You are on page 1of 14

Fascists

© 2004 Michael Mann


Bu kitabın hakları Onk Teli[ Haklan Ajansı aracılığıyla
Sandra Dijkstra Literary Agency'den alınmıştır.

lletişim Yayınlan 2214 • Politika Dizisi 136


ISBN-13: 978-975-05-1830-0
© 2015 lletişim Yayıncılık A. Ş.
1. BASKI 2015, lstanbul

EDITôR Tanı! Bora


YAYINA HAZIRLAYAN Necdet Dümelli
DiZi KAPAK TASARIMI Utku Lomlu
KAPAK Suat Aysu
UYGULAMA Hüsnü Abbas
DÜZELTi ve DiZiN Merve Öztürk
BASKI ve CiLT Sena Ofset. SERTiFiKA NO. 1 2064
Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11
Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 38 46

lletişim Yayınlan. SERTiFiKA NO. 10721

Binbirdirek Meydanı Sokak, lletişim Han 3, Fatih 34122 lstanbul


Tel: 212.516 22 60-61-62 •Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr • web: www.iletisim.com.tr
MICHAEL MANN

Faşistler
Fascists

ÇEViREN Ulaş Bayraktar

�""'',
- .

ileti,im
iÇiNDEKiLER

Ön söz .. ... ........... ...... ................................................................... ...9

1. Faşist Hareketler Sosyolojisi . .. .. .


...... ...... . .. . .. . ... J3
FAŞiSTLERi CiDDiYE ALMAK....... . ............ ... ......................... ... .. 13
BiR FAŞiZM TANIMINA DDCRU .... .... . ... . ..... .. .... ... ..... ....... .. .... ...... ....... .. .... .19
BiR FAŞiZM TANIMI..... . . ... .. .. . .... ........ . .............................. ..................... .................................29
FAŞiZMiN ÇEKICILICI: SINIF KURAML. .... . .. . ... . . ... . .... ...........................35
FAŞiZMiN TOPLUMSAL YANKILANIML . . . .. . . . . . . . . . . 43 . . . . .. . . . . .. . ... . . .. .. . .. .. ..

Makro-Dönem: Avrupa Modernitesinin Savaşlar Arası Krizleri . . . . .. . .43 ........... . .. . . .. . . . . . .

Makro-Yer: Avrupa'nın Bir Yarısı.... ... .... . .. . . . .... .....................................44


Mezo-Yerler: Beş Faşist Ülke. . . ...... . ..... ...................... .... .......... .46
Mezo-Yerler: Faşist Çevreler....... . . . ... ........ .. .. .............. .... .... .. .47
Mikro-Kafes: Faşist Hareketler... . . . ........................................................50
KiTABiN GENEL KURGUSU..... ... ... . ............... .. .......... . ...... ....... ........... . ..... 52

2. Otoritarizm ve Faşizmin Savaşlar Arası Dönemdeki


Yükselişini Açıklamak . . ...... ..... .................................................................... ................ ......55
GiRiŞ: GÜÇLÜ ULUS-DEVLETLERiN YÜKSELiŞi . 55
................... . . . . . . . . ..................... .......... .......... . . . . . . . . . . . . .

CDCRAFYA: iKi AVRUPA.... .. ......................................... ..66


DTORITARIZM TÜRLERL... . ... .. . . ..... .... .. . . . . . .. . ....72
Yarı-Otoriter Rejimler . . . .. .. . . . . ...... ... .......... .................................... ..................................................... 73
Yarı-Reaksiyonar Otoriter Rejimler.......... . ... . .... . .. ....... ................................ ............................ 74
Korporatist Rejimler.... . . . . .. ... ..... ............. .. .................................................. 76
Faşist Rejimler.. . . .. . . . .. . . ... ... . ......... . .... . ............. .. . ...... . .. .77
İKTiSADİ İKTİDAR, İKTiSADi KRiZ . . ..79
ASKERİ iKTİDAR, ASKERİ KRİZ...... . . . .. . .. . . ... ... . .... . . . . .. . .. .. ... ... 101
SiYASAL İKTiDAR, SİYASAL KRIL . . 108
iDEOLOJİK İKTiDAR, İDEOLOJİK KRiZ .... .. . . ... ...... .... .. . . 119
SONUÇ__ . �- · �-- ----- �-�-�-�-�--�--�· -------�-------· 1 35

