü, porselen, hijyen ve temizlik ürünle-
ri, fotoğrafçılık, çimento, ilaç ve boya sanayii bu madenin kullanıldığı başlıca
alanlardır.
• Türkiye, sahip olduğu yaklaşık 3,2 milyar tonluk bor mineralleri rezervi ile
dünyadaki toplam rezervin yaklaşık %72’sini elinde bulundurmaktadır.
• Kırka (Eskişehir), Bigadiç (Balıkesir), Kestelek (Bursa) ve Emet (Kütah-
ya) Türkiye’de bilinen bor yataklarıdır.

Bor Mineralinin Çıkarıldığı Yerler

Demir
• Demir-çelik sanayisinin ham maddesi ve tüm metaller içinde en çok kullanı-
lanıdır.
• Gemi yapımının yanı sıra otomotiv ve inşaat sektöründe kullanılmaktadır.
• Başlıca demir yatakları; Divriği (Sivas), Hasançelebi (Malatya), Avnik (Bin-
göl), Feke-Mansurlu (Adana) ve Kesikköprü’de (Kırıkkale) bulunmaktadır.
• İhtiyaç duyulan demir cevheri, üretimi karşılamadığından demirin büyük
bölümü demir cevheri ve hurda demir ithalatı yoluyla karşılanmaktadır.
• Çıkarılan demir cevheri Karabük, Karadeniz Ereğlisi, İskenderun, Kırıkka-
le, Sivas ve İzmir’deki, demir çelik sanayisinde işlenmektedir.

Türkiye’de Bulunan Demir Yataklarının Dağılımı (MTA)

198
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bakır

COĞRAFYA
• Çok eski çağlardan beri kullanılan yumuşak ve metalik bir madendir.
• Geçmişte süs eşyası ve silah yapımında faydalanılan bakırın kullanım alanı
bugün çok daha fazladır. İyi bir iletken olan bu maden, elektrik santrallerin-
de ve kablo yapımında kullanılır Diğer kullanım alanları; elektrik-elektronik
sanayisi, kaynak işleri, kimya sanayisi, kuyumculuk, boya sanayisi ve
turistik eşya yapımı şeklinde sıralanabilir.
• Türkiye’de bakır madeni; Murgul (Artvin), Çayeli (Rize), Küre (Kastamo-
nu) ve Maden’de (Elâzığ) çıkarılmaktadır.
• Samsun, Murgul ve Maden deki tesislerde işlenmektedir.
• Türkiye bakır madeni üretiminde dünyada yedinci sıradadır.

Türkiye’de Bulunan Bakır Yataklarının Dağılımı (MTA)

Krom
• Demir-çelik sanayisinin önemli bir ham maddesidir.
• Paslanmaz çelik yapımında kullanılan krom, bu özelliğinden dolayı metal ve
silah endüstrisi için oldukça önemlidir.
• Ülke genelinde önemli krom yatakları; Guleman Bölgesi, Sivas-Erzincan-
Kop Dağ Bölgesi, Fethiye-Köyceğiz-Denizli Bölgesi, Mersin-Adana-
Kayseri Bölgesi, Bursa-Kütahya-Eskişehir Bölgesi ve İskenderun-
Gaziantep Bölgesi›nde bulunmaktadır.
• Elazığ ve Antalya’da bulunan ferro krom tesislerinde işlemektedir.

Türkiye Krom Rezervlerinin Çıkarılan Bölgelere Göre Dağılım Oranları (MTA)

199
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Krom Madeninin Çıkarıldığı Yerler

Boksit
• Alüminyumun ham maddesi olan boksit; hafif ve dayanıklı olduğundan uçak
sanayisinde, otomobil, ev eşyaları ve elektrik malzemelerinin yapımında kul-
lanılır.
• Seydişehir (Konya), Kokaksu (Zonguldak) ve Payas’ta (Hatay) bulun-
maktadır.
• Çıkarılan boksit, Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir.

Türkiye’de Bulunan Boksit Yataklarının Dağılımı (Mta)

Kurşun ve Çinko Madenleri


• Genellikle bir arada bulunur.
• Kurşunun en önemli kullanım alanı akü imalatıdır. Yer altı haberleşme kab-
lolarının izolasyonu, benzin içindeki oktanın ayarlanması, renkli televizyon
tüpleri ile mühimmat yapımı, kurşunun diğer kullanım alanlarıdır.
• Balya (Balıkesir), Yenice (Çanakkale), Keban (Elazığ), Bolkar Dağları,
Zamantı (Kayseri), Akdağmadeni (Yozgat) ve Doğu Karadeniz’de yer al-
maktadır.

200
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Bulunan Kurşun Yataklarının Dağılımı (Mta)

Manganez
• Demir-çelik sanayisinde çeliği sertleştirerek sert ve dayanıklı sanayi çeliği
üretimi ile kimya kullanılır.
• Önemli manganez yatakları Tavas’ta (Denizli) yer almaktadır.

Manganez Madeninin Çıkarıldığı Yerler

Barit
• %85-90’ı sondaj sektöründe kullanılmaktadır.
• Suda erimeyen bir maden olduğundan boya, deri, kimya, cam ve kauçuk
sanayinde, sportif eşyalarda (bowling, golf ve tenis topları) kaymayı önleyici
malzemelerin yapımında kullanılır.
• Ülkemizde barit madeni; Alanya ve Gazipaşa (Antalya), Elbistan (Kahra-
manmaraş), Çanakkale, Eskişehir, Giresun ve Muş’ta bulunmaktadır.

Barit Madeninin Çıkarıldığı Yerler

201
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Fosfat
COĞRAFYA

• %85’i gübre olarak %15’i de yem, gıda, deterjan, alaşım metalürjisi, kâğıt,
kibrit, harp ve kimya sanayilerinde kullanılmaktadır.
• Türkiye’deki fosfat yatakları Mazıdağı (Mardin), Adıyaman, Bingöl, Şanlı-
urfa ve Bitlis’te yer almaktadır.
• Mazıdağı fosfat işletmelerinde değerlendirilir.

Fosfat Madeninin Çıkarıldığı Yerler

Tuz
• Tuzun önemli kullanım alanları; insan gıdası, hayvan beslenmesi, dericilik,
konservecilik, kimya sanayisi ve buzlanmaya karşı kara yollarının tuzlanması
şeklinde sıralanabilir.
• Türkiye’de tuz üretiminin %28’i Çamaltı’nda (İzmir) deniz suyundan, %64’ü
Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve Palas Gölü’nden, kalanı da kaya tuzu yatakların-
dan karşılanmaktadır.
• Türkiye’nin önemli kaya tuzu yatakları Çankırı, Gülşehir (Nevşehir), Yer-
köy (Yozgat) ve Tuzluca’da (Iğdır) bulunmaktır.

Tuz Madeninin Çıkarıldığı Yerler

Lüle Taşı
• Genellikle beyaz veya pembe-kırmızı renklerde, hafif ve parlak yüzeyli olup
süs eşyası, takı ve pipo gibi eşyaların yapımında kullanılır.
• Dünyanın birçok yerinde bulunabilen bu taş Türkiye’de Eskişehir ve civa-
rında çıkarılıp işlenmektedir.

202
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Oltu Taşı

COĞRAFYA
• Genellikle siyah renkte, bazen de kahverengi olup küçük süs eşyaları ve tes-
pih yapımında kullanılan değerli bir taştır .
• Topraktan ilk çıktığında yumuşak olan oltu taşı hava ile temas ettiğinde sert-
leşir. Kullanıldıkça parlayan bu taş, Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılıp iş-
lenmektedir.
Mermer Yatakları
• Kireç taşının başkalaşım geçirmesi sonucu oluşur Türkiye, yaklaşık 5,1 mil-
yar m³lük rezervi ile dünyanın önemli mermer üreticileri arasında yer almak-
tadır.
• Marmara Adası (Balıkesir), Balıkesir, Bursa, Bilecik, Muğla, Afyon, Bur-
dur ve Denizli mermer yataklarının bulunduğu başlıca illerdir.

Mermerin Çıkarıldığı Yerler

Volfram (Tugsten)
• Çok sert olması nedeniyle özel sanayi çeliği olarak iş makineleri, uçak,
demiryolu ve gemi yapımı yanında, ampullerde enerjiyi ışığa çevirmede
kullanılır.
• Bursa Uludağ’da çıkarılıp işletilmektedir fakat son yıllarda üretimi durmuştur.

Enerji Kaynakları

Yenilenemeyen Yenilenebilir (Alternatif)


Enerji Kaynakları Enerji Kaynakları

• Taş Kömürü • Hidroelektrik


• Linyit • Güneş enerjisi
• Petrol • Rüzgar enerjisi
• Doğal gaz • Jeotermal enerji
• Nükleer enerji • Biyokütle enerjisi

203
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Taş kömürü
COĞRAFYA

• Türkiye’de taş kömürü yatakları, Ereğli-Zonguldak Amasra Havzası’nda


yer alır.
• Taş kömürü, yüksek kalorili olduğundan çoğunlukla demir-çelik sanayisinde
yakıt olarak kullanılmaktadır.
• Çatalağzı Termik Santrali’nde elektrik üretmek amacıyla da yararlanılmak-
tadır.
Linyit
• Taş kömürüne göre daha düşük kalorili bir madendir.
• Türkiye, linyit yatakları bakımından oldukça zengindir.
• Linyit çıkarılan önemli yerler; Elbistan (Kahramanmaraş), Soma (Manisa),
Tunçbilek, Seyitömer, Tavşanlı (Kütahya), Çan (Çanakkale), Yatağan
(Muğla), Çeltek (Amasya), Nallıhan, Çayırhan (Ankara), Dodurga (Ço-
rum) ve Aşkale (Erzurum) şeklinde sıralanabilir.
• Türkiye’de üretilen linyitin yarıdan fazlası termik santrallerde, geriye kalan
kısmı ise konutların ısıtılmasında ve sanayide kullanılmaktadır.
• Soma (Manisa), Seyitömer ve Tunçbilek (Kütahya), Yatağan, Yeniköy ve
Kemerköy (Muğla), Afşin-Elbistan (Kahramanmaraş), Çayırhan (Anka-
ra) ve Orhaneli (Bursa) linyitle çalışan önemli termik santraller arasında yer
almaktadır.
Petrol
• Türkiye’de ilk kez 1940 yılında Raman Dağı’nda (Batman) çıkarılmıştır.
• Günümüzde başlıca petrol çıkarılan alanlar; Batman, Adıyaman, Siirt ve Di-
yarbakır’da yer almaktadır.
• Çıkarılan petrol; Batman, Kırıkkale, İzmit ve İzmir’deki rafinerilerde
işlenmektedir.
• Türkiye’nin petrol ithalatı büyük oranda İran, Irak, Rusya, Suudi Arabistan,
Kazakistan gibi ülkelerden yapılmaktadır.
Doğalgaz
• Kükürt bileşikleri, kül gibi partikülleri yaymadığı için diğer fosil yakıtlara göre
daha temiz bir enerji kaynağıdır.
• Hamitabat (Kırklareli) ve Çamurlu (Mardin) başlıca doğal gaz çıkarılan yer-
lerdir.
• Türkiye’deki doğal gaz ile elektrik elde edilen termik santraller; Hamitabat
(Kırklareli), Ambarlı (İstanbul) ve Ovaakça’da (Bursa) bulunmaktadır.
• Türkiye’nin doğal gaz ithalatı Rusya, İran, Azerbaycan, Cezayir ve Nijer-
ya’dan temin edilmektedir.

204
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Nükleer Enerji

COĞRAFYA
• Nükleer santrallerde uranyum atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu
açığa çıkan enerjidir.
• Türkiye, Akkuyu (Mersin) ve Sinop’ta nükleer santral kurmak için
çalışmalara başlamıştır.
• Türkiye’nin en önemli toryum yatağı Sivrihisar’dadır. (Eskişehir)
Su gücü (hidroelektrik) Enerjisi
• Yenilenebilir temiz enerji kaynaklarındandır.
• Türkiye’nin yüksek ve engebeli olması, hidroelektrik potansiyelinin yük-
sek olmasını sağlamıştır.
• Türkiye, sahip olduğu su kaynaklarına ait potansiyelin henüz tamamını kul-
lanamamaktadır.
Güneş Enerjisi
• Çevre temizliğine olan katkısından dolayı fosil yakıtlara alternatif bir enerji
kaynağıdır.
• Günümüzde konut, iş yeri ve seraların ısıtılması, sıcak su temini, tarım ürün-
lerinin kurutulması gibi birçok alanda kullanılan bu enerji kaynağı elektrik
enerjisine çevrilebilmektedir.
• Bu enerji üretimine önem veren Türkiye’de son yıllarda güneş santrallerinde
önemli bir artış söz konusudur.
• İç ve güney kesimlerde oldukça yaygındır (Kayseri, Konya, Balıkesir, De-
nizli, Mersin).
Rüzgâr Enerjisi
• Rüzgâr enerjisi, çevreyi kirletmeyen temiz ve tükenmez bir enerji kaynağıdır.
• Bu enerjinin en büyük dezavantajı rüzgârın değişken karakterli olmasıdır.
• Rüzgâr enerjisinden özellikle Balıkesir, İzmir, Manisa, Hatay, Osmaniye,
İstanbul ve Çanakkale illerinde elektrik üretme amaçlı yararlanılmaktadır.
Jeotermal enerji
• Yer altı suyu sıcaklığına bağlı olarak elektrik üretiminin yanı sıra konut ve se-
raların ısıtılması, termal turizm ve endüstri gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
• İlk işletmeye açılan jeotermal santrali (kuyu) Sarayköy (Denizli)’dedir.
Biyokütle
• Sürdürülebilme, kolay bulunabilme, çevreye zarar vermeme gibi önemli
avantajlara sahip olan yenilenebilir enerji kaynağıdır.
• Biyokütle enerjisi, bitki ve hayvan atıklarının uygun teknoloji ve yöntemler
kullanılarak enerjiye dönüştürülmesi ile elde edilir.

205
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Örneğin odun, tarımsal atıklar (saman, mısır koçanları, pamuk atıkları vb.),
COĞRAFYA

kanalizasyonatıkları, endüstriyel organik atıklar (kâğıt endüstrisindeki si-


yah likör, şeker sanayisindeki küspe) vb.
Türkiye’de Madenler ve Enerji Kaynaklarının Etkin Kullanımı
• Madencilik sektörü, sanayi ve enerji sektörünün çeşitli kollarına ham madde
sağlamaktadır.
• Gelişmiş ülkeler; madenleri ham madde olarak ithal eder, sanayi tesislerinde
işleyerek mamul maddeye dönüştürür ve satar. Bu sayede ekonomiye daha
fazla gelir sağlanmış olur.
• Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise madenleri işleyecek sanayi kol-
ları yeterince gelişmemiştir. Bu yüzden madenleri ham madde olarak ihraç
etmek bu tür ülkelerin ekonomilerine pek katkı sağlamaz.
• Ülke kalkınmasında enerjide bağımsız kalabilmenin ve enerji çeşitliliğini
sağlamanın yolu öz kaynakların geliştirilmesinden geçmektedir.
• Türkiye; hidrolik enerji, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, güneş ve biyokütle
enerjileri gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir potansiyele
sahiptir.

Uygulama

Aşağıda verilen maden türleri ile bu madenlerin yaygın olarak görüldüğü


yerleri örnekteki gibi eşleştiriniz.

