You are on page 1of 2

A) KONU:

"Bir Ayrılık", Nader ve Simin adlı çiftin hikayesini anlatan bir İran lmidir. Simin, ayrılarak yurt dışına gitmek
istese de Nader, Alzheimer hastası babasını yalnız bırakmak istemez. Bu çatışma çift arasında büyük bir
kavga ve mahkeme sürecine neden olur.

B) TEMA:
Aile bağları, evlilik, sorumluluk ve adalet.

C) KARAKTERLER:
Nader: Ailenin reisi olarak sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan bir adamdır.

Simin: Kocasıyla anlaşmazlık yaşayan ve boşanmak isteyen aynı zamanda çocuklarının geleceğini düşünen
bir kadındır.

Termeh: Nader ve Simin'in kızıdır. Ebeveynlerinin ayrılığından etkilenir.

Razieh: Nader'in babasına bakıcılık yapan bir kadındır.

D) MEKAN:
Film; Tahran, İran'da geçer. Ev, aile birliğini temsil eden önemli bir mekan olarak kullanılır. Mahkeme
sahneleri ise adaletin simgesel mekanlarıdır.

E) ÇATIŞMA:
Filmdeki ana çatışma, Nader ve Simin arasında ortaya çıkar. Simin, çocuklarını yurt dışına götürerek daha iyi
bir gelecek sağlama isteğiyle Nader'in babasına bakma sorumluluğu arasında bölünmüştür. Bu çatışma,
farklı değerler, hede er ve öncelikler arasındaki çatışmayı yansıtır.

F) ZAMAN GEÇİŞLERİ:
Filmde zaman geçişleri, genellikle kronolojik akışı takip eder. Bazı sahnelerde geriye dönüşler kullanılırken,
paralel zaman ve anlık zaman da etkili bir şekilde kullanılmıştır. Ayrıca, karakterlerin iç dünyalarını yansıtan
içsel zaman da lmde yer alır.

H) ÇIKARIMLAR:
1. Kadının hasta adamın altını değiştirmek için diyaneti araması ve dinen izin istemesi:
Bu sahnede, kadının hasta adamın bakımıyla ilgili dini inançlarına ve toplumsal normlara olan bağlılığını
göstermesi, dinin alt toplumdaki bağdaştırıcılığını sorgulamamıza yol açar. İran kültüründe, dini değerler ve
toplumsal normlar, insanların birbirine olan sorumluluklarını belirler ve bu durum, bakım gibi hassas
konularda dini izin almayı gerektirir. Bu örnekte, kadının dinî bir izin istemesi, toplumdaki alt tabakadaki
insanların dini inançların ve toplumsal normların etkisi altında nasıl davrandığını gösterir. Bu bağlamda, dinin
alt tabakadaki insanların yaşamlarını yönlendiren bir bağdaştırıcı unsur olduğunu ve toplumda sıkı bir şekilde
yerleşik olduğunu söyleyebiliriz.

2. Küçük kızının "Babama söylemem anne" demesi:


Bu replik, aile içi iletişimin ve çocukların ebeveynlerin arasındaki gerilimi hissetme yeteneklerinin bir
göstergesidir. Küçük kız, ailesinin arasındaki ayrılık sürecini anlamış gibi görünüyor ve bu durumu babasıyla
paylaşmadan önce annesine söylüyor. Bu sahne, çocukların ailedeki gerilimi hissetme yeteneklerine ve
onların duygusal deneyimlerine odaklanır.

3. İran Toplumu ve Kadınların Durumu: Film, İran toplumunda kadınların sosyal statüsü, aile içindeki rolü
ve bağımsızlık arayışlarını ele alır. Kadın karakterlerin mücadelesi, geleneksel cinsiyet rolleriyle başa çıkma
çabalarını yansıtır. Bu, toplumdaki cinsiyet eşitsizliğine ve kadınların bireysel özgürlük arayışına dair bir
perspektif sunar.

4. Kant’ın Ödev Ahlakı İlişkisi: Filmi Immanuel Kant'ın ödev ahlakı kavramıyla bağdaştırmak ilginç bir analiz
olabilir. Kant'ın ödev ahlakı, ahlaki değerlerin bir eylemin sonuçlarına değil, eylemin kendisine dayandığını
öne sürer. Başka bir deyişle, bir eylem, doğru olduğu için yapılmalıdır, sonuçları ne olursa olsun. Filmde,
karakterler sık sık Kant'ın ödev ahlakını anımsatan durumlarla karşı karşıya kalırlar. Örneğin, Nader babasına
bakmak için özveride bulunmayı seçer çünkü bu onun ahlaki görevi olarak görülür, sonuçları (Simin ile olan
ilişkisinin zarar görmesi) ne olursa olsun. Bununla birlikte, lm aynı zamanda Kant'ın ödev ahlakının
sınırlılıklarını ve karmaşıklıklarını da ortaya koyar. Örneğin, karakterlerin dürüstlük konusundaki kararları,
durumun karmaşıklığına göre değişir ve bazen "doğru" eylemin ne olduğu belirsizleşir.

fi
fl
fi
fi
J) GÖRÜŞÜM:
Film, Nader ve Simin'in mahkeme sahnesiyle başlıyor. Bu sahne, Nader ve Simin'in karakterlerini zihnimizde
şekillendirirken sorgulamalarımızı da tetikliyor. Kadın olarak, erkek olarak, evlat olarak, çalışan olarak, inanan
olarak hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Her bir yöne ilerlediğimizde, bıraktıklarımızla nasıl
yüzleşeceğimiz çıkmazıyla karşılaşıyoruz. Her karakterin haksız olduğu, zayıf olduğu ve güçsüz olduğu
noktalar var. En haklı olan çocuklar, ilişkileri son ana kadar iyiydi. Yetişkinlerin dünyası karanlık, entrika dolu
ve çıkar odaklı. Simin, olumsuzluklardan kaçmaya çalışırken, Nader mücadeleden vazgeçmedi. Razieh
inancının güçlü olmasına rağmen, yaşlı adama doğru düzgün bakmadan ve düşük konusunda yalan
söyleyerek kendi değerlerini hiçe saydı. Hodjat, dinlemeden, anlamadan ve kendi başarısızlıklarından
kaçarak öfke ve nefret saçtı. Termeh olaylar karşısında en akılcı, olgun ve doğru yaklaşımlar sergiledi.
Çocuklar, olaylara daha gerçekçi ve net bakabiliyor. Alt sınıf-orta sınıf çatışması da vardı. Halk iki tabakaya
ayrılmış. İnsanlar gerçeklerin ve aklın değil, algıların, çıkarların ve duyguların peşinden gidiyor.

You might also like