3. İtalya
İlk Faşistler. . .139
İTALYAN FAŞİZMİNE DAİR İKİ KURAM .. .143
KİMDİ BU FAŞiSTLER? . . ........ ... .. .149
Cinsiyet, Yaş, Militarizm. ... .149
Bölge.... . . . . . . . . . .. .... .. . . . .156
SINIF. 158
DİCER HAREKETLERiN TOPLUMSAL BİLEŞİMİ... 174
FAŞİZME YÖNELİK SEÇKiN DESTECİ . .. . .. .175
Sınıf Giidiileri .. .175
İdeolojik, Siyasi ve Askeri Güdüler .. . . .. ............ .. ......184
iKTİDARDAKi FAŞİSTLER . 194
SONUÇLAR . . . . . .198

4. Naziler .201
RESMi NAZİ iDEOLOJiSİ .... 203
NAZİ ÜYELERiNiN İDEOLOJİSİ 208
ÇEKİRDEK NAZI ÇEVRELERİ.... . ....212
Erkek ve Kadın.... . . . 212
Gençler ve Emekli Askerler.... . ....... ....... .......... 214
Dini ve Bölgesel Çekirdekler. . . ...... 223
İşçi Sınıfı Nazileri ..... .......... ......... .. .. . .. ..225
Orta Sınıf Naziler... . . . . . . . . . . . . .... .. . . .. ........ .. .. . ... ............. . ................ .. . .. 231
NAZİ PARAMILİTERLERI . ... .. . .. ............240
TOPLUMSAL HAREKETLiLiK VE TOPLUMSAL MARJINALLIK . . . ..242 .

SONUÇLAR..... ... .. . .. . . . ........ ... .... . ....... . ....... . 246 .

Sınıf ve Sektör.. . . . . .. . .. . . . . . . . .
. .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... . . . . . . . . . . .............. . . . . ......................... 246
Nazi Militanlığının önemi . ..... .
. . . . 247
. .. .. .. .... .. . . . . . ...

5. Alman Sempatizanlar ... . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . ................................... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .................... . .. . . . . 253


NAZI SEÇİM STRATEJiSi . .. .. . .. 253
NAZİ SEÇMENLER .
. . . . . . .. ..................... .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... ......... ...... . . . . . . . . . . . . . . . . ............................. 265
Din ve Bölge . .. . .............. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . ....... . . . .... ................ .. ........ 265
Sınıf ... �· - -�---�- ·- . . - ...270
SINIF, İKTiSAT VE DEMOKRATİK PARTiLERiN DÜŞÜŞÜ .... . . . .272
WEIMAR SEÇKiNLERİ.... . ................ .... ......... . .276 .

SINIF KRiZi VE NAZiZME DAiR iKTiSADi KURAMLAR...... . .. .......... ... .... .......... ............. . .. .285
SONUÇ: AŞKIN PARAMILITER ULUS-DEVLETÇILİGININ
SEÇMENLERiNi SEFERBER ETMEK..... . .. 287

6. Avusturya Faşistleri, Avusturyalı Naziler. ............................................... . .293


iKi ULUS-DEVLET, iKİ FAŞİZM.... . . . . . . ... . . . .. . . . . ... ....... ...................... .. ...... .... 294
KiMDi BU FAŞiSTLER?.. . . ...... .300
Yaş, Cinsiyet ve Militarizm.. 300
Bölge ve Din . ... . ... . 303
Sınıf, Sektör ve iktisat . .. . . . .. . . .. . . . . 305
AVUSTURYA ANTiSEMiTiZMİ . . . . .. . .. . ......... .. .. .. ...316
BiR SEÇKiN KOMPLOSU? SINIFSAL SAiKLER . .
. . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 322
ULUS-DEVLETÇILIGIN ÇEKICILIGI. .. . .330