Maden Türü Yer


a Bor mineralleri Zonguldak
b Demir Mazıdağı (Mardin)
c Deniz tuzu a Bandırma (Balıkesir)
ç Bakır Ödemiş (İzmir)
d Fosfat Divriği (Sivas)
e Krom Afşin ve Elbistan (Kahramanmaraş)
f Lüle taşı Çamaltı (İzmir)
g Boksit Eskişehir
ğ Mermer Guleman (Elazığ)
h Taş kömürü Küre (Kastamonu)
ı Linyit Keban (Elazığ)
i Kurşun-çinko Seydişehir (Konya)
j Cıva Demirci (Manisa)
k Feldspat Marmara Adası (Balıkesir)

206
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Cevap:

COĞRAFYA
a) Bandırma (Balıkesir), b) Divriği (Sivas), c) Çamaltı (İzmir), ç) Küre (Kastamonu),
d) Mazıdağı (Mardin) e) Guleman (Elazığ) f) Eskişehir g) Seydişehir (Konya),
ğ) Marmara Adası (Balıkesir), h-Zonguldak ı) Afşin-Elbistani-Keban (Elazığ),
j) Ödemiş (İzmir) k) Demirci (Manisa)

Örnek
Karabük ve Ereğli Demir Çelik Fabrikası Türkiye’nin kuzeyinde yer alan
önemli bir sanayi bölgesidir. Bu bölgede sanayinin gelişmesinde etkili olan
başlıca faktör aşağıdakilerden hangisidir?
A) İklim koşullarının elverişli olması
B) Yeryüzü şekillerinin sade olması
C) Taş kömürü yataklarının bulunması
D) Orman bitki örtüsünün bulunması
E) Pazar koşullarının gelişmiş olması
Cevap: C

Örnek
I. Metalurji sanayisinde paslanmaz çelik yapımında kullanılmaktadır.
II. Elektrik-elektronik sanayisinde kullanılmaktadır.
III. Akü imalatında kullanılmaktadır.
Yukarıda kullanım alanları verilen madenler sırasıyla hangi seçenekte doğru
olarak verilmiştir?
I II III
A) Bor Bakır Kurşun-çinko
B) Bakır Bor Kurşun-çinko
C. Demir Bor Cıva
D. Demir Bakır Feldspat
E. Krom Bakır Kurşun-çinko
Cevap: E

207
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

• Afyon 3. Aşağıdaki madenlerin hangisinde


• Muğla dünyada rezervi bakımından birinci
sıradayız?
• Bilecik
A) Bakır
• Marmara Adası (Balıkesir)
B) Demir
• Bursa
C) Bor
1. Yukarıda verilen alanlarda çıkarı-
lan en önemli yer altı kaynağı aşağı- D) Krom
dakilerden hangisidir? E) Boksit
A) Bor mineralleri
B) Mermer 4. Aşağıdaki enerji kaynaklarından
C) Demir hangisi çevre dostu ve tükenmeyen
bir enerji kaynağıdır?
D) Feldspat
A) Nükleer enerji
E) Krom
B) Linyit
C) Doğalgaz
2. Türkiye maden çeşitliliği bakımın-
dan zengin bir ülkedir. Buna göre D) Rüzgâr
Türkiye’de maden çeşitliliğinin oluş- E) Taşkömürü
masında aşağıdakilerden hangisi et-
kili olmuştur?
5. Hamitabat, termik santralinde aşa-
A) Türkiye’de maden sanayisinin geliş- ğıdaki enerji kaynaklarından hangisi
miş olması kullanılır?
B) Türkiye’nin maden ihracatının yük- A) Taş kömürü
sek olması
B) Doğal gaz
C) Maden yataklarının dağınık olması
C) Linyit
D) Sanayinin gelişmesi ile madenlere
duyulan ihtiyacın artması D) Petrol

E) Volkanizma ve dağ oluşumu hare- E) Akarsu


ketlerinin etkili olması

Cevap Anahtarı:
1)B 2)E 3)C 4)D 5)B

208
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

209
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

210
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE SANAYİ

COĞRAFYA
• Sanayi, farklı ham maddelerin ve yarı işlenmiş ürünlerin fabrikalarda
işlenerek kullanılabilir (imal edilmiş) hâle getirilmesi faaliyetidir.
• Türkiye’de sanayi faaliyetlerinin dağılışını etkileyen başlıca faktörler; ham
madde, enerji kaynakları, sermaye, iş gücü, ulaşım ve pazardır.

Hammadde

Ulaşım Sermaye

Pazar İşgücü

Enerji

Sanayinin Dağılışındaki Etkili Olan Faktörler

Ham madde
• Modern sanayide ham maddeye duyulan ihtiyacın fazla olmasının yanı sıra
bazı ham maddelerin çabuk bozulabilir olması, sanayi tesislerinin ham mad-
de kaynaklarına yakın yerlerde kurulmasını zorunlu kılmaktadır.
Enerji
• Sanayi kollarının enerji istekleri birbirinden farklıdır. Demir-çelik sanayisinde
ısı elde etmek için kullanılan enerji, birçok sanayi kolunda makineleri çalıştır-
mak için elektrik enerjisi olarak kullanılır.
• Günümüzde elektrik enerjisinin çok uzaklara kadar iletilebilmesi, enerji faktö-
rünün sanayi tesislerinin dağılışına olan etkisini azaltmıştır.
Sermaye
• Sanayi tesislerinin kuruluşu, üretime hizmet eden araç gereçlerin alımı, ham
madde satın alınması ve çalışanlara ait ücretlerin ödenmesi için gerekli olan
birikime denir.

211
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İş gücü
COĞRAFYA

• Sanayideki otomasyon sistemlerinin gelişmesi nitelikli iş gücüne duyulan ih-


tiyacı artırmaktadır. Türkiye, vasıflı ve vasıfsız iş gücü açısından önemli bir
potansiyele sahiptir.
Ulaşım
• Ham maddenin sanayi tesisine getirilmesi ve mamul maddenin pazara ulaş-
tırılabilmesi ulaşımın kolay, hızlı, güvenli ve düzenli olmasına bağlıdır.
• Sanayinin gelişmesinde özellikle demir yolu ve deniz yolu ulaşımı etkilidir.
• Türkiye’de sanayinin özellikle batı ile kıyı kesimlerde yoğunlaşmasının önem-
li sebeplerinden biri de elverişli ulaşım imkânlarıdır.

Türkiye’de Başlıca Sanayi Kolları


• İmalat sanayi alt sektörleri üç gruba ayrılır. Bunlar;
1. Tüketim malı üreten sanayiler: Giyim eşyaları, ev eşyaları ve gıda maddeleri
gibi tüketicinin kullanımına hazır durumdaki maddeleri üreten sanayi (gıda, tütün,
dokuma, ağaç, mobilya ve ayakkabı sanayi gibi) dalları.
2. Ara malı üreten sanayiler: Yarı işlenmiş ve başka bir işleme tabi tutularak
kullanıma hazır hale getirilen maddeleri üreten sanayi (ağaç ve mantar ürünleri,
çırçırlama, kağıt, basım, deri işleme, demir-çelik, Petro kimya, petrol ürünleri, se-
ramik, pişmiş kil, cam, petrol ürünleri gibi) dalları.
3. Yatırım (temel) malları üreten sanayiler: Genellikle imalatçıların başka malları
üreten sanayi kolları (madeni elektrikli-elektriksiz makine, tarım makineleri, kara-
yolu, demiryolu, gemi, uçak imalat sanayi gibi) dalları.
• Türkiye’de sanayi işletmeleri bölgelere göre dengeli bir şekilde dağılmamış-
tır. Sanayi tesislerinin yoğunlaştığı sanayi bölgeleri şunlardır:
Bölgeler %
Marmara 55,9
Ege 14,6
İç Anadolu 12,1
Karadeniz 6,9
Akdeniz 6,8
Güneydoğu Anadolu 2,0
Doğu Anadolu 1,4
Sanayi Tesislerinin Yoğunlaştığı Sanayi Bölgeleri

• Marmara Bölgesi % 55’lik oranla Türkiye sanayisinin en yoğun olduğu


bölgedir. Bunu Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri izlemektedir.

212
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye’nin başlıca sanayi kolları aşağıdaki gibidir:

COĞRAFYA
Gıda Sanayisi
• Unlu mamuller sanayisi ham madde olarak tahılları işlemektedir.
• Bu sanayi tesislerinde un, ekmek, bisküvi ve makarna gibi mamul maddeler
üretilir.
• Ülke genelinde görülen un ve unlu gıda sanayi tesisleri özellikle Orta Anado-
lu’da yoğunlaşmaktadır.
• Şeker sanayisine dönük faaliyet, 1926 yılında Alpullu (Kırklareli) Şeker
Fabrikası’nın kurulmasıyla başlamıştır. Şeker pancarı tarımının yoğunlaştığı
iç bölgelerde bugün özel ve kamuya ait 33 adet şeker fabrikası bulunmak-
tadır.
• Et ve et ürünleri sanayisi, 1952 yılında Et ve Balık Kurumunun kurulması ile
başlamıştır.
• Bu üretimde Konya, İzmir, Erzurum, Balıkesir ve Kars ön plana çıkan iller
olarak dikkat çekmektedir.
• Tavuk eti işleyen tesisler büyükşehirlerin çevresinde toplanırken su ürünleri
işleyen tesislerin başlıcaları Çanakkale, Trabzon ve İzmir illerinde yer almak-
tadır.
• Bitkisel yağ fabrikalarının dağılışına bakıldığında ham maddeye yakınlığın
ön planda olduğu görülmektedir.
• Ayçiçeği yağı fabrikaları Edirne ve Tekirdağ’da zeytinyağı fabrikaları Edre-
mit, Ayvalık ve Gemlik’te, mısır ve soya yağı fabrikaları Adana’da yay-
gındır. Ayrıca Adana, İzmir ve İstanbul’da margarin yağı üreten tesisler
bulunmaktadır.
• Türkiye’de çay sanayisi, çay tarımının yapıldığı Doğu Karadeniz kıyı
kuşağında özelikle Rize çevresinde gelişmiştir.

Türkiye’de Gıda Sanayisinin Dağılımı (Doğanay, H., 2016)

213
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Dokuma ve Deri İşletmeciliği


COĞRAFYA

• Pamuklu dokuma ve pamuk ipliği tesisleri; Adana, İzmir, Denizli, Aydın, An-
talya, Manisa, Gaziantep gibi illerde ham maddeye bağlı olarak kurulmuş-
tur.
• İstanbul, Bursa ve Kayseri gibi illerde ise bu sanayi kolunun gelişmesi ham
madde temininin kolay olmasından kaynaklanmaktadır.
• İstanbul, Kocaeli (Hereke), Bursa, İzmir, Manisa, Uşak, Isparta, Kayse-
ri ve Gaziantep yünlü dokuma sanayisinin geliştiği başlıca merkezlerdir.
• Türkiye’nin geleneksel el sanatlarından olan halıcılık ve kilimcilik; Isparta,
Kayseri (Bünyan), Manisa (Demirci, Gördes, Kula), Kocaeli (Hereke),
Uşak gibi merkezlerde yapılmaktadır. El yapımı halı ve kilimler yurt dışına
ihraç edilmektedir.
• Ülkemizde tekstil, hazır giyim ve örme sanayisi; genellikle pazar ve ulaşım
koşullarına bağlı olarak İstanbul, İzmit, Bursa, İzmir, Ankara ve Adana
gibi büyük şehirlerde gelişmiştir.
• Deri sanayisi ise başta İstanbul olmak üzere İzmir, Bursa, Bolu, Uşak ve
Tekirdağ’da gelişmiştir.

Türkiye’de Faaliyet Gösteren Dokuma, Giyim ve Deri Sanayisi (Doğanay, H., 2016)

Orman Ürünleri Ve Mobilya Sanayisi


• Ham madde olarak ormanlardan elde edilen odunu kullanmaktadır.
• Batı Karadeniz’de yoğunlaştığı görülmektedir.
• Ham maddesini odunun yanı sıra bazı bitkiler (saman, mısır sapı, saz, kamış
vb.) ile atık kâğıtların oluşturduğu kâğıt sanayisi Türkiye’de önemli bir faaliyet
koludur.
• İzmit, Çaycuma (Zonguldak), Dalaman (Muğla), Balıkesir ve Taşköprü
(Kastamonu) kâğıt fabrikaları bulunmaktadır.

214
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
Türkiye’de Yer Alan Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayisi (Doğanay, H., 2016)

Kimya Sanayisi
• Birçok ham madde kullanılarak çok sayıda ürün elde edilmektedir.
• Türkiye’de bulunan petrol rafinerileri; İpraş (İzmit-Görsel 2.132), Aliağa
(İzmir), Orta Anadolu’dur.
• Kimya sanayisinin bir kolu olan ilaç sanayisi, başta İstanbul olmak üzere
Kocaeli ve Tekirdağ’da gelişmiştir.
• Sabun ve deterjan üretimi de kimya sanayisinin bir faaliyet koludur. İstanbul,
İzmir, İzmit, Balıkesir ve Gaziantep sabun ve deterjan üreten tesislerin bu-
lunduğu söylenebilir.
• Türkiye’de gübre üreten tesisler Bandırma (Balıkesir), Aliağa (İzmir), Koca-
eli, İskenderun, Ceyhan (Adana), Mersin, Kütahya, Gemlik (Bursa) ve Sam-
sun’da bulunmaktadır.

Türkiye’de Kimya Sanayisinin Faaliyet Gösterdiği Yerler (Doğanay, H., 2016)

215
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi


COĞRAFYA

Çimento, tuğla, kiremit, cam ve cam ürünleri, kireç, alçı ve seramik eşya şeklin-
de sıralanabilir.
Tuğla ve kiremit sanayisinin gelişmesini sağlamıştır. Eskişehir, Kütahya, Afyon-
karahisar, Uşak, Tokat, Manisa ve İzmir bu fabrikalardandır.
Seramik, porselen ve fayans üretiminde ana ham madde kil, kaolin, feldspat ve
kuvars kumudur. Seramik ve porselenden elde edilen ürünlerin de ihracatta yer
aldığı görülmektedir. Çan (Çanakkale), Bozüyük ve Söğüt (Bilecik), Kütahya,
İstanbul, İzmir ve Eskişehir

Türkiye’de Taş Ve Toprağa Dayalı Sanayi Faaliyetlerinin Bulunduğu Yerler (Doğanay, H., 2016)

• Türkiye’nin başlıca maden işleme tesisleri; demir, bakır, krom, boksit, ku-
şun-çinko ve bor mineralleri madenlerine bağlı olarak kurulmuştur.
Makine Sanayisi
• Ulaşım araçları yapımı, elektrikli makinelerin imalatı, tarım aletleri yapımı,
savunma sanayisine ait araçların imalatı gibi kollardan oluşmaktadır.
• İlk yerli Türk otomobili, Devrim adıyla Eskişehir Lokomotif ve Motor En-
düstri Tesisleri’nde imal edilmiştir.
• Türkiye’de günümüzde Bursa, İzmir, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya’da oto-
mobil ve yük taşıtları üreten fabrikalar bulunmaktadır. Otomotiv sektörü, Tür-
kiye’nin ihracatında önemli bir paya sahiptir.

Türkiye’de Üretilen Makinelerin Bulunduğu Yerler (Doğanay, H., 2016)

216
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Tarım araçları sanayisine dayalı üretim; İstanbul, Adapazarı, Kocaeli,

COĞRAFYA
İzmir, Ankara ve Kayseri’de gelişmiştir. Lokomotif üretimi Adapazarı,
Eskişehir ve Sivas’ta; ray bakım tesisleri yer alır.
• Türkiye’de en önemli tersaneler, İstanbul ile İzmit arasında yer
almaktadır. Gölcük, Tuzla, Pendik ve Haliç bu tersanelerden bazılarıdır.
• Türkiye’de birçok sanayi kuruluşunda kullanılan makineler, elektrikli
aletler, küçük ev eşyaları ve özellikle de beyaz eşya sanayisinin geliştiği
görülmektedir. İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Bursa ve Gaziantep bahse-
dilen sanayi tesislerinin ön plana çıktığı illerdir.
Savunma Sanayi
• Türkiye’de savunma sanayii oldukça önemli bir yere sahiptir. Makine
Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), Askerî Elektronik Sanayii (ASELSAN),
Askerî Pil Sanayii (ASPİLSAN), Hava Elektronik Sanayii (HAVELSAN) sa-
vunma sanayisinin başlıca kurumlarıdır. Türkiye’de ilk silah fabrikası
Kırıkkale’de kurulmuştur.

TÜRKİYE’DE SANAYİ KOLLARININ COĞRAFİ DAĞILIŞI


TARIMSAL SANAYİ
Kıyı bölgelerimiz hariç her yöremizde bulunur.
Şeker fabrikaları
30’dan fazla şeker fabrikası vardır.
İç Anadolu başta olmak üzere tüm bölgelerimizde
Unlu mamuller
bulunur.
Edirne, Trabzon, Erzurum, Kars, Tekirdağ,
Et ve süt ürünleri Şanlıurfa, Adana, Kayseri, İstanbul, İzmir, Ankara,
Balıkesir
Ayçiçek yağı fabrikaları Trakya’da, zeytinyağı
Yağ fabrikası
fabrikaları Ege ve Güney Marmara’da yaygındır.
Konservecilik İstanbul, Bursa, Çanakkale, Balıkesir ve İzmir.
İstanbul, İzmir, Samsun, Tokat, Adana, Malatya,
Sigara
Bitlis.
İçki fabrikaları Tekirdağ, Gaziantep, Nevşehir, Ankara
MAKİNA VE KİMYA SANAYİ
Petrol rafineri İzmir, Mersin, İzmit, Batman, Kırıkkale
Uçak Ankara, Eskişehir
Mersin, İzmit, İzmir, Kütahya, Bandırma,
Gübre fabrikası
İskenderun, Elâzığ, Samsun.
Bursa, Adapazarı, İzmir, İzmit, Aksaray, İstanbul,
Otomotiv
Ankara.
Vagon Adapazarı, Sivas, Eskişehir.
Gemi İstanbul, İzmit.

217
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

DOKUMA SANAYİ
Pamuklu Dokuma Şanlıurfa, Aydın, Hatay
Yünlü Dokuma Bursa, Kayseri, Hereke, Uşak
İpekli Dokuma İstanbul, Bursa, Gemlik
Isparta, Uşak, Gördes, Demirci, Kula, Bünyan,
Halı Kilim Battaniye
Kayseri, Lâdik, Hereke
Deri işleme İstanbul, İzmir, Kayseri, Erzurum, Erzincan, Van.
TAŞA TOPRAĞA DAYALI SANAYİ
Tuğla Kiremit Eskişehir, Manisa, Kütahya, Aydın Çorum, Tokat.
Şişe-Cam fabrikaları İstanbul, Sinop, Kırklareli, Mersin.
MADEN SANAYİSİ
Bor Bandırma, Emet, Kırka.
Bakır Samsun, Murgul, Ergani.
Ferrokrom Antalya, Elâzığ.
Karabük, Ereğli, İskenderun, İzmir, Sivas,
Demir-Çelik
Kırıkkale.
ORMAN SANAYİSİ
Mobilya Ankara, İstanbul, Bursa, Kayseri.
Zonguldak-Çaycuma, Giresun-Aksu, Muğla-
Kâğıt fabrikaları Dalaman, Balıkesir, Kastamonu-Taşköprü, Silifke-
SEKA.
Türkiye’de Sanayi Kollarının Coğrafi Dağılışı

Türkiye’de Sanayinin Bölgeler İçinde Dağılımı

Harita 1.66 Sanayileşmenin bölgeler içindeki dağılımı

• Marmara Bölgesi’nde: İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa.


• Ege Bölgesi’nde: İzmir, Aydın, Denizli.
• İç Anadolu Bölgesi›nde: Ankara, Eskişehir, Konya Kayseri.
• Akdeniz Bölgesi’nde: Mersin Adana.

218
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Yer altından çıkarılan madenlerin fabrikalarda işlenerek demir, bakır gibi saf hâle
getirilerek işlemesine maden işleme sanayisi (metalürji) denir. Maden işleme
tesisleri genellikle büyük sanayi tesislerinden oluşmaktadır. Türkiye’nin başlıca
maden işleme tesisleri; demir, bakır, krom, boksit, kurşun-çinko ve bor mineralleri
madenlerine baglı olarak oluşturulmuştur.
Buna göre haritada numaralandırılmış yerlerle aşagıda verilen maden işleme
tesislerini eşleştiriniz.

......Ergani Bakır İşletmeleri (Maden / Elazığ) ......Karabük Demir çelik Fabrikası (Karabük)

......Samsun Bakır İzabe Tesisleri (Samsun) ......Eregli Demir Çelik Fabrikası (Eregli / onguld.)

......Murgul Bakır İzabe Tesisleri (Artvin) ......İskenderun Demir Çelik Fabrikası (Iskenderun)

......Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları (Balıkesir) ......Antalya Ferro-Krom Tesisleri (Antalya)

......Kırka Bor İşletmesi (Seyitgazi / Eskişehir) ......Elazığ Ferro-Krom Tesisleri (Elazıg)

......Elazıg Kurşun-Çinko İşletmeleri (Elazığ) ......Seydişehir Alüminyum Tesisleri (Konya)

Cevap:
9
......Ergani Bakır İşletmeleri (Maden / Elazığ) 12
......Karabük Demir çelik Fabrikası (Karabük)
1
......Samsun Bakır İzabe Tesisleri (Samsun) 2
......Eregli Demir Çelik Fabrikası (Eregli / onguld.)
4
......Murgul Bakır İzabe Tesisleri (Artvin) 7
......İskenderun Demir Çelik Fabrikası (Iskenderun)
8
......Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları (Balıkesir) 6
......Antalya Ferro-Krom Tesisleri (Antalya)
5
......Kırka Bor İşletmesi (Seyitgazi / Eskişehir) 11
......Elazığ Ferro-Krom Tesisleri (Elazıg)
3
......Elazıg Kurşun-Çinko İşletmeleri (Elazığ) 10
......Seydişehir Alüminyum Tesisleri (Konya)

219
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Sanayi tesislerinin kuruluşunda ham madde, enerji kaynakları, sermaye, iş


gücü, ulaşım ve pazar etkili olmaktadır. Buna göre ülkemizdeki petrol rafine-
rilerinden hangisinin kuruluş yerinin belirlenmesinde ham maddeye yakınlık
etkili olmuştur?
A) Aliağa (İzmir)
B) ATAŞ (Mersin)
C) Batman (Batman)
D) Orta Anadolu (Kırıkkale)
E) İPRAŞ (İzmit)
Cevap: C

Örnek
Aşağıdaki sanayi kollarından hangisinin hammaddesi daha çok tarıma da-
yalıdır?
A) Cam
B) Çimento
C) Dokuma
D) Seramik
E) Kimya
Cevap: C

220
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Aşağıdaki sanayi kuruluşlarından 4. Hammadde bakımından dışarıya
hangisi Karadeniz bölgesinde yok- en çok bağımlı olduğumuz sanayi
tur? kuruluşu aşağıdakilerden hangisi-
A) Petrol rafinerisi dir?
B) Cam fabrikası A) Otomotiv
C) Bakır fabrikası B) Metalürji
D) Demir-çelik fabrikası C) Besin
E) Sigara fabrikası D) Tütün
E) Çimento sanayi
2. Aşağıdaki sanayi kuruluşlarından
hangisinin dağılımında hayvancılı-
ğın etkisi olmamıştır? 5. Kereste, tomruk, kâğıt ve mobil-
ya gibi orman ürünleri endüstrisinin
A) Gübre sanayi
kurulup gelişebilmesi için aşağıdaki
B) Deri sanayi illerden hangisinin doğal koşulları
C) Et ve süt ürünleri elverişli değildir?
D) Halı ve kilim dokuma A) Hatay
E) İpekli dokuma B) Kastamonu
C) Bartın
3. GAP projesi ile Güneydoğu Ana- D) Sivas
dolu Bölgesinde birçok sanayi ala-
E) Giresun
nında gelişme göstermesi beklen-
mektedir. GAP ve bölgenin diğer
özellikleri düşünüldüğünde, bu böl-
gemizde aşağıdaki sanayi dalların-
dan hangisinde yakın zamanda ge-
lişme beklenemez?
A) Kâğıt
B) Dokuma
C) Çimento
D) Petro-Kimya
E) Gıda sanayi

Cevap Anahtarı:
1)A 2)A 3)A 4)B 5)D

221
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

222
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE ULAŞIM

COĞRAFYA
• Ulaşım, mal ve hizmetlerin bir yerden başka bir yere taşınmasıdır. Ulaşım
altyapısının kurulması ve ulaşım sistemlerinin gelişmesi üzerinde etkili olan
faktörleri; doğal ve beşerî olmak üzere iki başlıkta incelemek mümkündür.

ULAŞIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Doğal Faktörler Beşeri Faktörler

• Coğrafi Konum • Ekonomik Faaliyetler


• Yeryüzü Şekilleri • Nüfus ve yerleşme
• İklim • Teknolojik Gelişmeler

1. Doğal faktörler
1.1. Coğrafi Konum
• Asya ve Avrupa kıtalarının arasında yer alan, Afrika Kıtası’na yakın olan Tür-
kiye sahip olduğu coğrafi konum ile dünyada ulaşımın geliştiği ülkelerden biri
olmuştur.
1.2. Yeryüzü şekilleri
Ortalama yükseltisi 1.132 m olan ülkemizin kuzeyinde Kuzey Anadolu Dağla-
rı’nın, güneyinde
Torosların kıyıya paralel uzanması; doğu batı yönünde uzanan bu dağların Do-
ğu Anadolu
Bölgesi’ne doğru birbirine yaklaşması, sıkışarak yükselmesi ulaşımı ve ulaşım
hatlarını etkilemiştir.
Dağ sıralarının uzanışı nedeniyle kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşım, geçitler
sayesinde yapılmaktadır.
1.3. İklim
Türkiye’de özellikle karasal iklimin hakim olduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nde yo-
ğun kar yağışı, tipi ve çığ nedeniyle yollar zaman zaman kapanmaktadır.

2. Beşeri faktörler
• Beşerî faktörler arasında ulaşımı etkileyen en önemli unsurlar, nüfus ve
ekonomik faaliyetlerdir.
• Teknolojide meydana gelen gelişmeler ulaşım sistemlerini iyileştirmiş, bu du-
rumda yolcu taşımacılığında güvenlik, konfor ve hız gibi özellikleri beraberin-
de getirmiştir.

223
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2.1. Ulaşım sistemlerinin Yerleşmeye ve ekonomiye etkisi


COĞRAFYA

a. Ekonomiye Etkisi
• Türkiye’de ulaşım sistemleri nüfus ve yerleşmeye bağlı olarak gelişir. Yolcu
taşıma kapasitesinin çok olduğu büyük şehirlerde her türlü ulaşım sistemi
mevcuttur.
• Ulaşımın gelişmiş olması madenlerin işlenmesinde ve pazarlanmasında bü-
yük kolaylık sağlamaktadır.
• Doğal ve tarihî güzelliklerin görülmesi ve tanıtılmasında yolların yapılması
önemlidir.
• Tarım ve hayvancılık sektöründe ulaşım sistemleri olmazsa olmazdır. Örne-
ğin Akdeniz bölgesindeki seralarda üretilen sebze ve meyvelerin bozulma-
dan kısa sürede pazar alanına ulaşması gelişmiş ulaşım sistemleri ile yakın-
dan ilgilidir.
b. Yerleşmeye Etkisi
• Gelişmiş şehirlerimizin büyük bir kısmı önemli kavşak noktasında bulunmak-
tadır.
• Bu anlamda Afyon ilimizi örnek olarak verebiliriz. Ege bölgesiyle iç bölgeler
arasındaki bağlantıyı sağlayan ilimiz önemli transit ağlarının geçiş noktasın-
dadır.
• Bir başka örnek Aksaray’dır. Aksaray İç Anadolu, Batı Karadeniz ve
Marmara’yı birbirine bağlayan önemli bir noktada bulunur.
2.2. Türkiye’de Ulaşım Sistemlerinin gelişimi
a. Türkiye’ de Kara Yolu Ulaşımı
• Ülkemizde kara yolu ulaşımı çok eskiye dayanmasına karşın, gelişimi
sanayileşme ile başlar.
• 1950 yılında kurulan Karayolları Genel Müdürlüğü yol yapımı ile ilgili önem-
li çalışmalar yapmıştır.
• 1980 yılından sonra otoban yolların yapımına önem veren ülkemiz, artık bir-
çok bağlantı yollarının çift yönlü olmasıyla daha kolay bir ulaşım sağlamak-
tadır.
• Kuzeyde ve güneyde dağların kıyıya paralel uzanması ulaşımın geçit nok-
taları ile sağlanmasına neden olmaktadır. Kop, Zigana, Ilgaz, Sertavul,
Çubuk, Belen, Gülek Geçitleri kıyı ile iç kesimler arasındaki bağlantıyı
sağlamaktadır.
• Otoyollar; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Adana gibi büyükşehirlerimizin
civarında hizmet veren, ülkemizin en yoğun trafiğe sahip güzergâhları üze-
rinde bulunmaktadır.
• Son yıllarda otoyol projelerine önemli oranda bütçe ayrılmaktadır. İzmir-İs-
tanbul otoyolu ve Osmangazi Köprüsü bu projelere örnek olarak verilebilir.

224
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

b. Türkiye’ de Demir Yolu Ulaşımı

COĞRAFYA
• İlk demir yolunun 1856 yılında İzmir-Aydın arasında olduğunu görmekteyiz.
• Cumhuriyet Dönemi’nde inşa edilen ilk demir yolu 1923-1933 yılları arasında
yapılmış ve toplam 1800 km uzunluğa sahiptir.
• Demir yollarının diğer ulaşım sitemlerine göre daha güvenli ve konforlu olma-
sı son yıllarda giderek önemini arttırmıştır.
• Ülkemizdeki demir yollarının uzanışı doğu-batı doğrultuludur.
• Akdeniz kıyı kesiminde Mersin ve İskenderun; Karadeniz’de Samsun ve
Zonguldak; İç Anadolu üzerinden diğer bölgeler bağlantı sağlanmaktadır.
• Son yıllarda Ankara, Eskişehir, Konya, İstanbul ve yapımı devam eden
Sivas hızlı tren hatları ile demir yolu önem kazanmıştır.
• Türkiye’nin ilk hızlı tren seferi, 2009 yılında İstanbul-Ankara hızlı tren hattı-
nın bir parçası olan Ankara-Eskişehir hattında başlamıştır.
• Eskişehir-Pendik bölümü, 25 Temmuz 2014’te tamamlanarak İstanbul-
Ankara yüksek hızlı tren hattı kesintisiz ulaşıma açılmıştır.
• Sanayisi, turizm potansiyeli ve limanıyla ülkemizin üçüncü büyük şehri
olan İzmir ve güzergâhındaki Manisa, Uşak ve Afyonkarahisar’dan An-
kara’ya kısa sürede ulaşmak için başlatılan Ankara-İzmir Yüksek Hızlı
Tren Projesi’nin yapımı devam etmektedir.
• Bütün bunlara ek olarak demir yolu ağı büyük şehirlerdeki metro hizmetleri
ile dikkati çekmektedir. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde trafik
yoğunluğunun çözümüne katkı sunmaktadır. Marmaray Projesi ile İstan-
bul’da boğazın öbür tarafına geçiş süresi 3dk.ya inmiştir.

Mevcut Demiryolu Ağı Haritası

c. Türkiye’de Havayolu Ulaşımı


• Hava yolu ulaşım sistemi şüphesiz çağın en hızlı ulaşım sistemidir.
• Sivil havacılık1933 yılında ‘‘Hava Yolları Devlet İşletmesi”nin kuruluşu ile
başlamıştır.
• İlk ticari uçuşlar İstanbul-Eskişehir-Ankara hattında,

225
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• İlk yurt dışı seferi ise 1947 yılında Ankara-İstanbul-Atina hattında gerçek-
COĞRAFYA

leştirilmiştir.
• İstanbul Havalimanı, Karadeniz sahilinde Terkos Gölü’ne yakın Arnavut-
köy-Göktürk-Çatalca kavşağındaki 77 kilometrekarelik alana yapılmıştır.
• İstanbul Havalimanı 150 milyon yolcu kapasitelidir ve 2018’de ticari uçuşlara
başlamıştır.
d. Türkiye’de Deniz yolu Ulaşımı
• Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, üç kıtanın ana geçiş yolları üzerindeki
konumu nedeniyle transit taşımacılık açısından büyük bir öneme sahiptir.
• Temmuz 1926 tarihinde çıkarılan ‘‘Kabotaj Kanunu’’ Türk denizciliği için bir
dönüm noktası olmuştur.
• Bu kanunla; kıyılarımızda ve iç sularımızda yapılacak tüm faaliyetlerin hakla-
rı Türk gemilerine ve Türk vatandaşlarına verilmiştir.
• Deniz yolları işletmesi, 1937 yılında Denizbank’a; 1939 yılında Devlet Liman-
ları İşletme Umum Müdürlüğü ile Devlet Deniz Yolları ve İşletmeleri Umum
Müdürlüklerine; son olarak 1944’te Devlet Deniz Yolları ve Liman İşletmeleri
Umum Müdürlüğüne verilmiştir.
• Konteyner taşımacılığında önde gelen limanlarımız arasında başı %37’lik
payla İstanbul Ambarlıçekerken İzmir, Mersin ve İstanbul Haydarpaşa liman-
ları da konteyner taşımacılığında önemlidir.
• Ülkemizde uluslararası araç taşımacılığında (Ro-Ro), ilk olarak Haydarpa-
şa-Trieste (Triest, İtalya) ile başlayan Mersin, İzmir bağlantılı Venedik-Tries-
te olarak devam edilmiş sonrasında buna Karadeniz hattı ilave edilmiştir.
• Türkiye’nin uluslararası yolcu taşımacılığında (kruvaziyer) önde gelen liman-
ları, ana kruvaziyer limanı özelliğindeki İstanbul, İzmir, Çeşme, Kuşadası,
Bodrum, Marmaris, Alanya ve Antalya limanlarıdır.