7. Macar Otoriterler Ailesi .333


DOGU AVRUPA'YA GiRiŞ .... 333
MACAR ANLATISL. . ... . . ... ........... .... . .. .. . ......... 337
OKLU HAÇ HAREKETİNİN IDEOLOJISL .. . . .. . . .. . 345
KiMDi BU FAŞiSTLER? 347
FAŞiST SEÇMENLER 357
��w .�

8. Rumen Otoriterler Ailesi . .. .


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ......... . ... ..... ... .. . .. . . . . . . . .. . . . . . . . 365
GiRiŞ: ARKA PLAN..... . 365
BAŞMELEK MiKAİL LEJYONU'NUN iDEOLOJİSİ. . 370
KiMDi BU LEJYONERLER?.. . . 379
LEJYONER SEÇMENLERİ: ULUS-DEVLETÇİ ÇEVRELER 393
FAŞiST SON 402
SONUÇ.... . . 407

9. İspanyol Otoriterler Ailesi .. .. . . 411


ARKA PLAN: İSPANYA'DA KAPiTALiZM VE ULUS-DEVLET... . 413
GENERAL PRIMO DE RIVERA'NIN YÜKSELiŞi VE DÜŞÜŞÜ... . 420
İKİNCi CUMHURiYET: GENEL SiYASAL SORUN..... ...... 424
ANARKO-SENDİKALİZM .... . . . . . 429
SOSYALiZM ... . .. . ......... . .. .. 435 .

CUMHURiYETÇi MERKEZ.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 444


�... .�
FAŞiSTLER.... 461
ASKERi iKTiDAR, ASKERi ÖN SAFLAR 464
SiYASAL TEMIZLIAIN ÖLÇEAL. .. . .. .. ... . ...... . . ...... ... .. .... . 472
FRANCO REJiMi . .. . ............ . . . . ................. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ......................... ........ .................. ....... . . . . 475
SONUÇ..... . ... .. ... ..... .. ......... ....................................... ....................478

10.Sonuç
Faşistler, Ölü ve Diri . .. . .. .. ..... . .. ... . .. . .. . .. .. .. . . ... 487
OLO FAŞiSTLER . . ... . .. ...... . . .. ...... .... . .... . .... ..... ................... .... ..... . .487
DiRi FAŞiSTLER? ... ............ .. . ...... ............. .......... ................. ........ 503

Ekler...... .... . . .............. ..... . .. . .. 519

KAYNAKÇA . . . .. . . ···················· . ... . ........... ... ........ . 533


DiZiN... . . . ... . . . . • ·•· ..... . ...... .......... . •·•· •·•·•····· ······ ·• . ......... ······ •···· . ... . 559
çiliğin aslında gerçek dünyadaki ana hamili olan ulus-devlet­
ten ayn düşürülerek epey sahipsiz bırakılmış olduğu görünü­
yor. Tüm faşistler hem birleştirici bir ulusu, hem de güçlü bir
devleti iç içe geçmiş bir şekilde arzuladılar. Eatwell bile faşiz­
min sadece "bazen" şiddete başvurduğunu söylerken, Griffin
de, onun apaçık gaddar şiddeti ve paramilitarizmine karşı ses­
siz kalarak, faşizmi sterilize eder (Linz, Nolte ve Payne şidde­
ti inkar etmez).
Tüm bu ihmallere çare, yine de, faşizmin kapitalizm ve sınıf­
la olan ilişkisine eklenen idealizmin geleneksel "materyalist"
alternatifine sanlmak değildir. Faşizmi kendi terimleri bağla­
mında tanımlamalı ve değerlerine programlarını, eylemlerini
ve örgütlerini de eklemeliyiz. Faşizm sadece bazı inançlara sa­
hip bireyler topluluğu değildi. Faşizmin dünya üzerinde bü­
yük bir etki yapmasının sebebi sadece toplu eylemleri ve örgüt­
lenme biçimleri idi. Faşistler, "devletçiliğin" daha ziyade laçka
ve paramiliter biçimlerinin içerdiği elitizm, hiyerarşi, yoldaş­
lık, popülizm ve şiddete adanmışlardı. Eğer faşizm sadece "ye­
niden doğuşun palingenetik mitleriyle" alakalı olsaydı, bunda
ne zarar olabilirdi ki? Faşizm sadece aşın milliyetçilik olsaydı,
sadece nahoşça yabancı düşmanı olurdu. Fakat paramilitariz­
mi içererek, faşistler birbirlerini aşın eylemlere zorladılar, mu­
haliflerini yok ettiler ve taraftarlannın çoğunu, modem toplu­
ma "düzen" getirebilecekleri konusunda ikna ettiler. Sonra da
otoriter devletler muhalefeti ezerek ve kitlesel cinayetler işle­
yerek halklannı itaate zorladı. Bu yüzden, faşizm tanımımızın,
onun hem temel değerlerini, hem de temel örgütlenme biçim­
lerini içermesi gerekir.