Türkiye’de Dış Ticaret Ulaşım Sistemlerine Göre Dağılımı (Milyar Dolar) 2016 TÜİK

226
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Boru hatları

COĞRAFYA
Tamamı Türkiye’de Yer Alan Ham Petrol Boru Hatları
• Türkiye’de ilk boru hattı, 1967 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
(TPAO) tarafından Batman-Dörtyol (İskenderun Körfezi) arasında döşenmiş
ve işletmeye açılmıştır.
Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı
• 1976’da Kerkük’te ve Irak’ın diğer sahalarında üretilen petrolün Ceyhan (Yu-
murtalık) Terminali’ne taşınması amacıyla inşa edilmiştir.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC)
• Azerbaycan ve Hazar Bölgesi’nde üretilecek petrolün güvenli, ekonomik
ve çevre sorunu oluşturmayan bir boru hattı sistemi aracılığıyla Azerbaycan,
Gürcistan üzerinden Ceyhan’a taşınması ve buradan da tankerlerle dünya
pazarına ulaştırılması hedeflenir.
Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattı (ITG)
• Avrupa Birliği INOGATE Programı kapsamında geliştirilen Güney Avrupa
Gaz Ringi’ nin ilk aşaması olarak Türkiye ve Yunanistan doğal gaz hatlarının
bağlanmasını içeren anlaşma 2003’te imzalanmıştır. Böylelikle 2007 yılında
Türkiye’den Yunanistan’a gaz akışı başlamıştır.
Rusya-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı (Batı Hattı)
• Türkiye’ye Bulgaristan sınırından giren boru hattı; Hamitabat, Ambarlı, İs-
tanbul, İzmit, Bursa ve Eskişehir güzergâhını takip ederek Ankara’ya ula-
şır ve bu hat 845 km uzunluğundadır.
İran-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı
• Proje ile başta İran olmak üzere doğudaki kaynaklardan alınacak doğal ga-
zın boru hattı ile Türkiye’ye taşınması amaçlanmıştır. Yaklaşık 1. 491 km
uzunluğundaki hat, Doğubayazıt’tan başlayıp Erzurum, Sivas ve Kayseri
üzerinden Ankara’ya ulaşmaktadır. Hattın bir kolu da Kayseri ve Konya
üzerinden Seydişehir’e ulaşmaktadır.
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE)
• BTE, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’nde bulunan Şah Deniz sahasından üreti-
len gazı Türkiye’ye taşıyan,690 km uzunluğunda ve 20 milyar metreküp ka-
pasiteye sahip bir hattır. 2005-2007 yılları arasında inşa edilen hat, 2007’den
beri faaliyet göstermektedir.
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE)
• BTE, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’nde bulunan Şah Deniz sahasından üreti-
len gazı Türkiye’ye taşıyan,690 km uzunluğunda ve 20 milyar metreküp ka-
pasiteye sahip bir hattır. 2005-2007 yılları arasında inşa edilen hat, 2007’den
beri faaliyet göstermektedir.

227
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Rusya-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı (Mavi Akım)


COĞRAFYA

• 1997’de BOTAŞ ve Gazexport arasında imzalanan 25 yıllık Doğal Gaz Alım


Satım Anlaşması kapsamında doğal gaz, Rusya’dan Karadeniz geçişli bir
hat ile Türkiye’ye ulaşmaktadır. Anlaşmaya göre doğal gaz sevkiyatı yıllık 16
milyar metreküp seviyesine ulaşacaktır.
Türkiye’nin Enerji Diplomasisindeki Yeni Hamlesi: TANAP
• Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), Türkiye’nin Gürcis-
tan sınırından başlayarak Yunanistan sınırına uzanacak ve başlangıç olarak
Azerbaycan’ın Şahdeniz sahasından üretilecek 16 milyar metreküp doğal
gazı taşıyacaktır.

Türkiye’nin Doğal Gaz Boru Hatları

Uygulama

Aşağıdaki ifade ve kavramları verilen örnekte gösterildiği gibi eşleştiriniz.

I. Türkiye’de özellikle 1950’den sonra


a. Deniz yolu
yatırımların arttığı ulaşım sistemidir.

II. Çağımızın en hızlı ulaşım sistemidir. b. Boru hatları

III. Petrol ve doğal gazın en hızlı ve


c. Kara yolu
ucuz bir şekilde taşındığı sistemdir.
IV. Karalar üzerindeki yük ve yolcu
d. Hava yolu
taşımacılığında en ucuz sistemdir.
V. Uluslararası ticarette en fazla
e. Demir yolu
kullanılan ulaşım sistemidir.

Cevap: II. D, III. B, IV. E, V. A

228
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek

COĞRAFYA
I. Kaçkar Dağları
II. Adapazarı Ovası
III. Haymana Platosu
Yukarıda verilen yer şekillerinin hangisinde ulaşım maliyeti diğerlerine göre
daha masraflı olmaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
Cevap: A

Örnek
Aşağıda verilenlerden hangisi ulaşımı etkileyen doğal faktörler arasında yer
almaz?
A) Coğrafi konum
B) Stratejik konum
C) Yeryüzü şekilleri
D) İklim koşulları
E) Dağların uzanışı
Cevap: B

229
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

Bir limanın gelişmesi için kıyı ile iç ke-


simler arasındaki bağlantının kolay
sağlanması limanın gelişimi açısından
önemlidir.
1. Aşağıda verilen limanlarımızdan
hangisinde ulaşım kolay sağlana-
maz? Demir yolları genellikle yer şekillerinin
sade, nüfusun fazla, ekonomik faaliyet-
A) İzmir lerin gelişmiş olduğu yerlerden geçirilir.
B) İstanbul Demir yollarının uzanışında yeryüzü
C) Trabzon şekillerinin belirleyici etkisi bulunmak-
tadır.
D) Samsun
4. Haritada numaralandırılarak gös-
E) Mersin terilen illerin hangisine demir yolu
ulaşımı yoktur?
2. Aşağıdaki boru hatlarından han- A) I ve II B) I ve III
gisi Rus doğal gazını ülkemize getir- C) II ve III D) II ve IV
mek için açılmıştır?
E) III ve IV
A) Bakü Tiflis boru hattı
B) Mavi Akım
Ulaşımı etkileyen faktörler, do-
C) Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz En- ğal ve beşerî olmak üzere ikiye
terkonneksiyonu ayrılmaktadır.
D) İran-Türkiye doğal gaz hattı I. Yer şekillerinin yüksek ve engebeli
E) TANAP olması
II. Teknolojik altyapının gelişmiş ol-
ması
III. Coğrafi konumun uygun olması
3. Aşağıdaki ulaşım sistemlerinden
hangisi zamandan tasarruf yönün- IV. Ekonomik faaliyetlerin çeşitli ol-
den diğerlerine göre daha avantajla- ması
rıdır? 5. Yukarıdakilerden hangileri ulaşımı
A) Kara yolu etkileyen beşerî faktörler arasında
yer almaktadır?
B) Demir yolu
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Hava yolu
C) I ve III D) II ve IV
D) Deniz yolu
E) III ve IV
E) Boru hatları
Cevap Anahtarı:
1)C 2)B 3)C 4)B 5)D

230
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

231
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

232
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE TİCARET

COĞRAFYA
• Ticaret kişi ya da toplumların kazanç sağlamak amacıyla bir yerden bir yere
taşıdıkları her türlü ham ya da işlenmiş mal, hizmet, yiyecek içecek gibi şey-
lerin alım satımını ve değiş tokuşunu kapsayan ekonomik bir etkinliktir.
• Ülkemizdeki ticari yapıyı iç ticaret ve dış ticaret olarak değerlendirmek gerekir.

1. İç Tİcaret
• Türkiye’nin ekonomik yapısı bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Kı-
yıda, sanayi bitkileri, meyve ve sebze üretimi yapılırken iç bölgelerde tahıl ta-
rımı öne çıkmaktadır. Bu farklılıkların ortaya çıkmasında iklimsel değişiklikler
ve yer şekilleri etkili olmaktadır.
• Doğu ve Kuzey Anadolu’da büyükbaş hayvancılık, Orta ve Güneydoğu Ana-
dolu’da küçükbaş hayvancılık, kıyılarda ise balıkçılık öne çıkmaktadır. Bun-
lara ek olarak kümes hayvancılığı, arıcılık ve ipek böcekçiliği de ülkemizde
yapılan diğer hayvancılık faaliyetleridir.
• Türkiye, yer altı kaynakları bakımından zengindir ancak bu kaynakların işle-
tilmesi ve kullanılmasında Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde kalmaktadır.
• Dünyada bor rezervi bakımından üçüncü sırada yer alan ülkemiz, bu made-
nin büyük bir bölümünü ihraç etmektedir.

Turistik Kent Küçük ve Orta


Sanayi Tarım
Büyükşehirler ve Büyüklükteki
Bölgeleri Bölgeleri
Kasabalar Kentler
İstanbul Adapazarı Kuşadası Karadenizde; Trabzon,
İzmir Kocaeli Bodrum Çay ve fındık Samsun,
Ankara Kayseri Antalya Malatya,
Akdenizde;
Bursa Bursa Çeşme Kayseri,
Sebze- meyve
Gaziantep Zonguldak Bozcada Erzurum
Ege’de; Ş.Urfa,
Üzüm ve incir Diyarbakır
Marmara, Ege
ve Akdeniz’de;
Zeytin
İç Anadolu ve
Güneydoğuda;
Tahıl

233
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• İskenderun, Karabük, Ereğli’de, demir-çelik; Seydişehir’de, alüminyum;


COĞRAFYA

Samsun’da, bakır; Konya’da, tuz; Afyon’da, mermer; Eskişehir’de, lületaşı;


Zonguldak’ta, taş kömürü üretimi yapılmaktadır. Batman, Mersin, İzmir,
Kırıkkale ve İzmit’te petrol arıtma rafinerileri bulunmaktadır.
• Ülkemizde ticaretin geliştiği yerler aynı zamanda nüfusun yoğun olduğu
alanlardır.
1.1. Türkiye’de İç Ticaretin Gerçekleştiği Merkezler
Türkiye’de iç ticaretin gerçekleştiği merkezler şöyle sınıflandırılır:
• Büyükşehirler: İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa ve Gaziantep gi-
bi büyük şehirlerimiz hem üretim hem de tüketim merkezleridir. Bu iller; dış
alım ve dış satımın gerçekleştiği, gelen malların tüm ülkeye dağıtıldığı büyük
ölçekli ticaret merkezleridir. Bu iller içinde İstanbul, iç ticaretin çok büyük bir
bölümünü gerçekleştirir.
• Sanayi Bölgeleri: Maden rezervlerine (Zonguldak kömür havzası) ya da
büyük sanayi tesislerine (Adapazarı çevresi) sahip olan bölgelerdir.
• Küçük ve Orta Büyüklükteki Şehirler: Büyük şehirlerde üretilen malları
bünyesine toplayan ve çevresindeki illere dağıtan etki alanı sınırlı şehirlerdir.
Karadeniz için Trabzon, Samsun; İç Anadolu için Konya, Kayseri; Doğu
Anadolu için Malatya, Erzurum; Güney Doğu Anadolu için Gaziantep,
Şanlıurfa, Diyarbakır gibi iller bulundukları alanların ticaret merkezleri ko-
numundadır.
• Turistik Kent ve Kasabalar: Antalya, Bodrum, Çeşme, Fethiye, Kuşa-
dası, Bozcaada gibi turistik şehir ve kasabalar, özellikle turizm sezonunda
hem yerli hem de yabancı turistler tarafından tercih edilen önemli tüketim
alanlarıdır.
• Pazar, Panayır ve Fuarlar: Pazarlar çeşitli mal ve hizmetlerin alınıp satıl-
dığı yerlerdir. Panayırlar, yılın belli zamanlarında faaliyet gösteren sergi
niteliğindeki geçici alışveriş sahalarıdır. Fuarlar ise çoğu zaman belirli ürün-
lere yönelik (kitap, mobilya, züccaciye vb.) olarak yapılan, üreticiyle tüketiciyi
buluşturan sahalardır.
E-Ticaret ve Siber Güvenlik
• Elektronik araçların, açık ve kapalı elektronik ağlar üzerinden, üretim, tanıtım
ve her türlü ticari işlerin yapılması ile ilgili faaliyetlerin tümünü kapsamaktadır.
• Elektronik ticaret; bilgisayar üzerinden İnternet, faks (belgegeçer), sabit ya
da mobil telefon ve elektronik veri transferi araçlarıyla yapılabilmektedir yani
tüm kitle iletişim araçları elektronik ticaretin olmazsa olmaz parçalarıdır.
• Elektronik ticaretin hacminin artmasının bazı temel nedenleri şunlardır:

234
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1. Nüfusun çoğalması,

COĞRAFYA
2. Ödeme sistemlerinin gelişmesi,
3. Bilgisayar, akıllı telefon kullanımının artması,
4. Genel Ağ kullanımının yaygınlaşması,
5. Elektronik reklam harcamalarının ve yöntemlerinin çeşitlenmesi,
6. Elektronik ticarete karşı olan ön yargıların değişmesi,
7. Güvenlik tedbirlerinin artması ve yasal düzenlemelerin yapılmasıdır.
• Elektronik ticaretin en büyük problemi güvenliktir. Elektronik pazarlarda tüke-
tici, alıcı ya da hedef kitle ile sağlıklı, uzun süreli ve etkili bir iletişim kurabil-
menin en önemli yolu “güven alanı” nı sağlamaktır.
• Genel olarak bilgi vermek üzere; siber saldırıların başlıca tehdit araçları
ve yöntemleri arasında şunlar vardır:

• Casus yazılımlar • Aldatma


• Servis dışı bırakma • Yemlemeler
• İstem dışı elektronik postalar • Klavye işlemlerini kaydeden programlar
• Virüsler • Truva atları
• Kurtçuklar • Zombie
• Botnet • Şebeke trafiğinin dinlenmesi
• Propaganda

1.2. Anadolu’nun Ekonomik Güç Simgesi: Tarihî Ticaret Yolları


• Geçmiş çağlarda ticaretin yönü doğudan batıya doğruydu. Çin, Hindistan ve
Doğu medeniyetlerinde üretilen ürünler Avrupa’ya deve kervanlarıyla taşın-
maktaydı. Bu yollar:
1.2.1. İpek Yolu
• Çin’in Xian (Yan) kentinden başlayıp Özbekistan’a kadar gelen İpek Yolu
Özbekistan’dan sonra kuzey ve güneye olmak üzere iki güzergâha ayrılır.
Kuzeye giden yol Afganistan ovalarını geçtikten sonra Hazar Denizi’nde son
bulur. Güneye inen yol ise Karakurum Dağları’ndan sonra İran’a oradan
da Anadolu’ya ulaşarak Bursa Koza Han’a kadar gelir.
• Çin’den getirilen ipek, porselen, kâğıt, baharat ve değerli mücevherlerin
batıdaki ülkelere taşınmasını sağlayan bu ticaret yolu kültürler arası alışveri-
şin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur.

235
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Tarihi İpek Yolu Güzergâhı

1.2.2. Baharat Yolu


• Uzak Doğu ülkelerinde yetişen baharatlar, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’i
aşarak Anadolu’ya kadar ulaştıran diğer ticaret yolu ise Baharat Yolu’dur.
• Baharat Yolu’nun bir kolu Hindistan’dan başlar, oradan önce Basra Körfe-
zi’ne daha sonra Şam’a uğrar ve Antakya’da son bulur. Diğer kol ise Arap
Yarımadası’nın güneyinden geçerek Mısır ve Suriye Limanlarına kadar gelir.

2. Dış Ticaret
• Ülkeler arası yapılan ticarete dış ticaret denir.
• Dış ticarette mal satma işlemine ihracat (dış satım), mal alma işlemine itha-
lat(dış alım) denir.
• Dış alım giderlerinin dış satım gelirlerinden fazla olması durumuna dış tica-
ret açığı denir. Ekonomik dengelerinde sıkıntı yaşayan ülkeler dış ticaret
açığı verir.
• Dış satım gelirinin dış alım giderlerinden fazla olması durumu dış ticaret
fazlası olarak adlandırılır. Ekonomik gücü yüksek, gelişmiş olan ülkelerin dış
ticaret fazlası vardır.
• Dış ticaret dengesi ise bir ülkenin dış satımdaki gelirleriyle dış alımdaki gi-
derleri arasındaki dengedir.
• Türkiye’nin dış ticaretinde dış alımın
payı dış satımdan fazladır. Bu ne-
denle ticarette giderlerimiz gelirleri-
mizden fazladır.