BiR FAŞiZM TANIMI


Faşizmi, faşistlerin temel değerleri, eylemleri ve iktidar örgüt­
lenmeleri üzerinden tanımlıyorum. Çok kısaca, faşizm aşkın ve
anndıncı bir ulus-devletçiliği paramilitarizm üzerinden gerçek­
leştirme arayışıdır. Bu tanım daha ayrıntılı açıklama gerektiren
beş temel koşul içerir. Her biri de kendi içinde çelişkiler taşır.

29
( 1) Milliyetçilik. Herkesin tespit ettiği gibi, faşistlerin "orga­
nik" ve "yekpare" bir millete derin ve popülist bir bağlılıkları
vardır ve bu da dışarıdaki ve (özellikle) içerideki düşmanlara
yönelik fevkalade güçlü bir algı içerir. Faşistlerin etnik ve kül­
türel çeşitliliğe çok az tahammülleri vardır; çünkü bu, milletin
organik ve yekpare birliğini bozacaktır. Bu organik birliği sözü­
mona tehdit eden düşmanlara karşı gösterilen saldırganlık, fa­
şizmin aşırılığının asıl kaynağıdır. Irk doğuştan gelen bir özel­
lik olduğu için, ırkçılığa çalan milliyetçiliğin daha da aşırı oldu­
ğu ortaya çıktı. Onunla doğarız ve ancak ölümümüz ya da yok
oluşumuz onu ortadan kaldırabilir. Bu yüzden ırkçı Nazi mil­
liyetçiliği, "saflığa" karşı daha takıntılıydı ve millete katılmak
için doğru değer ve tutumları gösterenlere genellikle izin ve­
ren İtalyan kültürel milliyetçiliğinden çok daha ölümcül oldu.
Griffin'in faşizmin temel özelliklerinden biri olarak gördüğü
"yeniden doğuş" kavramının milliyetçiliğin daha genel bir ni­
teliği olduğunu düşünüyorum; hatta -lrlanda, Litvanya ya da
Zimbabwe'deki gibi- daha ılımlı milliyetçiliklerin bile bu özel­
liği taşıdığına inanıyorum. Milletler (bir iki istisna dışında)
modern oldukları halde, milliyetçiler çok eski olduklarını iddia
ettikleri için, milliyetçiler bu çelişkiyi, sözde çok eski olup da,
artık modern zamanlara uyarlanmış bir milletin yeniden can­
lanması ya da yeniden doğmasına dayanan bir yaklaşımla aş­
maya çalışırlar.3 Bu durumda, efsane, Yüksek Kralların, * Bü­
yük Düklük'ün* * ve Büyük Zimbabwe'nin* * * eski yücelikleri­
nin devamına dair olsa da, bunların bugün işe yarayabileceğine
kimse ihtimal vermez.
(2) Devletçilik. Bu hem bir amaç, hem de bir örgütlenme bi­
çimini içerdi. Faşistler devlet iktidarına tapıyorlardı. Gregor'un

3 Eatwell'in (2001), " [elsdi açıdan bayağı" diye niteleyerek önceleri yer5'z bir
şekilde kullandığı "yeniden doğuş" kavramını reddettiğine dikkat edin. Ulu­
sa dair karşıt ilkel, tekenı:ır eden ve modem düşünceleri bir sonraki kitabı­
mın 2. Bölümü'nde ele alıyorum.
(*) lrlanda'yı antik çağlarda yönettiğine inanılan krallar - ç.n.
(**) 12. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar hüküm süren Litvan devleti - ç.n.
( * * * ) 1 1 . yüzyıldan itibaren üç yüz yıl boyunca Zimbabwe Krallığı'nın başkentliği­
ni yapmış tarihi yerleşim yeri - ç.n.

30
( 1979) vurguladığı gibi, kurumsallaşmış otoriter devlet, sözü­
mona, krizleri çözebilir, toplumsal, iktisadi ve ahlaki kalkın­
mayı sağlayabilirdi. Devlet, aslen organik olarak görülen bir
milleti temsil ettiği için, "liderlik düsturuna" biat eden parti
seçkinlerinin dile getirdiği tekil ve birleşmiş bir iradeyi teces­
süm ederek otoriter olması gerekiyordu. Araştırmacılar faşist
erek ve devletlerin "totaliter" niteliğini vurgularlardı; Burleigh
(2000) ve Gregor (2000) hala vurguluyor. Diğerleri de, faşist
amacın "toplumun topyekun dönüşümü" olduğunda hemfikir
olsalar da, yol boyunca bu hedeften ayrı düşülebildiğinin altı­
nı çizerler. Bu araştırmacılar, tamah edilen faşist devleti muha­
lif parti, korporatist ve sendikalist öğeler içermesi bakımından
muğlak veya çelişik görür ve genelde, iktidar olmuş faşizmin
şaşırtıcı şekilde güçsüz bir devlete sahip olduğunu belirtirler.
Mussolini'nin hizipçiliği ve partiler arası pazarlıklarına (Lytt­
leton 1987) ve Nazi rejiminin "polikrasisine" , hatta "kaosuna"
(Broszat 198 1 ; Kershaw 2000) dair detaylı açıklamalar yapmış­
lardır. Dolayısıyla "totaliter" damgasına haklı olarak tereddüt­
le yaklaşırlar. Faşist rejimler, tıpkı komünist olanlar gibi, "ha­
reket" ve "bürokrasi" arasında, "sürekli devrim" ve "totalita­
rizm" arasında bir diyalektik ihtiva ederler (Mann 1997) . Ayrı­
ca, daha örgütlü ltalyan tarzı sendikalizm/korporatizm ile daha
"polikratik", akışkan diktatörlüğe yönelik Nazi eğilimi arasın­
da da bir gerilim saptayabiliriz. Ve tüm rejimlerde tekil, bürok­
ratik bir devlete yönelik öncelikler, parti ve paramiliter eylem­
lilik tarafından ve muhalif seçkinlerle yapılan pazarlıklar sonu­
cu sekteye uğratılmıştı. Faşizm, dönüşümcü amaçları bakımın­
dan, asıl rejim biçiminden daha totaliterdi.
(3) Aşkınlık. Faşistler mevcut toplumsal düzenin özünde
uyumlu olduğuna dair muhafazakar önermeleri kabul etme­
diler. Çıkar grupları arasındaki gerilimin toplumun olağan bir
özelliği olduğu yönündeki liberal ve sosyal demokrat görüşleri
reddettiler. Ayrıca uyuma kapitalizmin alt edilmesi yoluyla ula­
şılabileceğine dair iddialan da yadsıdılar. Faşistler, siyasal sağ­
dan, merkezden ve soldan benzer şekilde türediler ve tüm sı­
nıflardan destek gördüler (Weber 1976: 503). Hem sermayeye,