Türkiye’nin Dış Alım ve Dış Satım Tutarı (2016)

236
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Ülkemizin dış ticarette sattığı malların içinde oranı her geçen gün azalsa da

COĞRAFYA
tarım ürünleri bulunur. Pamuk, üzüm, incir, fındık, zeytin, sebze-meyve,
baklagiller dış pazarlarda alıcı ile buluşur.
• Krom, bakır, bor, tuz, mermer, kurşun başlıca ihraç ettiğimiz ürünler arasında
yer alır.
• 2017 yılı verilerine göre ihracatta en büyük pay elektrikli cihazlar ve ürün-
ler, makineler, motorlu taşıtlar ile yedek parçalarına aittir.
• 2017 yılı itibarıyla dünya pazarında ithalât payının en çok olduğu ürünler ise
fosil yakıtlar, yağlar, kazanlar, makinalar ve mekanik cihazlardır.

Dünya İhracatında Payı

Dünya İhracatında
(milyar dolar)
Dış Ssatım

Sıralaması
Ürün veya Ürün Grubu

Motorlu kara taşıtları ile parça ve aksesuarları 23,9 2 % 18.


Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar 13,8 1 24.
Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar 10,8 2 20.
Örme giyim eşyası ve aksesuar 8,8 4 5.
Elektrikli makinalar ve elektronik cihazlar 8 1 33.
Demir ve Çelik 8,2 2 15.

Örülmemiş giyim eşyası ve aksesuar 5,9 3 10.

Demir veya çelikten eşya 5,5 2 14.

Plastikler ve mamulleri 5,4 1 25.


Türkiye’nin Dış Satımında En Çok Yer Tutan Ürünler
ve Dünya Pazarındaki Oranları (2017, TÜİK ve DTÖ)

237
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

Dünya İthalatında Payı

Dünya İthalatında
(milyar dolar)

Sıralaması
Dış Alım
Ürün veya Ürün Grubu

%
Fosil yakıtlar ve yağlar 37,2 2 15.
Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar 27,1 1 28.
Elektrikli makinalar ve elektronik cihazlar 21,1 2 27.
Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar 17,4 3 8.
Motorlu kara taşıtları ile parça ve aksesuarları 17,4 2 20.
Demir ve Çelik 16,7 4 5.

Plastikler ve mamulleri 13,2 2 12.

Optik, fotoğraf, sinema, ölçü ve tıbbi cihazlar 4,9 1 25.

Alüminyum ve alüminyumdan eşya 3,4 2 15.


Türkiye’nin Dış Satımında En Çok Yer Tutan Ürünler
ve Dünya Pazarındaki Oranları (2017, TÜİK ve DTÖ)

• 2017 verilerine göre Türki-


ye’nin dış satımında birinci
sırada olan ülke Alman-
ya’dır.
• 2017 verilerine göre Türki-
ye’nin dış alımında ilk sı-
rada olan ülke Çin ve onu
takip eden ülke Rusya’dır.

Türkiye’nin dünya üzerindeki konumu ve


Türkiye’nin dış alım ve dış satımındaki ilk 10 ülkenin grafiği

238
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2.1. Serbest Ticaret Bölge

COĞRAFYA
• Bir ülkenin idari sınırları içinde olan ülkenin diğer kesimlerinden farklı olarak
dış satıma yönelik bazı ekonomik ayrıcalıkların tanındığı bölgelere serbest
bölge denir. Serbest bölgelerin kurulma amaçları şunlardır:
1. İhracatı desteklemek,
2. Yabancı sermaye girişini teşvik etmek,
3. İşletmeleri ihracata yönlendirmek,
4. Ülkeler arası ticareti desteklemektir.
2.2. Sınır Ticareti
• Komşu iki ülke arasında anlaşmaya dayalı olarak yapılan, bölgesel kalkın-
mayı, istihdamı, bölge halkının ihtiyaçlarını hızlı biçimde gidermeyi amaçla-
maktadır.

Uygulama

Aşağıdaki ifadelerin yanına doğru ise (D) yanlış ise (Y) harfi yazınız.
1. Türkiye’nin ihracatında motorlu kara taşıtları ve elektrikli cihazlar gelir. ( … )
2. Türkiye’ nin en çok dış alım yaptığı sektör fosil yakıtlardır. (…)
3. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke İtalya’dır. (…)
4. Türkiye’nin ihracatı ithalatından fazladır. (…)
5. Zonguldak Adapazarı Türkiye’nin tarım bölgesidir. (…)
6. Bir ülkenin ithalatı ihracatından fazla ise dış ticaret açığı vardır.(…)
7. Yılın belli zamanlarında faaliyet gösteren sergi niteliğindeki geçici alışveriş sa-
halarına pazar denir. (…)
8. Türkiye’nin en çok dış alım yaptığı ülke Çin’dir.(…)

Cevap:
Aşağıdaki ifadelerin yanına doğru ise (D) yanlış ise (Y) harfi yazınız.
1. Türkiye’nin ihracatında motorlu kara taşıtları ve elektrikli cihazlar gelir.(D)
2. Türkiye’ nin en çok dış alım yaptığı sektör fosil yakıtlardır.(D)
3. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke İtalya’dır.(Y)
4. Türkiye’nin ihracatı ithalatından fazladır.(Y)

239
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

5.Zonguldak Adapazarı Türkiye’nin tarım bölgesidir(Y)


COĞRAFYA

6. Bir ülkenin ithalatı ihracatından fazla ise dış ticaret açığı vardır.(D)
7. Yılın belli zamanlarında faaliyet gösteren sergi niteliğindeki geçici alışveriş sa-
halarına pazar denir.(Y)
8.Türkiye’nin en çok dış alım yaptığı ülke Çin’dir.(D)

Örnek
- Tarımla uğraşan nüfus fazladır.
- Sadece o yörede yetiştirilen bazı tarım ürünleri ülkenin iç ticaretinde etkili olur.
Yukarıda özellikleri verilen il, aşağıdaki haritada numaralandırılmış yerler-
den hangisidir?

A) I B) II C) III
D) IV E) V
Cevap: A

Örnek

II numaralı il için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


A) Demir-çelik tesisi vardır.
B) Sınır ticareti yapılır.
C) Turizm ve kültür şehridir.
D) Tahıl ve şeker pancarının en çok yetiştiği ildir.
E) Türkiye’nin en işlek limanlarından birine sahiptir.
Cevap: D

240
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Türkiye’nin dış ticaret hacminin Ticaretin gelişmesi için ulaşım ağının
artmasında aşağıdakilerden hangisi- yeterli düzeyde olması gerekmektedir.
nin etkili olduğu söylenemez?
3. Aşağıda verilen illerden hangisin-
A) Fuar organizasyonlarının yapılması de ticaret ulaşıma bağlı olarak geliş-
miştir?
B) Uluslararası ticaret yapan firmaların
varlığı A) Bursa B) Diyarbakır
C) Türkiye’nin yüksek kapasiteli C) Niğde D) Kars
limanlara sahip olması
E) Kars
D) Nüfus yoğunluğunun farklılıklar
göstermesi
E) Sanayinin gelişmiş olması 4. Aşağıda verilenlerin hangisinde ti-
caret diğerlerine göre daha geri kal-
mıştır?
E-ticaret; elektronik ortamda bilgisayar, A) Niğde B) Bursa
cep telefonu gibi mobil cihazların kulla-
nımı yoluyla yapılan bir ticaret türüdür. C) Gaziantep D) İstanbul
Büyük firmalar, e-ticareti destekleyen E) İzmir
yatırımlar yapmaktadır. Böylece her ge-
çen gün sanal ortamda alışveriş yapan
kişilerin sayısı artmaktadır. 5. Verilenlerden hangisi yurt dışına
2. Buna göre müşterilerin alışverişte ihraç ettiğimiz ürünler arasında yer
e-ticareti tercih etmelerinin sebeple- alamaz?
ri arasında aşağıdakilerden hangisi
A) Canlı hayvan B) Tarım ürünleri
gösterilemez?
C) Maden D) Kahve
A) Zamandan tasarruf sağlanması
E) Motorlu kara taşıtları
B) Alınan ürünlerin garanti kapsamına
girmemesi
C) İstenilen zaman ve mekânda alış- 6. Aşağıda verilen bölgelerin hangi-
veriş yapabilme kolaylığı sinde ticaretin gelişimi farklı bir ne-
dene bağlıdır?
D) Bir ürünü diğer çeşitleriyle kıyas ya-
pabilme imkânı A) Kayseri B) Mersin
E) Satış sonrası müşteri desteği gibi C) İzmir D) Samsun
hizmetlerin varlığı
E) İskenderun
Cevap Anahtarı:
1)D 2)B 3)A 4)A 5)D 6)A

241
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

242
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE TURİZM

COĞRAFYA
1. Türkiye’deki Doğal ve Kültürel Sembollerin Mekân
İlişkisi
1.1. Türkiye’deki Doğal Sembollerin Mekânla İlişkisi
• Peribacaları, Nevşehir’in ününün ülke sınırları dışına çıkmasını sağlamış
doğal bir oluşumdur. Buralara Kapadokya da denir.

Kapadokya Bölgesi

• Volkanik bir dağ olan Erciyes Dağı, Kayseri ilinin popülerliğini artıran önemli
bir doğal semboldür.
• Bolu’ya bağlı Yedigöller, tabiat güzelliğiyle ön plana çıkmaktadır.
• Karstik bir oluşum olan Pamukkale Travertenleri, Denizli ili için doğal bir
semboldür.

Pamukkale Travertenleri (Denizli)

• Türkiye’deki şelaleler de doğal semboller arasında gösterilebilir. Manavgat,


Kurşunlu ve Düden şelalesi Antalya; Muradiye Şelalesi Van için doğal
semboldür.
• Antalya uzun sahil şeridi, şelaleleri ve yer altı mağaraları ile tam bir turizm
cennetidir.

243
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

1.2. Türkiye’deki Kültürel Sembollerin Mekânla İlişkisi


• Ayasofya, Kız Kulesi, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii ve Ortaköy
Camii gibi tarihî yapılar İstanbul’un bir kültür şehri olarak tanınmasında ve
markalaşmasında büyük bir öneme sahiptir.
• Sümela Manastırı, kemençe, çay ve hamsi denince Trabzon ili akla gelir.
• Adıyaman’da bulunan 2.150 metre yüksekliğe sahip Nemrut Dağı, Koma-
gene Kralı tarafından yapılmış olan anıtsal heykeller ile tanınır
• Evleri ve telkâri sanatı ile ön plana çıkan Mardin ilimizdir.
• Akdeniz ve Ege kıyıları ilk yerleşmelerin kurulduğu alanlardır. Aspendos,
Side Patara, Akdeniz bölgesinde; Efes, Milet, Bergama ise Ege’deki eski
medeniyetlere ait alanlardır.
• İç kesimlerdeki başlıca tarihî mekânlar Boğazköy (Çorum), Gordion (Anka-
ra), Nemrut Dağı (Adıyaman), Göbeklitepe (Urfa)’ dır.
• Yapılan kazı çalışmaları sonucu bulunan eserlerin önemli bir kısmı kent mü-
zelerinde sergilenmektedir. Anadolu Medeniyetler Müzesi, Topkapı Sarayı
Müzesi, Ayasofya Müzesi, Mevlana Müzesi ve Türbesi ile çeşitli ilçelerde-
ki müzeler örnek olarak verilebilir.
• Urfa’daki Harran Evleri, Hz. İbrahim Makamı ve Balıklıgöl diğer kültürel
miraslarımız arasındadır.

Doğal Güzellikler Kültürel Miraslarımız


1. İznik Gölü 11. Ihlara Vadisi 1. Ayasofya Cami 11. Medusa
Heykeli
2. Meke Tuzlası 12. Hasan Dağı 2. Mevlana Müzesi 12. Üç Güzeller
3. Uzun Göl 13. Damlataş 3. Akdamar 13. Ulu Cami
Mağarası Kilisesi
4. Çal Mağarası 14. Manavgat 4. Malabadi 14. Sümela
Şelalesi Köprüsü Manastırı
5. Cennet-Cehennem 15. Valla 5. Harran Evleri 15. Selimiye
Obruğu Kanyonu Cami
6. Tuz Gölü 16. Ölü Deniz 6. Yerebatan 16. Habibi
Sarnıcı Neccar Cami
7. Kapadokya 17. Bafa Gölü 7. Aspendos 17. Truva
8. Ayder Yaylası 18. Tortum 8. Çifte Minare 18. İsmail Ağa
Şelalesi Külliyesi
9. Ilgaz Dağı Millî 19. Tohma Çayı 9. Zaza Han 19. Hattuşa
Parkı

244
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
10. Dilek Yarım Adası 20. İnsuyu 10. Side antik
Mağarası Kenti

2. Türkiye’nin Kültürel Mirası


• Uluslararası önem taşıyan, bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal
oluşumlara, anıtlara ve sitlere dünya mirası denilmektedir.
• Dünyadaki kültürel miraslar ile ilgili çalışmaları yürüten UNESCO tarafından
yapılan sınıflandırmaya göre kültürel miraslar, somut ve somut olmayan
kültürel miraslar olarak ikiye ayrılmıştır.
2.1. Somut Kültürel Miras
• Türkiye’nin Kültürel Mirası Gelecek nesillere aktarım için korunması gereken
tarihî yapı, mekân ve anıtlara somut kültürel miras denir.
• Arkeolojik, mimari ve teknolojik eserler somut kültürel mirasın bir par-
çasıdır ve günümüzde genelde müzeler vasıtasıyla sergilenir.
2.2. Somut Olmayan Kültürel Miras
• Somut olmayan kültürel miras; toplumların ve bireylerin kültürlerinin bir par-
çası olarak adlandırdıkları gelenek ve görenekler, anlatılar, bilgi ve beceriler-
le beraber bu değerlerle ilgili her türlü araç gereç ile kültürel mekânlar olarak
tanımlanır.
• Somut olmayan kültürel miras denince halk hikâyeleri, destanlar, masal ve
fıkralar gibi sözlü anlatımlar; Karagöz, kukla, halk tiyatrosu gibi gösteri sanat-
ları; kına gecesi, nişan, düğün, nevruz gibi ritüel ve kutlamalar; dokumacılık,
telkâri, nazar boncuğu, sedef kakma gibi el sanatları; yöresel yemekler, halk
hekimliği, halk meteorolojisi gibi uygulamalar akla gelebilir.
Türkiye’nin UNESCO Kültür Mirası
1. Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne)
2. İstanbul
3. Bursa ve Cumalıkızık (Bursa)
4. Troya Antik Kenti (Çanakkale)
5. Bergama (İzmir)
6. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)
7. Efes (İzmir)
8. Afrodisias (Aydın) Xanthos-Letoon
9. Pamukkale-Hierapolis (Denizli)

245
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

10. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla)


COĞRAFYA

11. Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) Divriği


12. Safranbolu (Karabük)
13. Hattuşa (Boğazköy)-Hitit Başkenti (Çorum)
14. Divriği Ulu Camii (Sivas)
15. Nemrut Dağı (Adıyaman)
16. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (Diyarbakır)
17. Ani Harabeleri (Kars)

246
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
3. Coğrafi İşaretler
• Coğrafi işaretler herhangi bir ülke, bölge ya da yöre gibi alanlara has ürünle-
rin yerelliğini koruyabilmek adına alınan yasal tedbirlerdir.
• Coğrafi işaret kapsamına alınmış bir ürünün mutlaka en az bir özelliğinin sı-
nırları belirlenmiş bir alandan alınmış olması gerekir.
• Coğrafi işaretlere örnek olarak Afyon kaymağı, Antep baklavası, Bünyan el
halısı, Edremit zeytinyağı, Ege pamuğu, Eskişehir lüle taşı, Gemlik zeytini,
Hatay ipeği, Kütahya çinisi, Mersin tantunisi, Ödemiş patatesi verilebilir.
• Coğrafi işaret uygulaması menşe adı ve mahreç işareti olarak ikiye ayrılır:
3.1. Menşe Adı:
• Tüm özellikleri belli bir yere ait olan ve o yer dışında başka bir yerde bulun-
mayan ürünlerdir. Örneğin Eskişehir’de çıkarılan lüle taşı Türkiye’de sadece
Eskişehir’in bazı ilçelerinde yer alır.
3.2. Mahreç İşareti:
• Üretimi ve işlenmesi gibi süreçlerden en az birinin sınırları belirlenmiş bir
alanda gerçekleştirildiği ürünlerdir.
• Mahreç işaretinde ürün, menşe işareti kadar mekâna bağlı olmamakla birlik-
te ürünün imali esnasında en az bir malzemenin belirlenen bölgeden temin
edilmesi gerekir.
• İnegöl köfte, coğrafi işaretler kapsamında bölge olarak “Türkiye Geneli” nde
kayıtlara geçmiştir.
3.3. Geleneksel Ürün
• Menşe adı ve mahreç işareti kapsamına girmeyen ürünler geleneksel ürün
adı kapsamına girer.
• Geleneksel ürünlerin geleneksel metotlarla ve ham maddelerle üretilmesi ge-
rekir. Lokum, pastırma ve baklava gibi ürünler bu tür ürünlere örnektir.
Coğrafi İşaret Kapsamındaki Bazı Ürünlerin Listesi
• Afyon sucuğu
• Afyon kaymağı
• Antep fıstığı
• Kütahya çinisi
• Edirne tava ciğeri
• Ezine peyniri

247
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Hereke ipek halısı


COĞRAFYA

• Konya etli düğün pilavı


• Maraş biberi
• Eskişehir lüle taşı
• Ödemiş patatesi
• Salihli kirazı
• Safranbolu lokumu
• Oltu taşı
• Kayseri pastırması
• Mardin kaburga dolması
• Terme pidesi
• Gemlik zeytini
• Niksar cevizi
• Şile bezi
• Pazırık el halısı
• Mersin tantuni
• Sivas köftesi
• Eskişehir çibörek
• Finike portakalı
• Damal bebeği
• Devrek bastonu
• Yozgat arabaşı

4. Türkiye’nin Turizm Potansiyeli varlıkları


Sağlık Turizmi
• Ülkemizde çok sayıda sıcak su kaynağı bulunur. Jeotermal zenginlik açısından
dünyanın sayılı ülkeleri arasında olan Türkiye bir kaplıca cennetidir.
• Ülkemiz, son yıllarda medikal sağlık hizmetleri açısından dünya standartlarını
yakalamıştır. Saç ekimi, estetik operasyonlar, diş tedavileri ve diğer tedaviler
için her yıl çok sayıda turist ülkemizi ziyaret etmektedir.