31
hem emeğe, hem de bunlar arasındaki ihtilafları sözümona kı­
zıştıran liberal demokratik kurumlara saldırdılar. Faşist ulus­
devletçilik, toplumsal çatışmaları önce "iki tarafının başlarını
birbirine çarpıp" uyuşmazlıkları kışkırtanları bastırarak, sonra
da sınıfları ve diğer çıkar gruplarını korporatist devlet kurum­
larının bünyesine katarak aşabilecekti. Eatwell'in tercih ettiği
"üçüncü yol" terimi bu devrimci dönüşüm amacı için çok za­
yıf, Tony Blair gibi merkez siyasetçilerin sahiplenmesine fazla­
sıyla uygundu. Bu kesinlikle bir uzlaşı ya da ikisinin en iyi yan­
larının bir araya getirilmesi değildi (diyor Eatwell). Çünkü ye­
ni bir insanın sözümona yaratılışını içeriyordu.
Faşizm kısmen (materyalistlerin dediği gibi) kapitalizmin
krizine bir yanıttı, ama devrimci ve güya erişilebilir bir çözüm
öneriyordu. Aşağıda, faşist desteğin "temel zemininin" ancak
bu desteği sunanların aşkınlığa yönelik özlemlerini ciddiye ala­
rak anlaşılabileceğini göreceğiz; çünkü bunda gerçekten sa­
mimiydiler. Bu, aynı zamanda çağnlannm ideolojik olarak en
güçlü parçasıydı; çünkü daha iyi bir topluma doğru makul ve
uygulanabilir bir hareketin tasavvurunu sunuyordu. Aşkınlık,
faşizmin seçim programının aslında en temel dayanağıydı. Ön­
ceki çalışmamda, ideolojilerin en güçlü hallerinin, daha iyi bir
dünyaya dair makul ama aşkın tasavvurlar ortaya koydukların­
da olduğunu öne sürmüştüm. Bu hallerinde aklı, aklın ötesiy­
le bağdaştmrlar.
Yine de, aşkınlık faşizmin beş temel teriminin en sorunlu ve
en değişkeniydi. Asla gerçekten başarılamadı. Fiiliyatta tüm fa­
şist rejimler yerleşik düzene ve kapitalizme meylettiler. Faşist­
ler (sosyalistlerden farklı olarak) kapitalizmin genel bir eleşti­
risinden yoksundular; çünkü nihayetinde sermaye ve sınıfa yö­
nelik bir ilgiden mahrumdular. Çekim merkezlerini, sınıftan
ziyade ulus ve devlet oluşturuyordu . Bu da tek başına anlan
sağdan ziyade sol ile çekişmeye itti; çünkü enternasyonalizme
bağlı olma eğilimindekiler muhafazakarlar değil, Marksistler ve
anarşistlerdi. Fakat faşistler siyasal sol ve sağdan farklı olarak,
sınıflar hakkında -onları ulusun düşmanı olarak görmedikle­
ri takdirde- daha faydacı olabildiler. Dolayısıyla, kapitalizmin