248
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Kış Turizmi

COĞRAFYA
• Türkiye’nin yüksek dağlarla çevrili bir ülke oluşu ve kar örtüsünün yılın büyük
bölümünde mevcut olması kış turizmini geliştirmiştir.
• Isparta-Davraz, Erzurum-Palandöken, Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya,
Kocaeli-Kartepe Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden bazılarıdır.
Yayla Turizmi
• Ülkemizde Kuzey Anadolu ve Toros Dağları, yayla turizminin en yaygın oldu-
ğu yerlerdir.
Mağara Turizmi
• Türkiye’de yaklaşık 40 bin mağara bulunmaktadır.
• Ülkemizdeki en uzun mağara, Beyşehir Gölü yakınlarındaki Pınargözü Ma-
ğarası’dır.
• Karain, Kocain ve Yarımburgaz gibi mağaralar da önemli turizm alanlarıdır.
Golf Turizmi
• Türkiye özellikle Antalya başta olmak üzere Muğla ve İstanbul gibi illerdeki
golf tesisleriyle golf turnuvalarının merkezi konumundadır.
• Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği (IAGTO) tarafından 2008 yılında An-
talya’nın Belek beldesi Avrupa’da “yılın en iyi golf bölgesi” ödülüne layık
görülmüştür.
Yat Turizmi
• Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, yat turizmi açısından büyük
bir potansiyel oluşturur.
• Ege, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de yatçıların demirleyecekleri eşsiz
koylar, körfez ve limanlar bulunmaktadır.
• Türkiye’nin en donanımlı yat limanları; Güney Ege ve Akdeniz kıyılarında
İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye,
Kemer ve Antalya’da yer almaktadır.
Kongre turizmi
• Türkiye; Asya ve Avrupa’nın birleştiği noktada olması, eşsiz doğal güzellikle-
rinin varlığı, yüksek kapasiteli konaklama olanakları ile toplantı ve organizas-
yon potansiyeline sahiptir.
• Her yıl binlerce insan iş ve kongre amacıyla Türkiye’yi ziyaret etmektedir.
Bununla birlikte;
• ABD, Orta Doğu ülkeleri, Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesine günlük tarifeli
seferlerinin oluşu kongre turizminin gelişmesini sağlamıştır.

249
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Kongre turizminde İstanbul, Antalya ve Ankara ilk üç sırada yer almaktadır.


COĞRAFYA

İnanç Turizmi
• Pek çok kültüre ev sahipliği yapan Türkiye’de geçmişten günümüze üç büyük
semavi dine (Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik) ait pek çok ibadethane ve
eser bulunmaktadır.
• Türkiye’de 43 ilde inanç turizmine yönelik değerlendirilecek 316 adet dinî
yapının
• 167’si İslam, 129’u Hristiyan, 20 tanesi Musevi dinine aittir.
Dağcılık
• Dağcılık; dağ yürüyüşü, kamp kurma ve tırmanmayı kapsayan bir spordur.
Ülkemizde dağcılık sporuna hizmet eden farklı yükseklikte, çeşitli fauna ve
floraya sahip çok sayıda dağ bulunmaktadır.
• Bunlardan başlıcaları; Ağrı Dağı (Ağrı), Beydağlar (Antalya), Erciyes Dağı
(Kayseri), Bolkar Dağları (Mersin), Aladağlar(Niğde), Kaçkar Sıradağları
(Rize), Munzur Dağı
(Tunceli), Süphan Dağı’dır (Van).
Kıyı Turizmi
• Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili oluşu, deniz sezonunun uzun sür-
mesi, denize girmeye elverişli koy ve körfezlerin çokluğu özellikle Ege ve
Akdeniz’de kıyı turizmini geliştirmiştir.
• Antalya, İzmir, Balıkesir, Muğla ve Çanakkale kıyı turizminin geliştiği
önemli merkezlerdir.
Kültür Turizmi
• Ülkemizin sahip olduğu kültürel zenginlikler, turizm için çok önemlidir. Mimari
yapısı, tarihi, müzik ve giyim tarzının yanı sıra el sanatları ile yöresel yemek-
leri dikkat çekici özelliktedir.
• Son yıllarda yöresel yemek tadımı için ülkemizde birçok il ziyaretçi akınına
uğramaktadır. Özellikle Hatay ve Gaziantep gibi iller mutfaklarıyla ilgi çek-
mektedir.

5. Türkiye’nin Turizm Politikaları


• Ülkemizde turizmle ilgili en önemli atılımlar 1980 sonrasında gerçekleşmiştir.
• 1982’de “Turizm Teşvik Kanunu” çıkarılmış, 1985 yılında turizm “kalkınmada
özel önem taşıyan sektör” kapsamına alınmıştır.

250
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı bunlardan en güncelidir.

COĞRAFYA
• Türkiye’de turizm politikalarının çevresel, kültürel ve ekonomik alanda pek
çok etkisi vardır.
5.1. Türkiye’de Turizm Politikalarının Çevresel Etkileri
• Türkiye’deki turizm bölgelerinde yerli ve yabancı turist sayısının artmasıyla
turistik tesis ihtiyacının karşılanması için doğal alanların tahribi, aşırı su kul-
lanımı, orman yangınları, trafik, çevre ve ses kirliliği gibi sorunlar yaşanmak-
tadır.
• Turizm alanlarında; ağaçlandırma çalışmalarının yapılması, çevre temizliği-
ne önem verilmesi ve ulaşım ağının geliştirilmesi gibi çevreye katkı sağlayan
pek çok çalışma söz konusudur.
5.2. Türkiye’de Turizm Politikalarının Kültürel Etkileri
• Türkiye, kültürel zenginlikleriyle dünyanın dört bir yanından turistin ilgisini
çeken bir ülkedir. Ülkemizin kültürel mirasını ve evrensel kültürel değerlerini
dünyaya tanıtmak ve gelecek kuşaklara bu değerleri aktarmak için uygula-
nan politikalar ile pek çok reklam ve tanıtım faaliyeti yürütülmektedir.
5.3. Türkiye’de Turizm Politikalarının Ekonomik Etkileri
• 1980 sonrasında çıkarılan Turizm Teşvik Kanunu ile yapılan yatırımların art-
masıyla turizm sektörü çok büyük bir ivme kazanmıştır.
• Bu tarihten günümüze turizm Türkiye için önemli bir döviz girdisi sağlamış ve
dış ticaret açığının kapanmasında büyük pay sahibi olmuştur.
Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı’na göre;
• Turizm politikaları dahilinde 2023’te ülkemize gelecek yabancı turist sayı-
sının 50 milyon, yerli turist sayısının 20 milyon olması beklenirken turizm
gelirinin 50 milyar dolar, turist başına yapılan harcamanın 1000 dolar olması
hedeflenmektedir.
Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
• Türkiye gerek jeopolitik konumu gerekse birçok medeniyete ev sahipliği yap-
mış olmanın bir sonucu olan kültürel ve tarihî zenginliklerinden dolayı büyük
bir turizm potansiyeline sa-
hiptir.
• Turizmin dış ticaret açığını
karşılama payı, 2016 itibarıy-
la yaklaşık %40’tır.

Türkiye’de Yıllara Göre Turizm Gelirleri


ve Turist Sayısı TÜİK, 2017

251
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Dünya sıralamasında ülkemiz 2016 yılı itibarıyla gelen turist sayısına göre ilk
COĞRAFYA

10’un içindedir. Türkiye ayrıca 2016 yılında ülkelere göre turizm gelirlerinde
22 milyar dolarlık gelirle 14. sırada yer almıştır.

Ziyaretçi Sayısı Turizm Geliri


Sıra Ülke Sıra Ülke
(Milyon) (Milyar $)

1 Fransa 83 1 ABD 206

2 ABD 76 2 İspanya 60

3 İspanya 76 3 Tayland 50

4 Çin 59 4 Çin 44

5 İtalya 52 5 Fransa 43
Birleşik
6 36 6 İtalya 40
Krallık
Birleşik
7 Almanya 36 7 40
Krallık
8 Meksika 35 8 Almanya 37
Hong
9 Tayland 33 9 33
Kong
10 Türkiye 31 14 Türkiye 22

2016 Yılı Ülkelere Gelen Turist Sayısı 2016 Yılı Ülkelere Göre Turizm Gelirleri
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve TÜİK 2017 Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve TÜİK 2017

252
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıdaki Türkiye haritası üzerinde bazı iller harflerle gösterilmiştir. Buna göre
soruları cevaplandırınız.

Aşağıdaki tabloda verilen illerde yaygın olan turizm türünü yazınız.

Harfler İller Turizm Türü


A İstanbul
B Bursa
C Antalya
D Rize
E Gaziantep

Harfler İller UNESCO Kültür Mirası


F Edirne
G İzmir
H Konya
I Sivas
İ Diyarbakır
Cevap:
A) İstanbul-Kongre Turizmi F) Edirne-Selimiye Camii
B) Bursa- Kış Turizmi G) İzmir-Efes, Bergama
C) Antalya-Deniz Turizmi H) Konya-Çatalhöyük
D) Rize -Yayla Turizmi I) Sivas-Divriği Ulucamii
E) Gaziantep- Kültür Turizmi İ) Diyarbakır-Diyarbakır Kalesi ve Hevsel
Bahçeleri

253
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Aşağıdaki bilgilerden hangisi Türkiye’nin batısının turizm özelliklerinden de-


ğildir?
A) Güneşlenme süresi ve deniz suyu sıcaklıkları kıyı turizmi için uygundur.
B) Yamaç paraşütü için tercih edilir.
C) Yayla turizmi ile ön plana çıkar.
D) Tarihî eserler, antik kentler ve müzeler bulunur.
E) Kültür turizmi gelişmiştir.
Cevap: C

Örnek
I. Pamukkale
II. Efes Antik Kenti
III. Ürgüp Göreme
IV. Safranbolu Evleri
V. Ani Harabeleri
Yukarıdaki turizm alanlarından hangilerinde mekanın kayaç yapısının etkisi
daha fazladır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
D) III ve IV E) IV ve V
Cevap: B

254
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1. Aşağıda verilenlerden hangisi tu- 3. Aşağıdakilerden hangisi Türki-
rizmin sağladığı faydalar arasında ye’de kış turizminin geliştiği mekan-
sayılamaz? lardan biridir?
A) Ülkeye döviz kazancı sağlar. A) Madra dağı
B) Farklı kültürlerin birbirini tanıması B) Kazdağları
için fırsat oluşturur.
C) Uludağ
C) Ülkenin sahip olduğu doğal ve tarihî
güzelliklerin reklamı yapılmış olur. D) Bozdağlar

D) Uzun sahil şeridi boyunca konakla- E) Erciyes dağı


ma tesisleri yapılır.
E) Çevrenin korunmasını sağlar. 4. Aşağıdaki yerlerin hangisinde kap-
lıca turizmi gelişme göstermiştir?

2. Özellikle yaz aylarında yurdumuza A) Şanlıurfa


ticari olarak döviz girdisi artan ve B) Yalova
bacasız sanayi olarak tanımlanan
sektör aşağıdakilerden hangisidir? C) Rize

A) Ulaşım D) Giresun

B) Enerji E) Karaman

C) Hayvancılık
D) Turizm 5. Aşağıdakilerden hangisi somut ol-
mayan kültürel mirasa örnektir?
E) Metalurji
A) Safranbolu evleri
B) Ani harabeleri
C) Göbeklli tepe
D) Topkapı sarayı
E) Karagöz oyunu

Cevap Anahtarı:
1)D 2)D 3)E 4)B 5)E

255
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

256
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’DE BÖLGELER

COĞRAFYA
• Bölge, kendi içerisinde benzer özellikler taşıyan ve bu özellikleri ile diğer
alanlardan ayrılan yer anlamında kullanılmaktadır.
• Günümüzde bölgeler, tek bir özelliğe bağlı kalmadan farklı özellikleri göz
önüne alınarak oluşturulmaktadır.
• Sanayi, turizm, hizmet gibi beşerî bölge türleri kısa zaman içerisinde
değişikliğe uğrarken, dağlık, düz, kurak, yağışlı gibi doğal özelliklerine
göre oluşturulan bölgelerin değişimi daha uzun zaman dilimini gerektirmek-
tedir.

1. Bölgelerin Sınıflandırılmasında Kullanılan Ölçütler


• Bölge sınıflandırması günümüzde dört temel özelliğe göre yapılır. Bunlar
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

Beşerî Ekonomik İşlevsel


Doğal Özelliklerine
Özelliklerine Özelliklerine Özelliklerine
Göre Bölgeler
Göre Bölgeler Göre Bölgeler Göre Bölgeler

Yer şekilleri Yerleşme özellikleri Sanayi Mülki idare


İklim Yapısı Nüfus özellikleri Turizm Yerel yönetim
Su kaynaklarının Siyasi ve askerî
Tarım Kamu kurumları
varlığı özellikleri
Toprak yapısı Konut özellikleri Karma
Kültür ve dinî
Bitki örtüsü Ticaret
özellikleri
1.1. Doğal Özelliklerine Göre Bölgeler
1.1.1. Yer Şekillerine Göre Bölgeler
Yer şekillerine göre bölgeler ikiye ayrılır:
Düz (ova, plato) Bölgeler: Konya, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep çevresine göre
düz bölgelerimizi oluşturur.
Engebeli (dağlık) Bölgeler: Rize, Artvin, Hakkâri, Muğla, Antalya çevreleri en-
gebeli bölgelerimizi oluştururlar
1.1.2. İklimine Göre Bölgeler
Türkiye genel olarak ılıman iklim bölgesi kuşağında yer alır.
Akdeniz iklimi, Karadeniz İklimi ılıman karasal ve sert karasal iklim bu gru-
ba dâhildir.

257
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1.1.3. Su kaynaklarına Göre bölgeler


COĞRAFYA

Dünya’nın önemli su kaynaklarından olan okyanuslar, denizler, göller, akar-


sular, buzullar ve yer altı sularının bulunmasına göre oluşturulan bölgelerdir.
Karadeniz kıyılarımız su kaynaklarının bol bulunduğu bölgelere örnek olarak ve-
rilir.
1.1.4. Toprak Yapısına Göre Bölgeler
Türkiye’ de toprak yapısına göre Terra-Rossa toprakları veya kahverengi
orman toprakları kestane ve kahverengi step toprakları gibi bölge ayrımları
yapılabilir.
1.1.5. Bitki Örtüsüne Göre Bölgeler
Türkiye’ de maki bölgesi, bozkır bölgesi, orman bölgesi gibi sınıflandırmalar
yapılabilir. Bu sınıflandırmaya flora bölgesi adı verilir.
1.2. Beşerî Özelliklerine Göre Bölgeler
1.2.1. Yerleşme Özelliklerine Göre Bölgeler
• Sık yerleşmelerin veya seyrek yerleşmelerin görülmesine bağlı olarak oluş-
turulan bölgelerdir.
• Ülkemizden sık yerleşmeli bölgeler İstanbul ve İzmir çevrelerini örnek olarak
verebiliriz.
• Ülkemizdeki seyrek nüfuslu ve yerleşmeli bölgelere ise Hakkâri bölümü,
Taşeli Platosu ve Yıldız Dağlarını örnek olarak verebiliriz.
1.2.2. Nüfus Özelliğine Göre Bölgeler
• Nüfusun sık veya seyrek olması durumuna göre oluşturulan bölgelerdir.
• Marmara bölgesi, kıyı Ege ve kıyı Akdeniz ise ülkemizdeki sık nüfuslu yer-
ler arasındadır. Hakkâri Bölümü, Taşeli Platosu ve Yıldız Dağları ülkemiz-
deki seyrek nüfuslu bölgelere örnektir.
1.2.3. Siyasi ve Askerî Özelliklerine Göre Bölgeler
• Türkiye hem Avrupa ülkesi hem de NATO üyesi bölgelerine dahildir.
• Bu bölgeler oluşturulurken her zaman siyasi sınırlar dikkate alınır.
1.2.4. Konut Özelliklerine Göre Bölgeler
• Bu bölgeler oluşturulurken konutların yapımında kullanılan yapı malzemele-
rinin özellikleri öne çıkar.
• Ahşap malzemelerin kullanıldığı konutlara, Rize, Trabzon ve Artvin çevre-
sinde rastlanılır.
• Taştan yapılan konutlara ise volkanik alanlar veya taşın çok bulunduğu yer-
lerde rastlanılır. Akdeniz bölgesi, Doğu Anadolu bölgesi ve Kapadokya

258
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

çevresi Türkiye’ de taş meskenlere en fazla rastlanılan alanlardır. Taşın da-

COĞRAFYA
yanıklı bir malzeme olması nedeni uzun süre varlıklarını korurlar.
• Toprak meskenler yer şekillerinin sade, bitki örtüsünün cılız ve ormanların
az bulunduğu alanlarda yaygın olarak görülürler. İç Anadolu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde sık olarak karşımıza çıkarlar. Kerpiç malzemenin dış
etkenlere karşı dayanıklılığı azdır.
1.2.5. Kültürel ve Dinî Özelliklerine Göre Bölgeler
• Bu bölgeler oluşturulurken bölgede hâkim olan din, dil, ırk ve kültür özellikleri
dikkate alınır. İslam Kültür Bölgesi, Batı Kültür Bölgesi, Türk Kültür Bölgesi,
Latin Amerika Kültür Bölgesi, Hint Kültür Bölgesi gibi.
1.3. Ekonomik Özelliklerine Göre Bölgeler
1.3.1. Sanayi Bölgeleri
Türkiye’ de sanayileşen bölgelere ise Çatalca–Kocaeli, Güney Marmara, Kıyı
Ege, Yukarı Sakarya ve Orta Karadeniz bölümlerini sayabiliriz.
1.3.2. Turizm Bölgeleri
• Türkiye’de ise Antalya, İstanbul, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir önemli yaz
turizim merkezlerindendir.
• Ülkemizde yüksek ve engebeli alanlarda gelişen diğer bir turizm faaliyeti ise
kış sporlarıdır. Kış sporlarının geliştiği başlıca bölgelerimiz Uludağ (Bur-
sa), Palandöken (Erzurum), Kartal Kaya (Bolu), Davraz (Isparta), Erci-
yes (Kayseri) ve Ilgaz (Kastamonu) gibi.
1.3.3. Tarım Bölgeleri
Türkiye iklim çeşitliliğine bağlı olarak Rize çay üretim bölgesi, İç Anadolu
buğday üretim bölgesi, Akdeniz turunçgil üretim bölgesi, Güneydoğu Ana-
dolu pamuk üretim bölgesi gibi çok sayıda tarım bölgesine ayrılmıştır.
1.3.4. Karma Bölgeler
Bazı bölgeler tek bir ekonomik fonksiyonu ile ortaya çıkmazlar. Bu bölgeler,
birden fazla ekonomik faaliyetin ön plana çıkması ile oluşturulan bölgelerdir. Örne-
ğin, İstanbul; sanayi, turizm, ticaret, kültür ve eğitim fonksiyonları ile gelişme
göstermiş bir ilimizdir.
1.3.5. Ticaret Bölgeleri
Ticaret günümüzde ekonomik bölge sınırlarının oluşturulmasında kullanılan
önemli bir ölçüttür.
İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Gaziantep, Kayseri ve Konya en önemli tica-
ret bölgelerimiz arasındadır.

259
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

1.4. İşlevsel Özelliklerine Göre Bölgeler


COĞRAFYA

• İşlevsel özelliklerine göre bölgeler kendi içerisinde dört kısma ayrılır:


1.4.1. İşlevsel Yönetim Bölgeleri
• Ülkemizde yönetim; yerel ve merkeze bağlı yönetimler olarak ikiye ayrılır:
• Yerel yönetimler; belediye (büyükşehir, il, ilçe, belde) ve muhtarlıklardır.
• Merkeze bağlı yönetimler ise valilik ve kaymakamlıklardır.

2018 Yılı İtibariyle Büyükşehir Belediyesine Sahip İller

1.4.2. İşlevsel Hizmet Bölgeleri


• Hizmet sektörü içinde yer alan yönetim bölgeleri; sağlık, eğitim, pazar-
lama-ticaret, güvenlik, barınma-eğlence, ulaştırma-iletişim, rekreas-
yon-turizm faaliyetleriyle ilgili olarak belirlenen kurumlardır.
Devlet kurumları (Türkiye İstatistik Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Dev-
let Su İşleri Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Köy Hiz-
metleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Türkiye Tarım Kredi Koopera-
tifleri Birliği) bulunmaktadır.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü Bölge Haritası

1.4.3. İşlevsel İstatistiki Bölgeler


• Düzenli ve güvenilir bir biçimde tutulan istatistikler, ülkelerin gelişip kalkına-
bilmesi için yapılan planlamalarda önemli bir role sahiptir. İstatistiki verilerin

260
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

kaynağını oluşturan coğrafi alanlar ve bilimsel araştırmalar ışığında devlet

COĞRAFYA
tarafından istatistiki bölgeler oluştur.
• Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı hakkında
her türlü veriyi elde etme görevini üstlenir.

Düzey 1 Olarak Belirlenmiş Türkiye’nin Büyük İstatistik Bölgeleri

1.4.4. İşlevsel Plan (Proje) Bölgeleri


• Bu amaçla ilk bölgesel kalkınma çalışmaları 1950’li yılların sonlarına doğ-
ru başlamış, potansiyeli tespit edilen 16 bölgenin belirlenmesiyle çalışmalar
başlamıştır. Daha sonra istenen gelişmelerin sağlanamaması sonucunda 6
büyük proje üzerinde yoğunlaşılmıştır.
• Bu projeler; Güneydoğu Ana-
dolu Projesi (GAP), Doğu
Anadolu Projesi (DAP), Doğu
Karadeniz Projesi (DOKAP),
Zonguldak-Bartın-Karabük
Projesi (ZBK), Konya Ovası
0 100 200 300
Km

Projesi (KOP) ve Yeşilırmak GAP YHGP ZBK YHGP-DOKAP


Havzası Gelişim Projesi’dir. DOKAP DAP KOP

GAP Güney rojesi

DOKAP Karadeniz Projesi

YHGP Y avz rojesi


BÖLGESEL
KALKINMA
DAP rojesi

ZBK

KOP Konya Ovas‫ ץ‬Projesi

Ülkemizdeki Bölgesel Kalkınma Projeleri

261
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)


COĞRAFYA

Güneydoğu Anadolu Projesi, 1970’lerde sadece sulama ve hidroelektrik


enerji üretimi amaçlı bir proje olarak başlamıştır. 1989’da yasal dayanağına ka-
vuşarak sosyoekonomik şartları iyileştirmeyi hedefleyen, Türkiye’nin ilk bölgesel
kalkınma projesini oluşturmuştur.
Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Batman
ve Kilis illerinin tamamını veya belli bir bölümünü içermektedir.

Güneydoğu Anadolu Projesi’nin kapsadığı iller

Güneydoğu Anadolu Projesi’nin Amaçları


En başta sadece sulama ve enerji yatırımlarını amaçlayan proje ile sosyal,
kültürel ve ekonomik gelişmelerin sağlanması da hedeflenmektedir.
Bu hedefler şunlardır:
• Ekonomik gelişimi artırarak GAP bölgesinin diğer bölgelerle gelir farklılıklarını
azaltmak,
• Bölgedeki kır ve kent alanlarının altyapısını geliştirmek,
• Konut ihtiyacını karşılayıp mevcut konutları iyileştirmek,
• Ulaştırma hizmetlerinin yapılmasını sağlamak,
• Bölgedeki eğitim seviyesini yükseltmek,
• Kurumlar arasındaki eş güdümü sağlamak,
• Sanayi, maden, tarım, ormancılık, sağlık, kültür, turizm ve enerji alanlarında
şartları iyileştirmektir.
• GAP kapsamında Fırat-Dicle Havzası’nda 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali
ve 1,8 milyon hektarlık sulama sistemlerinin yapımı öngörülmüştür.
• Bölgede sulama projelerinin tamamlanmasıyla birlikte özellikle yaş sebze,
meyve ve endüstri bitkilerinin (pamuk, mısır, soya) üretiminde büyük artış
beklenmektedir.

262
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Bölgede hayvancılığın ve yem bitkileri üretiminin geliştirilmesi hâlinde gele-

COĞRAFYA
cekte Türkiye’deki hayvansal ürünlere (et, süt, yumurta) olan talebin karşı-
lanması hedeflenmektedir.
• GAP bölgesinde barajların tamamlanması ile birlikte yaklaşık 198.473 hektar
su yüzey alanı hedeflenmektedir. Bu potansiyel değerlendirildiğinde bölgenin
su ürünleri üretim ve tüketimi artış gösterecek ve ulusal ekonomiye önemli bir
katkı sağlanacaktır.
• GAP bölgesinde tarıma dayalı sanayinin gelişmesi diğer sanayi kollarının
gelişmesine de ortam hazırlamıştır.
• Bölgede eskiye göre hastane sayısı artmış ve var olanların yanında yüksek
kapasiteli yeni hastaneler inşa edilmiştir.

Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP)


DOKAP’ta yer alan iller; Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize,
Samsun, Tokat ve Trabzon illeridir.
K

0 300
Km

Artvin
Samsun Rize
Ordu Giresun Trabzon
Tokat Bayburt

0 100
Km

Doğu Karadeniz Projesi kapsamındaki iller

Doğu Karadeniz Projesi’nin Amaçları


• Bölgenin sosyokültürel gelişimini sağlamak,
• Ekonomik yapıyı güçlendirmek,
• Ulaşım ve iletişim hizmetlerini güçlendirmek,
• Kıyı kesimde ürün çeşitliliğini artırmaktır.
• Önemli bir orman varlığına sahiptir.
• Var olan ormanlardan yakılacak odun ve orman endüstrisi için gerekli olan
ham maddeler elde edilir.
• DOKAP bölgesi, balıkçılık faaliyetleri açısından hem denizde hem de kara içi
sularda önemli bir potansiyele sahiptir.

263
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Bölgedeki yer şekilleri, sanayi ve tarım faaliyetlerini sınırladığından yöre halkı


COĞRAFYA

için balıkçılık önemli bir ekonomik faaliyettir.


Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi (YHGP)
Yeşilırmak Havzası’nda yer alan Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerini kap-
sar.
Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi’nin Amaçları
• Yeşilırmak ve kollarında var olan kirlilik alanlarını tespit edip önlem almak,
• Proje alanında erozyonla mücadele etmek için çalışmalar yapmak,
• Akış rejimini düzenleyici çalışmalar yapmak,
• Proje bölgesinde ekonomik ve sosyokültürel kalkınmayı sağlamak için
çalışmalar yapmaktır.

Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi kapsamındaki iller

Doğu Anadolu Projesi (DAP)


Doğu Anadolu Projesi; Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzu-
rum, Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli, Van ve Sivas illeri bulunmak-
tadır.

Doğu Anadolu Projesi kapsamındaki iller

264
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Doğu Anadolu Projesi’nin Amaçları

COĞRAFYA
• Gıda, tarım ve hayvancılık sektöründe verimlilik ve katma değeri artırmak,
• Kişi başına düşen geliri artırıp bölgeler arasındaki ekonomik farklılıkları
azaltmak,
• Bölge dışına göçü azaltmak ve göçlere bağlı olarak gelişen sorunları en aza
indirmek,
• Kırsal ve kentsel alanlarda bölge halkının refah seviyesini yükseltmek,
• Altyapı, kentleşme ve çevre koruma sorunlarını gidermektir.

Zonguldak Bartın Karabük Projesi (ZBK)


Zonguldak Bartın Karabük Projesi; kömüre ve çeliğe dayalı sanayiye olan ba-
ğımlılığı azaltarak yeni iş sahaları oluşturmak için hazırlanan bir projedir.
K

0 100 200
Km

Bartın

Zonguldak

Karabük

0 25
Km

Zonguldak, Bartın ve Karabük Projesi kapsamındaki iller

Zonguldak Bartın Karabük Projesi’nin Amaçları


• Bölgede özelleştirilen veya küçülme kararı alan bazı sanayi ve madencilik
kuruluşlarındaki değişimlerin sonucunda ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal
sonuçları belirlemek.
• Yeni iş imkânları oluşturularak bölge dışına göçün önüne geçmek.
• İmalat sanayi ve hizmetler sektöründe yeni istihdam alanları oluşturmak.
• Özel sektörün yeni faaliyetlerinin geliştirilmesini sağlamak ve yatırım
alternatiflerini belirlemek.
• Bölgenin ağırlıklı ekonomik yapısını teşkil eden tarım ve ormancılık
faaliyetlerinde verimliliği artırmak. Proje kapsamındaki iller, taş kömürü ve yer
altı kaynakları bakımından zengindir. Buna bağlı olarak demir-çelik sanayisi
86 gelişmiştir. Bölgenin en büyük ekonomik faaliyeti demir-çelik sanayisi ve
madenciliktir. Ancak madencilikte yaşanan sorunlar nedeniyle bu sektörde
istihdam oranlarında düşüşler yaşanmaktadır.

265
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Bölge için orta ve uzun dönemli bölgesel gelişme planı hazırlamak.


COĞRAFYA

• Gelecek dönemlerde bölgede yapılabilecek yatırım alanlarını tanımlamak.

Konya Ovası Projesi (KOP)


KOP bölgesi, Aksaray, Karaman, Konya, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Kırşehir
ve Yozgat illerinden oluşmaktadır.

Konya Ovası Projesi kapsamındaki iller

Konya Ovası Projesi’nin Amaçları


• Tarımsal yapıda değişimi ve sürdürülebilirliği sağlayarak sanayi, ticaret,
ulaşım ve enerji gibi sektörleri güçlendirmek.
• Eğitim, sağlık, kültür ve diğer sosyal hizmetlere erişebilirliği artırmak.
• Bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak.
• Yenilikçi bir yaklaşımla bölgenin rekabet gücünü geliştirmek,
• Bölgenin ekonomik ve sosyal kapasitesini güçlendirmek,
• Bölge halkının refah düzeyini yükseltmektir.