32
bizatihi kendisine değil, sadece -genelde finansın veya yabancı
ya da Yahudi sermayedarlann- belli çıkar sağlama biçimlerine
saldırdılar. Böylesi sermayedarların egemen olduğu Romanya
ve Macaristan'da bu, faşizme belirgin bir proletaryan ton verdi.
Diğer yerlerde faşist hareketler daha sermayeperverdi. İktidara
yaklaştıkça, özel bir sorunla karşılaştılar. Otoriterler olarak ida­
ri güçlerine güvenerek, kapitalizmi kendi amaçlanna tabi kıla­
bileceklerini ummuş olsalar da, kendilerinin sanayiyi işletecek
teknokratik becerilerden yoksun olduklarını idrak ettiler. Böy­
lece sermayedarlarla uzlaştılar. Dahası, Alman ve özellikle İtal­
yan faşist darbeleri üst sınıfların desteğiyle kolaylaşmıştı. Hit­
ler farklı olsa da, iktidardaki Mussolini bu hakim sınıf temayü­
lünü asla değiştirir gözükmedi. Rejimi çok daha uzun ömürlü
olsaydı, Reich ekonomisinin yine de "kapitalist" sayılabilece­
ğinden kuşkuluyum.
Fakat onlara izin verilen zaman aralığında, faşistler sınıf ça­
tışmasını aşmaya yönelik özgün projelerinden gerçekten de
çark ettiler. Bu "ihanet" faşizmin sınıfsal yorumları ve faşist de­
ğerlerin içtenliğinden ve tutarlığından kuşku duyan diğerleri
(öm. Paxton 1994, 1996) tarafından öne çıkarıldı. Yine de fa­
şistler ihanete budalaca "düşemezlerdi" . Tüm faşist hareketler­
de "radikaller" ve "faydacılar" arasındaki ayrım baki kaldı ve
bu, harekete çözülemeyen bir dinamik kattı. Bunun bir biçimi
özellikle Nazi rejimi sırasında ortaya çıktı. Bu dinamik, aşkın­
lık hedefini boşa çıkarmaktan ziyade, onun anlamını kaydırdı.
Etnik ihtilafı ve sınıf ihtilafını aşacaklar ama sadece etnik düş­
manları ortadan kaldıracaklardı - çünkü kapitalist düşmanlar
ile uzlaşının gerekliliği ortaya çıkmıştı. Nitekim aşkıncı erek­
lerdeki bu kayma faşist caniliği -bir sonraki kitabımın göster­
diği gibi, nihayetinde İtalya'da ve Almanya'da- yoğunlaştırdı.
(4) Temizlik. Muhalifler '"düşman" olarak görüldüğü için,
ortadan kaldırılmaları, ulusun bunlardan temizlenmesi gere­
kiyordu. Bu, eylem içindeki faşist saldırganlığıydı. Siyasal düş­
man temizliğinin 20. yüzyıl sonlarında azalmış olmasına rağ­
men, "etnik temizlikle" son zamanlarda tekrar aşinalaşma­
mız üzücü. Organik milliyetçiler etnik düşmanlarla baş etme-

33
nin genelde daha zor olduğunu düşünürler çünkü siyasal kim­
likler daha kolayca değişebilir. Komünistler bastmlabilir, ba­
zıları öldürülür, ama fikirlerini değiştirirlerse birçoğu da ulu­
sa katılabilir. Dolayısıyla siyasal temizlik genelde canice baş­
lar ama "düşman" pes ettiği ve ulusa asimile edildiğinde yu­
muşar. Etnik temizliğin düzeyi sıklıkla tırmanır; çünkü "düş­
manın" asimile olmasına izin verilmeyebilir. Faşizmlerin çoğu,
değişen düzeylerde olsa da, hem etnik, hem de siyasal temizli­
ğe karışmıştır. Nazilerin sözde "düşmanları" bile, korkunç "Ya­
hudi-Bolşevik"te olduğu gibi karışık siyasal ve etnik kisvelere
bürünmüştü. İtalyan faşizmi ya da İspanyol milliyetçiliği, düş­
manlarının çoğunu ekseriyetle siyasal terimlerle özdeşleştirdi­
ler. Dolayısıyla, yelpazenin daha etnik Nazi ucu İtalyanlardan
daha caniydi.
(5) Paramilitarizm, faşizmin hem bir temel değeri hem de ör­
gütsel biçimiydi. Tabandan kendiliğinden türeyen "halkçı" bir
hareket olarak görülüyorsa da, ulusun öncü birliğini sözümo­
na temsil etmesinden dolayı da seçkinciydi. Brooker ( 199 1) fa­
şist hareketlerin yoldaşlığına onların tanımlayıcı özelliği olarak
yönelir; kuşkusuz bu hareketler de, savaşlarıyla olgunlaşmış
yoldaşlıklarını, organik ulusun ve yeni insanın sembolü olarak
gördüler. Şiddet, faşist "radikalliğin" temeliydi. Yasal usulleri
cinayetlerle alaşağı ettiler. Bu yolla halk, sınıf aşkınlığını "kafa­
ları birbirine çarparak" gerçekleştirecekti. Böylece, seçkincilik
ve hiyerarşi, yaratılacak otoriter devlete hakim olacaktı. Hiç­
bir vakada, faşist hareket sadece bir "parti" olmadı. Gerçekten
de, İtalyan faşistleri yıllar boyunca sadece paramiliterler şeklin­
de örgütlenmişlerdi. Faşizm her zaman üniformalı, düzen için­
de, silahlı, tehlikeli ve mevcut düzeni radikal biçimde istikrar­
sızlaştıran bir haldeydi.
Faşizmi, dünyanın birçok askeri ve monarşi diktatörlüğün­
den aslen ayıran, paramiliterliğinin "tabandan doğuyor olma­
sı" ve vahşi niteliğiydi. Bu, ona hem seçimlerde hem de seçkin­
ler arasında bir popülerlik kazandırıyordu. Faşistler şiddetleri­
ni her zaman "savunmacı" ama "başarılı" olarak sundular - bu
yolla şiddetin esas sebebi olan düşmanlarına boyun eğdirebili-

34
yorlardı. Herkes olmasa da, birçokları onlara inandı ve bu da
onların popülerliklerini, oylarım ve seçkinler nezdindeki çeki­
ciliklerini artırdı. Böylelikle paramilitarizm, -her ikisini de as­
lında hor gördükleri- seçim demokrasisi ve mevcut seçkinlere
yönelik belirgin bir açılım sağladı. Paramilitarizm diğer iki ana
faşist iktidar kaynağıyla birlikte ele alınmalı: seçim mücadele­
leri ve seçkinlerin altının oyulması. Faşistlerin sayıca yapabi­
leceklerinden çok daha fazlasını mümkün kılan -faşistleri bir
araya getiren, muhalifleri baskı altına alan ve seyircilerin des­
teğini ya da saygısını kazanan- paramilitarizmdi. Dolayısıyla,
paramilitarizm, evet, şiddetti ama her zaman şiddetten çok da­
ha fazlasını ifade ediyordu. Eğer darbe, devlet ordusunu ele ge­
çirmek anlamına geliyorsa, paramilitarizm faşistlerin bunu ger­
çekleştirmesini mümkün kılacak kadar etkili bir şiddet bahşet­
medi. Paramiliterlik askeri bir iktidara denk değildi. Faşist dar­
belerin olabilmesi ancak faşistlerin, askerlerin kendilerini çeke­
rek askeri gücü etkisiz hale getirmesiyle olabilirdi.
Bu niteliklerin toplamı, faşistleri açıkça -tabii ki alışılageldik
sol-sağ terimlerinden bağımsız olarak- "devrimci" kıldı. Ba­
zılarının yaptığı gibi onları "sağın devrimcileri" olarak adlan­
dırmak doğru olmayacaktır. Bu bileşim, hareketlerin daha çok
ya da daha az faşist olabileceği anlamına da gelir. İtiraf ediyo­
rum ki, bu benim temsil yeteneklerimi aşsa da, faşist hareket­
leri prensipte beş boyutlu bir alanda (tabii ki hepsini ayn ayrı)
konumlandırabiliriz. Her ne kadar aralarında bariz benzerlikler
ve bazı farklar olsa da, faşist hareketleri komünistlerle bu bo­
yutlarda karşılaştırmak da benim boyumu aşar. Başarısız olsa­
lar da, modemitenin alternatif tasavvurlarıydılar.

FAŞİZMiN ÇEKİC1Li�I: SINIF KURAMI


Bu özellikler kime çekici geldi? Ne tür insanlar faşist oldu ve bu
insanlar faşizmden neyi başarmasını istediler? Bu sorulara ve­
rilen cevapların çoğunu, ilginçtir -çünkü bunlar sınıfın önemi­
ni inkar eden hareketlerdir- sınıf kuramı vermiştir. Faşizmi sı­
nıf çatışmasının ve iktisadi krizin bir sonucu olarak gören bu

35

You might also like