266
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Uygulama

COĞRAFYA
Aşağıdaki ifade ve kavramları verilen örnekte gösterildiği gibi eşleştiriniz.

a. Güneydoğu Anadolu
I. Ülkemizin en önemli balık üretim bölgesidir.
Projesi
II. Proje kapsamında yapılan barajlardan en b. Zonguldak Bartın
önemlileri Atatürk ve Karakaya barajlarıdır. Karabük Projesi
III. Samsun, Amasya, Tokat ve Çorum illerini
c. Doğu Anadolu Projesi
kapsayan bölgesel kalkınma projesidir.
IV. Bölgenin en önemli istihdam kaynağı
d. Doğu Karadeniz Projesi
demir-çelik sanayisidir.
V. Büyükbaş hayvancılığa bağlı olarak et ve süt e. Yeşilırmak Havzası
üretiminin en fazla yapıldığı bölgelerimizdendir. Gelişim Projesi

Cevap: II) a, III) e, IV) b, V) c

Örnek
Sıcaklık ve yağış koşulları dikkate alındığında aşağıda verilen bölgelerden
hangisinde orman gelişimi fazladır?
A) Güney Marmara
B) Doğu Akdeniz
C) Doğu Anadolu
D) Doğu Karadeniz
E) İç Anadolu
Cevap: D

Örnek
Sahip olduğu unsurlara göre sınırlandırılmış, genelde benzer özellikli yeryü-
zü parçaları veya mekân birimlerine bölge denir. Buna göre aşağıdakilerden
hangisi işlevsel bölgelere örnek gösterilebilir?
A) Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi
B) Akdeniz Maki Bölgesi
C) Marmara Ticaret Bölgesi
D) Güneydoğu Ovalık Bölgesi
E) Karadeniz İklim Bölgesi
Cevap: C

267
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ


COĞRAFYA

1. Türkiye’ deki bölge sınıflandırılma- 4. Türkiye’ de bölge sınırları oluştu-


sı düşünüldüğünde Marmara bölge- rulurken kullanılan ölçütlerden birisi
si aşağıda verilen bölge türlerinden de yeryüzü şekilleridir. Aşağıda ve-
hangisi içinde yer alır? rilen bölgelerimizden hangisi oluş-
A) Sanayi bölgeleri turulurken yer şekilleri dikkate alın-
mıştır?
B) Kurak iklim bölgesi
A) Sanayi bölgeleri
C) Seyrek nüfuslu bölge
B) Maden bölgeleri
D) Maden bölgeleri
C) Kış turizmi bölgesi
E) Dağlık bölge
D) Ulaşım bölgeleri
E) Ticaret Bölgeleri
2. Aşağıdakilerden hangisi beşerî
bölge özelliği taşımaz?
A) Sık nüfuslu bölgeler
B) Dağlık bölgeler
C) Kentsel yerleşme bölgeleri
D) Sanayi bölgeleri
E) Siyasi bölgeler

3. Türkiye dünyada birçok siyasi ve


ekonomik örgüte üye olan bir ülke- 5. Haritada taranarak verilen bölge-
dir. Aşağıda verilen örgütlerden han- lerin hangisinde nüfus ve yerleşme-
gisi Türkiye’nin üye olduğu siyasi ve lerin az olmasının temel nedeni sı-
ekonomik örgüt değildir? caklığın düşük olmasıdır?
A) Birleşmiş milletler A) I- III
B) B.G-20 B) II - III
C) Dünya Bankası C) III – IV
D) Avrupa Birliği D) Yalnız IV
E) KEİT E) I-V

Cevap Anahtarı:
1)A 2)B 3)D 4)C 5)B

268
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

269
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

270
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK KONUMU

COĞRAFYA
• Jeopolitik, bir ülkenin sahip olduğu fiziki ve beşerî unsurlar ile dünya üzerin-
deki konumunun dış siyasetine etkisidir.
• Jeopolitikte etkili olan unsurla tabloda gösterilmiştir.

Jeopolitikte Etkili Olan Unsurlar

Coğrafi konum

Jeolojik ve jeomorfolojik özellikler

Ülkelerin coğrafi şekli


Değişmeyen unsurlar
İklim

Su

Coğrafi bütünlük

Zaman

Ekonomik değerler

Politik değerler

Değişen unsurlar Askerî değerler

Sosyal kültürel değerler

Bilimsel ve teknolojik değerler

Jeopolitikte Etkili Olan Unsurlar

• Türkiye’nin orta kuşakta yer alması, dört mevsimin de yaşanmasını sağlar.


• Türkiye, üç büyük kıtanın kesişim noktasında yer alır.
• Karadeniz ve Akdeniz arasında ticaretin yapıldığı İstanbul ve Çanakkale gibi
stratejik öneme sahip boğazların ülkemizde bulunması ve üç tarafının deniz-
lerle çevrili olması Türkiye’yi önemli bir ulaşım merkezi hâline getirmektedir.
• Hazar bölgesi ve Orta Doğu’da çıkarılan petrolün dünya pazarına taşınma-
sında en kısa ve kârlı yol ülkemiz topraklarından geçmektedir.
• Ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, askerî alandaki gücü ve gelişen ekonomisi
jeopolitik konum özelliklerini oluşturan diğer unsurlardır.

271
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
COĞRAFYA

A V R Unlar P A A S Y A
lka
Atlas Okyanusu

Ba Karadeniz Hazar
Bölgesi
Akdeniz


zıl
de
niz

A F R İ K A
Hint Okyanusu

½
K D o ğ u
a
t
r

O
0 1.000 2.000 Km
AVUSRALYA

0 500 1.000
Km

Türkiye’nin Jeopolitik Konumu

Türkiye’nin Jeopolitik Konumunun Bölgesel Etkileri


• Karadeniz Havzası, Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu ve Orta Asya’nın oluş-
turduğu coğrafyanın merkezinde yer alır.
• Dünyanın önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin olduğu Orta Doğu ve Ha-
zar Havzası ile komşu olup bu enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılmasın-
da kavşak noktada bulunur.
• BM, NATO, Avrupa Konseyi, Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı, Kara-
deniz Ekonomik İş Birliği Örgütü, G-20, İslam İş Birliği Teşkilatı gibi kuruluş-
lara üyeliği jeopolitik önemini daha da artırmaktadır.
• Türkiye’nin genç nüfus potansiyelinin yüksek olması jeopolitik konumu açı-
sından önemlidir.
Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik konumu daha avantajlı hâle getirmiş
ve getirecek çalışmalar şunlardır:
• Karadeniz ile Akdeniz arasındaki bağlantıyı sağlayan İstanbul Boğazı’na al-
ternatif olup uluslararası ticari hacmi artıracak ve deniz trafiğini rahatlatacak
olan “Kanal İstanbul Projesi”
• İstanbul’da inşası süren ve bitmesiyle İstanbul’un stratejik önemini artıracak
olup Çin, Afrika ve Avrupa arasında hava trafiğinin önemli bir kısmını sağla-
ması beklenen “3. Hava Limanı Projesi”
• Dünyanın en büyük asma köprülerinden biri olacak ve Avrupa’dan ülkemize
gelen ve Ege’ye, Batı Akdeniz’e hatta Batı İç Anadolu’ya inen bütün yük ha-

272
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

reketinin Çanakkale üzerinden yapılmasıyla ekonomik anlamda önemli geliş-

COĞRAFYA
meler sağlayacak olan “1915 Çanakkale Köprüsü Projesi”
• Bölgesel ve küresel ölçekte öneme sahip İstanbul ve İzmir şehirlerinin ara-
sındaki yolu 3,5 saate indirecek olan “Osman Gazi Köprüsü” ve “Geb-
ze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi”.
• Tarihî İpek Yolu’nu demir yoluyla hayata geçirecek; Çin’den Avrupa’ya kadar
uzanan, önemli bir bölümünün de Türkiye’den geçtiği demir yolu bağlantısını
kuran “Demir İpek Yolu Projesi”
• Daha önceden var olan “Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana İhraç Ham Petrol Boru Hattı
(BTC)” nın yanı sıra Azerbaycan’ın Hazar Gölü’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sa-
hası ve Hazar Gölü’nün güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazın ön-
celikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşınmasını sağlayacak olan “Trans
Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP)
Türk Kültürü Havzası
• Türk kültürünün kökeni Orta Asya’ya dayanır. Orta Asya’ dan çeşitli sebep-
lerle ayrılan Türkler önce Sibirya’ya oradan Afrika’ya ve Balkanlar’a kadar
uzanır. Konargöçer hâlde yaşayan Türkler kültürlerini çok uzaklara kadar ta-
şımışlardır.
• Türkler kuzeybatıda Balkanlar, kuzeydoğuda Kafkaslar, doğuda Türkistan,
güneydoğuda Orta Doğu, Akdeniz’in güneyinde ise Kuzey Afrika toprakların-
da varlığını devam ettirmiştir.

Türkiye’nin Üye Olduğu Uluslararası Örgütler


Birleşmiş Milletler (BM)
• İkinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletlerin önderliğinde savaş sonrası
çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye, 24 Ekim
1945 tarihinde 51 ülkenin onayı ile kurulan BM’nin kurucu üyeleri arasında
yer almaktadır.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)
• 1969 yılında İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) adıyla İsrail’in işgali altındaki
Mescidi Aksa’nın (Kudüs) yakılmasına tepki olarak kurulmuştur. Örgütün ismi
2011 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştirilmiştir.
• Teşkilatın kuruluşundan bu yana üyesi konumunda bulunan Türkiye, yürütü-
len faaliyetlere ciddi anlamda katkı sunmaktadır. Ayrıca ülkemiz, 2016-2019
yılları arasında ilgili teşkilatın dönem başkanlığını üstlenmiştir.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)
• 30 Eylül 1961 tarihinde Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (OEEC) yerine
geçmiştir. Paris merkezli küresel ve ekonomik bir örgüt olan OECD’nin 2019
yılı itibarıyla örgüte üye olan ülke sayısı 41’e ulaşmıştır.

273
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

• Türkiye OECD’nin kurucu üyeleri arasında yer almaktadır.


COĞRAFYA

OECD’nin başlıca amaçları şunlardır:


• Üye ülkelere kendi kendine yetecek ekonomik gelişme ve istihdamı sağla-
mak,
• Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarına katkı sağlamak,
• Uluslararası ticaretin yapılan taahhütlere bağlı kalınarak ve ayrımcılık uygu-
lanmadan gelişmesini desteklemektir.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)
• 10-14 Eylül 1960’da Bağdat Konferansı’nda İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan
ve Venezuela’nın imzaladığı anlaşmayla kurulan ekonomik bir örgüttür.
• Türkiye bu kuruluşa üye değildir.
G-20 (Group of 20)
• Dünyanın bazı bölgelerinde yaşanan finansal krizlere bağlı olarak 1999 yı-
lında ABD ve Kanada Maliye bakanlarının öncülüğünde Washington’da ku-
rulmuştur.
• Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri kapsayan temsil niteliği yüksek
yapısıyla G-20’nin çalışmalarına aktif katkı sağlamaktadır.
• Platformun kurucu üyelerinden olan Türkiye, 15 Kasım 2015’te yapılan küre-
sel ekonomiye ve siyasete yön veren liderlerin bir araya geldiği 10. Zirve’ye
ev sahipliği yapmıştır.
Gelişen Sekiz Ülke (D-8)
• Üye ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari iş birliğini ön planda tutarak
gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki konumunu iyileştirmeyi
amaçlayan bir kuruluştur.
• Örgüte üye olan ülkeler; Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endo-
nezya, Mısır ve Nijerya’dır. 1 Temmuz 2016’da yürürlüğe giren Tercihli Ticaret
Anlaşması’nın Türkiye, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan’da
uygulanmasına karar verilmiştir.
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO)
• 1949 yılında Sovyetler Birliği’ne karşı Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için
ABD öncülüğünde 12 devletin katılımıyla kurulan askerî bir örgüttür.
• Merkezi Brüksel’dedir (Belçika).
• Türkiye, Kore Savaşı’nda kazandığı başarılar sayesinde 1952 yılında NA-
TO’ya üye olmuştur.

Avrupa Birliği (AB)

274
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYA
• Temeli 1951 yılında Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksem-
burg tarafından imzalanan Paris Anlaşması’na dayanmaktadır.
• Türkiye, 31 Temmuz 1959’da Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) ortaklık
başvurusunda bulunmuştur.
• Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005’te
müzakerelere başlanması kararı alınmıştır.
• Türkiye henüz tam üye değildir.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ)
• 25 Haziran 1992 tarihinde Türkiye’nin öncülüğünde kurulan ekonomik ve böl-
gesel bir örgüttür.
• Örgütün kurucu üyeleri: Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Mol-
dova, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya; diğer üyeleri
ise Arnavutluk, Sırbistan ve Yunanistan’dır.
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)
8 Aralık 1991 tarihinde Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya ve Ukrayna arasında
yapılan anlaşma ile oluşturulmuş bölgesel bir örgüttür.
BDT’ye 21 Aralık 1991 tarihinde Azerbaycan, Kazakistan, Ermenistan, Kırgızis-
tan, Moldova, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan katılmıştır.
Türkiye; BDT’ye üye olmamasına rağmen gerek üye ülkeler arasında Türk
Cumhuriyetleri’nin yer alması, gerekse Rusya ile olan stratejik ortaklıktan dolayı
toplulukla olumlu ilişkiler geliştirmiştir.

Uygulama

Aşağıdaki ifadelere doğru ise D yanlış ise Y harfi yerleştiriniz


1. Türkiye Avrupa Birliğine üyedir. (…)
2. G-20’ nin merkezi Washington’dur. (…)
3. Türkiye Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerindendir. (…)
4. Askeri değerler jeopolitik konumda değişen unsurlar arasındadır. (…)
5. Türkiye BDT. na üyedir.(…)

CEVAP: 1)Y 2)D 3)D 4)D 5)Y

Örnek

275
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Örnek
COĞRAFYA

Türkiye, II. Dünya Savaşı’ndan sonra küresel veya bölgesel ölçekte birçok
örgüte üye olmuştur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi Türkiye’nin üye ol-
duğu örgütler arasında yer almaz?
A) BM B) İİT C) NATO
D) OECD E) AB
Cevap: E

Örnek
Türkiye›de meydana gelecek gelişmelerden hangisinin ülkemizin jeopolitik
önemini artırması beklenmez?
A) Güçlü bir ekonomiye kavuşması
B) Nüfusunun yaşlanması
C) Enerji nakil hatlarının çoğalması
D) Bir sanayi ülkesi hâline gelmesi
E) Uluslararası hava yollarının yapılması
Cevap: B

276
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KONU DEĞERLENDİRME TESTİ

COĞRAFYA
1.Aşağıdakilerden hangisi Türki-
ye’nin içinde yer aldığı jeopolitik böl-
geler  ya da yakın bölgelerden  birisi
değildir?
A) Kafkasya
B) Orta Doğu
C) Kuzey Afrika
D) Güney Amerika
E) Türk Cumhuriyetleri

2.Türkiye’nin coğrafi konum özellik-


lerinden hangisi jeopolitiği üzerinde
daha az etkilidir?
A) Orta Doğu’daki petrol bölgelerine
yakın olması
B) Engebeli yer şekillerinin olması
C) Üç kıtanın merkezinde yer alması
D) Üç tarafının denizlerle çevrili olması
E) Stratejik boğazlara sahip olması

3. Ülkemiz etrafında yaşanan


sorunlardan hangisi bizi doğrudan
etkilemez?
A) Ege kıta sahanlığı sorunu
B) Irak sorunu
C) Batı Trakya sorunu
D) Makedonya sorunu
E) Kıbrıs sorunu

Cevap Anahtarı:
1)D 2)B 3)D

277
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KAYNAKÇA
COĞRAFYA

• AVAN Leman, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 5 Ders Kitabı (Seçmeli Coğraf-
ya 1), MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• ERDEBİL Cem, R. DÜZGÜN, R. BIÇAKLI, Z. GÜZEL, E. BOZBIYIK, Coğraf-
ya 12 Ders Kitabı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2019.
• http://aok.meb.gov.tr/kitap/ (01.11.2021 tarihinde ulaşılmıştır.)
• http://odsgm.meb.gov.tr (01.11.2021 tarihinde ulaşılmıştır.)
• https://ogmmateryal.eba.gov.tr (01.11.2021 tarihinde ulaşılmıştır.)
• SOYATLAR Alper, B. AKÇA, H. COŞAR, İ. SOLAK, M. KARAGÖZ, Coğrafya
9 Ders Kitabı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2021.
• TÜRKEZ Kenan, M. KARAKOÇ, N. BALŞEN, T. PEKTAŞ, İ. ÖZDOĞAN,
Coğrafya 10 Ders Kitabı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2021.
• TÜRKEZ Kenan, M. KARAKOÇ, N. BALŞEN T. PEKTAŞ, Coğrafya 11 Ders
Kitabı, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2021.
• YAVUZ Hülya, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 4 Ders Kitabı, MEB Hayat
Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• YAVUZ Hülya, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 7 Ders Kitabı (Seçmeli Coğraf-
ya 2), MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• YAVUZ Hülya, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 8 Ders Kitabı (Seçmeli Coğraf-
ya 2), MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• YAVUZ Hülya, E. YILMAZ, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 6 Ders Kitabı
(Seçmeli Coğrafya 1), MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayın-
ları, Ankara, 2021.
• YILMAZ Eşref, H. YAVUZ, L. AVAN, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 1 Ders
Kitabı, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• YILMAZ Eşref, H. YAVUZ, L. AVAN, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 2 Ders
Kitabı, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.
• YILMAZ Eşref, Açık Öğretim Okulları Coğrafya 3 Ders Kitabı, MEB Hayat
Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2021.

278
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR

COĞRAFYA

279
ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

NOTLAR
COĞRAFYA

280

You might also like